13.01.2013 Views

Download (1396Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (1396Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (1396Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

T.C.<br />

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ<br />

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ<br />

İŞLETME ANA BİLİM DALI<br />

YÖNETİM VE ORGANİZASYON BİLİM DALI<br />

ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN<br />

FAKTÖRLERE İLİŞKİN HİZMET ve İMALAT İŞLETMELERİNDE<br />

KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA<br />

YÜKSEK LİSANS TEZİ<br />

Tuğba ALTOK<br />

Tez Danışmanı:<br />

Prof. Dr. Hasan İBİCİOĞLU<br />

ISPARTA, 2009


ÖNSÖZ<br />

Günümüzde işletmeler, insan kaynaklarının önemini kavramış ve “önce insan”<br />

sloganıyla hareket etmeye başlamış durumdadırlar. İşgörenlerin daha verimli<br />

çalışmalarını sağlamak işletmenin başarısını arttıracağından, işgörenlerin<br />

motivasyonlarını etkileyen faktörleri ve bu faktörlere hangi açıdan baktıklarını<br />

incelemek gerekmektedir.<br />

Bu noktadan çıkışla, tez çalışmamızda, işgörenlerin motivasyonunu etkileyen<br />

faktörler, Isparta ilinde faaliyet gösteren, hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan<br />

işgörenler üzerinde karşılaştırmalı olarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu<br />

çalışmamın, işgörenlerin verimlerini artırmada faydalı olmasını diliyorum.<br />

Tezimi hazırladığım süre boyunca, gerekli yönlendirmeleri yaparak, hiçbir<br />

fedakârlıktan kaçınmayan, verdiği büyük destek ve ayırdığı zaman için danışmanım ve<br />

sayın hocam Prof.Dr. Hasan İBİCİOĞLU’na,<br />

İstatiksel alanda bütün bilgisini benimle paylaşan sayın hocam Yrd. Doç. Dr.<br />

Hüsrev EROĞLU’na,<br />

Çalışmamın eksiksiz ve hatasız olması için değerli vaktini ayıran sayın hocam<br />

Dr. Belma KEKLİK’e,<br />

Sadece bu çalışmamda değil her zaman sabrını, desteğini ve ilgisini benden<br />

esirgemeyen değerli eşim Hakan ALTOK’ a teşekkürlerimi sunarım.<br />

Tuğba ALTOK<br />

07.05.2009<br />

iii


ÖZET<br />

ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN<br />

HİZMET ve İMALAT İŞLETMELERİNDE KARŞILAŞTIRMALI BİR<br />

ARAŞTIRMA<br />

Danışman: Prof. Dr. Hasan İBİCİOĞLU<br />

Tuğba ALTOK<br />

<strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, İşletme Bölümü,<br />

Yüksek Lisans Tezi, 191 sayfa, Mayıs 2009<br />

İnsanlar; nitelikleri, ihtiyaçları, istekleri ve beklentileri açısından birbirlerinden<br />

farklı yapılara sahiptirler. Bu çok değişkenli yapı, işgörenlerin motivasyon boyutunda<br />

farklılık göstermesine sebep olmaktadır. İşletmede motivasyon ortamı; içsel ve dışsal<br />

unsurlar ile insan kavramının bütünleştiği bir noktada oluşmaktadır. Bu unsurlar<br />

motivasyon faktörlerinin değişkenliği hakkında bilgi verici niteliktedir. Bu faktörler de,<br />

her işletmede ve işgörende çeşitlilik arz etmektedir.<br />

Bu tezde, çalışanların motivasyonunu etkileyen ekonomik, psikolojik ve<br />

örgütsel-yönetsel faktörler ve bu faktörlerin olumlu ya da olumsuz etkileri özel sektörde<br />

önemli bir paya sahip olan hizmet ve imalat işletmelerinde karşılaştırmalı olarak<br />

araştırılmıştır.<br />

Beş bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde, motivasyon kavramı ve<br />

önemi; ikinci bölümünde motivasyon kuramları, üçüncü bölümünde çalışanların<br />

motivasyonunu etkileyen faktörler açıklanmıştır. Dördüncü bölümünde; bu faktörlere<br />

ilişkin olarak özel sektöre bağlı 6 adet hizmet işletmesi ve 3 adet imalat işletmesinde<br />

çalışan 300 işgören ile 6 adet kişisel ve 30 adet işgören motivasyonuyla ilgili anket<br />

uygulaması ve karşılaştırmalı olarak analiz yapılmıştır. Beşinci bölümünde ise sonuç ve<br />

değerlendirmeler kısmı yer almaktadır.<br />

Anahtar Kelimeler: Motivasyon, Motivasyon kuramları, Motivasyon faktörleri, Hizmet<br />

ve imalat işletmesi.<br />

iv


ABSTRACT<br />

A COMPARATIVE STUDY THE BUSINESS<br />

ENTERPRISES OF SERVİCE AND PRODUCTION RELATED<br />

TO THE FACTORS AFFECTING THE MOTİVATION OF THE WORKERS<br />

Tuğba ALTOK<br />

<strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> University<br />

Department of Business Administration<br />

Post Graduate Thesis, 191 Pages, May 2009<br />

Supervising Professor Dr. Hasan İBİCİOĞLU<br />

Human beings own different origins than each other in terms of their qualities,<br />

necessities desires and expectations. This multi-variable origin leads to some differences<br />

in motivational dimension of the employees. Motivational atmosphere in a business<br />

enterprise is formed at a point where man becomes a united whole whit inner and outer<br />

elements. These elements have an informative characteristic on the variability of<br />

motivational factors. These factors present diversities in every business enterprise and<br />

employee as well.<br />

In this thesis, economic, psychological and organizational-administrative factors<br />

affecting the motivation of the employees and positive or negative effects of these<br />

factors that have a significant share in the business enterprises of service and production<br />

at private sector have been studied comparatively. In the first chapter of the study which<br />

is composed of five chapters, motivational concept and its importance; in the second<br />

chapter motivational theories, as for the third chapter factors affecting the motivation of<br />

the employees have been explained. In the fourth chapter; regarding these factors, a<br />

public survey application related to the motivation of 6 personal and 300 employees and<br />

of 300 employees working in 6 business enterprises and 3 small factories that belong to<br />

private sector has been analyzed comparatively. In the fifth chapter, conclusion and<br />

evaluations part take place.<br />

Key Words: Motivation, motivational theories, motivational factors, service and<br />

business enterprises.<br />

v


İÇİNDEKİLER<br />

vi<br />

Sayfa<br />

ÖNSÖZ ............................................................................................................................ iii<br />

ÖZET ................................................................................................................................ iv<br />

ABSTRACT……………………………………………………………………………...v<br />

İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………..vi<br />

KISALTMALAR DİZİNİ……………………………………………………………….xi<br />

ŞEKİLLER DİZİNİ………………………………………………………………….….xii<br />

TABLOLAR DİZİNİ ..................................................................................................... xiii<br />

GİRİŞ ................................................................................................................................. 1<br />

BİRİNCİ BÖLÜM<br />

MOTİVASYON KAVRAMI ve ÖNEMİ<br />

1.1. Motivasyon Kavramı ve Anlamı ................................................................................. 4<br />

1.2. Motivasyonla İlgili Temel Kavramlar ....................................................................... 13<br />

1.2.1. Dürtü ................................................................................................................... 13<br />

1.2.2. Güdü .................................................................................................................... 14<br />

1.2.2.1. Güdü Çeşitleri ............................................................................................... 15<br />

1.2.2.1.1. İçgüdüler ................................................................................................. 15<br />

1.2.2.1.2. Fizyolojik Güdüler .................................................................................. 15<br />

1.2.2.1.3. Sosyal Güdüler ........................................................................................ 16<br />

1.2.2.1.4. Psikolojik Güdüler .................................................................................. 16<br />

1.2.3. İhtiyaç.................................................................................................................. 17<br />

1.2.4. Davranış .............................................................................................................. 17<br />

1.2.5. Hedef ................................................................................................................... 17<br />

1.3. Motivasyonun özellikleri .......................................................................................... 18<br />

1.4. Motivasyon Süreci .................................................................................................... 19<br />

1.5. Motivasyonun Önemi ................................................................................................ 23<br />

1.6. Motivasyonun Yararları ........................................................................................... 26<br />

1.7. İşgören Motivasyonunun Bireysel ve Örgütsel Yansımaları .................................... 28


1.7.1. İşgören Motivasyonunun Bireysel Yansımaları .................................................. 28<br />

1.7.1.1. İşgören Motivasyonu-İş Tatmini İlişkisi ....................................................... 28<br />

1.7.1.2. İşgören Motivasyonu-Örgütsel Bağlılık İlişkisi ............................................ 30<br />

1.7.1.3. İşgören Motivasyonu-Performans İlişkisi ..................................................... 31<br />

1.7.1.4. İşgören Motivasyonu-Kurum İçi Girişimcilik İlişkisi .................................. 32<br />

1.7.2. İşgören Motivasyonunun Örgütsel Yansımaları ................................................ 34<br />

1.7.2.1. İşgören Motivasyonu-İşletme Etkinliği İlişkisi .......................................... 34<br />

1.7.2.2. İşgören Motivasyonu-İşletme Verimliliği İlişkisi ...................................... 35<br />

1.7.2.3. İşgören Motivasyonu-Toplam Kalite İlişkisi ............................................. 37<br />

1.7.2.4. İşgören Motivasyonu-İşletme Kârlılığı İlişkisi .......................................... 40<br />

1.8. Motivasyon Yönetimi ............................................................................................... 42<br />

1.9. Yöneticiler ve Motivasyon İlişkisi ............................................................................ 43<br />

1.10. İşgörenler ve Motivasyon İlişkisi ............................................................................ 47<br />

İKİNCİ BÖLÜM<br />

MOTİVASYON KURAMLARI<br />

2.1. Kapsam Kuramları .................................................................................................... 50<br />

2.1.1. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı .......................................................... 52<br />

2.1.1.1. Fizyolojik ihtiyaçlar ....................................................................................... 54<br />

2.1.1.2. Güvenlik İhtiyacı ............................................................................................ 55<br />

2.1.1.3. Sosyal (Sevgi ve Aidiyet) İhtiyaçlar .............................................................. 56<br />

2.1.1.4. İtibar Görme İhtiyacı ...................................................................................... 58<br />

2.1.2. Frederick Herzberg ve Çift Faktör (Hijyen-Motivasyon) Kuramı ...................... 63<br />

2.1.3. Mc Clelland’ın Başarma İhtiyacı Kuramı ........................................................... 67<br />

2.1.4. Clayton Alderfer’in ERG Kuramı ....................................................................... 69<br />

2.2. Süreç Kuramları ........................................................................................................ 70<br />

2.2.1. Skinner’in Sonuçsal Şartlandırma Kuramı ......................................................... 71<br />

2.2.2. Vroom’un Beklentiler Kuramı ............................................................................ 74<br />

2.2.3. Porter-Lawler Ümit Kuramı ................................................................................ 77<br />

2.2.4. Adams’ın Eşitlik Kuramı .................................................................................... 79<br />

2.2.5. Edwin Locke’un Amaç Kuramı .......................................................................... 82<br />

vii


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM<br />

ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER<br />

3.1. Ekonomik Faktörler .................................................................................................. 85<br />

3.1.1. Ücret Artışı .......................................................................................................... 86<br />

3.1.2. Primli Ücret ......................................................................................................... 88<br />

3.1.3. Kâra Katılma ....................................................................................................... 89<br />

3.1.4. Ödüller ................................................................................................................ 91<br />

3.1.5. İstihdam Güvencesi ............................................................................................. 92<br />

3.2. Psikolojik Faktörler ................................................................................................... 93<br />

3.2.2. Sosyal Katılma .................................................................................................... 94<br />

3.2.3. Değer ve Statü ..................................................................................................... 95<br />

3.2.4. Gelişme ve Başarının Takdir Edilmesi ............................................................... 96<br />

3.2.5. Çevreye Uyum .................................................................................................... 97<br />

3.2.6. Öneri Sistemi ....................................................................................................... 98<br />

3.2.7. Psikolojik Güvence ............................................................................................. 99<br />

3.2.8. Sosyal Etkinlikler .............................................................................................. 100<br />

3.3. Örgütsel ve Yönetsel Faktörler ............................................................................... 100<br />

3.3.1. Amaç Birliği ...................................................................................................... 101<br />

3.3.2. Yetki ve Sorumluluk Dengesi ........................................................................... 102<br />

3.3.3. Eğitim ve Yükselme .......................................................................................... 104<br />

3.3.4. İş görenlerin Kararlara Katılması ...................................................................... 105<br />

3.3.5. İyi Bir İletişim Sistemi ...................................................................................... 106<br />

3.3.6. Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi ................................................................. 108<br />

3.3.7. Rekabet .............................................................................................................. 109<br />

3.3.8. Performans Değerlendirme ............................................................................... 109<br />

3.3.9. İş Genişletme ..................................................................................................... 112<br />

3.3.10. İş Zenginleştirme ............................................................................................. 113<br />

3.3.11. Kalite Kontrol Çemberleri .............................................................................. 114<br />

3.3.12. Müzik Eşliğinde Çalışma ................................................................................ 116<br />

viii


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM<br />

ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN<br />

HİZMET ve İMALAT İŞLETMELERİNDE KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA .<br />

4.1. Araştırmanın Amacı ve Kapsamı ............................................................................ 117<br />

4.2. Evren ve Örneklem ................................................................................................. 119<br />

4.3. Araştırmanın Yöntemi ve Teknikleri ...................................................................... 120<br />

4.4. Anketin Uygulanması ve Verilerin Toplanması ..................................................... 121<br />

4.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ....................................................................................... 121<br />

4.6. Araştırmanın Hipotezleri ......................................................................................... 122<br />

4.6.1. Ana Hipotez ...................................................................................................... 122<br />

4.6.2. Alt Hipotezler .................................................................................................... 122<br />

4.7. Elde Edilen Bulgular ve Değerlendirmeler ............................................................. 129<br />

4.7.1. Güvenilirlik Analizi .......................................................................................... 129<br />

4.7.2. Çalışanların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular ................................... 131<br />

4.7.2.1. Araştırmaya Katılanların Yaş Aralıklarına Göre Dağılımı ......................... 131<br />

4.7.2.2. Araştırmaya Katılanların Cinsiyete Göre Dağılımı .................................... 132<br />

4.7.2.3. Araştırmaya Katılanların Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları ............... 132<br />

4.7.2.4. Araştırmaya Katılanların Mevcut İşyerinde Çalışma Sürelerine Göre<br />

Dağılımı………………………………………………………………………………..133<br />

4.7.2.5. Araştırmaya Katılanların Pozisyonlarına Göre Dağılımı ............................ 134<br />

4.7.3. İşgörenlerin Motivasyonuna İlişkin Bulgular ................................................... 134<br />

4.7.3.1. Ekonomik Faktörler .................................................................................... 134<br />

4.7.3.1.1. Ücret ile İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................................. 134<br />

4.7.3.1.2. Prim Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .............................. 138<br />

4.7.3.1.3. Kâra Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................... 140<br />

4.7.3.1.4. Parasal Ödüller ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ................................. 141<br />

4.7.3.1.5. İstihdam Güvencesi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .......................... 142<br />

4.7.3.2. Psikolojik Faktörler ..................................................................................... 144<br />

ix


4.7.3.2.1. Bağımsız Çalışma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................. 144<br />

4.7.3.2.2. Sosyal Katılma ve Bireysel İlişkiler ile İşgören Motivasyonu İlişkisi . 145<br />

4.7.3.2.3. Kendini Değerli Hissetme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ................. 146<br />

4.7.3.2.4. Terfi ve Yükselme ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................. 150<br />

4.7.3.2.5. Fiziksel Şartlar ve Çalışma Koşulları ile İşgören Motivasyonu İlişkisi 151<br />

4.7.3.2.6. Öneri Sistemi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ..................................... 153<br />

4.7.3.2.7. İşletmenin Düzenlediği Faaliyetler ve Sosyal Etkinlikler ile İşgören<br />

Motivasyonu İlişkisi…………………………………………………………………...154<br />

4.7.3.3. Örgütsel ve Yönetsel Faktörler ................................................................... 156<br />

4.7.3.3.1. Amaç Birliği ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ...................................... 156<br />

4.7.3.3.2. Yetki ve Sorumluluk ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ......................... 157<br />

4.7.3.3.3. Meslek Eğitimi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................. 157<br />

4.7.3.3.4. İş görenlerin Kararlara Katılması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ...... 160<br />

4.7.3.3.5. İletişim Sistemi ve İşbirliği ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ............... 161<br />

4.7.3.3.6. Bireysel ya da Grupsal Rekabet ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ........ 162<br />

4.7.3.3.7. Performans Değerlendirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............... 163<br />

4.7.3.3.8. İş Genişletme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ..................................... 165<br />

4.7.3.3.9. İş Zenginleştirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................... 166<br />

4.7.3.3.10. Kalite Kontrol Çemberleri ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............... 166<br />

4.7.3.3.11. İşletmeye Özel Uygulamalar Yapılması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

........................................................................................................................................ 168<br />

BEŞİNCİ BÖLÜM<br />

SONUÇ ve DEĞERLENDİRMELER<br />

KAYNAKÇA ................................................................................................................. 178<br />

EKLER………………………………………………………………………………...188<br />

x


KISALTMALAR DİZİNİ<br />

Çev : Çeviren<br />

Der : Dergisi<br />

Ens : Enstitü<br />

Fak : Fakültesi<br />

İ.İ.B.F. : İktisadi İdari Bilimler Fakültesi<br />

Ltd : Limited<br />

M.P.M. : Milli Prodüktivite Merkezi<br />

S.B.E. : Sosyal Bilimler Enstitüsü<br />

Şti : Şirketi<br />

Üniv : <strong>Üniversitesi</strong><br />

Yay : Yayıncılık<br />

xi


ŞEKİLLER DİZİNİ<br />

Şekil 1.1: Motivasyon ........................................................................................................ 5<br />

Şekil 1.2: Motivasyon Süreci ........................................................................................... 21<br />

Şekil 2.1: Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi .................................................................... 53<br />

Şekil 2.2: Klasik Şartlandırma ......................................................................................... 72<br />

Şekil 2.3: Vroom Motivasyon Modeli ............................................................................. 76<br />

Şekil 2.4: Porter ve Lawler’in Kurumsal Modeli ............................................................. 79<br />

xii


TABLOLAR DİZİNİ<br />

Tablo 1.1: Çalışanların İsteklerine Bakış Açısı................................................................ 12<br />

Tablo 1.2: Dürtü ve Güdü Arasındaki Farklar ................................................................. 14<br />

Tablo 2.1: Herzberg’in Hijyen ve Motivasyon Faktörleri ............................................... 65<br />

Tablo 4.1: Reliability Statistics ...................................................................................... 129<br />

Tablo 4.2: Item-Total Statistics ...................................................................................... 130<br />

Tablo 4.3: Yaş Dağılımı ................................................................................................ 131<br />

Tablo 4.4: Cinsiyet Dağılımı .......................................................................................... 132<br />

Tablo 4.5: Eğitim Dağılımı ............................................................................................ 132<br />

Tablo 4.6: Çalışma Süreleri............................................................................................ 133<br />

Tablo 4.7: Pozisyon Dağılımı ........................................................................................ 134<br />

Tablo 4.8: Ücret Artışı ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................................... 135<br />

Tablo 4.9: Ücret Adaleti ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................................. 136<br />

Tablo 4.10: Ücret Adaleti ve Sektör İlişkisi .................................................................. 137<br />

Tablo 4.11: Prim Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi………………………138<br />

Tablo 4.12: Prim Uygulaması İle Sektör İlişkisi ............................................................ 139<br />

Tablo 4.13: Kâra Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ......................................... 141<br />

Tablo 4.14: Parasal Ödüller ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ....................................... 142<br />

Tablo 4.15: İstihdam Güvencesi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................... 143<br />

Tablo 4.16: İşten Atılma Korkusu ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................ 143<br />

Tablo 4.17: Bağımsız Çalışma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ................................. 144<br />

Tablo 4.18: Sosyal Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ...................................... 145<br />

Tablo 4.19: Bireysel İlişkiler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................... 146<br />

Tablo 4.20: Kendini Değerli Hissetme ve Takdir Edilme ile İşgören Motivasyonu<br />

İlişkisi ............................................................................................................................. 147<br />

Tablo 4.21: Takdir Edilme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ......................................... 148<br />

Tablo 4.22: Takdir Edilme ve Sektör İlişkisi ................................................................. 149<br />

Tablo 4.23: Terfi ve Yükselme ile İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................. 150<br />

Tablo 4.24: Fiziksel Şartlar ve Çalışma Koşulları ile İşgören Motivasyonu İlişkisi .... 151<br />

Tablo 4.25: Fiziksel Şartlar Ve Çalışma Koşulları ile Sektör İlişkisi ............................ 152<br />

xiii


Tablo 4.26: Öneri Sistemi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .......................................... 153<br />

Tablo 4.27: İşletmenin Düzenlediği Faaliyetler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ......... 154<br />

Tablo 4.28: Sosyal Etkinlikler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ................................... 155<br />

Tablo 4.29: Amaç Birliği ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ........................................... 156<br />

Tablo 4.30: Yetki ve Sorumluluk ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................... 157<br />

Tablo 4.31: Meslek Eğitimi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ........................................ 158<br />

Tablo 4.32: Meslek Eğitimi ve Sektör İlişkisi ............................................................... 158<br />

Tablo 4.33: Kararlara Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................... 160<br />

Tablo 4.34: Sağlıklı ve Etkin İletişim ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ........................ 161<br />

Tablo 4.35: Bilgi Alışverişi ve İşbirliği ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ..................... 162<br />

Tablo 4.36: Bireysel ya da Grupsal Rekabet ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .............. 162<br />

Tablo 4.37: İşgören Niteliklerinin Sistemli Ölçümü ve İşgören Motivasyonu İlişkisi..163<br />

Tablo 4.38: Performans Değerlendirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ..................... 164<br />

Tablo 4.39: İş Genişletme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .......................................... 165<br />

Tablo 4.40: İş Zenginleştirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................... 166<br />

Tablo 4.41: Kalite Kontrol Çemberleri ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ...................... 167<br />

Tablo 4.42: Çay Saati Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................. 168<br />

xiv


GİRİŞ<br />

Ülkeler hem bölgesel hem de küresel anlamda söz sahibi olabilmek için rekabete<br />

mecburdurlar. İşletmelerin rekabet ortamında ayakta kalabilmeleri ekonomik, siyasal,<br />

kültürel alanlarda etkin olmaları ile mümkündür. Bu alanlarda etkin olabilmek için<br />

öncelikli olarak işletmelerin kendi içinde uyumlu ve tutarlı ilişkiler geliştirmeleri<br />

beklenir. Bunun içinde iyi motive edilmiş çalışanlar ve etkin bir motivasyon yönetimi<br />

gerekmektedir.<br />

İnsanlar, hayatta kalmak için güvenliğe, beslenmeye, barınmaya ihtiyaç<br />

duymaktadırlar. Bunlar günlük hayatımızın temel fiziksel ihtiyaçlarındandır. Bu temel<br />

ihtiyaçlar giderilirse insanlar, başarı, duygusal tatminler, kişisel gelişim, değerli olmak,<br />

kabul edilmek gibi diğer ihtiyaç alanlarına bakmaya başlamakta ve bu ihtiyaçların<br />

giderilmesine yönelebilmektedirler.<br />

Motivasyon kelimesi, Latince “movere”, yani “hareket ettirme, hareketlendirme”<br />

kelimesinden gelmektedir. Motivasyon, “Bir ihtiyacı gidermek için gerekli davranışları<br />

başlatan bir kuvvettir. Aynı zamanda kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirmek için<br />

kendi arzu ve istekleri ile davranmalarıdır. Örgütün ve bireylerin ihtiyaçlarının tatminle<br />

sonuçlanacak bir iş ortamı oluşturularak bireyin harekete geçmesi için etkilenmesi ve<br />

isteklendirilmesi sürecidir.” olarak tanımlanmaktadır. Çalışma yaşamında motivasyon<br />

ise; örgütsel amaçlara ulaşmak için, bir çabayı sürdürmek konusunda bireyin isteklilik<br />

derecesi olarak tanımlanabilir.<br />

Bir işletmede, motivasyonun asıl kullanılış nedeni işgörenler olarak<br />

görülmektedir. Çünkü işgörenlerin başarısı işletmenin de işine yarayabileceği gibi kendi<br />

işlerine de yaramaktadır. İşletmede motivasyonel açıdan uygun bir ortamın bulunması,<br />

işgörenler için ihtiyaçları gidermede ve amaçlara ulaşmada son derece yararlı<br />

olabilmektedir. İşletmelerde motivasyon uygulamalarının temel amacı da işgörenlerin<br />

amaçlarıyla işletmenin amaçlarının uyumlaştırılması ve böylece çalışanların işletme<br />

amaçları doğrultusunda faaliyetlerini sürdürürken hem kendileri hem de örgüt için yarar<br />

sağlamaları olmaktadır.<br />

1


Bu nedenle işletmelerde motivasyonu etkileyen çeşitli faktörler ortaya çıkmakta<br />

ancak her işletmede her zaman aynı etkiyi gösteren bir motivasyon faktörü<br />

bulunmamaktadır. Bir işgören için motivasyonel olan bir araç diğer işgörende aynı etkiyi<br />

veremeyebilmektedir. Bu motivasyon faktörlerinin etkisi bireyin ihtiyaçları kadar<br />

toplumsal düzeye, eğitim düzeyine, değer yargılarına ve çevresel öğelere bağlı<br />

olabilmektedir.<br />

Yöneticilerin motivasyonu etkileyen faktörleri ve işgörene olan etkilerini;<br />

işgörenlerin bireysel nitelikleri ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak saptaması ve işletmenin<br />

olanaklarının ne olduğunun ve bu ihtiyaçlara ne ölçüde cevap verilebileceğinin bilinmesi<br />

gerekmektedir.<br />

Hem yurtdışında hem de ülkemizde motivasyonla ilgili kuramsal ve uygulamaya<br />

dönük birçok çalışma ve araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar, yöneticilerin personelin<br />

verimli çalışmasını sağlamak ve değerli işgörenlerini kaybetmemek için öncelikle<br />

çalışanları neyin motive ettiğini bilmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.<br />

Bu çalışmanın tez konusu olarak ele alınmasının ilk sebebi, Isparta ilinde mevcut,<br />

hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin olumlu yada olumsuz yönde<br />

etkilendikleri motivasyon faktörlerinin düzeylerinin sektör bazında farklılık yaratıp<br />

yaratmadığını ortaya koymak ve Isparta ilindeki işletmelere faydalı olabilecek hususları<br />

da belirtmektir. Bununla birlikte, bu konunun il dahilinde sektör bazında, daha önce çok<br />

fazla irdelenmemiş olması ve uygulanabilir kolaylığı da bir diğer sebeptir. Bu tez<br />

çalışmasında elde edilen bulgular, Isparta ilinde faaliyet gösteren hizmet ve imalat<br />

işletmelerinde çalışan işgörenlerin motivasyon faktörlerinin düzeyleri hakkında faydalı<br />

olabilecek niteliktedir.<br />

Beş bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde; motivasyon kavramı geniş<br />

kapsamlı olarak açıklanırken, motivasyonun dürtü, güdü, ihtiyaç, davranış ve hedef<br />

kavramları ile olan ilişkileri açıklanmaktadır. Motivasyon süreci, önemi ve yararları<br />

hakkında bilgi verildikten sonra işgören motivasyonunun bireysel ve örgütsel<br />

yansımaları hakkında bilgi verilmektedir. Bu kısımda, işgören motivasyonu ile, iş<br />

tatmini, örgütsel bağlılık, performans ve kurum içi girişimcilik kavramları arasındaki<br />

2


ilişki incelenirken işgören motivasyonuyla örgütsel açıdan; işletme etkinliği, işletme<br />

verimliliği, toplam kalite ve işletmenin kârlılığı ile olan ilişkileri incelenmektedir.<br />

Çalışmanın ikinci bölümünde ise, yöneticilere kişileri motive eden faktörleri<br />

belirlemek, kişilerin motivasyonunu sürdürmek konularında yardımcı olmak için<br />

motivasyon kuramları konusuna değinilmiştir. Motivasyon teorilerinin her biri, insan<br />

davranışının nedenlerini diğerlerinden farklı varsayımlara dayandırmaktadır. Aynı<br />

zamanda işletmelerde yöneticilerin çalışanları nasıl motive edeceklerine dair yol<br />

göstermesi bakımından önem göstermektedir. Bu bağlamda motivasyon teorileri,<br />

kapsam teorileri ve süreç teorileri olarak iki ana grupta incelenmektedir.<br />

Üçüncü bölümde de; çalışanların motivasyonunu etkileyen faktörler kavramsal<br />

olarak açıklanmaktadır. Ücret artışı, primli ücret, kara katılma, ekonomik ödül ve<br />

istihdam güvencesi olarak incelenen ekonomik faktörler; çalışmada bağımsızlık, sosyal<br />

katılma, değer ve statü, gelişme ve başarının takdir edilmesi, çevreye uyum, öneri<br />

sistemi, psikolojik güvence ve sosyal etkinlikler olarak incelenen psikolojik faktörler ve<br />

amaç birliği, yetki ve sorumluluk dengesi, eğitim ve yükselme, iş görenlerin kararlara<br />

katılması, iyi bir iletişim sistemi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, rekabet, iş<br />

rotasyonu , iş genişletme, iş zenginleştirme, kalite kontrol çemberleri ve müzik eşliğinde<br />

çalışma olarak ele alınan örgütsel-yönetsel faktörler hakkında bilgi verilmektedir.<br />

Çalışmanın dördüncü bölümünde; tezin örneklemini oluşturan Isparta ilinde<br />

faaliyet gösteren 6 adet hizmet ve 3 adet imalat işletmelerinde çalışan 300 işgörene<br />

uygulanan 36 sorudan oluşan anket formundan elde edilen verilerin analizi yapılarak,<br />

işgörenlerin motivasyonunu etkileyen faktörlere ilişkin karşılaştırmalı bir araştırma yer<br />

almaktadır. Bu tez çalışmasında anket metodu ve bu anketlerin analizi için istatistik<br />

yöntemler kullanılmıştır.<br />

Çalışmanın son bölümü beşinci bölümde ise; tez çalışmasının sonuç ve<br />

değerlendirmeler kısmı yer almaktadır.<br />

3


1.1. Motivasyon Kavramı ve Anlamı<br />

BİRİNCİ BÖLÜM<br />

MOTİVASYON KAVRAMI ve ÖNEMİ<br />

Neden bazı kişiler geç saatlere kadar çalışır ve neden bazıları çalışma saatinin<br />

bitişi yaklaşırken bürosunu terk etmek üzere hazırlanmaya başlar? Kişileri farklı<br />

şekillerde davranmaya sevk eden faktörler nelerdir? Kişiler neden ve ne yönde davranış<br />

gösterir? Kişilerin aynı davranışları tekrar göstermeleri (veya göstermemeleri) nasıl<br />

sağlanabilir? 1 Yönetici iş göreni amaçlar doğrultusunda davranması için nasıl motive<br />

edebilir? Tüm bu soruların cevabı motivasyon kavramı ile ilgili olmaktadır. Şöyle ki, iş<br />

gören belirli amaçları gerçekleştirmek üzere davranıyorsa ve bu amaçları<br />

gerçekleştirmek için bütün yeteneğini, bilgisini ve enerjisini isteyerek harcıyorsa o<br />

durumda motivasyondan söz edilebilmektedir. 2<br />

Çalışanların gereksinimlerini karşılama ve onları çalışmaya özendirme,<br />

işletmeler açısından karmaşık ve zor bir süreçtir. Çalışanlarını motive etmek, verimlerini<br />

artırmak ve onları elinde tutmak isteyen işletmeler, öncelikle çalışanlarının<br />

gereksinimlerini iyi analiz edebilmeli, daha sonra da onlara motivasyonlarını<br />

sağlayabilecek bir çalışma ortamı ve sistemi sunmalıdırlar. Bunun için de motivasyon<br />

kavramının ve sürecinin iyi anlaşılması ve kullanılması gerekmektedir.<br />

Güdülenme ve güdümleme olarak da ifade edilen motivasyon kavramı, istekleri ,<br />

arzuları, gereksinimleri ,dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır. Açlık,<br />

susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik kökenli güdülere dürtü adı verilmektedir. İnsanlara<br />

özgü başarma isteği gibi yüksek dürtülere de gereksinme denir. Güdüler organizmayı<br />

uyarır ve faaliyete geçirir, organizmanın davranışı belirli bir amaca yöneltir.<br />

1<br />

Tamer KOÇEL İşletme Yöneticiliği, Genişletilmiş 8. Baskı, Beta Basım yay., İstanbul, 2001, s. 507.<br />

2<br />

İsmail EFİL, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Uludağ Üniv. Güçlendirme Vakfı, 1993,Bursa, s.<br />

98.<br />

4


Organizmanın davranışında bu iki özellik gözlendiği zaman organizmanın güdülenmiş<br />

olduğu söylenir. 3<br />

Motivasyon, (güdülüme) dilimizde güdü, harekete geçiren güç olarak<br />

yerleşmiştir. Güdüleme insanı harekete geçiren ve hareketlerinin yönlerini belirleyen,<br />

onların düşünceleri umutları inançları kısaca arzu; ihtiyaç ve korkularını kapsamaktadır.<br />

Okulda öğrencinin daha çok çalışma isteği duyması, fabrikada işçinin işini benimseyerek<br />

ve severek yapması ve bir orta kademe yöneticinin söylenmeden ve gerekli bilgileri<br />

hazırlamış olarak toplantıya katılması kişinin motivasyonu ile yakından ilgilidir. 4<br />

Şekil 1.1: Motivasyon<br />

Davranışın<br />

Başlatılması<br />

MOTİVASYON<br />

Davranışın İstenilen<br />

Doğrultuya<br />

Yönlendirilmesi<br />

Davranışın<br />

Sürdürülmesi<br />

Kaynak: Tarık SAĞIR, İşletmelerde Motivasyon Uygulamaları, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />

Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2004, s. 20.<br />

Motivasyon kavramı; hareket etmek, teşvik etmek, harekete geçmek anlamlarına<br />

gelen Latince “movere” kelimesinden türetilmiştir. Bu kavram İngilizce ve Fransızca<br />

“motive” kelimesinden türemiştir. “Motive” teriminin Türkçe karşılığı; güdü, saik veya<br />

3<br />

Doğan CÜCELOĞLU, İnsan ve Davranışı; Psikolojinin Temel Kavramları, Remzi Kitapevi, İstanbul,<br />

1985, s. 230.<br />

4<br />

İlhami FINDIKÇI, İnsan Kaynakları Yönetimi, Alfa Basım Yayın, İstanbul, 1999, s. 373.<br />

5


harekete geçme olarak belirlenir. 5 Kısaca , bir insanı belirli bir amaç için harekete<br />

geçiren güç olarak tanımlanabilecek motivasyonun daha kapsamlı bir tanımı da şöyle<br />

olabilecektir: Motivasyon bir ya da birden çok insanı , belirli bir gaye veya amaca doğru<br />

devamlı şekilde harekete geçirmek için yapılan çabaların toplamıdır. 6<br />

Birey açısından motivasyon, bireyin kişisel gereksinmelerinin doyurulmasından,<br />

bireyin kendini gerçekleştirmesine birçok evreleri kapsamaktadır. Örgütsel açıdan<br />

motivasyon ise, örgüt üyelerinin çalışmaya başlamalarını, çalışmalarını sürdürmelerini<br />

ve görevlerini istekle yerine getirmelerini sağlayan güçlerin veya mekanizmaların tümü<br />

anlamını taşımaktadır. 7<br />

Motivasyon kavramının anlamı genel olarak insan organizmasını davranışa iten,<br />

bu davranışın şiddet ve enerji düzeyini tayin eden, davranışlara belirli bir yön veren ve<br />

devamını sağlayan çeşitli iç ve dış sebepleri ve bunların işleyiş mekanizmalarını<br />

kapsamaktadır. 8 Örgüt açısından ise motivasyon , bireylerin çalışmaya başlamalarını<br />

devam ettirmelerini ve vazifelerini istekle yerine getirmelerini sağlayan mekanizmanın<br />

tamamı olarak kabul edilebilir. 9 Yani bireyin ihtiyaçlarını tatmin etmesi için ortam<br />

yaratarak, etkileyerek ve isteklendirerek onu harekete geçirme sürecidir. Yöneticinin<br />

temel görevi de çalışanlardaki bu isteği sürekli ve sistemli olarak uyanık tutmaktır.<br />

Bunun gerçekleştirilebilmesi için de çeşitli koşullara ihtiyaç vardır. Bu koşulların bir<br />

kısmı çalışanın kendisi ile bir kısmı da bireysel kişilik özellikleri ile ilgilidir. Bir kısmı<br />

da çalışana sunulan çevresel olanaklarla ilgilidir.<br />

Herkesin tatmin edilmemiş bir takım ihtiyaçları vardır. Motivasyon süreci kişinin<br />

ihtiyaçlarını belirlemek ile başlamaktadır. Bu ihtiyaçların uyarılmasıyla da güdüler<br />

ortaya çıkmaktadır. Güdüler de kişiyi davranışa itmektedir. Bu davranışın sonucunda da<br />

ihtiyaç tatmin olmaktadır. Motivasyon amaca yöneliktir. Amaç ise bireyin başarmak<br />

5<br />

Richard M. STRES-LYMAN., W. PORTER. Motivation and Work Behaviour. McGraw-Hill Series<br />

in Management, 1975. p. 5.<br />

6<br />

Erol EREN, Yönetim Psikolojisi, İstanbul : İ.Ü. İşletme Enstititüsü Yayınları, 1989, s 388.<br />

7<br />

Gülten İNCİR, Çalışanların Motivasyonuna Genel Bir Bakış, Milli Prodüktivite Merkezi Yay. No:<br />

313, Ankara, 1984, s. 2.<br />

8<br />

İsmail Alev ARIK, Motivasyon ve Heyecana Giriş, Çantay Kitabevi, İstanbul, 1996, s. 2.<br />

9<br />

Mustafa DURMAZ, Kişiler arası İletişim ve Motivasyon, Ege Üniv. Yayınları no:17, İzmir, 2002, s.<br />

94.<br />

6


istediği sonuçtur. Bu amaçları başarmak da kişinin ihtiyaçlarını azaltmasına neden<br />

olmaktadır. 10<br />

Mithcell motivasyonu; kişisel istek ve seçimleri içine alan belirli bir davranışı<br />

gösterme derecesi olarak tanımlamaktadır. 11 Cascio’ya göre motivasyon; kişisel<br />

ihtiyaçların tatmin isteğinden doğan bir güçtür. 12 Luthans motivasyonu; amaca ulaştıran<br />

davranışı ve yönlendiriciyi aktif hale getiren fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarla<br />

başlayan bir süreç olarak tanımlayıp içeriğini geliştirmiştir. 13 Genel anlamda ise dört<br />

genel karakteriyle tanımlanmaktadır:<br />

1. Motivasyon kişisel bir olgudur bu nedenle, her insan farklıdır ve tüm<br />

motivasyon teorilerinin temelinde bu farklılıkları vurgulamak vardır.<br />

2. Motivasyon genel olarak bir niyet olarak görülebilir. Motivasyon<br />

çalışanların kontrolü altında olduğu varsayılır ve davranışlar çabanın genişletilmesi gibi<br />

motivasyon tarafından belirlenir.<br />

3. Motivasyon çok yönlüdür. Burada neyin insanları aktif hale getireceği ve<br />

insanların zamanla değişen motivasyon faktörlerinin neler olduğunun bilinmesi gerekir.<br />

4. Motivasyon bir davranış ve bir performans değildir. Motivasyon kişiyi<br />

içten ve dıştan etkileyen güçlerle ilgilidir. 14<br />

Motivasyon bir anlamda, çalışanların istenilen hedeflere doğru edilgen şekilde<br />

yönlendirilebilmesi demektir.Buna karşın, harekete geçirme yöntemleri geliştirmek,<br />

insan kaynağının yaratıcı potansiyelini fark yaratacak eyleme dönüştürmektir. Ayrıca<br />

çalışanları harekete geçirici bir yönetsel yaklaşım benimsemek, çalışanları<br />

10<br />

Burcu Başak KOÇ, Gıda Sanayi İşletmelerinde Motivasyon Araçlarının İş Gören ve İşletme<br />

Verimliliğine Olan Etkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya <strong>Üniversitesi</strong>, Fen Bilimleri<br />

Enstitüsü, Edirne, 2005, s. 27.<br />

11<br />

Alan COWLİNG, Managing Human Resource, Arnold Publishing, London, 1998, p.174.<br />

12<br />

Wayne F. CASCİO, Managing Human Resources: Productivity, Quality of Work Life, Profits,<br />

McGraw-Hill Publishing Company, New York, 1989,s 428.<br />

13<br />

Fred LUTHANS, Organizational Behaviour, McGraw Hill, Singapore, 1997, s 147.<br />

14<br />

Nurullah GENÇ, Yönetim ve Organizasyon: Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, 1. Baskı, Seçkin<br />

Yay., Ankara, 2004, s. 234.<br />

7


heveslendirmek ve isteklendirmek demektir. Yaratıcılığın kurumsallaşarak sürekli hale<br />

gelmesi, ancak çalışanların istekle ve hevesle gerçekleştirebilecekleri bir olaydır. 15<br />

Motivasyon yönlendirici olmakla birlikte insanın içinde oluşan ve onu harekete<br />

teşvik eden bir dürtü ya da itici güçtür. Motivasyon kimi yerde bu şekilde tanımlanırken,<br />

kimi yerde de ihtiyaçları tatmin için organizmayı harekete geçiren itici güç olarak<br />

tanımlanmaktadır. Hedefe varıldığı andan itibaren de itici güç ortadan kalkmaktadır. İş<br />

yaşamı içinde ise motivasyon; çalışanla çalıştıran arasında etkileşimsel bir durumdur. Bu<br />

bakış açısından motivasyon, çalışanların işe başlamalarını, işe devam etmelerini ve<br />

görevlerini istekle yerine getirmelerini sağlayan güç ve mekanizmaların tümü olarak<br />

algılanabilir. 16<br />

Motivasyon kavramının açıklanmasındaki farklı tanımların ortak yanı, bireyin<br />

davranışını etkileme ve bu etki ile birlikte onu belirli amaçlar doğrultusunda harekete<br />

geçirme anlamının olmasıdır. Motivasyonun, harekete geçirici anlamının olmasından<br />

dolayı, bu kavramın, istek, amaç, eğilim, davranış, çıkar, seçme, tercih, irade, hırs,<br />

korku, özlem, beklenti, arzu, başarı, moral, tatmin vb. gibi bir dizi kavramı çağrışım<br />

yaptırması doğal sayılmalıdır. Çünkü motivasyon kavramı bütün bunları da<br />

kapsamaktadır. 17 Aynı zamanda motivasyon kişinin çevresiyle etkileşimi sonucunda<br />

ortaya çıkmaktadır. Motivasyon, bilmekle-yapmak, düşünmekle-harekete geçmek,<br />

yeterlilikle-performans arasındaki can alıcı halkadır. Zihinsel süreçlerden davranışsal<br />

süreçlere geçişte, bir başka deyişle yetkinliğin performansa dönüşmesinde, motivasyon<br />

değişkenleri rol oynamaktadır. Daha 1929 yılında yapılmış bir araştırma, tok farelerle aç<br />

farelerin bir labirenti eşit öğrendiklerini, ancak, yalnızca aç farelerin labirenti koşarak<br />

bilgilerini ortaya koyduklarını göstermiştir. 18<br />

15<br />

Seçil TAŞTAN, “İnsan Kaynakları Performans Kriterleri” ,Cilt:4, Sayı:2,<br />

http://www.isguc.org/arc_view.php?ex=52, (21.9.2007).<br />

16<br />

Levent ÖNEN, M. Burak TÜZÜN, Motivasyon, Epsilon yay., İstanbul, 2005, s. 19-20-22.<br />

17<br />

Feyzullah EROĞLU, Davranış Bilimleri, Beta Basım Yayın Dağıtım A.Ş., 5.Baskı, İstanbul, 2000,<br />

s.245<br />

18<br />

Motivasyon Sözlüğü, sayı:13, ocak-mart 2003, http://www.baltas-baltas.com/kaynakdergisi,<br />

(15.10.2007).<br />

8


Motivasyon özelde bireylerin, genelde de örgütlerin, örgütleri içeren sistem ve<br />

yapıların gelişmesinde önemli katkısı olan bir olgudur. Motive olarak çalışan bireylerden<br />

oluşan bir örgütün çok daha başarılı olacağı söylenebilir. Aslında motive olmaktan<br />

anladığımız şey, bireyin işine, amacına kanalize olması, işini en iyi şekilde yapmak<br />

adına istekli olması durumudur. Psikologlar genel olarak davranışların motivasyon<br />

sonucu doğduğu konusunda birleşmektedirler. Bunun anlamı şudur; bireyin davranışının<br />

mutlaka bir nedeni olduğu ve bu davranışın yöneldiği belli amaçlar olduğudur. 19<br />

Tüm bu tanımlar motivasyon kavramının temelini oluşturan; insan davranışını<br />

tetikleme, bu davranışı yönlendirme ve sürdürme eylemlerini kapsamaktadır. İnsan<br />

davranışını tetiklemede birinci faktör, insanın içinde onu çeşitli şekillerde davranmaya<br />

yönlendirici güç olan güdüler ve bu güdüleri harekete geçiren çevresel faktörlerle<br />

ilgilidir. İkinci faktör belli bir hedefe yönelme ve üçüncü faktör ise, ilk iki faktöre bağlı<br />

olarak, bireyin davranışını sürdürmesi ya da sürdürmemesi ile ilgilidir. Bu üç faktör<br />

çalışan bir insanın analiz edilmesi ve onun anlaşılması açısından anahtar konumdadır.<br />

Motivasyon konusunda en önemli faktörlerden birisi de yönetici ile çalışanlar arasındaki<br />

iletişimdir. Yönetici, gerek motivasyonu gerektirecek durumların tespit edilmesinde,<br />

motivasyon sürecinin yürütülmesinde en etkin araç olarak iletişimden yararlanmak<br />

durumundadır ve iletişim olmazsa olmaz şartlardan birisi olmaktadır. 20<br />

İşletmelerde işgörenlerin motivasyonunda etkili olan faktörlerin baslıca iki bakış<br />

açısına dayanılarak açıklanmaya çalışıldığı görülmektedir. Bunlardan biri, işgörenlerin<br />

dışsal faktörler tarafından motive edildiği görüşü, diğeri ise, işgörenlerin sosyal ve<br />

parasal yararlar elde etmesi kadar kendi amaçları için daha iyi çalışarak içsel olarak<br />

motive olacağı görüşüdür. Bu görüşlere göre, içsel olarak motive edilmiş olan<br />

davranışlar içsel nedenselliği temsil ederken, dışsal güçler tarafından yönlendirilen<br />

davranışlar dışsal nedenselliği temsil etmektedir.<br />

19<br />

Toker DERELİ, Organizasyonlarda Davranış, İ.Ü.İktisat Fakültesi Yayını, No: 371, İstanbul, 1976, s.<br />

187.<br />

20<br />

Dursun ÇİÇEK, Örgütlerde Motivasyon ve İş Yaşam Kalitesi: Bir Kamu Kuruluşundaki Yönetici<br />

Personelin Motivasyon Seviyelerinin Tespit Edilerek İş Yaşam Kalitesinin Geliştirilmesi Üzerine Bir<br />

Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü,<br />

Adana, 2005, s. 7 ve 9.<br />

9


İçsel motivasyon bakış açısına göre, işgörenler işin kendisi tarafından motive<br />

olmaktadırlar. Burada kişinin davranışını düzenleyen dışsal kontrol yoktur. Bu tür bir<br />

motivasyon durumu, kişinin kendi yeteneklerini ortaya koyma deneyimi olarak<br />

nitelendirilebilir. İçsel motivasyon araçları, doğrudan işin doğasıyla ilgilidir ve işin<br />

içeriğinden kaynaklanmaktadır. İlgi çekici ve zorlayıcı iş, işte bağımsızlık, isin çalışan<br />

açısından önemi, işe katılım, sorumluluk, çeşitlilik, yaratıcılık, kişinin yeteneklerini ve<br />

becerilerini kullanma fırsatları, kişinin performansıyla ilgili tatmin edici geri bildirim<br />

gibi faktörleri içermektedir.<br />

Dışsal motivasyon araçları ise iki boyut içermektedir. Birinci boyut sosyal<br />

motivasyon araçları ile ilgiliyken, ikinci boyut örgütsel araçlarla ilgilidir. Sosyal<br />

motivasyon boyutu, arkadaşlık, yardımseverlik, iş arkadaşlarının ve amirin desteği gibi<br />

faktörleri içerir ve kişiler arası ilişkilerin niteliğine dayanmaktadır. Dışsal motivasyon<br />

araçlarının örgütsel boyutu ise iş performansını artırmak için örgüt tarafından sunulan<br />

olanaklarla ilgilidir. Bu araçlar somuttur ve çalışma ortamındaki kaynakların yeterliliği,<br />

ücret eşitliği, yükselme fırsatı, ek yararlar ve iş güvencesi gibi faktörleri içermektedir.<br />

Bu faktörler, enstrümantal motivasyon araçları olarak da adlandırılabilir. İşgören<br />

motivasyonunu dışsal motivasyon araçlarına odaklanarak ele alan teorisyenler,<br />

işgörenleri “kişisel çıkarlarını rasyonel olarak maksimize eden kişiler” olarak<br />

varsaymışlardır. 21<br />

Motivasyonda en önemli konu işgören davranışlarını ve bunların nedenlerini<br />

bilmektir. Her davranışın arkasında bir istek önünde ise bir amaç vardır, amaçlara<br />

ulaşmak için bireylerin isteklerinin doyurulması gerekir. Bu istekler bireyin içinden<br />

gelebileceği gibi (içsel), dış çevreden de (dışsal) kaynaklanabilir. Birey amaçlarına<br />

ulaşabildiği ölçüde mutludur, aksi takdirde birey amaçlarına ulaşamadığından dolayı<br />

huzursuzluk ve gerilim içerisindedir. Bu da çoğu zaman bireyi işe karşı isteksiz yapar.<br />

Motivasyonun amacı işgörenlerde daha fazla çalışma istek ve arzusu yaratabilecek<br />

faktörleri bulmak ve bunları mümkün olduğunca karşılamaya çalışmaktır. Bunun için de<br />

21 <strong>Süleyman</strong> DÜNDAR, Hatice ÖZUTKU, Fatih TAŞPINAR, İçsel Ve Dışsal Motivasyon Araçlarının<br />

İşgörenlerin Motivasyonu Üzerindeki Etkisi: Ampirik Bir İnceleme, Ticaret ve Turizm Eğitim<br />

Fakültesi Dergisi Yıl: 2007 Sayı: 2, s. 107-108.<br />

10


u isteklerin karşılanabileceği ortamı hazırlamak gerekir. Çükü birey arzu ve<br />

ihtiyaçlarını yönetimin kendisine sunduğu araçlar vasıtasıyla tatmin ederek iş görme<br />

arzusunu artıracaktır. 22<br />

Motivasyon ile ilgili kuramsal ve uygulamaya dönük birçok çalışma ve araştırma<br />

bulunmaktadır. Bu araştırmalar, genel olarak, çalışanları motive etmede kullanılan<br />

araçların önem sıralamasının belirlenmesi ve motivasyonun etkileri ile ilgilidir. ABD’de<br />

yapılan bir araştırmaya göre, çalışanların %97’si motivasyonun verimlilik üzerindeki<br />

etkisinin çok büyük olduğunu, %92’si ise motivasyonun firmalarına bağlılıklarını<br />

sağlayan önemli bir faktör olduğunu belirtmişlerdir. Bir başka araştırmada ise,<br />

çalışanların iş tatmininin yüksek olduğu şirketlerde, %38 daha yüksek müşteri<br />

memnuniyeti, %22 daha yüksek verimlilik ve %27 daha yüksek kar elde edildiği<br />

saptanmıştır. Bu araştırma sonuçları, yöneticilerin personelin verimli çalışmasını<br />

sağlamak ve değerli işgörenlerini kaybetmemek için öncelikle çalışanları neyin motive<br />

ettiğini bilmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.<br />

Ancak, yöneticilerin zamanlarının %10’nu motivasyonel taktiklere harcadıkları<br />

genel olarak söylenmesine rağmen, konuyla ilgili araştırmalar, yöneticilerin, çalışanları<br />

motive eden faktörler hakkında tam ve doğru bilgi sahibi olmadıklarını ve motivasyon<br />

programlarının çalışanlar üzerindeki etkilerini doğru bir şekilde ölçmediklerini<br />

göstermektedir. Örneğin, Kovach’in 1946-1995 yılları arasında yaptığı ve 1000 işgören<br />

ve yöneticilerini kapsayan araştırmasında (Tablo 1.2.), 50 yıllık süreç içerisinde<br />

çalışanları motive eden unsurlarda belirgin değişiklikler gözlenmesine rağmen,<br />

yöneticilerin çalışanları neyin motive ettiği konusundaki düşüncelerinde önemli bir<br />

değişikliğin olmadığı belirlenmiştir. Tablo 1.2’de görüldüğü gibi, çalışanlar açısından en<br />

önemli üç faktör yöneticiler tarafından önemsiz faktörler olarak sıralanmıştır. 23<br />

22<br />

Kemal TOSUN, Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, Ens.Yay. No: 125, 1. Cilt,<br />

İstanbul, 1990, s. 523.<br />

23<br />

Ferit ÖLÇER, Departmanlı Mağazalarda Motivasyon Üzerine Bir Araştırma, Erciyes <strong>Üniversitesi</strong><br />

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı 25, Temmuz-Aralık 2005,<br />

http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi25/folcer.pdf, (12.03.2008).<br />

11


Tablo 1.1: Çalışanların İsteklerine Bakış Açısı.<br />

Kaynak: Ferit ÖLÇER, Departmanlı Mağazalarda Motivasyon Üzerine Bir Araştırma, Erciyes<br />

<strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı 25, Temmuz-Aralık 2005,<br />

http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi25/folcer.pdf, (12.03.2008).<br />

Herzberg vd. (1959) tarafından yapılan bir araştırmada, yöneticiler motivasyon<br />

araçlarını önem sırasınına göre; takdir edilme, işi tamamlama, kendi haline çalışma,<br />

işletme politikası ve yönetim, ücret, terfi, sorumluluk, teknik kontrol, kişilerarası-üstlerle<br />

ilişkiler, gelişme olanağı, çalışma koşulları, iş arkadaşlarıyla kişisel ilişkiler, kişilerarasıastlarla<br />

ilişkiler, sosyal statü, özel hayat, iş güvenliği olarak sıralamışlardır. Yapılan bir<br />

başka araştırmada (Maier, 1970) ise personel motivasyonunda kullanılan özendirme<br />

araçları; yüksek gelir, yükselme olanakları, kendini gösterme olanakları, iş çeşitliliği,<br />

bazı yeteneklerden yararlanma, yüksek sorumluluk, uygun yaşama yeri, iş güvenliği,<br />

kararlara katılma,işin önemi, sempatik iş arkadaşları, sosyal statü, uzlaştırıcı patron,<br />

çalışma saatlerini seçme özgürlüğü, ilave çıkarlar, seyahat olanakları ve iş teftişleri<br />

şeklinde sıralanmıştır. Buck vd. (2003) tarafından yapılan bir başka araştırmada da,<br />

araştırmaya katılan denekler “ilgi çekici iş”i ilk sırada gösterirken, yöneticiler bu faktöre<br />

sekizinci sırda yer vermişlerdir. Terfi ve yükselme olanakları, denekler tarafından ikinci<br />

sırada gösterilirken, yöneticiler, bu faktörü onuncu ve son sırada göstermişlerdir. Buna<br />

karşın, yöneticiler, “yapılan işin takdir edilmesi”ni en önemli motivasyon faktörü olarak<br />

12


gösterirken, denekler bu faktöre altıncı sırada yer vermişlerdir. Harpaz (1990) tarafından<br />

yapılan araştırmada, motivasyon faktörleri; ilgi çekici bir iş, iyi bir ücret ve iş güvencesi<br />

olarak sıralanmıştır. Families and Work Institute’un 1997 yılında yaptığı araştırmada ise,<br />

çalışanların motivasyonunda, yapılan işin niteliği ve işyerinin özellikleri ücretten ve<br />

çıkarlardan çok daha önemli unsurlar olarak ortaya çıkmıştır. Araştırmacılar, askeri<br />

geçim şartları sağlandıktan sonra, paranın çalışma güdüleri arasında dördüncü ya da<br />

beşinci sıralarda olduğunu, öncelikle insanların başarı, güç sahibi olma ve bir büyük<br />

topluluğa ait olma ihtiyacı gibi nedenlerle çalıştıklarını tespit etmişlerdir. 24<br />

Açıklananlar ışığında insan davranışları içinde arzu ve amaçların saklı olduğunu<br />

ve bunun yanında kişinin davranışlarını etkileyen ve onlara yön veren birçok uyarıcı<br />

unsurun mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Tatmin edilmeyen arzu ve ihtiyaçlar da<br />

zamanla bireyde ruhsal denge bozukluklarına neden olmaktadır. Bu durumda<br />

motivasyon insan ihtiyaçlarını gidermeye yönelik bir süreçtir ve yöneticilerin de bu<br />

ihtiyaçları bilip davranışları analiz etmesi ve tüm çalışanların aynı olmadığını bilmesi<br />

gerekmektedir. Bu yapılmadığı takdirde dengesizlik iş görenin iş verimini, moralini ve<br />

ilişkilerini olumsuz yönde etkileyecektir. Tabi ki işgörenlerin de kendisine verilen görevi<br />

yerine getirmek için çaba sarfetmeye istekli olması gerekmektedir. İşte, motivasyonun<br />

rolü bu isteği yoğunlaştırmak ve çalışanları teşvik etmektir.<br />

1.2. Motivasyonla İlgili Temel Kavramlar<br />

1.2.1. Dürtü<br />

Bir ihtiyaç belirdiği anda organizma bir uyanış, bir diriliş ve harekete geçme<br />

durumuna geçmektedir. Ancak, bu harekete geçiş belli bir hedefe doğru olmaktadır.<br />

Dolayısıyla dürtü, organizmayı belli bir hedefe doğru davranmaya sevkeden itici bir güç<br />

anlamına gelmektedir. Organizmanın harekete geçip geçmemesi durumu dürtünün<br />

gücüne bağlıdır. Bu gücün derecesi de bir yandan ihtiyacın ne derce fazla olduğuna ve<br />

bu ihtiyacın tatmin edecek olan şeyin elde edilebilir olup olmamasına bağlıdır. 25<br />

24 ÖLÇER, a.g.e.<br />

25 Mehmet TİKİCİ ve Mehmet DENİZ, Örgütsel Davranış, Enstitü yay., Malatya, 1993, s. 30.<br />

13


1.2.2. Güdü<br />

Güdü bireyi bir amaca ulaşmak için davranmaya iten, harekete geçiren, bireyin<br />

davranışını güçlendiren, etkinleştiren, yönelten bir iç güçtür. 26 Güdü, istekleri, arzuları,<br />

ihtiyaçları, dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır. 27 Güdü, güdülenme<br />

sürecinde ihtiyaç ve dürtünün oluşturduğu iki aşamayı içine alan bir kavramdır. Ancak<br />

bazı yazarlar güdü kavramını öğrenilen ihtiyaçları tatmin için organizmayı faaliyete<br />

geçiren itici bir güç olarak kullanırken; dürtüyü, fizyolojik ihtiyaçları tatmin için<br />

organizmayı faaliyete geçiren itici bir güç olarak ele almaktadırlar. 28 Güdüler, bir bireyin<br />

ihtiyaçlarının ifadesidirler, bu nedenle kişisel ve içseldirler. 29 Bireylerin birçok güdüsü<br />

vardır ve bunların her birisinin rolleri fark edilmedikçe o kimsenin tutum ve<br />

davranışlarını anlayabilmemiz mümkün değildir. 30 Söylenenler doğrultusunda güdü ile<br />

dürtü arasında bir ayrım yapmak mümkündür. Dürtü vücutla birlikte gelir; örneğin<br />

