13.01.2013 Views

üniversite öğrencilerinin girişimcilik özelliklerinin belirlenmesi

üniversite öğrencilerinin girişimcilik özelliklerinin belirlenmesi

üniversite öğrencilerinin girişimcilik özelliklerinin belirlenmesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

T.C.<br />

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ<br />

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ<br />

İŞLETME ANABİLİM DALI<br />

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN GİRİŞİMCİLİK<br />

ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ:<br />

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ<br />

ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA<br />

YÜKSEK LİSANS TEZİ<br />

Emine CANSIZ<br />

Tez Danışmanı<br />

Doç. Dr. İlker H. ÇARIKÇI<br />

ISPARTA - 2007<br />

i


.<br />

ii


ÖNSÖZ<br />

Son yıllarda dünyadaki gelişmelere ayak uydurmada, yenilikçi, yaratıcı,<br />

vizyon sahibi, öğrenme coşkusuyla dolu girişimciler büyük önem kazanmaktadır.<br />

Çünkü onlar ekonomik, sosyal ve kültürel hayatın yaşanır kılınmasında, evrensel ilke<br />

ve etik değere bağlı örgütleriyle belirli bir işlev yüklenmektedirler. Zamanın<br />

gerektirdiği bilgilerle donanmış girişimci, sermaye ve doğal kaynaktan önce gelir.<br />

Literatürde "Entelektüel Sermaye" olarak ifade edilen beyin gücü, geleceğin en<br />

önemli etkinlik ve verimlilik kaynağı olacaktır. Bu doğrultuda <strong>üniversite</strong>ler<br />

entellektüel sermayenin depolandığı ve geliştirildiği birimler olarak çalışmamızın<br />

uygulama alanını oluşturmaktadır.<br />

Çalışmamızda potansiyel <strong>girişimcilik</strong> özelliği taşıdığını düşündüğümüz<br />

<strong>üniversite</strong> <strong>öğrencilerinin</strong> <strong>girişimcilik</strong> eğilimleri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu<br />

noktada konunun teorik kısmıyla ilgili kitap ve makalelere ulaşmak için farklı<br />

<strong>üniversite</strong>lerin kütüphanelerinden ve internet kaynaklarından yararlanılmıştır.<br />

Çalışmanın alan araştırması kısmında Süleyman Demirel Üniversitesi’nde öğrenim<br />

gören İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi ve Isparta<br />

Meslek Yüksek Okulu öğrencilerine ulaşılarak yüz yüze görüşme yöntemi ile anket<br />

uygulaması yapılmıştır. Yapılan çalışmanın ileride yapılacak olan araştırmalara ve<br />

araştırmacılara ışık tutması ve fikir vermesi ümit edilmektedir.<br />

Öğrencisi olduğum 2004 yılından bu yana içten yaklaşımları ile beni<br />

cesaretlendiren, iyi niyetini ve desteğini üzerimden eksiltmeyen değerli hocam Doç.<br />

Dr. İlker H. ÇARIKÇI’ ya teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. Danışmanlığının<br />

ötesinde her türlü problemime rağmen daima anlayış ve ilgi ile yönlendirici ve<br />

cesaretlendirici katkılarını saygıyla ifade etmek isterim. Ayrıca, çalışmanın bilgi<br />

edinme aşamasında, önlisans, lisans ve yüksek lisans dönemlerinde büyük<br />

desteklerini gördüğüm saygıdeğer hocalarım Prof. Dr. Kezban IŞIK, Prof. Dr. Hasan<br />

İBİCİOĞLU, Doç. Dr. Murat Ali DULUPÇU, Doç. Dr. Faruk TURHAN ve Doç. Dr.<br />

Murat KARAÖZ’e teşekkürü bir borç bilirim.<br />

Son olarak sadece bu çalışma ile sınırlandırmak istemediğim desteklerinden<br />

dolayı arkadaşlarım Ayşe DURGUN, Hüzün SITKI, Dilek MEMİŞOĞLU, Elif<br />

ERDEM, Levent TAŞLI, Ahmet Sait ÖZKUL ve İsmail ÇELİK’e , ayrı ayrı teşekkür<br />

ederim. Elbette beni bu günlere kadar getiren, maddi ve manevi desteklerini benden<br />

hiç esirgemeyen değerli AİLEM’e gönülden teşekkür ederim.<br />

i<br />

Emine CANSIZ<br />

Isparta, 2007


ÖZET<br />

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN ĞİRİŞİMCİLİK ÖZELLİKLERİNİN<br />

BELİRLENMESİ:<br />

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNE BİR<br />

ÇALIŞMA<br />

Emine CANSIZ<br />

Süleyman Demirel Üniversitesi, İşletme Anabilim Dalı<br />

Yüksek Lisans Tezi, 108 sayfa, Eylül 2007<br />

Danışman: Doç. Dr. İlker H. ÇARIKÇI<br />

21. yüzyılda <strong>girişimcilik</strong> unsuru toplumsal refahın ve bölgeler arası dengeli<br />

kalkınmanın sağlanmasında önemli bir yere sahip olmuştur. Belirsizlik içeren çevre<br />

koşullarında karar alma, yenilik yapma, yaratıcılık ve risk almaya eğilimli olma gibi<br />

özellikler taşıyan girişimciler çağdaş uygarlığın gelişmesinde önemli bir misyon<br />

yüklenmişlerdir.<br />

Bireylerin risk alma eğilimi, kendi işlerini kurmaktaki istekleri, fırsat ve<br />

amaç odaklı olmaları, cesaret ve azimleri girişimciliğe eğilimlerinde etkili olacaktır.<br />

Özellikle <strong>üniversite</strong>lerde okuyan gençlerin <strong>girişimcilik</strong> eğilimleri belirlenerek<br />

potansiyel girişimci özelliği gösterenlerin doğru yönlendirmelerinde iş hayatına<br />

kazandırılmaları gerekmektedir.<br />

Bu çalışmamızın amacı; Süleyman Demirel Üniversitesi’nde öğrenim gören<br />

öğrencilerin <strong>girişimcilik</strong> <strong>özelliklerinin</strong> incelenmesi, <strong>girişimcilik</strong> eğilimlerinin<br />

<strong>belirlenmesi</strong> ve demografik <strong>özelliklerinin</strong> girişimciliğe etkisini belirlemeye<br />

çalışmaktadır. Ayrıca <strong>girişimcilik</strong> eğilimlerinin oluşmasında aile, çevre ve biçimsel<br />

eğitimin yanı sıra kişisel özelliklerin etkisi incelenmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda<br />

<strong>üniversite</strong> öğrencilerine bir anket uygulaması yapılmış ve değerlendirilmiştir.<br />

Anahtar kelimeler: Girişimci, Risk Eğilimi, Fırsat Odaklılık, Yaratıcılık,<br />

Yenilik.<br />

ii


ABSTRACT<br />

DETERMINING ENTREPRENEURSHIP PROPERTIES OF UNIVERSITY<br />

STUDENT:<br />

A STUDY ABOUT THE STUDENTS OF SULEYMAN DEMIREL<br />

UNIVERSITY<br />

Emine CANSIZ<br />

Süleyman Demirel University,<br />

Business and Administration MPA, 108 Pages, September 2007<br />

Uppergraduate Thesis,<br />

Supervising Professor: Assoc. Prof. Dr. İlker H. ÇARIKÇI<br />

Entreprenurship in 21. century has taken an important position in maintaining<br />

social welfare and a balanced development those entrepreneurs who are able to take<br />

decisions make innovations and have tendencies to creativity and risk taking in<br />

indetermined environmental condions have awned a crucial mision.<br />

İndividual’s tendency to take risks, willigness to start their own business,<br />

being opportunity and goal oriented, courage ethussias are going to be effective upon<br />

their tendency to entrepreneurship especially the tendency to entrepreneurship of<br />

university students should be determined and it is reguired to guide them<br />

successfully end to maintain them in business life.<br />

The aim of this study is to examine entrepreneurship features of students at<br />

SDU, to determine their entrepreneurship tendencies and to decide effects of<br />

demographic properties upon entrepreneurs. Besides it is tried to study effects or<br />

personel properties in addition to family environment and formal education in<br />

forming entrepreneurship tendency to that end is a study has been carried out and<br />

evaluaed.<br />

Key words : entrepreneur, risk tendency, opporteinty – oriendted, willigness,<br />

creativty, innovation.<br />

iii


İÇİNDEKİLER<br />

ÖNSÖZ......................................................................................................................... i<br />

ÖZET...........................................................................................................................ii<br />

ABSTRACT...............................................................................................................iii<br />

İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... iv<br />

KISALTMALAR DİZİNİ .......................................................................................vii<br />

GİRİŞ .......................................................................................................................... 1<br />

BİRİNCİ BÖLÜM<br />

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI ............................................. 6<br />

1.1. Girişimcilik Kavramı.................................................................................... 7<br />

1.2. Girişimcilikle İlgili Klasik Görüşler............................................................ 8<br />

1.3. Girişimcilik Seçimi ve Girişimcilik Eğilimi .............................................. 18<br />

1.3.1. İsteklilik............................................................................................... 20<br />

1.3.2. Fırsatları Değerlendirme................................................................... 21<br />

1.3.3. Risk Faktörü ve Girişimcilik Tercihi ............................................... 23<br />

1.4.Girişimcilikte Başarı ve İş Performansı..................................................... 24<br />

1.4.1.Çalışma Talebi..................................................................................... 24<br />

1.4.2. Süreklilik ve Başarı İhtiyacı.............................................................. 24<br />

1.4.3. Kendini İspatlama.............................................................................. 26<br />

1.5. Kültür ve Girişimcilik Potansiyeli ............................................................. 28<br />

1.5.1. Girişimcilik Potansiyeli...................................................................... 28<br />

1.5.1.1. İç Kontrol Odaklılık ve Karar Verme Yetkisi........................ 29<br />

1.5.1.2. Yenilik ........................................................................................ 32<br />

1.5.1.3. Risk Oluşturmada Motivasyon ................................................ 34<br />

1.5.2. Kültür ve Girişimcilik Özellikleri..................................................... 35<br />

1.5.2.1. Kültür Boyutu ........................................................................... 35<br />

1.5.2.2. Kişilik Özellikleri Yaklaşımı .................................................... 36<br />

1.5.2.3. Belirsizlikten Kaçınma.............................................................. 38<br />

1.5.2.4. Girişimcilik Eğilimi ve Kültür ................................................. 39<br />

1.6. Girişimcilik Kişiliğinin Oluşumunu Etkileyen Faktörler........................ 40<br />

1.6.1. Genel Faktörler .................................................................................. 40<br />

1.6.2. Ailenin Etkisi ...................................................................................... 41<br />

1.6.3. Eğitimin Etkisi.................................................................................... 42<br />

1.6.4. Çevrenin Etkisi................................................................................... 42<br />

iv


İKİNCİ BÖLÜM<br />

TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİK FAALİYETLERİNİN GELİŞİMİ.................. 44<br />

2.1.Türkiye’de Girişimcilik ............................................................................... 44<br />

2.2. Türkiye’de Girişimciliğin Tarihsel Gelişimi............................................. 46<br />

2.2.1. Türkiye’de Girişimciliğin Önündeki Engeller ................................ 48<br />

2.2.1.1. Ekonomideki İstikrarsızlık....................................................... 48<br />

2.2.1.2. Bürokratik Engeller.................................................................. 49<br />

2.2.1.3. Bilgi Eksikliği............................................................................. 49<br />

2.2.1.4. Özgüven Eksikliği ..................................................................... 49<br />

2.3. Türkiye’de Girişimciliğin Teşviki.............................................................. 50<br />

2.3.1. Ekonomik Gelişme İçin Girişimcilik ................................................ 51<br />

2.3.2. Girişimciliğe Özendirme................................................................... 51<br />

2.4. Girişimciliği Destekleyen Kuruluşlar........................................................ 53<br />

2.4.1. KOSGEB............................................................................................. 56<br />

2.4.2. TÜSİAD............................................................................................... 57<br />

2.4.3. TÜGİAD.............................................................................................. 57<br />

2.4.4. KAGİDER........................................................................................... 58<br />

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM<br />

3.1. Başarılı Girişimcilerin Temel Özellikleri.................................................. 59<br />

3.1.1. Özgüven............................................................................................... 59<br />

3.1.2. Motivasyon.......................................................................................... 61<br />

3.1.3. Risk Alabilme ..................................................................................... 61<br />

3.1.4. Liderlik................................................................................................ 64<br />

3.1.5. Duygusal Zekâ .................................................................................... 66<br />

3.1.6. Empati ................................................................................................. 68<br />

3.2. Başarılı Girişimcilerden Beklenen Diğer Özellikler ................................ 68<br />

3.2.1. Yüksek Enerji..................................................................................... 69<br />

3.2.2. İyimserlik ............................................................................................ 70<br />

3.2.3. Bağımsızlık.......................................................................................... 70<br />

3.2.4. Dürüstlük ve Güvenirlilik ................................................................. 72<br />

3.2.5. İnisiyatif ve Sorumluluk Alma.......................................................... 72<br />

3.2.6. Fırsat ve Amaç Odaklılık .................................................................. 73<br />

3.2.7. Israr ve Azim ...................................................................................... 75<br />

3.2.8. Belirsizliğe Karşı Tolerans ................................................................ 75<br />

3.2.9. Zamanın Etkin Kullanımı ................................................................. 76<br />

v


3.2.10. Hayal Gücü ....................................................................................... 76<br />

3.3. Girişimcilerin Karşılaşabileceği Sorunlar ............................................... 77<br />

3.3.1. Çevresel Sorunlar............................................................................... 78<br />

3.3.2. Örgütsel Sorunlar .............................................................................. 79<br />

3.3.3. Çalışma Koşulları............................................................................... 80<br />

3.3.4. İş Tecrübesi ve Eğitim ....................................................................... 81<br />

3.3.5. Yönetim Tarzı..................................................................................... 82<br />

3.3.6. İnanç ve Tutumlar ............................................................................. 83<br />

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM<br />

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN<br />

GİRİŞİMCİLİK ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN.................................................... 86<br />

BİR ALAN ÇALIŞMASI......................................................................................... 86<br />

4.1. Araştırmanın Amacı ve Hipotezleri .......................................................... 86<br />

4.1.1. Araştırmanın Amacı .......................................................................... 86<br />

4.1.2. Araştırmanın Hipotezleri .................................................................. 86<br />

4.2. Araştırmanın Yöntemi................................................................................ 87<br />

4.2.1. Araştırmaya Dahil Edilen Öğrencilerin Seçilmesi.......................... 87<br />

4.2.2. Anket formunun Hazırlanması......................................................... 87<br />

4.2.3. Verilerin Kodlanması, Düzenlenmesi ve Analizi............................. 88<br />

4.2.4. Anket İzlenimleri................................................................................ 88<br />

SONUÇ...................................................................................................................... 92<br />

KAYNAKÇA .......................................................................................................... 100<br />

vi


Bkz. Bakınız<br />

ÇEV. Çeviren<br />

Der. Derleyen<br />

KISALTMALAR DİZİNİ<br />

DPT Devlet Planlama Teşkilatı<br />

KAGİDER Kadın Girimcileri Destekleme Derneği<br />

KOBİ Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler<br />

KOSGEB Küçük ve Orta Ölçekli Sanayicileri Geliştirme Birliği<br />

OECD Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü<br />

SDÜ Süleyman Demirel <strong>üniversite</strong>si<br />

SPSS Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paketi<br />

TEFE Toptan Eşya Fiyat Endeksi<br />

TÜGİAD Türkiye Genç İş Adamları Derneği<br />

TÜSİAD Türkiye Sanayicileri ve İş Adamları Derneği<br />

Vb. Ve Benzeri<br />

yy. Yüzyıl<br />

vii


GİRİŞ<br />

İçinde bulunduğumuz dönemde, insanların daha rahat yaşama isteğinin<br />

artması buna paralel olarak daha fazla gelirin gerekliliği kişileri yüksek kazanç<br />

getirmesi beklenen işlere yöneltmiştir.<br />

Bununla birlikte herkes sahip olduğu işin yanına ek olarak yeni bir işe<br />

yönelmiştir. Başvurulan ikincil iş, çoğunlukla kişilerin aslında hep yapmak istediği<br />

ama bazı nedenlerden dolayı gerçekleştiremediği hayallerinin yansıması olarak<br />

karşımıza çıkmaktadır.<br />

Günümüzde hemen hemen her dönem yeni bir iş fikri yeni bir buluş yeni bir<br />

hizmet anlayışı ile karşılaşmamız kaçınılmaz hale gelmiştir. Dolayısıyla insanlar<br />

kendilerine ait bir iş fikrini hayata geçirerek bir girişimde bulunmaktadırlar. Bu<br />

girişimler zamanla büyüyerek geleceğin mal veya hizmet üreten büyük işletmelerinin<br />

temelini oluşturmaktadır.<br />

Geride bıraktığımız 20. yüz yılın son dönemlerinde ve içine henüz girdiğimiz<br />

21. yüz yılın başlangıcında, kalkınmanın ve gelişmenin sağlanmasında insan<br />

merkezli modeller önemli bir konuma yerleşmiştir. Bu dönemde birçok ülkede yeni<br />

bir endüstri gelişmiştir. Bu yeni endüstri yapısında girişimci anlayış geliştirilmeye ve<br />

desteklenmeye çalışılmıştır. Değişen bu yapı içinde bireylerin rolü, önemli ölçüde<br />

artmış, bireysel çabalar, adeta ekonomik başarının zorunlu bir koşulu olarak kabul<br />

edilmiştir. Bu süreç, aynı zamanda bir girişim kültürünü beraberinde getirmiştir.<br />

Sermaye kaynaklı görüşlerden, teknolojiye ve oradan da insanı temel alan anlayışlara<br />

geçilmesi, kalkınma ve gelişmenin temel faktörleri ile ilgili tartışmaları büyük ölçüde<br />

sona erdirmiştir. Neredeyse herkesin ittifakla kabul ettliği insan faktöründe aranan en<br />

önemli özellik ise, <strong>girişimcilik</strong> olarak ifade edilmektedir. Kimine göre eğitimle,<br />

kimine göre yaradılıştan kaynaklanan bu özelliğin insanda aranan en önemli meziyet<br />

olması, kalkınma ve gelişme ile girişimci insan tipi arasındaki ilişkiyi önemli<br />

kılmıştır. Toplumlar, bu girişimci insan tipini ortaya çıkarmak ve geliştirmek için<br />

sistemler kurmakta, teşvikler vermekte ve hatta beyin transferi adı altında bu insan<br />

tipini ithal etmektedirler.<br />

1


Yaşadığımız dünyanın büyüklüğünü bir zamanlar algılamakta zorlanırken,<br />

gelişen teknoloji ve artan nüfus ile birlikte dünya artık evrende bir mahalle haline<br />

gelmiştir. Ve bugün dünyada yaşanan yoğun bir bilgi alışverişi ve gerçekleştirilmeye<br />

çalışılan rekabet üstünlüğü sağlama stratejisidir. Bu bağlamda rekabet üstü olabilmek<br />

<strong>girişimcilik</strong> güçlerinin ve potansiyellerinin kullanılabilmesine bağlıdır. Girişimcilik<br />

günümüzdeki büyük ekonomilerin daha da gelişmesine katkıda bulunan dev bir güç<br />

kaynağı konumundadır. Bu güç kaynağından en iyi biçimde yararlanılabilmek bir<br />

ülkedeki <strong>girişimcilik</strong> sistemi, <strong>girişimcilik</strong> politikası ve <strong>girişimcilik</strong> stratejisinin<br />

güvenilirliğine bağlıdır.<br />

Türkiye 72 milyon nüfusu ile gelişen ve büyüyen dünya pazarında yıldızı<br />

parlayan, gelişmiş ülke sıfatını hak etmeye en uygun aday ülke durumuna gelmiştir.<br />

Türkiye’nin adaylıktan kurtulup asil hale gelebilmesi için, büyüyen pazardan pay<br />

alabilmesi için <strong>üniversite</strong>lerde ve araştırma merkezlerinde üretilen iş fikirlerini<br />

girişim haline dönüştürmesi ve bunlardan yararlanması gerekmektedir.<br />

Diğer yandan toplumsal refahın arttırılması, işsizliğin ortadan kaldırılması ve<br />

dengeli bir ekonomik kalkınma için kişilerin girişimciliğe özendirilmesi<br />

gerekmektedir. Bunun için özellikle yeni iş fikirleri uygulamaya geçirilerek genç<br />

girişimciler teşvik edilmelidir. Gençlere <strong>girişimcilik</strong>le ilgili eğitim verilmeli ve<br />

<strong>üniversite</strong>lerle işbirliğine gidilerek genç girişimcilere daha başarılı olmanın yol ve<br />

yöntemleri öğretilmelidir.<br />

Girişimcilik ve yöneticilik niteliklerine sahip olan kişiler sadece<br />

işletmelerinin başarısı için değil, birçok yerde, yörenin ekonomik başarısına da<br />

damgalarını vurmaktadırlar. Bu bakımdan ülkemizin ekonomik gelişmesini<br />

gerçekleştirmek konusunda, <strong>girişimcilik</strong> potansiyeline sahip insanlarımızın sahaya<br />

çıkarılması çok büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle <strong>girişimcilik</strong> niteliklerine sahip<br />

insanların dümenin başına oturtulması gün geçtikçe önemini artırmaktadır. Gerçek<br />

<strong>girişimcilik</strong> niteliklerine sahip insanları sahaya çıkarmanın yolu araştırılarak<br />

bulunması gerekmektedir. Ekonomik değerlerin yaratılmasında en büyük paya sahip<br />

olan girişimciliği cazip hale getirmek de bu yolun bulunmasında önemli olmaktadır.<br />

Ülkemizde özellikle Anadolu'da bu alanda görülen gelişmeler umut vericidir.<br />

2


Gençler arasında iş adamlığı bir meslek olarak tercih sıralamasında en üst sıralarda<br />

yer almaktadır. 1<br />

Ancak toplumumuzdaki bu olumlu gelişmenin dejenere olmaması için bazı<br />

hususların önemi vurgulanmalıdır. Girişimciliğin, her ne pahasına olursa olsun para<br />

kazanmaktan ibaret olmadığının belirtilmesi gerekir. Girişimciliğin en önemli başarı<br />

kriteri kardır fakat kar ederken her şey mubah değildir. Para kazanmak için her yolu<br />

meşru kabul eden bir anlayışı benimseyenlerin iş adamı olarak kabul edilmesi,<br />

ekonomik değerlerin yaratılmasında en önemli üretim faktörü olarak kabul ettiğimiz<br />

girişimciliğin dejenere olmasına neden olacaktır. Bu gelişme girişimciliğin yanlış<br />

değerlendirilmesinin de ötesinde toplumun dejenerasyonu ile sonuçlanacak çok<br />

büyük bir tehlikedir. Girişimciliğin de kuralları olduğu, yazılı olmayan bu kuralların<br />

kaynağını toplumdaki sosyal sermaye gücünün oluşturduğu unutulmamalıdır.<br />

Anadolu'da sanayi devrimi öncesinde varolan ahilik kültürünün sanayileşmiş bir<br />

toplum için gerekli olan <strong>girişimcilik</strong> kültürüne dönüştürülmesi gerekmektedir. 2<br />

Bugün girişimciliğe gereken önemin verilmesi bağlamında birçok fakülte ve<br />

yüksek okulda <strong>girişimcilik</strong> dersleri okutulmaktadır. Ancak verilen bu eğitimde<br />

öğrencilere kurulmuş bir işletmenin nasıl yönetilebileceği hakkında bilgiler<br />

verilmekte fakat kendi işini kurmak arzusu içinde bulunan öğrencilere tam bir katkı<br />

sağlanamamaktadır. Bu durumda öğrencilerin kendi işini kurma ve girişimciliğe<br />

başlama konusunda eğitim almaları onları daha da heveslendirecektir.<br />

“Üniversite <strong>öğrencilerinin</strong> <strong>girişimcilik</strong> özellikleri Süleyman Demirel<br />

Üniversitesi (SDÜ) öğrencileri üzerine bir çalışma” adı verilen bu çalışma ile<br />

gençlerin <strong>girişimcilik</strong> hakkındaki düşünceleri, <strong>girişimcilik</strong> özelliklerini taşıyıp<br />

taşımadıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca gençlerin <strong>girişimcilik</strong> özellikleri<br />

varsa bile onları girişimci olmaktan vazgeçiren nedenler belirlenmeye çalışılmış ve<br />

bu nedenleri ortadan kaldırabilecek çözüm önerileri sunulmuştur.<br />

Bu bağlamda tez çalışması dört ana bölüm üzerine kurulmuştur. Birinci<br />

bölüm konunun genel hatlarının ele alınıp sunulduğu bir başlangıç ifadesi<br />

1<br />

M. Tamer MÜFTÜOĞLU, Türkiye'de Küçük Ve Orta Ölçekli İşletmeler, Desen Ofset, Ankara,<br />

1993, s.29-30.<br />

2<br />

Hüsnü KAPU, Orta ve Güneydoğu Anadolu’da Yaşayan Girişimci Yöneticilerin Yaşam ve<br />

Girişimcilik Değerleri, Yayınlanmış Doktora Tezi, Marmara Univ. Sosyal Bilimler Ens., İstanbul,<br />

2001, s.5.<br />

3


şeklindedir. Birinci bölümde genel hatları itibariyle konuya teorik bir çatı<br />

oluşturması amacıyla <strong>girişimcilik</strong> olgusundan bahsedilmektedir.Girişimcilik konusu<br />

ile ilgili olarak literatürde tarihsel süreç içinde yapılan teorik tartışmalara genel<br />

hatlarıyla yer verilmektedir.<br />

Girişimciliğin önemine dikkat çekilerek girişimci olmanın değişik<br />

boyutlardan ele alınması gerektiği ve buna paralel olarak <strong>girişimcilik</strong> seçimi ve<br />

<strong>girişimcilik</strong> eğilimi ile ilgili belirleyiciler, kültür ve <strong>girişimcilik</strong> potansiyeli<br />

etkileşiminin yanı sıra <strong>girişimcilik</strong> eğilimini etkiyen faktörlerden bahsedilmektedir.<br />

Girişimci olabilmek kişilerin içindeki hevesle ve içinde bulundukları şartlarla<br />

doğrudan ilişkilidir. İnsanın ailesi, yaşadığı çevre, aldığı eğitim ve kişisel özellikleri<br />

girişimci olmasını belirleyen faktörlerdir.<br />

İkinci bölümde Türkiye’de <strong>girişimcilik</strong> olgusunun ortaya çıkışı ve<br />

gelişiminden bahsedilmiştir ayrıca Türkiye’de girişimciliğin önündeki engellere<br />

değinilerek, kişileri girişimci olmaya teşvik edebilecek yöntemler üzerinde<br />

durulmuştur.<br />

Girişimcilerin önündeki en büyük engelin sermaye yetersizliği olduğu<br />

inancına dayanarak bu engelin ortadan kaldırılabileceği aslında çok uygun çözüm<br />

yollarının varlığı anlatılmıştır. Girişimcilere ihtiyaç duyacakları her konuda yardımcı<br />

olacak, girişimciliği destekleyen kuruluşlar mevcuttur. Girişimcilikte ki en büyük<br />

riskin sermayeyi kaybetme olasılığı olduğu düşünülürse. Bu riski paylaşabilecek ya<br />

da riski ortadan kaldırabilecek sermaye temin etme yöntemleri belirtilmiştir.<br />

Tezin birinci bölümünde genel olarak <strong>girişimcilik</strong> kavramı ele alındığından,<br />

<strong>girişimcilik</strong> eğilimi gösteren ve başarılı bir girişimci profili çizen bireylerden<br />

beklenen özellikler üçüncü bölümde açıklanmaktadır. Başarılı bir girişimcinin sahip<br />

olması gereken özellikler ve girişimcilerin karşılaşabileceği çeşitli sorunlar<br />

tanımlanmıştır.<br />

Çağımızın teknoloji ve bilim çağı olduğu kabul edildiğine göre, teknolojinin<br />

en çok kullanıldığı, bilgiye en çok ihtiyaç duyulan birimler işletmelerdir. Bu<br />

işletmelerde istihdam edilen iş gücü ise <strong>üniversite</strong>lerde yetiştirilmekte ve donanım<br />

kazandırılmaktadır. Burada yetişen gençler geleceğin iş adamları, iş kurucuları ve ya<br />

iş görenleri olmaktadır. Dolayısıyla çalışmamızın son bölümünde SDÜ<br />

4


<strong>öğrencilerinin</strong> <strong>girişimcilik</strong> potansiyellerini ölçmeye yönelik bir araştırma yapılmıştır.<br />

Yapılan alan araştırmasının başlangıcında fakülte ve yüksek okullarda eğitim alan<br />

kız ve erkek öğrencilere ulaşılarak, <strong>girişimcilik</strong> özelliklerini ölçebileceğine<br />

inandığımız sorular yöneltilmiştir. Doldurulan formlardan alınan cevaplar<br />

değerlendirilerek alan araştırması tamamlanmıştır.<br />

Sonuç bölümünde alan araştırmasının verileri ışığında SDÜ <strong>öğrencilerinin</strong><br />

<strong>girişimcilik</strong> potansiyeli ve <strong>girişimcilik</strong> eğilimine dair son değerlendirme yapılarak<br />

geleceğe yönelik <strong>girişimcilik</strong> politikalarının oluşturulmasına dair önerilerde<br />

bulunulmuştur.<br />

5


BİRİNCİ BÖLÜM<br />

GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI VE ORTAYA ÇIKIŞI<br />

Ekonomik büyümenin yapı taşı <strong>girişimcilik</strong>tir. Girişimcilerin zihinsel ve<br />

bedensel güçlerini etkili biçimde kullanabildiği, kendilerini gösterebildikleri alanlar<br />

piyasalardır.<br />

Dünya genelinde tüm girişimcilerin rahat hareket edebildiği piyasa ise serbest<br />

piyasa sistemi ya da diğer bir deyişle tam rekabet piyasa sistemidir. Bu sisteme göre<br />

müşteri beklenti ve ihtiyaçları en uygun koşullarda karşılanmalı ve ihtiyaçları<br />

karşılayacak girişimcilere herhangi bir zorluk ve kısıtlama getirilmemelidir.<br />

Ekonomik sistem içinde girişimciliğin önem kazanması, serbest piyasa<br />

sistemine göre rekabetin artmasıyla birlikte oluşmuştur.<br />

Girişimciler yeni bir iş fikrini uygun koşullarla birleştirerek müşteri<br />

beklentilerini karşılamak üzere kullanmaktadırlar.<br />

Modern <strong>girişimcilik</strong> düşüncesinin kurucusu olarak nitelendirilen Schumpeter,<br />

girişimciliği yeni bileşimlerin meydana getirilmesi olarak tanımlamış ve bunun da<br />

ekonomik kalkınmanın temeli olduğunu belirtmiştir. Yeni bileşimlerin meydana<br />

getirilmesi sadece girişimcilerin başarabileceği benzersiz bir başarıdır. Schumpeter<br />

girişimsel faaliyetleri başlatan olası bileşimleri; yeni ürün ya da hizmetlerin, yeni<br />

üretim yöntemlerinin, yeni pazarların, yeni arz kaynaklarının ve yeni organize olma<br />

biçimlerinin ortaya konması olarak açıklamaktadır. 3<br />

Bir ülke ekonomik sistemi içinde girişimciler, buluş yaparlar, yeni iş kurarlar<br />

ve ekonomik büyümeye yardımcı olurlar. Girişimciler bir ülkede büyüyen üretken<br />

ekonominin gereği olarak risk üstlenebilen işletmeciliğin itici güçleri olarak kabul<br />

edilmektedir. 4<br />

Günümüzde her yıl birçok kişi girişimci olarak yeni işler kurmakta, ekonomik<br />

gelişmeye ulusal ve uluslar arası kapsamda büyük katkılar sağlamaktadırlar.<br />

3<br />

Joseph A. SCHUMPETER, Capitalism, Socialism and Democracy, Oxford University Press, New<br />

York, 1978, s. 74<br />

4<br />

Anders LUNDSTROM and Loıs A. STEVENSON, Entrepreneurshıp Polıcy Theory and<br />

Practıce, Isen Internatıonal Studıes Press, Canada, s.27., ty.<br />

6


1.1. Girişimcilik Kavramı<br />

Girişimci kavramı Fransızca “ettreprendre” ve İngilizce “entrepreneur”<br />

kelimelerinden gelmekte ve “bir şey yapma” anlamına gelmektedir. 5<br />

Girişim ise herhangi büyüklükteki bir işletmenin kurulması veya kurulan<br />

işletmenin geliştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım konuyla ilgili pek çok<br />

kişi tarafından daha da genişletilmiştir.<br />

OECD’nin konuyla ilgili çalışmaların da konuya şöyle bir yaklaşım<br />

getirilmiştir. Girişim kavramı ve girişimciliğin uygulanmasına yönelik iki yaklaşım<br />

söz konusudur. Birinci yaklaşım girişimi işletme girişimciliği olarak<br />

değerlendirmektedir. Bu tarz bir girişimciliğin ilerletilmesi veya geliştirilmesi ise,<br />

işletme kurmak veya yönetmek konusunda çoğunlukla deneysel bir temele dayanan<br />

ve öğrenmeleri için genç bireylere yardımcı olacak bir program geliştirme sorunu<br />

olarak eğitim ve öğretim sistemi içinde ele alınmaktadır. İkinci yaklaşım ise,<br />

girişimciliğe; bireylere, organizasyonlara, topluluklara veya kültürlere güç veren,<br />

fırsat tanıyan bir grup özellikler ve beceriler seti olarak bakmaktadır. Bireyler,<br />

topluluklar, toplumlar veya kültürler bu özellikler ve beceriler vasıtasıyla hızlı sosyal<br />

ve ekonomik değişimle yüz yüze geldiklerinde daha esnek, yaratıcı ve uyum<br />

sağlayabilecek bir nitelik kazanmaktadırlar. 6<br />

Girişimcilik kabiliyet, fikir sermaye ve bilginin birleştirilmesini zorunlu<br />

kılmaktadır. Bu birleştirme süreci ise riskli, belirsiz ve bazen de gelişigüzel olabilir<br />

fakat her zaman dinamiktir. Girişimcilik, faklı insanlar için farklı şeyler ifade<br />

etmiştir. “Girişimcilik” ve “Girişimci” tanımı konusunda tam bir görüş birliği<br />

oluşmamaktadırlar. 7<br />

Girişimcilik kavramıyla neyin kastedildiğine dair bir yaklaşım daha vardır ki;<br />

bu yaklaşımda girişimciliği açıklayan iki okul söz konusudur. Farklı anlayış ve<br />

uygulamalara dayanan bu iki okul, “Ekonomi Okulu” ve “Eğitim Okulu” olarak<br />

adlandırılmıştır.<br />

5 Tüsiad Basın Bülteni, ‘Türkiye’de Girişimcilik Özet Bulgular’, 17.03.2003<br />

http://www.tusiad.org.tr, Erişim Tarihi: 15.03.2007<br />

6 Simon BRIDGE, Ken O’NEIL and Stone CROMIE, Understanding Enterprise, Enterpreneurship<br />

and Small Business, Macmillan Pres Ltd. London, 1998, s.22-23.<br />

7 Donald L. SEXTON, Raymond W. SMILAR, The Art and Science of Entrepreneurship, Bolliger<br />

Publishing Company, Massachuset, 1986, s.1-2.<br />

7


Ekonomi okulu taraftarları, girişimcilerin işletmeler kurduğunu ve buna bağlı<br />

olarak yeni meslekler ortaya çıkardıklarını ve böylece bütün olarak ekonomiye<br />

katkıda bulunarak refah yarattıklarını savunmaktadırlar. Eğitim okulu ise,<br />

girişimciliğin geniş bir anlam ve uygulamaya sahip olduğunu söylemektedir. Ayrıca<br />

bireylerin girişimci bir anlayışla davranmalarının bir çok motive edici gerçeklere<br />

bağlı olduğunu belirterek, yüklenmesi gereken bir çok sorumluluk ve çözülmesi<br />

gereken birçok problemin olduğunu ifade etmektedir. Bu yüzden işletme tipi<br />

<strong>girişimcilik</strong>, içinde bireylerin girişimci bir şekilde davrandığı yapı olarak<br />

görülmektedir. Girişimcilik, hayal gücünün kullanılmasını, yaratıcı olmayı,<br />

sorumluluk yüklenmeyi, fikirleri organize etme ve tanımlamayı, karar almayı ve<br />

geniş yapılar içinde başkalarıyla ilişkiler kurmayı kapsayacak biçimde<br />

kullanılmaktadır. 8<br />

Girişimci tanımı için yapılan diğer bir ifade ise girişimcinin pazardaki fırsat<br />

ve gelişmeleri belirleyen, pazar fırsatlarını ve gelişmelerini iş fikrine dönüştüren, risk<br />

üstlenerek üretim faktörleri olan emek, sermaye ve doğal kaynakları bir araya<br />

getirerek, bir işletmeyi başarıyla yönetebilen, kendisini ve işletmesini geliştiren<br />

yenilikçi kişidir şeklindedir. 9<br />

Girişimci, müşterilerin ihtiyaç duyduğu mal veya hizmetleri üreterek yüksek<br />

kazanç sağlamayı hedefler. Ekonomik büyümenin yapı taşı <strong>girişimcilik</strong> ve<br />

yenilikçiliktir. Girişimci risk alarak yenilik yapan kişidir. Fırsatları gözetleyen ve<br />

onları bulduğunda her tür riski göze alarak değerlendirmeye çalışandır.<br />

Girişimcilik de, girişimcilerin risk alma, fırsatları kovalama, hayata geçirme<br />

ve yenilik yapma süreçlerinin tümüne verilen addır. 10<br />

1.2. Girişimcilikle İlgili Klasik Görüşler<br />

Girişimcilikle ilgili görüşler daha önce de belirtildiği gibi ekonomi okulu ve<br />

eğitim okulunun ileri sürdüğü yaklaşımlarla şekillenmiştir.<br />

Ekonomi okulu, iktisat teorilerinde ifade edilen dört temel <strong>girişimcilik</strong><br />

yaklaşımından söz etmektedir. Birincisi, gelirin üretim faktörlerine göre dağılımını<br />

8 BRIDGE and O’NEIL, s.23.<br />

9 Mahmut TEKİN, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, 4. Basım, Ankara, 2004, s.4.<br />

10 Tüsiad Basın Bülteni, ‘Türkiye’de Girişimcilik Özet Bulgular’, 27.02.2003<br />

http://www.tusiad.org.tr, Erişim Tarihi: 15.03.2007<br />

8


konu edinmiştir. Bu yaklaşım, geliri üretim faktörlerinin karşılığı veya getirisi olarak<br />

görmektedir. İkinci yaklaşım, piyasa süreçleri üzerinde yoğunlaşarak <strong>girişimcilik</strong><br />

anlayışını açıklamaktadır. Sabit bir piyasa dengesinin hakim olduğu bir ortamda var<br />

olan rekabete bir eleştiri olarak ortaya çıkan dinamik bir yaklaşımdır. Üçüncüsü,<br />

ekonomilerdeki büyüme ve düzensiz değişimleri düzenleyen ve Schumpeter’in<br />

“yaratıcı yıkıcılık” olarak ifade ettiği yenilikçi vizyona sahip girişimciyi<br />

incelemektedir. Son yaklaşım ise, girişimci ile firma arasındaki ilişkilerin ele<br />

alınmasıdır. Bu yaklaşımda girişimcileri belirli bir durumdaki karar alıcılar olarak<br />

inceler ve onların motivasyonları ile çevreyi algılayış biçimleri üzerinde<br />

yoğunlaşır. 11 Aşağıda bu yaklaşımları öne süren bilim adamlarının görüşleri<br />

incelenmeye çalışılacaktır.<br />

İktisadi düşünceler tarihine bakıldığında girişim ve <strong>girişimcilik</strong> kavramı<br />

Fransız kökenlidir. En genel anlamıyla ilk olarak Ortaçağ’da kullanıldığı<br />

görülmektedir. Bu ilk anlamıyla kavram, “bir şey yapmak için bir şeyler elde etmeye<br />

çalışan birey” olarak tanımlanmaktadır. 16. yüzyıla kadar girişimci kavramı,<br />

savaşlarda vurgun yapan, kendi hayatını ve kaderini riske atmaya meyilli bireyler<br />

için kullanılmaktaydı. 17. yüzyılın başlangıcında savaşçı kesim önemini yitirdi ve<br />

kavram, Fransız Krallığı ile sabit fiyatlı sözleşmeler yapan geniş ölçekli girişimleri<br />

ifade etmek için kullanılmaya başlandı.<br />

Girişimcilik anlayışında risk kavramı ilk olarak 17.yüzyılda ortaya çıkmıştır.<br />

Girişimcilere yönetimle belirli bir hizmeti icra etmek ya da belirli ürünleri sunmak<br />

