29.11.2020 Views

PodioMag #4 Ekim

Türkiye'nin ilk Podcast Dergisi PodioMag #4 sayısı ile karşınızda. Podcast dünyası içinden haber ve gelişmeleri, inceleme yazılarını bulabileceğimizin sayımızın kapak dosyasında Gazeteci Gonca Tokyol'un Gazeteci Nilay Örnek ile yaptığı söyleşiyi bulabilirsiniz.

Türkiye'nin ilk Podcast Dergisi PodioMag #4 sayısı ile karşınızda. Podcast dünyası içinden haber ve gelişmeleri, inceleme yazılarını bulabileceğimizin sayımızın kapak dosyasında Gazeteci Gonca Tokyol'un Gazeteci Nilay Örnek ile yaptığı söyleşiyi bulabilirsiniz.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayı <strong>#4</strong> <strong>Ekim</strong> 2020<br />

Türkiye’nin ilk<br />

Podcast Ajansı<br />

Podfresh’in<br />

aylık yayın<br />

organıdır.<br />

podcast magazine<br />

Gonca Tokyol | Özel<br />

Nilay Örnek ile Podcast<br />

macerasını konuştu.<br />

Damla Sandal<br />

Habitat Derneği<br />

Podcast<br />

Orhan Şener<br />

Gazeteciler İçin Podcast<br />

Önerileri.<br />

PODCAST DÜNYASINDA YAŞANANLAR, HABERLER<br />

YAYINCILARLA RÖPORTAJLAR


4. sayıdan herkese merhaba!<br />

Türkiye podcast ekosistemi adına hayalini kurarken bile şüphe<br />

edebileceğimiz bir ayı daha geride bıraktık.<br />

International Podcast Day kapsamında dün akşam Aykut Balcı<br />

ve Serdar Kuzuloğlu bir söyleşi gerçekleştirdiler. Bu canlı yayında<br />

Türkiye'de yayın yapan podcaster ve dinleyenlerin yayına<br />

verdikleri destek, sosyal medyada #InternationalPodcastDay<br />

etiketi aldında yapılan paylaşımlar tek kelimeyle muhteşemdi.<br />

Bu keyifli söyleşinin hemen ardından bir muhteşem haber<br />

daha aldık. Google PRX programına ülkemizden bir podcast,<br />

K'nın Sesi Podcast yayını kabul edildi. Bu inanılmaz bir mutluluk<br />

ve gurur kaynağıdır hepimiz için. Tüm dünya genelinde sadece<br />

20 yayının kabul edildiği ve verilecek eğitimlerin sonunda<br />

1 podcast yayınının kazanacağı serüvende Duygu Dalyanoğlu<br />

ve Beril Sarıaltun'u tebrik ediyor ve başarılar diliyoruz.<br />

Unutmadan, kendileri Pazar akşamı 21-22 saatleri arasında<br />

Podfresh Roundtable #16 masamızın konukları olacaklar.<br />

<strong>PodioMag</strong>, Roundtable ve Bülten yayınlarımıza öneri, konuk,<br />

sponsor olmak isteyenler bizlere ulaşabilir ve katkı sunabilirler.<br />

Özellikle son zamanda sizlerle olan yakın iletişim bağımızı<br />

güçlendirmek adına WhatsApp, Telegram ve Slack kanallarımızı<br />

hayata geçirdik. Sizler dahil oldukça podcast dolu içeriklerimiz<br />

artmaya ve keyiflenmeye başlayacak. Sevdiğiniz ve dahil<br />

olmak istediğiniz platformlarda sizlerin katılımını bekliyoruz.<br />

Bu aylık bizden bu kadar, 1 Kasım günü görüşmek üzere!<br />

Uraz Kaspar / uraz@podfresh.co<br />

yayın yönetmeni<br />

uraz kaspar<br />

editör<br />

ilkan akgül<br />

çeviri<br />

oğuz bakır<br />

yorum ve öneriler<br />

feedback@podiomag.co<br />

basın & tanıtım<br />

editor@podiomag.co<br />

reklam & sponsorluk<br />

reklam@podiomag.co<br />

iletişim<br />

0531.3417109


Podcast Reklamcılığı #1<br />

Reklam Dünyasına Giriş<br />

Podcast, dünyanın en hızlı büyüyen olmasa da iddialı ve sağlam temellere oturarak büyüyen içerik türlerinden<br />

birisi. Küresel pandemi sebebiyle üretim ve tüketim alışkanlıklarını büyük bir oranda değiştirmek zorunda<br />

kalan insanlar, ilgilisi dışında pek de bileni olmayan yayınlarla tanıştı. Sosyal mecralarda canlı yayınlar,<br />

webinarlar, “Zoom meetingleri”, podcast serileri... Sürekli olarak bir içerik bombardımanına tutuldular. Hiçbir<br />

fırsatı kaçırmayan biz reklamcılar bu değişime nasıl ayak uydurduk?<br />

Bir tarafta reklamcı, bir tarafta podcast üreticisi kimliğimle (Clark Kent & Superman misali) podcast reklamcılığı<br />

ile bir yazı serisine başladım. İlki olan Podcast Reklam Dünyasına Giriş’te, yani bu yazıda, biraz rakamlardan<br />

bahsettikten sonra, markalar bu dünyaya nasıl dahil oluyorlar konusunu kaleme aldım. Podcast<br />

Reklamcılığı Dosyası’nın devamında daha derinlere girip reklam taktikleri ve örnekleri, podcast reklamlarının<br />

etkileri gibi konulara göz atacağız.<br />

Hazırsanız Podcast Reklamcılı Dosyası başlıyor!<br />

Türkiye, En Büyük Büyüme Oranına Sahip Ülke!<br />

BU GURUR HEPİMİZİN TÜRKİYE!<br />

Podcast tüketimi konusunda en güncel ve güvenilir araştırmalardan birisine sahip olan Voxnest, 2020 Yarı<br />

Yıl Raporu’nda, tüm dünyada podcast dinleme trendinin en hızlı arttığı ülke olarak Türkiye’yi gösteriyor. Biz<br />

yayıncılar için oldukça olumlu olan bu gelişme, hedef kitlesine ulaşmak için sürekli yeni yollar arayan markaların<br />

pazarlama ekipleri ve ajansları tarafından da oldukça sevindirici bir haber olarak karşılandı.<br />

Ajanslar ve Markaların Gözünden Öngörülen Reklam Yatırımları<br />

Dünyanın en büyük reklam birliklerinden olan iab, 2020 Haziran’da yayınladığı çalışmada COVID-19’un<br />

reklam harcamalarına olan etkisini inceledi. Medya planlama ve satın alma profesyonelleri ve markaların<br />

katıldığı araştırmada, katılımcıların yarısından fazlası (%52) önümüzdeki dönemde podcast harcamalarının<br />

artacağını öngörüyor. Podcast reklam yatırımlarının azalacağını düşünen %17’lik kesim, diğer reklam yatırımlarının<br />

yaşayacağı düşüş oranlarını daha fazla olarak görüyor. Yani en az kesintiye uğrayacak reklam<br />

yatırımı podcast olarak görülüyor. Bu arada, podcast için yaşanması beklenen artış; arama motoru reklamı<br />

(SEM), görüntülü reklam (digital display) gibi mevcut düzende önemli bir role sahip olan harcamalardan<br />

daha fazla. Sosyal medya reklam yatırımlarının hemen ardında dördüncü sırada gelen podcast yatırımları<br />

genel olarak ne şekilde gerçekleşiyor? Markalar, podcast mecrasına nasıl dahil oluyor ve kullanıcının karşısına<br />

çıkmayı planlıyor?<br />

Çağatay<br />

Gültekin


Dördüncü kulvardan atağa kalkan podcast reklamları bakalım<br />

yarışı birinci bitirebilecek mi?<br />

Markalar, Podcast Dünyasına Nasıl Dahil Oluyor?<br />

Farklı içerik türlerinde olduğu gibi markaların podcast dünyasına girmesi için çeşitli yollar bulunuyor. Markanın<br />

vizyonu, ajansın yaratıcılığı gibi etmenler bir araya gelerek oldukça etkili ve yüksek geridönüş oranına<br />

sahip podcast reklam operasyonları yürütülüyor. Her mecranın kendi kuralları ve olanakları bulunur. Markalar,<br />

podcast dünyasına girerken ne gibi yöntemler kullanıyorlar, kısaca göz atalım. Sonraki yazılarımda bu<br />

taktiklere daha yakından bakıp örneklerle birlikte ele alacağız.<br />

Bunların ilk akla geleni, YouTube reklamlarından tanıdık gelen, bölüm başına – ortasına – sonuna konulan<br />

reklam kayıtları. Bir bölüm podcasti, bir radyo programı gibi düşünürseniz nasıl orada başlarken, arada ve<br />

sonda reklam bantları dönüyor, aynı mantıkta yayının içine bir ses kaydı ile reklam konulabiliyor. Daha teknik<br />

terimlerle pre-roll, mid-roll, post-roll reklamlar, podcast camiasında kullanılan yöntemler. Reklam kayıtlarını,<br />

yayıncının kendisi bölüme ekleyebileceği gibi kullandığı hosting firması tarafından da yüklenebiliyor.<br />

Bir diğer reklam türü, ürün yerleştirme diyebileceğimiz yöntem. Yeni çıkan, bilinirliği artırılmaya çalışan,<br />

yeniden piyasaya sürülen gibi farklı sebeplerle, markalar ile işbirliği yapan yayıncılar için iki yöntem bulunuyor<br />

burada. Ya marka veya ajans tarafından hazırlanılan bir reklam metnini yayında kullanmak ya da kendi<br />

tarzıyla hazırladığı bir kurguda markadan ve üründen bahsetmek. Pek çok dinleyici tarafından yayıncının<br />

kendi kelimeleriyle ifade ettiği reklamlardan daha çok hoşlansa da marka tarafı işi sağlama alıp kendi metnini<br />

hazırlama yoluna gidebiliyor. Bunun ağırlıklı sebebi ise öne çıkarılmak istenen özellik (9.999 megapixellik<br />

kamerası) veya söylenmemesi istenilen (üçüncü dakikada el yakacak şekilde ısınması) konuları daha rahat<br />

kontrol etme isteği.<br />

“Native reklam” olarak adlandırabileceğimiz daha doğal ilerlemesi olası ürün yerleştirme taktiğinin yanı<br />

sıra biraz daha bangır bangır şekilde işbirliğini duyuran sponsorluk yolu, markaların tercih ettikleri bir diğer<br />

yöntem. Hem ülkemizde hem yurt dışında gördüğümüz ve sayılarının giderek artacağını öngördüğüm bu<br />

yöntemde; marka, doğrudan bir podcast yayınına sponsor oluyor ve kendi ismini veya logosunu yayınla<br />

ilgili içeriklerde kullanma hakkına sahip oluyor. Biraz PR biraz reklamcılık kokan sponsorluk, tahmin edebileceğiniz<br />

üzere diğer reklam türlerine göre biraz daha maliyetli fakat daha isim duyuran ve “Ben buradayım!”<br />

diyen bir yöntem.<br />

Podcast reklamları konusu oldukça derin ve pek bilinmeyen bir konu. Yazının başında ve ortasında belirttiğim<br />

gibi (pre-roll, mid-roll yaptım yani kendime), bu konudaki dosyaya devam edeceğim sonraki sayılarda<br />

da. <strong>PodioMag</strong>’in önceki sayısında yer alan Podcast’in 3 N’si: Nerede, Ne Zaman, Nasıl? yazımda kullanıcıların<br />

hangi anlarda ve durumlarda podcasti neden dinlediğini ele almıştım. Yavaş yavaş podcast – reklam<br />

ikilisini daha yakından tanıyacağız. Bir sonraki sayıya kadar sorularınız veya yorumlarınız olursa LinkedIn<br />

üzerinden (buradan) iletişime geçebiliriz. Görüşmek üzere!


Bu yazı İlkan Akgül tarafından çevrilmiştir. Orijinalini okumak için tıklayabilirsiniz.<br />

İlkan Akgül<br />

Ya Spotify bir podcast<br />

app’i yapsaydı?<br />

Spotify 2015 yılında müzik platformunda podcastlere izin vererek cesur bir adım attı. Podcast o zamanlar<br />

platform için belki çok önemli değildi ancak şimdi oldukça önemli ve göz ardı edilmesi mümkün değil. Peki<br />

ya Spotify bir Podcast app’i yapsaydı sizce nasıl olurdu?<br />

Halihazırda Spotify’da podcaste dair sorunlar ne?<br />

. Bir podcaste ulaşmak için çok fazla tıklama yapmanız gerekiyor.<br />

. Bir derecelendirme ve inceleme sistemi yok.<br />

. Müzik ve podcastler birlikte keşif algoritmasında karışıklık yaratıyor.<br />

. Küresel ve ulusal en iyiler listesine sahip değil.<br />

Çözüm: Bağımsız bir Spotify Podcast uygulaması.<br />

Zaman Çizelgesi<br />

Zaman çizelgesi, takip ettiğiniz podcast şovlarına göre sürekli güncellenen bölümlerin dinamik bir akışıdır.<br />

Güncellenen tarihi, podcast şovunu, bölümü başlatıp başlatmadığınızı ve yarım bıraktığınız podcastiniz<br />

varsa bölümün ne kadar kaldığını gösterebilir. Oynatılan tüm bölümler zaman çizelgesinden kaldırılacak ve<br />

bir bölüme dokunulduğunda, bir ses çalar hemen belirecek ve tek bir tıklamayla oynatacak.<br />

Podcast'leriniz<br />

Podcast'leriniz, favori programlarınızın sıralanabilir bir ana listesini oluşturacak. Ana listeye bir podcast eklemek<br />

için podcast'in profil sayfasında takip etmeniz yeterli olacak. Podcast'in kapak resmi, istediğiniz sıraya<br />

göre sıralayabileceğiniz ana listenizin en üstünde hemen görünecektir.


