You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Bİsİklete bİnmenİn bİr<br />
İdeolojİsİ var mI?<br />
Tanzer Kantık<br />
Aslında bir, iki, üç diye bir yazı dizisi olarak<br />
yazılabilecek bir konu bu. Ancak çok uzatıp<br />
sıkıcı olmamak için daha öz ve net yazmayı<br />
uygun gördüm. Duayen köşe yazarlarından<br />
tavsiyeliyim bu konuda.<br />
Bisiklete binmenin bir ideolojisi olur mu?<br />
Bisiklete binmek insanı bir savunu bütününe<br />
sahip kılar mı? Bisikleti, insanları A noktasından<br />
B noktasına götüren bir araç olarak<br />
tanımlarken o A ve B noktalarına nasıl farklı<br />
bir açıdan bakabilirz? Bu soruların cevabını<br />
vermeye çalışacağım biraz. İdeoloji lafını itici,<br />
tehlikeli bulanlar “ideoloji” kısımlarını “düşünce<br />
bütünlüğü” olarak okuyabilir.<br />
Bisiklete binen bir insanın çeşitli amaçları,<br />
endişeleri ve beklentileri vardır. Bunların<br />
başında eğlence ve hobi gelebilir. Bir insan<br />
“benim bisikletin ideolojisi ile alakam yok<br />
ben eğlenmek için biniyorum” diyebilir. Böyle<br />
düşünenleri bu noktada bırakalım ve yazının<br />
sonunda bu arkadaşlar bisiklete binince<br />
insan aslında nerede konumlanıyor, neye<br />
karşı durmuş, neyi savunmuş oluyor bir daha<br />
bakabilirler. “Yok ben bunlarla ilgili değilim”<br />
diyorlarsa halen amenna.<br />
Bisikleti tanımlarken dile getirdiğimiz temel<br />
kavramların başında çevreci bir “ulaşım aracı”<br />
olması, sağlıklı yaşamın gereklerinden birisi<br />
olan egzersizi kolay ve eğlenceli yoldan size<br />
sağlayan bir araç olması gelir. O zaman bu iki<br />
noktayı açalım.<br />
Otomobil yerine bisiklet ile ulaşımınızı<br />
sağlamaya bağladığınız zaman otomobile<br />
dayalı yaşam tarzını size dayatan herşeyin<br />
karşısına geçmiş oluyorsunuz. Öncelikle<br />
petrol tüketmiyorsunuz. Bu dünya enerji<br />
poltikaları ve enerji kaynaklarına bağlı olarak<br />
dünyada olan bitenleri düşündüğünüzde epey<br />
önemli bir duruş. Petrol tüketmiyor olmayı<br />
düşündüğünüzde, bu tavrınızı genişletme<br />
adına yapabilecekleriniz de aklınıza gelir ve<br />
uygulamaya başlarsınız. Örneğin kendinizi<br />
plastik kullanımı ve plastik atıkların<br />
dönüştürülmesi, bertaraf edilmesi konusunda<br />
daha bilinçli bulabilirsiniz. Çünkü petrol<br />
sadece otomobil yakıtı olarak kullanılmıyor.<br />
Bu sizi daha geniş bir “atık farkındalığı”na<br />
sürükleyebilir. Tüm atıkların geri dönüşümü<br />
(cam, metal, pil…) , çevreye verdiği tahribat vb.<br />
konularda daha bilinçli olma noktasına sizi<br />
taşıdığını görürsünüz bisikletin böylece.<br />
Daha sonra enerji tüketimi konusu gündeminize<br />
gelir. Enerjinin nasıl elde edildiğ, yenilenebilir<br />
enerji kaynakları, rüzgar enerjisi, güneş<br />
enerjisi… Sonra TES, HES, NES gibi kavramları<br />
sorgularsınız. “Acaba çocuklarımızın geleceği<br />
için hangisini savunmalıyım?” diye düşünürken<br />
bulabilirsiniz kendinizi. Küresel ısınmanın<br />
