Gökay Tarih Sayı 6 - Mayıs 2021
Fahrettin Kerim Gökay Anadolu Lisesi Tarih Kulübü Dergisi (Sayı 6 - Mayıs 2021)
Fahrettin Kerim Gökay Anadolu Lisesi Tarih Kulübü Dergisi (Sayı 6 - Mayıs 2021)
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Yeni Bir Çağın Kapısı: İstanbul’un Fethi
ll. Mehmet 19 Şubat 1451’de ikinci kez tahta
çıktığında İstanbul, l. Beyazid, Musa Çelebi ve
ll. Murat tarafından kuşatılmış fakat farklı
nedenlerden dolayı ele geçirilememişti.
İstanbul’u almaya kararlı Padişah içinse bunlar
başarısız girişimlerden çok İstanbul hakkında
bilgi sahibi olunmasını sağlayan
muharebelerdi. Osmanlının Genç Padişahı
tahta çıktığında İstanbul’u almak için zaman
kaybedilememesi gerektiğini gördü ve hızlıca
çalışmalara başladı.
1452 Nisan’ında Anadolu Hisarı’nın karşısına yeni bir hisar (Rumeli) yapılmasının gerek
görülmesiyle çalışmalara fiilen başlanmış oldu. Ağustos ayında yapımı biten hisar, 13 burçtan
oluşuyordu ve boğazdaki gemi trafiğini kesiyordu. Kesilen Boğaz trafiği Bizans’ı fazlasıyla
kaygılandırmış, elçi göndererek hisarın yapımının durdurulmasını istemişlerse de saraya elçinin
kellesi dönmüştü. Askerî olaraksa dönemin toplarına kıyasla çok daha büyük bir top yapma hazırlığı
vardı. Lağımcılar tarafından kaçırılan “Urban” adlı mühendisin yaptırdığı şahi topu bunlardan
sadece biriydi. Urban ile anılacak olan bu topun tek güllesi 550 kilogram, 8 metreydi.
Kuşatmadan önce kentin çevresindeki bazı kaleler ve köyler ele geçirilerek Bizans çevresi
konusunda korkutulmak istenmişti. Dönemin Bizans İmparatoru XI. Konstantin son diplomatik
eylem olarak köylere dokunulmamasını rica etmiş olsa da ll. Mehmet bu ricayı reddetmekle
kalmamış, karşılaşılan köylülerin öldürülmesini ve hayvan otlatmanın yasaklanmasını emretmişti.
Konstantin'in bu kötü cevaba verdiği karşılık ise İstanbul kapılarını tamamen kapatmak ve kentteki
Türkleri hapsetmek olacaktı. XI. Konstantin’in kapıları kapatmasıyla birlikte taraflar silah
kullanımına girişmiş, saldırılar da bu şekilde fiilen başlamıştı.
6 Nisan 1453'te Osmanlı kara ordusu, Haliç'ten Marmara'ya uzanacak şekilde surların önüne
mevzilenmişti. Osmanlı, hücumdan önce kentin etrafındaki varoşları yıkarak karşı tarafın moralini
bozmak istedi. Topların yerleştirilmesi içinse surların en zayıf noktaları belirlendi. 11 Nisan’da
toplar, sorun çıkmadan belirlenen zayıf noktalara yerleştirilmişti.
Osmanlı ordusunun döktüğü en büyük top, önce Kaligaria Kapısı (Eğri Kapı) önüne yerleştirilmişti
ancak kapı çok güçlüydü ve topun kapıya yetersiz kalarak boşuna atılma olasılığı vardı. Bu olasılık
göz önüne alınarak top daha zayıf olduğu bilinen St. Romanos Kapısı önüne kaydırıldı. Günümüzde
de kullanılmaya devam eden “Topkapı” ismi bu olaydan gelmektedir.
Topların da yerleşiminden sonra, II. Mehmed
veziri Veli Mahmud Paşa'yı İmparator
Konstantin'e göndererek şehrin savaş yapılmadan
teslim edilmesini teklif etti. Konstantin’in cevabı
ise şehri korumaya yeminli olduğu ancak
istenilirse vergi verebileceği yönündeydi. Şehrin
teslim edilmemesi üzerine 2 Nisan 1453'te
Osmanlı topçu ateşi başlatıldı. Aynı dönemdeki
diğer toplara nazaran çok daha güçlü olan bu
toplar, birçok kaynağa göre büyük gürültülere
sebep oluyor ve şehri savunanların moralini
bozmaya yetiyordu.
Sayfa | 18