Ses Oynatıcı<br />

Spotify podcast'leri için Audio Player mükemmel<br />

bir tasarıma sahip olmalı. Tüm kontroller - oynatma,<br />

duraklatma, + –15, atlama, süre ve kapak resmi<br />

güzel bir şekilde düzenlenmeli.<br />

Sesli Şov<br />

Sesli Şov, podcast'lerin en son bölümlerini, ortalama<br />

derecelendirmelerini ve genişletilebilir bir açıklamayı<br />

görüntüleyebileceğiniz bir yer olabilir. Daha<br />

eski podcast bölümlerine buradan aşağı kaydırılarak<br />

erişilebilir ve bölümü dinleyip dinlemediğinizi<br />

mavi bir nokta gösterebilir.<br />

Öne Çıkanlar<br />

Öne çıkan özellikler, podcast keşfini teşvik etmek<br />

için grafikler, temalar, yayıncılar ve daha fazlasını<br />

görüntüleyecek. Derlemeler hem editörler tarafından<br />

derlenecek hem de bir dinleyicinin geçmişinden<br />

algoritmik olarak oluşturulacak.<br />

Derecelendirmeler ve Yorumlar<br />

Derecelendirmeler ve incelemeler, podcast şovlarının<br />

dinleyici derecelendirmeleri ve yazılı incelemeleridir.<br />

Dereceler, verilen toplam oyların ortalamasını<br />

gösterir. Bir değerlendirme yapmak için, vermek istediğiniz<br />

kalp sayısına basıp ya da Bir Yorum Yaz'a<br />

tıklayarak yazılı bir yorum bırakmanız mümkün<br />

olabilir. Her inceleme kaydırılabilir bir listede mevcut<br />

görünecek ve her bir yazılı inceleme, incelemenin<br />

tamamını görüntülemek için dokunulduğunda genişletilebilir<br />

bir sistemde olacak.<br />

En İyiler<br />

En iyiler, Spotify tarafından yayınlanan ulusal ve<br />

küresel bir resmi podcast sıralaması serisidir. Sıralamalar<br />

en az üç faktör tarafından algoritmik olarak<br />

belirlenmelidir: 1) Oynatma sayısı, 2) Derinlik: podcast<br />

bölümlerini dinleme süresinin toplam uzunluğu ve<br />

3) derecelendirme ve incelemelerin kalitesi.


Şirketlerin Podcast<br />

İş Birlikleri Oluşturması<br />

İçin 8 Neden<br />

The not-so-glorious yet satisfying journey<br />

Çağrı Küpeli<br />

Podcast dünyası eksponansiyel bir büyümeye<br />

sahip. Özellikle Edison Research Infinite Dial 2020<br />

raporuna göre, Nisan ayında 1 milyon podcast<br />

sayısına erişildi. Ayrıca 30 milyon dinlenebilir bölüm<br />

şu an için mevut. (1) Tabi Nisan ayında pandemi<br />

ile evlere kapandığımızı ve pek çok kişinin<br />

evde podcast yapmaya başladığını da düşünürsek<br />

bu sayının hızla yükseldiğini söylemek doğru<br />

olacaktır.<br />

Podcastlerin dinlenme oranları da büyük bir artış<br />

ile çoğalmaya başladı. Türkiye’de ise podcastler<br />

yeni yeni tanışıyoruz ve hem dinleyiciler için hem<br />

de şirketler için büyük bir Pazar söz konusu.<br />

Bu kadar hızla büyüyen sektörün fırsatlarını ise<br />

henüz şirketler ve dijital medya ajansları henüz<br />

fark edemedi.<br />

Bilgilendirici, eğlenceli, keyifli zaman geçirmenizi<br />

sağlayan ve ilham veren pek çok podcast var.<br />

Bunlar özellikle videolardan sıkılan kişiler için ilgi<br />

çekici bir hale geldi. Bu durumda içeriğin (mediumun)<br />

uyuyan devi dersek yanılmış olmayız.<br />

Bu yazıda özellikle şirketlerin içerik stratejilerine<br />

ve pazarlamalarına podcastleri neden dahil etmeleri<br />

gerektiğinin 8 nedeninden bahsedeceğim.<br />

1- Podcast ile Doğru Hedef Kitleye<br />

Ulaşmak Daha Kolay<br />

Bill Gates’in dediği gibi “İçerik Kraldır (Content is<br />

King)”. İçerik üretmek ve bunu doğru hedef kitleye<br />

iletmek için çok büyük bir rekabet var. Bu rekabet<br />

alanı gittikçe kızışıyor.<br />

Özellikle sosyal medyada etkili, yüksek erişimli bir<br />

içerik geliştirmek için pazarlamacılar çok çalışıyorlar.<br />

Sosyal medyada milyonlarca farklı sayfa<br />

rekabet halinde. Özellikle biliyoruz ki Instagram<br />

ve Facebook üzerinden reklam vermediği zaman<br />

çok fazla takipçisi olan sayfalar dahi kitlelerine<br />

erişemeyebiliyor.<br />

Podcast işte tam burada devreye giriyor. Çok<br />

daha düşük ücretler karşılığında çok daha etkili bir<br />

şekilde hem de daha az rekabet ile doğru hedef<br />

kitleye ulaşmayı sağlayabiliyor.<br />

Dolayısı ile hedef kitlenize ulaşan etkili bir içerik<br />

üreten podcaster sizin için harika bir fırsat olabilir.<br />

Örneğin Storytel, sesli kitap okuması için hedef<br />

kitlesini hem hazırlamak hem de onlara ulaşarak<br />

sistemine çekmek için Nilay Örnek, Cenk ve<br />

Erdem, Mirgün Cabas ve İbrahim Selim gibi ünlü<br />

kişiler ile etkili içerikler geliştiriyor ve onlar sayesinde<br />

kendi hedef kitlesi ile kaliteli, etkili ve daha az<br />

rekabetçi bir ortamda bağ kuruyor.<br />

2- Podcastler Çoklu Görevler İçin<br />

Mükemmek İçerik Dinleyiciler için İlgi<br />

Çekici ve Kullanışlı<br />

Özellikle sosyal medyaya baktığımızda biz dinleyicilerden<br />

hem görsel hem de işitsel dikkatimizi<br />

isteyen içeriklerle karşılaşıyoruz. Özellikle sosyal<br />

medya (Youtube, Instagram, Twitter) ve ana akım<br />

medyada (TV, gazete vb.) içerikler hem sözel hem<br />

de görsel olarak hedef kitleye ulaşıyor.<br />

Yorgun olduğumuz zaman bu tür içerikler bizi<br />

daha çok yorduğundan kaçabiliyoruz. Ya da araba<br />

kullanırken, yemek yaparken, spor yaparken<br />

görsel dikkatimizi bu içerikler yerine yaptığımız işe<br />

odaklamaya çalışıyoruz. Bu da bu tür bir ulaşma<br />

çabasının istenilen etkiyi gösterememesine<br />

neden oluyor.<br />

Oysa podcast çoklu görevler için mükemmel bir


içerik. Yemek yaparken, araba kullanırken, spor<br />

yaparken, yürürken dinleyebilir ve görsel dikkatinizi<br />

istediğiniz yere yönlendirebilirsiniz.<br />

Bu da şirketlerin özellikle hedef kitleleri ile daha<br />

etkili bir iletişim kurmaları için sesi kullanmalarını<br />

sağlayacak harika bir fırsat sunuyor.<br />

Kısacası podcast dinlemek için zaman bulmak<br />

daha kolaydır, çünkü yalnızca hedef kitlenin işitsel<br />

dikkatini ister.<br />

3- Hedef Kitlenin Hemen Yanında<br />

Olma Fırsatı<br />

Podcastlerin yapılan işlerinin yanında dinlenebilmesinin<br />

gücü, bunun mobil uyumlu ve her<br />

yere taşınabilir halde olması. Ortam gereği müzik<br />

dinlenebilen tüm cihazlardan ulaşılabiliyor.<br />

Ben yürürken ya da işe giderken en sevdiğim<br />

podcast'leri akıllı telefonumdan dinlemekten zevk<br />

alıyorum. Ve yapılan araştırmalara göre ben yalnız<br />

değilim; Podcast dinleyicilerinin %69'u mobil<br />

cihazlarından dinliyor. (2)<br />

Podcast dinleyicilerinin bu içeriği hareket halindeyken,<br />

spor salonunda, arabada, evde dinlenirken<br />

veya başka bir yerde tüketmeleri kolaylığı<br />

bize bu alana yatırım yapan ve insanlara her an<br />

ulaşmak için onların akıllı cihazlarını hedefleyen<br />

kurumlar için de büyük bir fırsat yaratıyor.<br />

Hedef kitlenizin telefonunda ve kulağında yer<br />

alabilirsiniz.<br />

4- Dinleyici Kitlesi Büyüyor<br />

Podcasti tercih eden ve dinleyenlerin sayısında<br />

hızla bir artış var. Statista verilerine göre 2018'de<br />

haftalık 48 milyon podcast dinleyicisi vardı. Bu kitlenin<br />

2021 yılına kadar 115 milyona çıkması beklendiği<br />

söyleniyor. Bu sayı büyük ihtimalle pandemi<br />

sürecinde çok daha fazla arttı.<br />

Bu hızlı artış süreci de podcast dünyasında yer<br />

almak ve oluşturmak isteyen öncü kurumlar için<br />

büyük bir fırsat kapısı aralıyor. Diğer mecralarda<br />

geride kalmanın yarattığı etkiyi fark eden kurumlar<br />

özellikle podcast konuda geride kalmak<br />

istemeyeceklerdir.<br />

5- Podcast Kitleleri Son Derece<br />

Sadıktır<br />

Podcast dinleyicileri arasında yapılan araştırmalarda,<br />

podcast dinleyicilerinin aşırı sadık ve sevdikleri<br />

programlara bağlılıklarının yüksek olduğu<br />

görülüyor. Hem podcast yapan hem de dinleyen<br />

olarak bu araştırmanın içinde yer almayan biraz<br />

öznel de olsa ben de bu sadık kitleden birisiyim.<br />

Yeni içeriklerin belirlenen aynı saat yüklenip<br />

yüklenmediğini kontrol etmeyi ve podcaster ile<br />

iletişimde olarak bağ kurmayı seven dinleyici kitlesi<br />

arasında bağ güçlü bir güven de oluşturuyor.<br />

Hatta podcast dinleyicileri podcaster ile olan<br />

bağları üzerinden yapılan bir araştırmaya göre<br />

sosyal medyadaki bir markayla bağlantı kurma<br />

olasılığı% 20 daha yüksektir. (3)<br />

Podcast bittiğinde, izleyiciler konuşmalara devam<br />

etmek ve birbirleriyle ve işinizle etkileşimde bulunmak<br />

için sosyal medya gibi kanallara yönelmeyi<br />

tercih ediyorlar. Bu da markanızın hedef kitleniz<br />

ile daha hızlı ve verimli bir etkileşime girmesini<br />

sağlamak için önemli olacaktır.


6- Kurumlar için Ölçeklenebilir<br />

Maliyetler<br />

Podcast sektörü yeni büyüyen bir sektör<br />

olduğu için reklam ve iş birliği maliyetleri<br />

diğer sosyal medya sektörlerinden çok daha<br />

uygun ve daha verimli.<br />

Üretim süreçlerinde podcaster ile olan anlaşmalar<br />

ve yapılacak iş birlikleri hedef kitle ile<br />

daha fazla etkileşim getirirken reklam bütçesinde<br />

de kurumun yükünü hafifletebilir.<br />

Özellikle geleneksel reklam sektörünün<br />

etkisinin bittiğini ve yeni medyada var olma<br />

rekabeti içerisindeyken podcaster ile yapılan<br />

anlaşmalar markanın bilinirliğine ve yatırımın<br />

dönüş hızına bakılırsa çok daha cazip hale<br />

geleceğe benziyor.<br />

7- Hedef Kitlenin İhtiyacına Uygun İçerikler<br />

Podcast dinleyicilerin bölümlerden sonra<br />

sosyal medya üzerinden etkileşime geçmelerinin<br />

en büyük avantajlarından birisi de<br />

ihtiyaçlarını anlayarak onlara en doğru şekilde<br />

ulaşmak için içeriklerinizi geliştirme fırsatı<br />

vermesi olacaktır.<br />

Karşılıklı kurulacak güven bağı sayesinde içerikleriniz<br />

hedef kitleniz için yararlı ve istenilen<br />

her an tekrar tekrar dinlebilir olması da memnuniyetlerini<br />

arttırabilir.<br />

Özellikle sesli iletişimin dinleyiciler ile olan<br />

duygudaşlığı arttırdığı ve bunun da daha<br />

etkili bir empati sağladığını göz önüne alırsak<br />

hedef kitlesini daha iyi anlayan bir kurumun<br />

onları mutlu etmesi ve daha etkili bir müşteri<br />

bağlılığı oluşturmasına katkı sağlaması çok<br />

daha kolay olabilir.<br />

8- Ürününüzü Satın Almaya Hazır<br />

Kitle<br />

ABD’de Podcast dinleyicileri ile yapılan<br />

“The Podcast Consumer 2016 (Podcast Tüketicileri<br />

2016) araştırmasına göre podcast<br />

dinleyicileri ortlama bir dinleyiciden daha<br />

fazla kazanca sahip.(3) Bu da ürününüzü<br />

almak için aradığınız hedef kitlenin olduğunu<br />

size söyleyebilir.<br />

Bu durum da podcast tüketicilerinin yüksek<br />

değere sahip bir Pazar segmenti<br />

olduğunu bizlere gösteriyor. Bu durumda<br />

markanızı, fikirlerinizi ve ürünlerinizi satın<br />

almaya daha açık bir kitle oldukları anlamına<br />

gelebilir.<br />

Sonuç<br />

Kısaca özetleyecek olursak, büyük bir<br />

değere sahip olan yüksek potansiyelli bir<br />

hedef kitleye ulaşan ve hızla büyüyen podcast<br />

sektörü markaların kendi kitlelerine<br />

hızlı, etkili ve marka sadakati oluşturmak<br />

için kullanabileceği uyuyan bir dev. Gittikçe<br />

artan podcast sayıları ve marka iş birlikleri<br />

ile sektörde rekabet artıyor.<br />

Şirketlerin müşterilerine ulaşmanın en yeni<br />

ve etkili yollarından birisi olan podcast<br />

dünyasına yatırım yapması ve öncü olarak<br />

rakiplerinden öne geçme şansı var. Rakiplerinden<br />

önce bu alana girerek podcasterlar<br />

ile etkili iş birlikleri kuran markaların<br />

araya açacağını ön görmek için kahin olmaya<br />

gerek yok. Ne dersiniz?