üzere bir sözleşme ile anlaşma yapan kişiler olarak bakılmıştır. Bu sözleşmelerdeki<br />

fiyatlar iş bitene kadar sabit olarak kalır, sözleşme yapan girişimci faaliyetleri<br />

sonucunda zarar da edebilirdi. Bilindiği gibi kazanç, üretim faaliyeti sonucunda elde<br />

edilen gelirin üretim faktörlerine yapılan dağıtımdan (işgücüne ücret, toprağa kira<br />

bedeli, sermayeye faiz ödemesi gibi) sonra arta kalan kısmıdır. Sabit bir rekabet<br />

ekonomisinde herhangi bir birey, üretim faktörlerini satın alabilir ve daha fazla bir<br />

sonuç elde etmek için onları üretime hazır hale getirebilir. Piyasaya giriş ve çıkışların<br />

serbest olduğu ve ölçek ekonomisinin olmadığı bir durumda üreticiler arasındaki<br />

rekabet, uzun vadede sıfır kazançlı bir ekonomik düzen şeklinde devam eder.<br />

11 Marc CASSON, Entrepreneurship, Edward Elgar Publishing Limited, Vermont, 1990, s.2.<br />

9


Kısacası böyle bir ekonomik yapıda bir girişimciye ihtiyaç yoktur. Girişimciliğin<br />

ortaya çıkmasının nedeni, bu statik çevrenin süreklilik arz etmemesidir. Yani<br />

çevredeki değişkenler her zaman basit bir belirleyicilik altında işlememektedir.<br />

Çevreyi önceden tahmin etmek güçleşmektedir. Çevre koşullarının önceden tahmin<br />

edilememesi, beraberinde risk ve belirsizlik unsurlarını getirmiştir. 12<br />

Bu dönemlerde yönetimle bu tür kontratlar yapan girişimcilerden birisi<br />

Fransız John Law'dır. Law, Fransız Hükümetinin bir çok önemli binalarını bu<br />

yöntemle yapmıştır. Richard Cantillon, Law’ın çalışmalarından yola çıkarak<br />

girişimci kavramını ilk olarak 1734 yılında yazdığı "Essai sur la nature de commence<br />

en generale" eserinde kullanmıştır. Eseri ölümünden 21 yıl sonra 1755'te<br />

yayınlanmıştır. Cantillon, girişimcileri getirisi belirsiz, katlanılacak maliyetin<br />

bilindiği koşullarda basiretli ve kendi kendine güveni tam bir şekilde hareket eden<br />

bireyler olarak görmektedir. Tezini de bu tip bir girişimci üzerine temellendirmiştir. 13<br />

Richard Cantillon, <strong>girişimcilik</strong> kavramının biçimsel teorik kullanımı ile ilgili<br />

çalışmalarında belirsizlik kavramını özellikle kullanmaya çalışmıştır. 18. yüzyılın<br />

ortalarında <strong>girişimcilik</strong> kavramı, Bernard F. De Belidor ve Richard Cantillon<br />

tarafından, hem yüksek fiyatlardan satış yapmanın nimetlerinden faydalanan ve hem<br />

de fiyatları aşan maliyetlere yol açan belirsizliklere göğüs geren bir bireyi ifade<br />

etmek için kullanılmıştır. Cantillon'a göre, bir birey ücret karşılığında emeğini<br />

kiralamıyor veya çalışmıyorsa, o zaman o bir girişimcidir. Girişimci bireyler ile ücret<br />

karşılığı çalışan bireyleri ayıran önemli farklılık olarak, girişimci bireylerin<br />

belirsizlik ortamında kendi kendine çalışarak yaşaması gösterilmektedir. Cantillon'a<br />

göre spekülatif komisyoncu, kendisinin bilmediği ya da onun için belirsiz olan<br />

gelecekteki piyasa koşulları altında faaliyette bulunmaktadır. 14<br />

Cantillon çalışmasında, bütün zenginliğin kaynağı olarak toprak faktörünü ele<br />

almaktadır. Ekonomide etkin olan insanları ise üç gruba ayırarak incelemektedir. İlki<br />

finansal olarak bağımsız çalışan toprak sahipleri, ikincisi gelir elde etmek için risk<br />

yüklenerek piyasadaki değişkenlerden faydalanan girişimciler ve üçüncüsü ise<br />

emeğini kiralayanlardır. Son kategorideki bireyler, anlaşmaya bağlı olarak garanti<br />

12 CASSON, 1990, s.2.<br />

13 Robert D. HISRICH and Mıchael P. PETERS, Entrepreneurshıp, BPI-IRWIN, Boston, 1989, s.7.<br />

14 Ivan BULL and Howard THOMAS, Entrepreneurshıp, Oxford, Kıdlıngton, 1995, s.3.<br />

10


altına alınmış sabit gelirleri için aktif kararlar alma durumundan sakınmaktadırlar.<br />

Cantillon'un girişimci tipi, değişimi başlatan ya da yenilikçi değildir. Girişimciliği<br />

tanımlamak için kazanç-risk teorisini araç olarak kullanmaktadır.Öngördüğü<br />

girişimcinin rolü, belirli fiyatlardan alış veriş yapmak ve belirsiz ortam ve fiyatlardan<br />

satmaktır. 15<br />

18.yüzyılın ikinci yarısındaki fizyokratlardan Qesnay, <strong>girişimcilik</strong> kavramını<br />

daha geniş bir açıdan bakarak tanımlamaktadır. Qesnay girişimciyi, kendisi için en<br />

iyi kazancı elde edebilmek amacıyla ekonomik olarak en uygun mal ve hizmetleri<br />

üretebilmek için ekonomik faktörleri birleştirme kapasitesine sahip olan kişi olarak<br />

tanımlamaktadır. Girişimciler, belirsizliğe katlanan, üretimi organize eden ve<br />

yöneten, yeni metotlar ve ürünler geliştiren ve yeni pazarlar araştıran bireylerdir.<br />

Avrupa'nın ilk ekonomi profesörü olan Jean Batiste Say (1767-1832) ise,<br />

girişimciyi daha dar bir bakış açısıyla tanımlamıştır. Say'a göre girişimci, üretim<br />

faktörlerini birleştirmek ve koordine etmek suretiyle yeni bir sonuç ortaya çıkaran ve<br />

problemlerin üstesinden gelen kişi olarak tanımlamaktadır. 16<br />

Girişimcilik kavramı İngiliz ve Amerikan ekonomik düşüncesinde Fransız<br />

ekonomi literatüründe kullanılandan nispeten farklı bir şekilde gelişmiştir. Kapitalist<br />

anlayış içinde kavramı genel bir teori olarak ortaya koyan Adam Smith'in (1776) The<br />

Wealth of Nations adlı eseridir. Bilindiği gibi bu eser klasik kapitalist ekonomi<br />

teorisinin temelini oluşturmaktadır. Smith bu eserinde kapitalistleri, emek, sermaye,<br />

toprak gibi temel üretim kaynaklarına ve sanayi kuruluşlarına sahip olan<br />

sermayedarlar ve yöneticiler olarak tanımlamaktadır. Bu sermayedarları her hangi bir<br />

girişimde bulunmaya sevk eden güdünün ise gelir elde etmek olduğunu ifade<br />

etmektedir. Girişimcilerin kazancının, yüklenmiş oldukları yönlendirme<br />

sorumluluğunun karşılığı olarak değil, yapmış oldukları yatırımın karşılığı olarak<br />

görmektedir. Böylece girişimcilerin fonksiyonunu sermaye sahipleriyle<br />

eşitlemektedir. 17<br />

15<br />

Daniel F. JENNINGS, Multiple Perspectives of Entrepreneurship, ITP, Cincinnati, 1993, s.42.<br />

16<br />

Wayne LONG, ‘The Meanıng of Entrepreneurshıp’, Amerıcan Journal of Small Busıness, Vol. 8.,<br />

1983, s.221.<br />

17<br />

Calvin A. KENT, The Environment for Entrepreneurship, Lexington Booly, Toronto, 1984, s.3.<br />

11


Alfred Marshall (1842-1924), girişimcileri ya da işletme sahiplerini yeniliğe<br />

açık ve yeni çalışma metotları geliştiren ve risk üstlenen bireyler olarak<br />

tanımlamaktadır. 19. yüzyılda yeni gelişen bir olgu olarak profesyonel orta kademe<br />

yöneticilerinin ortaya çıkması ile birlikte, Marshall'ın işi yönetenlerle, işi bizzat<br />

uygulayanların farklı kişiler olduklarını ifade eden görüşüyle karşılaşılmaktadır.<br />

Marshall'a göre, işgücünü yönetmek gereklidir fakat bu bir işletmenin faaliyetlerinin<br />

tamamı değildir. Çünkü işin bütün olarak riskini yüklenen girişimciler başlangıçta iki<br />

görevi birden üstlendiklerinden daha fazla beceri ve enerji sahibidirler. Marshall'a<br />

göre bir girişimcide bulunması gereken özellikler o kadar çok ve çeşitlidir ki, çok az<br />

insanda bu niteliklerin hepsi bulunabilmektedir. Bir bireyde bu özelliklerin bir kısmı<br />

bulunurken, bir diğerinde de başka özellikler bulunmaktadır. 18<br />

Joseph Schumpeter (1910) "Ekonomik Gelişmenin Teorisi" çalışmasında<br />

girişimcilerin yeniliği benimsemede iş veya işletmeleri yönetenlerden farklı<br />

olduklarını ve dolayısıyla ekonomide refah yaratan ve dağıtan önemli aktörler<br />

olduklarını ifade etmektedir. Girişimcilerin yaptıkları yeniliklerle piyasada yeni<br />

talepler yarattıklarını, bunun ise mevcut piyasayı tahrip ederek yeni bir yapının<br />

oluşmasına yol açtığını belirtmektedir. Schumpeter bu durumu "yaratıcı yıkıcılık"<br />

olarak adlandırmaktadır. Dinamik bir süreci ifade eden bu anlayış yirminci yüzyılın<br />

büyük bir bölümünde egemenliğini sürdürmüştür. 19<br />

Ekonomik bir yapıda girişimciliği ve girişimciyi yok saymanın mümkün<br />

olmadığını belirten Schumpeter, yeni bir ticari mal ve hizmetin ortaya çıkması için,<br />

bir icadın kullanılması olarak tanımladığı "yenilik" kavramını yeni talep yaratmada<br />

ve dolayısıyla refah yaratmada anahtar bir güç olarak kullanmıştır. Girişimcileri ise,<br />

bu anahtar gücü kullanarak yeni işletmeler kuran ve istihdam yaratan girişimciyöneticiler<br />

olarak tanımlamıştır. 20<br />

Schumpeter, hem girişimcilerin ve hem de yöneticilerin riski üstlendiklerini,<br />

bu nedenle girişimciler için temel ayırıcı faktörün yenilik olacağını ileri sürmektedir.<br />

Ona göre girişimcilerin en önemli sorunu, yeni fikirler bulmak ve kullanmaktır.<br />

18<br />

Elizabeth CHELL, Jean HAWORTH and Sally BREARLEY, The Entrepreneurial Personality,<br />

Routledge, New York, 1991, s.16-18.<br />

19<br />

LONG, 1983, s.22.<br />

20<br />

Bruce A. KIRCHOFF, ‘Entrepreneurship's Controbucion to Economics’, Entrepreneurslıip<br />

Theory and Practice, Winter, 1991, Vol. 16, s.100.<br />

12


Bulunacak muhtemel alternatifleri ise, yeni ürünler ve hizmetler geliştirmek, yeni<br />

üretim metotları geliştirmek, yeni piyasalar bulmak, yeni arz kaynakları keşfetmek<br />

ve yeni organizasyon biçimleri geliştirmek şeklinde sıralamaktadır. 21<br />

Schumpeter'in yenilikçi girişimci bakış açısı, gelişmelerle birlikte tam bir<br />

cazibe merkezi olmaktadır. İşletmeye yönelik düşsel ve romantik çalışması, daha çok<br />

bir sanatkarı veya bireyci davranan aktörleri öne sürmektedir. Daha sonraki<br />

çalışmalarında ise, daha çok bir bilim adamı veya topluluk ruhuna sahip aktörler ön<br />

plana çıkmaktadır. Schumpeter'e göre yenilik ancak geniş bir organizasyon içinde<br />

etkin olarak koordine edilebilir ve programlanabilir. Yenilikçinin kişisel psikolojisini<br />

inceleyerek, onun vizyonunun "yaratıcı yıkıcılık" anlayışını nasıl harekete geçirdiği<br />

üzerinde önemle durmaktadır. Bu çalışmalarıyla diğer <strong>girişimcilik</strong> teorilerinde eksik<br />

olan sosyal ve tarihsel bir boyutu tamamlamaya çalışmaktadır. 22<br />

Schumpeter'in keşfetme ile yenilik arasındaki ayrımı ve yaratıcılık ile olan<br />

ilişkisi, uzun dönemli ekonomik gelişme, işletme çemberlerinin kurulması, piyasa<br />

yapısı ve işletmelerin büyümesi gibi farklı konuların tartışılmasına yol açmaktadır.<br />

Bazı bilim adamları ise Schumpeter'in çalışmalarını Darwin'ci anlayışa<br />

benzetmektedirler. Söz konusu bilim adamlarına göre Schumpeter, konulara evrimci<br />

bir bakış açısıyla yaklaşmaktadır ve o doğrultuda analizler yapmaktadır. Evrimci bir<br />

perspektiften bakıldığında, yenilik genetik değişime eşdeğerde bir farklılık kaynağı<br />

olarak görülmektedir. İşletmelerde çalışan bireylerden biri tarafından yeni bir<br />

yönetim uygulaması ya da yeni bir teknolojiyi kullanma becerisinin gelişmesi<br />

şeklindeki değişme ve gelişmede de bu eşdeğerlilik görülmektedir. Bu anlayış<br />

doğrultusunda, rekabet ortamında yenilikçi işletmeler, daha önce kurulmuş<br />

işletmelerle rekabet etmektedirler. Endüstri dalı, bu mücadelenin gerçekleştiği bir<br />

çevresel ortamı oluşturmaktadır. Uyum ise, rakip firmalara başarılı yenilikleri<br />

nakleden sosyal bir mekanizmayı oluşturmaktadır.<br />

Kısacası modern girişimci düşüncesinin babası olarak kabul edilen<br />

Schumpeter, girişimcileri sadece kurulu bir işletmenin başındakiler, yöneticiler ya da<br />

sanayiciler olarak görmemektedir. Ona göre girişimciler, üretim faktörlerinin yeni<br />

21<br />

Robert H. BROCKHAUS and Pamela S. HORWITZ, ‘The Psychology of The Entrepreneur’, The<br />

Art and Science of Entrepreneurship, Bollinger Publishing Company, 1986, Massachuset, s.25.<br />

22<br />

Ivan BULL and Gary WILLARD, ‘Towards A Theory of Entrepreneurship’, Entrepreneurship,<br />

Pergamon, Tarrytown, 1995, s.3.<br />

13


ileşimlerini başaran kişilerdir. Girişimcilerin iddiası, ekonomiye katkıda<br />

bulunabilecek yeni fikirleri bulup kullanmaktır. Schumpeter, girişimci davranışı<br />

harekete geçiren çeşitli alternatif bileşimlerin olduğunu kabul etmektedir. Bu<br />

alternatifleri ise; yeni ürün ve hizmetler, yeni üretim metotları, yeni pazarlar, yeni arz<br />

kaynakları ve yeni organizasyon biçimleri olarak ifade etmektedir.<br />

Schumpeter yeni kombinasyonların ise, yeni işletme döngülerinden geçilerek<br />

üretilebileceğini ifade etmektedir. Yeni bir işletmenin kurulması girişimci<br />

fonksiyonun bir parçası olarak kabul edilmektedir. Onun için zorunlu bir güveni<br />

devam ettirmek ve organizasyonu oluşturmak için ‘özel yetenekler’ gerekmektedir.<br />

Temelde önemsenen nokta, ‘yeni bileşimleri gerçekleştiren’ genel yaratıcı sosyoekonomik<br />

bireydir. Kısacası ideal girişimci tipi, sadece organizasyon kurucu değil,<br />

aynı zamanda organizasyon geliştirici ve ilerletici olandır şeklinde belirtilmektedir. 23<br />

Girişimcilik üzerine ilk teorik çalışmaları Harvey Leibenstein (1968)<br />

yapmıştır. O da J. B. Say gibi farklı piyasalardan elde edilen üretim faktörlerini<br />

başarılı bir şekilde birleştiren girişimciler üzerinde durmaktadır. Girişimcileri<br />

yöneticiler gibi gören bir <strong>girişimcilik</strong> teorisi geliştirerek, girişimciliği iki sürece<br />

ayırmaktadır. Birincisi, Schumpeter'in ifade ettiği ürün ve süreçlerde yeniliği ve yeni<br />

kombinasyonları sağlayan girişimci süreçler; ikincisi ise, geleneksel şekillerde bir<br />

işletme veya iş kuran yöneticileri anlatan süreçtir. Girişimcileri belirsizliğe katlanan<br />

bireyler olarak, <strong>girişimcilik</strong> alanına mı yoksa yönetim alanına mı ait olduğunu<br />

belirlemenin güç olduğunu belirtmektedir. Girişimcilerin maliyetleri kontrol altına<br />

almak veya piyasayı koruyan faaliyetleri gerçekleştirmek gibi iki farklı fonksiyonu<br />

yerine getirdiklerini söylemektedir. Leibenstein işletmeleri bir sistem olarak<br />

tanımlamaktadır ve girişimciliği ise içinde girişimcilerin çalıştığı tanımlayıcı<br />

metodlar olarak kabul etmektedir. İşletmelerin oluşmasında ise, işletmenin gelişim<br />

evrelerine bağlı olarak değişmeyen statik bir modeli benimsemektedir. 24<br />

Israel Kirzner orijinal <strong>girişimcilik</strong> teorisini Mises'in insan davranışı anlayışı<br />

üzerine kurmaktadır. Mises'e göre bütün insan davranışlarında göze çarpan girişimci<br />

bir özellik vardır. Ludvig von Mises (1966) ve onu izleyen Gunning, ekonomik<br />

23<br />

KIRSCHOFF, 1991, s.98-100.<br />

24<br />

Martin BINKS and Philip VALE, Entrepreneurshıp and Economic Change, McGraw-Hıll Book<br />

Company, London, 1990, s.17.<br />

14


<strong>girişimcilik</strong> anlayışını, piyasa ekonomisinin tanımlamalarında belirlenmiş koşullar<br />

altındaki insan davranışlarının ( değer biçme, karar alma ve belirsizliğe katlanma)<br />

beşeri yönünü yansıtan bir fenomen olarak tanımlamaktadır. Kuramsal piyasa<br />

ekonomisi ise, özel mülkiyet, uzmanlaşma ve değişim aracı olarak paranın<br />

kullanılması gibi anlayışlar üzerine temellendirilmektedir. Buna ek olarak işletme<br />

<strong>girişimcilik</strong> anlayışı ise, bir ideal tipin tanımlanması olarak ifade edilmektedir. İdeal<br />

tipin yüklenmesi gereken özellikleri olarak da, maceraperestlik, üretim faktörlerinin<br />

arz ve talebi durumunda açık gözlü olmak, yenilikçi kabiliyete sahip olmak,<br />

faktörleri yönetme yeterliliği, belirsizlik ve riski yüklenmeye gönüllülük ve liderlik<br />

yeteneği sayılmaktadır. 25<br />

Kirzner'e (1975) göre en uyanık bireyler, kazanç sağlayanlardır. Monopol<br />

kazanç ümidi, bireyleri yeni bilgiler elde etme yönünde araştırma yapmaya teşvik<br />

edecek ve böylece ekonominin uygulayıcı ve yenilikçi kapasitesi desteklenmiş<br />

olacaktır. 26 Kirzner bu yapı içinde girişimcinin denge sağlayıcı bir güç olarak rol<br />

oynadığını ifade etmektedir. Kirzner'in bu anlayışı, dengeyi bozucu ekonomik bir<br />

güç olarak Schumpeter'ci ideal girişimci anlayışını tamamlayıcı bir özellik<br />

taşımaktadır. Schumpeter'den fazla olarak girişimciliğin süreçleri üzerinde önemle<br />

durmaktadır. Ona göre girişimciler, belirli piyasalardaki düşük fiyatlı ürün ve üretim<br />

faktörlerini bulma yeteneğine bağlı olan kazanç fırsatları konusunda büyük bir<br />

anlama kapasitesi olan bireyler olarak tanımlanmaktadır. Onun için <strong>girişimcilik</strong><br />

fırsatlar ile başlamakta ve kazanç ile sonuçlanmaktadır.<br />

Girişimciliğin bugünkü popülerliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan<br />

tanımlama sorunu ile ilgili önemli katkılar yapan bilim adamlarından birisi de Mark<br />

Casson'dur (1982). Casson <strong>girişimcilik</strong> tanımlamalarına yönelik iki bakış açısı<br />

önermiştir. Bunlardan birincisi, fonksiyonel yaklaşım, ikincisi ise betimlemeci<br />

yaklaşımdır. Fonksiyonel yaklaşıma göre girişimci, girişimci faaliyet olarak<br />

tanımlanan bir fonksiyonu gerçekleştiren kişidir. Betimlemeci yaklaşım ise,<br />

girişimciyi yasal statüsü, başkalarıyla kurduğu anlaşmaya bağlı ilişkileri ve<br />

toplumdaki yerine göre tanımlamaktadır. 27<br />

25 CHELL, HAWORTH and BREARLEY, 1991, s.25.<br />

26 BULL and THOMAS, 1995, s.10.<br />

27 BINKS and VALE,1990 , s.17.<br />

15


Betimlemeci bakış açısı fonksiyonel yaklaşıma göre daha somuttur. Casson,<br />

sağlıklı bir <strong>girişimcilik</strong> tanımının yapılabilmesi için bu iki yaklaşımın birleştirilmesi<br />

gerektiğini ifade etmektedir. Girişimci; kıt kaynakların koordinasyonuyla ilgili<br />

sağlıklı ve akılcı kararlar almada uzmanlaşan kişi şeklinde tanımlanmaktadır. 28<br />

Casson'un anlayışının genel özelliği, girişimcileri uzmanlaşmış ve üretim<br />

faktörlerini yeniden dağıtarak ekonomik katkı yapan bireyler olarak kabul etmesidir.<br />

Diğer bir özelliği ise girişimci davranışlar ve belirsizlik koşulları altında faaliyette<br />

bulunan bireyler tarafından kullanılan muhtemel stratejiler konusunda yapılan belirli<br />

saptamaları göstermesidir.<br />

Önemli bir alternatif <strong>girişimcilik</strong> ve girişimci özelliği ise Peter F. Drucker<br />

(1985) tarafından geliştirilmiştir. Drucker, güçlü bir yönetim yönelimi ile pragmatik<br />

bir yaklaşımı ele almaktadır. Girişimci davranışın ya da anlayışın gelişmesini<br />

şirketleri aşan bir ortamda yeni fırsatların bulunmasındaki etkinliğe bağlamaktadır.<br />

Girişimcilerin değişimi normlar olarak veya mutluluk olarak gördüklerini ifade<br />

etmektedir. Girişimcilerin her zaman değişim için araştırma yaptıklarını, ona cevap<br />

vermeye çalıştıklarını ve değişimi bir fırsat olarak kabul ettiklerini belirtmektedir. 29<br />

Drucker, girişimciliğin bir gruba has bir özellik olmadığını, girişimcilerin<br />

belirli girişimci özelliklerle doğmadıklarını; bunların aksine girişimci davranışın<br />

rekabet avantajı sağlamak için varolan bir işletme organizasyonu içindeki bireyler<br />

arasında gelişmekte olduğunu söylemektedir.<br />

Girişimci veya girişimciliğin ekonomide oynadığı önemli rolüne rağmen,<br />

işletme ve ekonomi alanında kabul görmesi oldukça yenidir. Bu yüzden<br />

girişimciliğin ne olduğunu tanım olarak ifade eden tek bir tanım hala kabul<br />

edilmemiştir. Girişimcilere ve onların nasıl davrandıklarına yönelik farklı bakış<br />

açılarından kaynaklanan geniş bir anlamlar seti oluşmuştur. Girişimciliğe atıfta<br />

bulunan anlam alanlarından biri olan ekonomik gelişmenin katkısı bu noktadadır. Bu<br />

yapıda girişim ile <strong>girişimcilik</strong> kavramı aynı anlamı ifade etmektedirler. Girişimcilik<br />

kavramı aynı zamanda bir işletme birimini, işletme kurma sürecini, işletmede<br />

28 BINKS and VALE,1990, s. 17.<br />

29 BINKS and VALE,1990, s. 17-18.<br />

16


gerçekleşen süreçleri ve işletmenin büyümesi ve geliştirilmesini ifade etmek için de<br />

kullanılmaktadır. 30<br />

Sonuç olarak girişimcilerin üstün bir karar alma yargısına sahip oldukları<br />

ifade edilmektedir. Bu vasıflarından dolayı, girişimciler diğer insanların<br />

çözemedikleri karmaşık ve zor problemlerle uğraşmayı göze alabilmektedirler.<br />

Ancak girişimcilerin almış olduğu kararların her zaman diğer insanların kararlarına<br />

göre daha olumlu ve iyi sonuçlar doğurduğunu söylemek doğru olmamaktadır.<br />

Çünkü başka bireylerde girişimcilerin sahip olmadıkları farklı özellikler ve bilgiler<br />

olabilir. Ancak bu becerilerini ortaya koymamış olabilirler. Aynı şekilde bir bireyin<br />

çok değerli fikirlere sahip olduğu halde, bu fikirlerinin başkaları açısından bir anlam<br />

ifade etmeyeceğini düşünerek onları saklaması ya da potansiyelini açmaması bu<br />

durumu açıklamada iyi bir örnek teşkil etmektedir. Halbuki işletmeler sahip oldukları<br />

bilgi ile kaynakların daha etkin bir şekilde yeniden dağıtılmasını sağlayan bir kurum<br />

olarak böyle bireyler tarafından geliştirilmiştir. Dış piyasalardaki işlem maliyetleri<br />

girişimcilere sahip oldukları bilgiyi kullanmaları için kolaylıklar sağlamaktadır.<br />

Ayrıca bu bilgiyi bir kurum içinde kullanma şansını da vermektedir.Böyle bir<br />

durumda işletmeler, bilgiyi kullanan bir araç olmanın yanında aynı zamanda bilgiyi<br />

toplama işlevini de görmektedirler. Toplanan bilgi ise, uygun ortamın <strong>belirlenmesi</strong><br />

ile ilgili alternatif hipotezlerin test edilmesi için kullanılmaktadır. İşletmeler, marjinal<br />

kararların sonuçlarını izleyerek bir geri bildirim akışını sağlamak için öğrenme<br />

sürecini kurumsallaştırarak bilgiyi sürekli olarak elde etmeye çalışmaktadır.<br />

Bilgilenme sürecinde içsel iletişim, firmanın açık-öğrenen bir sistem olarak<br />

fonksiyon icra etmesine yol açmaktadır.<br />

İnsanlık varlığını daha çok bilgi toplumu sürecini besleyerek sürdürmektedir.<br />

Bilgi, ekonomiden siyasete temel bilimlerden uygulamalı bilimlere her alanda<br />

önemini arttırmaktadır. Temel bilimler matematik, fizik, kimya biyoloji, psikoloji ve<br />

sosyoloji olarak sıralanırken mühendislik, tıp, iktisat, işletme gibi uygulamalı<br />

bilimlere <strong>girişimcilik</strong> bilimi de eklenmektedir. 31<br />

30 KAPU, 2001, s.140.<br />

31 Ramazan UGUN, Türkiye’de Girişimcilik Kültürünü Yönlendiren Öncü Girişimciler ve<br />

İbrahim Bodur Modeli, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, 18 Mart Üniversitesi, Sosyal Bilimler<br />

Enstitüsü, Çanakkale, 2006, s.8.<br />

17


Girişimcilik alanında yapılan araştırmalar oldukça zordur, alan; yaradılışında<br />

var olan bir karmaşıklığa sahiptir ve disiplinler arasıdır. 32<br />

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bilime dayalı teknoloji üretimi ve<br />

bilime dayalı endüstriler yaygınlık kazanmaya başlamıştır. 33<br />

Bilişim teknolojilerinin yaygınlaşması ve bilişim teknolojileri kanalıyla<br />

sürekli üretilebilen, tekrarlanabilen ve paylaşılabilen bilgiye dayalı bilgi ekonomisine<br />

geçiş söz konusu olmaktadır. Bilgi toplumunda bilgi üretimi ön plandadır.<br />

Girişimcilik bilginin üretilmesi ve üretilen bilgiyle toplumların kalkınmasına katkı<br />

sağlamaktadır.<br />

1.3. Girişimcilik Seçimi ve Girişimcilik Eğilimi<br />

Girişimcilik ile ilgili olarak yapılan tanımlardan yola çıkılarak <strong>girişimcilik</strong><br />

eğilimi iki şekilde oluşturulmaktadır. İlk olarak <strong>girişimcilik</strong> eğilimi küçük bir<br />

işletmeyi ya da yeni bir işletmeyi kurma sürecine yönelik davranışlar olarak<br />

tanımlanırken, İkinci olarak ise daha çok davranışlarla ilgili bir durum ve insanın<br />

gelişmesine yöneliktir şeklinde açıklanmaktadır.<br />

Girişimci, değişime karşı olumlu, esnek ve uyum sağlayabilen bir özelliğe<br />

sahip ve değişimi bir fırsat olarak kabul eden kişi olarak görülmektedir. Girişimci<br />

bireyin değişime bu şekilde bakması, güvensizlik, risk ve belirsizlikle karşılaştığında<br />

kendi kendine güvenen bir özelliğe sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Girişimci<br />

birey faaliyette bulunduğu ortamlarda, yaratıcı fikirleri harekete geçiren, geliştiren<br />

bir yeteneğe sahiptir. Sorumluluk yüklenmeye hazır, etkin bir iletişimci, organizatör,<br />

planlamacı, etkileyici ve müzakerecidir. Aktif, güvenilir ve hazımsızdır. 34<br />

Girişimciler genellikle projeleri başlatan ve geliştiren; bir şeylerin olması için<br />

beklemeyen, aksine sorunları ve doğabilecek sonuçlarını gören ve kontrol eden<br />

kişiler olarak kabul edilmektedirler. 35<br />

Girişimcilerin ve <strong>girişimcilik</strong> anlayışının nasıl ortaya çıktığını bir çok bilim<br />

adamı araştırmaya çalışmıştır. Bunlar arasında en önemli olanlarından birisi David<br />

32<br />

William B. GARTNER and Barbara J. BIRD, Entrepreneurship Theory and Practice,1922, s.31.<br />

33<br />

Hüseyin İNCELER, Teknoloji Yönetimi, Desnet Yayınları, 1998, s.169.<br />

34<br />

Ömer AYTAÇ, ‘İktisadi ve Sosyal Gelişme Açısından Girişimcilik’, Akademik Araştırmalar<br />

Dergisi 26, 2005, s.79-102.<br />

35<br />

Tamer KOÇEL, İşletme Yöneticiliği, Beta Yayınevi, İstanbul, 2003, s.87.<br />

18


McClelland'dır. McClelland konuyu motive edici güçleri dikkate alarak<br />

değerlendirmiştir. Girişimcilerin ortaya çıkmasında motive edici en önemli güçler<br />

olarak başarma ihtiyacı, sosyal ilişkiler kurma ihtiyacı ve güç ihtiyacını görmektedir.<br />

Ona göre başarı motivasyonu ile hareket eden bireyler, iyimser, sorumluluk<br />

gerektiren işlerle uğraşmayı seven ve yenilikçi bir anlayışa sahiptirler. Böyle<br />

bireylerin en önemli özelliği risk yüklenmeye istekli olmalarıdır. Bunlara özerk olma<br />

isteği ve nüfuz sahibi olma arzusu da eklenmektedir. Burada esas üzerinde durulan,<br />

bir çok durumda kullanılan bir özellikler grubunun varlığıdır. Bu özelliklerin<br />

tanımlanması için başlangıç noktası ise genellikle girişimcilerin davranışları<br />

olmaktadır. 36<br />

Girişimcilerin davranışlarını incelemede psikoloji biliminden<br />

yararlanılmaktadır. Psikoloji bilimi bireylerle ilgilidir. Bu nedenle <strong>girişimcilik</strong><br />

alanındaki psikoloji kökenli yaklaşımlar, bireye yani girişimciye odaklanmaktadır. 37<br />

Girişimcinin kişiliği, inançları, değerleri ve davranışları işletmenin<br />

geçmişinde, şu anından ve geleceğin de güçlü bir etki göstermektedir. İşletmenin ve<br />

bireyin kaderleri ayrılmaz bir biçimde birbirlerine bağlıdır. Hisrich <strong>girişimcilik</strong>le<br />

ilgili psikolojik yaklaşımları; girişimcinin çocukluk dönemi ve ailesine, eğitimine,<br />

değerlerine, yaşına, iş geçmişine, atıf yapan demografik yaklaşım ve başarı<br />

ihtiyacına, iç kontrol odaklılığa ve risk alma eğilimine atıf yapan kişilik özelikleri<br />

yaklaşımı olarak sınıflandırmaktadır. 38<br />

Davranışlar hem çevrenin hem de bireyin bir reaksiyonudur. Bireyin kültürel<br />

çevresi çeşitli sosyal ilişki ağları ve organizasyonlardaki üyeliği davranışlarını<br />

etkilemektedir. Psikoloji bireyin kültürel mirasının zihinde nasıl temsil edildiğini<br />

araştırır. Girişimcilik ise yeni bir girişim yaratmada kişiye etki eden psikolojik<br />

portrenin bireyde nasıl eğilime dönüştüğünü göstermektedir.<br />

36<br />

Davıd C. McCLELLAND, The Achıvıng Socıety, D. Van Nostrand Company, Prınceton, 1961,<br />

s.36.<br />

37<br />

Kelly G. SHAVER and Lİnda R. SCOTT, ‘Person, Process, Choice: The Phsychology of New<br />

Venture Creation’, Enrepreneur Theory and Practice, Volume 16, Number 2, 1991, s.45.<br />

38<br />

UYGUN, 2006, s.20.<br />

19


1.3.1. İsteklilik<br />

Girişimleri başlatan bireylerin ruh hali, onların girişimci davranışlar<br />

sergilemeleri yönünde harekete geçirmektedir.<br />

Girişimci bir projenin tamamlanması için bireyin ilgisi, isteği ve enerjisi<br />

gereklidir.<br />

İsteklilik girişimciliğin başlaması için ilk adım olarak varsayılmaktadır. Hatta<br />

<strong>girişimcilik</strong> için en doğru fırsat tercih edilmiş ise isteklilik tamamen pozitif sonuçlar<br />

doğurmaktadır. İsteklilik bireyin <strong>girişimcilik</strong>le ilgili tercihlerine, kişisel özelliklerine,<br />

alternatifler arası seçme hakkına ve alternatiflerin birbirine göre çekim gücünün<br />

fazlalığına bağlıdır. 39<br />

Say (1803-1971) girişimci istekliliği için moral ve motivasyon olgularının<br />

önemli olduğunu savunmaktadır. Sermaye temin edilebilir bir olgudur. Fakat sadece<br />

bazı özel nitelikleri olan bireyler tarafından temin edilebilir. Girişimcilik için<br />

başlangıçtan itibaren zengin olmaya gerek yoktur. Sermaye çözümlenebilir bir<br />

problemdir. Birey zekasını, öngörüsünü ve fırsatları değerlendirme kabiliyetini<br />

kullanarak sermayeyi oluşturabilir. Fakat tüm bunları yapabilmesi için bireyin<br />

eyleme karşı istekli olması gerekmektedir. 40<br />

Marshall’ın görüşü (1890-1930) geniş ölçüde Say ile aynıdır. Her ikisi de<br />

başarılı bir <strong>girişimcilik</strong> için tetikleyici unsurunun istek ve motivasyon olduğu<br />

konusunda hemfikirdir. Marshall’a göre girişimci sermayeyi ödünç olarak kullanıp<br />

değerini arttırabilmektedir. Schumpeter için <strong>girişimcilik</strong>te temel belirleyiciler<br />

doğrudan ve dolaylı olarak <strong>girişimcilik</strong> isteğini tetikleyen motivasyon unsurlarıdır.<br />

Knight (1921-1971), girişimciliğe başlamak için gerekli unsurların taşıdığı<br />

risk nedeniyle öncelikle sermaye olduğunu ve sonrada istek ve yetenekler olduğunu<br />

ileri sürmüştür. Knight’a göre isteklilik garanti verme gücünü arttırır buna karşılık<br />

yetenek tek başına garanti verme gücünü yükseltmemektedir. Buda kaynakların<br />

39 C. Mirgam Van PRAAG, ‘Willigness and Opportunity to Start up As An Entrepreneur’, Succesful<br />

Entrepreneurshıp, MPG Boks Ltd., Netherlands, 2005, s.37-54.<br />

40 PRAAG, 2005, s.39.<br />

20


israfına açıkça neden olacak ve böylece sermaye ve yetenek göz göre sadece boşa<br />

harcanmış olacaktır. 41<br />

Sosyolojik bakış açısı ve araştırmalarında ise <strong>girişimcilik</strong> isteğinin<br />

anlaşılmasına üç değişik açıdan yaklaşılmaktadır. İlk olarak, <strong>girişimcilik</strong> rol ve<br />

fonksiyonunu içeren üretim faaliyetleri ile ilgili toplumsal kavramların gelişimi<br />

aracılığı ile gerçekleşmektedir. Sosyo ekonomik sistemi vurgulayan iki büyük<br />

yaklaşım büyük üretim işletmelerinin hâkimiyetini kaçınılmaz olarak görmektedir.<br />

Bu yaklaşımlardan biri genel bir dengeye doğru olan hareket ve uyuşmazlıkların<br />

çözümünü vurgulayan sınıfsal rekabettir. Bu rekabet ise <strong>girişimcilik</strong> isteğini<br />

engelleyebilir.<br />

İkinci olarak sosyoloji, girişimciliği etkileyen spesifik toplumsal niteliklere<br />

dikkat çekmektedir. Bunlar; modernleşme, ekonomik kalkınmada devletin rolü, kayıt<br />

dışı ekonomiler ve organizasyon nüfusunun özellikleridir.<br />

Son olarak ise sosyolojinin <strong>girişimcilik</strong> isteği ile ilgili görüşü; bireylerin<br />

girişimsel faaliyetlerle meşgul olma kararını almalarına sosyal yaşamın etkileridir.<br />

Bu ise bireylerin sosyal konumlarına sosyal ilişki ağlarına ve bu ağların<br />

yerleşikliğine, etnik kimliklerine ve iş deneyimlerine bağlıdır.” 42<br />

1.3.2. Fırsatları Değerlendirme<br />

Fırsatlar<br />

tanımlanabilir.<br />

girişimciliğe başlamak için gereli olan imkanlar olarak<br />

Fırsatlarla ilgili önemli olan veriler sermaye ile başlamakta, ardından<br />

<strong>girişimcilik</strong> yeteneği ve makro ekonomi çevrelerin etkisi ile devam etmektedir.<br />

Girişimcilik fırsatı yeterli sermaye sürecinin oluşturulması veya ödünç alınması ile<br />

kazanılır. Ödünç verme işlemi ise <strong>girişimcilik</strong> yeteneğine sahip olup olmama<br />

durumuna bağlıdır. Buda yetenek ve sermaye kaynaklarının ikame edilebilir<br />

kavramlar olduğunu göstermektedir. Yâni girişimciliğe başlamak için fırsatları<br />

değerlendirebilme kabiliyeti her iki unsurunda toplam faydasını arttırmaktadır. 43<br />

41 PRAAG,2005, s.41.<br />

42 Paul D. REYNOLDS, ‘Sociology and Entrepreneurship; Consepts and Contributons’,<br />

Entrepreneuship Theory and Practice, Volume 16, Humber 2, 1991, s.47.<br />

43 PRAAG, 2005, s.39.<br />

21


İsteklilik ve fırsatları değerlendirme yeteneği <strong>girişimcilik</strong> eğiliminin<br />

oluşmasında birlikte kullanabilir. İsteklilik motivasyon faktörleri ve yetenekleri<br />

kapsarken, fırsatlar ise birçok bilim adamına göre sermayeye sahip olma ya da<br />

sermayeyi ödünç alma yeteneğine göre tanımlanabilir. Blanchflower ve Oswaldin’in<br />

likitide (nakit akışı) ve sermaye tanımını ayrı tutması ciddi bir engel olarak<br />

