Download (1396Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi
Download (1396Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi
Download (1396Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
T.C.<br />
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ<br />
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ<br />
İŞLETME ANA BİLİM DALI<br />
YÖNETİM VE ORGANİZASYON BİLİM DALI<br />
ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN<br />
FAKTÖRLERE İLİŞKİN HİZMET ve İMALAT İŞLETMELERİNDE<br />
KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA<br />
YÜKSEK LİSANS TEZİ<br />
Tuğba ALTOK<br />
Tez Danışmanı:<br />
Prof. Dr. Hasan İBİCİOĞLU<br />
ISPARTA, 2009
ÖNSÖZ<br />
Günümüzde işletmeler, insan kaynaklarının önemini kavramış ve “önce insan”<br />
sloganıyla hareket etmeye başlamış durumdadırlar. İşgörenlerin daha verimli<br />
çalışmalarını sağlamak işletmenin başarısını arttıracağından, işgörenlerin<br />
motivasyonlarını etkileyen faktörleri ve bu faktörlere hangi açıdan baktıklarını<br />
incelemek gerekmektedir.<br />
Bu noktadan çıkışla, tez çalışmamızda, işgörenlerin motivasyonunu etkileyen<br />
faktörler, Isparta ilinde faaliyet gösteren, hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan<br />
işgörenler üzerinde karşılaştırmalı olarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu<br />
çalışmamın, işgörenlerin verimlerini artırmada faydalı olmasını diliyorum.<br />
Tezimi hazırladığım süre boyunca, gerekli yönlendirmeleri yaparak, hiçbir<br />
fedakârlıktan kaçınmayan, verdiği büyük destek ve ayırdığı zaman için danışmanım ve<br />
sayın hocam Prof.Dr. Hasan İBİCİOĞLU’na,<br />
İstatiksel alanda bütün bilgisini benimle paylaşan sayın hocam Yrd. Doç. Dr.<br />
Hüsrev EROĞLU’na,<br />
Çalışmamın eksiksiz ve hatasız olması için değerli vaktini ayıran sayın hocam<br />
Dr. Belma KEKLİK’e,<br />
Sadece bu çalışmamda değil her zaman sabrını, desteğini ve ilgisini benden<br />
esirgemeyen değerli eşim Hakan ALTOK’ a teşekkürlerimi sunarım.<br />
Tuğba ALTOK<br />
07.05.2009<br />
iii
ÖZET<br />
ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN<br />
HİZMET ve İMALAT İŞLETMELERİNDE KARŞILAŞTIRMALI BİR<br />
ARAŞTIRMA<br />
Danışman: Prof. Dr. Hasan İBİCİOĞLU<br />
Tuğba ALTOK<br />
<strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, İşletme Bölümü,<br />
Yüksek Lisans Tezi, 191 sayfa, Mayıs 2009<br />
İnsanlar; nitelikleri, ihtiyaçları, istekleri ve beklentileri açısından birbirlerinden<br />
farklı yapılara sahiptirler. Bu çok değişkenli yapı, işgörenlerin motivasyon boyutunda<br />
farklılık göstermesine sebep olmaktadır. İşletmede motivasyon ortamı; içsel ve dışsal<br />
unsurlar ile insan kavramının bütünleştiği bir noktada oluşmaktadır. Bu unsurlar<br />
motivasyon faktörlerinin değişkenliği hakkında bilgi verici niteliktedir. Bu faktörler de,<br />
her işletmede ve işgörende çeşitlilik arz etmektedir.<br />
Bu tezde, çalışanların motivasyonunu etkileyen ekonomik, psikolojik ve<br />
örgütsel-yönetsel faktörler ve bu faktörlerin olumlu ya da olumsuz etkileri özel sektörde<br />
önemli bir paya sahip olan hizmet ve imalat işletmelerinde karşılaştırmalı olarak<br />
araştırılmıştır.<br />
Beş bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde, motivasyon kavramı ve<br />
önemi; ikinci bölümünde motivasyon kuramları, üçüncü bölümünde çalışanların<br />
motivasyonunu etkileyen faktörler açıklanmıştır. Dördüncü bölümünde; bu faktörlere<br />
ilişkin olarak özel sektöre bağlı 6 adet hizmet işletmesi ve 3 adet imalat işletmesinde<br />
çalışan 300 işgören ile 6 adet kişisel ve 30 adet işgören motivasyonuyla ilgili anket<br />
uygulaması ve karşılaştırmalı olarak analiz yapılmıştır. Beşinci bölümünde ise sonuç ve<br />
değerlendirmeler kısmı yer almaktadır.<br />
Anahtar Kelimeler: Motivasyon, Motivasyon kuramları, Motivasyon faktörleri, Hizmet<br />
ve imalat işletmesi.<br />
iv
ABSTRACT<br />
A COMPARATIVE STUDY THE BUSINESS<br />
ENTERPRISES OF SERVİCE AND PRODUCTION RELATED<br />
TO THE FACTORS AFFECTING THE MOTİVATION OF THE WORKERS<br />
Tuğba ALTOK<br />
<strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> University<br />
Department of Business Administration<br />
Post Graduate Thesis, 191 Pages, May 2009<br />
Supervising Professor Dr. Hasan İBİCİOĞLU<br />
Human beings own different origins than each other in terms of their qualities,<br />
necessities desires and expectations. This multi-variable origin leads to some differences<br />
in motivational dimension of the employees. Motivational atmosphere in a business<br />
enterprise is formed at a point where man becomes a united whole whit inner and outer<br />
elements. These elements have an informative characteristic on the variability of<br />
motivational factors. These factors present diversities in every business enterprise and<br />
employee as well.<br />
In this thesis, economic, psychological and organizational-administrative factors<br />
affecting the motivation of the employees and positive or negative effects of these<br />
factors that have a significant share in the business enterprises of service and production<br />
at private sector have been studied comparatively. In the first chapter of the study which<br />
is composed of five chapters, motivational concept and its importance; in the second<br />
chapter motivational theories, as for the third chapter factors affecting the motivation of<br />
the employees have been explained. In the fourth chapter; regarding these factors, a<br />
public survey application related to the motivation of 6 personal and 300 employees and<br />
of 300 employees working in 6 business enterprises and 3 small factories that belong to<br />
private sector has been analyzed comparatively. In the fifth chapter, conclusion and<br />
evaluations part take place.<br />
Key Words: Motivation, motivational theories, motivational factors, service and<br />
business enterprises.<br />
v
İÇİNDEKİLER<br />
vi<br />
Sayfa<br />
ÖNSÖZ ............................................................................................................................ iii<br />
ÖZET ................................................................................................................................ iv<br />
ABSTRACT……………………………………………………………………………...v<br />
İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………..vi<br />
KISALTMALAR DİZİNİ……………………………………………………………….xi<br />
ŞEKİLLER DİZİNİ………………………………………………………………….….xii<br />
TABLOLAR DİZİNİ ..................................................................................................... xiii<br />
GİRİŞ ................................................................................................................................. 1<br />
BİRİNCİ BÖLÜM<br />
MOTİVASYON KAVRAMI ve ÖNEMİ<br />
1.1. Motivasyon Kavramı ve Anlamı ................................................................................. 4<br />
1.2. Motivasyonla İlgili Temel Kavramlar ....................................................................... 13<br />
1.2.1. Dürtü ................................................................................................................... 13<br />
1.2.2. Güdü .................................................................................................................... 14<br />
1.2.2.1. Güdü Çeşitleri ............................................................................................... 15<br />
1.2.2.1.1. İçgüdüler ................................................................................................. 15<br />
1.2.2.1.2. Fizyolojik Güdüler .................................................................................. 15<br />
1.2.2.1.3. Sosyal Güdüler ........................................................................................ 16<br />
1.2.2.1.4. Psikolojik Güdüler .................................................................................. 16<br />
1.2.3. İhtiyaç.................................................................................................................. 17<br />
1.2.4. Davranış .............................................................................................................. 17<br />
1.2.5. Hedef ................................................................................................................... 17<br />
1.3. Motivasyonun özellikleri .......................................................................................... 18<br />
1.4. Motivasyon Süreci .................................................................................................... 19<br />
1.5. Motivasyonun Önemi ................................................................................................ 23<br />
1.6. Motivasyonun Yararları ........................................................................................... 26<br />
1.7. İşgören Motivasyonunun Bireysel ve Örgütsel Yansımaları .................................... 28
1.7.1. İşgören Motivasyonunun Bireysel Yansımaları .................................................. 28<br />
1.7.1.1. İşgören Motivasyonu-İş Tatmini İlişkisi ....................................................... 28<br />
1.7.1.2. İşgören Motivasyonu-Örgütsel Bağlılık İlişkisi ............................................ 30<br />
1.7.1.3. İşgören Motivasyonu-Performans İlişkisi ..................................................... 31<br />
1.7.1.4. İşgören Motivasyonu-Kurum İçi Girişimcilik İlişkisi .................................. 32<br />
1.7.2. İşgören Motivasyonunun Örgütsel Yansımaları ................................................ 34<br />
1.7.2.1. İşgören Motivasyonu-İşletme Etkinliği İlişkisi .......................................... 34<br />
1.7.2.2. İşgören Motivasyonu-İşletme Verimliliği İlişkisi ...................................... 35<br />
1.7.2.3. İşgören Motivasyonu-Toplam Kalite İlişkisi ............................................. 37<br />
1.7.2.4. İşgören Motivasyonu-İşletme Kârlılığı İlişkisi .......................................... 40<br />
1.8. Motivasyon Yönetimi ............................................................................................... 42<br />
1.9. Yöneticiler ve Motivasyon İlişkisi ............................................................................ 43<br />
1.10. İşgörenler ve Motivasyon İlişkisi ............................................................................ 47<br />
İKİNCİ BÖLÜM<br />
MOTİVASYON KURAMLARI<br />
2.1. Kapsam Kuramları .................................................................................................... 50<br />
2.1.1. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı .......................................................... 52<br />
2.1.1.1. Fizyolojik ihtiyaçlar ....................................................................................... 54<br />
2.1.1.2. Güvenlik İhtiyacı ............................................................................................ 55<br />
2.1.1.3. Sosyal (Sevgi ve Aidiyet) İhtiyaçlar .............................................................. 56<br />
2.1.1.4. İtibar Görme İhtiyacı ...................................................................................... 58<br />
2.1.2. Frederick Herzberg ve Çift Faktör (Hijyen-Motivasyon) Kuramı ...................... 63<br />
2.1.3. Mc Clelland’ın Başarma İhtiyacı Kuramı ........................................................... 67<br />
2.1.4. Clayton Alderfer’in ERG Kuramı ....................................................................... 69<br />
2.2. Süreç Kuramları ........................................................................................................ 70<br />
2.2.1. Skinner’in Sonuçsal Şartlandırma Kuramı ......................................................... 71<br />
2.2.2. Vroom’un Beklentiler Kuramı ............................................................................ 74<br />
2.2.3. Porter-Lawler Ümit Kuramı ................................................................................ 77<br />
2.2.4. Adams’ın Eşitlik Kuramı .................................................................................... 79<br />
2.2.5. Edwin Locke’un Amaç Kuramı .......................................................................... 82<br />
vii
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM<br />
ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER<br />
3.1. Ekonomik Faktörler .................................................................................................. 85<br />
3.1.1. Ücret Artışı .......................................................................................................... 86<br />
3.1.2. Primli Ücret ......................................................................................................... 88<br />
3.1.3. Kâra Katılma ....................................................................................................... 89<br />
3.1.4. Ödüller ................................................................................................................ 91<br />
3.1.5. İstihdam Güvencesi ............................................................................................. 92<br />
3.2. Psikolojik Faktörler ................................................................................................... 93<br />
3.2.2. Sosyal Katılma .................................................................................................... 94<br />
3.2.3. Değer ve Statü ..................................................................................................... 95<br />
3.2.4. Gelişme ve Başarının Takdir Edilmesi ............................................................... 96<br />
3.2.5. Çevreye Uyum .................................................................................................... 97<br />
3.2.6. Öneri Sistemi ....................................................................................................... 98<br />
3.2.7. Psikolojik Güvence ............................................................................................. 99<br />
3.2.8. Sosyal Etkinlikler .............................................................................................. 100<br />
3.3. Örgütsel ve Yönetsel Faktörler ............................................................................... 100<br />
3.3.1. Amaç Birliği ...................................................................................................... 101<br />
3.3.2. Yetki ve Sorumluluk Dengesi ........................................................................... 102<br />
3.3.3. Eğitim ve Yükselme .......................................................................................... 104<br />
3.3.4. İş görenlerin Kararlara Katılması ...................................................................... 105<br />
3.3.5. İyi Bir İletişim Sistemi ...................................................................................... 106<br />
3.3.6. Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi ................................................................. 108<br />
3.3.7. Rekabet .............................................................................................................. 109<br />
3.3.8. Performans Değerlendirme ............................................................................... 109<br />
3.3.9. İş Genişletme ..................................................................................................... 112<br />
3.3.10. İş Zenginleştirme ............................................................................................. 113<br />
3.3.11. Kalite Kontrol Çemberleri .............................................................................. 114<br />
3.3.12. Müzik Eşliğinde Çalışma ................................................................................ 116<br />
viii
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM<br />
ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN<br />
HİZMET ve İMALAT İŞLETMELERİNDE KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA .<br />
4.1. Araştırmanın Amacı ve Kapsamı ............................................................................ 117<br />
4.2. Evren ve Örneklem ................................................................................................. 119<br />
4.3. Araştırmanın Yöntemi ve Teknikleri ...................................................................... 120<br />
4.4. Anketin Uygulanması ve Verilerin Toplanması ..................................................... 121<br />
4.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ....................................................................................... 121<br />
4.6. Araştırmanın Hipotezleri ......................................................................................... 122<br />
4.6.1. Ana Hipotez ...................................................................................................... 122<br />
4.6.2. Alt Hipotezler .................................................................................................... 122<br />
4.7. Elde Edilen Bulgular ve Değerlendirmeler ............................................................. 129<br />
4.7.1. Güvenilirlik Analizi .......................................................................................... 129<br />
4.7.2. Çalışanların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular ................................... 131<br />
4.7.2.1. Araştırmaya Katılanların Yaş Aralıklarına Göre Dağılımı ......................... 131<br />
4.7.2.2. Araştırmaya Katılanların Cinsiyete Göre Dağılımı .................................... 132<br />
4.7.2.3. Araştırmaya Katılanların Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları ............... 132<br />
4.7.2.4. Araştırmaya Katılanların Mevcut İşyerinde Çalışma Sürelerine Göre<br />
Dağılımı………………………………………………………………………………..133<br />
4.7.2.5. Araştırmaya Katılanların Pozisyonlarına Göre Dağılımı ............................ 134<br />
4.7.3. İşgörenlerin Motivasyonuna İlişkin Bulgular ................................................... 134<br />
4.7.3.1. Ekonomik Faktörler .................................................................................... 134<br />
4.7.3.1.1. Ücret ile İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................................. 134<br />
4.7.3.1.2. Prim Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .............................. 138<br />
4.7.3.1.3. Kâra Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................... 140<br />
4.7.3.1.4. Parasal Ödüller ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ................................. 141<br />
4.7.3.1.5. İstihdam Güvencesi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .......................... 142<br />
4.7.3.2. Psikolojik Faktörler ..................................................................................... 144<br />
ix
4.7.3.2.1. Bağımsız Çalışma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................. 144<br />
4.7.3.2.2. Sosyal Katılma ve Bireysel İlişkiler ile İşgören Motivasyonu İlişkisi . 145<br />
4.7.3.2.3. Kendini Değerli Hissetme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ................. 146<br />
4.7.3.2.4. Terfi ve Yükselme ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................. 150<br />
4.7.3.2.5. Fiziksel Şartlar ve Çalışma Koşulları ile İşgören Motivasyonu İlişkisi 151<br />
4.7.3.2.6. Öneri Sistemi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ..................................... 153<br />
4.7.3.2.7. İşletmenin Düzenlediği Faaliyetler ve Sosyal Etkinlikler ile İşgören<br />
Motivasyonu İlişkisi…………………………………………………………………...154<br />
4.7.3.3. Örgütsel ve Yönetsel Faktörler ................................................................... 156<br />
4.7.3.3.1. Amaç Birliği ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ...................................... 156<br />
4.7.3.3.2. Yetki ve Sorumluluk ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ......................... 157<br />
4.7.3.3.3. Meslek Eğitimi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................. 157<br />
4.7.3.3.4. İş görenlerin Kararlara Katılması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ...... 160<br />
4.7.3.3.5. İletişim Sistemi ve İşbirliği ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ............... 161<br />
4.7.3.3.6. Bireysel ya da Grupsal Rekabet ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ........ 162<br />
4.7.3.3.7. Performans Değerlendirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............... 163<br />
4.7.3.3.8. İş Genişletme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ..................................... 165<br />
4.7.3.3.9. İş Zenginleştirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................... 166<br />
4.7.3.3.10. Kalite Kontrol Çemberleri ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............... 166<br />
4.7.3.3.11. İşletmeye Özel Uygulamalar Yapılması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
........................................................................................................................................ 168<br />
BEŞİNCİ BÖLÜM<br />
SONUÇ ve DEĞERLENDİRMELER<br />
KAYNAKÇA ................................................................................................................. 178<br />
EKLER………………………………………………………………………………...188<br />
x
KISALTMALAR DİZİNİ<br />
Çev : Çeviren<br />
Der : Dergisi<br />
Ens : Enstitü<br />
Fak : Fakültesi<br />
İ.İ.B.F. : İktisadi İdari Bilimler Fakültesi<br />
Ltd : Limited<br />
M.P.M. : Milli Prodüktivite Merkezi<br />
S.B.E. : Sosyal Bilimler Enstitüsü<br />
Şti : Şirketi<br />
Üniv : <strong>Üniversitesi</strong><br />
Yay : Yayıncılık<br />
xi
ŞEKİLLER DİZİNİ<br />
Şekil 1.1: Motivasyon ........................................................................................................ 5<br />
Şekil 1.2: Motivasyon Süreci ........................................................................................... 21<br />
Şekil 2.1: Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi .................................................................... 53<br />
Şekil 2.2: Klasik Şartlandırma ......................................................................................... 72<br />
Şekil 2.3: Vroom Motivasyon Modeli ............................................................................. 76<br />
Şekil 2.4: Porter ve Lawler’in Kurumsal Modeli ............................................................. 79<br />
xii
TABLOLAR DİZİNİ<br />
Tablo 1.1: Çalışanların İsteklerine Bakış Açısı................................................................ 12<br />
Tablo 1.2: Dürtü ve Güdü Arasındaki Farklar ................................................................. 14<br />
Tablo 2.1: Herzberg’in Hijyen ve Motivasyon Faktörleri ............................................... 65<br />
Tablo 4.1: Reliability Statistics ...................................................................................... 129<br />
Tablo 4.2: Item-Total Statistics ...................................................................................... 130<br />
Tablo 4.3: Yaş Dağılımı ................................................................................................ 131<br />
Tablo 4.4: Cinsiyet Dağılımı .......................................................................................... 132<br />
Tablo 4.5: Eğitim Dağılımı ............................................................................................ 132<br />
Tablo 4.6: Çalışma Süreleri............................................................................................ 133<br />
Tablo 4.7: Pozisyon Dağılımı ........................................................................................ 134<br />
Tablo 4.8: Ücret Artışı ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................................... 135<br />
Tablo 4.9: Ücret Adaleti ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................................. 136<br />
Tablo 4.10: Ücret Adaleti ve Sektör İlişkisi .................................................................. 137<br />
Tablo 4.11: Prim Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi………………………138<br />
Tablo 4.12: Prim Uygulaması İle Sektör İlişkisi ............................................................ 139<br />
Tablo 4.13: Kâra Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ......................................... 141<br />
Tablo 4.14: Parasal Ödüller ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ....................................... 142<br />
Tablo 4.15: İstihdam Güvencesi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................... 143<br />
Tablo 4.16: İşten Atılma Korkusu ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................ 143<br />
Tablo 4.17: Bağımsız Çalışma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ................................. 144<br />
Tablo 4.18: Sosyal Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ...................................... 145<br />
Tablo 4.19: Bireysel İlişkiler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................... 146<br />
Tablo 4.20: Kendini Değerli Hissetme ve Takdir Edilme ile İşgören Motivasyonu<br />
İlişkisi ............................................................................................................................. 147<br />
Tablo 4.21: Takdir Edilme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ......................................... 148<br />
Tablo 4.22: Takdir Edilme ve Sektör İlişkisi ................................................................. 149<br />
Tablo 4.23: Terfi ve Yükselme ile İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................. 150<br />
Tablo 4.24: Fiziksel Şartlar ve Çalışma Koşulları ile İşgören Motivasyonu İlişkisi .... 151<br />
Tablo 4.25: Fiziksel Şartlar Ve Çalışma Koşulları ile Sektör İlişkisi ............................ 152<br />
xiii
Tablo 4.26: Öneri Sistemi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .......................................... 153<br />
Tablo 4.27: İşletmenin Düzenlediği Faaliyetler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ......... 154<br />
Tablo 4.28: Sosyal Etkinlikler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ................................... 155<br />
Tablo 4.29: Amaç Birliği ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ........................................... 156<br />
Tablo 4.30: Yetki ve Sorumluluk ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................... 157<br />
Tablo 4.31: Meslek Eğitimi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ........................................ 158<br />
Tablo 4.32: Meslek Eğitimi ve Sektör İlişkisi ............................................................... 158<br />
Tablo 4.33: Kararlara Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................... 160<br />
Tablo 4.34: Sağlıklı ve Etkin İletişim ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ........................ 161<br />
Tablo 4.35: Bilgi Alışverişi ve İşbirliği ile İşgören Motivasyonu İlişkisi ..................... 162<br />
Tablo 4.36: Bireysel ya da Grupsal Rekabet ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .............. 162<br />
Tablo 4.37: İşgören Niteliklerinin Sistemli Ölçümü ve İşgören Motivasyonu İlişkisi..163<br />
Tablo 4.38: Performans Değerlendirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ..................... 164<br />
Tablo 4.39: İş Genişletme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .......................................... 165<br />
Tablo 4.40: İş Zenginleştirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi .................................... 166<br />
Tablo 4.41: Kalite Kontrol Çemberleri ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ...................... 167<br />
Tablo 4.42: Çay Saati Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi ............................. 168<br />
xiv
GİRİŞ<br />
Ülkeler hem bölgesel hem de küresel anlamda söz sahibi olabilmek için rekabete<br />
mecburdurlar. İşletmelerin rekabet ortamında ayakta kalabilmeleri ekonomik, siyasal,<br />
kültürel alanlarda etkin olmaları ile mümkündür. Bu alanlarda etkin olabilmek için<br />
öncelikli olarak işletmelerin kendi içinde uyumlu ve tutarlı ilişkiler geliştirmeleri<br />
beklenir. Bunun içinde iyi motive edilmiş çalışanlar ve etkin bir motivasyon yönetimi<br />
gerekmektedir.<br />
İnsanlar, hayatta kalmak için güvenliğe, beslenmeye, barınmaya ihtiyaç<br />
duymaktadırlar. Bunlar günlük hayatımızın temel fiziksel ihtiyaçlarındandır. Bu temel<br />
ihtiyaçlar giderilirse insanlar, başarı, duygusal tatminler, kişisel gelişim, değerli olmak,<br />
kabul edilmek gibi diğer ihtiyaç alanlarına bakmaya başlamakta ve bu ihtiyaçların<br />
giderilmesine yönelebilmektedirler.<br />
Motivasyon kelimesi, Latince “movere”, yani “hareket ettirme, hareketlendirme”<br />
kelimesinden gelmektedir. Motivasyon, “Bir ihtiyacı gidermek için gerekli davranışları<br />
başlatan bir kuvvettir. Aynı zamanda kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirmek için<br />
kendi arzu ve istekleri ile davranmalarıdır. Örgütün ve bireylerin ihtiyaçlarının tatminle<br />
sonuçlanacak bir iş ortamı oluşturularak bireyin harekete geçmesi için etkilenmesi ve<br />
isteklendirilmesi sürecidir.” olarak tanımlanmaktadır. Çalışma yaşamında motivasyon<br />
ise; örgütsel amaçlara ulaşmak için, bir çabayı sürdürmek konusunda bireyin isteklilik<br />
derecesi olarak tanımlanabilir.<br />
Bir işletmede, motivasyonun asıl kullanılış nedeni işgörenler olarak<br />
görülmektedir. Çünkü işgörenlerin başarısı işletmenin de işine yarayabileceği gibi kendi<br />
işlerine de yaramaktadır. İşletmede motivasyonel açıdan uygun bir ortamın bulunması,<br />
işgörenler için ihtiyaçları gidermede ve amaçlara ulaşmada son derece yararlı<br />
olabilmektedir. İşletmelerde motivasyon uygulamalarının temel amacı da işgörenlerin<br />
amaçlarıyla işletmenin amaçlarının uyumlaştırılması ve böylece çalışanların işletme<br />
amaçları doğrultusunda faaliyetlerini sürdürürken hem kendileri hem de örgüt için yarar<br />
sağlamaları olmaktadır.<br />
1
Bu nedenle işletmelerde motivasyonu etkileyen çeşitli faktörler ortaya çıkmakta<br />
ancak her işletmede her zaman aynı etkiyi gösteren bir motivasyon faktörü<br />
bulunmamaktadır. Bir işgören için motivasyonel olan bir araç diğer işgörende aynı etkiyi<br />
veremeyebilmektedir. Bu motivasyon faktörlerinin etkisi bireyin ihtiyaçları kadar<br />
toplumsal düzeye, eğitim düzeyine, değer yargılarına ve çevresel öğelere bağlı<br />
olabilmektedir.<br />
Yöneticilerin motivasyonu etkileyen faktörleri ve işgörene olan etkilerini;<br />
işgörenlerin bireysel nitelikleri ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak saptaması ve işletmenin<br />
olanaklarının ne olduğunun ve bu ihtiyaçlara ne ölçüde cevap verilebileceğinin bilinmesi<br />
gerekmektedir.<br />
Hem yurtdışında hem de ülkemizde motivasyonla ilgili kuramsal ve uygulamaya<br />