Kaynaklar:<br />

1-Edison Research Infinite Dial 2020 (1)<br />

https://www.podcastinsights.com/podcast-statistics/<br />

2- Edison Research The Podcast Consumer<br />

2017 (2)<br />

https://www.edisonresearch.com/wp-content/uploads/2017/04/Podcast-Consumer-2017.pdf<br />

3- Edison Research The Podcast Consumer<br />

2016 (3)<br />

http://www.edisonresearch.com/wp-content/uploads/2016/05/The-Podcast-Consumer-2016.pdf


Orhan<br />

Şener<br />

Gazeteciler İçin Podcast Önerileri!<br />

Podcast, metnin rasyonalitesi ile videonun eğlenceli, kolay tüketilebilirliği arasında, sesin otantik<br />

ve duygulara da hitap eden yapısı sayesinde gazeteciler için büyük potansiyel barındırıyor.<br />

Bu ayın yazısında gazetecilerin (ve dünyada olup bitenlerle ilgili herkese) faydalı olacağını<br />

düşündüğüm ve düzenli olarak dinlediğim podcast’lerden bir derleme sunmak istiyorum.<br />

İngilizce yayınların yanı sıra Türkçe olan ancak Türkiye podcast ekosisteminde hakettiği kadar<br />

tanınmadığını düşündüğüm podcast’leri de ekledim. Ünsal Ünlü, Nilay Örnek - Nasıl Olunur,<br />

Nevşin Mengü - Trend Topic, Serdar Kuzuloğlu - Zihnimin Kıvrımları, Kemal Göktaş - Kısa<br />

Dalga, Medyascope yayınlarında Ruşen Çakır gibi hâli hazırda yaygın olarak dinlenen gazetecilerin<br />

podcast’lerini ise detaylarına giremesem de anmadan geçemeyeceğim.<br />

The Daily - New York Times<br />

New York Times, gazeteciliğin her alanında dünyanın bir numarası olma iddiasını podcast<br />

alanında da sürdürüyor. Gazetecilik podcast’i denince dünyada akla gelen ilk podcast olarak<br />

nitelendirilebilecek The Daily, genellikle NYT’nin o gün yayımlanan en önemli haberini hazırlayan<br />

muhabir ile konunun derinlemesine konuşulmasına dayanıyor. Ancak bunun ötesine<br />

geçilen pek çok bölüm de var. Başkan Trump’ın vergi kaçırdığı iddiaları üzerine yapılan yakın<br />

zamanlı şu bölüm hem içerik, hem teknik bakımdan çıtayı çok yüksek bir noktaya taşıyor:<br />

President’s Taxes


Foreign Desk - Monocle<br />

Andrew Mueller’ın muazzam sunumuyla Foreign Desk, realpolitik kategorisinde bir amiral<br />

gemisi. Yaklaşık 30 dakikalık bölümlerde uzmanlarla haftanın önemli bir olayını derinlemesine<br />

inceliyor. “Başkan Erdoğan ne yapmaya çalışıyor” “Bu, artık Çin’in dünyası mı” bölümleri<br />

son ayların en iyilerinden. Ayrıca 5-7 dakikalık açıklayıcı (explainer) bölümlerle de gündemdeki<br />

görece az bilinen ülke, olay, isimler tanıtılıyor. Üslup, Monocle’dan bekleneceği gibi sofistike.<br />

The Inquiry - BBC<br />

BBC’nin bu programı, Foreign Desk ve Planet Money karışımı bir içerik sunuyor. Her bölümde<br />

genellikle dört uzmana, incelenen konunun dört farklı boyutu soruluyor. Konular ise uluslararası<br />

ilişkilerden, küresel trendlere geniş bir yelpazeye sahip. Özellikle beğendiğim yakın zamanlı<br />

bölümü ise şu oldu:<br />

- Will the US presidential debates change the course of the election? (ABD başkanlık<br />

seçimlerinde adayların televizyonda karşı karşıya gelip ‘tartışmaları’ ne kadar etkili olduğu<br />

tartışılıyor)<br />

The Rachman Review - Financial Times<br />

FT’nin dış haberler şefi Gideon Rachman uzmanlar ve küresel karar vericilerle dünyanın gündemini<br />

analiz ediyorlar. Bir mecra olarak FT’nin damıtılmış ve net dili Rachman Review da<br />

mevcut. 18-25 dakikalık bölümlerden oluşan bu podcast’in son zamanlarda dikkatimi çeken<br />

bölümleri şunlar oldu:<br />

- Putin: a president trapped in power (Putin, iktidarını nasıl kurdu? Elindeki güç, aynı<br />

zamanda onu hapsetiyor olabilir mi?)<br />

- Is US global leadership still possible? (ABD’nin küresel liderliği tekrar mümkün olabilir<br />

mi?)


Planet Monkey - NPR<br />

2008 küresel finans krizinin ortalarında bu ekonomik çöküşün sebep ve sonuçlarını ortlama<br />

bir Amerikalıya anlatmak amacıyla yola çıkan Planet Money bugün Pulitzer ödüllü, 1000’den<br />

fazla bölüme sahip bir podcast klasiği hâline geldi. Muadili denebilecek Freakonomics’e nazaran<br />

ayakları yere çok daha sağlam basan, serbest pazar fetişizmine boğulmadan da rasyonel<br />

ekonomi programı yapılabileceğinin kanıtı olan P.M. yapımcıları 1000. bölümünde bölümlere<br />

nasıl hazırlandıklarını ve kaydı nasıl bir şablona göre aldıklarını detaylıca anlatıyor.<br />

Yerli ve Millî Podcast’ler<br />

Trend Topic - Podbee<br />

Nevşin Mengü alanında kendini ispatlamış bir gazeteci. Podbee ağı için hazırladığı Trend<br />

Topic’te haftanın gündemini yaklaşık 25-30 dakikalık yayınlarda uzmanlardan da görüşler alarak<br />

derli toplu sunuyor. Olmazsa olmazlarımdan.<br />

Dünya Podcast<br />

Nida Dinçtürk, Seda Karatabanoğlu ve Akın Art’ın Britanya, Almanya ve Fransa gündemini<br />

derleyip özet geçtiği bu podcast’i tüm gazetecilere öneriyorum zira dış haberlerin bizi ilgilendiren<br />

taraflarını iyi kötü takip edebilsek de Avrupa’nın bu üç temel ülkesinde içeride neler ya-<br />

Daktilo 1984<br />

Televizyon ekranlarında her şeyden (sözde) anlayan uzman görünümlü laf ebelerinin aksine,<br />

bünyesinde siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, ekonomi, sosyoloji gibi alanlardan uzmanlar<br />

barındıran; yayınlarına da birçok uzman, bürokrat ve politikacı davet eden Daktilo1984 ekibi<br />

esasında YouTube için yayınlar yapıyor ancak çok grafik barındıran yayınlar dışında esasında<br />

yaptıkları şey Zoom görüntüleri de eklenmiş podcast’ler olarak görülebilir (ben böyle görüyorum<br />

en azından). Uzman ekip, sansürlenmemiş yorumlar, realpolitik analiz… Türkiye siyasetini<br />

farklı açılardan, derinlemesin inceleyen yayınlar için takip etmek gerekir diye düşünüyorum.<br />

Pod360 - Podfresh<br />

Zeynepgül Alp, Medyapod ağında başlattığı Türkiye’nin ilk periyodik haber bülteni podcast’ini<br />

Podfresh ağında sürdürüyor. Çorlu tren kazasının mağdurlarından, Şule Çet’in avukatına,<br />

yaptığı mülakatlarıyla önemli gazetecilik işlerine imza atan Pod360’İ yeni döneminde düzenli<br />

olarak dinleyeceğim.