çevrenize getirdiği tahribatları görünce biraz<br />
daha anlaşılır olur tüm bunlar.<br />
Ağaç gelir akla, hayvanlar gelir… Dünya<br />
üzerindeki özne-nesne ayrımı gelir. Ağaca,<br />
hayvana nesne muamelesi yapan, bu dünyaya<br />
en büyük zararı veren bu düşünce tarzından<br />
sıyrılıp kendinizle birlikte onları da özne yerine<br />
koyan bir dünyada bulursunuz kendinizi.<br />
Tabi siz bu endişeleri taşırken bir başka<br />
cephede bunlar hiç geleceğe dair endişeler<br />
olarak görülmüyor olabilir. Yani o cephe<br />
herşeyi satılacak nesne ve kendisini dünyanın<br />
tek öznesi görüyor olabilir. Bu düşüncenin<br />
varlığı geçenlerde ete kemiğe büründü. Zurich<br />
Insurance Group ve Marsh & McLennan<br />
Companies ortaklaşa bir araştırma yayınladı.<br />
Araştırmada 136 ülkeden 12.411 üst düzey iş<br />
adamına, yöneticiye geleceğe dair ekonomik<br />
ve toplumsal riskleri ve duydukları endişeleri<br />
sordular. Ortaya çıkan listede “Küresel Isınma”<br />
ve “İklim Değişikliği” yok! Hatta ilk onda bile<br />
değil. Yani dünyanın üst düzey ekonomi ve<br />
iş çevresinde görevli yöneticiler “Küresel<br />
Isınma” ve “İklim Değişikliği” ni geleceğe dair<br />
risk olarak görmüyor. İlk üçte ; İşsizlik ve eksik<br />
istihdam, mali krizler ve ulusal yönetişimdeki<br />
başarısızlıklar var.<br />
Öte yandan otomobile dayalı yaşan tarzının<br />
baş aktörlerinin hiç değinmediği şeyleri<br />
farkedebilirsiniz. Trafik kazalarına bağlı<br />
ölümler, harcanan paraları (bizim aparmız) kısa<br />
sürede “hiç” eden köprü, otoyol, kavşak,tünel<br />
yatırımları… Çünkü dikkat ederseniz bu<br />
yatırımların hiç birisi çözülmesi gereken<br />
sorunu (trafik yoğunluğu) çözmüyor. Çünkü<br />
ancak bisiklete binmeye başladıktan sonra<br />
duyabileceğiniz bir laf ile karşılaşıyorsunuz.<br />
“Yol yaparak trafik sorununu dünya üzerinde<br />
çözmüş bir şehir yoktur.“<br />
Otomobile bağlı yaşam tarzının getirisi olarak<br />
bazı toplumsal sağlık sorunları da var. İlki<br />
çevre kirliliğine bağlı sağlık sorunları. Bunu<br />
yukarıda yazdıklarım içerisinde okuyabiliriz.<br />
Bir de kişisel sağlık sorunları var.<br />
Bisiklete binmeye başladıktan sonra motorlu<br />
araçlar ile bisiklet arasında eşit ve demokratik<br />
olmayan bir alan paylaşımı olduğunu<br />
görürsünüz. “Aynı ülkede, aynı bayrak altında,<br />
aynı anayasa ile hepimiz eşit haklara sahibiz”<br />
söyleminin aslında hiç de öyle olmadığını<br />
bisiklet selesi üzerinden daha net görürsünüz.<br />
Çünkü şehirlerde motorlu araçlara daha<br />
fazla alan ve ayrıcalık sağlandığını, bunun<br />
üstelik devlet ve yerel yönetimler tarafından<br />
yapıldığını görürsünüz. En basit anlatımıyla<br />
devletin otomobil sahibi olan yurttaşları için<br />
daha fazla yatırım yaptığını görürsünüz. Bazen<br />
bazı aklı evvellerin “canım otomobil sahibi<br />
olanlar daha fazla vergi ödüyor” dediğini<br />
duyar gibi oluyorum. Daha fazla vergi ödeyenin<br />
14 15