You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Orhanlı'nın doğal ve kültürel değerleri
JES tehdidi altında
"Köyden birisi zeytin ağacını kesse hapis yatar. Zeytin ağacını
kesmek suç çünkü. Ama bunların hepsi kesildi ve hiçbir kamu
kurumu görevini yapmadı."
Orhanlı, Seferihisar’ın sakin ve
doğal güzellikleriyle bilinen bir
köyü. Ama bir süredir hareketli
günler yaşıyor. Bu süreç Seferihisar ve
Menderes ilçelerini içine alan çok geniş
bir alanda jeotermal kaynak arama ve
işletme ruhsatı verilmesiyle başladı. Sondaj
kuyuları açıldı. Orhanlı sakinleri buna
karşı çıktı, medyaya da yansıyan bazı
eylemler gerçekleşti. Nihayet 99 Orhanlı
köylüsü bu çalışmaları durdurmak için
dava açtı. Bir yandan dava sürerken bir
yandan da köylünün arama çalışmalarına
engel olma çabaları devam ediyor.
Bütün bu süreci Orhanlı Köyü Kültür
Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği’nin
kurucu üyesi Galip Ener'e sorduk.
- Sevgili Galip, Orhanlı'da ne oluyor,
süreci anlatır mısın?
- Galip Ener: Üzüntülüyüz, hem de
çok üzüntülüyüz. Çünkü değerlerimizi,
kültürümüzü kaybetmek üzereyiz.
Orhanlı dediğimiz havza, binlerce yıldır
kendi kültürünü, kendi doğasını, kendi
değerlerini korumuş bir vadinin içerisinde
yer alıyor. Ailem, dedelerim, atalarım
hep orada, o kültürü yaşatmışlar ve bize
kadar bunu aktarmayı başarmışlar. Ben
de o kültürün taşıyıcısıyım. Şimdi b u
kültür tehdit altında.
Bundan yaklaşık 7 ay öncesinde, 2107
no’lu jeotermal işletim ruhsat alanı içerisinde
14 tane kuyunun açılacağı bilgisini
aldık. Bu 14 kuyu ÇED listesine çıkmış.
ÇED raporu yayınlanmış. Biliyorsunuz,
Çevresel Etki Değerlendirme raporları,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internet
sitesinde yayınlanır ve hangi alanda bir
işletme, bir maden ocağı vs. yapılıyorsa
burada yayınlanır.
- Ne kadar genişlikte bir alan bu?
- Toplamda 4 tane ruhsat alanı var. 180
milyon metrekare alan yapıyor. Bu dört
ruhsat alanı on tane yerleşim yerini içerisine
alıyor. Doğanbey sahilden başlayıp
Tahtalı sulama havzasına kadar uzanıyor.
Yani Seferihisar’dan başlayıp Menderes
ilçesine uzanan geniş bir alan burası.
Otuz yıllığına, yani 2012 ve 2042
yılları arasında bu alanlara jeotermal
işletme alanı ruhsatı verilmiş. Yani otuz
yıl boyunca her isteyen şirket gelip ÇED
raporunu çıkartıp burada işlem yapabilir.
Size sormasına gerek yok. Sizin tapulu
arazinizden geçebilir. Evinizin önünde
bile sondaj yapabilir.
Biz bu 14 kuyuyu öğrendik. Nasıl olur
dedik. Çünkü ÇED gereklidir ya da gerekli
değildir kararı çıkması lazım önce. Bizim
dava açabilmemiz için de bu kararı beklememiz
gerekiyor. Biz Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nın sitesinden takip ediyoruz,
kurumlardan bilgi almaya çalışıyoruz. İl
Tarım Müdürlüğü’ne yazıyoruz. Çevre ve
Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yazıyoruz. İzmir
Valiliği’ne yazıyoruz. Seferihisar Belediyesi’ne
yazıyoruz. Bilgi alma hakkımızı
kullanarak kamu kurumlarına başvuruyoruz.
Ama ne yazık ki bir bilgi alamıyoruz.
Biz ÇED raporunuz bekler ve bilgi
almaya çalışırken, ansızın bir gün Orhanlı’nın
girişinde, düğünlerimizi, pikniklerimizi
yaptığımız bir alana konteynırlar
getirildi. Önce İzmir’deki deprem için
insanlara geçici bir yerleşim kurulduğunu
zannettik. Sorduk, Kaymakamlığın
haberi yok, Belediye’nin haberi yok, köy
muhtarının haberi yok. En sonunda gittik,
orada çalışanlardan öğrendik. Dediler
ki, burada sondaj çalışması yapılacak,
bunun hazırlığını yapıyoruz. Kimsenin
haberi olmadığından kaldırmak için de
kimse girişimde bulunmuyor. Tabii ki
köylü bir araya geldi. Oraya yürüdük. Sağ
olsun Seferihisar Belediye Başkanı da
geldi. Şirket yetkililerinden kimse yoktu.
Bizi ister istemez jandarmayla karşı
karşıya getirdiler. Neticede onlar asayişi
sağlamakla yükümlü. Ama onların da bir
şeyden haberi yok. Sonuçta 48 saatin
sonunda konteynırlar kaldırıldı.
Biz bunun hâlâ 2107/2150 no’lu jeotermal
işletme ruhsat alanı içindeki 14 kuyuyla
ilgili olduğunu düşünüyoruz. Ama
hemen sonra öğrendik ki bu alan Tahtalı
sulama havzası içinde kaldığı için İZSU
ÇED raporuna olumsuz görüş bildirmiş,
28