<strong>girişimcilik</strong> eğiliminin ve girişim isteğinin karşısında bir yaklaşımdır. Çünkü<br />

sermayeyi temin etmek fırsatları değerlendirmekle ilgili iken sadece istekli ve<br />

yetenekli bir girişimci sermayeyi iyi kullanabilmektedir. 44<br />

İktisat Bilimi sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kıt kaynakların<br />

en etkin ve en verimli biçimde kullanımını sağlamaktadır. Girişimci kavramı üretim<br />

faktörleri içinde ilk sırada yer almaktadır.Girişimcinin sermayeyi doğru kullanması<br />

yeteneğiyle ilgili bir durumdur. Girişimcinin de günümüzde iş fikri üretiminin azlığı<br />

düşünüldüğünde kıt kaynaklar içinde sayılması ve var olan mevcut girişimcilerin<br />

rasyonel biçimde değerlendirilmesi gerekmektedir. 45<br />

Genel olarak sermaye öncelikli düşünen iktisatçılar girişimciliğe karşı<br />

kararsız bir bakış açısı sergilemektedir. Girişimcilerin önceden tahmin edilemeyen<br />

eylemleri iktisatçıların rasyonel, mantıklı sistemlerine uymamakta; modellerinin<br />

sergilendiği tam bir uyumu alt-üst etme eğilimi göstermektedir. Buna rağmen<br />

<strong>girişimcilik</strong>le ilgili ilk tanımlar iktisatçılar tarafından formüle edilmiştir. Belirsizliği<br />

vurgulayan Cantillon ve Say girişimciliği tartışmıştır. Yine Schumpeter girişimciyi,<br />

aktif, denge bozucu bir güç olarak görürken; diğer bir iktisatçı olan Kirzner pasif,<br />

dengeleyici olarak görmektedir. 46<br />

Sonuçta bazı fikir ayrılıklarına rağmen yetenekli bireyler fırsatları<br />

değerlendirdikleri takdirde iktisadi açıdan girişimciliğin gelişmesi ve sermaye temini<br />

için en önemli adımı atmış olacaklardır. Girişimciler var olan yakın ve uzak<br />

gelecekteki ekonomik koşulları göz önüne alarak hareket etmelidirler. Çünkü işletme<br />

içi sorunların çözülmesi ve amaçların gerçekleştirilmesi, işletme dışı, yani ekonomik<br />

yapının özellikleri bilinmeden mümkün olmamaktadır.<br />

44 PRAAG, 2005, s.40-41.<br />

45 Ömer DİNÇER ve Yahya FİDAN, İşletme Yönetimine Giriş, Beta Yayınları, 2003, s.11.<br />

46 UYGUN, 2006, s.18.<br />

22


1.3.3. Risk Faktörü ve Girişimcilik Tercihi<br />

Girişimcilik tercihi sonucu elde edilebilecek getiri belirli bir işte çalışma<br />

karşılığı alınan ücret getirisinden daha fazla değişkenlik ve daha az kesinlik<br />

göstermektedir. Klâsik görüşün öncüsü bilim adamları Cantillon (1755), Say (1803)<br />

ve Knight (1921) risk alma eğilimi yüksek bireylerin belirli bir ücret karşılığı<br />

çalışmaktansa <strong>girişimcilik</strong> yaparak daha başarılı olacaklarını savunmuşlardır. 47<br />

Girişimcilik için başarma ihtiyacının önemi genel olarak tartışma konusu<br />

değildir. Tartışma konusu olan, bireyin başarma ihtiyacı ve risk alma eğiliminin<br />

hangi derecede olduğunun nasıl kabul edileceğidir. Bu konuda McClelland<br />

girişimciyi, kendi kendine güvenen, açık olarak hesaplanmış riskleri yüklenmekten<br />

hoşlanan, kendi çevresini aktif olarak araştıran ve yaptığı bir şeyi daha iyi nasıl<br />

yapacağını somut ölçümlerle merak eden kişi olarak tanımlamaktadır. 48<br />

İşletmelerde belirli bir riski göze alan girişimciler, işletme içi ve işletmeler<br />

arası olay ve faaliyetlerle ilgili sebep – sonuç ilişkilerini ele alarak, bir işletmenin<br />

amaçlarına en etkin biçimde nasıl ulaşacağını belirlemeye çalışmaktadır. Bu<br />

doğrultuda işletme amaç ve araçları ve örgüt yapısıyla tüm işletme sistemini analiz<br />

ederek, etkin bir yönetim için geçerli işlemleri, ilkeleri ve teknikleri, bu alandaki<br />

değişmeleri ortaya koymaya ve yöneticilik bilgi ve yeteneklerini geliştirmeye çaba<br />

sarf etmektedir. 49 Girişimciliğin arzu edilen amaca ulaşılabilmesi için işletmedeki<br />

tüm varlık ve kaynakların doğru biçimde amaca yönlendirilmesi gerekmektedir.<br />

Girişimci, ekonomik kaynakların düşük üretkenlik alanlarından yüksek<br />

alanlara aktarılma sürecinde baş aktördür; çünkü üretim kaynaklarını yeni bir tarzda<br />

birleştirerek kullanılmayan üretim faktörlerinin kullanılmasını sağlar, daha da<br />

önemlisi kullanılmakta olan üretim araçlarının ve girdilerinin değişik şekillerde<br />

kullanımı ile üretimi arttırmaktadır. 50<br />

Girişimcini davranışları risk alma eğiliminin bir göstergesidir. Çeşitli deney,<br />

gözlem ve analiz yoluyla insan ve onun içinde bulunduğu grup çözümlenmeye<br />

47 PRAAG, 2005, s.59.<br />

48 Barbara J. BIRD, Entrepreneurıal Behavıor, Foresman Company, Illinoıs, 1998, s.44.<br />

49 Muammer Doğan, İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, İstiklal Matbaası, İzmir, 1982, s.11.<br />

50 http://www.tusiad.org.tr Erişim Tarihi: 15.03.2007<br />

23


çalışşılmaktadır. Girişimci insandır ve İnsanın anlaşılması işletmenin istenilen<br />

sonuca ulaşması için önemlidir. 51<br />

1.4.Girişimcilikte Başarı ve İş Performansı<br />

1.4.1.Çalışma Talebi<br />

İşin gerektirdikleri ile girişimcinin yetenekleri arasında örtülü bir iletişim<br />

vardır. Çalışma iç güdüsü ile hareket eden birey ile hedefteki işin ilk anda birbirini<br />

görüp tanıması muhtemel olacaktır. 52<br />

Kihlstrom ve Laffont (1979) riskli bir <strong>girişimcilik</strong> ve risksiz bir kazanç olan<br />

ücret tercihinde aynı kişinin farklı kişisel <strong>özelliklerinin</strong> etkili olacağına dair bir<br />

model oluşturmuşlardır. Bu modelde bireysel tercihleri etkileyecek bir çok faktörden<br />

bahsedilmektedir. En önemli olanları <strong>girişimcilik</strong> yeteneği, iş tecrübesi, risk eğilimi<br />

ve iş için başlangıç sermayesinin durumu olarak belirtilmektedir. Risk alma<br />

eğilimine yönelik davranışlar kimin girişimci kimin işçi olarak çalışma tercihinde<br />

bulunacağını belirleyecektir.<br />

1970’lerin sonlarında geliştirilen tüm bu modeller girişimciler ve işçiler ya da<br />

işverenler ve işçiler şeklinde iki sınıfın çalışma durumunu tanımlamaktadır. Bu<br />

durum bireysel özelliklerin eğilimine bağlıdır. Lucas (1978) sermayeden önce<br />

<strong>girişimcilik</strong> eğilimini; Kanbur (1979), Kihlstrom ve Laffont (1979) <strong>girişimcilik</strong><br />

eğiliminin risk alma eğilim ile ilgili olduğunu vurgular ve bunun birey için<br />

kanıtlanana kadar bilinmeyen olarak kalacağını savunmaktadırlar. 53<br />

1.4.2. Süreklilik ve Başarı İhtiyacı<br />

Başarı motivasyonun ilk olarak Murray'ın (1938) kişilik sisteminde<br />

tanımlandığı ifade edilmektedir. Murray'ın kişiliğin kimlik teorisinde başarı<br />

motivasyonu, mümkün olduğu kadar kısa bir sürede fiziki kaynakları, beşeri<br />

kaynakları ve fikirleri bir araya getirerek ve etkin bir şekilde organize ederek zor<br />

olan bir şeyi başarmak şeklinde tanımlanmaktadır. 54<br />

51<br />

Erol EREN, Yönetim ve Organizasyon, Beta Basım, İstanbul, 1993, s.27.<br />

52<br />

PRAAG, 2005, s.71.<br />

53<br />

PRAAG, 2005, s.73-74.<br />

54<br />

SHAVER and SCOTT, 1991, s.27.<br />

24


Başarı motivasyonu, faaliyetlerde başarı için gerekli olan kişisel kabiliyet ve<br />

sorumlulukları ve mükemmellik standartlarını seçme ve sürdürmeye yönelik temel<br />

bir davranışsal eğilimdir. Motivasyon, başarı yönelimli durumlarda davranışın<br />

gücüne, yoğunluğuna ve direncine katkıda bulunma düşüncesi olarak<br />

tanımlanmaktadır.<br />

Daha sonraki dönemlerde girişimcilerin psikolojik yapılarına yönelik en<br />

önemli katkıyı McClelland yapmıştır. Onun çalışmalarının büyük bir kısmı başarma<br />

ihtiyacı üzerine dayanmaktadır. McClelland, bireylerde güçlü bir başarma arzusunu<br />

sağlayan yüksek bir başarma ihtiyacı olduğunu ifade etmektedir. Güçlü bir başarma<br />

arzusuna sahip bireylerin şu üç özelliği taşıdığını belirtmektedir: İlk olarak bireyler<br />

karar almada kişisel sorumluluğu tercih etmekte, ardından yeteneğin bir fonksiyonu<br />

olarak risk yüklenmeyi kabul etmekte, ve son olarak da kararların sonuçlarından elde<br />

edilen somut bilgilerin yol açtığı faydaları elde etmeye çalışmaktadırlar. Kısacası<br />

başarı ihtiyacının bireyleri girişimci yaptığını belirtmektedir. 55<br />

Motivasyonun içerik teorileri, bireylerin bazı temel ihtiyaçlara sahip<br />

olduklarını ve zaman zaman bu ihtiyaçların yeterince karşılanmadığını iddia<br />

etmektedir. Böyle bir durumla karşılaşan bireylerde bir tatminsizlik ve buna bağlı<br />

olarak mutsuzluk oluşmaktadır. Mutsuzluğun ve tatminsizliğin giderilmesi için<br />

bireyler bu ihtiyaçları tatmin etmeye çalışmaktadırlar. İhtiyacın karşılanması ise,<br />

ihtiyacı giderme kapasitesinde olan ulaşılması mümkün amaçlar vasıtasıyla söz<br />

konusu olmaktadır. Öncelikle bu temel ihtiyaçlar tatmin edilir, mutsuzluklar ya da<br />

gerilim azaltılır ve birey hala motive edilmemişse, ihtiyaç hala karşılanmamış<br />

demektir. Başarı ya da başarma, yeme veya içme gibi içgüdüsel bir ihtiyaç değil<br />

aksine öğrenilen bir ihtiyaçtır. Muhtemelen çocukluk evresinden başlayarak devam<br />

eden süreç içerisinde öğrenilen bir ihtiyaç olarak tanımlanmaktadır. Bütün<br />

beklentileri ebeveynleri tarafından karşılanan ve sorularını ciddiye alıp gerekli cevabı<br />

veren ebeveynlere sahip olan güçlü ve iradeli çocukların yüksek bir başarma<br />

arzusuna sahip oldukları ifade edilmektedir. 56 McClelland öğrenme sürecinin aynı<br />

zamanda yetişkinlik evresinde de geliştirilebileceğini kabul etmektedir. 57<br />

55 McCLELLAND, 1961, s.36.<br />

56 BRIDGE and O’NEILL, 1998, s.43.<br />

57 McCLELLAND, 1961, s.95.<br />

25


Girişimci bireylerin, güçlü bir başarma ihtiyacına sahip olmaları, onları<br />

aksiyoner olmaya zorlamaktadır. Dikkate değer olduğunu düşündükleri herhangi bir<br />

problemi çözmeyi başardıkları zaman, kendilerine olan öz saygıları artmakta ve talep<br />

edilen başka görevlerle uğraşma konusunda cesaret kazanmaktadırlar. Kısacası<br />

girişimci bireyler sürekli olarak sorunları gözetlemekle meşgul olmaktadırlar. 58<br />

Girişimcilik için başarma ihtiyacının önemi genel olarak tartışma konusu<br />

olmamaktadır. Tartışma konusu olan, bu bireyin yüksek bir başarma ihtiyacına sahip<br />

olduğunun nasıl kabul edileceğidir. Bu konuyu ise McClland şöyle ifade etmektedir:<br />

Girişimci, kendi kendine güvenen, açık olarak hesaplanmış riskleri yüklenmekten<br />

hoşlanan, kendi çevresini aktif olarak araştıran ve yaptığı bir şeyi daha iyi nasıl<br />

yapacağını somut ölçümlerle merak eden kişidir.<br />

Yüksek başarma arzusuna sahip olan bireyler, genellikle paraya kendilerinin<br />

nihai amacı olarak değil, başarının bir ölçüsü olarak bakmaktadırlar. Her ne kadar<br />

nihai bir amaç olarak kabul edilmese bile para, bu bireylerin başarılarını kanıtlamak<br />

için geri bildirim sağlayan bir araç rolü oynamaktadır. 59<br />

Bütün bu olumlu yönlerinin yanında McClelland'ın görüşlerini eleştiren bilim<br />

adamları da vardır. Örneğin, Brockhous McClelland'ın empirik araştırmalarının bir<br />

işletmenin sahibi olmak veya yönetmek ile başarma ihtiyacı arasında doğrudan bir<br />

bağ kurmadığına işaret etmektedir. 60 Benzer bir eleştiriyi de Hull yapmıştır, Hull,<br />

başarma ihtiyacının bir işletme kurmak için bireysel eğilimleri belirlemede zayıf bir<br />

etken olduğunu belirtmektedir. Üçüncü bir eleştiri ise Wilken'den gelmektedir.<br />

Wilken'e göre başarı motifinin kültürel temelleri ve etkileri spekülasyona açıktır.<br />

Örneğin İngiliz kültürünün yüksek başarı anlayışı kendi kendine çalışma anlayışını<br />

ön plana çıkarmaktadır. 61<br />

1.4.3. Kendini İspatlama<br />

Akademisyenler ve ekonomistler <strong>girişimcilik</strong> performansındaki önemli<br />

etkilerden birinin insanın kendi birikimi ve tavırları olduğunu savunmaktadırlar.<br />

58 BİRD, 1989 , s.79.<br />

59 BIRD, 1989, s. 80.<br />

60 Robert BROCKHOUS, Pamela HORWITZ, ‘The Psychology of The Entrepreneur’, Advences<br />

in Entrepreneurship, Firm Emergence and Growth, Vol. 2., JAI Press Inc., 1995, s.25-48.<br />

61 BROCKHOUS and HORWITZ, 1995, s.38.<br />

26


İnsanın bilgi birikimi ve kendine yaptığı yatırım entelektüel başarıda önceki<br />

bilgilerle yeni kazanılanlar arasındaki adaptasyonda önemli bir rol oynamaktadır.<br />

Bireyler kendilerini kanıtlamak adına iş ya da hayat tecrübesiyle kazandıkları<br />

biçimsel olmayan eğitimlerinin yanında biçimsel eğitimle de birikimlerini<br />

arttırabilmektedir.<br />

Marshall’a (1890) göre bilgi birikimi başarılı bir <strong>girişimcilik</strong>le doğrudan<br />

ilgilidir. Bilgi birikiminin kazandırdığı yeni nitelik kaliteli iş oluşturmadaki verimli<br />

etkilerinin yanında iş gücü potansiyelinde var olan kabiliyetlerin de verimliliğini<br />

arttırmaktadır. 62<br />

Bireylerin <strong>girişimcilik</strong> kişiliği sergilemeleri hem yüksek heyecanın hem de<br />

gücün yansıması olarak bazı davranış şekilleri olarak hayata yansımaktadır. Sahip<br />

olunan gücün farkına varılarak onun akıllıca kullanılması heyecan vermelidir. Fakat<br />

bazı bireyler bu özelliklerini tek başına yaşamak isteyebilir, bu ise girişimci birey<br />

için eksikliktir. Bu eksiklik bireyi kötü konumlara getirebilir. Girişimci biçimsel<br />

olmayan eğitimini ancak eleştiriler ve tecrübelerle tamamlayacaktır. 63<br />

Aslında girişimci attığı her adımda başarılı olma güdüsünü içinde<br />

taşımaktadır. Etrafında çok sayıda fırsat dolaşmaktadır. Ancak yetersiz başarı<br />

güdüleriyle bunları kullanmamaktadır. Başarı ihtiyacı hangi meslekte olursa olsun<br />

bireyleri daha fazla performans göstermeye yöneltmektedir. Birey böyle davranarak<br />

kendini ispatlayacak, böylece etrafındakilere bu başarıyı tek başına elde ettiğini<br />

kanıtlayacaktır. Bu nedenle başarılı olmaya meyilli, girişimci ruhu taşıyan bireyler<br />

her işi tek başlarına yapabileceklerine ve her şeyi doğru yaptıklarına<br />

inanabilmektedirler.<br />

İnsanların mevcut ekonomik fırsatlardan yararlanması, topluluk oluşturma<br />

yeteneklerine bağlıdır. Topluluk oluşturma yeteneği ise, Colleman'ın ‘sosyal<br />

sermaye’ olarak ifade ettiği özelliğin var olmasına bağlıdır. 64 Sosyal sermaye,<br />

insanların ortak amaçları için gruplar ya da organizasyonlar halinde bir arada<br />

62<br />

PRAAG, 2005, s.115.<br />

63<br />

Florence LITTAUER, Kişiliğiniz Tanıyın, Çev. Demet DİZMAN, Sistem Yayıncılık, İstanbul,<br />

1995, s.93.<br />

64<br />

Jenny ONYX and Paul BULLEN, ‘Measuring Social Capital İn Five Communities’, Journal Of<br />

Applied Behavioral Science, Vol.1., 2000, s.24-36.<br />

27


çalışabilme yeteneğidir. Colleman bu yeteneğin sadece ekonomik yaşamda değil,<br />

toplumsal yaşamın diğer tüm alanlarında da çok önemli olduğunu ifade etmektedir.<br />

Sosyal sermayenin birikimi, karmaşık ve birçok açıdan gizemli kültürel süreçlerle<br />

ilişkilendirilmektedir.<br />

1.5. Kültür ve Girişimcilik Potansiyeli<br />

1.5.1. Girişimcilik Potansiyeli<br />

Bütün girişimsel faaliyetler, yeni fikirlerin kullanılması sonucu meydana<br />

gelmektedir. Bu nedenle, yaratıcı süreç nasıl mümkün olur veya nasıl çalışır gibi<br />

konuların açıklığa kavuşması girişimciliğin başarısı için çok önemli olmaktadır. 65<br />

Girişimcilik potansiyeli taşıyan bireylerin özellikleri; yeniliklere açık, risk<br />

almaya eğilimli, yaratıcı, yetenekli ve fırsat odaklılık şeklinde açıklanmaktadır. Bu<br />

özellikleri taşıyan bireyler ‘potansiyel girişimci’ olarak tanımlanmaktadır.<br />

Yaratıcılık sadece girişimsel bir iş kurma fiiliyle ilgili değildir, aynı zamanda<br />

bütün olarak işletmeleri ilgilendirmektedir. Büyüme ve değişim ile ilgilenen bütün<br />

organizasyonlar için rekabetin önemli bir kaynağıdır. Aynı şekilde yaratıcılık, şirket<br />

kültürünün bir parçası olarak da kabul edilmektedir. Onun için organizasyon<br />

yapılarını ve insan kaynaklarının uygulamalarını da belirlediği ifade edilmektedir.<br />

Kısacası yaratıcılık karmaşık bir süreç olarak görülmektedir. 66<br />

Yaratıcılık, yeni, kullanışlı ve anlaşılabilir bir sonucu doğuran insani bir<br />

süreç olarak tanımlanmaktadır. Yaratıcılık bir düşünce biçimidir ve yenilik bu<br />

düşüncenin uygulanmasıdır. Yaratıcının bizzat kendisi girişimci değildir ve değişimi<br />

uygulamayabilir. Yani yenilikçi ya da girişimci bireyler onu alıp kullanmadığı<br />

sürece, her hangi bir değişim söz konusu olmamaktadır.<br />

Yaratıcılık, devrimci ve yıkıcı özelliğiyle daha çok değişim düşüncesiyle<br />

ilişkilendirilmektedir. Bu doğrultuda her bir yaratıcı eylemin aynı zamanda yıkıcı bir<br />

eylem de olduğu ifade edilmektedir. 67 Schumpeter'in girişimciliği, ‘yaratıcı yıkıcılık’<br />

65<br />

Alexander KAUFMAN and Franz TÖDLİNG, ‘Innovatıon Patterns of SMEs’,Regıonal Innovation<br />

Policy For Small-Medıum Enterprises’,edıt., Bjorn T. ASHEIM, Arne ISAKSEN and Franz<br />

TÖDLİNG, Vol.2., MPG Books Ltd., Massachusets, s.78-115.<br />

66<br />

John KAO, Entrepreneurship, Creativity and Oıganization, Prentice Hail, New Jersey, 1989,<br />

s.13.<br />

67<br />

KAO, 1989, s.14.<br />

28


olarak görmesi önemli bir yaratıcılık örneğidir. Bir ürünün ya da bir tepkinin yaratıcı<br />

olarak kabul edilmesi, onların yeni, uygun, kullanışlı, doğru ve işlerin görülmesinde<br />

değer atfedilebilir olmalarına bağlıdır. Burada sözü edilen işler bilgi ya da öğütlerden<br />

ziyade daha çok deneyim ve çabalardan oluşmaktadır.<br />

İcat etme, yaratıcılık süreci sonucu olarak yeni bir kavram ya da fikrin ortaya<br />

çıkmasıdır. Hayal gücünü kullanarak yaratıcı ve üretici fikirler geliştirmektir. Burada<br />

keşfetmede olduğu gibi önceden var olan her hangi bir şeyi bulma söz konusu<br />

değildir. İcat etme genellikle teknoloji ile bağ kurularak ifade edilmeye<br />

çalışılmaktadır. İcat etme yenilikten önce gelmektedir. Yenilik ise, icat edilen ya da<br />

ortaya çıkarılan yeni fikirlerin başarılı bir şekilde kullanılması şeklinde ifade<br />

edilmektedir. 68<br />

1.5.1.1. İç Kontrol Odaklılık ve Karar Verme Yetkisi<br />

Psikolojinin bir çok farklı alanlarında (gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji,<br />

kişilik psikolojisi v.b.) üzerinde önemle durulan kavramlardan birisi de kontrol etme<br />

arzusudur. Kontrol etme isteği, ilk olarak Rotter'in (1966) sosyal öğrenme teorisinde<br />

ifade edilmiştir. 69 Kontrol etme arzusu, güçlü olma başarısını etkileyecek bir katkı<br />

şeklinde algılanmaktadır. Ancak bu arzu, davranışların başarı amaçları için araç<br />

olarak kabul edilip edilmeyeceği sorununu ifade eden belirli bir güçlendirme<br />

biçimiyle ilgili bir beklenti değildir. Kontrol etme arzusu, belirli yapılarda bireyler<br />

tarafından yaşanan güçlü olma derecesi kadar, farklılık ve belirsizliğin olduğu bu<br />

yapıda belirli bir durumdaki amaç beklentilerini de etkilemektedir. 70<br />

Kontrol etme arzusu, bireyin olayların kontrolünün kendisinde olmasını<br />

istemesine işaret etmektedir. Girişimci bireyler, belirli bir ortamda meydana, gelen<br />

olguları kişisel olarak yaptıklarına inanmaktadırlar ve kader ya da şansın rolünü<br />

önemsememektedirler. Onlara göre olgular kendiliğinden oluşmamaktadır, olguların<br />

meydana gelmesi için kendilerinin harekete geçirici güçlerinin gerekli olduğuna<br />

68 BIRD, 1989, s.37.<br />

69 Adrian FURNHAM and Howard STEELE, ‘Measuring Locus Of Control’, British Journal of<br />

Psychology, 1993, Vol. 84., s.443.<br />

70 FURNHAM and STEELE, 1993, s.444.<br />

29


inanmaktadırlar. Aynı şekilde günlük yaşamlarında karşılaştıkları olaylar üzerinde<br />

önemli bir kontrol gücüne sahip olduklarını da ifade etmektedirler. 71<br />

Kişiliğin bu yönünü belirleme konusunda Rotter önemli bir açılım<br />

sağlamaktadır. Yaptığı açılım ile, kontrol altında olduğu kabul edilen ‘içsel<br />

durumlar’ ve kontrol dışında olan ‘dışsal durumlar’ olarak bir ayrım yapmaktadır.<br />

‘İçsel durumlar’, kabiliyet, çok çalışma, kararlı oluş ve başarılan veya meydana<br />

getirilen sonuçların planlayıcısı olma gibi özellikler üzerinde önemle durmaktadır.<br />

Bunun genel görünüşü, ‘benim yaptığım şey, benim için meydana gelen şeydir’<br />

ifadesiyle özetlenmektedir. Dışsal durumlar ise, bireyin dışında başka güçlerin<br />

kontrolünde olan ve bireyin dışındaki güçler tarafından belirlenen durumlardır. Bu<br />

güçler, gelişen önemli olaylar ve güçlü insanlar şeklinde olabilmektedir. 72<br />

Organizasyonlar içerisinde olaylar kontrol edilmek istendiğinde, genellikle<br />

organizasyonun içindeki bireyler dışarıdakilere göre daha avantajlı konumda<br />

oldukları kabul edilmektedir. Liderliği içeridekiler kullanmaya daha yakındırlar.<br />

Ayrıca organizasyonları bir kontrol alanı olarak görenler de vardır. Böyle bir<br />

anlayışın hakim olduğu organizasyonlarda bireysel davranış, çeşitli kurallar, normlar<br />

veya mevcut yöneticiler tarafından sınırlandırılabilmektedir. Bu ise içerdekilerin<br />

hoşlanmadığı bir durumdur. Organizasyonlardaki girişimci bireyler, bu sınırlamalar<br />

karşısında sinirlenip organizasyondan ayrılarak kendi işletmelerini kurma yoluna<br />

başvurabilmektedir. Bu sebeple işletme kurucuları muhtemelen, daha çok ‘benim için<br />

meydana gelen şey, yaptığım şeydir’ iddiasını gerçekleştirmeye çabalamaktadırlar. 73<br />

Bir şeyi meydana getirme ya da yapma beklentisi, girişimcilerin tanımlanan<br />

davranışsal yeterliliğidir. Araştırmalar girişimcilerin sürekli bir iyimserlik ve kendine<br />

güven tutumuna sahip olduklarını göstermektedir. Girişimsel durum veya olayların<br />

temelinde, girişimcilerin yol gösterici özelliği yatmaktadır. Çünkü bu özellik, alınan<br />

kararlar ve gerçekleştirilen davranışlardan önce gelmektedir. Belirli bir şeyi meydana<br />

getirmeyi başarma beklentisi, yaratıcılık, stratejik gelişme ve başkalarının güvenini<br />

kazanmak için çok önemli olmaktadır.<br />

71 FURNHAM and STEELE, 1993, s.445.<br />

72 FURNHAM and STEELE, 1993, s.445.<br />

73 FURNHAM and STEELE, 1993, s.445-447.<br />

30


Rotter, yüksek bir başarma arzusu olan bireylerin kendi çabalarının<br />

sonuçlarını kontrol etme becerisine sahip olduklarını ve dolayısıyla aralarında olumlu<br />

bir ilişkinin olduğunu belirtmektedir. 74 Aynı şekilde Borland ise, kontrol odağı<br />

olmanın girişimsel niyetlerin en iyi bir belirleyicisi olduğunu ve kişisel özellikler<br />

bileşiminin, bireylerin yüklenmiş olduğu her hangi bir tek özellikten daha önemli<br />

olduğunu ifade etmektedir. 75 Brockhaus'un girişimciler ve yöneticilerdeki kontrol<br />

etme anlayışlarının karşılaştırmasını yaptığı çalışmada, başarının kriteri olarak,<br />

kontrol etme arzusu taşıyan bir girişimcinin, bu anlayışla bir işletme kurmaya ve<br />

çalıştırmaya başladıktan üç yıl sonra da işletmesinin varlığını hala devam ettirmesi<br />

olarak kabul etmektedir. Başarılı işletmelerin kurucuları olarak da en yüksek oto<br />

kontrole sahip bireyler girişimciler olarak gösterilmektedir. 76<br />

Kontrol odaklılığın iç ve dış kontrol odağı olmak üzere iki uçlu bir yapıya<br />

sahip olduğu bilinmektedir. Dış kontrol odaklı bireyler, kendilerini nispeten pasif bir<br />

birey olarak görmekte ve hayatlarındaki olayların kontrol edilemeyen güçlere bağlı<br />

olduğu inancını taşımaktadırlar. Dış kontrol odaklı bireyler, istedikleri hedeflere<br />

ulaşmalarının; şansa, talihe, güçlü bireyler ya da kurumlara bağlı olduğunu<br />

düşünmektedirler. Hayatlarını kendi davranış ve çabalarıyla kontrol altına alabilme<br />

olasılıklarının düşük olduğuna inanmaktadırlar.<br />

İç kontrol odaklı bireyler ise; kendilerini aktif bir birey olarak görmekte,<br />

kaderlerinin hakimi olduklarını düşünmekte ve çevrelerini etkileyebilme<br />

kapasitelerine çok güvenmektedirler.<br />

İç kontrol odaklı bireyler, hayatlarındaki olayları kendi yetenekleri ve<br />

çabalarıyla kontrol edebileceklerine inanmaktadırlar. 77<br />

Girişimcilerin kişilik özellikleri de dikkate alındığında yüksek başarı<br />

ihtiyacına sahip bireylerin iç kontrol odaklı olduğu söylenebilmektedir.<br />

Kararlılık, insan gücü ile orantılıdır. Bu güç; inanç gücü, bilgi gücü, deneyim<br />

gücü yetenek gücü, yaratıcılık gücü ve düşünce gücüdür. 78<br />

74<br />

FURNHAM and STEELE, 1993, s.445-448.<br />

75<br />

CHELL, 1991, s.40.<br />

76<br />

BROCKHAUS and HORWITZ, 1986, s.27-29.<br />

77<br />

UYGUN, 2006, s.32.<br />

78<br />

C. Hikmet DEĞİRMENCİ, Kişisel Gelişim ve Pozitif Enerji, Neden Kitap Yayıncılık,<br />

İstanbul, 2005, s.30.<br />

31


Karar verme mekanizmasını elinde tutmak isteyen bir birey kesinlikle<br />

girişimci niteliklere sahip demektir.<br />

1.5.1.2. Yenilik<br />

Yenilik ile icat etme kavramları genellikle aynı anlama gelecek şekilde<br />

kullanılmaktadır. Böyle kullanılmakla birlikte aralarında önemli farklılıklar vardır.<br />

Buna rağmen yeniliğin ne olduğuna dair, herkes tarafından kabul edilen bir görüş de<br />

yoktur. Bazıları için yenilik, yeni kavram ve fikirlerin geliştirilmesi ve uygulanması<br />

iken, başkaları için ise yeni ya da uygulanmış fikirlerin bizzat kendisi olarak<br />

tanımlanmaktadır. Ayrıca icat etmenin yenilikten önce geldiğine dair genel bir kabul<br />

vardır. Yeniliğe yeni fikirlerin kaynağı olarak değil, daha çok bu fikirlerden başarılı<br />

bir şekilde faydalanılması olarak bakılmaktadır. 79<br />

Yenilik genellikle yaratıcı fikirlerin başarılı bir şekilde geliştirilmesi olarak<br />

tanımlanmaktadır. 80 Burada yaratıcılık yeniliğin çıkış noktası olarak kabul<br />

edilmektedir. Yaratıcılık, yeniliğin ortaya çıkması için gerekli fakat tek başına yeterli<br />

olmayan bir koşuldur. Yenilik de değişim gibi hem bir süreç ve hem de bir sonuç<br />

olarak belirtilmektedir. Bir süreç olarak yenilik, farkında olma, değerlendirme, uyum<br />

sağlama, dağıtma ve ilerleme evrelerini içeren süreklilik ve döngüsellik olarak<br />

tanımlanmaktadır. Yenilik süreci, mevcut politikaların, prosedürlerin, ürün çizgisinin<br />

ve hizmetlerin yeniden geliştirilmesi ve düzenlenmesini kapsamaktadır. Bu yüzden<br />

yenilik süreci zorunlu olarak değişim boyutunu da içerdiğinden, yenilik aynı<br />

zamanda belirli kriterleri karşılayan bir değişim olarak da algılanmakladır. 81<br />

Bir sonuç olarak tanımlandığında ise yenilik, dağıtılabilir ya da adapte<br />

edilebilir belirli ürün, hizmet veya bilgiler olarak ifade edilmektedir. Daha geniş<br />

anlamıyla yenilik, yenilik sürecinin sonucunda ortaya çıkan koşullarda, süreçlerde ve<br />

ilişkilerdeki değişim olarak kabul edilmektedir. Söz konusu değişimler kademeli bir<br />

şekilde gerçekleşebileceği gibi radikal bir şekilde de gerçekleşebilmektedir.<br />

Kademeli değişimlerin bazıları radikal değişimlerle de sonuçlanmaktadır. Çok<br />

79 BRIDGE and O’NEIL, 1998, s.40-41.<br />

80 Deborah V. BRAZEAL, ‘The Genesis of Entrepreneurship’, Entrepreneurship Theory and<br />

Practice, Vol. 23., 1993, s.37.<br />

81 BRAZEAL, 1993, s.37.<br />

32


adikal ya da devrim niteliğindeki değişimler genellikle devamlı olmayan değişimler<br />

olarak tanımlanmaktadır. 82<br />

Girişimcilik bağlamında ise yenilik, bir nihai ürünü yani bireyler tarafından<br />

yeni olduğu kabul edilen bir fikir, uygulama ya da ürünü ifade etmektedir. Drucker<br />

ise, yeniliği girişimciliğin bir fonksiyonu olarak görmekte ve girişimsel olan veya<br />

yönetimsel olan durum şeklinde tanımlamaktadır. 83<br />

Forehand, başarılı bir yenilikçide bulunması gereken yetenekleri şöyle ifade<br />

etmektedir: Yenilikçi davranış, karşılaşılan problemlerin çözümü için yeni<br />

çözümlerin geliştirilmesini ve önceden varolan pratiğe uygunluğu aşan daha<br />

kapsamlı kriterlere göre değerlendirmelerin yapılmasını gerekli görmektedir. Aynı<br />

şekilde, kendi kendine güvenen, araştırmacı, esnek, orijinal ve bağımsız bireylerin<br />

daha çok yenilikçi davranış içinde olduğunu belirtmektedir. 84 Bu özellikler girişimci<br />

davranış ile karşılaştırıldığında aralarında önemli benzerliklerin olduğu<br />

görülmektedir.<br />

Moris Kanter ise, yenilikçilerin yeni bir anlayışın veya ürünün vizyonunu<br />

geliştirmek ve fikirlerin ilerlemesini temel alan bir gücü ortaya çıkarmak zorunda<br />

olduklarını belirtmektedir. Yeni fikirleri geliştirmek için de, yeni ilişkiler ve<br />

sistemler inşa etmek zorundadır. Kanter'e göre vizyon, çok hızlı değişen<br />

düşüncelerden kaynaklanmaktadır. Bazı bireyler varolan varsayımlar tarafından<br />

sınırlandırılmadığından mevcut yapı ve davranışlara farklı perspektiflerden bakma<br />

becerisine sahip olmakta ve böylece kaynakların daha verimli kullanım metotlarını<br />

ve yeni bileşimlerini daha çabuk görmektedir. 85<br />

Bu ifadeler, başarılı bir girişimciliği tanımlamak için kullanılan dil ile büyük<br />

benzerlik göstermektedir. Onun için <strong>girişimcilik</strong> ile yenilik arasında birçok<br />

benzerlikler söz konusu olmaktadır. Her ikisi de artan ve yoğunlaşan bir çabayı<br />

zorunlu kılmaktadır. Herhangi bir girişim çabasında, atılan adımlar yeni olduğundan<br />

önemli ölçüde bir cesareti zorunlu kılmaktadır. Yenilik ise, alışılmışın dışında cesaret<br />

gerektiren çözümler için kullanılır ve her ikisinin de yerine getirilmesi belirsiz<br />

82 BRAZEAL, 1993, s.38.<br />

83 Peter DRUCKER, Gelecek İçin Yönetim, Çev. Fikret ÜÇCAN, İş Bankası Yayınları, No.327.,<br />

İstanbul, 1993, s.392.<br />

84 BRIDGE, 1998, s.41.<br />

85 BRAZEAL, 1993, s.37.<br />

33


koşullarda olacağından, teknik, ekonomik, sosyal ve politik boyutların dikkate<br />

alınmasını zorunlu kılmaktadır. Her ikisi de başarı konusunda değişen yönetim<br />

becerileri ve şebeke organizasyonları üzerinde önemle durmaktadır. Bütün bunların<br />

yanında esas olarak <strong>girişimcilik</strong>, işlerin veya projelerin başlatılması ve yönetilmesi<br />

ile ilgilidir. Birçok benzersiz ve yeni yaklaşımları içermektedir. Diğer taraftan<br />

yenilik ise, esas olarak yeni fikirler, yaklaşımlar, araştırmalar ve orijinallikler ile<br />

ilgilenmektedir.<br />

1.5.1.3. Risk Oluşturmada Motivasyon<br />

Belirsizlik taşıyan durumlarda alınacak herhangi bir kararın sonucu tahmin<br />

edilemiyorsa, sonuçta bir kazanç ya da kaybetme durumu söz konusuysa içinde<br />

bulunulan durum risk olarak tanımlanmaktadır.<br />

Karar alma ortamı belirsizse yüklenilecek risk artacaktır. Bireyin riski<br />

göğüsleyebilecek cesareti yoksa sonucun kaybetme şeklinde gerçekleşeceği<br />

düşünülmektedir.<br />

Risk oalmaktan çekinenler korkak insanlar olarak belirtilmekte ve risk<br />

almaktan korkanların sınırları dışına çıkamadıkları ve yaratıcı olamadıkları<br />

savunulmaktadır. 86<br />

Girişimsel yeterlilikler, bir girişimin kurulması, büyütülmesi ve devam<br />

etmesini sağlayan genel ve spesifik bilgiler, güdüler, özellikler, kişilik imajı, sosyal<br />

roller ve yetenekler gibi temel özellikler olarak tanımlanmaktadır. Girişimsel<br />

yeterlilikler organizasyonları kuran ya da dönüştüren veya kaynakları ve fırsatları<br />

birleştirerek değer yaratan bireyler tarafından taşınmaktadır. Dolayısıyla spesifik<br />

olarak girişimci yeterlilikten beklenilen, yeni bir girişim başlatma ve başarılar ile<br />

nedensel bağlara sahip olmaktır. Yeni bir girişimi oluşturma süreci ise girişimcilerin<br />

yeterliliklerini artırmak için geri bildirim sağlayacaktır. Yani girişimciler, diğer<br />

yapılardan olduğu kadar kendi girişim kurma deneyimlerinden de yeni şeyler<br />

öğreneceklerdir. Bu öğrenilenler ise, yeterlilik özelliğini hem genişletecek hem de<br />

ona motıvasyon kazandıracaktır. 87 Kısacası girişimsel yeterlilik, girişimcilere<br />

86 DEĞİRMENCİ, 2005, s.67.<br />

87 Barbara BIRD, ‘Toward A Theory of Entrepreneurial Competency’, Avences In<br />

Entrepreneurship, Firm Emergence and Growth, Edit., Jerome A. KATZ, Robert H.<br />

BROCKHAUS, JAI Press Inc., Vol. 2., London, 1995, s.28-52.<br />

34


aşlangıç standardı olma, davranışın niteliğini belirleyen pratik bir araç ve yeni<br />

oluşumların açıklanmasını sağlayacak motivasyon faktörü olarak bir katkı<br />

sağlamaktadır.<br />

Yeterlilik, kabiliyet ve maharetlerin modern terminolojisi olarak<br />

tanımlanmaktadır. 88 Davranışsaldır ve gözlemlenebilir niteliktedir. Kısmen soyut bir<br />

özellik sergilemektedir. Bu yüzden bireysel farklılıklar ile girişimlerin sonuçları<br />

arasında güçlü bir ilişkinin geliştirilmesini önermektedir. Yeterlilik kısa dönemde<br />

değişebilir kişilikleri karşılaştırmaktadır. Kişilik değişiminin mümkün olduğu ancak<br />

tedavi edici bir yardıma gereksinimi olduğu görülmektedir. Bunun aksine yeterlilik<br />

ise öğrenilebilir bir olgu olarak belirtilmektedir. 89<br />

Günümüzde başarılı girişimcilerin temel yeterliliklerini belirlemeye yönelik<br />

dikkate değer bir ilginin olduğu ifade edilmektedir. Bu ilgi en çok Amerika'da<br />