üşümeyi, susamayı ya da açıkmayı öğrenmek zorunda değiliz. Dürtü ve güdü arasındaki<br />

farklar Tablo-1.1 de görülmektedir.<br />

Tablo 1.2: Dürtü ve Güdü Arasındaki Farklar<br />

DÜRTÜ GÜDÜ<br />

Doğuştandır Öğrenilir<br />

Fizyolojik temellidir Sosyal temellidir<br />

İhtiyaçlar tarafından harekete<br />

geçirilirler<br />

Çevre tarafından harekete<br />

geçerler<br />

Doyum amaçlıdırlar Uyarım amaçlıdırlar<br />

Kaynak: Zeynep AY, İşletmelerinde Motivasyon ve Ülkemizdeki Motivasyon Uygulamaları, Selçuk<br />

<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanayi, Konya, 2007, s.4.<br />

26<br />

İ. Ethem Başaran, Örgütsel Davranış: İnsanın Üretim Gücü, Gül Yayınevi, Ankara: 1991, s.16.<br />

27<br />

Ziya Selçuk, Gelişim ve Öğrenme, Nobel Yayın ve Dağıtım, Ankara: 2000, s.209.<br />

28<br />

Suna Tevrüz, İnci Artan, Tülay Bozkurt, Davranışlardan Seçmeler (Örgütsel Yaklaşım), Beta<br />

Basın Yay., İstanbul: 1999, s.59.<br />

29<br />

Keith Davis, İşletmelerde İnsan Davranışı Örgütsel Davranış, 5. Baskıdan Çeviri, 3. Baskı,<br />

İstanbul: 1988, s.3.<br />

30<br />

Besim Baykal, Günümüzde Yönetim: Temel Kavramlar ve Yeni Görüşler, İstanbul: 1974, s.129.<br />

14


Güdülerin çeşitlerine yönelik olarak yapılan en yaygın sınıflandırma , iç güdüler,<br />

fizyolojik güdüler, sosyal güdüler ve psikolojik güdüler şeklinde yapılanıdır. 31<br />

1.2.2.1. Güdü Çeşitleri<br />

1.2.2.1.1. İçgüdüler<br />

İç motiv (iç güdü) bireyleri doğal nitelik taşıyan gereksinmelere yönelten<br />

bilinçsiz davranışlardır. İç güdü akla dayalı olmayan tamamen bilinç dışı olarak oluşan<br />

davranışların bütünüdür. 32<br />

Herhangi bir davranışın içgüdüsel olarak nitelendirilmesi için şu koşulları<br />

taşıması gerekmektedir: 33<br />

- Kesin bir fizyolojik neden bulunmalıdır.<br />

- İçgüdüsel olarak adlandırılan davranışın hayvanlar aleminde evrensel niteliği<br />

olmalıdır.<br />

- İçgüdüye dayalı olduğu kabul edilen davranış öğrenme süreci sonunda<br />

değişmemelidir.<br />

İç güdüler bilinçsiz olmakla birlikte belirli refleksler ve doğal davranışların<br />

sonucu olarak evrensel bir düzeni yansıtmaktadırlar. Ancak insanların bilinçli<br />

davranışlarını açıklamada iç güdülerin yeri bulunmamaktadır. 34<br />

1.2.2.1.2. Fizyolojik Güdüler<br />

Bireylerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan temel<br />

gereksinmelerini gidermeye yönelik olan güdüler fizyolojik güdüler olarak<br />

adlandırılmaktadır. Bu tür güdüler yarı bilinçli, yarı bilinçsiz güdülerdir. Bu tür güdülere<br />

örnek olarak; beslenmek, giyinmek verilebilir. Fizyolojik ihtiyaçların giderilmesine<br />

31<br />

Meral AŞIKOĞLU, İnsan Kaynaklarını Verimliliğe Yönlendirme Aracı Olarak Motivasyon,<br />

Üniversite Kitabevi, İstanbul, 1996, s. 41.<br />

32<br />

AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 41.<br />

33<br />

Zeyyat SABUNCUOĞLU ve Melek TÜZ, Örgütsel Psikoloji, Alfa Kitabevi, Bursa, 1998, s. 100.<br />

34 SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 100.<br />

15


dayalı olan güdüler, tüm insanlarda var olmakla beraber, şiddet ve kuvveti kişiden kişiye<br />

değişmektedir. 35<br />

1.2.2.1.3. Sosyal Güdüler<br />

İnsanlar, hayvanlardan farklı olarak toplum hayatı yaşarlar. Yani insanlar<br />

daima bir arada, toplumu yöneten gelenek, görenek, kanun gibi kurallarla bir düzen<br />

içinde, kişisel ilişkilere sahip olarak hayatlarını devam ettirmektedirler. İnsanlar<br />

toplumun düzenini sağlayan kurallardan bir an olsun uzak kalamazlar. Toplum hayatının<br />

devamını ve düzenini sağlayan kurallar,insan hayatında davranış alışkanlıkları<br />

sağlamaktadır. Bunlara görenekler, gelenekler, idealler denilmektedir. Birey de<br />

toplumun beğendiği, takdir ettiği bu ideallere, görenek ve geleneklere göre davranışlara<br />

sahip olmaya çalışmaktadır. Yani, toplumun beğendiği, takdir ettiği davranışlar, bireyin<br />

ulaşmak istediği davranış şekilleri için birer güdü rolü oynamaktadır. Buna göre sosyal<br />

güdüler, toplum hayatı yaşayan bireyde; eğitim, öğrenme, tekrar ve alışkanlıklar sonucu<br />

meydana gelen iç itilmeleri etkileyen kuvvet ve etmenler olmaktadır. 36<br />

1.2.2.1.4. Psikolojik Güdüler<br />

Bireyin çok çeşitli nedenlerle, davranışlarını belli bir şekilde ve belli bir yönde<br />

etkileyen kuvvetlere kişisel güdüler denir. 37 Bu tür güdüler, bireyin kişilik yapısı ve<br />

davranış özellikleriyle bütünleşen güdülerdir. Psikolojik gereksinmelerden kaynaklanan<br />

güdülerin analizini yapmak sosyal ve fizyolojik güdülerin analizine göre daha zordur. 38<br />

Davranışlarımızın kişisel olan yönlerini çoğu zaman kendimiz de<br />

açıklayamamaktayız. Çünkü bunların kökleri çocukluğumuzdan hatta soyaçekimimizden<br />

başlayıp bugünkü çevresel etkilenmelere kadar gelmektedir. O bakımdan, bireyin<br />

davranışına, davranış yönüne ve davranış özelliklerine bakmakla, o davranışı etkileyen<br />

güdüyü anlayabilirsek de nedenini anlayamayız. Çünkü bir davranışı etkileyen kuvvet<br />

ile, davranışı doğuran olaylar birbirinden farklı yapıya sahiptirler. 39<br />

35 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 41-42.<br />

36 Lütfi ÖZTABAĞ, Psikolojide İlk Adım, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1970, s. 44.<br />

37 ÖZTABAĞ, a.g.e., s. 48.<br />

38 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 43.<br />

39 ÖZTABAĞ, a.g.e., s. 48.<br />

16


1.2.3. İhtiyaç<br />

İnsanda yoksunluk hissi yaratırlar ve insan fizyolojik ve psikolojik dengesini<br />

sürdürmek için bu ihtiyaçları tatmin etmek zorundadır. Ancak ihtiyaç kavramı, istek<br />

kavramı ile karıştırılmamalıdır. İsteklerimizin her zaman karşılanmasına gerek yoktur<br />

ancak ihtiyaçlarımızın mutlaka karşılanması gerekmektedir. İhtiyaçları sınıflandırma her<br />

ne kadar insandan insana farklılık gösteren bir yapıya sahip olsa da genel olarak, birinci<br />

derece temel ihtiyaçlar ve ikinci derece tamamlayıcı ihtiyaçlar olarak iki grupta<br />

incelenebilir. 40<br />

1.2.4. Davranış<br />

Davranışlar belirli bir hedefe varmak üzere araç olarak kullanılmaktadır. Hedefe<br />

varılır varılmaz itici güç ortadan kalkar; rahatlama olur ve davranışlar başka bir hedefe<br />

yönelmektedir. Davranışlarımız doğduğumuz günden itibaren içinde bulunduğumuz<br />

kültür tarafından biçimlendirilir. Bu nedenle bütün insanlar aynı güdülere sahip olup<br />

aynı hedefe ulaşmak için, aynı davranışları yapmamaktadırlar. Hedefe ulaşıldığında da<br />

herkesin ulaşacağı doyum durumu da farklı olmaktadır. 41<br />

1.2.5. Hedef<br />

İnsanın beyninde ulaşmasının gerekliliği algılanarak organizmada enerjinin<br />

oluşmasını sağlayan ve davranışlarını yönlendirmek üzere itici gücün nedenidir. İnsanın<br />

her davranışının arkasında bir neden ve önünde de bir hedef vardır. İnsan hedefsiz,<br />

rastgele hareket etmemektedir. Hedefe ulaşamayabilir ama davranışlarını hedefe<br />

ulaşmak için düzenlemektedirler. Hedefler insanlar için haz verici ya da acı verici<br />

olabilir ve içeriklerine insanın yaklaşma, doyum sağlama ya da kaçma, kurtulma<br />

eylemini gerçekleştirmesine neden olmaktadır. Bu duygular sahip olduğumuz bazı bilgi<br />

ve istek kalıplarının, beynin hedef hakkındaki işleminin bir sonucudur. 42<br />

40 KOÇ, a.g.e., s. 24.<br />

41 ÖNEN, Tüzün, a.g.e., s. 27.<br />

42 ÖNEN, Tüzün, a.g.e., s. 28.<br />

17


şekildedir. 43<br />

1.3. Motivasyonun özellikleri<br />

İş gören açısından önemli bir yere sahip olan motivasyonun özellikleri şu<br />

• Motivasyon, kişisel ihtiyaçlar, istekler ve dürtülerden kaynaklanır ve<br />

kişiye bir davranışta bulunma isteği vermektedir.<br />

• Motivasyon kavramının temelini oluşturan istek ve ihtiyaçlar, insanın<br />

içinde bulunduğu toplum kültürü ile bireyin duygusal ve ruhsal yapısının etkisi altında<br />

şekillenmektedir.<br />

• Kişinin eğitim durumu ve yetenekleri, kişisel çalışma kapasitesinin tam<br />

kullanımı ve yönetici bakımından bu iki etkenin harekete geçirilmesi motivasyonu<br />

etkilemektedir.<br />

• Motivasyon bir amaca ya da ödüle yöneliktir. İş yerinde sarfettiğimiz güç,<br />

ödül kazanmayı, statümüzü değiştirmeyi v.b. şeyleri umduğumuz içindir. Yani<br />

motivasyondaki anahtar özellik amaca ve istenilen sonuca yöneliktir. Bazen bu istenilen<br />

sonuç istenmeyen bir şeyden kaçıştır.<br />

• Amaçlar davranışı kontrol etmez, sadece etkileyerek ve kişiyi ihtiyacını<br />

tatmin etmek için uyarmaktadır. Motive olduğumuz zaman yaptığımız şey motive<br />

olmadığımız zaman yapmadığımız şeydir.<br />

• Bir ihtiyaç tatmin edildiğinde bir diğeri ortaya çıkar. Tatmin edilmiş bir<br />

ihtiyaç artık bir motivasyon aracı değildir.<br />

• Aynı güdüler farklı davranış örneklerine sebep olabilir.<br />

• Motivasyon kişiseldir yani bir insan için motive edici bir durum veya olay<br />

bir başkası için motive edici olmayabilir.<br />

43 www.akdeniz.edu.tr/iibf/yeni/genel/dergi/sayı07/05bakan.pdf, (08.08.2007).<br />

18


• Motivasyon ancak insanların davranışlarında gözlenebilir. Yöneticiler<br />

çalışanlarının hangi gereksinimlerinin onları ne ölçüde motive ettiğini bilmelidirler. Bu<br />

ise insanların davranışlarının iyi gözlemlenmesi ile mümkün olacaktır.<br />

• Yöneticiler ve liderler, çalışanların motivasyonlarına etki edebilirler fakat<br />

bunları kontrol etmemektedirler. Amaçlar davranışı kontrol etmez, sadece etkileyerek ve<br />

kişiyi ihtiyacını tatmin etmesi için uyarmaktadır.<br />

• Motivasyonda amaç; çalışanların işletmede kalmalarının, yaratıcı gizli<br />

güçlerini kullanmalarının ve iş başarımlarını artırmalarının sağlanmasıdır. 44<br />

Davranışların değişmesine yol açan üç duygu vardır: Korku, görev ve sevgi.<br />

Korkudan dolayı motive olduğumuzda davranışı mecburiyetten yapmaktayız.. Görevden<br />

dolayı motive olduğumuzda bunu yapmamız gerektiği için yapmaktayız. Sevgiden<br />

dolayı motive olduğumuzda ise bunu istediğimiz için yapmaktayız. İnsan davranışı<br />

gelişigüzeldir. Bütün davranışlarımız içsel motivasyona bağlıdır. Motivasyon her zaman<br />

bilinçli ve gözlemlenebilen ihtiyaçlara yönelik olmaz. Kişiyi farkında olmadan motive<br />

eden şeyler de vardır. Kişiler her zaman kendi motivasyonlarının nedenlerini anlamazlar.<br />

Bazen farkında olmadığımız şeylerden dolayı motive oluruz. Motivasyonla iş tatmini<br />

aynı şey değildir. Çünkü bir davranışın bir çok motive edicisi olabilir. Aynı zamanda<br />

motivasyon ve davranış da aynı şey değildir. 45<br />

1.4. Motivasyon Süreci<br />

Motivasyon sürecini başlatan bireyin ihtiyaçlarıdır. Bir ihtiyaç ortaya çıktığı<br />

zaman, birey bu ihtiyacı karşılamak ister ve böylelikle birey itici bir güçle<br />

uyarılmaktadır. İç ve dış etkilerle uyarılan birey çeşitli biçimlerde davranışlara<br />

yönelmektedir. Amacı ihtiyaçlara karşı duyduğu doyumdur. 46<br />

44 Doğan Şafak YILDIRIM, Resmi İlköğretim Okullarında Görev yapan Öğretmenlerin Motivasyon<br />

ve İş Tatminini Etkileyen Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006, s. 2.<br />

45 KOÇ, a.g.e., s. 32-33.<br />

46 Hüseyin Nail PEKEL, İşletmelerde Motivasyon ve Verimlilik İlişkisi; Devlet Hava Meydanları<br />

İşletmesi Ant. Havalimanın Çalışanları Arasında Bir Örnek Olay Araştırması, Yayınlanmamış<br />

Yüksek Lisans Tezi, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2001, s. 7.<br />

19


Motivasyon süreci, bir güdü etkisiyle harekete geçme, belirli bir eylemde<br />

bulunma sürecidir. Bir birey herhangi bir şeye karşı belirli bir ihtiyaç duyduğunda bu<br />

ihtiyacı gidermek için bir takım davranışlarda bulunmaktadır. Motivasyon sürecinde dört<br />

temel aşama vardır:<br />

1) İhtiyaç: Motivasyon, belirli şeylere karşı duyulan gereksinim ile<br />

başlamaktadır.<br />

2) Uyarılma: Bireyde gereksinmenin giderilmesi için, herhangi bir gücün<br />

oluşmasıdır.<br />

3) Davranış: Bireyin ihtiyacı doğduğunda ve bu ihtiyacı gerçekleştirmek için<br />

uyarıldığında belirli bir davranışta bulunma aşamasına gelinir.<br />

4) Doyum: Bireyin gösterdiği davranış, ihtiyacını gerçekleştirdiği ölçüde<br />

doyuma ulaşmaktadır. 47<br />

Her ne kadar dört aşamadan bahsetmiş olsak da motivasyon süreci örgütsel<br />

davranış açısından altı aşamada incelenmektedir. Bunlar; Gerekseme, Ortam Arama,<br />

İstem, Seçenek Arama, Sınama, Doyum’dur.<br />

Birey farkında olduğu gereksinmelerinin, doyurulması için elverişli bir ortama<br />

sahip olması gerekir. Çükü doyurulmayan güdüler bireyce bastırılarak kendine zarar<br />

verme durumuna kadar gelebilir. Gereksinme elverişli ortam bulduğunda isteme<br />

dönüşür. Tabiî ki bu durumda iş gören istemini karşılamak için elverişli seçenekler<br />

aramaya başlar. Daha sonra istemini karşılamak için seçilen seçeneğin sınaması yapılır.<br />

Bireyin seçtiği seçenek ne oranda geçerli ise, istemini karşılama da bireyi o oranda<br />

başarıya ulaştırır.güdülenmenin son aşaması da doyum olarak bilinir ve iş gören yeterli<br />

doyuma ulaştığında, gerilimden kurtularak duruluma geçer. 48<br />

47<br />

Zeynep SÖZER, Örgüt Kültürünün İş Gören Motivasyonu İle İlişkisi ve Bir Uygulama,<br />

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi ,Yıldız Teknik <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler <strong>Üniversitesi</strong>, İstanbul,<br />

2006, s. 57.<br />

48<br />

İ. Ethem BAŞARAN, Örgütsel Davranış, A. Ü. Eğt. Bilimleri Fak., Kadıoğlu Mat., Ankara, 1991, s.<br />

149-150.<br />

20


Motivasyon içerisinde değerlerin, güdülerin ve ihtiyaçların, gerilimlerin ya da<br />

beklentilerin yer aldığı bir olgudur. Yani motivasyon insan davranışlarının belirlendiği,<br />

etkilendiği ve açıklandığı bir yönetim sürecidir. Aslında bu süreç çok karmaşık olmasına<br />

rağmen basit bir model olarak aşağıdaki gibi gösterilmesi de mümkündür. 49<br />

Şekil 1.2: Motivasyon Süreci<br />

Kaynak: Stress Richard, M. Porter, W Lyman, Motivation and Work Behaviour. McGraw-Hill Series<br />

in Management , 1975, s. 6-7.<br />

Şekilden de anlaşılacağı gibi herkesin birtakım ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar<br />

harekete geçirilene kadar kişi güdülenememektedir. Harekete geçirilmiş ihtiyaca<br />

motivasyon denir. Motivasyon bireyi bir amaca ulaşmak için davranmaya iter, eyleme<br />

geçirir, bireyin davranışını güçlendirir. 50 Motivasyon süreci, bireyin bir ihtiyacının<br />

farkında olması ve bunun yarattığı gerilimle başlamaktadır. Gerilim evresini ihtiyacını<br />

tatmin edecek yolları araştırma evresi izlemektedir. Birey ihtiyacını tatmin ettikten sonra<br />

durumu yeniden değerlendirerek ve ihtiyacını tatmin düzeyi açısından yeterli görülürse,<br />

tatmin edilen ihtiyacın yerini başka bir ihtiyaç almaktadır.<br />

Motivasyon başlangıcı öncelikle motive olmakla başlamaktadır. Motivasyon ya<br />

da diğer bir deyişle güdüleme gözle görülmeyen varsayımsal bir olgudur ve davranışı<br />

anlamada çok önemli bir süreçtir. Başarılı insanlar çoğu kez amaçlarını belirleyerek<br />

motive olmaktadırlar. Başarılı olmak isteniyorsa nereye gidildiği ve ne yapmak<br />

istenildiği bilinmelidir. İlerlemek isteyen bir kişi ulaşmayı arzuladığı bazı hedefler<br />

belirlemektedir. Bu hedefler doğrultusunda yeteneklerini geliştirdikçe bu hedeflere<br />

49 RİCHARD, PORTER, LYMAN, a.g.e., 1975, s. 6-7.<br />

50 Halil CAN, Başarı Güdüsü ve Yönetsel Başarı, Hacettepe Üniv. Yayınları, Ankara, 1997, s. 168.<br />

21


doğru ulaşmaya çalışmaktadır. Bu nedenle bir plana ihtiyaç duyulmaktadır. Kişinin<br />

amacına yönelik planlar, müteahhit’in projesine benzer. Proje olmadan binanın şekli<br />

belli olmaz. Yapımında hangi malzemelerin kullanılacağı, kaç kişinin çalışması gerektiği<br />

ve işin ne zaman biteceği belirlenmelidir. Burada düşünce ve eylem eşit önemdedir.<br />

Başarılı bir insan hedefine ulaşır ulaşmaz her şeyi bir tarafa bırakmamalı, mutluluğunu<br />

artırmak için, yeni ve daha başarılı hedefler belirlemelidir. Yani davranışını sürdürmeye<br />

devam etmelidir. 51<br />

Motive olma sürecinin esas olarak aşağıdaki unsurları kapsadığı söylenebilir :<br />

• Her insan organizmasında onu sürekli ve sabırlı çalışmaya teşvik ve sevk<br />

edici bir takım itici güçler vardır.<br />

• Her insanda çeşitli tip ve huyda birçok gereksinimler vardır. Bu<br />

gereksinimlerin şiddet ve sürekliliği insandan insana değişmektedir.<br />

• Gereksinimlerin tatmin edilmesi “amaç”tır ve motive edilmiş tutum ve<br />

davranışların yöneldiği sonuçtur.<br />

• Amaç fark edildiği ya da anlaşıldığı anda “arzu” haline dönüşmektedir.<br />

• O zaman insan belirli bir teşvik unsuruna karşı ilgi veya gereksinme<br />

duymaya başlamaktadır. Bu ilgi amacın gerçekleşmesine yardımcı olacağı hissinin<br />

doğuracağı zevkin , oluşturduğu bir sonuçtur.<br />

• Amaçla ve bilinerek yapılan her faaliyet bir teşvik unsurunun<br />

uygulanması sonunda meydana gelmektedir.<br />

• Amaçlı ve bilinçli olarak yapılan bir hareket amaca erişme ve<br />

tatminkârlığın sağlanması şeklinde sonuçlanmaktadır. 52<br />

Yöneticilikte motivasyon ise, Yöneticilerin, iş görenlerden maksimum verim<br />

arzulaması ile başlamaktadır. Aynı zamanda her insanın bencil olduğunu tatminkârlık<br />

yolları aradıklarını varsayarak, tatminkarlığın doğuştan mevcut olan bazı ihtiyaçların<br />

51<br />

KOÇ, a.g.e., s. 28.<br />

52<br />

Besim BAYKAL, Motivasyon Kuramına Genel Bir Bakış, İstanbul Üniv. Yayınları, İstanbul, 1978, s.<br />

89.<br />

22


karşılanması sonucu oluşabileceğini kabul etmektedirler. Tatmin sağlaması için yönetici<br />

belirli bir anda bir kimsede hangi tipten bir ihtiyacın en şiddetli olduğunu tahmin<br />

etmektedir. Bu tatmine dayalı olarak o iş görenin ihtiyacını karşılayabilecek özel teşvik<br />

unsurunu seçerek etkili amaç olarak kullanmaktadır. Bu etkinin doğuracağı arzu o<br />

kişileri, işleri vasıtasıyla harekete geçirmektedir. Bu çaba ve hareketin doğuracağı<br />

verimlilik, arzulanan sonucun sağlanması olacağından iş görenleri memnun edici bir<br />

faktör meydana gelmiş olur. 53<br />

Motivasyonun oluşma biçimi ve etkileri dört yönlü incelenmektedir:<br />

- Motivasyon, bireyi harekete geçirirerek ve belirlenen amaçlar yönünde<br />

uğraşların sürdürülmesini sağlamaktadır.<br />

- Motivasyon, uyarlanmayı kolaylaştırmaktadır.<br />

- Motivasyon, bireyi yönelterek, yönetim düzeni sağlar.<br />

- Motivasyon, bireyin algılama gücünü artırarak ve düşünsel çabaların en<br />

etkili yönde gelişmesini sağlamaktadır. 54<br />

1.5. Motivasyonun Önemi<br />

Yönetici başkaları aracılığıyla iş yaptıran kimse olduğundan, emrindeki kimseleri<br />

en iyi şekilde çalıştırması ve onları motive etmesi başarı için temel faktördür. İnsanlar<br />

çeşitli şartlarda değişik davranışlarda bulunmaktadırlar. Bu davranışlar insanların<br />

psikolojik yapılarının anlaşılmasına bağlı olmaktadır. Örgütlerde çalışan personelin<br />

seçimi, işe yöneltimi, terfi ettirilmesi ve eğitiminde psikolojinin önemli katkıları<br />

olmaktadır. 55<br />

İnsan, psiko-sosyal bir canlı olarak çeşitli ihtiyaçlara sahiptir. Bu ihtiyaçların bir<br />

kısmı fizyolojik ve somut ihtiyaçlardır. Bir kısmı ise daha soyut, gözle görünemeyen<br />

ama son derece önem taşıyan ihtiyaçlardır. İşte birey bu ihtiyaç ve arzularını tatmin<br />

53 Yasemin GÜVEN, Motivasyon Teori ve Araçlarının İncelenmesi; Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.<br />

de Motivasyon Araçlarının İş Görenler Tarafından Algılanması Üzerine Bir Araştırma,<br />

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2004, s. 6-7.<br />

54 Zeyyat SABUNCUOĞLU, Örgütsel Psikoloji, Alfa Kitapevi, Bursa, 1995, s. 89.<br />

55 TİKİCİ,DENİZ, a.g.e., s. 29.<br />

23


etmedikçe bir iç dengesizlik durumu ortaya çıkmaktadır. Bireyin arzu ve ihtiyaçlarını<br />

belirleyen güdüler kişiseldir. Bunlar sosyal çevre ve kültürün etkisiyle zaman içinde yön<br />

değiştirebilir, gücünü kaybedebilir veya artırabilir. Dolayısıyla, kişinin içinde bulunduğu<br />

sosyal çevresiyle çelişmeyen arzu ve isteklerinin karşılanması gerekmektedir. 56<br />

Günümüzde örgütlerde personeli kazanmak ve başarılı olmak için, öncelikle<br />

personeli başarılı olmaya güdülemek şarttır. Zira, başarının temel amacı motivasyondur.<br />

Çünkü eskiden olduğu gibi, insanları zorla, baskıyla ya da fazla parayla çalıştırmak<br />

mümkün değildir. 57 Motivasyon hem kişi hem de şirket performansında önemli bir rol<br />

oynamaktadır. İyi eğitimli olan ve yetenekli bir çalışan bile motive edilmediği taktirde<br />

iyi bir performans sergileyemeyecektir. Performans şu şekilde ifade edilebilir.<br />

Performans = Yetenek x Motivasyon x Eğitim<br />

Bu ifade matematiksel açıdan doğru olmayabilir ama iki ana noktayı gözler<br />

önüne sermektedir. Birincisi, eğer motivasyon sıfır olursa, performans da sıfır olacaktır.<br />

İkincisi, motivasyon tek başına yeterli değildir; eğitim ve yetenek ile birleşmelidir.<br />

Belirtilen birinci nokta motivasyonun önemini, ikincisi ise motivasyonun tek başına her<br />

derde deva olamayacağını vurgulamaktadır. Motivasyonun artması her zaman direkt<br />

olarak verimlilikte bir yükselmeye yol açmamaktadır. Çünkü çoğu işte verimlilik diğer<br />

kişiler tarafından veya makinelerin hızı tarafından sınırlanmaktadır. Örneğin; daha<br />

yüksek motivasyon, üretim hattında çalışan işçiler için daha fazla verimliliği<br />

getirmeyecektir, çünkü hattın hızı işin hızını belirleyecektir ve hattın hızı da çoğu zaman<br />

daha yavaş olan işçilerden birinin hızına göre ayarlanacaktır. Benzer olarak, artan<br />

motivasyon gazete satıcısının satışlarını artırmayacaktır, çünkü habere değer olayların<br />

oluşu ve bu olayları değerli bulan okuyucular satışlar üzerinde daha fazla etkiye<br />

sahiptirler. Bununla beraber, verimlilik ve motivasyon arasındaki bu kopukluk<br />

yöneticilerin motivasyonu gözardı etmeleri gerektiği anlamına gelmemektedir.<br />

Motivasyonun asıl kullanılış nedeni işgörenlerdir. Çünkü iş görenlerin başarısı<br />

örgütün işine yarayabileceği gibi kendi işlerine de yarayacaktır. Örgütle motivasyonel<br />

56 ŞAHİN, a.g.e., s. 526.<br />

57 GENÇ, a.g.e., s. 238.<br />

24


açıdan uygun bir ortamın bulunması, iş görenler için ihtiyaçları gidermede ve amaçlara<br />

ulaşmada son derece yararlı olacaktır. 58 Çalışanları neyin motive ettiği yönünde yapılan<br />

bir araştırmada hem yöneticilerin çalışanların istekleri konusundaki düşünceleri hem de<br />

çalışanların gerçekte ne istedikleri konusundaki yaklaşımlarının birbirinden farklı<br />

oldukları ortaya çıkmaktadır.<br />

İnsanlar, davranışlarıyla arzu ettikleri sonuçları elde edebileceklerine ve<br />

istemedikleri sonuçları da engelleyebileceklerine inanırlarsa, onları hiçbir şey tutamaz.<br />

Kişi, karşısına çıkan işi yapabilecek yeterlilikte olduğuna inanırsa, bu inanç, hedeflerini<br />

ve beklentilerini de etkileyerek ve iç motivasyonunu artırmaktadır. Kişinin seçtiği hedef,<br />

bu hedefe ulaşmak için göstereceği çaba ve zorluklar karşısında yılmaması büyük ölçüde<br />

yeterlilik duygusu tarafından belirlenmektedir. Çalışanların motivasyonu ise, kişinin<br />

sahip olduğu ihtiyaçlar ile kurumun çalışana sağladığı teşvik ve imkanlar arasındaki<br />

dengenin kurulmasına bağlıdır. Bu öznel bir süreç olduğu için kişiden kişiye<br />

değişmektedir. Ancak bu fark çalışanların işe yönelik tavırlarının belirleyicisi<br />

olmaktadır. Burada en büyük görev yöneticiye aittir.<br />

Motivasyonun, kişiden, kurumdan, yöneticiden ve süreçten kaynaklanan<br />

karmaşık yönleri vardır. Bu sebeple bir motivasyon problemini teşhis ederken, olaya bu<br />

geniş perspektiften bakmak gerekmektedir. Başarılı yöneticiler, insanların<br />

söylemediklerini işitebilen, vücut dilini çözebilen, olgun ve duygusal zekâsı yüksek<br />

yöneticilerdir. 59 Motivasyon, yaşam doyumu ile doğrudan ilintilidir. Yaşam doyumuna<br />

bağlı olarak motivasyonda değişiklikler görülebilir. Bununla birlikte, motivasyon ile<br />

ilgili yapılan çalışmalar, çalışanların görevlerinin belirginliği, ise katılımları, parasal<br />

ödüller, işin doğası, kişilerin verimli kullanılabilmesi gibi birçok faktörün iş tatminine<br />

etki ettiğini göstermektedir.<br />

58 R. Harun TAŞBAŞ, Firmaların Bünyelerindeki Satış Elemanlarının Motivasyonunu Artırmada<br />

Kullandıkları Maddi Olmayan Motivasyon Yöntemlerinin Satış Yöneticilerinin Bakış Perspektifiyle<br />

Değerlendirilmesi ve İlaç Sektöründe Üzerine Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />

Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1998., s. 6.<br />

59 Meltem ER, Satış Elemanlarının Motivasyonu, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik<br />

<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2004, s. 14.<br />

25


Bir işletmede şartların bozulduğunu gösteren en önemli kanıtlardan biri,<br />

motivasyonun düşük olmasıdır. İnsanın doğasında isteme, isteklerini arttırma ve yenilik<br />

arama vardır. Üstelik insanın davranışlarını yönlendiren istekler kolayca elde<br />

edilebileceklerden çok, bir çaba ve katlanım gerektirenler üzerinde yoğunlaşmaktadır.<br />

Kişinin arzuları, zaman içerisinde psikolojik veya bazı hallerde fizyolojik ihtiyaç haline<br />

getirdiği istekleri karşılanamazsa, ortaya hayal kırıklığı ve mutsuzluk çıkmaktadır. 60<br />

1.6. Motivasyonun Yararları<br />

Bir işletmede sistemli bir motivasyon sürecinin faydalarına bakacak olursak:<br />

• Çalışanların işletmeye ve işletme kültürüne olan bağlılığı artmaktadır.<br />

• İşletmede verimliliğin , kârlılığın artmasında etkili olmaktadır.<br />

• Motivasyonlar yüksek olan çalışanların morali yüksek olurken, işletmenin<br />

personel devir oranı da düşük olmaktadır.<br />

• Çalışanların iş tatmini yüksek olmaktadır.<br />

• Çalışanların işten kaytarma oranı azalmaktadır.<br />

• İşletme ve çalışanlar için çalışma hayatının kalitesini yükseltmektedir.<br />

• İşletmenin maliyetlerinde azalma sağlamaktadır.<br />

• İşletmelerin ürün ya da hizmet kalitesinin yükselmesinde etkili<br />

olmaktadır.<br />

olmaktadır. 61<br />

• Etkili motivasyon yönetimi, işletmenin amaçlarına ulaşmasında etkili<br />

Yöneticinin temel amaçlarından birisi, ihtiyaçları karşılanmayan bireylerin<br />

yaşadığı dengesizlikleri keşfetmek ve gidermektir. Aksi durumda ise, bireyin yaşadığı<br />

60 Fatih TAŞPINAR, Motivasyon Araçlarının İş Gören Motivasyonu Üzerindeki Etkisi;Afyon<br />

Karahisar Termal Otel İşletmelerinde Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon<br />

Kocatepe <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon Karahisar, 2006, s. 14.<br />

61 Doğan Şafak YILDIRIM, Resmi İlköğretim Okullarında Görev Yapan Öğretmenlerin Motivasyon<br />

ve İş Tatminini Etkileyen Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006, s. 5-7.<br />

26


u dengesizlik, onun davranışlarına, iş verimine, moraline, ilişkilerine olumsuz etki de<br />

bulunacaktır. Başka bir ifadeyle, bireyde iş verimsizliği, performans düşüşü, iş<br />

tatminsizliği gibi sonuçlar ortaya çıkabilecektir. 62<br />

Bu yüzden yönetim, çalışanın sahip olduğu enerjiyi ve aktiviteyi harekete<br />

geçirerek kurumun amaçlarının başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesini ve çalışanın<br />

işinde etkili ve verimli olmasını sağlamalıdır. Motivasyonun konusu, insan ve insan<br />

davranışlarıdır. Bu yüzden motivasyon da amaç, insanı kazanmaktır. İnsanları<br />

kazanabilmek için ise, insanların beklentileri, amaçları, arzuları ve ihtiyaçlarının<br />

bilinmesi önemlidir. Başka bir ifadeyle, yöneticiler, yanlarında çalıştırdıkları bireyleri<br />

nelerin motive ettiğini doğru olarak tespit etme çabası içerisinde olmalıdırlar. Çoğu<br />

yönetici parasal ödüllerin çalışanların motivasyonunun bir parçası olduğuna<br />

inmaktadırlar. Gerçekten insanlar sadece para kazanmak, zengin olmak için mi<br />

çalışırlar? Genel itibariyle onların yaşamında ücret her şey midir? Her şeyden önce bir<br />

bireyi motive etmedeki en önemli şey, onların kim olduklarını anlamaktır. Eğer yönetici,<br />

bir bireyin arzularını ve isteklerini bilmiyorsa, bireyin doğru çatıda (framework) motive<br />

olmasını sağlaması da çok zor olacaktır. 63<br />

Rasyonel bir motivasyon sistemi psikoloji ve sosyoloji ilkelerine dayalı, örgüt<br />

amaçları ile işgören amaçlarını dengeleyici bir yapıda olmalıdır. Bu durumda<br />

motivasyon sisteminden işgören ve işletmeye şu faydalar beklenebilir: 64<br />

• İşgörenlerin temel ekonomik ihtiyaçlarının karşılanmasına imkan<br />

hazırlamak.<br />

• İşgörenlerin psiko-sosyal, kültürel, güvenlik, aile yardımı gibi toplumsal<br />

ihtiyaçlarının karşılanmasına imkan tanımak,<br />

• İşgörenlerin yeteneklerini ve yaratıcılıklarını ortaya çıkarmasına yardımcı<br />

olmak,<br />

62 FINDIKÇI, a.g.e., s. 375-376.<br />

63 Ali ŞAHİN, Yönetim Kuramları ve Motivasyon İlişkisi, s. 526,<br />

http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler%5CAli%20%C5%9EAH%C4%B0N%5Cmotivasy<br />

on%20y%C3%B6netim%20makale.pdf, (12.09.2007).<br />

64 ŞİMŞEK, a.g.e., s. 207.<br />

27


• Değişen sosyo-ekonomik ve kültürel şartlara uygun şekilde işletmelerin<br />

esnek motivasyon sistemi geliştirmelerini sağlamak.<br />

• Örgüt ile işgören amaçlarını uyumlaştırmaya yardımcı olmak.<br />

1.7. İşgören Motivasyonunun Bireysel ve Örgütsel Yansımaları<br />

Günümüzde örgütler, belirledikleri hedeflere ulaşabilmek amacıyla çeşitli üretim<br />

faktörlerine gereksinim duymaktadırlar. Bu faktörler içinde en önemli olanı ve kuşkusuz<br />

en zor denetim altına alınanı emek faktörüdür. İnsan emeği, diğer üretim faktörleriyle<br />

birleşerek işletmenin amaçlarına katkıda bulunur. Bu açıdan, bireysel ve örgütsel<br />

bakımdan bir takım amaçlara sahip olan işgörenlerin motivasyonunda etkili olan<br />

kavramlar açıklanmaya çalışılacaktır.<br />

1.7.1. İşgören Motivasyonunun Bireysel Yansımaları<br />

Motivasyonda en önemli konu, işgören davranışlarını ve bunların nedenlerini<br />

bilmektir. Her davranışın arkasında bir istek, önünde ise amaç vardır. Amaçlara varmak<br />

için birey isteklerinin doyurulması gerekir. Birey, kendi dünyasına uygun ve kendine<br />

özgü nitelikte çizdiği amaçlarına ulaştığı ölçüde mutlu olmaktadır. İşgören işletmeden<br />

birçok şeyler bekler: ekonomik kaynaklar, güvenlik, eğitim olanakları v.b. İşletme de<br />

işgörenden yaratıcılığını ve zeka gücünü ortaya koymasını istemektedir. Bu iki istek<br />

grubu arasında en iyi dengeyi kurmak gerekmektedir. Bu dengeyi sağlamanın en geçerli<br />

yolu işletmenin amaçlarını olduğu kadar işgören amaçlarını da yakından tanımaktır.<br />

Bunun için de öncelikle işgörenin bireysel amaçlarından bahsetmek gerekmektedir.<br />

1.7.1.1. İşgören Motivasyonu-İş Tatmini İlişkisi<br />

Motivasyon, bir amaca doğru çaba harcamayı ve sürdürmeyi anlatmasına<br />

karşılık, iş tatmini ise bağlı olarak olumlu duygular içinde olmayı anlatmaktadır.<br />

Motivasyon kavramıyla tatmin arasındaki ilişki, şartlara ve durumlara bağlıdır. Kimi<br />

zamanlarda olumlu, kimi zamanlarda nötr ve bazen de olumsuz olabilmektedir. Tatmin<br />

kavramıyla bireyin iç huzuru ve rahatlığı ifade edilmek istenmektedir. Tatmin<br />

kavramıyla bireyin iç huzuru ve rahatlığı ifade edilmek istenmektedir. Fakat bireyin<br />

dışsal davranışını değiştirme anlamına gelmez. Motivasyondan ayrıldığı nokta da<br />

28


urasıdır. Motivasyon, bireyin davranışlarını etkileyerek onu harekete geçirmektedir.<br />

Oysa tatmin duygusu öznel bir iç zevki ve huzuru ifade etmektedir. 65<br />

İş tatmini genel olarak, kişinin işine karşı gösterdiği olumlu veya olumsuz<br />

tutumudur.Bu bağlamda, işe karşı olumlu ruh hali iş tatminini, işe ilişkin olumsuz<br />

tutumları ise iş tatminsizliğini ortaya çıkaracaktır. 66 İş tatmini oluşturan bireysel<br />

faktörler; personelin beklentileri, personelin kişiliği, personelin iş tecrübesi, personelin<br />

sosyal kişiliği, personelin hizmet süresi, personelin eğitim düzeyinden etkilenmektedir.<br />

Diğer yandan işin genel görünümü ve zorluk derecesi, ücret, işletmenin sosyal<br />

görünümü, çalışma koşulları ve iş güvenliği, ilerleme olanağı, uygun ödüllendirme<br />

sistemi, yönetici, çalışanların kararlara katılım derecesi, iş tatminini etkileyen iş<br />

ortamına bağlı faktörlerdir. 67<br />

İş tatmini ile motivasyon karşılıklı etkileşim içindedir. Tatmine ulaşmış<br />

işgöreninin motive edilebilmesi için gerekli ortam hazırlanmış demektir. Çünkü tatmine<br />

ulaşan işgören davranış değiştirmeye ve motive olmaya oldukça uygun bir durumdadır.<br />

Aynı şekilde, motive olmuş bir işgören de çaba ve faaliyetlerinin sonucunda iç huzuru<br />

ve zevki tadabilir. Başka bir ifadeyle iş tatmini motivasyonu yaratabilir.<br />

Psikologlar iş tatmini ile işe geç kalma, işe gitmeme ve işi aksatma arasında<br />

güçlü bir ilişki olduğunu vurgulamaktadırlar. Eğer bir iş, kişileri motive etmiyorsa,<br />

çalışanlar en ufak bir özürleri olduğunda işe gelmeyeceklerdir. Çoğu organizasyonlarda<br />

işe geç kalma, işe gelmeme ve çalışanların sık sık işten ayrılmaları şirketin kârlılığını<br />

olumsuz yönde ve direk olarak etkilemektedir. Şu da bir gerçek ki; her insan aynı<br />

derecede motivasyona sahip değildir. Bunun sebebi tam olarak açık olmasa da başlıca iki<br />

olasılık vardır: Bazı insanlar doğuştan diğerlerinden daha yüksek motivasyona<br />

sahiptirler, bazıları da kendi yaşam tecrübelerinden etkilenebilirler. Kalıtım, yüksek<br />

performansın ne olacağını belirliyorsa olsa da; insanların öğrendikleri ve geçmiş<br />

tecrübeleri de bu konuda oldukça etkilidir. İnsanların motivasyonlarının yönü ve<br />

65<br />

Feyzullah EROĞLU,, Davranış Bilimleri, 5.Baskı, Beta Yayınları, 2000, İstanbul, , s.252.<br />

66<br />

İlhan ERDOĞAN, İşletme yönetiminde örgütsel davranış, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong> Yayını, No.5, 1999,<br />

İstanbul, s. 299.<br />

67<br />

ÖZGEN, H., ÖZTÜRK, A. ve YALÇIN, A., İnsan Kaynakları Yönetimi, Nobel Kitabevi, Adana,<br />

2002, s. 45.<br />

29


düzeyindeki farklılıklar rasgele olan bir durum değildir, bu farklılıklar bir noktaya kadar<br />

insanların yaşı, cinsi ve meslekleri ile de ilgilidir. 68<br />

1.7.1.2. İşgören Motivasyonu-Örgütsel Bağlılık İlişkisi<br />

Bireyin organizasyona bağlılık derecesini ifade eden örgütsel bağlılık kavramı<br />

konusunda tam bir tanımlama yapılamamıştır. Örgütsel bağlılık; bir organizasyonun<br />

üyesi kalma yolunda şiddetli bir arzu, organizasyon adına yüksek düzeylerde efor<br />

sarfetme isteği veya organizasyonun amaç ve değerlerine kesin bir inanç/ kabulü belirtir.<br />

Başka bir ifade ile örgütsel bağlılık; organizasyonun tüm etkinliği, çıkar ve<br />

başarısı ile kimliklenmedir. Örgütsel bağlılık, çalışan gelecekte firmada kalma<br />

arzusunun bir ölçüsüdür.örgüt üyelerinin çalıştıkları işletmeye bağlılıkları arttığı oranda,<br />

işgücü devir hızı azalmakta, işgören istikrar kazanmakta, moral ve motivasyon<br />

yükselmekte, örgüte sadakat artmakta ve makro düzeyde daha yüksek milli prodüktivite<br />

yaratılarak çarpan etkisiyle toplumun tümüne menfaat sağlamaktadır. 69<br />

Örgütsel bağlılığın etkileri, bağlılığın derecesi ile ilgili olarak olumlu ya da<br />

olumsuz olabilmektedir. Örgütsel amaçlar kabul edilebilir olmadığında işgörenlerin<br />

yüksek düzeydeki bağlılığı, örgütün dağılmasını hızlandırabilmektedir. Diğer taraftan<br />

amaçlar akılcı ve kabul edilebilir olduğunda ise, yüksek düzeyde bir bağlılığın etkili<br />

davranışlarla sonuçlanması olanağı bulunmaktadır. Bağlılık örgütten ayrılma davranışı<br />

ile düşük düzeyde; düşük performans, artan devamsızlık ve gecikme gibi geri çekilme<br />

davranışlarıyla ise, daha yüksek düzeyde ilişki içindedir. 70<br />

Sonuç Olarak, organizasyonla işgören arasındaki paradigmatik uyum ne kadar<br />

fazla olursa uyumdan kaynaklanan sinerjik etki o kadar fazla olacaktır. Paradigmatik<br />

uyum; işletme çalışan bireylerin amaçları, dünya görüşleri, doğru ve yanlışları ile<br />

organizasyonun benzer konulara bakışlarının aynı olmasıdır. Örgütle bireyin amaçları<br />

çelişmediği ve organizasyon ve işgörenler arasındaki paradigmatik yakınlık arttığı<br />

68 Füsun PARS , Ozan Çağım ŞİVE, Motivasyon: İş Yerinde Motivasyon, Hr Dergisi, Aralık, 1996,<br />

http://evren.gonca.net/dokuman/anadizin//Motivasyon.doc, (26.11.2007),<br />

69 Hasan İBİCİOĞLU, Örgütsel Bağlılıkta Paradigmatik Uyumun Yeri, Dokuz Eylül <strong>Üniversitesi</strong><br />

İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:15 Sayı:1 Yıl:2000, s. 13-14.<br />

70 Selen DOGAN, Selçuk KILIÇ, Örgütsel Bağlılığın Sağlanmasında Personel Güçlendirmenin Yeri<br />

Ve Önemi, Erciyes <strong>Üniversitesi</strong> İ.İ.B.F. Dergisi, Sayı: 29, Temmuz-Aralık 2007, s. 52.<br />

30


oranda işgören işletme amaçlarına daha fazla motive olabilir ve verimli çalışabilir.<br />

Organizasyon ile çalışanlar arasında paradigmatik uyumun sağlanması için;<br />

organizasyon üyelerinin beklentilerinin belirlenmesi, amaçların uyumlaştırılması,<br />

organizasyon vizyonunun üyelerinin paradigmasına uygun olması ve üyelerle<br />

organizasyonun bütünleşmesini sağlayacak örgüt kültürünün oluşturulması<br />

gerekmektedir. 71<br />

1.7.1.3. İşgören Motivasyonu-Performans İlişkisi<br />

Performans bir işi yapan bireyin, bir grubun ya da bir teşebbüsün o işle<br />

amaçlanan hedefe yönelik olarak nereye varabildiği, diğer bir ifadeyle neyi<br />

sağlayabildiğinin nicel(miktar) ve nitel(kalite) olarak anlatımı şeklinde<br />

tanımlanmaktadır. 72<br />

İşgören motivasyonu ile performans yakından ilişkilidir. Motive olmayan<br />

personelden yüksek performans beklenmemelidir. Örgüt yöneticisi, örgüt içi ve dışı<br />

fizyolojik, psikolojik ve sosyal çevreyi ve gereksinimleri anlayıp yorumlayabiliyorsa,<br />

performansı maksimize etmek için işgörenlerden gerektiği gibi yararlanma yollarını<br />

belirleyecektir. Böylece hem işgörenlerin gereksinimleri karşılanacak hem de işletmenin<br />

amaçlarına ulaşması sağlanmış olacaktır. Yöneticinin işgörenleri işletme amaçları<br />

doğrultusunda yönlendirmesi ise ancak motivasyon ile olası olacaktır. Örgütsel<br />

hedeflerin başarımı için işgörenleri çok çalışmaya cesaretlendirmek tüm yönetimler için<br />

en önemli zorluklardan biridir. Yüksek motivasyonlu işgörenler örgütsel hedeflere<br />

ulaşma şansını kuşkusuz önemli derecede arttırmaktadırlar. 73<br />

Bir örgütte performansa etki eden önemli bir unsur ise, stres’dir. Stres algılanan<br />

çevresel tehditlere bireyin fiziksel ve ruhsal bir tepki verme eylemi olarak ifade<br />

edilebilecektir. Yerkes ve Dadson’un 1908’de yapmış oldukları araştırmalarına (Y-D<br />

71 İBİCİOĞLU, a.g.e., s. 19.<br />

72 Edip ÖRÜCÜ, Aysun KANBUR, Örgütsel-Yönetsel Motivasyon Faktörlerinin Çalışanların<br />

Performans ve Verimliliğine Etkilerini İncelemeye Yönelik Ampirik Bir Çalışma: Hizmet ve<br />

Endüstri İşletmesi Örneği, Celal Bayar <strong>Üniversitesi</strong>, Yönetim ve Ekonomi Dergisi, Yıl:2008 Cilt:15<br />

Sayı:1,Manisa, s. 88.<br />

73 Adem ÖĞÜT, Tahir AKGEMCİ, M. Tahir DEMİRSEL, Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi<br />

Bağlamında Örgütlerde İşgören Motivasyonu Süreci, Selçuk <strong>Üniversitesi</strong> Sosyal Bilimler Enstitüsü<br />

Dergisi, Yıl: 2004 - Sayı: 12 - ISSN 1302-1796 , s. 286.<br />

31


Yasası) göre stres belirli bir noktaya kadar performansı olumlu etkilerken, belirli bir<br />

noktadan sonra olumsuz yönde etkilemektedir. Aşırı stres kırılma noktasından sonra<br />

dikkat azalması sonucunu doğurarak, bireyin zihinsel yetenek, yargı ve karar verme gibi<br />

zihinsel yeteneklerini negatif yönde etki altına almaktadır. Bu nedenle işgören<br />

motivasyonunun performans ilişkisini sabit tutabilmek için stresin iyi yönetilmesi<br />

gerekmektedir. 74<br />

Çalışanların işlerindeki performansları konusunda bilgilendirilmeye ve geri<br />

bildirim almaya ihtiyaçları vardır. İnsanın psikolojik ihtiyaçları arasında yer alan,<br />

davranışları hakkında bilgilenme dürtüsü, kişinin moralinin iyileşmesine ve kendine olan<br />

güveninin artmasına neden olarak kişisel gelişime olanak sağlamaktadır. Performans<br />

değerlendirme, kişi düzeyinde psikolojik bir ihtiyaç olduğu halde, kurum düzeyinde<br />

motivasyona yönelik bir ihtiyaçtır. Kişi mevcut eksikliklerini görüp, kendini yenilemeye<br />

ve yeni atılımlar yapmaya yönelmektedir. Tek tek kişilerin performanslarının<br />

iyileştirilmesi de bir bütün olarak kurumun etkinliğinin arttırılmasını sağlamaktadır.<br />

Bunun sonucunda çalışanlara yönelik ödüllendirme politikalarında düzenleme yapılarak,<br />

uygulanması gereken maddi ve manevi motivasyonlar belirlenmiş olacaktır. 75<br />

1.7.1.4. İşgören Motivasyonu-Kurum İçi Girişimcilik İlişkisi<br />

Literatürde iç girişimciliğin: yeni iş girişimi, yenilik, süreç yenileme, kendini<br />

yenileme, stratejik yenilenme, otonomi, risk alma, öngörücü olma ve saldırgan<br />

rekabetçilik gibi kendine has çok farklı boyutlarına değinilmektedir. Bu boyutlarda yeni<br />

işler takip etmekten, firmanın örgütsel dönüşümünü başarma yeteneğine, firma içinde<br />

düşüncelerin bağımsızca ortaya konulabilme durumundan, risk alabilmekten, ilk<br />

olmaktan, yeni rakiplere karşı gösterilen tepkilere kadar bir çok farklı faktör yer<br />

almaktadır. Bir firmanın yeni işlere girmesi ve/veya sonuçları belirsizlik taşıyan<br />

stratejileri uygulamadaki istekliliği, firmadaki iç girişimciliğin bir göstergesi olarak<br />

kabul edilmektedir. Görüldüğü üzere, iç girişimciliğin birçok boyutu bulunmaktadır.<br />

74 Nezih Metin ÖZMUTAF, Örgütlerde Bireysel Performans Unsurları Ve Çatışma, Cumhuriyet<br />

<strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 8, Sayı 2, 2007, s. 49.<br />

75 Üniversite Öğretim Elemanlarına İçin Performans Değerlendirme Model Önerisi,<br />

http://www.memurlar.net/haber/6087, (19.04.2009).<br />

32


Ancak iç girişimcilikle ilgili olarak yapılan çalışmalarda dört boyut üzerinde bir<br />

yoğunlaşma söz konusudur. Bu boyutlar: Yeni İş/İşletme Girişimi, Yenilik, Kendini<br />

Yenileme ve Öngörücü olmaktır.<br />

İç girişimcilik açısından gerekli olduğu düşünülen önemli bir konu ise<br />

işgörenlere karar verebilme inisiyatifi tanıma ve işgörenleri güçlendirmedir. Kaliteyi<br />

artırmak, yeni fırsatlardan yararlanmak ve müşteri ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek<br />

için işgörenlerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Güçlendirilen insan iş yapmak isteyen,<br />

sorumluluk arayan insan olmaktadır ve bu özellik, işgörenlerin işleriyle ilgili kendi<br />

kararlarını alabilmelerine olanak sağlayan bir ortamla desteklendiğinde, iç girişimcilik<br />

daha da etkili olarak gerçekleşmektedir. 76<br />

İç girişimcilik, yeni üretim metotları ve süreçleri geliştirme konularında firmaları<br />

destekleyen bir süreçtir. İç girişimcilik, firma kaynaklarını etkin kullanımını<br />

sağlamaktadır. İş tatminini arttırmakta kalifiye işgücü devir hızını azaltarak örgüt<br />

devamlılığını da sağlamaktadır. Aynı zamanda iç girişimcilik firmaların finansal ve<br />

finansal olmayan performansını arttırmaktadır. Özetle iç girişimcilik firmaların<br />

performansını iyileştirmelerinde, rekabet avantajı sağlamalarında, kendilerini<br />

sağlamalarında önemli katkıları olan bir süreç olmaktadır. Ekonominin iyi veya kötü<br />

olduğu zamanlarda, şirketlerin özellikle belirsiz ve fırtınalı zamanlarda rekabetçi<br />

kalabilmeleri için yenilik şarttır. Organizasyonların çoğu, şirket girişimciliğine rehavet<br />

ve yoğun bürokrasiye karsı bir mücadele yolu olarak bakmaktadırlar. 77<br />

İç girişimcilik, firma sınırları içerisindeki herkese seviyesine göre girişimcilik<br />

ruhunun aşılanması üzerinde durmaktadır. Kurum içerisinde geliştirilen girişimcilik<br />

ruhuyla, esnek yapılar oluşturmaya, büyümeye ve farklılaşmaya karsı gösterilen direncin<br />

üstesinden gelinebileceği vurgulanmaktadır. 78<br />

76 Asuman AKDOĞAN, Ayşe CİNGÖZ, İç Girişimciliğe Verilen Önem Düzeyi Ve İç Girişimciliği<br />

Etkileyen Örgütsel Faktörlerin Belirlenmesine Yönelik Kayseri İlinde Bir Araştırma, Uluslararası<br />

Girişimcilik Kongresi, Kırgızistan-Türkiye Manas <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi, 25-27<br />

Mayıs 2006, Bişkek, s. 53-55.<br />

77 Uğur HAACISALİHOĞLU, İç Girişimcili İklimi Ve Kurumsallaşma Algısı İle İş Tatmini Ve<br />

Bağlılık Düzayi Arasındaki İlişkiler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gebze İleri Teknoloji<br />

Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gebze, 2007, s.14-15.<br />

78 Veysel AĞCA, Mustafa KURT, İç Girişimcilik Temel Belirleyicileri: Kavramsal Bir Çerçeve,<br />

Erciyes <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 29, Temmuz-Aralık 2007, s. 85.<br />

33


1.7.2. İşgören Motivasyonunun Örgütsel Yansımaları<br />

İşgörenin motivasyonuna örgütsel açıdan bakabilmek için, işletme etkinliği,<br />

işletme verimliliği, toplam kalite ve süreç yenileme ile olan ilişkilerini incelemek<br />

gerekmektedir. Bunlar aşağıda dört başlık altında verilmiştir.<br />

1.7.2.1. İşgören Motivasyonu-İşletme Etkinliği İlişkisi<br />

Etkinlik, faaliyet ve çabaların, amaca ulaşmasındaki isabet derecesidir. İşletmede<br />

etkinlik, bir anlamda işletmenin, üretim faaliyetleri ile değişen iç ve dış şartlara intibak<br />

edebilmesi için bütün imkânlarını ve güç merkezlerini harekete geçirmedeki yeteneği<br />

olarak da tanımlanabilir. 79 Etkinlikle ilgili ilk modeller örgütsel başarının ölçümünde tek<br />

kriter kullanan monist düşüncelerdir. Etkinlik, günümüzde artık ihmal edilemez bir<br />

konuma gelmiektedir. Etkinlik, işletmenin kuruluş amaçlarına ne derece ulaştığının bir<br />

ifadesidir. İşletmede verimliliğin sağlanması, büyüme ve gelişme, çevreye uyum,<br />

rekabet edebilme durumu, iş görenlerin tatmini ve sosyal sorumlulukların yerine<br />

getirilmesi gibi durumlar etkinliğin sağlandığının göstergeleridir. 80<br />

Bir faaliyetin etkili olması onun istenen sonucu vermesi demektir. Bir işletmenin<br />

ideal etkinlik seviyesine ulaşabilmesi için arzulanan biçimde faaliyet göstermesi<br />

gerekmektedir. Bir başka ifade ile etkinlik, faaliyet ve çabaların amaca ulaşmasındaki<br />

derecesini ifade eden bir kavramdır. İşletme, amaçlarına önceden planladığı gibi<br />

ulaşabilmiş ise etkin demektir. İşletmenin amaçlarına ulaşabilmesi için, iç ve dış<br />

kaynaklarına uyum sağlayabilmesi için bütün imkânlarını harekete geçirme yeteneğidir.<br />

İşletme, etkin çalışabilmek için çeşitli araçlardan yararlanması gerekmektedir. Başta<br />

insan gücü olmak üzere, iyi araç–gereç kullanımı, teknolojik ve yönetim ile ilgili<br />

yeniliklerden yararlanma, hammadde ve enerji kullanımı gibi. İşgörenin birey ya da grup<br />

olarak etkinliğini artırmanın yolu özendirici ya da güdeleyici araçların kullanılmasıdır. 81<br />

79<br />

Mehmet KARACA, Motivasyon, http://www.odevsel.com/genel-kultur/878/motivasyon.html,<br />

