You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sidret-ül müntehâ, altıncı gökte bulunan büyük bir ağaçtır. Resûlullah<br />
efendimiz Cenneti, Cehennemi, sayısız şeyleri görüp, Refref adındaki bir Cennet<br />
yaygısı üstünde olarak Kürsî, Arş ve Rûh âlemlerini geçip, bilinmeyen,<br />
anlaşılamıyan, anlatılamıyan şekilde Allahü teâlânın dilediği yüksekliklere ulaştı.<br />
Mekânsız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak Allahü teâlâyı gördü.<br />
Gözsüz, kulaksız, vâsıtasız, ortamsız olarak Rabbi ile konuştu. Hiçbir<br />
mahlûkun bilemiyeceği, anlıyamıyacağı ni'metlere kavuşup, bir anda, Kudüs'e ve<br />
oradan Mekke-i mükerremeye, Ümm-i Hânî'nin evine geldi. Yattığı yer henüz<br />
soğumamış, leğendeki abdest suyunun hareketi durmamış idi. Sabah olunca,<br />
Kâ'be yanına gidip mi'râcını anlatmak istedi. Ümmühâni, “Sana inanan zaten bir<br />
avuç , miracını anlatırsan, müşrikler inanmazlar, alay ederler; iman edenler de<br />
vazgeçer. İleride kuvvetlenince anlatırsın” dedi. Peygamberimiz, bir insan başta<br />
çürükse sununda da çürük olur. Ben İslam binasını sağlam insanlar üzerine bina<br />
etmek isitiyorum. Gidip anlatayım ki çürüker sağlarla belli olsun. Gidip anlattı. Bini<br />
işiten kâfirler alay etti. "Muhammed aklını kaçırmış, iyice sapıtmış" dediler.<br />
Müslüman olmaya niyeti olanlar da vazgeçti. Birkaçı sevinerek Ebû Bekr'in<br />
evine geldi. Çünkü, onun akıllı, tecrübeli, hesâblı bir tüccâr olduğunu biliyorlardı.<br />
Kapıya çıkınca hemen sordular:<br />
- Ey Ebâ Bekr! Sen çok defa Kudüs'e gittin geldin. İyi bilirsin. Mekke'den<br />
Kudüs'e gidip gelmek, ne kadar zaman sürer?<br />
- İyi biliyorum. Bir aydan fazla.<br />
Kâfirler bu söze sevindi. "Akıllı, tecrübeli adamın sözü böyle olur" dediler.<br />
Gülerek, alay ederek ve Hz. Ebû Bekr'in de kendi kafalarında olduğuna sevinerek:<br />
- Senin efendin, Kudüs'e bir gecede gidip geldiğini söylüyor. Artık iyice<br />
sapıttı, diyerek, Ebû Bekr'e sevgi, saygı gösterdiler.<br />
O söyledi ise inandım<br />
Hz. Ebû Bekr, Resûlullahın mübârek adını işitince:<br />
- Eğer O söyledi ise, inandım. Bir anda gidip gelmiştir, deyip içeri girdi.<br />
Kâfirler neye uğradıklarını anlıyamadı. Önlerine bakıp gidiyor ve, "vay<br />
canına, Muhammed ne yaman büyücü imiş. Ebû Bekr'e sihir yapmış" diyorlardı.<br />
Hz. Ebû Bekr hemen giyinip, Resûlullahın yanına geldi. Büyük kalabalık<br />
arasında, yüksek sesle dedi ki:<br />
- Yâ Resûlallah! Mi'râcınız mübârek olsun!<br />
Resûlullah, bu gün Ebû Bekr'e "Sıddîk" dedi. Bu adı almakla, bir kat daha<br />
yükseldi.<br />
Resûlullahın bedenen Mekke'den Beytül-mukaddes'e götürüldüğüne<br />
inanmıyan kâfir olur. Göklere ve bilinmiyen yerlere götürüldüğüne inanmıyan ise,<br />
Ehl-i sünnetten ayrılmış olur.<br />
İsrâ ve Mi'râc<br />
İsrâ ve mi'râc, Peygamberimizin Medîne'ye hicretlerinden ondokuz ay önce<br />
Mîlâdî 621 yılında, geceleyin vuku' bulmuştur.<br />
Sevgili Peygamberimiz, Allahü teâlâ tarafından vâki olan da'vet üzerine<br />
melekût âlemini, kâinatın hârikalarını seyir ve temâşa için, gecenin muayyen bir<br />
saatinde Mekke'den yaklaşık olarak 2500 km. uzak mesâfede bulunan Kudüs'e<br />
götürülmüş, oradan da göklere bilinmeyen yerlere yükselmiştir.