Boyatzis'in çalışmalarında görülmektedir. Onun yeterlilik temelli yaklaşımı, gelişme<br />

ve öğretim için popüler metotlar olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak hala kavram ile<br />

ilgili dikkate değer bir karışıklığın söz konusu olduğu, bu karışıklığın ise, ‘yeterlilik’<br />

kavramının ne anlama geldiği konusunda kendini gösterdiği belirtilmektedir. Söz<br />

konusu karışıklığın giderilmesine yönelik olarak iki geniş yaklaşım gelişmiştir.<br />

Bunlardan birisi, Boyatzis'in ifade ettiği yeterliliğin bireylerin ‘kişisel özellikleri’ ile<br />

ilgili olduğu yaklaşımıdır. Kolay motive edilebilen veye kendiliğinden motive olan<br />

kişiler <strong>girişimcilik</strong> için yeterlilik düzeyinde ya da risk alma eğiliminde daha başarılı<br />

olacaklardır.<br />

1.5.2. Kültür ve Girişimcilik Özellikleri<br />

1.5.2.1. Kültür Boyutu<br />

Girişimcilik eğilimi kültürel yapı ile doğrudan ilgili ve ilişkili kabul<br />

edilmektedir. Girişimcinin çevresinde algıladığı ve yerleşmiş davranışları kültürle bu<br />

güne taşınmış ve benimsenmiş durumlardır. Bu davranışların bütün girişimci bireyler<br />

tarafından sergilendiği de ifade edilmektedir.<br />

Girişimcilik kültüründe mükemmellik için gerekli olan koşullar, başarıya<br />

yöneltme, verimliliği arttırma çabaları, sürekli hareket halinde olma, girişimci<br />

88 BRIDGE and O’NEIL, 1998, s.51.<br />

89 BIRD, 1989, s.53.<br />

35


motivasyonu ve becerisine sahip olmak olarak kabul edilmektedir. Onun için<br />

girişimci yöneticiler, sürekli olarak kendilerini ve çalışanlarının yaptıklarını<br />

geliştirmekle ilgilenmek durumundadırlar. Böyle bir yapıya ise, statükoyu koruma<br />

eğilimli bürokratik yöneticiler ters düşmektedir. Özellikle iş ortamlarında karşılaşılan<br />

bu zıtlık, yaşamın diğer alanlarında da görülmektedir. Bir işletme yapısında<br />

<strong>girişimcilik</strong> için gerekli olan özellikler, kaynaklar ve koşullar ne olursa olsun<br />

uygulanabilir olmalıdır. Bu durumu Knight şöyle özetlemektedir: İş yerlerindeki<br />

politikaların gelişmesine yol açan sosyal politika ve değişim uygulamaları,<br />

potansiyel insan kaynağının en verimli bir şekilde kullanılmasına yol açmaktadır.<br />

Girişim olarak kabul edilen politika ve uygulamalar aynı zamanda kurumlar ile<br />

bireyler arasında yeni bir güç dengesi kurmaya çalışmaktadır. Bu uygulama ise,<br />

organizasyonların ve toplumların genelinde girişimci bir kesimin doğmasına yol<br />

açmaktadır.<br />

Burada arzu edilen sonuç, bireyleri girişimci bir şekilde çalışma ve hizmet<br />

etme yönünde cesaretlendiren yapılar ve sistemlerin oluşturulmasıdır. Her nerede ve<br />

ne zaman böyle bir durum söz konusu olursa, burada bir <strong>girişimcilik</strong> kültürü oluşmuş<br />

demektir. Modern toplumlardaki değişimler karmaşık ve çok yönlü olmakla birlikte,<br />

taşıdıkları özellikler ortaktır. Güç dengesindeki bir değişme veya rollerdeki paralel<br />

bir değişme, bireylerin kendileri için ne yaptıkları ile başkalarının kendileri için ne<br />

yaptıkları arasında ortaya çıkmaktadır. Denge değişimleri söz konusu olduğunda<br />

yapılması gerekenin, bir girişim kültürü oluşturmak olduğu ifade edilmektedir. 90<br />

1.5.2.2. Kişilik Özellikleri Yaklaşımı<br />

Kişilik, insan davranışları üzerinde etkisi olan ve bir bireyin belirli bir<br />

biçimde davranma eğilimini yansıtan bir olgu olarak tanımlanmaktadır. Bir bireyin<br />

kişiliği, geniş bir özellikler ve karakter yapıları dizisinden oluşan çok boyutlu durum<br />

olarak görülmektedir. 91 Kısacası kişilik, bir bireyin ayırt edici niteliği olan, onu tek<br />

ve biricik hale getiren kazanılmış ve kalıtımla geçen ruhsal özelliklerin tümü olarak<br />

tanımlanmaktadır. 92<br />

90<br />

CHELL, HAWORTH and BREARLEY, 1991 , s.64-65.<br />

91<br />

Douglas NAFFZIGER, ‘Entreprencurship: A Person Based Theory Approach’, Advences in<br />

Entrepreneurship, Firm Emergence and Growth, Vol. 2., JAI Press Inc., 1995, s.25.<br />

92<br />

Erich FROMM, Erdem ve Mutluluk, Çev. Ayda YÖRÜKAN, İş Bankası Yayınları, No: 325.,<br />

İstanbul, 1993, s.70.<br />

36


Naffziger, kişiliğin ne olduğu ve insan davranışlarını nasıl etkilediği tam<br />

olarak anlaşılmadan girişimci kişiliğin anlaşılmayacağını söylemektedir. Kişilik ile<br />

girişimci davranış arasındaki ilişkilerin incelenmesiyle ilgili kişilik araştırmalarında<br />

da bazı sorunların olduğunu ifade etmektedir.<br />

Naffziger'e göre birinci sorun, bir kavram olarak kişiliğin tanımlanıp<br />

tanımlanamayacağıdır. Araştırmacılar açısından kişiliği tanımlamanın en azından<br />

girişimciyi tanımlamak kadar zor olduğunu belirtmektedir, ikinci sorun, kişilik<br />

teorilerinin kişilik ile davranış arasındaki ilişkileri içerip içermediği konusundadır.<br />

Eğer kişilik davranışı etkiliyorsa, bunun hangi yönde ve hangi mekanizmalar<br />

vasıtasıyla gerçekleştiğinin bilinmesi gerekmektedir. Üçüncü sorun kişiliğin yapısal<br />

doğası ile kişilik incelemeleri konusundadır. Burada bir bireyin kişilik yapısını genel<br />

olarak yansıtan büyük bir kişilik boyutunun olup olmayacağı üzerinde durulmaktadır.<br />

Son olarak ise, yönlendirici sorunlar ya da davranış amaçları düşünüldüğünde, bir<br />

davranışsal etki olarak kişiliğin rolünün ne olduğu ile ilgilidir. 93<br />

Naffziger bu sorunları da dikkate alarak Potkay ve Allen'in (1986), girişimci<br />

kişilik araştırmalarında kullanılabilen kişilikle ilişkili bir kavramlar hiyerarşisi<br />

geliştirdiklerini ifade etmektedir. Bu hiyerarşide özellikler (traits), bireylerde<br />

içselleşen ve davranışların yerini tutan karakterleri işaret etmektedir. İnsanlar bu<br />

özellikleri çeşitli kombinasyonlar biçiminde yüklenir ve her bir özellikler<br />

kombinasyonu ise bir kişilik profili olarak bilinmektedir. Yine bu hiyerarşide belirli<br />

özellik ya da karakterleri paylaşan bireyler kategorisi ise, bir tür ya da tip olarak<br />

algılanmaktadır. 94<br />

Naffziger, bütün özelliklerin bir davranışsal boyut ya da özellik taşıdığını ve<br />

somut olarak görülen davranışların da bireylerin kişiliklerinin bir sonucu olduğunu<br />

anlatmaktadır. Böyle olmakla birlikte kişilik ile davranış arasındaki ilişki konusunda<br />

ya da davranışlarda kişisel özelliklerin rolü konusunda psikologlar arasında bir<br />

ayrılığın olduğunu da belirtmektedir. Bu doğrultuda, bir bireyin nasıl davranacağını<br />

belirlemede kişisel <strong>özelliklerinin</strong> önemli olduğunu kabul eden “kişiyi esas alan grup”<br />

ile bireyin içinde bulunduğu çevrenin davranışları belirlemede daha çok önemli<br />

olduğunu savunan “durumsal grup” şeklinde iki ayrı anlayışın ortaya çıktığını<br />

93 NAFFZIGER, 1995, s.27-28.<br />

94 NAFFZIGER, 1995, s.28.<br />

37


elirtmektedir. Bu iki anlayışı bir noktada buluşturan bir üçüncü anlayış olarak da<br />

davranışların <strong>belirlenmesi</strong>nde çevre ile kişi arasındaki etkileşimin rol aldığını ileri<br />

süren “etkileşimci grup”tur. İşte bütün girişimci davranışların bu tür bir etkileşim<br />

sonucu ortaya çıktığını ifade etmektedir.<br />

Girişimciliğe yönelik kişilik teorisi, bireylerin kişiliğinin onların<br />

davranışlarını açıklayabildiğini ileri sürmektedir. En yalın haliyle teori, bireyleri<br />

girişimci davranışlar sergilemesi yönünde etkileyen bir özellik ya da özellikler<br />

grubunun olduğunu ifade etmektedir. Genellikle öne sürülen özellikler ise, başarma<br />

güdüsü, risk yüklenme arzusu ve kontrol etme isteği olarak belirtilmektedir. Diğer<br />

kişilik teorileri ise, değişik özelliklerin bileşimlerini dikkate almaktadırlar. 95 Örneğin<br />

psikodinamik yaklaşımlar girişimci bireylere, toplumda ‘aykırı’ olan birisi olarak<br />

bakarken; sosyal psikoloji yaklaşımı daha çok bireyin içinde faaliyette bulunduğu<br />

yapıyı dikkate almaktadır.<br />

1.5.2.3. Belirsizlikten Kaçınma<br />

Bireylerin girişimci olarak davranması konusunda onları harekete geçiren<br />

faktörler ya da özellikler ile ilgili önemli bir literatür oluşmuştur. Mc Kenna,<br />

özelliklerin güdüler, mizaç, biçim ve yetenekler ile ilgisi olduğunu iddia<br />

etmektedir. 96 Başka bilim adamları ise, girişimcilerin güçlü bir başarma ve kendi<br />

kaderlerini kontrol etme arzusunu taşıdıklarını ileri sürmektedir. Bir işin başarılı bir<br />

şekilde tamamlanmasıyla, bireylerde güçlü bir başarma arzusunun oluşacağı ve kendi<br />

yaşamlarını kontrol etme becerilerini de güçlendireceği ifade edilmektedir. Bu iki<br />

özelliğin yanında ayrıca risk yüklenme eğiliminin de girişimcilerin özelliklerinden<br />

biri olduğu ifade edilmektedir. 97 Yüklenilen bu riskin yüksek, ılımlı ya da<br />

hesaplanmış olup olmadığı ile ilgili bir tartışma söz konusu olmasına rağmen, yine de<br />

girişimcilerin önemli bir özelliği olarak kabul edilmektedir. Bu araştırmacılardan<br />

Stevenson ve Gumpert yüklenilen riskin derecesini tanımlamamışlar, bunun yerine<br />

girişimcilerin zorunlu kaynakları dikkate almaksızın sürekli olarak iş fırsatlarını<br />

yakalamak için uğraştıklarını ifade etmişlerdir. 98 Uygun miktarların yakın bir<br />

zamanda elde edilebileceğini düşündüklerinden, kaynaklara yönelik bir risk<br />

95 CHELL, HAWORTH and BREARLEY, 1991, s.29-30.<br />

96 BRIDGE and O’NEIL, 1998, s.43.<br />

97 McCLELLAND, 1961, s.259.<br />

98 CHELL, HAWORTH and BREARLEY, 1991, s.36.<br />

38


almaktadır. Timmons ise sebat eden, problem çözen ve güvenilir bir mizaca sahip<br />

olan bireylerin girişimci eğilimlere sahip olacağını düşünmektedir. Fakat bu<br />

özellikler listesi hem çok uzundur hem de muhtemelen bir çok girişimci, onun iddia<br />

ettiği bütün özellikleri taşımayabilmektedir. 99<br />

Bütün bu anlatılanlara rağmen, bireylerin girişimci olmasını sağlayan bir<br />

nitelik üstünlüğü ya da farklılığı söz konusu olmaktadır. Bu kişisel nitelikler anlamlı,<br />

ileri derecede aktif, dinamik ve olumlu olmayı kapsamaktadır. Ayine bu nitelikler,<br />

harekete geçiren, değişime bir fırsat olarak bakmaya çalışan, fikirleri belirleme veya<br />

tanımlama gücü olan, yenilikçi, hayal gücü kuvvetli, yaratıcı, esnek ve belirsizliğe<br />

katlanma becerisi olan, uyum sağlayabilen, güvenilir, ılımlı risk yüklenen, riski<br />

yüklenirken rahat davranan, belirleyici olan, inatçı, yeni fikirleri görme kapasitesi<br />

olan, sorumluluk yüklenen ve kendi kendine güvenen, şeklinde sıralanmaktadır. 100<br />

Nitelikler, deneyimlerden, özelliklerden, organizasyon yapıları ve toplumdan da<br />

kaynaklanmaktadır. Fakat onların öncelikleri, girişim ile olan bağlarından daha az<br />

önemlidir. Özelliklerin bir araya toplandığı çok çeşitli değişkenler vardır. Girişimci<br />

eğilimler üzerine yapılan araştırmalarda, girişimci bireylerin güçlü bir başarma<br />

ihtiyacına, özerkliğe ve bir iç denetime sahip olma eğiliminde oldukları ifade<br />

edilmektedir. Ayrıca bu bireylerin aktif, bağımsız, yaratıcı bir eğilime sahip ve ılımlı<br />

bir risk yüklenici oldukları da belirtilmiştir. 101<br />

1.5.2.4. Girişimcilik Eğilimi ve Kültür<br />

İnsanlar çeşitli nedenlerden dolayı bir girişim de bulunmak istemektedir.<br />

Herkeste tam olarak netlik kazanamayan bu nedenlerden biri veya bir kaçı girişimci<br />

olmak için yeterli sayılabilmektedir. Yüksek kazanç sağlama isteği, başkalarının<br />

gözetiminde çalışamama, sahip olunan yeteneklerin sonucu olarak kişiler girişimci<br />

olmak isteyebilmektedirler.<br />

99 BRIDGE and O’NEIL, 1998, s.43.<br />

100 CHELL, HAWORTH and BREARLEY, 1991, s.47.<br />

101 CHELL, HAWORTH and BREARLEY, 1991, s.48.<br />

39


Kişi doğduğunda hemen hemen sezinlenmemiş bir potansiyel halindedir.<br />

Herkes de yeni bir olasılık bulunmaktadır. Dolayısıyla girişimciler, girişimci<br />

olmayan bireylerden farklı potansiyeller taşımaktadırlar. 102<br />

Girişimci kişiliğe sahip kişiler zamanla bu özelliklerini ön plana çıkarıcı<br />

davranışlar sergilemektedir. Girişimcilerin girişim özellikleri, bir konuya yaklaşım<br />

tarzları hemen hemen benzer özellik göstermektedir. Bir girişimci daima girişim<br />

eğilimlidir. ‘Herhangi bir zamanda yeniden doğmayı seçebilir ve kendi benliğinin<br />

meydan okuyuşlarına karşı çıkmayı benimseyebilmektedir. 103<br />

Çünkü girişimcilere yüklenen kişilik özellikleri incelendiğinde en çok risk<br />

alma eğilimlerinin çokluğu, başarı ihtiyacı ve kontrol odaklı oldukları üzerinde<br />

durulmaktadır.<br />

1.6. Girişimcilik Kişiliğinin Oluşumunu Etkileyen Faktörler<br />

1.6.1. Genel Faktörler<br />

Girişimciliğin ortaya çıkmasına neden olan temel güdülerin neler olabileceği<br />

önemli tartışma konularından birisidir. Ekonomik fayda ve yüksek kazanç sağlama<br />

isteği en önemli <strong>girişimcilik</strong> nedeni olarak ifade edilmektedir.<br />

Girişimcilerin yenilikçi, yaratıcı risk alan, fırsatları görüp değerlendirebilen<br />

yönleri incelendiğinde ise sadece ekonomik çıkarlar için girişimde bulunamayacağı<br />

da göze çarpmaktadır. Bireyin kişilik özellikleri onu girişimci olmaya<br />

yönlendirmektedir.<br />

Bir işletme, ister mal ister hizmet üretsin, ister fabrika, ister şantiye, ister<br />

mühendislik bürosu, ister pazarlama şirketi olsun bir amaç doğrultusunda<br />

kurulmaktadır. Bunları kuran her bir kişi girişimcidir ve hedefi “kâr” dır. 104 Başarıyı<br />

getiren kara götürecek olan farklı yöntemlerdir. Farklı yöntemleri ortaya koyabilmek<br />

bireyin kişilik özelliklerden gelen bir yetenek olarak ifade edilmektedir.<br />

Girişimcilik eğilimi gösteren bireylerin aileden gelen özelliklere, biçimsel ve<br />

biçimsel olmayan eğitim koşullarına ve dış çevre değişkenlerine bağlı olarak<br />

102<br />

Leo BUSCAGLIA, Kişilik, Tümüyle İnsan Olabilme Sanatı, Çev. Nejat EBCİOĞLU, İnkılâp<br />

Yayınevi, İstanbul, 1987, s.32.<br />

103<br />

BUSCAGLIA, 1987, s.34.<br />

104<br />

Üzeyir GARIH, Yönetim Teknikleri, Hayat Yayınları, İstanbul, 2000, s.93.<br />

40


etkilendikleri ve şekillendikleri söylenebilir. Aşağıda girişimci kişiliğin oluşumunu<br />

etkileyen faktörler açıklanacaktır.<br />

1.6.2. Ailenin Etkisi<br />

İstatistiklere göre insanların hayattaki en büyük başarılar, 1 – 35 yaş arasında<br />

gerçekleşmektedir. Hayatın ilk yarısında daha çok şeyin başarıldığı, çünkü neyi<br />

yapamayacaklarını henüz bilmedikleri belirtilmektedir. İnsanların büyük<br />

çoğunluğuna daha çocukluk döneminde neyin yapılamayacağı öğretilmekte ve<br />

onların büyük hayaller kurması ve hayallerini izlemek için kurulu düzenlerini<br />

bozmaları engellenmektedir. Bu ‘öğretilmiş’ çaresizlik derslerini reddeden insanlar,<br />

neyin başarılamayacağını bilmeden büyümekte ve en büyük işleri de çoğu kez onlar<br />

başarmaktadırlar. 105 Çocukların sosyalleşme sürecinin ailede başlaması ve çocuğun<br />

yetiştiği aile ortamının sonraki hayatına etkisi nedeniyle, <strong>girişimcilik</strong> aile ortamıyla<br />

doğrudan ilişkilendirilmektedir.<br />

Aile ortamında bireylerin sınırlarına ve sorumluluk bilincine yapılan<br />

karışmalar, zorlamalar; saygısızlıklar, nedeniyle bireyde sınırlar ve sorumluluk<br />

bilinci gelişmemektedir. Sonuçta birey karşılaştığı sorunları çözmek için sorumluluk<br />

alamamaktadır. 106<br />

Sorumluluk almaktan kaçınan bireylerin girişimci olması olası bir durum<br />

olarak kabul edilmektedir. Aileden gelen etkiler olumlu ise girişimci kişilik<br />

gelişebilmektedir. Ancak kimi girişimcilerin başarılanda ailelerinin hiç etkili<br />

olmadığı da görülebilir. Bu da değer farklılığından kaynaklanabilir.<br />

Değerler, kararları etkilediği kadar, algıları da etkiler; bireyin dünyayı<br />

algılama şeklini belirler. Değer yargıları çok çeşitli olabilir. Bireysel değerlerin<br />

dışında, ortak değerler varsa bir aile olunabilmekte, ortak değerler yoksa aile<br />

oluşturulamamaktadır. 107<br />

Ailesinin olumlu etkisi olmadan girişimde bulunabilmiş bireyleri bir aileye<br />

dahil değildir şeklinde yargılamak da mümkün olamaz, burada ki fark sadece<br />

<strong>girişimcilik</strong> değerleri ile ilgili bir fark olarak ifade edilmektedir.<br />

105 Mümin SEKMAN, Her şey Seninle Başlar, Alfa Yayınevi, İstanbul, 2005, s.117.<br />

106 Doğan CÜCELOĞLU, Başarıya Götüren Aile, Remzi Kitapevi, İstanbul, 2006, s.88.<br />

107 Ahmet Şerif İZGÖREN, Avucunuzdaki Kelebek, Elma Yayınevi, Ayvalık, 2004, s.43.<br />

41


1.6.3. Eğitimin Etkisi<br />

Pek çok insanda var olan <strong>girişimcilik</strong> özellikleri zaman zaman yeteneklerin<br />

farklı yönlere çevrilmesi nedeniyle atıl kalmaktadır. Girişimcilikte; önceki ve sonraki<br />

aşamalarda alınacak eğitimle başarılı olunabileceği ifade edilmektedir.<br />

Girişimcilik eğitimindeki amaç kişide var olan ama gizli kalmış girişimci<br />

niteliklerini ortaya çıkarmaktır. 108 Aynı zamanda girişimcilerin yanlış işler<br />

yapmalarını önleyerek, üretim kaynaklarının (sermaye, emek, doğal kaynaklar) boşa<br />

harcanmasını engellemektedir. Üniversitelerde verilen <strong>girişimcilik</strong> eğitimi ile<br />

gençlerin içinde girişimci ruhunun olup olmadığı tespit edilerek, girişimciliğe<br />

yönlendirilebilirler. Bu özelliğinin farkına varan herkes kendi işini kurmak<br />

isteyebilir. Türkiye’de kendi işini kurmak isteyen girişimci adaylarına eğitim ve<br />

danışmanlık hizmeti veren, birçok kurum bulunmaktadır. 109 Verilen eğitimin konusu<br />

yeni girişimcilerin ve işletmecilerin, yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda rekabet edebilir<br />

düzeye gelmelerini temin etmek, istihdamı ve katma değeri arttırabilmek için;<br />

planlama, yatırım, modernizasyon, teknolojik Ar-Ge, finansman, yönetim,<br />

<strong>girişimcilik</strong> gibi konulardaki bilgi ve becerilerini geliştirmek amacıyla eğitim<br />

ihtiyaçlarının karşılanması için destek verilmesidir. 110<br />

1.6.4. Çevrenin Etkisi<br />

Girişimci kişiliğin ortaya çıkışında çevresel faktörler; genelde pazarın<br />

durumu, hükümet politikaları, ekonomik yapı şeklinde olmaktadır. Yine toplumun<br />

yapısı ve başarılı girişimcileri kahraman olarak algılanmaları, ihracata yönelenleri,<br />

istihdama katkı sağlayanları vatansever olarak görmeleri bireylerde <strong>girişimcilik</strong><br />

arzusunu desteklemektedir. 111<br />

İnsanın kendi çevresine uyum sağlamadaki en önemli organının beyin olduğu<br />

ifade edilmektedir. İnsanın zihni, kapasitesi, vücudun çok yönlülüğü ile birleşerek<br />

108<br />

Esen ŞAHİN, Kadın Girişimciler ve Konya İli’nde Kadın Girişimciler Üzerine Bir Uygulama,<br />

Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2006, s.18.<br />

109<br />

http://bilgiyonetimi.org/cm/pages/mkl-gos-php?nt=521, Erişim Tarihi: 10.03.2007<br />

110<br />

http://www.kobinet.org.tr Erişim Tarihi: 17.04.2007<br />

111<br />

Adnan ÇELİK ve Tahir AKGEMCİ, Girişimci Kültürü ve Kobiler, Nobel Yayınları, İstanbul,<br />

1998, s.39.<br />

42


çevresine çeşitli tepkiler vermektedir. Örneğin kaynakların az olduğu durumlarda<br />

girişimci temelde şu üç sosyal yapı ile etkileşim içindedir: 112<br />

• Yerel Çevre (Yöneticiler, Ortaklar, İşgörenler, Tüketiciler)<br />

• Ulusal Çevre (Devlet, Rakipler, Kurumlar, Finansal Çevre, Toplum,<br />

Medya, vb.)<br />

• Uluslar arası Çevre (Uluslararası birlikler, uluslar arası işletmeler, dış<br />

devletler, uluslararası hukuk mevzuatı, vb.)<br />

Sonuçta, belirli bir fırsata odaklanmış birey çevreden aldığı ve çevrede fark<br />

ettiği olumlu etkileşimlerle girişimci kişiliğini geliştirebilir.<br />

112 Michael E. GERBER, Girişimcilik Tutkusu, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2003, s.72.<br />

43


İKİNCİ BÖLÜM<br />

TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİK FAALİYETLERİNİN GELİŞİMİ<br />

2.1.Türkiye’de Girişimcilik<br />

Girişimcilik, tam rekabet piyasa sisteminin en önemli unsuru olarak<br />

belirtilmektedir. Bu sistemde devlet piyasanın hatasız işlemesi için kural koymaktan<br />

ve ortam hazırlamaktan sorumlu tutulmaktadır. Bu amaçla gerekli yasaları çıkarmak,<br />

teşvik ve kredi sistemleri ile girişimciliği desteklemek devletin görevi olarak ifade<br />

edilmektedir. Türkiye’de artan nüfus yapısına ve nüfusun büyük çoğunluğunun genç<br />

nüfus olduğuna dikkat edilirse Türkiye’nin iyi bir tüketim toplumu olduğu sonucuna<br />

varılabilmektedir. Genç ve dinamik bir nüfus; sağlık, eğitim, hizmetler, gıda, ulaşım<br />

v.b. alanlarda büyük bir talep oluşturacaktır. Dolayısıyla yeni <strong>girişimcilik</strong> alanları ve<br />

yeni girişimcilerin doğması kaçınılmaz olacaktır. 113<br />

Bilim ve teknolojinin gelişmesi girişimcilerin başarısına bağlı olarak<br />

artacaktır. Kamu kesiminde aşırı istihdamın azaltılarak uygun bir seviyeye çekilmesi,<br />

kamu kesiminde çalışan, ancak girişimciliğe eğilimli kişilerin yeni iş alanları<br />

kurmasına ortam sağlayacaktır.<br />

Ülke ekonomisinin gelişmesi, bireysel yeteneklerin değerlendirilmesine,<br />

bölgesel potansiyellerin etkin kullanımına bağlı olmakta, bu da ancak <strong>girişimcilik</strong> ile<br />

sağlanabilmektedir. Ekonomik yönden gelişmiş bölgelere bakıldığında bu bölgelerde<br />

<strong>girişimcilik</strong> faaliyetlerinin çokluğu göze çarpmaktadır.<br />

Girişimciliğin gelişmesine bağlı olarak girişimci olma şekilleri de hızını<br />

arttırabilir veya mevcut iş fikirlerini geliştirerek sektördeki verimliliği arttırabilir.<br />

Yani, <strong>girişimcilik</strong> yeni bir iş kurma olarak karşımıza çıkabileceği gibi mevcut bir işi<br />

devam ettirme şeklinde de olabilmektedir. Bu bağlamda Türkiye’de <strong>girişimcilik</strong> dört<br />

farklı durumda uygulama alanı bulmaktadır. 114 İlki mal ve hizmetleri üretme ve<br />

pazarlama durumuna göre ‘fırsat girişimciliği’ şeklinde belirtilmektedir. Fırsat<br />

girişimciliği ekonomideki canlılık nedeniyle pazarda meydana gelen genişleme veya<br />

ekonomik kriz ile birlikte pazara yeterince mal sunulmaması nedeniyle ortaya çıkan<br />

113 TEKİN, 2004, s.9.<br />

114 TEKİN, 2004, s.12-16.<br />

44


fırsatları değerlendirmeyi öngörmektedir. Girişimcinin fırsatları görebilmesi ve iş<br />

fikrine dönüştürebilmesi için bilgi birikimi ve yeteneklere sahip olması gerekir. Bu<br />

yetenekler yaratıcı eğilimlerin meydana çıkarılmasıyla Schumpeter’in de dikkat<br />

çektiği gibi yaratıcı <strong>girişimcilik</strong> şeklinde tanımlanabilmektedir. Yeni bir fikir veya<br />

icat asıl olan nokta olarak belirtilmektedir. 115<br />

İkinci olarak girişimciliğin faaliyet bölgesine göre değişik bir boyut<br />

kazanacağı belirtilmektedir. Günümüzde küresel işletmecilik olgusu ile birlikte<br />

girişimciliğin de sürekli bir değişim içinde yeni bir anlam ve önem kazandığı<br />

görülmektedir. Girişimcilik kavramının boyutları değişmektedir. Sonuçta<br />

<strong>girişimcilik</strong>te coğrafi sınırların önemi kaybolmaktadır. Tabii ki yeni bir işe<br />

başlandığında girişimciliğin henüz ilk aşamalarında yapılan yerel <strong>girişimcilik</strong>te<br />

işletme sermayesi ve iş hacmi sınırlı olmaktadır. Bölgesel ve uluslararası <strong>girişimcilik</strong><br />

de ise bölgeler arası dengeli kalkınmanın sağlanması için sürekli bir bilgi transferi ve<br />

iş akışı oluşturmakta yarar vardır. Girişimciliğin diğer boyutunda ise sermaye<br />

sahipliği, yaratıcılık ve <strong>girişimcilik</strong> eğiliminin biraz daha önüne geçmektedir.<br />

Bilinenleri en iyi yapan ve hünerlerine aklını da katan, olağan ve olağan dışı<br />

koşullarda iş gücü ve sermaye kaynaklarını verimli bir biçimde kullanacak önlemleri<br />

düşünen, analiz eden, planlayan, yürürlüğe koyan, uygulayan ve sonuçlarını<br />

denetleyebilen kişi yaratıcı girişimci olarak tanımlanmaktadır. 116 Her ne kadar bazı<br />

bilim adamları sermayeyi, yaratıcılık ve yenilik oluşturmaya yatkınlıktan daha da<br />

önemli tutsalar da yaratıcı bireylerin sermaye temininde de hünerlerini<br />

sergileyecekleri ifade edilmektedir.<br />

Son olarak da girişimcilerin değişime ve gelişime önderlik ettikleri tamamen<br />

yeni yöntem ve politikalarla ekonomiye katkı sağladıkları “yaratıcı yenilik” durumu<br />

belirtilmektedir. Girişimciler ekonomik hareketliliğin itici gücü durumundadırlar.<br />

Yeni mal ve hizmetlerin pazara sunulmasında, yeni pazarların gelişmesinde, yeni<br />

örgütlenme şekillerinin ortaya çıkmasında, iş fikirlerinin girişimciliğe uygulamasında<br />

girişimcilerin öncü görevinde olduğu belirtilmektedir. Girişimciler bu özellikleriyle<br />

115<br />

Helge PEUKERT, ‘Schumpeter’s ‘Lost’ Seven Chapter: A Crıtıcal Overwıew’, Industry and<br />

Inovatıon, Vol. 9., Num. 2., s.79-89<br />

116<br />

http://www.ytukvk.org.tr/arsiv/barisyildiz1, Erişim Tarihi: 12.03.2007<br />

45


mevcut olanlarla yetinmeyip sürekli yenilik arayışlarıyla değişime önderlik<br />

etmektedirler.<br />

Bir girişimcinin bitip tükenmeyen tutkusu daima başkalarının göremediği<br />

fırsatları görerek bunları iş fikrine dönüştürmek şeklinde oluşmaktadır. Günümüzde<br />

<strong>girişimcilik</strong>, yeni ekonomi ve bilişim teknolojileriyle birlikte sanal <strong>girişimcilik</strong> olarak<br />

da yapılabilmektedir. Bilişim ortamında bilgisayarlar kullanılarak açılan siteler<br />

aracılığıyla, pazara mal ve hizmet sunan girişimciler sanal <strong>girişimcilik</strong><br />

yapmaktadırlar. 117<br />

Dünyanın en yüksek <strong>girişimcilik</strong> eğilimi ve yeteneğine sahip milletleri<br />

arasında Türkler ilk sıralarda yer almaktadır.<br />

Türkiye’nin genç bir nüfus yapısına sahip olması sıralamadaki yerini<br />

korumasına yardımcı olmaktadır. Genç bir nüfus aynı zamanda her alanda daha fazla<br />

talep demek olduğu için bu durum girişimcileri daha da heveslendirmektedir.<br />

Ancak olumlu görünen bu tablo uygun koşullarda üretime çevrilmediği<br />

zaman, sadece <strong>girişimcilik</strong> özelliklerine sahip olmak yeterli olmayacaktır. Şöyle ki;<br />

uluslararası <strong>girişimcilik</strong> endeksinde kullanılan 10 yetişkin içinde şirket kuran<br />

insanlara bakıldığında Türkiye yirmi dokuz ülkenin gerisinde kalmış durumdadır.<br />

Türkiye’de her 100 yetişkin içinde şirket kuran sayısı 4,6 olmasına karşın bu sayı<br />

ABD’de 11,7, Güney Kore’de 15, Meksika’da 18,7’dir. 118 Türkiye’nin yeterli kamu<br />

kaynaklarına sahip olmaması, girişimcilere verilen kredi miktarını etkilemekte ve<br />

Türkiye’de ki girişimci potansiyelini tam olarak ortaya çıkarmamaktadır.<br />

Türkiye’de var olan bürokratik zorluklar ve engeller yeni düzenlemelerle<br />

aşılabilirse <strong>girişimcilik</strong> daha da yaygınlaşacaktır. 119 Pek çok girişimci adayı sermaye<br />

yetersizliği nedeniyle iş fikrini hayata geçirememektedir.<br />

2.2. Türkiye’de Girişimciliğin Tarihsel Gelişimi<br />

Türkiye’de <strong>girişimcilik</strong> cumhuriyet öncesi dönem, cumhuriyet döneminin ilk<br />

yılları, 1950 – 1980’li yıllar ve 1980 sonrası dönem olarak ayrı bölümlerde ele<br />

alınabilir.<br />

117 ŞAHİN, 2006, s.18.<br />

118 http://www.tusiad.org.tr Erişim Tarihi: 15.03.2007<br />

119 TEKİN, 2004, s.7.<br />

46


Cumhuriyet öncesi dönemde Ahilik Teşkilatı’na dayalı Türk girişimciliği<br />

görülmektedir. İlk dönem Orta Asya toplumlarından beslenerek biçimlenen Türk<br />

Ekonomisi, yükselişini Selçuklu Devleti ile sürdürmüş; geliştirilen üretim biçimleri,<br />

sistemleştirilen ekonomik ilişkiler, çağına göre ileri düzeyde örgütlenmiş ve<br />

uzmanlaşmış ekonomik yapı Osmanlı İmparatorluğu’na kadar ulaşmıştır. 120<br />

Selçuklu’da sanayi ve ticaret hayatı ahilik ilkelerine dayalı olan esnaf<br />

birlikleri tarafından teşkilatlandırılmaktadır. Ahi kelimesinin kökeni Arapça’dır ve<br />

“kardeşim” anlamına gelmektedir. 1200’lerde Moğol işgalinden Anadolu’ya kaçan<br />

esnaf ve sanatkârlar, yeni adım attıkları ülkede tutunabilmek için birbirlerine<br />

kenetlenmişler ve sahip oldukları dayanışma ve mesleki eğitim gibi değerleri<br />

Anadolu’ya taşımışlardır. 121<br />

Cumhuriyet öncesi dönemdeki Ahilik Teşkilatına dayalı Türk girişimciliği,<br />

sanayi devrimi ve sonrasında hızla artış gösteren kitle üretimi ve sosyo-ekonomik<br />

gelişmelere ayak uydurmakta güçlük çekmiştir. Ayrıca Osmanlı dönemindeki<br />

girişimcilerin büyük çoğunluğunun özellikle sanayi devriminden sonra batıyla sıkı<br />

ilişkiler içinde olan yabancı asıllı Türk vatandaşları olduğu belirtilmektedir.<br />

Cumhuriyetin ilanından dokuz ay önce İzmir’de toplanan 1. İktisat<br />

Kongresi’nin temel ilkelerinden biri Türk insanını girişimci yapmak olmuştur.<br />

Ayrıca bu dönemde Makedonya’dan, Arap Ülkeleri’nden ve Asya’nın diğer<br />

yörelerinden gelen göçmen Türklerin edindikleri üretim kültürünü Türkiye’ye<br />

taşıdıkları görülmektedir.<br />

1950 – 1980’li yıllarda daha çok girişimciliğin desteklenmesi ve özel<br />

mülkiyetin tabana yaygınlaştırılmasında alt yapı oluşturulmuştur. Özellikle 1970’li<br />

yılların nitelikli girişimcilerinin özellikleri şu şekildedir. 122<br />

- Girişimciler kısmen yüksek öğrenim görmüş kişilerdir.<br />

- Geleneksel tüccar zihniyetini aşma çabasındadırlar.<br />

120<br />

Metin AYDOĞAN, Antik Çağdan Küreselleşmeye Yönetim Gelenekleri ve Türkler, Umay<br />

Yayınları, İzmir, 2005, s.725.<br />

121<br />

Ahmet TABAKOĞLU, Türk İktisat Tarihi, İktisat Dizisi 1, Dergah Yayınları, 2003, s.108.<br />

122<br />

http://www.tusiad.org.tr, Erişim Tarihi: 17.04.2004<br />

47


- Üretme hırsları temeldir ve yatırım diğer boyutları olan verimlilik<br />

yönetim felsefesi, kalite ve uygun fiyat ilkelerine önem vermişlerdir.<br />

1980 ve 1990’lı yıllardan sonra yurdumuzda iyimser gelişmeler<br />

kaydedilmiştir. 1980 sonrası uygulanan yoğun piyasa ekonomisi, gelişen <strong>girişimcilik</strong><br />

ortamlarında Türk insanının başarılı olabileceği fikri kabul görmeye başlamıştır.<br />

Özellikle gençler arasında <strong>girişimcilik</strong> ve iş adamlığı bir meslek olarak tercih<br />

sırasında en üstte yer aldığı görülmektedir.<br />

2.2.1. Türkiye’de Girişimciliğin Önündeki Engeller<br />

Ülkelerin gelişmişlik düzeyini yakalayabilmek adına gerçekleştirilmesi<br />

gereken öncelikli olarak işsizlik sorununun çözülmesi olarak söylenmektedir.<br />

İşsizliğin azaldığı bir ekonomi; üretimin arttığı buna bağlı olarak ekonomideki arz ve<br />

talep dengesinin gerçekleştirildiği, fiyatların uygun düzeylerde seyrettiği bir yapı<br />

oluşturmaktadır.<br />

Ancak Türkiye’de yukarda çizilen tablo hakikaten belirli bölgelerde<br />

sağlanmaktayken diğer bölgelerde tam tersi bir durum yaşanmaktadır. Yani,<br />

Türkiye’nin batı illerindeki gelişmiş sanayi topluluğu, refahın tüm ülkeye<br />

yayılmasında yeterli olamamaktadır. Dolayısıyla özellikle Türkiye’nin doğusunda<br />

artan işsizlik oranı nüfusun batıya kaymasına neden olmakta ve Türkiye’nin elinde<br />

değerlendirilmeden kalan doğal kaynaklar olarak Türkiye Bilânçosuna negatif değer<br />

olarak kaydedilmektedir.<br />

Oysaki girişimciliğin öneminin tüm ülkenin refahı için bütün bireylere<br />

anlatılmasıyla dengeli bir kalkınma yaşanabilecektir. Türkiye’de girişimciliğin<br />

önündeki engeller aşağıdaki açıklanmaktadır. 123<br />

2.2.1.1. Ekonomideki İstikrarsızlık<br />

Girişimcileri kendi iş fikirlerini hayata geçirmekten en çok alıkoyan konunun<br />

ekonomik istikrarsızlık olduğu savunulmaktadır. Girişimcilik zaten başlı başına bir<br />

risk iken, bireyler ekonomik açıdan riskli olan bir ortamda daha fazla bir yükümlülük<br />

altına girmek istememektedirler. Dolayısıyla ellerindeki mevcut sermayeyi üretim<br />

123 UYGUN, 2006, s.165-170.<br />

48


gerçekleştirmeyecek şekilde, ama kendilerine sabit bir gelir getirmesini ümit ederek<br />

değerlendikleri görülmektedir.<br />

2.2.1.2. Bürokratik Engeller<br />

Türkiye’de işletmelere yönelik mevzuatlar ve uzun süren bürokratik aşamalar<br />

nedeniyle işletmeler için uygun iş ve yatırım yapma ortamı kolay oluşamamaktadır.<br />

Girişimcilerin ortaya çıkıp yeni istihdam alanları yaratabilmesi için ülkedeki<br />

devlet politikaları, ekonomik koşulları ve müşteri grubu yatırım yapmaya elverişli ve<br />

değer olmalıdır.<br />

Bürokratik sorunların aşılmasında ilk adım vergi sisteminin sadeleştirilmesi,<br />

işletme açma ve kapatma işlemlerinin kolaylaştırılması gibi işlemler olmalıdır.<br />