dönük birçok çalışma ve araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar, yöneticilerin personelin<br />
verimli çalışmasını sağlamak ve değerli işgörenlerini kaybetmemek için öncelikle<br />
çalışanları neyin motive ettiğini bilmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.<br />
Bu çalışmanın tez konusu olarak ele alınmasının ilk sebebi, Isparta ilinde mevcut,<br />
hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin olumlu yada olumsuz yönde<br />
etkilendikleri motivasyon faktörlerinin düzeylerinin sektör bazında farklılık yaratıp<br />
yaratmadığını ortaya koymak ve Isparta ilindeki işletmelere faydalı olabilecek hususları<br />
da belirtmektir. Bununla birlikte, bu konunun il dahilinde sektör bazında, daha önce çok<br />
fazla irdelenmemiş olması ve uygulanabilir kolaylığı da bir diğer sebeptir. Bu tez<br />
çalışmasında elde edilen bulgular, Isparta ilinde faaliyet gösteren hizmet ve imalat<br />
işletmelerinde çalışan işgörenlerin motivasyon faktörlerinin düzeyleri hakkında faydalı<br />
olabilecek niteliktedir.<br />
Beş bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde; motivasyon kavramı geniş<br />
kapsamlı olarak açıklanırken, motivasyonun dürtü, güdü, ihtiyaç, davranış ve hedef<br />
kavramları ile olan ilişkileri açıklanmaktadır. Motivasyon süreci, önemi ve yararları<br />
hakkında bilgi verildikten sonra işgören motivasyonunun bireysel ve örgütsel<br />
yansımaları hakkında bilgi verilmektedir. Bu kısımda, işgören motivasyonu ile, iş<br />
tatmini, örgütsel bağlılık, performans ve kurum içi girişimcilik kavramları arasındaki<br />
2
ilişki incelenirken işgören motivasyonuyla örgütsel açıdan; işletme etkinliği, işletme<br />
verimliliği, toplam kalite ve işletmenin kârlılığı ile olan ilişkileri incelenmektedir.<br />
Çalışmanın ikinci bölümünde ise, yöneticilere kişileri motive eden faktörleri<br />
belirlemek, kişilerin motivasyonunu sürdürmek konularında yardımcı olmak için<br />
motivasyon kuramları konusuna değinilmiştir. Motivasyon teorilerinin her biri, insan<br />
davranışının nedenlerini diğerlerinden farklı varsayımlara dayandırmaktadır. Aynı<br />
zamanda işletmelerde yöneticilerin çalışanları nasıl motive edeceklerine dair yol<br />
göstermesi bakımından önem göstermektedir. Bu bağlamda motivasyon teorileri,<br />
kapsam teorileri ve süreç teorileri olarak iki ana grupta incelenmektedir.<br />
Üçüncü bölümde de; çalışanların motivasyonunu etkileyen faktörler kavramsal<br />
olarak açıklanmaktadır. Ücret artışı, primli ücret, kara katılma, ekonomik ödül ve<br />
istihdam güvencesi olarak incelenen ekonomik faktörler; çalışmada bağımsızlık, sosyal<br />
katılma, değer ve statü, gelişme ve başarının takdir edilmesi, çevreye uyum, öneri<br />
sistemi, psikolojik güvence ve sosyal etkinlikler olarak incelenen psikolojik faktörler ve<br />
amaç birliği, yetki ve sorumluluk dengesi, eğitim ve yükselme, iş görenlerin kararlara<br />
katılması, iyi bir iletişim sistemi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, rekabet, iş<br />
rotasyonu , iş genişletme, iş zenginleştirme, kalite kontrol çemberleri ve müzik eşliğinde<br />
çalışma olarak ele alınan örgütsel-yönetsel faktörler hakkında bilgi verilmektedir.<br />
Çalışmanın dördüncü bölümünde; tezin örneklemini oluşturan Isparta ilinde<br />
faaliyet gösteren 6 adet hizmet ve 3 adet imalat işletmelerinde çalışan 300 işgörene<br />
uygulanan 36 sorudan oluşan anket formundan elde edilen verilerin analizi yapılarak,<br />
işgörenlerin motivasyonunu etkileyen faktörlere ilişkin karşılaştırmalı bir araştırma yer<br />
almaktadır. Bu tez çalışmasında anket metodu ve bu anketlerin analizi için istatistik<br />
yöntemler kullanılmıştır.<br />
Çalışmanın son bölümü beşinci bölümde ise; tez çalışmasının sonuç ve<br />
değerlendirmeler kısmı yer almaktadır.<br />
3
1.1. Motivasyon Kavramı ve Anlamı<br />
BİRİNCİ BÖLÜM<br />
MOTİVASYON KAVRAMI ve ÖNEMİ<br />
Neden bazı kişiler geç saatlere kadar çalışır ve neden bazıları çalışma saatinin<br />
bitişi yaklaşırken bürosunu terk etmek üzere hazırlanmaya başlar? Kişileri farklı<br />
şekillerde davranmaya sevk eden faktörler nelerdir? Kişiler neden ve ne yönde davranış<br />
gösterir? Kişilerin aynı davranışları tekrar göstermeleri (veya göstermemeleri) nasıl<br />
sağlanabilir? 1 Yönetici iş göreni amaçlar doğrultusunda davranması için nasıl motive<br />
edebilir? Tüm bu soruların cevabı motivasyon kavramı ile ilgili olmaktadır. Şöyle ki, iş<br />
gören belirli amaçları gerçekleştirmek üzere davranıyorsa ve bu amaçları<br />
gerçekleştirmek için bütün yeteneğini, bilgisini ve enerjisini isteyerek harcıyorsa o<br />
durumda motivasyondan söz edilebilmektedir. 2<br />
Çalışanların gereksinimlerini karşılama ve onları çalışmaya özendirme,<br />
işletmeler açısından karmaşık ve zor bir süreçtir. Çalışanlarını motive etmek, verimlerini<br />
artırmak ve onları elinde tutmak isteyen işletmeler, öncelikle çalışanlarının<br />
gereksinimlerini iyi analiz edebilmeli, daha sonra da onlara motivasyonlarını<br />
sağlayabilecek bir çalışma ortamı ve sistemi sunmalıdırlar. Bunun için de motivasyon<br />
kavramının ve sürecinin iyi anlaşılması ve kullanılması gerekmektedir.<br />
Güdülenme ve güdümleme olarak da ifade edilen motivasyon kavramı, istekleri ,<br />
arzuları, gereksinimleri ,dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır. Açlık,<br />
susuzluk, cinsellik gibi fizyolojik kökenli güdülere dürtü adı verilmektedir. İnsanlara<br />
özgü başarma isteği gibi yüksek dürtülere de gereksinme denir. Güdüler organizmayı<br />
uyarır ve faaliyete geçirir, organizmanın davranışı belirli bir amaca yöneltir.<br />
1<br />
Tamer KOÇEL İşletme Yöneticiliği, Genişletilmiş 8. Baskı, Beta Basım yay., İstanbul, 2001, s. 507.<br />
2<br />
İsmail EFİL, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Uludağ Üniv. Güçlendirme Vakfı, 1993,Bursa, s.<br />
98.<br />
4
Organizmanın davranışında bu iki özellik gözlendiği zaman organizmanın güdülenmiş<br />
olduğu söylenir. 3<br />
Motivasyon, (güdülüme) dilimizde güdü, harekete geçiren güç olarak<br />
yerleşmiştir. Güdüleme insanı harekete geçiren ve hareketlerinin yönlerini belirleyen,<br />
onların düşünceleri umutları inançları kısaca arzu; ihtiyaç ve korkularını kapsamaktadır.<br />
Okulda öğrencinin daha çok çalışma isteği duyması, fabrikada işçinin işini benimseyerek<br />
ve severek yapması ve bir orta kademe yöneticinin söylenmeden ve gerekli bilgileri<br />
hazırlamış olarak toplantıya katılması kişinin motivasyonu ile yakından ilgilidir. 4<br />
Şekil 1.1: Motivasyon<br />
Davranışın<br />
Başlatılması<br />
MOTİVASYON<br />
Davranışın İstenilen<br />
Doğrultuya<br />
Yönlendirilmesi<br />
Davranışın<br />
Sürdürülmesi<br />
Kaynak: Tarık SAĞIR, İşletmelerde Motivasyon Uygulamaları, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />
Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2004, s. 20.<br />
Motivasyon kavramı; hareket etmek, teşvik etmek, harekete geçmek anlamlarına<br />
gelen Latince “movere” kelimesinden türetilmiştir. Bu kavram İngilizce ve Fransızca<br />
“motive” kelimesinden türemiştir. “Motive” teriminin Türkçe karşılığı; güdü, saik veya<br />
3<br />
Doğan CÜCELOĞLU, İnsan ve Davranışı; Psikolojinin Temel Kavramları, Remzi Kitapevi, İstanbul,<br />
1985, s. 230.<br />
4<br />
İlhami FINDIKÇI, İnsan Kaynakları Yönetimi, Alfa Basım Yayın, İstanbul, 1999, s. 373.<br />
5
harekete geçme olarak belirlenir. 5 Kısaca , bir insanı belirli bir amaç için harekete<br />
geçiren güç olarak tanımlanabilecek motivasyonun daha kapsamlı bir tanımı da şöyle<br />
olabilecektir: Motivasyon bir ya da birden çok insanı , belirli bir gaye veya amaca doğru<br />
devamlı şekilde harekete geçirmek için yapılan çabaların toplamıdır. 6<br />
Birey açısından motivasyon, bireyin kişisel gereksinmelerinin doyurulmasından,<br />
bireyin kendini gerçekleştirmesine birçok evreleri kapsamaktadır. Örgütsel açıdan<br />
motivasyon ise, örgüt üyelerinin çalışmaya başlamalarını, çalışmalarını sürdürmelerini<br />
ve görevlerini istekle yerine getirmelerini sağlayan güçlerin veya mekanizmaların tümü<br />
anlamını taşımaktadır. 7<br />
Motivasyon kavramının anlamı genel olarak insan organizmasını davranışa iten,<br />
bu davranışın şiddet ve enerji düzeyini tayin eden, davranışlara belirli bir yön veren ve<br />
devamını sağlayan çeşitli iç ve dış sebepleri ve bunların işleyiş mekanizmalarını<br />
kapsamaktadır. 8 Örgüt açısından ise motivasyon , bireylerin çalışmaya başlamalarını<br />
devam ettirmelerini ve vazifelerini istekle yerine getirmelerini sağlayan mekanizmanın<br />
tamamı olarak kabul edilebilir. 9 Yani bireyin ihtiyaçlarını tatmin etmesi için ortam<br />
yaratarak, etkileyerek ve isteklendirerek onu harekete geçirme sürecidir. Yöneticinin<br />
temel görevi de çalışanlardaki bu isteği sürekli ve sistemli olarak uyanık tutmaktır.<br />
Bunun gerçekleştirilebilmesi için de çeşitli koşullara ihtiyaç vardır. Bu koşulların bir<br />
kısmı çalışanın kendisi ile bir kısmı da bireysel kişilik özellikleri ile ilgilidir. Bir kısmı<br />
da çalışana sunulan çevresel olanaklarla ilgilidir.<br />
Herkesin tatmin edilmemiş bir takım ihtiyaçları vardır. Motivasyon süreci kişinin<br />
ihtiyaçlarını belirlemek ile başlamaktadır. Bu ihtiyaçların uyarılmasıyla da güdüler<br />
ortaya çıkmaktadır. Güdüler de kişiyi davranışa itmektedir. Bu davranışın sonucunda da<br />
ihtiyaç tatmin olmaktadır. Motivasyon amaca yöneliktir. Amaç ise bireyin başarmak<br />
5<br />
Richard M. STRES-LYMAN., W. PORTER. Motivation and Work Behaviour. McGraw-Hill Series<br />
in Management, 1975. p. 5.<br />
6<br />
Erol EREN, Yönetim Psikolojisi, İstanbul : İ.Ü. İşletme Enstititüsü Yayınları, 1989, s 388.<br />
7<br />
Gülten İNCİR, Çalışanların Motivasyonuna Genel Bir Bakış, Milli Prodüktivite Merkezi Yay. No:<br />
313, Ankara, 1984, s. 2.<br />
8<br />
İsmail Alev ARIK, Motivasyon ve Heyecana Giriş, Çantay Kitabevi, İstanbul, 1996, s. 2.<br />
9<br />
Mustafa DURMAZ, Kişiler arası İletişim ve Motivasyon, Ege Üniv. Yayınları no:17, İzmir, 2002, s.<br />
94.<br />
6
istediği sonuçtur. Bu amaçları başarmak da kişinin ihtiyaçlarını azaltmasına neden<br />
olmaktadır. 10<br />
Mithcell motivasyonu; kişisel istek ve seçimleri içine alan belirli bir davranışı<br />
gösterme derecesi olarak tanımlamaktadır. 11 Cascio’ya göre motivasyon; kişisel<br />
ihtiyaçların tatmin isteğinden doğan bir güçtür. 12 Luthans motivasyonu; amaca ulaştıran<br />
davranışı ve yönlendiriciyi aktif hale getiren fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarla<br />
başlayan bir süreç olarak tanımlayıp içeriğini geliştirmiştir. 13 Genel anlamda ise dört<br />
genel karakteriyle tanımlanmaktadır:<br />
1. Motivasyon kişisel bir olgudur bu nedenle, her insan farklıdır ve tüm<br />
motivasyon teorilerinin temelinde bu farklılıkları vurgulamak vardır.<br />
2. Motivasyon genel olarak bir niyet olarak görülebilir. Motivasyon<br />
çalışanların kontrolü altında olduğu varsayılır ve davranışlar çabanın genişletilmesi gibi<br />
motivasyon tarafından belirlenir.<br />
3. Motivasyon çok yönlüdür. Burada neyin insanları aktif hale getireceği ve<br />
insanların zamanla değişen motivasyon faktörlerinin neler olduğunun bilinmesi gerekir.<br />
4. Motivasyon bir davranış ve bir performans değildir. Motivasyon kişiyi<br />
içten ve dıştan etkileyen güçlerle ilgilidir. 14<br />
Motivasyon bir anlamda, çalışanların istenilen hedeflere doğru edilgen şekilde<br />
yönlendirilebilmesi demektir.Buna karşın, harekete geçirme yöntemleri geliştirmek,<br />
insan kaynağının yaratıcı potansiyelini fark yaratacak eyleme dönüştürmektir. Ayrıca<br />
çalışanları harekete geçirici bir yönetsel yaklaşım benimsemek, çalışanları<br />
10<br />
Burcu Başak KOÇ, Gıda Sanayi İşletmelerinde Motivasyon Araçlarının İş Gören ve İşletme<br />
Verimliliğine Olan Etkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya <strong>Üniversitesi</strong>, Fen Bilimleri<br />
Enstitüsü, Edirne, 2005, s. 27.<br />
11<br />
Alan COWLİNG, Managing Human Resource, Arnold Publishing, London, 1998, p.174.<br />
12<br />
Wayne F. CASCİO, Managing Human Resources: Productivity, Quality of Work Life, Profits,<br />
McGraw-Hill Publishing Company, New York, 1989,s 428.<br />
13<br />
Fred LUTHANS, Organizational Behaviour, McGraw Hill, Singapore, 1997, s 147.<br />
14<br />
Nurullah GENÇ, Yönetim ve Organizasyon: Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, 1. Baskı, Seçkin<br />
Yay., Ankara, 2004, s. 234.<br />
7
heveslendirmek ve isteklendirmek demektir. Yaratıcılığın kurumsallaşarak sürekli hale<br />
gelmesi, ancak çalışanların istekle ve hevesle gerçekleştirebilecekleri bir olaydır. 15<br />
Motivasyon yönlendirici olmakla birlikte insanın içinde oluşan ve onu harekete<br />
teşvik eden bir dürtü ya da itici güçtür. Motivasyon kimi yerde bu şekilde tanımlanırken,<br />
kimi yerde de ihtiyaçları tatmin için organizmayı harekete geçiren itici güç olarak<br />
tanımlanmaktadır. Hedefe varıldığı andan itibaren de itici güç ortadan kalkmaktadır. İş<br />
yaşamı içinde ise motivasyon; çalışanla çalıştıran arasında etkileşimsel bir durumdur. Bu<br />
bakış açısından motivasyon, çalışanların işe başlamalarını, işe devam etmelerini ve<br />
görevlerini istekle yerine getirmelerini sağlayan güç ve mekanizmaların tümü olarak<br />
algılanabilir. 16<br />
Motivasyon kavramının açıklanmasındaki farklı tanımların ortak yanı, bireyin<br />
davranışını etkileme ve bu etki ile birlikte onu belirli amaçlar doğrultusunda harekete<br />
geçirme anlamının olmasıdır. Motivasyonun, harekete geçirici anlamının olmasından<br />
dolayı, bu kavramın, istek, amaç, eğilim, davranış, çıkar, seçme, tercih, irade, hırs,<br />
korku, özlem, beklenti, arzu, başarı, moral, tatmin vb. gibi bir dizi kavramı çağrışım<br />
yaptırması doğal sayılmalıdır. Çünkü motivasyon kavramı bütün bunları da<br />
kapsamaktadır. 17 Aynı zamanda motivasyon kişinin çevresiyle etkileşimi sonucunda<br />
ortaya çıkmaktadır. Motivasyon, bilmekle-yapmak, düşünmekle-harekete geçmek,<br />
yeterlilikle-performans arasındaki can alıcı halkadır. Zihinsel süreçlerden davranışsal<br />
süreçlere geçişte, bir başka deyişle yetkinliğin performansa dönüşmesinde, motivasyon<br />
değişkenleri rol oynamaktadır. Daha 1929 yılında yapılmış bir araştırma, tok farelerle aç<br />
farelerin bir labirenti eşit öğrendiklerini, ancak, yalnızca aç farelerin labirenti koşarak<br />
bilgilerini ortaya koyduklarını göstermiştir. 18<br />
15<br />
Seçil TAŞTAN, “İnsan Kaynakları Performans Kriterleri” ,Cilt:4, Sayı:2,<br />
http://www.isguc.org/arc_view.php?ex=52, (21.9.2007).<br />
16<br />
Levent ÖNEN, M. Burak TÜZÜN, Motivasyon, Epsilon yay., İstanbul, 2005, s. 19-20-22.<br />
17<br />
Feyzullah EROĞLU, Davranış Bilimleri, Beta Basım Yayın Dağıtım A.Ş., 5.Baskı, İstanbul, 2000,<br />
s.245<br />
18<br />
Motivasyon Sözlüğü, sayı:13, ocak-mart 2003, http://www.baltas-baltas.com/kaynakdergisi,<br />
(15.10.2007).<br />
8
Motivasyon özelde bireylerin, genelde de örgütlerin, örgütleri içeren sistem ve<br />
yapıların gelişmesinde önemli katkısı olan bir olgudur. Motive olarak çalışan bireylerden<br />
oluşan bir örgütün çok daha başarılı olacağı söylenebilir. Aslında motive olmaktan<br />
anladığımız şey, bireyin işine, amacına kanalize olması, işini en iyi şekilde yapmak<br />
adına istekli olması durumudur. Psikologlar genel olarak davranışların motivasyon<br />
sonucu doğduğu konusunda birleşmektedirler. Bunun anlamı şudur; bireyin davranışının<br />
mutlaka bir nedeni olduğu ve bu davranışın yöneldiği belli amaçlar olduğudur. 19<br />
Tüm bu tanımlar motivasyon kavramının temelini oluşturan; insan davranışını<br />
tetikleme, bu davranışı yönlendirme ve sürdürme eylemlerini kapsamaktadır. İnsan<br />
davranışını tetiklemede birinci faktör, insanın içinde onu çeşitli şekillerde davranmaya<br />
yönlendirici güç olan güdüler ve bu güdüleri harekete geçiren çevresel faktörlerle<br />
ilgilidir. İkinci faktör belli bir hedefe yönelme ve üçüncü faktör ise, ilk iki faktöre bağlı<br />
olarak, bireyin davranışını sürdürmesi ya da sürdürmemesi ile ilgilidir. Bu üç faktör<br />
çalışan bir insanın analiz edilmesi ve onun anlaşılması açısından anahtar konumdadır.<br />
Motivasyon konusunda en önemli faktörlerden birisi de yönetici ile çalışanlar arasındaki<br />
iletişimdir. Yönetici, gerek motivasyonu gerektirecek durumların tespit edilmesinde,<br />
motivasyon sürecinin yürütülmesinde en etkin araç olarak iletişimden yararlanmak<br />
durumundadır ve iletişim olmazsa olmaz şartlardan birisi olmaktadır. 20<br />
İşletmelerde işgörenlerin motivasyonunda etkili olan faktörlerin baslıca iki bakış<br />
açısına dayanılarak açıklanmaya çalışıldığı görülmektedir. Bunlardan biri, işgörenlerin<br />
dışsal faktörler tarafından motive edildiği görüşü, diğeri ise, işgörenlerin sosyal ve<br />
parasal yararlar elde etmesi kadar kendi amaçları için daha iyi çalışarak içsel olarak<br />
motive olacağı görüşüdür. Bu görüşlere göre, içsel olarak motive edilmiş olan<br />
davranışlar içsel nedenselliği temsil ederken, dışsal güçler tarafından yönlendirilen<br />
davranışlar dışsal nedenselliği temsil etmektedir.<br />
19<br />
Toker DERELİ, Organizasyonlarda Davranış, İ.Ü.İktisat Fakültesi Yayını, No: 371, İstanbul, 1976, s.<br />
187.<br />
20<br />
Dursun ÇİÇEK, Örgütlerde Motivasyon ve İş Yaşam Kalitesi: Bir Kamu Kuruluşundaki Yönetici<br />
Personelin Motivasyon Seviyelerinin Tespit Edilerek İş Yaşam Kalitesinin Geliştirilmesi Üzerine Bir<br />
Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü,<br />
Adana, 2005, s. 7 ve 9.<br />
9
İçsel motivasyon bakış açısına göre, işgörenler işin kendisi tarafından motive<br />
olmaktadırlar. Burada kişinin davranışını düzenleyen dışsal kontrol yoktur. Bu tür bir<br />
motivasyon durumu, kişinin kendi yeteneklerini ortaya koyma deneyimi olarak<br />
nitelendirilebilir. İçsel motivasyon araçları, doğrudan işin doğasıyla ilgilidir ve işin<br />
içeriğinden kaynaklanmaktadır. İlgi çekici ve zorlayıcı iş, işte bağımsızlık, isin çalışan<br />
açısından önemi, işe katılım, sorumluluk, çeşitlilik, yaratıcılık, kişinin yeteneklerini ve<br />
becerilerini kullanma fırsatları, kişinin performansıyla ilgili tatmin edici geri bildirim<br />
gibi faktörleri içermektedir.<br />
Dışsal motivasyon araçları ise iki boyut içermektedir. Birinci boyut sosyal<br />
motivasyon araçları ile ilgiliyken, ikinci boyut örgütsel araçlarla ilgilidir. Sosyal<br />
motivasyon boyutu, arkadaşlık, yardımseverlik, iş arkadaşlarının ve amirin desteği gibi<br />
faktörleri içerir ve kişiler arası ilişkilerin niteliğine dayanmaktadır. Dışsal motivasyon<br />
araçlarının örgütsel boyutu ise iş performansını artırmak için örgüt tarafından sunulan<br />
olanaklarla ilgilidir. Bu araçlar somuttur ve çalışma ortamındaki kaynakların yeterliliği,<br />
ücret eşitliği, yükselme fırsatı, ek yararlar ve iş güvencesi gibi faktörleri içermektedir.<br />
Bu faktörler, enstrümantal motivasyon araçları olarak da adlandırılabilir. İşgören<br />
motivasyonunu dışsal motivasyon araçlarına odaklanarak ele alan teorisyenler,<br />
işgörenleri “kişisel çıkarlarını rasyonel olarak maksimize eden kişiler” olarak<br />
varsaymışlardır. 21<br />
Motivasyonda en önemli konu işgören davranışlarını ve bunların nedenlerini<br />
bilmektir. Her davranışın arkasında bir istek önünde ise bir amaç vardır, amaçlara<br />
ulaşmak için bireylerin isteklerinin doyurulması gerekir. Bu istekler bireyin içinden<br />
gelebileceği gibi (içsel), dış çevreden de (dışsal) kaynaklanabilir. Birey amaçlarına<br />
ulaşabildiği ölçüde mutludur, aksi takdirde birey amaçlarına ulaşamadığından dolayı<br />
huzursuzluk ve gerilim içerisindedir. Bu da çoğu zaman bireyi işe karşı isteksiz yapar.<br />
Motivasyonun amacı işgörenlerde daha fazla çalışma istek ve arzusu yaratabilecek<br />
faktörleri bulmak ve bunları mümkün olduğunca karşılamaya çalışmaktır. Bunun için de<br />
21 <strong>Süleyman</strong> DÜNDAR, Hatice ÖZUTKU, Fatih TAŞPINAR, İçsel Ve Dışsal Motivasyon Araçlarının<br />
İşgörenlerin Motivasyonu Üzerindeki Etkisi: Ampirik Bir İnceleme, Ticaret ve Turizm Eğitim<br />
Fakültesi Dergisi Yıl: 2007 Sayı: 2, s. 107-108.<br />
10
u isteklerin karşılanabileceği ortamı hazırlamak gerekir. Çükü birey arzu ve<br />
ihtiyaçlarını yönetimin kendisine sunduğu araçlar vasıtasıyla tatmin ederek iş görme<br />
arzusunu artıracaktır. 22<br />
Motivasyon ile ilgili kuramsal ve uygulamaya dönük birçok çalışma ve araştırma<br />
bulunmaktadır. Bu araştırmalar, genel olarak, çalışanları motive etmede kullanılan<br />
araçların önem sıralamasının belirlenmesi ve motivasyonun etkileri ile ilgilidir. ABD’de<br />
yapılan bir araştırmaya göre, çalışanların %97’si motivasyonun verimlilik üzerindeki<br />
etkisinin çok büyük olduğunu, %92’si ise motivasyonun firmalarına bağlılıklarını<br />
sağlayan önemli bir faktör olduğunu belirtmişlerdir. Bir başka araştırmada ise,<br />
çalışanların iş tatmininin yüksek olduğu şirketlerde, %38 daha yüksek müşteri<br />
memnuniyeti, %22 daha yüksek verimlilik ve %27 daha yüksek kar elde edildiği<br />
saptanmıştır. Bu araştırma sonuçları, yöneticilerin personelin verimli çalışmasını<br />
sağlamak ve değerli işgörenlerini kaybetmemek için öncelikle çalışanları neyin motive<br />
ettiğini bilmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır.<br />
Ancak, yöneticilerin zamanlarının %10’nu motivasyonel taktiklere harcadıkları<br />
genel olarak söylenmesine rağmen, konuyla ilgili araştırmalar, yöneticilerin, çalışanları<br />
motive eden faktörler hakkında tam ve doğru bilgi sahibi olmadıklarını ve motivasyon<br />
programlarının çalışanlar üzerindeki etkilerini doğru bir şekilde ölçmediklerini<br />
göstermektedir. Örneğin, Kovach’in 1946-1995 yılları arasında yaptığı ve 1000 işgören<br />
ve yöneticilerini kapsayan araştırmasında (Tablo 1.2.), 50 yıllık süreç içerisinde<br />
çalışanları motive eden unsurlarda belirgin değişiklikler gözlenmesine rağmen,<br />
yöneticilerin çalışanları neyin motive ettiği konusundaki düşüncelerinde önemli bir<br />
değişikliğin olmadığı belirlenmiştir. Tablo 1.2’de görüldüğü gibi, çalışanlar açısından en<br />
önemli üç faktör yöneticiler tarafından önemsiz faktörler olarak sıralanmıştır. 23<br />
22<br />
Kemal TOSUN, Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, Ens.Yay. No: 125, 1. Cilt,<br />
İstanbul, 1990, s. 523.<br />
23<br />
Ferit ÖLÇER, Departmanlı Mağazalarda Motivasyon Üzerine Bir Araştırma, Erciyes <strong>Üniversitesi</strong><br />
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı 25, Temmuz-Aralık 2005,<br />
http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi25/folcer.pdf, (12.03.2008).<br />
11
Tablo 1.1: Çalışanların İsteklerine Bakış Açısı.<br />
Kaynak: Ferit ÖLÇER, Departmanlı Mağazalarda Motivasyon Üzerine Bir Araştırma, Erciyes<br />
<strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı 25, Temmuz-Aralık 2005,<br />
http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi25/folcer.pdf, (12.03.2008).<br />
Herzberg vd. (1959) tarafından yapılan bir araştırmada, yöneticiler motivasyon<br />
araçlarını önem sırasınına göre; takdir edilme, işi tamamlama, kendi haline çalışma,<br />
işletme politikası ve yönetim, ücret, terfi, sorumluluk, teknik kontrol, kişilerarası-üstlerle<br />
ilişkiler, gelişme olanağı, çalışma koşulları, iş arkadaşlarıyla kişisel ilişkiler, kişilerarasıastlarla<br />
ilişkiler, sosyal statü, özel hayat, iş güvenliği olarak sıralamışlardır. Yapılan bir<br />
başka araştırmada (Maier, 1970) ise personel motivasyonunda kullanılan özendirme<br />
araçları; yüksek gelir, yükselme olanakları, kendini gösterme olanakları, iş çeşitliliği,<br />
bazı yeteneklerden yararlanma, yüksek sorumluluk, uygun yaşama yeri, iş güvenliği,<br />
kararlara katılma,işin önemi, sempatik iş arkadaşları, sosyal statü, uzlaştırıcı patron,<br />
çalışma saatlerini seçme özgürlüğü, ilave çıkarlar, seyahat olanakları ve iş teftişleri<br />
şeklinde sıralanmıştır. Buck vd. (2003) tarafından yapılan bir başka araştırmada da,<br />
araştırmaya katılan denekler “ilgi çekici iş”i ilk sırada gösterirken, yöneticiler bu faktöre<br />
sekizinci sırda yer vermişlerdir. Terfi ve yükselme olanakları, denekler tarafından ikinci<br />
sırada gösterilirken, yöneticiler, bu faktörü onuncu ve son sırada göstermişlerdir. Buna<br />
karşın, yöneticiler, “yapılan işin takdir edilmesi”ni en önemli motivasyon faktörü olarak<br />
12
gösterirken, denekler bu faktöre altıncı sırada yer vermişlerdir. Harpaz (1990) tarafından<br />
yapılan araştırmada, motivasyon faktörleri; ilgi çekici bir iş, iyi bir ücret ve iş güvencesi<br />
olarak sıralanmıştır. Families and Work Institute’un 1997 yılında yaptığı araştırmada ise,<br />
çalışanların motivasyonunda, yapılan işin niteliği ve işyerinin özellikleri ücretten ve<br />
çıkarlardan çok daha önemli unsurlar olarak ortaya çıkmıştır. Araştırmacılar, askeri<br />
geçim şartları sağlandıktan sonra, paranın çalışma güdüleri arasında dördüncü ya da<br />
beşinci sıralarda olduğunu, öncelikle insanların başarı, güç sahibi olma ve bir büyük<br />
topluluğa ait olma ihtiyacı gibi nedenlerle çalıştıklarını tespit etmişlerdir. 24<br />
Açıklananlar ışığında insan davranışları içinde arzu ve amaçların saklı olduğunu<br />
ve bunun yanında kişinin davranışlarını etkileyen ve onlara yön veren birçok uyarıcı<br />
unsurun mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Tatmin edilmeyen arzu ve ihtiyaçlar da<br />
zamanla bireyde ruhsal denge bozukluklarına neden olmaktadır. Bu durumda<br />
motivasyon insan ihtiyaçlarını gidermeye yönelik bir süreçtir ve yöneticilerin de bu<br />
ihtiyaçları bilip davranışları analiz etmesi ve tüm çalışanların aynı olmadığını bilmesi<br />
gerekmektedir. Bu yapılmadığı takdirde dengesizlik iş görenin iş verimini, moralini ve<br />
ilişkilerini olumsuz yönde etkileyecektir. Tabi ki işgörenlerin de kendisine verilen görevi<br />
yerine getirmek için çaba sarfetmeye istekli olması gerekmektedir. İşte, motivasyonun<br />
rolü bu isteği yoğunlaştırmak ve çalışanları teşvik etmektir.<br />
1.2. Motivasyonla İlgili Temel Kavramlar<br />
1.2.1. Dürtü<br />
Bir ihtiyaç belirdiği anda organizma bir uyanış, bir diriliş ve harekete geçme<br />
durumuna geçmektedir. Ancak, bu harekete geçiş belli bir hedefe doğru olmaktadır.<br />
Dolayısıyla dürtü, organizmayı belli bir hedefe doğru davranmaya sevkeden itici bir güç<br />
anlamına gelmektedir. Organizmanın harekete geçip geçmemesi durumu dürtünün<br />
gücüne bağlıdır. Bu gücün derecesi de bir yandan ihtiyacın ne derce fazla olduğuna ve<br />
bu ihtiyacın tatmin edecek olan şeyin elde edilebilir olup olmamasına bağlıdır. 25<br />
24 ÖLÇER, a.g.e.<br />
25 Mehmet TİKİCİ ve Mehmet DENİZ, Örgütsel Davranış, Enstitü yay., Malatya, 1993, s. 30.<br />
13
1.2.2. Güdü<br />
Güdü bireyi bir amaca ulaşmak için davranmaya iten, harekete geçiren, bireyin<br />
davranışını güçlendiren, etkinleştiren, yönelten bir iç güçtür. 26 Güdü, istekleri, arzuları,<br />
ihtiyaçları, dürtüleri ve ilgileri kapsayan genel bir kavramdır. 27 Güdü, güdülenme<br />
sürecinde ihtiyaç ve dürtünün oluşturduğu iki aşamayı içine alan bir kavramdır. Ancak<br />
bazı yazarlar güdü kavramını öğrenilen ihtiyaçları tatmin için organizmayı faaliyete<br />
geçiren itici bir güç olarak kullanırken; dürtüyü, fizyolojik ihtiyaçları tatmin için<br />
organizmayı faaliyete geçiren itici bir güç olarak ele almaktadırlar. 28 Güdüler, bir bireyin<br />
ihtiyaçlarının ifadesidirler, bu nedenle kişisel ve içseldirler. 29 Bireylerin birçok güdüsü<br />
vardır ve bunların her birisinin rolleri fark edilmedikçe o kimsenin tutum ve<br />
davranışlarını anlayabilmemiz mümkün değildir. 30 Söylenenler doğrultusunda güdü ile<br />
dürtü arasında bir ayrım yapmak mümkündür. Dürtü vücutla birlikte gelir; örneğin<br />
üşümeyi, susamayı ya da açıkmayı öğrenmek zorunda değiliz. Dürtü ve güdü arasındaki<br />
farklar Tablo-1.1 de görülmektedir.<br />
Tablo 1.2: Dürtü ve Güdü Arasındaki Farklar<br />
DÜRTÜ GÜDÜ<br />
Doğuştandır Öğrenilir<br />
Fizyolojik temellidir Sosyal temellidir<br />
İhtiyaçlar tarafından harekete<br />
geçirilirler<br />
Çevre tarafından harekete<br />
geçerler<br />
Doyum amaçlıdırlar Uyarım amaçlıdırlar<br />
Kaynak: Zeynep AY, İşletmelerinde Motivasyon ve Ülkemizdeki Motivasyon Uygulamaları, Selçuk<br />
<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanayi, Konya, 2007, s.4.<br />
26<br />
İ. Ethem Başaran, Örgütsel Davranış: İnsanın Üretim Gücü, Gül Yayınevi, Ankara: 1991, s.16.<br />
27<br />
Ziya Selçuk, Gelişim ve Öğrenme, Nobel Yayın ve Dağıtım, Ankara: 2000, s.209.<br />
28<br />
Suna Tevrüz, İnci Artan, Tülay Bozkurt, Davranışlardan Seçmeler (Örgütsel Yaklaşım), Beta<br />
Basın Yay., İstanbul: 1999, s.59.<br />
29<br />
Keith Davis, İşletmelerde İnsan Davranışı Örgütsel Davranış, 5. Baskıdan Çeviri, 3. Baskı,<br />
İstanbul: 1988, s.3.<br />
30<br />
Besim Baykal, Günümüzde Yönetim: Temel Kavramlar ve Yeni Görüşler, İstanbul: 1974, s.129.<br />
14
Güdülerin çeşitlerine yönelik olarak yapılan en yaygın sınıflandırma , iç güdüler,<br />
fizyolojik güdüler, sosyal güdüler ve psikolojik güdüler şeklinde yapılanıdır. 31<br />
1.2.2.1. Güdü Çeşitleri<br />
1.2.2.1.1. İçgüdüler<br />
İç motiv (iç güdü) bireyleri doğal nitelik taşıyan gereksinmelere yönelten<br />
bilinçsiz davranışlardır. İç güdü akla dayalı olmayan tamamen bilinç dışı olarak oluşan<br />
davranışların bütünüdür. 32<br />
Herhangi bir davranışın içgüdüsel olarak nitelendirilmesi için şu koşulları<br />
taşıması gerekmektedir: 33<br />
- Kesin bir fizyolojik neden bulunmalıdır.<br />
- İçgüdüsel olarak adlandırılan davranışın hayvanlar aleminde evrensel niteliği<br />
olmalıdır.<br />
- İçgüdüye dayalı olduğu kabul edilen davranış öğrenme süreci sonunda<br />
değişmemelidir.<br />
İç güdüler bilinçsiz olmakla birlikte belirli refleksler ve doğal davranışların<br />
sonucu olarak evrensel bir düzeni yansıtmaktadırlar. Ancak insanların bilinçli<br />
davranışlarını açıklamada iç güdülerin yeri bulunmamaktadır. 34<br />
1.2.2.1.2. Fizyolojik Güdüler<br />
Bireylerin yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan temel<br />
gereksinmelerini gidermeye yönelik olan güdüler fizyolojik güdüler olarak<br />
adlandırılmaktadır. Bu tür güdüler yarı bilinçli, yarı bilinçsiz güdülerdir. Bu tür güdülere<br />
örnek olarak; beslenmek, giyinmek verilebilir. Fizyolojik ihtiyaçların giderilmesine<br />
31<br />
Meral AŞIKOĞLU, İnsan Kaynaklarını Verimliliğe Yönlendirme Aracı Olarak Motivasyon,<br />
Üniversite Kitabevi, İstanbul, 1996, s. 41.<br />
32<br />
AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 41.<br />
33<br />
Zeyyat SABUNCUOĞLU ve Melek TÜZ, Örgütsel Psikoloji, Alfa Kitabevi, Bursa, 1998, s. 100.<br />
34 SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 100.<br />
15
dayalı olan güdüler, tüm insanlarda var olmakla beraber, şiddet ve kuvveti kişiden kişiye<br />
değişmektedir. 35<br />
1.2.2.1.3. Sosyal Güdüler<br />
İnsanlar, hayvanlardan farklı olarak toplum hayatı yaşarlar. Yani insanlar<br />
daima bir arada, toplumu yöneten gelenek, görenek, kanun gibi kurallarla bir düzen<br />
içinde, kişisel ilişkilere sahip olarak hayatlarını devam ettirmektedirler. İnsanlar<br />
toplumun düzenini sağlayan kurallardan bir an olsun uzak kalamazlar. Toplum hayatının<br />
devamını ve düzenini sağlayan kurallar,insan hayatında davranış alışkanlıkları<br />