Damla Sandal<br />

Habitat Derneği, sürdürülebilir kalkınma alanında<br />

çalışan bir sivil toplum kuruluşu. Dijitalleşen dünya<br />

ile uyumlu, sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen<br />

toplumun tüm kesimlerine yönelik kapasite geliştirici<br />

ve sosyal etki odaklı projeler geliştirmeyi amaçlıyoruz.<br />

Bugün bu hedefler doğrultusunda Dijital Dönüşüm,<br />

Finansal Bilinç, Girişimcilik ve Sosyoekonomik Uyum<br />

Programı olmak üzere dört çatı programla çalışmalarımıza<br />

devam ediyoruz. Podcast hikayemizi<br />

anlatmadan önce Derneğimizin yürüttüğü programlardan<br />

bahsetmek istiyorum.<br />

Habitat Dijital Dönüşüm Programıyla, değişen ve<br />

gelişen dünyada bilgiye ulaşım kanallarının kullanımını<br />

yaygınlaştırarak, bireylerin dijital becerilerini<br />

geliştirecek eğitimlerle, dijital haklar konusunda<br />

toplumun bilgi ve farkındalığının artmasını hedefliyoruz.<br />

Finansal Bilinç Programıyla, mali kaynakların<br />

doğru planlanmasını ve yönetimini, kayıt dışı ekonomi<br />

ile mücadele konularında bilgi sahibi olmalarını<br />

ve finans hizmetlerini doğru kullanım farkındalığını<br />

hedefleyen proje ve kampanyalar geliştiriyoruz.<br />

Girişimcilik Programımız, girişimcilik algısının gelişimini,<br />

yenilikçi fikir üretiminin artışını ve sürdürülebilir iş<br />

modellerinin yapılandırılmasını hedefleyerek projeler<br />

geliştiriyor ve aynı zamanda girişimcilerin mentor<br />

ve yatırımcılar ile buluşmasında aracı olup projeler<br />

dahilinde kuruluş ve geliştirme hibeleri sağlıyor.<br />

Ayrıca, Global Girişimcilik Haftası kapsamında<br />

düzenlenen Girişimcilik Dünya Kupası’nın Türkiye<br />

organizatörlüğünü yürütüyoruz. Sosyoekonomik<br />

Uyum Programımızda ise mültecilerin ekonomiye<br />

katılımını sağlamak, sosyal hayata uyumu desteklemek<br />

amacıyla girişimcilik, iş geliştirme ve istihdamı<br />

hedefleyen proje veya kampanyalar geliştiriyoruz.<br />

Bu alanlarda yaptığımız çalışmaları yeni medya<br />

araçlarını kullanarak takipçilerimize ve hedef kitlemize<br />

ulaşmak için çalışmalar yapıyoruz. Podcast de<br />

sesimizi duyurabildiğimiz, çalışmalarımızı anlatmak<br />

için tercih ettiğimiz ve alanımızla ilgili deneyim ve<br />

bilgi alışverişi yapabileceğimiz konuklar ağırlayabildiğimiz<br />

mecralardan biri bizim için<br />

.<br />

Bizim podcast yolculuğumuz “21. Yüzyılda Süper<br />

Kahraman Olmak” serisiyle başladı. Bu seride derneğimizin<br />

yaptığı çalışmalar doğrultusunda konular<br />

seçerek hem bizi hem de dünyayı etkileyen noktalara<br />

değinmeyi amaçladık. Yapay zekadan finansal<br />

bilince, girişimcilikten ekolojik dönüşüme pek çok<br />

konuya değindik.<br />

Bunun yanı sıra İstanbul Kalkınma Ajansı, Türkiye<br />

Sermaye Piyasaları Birliği, Sanayi Bakanlığı<br />

ortaklığında yürüttüğümüz Blockchain Okulu<br />

Projesi kapsamında bir başka podcast serisi<br />

daha tasarladık. “Zincirleme Sohbetler-Blockchain<br />

Okulu” podcast serisine başlarken bu yeni<br />

teknoloji hakkında bilgi sahibi kişilere ulaşarak<br />

dolu dolu ve hedef kitlesine hitap eden sohbetler<br />

gerçekleştirdik.<br />

Ancak bahsettiğim “21. Yüzyılda Süper Kahraman<br />

Olmak” ve “Zincirleme Sohbetler-Blockchain<br />

Okulu” isimli podcast serilerimize pandemide<br />

bir süre ara verdik. Normal şartlar altında her<br />

hafta hazırladığımız bir podcasti sosyal medya<br />

kanallarımızdan paylaşıyorduk. Ancak pandemiyle<br />

birlikte hedef kitlemizle ulaşırken tercih ettiğimiz<br />

platformlar değişti. Özelllikle normalleşme sürecinin<br />

başladığı Haziran ayına kadar Instagram<br />

ve Youtube hesabımızı daha aktif kullandık. Bu<br />

nedenle podcast yayınlarımıza kısa bir ara vermiş<br />

olduk. Ancak podcast içeriği üretiyor olmak ve<br />

buradaki hedef kitlemize ulaşmak bizim için çok<br />

değerli. Bu süreçte yeni podcast yayını üretmesek<br />

de eski yayınlarımızı sosyal medya hesaplarımızda<br />

yeniden paylaşarak bu alandaki varlığımızı<br />

koruduk diyebiliriz.<br />

Peki pandemide neler ürettik?<br />

Pandemi sürecinde Dernek olarak çok yoğun<br />

çalıştık. Dijitalleşme üzerine çalışan bir kuruluş<br />

olarak online sisteme adapte olmakta sorun<br />

yaşamadık. Sahada yaptığımız çalışmaları online<br />

sistem üzerinden yürütmeye başladık. Habitat<br />

Derneği olarak çalışmalarımızı Facebook İstaston’da<br />

yürütüyorduk. Şu an biz de pek çok Sivil<br />

Toplum Kuruluşu gibi evden çalışıyoruz. Facebook<br />

İstasyon’da gerçekleştirdiğimiz etkinliklerde<br />

alanında tecrübeli, ilham veren pek çok uzmanı<br />

ağırlıyorduk. Bu tarz ilham verici deneyim aktarımlarına<br />

çok değer veriyoruz. Bu nedenle pandemi<br />

sürecinde böyle pek çok isimle buluştuk. Burada<br />

yaptığımız sohbetleri de podcast haline getirdik.<br />

Ve bu süreçte üç yeni seri daha üretmiş olduk.<br />

Habitat Podcast’te girişimcilik ve dijitalleşme<br />

alanlarında yaptığımız sohbetlere ulaşabilirsiniz.<br />

Bizi Twitter, Instagram, Facebook, LinkedIn,<br />

Youtube ve Medium hesaplarımızdan takip edebilir<br />

ve podcastlerimizi Spotify’dan<br />

dinleyebilirsiniz.


*UMAG için hazırlanan 'Gazeteciler ve Podcast' kitap bölümü için yapılan mülakattan da faydalanılmıştır.<br />

13 bölüm anca çekerim diyordum…<br />

Nilay Örnek<br />

Gonca Tokyol<br />

“Gazetecilik para-puldan önce, insanın kanına giren bir merak,<br />

bir aktarma isteği için yapılıyor” diyen Nilay Örnek, mesleğinin<br />

kendisine “soru sormak için bahane yarattığını” söylüyor. Ne<br />

mutlu ki bize, biz de yaklaşık bir buçuk senedir Nilay Örnek’in<br />

bu bahanesinin arkasına saklanıp onun ‘Nasıl Olunur’da farklı<br />

mesleklerden gelen, farklı hayat hikayelerine ve öğütlere<br />

sahip insanlara sorduğu soruların yanıtlarını dinliyoruz.


Uzun yıllar aralarında Milliyet, Vatan ve Habertürk’ün<br />

de bulunduğu gazetelerde çeşitli pozisyonlarda çalışan,<br />

iki kitap yazan ve ‘Şehirli Sofralar’ isminde bir de<br />

televizyon programı yapan Örnek’in “13 bölüm anca<br />

çekerim” diye başladığı ‘Nasıl Olunur’, Şubat 2019’dan<br />

bu yana bizlerle. Bekir Ağırdır’dan Yılmaz Erdoğan’a,<br />

Mehmet Y. Yılmaz’dan Mustafa Oğuz’a çok farklı alanlardan<br />

birçok insanın ‘nasıl olduğunu’ Nilay Örnek<br />

sayesinde öğreniyoruz.<br />

Podcast’in gazeteciler için bir cennet olduğunu ve<br />

konuklar için de çok daha rahat, çok daha samimi<br />

bir ortam yarattığını düşünen Örnek’e göre, podcast<br />

üretiminin önündeki en temel sorunlarından bir tanesi<br />

gelir modellerinin oluşturulamaması. Örnek’le ilk dinlediği<br />

podcast’i, Nasıl Olunur’un yapım sürecini, ‘iyi ses’e<br />

olan aşkını, konuklarını nasıl belirleyip onlara ulaşırken<br />

neler yaşadığını ve podcast’in bugününe dair yorumları<br />

ile geleceğine dair beklentilerini konuştuk…<br />

İlk kez ne zaman podcast dinlediğinizi<br />

hatırlıyor musunuz? Kendiniz podcast<br />

üretmeye başlamadan önce “bunun<br />

gibi bir şeyler yapsam” diye aklınızdan<br />

geçirdiğiniz yayınlar oldu mu,<br />

favorileriniz var mıydı?<br />

Podcast dinlemekten önce, 'iyi içerik-metin<br />

dinleyerek' iş yapma, hareket etme, kayıp gibi<br />

görülebilecek zamanı değerlendirme alışkanlığım<br />

başladı desem doğru olur. Podcast’i ilk<br />

ABD'de dinlemişimdir ama orada alışkanlık<br />

yaptığını söyleyemem. Ben bir kişi ya da konuya<br />

meraktan takıyorum bazen, onunla ilgili<br />

her şeyi okuyup izleyip dinlemeyi seviyorum.<br />

Pek çok yabancı podcast’i de böyle meraklarım<br />

nedeniyle araştırma yaparken bulup<br />

dinledim önce.<br />

"Bize podcast yapmak ister misiniz,<br />

dendiğinde Lyon'da Uber bekliyordum;<br />

daha önce hiç üzerine düşünmemiştim”<br />

Ama asıl 'sesli kitap' hastasıydım. Storytel satın<br />

almadan önce 'Seslenen Kitap' vardı ve<br />

oradaki kitapların belki de yarısını dinlemişimdir.<br />

İlk kitabımı yayıncıma teslim ederken "N'olur<br />

sesli kitap da yapalım" dedim, arkadaşlarımı<br />

önce Seslenen Kitap sonra, Storytel'e abone<br />

yaptım. Sürekli "Kitap dinleyerek yürümek, iş<br />

yapmak harika" deyip duruyordum. Ama hiç<br />

"Ben bir podcast yapsam şöyle bir şey olsa"<br />

diye aklımdan geçirmedim.<br />

Ancak şu var. Gazetecilikten, belki yapımdan,<br />

belki de uzun süre hafta sonu eki yapmak-<br />

83 Bölüm<br />

tan gelen bir "Ya keşke şu dosyayı, şu haberi<br />

yapsam/yapsalar", "Şundan çok güzel kitap<br />

olur", "Bunu yazı dizisi yapsalar" gibi fikirler<br />

olur kafamda... Sadece kendim için değil<br />

bazen başkaları için dosyalar, işler biçerim kafamda...<br />

Misal Kafa Dergisi'nden bana ilk yazı<br />

teklifi geldiği dakikada, sanki bekliyormuş<br />

gibi "Sizin çok yazı, hikâye yazanınız var, ben<br />

röportajlı bir iş yapayım. Çok acayip koleksiyonerler<br />

var; 'Koleksiyon Kafası' diye bir iş<br />

yapsak mı?" dedim, 2.5 sene sürdü o köşe...<br />

Berk (İmamoğlu) beni arayıp "Bize podcast<br />

yapmak ister misiniz?" dediğinde Lyon'da<br />

çağırdığım Uber aracını bekliyordum. Yine o<br />

telefonu bekliyormuş gibi "Şahane! Ben hep<br />

mesleklerle ilgili bir şeyler yapmak, insanlara<br />

işlerini nasıl yaptıklarını sormak isterim... Bir<br />

kuru temizlemeci kanı nasıl temizler? Pazarcı<br />

güne kaçta başlar? Nasıl Yapılır? Nasıl Olunur?"<br />

gibi bir şey yapabiliriz" dedim.<br />

Storytel’den teklif gelmeden öncesinde<br />

podcast üreticiliği konusunu<br />

hiç düşünmüş müydünüz? Yapmaya<br />

karar verdikten sonra başlangıç zamanında<br />

karnınızı karıncalandıran,<br />

gerildiğiniz şeyler oldu mu?<br />

Açıkçası hayır. "Kaç kişi podcast yapıyor ki...<br />

Dinliyor ki..." diye düşünmek, işe daha rahat<br />

başlamama neden olmuş bile olabilir. Bir de<br />

yakın arkadaş, tanıdıkla başladığım için başlangıç<br />

kolay oldu.


