Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
iaidoAsturias.es
Geleneksel Suio Ryu
Koden Taikai
Bir diğer tecrübem ise 2014 yılında katıldığım 34. Geleneksel Suio Ryu
Koden Taikai ( 水 鴎 流 古 伝 大 会 ) oldu. Burada ilk defa bir turnuvada
katılımcı ve izleyenlerin maçların kazanan kaybedeni ile ilgilenmediği
bir turnuva görmenin yanı sıra, Japonya’nın çeşitli yerlerinden farklı
ryular yapan elliye yakın 8. Dan hocanın sergilediği gösteriler, yirmiye
yakın farklı ryudan grubun bir araya gelmesi, belki de savaş sanatlarıyla
ilgilenen bir kişi için kaçırılmaz bir fırsatken kimsenin kendi ryusunu
öne çıkarmaya çalışmayıp tersine farklı stilleri de gözlemlemeye
çabalaması ve herkesin karşılıklı nezaketi turnuvayı daha çok bir
fuar havasına sokmuştu. Bugüne kadar izlediğim hiçbir karate, judo
ya da kendo turnuvasında görmediğim şey katılımcıların kazanmak
ya da kaybetmekle o kadar da ilgilenmemesi, daha çok diğer katılımcılara
yoğunlaşmasıydı. Belki de kişilerin kazandığı turnuvaların ya
da dışarıda aldıkları dan seviyelerinin kendi dojolarında senseileri ya
da sokeleri tarafından verilen makimono (el yazması derece belgesi)
karşısında hiçbir geçerliliği olmamasından dolayı, hem bu turnuvada
hem de daha sonra katıldığım ve yine çeşitli koryu stillerinden kişilerin
katıldığı dan sınavında, tüm katılımcılar diğer stilleri merak edip
incelemekle meşguldüler. Bu bağlamda, kazanmak için gidilen turnuva
ile geçmek için girilen sınavda, kazanmak ve geçmek gibi bir derdi
olmayan insanlar, günümüz dünyasında biraz garip görünse de buna
ilginç bir tecrübe denilebilir. Kişilerin farklı teknik yapan katılımcıları
eleştirmemeleri, hatta takdir etmeleri de belki de tekdüzelik ve standartlaşmanın
henüz ortaya çıkmadığı bir dünyanın hatırası gibidir.
Belki de Japonya’da ve dünyada koryu disiplinleri ile uğraşan insan
sayısının azalması, günümüz dünyasında bu insanların sadece sanki
eski çağlardan kalma bir garip geleneği sürdürüyor olmaları anakronik
kalmaları ve kullanılabilecekleri alan kalmadığından yalnızca
hobi olarak bu disiplinleri yapılabilmelerinden değil, aynı zamanda
bu disiplinle ilgilenirken günümüzden tamamen farklı bir toplumun
gelenek ve düşünce yapılarını yansıtmalarından dolayıdır. Bu durum
sadece yabancılar için değil, Japonlar için de geçerlidir.
Artık eskisi gibi
gizlilik içerisinde
çalışılmayan
bu sanatlar,
günümüzde
modern sporların,
chanbara
filmlerinin (savaş
ya da dövüş
temalı Uzakdoğu
aksiyon filmleri)
ve animelerin
gölgesinde ama
onların çizdiği
imajdan son derece
farklı olarak kendi
ücra köşelerinde
küçük ama tutkulu
topluluklarca
devam
ettirilmektedir.
mart 2016 / hanabi 59