sağlamaktadır. Bunlara görenekler, gelenekler, idealler denilmektedir. Birey de<br />
toplumun beğendiği, takdir ettiği bu ideallere, görenek ve geleneklere göre davranışlara<br />
sahip olmaya çalışmaktadır. Yani, toplumun beğendiği, takdir ettiği davranışlar, bireyin<br />
ulaşmak istediği davranış şekilleri için birer güdü rolü oynamaktadır. Buna göre sosyal<br />
güdüler, toplum hayatı yaşayan bireyde; eğitim, öğrenme, tekrar ve alışkanlıklar sonucu<br />
meydana gelen iç itilmeleri etkileyen kuvvet ve etmenler olmaktadır. 36<br />
1.2.2.1.4. Psikolojik Güdüler<br />
Bireyin çok çeşitli nedenlerle, davranışlarını belli bir şekilde ve belli bir yönde<br />
etkileyen kuvvetlere kişisel güdüler denir. 37 Bu tür güdüler, bireyin kişilik yapısı ve<br />
davranış özellikleriyle bütünleşen güdülerdir. Psikolojik gereksinmelerden kaynaklanan<br />
güdülerin analizini yapmak sosyal ve fizyolojik güdülerin analizine göre daha zordur. 38<br />
Davranışlarımızın kişisel olan yönlerini çoğu zaman kendimiz de<br />
açıklayamamaktayız. Çünkü bunların kökleri çocukluğumuzdan hatta soyaçekimimizden<br />
başlayıp bugünkü çevresel etkilenmelere kadar gelmektedir. O bakımdan, bireyin<br />
davranışına, davranış yönüne ve davranış özelliklerine bakmakla, o davranışı etkileyen<br />
güdüyü anlayabilirsek de nedenini anlayamayız. Çünkü bir davranışı etkileyen kuvvet<br />
ile, davranışı doğuran olaylar birbirinden farklı yapıya sahiptirler. 39<br />
35 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 41-42.<br />
36 Lütfi ÖZTABAĞ, Psikolojide İlk Adım, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1970, s. 44.<br />
37 ÖZTABAĞ, a.g.e., s. 48.<br />
38 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 43.<br />
39 ÖZTABAĞ, a.g.e., s. 48.<br />
16
1.2.3. İhtiyaç<br />
İnsanda yoksunluk hissi yaratırlar ve insan fizyolojik ve psikolojik dengesini<br />
sürdürmek için bu ihtiyaçları tatmin etmek zorundadır. Ancak ihtiyaç kavramı, istek<br />
kavramı ile karıştırılmamalıdır. İsteklerimizin her zaman karşılanmasına gerek yoktur<br />
ancak ihtiyaçlarımızın mutlaka karşılanması gerekmektedir. İhtiyaçları sınıflandırma her<br />
ne kadar insandan insana farklılık gösteren bir yapıya sahip olsa da genel olarak, birinci<br />
derece temel ihtiyaçlar ve ikinci derece tamamlayıcı ihtiyaçlar olarak iki grupta<br />
incelenebilir. 40<br />
1.2.4. Davranış<br />
Davranışlar belirli bir hedefe varmak üzere araç olarak kullanılmaktadır. Hedefe<br />
varılır varılmaz itici güç ortadan kalkar; rahatlama olur ve davranışlar başka bir hedefe<br />
yönelmektedir. Davranışlarımız doğduğumuz günden itibaren içinde bulunduğumuz<br />
kültür tarafından biçimlendirilir. Bu nedenle bütün insanlar aynı güdülere sahip olup<br />
aynı hedefe ulaşmak için, aynı davranışları yapmamaktadırlar. Hedefe ulaşıldığında da<br />
herkesin ulaşacağı doyum durumu da farklı olmaktadır. 41<br />
1.2.5. Hedef<br />
İnsanın beyninde ulaşmasının gerekliliği algılanarak organizmada enerjinin<br />
oluşmasını sağlayan ve davranışlarını yönlendirmek üzere itici gücün nedenidir. İnsanın<br />
her davranışının arkasında bir neden ve önünde de bir hedef vardır. İnsan hedefsiz,<br />
rastgele hareket etmemektedir. Hedefe ulaşamayabilir ama davranışlarını hedefe<br />
ulaşmak için düzenlemektedirler. Hedefler insanlar için haz verici ya da acı verici<br />
olabilir ve içeriklerine insanın yaklaşma, doyum sağlama ya da kaçma, kurtulma<br />
eylemini gerçekleştirmesine neden olmaktadır. Bu duygular sahip olduğumuz bazı bilgi<br />
ve istek kalıplarının, beynin hedef hakkındaki işleminin bir sonucudur. 42<br />
40 KOÇ, a.g.e., s. 24.<br />
41 ÖNEN, Tüzün, a.g.e., s. 27.<br />
42 ÖNEN, Tüzün, a.g.e., s. 28.<br />
17
şekildedir. 43<br />
1.3. Motivasyonun özellikleri<br />
İş gören açısından önemli bir yere sahip olan motivasyonun özellikleri şu<br />
• Motivasyon, kişisel ihtiyaçlar, istekler ve dürtülerden kaynaklanır ve<br />
kişiye bir davranışta bulunma isteği vermektedir.<br />
• Motivasyon kavramının temelini oluşturan istek ve ihtiyaçlar, insanın<br />
içinde bulunduğu toplum kültürü ile bireyin duygusal ve ruhsal yapısının etkisi altında<br />
şekillenmektedir.<br />
• Kişinin eğitim durumu ve yetenekleri, kişisel çalışma kapasitesinin tam<br />
kullanımı ve yönetici bakımından bu iki etkenin harekete geçirilmesi motivasyonu<br />
etkilemektedir.<br />
• Motivasyon bir amaca ya da ödüle yöneliktir. İş yerinde sarfettiğimiz güç,<br />
ödül kazanmayı, statümüzü değiştirmeyi v.b. şeyleri umduğumuz içindir. Yani<br />
motivasyondaki anahtar özellik amaca ve istenilen sonuca yöneliktir. Bazen bu istenilen<br />
sonuç istenmeyen bir şeyden kaçıştır.<br />
• Amaçlar davranışı kontrol etmez, sadece etkileyerek ve kişiyi ihtiyacını<br />
tatmin etmek için uyarmaktadır. Motive olduğumuz zaman yaptığımız şey motive<br />
olmadığımız zaman yapmadığımız şeydir.<br />
• Bir ihtiyaç tatmin edildiğinde bir diğeri ortaya çıkar. Tatmin edilmiş bir<br />
ihtiyaç artık bir motivasyon aracı değildir.<br />
• Aynı güdüler farklı davranış örneklerine sebep olabilir.<br />
• Motivasyon kişiseldir yani bir insan için motive edici bir durum veya olay<br />
bir başkası için motive edici olmayabilir.<br />
43 www.akdeniz.edu.tr/iibf/yeni/genel/dergi/sayı07/05bakan.pdf, (08.08.2007).<br />
18
• Motivasyon ancak insanların davranışlarında gözlenebilir. Yöneticiler<br />
çalışanlarının hangi gereksinimlerinin onları ne ölçüde motive ettiğini bilmelidirler. Bu<br />
ise insanların davranışlarının iyi gözlemlenmesi ile mümkün olacaktır.<br />
• Yöneticiler ve liderler, çalışanların motivasyonlarına etki edebilirler fakat<br />
bunları kontrol etmemektedirler. Amaçlar davranışı kontrol etmez, sadece etkileyerek ve<br />
kişiyi ihtiyacını tatmin etmesi için uyarmaktadır.<br />
• Motivasyonda amaç; çalışanların işletmede kalmalarının, yaratıcı gizli<br />
güçlerini kullanmalarının ve iş başarımlarını artırmalarının sağlanmasıdır. 44<br />
Davranışların değişmesine yol açan üç duygu vardır: Korku, görev ve sevgi.<br />
Korkudan dolayı motive olduğumuzda davranışı mecburiyetten yapmaktayız.. Görevden<br />
dolayı motive olduğumuzda bunu yapmamız gerektiği için yapmaktayız. Sevgiden<br />
dolayı motive olduğumuzda ise bunu istediğimiz için yapmaktayız. İnsan davranışı<br />
gelişigüzeldir. Bütün davranışlarımız içsel motivasyona bağlıdır. Motivasyon her zaman<br />
bilinçli ve gözlemlenebilen ihtiyaçlara yönelik olmaz. Kişiyi farkında olmadan motive<br />
eden şeyler de vardır. Kişiler her zaman kendi motivasyonlarının nedenlerini anlamazlar.<br />
Bazen farkında olmadığımız şeylerden dolayı motive oluruz. Motivasyonla iş tatmini<br />
aynı şey değildir. Çünkü bir davranışın bir çok motive edicisi olabilir. Aynı zamanda<br />
motivasyon ve davranış da aynı şey değildir. 45<br />
1.4. Motivasyon Süreci<br />
Motivasyon sürecini başlatan bireyin ihtiyaçlarıdır. Bir ihtiyaç ortaya çıktığı<br />
zaman, birey bu ihtiyacı karşılamak ister ve böylelikle birey itici bir güçle<br />
uyarılmaktadır. İç ve dış etkilerle uyarılan birey çeşitli biçimlerde davranışlara<br />
yönelmektedir. Amacı ihtiyaçlara karşı duyduğu doyumdur. 46<br />
44 Doğan Şafak YILDIRIM, Resmi İlköğretim Okullarında Görev yapan Öğretmenlerin Motivasyon<br />
ve İş Tatminini Etkileyen Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006, s. 2.<br />
45 KOÇ, a.g.e., s. 32-33.<br />
46 Hüseyin Nail PEKEL, İşletmelerde Motivasyon ve Verimlilik İlişkisi; Devlet Hava Meydanları<br />
İşletmesi Ant. Havalimanın Çalışanları Arasında Bir Örnek Olay Araştırması, Yayınlanmamış<br />
Yüksek Lisans Tezi, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2001, s. 7.<br />
19
Motivasyon süreci, bir güdü etkisiyle harekete geçme, belirli bir eylemde<br />
bulunma sürecidir. Bir birey herhangi bir şeye karşı belirli bir ihtiyaç duyduğunda bu<br />
ihtiyacı gidermek için bir takım davranışlarda bulunmaktadır. Motivasyon sürecinde dört<br />
temel aşama vardır:<br />
1) İhtiyaç: Motivasyon, belirli şeylere karşı duyulan gereksinim ile<br />
başlamaktadır.<br />
2) Uyarılma: Bireyde gereksinmenin giderilmesi için, herhangi bir gücün<br />
oluşmasıdır.<br />
3) Davranış: Bireyin ihtiyacı doğduğunda ve bu ihtiyacı gerçekleştirmek için<br />
uyarıldığında belirli bir davranışta bulunma aşamasına gelinir.<br />
4) Doyum: Bireyin gösterdiği davranış, ihtiyacını gerçekleştirdiği ölçüde<br />
doyuma ulaşmaktadır. 47<br />
Her ne kadar dört aşamadan bahsetmiş olsak da motivasyon süreci örgütsel<br />
davranış açısından altı aşamada incelenmektedir. Bunlar; Gerekseme, Ortam Arama,<br />
İstem, Seçenek Arama, Sınama, Doyum’dur.<br />
Birey farkında olduğu gereksinmelerinin, doyurulması için elverişli bir ortama<br />
sahip olması gerekir. Çükü doyurulmayan güdüler bireyce bastırılarak kendine zarar<br />
verme durumuna kadar gelebilir. Gereksinme elverişli ortam bulduğunda isteme<br />
dönüşür. Tabiî ki bu durumda iş gören istemini karşılamak için elverişli seçenekler<br />
aramaya başlar. Daha sonra istemini karşılamak için seçilen seçeneğin sınaması yapılır.<br />
Bireyin seçtiği seçenek ne oranda geçerli ise, istemini karşılama da bireyi o oranda<br />
başarıya ulaştırır.güdülenmenin son aşaması da doyum olarak bilinir ve iş gören yeterli<br />
doyuma ulaştığında, gerilimden kurtularak duruluma geçer. 48<br />
47<br />
Zeynep SÖZER, Örgüt Kültürünün İş Gören Motivasyonu İle İlişkisi ve Bir Uygulama,<br />
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi ,Yıldız Teknik <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler <strong>Üniversitesi</strong>, İstanbul,<br />
2006, s. 57.<br />
48<br />
İ. Ethem BAŞARAN, Örgütsel Davranış, A. Ü. Eğt. Bilimleri Fak., Kadıoğlu Mat., Ankara, 1991, s.<br />
149-150.<br />
20
Motivasyon içerisinde değerlerin, güdülerin ve ihtiyaçların, gerilimlerin ya da<br />
beklentilerin yer aldığı bir olgudur. Yani motivasyon insan davranışlarının belirlendiği,<br />
etkilendiği ve açıklandığı bir yönetim sürecidir. Aslında bu süreç çok karmaşık olmasına<br />
rağmen basit bir model olarak aşağıdaki gibi gösterilmesi de mümkündür. 49<br />
Şekil 1.2: Motivasyon Süreci<br />
Kaynak: Stress Richard, M. Porter, W Lyman, Motivation and Work Behaviour. McGraw-Hill Series<br />
in Management , 1975, s. 6-7.<br />
Şekilden de anlaşılacağı gibi herkesin birtakım ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar<br />
harekete geçirilene kadar kişi güdülenememektedir. Harekete geçirilmiş ihtiyaca<br />
motivasyon denir. Motivasyon bireyi bir amaca ulaşmak için davranmaya iter, eyleme<br />
geçirir, bireyin davranışını güçlendirir. 50 Motivasyon süreci, bireyin bir ihtiyacının<br />
farkında olması ve bunun yarattığı gerilimle başlamaktadır. Gerilim evresini ihtiyacını<br />
tatmin edecek yolları araştırma evresi izlemektedir. Birey ihtiyacını tatmin ettikten sonra<br />
durumu yeniden değerlendirerek ve ihtiyacını tatmin düzeyi açısından yeterli görülürse,<br />
tatmin edilen ihtiyacın yerini başka bir ihtiyaç almaktadır.<br />
Motivasyon başlangıcı öncelikle motive olmakla başlamaktadır. Motivasyon ya<br />
da diğer bir deyişle güdüleme gözle görülmeyen varsayımsal bir olgudur ve davranışı<br />
anlamada çok önemli bir süreçtir. Başarılı insanlar çoğu kez amaçlarını belirleyerek<br />
motive olmaktadırlar. Başarılı olmak isteniyorsa nereye gidildiği ve ne yapmak<br />
istenildiği bilinmelidir. İlerlemek isteyen bir kişi ulaşmayı arzuladığı bazı hedefler<br />
belirlemektedir. Bu hedefler doğrultusunda yeteneklerini geliştirdikçe bu hedeflere<br />
49 RİCHARD, PORTER, LYMAN, a.g.e., 1975, s. 6-7.<br />
50 Halil CAN, Başarı Güdüsü ve Yönetsel Başarı, Hacettepe Üniv. Yayınları, Ankara, 1997, s. 168.<br />
21
doğru ulaşmaya çalışmaktadır. Bu nedenle bir plana ihtiyaç duyulmaktadır. Kişinin<br />
amacına yönelik planlar, müteahhit’in projesine benzer. Proje olmadan binanın şekli<br />
belli olmaz. Yapımında hangi malzemelerin kullanılacağı, kaç kişinin çalışması gerektiği<br />
ve işin ne zaman biteceği belirlenmelidir. Burada düşünce ve eylem eşit önemdedir.<br />
Başarılı bir insan hedefine ulaşır ulaşmaz her şeyi bir tarafa bırakmamalı, mutluluğunu<br />
artırmak için, yeni ve daha başarılı hedefler belirlemelidir. Yani davranışını sürdürmeye<br />
devam etmelidir. 51<br />
Motive olma sürecinin esas olarak aşağıdaki unsurları kapsadığı söylenebilir :<br />
• Her insan organizmasında onu sürekli ve sabırlı çalışmaya teşvik ve sevk<br />
edici bir takım itici güçler vardır.<br />
• Her insanda çeşitli tip ve huyda birçok gereksinimler vardır. Bu<br />
gereksinimlerin şiddet ve sürekliliği insandan insana değişmektedir.<br />
• Gereksinimlerin tatmin edilmesi “amaç”tır ve motive edilmiş tutum ve<br />
davranışların yöneldiği sonuçtur.<br />
• Amaç fark edildiği ya da anlaşıldığı anda “arzu” haline dönüşmektedir.<br />
• O zaman insan belirli bir teşvik unsuruna karşı ilgi veya gereksinme<br />
duymaya başlamaktadır. Bu ilgi amacın gerçekleşmesine yardımcı olacağı hissinin<br />
doğuracağı zevkin , oluşturduğu bir sonuçtur.<br />
• Amaçla ve bilinerek yapılan her faaliyet bir teşvik unsurunun<br />
uygulanması sonunda meydana gelmektedir.<br />
• Amaçlı ve bilinçli olarak yapılan bir hareket amaca erişme ve<br />
tatminkârlığın sağlanması şeklinde sonuçlanmaktadır. 52<br />
Yöneticilikte motivasyon ise, Yöneticilerin, iş görenlerden maksimum verim<br />
arzulaması ile başlamaktadır. Aynı zamanda her insanın bencil olduğunu tatminkârlık<br />
yolları aradıklarını varsayarak, tatminkarlığın doğuştan mevcut olan bazı ihtiyaçların<br />
51<br />
KOÇ, a.g.e., s. 28.<br />
52<br />
Besim BAYKAL, Motivasyon Kuramına Genel Bir Bakış, İstanbul Üniv. Yayınları, İstanbul, 1978, s.<br />
89.<br />
22
karşılanması sonucu oluşabileceğini kabul etmektedirler. Tatmin sağlaması için yönetici<br />
belirli bir anda bir kimsede hangi tipten bir ihtiyacın en şiddetli olduğunu tahmin<br />
etmektedir. Bu tatmine dayalı olarak o iş görenin ihtiyacını karşılayabilecek özel teşvik<br />
unsurunu seçerek etkili amaç olarak kullanmaktadır. Bu etkinin doğuracağı arzu o<br />
kişileri, işleri vasıtasıyla harekete geçirmektedir. Bu çaba ve hareketin doğuracağı<br />
verimlilik, arzulanan sonucun sağlanması olacağından iş görenleri memnun edici bir<br />
faktör meydana gelmiş olur. 53<br />
Motivasyonun oluşma biçimi ve etkileri dört yönlü incelenmektedir:<br />
- Motivasyon, bireyi harekete geçirirerek ve belirlenen amaçlar yönünde<br />
uğraşların sürdürülmesini sağlamaktadır.<br />
- Motivasyon, uyarlanmayı kolaylaştırmaktadır.<br />
- Motivasyon, bireyi yönelterek, yönetim düzeni sağlar.<br />
- Motivasyon, bireyin algılama gücünü artırarak ve düşünsel çabaların en<br />
etkili yönde gelişmesini sağlamaktadır. 54<br />
1.5. Motivasyonun Önemi<br />
Yönetici başkaları aracılığıyla iş yaptıran kimse olduğundan, emrindeki kimseleri<br />
en iyi şekilde çalıştırması ve onları motive etmesi başarı için temel faktördür. İnsanlar<br />
çeşitli şartlarda değişik davranışlarda bulunmaktadırlar. Bu davranışlar insanların<br />
psikolojik yapılarının anlaşılmasına bağlı olmaktadır. Örgütlerde çalışan personelin<br />
seçimi, işe yöneltimi, terfi ettirilmesi ve eğitiminde psikolojinin önemli katkıları<br />
olmaktadır. 55<br />
İnsan, psiko-sosyal bir canlı olarak çeşitli ihtiyaçlara sahiptir. Bu ihtiyaçların bir<br />
kısmı fizyolojik ve somut ihtiyaçlardır. Bir kısmı ise daha soyut, gözle görünemeyen<br />
ama son derece önem taşıyan ihtiyaçlardır. İşte birey bu ihtiyaç ve arzularını tatmin<br />
53 Yasemin GÜVEN, Motivasyon Teori ve Araçlarının İncelenmesi; Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.<br />
de Motivasyon Araçlarının İş Görenler Tarafından Algılanması Üzerine Bir Araştırma,<br />
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2004, s. 6-7.<br />
54 Zeyyat SABUNCUOĞLU, Örgütsel Psikoloji, Alfa Kitapevi, Bursa, 1995, s. 89.<br />
55 TİKİCİ,DENİZ, a.g.e., s. 29.<br />
23
etmedikçe bir iç dengesizlik durumu ortaya çıkmaktadır. Bireyin arzu ve ihtiyaçlarını<br />
belirleyen güdüler kişiseldir. Bunlar sosyal çevre ve kültürün etkisiyle zaman içinde yön<br />
değiştirebilir, gücünü kaybedebilir veya artırabilir. Dolayısıyla, kişinin içinde bulunduğu<br />
sosyal çevresiyle çelişmeyen arzu ve isteklerinin karşılanması gerekmektedir. 56<br />
Günümüzde örgütlerde personeli kazanmak ve başarılı olmak için, öncelikle<br />
personeli başarılı olmaya güdülemek şarttır. Zira, başarının temel amacı motivasyondur.<br />
Çünkü eskiden olduğu gibi, insanları zorla, baskıyla ya da fazla parayla çalıştırmak<br />
mümkün değildir. 57 Motivasyon hem kişi hem de şirket performansında önemli bir rol<br />
oynamaktadır. İyi eğitimli olan ve yetenekli bir çalışan bile motive edilmediği taktirde<br />
iyi bir performans sergileyemeyecektir. Performans şu şekilde ifade edilebilir.<br />
Performans = Yetenek x Motivasyon x Eğitim<br />
Bu ifade matematiksel açıdan doğru olmayabilir ama iki ana noktayı gözler<br />
önüne sermektedir. Birincisi, eğer motivasyon sıfır olursa, performans da sıfır olacaktır.<br />
İkincisi, motivasyon tek başına yeterli değildir; eğitim ve yetenek ile birleşmelidir.<br />
Belirtilen birinci nokta motivasyonun önemini, ikincisi ise motivasyonun tek başına her<br />
derde deva olamayacağını vurgulamaktadır. Motivasyonun artması her zaman direkt<br />
olarak verimlilikte bir yükselmeye yol açmamaktadır. Çünkü çoğu işte verimlilik diğer<br />
kişiler tarafından veya makinelerin hızı tarafından sınırlanmaktadır. Örneğin; daha<br />
yüksek motivasyon, üretim hattında çalışan işçiler için daha fazla verimliliği<br />
getirmeyecektir, çünkü hattın hızı işin hızını belirleyecektir ve hattın hızı da çoğu zaman<br />
daha yavaş olan işçilerden birinin hızına göre ayarlanacaktır. Benzer olarak, artan<br />
motivasyon gazete satıcısının satışlarını artırmayacaktır, çünkü habere değer olayların<br />
oluşu ve bu olayları değerli bulan okuyucular satışlar üzerinde daha fazla etkiye<br />
sahiptirler. Bununla beraber, verimlilik ve motivasyon arasındaki bu kopukluk<br />
yöneticilerin motivasyonu gözardı etmeleri gerektiği anlamına gelmemektedir.<br />
Motivasyonun asıl kullanılış nedeni işgörenlerdir. Çünkü iş görenlerin başarısı<br />
örgütün işine yarayabileceği gibi kendi işlerine de yarayacaktır. Örgütle motivasyonel<br />
56 ŞAHİN, a.g.e., s. 526.<br />
57 GENÇ, a.g.e., s. 238.<br />
24
açıdan uygun bir ortamın bulunması, iş görenler için ihtiyaçları gidermede ve amaçlara<br />
ulaşmada son derece yararlı olacaktır. 58 Çalışanları neyin motive ettiği yönünde yapılan<br />
bir araştırmada hem yöneticilerin çalışanların istekleri konusundaki düşünceleri hem de<br />
çalışanların gerçekte ne istedikleri konusundaki yaklaşımlarının birbirinden farklı<br />
oldukları ortaya çıkmaktadır.<br />
İnsanlar, davranışlarıyla arzu ettikleri sonuçları elde edebileceklerine ve<br />
istemedikleri sonuçları da engelleyebileceklerine inanırlarsa, onları hiçbir şey tutamaz.<br />
Kişi, karşısına çıkan işi yapabilecek yeterlilikte olduğuna inanırsa, bu inanç, hedeflerini<br />
ve beklentilerini de etkileyerek ve iç motivasyonunu artırmaktadır. Kişinin seçtiği hedef,<br />
bu hedefe ulaşmak için göstereceği çaba ve zorluklar karşısında yılmaması büyük ölçüde<br />
yeterlilik duygusu tarafından belirlenmektedir. Çalışanların motivasyonu ise, kişinin<br />
sahip olduğu ihtiyaçlar ile kurumun çalışana sağladığı teşvik ve imkanlar arasındaki<br />
dengenin kurulmasına bağlıdır. Bu öznel bir süreç olduğu için kişiden kişiye<br />
değişmektedir. Ancak bu fark çalışanların işe yönelik tavırlarının belirleyicisi<br />
olmaktadır. Burada en büyük görev yöneticiye aittir.<br />
Motivasyonun, kişiden, kurumdan, yöneticiden ve süreçten kaynaklanan<br />
karmaşık yönleri vardır. Bu sebeple bir motivasyon problemini teşhis ederken, olaya bu<br />
geniş perspektiften bakmak gerekmektedir. Başarılı yöneticiler, insanların<br />
söylemediklerini işitebilen, vücut dilini çözebilen, olgun ve duygusal zekâsı yüksek<br />
yöneticilerdir. 59 Motivasyon, yaşam doyumu ile doğrudan ilintilidir. Yaşam doyumuna<br />
bağlı olarak motivasyonda değişiklikler görülebilir. Bununla birlikte, motivasyon ile<br />
ilgili yapılan çalışmalar, çalışanların görevlerinin belirginliği, ise katılımları, parasal<br />
ödüller, işin doğası, kişilerin verimli kullanılabilmesi gibi birçok faktörün iş tatminine<br />
etki ettiğini göstermektedir.<br />
58 R. Harun TAŞBAŞ, Firmaların Bünyelerindeki Satış Elemanlarının Motivasyonunu Artırmada<br />
Kullandıkları Maddi Olmayan Motivasyon Yöntemlerinin Satış Yöneticilerinin Bakış Perspektifiyle<br />
Değerlendirilmesi ve İlaç Sektöründe Üzerine Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />
Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1998., s. 6.<br />
59 Meltem ER, Satış Elemanlarının Motivasyonu, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik<br />
<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2004, s. 14.<br />
25
Bir işletmede şartların bozulduğunu gösteren en önemli kanıtlardan biri,<br />
motivasyonun düşük olmasıdır. İnsanın doğasında isteme, isteklerini arttırma ve yenilik<br />
arama vardır. Üstelik insanın davranışlarını yönlendiren istekler kolayca elde<br />
edilebileceklerden çok, bir çaba ve katlanım gerektirenler üzerinde yoğunlaşmaktadır.<br />
Kişinin arzuları, zaman içerisinde psikolojik veya bazı hallerde fizyolojik ihtiyaç haline<br />
getirdiği istekleri karşılanamazsa, ortaya hayal kırıklığı ve mutsuzluk çıkmaktadır. 60<br />
1.6. Motivasyonun Yararları<br />
Bir işletmede sistemli bir motivasyon sürecinin faydalarına bakacak olursak:<br />
• Çalışanların işletmeye ve işletme kültürüne olan bağlılığı artmaktadır.<br />
• İşletmede verimliliğin , kârlılığın artmasında etkili olmaktadır.<br />
• Motivasyonlar yüksek olan çalışanların morali yüksek olurken, işletmenin<br />
personel devir oranı da düşük olmaktadır.<br />
• Çalışanların iş tatmini yüksek olmaktadır.<br />
• Çalışanların işten kaytarma oranı azalmaktadır.<br />
• İşletme ve çalışanlar için çalışma hayatının kalitesini yükseltmektedir.<br />
• İşletmenin maliyetlerinde azalma sağlamaktadır.<br />
• İşletmelerin ürün ya da hizmet kalitesinin yükselmesinde etkili<br />
olmaktadır.<br />
olmaktadır. 61<br />
• Etkili motivasyon yönetimi, işletmenin amaçlarına ulaşmasında etkili<br />
Yöneticinin temel amaçlarından birisi, ihtiyaçları karşılanmayan bireylerin<br />
yaşadığı dengesizlikleri keşfetmek ve gidermektir. Aksi durumda ise, bireyin yaşadığı<br />
60 Fatih TAŞPINAR, Motivasyon Araçlarının İş Gören Motivasyonu Üzerindeki Etkisi;Afyon<br />
Karahisar Termal Otel İşletmelerinde Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon<br />
Kocatepe <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon Karahisar, 2006, s. 14.<br />
61 Doğan Şafak YILDIRIM, Resmi İlköğretim Okullarında Görev Yapan Öğretmenlerin Motivasyon<br />
ve İş Tatminini Etkileyen Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006, s. 5-7.<br />
26
u dengesizlik, onun davranışlarına, iş verimine, moraline, ilişkilerine olumsuz etki de<br />
bulunacaktır. Başka bir ifadeyle, bireyde iş verimsizliği, performans düşüşü, iş<br />
tatminsizliği gibi sonuçlar ortaya çıkabilecektir. 62<br />
Bu yüzden yönetim, çalışanın sahip olduğu enerjiyi ve aktiviteyi harekete<br />
geçirerek kurumun amaçlarının başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesini ve çalışanın<br />
işinde etkili ve verimli olmasını sağlamalıdır. Motivasyonun konusu, insan ve insan<br />
davranışlarıdır. Bu yüzden motivasyon da amaç, insanı kazanmaktır. İnsanları<br />
kazanabilmek için ise, insanların beklentileri, amaçları, arzuları ve ihtiyaçlarının<br />
bilinmesi önemlidir. Başka bir ifadeyle, yöneticiler, yanlarında çalıştırdıkları bireyleri<br />
nelerin motive ettiğini doğru olarak tespit etme çabası içerisinde olmalıdırlar. Çoğu<br />
yönetici parasal ödüllerin çalışanların motivasyonunun bir parçası olduğuna<br />
inmaktadırlar. Gerçekten insanlar sadece para kazanmak, zengin olmak için mi<br />
çalışırlar? Genel itibariyle onların yaşamında ücret her şey midir? Her şeyden önce bir<br />
bireyi motive etmedeki en önemli şey, onların kim olduklarını anlamaktır. Eğer yönetici,<br />
bir bireyin arzularını ve isteklerini bilmiyorsa, bireyin doğru çatıda (framework) motive<br />
olmasını sağlaması da çok zor olacaktır. 63<br />
Rasyonel bir motivasyon sistemi psikoloji ve sosyoloji ilkelerine dayalı, örgüt<br />
amaçları ile işgören amaçlarını dengeleyici bir yapıda olmalıdır. Bu durumda<br />
motivasyon sisteminden işgören ve işletmeye şu faydalar beklenebilir: 64<br />
• İşgörenlerin temel ekonomik ihtiyaçlarının karşılanmasına imkan<br />
hazırlamak.<br />
• İşgörenlerin psiko-sosyal, kültürel, güvenlik, aile yardımı gibi toplumsal<br />
ihtiyaçlarının karşılanmasına imkan tanımak,<br />
• İşgörenlerin yeteneklerini ve yaratıcılıklarını ortaya çıkarmasına yardımcı<br />
olmak,<br />
62 FINDIKÇI, a.g.e., s. 375-376.<br />
63 Ali ŞAHİN, Yönetim Kuramları ve Motivasyon İlişkisi, s. 526,<br />
http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler%5CAli%20%C5%9EAH%C4%B0N%5Cmotivasy<br />
on%20y%C3%B6netim%20makale.pdf, (12.09.2007).<br />
64 ŞİMŞEK, a.g.e., s. 207.<br />
27
• Değişen sosyo-ekonomik ve kültürel şartlara uygun şekilde işletmelerin<br />
esnek motivasyon sistemi geliştirmelerini sağlamak.<br />
• Örgüt ile işgören amaçlarını uyumlaştırmaya yardımcı olmak.<br />
1.7. İşgören Motivasyonunun Bireysel ve Örgütsel Yansımaları<br />
Günümüzde örgütler, belirledikleri hedeflere ulaşabilmek amacıyla çeşitli üretim<br />
faktörlerine gereksinim duymaktadırlar. Bu faktörler içinde en önemli olanı ve kuşkusuz<br />
en zor denetim altına alınanı emek faktörüdür. İnsan emeği, diğer üretim faktörleriyle<br />
birleşerek işletmenin amaçlarına katkıda bulunur. Bu açıdan, bireysel ve örgütsel<br />
bakımdan bir takım amaçlara sahip olan işgörenlerin motivasyonunda etkili olan<br />
kavramlar açıklanmaya çalışılacaktır.<br />
1.7.1. İşgören Motivasyonunun Bireysel Yansımaları<br />
Motivasyonda en önemli konu, işgören davranışlarını ve bunların nedenlerini<br />
bilmektir. Her davranışın arkasında bir istek, önünde ise amaç vardır. Amaçlara varmak<br />
için birey isteklerinin doyurulması gerekir. Birey, kendi dünyasına uygun ve kendine<br />
özgü nitelikte çizdiği amaçlarına ulaştığı ölçüde mutlu olmaktadır. İşgören işletmeden<br />
birçok şeyler bekler: ekonomik kaynaklar, güvenlik, eğitim olanakları v.b. İşletme de<br />
işgörenden yaratıcılığını ve zeka gücünü ortaya koymasını istemektedir. Bu iki istek<br />
grubu arasında en iyi dengeyi kurmak gerekmektedir. Bu dengeyi sağlamanın en geçerli<br />
yolu işletmenin amaçlarını olduğu kadar işgören amaçlarını da yakından tanımaktır.<br />
Bunun için de öncelikle işgörenin bireysel amaçlarından bahsetmek gerekmektedir.<br />
1.7.1.1. İşgören Motivasyonu-İş Tatmini İlişkisi<br />
Motivasyon, bir amaca doğru çaba harcamayı ve sürdürmeyi anlatmasına<br />
karşılık, iş tatmini ise bağlı olarak olumlu duygular içinde olmayı anlatmaktadır.<br />
Motivasyon kavramıyla tatmin arasındaki ilişki, şartlara ve durumlara bağlıdır. Kimi<br />
zamanlarda olumlu, kimi zamanlarda nötr ve bazen de olumsuz olabilmektedir. Tatmin<br />
kavramıyla bireyin iç huzuru ve rahatlığı ifade edilmek istenmektedir. Tatmin<br />
kavramıyla bireyin iç huzuru ve rahatlığı ifade edilmek istenmektedir. Fakat bireyin<br />
dışsal davranışını değiştirme anlamına gelmez. Motivasyondan ayrıldığı nokta da<br />
28
urasıdır. Motivasyon, bireyin davranışlarını etkileyerek onu harekete geçirmektedir.<br />
Oysa tatmin duygusu öznel bir iç zevki ve huzuru ifade etmektedir. 65<br />
İş tatmini genel olarak, kişinin işine karşı gösterdiği olumlu veya olumsuz<br />
tutumudur.Bu bağlamda, işe karşı olumlu ruh hali iş tatminini, işe ilişkin olumsuz<br />
tutumları ise iş tatminsizliğini ortaya çıkaracaktır. 66 İş tatmini oluşturan bireysel<br />
faktörler; personelin beklentileri, personelin kişiliği, personelin iş tecrübesi, personelin<br />
sosyal kişiliği, personelin hizmet süresi, personelin eğitim düzeyinden etkilenmektedir.<br />
Diğer yandan işin genel görünümü ve zorluk derecesi, ücret, işletmenin sosyal<br />
görünümü, çalışma koşulları ve iş güvenliği, ilerleme olanağı, uygun ödüllendirme<br />
sistemi, yönetici, çalışanların kararlara katılım derecesi, iş tatminini etkileyen iş<br />
ortamına bağlı faktörlerdir. 67<br />
İş tatmini ile motivasyon karşılıklı etkileşim içindedir. Tatmine ulaşmış<br />
işgöreninin motive edilebilmesi için gerekli ortam hazırlanmış demektir. Çünkü tatmine<br />
ulaşan işgören davranış değiştirmeye ve motive olmaya oldukça uygun bir durumdadır.<br />
Aynı şekilde, motive olmuş bir işgören de çaba ve faaliyetlerinin sonucunda iç huzuru<br />
ve zevki tadabilir. Başka bir ifadeyle iş tatmini motivasyonu yaratabilir.<br />
Psikologlar iş tatmini ile işe geç kalma, işe gitmeme ve işi aksatma arasında<br />
güçlü bir ilişki olduğunu vurgulamaktadırlar. Eğer bir iş, kişileri motive etmiyorsa,<br />
çalışanlar en ufak bir özürleri olduğunda işe gelmeyeceklerdir. Çoğu organizasyonlarda<br />
işe geç kalma, işe gelmeme ve çalışanların sık sık işten ayrılmaları şirketin kârlılığını<br />
olumsuz yönde ve direk olarak etkilemektedir. Şu da bir gerçek ki; her insan aynı<br />
derecede motivasyona sahip değildir. Bunun sebebi tam olarak açık olmasa da başlıca iki<br />
olasılık vardır: Bazı insanlar doğuştan diğerlerinden daha yüksek motivasyona<br />
sahiptirler, bazıları da kendi yaşam tecrübelerinden etkilenebilirler. Kalıtım, yüksek<br />
performansın ne olacağını belirliyorsa olsa da; insanların öğrendikleri ve geçmiş<br />
tecrübeleri de bu konuda oldukça etkilidir. İnsanların motivasyonlarının yönü ve<br />
65<br />
Feyzullah EROĞLU,, Davranış Bilimleri, 5.Baskı, Beta Yayınları, 2000, İstanbul, , s.252.<br />
66<br />
İlhan ERDOĞAN, İşletme yönetiminde örgütsel davranış, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong> Yayını, No.5, 1999,<br />
İstanbul, s. 299.<br />
67<br />
ÖZGEN, H., ÖZTÜRK, A. ve YALÇIN, A., İnsan Kaynakları Yönetimi, Nobel Kitabevi, Adana,<br />
2002, s. 45.<br />
29
düzeyindeki farklılıklar rasgele olan bir durum değildir, bu farklılıklar bir noktaya kadar<br />
insanların yaşı, cinsi ve meslekleri ile de ilgilidir. 68<br />
1.7.1.2. İşgören Motivasyonu-Örgütsel Bağlılık İlişkisi<br />
Bireyin organizasyona bağlılık derecesini ifade eden örgütsel bağlılık kavramı<br />
konusunda tam bir tanımlama yapılamamıştır. Örgütsel bağlılık; bir organizasyonun<br />
üyesi kalma yolunda şiddetli bir arzu, organizasyon adına yüksek düzeylerde efor<br />
sarfetme isteği veya organizasyonun amaç ve değerlerine kesin bir inanç/ kabulü belirtir.<br />
Başka bir ifade ile örgütsel bağlılık; organizasyonun tüm etkinliği, çıkar ve<br />
başarısı ile kimliklenmedir. Örgütsel bağlılık, çalışan gelecekte firmada kalma<br />
arzusunun bir ölçüsüdür.örgüt üyelerinin çalıştıkları işletmeye bağlılıkları arttığı oranda,<br />
işgücü devir hızı azalmakta, işgören istikrar kazanmakta, moral ve motivasyon<br />
yükselmekte, örgüte sadakat artmakta ve makro düzeyde daha yüksek milli prodüktivite<br />
yaratılarak çarpan etkisiyle toplumun tümüne menfaat sağlamaktadır. 69<br />
Örgütsel bağlılığın etkileri, bağlılığın derecesi ile ilgili olarak olumlu ya da<br />
olumsuz olabilmektedir. Örgütsel amaçlar kabul edilebilir olmadığında işgörenlerin<br />