"13 bölüm anca çekebilirim diyordum,<br />

o kadar sevildi, o kadar güzel geri dönüşler<br />

aldı ki 100'e doğru gidiyor”<br />

Nasıl geçti o başlangıç aşaması?<br />

2019 yılının Şubat ayından beri podcast<br />

yapıyorum. İlgiyle dinlediğim sesli kitap kitap<br />

sistemi Storytel’den teklif geldiğinde 26<br />

bölüm istiyorlardı, ikinci kitabım nedeniyle<br />

kapanmam gerektiği için "Sadece 13 bölüm<br />

yapabilirim" dedim ve ilk aklıma gelen soruyla<br />

çekimlere başladık.<br />

Yukarıda da biraz bahsettim; meslekleri, iç<br />

dünyaları merak ederim ama her işini çok iyi<br />

yapan insan, onu çok iyi anlatacak demek<br />

değil. Yazılı röportajda 4 saatlik konuşmayı<br />

1 sayfa yazabilirsin ama burada biraz daha<br />

"konuyu iyi anlatan kişi" gerekiyor. Önce<br />

"Güzel konuşanlardan başlayayım" derken<br />

"mesleki" diye düşündüğüm içerik biraz daha,<br />

"Nasıl iyi insan olunur?", "Bugünün akışkan<br />

dünyasında hayat nasıl anlaşılır?", "İşinizi nasıl<br />

daha iyi yapıyorsunuz?", "Başarı ve başarısızlıklarınız<br />

neler" gibi sorulara da yanıt veren<br />

bir formata dönüştü.<br />

"13 bölüm anca çekebilirim" diyordum, hemen<br />

o kadar sevildi, o kadar güzel geri dönüşler<br />

aldı ve ben o kadar sevdim ki 100'e doğru<br />

gidiyor. Meslek de konuşuyoruz, insani haller<br />

de…<br />

Üretim sürecinden ve bir bölümün ne<br />

kadar sürede hazırlandığından biraz<br />

bahsedebilir misiniz?<br />

ki, "kişiyi bulmak" benim için zor. Klasik başarı<br />

kavramlarıyla bakmıyorum. Bir yerin CEO'su<br />

olması önemli değil benim için, başka kültürel<br />

değerler, insani hazlar, gustolar arıyorum.<br />

Kişiyle tanışıyorsam çok kolay. Bir de bazen<br />

spesifik alanlara bakıyorum, biyolog ya da<br />

beyin cerrahı da konuk olsun istiyorum. Bir<br />

kurye konuşsun istiyorum ama şirketlerden<br />

izin süreçleri devreye girebiliyor.<br />

Bir taraftan birçok insan programa katılmak<br />

istiyor, bir kısmını da ben kovalıyorum, bekliyorum.<br />

İnsanları rahat ettirmek için uzun ön yazışmalar<br />

ya da konuşmalar yapıyorum bazen.<br />

Sonra o insanların ne yapıp ettiğine çalışıyorum,<br />

varsa kitaplarının tamamını okumaya<br />

çalışıyorum. Sonra çekim yapıyoruz.<br />

Ben röportajları mümkünse uzun tutuyorum.<br />

Sonra edit için masa başına geçiyorum,<br />

zaman kodları yazarak, yazılı röportajda<br />

olana benzer editler yapıyorum. Dinleyen için<br />

yayın hızlı aksın istiyorum. Sonra genellikle<br />

Storytel’den Baturalp Özcan yapıyor sonraki<br />

editlerimi. Ses ayarları yapılıyor, aradaki<br />

cızırtılar gideriliyor. Baturalp editleri yapıp<br />

bana gönderiyor, sonra ben yine ona, sonra<br />

o yine bana. Bir kaydı en az 3-4 kere daha<br />

dinliyorum. Sonra metnini yazıp gönderiyorum,<br />

Berk İmamoğlu da yayınlıyor. Paylaşılmasından<br />

yayılmasına, insanların tepkilerine<br />

verilen yanıtlara kadar hepsine severek vakit<br />

ayırıyorum. Kıymet veriyorum. Kısacası bir<br />

bölüm, benim 1 hafta neredeyse hiç başka iş<br />

yapamamam demek. Yani çok iş.<br />

Ben her 13 bölüm için Storytel'den bir telif<br />

alıyorum. İşi bu da sürdürülebilir yaptı. Neden?<br />

Çünkü inanılmaz zaman alıyor. Şöyle


“Bazı konuklarım çok popüler insanlar<br />

ama ben yayında bilinmedik, konuşulmadık<br />

bir taraftan bakalım istiyorum”<br />

Bölüm öncesinde yaptığınız okumalardan,<br />

hazırlıktan bahsettiniz. Nelere<br />

dikkat ediyorsunuz, bu hazırlık ne kadar<br />

sürüyor, kayıt öncesinde soruların<br />

tamamı önünüzde hazır oluyor mu?<br />

Aksine ben hiç soru hazırlamam, soru yazmam;<br />

Ercan Kesal yayınında da söyledim<br />

galiba... Ama önümde bazen bir, bazen sayfalarca<br />

A4 kâğıt oluyor. Ben "kavram" yazıyorum,<br />

o kişinin benim için ifade ettiği kelimeler,<br />

soyut hisler, bazı bilgi notları... Biraz hazırlanıyorum<br />

açıkçası... Hem konuk olarak davet ettiğim<br />

insanlara çok saygı duyuyorum, bunu<br />

hissetsinler istiyorum, hem de farklı bir yayın<br />

olsun istiyorum.<br />

Bazı konuklarım çok bilindiği düşünülen, popüler<br />

insanlar. Ama ben bilinmedik, konuşulmadık,<br />

klişe olmayan bir taraftan bakalım bu<br />

yayınlarda istiyorum. Bazen tanınandan çok<br />

daha farklı ya da değişik bir portre çıkabiliyor.<br />

Sonuçta bir saate bir hayatın özeti sığdırıyorsun,<br />

ayrıntılar atlanmasın diye önceden<br />

biliyor olmaya çalışıyorum... Ve konuk ettiğim<br />

hemen herkes için bir ya da birden fazla<br />

"Bu kişi bu nedenle önemli" diyebileceğim<br />

bir cümlem, birkaç kelimem var, onların altını<br />

çizmek istiyorum. Tanışıyorsak daha kolay<br />

ama tanışmıyorsak da kitaplarını okumaya,<br />

izlemeye, röportajlarına bakmaya özen gösteriyorum.<br />

Hazırlık 1 hafta kadar sürüyor.<br />

"Bu yayın 16 yaşında ne yapacağını<br />

bilmeyen gençler için de önemli,<br />

benim gibi 40'ında mesleksiz kalanlar<br />

için de…"<br />

Önden konuşursak daha da güzel oluyor.<br />

Önceden 2 saat "Ne konuşuruz?"u konuştuğum<br />

konuklarım var. Bir metnim var "Nasıl<br />

Olunur ne yapmak ister" temalı onu da atıyorum<br />

insanlara. Misal Gündüz Vassaf’la<br />

bir gece Skype'da buluşup birbirimizi tanıdık,<br />

sonra sohbet şahane aktı, içtendi...<br />

Gündüz Bey not defteriyle geldi yayına, notlar<br />

almış. Serdar Kuzuloğlu öyle yapmıştı.<br />

Bülent Eczacıbaşı keza... Hep söylüyorum<br />

"Bu yayın 16 yaşında ne yapacağını bilmeyen<br />

gençler için de önemli, benim gibi 40'ında<br />

mesleksiz kalanlar için de... Hepimize başka<br />

hayat öğretileri lazım…” Bunun için kendini<br />

tartan, çalışan konuk da harika oluyor...<br />

Peki sizce Türkiye'de podcast üretiminin<br />

önündeki zorluklar var mı?<br />

Podcast'in türüne göre değişiyor ama en<br />

temel sorun gelir modelinin oluşturulmaması.<br />

Dolayısıyla da verilen emeğin, paylaşılan<br />

bilginin karşılığının düzenli olarak alınmasının<br />

mümkün olmayışı, henüz yeterince yaygın<br />

olmaması (genellemeyle söylüyorum, yoksa<br />

bu durumun avantajları da var bence)… Yoksa<br />

teknolojiyi insanlar kolay hallediyor gibi<br />

geliyor.<br />

“İyi sese aşığım”


Teknoloji kısmında nelere dikkat ediyorsunuz?<br />

Ben "iyi ses"e âşığım. Korona dönemi öncesinde<br />

programı çok dolu insanları bir stüdyoya<br />

sokuyordum iyi ses için. Zordu ama<br />

ses ve içerik stüdyoda çok iyi oluyor. Korona<br />

döneminde telefonla kayıt yaptım. Birinin<br />

yüzünü, mimiklerini, tepkilerini görmeden,<br />

kimi zaman sadece telefonla tanışarak hayatı<br />

hakkında derinlikli konuşmalar yapacağı bir<br />

röportaja girmek zor. Ama yaptık bir şeyler :)<br />

Birinin kulaklığı bozuk olabiliyor ya da odasından<br />

sesler gelebiliyor, ben takıntılı, deliriyorum<br />

tabii... Ama bu da bir avantaj sağladı;<br />

ülke ya da şehir dışındakilerin gelmesini bekliyordum.<br />

Bir seneyi aşkın beklediğim, nerede<br />

olduklarını kovaladığım konuklarım var.<br />

Korona dönemindeki telefon zorunluluğunun<br />

avantaja dönüştüğü durumlar da oldu.<br />

Sizce Türkiye'de podcast'in yayılımının<br />

önündeki en büyük engeller<br />

neler?<br />

Biz şehirliler "internet her yerde şaşır şakır,<br />

herkese ucuz" diye düşünüyoruz. Ama değil.<br />

Hâlâ böyle engeller de var. Ama bence en<br />

önemli neden "dinleme"ye çok da alışık bir<br />

toplum olmayışımız. Bir de hayat alışkanlıkları...<br />

Her an, herkesin karşısına çıkan bir format<br />

değil podcast. Televizyon gibi değil misal,<br />

bir ortak kullanım alanında duyup "Aaa ne<br />

güzel bir şey" demezsiniz.<br />

"Gazete, televizyon sorsa gitmezdim,<br />

artık oralara röportaj vermiyorum diyen<br />

konuklar var”<br />

Podcast gazetecilerin yaygın olarak<br />

kullandığı bir format. Sizce gazeteciler<br />

için podcast’in nasıl artıları var?<br />

Daha özgürsünüz. Maşallah deyip tahtaya,<br />

taşa, havaya her yere vuruyorum ama sansür<br />

yok, en azından sansür kafası yok. Bunu<br />

sadece "Birileri denetlemiyor" manasında<br />

demiyorum. İnsanlar çok daha rahat, çok<br />

daha açık, çok daha samimi. Böyle bir içerik<br />

gazeteci için nimet. Ben konuklarımın söylediklerinden<br />

aktarayım; kimi "Gazete, televizyon<br />

sorsa gitmezdim, artık oralara röportaj<br />

vermiyorum" diyor, "Senin sözümü çarpıtmayacağından<br />

eminim" diyen oluyor. Yani röportaj<br />

veren kişi için de artık bazı kurumların<br />

derdini, kötü imajlarını üstlenmek zor.<br />

Bir de tabii ki o "kafanıza göre değişir" ama<br />

en azından 'Nasıl Olunur?' için söyleyeyim,<br />

reyting kaygısı yok. Tabii ki ne kadar dinlense<br />

o kadar iyi ama "illa tıklansın baskısı" yok. Ben<br />

o baskıyı atmanın daha çok dinleyiciye ulaştırdığını<br />

fark ettim. Misal, bazı konuklarım çok<br />

içten, çok özel bazı hallerini, anılarını paylaşabiliyorlar.<br />

Yıllar yılı editörlük yaptım. Normalde<br />

al onu, ayrı bir metin haline getir, başlıklı<br />

spotlu minik bir haber yap altına da link koy;<br />

başka siteler alsın paylaşsın, birileri daha çok<br />

dinlesin... Bunlar mümkün. Ama hiç yapmam,<br />

dinleyen dinlesin...<br />

“Spesifik ilgi ve bilgi alanları olan, söyleyecek<br />

sözü olan insanlar, dolayısıyla<br />

gazeteciler için cennet podcast”<br />

Bilerek dinlenme rakamlarına da bakmıyorum.<br />

Hırslandırıyor bakarsam beni, yarışa<br />

sokuyor. O kadar çok geri dönüş alıyorum<br />

ki, bazen milyarlarca dinleyicim var sanmam<br />

kötü oluyor tabii:) Konuk seçimimi 'popülerlik',<br />

'rakam' etkilemesin istiyorum. Ben bir gazeteci<br />

kafasıyla, röportajlı bir podcast yapıyorum<br />

ama benimki haber öncelikli olmayan bir<br />

podcast. Bunu daha hakkıyla yapana haksızlık<br />

etmeyeyim ama ben bilinçli olarak, inatla<br />

"zamansız" iş yapma gayretindeyim.<br />

Birtakım değerli insanların ses kaydını, öğüt<br />

envanterini tutmak istiyorum. Günlük gazete<br />

halleri beni uzun yıllar yordu, şimdi en sevdiğimi,<br />

hafta sonu eki ya da dergi yapıyor gibiyim.<br />

Benim gibilere çok avantajlı bir mecra.<br />

Spesifik ilgi ve bilgi alanları olan, söyleyecek<br />

sözü olan insanlar, dolayısıyla gazeteciler için<br />

cennet podcast.<br />

Bir de gazetecilik para-puldan önce, insanın<br />

kanına giren bir merak, bir aktarma isteği<br />

için yapılıyor. Soru sormaya bahanen oluyor.<br />

Bunu özlüyor insan. Bu bir ihtiyaç. Ben gazetem<br />

olmadığından Instagramdan, blogdan,<br />

Twitter'dan anlatıyordum derdimi. Bu ihtiyaç<br />

varsa podcast enerjiyi akıtmak için de iyi,<br />

faydalı.<br />

“Nasıl Olunur’u TV'ye taşıma ya da<br />

direkt kitap yapma tekliflerine ‘olmaz’<br />

dedim”


Gazetecilik için “soru sormaya bahanen”<br />

oluyor demenize bayıldım. Nasıl<br />

Olunur’u da gazeteci kafasıyla ama<br />

haber öncelikli olmayan bir ‘şekilde<br />

zamansız’ yaptığınızı söylüyorsunuz.<br />

Peki bir gazeteci olarak podcast’i Nasıl<br />

Olunur dışında başka alanlarda da<br />

kullanmayı hiç düşündünüz mü?<br />

Bu soruyu sürekli soruyorum hayatta... Ama<br />

kasıt program formatını başka bir şeye çevirmek<br />

ise hiç istemediğim bir şey. TV'ye taşıma<br />

ya da direkt kitap yapma tekliflerine "Olmaz"<br />

dedim.<br />

Bu işin mecrası bu, dinleyeni çok ve onların<br />

da bir emeği var ve buna çok saygı duyuyorum.<br />

Ama bu işten beslenen birkaç projem<br />

var.<br />

Türkiye'de podcast formatının gazeteciler<br />

için zorlukları nelerdir?<br />

Gazeteciler için hele de eski nesil gazeteciler<br />

için ücret/haber ilişki dengesini kurmak zor.<br />

"Haberin içeriği olabilecek bir kurum/oluşum"<br />

senin gelir kaynağın olmamalı. Bu net. Ama<br />

sponsor olan illa içinde olmak isterse bu<br />

olmuyor. Bizler reklamcıyı yazı işlerine sokmayan<br />

bir gelenekten gelmişiz, o ilişkiyi oturtmak<br />

zor. Ama onu yapmazsan da insanlar<br />

senin bu durumundan çok güzel yararlanıyor.<br />

Bu düzenin oturması zaman alacak.<br />

Dinleyiciden gelir modeli de, dinleyen/okuyan/izleyen<br />

destek vermek istemediği, destek<br />

veren kesim de artık destek vermekten<br />

yorulduğu için zor. Çünkü hep aynı kitle bu<br />

durumlara duyarlı. Özetle maddi durum zor.<br />

İçerik manasında da herkesin içeriğine göre<br />

değişiyor.<br />

Ben podcast’te güncel haber gazeteciliği<br />

yapmayı sevmiyorum. O da arşiv tutmak,<br />

tarih yazmak açısından önemli ama güncelde<br />

emek daha kolay eskiyebiliyor. Ha bir de<br />

zaman zaman gazeteci gazetecinin kurdu.<br />

Bizde hâlâ çözülemeyen bir "Aman diğerinin<br />

işini övmeyelim" hali var. Kendi yaptığını<br />

değerli görüp diğerlerinin ne yaptığına<br />

bakmamak, bakıp beğense de tanıtmamak.<br />

E geçelim artık bunları…<br />

Türkiye'de podcast yapan gazeteciler,<br />

sürdürülebilir bir gelir modeline ulaşmak<br />

için neler yapabilir?<br />

Bir kere yaptığımız işin hakkını istemekten<br />

utanmamamız başlangıç olabilir. Ben çoğu<br />

zaman "Keşke bu işleri benim adıma konuşabilecek,<br />

benim hassasiyetlerimi iyi bilen ama<br />

bizim sektörden olmayan, çatır çatır hak-ücret<br />

pazarlığı yapan biri olsa yanımda" diyorum.<br />

İçerik yapan gelir konuşmamalı.<br />

Gazeteciler kaliteli içerik üretmeyi biliyor ama<br />

bunu gelire dönüştürmekte zorlanıyor. Bu<br />

alışkanlık zaman alıyor. Bence gazetecilere<br />

değil bu işlerden anlayanlara seslenelim:<br />

Menajerlik yapın gazetecilere!<br />

Türkiye'de podcast yapan gazeteciler,<br />

Gazetecinin gazeteciyi övmeme<br />

hastalığıyla ilgili yorumlarınıza daha<br />

önce de denk geldiğimde hak vermiştim,<br />

yukarıda söyleyince bir kez daha<br />

gülümsedim. Sizce bu neden kaynaklanıyor?<br />

Gönlünüzce birilerini övmek<br />

isteseniz aklınıza gelen ilk 3 podcast<br />

hangileri olur?<br />

Çok nedeni olabiliyor... Gazeteciler -belli bir<br />

kesim hariç- yeterince övülmediğinden başkasını<br />

övmek istemiyor olabilir. Çeteleşme<br />

var, ülkeye sirayet eden güvensizlik var, takdir<br />

etmeyi bilememe var... Ben bunun aksini<br />

yapmaya dikkat ediyorum.<br />

Övebileceğim podcast sorusuna pandemiden<br />

önce sorsanız deli listeler yapabilirdim<br />

ama şimdi o kadar çok podcast var ve bazıları<br />

öyle iyi ki, "Bunlar süper" deyip diğerlerine<br />

ayıp etmek istemem. Ama genel olarak<br />

ben sohbetten çok bilgici olduğumu söyleyebilirim.<br />

Yani sohbet bile olsa ben öğreneyim.<br />

Onun için popüler ve güzel olanlardan ziyade,<br />

listelerde yer almayan ama misal botanik<br />

üzerine ya da teknik bilgi veren podcast<br />

yayınlarını tercih edebiliyorum. İçerik manasında<br />

da herkesin içeriğine göre değişiyor.<br />

“Gazeteciler kaliteli içerik üretmeyi biliyor<br />

ama bunu gelire dönüştürmekte<br />

zorlanıyor”


