You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Kyoto, hiç şüphesiz Japonya’da üzerine gezi yazısı
yazılması en güç şehirlerin başında geliyor.
Bin seneden fazla bir süre Japonya’ya başkentlik
yapmış olan ve her köşesi buram buram tarih
kokan Kyoto’yu birkaç günlük bir gezide tanımak
neredeyse imkânsız.
Japonya’da en çok turistin ziyaret ettiği şehir
olan Kyoto’nun her şeyden önce bir “tapınaklar
şehri” olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Bölgede iki bin civarında tapınak bulunuyor ve
Japon devlet kültür hazinesi kapsamına giren
tarihî yerlerin yaklaşık beşte biri Kyoto’da yer
alıyor.
Kyoto şehrinin aslında oldukça ilginç bir kuruluş
hikâyesi var. İmparator Kanmu (737-
806), 781 senesinde ellinci Japon imparatoru
olarak tahta geçer geçmez yeni bir başkent
kurmaya ve İmparatorluk sarayını Nara’dan
taşımaya karar verir. Böylelikle ülkenin yeni
başkenti 784 yılında Nagaoka-kyo olur. Ancak
başkentin Nagaoka-kyo’ya taşınmasından
hoşnut olmayan bazı çevreler, bu işle görevli
üst düzey bürokratı bir suikastla ortadan
kaldırırlar. Bu cinayet, aynı zamanda birçok
huzursuzluğun da başlangıcı olur. Cinayeti
planlamakla suçlanan veliaht Prens Savara
(750-785), suçsuzluğunu ispat etmek için girdiği
ölüm orucu yüzünden hayatını kaybeder.
Veliaht prensin ölümünün hemen ardından
İmparatorluk sarayında arka arkaya meydana
gelen gizemli ölümler ve sel, deprem, bulaşıcı
hastalık salgınları gibi çeşitli felaketler halkta
büyük bir huzursuzluğa yol açar.
Kyoto
Nanzenci Tapınağı
121 yıına ina in anni
aınaı an n nin
ba mab ab imsi
nniy bi nma sahi
an a
mayıs 2017 / hanabi 73