yüksek düzeydeki bağlılığı, örgütün dağılmasını hızlandırabilmektedir. Diğer taraftan<br />
amaçlar akılcı ve kabul edilebilir olduğunda ise, yüksek düzeyde bir bağlılığın etkili<br />
davranışlarla sonuçlanması olanağı bulunmaktadır. Bağlılık örgütten ayrılma davranışı<br />
ile düşük düzeyde; düşük performans, artan devamsızlık ve gecikme gibi geri çekilme<br />
davranışlarıyla ise, daha yüksek düzeyde ilişki içindedir. 70<br />
Sonuç Olarak, organizasyonla işgören arasındaki paradigmatik uyum ne kadar<br />
fazla olursa uyumdan kaynaklanan sinerjik etki o kadar fazla olacaktır. Paradigmatik<br />
uyum; işletme çalışan bireylerin amaçları, dünya görüşleri, doğru ve yanlışları ile<br />
organizasyonun benzer konulara bakışlarının aynı olmasıdır. Örgütle bireyin amaçları<br />
çelişmediği ve organizasyon ve işgörenler arasındaki paradigmatik yakınlık arttığı<br />
68 Füsun PARS , Ozan Çağım ŞİVE, Motivasyon: İş Yerinde Motivasyon, Hr Dergisi, Aralık, 1996,<br />
http://evren.gonca.net/dokuman/anadizin//Motivasyon.doc, (26.11.2007),<br />
69 Hasan İBİCİOĞLU, Örgütsel Bağlılıkta Paradigmatik Uyumun Yeri, Dokuz Eylül <strong>Üniversitesi</strong><br />
İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:15 Sayı:1 Yıl:2000, s. 13-14.<br />
70 Selen DOGAN, Selçuk KILIÇ, Örgütsel Bağlılığın Sağlanmasında Personel Güçlendirmenin Yeri<br />
Ve Önemi, Erciyes <strong>Üniversitesi</strong> İ.İ.B.F. Dergisi, Sayı: 29, Temmuz-Aralık 2007, s. 52.<br />
30
oranda işgören işletme amaçlarına daha fazla motive olabilir ve verimli çalışabilir.<br />
Organizasyon ile çalışanlar arasında paradigmatik uyumun sağlanması için;<br />
organizasyon üyelerinin beklentilerinin belirlenmesi, amaçların uyumlaştırılması,<br />
organizasyon vizyonunun üyelerinin paradigmasına uygun olması ve üyelerle<br />
organizasyonun bütünleşmesini sağlayacak örgüt kültürünün oluşturulması<br />
gerekmektedir. 71<br />
1.7.1.3. İşgören Motivasyonu-Performans İlişkisi<br />
Performans bir işi yapan bireyin, bir grubun ya da bir teşebbüsün o işle<br />
amaçlanan hedefe yönelik olarak nereye varabildiği, diğer bir ifadeyle neyi<br />
sağlayabildiğinin nicel(miktar) ve nitel(kalite) olarak anlatımı şeklinde<br />
tanımlanmaktadır. 72<br />
İşgören motivasyonu ile performans yakından ilişkilidir. Motive olmayan<br />
personelden yüksek performans beklenmemelidir. Örgüt yöneticisi, örgüt içi ve dışı<br />
fizyolojik, psikolojik ve sosyal çevreyi ve gereksinimleri anlayıp yorumlayabiliyorsa,<br />
performansı maksimize etmek için işgörenlerden gerektiği gibi yararlanma yollarını<br />
belirleyecektir. Böylece hem işgörenlerin gereksinimleri karşılanacak hem de işletmenin<br />
amaçlarına ulaşması sağlanmış olacaktır. Yöneticinin işgörenleri işletme amaçları<br />
doğrultusunda yönlendirmesi ise ancak motivasyon ile olası olacaktır. Örgütsel<br />
hedeflerin başarımı için işgörenleri çok çalışmaya cesaretlendirmek tüm yönetimler için<br />
en önemli zorluklardan biridir. Yüksek motivasyonlu işgörenler örgütsel hedeflere<br />
ulaşma şansını kuşkusuz önemli derecede arttırmaktadırlar. 73<br />
Bir örgütte performansa etki eden önemli bir unsur ise, stres’dir. Stres algılanan<br />
çevresel tehditlere bireyin fiziksel ve ruhsal bir tepki verme eylemi olarak ifade<br />
edilebilecektir. Yerkes ve Dadson’un 1908’de yapmış oldukları araştırmalarına (Y-D<br />
71 İBİCİOĞLU, a.g.e., s. 19.<br />
72 Edip ÖRÜCÜ, Aysun KANBUR, Örgütsel-Yönetsel Motivasyon Faktörlerinin Çalışanların<br />
Performans ve Verimliliğine Etkilerini İncelemeye Yönelik Ampirik Bir Çalışma: Hizmet ve<br />
Endüstri İşletmesi Örneği, Celal Bayar <strong>Üniversitesi</strong>, Yönetim ve Ekonomi Dergisi, Yıl:2008 Cilt:15<br />
Sayı:1,Manisa, s. 88.<br />
73 Adem ÖĞÜT, Tahir AKGEMCİ, M. Tahir DEMİRSEL, Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi<br />
Bağlamında Örgütlerde İşgören Motivasyonu Süreci, Selçuk <strong>Üniversitesi</strong> Sosyal Bilimler Enstitüsü<br />
Dergisi, Yıl: 2004 - Sayı: 12 - ISSN 1302-1796 , s. 286.<br />
31
Yasası) göre stres belirli bir noktaya kadar performansı olumlu etkilerken, belirli bir<br />
noktadan sonra olumsuz yönde etkilemektedir. Aşırı stres kırılma noktasından sonra<br />
dikkat azalması sonucunu doğurarak, bireyin zihinsel yetenek, yargı ve karar verme gibi<br />
zihinsel yeteneklerini negatif yönde etki altına almaktadır. Bu nedenle işgören<br />
motivasyonunun performans ilişkisini sabit tutabilmek için stresin iyi yönetilmesi<br />
gerekmektedir. 74<br />
Çalışanların işlerindeki performansları konusunda bilgilendirilmeye ve geri<br />
bildirim almaya ihtiyaçları vardır. İnsanın psikolojik ihtiyaçları arasında yer alan,<br />
davranışları hakkında bilgilenme dürtüsü, kişinin moralinin iyileşmesine ve kendine olan<br />
güveninin artmasına neden olarak kişisel gelişime olanak sağlamaktadır. Performans<br />
değerlendirme, kişi düzeyinde psikolojik bir ihtiyaç olduğu halde, kurum düzeyinde<br />
motivasyona yönelik bir ihtiyaçtır. Kişi mevcut eksikliklerini görüp, kendini yenilemeye<br />
ve yeni atılımlar yapmaya yönelmektedir. Tek tek kişilerin performanslarının<br />
iyileştirilmesi de bir bütün olarak kurumun etkinliğinin arttırılmasını sağlamaktadır.<br />
Bunun sonucunda çalışanlara yönelik ödüllendirme politikalarında düzenleme yapılarak,<br />
uygulanması gereken maddi ve manevi motivasyonlar belirlenmiş olacaktır. 75<br />
1.7.1.4. İşgören Motivasyonu-Kurum İçi Girişimcilik İlişkisi<br />
Literatürde iç girişimciliğin: yeni iş girişimi, yenilik, süreç yenileme, kendini<br />
yenileme, stratejik yenilenme, otonomi, risk alma, öngörücü olma ve saldırgan<br />
rekabetçilik gibi kendine has çok farklı boyutlarına değinilmektedir. Bu boyutlarda yeni<br />
işler takip etmekten, firmanın örgütsel dönüşümünü başarma yeteneğine, firma içinde<br />
düşüncelerin bağımsızca ortaya konulabilme durumundan, risk alabilmekten, ilk<br />
olmaktan, yeni rakiplere karşı gösterilen tepkilere kadar bir çok farklı faktör yer<br />
almaktadır. Bir firmanın yeni işlere girmesi ve/veya sonuçları belirsizlik taşıyan<br />
stratejileri uygulamadaki istekliliği, firmadaki iç girişimciliğin bir göstergesi olarak<br />
kabul edilmektedir. Görüldüğü üzere, iç girişimciliğin birçok boyutu bulunmaktadır.<br />
74 Nezih Metin ÖZMUTAF, Örgütlerde Bireysel Performans Unsurları Ve Çatışma, Cumhuriyet<br />
<strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 8, Sayı 2, 2007, s. 49.<br />
75 Üniversite Öğretim Elemanlarına İçin Performans Değerlendirme Model Önerisi,<br />
http://www.memurlar.net/haber/6087, (19.04.2009).<br />
32
Ancak iç girişimcilikle ilgili olarak yapılan çalışmalarda dört boyut üzerinde bir<br />
yoğunlaşma söz konusudur. Bu boyutlar: Yeni İş/İşletme Girişimi, Yenilik, Kendini<br />
Yenileme ve Öngörücü olmaktır.<br />
İç girişimcilik açısından gerekli olduğu düşünülen önemli bir konu ise<br />
işgörenlere karar verebilme inisiyatifi tanıma ve işgörenleri güçlendirmedir. Kaliteyi<br />
artırmak, yeni fırsatlardan yararlanmak ve müşteri ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek<br />
için işgörenlerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Güçlendirilen insan iş yapmak isteyen,<br />
sorumluluk arayan insan olmaktadır ve bu özellik, işgörenlerin işleriyle ilgili kendi<br />
kararlarını alabilmelerine olanak sağlayan bir ortamla desteklendiğinde, iç girişimcilik<br />
daha da etkili olarak gerçekleşmektedir. 76<br />
İç girişimcilik, yeni üretim metotları ve süreçleri geliştirme konularında firmaları<br />
destekleyen bir süreçtir. İç girişimcilik, firma kaynaklarını etkin kullanımını<br />
sağlamaktadır. İş tatminini arttırmakta kalifiye işgücü devir hızını azaltarak örgüt<br />
devamlılığını da sağlamaktadır. Aynı zamanda iç girişimcilik firmaların finansal ve<br />
finansal olmayan performansını arttırmaktadır. Özetle iç girişimcilik firmaların<br />
performansını iyileştirmelerinde, rekabet avantajı sağlamalarında, kendilerini<br />
sağlamalarında önemli katkıları olan bir süreç olmaktadır. Ekonominin iyi veya kötü<br />
olduğu zamanlarda, şirketlerin özellikle belirsiz ve fırtınalı zamanlarda rekabetçi<br />
kalabilmeleri için yenilik şarttır. Organizasyonların çoğu, şirket girişimciliğine rehavet<br />
ve yoğun bürokrasiye karsı bir mücadele yolu olarak bakmaktadırlar. 77<br />
İç girişimcilik, firma sınırları içerisindeki herkese seviyesine göre girişimcilik<br />
ruhunun aşılanması üzerinde durmaktadır. Kurum içerisinde geliştirilen girişimcilik<br />
ruhuyla, esnek yapılar oluşturmaya, büyümeye ve farklılaşmaya karsı gösterilen direncin<br />
üstesinden gelinebileceği vurgulanmaktadır. 78<br />
76 Asuman AKDOĞAN, Ayşe CİNGÖZ, İç Girişimciliğe Verilen Önem Düzeyi Ve İç Girişimciliği<br />
Etkileyen Örgütsel Faktörlerin Belirlenmesine Yönelik Kayseri İlinde Bir Araştırma, Uluslararası<br />
Girişimcilik Kongresi, Kırgızistan-Türkiye Manas <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi, 25-27<br />
Mayıs 2006, Bişkek, s. 53-55.<br />
77 Uğur HAACISALİHOĞLU, İç Girişimcili İklimi Ve Kurumsallaşma Algısı İle İş Tatmini Ve<br />
Bağlılık Düzayi Arasındaki İlişkiler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gebze İleri Teknoloji<br />
Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gebze, 2007, s.14-15.<br />
78 Veysel AĞCA, Mustafa KURT, İç Girişimcilik Temel Belirleyicileri: Kavramsal Bir Çerçeve,<br />
Erciyes <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 29, Temmuz-Aralık 2007, s. 85.<br />
33
1.7.2. İşgören Motivasyonunun Örgütsel Yansımaları<br />
İşgörenin motivasyonuna örgütsel açıdan bakabilmek için, işletme etkinliği,<br />
işletme verimliliği, toplam kalite ve süreç yenileme ile olan ilişkilerini incelemek<br />
gerekmektedir. Bunlar aşağıda dört başlık altında verilmiştir.<br />
1.7.2.1. İşgören Motivasyonu-İşletme Etkinliği İlişkisi<br />
Etkinlik, faaliyet ve çabaların, amaca ulaşmasındaki isabet derecesidir. İşletmede<br />
etkinlik, bir anlamda işletmenin, üretim faaliyetleri ile değişen iç ve dış şartlara intibak<br />
edebilmesi için bütün imkânlarını ve güç merkezlerini harekete geçirmedeki yeteneği<br />
olarak da tanımlanabilir. 79 Etkinlikle ilgili ilk modeller örgütsel başarının ölçümünde tek<br />
kriter kullanan monist düşüncelerdir. Etkinlik, günümüzde artık ihmal edilemez bir<br />
konuma gelmiektedir. Etkinlik, işletmenin kuruluş amaçlarına ne derece ulaştığının bir<br />
ifadesidir. İşletmede verimliliğin sağlanması, büyüme ve gelişme, çevreye uyum,<br />
rekabet edebilme durumu, iş görenlerin tatmini ve sosyal sorumlulukların yerine<br />
getirilmesi gibi durumlar etkinliğin sağlandığının göstergeleridir. 80<br />
Bir faaliyetin etkili olması onun istenen sonucu vermesi demektir. Bir işletmenin<br />
ideal etkinlik seviyesine ulaşabilmesi için arzulanan biçimde faaliyet göstermesi<br />
gerekmektedir. Bir başka ifade ile etkinlik, faaliyet ve çabaların amaca ulaşmasındaki<br />
derecesini ifade eden bir kavramdır. İşletme, amaçlarına önceden planladığı gibi<br />
ulaşabilmiş ise etkin demektir. İşletmenin amaçlarına ulaşabilmesi için, iç ve dış<br />
kaynaklarına uyum sağlayabilmesi için bütün imkânlarını harekete geçirme yeteneğidir.<br />
İşletme, etkin çalışabilmek için çeşitli araçlardan yararlanması gerekmektedir. Başta<br />
insan gücü olmak üzere, iyi araç–gereç kullanımı, teknolojik ve yönetim ile ilgili<br />
yeniliklerden yararlanma, hammadde ve enerji kullanımı gibi. İşgörenin birey ya da grup<br />
olarak etkinliğini artırmanın yolu özendirici ya da güdeleyici araçların kullanılmasıdır. 81<br />
79<br />
Mehmet KARACA, Motivasyon, http://www.odevsel.com/genel-kultur/878/motivasyon.html,<br />
(07.07.2007).<br />
80<br />
Peter F. DRUCKER, Çeviren: Ahmet ÖZDE, Nuray TUNALI, Etkin Yöneticilik, 2. Baskı., Çeviren:<br />
Ahmet Özde, Nuray Tunalı, Eti Kitapları, İstanbul, Kasım 1992., s.12.<br />
81<br />
Mehmet KAPLAN, Motivasyon Teorileri Kapsamında Uygulanan Özendirme Araçlarının İş<br />
Gören Performansına Etkisi ve Bir Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atılım<br />
<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2007, s. 8.<br />
34
1.7.2.2. İşgören Motivasyonu-İşletme Verimliliği İlişkisi<br />
Son yıllarda gelişmiş ya da az gelişmiş hemen hemen bütün ülkelerde üzerinde<br />
ısrarla durulan temel konulardan birisi de hiç şüphesiz verimlilik konusudur. Verimlilik<br />
konusu az gelişmiş ülkeler için çok daha önemlidir. Çünkü verimliliğin ve bunun<br />
sonucunda milli gelirin artması bu tür ülkelerde hayat standartlarının yükselmesinin<br />
başlıca şartlarından birisini teşkil etmektedir.<br />
Verimlilik ya da rasyonellik geniş anlamda ve günlük konuşmalarda akla<br />
uygunluk ve doğru ile yanlışı birbirinden ayırabilme gücü manalarında kullanılmaktadır.<br />
Verimlilik en az girdi ile en çok çıktıyı elde etmek ya da belirli bir sonucu en az araç<br />
kullanarak elde etmek şeklinde de tanımlanabilir. Genel olarak pay ve payda ile temsil<br />
edilen bu ilişki şu şekilde gösterilebilir: 82<br />
Üretim Miktarı / Kalitesi<br />
Verimlilik = _________________________<br />
Üretim Faktörleri (Sermaye, Çalışma Saati gibi)<br />
Verimlilik kavramı, girdilerde herhangi bir artış olmaksızın çıktı miktarında bir<br />
artış sağlayacak şekilde sistemin etkin işleyişini ifade eden bir ölçüt olmaktadır. Böylece<br />
verimlilik, ilave gelir yaratarak bir işletmenin refah düzeyini artıran bir fonksiyona<br />
sahiptir. Bununla birlikte verimliliğin hesaplanmasında; girdi, çıktı, katma değer, çalışan<br />
sayısı, çalışılan saatler, ücret ödemeleri ve stok değişmeleri gibi kriterler göz önünde<br />
bulundurulmaktadır. 83<br />
Başka bir tanıma göre ise verimlilik, belirli bir zaman periyodunda bir grup ya da<br />
birey tarafından başarılmış iş birimlerinin miktarıdır. Bu tanımda birey tarafından<br />
harcanan enerji miktarı ile üretilen birim sayısı arasında bir ilişki olduğu varsayımına<br />
dayanılmaktadır. Bu nedenle verimlilik ancak kişisel ve örgütsel amaçların birbiriyle<br />
uyumlaştırılmasından doğmaktadır. Böylece bu iki amaçtan birisine ulaşılması diğer<br />
amacın da başarıldığını gösterir. Örgütler faaliyetlerinden iyi randıman elde etmek için<br />
82 KAPLAN, a.g.e., s. 9.<br />
83 ÖRÜCÜ, KANBUR, a.g.e., s. 88.<br />
35
masraflarını düşürücü ve gelirlerini artırıcı çeşitler tedbirler alırlar. Böylece mevcut<br />
üretim süresi içinde toplam gelire katma değer oranını yükselterek verimliliği artırmayı<br />
hedeflemektedir. 84<br />
Bir işi yapmaya zorlanabilecek birey, o işi isteyerek yapmaya zorlanamaz. Bir işi<br />
severek yapmak içten gelen arzuyla olur ve işgörende bu arzuyu uyandırmak için onu<br />
çeşitli yöntemlerle motive etmek gerekir. Verimliliğin bireysel olarak, çalışanlar<br />
açısından taşıdığı değer iki yönlü olarak incelenebilir: Birincisi, verimlilik artışı sonucu<br />
çalışanların elde edecekleri ekstra ücret, ikincisi ise çalışanlarda meydana gelen<br />
verimlilik artışının onlarda işten zevk alma duygusuna yol açması ve onların<br />
motivasyonunu artırması konusudur. Motive olmayan personelin, etkili performans<br />
göstermesi ve verimli çalışması beklenmemelidir. İşgören, yeteneklerine uygun bir iş<br />
yapmıyorsa bu durum onda hoşnutsuzluk ve tedirginlik oluşturur. Yeteneklerine<br />
uymayan, anlamsız işlerle uğraşan üstün yetenekli personelde, bıkkınlık, yaşamla olan<br />
bağlarda gevşeme, bedensel-düşünsel gerilme gibi belirtiler görülür. İş yerleri bu<br />
ihtiyaçları doyuracak şekilde düzenlendiğinde, işgören de uyumlu, güvenli ve huzurlu<br />
olacaktır. Bu durum işgörenin motivasyonunu ve performansını yükseltecektir. 85<br />
Her bireyin kendisine göre sahip olduğu bir potansiyeli vardır. Önemli olan bu<br />
potansiyelin yöneticiler tarafından açığa çıkarılması ve örgüt amaçlarını<br />
gerçekleştirmeye yönlendirilmesidir. İşgörenlere sadece çalışması gereken makineler ve<br />
ücretlerinin arttırılmasıyla istekleri yerine getirilen bireyler gözüyle bakmamak gerekir.<br />
İşgörenlerin yaptıkları işler hakkında bilgiye sahip olmaları örgütte performansın<br />
iyileşmesine sebep olmakta ki, bu da sonuçta verimliliğin ve kalitenin artımına neden<br />
olmaktadır. Verimlilik artışı büyük ölçüde işgörenin yaptığı işi isteyerek, yani yüksek<br />
motivasyon ile yapmasına bağlı olarak gerçekleşecektir. 86<br />
İşletmelerde verimliliğin artması için, yöneticiler gerekli düzeyde rekabeti<br />
desteklemelidir. Çünkü rekabet işlerin yapılma hızını arttıracak, işgörenleri<br />
heveslendirecek, onları daha çok çalışmaya itecek bir araçtır. İşgörenler için rekabet,<br />
84<br />
GÜVEN, a.g.e., s. 21.<br />
85<br />
Atilla FİLİZ, Motivasyon ile Verimliliğin Yükseltilmesi, Sektörel Tanıtım Dergisi, Eylül 2004, s. 23.<br />
86<br />
Müzeyyen GÜLER, İşçi Moralinin Önemi ve Verimlilik, Hacettepe <strong>Üniversitesi</strong> İİBF Dergisi, Cilt 14,<br />
Sayı 1, Ankara, Temmuz 1996, s. 197<br />
36
verimliliği arttırıcı ve motivasyonu yükseltici bir argüman durumundadır. Bunun nedeni<br />
de rekabetin olduğu bir şirkette bireylerin daha başarılı olmaları ve sonrasında saygı<br />
görme, prestij sahibi olma ve kendini gerçekleştirme güdülerini tatmin etmeleridir. 87<br />
1.7.2.3. İşgören Motivasyonu-Toplam Kalite İlişkisi<br />
Kalite kavramı çok sık kullanıldığı için insanlar tarafından duyulan bir<br />
kavramdır. Ancak bu kavram günümüzde teknik bir yöntem değil, işletmelerin<br />
müşterilerini memnun etmeye ve işletmelerde “sosyal sorumluluk” bilincinin<br />
gelişmesine katkı sağlayan bir kavram olarak yönetimle birlikte anılır olmaktadır. Bunun<br />
sonucu olarak Toplam Kalite Yönetimi karşımıza çıkmaktadır. 88 Kalite kavramı ise net<br />
bir tanıma sahip değildir. Ancak bakış açılarına göre pek çok tanımı yapılmaktadır.<br />
Bunlardan bazıları şöyledir:<br />
• Kalite bir düşünce veya madde değildir. Tanımlanamaz fakat ne olduğu bilinir.<br />
• Kalite, bir mal veya hizmetin belirli gerekliliği karşılayabilme yeteneklerini<br />
ortaya koyan karakteristiklerin tümüdür.<br />
• Kalite, ürün ya da hizmeti ekonomik bir yoldan üreten ve tüketici isteklerine<br />
cevap veren bir üretim sistemidir.<br />
• Kalite, ürünün sevkıyattan sonra toplumda neden olduğu en az zarardır.<br />
• Kalite, belli bir ürünün, tasarım veya spesifikasyonlara uygunluk derecesidir. 89<br />
Toplam Kalite Yönetimi “Kalite yönetiminde yönetimin sorumluluğu, her seviyede<br />
ve her alanda kalite yönetimine ilişkin faaliyetleri, kalite geliştirmenin sürekli olması,<br />
kalite kontrol çemberleri içinde tüm işgücünün kalite geliştirme faaliyetlerine katılımının<br />
sağlanması”şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi Toplam Kalite<br />
Yönetimi ile bir kalite seferberliği başlatılmış olacaktır. Burada esas olan nokta<br />
işletmemizin ticari, finansal, teknik, beşeri ve organizasyon kaynaklarını optimum<br />
kılmak ve bunları, tüm faaliyetlerin koordinasyonunu sağlayarak yönlendirmektir.<br />
87 http://web4.kariyer.net/kariyerrehberi/kariyerRehberiDetay.kariyer?arn=&sid=&prt=81&kn=172,<br />
(02.06.2008).<br />
88 İbrahim KAVRAKOĞLU, Toplam Kalite Yönetimi, Kalder yayınları, 1996, s.9.<br />
89 Ceyhan GÖKMEN, Sağlık Hizmetlerinde Kalite Yönetimi,<br />
http://www.saglik.gov.tr/extras/pdf/kalite_el_kitabi.pdf, ( 10.05.2009).<br />
37
Toplam Kalite Yönetimi ile ilgili amaçları belli başlıklar altında aşağıdaki gibi<br />
toplamak mümkündür: 90<br />
• Savurganlıkları önleme,<br />
• Verimliliği arttırma,<br />
• Kaliteyi arttırma,<br />
• Maliyetleri düşürme,<br />
• İşlem zamanlarını kısaltma,<br />
• Sürekli iyileştirme ve gelişme<br />
Çalışma ortamında insanın performansını, sağlığını ve rahatlığını olumsuz yönde<br />
etkileyen bir çok değişken vardır. Toplam Kalite Yönetimi felsefesi içinde insan<br />
faktörünü olumsuz yönde etkileyen iş özellikleri minimize edilebilmekte veya kontrol<br />
altına alınabilmektedir. Toplam kalite kriterleri olarak "liderlik, politika ve stratejiler,<br />
çalışanların yönetimi, kaynaklar, süreçler, müşteri tatmini, çalışanların tatmini, toplum<br />
üzerinde etki ve sonuçlar" belirtilmektedir. 91<br />
Kalitenin amacı, doğal olarak işgörenlerin ve müşterilerin tatminidir. İşgörenler<br />
eğitimi veren kişiler, müşteriler ise öğrencilerdir. Bir eğitim kurumu, bir sonraki sürece<br />
“girdi” (iç müşteri) veya dış müşterilere “çıktı” şeklinde bazı sonuçlar üreten,<br />
birbirleriyle ilişkili süreçler toplamı olarak tanımlanabilir. Bir sürecin sonuçlarının<br />
kalitesini ölçmek için bir kalite kontrol noktasının oluşturulması gereklidir. 92<br />
Birçok işletme, kaliteyi performanslarını iyileştirmek ve pazar paylarını korumak<br />
veya arttırmak için etkin bir strateji olarak görmektedir. Ayrıca, kalitenin gerek makro<br />
gerekse mikro düzeyde ekonomik kalkınmaya olumlu etkilerinin olacağı da kabul<br />
edilmektedir. Kalitenin, ekonomik yönünün yanı sıra, çalışanların sahip olması gereken<br />
kişisel doyum üzerindeki etkisi de göz ardı edilmemelidir. Çünkü, kalitenin<br />
90 İsmail EFİL, Toplam Kalite Yönetimı: ISO900 Kalite Güvence Sistemi, Alfa Yayını, 1999, s. 51.<br />
91 Aliye MANDIRACIOĞLU, Emel LÜLECİ, Aybügen LEBLEBİCİ, Toplam Kalite Yönetiminin Bir<br />
Unsuru Olarak Çalışanların İş Doyumlarının Bir Fabrika Örneği İle Değerlendirilmesi, Ege Tıp<br />
Dergisi Cilt: 39, Sayı:3, 2000, s.165.<br />
92 İsmail TÜRKMEN, Toplam Kalite Yönetimine Geçiş ve Uygulamada Başarıyı Engelleyecek<br />
Faktörler, M.P.M., Verimlilik Dergisi, Özel Sayı, 2. B. 1996, s. 146.<br />
38
gerçekleştirilmesinde, sadece teknik unsurlar kullanılmamakta, her süreçte insan<br />
kaynağının stratejik desteğine yer verilmektedir.<br />
Bu doğrultuda, kalite anlayışının, işletme yönetimi açısından insan kaynakları ile<br />
yakın bir ilişki içine girme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü işletmelerin en temel<br />
amacı, uzun vadeli verimliliği ve kârlılığı güvence altına almaktır. Karlılığı uzun vadede<br />
güvence altına alabilmek için rakipler tarafından taklit edilmesi güç, rekabet unsurları<br />
açısından avantajlı faktörlere sahip olmak gerekmektedir. Bu faktörlerden biri de<br />
işletmelerde insan kaynağının etkin kullanımıdır. Bunun gerçekleşmesi için de<br />
çalışanlarla ilişkiler konusunda düşünce biçimlerinin değişmesi gerekmektedir.<br />
Değişimin temelinde işgörenlerin tüm diğer kaynakları yöneten bir stratejik avantaj<br />
kaynağı olarak görülmeye başlanması yatmaktadır. 93<br />
Toplam kalite yönetiminde başarı sağlamanın ön koşullarından biri de<br />
çalışanların katılımının sağlanmasıdır. Her kademedeki çalışan hem düşünce geliştirme<br />
hem de uygulama aşamalarında iyileştirme faaliyetlerine katılmalıdır. Bir işletmede<br />
başarılı bir ürün veya hizmet üretimi yapılmak isteniyorsa en üst seviyedeki personelden<br />
tabana kadar bütün çalışanların katılımı sağlanmalıdır.<br />
Grup çalışması ve sürekli gelişme TKY yaklaşımının en önemli ilkeleri arasında<br />
olup, grup çalışması ile tüm işletme çalışanlarının, problem çözme, sürekli iyileştirme,<br />
kaliteyi sağlama ve sürdürme çalışmalarına katılmaları istenir. Burada amaç tek tek<br />
bireysel düşünce ve tasarımların personeli güçlendirerek fikir ve öneri geliştirme<br />
şeklinde artmasını ve bu görüş ve düşüncelerin oluşturulacak grup veya takım<br />
çalışmalarında değerlendirilerek işletmeye yararlı hale getirilmesidir. Toplam kalite<br />
yönetiminde alt kademe çalışanlar ve işçilerin üretim süreci üzerinde daha fazla etkisi<br />
bulunmakta ve bu nedenle elde ettikleri bilgiler de üst kademe çalışanlardan daha fazla<br />
olmaktadır. İşletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren konularda çeşitli sorunları<br />
belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için geliştirilen kalite çemberleri çalışan<br />
katılımını sağlamanın bir yoludur. Kalite çemberlerini kurmanın nedenleri; hataları<br />
93 Ersin KAVİ, Stratejik Açıdan İnsan Kaynakları Yönetiminin Kalite Yönetimindeki Sorumluluğu<br />
Üzerine Bir Alan Araştırması, http://iibf.kou.edu.tr/ceko/ssk/kitap50/33.pdf, s. 784.<br />
39
önlemek, iş süreçleriyle ilgili maliyetleri düşürmek, verimliliği yükseltmek, iletişimi,<br />
problem çözme yeteneğini geliştirme, motivasyonu artırmak ve kalite anlayışını örgüt<br />
kültürünün bir parçası haline getirmektir.<br />
Kalite çemberlerinin yanı sıra çapraz-fonksiyonel takımlarda kalite geliştirmede<br />
kullanılan diğer bir stratejidir. Çapraz-fonksiyonel takımların yeni ürün geliştirmede ve<br />
dağıtım yönetiminde başarılı uygulamaları bulunmaktadır. TKY uygulamalarının temel<br />
stratejik hedefi operasyonel verimliliğin arttırılması ve gelişen dinamik pazarlarda<br />
rekabet gücü kazanmak için süreçlerin sürekli yenilenmesinde çalışanların katılımını ve<br />
bağlılığını arttırmaktır. Toplam kalite yönetimi işletmedeki tüm çalışanların sorun<br />
belirleme, çözme, maliyetleri düşürme, kaliteyi sürekli geliştirme, teslimatı hızlandırma,<br />
yeni ürün tasarlama, mevcut ürünlerin geliştirilmesi ve üretim süreçlerinin yeniden<br />
gözden geçirilmesi gibi konularda çalışanların katılımını sağlamayı amaçlamaktadır. 94<br />
1.7.2.4. İşgören Motivasyonu-İşletme Kârlılığı İlişkisi<br />
İşletmelerin temel ekonomik amaçlarından olan kâr; işletmenin belirli bir<br />
dönemdeki faaliyet sonucu olup, genellikle toplam gelirlerin toplam giderlerden farkı<br />
olarak düşünülür. Kısaca söylemek gerekirse, kâr işletme için çok önemli bir kavramdır.<br />
İşletmenin başarı derecesini ölçme aracı, denetleme aracı ve hepsinden önemlisi<br />
varlığını sürdürme aracıdır.<br />
Satış geliri sağlama amacında özellikle az sayıda işletmenin pazara sahip olduğu<br />
oligapol piyasalarında, işletme yöneticileri, en çok kârı değil belirli düzeyde kârı<br />
sağlamak kaydıyla, satış gelirlerini maksimum düzeye çıkarmaya çalışmaktadırlar. 95<br />
Yatırımların temel ve başlangıç düşüncesi kârlılıktır. Kârlılık ise verimliliğe<br />
bağlı bir fonksiyondur ve verimlilik ile doğru orantılıdır. Verimlilik artışına bağlı olarak<br />
kârlılık artmaktadır. Kârlılık, sadece kapital olarak değil aynı zamanda sosyal bir olgu<br />
olarak da değerlendirilmelidir. Bu nedenle, günümüzde kârlılığı arttıran verimliliğin<br />
tanımı; müşterilerin ve çalışanların en yüksek tatmin düzeyinde, olabilecek en yüksek<br />
94 Oya ERDİL, Halit KESKİN, Cemal ZEHİR, Firma İçi Kalite Bilgisi Kullanımı, İşgören Katılımı Ve<br />
Tasarımda Kalite Yönetimi İle Ürün Performansı Arasındaki İlişkiler : Deneysel Bir Çalışma,<br />
Doğuş Üniv. Dergisi, Cilt:4 Sayı:1, 2003, s.48.<br />
95 http://www.sosyalbilimler.net/sosyal-bilimler/isletme-bolumu-odev-notlari/, (14.02.2009).<br />
40
kaliteyle, olabilecek en kısa zamanda, olabilecek en küçük maliyetle, olabilecek en<br />
yüksek düzeydeki üretimi sağlamak olarak tanımlanırken; kalite, verimlilik ve kârlılığın<br />
yatırımların ayrılmaz ilkeleri olduğu da göze çarpmaktadır. 96<br />
Kâr, işletme sahiplerinin işletmeden daha fazla çıkar bekleyen yöneticilerin ve<br />
işgörenlerin temel motivasyon aracını oluşturmaktadır. Bir işletmenin kârlılığı bir işe<br />
yatırılması gereken sermaye ile o işten elde edilen kâr arasındaki ilişkiden doğmaktadır.<br />
Büyük çapta işletme amaçlarının gerçekleştirilmesi işletme kârlılığına bağlı<br />
olmaktadır. 97<br />
Eğer yönetici planladığı kârlılık hedefine ulaşamamış ise ürünlerini daha kârlı<br />
hale getirebilmek için işgörenlerin yardımıyla iki önemli araç kullanacaktır: 98<br />
• İşgörenlerin yetenekleri, başarı potansiyelinin bir bölümünü teşkil etmektedir.<br />
Yönetimin kalitesi, işgörenlerin gizil güçlerini ortaya çıkaracak, onları motive<br />
edecek teşvik araçlarını kullanmakla yükseltilebilecektir. Zira yönetim<br />
faaliyetlerini, amaçlarını işgörenler vasıtasıyla gerçekleştirmektedir. Yönetimin<br />
faaliyetlerine ve işletme amaçlarına işgörenlerin katma değerlerini artıracak<br />
işgörenlerin amaçlarıyla örgütün amaçlarını uyumlaştıracak motivasyon<br />
sistemini kurması ve geliştirmesi, işletmenin kârlılığına ve amaçlarına önemli<br />
ölçüde katkıda bulunacaktır.<br />
• İşgörenlerin motivasyon yoluyla katma değerinin yükseltilebilmesinin yanı sıra<br />
işletme, teknolojik alandaki yenilikleri takip ederek de kârlılığını<br />
yükseltebilmektedirler. 99<br />
Genellikle kâr, işletme faaliyetlerinin başarılı olarak yürütülüp yürütülmediğini<br />
gösteren en pratik ölçüttür. Kâr aynı zamanda işletme faaliyetlerinin değerlendirilmesi,<br />
işletmenin varlığının sürdürülmesi ve geliştirilmesi için bir araç durumundadır. 100<br />
96<br />
Z. Karaca, Mermer Fabrika Yatırım Karan ve Projelendirmede Önemli Konular,<br />
http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/4c455df3c54f292_ek.pdf, (17.04.2008).<br />
97<br />
Mehmet OLUÇ, İşletme Organizasyonu ve Sevki İdare, 1. Cilt, Sermet matbaası, İstanbul 1959, s.74.<br />
98<br />
EREN, a.g.e., s. 87.<br />
99<br />
Gültekin YILDIZ, Kadir ARDIÇ, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi, s. 80,<br />
http://paribus.tr.googlepages.com/ardic2.pdf.<br />
41
1.8. Motivasyon Yönetimi<br />
Motivasyon yönetimi, çalışanların işlerini etkin ve verimli bir biçimde<br />
yapmalarını sağlayacak iş ve ilişki ortamının sağlanmasıdır. Biri işi yapma isteği olarak<br />
tanımlanan motivasyon, çalışanların işlerini önemli hedeflerine ulaşmada bir araç olarak<br />
görmelerini sağlamak suretiyle artırılabilir.<br />
Motivasyon yönetimi sürecinde, çalışanların motivasyonlarını etkileyen<br />
faktörlerin tümünün dikkate alınması gerekmektedir. Kişilerin psikolojik ve sosyal<br />
yapıları, dolayısıyla onları motive edecek araçlar da birbirinden farklıdır. Bu nedenle<br />
motivasyon araçlarını kullanırken kişisel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır.<br />
Psikologlar, çalışanları altı ana psikolojik gruba ayırırlar:<br />
• Güven arayan çalışan,<br />
• Mükemmellik isteyen çalışan,<br />
• Kendisine önem verilmesini isteyen çalışan,<br />
• Sorumluluk seven çalışan,<br />
• Prestij arayan çalışan,<br />
• Herkes tarafından kabul görmek isteyen çalışan.<br />
Bir işgören, bu gruplardan birden fazlasının özelliklerini gösterebilirse de bir<br />
özellik baskın olarak görülmektedir. Her bir gruptaki çalışanı harekete geçiren<br />
motivasyon faktörleri farklı olduğundan, kullanılacak motivasyon aracı da farklı<br />
olmaktadır.<br />
Bir işletmede; planlı, sistemli ve inandırıcı bir motivasyon sürecinin olmasının,<br />
çalışanların performans düzeyinin yüksek olması ve dolayısıyla işletmenin başarısı ile<br />
doğrudan ilişkisi vardır. Ancak ne var ki işletmeler son yıllara kadar motivasyon sürecini<br />
ihmal etmiş, çalışanlarının motivasyonlarının yüksek tutulması ile işletmenin neler<br />
kazanabileceği öngörülememiştir. Motivasyonun yüksek tutulması için, başlangıçta bazı<br />
100 İşletmelerin Kuruluş Amaçları,<br />
http://www.ekodialog.com/isletme_ekonomisi/isletmelerin_kurulus_amaclari.html, (27.10.2008).<br />
42
ek maliyelere katlanılması gerektiği, ancak bu ek maliyetlerin uzun vadede faydaya<br />
dönüşebileceği yeterince anlaşılamamıştır.<br />
1.9. Yöneticiler ve Motivasyon İlişkisi<br />
Yönetici beşeri kaynakları maddi kaynaklarla birleştiren kişi olan ve malzeme,<br />
hammadde gibi faktörleri bir araya getiren kişidir. Dolayısıyla işletmenin yaşamını<br />
sürdürmesini sağlayan temel unsurdur. Aynı zamanda yönetici işletmenin yönetim<br />
sorumluluğunu yüklenen kişidir. Ya da kâr riski başkalarının olmak üzere mal ve<br />