(07.07.2007).<br />

80<br />

Peter F. DRUCKER, Çeviren: Ahmet ÖZDE, Nuray TUNALI, Etkin Yöneticilik, 2. Baskı., Çeviren:<br />

Ahmet Özde, Nuray Tunalı, Eti Kitapları, İstanbul, Kasım 1992., s.12.<br />

81<br />

Mehmet KAPLAN, Motivasyon Teorileri Kapsamında Uygulanan Özendirme Araçlarının İş<br />

Gören Performansına Etkisi ve Bir Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atılım<br />

<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2007, s. 8.<br />

34


1.7.2.2. İşgören Motivasyonu-İşletme Verimliliği İlişkisi<br />

Son yıllarda gelişmiş ya da az gelişmiş hemen hemen bütün ülkelerde üzerinde<br />

ısrarla durulan temel konulardan birisi de hiç şüphesiz verimlilik konusudur. Verimlilik<br />

konusu az gelişmiş ülkeler için çok daha önemlidir. Çünkü verimliliğin ve bunun<br />

sonucunda milli gelirin artması bu tür ülkelerde hayat standartlarının yükselmesinin<br />

başlıca şartlarından birisini teşkil etmektedir.<br />

Verimlilik ya da rasyonellik geniş anlamda ve günlük konuşmalarda akla<br />

uygunluk ve doğru ile yanlışı birbirinden ayırabilme gücü manalarında kullanılmaktadır.<br />

Verimlilik en az girdi ile en çok çıktıyı elde etmek ya da belirli bir sonucu en az araç<br />

kullanarak elde etmek şeklinde de tanımlanabilir. Genel olarak pay ve payda ile temsil<br />

edilen bu ilişki şu şekilde gösterilebilir: 82<br />

Üretim Miktarı / Kalitesi<br />

Verimlilik = _________________________<br />

Üretim Faktörleri (Sermaye, Çalışma Saati gibi)<br />

Verimlilik kavramı, girdilerde herhangi bir artış olmaksızın çıktı miktarında bir<br />

artış sağlayacak şekilde sistemin etkin işleyişini ifade eden bir ölçüt olmaktadır. Böylece<br />

verimlilik, ilave gelir yaratarak bir işletmenin refah düzeyini artıran bir fonksiyona<br />

sahiptir. Bununla birlikte verimliliğin hesaplanmasında; girdi, çıktı, katma değer, çalışan<br />

sayısı, çalışılan saatler, ücret ödemeleri ve stok değişmeleri gibi kriterler göz önünde<br />

bulundurulmaktadır. 83<br />

Başka bir tanıma göre ise verimlilik, belirli bir zaman periyodunda bir grup ya da<br />

birey tarafından başarılmış iş birimlerinin miktarıdır. Bu tanımda birey tarafından<br />

harcanan enerji miktarı ile üretilen birim sayısı arasında bir ilişki olduğu varsayımına<br />

dayanılmaktadır. Bu nedenle verimlilik ancak kişisel ve örgütsel amaçların birbiriyle<br />

uyumlaştırılmasından doğmaktadır. Böylece bu iki amaçtan birisine ulaşılması diğer<br />

amacın da başarıldığını gösterir. Örgütler faaliyetlerinden iyi randıman elde etmek için<br />

82 KAPLAN, a.g.e., s. 9.<br />

83 ÖRÜCÜ, KANBUR, a.g.e., s. 88.<br />

35


masraflarını düşürücü ve gelirlerini artırıcı çeşitler tedbirler alırlar. Böylece mevcut<br />

üretim süresi içinde toplam gelire katma değer oranını yükselterek verimliliği artırmayı<br />

hedeflemektedir. 84<br />

Bir işi yapmaya zorlanabilecek birey, o işi isteyerek yapmaya zorlanamaz. Bir işi<br />

severek yapmak içten gelen arzuyla olur ve işgörende bu arzuyu uyandırmak için onu<br />

çeşitli yöntemlerle motive etmek gerekir. Verimliliğin bireysel olarak, çalışanlar<br />

açısından taşıdığı değer iki yönlü olarak incelenebilir: Birincisi, verimlilik artışı sonucu<br />

çalışanların elde edecekleri ekstra ücret, ikincisi ise çalışanlarda meydana gelen<br />

verimlilik artışının onlarda işten zevk alma duygusuna yol açması ve onların<br />

motivasyonunu artırması konusudur. Motive olmayan personelin, etkili performans<br />

göstermesi ve verimli çalışması beklenmemelidir. İşgören, yeteneklerine uygun bir iş<br />

yapmıyorsa bu durum onda hoşnutsuzluk ve tedirginlik oluşturur. Yeteneklerine<br />

uymayan, anlamsız işlerle uğraşan üstün yetenekli personelde, bıkkınlık, yaşamla olan<br />

bağlarda gevşeme, bedensel-düşünsel gerilme gibi belirtiler görülür. İş yerleri bu<br />

ihtiyaçları doyuracak şekilde düzenlendiğinde, işgören de uyumlu, güvenli ve huzurlu<br />

olacaktır. Bu durum işgörenin motivasyonunu ve performansını yükseltecektir. 85<br />

Her bireyin kendisine göre sahip olduğu bir potansiyeli vardır. Önemli olan bu<br />

potansiyelin yöneticiler tarafından açığa çıkarılması ve örgüt amaçlarını<br />

gerçekleştirmeye yönlendirilmesidir. İşgörenlere sadece çalışması gereken makineler ve<br />

ücretlerinin arttırılmasıyla istekleri yerine getirilen bireyler gözüyle bakmamak gerekir.<br />

İşgörenlerin yaptıkları işler hakkında bilgiye sahip olmaları örgütte performansın<br />

iyileşmesine sebep olmakta ki, bu da sonuçta verimliliğin ve kalitenin artımına neden<br />

olmaktadır. Verimlilik artışı büyük ölçüde işgörenin yaptığı işi isteyerek, yani yüksek<br />

motivasyon ile yapmasına bağlı olarak gerçekleşecektir. 86<br />

İşletmelerde verimliliğin artması için, yöneticiler gerekli düzeyde rekabeti<br />

desteklemelidir. Çünkü rekabet işlerin yapılma hızını arttıracak, işgörenleri<br />

heveslendirecek, onları daha çok çalışmaya itecek bir araçtır. İşgörenler için rekabet,<br />

84<br />

GÜVEN, a.g.e., s. 21.<br />

85<br />

Atilla FİLİZ, Motivasyon ile Verimliliğin Yükseltilmesi, Sektörel Tanıtım Dergisi, Eylül 2004, s. 23.<br />

86<br />

Müzeyyen GÜLER, İşçi Moralinin Önemi ve Verimlilik, Hacettepe <strong>Üniversitesi</strong> İİBF Dergisi, Cilt 14,<br />

Sayı 1, Ankara, Temmuz 1996, s. 197<br />

36


verimliliği arttırıcı ve motivasyonu yükseltici bir argüman durumundadır. Bunun nedeni<br />

de rekabetin olduğu bir şirkette bireylerin daha başarılı olmaları ve sonrasında saygı<br />

görme, prestij sahibi olma ve kendini gerçekleştirme güdülerini tatmin etmeleridir. 87<br />

1.7.2.3. İşgören Motivasyonu-Toplam Kalite İlişkisi<br />

Kalite kavramı çok sık kullanıldığı için insanlar tarafından duyulan bir<br />

kavramdır. Ancak bu kavram günümüzde teknik bir yöntem değil, işletmelerin<br />

müşterilerini memnun etmeye ve işletmelerde “sosyal sorumluluk” bilincinin<br />

gelişmesine katkı sağlayan bir kavram olarak yönetimle birlikte anılır olmaktadır. Bunun<br />

sonucu olarak Toplam Kalite Yönetimi karşımıza çıkmaktadır. 88 Kalite kavramı ise net<br />

bir tanıma sahip değildir. Ancak bakış açılarına göre pek çok tanımı yapılmaktadır.<br />

Bunlardan bazıları şöyledir:<br />

• Kalite bir düşünce veya madde değildir. Tanımlanamaz fakat ne olduğu bilinir.<br />

• Kalite, bir mal veya hizmetin belirli gerekliliği karşılayabilme yeteneklerini<br />

ortaya koyan karakteristiklerin tümüdür.<br />

• Kalite, ürün ya da hizmeti ekonomik bir yoldan üreten ve tüketici isteklerine<br />

cevap veren bir üretim sistemidir.<br />

• Kalite, ürünün sevkıyattan sonra toplumda neden olduğu en az zarardır.<br />

• Kalite, belli bir ürünün, tasarım veya spesifikasyonlara uygunluk derecesidir. 89<br />

Toplam Kalite Yönetimi “Kalite yönetiminde yönetimin sorumluluğu, her seviyede<br />

ve her alanda kalite yönetimine ilişkin faaliyetleri, kalite geliştirmenin sürekli olması,<br />

kalite kontrol çemberleri içinde tüm işgücünün kalite geliştirme faaliyetlerine katılımının<br />

sağlanması”şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi Toplam Kalite<br />

Yönetimi ile bir kalite seferberliği başlatılmış olacaktır. Burada esas olan nokta<br />

işletmemizin ticari, finansal, teknik, beşeri ve organizasyon kaynaklarını optimum<br />

kılmak ve bunları, tüm faaliyetlerin koordinasyonunu sağlayarak yönlendirmektir.<br />

87 http://web4.kariyer.net/kariyerrehberi/kariyerRehberiDetay.kariyer?arn=&sid=&prt=81&kn=172,<br />

(02.06.2008).<br />

88 İbrahim KAVRAKOĞLU, Toplam Kalite Yönetimi, Kalder yayınları, 1996, s.9.<br />

89 Ceyhan GÖKMEN, Sağlık Hizmetlerinde Kalite Yönetimi,<br />

http://www.saglik.gov.tr/extras/pdf/kalite_el_kitabi.pdf, ( 10.05.2009).<br />

37


Toplam Kalite Yönetimi ile ilgili amaçları belli başlıklar altında aşağıdaki gibi<br />

toplamak mümkündür: 90<br />

• Savurganlıkları önleme,<br />

• Verimliliği arttırma,<br />

• Kaliteyi arttırma,<br />

• Maliyetleri düşürme,<br />

• İşlem zamanlarını kısaltma,<br />

• Sürekli iyileştirme ve gelişme<br />

Çalışma ortamında insanın performansını, sağlığını ve rahatlığını olumsuz yönde<br />

etkileyen bir çok değişken vardır. Toplam Kalite Yönetimi felsefesi içinde insan<br />

faktörünü olumsuz yönde etkileyen iş özellikleri minimize edilebilmekte veya kontrol<br />

altına alınabilmektedir. Toplam kalite kriterleri olarak "liderlik, politika ve stratejiler,<br />

çalışanların yönetimi, kaynaklar, süreçler, müşteri tatmini, çalışanların tatmini, toplum<br />

üzerinde etki ve sonuçlar" belirtilmektedir. 91<br />

Kalitenin amacı, doğal olarak işgörenlerin ve müşterilerin tatminidir. İşgörenler<br />

eğitimi veren kişiler, müşteriler ise öğrencilerdir. Bir eğitim kurumu, bir sonraki sürece<br />

“girdi” (iç müşteri) veya dış müşterilere “çıktı” şeklinde bazı sonuçlar üreten,<br />

birbirleriyle ilişkili süreçler toplamı olarak tanımlanabilir. Bir sürecin sonuçlarının<br />

kalitesini ölçmek için bir kalite kontrol noktasının oluşturulması gereklidir. 92<br />

Birçok işletme, kaliteyi performanslarını iyileştirmek ve pazar paylarını korumak<br />

veya arttırmak için etkin bir strateji olarak görmektedir. Ayrıca, kalitenin gerek makro<br />

gerekse mikro düzeyde ekonomik kalkınmaya olumlu etkilerinin olacağı da kabul<br />

edilmektedir. Kalitenin, ekonomik yönünün yanı sıra, çalışanların sahip olması gereken<br />

kişisel doyum üzerindeki etkisi de göz ardı edilmemelidir. Çünkü, kalitenin<br />

90 İsmail EFİL, Toplam Kalite Yönetimı: ISO900 Kalite Güvence Sistemi, Alfa Yayını, 1999, s. 51.<br />

91 Aliye MANDIRACIOĞLU, Emel LÜLECİ, Aybügen LEBLEBİCİ, Toplam Kalite Yönetiminin Bir<br />

Unsuru Olarak Çalışanların İş Doyumlarının Bir Fabrika Örneği İle Değerlendirilmesi, Ege Tıp<br />

Dergisi Cilt: 39, Sayı:3, 2000, s.165.<br />

92 İsmail TÜRKMEN, Toplam Kalite Yönetimine Geçiş ve Uygulamada Başarıyı Engelleyecek<br />

Faktörler, M.P.M., Verimlilik Dergisi, Özel Sayı, 2. B. 1996, s. 146.<br />

38


gerçekleştirilmesinde, sadece teknik unsurlar kullanılmamakta, her süreçte insan<br />

kaynağının stratejik desteğine yer verilmektedir.<br />

Bu doğrultuda, kalite anlayışının, işletme yönetimi açısından insan kaynakları ile<br />

yakın bir ilişki içine girme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü işletmelerin en temel<br />

amacı, uzun vadeli verimliliği ve kârlılığı güvence altına almaktır. Karlılığı uzun vadede<br />

güvence altına alabilmek için rakipler tarafından taklit edilmesi güç, rekabet unsurları<br />

açısından avantajlı faktörlere sahip olmak gerekmektedir. Bu faktörlerden biri de<br />

işletmelerde insan kaynağının etkin kullanımıdır. Bunun gerçekleşmesi için de<br />

çalışanlarla ilişkiler konusunda düşünce biçimlerinin değişmesi gerekmektedir.<br />

Değişimin temelinde işgörenlerin tüm diğer kaynakları yöneten bir stratejik avantaj<br />

kaynağı olarak görülmeye başlanması yatmaktadır. 93<br />

Toplam kalite yönetiminde başarı sağlamanın ön koşullarından biri de<br />

çalışanların katılımının sağlanmasıdır. Her kademedeki çalışan hem düşünce geliştirme<br />

hem de uygulama aşamalarında iyileştirme faaliyetlerine katılmalıdır. Bir işletmede<br />

başarılı bir ürün veya hizmet üretimi yapılmak isteniyorsa en üst seviyedeki personelden<br />

tabana kadar bütün çalışanların katılımı sağlanmalıdır.<br />

Grup çalışması ve sürekli gelişme TKY yaklaşımının en önemli ilkeleri arasında<br />

olup, grup çalışması ile tüm işletme çalışanlarının, problem çözme, sürekli iyileştirme,<br />

kaliteyi sağlama ve sürdürme çalışmalarına katılmaları istenir. Burada amaç tek tek<br />

bireysel düşünce ve tasarımların personeli güçlendirerek fikir ve öneri geliştirme<br />

şeklinde artmasını ve bu görüş ve düşüncelerin oluşturulacak grup veya takım<br />

çalışmalarında değerlendirilerek işletmeye yararlı hale getirilmesidir. Toplam kalite<br />

yönetiminde alt kademe çalışanlar ve işçilerin üretim süreci üzerinde daha fazla etkisi<br />

bulunmakta ve bu nedenle elde ettikleri bilgiler de üst kademe çalışanlardan daha fazla<br />

olmaktadır. İşletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren konularda çeşitli sorunları<br />

belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için geliştirilen kalite çemberleri çalışan<br />

katılımını sağlamanın bir yoludur. Kalite çemberlerini kurmanın nedenleri; hataları<br />

93 Ersin KAVİ, Stratejik Açıdan İnsan Kaynakları Yönetiminin Kalite Yönetimindeki Sorumluluğu<br />

Üzerine Bir Alan Araştırması, http://iibf.kou.edu.tr/ceko/ssk/kitap50/33.pdf, s. 784.<br />

39


önlemek, iş süreçleriyle ilgili maliyetleri düşürmek, verimliliği yükseltmek, iletişimi,<br />

problem çözme yeteneğini geliştirme, motivasyonu artırmak ve kalite anlayışını örgüt<br />

kültürünün bir parçası haline getirmektir.<br />

Kalite çemberlerinin yanı sıra çapraz-fonksiyonel takımlarda kalite geliştirmede<br />

kullanılan diğer bir stratejidir. Çapraz-fonksiyonel takımların yeni ürün geliştirmede ve<br />

dağıtım yönetiminde başarılı uygulamaları bulunmaktadır. TKY uygulamalarının temel<br />

stratejik hedefi operasyonel verimliliğin arttırılması ve gelişen dinamik pazarlarda<br />

rekabet gücü kazanmak için süreçlerin sürekli yenilenmesinde çalışanların katılımını ve<br />

bağlılığını arttırmaktır. Toplam kalite yönetimi işletmedeki tüm çalışanların sorun<br />

belirleme, çözme, maliyetleri düşürme, kaliteyi sürekli geliştirme, teslimatı hızlandırma,<br />

yeni ürün tasarlama, mevcut ürünlerin geliştirilmesi ve üretim süreçlerinin yeniden<br />

gözden geçirilmesi gibi konularda çalışanların katılımını sağlamayı amaçlamaktadır. 94<br />

1.7.2.4. İşgören Motivasyonu-İşletme Kârlılığı İlişkisi<br />

İşletmelerin temel ekonomik amaçlarından olan kâr; işletmenin belirli bir<br />

dönemdeki faaliyet sonucu olup, genellikle toplam gelirlerin toplam giderlerden farkı<br />

olarak düşünülür. Kısaca söylemek gerekirse, kâr işletme için çok önemli bir kavramdır.<br />

İşletmenin başarı derecesini ölçme aracı, denetleme aracı ve hepsinden önemlisi<br />

varlığını sürdürme aracıdır.<br />

Satış geliri sağlama amacında özellikle az sayıda işletmenin pazara sahip olduğu<br />

oligapol piyasalarında, işletme yöneticileri, en çok kârı değil belirli düzeyde kârı<br />

sağlamak kaydıyla, satış gelirlerini maksimum düzeye çıkarmaya çalışmaktadırlar. 95<br />

Yatırımların temel ve başlangıç düşüncesi kârlılıktır. Kârlılık ise verimliliğe<br />

bağlı bir fonksiyondur ve verimlilik ile doğru orantılıdır. Verimlilik artışına bağlı olarak<br />

kârlılık artmaktadır. Kârlılık, sadece kapital olarak değil aynı zamanda sosyal bir olgu<br />

olarak da değerlendirilmelidir. Bu nedenle, günümüzde kârlılığı arttıran verimliliğin<br />

tanımı; müşterilerin ve çalışanların en yüksek tatmin düzeyinde, olabilecek en yüksek<br />

94 Oya ERDİL, Halit KESKİN, Cemal ZEHİR, Firma İçi Kalite Bilgisi Kullanımı, İşgören Katılımı Ve<br />

Tasarımda Kalite Yönetimi İle Ürün Performansı Arasındaki İlişkiler : Deneysel Bir Çalışma,<br />

Doğuş Üniv. Dergisi, Cilt:4 Sayı:1, 2003, s.48.<br />

95 http://www.sosyalbilimler.net/sosyal-bilimler/isletme-bolumu-odev-notlari/, (14.02.2009).<br />

40


kaliteyle, olabilecek en kısa zamanda, olabilecek en küçük maliyetle, olabilecek en<br />

yüksek düzeydeki üretimi sağlamak olarak tanımlanırken; kalite, verimlilik ve kârlılığın<br />

yatırımların ayrılmaz ilkeleri olduğu da göze çarpmaktadır. 96<br />

Kâr, işletme sahiplerinin işletmeden daha fazla çıkar bekleyen yöneticilerin ve<br />

işgörenlerin temel motivasyon aracını oluşturmaktadır. Bir işletmenin kârlılığı bir işe<br />

yatırılması gereken sermaye ile o işten elde edilen kâr arasındaki ilişkiden doğmaktadır.<br />

Büyük çapta işletme amaçlarının gerçekleştirilmesi işletme kârlılığına bağlı<br />

olmaktadır. 97<br />

Eğer yönetici planladığı kârlılık hedefine ulaşamamış ise ürünlerini daha kârlı<br />

hale getirebilmek için işgörenlerin yardımıyla iki önemli araç kullanacaktır: 98<br />

• İşgörenlerin yetenekleri, başarı potansiyelinin bir bölümünü teşkil etmektedir.<br />

Yönetimin kalitesi, işgörenlerin gizil güçlerini ortaya çıkaracak, onları motive<br />

edecek teşvik araçlarını kullanmakla yükseltilebilecektir. Zira yönetim<br />

faaliyetlerini, amaçlarını işgörenler vasıtasıyla gerçekleştirmektedir. Yönetimin<br />

faaliyetlerine ve işletme amaçlarına işgörenlerin katma değerlerini artıracak<br />

işgörenlerin amaçlarıyla örgütün amaçlarını uyumlaştıracak motivasyon<br />

sistemini kurması ve geliştirmesi, işletmenin kârlılığına ve amaçlarına önemli<br />

ölçüde katkıda bulunacaktır.<br />

• İşgörenlerin motivasyon yoluyla katma değerinin yükseltilebilmesinin yanı sıra<br />

işletme, teknolojik alandaki yenilikleri takip ederek de kârlılığını<br />

yükseltebilmektedirler. 99<br />

Genellikle kâr, işletme faaliyetlerinin başarılı olarak yürütülüp yürütülmediğini<br />

gösteren en pratik ölçüttür. Kâr aynı zamanda işletme faaliyetlerinin değerlendirilmesi,<br />

işletmenin varlığının sürdürülmesi ve geliştirilmesi için bir araç durumundadır. 100<br />

96<br />

Z. Karaca, Mermer Fabrika Yatırım Karan ve Projelendirmede Önemli Konular,<br />

http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/4c455df3c54f292_ek.pdf, (17.04.2008).<br />

97<br />

Mehmet OLUÇ, İşletme Organizasyonu ve Sevki İdare, 1. Cilt, Sermet matbaası, İstanbul 1959, s.74.<br />

98<br />

EREN, a.g.e., s. 87.<br />

99<br />

Gültekin YILDIZ, Kadir ARDIÇ, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi, s. 80,<br />

http://paribus.tr.googlepages.com/ardic2.pdf.<br />

41


1.8. Motivasyon Yönetimi<br />

Motivasyon yönetimi, çalışanların işlerini etkin ve verimli bir biçimde<br />

yapmalarını sağlayacak iş ve ilişki ortamının sağlanmasıdır. Biri işi yapma isteği olarak<br />

tanımlanan motivasyon, çalışanların işlerini önemli hedeflerine ulaşmada bir araç olarak<br />

görmelerini sağlamak suretiyle artırılabilir.<br />

Motivasyon yönetimi sürecinde, çalışanların motivasyonlarını etkileyen<br />

faktörlerin tümünün dikkate alınması gerekmektedir. Kişilerin psikolojik ve sosyal<br />

yapıları, dolayısıyla onları motive edecek araçlar da birbirinden farklıdır. Bu nedenle<br />

motivasyon araçlarını kullanırken kişisel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır.<br />

Psikologlar, çalışanları altı ana psikolojik gruba ayırırlar:<br />

• Güven arayan çalışan,<br />

• Mükemmellik isteyen çalışan,<br />

• Kendisine önem verilmesini isteyen çalışan,<br />

• Sorumluluk seven çalışan,<br />

• Prestij arayan çalışan,<br />

• Herkes tarafından kabul görmek isteyen çalışan.<br />

Bir işgören, bu gruplardan birden fazlasının özelliklerini gösterebilirse de bir<br />

özellik baskın olarak görülmektedir. Her bir gruptaki çalışanı harekete geçiren<br />

motivasyon faktörleri farklı olduğundan, kullanılacak motivasyon aracı da farklı<br />

olmaktadır.<br />

Bir işletmede; planlı, sistemli ve inandırıcı bir motivasyon sürecinin olmasının,<br />

çalışanların performans düzeyinin yüksek olması ve dolayısıyla işletmenin başarısı ile<br />

doğrudan ilişkisi vardır. Ancak ne var ki işletmeler son yıllara kadar motivasyon sürecini<br />

ihmal etmiş, çalışanlarının motivasyonlarının yüksek tutulması ile işletmenin neler<br />

kazanabileceği öngörülememiştir. Motivasyonun yüksek tutulması için, başlangıçta bazı<br />

100 İşletmelerin Kuruluş Amaçları,<br />

http://www.ekodialog.com/isletme_ekonomisi/isletmelerin_kurulus_amaclari.html, (27.10.2008).<br />

42


ek maliyelere katlanılması gerektiği, ancak bu ek maliyetlerin uzun vadede faydaya<br />

dönüşebileceği yeterince anlaşılamamıştır.<br />

1.9. Yöneticiler ve Motivasyon İlişkisi<br />

Yönetici beşeri kaynakları maddi kaynaklarla birleştiren kişi olan ve malzeme,<br />

hammadde gibi faktörleri bir araya getiren kişidir. Dolayısıyla işletmenin yaşamını<br />

sürdürmesini sağlayan temel unsurdur. Aynı zamanda yönetici işletmenin yönetim<br />

sorumluluğunu yüklenen kişidir. Ya da kâr riski başkalarının olmak üzere mal ve<br />

hizmeti ortaya koymak için üretim faktörlerini bulan, bir araya getiren ve bu amaçla<br />

çalışanlara yön veren kişidir. İşletme canlı bir organizma olarak düşünüldüğünde<br />

yönetici bu organizmanın beyni olmaktadır. 101<br />

Yönetici motivasyon konusu ile ilgilenmek zorundadır. Çünkü yöneticinin<br />

başarısı, astlarının örgütsel amaçlar doğrultusunda çalışmalarına; bilgi, yetenek ve<br />

güçlerini tam olarak bu doğrultuda harcamalarına bağlıdır. Başka bir deyişle performans<br />

ile motivasyon çok yakından ilişkilidir. Motive olmayan personelin performans<br />

göstermesi beklenmemelidir. Kişiler çok çeşitli davranışlar gösterirler. Bu davranışların<br />

değişik nedenleri olabilmektedir. Yönetici açısından önemli olan personelin<br />

organizasyonun amaçları doğrultusunda davranmalarıdır. Çünkü motivasyon kişisel bir<br />

olay olarak karşımıza çıkmaktadır. 102<br />

Bir örgütte temel amaç, örgüt faaliyetleri sonucu bir üretim yapmak ve kâr elde<br />

etmektir. Karlı olmayan örgütlerin yaşaması mümkün olmadığı gibi, bu sonuç girişimci<br />

ruha da aykırıdır. Küçük veya büyük ölçekli mal veya hizmet üreten örgüt yöneticileri,<br />

örgüt amaçlarını gerçekleştirmek için, çalışan personeli etkin ve verimli bir şekilde<br />

değerlendirmek durumundadır. Bu ise çalışanların moral ve motivasyonlarının yüksek<br />

tutulması ile mümkün olmaktadır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ve çalışma<br />

101 Aysel KARAKOÇ, Yönetici Motivasyonunun İşletme Yönetimi Üzerine Etkisi, Yayınlanmamış<br />

Yüksek Lisans Tezi, Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1998, s. 30.<br />

102 KOÇEL, a.g.e, s. 507.<br />

43


hayatında önemli sorunlar yaşayan ülkeler açısından, motivasyonun ihmal edilemez bir<br />

önemi vardır. 103<br />

Yönetici örgütsel hedeflere ancak çalışanlarla ulaşabileceğini kavramalı ve bu<br />

bakımdan insan ihtiyaçlarını anlamanın farkında olmalıdır. Yönetici “ Herkes aynı<br />

özendirme yöntemleri ve teşviklerle motive olurlar” yargısındaki düşünceye benzer bir<br />

hataya düşmemelidir. Ancak yukarıda vurgulandığı üzere uygulamada güdüleme<br />

sürecinde var olan aşamaların her birini realize edebilmek hiç de kolay değildir.<br />

Avrupa’daki işletme yöneticileri arasında yapılan bir çalışma, yöneticilerin en önemli<br />

sorunlarından birisinin personelin motivasyonu olduğunu ve yöneticilerin bu konuda<br />

kendi yetkilerini kullanamadıklarını göstermektedir. 104<br />

McClelland ve Burnham, yöneticilerin üç motivasyon gurubuna dahil olduğunu<br />

keşfetmişlerdir. Birinci gruptakiler, bağlanma yanlısı olanlar; iş yapmaktan ziyade<br />

beğenilme ihtiyacına sahip yöneticilerdir. İkinci grup ise başarma ihtiyacıyla motive<br />

olan yöneticiler vardır. Bunlar insanların kendileri hakkındaki düşüncelerini pek<br />

umursamamaktadırlar. Hedefler oluşturmaya ve onları ulaşmaya odaklanırken kendi<br />

başarılarını ve itibarlarını öncelikli bir yere koymaktadırlar. Üçüncü gruptakiler de<br />

kurumsal yöneticilerdir. Her şeyden çok güçle ilgilenmektedirler. Bir kuruluşta bir<br />

şeyler yaptırabilmenin tek yolunun çevredeki insanları etkilemek olduğunun farkında<br />

olan bu yöneticiler, kendi başarılarından ziyade, etki yoluyla güç kurmaya<br />

odaklanmaktadırlar. Bu üçüncü gruptakiler en etkin olanlardır. Onlara doğrudan bağlı<br />

çalışanların daha büyük bir sorumluluk duygusu taşıdığı, örgütsel hedefleri daha açık<br />

gören ve ekip ruhunu daha iyi açığa çıkaran yöneticiler denilmektedir. 105<br />

İdareciye düşen görevlerden biri, tüm personelin bir aile olduğunu ve çalışma<br />

arkadaşlarıyla diyaloglarını bu forma oturtarak şekillendirmelerinin gerektiğini<br />

personele hissettirmesidir. Yöneticiler, personellerinin moral durumunu değerlendirmek<br />

için onları sürekli izlemelidirler. Yönetim, morali yüksek tutmak için bilinçli bir çaba<br />

103<br />

ÇİÇEK, a.g.e., s. 10.<br />

104<br />

Doç. Dr. Önder BARLI, Türk Yöneticisinin Yararlandığı Motivasyonel Araçlar, Atlas yay.,<br />

İstanbul, 2005, s. 6.<br />

105<br />

Çeviren: Leyla ASLAN, Motivasyon, Harvard Business Review Der. Seçmeler, Mess Yay., İstanbul,<br />

2004, s. 102.<br />

44


göstermelidir. Personelin çalışma mekanlarını iç açıcı ve çalışma şevkini artırıcı bir<br />

duruma getirmelidir. İyi bir çalışma mekanı personelde işe istek ve üstün azim<br />

yaratmaktadır. Disiplin hep var olmalıdır, fakat disiplin kesinlikle dar kalıplar içine<br />

sokulmuş despot tutum şeklinde değil de tatlı sert ve sadece işle ilgili olmalıdır.<br />

Yöneticilerin personeli motive etmesi gerekmektedir. Yöneticilerin motivasyonunu canlı<br />

tutabilmesi için insan ilişkilerinde ve genelde teşkilatla ilişkilerini yürütmekte becerili<br />

olması şarttır. Yöneticilerin, bir kontrol ve denge sistemi kurmaları, sistemin etkin olup<br />

olmadığını izlemeleri, gerektiği yerde ve gerektiği zamanda değişiklikler yapabilmesini<br />

bilmelidir. 106<br />

İşletmemizdeki bir makinenin herhangi bir malzemeyi belli toleranslara uygun<br />

biçimde işleyemediğini varsayalım. Bu durumda, makinenin yağlanması gerektiği ya da<br />

bir başka arızasının olduğu gibi sonuçlara varılabilir. Önce usta sorunu kendi bulmaya<br />

çalışır, daha sonra gözetimciden yardım ister; en sonunda bir bakım ustası ya da bir<br />

mühendis çağırılır ve sorunun nedenini bulunup makine işletilir. Yukarıdaki örnekte<br />

makinenin bozulma nedenlerini araştıran herkes, bu araştırmayı makine bilgisine<br />

dayanarak analitik bir biçimde yapmıştır ya da yapmış olması gerekmektedir. Sorunun<br />

bulunulabileceği ümidiyle vidaları gelişigüzel sıkıştırmak ya da dişlileri yağlamak<br />

boşuna olacaktır. Bunu işletmeye yansıtacak olursak, işletmede çalışan bir makine<br />

ustasının görevini aksattığını, devamsızlık yaptığı, üstleri ve aynı zamanda iş<br />

arkadaşlarıyla geçimsizlik yaptığını farz edelim. Böyle bir durumda yöneticinin durum<br />

değerlendirmesi yapmaksızın, direk makine ustasını azarlaması veya cezalandırması;<br />

yukarıdaki örnekte olduğu gibi makinenin gerçek arıza nedenini bilmeden kurcalamaya<br />

benzer. Makine ustasının söz konusu davranışlarının temelinde mutlaka belli nedenler<br />

vardır. Yöneticinin arzu etmediği ve işletme açısından olumsuz sonuçla doğuracak olan<br />

bu davranışları güdüleyen ve yönlendiren; güvensizlik, ailevi sorunlar, yönetim biçimi<br />

ve maddi problemler gibi çeşitli nedenler olabilir. Bu bakımdan, yöneticinin istenmeyen<br />

106<br />

Engin KAYA, Yönetimde Başarı ve Motivasyon, http://www.caginpolisi.com.tr/33/23.htm,<br />

(11.10.2007).<br />

45


davranışları metodolojik yöntemlerle analiz ederek, kökeninde yatan gerçek nedenlere<br />

ulaşması önemlidir. 107<br />

Bir yöneticinin davranışı personelinin motivasyonunu belirlemektedir. Otoriter<br />

bir yönetici astlarına, ne yapmaları gerektiğini açık biçimde anlatmaktadır ve bunu nasıl<br />

yapacaklarını da tam olarak açıklamaktadır. Başkalarının duygularını anlayabilme<br />

yeteneğinden yoksun olan ve eleştiriye hep eleştiri ile cevap veren yönetici kendi bindiği<br />

dalı kesmektedir; çünkü şefin sinirlenmesinden duyulan korku sadece akılcı olmayan<br />

davranış biçimlerine yol açmaktadır. Korkuyla yoğrulmuş bir ortamda, çalışanlar,<br />

anlaşılabilir nedenlerle, iş alanında iyi sonuçlar elde etmekten çok kendi güvenliğini<br />

sağlamakla meşgul olmaktadırlar. Korku böylece şevk, inisiyatif ve verimlilik üzerinde<br />

yıkıcı bir etki yaratmaktadır. 108<br />

Çoğu yöneticiler çalışanlarının motivasyonunu artırmak amacındadırlar. Fakat<br />

bunu başarabilmek için ne yapmaları gerektiğini bilmemektedirler. Yöneticilerin<br />

motivasyonu etkileyebilecekleri beş ana yol vardır: Çalışılan ortamın motive edici<br />

olmasını sağlamak, motivasyonu yüksek çalışanları bulmak, eğitmek, değerlendirme<br />

yapmak ve çalışanı ödüllendirmek v.b. 109 Bu yüzden motivasyon da amaç, insanı<br />

kazanmaktır. İnsanları kazanabilmek için ise, insanların beklentileri, amaçları, arzuları<br />

ve ihtiyaçlarının bilinmesi önemlidir. Başka bir ifadeyle, yöneticiler, yanlarında<br />

çalıştırdıkları bireyleri nelerin motive ettiğini doğru olarak tespit etme çabası içerisinde<br />

olmalıdırlar. Çoğu yönetici parasal ödüllerin çalışanların motivasyonunun bir parçası<br />

olduğuna inanmaktadır. Gerçekten insanlar sadece para kazanmak, zengin olmak için mi<br />

çalışırlar? Genel itibariyle onların yaşamında ücret her şey midir? Her şeyden önce bir<br />

bireyi motive etmedeki en önemli şey, onların kim olduklarını anlamaktır. Eğer yönetici,<br />

bir bireyin arzularını ve isteklerini bilmiyorsa, bireyin doğru çatıda motive olmasını<br />

sağlaması da çok zor olacaktır. 110<br />

107<br />

Keith DAVİS, Çev. Kemal TOSUN ve Diğ., İşletmede İnsan Davranışı- Örgütsel Davranış, İstanbul<br />

<strong>Üniversitesi</strong> İşletme Fakültesi, Yayın no:199, İstanbul, 1988, s. 184.<br />

108<br />

İnsan Kaynakları, http://www.forumturka.net/forum/archive/index.php/t-74101.html, (24.11.2007).<br />

109<br />

Motivasyon : İş Yerinde Motivasyon, http://evren.gonca.net/dokuman/anadizin//Motivasyon.doc,<br />

(18.09.2007).<br />

110<br />

ŞAHİN, a.g.e., (12.09.2007).<br />

46


1.10. İşgörenler ve Motivasyon İlişkisi<br />

Motivasyon, bireyi harekete geçiren, davranışlarına yön veren, bireyin amacına<br />

ulaşmasını sağlayan içten gelen en büyük güçtür. En kısa tanımı ile motivasyon, bir<br />

amacı gerçekleştirmek için belli miktarda çabayı harcamaya istekli olmak demektir.<br />

İşgörenler, bir işletmeye mal ya da hizmet üretmek gibi bir amacı gerçekleştirmek için<br />

girmektedirler. Bu amaçları gerçekleştirilmelerinin karşılığında kendilerine bazı şeyler<br />

vaat edilerek belirli bir yöne kanalize edilmektedirler. İşgörenler genel olarak ekonomik<br />

ve psiko-sosyal araçlarla birlikte çalışmalarının karşılığında yeterli bir ücret alabilmeyi<br />

ve güvenlik içinde olmayı isterler. 111<br />

İşletmenin başarısı, işgörenlerin istek ve gereksinimlerinin anlaşılması ve bunları<br />

karşılayacak bir ortamı sağlaması ile olacaktır. İşgörenleri, işletmenin amaçları<br />

doğrultusunda harekete geçirebilmek için, onların istek ve gereksinimleri ile bunları<br />

yönlendiren çevresel koşullar, sosyal alışkanlıklar ve tutumların incelenmesi<br />

gerekmektedir. 112<br />

Robbins(1984), işgörenlerin motivasyonu hakkında kişisel değişkenleri, iş<br />

değişkenlerini ve sistem değişkenlerini göz önünde bulundurarak aşağıdaki önerileri<br />

göstermektedir. 113<br />

• Kişisel farklılıkları tanımak,<br />

• İnsanlarla işleri eşleştirmek,<br />

• Amaçları kullanmak,<br />

• Amaçların ulaşılabilir olarak algılanmasını sağlamak,<br />

• Ödülleri bireyselleştirmek,<br />

• Ödüllerle performansı birbirine bağlamak,<br />

111 M. Şerif ŞİMŞEK, İşletme Bilimine Giriş, Damla mat., Konya, 1995, s. 206.<br />

112 Özkan ELBİR, Motivasyon Araçlarının İş Tatmini Üzerine Etkileri; Kütahya Ceza İnfaz<br />

Kurumu’nda Bir Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, Kütahya, 2006, s. 5.<br />

113 Hüseyin Fazlı ERGÜL, Motivasyon ve Motivasyon Teknikleri, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi,<br />

ISSN:1304-0278 Güz 2005 C.4, s.14 70-71, www.e-sosder.com, (24.03.2008).<br />

47


• Sistemin adilliğini gözden geçirmek,<br />

• Ücretleri gözardı etmemek gerekmektedir.<br />

Genel olarak insan davranışları veya örgütsel davranış açısından ele alındığında,<br />

insanların neyin motive ettiğini bilmek, empati yapmayı, onların eylemlerini, duygu ve<br />

hislerini anlamayı gerektirir. Gerek toplumsal hayatta gerekse işletme içerinde birbirini<br />

anlamaya çalışan insanlar aralarındaki problemleri daha rahat çözerler ve bu sayede<br />

çalışanlar iş arkadaşları ve yöneticilerle daha iyi ilişkiler kurabilirler.<br />

Diğer yandan, motivasyon kavramını anlamak kişiye özel yaşantısındaki<br />

ilişkilerini düzenlemede de yardımcı olacaktır. Evdeki eşi, çocuklarıyla ve çevresiyle<br />

kurduğu ilişkilerinde, bir sosyal insan olarak motivasyon kavramını özümsemek, sağlıklı<br />

ilişkiler kurma ve uyumlu yaşama açısından oldukça yararlıdır. 114<br />

İşgörenlerden beklenen verimliliği sağlamak için optimal motivasyon<br />

yöntemlerinin uygulanması gereklidir. İşgörenler, yaptıkları iş veya iş ortamlarından<br />

memnun oldukları ölçüde verimli çalışmaktadırlar.<br />

Motivasyonda, çalışanların ödüllendirilmesinin ve cezalandırılmasının büyük<br />

önemi vardır. Ödüllendirme, çalışanları her zaman olumlu yönde etkileyen ve örgüte<br />

rekabet avantajı kazandırmada en etkili olan motivasyon yollarından biridir. Ama<br />

cezalandırma işgörenleri her zaman olumlu yönde etkilemeyebilir. Etkili bir yönetici,<br />

cezalandırma konusunda kapsamlı düşünmeli ve uygulanacak cezanın işgörenin<br />

motivasyonunu ve dolayısıyla verimliliğini azaltmamasına dikkat etmelidir. 115<br />

Bir işletmede ne kadar nitelikli personel bulunursa bulunsun, çalışanların çalışma<br />

isteği, yönetim tarafından harekete geçirilmedikçe örgüte yeterli ya da gerekli faydayı<br />

sağlayamazlar. Çünkü örgütün sahip olduğu tüm varlıklar, ancak çalışanları aracılığıyla<br />

örgütün amaçlarına hizmet edebilmektedir. Örgüt içerisinde temel unsurlardan birisi de,<br />

çalışanın sadece çalışma yeterliliğine sahip olması değil, aynı zamanda çalışmaya istekli<br />

olmasıdır. Çalışmaya olan yeterlilik, bir işi yapabilmek için gerekli hüner ve bilgilere<br />

sahip olmak olarak tanımlanmaktadır. Çalışanın çalışmaya istekliliği ise bireyin<br />

114 BARLI, a.g.e., s. 7-8.<br />

115 ÖĞÜT, AKGEMCİ, DEMİRSEL, a.g.e., s. 285.<br />

48


kendisinden kaynaklanır fakat aynı zamanda eşit oranlı olarak bu bireyin iş ortamında<br />

nasıl yönetildiğine de bağlıdır.<br />

Çalışanın istekliliğini sağlayarak, çalışanların motivasyonunu dolayısıyla<br />

başarısını en üst düzeyde tutabilmek, üst düzey yönetimin desteğini gerektirmektedir.<br />

Üst düzey yönetimin desteği ile güçlendirilen çalışanların, problemleri çözmede ve<br />

başarıya odaklanmakta daha istekli olacakları kabul edilmektedir. Örgütü ile uyum<br />

sağlayan ve örgütün değerlerini destekleyen çalışanların motivasyonu ve başarısı<br />

yükselmektedir. 116<br />

116 Abdullah KARAKAYA, Ferda Alper AY, Çalışanların Motivasyonunu Etkileyen Faktörler:<br />

Sağlık Çalışanlarına Yönelik Bir Araştırma, Cumhuriyet <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:31<br />

No:1, Mayıs 2007, s. 57.<br />

49


İKİNCİ BÖLÜM<br />

MOTİVASYON KURAMLARI<br />

Motivasyon konusundaki kuramlar, yöneticilere kişileri motive eden faktörleri<br />

belirlemek, kişilerin motivasyonunu sürdürmek konularında yardımcı olmak<br />

iddiasındadır. 117 Bazı kuramlar kişilerin ihtiyaçlarının bir ifadesi olarak motivlere,<br />

dolayısıyla kişinin içinde olan faktörlere ağırlık verirken, diğer bazıları teşviklere yani<br />

kişinin dışında olan, kişiye dışarıdan verilen faktörlere ağırlık vermektedir. 118<br />

Kişinin dışında, çevresinde bulunan dışsal faktörlere ağırlık veren kuramlar,<br />

kişilerin davranışlarının dışsal faktörler tarafından kontrol edildiği varsayımına dayanır.<br />

Bu durumda sorun “çalışanların nasıl motive edileceği”dir. Bu sorun da, personele veya<br />

çalıştıkları çevreye dışarıdan müdahale etmekle çözülmeye çalışılır. Dolayısıyla bu<br />

kuramların ağırlık noktası, kişinin içindekileri anlamak yerine, kişinin çevresinde<br />

bulunan ve davranışlarını etkileyen faktörleri anlamak ve kullanmaktır. Tüm bu<br />

açıklananlardan sonra motivasyon kuramlarını iki ana grupta toplamak mümkündür: 119<br />

1. Kapsam (Content) Kuramları; içsel faktörlere ağırlık veren kuramlar.<br />

2. Süreç (Process) Kuramları; dışsal faktörlere ağırlık veren kuramlar.<br />

2.1. Kapsam Kuramları<br />

Kapsam kuramları, insanları çalışmaya yönelten faktörleri ortaya koymaya<br />

çalışırlar. Kapsam kuramlarının dayandığı varsayım şudur: Eğer yönetici, iş görenleri<br />

belirli şekillerde davranmaya zorlayan faktörleri anlayabilir ve kavrayabilirse, iş<br />

görenleri daha iyi yönetecektir. 120<br />

117<br />

KOÇEL, a.g.e., s. 509.<br />

118<br />

Keith DAVİS, Human Behavior at Work, Organizational Behavior, 6th Edition, McGraw Hill,<br />

1981, p. 43.<br />

119<br />

KOÇEL, a.g.e., s. 510.<br />

120<br />

Bahaettin BALÇIK, İşletme Yönetimi, Atlas Kitabevi,Konya, 1997, s. 150.<br />

50


Bu kuramlar, kişinin içinden gelen ve kendisini davranışa sevk eden faktörleri<br />

anlamaya çalışmaktadır. Eğer bir yönetici, çalışanları belirli şekillerde davranmaya<br />

zorlayan bu faktörleri ortaya çıkarabilirse, bunlara dikkat ederek çalışanlarını daha iyi<br />

yönetebilir; onları memnun ederek işletme amaçlarına yönelik çalıştırabilir. Bu noktadan<br />

hareket ederek birçok araştırmacı iş yaşamında insanın motivasyonunu açıklamaya<br />

yönelik teoriler geliştirmişlerdir. 121<br />

Kapsam teorileri, insanları olumlu ya da olumsuz etkili ya da etkisiz davranmaya<br />

sevk eden faktörleri ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu teorilerde insan davranışlarının<br />

sebebi ya da belirleyicisi, ihtiyaçlardır. Kişiler arzu, istek ve ihtiyaçlarını tatmin etmek<br />

için çalışırlar. Bu sebeple bu teoriler, özde insan, güdü ve ihtiyaçlarını tespit etmek<br />

sınıflandırmak ve sıralamak gayreti içine girmektedirler. 122<br />

Kapsam modellerinin tamamına yakını motivasyona, ihtiyaçlar açısından<br />

yaklaşmaktadır. Motive edici faktörler motiv ve ihtiyaçlardır. Luthans, örgütsel kapsam<br />

teorilerinin, kişilerin tatmin olmaları ve iyi bir performans sergilemeleri için gereken<br />

teşvik ve hedeflerle ilgili olduğunu belirtir. 123<br />

Kapsam teorileri adı altında gruplanan dört adet motivasyon teorisi<br />

bulunmaktadır. Bunlar: 124<br />

1. Abraham Maslow tarafından geliştirilen İhtiyaçlar Hiyerarşisi Yaklaşımı,<br />

2. Frederick Herzberg tarafından geliştirilen Çift Faktör (Hijyen-<br />

Motivasyon) Teorisi,<br />

3. David McClelland tarafından ortaya atılan Başarma İhtiyacı<br />

(Achievement) Teorisi,<br />

4. Clayton Alderfer’in ERG Yaklaşımı.<br />

121 ÖNEN, TÜZÜN, a.g.e, s. 31.<br />

122 TAŞBAŞ, a.g.e., s. 22-23.<br />

123 LUTHANS, a.g.e., s. 15.<br />

124 KOÇEL, a.g.e., s. 510.<br />

51


2.1.1. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı<br />

Maslow’un motivasyon teorisine göre insan rasyonel bir yaratık şeklinde<br />

tanımlanmaktadır. Aynı zamanda meraklı ve isteyen bir yaratıktır. Takdir, cezalandırma,<br />

karar almaya katılma gibi faktörler endüstride en önemli motivatörlerse de, ihtiyaçların<br />

insandan insana ve zaman itibariyle değiştiği de bir gerçektir. A. Maslow’un motivasyon<br />

teorisi insanın dinamik bir enerji sistemine sahip olduğuna dayanmaktadır. 125<br />

Kişi ihtiyaçları giderildiği sürece mutlu ve huzurlu olacaktır. İhtiyaçları<br />

giderilmediğinde psikolojisi bozulacak, stresli olacaktır. Bu durum ise, yaşamını ve<br />

işletmede çalışma başarısını etkileyecektir. Çünkü kişinin davranışı belirli ihtiyaçları<br />

gidermeye yöneliktir. İhtiyaçlar davranışı belirleyen önemli bir faktördür. Bireyin<br />

ihtiyaçları belirli bir hiyerarşi göstermektedir. Birey alt kademedeki ihtiyacı<br />

giderilmeden, üst kademedeki ihtiyaçlarını gidermeye yönelememektedir. İhtiyaçların<br />

giderilmesi belirli bir düzen içinde gerçekleşmektedir.<br />

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramı farklı durumlarda farklı ihtiyaçların<br />

ortaya çıkma nedenlerini açıklamak için sıkça kullanılmaktadır. İhtiyaçlar hiyerarşisi<br />

pek çok kurama temel oluşturmuş önemli bir yaklaşımdır. 126<br />

Yönetici açısından baktığımızda yönetici, personelin hangi ihtiyacını tatmin etmek<br />

istediğini öğrenebilirse, o ihtiyacını gidermek için birtakım davranışlarda bulunmaktadır.<br />

Bu durumda, personelin yöneticiye güveni artmakta, yöneticinin işletme amaçlarını<br />

gerçekleştirmesi daha kolay olmaktadır. Böylelikle yönetici kendi isteklerini yerine<br />

getirmek isteyen personele sahip olacak ve birey belirli bir davranışı göstermeye<br />

yönelmiş olacaktır. 127<br />

Maslow bu teoride düşünce ve çalışmalarını daha çok insanların iyi ve güçlü<br />

tarafları üzerinde yoğunlaştırmıştır. İnsan tabiatının esasının iyi olduğuna inanan, ama<br />

kendini geliştirme eğiliminin zayıf olduğunu söyleyen Maslow, iki tip güdüden<br />

125 Tuğray KAYNAK, Organizasyonel Davranış, İ.Ü.İ.F. Yay. No:223, İstanbul,1990, s. 114.<br />

126<br />

Duygu GÜLDAL, Kadın Yöneticileri Motive Ve Demotive Eden Faktörlerin Tespitine Yönelik<br />

Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü,<br />

Adana, 2006, s. 40.<br />

127<br />

KARAKOÇ, a.g.e., s. 48.<br />

52


ahseder. Bunlardan biri yetersizlik, diğeri ise gelişme güdüsüdür. Yetersizlik güdüsü ile<br />

insan, fiziksel ve psikolojik dengesini sağlamaya çalışmakta; gelişme güdüsü ile<br />

yaptığının ve yapmış olduklarının daha da iyisini yapmaya çalışarak mükemmelleşmek<br />

istemektedir.<br />

Maslow’un teorisi belli başlı üç varsayıma dayanır:<br />

1. İnsanlar isteyen varlıklardır ve ihtiyaçlar, onların davranışlarını etkiler.<br />

Ancak, davranışları etkileyenler, doyurulmamış olan ihtiyaçlardır; doyurulanlar<br />

güdüleyici olamazlar.<br />

2. İhtiyaçlar önem derecelerine göre bir hiyerarşi oluşturur ve basit<br />

olanlardan karmaşık olanlara doğru sıralanırlar.<br />

3. İnsanların bir ihtiyaç seviyesinden diğerine, daha doğrusu en alttaki temel<br />

ihtiyaçlardan karmaşığa doğru yükselmesi için bir alttaki ihtiyacın en azından asgari<br />

derecede doyurulmuş olması gerekmektir. 128<br />

Maslow’a göre, insanların bütün ihtiyaçları aşağıdan yukarıya doğru beşli bir<br />

kademe içinde incelenir. Bu kademelendirme ise şu şekildedir: 129<br />

Şekil 2.1: Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi<br />

128 A. Esra ASLAN ve Diğerleri, Örgütte Kişisel Gelişim, Nobel Yay. Ankara, 2002, s.102.<br />

129 Abraham H. MASLOW; ” A Theory of Human Motivation, ” Psychological Review, 50(1943):<br />

370’den nakleden: Martin J. GANNON; Organizational Behavior: A Managerial And Organizational<br />

Perspective, Little, Brown and Company, Boston, Toronto: 1979, s. 179.<br />

53


Maslow’a göre toplumda temel ihtiyaçları kısmen doyurulmuş olan insanların<br />

çoğunun temel ihtiyaçlarının tamamı kısmen doyurulmamıştır. Hiyerarşinin daha<br />

gerçekçi tanımı şu şekilde yapılabilir; hiyerarşide yukarılara doğru çıktıkça, doyuma<br />

ulaşma yüzdesi azalır.<br />

2.1.1.1. Fizyolojik ihtiyaçlar<br />

Fizyolojik İhtiyaçlar tüm canlılar için geçerli olan gereksinmelerdir. Açlık,<br />

susuzluk, barınma gibi. Fizyolojik ihtiyaçlar süreklilik gösterir. Fizyolojik gereksinim<br />

doyuma ulaşınca belirli bir süre motive edici özelliğini yitirir. Bu gereksinme tekrar<br />

ortaya çıkınca kendini gösterir. Bu ihtiyaçlar tatmin edildikten sonra daha üst seviyedeki<br />

ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır.<br />

Gelişmiş ülkelerde bireye fizyolojik ihtiyaçları gidermede zengin alternatifler<br />

sunulmaktadır. Burada sadece bireyin ne istediğini belirtmesi gerekir. Fizyolojik<br />

ihtiyaçlar tatmin edilmedikleri zaman, insanlar, yaşamını devam ettiremezler. Biyolojik<br />

yaşamın sürekli kılınması için bu ihtiyaçlar en kısa zamanda karşılanmak zorundadır. 130<br />

Araştırmalar, fizyolojik ihtiyaçların doyumunun genelde parayla, yalnızca<br />

paranın kendisiyle değil, alabilecekleriyle ilişkilendirildiğini göstermektedir. 131 Aynı<br />

zamanda fizyolojik ihtiyaçların en güçlü gereksinmeler oldukları ileri sürülmektedir.<br />

İnsan uzun bir süre aç ya da susuz kaldığında açlığını ya da susuzluğunu gidermekten<br />

başka bir şey istememektedir. Ancak bu gereksinmeler karşılandığı zaman bundan<br />

sonraki gereksinmeler ortaya çıkmaya başlar.<br />

Bütün fizyolojik ihtiyaçlar karşılandığı zaman bireyler acaba nasıl<br />

davranacaklardır? Maslow’un yanıtı yeni ve daha yüksek gereksinmelerin ortaya<br />

çıkacağıdır. Bu yeni gereksinmeler de doyumlanınca bu kez daha da yeni ve yüksek<br />

gereksinmeler ortaya çıkacaktır. Doyumlanan fizyolojik ihtiyaçlar artık davranışları<br />

etkilemede etkinliklerini yitirmekte, doyulmama düzeyi düşmedikçe de bu durumun<br />

130 EREN, a.g.e., s. 359.<br />

131 FINDIKÇI, a.g.e., s. 382.<br />

54


süregelmesi beklenmeli, doyulmana bir arzunun arzu olmaktan çıktığı ve bireysel<br />

davranışları artık etkilemediği bilinmelidir. 132<br />

2.1.1.2. Güvenlik İhtiyacı<br />

Fizyolojik ihtiyaçlar belirli bir düzeyde giderildikten sonra bir üst düzeydeki<br />

ihtiyaçlar kendini göstermektedir. Bunlar korunmaya yönelik olan güvenlik<br />

ihtiyaçlarıdır. Açlığını, susuzluğunu ve uykusuzluğunu belirli bir düzeyde gideren insan,<br />

kendini güvende hissedeceği, tehlikelerden korunabileceği bir barınağa yani eve ihtiyaç<br />

duyar. Çalışarak kazandığı paranın bir kısmını kendisini ve ailesini güvenliğe alacak bir<br />

yer edinmek için harcar. 133<br />

Bütün canlılar için gerekli olan fakat insan için daha da önem arz eden güvenlik<br />

ihtiyacı, organizmanın fizyolojik ihtiyaçlarını dengeye ulaştırması ile başlar. Güven<br />

ihtiyacı; bireyin geleceğe ilişkin endişeleri, sağlık ve sosyal güvenlik sistemi, iş<br />

güvenliği, iş güvencesi, istikrar v.b. gibi geniş bir çerçeveyi kuşatacak şekilde<br />

düşünülmelidir. Gelişmiş ülkelerde yaşayan bireylerin geleceğe ilişkin daha az endişesi<br />

vardır. İş ortamlarında iş güvenliği önlemleri, gereği gibi alınmış, sağlık sistemi ve diğer<br />

sosyal hizmet imkânları devlet ya da işveren tarafından tamamen sağlanmıştır. İstikrarlı<br />

bir ortam içerinde yaşadığından, gelişmemiş ülkelere göre bu ihtiyaçların gelişmiş ülke<br />

vatandaşını motive etme ihtimali oldukça düşük olmaktadır. 134<br />

İnsanların fizyolojik olarak dengeye ulaşması, bireyi bu dengeyi sürdürmek için<br />

çabaya sevk etmektedir. Birey bundan sonra geleceğini güven altına almaya çalışacaktır.<br />

Güvenlik ihtiyacı ise; bireyin fiziksel ve duygusal çevresi içindir. İnsanlar güvenli bir<br />

ortamda oldukları sürece ve bu durumu sürekli hale getirmedikçe huzur<br />

duymayacaklardır. İnsanlar çalışma hayatlarındaki iş devamlılığı ve yakınma, derdini<br />

anlatma olanağı (amirlerinin keyfi hareketlerine karşılık) ve uygun sigorta, emekli<br />

ödenekleri (daha sonraki hayatlarında gelirin sağlanması ve hastalık durumuna karşı<br />

132 Oğuz ONARAN, Çalışma Yaşamında Güdülenme Kuramları, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fak. Yay.,<br />

Ankara, 1981, s. 15.<br />

133 ÖNEN, Uzm. TÜZÜN, a.g.e., s. 34.<br />

134 BARLI, a.g.e., s. 22.<br />

55


güvenlik için) yaşamlarının devam ve rahatlığı için talep etmektedir ve buna ihtiyaç<br />

duymaktadır.<br />

Bununla birlikte bugün bile endüstri ve genel ekonomide görülebilecek<br />

dalgalanmalar ve krizler insanların işlerini kaybetmesine neden olmakta, dolaysıyla<br />

güven ihtiyacı oldukça üstün bir duruma gelmektedir. Günlük yaşamda sigorta<br />