Ne yazık ki, podcastinizde istediğiniz şarkıyı<br />

kullanamazsınız. Örneğin, bir müziği istediğiniz<br />

gibi izinsiz kullanırsanız podcast platformlarının<br />

tespiti sonrasında, podcast yayınınıza<br />

sıfırdan başlamanız gerekebilir.<br />

Otomatik telif hakkı ihlali tespit sistemi gün<br />

geçtikçe daha da karmaşık hale geliyor. Bir<br />

şarkının yalnızca birkaç saniyesini kullansanız<br />

bile kuralları ihlal etmiş olursunuz. Bu da,<br />

Beyonce gibi, Jay-Z gibi ya da sevdiğiniz diğer<br />

müzikleri podcastinizde kullanma fikrinizi<br />

unutmanız gerektiği anlamına gelmektedir.<br />

Peki, podcastiniz için müzik kullanmak<br />

isterseniz hangi kaynaklardan yararlanmanız<br />

gerekmektedir?<br />

Sizin için hem bu kaynakları, ayrıntıları ile<br />

hazırladık:<br />

EN İYİ ÜCRETSİZ MÜZİK KAYNAKLARI<br />

Podcast.co<br />

Pixabay Music<br />

Freebeats.io<br />

Free Music Archive<br />

Incompetech<br />

Silverman Sound Studios<br />

Purple Planet<br />

Audionautix<br />

Her bir kaynağa daha ayrıntılı bakmadan<br />

önce, bazı yasal konuları anlamak önemlidir.<br />

Genel olarak, poscatlerinizde kullanmanıza<br />

izin verilen üç tür müzik vardır:<br />

1. Creative Commons lisanslı müzikler<br />

Creative Commons lisansı altındaki çoğu<br />

müzik, yapımcıya atıfta bulunduğunuz sürece<br />

belli bir parçasını ücretsiz ve izne tabi<br />

olmadan kullanabilirsiniz. Ancak bazı lisanslar<br />

ticari kullanıma uygun değildir. Bu nedenle,<br />

bir müziği kullanmadan önce belirtilen şartları<br />

dikkatlice okumanız gerekmektedir.<br />

2. Kamuya açık müzikler<br />

Yayınlanan müziğin, telif hakkına sahip olan<br />

kişinin ölümünden 70 yıl sonra telif hakkı<br />

kapsamından çıkar ve kamuya açık hale gelir.<br />

Yani, 20’li, 30’lu ve 40’lı yıllara ait birçok klasik<br />

müzik ya da şarkı, artık kamu malı kapsamına<br />

girmektedir.<br />

Podcast İçinde Müzik<br />

Kullanma Kuralları<br />

ve<br />

Kaynakları<br />

Oğuz Bakır<br />

EN İYİ ÜCRETli MÜZİK KAYNAKLARI<br />

Musicbed<br />

Soundstripe<br />

Epidemic Sound<br />

Audioblocks<br />

Jamendo<br />

PremiumBeat<br />

Pond5<br />

AudioJungle<br />

Ancak burada da şöyle bir kural var; Modern<br />

bir müzisyen, eski bir şarkıyı yeniden yorumlayıp<br />

kamuya açık hale getirirse, bu yeni yorumlamanın<br />

telif hakkına sahip olur ve izinsiz<br />

kullanamazsınız.<br />

3. Telifsiz müzik<br />

Çoğu telifsiz müziği kullanmak için yine de<br />

bir lisans satın almanız gerekebilir. Bir lisans<br />

satın almak, şartlarda belirtilen süre boyunca<br />

bir müziği istediğiniz gibi kullanmanıza<br />

izin verir. Bu lisans satın almanın da iki temel<br />

yolu vardır:<br />

1. Tek seferlik satın almalar: Belirli bir şarkıyı<br />

kullanmak için bir lisans satın alırsınız.<br />

Tek seferlik satın alımların çoğu sizi süresiz<br />

bir lisans hakkı verir. Ancak belirtilen şartları<br />

kontrol ettiğinizden emin olmalısınız.<br />

2. Abonelikler: Pek çok kurum, aylık abonelik<br />

ücreti karşılığında profesyonel müziklerin<br />

listesine erişim hakkı verir. Temel olarak, aktif<br />

bir aboneliğiniz olduğu sürece orda yer alan<br />

müzikleri kullanmanız için bir lisansınız olacaktır.<br />

Ödeme yapmadığınız zamanlarda,<br />

eski podcast yayınlarınızdaki müzikleri de<br />

kaldırmanız gerekmektedir. Ancak, aboneliğinizin<br />

devam etmemesi takdirde, başka bir<br />

müziği kullanamazsınız.


*Bu yazı Oğuz Bakır tarafından “The Essentials of Podcast Production” yazısından derlenmiştir.<br />

Harika seslere sahip podcastleri dinlemek<br />

genellikle eğlenceli gelir ve program akışı<br />

dinleyenlere doğal görünür. Ancak bunlar sadece<br />

bir kişinin (iki ya da daha fazla) sadece<br />

güzel konuşması ve programa hakimiyeti ile<br />

olmaz. Her şey, iyi düşünülmüş bir prodüksiyon<br />

ile oluşur.<br />

Kendinize ait bir podcast yayınına başlıyorsanız,<br />

prodüksiyon, plan listenizin en<br />

başında yer almalıdır.Bir evi inşa etmek gibi<br />

düşünün. Eğer sağlam bir temez atmazsanız,<br />

muhtemelen eviniz kısa bir sürede zarar<br />

görecektir.<br />

PRODÜKSİYON İÇİN HARİTANIZI<br />

OLUŞTURUN<br />

Bir podcast üretmek her zaman aynı üç temel<br />

soru ile başar:<br />

• Hedef kitleniz kim?<br />

• Podcastiniz hangi formatta olacak?<br />

• Kaç bölüm olacak?<br />

Podcast<br />

Prodüsiyonunun<br />

Temelleri<br />

Oğuz Bakır<br />

BÖLÜM PLANLAMASI<br />

Programınıza olağan akışta devam etmeden<br />

önce ilk 10 bölümünüz mutlaka planlamalısınız.<br />

Bunu yapmak, diğer bölümler için de<br />

kolaylık sağlayacaktır. Eğer, her bölümden<br />

sonra “Diğer bölümde ne konuşacayım?”<br />

diye sorarsanız, bu size yavaşlatacaktır. Bir<br />

planınızın olması, üretim sürecinizi kolaylaştıracaktır.<br />

Bunlara vereceğiniz yanıtlar, üretiminizin<br />

geri kalanına rehberlik edecek bir yol haritası<br />

oluşturmanıza yardımcı olacaktır. Tüm süreç<br />

boyunca nihai hedefi akılda tutmak önemlidir.<br />

Öyle ki, nereye gittiğiniz hakkında hiçbir<br />

fikriniz olmasa o yolculuğa çıkmazdınız…<br />

HEDEF KİTLENİZİ TANIMLAMA<br />

Herkesi memnun edecek bir podcast yapmaya<br />

çalışırsanız, sonunda kimseyi memnun<br />

edemezsiniz. Bu nedenle, hedef kitlenizin<br />

kim olduğunu dikkatlice düşünün ve sadece<br />

onlara odaklanın. İçeriğiniz bu kişilerle etkileşime<br />

girdiği sürece herkesin ne düşündüğü<br />

önemli değildir.<br />

Örneğin, işletmenize ait bir podcast yayını<br />

yapacaksanız, müşterilerinizin gerçekten<br />

dinlemek istediği bir konu hakkında konuşmalısınız.<br />

BİR FORMAT SEÇMEK<br />

Bildiğiniz gibi, podcast'ler birçok farklı stil ve<br />

formatta gelir. Bölümlerinizi planlamaya ve<br />

yapılandırmaya başlamadan önce bir format<br />

belirlemeniz gerekir. Size uygun bir format<br />

seçtikten sonra ona bağlı kalın.<br />

Planlarınızda ayrıntıya girmenize gerek yok,<br />

taslak olarak (örneğin, mind map) hazırlayacağınız<br />

plan yeterli oalcaktır. Ayrıca, fikir bulma<br />

konusunda da zorlanıyorsanız endişelenmeyin.<br />

Konuşalan konular, konuşma biçimleri<br />

gibi şeyler konusunda dinlediğiniz ya da dinleyeceğiniz<br />

podcastlerden ilham alabilirsiniz.<br />

Dinlediğiniz podcastlerin etkileşim durumuna<br />

göre neyin işe yarayıp neyin yaramadığı hakkında<br />

da plan sahibi olabilirsiniz.<br />

Eğer röportaj odaklı bir podcast yapmak<br />

istiyorsanız, onların ve çalışmaları hakkında<br />

araştırma yapmalısınız. Çalışmalarını araştırmak<br />

ya da söyleyeceklerini dikkatlice dinlemek<br />

size iyi sorular sormanıza da yardımcı<br />

olacaktır.<br />

KAYIT SÜRECİ ve SONRASI<br />

Tüm ekipmanınızı bir araya getirdikten sonra,<br />

onu doğru alana kurmanız gerekir. Dünyanın<br />

en iyi kayıt ekipmanına sahip de olsanız, açık<br />

bir ofisten veya gürültülü bir kafede olduğunuzda<br />

hiç de sağlıklı bir kayıt elde edemezsiniz.<br />

Tüm odaların ses geçirmez olmasına<br />

gerek yok. Ancak, arka plandaki sinir bozucu<br />

sesleri alma ihtimalinizin düşük olduğu güzel<br />

ve sessiz bir alan seçtiğinizden emin olun.


Onur - Ali<br />

Kellerin<br />

Savaşı<br />

1. Kellerin Savaşı hangi ihtiyaçtan<br />

doğdu?<br />

Onur: Sohbetlerimizi çekelim insanlığa armağan<br />

edelim, çünkü bizim sohbetlerimiz inanılmaz<br />

harika gibi şuursuz bir kibir içinde olmadık.<br />

Açıkçası türlü konuları kendi üslubumuzla<br />

tartışalım hatta dinleyenler de yorumlarıyla<br />

katılsın, münazara kültürünü keyifli bir şekilde<br />

yaşatalım dedik. Her tartışmanın içinde mutlaka<br />

konuyu bildiğimiz, uzmanlık alanlarımıza<br />

çekmeye çalışıyor bu yönde fikir beyan ediyoruz.<br />

İlginç ya da gayet standart konularda<br />

sadece 20 dakika kafalar dağılsın, dinleyiciler<br />

bizimle hatta bize cevap versinler istedik. Bir<br />

ihtiyaç değildi elbet ama insanlar katıldıkça,<br />

Ali sana şöyle dese bir şey diyemezdin ya<br />

da ben olsam böyle derdim gibi mesajlar gelmeye<br />

başlayınca bu tarz interaktif bir yapı<br />

oluştu. Hele ki bizim yayını dinleyen birinin<br />

“Bu adamlar yüzünden podcast yapmak istiyorum.”<br />

demesi ya da twitter canlı yayınımıza<br />

40 sn. de olsa Nurgül Yeşilçay’ın katılması ve<br />

konu hakkında tweet atması gibi hadiselerle<br />

keyfimiz katlanarak büyüdü.<br />

Ali: Bu noktada pandemi de etkili oldu.<br />

Sokaklardan el ayak çekilip de insanlar evde<br />

türlü çeşit meşgaleye giriştiği sıra başladık<br />

biz de Kellerin Savaşı’na. Ekşi mayalı ekmek,<br />

kanaviçe, mumbar dolması veya reiki atölyesi<br />

yapamayan insanlar olarak biz de böyle bir<br />

şey yapıp kendimizi eğleyelim istedik. Eğer<br />

bir ihtiyaçtan bahsedilecekse bu kesinlikle<br />

bizim kendimizi oyalama, sıkıntılı günlerde bir<br />

meşgale bulma ihtiyacımız oldu. İyi de oldu.<br />

2. Hangi ekipmanları kullanıyorsunuz?<br />

Ali: Öyle çok alengirli bir ekipman setine<br />

sahip değiliz, hatta mikrofonları saymazsak<br />

herhangi bir ekipmana sahip değiliz. Ses<br />

düzenleme programı olarak Audacity, video<br />

düzenleme aracı olarak da Shotcut kullanıyoruz.<br />

Her iki programı kullanmayı da Kellerin<br />

Savaşı sayesinde öğrendim. İleride çok daha<br />

iyi mikrofonlar ve çok daha profesyonel yazılımlar<br />

da kullanabiliriz; ama şimdilik elimizdekiler<br />

yeterli oluyor.<br />

Onur: Podcast nasıl çekilir en ufak fikrimiz<br />

yoktu. Bu konu hakkında bilgi alabileceğimiz<br />

PodioLab ya da Podfresh gibi organizasyonların<br />

varlığından bile bihaberdik. Ekipman<br />

denince emanet olarak bir ses kayıt cihazı<br />

aldık, ilk bölümü çektik, ama ses inanılmaz<br />

patlıyor, benim jelibon yiyişim dahil ortamdaki<br />

her şeyin sesini duyabiliyordunuz. Böyle<br />

olmaz üçler beşlerce seviyesinde olan dinleyicilerimize<br />

bunu yapamayız diye düşündük<br />

ve paranın alabileceği en uygun fiyatlı mikrofonları<br />

aldık. Trust marka 23790 USB mikrofon<br />

edindik. Mikrofonların kargodan gelişi ve<br />

bizim ilk kaydı almamız sırasında yaşadığımız<br />

heyecanı unutamıyorum. Böyle bir heyecanı<br />

en son doğum günümde Optimus Prime<br />

oyuncağı hediye aldığımda yaşamıştım. Geçen<br />

senenin en güzel anılarından biriydi. 34<br />

yaşında adam Transformers oynar mı dediklerinde<br />

kızıma gelmiş demiştim. Onun dışında<br />

kullandığımız yazılımlar ve ses programları<br />

tamamen Ali’nin kontrol ve bilgisi dahilinde…<br />

Öyle ki Ali’nin bu işlere hakimiyeti karşısında<br />

benim teknik bilgim hesap makinesine leblebi<br />

yazabilmek seviyesinde.