hizmeti ortaya koymak için üretim faktörlerini bulan, bir araya getiren ve bu amaçla<br />
çalışanlara yön veren kişidir. İşletme canlı bir organizma olarak düşünüldüğünde<br />
yönetici bu organizmanın beyni olmaktadır. 101<br />
Yönetici motivasyon konusu ile ilgilenmek zorundadır. Çünkü yöneticinin<br />
başarısı, astlarının örgütsel amaçlar doğrultusunda çalışmalarına; bilgi, yetenek ve<br />
güçlerini tam olarak bu doğrultuda harcamalarına bağlıdır. Başka bir deyişle performans<br />
ile motivasyon çok yakından ilişkilidir. Motive olmayan personelin performans<br />
göstermesi beklenmemelidir. Kişiler çok çeşitli davranışlar gösterirler. Bu davranışların<br />
değişik nedenleri olabilmektedir. Yönetici açısından önemli olan personelin<br />
organizasyonun amaçları doğrultusunda davranmalarıdır. Çünkü motivasyon kişisel bir<br />
olay olarak karşımıza çıkmaktadır. 102<br />
Bir örgütte temel amaç, örgüt faaliyetleri sonucu bir üretim yapmak ve kâr elde<br />
etmektir. Karlı olmayan örgütlerin yaşaması mümkün olmadığı gibi, bu sonuç girişimci<br />
ruha da aykırıdır. Küçük veya büyük ölçekli mal veya hizmet üreten örgüt yöneticileri,<br />
örgüt amaçlarını gerçekleştirmek için, çalışan personeli etkin ve verimli bir şekilde<br />
değerlendirmek durumundadır. Bu ise çalışanların moral ve motivasyonlarının yüksek<br />
tutulması ile mümkün olmaktadır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ve çalışma<br />
101 Aysel KARAKOÇ, Yönetici Motivasyonunun İşletme Yönetimi Üzerine Etkisi, Yayınlanmamış<br />
Yüksek Lisans Tezi, Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1998, s. 30.<br />
102 KOÇEL, a.g.e, s. 507.<br />
43
hayatında önemli sorunlar yaşayan ülkeler açısından, motivasyonun ihmal edilemez bir<br />
önemi vardır. 103<br />
Yönetici örgütsel hedeflere ancak çalışanlarla ulaşabileceğini kavramalı ve bu<br />
bakımdan insan ihtiyaçlarını anlamanın farkında olmalıdır. Yönetici “ Herkes aynı<br />
özendirme yöntemleri ve teşviklerle motive olurlar” yargısındaki düşünceye benzer bir<br />
hataya düşmemelidir. Ancak yukarıda vurgulandığı üzere uygulamada güdüleme<br />
sürecinde var olan aşamaların her birini realize edebilmek hiç de kolay değildir.<br />
Avrupa’daki işletme yöneticileri arasında yapılan bir çalışma, yöneticilerin en önemli<br />
sorunlarından birisinin personelin motivasyonu olduğunu ve yöneticilerin bu konuda<br />
kendi yetkilerini kullanamadıklarını göstermektedir. 104<br />
McClelland ve Burnham, yöneticilerin üç motivasyon gurubuna dahil olduğunu<br />
keşfetmişlerdir. Birinci gruptakiler, bağlanma yanlısı olanlar; iş yapmaktan ziyade<br />
beğenilme ihtiyacına sahip yöneticilerdir. İkinci grup ise başarma ihtiyacıyla motive<br />
olan yöneticiler vardır. Bunlar insanların kendileri hakkındaki düşüncelerini pek<br />
umursamamaktadırlar. Hedefler oluşturmaya ve onları ulaşmaya odaklanırken kendi<br />
başarılarını ve itibarlarını öncelikli bir yere koymaktadırlar. Üçüncü gruptakiler de<br />
kurumsal yöneticilerdir. Her şeyden çok güçle ilgilenmektedirler. Bir kuruluşta bir<br />
şeyler yaptırabilmenin tek yolunun çevredeki insanları etkilemek olduğunun farkında<br />
olan bu yöneticiler, kendi başarılarından ziyade, etki yoluyla güç kurmaya<br />
odaklanmaktadırlar. Bu üçüncü gruptakiler en etkin olanlardır. Onlara doğrudan bağlı<br />
çalışanların daha büyük bir sorumluluk duygusu taşıdığı, örgütsel hedefleri daha açık<br />
gören ve ekip ruhunu daha iyi açığa çıkaran yöneticiler denilmektedir. 105<br />
İdareciye düşen görevlerden biri, tüm personelin bir aile olduğunu ve çalışma<br />
arkadaşlarıyla diyaloglarını bu forma oturtarak şekillendirmelerinin gerektiğini<br />
personele hissettirmesidir. Yöneticiler, personellerinin moral durumunu değerlendirmek<br />
için onları sürekli izlemelidirler. Yönetim, morali yüksek tutmak için bilinçli bir çaba<br />
103<br />
ÇİÇEK, a.g.e., s. 10.<br />
104<br />
Doç. Dr. Önder BARLI, Türk Yöneticisinin Yararlandığı Motivasyonel Araçlar, Atlas yay.,<br />
İstanbul, 2005, s. 6.<br />
105<br />
Çeviren: Leyla ASLAN, Motivasyon, Harvard Business Review Der. Seçmeler, Mess Yay., İstanbul,<br />
2004, s. 102.<br />
44
göstermelidir. Personelin çalışma mekanlarını iç açıcı ve çalışma şevkini artırıcı bir<br />
duruma getirmelidir. İyi bir çalışma mekanı personelde işe istek ve üstün azim<br />
yaratmaktadır. Disiplin hep var olmalıdır, fakat disiplin kesinlikle dar kalıplar içine<br />
sokulmuş despot tutum şeklinde değil de tatlı sert ve sadece işle ilgili olmalıdır.<br />
Yöneticilerin personeli motive etmesi gerekmektedir. Yöneticilerin motivasyonunu canlı<br />
tutabilmesi için insan ilişkilerinde ve genelde teşkilatla ilişkilerini yürütmekte becerili<br />
olması şarttır. Yöneticilerin, bir kontrol ve denge sistemi kurmaları, sistemin etkin olup<br />
olmadığını izlemeleri, gerektiği yerde ve gerektiği zamanda değişiklikler yapabilmesini<br />
bilmelidir. 106<br />
İşletmemizdeki bir makinenin herhangi bir malzemeyi belli toleranslara uygun<br />
biçimde işleyemediğini varsayalım. Bu durumda, makinenin yağlanması gerektiği ya da<br />
bir başka arızasının olduğu gibi sonuçlara varılabilir. Önce usta sorunu kendi bulmaya<br />
çalışır, daha sonra gözetimciden yardım ister; en sonunda bir bakım ustası ya da bir<br />
mühendis çağırılır ve sorunun nedenini bulunup makine işletilir. Yukarıdaki örnekte<br />
makinenin bozulma nedenlerini araştıran herkes, bu araştırmayı makine bilgisine<br />
dayanarak analitik bir biçimde yapmıştır ya da yapmış olması gerekmektedir. Sorunun<br />
bulunulabileceği ümidiyle vidaları gelişigüzel sıkıştırmak ya da dişlileri yağlamak<br />
boşuna olacaktır. Bunu işletmeye yansıtacak olursak, işletmede çalışan bir makine<br />
ustasının görevini aksattığını, devamsızlık yaptığı, üstleri ve aynı zamanda iş<br />
arkadaşlarıyla geçimsizlik yaptığını farz edelim. Böyle bir durumda yöneticinin durum<br />
değerlendirmesi yapmaksızın, direk makine ustasını azarlaması veya cezalandırması;<br />
yukarıdaki örnekte olduğu gibi makinenin gerçek arıza nedenini bilmeden kurcalamaya<br />
benzer. Makine ustasının söz konusu davranışlarının temelinde mutlaka belli nedenler<br />
vardır. Yöneticinin arzu etmediği ve işletme açısından olumsuz sonuçla doğuracak olan<br />
bu davranışları güdüleyen ve yönlendiren; güvensizlik, ailevi sorunlar, yönetim biçimi<br />
ve maddi problemler gibi çeşitli nedenler olabilir. Bu bakımdan, yöneticinin istenmeyen<br />
106<br />
Engin KAYA, Yönetimde Başarı ve Motivasyon, http://www.caginpolisi.com.tr/33/23.htm,<br />
(11.10.2007).<br />
45
davranışları metodolojik yöntemlerle analiz ederek, kökeninde yatan gerçek nedenlere<br />
ulaşması önemlidir. 107<br />
Bir yöneticinin davranışı personelinin motivasyonunu belirlemektedir. Otoriter<br />
bir yönetici astlarına, ne yapmaları gerektiğini açık biçimde anlatmaktadır ve bunu nasıl<br />
yapacaklarını da tam olarak açıklamaktadır. Başkalarının duygularını anlayabilme<br />
yeteneğinden yoksun olan ve eleştiriye hep eleştiri ile cevap veren yönetici kendi bindiği<br />
dalı kesmektedir; çünkü şefin sinirlenmesinden duyulan korku sadece akılcı olmayan<br />
davranış biçimlerine yol açmaktadır. Korkuyla yoğrulmuş bir ortamda, çalışanlar,<br />
anlaşılabilir nedenlerle, iş alanında iyi sonuçlar elde etmekten çok kendi güvenliğini<br />
sağlamakla meşgul olmaktadırlar. Korku böylece şevk, inisiyatif ve verimlilik üzerinde<br />
yıkıcı bir etki yaratmaktadır. 108<br />
Çoğu yöneticiler çalışanlarının motivasyonunu artırmak amacındadırlar. Fakat<br />
bunu başarabilmek için ne yapmaları gerektiğini bilmemektedirler. Yöneticilerin<br />
motivasyonu etkileyebilecekleri beş ana yol vardır: Çalışılan ortamın motive edici<br />
olmasını sağlamak, motivasyonu yüksek çalışanları bulmak, eğitmek, değerlendirme<br />
yapmak ve çalışanı ödüllendirmek v.b. 109 Bu yüzden motivasyon da amaç, insanı<br />
kazanmaktır. İnsanları kazanabilmek için ise, insanların beklentileri, amaçları, arzuları<br />
ve ihtiyaçlarının bilinmesi önemlidir. Başka bir ifadeyle, yöneticiler, yanlarında<br />
çalıştırdıkları bireyleri nelerin motive ettiğini doğru olarak tespit etme çabası içerisinde<br />
olmalıdırlar. Çoğu yönetici parasal ödüllerin çalışanların motivasyonunun bir parçası<br />
olduğuna inanmaktadır. Gerçekten insanlar sadece para kazanmak, zengin olmak için mi<br />
çalışırlar? Genel itibariyle onların yaşamında ücret her şey midir? Her şeyden önce bir<br />
bireyi motive etmedeki en önemli şey, onların kim olduklarını anlamaktır. Eğer yönetici,<br />
bir bireyin arzularını ve isteklerini bilmiyorsa, bireyin doğru çatıda motive olmasını<br />
sağlaması da çok zor olacaktır. 110<br />
107<br />
Keith DAVİS, Çev. Kemal TOSUN ve Diğ., İşletmede İnsan Davranışı- Örgütsel Davranış, İstanbul<br />
<strong>Üniversitesi</strong> İşletme Fakültesi, Yayın no:199, İstanbul, 1988, s. 184.<br />
108<br />
İnsan Kaynakları, http://www.forumturka.net/forum/archive/index.php/t-74101.html, (24.11.2007).<br />
109<br />
Motivasyon : İş Yerinde Motivasyon, http://evren.gonca.net/dokuman/anadizin//Motivasyon.doc,<br />
(18.09.2007).<br />
110<br />
ŞAHİN, a.g.e., (12.09.2007).<br />
46
1.10. İşgörenler ve Motivasyon İlişkisi<br />
Motivasyon, bireyi harekete geçiren, davranışlarına yön veren, bireyin amacına<br />
ulaşmasını sağlayan içten gelen en büyük güçtür. En kısa tanımı ile motivasyon, bir<br />
amacı gerçekleştirmek için belli miktarda çabayı harcamaya istekli olmak demektir.<br />
İşgörenler, bir işletmeye mal ya da hizmet üretmek gibi bir amacı gerçekleştirmek için<br />
girmektedirler. Bu amaçları gerçekleştirilmelerinin karşılığında kendilerine bazı şeyler<br />
vaat edilerek belirli bir yöne kanalize edilmektedirler. İşgörenler genel olarak ekonomik<br />
ve psiko-sosyal araçlarla birlikte çalışmalarının karşılığında yeterli bir ücret alabilmeyi<br />
ve güvenlik içinde olmayı isterler. 111<br />
İşletmenin başarısı, işgörenlerin istek ve gereksinimlerinin anlaşılması ve bunları<br />
karşılayacak bir ortamı sağlaması ile olacaktır. İşgörenleri, işletmenin amaçları<br />
doğrultusunda harekete geçirebilmek için, onların istek ve gereksinimleri ile bunları<br />
yönlendiren çevresel koşullar, sosyal alışkanlıklar ve tutumların incelenmesi<br />
gerekmektedir. 112<br />
Robbins(1984), işgörenlerin motivasyonu hakkında kişisel değişkenleri, iş<br />
değişkenlerini ve sistem değişkenlerini göz önünde bulundurarak aşağıdaki önerileri<br />
göstermektedir. 113<br />
• Kişisel farklılıkları tanımak,<br />
• İnsanlarla işleri eşleştirmek,<br />
• Amaçları kullanmak,<br />
• Amaçların ulaşılabilir olarak algılanmasını sağlamak,<br />
• Ödülleri bireyselleştirmek,<br />
• Ödüllerle performansı birbirine bağlamak,<br />
111 M. Şerif ŞİMŞEK, İşletme Bilimine Giriş, Damla mat., Konya, 1995, s. 206.<br />
112 Özkan ELBİR, Motivasyon Araçlarının İş Tatmini Üzerine Etkileri; Kütahya Ceza İnfaz<br />
Kurumu’nda Bir Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü, Kütahya, 2006, s. 5.<br />
113 Hüseyin Fazlı ERGÜL, Motivasyon ve Motivasyon Teknikleri, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi,<br />
ISSN:1304-0278 Güz 2005 C.4, s.14 70-71, www.e-sosder.com, (24.03.2008).<br />
47
• Sistemin adilliğini gözden geçirmek,<br />
• Ücretleri gözardı etmemek gerekmektedir.<br />
Genel olarak insan davranışları veya örgütsel davranış açısından ele alındığında,<br />
insanların neyin motive ettiğini bilmek, empati yapmayı, onların eylemlerini, duygu ve<br />
hislerini anlamayı gerektirir. Gerek toplumsal hayatta gerekse işletme içerinde birbirini<br />
anlamaya çalışan insanlar aralarındaki problemleri daha rahat çözerler ve bu sayede<br />
çalışanlar iş arkadaşları ve yöneticilerle daha iyi ilişkiler kurabilirler.<br />
Diğer yandan, motivasyon kavramını anlamak kişiye özel yaşantısındaki<br />
ilişkilerini düzenlemede de yardımcı olacaktır. Evdeki eşi, çocuklarıyla ve çevresiyle<br />
kurduğu ilişkilerinde, bir sosyal insan olarak motivasyon kavramını özümsemek, sağlıklı<br />
ilişkiler kurma ve uyumlu yaşama açısından oldukça yararlıdır. 114<br />
İşgörenlerden beklenen verimliliği sağlamak için optimal motivasyon<br />
yöntemlerinin uygulanması gereklidir. İşgörenler, yaptıkları iş veya iş ortamlarından<br />
memnun oldukları ölçüde verimli çalışmaktadırlar.<br />
Motivasyonda, çalışanların ödüllendirilmesinin ve cezalandırılmasının büyük<br />
önemi vardır. Ödüllendirme, çalışanları her zaman olumlu yönde etkileyen ve örgüte<br />
rekabet avantajı kazandırmada en etkili olan motivasyon yollarından biridir. Ama<br />
cezalandırma işgörenleri her zaman olumlu yönde etkilemeyebilir. Etkili bir yönetici,<br />
cezalandırma konusunda kapsamlı düşünmeli ve uygulanacak cezanın işgörenin<br />
motivasyonunu ve dolayısıyla verimliliğini azaltmamasına dikkat etmelidir. 115<br />
Bir işletmede ne kadar nitelikli personel bulunursa bulunsun, çalışanların çalışma<br />
isteği, yönetim tarafından harekete geçirilmedikçe örgüte yeterli ya da gerekli faydayı<br />
sağlayamazlar. Çünkü örgütün sahip olduğu tüm varlıklar, ancak çalışanları aracılığıyla<br />
örgütün amaçlarına hizmet edebilmektedir. Örgüt içerisinde temel unsurlardan birisi de,<br />
çalışanın sadece çalışma yeterliliğine sahip olması değil, aynı zamanda çalışmaya istekli<br />
olmasıdır. Çalışmaya olan yeterlilik, bir işi yapabilmek için gerekli hüner ve bilgilere<br />
sahip olmak olarak tanımlanmaktadır. Çalışanın çalışmaya istekliliği ise bireyin<br />
114 BARLI, a.g.e., s. 7-8.<br />
115 ÖĞÜT, AKGEMCİ, DEMİRSEL, a.g.e., s. 285.<br />
48
kendisinden kaynaklanır fakat aynı zamanda eşit oranlı olarak bu bireyin iş ortamında<br />
nasıl yönetildiğine de bağlıdır.<br />
Çalışanın istekliliğini sağlayarak, çalışanların motivasyonunu dolayısıyla<br />
başarısını en üst düzeyde tutabilmek, üst düzey yönetimin desteğini gerektirmektedir.<br />
Üst düzey yönetimin desteği ile güçlendirilen çalışanların, problemleri çözmede ve<br />
başarıya odaklanmakta daha istekli olacakları kabul edilmektedir. Örgütü ile uyum<br />
sağlayan ve örgütün değerlerini destekleyen çalışanların motivasyonu ve başarısı<br />
yükselmektedir. 116<br />
116 Abdullah KARAKAYA, Ferda Alper AY, Çalışanların Motivasyonunu Etkileyen Faktörler:<br />
Sağlık Çalışanlarına Yönelik Bir Araştırma, Cumhuriyet <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:31<br />
No:1, Mayıs 2007, s. 57.<br />
49
İKİNCİ BÖLÜM<br />
MOTİVASYON KURAMLARI<br />
Motivasyon konusundaki kuramlar, yöneticilere kişileri motive eden faktörleri<br />
belirlemek, kişilerin motivasyonunu sürdürmek konularında yardımcı olmak<br />
iddiasındadır. 117 Bazı kuramlar kişilerin ihtiyaçlarının bir ifadesi olarak motivlere,<br />
dolayısıyla kişinin içinde olan faktörlere ağırlık verirken, diğer bazıları teşviklere yani<br />
kişinin dışında olan, kişiye dışarıdan verilen faktörlere ağırlık vermektedir. 118<br />
Kişinin dışında, çevresinde bulunan dışsal faktörlere ağırlık veren kuramlar,<br />
kişilerin davranışlarının dışsal faktörler tarafından kontrol edildiği varsayımına dayanır.<br />
Bu durumda sorun “çalışanların nasıl motive edileceği”dir. Bu sorun da, personele veya<br />
çalıştıkları çevreye dışarıdan müdahale etmekle çözülmeye çalışılır. Dolayısıyla bu<br />
kuramların ağırlık noktası, kişinin içindekileri anlamak yerine, kişinin çevresinde<br />
bulunan ve davranışlarını etkileyen faktörleri anlamak ve kullanmaktır. Tüm bu<br />
açıklananlardan sonra motivasyon kuramlarını iki ana grupta toplamak mümkündür: 119<br />
1. Kapsam (Content) Kuramları; içsel faktörlere ağırlık veren kuramlar.<br />
2. Süreç (Process) Kuramları; dışsal faktörlere ağırlık veren kuramlar.<br />
2.1. Kapsam Kuramları<br />
Kapsam kuramları, insanları çalışmaya yönelten faktörleri ortaya koymaya<br />
çalışırlar. Kapsam kuramlarının dayandığı varsayım şudur: Eğer yönetici, iş görenleri<br />
belirli şekillerde davranmaya zorlayan faktörleri anlayabilir ve kavrayabilirse, iş<br />
görenleri daha iyi yönetecektir. 120<br />
117<br />
KOÇEL, a.g.e., s. 509.<br />
118<br />
Keith DAVİS, Human Behavior at Work, Organizational Behavior, 6th Edition, McGraw Hill,<br />
1981, p. 43.<br />
119<br />
KOÇEL, a.g.e., s. 510.<br />
120<br />
Bahaettin BALÇIK, İşletme Yönetimi, Atlas Kitabevi,Konya, 1997, s. 150.<br />
50
Bu kuramlar, kişinin içinden gelen ve kendisini davranışa sevk eden faktörleri<br />
anlamaya çalışmaktadır. Eğer bir yönetici, çalışanları belirli şekillerde davranmaya<br />
zorlayan bu faktörleri ortaya çıkarabilirse, bunlara dikkat ederek çalışanlarını daha iyi<br />
yönetebilir; onları memnun ederek işletme amaçlarına yönelik çalıştırabilir. Bu noktadan<br />
hareket ederek birçok araştırmacı iş yaşamında insanın motivasyonunu açıklamaya<br />
yönelik teoriler geliştirmişlerdir. 121<br />
Kapsam teorileri, insanları olumlu ya da olumsuz etkili ya da etkisiz davranmaya<br />
sevk eden faktörleri ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu teorilerde insan davranışlarının<br />
sebebi ya da belirleyicisi, ihtiyaçlardır. Kişiler arzu, istek ve ihtiyaçlarını tatmin etmek<br />
için çalışırlar. Bu sebeple bu teoriler, özde insan, güdü ve ihtiyaçlarını tespit etmek<br />
sınıflandırmak ve sıralamak gayreti içine girmektedirler. 122<br />
Kapsam modellerinin tamamına yakını motivasyona, ihtiyaçlar açısından<br />
yaklaşmaktadır. Motive edici faktörler motiv ve ihtiyaçlardır. Luthans, örgütsel kapsam<br />
teorilerinin, kişilerin tatmin olmaları ve iyi bir performans sergilemeleri için gereken<br />
teşvik ve hedeflerle ilgili olduğunu belirtir. 123<br />
Kapsam teorileri adı altında gruplanan dört adet motivasyon teorisi<br />
bulunmaktadır. Bunlar: 124<br />
1. Abraham Maslow tarafından geliştirilen İhtiyaçlar Hiyerarşisi Yaklaşımı,<br />
2. Frederick Herzberg tarafından geliştirilen Çift Faktör (Hijyen-<br />
Motivasyon) Teorisi,<br />
3. David McClelland tarafından ortaya atılan Başarma İhtiyacı<br />
(Achievement) Teorisi,<br />
4. Clayton Alderfer’in ERG Yaklaşımı.<br />
121 ÖNEN, TÜZÜN, a.g.e, s. 31.<br />
122 TAŞBAŞ, a.g.e., s. 22-23.<br />
123 LUTHANS, a.g.e., s. 15.<br />
124 KOÇEL, a.g.e., s. 510.<br />
51
2.1.1. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı<br />
Maslow’un motivasyon teorisine göre insan rasyonel bir yaratık şeklinde<br />
tanımlanmaktadır. Aynı zamanda meraklı ve isteyen bir yaratıktır. Takdir, cezalandırma,<br />
karar almaya katılma gibi faktörler endüstride en önemli motivatörlerse de, ihtiyaçların<br />
insandan insana ve zaman itibariyle değiştiği de bir gerçektir. A. Maslow’un motivasyon<br />
teorisi insanın dinamik bir enerji sistemine sahip olduğuna dayanmaktadır. 125<br />
Kişi ihtiyaçları giderildiği sürece mutlu ve huzurlu olacaktır. İhtiyaçları<br />
giderilmediğinde psikolojisi bozulacak, stresli olacaktır. Bu durum ise, yaşamını ve<br />
işletmede çalışma başarısını etkileyecektir. Çünkü kişinin davranışı belirli ihtiyaçları<br />
gidermeye yöneliktir. İhtiyaçlar davranışı belirleyen önemli bir faktördür. Bireyin<br />
ihtiyaçları belirli bir hiyerarşi göstermektedir. Birey alt kademedeki ihtiyacı<br />
giderilmeden, üst kademedeki ihtiyaçlarını gidermeye yönelememektedir. İhtiyaçların<br />
giderilmesi belirli bir düzen içinde gerçekleşmektedir.<br />
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramı farklı durumlarda farklı ihtiyaçların<br />
ortaya çıkma nedenlerini açıklamak için sıkça kullanılmaktadır. İhtiyaçlar hiyerarşisi<br />
pek çok kurama temel oluşturmuş önemli bir yaklaşımdır. 126<br />
Yönetici açısından baktığımızda yönetici, personelin hangi ihtiyacını tatmin etmek<br />
istediğini öğrenebilirse, o ihtiyacını gidermek için birtakım davranışlarda bulunmaktadır.<br />
Bu durumda, personelin yöneticiye güveni artmakta, yöneticinin işletme amaçlarını<br />
gerçekleştirmesi daha kolay olmaktadır. Böylelikle yönetici kendi isteklerini yerine<br />
getirmek isteyen personele sahip olacak ve birey belirli bir davranışı göstermeye<br />
yönelmiş olacaktır. 127<br />
Maslow bu teoride düşünce ve çalışmalarını daha çok insanların iyi ve güçlü<br />
tarafları üzerinde yoğunlaştırmıştır. İnsan tabiatının esasının iyi olduğuna inanan, ama<br />
kendini geliştirme eğiliminin zayıf olduğunu söyleyen Maslow, iki tip güdüden<br />
125 Tuğray KAYNAK, Organizasyonel Davranış, İ.Ü.İ.F. Yay. No:223, İstanbul,1990, s. 114.<br />
126<br />
Duygu GÜLDAL, Kadın Yöneticileri Motive Ve Demotive Eden Faktörlerin Tespitine Yönelik<br />
Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü,<br />
Adana, 2006, s. 40.<br />
127<br />
KARAKOÇ, a.g.e., s. 48.<br />
52
ahseder. Bunlardan biri yetersizlik, diğeri ise gelişme güdüsüdür. Yetersizlik güdüsü ile<br />
insan, fiziksel ve psikolojik dengesini sağlamaya çalışmakta; gelişme güdüsü ile<br />
yaptığının ve yapmış olduklarının daha da iyisini yapmaya çalışarak mükemmelleşmek<br />
istemektedir.<br />
Maslow’un teorisi belli başlı üç varsayıma dayanır:<br />
1. İnsanlar isteyen varlıklardır ve ihtiyaçlar, onların davranışlarını etkiler.<br />
Ancak, davranışları etkileyenler, doyurulmamış olan ihtiyaçlardır; doyurulanlar<br />
güdüleyici olamazlar.<br />
2. İhtiyaçlar önem derecelerine göre bir hiyerarşi oluşturur ve basit<br />
olanlardan karmaşık olanlara doğru sıralanırlar.<br />
3. İnsanların bir ihtiyaç seviyesinden diğerine, daha doğrusu en alttaki temel<br />
ihtiyaçlardan karmaşığa doğru yükselmesi için bir alttaki ihtiyacın en azından asgari<br />
derecede doyurulmuş olması gerekmektir. 128<br />
Maslow’a göre, insanların bütün ihtiyaçları aşağıdan yukarıya doğru beşli bir<br />
kademe içinde incelenir. Bu kademelendirme ise şu şekildedir: 129<br />
Şekil 2.1: Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi<br />
128 A. Esra ASLAN ve Diğerleri, Örgütte Kişisel Gelişim, Nobel Yay. Ankara, 2002, s.102.<br />
129 Abraham H. MASLOW; ” A Theory of Human Motivation, ” Psychological Review, 50(1943):<br />
370’den nakleden: Martin J. GANNON; Organizational Behavior: A Managerial And Organizational<br />
Perspective, Little, Brown and Company, Boston, Toronto: 1979, s. 179.<br />
53
Maslow’a göre toplumda temel ihtiyaçları kısmen doyurulmuş olan insanların<br />
çoğunun temel ihtiyaçlarının tamamı kısmen doyurulmamıştır. Hiyerarşinin daha<br />
gerçekçi tanımı şu şekilde yapılabilir; hiyerarşide yukarılara doğru çıktıkça, doyuma<br />
ulaşma yüzdesi azalır.<br />
2.1.1.1. Fizyolojik ihtiyaçlar<br />
Fizyolojik İhtiyaçlar tüm canlılar için geçerli olan gereksinmelerdir. Açlık,<br />
susuzluk, barınma gibi. Fizyolojik ihtiyaçlar süreklilik gösterir. Fizyolojik gereksinim<br />
doyuma ulaşınca belirli bir süre motive edici özelliğini yitirir. Bu gereksinme tekrar<br />
ortaya çıkınca kendini gösterir. Bu ihtiyaçlar tatmin edildikten sonra daha üst seviyedeki<br />
ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır.<br />
Gelişmiş ülkelerde bireye fizyolojik ihtiyaçları gidermede zengin alternatifler<br />
sunulmaktadır. Burada sadece bireyin ne istediğini belirtmesi gerekir. Fizyolojik<br />
ihtiyaçlar tatmin edilmedikleri zaman, insanlar, yaşamını devam ettiremezler. Biyolojik<br />
yaşamın sürekli kılınması için bu ihtiyaçlar en kısa zamanda karşılanmak zorundadır. 130<br />
Araştırmalar, fizyolojik ihtiyaçların doyumunun genelde parayla, yalnızca<br />
paranın kendisiyle değil, alabilecekleriyle ilişkilendirildiğini göstermektedir. 131 Aynı<br />
zamanda fizyolojik ihtiyaçların en güçlü gereksinmeler oldukları ileri sürülmektedir.<br />
İnsan uzun bir süre aç ya da susuz kaldığında açlığını ya da susuzluğunu gidermekten<br />
başka bir şey istememektedir. Ancak bu gereksinmeler karşılandığı zaman bundan<br />
sonraki gereksinmeler ortaya çıkmaya başlar.<br />
Bütün fizyolojik ihtiyaçlar karşılandığı zaman bireyler acaba nasıl<br />
davranacaklardır? Maslow’un yanıtı yeni ve daha yüksek gereksinmelerin ortaya<br />
çıkacağıdır. Bu yeni gereksinmeler de doyumlanınca bu kez daha da yeni ve yüksek<br />
gereksinmeler ortaya çıkacaktır. Doyumlanan fizyolojik ihtiyaçlar artık davranışları<br />
etkilemede etkinliklerini yitirmekte, doyulmama düzeyi düşmedikçe de bu durumun<br />
130 EREN, a.g.e., s. 359.<br />
131 FINDIKÇI, a.g.e., s. 382.<br />
54
süregelmesi beklenmeli, doyulmana bir arzunun arzu olmaktan çıktığı ve bireysel<br />
davranışları artık etkilemediği bilinmelidir. 132<br />
2.1.1.2. Güvenlik İhtiyacı<br />
Fizyolojik ihtiyaçlar belirli bir düzeyde giderildikten sonra bir üst düzeydeki<br />
ihtiyaçlar kendini göstermektedir. Bunlar korunmaya yönelik olan güvenlik<br />
ihtiyaçlarıdır. Açlığını, susuzluğunu ve uykusuzluğunu belirli bir düzeyde gideren insan,<br />
kendini güvende hissedeceği, tehlikelerden korunabileceği bir barınağa yani eve ihtiyaç<br />
duyar. Çalışarak kazandığı paranın bir kısmını kendisini ve ailesini güvenliğe alacak bir<br />
yer edinmek için harcar. 133<br />
Bütün canlılar için gerekli olan fakat insan için daha da önem arz eden güvenlik<br />
ihtiyacı, organizmanın fizyolojik ihtiyaçlarını dengeye ulaştırması ile başlar. Güven<br />
ihtiyacı; bireyin geleceğe ilişkin endişeleri, sağlık ve sosyal güvenlik sistemi, iş<br />
güvenliği, iş güvencesi, istikrar v.b. gibi geniş bir çerçeveyi kuşatacak şekilde<br />
düşünülmelidir. Gelişmiş ülkelerde yaşayan bireylerin geleceğe ilişkin daha az endişesi<br />
vardır. İş ortamlarında iş güvenliği önlemleri, gereği gibi alınmış, sağlık sistemi ve diğer<br />
sosyal hizmet imkânları devlet ya da işveren tarafından tamamen sağlanmıştır. İstikrarlı<br />
bir ortam içerinde yaşadığından, gelişmemiş ülkelere göre bu ihtiyaçların gelişmiş ülke<br />
vatandaşını motive etme ihtimali oldukça düşük olmaktadır. 134<br />
İnsanların fizyolojik olarak dengeye ulaşması, bireyi bu dengeyi sürdürmek için<br />
çabaya sevk etmektedir. Birey bundan sonra geleceğini güven altına almaya çalışacaktır.<br />
Güvenlik ihtiyacı ise; bireyin fiziksel ve duygusal çevresi içindir. İnsanlar güvenli bir<br />
ortamda oldukları sürece ve bu durumu sürekli hale getirmedikçe huzur<br />
duymayacaklardır. İnsanlar çalışma hayatlarındaki iş devamlılığı ve yakınma, derdini<br />
anlatma olanağı (amirlerinin keyfi hareketlerine karşılık) ve uygun sigorta, emekli<br />
ödenekleri (daha sonraki hayatlarında gelirin sağlanması ve hastalık durumuna karşı<br />
132 Oğuz ONARAN, Çalışma Yaşamında Güdülenme Kuramları, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fak. Yay.,<br />
Ankara, 1981, s. 15.<br />
133 ÖNEN, Uzm. TÜZÜN, a.g.e., s. 34.<br />
134 BARLI, a.g.e., s. 22.<br />
55
güvenlik için) yaşamlarının devam ve rahatlığı için talep etmektedir ve buna ihtiyaç<br />
duymaktadır.<br />
Bununla birlikte bugün bile endüstri ve genel ekonomide görülebilecek<br />
dalgalanmalar ve krizler insanların işlerini kaybetmesine neden olmakta, dolaysıyla<br />
güven ihtiyacı oldukça üstün bir duruma gelmektedir. Günlük yaşamda sigorta<br />
şirketlerinin yaşlılık, emeklilik, işsizlik gibi sigorta faaliyetleri, hep insanların güvenlik<br />
ihtiyacını gidermek amacıyla düzenlenmiştir. 135<br />
Güvenlik ihtiyaçları da fizyolojik ihtiyaçlar gibi sürekli değildir ve tatmin<br />
edilince sona erer. Ancak bu ihtiyaçlar aşırı şekilde garanti altına alınırsa kişiye zararı<br />
olabilir. Kişi de çalışsa da çalışmasa da her durumda ücretini alacağı duygusu<br />
uyandırılırsa rasyonel iş yapma ve yaptırma olanağı yitirilmiş olacaktır. İhtiyaçları<br />
fazlasıyla karşılamanın bir başka sakıncası da bu güveni sağlayan kişi ya da kuruma aşırı<br />
bağlanmaktır. Bu durumda kişinin üretkenliği düşebilir. Bunun sonucunda da bireyin üst<br />
düzey ihtiyaçları tatmin edilmeyecek ve kişilik kaybına neden olacaktır. İnsan başka<br />
birine bağlı ve borçlu olursa kendi kendine değer verme, yaratma gibi insanın<br />
kişiliğinden önemli şeyler kaybedecektir. 136<br />
2.1.1.3. Sosyal (Sevgi ve Aidiyet) İhtiyaçlar<br />
Sosyal ihtiyaçlara genellikle toplumsal gereksinmeler denilmektedir. İnsanlar<br />
başka insanlarla bir arada olmak, sevgi ilişkisinde bulunmak isterler. Ortalama ve<br />
sağlıklı bir insan bir eşi, çocukları, arkadaşları olmasını, çevresindeki toplumsal<br />
kümelerde bir yeri olmasını istemektedir. Bedensel ve güvenlik gereksinmeleri<br />
karşılandığında sevgi ve aidiyet gereksinmeleri önem kazanmaya ve öncekilere özdeş bir<br />
döngü bu yeni odak üzerinden yinelenmeye başlanmaktadır. Bu durumda birey<br />
arkadaşlarının, sevgilisinin, karısının, çocuklarının yokluğunu eskiden hiç duymadığı bir<br />
düzeyde duymaya başlar. Bedensel gereksinmelerini doyurulmadığı sıralarda sevgiyi<br />
gereksiz ve önemsiz gördüğünü unutur; diğerleriyle iyi ilişkiler kurabilmek için yoğun<br />
135 DİRİM, a.g.e., s. 65.<br />
136 KARAKOÇ, a.g.e., s. 50.<br />
56
ir çabaya girişir; yalnızlığın, benimsenmemenin, arkadaşsızlığın, köksüzlüğün acılarını<br />
duyar.<br />
Bireylerin bağlanma gereksinmeleri duyduklarını yüzeysel olarak belirtmedikleri<br />
de bir gerçektir. Yöresel devinimin, yuvadan, aileden arkadaşlardan uzak kalmanın, bir<br />
yörenin yerlisi değil yabancısı olmanın, köken ya da kümesini beğenmemenin etkileri<br />
özellikle sanayileşme sürecine girmiş toplumlardaki olgunluk çağındaki bireylerde ve<br />
çocuklarda görülmektedir. Sanayileşmenin toplumsal ve bölgesel devinimi artırması,<br />
geleneksel kümeleri ve aileleri dağıtması, kentleşmeye yol açıp kırsal alanlardaki yüz<br />
yüze ilişkileri azaltması, arkadaşlık ilişkilerini etkisizleştirmesi ve kuşaklararası<br />
ayrımlılığı çoğaltması sonucu yaygınlaşan yabacılaşma ve yalnızlık duyguları<br />
sanayileşmiş toplumlarda kümeleri ve kişisel gelişme kümelerinin hızla artmasına neden<br />
olmaktadır. Bu eğilim, toplumun devinim, içtenlik ve bağlanma gereksinimlerini<br />
duyduğunu simgelemektedir. Sağlıklı olabilmek için her toplum bu gereksinmeyi<br />
karşılamak zorundadır.<br />
Hiç kuşkusuz sağlıklı bireyler bir yerlere, birilerine ait olmayı ve kendilerine<br />
gereksinim duyulmasını istemektedirler. Modern bira reklâmlarına baktığımızda<br />
yalnızca cinsellik unsurunun değil, aynı zamanda bir grup içinde yer alma unsurunun da<br />
rol oynadığını görmekteyiz. Günümüzde bira reklamlarında yalnız başına bira içen bir<br />
aktöre rastlamak olanaksızdır.<br />
Son olarak bireylerin çalışma ortamında karşılıklı bağımlılık içinde çalışmasını<br />
ve çalışanların kararlara katılımının sağlandığı bir liderlik anlayışı bu bağlamda ele<br />
alınabilir. 137 Birey, gününün büyük bir kısmını iş yerinde geçirir ve bu süre içinde<br />
çalışırken ya da boş zamanlarında belirli kişilerle konuşur, ilişkiler ve arkadaşlıklar<br />
kurar. Bu tür ilişkiler onu sosyal yönden belirli bir doyuma sürükler ve çalışma<br />
güdüsünü arttırır. 138<br />
137 Can BALABAN, Üst Düzey Yönetici Doyumlanma (Moral) ve Güdülenmeleri (Motivasyon) ile<br />
İşletme Verimliliği Arasındaki Bağlantı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006, s. 35.<br />
138 Zeyyat SABUNCUOĞLU ve MELEK TÜZ, Örgütsel Psikoloji, Ezgi Kitabevi, Bursa, 1995, s. 102.<br />
57
2.1.1.4. İtibar Görme İhtiyacı<br />
İtibar görme ihtiyacı, genelde iki grupta incelenmektedir. Bunlar; başarıya<br />
ulaşma, kendi kendinden emin olma, serbestîlik, yeterlilik hissi ve kendine güvenle,<br />
ikinci grup olan başkaları tarafından takdir edilme ve tanınma ihtiyacıdır. 139 Örgüt<br />
temelinde ise tanınma, sorumluluğun artması, yüksek mevki ve örgüt yapılarına katkıdan<br />