şirketlerinin yaşlılık, emeklilik, işsizlik gibi sigorta faaliyetleri, hep insanların güvenlik<br />

ihtiyacını gidermek amacıyla düzenlenmiştir. 135<br />

Güvenlik ihtiyaçları da fizyolojik ihtiyaçlar gibi sürekli değildir ve tatmin<br />

edilince sona erer. Ancak bu ihtiyaçlar aşırı şekilde garanti altına alınırsa kişiye zararı<br />

olabilir. Kişi de çalışsa da çalışmasa da her durumda ücretini alacağı duygusu<br />

uyandırılırsa rasyonel iş yapma ve yaptırma olanağı yitirilmiş olacaktır. İhtiyaçları<br />

fazlasıyla karşılamanın bir başka sakıncası da bu güveni sağlayan kişi ya da kuruma aşırı<br />

bağlanmaktır. Bu durumda kişinin üretkenliği düşebilir. Bunun sonucunda da bireyin üst<br />

düzey ihtiyaçları tatmin edilmeyecek ve kişilik kaybına neden olacaktır. İnsan başka<br />

birine bağlı ve borçlu olursa kendi kendine değer verme, yaratma gibi insanın<br />

kişiliğinden önemli şeyler kaybedecektir. 136<br />

2.1.1.3. Sosyal (Sevgi ve Aidiyet) İhtiyaçlar<br />

Sosyal ihtiyaçlara genellikle toplumsal gereksinmeler denilmektedir. İnsanlar<br />

başka insanlarla bir arada olmak, sevgi ilişkisinde bulunmak isterler. Ortalama ve<br />

sağlıklı bir insan bir eşi, çocukları, arkadaşları olmasını, çevresindeki toplumsal<br />

kümelerde bir yeri olmasını istemektedir. Bedensel ve güvenlik gereksinmeleri<br />

karşılandığında sevgi ve aidiyet gereksinmeleri önem kazanmaya ve öncekilere özdeş bir<br />

döngü bu yeni odak üzerinden yinelenmeye başlanmaktadır. Bu durumda birey<br />

arkadaşlarının, sevgilisinin, karısının, çocuklarının yokluğunu eskiden hiç duymadığı bir<br />

düzeyde duymaya başlar. Bedensel gereksinmelerini doyurulmadığı sıralarda sevgiyi<br />

gereksiz ve önemsiz gördüğünü unutur; diğerleriyle iyi ilişkiler kurabilmek için yoğun<br />

135 DİRİM, a.g.e., s. 65.<br />

136 KARAKOÇ, a.g.e., s. 50.<br />

56


ir çabaya girişir; yalnızlığın, benimsenmemenin, arkadaşsızlığın, köksüzlüğün acılarını<br />

duyar.<br />

Bireylerin bağlanma gereksinmeleri duyduklarını yüzeysel olarak belirtmedikleri<br />

de bir gerçektir. Yöresel devinimin, yuvadan, aileden arkadaşlardan uzak kalmanın, bir<br />

yörenin yerlisi değil yabancısı olmanın, köken ya da kümesini beğenmemenin etkileri<br />

özellikle sanayileşme sürecine girmiş toplumlardaki olgunluk çağındaki bireylerde ve<br />

çocuklarda görülmektedir. Sanayileşmenin toplumsal ve bölgesel devinimi artırması,<br />

geleneksel kümeleri ve aileleri dağıtması, kentleşmeye yol açıp kırsal alanlardaki yüz<br />

yüze ilişkileri azaltması, arkadaşlık ilişkilerini etkisizleştirmesi ve kuşaklararası<br />

ayrımlılığı çoğaltması sonucu yaygınlaşan yabacılaşma ve yalnızlık duyguları<br />

sanayileşmiş toplumlarda kümeleri ve kişisel gelişme kümelerinin hızla artmasına neden<br />

olmaktadır. Bu eğilim, toplumun devinim, içtenlik ve bağlanma gereksinimlerini<br />

duyduğunu simgelemektedir. Sağlıklı olabilmek için her toplum bu gereksinmeyi<br />

karşılamak zorundadır.<br />

Hiç kuşkusuz sağlıklı bireyler bir yerlere, birilerine ait olmayı ve kendilerine<br />

gereksinim duyulmasını istemektedirler. Modern bira reklâmlarına baktığımızda<br />

yalnızca cinsellik unsurunun değil, aynı zamanda bir grup içinde yer alma unsurunun da<br />

rol oynadığını görmekteyiz. Günümüzde bira reklamlarında yalnız başına bira içen bir<br />

aktöre rastlamak olanaksızdır.<br />

Son olarak bireylerin çalışma ortamında karşılıklı bağımlılık içinde çalışmasını<br />

ve çalışanların kararlara katılımının sağlandığı bir liderlik anlayışı bu bağlamda ele<br />

alınabilir. 137 Birey, gününün büyük bir kısmını iş yerinde geçirir ve bu süre içinde<br />

çalışırken ya da boş zamanlarında belirli kişilerle konuşur, ilişkiler ve arkadaşlıklar<br />

kurar. Bu tür ilişkiler onu sosyal yönden belirli bir doyuma sürükler ve çalışma<br />

güdüsünü arttırır. 138<br />

137 Can BALABAN, Üst Düzey Yönetici Doyumlanma (Moral) ve Güdülenmeleri (Motivasyon) ile<br />

İşletme Verimliliği Arasındaki Bağlantı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006, s. 35.<br />

138 Zeyyat SABUNCUOĞLU ve MELEK TÜZ, Örgütsel Psikoloji, Ezgi Kitabevi, Bursa, 1995, s. 102.<br />

57


2.1.1.4. İtibar Görme İhtiyacı<br />

İtibar görme ihtiyacı, genelde iki grupta incelenmektedir. Bunlar; başarıya<br />

ulaşma, kendi kendinden emin olma, serbestîlik, yeterlilik hissi ve kendine güvenle,<br />

ikinci grup olan başkaları tarafından takdir edilme ve tanınma ihtiyacıdır. 139 Örgüt<br />

temelinde ise tanınma, sorumluluğun artması, yüksek mevki ve örgüt yapılarına katkıdan<br />

ötürü takdir edilme arzularına işaret etmektedir. 140 Toplumuzdaki bütün insanlar (birkaç<br />

patolojik istisna dışında) kendi kendilerini sayma ve başkalarının kendilerini sayması<br />

için kendilerinin, güçlü temellere dayandırmaya çalıştıkları üstün bir değerlendirmesini<br />

yapmaktadırlar. 141 Bu basamağa ulaşan birey, bir yandan kendisine güven ve saygı<br />

duyar, öte yandan başkalarının beğeni ve saygısını arar. Kendi kendine saygı<br />

gereksinmesi bireyin güçlü olma ve kendine güven duyma özlemini taşır. Fakat bundan<br />

da önemlisi başkalarının takdirini kazanma duygusudur. 142<br />

Maslow, bu konuda: “ Toplumdaki bütün insanlar, kendi kendilerini sayma ve<br />

başkalarının kendilerini sayması için, kendilerinin, güçlü temellere dayandırmağa<br />

çalıştıkları üstün bir değerlendirmesini yaparlar.” demiştir. Birey, saygı görme<br />

gereksinimini gidermek için öncelikle bazı alt değerleri çözümlemek zorundadır. Bu alt<br />

değerler nitelikleri bakımından ikiye ayrılırlar. Birey önce kendisi ile ilgili bazı değer<br />

ölçülerini oturtmak gereksinimini duyacaktır. Örneğin güçlü olmak, başarılı olmak,<br />

bağımsız olma ve güven duyulmak zorunda hissedecektir. Bu değerleri yerine<br />

oturttuktan sonra ise, toplumun bu değerlere göndermeler yapmasını bekleyecektir.<br />

Örneğin itibarlı olmak, onurlu ve mevki sahibi olmak, takdir edilmek v.b. gibi.<br />

Birinci türü değerlere ulaşmak, bireyin kendi elindedir. İkinci türde olanlar ise,<br />

bireyin birinci türde gerçekleştirebildikleriyle orantılı olarak sosyal çevrenin onun için<br />

takdir edeceği değerlerle ilgili olanlarıdır. Her iki değerler grubu yeterince gerçekleştiği<br />

takdirde, birey saygı görme gereksinmesini, bu gerçekleşme oranında tatmin etmiş<br />

139<br />

İsmail DALAY, Yönetim ve Organizasyon, Sakarya Üniv. Rektörlük Basımevi, Adapazarı, 2001, s.<br />

370.<br />

140<br />

PEKEL, a.g.e., s.11.<br />

141<br />

KAYNAK, a.g.e., s. 119-120.<br />

142<br />

Mümün ERTÜRK, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Beta Yay., İstanbul, 1998, s. 128.<br />

58


olacaktır. Saygı görme gereksinimi, dorudan bireyin kendi tarafından değil, başkaları<br />

üzerinden giderebileceği bir olgudur. 143<br />

Çalışanların saygı ihtiyacını tatmin etmek için işyerlerinde bir takım<br />

düzenlemelere gidilmesi uygun olabilir. Çalışanlara altından kalkabilecekleri ölçüde<br />

sorumluluk vermek, işle ilgili alınacak kararlarda fikirlerini sormak, yeteneklerini<br />

kullanabilecekleri işler vermek, iş genişletme ve iş zenginleştirme gibi uygulamalara<br />

başvurmak, çalışanların işe ve işyerine olan bağlılıklarının armasını ve çalışma<br />

motivasyonlarının yüksek kalmasını, dolayısıyla da verimliliklerinin artmasını<br />

sağlayacaktır. 144<br />

2.1.1.5. Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı<br />

İhtiyaçlar hiyerarşisinin en üstünde kendini gerçekleştirme ihtiyacı yer<br />

almaktadır. Bireyin yetenek ve becerilerini gösterebilmesi ve bu yönde kendini<br />

gerçekleştirebilmesi ihtiyacını oluşturmaktadır. Bu ihtiyaç bireyin kendini yetenek ve<br />

becerileri doğrultusunda geliştirmesine dayanır. Bu ihtiyacın tam anlamıyla karşılanması<br />

ise mümkün değildir. Birey ihtiyaçlar hiyerarşisinin herhangi bir noktasında olabilir. Bu<br />

nedenle örgütler bireyleri tatmin etmek amacıyla değişik motivasyon araçları<br />

kullanabilir. 145<br />

Maslow, “ Bireyin yapabileceğini yapmakla yükümlü olduğunu belirtmektedir.”<br />

Birey bu aşamada, tatmine ulaşabilmek amacı ile potansiyelini ortaya koymak<br />

zorundadır. Ortaya gerçek bir şey koyduğu zaman da kendini gerçekleştirme<br />

gereksinimini gidermiş olacaktır.<br />

Kendini gerçekleştirme, her bireyde görülebilecek bir gereksime türü değildir. Bu<br />

gereksinme, bireyin ancak sosyal yaşamda yerini bulmuş olması ve yeterince gelişmiş<br />

olması ile şartlandırılmıştır. Bireyin, gereksinme basamaklarını çıkarken, bir üst<br />

basamağa yönelmesi için, o anda bulunduğu basamaktaki gereksinmeyi %100 oranında<br />

143 Mete BUYURGAN, Satış Ekiplerinin Motivasyonunu Etkileyen Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek<br />

Lisans Tezi, Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1998, s. 10.<br />

144 ÖNEN, TÜZÜN, a.g.e., s. 36.<br />

145<br />

John ADAİR, Çeviren: Salih UYAN. Etkili Motivasyon, Babıali Kültür Yayıncılığı, İstanbul, 2003, s.<br />

39.<br />

59


tatmin etmiş olması gerekmez. Maslow, ortalama bir insan için gereksinmelerin yeterli<br />

tatmin düzeyini aşağıdaki gibi vermiştir. Ancak kuşkusuzdur ki, yukarıdaki yüzdeler<br />

ortalama rakamları göstermektedir ve bu yüzdeler, her bireye göre değişkenlik<br />

gösterecektir. 146<br />

Kendini gerçekleştirme ihtiyacı, ancak insanın kişisel ve düşünsel özgürlüğe<br />

kavuştuğu bir mesleği yaparken doyuma ulaşabilir. Ne var ki, yeteneklerine uygun ve<br />

sevdiği bir mesleği yapması durumunda bunlar geçerlidir. Böylece gizli kalmış<br />

yeteneklerini ortaya koyma güdüsü de etkilenir. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı iş<br />

yerinde işi yaparken daha yaratıcı olma, daha fazla sorumluluğa sahip olma ve karar<br />

alma arzusu olarak beliriyorsa bu düzeyde olan kişi için yapılacak en iyi şey bu<br />

arzularını uygun ölçüler dâhilinde tatmin etmesini ve potansiyelinin en üst düzeye<br />

ulaşmasını sağlamaya çalışmak olmalıdır. Kendini gösterme fırsatı tanınan kişi hem<br />

kendi değerini hem de iş yerinin değerini artıracaktır. Bunun tersi olarak da bu beklentisi<br />

olmayan insanlar için sağlanacak imkânlar onları memnun etmeyecektir. Sorumluluk<br />

almak ve neyi, nasıl, ne zaman yapacağı konusunda karar almak yönetimin işidir.<br />

Değişik kültürlerde memnuniyet için farklı beklentilerin farklı karşılanması gerektiğini<br />

göz ardı etmemek gerekir. 147<br />

Maslow’un çizdiği bu teorik çerçevede dikkate alınması gereken bazı noktalar<br />

vardır:<br />

1. Her şeyden önce, her ihtiyaç kategorisi bir öncekiyle ilişkilidir.<br />

2. Her ihtiyaç kategorisi tatmin edilmediği ölçüde organizmada bir gerilime yol<br />

açar. Bu gerilimin ihtiyaç ve şiddeti, fizyolojik ihtiyaçlardan her bir üst kademeye<br />

çıktıkça azalan bir trend gösterir.<br />

3. Belli bir ihtiyaç kademesinden onun bir üstündeki kademeye geçebilmek<br />

için o ihtiyacın tam olarak tatmini gerekmez. İhtiyacın şiddeti ve önceliği alt<br />

kademelerde daha çok olduğundan, tatmin oranın da ilk ihtiyaç kademesi olan fizyolojik<br />

146 A.H. MASLOW, Motivation and Personality, New York, 1970, 2. Baskı, s. 54.<br />

147 ÖNEN, TÜZÜN, a.g.e., s. 37<br />

60


ihtiyaçlarda en yüksek olması gerekir, bu oran kademeler yükseldikçe azalan bir trend<br />

izler.<br />

4. Belirli aşamaları geçerek üst bir ihtiyaç kategorisine yükselmiş bir kişinin,<br />

örneğin, nefse saygı kategorisinde faaliyette bulunan olgun bir insanın, alt kademedeki<br />

ihtiyaçlarının tatmininde ani bir kesinti ortaya çıktığında, nefse saygı kademesinde<br />

birdenbire ve tamamıyla durdurup çabasını tümüyle hemen alt kademedeki ihtiyacının<br />

tatminine yönelteceği düşünülmemelidir.<br />

5. Maslow’un motivasyon teorisi statik ve katı bir karakter taşımaz. Maslow<br />

insan davranışını dinamik ve holistik bir açıdan görmektedir. Düşünüre göre, kişiliğe<br />

dinamik bir sistem gözüyle bakılabilir. Bu sistemde davranışın belirli herhangi bir yönü<br />

ancak kişiliğin tümü dikkate alınırsa anlaşılabilir.<br />

6. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini bu şekilde dinamik ve holistik açıdan<br />

incelemesinden, belli bir kişi için belirli bir zamanda sadece bir ihtiyaç çeşidinin söz<br />

konusu olabileceği ve bu ihtiyaç kategorisi bir kere tatmin edilince tamamen ortadan<br />

kalkıp yerini bir sonraki kategoriye bırakacağı sonucuna varılmamalıdır. Kişide çoğu<br />

kez bütün ihtiyaç kademeleri bir arada mevcuttur. Bir ihtiyacın uzunca bir zaman için<br />

tamamen tatmin edilmiş durumda kalması nadirdir.<br />

7. Fertler arasındaki kişilik farklılıklarından ötürü, Maslow’un belirttiği<br />

ihtiyaçlar arasındaki nispi şiddet ve öncelik sırasının belli istisnaları olabilecektir.<br />

8. Teoriye göre herhangi bir ihtiyaç, belirli bir zaman için geniş ölçüde tatmin<br />

edilmiş bulunuyorsa, hiç olmazsa tekrar doğana kadar önemli bir motivasyon kaynağı<br />

olmaktan çıkar. 148<br />

Bu aşamalar bir öncelik sırası göstermektedir. Birey ancak birinci gereksinmesini<br />

doyurduktan sonra ikinci sıradaki gereksinmesini düşünebilir. İkinci sıradaki<br />

gereksinmelerin doyurulması üçüncü sıradaki gereksinmeleri ortaya çıkarmaktadır. Bu<br />

sıralama bu şekilde son aşamaya kadar gitmektedir. Bu kurama göre bireyler, sahip<br />

olduklarından çok, karşılaşmak istedikleri gereksinmeler tarafından davranışa<br />

148 DERELİ, a.g.e., s. 192-196.<br />

61


yöneltilebilirler. Fakat bunun için de bireylerin bu gereksinmelerin farkına varmaları<br />

gerekmektedir. Bireyler farkına vardıkları gereksinmeleri gidermek için çaba harcarlar.<br />

Çünkü farkına varıldığı halde giderilmeyen bir gereksinme bireyde rahatsızlığa ve<br />

gerilime neden olmaktadır. Bu gerilim ya da rahatsızlık ne kadar yoğun yaşanırsa, birey<br />

de o ölçüde bu gereksinmeyi karşılamak istemektedirler. Maslow bu nedenle, bireylerin<br />

bulundukları gereksinme basamağını bilmenin önemli olduğunu söylemektedir. Bu<br />

nedenle yöneticilerin, iş görenlerin hangi gereksinme basamağında olduklarını iyi<br />

saptamaları gerekmektedir. Örneğin, geçici işçi statüsünde çalışan, yani geleceğini<br />

güvence altına almamış bir iş gören, prestij sahibi olmayı bir gereksinme olarak<br />

görmeyecek ve bu yönde davranışta bulunmayacaktır. 149<br />

Bu teoriyi destekleyen araştırmaların sayısı çok az olmasına rağmen işletme<br />

kitapları ve uygulayıcılar, bu teoriyi eleştirisiz kabul etmektedirler.. Bunda, teorinin<br />

kolay anlaşılır olmasının ve açıklamalarının mantığa uygun olmasının rolü olabilir.<br />

Yapılan incelemeler ihtiyaçların, teoride öngörülen sırayla çıktığını göstermediği gibi<br />

doyurulan bir ihtiyacın önemini kaybederek bir üst ihtiyacın ortaya çıktığı hakkındaki<br />

görüşü de desteklememektedir. Doyurulmamış ihtiyaçların muhakkak güdüleyici<br />

olacağına dair bir delil de elde edilmemiştir. Bütün bunlara rağmen bu teorinin<br />

yöneticilere verdiği önemli bir ders vardır. Hangi sırada olursa olsun, doyurulmayan<br />

ihtiyaçlar hastalık semptomları şeklinde bazı davranışlar ortaya çıkarırlar. Açlığı<br />

giderilmeyen insan nasıl hastalanırsa, güvenlik, sosyal ve saygınlık ihtiyaçlarını<br />

gidermeyen kişi de hastalanır. Pasifleşme, düşmanlık gösterme, sorumluluk almama bu<br />

hastalığın göstergeleridir. 150<br />

Araştırmacılar, gereksinmeleri tanımlamanın, sınıflara ayırmanın güçlüğü ve<br />

gereksinmeler arasındaki birbirine geçmeler dolayısıyla, bu kuramın araştırmaya ve<br />

objektif sonuçlar çıkarmaya pek elverişli olmadığını söylemektedirdir. Bazı<br />

araştırmacılar, insan gereksinmeleri arasında bir hiyerarşi olmadığını, bir gereksinmeye<br />

saplanıp hep onu isteyen bireyler yanında, alt düzey gereksinmelerini giderdikten sonra,<br />

gelişme gereksinmelerini karşılamak için hiçbir çaba göstermeyen bireylerin de<br />

149 Haluk GÜRGEN, Örgütlerde İletişim Kalitesi, Der Yayınları, İstanbul, 1997, s. 205.<br />

150 ASLAN ve Diğerleri, a.g.e., s. 104.<br />

62


ulunduğunu ileri sürmektedirler. Öte yandan bazı araştırmacılar da bir gereksinme<br />

yerine diğerinin ortaya çıkmasının, her zaman, bir önceki gereksinmenin<br />

doyurulmasından ileri gelmeyip, içinde bulunulan toplumsal ve ekonomik koşullardan<br />

kaynaklanabileceğini savunmaktadırlar. Ayrıca Maslow’un kuramının iş yaşamına<br />

uygulanmasının pek anlamlı olmayacağı, çünkü kurama göre, kendini gerçekleştirmenin<br />

iş yaşamı dışında da olabileceği ve kuramdaki kendini gerçekleştiren insanla örgütte<br />

kendini gerçekleştiren insanın farklı olduğu ileri sürmektedirler. 151<br />

2.1.2. Frederick Herzberg ve Çift Faktör (Hijyen-Motivasyon) Kuramı<br />

Herzberg, Maslow’un modelini geliştirerek spesifik bir içerik teorisi ortaya<br />

koymuştur. İnsanları etkin ve verimli bir şekilde çalıştıracak işyeri şartlarının neler<br />

olduğunu araştıran Herzberg ve arkadaşları, yaptıkları çalışmalar sonucunda çift faktör<br />

teorisini geliştirmişlerdir. Bu teori, motivasyon konusuna daha çok özendirme, teşvik<br />

araçları yönünden yaklaşmaktadır. 152<br />

Bu teorinin varsayımları, işyerinde iş görenin kötümser olmasına, işten<br />

ayrılmasına ve tatminsizliğine neden olan hijyen etmenlerle, işyerinde iş göreni mutlu<br />

kılan, işyerine bağlayan özendirici ya da doyum sağlayıcı etmenlerin birbirinden<br />

ayrılması gerektiğidir. 153<br />

Frederick Herzberg ve arkadaşları, 200 mühendis ve muhasebeciyle çeşitli<br />

görüşmeler yapmışlardır. Mühendis ve muhasebecilerden, işlerinden özellikle<br />

hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları anları düşünmeleri ve sonra bu duygulara yol açan<br />

koşulları anlatmaları istenmiştir. 154 Kişilerin işlerine olan hislerini veya tutumlarını<br />

izlerken Herzberg (1959), aşağıdaki üç soruya cevap aramış; ancak tutum ve davranış<br />

arasındaki ilişkiyi asıl gösterecek olan üçüncü soruya özellikle önem vermiştir:<br />

• Kişi işine karşı olan tutumunu nasıl belli eder?<br />

• Bu tutumları neler oluşturur?<br />

151<br />

Gülten İNCİR, Çalışanların Motivasyonuna Genel Bir Bakış, Milli Prodüktivite Merkezi Yayını,<br />

No. 313, Ankara, 1984, s. 8-9.<br />

152<br />

Erol EREN, Yönetim ve Organizasyon, Beta Yay., İstanbul, 1998, s. 36.<br />

153<br />

Selçuk YALÇIN, Personel Yönetimi, İ. Ü. İşletme Fak. Yay., İstanbul, 1991, s. 210.<br />

154<br />

Erol EREN, Yönetim Psikolojisi, Beta Yay., İstanbul, 1993, s. 29.<br />

63


• Bu tutumların sonuçları nelerdir?<br />

Herzberg, araştırmasında çalışanlara çok basit bir soru yöneltmiştir: “İşinizde ne<br />

zaman kendinizi son derece iyi ve ne zaman son derece kötü hissettiğinizi ayrıntılı<br />

olarak açıklayınız.” Araştırma verileri incelendiğinde, işle direkt ilgili olan kavramların,<br />

çalışanların kendilerini iyi ve tatmin hissettikleri anları anlatırken; kendilerini kötü ve<br />

tatminsiz hissettikleri anları anlatırken de ücret, çalışma koşulları gibi işle ilgili ama işin<br />

dışındaki kavramları kullandıkları görülmüştür. 155 Böylelikle Herzberg, iş görenlerin iyi<br />

ve kötü duygular için değişik koşullardan söz ettiklerini belirlemiştir. Başka bir deyişle,<br />

bir başarı duygusu iyi bir duyguya yol açtıysa, başarısızlığın kötü duyguya yol açtığı pek<br />

ender görülmüştür. Bunun yerine, işletme politikası gibi bir başka etmen kötü duygulara<br />

neden gösterilmiştir. Neticede, bireylerin işyerlerindeki motivasyonlarını etkileyen<br />

değişkenlerle iki ayrı grupta toplandığı görülmüştür. Herzberg, birinci grubu motivasyon<br />

faktörleri, ikinci grubu ise hijyen faktörleri olarak sınıflandırmıştır. 156<br />

Motive Edici Faktörler: İşin içeriği ile ilgili olan etmenlerdir.<br />

1. Sorumluluk,<br />

2. Tanınma,<br />

3. Başarı ve İlerleme,<br />

4. İlgi,<br />

5. İşin Kendisi.<br />

Koruyucu (Hijyen) Etmenler: İşin çerçevesi ile ilgili olan etmenlerdir.<br />

1. İşletmenin yönetimi ve politikası,<br />

a. Çalışma şartları,<br />

b. Kişisel yaşam.<br />

2. Denetim Tarzı,<br />

155 Aygen OKSAY, Çalışanlarda İş Tatmini: Sağlık Sektörü Üzerine Bir Araştırma, <strong>Süleyman</strong><br />

<strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2005, s. 24-25.<br />

156 EREN, a.g.e., 1993, s.29.<br />

64


3. Ücret,<br />

4. Üstlerle ilişkiler,<br />

5. İş arkadaşlarıyla ilişkiler.<br />

Tablo 2.1: Herzberg’in Hijyen ve Motivasyon Faktörleri<br />

Hijyenik Etmenler Doyum Sağlayan Etmenler<br />

Şirket Politikası ve Yönetimi<br />

Yöneticiyle İlişkiler<br />

Çalışma Koşulları<br />

Ücret<br />

İş Arkadaşlarıyla Olan İlişkiler<br />

Özel Hayat<br />

İş Güvenliği<br />

Statü<br />

Başarı<br />

Tanınma<br />

İşin Kendisi<br />

Sorumluluk<br />

İlerleme<br />

Gelişme ve Büyüme<br />

Kaynak: Ali Rıza ERDEM, İçerik Kuramları ve Eğitim Yönetimine Katkıları,<br />

Pamukkale <strong>Üniversitesi</strong>, Eğitim Fakültesi Dergisi, sayı:3, Denizli, 1997, s.74.<br />

Maslow’un alt düzeyli ihtiyaçlarına karşılık gelebilecek şirket politikası,<br />

gözetim, kişiler arası ilişkiler, çalışma koşulları ve ücret hijyen faktörlerine girmektedir.<br />

Bu faktörler doğrudan işle ilgili değildir. Bunların iyi olması motive edici değildir ama<br />

memnuniyetsizliği önleyici etkileri vardır. İşin kendisi ile doğrudan ilişkili ve işe karşı<br />

olumlu duygular yaratıcı faktörler vardır; bunlar da motive edici faktörlerdir. 157 Hijyen<br />

faktörler mevcut olduğunda iş tatmini gerçekleşir ve bireyleri çalışmaya motive edebilir.<br />

Hijyen faktörlerin negatif olması durumunda ise, (örneğin, çalışma koşullarının çok iyi<br />

olmaması, aile yaşamının çok düzenli olmaması) motivasyon sağlayıcı etki ortadan<br />

kalkar. Herzberg’ e göre hijyen faktörler pozitif ise bu sadece çalışanlar tarafından kabul<br />

görür. Herzberg’ e göre motivasyon faktörleri bireyi mutlu kılan, işyerine bağlayan,<br />

çalışmaya özendiren ve doyum sağlayan unsurlardır. Hijyen faktörler ise bireyin isten<br />

157 YALÇIN, a.g.e. s. 210.<br />

65


ayrılmasına, tatminsizliğe yol açabilecek unsurlar olarak görülebilir. Hijyen faktörlerin<br />

motive edici özellikleri nispeten daha azdır. Başka bir ifadeyle hijyen faktörlerin<br />

bulunması bireyleri daha fazla çalışmaya sevk etmek için yeterli olmayabilir. 158<br />

İş doyumu ve iş doyumsuzluğu yaratan olaylara ilişkin olarak sıralanan faktörler<br />

içinde en tartışmalı olanı ücret veya maaştır. Herzberg, ücret veya maaşın bir güdüleyici<br />

olmadığı ileri sürmektedir. Burada Herzberg’in ücretin işgören motivasyonunda asli<br />

olmayan boyutuna dikkat çektiği söylenebilir. Herzberg’in çalışmasında ücretin, hem iş<br />

doyumu ile hem de iş doyumsuzluğu ile ilgili olaylarda da etkili bir faktör olduğu<br />

görülmektedir. Ama ücret uzun dönemli olumsuz iş tutumlarıyla daha fazla ilişkili<br />

olduğundan, Herzberg ve arkadaşları ücreti hijyen faktörler arasına sınıflandırmıştır.<br />

Herzberg’e göre anlamlı, ilginç ve meydan okuyucu işler çok defa çalışanları<br />

güdülemekte, para ancak tatminsizliği önlemekte ve çalışanı güdülememektedir. Başka<br />

bir ifadeyle örneğin çalıştığı işten yeterli ücret alan ve artık ücret ile ilgili kaygılarını<br />

aşmış bir kişi için ücret artık güdüleyici olmamaktadır. Böyle kişilerin güdülenebilmesi<br />

için sorumluluk almaya, başarılı olmaya ihtiyacı vardır.<br />

Orijinal çalışmada, hijyen faktörlerinin eksikliğinin çalışanlarda doyumsuzluk<br />

yaratmasının baskın nedeni, çalışanlarda haksız muamele görüyor olma hissine neden<br />

olma eğilimi yaratmalarına bağlanmaktadır. Güdüleyicilerin varolması ise gelişme ve<br />

ilerleme hissine yol açmaktadır. Haksızlığa uğrama hissi, hijyen faktörlerinin yokluğu<br />

ile hoşnutsuzluk arasındaki ilişkiyi açıklayan çok önemli bir bulgu olarak<br />

nitelendirilebilir. 159<br />

Hijyen faktörleri güdüleyici faktörlerden ayırmada kullanılacak önemli bir<br />

özellik de hijyen faktörlerin, güdüleyicilere göre daha kısa dönemde son bulan iş<br />

tecrübeleri ile ortaya çıkma eğiliminde olmasıdır. Herzberg’in tartıştığı durum, elverişli<br />

iş koşulları ve içten etkileşimler, insanların kısa bir süre hizmet etmesine neden<br />

158 Ferit KÜÇÜK, Çalışanlarının İşe Güdülenmesinde Herzberg’in Motivasyon – Hijyen<br />

Faktörlerinin Önemi: Belediye Çalışanlarına Yönelik Bir Uygulama, Finans Politik & Ekonomik<br />

Yorumlar, Cilt: 44 Sayı:511, 2007, s. 77.<br />

159 Türker KURT, Herzberg’in Çift Faktörlü Güdüleme Kuramının Öğretmenlerin Motivasyonu<br />

Açısından Çözümlenmesi, Gazi <strong>Üniversitesi</strong>, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 25, Sayı 1, 2005, s.293.<br />

66


olabilmesidir. Diğer yandan, güdüleyicilerin işgörenlerin işinde sağlanması, bireyin<br />

davranışlarına basit bir hareket sağlamaktan ziyade çok daha uzun süre etkilidir. 160<br />

2.1.3. Mc Clelland’ın Başarma İhtiyacı Kuramı<br />

Kişilerin başarı arzularını, bir motivasyon aracı olarak kullanmanın önemini ve<br />

gereğini belirten David Mc Clelland, bu görüşüyle, başarı arzusu ile iktisadi gelişme<br />

arasında bir ilişki kurmaktadır. O, iktisadi kalkınmada, odak noktasını insan tipinin,<br />

fertlerin kişilik yapılarının oluşturduğu görüşündedir. Başarma ihtiyacı teorisi, bir<br />

kişinin başkaları ile sosyal ilişkilerini artırma ile ilgili ilişki kurma, başkalarını etki<br />

altında tutmaya yönelen güç kazanma ve kişilerin yetenek ve becerileri ile belli bir<br />

başarı elde etme gibi çeşitli ihtiyaçlarını gidermeye yönelik davranış göstermesidir. 161<br />

Mc Clelland’a göre motivasyon, bir kurumun başarı ya da başarısızlığı üzerinde<br />

önemli bir rol oynamaktadır. Yüksek başarı motivasyonuna sahip olanlar, başkalarına<br />

göre daha gerçekçi, kararlı ve uygulayıcı bir zekaya sahiptirler. Ama bu özellikleri<br />

zorunlu olarak işin doğası, kişisel çaba ve yaratıcılığa açık olup, olmayışı belirler. Eğer<br />

iş bunları sağlıyorsa, başarı motivasyonu yüksek olan birey, kendisi ile yarışanları geride<br />

bırakabilir. İşin niteliği kişisel çaba ve yaratıcılığa açık değilse, bu bireyler sıradan ve<br />

yaratıcılıktan uzak bir iş başarımı gösterirler. 162<br />

Mc Clelland tarafından geliştirilen bu kurama “kazanılmış ihtiyaçlar kuramı” da<br />

denilmektedir. Çünkü kuram bireyin hayatı boyunca belli tip ihtiyaçları kazandığını<br />

belirtmektedir. Mc Clelland, Maslow gibi insanların temel fizyolojik ve güvenlik<br />

ihtiyaçlarından söz etmemiş, daha doğrusu bu ihtiyaçların üzerinde bulunan üç tür<br />

ihtiyacı ele almıştır. Gerçekten de, insan doğası gereği sosyal ilişkilerde bulunma<br />

ihtiyacı hisseder. İnsan aynı zamanda güç elde etmeyi seven bir yaratıktır. Bu maddi bir<br />

güç olabileceği gibi, makam, mevki, otorite şeklinde bir güç de olabilir. İnsna ayrıca<br />

160<br />

KURT, a.g.e., s.293.<br />

161<br />

EFİL, a.g.e., s. 100.<br />

162<br />

Dursun BİNGÖL, Personel Yönetimi ve Beşeri İlişkiler, Atatürk <strong>Üniversitesi</strong> Yayını, No: 676,<br />

Erzurum, 1990, s. 193.<br />

67


yaptığı işleri başarmayı arzulayan ve bundan haz duyan bir varlıktır. 163 Mc Clelland<br />

tarafından geliştirilen bu teoriye göre kişi 3 grup ihtiyacın etkisi altında davranış<br />

gösterir: 164<br />

a. İlişki Kurma İhtiyacı: Bu ihtiyaç, gruba girme ve sosyal ilişkiler<br />

geliştirmeyi ifade etmektedir. Bu ihtiyacı kuvvetli olan bir kişi, kişiler arası ilişkiyi<br />

kurma ve geliştirmeye önem verecektir.<br />

b. Güç Kazanma İhtiyacı: Kuvvetli olan bir kişi ise, güç ve otorite<br />

kaynaklarını geliştirme, başkalarını etki altında tutma ve gücünü koruma davranışlarını<br />

gösterecektir.<br />

c. Başarı İhtiyacı: Kuvvetli olan bir kişi ise, kendisine ulaşması güç ve<br />

çalışma gerektiren, anlamlı amaçlar seçecek, bunları gerçekleştirmek için gerekli<br />

yetenek ve bilgiyi elde edecek ve bunları kullanacak davranışı gösterecektir.<br />

Mc Clelland’a göre birey, bu gereksinimleri çocukluk çağından itibaren<br />

çevresindeki insanlarla yaşadığı deneyimler ve ilişkiler sonucunda kazanmaktadır. Mc<br />

Clelland’ın araştırma sonuçlarını, çalışanları güdülemek amacıyla örgüt yaşamına<br />

uyarlamak mümkündür. Örneğin başarı gereksinimi yüksek olan çalışanların, işletmenin<br />

satış departmanındaki pozisyonlarda görevlendirilmeleri onları yüksek performans<br />

standartlarına ulaşmaya zorlayacaktır. Yönetim pozisyonlarında görevlendirilen güç<br />

gereksinimi yüksek çalışanlar, başkalarını yönetecek ve onları işletme hedefleri ile<br />

kendilerinin hedeflerini aynı doğrultuda bütünleştirerek harekete geçirecektir. İleri<br />

derecede sosyal etkileşimi gerektiren pozisyonlarda, ait olma gereksinimi yüksek olan<br />

liderler daha başarılı olacaktır. 165<br />

Bu teorinin yönetici açısından anlamı şudur: Eğer personelin sahip olduğu<br />

ihtiyaçlar belirlenebilirse, personel seçim ve yerleştirme sistemleri geliştirilebilir.<br />

Dolayısıyla, örneğin başarı gösterme ihtiyacı yüksek olan personel, bunu sağlayabilecek<br />

163<br />

C. Can AKTAN, Motivasyon Teorileri, http://www.canaktan.org/yonetim/insan-yonetim/motivasyonteorileri.htm,<br />

(12.10.2008).<br />

164<br />

KOÇEL, a.g.e., s. 516.<br />

165<br />

Pınar TINAZ, Çalışma Yaşamında Motivasyon Kuramları, Mercek Dergisi Sayı:19, Temmuz 2000,<br />

s.32.<br />

68


ir işe yerleştirilebilir. Böylece bu kişi motivasyon açısından gerekli ortamı<br />

bulacağından, sahip olduğu bilgi ve yeteneği tam olarak işe koyacaktır. 166<br />

2.1.4. Clayton Alderfer’in ERG Kuramı<br />

Alderfer, Alderfer, Maslow’un teorisini değiştirerek yeni bir teori ortaya<br />

koymaktadır. Literatürde “ERG” Teorisi olarak anılan bu teoriye göre insanların üç<br />

temel ihtiyacı vardır: 167 Maslow’un ihtiyaçlar tasnifini basitleştirerek geliştirmiş olduğu<br />

bu kuramda, ihtiyaç sıralaması daha basittir ancak Maslow’un sınıflaması gibi bir ihtiyaç<br />

sınıflaması esastır. Önce alt düzeydeki ihtiyaçlar tatmin edilmeli, daha sonra üst düzey<br />

ihtiyaçlar tatmin edilmelidir.<br />

Bu üç temel ihtiyaç, varolma ihtiyacı (V), İlişki kurma ve aidiyet ihtiyacı (İ), ve<br />

Geliştirme (G) ihtiyaçlarının baş harflerinden oluşan VİG kuramı ile, Maslow’un<br />

İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı modern çağa uyarlanmıştır. ERG Yaklaşımı olarak da<br />

ifade edilen bu teoriye göre; Maslow’un ilk ihtiyaçlar kademesinde bulunan fizyolojik<br />

ihtiyaçlar ile varlığını sürdürme, yani yaşamını sürdürme ve ayakta kalma ihtiyacı<br />

örtüşmektedir. İkinci basamakta ise; Alderfer’in ilişkiler kurma ve aidiyet ihtiyacı ile<br />

Maslow’un güvenlik ve sosyal ihtiyaçlar basamağı aynı hiyerarşide yer almaktadır.<br />

Üçüncü ve son basamakta ise; VİG teorisinin gelişme ihtiyacı ile ihtiyaçlar hiyerarşisi<br />

teorisinin saygınlık ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı aynı kademede yer almaktadır. 168<br />

Maslow ve Alderfer kuramlarının ayrıldığı önemli noktalar vardır. ERG<br />

Kuramına göre, farklı iki gereksinme aynı anda doyumlanabilmektedir. Ayrıca bu<br />

kurama göre gereksinmelerin sırası, farklı kültürlere sahip bireyler için farklı şekillerde<br />

oluşabilmektedir. Bu özelliği ile ERG kuramı, bireyin daha fazla sayıda davranışlarını<br />

inceleyebilmekte veya göz önüne almaktadır. Örneğin yeni parlayan bir sanatçının<br />

gereksinme sırası çok farklı şekillerde oluşabilmektedir. Bir önemli farklılık da, ERG<br />

bağlamında, daha üst düzey gereksinmesi karşılanmayan ve hayal kırıklığı yaşayan<br />

bireyin, daha alt düzeyde bir gereksinmeye dönerek, gerileyerek, onun doyumlanmasını<br />

166 TİKİCİ ve DENİZ, a.g.e., s. 36.<br />

167 ÖNEN, TÜZÜN, a.g.e., s. 40.<br />

168 KOÇEL, a.g.e., s. 516.<br />

69


en üst düzeye çıkarma durumudur. Başka bir deyişle, bu kuram bağlamında<br />

gereksinmeler somutluk durumlarına göre sıraya konmaktadır. Dolayısıyla, bir üst<br />

düzeydeki gereksinmeyi karşılamak güç olduğunda bir alt düzeydeki gereksinme kümesi<br />

daha çok istenecektir. Çünkü kurama göre, daha ayrımlaşmış, daha az somut amaçları<br />

elde edemeyenler daha somut amaçlara yönelirler. 169<br />

Yönetim ve motivasyon teorisi açısından başarı ihtiyacının önemini işletmelerde<br />

bireyi faaliyete geçmekten alıkoyan tehlike ve korkuların ortadan kaldırılarak, kendine<br />

güven duygusunun ve sorumluluk yüklenme arzusunun geliştirilmesidir. Bu noktadan<br />

sonra birey başarılı olmak için mutlaka harekete geçecektir ve bunun için herhangi bir<br />

maddi ödüle de fazla ihtiyaç yoktur. Ödül ancak başarının ölçüsünün belirleme aracı<br />

olabilir. Yeterli çevre ve işletme koşullar sağlanıp, bireye belirli yetki ve sorumluluklar<br />

vererek başarı motivi harekete geçirebilir. 170<br />

2.2. Süreç Kuramları<br />

Buraya kadarki incelemelerde kapsam teorileri, gereksinimlerin, amaçların ve<br />

motivasyon açısından önemli çevre faktörlerinin araştırılması ve açıklanması ile<br />

ilgilenirken; süreç kuramları, çalışan insanın gereksinimlerini sıralamak yerine, üretime<br />

neden ve nasıl yöneleceğini, daha başarılı çalışmasında hangi etmenlerin rol oynadığını<br />

araştırarak çalışan insanın motiv yapısının işleyişinin ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. 171<br />

Başka bir ifade ile süreç kuramları, davranışın ortaya çıkışından durduruluşuna<br />

kadar olan faaliyetlerdeki değişkenleri açıklamaktadır. Bu kuramlarda sadece kişileri<br />

motive eden etmenlerin neler olduğu araştırmaya çalışılmıştır. Davranışlar üzerindeki<br />

etkileri ve işleyişleri hakkında yeterli bilgi verilmemektedir. Ayrıca, süreç kuramlarında,<br />

kişisel farklılıkların motivasyondaki önemi ele alınmıştır. Bunlara göre farklı kişiler<br />

değişik görüş ve değer yargılarına sahiptirler ama hepsinde davranışı harekete geçiren<br />

motivasyon süreci aynıdır. Dolayısıyla süreç kuramlarında, kişinin içinde bulunan içsel<br />

faktörlerden çok dışında çevresinde bulunan dışsal faktörlere ağırlık verilmektedir. Yani<br />

169 Oğuz ONARAN, Çalışma Yaşamında Güdülenme Kuramları, Ankara Üniv. Siyasal. Bilgiler<br />

Fakültesi Yayınları, Ankara, 1981, s. 40.<br />

170 KARAKOÇ, a.g.e., s. 60.<br />

171 ONARAN, a.g.e., s. 3.<br />

70


u kuramlar kişilerin davranışlarının dışsal faktörler tarafından nasıl etkilendiğinin<br />

sonuçları üzerinde durmaktadır. 172<br />

Süreç kuramları adı altında belirtilen kuramlar beş grupta toplanmaktadır;<br />

• Skinner’in sonuçsal şartlanma kuramı,<br />

• Wroom’un beklenti kuramı,<br />

• Porter-Lawler’in beklenti kuramı,<br />

• Adams’ın eşitlik kuramı,<br />

• Edwin Locke’un amaç kuramı.<br />

2.2.1. Skinner’in Sonuçsal Şartlandırma Kuramı<br />

Sonuçsal şartlandırma kuramının temeli, davranışı etkileyen dış etmenlere<br />

dayanmaktadır. Bu yaklaşımın ana düşüncesinde göre davranış, sonuçlarının (ödül ve<br />

ceza) bir fonksiyonudur. İnsanlar ödüllendirme olasılığının arttığı, buna karşılık<br />

cezalandırma olasılığının azaldığı tarzda davranma eğilimindedirler. Bu davranış<br />

prensipleri, farklı yaşlardaki insanlar ve kedi, köpek, güvercin, fare, maymun gibi çeşitli<br />

hayvanlarla yapılan deneysel araştırma bulgularıyla desteklenmiştir. 173<br />

Sonuçsal Şartlandırma kuramı, Pavlov ve Skinner adlı düşünürler tarafından<br />

ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Disiplinler arası bir çalışma alanı yönetim, psikolojiden<br />

aldığı özel faktörlerden birisi de şartlanma kavramıdır. Pavlov ve Skinner hayvanlar<br />

üzerinde yapmış oldukları araştırmalar ve incelemelerde belirli bir davranışın sonucunda<br />

eğer organizma haz duymuşsa bu davranışı tekrar edecek, eğer acı duymuşsa bir daha bu<br />

davranışı göstermeyecektir. 174 Mantığı bu olan sonuçsal şartlandırma kuramının esası<br />

kısaca asıl olan davranışlardan ibarettir. Kişinin iç dünyası ve duygu yönü büyük önem<br />

taşımamaktadır. Önemli olan onun ne yaptığıdır. İkinci önemli olan görüş, davranışların<br />

dış etkiler nedeniyle oluştuğudur. Bu nedenle, bir kimsenin fonksiyonlarını uyguladığı<br />

çevreyi değiştirmek yoluyla kişinin davranışları değiştirilebilir. Buna iş gördürmek üzere<br />

şartlandırma denilmektedir. Yapılması istenen iş için ödül koymak, istenmeyen iş için de<br />

172 Erol EREN, İşletmelerde Stratejik Planlama ve Yönetim, Cilt 1, 2. Baskı, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong><br />

İşletme Fakültesi, İstanbul, 1987, s. 430.<br />

173 TINAZ, a.g.e., s. 33.<br />

174 EREN, a.g.e., s. 444.<br />

71


ceza koymak veya dikkate almamak yoluyla bir kimse veya bir grup başkalarının<br />

isteklerini belirtir yöne etkileyebilir. 175<br />

Şartlandırma kuramının birincisi klasik şartlandırma, diğeri ise sonuçsal<br />

şartlandırma olarak iki çeşitten oluşmaktadır. Klasik şartlandırma, Pavlov’un köpekler<br />

üzerinde yaptığı deneylerle geliştirilen bir şartlandırma türüdür. bu tip şartlandırmada,<br />

davranışlar belirli uyarılar tarafından harekete geçirilmektedir. Bu durum aşağıdaki<br />

gibidir:<br />

UYARI ORGANİZMA DAVRANIŞ<br />

Şekil 2.2: Klasik Şartlandırma<br />

Örneğin, Pavlov’un deneylerinde olduğu gibi, köpeğe yemek verirken (uyarı)<br />

çalınan zil bir süre sonra köpeğin davranışlarını şartlandırmakta ve yemek verilmeden<br />

çalınan zil köpeğin yemek yeme davranışını göstermesine sebep olmaktadır. Bu<br />

şartlandırmada ağırlık noktası uyarıların davranışları etkilemesi üzerindedir. 176<br />

Motivasyon teorisi olarak ele alınan şartlandırma türü ise sonuçsal şartlandırma<br />

(edimsel şartlandırma, operant şartlandırma)dır. Sonuçsal şartlandırma, klasik<br />

şartlandırmadan farklı olarak içgüdüsel refleksler yerine gönüllü tepkilere<br />

dayanmaktadır. Skinner, insan davranışlarının insanın içinden gelen dürtülerle değil,<br />

çevre tarafından belirlendiğini, bu nedenle insanın çevresindeki ödüllendiricilerin<br />

değiştirilmesiyle güdülenmenin sağlanabileceğini ileri sürmektedir. Eğer davranışlar<br />

çevre tarafından benimseniyorsa ve ödüllendiriliyorsa bu davranışlar tekrar edilmekte,<br />

çevrenin benimsemediği ya da cezalandırdığı davranışlar ise tekrarlanmamaktadır.<br />

Sonuçsal şartlandırma, davranışın sonuçlarıyla kontrol edilmektedir. Bu durumda belirli<br />

175 TAŞBAŞ, a.g.e., s. 31.<br />

176 KOÇEL, 2001, a.g.e., s. 517.<br />

72


davranışları ortaya çıkarmak ve tekrarlanmalarını sağlamak için bazı yöntemler<br />

uygulanabilir. Bunlar : 177<br />

• Olumlu Pekiştirme Olasılığı: Arzu edilen bir davranış yapıldığında,<br />

olumlu pekiştirici uyarının verilmesidir. Bir çalışanın, yapmış olduğu başarılı bir işten<br />

dolayı kutlanması, olumlu pekiştirme olasılığına verilebilecek bir örnektir. Olumlu<br />

pekiştirme olasılıkları, bir davranışın yapılma olasılıklarını artırmaktadır.<br />

• Cezalandırma Olasılığı: arzu edilmeyen bir davranışın yapılması halinde,<br />

hoş olmayan bir uyarıcının (cezanın) verilmesidir. İşine geç kalmayı alışkanlık edinmiş<br />

bir çalışanın ücretinde kesinti yapılması gibi. Cezalandırma, gelecekte o davranışın<br />

yapılması olasılığını azaltacaktır. Ancak öğrenme kuramcıları, cezalandırmanın,<br />

davranışın değiştirilmesinde çok etkili bir yöntem olmadığını ileri sürmektedir.<br />

• Kaçma Olasılığı: Arzu edinilen bir davranışın yapıldığında, hoş olmayan<br />

bir uyarıcının ortadan kaldırılmasıdır. Hoş olmayan uyarıcı bireyin çevresinde<br />

halihazırda mevcut bir uyarıcıdır. Birey olumsuz pekiştiriciyi ortadan kaldırmak için bir<br />

davranışta bulunmak zorundadır. Örneğin; devamlı söylenip şikayet eden bir amiri<br />

susturmak için bir raporu tamamlamak gibi.<br />

• Kaçınma Olasılığı: Hoş olmayan bir sonuçtan kaçınmak için belli bir<br />

davranışın yapılmasıdır. Davranış yapılmadığı takdirde hoş olmayan sonuç yaşanacaktır.<br />

Yağmurdan ıslanmamak için şemsiye almak.<br />

• Sönme Olasılığı: Bir davranışın pekiştirilmemesini ifade etmektedir.<br />

Bireyin yapmış olduğu davranış pekiştirilmez. Bir yöneticinin çalışanın iyi<br />

performansını fark etmemesi.<br />

Sonuçsal şartlandırmanın, bir motivasyon aracı olarak kullanılabilmesi için<br />

şunlar gereklidir. Eğer personelin davranışı örgüt açısından arzu edilen bir davranış ise,<br />

yönetici personelin bu davranışı tekrar göstermesini arzu edecektir. Bu ise ancak bu<br />

davranışın ödüllendirilmesi(etki kanunu) ile mümkün olacaktır. Dolayısıyla örgüt<br />

açısından arzu edilen davranışlar ödüllendirilirse bunların tekrarlanma olasılığı<br />

177 Öznur YÜKSEL, İnsan Kaynakları Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara, 2000, s.145-146.<br />

73


yükseltilmiş olacaktır. Eğer davranışlar, örgüt tarafından “arzu edilmeyen” davranışlar<br />

ise, yönetici bu tür davranışların tekrarlanmasını istemeyecektir. Dolayısıyla bu tür<br />

davranışlar cezalandırılırsa(etki kanunu), bunların tekrarlanma olasılığı azaltılmış<br />

olacaktır. Yani ödüllendirme ve cezalandırma bu tür şartlandırmanın iki önemli<br />

elemanıdır. Sonuçsal şartlandırma kuramını bir motivasyon aracı olarak kullanmak<br />

isteyen bir yönetici şu hususlara dikkat etmelidir: 178<br />

• Örgüt açısından arzu edilen ve edilmeyen davranışlar açık ve seçik olarak<br />

belirlenmelidir.<br />

• Bu davranışlar personele duyurulmalıdır.<br />

• Mümkün olan her fırsatta ödüllendirme kullanılmalıdır.<br />

• Davranışlara hemen karşılık verilmelidir. Çünkü araya girecek uzun bir<br />

zaman süresi sonucun davranışlar üzerindeki etkisini azaltabilir.<br />

2.2.2. Vroom’un Beklentiler Kuramı<br />

Beklentiler kuramı, motivasyonu sağlayan bilişsel durumlara odaklanarak<br />

ödüllerin davranışı nasıl yönlendireceğini açıklamaya çalışmaktadır. Teori temelde<br />

kişinin davranışının kendisine ödül ya da arzu ettiği bir çıktı olarak döneceğine inanması<br />

durumunda motive olacağını söylemektedir. Davranışın sonucunda herhangi bir ödül<br />

elde etmemesi durumunda ise, kişi o davranışı göstermeye motive olmamaktadır. Diğer<br />

bir ifade ile beklentiler kuramı, belirli sonuçların ifade edilmesi beklentisi ile bu<br />

sonuçların gerçekleştirilebilirlik ihtimali ve bu sonuçlara verilen değerlerle ilgili<br />

olmaktadır. Bu teorinin temel önermesi şöyledir: Yalnızca ihtiyaçlar ve istekler,<br />

davranışın fonksiyonu değildir. Bunlarla birlikte, sosyal çevre de davranışın bir<br />

fonksiyonudur. Daha doğrusu bireyin çevresini algılaması ve davranışlarının biçimi,<br />

davranışların temelinde yatan en önemli faktörlerdir. 179<br />

178<br />

KOÇEL, 2001, a.g.e., s. 520.<br />

179<br />

Aşkın KESER, Çalışma Yaşamında Motivasyon ve İş Tatmini, Alfa Aktüel yayınları, Bursa, 2006,<br />

s. 37-38.<br />

74


Vroom’a göre, motivasyon kişinin aradığı değerlerle, belirli bir hareketin bu<br />

değerlere yol açma olasılığına ilişkin tahminin çarpımıdır. Bu ilişkiyi aşağıdaki gibi<br />

formüle etmek mümkündür: 180<br />

Motivasyon= Arzulama Derecesi x Bekleyiş<br />

Bu model üç temel kavramdan oluşmaktadır. Bunlardan birincisi, Valens’dir.<br />

Valens bir kişinin belirli bir gayret sarfederek elde edeceği ödüllü arzulama derecesini<br />

belirtmektedir. Belirli bir ödül farklı kişiler tarafından farklı şekillerde arzulanmaktadır.<br />

Bazıları böyle bir ödülü son derece arzu ederken, bazıları da bu ödüle hiç değer<br />

vermemektedir. Hatta başkaları için, böyle bir ödül, uğrunda gayret sarfetmeye<br />

değmeyecek bir değeri de ifade etmektedir. Dolayısıyla bu üçüncü grup için valens<br />

negatif olmaktadır. Valensi -1 ile +1 arasında değer alan bir değişken olarak göstermek<br />

mümkündür. Kişilerin belirli bir ödüle verdikleri değer, bir bakıma onların ihtiyaçlarını<br />

tatmin etme değerini de göstermektedir. Netice olarak yüksek valens, kişinin daha fazla<br />

gayret sarfetmesine sebep olmaktadır. 181<br />

Bu modelin ikinci temel kavramı bekleyiştir. Bekleyiş, kişinin belirli bir<br />

davranışının belirli sonuçları olacağı hususundaki inancının gücünü ifade etmektedir.<br />

Yani bekleyiş, iş görenin bir sonucu elde etmesinin, kendisini belli bir sonuca götürme<br />

ihtimaline ilişkin yorumunu yansıtmaktadır. Eğer kişi gayret sarfetmekle belirli bir ödülü<br />

elde edebileceğine inanıyorsa, yani bunu bekliyorsa daha fazla gayret sarfedecektir.<br />

Bekleyiş bir davranış-sonuç ilişkisi olduğuna göre bekleyişi 0 ile +1 araasında değişen<br />

bir değer ile ifade etmek mümkündür. Eğer kişi belirli bir gayret ile belirli bir ödül<br />

arasında bir ilişki görmezse, bekleyiş sıfır değerini alacaktır. Diğer durumda şayet<br />

davranış-sonuç ilişkisinde kesinlik varsa, o zaman bekleyiş değeri 1 olmaktadır. Örneğin<br />

yaşlı biri için ücret dışında ileride elde edilecek emekli maaşı büyük bir öneme sahipken,<br />

genç ve çalışma hayatına henüz atılmış biri için emekli aylığı cezp edici olmadığı için bu<br />

konudaki istek ve arzusu önemsiz konumdadır. 182<br />

180 TİKİCİ, DENİZ, a.g.e., s. 38.<br />

181 KOÇEL, 2001, a.g.e., s. 520-521.<br />

182 Tahsin GÜLHAN, Motivasyonda Manevi Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul<br />

Üniv. Sosyal Bilimler Ens. İşletme Fak., İstanbul, 1994, s.24.<br />

75


Modelin üçüncü kavramı ise, araçsallık kavramıdır. Araçsallık, kişinin belirli bir<br />

gayret ile belirli bir düzeyde performans gösterebildiğini açıklamaktadır. Bu performans<br />

da belirli bir şekilde ödüllendirilmektedir. Bu ödüllendirme birinci kademe sonuç olarak<br />

düşünülmektedir. Birinci kademe sonuçlar, kişinin maaşını artırılabilir. Esasında birinci<br />

kademe sonuçlar, ikinci kademe sonuç olarak adlandırılabilecek amaçları<br />

gerçekleştirmede bir araç olmaktadır. Bu örnekteki maaş aslında daha yüksek bir statü<br />

elde etmek, etrafta tanınmak, kişinin ailesini daha iyi geçindirebilmesini sağlamak için<br />

bir araçtan ibarettir. Yoksa tek başına yüksek bir maaşın bir anlamı yoktur. İşte<br />

araçsallık birinci kademe sonuçların ikinci kademe sonuçlara ulaştıracağı konusunda<br />

kişinin sahip olduğu subjektif olasılığı ifade etmektedir. Araçsallık çeşitli kademeler<br />

arasındaki ilişkiye, bekleyiş ise gayret ile birinci kademe sonuçlar arasındaki ilişkiye<br />

işaret etmektedir. 183 Bu durum aşağıdaki şekilde ifade edilmektedir:<br />

GAYRET PERFOR-<br />

MANS<br />

VALENS<br />

BEKLEYİŞ BEKLEYİŞ ARAÇSALLIK<br />

Şekil 2.3: Vroom Motivasyon Modeli<br />

Yöneticinin davranışlarının işletme amaç ve stratejileri doğrultusunda<br />

yönlendirebilmesi için ileriye dönük beklentilerin olumlu olması gerekmektedir.<br />

Yöneticinin istediği statüye, ödüle ulaşmasına olanak verilmesi halinde motivasyon fazla<br />

olacak, bu da onun daha verimli ve etkin çalışmasına olanak verecektir. Yöneticilerin<br />

gelecekle ilgili düşünceleri, beklentileri psikolojik durumuna göre değişebilecektir. Bu<br />