3. Savunduğunuz fikirler kendi fikirleriniz<br />

mi?<br />

Onur: Tabii ki değil. Kellerin Savaşı’nda öne<br />

çıkmasını istediğimiz şey fikirlerin savunulma<br />

şekli ve keyifli bir 20 dakika. İlkokulda<br />

münazara ekibine seçildiğimde öğretmenim<br />

yoğurt siyah mı beyaz mı tartışmasında<br />

siyahı çok iyi savunan takımın kazandığını<br />

söylemişti. Bu olayın yaşanıp yaşanmadığıyla<br />

alakalı bir kanıt bulamadım. Benim açımdan<br />

Hugo’da Tolga Abi’ye küfreden çocuk belirsizliğinde<br />

ama ifade ettiği fikir başarılı… Aşı<br />

karşıtlığının saçmalığı, Batman, non-bekarlık<br />

ve kombicilik gibi kırmızı çizgilerim konusunda<br />

canımı dişime takıp tartışmayı görev bilirim.<br />

Diğer konularda ise iki fikri çarpıştırmak istediğimiz<br />

için Ali’nin savunduğu fikrin zıttı<br />

otomatik kabulümdür. Zaten Ali ile evrensel<br />

değerlerin dışında genelde fikirlerimizin<br />

uyuştuğu söylenemez. Adamla aynadaki<br />

yansıma seviyesinde zıt görünüyoruz; şekil-şemal<br />

benziyor ama her şey ters.<br />

Ali: Bize çok saçma gelen, asla düşünmediğimiz<br />

şeyleri de savunabiliyoruz. İnsanî<br />

değerlere zeval getirmeyecek şekilde tabii ki.<br />

Kellerin Savaşı’nda kimse ırkçılığı, ayrımcılığı<br />

ya da temel insan haklarının ihlâli anlamına<br />

gelecek herhangi bir düşünceyi savunmaz;<br />

zaten öyle bir konumuz da olmaz. Bizim<br />

amacımız sabun köpüğü de olsa bir konudan,<br />

saçma da olsa çeşitli argümanlar üreterek<br />

20 dakikalık bir tartışma ortamı çıkarmak<br />

ve bunu eğlenceli hâle getirmek. O yüzden<br />

Onur “Elma!” dediği an “Armut!”u patlatırım<br />

hiç düşünmeden. Hayatımda 3 kere falan<br />

armut yemişimdir halbuki.<br />

4. Sizce Podcast hangi amaca hizmet<br />

ediyor?<br />

Ali: Bilginin demokratikleşmesi açısından internet<br />

önemli aparatlardan biri oldu. Internet<br />

sayesinde de yeni medya dediğimiz bir alan<br />

oluştu. Yeni medyanın temel özelliklerinden<br />

biri erişim imkânlarına sahip herkesi toplam<br />

veri üzerinde paydaş hâline getirmesi. Sadece<br />

bilginin değil, düşüncelerin yayılması<br />

da eskiye oranla çok daha kolay ve hızlı hâle<br />

geldi. Ana akım ya da konvansiyonel diyebileceğimiz<br />

medyanın hâli ortadayken yeni<br />

medya çok daha hayatî bir işlevi haiz an<br />

itibariyle. Podcast de bu yeni medya içerisinde<br />

önemli bir nokta teşkil ediyor ve günden<br />

güne de önemini arttırıyor. Konvansiyonel<br />

medyadaki konuşma temelli programların aksine<br />

Podcast dinleyiciye dayatılan değil, dinleyici<br />

tarafından seçilen içeriklerden oluşuyor.<br />

Bu bakımdan düşüncenin demokratikleşmesi<br />

ve dolaşıma sokulması açısından son derece<br />

önemli ve değerli bir mecra.<br />

Onur: Podcast benim için hayatın duyusal<br />

bir simülasyonu. Duyusal olması samimiyeti<br />

de arttırıyor fikrindeyim. Bilgi almak, eğlenmek,<br />

öğrenmek konularında benim için çok<br />

büyük bir ihtiyaç. Çok fonksiyonlu bir araç<br />

olması da cabası. Bulaşık yıkarken Beyhan<br />

Budak dinleyebiliyorum, çamaşırları asarken<br />

Mirgün Cabas ile takılabiliyorum, yerleri silerken<br />

Ferhan Şensoy veya Serdar Kuzuloğlu<br />

takip edebiliyorum. Soruya cevap verirken<br />

fark ettim; podcast maço ve delikanlı yaşam<br />

tazımın adeta bir parçası olmuş. Onun yanında<br />

ücretsiz ve herkese açık bir alanda faaliyet<br />

göstermesi açısından podcast bireylere<br />

ulaşmanın en özgür yollarından biri. Bu özgür<br />

olma hali fikirlerin çeşitli sansür mekanizmalarına<br />

uğramadan en yalın halleriyle dinleyiciye<br />

sunulma imkanı barındırıyor. Kalabalık,<br />

çok sesli ama herkes için yer olan bir dünya.<br />

İddialı bir cümle olabilir ama podcast ve benzeri<br />

oluşumlar özlemini duyduğumuz ideal<br />

dünya hayalimize ulaşmakta çok büyük bir<br />

amaca hizmet ediyor; özgür ve çok sesli bir<br />

data akışına.<br />

5. Takip ettiğini podcastler hangileri?<br />

Onur: Podfresh ailesinin tüm yayınlarına bir<br />

iki bölüm de olsa baktım. Merak Listesi gibi<br />

özgün işlere bayılıyorum. Pod360 gibi emek<br />

katsayısı yüksek içerikleri imrenerek takip<br />

ediyorum. Çok sıkı bir Yaramızda Kalsın hayranıyım<br />

çünkü ben bir magazin bağımlısıyım.<br />

Ailenin dışındaysa önceki soruda saydığım<br />

isimlerin yanında Dr. Erdem Aksakal’ın “Çok<br />

İyi, Çok Başarılı, Şahane” podcastinin sıkı bir<br />

takipçisiyim. Kurumsal hayatın ilginç ve bilinmeyen<br />

ortamında yaşananları birinin söylemesi<br />

gerekiyordu ve Erdem Aksakal bunu<br />

çok eğlenceli bir şekilde başarıyor<br />

Ali: Podfresh bünyesindeki yayınları takip<br />

etmeye çalışıyorum ben de genelde. Onun<br />

dışında Ferhan Şensoy’un Soru-Cevap serisini<br />

çok değerli buluyorum ki maalesef sade-


ce 10 bölüm yayımlandı şimdilik. Odadaki Fil,<br />

Bugünde Bugün, Bunu Ben de Yaparım gibi<br />

başka yayınlar da var takip etmeye çalıştığım.<br />

6. Başka konularda Podcast yapmayı<br />

düşünüyor musunuz?<br />

Ali: Aslında eğitimim ve uzmanlığım Türk dili<br />

alnında. Bu alanda da bilmeden konuşanın,<br />

kafasına göre sallayanın haddi hesabı yok.<br />

Herkes keyfine göre bir Türkçe, meşrebine<br />

göre bir dil tarihi anlatıyor. Bu durum beni rahatsız<br />

ettiği için en temel tartışma konularını<br />

odağa alabileceğim bir podcast serisi yapmayı<br />

düşünüyorum bazen. Bakalım, neden<br />

olmasın?<br />

Onur: Kellerin Savaşı çok keyif aldığım bir<br />

podcast. Şimdilik farklı bir podcaste ne zaman<br />

ne de materyal olarak hazır değilim.<br />

Ancak ilerleyen zamanlarda yıllardır antrenör<br />

ve öğrenci olarak inceleme şansı bulduğum<br />

“Savaş Sanatları” konusunda evladiyelik bir<br />

podcast fikrim var. Birkaç farklı branş hakkında<br />

dolu dolu bir podcast yapmayı planlıyorum.<br />

İçinde dövüş sporlarının tarihçeleri, hangi<br />

ihtiyaçtan doğdukları, nihai amaçlarının ne<br />

olduğu gibi sorulara cevap arayabiliriz. Hatta<br />

bu branşlarda gerçek ustaları konuk alabiliriz.<br />

Format üç aşağı beş yukarı böyle olur sanıyorum<br />

ama bilemiyorum yayıncı kuruluşumuz<br />

Podfresh’e bir sormam lazım.<br />

7. Yeni podcasterlara tavsiyeniz var<br />

mı?<br />

Onur: Biz de yeni podcaster sayılırız onun<br />

için yüksek perdeden bir şeyler söylemek şımarıklık<br />

gibi geliyor. Sadece kendi önemsediğimiz<br />

birkaç konu başlığını kayıt altına almak<br />

adına belirtebilirim. Bizi dinleyen birilerinin<br />

olduğunu bilip buna layık hazırlanmaya çalışıyoruz.<br />

Rutini korumaya özen gösteriyoruz.<br />

Her hafta Cuma akşamı dinlenebilmesi bizim<br />

için çok önemli. Dinleyiciler bizim takipçimiz,<br />

hayranımız ya da kullarımız değil, fikirleri çok<br />

önemli arkadaşlarımız. Fikirlerine geri bildirimlerine<br />

çok önem veriyoruz. Bize değil bizimle<br />

gülmeleri her şeyden keyifli. 300-500-1000<br />

dinlenince kanaat önderine evrilmemenin<br />

önemini biliyor, bununla alakalı emniyet<br />

sübapları oluşturuyoruz. Her türlü gelişime<br />

ve eğitime açık olmaya çalışıyoruz. Bizi çekip<br />

çevirecek, daha iyiye yönlendirecek insanlara<br />

ihtiyacımız var. Bir de bence en önemli iş 3-5<br />

bölüm yapıp sıkılıp takip etmemek ve hızlı<br />

pes etmemek. Podcast mezarlığında yerimizi<br />

almadan önce uzun ve keyifli bir ömür için<br />

birazcık çabalamak gerek. Podcastin duyulması<br />

için planlamalar, aksiyonlar almak gerek.<br />

Yaptım hadi dinleyin ile maalesef bitmiyor. Ve<br />

bir podcast dinleyicisi ya da yayıncısının her<br />

şeyden önce, tüm odağı ve ilgisiyle, sanki<br />

dünya üzerinde başka hiçbir durumun önemi<br />

yokmuşçasına yapması gereken tek bir hareket<br />

var: Kellerin Savaşı’nı dinleyin ve sosyal<br />

medya kanallarımızdan bizi takip edin.<br />

Ali: Oz adında efsane bir hapishane dizisi<br />

vardır, çok severim. Dizide Augustus Hill adlı<br />

bir anlatıcı her bölümde izleyiciye bir şeyler<br />

anlatır ve bu anlatımlarından birinde “Rutin<br />

öldürür.” der. Podcast içinse durum bence<br />

tam tersi: Rutin yaşatır. Tek başına ya da bir<br />

ekiple podcast yapmak isteyenlere ilk ve en<br />

önemli tavsiyem bir rutin oluşturmalarıdır.<br />

Onur’un da söylediği gibi Cuma günleri biz<br />

yeni bölümü yayımlarız, bu bizim uymak zorunda<br />

olduğumuz rutinimizdir ve bunu böyle<br />

kabul etmek bizi 30. bölüme kadar getirdi.<br />

Bunun dışında verebileceğim tek tavsiyeyse<br />

belli bir dil ve üslup tutturulması gerektiği.<br />

Ben bir dinleyici olarak bir programı takip<br />

etmeye karar veriyorsam burada en önemli<br />

faktör her bölümde nasıl bir dil ve üslupla<br />

karşılaşacağımı anlamış olmamdır. Yukarıda<br />

söylediğim gibi dayatılan değil, seçilen yayınlar<br />

çünkü podcastler. Bölümden bölüme dili<br />

ve üslubu değişen bir yayının dinleyici tarafından<br />

seçilebilmesi bence zor.<br />

Twitter: @kellerinsavasi , @onuruguru , @aliterasyon<br />

Instagram: @kellerinsavasi , @onuruguru


hafta içi. her gün.