ötürü takdir edilme arzularına işaret etmektedir. 140 Toplumuzdaki bütün insanlar (birkaç<br />
patolojik istisna dışında) kendi kendilerini sayma ve başkalarının kendilerini sayması<br />
için kendilerinin, güçlü temellere dayandırmaya çalıştıkları üstün bir değerlendirmesini<br />
yapmaktadırlar. 141 Bu basamağa ulaşan birey, bir yandan kendisine güven ve saygı<br />
duyar, öte yandan başkalarının beğeni ve saygısını arar. Kendi kendine saygı<br />
gereksinmesi bireyin güçlü olma ve kendine güven duyma özlemini taşır. Fakat bundan<br />
da önemlisi başkalarının takdirini kazanma duygusudur. 142<br />
Maslow, bu konuda: “ Toplumdaki bütün insanlar, kendi kendilerini sayma ve<br />
başkalarının kendilerini sayması için, kendilerinin, güçlü temellere dayandırmağa<br />
çalıştıkları üstün bir değerlendirmesini yaparlar.” demiştir. Birey, saygı görme<br />
gereksinimini gidermek için öncelikle bazı alt değerleri çözümlemek zorundadır. Bu alt<br />
değerler nitelikleri bakımından ikiye ayrılırlar. Birey önce kendisi ile ilgili bazı değer<br />
ölçülerini oturtmak gereksinimini duyacaktır. Örneğin güçlü olmak, başarılı olmak,<br />
bağımsız olma ve güven duyulmak zorunda hissedecektir. Bu değerleri yerine<br />
oturttuktan sonra ise, toplumun bu değerlere göndermeler yapmasını bekleyecektir.<br />
Örneğin itibarlı olmak, onurlu ve mevki sahibi olmak, takdir edilmek v.b. gibi.<br />
Birinci türü değerlere ulaşmak, bireyin kendi elindedir. İkinci türde olanlar ise,<br />
bireyin birinci türde gerçekleştirebildikleriyle orantılı olarak sosyal çevrenin onun için<br />
takdir edeceği değerlerle ilgili olanlarıdır. Her iki değerler grubu yeterince gerçekleştiği<br />
takdirde, birey saygı görme gereksinmesini, bu gerçekleşme oranında tatmin etmiş<br />
139<br />
İsmail DALAY, Yönetim ve Organizasyon, Sakarya Üniv. Rektörlük Basımevi, Adapazarı, 2001, s.<br />
370.<br />
140<br />
PEKEL, a.g.e., s.11.<br />
141<br />
KAYNAK, a.g.e., s. 119-120.<br />
142<br />
Mümün ERTÜRK, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Beta Yay., İstanbul, 1998, s. 128.<br />
58
olacaktır. Saygı görme gereksinimi, dorudan bireyin kendi tarafından değil, başkaları<br />
üzerinden giderebileceği bir olgudur. 143<br />
Çalışanların saygı ihtiyacını tatmin etmek için işyerlerinde bir takım<br />
düzenlemelere gidilmesi uygun olabilir. Çalışanlara altından kalkabilecekleri ölçüde<br />
sorumluluk vermek, işle ilgili alınacak kararlarda fikirlerini sormak, yeteneklerini<br />
kullanabilecekleri işler vermek, iş genişletme ve iş zenginleştirme gibi uygulamalara<br />
başvurmak, çalışanların işe ve işyerine olan bağlılıklarının armasını ve çalışma<br />
motivasyonlarının yüksek kalmasını, dolayısıyla da verimliliklerinin artmasını<br />
sağlayacaktır. 144<br />
2.1.1.5. Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı<br />
İhtiyaçlar hiyerarşisinin en üstünde kendini gerçekleştirme ihtiyacı yer<br />
almaktadır. Bireyin yetenek ve becerilerini gösterebilmesi ve bu yönde kendini<br />
gerçekleştirebilmesi ihtiyacını oluşturmaktadır. Bu ihtiyaç bireyin kendini yetenek ve<br />
becerileri doğrultusunda geliştirmesine dayanır. Bu ihtiyacın tam anlamıyla karşılanması<br />
ise mümkün değildir. Birey ihtiyaçlar hiyerarşisinin herhangi bir noktasında olabilir. Bu<br />
nedenle örgütler bireyleri tatmin etmek amacıyla değişik motivasyon araçları<br />
kullanabilir. 145<br />
Maslow, “ Bireyin yapabileceğini yapmakla yükümlü olduğunu belirtmektedir.”<br />
Birey bu aşamada, tatmine ulaşabilmek amacı ile potansiyelini ortaya koymak<br />
zorundadır. Ortaya gerçek bir şey koyduğu zaman da kendini gerçekleştirme<br />
gereksinimini gidermiş olacaktır.<br />
Kendini gerçekleştirme, her bireyde görülebilecek bir gereksime türü değildir. Bu<br />
gereksinme, bireyin ancak sosyal yaşamda yerini bulmuş olması ve yeterince gelişmiş<br />
olması ile şartlandırılmıştır. Bireyin, gereksinme basamaklarını çıkarken, bir üst<br />
basamağa yönelmesi için, o anda bulunduğu basamaktaki gereksinmeyi %100 oranında<br />
143 Mete BUYURGAN, Satış Ekiplerinin Motivasyonunu Etkileyen Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek<br />
Lisans Tezi, Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1998, s. 10.<br />
144 ÖNEN, TÜZÜN, a.g.e., s. 36.<br />
145<br />
John ADAİR, Çeviren: Salih UYAN. Etkili Motivasyon, Babıali Kültür Yayıncılığı, İstanbul, 2003, s.<br />
39.<br />
59
tatmin etmiş olması gerekmez. Maslow, ortalama bir insan için gereksinmelerin yeterli<br />
tatmin düzeyini aşağıdaki gibi vermiştir. Ancak kuşkusuzdur ki, yukarıdaki yüzdeler<br />
ortalama rakamları göstermektedir ve bu yüzdeler, her bireye göre değişkenlik<br />
gösterecektir. 146<br />
Kendini gerçekleştirme ihtiyacı, ancak insanın kişisel ve düşünsel özgürlüğe<br />
kavuştuğu bir mesleği yaparken doyuma ulaşabilir. Ne var ki, yeteneklerine uygun ve<br />
sevdiği bir mesleği yapması durumunda bunlar geçerlidir. Böylece gizli kalmış<br />
yeteneklerini ortaya koyma güdüsü de etkilenir. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı iş<br />
yerinde işi yaparken daha yaratıcı olma, daha fazla sorumluluğa sahip olma ve karar<br />
alma arzusu olarak beliriyorsa bu düzeyde olan kişi için yapılacak en iyi şey bu<br />
arzularını uygun ölçüler dâhilinde tatmin etmesini ve potansiyelinin en üst düzeye<br />
ulaşmasını sağlamaya çalışmak olmalıdır. Kendini gösterme fırsatı tanınan kişi hem<br />
kendi değerini hem de iş yerinin değerini artıracaktır. Bunun tersi olarak da bu beklentisi<br />
olmayan insanlar için sağlanacak imkânlar onları memnun etmeyecektir. Sorumluluk<br />
almak ve neyi, nasıl, ne zaman yapacağı konusunda karar almak yönetimin işidir.<br />
Değişik kültürlerde memnuniyet için farklı beklentilerin farklı karşılanması gerektiğini<br />
göz ardı etmemek gerekir. 147<br />
Maslow’un çizdiği bu teorik çerçevede dikkate alınması gereken bazı noktalar<br />
vardır:<br />
1. Her şeyden önce, her ihtiyaç kategorisi bir öncekiyle ilişkilidir.<br />
2. Her ihtiyaç kategorisi tatmin edilmediği ölçüde organizmada bir gerilime yol<br />
açar. Bu gerilimin ihtiyaç ve şiddeti, fizyolojik ihtiyaçlardan her bir üst kademeye<br />
çıktıkça azalan bir trend gösterir.<br />
3. Belli bir ihtiyaç kademesinden onun bir üstündeki kademeye geçebilmek<br />
için o ihtiyacın tam olarak tatmini gerekmez. İhtiyacın şiddeti ve önceliği alt<br />
kademelerde daha çok olduğundan, tatmin oranın da ilk ihtiyaç kademesi olan fizyolojik<br />
146 A.H. MASLOW, Motivation and Personality, New York, 1970, 2. Baskı, s. 54.<br />
147 ÖNEN, TÜZÜN, a.g.e., s. 37<br />
60
ihtiyaçlarda en yüksek olması gerekir, bu oran kademeler yükseldikçe azalan bir trend<br />
izler.<br />
4. Belirli aşamaları geçerek üst bir ihtiyaç kategorisine yükselmiş bir kişinin,<br />
örneğin, nefse saygı kategorisinde faaliyette bulunan olgun bir insanın, alt kademedeki<br />
ihtiyaçlarının tatmininde ani bir kesinti ortaya çıktığında, nefse saygı kademesinde<br />
birdenbire ve tamamıyla durdurup çabasını tümüyle hemen alt kademedeki ihtiyacının<br />
tatminine yönelteceği düşünülmemelidir.<br />
5. Maslow’un motivasyon teorisi statik ve katı bir karakter taşımaz. Maslow<br />
insan davranışını dinamik ve holistik bir açıdan görmektedir. Düşünüre göre, kişiliğe<br />
dinamik bir sistem gözüyle bakılabilir. Bu sistemde davranışın belirli herhangi bir yönü<br />
ancak kişiliğin tümü dikkate alınırsa anlaşılabilir.<br />
6. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini bu şekilde dinamik ve holistik açıdan<br />
incelemesinden, belli bir kişi için belirli bir zamanda sadece bir ihtiyaç çeşidinin söz<br />
konusu olabileceği ve bu ihtiyaç kategorisi bir kere tatmin edilince tamamen ortadan<br />
kalkıp yerini bir sonraki kategoriye bırakacağı sonucuna varılmamalıdır. Kişide çoğu<br />
kez bütün ihtiyaç kademeleri bir arada mevcuttur. Bir ihtiyacın uzunca bir zaman için<br />
tamamen tatmin edilmiş durumda kalması nadirdir.<br />
7. Fertler arasındaki kişilik farklılıklarından ötürü, Maslow’un belirttiği<br />
ihtiyaçlar arasındaki nispi şiddet ve öncelik sırasının belli istisnaları olabilecektir.<br />
8. Teoriye göre herhangi bir ihtiyaç, belirli bir zaman için geniş ölçüde tatmin<br />
edilmiş bulunuyorsa, hiç olmazsa tekrar doğana kadar önemli bir motivasyon kaynağı<br />
olmaktan çıkar. 148<br />
Bu aşamalar bir öncelik sırası göstermektedir. Birey ancak birinci gereksinmesini<br />
doyurduktan sonra ikinci sıradaki gereksinmesini düşünebilir. İkinci sıradaki<br />
gereksinmelerin doyurulması üçüncü sıradaki gereksinmeleri ortaya çıkarmaktadır. Bu<br />
sıralama bu şekilde son aşamaya kadar gitmektedir. Bu kurama göre bireyler, sahip<br />
olduklarından çok, karşılaşmak istedikleri gereksinmeler tarafından davranışa<br />
148 DERELİ, a.g.e., s. 192-196.<br />
61
yöneltilebilirler. Fakat bunun için de bireylerin bu gereksinmelerin farkına varmaları<br />
gerekmektedir. Bireyler farkına vardıkları gereksinmeleri gidermek için çaba harcarlar.<br />
Çünkü farkına varıldığı halde giderilmeyen bir gereksinme bireyde rahatsızlığa ve<br />
gerilime neden olmaktadır. Bu gerilim ya da rahatsızlık ne kadar yoğun yaşanırsa, birey<br />
de o ölçüde bu gereksinmeyi karşılamak istemektedirler. Maslow bu nedenle, bireylerin<br />
bulundukları gereksinme basamağını bilmenin önemli olduğunu söylemektedir. Bu<br />
nedenle yöneticilerin, iş görenlerin hangi gereksinme basamağında olduklarını iyi<br />
saptamaları gerekmektedir. Örneğin, geçici işçi statüsünde çalışan, yani geleceğini<br />
güvence altına almamış bir iş gören, prestij sahibi olmayı bir gereksinme olarak<br />
görmeyecek ve bu yönde davranışta bulunmayacaktır. 149<br />
Bu teoriyi destekleyen araştırmaların sayısı çok az olmasına rağmen işletme<br />
kitapları ve uygulayıcılar, bu teoriyi eleştirisiz kabul etmektedirler.. Bunda, teorinin<br />
kolay anlaşılır olmasının ve açıklamalarının mantığa uygun olmasının rolü olabilir.<br />
Yapılan incelemeler ihtiyaçların, teoride öngörülen sırayla çıktığını göstermediği gibi<br />
doyurulan bir ihtiyacın önemini kaybederek bir üst ihtiyacın ortaya çıktığı hakkındaki<br />
görüşü de desteklememektedir. Doyurulmamış ihtiyaçların muhakkak güdüleyici<br />
olacağına dair bir delil de elde edilmemiştir. Bütün bunlara rağmen bu teorinin<br />
yöneticilere verdiği önemli bir ders vardır. Hangi sırada olursa olsun, doyurulmayan<br />
ihtiyaçlar hastalık semptomları şeklinde bazı davranışlar ortaya çıkarırlar. Açlığı<br />
giderilmeyen insan nasıl hastalanırsa, güvenlik, sosyal ve saygınlık ihtiyaçlarını<br />
gidermeyen kişi de hastalanır. Pasifleşme, düşmanlık gösterme, sorumluluk almama bu<br />
hastalığın göstergeleridir. 150<br />
Araştırmacılar, gereksinmeleri tanımlamanın, sınıflara ayırmanın güçlüğü ve<br />
gereksinmeler arasındaki birbirine geçmeler dolayısıyla, bu kuramın araştırmaya ve<br />
objektif sonuçlar çıkarmaya pek elverişli olmadığını söylemektedirdir. Bazı<br />
araştırmacılar, insan gereksinmeleri arasında bir hiyerarşi olmadığını, bir gereksinmeye<br />
saplanıp hep onu isteyen bireyler yanında, alt düzey gereksinmelerini giderdikten sonra,<br />
gelişme gereksinmelerini karşılamak için hiçbir çaba göstermeyen bireylerin de<br />
149 Haluk GÜRGEN, Örgütlerde İletişim Kalitesi, Der Yayınları, İstanbul, 1997, s. 205.<br />
150 ASLAN ve Diğerleri, a.g.e., s. 104.<br />
62
ulunduğunu ileri sürmektedirler. Öte yandan bazı araştırmacılar da bir gereksinme<br />
yerine diğerinin ortaya çıkmasının, her zaman, bir önceki gereksinmenin<br />
doyurulmasından ileri gelmeyip, içinde bulunulan toplumsal ve ekonomik koşullardan<br />
kaynaklanabileceğini savunmaktadırlar. Ayrıca Maslow’un kuramının iş yaşamına<br />
uygulanmasının pek anlamlı olmayacağı, çünkü kurama göre, kendini gerçekleştirmenin<br />
iş yaşamı dışında da olabileceği ve kuramdaki kendini gerçekleştiren insanla örgütte<br />
kendini gerçekleştiren insanın farklı olduğu ileri sürmektedirler. 151<br />
2.1.2. Frederick Herzberg ve Çift Faktör (Hijyen-Motivasyon) Kuramı<br />
Herzberg, Maslow’un modelini geliştirerek spesifik bir içerik teorisi ortaya<br />
koymuştur. İnsanları etkin ve verimli bir şekilde çalıştıracak işyeri şartlarının neler<br />
olduğunu araştıran Herzberg ve arkadaşları, yaptıkları çalışmalar sonucunda çift faktör<br />
teorisini geliştirmişlerdir. Bu teori, motivasyon konusuna daha çok özendirme, teşvik<br />
araçları yönünden yaklaşmaktadır. 152<br />
Bu teorinin varsayımları, işyerinde iş görenin kötümser olmasına, işten<br />
ayrılmasına ve tatminsizliğine neden olan hijyen etmenlerle, işyerinde iş göreni mutlu<br />
kılan, işyerine bağlayan özendirici ya da doyum sağlayıcı etmenlerin birbirinden<br />
ayrılması gerektiğidir. 153<br />
Frederick Herzberg ve arkadaşları, 200 mühendis ve muhasebeciyle çeşitli<br />
görüşmeler yapmışlardır. Mühendis ve muhasebecilerden, işlerinden özellikle<br />
hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları anları düşünmeleri ve sonra bu duygulara yol açan<br />
koşulları anlatmaları istenmiştir. 154 Kişilerin işlerine olan hislerini veya tutumlarını<br />
izlerken Herzberg (1959), aşağıdaki üç soruya cevap aramış; ancak tutum ve davranış<br />
arasındaki ilişkiyi asıl gösterecek olan üçüncü soruya özellikle önem vermiştir:<br />
• Kişi işine karşı olan tutumunu nasıl belli eder?<br />
• Bu tutumları neler oluşturur?<br />
151<br />
Gülten İNCİR, Çalışanların Motivasyonuna Genel Bir Bakış, Milli Prodüktivite Merkezi Yayını,<br />
No. 313, Ankara, 1984, s. 8-9.<br />
152<br />
Erol EREN, Yönetim ve Organizasyon, Beta Yay., İstanbul, 1998, s. 36.<br />
153<br />
Selçuk YALÇIN, Personel Yönetimi, İ. Ü. İşletme Fak. Yay., İstanbul, 1991, s. 210.<br />
154<br />
Erol EREN, Yönetim Psikolojisi, Beta Yay., İstanbul, 1993, s. 29.<br />
63
• Bu tutumların sonuçları nelerdir?<br />
Herzberg, araştırmasında çalışanlara çok basit bir soru yöneltmiştir: “İşinizde ne<br />
zaman kendinizi son derece iyi ve ne zaman son derece kötü hissettiğinizi ayrıntılı<br />
olarak açıklayınız.” Araştırma verileri incelendiğinde, işle direkt ilgili olan kavramların,<br />
çalışanların kendilerini iyi ve tatmin hissettikleri anları anlatırken; kendilerini kötü ve<br />
tatminsiz hissettikleri anları anlatırken de ücret, çalışma koşulları gibi işle ilgili ama işin<br />
dışındaki kavramları kullandıkları görülmüştür. 155 Böylelikle Herzberg, iş görenlerin iyi<br />
ve kötü duygular için değişik koşullardan söz ettiklerini belirlemiştir. Başka bir deyişle,<br />
bir başarı duygusu iyi bir duyguya yol açtıysa, başarısızlığın kötü duyguya yol açtığı pek<br />
ender görülmüştür. Bunun yerine, işletme politikası gibi bir başka etmen kötü duygulara<br />
neden gösterilmiştir. Neticede, bireylerin işyerlerindeki motivasyonlarını etkileyen<br />
değişkenlerle iki ayrı grupta toplandığı görülmüştür. Herzberg, birinci grubu motivasyon<br />
faktörleri, ikinci grubu ise hijyen faktörleri olarak sınıflandırmıştır. 156<br />
Motive Edici Faktörler: İşin içeriği ile ilgili olan etmenlerdir.<br />
1. Sorumluluk,<br />
2. Tanınma,<br />
3. Başarı ve İlerleme,<br />
4. İlgi,<br />
5. İşin Kendisi.<br />
Koruyucu (Hijyen) Etmenler: İşin çerçevesi ile ilgili olan etmenlerdir.<br />
1. İşletmenin yönetimi ve politikası,<br />
a. Çalışma şartları,<br />
b. Kişisel yaşam.<br />
2. Denetim Tarzı,<br />
155 Aygen OKSAY, Çalışanlarda İş Tatmini: Sağlık Sektörü Üzerine Bir Araştırma, <strong>Süleyman</strong><br />
<strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2005, s. 24-25.<br />
156 EREN, a.g.e., 1993, s.29.<br />
64
3. Ücret,<br />
4. Üstlerle ilişkiler,<br />
5. İş arkadaşlarıyla ilişkiler.<br />
Tablo 2.1: Herzberg’in Hijyen ve Motivasyon Faktörleri<br />
Hijyenik Etmenler Doyum Sağlayan Etmenler<br />
Şirket Politikası ve Yönetimi<br />
Yöneticiyle İlişkiler<br />
Çalışma Koşulları<br />
Ücret<br />
İş Arkadaşlarıyla Olan İlişkiler<br />
Özel Hayat<br />
İş Güvenliği<br />
Statü<br />
Başarı<br />
Tanınma<br />
İşin Kendisi<br />
Sorumluluk<br />
İlerleme<br />
Gelişme ve Büyüme<br />
Kaynak: Ali Rıza ERDEM, İçerik Kuramları ve Eğitim Yönetimine Katkıları,<br />
Pamukkale <strong>Üniversitesi</strong>, Eğitim Fakültesi Dergisi, sayı:3, Denizli, 1997, s.74.<br />
Maslow’un alt düzeyli ihtiyaçlarına karşılık gelebilecek şirket politikası,<br />
gözetim, kişiler arası ilişkiler, çalışma koşulları ve ücret hijyen faktörlerine girmektedir.<br />
Bu faktörler doğrudan işle ilgili değildir. Bunların iyi olması motive edici değildir ama<br />
memnuniyetsizliği önleyici etkileri vardır. İşin kendisi ile doğrudan ilişkili ve işe karşı<br />
olumlu duygular yaratıcı faktörler vardır; bunlar da motive edici faktörlerdir. 157 Hijyen<br />
faktörler mevcut olduğunda iş tatmini gerçekleşir ve bireyleri çalışmaya motive edebilir.<br />
Hijyen faktörlerin negatif olması durumunda ise, (örneğin, çalışma koşullarının çok iyi<br />
olmaması, aile yaşamının çok düzenli olmaması) motivasyon sağlayıcı etki ortadan<br />
kalkar. Herzberg’ e göre hijyen faktörler pozitif ise bu sadece çalışanlar tarafından kabul<br />
görür. Herzberg’ e göre motivasyon faktörleri bireyi mutlu kılan, işyerine bağlayan,<br />
çalışmaya özendiren ve doyum sağlayan unsurlardır. Hijyen faktörler ise bireyin isten<br />
157 YALÇIN, a.g.e. s. 210.<br />
65
ayrılmasına, tatminsizliğe yol açabilecek unsurlar olarak görülebilir. Hijyen faktörlerin<br />
motive edici özellikleri nispeten daha azdır. Başka bir ifadeyle hijyen faktörlerin<br />
bulunması bireyleri daha fazla çalışmaya sevk etmek için yeterli olmayabilir. 158<br />
İş doyumu ve iş doyumsuzluğu yaratan olaylara ilişkin olarak sıralanan faktörler<br />
içinde en tartışmalı olanı ücret veya maaştır. Herzberg, ücret veya maaşın bir güdüleyici<br />
olmadığı ileri sürmektedir. Burada Herzberg’in ücretin işgören motivasyonunda asli<br />
olmayan boyutuna dikkat çektiği söylenebilir. Herzberg’in çalışmasında ücretin, hem iş<br />
doyumu ile hem de iş doyumsuzluğu ile ilgili olaylarda da etkili bir faktör olduğu<br />
görülmektedir. Ama ücret uzun dönemli olumsuz iş tutumlarıyla daha fazla ilişkili<br />
olduğundan, Herzberg ve arkadaşları ücreti hijyen faktörler arasına sınıflandırmıştır.<br />
Herzberg’e göre anlamlı, ilginç ve meydan okuyucu işler çok defa çalışanları<br />
güdülemekte, para ancak tatminsizliği önlemekte ve çalışanı güdülememektedir. Başka<br />
bir ifadeyle örneğin çalıştığı işten yeterli ücret alan ve artık ücret ile ilgili kaygılarını<br />
aşmış bir kişi için ücret artık güdüleyici olmamaktadır. Böyle kişilerin güdülenebilmesi<br />
için sorumluluk almaya, başarılı olmaya ihtiyacı vardır.<br />
Orijinal çalışmada, hijyen faktörlerinin eksikliğinin çalışanlarda doyumsuzluk<br />
yaratmasının baskın nedeni, çalışanlarda haksız muamele görüyor olma hissine neden<br />
olma eğilimi yaratmalarına bağlanmaktadır. Güdüleyicilerin varolması ise gelişme ve<br />
ilerleme hissine yol açmaktadır. Haksızlığa uğrama hissi, hijyen faktörlerinin yokluğu<br />
ile hoşnutsuzluk arasındaki ilişkiyi açıklayan çok önemli bir bulgu olarak<br />
nitelendirilebilir. 159<br />
Hijyen faktörleri güdüleyici faktörlerden ayırmada kullanılacak önemli bir<br />
özellik de hijyen faktörlerin, güdüleyicilere göre daha kısa dönemde son bulan iş<br />
tecrübeleri ile ortaya çıkma eğiliminde olmasıdır. Herzberg’in tartıştığı durum, elverişli<br />
iş koşulları ve içten etkileşimler, insanların kısa bir süre hizmet etmesine neden<br />
158 Ferit KÜÇÜK, Çalışanlarının İşe Güdülenmesinde Herzberg’in Motivasyon – Hijyen<br />
Faktörlerinin Önemi: Belediye Çalışanlarına Yönelik Bir Uygulama, Finans Politik & Ekonomik<br />
Yorumlar, Cilt: 44 Sayı:511, 2007, s. 77.<br />
159 Türker KURT, Herzberg’in Çift Faktörlü Güdüleme Kuramının Öğretmenlerin Motivasyonu<br />
Açısından Çözümlenmesi, Gazi <strong>Üniversitesi</strong>, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 25, Sayı 1, 2005, s.293.<br />
66
olabilmesidir. Diğer yandan, güdüleyicilerin işgörenlerin işinde sağlanması, bireyin<br />
davranışlarına basit bir hareket sağlamaktan ziyade çok daha uzun süre etkilidir. 160<br />
2.1.3. Mc Clelland’ın Başarma İhtiyacı Kuramı<br />
Kişilerin başarı arzularını, bir motivasyon aracı olarak kullanmanın önemini ve<br />
gereğini belirten David Mc Clelland, bu görüşüyle, başarı arzusu ile iktisadi gelişme<br />
arasında bir ilişki kurmaktadır. O, iktisadi kalkınmada, odak noktasını insan tipinin,<br />
fertlerin kişilik yapılarının oluşturduğu görüşündedir. Başarma ihtiyacı teorisi, bir<br />
kişinin başkaları ile sosyal ilişkilerini artırma ile ilgili ilişki kurma, başkalarını etki<br />
altında tutmaya yönelen güç kazanma ve kişilerin yetenek ve becerileri ile belli bir<br />
başarı elde etme gibi çeşitli ihtiyaçlarını gidermeye yönelik davranış göstermesidir. 161<br />
Mc Clelland’a göre motivasyon, bir kurumun başarı ya da başarısızlığı üzerinde<br />
önemli bir rol oynamaktadır. Yüksek başarı motivasyonuna sahip olanlar, başkalarına<br />
göre daha gerçekçi, kararlı ve uygulayıcı bir zekaya sahiptirler. Ama bu özellikleri<br />
zorunlu olarak işin doğası, kişisel çaba ve yaratıcılığa açık olup, olmayışı belirler. Eğer<br />
iş bunları sağlıyorsa, başarı motivasyonu yüksek olan birey, kendisi ile yarışanları geride<br />
bırakabilir. İşin niteliği kişisel çaba ve yaratıcılığa açık değilse, bu bireyler sıradan ve<br />
yaratıcılıktan uzak bir iş başarımı gösterirler. 162<br />
Mc Clelland tarafından geliştirilen bu kurama “kazanılmış ihtiyaçlar kuramı” da<br />
denilmektedir. Çünkü kuram bireyin hayatı boyunca belli tip ihtiyaçları kazandığını<br />
belirtmektedir. Mc Clelland, Maslow gibi insanların temel fizyolojik ve güvenlik<br />
ihtiyaçlarından söz etmemiş, daha doğrusu bu ihtiyaçların üzerinde bulunan üç tür<br />
ihtiyacı ele almıştır. Gerçekten de, insan doğası gereği sosyal ilişkilerde bulunma<br />
ihtiyacı hisseder. İnsan aynı zamanda güç elde etmeyi seven bir yaratıktır. Bu maddi bir<br />
güç olabileceği gibi, makam, mevki, otorite şeklinde bir güç de olabilir. İnsna ayrıca<br />
160<br />
KURT, a.g.e., s.293.<br />
161<br />
EFİL, a.g.e., s. 100.<br />
162<br />
Dursun BİNGÖL, Personel Yönetimi ve Beşeri İlişkiler, Atatürk <strong>Üniversitesi</strong> Yayını, No: 676,<br />
Erzurum, 1990, s. 193.<br />
67
yaptığı işleri başarmayı arzulayan ve bundan haz duyan bir varlıktır. 163 Mc Clelland<br />
tarafından geliştirilen bu teoriye göre kişi 3 grup ihtiyacın etkisi altında davranış<br />
gösterir: 164<br />
a. İlişki Kurma İhtiyacı: Bu ihtiyaç, gruba girme ve sosyal ilişkiler<br />
geliştirmeyi ifade etmektedir. Bu ihtiyacı kuvvetli olan bir kişi, kişiler arası ilişkiyi<br />
kurma ve geliştirmeye önem verecektir.<br />
b. Güç Kazanma İhtiyacı: Kuvvetli olan bir kişi ise, güç ve otorite<br />
kaynaklarını geliştirme, başkalarını etki altında tutma ve gücünü koruma davranışlarını<br />
gösterecektir.<br />
c. Başarı İhtiyacı: Kuvvetli olan bir kişi ise, kendisine ulaşması güç ve<br />
çalışma gerektiren, anlamlı amaçlar seçecek, bunları gerçekleştirmek için gerekli<br />
yetenek ve bilgiyi elde edecek ve bunları kullanacak davranışı gösterecektir.<br />
Mc Clelland’a göre birey, bu gereksinimleri çocukluk çağından itibaren<br />
çevresindeki insanlarla yaşadığı deneyimler ve ilişkiler sonucunda kazanmaktadır. Mc<br />
Clelland’ın araştırma sonuçlarını, çalışanları güdülemek amacıyla örgüt yaşamına<br />
uyarlamak mümkündür. Örneğin başarı gereksinimi yüksek olan çalışanların, işletmenin<br />
satış departmanındaki pozisyonlarda görevlendirilmeleri onları yüksek performans<br />
standartlarına ulaşmaya zorlayacaktır. Yönetim pozisyonlarında görevlendirilen güç<br />
gereksinimi yüksek çalışanlar, başkalarını yönetecek ve onları işletme hedefleri ile<br />
kendilerinin hedeflerini aynı doğrultuda bütünleştirerek harekete geçirecektir. İleri<br />
derecede sosyal etkileşimi gerektiren pozisyonlarda, ait olma gereksinimi yüksek olan<br />
liderler daha başarılı olacaktır. 165<br />
Bu teorinin yönetici açısından anlamı şudur: Eğer personelin sahip olduğu<br />
ihtiyaçlar belirlenebilirse, personel seçim ve yerleştirme sistemleri geliştirilebilir.<br />
Dolayısıyla, örneğin başarı gösterme ihtiyacı yüksek olan personel, bunu sağlayabilecek<br />
163<br />
C. Can AKTAN, Motivasyon Teorileri, http://www.canaktan.org/yonetim/insan-yonetim/motivasyonteorileri.htm,<br />
(12.10.2008).<br />
164<br />
KOÇEL, a.g.e., s. 516.<br />
165<br />
Pınar TINAZ, Çalışma Yaşamında Motivasyon Kuramları, Mercek Dergisi Sayı:19, Temmuz 2000,<br />
s.32.<br />
68
ir işe yerleştirilebilir. Böylece bu kişi motivasyon açısından gerekli ortamı<br />
bulacağından, sahip olduğu bilgi ve yeteneği tam olarak işe koyacaktır. 166<br />
2.1.4. Clayton Alderfer’in ERG Kuramı<br />
Alderfer, Alderfer, Maslow’un teorisini değiştirerek yeni bir teori ortaya<br />
koymaktadır. Literatürde “ERG” Teorisi olarak anılan bu teoriye göre insanların üç<br />
temel ihtiyacı vardır: 167 Maslow’un ihtiyaçlar tasnifini basitleştirerek geliştirmiş olduğu<br />
bu kuramda, ihtiyaç sıralaması daha basittir ancak Maslow’un sınıflaması gibi bir ihtiyaç<br />
sınıflaması esastır. Önce alt düzeydeki ihtiyaçlar tatmin edilmeli, daha sonra üst düzey<br />
ihtiyaçlar tatmin edilmelidir.<br />
Bu üç temel ihtiyaç, varolma ihtiyacı (V), İlişki kurma ve aidiyet ihtiyacı (İ), ve<br />
Geliştirme (G) ihtiyaçlarının baş harflerinden oluşan VİG kuramı ile, Maslow’un<br />
İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı modern çağa uyarlanmıştır. ERG Yaklaşımı olarak da<br />
ifade edilen bu teoriye göre; Maslow’un ilk ihtiyaçlar kademesinde bulunan fizyolojik<br />
ihtiyaçlar ile varlığını sürdürme, yani yaşamını sürdürme ve ayakta kalma ihtiyacı<br />
örtüşmektedir. İkinci basamakta ise; Alderfer’in ilişkiler kurma ve aidiyet ihtiyacı ile<br />
Maslow’un güvenlik ve sosyal ihtiyaçlar basamağı aynı hiyerarşide yer almaktadır.<br />
Üçüncü ve son basamakta ise; VİG teorisinin gelişme ihtiyacı ile ihtiyaçlar hiyerarşisi<br />
teorisinin saygınlık ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı aynı kademede yer almaktadır. 168<br />
Maslow ve Alderfer kuramlarının ayrıldığı önemli noktalar vardır. ERG<br />
Kuramına göre, farklı iki gereksinme aynı anda doyumlanabilmektedir. Ayrıca bu<br />
kurama göre gereksinmelerin sırası, farklı kültürlere sahip bireyler için farklı şekillerde<br />
oluşabilmektedir. Bu özelliği ile ERG kuramı, bireyin daha fazla sayıda davranışlarını<br />
inceleyebilmekte veya göz önüne almaktadır. Örneğin yeni parlayan bir sanatçının<br />
gereksinme sırası çok farklı şekillerde oluşabilmektedir. Bir önemli farklılık da, ERG<br />
bağlamında, daha üst düzey gereksinmesi karşılanmayan ve hayal kırıklığı yaşayan<br />
bireyin, daha alt düzeyde bir gereksinmeye dönerek, gerileyerek, onun doyumlanmasını<br />
166 TİKİCİ ve DENİZ, a.g.e., s. 36.<br />
167 ÖNEN, TÜZÜN, a.g.e., s. 40.<br />
168 KOÇEL, a.g.e., s. 516.<br />
69
en üst düzeye çıkarma durumudur. Başka bir deyişle, bu kuram bağlamında<br />
gereksinmeler somutluk durumlarına göre sıraya konmaktadır. Dolayısıyla, bir üst<br />
düzeydeki gereksinmeyi karşılamak güç olduğunda bir alt düzeydeki gereksinme kümesi<br />
daha çok istenecektir. Çünkü kurama göre, daha ayrımlaşmış, daha az somut amaçları<br />
elde edemeyenler daha somut amaçlara yönelirler. 169<br />
Yönetim ve motivasyon teorisi açısından başarı ihtiyacının önemini işletmelerde<br />
bireyi faaliyete geçmekten alıkoyan tehlike ve korkuların ortadan kaldırılarak, kendine<br />
güven duygusunun ve sorumluluk yüklenme arzusunun geliştirilmesidir. Bu noktadan<br />
sonra birey başarılı olmak için mutlaka harekete geçecektir ve bunun için herhangi bir<br />
maddi ödüle de fazla ihtiyaç yoktur. Ödül ancak başarının ölçüsünün belirleme aracı<br />
olabilir. Yeterli çevre ve işletme koşullar sağlanıp, bireye belirli yetki ve sorumluluklar<br />
vererek başarı motivi harekete geçirebilir. 170<br />
2.2. Süreç Kuramları<br />
Buraya kadarki incelemelerde kapsam teorileri, gereksinimlerin, amaçların ve<br />
motivasyon açısından önemli çevre faktörlerinin araştırılması ve açıklanması ile<br />
ilgilenirken; süreç kuramları, çalışan insanın gereksinimlerini sıralamak yerine, üretime<br />
neden ve nasıl yöneleceğini, daha başarılı çalışmasında hangi etmenlerin rol oynadığını<br />
araştırarak çalışan insanın motiv yapısının işleyişinin ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. 171<br />
Başka bir ifade ile süreç kuramları, davranışın ortaya çıkışından durduruluşuna<br />
kadar olan faaliyetlerdeki değişkenleri açıklamaktadır. Bu kuramlarda sadece kişileri<br />
motive eden etmenlerin neler olduğu araştırmaya çalışılmıştır. Davranışlar üzerindeki<br />
etkileri ve işleyişleri hakkında yeterli bilgi verilmemektedir. Ayrıca, süreç kuramlarında,<br />
kişisel farklılıkların motivasyondaki önemi ele alınmıştır. Bunlara göre farklı kişiler<br />
değişik görüş ve değer yargılarına sahiptirler ama hepsinde davranışı harekete geçiren<br />
motivasyon süreci aynıdır. Dolayısıyla süreç kuramlarında, kişinin içinde bulunan içsel<br />
faktörlerden çok dışında çevresinde bulunan dışsal faktörlere ağırlık verilmektedir. Yani<br />
169 Oğuz ONARAN, Çalışma Yaşamında Güdülenme Kuramları, Ankara Üniv. Siyasal. Bilgiler<br />
Fakültesi Yayınları, Ankara, 1981, s. 40.<br />
170 KARAKOÇ, a.g.e., s. 60.<br />
171 ONARAN, a.g.e., s. 3.<br />
70
u kuramlar kişilerin davranışlarının dışsal faktörler tarafından nasıl etkilendiğinin<br />
sonuçları üzerinde durmaktadır. 172<br />
Süreç kuramları adı altında belirtilen kuramlar beş grupta toplanmaktadır;<br />
• Skinner’in sonuçsal şartlanma kuramı,<br />
• Wroom’un beklenti kuramı,<br />
• Porter-Lawler’in beklenti kuramı,<br />
• Adams’ın eşitlik kuramı,<br />
• Edwin Locke’un amaç kuramı.<br />
2.2.1. Skinner’in Sonuçsal Şartlandırma Kuramı<br />
Sonuçsal şartlandırma kuramının temeli, davranışı etkileyen dış etmenlere<br />
dayanmaktadır. Bu yaklaşımın ana düşüncesinde göre davranış, sonuçlarının (ödül ve<br />
ceza) bir fonksiyonudur. İnsanlar ödüllendirme olasılığının arttığı, buna karşılık<br />
cezalandırma olasılığının azaldığı tarzda davranma eğilimindedirler. Bu davranış<br />
prensipleri, farklı yaşlardaki insanlar ve kedi, köpek, güvercin, fare, maymun gibi çeşitli<br />
hayvanlarla yapılan deneysel araştırma bulgularıyla desteklenmiştir. 173<br />
Sonuçsal Şartlandırma kuramı, Pavlov ve Skinner adlı düşünürler tarafından<br />
ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Disiplinler arası bir çalışma alanı yönetim, psikolojiden<br />
aldığı özel faktörlerden birisi de şartlanma kavramıdır. Pavlov ve Skinner hayvanlar<br />
üzerinde yapmış oldukları araştırmalar ve incelemelerde belirli bir davranışın sonucunda<br />
eğer organizma haz duymuşsa bu davranışı tekrar edecek, eğer acı duymuşsa bir daha bu<br />
davranışı göstermeyecektir. 174 Mantığı bu olan sonuçsal şartlandırma kuramının esası<br />
kısaca asıl olan davranışlardan ibarettir. Kişinin iç dünyası ve duygu yönü büyük önem<br />
taşımamaktadır. Önemli olan onun ne yaptığıdır. İkinci önemli olan görüş, davranışların<br />
dış etkiler nedeniyle oluştuğudur. Bu nedenle, bir kimsenin fonksiyonlarını uyguladığı<br />
çevreyi değiştirmek yoluyla kişinin davranışları değiştirilebilir. Buna iş gördürmek üzere<br />
şartlandırma denilmektedir. Yapılması istenen iş için ödül koymak, istenmeyen iş için de<br />