2.2.1.3. Bilgi Eksikliği<br />

Kişi bilmediğinin düşmanıdır sözünden yola çıkarak, kadın veya erkek<br />

girişimci adaylarını kendi işlerini yapmaktan alıkoyan ya da işlerini yaparken<br />

başarısız olmalarına neden olan en önemli etkinin işin gerektirdiği teknik ve sosyal<br />

bilginin eksik olması nedeniyle olduğunu söylemek yanlış olmasa gerektir. Çünkü<br />

yaptığı işin inceliklerini bilmeyen bir kişi ürettiği mal veya hizmeti pazarlayamaz.<br />

Kurulan işletmeden de uzun bir ömür ve yüksek kazanç getirisi beklenemez.<br />

Girişimciler kendileri için gerekli bilgiyi eğitim ve danışmanlık hizmeti veren<br />

kuruluşlardan sağlayabileceklerdir.<br />

2.2.1.4. Özgüven Eksikliği<br />

Üretmek için gerekli tüm kaynaklar temin edildiği takdirde, hala birey<br />

üretmekten kaçınıyorsa, <strong>girişimcilik</strong> için mutlaka olması gereken bir kaynak eksik<br />

demektir. Bu özgüven eksikliğidir. Korku ve sinirliliğin temelinde özgüven eksikliği<br />

yatmaktadır. Özgüven eksikliği hiçbir fikrin olmadığı durumlarda ortaya<br />

çıkmaktadır. 124 Bireyleri zorla bir işi kurmaya yönlendirmek, işni kurulmadığı<br />

takdirde toplumun uğrayacağı zarar kadar, topluma zarar vermektedir. Bir iş fikri<br />

oluşturulmaya başlandığında rakiplerden ve tecrübesizlikten korkmak, ilk meydana<br />

124<br />

Arnold Nick CARTER, Etkin İletişim Kurun, Çev. Zeynep GÜDEN, Arion Yayınevi, İstanbul,<br />

2004, s.17.<br />

49


gelen olumsuzlukla yılgınlık göstermek girişimcinin çoktan zarar riskini kabul ettiği<br />

anlamına gelmektedir.<br />

2.3. Türkiye’de Girişimciliğin Teşviki<br />

Türkiye’de insanların genel olarak girişimci bir yapıya sahip olduğu<br />

söylenmektedir. Özellikle gençlerin girişimciliğe olan ilgisinin arttığı başarılı genç<br />

girişimcilerinin adını sık sık duyurmasıyla gözlemlenebilir. Türkiye’de girişimci<br />

ruhun dengeli bir şekilde yayılmasını sağlayarak ve girişimciliğin önündeki engelleri<br />

kaldırarak <strong>girişimcilik</strong> adına önemli bir adım atılmış olabilir.<br />

Türkiye’de girişimciliğin teşviki için çalışma mevzuatında esneklik, uygun<br />

fiyatlarda enerji ve hammadde temini, vergi indirimleri gibi konularda devletin<br />

duyarlı olması beklenmektedir. Ayrıca kayıt dışı istihdam ve serbest ithalat yoluyla<br />

haksız rekabet yaratılmaması gerekmektedir. Yine, Türkiye’de gözlemlenen erkek<br />

egemen girişimci profili yıkılmalı, kadın girişimcileri destekleyen kararlar<br />

alınmalıdır. Hali hazırda Türkiye’de iş gücüne katılım oranı yüzde 49.5 olup,<br />

kadınlarda bu oran yüzde 25.6’dır. Kadın istihdamını arttırmaya yönelik politikalara<br />

öncelik verilmelidir. Türkiye’de kadın işverenlerin oranı sadece yüzde 3.3’dür. 125<br />

Kadınlara ve erkeklere yıllar boyunca toplum tarafından belirli roller<br />

yüklenmiştir. Ticari risk taşıyan işlerde erkekler görevlendirilirken kadınlara daha<br />

farklı ve daha az riskli roller uygun görülmüştür. 126<br />

Türkiye’nin girişimciliğinin arttırılabilmesi elindeki genç nüfusu<br />

değerlendirebilmesiyle doğru orantılıdır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin<br />

(TOBB) araştırmasına göre 2006 yılında açılan şirket sayısı 2004 yılına göre yüzde<br />

20 artmıştır. Bunların çoğunluğu ise daha <strong>üniversite</strong>deyken kendi işini kuran<br />

gençlerden oluşmaktadır. Yapılan işler çoğunlukla bilişim teknolojilerindedir.<br />

Yazılım üretip satan, internette kendi sitesini kurup yeni sektörler yaratan,<br />

reklam, organizasyon, tanıtım, kafe işletmeciliği yapan gençler, Türkiye’de çok<br />

uygun <strong>girişimcilik</strong> alanlarının olduğunu, fakat akranlarının piyasa koşullarını belirsiz<br />

gördükleri için kendi fikirlerini hayata geçirmekten kaçındıklarını<br />

125 İpek İLKKARACAN, “Kentli Kadınlar ve Çalışma Yaşamı”, 75 Yılda Kadınlar ve Erkekler,<br />

Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 1998, s.285.<br />

126 Stephen L. MULLER, ‘Gender Gaps in Potentıal for Entrepreneurshıp Across Countrıes and<br />

Cultures’, Journal Of Developmental Entrepreneurshıp, Vol. 9., No. 3.,2004, s.190-220.<br />

50


açıklamaktadırlar. 127 Nihayetinde <strong>girişimcilik</strong> teşviki girişimciliğe özendirme ve<br />

ekonomik gelişme için girişimciliği destekleme şeklinde yapılabilmektedir.<br />

2.3.1. Ekonomik Gelişme İçin Girişimcilik<br />

Girişimci, yeni ticari fikir etrafında yeni işler kurarak pazarın büyümesini,<br />

çeşitlenmesini ve sağladığı iş olanakları ile istihdamın artmasını sağlayan kişi olarak<br />

tanımlanmaktadır. Girişimciler toplumun ve ekonominin gelişmesindeki baş aktör<br />

gibidirler. Bu nedenle girişimcilere yönelik çeşitli kaynaklar oluşturularak<br />

ekonominin canlandırılması ve girişimcilerin teşvik edilmesi gerekmektedir.<br />

Ekonomik gelişme için etkili olacak projeler aşağıdaki gibidir: 128<br />

1. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi ile ilgili projeler; Fabrika<br />

ve diğer iş yerleri binaları, yeni teknoloji ve yeni iş sahalarının geliştirilmesi.<br />

2. Üretken yatırımların teşvik edilmesi ile ilgili projeler; Turizm, personel<br />

eğitimi, araştırma ve geliştirme.<br />

3. Alt yapının iyileştirilmesi; Ulaşım, telekomünikasyon, turizm hizmetleri,<br />

sağlık ve eğitim, sınai kalkınma ve çevreyle ilgili projeler.<br />

4. Yerel kalkınmanın hızlandırılması ile ilgili projeler.<br />

Girişimcilik, işletmeciliğin yapısında bir değişimi başlatan ve geliştiren unsur<br />

olarak görülmektedir. Böylece üretim ve büyümenin sağlanacağı savunulmaktadır.<br />

Değişim ise yenilikle gerçekleştirilecek bir olaydır. Yenilikçilik hem pazar için yeni<br />

mal ve hizmetlerin geliştirilmesini sağlamakta, hem de kurulacak işletmelere yatırım<br />

ilgisini tetiklemektedir. 129 Yeni bir mal veya hizmet üretimi gerçekleştiğinde<br />

ekonomiyi oluşturan diğer işletmelerin ilgisi çekilir. Yapılan <strong>girişimcilik</strong> örnek<br />

alınarak yeni istihdam alanları yaratılabilmektedir.<br />

2.3.2. Girişimciliğe Özendirme<br />

Toplumlarda cinsiyete göre sosyal sorumluluklardaki farklılıklar rastlanılan<br />

bir durumdur. Cinsiyet rolleri tanım olarak toplumdan topluma, tarih içinde değişse<br />

127<br />

Ayşe Tarcan, “Geleceğin Bill Gates’leri”, Akşam Gazetesi, 18.02.2006 http://aksam.com.tr Erişim<br />

Tarihi: 14.02.2007<br />

128<br />

European Union, Workıng For The Regıons, Europen Communıtıes, Belgıum, 2001, s.9.<br />

129<br />

Hasan Kürşat GÜLEŞ ve Hasan BÜLBÜL, Yenilikçilik, Nobel Basım Dağıtım, Ankara, 2004,<br />

s.126.<br />

51


de, hiç değişmeyen yönü cinsiyet temelindeki, kadının erkeğe göre ikincil sırada<br />

olduğu anlayışının yaygınlığıdır. 130<br />

Geleneksel olarak belirlenmiş cinsiyet rollerinin <strong>belirlenmesi</strong>, kadınların<br />

erkeklere bağımlılıklarının ölçüsünü ifade etmektedir. Bazı kadınlar bu durumdan<br />

rahatsızlık duyarken bazıları da bu durumu ‘normal’ ve ‘doğal’ bir durum olarak<br />

görmektedir. Bu nedenle pek çok kadının sosyal konumu erkekler tarafından<br />

belirlenmektedir. 131<br />

Dünyanın pek çok yerinde kadın iş gücü erkek işgücünün neredeyse yarısı<br />

kadardır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde; töre, gelenek, görenek<br />

gibi yazılı olmayan toplum kuralları nedeniyle kadınlar kendilerini<br />

geliştirememektedir.<br />

Girişimci rolü ile toplumda var olma şansı verilen kadın daha fazla bağımsız<br />

hareket etme, kendini gerçekleştirebilme ve hedeflerine ulaşabilme imkanına<br />

kavuşacaktır. Böylece toplam istihdam içinde kadınlar da kendi işlerine yönelik kısa<br />

ya da uzun vadeli planlar yaparak; kaynakları optimum kullanabilme, beşeri<br />

ilişkilerde başarı elde etme, işinde elde ettiği bilgileri farklı kanallara aktarabilme<br />

gibi konularda söz sahibi olacaktır.” 132<br />

Son yıllarda Türkiye’de kadınlar yaptıkları işlerde gösterdikleri başarıyla<br />

toplum olarak belli yargıların aşıldığını hissettirmektedirler. Kadınların <strong>girişimcilik</strong>te<br />

başarılı olmaları, kendilerine güvenme, bu güvenden hareketle risk alabilme<br />

yeteneklerine bağlıdır. 133<br />

Yaratıcı, sağduyulu, yeniliklere açık, çözüm üretme ve uzlaştırıcı yeteneklere<br />

sahip olan kadınlar kişisel sorumluluk alarak rekabet edebileceklerdir. İnançlarını<br />

savunan, önderlik eden, yetki kullanabilen beşeri ilişkilerinde başarılı olan kadınlar,<br />

bir girişimci olarak toplumsal hayatta ve çalışma hayatında söz sahibi olacaklardır.<br />

Girişimci teşvikleri ve girişimciler için hazırlanan çalışmalar kadın ve erkek<br />

her iki tip girişimci için motive edici unsur olacaktır. Bu bağlamda yapılması gereken<br />

130<br />

Şahin, 2006, s.30.<br />

131<br />

R. GOFFEE ve R. SCASE, Kadınlar İş Başında, Çev. Ahmet FETHI, Eti Kitapları, İstanbul,<br />

1992, s.13.<br />

132<br />

N. Çelebi, Turizm Sektöründeki Küçük İşyeri Örgütlerinde Kadın Girişimciler, T.C.<br />

Başbakanlık Kadın Statüsü ve Sorunları Gen. Müd. Yayınları, Ankara, 1997, s.6.<br />

133<br />

ŞAHİN, 2006, s.32.<br />

52


ir diğer çalışma toplumu dengeli bir biçimde kalkınmaya yönlendirecek projeler<br />

hazırlamak olacaktır.<br />

Dengeli kalkınmaya yönelik ve girişimcilerin desteklenmesi kapsamında<br />

hazırlanan çalışmalarda belirli bölgelerdeki değişik alanlarda gelişmenin sağlanması<br />

amaçlanmıştır. Örneğin 2001-2005 yıllarını kapsayan VIII. Beş Yıllık Kalkınma<br />

Planı’nda ulusal kaynakların maksimum faydayı kapsayacak şekilde geliştirilmesi ve<br />

bölgelerarası dengesizliklerin en aza indirilmesi hedeflenmiştir. Bölgesel gelişme<br />

politikalarının uygulanmasında sürdürülebilirlik, bölgeler arası bütünleşme, sosyoekonomik<br />

dengelerin sağlanması, yaşam standartlarının yükseltilmesi, fırsat eşitliği,<br />

kültürel gelişme ve katılımcılık ilkesi esas alınmıştır. 134<br />

2.4. Girişimciliği Destekleyen Kuruluşlar<br />

Girişimciler bir işçi hayata geçirmek üzere yola çıkmaya karar verdikleri<br />

zaman birçok engelin ve zorluğun tam olarak farkında değildirler. Zaman içinde bu<br />

zorluklarla karşılaştıklarında kendilerine mutlaka bir destek ararlar. Girişimcilik<br />

kimsenin göremediği fırsatları fark ederek başlar.<br />

Dikkatli gözler her tarafta fırsatları görür. İyi işiten kulaklar yardımsızlıktan<br />

ölenlerin sesini duyar, açık kalpler ve açık eller de daima yardıma muhtaçlara<br />

verilecek bir şey, yapılacak asil bir iş bulurlar. Bir fırsatı yakalayanlar, hem kendileri<br />

hem başkaları için diğer fırsatlara imkan sağlarlar. Bugün girişimciler için bir çok<br />

fırsat ortamı oluşturmaktadır. Bu ortamlar onları büyük başarılara götürebilir. 135<br />

Girişimci ruhu taşıyan bireylere toplumda uzanacak bir el mutlaka bulunacaktır.<br />

Girişimcilik zorlu bir süreç olarak ifade edilmektedir. Zorluk sadece planlama ve<br />

yönetim açısından değil psikolojik açıdan da girişimcilerin özgüvenlerini<br />

kaybetmelerine neden olmaktadır.<br />

Bunun bilincinde olan pek çok ülke, gerek devlet gerekse sivil toplum<br />

örgütleri aracılığıyla girişimcilerin gelişimine katkıda bulunmaya ve onlara her<br />

alanda destek vermeye çalışmaktadır. Girişimci yeteneği taşıyan ve <strong>girişimcilik</strong> isteği<br />

134 Murat Ali DULUPÇU, İlker H. ÇARIKÇI ve Onur SUNGUR, ‘Avrupa Birliği Sürecinde KOBİ<br />

Politikası ve Bölgesel Politika İlikisi Üzerine Bir Değerlendirme,’ İstanbul Kültür Üniversitesi 2.<br />

KOBİ’ler Verimlilik Kongresi, 2-3 Aralık 2005, İstanbul, s.546.<br />

135 Orison Sweet MARDEN, Fırsatı Yakalayın, Çev. Hilmi BİLGİNER, Hayat Yayınları, s.16-17.<br />

53


duyan bireylerin sermaye ile ilgili problemlerinde ya da tecrübesizlikten<br />

kaynaklanabilecek sorunlarının çözümünde her zaman bir çıkar yol bulunmaktadır. 136<br />

Girişimci kişiliğe sahip bireyleri girişimde bulunmaktan caydıran ilk etken<br />

girişimcinin sermayeye sahip olmamasından kaynaklanan sorunlarıdır. Finansal<br />

problemler nedeniyle bugün birçok iş fikri istihdam alanına dönüştürülemeden<br />

kaybolmaktadır. Ya da o işi yapmaya hevesli ancak sermayesi olmayan kişilerin<br />

elinden çıkarak satın alma yoluyla el değiştirmektedir. Tabiî ki burada ekonominin<br />

yaşadığı bir kayıp olmamakla birlikte, kaybolan iş fikrinin gerçek sahibinin hayalleri<br />

olarak ifade edilmektedir.<br />

Son dönemde girişimciliğe gereken önemin verilmesine dair yapılan<br />

çalışmalar, izlenen yollar neticesinde, finansal sorunların aslında çözümlenmeyecek<br />

problemlerden olmadığı girişimcilere büyük ölçüde anlatılmış ve çözüm önerileri<br />

benimsetilmiştir. Aşağıda bu çözüm önerilerinden dört tanesi kısaca<br />

açıklanmaktadır: 137<br />

Risk Sermayesi Yöntemi: Risk; ortaya çıktığı zaman projenin zamanında<br />

tamamlanmasını sağlamak amacıyla hemen üzerine eğilinmesi gereken durumdur. 138<br />

Girişimciler, sermayeye, pazardaki bir fırsatı görüp bunu değerlendirme isteği<br />

zihinlerinde oluştuğu anda ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaç duyma anında bireyin bir<br />

insan olarak hissettiği duygu onun <strong>girişimcilik</strong> adına bir adım atıp atmayacağını<br />

belirleyecektir.<br />

Eğer ki birey iş fikrini projeye dönüştürmek için bir adım atma kararı<br />

vermişse ve ihtiyaç duyduğu finansmanı nereden sağlayabileceğini düşünüyorsa<br />

devreye girebilecek ve sorunu çözebilecek yöntemlerden biri risk sermayesi yöntemi<br />

olarak belirtilmektedir.<br />

Risk Sermayesi; iyi bir iş fikrine sahip bilgili ve yetenekli girişimcilere iş<br />

kurmaları için gerekli sermayeyi sağlayan bir finansman yöntemi olarak<br />

tanımlanmaktadır. 139<br />

136 PRAAG, 2005, s.37-48.<br />

137 Ertuğrul BAYER ve Kürşat TÜFEKCİ, Genel İşletme,3 Ltd.Yayını, Isparta, 2007, s.161-165.<br />

138 Trevor L. YOUNG, Proje Yönetimi, Çev. Ali ÇİMEN, Timaş Yayınları, İstanbul, 1998, s.58.<br />

139 TEKİN, 2004, s. 33<br />

54


Risk sermayesi, risk sermayedarı tarafından yeni teknolojiler ve iş fikirleri<br />

üreten gelişme potansiyeli yüksek Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelere (KOBİ)<br />

edinecekleri pay karşılığında öz kaynak sağlayan bir yatırım aracıdır.<br />

Leasing: Uzun vadeli finansman sağlama yöntemlerinden olan ve yatırımcıya<br />

büyük avantajlar sağlayan yöntem finansal kiralama anlamına gelmektedir. 140<br />

Herhangi bir yatırım malının, bunu kullanmak isteyen kuruluş tarafından satın<br />

alınması yerine, bir finansal kiralama şirketi tarafından satın alınarak yatırımcıya<br />

kiralanması şekline verilen isim olarak tanımlanmaktadır.<br />

Girişimciler işin henüz başındayken ve faaliyetlerin yürütülmesi için<br />

kesinlikle gerekli olan malların temin edilmesi bakımından girişimciye büyük<br />

sermaye avantajı sağlayan bir yöntemdir. Özel şirketler tarafından oluşturulabileceği<br />

gibi bankalar tarafından da gerçekleştirilebilecek bir işlem olarak belirtilmektedir.<br />

Franchising: Bir işletmenin isim veya işletme hakkını kullanmak anlamına<br />

gelen ‘franchising’ ifadesi literatüre İngilizce kullanımıyla girmiştir. 141<br />

Franchising bir işi satın alma işlemidir. Girişimcinin bir işe sahip olması için<br />

bu işi mutlaka kendisinin başlatmış olmasına gerek yoktur. Mevcut bir iş satın<br />

alınarak, işin kurulması için gereken zaman ve çaba harcama gibi uzun bir süreçten<br />

kurtulunabilir.<br />

Sistemin işleyişinde Franchise veren ve Franchise alan şeklinde iki ifade<br />

bulunmaktadır. Franchise veren taraf belirli bir hizmet veya ürünün sahibi iken<br />

Franchise alan taraf bu ürün veya hizmeti belirli bir pazara sunmakla ilgilenmektedir.<br />

Franchise, belirli bir pazara sunmakla ilgilenmektedir. Franchise, belirli bir pazara o<br />

mal veya hizmeti sunma hakkının alınmasıdır. Yerel dağıtım için bu belirli iş fırsatını<br />

vermesi karşılığında Franchise veren taraf, Franchise alan taraftan bir ödeme veya<br />

işletme payı almaktadır. 142<br />

Factoring: Girişimcilerin hem kısa hem de uzun vadeli olarak<br />

kullanabilecekleri bir finansman sağlama yöntemi olarak ifade edilmektedir. İş<br />

140 DİNÇER ve FİDAN, 2003, s. 237<br />

141 John STANWORTH and Brian SMITH, Franchising, Epsilon Yayınlar, İstanbul, 1995, s.9.<br />

142 Tim BURNS, Eğriyi Kırın, Çev. Semih ERTAŞ, Epsilon Yayınları, İstanbul, s.207-208<br />

55


hayatına başlamış, mal veya hizmet üretimi ve satışını yapan girişimcilerin<br />

çoğunlukla başvurdukları yöntemlerdendir.<br />

Kredili satış yapan işletmeler bu satışlardan doğan alacak haklarını factoring<br />

işlemi yapan bir kuruluşa satmaktadır. Böylece; senet tahsili, ödemelerin takibi ve<br />

defter tutulması gibi rutin işlerden kurtulmaktadır. Factoring şirketi ise sunduğu<br />

hizmetler karşılığında belirli bir komisyon almaktadır.<br />

Girişimciler uygulamada genellikle alacaklarının toplamda yüzde 80’lik bir<br />

bölümünü başlangıçta nakit olarak almakta ve büyük bir sermaye avantajı<br />

sağlamaktadırlar.<br />

Türkiye’de de girişimciliği geliştirmek ve bu alandaki çalışmaları<br />

desteklemek için kurulmuş devlet veya sivil merkezli pek çok kuruluş<br />

bulunmaktadır. Bu kuruluşların başlıcaları aşağıda açıklanmıştır.<br />

2.4.1. KOSGEB<br />

Küçük ve Orta Ölçekli Sanayicileri Geliştirme Birliği (KOSGEB);<br />

KOBİ’lerin teknolojik yeniliklere süratle uyumlarını sağlamak, rekabet güçlerini<br />

yükseltmek ve ekonomiye katkılarını ve etkinliklerini arttırmak amacıyla 1990<br />

yılında, 3624 sayılı yasa ile kurulmuş, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı bir kamu<br />

kuruluşudur.<br />

KOSGEB, KOBİ’lerin katma değerini arttırmak, rekabet güçlerini<br />

yükseltmek, uluslararası pazarda söz sahibi olmasını sağlamak, marka bilincini<br />

geliştirmek, ana – yan sanayi ilişkilerini güçlendirebilmek, hedeflerini<br />

gerçekleştirebilmek ve daha etkin hizmet vermek amacıyla ‘Yeniden Yapılanma’<br />

sürecini başlatmıştır.<br />

KOSGEB, her yaştan girişimciye kadın – erkek ayrımı yapmaksızın birçok<br />

konuda destek vermektedir. Bu destekler; Danışmanlık ve Eğitim, Teknoloji<br />

Geliştirme ve Yenilik, Bilişim, Kalite Geliştirme, Pazar Araştırma ve İhracatı<br />

Geliştirme, Bölgesel Kalkınma ve Girişimciliği Geliştirme Destekleri’dir.<br />

KOSGEB’in özellikle <strong>üniversite</strong>lerle işbirliği ve fikir alışverişine giderek,<br />

gençlerin girişimciliğe özendirilmesi ve desteklenmesi konusundaki en önemli<br />

desteklerinden biri, şüphesiz ki, genç girişimcilerin cesaretini kıran finansal sorunlara<br />

56


getirdiği, alternatif finansman modelleridir. Bu bağlamda; yatırım ve işletme<br />

sermayesi olarak kullanılmak üzere Toptan Eşya Fiyat Endeksli (TEFE) bir kredi<br />

programı olan KOSGEB–VAKIGBANK KOBİ Destek Programı uygulamaya<br />

konulmuştur. Hemen arkasından KOSGEB – Halkbank Ekspres KOBİ Destek Kredi<br />

Programı Hayata geçirilmiştir. 143<br />

2.4.2. TÜSİAD<br />

Türkiye Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) bünyesinde, Ömer<br />

SABANCI, başkanlığında kurulan bilgi Toplumu ve Yeni Teknolojiler Komisyonu<br />

bulunmaktadır. Bu komisyonun altında da ‘Girişimcilik ve Yenilikçilik Çalışma<br />

Grubu’ kurulmuştur.<br />

Bu grup 20 Nisan 2004 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’nde pek çok<br />

<strong>üniversite</strong>den gelen öğrencilerin fikirleri ve konuşmacıların katılım ile Girişimcilik<br />

Kongresi gerçekleştirmiş ve projenin hayata geçirilmesi yolunda gençler iş adamları<br />

ile buluşmuştur.<br />

Yine her yıl bu kongre yapılmakta ve yeni fikirler hayata geçirilmektedir.<br />

TÜSİAD, gerek yayınladığı raporlar, gerek çeşitli platformlarda dile getirdiği<br />

görüşlerle girişimciliğin önemine dikkat çeken bir kuruluştur. Son dönemde Arzuhan<br />

YALÇINDAĞ’ın başkanlığa seçildiği dernek, özellikle kadın girişimcilere verdiği<br />

destekle dikkat çekmektedir. Kadın girişimcilere verilen ekonomik, teknik ve proje<br />

bazlı destekler artarak devam etmektedir. 144<br />

2.4.3. TÜGİAD<br />

Türkiye Genç İş Adamları Derneği’nin kuruluş amacı; sistematik çalışmalarla<br />

Türkiye’de ki <strong>girişimcilik</strong> potansiyelinin arttırılması için çalışmalarda bulunmak,<br />

girişimciliğin önündeki engellerin tespiti ve giderilmesi için çalışmalar yürütmek,<br />

Türkiye’nin <strong>girişimcilik</strong> profilini belirlemek, liderlik, motivasyon gibi konuları<br />

çeşitli platformlarda işlemek, girişimciliğe özendirmek, özgün ve orijinal projeleri<br />

belirleyerek fon sağlayıcı kuruluşlara sunmak ve başarılı girişimcileri<br />

ödüllendirmektir. 145<br />

143 http://www.kosgeb.gov.tr, Erişim Tarihi: 14.02.2007<br />

144 http://www.tusiad.org.tr, Erişim Tarihi: 14.02.2007<br />

145 http://www.tugiad.gov.tr, Erişim Tarihi: 14.02.2007<br />

57


İki seçenekten birisini seçmeye zorlamak ya da zorlanmak yaratıcılık değil,<br />

üçüncü seçeneği oluşturmak ise yaratıcılık olarak ifade edilmektedir. 146 Girişimcilik<br />

zorla yapılabilecek bir meslek değildir, ya da sürekli taklit ederek başarılabilecek bir<br />

teşebbüs de değildir. TÜGİAD kuruluş amacında da açıkladığı gibi kişilere farkında<br />

olmanın ve farklı olmanın yol ve yöntemlerini öğretme desteği vermektedir.<br />

2.4.4. KAGİDER<br />

Kadın Girişimciler Derneği, geleceğin iş dünyasında kadın girişimcilerin<br />

sayısını ve etkinliğini arttırmak amacıyla 2002 yılında kurulmuştur.<br />

Misyonu kısaca ‘kadınları ekonomik hayata kazandırmak’ olarak ifade<br />

edilmektedir. Dernek tarafından girişimci kadınlar teşvik edilmekte, projelere destek<br />

sağlanmakta, iş sahibi kadınlara her aşamada uzman üyeleri aracılığıyla danışmanlık<br />

hizmetleri verilmektedir. 147<br />

KAGİDER potansiyel kadın girişimcilere destek veren bir kuruluştur. İşlerini<br />

kurmaları, büyütmeleri ve güçlendirmeleri için kadın girişimci adaylarına gerekli<br />

olan eğitim ve danışmanlık hizmetlerini veren dernek, öncelikle ‘aday proje’<br />

başvurularını değerlendirmektedir. Bu değerlendirme işlemi komite tarafından<br />

incelenmekte ve proje sahipleri dört günlük bir eğitime tabi tutulmaktadırlar. Kadın<br />

girişimcilere işlerini nasıl kuracakları ve nasıl yönetecekleri öğretilmektedir. 148<br />

146<br />

Üstün DÖKMEN, Küçük Şeyler, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2004, s.85.<br />

147<br />

ŞAHİN, 2006, s.75.<br />

148<br />

Eylem Türk, İş Dünyasındaki Marka Kadınlar, Neden Kitap Yayıncılık, İstanbul 2005, s.154.<br />

58


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM<br />

BAŞARILI GİRİŞİMCİLER<br />

3.1. Başarılı Girişimcilerin Temel Özellikleri<br />

Hayal gücü ve girişimci ruh ile yapılamayacak hiçbir iş yoktur. Son yıllarda<br />

gençlerin en çok tercih ettiği meslek <strong>girişimcilik</strong>tir. Türkiye’de işsizlik oranlarının<br />

artması ve sabit ücretle çalışmanın dahi şartlarının zor olması nedeniyle kendi işini<br />

kurmak isteyeceklerin sayısı daha da artacak gibi gözükmektedir.<br />

Türkiye’deki genç girişimcilerin yaş ortalaması 18-30 arasında<br />

değişmektedir. 149 Gençlerin çoğunluğunun fikirleri içinde bulunduğumuz bilim ve<br />

teknoloji çağı nedeniyle genellikle bilişim teknolojileri alanında gerçekleşmektedir.<br />

Girişimcilik eğilimi gösteren bireylerin genel özellikleri incelendiğinde<br />

hemen hemen benzer kişisel niteliklere sahip oldukları hemen fark edilmektedir. Bu<br />

niteliklerin temel olarak ön plana çıkanları aşağıdaki açıklanmaktadır.<br />

3.1.1. Özgüven<br />

Girişimci bireylerin, başarının gerçek karşılığını sağlayan ve istenilen iş<br />

fırsatlarını arayıp bulan bireyler olarak kabul edildiği bir gerçektir. Girişimciler,<br />

fırsatların ortaya çıktığı kendi çevrelerinde faaliyette bulunurlarken aynı zamanda<br />

meydana gelen değişimlere de ayak uydurmaya gayret etmektedirler. Ayrıca<br />

problemler ya da fırsatlar için söz konusu olan yaratıcı ve riskli tercihleri yapma<br />

noktasında kendi bağımsız güçlerini kullanmaktadırlar. Özgüveni olmayan bireylerin<br />

bu işleri yüklenmesi genellikle mümkün olmamaktadır. Harekete geçiricilik,<br />

yaratıcılık ve başarma gibi olguların büyük değişimler olmaksızın gerçekleşmesi<br />

mümkün değildir. Bu doğrultuda Gibb, girişimci bireylerin, belirsiz durumlarda gizli<br />

bir özgüven duygusu taşıdıklarını ifade etmektedir. Bu yüzden kendi kendine güven,<br />

girişim veya girişimciler için zorunlu bir öncelik olarak görülmektedir. 150<br />

Özgüven ile birlikte, genel olarak güven anlayışı zikredilmektedir. Bazı<br />

insanlar, özellikle bir işletme yapısı içinde girişimci bireyleri, bencil ve sömürücü<br />

olarak görmektedirler. Ancak gerçek hayatta girişimlerin başarılı olması, farklı<br />

149 http://www.aksam.com.tr, Erişim Tarihi: 14.02.2007<br />

150 BIRD, 1995, s.51-52.<br />

59


girdilerin etkin bir şekilde koordinasyonuna, itimat ve güven derecesine ve ortaklar<br />

arasındaki işbirliğine bağlı olmaktadır. Girişimciler üzerine yapılan çalışmalarda,<br />

genel nüfusla karşılaştırıldığında girişimcilerin bir çoğunun ahlaklı ve sosyal olarak<br />

sorumlu bireyler olduğu belirtilmektedir. 151 Bu durum ise, girişimcilere<br />

çalışmalarında yardım eden bireylerde, sömürülmediklerine dair bir güven anlayışı<br />

doğurmaktadır. 152<br />

Özellikler veya niteliklerin davranışları etkilediği ya da belirlediği genel<br />

olarak ifade edilmekle beraber girişimci davranışı açıklayan bu yaklaşımlara bazı<br />

eleştiriler de yöneltilmektedir. Kişilik teorilerinin genel eğilimleri açıkladığı ve çok<br />

nadir olarak, özel durumları da açıkladığı belirtilmektedir. 153 Aynı şekilde girişimci<br />

özellikleri ölçmek için kullanılan metotların da farklı olduğu ve sonuçlarının ise<br />

birbiriyle çelişkili olduğu belirtilmektedir. 154<br />

Bazı araştırmalar, girişimcilerin başkalarının sahip olmadığı genel bir<br />

psikolojik profile uyduklarını ortaya çıkarmaktadır. Ancak başka gruplar içinde<br />

(yöneticiler) de girişimci bir psikolojik profilin sergilendiğini gösteren çalışmalar da<br />

vardır. Yöneltilen bir diğer eleştiri ise, bir çok girişimcinin tanımlanan bütün<br />

girişimci özelliklere sahip olmadıkları ve bu özelliklerin çoğunun girişimci olarak<br />

tanımlanmayan bireyler tarafından da sergilendikleri yönündedir. 155<br />

Özgüven; bireylerin kendileriyle ilgili iyi duygular taşımaları sonucunda,<br />

kendilerini iyi hissetmeleri, kendilerinden memnun olmaları ve hiçbir olumsuzluğun<br />

kendilerine zarar veremeyeceğine inanmaları sonucunda ortaya çıkan hisleri olarak<br />

tanımlanmaktadır.<br />

Josef Kirschner’e göre, “kendine güvenmek ya da kişisel bilince sahip olmak<br />

denildiğinde insanların çoğu bunu kaderlerinin bir sonucu olarak<br />

değerlendirmektedirler. Yani bu kişisel bilince ya da özgüvene ya sahiptirler ya da<br />

151 Barton J. CUNNINGHAM and Joe LISCHERON, ‘Defining Entrepreneurslıip’, Journal of Small<br />

Business Management, Ocak 1991, Vol. 29, s.48.<br />

152 BRIDGE and O’NEIL, 1998, s. 47.<br />

153 CHELL, HAWORTH and BREARLEY, 1991, s. 36.<br />

154 CHELL, HAWORTH and BREARLEY, 1991, s.36<br />

155 CHELL, HAWORTH and BREARLEY, 1991, s.37.<br />

60


sahip değildirler. Oysaki bir insanın kendisinin bilincine varması ya da farkına<br />

varması ve kendisini dış dünyaya kabul ettirmesi, öğrenilebilen bir şeydir.” 156<br />

Sonuçta girişimcilerin özgüvenlerinin var olup olmadığı ne istediklerini tam<br />

olarak bilip bilmemeleriyle başlamakta ve gerçekleştirme konusundaki kesin kararı<br />

almalarıyla devam etmektedir. Bireylerin iş hayatında başarılı olmalarında etkili olan<br />

en önemli unsur özgüven olarak belirtilmektedir. Kendi yapabileceklerine inanan ve<br />

kendine güvenen ne istediğini bilen bir birey rakipleri arasında sivrilebilecek ve<br />

başarılı olacaktır.<br />

Girişimcileri başarıya götüren anahtar özgüvendir. Duygu ve düşüncelerin<br />

anlaşılmasında kelimeler değil, bireyin kendisi esas olmaktadır. Alt ve üst yaş sınırı,<br />

eğitim düzeyi, sağlık ve enerjisi, motivasyonu, ikna kabiliyeti, esnekliği, konuşma<br />

kabiliyeti, yaratıcılığı, kararlılığı, bilgi ve kabiliyeti kendine güven duyan bir<br />

bireyden beklenen nitelikler olarak belirtilmektedir. 157<br />

3.1.2. Motivasyon<br />

Motivasyon, insanın sahip olduğu kişisel yetenek ve becerilerini belirli bir<br />

amacı gerçekleştirmek üzere harekete geçirip kullanmasını sağlayan heves, istek,<br />

arzu, dürtü gibi enerji veren güç olarak betimlenmektedir. 158<br />

Doğru ve yerinde bir hedef belirlemek, en iyi motivasyon kaynaklarındandır.<br />

Bu hedeflerin yerine getirilmesi, kendini gerçekleştirme ve gurur gibi yüksek<br />

dereceli ihtiyaçların tatmin edilmesini kolaylaştırır. Hedefe ulaşılarak elde edilen<br />

başarının takdir edilmesi de süreci iyileştirici bir unsurdur. 159 Bir girişimcinin<br />

başarılı olabilmesi için kendine uygun bir konuyu fırsat bilerek bunu iş fikrine<br />

dönüştürüp gerçekleştirebilecek bir hedef haline getirmesi gerekmektedir.<br />

3.1.3. Risk Alabilme<br />

Rizikolu durumlar iki ya da daha çok alternatifin olduğu ortamlarda söz<br />

konusu olmaktadırlar. Teorik olarak riskin üç boyutu vardır: İlk olarak potansiyel<br />

156<br />

Josef KIRSCHNER, Hayat Okulu, Çev. Aydın ARITAN, Arıtan Yayınevi, s.87.,ty.<br />

157<br />

Asuman YALÇIN, Satış Teknikleri, Bilim Teknik Yayınevi, İstanbul, 1995, s. 12<br />

158<br />

Dean A. STEPHERT and Johan WIKLUND,Entrepreneurıal Small Busınesses, MPG Boks Ltd.,<br />

Cheltenham, 2005, s.43-47<br />

159<br />

John ALLAN, Daha İyi Nasıl Motive Etme, Çev. Ali ÇİMEN, Timaş Yayınları, İstanbul, 1998,<br />

s.59.<br />

61


kayıpların büyüklüğü, ikinci olarak potansiyel kayıp ihtimalleri ve son olarak da<br />

potansiyel kayıpların ortaya konulması şeklinde sıralanmaktadır. Daha da ileri<br />

gidilerek riskin üç belirleyicisi ya da kaynağı olduğu ifade edilmektedir. Bunlar,<br />

doğal güçler, diğer insanlar ve verimsiz kaynak ile bilgi ve zamandan kaynaklanan<br />

kontrol eksikliği ve bilgi eksikliği ile zaman eksikliğidir. 160<br />

Girişimciler beş alanda belirsizlik veya muhtemel kayıplarla karşılaşırlar.<br />

Bunlar;<br />

- Finansal,<br />

- Sosyal ve ailesel,<br />

- Duygusal ve fiziksel,<br />

- Kariyer ve gelecekteki çalışma becerisi,<br />

- Organizasyonel’dir.<br />

Bu belirsizlikler, girişimcilerin hızlı kararları ve davranışlarıyla da<br />

büyütülmüş görünmektedir. Böyle olmakla birlikte yine de risk yüklenme, genellikle<br />

rasyonel bir tercihtir. Ülkelerin veya dünya ekonomilerinin artan belirsizliği kabul<br />

edilen riske yönelimde baskı yaratmaktadır. 161<br />

Riskin bütün bu farklı boyutları, girişimcilerin riske yönelik yönelimlerinin<br />

bir sonucu olarak anlaşılmaktadır. Girişimcilerin risk davranışları, karşılaşmış<br />

oldukları riskleri seçme ve yönetme metotlarını kapsamaktadır. Risk davranışının,<br />

riske yönelik tutumların ve nihayetinde risk yönetiminin başlıca belirleyicisi,<br />

bireylerin tarihsel arka planı, kişiliği ve içinde yaşadıkları sosyal yapıdır.<br />

Bireylerin risk yüklenme istekleri, <strong>girişimcilik</strong>lerinin temel bir özelliği<br />

olduğuna yönelik önemli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalarda risk yüklenen<br />

kişi, başarılı olma ihtimalinin düşük olduğu zamanlarda bile bir işletme kurma fikrini<br />

ısrarla takip eden birisi olarak kabul edilmiştir. Yani girişimciler risk yüklenen kişiler<br />

olarak ifade edilmiştir. 162<br />

160 BIRD,1995, s. 85.<br />

161 BIRD, 1995, s. 86.<br />

162 BROCKHAUS and HORWITZ, 1986, s.29.<br />

62


McClelland ise, yüksek bir başarma ihtiyacı olan bireylerin risk yüklenme<br />

isteklerini yumuşattıklarını ve orta derecede risklerin insanlarda büyük bir başarma<br />

motivasyonuna yol açtığını ifade etmektedir. Aynı şekilde yüksek bir iç kontrol<br />

anlayışına sahip bireylerin de başarma ihtiyacı eğiliminde olduklarını ve sonuçta<br />

ılımlı risk yükleniciler olarak sınırlandırıldıklarını söylemektedir. 163<br />

İleri derecede aktif başarı sahipleri, yeni alanlara korkmadan giren bireylerdir.<br />

