26.02.2021 Views

Patlak Teker 3

Üçüncü sayımız yayında! İyi okumalar.

Üçüncü sayımız yayında!
İyi okumalar.

SHOW MORE
SHOW LESS

PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!

SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.

MAHALLEYİ<br />

TERK EDELİ çok<br />

OLMUŞTU Ozan<br />

Kımızoğlu<br />

Yolda gördüğünüz, kaç kilometre<br />

kaldığını yazan tabelaların bir önemi<br />

yok. Bisikletin üzerindeyseniz o pedal<br />

hep dönecek demektir.<br />

(ikinci sayıdan devam…)<br />

Ve sabahın erken saatinde yolculuk başlar. İlk varış noktası Ayvalık. Masmavi denizi,<br />

şirin mi şirin merkezi. Bu düşünceyle pedallıyorsun. Önce Foça yolundan Bergama' ya<br />

doğru tın tın ilerliyorsun. Bu yol düzdür ama meşhur olan bir şeyi vardır, rüzgarı! Neyse,<br />

yola çıktık ya devam. Yol üzerinde her günübirlik turumda mola verip kahve içmeyi çok<br />

sevdiğim o minik köy kahvesi. Tabi ki girdim, hemen bir kahve, oh mis!<br />

Yola devam. Pedallar dönsün. Yolda ilerliyorsun, yaz ayı olduğundan yanında vızır vızır<br />

araba trafiği. Ben pedala, onlar gaza :)<br />

Bergama ayrımından sola dönüp Ayvalık' a doğru pedallamaya devam. Yolda sağlı<br />

sollu minik köyler, ürünlerini satmaya çalışan köylülerimiz. Organik ürünler. Belki yolda<br />

olmanın en güzel yanı tur boyunca bunları görecek olmamız. Ayvalık' a doğru ilerlerken<br />

size tavsiyem, o buz gibi karadut suyundan içmeniz. Sıcakta pedallarken içtiğinizde<br />

verdiği haz, verdiği o his kelimelerle anlatılmaz. Ohh olsa da içsek :)<br />

Yolda gördüğünüz, kaç kilometre kaldığını yazan tabelaların bir önemi yok. Bisikletin<br />

üzerindeyseniz o pedal hep dönecek demektir. Yollar uzun. Ayvalık' a yaklaştıkça sizi<br />

cok tatlı bir sürpriz bekliyor olacak. Zaten bunu her pedal çevirişinizde anlamaya<br />

başlıyorsunuz. Böyle büyük, kocaman bir şeyler görmeye başlıyorsunuz. Her pedalınız<br />

bir öncekinden daha fazla enerjinizi alıyor.<br />

Bir yaz günü, bir yaz günü<br />

Hiç bu kadar üşüdün mü?<br />

Rüzgar gülü, rüzgar gülü<br />

Hiç ölümü düşündün mü?<br />

Evet bunu okuyan herkes sözlerin Teoman' ın parçasına ait olduğunu bilir.<br />

(Haydi melodisi ile mırıldanalım!)<br />

Kural 1 - Bisiklet sürerken rüzgar arkandan<br />

hiç esmez. Yüzüne yüzüne, sanki gavura<br />

vurur gibi eser.<br />

Kural 2 - Eğer rüzgar arkanızdan esiyorsa<br />

emin olun zaten siz bisiklet üzerinde<br />

değilsinizdir.<br />

Ayvalık orada duruyor. Güneş Ayvalık'ın<br />

üzerinde dururken, “Haydi gel, haydi<br />

Ozan bak burası çok güzel” der gibi<br />

yakıyor ortalığı. Ama o rüzgar güllerini her<br />

gördüğünde, hooop birader nereye der gibi<br />

kulağına fısıldadığını hissediyorsun.<br />

Az kaldı, durursam olmaz. O kadar zor<br />

gelir ki, vücut sıcakken bütün enerjimle<br />

basmalıyım o pedallara. Sayılar önemli<br />

değil, kaç kilometre kaldığı, kaç kilometre<br />

hızla gittiğin.<br />

Rüzgar ile güneşin savaşı bu. Gel-git.<br />

Evet yapabilirim, yoldayım, yavaş yavaş<br />

gidebilirim ve gidiyorum, oleyyyy!<br />

Ama rüzgar, off çok sert esiyor yandan<br />

yüzüme karşı ama bir arkadan gelmiyor.<br />

Es be deli rüzgar es!<br />

Psikolojik savaş, hava sıcak, rüzgar fena.<br />

Kaç saat geçirdim de kaç saat gibi geldi? Ve<br />

bir tabela, sanki çölde “Su Var” tabelasını<br />

görmüş gibi hissediyorsun. AYVALIK.<br />

Ben geldim, hihihihi!<br />

Deniz, denizin üzerinde kıyıya bağlı yatlar.<br />

Sahilde mekanlar, dolaşan insanlar, yavaş<br />

yavaş batan güneş ve sunset. Şimdi sıra<br />

geldi kalacak yere. Evin bisikletin üzerinde,<br />

sadece kuracaksın ama nereye?<br />

Her taraf beton, her taraf beton yığını.<br />

Medeniyet dediğin katliam, medeniyet<br />

dediğin doğa talanı.<br />

Maviyi severiz dedim ya çadırım da mavi.<br />

Yatağım da. Bulduk bir yer, yarın yola devam.<br />

Yorgunluk en üst safhada ama kısa mesafe<br />

de olsa ilk varış noktasına geldik.<br />

Mission completed !<br />

Biraz soluklandıktan sonra hemen kamp<br />

ocağım ve tencerem çıkıyor. Evet kalem<br />

kağıdı elinize alın ve size pratik, her yerde<br />

yapabileceğiniz bir tarif veriyorum:<br />

1 adet Makarna yada noodle<br />

Biraz su. İlk başta suyu tencereye koyup kaynatıyoruz.<br />

Sonra makarnamızı koyuyoruz.<br />

Ve makarnamız hazır:)<br />

Bir güzel yiyip içtikten sonra kahvemizi<br />

yapıp kulaklığımızı takıp o masmavi<br />

denizi, güneşin batışı eşliğinde izliyoruz. Ve<br />

sonrasında o hakettiğimiz uyku.<br />

20 kilometre de gitseniz 100 kilometre de<br />

gitseniz değişmeyen tek şey verdiğiniz<br />

emektir. İster dünyanın herhangi bir<br />

kıtasında, ister kendi yurdunuzun bir<br />

yerinde hiç farketmez. Sevdiğiniz, sizin için<br />

değerli olan şeyi yapıyorsanız, verilen emek<br />

kutsaldır. Hayaliniz, o yolda olmaktır.<br />

Sabah güneş doğarken hissettiriyor kendini.<br />

İçiniz, çadırınız sıcacık. Çadırın fermuarını<br />

açarkenki o ses, sizi karşılayan manzara,<br />

bunu yaşamak efsane güzel bir duygu.<br />

Çadır toplanır, bisiklet hazırlanır, güzel bir<br />

4 5

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!