172 Erol EREN, İşletmelerde Stratejik Planlama ve Yönetim, Cilt 1, 2. Baskı, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong><br />
İşletme Fakültesi, İstanbul, 1987, s. 430.<br />
173 TINAZ, a.g.e., s. 33.<br />
174 EREN, a.g.e., s. 444.<br />
71
ceza koymak veya dikkate almamak yoluyla bir kimse veya bir grup başkalarının<br />
isteklerini belirtir yöne etkileyebilir. 175<br />
Şartlandırma kuramının birincisi klasik şartlandırma, diğeri ise sonuçsal<br />
şartlandırma olarak iki çeşitten oluşmaktadır. Klasik şartlandırma, Pavlov’un köpekler<br />
üzerinde yaptığı deneylerle geliştirilen bir şartlandırma türüdür. bu tip şartlandırmada,<br />
davranışlar belirli uyarılar tarafından harekete geçirilmektedir. Bu durum aşağıdaki<br />
gibidir:<br />
UYARI ORGANİZMA DAVRANIŞ<br />
Şekil 2.2: Klasik Şartlandırma<br />
Örneğin, Pavlov’un deneylerinde olduğu gibi, köpeğe yemek verirken (uyarı)<br />
çalınan zil bir süre sonra köpeğin davranışlarını şartlandırmakta ve yemek verilmeden<br />
çalınan zil köpeğin yemek yeme davranışını göstermesine sebep olmaktadır. Bu<br />
şartlandırmada ağırlık noktası uyarıların davranışları etkilemesi üzerindedir. 176<br />
Motivasyon teorisi olarak ele alınan şartlandırma türü ise sonuçsal şartlandırma<br />
(edimsel şartlandırma, operant şartlandırma)dır. Sonuçsal şartlandırma, klasik<br />
şartlandırmadan farklı olarak içgüdüsel refleksler yerine gönüllü tepkilere<br />
dayanmaktadır. Skinner, insan davranışlarının insanın içinden gelen dürtülerle değil,<br />
çevre tarafından belirlendiğini, bu nedenle insanın çevresindeki ödüllendiricilerin<br />
değiştirilmesiyle güdülenmenin sağlanabileceğini ileri sürmektedir. Eğer davranışlar<br />
çevre tarafından benimseniyorsa ve ödüllendiriliyorsa bu davranışlar tekrar edilmekte,<br />
çevrenin benimsemediği ya da cezalandırdığı davranışlar ise tekrarlanmamaktadır.<br />
Sonuçsal şartlandırma, davranışın sonuçlarıyla kontrol edilmektedir. Bu durumda belirli<br />
175 TAŞBAŞ, a.g.e., s. 31.<br />
176 KOÇEL, 2001, a.g.e., s. 517.<br />
72
davranışları ortaya çıkarmak ve tekrarlanmalarını sağlamak için bazı yöntemler<br />
uygulanabilir. Bunlar : 177<br />
• Olumlu Pekiştirme Olasılığı: Arzu edilen bir davranış yapıldığında,<br />
olumlu pekiştirici uyarının verilmesidir. Bir çalışanın, yapmış olduğu başarılı bir işten<br />
dolayı kutlanması, olumlu pekiştirme olasılığına verilebilecek bir örnektir. Olumlu<br />
pekiştirme olasılıkları, bir davranışın yapılma olasılıklarını artırmaktadır.<br />
• Cezalandırma Olasılığı: arzu edilmeyen bir davranışın yapılması halinde,<br />
hoş olmayan bir uyarıcının (cezanın) verilmesidir. İşine geç kalmayı alışkanlık edinmiş<br />
bir çalışanın ücretinde kesinti yapılması gibi. Cezalandırma, gelecekte o davranışın<br />
yapılması olasılığını azaltacaktır. Ancak öğrenme kuramcıları, cezalandırmanın,<br />
davranışın değiştirilmesinde çok etkili bir yöntem olmadığını ileri sürmektedir.<br />
• Kaçma Olasılığı: Arzu edinilen bir davranışın yapıldığında, hoş olmayan<br />
bir uyarıcının ortadan kaldırılmasıdır. Hoş olmayan uyarıcı bireyin çevresinde<br />
halihazırda mevcut bir uyarıcıdır. Birey olumsuz pekiştiriciyi ortadan kaldırmak için bir<br />
davranışta bulunmak zorundadır. Örneğin; devamlı söylenip şikayet eden bir amiri<br />
susturmak için bir raporu tamamlamak gibi.<br />
• Kaçınma Olasılığı: Hoş olmayan bir sonuçtan kaçınmak için belli bir<br />
davranışın yapılmasıdır. Davranış yapılmadığı takdirde hoş olmayan sonuç yaşanacaktır.<br />
Yağmurdan ıslanmamak için şemsiye almak.<br />
• Sönme Olasılığı: Bir davranışın pekiştirilmemesini ifade etmektedir.<br />
Bireyin yapmış olduğu davranış pekiştirilmez. Bir yöneticinin çalışanın iyi<br />
performansını fark etmemesi.<br />
Sonuçsal şartlandırmanın, bir motivasyon aracı olarak kullanılabilmesi için<br />
şunlar gereklidir. Eğer personelin davranışı örgüt açısından arzu edilen bir davranış ise,<br />
yönetici personelin bu davranışı tekrar göstermesini arzu edecektir. Bu ise ancak bu<br />
davranışın ödüllendirilmesi(etki kanunu) ile mümkün olacaktır. Dolayısıyla örgüt<br />
açısından arzu edilen davranışlar ödüllendirilirse bunların tekrarlanma olasılığı<br />
177 Öznur YÜKSEL, İnsan Kaynakları Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara, 2000, s.145-146.<br />
73
yükseltilmiş olacaktır. Eğer davranışlar, örgüt tarafından “arzu edilmeyen” davranışlar<br />
ise, yönetici bu tür davranışların tekrarlanmasını istemeyecektir. Dolayısıyla bu tür<br />
davranışlar cezalandırılırsa(etki kanunu), bunların tekrarlanma olasılığı azaltılmış<br />
olacaktır. Yani ödüllendirme ve cezalandırma bu tür şartlandırmanın iki önemli<br />
elemanıdır. Sonuçsal şartlandırma kuramını bir motivasyon aracı olarak kullanmak<br />
isteyen bir yönetici şu hususlara dikkat etmelidir: 178<br />
• Örgüt açısından arzu edilen ve edilmeyen davranışlar açık ve seçik olarak<br />
belirlenmelidir.<br />
• Bu davranışlar personele duyurulmalıdır.<br />
• Mümkün olan her fırsatta ödüllendirme kullanılmalıdır.<br />
• Davranışlara hemen karşılık verilmelidir. Çünkü araya girecek uzun bir<br />
zaman süresi sonucun davranışlar üzerindeki etkisini azaltabilir.<br />
2.2.2. Vroom’un Beklentiler Kuramı<br />
Beklentiler kuramı, motivasyonu sağlayan bilişsel durumlara odaklanarak<br />
ödüllerin davranışı nasıl yönlendireceğini açıklamaya çalışmaktadır. Teori temelde<br />
kişinin davranışının kendisine ödül ya da arzu ettiği bir çıktı olarak döneceğine inanması<br />
durumunda motive olacağını söylemektedir. Davranışın sonucunda herhangi bir ödül<br />
elde etmemesi durumunda ise, kişi o davranışı göstermeye motive olmamaktadır. Diğer<br />
bir ifade ile beklentiler kuramı, belirli sonuçların ifade edilmesi beklentisi ile bu<br />
sonuçların gerçekleştirilebilirlik ihtimali ve bu sonuçlara verilen değerlerle ilgili<br />
olmaktadır. Bu teorinin temel önermesi şöyledir: Yalnızca ihtiyaçlar ve istekler,<br />
davranışın fonksiyonu değildir. Bunlarla birlikte, sosyal çevre de davranışın bir<br />
fonksiyonudur. Daha doğrusu bireyin çevresini algılaması ve davranışlarının biçimi,<br />
davranışların temelinde yatan en önemli faktörlerdir. 179<br />
178<br />
KOÇEL, 2001, a.g.e., s. 520.<br />
179<br />
Aşkın KESER, Çalışma Yaşamında Motivasyon ve İş Tatmini, Alfa Aktüel yayınları, Bursa, 2006,<br />
s. 37-38.<br />
74
Vroom’a göre, motivasyon kişinin aradığı değerlerle, belirli bir hareketin bu<br />
değerlere yol açma olasılığına ilişkin tahminin çarpımıdır. Bu ilişkiyi aşağıdaki gibi<br />
formüle etmek mümkündür: 180<br />
Motivasyon= Arzulama Derecesi x Bekleyiş<br />
Bu model üç temel kavramdan oluşmaktadır. Bunlardan birincisi, Valens’dir.<br />
Valens bir kişinin belirli bir gayret sarfederek elde edeceği ödüllü arzulama derecesini<br />
belirtmektedir. Belirli bir ödül farklı kişiler tarafından farklı şekillerde arzulanmaktadır.<br />
Bazıları böyle bir ödülü son derece arzu ederken, bazıları da bu ödüle hiç değer<br />
vermemektedir. Hatta başkaları için, böyle bir ödül, uğrunda gayret sarfetmeye<br />
değmeyecek bir değeri de ifade etmektedir. Dolayısıyla bu üçüncü grup için valens<br />
negatif olmaktadır. Valensi -1 ile +1 arasında değer alan bir değişken olarak göstermek<br />
mümkündür. Kişilerin belirli bir ödüle verdikleri değer, bir bakıma onların ihtiyaçlarını<br />
tatmin etme değerini de göstermektedir. Netice olarak yüksek valens, kişinin daha fazla<br />
gayret sarfetmesine sebep olmaktadır. 181<br />
Bu modelin ikinci temel kavramı bekleyiştir. Bekleyiş, kişinin belirli bir<br />
davranışının belirli sonuçları olacağı hususundaki inancının gücünü ifade etmektedir.<br />
Yani bekleyiş, iş görenin bir sonucu elde etmesinin, kendisini belli bir sonuca götürme<br />
ihtimaline ilişkin yorumunu yansıtmaktadır. Eğer kişi gayret sarfetmekle belirli bir ödülü<br />
elde edebileceğine inanıyorsa, yani bunu bekliyorsa daha fazla gayret sarfedecektir.<br />
Bekleyiş bir davranış-sonuç ilişkisi olduğuna göre bekleyişi 0 ile +1 araasında değişen<br />
bir değer ile ifade etmek mümkündür. Eğer kişi belirli bir gayret ile belirli bir ödül<br />
arasında bir ilişki görmezse, bekleyiş sıfır değerini alacaktır. Diğer durumda şayet<br />
davranış-sonuç ilişkisinde kesinlik varsa, o zaman bekleyiş değeri 1 olmaktadır. Örneğin<br />
yaşlı biri için ücret dışında ileride elde edilecek emekli maaşı büyük bir öneme sahipken,<br />
genç ve çalışma hayatına henüz atılmış biri için emekli aylığı cezp edici olmadığı için bu<br />
konudaki istek ve arzusu önemsiz konumdadır. 182<br />
180 TİKİCİ, DENİZ, a.g.e., s. 38.<br />
181 KOÇEL, 2001, a.g.e., s. 520-521.<br />
182 Tahsin GÜLHAN, Motivasyonda Manevi Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul<br />
Üniv. Sosyal Bilimler Ens. İşletme Fak., İstanbul, 1994, s.24.<br />
75
Modelin üçüncü kavramı ise, araçsallık kavramıdır. Araçsallık, kişinin belirli bir<br />
gayret ile belirli bir düzeyde performans gösterebildiğini açıklamaktadır. Bu performans<br />
da belirli bir şekilde ödüllendirilmektedir. Bu ödüllendirme birinci kademe sonuç olarak<br />
düşünülmektedir. Birinci kademe sonuçlar, kişinin maaşını artırılabilir. Esasında birinci<br />
kademe sonuçlar, ikinci kademe sonuç olarak adlandırılabilecek amaçları<br />
gerçekleştirmede bir araç olmaktadır. Bu örnekteki maaş aslında daha yüksek bir statü<br />
elde etmek, etrafta tanınmak, kişinin ailesini daha iyi geçindirebilmesini sağlamak için<br />
bir araçtan ibarettir. Yoksa tek başına yüksek bir maaşın bir anlamı yoktur. İşte<br />
araçsallık birinci kademe sonuçların ikinci kademe sonuçlara ulaştıracağı konusunda<br />
kişinin sahip olduğu subjektif olasılığı ifade etmektedir. Araçsallık çeşitli kademeler<br />
arasındaki ilişkiye, bekleyiş ise gayret ile birinci kademe sonuçlar arasındaki ilişkiye<br />
işaret etmektedir. 183 Bu durum aşağıdaki şekilde ifade edilmektedir:<br />
GAYRET PERFOR-<br />
MANS<br />
VALENS<br />
BEKLEYİŞ BEKLEYİŞ ARAÇSALLIK<br />
Şekil 2.3: Vroom Motivasyon Modeli<br />
Yöneticinin davranışlarının işletme amaç ve stratejileri doğrultusunda<br />
yönlendirebilmesi için ileriye dönük beklentilerin olumlu olması gerekmektedir.<br />
Yöneticinin istediği statüye, ödüle ulaşmasına olanak verilmesi halinde motivasyon fazla<br />
olacak, bu da onun daha verimli ve etkin çalışmasına olanak verecektir. Yöneticilerin<br />
gelecekle ilgili düşünceleri, beklentileri psikolojik durumuna göre değişebilecektir. Bu<br />
183 KOÇEL, 2001, a.g.e., s. 521.<br />
BİRİNCİ<br />
DÜZEYDE<br />
SSONUÇ<br />
İKİNCİ<br />
DÜZEYDE<br />
SONUÇ<br />
TATMİN<br />
OLMA<br />
76
nedenle yöneticiyi olumlu yönde etkileyecek bir çalışma ortamı yaratılmalı ve yönetici<br />
işletme amaçlarını gerçekleştirebilecek şekilde motive edilmelidir.<br />
2.2.3. Porter-Lawler Ümit Kuramı<br />
Bu motivasyon modelini, Lawler ve Porter isimli düşünürler Vroom’un kuramını<br />
bazı örgütsel koşulları ve gerçekleri göz önünde bulundurarak geliştirmişlerdir. Diğer bir<br />
deyimle kurama onu güçlendirici bazı katkılarda bulunmuşlardır. Bu katkılardan<br />
birincisi, kişinin kendi başarısını değerlemesine bağlı olarak ortaya çıkan ve onun nihai<br />
doyumunu etkileyen ödüllendirme adaletine ilişkindir. Diğer bir ifade ile birey kendisine<br />
verilen ödülü başkaları ile mukayese etmekte ve başarısına uygun olmayan bir<br />
değerlendirmeye maruz kaldığını algıladığı zaman doyumluluğu önemli ölçüde olumsuz<br />
biçimde etkilenmektedir. İkinci olarak ise, örgütlerde iş görenin beklenen davranış<br />
gücünü azaltan rol çatışmalarının olduğu, bunun da çaba ve başarıları olumsuz biçimde<br />
etkilediğini ileri sürmektedirler. İşgörenin içinde çalıştığı örgütte görev tanımları<br />
yapılmış, yetki ve sorumluluklar belirlenmişse bu takdirde başarıyı ve güdülemeyi<br />
etkileyecek rol çatışmalarına rastlanabilinmektedir. O halde olumlu bir örgütsel yapı ve<br />
plan güdülemeyi kolaylaştırmaktadır. 184<br />
Porter ve Lawler’in geliştirdiği bu motivasyon modeli, ödüllerin tatmine yol<br />
açtığı ve performansın bazen ödüllere götürdüğü varsayımına dayanmaktadır. Bu<br />
nedenle Porter ve Lawler tatmin ile performansın bir başka değişken ile yani, ödüller ile<br />
bağlandığını varsaymaktadırlar. Porter ve Lawler iyi performansın ödüllere yol açtığını,<br />
bunun da şekil 2.5’de gösterildiği gibi tatmin sağladığını görmektedirler. Bu kavram<br />
tatmin olma sonucu performansın oluşturduğu şekildeki neoklasik görüşün tamamen<br />
tersi konumundadır.<br />
Model ile ödül sağlayan performans gösterilmektedir. Porter ve Lawler iki tür<br />
içsel ve dışsal ödülü birbirinden ayırmaktadırlar. İçsel ödüller, bir kimseye yaptığı iyi<br />
performans dolayısıyla kişinin kendisi tarafından verilmektedir. Bu ödüller, başarı<br />
duygularını ve Maslow tarafından tanımlanmış olan üst düzey gereksinimlerinin<br />
184 Erol EREN, Yönetim ve Organizasyon, Beta Yayınevi, İstanbul, 1996, s. 450.<br />
77
karşılanmasını kapsamaktadır. Şekilde içsel ödüller ile performans yarım dalgalı bir<br />
çizgi ile birleştirilmektedir. Porter ve Lawler iş yapısının ancak bir kimseye iyi bir iş<br />
başarmış olma duygusunu verebilecek kadar değişken ve güç olduğu ve bu nedenle<br />
çalışan kimsenin kendi kendisini ödüllendirebildiği hallerde içsel ödüllerin iyi<br />
performans ile direkt ilişkili olabileceğine inandıkları için şekilde içsel ödüller ile<br />
performans yarı dalgalı bir çizgi ile birleştirilmektedir. Dışsal ödüller organizasyon<br />
tarafından verilir ve esas itibariyle aşağı kademe gereksinimleri karşılamaktadırlar. Bu<br />
gruptaki ödüller ücret, terfi, statü ve iş güvenliği gibi konuları içermektedir. Porter ve<br />
Lawler, dışsal ödüllerin performans ile zayıf bir bağlantısı olduğu görüşündedirler. Bu<br />
görüşlerini şekilde tam dalgalı bir çizgi ile göstermektedirler. Bu zaman zaman dışsal<br />
ödüllerin performans ile ilişkisi olmadığı anlamına gelmektedir. Şu noktanın belirtilmesi<br />
gerekir ki, bir şeyin bir kimse tarafından ödül olarak düşünülebilmesi için o kimsenin o<br />
ödüle olumlu yönden değer vermesi gerekmektedir. Aksi halde bu ödül olarak<br />
düşünülememektedir.<br />
Şekilde gerek içsel, gerekse dışsal ödüller, kişi tarafından umulan uygun ödüller<br />
aracılığı ile dolaylı olarak tatmine bağlanmaktadır. Bu değişken bir kimsenin yaptığı iş<br />
sonucu kendi kanısına göre alması gerektiğine inandığı ödüllerin miktarını gösterir. Bu<br />
değişkenin, kişinin kanısınca organizasyondaki özel pozisyona göre saptanması gereken<br />
ödül miktarını kapsayabilecek şekilde genişletebilmesi de mümkündür. Bu nedenle,<br />
Porter ve Lawler tatmin unsurunu bir noksanlık ölçüsü olarak kabul etmektedirler.<br />
Tatmin, kişi tarafından uygun olarak beklenilen ödül ile fiilen alınan ödül arasındaki fark<br />
yoluyla saptanmaktadır. Eğer fiilen ulaşılan ödül beklenilenden daha büyük veya fazla<br />
ise, o zaman “tatmin” olma durumu ortaya çıkmaktadır. Aksi durumda ise tatmin<br />
olmama hali doğmaktadır. Kişinin tatmin olmasının veya olmamasının derecesi fiil ödül<br />
ile beklenen ödül arasındaki farkın büyüklüğüne bağlı olmaktadır.<br />
78
Performans<br />
( Başarı )<br />
Şekil 2.4: Porter ve Lawler’in Kurumsal Modeli<br />
Kaynak: H. G. HİCKS ve C. R. GULET, Çeviren: Besim BAYKAL, Organizasyonlar: Teori<br />
ve Davranış, İ.İ.T.İ.A. İşletme Bilimleri Ens. Yay., Genel İşletme Dizisi No:1, İstanbul, 1981, s. 231.<br />
Organizasyonun etkisine rağmen iş görenin motivasyonu ile ilgili sorumluluğun<br />
büyük bir kısmı çalışan bireye bağlı olmaktadır. Bu nedenle, çalışan bireyin<br />
motivasyonu veya tatmin duyması, o kimsenin performansına bağlı durumdadır. Çünkü<br />
performans o kimsenin ödüllere verdiği değer; çabanın ödül ile sonuçlanması olasılığı;<br />
kişinin sarfettiği gayret; sahip bulunduğu yetenek ve nitelikler ve kendisine düşen işlerle<br />
ilgili düşünceler yoluyla büyük çapta etkilenmektedir. Porter ve Lawler hazırladıkları bu<br />
modelin motivasyon alanındaki kesin ve son söz olduğu veya kişinin iş tutumu ile<br />
performansı arasındaki ilişkileri tümüyle açıkladığı iddiasında değildirler. Onların amacı<br />
bazı önemli değişkenleri ve bunlar arasında var olduğuna inandıkları ilişkileri<br />
göstermektir. 185<br />
2.2.4. Adams’ın Eşitlik Kuramı<br />
İçsel<br />
Ödüller<br />
Dışsal<br />
Ödüller<br />
Beklenen<br />
Uygun<br />
Ödüller<br />
Tatmin<br />
Adams adlı düşünür, ABD’nin General Electric işletmesinde güdüleme<br />
konusunda bazı araştırma ve deneylerde bulunarak ödül adaletinin çalışanları sürekli<br />
185 H. G. HİCKS ve C. R. GULET, Çeviren: Besim BAYKAl, Organizasyonlar: Teori ve Davranış,<br />
İ.İ.T.İ.A. İşletme Bilimleri Ens. Yay., Genel İşletme Dizisi No:1, İstanbul, 1981, s. 230-231.<br />
79
güdülemek ve teşvik etmek bakımından çok önemli olduğuna işaret etmektedir. Adams<br />
incelemelerde bireylerin kendilerine verilen ödüllerle başkalarına verilen ödülleri daima<br />
karşılaştırdıklarını ve kendilerine uygun görülen ödüllerin benzer başarıyı gösteren<br />
kimselerle ne oranda eşit olduğunu saptamaya çalıştıklarını belirlemiştir. Bu<br />
karşılaştırmada bireyler kendilerinin örgüte sundukları girdiler veya değerler olarak;<br />
emekleri, zekaları, bilgi, tecrübe ve yetenekleri ile buna bağlı olarak ortaya koydukları<br />
başarılarını göstermektedir. Buna karşılık örgütten sağladıkları ödüller olarak; ücret ve<br />
statü artışları, primler, ikramiyeler gibi sosyal yardımlar, yönetsel yetkiler ve kaynaklar<br />
ile iş güvenliği ve işyeri koşullarını iyileştirme ve benzeri hususlar gelmektedir. Bireyler<br />
ödül adaletini belirlemek için bu iki unsurun birbirlerine oranlarını karşılaştırmaktadır.<br />
Eğer bir eşitsizlik varsa ödül adaletinin bozulduğu ve bir dengesizlik halinin ortaya<br />
çıktığı gözlenmektedir. 186 Eğer aradaki fark aleyhine ise işi yavaşlatmakta, lehine ise çok<br />
çalışmaya teşvik etmektedir. İşletmede ödül dağıtımında herhangi bir eşitsizlik yoksa<br />
bireyin motivasyonu üzerinde bir olumsuzluk görülmeyecektir. 187<br />
Bireye Verilen Ödüller Diğerlerine Verilen Ödüller<br />
_____________________ = __________________________<br />
Bireyin Sunduğu Girdiler Diğerlerinin Sunduğu Girdiler<br />
Yukarıdaki dengenin bozulması halinde, dengenin aleyhine bozulduğunu<br />
hisseden kişi bu tatminsizliğin baskısından kurtulmak için kendi ödüllerini artırma<br />
yollarını araştıracak, bunda başarıya ulaşamadığı takdirde ise işletmeye sunduğu girdi ve<br />
değerlerin miktarını azaltacaktır. Bunun yanında, dedikodular ve yıpratma faaliyetlerine<br />
girerek diğer kişilerin ödüllerini azaltma ya da morallerini bozarak sundukları girdilerin<br />
veya değerlerin azalmasına neden olabilecekleri de söz konusudur. Bunlar bireyin kişilik<br />
ve etkileme güçlerine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Şu halde amaç daima ödül<br />
186 EREN, 1996, a.g.e., s. 451.<br />
187 Fred LUTHANS, Organizational Behavior, 6. b., McGraw-Hill Book İnc., Singapore, 1992, s. 199.<br />
80
adaletinde eşitlik ve denge aramadır. Davranışlar bu amaca yönelmektedir. Aslında birey<br />
kendi oranının diğer bireylerin oranından fazla olduğunu algıladığı hallerde her ne kadar<br />
bencil davransa da belirli bir huzursuzluk duyacak ya da mutlaka haksızlığa uğradığının<br />
farkına varacak olan çalışma arkadaşlarının kıskançlık ve baskıları altında bulunacaktır.<br />
Şu halde birey, kendisi ile diğer çalışma arkadaşları arasında eşitliğin ve dengenin<br />
sağlandığına inandığı zaman huzura kavuşmuş olacaktır. Eğer eşitsizlik devam etmekte<br />
ise birey dayanma gücünün sona erdiği noktada örgütten ayrılma kararını verecektir.<br />
Birey örgütten ayrılmamak için direnç gösterse de örgüt içindeki sosyal ilişkileri<br />
olumsuz şekilde etkilenecek ve olası bir yalnızlığa itilmiş olacaktır.<br />
Ödül adaletinde bir denge aramanın esas olduğuna ilişkin görüşler örgütlerdeki,<br />
düşmanlık, kin, aşırı hırs ve ihtirasların ortaya koyduğu olumsuz etkilerin azaltılması<br />
yönünden önemlidir. Ancak, bireylerin algı ve değerleme yönünden çok değişik<br />
oldukları ve nesnel olmayan biçimde davrandıkları hatırlanacak olursa nesnel bir denge<br />
kuramının hayal olduğu sonucuna varılacaktır. Bu nedenlerden dolayı da örgütlerde söz<br />
konusu olumsuz duygular ve bunların ortaya çıkardığı çatışmalar önlenememiştir. 188<br />
Bu teoriyi personelini motive etmek için kullanan bir yönetici şu hususlara dikkat<br />
etmelidir:<br />
• Bu teorinin ağırlık noktası eşit gayretin eşit şekilde ödüllendirilmesi<br />
gerektiği üzerindedir.<br />
• Eşitlik ve eşitsizlik, personelin işletme içinde ve işletme dışında yaptıkları<br />
karşılaştırmaların bir sonucu olarak algılanmaktadır.<br />
çıkmaktadır. 189<br />
• Eşitsizliğe karşı gösterilecek tepki değişik şekillerde ortaya<br />
188 EREN, 1996, a.g.e., s. 452.<br />
189 Deniz Yaşar KONUR, İş Yerlerinde Motivasyon Teorileri ve Uygulamalarına İlişkin Bir<br />
Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü,<br />
İstanbul, 2006, s. 57-58.<br />
81
2.2.5. Edwin Locke’un Amaç Kuramı<br />
Amaç kuramı, 1968 yılında Edwin Locke tarafından geliştirilmiştir. Teoriye<br />
göre; davranışın temel nedeni bireylerin bilinçli amaç ve niyetleridir. Bu teoriye göre,<br />
her birey kendine ait bir takım amaçlar belirlemekte ve bu amaçlar, onun motivasyon<br />
derecesini etkilemektedir. Belirlenen amaçlar, kişiye, yapılması gerekenler ve bu<br />
doğrultuda ne kadar çaba gösterilmesi hakkında bilgi vermektedir. Teori ve<br />
davranışların nedenlerini, kişilerin bilinçli amaçları olarak görmektedir. Yani kişi<br />
kendisine birtakım amaçlar saptamakta ve davranışlarını bu amaçları elde etmeye<br />
yönelik olarak gerçekleştirmektedir. Locke, buradan hareketle iş başarısını etkileyen<br />
motivasyon kaynağını amaçları özellikleriyle ilişkilendirmiştir. Yüksek motivasyonu<br />
sağlamak için amaçların özellikleri şunlar olmalıdır:<br />
• Amaçlar açık ve net olmalı, genel ifade eden amaçlardan kaçınılmalıdır.<br />
• Amaçlar onu gerçekleştirecek kişi tarafından sahiplenilebilmeli ve<br />
benimsenmelidir.<br />
• Amaçlar iddialı olmalıdır. 190<br />
Locke; amacın, belirli bir işin nesnesi olduğunu ifade etmektedir. Örneğin; günde<br />
10 km. yol asfaltlamak(iş) veya 10 ton mal üretmek(iş) birer amaçtır. Belirlenmiş<br />
amaçlar, zorluk dereceleri ne kadar yüksek olursa olsun o derecede yüksek performans<br />
sağlamaktadırlar. Amaç belirlemenin üç özelliği vardır. Belirginlik, güçlük ve yoğunluk.<br />
Belirginlik, amacın sayısal ölçü değeridir. Güçlük, amaca ulaşabilme yeterliliğidir.<br />
Yoğunluk ise amaca nasıl ulaşılabileceğini belirlemektir. Amaç belirleme beş aşamada<br />
gerçekleşmektedir. İlk aşama; imkanlar açısından amaç belirlemeye hazır olmanın<br />
anlaşılması devresidir. İkinci aşama; çalışanların iletişim, eğitim, hareket planları yolu<br />
ile amaç belirlemeye hazırlanması devresidir. Üçüncü aşama; yöneticilerin ve<br />
çalışanların amaçları özelliklerini belirleme ve anlama devresidir. Dördüncü aşama;<br />
belirlenen amaçlar için gözden geçirme ve düzeltmelerin yapılma devresidir. Beşinci<br />
190 KESER, a.g.e., s. 43-44.<br />
82
aşama ise; Belirlenmiş amaçların başarıya ulaşma derecelerini kontrol için son bir<br />
gözden geçirme devresidir. 191<br />
Birey motivasyonunda bu teoriyi kullanan yönetici amaçlara göre yönetim<br />
biçimini kullanacaktır. Amaçlara göre yönetim, bir organizasyonda üst ve astların<br />
amaçlarını birlikte belirledikleri, sorumluluk alanlarını ve ulaşacakları sonuçları birlikte<br />
kararlaştırdıkları ve belirli dönemlerde bu amaçlar ve sonuçların gerçekleşip<br />
gerçekleşemediğini birlikte inceledikleri bir süreçtir. 192<br />
Çevresel olaylar, biliş, değerlendirme, amaç saptanması, iş başarımı çalışanın<br />
beklentilerini etkilemektedir. Kuramın ağırlık noktası ise özendiriciler-amaç-iş başarımı<br />
ilişkisi oluşturulmaktadır. Locke ve arkadaşları amacı, bireyin bilinçli olarak yapmaya<br />
çalıştığı şey olarak tanımlamışlardır.<br />
Bu kuramda amaç saptamanın hem bilişsel hem de güdüsel etkileri<br />
bulunmaktadır. Yapılan araştırma sonuçlarında, özendiriciler ne olursa olsun, bilinçli<br />
olarak bir amaç belirleyen bireylerin iş başarımının yüksek olduğu, amaçların<br />
çalışanların göstereceği çaba ile yönünü etkileyerek iş başarımı üzerinde etkisi olduğu<br />
ortaya çıkmaktadır. Amaçlara ilişkin geri bildirim, iş başarımını artırmaktadır. 193<br />
191 Halil CAN, Organizasyon ve Yönetim, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1999, s. 185.<br />
192 Nurullah GENÇ, Amaçlara Göre Yönetim ve Motivasyon, Atatürk Üniv. İ.İ.B.F. Araştırma Merkezi<br />
İşletme Dergisi, Cilt:7, Erzurum, 1987, s. 269.<br />
193 SAĞIR, a.g.e., s. 42.<br />
83
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM<br />
ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER<br />
Çalışanları motive etmenin tek bir yöntemi bulunmamaktadır. Çünkü her<br />
çalışanın beklentisi, zevk, ve karakteri farklı yapıya sahiptir. Motivasyonda temel amaç,<br />
iş görenlerin istekli, verimli ve etkili çalışmasını sağlamaktır. Bu amacı<br />
gerçekleştirmek için işletme yöneticileri ve bilim adamları birçok uygulama örnekleri ve<br />
öneriler sunmaktadırlar. 194<br />
İşletme içerisinde çalışanları belirli yönlere kanalize ederek onları bu yolda<br />
motive etmek oldukça zor olmaktadır. Bireyin kişilik yapısı ve yaşadığı toplumsal<br />
çevrenin sahip olduğu değer yargıları birbirinden farklı durumdadır. Birbirinden çok<br />
farklı özelliklere sahip bireyleri işletme içerisinde ortak bir amaç etrafında toplamak ve<br />
onların istenen performans düzeyine ulaşmalarını sağlamak için bir takım araçlardan<br />
yararlanmak gerekmektedir. Bu araçlar, iş görenlerin olumlu yönde motive olmaları<br />
üzerinde oldukça etkili olmaktadır. 195<br />
İnsanlar arzu ve gereksinmelerini karşılamak için belirli davranış kalıpları içine<br />
girmektedirler. Fakat bireyin bu davranışları mutlaka başkalarının arzu ettiği yönde<br />
gerçekleşmemektedir. Çünkü insan başkasının işine yarayacak olan çabayı değil kendi<br />
gereksinmelerini tatmin edecek çabayı göstermektedir. Bir iş gördürmek isteyen<br />
yönetici, işgörenler için motivasyon araçlarını saptarken bu hususu göz önünde<br />
bulundurmalıdırlar. 196<br />
194 Zeyyat SABUNCUOĞLU ve Melek TÜZ, Örgütsel Psikoloji, Ezgi Kitabevi , 1. Baskı, Bursa, 1995,<br />
a.g.e., s. 118.<br />
195 AŞIKOĞLU, a.g.e, s. 43.<br />
196 EREN, a.g.e., 1979, s. 266.<br />
84
Yönetim çeşitli motivasyon araçlarını kullanarak, iş görenleri, işletme amaçları<br />
doğrultusunda daha verimli çalışmaya yöneltmektedirler. 197 Personeli verimli olarak<br />
çalıştırırken bu araçlarının kullanılışında beş önemli aşama bulunmaktadır. Bu<br />
aşamalar: 198<br />
1. Motivasyondan beklenen amacın saptanması,<br />
2. Kimlerin veya hangi grupların motive edileceğinin belirlenmesi,<br />
3. Motivasyon araçlarının saptanması,<br />
4. Motivasyon araçlarının uygulanması,<br />
5. Uygulama sonuçlarının izlenmesi ve değerlendirilmesidir.<br />
Motivasyonda kullanılan bu araçlar her zaman aynı etkiyi<br />
göstermemektedirler. Etkinlikleri uygulandıkları işletme, çevre şartları ve toplumsal<br />
yapıya göre değişiklikler göstermektedir. Evrensel bir motivasyon modeli geliştirmek<br />
değişen koşullara göre mümkün olmamaktadır. Fakat genelde motivasyonu araçlarını;<br />
ekonomik araçlar, psiko-sosyal araçlar, örgütsel ve yönetsel araçlar olarak<br />
sınıflandırmak mümkündür. 199<br />
3.1. Ekonomik Faktörler<br />
İşletmelerin kuruluş amacı ile çalışanların çalışma amacı ekonomik temele<br />
dayanmaktadır. Özellikle geleneksel ekonomik kuram modelinde işletmenin temel amacı<br />
gelirini artırarak çıkarlarını maksimize etmek olduğu ve motivasyon faktörlerine bu<br />
açıdan baktığı bilinmektedir. Çalışanları ise çalışmaya iten en güçlü güdü yaşamını<br />
sağlayacak yeterli ücret elde etmektir. Özellikle gelişmekte olan bütün ülkelerde<br />
işsizliğin ve kalifiye olmayan çalışanların sayısının oldukça yüksek olduğu<br />
bilinmektedir. Çalışanın korkusu, başlıca gelir kaynağı olan işini kaybetmesi<br />
olduğundan, çalışan yönetimin kendisinden istediklerini vermeye çalışacaktır.<br />
197 İNCİR, a.g.e., s. 56.<br />
198 Tahir Tamer KUMKALE, Türklerde Motivasyon: İnsan Mühendisliği, İnsan Kaynakları<br />
Yönetimi, Harp Akademileri Komutanlığı Yayınları, İstanbul, 1998, s. 98.<br />
199 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 44.<br />
85
Günümüzde iş gören motivasyonunda kullanılan araçları; ücret artışı, primli<br />
ücret, kara katılma, ödüller ve istihdam güvencesi olmak beş başlık altında toplamak<br />
mümkündür.<br />
3.1.1. Ücret Artışı<br />
Özendirme araçlarının en başta gelenlerinden biri olan ücret, işgörenlerin<br />
ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan bir araç olmasının yanında, onların<br />
saygınlık basamaklarındaki yerlerini belirlemesi bakımından da önemli olmaktadır. 200<br />
Ücret, en geniş anlamıyla çalışanın çalışmasının karşılığı olarak elde ettiği<br />
gelirdir. Ücret, yalnız çalışanların belirli fizyolojik ve biyolojik gereksinmelerinin<br />
karşılayacak biçimde değil aynı zamanda onların psikolojik beklentilerine uygun olarak<br />
da düzenlenmelidir. Ücret, çalışanları yalnız işletmede tutmaya değil aynı zamanda<br />
nitelikli elemanların işletmeye çekilmesinde de önemli rol oynamaktadır. 201 Ücretin<br />
yüksekliği işletmeye başvuru sayısını artırmakta ve işletmenin eleman alımında daha da<br />
seçici olmasını sağlamaktadır. Seçicilik, eğitim alabilecek ve işletmeye bağlı kalacak<br />
çalışanların bulunmasında büyük önem taşımaktadır. Daha da önemlisi, ücretlerin<br />
yüksekliği, işletmenin çalışanlarına değer verdiğini göstermektedir. Çalışanların daha<br />
yüksek ücretler için başka işletmelere geçmelerini engelleyerek işgücü devrini<br />
azaltmaktadır. Ücretler piyasadaki oranların üzerindeyse, çalışanlar bu fazla ücreti bir<br />
hediye olarak algılamakta ve sonuç olarak daha fazla çalışmaktadırlar. 202<br />
Bu bağlamda iyi bir ücret sistemini temel özelliklerini üç grupta toplayabiliriz:<br />
• Nitelikli çalışanı işletmeye çekebilmek.<br />
• Nitelikli çalışanı işletmede tutabilmek.<br />
200<br />
M.Nail BERZEK, “İşgörenlerin Çalışmaya Güdülendirilmelerinde İşletmeler Açısından En<br />
Uygun Parasal Özendirme Planlarının Seçimi ve Bir Araştırma”, (Doktora Tezi, Marmara<br />
<strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,1982), s. 21.<br />
201<br />
Aldemir CEYLAN, Alpay ATAOL, Gönül BUDAK, Personel Yönetimi, 3. Baskı, Barış Yayınları,<br />
İzmir, 1998, s. 234.<br />
202<br />
Jeffrey PFEFFER, Çeviren: Sinem GÜL, Rekabette Üstünlüğün Sırrı: İnsan, 1. Baskı, Sabah<br />
Yayınları, İstanbul, 1995, s.28.<br />
86
• Çalışanları güdülemek. 203<br />
İş için ödenen ücretin miktarını arttırmak, insanların kesinlikle daha iyi<br />
çalışacakları anlamına gelmemektedir. Gerekeni karşılayacak kadar para kazanılarak<br />
zorunlu gereksinmeler giderildikten sonra, daha üst düzeyde gereksinmeler kendini<br />
hissettirmeye başlamaktadır. 204 Örneğin; eğer bireyin ücreti ipoteğini karşılayacak,<br />
zengin bir giysi dolabı oluşturacak, her an ortaya çıkabilecek borçlara yetecek, ara sıra<br />
dışarıda yemeğe çıkabilecek ve hepsinden önemlisi hâlâ tatiller için bir miktar para<br />
arttırabileceği kadar yüksekse, bu ücrette yapılacak bir artış onun işgücü girdisini çok az<br />