Bireylerin bu davranışları ise önemli derecede bir risk taşımaktadır. Bir organizasyon<br />

ya da meslek için felaket niteliğinde olan bir çok başarısızlık bazen böyle risklere<br />

katlanılması sonucu ortaya çıkmıştır. Girişimci faaliyetin sonuçları nispeten<br />

muhafazakar olan bir faaliyetin sonucuna göre daha az bir belirliliğe sahiptir. Bu<br />

yüzden girişimci bireylere düşen, söz konusu risklerin etkisini en aza indirebilecek<br />

beceriyi kazanmalarıdır. Ayrıca girişimcilerin herhangi bir başarısızlığın üstesinden<br />

gelebilmeleri için belirli bir psikolojik yaratılışa sahip olmaları gerekir. Maddi açıdan<br />

da gerekli kaynaklara sahip olmak zorundadırlar. 164<br />

Girişimci bireylerin riski benimsemiş olmaları, onların her zaman yüksek risk<br />

yüklenicileri olduğu anlamına gelmez. Girişimcilik ile ilgili araştırmalar, etkin<br />

girişimcilerin ılımlı risk-yüklenenler olduğunu göstermektedir. 165 Bunun aksini iddia<br />

eden araştırmacılar ise, girişimci bireylerin hesaplanmış risk-yüklenenler olduğunu<br />

belirtmişlerdir. 166 Koşulların tamamen kendileri tarafından belirlendiğini dolayısıyla<br />

başarı konusunda düşük bir ihtimale sahip seçeneklerin pek izlenmediğini iddia<br />

etmektedirler. Bu doğrultuda Drucker başarılı girişimcileri ‘..yüklendikleri riskleri<br />

tanımlamaya çabalayan ve mümkün olduğu kadar onları minimize edenler’ olarak<br />

tanımlamaktadır. Girişimciler fırsatları araştırırlar ve onlara ciddi bir önem<br />

atfederler. Fırsatları kendi lehlerine çevirmeye çalışırlar. Yine Drucker başarılı<br />

girişimcilerin, ihtiyatlı olma eğiliminde olduklarını ve risk-odaklı olmaktan ziyade,<br />

fayda-odaklı olduklarını belirtmiştir. Onun için ‘erişilmesi gereken yarın’dan çok<br />

‘savunulan dün’ daha riskli görünmektedir.<br />

Girişimciliğin bir kazanma ya da kaybetme sonucunu göze alma durumu<br />

olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Bir işin sonucunda ‘ya, ya da’ gibi iki<br />

163 McCLELLAND, 1961,s.214.<br />

164 BROCKHAUS and HORWITZ, 1986, s.30.<br />

165 SHAVER and SCOTT, 1991, s. 26.<br />

166 BRIDGE and O’NEIL, 1998, s.44.<br />

63


farklı sonucu tanımlayan ve birbirine bağlayan, ‘bağlaç’ kullanılıyorsa bu durum<br />

‘risk’tir. Riski tanımlayan bu ifadede belirsiz iki durum vardır ve bunun biri mutlaka<br />

gerçekleşebilecektir.<br />

Girişimcilerin belirsiz durumlara daha erken karar vererek işe atılmaları<br />

onların risk alma cesaretlerinin çokluğundandır. Büyük işler yapabilmek için paraya,<br />

çevreye, fırsatlara ve araçlara ihtiyaç duyulur. Bir işe başlarken önce imkansızlıklar<br />

göze çarpar. Önemli olan şimdiki ve geçmişteki imkanlar değil, sonraki ve<br />

gelecekteki imkanlardır. Çünkü başarı insanı geçmişte değil, gelecekte<br />

beklemektedir. Geçmişteki imkansızlığa odaklanarak, geleceği başarısızlığa mahkum<br />

etmek mantıksız kabul edilmektedir. 167<br />

Bir işe başlarken her türlü risk göze alınarak o işe başlanılır. İş fikrine sahip<br />

genç bir girişimci projesinin zamanında tamamlanabilesi için ortaya çıkabilecek her<br />

tür riski hemen fark etmeli ve çözüm bulmalıdır. Bir projede karşılaşılabilecek üç tip<br />

risk olabilir. 168 Bu riskler aşağıda belirtilmiştir.<br />

Birincisi; Ticari risklerdir. Projenin uygulanabilirliği ve onu çevreleyen<br />

etkenleri ortaya çıkarır.<br />

İkincisi; Proje riskleridir. Hedefe ulaşmak için yapılması gereken işten<br />

kaynaklanan teknik sorunlardır.<br />

Son olarak ise; Süreç riskleridir. Projeyi kontrol etmek için kullanılan<br />

ekipmanlar, teknikler ve prosedürlerden kaynaklanan sorunlardır.<br />

Riski tamamen olumsuz bir durum gibi görmemek gerekir. Çünkü sonucunda<br />

ortaya çıkacak olumlu durum, kaynakların doğru kullanılması ve hedeften sapmadan<br />

ilerleyerek elde edilebilir.<br />

3.1.4. Liderlik<br />

Lider, bireyleri ortak hedeflere yönelten, hedefleri benimseten, bireyler arası<br />

köprüyü oluşturan, dağınık güç ve bilgiyi bir araya toplayıp sinerji yaratan kişi olarak<br />

167 Muhammed BOZDAĞ, Düşün ve Başar, Nesil Yayınları, 2003,s.35.<br />

168 YOUNG, 1998, s. 59<br />

64


tanımlanmaktadır. 169 Liderlik ise; vizyon sahibi olmak, geleceğin ne kadarının<br />

bugünden ortaya çıktığını bilmek olarak betimlenmektedir. 170<br />

Küreselleşme, yeni teknolojiler, rekabetin artması gibi nedenlerle işletmeler<br />

en çok iyi bir lidere ihtiyaç duymaktadır. İşletme yönetiminin başarısı için iyi bir<br />

lider en önemli girdi olarak görülmektedir. Girişimciliğe niyet etmiş bir birey ister<br />

genç, ister yaşlı ister erkek ister kadın olsun nitelikli bir lider olma özelliği<br />

taşımalıdır.<br />

Liderlik kumaşını dokuyan iplikler; sezgi, yaratıcılık, imgelem, hoşgörü,<br />

duyarlılık, empati, iç gözlem, merak, iyimserlik, güven, kendini adama, vizyon, risk<br />

alma, sentez yeteneği, aciliyet duygusu, dinleme ve iletişim becerileri olarak<br />

sıralanmaktadır. 171<br />

Liderliğin birinci kuralı, lider ile onu takip edenler arasında bir ilişki<br />

olmasıdır. İzleyenler yoksa yönetilecek kimse yok demektir. 172 Liderlerden en fazla<br />

beklenen yönetilenlerin sahip olmadığı yetenekleri onlara kazandırması, her zaman<br />

amaçtan sapmaların önleyerek onları yönlendirmesidir. Lider vizyon sahibi<br />

olmalıdır. Vizyon hedef değildir. Vizyon geleceğin nasıl şekilleneceğini<br />

göstermektedir. 173<br />

şunlardır: 174<br />

Bir liderin ileriye yönelik kararlar verirken bilmesi gereken durumlar<br />

• Strateji sahibi olması gerektiğini<br />

• Amacı olması gerektiğini<br />

• Üstün kalite, müşteri hizmeti ve hız gibi pazar piyasasında yarar<br />

sağlayacak etmenleri<br />

• Teknolojiyi<br />

169 Tamer KOÇEL, İşletme Yöneticiliği, 9. Basım, Beta Yayınları, İstanbul, 2003, s.581.<br />

170 Peter BURWASH, Liderliğin Anahtarı, Çev. Emine EROĞLU, Timaş Yayınları, İstanbul, 2003,<br />

s. 88<br />

171 Cengiz ERENGİL, NLP Metre, Akis Kitap, İstanbul, 2005, s.133.<br />

172 Franches HESSELBEIN, Marshall GOLDSMITH and Richard BECHARD, Geleceğin Lideri,<br />

Çev. Hayrettin TOK, Drucker Vakfı Yayınları, s.175.<br />

173 Pat MESİTİ, Hayalleri Olanlar Asla Uyumaz, Çev. E. Canan KARDERİN, Sistem Yayıncılık,<br />

s.82.<br />

174 David F. FALINO, Etkili Karar Verme, Çev. E. Sabri YARMALI, Hayat Yayınları, İstanbul,<br />

2003, s.16.<br />

65


• Kendi gücünü ve rakiplerini gücünü<br />

Girişimcilik yapmayı planlayan bir bireyin liderlik ruhuna sahip olması<br />

şarttır. Liderlik kumandanlık değildir. Geleceği yönetirken şartları ve ihtimalleri<br />

değiştirebilme yeteneğidir. Değişim lideri değişimi bir fırsat olarak görmesi, değişimi<br />

araması, doğru değişimleri bulması ve bu değişimleri organizasyonun içinde ve<br />

dışında nasıl verimli kullanacağını da bilmesi gerekmektedir. 175<br />

Girişimcilerden beklenen daha az hata yapmalarıdır. Tecrübe eksikliği<br />

nedeniyle hata yapma olasılıkları bulunsa da gerek <strong>üniversite</strong>de almış oldukları<br />

eğitim gerekse dışarıdaki kurumların vermiş olduğu danışmanlık ve destek hizmetleri<br />

ile bu olasılığı ortadan kaldırabilirler.<br />

Kadın girişimcilerin ve erkek girişimcilerin liderlik özelliklerine<br />

baktığımızda, büyük ölçüde farklılıklar olduğu göze çarpmaktadır. Doğası gereği<br />

sahiplenme duygusuna ve sorumluluk alma bilincine sahip olan bir kadın girişimci,<br />

genellikle geleneksel emir – komuta liderlik tarzını kullanarak değil, kadın olarak<br />

sahip olduğu benzersiz deneyimlerden ve çok yönlü düşünebilme yeteneğinden<br />

faydalanarak başarılı olabilmektedir. 176<br />

Erkekler ise kadın girişimcilere kıyasla liderliği, astlarıyla yaptıkları bir dizi<br />

pazarlık olarak görmekte ve çalışanlarını motive etmek için sahip oldukları konumu<br />

ve kaynakları kullanmada kontrolü ellerinde tutma konusunda daha başarılı<br />

olmaktadırlar. 177<br />

Kadın veya erkek genç girişimcilerin başarılı olmaları ve bu başarıyı<br />

sürdürülebilir kılmaları zor kararları vermekten korkmayarak risk almaları ve lideri<br />

oldukları grubu daima geleceğe hazırlamalarına bağlıdır. Liderlik, gençlik, heyecan,<br />

dinamiklik ve bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjinin varlığı ile etkinleştirilebilir.<br />

3.1.5. Duygusal Zekâ<br />

Girişimcilik sürecinde önemli olan bir kavram da ‘Duygusal Zekâ’dır.<br />

Duygusal zekâ; bireyin kendi hislerini ve başkalarının hissettiklerini gözleyip<br />

175<br />

Peter F. DRUCKER, 21. yy. için Yönetim Tartışmaları, Çev. İrfan BAHÇIVANGİL ve Gülenay<br />

GARBAN, Espilon Yayıncılık, İstanbul, 1999, s.85.<br />

176<br />

Harward Business Review, İş Yayşamında Kadınlar, Çev. Leyla ARSLAN, Acar Basım,<br />

İstanbul, 2006, s.187.<br />

177<br />

Harward Business Rewiev, 2006, s.188.<br />

66


düzenlemek, hisleri düşünce ve eyleme yol gösterecek şekilde kullanmak olarak<br />

tanımlanmaktadır. 178<br />

Duygusal zekâya sahip girişimciler, fikirlerini açıklama, iş yapma ve<br />

yaptırma sürecinde daha başarılıdırlar. Duygusal zekâ aile, iş ve sosyal hayattaki<br />

başarılarda temel belirleyici durumuna gelmiştir. Zekâ oldukça zor değişen bir<br />

yapıdır, oysaki duygusal yapı çeşitli etkenlerle değiştirilebilmektedir.<br />

Girişimcilerin günümüz koşullarında iletişim becerilerinin ve imkanlarının<br />

çokluğu daha fazla kişiyle görüşme ve onları anlama fırsatları duygusal zekalarının<br />

gelişmesine katkıda bulunmaktadır.<br />

Girişimsel davranışlar genellikle hareketli sosyo-ekonomik çevrelerde,<br />

özellikle yeni girişimlerde yaygındır ve bu davranışların uygulandıkları<br />

organizasyonlar hızlı bir değişimi yaşamaktadırlar. Bu davranışlar, kaynakların kıt<br />

olduğu bir ortamda fırsatların <strong>belirlenmesi</strong> ve takip edilmesiyle karakterize<br />

edilmiştir. Fayda odaklı, gelişen piyasaları bilen ve yeni bir girişimi başlatmaya<br />

eğilimli olan bireyler girişimci davranışlar sergilemektedir. Onun için bu davranışlar,<br />

değişik ortamlarda hatta ekonomiyle ilgisi olmayan alanlarda bile söz konusu<br />

olmaktadır.<br />

Sosyal psikolojik yaklaşımlar, bireylerin kişisel özellikleri kadar onların<br />

içinde faaliyette bulunduğu yapıları da hesaba katmaktadır. Bu yapılarda ise girişimci<br />

bireylerin nasıl davranacağını belirleyen rol davranışları önemli bir işlev<br />

görmektedir. Roller bireylerin davranışlarına yön vermektedir. Girişimsel<br />

davranışlar, belirli bir pozisyonda çalışan bir bireyin kurmuş olduğu sosyal ilişkilerin<br />

ifadesi olan rol setlerini içermektedir. Girişimcilerin rol seti ise, aile üyelikleri,<br />

girişimci kapitalistler, ortaklar ve dağıtımcılar gibi kategorileri kapsamaktadır. Bir<br />

girişimcinin davranışları büyük ölçüde içinde yer aldığı ilişki ağları tarafından<br />

etkilenmektedir. Çeşitli davranışsal stratejiler, bu rollerin yerine getirilmesi için<br />

girişimciler tarafından uygulanmaktadır. Rol kategorilerinin odağı olarak<br />

girişimciler, kategorilerin üyeleri tarafından sağlanan bilgi ve kaynaklara bağlıdırlar.<br />

Sosyal faktörler, rollerle ilişkili hem bilinçlenme ve hem de bilgilenme süreçlerini<br />

etkilemektedir. Bu durum, özellikle belirli bir rol kategorisinin üyesi olan bireylerin<br />

178 Selen DOĞAN, Çalışan İlişkileri Yönetimi, Kare Yayınları, İstanbul, 2003, s.112.<br />

67


çatışan beklentileri söz konusu olduğunda gerçekleşmektedir. Bireyler farklılaşan bu<br />

beklentileri karşılamak için kendi davranışlarını uygularlar. Böylece roller geniş bir<br />

sosyal yapıda iyice yerleşmiş olur. 179<br />

3.1.6. Empati<br />

Girişimcilerin taşıması gereken temel özelliklerin biri de empati yeteneği<br />

olarak belirtilmektedir. Herkeste varlığına çok sık rastlanamayan ve kişinin<br />

kendisinde bu özelliği keşfetmesi ile önem kazanan bir yetenek olarak ifade<br />

edilmektedir.<br />

Empati; bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak olaylara<br />

onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması,<br />

hissetmesi ve bu durumu ona iletme süreci olarak tanımlanmaktadır. 180<br />

Kişilerin matematiksel ve sözel yeteneklerinin çok iyi olması başarı için<br />

yeterli olmamaktadır. Dünyaya ve olaylara, karşı tarafın bakış açısıyla bakabilmek<br />

<strong>girişimcilik</strong>te rekabet üstünlüğü sağlamak için önemli bir avantaj kazandırır.<br />

Empati kurabilen girişimciler piyasada müşterilerinin beklentilerini<br />

karşılamak, çalışanların işletmeden ve girişimciden beklentilerin karşılayıp onları<br />

memnun etmek, rakiplerinin hareket güdülülerini tahmin ederek önlemler almak gibi<br />

birçok konuda üstünlük sağlamaktadırlar.<br />

3.2. Başarılı Girişimcilerden Beklenen Diğer Özellikler<br />

Girişimcilik literatürü incelendiğinde girişimci bireyin birçok kişilik özelliği<br />

ile tanımlandığı görülmektedir. Neredeyse bütün olumlu özelikleri taşıması beklenen<br />

girişimci ulaşılması güç bir “kişisel özellik” türü olarak kavramsallaştırmak üzeredir.<br />

Girişimcilerin taşıması gereken özelikler toplumdaki diğer meslek<br />

gruplarında da karşımıza çıkmaktadır.<br />

Girişimcilikte başarı için, girişimcinin taşıması gereken temel özeliklere ek<br />

olarak, girişimciden beklenen diğer özelikler başlığı altında açıklanmıştır. Böylece<br />

tüm bireylerin temel özellikleri taşıyabileceği düşüncesinden yola çıkarak,<br />

179 Alan L. CARSRUD and Norris F. KRUEGER, ‘Entrepreneurship and Social Psychology’,<br />

Avences in Entrepreneurship, Firm Emergence and Growth, Edit., Jerome A. Katz, Robert M.<br />

Brokhaus, JAI Press Inc., Vol. 2, London, 1995, s.73-74.<br />

180 Üstün DÖKMEN, İletişim Çatışmaları ve Empati, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2004, s.135.<br />

68


girişimcinin fark yaratması adına aşağıdaki özelikleri de taşıması gerektiğine<br />

değinilecektir.<br />

3.2.1. Yüksek Enerji<br />

Girişimciler çok yüksek miktarda bireysel enerjiye ihtiyaç duymaktadır.<br />

Günler ve geceler boyunca çok az bir uyku ile çalışabilirler. Karşılaşılan iş<br />

yoğunluğu, stresli çalışma ortamı vb. nedenlerle normal insanlardan daha fazla<br />

enerjiye ihtiyaç duyarlar.<br />

Girişimcileri diğerlerinden ayıran en önemli özellik beklenen yüksek<br />

enerjinin ve zorluklarla mücadele gücünün onlarda var olmasıdır. Girişimcilik bir<br />

risk ise ve bununla baş etmenin ilk adımı cesaret ise girişimcilerin korkmadan sahip<br />

oldukları enerjiyi hedeflerine yönlendirmeleri gerekmektedir. Belirsizlikten korkma<br />

tüm insanlar için doğal bir duygudur. Girişimcilerin belirsizliğe karşı hazırlıklı<br />

olmaları, olumsuz durumları, olumlu enerji kullanarak lehlerine çevirmeleri<br />

gerekmektedir. 181 Olumlu düşünce tarzı insanın hayattan beklenti içinde olmasını<br />

sağlar ve canlılık getirir. Hangi işe teşebbüs edilirse edilsin, kişinin önündeki en<br />

büyük engel kendisidir. 182<br />

Girişimcilik yolunda bireylerin enerjilerini tüketebilecek veya onların<br />

korkularını haklı çıkarabilecek durumlar mutlaka ortaya çıkacaktır. Girişimcilerin<br />

yaptıklarını eleştirenler, moral ve motivasyonlarını azaltan olumsuz durumlar<br />

oluştuğunda gösterdikleri savunma mekanizması, sonucu etkileyecektir.<br />

Richard Carlson’a göre yapılan eleştiriye savunma refleksi ile karşılık<br />

vermek bireye zarar verebilir. Saldırıya uğradığını düşünen birey, karşı eleştiri<br />

yapma ihtiyacı duyacaktır. Bu tepkiler ise zihinsel enerjiyi tüketebilir. Bunun karşıt<br />

yöntemi ise eleştiriyi kabul etmek ve bunu kazanca çevirmektir. Bunu yaparak<br />

başkasının gözüyle birey kendini görebilir ve bir şey öğrenme fırsatını yakalayabilir.<br />

En önemlisi ise sakin kalarak, enerjisini tasarruflu kullanabilir. 183<br />

181<br />

Roger ALLES ve Jhon KRAUSER, Mesaj Sizsiniz, Çev. Alev ÖNDER, Sistem Yayıncılık,<br />

İstanbul, 2004, s.189<br />

182<br />

Yücel GÖKMEN, Yürekli Başarı, Armoni Yayıncılık, İstanbul, 2005, s. 82<br />

183<br />

Richard CARLSON, Ufak Şeyleri Dert Etmeyin, Hepside Ufak Şeylerdir, Çev. Esat ÖREN,<br />

Alkım Yayınevi, İstanbul, 1999, s. 120.<br />

69


3.2.2. İyimserlik<br />

Girişimciler genellikle çok önemli engellerle karışılabildikleri halde, kendi<br />

yapabileceklerine dair inançları nadiren sarsılır. Çünkü yüksek düzeyde özgüven<br />

sahibidirler ve olaylara olumlu yönlerini görme içgüdüsüyle yaklaşmaktadır.<br />

Başarı formülünün bir kısmı “kendine güven” olarak belirtilmektedir.<br />

Psikolog Maxwell Maltz’a göre inanılır durum gerçekleşir ve duygusal inancın,<br />

düşünce ve çabalarla örülen bir binanın temeli olduğunu belirtilmektedir. 184<br />

Girişimciden beklenen; inanç, azim, odaklanmış bilgi ve etkin bir yaklaşım<br />

olarak sıralanmaktadır. 185 Böylece kendi iyimser yaklaşımıyla bir girişimci birlikte<br />

çalıştığı bireylerinde iyimserliklerini devam ettirmelerine yardımcı olacak ve etkili<br />

bir grup çalışması için özgüven seviyesi yükselecektir.<br />

3.2.3. Bağımsızlık<br />

Özerklik, bireyin yada grubun başkalarından bağımsız olması, kendi kaderini<br />

kendisinin belirlemesine ya da kararları kendisinin almasına işaret etmektedir.<br />

Özerkliğin, bireyleri aşan olayların kontrolünü ifade eden ‘kontrol alanı’ ile yakın bir<br />

ilişkisi vardır. Ancak, bu ilişki iki anlayışın bütünüyle aynı anlamı ifade ettiğini<br />

göstermemektedir. Girişimci bireyler, tek başına hareket etme konusunda güçlü bir<br />

arzuya sahiptirler. Girişimci bireylerle görüşüldüğünde sürekli olarak kendi<br />

yaşamlarını kontrol etme ihtiyacına vurgu yaptıkları görülmektedir. Muhtemelen<br />

‘Kontrollü olmak istiyorum’ veya ‘Yaşamım boyunca yaptığım şey, sahip olduğum<br />

iştir’ gibi ifadeler sürekli olarak kullanılmaktadır. Bir çok grupla, organizasyonda<br />

veya toplumda bireylerin normlara, kurallara veya kollektif sosyal organizmaların<br />

düzenlemelerine bağlı olmaları beklenmektedir. Bu tür yapılarda bağlılık ya da<br />

uygunluk üyelik için bir değerdir. Bunun yanında bağımsız bireyler, genellikle bu<br />

sınırlamaları hoş karşılamazlar ve bunları yenilikçi öneriler geliştirirken amaca<br />

ulaşmayı engelleyen faktörler olarak görürler. Girişimci bireyler, ilerlemenin<br />

önündeki engelleri azaltmayı istemektedirler. Her ne kadar kurallar veya davranış<br />

normlarının güçlendirici bazı faydalarını görseler de, bağımsız düşünce ve<br />

184 John T. SCHOHL, Başarıya Yatırım, Çev. Aslı AÇIKGÖZ, Form Yayınları, s. 29.<br />

185 BURNS, s. 22<br />

70


davranıştaki değeri daha anlamlı görmektedirler. Onlar sosyal yapılarda, inatçı ve<br />

yıkıcı olarak görülmektedirler. 186<br />

Girişimci bireyler aynı zamanda azimli ve kararlı insanlar olarak<br />

bilinmektedirler. Girişimcilerin genellikle projeleri bitirmeye çalışmaları ve onların<br />

bir şeyde ısrar etme anlayışları başarıları için bir zorunluluk oluşturmaktadır.<br />

Genelde bireyler ‘mükemmellik standartları’ ile karşılaştıklarında kendi<br />

farklılıklarını göstermeye çalışırlar. Dolayısıyla değişik alternatifleri denemeye<br />

yönelirler. Aynı şekilde bu çabayı, problemlerin üstesinden gelme ve yaptıkları iş<br />

planları konusunda da yapmak zorundadırlar. Yaratıcılığın ortaya çıkması için<br />

özgürlüğün gerekli olması kadar kontrollü olması da önemlidir, fakat zor bir projenin<br />

başarılması için kararlı ve azimli olmak hayati bir önem taşımaktadır. 187<br />

Bireysel kararların alınmasında kimseye bağlı kalmadan özgürce hareket<br />

edebilme, kurallardan, prosedürlerden, sosyal sınırlamalardan kaçınarak davranma<br />

girişimci için “bağımsızlık” tanımı olarak ifade edilebilir.<br />

Girişimciler bütün kararları tek başlarına alamasalar da en önemli kararlar<br />

alınırken tek yetkili kişi olmak istemektedirler.<br />

Bağımsız olma düşüncesi bireyin aklına bir kere düştümü nereye gitse hangi<br />

işi yapsa peşini bırakmaz, kendi işini yapma fikri karşı konulmaz bir saplantıya<br />

dönüşür ve insanın içinde bir kere <strong>girişimcilik</strong> hevesi doğarsa bundan kurtuluş<br />

olmamaktadır. Artık birey kendi işini kurmak zorundadır. 188<br />

Yine hayata girişimci olarak atıldıktan sonra memnun kalınmadığı taktirde<br />

geri dönmek de zordur. Çünkü girişimci bağımsız çalışmayı sever, her şeye kendi<br />

karar vermek ister. 189<br />

Bireyleri girişime heveslendiren en büyük etki <strong>girişimcilik</strong>teki bağımsız<br />

çalışabilme imkanıdır. Ancak belirsiz çalışma saatleri, günlerce çalışmak zorunda<br />

kalmak gibi durumlar göz ardı edilmemelidir.<br />

186<br />

BRIDGE and O’NEILL, 1998, s. 45.<br />

187<br />

BRIDGE and O’NEILL, 1998, s. 48<br />

188<br />

GERBER, 2003, s. 13<br />

189<br />

Adnan Nur BAYKAL,“Girişimciye Kurumsallaşma Mektupları”, Babalar, Oğullar ve Kızlar,<br />

Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 54<br />

71


3.2.4. Dürüstlük ve Güvenirlilik<br />

Dürüstlük ve güvenirlilik, inanılabilir olmayı sağlayan, insanlarda güven<br />

uyandıran bir kişisel özellik olarak ifade edilmektedir.<br />

Girişimcilerin girişimde bulunurken amaçları yüksek kazanç sağlamaktır.<br />

Fakat tabiî ki parayı getirecek her yol mubah değildir. Sadece kendini düşünen,<br />

toplumun kazancını arttıracak herhangi bir sosyal fayda sağlamayacak girişimler de<br />

bulunmak başarısızlık getirecektir.<br />

Vicdan sahibi olmayan kimse kendini düşünür. 190 Oysaki vicdanlı bireyler,<br />

karşıdaki insanların beklentilerinin ne olduğunu fark ederek buna göre fırsatları<br />

değerlendirirken dikkatli davranırlar.<br />

Girişimcilerden beklenen ‘fayda’ faktörü gündeme geldiğinde toplumsal<br />

faydayı öncelikli düşünmeleridir. Böylece güvenilirliklerini arttıracaklardır.<br />

Toplumsal faydayı yükseltebilmek için, ekonomideki kıt kaynakların etkin<br />

şekilde tümünün üretime katılması gerekmektedir. Fakat asıl amacı karını maksimize<br />

etmek olan girişimciler çoğu zaman toplumsal faydayı göz ardı ederek yüksek kar<br />

oranı getirecek yatırım alanlarına ve bölgelere yönelmektedir. Bu da bölgeler arası<br />

dengeli kalkınmanın sağlanmasında girişimciden beklenenin tersi bir durumu<br />

oluşturur ve güven sarsar. 191<br />

3.2.5. İnisiyatif ve Sorumluluk Alma<br />

Yukarıda tartışılan bütün özellikler önemli olmakla birlikte, girişimciler için<br />

olmazsa olmaz koşul, onların ilk başlatıcı olma özellikleridir. Bir birey, güçlü bir<br />

başarı ihtiyacına sahip olabilir, azimli ve kararlı olabilir, istediği şeyleri yapmak için<br />

iyi bir şans yakalamış olabilir veya planlanmış bir projenin izlenmesinde kendi<br />

çevresini kontrol edebilir. Aynı şekilde bir çok girişimci niteliklere sahip olabilir.<br />

Bütün bunlar olduğu halde eğer aktif olarak harekete geçirici değilse veya fırsatlar ve<br />

imkanlar için çaba sarf etmiyorsa, o zaman kendi girişimci anlayışı sınırlandırılmış<br />

190 Samuel SMILES, Görevimiz Başarmak, Hayat Yayınları, İstanbul, 2003, s. 14<br />

191 Ayşe DURGUN, Bölgesel Kalkınmada Turizmin Rolü: Isparta Örneği, Yayınlanmış Yüksek<br />

Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2006, s. 14<br />

72


demektir. Yani girişimciliğin oluşması, bireyin bu süreci başlatması ile mümkün<br />

olabilmektedir. 192<br />

Girişimciler herhangi bir faaliyetteki başarıdan kendilerinin sorumlu<br />

tutulmasını ve tüm problemlerin çözücüsü olarak bilinmeyi isterler.<br />

İnisiyatif kullanmak, daha kısa bir zamanda ve doğru bir şekilde<br />

sonuçlandırılması amacına yönelik karar verme yetkisine sahip olmak şeklinde<br />

tanımlanmaktadır. 193 Girişimciliğin kendine özgü yapısı incelendiğinde sorumluluk<br />

alma bilinci sürekli öne çıkmaktadır ve bir girişimciyi farklı kılan özelliklerden birisi<br />

olarak belirtilmektedir. Sorumluluk bir işi kurma noktasında yakalanan fırsatları<br />

değerlendirmek aynı zamanda belli bir sorumluluğu omuzlama becerisini de<br />

beraberinde getirmektedir.<br />

3.2.6. Fırsat ve Amaç Odaklılık<br />

Girişimci bireyler, genellikle yeni ürünler, süreçler geliştirmek ya da yeni<br />

piyasalar bulmakla ilgilenmektedirler. Böyle bireyler, başkalarından daha çok<br />

orijinal fikirlere sahiptirler ve yeni çözümler üretme kabiliyetleri daha çok<br />

gelişmiştir. Girişimci bireylerde aynı zamanda uyum sağlayabilme ve geniş bir<br />

alternatif yaklaşımla olaylara bakma anlayışını benimseme eğilimi de güçlüdür. 194<br />

Girişimciler için fırsatlardan çıkarılacak yaratıcı sonuçlar daha çok belirli bir sürecin<br />

izlenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. 195 Bu süreç bir problemin kabulü ya da bir<br />

fırsatın fark edilmesi ile başlar ve daha sonra durumların ve sorunlardaki<br />

yansımaların anlaşılmasıyla yeni bağlar kurulmaya çalışılarak, böylece boyutların<br />

muhtemel yeni oluşumları açıklanır. 196<br />

Girişimci bireyler cesur ve yaratıcı adımlar atma eğiliminde olmakla birlikte<br />

onların bu eğilimini asıl belirleyen faktör, içinde bulundukları koşullardır. Thompson<br />

yaratıcılık için gerekli olan koşulları ve durumları kısaca, özetlemektedir. Ona göre<br />

bireyler özgür oldukları zaman, işlere yönelik yüksek içsel motivasyon, önemli<br />

anlamlı ödüller ve rekabet yaratıcılığı geliştirirler. Girişimci için bir sonucun sadece<br />

192 BRIDGE and O’NEILL, 1998, s. 46.<br />

193 DEĞİRMENCİ, 2005, s.71<br />

194 CUNNINGHAM and LISCHERON, 1991, s. 50.<br />

195 CUNNINGHAM and LISCHERON, 1991, s.52.<br />

196 KAO, 1989, s.14-15.<br />

73


tek başına yaratıcılığa bağlı olmadığını, bunun yanında yaratıcılığı izleyen yenilik<br />

süreçlerine de bağlı olduğunu belirtmektedir.<br />

Piyasadaki anlık değişimler, farklı beklentiler beraberinde fırsatları ortaya<br />

çıkarır. Başarılı bir girişimci bu fırsatları fark edebilen ve zihninde iş fikri kıvılcımı<br />

oluşturarak bunu ateşleyip iş alanına dönüştürebilendir. 197<br />

‘Ani değişim olasılığı’, ‘kıvılcım anı’ fikrinin merkezindedir ve belki de bu<br />

fikir kapsamındaki varsayımların kabul edilmesinde en zor olanı budur. Kıvılcım anı<br />

ifadesi, ilk olarak 1970’lerde, Amerika’nın Kuzey Doğusu’ndaki daha köklü<br />

kentlerde yaşayan beyazların banliyölere kaçışını tarif etmek için yaygın biçimde<br />

kullanılmaya başlanmıştır. Kentlere gelen siyah Amerikalıların sayısı yüzde 20’ye<br />

ulaştığında, sosyologlar o kent toplumunda ‘kıvılcımlanma’ yaşandığını<br />

gözlemliyordu: yani, kentlerde yaşamayı sürdüren beyazların çoğu da bu orana<br />

varılır varılmaz, neredeyse hemen banliyölere kaçıyordu. Kıvılcım anı, kritik kütleye,<br />

eşiğe, kaynamaya erişildiği an olarak tanımlanmaktadır. New York’ta ki şiddetli suç<br />

oranının 1990’ların başından itibaren gerilemesinde, yeni bir teknolojinin piyasaya<br />

girişinde, hep bir kıvılcım anı vardır. Yaratıcı bir <strong>girişimcilik</strong> örneği olan cep<br />

telefonları 1998 yılında kıvılcım anına erişmiş ve herkes cep telefonu satın almaya<br />

yönelmiştir. 198<br />

Fırsatların oluşmasını beklemek mantıksızlıktır. Görebilen gözler için her<br />

zaman bir fırsat vardır.<br />

Ömürlerini büyük bir fırsatı yakalamak için bekleyerek geçirenler, o fırsatın<br />

ortaya çıktığı zamanda ondan istifade edecek güce sahip bulunmayabilirler. Fırsatın<br />

ortaya çıkmasının beklenmesi rekabet ortamının dışına kalmak demektir. Rekabet<br />

bunları çiğner ve mücadele sahasının dışına atar. 199 Dolayısıyla girişimcilerin var<br />

olan fırsatları görebilesi bir amaçlarının olmasına bağlıdır.<br />

197<br />

Malcolm GLADWELL, Kıvılcım Anı, Çev. Uğur KIZILASLAN, Salyangoz Yayınları, İstanbul,<br />

2006, s.21-22<br />

198<br />

GLADWELL, s.23-24<br />

199<br />

Herbert N. CASSON, Hayat Yolunda Zorluklarla Mücadele, Çev. R. Şükrü APUHAN,Timaş<br />

Yayınları, İstanbul, 2003, s.48.<br />

74


3.2.7. Israr ve Azim<br />

Genç girişimcileri diğerlerinden ayıran en önemi özelliklerden biri<br />

başladıkları işte ısrarcı olmaları ve bitmek tükenmek bilmeyen bir azim sergilemeleri<br />

şeklinde belirtilmektedir.<br />

Düşünce gücü kullanılarak büyüme sınırları zorlamakta yaratıcı yetenekle<br />

uzun dönemli problemler çözülebilmektedir. Girişimci sürekli yeni buluşlar ve<br />

arayışlar içinde iken istediğini elde etmede ısrarcı olmalıdır. Karşılaşılan ilk sorun<br />

cesaret kırılabilir ancak gösterilen yüksek çaba ile sorunlar çözülebilir. 200<br />

Uzun vadeli başarılar yenilgiye karşı koyma kapasitesiyle ve engellerden çok<br />

fırsatlara odaklanma gücüyle büyük oranda ilişkilendirilmektedir. 201<br />

3.2.8. Belirsizliğe Karşı Tolerans<br />

Belirsizlik sonucun tam olarak nasıl olduğunun görünmemesi durumu olarak<br />

ifade edilmektedir. Risk ve belirsizlik aslında birbirinin tamamlayıcısıdır. Her bir<br />

risk belirsizlik ifade ederken, her belirsizlikte risk yüklü bir sürecin oluştuğu<br />

belirtilir.<br />

Girişimciler için belirsiz ortam oluşturan en önemli faktör ekonomik<br />

dalgalanmalar sonucu meydana gelen belirsizliklerdir. Bu belirsizliklere karşı<br />

tolerans göstermek ise, girişimcinin, şekillendirilmemiş, açıklanamamış bilgi ve<br />

koşullarda, psikolojik bir baskı ve sıkıntı hissetmeden hiçbir tehdit yokmuş gibi<br />

sorunlarla ilgilenebilmesidir.<br />

Girişimcilerin karşılaşabileceği belirsizlikler, her geçen gün değişen ve<br />

gelişen teknolojinin yaratacağı etkiler, iş, kariyer ve güvenlik konusundaki<br />

beklentileri şeklinde sıralanabilir.<br />

Girişimciler belirsiz koşullarda faaliyette bulunmakla kalmayıp, aynı<br />

zamanda yeni bilinmeyenlere yönelmeyi belirsiz durumları araştırmayı ve üstesinden<br />

gelebilmeyi artı bir başarı olarak görmektedirler.<br />

200<br />

DEĞİRMENCİ, s.18.<br />

201<br />

Charles C. MANZ, Başarısızlığın Gücü, Çev. Aylin NOYAN, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul,<br />

2003, s. 48<br />

75


3.2.9. Zamanın Etkin Kullanımı<br />

Girişimci ihtiyaçları tespit edip, fırsatları görerek uygun kararları alırken<br />

zaman kavramını da etkili değerlendirmelidir.<br />

Zamanı iyi kullanmak kavramı çok çalışmayı, eldeki zaman çerçevesinde,<br />

yapılabileceklerin en çoğunun yapılmasını ifade etmektedir. Ancak zamanın en etkin<br />

biçimde kullanılabilmesi zamanı sadece çalışarak değerlendirmek olarak<br />

algılanmamalıdır. Özellikle girişimcilerin yüksek enerjiye sahip olmaları, azim ve<br />

hırsları yoruldukları anı fark etmemelerine neden olabilir. Oysaki etkin zaman<br />

kullanımında çalışmak kadar dinlenmek, uyumak ve hatta rüya görmek bile önemli<br />

olmaktadır.<br />

Dinlenme anında girişimci yeniden fikir yaratmak için enerji depolar,<br />

düşünür ve hayal kurar, uyumak ise özellikle öğlenin 15 – 20 dakikalık bir kısmını<br />

kullanıp şekerleme uykusu şeklinde değerlendirildiği takdirde ‘güç dinlenmesi’<br />

şeklinde değerlendirilecektir. Ayrıca uyku sırasında görülen rüyalar, geleceğe<br />

yönelik planların ve olunmak istenen yerin keşfi için gerekli olmaktadır. 202<br />

Fırsatların uygun zamanda değerlendirilmesi ve kararların gereken zamanda<br />

alınması, sonucun başarılı olmasında büyük rol oynayacaktır.<br />

Girişimci zamanı etkin kullanmak adına, işlerini önemli veya önemli değil,<br />

acil veya acil olmayan şeklinde bir sıraya koyarsa ve basit işlerde yetkisini<br />

kullanarak bir başkasına bu işi yaptırırsa zamanı daha etkin ve verimli kullanacaktır.<br />

3.2.10. Hayal Gücü<br />

Yenilik, sağlam ve hayalperest bir elin imzası ifadesi ile betimlenmektedir 203<br />

Girişimcilerden beklenen ve onların daha da başarılı olmasını sağlayan en<br />

önemli özelliklerinden biri de hayal kurma yetilerinin sonsuzluğu olarak<br />

belirtilmektedir. Başarıyı getiren ilk adım onu istemek ve hayal kurmakla atılacaktır.<br />

Son yıllarda araştırmalar hayal kurmanın da bir yetenek olduğunu ve<br />

kesinlikle beyin tarafından yönetildiğini göstermektedir. Sağlıklı bir beyin insan<br />

vücudunu iki yönden etkiler. Beyin sol ve sağ olmak üzere iki kısımdan oluşur.<br />

202 BURWASH,2003, s. 85.<br />

203 GERBER,2003, s.128.<br />

76


Beynin sol tarafının insanlarda matematik, dil, mantık, irdelemek ve yazmak gibi<br />

becerileri yönettiği, sağ beynin ise hayal gücü, renkler, müzik, ahenk ve hayal kurma<br />

gibi yetenekleri yönettiği bilinmektedir. 204<br />

Zihin haritaları ve zihinsel okur – yazarlık kavramlarının sahibi, Forbes<br />

Magazine tarafından 1994 yılında dünyanın en büyük beş uluslar arası<br />

konuşmacısından biri seçilen Tony BUZAN, önemli işlere imza atabilmek için<br />

beynin her iki yarısının da etkili şekilde kullanılması gerektiğini vurgulamaktadır.<br />

Tarihin en büyük komutanları, kazandıkları zaferleri beyinlerinin sağ yarısından<br />

(hayal gücü) yola çıkarak sol yarısın (mantığını) kullanmalarına borçludurlar. Hayal<br />

gücü olmadan başarı ihtimalinin zayıf olduğu belirtilmektedir. 205<br />

Dolayısıyla girişimciler yalnızca onlar için bir ayrıcalık olan bu özelliklerini<br />

geliştirip, gerçeğe dönüştürebildikleri takdirde hem bireysel olarak kazançlı<br />