183 KOÇEL, 2001, a.g.e., s. 521.<br />

BİRİNCİ<br />

DÜZEYDE<br />

SSONUÇ<br />

İKİNCİ<br />

DÜZEYDE<br />

SONUÇ<br />

TATMİN<br />

OLMA<br />

76


nedenle yöneticiyi olumlu yönde etkileyecek bir çalışma ortamı yaratılmalı ve yönetici<br />

işletme amaçlarını gerçekleştirebilecek şekilde motive edilmelidir.<br />

2.2.3. Porter-Lawler Ümit Kuramı<br />

Bu motivasyon modelini, Lawler ve Porter isimli düşünürler Vroom’un kuramını<br />

bazı örgütsel koşulları ve gerçekleri göz önünde bulundurarak geliştirmişlerdir. Diğer bir<br />

deyimle kurama onu güçlendirici bazı katkılarda bulunmuşlardır. Bu katkılardan<br />

birincisi, kişinin kendi başarısını değerlemesine bağlı olarak ortaya çıkan ve onun nihai<br />

doyumunu etkileyen ödüllendirme adaletine ilişkindir. Diğer bir ifade ile birey kendisine<br />

verilen ödülü başkaları ile mukayese etmekte ve başarısına uygun olmayan bir<br />

değerlendirmeye maruz kaldığını algıladığı zaman doyumluluğu önemli ölçüde olumsuz<br />

biçimde etkilenmektedir. İkinci olarak ise, örgütlerde iş görenin beklenen davranış<br />

gücünü azaltan rol çatışmalarının olduğu, bunun da çaba ve başarıları olumsuz biçimde<br />

etkilediğini ileri sürmektedirler. İşgörenin içinde çalıştığı örgütte görev tanımları<br />

yapılmış, yetki ve sorumluluklar belirlenmişse bu takdirde başarıyı ve güdülemeyi<br />

etkileyecek rol çatışmalarına rastlanabilinmektedir. O halde olumlu bir örgütsel yapı ve<br />

plan güdülemeyi kolaylaştırmaktadır. 184<br />

Porter ve Lawler’in geliştirdiği bu motivasyon modeli, ödüllerin tatmine yol<br />

açtığı ve performansın bazen ödüllere götürdüğü varsayımına dayanmaktadır. Bu<br />

nedenle Porter ve Lawler tatmin ile performansın bir başka değişken ile yani, ödüller ile<br />

bağlandığını varsaymaktadırlar. Porter ve Lawler iyi performansın ödüllere yol açtığını,<br />

bunun da şekil 2.5’de gösterildiği gibi tatmin sağladığını görmektedirler. Bu kavram<br />

tatmin olma sonucu performansın oluşturduğu şekildeki neoklasik görüşün tamamen<br />

tersi konumundadır.<br />

Model ile ödül sağlayan performans gösterilmektedir. Porter ve Lawler iki tür<br />

içsel ve dışsal ödülü birbirinden ayırmaktadırlar. İçsel ödüller, bir kimseye yaptığı iyi<br />

performans dolayısıyla kişinin kendisi tarafından verilmektedir. Bu ödüller, başarı<br />

duygularını ve Maslow tarafından tanımlanmış olan üst düzey gereksinimlerinin<br />

184 Erol EREN, Yönetim ve Organizasyon, Beta Yayınevi, İstanbul, 1996, s. 450.<br />

77


karşılanmasını kapsamaktadır. Şekilde içsel ödüller ile performans yarım dalgalı bir<br />

çizgi ile birleştirilmektedir. Porter ve Lawler iş yapısının ancak bir kimseye iyi bir iş<br />

başarmış olma duygusunu verebilecek kadar değişken ve güç olduğu ve bu nedenle<br />

çalışan kimsenin kendi kendisini ödüllendirebildiği hallerde içsel ödüllerin iyi<br />

performans ile direkt ilişkili olabileceğine inandıkları için şekilde içsel ödüller ile<br />

performans yarı dalgalı bir çizgi ile birleştirilmektedir. Dışsal ödüller organizasyon<br />

tarafından verilir ve esas itibariyle aşağı kademe gereksinimleri karşılamaktadırlar. Bu<br />

gruptaki ödüller ücret, terfi, statü ve iş güvenliği gibi konuları içermektedir. Porter ve<br />

Lawler, dışsal ödüllerin performans ile zayıf bir bağlantısı olduğu görüşündedirler. Bu<br />

görüşlerini şekilde tam dalgalı bir çizgi ile göstermektedirler. Bu zaman zaman dışsal<br />

ödüllerin performans ile ilişkisi olmadığı anlamına gelmektedir. Şu noktanın belirtilmesi<br />

gerekir ki, bir şeyin bir kimse tarafından ödül olarak düşünülebilmesi için o kimsenin o<br />

ödüle olumlu yönden değer vermesi gerekmektedir. Aksi halde bu ödül olarak<br />

düşünülememektedir.<br />

Şekilde gerek içsel, gerekse dışsal ödüller, kişi tarafından umulan uygun ödüller<br />

aracılığı ile dolaylı olarak tatmine bağlanmaktadır. Bu değişken bir kimsenin yaptığı iş<br />

sonucu kendi kanısına göre alması gerektiğine inandığı ödüllerin miktarını gösterir. Bu<br />

değişkenin, kişinin kanısınca organizasyondaki özel pozisyona göre saptanması gereken<br />

ödül miktarını kapsayabilecek şekilde genişletebilmesi de mümkündür. Bu nedenle,<br />

Porter ve Lawler tatmin unsurunu bir noksanlık ölçüsü olarak kabul etmektedirler.<br />

Tatmin, kişi tarafından uygun olarak beklenilen ödül ile fiilen alınan ödül arasındaki fark<br />

yoluyla saptanmaktadır. Eğer fiilen ulaşılan ödül beklenilenden daha büyük veya fazla<br />

ise, o zaman “tatmin” olma durumu ortaya çıkmaktadır. Aksi durumda ise tatmin<br />

olmama hali doğmaktadır. Kişinin tatmin olmasının veya olmamasının derecesi fiil ödül<br />

ile beklenen ödül arasındaki farkın büyüklüğüne bağlı olmaktadır.<br />

78


Performans<br />

( Başarı )<br />

Şekil 2.4: Porter ve Lawler’in Kurumsal Modeli<br />

Kaynak: H. G. HİCKS ve C. R. GULET, Çeviren: Besim BAYKAL, Organizasyonlar: Teori<br />

ve Davranış, İ.İ.T.İ.A. İşletme Bilimleri Ens. Yay., Genel İşletme Dizisi No:1, İstanbul, 1981, s. 231.<br />

Organizasyonun etkisine rağmen iş görenin motivasyonu ile ilgili sorumluluğun<br />

büyük bir kısmı çalışan bireye bağlı olmaktadır. Bu nedenle, çalışan bireyin<br />

motivasyonu veya tatmin duyması, o kimsenin performansına bağlı durumdadır. Çünkü<br />

performans o kimsenin ödüllere verdiği değer; çabanın ödül ile sonuçlanması olasılığı;<br />

kişinin sarfettiği gayret; sahip bulunduğu yetenek ve nitelikler ve kendisine düşen işlerle<br />

ilgili düşünceler yoluyla büyük çapta etkilenmektedir. Porter ve Lawler hazırladıkları bu<br />

modelin motivasyon alanındaki kesin ve son söz olduğu veya kişinin iş tutumu ile<br />

performansı arasındaki ilişkileri tümüyle açıkladığı iddiasında değildirler. Onların amacı<br />

bazı önemli değişkenleri ve bunlar arasında var olduğuna inandıkları ilişkileri<br />

göstermektir. 185<br />

2.2.4. Adams’ın Eşitlik Kuramı<br />

İçsel<br />

Ödüller<br />

Dışsal<br />

Ödüller<br />

Beklenen<br />

Uygun<br />

Ödüller<br />

Tatmin<br />

Adams adlı düşünür, ABD’nin General Electric işletmesinde güdüleme<br />

konusunda bazı araştırma ve deneylerde bulunarak ödül adaletinin çalışanları sürekli<br />

185 H. G. HİCKS ve C. R. GULET, Çeviren: Besim BAYKAl, Organizasyonlar: Teori ve Davranış,<br />

İ.İ.T.İ.A. İşletme Bilimleri Ens. Yay., Genel İşletme Dizisi No:1, İstanbul, 1981, s. 230-231.<br />

79


güdülemek ve teşvik etmek bakımından çok önemli olduğuna işaret etmektedir. Adams<br />

incelemelerde bireylerin kendilerine verilen ödüllerle başkalarına verilen ödülleri daima<br />

karşılaştırdıklarını ve kendilerine uygun görülen ödüllerin benzer başarıyı gösteren<br />

kimselerle ne oranda eşit olduğunu saptamaya çalıştıklarını belirlemiştir. Bu<br />

karşılaştırmada bireyler kendilerinin örgüte sundukları girdiler veya değerler olarak;<br />

emekleri, zekaları, bilgi, tecrübe ve yetenekleri ile buna bağlı olarak ortaya koydukları<br />

başarılarını göstermektedir. Buna karşılık örgütten sağladıkları ödüller olarak; ücret ve<br />

statü artışları, primler, ikramiyeler gibi sosyal yardımlar, yönetsel yetkiler ve kaynaklar<br />

ile iş güvenliği ve işyeri koşullarını iyileştirme ve benzeri hususlar gelmektedir. Bireyler<br />

ödül adaletini belirlemek için bu iki unsurun birbirlerine oranlarını karşılaştırmaktadır.<br />

Eğer bir eşitsizlik varsa ödül adaletinin bozulduğu ve bir dengesizlik halinin ortaya<br />

çıktığı gözlenmektedir. 186 Eğer aradaki fark aleyhine ise işi yavaşlatmakta, lehine ise çok<br />

çalışmaya teşvik etmektedir. İşletmede ödül dağıtımında herhangi bir eşitsizlik yoksa<br />

bireyin motivasyonu üzerinde bir olumsuzluk görülmeyecektir. 187<br />

Bireye Verilen Ödüller Diğerlerine Verilen Ödüller<br />

_____________________ = __________________________<br />

Bireyin Sunduğu Girdiler Diğerlerinin Sunduğu Girdiler<br />

Yukarıdaki dengenin bozulması halinde, dengenin aleyhine bozulduğunu<br />

hisseden kişi bu tatminsizliğin baskısından kurtulmak için kendi ödüllerini artırma<br />

yollarını araştıracak, bunda başarıya ulaşamadığı takdirde ise işletmeye sunduğu girdi ve<br />

değerlerin miktarını azaltacaktır. Bunun yanında, dedikodular ve yıpratma faaliyetlerine<br />

girerek diğer kişilerin ödüllerini azaltma ya da morallerini bozarak sundukları girdilerin<br />

veya değerlerin azalmasına neden olabilecekleri de söz konusudur. Bunlar bireyin kişilik<br />

ve etkileme güçlerine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Şu halde amaç daima ödül<br />

186 EREN, 1996, a.g.e., s. 451.<br />

187 Fred LUTHANS, Organizational Behavior, 6. b., McGraw-Hill Book İnc., Singapore, 1992, s. 199.<br />

80


adaletinde eşitlik ve denge aramadır. Davranışlar bu amaca yönelmektedir. Aslında birey<br />

kendi oranının diğer bireylerin oranından fazla olduğunu algıladığı hallerde her ne kadar<br />

bencil davransa da belirli bir huzursuzluk duyacak ya da mutlaka haksızlığa uğradığının<br />

farkına varacak olan çalışma arkadaşlarının kıskançlık ve baskıları altında bulunacaktır.<br />

Şu halde birey, kendisi ile diğer çalışma arkadaşları arasında eşitliğin ve dengenin<br />

sağlandığına inandığı zaman huzura kavuşmuş olacaktır. Eğer eşitsizlik devam etmekte<br />

ise birey dayanma gücünün sona erdiği noktada örgütten ayrılma kararını verecektir.<br />

Birey örgütten ayrılmamak için direnç gösterse de örgüt içindeki sosyal ilişkileri<br />

olumsuz şekilde etkilenecek ve olası bir yalnızlığa itilmiş olacaktır.<br />

Ödül adaletinde bir denge aramanın esas olduğuna ilişkin görüşler örgütlerdeki,<br />

düşmanlık, kin, aşırı hırs ve ihtirasların ortaya koyduğu olumsuz etkilerin azaltılması<br />

yönünden önemlidir. Ancak, bireylerin algı ve değerleme yönünden çok değişik<br />

oldukları ve nesnel olmayan biçimde davrandıkları hatırlanacak olursa nesnel bir denge<br />

kuramının hayal olduğu sonucuna varılacaktır. Bu nedenlerden dolayı da örgütlerde söz<br />

konusu olumsuz duygular ve bunların ortaya çıkardığı çatışmalar önlenememiştir. 188<br />

Bu teoriyi personelini motive etmek için kullanan bir yönetici şu hususlara dikkat<br />

etmelidir:<br />

• Bu teorinin ağırlık noktası eşit gayretin eşit şekilde ödüllendirilmesi<br />

gerektiği üzerindedir.<br />

• Eşitlik ve eşitsizlik, personelin işletme içinde ve işletme dışında yaptıkları<br />

karşılaştırmaların bir sonucu olarak algılanmaktadır.<br />

çıkmaktadır. 189<br />

• Eşitsizliğe karşı gösterilecek tepki değişik şekillerde ortaya<br />

188 EREN, 1996, a.g.e., s. 452.<br />

189 Deniz Yaşar KONUR, İş Yerlerinde Motivasyon Teorileri ve Uygulamalarına İlişkin Bir<br />

Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü,<br />

İstanbul, 2006, s. 57-58.<br />

81


2.2.5. Edwin Locke’un Amaç Kuramı<br />

Amaç kuramı, 1968 yılında Edwin Locke tarafından geliştirilmiştir. Teoriye<br />

göre; davranışın temel nedeni bireylerin bilinçli amaç ve niyetleridir. Bu teoriye göre,<br />

her birey kendine ait bir takım amaçlar belirlemekte ve bu amaçlar, onun motivasyon<br />

derecesini etkilemektedir. Belirlenen amaçlar, kişiye, yapılması gerekenler ve bu<br />

doğrultuda ne kadar çaba gösterilmesi hakkında bilgi vermektedir. Teori ve<br />

davranışların nedenlerini, kişilerin bilinçli amaçları olarak görmektedir. Yani kişi<br />

kendisine birtakım amaçlar saptamakta ve davranışlarını bu amaçları elde etmeye<br />

yönelik olarak gerçekleştirmektedir. Locke, buradan hareketle iş başarısını etkileyen<br />

motivasyon kaynağını amaçları özellikleriyle ilişkilendirmiştir. Yüksek motivasyonu<br />

sağlamak için amaçların özellikleri şunlar olmalıdır:<br />

• Amaçlar açık ve net olmalı, genel ifade eden amaçlardan kaçınılmalıdır.<br />

• Amaçlar onu gerçekleştirecek kişi tarafından sahiplenilebilmeli ve<br />

benimsenmelidir.<br />

• Amaçlar iddialı olmalıdır. 190<br />

Locke; amacın, belirli bir işin nesnesi olduğunu ifade etmektedir. Örneğin; günde<br />

10 km. yol asfaltlamak(iş) veya 10 ton mal üretmek(iş) birer amaçtır. Belirlenmiş<br />

amaçlar, zorluk dereceleri ne kadar yüksek olursa olsun o derecede yüksek performans<br />

sağlamaktadırlar. Amaç belirlemenin üç özelliği vardır. Belirginlik, güçlük ve yoğunluk.<br />

Belirginlik, amacın sayısal ölçü değeridir. Güçlük, amaca ulaşabilme yeterliliğidir.<br />

Yoğunluk ise amaca nasıl ulaşılabileceğini belirlemektir. Amaç belirleme beş aşamada<br />

gerçekleşmektedir. İlk aşama; imkanlar açısından amaç belirlemeye hazır olmanın<br />

anlaşılması devresidir. İkinci aşama; çalışanların iletişim, eğitim, hareket planları yolu<br />

ile amaç belirlemeye hazırlanması devresidir. Üçüncü aşama; yöneticilerin ve<br />

çalışanların amaçları özelliklerini belirleme ve anlama devresidir. Dördüncü aşama;<br />

belirlenen amaçlar için gözden geçirme ve düzeltmelerin yapılma devresidir. Beşinci<br />

190 KESER, a.g.e., s. 43-44.<br />

82


aşama ise; Belirlenmiş amaçların başarıya ulaşma derecelerini kontrol için son bir<br />

gözden geçirme devresidir. 191<br />

Birey motivasyonunda bu teoriyi kullanan yönetici amaçlara göre yönetim<br />

biçimini kullanacaktır. Amaçlara göre yönetim, bir organizasyonda üst ve astların<br />

amaçlarını birlikte belirledikleri, sorumluluk alanlarını ve ulaşacakları sonuçları birlikte<br />

kararlaştırdıkları ve belirli dönemlerde bu amaçlar ve sonuçların gerçekleşip<br />

gerçekleşemediğini birlikte inceledikleri bir süreçtir. 192<br />

Çevresel olaylar, biliş, değerlendirme, amaç saptanması, iş başarımı çalışanın<br />

beklentilerini etkilemektedir. Kuramın ağırlık noktası ise özendiriciler-amaç-iş başarımı<br />

ilişkisi oluşturulmaktadır. Locke ve arkadaşları amacı, bireyin bilinçli olarak yapmaya<br />

çalıştığı şey olarak tanımlamışlardır.<br />

Bu kuramda amaç saptamanın hem bilişsel hem de güdüsel etkileri<br />

bulunmaktadır. Yapılan araştırma sonuçlarında, özendiriciler ne olursa olsun, bilinçli<br />

olarak bir amaç belirleyen bireylerin iş başarımının yüksek olduğu, amaçların<br />

çalışanların göstereceği çaba ile yönünü etkileyerek iş başarımı üzerinde etkisi olduğu<br />

ortaya çıkmaktadır. Amaçlara ilişkin geri bildirim, iş başarımını artırmaktadır. 193<br />

191 Halil CAN, Organizasyon ve Yönetim, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1999, s. 185.<br />

192 Nurullah GENÇ, Amaçlara Göre Yönetim ve Motivasyon, Atatürk Üniv. İ.İ.B.F. Araştırma Merkezi<br />

İşletme Dergisi, Cilt:7, Erzurum, 1987, s. 269.<br />

193 SAĞIR, a.g.e., s. 42.<br />

83


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM<br />

ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER<br />

Çalışanları motive etmenin tek bir yöntemi bulunmamaktadır. Çünkü her<br />

çalışanın beklentisi, zevk, ve karakteri farklı yapıya sahiptir. Motivasyonda temel amaç,<br />

iş görenlerin istekli, verimli ve etkili çalışmasını sağlamaktır. Bu amacı<br />

gerçekleştirmek için işletme yöneticileri ve bilim adamları birçok uygulama örnekleri ve<br />

öneriler sunmaktadırlar. 194<br />

İşletme içerisinde çalışanları belirli yönlere kanalize ederek onları bu yolda<br />

motive etmek oldukça zor olmaktadır. Bireyin kişilik yapısı ve yaşadığı toplumsal<br />

çevrenin sahip olduğu değer yargıları birbirinden farklı durumdadır. Birbirinden çok<br />

farklı özelliklere sahip bireyleri işletme içerisinde ortak bir amaç etrafında toplamak ve<br />

onların istenen performans düzeyine ulaşmalarını sağlamak için bir takım araçlardan<br />

yararlanmak gerekmektedir. Bu araçlar, iş görenlerin olumlu yönde motive olmaları<br />

üzerinde oldukça etkili olmaktadır. 195<br />

İnsanlar arzu ve gereksinmelerini karşılamak için belirli davranış kalıpları içine<br />

girmektedirler. Fakat bireyin bu davranışları mutlaka başkalarının arzu ettiği yönde<br />

gerçekleşmemektedir. Çünkü insan başkasının işine yarayacak olan çabayı değil kendi<br />

gereksinmelerini tatmin edecek çabayı göstermektedir. Bir iş gördürmek isteyen<br />

yönetici, işgörenler için motivasyon araçlarını saptarken bu hususu göz önünde<br />

bulundurmalıdırlar. 196<br />

194 Zeyyat SABUNCUOĞLU ve Melek TÜZ, Örgütsel Psikoloji, Ezgi Kitabevi , 1. Baskı, Bursa, 1995,<br />

a.g.e., s. 118.<br />

195 AŞIKOĞLU, a.g.e, s. 43.<br />

196 EREN, a.g.e., 1979, s. 266.<br />

84


Yönetim çeşitli motivasyon araçlarını kullanarak, iş görenleri, işletme amaçları<br />

doğrultusunda daha verimli çalışmaya yöneltmektedirler. 197 Personeli verimli olarak<br />

çalıştırırken bu araçlarının kullanılışında beş önemli aşama bulunmaktadır. Bu<br />

aşamalar: 198<br />

1. Motivasyondan beklenen amacın saptanması,<br />

2. Kimlerin veya hangi grupların motive edileceğinin belirlenmesi,<br />

3. Motivasyon araçlarının saptanması,<br />

4. Motivasyon araçlarının uygulanması,<br />

5. Uygulama sonuçlarının izlenmesi ve değerlendirilmesidir.<br />

Motivasyonda kullanılan bu araçlar her zaman aynı etkiyi<br />

göstermemektedirler. Etkinlikleri uygulandıkları işletme, çevre şartları ve toplumsal<br />

yapıya göre değişiklikler göstermektedir. Evrensel bir motivasyon modeli geliştirmek<br />

değişen koşullara göre mümkün olmamaktadır. Fakat genelde motivasyonu araçlarını;<br />

ekonomik araçlar, psiko-sosyal araçlar, örgütsel ve yönetsel araçlar olarak<br />

sınıflandırmak mümkündür. 199<br />

3.1. Ekonomik Faktörler<br />

İşletmelerin kuruluş amacı ile çalışanların çalışma amacı ekonomik temele<br />

dayanmaktadır. Özellikle geleneksel ekonomik kuram modelinde işletmenin temel amacı<br />

gelirini artırarak çıkarlarını maksimize etmek olduğu ve motivasyon faktörlerine bu<br />

açıdan baktığı bilinmektedir. Çalışanları ise çalışmaya iten en güçlü güdü yaşamını<br />

sağlayacak yeterli ücret elde etmektir. Özellikle gelişmekte olan bütün ülkelerde<br />

işsizliğin ve kalifiye olmayan çalışanların sayısının oldukça yüksek olduğu<br />

bilinmektedir. Çalışanın korkusu, başlıca gelir kaynağı olan işini kaybetmesi<br />

olduğundan, çalışan yönetimin kendisinden istediklerini vermeye çalışacaktır.<br />

197 İNCİR, a.g.e., s. 56.<br />

198 Tahir Tamer KUMKALE, Türklerde Motivasyon: İnsan Mühendisliği, İnsan Kaynakları<br />

Yönetimi, Harp Akademileri Komutanlığı Yayınları, İstanbul, 1998, s. 98.<br />

199 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 44.<br />

85


Günümüzde iş gören motivasyonunda kullanılan araçları; ücret artışı, primli<br />

ücret, kara katılma, ödüller ve istihdam güvencesi olmak beş başlık altında toplamak<br />

mümkündür.<br />

3.1.1. Ücret Artışı<br />

Özendirme araçlarının en başta gelenlerinden biri olan ücret, işgörenlerin<br />

ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan bir araç olmasının yanında, onların<br />

saygınlık basamaklarındaki yerlerini belirlemesi bakımından da önemli olmaktadır. 200<br />

Ücret, en geniş anlamıyla çalışanın çalışmasının karşılığı olarak elde ettiği<br />

gelirdir. Ücret, yalnız çalışanların belirli fizyolojik ve biyolojik gereksinmelerinin<br />

karşılayacak biçimde değil aynı zamanda onların psikolojik beklentilerine uygun olarak<br />

da düzenlenmelidir. Ücret, çalışanları yalnız işletmede tutmaya değil aynı zamanda<br />

nitelikli elemanların işletmeye çekilmesinde de önemli rol oynamaktadır. 201 Ücretin<br />

yüksekliği işletmeye başvuru sayısını artırmakta ve işletmenin eleman alımında daha da<br />

seçici olmasını sağlamaktadır. Seçicilik, eğitim alabilecek ve işletmeye bağlı kalacak<br />

çalışanların bulunmasında büyük önem taşımaktadır. Daha da önemlisi, ücretlerin<br />

yüksekliği, işletmenin çalışanlarına değer verdiğini göstermektedir. Çalışanların daha<br />

yüksek ücretler için başka işletmelere geçmelerini engelleyerek işgücü devrini<br />

azaltmaktadır. Ücretler piyasadaki oranların üzerindeyse, çalışanlar bu fazla ücreti bir<br />

hediye olarak algılamakta ve sonuç olarak daha fazla çalışmaktadırlar. 202<br />

Bu bağlamda iyi bir ücret sistemini temel özelliklerini üç grupta toplayabiliriz:<br />

• Nitelikli çalışanı işletmeye çekebilmek.<br />

• Nitelikli çalışanı işletmede tutabilmek.<br />

200<br />

M.Nail BERZEK, “İşgörenlerin Çalışmaya Güdülendirilmelerinde İşletmeler Açısından En<br />

Uygun Parasal Özendirme Planlarının Seçimi ve Bir Araştırma”, (Doktora Tezi, Marmara<br />

<strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,1982), s. 21.<br />

201<br />

Aldemir CEYLAN, Alpay ATAOL, Gönül BUDAK, Personel Yönetimi, 3. Baskı, Barış Yayınları,<br />

İzmir, 1998, s. 234.<br />

202<br />

Jeffrey PFEFFER, Çeviren: Sinem GÜL, Rekabette Üstünlüğün Sırrı: İnsan, 1. Baskı, Sabah<br />

Yayınları, İstanbul, 1995, s.28.<br />

86


• Çalışanları güdülemek. 203<br />

İş için ödenen ücretin miktarını arttırmak, insanların kesinlikle daha iyi<br />

çalışacakları anlamına gelmemektedir. Gerekeni karşılayacak kadar para kazanılarak<br />

zorunlu gereksinmeler giderildikten sonra, daha üst düzeyde gereksinmeler kendini<br />

hissettirmeye başlamaktadır. 204 Örneğin; eğer bireyin ücreti ipoteğini karşılayacak,<br />

zengin bir giysi dolabı oluşturacak, her an ortaya çıkabilecek borçlara yetecek, ara sıra<br />

dışarıda yemeğe çıkabilecek ve hepsinden önemlisi hâlâ tatiller için bir miktar para<br />

arttırabileceği kadar yüksekse, bu ücrette yapılacak bir artış onun işgücü girdisini çok az<br />

etkileyecektir. Tabii kimse fazladan parayı geri çevirmese de yüksek gelir zamanla bir<br />

alışkanlık haline gelmekte ve sıradanlaşmaktadır. 205<br />

Ücret artışının önemli olmasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz: 206<br />

- Ücret, yaşam için gereken geçimi sağlamakta ve böylece çalışmak için bir<br />

motive unsuru olmaktadır.<br />

- Ücret ölçüsü işgörenin konumunu göstermektedir.<br />

- Ücret artışı, işgörenin işindeki başarısının onaylanmasıdır.<br />

- Ücret artışı, diğer insanlarla temastan mahrum bir yaşamı telafi etmektedir.<br />

- Ücretin motive edici olarak rolü işteki başarıyla bağlantılı olup olmadığına<br />

göre değişmektedir.<br />

Personelin üzerinde ücret artışının sağladığı doyumdan daha önemlisi, benzer<br />

işlerde çalışanlara farklı ücret ödenmesinden(ücret adaleti) kaynaklanan<br />

doyumsuzluktur. Bir personel aldığı ücretin yüksekliğinden daha çok başkalarının aynı<br />

iş için aldığı ücretle ilgilenir. Ücret artışının hangi noktada optimal verim sağlayacağını<br />

bilmek ve ücret artışının ne zaman gerektiğini saptamak, ücretin verilmesinden daha<br />

203 PFEFFER, a.g.e., s. 28.<br />

204 Kate KEENAN, Çev. Ergin KOPARAN, Yöneticinin Klavuzu: Motivasyon, Remzi Kitabevi,<br />

İstanbul, 1996, s.16.<br />

205 Gisela HAGEMANN, Çev.Göktuğ AKSAN, Motivasyon El Kitabı, Rota Yayınları, İstanbul, 1997, s.<br />

43.<br />

206 Iain MAİTLAND, Çev. Aksu BORA, Onur CANKOÇAK, İnsanları Motive Etmek, İlk Kaynak<br />

Kültür Ve Sanat Ürünleri Ltd. Şti., Ankara, 1997, s.44-45.<br />

87


önemli olmaktadır. Halbuki bir personelin ek çaba göstermesini sağlayacak motivasyona<br />

gitmek için yani yaratıcı gücünden ve dinamizminden yararlanmak için, ona her<br />

defasında her zaman verilen ücretten daha yüksek ücretin verilmesi gerekmektedir. Bu<br />

alışkanlığın yaratılması verimliliğin belirli bir süre artırılmasını sağlayabilir. 207<br />

Yüksek gelir düzeyinde olan bir birey, mal ve hizmete olan gereksinmesini<br />

yeterince giderebileceğinden para olgusu ile motive edilmeyecektir. Bu durumda para<br />

bir motivasyon aracı olmamaktadır. Tersine yeterli bir gelir düzeyine ulaşmamış bireyin<br />

mal ve hizmetlerle ilgili gereksinmelerinde boşluklar, giderilmemiş taraflar kalmaktadır.<br />

Bu boşlukları doldurmak, onun finansal olarak daha üstün bir düzeye ulaşması ile<br />

mümkün olmaktadır. 208<br />

3.1.2. Primli Ücret<br />

İşgörenleri almış oldukları sabit ücretin dışında daha çok ve daha verimli<br />

çalışmaya özendirmek amacıyla verilen ek ücrete prim denilmektedir. 209 Bireylere,<br />

gruplara ve şirketlere göre değişen uygulamaları olan prim sisteminde, fonksiyonlarına<br />

veya çalıştıkları saatlere karşılık temel bir ücret alırlar ve üretilen ya da satılan mallara<br />

göre onlara ekstra prim verilir. Bu tip bir sistemin temel yararı işgörenlere daha çok efor<br />

sarfetmeleri için ilham vermesidir, böylece alacakları para artacaktır. 210<br />

Primli ücret sistemleri çok değişik biçimlerde uygulanmakla birlikte, ortak<br />

yönleri, bir yandan işletmenin karlılığını yükseltmek, öte yandan işgörenlerin verimli<br />

çalışmalarını ödüllendirmektir. Hemen bütün primli ücret sistemlerinde diğer bir ortak<br />

nitelik de, öncelikle zaman ya da parça başına dayanan bir temel (kök) ücretin verilmesi<br />

ve daha sonra üretimdeki artışları ödüllendiren primlerin dağıtılmasıdır. 211<br />

207<br />

Zeyyat SABUNCUOĞLU, Endüstriyel Davranış, Uludağ <strong>Üniversitesi</strong>, İktisadi ve Ticari İlimler<br />

Akademisi, İşletme Fakültesi Yayını, Bursa, 1982, s. 123.<br />

208<br />

Tuğray KAYNAK, Organizasyonel Davranış ve Yönlendirilmesi, Alfa Yayıncılık, İstanbul, 1995, s.<br />

108.<br />

209<br />

SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 121.<br />

210<br />

MAİTLAND, a.g.k., s. 47.<br />

211<br />

Zeyyat SABUNCUOĞLU, Personel Yönetimi: Politika Ve Yönetsel Teknikler, Ezgi Kitabevi,<br />

Bursa, 1997, s. 225.<br />

88


Primli ücret sistemlerini uygulamak oldukça zor olmaktadır. Özellikle işin<br />

ölçümünün kolay olmadığı durumlarda primli ücretin uygulanmasında güçlüklerle<br />

karşılaşılmaktadır. Örneğin, bakım, denetim, labaratuvar araştırması, pazarlama ve<br />

yönetim servisinde çalışanlara prim uygulanması pek kolay olmamaktadır. 212<br />

Primli ücret sistemlerinin bazı sakıncaları da mevcuttur. Zamana dayalı ücret<br />

sisteminin en büyük sakıncası, işgörenleri daha yavaş çalışmaya yöneltmesidir. Parça<br />

başına ücret sisteminin sakıncaları ise fazla iş yapma amacıyla işgörenin, çok çalışıp<br />

yıpranması ve yapılan işin kalitesinin düşmesinin mümkün olabilirliğidir. 213<br />

3.1.3. Kâra Katılma<br />

Kâra katılma, işgörenleri daha verimli ve istekli çalışmaya yöneltebilmek için<br />

uygulanan oldukça ilginç ve geçerli bir yöntemdir. İşletmenin her dönem sonunda elde<br />

ettiği kârın bir bölümünün bu karın sağlanmasında emeği ve katkısı bulunan işgörenlere<br />

dağıtılması sistemin özünü oluşturmaktadır. 214<br />

Yöneticinin moralinin olumsuz biçimde etkilenmemesi isteniyorsa, ekonomik<br />

gelişmeden doğan kazançların işletmede çalışan herkese açık, eşit ve dengeli dağıtılması<br />

gerekir, işletmede çalışanın aldığı ücret ile üretim artışına katkısı arasında yakın bir ilişki<br />

kurulması gerekmektedir. 215<br />

Kâra katılma uygulanırken kârın işgörenlere nasıl ve ne şekilde dağıtılacağı bazı<br />

zorluklar içermektedir. Bu konuda yapılan uygulamalar şöyle özetlenebilir: 216<br />

- Nakit olarak dağıtım: Yıl sonunda elde edilen kârın belirli bir yüzdesi<br />

nakit olarak işgörenlere dağıtılmaktadır.<br />

- Ertelenmiş dağıtım: Emeklilik ya da ölüm halinde ödenmek üzere her<br />

yıl elde edilen karın belirli bir yüzdesi ayrı bir hesapta bekletilmektedir.<br />

212 SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 122.<br />

213 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 49.<br />

214 BERZEK, a.g.e., s. 230.<br />

215 KARAKOÇ, a.g.e., s. 92.<br />

216 SABUNCUOĞLU, Personel Yönetimi, a.g.e., s. 230.<br />

89


- Karma dağıtım: Yukarıdaki iki modelin birlikte uygulanmasıdır. Kârın<br />

bir kısmı nakit olarak dağıtılırken bir bölümü sonradan ödenmek üzere saklanmaktadır.<br />

- Hisse senedi verilmesi: Bazı işletmeler her yıl elde edilen kârın<br />

dağıtılmasına karar verilen bölümünü hisse senedi olarak vermektedirler. İsterlerse bu<br />

hisse senetleri piyasa değerinin altında ya da üzerindeki nominal değerlere göre<br />

işgörenlere dağıtılabilinir.<br />

Kâra katılma, ; işverenlerle çalışanları örgütte birlikte elde ettikleri meyveleri<br />

ortak olarak paylaşmaya yönlendiren bir ücret yöntemidir. Her şeyden önce kâra katılan<br />

personel kâr oranının ve miktarının artırılmasını amaçlamakla, aynı zamanda örgütün<br />

temel amacıyla birleşmiş olmaktadır. Çalışanlar kârın artırılmasına yönelik çaba<br />

harcarken üretim ve verim düzeyinde doğal olarak yükselme görülür. Ortak bir amaç<br />

taşıması nedeniyle çalışanların örgüt içindeki birliği daha kolaylıkla gerçekleşmektedir.<br />

Böylelikle personelin işe olan ilgi ve başarısı artmaktadır. İşe giriş ve çıkışlar<br />

azalacağından çalışanların değişim oranı düşmektedir. Buna karşın kâra katılmanın bazı<br />

sakıncaları da olmaktadır. Kârın oluşması ile her çalışanın doğrudan doğruya işe<br />

gösterdiği ilgi ya da başarı arasında her zaman ilişki kurmak kolay değildir. Dönem<br />

sonunda elde edilen kârın tüm personele dağılması halinde çalışkan personel ile birlikte<br />

tembel ve verimsiz çalışan personel de ödüllendirilmiş olmaktadır. Kaldı ki, her dönem<br />

sonunda dağıtılacak kâr yoksa, bu durumda her dönemde kar dağıtımına alışmış<br />

personelin tepkisi görülebilir. Bu moral bozukluğu içinde kötü yönetimden dolayı<br />

yöneticiler suçlanabilmekte, ya da gerçek karın saklandığı kuşkusu taşınabilmektedir.<br />

Yalnızca çalışanların çıkarları, üretkenliği artırmamaktadır. Asıl etki; işin<br />

cazibesini, elindeki imkanların seviyesini ve çalışanlar ile ailelerinin yaşam standardını<br />

yükseltmekle ortaya çıkmaktadır. Çalışanlara toplam tazminatlarının eş değer nitelikte<br />

olduğu ve kâr opsiyonlarının adil şekilde düzenlendiği hissettirilirse, kendileri için<br />

oluşmuş standartlara ulaşabilmektedirler. 217<br />

217<br />

Wayne F. CASCİO, Managing Human Resources: Productivity, Quality of Work Life, Profits,<br />

McGraw Hill, New York, 1992, s. 401.<br />

90


3.1.4. Ödüller<br />

Ödül, çalışanlara üstün gayretleri ve şirkete yaptığı önemli katkıları nedeniyle<br />

sağlanan ekonomik yararlardır. 218 Çalışanları özendirmek ve işe bağlamak amacıyla<br />

başarılı olanlara birtakım ödüller vermeyi amaçlayan bu sistem, çalışanın doğasında var<br />

olan yaratıcı ve yapıcı gücü ortaya çıkarmaktadır. 219 Bu ödüller kişileri teşvik etmede<br />

yararlıdır ama bu yarar özellikle iş bölümünün aşırı olduğu işletmelerde oldukça sınırlı<br />

olmaktadır. Birinin başarısının diğerine bağlı olduğu montaj işi gibi işlerde bireysel<br />

başarıyı ortaya koymak son derece güçleşmektedir. 220<br />

Ödüllendirme iki amaca hizmet etmektedir. Bunlardan birincisi; işletmeler için<br />

maddi veya manevi değer taşıyan hizmetlerin değerlendirilmesi yani bu hizmetlerin<br />

bedelinin ödenmesidir. Diğeri ise, bu davranış aracılığı ile işgörenlerin motive<br />

edilmesidir. Ödül; verimli veya başarılı bir iş ve hizmete karşılık bunu gerçekleştiren<br />

kişi veya gruplara verilen değerli armağanları kapsamaktadır. Ödül, ödüllendirilen<br />

işgörenleri daha verimli ve başarılı çalışmaya motive edeceği gibi, diğer işgörenleri de<br />

bu yolla motive edici bir nitelik de taşımaktadır. 221<br />

İşletme içinde yer alan işgörenler üretimde herhangi bir artış sağladıklarında,<br />

kaliteli mal ürettiklerinde, işletme içi disiplin kurallarına uygun davrandıklarında ve<br />

buna benzer durumlarda birtakım ödüllerle motive edilmektedirler. Önemli, olan<br />

işgörenlerin hangi davranışlarının ödüllendirileceği ve bu davranışlara karşılık ne tip<br />

ödüllerin verileceğinin önceden belirlenmesi ve bu yönde adil bir dağılımın<br />

yapılabilmesidir. 222<br />

Motivasyon ve kurum için önemli olan, yaratıcı ve yapıcı öneriler getiren<br />

çalışanlar arasında çatışma kıskançlık yaratacak bir ödüllendirmeden kaçınmaktır. 223<br />

218 Nurullah GENÇ, Yönetim ve Organizasyon: Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, 1. Baskı, Seçkin<br />

Yay., Ankara, 2004, s. 236.<br />

219 Ali ŞAHİN, Türk Kamu ve Özel Kesim Yöneticilerinin Motivasyon Durumu, Yayınlanmamış<br />

Doktora Tezi, Konya, 2003, s. 77.<br />

220 Halil CAN, Yönetim ve Organizasyon, 6. Baskı, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2002, s. 200.<br />

221 KUMKALE, a.g.e., s. 99.<br />

222 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 51.<br />

223 John ADAİR, Çev: Salih UYAN, Etkili Motivasyon, 1. Baskı, Babıali Kültür Yayıncılığı, İstanbul,<br />

2003, s. 203.<br />

91


Ödüllerin dağılımı sırasında iş görenler arasında adalet duygusunu kıracak bir havanın<br />

oluşması bile onların moral ve motivasyonlarında bir düşüşe yol açacaktır. İşletmenin<br />

öyle bir ödül sistemi olmalıdır ki, ödülü alanın yanında diğer çalışanlar da ödülün adil<br />

olduğuna inanmalıdır. Böyle bir sistemin kurulması ödülü alamayan çalışanları da<br />

motive edecektir. Sonuçta verilen ödül, “diğer kişilerce eşitlik ilkesine uygun”<br />

görülmelidir. 224<br />

3.1.5. İstihdam Güvencesi<br />

Teknolojinin hızla gelişmesi hatta bir çok işletmenin otomasyona geçmesi<br />

sonucunda işsizlik bütün dünya ülkeleri için büyük bir sorun haline gelmiştir. Yüksek<br />

kalite ve düşük maliyet çabaları sonucunda ülke ekonomilerini zaman zaman bir<br />

çıkmazın içine sokmaktadır. İşsizliğin yanında özellikle gelişmekte olan ülkelerde<br />

nüfusun hızla artması da önemli faktördür. Bu durumlar göz önüne alındığında istihdam<br />

güvencesi çalışanlar için özellikle de vefasız iş görenler için çok önemli bir konuma<br />

geldiği görülmektedir. 225<br />

Çalışanlara iş güvencesi sağlamak için öncelikle işe alım sırasında büyük bir<br />

özen göstermek gerekmektedir. Ayrıca iş güvencesi, çalışanların işe katılımını<br />

artırmaktadır, çünkü kendilerinin ve iş arkadaşlarının işlerinin tehlikede olmadıklarını<br />

gördüklerinde iş süreçlerine katılmaya istek duymaktadırlar.<br />

İş güvencesi hem işletmenin hem de çalışanların eğitime yatırım yapmak için<br />

daha büyük bir teşviğe sahip olmaları sayesinde eğitime de katkıda bulunmaktadır.<br />

Çünkü iş güvencesi çalışanla işletme arasındaki iş ilişkisinin, eğitim için harcanan<br />

zaman ve kaynakların karşılığının görülmesini sağlayacak kadar uzun sürmesini güvence<br />

altına almaktadır.<br />

Devlet tarafından düzenlenmiş iş güvencesi uygulamalarının işletmeler üzerinde<br />

olumsuz etkilere neden olduğunu gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Bazı<br />

yöneticilerin, güvence altına alınan istihdamın bir resmi daire zihniyeti doğuracağı ve<br />

performansı olumsuz etkileyeceği konusunda endişeleri bulunmaktadır. Ancak<br />

224 CAN, a.g.e., s.200.<br />

225 KOÇ, a.g.e., s. 42.<br />

92


çalışanların gruplar altında örgütlenmeleri ve böylece birbirleriyle karşılaştırılmaları ya<br />

da yüksek performansın ödüllendirilmesi gibi özendirici araçlarla desteklenmesi halinde<br />

iş güvencesinin motivasyon üzerinde olumlu etkileri olacaktır. 226<br />

3.2. Psikolojik Faktörler<br />

Özendirici araçlar içerisinde ele alınması gereken bir diğer grup da psiko-sosyal<br />

araçlardır. Çok kısa bir süre öncesine kadar işletme içerisinde çalışanların<br />

motivasyonunun büyük ölçüde ekonomik araçlar vasıtasıyla mümkün olabileceği kanısı<br />

daha yaygınken, günümüzde bu kanı gittikçe geçerliliğini yitirmiş gibi gözükmektedir.<br />

Bugün birçok işletme yöneticisi, işgörenlerin sadece ekonomik araçlarla değil bunun<br />

yanında psikolojik bir takım araçlar vasıtasıyla da motive oldukları gerçeğini kabul<br />

etmişlerdir. İşletme yöneticileri kendi yönetim anlayışları ve işletme politikaları<br />

çerçevesinde işgörenlerin psikolojik yapılarını analiz ederek, psikolojik araçlardan etkin<br />

bir biçimde faydalanmaya çalışmalıdırlar. 227<br />

3.2.1. Çalışmada Bağımsızlık<br />

Birçok çalışan benlik duygusunu doyurmak ya da kişisel gelişme gücünü<br />

artırmak amacıyla bağımsız çalışma ve insiyatif kullanma gereksinmesine önem<br />

vermektedirler. Bir kişi, özgürlük içinde geliştiği takdirde, kendisini grubun bir öğesi,<br />

bir şeyler yapma gücünde ve grup içinde değeri olan bir çalışan olarak hisseder.<br />

Çalışmada bağımsızlık kavramı çalışanlara sınırsız bir özgürlük verilmesi<br />

anlamına gelmemektedir. Böyle bir uygulama varsa örgütsel yapının varlığından ve<br />

otoriteden söz edilemez. Çalışmada bağımsızlık isteği bireyin doğasından gelen bir<br />

duygudur. Endüstri devrimi öncesi ve bugün hala varlığını koruma savaşı veren küçük<br />

işletmelerde bağımsız çalışma duygusunu doyurmak kolay olmasına karşın günümüzün<br />

gelişen teknoloji içinde bu duyguyu doyurmak maalesef kolay olmamaktadır. Bununla<br />

birlikte çalışanların ilgi ve yeteneklerini psikoteknik aracılığı ile saptayıp hiç değilse o<br />

226 PFEFFER, a.g.e., s. 27.<br />

227 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 51-52.<br />

93


alanda ve belirli ölçüde çalışma özgürlüğü tanımakta yarar vardır. Böyle bir çalışma<br />

ortamında kişisel yetenekler, yaratıcı ve yapıcı güç ortaya kolaylıkla çıkarılabilir. 228<br />

Çalışanlar sürekli kontrol altında bulunmaktan hoşlanmazlar. Bu tür otoriter<br />

yaklaşımlar, çalışanların motivasyonlarını ve verimliliklerini olumsuz etkiler. Çünkü bu<br />

tür yaklaşımlar bireyde sürekli sorgulanmakta olduğu hissi uyandırır. Bu durum<br />

bireylerin sürekli hata yapmalarına da yol açabilir. Bu tür uygulamalar diğer yandan<br />

bireyin yaratıcılık ve yenilikçilik gibi özelliklerinin törpülenmesi anlamına da<br />

gelmektedir. 229<br />

Birey özgürlük içinde geliştiği taktirde, kendisini grubun bir üyesi, bir şeyler<br />

yapma gücünde ve grup içinde değeri olan bir eleman olarak hissetmektedir. İnsanın<br />

doğasından gelen bir özellik olan çalışmada bağımsızlık isteği ve bu isteğin giderilmesi,<br />

yani işgörenlerin işletme içerinde çalışırken kendilerini bağımsız hissetmeleri, işgören<br />

motivasyonu açısından oldukça önemlidir.<br />

3.2.2. Sosyal Katılma<br />

Çalışanların büyük bir kısmı işletmeye girmeleri ile birlikte örgüt içinde çeşitli<br />

sosyal yapıların arasına katılmaya çalışmaktadırlar. İşletmeler kişiler arası ilişkilerin<br />

yürütüldüğü informal gruplarla doludur. İnformal gruplar, insanların başkalarıyla birlikte<br />

bulunma isteği ve psikolojik bir motivasyon aracı olarak ortaya çıkmaktadır. Kişi<br />

katılmış olduğu informal grubun kendi özlem ve bekleyişlerine karşılık vereceği ümidini<br />

taşımaktadır. Bu gruplar ile grup üyelerinin karşılıklı ilişki kurma ihtiyaçları<br />

giderilmektedir. Ayrıca grup üyelerinin başına gelebilecek arzu edilmeyen durumlarda<br />

kişiye destek ve yardımcı olunması söz konusu olmaktadır. Bu gruplar bilinçsiz ve<br />

plansız olarak kendiliğinden oluşur. Ortaya çıkışlarının tek nedeni bazı temel sosyal<br />

ihtiyaçlara cevap vermeleridir. Bu gruplar ile kişiye bağlılık duygusu<br />

kazandırılmaktadır. Personelin bir ya da birden çok gruba farklı amaçlarla girmesi,<br />

228 SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 116.<br />

229 KESER, a.g.e., s. 168.<br />

94


sosyal bir varlık olması nedeniyle gayet doğaldır. Sosyal katılım ihtiyacı farklı<br />

düzeylerde gerçekleştirilebilir. 230<br />

İşgörenlerin sosyal katılma gereksinimi 3 farklı düzeyde oluşmaktadır. İlk olarak<br />

birey bir gruba üye olma, bütünleşme isteği duyar ve grubun bir üyesi olduğunu ve bir<br />

yer sahip olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır. Daha sonra işgören, neler olup bittiğini<br />

öğrenme, bilgi edinme gereksinimi duyar ve yeterli bilgi alamadığında grubun dışında<br />

kalma korkusu yaşamaktadır. İşgören son aşamada, grup değerlerini kendi değerleri<br />

olarak benimsemektedir. Katılma gereksiniminin son aşamasında birey duygu ve<br />

düşüncelerini açıklama fırsatı bulmakta ve mutlu olmaktadır. 231<br />

Birey sosyal katılma gereksinimini doyuma ulaştırmazsa, iyi bir işe sahip olsa<br />

bile, işini bırakmak durumunda kalabilecektir. Öte yandan grup içi ilişkileri iyi olan bir<br />

işgören, işine daha çok motive olacak ve daha üretken olabilecektir. Yöneticiler,<br />

işgörenlerin sosyal katılımını sağlamak için çeşitli araçlardan faydalanarak<br />

işgörenlerarası ilişkilerin kurulmasına yardımcı olması, örgüt başarısını artıracaktır.<br />

3.2.3. Değer ve Statü<br />

Yönetici bir yandan işgörenleri sosyal varlıklar olarak ele alıp, onlara çeşitli<br />

gruplara katılma olanakları tanırken ya da çeşitli gruplara katılmalarını hoşgörüyle<br />

karşılarken, diğer yandan onların kişiliklerine, yaptıkları işlere, önerdikleri görüş ve<br />

düşüncelere değer vermelidir. İşgören, yöneticiler ve grup üyeleri tarafından takdir<br />

edilme, beğenilme ve değer verilme ihtiyacı da duymaktadır. Kendisini başkalarıyla<br />

karşılaştırarak işyerindeki yerini ve rolünü saptamaya çalışmaktadır. Statü ise, bireyin<br />

sosyal yapı içerisinde işgal ettiği yer olarak tanımlanmaktadır.<br />

Kişiye iş yaptırmanın yollarından biri de ona yüksek statü tanımaktadır. Burada<br />

hiyerarşik değil fonksiyonel statü vermek, yani insan yaptığı işin o kuruluş için ne kadar<br />

önemli olduğu fikrini aşılamak gerekmektedir. 232 Statü, işletmelerde güdülemeyi arttıran<br />

özendiricilerden birisidir. Yapılan araştırmalar yüksek statülü kişilerin diğerlerinden<br />

230<br />

Zeyyat SABUNCUOĞLU, Çalışma Psikolojisi, Uludağ <strong>Üniversitesi</strong> İİBF Yayını, Bursa,1984,s. 91.<br />

231<br />

Zeyyat SABUNCUOĞLU ve Melek TÜZ, Örgütsel Psikoloji ,Alfa Yayınları, 3. Baskı, Bursa, 1998,<br />

128.<br />

232<br />

TİKİCİ ve DENİZ, a.g.e., s.43-44.<br />

95


daha verimli olduklarını göstermektedir. Bu konuda ilgi çekici önemli bir faktörde<br />

çalışanların kamuoyunda ün yapmış büyük işletmelerde çalışma isteğidir. İşgören böyle<br />

bir kuruluşta çalışmaktan gurur duymakta ve bu durum ona toplumda statü<br />

sağlamaktadır. Özellikle işletmesiyle bütünleştiği takdirde işletmenin başarısı ile<br />

övünürken aynı zamanda mutluluk duymaktadır. Başkaları tarafından çalıştığı işletmeyle<br />

ilgili övücü sözler duyması ona kıvanç ve çalışma onuru aşılamaktadır. 233<br />

3.2.4. Gelişme ve Başarının Takdir Edilmesi<br />

İnsanlar işleri iyice öğrenip tecrübe kazandıkça, iş yeknesaklaşacak, bulundukları<br />

mevkilerdeki yetkilerini ve dolayısıyla sorumluluklarını yetersiz bulacaklardır. Bu<br />

nedenle, daha yüksek yetki ve sorumluluklarla çalışmayı arzu edeceklerdir. İlerleme ya<br />

da yükselme yolları tıkanan yöneticilerin çalışma gayret ve şevkleri azalacaktır. Şu halde<br />

yükselme işyerinde bir teşvik yani güdüleme aracı konumundadır. 234<br />

Başarılı olmak arzusu; insanların psikolojik olarak rahatlamalarına, kendilerine<br />

olan güven hislerinin artmasına, yeni başarılar için gayretlerinin doğmasına yol<br />

açmaktadır. İnsan doğasının bu en tabii kuralı bütün mesleklerde geçerlidir. Herhangi bir<br />

işi bir meslek olarak seçmiş olan kişilerde en başarılı olmak, en yüksek makama kadar<br />

yükselme tutkusu vardır. Bu tutku bir yerde mesleğin itici gücünü teşkil etmektedir. Bu<br />

his yöneticiler tarafından teşvik edilmeli ve daima canlı tutulmalıdır. Bunun yanında<br />

başarılı olabilme alanlarının genişletilmesi yanında her başarının takdir edilmesi de<br />

yöneticiler tarafından alışkanlık haline getirilmelidir. 235<br />

Kişisel başarının birey üzerinde etkili olduğu söylenebilir. İşgörenin benlik<br />

duygusu çoğu kez, kişisel yeteneklerinin gelişme başarısında doğrudan doğruya<br />

kendisinin yararlanma isteğini ortaya koymaktadır. Bunun yanında başarıyı arttırıcı<br />

çabalar grup açısından da ele alınabilir. Bir işi birlikte yapma ve ortak başarı duygusu<br />

yaratma işletme için bir takım yararlı sonuçlar doğurmaktadır. 236<br />

233 KOÇ, a.g.e., s. 46.<br />

234 BARLI, a.g.e., s. 87.<br />

235 KUMKALE, a.g.e., s. 164.<br />

236 SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 130-131.<br />

96


Ekonomik ödüller veya parasal motive ediciler genelde işgörenleri motive<br />

etmede önemli bir yere sahip olsalar da her şartta veya her işgörende beklenen etkiyi<br />

gösterememektedirler. İşgörenler, çabaları sonucunda bir fark yarattıklarının yönetim<br />

tarafından fark edilmesini ve bunun bir şekilde ifade edilmesini istemektedirler. Şu<br />

unutulmamalıdır ki, işe ve çalışma ortamına duyulan sevgi ve ilgi, işgörenlerde çalışma<br />

isteğini oluşturmada ücretten daha belirleyici olmaktadır. 237 İşgörenler başarıyla<br />

tamamladıkları, üstün performans gösterdikleri bir iş yaptıklarında ya da sonucunda<br />

işletme amaçlarına önemli ölçüde hizmet veren bir verim ortaya koyduklarında, eğer<br />

yöneticileri tarafından herhangi bir belge ya da sembolik bir ödül ile takdir edilirler ise<br />

örgüte bağlılık dereceleri artacaktır. Böylece işgörenler maddi teşviklerin sağlayamadığı<br />

tinsel doyumlarını sağlayacaklar, psikolojik ihtiyaçlarını giderecekler ve sonraki<br />

görevlerinde daha iyi çalışacaklardır. 238<br />

3.2.5. Çevreye Uyum<br />

İşletme içinde çalışan işgörenlerin çalıştığı çevrenin fiziksel şartlarının iyi bir<br />

biçimde düzenlenmesi, işgörenleri işletmeye bağlayan önemli unsurlar içindedir. İşletme<br />

içindeki aydınlatma, ısı, gürültü, uygun araç ve gereçler vb. fiziksel koşulların yanı sıra<br />

sosyo-psikolojik koşullar, işgörenin etkin bir performans göstermesi üzerinde oldukça<br />

etkili olmaktadır. Yeni bir işe giren işgörenin işine ve işletmede çalışan diğer kişilere de<br />

mutlak uyum sağlaması gereklidir. Aksi halde işinde başarılı olma olasılığı yok denecek<br />

kadar azdır. Yeni iş arkadaşlarının bir grup olduğunu düşünürsek, işgörenin bu gruba<br />

dahil olmaya çabalaması gerekmektedir. Grup üyelerini tanımalı ve kendisini de onlara<br />

en iyi şekilde tanıtmalıdır. Eğer işgören grup içine alınmaz ve dışlanırsa bu durum çok<br />

önemli sorunlara yol açabilir. 239<br />

Burada önemli rol yönetici kesimine düşmektedir. Yönetici, yeni gelen ya da yer<br />

değiştiren işgörenlere her konuda yardımcı olmalı, gerekli ve yeterli bilgileri vermeli,<br />

237 Yücel ERTEKİN, Örgüt iklimi, TODAİE Yayınları, Ankara, 1978, s. 98.<br />

238 İ. E. BAŞARAN, a.g.e., s. 240.<br />

239 Meral AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 55-56.<br />

97


çalışma arkadaşları ile en kısa zamanda kaynaşmasını sağlamalı ve böylelikle grup<br />

dışında kalmasını önleyici önlemleri bilinçli ve düzenli biçimde uygulamalıdır. 240<br />

3.2.6. Öneri Sistemi<br />

Öneri sistemi, son yıllarda işletmelerde kullanılmaya başlanan modern yönetim<br />

uygulamaları tarafından desteklenen, çalışanın yeniden keşfini sağlayan bir araçtır.<br />

Çalışanın her türlü görüşünün değerli olduğu kanısına dayanan bu sistemde bireylere<br />

demokratik olarak yaklaşılarak, düşüncelerinin değerli olduğu yaratılmaktadır. Aynı<br />

zamanda çalışan şikayet ya da sorunlara bir takım öneriler getirirken işletmeye çok<br />

değerli maddi kazanımlar da sağlayabilir. 241 Örneğin; Diamond City Arkansas’ daki<br />

American Strap Şirketi’ inde çalışan bir işgören, derileri tutturmak için yeni bir dikiş<br />

şekli uygulanmasını önermiştir. Bu yeni yöntemle her bir parçanın dikilmesi için<br />

gereken süre 15 saniye kısalmaktaydı. İşgörenin getirdiği önerinin uygulanmasıyla yılda<br />

833 saat zaman tasarrufu sağlanmıştır. 242<br />

İşgörenlerin şirketi ilgilendiren tüm konulara katılımını sağlamanın ve<br />

dinamizmi arttırmanın en iyi yöntemlerinden biri, onlara fikir danışmaktır. Toplam<br />

kalite yönetimi, sürekli gelişim programları ve geleneksel öneri kutuları gibi değişik<br />

isimler altında uygulanmakta olan birçok program, işyerinde çalışan işgörenleri üretim<br />

kalitesini arttırırken maliyetleri düşürmeyi sağlayacak önerilerde bulunmaya teşvik<br />

etmektedir. Çalışanlardan gelen olumlu öneriler sadece firmanın değil, işgörenlerin de<br />

yararınadır. Bu önerilerin uygulamaya konulması ile, çalışma şartlarında olumlu<br />

değişiklikler yapılması, işlerini çok iyi yapan kişilerin önüne organizasyon<br />

bozukluklarından dolayı çıkan engellerin ortadan kaldırılması, işgörenlere kendi<br />

görevlerinde belli oranda bir idare yetkisi verilmesi gibi gelişmeler sağlanabilir. 243<br />

İşgörenler fikirlerini, düşünce ve önerilerini açıkça ortaya koyabildiği ölçüde<br />

işletmede demokratik bir anlayıştan söz edilmektedir. Burada önemli olan sadece<br />

240<br />

SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 131.<br />

241<br />

KESER, a.g.e., s. 170.<br />

242<br />

Bob NELSON, Çev: Serra EGELİLER, Çalışanlara Dinamizm Kazandırmanın 1001 Yolu, Rota<br />

Yayınları, İstanbul, 1999, s. 63.<br />

243 NELSON, a.g.e., s. 62.<br />

98


işgörenlerin fikirlerinin, düşünce ve önerilerinin ortaya konması değil, aynı zamanda bu<br />

fikir ve önerilerin üst yönetim tarafından titizlikle incelenerek değerlendirilmesi ve etkin<br />

bir biçimde uygulanabilmesidir. 244<br />

3.2.7. Psikolojik Güvence<br />

Bireyin çalıştığı örgütteki iş güvencesi kadar psikolojik güvence de birey<br />

üzerinde etkilidir. Çalışan, yöneticilerinin ve işverenin kendisine yönelik olumsuz bir<br />

davranış sergilemeyeceğine inanıyor ise motivasyonu yüksek olacaktır. Psikolojik<br />

güvence, fiziksel anlamdaki bir güvenceden öte duygusal anlamda bir güvencedir.<br />

Bireyler bu güveni hissettikleri bir ortamda çalıştıkları zaman kendilerinin işlerine daha<br />

fazla verecek ve daha verimli olacaklardır. Çalışma koşullarındaki olumlu özellikler<br />

artırılırken olumsuzlar kaldırılmalı ya da en aza indirilmeye çalışılmalıdır. Bu önlemin<br />

alınması işyerinde bireyin kendisine olan güvenini artırarak onu işe karşı motive<br />

edecektir. 245<br />

İşgörenler, işletmelerde yalnızca üstlerinden etkilenmemektedirler. Birey,<br />

çalıştığı ortamdan, çevre koşullarından, örgütün toplumsal yapısından, ve diğer<br />

bireylerden de etkilenmektedir. İnsan bir makine değildir, duygu ve tutumları vardır.<br />

Yalnız beden gücü ile değil, sahip olduğu psikolojik güçleri ile de örgüte katkıda<br />

bulunmaktadır. İnsanlar çeşitli şekillerde motive edilmek ve harekete geçirilmektedirler.<br />

Aynı zamanda birbirlerinden de çok etkilenmektedirler. Bu nedenle bireysel<br />

davranışların işyerindeki sosyal koşullarla açıklanması gerekmektedir. Yöneticiler, insan<br />

ilişkileri konusunda iyi bir uygulamacı olarak eğitilmelidir. Ancak, işyerindeki sosyal<br />

ortam sadece yönetim değil, grup üyeleri tarafından da şekillendirilmektedir.<br />

İşletme yöneticileri, işgörenlerin kendilerini psikolojik açıdan güvende<br />

hissetmelerini sağlamak için, gerekli çalışma ortamını hazırlamalı ve çalışma ortamını<br />

olumsuz yönde etkileyen koşulları ortadan kaldırmak için gerekli önlemleri almalıdır. 246<br />

244 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 56.<br />

245 Mehmet SİLAH, Çalışma Psikolojisi, Selim Kitabevi, Ankara, 2001, s. 111.<br />

246 Göksel ATAMAN, İşletme Yönetimi, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2002, 110.<br />

99


3.2.8. Sosyal Etkinlikler<br />

100<br />

İşletmede çalışanları motive etmede kullanılan bir diğer araç ise sosyal<br />

etkinliklerdir. Çalışanları iş stresinden uzaklaştırmak, işletme içerinde kaynaşmalarını,<br />

eğlenmelerini ve dinlenmelerini sağlayabilmek amacıyla, işletme dışında geçirdikleri<br />

vakitlerde, işletmeler çeşitli nitelik ve içerikli uğraşlara yer verebilmektedirler. İşletmede<br />

gerçekleştirilen faaliyetler; sportif faaliyetler, geziler, konserler, piknikler, kutlamalar,<br />

eğlenceler ve kültürel aktiviteler olabilir. 247<br />

Bireylerin yaşamında iş grubunun önemi çok fazladır. İşgörenin bağlılık<br />

gereksinmesinin çok önemli bir kısmını ailesinde, akrabalarında, üye olduğu birlik ve<br />

derneklerde olduğu kadar iş çevresi içinde de tatmin etmesi gerekir ve bunu şiddetle arzu<br />

etmektedir. Bu düşünceden hareket eden yöneticilerin işgörenler için bazı sosyal<br />

çabalardan kaçınmamaları bu faaliyetleri kurmaları, geliştirmeleri, desteklemeleri ya da<br />

bazen bunlara bizzat katılmaları gerekmektedir. Böylece iş ortamında işbirliği ve<br />

beraberlik havası oluşturulabilir ve işgörenler de işçi grubuna ait olmaktan azap değil,<br />

gurur duyabilirler. 248<br />

3.3. Örgütsel ve Yönetsel Faktörler<br />

İşgören motivasyonunu etkileyen faktörler olarak; ekonomik ve psikolojik<br />

faktörlerden sonra örgütsel ve yönetsel faktörlerden de yararlanmak mümkündür.<br />

Personel ile örgütün birbirlerinden karşılıklı beklentileri vardır. Çalışanlar bir örgütün<br />

üyesi olarak üretime katkıda bulundukları sürece örgütten bu katkılarının karşılığını<br />

almayı beklemektedirler. Çalışan bireylerin değişik kişiliklerden kaynaklanan<br />

motivasyon yapısı ve ihtiyaçları dolayısıyla her bireyin örgütten beklentileri de farklıdır.<br />

Örgütsel ve yönetsel faktörlerin çoğu, hiçbir maddi yük gerektirmeyen motivasyon<br />

araçlarıdır. Örgüt yöneticileri, bazen biraz maddi kaynak ayırarak, bazen de hiçbir ek<br />

kaynak harcamaya gerek kalmadan bahse konu bu faktörleri yerinde ve zamanında etkin<br />

bir şekilde kullanarak çalışanların moral ve motivasyon seviyelerini yüksek tutabilir,<br />

247<br />

Zeyyat SABUNCUOĞLU ve Melek TÜZ, Örgütsel psikoloji, Alfa Yayınları, 3. Baskı, Bursa,1998, S.<br />

133-134.<br />

248<br />

EREN, a.g.e., 1979, s. 261.


