Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ihtiyarları ve çocukları da çıkarmak sünnettir. Kâfir, dinsiz, getirilmez. Bebekler<br />
analarından ayrı bulundurulur. Elbiseler ters çevrilmez.<br />
Secde âyetleri ile duâ<br />
Bir kimse hüzünden, sıkıntıdan kurtulmak için, Allahü teâlâya kalbinden<br />
yalvararak, ondört secde âyetini ayakta ezberden, okuyup, herbirinden sonra,<br />
hemen yatıp secde ederse, yani secde-i tilavet yaparsa, Allahü teâlâ, o kimseyi o<br />
derd ve belâdan kurtarır ve korur. Son secdeden kalkınca, ayakta ellerini ileri<br />
uzatır. Kendinin veya bütün müslümanların dünya ve dinlerine gelen belâdan,<br />
sıkıntıdan kurtulmaları, korunmaları için duâ eder. Ayetleri ezbere bilmeyen,<br />
ayakta Kur’an-ı kerimden okuyabilir. (75/1)<br />
Borç ve sıkıntı duâsı<br />
Ebû Abdullah el-Kureşî hazretleri, duâsı makbûl bir zât idi. Mısır’da<br />
bulunduğu sırada büyük bir kıtlık olmuştu. Bunun üzerine Mısır’dan ayrılıp Kudüs’e<br />
gitti. Filistin’deki Halîlürrahmân denilen yerdeki İbrâhim aleyhisselâmın makâmını<br />
ziyâret etti. Ziyâret sırasında İbrâhim aleyhisselâmın makâmı yanında uyuya kaldı.<br />
Rü’yâsında İbrâhim aleyhisselâm tarafından karşılandı. Ebû Abdullah el-Kureşî,<br />
İbrâhim aleyhisselâma; “Ey Halîlullah! Mısır’da büyük bir kıtlık var. <strong>Duâ</strong> buyurunuz”<br />
diye arzetti. Hz. İbrâhim de kıtlığın kalkması için duâ etti. Ebû Abdullah el-Kureşî<br />
daha sonra uyanıp Kudüs’e döndü. Çok geçmeden kıtlığın kalktığı haberini<br />
öğrendi.<br />
Abdullah Kureşî buyurdu ki:<br />
Bir gün hocam Ebü’r-Rabî bana, “Sana bitmek tükenmek bilmeyen bir hazîne<br />
öğreteyim mi?” dedi. Ben de, “Evet” deyince, Ebü’r-Rabî bana, “Şu duâyı devamlı<br />
oku” dedi...<br />
Okumamı istediği duâ şöyle idi: “Yâ Allah, yâ Vâhid, yâ Mûcid, yâ Cevâd,<br />
yâ Bâsit, yâ Kerîm, yâ Vehhâb, yâ ze’t-Tavl, yâ Ganî, yâ Mugnî, yâ Fettâh, yâ<br />
Rezzâk, yâ Alîm, yâ Hayy, yâ Kayyûm, yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ<br />
Bedîassemâvâti vel-ard, yâ ze’l-celâli vel ikrâm... Yâ Hannân, yâ Mennân<br />
infehnî minke bi nafhati hayrin tugnînî bihâ ammen sivâk... in testeftihû<br />
fekâd câekümü’l-feth... İnnâ fetehnâ leke fethan mübînâ... Nasrun minellahi<br />
ve fethun karîb... Allahümme yâ Ganî, yâ Hamîd, yâ Mubdi’, yâ Muîd, yâ<br />
Vedûd, yâ ze’l-arşil Mecîd, yâ Fe’âlen limâ yürîd, ikfini bihelâlike an harâmike<br />
ve agninî bi fadlike ammen sivâke vahfaznî bimâ hafizte bihizzikr... Vensurnî<br />
bimâ nasarte bihirrusül... inneke alâ külli şey’in kadîr...”<br />
Sonra bana, “Her kim bu duâyı namazlardan sonra, özellikle Cum’a<br />
namazından sonra okursa, Allahü teâlâ onu her türlü kötülükten muhafaza eder.<br />
Düşmanlarına karşı muzaffer kılar, ona ummadığı yerlerden rızıklar verir, geçimini<br />
kolaylaştırır. Borcu dağlar kadar büyük ve kabarık olsa dahî, Allahü teâlânın lutfu,<br />
keremi ve inâyeti ile öder” dedi.<br />
Kendisi şöyle anlatır:<br />
Bir gün Abdullah el-Muâvirî’ye gittim. Bana, “Ey şerîf! Başın darda kaldığı<br />
zaman, yapacak olduğun bir duâ öğreteyim mi?” diye sordu. Ben de “Evet” dedim.<br />
Bunun üzerine şu duâyı öğretti: “Yâ Vâhid, yâ Ehad, yâ Vâcid, yâ Cevâd,<br />
İnfehnâ minke bi nefh