çıkacaklar hem de toplumsal fayda sağlama yönünde önemli bir katkı<br />

sağlayacaklardır.<br />

3.3. Girişimcilerin Karşılaşabileceği Sorunlar<br />

Girişimci; gayretli, cesaretli, enerjik, maceraperest, liderlik özellikleri<br />

fazlasıyla ön plana çıkan; güç, statü ve maddi zenginliği seven; özgüven sahibi, ikna<br />

yeteneği ve sözel kabiliyeti kuvvetli olan; tüm bu yeteneklerini eğitimle destekleyip<br />

kendi donanımını arttıran kadın veya erkek birey olarak tanımlanır.<br />

Girişimci bir üretim faktörüdür. Emek, sermaye ve doğal kaynaklar üretim<br />

için ne kadar önemli ve gerekliyse, dördüncü faktör olana girişimci; bu faktörleri bir<br />

araya getirip, mal veya hizmet üretmek için, işletmenin maddi ve sosyal amaçlarına<br />

ulaşabilmesi adına tüm beceri, bilgi ve kabiliyetlerini kullanarak yönlendirdiği için<br />

çok daha önemli ve gereklidir.<br />

Türkiye’de gençler mesleki tercihlerini yaparken çoğunlukla kendi işlerini<br />

kurabilecekleri alanlara yönelmektedirler. Ancak; sadece Türkiye’de değil dünyada<br />

girişimciliğin önündeki en önemli engel işsizlik olarak görülmektedir. İşsizlik ve<br />

yoksulluk sorununa çözüm ise girişimciliğin geliştirilmesidir. Birçok kendi iş fikrine<br />

204<br />

Tony BUZAN, Aklını En İyi Şekilde Kullan, Çev. Banu ERGÜDER, Arıon Yayınevi, İstanbul,<br />

2001, s.25.<br />

205<br />

Akın ALICI, Hayata Yönveren Öyküler, Epsilon Yayıncılık, İstanbul, 2004<br />

77


sahip birey, finansal kaynak yetersizliği, ekonomik sorunlar vb. nedenlerden dolayı<br />

kendi işini kuramamakta ve başka bir işle uğraşmayı da tercih etmemektedir.<br />

Dolayısıyla işsizlik artmakta ve Türkiye’nin genel profili atıl kalan işsiz, fakat<br />

eğitimli bir genç nüfus olarak çizilmektedir. Türkiye’de genç girişimcileri<br />

desteklemek ve işsizlik sorununa büyük ölçüde çözüm bulabilmek için KOBİ’lere<br />

verilen destekler arttırılmıştır. Ekonomik krizlere karşı bir tedbir olarak görülen<br />

KOBİ’ler, insanlar için yeni iş kolları yaratmakta ve olumlu sonuçlarından hem<br />

bireyler hem de toplum yararlanmaktadır. Yeni iş fikirlerinin hayata geçirilmesiyle<br />

yeni istihdam alanları oluşturulmaktadır.<br />

Eğer ki bir işletme yenilikçi bir anlayışla farklı bir iş alanı oluşturmuşsa<br />

küresel bir mahalle haline gelen dünya pazarında kendisine bir yer bulabilmiş<br />

demektir.<br />

Böylece hem ülke ekonomisine büyük katkı sağlamış hem de kendi faaliyet<br />

alanını genişletme yolunda adım atmış olacaktır. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı<br />

dünya üzerinde pek çok devletin krizlere karşı çözüm olarak gördüğü KOBİ’lere<br />

verdiği destekler arttırılmaktadır. Bu noktada girişimcilerin önemi ön plana<br />

çıkmaktadır. Risk alabilme, yaratıcı zekâ, yüksek enerji ve hayal gücü hem kadın<br />

hem erkek girişimcilerin ortak özellikleri olarak belirtilmektedir.<br />

Her yaştan girişimci kendi işlerini kurma hevesini hissettikleri andan itibaren<br />

birçok zorlukla mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu zorlukların büyük kısmı<br />

ise girişimcilerin karşısına çıkmaktır. Girişimciler hem finansal yetersizlik, hem de<br />

tecrübe eksikliği gibi nedenlerle hem faaliyetlerin başında hem de iş hayatına<br />

atıldıkları zaman sıkıntılar yaşamaktadırlar.<br />

Bu sıkıntılar çevresel ve örgütsel, nedenlerden dolayı olabileceği gibi,<br />

girişimcinin iş tecrübesinin olmaması, aldığı eğitimin yapmak istediği işle<br />

örtüşmemesi gibi nedenlerden dolayı olabilir. Yine girişimcinin kurduğu örgütteki<br />

yönetim sorumluluğunun getirdiği zorluklar, çalışma koşulları, inançlar ve tutumlarla<br />

ilgili sorunların genç girişimcilerin karşısına nasıl çıktığı açıklanacaktır.<br />

3.3.1. Çevresel Sorunlar<br />

Girişimcinin istese de istemese de yani kendi tercihine bağlı olmaksızın<br />

etkileşim içinde olduğu bir çevre vardır. Bu çevrede toplumsal ve kültürel yapı,<br />

78


politik ve hukuki yapı, pazar ve rekabet koşulları, finansal çevre, uluslararası çevre,<br />

sendikalar ve meslek odaları, yerel yönetimler, gibi daha birçok alandan<br />

sayabileceğimiz faktörler bulunmaktadır.<br />

Bu faktörlerin her birinin girişimciliğe etkisi farklı şekillerde olacaktır.<br />

Örneğin Türkiye gibi biraz daha geleneksel değer ve tutumların iş hayatındaki rolleri<br />

etkilediği bir ülkede erkek girişimci ile kadın girişimci aynı tutulamamakta, yaşı 40<br />

ve üzerinde olan girişicinin daha etkin çalışabileceği savunulmakta ve 18 – 35 yaş<br />

arası genç girişimcilerle iş yapmaktan kaçınılmaktadır. 206<br />

3.3.2. Örgütsel Sorunlar<br />

Örgüt; ortak bir amaç, belirlenmiş bir yapı, bu yapının işleyişinde göz önünde<br />

bulundurulacak kural ve politikalar, haberleşme ve karar alma gibi süreçlerden<br />

meydana gelen bir bütün olarak tanımlanır. 207<br />

Örgütsel faktörlerle ilgili incelemeler yapan bilim adamları, örgütteki<br />

değişimlerin işteki performansı ve yeniliği nasıl etkilediğini araştırmaya<br />

çalışmışlardır. Örneğin Tisk ve Bamfort, işlerdeki değişimin zorunlu olarak<br />

organizasyonun sosyal sistemini bozduğunu ve çeşitli güçlüklere sebep olduğunu<br />

belirtmektedirler. Kant, Stevenson ve Salhe ise geniş organizasyonların kendi rutin<br />

işlerini uygun bir şekilde yönetmek için kurallar ve politikaları kullandıklarını<br />

söylemektedirler. Bu düzenlemelerin de genellikle girişimci ve yenilikçi faaliyetleri<br />

engelleyici bir rol oynadıklarını ifade etmektedirler. 208<br />

Başka bilim adamları ise, değişen çevre koşullarında hangi örgütsel yapıların<br />

daha faydalı olacağını inceleyerek <strong>girişimcilik</strong> ile örgütsel faktörler arasındaki<br />

ilişkileri araştırmaya çalışmışlardır. Burns ve Stalker'in çalışmaları bu ilişkiyi<br />

gündeme getiren ilk çalışmalardır.<br />

Girişimcinin örgüt etkinliğini sağlayabilmesi için bireylere ve bu bireylerden<br />

oluşturduğu gruplara özel itina göstermesi gerekmektedir. Girişimcinin kurduğu<br />

örgütün elemanları kendi çıkarlarını örgütün çıkarlarının önünde tutacak olursa ve<br />

toplumla çatışırsa girişimci amacına ulaşamayacaktır.<br />

206 http://www.aksam.com.tr, Erişim Tarihi: 14.02.2007<br />

207 DİNÇER ve FİDAN, s. 17<br />

208 Shaker A. ZAHRA and John A. PEARCE, ‘Corporate Entrepreneurshıp ın Smaller Firms’,<br />

Entrepreneurshıp, Innovatıon and Change, Vol. 3., No.1., 1994, s.169-185<br />

79


Girişimcinin örgüt için alacağı kararlar önemlidir. Karar verme sürecinde<br />

dikkat edilmesi gereken aşamalar şu şekildedir. 209<br />

• Hedef belirleme<br />

• Bilgi toplama<br />

• Alternatif çözümler belirleme<br />

• Seçenekleri değerlendirme<br />

• En iyi seçimi yapma<br />

Böylece girişimci ne yapması gerektiğini bilerek hareket edecek olursa<br />

karşılaşabileceği sorunlara da çözüm üretebilecektir.<br />

3.3.3. Çalışma Koşulları<br />

Girişimcilerin özellikle finansal kaynak temin etmek için çaba harcamak<br />

zorunda kalmaları, kendi yeteneklerini iş ve üretim için kullanmalarını engelleyici bir<br />

faktör olabilmektedir.<br />

Çalışma koşullarının zorluğu, belirli ve sınırlı bir çalışma saatinin olmaması<br />

tüm sorumluluğu taşımak zorunda olan girişimciyi olumsuz etkileyebilmektedir.<br />

Girişimci için başarı ya da başarısızlık bir risk olsa da, girişimcinin başarısızlığa<br />

tahammülü daha azdır.<br />

Başarı ise kişiler için bazen gerilim nedeni olabilir. Bir kez başarılı olunduğu<br />

zaman herkesin ondan sürekli başarı beklemesi girişimciyi sıkıntıya<br />

düşürebilmektedir. 210<br />

Gerilim, günümüzde anlamı tam olarak benimsenmeden kullanılan<br />

kavramlardandır. Uzun süreli yoğun gerilimler, fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklara<br />

neden olabilir. Sağlık açısından son derece zararlı bu rahatsızlıklar verimliliğin<br />

azalmasına ve iş kayıplarına neden olabilir. Kronikleşmiş gerilim ise tüm girişimci<br />

yöneticileri tehdit eden bir sağlık problemidir. 211 Girişimciler kaynak yetersizliği<br />

209<br />

Jane SMITH, Doğru Karar Verme, Çev. E. Sabri YARMALI, Damla Yayınevi, İstanbul, 1997,<br />

s.33<br />

210<br />

Jena E. YATES, Gerilim Altındaki Yönetici, Çev. Fatoş DİLBER, İlgi Yayınları, İstanbul, 1998,<br />

s. 63<br />

211<br />

Nurullah GENÇ, Zirveye Götüren Yol Yönetim, Timaş Yayınları, İstanbul, 1997, s. 203<br />

80


gibi sorunların yanında çalışma koşularının getirdiği sağlık sorunlarıyla da mücadele<br />

etmek zorunda kalacaklardır.<br />

Çalışma koşullarının olumsuz etkisini azaltmanın en güzel yolu ise tüm<br />

çalışanların bir dayanışma içinde olması, sevgi ve güvenin çoğaltılması olarak<br />

açıklanmaktadır. 212<br />

Girişimcilikte başarı, <strong>girişimcilik</strong> ruhunu tam olarak taşımakla elde edilebilir.<br />

Başarılı bir girişimci iş bitirme azmi ve heyecanı içinde, çalışkan, bilgili,<br />

organizasyon gücü yüksek, iyi bir sermaye yöneticisi, liderlik yeteneği ve yönetim<br />

becerisi yüksek, çevresi ile iyi iletişim kurabilen, tüm bu özeliklerini kullanarak iş<br />

görenlerini etkin ve verimli bir şekilde çalıştıran kişi olarak gösterilir.<br />

Etkili ve planlı bir zaman yönetimi, sistemli bir çalışma düzeni, akıllı<br />

davranarak sorunlarla mücadele, uzman danışmanlardan faydalanma, kendi<br />

çıkarlarının yanında toplumun menfaatlerini gözeterek dengeli bir refah seviyesine<br />

katkıda bulunma, yaratıcı <strong>girişimcilik</strong> ile yeni istihdam alanları yaratma gibi etmenler<br />

girişimcileri başarıya götürecektir.<br />

3.3.4. İş Tecrübesi ve Eğitim<br />

Girişimciler herhangi bir ayrım yapılmaksızın iş hayatının büyük bir<br />

bölümünde önemli sorunlarla karşılaşabilirler. Bu sorunlar çözülmezse başarısızlığa<br />

neden olmaktadır. Girişimcilikte başarısızlık nedenleri: 213<br />

• Girişimcilerin eğitiminin yetersiz olması,<br />

• Girişimcilerin tecrübelerinin yetersiz olması,<br />

• Girişimcilerin <strong>girişimcilik</strong> için gerekli kişisel yeteneklere sahip<br />

olmamaları,<br />

• Girişimcileri destekleyen kuruluşlardan yardım almamaları,<br />

• Girişimcinin tam bir hedef belirlememiş olması,<br />

• Girişimcinin yeterli sermayeye sahip olmaması,<br />

212<br />

Mehmet TANRISEVER, Var Olmanın Yolunda Zenginlik, Feza Film Yayınları, İstanbul, 2005,<br />

s. 88<br />

213<br />

Tamer MÜFTÜOĞLU ve Tülin DURUKAN, Girişimcilik ve KOBİ’ler, Gazi Kitabevi, Ankara,<br />

2004, s.103-109<br />

81


• Girişimcinin iş hayatının stresine dayanacak yeterli güç ve enerjiye<br />

sahip olmaması,<br />

• Girişimcilerin önündeki bürokratik engellerle mücadele edememeleri.<br />

Girişimcilerin iş tecrübesi ve eğitim ile ilgili olarak karşılaşabilecekleri<br />

sorunları açıklayan iki yaklaşım söz konusudur. İlk yaklaşım erkek girişimcilerin<br />

çocuk yaşlardan gelen bir usta – çırak ilişkisi ile yetişmiş olabileceklerinden dolayı<br />

tecrübelerinin daha fazla olabileceği fikrini savunur. Ayrıca özellikle Türkiye’de<br />

okula gönderilme oranı erkeklerde daha yüksek olduğu için eğitim almış erkek<br />

girişimci sayısı da daha fazladır.<br />

İkinci yaklaşım ise kadın girişimcilerin iş tecrübesi olarak bir alt yapıları<br />

olmasa da, özellikle küçük işletmelerde, kadınların iş kurmak için gerekli ticari ve<br />

teknik beceriye fazlasıyla sahip olduğu şeklindedir. Yeterli eğitimi alamayan<br />

kadınlar, iş tecrübesine sahip olsalar bile, bu kez de eğitim almamış olmanın<br />

tecrübesizliğini göğüslemek zorundadırlar. Ancak ön lisans ve lisans eğitimi alanlar<br />

kısmen de olsa iş tecrübesine sahipmiş gibi algılanabilirler. 214<br />

Kadın ya da erkek girişimci sonuçta belirli bir hedef doğrultusunda<br />

ellerindeki kaynakları ve ne kadar olduğunu bilmedikleri bir ömrü yatırıma<br />

çevirmeyi hedeflemişlerdir.<br />

İyi planlanmış yirmi yıllık bir süreç içinde ‘insan’ öğesine ülke çapında<br />

yapılacak bir yatırım, kendi kendine dejenere eden yenileyici bir yatırımdır. 215<br />

Girişimciler ise bu yatırımın ana öğesidir. Bu bağlamda girişimcilerin<br />

tecrübesizlikten ve eğitim eksikliğinden dolayı karşılaşabilecekleri sorunların<br />

çözümü için destekleyici kuruluşlar devreye girebilir.<br />

3.3.5. Yönetim Tarzı<br />

Girişimci riski üstlenmenin verdiği sorumlulukla her işi kendisi yapmak<br />

isteyebilir. Oysaki zaten iyi bir iş fikri sahibi olarak ve fırsatları gören kişi olarak<br />

girişimci ‘üstün birey’ olarak adlandırılmaktadır. Bu sıfatla yetinmek istemeyen<br />

girişimciler yetki vermekten kaçınıp tüm başarıları tek başına elde etmiş görünümü<br />

214 GOFFEE and SCASE, 1992, s. 189<br />

215 GARİH, 2004, s. 59<br />

82


çizmek isteyebilirler. Bu da tam olarak yönetmeyi bilememenin bir sonucu olarak<br />

karşımıza çıkmaktadır.<br />

İster büyük ister küçük bir girişimde şekillerdeki kargaşa, kimin hangi<br />

yetkiye sahip olduğunun bilinmemesi, insanların nasıl kullanacaklarını bilmedikleri<br />

silahlarla savaş meydanına sürülmelerine benzetilebilir. Bu da yönetimde<br />

yapılabilecek en tehlikeli hatalardandır. Sonuçlarına katlanmak ise girişimcinin<br />

mücadele etmek zorunda kalacağı bir sorundur. 216<br />

Yönetimle ilgili sıkıntıları en aza indirmenin yolu çalışanlara yetki vermekle<br />

bulunabilir. Birçok çalışan, eğer bir görev ile ilgili önemli bir kararı vermekten<br />

kaçınırlarsa görev için sorumluluktan da kaçınabileceklerini düşünürler böylece işleri<br />

daha kolay ve daha az stresli bir hal alır. Çoğu “girişimci yönetici” karar vermekten<br />

hoşlandığı için, doğal olarak çalışanlar yerine karar verme işini de kabul etme<br />

eğilimindedirler. Sonuç ise karar verme işini öğrenemeyen ve doğru görevlendirme<br />

yapamayan bir girişimcidir. 217<br />

Girişimciler kendi işlerini kurarken hayalleri peşinde koştukları için birçok<br />

sorunu rahatlıkla halledebileceklerini düşünmektedirler. Bir sorundan diğerine<br />

koşmak ve onları çözmeye çalışmak girişimci için sıkıntı vericidir ve bu sıkıntıyı<br />

yönettiği kişilere de yansıtmaması mümkün değildir. Ortaya çıkan durum ise kriz<br />

olarak adlandırılır. Girişimci bu krizi yönetemezse verim düşecek ve bu da<br />

girişimcinin iyi bir yönetici olamayacağı sonucunu çıkaracaktır. Sonuçta girişimci<br />

üzerindeki etkisi ise kendi motivasyonunu azaltıcı şekilde görülecektir. 218<br />

3.3.6. İnanç ve Tutumlar<br />

İnançlar, belirli şeylerin hakiki ya da gerçek oldukları hakkındaki kanılar ya<br />

da kabuller bir şeyleri yapabilme gücünü harekete geçiren ya da durduran bir etki<br />

olarak açıklanmaktadır.<br />

Tutum ise belirli bir konu çerçevesindeki değer ve inanç sisteminden<br />

gelişerek oluşur. Tutumları değiştirmek inançları değiştirmeye göre daha zordur. 219<br />

216<br />

Recep Şükrü APUHAN, Doğru Yönetim Kesin Sonuç, Timaş yayınları, İstanbul, 2004, s. 59<br />

217<br />

Robert B. NELSON, Çalışanlara Yetki Verme, Çev. E. Sabri YARMALI, Hayat Yayınları,<br />

İstanbul, 2002, s.55.<br />

218<br />

Jane SMITH, Daha İyi Nasıl Yönetim, Çev. Ali ÇİMEN, Timaş Yayınları, İstanbul, 1998, s. 13<br />

219<br />

Cengiz ERENGİL, NLP ile Zirveye Yolculuk, Ares Kitap, İstanbul, 2006, s. 27<br />

83


Gasse girişimlerin değer oryantasyonları üzerine çeşitli araştırmalar yapmış<br />

bir bilim adamıdır. Çalışmalarında küçük işletme yöneticilerinin ya da girişimcilerin<br />

büyük işletme yöneticilerinden farklı fonksiyonlara sahip olduklarını ifade<br />

etmektedir. Aynı şekilde bu grupların genelde işletme ve yönetim süreçlerinin<br />

yapısıyla ilgili de farklı tutum ve inançlar setine sahip olduklarını belirtmektedir.<br />

Süregelen bir işletme ideolojisinde Gasse iki ayrı kutbu tanımlamaktadır. Bunlar<br />

rasyonel yönetimsel kutup ve sezgisel girişimsel kutuplardır. Gasse, rasyonel<br />

yönetimsel işletme ideolojisinin sezgisel girişimsel ideolojiden daha çok karmaşık ve<br />

bütünleşmiş düşünce biçimiyle birleşme eğiliminde olduğuna inanmaktadır. Sezgisel<br />

girişimsel ideolojide basit bilişsel yapılar daha çok yaygındır. Bu durum, belirli<br />

endüstriyel ortamlarda bazı girişimci tiplerin daha etkin oldukları şeklinde ifade<br />

edilmektedir. 220<br />

Girişimcilik değer atfedilen bir yaşam biçimidir. Girişimcilerin faaliyetleri ya<br />

da yaşam sitili değerleri, iş ve eğlence biçimi, liderlik tercihleri, bağlılık, düzen ve<br />

estetiği kapsamaktadır. İleri teknoloji girişimcileri ile ilgili araştırmada, bu<br />

girişimcilerin dini ve ekonomik değerden daha çok estetik ve teorik değerlere önem<br />

verdikleri görülmüştür. Aynı şekilde bu girişimcilerin bağımsızlık, bağlılık, başarı ve<br />

amaç yönelimli gibi değerleri de önemsedikleri ifade edilmektedir. Bazı girişimciler<br />

organizasyondaki pozisyonlarını kişisel olarak önemsedikleri faaliyete yönelik<br />

değerleri geliştirmek için kullanmaktadırlar. Bazıları mesleki değerleri, bazıları ise<br />

sosyal değerleri geliştirmeye çalışır. 221<br />

Toplumdaki genel inanç girişimciliğin erkek işi olduğu şeklindedir. Oysaki<br />

kadınlar bu konuda erkeklere göre daha gerçekçidirler ve iş yaşamında eşitlikten<br />

yanadırlar. Erkekler ise ailelerinin hep güven içinde olmasına inandıklarından<br />

kadınların evde daha güvende olacağını savunurlar.<br />

Sonuçta toplumun bu konudaki tutumu, kadınların ev işlerinden sorumlu<br />

olması, erkeklerinde evi geçindirebilmek için kendi işini kurması şeklindedir.<br />

Bu inançla yetişmiş bireyler ise kendi işlerini kurarken bir taraftan da bu<br />

zorlukları düşünmek zorundadırlar. Finansal kaynak yetersizliğine ya da diğer<br />

220 Yvon GASSE, ‘The Development of New Entrepreneurs: A Belief-Based Approach’, The Art<br />

And Scıence Of Entrepreneurshıp, Bollınger Publıshıng Company, Massachuset,1986, s. 49-50.<br />

221 BIRD, 1995, s.95.<br />

84


eksikliklerden dolayı yaşanan problemlere çözüm bulanabilinirken. Toplumun bakış<br />

açısını değiştirmek oldukça zor olacak bir durumdur. 222<br />

Girişimciler bu engeli kendi yapabileceklerine olan inançlarıyla yine kendi<br />

kendileri aşabilirler. Girişimcinin içindeki cesareti, kendine olan güveni, hayallerine<br />

olan inancı, olumsuz tutumları güçte olsa değiştirilebilir. 223<br />

222<br />

GASSE, 1986, s.53.<br />

223<br />

J. CONDRILL ve B. BOUGH, 101 İletişimin Yolu, Çev. Aslı ŞAHİN, Beyaz Yayınları, İstanbul,<br />

2000, s.77<br />

85


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM<br />

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN<br />

GİRİŞİMCİLİK ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN<br />

BİR ALAN ÇALIŞMASI<br />

Çalışmanın bu bölümünde, Isparta Süleyman Demirel <strong>üniversite</strong>sinde farklı<br />

fakülte ve yüksek okulda eğitim alan öğrencilerin, <strong>girişimcilik</strong> özellikleri tesbit<br />

edilmeye çalışılmıştır.<br />

4.1. Araştırmanın Amacı ve Hipotezleri<br />

4.1.1. Araştırmanın Amacı<br />

Günümüzde bireylerin girişimci olabilmelerinin temel şartı risk alabilmek,<br />

isteklilik, amaç ve fırsat odaklılık, yeniliklere açık olmak ve yaratıcı olmak şeklinde<br />

sıralanmaktadır. Girişimcilik süreç isteyen bir olgu olup girişimcinin iş fırsatlarını<br />

görüp faaliyete geçebilmesi için gerekli ortamın oluşturulmasının yanında kişilik<br />

özellikleri de önemli bir etkendir.<br />

bu araştırmanın temel amacı <strong>üniversite</strong> <strong>öğrencilerinin</strong> <strong>girişimcilik</strong><br />

<strong>özelliklerinin</strong> <strong>belirlenmesi</strong>dir. Bununla birlikte çalışmanın temel amacını destekleyen<br />

“<strong>girişimcilik</strong> için gerekli kişisel niteliklerin <strong>belirlenmesi</strong>”, “girişimcilerin başarısını<br />

etkileyen faktörlerin <strong>belirlenmesi</strong>” ve “potansiyel girişimcilerin yaratıcılık, risk alma<br />

eğilimi ve kontrol odaklılığı ile ilgili <strong>özelliklerinin</strong> <strong>belirlenmesi</strong>”dir.<br />

4.1.2. Araştırmanın Hipotezleri<br />

İstatistiksel anlamda hipotez bir tesadüfi değişkenin dağılımı ile ilgili yapılan<br />

varsayımdır. 224 Hipotez araştırmacının araştırma problemindeki değişkenler<br />

arasındaki ilişkilerinden beklentilerini ifade etmektedir. Null (sıfır) hipotezleri genel<br />

olarak fark olmadığı tezi üzerine kurulur. Null hipotezi Ho olarak sembolize edilir. 225<br />

Bu çalışmada alternatif hipotezler test edilmiştir. İstatistiksel analizler sonucunda<br />

224<br />

Kemal KURTULUŞ, İşletmelerde Araştırma Yöntem Bilimi, İstanbul Üniv. İşletme Fak., Yayın<br />

No:210,İstanbul, 1989, s.69.<br />

225<br />

Şeref KALAYCI, SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Asil Yayın Dağıtım,<br />

İstanbul, 2005, s. 65.<br />

86


kabul yada red edilen hipotezler alternatif hipotezlerdir. Yukarıda belirtilen amaçlar<br />

çerçevesinde uygulamayla ilgili geliştirilen hipotezler aşağıdaki gibidir.<br />

H1: Araştırmaya katılan kız ve erkek öğrencilerin cinsiyetleri açısından<br />

<strong>girişimcilik</strong> <strong>özelliklerinin</strong> <strong>belirlenmesi</strong>nde ortalamalar arasında fark vardır.<br />

H2: Araştırmaya katılan kız ve erkek öğrencilerin cinsiyetleri açısından<br />

<strong>girişimcilik</strong> eğiliminin <strong>belirlenmesi</strong>nde ortalamalar arasında fark vardır.<br />

H3: Araştırmaya katılan kız ve erkek öğrencilerin cinsiyetleri açısından<br />

yaratıcılık <strong>özelliklerinin</strong> <strong>belirlenmesi</strong>nde ortalamalar arasında fark vardır.<br />

H4: Araştırmaya katılan öğrencilerin eğitim durumu ile <strong>girişimcilik</strong><br />

<strong>özelliklerinin</strong> <strong>belirlenmesi</strong>nde ortalamalar arasında fark vardır.<br />

H5: Araştırmaya katılan öğrencilerin eğitim durumu ile kontrol<br />

odaklılıklarının <strong>belirlenmesi</strong>nde ortalamalar arasında fark vardır.<br />

4.2. Araştırmanın Yöntemi<br />

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi ve<br />

Isparta Meslek Yüksek Okulu <strong>öğrencilerinin</strong> belirli bir kısmına anket uygulaması<br />

yapılmıştır.<br />

4.2.1. Araştırmaya Dahil Edilen Öğrencilerin Seçilmesi<br />

Araştırmaya dahil edilen öğrenciler Isparta ilinde Süleyman Demirel<br />

<strong>üniversite</strong>sinde 2006-2007 eğitim- öğretim yılında kayıtlı olan kız ve erkek<br />

öğrencileri kapsamaktadır. Bu bağlamda; ana kütleyi temsil etme yeteneği olduğu<br />

düşünülen Süleyman Demirel <strong>üniversite</strong>si bünyesinde İktisadi ve İdari Bilimler<br />

Fakültesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi ve Isparta Meslek Yüksek Okulu<br />

öğrencileri ile görüşülmüş ve Orantısız Kota Örneklem Yöntemine göre 450<br />

öğrenciye anket uygulaması yapılmıştır. Ancak bu anketlerden sadece 400<br />

tanesinden sağlıklı veri alınabilmiştir.<br />

4.2.2. Anket formunun Hazırlanması<br />

Hazırlanan anket formundaki soruların <strong>belirlenmesi</strong>nde ilgili literatür ve bu<br />

konuda daha önce gerçekleştirilen çalışmalar dikkate alınmıştır. (örneğin; Nuray<br />

Girginer ve Nurullah Uçkun: İşletmecilik eğitimi alan lisans <strong>öğrencilerinin</strong><br />

87


girişimciliğe bakış açıları: Eskişehir Osman gazi <strong>üniversite</strong>si İİBF işletme bölümü<br />

öğrencilerine yönelik bir uygulama 226 ; Stephen L. Mueller and Anisya S. Thomas,<br />

Culture And Entrepreneurial Potential: A Nine Country Study of Locus of Control<br />

And Innovativeness 227 ). Anketi oluşturulan sorular tespit edildikten sonra<br />

araştırmamızdaki amaçlar ve hipotezler ile karşılaştırılmıştır ve uygunluğu tespit<br />

edilmiştir. Anket toplam 3 sayfa ve 43 sorudan oluşmaktadır (bkz. Ek 1). Soruların<br />

büyük bir bölümü 5’li likert ölçeğine göre oluşturulmuştur.<br />

4.2.3. Verilerin Kodlanması, Düzenlenmesi ve Analizi<br />

Geri dönen anket formlarındaki cevaplar kotlanarak “SPSS (Statistical<br />

Package For Social Sciences- Sosal Bilimler İçin İstatistik Paketi) for Windows 10.0<br />

sürümü” ile analiz edilmiştir. SPSS; istatistiksel olarak işlenecek veriler için bir veri<br />

giriş ve analiz programıdır.<br />

4.2.4. Anket İzlenimleri<br />

Bu bölümde araştırma sonucunda elde edilen verilerin istatistiksel analizleri<br />

yapılarak, tablolar yardımıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Ortaya çıkan sonuçların<br />

istatistiksel bakımdan anlamlı olup olmadıkları ve varsayımların doğrulanıp<br />

doğrulanmaması da değerlendirilecektir.<br />

Değerlendirmeler sırasında ilk dört tablo bağımsız iki örnek (t testi)<br />

uygulamasına göre değerlendirilmiştir.<br />

Aşağıdaki tabloda kız ve erkek öğrencilerin cinsiyete göre <strong>girişimcilik</strong><br />

<strong>özelliklerinin</strong> arasında fark olup olmadığı 16- 28 sorular doğrultusunda ölçülmüştür.<br />

Bu açıdan bakıldığında ortalama değerleri birbirine yakın olmasına rağmen Sig (2<br />

tailed) sonucu 0.05 ten küçük çıkması nedeniyle 17,18, 20, 23,24, 25, 26, 27.<br />

sorularda H1 hipotezimiz kabul edilmiştir.<br />

226 Nuray GİRGİNER ve Nurullah UÇKUN, İşletmecilik eğitimi alan lisans <strong>öğrencilerinin</strong><br />

girişimciliğe bakış açıları: Eskişehir Osman gazi <strong>üniversite</strong>si İİBF işletme bölümü öğrencilerine<br />

yönelik bir uygulama, 3. Ulusal Bilgi Ekonomi Ve Yönetim Kongresi, 25-26 Kasım 2004, Eskişehir,<br />

ss.783-795, 2004.<br />

227 Stephen L. MUELLER and Anisya S. THOMAS, Culture And Entrepreneurial Potential: A Nine<br />

Country Study Of Locus Of Control And Innovatıveness, Journal Of Business Venturing 16, pp.51-<br />

75, Elsevier Science Inc. Newyork, 2000.<br />

88


Tablo 1: Kız ve erkek öğrencilerin cinsiyete göre <strong>girişimcilik</strong> <strong>özelliklerinin</strong> <strong>belirlenmesi</strong>.<br />

CINSIYET N Mean Std. Deviation Std. Error<br />

Mean<br />

ONALTI bayan 198 3,3283 ,9059 6,438E-02<br />

bay 202 3,4158 ,8378 5,894E-02<br />

ONYEDI bayan 198 4,5657 ,6708 4,767E-02<br />

bay 202 4,3762 ,8147 5,732E-02<br />

ONSEKIZ bayan 198 4,4040 ,5861 4,165E-02<br />

bay 202 4,2228 ,7017 4,937E-02<br />

ONDOKUZ bayan 198 3,9747 ,7636 5,427E-02<br />

bay 202 3,9257 ,7593 5,342E-02<br />

YIRMI bayan 198 2,3384 1,0719 7,617E-02<br />

bay 202 2,7079 1,3453 9,465E-02<br />

YIRMIBIR bayan 198 3,1970 ,9161 6,510E-02<br />

bay 202 3,3317 1,0094 7,102E-02<br />

YIRMIIKI bayan 198 4,1818 ,8710 6,190E-02<br />

bay 202 4,1337 ,7577 5,331E-02<br />

YIRMIUC bayan 198 2,2727 1,0007 7,112E-02<br />

bay 202 2,4604 1,1551 8,127E-02<br />

YIRMIDORT bayan 198 3,7424 1,4032 9,972E-02<br />

bay 202 3,4109 1,2753 8,973E-02<br />

YIRMIBES bayan 198 4,1566 ,8554 6,079E-02<br />

bay 202 3,8515 ,9504 6,687E-02<br />

YIRMIALT bayan 198 4,3687 ,7543 5,361E-02<br />

bay 202 4,0396 ,9967 7,013E-02<br />

YIRMIYEDİ bayan 198 2,4747 ,9272 6,590E-02<br />

bay 202 2,8020 1,0126 7,124E-02<br />

YIRMISEKİZ bayan 198 3,4697 ,8706 6,187E-02<br />

bay 202 3,5891 ,9948 6,999E-02<br />

Tablo 1’den çıkan sonuçlara göre, kız öğrenciler ortalama değerlere<br />

bakıldığında erkeklere göre sezgisel, düzenli ve kurallara uygun çalışma<br />

eğilimindedirler. Ancak maddi kazanç sağlayacak işleri uygulamak açısından<br />

bakıldığında erkek öğrenciler maddi kar amaçlı <strong>girişimcilik</strong> özellikleri<br />

sergilemektedirler. Faklı sorularda da bu sonuç doğrulanmıştır. Örneğin başarılı bir<br />

<strong>girişimcilik</strong> için iyi bir iş fikri ve fırsatların değerlendirilmesi kız öğrenciler için<br />

sermayeye sahip olmaktan daha önemlidir. Bunun yanı sıra bütün öğrenciler<br />

girişimciliğin bir risk olduğu görüşünde birleşmektedir.<br />

Aşağıdaki tabloda kız ve erkek öğrencilerin cinsiyete göre <strong>girişimcilik</strong><br />

eğilimlerinin arasında fark olup olmadığı 29 ile 37 arasındaki sorular doğrultusunda<br />

ölçülmüştür. Sig (2 tailed) değerleri 0.05 ‘ten küçük olan 32, 33, 34, 35 ve 36.<br />

sorularda H2 hipotezimiz doğrulanmıştır. Sonuçlar doğrultusunda rahat yaşama<br />

standardı için “risk üstlenilmelidir” anlayışı bayanlarda daha baskındır. Kontrol<br />

odaklılık özelliğine bakıldığında erkek öğrencilerin iç kontrol odaklılığının daha<br />

yüksek olduğu gözlenmekte ve kız öğrencilerin başka insanların fikirlerinin etkisinde<br />

daha çok kaldıkları ortaya çıkmıştır.<br />

89


Tablo 2: Kız ve erkek öğrencilerin cinsiyetleri açısından <strong>girişimcilik</strong> eğiliminin<br />

<strong>belirlenmesi</strong><br />

CINSIYET N Mean Std. Deviation Std. Error<br />

Mean<br />

YIRMIDOK bayan 198 3,9040 ,6951 4,940E-02<br />

bay 202 3,8960 ,8776 6,175E-02<br />

OTUZ bayan 198 3,8081 ,8746 6,216E-02<br />

bay 202 3,8713 ,8772 6,172E-02<br />

OTUZBIR bayan 198 4,2374 ,8894 6,321E-02<br />

bay 202 4,1634 ,7905 5,562E-02<br />

OTUZIKI bayan 198 3,9848 ,8399 5,969E-02<br />

bay 202 3,8020 ,9725 6,842E-02<br />

OTUZUC bayan 198 2,2980 ,9649 6,857E-02<br />

bay 202 2,5446 1,0027 7,055E-02<br />

OTUZDORT bayan 198 1,5253 ,6885 4,893E-02<br />

bay 202 1,7475 ,8981 6,319E-02<br />

OTUZBES bayan 198 2,0051 ,9479 6,736E-02<br />

bay 202 2,3218 1,2854 9,044E-02<br />

OTUZALTI bayan 198 2,4394 1,0095 7,174E-02<br />

bay 202 2,7277 1,1548 8,125E-02<br />

OTUZYEDI bayan 198 3,9646 1,0095 7,174E-02<br />

bay 202 3,8218 ,9293 6,539E-02<br />

Tablo3: Kız ve erkek öğrencilerin cinsiyetleri açısından yaratıcılık <strong>özelliklerinin</strong><br />

<strong>belirlenmesi</strong><br />

CINSIYET N Mean Std. Deviation Std. Error<br />

Mean<br />

OTUZSEK bayan 198 3,6970 1,1079 7,874E-02<br />

bay 202 3,7673 1,0320 7,261E-02<br />

OTUZDOK bayan 198 3,6162 ,5996 4,261E-02<br />

bay 202 3,8663 ,6518 4,586E-02<br />

KIRK bayan 198 2,0758 ,9920 7,050E-02<br />

bay 202 2,4455 1,2850 9,041E-02<br />

KIRKBIR bayan 198 3,5556 ,9093 6,462E-02<br />

bay 202 3,6139 1,0741 7,557E-02<br />

KIRKIKI bayan 198 3,4747 ,8166 5,803E-02<br />

bay 202 3,3663 ,8131 5,721E-02<br />

KIRKUC bayan 198 3,9747 ,9475 6,734E-02<br />

bay 202 3,9109 ,9421 6,629E-02<br />

Yukarıdaki tablodan anlaşılacağı üzere H3 hipotezimiz 39 ve 40. sorularda<br />

doğrulanmıştır. Tablo 3’de cevap dağılımına bakıldığında erkek öğrencilerin<br />

yaratıcılık <strong>özelliklerinin</strong> daha baskın olduğu ortaya çıkmıştır. Erkek öğrencilerin<br />

araştırma geliştirmeye yönelik eğilimleri ve yaratıcı zekayı yetenekten daha üstün<br />

tutmaları hipotezi doğrulamaktadır.<br />

Tablo 4 ile ilgili olarak ortaya attığımız H4 hipotezi 23, 26, 27 ve 28.<br />

sorularda doğrulanmıştır. Yani öğrencilerin eğitim durumu ile <strong>girişimcilik</strong> özellikleri<br />

arasında fark bulunmaktadır. Ortaya çıkan bulgulara göre yüksek okul öğrencileri<br />

daha fazla <strong>girişimcilik</strong> eğilimi içerisindedir. Bununla birlikte fakülte <strong>öğrencilerinin</strong><br />

belirli bir işte sabit bir ücretle çalışma eğilimi daha yüksektir.<br />

90


Tablo 4: Araştırmaya katılan öğrencilerin eğitim durumu ile <strong>girişimcilik</strong> <strong>özelliklerinin</strong><br />

<strong>belirlenmesi</strong><br />

EGITIM N Mean Std. Deviation Std. Error<br />

Mean<br />

ONALTI fakulte 200 3,4450 ,8429 5,960E-02<br />

yokul 200 3,3000 ,8967 6,340E-02<br />

ONYEDI fakulte 200 4,4800 ,7296 5,159E-02<br />

yokul 200 4,4600 ,7755 5,484E-02<br />

ONSEKIZ fakulte 200 4,2800 ,6273 4,436E-02<br />

yokul 200 4,3450 ,6770 4,787E-02<br />

ONDOKUZ fakulte 200 3,9400 ,7342 5,192E-02<br />

yokul 200 3,9600 ,7884 5,575E-02<br />

YIRMI fakulte 200 2,5600 1,1589 8,195E-02<br />

yokul 200 2,4900 1,2994 9,188E-02<br />

YIRMIBIR fakulte 200 3,2800 ,9251 6,542E-02<br />

yokul 200 3,2500 1,0063 7,115E-02<br />

YIRMIIKI fakulte 200 4,1200 ,7929 5,607E-02<br />

yokul 200 4,1950 ,8369 5,918E-02<br />

YIRMIUC fakulte 200 2,2100 1,0685 7,555E-02<br />

yokul 200 2,5250 1,0794 7,633E-02<br />

YIRMIDOR fakulte 200 3,5050 1,3782 9,745E-02<br />

yokul 200 3,6450 1,3182 9,321E-02<br />

YIRMIBES fakulte 200 3,9450 ,9781 6,916E-02<br />

yokul 200 4,0600 ,8485 6,000E-02<br />

YIRMIALT fakulte 200 4,0900 ,9144 6,466E-02<br />

yokul 200 4,3150 ,8715 6,163E-02<br />

YIRMIYED fakulte 200 2,8100 ,9636 6,814E-02<br />

yokul 200 2,4700 ,9767 6,906E-02<br />

YIRMISEK fakulte 200 3,7000 ,9297 6,574E-02<br />

yokul 200 3,3600 ,9135 6,460E-02<br />

Tablo 5: Öğrencilerin eğitim durumu ile kontrol odaklılıklarının <strong>belirlenmesi</strong><br />