101<br />

personeli örgüt amaçları doğrultusunda çabalarını hızlandırmaya yöneltebilir, etkin ve<br />

verimli çalışmalarını sağlayabilir. 249<br />

3.3.1. Amaç Birliği<br />

Örgütün başarısı için, çalışanların bireysel amaçları ile işletme amaçlarının<br />

uyumlu olması çok önem gerektiren bir durumdur. Diğer bir ifade ile örgütün amaçları<br />

çalışan tarafından iyi bir şekilde algılanmalıdır. Uyum olması durumunda her iki taraf<br />

açısından da olumlu sonuçlar alınabilecektir. Örgütsel başarı ancak topyekün bir uyumla<br />

gerçekleşir. Çalışanlar örgütsel hedef ve amaçlardan haberdar oldukları takdirde, bu<br />

yönde bir çaba sarf edebileceklerdir.<br />

Amaç birliği örgütsel birliğe yol açar. Amaç birliği kendiliğinden<br />

oluşmamaktadır. Birliğin yaratıcısı yöneticiler olmalıdır. Yönetici astları işlerinde dürüst<br />

ve verimli çalışmanın işletme çıkarlarına olduğu kadar kendi çıkarlarına da dönük bir<br />

hareket olduğuna inandırılmalıdır. Çalışan, örgüt amaçlarına katkıda bulunmakla kendi<br />

amaçlarına da hizmet ettiği bilincinde olmalıdır. Bu yöndeki işletme ve çalışan tarafının<br />

göstereceği iyi niyetli çabalar ortak bir çizgide birleşmeyi kolaylaştırmaktadır. 250<br />

Amaçların güdülemedeki rolleri aşağıdaki şekilde açıklanabilir: 251<br />

• Birey tarafından belirlene amacın açık ve seçik olması iş başarılarını<br />

artırmaktadır. Çünkü birey o zaman daha kararlı ve arzulu davranış ve faaliyette<br />

bulunmaktadır. Aksine belirsiz amaçlar davranışlarda istek ve kararlılığı azaltmakta<br />

işyerinde çeşitli zorluk ve güçlüklerle karşılaşan bireyler sürekli ve etkili faaliyette<br />

bulunmamaktadırlar.<br />

• Birey tarafından belirlenen amaçların kolay başarılamayacak cinsten<br />

olması onun işyerinde daha arzulu ve hırslı çalışmasını gerektirecek ve başarıları kolay<br />

ve basit nitelikli amaçlar bireysel istek ve hırsın az olduğunu ve bunun da yüksek<br />

başarıları azalttığını söylemek yanlış olmayacaktır.<br />

249 SABUNCUOĞLU, a.g.e., 1984, s. 91.<br />

250 KESER, a.g.e., s. 172.<br />

251 EREN, a.g.e., 1993, s. 343.


102<br />

• Bireysel amaçların örgütsel amaçlar, koşullar ve ortam ile çatışma<br />

derecisidir. Çatışma arttıkça bireysel davranışların işyerinde başarı sağlama şansını<br />

azaltacaktır.Çatışma azalıp uyum derecesi arttıkça da yükselecektir. Şu halde çatışma ya<br />

da uyum derecesi de bir güdüleyici faktör olmaktadır.<br />

Örgütsel amaçların bireysel amaçlar üzerindeki etkilerini ve bu iki amacın<br />

birbirleri ile ilişkisini bu kadar basit bir şekilde açıklamak yetersiz kalacaktır. Bu<br />

nedenle şu faktörleri de dikkate almak gerekecektir; 252<br />

• Örgütsel amaçların belirlenmesine bireysel katılma durumu, adı geçen<br />

çatışmaları azalacak, bireyleri güdüleyecektir.<br />

• Örgüt yöneticilerinin örgütsel amaçlara ne denli ulaşıldığına (örgütsel<br />

etkinliğe) ilişkin bireylere bilgi vermesi ve bireysel amaçların farkında olarak elde edilen<br />

başarılar ölçüsünde onları ödüllendirmesi güdüleyici diğer bir etmen olacaktır.<br />

Örgütsel amaçların başarıyı etkilemesi, çalışanları güdülemesi için, bireysel<br />

amaçlarla yakın ilişki içerisinde olması ve işletmenin işgören amaçlarını kabullenme ve<br />

gerçekleştirme isteğinde olması gerekmektedir. Aynı durum işgörenler açısından da<br />

aynıdır. Çalışanlar örgütsel amaçlara uygun hareket ederlerse verim ve karlılık artacak<br />

bu durumda işgörene terfi, zam, ödül olarak dönecektir. Böylelikle örgütte çalışan da<br />

amaçlarına ulaşma yolunda ciddi mesafe kaydedecek karşılıklı mutluluk yakalanacaktır.<br />

3.3.2. Yetki ve Sorumluluk Dengesi<br />

İşletme yöneticisi her konuda tek başına karar verme ve tüm işgörenleri<br />

denetleme yeteneğine sahip olması mümkün değildir. Bu durumda yetkilerin bir<br />

bölümünü bir alt basamak yöneticilerine, onlar da gerektiğinde daha alt basamaktakilere<br />

devrederler. Ancak yetki ve sorumluluk birbirinden ayrı düşünülemeyecek iki<br />

kavramdır. Bu durumda yetki; yöneticinin belirlenen belirlenen işletme amaçlarına en<br />

etkin şekilde ulaşabilmek için gerekli olan işlerin yapılmasını başkalarından isteme<br />

hakkıdır. 253 Bir örgütte yöneticinin yetkisi şu davranışları içermektedir: 254<br />

252 EREN, a.g.e., s. 344.<br />

253 Güngör ONAL, Temel İşletmecilik Bilgisi, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2000, s. 118.


1. Kendi yetkisi ile karar vermek.<br />

2. Astların görevlerini belirlemek.<br />

3. Astlardan yeterli bir başarı sağlanmasını beklemek ve istemek.<br />

103<br />

Sorumluluk ise bir işi yapma zorunluluğudur. Örgütlerde sorumluluk, bir<br />

kimsenin örgüt işleri, fonksiyonları veya ödevleri yapma görevidir. Her bireyin bir takım<br />

sorumlulukları vardır; çünkü, herkesin yapısal bir işi veya fonksiyonu bulunmaktadır.<br />

Formel örgütlerde, örgüt üyesi olabilmenin başka bir nedeni yoktur. Sorumluluk<br />

devredilemez. Bir yöneticinin, astına yetkisini devretmesi halinde kendi sorumluluğunda<br />

en küçük bir azalma söz konusu olmamaktadır. 255<br />

İşletmede çalışan işgörenlerin , görevlerini gerektiği şekilde yapıp yapmadıkları<br />

yetkili kişilerce denetlenmektedir. İşlerin, zamanında ve istenen şekilde yapılması,<br />

büyük ölçüde işletme içerindeki yetki sisteminin etkinliğine bağlı olmaktadır. İşletme<br />

içerisinde çalışan işgörenlerin sahip oldukları nitelik ve yetenekleri ölçüsünde bir takım<br />

yetkileri ellerinde bulundurması gereklidir. Önemli olan, doğru zamanda yetkili<br />

kılınması ve bu kişilerin yetkileri doğru ve yaygın yerlerde kullanabilmesidir. 256<br />

Yetki devri planı bir yönetim faaliyetidir. Yetki devrinin etkin bir şekilde<br />

yapılabilmesi için gerekli olan bazı temel ilkeler vardır. Bunlardan ilk ilke, yetki<br />

sorumluluğun denk olması ilkesidir; yetki devrinin başarılı olabilmesi için asta verilen<br />

yetki ve sorumluluk denk olmalıdır. Bir diğer ilke, komuta birliğinin sağlanmasıdır; bu<br />

ilke her astın bir üste bağlanması ve ondan emir alması, böylece yetki karmaşasının<br />

önlenmesini içermektedir. Son ilke ise, sorumluluğun devredilmeyeceğine dairdir;<br />

yetkiyi devreden üst, o yetkiyi gerektiren görevin yerine getirilmesi ile ilgili<br />

sorumluluğunu devredemez. Yetki dağıtılır, fakat sorumluluk devredilemez, sorumluluk<br />

ancak paylaşılır. 257<br />

254 HİCKS, a.g.e., s. 339-340-343.<br />

255 HİCKS, a.g.e., s. 345-346.<br />

256 AŞIKOĞLU, a.g.e., 1996, s. 61.<br />

257 Bülent TOKAT, Derya ŞERBETÇİ, İşletmecilik Bilgisi, Avcı Ofset, 4. Baskı, İstanbul, 2000, s. 173.


104<br />

İşletmenin tepe yönetimi ve üstler, yetki devrinde değişiklikler yapmak yoluyla<br />

astlarının bu kişisel güç ve etkilerinden yararlanma olanaklarını artırmalıdırlar.<br />

Yöneticiler yetki devri ilkelerini göz önünde tutarak astlarına daha çok sorumluluk<br />

verirlerse, astlar kendilerine gösterilen bu güveni boşa çıkarmamak için ellerinden geleni<br />

yaparak çabalarını artıracaktır. Kendisine yetki verilmesini arzulayan kişi bu olanak<br />

kendisine sağlandığı takdirde üstleriyle işbirliği yaparak görevlerini etkin bir biçimde<br />

yerine getirmeye çalışacaklardır. Bu sayede birey, karar çevresini genişletecek,<br />

bağımsızlaşacak ve kişiliğini kazanarak moral elde edecektir. 258<br />

3.3.3. Eğitim ve Yükselme<br />

Sürekli değişen ve gelişen çevre koşullarına kendilerini adapte edemeyen ve bu<br />

gelişmeler karşısında kendilerini yenileyemeyen, geliştiremeyen işgörenler, bir müddet<br />

sonra işletme içinde niteliksiz eleman durumuna düşmektedirler. İşgörenleri böyle bir<br />

duruma düşmekten korumada en etkin yol, eğitmek ve sahip oldukları bilgi ve tecrübe<br />

potansiyelini arttırmaktır. 259<br />

Eğitim en genel anlamıyla, bir çalışanın çalışma hayatına girişinden çeşitli<br />

nedenlerle işinden ayrılışına kadar geçen süre içinde bilgi, beceri ve davranışlarında<br />

değişiklik yapmaya yönelik etkinliklerin tümüdür. Eğitim işletmeler tarafından bir<br />

yatırım olarak görülmektedir. Eğitim harcamaları, çalışanın gelecekteki verimliliğini ve<br />

kazancını arttırması oranında yatırım sayılmaktadır. İyi bir eğitim sistemi ile işletmeye<br />

bir çok yarar sağlanabilir. Bunlar;<br />

• İşletmenin her düzeyine ait bilgi ve becerileri artar.<br />

• Örgütsel gelişime yardımcı olur.<br />

• İş ile yönetim arasındaki ilişkileri ve verim ve iş kalitesini arttırır.<br />

• İşletmeye gelecekteki gereksinmelerle ilgili bilgi sağlar.<br />

• İşletme, karar verme ve problem çözmede daha etkin bir hale gelir.<br />

258 EREN, a.g.e., 1993, s. 227.<br />

259 AŞIKOĞLU, a.g.e., 1996, s. 64.


• Çalışanların morali yükselir, ast-üst ilişkisini kuvvetlendirir.<br />

105<br />

• Daha bilgili ve yetkili hale gelebilmek için örgütte sorumluluk<br />

duygusunun gelişmesini sağlar. 260<br />

İşletme yöneticinin geliştirilmesi için yetki devri, iş değiştirme, rapor hazırlatma,<br />

proje ve okuma parçaları, grup tartışmaları ve karşılıklı ilişkiler analizi gibi eğitim<br />

yöntemleri kullanabilir. İşletme sadece mesleki eğitimle kalmamalı, bunun yanında<br />

sosyal ve insancıl ilişkileri dönük eğitsel programlarda düzenlemelidir. 261<br />

Yükselme ise, bireyin bulunduğu konumdan daha üst bir göreve, dolayısıyla daha<br />

güç bir işe getirilmesidir. Yükselme bireye kişisel ilerleme ve kendini geliştirme olanağı<br />

tanır. Bu olanak da kişini kendine olan güvenini arttırarak kendisini güçlü hissetmesini<br />

sağlar ve işletme içerisinde olumlu bir etki yaratmaktadır. 262<br />

İşgörenler gördükleri eğitimden sağladıkları ek bilgi ve becerilerinin karşılığı<br />

olarak yükselme olanakları da istemektedirler. Çünkü insanlar işleri iyice öğrenip<br />

tecrübe kazandıkça, iş monotonlaşacak, bulundukları mevkilerdeki yetkilerini ve<br />

dolayısıyla sorumluluklarını yetersiz bulacaklardır. Bu nedenle, daha yüksek yetki ve<br />

sorumluluklarla çalışmayı arzu edeceklerdir. İlerleme ve yükselme yolları tıkanan<br />

işgörenlerin çalışma gayret ve şevkleri azalacaktır. O halde, yükselme işyerinde bir<br />

motivasyon aracıdır. Astlarına yükselme olanağı sağlayan yönetici, plan ve<br />

programlarını uygulamaya koymak için kendisine yardım edip işbirliğini kolaylıkla<br />

kabul edecek bir destek sağlamış olacaktır. 263<br />

3.3.4. İş görenlerin Kararlara Katılması<br />

Çalışanların kararların alınmasında söz sahibi olmalarını sağlayan bu sistemde<br />

kararlar eşit ve özgür tartışma temelleri üzerine oturtulur. Kararlara katılma bir yandan<br />

işletmenin alt kademelerinin etkisini genişletirken; öte yandan da yönetimin daha etkili<br />

ve sağlıklı karar almasını ve işletme sorunlarının daha gerçekçi biçimde çözümlenmesini<br />

260 TINAZ, a.g.e., s. 42-44.<br />

261 ONAL, a.g.e., s. 183.<br />

262 Zafer KIRÇI, Motivasyon Unsuru Olarak Kariyer Geliştirme ve Bir Uygulama, Yayınlanmamış<br />

Yüksek Lisans Tezi, Atatürk <strong>Üniversitesi</strong> SBE, Erzurum, 2007, s. 91.<br />

263 EREN, a.g.e., 1979, s. 273.


106<br />

sağlar. Eğer bir motivasyon aracı olarak işgörenlerin kararlara katılması isteniyorsa bu<br />

aracı sadece çalışanların görüşlerini almak gibi göstermelik bir amaçla kullanmaktan<br />

kaçınmak gerekir. Kararların sağlıklı olması kadar demokratik nitelik taşıması ve<br />

hepsinden önemlisi uygulamada çalışanlar tarafından alınan kararların gerçelçi olarak<br />

desteklenmesi gerekmektedir. 264<br />

doğurur: 265<br />

Kararlara katılmanın uygulanması bir işletmede bir takım olumlu sonuçlar<br />

- İşgörenlerin motivasyonunu sağlar.<br />

- Eğitim işlevi görür.<br />

- Bir taraftan yeniliğe direnişin azalmasını sağlarken diğer taraftan da<br />

değişimin hızlanmasına katkıda bulunur.<br />

- Uygun bir iletişim ortamı hazırlayarak zaman kaybını önler.<br />

- Kaynakların en ekonomik biçimde kullanılması sağlanabilir.<br />

- İşgörenlerin düşünsel becerilerinden yararlanılabilir.<br />

- İşgören devamsızlıkları önlenebilir.<br />

3.3.5. İyi Bir İletişim Sistemi<br />

Genel anlamda iletişim, bilgi ve düşüncelerin, herkesçe aynı biçimde ve aynı<br />

değerde anlaşılır duruma getirilmesi, paylaşılması ve karşılıklı etkinin sağlanmasıdır.<br />

İletişim, toplumsal yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Örgütsel iletişim ise,<br />

işletmenin işleyişini sağlamak ve işletmeyi hedeflerine ulaştırmak amacıyla, gerek<br />

işletmeyi oluşturan çeşitli bölüm ve öğeler, gerekse işletme ve çevresi arasında girişilen<br />

devamlı bir bilgi ve düşünce alışverişi ya da bölümler arasında gerekli ilişkiler<br />

kurulmasına olanak sağlayan toplumsal bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Organizasyon<br />

içinde iletişim, aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya ve yatay ve çok yönlü olmak üzere<br />

üç tipte oluşur. İşletme içinde bir sistem olarak iletişimin temel amacı kopuk ve dağınık<br />

264 KESER, a.g.e., s. 173-174.<br />

265 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 67.


107<br />

ilişkileri bir düzen içine sokmak ve örgütsel amaçlarla bireysel amaçlar arasında bilinçli<br />

bir dengenin kurulmasını sağlamaktır. İşletme, çalışanların oluşturduğu büyük bir grup<br />

olarak ele alındığında, iletişim sistemin amaçlarını şöyle sıralayabiliriz. Bu amaçlar aynı<br />

zamanda çalışanlara yeterlilik kazandırmak ve onları çalışmaya gönüllü hale getirmek<br />

için iletişimin gerekli olduğunu göstermektedir.<br />

• Çalışanlar arasında bilgi alışverişi ve işbirliği sağlamak.<br />

• Çalışanların iş başarma konusunda bilgi, beceri ve yeteneklerini artırmak.<br />

• Çalışanların moralini artırmaya yardımcı olmak. 266<br />

Bir motive edici etmen olarak iletişimi, mesajların iletilmesi ve geribildirim<br />

olmak üzere iki grup altında inceleyebiliriz. 267<br />

Mesajların İletilmesi: Her şeyden önce mesajların örgütlerde, aşağıdan yukarıya,<br />

yukarıdan aşağıya özgürce ve sağlıklı bir biçimde dolaşımının sağlanması<br />

gerekmektedir. İletişimin bu şekilde gerçekleştiği örgütlerde insanlar, birbirleriyle içten<br />

ve saygıya dayalı ilişkiler yaşar. İşgörenler kendilerinden neyin beklendiğini ve bunu<br />

neden yapmaları gerektiğini, üstlerinin onlardan ne beklediğini, diğer bölümlerde ve<br />

örgüt dışında kendi işleriyle ilgili nelerin olup bittiğini bilmek isterler. İşgörenlerin bilgi<br />

gereksinimi karşılanmadığında ortaya çıkacak belirsizlik, bir takım söylentilerin<br />

doğmasına neden olur. Belirsizlik, beraberinde korku yaratır. İşgörenlerin<br />

geleceklerinden endişelenmelerine yol açar. 268<br />

Geribildirim: Geribildirim vermek ilgi göstermek anlamına gelir. Eğer bir<br />

yönetici işgörenlere dikkat gösterirse, onların gözünde kendi değerini arttırmış olur:<br />

“Bana karşı kayıtsız değil. Ben gerekliyim. ” Gerekli olma duygusu başlı başına motive<br />

edici bir faktördür. Bireyin onaylanma ve tanınma gereksinimi işletme içerisinde tatmin<br />

edilse de edilmese de, bu, işletmenin verimliliğini ve ekonomik performansını<br />

266 Gönül BUDAK ve Gülay BUDAK, Halkla İlişkiler, 3. Baskı, Barış Yayınları, İzmir, 2000, s. 75.<br />

267 Haluk GÜRGEN, Örgütlerde İletişim Kalitesi, Der Yayınları, İstanbul, 1997, s. 209.<br />

268 GÜRGEN, a.g.e., s. 209.


108<br />

etkileyecektir. Herkesin ortak bir amaca ulaşmak için çalışması gerekir. Bu ise, herkesin<br />

söz konusu amacın ne olduğunu bilmesini ve onunla özdeşleşmesini gerektirir. 269<br />

İşletme içerisinde iletişim sisteminin etkin olması, işgörenlerin yöneticilere<br />

ulaşabilmesi, sorun ve beklentilerini aktarabilmesi; dolayısıyla olumlu motive<br />

olabilmeleri açısından oldukça önemlidir. İletişim kanallarının iyi çalıştığı bir işletmede<br />

çalışan işgörenler mutludur, huzurlu çalışırlar, daha az hata yapar, devamsızlıkları düşer<br />

ve performansları yükselir.<br />

3.3.6. Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi<br />

İşletmede verimi arttıran en önemli etkenlerden birisi çalışma koşulları olup, bu<br />

koşulların iyileştirilmesi işgörenleri daha çok ve istekli çalışmaya yöneltmektedir. Daha<br />

uygun çalışma koşullarının yaratılması, sadece ekonomik bir zorunluluk değil, çağdaş<br />

işletmecilik anlayışı içinde sosyal ve insancıl bir gereksinme olarak da<br />

değerlendirilmelidir. Kuşkusuz her işin yapıldığı bir ortam ve kendine özgü koşulları<br />

vardır. 270<br />

Çalışma ortamı, sağlık, temizlik ve rahatlık kurallarına uygun olmalı, ayrıca<br />

estetik bir görünümü de bünyesinde barındırmalıdır. Çünkü böyle ortamlar çalışanlar<br />

üzerinde olumlu veya olumsuz etkiler bırakabilir. Örneğin; aydınlatma ve ısıtma, yeterli<br />

araç ve gereçlerin olması, müzikli çalışma gibi moral arttırıcı uygulamalar çalışanları<br />

işletmeye ve işlerine daha fazla bağlayacaktır. Düzen ve temizlik verimli bir çalışma<br />

ortamının temel koşuludur. 271<br />

İş çevresinin fiziksel koşullarının yanı sıra, iş yerinin eve yakınlığı, iş yapma<br />

sürecinde kullanılan, makine, alet ve teçhizatın yeni ve yeni ve kaliteli olması da<br />

işgörenin kendisinden beklenen performansı göstermesinde belirleyici etkenlerdir.<br />

İşgörenlerin liderlik, ekip çalışması gibi yollarla motive edilebilmesi için işyeri tatmin<br />

edici olmalıdır. Tatmin edici değilse işgörenlerin zihni bununla meşgul olur, daha çok ve<br />

269 HAGEMANN, a.g.e., s. 63-64.<br />

270 SABUNCUOĞLU, Personel Yönetimi, a.g.e., s. 94.<br />

271 ÇİÇEK, a.g.e., s. 64.


109<br />

daha iyi çalışma eğilimlerinde düşüş olur. Mümkün olduğunca güvenli çalışma koşulları<br />

sağlanmalı ve sağlıklı bir ortam oluşturulmaya çalışılmalıdır. 272<br />

3.3.7. Rekabet<br />

Rekabet, motivasyonu sağlayan diğer araçlardan biridir. Rekabetin desteklenmesi<br />

kurumlarda verimliliği arttırır. Rekabet, işin ağırlığını hissettirmeyecek, dinamizm ve<br />

çalışma şevki sağlayacak, kurumda değişim ve yenilenmenin önünü açacak bir araç<br />

olmaktadır. Bireyin rekabete yönelmesinin temel nedeni; saygı görme, tanınma ve<br />

kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarının bir görüntüsüdür.<br />

Rekabet, bireysel ya da grupsal olabilmektedir. Rekabetin bireysel olabilmesi<br />

için, rekabete girecek bireylerin işlerinin, birbirine bağımlı olmaması gerekmektedir.<br />

Örgütlerde rekabet havası kendiliğinden olmuşsa ve yöneticiler bu durumu olumlu bir<br />

şekilde desteklerlerse işgörenlerin verimi artabilir. Ancak işgörenleri rekabet ortamına<br />

sokmak zor ve bazen tehlikeli olabilir. Çünkü işgörenler, uzun süre rekabet ortamında<br />

bulunduklarında gerilime dayanamayabilirler. Uzun süre örgütte kalmayı amaçlayan<br />

işgörenler, rekabet havasının geriliminde yaşamaktansa, uygun bir düzeyde üretim<br />

yaparak daha rahat yaşamayı tercih edebilirler. Ayrıca rekabet bazı durumlarda<br />

işgörenler arasında düşmanlığın doğmasına, örgüt işbirliğinin bozulmasına ve<br />

işgörenlerin bitkin düşmesine neden olabilmektedir. 273<br />

3.3.8. Performans Değerlendirme<br />

Performans değerlemesi, işgörenlerin yetenekleri, iş alışkanlıkları, davranışları<br />

ve diğer benzer niteliklerinin karşılaştırılarak performanslarının sistematik bir şekilde<br />

ölçülmesidir. Amacın gerçekleşip gerçekleşemediği, gerçekleşemediyse nedenleri ve<br />

gelecek için ne tür değişikliklere ve işlemlere gereksinme olduğu, performans<br />

değerlendirmesinin temel sorunlarıdır. Performans değerlendirmede şu amaçlar<br />

gözetilmektedir: 274<br />

272 MAİTLAND, a.g.e., s. 51.<br />

273 Doğan Şafak YILDIRIM, Resmi İlköğretim Okullarında Görev yapan Öğretmenlerin Motivasyon<br />

ve İş Tatminini Etkileyen Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2006, s. 36.<br />

274 Doğan CANMAN, Personelin Değerlendirilmesinde Çağdaş Yaklaşımlar, 1. Baskı, Türkiye ve<br />

Ortadoğu Anme İdaresi Ens. Yayınları, Ankara, 1993, s. 34.


• Çalışanların yeteneğini geliştirme<br />

• Çalışanların performanslarını artırma<br />

110<br />

• Performans iyileştirmeyi sağlayacak bir çalışma planı üzerinde uzlaşmaya<br />

varılması.<br />

• Örgütsel etkinliği artırmak amacıyla çalışanların etkinliğini artırma.<br />

Performans değerlendirme, önceleri sadece somut sonuçları üzerinde durulmuş,<br />

çalışanın ücretlerinin belirlenmesi gibi ödüllendirme sistemine girdi sağlayan bir unsur<br />

olarak kullanılmıştır. Üstün performans gösteren çalışanların ücret artışıyla<br />

ödüllendirilmesi ya da düşük performans gösteren çalışanların ücret kesintisiyle<br />

cezalandırılması, çalışanların mevcut performansını koruması veya iyileştirilmesinde bir<br />

motivasyon unsuru olarak görülmüştür. Böylelikle performans değerlendirme ile<br />

çalışanların motivasyonu arasında dolaylı bir ilişki kurulmuştur. Motivasyonu etkileyen<br />

bir diğer konu ise, değerlendirmenin yöneticiler ile iletişimi düzenli hale getirmesi ve<br />

beklentilerin karşılıklı olarak, samimi bir ortamda paylaşılıyor olmasıdır. Ayrıca<br />

iletişimin düzenli olarak gerçekleşmesi, çalışanın kendini ifade etmesi ve yaşadığı<br />

sorunları paylaşması açısından performans değerlendirmenin motivasyon üzerindeki bir<br />

başka olumlu etkisidir. 275<br />

Ayrıca performans değerlendirmenin, çalışana ve işletmeye sağladığı yararlar da<br />

vardır:<br />

Çalışana sağladığı yararlar<br />

• Kendi rolünü belirleme ve ona açıklık kazandırma,<br />

• Çalışma ilişkilerinin iyileştirilmesi,<br />

• Kendine güven duygusunun artması,<br />

• Kendindeki güçlü yönleri öğrenme olanağı kazanma,<br />

• Sağlanan eğitimle ilişkilerin görülmesi.<br />

275 ÇİÇEK, a.g.e., s. 58.


İşletmeye sağladığı yararlar<br />

• Çalışanların performanslarının iyileştirilmesi,<br />

• Karlılığın artması,<br />

• Verimin arttırılması,<br />

• Hizmet kalitesinin iyileştirilmesi,<br />

• İşgören devrine ilişkin bilgilerin daha geçerli hale getirilmesi,<br />

• İşletmedeki eğitim ihtiyaçlarının daha güvenilir hale getirilmesi,<br />

• Eğitim bütçesinin daha kolay yapılması,<br />

111<br />

• Ücret skalalarını planlamakta ve gerçeğe uyumlu kılmakta daha yetenekli<br />

hale gelinmesi. 276<br />

Performans değerlendirmenin motivasyon üzerindeki etkilerinin olumlu olması<br />

açısından sürecin etkin yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Performans<br />

değerlendirme aracılığıyla çalışanın takdir edilmesi ve motivasyonunun artırılması, bu<br />

sürecin doğal bir sonucudur. Çünkü, değerlendirme sırasında verilen geribildirimler,<br />

çalışana gerçekleştirdiği faaliyetlerin ve gösterdiği çabaların organizasyon için önemli<br />

olduğu mesajını içerir. Motivasyonu etkileyen bir diğer konu ise, değerlendirmelerin<br />

yöneticiler ile iletişimi düzenli hale getirmesi ve beklentilerin karşılıklı olarak, samimi<br />

bir ortamda paylaşılıyor olmasıdır. Değerlendirme görüşmelerinde yönetici,<br />

organizasyonu temsilen oradadır ve kurumun kendisinden beklentileri konusunda<br />

çalışanı bilgilendirip, çalışanın da görüşlerini alır. Bu durum, yönetici ve çalışanın<br />

gerçekleşmesi mümkün olan beklentiler üzerinde anlaşmaya varmasına, çalışanın işleri<br />

sahiplenmesine ve bunun sonucunda da motivasyonun artmasına neden olur. Ayrıca,<br />

iletişimin düzenli olarak gerçekleşmesi, çalışanın kendini ifade etmesi ve yaşadığı<br />

276 CANMAN, a.g.e., s. 34-35.


112<br />

sorunları paylaşması açısından performans değerlendirmenin motivasyon üzerindeki bir<br />

başka olumlu etkisi olarak da görülebilir. 277<br />

Kurumdaki performans değerlendirme sistemi çalışanların motivasyonlarını<br />

ölçmede belirleyici olmaktadır. Performans değerlendirme sonuçları, kişilerin kariyer<br />

yönetiminde, ücret yönetiminde, motive edici diğer maddi ve sosyal özendiricilerin<br />

belirlenmesinde, terfi, rotasyon, iş geliştirme, iş zenginleştirme, işten uzaklaştırma ve<br />

eğitim ihtiyaçları gibi bir çok alanda kullanılabilir. Burada önemli olan kurumun ödülceza<br />

sisteminde izlemesi gereken temel ilkenin belirlenmesidir, çünkü motivasyon örgüt<br />

ortamında çalışanlara yönelik ödül-ceza sistemiyle yakından ilişkilidir.<br />

Olumsuz davranışların cezalandırılması değil olumlu davranışların<br />

ödüllendirilmesi öncelikle tercih edilmesi gereken yaklaşımdır. Çünkü ancak bu şekilde<br />

olumlu davranışlar pekiştirilmiş olmaktadır. Olumlu davranışların pekiştirilmesinde<br />

çalışana sunulan ödülün çeşidi ve özelliği de önemlidir, çünkü ödülün motive edici<br />

olması kişiye bir anlam ifade etmesine bağlıdır. Ödüller maddi veya manevi olabilir.<br />

Maddi ödüller; ücret dışı yapılan ödemeler (prim), hediyeler, ücret artışı, izin, tatil<br />

imkanları, manevi ödüller; sözlü takdir, yetki çoğalması, terfi ve sosyal kolaylıklardır.<br />

Bir çok kurumda, performans değerlendirme sonuçları doğrudan veya dolaylı<br />

olarak ödüller konusunda belirleyici olmaktadır. Değerlendirme sonuçları yüksek<br />

performans gösteren çalışanları ayırt etmek ve bu kişilere verilecek ek kazançları,<br />

ikramiyeleri ve terfileri belirlemede kullanılmaktadır. Ancak, performans<br />

değerlendirmenin bu şekilde kullanımının uygun olup olmadığı tartışmalı bir konudur.<br />

Performans değerlendirmenin ödüllerle doğrudan bağlantılı olması çalışanları<br />

cesaretlendirmekten ziyade, yargılayıcı olabilir ve bir baskı unsuru oluşturabilir. 278<br />

3.3.9. İş Genişletme<br />

Belirli bir işin, personelin daha çok ve daha çeşitli işi aynı anda yapabilecek<br />

şekilde yeniden düzenlenmesine, iş genişletmesi denilmektedir. Böylece işin döngüsü<br />

277 Performans Değerlendirme ve Motivasyon,<br />

http://www.insankaynaklari.com/ikdotnet/icerikdetay.aspx?KayitNo=253, (03.10.2008).<br />

278 Yönetici Performans Değerlendirme Genel Prensipleri,<br />

http://www.kocyonder.com/index.asp?catid=4&cid=26&sayfasira=1, (04.10.2008).


113<br />

genişletilerek monotonluk azaltılmaktadır. Ayrıca işin yapılma zamanı daha esnek<br />

olmakta, kişilerin yetenek ve becerilerinden yararlanma oranı artmaktadır. İş<br />

genişletilmesinde çalışanların oryantasyonu gereklidir. Bu sayede çalışanların<br />

yeteneklerini, bilgilerini ve becerilerini geliştirmeleri sağlanmış olur. 279<br />

İş genişletmede çalışanlara aynı seviyede çeşitli görevler verilmektedir. İş<br />

genişletmenin bir yolu, çalışana daha fazla görev ve sorumluluk vermektir. Diğer bir<br />

yolu da, çalışanın yetkisini arttırmak ve bunu ilgili tüm çalışanlara duyurmaktır.<br />

Özellikle güç ve kontrol ihtiyacı bulunan kişiler için oldukça etkili bir yöntemdir. İş<br />

genişletmenin kuruma da faydaları vardır. Çalışanlar işi sahiplenmeye başlamaktadır.<br />

Böylece iş yeri sorumluluk sahibi çalışanlardan oluşmakta ve işletmenin verimliliği<br />

artmaktadır. 280 Yaptığı işlerin türü ve sayısı çoğalan işgören, yeteneklerini kullanmak,<br />

becerilerini geliştirmek olanağına kavuşur. Öte yandan, işin birkaç aşamasını<br />

gerçekleştiren işgörenin yakın iş çevresi üzerinde denetim olanağı artar. İş genişletme<br />

yoluyla işgören için daha ilginç ve daha doyurucu duruma getirilen iş, böylece motive<br />

edici bir etkiye kavuşur; işgörenin işe karşı ilgisi ve sevgisi artar. 281<br />

3.3.10. İş Zenginleştirme<br />

İşler, işgörenlere daha karmaşık, zor görev ve sorumluluklar<br />

yüklenerek zenginleştirilebilir. Bu yaklaşım potansiyel olarak işgörenleri başa<br />

çıkabilecekleri tüm zorluklar, değişiklikler ve mücadelelerle karşı karşıya bırakır.<br />

Örneğin, asistan işgören zaman zaman yöneticisinin iş yükünün bir kısmını üzerine<br />

alarak anahtar rol oynayacak kararlar verebilir. Bu yaklaşımın avantajı, insanların gizli<br />

kalmış yeteneklerini ve becerilerini kullanmalarına olanak vermesi ve kendilerini daha<br />

mutlu hissetmelerini sağlamaktır. Dezavantajı ise, işgörenin daha fazla bir iş istememesi<br />

ya da onun çevresindekilerin iş yükleri aynı kalıyorsa gücenmeleri ya da bu tip<br />

değişikliklerden ötürü işlerini kaybetmekle tehdit edildiklerini hissetmeleri olabilir. 282<br />

279<br />

William B. WERTHER, Keith DAVİS, Human resources and personnel management, McGraw-<br />

Hill Co, Arizona, 1996, p. 155.<br />

280<br />

KONUR, a.g.e., s. 67-68.<br />

281<br />

İNCİR, a.g.e., s. 78.<br />

282 MAİTLAND, a.g.e., s. 30.


114<br />

İş zenginleştirilme faaliyet alanının dikey yönde genişletilmesi olarak<br />

tanımlanmaktadır. İş zenginleştirme programları Herzberg’in güdüleme ve koruyucu<br />

faktörler üzerinde yaptığı araştırmalar sonunda ortaya çıkmıştır. Yapı olarak değişik<br />

nitelikte olan işlevsel iş grupları bir bütün hale getirilir. Böylece faaliyet alanı dikey<br />

yönde genişletilmiş ve değişik hiyerarşik kademedeki faaliyetler bir kişide toplanmış<br />

olur. İş zenginleştirme prensipleri ise şöyledir:<br />

• Çalışanların planlamaya katılmasına izin verilmesi,<br />

• Çalışanların kontrole katılmasına izin verilmesi,<br />

• İş özgürlüğünün maksimize edilmesi,<br />

• İşin güçlülüğünün arttırılması,<br />

• Çalışanların görevlerinin uzmanı olmalarına yardım edilmesi,<br />

• İş başarımı hakkında geribildirim alınması,<br />

• İşe ait bölümlerin tanımlanarak çalışana verilmesi. 283<br />

Yapılan işin monoton, basit tekrarlı ve sıkıcı hale dönüşmesi , çalışanlarda iş<br />

tatminsizliği, ruhsal ve fiziksel yorgunluk, stres, iş ve çevrelerine yabancılaşma gibi<br />

sorunlar yaratmaktadır. Bireylerin çalışma hayatında karşılaştıkları bu sorunlar örgüt<br />

içinde devamsızlık, iş gücü devri, üretimin kalite ve miktarında düşüşler, kişiler arası<br />

ilişkilerde bozulmalar ve artan şikayetlere neden olması üzerine yapılan araştırmalar işin<br />

içeriğinin örgütsel etkinlikte önemli olduğunu ortaya koymuştur. Bu kapsamdaki<br />

olumsuz etkileri azaltmak için iş zenginleştirmesi öncelikli ve etkili bir yönetsel<br />

motivasyon aracıdır.<br />

3.3.11. Kalite Kontrol Çemberleri<br />

Kalite Kontrol Çemberleri, aynı mesleki faaliyet içinde olan veya aynı üniteye<br />

bağlı olarak çalışan sayıları 5 ile 10 arasında değişen gönüllü kişilerin oluşturduğu<br />

küçük bir gruptur. Kalite kontrol çemberleri işgörenlerin işlerinden gurur duymaları ve<br />

283 İ. E. BAŞARAN, a.g.e., s. 184.


115<br />

katkılarının daha çok olduğunu görmeleri açısından bir motivasyon kaynağıdır. Kalite<br />

kontrol çemberleri işletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren çeşitli sorunları<br />

belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için bir grubun oluşturulmasını ifade eder.<br />

Bu gruplar düzenli aralıklarla bir araya gelerek sorunlara değişik çözümler<br />

getirmektedirler. 284<br />

Kalite kontrol çemberlerinin oluşturulması ilk defa Japonya’da İkinci Dünya<br />

Savaşı’ndan sonra ve özellikle 1950’li yıllardan sonra görülmektedir. Dünya<br />

pazarlarında Japon mallarının kalitesiz olduğuna ilişkin imajı yok etmek ve Japon<br />

mallarında kaliteyi iyileştirmek amacıyla bu uygulamaya geçilmiştir. 1960’ ve 1970’li<br />

yıllarda ise, Japon firmalarının dünya pazarlarındaki hakimiyetinin arttığı görülmektedir.<br />

Bu yıllarda ABD işletmeleri giderek eski güçlerini kaybetmeye başlamışlardır. ABD<br />

işletmeleri bu güç kaybını önlemek amacıyla, Japon başarısını yaratan uygulama ve<br />

teknikleri incelemeye başlamıştır. 285<br />

Toplam kalite ve verimliliğin yanı sıra; örgütsel kalkınma, eyleme dönüklük,<br />

örgütsel denetim, katılım, liderlik, örgütsel değişim ve mesleki gelişme konularında<br />

önemli bir rolü olan kalite çemberleri, bu faktörlerin tümüne işlerlik kazandıran<br />

motivasyonun oluşumunda da büyük pay sahibidir. İnsan merkezli yaklaşımlarla<br />

kurgulanmaları nedeniyle kalite çemberlerinin öngördüğü isteklendirme sürecinde<br />

aidiyet gereksinimi ve sonuçta ekonomik getiri elde edilse de gönüllü olma özelliği ön<br />

plana çıkmıştır. 286<br />

Çözümleyici kişiliğin artması, sorumluluk verilmesi, yetki paylaşımı, özgelişim,<br />

üretkenlik, saygınlık, araştırmacı yönetim gibi motivasyon ile yakından alakalı<br />

faktörlerin temininde ve buna paralel olarak tatminin sağlanmasında kalite çemberleri<br />

oldukça etkili olmaktadır. 287 Kalite çemberleri uygulamaları ile çalışanlar, istedikleri işi<br />

284<br />

EFİL, a.g.e., s. 168.<br />

285<br />

Hikmet SEÇİM, İş Gören Verimliliğini Yükselten Bir Uygulama Olarak Kalite Çemberleri,<br />

Ankara <strong>Üniversitesi</strong>, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yay., Ankara, 1990, s. 193.<br />

286<br />

Erol EREN, Toplam Kalite ve İnsan Kaynakları Yönetimi, 2. Baskı, Alfa Yayınları, İstanbul, 1997,<br />

s. 87.<br />

287<br />

Mustafa ATİLLA, Örgüt Kültürü ve Yönetim Yaklaşımındaki Farklılıklar Bakımından<br />

Motivasyon Sürecinin İşlemesinde Kalite Çemberlerinin Etkinliği, Standart Dergisi, Y. 38, sayı: 449,<br />

Mayıs 1999, s.25-27.


116<br />

kendi düşünceleri ve istedikleri gibi yapma imkanına kavuşmaktadır. Bu ise kişinin<br />

işinde severek ve isteyerek çalışması anlamına gelmekte ve onun moral ve motivasyon<br />

seviyesini olumlu yönde etkilemektedir. Diğer taraftan bu sistemde çember üyesi olan<br />

herkes kararlara katılabilmektedir. Böylece kalite çemberleri kendi kendini<br />

gerçekleştirme ve yaratıcılığı teşvik etmesi nedeniyle kişiyi istekli çalışmaya sevk<br />

etmektedir. 288<br />

3.3.12. Müzik Eşliğinde Çalışma<br />

Müzik monotonluğun önlenmesinde önemli olan etmenlerdendir. Son<br />

yıllarda birçok işletmeler çalışma saatlerinde işgörenlere müzik dinleterek onların işe<br />

karşı olan ilgilerini arttırma yoluna gitmektedirler. Müziğin verimi arttırdığı ve hatta<br />

dinlenen müzik türünün verimin miktarını etkilediği belirtilmektedir. 289 Özellikle sözsüz<br />

ve hafif müziğin dinlendirici etki yarattığı ve böylece monotonluk havasından işgörenin<br />

uzaklaştığı yapılan birçok araştırmayla saptanmıştır. 290<br />

Müzik bireyin zihnini işten uzaklaştırarak onun başka şeyler düşünmesini ve<br />

hayal etmesini olanaklı kılar. Zihnin işten uzaklaştırılması sonucu iş kazalarının<br />

artabileceği düşünülebilir. Gerçekten sürekli olarak dikkat gerektiren işlerde müzikle<br />

çalışma sakıncalı durumlar ortaya çıkabilir. 291<br />

288 İnan ÖZALP, M. TOPALOĞLU, A. AKDEMİR, Yönetime Katılma Tekniği Olarak Kalite Kontrol<br />

Çemberlerinin Temelleri, Ankara <strong>Üniversitesi</strong> Yayını, Ankara, 1990, s.86.<br />

289 EREN, a.g.e., 1979, s. 218.<br />

290 SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 141.<br />

291 EREN, a.g.e., 1979, s. 218.


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM<br />

ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE<br />

İLİŞKİN HİZMET ve İMALAT İŞLETMELERİNDE KARŞILAŞTIRMALI BİR<br />

ARAŞTIRMA<br />

4.1. Araştırmanın Amacı ve Kapsamı<br />

117<br />

Motivasyon, bireylerin çalışmaya başlamalarını devam ettirmelerini ve<br />

vazifelerini istekle yerine getirmelerini sağlayan mekanizmanın tamamı olarak kabul<br />

edilebilir. Yani bireyin ihtiyaçlarını tatmin etmesi için ortam yaratarak, etkileyerek ve<br />

isteklendirerek onu harekete geçirme sürecidir.<br />

Yönetim bir takım motivasyon aracı kullanarak, iş görenleri, işletme amaçları<br />

doğrultusunda daha verimli çalışmaya yöneltebilir. Personeli verimli olarak çalıştırırken<br />

bu araçlarının kullanılışında beş önemli aşama bulunmaktadır. Bu aşamalar:<br />

Motivasyondan beklenen amacın saptanması, Kimlerin veya hangi grupların motive<br />

edileceğinin belirlenmesi, Motivasyon araçlarının saptanması, Motivasyon araçlarının<br />

uygulanması, Uygulama sonuçlarının izlenmesi ve değerlendirilmesidir.<br />

Motivasyonda kullanılan bu araçlar her zaman aynı etkiyi göstermezler.<br />

Etkinlikleri uygulandıkları işletme, çevre şartları ve toplumsal yapıya göre değişiklikler<br />

gösterir. Evrensel bir motivasyon modeli geliştirmek değişen koşullara göre mümkün<br />

değildir. Fakat genelde motivasyonu araçlarını; ekonomik araçlar, psiko-sosyal araçlar,<br />

örgütsel ve yönetsel araçlar olarak sınıflandırabiliriz.<br />

Araştırmamın temel amacı; ekonomik, psikolojik ve örgütsel-yönetsel olarak üç<br />

bölümden oluşan motivasyon faktörlerinin hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan<br />

işgörenlerin üzerindeki etkinlik düzeylerini incelemek ve bu işletmelerdeki işgörenlerin<br />

farklı görüşlere sahip olup olmadıklarını araştırmaktır.


118<br />

Motivasyon faktörleri, her sektör ve işletmede aynı etkiyi gösteremeyebilirler.<br />

Çünkü, işletmelerde üretim yapan ya da bir hizmeti yerine getiren varlıklar işgörenlerdir.<br />

İşgörenler, gerek yapısı gerekse de yaşadığı ya da büyüdüğü ortamdan dolaylı farklı<br />

istek, ihtiyaç ve hedeflere sahiptirler. Farklı yapılara sahip işgörenlerde, motivasyon<br />

faktörlerinin oluşumunda farklı etkiler yaratacağı ortadadır. Ancak her ne kadar farklı<br />

yapılar da olsalar da işgörenlerin asıl amaçları, yaşamlarını sürdürebilecekleri bir<br />

çalışma ortamı ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek tatmin edici bir ücrettir.<br />

Motivasyon faktörleri, genelde ekonomik, psikolojik ve yönetsel-örgütsel<br />

yapılardan etkilenmektedir. Bu yapılardan oluşan faktörlerin işgören üzerinde olumlu ya<br />

da olumsuz etkiler yaratması beklenmektedir. Ancak bu etkilerden yola çıkılarak<br />

işgörenler üzerindeki etki düzeyleri ölçülebilmektedir. Bu ölçümlerin birçok sebebi<br />

bulunmaktadır. İşletme açısından bakacak olursak; motivasyon faktörleri, bünyelerinde<br />

çalışan işgörenlerin bireysel amaçları ile işletme amaçlarının ne kadar uyum içinde<br />

olduğudur. Aynı zamanda işgörenlerinin hangi istek, ihtiyaç ve hedeflere sahip olduğunu<br />

bilmesi gerekmektedir. Bunun için herhangi bir çaba içinde olmayan bir yönetimin<br />

verimli bir çalışma elde etmesi mümkün değildir. İşgörenler ise, neleri istediğini bilen,<br />

sorunlarına çözüm arayan ve tatmin edici davranış ve politikalarda bulunan bir işletme<br />

içinde olmak amacındadırlar.<br />

Çalışanların gereksinimlerini karşılama ve onları çalışmaya özendirme<br />

çalışmaları işletmeler açısından çok karmaşık ve zor bir süreçtir. Çalışanlarını motive<br />

etmek, verimlerini artırmak ve onları elinde tutmak isteyen işletmeler, öncelikle<br />

çalışanlarının gereksinimlerini iyi analiz etmeli, daha sonra da onlara motivasyonlarını<br />

sağlayabilecek bir çalışma ortamı ve sistemi sunmalıdır. Bunun için de motivasyon<br />

kavramının ve faktörlerinin iyi anlaşılması ve kullanılması gerekmektedir.<br />

Bütün bu amaçlara çözüm bulabilmek için, işletme içerinde birtakım çalışmalar<br />

yapılmalıdır. Motivasyon faktörlerinin etki düzeylerinin ve sektör bazında görüş<br />

çeşitliliğinin olup olmadığını araştıran bu uygulama gibi çalışmalar, işgörenlerin yüzeye<br />

çıkaramadıkları bazı istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilir nitelikte olacaktır. Buradan<br />

amaçla, bu çalışmamın hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin


119<br />

motivasyonlarını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen faktörleri ortaya çıkarmakta ve<br />

iki sektör işletmelerinde çalışan işgörenlerin görüşlerinde farklılık olup olmadığını<br />

açıklamakta ışık tutmasını temenni ediyorum.<br />

4.2. Evren ve Örneklem<br />

Araştırmanın amacına uygun olarak, Isparta ilinde faaliyet gösteren 30 ve daha<br />

fazla personel çalıştıran özel sektörde 6 adet hizmet ve 3 adet imalat işletmelerinde<br />

çalışan 1098 işgören araştırma evreni olarak seçilmiştir.<br />

Örneklem ise %95 güvenirlik düzeyi ve %5 yanılgı payı ile 285 işgörenden<br />

oluşmaktadır. Fakat örneklem sayısı araştırmamızın güvenilirliğini artırmak adına 300<br />

kişi olarak belirlenmiştir. Çalışma evreni belirlendikten kümelere göre örnekleme<br />

(tabakalı örnekleme) yöntemine göre tesadüfi olarak seçilmiş ve anket çalışması<br />

örneklemin tamamına uygulanmıştır. Bu anketlerin hepsi istatistiksel yöntemlerin<br />

temelini oluşturmaktadır. Anket formlarının dağıtılması işi Aralık 2008-Şubat 2009<br />

tarihleri arasında yapılmıştır.<br />

Evren büyüklüğü belli olduğu için örneklemin tespitinde aşağıdaki formülden<br />

yararlanılmıştır: 292<br />

Z² π (1- π)N<br />

n= _____________________<br />

Z² π (1- π)+(p- π) ²(N-1)<br />

Z: Güven düzeyine göre %95 için: 1,96<br />

π: Evren içindeki ilgilendigimiz özellikteki birimlerin oranıdır. Bu rakam 0,50<br />

olarak alınmaktadır.<br />

p- π: Göz yumulabilir yanılgı payıdır.<br />

292<br />

Hüseyin BAL, Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Yayınları,<br />

Isparta, 2001, s.113.


(1,96)² *0,50(1-0,50)*1098<br />

n= ___________________________________<br />

(1,96)² *0,50(1- 0,50)+(0,05) ² *(1098-1)<br />

3,8416*0,50(0,5)*1098<br />

n= ___________________________<br />

3,8416*0,25+0,0025*1097<br />

1054,5192<br />

n= ____________<br />

3,696<br />

n= 285 kişi<br />

4.3. Araştırmanın Yöntemi ve Teknikleri<br />

120<br />

Araştırmada teorik kapsamda ele aldığımız ekonomik, psikolojik ve örgütselyönetsel<br />

motivasyon faktörlerinin hepsini kapsayan bir ölçeğe ulaşılamadığından bu tez<br />

çalışması için bir ölçek oluşturulmuştur. Bu ölçek tamamen teorik kısımlardan<br />

yararlanılarak oluşturulmuştur. Katılımcıların doğru ve samimi cevap verip vermediğini<br />

anlayabilmek için çapraz sorularla ölçek desteklenmiştir.<br />

Araştırma kendi içinde iki bölümden oluşan anket formu yardımıyla yapılmıştır.<br />

İlk bölümdeki anket, araştırmaya katılan kişilerin, hangi sektörde çalıştıkları, yaşı,<br />

cinsiyeti, eğitim durumu, çalışma süreleri ve pozisyonları gibi genel özelliklerini<br />

tanımaya yönelik 6 adet sorudan oluşmaktadır. Bu bölümde 300 olarak aldığımız<br />

örneklem sayısının hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgören sayıları eşit<br />

tutulmuştur. Bu uygulamanın amacı yapılan karşılaştırmalı araştırmanın daha net bir<br />

sonuç vermesi isteğidir.<br />

İkinci bölümdeki anket ise, hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin<br />

motivasyonlarını etkilemede rol oynayan motivasyon faktörlerini ölçmeye yönelik 30<br />

adet 5’li likert ölçeği sorularından oluşmaktadır. Katılımcılar verilen ifadeleri 5-<br />

Kesinlikle Katılıyorum, 4- Katılıyorum, 3- Kararsızım, 2- Katılmıyorum, 1-Kesinlikle


121<br />

Katılmıyorum şeklinde değerlendirmiştir. Burada motivasyon faktörlerinin hizmet ve<br />

imalat işletmelerinde çalışan işgörenler üzerinde motivasyonlarını olumlu ya da olumsuz<br />

yönde etkileme konusunda katılımcıların görüşleri alınmıştır. Bu bölümde hem<br />

işgörenlerin motivasyon faktörlerinden ne yönde etkilendiği kanısına varılmıştır hem de<br />

hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin hangi konularda farklı hangi<br />

konularda aynı görüşlere sahip oldukları saptanmıştır.<br />

Anket cevaplarının analiz edilmesinde SPSS 15.0 for Windows paket programı<br />

kullanılmıştır. Öncelikle anket sorularının birbiriyle tutarlılığının ve ölçme aracının<br />

(anket) güvenilir olup olmadığını anlamak için güvenilirlik analizinde alfa modeli esas<br />

alınmıştır. Bu analize göre anketin güvenilir çıkması sonucu diğer analizler yapılmıştır.<br />

Frekans analizi, Parametrik hipotez testlerinden Bağımsız İki Örnek T-Testi<br />

(Independent Sample T-Testi) ve Parametrik olmayan hipotez testlerinden Ki-Kare<br />

Bağımsızlık Testi kullanılan temel analizlerdir.<br />

4.4. Anketin Uygulanması ve Verilerin Toplanması<br />

Anket formları örneklem olarak seçilen işletmelerin insan kaynakları<br />

müdürlüğüne ya da personel şeflerine şahsen iletilmiştir. Formlar dağıtıldıktan sonra<br />

işletmelere uygun bekleme süresi tanınmıştır. Daha sonra tekrar aynı yolla geri<br />

toplanmıştır. Eksik anketlerin olması durumunda ilgili kişilere ek süre verilerek anket<br />

formlarının titizlikle tamamlanması sağlanmıştır. Gönderilen formlarda katılımcılara,<br />

cevaplarının samimiyetinin önemi ve kişisel bilgilerin gizliliği vurgulanmıştır.<br />

Dağıtılan 300 adet anket formunun hepsi titizlikle geri toplanmış ve istenilen<br />

anakitleye ulaşılmıştır. Anketlerin cevaplanma oranı %100’dür. Verilerin toplanması işi<br />

2009 şubat ayı içinde gerçekleştirilmiştir.<br />

4.5. Araştırmanın Sınırlılıkları<br />

Bu araştırma, veri toplanan hizmet ve imalat işletmeleri ve bu işletmelerde<br />

çalışan işgörenler, belirlenen motivasyon faktörleri bakımından aşağıdaki gibi<br />

sınırlandırılmıştır.