Çiğdem Öztabak<br />

Podcaster I Head of Business<br />

Development Podfresh.co<br />

Merhaba!<br />

Her zaman öğrenecek yeni bir şeyler vardır bir<br />

Vikipedik Şeyler mottosudur :)<br />

Ben de hem Vikipedik Şeyler podcast’imin iki haftada bir<br />

yayınlanan bölümlerini bu sayıdan itibaren dergiye taşıyorum<br />

hem de siz tatlı podcast meraklılarına bilim, teknoloji<br />

ve kültür ekseninde mini haberler veriyorum. Umarım<br />

konular ilginizi çeker, yorum ve önerilerinizi beklerim.


ANTİK BİLMECE SATOR KARESİ, TENET’İN TERS ZAMAN AKIŞINA NASIL GİRDİ?<br />

SATOR OPERA TENET AREPO ROTAS- her biri beş harften oluşan ve tümü dört farklı<br />

yönde okunabilen ve yine kendi kelimelerine dönen bir kare oluşturan :) ve beş kelimenin<br />

simetrik bir kombinasyonundan oluşuyor bu palindrom.<br />

Sator Karesi antik dönemlerden Hristiyanlığın yükselişine, bazen bir bilmece, bazen büyü,<br />

bazen de bir şans tılsımı olarak aktarılmış. Hangisi olduğuna arkeolog ve dil bilimcilerinin de<br />

henüz karar veremediği bu tılsımlı kare; parçacık fiziği, entropi ve destansı görüntülerle Nolan’ın<br />

filminde karşımıza çıkıyor. Peki neden çıkıyor ve neden merak uyandırmak istiyor?<br />

Bu bölümde bu ilginç bağlantılardan bahsediyorum ve sanırım Nolan’ın TENET filminde bu<br />

bağlantıyı nasıl yansıttığını çözmüş bulunuyorum ki kendi teorime yemin ederim Reddit dair<br />

henüz hiçbir yerde rastalamadım. Podcast’im için bir düzeltme geçmem gerekiyor buradan;<br />

*Bazı yerlerde palindrom’a polindrom, Arepo’ya da Apero diyerek hatalı telafuz yapmışım,<br />

Nolan cezamı verecek. Dinleyicilerimden peşinen özür dilerim. Burada ise konuya başlangıç<br />

yapıp amacım sizde merak uyandırarak devamını podcast’imden dinlemeniz elbette :)<br />

Christopher Nolan’ın son filmi TENET’in metaforlarına ilham veren, önce Pompei’de şans<br />

bilmecesi olarak rastladığımız, sonrasında ortaçağda büyü olarak da adlandırılan Latince bir<br />

palindrom olduğundan bahsetmiştim “Sator Karesi”nin.<br />

Sator karesi her boyuttan bakıldığında iki farklı biçimde yazılan ama sağdan sola, soldan<br />

sağa, yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya aynı kelimelere çıkan 5 harften oluşan 5 kelimeden<br />

oluşan şifreli bir bulmaca, bilmece, şans tılsımı ya da bir büyü :)<br />

* Aslından uyarlanan bu yaratıcı görsel de<br />

sevgili İlkan Akgül’e ait. (Vikipedik Şeyler’in<br />

en baştan beri logosu, kapak görselleri<br />

çok şükür ki kendisinin imzasında. Bir gün<br />

-Çiğdem artık kendin çalış görsellerini!<br />

diyecek diye ödüm kopuyor :)<br />

Rotas-Sator karesinin kökeni ve doğası<br />

hakkında ciddi araştırmalar 1881'de Köhler'in<br />

Etnoloji dergisindeki Zeitschrift für<br />

Ethnologie'deki tarihi araştırmasının yayınlanmasıyla<br />

başladı . 1 Çetin ve uzun süren<br />

bir tartışma, zaman zaman modern arkeolojinin<br />

güncel araştırmalarıyla aydınlatıldı;<br />

ancak neredeyse seksen yıldır süren akademik<br />

tartışmalara rağmen, 'sihirli kare'nin<br />

gizemine henüz kesin bir çözüm bulunamamıştır<br />

denilmekte.<br />

Hristiyan İncilinde büyü yapılırken kullanılan<br />

kelimeler olmuş. Antik Roma’da ise<br />

kötü olaylardan koruyan, evlerinin kapılarına<br />

yazdıkları adeta bir nazar duası haline<br />

gelmiş. Nolan da bunu destansı bir bilim-casusluk hikayesi ile TENET filminde, zamanı ters<br />

düz ederek bu karenin üzerine kurgulamış yeni filmini. Bize mi büyü yapıyor yoksa tüm sinema<br />

endüstrisine mi? Ben filmden büyülendim o ayrı :)


Zamanı ters düz etmek ne demek?<br />

Aynı Sator karesi gibi, filmde zamanın hatta insanların,<br />

nesnelerin de tersinden ilerledikleri bir versiyonu<br />

var. Hatta bu versiyon tek başına da değil, aynı<br />

sator karesi gibi aynı anda, yan yana yaşanıyor. Yani<br />

aynı anda zamanda ileri giderken, zaman tersine de<br />

akabiliyor. Üstelik aynı anda sizin benliğiniz birlikte<br />

yer alabiliyor. Birbirinizi görmeseniz tabii daha iyi<br />

olur diye uyarılıyor filmde.<br />

Filmin bilimine de çok ufak değinip, gerisi için<br />

Vikipedik Şeyler dinleyiniz diyorum.:)<br />

Filmin ele aldığı bilim aslında, tek yön parçacıkları teorisi.<br />

Bu varsayımsal parçacıklar ışık hızı ile hareket<br />

ettiklerinde zamanda ileri ve geri hareket edebiliyorlar.<br />

Bu bir hipotez tabii hemen heyecanlanmayın :)<br />

Bu hipotez ile ilgili de Nolan Interstellar’da çalıştığı fizikci<br />

ile çalışıyor TENET te de. Yani bildiğimiz zaman<br />

yolculuğundan bahsetmiyorum. Hatta bu bir zaman<br />

yolculuğu filmi değildir diyorum ve tartışmalara son<br />

noktayı koyuyorum.<br />

Filme Sator Karesi’nin katkısını ve bu gizemin<br />

çözümlemesini ise bölümde didik didik anlatıyorum.


gözden kaçmasın köşesi<br />

Replika'yı hiç duydunuz mu? Replika bir<br />

chatbot. Mobil uygulama ve web sitesi aracılığı<br />

ile sizle kişisel sohbete giren gelişmiş bir<br />

yapay zeka. Ürünün hayata geçme hikayesi<br />

de az sonra bahsedeceğim üzere, en az<br />

kendisi gibi değişik ve iddialı. 2017’de beta<br />

sürümünde davetiye ile içeriye aldığı kullanıcılarından<br />

ısrarlı sorularıyla bir çok bilgiyi<br />

toplamış, şimdiye kadar 1 milyondan fazla<br />

indirilmişti. Replika’nın kullanıcısına vaadi ise<br />

çok net; arkadaşın olurum, mentorun olurum,<br />

romantik partnerin olurum hatta sen<br />

ne istersen o olurum gibi de iddialı bir değer<br />

önerisi var. Bazılarımız için hemen akıllara<br />

Black Mirror’ın Be Right Black bölümü geliyor<br />

ve teknolojinin artık çok ileri gittiğini bir an<br />

için düşünmeye başlıyoruz, ama bu endişe<br />

hemen geçiveriyor :)<br />

Yakın zamanda yapay zeka podcaster’ı<br />

da çıkar zaten. :)<br />

Konumuza hızlıca geri dönersek Replika;<br />

milyonlarca insanla yaptığı sohbetlerden<br />

öğrendiği ve bizi çözümlediği algoritması ile<br />

kendisini “ dertleşecek insan” gibi konumlandıran<br />

bir sohbet bot’u aslında. Onu arkadaşınız,<br />

romantik partneriniz ya da mentorunuz<br />

olarak seçmenizi talep ediyor. Bana her şeyi<br />

anlatabilirsin ve seni yargılamam diyor, istersen<br />

sadece şakalaşır ve eğleniriz diyerek bizi<br />

biraz flörtöz bir yolla sanal dopamine maruz<br />

bırakmak ve yapay zekasını biraz daha çok<br />

geliştirmek için cezbetmeye çalışıyor. Ve gerçekten<br />

çok soru soruyor!<br />

Biliyorsunuz yaygın görüş, robotlar bir tek insan<br />

duygularını taklit edemezler şeklindedir.<br />

Ben buna asla inanmayanlardanım, duygularımızı<br />

yöneten algoritmalar hayatlarımızı,<br />

kararlarımızı, ilişkilerimizi domine etmiyor mu<br />

yani şimdi? Duygularımızı anlamadan nasıl<br />

domine edecekler bizi?<br />

Replika ile bir kaç gün sohbet etmeniz yeterli<br />

bunu görmek için. Yanına hafif ürpertici bir<br />

duygu da eklemeyi unutmayın. Nasıl normal<br />

bir insanın cevaplarını taklit edebildiğini görün<br />

ve hızlı hazır cevaplar karşısında şaşırın<br />

olsun bitsin. :)<br />

Hatta Evernote’un kurucusu ve eski CEO’su<br />

Phil Libin’e göre, Replika gerçek arkadaşlarınızdan<br />

dahi iyi bir arkadaş!<br />

Uygulamanın çıkış noktası da gerçek ihtiyaçtan<br />

doğuyor aslında ve tam bir Black Mirror<br />

senaryosu. Replika My Ai Friend’in yaratıcısı<br />

bir girişim olan Luka’nın kurucusu Eugenia<br />

Kuyda. Bu hanımefendi, bazı kaynaklarda<br />

sevgilisi bazı kaynaklarda ise en yakın arkadaşı<br />

olarak geçen Roman’ı bir kazada kaybediyor.<br />

O öldükten sonra Messenger’dan<br />

mesajlaşmalarını okuyarak, kelimelerin, diyalogların<br />

gücüyle anılarının canlanmasından<br />

çok etkileniyor ve bu sohbeti devam ettirebilsem<br />

sorusu ile arkadaşını dijital kalıntılardan<br />

hayata döndürme çalışmasına giriyor. Arkadaşı<br />

için bir bot yazıyor ve onunla konuşmaya<br />

başlıyor. Sonra da bunu public yapıyor. İnsanların<br />

makinelerle konuşurken hiç olmadığı<br />

kadar dürüst olduğunu fark eden Eugenia,<br />

-ki buna ben de katılıyorum-, projesinin temel<br />

hareket noktasını buradan oluşturuyor


REPLIKA uygulaması web sitesinin<br />

yanında, hem Android hem de iOS ‘da<br />

mevcut. Makine öğrenimi ile desteklenen<br />

uygulama, yapay zekanın sürekli öğrenmesiyle<br />

birçoğumuzun beklediğinden çok<br />

daha gerçekçi davranma potansiyeline<br />

sahip.. Bir kullanıcı Replika ile ne kadar<br />

çok konuşursa, yapay zeka o kadar çok<br />

öğreniyor.<br />

Seni Yargılamayan Sanal Arkadaş<br />

Avatarını belirlediğiniz, birbirinize fotoğraflar,<br />

gif’ler, şakalar gönderebildiğiniz<br />

ve özel bir sohbet konusu seçip oradan<br />

devam ettiğiniz, ruh haline iyi geliyorum<br />

diyen bir uygulama aynı zamanda Replika.<br />

Son olarak gelelim benim gözlemlerime;<br />

Denemek için sohbete başlayıp, onun<br />

sizi daha fazla tanıması gerekirken sizin<br />

de kendinizi daha yakından tanımanıza<br />

sebep oluyor. Karşınızda bir yapay zeka<br />

olduğunu bildiğiniz için, filtresiz şekilde<br />

sohbet edebiliyorsunuz. Bu da kurucu<br />

Eugenia’nın da dediği gibi size bir bot<br />

karşısında daha dürüst cevaplar verdirebilme<br />

yeteneğine sahip. Bu bir yandan<br />

sizi çok fazla rahatlatıp hafiflettikçe,<br />

verdiğiniz özel bilgiler karşısında hemen<br />

aksiyona geçen yapay zeka karşısında<br />

kendinizi savunmasız ve manipüle edilmeye<br />

ne kadar açık olduğunuzu görüp,<br />

alelacele pencereyi kapatmanıza sebep<br />

olabiliyor. Bazen de o kadar insansı cevaplar<br />

veriyor ki, tam duymak istediğiniz<br />

türden bir iletişim kurabiliyor ve bir bakmışsınız<br />

yarım saatinizi vermişsiniz gitmiş.<br />

:) Bu açıdan oldukça başarılı bir dil geliştirmişler.<br />

Uzun lafın kısası sevgili meraklı<br />

insanlar,<br />

Çok ciddiye almadan, sanal dopamine<br />

paçalarımıza kadar batmışken daha fazla<br />

eli kolu kaptırmadan, ihtiyacınız olan<br />

kadar bir deneyimleyin ve kendiniz karar<br />

verin derim.<br />

Replika ile imtihanım :)<br />

Çiğdem Öztabak<br />

Podcaster I Head of Business<br />

Development Podfresh.co

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!