EGITIM N Mean Std. Deviation Std. Error<br />

Mean<br />

YIRMDOKUZ fakulte 200 3,9500 ,7281 5,149E-02<br />

yokul 200 3,8500 ,8492 6,005E-02<br />

OTUZ fakulte 200 3,8450 ,8630 6,102E-02<br />

yokul 200 3,8350 ,8898 6,292E-02<br />

OTUZBIR fakulte 200 4,2000 ,8267 5,846E-02<br />

yokul 200 4,2000 ,8565 6,057E-02<br />

OTUZIKI fakulte 200 3,9650 ,9994 7,067E-02<br />

yokul 200 3,8200 ,8130 5,748E-02<br />

OTUZUC fakulte 200 2,5000 1,0174 7,194E-02<br />

yokul 200 2,3450 ,9595 6,784E-02<br />

OTUZDORT fakulte 200 1,7600 ,7158 5,061E-02<br />

yokul 200 1,5150 ,8753 6,190E-02<br />

OTUZBES fakulte 200 2,0800 ,9993 7,066E-02<br />

yokul 200 2,2500 1,2631 8,932E-02<br />

OTUZALTI fakulte 200 2,6150 1,1104 7,852E-02<br />

yokul 200 2,5550 1,0783 7,625E-02<br />

OTUZYEDI fakulte 200 3,7950 1,0996 7,775E-02<br />

yokul 200 3,9900 ,8144 5,759E-02<br />

Tablo 5’in verilerine göre hipotezimiz 34 ve 37. sorularda kabul edilmiştir.<br />

Buna göre fakülte ve yüksekokul öğrencileri arasında kontrol odaklılık bakımından<br />

fark vardır. Sonuca göre yüksek okul öğrencileri kendi işlerini kendileri yapmak<br />

konusunda iç kontrol odaklıdırlar ve başka kişilerin fikirlerinden etkilenmezler.<br />

91


SONUÇ<br />

Bir ülkenin kalkınması ve gelişmesi ekonomik değer yaratacak, büyümeye<br />

hız kazandıracak, değişken koşullara uyum sağlayabilme yeteneğine sahip<br />

girişimciler yaratmasına bağlıdır. Bilgi toplumunda ülkeler insanlarını ve özellikle<br />

gençleri girişimciliğe yönlendirmek için çaba harcamaktadırlar. Bu nedenle iyi<br />

yetişmiş <strong>girişimcilik</strong> nitelikleri kazandırılmış dinamik, zeki, hırslı, istekli, fırsat ve<br />

amaç odaklı ve risk almaya eğilimli bireyler yetiştiren ülkeler geleceğe daha iyimser<br />

bakabilmektedirler.<br />

Günümüzde hemen hemen her dönemde yeni bir iş fikri ve yeni bir buluş<br />

yada yeni bir hizmet anlayışı karşımıza çıkmaktadır. İnsanlar sabit ücretli işlerden<br />

ziyade esnek çalışma saatleri olan ve bağımsız çalışma imkanı sunan girişimciliği<br />

tercih etmektedirler. Bir ülkede girişimci niteliklere sahip kişi sayısı fazla ise<br />

ekonomik anlamda kalkınma daha kısa sürede gerçekleşecektir. Fakat bu amaca<br />

ulaşılabilmesi için girişimciliğin önündeki engellerin kaldırılması ve girimciliğe<br />

çeşitli destekler sağlanması gerekmektedir. Girişimci etrafındaki fırsatları gören bu<br />

fırsatları iş fikrine dönüştüren yenilikçi, yaratıcı, belirsiz durumlarda doğru kararlar<br />

verebilen ve liderlik yeteneği gelişmiş bireyler olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle<br />

genç nüfusun yaratıcı <strong>özelliklerinin</strong> değerlendirilmesi ve riske eğilimlilik<br />

cesaretinden faydalanılması gerekmektedir.<br />

Yaşadığımız dünyanın büyüklüğünü bir zamanlar algılamakta zorlanırken,<br />

gelişen teknoloji ve artan nüfus ile birlikte dünya artık evrende bir mahalle haline<br />

gelmiştir. Ve bugün dünyada yaşanan yoğun bir bilgi alışverişi ve gerçekleştirilmeye<br />

çalışılan rekabet üstünlüğü sağlama stratejisidir. Bu bağlamda rekabet üstü olabilmek<br />

<strong>girişimcilik</strong> güçlerinin ve potansiyellerinin kullanılabilmesine bağlıdır. Girişimcilik<br />

günümüzdeki büyük ekonomilerin daha da gelişmesine katkıda bulunan dev bir güç<br />

kaynağı konumundadır. Bu güç kaynağından en iyi biçimde yararlanılabilmek bir<br />

ülkedeki <strong>girişimcilik</strong> sistemi, <strong>girişimcilik</strong> politikası ve <strong>girişimcilik</strong> stratejisinin<br />

güvenilirliğine bağlıdır.<br />

Türkiye 72 milyon nüfusu ile gelişen ve büyüyen dünya pazarında yıldızı<br />

parlayan, gelişmiş ülke sıfatını hak etmeye en uygun aday ülke durumuna gelmiştir.<br />

Türkiye’nin adaylıktan kurtulup asil hale gelebilmesi için, büyüyen pazardan pay<br />

92


alabilmesi için <strong>üniversite</strong>lerde ve araştırma merkezlerinde üretilen iş fikirlerini<br />

girişim haline dönüştürmesi ve bunlardan yararlanması gerekmektedir.<br />

Gelişen dünyaya ayak uydurmak üretim ve üretilenlerin pazarlanmasıyla<br />

mümkün olacaktır. Bu nedenle üretimi yönlendirecek girişimciler, <strong>girişimcilik</strong><br />

fikrinin doğuşuyla birlikte uzun süreli bir riski göze almış demektir. Girişimci<br />

değişime karşın esnek ve uyum sağlayabilen bir özellik sergilediği için karşısına<br />

çıkan riskleri fırsat olarak görmektedir. Bireylerin girişimci olma isteği yetenek ve<br />

yaratıcı özellikleri ile ilgiliyken fırsatlara bakış açıları ise işin başlangıcında gerekli<br />

olan sermaye durumu ile ilgilidir. Girişimcilik tercihinde bulunan birey sonucu<br />

kaybetme yada kazanma şeklinde gerçekleşecek bir durumu göze almış demektir.<br />

Girişimcilikte başarı bireyin çalışma talebi ve işin sürekliliği ile doğru<br />

orantılıdır. İşin sürekliliği ise girişimcinin motivasyonu ile ilgilidir. Yaratıcı<br />

özellikler gösteren ve yeniliklere açık girişimci özellikleri bir çok faktöre bağlı<br />

olarak değişebilmektedir. Girişimcilik eğilimi kültürel yapı ile doğrudan orantılıdır.<br />

Sürekli üretmeye, fırsat kovalamaya ve bağımsız çalışmaya açık toplumlarda<br />

<strong>girişimcilik</strong> eğilimi, <strong>girişimcilik</strong> kültürünü oluşturmaktadır. Yine bireylerin kişilik<br />

özelliklerinden gelen davranış biçimleri <strong>girişimcilik</strong> eğilimlerini etkilemektedir. Dış<br />

çevreden ve başkalarının fikirlerinden çok fazla etkilenen bireyler dış kontrol odaklı<br />

özellik gösterdiklerinden dolayı daha az <strong>girişimcilik</strong> eğilimi gösterirler. İç kontrol<br />

odaklı bireyler ise daha çok dış çevreyi etkileme konusunda, yönlendirme ve<br />

yönetme tercihinde bulundukları için <strong>girişimcilik</strong> eğilimleri yüksektir. Girişimci<br />

kişiliğin oluşumu sadece bireyin kendisinden kaynaklanan nedenlerle değil dış<br />

kaynakların etkisiyle de gelişip değişim gösterebilir.<br />

Girişimciliğin ortaya çıkmasına neden olan temel güdülerin neler olabileceği<br />

önemli tartışma konularından birisidir. Ekonomik fayda ve yüksek kazanç sağlama<br />

isteği en önemli <strong>girişimcilik</strong> nedeni olarak ifade edilmektedir. Girişimcilerin<br />

yenilikçi, yaratıcı risk alan, fırsatları görüp değerlendirebilen yönleri incelendiğinde<br />

ise sadece ekonomik çıkarlar için girişimde bulunamayacağı da göze çarpmaktadır.<br />

Bireyin kişilik özellikleri onu girişimci olmaya yönlendirmektedir.<br />

93


Girişimcilik eğilimi gösteren bireylerin aileden gelen özelliklere, biçimsel ve<br />

biçimsel olmayan eğitim koşullarına ve dış çevre değişkenlerine bağlı olarak<br />

etkilendikleri ve şekillendikleri söylenebilir.<br />

Başarılı bir <strong>girişimcilik</strong> için bireyin yüksek özgüvene, motivasyona, duygusal<br />

zekaya ve empati yeteneğine ihtiyacı vardır. Ayrıca girişimciye fark yarattıracak<br />

özellikler ise bağımsızlık, ısrar ve azim, inisiyatif ve sorumluluk alma, dürüstlük ve<br />

güvenilirlik, hayal gücü ve amaç odaklılık şeklinde sıralanabilir.<br />

Bu amaçla <strong>üniversite</strong> <strong>öğrencilerinin</strong> <strong>girişimcilik</strong> özellikleri, <strong>girişimcilik</strong><br />

eğilimleri, yaratıcılık ve kontrol odaklılık özellikleri kapsamlı bir anket çalışması ile<br />

araştırılmıştır. Alan araştırmamıza konu olan öğrenciler, Süleyman Demirel<br />

Üniversitesinde 2006-2007 eğitim-öğretim yılında kayıtlı olan İktisadi ve İdari<br />

Bilimler Fakültesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi ve Isparta Meslek Yüksek Okulu<br />

öğrencileridir.<br />

Çalışmanın teorik kısmında, çalıştırmamıza bir çatı oluşturması nedeniyle<br />

<strong>girişimcilik</strong> kavramının ortaya çıkışından bu yana bu konula ilgili çalışma yapmış<br />

bilim adamlarının görüşlerinden bahsedilmiştir. Bu doğrultuda <strong>girişimcilik</strong> ile ilgili<br />

tanımlar yapılmış ve <strong>girişimcilik</strong> eğilimde etkili olan faktörlerden bahsedilmiştir.<br />

Yine genç girişimci adaylarına geleceğe yönelik bir ışık tutması amacıyla<br />

Türkiye’deki <strong>girişimcilik</strong> faaliyetlerinden ve girişimciliği destekleyen kuruluşlara yer<br />

verilmiştir. Özellikle girişimcilerin sermaye yetersizliğine çözüm olacak yöntemler<br />

üzerinde durulmuştur.<br />

Çalışmanın pratik kısmında ise öğrencilere 43 sorudan oluşan anketler<br />

ulaştırılmış ve toplanan sonuçlar değerlendirilmiştir. Çalışmamızda ölçülmek istenen<br />

nokta, öğrencilerin girişimcilere bakış açıları, <strong>girişimcilik</strong> <strong>özelliklerinin</strong> <strong>belirlenmesi</strong><br />

<strong>girişimcilik</strong> için gerekli olan yaratıcılık, yenilikçilik, karar alma ve kontrol odaklılık<br />

gibi özelliklerini taşıyıp taşımadıklarının tespitidir.<br />

Elde edilen sonuçlar doğrultusunda SDÜ <strong>öğrencilerinin</strong> potansiyel birer<br />

girişimci olabilecekleri ancak yönlendirme eksikliği nedeniyle bu potansiyellerini<br />

dışa vuramadıkları ortaya çıkmıştır. Ankete katılan kız ve erkek öğrencilerin<br />

<strong>girişimcilik</strong> özelliklerin ölçen sorulara verdikleri yanıtlar, kız öğrencilerin sezgisel<br />

anlamda, erkek öğrencilerin ise maddi kazanç odaklı olarak girişimciliğe<br />

94


eğilimlerinin var olduğunu göstermektedir. Yine anket sorularındaki yaratıcılığı ve<br />

yeniliği ölçen sorulara verilen cevaplar erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre<br />

yenilik ve yaratıcılık <strong>özelliklerinin</strong> daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır.<br />

Bunlara ek olarak, öğrencilerin eğitim durumuna göre <strong>girişimcilik</strong> özellikleri<br />

yüksek okul öğrencilerinde daha yüksek çıkmıştır. Buna paralel olarak tek başına<br />

çalışma ve dış koşullardan etkilenmeme durumu yine yüksek okul <strong>öğrencilerinin</strong><br />

baskın olduğu durum olarak karşımıza çıkmıştır.<br />

Öğrencilere yöneltilen demografik özellik sorularından alınan cevaplar<br />

doğrultusunda kendini cesur, hırslı ve hayalci olarak tanımlayan öğrencilerin daha<br />

fazla <strong>girişimcilik</strong> özelliği gösterdiği saptanmış ve yine aynı öğrencilerin kendilerini<br />

çoğunlukla dürüst ve güler yüzlü olarak tanımladıkları belirlenmiştir.<br />

Sonuç olarak SDÜ öğrencilerinde <strong>girişimcilik</strong> adına bir potansiyelin varlığı<br />

kanıtlanmış ancak bunun ortaya çıkarılması noktasında sıkıntılar olduğu<br />

gözlemlenmiştir. Bu doğrultuda <strong>üniversite</strong>lerde <strong>girişimcilik</strong>le ilgili verilen eğitimin<br />

arttırılması öğrencilerin doğru yönlendirmelerle iş hayatına kazandırılmaları<br />

gerekmektedir.<br />

95


EK-1 ANKET FORMLARI<br />

ANKET FORMU<br />

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN<br />

GİRİŞİMCİLİK ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN ANKET<br />

FORMU<br />

Sayın katılımcı; bu anket çalışması, SDÜ <strong>öğrencilerinin</strong> <strong>girişimcilik</strong><br />

<strong>özelliklerinin</strong> incelenmesi, girişimciliğe eğilimlerinin <strong>belirlenmesi</strong>, demografik<br />

<strong>özelliklerinin</strong> girişimciliğe etkisi ve karşılaşabilecekleri sorunlara çözüm<br />

üretebilme yetilerinin ölçümü amacıyla yapılmaktadır.<br />

Bu araştırmada yapacağınız yardım ve göstereceğinize inandığımız yakın<br />

ilgiye teşekkür ederiz.<br />

Doç.Dr.H.İlker ÇARIKCI<br />

Emine CANSIZ<br />

Anketin Uygulandığı Tarih: ……………………………………..<br />

Anketin Uygulandığı Yer:………………………………………..<br />

1. Doğum yeri:<br />

İl:………………….. İlçe:……………..Köy:……………………<br />

2. Doğum Yılı:………………………….<br />

3. Cinsiyeti<br />

Bayan: Bay:<br />

4. Eğitim Durumu<br />

Fakülte: Yüksek Okul: Enstitü:<br />

5.Yabancı Dil Seviyesi<br />

İyi Düzeyde Orta Düzeyde Düşük Düzeyde<br />

6.Anne ve baba kendi işinin sahibi mi?<br />

Anne Baba Anne ve Baba Hiçbiri<br />

7.Anne ve Baba Kamu Görevlisi mi?<br />

Anne Baba Anne ve Baba Hiçbiri<br />

8.Anne ve Baba emekli mi?<br />

Anne Baba Anne ve Baba Hiçbiri<br />

9.Bu yaşınıza kadar hiçbir işte çalıştınız mı?<br />

Evet Hayır<br />

10.Cevabınız Evet ise:Çalışma kariyeriniz nasıl gelişti?<br />

Büyük ölçüde küçük ölçekli işlerde (çalışan sayısı 10 kişiden az olan)<br />

Büyük ölçüde orta ölçekli işlerde (çalışan sayısı 10-50 kişi olan)<br />

Büyük ölçüde büyük ölçekli işlerde (çalışan sayısı 50 kişiden fazla olan)<br />

11.Ailenizin kaçıncı çocuğusunuz?<br />

En büyük Ortanca En Küçük Tek<br />

12.Sizi en iyi tanımlayan kelime<br />

Zeki Çalışkan Dürüst Lider Cesur Güler yüzlü<br />

13.Şimdiye kadar <strong>girişimcilik</strong>le ilgili bir ders okudunuz mu?<br />

Evet Hayır<br />

14.Kimseyle paylaşmadığınız kendinize ait bir iş fikriniz var mı?<br />

96


Evet Hayır Olmasını İsterdim<br />

15.Genel ruh haliniz nasıldır?<br />

Gergin Huzurlu Hırslı Mutlu Kaderci Hayalperest<br />

(Girişimcilik Özelliklerini ölçen sorular)<br />

16 Boş vakitlerimi sosyal faaliyetlere ve eğlenceye ayırmayı tercih ederim<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

17.Düzeni ve kuralları değiştirmeden çalışarak her işin üstesinden gelebilirim.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

18.Sezgilerime güvenerek her işi başarabilirim.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

19.İnsan cesaretiyle ve inancıyla her engeli aşabilir.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

20.Maddi kazanç sağlamayacak hiçbir faaliyete dahil olmak istemem.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

21.Her zaman esnek çalışma saatlerini tercih ederim.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

22.Kendi işimin sahibi olmak en büyük idealimdir.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

23.Garantili ve sürekli bir iş yerine kariyer imkanı sunan bir iş tercihimdir.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

24.Girişimcilik bir risktir .<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

25.Başarılı bir <strong>girişimcilik</strong> için iyi bir iş fikri ve fırsatların değerlendirilmesi<br />

paradan daha önemlidir.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

26.Girişimcilik eğitimi <strong>üniversite</strong>lerde verilmelidir.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

27.Girişimcilik şansım olsa da şu anki idealimden vazgeçmezdim<br />

97


Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

28.Kamu sektöründe çalışmak bana göre değil.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

(kontrol odaklılığı ve <strong>girişimcilik</strong> eğilimini ölçen sorular)<br />

29.Çok çalışarak her işin üstesinden gelebilirim.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

30.Bir işe başlarken iyi bir plan hazırlamak tüm sorunları çözer.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

31.Kendi isteklerim beni yönlendirir.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

32.Rahat yaşama standardı için risk üstlenilmelidir.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

33.Girişimcilikte başarı için şans en önemli faktördür.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

34.Ne yapacağımı başkalarının karar vermesine bırakırım.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

35.Başarılı insanların hareketlerimi etkilemelerine izin veririm.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

36.Kendi hareketlerimi kendim kontrol ederim.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

37.Başarı için doğru zamanda doğru işi yapmak gerekir.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

(yenilik ve yaratıcılığı ölçen sorular)<br />

38.Belirli bir ücretle çalışmaktansa kendi fikirlerimi hayata geçirecek işlere<br />

yönelmeyi tercih ederim<br />

98


Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

39.Araştırma-Geliştirme departmanında çalışmaktan zevk alırdım.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

40.Girişimcilik için yaratıcılık yetenekli olmaktan daha önemlidir.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

41.Girişimcilikte başarı için tecrübe gerekir.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

42.Başkaları her zaman fikirlerime ihtiyaç duyar.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

43.Farklı fikirler yeni oluşumlar için yapıcı etkiler oluşturur.<br />

Tamamen katılıyorum Katılıyorum Oldukça katılıyorum Katılmıyorum<br />

Hiç katılmıyorum<br />

99


KİTAPLAR<br />

KAYNAKÇA<br />

100<br />

AKDEMİR, A., Düşünceden Uygulamaya Temel İşletmecilik Bilgileri, Türkmen<br />

Kitabevi, Yayın No: 238, Eğitim Dizisi: 81, 2003.<br />

ALICI, A., Hayata Yönveren Öyküler, Epsilon Yayıncılık, İstanbul, 2004.<br />

ALLAN, J., Daha İyi Nasıl Motive Etme, Çev. Ali ÇİMEN, Timaş Yayınları,<br />

İstanbul, 1998.<br />

ALLES, R. ve J. KRAUSER, Mesaj Sizsiniz, Çev. Alev ÖNDER, Sistem<br />

Yayıncılık, İstanbul, 2004.<br />

APUHAN, R. Ş., Doğru Yönetim Kesin Sonuç, Timaş yayınları, İstanbul, 2004.<br />

AYDOĞAN, M., Antik Çağdan Küreselleşmeye Yönetim Gelenekleri ve<br />

Türkler, Umay Yayınları, İzmir, 2005.<br />

BAYER, E. ve K. TÜFEKCİ, Genel İşletme,3M Ltd.Yayını, Isparta, 2007.<br />

BAYKAL, A. N., Babalar, Oğullar ve Kızlar, Girişimciye Kurumsallaşma<br />

Mektupları, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2002.<br />

BINKS, M. and P. VALE, Entrepreneurship and Economic Change, McGraw-<br />

Hıll Book Company, London, 1990.<br />

BIRD, B. J., Entrepreneurial Behavior, Foresman Company, Illinois, 1998.<br />

BIRD, B., ‘Toward A Theory of Entrepreneurial Competency’, Avences In<br />

Entrepreneurship, Firm Emergence and Growth, Edit., Jerome A. KATZ,<br />

Robert H. BROCKHAUS, JAI Press Inc., Vol. 2., London, ss.28-52, 1995.<br />

BOZDAĞ, M., Düşün ve Başar, Nesil Yayınları, 2003.<br />

BRIDGE, S., K. O’NEIL and S. CROMIE, Understanding Enterprise,<br />

Enterpreneurship and Small Business, Macmillan Pres Ltd. London, 1998.<br />

BROCKHAUS, R. H. and P. S. HORWITZ, ‘The Psychology of The Entrepreneur’,<br />

The Art and Science of Entrepreneurship, Bollinger Publishing Company,<br />

Massachuset, 1986.


101<br />

BULL, I. and G. WILLARD, ‘Towards A Theory of Entrepreneurship’,<br />

Entrepreneurship, Pergamon, Tarrytown, 1995.<br />

BULL, I. and H. THOMAS, Entrepreneurshıp, Oxford, Kidlington, 1995.<br />

BURNS, T., Eğriyi Kırın, Çev. Semih ERTAŞ, Epsilon Yayınları, İstanbul, ty.<br />

BURWASH, P., Liderliğin Anahtarı, Çev. Emine EROĞLU, Timaş Yayınları,<br />

İstanbul, 2003.<br />

BUSCAGLIA, L., Kişilik, Tümüyle İnsan Olabilme Sanatı, Çev. Nejat<br />

EBCİOĞLU, İnkılâp Yayınevi, İstanbul, 1987.<br />

BUZAN, T., Aklını En İyi Şekilde Kullan, Çev. Banu ERGÜDER, Arıon<br />

Yayınevi, İstanbul, 2001.<br />

CARLSON, R., Ufak Şeyleri Dert Etmeyin, Hepside Ufak Şeylerdir, Çev. Esat<br />

ÖREN, Alkım Yayınevi, İstanbul, 1999.<br />

CARTER, A. N., Etkin İletişim Kurun, Çev. Zeynep GÜDEN, Arion Yayınevi,<br />

İstanbul, 2004.<br />

CASSON, H. N., Hayat Yolunda Zorluklarla Mücadele, Çev. R. Şükrü APUHAN,<br />

Timaş Yayınları, İstanbul, 2003.<br />

CASSON, M., Entrepreneurship, Edward Elgar Publishing Limited, Vermont,<br />

1990.<br />

CHELL, E., J. HAWORTH and S. BREARLEY, The Entrepreneurial Personality,<br />

Routledge, New York, 1991.<br />

CONDRILL, J. and B. BOUGH, 101 İletişimin Yolu, Çev. Aslı ŞAHİN, Beyaz<br />

Yayınları, İstanbul, 2000.<br />

CÜCELOĞLU, D., Başarıya Götüren Aile, Remzi Kitapevi, İstanbul, 2006.<br />

ÇELEBİ, N., Turizm Sektöründeki Küçük İşyeri Örgütlerinde Kadın<br />

Girişimciler, T.C. Başbakanlık Kadın Statüsü ve Sorunları Gen. Müd.<br />

Yayınları, Ankara, 1997.<br />

ÇELİK, A. ve T. AKGEMCİ, Girişimci Kültürü ve Kobiler, Nobel Yayınları,<br />

İstanbul, 1998.


102<br />

DEĞİRMENCİ, C. H. Kişisel Gelişim ve Pozitif Enerji, Neden Kitap Yayıncılık,<br />

İstanbul, 2005.<br />

DİNÇER, Ö. ve Y. FİDAN, İşletme Yönetimine Giriş, Beta Yayınları, 2003.<br />

DOĞAN, M., İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, İstiklal Matbaası, İzmir, 1982.<br />

DOĞAN, S., Çalışan İlişkileri Yönetimi, Kare Yayınları, İstanbul, 2003.<br />

DÖKMEN, Ü., İletişim Çatışmaları ve Empati, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2004.<br />

DÖKMEN, Ü., Küçük Şeyler, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2004.<br />

DRUCKER, P. F., 21. yy. için Yönetim Tartışmaları, Çev. İrfan BAHÇIVANGİL<br />

ve Gülenay GARBAN, Espilon Yayıncılık, İstanbul, 1999.<br />

DRUCKER, P., Gelecek İçin Yönetim, Çev. Fikret ÜÇCAN, İş Bankası Yayınları,<br />

No.327., İstanbul, 1993.<br />

EREN, E., Yönetim ve Organizasyon, Beta Basım, İstanbul, 1993.<br />

ERENGİL, C., NLP ile Zirveye Yolculuk, Ares Kitap, İstanbul, 2006.<br />

ERENGİL, C., NLP Metre, Akis Kitap, İstanbul, 2005.<br />

EUROPEAN UNİON, Working For The Regions, Europen Communities,<br />

Belgium, 2001.<br />

FALINO, D. F., Etkili Karar Verme, Çev. E. Sabri YARMALI, Hayat Yayınları,<br />

İstanbul, 2003.<br />

FROMM, E., Erdem ve Mutluluk, Çev. Ayda YÖRÜKAN, İş Bankası Yayınları,<br />

No: 325., İstanbul, 1993.<br />

GARIH, Ü., Yönetim Teknikleri, Hayat Yayınları, İstanbul, 2000.<br />

GARTNER, W. B. and B. J. BIRD, Entrepreneurship Theory and Practice,1922.<br />

GASSE, Y., ‘The Development of New Entrepreneurs: A Belief-Based Approach’,<br />

The Art And Scıence Of Entrepreneurshıp, Bollınger Publıshıng<br />

Company, Massachuset, 1986.<br />

GENÇ, N., Zirveye Götüren Yol Yönetim, Timaş Yayınları, İstanbul, 1997.<br />

GERBER, M. E., Girişimcilik Tutkusu, Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2003.


103<br />

GLADWELL, M., Kıvılcım Anı, Çev. Uğur KIZILASLAN, Salyangoz Yayınları,<br />

İstanbul, 2006.<br />

GOFFEE, R. ve R. SCASE, Kadınlar İş Başında, Çev. Ahmet FETHİ, Eti Kitapları,<br />

İstanbul, 1992.<br />

GÖKMEN, Y., Yürekli Başarı, Armoni Yayıncılık, İstanbul, 2005.<br />

GÜLEŞ, H. K. ve H. BÜLBÜL, Yenilikçilik, Nobel Basım Dağıtım, Ankara, 2004.<br />

HARWARD BUSİNESS REVİEW, İş Yayşamında Kadınlar, Çev. Leyla<br />

ARSLAN, Acar Basım, İstanbul, 2006.<br />

HESSELBEIN, F., M. GOLDSMITH and R. BECHARD, Geleceğin Lideri, Çev.<br />

Hayrettin TOK, Drucker Vakfı Yayınları, s.175.<br />

HISRICH, R. D. and M. P. PETERS, Entrepreneurshıp, BPI-IRWIN, Boston,<br />

1989.<br />

İLKKARACAN, İ., “Kentli Kadınlar ve Çalışma Yaşamı”, 75 Yılda Kadınlar ve<br />

Erkekler, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 1998.<br />

İNCELER, H., Teknoloji Yönetimi, Desnet Yayınları, 1998.<br />

İZGÖREN, A. Ş., Avucunuzdaki Kelebek, Elma Yayınevi, Ayvalık, 2004.<br />

JENNINGS, D. F., Multiple Perspectives of Entrepreneurship, ITP, Cincinnati,<br />

1993.<br />

KALAYCI, Ş., SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Asil Yayın<br />

Dağıtım, İstanbul, 2005.<br />

KAO, J., Entrepreneurship, Creativity and Oıganization, Prentice Hail, New<br />

Jersey, 1989.<br />

KENT, C. A., The Environment for Entrepreneurship, Lexington Booly,<br />

Toronto, 1984.<br />

KIRSCHNER, J., Hayat Okulu, Çev. Aydın ARITAN, Arıtan Yayınevi, s.87.,ty.<br />

KOÇEL, T., İşletme Yöneticiliği, 9. Basım, Beta Yayınları, İstanbul, 2003.<br />

KOÇEL, T., İşletme Yöneticiliği, Beta Yayınevi, İstanbul, 2003.


104<br />

KURTULUŞ, K. İşletmelerde Araştırma Yöntem Bilimi, İstanbul Üniv. İşletme<br />

Fak., Yayın No:210, İstanbul, 1989.<br />

LITTAUER, F., Kişiliğinizi Tanıyın, Çev. Demet DİZMAN, Sistem Yayıncılık,<br />

İstanbul, 1995.<br />

LUNDSTROM A., and L. A. STEVENSON, Entrepreneurshıp Policy Theory and<br />

Practice, Isen International Studıes Press, Canada, ty.<br />

MANZ, C. C., Başarısızlığın Gücü, Çev. Aylin NOYAN, Morpa Kültür Yayınları,<br />

İstanbul, 2003.<br />

MARDEN, O. S., Fırsatı Yakalayın, Çev. Hilmi BİLGİNER, Hayat Yayınları, ty.<br />

McCLELLAND, D. C., The Achıvıng Socıety, D. Van Nostrand Company,<br />

Prınceton, 1961.<br />

MESİTİ, P., Hayalleri Olanlar Asla Uyumaz, Çev. E. Canan KARDERİN, Sistem<br />

Yayıncılık, ty.<br />

MÜFTÜOĞLU, M. T., Türkiye'de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Desen<br />

Ofset, Ankara, 1993.<br />

MÜFTÜOĞLU, T. ve T. DURUKAN, Girişimcilik ve KOBİ’ler, Gazi Kitabevi,<br />

Ankara, 2004.<br />

NELSON, R. B., Çalışanlara Yetki Verme, Çev. E. Sabri YARMALI, Hayat<br />

Yayınları, İstanbul, 2002.<br />

PRAAG, C. M. V., ‘Willigness and Opportunity to Start up As An Entrepreneur’,<br />

Succesful Entrepreneurshıp, MPG Boks Ltd., Netherlands, ss.37-54, 2005.<br />

SCHOHL, J. T., Başarıya Yatırım, Çev. Aslı AÇIKGÖZ, Form Yayınları, ty.<br />

SCHUMPETER, J. A., Capitalism, Socialism and Democracy, Oxford University<br />

Press, New York, 1978.<br />

SEKMAN, M., Her şey Seninle Başlar, Alfa Yayınevi, İstanbul, 2005.<br />

SEXTON, D. L. and R. W. SMILAR, The Art and Science of Entrepreneurship,<br />

Bolliger Publishing Company, Massachuset, 1986.<br />

SMILES, S., Görevimiz Başarmak, Hayat Yayınları, İstanbul, 2003.


105<br />

SMITH, J., Daha İyi Nasıl Yönetim, Çev. Ali ÇİMEN, Timaş Yayınları, İstanbul,<br />

1998.<br />

SMITH, J., Doğru Karar Verme, Çev. E. Sabri YARMALI, Damla Yayınevi,<br />

İstanbul, 1997.<br />

STANWORTH, J. and B. SMITH, Franchising, Epsilon Yayınlar, İstanbul, 1995.<br />

STEPHERT, D. A. and J. WIKLUND, Entrepreneurial Small Businesses, MPG<br />

Boks Ltd., Cheltenham, 2005.<br />

TABAKOĞLU, A., Türk İktisat Tarihi, İktisat Dizisi 1, Dergah Yayınları, 2003.<br />

TANRISEVER, M., Var Olmanın Yolunda Zenginlik, Feza Film Yayınları,<br />

İstanbul, 2005.<br />

TEKİN, M., Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, 4. Basım, Ankara, 2004.<br />

TÜRK, E., İş Dünyasındaki Marka Kadınlar, Neden Kitap Yayıncılık, İstanbul,<br />

2005.<br />

YALÇIN, A., Satış Teknikleri, Bilim Teknik Yayınevi, İstanbul, 1995.<br />

YATES, J. E., Gerilim Altındaki Yönetici, Çev. Fatoş DİLBER, İlgi Yayınları,<br />

İstanbul, 1998.<br />

YOUNG, T. L., Proje Yönetimi, Çev. Ali ÇİMEN, Timaş Yayınları, İstanbul, 1998.<br />

MAKALELER<br />

AYTAÇ, Ö., ‘İktisadi ve Sosyal Gelişme Açısından Girişimcilik’, Akademik<br />

Araştırmalar Dergisi 26, pp.79-102, 2005.<br />

BRAZEAL, D. V., ‘The Genesis of Entrepreneurship’, Entrepreneurship Theory<br />

and Practice, Vol. 23., 1993.<br />

BROCKHOUS, R. and P. HORWITZ, ‘The Psychology of The Entrepreneur’,<br />

Advences in Entrepreneurship, Firm Emergence and Growth, Vol. 2.,<br />

JAI Press Inc., pp.25-48, 1995.


106<br />

CARSRUD, A. L. and N. F. KRUEGER, ‘Entrepreneurship and Social Psychology’,<br />

Avences in Entrepreneurship, Firm Emergence and Growth, Edit.,<br />

Jerome A. Katz, Robert M. Brokhaus, JAI Press Inc., Vol. 2, London, 1995.<br />

CUNNINGHAM, B. J. and J. LISCHERON, ‘Defining Entrepreneurslıip’, Journal<br />

of Small Business Management, Vol. 29, Ocak, 1991.<br />

FURNHAM, A. and H. STEELE, ‘Measuring Locus Of Control’, British Journal of<br />

Psychology, Vol. 84, 1993.<br />

KAUFMAN, A. and F. TÖDLİNG, ‘Innovatıon Patterns of SMEs’, Regıonal<br />

Innovation Polıcy For Small-Medium Enterprises’,edit., Bjorn T.<br />

ASHEIM, Arne ISAKSEN and Franz TÖDLİNG, Vol.2., MPG Books Ltd.,<br />

Massachusets, pp.78-115, 2005.<br />

KIRCHOFF, B. A., ‘Entrepreneurship's Controbucion to Economics’,<br />

Entrepreneurslıip Theory and Practice, Winter, Vol. 16, 1991.<br />

LONG, Wayne ‘The Meanıng of Entrepreneurshıp’, Amerıcan Journal of Small<br />

Busıness, Vol. 8., 1983, p.221.<br />

MULLER, S. L., ‘Gender Gaps in Potentıal for Entrepreneurshıp Across Countrıes<br />

and Cultures’, Journal Of Developmental Entrepreneurshıp, Vol. 9., No.<br />

3, pp.190-220, 2004.<br />

MUELLER, S. L. and A. S. THOMAS, “Culture And Entrepreneurial Potential: A<br />

Nine Country Study Of Locus Of Control And Innovatıveness”, Journal Of<br />

Business Venturing, Vol.16., pp.51-75, Elsevier Science Inc. Newyork,<br />

2000.<br />

NAFFZIGER, D., ‘Entreprencurship: A Person Based Theory Approach’, Advences<br />

in Entrepreneurship, Firm Emergence and Growth, Vol. 2., JAI Press<br />

Inc., 1995.<br />

ONYX, J. and P. BULLEN, ‘Measuring Social Capital in Five Communities’,<br />

Journal Of Applied Behavioral Science, Vol.1, s.24-36, 2000.<br />

PEUKERT, H., ‘Schumpeter’s ‘Lost’ Seven Chapter: A Critical Overwıew’,<br />

Industry and Inovation, Vol. 9., Num. 2., s.79-89, ty.


107<br />

REYNOLDS, P. D., ‘Sociology and Entrepreneurship; Consepts and Contributons’,<br />

Entrepreneuship Theory and Practice, Vol. 16, Number 2, 1991.<br />

SHAVER, K. G. and L. R. SCOTT, ‘Person, Process, Choice: The Phsychology of<br />

New Venture Creation’, Enrepreneur Theory and Practice, Vol. 16,<br />

Number 2, 1991.<br />

ZAHRA, S. A. and J. A. PEARCE, ‘Corporate Entrepreneurshıp in Smaller Firms’,<br />

Entrepreneurship, Innovation and Change, Vol. 3., No.1, ss.169-185,<br />

1994<br />

SEMPOZYUMLAR<br />

DULUPÇU, M. A., İ. H. ÇARIKÇI ve O. SUNGUR, ‘Avrupa Birliği Sürecinde<br />

KOBİ Politikası ve Bölgesel Politika İlişkisi Üzerine Bir Değerlendirme,’<br />

İstanbul Kültür Üniversitesi 2. KOBİ’ler Verimlilik Kongresi, 2-3 Aralık<br />

2005, İstanbul, s.546, 2005.<br />

GİRGİNER, N. ve N. UÇKUN, “İşletmecilik eğitimi alan lisans <strong>öğrencilerinin</strong><br />

girişimciliğe bakış açıları: Eskişehir Osman gazi <strong>üniversite</strong>si İİBF işletme<br />

bölümü öğrencilerine yönelik bir uygulama”, 3. Ulusal Bilgi Ekonomi Ve<br />

Yönetim Kongresi, 25-26 Kasım 2004, Eskişehir, ss.783-795, 2004.<br />

TEZLER<br />

DURGUN, A., Bölgesel Kalkınmada Turizmin Rolü: Isparta Örneği,<br />

Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2006.<br />

KAPU, H., Orta ve Güneydoğu Anadolu’da Yaşayan Girişimci Yöneticilerin<br />

Yaşam ve Girişimcilik Değerleri, Yayınlanmış Doktora Tezi, Marmara<br />

Univ. Sosyal Bilimler Ens., İstanbul, 2001.<br />

ŞAHİN, E., Kadın Girişimciler ve Konya İli’nde Kadın Girişimciler Üzerine Bir<br />

Uygulama, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, Konya, 2006.


108<br />

UYGUN, R., Türkiye’de Girişimcilik Kültürünü Yönlendiren Öncü Girişimciler<br />

ve İbrahim Bodur Modeli, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, 18 Mart<br />

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale, 2006.<br />

İNTERNET ADRESLERİ<br />

TARCAN, A., “Geleceğin Bill Gates’leri”, Akşam Gazetesi, 18.02.2006,<br />

http://aksam.com.tr Erişim Tarihi: 14.02.2007.<br />

TÜSİAD, ‘Türkiye’de Girişimcilik Özet Bulgular’, Tüsiad Basın Bülteni,<br />

17.03.2003, http://www.tusiad.org.tr, Erişim Tarihi: 15.03.2007<br />

http://bilgiyonetimi.org/cm/pages/mkl-gos-php?nt=521<br />

http://www.aksam.com.tr<br />

http://www.kobinet.org.tr<br />

http://www.kosgeb.gov.tr<br />

http://www.tugiad.gov.tr<br />

http://www.tusiad.org.tr<br />

http://www.ytukvk.org.tr/arsiv/barisyildiz1


Kişisel Bilgiler:<br />

ÖZGEÇMİŞ<br />

Adı ve Soyadı : Emine CANSIZ<br />

Doğum Yeri : Antalya/Serik<br />

Doğum Yılı : 23.04.1981<br />

Medeni Hali : Bekar<br />

Eğitim Durumu:<br />

Lise : 1995-1999 Serik Yabancı Dil Ağırlıklı Lisesi<br />

109<br />

Önlisans : 1999-2001 Süleyman Demirel Üniversitesi Isparta<br />

Meslek Yüksek Okulu<br />

Lisans : 2001-2004 Süleyman Demirel Üniversitesi İ.İ.B.F.<br />

İşletme Bölümü<br />

Yabancı Dil Düzeyi:<br />

İngilizce : ÜDS Puanı: 60

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!