122<br />

1- Bu araştırmanın bulguları Isparta ilinde faaliyet gösteren özel<br />

sektörde 3 adet imalat işletmesi ve 6 adet hizmet işletmesinde<br />

çalışan 300 işgören ile sınırlıdır.<br />

2- Araştırmanın bulguları ve sonuçları yukarda belirtilen örneklem<br />

grubunda yer alan işgörenlerin algılamaları ile sınırlıdır.<br />

3- Araştırma bulguları 2009 yılı ocak ve mart tarihleri ile sınırlıdır.<br />

4- Araştırmada işgörenlerin motivasyonlarına ilişkin bilgiler ;<br />

çalışmanın literatür bölümünde yer alan Ekonomik, Psikolojik ve<br />

Örgütsel-Yönetsel motivasyon faktörleri ile sınırlıdır.<br />

4.6. Araştırmanın Hipotezleri<br />

4.6.1. Ana Hipotez<br />

Ana Hipotez0: Ekonomik, psikolojik ve yönetsel-örgütsel motivasyon<br />

faktörleinin işgören motivasyonları üzerindeki etkinliği, hizmet ve imalat sektöründe<br />

çalışanlara göre farklılık göstermemektedir.<br />

Ana HipotezA: Ekonomik, psikolojik ve yönetsel-örgütsel motivasyon<br />

faktörleinin işgören motivasyonları üzerindeki etkinliği, hizmet ve imalat sektöründe<br />

çalışanlara göre farklılık göstermektedir.<br />

4.6.2. Alt Hipotezler<br />

1. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin maaşına yapılacak yıllık<br />

artışların motivasyonunu olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin maaşına yapılacak<br />

yıllık artışların motivasyonunu olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

vardır.<br />

2. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin aynı işi yapan diğer<br />

çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.


123<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin aynı işi yapan diğer<br />

çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

3. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işletmelerinde, işgörenlerin daha<br />

verimli çalışmasını sağlamak amacıyla prim uygulaması yapılması motivasyonu olumlu<br />

yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin daha verimli<br />

çalışmasını sağlamak amacıyla prim uygulaması yapılması motivasyonu olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

4. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bir yıllık dönem sonunda firmanın elde<br />

ettiği kârın bir bölümünü çalışanlara dağıtmasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bir yıllık dönem sonunda firmanın elde<br />

ettiği kârın bir bölümünü çalışanlara dağıtmasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

5. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarından dolayı<br />

parasal nitelikli ödüller almasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarından dolayı<br />

parasal nitelikli ödüller almasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.<br />

6. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere çalıştığı firma tarafından<br />

sağlanan istihdam güvencesinin motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere çalıştığı firma tarafından<br />

sağlanan istihdam güvencesinin motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.


124<br />

7. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işten atılma korkusuyla<br />

çalışmanın motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işten atılma korkusuyla<br />

çalışmanın motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

vardır.<br />

8. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işletme içinde çalışırken<br />

kendini belli ölçülerde bağımsız hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işletme içinde çalışırken<br />

kendini belli ölçülerde bağımsız hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

9. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş arkadaşlarıyla ve<br />

dahil olduğu informel gruplarla olan ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş arkadaşlarıyla ve<br />

dahil olduğu informel gruplarla olan ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

10. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />

olan bireysel ilişkilerinin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />

olan bireysel ilişkilerinin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.<br />

11. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş yerinde kendilerini<br />

değerli hissetme duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş yerinde kendilerini<br />

değerli hissetme duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı vardır.


125<br />

12. H0: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin yöneticiler ve grup<br />

üyeleri tarafından takdir edilmesi ve yapıcı eleştiriler almasının motivasyonu olumsuz<br />

yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin yöneticiler ve grup<br />

üyeleri tarafından takdir edilmesi ve yapıcı eleştiriler almasının motivasyonu olumsuz<br />

yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

13. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarının<br />

karşılığında terfi ve yükselme olanağının tanınmasının motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarının<br />

karşılığında terfi ve yükselme olanağının tanınmasının motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

14. H0: İmalat ve hizmet işletmelerinde, fiziksel şartlar ve çalışma koşulları<br />

İşgörenlerin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

yoktur.<br />

HA: İmalat ve hizmet işletmelerinde, fiziksel şartlar ve çalışma koşulları<br />

İşgörenlerin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

15. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin önerilerinin üst yönetim<br />

tarafından değerlendirilerek etkin bir biçimde uygulamaya konulması motivasyonlarını<br />

olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin önerilerinin üst yönetim<br />

tarafından değerlendirilerek etkin bir biçimde uygulamaya konulması motivasyonlarını<br />

olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

16. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere işletme tarafından<br />

düzenlenen piknik, spor faaliyetleri vb. faaliyetlerin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere işletme tarafından<br />

düzenlenen piknik, spor faaliyetleri vb. faaliyetlerin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.


126<br />

17. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin İşletme içerisindeki<br />

sosyal etkinliklerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilememesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin İşletme içerisindeki<br />

sosyal etkinliklerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilememesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.<br />

18. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme amaçlarının işgörenlerin bireysel<br />

amaçlarıyla örtüşmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme amaçlarının işgörenlerin bireysel<br />

amaçlarıyla örtüşmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.<br />

19. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere yönetim tarafından sahip<br />

oldukları niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere yönetim tarafından sahip<br />

oldukları niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

20. H0: İmalat ve hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlere mesleği ile ilgili eğitimler<br />

verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: İmalat ve hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlere mesleği ile ilgili eğitimler<br />

verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

21. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin bir takım kararların<br />

alınmasında söz sahibi olmasından dolayı motivasyonlarının olumlu yönde etkilenmesi<br />

konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin bir takım kararların<br />

alınmasında söz sahibi olmasından dolayı motivasyonlarının olumlu yönde etkilenmesi<br />

konusunda görüş farklılığı vardır.


127<br />

22. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir<br />

iletişim sisteminin olmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir<br />

iletişim sisteminin olmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

23. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />

bilgi alışverişi içerisinde olması ve işbirliği sağlamanın motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />

bilgi alışverişi içerisinde olması ve işbirliği sağlamanın motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

24. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bireysel yada grupsal rekabetin işgörenlerin<br />

motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bireysel yada grupsal rekabetin işgörenlerin<br />

motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

25. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin niteliklerinin, iş<br />

alışkanlıklarının vb. özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını<br />

olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin niteliklerinin, iş<br />

alışkanlıklarının vb. özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını<br />

olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

26. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisindeki performans<br />

değerlendirme sisteminin olması ve bunun doğrultusunda ödül-ceza uygulamalarının<br />

yapılmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisindeki performans<br />

değerlendirme sisteminin olması ve bunun doğrultusunda ödül-ceza uygulamalarının<br />

yapılmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.


128<br />

27. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin görev ve<br />

sorumluklularının arttırılmasının (iş genişletme) motivasyonlarını olumsuz yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin görev ve<br />

sorumluklularının arttırılmasının (iş genişletme) motivasyonlarını olumsuz yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

28. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere daha çok sayıda iş<br />

verilmesinin (iş zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere daha çok sayıda iş<br />

verilmesinin (iş zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı vardır.<br />

29. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren<br />

konularda, işgörenlerin çeşitli sorunları belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için<br />

bir grup oluşturması (Kalite kontrol çemberleri) motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren<br />

konularda, işgörenlerin çeşitli sorunları belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için<br />

bir grup oluşturması (Kalite kontrol çemberleri) motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

30. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, mesai saatlerinde çay saati gibi kısa molalar<br />

verilmesi işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, mesai saatlerinde çay saati gibi kısa<br />

molalar verilmesi işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı vardır.


4.7. Elde Edilen Bulgular ve Değerlendirmeler<br />

4.7.1. Güvenilirlik Analizi<br />

129<br />

Güvenilirlik analizi, ölçmede kullanılan testlerin, anketlerin ya da ölçeklerin<br />

özelliklerini ve güvenilirliklerini değerlendirmek üzere geliştirilmiş bir yöntemdir.<br />

Güvenilirlik analizi prosedürü ile toplam skorların söz konusu olduğu Likert, Q tipi v.b.<br />

ölçeklerin güvenilirliğini belirleyen katsayılar hesaplanır ve ölçekte yer alan sorular<br />

arasındaki ilişkiler hakkında bilgi elde edilir.<br />

Güvenilirlik analizinin yapılabilmesi için, ölçekte yer alan k sorunun homojen bir<br />

yapı gösteren bir bütünü ifade edip etmediği araştırılır. Bu da ağırlıklı standart değişim<br />

ortalamasıdır ve bir ölçekteki k sorunun varyansları toplamının genel varyansa<br />

ortalanması ile elde edilir. 0 ile 1 arasında değer alan bu katsayı (Cronbach) Alfa<br />

katsayısı olarak adlandırılır. Ölçeği oluşturan soru sayısı (bireysel özellikleri araştıran<br />

konular dışında) k>30 olmalı ve ölçeğin uygulanacağı bağımsız birim sayısı n>50<br />

olmalıdır. Güvenilirlik katsayısı 1’e yaklaştıkça güvenilirlik artar.<br />

Alfa (α) katsayısına bağlı olarak ölçeğin güvenilirliği aşağıdaki gibi yorumlanır:<br />

0,00≤ α


Tablo 4.2: Item-Total Statistics<br />

Scale<br />

Variance if<br />

Corrected<br />

Item-Total<br />

Squared<br />

Multiple<br />

130<br />

Cronbach's<br />

Alpha if Item<br />

Deleted<br />

Scale Mean if<br />

Item Deleted Item Deleted Correlation Correlation<br />

Soru:1 107,9130 234,925 ,482 ,571 ,833<br />

Soru:2 107,7692 236,212 ,563 ,638 ,832<br />

Soru:3 107,7023 237,532 ,573 ,627 ,832<br />

Soru:4 109,2776 245,094 ,205 ,277 ,843<br />

Soru:5 108,0435 239,639 ,383 ,242 ,836<br />

Soru:6 108,1639 236,903 ,430 ,477 ,835<br />

Soru:7 108,2676 236,626 ,447 ,456 ,834<br />

Soru:8 108,1338 235,767 ,541 ,497 ,832<br />

Soru:9 108,1003 237,701 ,510 ,502 ,833<br />

Soru:10 109,2308 249,990 ,088 ,388 ,847<br />

Soru:11 107,8829 239,594 ,468 ,474 ,834<br />

Soru:12 107,8161 238,889 ,530 ,514 ,833<br />

Soru:13 107,8696 240,053 ,526 ,502 ,834<br />

Soru:14 108,6187 242,572 ,301 ,284 ,839<br />

Soru:15 108,0669 242,539 ,367 ,298 ,837<br />

Soru:16 109,0435 247,565 ,148 ,336 ,845<br />

Soru:17 108,5351 244,833 ,270 ,220 ,840<br />

Soru:18 109,2375 247,235 ,167 ,342 ,844<br />

Soru:19 107,9799 240,476 ,463 ,496 ,835<br />

Soru:20 107,7893 240,415 ,527 ,410 ,834<br />

Soru:21 107,9365 241,066 ,482 ,516 ,835<br />

Soru:22 107,9365 240,858 ,462 ,482 ,835<br />

Soru:23 108,3278 239,302 ,438 ,354 ,835<br />

Soru:24 109,1706 243,176 ,273 ,295 ,840<br />

Soru:25 109,1003 243,923 ,267 ,373 ,840<br />

Soru:26 109,1037 236,650 ,146 ,164 ,859<br />

Soru:27 108,6823 245,191 ,249 ,229 ,841<br />

Soru:28 107,9097 239,492 ,514 ,402 ,834<br />

Soru:29 107,9197 240,933 ,532 ,449 ,834<br />

Soru:30 107,7324 240,774 ,491 ,430 ,834<br />

Bu analiz sonucunda elde edilen veriler değerlendirildiğinde (k=31, k>30) ve<br />

n=300, n>50) koşulların sağlandığı görülmektedir. Anketin birinci bölümünde yer alan<br />

demografik özellikleri tespit etmeye yönelik 5 soru analize dahil edilmeden ikinci<br />

bölümdeki 30 adet Likert Ölçeği’ne dayalı soru için “Alfa Modeli”’ne göre yapılan<br />

“Güvenilirlik Analizi” uygulanmıştır. Reliability Statistics tablosundan faktörün<br />

güvenilirliğinin 0,80


131<br />

değildir. Sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için faktördeki her bir sorunun bu<br />

katsayıya katkısının incelenmesi gerekir.<br />

Bunun için Item – Total Statistics tablosunun Cronbach’s Alpha if Item Delated<br />

sütunundaki değerlere bakmak gerekir. Dikkat edilirse bu değerlerde herhangi bir<br />

anlamsızlık yoktur. Bu durumda Item – Total Statistics tablosunun Cronbach’s Alpha if<br />

Item Delated sütunundaki değerler herhangi bir maddenin ölçekten çıkartılmasının<br />

faktörün güvenilirliğini arttırmayacağını aksine düşüreceğini göstermektedir. Bu<br />

çerçevede 30 maddenin ölçülmek istenen olguyu başarıyla ölçtüğü sonucuna varılabilir.<br />

4.7.2. Çalışanların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular<br />

4.7.2.1. Araştırmaya Katılanların Yaş Aralıklarına Göre Dağılımı<br />

Tablo 4.3: Yaş Dağılımı<br />

Frekans Yüzde(%)<br />

Kümülatif<br />

Yüzde(%)<br />

18-24 53 17,7 17,7<br />

25-30 103 34,3 52,0<br />

31-39 88 29,3 81,3<br />

40 ve üzeri 56 18,7 100,0<br />

Toplam 300 100,0<br />

Ankete katılanların yaşları %17,7’si olan 53 işgören 18-24, %34,3’ü olan 103<br />

işgören 25-30, %29,3’ü olan 88 işgören 31-39 ve %18,7’si olan 56 işgören ise 40 ve<br />

üzeri yaş grubundakilerden oluşmaktadır. Araştırmaya göre en çok yüzdeyi 25-30 yaş<br />

aralığında çalışan işgörenler almıştır. Bu durumda hizmet ve imalat işletmelerinde<br />

çalışan işgörenlerin %34,3’ü 25-30 yaş grubuna mensuptur. Ancak bu sektörlerde<br />

çalışanların %48’i orta yaş ve üstünü temsil etmektedir. Bu da araştırmamız açısından<br />

anlamlı bir sonuçtur.


4.7.2.2. Araştırmaya Katılanların Cinsiyete Göre Dağılımı<br />

Tablo 4.4: Cinsiyet Dağılımı<br />

Frekans Yüzde(%)<br />

Kümülatif<br />

Yüzde(%)<br />

Kadın 76 25,3 25,3<br />

Erkek 224 74,7 100,0<br />

Toplam 300 100,0<br />

132<br />

Ankete katılanların cinsiyeti %25,3’ü olan 76 işgören kadın ve %74,7’si olan 224<br />

işgören erkek olarak görülmektedir. Bu sonuçlardan ankete katılanların içerisinde<br />

erkeklerin oldukça yüksek bir oranda yer aldığını görülmektedir. Bu araştırmaya göre<br />

erkek işgören sayısının yüksek çıkması daha çok emek yoğun iş gruplarında<br />

araştırmanın yapılmış olmasından kaynaklanmaktadır.<br />

4.7.2.3. Araştırmaya Katılanların Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları<br />

Tablo 4.5: Eğitim Dağılımı<br />

Frekans Yüzde(%)<br />

Kümülatif<br />

Yüzde(%)<br />

İlköğretim 53 17,7 17,7<br />

Lise 156 52,0 69,7<br />

Meslek<br />

Yüksekokulu<br />

Fakülte-<br />

Yüksekokul<br />

50 16,7 86,3<br />

31 10,3 96,7<br />

Lisansüstü 10 3,3 100,0<br />

Toplam 300 100,0<br />

Ankete katılanların eğitim durumu %17,7’si olan 53 işgören İlköğretim, %52’si<br />

olan 156 işgören Lise, %16,7’si olan 50 işgören Meslek Yüksekokulu ve %10,3’ü olan


133<br />

31 işgören Fakülte-Yüksekokul eğitimi almıştır. Hatta %3,3’ü olan 10 işgören ise<br />

Lisansüstü eğitimle bunu pekiştirdikleri görülmektedir. Ayrıca görüşülenlerin büyük bir<br />

bölümünün lise mezunu olduğu da görülmektedir. Hizmet ve imlat işletmelerinde çalışan<br />

işgörenlerin eğitime önem verildiği saptanmakta fakat çoğunluğun lise grubunda olduğu<br />

görülmektedir.<br />

4.7.2.4. Araştırmaya Katılanların Mevcut İşyerinde Çalışma Sürelerine<br />

Göre Dağılımı<br />

Tablo 4.6: Çalışma Süreleri<br />

1-3 Yıl<br />

Frekans Yüzde(%)<br />

Kümülatif<br />

Yüzde(%)<br />

31 10,3 10,3<br />

4-8 Yıl 59 19,7 30,0<br />

9-15 Yıl 95 31,7 61,7<br />

16 Yıl ve<br />

üzeri<br />

115 38,3 100,0<br />

Toplam 300 100,0<br />

Görüşülenlerin halen çalıştıkları firmadaki hizmet süreleri %10,3’ü olan 31<br />

işgören 1-3 yıl , %19,7’si olan 59 işgören 4-8 yıl, %31,7’si olan 95 işgören 9-15 yıl ve<br />

%38,3’ü olan 115 kişi 16 ve daha üzeri olarak gözükmektedir. Burada 16 yıl ve üzeri<br />

çalışanların sayısı oldukça yüksektir. Bu durumda hizmet ve imalat işletmelerinde<br />

çalışan işgörenlerin %38,3’ü istihdam konusunda kendilerini daha güvende<br />

hissetmektedirler. Çünkü çalışma hayatlarının büyük bir kısmını aynı firmada kalarak<br />

geçirmişlerdir. Bu da firmaya olan bağlılıklarını artırarak motivasyonlarını olumlu<br />

yönde etkilemektedir.


4.7.2.5. Araştırmaya Katılanların Pozisyonlarına Göre Dağılımı<br />

Tablo 4.7: Pozisyon Dağılımı<br />

Frekans Yüzde(%)<br />

Kümülatif<br />

Yüzde(%)<br />

Satış Elemanı 31 10,3 10,3<br />

Muhasebe<br />

Elemanı<br />

Pazarlama<br />

Elemanı<br />

23 7,7 18,0<br />

18 6,0 24,0<br />

Büro Elemanı 27 9,0 33,0<br />

İşçi 120 40,0 73,0<br />

Diğer 81 27,0 100,0<br />

Toplam 300 100,0<br />

134<br />

Görüşülenlerin çalıştıkları firmadaki pozisyonları %10,3’ü olan 31 işgören satış<br />

elemanı, %7,7’si olan 23 işgören muhasebe elemanı, %6’sı olan 18 işgören pazarlama<br />

elemanı, %9’u olan 27 işgören büro elemanı, %40’ı olan 120 işgören işçi ve %27’si olan<br />

81 işgören diğer grubunda bulunan meslekler olarak gözükmektedir. Diğer grubunda<br />

çalışanlar Mühendis, Müdür, Finansman Danışmanı, Operatör, Yönetim, Teknisyen,<br />

Yönetim, Şef, Barmen, Finans, Güvenlik, Garson, Kasiyer, Aşçı, Resepsiyonist ve Bilgi<br />

işlem pozisyonlarında görev yapmaktadırlar. Hizmet ve imalat işletmelerindeki pozisyon<br />

farklılıkları nedeniyle diğer grubunda meslek çeşitlilikleri ortaya çıkmıştır. Hizmet ve<br />

imalat işletmelerinde çalışanların daha çok işçi grubunda oldukları gözlenmiştir. 294<br />

4.7.3. İşgörenlerin Motivasyonuna İlişkin Bulgular<br />

4.7.3.1. Ekonomik Faktörler<br />

4.7.3.1.1. Ücret ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

294 Belma KEKLİK, İnsan Kaynakları Temininde Kullanılan Tekniklerin Etkinliklerine İlişkin<br />

Kobi’lerde Bir Araştırma ve Model Önerisi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong><br />

<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2007, s. 150.


135<br />

1. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin maaşına yapılacak yıllık<br />

artışların motivasyonunu olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin maaşına yapılacak<br />

yıllık artışların motivasyonunu olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

vardır.<br />

Tablo 4.8: Ücret Artışı ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 4,1400 ,087 ,931<br />

Hizmet 150 4,1267<br />

Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda, analiz sonuçlarına göre,<br />

maaşına yapılan yıllık artışların motivasyonu olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat<br />

sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1400 ve hizmet sektöründe çalışan 150<br />

işgörenin ortalaması 4,1267’dir. Bu değerler, her iki sektörde çalışanların bu görüşe<br />

katıldığını yansıtmaktadır (Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed)<br />

sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,931>0,05).<br />

Bu değer de, iki sektörde çalışan işgörenlerde, ücrete yapılan yıllık artışın<br />

motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının olmadığını<br />

göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi habul edilmiş olur.<br />

2. H0: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin aynı işi yapan diğer<br />

çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin aynı işi yapan diğer<br />

çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.


Tablo 4.9: Ücret Adaleti ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,6000 -2,356 0,019<br />

Hizmet 150 3,9533<br />

136<br />

Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda analiz sonuçlarına göre,<br />

imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,6000 ve hizmet sektöründe çalışan<br />

150 işgörenin ortalaması 3,9533’tür. Yani imalat sektöründe çalışanların aynı işi yapan<br />

diğer çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />

etkileme konusunda kararsız olduğu, buna karşılık imalat sektöründe çalışanlarda<br />

kararsız olmalarına karşılık katılıyorum görüşüne daha yakın olduğu gözükmektedir.<br />

(Ankette 3=Kararsızım, 4= Katılıyorum değerleri verilmiştir) İmalat ve Hizmet<br />

sektöründe çalışanların arasında anlamlı bir fark olduğu gözlenmektedir. Sig (2 tailed)<br />

sonucu da (p=0,19) iki sektörün ortalamaları arasında anlamlı bir fark olduğunu<br />

göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır)<br />

Dolayısıyla H0 hipotezi reddedilerek alternatif hipotez kabul edilmiş olur.<br />

Çalışanların motivasyonunu etkileyen faktörler arasında ekonomik bir faktör olan<br />

ücret adaleti, işgörenlerin motivasyonunu olumlu yönde etkileyen bir faktör olarak<br />

karşımıza çıkmaktadır.


Tablo 4.10: Ücret Adaleti ve Sektör İlişkisi<br />

Ücret Adaletinin İşgören Motivasyonunu Olumlu<br />

Kesinlikle<br />

Yönde Etkilemesi<br />

katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum<br />

Kesinlikle<br />

katılıyorum<br />

Toplam<br />

İmalat Sayı 12 24 15 60 39 150<br />

% Satır 8,0% 16,0% 10,0% 40,0% 26,0% 100,0%<br />

% Sütun 44,4% 63,2% 71,4% 58,3% 35,1% 50,0%<br />

% Toplam 4,0% 8,0% 5,0% 20,0% 13,0% 50,0%<br />

Hizmet Sayı 15 14 6 43 72 150<br />

% Satır 10,0% 9,3% 4,0% 28,7% 48,0% 100,0%<br />

% Sütun 55,6% 36,8% 28,6% 41,7% 64,9% 50,0%<br />

% Toplam 5,0% 4,7% 2,0% 14,3% 24,0% 50,0%<br />

Toplam Sayı 27 38 21 103 111 300<br />

% Satır 9,0% 12,7% 7,0% 34,3% 37,0% 100,0%<br />

% Sütun 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

% Toplam 9,0% 12,7% 7,0% 34,3% 37,0% 100,0%<br />

Ki-kare Test İstatistiği<br />

Value df<br />

Pearson Chi-Square 19,439 a<br />

Asymp. Sig.<br />

(2-sided)<br />

4 ,001<br />

Likelihood Ratio 19,761 4 ,001<br />

Linear-by-Linear<br />

Association<br />

N of Valid Cases 300<br />

5,468 1 ,019<br />

137<br />

Katılımcı işgörenlerin verdiği cevapların sektör bazında farklılık gösterip<br />

göstermediğini anlamak için Ki-Kare Bağımsızlık analizi yapılmıştır. Analiz sonucuna<br />

göre Asymp. Sig. (2-sided) değeri 0,001


138<br />

arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde etkilemesi<br />

bakımından sektörler bakımından farklılık vardır.<br />

İmalat sektöründe çalışanların %8’i kesinlikle katılmıyorum, %16’sı<br />

katılmıyorum, %10’u kararsızım, %40’ı katılıyorum, %26’sı ise kesinlikle katılıyorum<br />

cevabını vermişlerdir. Buna karşın hizmet sektöründe çalışanların %10’u kesinlikle<br />

katılmıyorum, %9,3’ü katılmıyorum, %4’ü kararsızım, %28,7’si katılıyorum ve %48’i<br />

ise kesinlikle katılıyorum cevabını vermişlerdir.<br />

Yani hizmet ve imalat sektöründe çalışanların işgörenlerin aynı işi yapan diğer<br />

çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />

etkileme görüşüne katılma konusunda sektör bazında görüş farklılıklarına sahip<br />

oldukları görülmektedir.<br />

4.7.3.1.2. Prim Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

3. H0: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin daha verimli çalışmasını<br />

sağlamak amacıyla prim uygulaması yapılması motivasyonu olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin daha verimli<br />

çalışmasını sağlamak amacıyla prim uygulaması yapılması motivasyonu olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.11: Prim Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

T Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,1333 4,571 0,000<br />

Hizmet 150 2,4000<br />

Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda, analiz sonuçlarına göre,<br />

imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,1333 ve hizmet sektöründe çalışan<br />

150 işgörenin ortalaması 2,4000’dir. Yani imalat sektöründe çalışanların daha verimli


139<br />

çalışmayı sağlamak amacıyla prim uygulaması yapılmasının motivasyonu olumlu yönde<br />

etkilemediği konusunda kararsız olduğu, buna karşılık imalat sektöründe çalışanların ise<br />

bu görüşe katılmadığı gözükmektedir. (Ankette 3=Kararsızım, 2= Katılmıyorum<br />

değerleri verilmiştir) İmalat ve Hizmet sektöründe çalışanların arasında önemli bir fark<br />

olduğu gözlenmektedir. Sig (2 tailed) sonucu da (p=0,000) iki sektörün ortalamaları<br />

arasında anlamlı bir fark olduğunu göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig. değeri<br />

0,05’ten küçük çıkmıştır) dolayısıyla sıfır hipotezi reddedilerek, alternatif hipotez kabul<br />

edilmiş olur.<br />

Bu sonuç, çalışanların motivasyonunu etkileyen faktörler arasında ekonomik bir<br />

faktör olan prim uygulamasının, sabit ücretin dışında işgörenlerin motivasyonunu<br />

olumlu yönde etkileyen bir faktör olduğunu ortaya koymaktadır.<br />

Tablo 4.12: Prim Uygulaması İle Sektör İlişkisi<br />

Prim uygulanması ile işgören motivasyonunun olumlu<br />

Kesinlikle<br />

yönde etkilenmemesi<br />

katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum<br />

Kesinlikle<br />

katılıyorum<br />

Toplam<br />

İmalat Sayı 21 35 22 47 25 150<br />

% Satır 14,0% 23,3% 14,7% 31,3% 16,7% 100,0%<br />

% Sütun 27,3% 45,5% 78,6% 62,7% 58,1% 50,0%<br />

% Toplam 7,0% 11,7% 7,3% 15,7% 8,3% 50,0%<br />

Hizmet Sayı 56 42 6 28 18 150<br />

% Satır 37,3% 28,0% 4,0% 18,7% 12,0% 100,0%<br />

% Sütun 72,7% 54,5% 21,4% 37,3% 41,9% 50,0%<br />

% Toplam 18,7% 14,0% 2,0% 9,3% 6,0% 50,0%<br />

Toplam Sayı 77 77 28 75 43 300<br />

% Satır 25,7% 25,7% 9,3% 25,0% 14,3% 100,0%<br />

% Sütun 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

% Toplam 25,7% 25,7% 9,3% 25,0% 14,3% 100,0%


Ki-kare Test İstatistiği<br />

Value df<br />

Pearson Chi-Square 31,641 a<br />

Asymp. Sig.<br />

(2-sided)<br />

4 ,000<br />

Likelihood Ratio 32,876 4 ,000<br />

Linear-by-Linear<br />

Association<br />

N of Valid Cases 300<br />

19,588 1 ,000<br />

140<br />

Katılımcı işgörenlerin verdiği cevapların sektör bazında farklılık gösterip<br />

göstermediğini anlamak için Ki-Kare Bağımsızlık analizi yapılmıştır. Analiz sonucuna<br />

göre Asymp. Sig. (2-sided) değeri 0,000


141<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bir yıllık dönem sonunda firmanın elde<br />

ettiği karın bir bölümünü çalışanlara dağıtmasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.13: Kâra Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

İmalat 150 3,8733<br />

Hizmet 150 3,8933<br />

t Sig(2tailed)<br />

-,130 ,897<br />

Analiz sonuçlarına göre, verimli çalışmayı sağlamak amacıyla bir yıllık dönem<br />

sonunda çalıştığı firmanın elde ettiği kârın bir bölümünü çalışanlara dağıtmasının<br />

motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />

ortalaması 3,8733 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,8933’dür. Bu<br />

değerler, her iki sektörde çalışanların bu görüşe katılıyorum cevabına daha yakın bir<br />

görüş yansıtmaktadırlar (Ankette 3=Kararsızım, 4= Katılıyorum değerleri verilmiştir).<br />

Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır<br />

(p=0,897>0,05). Bu değer de, her iki sektörde çalışan işgörenlere, yıllık kârın bir<br />

bölümünün çalışanlara dağıtılmasının motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0 hipotezi<br />

kabul edilmiş olur.<br />

4.7.3.1.4. Parasal Ödüller ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

5. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarından dolayı<br />

parasal nitelikli ödüller almasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarından dolayı<br />

parasal nitelikli ödüller almasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.


Tablo 4.14: Parasal Ödüller ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

İmalat 150 4,2600<br />

Hizmet 150 4,2933<br />

t Sig(2tailed)<br />

-,263 ,792<br />

142<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin başarılarından dolayı parasal nitelikli<br />

ödüller almasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda imalat sektöründe<br />

çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,2600 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />

ortalaması 4,2933’dür. Bu değerler, her iki sektörde çalışanların bu görüşe katılıyorum<br />

cevabına daha yakın bir görüş yansıtmaktadırlar (Ankette 4= Katılıyorum değeri<br />

verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük<br />

çıkmıştır (p=0,792>0,05). Bu değer de, her iki sektörde çalışan işgörenlerin<br />

başarılarından dolayı parasal nitelikli ödüller almasının motivasyonlarını olumlu<br />

etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0<br />

hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

4.7.3.1.5. İstihdam Güvencesi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

6. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere çalıştığı firma tarafından<br />

sağlanan istihdam güvencesinin motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere çalıştığı firma tarafından<br />

sağlanan istihdam güvencesinin motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.


Tablo 4.15: İstihdam Güvencesi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

İmalat 150 4,3667<br />

Hizmet 150 4,3200<br />

t Sig(2tailed)<br />

,400 ,689<br />

143<br />

Yapılan Analizde, işgörenlere çalıştığı firma tarafından sağlanan istihdam<br />

güvencesinin, motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan<br />

150 işgörenin ortalaması 4,3667 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />

4,3200’dür. Bu ortalamalara göre, her iki sektörde çalışan işgörenler, katılıyorum<br />

görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da<br />

%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,689>0,05). Bu değer<br />

de, her iki sektörde çalışan işgörenlere çalıştığı firma tarafından sağlanan istihdam<br />

güvencesinin, motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının<br />

olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

7. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işten atılma korkusuyla<br />

çalışmanın motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işten atılma korkusuyla<br />

çalışmanın motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

vardır.<br />

Tablo 4.16: İşten Atılma Korkusu ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

İmalat 150 4,0533<br />

Hizmet 150 3,9400<br />

t Sig(2tailed)<br />

,770 ,442


144<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin işten atılma korkusuyla çalışmanın<br />

motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150<br />

işgörenin ortalaması 4,0533 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />

3,9400’dür. Her ne kadar hizmet sektöründe çalışanların ortalaması 3,9400 olmakla<br />

birlikte Katılıyorum görüşüne daha yakındır. Bu ortalamalara göre, her iki sektörde<br />

çalışan işgörenler, katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 3=Kararsızım, 4= Katılıyorum<br />

değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri<br />

0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,442>0,05). Bu değer de, her iki sektörde çalışan<br />

işgörenlerin, işten atılma korkusuyla çalışmanın motivasyonlarını olumsuz yönde<br />

etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0<br />

hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

4.7.3.2. Psikolojik Faktörler<br />

4.7.3.2.1. Bağımsız Çalışma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

8. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işletme içinde çalışırken<br />

kendini belli ölçülerde bağımsız hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işletme içinde çalışırken<br />

kendini belli ölçülerde bağımsız hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.17: Bağımsız Çalışma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,9067 -,050 ,960<br />

Hizmet 150 3,9133<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin bir işletme içinde çalışırken kendini belli<br />

ölçülerde bağımsız hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,9067 ve hizmet sektöründe çalışan


145<br />

150 işgörenin ortalaması 3,9133’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler,<br />

katılıyorum görüşüne daha yakındırlar. Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde<br />

sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,960>0,05). Bu değer de, her iki sektörde<br />

çalışan işgörenlerin, bir işletme içinde çalışırken kendini belli ölçülerde bağımsız<br />

hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda bir görüş<br />

farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

4.7.3.2.2. Sosyal Katılma ve Bireysel İlişkiler ile İşgören Motivasyonu<br />

İlişkisi<br />

9. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş arkadaşlarıyla ve<br />

dahil olduğu informel gruplarla olan ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş arkadaşlarıyla ve<br />

dahil olduğu informel gruplarla olan ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.18: Sosyal Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,8467 -1,462 ,145<br />

Hizmet 150 4,0333<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin iş arkadaşlarıyla ve dahil olduğu informel<br />

gruplarla olan ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat<br />

sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,8467 ve hizmet sektöründe çalışan 150<br />

işgörenin ortalaması 4,0333’dür. Her ne kadar hizmet sektöründe çalışanların ortalaması<br />

3,8467 olmakla birlikte Katılıyorum görüşüne daha yakındır (Ankette 3=Kararsızım,<br />

4=Katılıyorum değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde<br />

sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,145>0,05). Bu değer de, her iki sektörde<br />

çalışan işgörenlerin, iş arkadaşlarıyla ve dahil olduğu informel gruplarla olan


146<br />

ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının<br />

olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

10. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />

olan bireysel ilişkilerinin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />

olan bireysel ilişkilerinin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.19: Bireysel İlişkiler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,1400 1,686 ,093<br />

Hizmet 150 2,8600<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla olan bireysel<br />

ilişkilerinin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe<br />

çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,1400 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />

ortalaması 2,8600’dür. Her ne kadar hizmet sektöründe çalışanların ortalaması 2,8600<br />

olmakla birlikte Kararsızım görüşüne daha yakındır. (Ankette 2=Katılmıyorum, 3=<br />

Kararsızım değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig.<br />

değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,093>0,05). Bu değer de, her iki sektörde çalışan<br />

işgörenlerin, çalışma arkadaşlarıyla olan bireysel ilişkilerinin motivasyonunu olumsuz<br />

yönde etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu<br />

durumda H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

4.7.3.2.3. Kendini Değerli Hissetme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

11. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş yerinde kendilerini<br />

değerli hissetme duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı yoktur.


147<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş yerinde kendilerini<br />

değerli hissetme duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.20: Kendini Değerli Hissetme ve Takdir Edilme ile İşgören Motivasyonu<br />

İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 4,2333 ,057 ,954<br />

Hizmet 150 4,2267<br />

Analiz sonuçlarına gör,e işgörenlerin iş yerinde kendilerini değerli hissetme<br />

duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe<br />

çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,2233 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />

ortalaması 4,2267’dir. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler, katılıyorum<br />

görüşündedirler. Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten<br />

büyük çıkmıştır (p=0,954>0,05). Bu değer de, her iki sektörde çalışan işgörenlerin, iş<br />

yerinde kendilerini değerli hissetme duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0<br />

hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

12. H0: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin yöneticiler ve grup<br />

üyeleri tarafından takdir edilmesi ve yapıcı eleştiriler almasının motivasyonu olumsuz<br />

yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin yöneticiler ve grup<br />

üyeleri tarafından takdir edilmesi ve yapıcı eleştiriler almasının motivasyonu olumsuz<br />

yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.


Tablo 4.21: Takdir Edilme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,0600 2,908 0,004<br />

Hizmet 150 2,5667<br />

148<br />

Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda analiz sonuçlarına göre<br />

imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,0600 ve hizmet sektöründe çalışan<br />

150 işgörenin ortalaması 2,5667’dir. Yani imalat sektöründe çalışanların daha verimli<br />

çalışmayı sağlamak amacıyla yöneticiler ve grup üyeleri tarafından takdir edilmesinin ve<br />

yapıcı eleştiriler almasının motivasyonu olumsuz yönde etkilemesi konusunda kararsız<br />

olduklarını, buna karşılık hizmet sektöründe çalışanların ise bu görüşe katılmadığı ancak<br />

kararsızlığa daha yakın bir görüş sergilediği gözükmektedir. (Ankette 3=Kararsızım, 2=<br />

Katılmıyorum değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde<br />

sig. değeri 0,05’ten küçük çıkmıştır (p=0,004


Tablo 4.22: Takdir Edilme ve Sektör İlişkisi<br />

Takdir Edilmenin İşgören Motivasyonunu Olumsuz<br />

Kesinlikle<br />

Yönde Etkilemesi<br />

katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum<br />

Kesinlikle<br />

katılıyorum<br />

Toplam<br />

İmalat Sayı 30 31 20 38 31 150<br />

% Satır 20,0% 20,7% 13,3% 25,3% 20,7% 100,0%<br />

% Sütun 39,0% 40,3% 74,1% 60,3% 55,4% 50,0%<br />

% Toplam 10,0% 10,3% 6,7% 12,7% 10,3% 50,0%<br />

Hizmet Sayı 47 46 7 25 25 150<br />

% Satır 31,3% 30,7% 4,7% 16,7% 16,7% 100,0%<br />

% Sütun 61,0% 59,7% 25,9% 39,7% 44,6% 50,0%<br />

% Toplam 15,7% 15,3% 2,3% 8,3% 8,3% 50,0%<br />

Toplam Sayı 77 77 27 63 56 300<br />

% Satır 25,7% 25,7% 9,0% 21,0% 18,7% 100,0%<br />

% Sütun 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

% Toplam 25,7% 25,7% 9,0% 21,0% 18,7% 100,0%<br />

Ki-kare Test İstatistiği<br />

Value df<br />

Pearson Chi-Square 16,260 a<br />

Asymp. Sig.<br />

(2-sided)<br />

4 ,003<br />

Likelihood Ratio 16,598 4 ,002<br />

Linear-by-Linear<br />

Association<br />

N of Valid Cases 300<br />

8,250 1 ,004<br />

149


150<br />

Katılımcı işgörenlerin verdiği cevapların sektör bazında farklılık gösterip<br />

göstermediğini anlamak için Ki-Kare Bağımsızlık analizi yapılmıştır. Analiz sonucuna<br />

göre Asymp. Sig. (2-sided) değeri 0,003


151<br />

sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1800 ve hizmet sektöründe çalışan 150<br />

işgörenin ortalaması 4,1400’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler,<br />

katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed)<br />

sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,748>0,05).<br />

Bu da, imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenler arasında, görüş farklılığı<br />

olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

4.7.3.2.5. Fiziksel Şartlar ve Çalışma Koşulları ile İşgören Motivasyonu<br />

İlişkisi<br />

14. H0: İmalat ve hizmet işletmelerinde, fiziksel şartlar ve çalışma koşulları<br />

İşgörenlerin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

yoktur.<br />

HA: İmalat ve hizmet işletmelerinde, fiziksel şartlar ve çalışma koşulları<br />

İşgörenlerin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.24: Fiziksel Şartlar ve Çalışma Koşulları ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,6933 3,647 0,000<br />

Hizmet 150 3,1600<br />

Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda analiz sonuçlarına göre,<br />

imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,6933 ve hizmet sektöründe çalışan<br />

150 işgörenin ortalaması 3,1600’dür. Yani imalat sektöründe çalışanların daha verimli<br />

çalışmayı sağlamak amacıyla işletme içerisinde aydınlatma, ısı, gürültü, araç-gereçler ve<br />

işyerinin eve yakınlığı gibi fiziksel şartların ve çalışma koşullarının motivasyonu<br />

olumsuz yönde etkileme konusunda kararsız görüş bildirmekle birlikte katılıyorum<br />

görüşüne daha yakındır. Buna karşılık hizmet sektöründe çalışanların ise bu görüşte<br />

kararsız olduğu gözükmektedir. (Ankette 3=Kararsızım, 4= Katılıyorum değerleri


152<br />

verilmiştir) İmalat ve Hizmet sektöründe çalışanların görüşleri arasında anlamlı bir<br />

farklılık olduğu gözlenmektedir. Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig.<br />

değeri 0,05’ten küçük çıkmıştır (p=0,000


153<br />

Katılımcı işgörenlerin verdiği cevapların sektör bazında farklılık gösterip<br />

göstermediğini anlamak için Ki-Kare Bağımsızlık analizi yapılmıştır. Analiz sonucuna<br />

göre Asymp. Sig. (2-sided) değeri 0,000


154<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin önerilerinin üst yönetim tarafından<br />

değerlendirilerek etkin bir biçimde uygulamaya konulmasının motivasyonlarını olumlu<br />

yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,2067<br />

ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1467’dir. Bu değerlerle, her iki<br />

sektörde çalışan işgörenler, katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri<br />

verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük<br />

çıkmıştır (p=0,584>0,05). Bu da, imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenler<br />

arasında, görüş farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul<br />

edilmiş olur.<br />

4.7.3.2.7. İşletmenin Düzenlediği Faaliyetler ve Sosyal Etkinlikler ile İşgören<br />

Motivasyonu İlişkisi<br />

16. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere işletme tarafından<br />

düzenlenen piknik, spor faaliyetleri vb. faaliyetlerin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere işletme tarafından<br />

düzenlenen piknik, spor faaliyetleri vb. faaliyetlerin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.27: İşletmenin Düzenlediği Faaliyetler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

T Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,9133 -,996 0,320<br />

Hizmet 150 4,0400<br />

Analiz sonuçlarına göre verimli çalışmayı sağlamak amacıyla işletme tarafından<br />

düzenlenen piknik, spor faaliyetleri vb. faaliyetlerin motivasyonu olumlu yönde etkileme<br />

durumu konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,9133 ve hizmet<br />

sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,0400’dür. Her ne kadar imalat sektöründe<br />

çalışanların ortalaması 3,9133 olmakla birlikte Katılıyorum görüşüne daha yakındır.


155<br />

(Ankette 3=Kararsızım, 4= Katılıyorum değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da<br />

%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,320>0,05). Bu da,<br />

imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenler arasında, görüş farklılığı olmadığını<br />

göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

17. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin İşletme içerisindeki<br />

sosyal etkinliklerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilememesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin İşletme içerisindeki<br />

sosyal etkinliklerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilememesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.28: Sosyal Etkinlikler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 2,9067 1,216 0,225<br />

Hizmet 150 2,7133<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin işletme içerisindeki sosyal etkinliklerin<br />

motivasyonlarını olumsuz yönde etkilememesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150<br />

işgörenin ortalaması 2,9067 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />

2,7133’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler, kararsızım görüşüne daha<br />

yakındırlar. (Ankette 3= Kararsızım değeri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95<br />

güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,225>0,05). Bu da, imalat<br />

ve hizmet sektöründe çalışan işgörenler arasında, sosyal etkinliklerin motivasyonlarını<br />

olumsuz yönde etkilememesi konusunda görüş farklılığı olmadığını göstermektedir.<br />

Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.


4.7.3.3. Örgütsel ve Yönetsel Faktörler<br />

4.7.3.3.1. Amaç Birliği ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

156<br />

18. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme amaçlarının işgörenlerin bireysel<br />

amaçlarıyla örtüşmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme amaçlarının işgörenlerin bireysel<br />

amaçlarıyla örtüşmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.29: Amaç Birliği ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,4067 -1,452 0,148<br />

Hizmet 150 3,6067<br />

Analiz sonuçlarına göre, işletme amaçlarının bireysel amaçlarıyla örtüşmesinin<br />

işgörenlerin motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan<br />

150 işgörenin ortalaması 3,4067 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />

3,6067’dir. Bu değerlere göre, her iki sektörde çalışan işgörenler, kararsız gibi<br />

görünseler de “Katılıyorum” görüşüne daha yakındırlar. (Ankette 3= Kararsızım,<br />

4=Katılıyorum değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde<br />

sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,148>0,05). Bu da, imalat ve hizmet sektöründe<br />

çalışan işgörenler arasında, amaç birliğinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul<br />

edilmiş olur.


4.7.3.3.2. Yetki ve Sorumluluk ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

157<br />

19. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere yönetim tarafından sahip<br />

oldukları niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere yönetim tarafından sahip<br />

oldukları niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.30: Yetki ve Sorumluluk ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 4,0067 -,952 0,342<br />

Hizmet 150 4,1200<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlere yönetim tarafından sahip oldukları<br />

niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,0067 ve hizmet<br />

sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1200’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde<br />

çalışan işgörenler, katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri<br />

verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük<br />

çıkmıştır (p=0,342>0,05). Bu da, imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin<br />

arasında, yetki ve sorumlulukların motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

4.7.3.3.3. Meslek Eğitimi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

20. H0: İmalat ve hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlere mesleği ile ilgili<br />

eğitimler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

yoktur.


158<br />

HA: İmalat ve hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlere mesleği ile ilgili eğitimler<br />

verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.31: Meslek Eğitimi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 4,1267 -2,396 0,017<br />

Hizmet 150 4,3800<br />

Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda analiz sonuçlarına göre<br />

imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1267 ve hizmet sektöründe çalışan<br />

150 işgörenin ortalaması 4,3800’dür. Yani imalat sektöründe çalışan işgörenlerin,<br />

meslekleri ile ilgili eğitimler verilmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

katılıyorum, buna karşılık hizmet sektöründe çalışanların da bu görüşe katılıyorum<br />

şeklinde görüş bildirmekle birlikte imalat sektöründe çalışanlara oranla daha yüksek bir<br />

oranda katıldıkları gözükmektedir. (Ankette 4= Katılıyorum, değeri verilmiştir) İmalat<br />

ve Hizmet sektöründe çalışanların arasında görüş farklılığı olduğu gözlenmektedir. Sig<br />

(2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten küçük çıkmıştır<br />

(p=0,017


% Sütun ,0% 61,5% 83,3% 63,6% 35,5% 50,0%<br />

% Toplam ,0% 2,7% 5,0% 25,7% 16,7% 50,0%<br />

Hizmet Sayı 7 5 3 44 91 150<br />

% Satır 4,7% 3,3% 2,0% 29,3% 60,7% 100,0%<br />

% Sütun 100,0% 38,5% 16,7% 36,4% 64,5% 50,0%<br />

% Toplam 2,3% 1,7% 1,0% 14,7% 30,3% 50,0%<br />

Toplam Sayı 7 13 18 121 141 300<br />

% Satır 2,3% 4,3% 6,0% 40,3% 47,0% 100,0%<br />

% Sütun 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

% Toplam 2,3% 4,3% 6,0% 40,3% 47,0% 100,0%<br />

Ki-kare Test İstatistiği<br />

Value df<br />

Pearson Chi-Square 36,614 a<br />

Asymp. Sig.<br />

(2-sided)<br />

4 ,000<br />

Likelihood Ratio 40,347 4 ,000<br />

Linear-by-Linear<br />

Association<br />

N of Valid Cases 300<br />

5,649 1 ,017<br />

159<br />

Katılımcı işgörenlerin verdiği cevapların sektör bazında farklılık gösterip<br />

göstermediğini anlamak için Ki-Kare Bağımsızlık analizi yapılmıştır. Analiz sonucuna<br />

göre Asymp. Sig. (2-sided) değeri 0,000


160<br />

Yani hizmet ve imalat sektöründe çalışan işgörenlere mesleği ile ilgili eğitimler<br />

verilmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkileme görüşüne katılma konusunda<br />

sektör bazında görüş farklılıklarına sahip oldukları görülmektedir.<br />

4.7.3.3.4. İş görenlerin Kararlara Katılması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

21. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin bir takım kararların<br />

alınmasında söz sahibi olmasından dolayı motivasyonlarının olumlu yönde etkilenmesi<br />

konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin bir takım kararların<br />

alınmasında söz sahibi olmasından dolayı motivasyonlarının olumlu yönde etkilenmesi<br />

konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.33: Kararlara Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 4,0200 -1,570 0,117<br />

Hizmet 150 4,1933<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin bir takım kararların alınmasında söz sahibi<br />

olması motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan<br />

150 işgörenin ortalaması 4,0200 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />

4,1933’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler, katılıyorum<br />

görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da<br />

%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,117>0,05). Bu da,<br />

imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin arasında, kararlara katılmada<br />

motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı olmadığını<br />

göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.


4.7.3.3.5. İletişim Sistemi ve İşbirliği ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

161<br />

22. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir<br />

iletişim sisteminin olmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir<br />

iletişim sisteminin olmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.34: Sağlıklı ve Etkin İletişim ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 4,1342 ,463 0,644<br />

Hizmet 150 4,0800<br />

Analiz sonuçlarına göre, işletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir iletişim sisteminin<br />

olmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat<br />

sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1342 ve hizmet sektöründe çalışan 150<br />

işgörenin ortalaması 4,0800’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler,<br />

katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed)<br />

sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,644>0,05).<br />

Bu da, imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin arasında, sağlıklı ve etkin bir<br />

iletişim sisteminin olması motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

23. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />

bilgi alışverişi içerisinde olması ve işbirliği sağlamanın motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />

bilgi alışverişi içerisinde olması ve işbirliği sağlamanın motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.


Tablo 4.35: Bilgi Alışverişi ve İşbirliği ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 4,1200 -,231 0,817<br />

Hizmet 150 4,1467<br />

162<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla bilgi alışverişi<br />

içerisinde olması ve işbirliği sağlamanın motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1200 ve hizmet<br />

sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1467’dir. Bu değerlerle, her iki sektörde<br />

çalışan işgörenler, katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri<br />

verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük<br />

çıkmıştır (p=0,817>0,05). Bu da, imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin<br />

arasında, bilgi alışverişi ve işbirliğinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul<br />

edilmiş olur.<br />

4.7.3.3.6. Bireysel ya da Grupsal Rekabet ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

24. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bireysel yada grupsal rekabetin işgörenlerin<br />

motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

25. HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bireysel yada grupsal rekabetin işgörenlerin<br />

motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.36: Bireysel ya da Grupsal Rekabet ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 2,8867 ,173 0,863<br />

Hizmet 150 2,8600


163<br />

Analiz sonuçlarına göre, bireysel yada grupsal rekabetin işgörenlerin<br />

motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150<br />

işgörenin ortalaması 2,8867 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />

2,8600’dır. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler, “Kararsızım” görüşüne<br />

daha yakındırlar. (Ankette 3= Kararsızım değeri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da<br />

%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,863>0,05). Bu da,<br />

imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin arasında, bireysel ya da grupsal<br />

rekabetin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

4.7.3.3.7. Performans Değerlendirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

25. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin niteliklerinin, iş<br />

alışkanlıklarının vb. özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını<br />

olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin niteliklerinin, iş<br />

alışkanlıklarının vb. özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını<br />

olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.37: İşgören Niteliklerinin Sistemli Ölçümü ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

T Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,6533 -,897 0,371<br />

Hizmet 150 3,7733<br />

Analiz sonuçlarına göre verimli çalışmayı sağlamak amacıyla niteliklerinin, iş<br />

alışkanlıklarının vb. özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını<br />

olumlu yönde etkileme durumu konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />

ortalaması 3,6533 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,7733’dür. Bu<br />

değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler, “Katılıyorum” görüşüne daha yakındırlar.<br />

(Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı


164<br />

içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,371>0,05). Bu da, imalat ve hizmet<br />

sektöründe çalışan işgörenlerin arasında, niteliklerinin, iş alışkanlıklarının vb.<br />

özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi<br />

kabul edilmiş olur.<br />

26. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisindeki performans<br />

değerlendirme sisteminin olması ve bunun doğrultusunda ödül-ceza uygulamalarının<br />

yapılmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisindeki performans<br />

değerlendirme sisteminin olması ve bunun doğrultusunda ödül-ceza uygulamalarının<br />

yapılmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.38: Performans Değerlendirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

T Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,0533 1,432 0,153<br />

Hizmet 150 2,8400<br />

Analiz sonuçlarına göre verimli çalışmayı sağlamak amacıyla göre işletme<br />

içerisindeki performans değerlendirme sisteminin olması ve bunun doğrultusunda ödül<br />

ve ceza uygulamalarının yapılmasının motivasyonu olumsuz etkileme durumu<br />

konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,0533 ve hizmet<br />

sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 2,8400’dür. Her ne kadar hizmet sektöründe<br />

çalışanların ortalaması 2,8400 olmakla birlikte “Kararsızım” görüşüne daha yakındırlar.<br />

(Ankette 2=Katılmıyorum, 3= Kararsızım değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da<br />

%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,153>0,05). Bu da,<br />

imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin arasında, performans değerlendirmesi


165<br />

yapılmasının motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

4.7.3.3.8. İş Genişletme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

27. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin görev ve<br />

sorumluklularının arttırılmasının (iş genişletme) motivasyonlarını olumsuz yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin görev ve<br />

sorumluklularının arttırılmasının (iş genişletme) motivasyonlarını olumsuz yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.39: İş Genişletme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

T Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,0067 ,423 0,673<br />

Hizmet 150 2,8733<br />

Analiz sonuçlarına göre, görev ve sorumluluklarının arttırılması (iş genişletme)<br />

motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150<br />

işgörenin ortalaması 3,0067 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />

2,8733’dür. Her ne kadar hizmet sektöründe çalışanların ortalaması 2,8733 olmakla<br />

birlikte “Kararsızım” görüşüne çok yakındır. (Ankette 2=Katılmıyorum, 3= Kararsızım<br />

değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da (p=0,673) iki sektörün ortalamaları<br />

arasında bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig.<br />

değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır). Dolayısıyla, her iki sektörde çalışanların, görev ve<br />

sorumluklularının arttırılmasının (iş genişletme) motivasyonlarını olumsuz yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur. Bu durumda H0 hipotezi kabul edilmiş<br />

olur.


4.7.3.3.9. İş Zenginleştirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

166<br />

28. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere daha çok sayıda iş<br />

verilmesinin (iş zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere daha çok sayıda iş<br />

verilmesinin (iş zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.40: İş Zenginleştirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 3,3467 -,186 0,852<br />

Hizmet 150 3,3733<br />

Analiz sonuçlarına göre, işgörenlere daha çok sayıda iş verilmesinin (iş<br />

zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe<br />

çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,3467 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />

ortalaması 3,3733’dür. Her iki sektörde çalışan işgörenler, iş zenginleştirme konusunda<br />

“Kararsızım” görüşündedirler. ( Ankete 3=Kararsızım değeri verilmiştir). Sig (2 tailed)<br />

sonucu da (p=0,673) iki sektörün ortalamaları arasında bir görüş farklılığının olmadığını<br />

göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır).<br />

Dolayısıyla, her iki sektörde çalışanlara daha çok sayıda iş verilmesinin (iş<br />

zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

yoktur. Bu durumda, H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

4.7.3.3.10. Kalite Kontrol Çemberleri ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

29. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren<br />

konularda, işgörenlerin çeşitli sorunları belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için


167<br />

bir grup oluşturması (Kalite kontrol çemberleri) motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren<br />

konularda, işgörenlerin çeşitli sorunları belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için<br />

bir grup oluşturması (Kalite kontrol çemberleri) motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.41: Kalite Kontrol Çemberleri ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 4,1667 ,847 0,398<br />

Hizmet 150 4,0800<br />

Analiz sonuçlarına göre, verimli çalışmayı sağlamak amacıyla işletme içerisinde<br />

kendi alanlarını ilgilendiren çalışma arkadaşlarının çeşitli sorunlarını belirlemek,<br />

incelemek ve çözümler sunmak için bir grup oluşturulmasının (kalite kontrol çemberleri)<br />

motivasyonu olumlu yönde etkileme durumu konusunda imalat sektöründe çalışan 150<br />

işgörenin ortalaması 4,1667 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />

4,0800’dür. Her iki sektörde çalışan işgörenler, kalite kontrol çemberleri konusunda<br />

“Katılıyorum” görüşündedirler. ( Ankete 4=Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2<br />

tailed) sonucu da (p=0,398) iki sektörün ortalamaları arasında bir görüş farklılığının<br />

olmadığını göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük<br />

çıkmıştır). Dolayısıyla, her iki sektörde, işgörenlerin işletme içerisinde kendi alanlarını<br />

ilgilendiren çalışma arkadaşlarının çeşitli sorunlarını belirlemek, incelemek ve çözümler<br />

sunmak için bir grup oluşturulmasının (kalite kontrol çemberleri) motivasyonu olumlu<br />

yönde etkileme durumu konusunda görüş farklılığı yoktur. Bu durumda, H0 hipotezi<br />

kabul edilmiş olur.


4.7.3.3.11. İşletmeye Özel Uygulamalar Yapılması ve İşgören Motivasyonu<br />

İlişkisi<br />

168<br />

30. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, mesai saatlerinde çay saati gibi kısa molalar<br />

verilmesi işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />

farklılığı yoktur.<br />

HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, mesai saatlerinde çay saati gibi kısa<br />

molalar verilmesi işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

görüş farklılığı vardır.<br />

Tablo 4.42: Çay Saati Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />

Sektör N Mean-<br />

Ortalama<br />

t Sig(2tailed)<br />

İmalat 150 4,3867 1,322 0,187<br />

Hizmet 150 4,2400<br />

Analiz sonuçlarına göre verimli çalışmayı sağlamak amacıyla, mesai saatlerinde<br />

çay saati gibi kısa molalar verilmesinin işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkileme durumu konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,3867<br />

ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,2400’dür. Sig (2 tailed) sonucu<br />

da (p=0,187) iki sektörün ortalamaları arasında bir görüş farklılığının olmadığını<br />

göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır)<br />

Dolayısıyla, mesai saatlerinde çay saati gibi kısa molalar verilmesi işgörenlerin<br />

motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur. Bu<br />

durumda, H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />

Bunların yanında, genel bir değerlendirme yapılacak olursa, yöneticilerin<br />

işgörenlerini motive etmede başarılı olması için şu hususları dikkat etmeleri gerektiği<br />

söylenebilir. Öncelikle, çalışma motivasyonun insanın kendi içinde varolduğu gerçeğini<br />

kabul edip, üretken bir çalışma ortamı yaratarak işgörenlerin motivasyonlarını<br />

güçlendirmeye çalışılmalıdır. Bununla birlikte, motivasyonu etkileyen faktörlerin


169<br />

işgörenin davranışlarının yorumlanması ile belirlenebileceği göz önüne alınarak,<br />

işgörenlerin davranışları yorumlanmalı ve bu yorumlamanın sonuçlarına göre onları<br />

motive edecek modeller ve uygulamalar geliştirilmelidir. Başka bir deyişle, motivasyon<br />

sorunu tüm çalışanlara uygulanan standart motivasyon araçları ile değil, “kişiye özel”<br />

olarak çözülmelidir. Bunun için, motivasyon araçları seçilirken, önce çalışanlar<br />

gözlemlenmeli, onlarla görüşme yapmalı ya da çalışanların memnuniyeti ve iş tatminini<br />

ölçen anketler yapılmalıdır. Elde edilen bilgiler doğrultusunda çalışanların ihtiyaçlarına,<br />

işletmeye ve işe uygun motivasyon araçları seçilmelidir. Ayrıca, motivasyon araçları<br />

kullanılırken ve uygulanırken bütün işletme bölümlerinin karşılıklı bütünlük ve uyumlu<br />

işbirliği sağlanmalı ve çalışanların motivasyonunu etkileyen faktörlerin tümü dikkate<br />

alınmalıdır. Bununla birlikte, başarılı sonuçlara ulaşılabilmesi için, motivasyon araçları<br />

seçilip uygulandıktan sonra etkili olup olmadığı ölçülmeli ve bu doğrultuda eksiklikler<br />

giderilmelidir.


BEŞİNCİ BÖLÜM<br />

SONUÇ ve DEĞERLENDİRMELER<br />

170<br />

Küreselleşen ve teknolojinin çok yüksek seviyelere ulaştığı bu yüzyılda,<br />

işletmelrin en önemli sermayelerinin insan unsuru olduğuna inanılmaktadır. İnsan<br />

sermayesinin bu kadar önemli hale gelmesi, işgörenlerin davranışlarını yönlendiren<br />

motivasyon uygulamalarına olan ihtiyacı arttırmaktadır. Dolayısıyla motivasyon<br />

faktörleri de işgörenlerin motivasyonlarını etkileyen araçlar olarak işletmelerin başarıya<br />

ulaşmalarında oldukça önemli rol oynamaktadır.<br />

İşgörenleri işletme yararına hareket etmek için motive etmek ve onları uzun<br />

vadede işte tutmak çok zor bir çalışmayı gerektirmektedir. Bu nedenle, işletmelerde<br />

motivasyonun sağlanması ve işgörenlerin işletme amaçları doğrultusunda hareket<br />

etmeleri için çok sayıda teşvik edici araç kullanılmaktadır. İşgörenler bir işletmede<br />

çalışmaya başladıkları zaman, beraberlerinde işletmeye başarı ve verimi etkileyen<br />

birtakım gereksinmeler getirmektedirler.<br />

İşgörenlerin istek ve ihtiyaçlarının her zaman ve her yerde herkesle aynı<br />

olmayacağı düşünülürse motivasyonu etkileyen faktörlerin işgörenlere göre değişeceği<br />

de göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla motivasyonun çok boyutlu olarak<br />

düşünülmesi gereken bir kavram olduğu, ekonomik, psikolojik ve örgütsel-yönetsel<br />

faktörlerin genel olarak motivasyonu etkilemedeki düzeyinin birlikte ele alınması<br />

gerektiği ortaya çıkmaktadır.<br />

İşgörenlerin motivasyonunun sağlanması, iş hayatının önemli konuları arasında<br />

yer almaktadır. Çünkü motivasyon hem işgörenin hem de işletmenin performansında<br />

etkili bir araç durumundadır. Performansı artırmak isteyen bir yönetici, işgörenlerin<br />

tutum ve davranışlarını, arzu ve isteklerini, fikir ve duygularını aynı zamanda bunlara<br />

etki eden işletme içi ve işletme dışı faktörleri dikkate almalıdır. Motive olamayan<br />

personelin olumlu performans göstermesi beklenmemelidir.


171<br />

Araştırmada buradan hareketle ekonomik, psikolojik ve yönetsel-örgütsel<br />

motivasyon faktörleri ele alınmış ve bu faktörlerin hizmet ve imalat işletmelerinde<br />

çalışan işgörenlerin motivasyonunu olumlu ya da olumsuz yönde etkilediğini<br />

açıklayarak, sektör bazında karşılaştırmalı bir analiz yapılmıştır.<br />

Hipotezimiz olan ekonomik, psikolojik ve yönetsel-örgütsel motivasyon<br />

faktörlerinin, işgörenlerin motivasyonlarını etkilemesi konusunda hizmet ve imalat<br />

sektörü arasında görüş farklılığının olmadığı konusu araştırılmış ve sektör bazında bir<br />

farklılığa rastlanamamıştır. Ancak 30 adet hipotezlerimizden 5 tanesinde hizmet ve<br />

imalat sektörlerinde çalışan işgörenler arasında görüş farklılığı tespit edilmiştir. Bu<br />

değer yüzde olarak toplamı etkilememektedir.<br />

Araştırma sonucunda, öncelikle işgörenlerin demografik özelliklerini ölçmeye<br />

yönelik 6 adet anket sorularının bulgularına yer verilmiştir. Araştırmadan objektif bir<br />

karşılaştırma yaparak sonuç elde edebilmek için 300 işgörenin 150’si hizmet<br />

işletmesinde, 150’si ise imalat işletmesinde çalışan işgörenlerden oluşmaktadır.<br />

Araştırma bulgularına göre, araştırmaya katılan hizmet ve imalat işletmelerinde<br />

çalışan işgörenlerin büyük bir kısmı 25-30 yaş aralığındadır. Bu açıdan bakıldığında, bu<br />

sektörlerde daha genç yaşta çalışanların çoğunlukta olduğu söylenebilir. Yaş aralığı<br />

yükseldikçe işgören sayısında bir azalma söz konusudur.<br />

Bulgulara göre araştırmaya katılan işgörenlerin 76’sı kadın, 224’ü erkek<br />

çalışanlardan oluşmaktadır. Bu sonuçlara göre, erkek işgören sayısının oldukça yüksek<br />

olduğu göze çarpmaktadır. Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan İşgörenlerin cinsiyet<br />

farkının önemli olduğu gözlenmektedir. Çünkü emek yoğun çalışılan bu sektörlerde<br />

erkek gücünün daha çok kullanıldığı açıkça ortadadır. Bu sonuç tam da beklenildiği<br />

gibidir.<br />

Araştırmaya katılan işgörenlerin 156’sı lise eğitimi almıştır. Aynı zamanda<br />

işgörenlerin pozisyon dağılımında, işçi olan işgörenlerin sayısı da 120’dir. Bu da<br />

pozisyon dağılımındaki en yüksek paydır. İşgörenlerin eğitiminin yüksek oranda lise<br />

eğitimi olmasının sebebi, hizmet ve imalat sektörlerinde, işçi pozisyonunda çalışan<br />

işgören grubunun sayıca yüksek çıkması olabilir. Bu da sektörlerde meslek bazında bir<br />

eğitimin çok önemli bir seçim sebebi olmamasından kaynaklanabilir. Bu sektörlerde lise


172<br />

eğitimi alan işgörenlerin sayısı yüksek olsa da üniversite ve dengi eğitim alan<br />

işgörenlerin sayısı da gözden kaçırılmayacak kadar yüksektir. Burada bilgi ve eğitime<br />

sektör bazında daha fazla önem verilmesi gerektiği söylenebilir.<br />

İşgörenlerin büyük bir kısmı 16 yıl ve üstü süreyle işletmede çalışmaktadır. Bu<br />

sonuca göre işletmelerin istihdam politikalarının yeterli olduğu açıkça ortadadır. Bu<br />

politika da işgörenlere gelecekleri hakkında güvende oldukları hissini yaratabilir.<br />

Bulgulara göre; hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin<br />

motivasyonuna ilişkin şunlar söylenebilir:<br />

Ekonomik Faktörler;<br />

• Araştırma sonuçlarına göre, hizmet ve imalat işletmesinde çalışan işgörenler,<br />

maaşlarına yapılacak yıllık artışların motivasyonlarını olumlu yönde<br />

arttıracağında hemfikirdirler. Bu durumda ücret faktörünün işgörenlerin<br />

motivasyonunda önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir. Sektör bazında<br />

işgörenlerin görüşlerinde anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.<br />

• Hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlerin aynı işi yapan diğer çalışma<br />

arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır. Hizmet sektöründe çalışan<br />

işgörenler, imalat sektöründe çalışanlara göre daha yüksek oranda bu görüşe<br />

katılmaktadırlar. Burada eşit işe eşit ücret mantığı, işgörenlerin kendileri ve diğer<br />

çalışma arkadaşlarıyla arasında bir ayrımcılık yapılmadığını düşündürmektedir.<br />

• Hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlerin daha verimli çalışmasını sağlamak<br />

amacıyla prim uygulaması yapılması motivasyonu olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı saptanmıştır. Prim uygulaması yapılması, hizmet<br />

sektöründeki işgörenlerin motivasyonunu olumlu yönde etkilerken imalat<br />

sektöründe çalışan işgörenler ise bu konuda kararsız kalmışlardır. Bu durumun<br />

nedeni, her işgörene maaşının belirli bir katı kadar para verilmesinin, bunun<br />

sabit ücretin bir parçası olarak algılanmasına yol açması olduğu söylenebilir.<br />

• İşgörenin kâra katılarak işletmede elde edeceği başarıdan kendisinin de<br />

yararlanacağını bilmesi, daha istekli ve daha verimli çalışmasını sağlamaktadır.


173<br />

Araştırmada işgörenlerin motivasyonları bu konuda olumlu yönde<br />

etkilenmektedir ve sektör bazında bir görüş farklılığına rastlanmamıştır.<br />

• İşletmelerde işgörenlerin başarılarından dolayı parasal ödüller alması,<br />

motivasyonlarını olumlu yönde etkilerken, iki sektör çalışanları arasında görüş<br />

farklılığı bulunmamaktadır. İşletmelerde genelde yaygın ve yanlış bir ifade olan<br />

“İşgörenler başarılı olmak zorundadır, onları ödüllendirmeye gerek yoktur”<br />

düşüncesi bu şekilde çürütülmüş olacaktır. İşgörenler ödüllendirildikleri takdirde<br />

daha çok motive olmaktadırlar. Böylece işletmeye katkıları da artmaktadır.<br />

• İşletme tarafından istihdam güvencesi sağlanması ve işgörenlerin işten atılma<br />

korkusuyla çalışmamaları motivasyonlarını olumlu yönde etkilemektedir. Hizmet<br />

ve imalat sektöründe çalışanların görüşleri arasında bir farklılığa rastlanmamıştır.<br />

Bu faktörler işgörenlere, çalıştıkları işletmelerden emekli olabilecekleri<br />

düşüncesini yaratabilir. Gelecek garantisinin olması kişiyi daima mutlu ve<br />

huzurlu yapmaktadır. Bu güvencenin verilmesi işletmelerin lehine olacaktır.<br />

Psikolojik Faktörler;<br />

• Birçok kişi, bağımsız çalışmak, serbest hareket etmek, inisiyatif sahibi olmak,<br />

sorumluluk almak ve kendi başına iş yapmak ister. Kuşkusuz bu tip sorumlu<br />

işgörenlere, yönetimde inisiyatif vermek onların daha başarılı olmasını sağlar.<br />

Böylelikle motivasyonları da olumlu yönde etkilenmiş olacaktır. Bu çalışmada<br />

hizmet ve imalat işletmesinde çalışan işgörenler bağımsız çalışmalarının<br />

kendilerini daha çok motive edeceği konusunda aynı fikirdedirler. Ancak bağımlı<br />

çalışmak isteyen ve sorumluluk almak istemeyen işgörenlere de inisiyatif vermek<br />

yararlı olmayabilir.<br />

• Bir işgörenin yalnız başına bir ilişki sitemine dahil olmadan çalışma olanağı<br />

yoktur. Bu açıdan bireysel ya da grupsal olarak dahil olduğu gruplar vardır.<br />

Farklı gereksinimi olan bireylerin bu gereksinmelerini ayrı ayrı tatmin etmek<br />

yerine, üyesi olduğu grubun gereksinmelerini gidermek, bu şekilde grupları<br />

motive etmek daha kolaydır. Araştırmada da, hizmet ve imalat sektöründe<br />

çalışan işgörenlerin,sosyal katılımın motivasyonlarını olumlu yönde etkilediği<br />

konusunda görüş farklılığı saptanmamıştır.


174<br />

• Çoğu işgörenler, yapılmaya değer bir işe sahip oldukları zaman daha çok<br />

çalışırlar. Bu takdirde işgörenler sadece kendileri ya da işletme çıkarları için<br />

çalışmış olmakla kalmazlar, aynı zamanda toplum içinde bir şeyler yapmanın<br />

mutluluğunu da duyarlar. Ayrıca işgörenlerin, üstlerinden ya da grup üyelerinden<br />

yaptıkları işle alakalı yapıcı eleştiriler alması ve takdir edilmeleri<br />

motivasyonlarını olumlu yönde etkilemektedir. Araştırmada, hizmet ve imalat<br />

sektöründe çalışan işgörenler aynı fikre sahiptirler.<br />

• Hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlere başarılarının karşılığında terfi ve<br />

yükselme olanağının tanınmasının motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı olmadığı tespit edilmiştir.Yıllarını bir işletmeye<br />

vermiş olan bir işgörenin, zamanı gelince bir üst pozisyona geçirilmesi onu<br />

mutlaka motive edecektir.<br />

• Hizmet ve imalat işletmelerinde, fiziksel şartlar ve çalışma koşulları İşgörenlerin<br />

motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı tespit<br />

edilmiştir. Hizmet sektöründe çalışan işgörenler bu görüşte kararsız kalırken,<br />

imalat işletmesinde çalışan işgörenler bu görüşe katılmaktadır. İşgörenler işe ilk<br />

girdikleri zaman çalışma arkadaşları ve üstleriyle hemen tanışmalı ve ortama<br />

ayak uydurmaya çalışmalıdırlar. Eğer işgören bu konuda kararsız davranış<br />

gösterecek olursa motivasyonu da olumsuz yönde etkilenebilir.<br />

• Hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlerin önerilerinin üst yönetim tarafından<br />

değerlendirilerek etkin bir biçimde uygulamaya konulması motivasyonlarını<br />

olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı saptanmamıştır. Katılımcı<br />

işgörenler, düşünce ve önerilerini açıkça ortaya koyabilmektedir. Bu tür<br />

önerilerin ciddiye alınması ve yararlı görülerek uygulamaya konulması da<br />

işgörenler ve yöneticiler arasında iyi bir diyaloğu başlatmaktadır. Bu da<br />

işletmede demokratik bir yönetime geçiş olduğunun en önemli göstergelerinden<br />

biridir.<br />

• Araştırmada, her iki sektörde çalışan işgörenlerin sosyal etkinlikler karşısında<br />

motivasyonlarının olumlu yönde etkileneceği kanısına varılmaktadır. İşletmelerin<br />

sosyal yardımlara ve çalışanların aileleriyle birlikte katılabilecekleri sosyal


175<br />

faaliyetlere önem vermesi onların ve ailelerinin işletmenin mensubu olmaktan<br />

mutlu olacakları ortamın yaratılmasına katkısı olacağı ve işgören bu yolla işine<br />

güdülenmiş olacağı söylenebilir. Aynı zamanda işgörenlerin katıldığı bu<br />

etkinlikler sayesinde grup ruhunun gelişmesi de sağlanabilir.<br />

Örgütsel ve Yönetsel Faktörler;<br />

• Örgütsel amaçların başarıyı etkilemesi, çalışanları güdülemesi için, bireysel<br />

amaçlarla yakın ilişki içerisinde olması ve işletmenin işgören amaçlarını<br />

kabullenme ve gerçekleştirme isteğinde olması gerekmektedir. Araştırmada<br />

işletme amaçlarının işgörenlerin bireysel amaçlarıyla örtüşmesinin<br />

motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığI<br />

saptanmamıştır. İşgörenler örgütsel amaçlara uygun hareket ederlerse verim ve<br />

kârlılık artacak bunun da işgörene terfi, zam, ödül olarak geri döneceği<br />

söylenebilir.<br />

• Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan İşgörenlere yönetim tarafından sahip<br />

oldukları niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde<br />

etkilemesi konusunda görüş farklılığına rastlanmamıştır. Örgütlerde çalışanlar,<br />

özellikle alt ve orta kademe yöneticileri, daha çok yetki sahibi olmak<br />

istemektedirler. Yetki sahibi olan astlarda, örgütte daha çok çalışır ve daha<br />

başarılı olurlar. Onun için yöneticiler, astlarına gerekli yetkileri devrederek,<br />

onları yetkilendirmeli ve güçlendirmeli; böylece astlarını daha çok çalışmaya ve<br />

başarılı olmaya motive etmelidirler.<br />

• İşgörenlere, işletme içi ve dışı eğitim olanaklarından yararlanarak kendilerini<br />

donatma fırsatı verilirse, işgörenler yeteneklerinin gelişmesinden ve gelişen<br />

yeteneklerinden işletmenin yararlanmasını görmekten mutlu olurlar. Çünkü<br />

içinde bulundukları örgüte ve topluma yararlı olduklarını hissederler.<br />

Araştırmada da, işgörenlere mesleği ile ilgili eğitimler verilmesi<br />

motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />

saptanmıştır. Hizmet işletmeleri imalat işletmelerine oranla bu görüşe daha<br />

yüksek oranda katılmaktadır.


176<br />

• Hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlerin bir takım kararların alınmasında<br />

söz sahibi olmasından dolayı motivasyonlarının olumlu yönde etkilenmesi<br />

konusunda görüş farklılığı bulunamamıştır. Öyle ki, her işgören yaptığı işle ilgili<br />

kararlarda söz sahibi olmak ister. Çünkü bizzat kendileri o işi yaptıkları için, işle<br />

ilgili uzmanlık bilgisine sahiptirler. Bir işgören yapacağı işin planlamasına<br />

katıldığı zaman o işi daha arzulu bir şekilde yapacaktır.<br />

• İletişim ağının iyi gelişmiş olması ve işlemesi, örgütteki iş başarımını olumlu<br />

olarak etkiler ve örgütsel çıktıların hem nitelik, hem de nicelik olarak yüksek<br />

olmasını sağlar. Bilgi alışverişi ve işbirliği konusunda belirsizlik ne kadar<br />

artarsa, verimlilik de o kadar düşer. Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme<br />

içerisinde sağlıklı ve etkin bir iletişim sisteminin olmasının işgörenlerin<br />

motivasyonlarını olumlu yönde etkilediği konusunda sektörler arasında bir görüş<br />

farklılığı saptanmamıştır. İletişimin iş yerinde arkadaşlığın ve dayanışma<br />

duygusunun güçlenmesine de yol açacağı söylenebilir.<br />

• Araştırmada, bireysel ya da grupsal rekabetin her iki sektörde de işgörenin<br />

motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda kararsız bir ifade ortaya<br />

çıkmıştır. Bunun sebebi, rekabetin sonucunda başarıya ulaşanlar yani kazananlar<br />

ve başarısızlığa uğrayanlar yani kaybedenlerin olacağı söylenebilir.<br />

• Performans değerlendirme sistemi, işgörenin motivasyonunu olumlu yönde<br />

etkilemekte ve sektör bazında bu görüşte bir farklılık gözlenmemektedir.<br />

İşletmedeki performans değerlendirme sistemi çalışanların motivasyonlarını<br />

ölçmede belirleyicidir. Performans değerlendirme sonuçları, kişilerin kariyer<br />

yönetiminde, ücret yönetiminde, motive edici diğer maddi ve sosyal<br />

özendiricilerin belirlenmesinde, terfi, rotasyon, iş geliştirme, iş zenginleştirme,<br />

işten uzaklaştırma ve eğitim ihtiyaçları gibi bir çok alanda kullanılabilir. Burada<br />

önemli olan işletmenin ödül-ceza sisteminde izlemesi gereken temel ilkenin<br />

belirlenmesidir, çünkü motivasyon örgüt ortamında çalışanlara yönelik ödül-ceza<br />

sistemiyle yakından ilişkilidir. Olumsuz davranışların cezalandırılması değil<br />

olumlu davranışların ödüllendirilmesi öncelikle tercih edilmesi gereken


177<br />

yaklaşımdır. Çünkü ancak bu şekilde olumlu davranışlar pekiştirilmiş<br />

olmaktadır.<br />

• İş genişletme ile ilgili temel varsayım, genişletilmiş olan işlerin hem çalışan, hem<br />

de kurum içi motivasyonda artış, can sıkıntısı ve tatminsizliklerde azalma, artan<br />

verimlilik ile üst düzeyde işe katılım sağlamasına yöneliktir. Araştırmada hizmet<br />

ve imalat işletmesinde çalışan işgörenler, iş genişletme konusunda<br />

motivasyonlarının olumsuz etkilendiğini düşünmektedirler. Bunun sebebi, daha<br />

fazla sorumluluk istememesinin olabilir.<br />

• Araştırmada, hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlere daha çok sayıda iş<br />

verilmesinin (iş zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />

konusunda görüş farklılığı gözlenmemiştir. Böylelikle, işin içeriği çalışanlara<br />

başarı, kişisel gelişim, tanınma olanağı sağlamakta, çalışanlara daha fazla<br />

sorumluluk yüklemekte ve işler çok daha anlamlı ve çekici hale gelmektedir.<br />

• İşletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren konularda, işgörenlerin çeşitli<br />

sorunları belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için bir grup oluşturması<br />

(Kalite kontrol çemberleri) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />

hizmet ve imalat işletmelerindeki işgörenlerin görüşünde bir farklılığa<br />

rastlanmamıştır. Bu grupların düzenli olarak toplanıp, sorunlara çözümler<br />

bulması ve gerekenleri önceden belirlemesi, işgörenlerin motivasyonunda önemli<br />

bir yere sahiptir.<br />

• Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin, mesai saatlerinde çay saati<br />

gibi kısa molalar verilmesi, motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi görüşünde<br />

bir farklılık saptanmamıştır. İşletmeye özel uygulamaların motivasyonu artırıcı<br />

nitelikte olduğunu gösterdiği söylenebilir.<br />

Bu tez çalışmasının, Isparta ilinde faaliyet gösteren hizmet ve imalat<br />

işletmelerinde çalışan işgörenlerin motivasyonlarını artırmada ve daha verimli bir<br />

çalışma elde etmede yardımcı nitelikte bir bilgi kaynağı olacağını ve bu çalışmadan<br />

sonra yapılacak çalışmalara katkı sağlayacağını düşünüyorum.


Kitaplar<br />

KAYNAKÇA<br />

178<br />

ADAİR, John, Çev: Salih UYAN, Etkili Motivasyon, 1. Baskı, Babıali Kültür<br />

Yayıncılığı, İstanbul, 2003.<br />

ARIK, İsmail Alev, Motivasyon ve Heyecana Giriş, Çantay Kitabevi, İstanbul, 1996.<br />

ASLAN, A. Esra ve Diğerleri, Örgütte Kişisel Gelişim, Nobel Yay. Ankara, 2002.<br />

ASLAN, Leyla, Motivasyon, Harvard Business Review Der. Seçmeler, Mess Yay.,<br />

İstanbul, 2004.<br />

AŞIKOĞLU, Meral, İnsan Kaynaklarını Verimliliğe Yönlendirme Aracı Olarak<br />

Motivasyon, Üniversite Kitabevi, İstanbul, 1996.<br />

ATAMAN, Göksel, İşletme Yönetimi, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2002.<br />

BAL, Hüseyin, Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong><br />

<strong>Üniversitesi</strong> Yayınları, Isparta, 2001.<br />

BALÇIK, Bahaettin, İşletme Yönetimi, Atlas Kitabevi,Konya, 1997.<br />

BARLI, Önder, Türk Yöneticisinin Yararlandığı Motivasyonel Araçlar, Atlas yay.,<br />

İstanbul, 2005.<br />

BAŞARAN, İ. Ethem, Örgütsel Davranış, A. Ü. Eğt. Bilimleri Fak., Kadıoğlu Mat.,<br />

Ankara, 1991.<br />

BAŞARAN, İ. Ethem, Örgütsel Davranış: İnsanın Üretim Gücü, Gül Yayınevi,<br />

Ankara: 1991.<br />

BAYKAL, Besim, Günümüzde Yönetim: Temel Kavramlar ve Yeni Görüşler,<br />

İstanbul: 1974.<br />

_____, Motivasyon Kuramına Genel Bir Bakış, İstanbul Üniv. Yayınları,<br />

İstanbul, 1978.<br />

BİNGÖL, Dursun, Personel Yönetimi ve Beşeri İlişkiler, Atatürk <strong>Üniversitesi</strong> Yayını,<br />

No: 676, Erzurum, 1990.<br />

BUDAK, Gönül ve BUDAK, Gülay, Halkla İlişkiler, 3. Baskı, Barış Yayınları, İzmir,<br />

2000.<br />

BUYURGAN, Mete, Satış Ekiplerinin Motivasyonunu Etkileyen Faktörler,<br />

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />

Enstitüsü, İstanbul, 1998.<br />

CAN, Halil, Başarı Güdüsü ve Yönetsel Başarı, Hacettepe Üniv. Yayınları, Ankara,<br />

1997.<br />

_____, Organizasyon ve Yönetim, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1999.


179<br />

_____, Yönetim ve Organizasyon, 6. Baskı, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2002.<br />

CANMAN, Doğan, Personelin Değerlendirilmesinde Çağdaş Yaklaşımlar, 1. Baskı,<br />

Türkiye ve Ortadoğu Anme İdaresi Ens. Yayınları, Ankara, 1993.<br />

CASCİO, Wayne F., Managing Human Resources: Productivity, Quality of Work<br />

Life, Profits, McGraw-Hill Publishing Company, New York, 1989.<br />

CASCİO, Wayne F., Managing Human Resources: Productivity, Quality of<br />

Work Life, Profits, McGraw Hill, New York, 1992.<br />

CEYLAN, Aldemir, Alpay ATAOL, Gönül BUDAK, Personel Yönetimi, 3. Baskı,<br />

Barış Yayınları, İzmir, 1998.<br />

COWLİNG, Alan, Managing Human Resource, Arnold Publishing, London, 1998.<br />

CÜCELOĞLU, Doğan, İnsan ve Davranışı; Psikolojinin Temel Kavramları, Remzi<br />

Kitapevi, İstanbul, 1985.<br />

DALAY, İsmail, Yönetim ve Organizasyon, Sakarya Üniv. Rektörlük Basımevi,<br />

Adapazarı, 2001.<br />

DAVİS, Keith, Çev. Kemal TOSUN ve Diğ., İşletmede İnsan Davranışı- Örgütsel<br />

Davranış, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong> İşletme Fakültesi, Yayın no:199, İstanbul, 1988.<br />

DAVİS, Keith, Human Behavior at Work, Organizational Behavior, 6th Edition,<br />

McGraw Hill, 1981.<br />

DAVİS, Keith, İşletmelerde İnsan Davranışı Örgütsel Davranış, 5. Baskıdan Çeviri,<br />

3. Baskı, İstanbul: 1988.<br />

DERELİ, Toker, Organizasyonlarda Davranış, İ.Ü.İktisat Fakültesi Yayını, No: 371,<br />

İstanbul, 1976.<br />

DRUCKER, Peter F., Çeviren: Ahmet ÖZDE, Nuray TUNALI, Etkin Yöneticilik, 2.<br />

Baskı., Çeviren: Ahmet Özde, Nuray Tunalı, Eti Kitapları, İstanbul, Kasım 1992.<br />

DURMAZ, Mustafa, Kişiler arası İletişim ve Motivasyon, Ege Üniv. Yayınları no:17,<br />

İzmir, 2002.<br />

EFİL, İsmail, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Uludağ Üniv. Güçlendirme<br />

Vakfı, Bursa, 1993.<br />

_____, Toplam Kalite Yönetimı: ISO900 Kalite Güvence Sistemi, Alfa<br />

Yayını,1999.<br />

ERDOĞAN, İlhan, İşletme yönetiminde örgütsel davranış, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong><br />

Yayını, No.5, 1999, İstanbul.<br />

EREN, Erol, İşletmelerde Stratejik Planlama ve Yönetim, Cilt 1, 2. Baskı, İstanbul<br />

<strong>Üniversitesi</strong> İşletme Fakültesi, İstanbul, 1987.<br />

_____, Toplam Kalite ve İnsan Kaynakları Yönetimi, 2. Baskı, Alfa Yayınları,<br />

İstanbul, 1997.<br />

_____, Yönetim Psikolojisi, Beta Yay., İstanbul, 1993.


180<br />

_____, Yönetim Psikolojisi, İ.Ü. İşletme Enstitüsü Yayınları, İstanbul, 1989.<br />

_____, Yönetim ve Organizasyon, Beta Yay., İstanbul, 1998.<br />

_____, Yönetim ve Organizasyon, Beta Yayınevi, İstanbul, 1996.<br />

EROĞLU, Feyzullah, Davranış Bilimleri, 5.Baskı, Beta Yayınları, 2000, İstanbul.<br />

ERTEKİN, Yücel, Örgüt iklimi, TODAİE Yayınları, Ankara, 1978.<br />

ERTÜRK, Mümün, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Beta Yay., İstanbul,<br />

1998.<br />

FINDIKÇI, İlhami, İnsan Kaynakları Yönetimi, Alfa Basım Yayın, İstanbul, 1999.<br />

GENÇ, Nurullah, Amaçlara Göre Yönetim ve Motivasyon, Atatürk Üniv. İ.İ.B.F.<br />

Araştırma Merkezi İşletme Dergisi, Cilt:7, Erzurum, 1987.<br />

_____, Yönetim ve Organizasyon: Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, 1. Baskı,<br />

Seçkin Yay., Ankara, 2004.<br />

GÜRGEN, Haluk, Örgütlerde İletişim Kalitesi, Der Yayınları, İstanbul, 1997.<br />

HAGEMANN, Gisela, Çev.Göktuğ AKSAN, Motivasyon El Kitabı, Rota Yayınları,<br />

İstanbul, 1997.<br />

HİCKS, H. G. ve GULET, C. R., Çeviren: Besim BAYKAl, Organizasyonlar: Teori ve<br />

Davranış, İ.İ.T.İ.A. İşletme Bilimleri Ens. Yay., Genel İşletme Dizisi No:1,<br />

İstanbul, 1981.<br />

İNCİR, Gülten, Çalışanların Motivasyonuna Genel Bir Bakış, Milli Prodüktivite<br />

Merkezi Yay. No: 313, Ankara, 1984.<br />

KALAYCI, Şeref, SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Asil Yay.,<br />

Ankara, 2005.<br />

KAVRAKOĞLU, İbrahim, Toplam Kalite Yönetimi, Kalder yayınları, 1996, s.9.<br />

KAYNAK, Tuğray, Organizasyonel Davranış ve Yönlendirilmesi, Alfa Yayıncılık,<br />

İstanbul, 1995.<br />

KEENAN, Kate, Çev. Ergin KOPARAN, Yöneticinin Klavuzu: Motivasyon, Remzi<br />

Kitabevi, İstanbul, 1996.<br />

KESER, Aşkın, Çalışma Yaşamında Motivasyon ve İş Tatmini, Alfa Aktüel yayınları,<br />

Bursa, 2006.<br />

KOÇEL, Tamer, İşletme Yöneticiliği, Genişletilmiş 8. Baskı, Beta Basım yay., İstanbul,<br />

2001.<br />

KUMKALE, Tahir Tamer, Türklerde Motivasyon: İnsan Mühendisliği, İnsan<br />

Kaynakları Yönetimi, Harp Akademileri Komutanlığı Yayınları, İstanbul,<br />

1998.<br />

LUTHANS, Fred, Organizational Behavior, 6. b., McGraw-Hill Book İnc., Singapore,<br />

1992.


181<br />

_____, Organizational Behaviour, McGraw Hill, Singapore, 1997.<br />

MAİTLAND, Iain, Çev. Aksu BORA, Onur CANKOÇAK, İnsanları Motive Etmek,<br />

İlk Kaynak Kültür Ve Sanat Ürünleri Ltd. Şti., Ankara, 1997.<br />

MASLOW, A.H., Motivation and Personality, Harper & Row, New York, 1970, 2.<br />

Baskı.<br />

MASLOW, Abraham H.; ” A Theory of Human Motivation, ” Psychological Review,<br />

50(1943): 370’den nakleden: Martin J. GANNON; Organizational Behavior: A<br />

Managerial And Organizational Perspective, Little, Brown and Company,<br />

Boston, Toronto: 1979.<br />

NELSON, Bob, Çev: Serra EGELİLER, Çalışanlara Dinamizm Kazandırmanın<br />

1001 Yolu, Rota Yayınları, İstanbul, 1999.<br />

OLUÇ, Mehmet, İşletme Organizasyonu ve Sevki İdare, 1. Cilt, Sermet matbaası,<br />

İstanbul 1959.<br />

ONAL, Güngör, Temel İşletmecilik Bilgisi, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2000, s. 118.<br />

ONARAN, Oğuz, Çalışma Yaşamında Güdülenme Kuramları, Ankara Üniv. Siyasal.<br />

Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara, 1981.<br />

ÖNEN, Levent, M. Burak TÜZÜN, Motivasyon, Epsilon yay., İstanbul, 2005.<br />

ÖZTABAĞ, Lütfi, Psikolojide İlk Adım, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1970.<br />

ÖZTÜRK, ÖZGEN, H., , A. ve YALÇIN, A., İnsan Kaynakları Yönetimi, Nobel<br />

Kitabevi, Adana, 2002.<br />

PFEFFER, Jeffrey, Çeviren: Sinem GÜL, Rekabette Üstünlüğün Sırrı: İnsan, 1.<br />

Baskı, Sabah Yayınları, İstanbul, 1995.<br />

SABUNCUOĞLU, Zeyyat ve Melek TÜZ, Örgütsel Psikoloji, Ezgi Kitabevi , 1. Baskı,<br />

Bursa, 1995.<br />

_____, Örgütsel psikoloji, Alfa Yayınları, 3.Baskı, Bursa,1998.<br />

SABUNCUOĞLU, Zeyyat, Çalışma Psikolojisi, Uludağ <strong>Üniversitesi</strong> İİBF Yayını,<br />

Bursa,1984.<br />

_____, Endüstriyel Davranış, Uludağ <strong>Üniversitesi</strong>, İktisadi ve Ticari İlimler<br />

Akademisi, İşletme Fakültesi Yayını, Bursa, 1982.<br />

_____, Örgütsel Psikoloji, Alfa Kitapevi, Bursa, 1995.<br />

_____, Personel Yönetimi: Politika Ve Yönetsel Teknikler, Ezgi Kitabevi,<br />

Bursa, 1997.<br />

SELÇUK, Ziya, Gelişim ve Öğrenme, Nobel Yayın ve Dağıtım, Ankara: 2000, s.209.<br />

SİLAH, Mehmet, Çalışma Psikolojisi, Selim Kitabevi, Ankara, 2001.


182<br />

STRES-LYMAN., Richard M.. W. PORTER. Motivation and Work Behaviour.<br />

McGraw-Hill Series in Management, 1975.<br />

ŞİMŞEK, M. Şerif, İşletme Bilimine Giriş, Damla mat., Konya, 1995.<br />

TEVRÜZ, Suna, İnci Artan, Tülay Bozkurt, Davranışlardan Seçmeler (Örgütsel<br />

Yaklaşım), Beta Basın Yay., İstanbul: 1999.<br />

TİKİCİ, Mehmet ve Mehmet DENİZ, Örgütsel Davranış, Enstitü yay., Malatya, 1993.<br />

TOKAT, Bülent, Derya ŞERBETÇİ, İşletmecilik Bilgisi, Avcı Ofset, 4. Baskı, İstanbul,<br />

2000.<br />

TOSUN, Kemal, Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, Ens.Yay. No:<br />

125, 1. Cilt, İstanbul, 1990.<br />

WERTHER, William B., DAVİS, Keith, Human resources and personel<br />

management, McGraw-Hill Co, Arizona, 1996.<br />

YÜKSEL, Öznur, İnsan Kaynakları Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara, 2000.<br />

Makale ve Dergiler<br />

AĞCA, Veysel, KURT, Mustafa, İç Girişimcilik Temel Belirleyicileri: Kavramsal<br />

Bir Çerçeve, Erciyes <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,<br />

Sayı: 29, s. 85, Temmuz-Aralık 2007.<br />

AKDOĞAN, Asuman, CİNGÖZ Ayşe, İç Girişimciliğe Verilen Önem Düzeyi Ve İç<br />

Girişimciliği Etkileyen Örgütsel Faktörlerin Belirlenmesine Yönelik Kayseri<br />

İlinde Bir Araştırma, Uluslararası Girişimcilik Kongresi, Kırgızistan-Türkiye<br />

Manas <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi Yayınları, s. 53-55,<br />

Bişkek, 25-27 Mayıs 2006,<br />

ATİLLA, Mustafa, Örgüt Kültürü ve Yönetim Yaklaşımındaki Farklılıklar<br />

Bakımından Motivasyon Sürecinin İşlemesinde Kalite Çemberlerinin<br />

Etkinliği, Standart Dergisi, Y. 38, sayı: 449, s.25-27, Mayıs 1999.<br />

DOĞAN, Selen, Selçuk KILIÇ, Örgütsel Bağlılığın Sağlanmasında Personel<br />

Güçlendirmenin Yeri Ve Önemi, Erciyes <strong>Üniversitesi</strong> İ.İ.B.F. Dergisi, Sayı: 29,<br />

Temmuz-Aralık 2007.<br />

DÜNDAR, <strong>Süleyman</strong>, Hatice ÖZUTKU, Fatih TAŞPINAR, İçsel Ve Dışsal<br />

Motivasyon Araçlarının İşgörenlerin Motivasyonu Üzerindeki Etkisi:<br />

Ampirik Bir İnceleme, Ticaret ve Turizm Egitim Fakültesi Dergisi, Sayı: 2,<br />

s.107-108, Yıl: 2007.<br />

ERDİL, Oya, Halit KESKİN, Cemal ZEHİR, Firma İçi Kalite Bilgisi Kullanımı, İşgören<br />

Katılımı Ve Tasarımda Kalite Yönetimi İle Ürün Performansı Arasındaki<br />

İlişkiler : Deneysel Bir Çalışma, Doğuş Üniv. Dergisi, Cilt:4 Sayı:1, s.48, 2003.


183<br />

ERGÜL, Hüseyin Fazlı, Motivasyon ve Motivasyon Teknikleri, Elektronik Sosyal<br />

Bilimler Dergisi, ISSN:1304-0278 Güz 2005 C.4, s. 70-71, www.e<br />

sosder.com, (24.03.2008).<br />

FİLİZ, Atilla, Motivasyon ile Verimliliğin Yükseltilmesi, Sektörel Tanıtım Dergisi,<br />

s.197, Eylül 2004.<br />

GÜLER, Müzeyyen, İşçi Moralinin Önemi ve Verimlilik, Hacettepe <strong>Üniversitesi</strong> İİBF<br />

Dergisi, Cilt 14, Sayı 1, Ankara, s. 197, Temmuz 1996.<br />

İBİCİOĞLU, Hasan, Örgütsel Bağlılıkta Paradigmatik Uyumun Yeri, Dokuz Eylül<br />

<strong>Üniversitesi</strong> İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:15 Sayı:1, s. 13-14, Yıl:2000.<br />

KARAKAYA, Abdullah, Ferda Alper AY, Çalışanların Motivasyonunu Etkileyen<br />

Faktörler: Sağlık Çalışanlarına Yönelik Bir Araştırma, Cumhuriyet<br />

<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:31 No:1, s. 57, Mayıs 2007.<br />

KAYNAK, Tuğray, Organizasyonel Davranış, İstanbul Üniv., İşletme Fak., Yay.<br />

No:223, İstanbul, s. 114, 1990.<br />

KURT, Türker, Herzberg’in Çift Faktörlü Güdüleme Kuramının Öğretmenlerin<br />

Motivasyonu Açısından Çözümlenmesi, Gazi <strong>Üniversitesi</strong>, Gazi Eğitim<br />

Fakültesi Dergisi, Cilt 25, Sayı 1, s. 293, 2005.<br />

KÜÇÜK, Ferit, Çalışanlarının İşe Güdülenmesinde Herzberg’in Motivasyon-Hijyen<br />

Faktörlerinin Önemi: Belediye Çalışanlarına Yönelik Bir Uygulama, Finans<br />

Politik & Ekonomik Yorumlar, Cilt: 44 Sayı:511, s. 77, 2007.<br />

MANDIRACIOĞLU, Aliye, Emel LÜLECİ, Aybügen LEBLEBİCİ, Toplam Kalite<br />

Yönetiminin Bir Unsuru Olarak Çalışanların İş Doyumlarının Bir Fabrika Örneği<br />

İle Değerlendirilmesi, Ege Tıp Dergisi, Cilt: 39, Sayı:3, s.165, 2000.<br />

ÖĞÜT, Adem, Tahir AKGEMCİ, M. Tahir DEMİRSEL, Stratejik İnsan Kaynakları<br />

Yönetimi Bağlamında Örgütlerde İşgören Motivasyonu Süreci, Selçuk<br />

<strong>Üniversitesi</strong> Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 12 – ISSN 1302-1796,<br />

s.286 Yıl: 2004.<br />

ÖRÜCÜ, Edip, Aysun KANBUR, Örgütsel-Yönetsel Motivasyon Faktörlerinin<br />

Çalışanların Performans ve Verimliliğine Etkilerini İncelemeye Yönelik<br />

Ampirik Bir Çalışma: Hizmet ve Endüstri İşletmesi Örneği, Celal Bayar<br />

<strong>Üniversitesi</strong>, Yönetim ve Ekonomi Dergisi, Yıl:2008 Cilt:15 Sayı:1, s. 88,<br />

Manisa.<br />

ÖZALP, İnan, TOPALOĞLU, M., AKDEMİR, A., Yönetime Katılma Tekniği Olarak<br />

Kalite Kontrol Çemberlerinin Temelleri, Ankara <strong>Üniversitesi</strong> Yayını, Ankara,<br />

s. 86, 1990.<br />

ÖZMUTAF, Nezih Metin, Örgütlerde Bireysel Performans Unsurları Ve Çatışma,<br />

Cumhuriyet <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 8, Sayı 2,<br />

s. 49, 2007.


184<br />

SEÇİM, Hikmet, İş Gören Verimliliğini Yükselten Bir Uygulama Olarak Kalite<br />

Çemberleri, Ankara <strong>Üniversitesi</strong>, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yay.,<br />

Ankara, s. 193, 1990.<br />

TINAZ, Pınar, Çalışma Yaşamında Motivasyon Kuramları, Mercek Dergisi, Sayı:19,<br />

s. 32, Temmuz 2000.<br />

TÜRKMEN, İsmail, Toplam Kalite Yönetimine Geçiş ve Uygulamada Başarıyı<br />

Engelleyecek Faktörler, M.P.M., Verimlilik Dergisi, Özel Sayı, 2. B., s. 146,<br />

1996.<br />

YALÇIN, Selçuk, Personel Yönetimi, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, İşletme Fak. Yayınları,<br />

İstanbul, s. 210, 1991.<br />

Diğer ( Web Siteleri)<br />

AKTAN, C. Can, Motivasyon Teorileri, , (12.10.2008).<br />

GÖKMEN, Ceyhan, Sağlık Hizmetlerinde Kalite Yönetimi,<br />

, ( 10.05.2009).<br />

, (02.06.2008).<br />

,<br />

(14.02.2009).<br />

İnsan Kaynakları, , (24.11.2007).<br />

İşletmelerin Kuruluş Amaçları,<br />

, (27.10.2008).<br />

KARACA, Mehmet, Motivasyon, , (07.07.2007).<br />

KARACA, Z., Mermer Fabrika Yatırım Karan ve Projelendirmede Önemli<br />

Konular, ,<br />

(17.04.2008).<br />

KAVİ, Ersin, Stratejik Açıdan İnsan Kaynakları Yönetiminin Kalite Yönetimindeki<br />

Sorumluluğu Üzerine Bir Alan Araştırması,<br />

, (11.01.2008).<br />

KAYA, Engin, Yönetimde Başarı ve Motivasyon,<br />

, (11.10.2007).


185<br />

Motivasyon : İş Yerinde Motivasyon,<br />

, (18.09.2007).<br />

Motivasyon Sözlüğü, sayı:13, ocak-mart 2003, , (15.10.2007).<br />

ÖLÇER, Ferit, Departmanlı Mağazalarda Motivasyon Üzerine Bir Araştırma,<br />

Erciyes <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı 25,<br />

Temmuz-Aralık 2005, ,<br />

(12.03.2008).<br />

PARS, Füsun , Ozan Çağım ŞİVE, Motivasyon: İş Yerinde Motivasyon, Hr Dergisi,<br />

Aralık, 1996, ,<br />

(26.11.2007),<br />

Performans Değerlendirme ve Motivasyon,<br />

,<br />

(12.10.2008).<br />

ŞAHİN, Ali, Yönetim Kuramları ve Motivasyon İlişkisi,.<br />

,<br />

(12.09.2007).<br />

TAŞTAN, Seçil, “İnsan Kaynakları Performans Kriterleri” ,Cilt:4, Sayı:2,<br />

, (21.09.2007).<br />

Üniversite Öğretim Elemanlarına İçin Performans Değerlendirme Model Önerisi,<br />

, (19.04.2009).<br />

, (08.08.2007).<br />

YILDIZ, Gültekin, Kadir ARDIÇ, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi,<br />

, (13.11.2008).<br />

Yönetici Performans Değerlendirme Genel Prensipleri,<br />

,<br />

(04.10.2008).<br />

Diğer (Tezler)<br />

BALABAN, Can, Üst Düzey Yönetici Doyumlanma (Moral) ve Güdülenmeleri<br />

(Motivasyon) ile İşletme Verimliliği Arasındaki Bağlantı, Yayınlanmamış<br />

Doktora Tezi, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006.<br />

BERZEK, M. Nail, İşgörenlerin Çalışmaya Güdülendirilmelerinde İşletmeler<br />

Açısından En Uygun Parasal Özendirme Planlarının Seçimi ve Bir<br />

Araştırma, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, İstanbul,1982.


186<br />

ÇİÇEK, Dursun, Örgütlerde Motivasyon ve İş Yaşam Kalitesi: Bir Kamu<br />

Kuruluşundaki Yönetici Personelin Motivasyon Seviyelerinin Tespit<br />

Edilerek İş Yaşam Kalitesinin Geliştirilmesi Üzerine Bir Araştırma,<br />

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />

Enstitüsü, Adana, 2005.<br />

ELBİR, Özkan, Motivasyon Araçlarının İş Tatmini Üzerine Etkileri; Kütahya Ceza<br />

İnfaz Kurumu’nda Bir Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />

Dumlupınar <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya, 2006.<br />

ER, Meltem, Satış Elemanlarının Motivasyonu, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />

Yıldız Teknik <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2004.<br />

GÜLDAL, Duygu, Kadın Yöneticileri Motive Ve Demotive Eden Faktörlerin<br />

Tespitine Yönelik Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />

Çukurova <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana, 2006.<br />

GÜLHAN, Tahsin, Motivasyonda Manevi Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans<br />

Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, İstanbul, 1994.<br />

GÜVEN, Yasemin, Motivasyon Teori ve Araçlarının İncelenmesi; Seydişehir Eti<br />

Alüminyum A.Ş. de Motivasyon Araçlarının İş Görenler Tarafından<br />

Algılanması Üzerine Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />

Selçuk <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2004.<br />

HACISALİHOĞLU, Uğur, İç Girişimcili İklimi Ve Kurumsallaşma Algısı İle İş<br />

Tatmini Ve Bağlılık Düzayi Arasındaki İlişkiler, Yayınlanmamış Yüksek<br />

Lisans Tezi, Gebze İleri Teknoloji Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gebze,<br />

2007.<br />

KAPLAN, Mehmet, Motivasyon Teorileri Kapsamında Uygulanan Özendirme<br />

Araçlarının İş Gören Performansına Etkisi ve Bir Uygulama,<br />

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atılım <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />

Enstitüsü, Ankara, 2007.<br />

KARAKOÇ, Aysel, Yönetici Motivasyonunun İşletme Yönetimi Üzerine Etkisi,<br />

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />

Enstitüsü, İstanbul, 1998.<br />

KEKLİK, Belma, İnsan Kaynakları Temininde Kullanılan Tekniklerin<br />

Etkinliklerine İlişkin Kobi’lerde Bir Araştırma ve Model Önerisi,<br />

Yayınlanmamış Doktora Tezi, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />

Enstitüsü, Isparta, 2007.<br />

KIRÇI, Zafer, Motivasyon Unsuru Olarak Kariyer Geliştirme ve Bir Uygulama,<br />

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk <strong>Üniversitesi</strong> SBE, Erzurum, 2007.<br />

KOÇ, Burcu Başak, Gıda Sanayi İşletmelerinde Motivasyon Araçlarının İş Gören ve<br />

İşletme Verimliliğine Olan Etkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />

Trakya <strong>Üniversitesi</strong>, Fen Bilimleri Enstitüsü, Edirne, 2005.


187<br />

KONUR, Deniz Yaşar, İş Yerlerinde Motivasyon Teorileri ve Uygulamalarına<br />

İlişkin Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik<br />

<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006.<br />

OKSAY, Aygen, Çalışanlarda İş Tatmini: Sağlık Sektörü Üzerine Bir Araştırma,<br />

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2005.<br />

PEKEL, Hüseyin Nail, İşletmelerde Motivasyon ve Verimlilik İlişkisi; Devlet Hava<br />

Meydanları İşletmesi Ant. Havalimanın Çalışanları Arasında Bir Örnek<br />

Olay Araştırması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong><br />

<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2001.<br />

SÖZER, Zeynep, Örgüt Kültürünün İş Gören Motivasyonu İle İlişkisi ve Bir<br />

Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi ,Yıldız Teknik <strong>Üniversitesi</strong>,<br />

Sosyal Bilimler <strong>Üniversitesi</strong>, İstanbul, 2006.<br />

ŞAHİN, Ali, Türk Kamu ve Özel Kesim Yöneticilerinin Motivasyon Durumu,<br />

Yayınlanmamış Doktora Tezi, Konya, 2003.<br />

TAŞBAŞ, R. Harun, Firmaların Bünyelerindeki Satış Elemanlarının<br />

Motivasyonunu Artırmada Kullandıkları Maddi Olmayan Motivasyon<br />

Yöntemlerinin Satış Yöneticilerinin Bakış Perspektifiyle Değerlendirilmesi<br />

ve İlaç Sektöründe Üzerine Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />

Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1998.<br />

TAŞPINAR, Fatih, Motivasyon Araçlarının İş Gören Motivasyonu Üzerindeki<br />

Etkisi;Afyon Karahisar Termal Otel İşletmelerinde Bir Araştırma,<br />

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />

Bilimler Enstitüsü, Afyon Karahisar, 2006.<br />

YILDIRIM, Doğan Şafak, Resmi İlköğretim Okullarında Görev yapan<br />

Öğretmenlerin Motivasyon ve İş Tatminini Etkileyen Faktörler,<br />

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />

Enstitüsü, İstanbul, 2006.


EK-1: Anket Örneği<br />

EKLER<br />

188<br />

Sayın Katılımcı,<br />

Bu anket araştırması <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong> İşletme Bölümünde<br />

hazırlanan bir tezin araştırma kapsamı için kullanılacaktır.<br />

Aşağıda sizi işinizde motive edebilecek bazı unsurların, çalışmanızdaki<br />

motivasyonunuzu ne derece etkilediğini araştırmaya yönelik bir dizi sorular<br />

hazırlanmıştır. Ankete katılım gönüllülük esasına dayanmaktadır. Kimliklerinizi<br />

açıklayacak herhangi bir bilgi istenmemektedir. Sorulara vereceğiniz cevaplar Kesinlikle<br />

katılmıyorum, katılmıyorum, kararsızım, katılıyorum, kesinlikle katılıyorum şıkları<br />

şeklinde sıralanmıştır. Size uygun olan cevabın kutucuğuna bir işaret koyarak<br />

görüşünüzü bildiriniz. Soruları dikkatlice okuduktan sonra cevaplandırmaya geçiniz.<br />

Yüksek Lisans Öğrencisi Tuğba Altok<br />

ANKET SORULARI<br />

A. KİŞİSEL VE MESLEKİ ÖZELLİKLER İLE İLGİLİ SORULAR<br />

1. Halen çalışmakta olduğunuz firma hangi sektörde bulunmaktadır ?<br />

Hizmet Sektörü ( ) İmalat Sektör ( )<br />

2. Yaşınız ?<br />

18 – 24 ( ) 25 – 30 ( ) 31 – 39 ( ) 40 ve Üstü ( )<br />

3. Cinsiyetiniz ?<br />

Kadın ( ) Erkek ( )<br />

4. Öğrenim durumunuz ?<br />

a) İlköğretim ( )<br />

b) Lise ( )<br />

c) Meslek Yüksek Okulu ( )<br />

d) Fakülte – Yüksek Okul ( )<br />

e) Lisans Üstü ( )<br />

5. Firmanızdaki hizmet süreniz ?<br />

a) 1 yıldan az ( )<br />

b) 1 – 3 yıl ( )


c) 3 – 8 yıl ( )<br />

d) 8 – 15 yıl ( )<br />

e) 15 yıldan fazla ( )<br />

6. Firmanızdaki pozisyonunuz nedir?<br />

a) Satış Elemanı<br />

b) Muhasebe Elemanı<br />

c) Pazarlama Elemanı<br />

d) Büro Elemanı<br />

e) İşçi<br />

f) Temizlik Elemanı<br />

f) Diğer(…………………) Belirtiniz<br />

B. İŞGÖREN MOTİVASYONU İLE İLGİLİ SORULAR<br />

Aşağıdaki İfadelere Hangi Oranda Katılıp Katılmadığınızı<br />

İlgili Kutucuğa İşaret Koyarak Belirtiniz.<br />

1- Maaşıma yapılacak yıllık artışlar motivasyonumu olumlu<br />

yönde etkiler.<br />

2- Başarılarım dolayısıyla parasal nitelikli ödüller almak<br />

motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

3- Çalıştığım firma tarafından sağlanan istihdam güvencesi<br />

motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

4- Daha verimli çalışmayı sağlamak amacıyla prim uygulaması<br />

yapılması motivasyonumu olumlu yönde etkilemez.<br />

5- İşten atılma korkusuyla çalışmak motivasyonumu olumsuz<br />

yönde etkiler.<br />

6- Bir yıllık dönem sonunda çalıştığım firmanın elde ettiği karın<br />

bir bölümünü çalışanlarına dağıtması, motivasyonumu olumlu<br />

yönde etkiler.<br />

7- Aynı işi yapan diğer çalışma arkadaşlarımla aynı ücreti almam<br />

(ücret adaleti) motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

8- İşletme içinde çalışırken kendimi belli ölçülerde bağımsız<br />

hissetmem motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

9- İş arkadaşlarım ve dahil olduğum informel gruplarla olan<br />

ilişkilerim motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

10- Yöneticiler ve grup üyeleri tarafından takdir edilmem ve<br />

yapıcı eleştiriler almam motivasyonumu olumlu yönde etkilemez.<br />

11- Başarılarım karşılığında terfi etme ve yükselme olanağını<br />

tanınması motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

Kesinlikle<br />

Katılmıyorum<br />

Katılmıyorum<br />

Kararsızım<br />

Katılıyorum<br />

189<br />

Kesinlikle<br />

Katılıyorum


12- İşyerinde kendimi değerli hissetmek motivasyonumu olumlu<br />

yönde etkiler.<br />

13- Önerilerimin üst yönetim tarafından değerlendirilerek etkin<br />

bir biçimde uygulamaya konulması motivasyonumu olumlu<br />

yönde etkiler.<br />

14- İşletme içerisindeki aydınlatma, ısı, gürültü, araç ve gereçler,<br />

işyerinin eve yakınlığı gibi fiziksel şartlar ve çalışma koşulları<br />

motivasyonumu olumsuz yönde etkiler.<br />

15- İşletme tarafından düzenlenen piknik, spor faaliyetleri v.b.<br />

faaliyetler motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

16- Çalışma arkadaşlarımla olan bireysel ilişkilerim<br />

motivasyonumu olumsuz yönde etkiler.<br />

17- İşletme amaçlarının bireysel amaçlarımla örtüşmesi<br />

motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

18- İşletme içerisindeki sosyal etkinlikler motivasyonumu olumlu<br />

yönde etkilemez.<br />

19- Yönetim tarafından, sahip olduğum niteliklere uygun yetkiler<br />

verilmesi motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

20- Mesleğim ile ilgili eğitimler verilmesi motivasyonumu<br />

olumlu yönde etkiler.<br />

21- Bir takım kararların alınmasında söz sahibi olmak<br />

motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

22- İşletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir iletişim sisteminin<br />

olması motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

23- Niteliklerimin, iş alışkanlıklarımın v.b. özelliklerimin<br />

sistematik bir şekilde ölçülmesi motivasyonumu olumlu yönde<br />

etkiler.<br />

24- Bireysel yada grupsal rekabet motivasyonumu olumsuz yönde<br />

etkiler.<br />

25- İşletme içerisindeki performans değerlendirme sisteminin<br />

olması ve bunun doğrultusunda ödül ve ceza uygulamalarının<br />

yapılması motivasyonumu olumsuz yönde etkiler.<br />

26- Görev ve sorumluluklarımın artırılması (iş genişletme)<br />

motivasyonumu olumsuz yönde etkiler.<br />

27- Daha çok sayıda iş verilmesi (iş zenginleştirme)<br />

motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

28- Çalışma arkadaşlarımla bilgi alışverişi içinde olmak ve<br />

işbirliği sağlamak motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

29- İşletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren konularda, çalışma<br />

arkadaşlarımın çeşitli sorunları belirlemek, incelemek ve<br />

çözümler sunmak için bir grup oluşturması (Kalite kontrol<br />

çemberleri) motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

30- Mesai saatlerinde çay saati gibi kısa molalar verilmesi<br />

motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />

ANKETİME KATILDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.<br />

190


EK-2: Özgeçmiş<br />

Kişisel Bilgiler:<br />

Adı ve Soyadı : Tuğba Altok<br />

Doğum Yeri: Isparta<br />

Doğum Yılı : 05.03.1982<br />

Medeni Hali: Evli<br />

ÖZGEÇMİŞ<br />

191<br />

Eğitim Durumu:<br />

Lise: Isparta Gazi Lisesi 1998 - 2000<br />

Lisans: <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>/ İşletme Bölümü 2001-2005<br />

Yüksek Lisans: <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>/İşletme Bölümü/Yönetim ve<br />

Organizasyon Ana Bilim Dalı 2006-2009<br />

Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi:<br />

l. İngilizce/ ileri seviye<br />

İş Deneyimi:<br />

01.2004/06.2006 Iscam A.Ş. Finans Müdürü<br />

02.2006/07.2006 Meryem Albayrak Anadolu Mahalli İd. Meslek Lisesi, ek ücretli<br />

İngilizce Öğretmenliği<br />

02.2006/06.2006 <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Atabey Meslek Yüksek Okulu,<br />

Öğretim Elemanı<br />

10.2006/ - Hatiç Giyim, Yönetici Asistanı<br />

Bilimsel Yayınlar ve Çalışmalar<br />

- - -

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!