etkileyecektir. Tabii kimse fazladan parayı geri çevirmese de yüksek gelir zamanla bir<br />
alışkanlık haline gelmekte ve sıradanlaşmaktadır. 205<br />
Ücret artışının önemli olmasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz: 206<br />
- Ücret, yaşam için gereken geçimi sağlamakta ve böylece çalışmak için bir<br />
motive unsuru olmaktadır.<br />
- Ücret ölçüsü işgörenin konumunu göstermektedir.<br />
- Ücret artışı, işgörenin işindeki başarısının onaylanmasıdır.<br />
- Ücret artışı, diğer insanlarla temastan mahrum bir yaşamı telafi etmektedir.<br />
- Ücretin motive edici olarak rolü işteki başarıyla bağlantılı olup olmadığına<br />
göre değişmektedir.<br />
Personelin üzerinde ücret artışının sağladığı doyumdan daha önemlisi, benzer<br />
işlerde çalışanlara farklı ücret ödenmesinden(ücret adaleti) kaynaklanan<br />
doyumsuzluktur. Bir personel aldığı ücretin yüksekliğinden daha çok başkalarının aynı<br />
iş için aldığı ücretle ilgilenir. Ücret artışının hangi noktada optimal verim sağlayacağını<br />
bilmek ve ücret artışının ne zaman gerektiğini saptamak, ücretin verilmesinden daha<br />
203 PFEFFER, a.g.e., s. 28.<br />
204 Kate KEENAN, Çev. Ergin KOPARAN, Yöneticinin Klavuzu: Motivasyon, Remzi Kitabevi,<br />
İstanbul, 1996, s.16.<br />
205 Gisela HAGEMANN, Çev.Göktuğ AKSAN, Motivasyon El Kitabı, Rota Yayınları, İstanbul, 1997, s.<br />
43.<br />
206 Iain MAİTLAND, Çev. Aksu BORA, Onur CANKOÇAK, İnsanları Motive Etmek, İlk Kaynak<br />
Kültür Ve Sanat Ürünleri Ltd. Şti., Ankara, 1997, s.44-45.<br />
87
önemli olmaktadır. Halbuki bir personelin ek çaba göstermesini sağlayacak motivasyona<br />
gitmek için yani yaratıcı gücünden ve dinamizminden yararlanmak için, ona her<br />
defasında her zaman verilen ücretten daha yüksek ücretin verilmesi gerekmektedir. Bu<br />
alışkanlığın yaratılması verimliliğin belirli bir süre artırılmasını sağlayabilir. 207<br />
Yüksek gelir düzeyinde olan bir birey, mal ve hizmete olan gereksinmesini<br />
yeterince giderebileceğinden para olgusu ile motive edilmeyecektir. Bu durumda para<br />
bir motivasyon aracı olmamaktadır. Tersine yeterli bir gelir düzeyine ulaşmamış bireyin<br />
mal ve hizmetlerle ilgili gereksinmelerinde boşluklar, giderilmemiş taraflar kalmaktadır.<br />
Bu boşlukları doldurmak, onun finansal olarak daha üstün bir düzeye ulaşması ile<br />
mümkün olmaktadır. 208<br />
3.1.2. Primli Ücret<br />
İşgörenleri almış oldukları sabit ücretin dışında daha çok ve daha verimli<br />
çalışmaya özendirmek amacıyla verilen ek ücrete prim denilmektedir. 209 Bireylere,<br />
gruplara ve şirketlere göre değişen uygulamaları olan prim sisteminde, fonksiyonlarına<br />
veya çalıştıkları saatlere karşılık temel bir ücret alırlar ve üretilen ya da satılan mallara<br />
göre onlara ekstra prim verilir. Bu tip bir sistemin temel yararı işgörenlere daha çok efor<br />
sarfetmeleri için ilham vermesidir, böylece alacakları para artacaktır. 210<br />
Primli ücret sistemleri çok değişik biçimlerde uygulanmakla birlikte, ortak<br />
yönleri, bir yandan işletmenin karlılığını yükseltmek, öte yandan işgörenlerin verimli<br />
çalışmalarını ödüllendirmektir. Hemen bütün primli ücret sistemlerinde diğer bir ortak<br />
nitelik de, öncelikle zaman ya da parça başına dayanan bir temel (kök) ücretin verilmesi<br />
ve daha sonra üretimdeki artışları ödüllendiren primlerin dağıtılmasıdır. 211<br />
207<br />
Zeyyat SABUNCUOĞLU, Endüstriyel Davranış, Uludağ <strong>Üniversitesi</strong>, İktisadi ve Ticari İlimler<br />
Akademisi, İşletme Fakültesi Yayını, Bursa, 1982, s. 123.<br />
208<br />
Tuğray KAYNAK, Organizasyonel Davranış ve Yönlendirilmesi, Alfa Yayıncılık, İstanbul, 1995, s.<br />
108.<br />
209<br />
SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 121.<br />
210<br />
MAİTLAND, a.g.k., s. 47.<br />
211<br />
Zeyyat SABUNCUOĞLU, Personel Yönetimi: Politika Ve Yönetsel Teknikler, Ezgi Kitabevi,<br />
Bursa, 1997, s. 225.<br />
88
Primli ücret sistemlerini uygulamak oldukça zor olmaktadır. Özellikle işin<br />
ölçümünün kolay olmadığı durumlarda primli ücretin uygulanmasında güçlüklerle<br />
karşılaşılmaktadır. Örneğin, bakım, denetim, labaratuvar araştırması, pazarlama ve<br />
yönetim servisinde çalışanlara prim uygulanması pek kolay olmamaktadır. 212<br />
Primli ücret sistemlerinin bazı sakıncaları da mevcuttur. Zamana dayalı ücret<br />
sisteminin en büyük sakıncası, işgörenleri daha yavaş çalışmaya yöneltmesidir. Parça<br />
başına ücret sisteminin sakıncaları ise fazla iş yapma amacıyla işgörenin, çok çalışıp<br />
yıpranması ve yapılan işin kalitesinin düşmesinin mümkün olabilirliğidir. 213<br />
3.1.3. Kâra Katılma<br />
Kâra katılma, işgörenleri daha verimli ve istekli çalışmaya yöneltebilmek için<br />
uygulanan oldukça ilginç ve geçerli bir yöntemdir. İşletmenin her dönem sonunda elde<br />
ettiği kârın bir bölümünün bu karın sağlanmasında emeği ve katkısı bulunan işgörenlere<br />
dağıtılması sistemin özünü oluşturmaktadır. 214<br />
Yöneticinin moralinin olumsuz biçimde etkilenmemesi isteniyorsa, ekonomik<br />
gelişmeden doğan kazançların işletmede çalışan herkese açık, eşit ve dengeli dağıtılması<br />
gerekir, işletmede çalışanın aldığı ücret ile üretim artışına katkısı arasında yakın bir ilişki<br />
kurulması gerekmektedir. 215<br />
Kâra katılma uygulanırken kârın işgörenlere nasıl ve ne şekilde dağıtılacağı bazı<br />
zorluklar içermektedir. Bu konuda yapılan uygulamalar şöyle özetlenebilir: 216<br />
- Nakit olarak dağıtım: Yıl sonunda elde edilen kârın belirli bir yüzdesi<br />
nakit olarak işgörenlere dağıtılmaktadır.<br />
- Ertelenmiş dağıtım: Emeklilik ya da ölüm halinde ödenmek üzere her<br />
yıl elde edilen karın belirli bir yüzdesi ayrı bir hesapta bekletilmektedir.<br />
212 SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 122.<br />
213 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 49.<br />
214 BERZEK, a.g.e., s. 230.<br />
215 KARAKOÇ, a.g.e., s. 92.<br />
216 SABUNCUOĞLU, Personel Yönetimi, a.g.e., s. 230.<br />
89
- Karma dağıtım: Yukarıdaki iki modelin birlikte uygulanmasıdır. Kârın<br />
bir kısmı nakit olarak dağıtılırken bir bölümü sonradan ödenmek üzere saklanmaktadır.<br />
- Hisse senedi verilmesi: Bazı işletmeler her yıl elde edilen kârın<br />
dağıtılmasına karar verilen bölümünü hisse senedi olarak vermektedirler. İsterlerse bu<br />
hisse senetleri piyasa değerinin altında ya da üzerindeki nominal değerlere göre<br />
işgörenlere dağıtılabilinir.<br />
Kâra katılma, ; işverenlerle çalışanları örgütte birlikte elde ettikleri meyveleri<br />
ortak olarak paylaşmaya yönlendiren bir ücret yöntemidir. Her şeyden önce kâra katılan<br />
personel kâr oranının ve miktarının artırılmasını amaçlamakla, aynı zamanda örgütün<br />
temel amacıyla birleşmiş olmaktadır. Çalışanlar kârın artırılmasına yönelik çaba<br />
harcarken üretim ve verim düzeyinde doğal olarak yükselme görülür. Ortak bir amaç<br />
taşıması nedeniyle çalışanların örgüt içindeki birliği daha kolaylıkla gerçekleşmektedir.<br />
Böylelikle personelin işe olan ilgi ve başarısı artmaktadır. İşe giriş ve çıkışlar<br />
azalacağından çalışanların değişim oranı düşmektedir. Buna karşın kâra katılmanın bazı<br />
sakıncaları da olmaktadır. Kârın oluşması ile her çalışanın doğrudan doğruya işe<br />
gösterdiği ilgi ya da başarı arasında her zaman ilişki kurmak kolay değildir. Dönem<br />
sonunda elde edilen kârın tüm personele dağılması halinde çalışkan personel ile birlikte<br />
tembel ve verimsiz çalışan personel de ödüllendirilmiş olmaktadır. Kaldı ki, her dönem<br />
sonunda dağıtılacak kâr yoksa, bu durumda her dönemde kar dağıtımına alışmış<br />
personelin tepkisi görülebilir. Bu moral bozukluğu içinde kötü yönetimden dolayı<br />
yöneticiler suçlanabilmekte, ya da gerçek karın saklandığı kuşkusu taşınabilmektedir.<br />
Yalnızca çalışanların çıkarları, üretkenliği artırmamaktadır. Asıl etki; işin<br />
cazibesini, elindeki imkanların seviyesini ve çalışanlar ile ailelerinin yaşam standardını<br />
yükseltmekle ortaya çıkmaktadır. Çalışanlara toplam tazminatlarının eş değer nitelikte<br />
olduğu ve kâr opsiyonlarının adil şekilde düzenlendiği hissettirilirse, kendileri için<br />
oluşmuş standartlara ulaşabilmektedirler. 217<br />
217<br />
Wayne F. CASCİO, Managing Human Resources: Productivity, Quality of Work Life, Profits,<br />
McGraw Hill, New York, 1992, s. 401.<br />
90
3.1.4. Ödüller<br />
Ödül, çalışanlara üstün gayretleri ve şirkete yaptığı önemli katkıları nedeniyle<br />
sağlanan ekonomik yararlardır. 218 Çalışanları özendirmek ve işe bağlamak amacıyla<br />
başarılı olanlara birtakım ödüller vermeyi amaçlayan bu sistem, çalışanın doğasında var<br />
olan yaratıcı ve yapıcı gücü ortaya çıkarmaktadır. 219 Bu ödüller kişileri teşvik etmede<br />
yararlıdır ama bu yarar özellikle iş bölümünün aşırı olduğu işletmelerde oldukça sınırlı<br />
olmaktadır. Birinin başarısının diğerine bağlı olduğu montaj işi gibi işlerde bireysel<br />
başarıyı ortaya koymak son derece güçleşmektedir. 220<br />
Ödüllendirme iki amaca hizmet etmektedir. Bunlardan birincisi; işletmeler için<br />
maddi veya manevi değer taşıyan hizmetlerin değerlendirilmesi yani bu hizmetlerin<br />
bedelinin ödenmesidir. Diğeri ise, bu davranış aracılığı ile işgörenlerin motive<br />
edilmesidir. Ödül; verimli veya başarılı bir iş ve hizmete karşılık bunu gerçekleştiren<br />
kişi veya gruplara verilen değerli armağanları kapsamaktadır. Ödül, ödüllendirilen<br />
işgörenleri daha verimli ve başarılı çalışmaya motive edeceği gibi, diğer işgörenleri de<br />
bu yolla motive edici bir nitelik de taşımaktadır. 221<br />
İşletme içinde yer alan işgörenler üretimde herhangi bir artış sağladıklarında,<br />
kaliteli mal ürettiklerinde, işletme içi disiplin kurallarına uygun davrandıklarında ve<br />
buna benzer durumlarda birtakım ödüllerle motive edilmektedirler. Önemli, olan<br />
işgörenlerin hangi davranışlarının ödüllendirileceği ve bu davranışlara karşılık ne tip<br />
ödüllerin verileceğinin önceden belirlenmesi ve bu yönde adil bir dağılımın<br />
yapılabilmesidir. 222<br />
Motivasyon ve kurum için önemli olan, yaratıcı ve yapıcı öneriler getiren<br />
çalışanlar arasında çatışma kıskançlık yaratacak bir ödüllendirmeden kaçınmaktır. 223<br />
218 Nurullah GENÇ, Yönetim ve Organizasyon: Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, 1. Baskı, Seçkin<br />
Yay., Ankara, 2004, s. 236.<br />
219 Ali ŞAHİN, Türk Kamu ve Özel Kesim Yöneticilerinin Motivasyon Durumu, Yayınlanmamış<br />
Doktora Tezi, Konya, 2003, s. 77.<br />
220 Halil CAN, Yönetim ve Organizasyon, 6. Baskı, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2002, s. 200.<br />
221 KUMKALE, a.g.e., s. 99.<br />
222 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 51.<br />
223 John ADAİR, Çev: Salih UYAN, Etkili Motivasyon, 1. Baskı, Babıali Kültür Yayıncılığı, İstanbul,<br />
2003, s. 203.<br />
91
Ödüllerin dağılımı sırasında iş görenler arasında adalet duygusunu kıracak bir havanın<br />
oluşması bile onların moral ve motivasyonlarında bir düşüşe yol açacaktır. İşletmenin<br />
öyle bir ödül sistemi olmalıdır ki, ödülü alanın yanında diğer çalışanlar da ödülün adil<br />
olduğuna inanmalıdır. Böyle bir sistemin kurulması ödülü alamayan çalışanları da<br />
motive edecektir. Sonuçta verilen ödül, “diğer kişilerce eşitlik ilkesine uygun”<br />
görülmelidir. 224<br />
3.1.5. İstihdam Güvencesi<br />
Teknolojinin hızla gelişmesi hatta bir çok işletmenin otomasyona geçmesi<br />
sonucunda işsizlik bütün dünya ülkeleri için büyük bir sorun haline gelmiştir. Yüksek<br />
kalite ve düşük maliyet çabaları sonucunda ülke ekonomilerini zaman zaman bir<br />
çıkmazın içine sokmaktadır. İşsizliğin yanında özellikle gelişmekte olan ülkelerde<br />
nüfusun hızla artması da önemli faktördür. Bu durumlar göz önüne alındığında istihdam<br />
güvencesi çalışanlar için özellikle de vefasız iş görenler için çok önemli bir konuma<br />
geldiği görülmektedir. 225<br />
Çalışanlara iş güvencesi sağlamak için öncelikle işe alım sırasında büyük bir<br />
özen göstermek gerekmektedir. Ayrıca iş güvencesi, çalışanların işe katılımını<br />
artırmaktadır, çünkü kendilerinin ve iş arkadaşlarının işlerinin tehlikede olmadıklarını<br />
gördüklerinde iş süreçlerine katılmaya istek duymaktadırlar.<br />
İş güvencesi hem işletmenin hem de çalışanların eğitime yatırım yapmak için<br />
daha büyük bir teşviğe sahip olmaları sayesinde eğitime de katkıda bulunmaktadır.<br />
Çünkü iş güvencesi çalışanla işletme arasındaki iş ilişkisinin, eğitim için harcanan<br />
zaman ve kaynakların karşılığının görülmesini sağlayacak kadar uzun sürmesini güvence<br />
altına almaktadır.<br />
Devlet tarafından düzenlenmiş iş güvencesi uygulamalarının işletmeler üzerinde<br />
olumsuz etkilere neden olduğunu gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Bazı<br />
yöneticilerin, güvence altına alınan istihdamın bir resmi daire zihniyeti doğuracağı ve<br />
performansı olumsuz etkileyeceği konusunda endişeleri bulunmaktadır. Ancak<br />
224 CAN, a.g.e., s.200.<br />
225 KOÇ, a.g.e., s. 42.<br />
92
çalışanların gruplar altında örgütlenmeleri ve böylece birbirleriyle karşılaştırılmaları ya<br />
da yüksek performansın ödüllendirilmesi gibi özendirici araçlarla desteklenmesi halinde<br />
iş güvencesinin motivasyon üzerinde olumlu etkileri olacaktır. 226<br />
3.2. Psikolojik Faktörler<br />
Özendirici araçlar içerisinde ele alınması gereken bir diğer grup da psiko-sosyal<br />
araçlardır. Çok kısa bir süre öncesine kadar işletme içerisinde çalışanların<br />
motivasyonunun büyük ölçüde ekonomik araçlar vasıtasıyla mümkün olabileceği kanısı<br />
daha yaygınken, günümüzde bu kanı gittikçe geçerliliğini yitirmiş gibi gözükmektedir.<br />
Bugün birçok işletme yöneticisi, işgörenlerin sadece ekonomik araçlarla değil bunun<br />
yanında psikolojik bir takım araçlar vasıtasıyla da motive oldukları gerçeğini kabul<br />
etmişlerdir. İşletme yöneticileri kendi yönetim anlayışları ve işletme politikaları<br />
çerçevesinde işgörenlerin psikolojik yapılarını analiz ederek, psikolojik araçlardan etkin<br />
bir biçimde faydalanmaya çalışmalıdırlar. 227<br />
3.2.1. Çalışmada Bağımsızlık<br />
Birçok çalışan benlik duygusunu doyurmak ya da kişisel gelişme gücünü<br />
artırmak amacıyla bağımsız çalışma ve insiyatif kullanma gereksinmesine önem<br />
vermektedirler. Bir kişi, özgürlük içinde geliştiği takdirde, kendisini grubun bir öğesi,<br />
bir şeyler yapma gücünde ve grup içinde değeri olan bir çalışan olarak hisseder.<br />
Çalışmada bağımsızlık kavramı çalışanlara sınırsız bir özgürlük verilmesi<br />
anlamına gelmemektedir. Böyle bir uygulama varsa örgütsel yapının varlığından ve<br />
otoriteden söz edilemez. Çalışmada bağımsızlık isteği bireyin doğasından gelen bir<br />
duygudur. Endüstri devrimi öncesi ve bugün hala varlığını koruma savaşı veren küçük<br />
işletmelerde bağımsız çalışma duygusunu doyurmak kolay olmasına karşın günümüzün<br />
gelişen teknoloji içinde bu duyguyu doyurmak maalesef kolay olmamaktadır. Bununla<br />
birlikte çalışanların ilgi ve yeteneklerini psikoteknik aracılığı ile saptayıp hiç değilse o<br />
226 PFEFFER, a.g.e., s. 27.<br />
227 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 51-52.<br />
93
alanda ve belirli ölçüde çalışma özgürlüğü tanımakta yarar vardır. Böyle bir çalışma<br />
ortamında kişisel yetenekler, yaratıcı ve yapıcı güç ortaya kolaylıkla çıkarılabilir. 228<br />
Çalışanlar sürekli kontrol altında bulunmaktan hoşlanmazlar. Bu tür otoriter<br />
yaklaşımlar, çalışanların motivasyonlarını ve verimliliklerini olumsuz etkiler. Çünkü bu<br />
tür yaklaşımlar bireyde sürekli sorgulanmakta olduğu hissi uyandırır. Bu durum<br />
bireylerin sürekli hata yapmalarına da yol açabilir. Bu tür uygulamalar diğer yandan<br />
bireyin yaratıcılık ve yenilikçilik gibi özelliklerinin törpülenmesi anlamına da<br />
gelmektedir. 229<br />
Birey özgürlük içinde geliştiği taktirde, kendisini grubun bir üyesi, bir şeyler<br />
yapma gücünde ve grup içinde değeri olan bir eleman olarak hissetmektedir. İnsanın<br />
doğasından gelen bir özellik olan çalışmada bağımsızlık isteği ve bu isteğin giderilmesi,<br />
yani işgörenlerin işletme içerinde çalışırken kendilerini bağımsız hissetmeleri, işgören<br />
motivasyonu açısından oldukça önemlidir.<br />
3.2.2. Sosyal Katılma<br />
Çalışanların büyük bir kısmı işletmeye girmeleri ile birlikte örgüt içinde çeşitli<br />
sosyal yapıların arasına katılmaya çalışmaktadırlar. İşletmeler kişiler arası ilişkilerin<br />
yürütüldüğü informal gruplarla doludur. İnformal gruplar, insanların başkalarıyla birlikte<br />
bulunma isteği ve psikolojik bir motivasyon aracı olarak ortaya çıkmaktadır. Kişi<br />
katılmış olduğu informal grubun kendi özlem ve bekleyişlerine karşılık vereceği ümidini<br />
taşımaktadır. Bu gruplar ile grup üyelerinin karşılıklı ilişki kurma ihtiyaçları<br />
giderilmektedir. Ayrıca grup üyelerinin başına gelebilecek arzu edilmeyen durumlarda<br />
kişiye destek ve yardımcı olunması söz konusu olmaktadır. Bu gruplar bilinçsiz ve<br />
plansız olarak kendiliğinden oluşur. Ortaya çıkışlarının tek nedeni bazı temel sosyal<br />
ihtiyaçlara cevap vermeleridir. Bu gruplar ile kişiye bağlılık duygusu<br />
kazandırılmaktadır. Personelin bir ya da birden çok gruba farklı amaçlarla girmesi,<br />
228 SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 116.<br />
229 KESER, a.g.e., s. 168.<br />
94
sosyal bir varlık olması nedeniyle gayet doğaldır. Sosyal katılım ihtiyacı farklı<br />
düzeylerde gerçekleştirilebilir. 230<br />
İşgörenlerin sosyal katılma gereksinimi 3 farklı düzeyde oluşmaktadır. İlk olarak<br />
birey bir gruba üye olma, bütünleşme isteği duyar ve grubun bir üyesi olduğunu ve bir<br />
yer sahip olduğunu kanıtlamaya çalışmaktadır. Daha sonra işgören, neler olup bittiğini<br />
öğrenme, bilgi edinme gereksinimi duyar ve yeterli bilgi alamadığında grubun dışında<br />
kalma korkusu yaşamaktadır. İşgören son aşamada, grup değerlerini kendi değerleri<br />
olarak benimsemektedir. Katılma gereksiniminin son aşamasında birey duygu ve<br />
düşüncelerini açıklama fırsatı bulmakta ve mutlu olmaktadır. 231<br />
Birey sosyal katılma gereksinimini doyuma ulaştırmazsa, iyi bir işe sahip olsa<br />
bile, işini bırakmak durumunda kalabilecektir. Öte yandan grup içi ilişkileri iyi olan bir<br />
işgören, işine daha çok motive olacak ve daha üretken olabilecektir. Yöneticiler,<br />
işgörenlerin sosyal katılımını sağlamak için çeşitli araçlardan faydalanarak<br />
işgörenlerarası ilişkilerin kurulmasına yardımcı olması, örgüt başarısını artıracaktır.<br />
3.2.3. Değer ve Statü<br />
Yönetici bir yandan işgörenleri sosyal varlıklar olarak ele alıp, onlara çeşitli<br />
gruplara katılma olanakları tanırken ya da çeşitli gruplara katılmalarını hoşgörüyle<br />
karşılarken, diğer yandan onların kişiliklerine, yaptıkları işlere, önerdikleri görüş ve<br />
düşüncelere değer vermelidir. İşgören, yöneticiler ve grup üyeleri tarafından takdir<br />
edilme, beğenilme ve değer verilme ihtiyacı da duymaktadır. Kendisini başkalarıyla<br />
karşılaştırarak işyerindeki yerini ve rolünü saptamaya çalışmaktadır. Statü ise, bireyin<br />
sosyal yapı içerisinde işgal ettiği yer olarak tanımlanmaktadır.<br />
Kişiye iş yaptırmanın yollarından biri de ona yüksek statü tanımaktadır. Burada<br />
hiyerarşik değil fonksiyonel statü vermek, yani insan yaptığı işin o kuruluş için ne kadar<br />
önemli olduğu fikrini aşılamak gerekmektedir. 232 Statü, işletmelerde güdülemeyi arttıran<br />
özendiricilerden birisidir. Yapılan araştırmalar yüksek statülü kişilerin diğerlerinden<br />
230<br />
Zeyyat SABUNCUOĞLU, Çalışma Psikolojisi, Uludağ <strong>Üniversitesi</strong> İİBF Yayını, Bursa,1984,s. 91.<br />
231<br />
Zeyyat SABUNCUOĞLU ve Melek TÜZ, Örgütsel Psikoloji ,Alfa Yayınları, 3. Baskı, Bursa, 1998,<br />
128.<br />
232<br />
TİKİCİ ve DENİZ, a.g.e., s.43-44.<br />
95
daha verimli olduklarını göstermektedir. Bu konuda ilgi çekici önemli bir faktörde<br />
çalışanların kamuoyunda ün yapmış büyük işletmelerde çalışma isteğidir. İşgören böyle<br />
bir kuruluşta çalışmaktan gurur duymakta ve bu durum ona toplumda statü<br />
sağlamaktadır. Özellikle işletmesiyle bütünleştiği takdirde işletmenin başarısı ile<br />
övünürken aynı zamanda mutluluk duymaktadır. Başkaları tarafından çalıştığı işletmeyle<br />
ilgili övücü sözler duyması ona kıvanç ve çalışma onuru aşılamaktadır. 233<br />
3.2.4. Gelişme ve Başarının Takdir Edilmesi<br />
İnsanlar işleri iyice öğrenip tecrübe kazandıkça, iş yeknesaklaşacak, bulundukları<br />
mevkilerdeki yetkilerini ve dolayısıyla sorumluluklarını yetersiz bulacaklardır. Bu<br />
nedenle, daha yüksek yetki ve sorumluluklarla çalışmayı arzu edeceklerdir. İlerleme ya<br />
da yükselme yolları tıkanan yöneticilerin çalışma gayret ve şevkleri azalacaktır. Şu halde<br />
yükselme işyerinde bir teşvik yani güdüleme aracı konumundadır. 234<br />
Başarılı olmak arzusu; insanların psikolojik olarak rahatlamalarına, kendilerine<br />
olan güven hislerinin artmasına, yeni başarılar için gayretlerinin doğmasına yol<br />
açmaktadır. İnsan doğasının bu en tabii kuralı bütün mesleklerde geçerlidir. Herhangi bir<br />
işi bir meslek olarak seçmiş olan kişilerde en başarılı olmak, en yüksek makama kadar<br />
yükselme tutkusu vardır. Bu tutku bir yerde mesleğin itici gücünü teşkil etmektedir. Bu<br />
his yöneticiler tarafından teşvik edilmeli ve daima canlı tutulmalıdır. Bunun yanında<br />
başarılı olabilme alanlarının genişletilmesi yanında her başarının takdir edilmesi de<br />
yöneticiler tarafından alışkanlık haline getirilmelidir. 235<br />
Kişisel başarının birey üzerinde etkili olduğu söylenebilir. İşgörenin benlik<br />
duygusu çoğu kez, kişisel yeteneklerinin gelişme başarısında doğrudan doğruya<br />
kendisinin yararlanma isteğini ortaya koymaktadır. Bunun yanında başarıyı arttırıcı<br />
çabalar grup açısından da ele alınabilir. Bir işi birlikte yapma ve ortak başarı duygusu<br />
yaratma işletme için bir takım yararlı sonuçlar doğurmaktadır. 236<br />
233 KOÇ, a.g.e., s. 46.<br />
234 BARLI, a.g.e., s. 87.<br />
235 KUMKALE, a.g.e., s. 164.<br />
236 SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 130-131.<br />
96
Ekonomik ödüller veya parasal motive ediciler genelde işgörenleri motive<br />
etmede önemli bir yere sahip olsalar da her şartta veya her işgörende beklenen etkiyi<br />
gösterememektedirler. İşgörenler, çabaları sonucunda bir fark yarattıklarının yönetim<br />
tarafından fark edilmesini ve bunun bir şekilde ifade edilmesini istemektedirler. Şu<br />
unutulmamalıdır ki, işe ve çalışma ortamına duyulan sevgi ve ilgi, işgörenlerde çalışma<br />
isteğini oluşturmada ücretten daha belirleyici olmaktadır. 237 İşgörenler başarıyla<br />
tamamladıkları, üstün performans gösterdikleri bir iş yaptıklarında ya da sonucunda<br />
işletme amaçlarına önemli ölçüde hizmet veren bir verim ortaya koyduklarında, eğer<br />
yöneticileri tarafından herhangi bir belge ya da sembolik bir ödül ile takdir edilirler ise<br />
örgüte bağlılık dereceleri artacaktır. Böylece işgörenler maddi teşviklerin sağlayamadığı<br />
tinsel doyumlarını sağlayacaklar, psikolojik ihtiyaçlarını giderecekler ve sonraki<br />
görevlerinde daha iyi çalışacaklardır. 238<br />
3.2.5. Çevreye Uyum<br />
İşletme içinde çalışan işgörenlerin çalıştığı çevrenin fiziksel şartlarının iyi bir<br />
biçimde düzenlenmesi, işgörenleri işletmeye bağlayan önemli unsurlar içindedir. İşletme<br />
içindeki aydınlatma, ısı, gürültü, uygun araç ve gereçler vb. fiziksel koşulların yanı sıra<br />
sosyo-psikolojik koşullar, işgörenin etkin bir performans göstermesi üzerinde oldukça<br />
etkili olmaktadır. Yeni bir işe giren işgörenin işine ve işletmede çalışan diğer kişilere de<br />
mutlak uyum sağlaması gereklidir. Aksi halde işinde başarılı olma olasılığı yok denecek<br />
kadar azdır. Yeni iş arkadaşlarının bir grup olduğunu düşünürsek, işgörenin bu gruba<br />
dahil olmaya çabalaması gerekmektedir. Grup üyelerini tanımalı ve kendisini de onlara<br />
en iyi şekilde tanıtmalıdır. Eğer işgören grup içine alınmaz ve dışlanırsa bu durum çok<br />
önemli sorunlara yol açabilir. 239<br />
Burada önemli rol yönetici kesimine düşmektedir. Yönetici, yeni gelen ya da yer<br />
değiştiren işgörenlere her konuda yardımcı olmalı, gerekli ve yeterli bilgileri vermeli,<br />
237 Yücel ERTEKİN, Örgüt iklimi, TODAİE Yayınları, Ankara, 1978, s. 98.<br />
238 İ. E. BAŞARAN, a.g.e., s. 240.<br />
239 Meral AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 55-56.<br />
97
çalışma arkadaşları ile en kısa zamanda kaynaşmasını sağlamalı ve böylelikle grup<br />
dışında kalmasını önleyici önlemleri bilinçli ve düzenli biçimde uygulamalıdır. 240<br />
3.2.6. Öneri Sistemi<br />
Öneri sistemi, son yıllarda işletmelerde kullanılmaya başlanan modern yönetim<br />
uygulamaları tarafından desteklenen, çalışanın yeniden keşfini sağlayan bir araçtır.<br />
Çalışanın her türlü görüşünün değerli olduğu kanısına dayanan bu sistemde bireylere<br />
demokratik olarak yaklaşılarak, düşüncelerinin değerli olduğu yaratılmaktadır. Aynı<br />
zamanda çalışan şikayet ya da sorunlara bir takım öneriler getirirken işletmeye çok<br />
değerli maddi kazanımlar da sağlayabilir. 241 Örneğin; Diamond City Arkansas’ daki<br />
American Strap Şirketi’ inde çalışan bir işgören, derileri tutturmak için yeni bir dikiş<br />
şekli uygulanmasını önermiştir. Bu yeni yöntemle her bir parçanın dikilmesi için<br />
gereken süre 15 saniye kısalmaktaydı. İşgörenin getirdiği önerinin uygulanmasıyla yılda<br />
833 saat zaman tasarrufu sağlanmıştır. 242<br />
İşgörenlerin şirketi ilgilendiren tüm konulara katılımını sağlamanın ve<br />
dinamizmi arttırmanın en iyi yöntemlerinden biri, onlara fikir danışmaktır. Toplam<br />
kalite yönetimi, sürekli gelişim programları ve geleneksel öneri kutuları gibi değişik<br />
isimler altında uygulanmakta olan birçok program, işyerinde çalışan işgörenleri üretim<br />
kalitesini arttırırken maliyetleri düşürmeyi sağlayacak önerilerde bulunmaya teşvik<br />
etmektedir. Çalışanlardan gelen olumlu öneriler sadece firmanın değil, işgörenlerin de<br />
yararınadır. Bu önerilerin uygulamaya konulması ile, çalışma şartlarında olumlu<br />
değişiklikler yapılması, işlerini çok iyi yapan kişilerin önüne organizasyon<br />
bozukluklarından dolayı çıkan engellerin ortadan kaldırılması, işgörenlere kendi<br />
görevlerinde belli oranda bir idare yetkisi verilmesi gibi gelişmeler sağlanabilir. 243<br />
İşgörenler fikirlerini, düşünce ve önerilerini açıkça ortaya koyabildiği ölçüde<br />
işletmede demokratik bir anlayıştan söz edilmektedir. Burada önemli olan sadece<br />
240<br />
SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 131.<br />
241<br />
KESER, a.g.e., s. 170.<br />
242<br />
Bob NELSON, Çev: Serra EGELİLER, Çalışanlara Dinamizm Kazandırmanın 1001 Yolu, Rota<br />
Yayınları, İstanbul, 1999, s. 63.<br />
243 NELSON, a.g.e., s. 62.<br />
98
işgörenlerin fikirlerinin, düşünce ve önerilerinin ortaya konması değil, aynı zamanda bu<br />
fikir ve önerilerin üst yönetim tarafından titizlikle incelenerek değerlendirilmesi ve etkin<br />
bir biçimde uygulanabilmesidir. 244<br />
3.2.7. Psikolojik Güvence<br />
Bireyin çalıştığı örgütteki iş güvencesi kadar psikolojik güvence de birey<br />
üzerinde etkilidir. Çalışan, yöneticilerinin ve işverenin kendisine yönelik olumsuz bir<br />
davranış sergilemeyeceğine inanıyor ise motivasyonu yüksek olacaktır. Psikolojik<br />
güvence, fiziksel anlamdaki bir güvenceden öte duygusal anlamda bir güvencedir.<br />
Bireyler bu güveni hissettikleri bir ortamda çalıştıkları zaman kendilerinin işlerine daha<br />
fazla verecek ve daha verimli olacaklardır. Çalışma koşullarındaki olumlu özellikler<br />
artırılırken olumsuzlar kaldırılmalı ya da en aza indirilmeye çalışılmalıdır. Bu önlemin<br />
alınması işyerinde bireyin kendisine olan güvenini artırarak onu işe karşı motive<br />
edecektir. 245<br />
İşgörenler, işletmelerde yalnızca üstlerinden etkilenmemektedirler. Birey,<br />
çalıştığı ortamdan, çevre koşullarından, örgütün toplumsal yapısından, ve diğer<br />
bireylerden de etkilenmektedir. İnsan bir makine değildir, duygu ve tutumları vardır.<br />
Yalnız beden gücü ile değil, sahip olduğu psikolojik güçleri ile de örgüte katkıda<br />
bulunmaktadır. İnsanlar çeşitli şekillerde motive edilmek ve harekete geçirilmektedirler.<br />
Aynı zamanda birbirlerinden de çok etkilenmektedirler. Bu nedenle bireysel<br />
davranışların işyerindeki sosyal koşullarla açıklanması gerekmektedir. Yöneticiler, insan<br />
ilişkileri konusunda iyi bir uygulamacı olarak eğitilmelidir. Ancak, işyerindeki sosyal<br />
ortam sadece yönetim değil, grup üyeleri tarafından da şekillendirilmektedir.<br />
İşletme yöneticileri, işgörenlerin kendilerini psikolojik açıdan güvende<br />
hissetmelerini sağlamak için, gerekli çalışma ortamını hazırlamalı ve çalışma ortamını<br />
olumsuz yönde etkileyen koşulları ortadan kaldırmak için gerekli önlemleri almalıdır. 246<br />
244 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 56.<br />
245 Mehmet SİLAH, Çalışma Psikolojisi, Selim Kitabevi, Ankara, 2001, s. 111.<br />
246 Göksel ATAMAN, İşletme Yönetimi, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2002, 110.<br />
99
3.2.8. Sosyal Etkinlikler<br />
100<br />
İşletmede çalışanları motive etmede kullanılan bir diğer araç ise sosyal<br />
etkinliklerdir. Çalışanları iş stresinden uzaklaştırmak, işletme içerinde kaynaşmalarını,<br />
eğlenmelerini ve dinlenmelerini sağlayabilmek amacıyla, işletme dışında geçirdikleri<br />
vakitlerde, işletmeler çeşitli nitelik ve içerikli uğraşlara yer verebilmektedirler. İşletmede<br />
gerçekleştirilen faaliyetler; sportif faaliyetler, geziler, konserler, piknikler, kutlamalar,<br />
eğlenceler ve kültürel aktiviteler olabilir. 247<br />
Bireylerin yaşamında iş grubunun önemi çok fazladır. İşgörenin bağlılık<br />
gereksinmesinin çok önemli bir kısmını ailesinde, akrabalarında, üye olduğu birlik ve<br />
derneklerde olduğu kadar iş çevresi içinde de tatmin etmesi gerekir ve bunu şiddetle arzu<br />
etmektedir. Bu düşünceden hareket eden yöneticilerin işgörenler için bazı sosyal<br />
çabalardan kaçınmamaları bu faaliyetleri kurmaları, geliştirmeleri, desteklemeleri ya da<br />
bazen bunlara bizzat katılmaları gerekmektedir. Böylece iş ortamında işbirliği ve<br />
beraberlik havası oluşturulabilir ve işgörenler de işçi grubuna ait olmaktan azap değil,<br />
gurur duyabilirler. 248<br />
3.3. Örgütsel ve Yönetsel Faktörler<br />
İşgören motivasyonunu etkileyen faktörler olarak; ekonomik ve psikolojik<br />
faktörlerden sonra örgütsel ve yönetsel faktörlerden de yararlanmak mümkündür.<br />
Personel ile örgütün birbirlerinden karşılıklı beklentileri vardır. Çalışanlar bir örgütün<br />
üyesi olarak üretime katkıda bulundukları sürece örgütten bu katkılarının karşılığını<br />
almayı beklemektedirler. Çalışan bireylerin değişik kişiliklerden kaynaklanan<br />
motivasyon yapısı ve ihtiyaçları dolayısıyla her bireyin örgütten beklentileri de farklıdır.<br />
Örgütsel ve yönetsel faktörlerin çoğu, hiçbir maddi yük gerektirmeyen motivasyon<br />
araçlarıdır. Örgüt yöneticileri, bazen biraz maddi kaynak ayırarak, bazen de hiçbir ek<br />
kaynak harcamaya gerek kalmadan bahse konu bu faktörleri yerinde ve zamanında etkin<br />
bir şekilde kullanarak çalışanların moral ve motivasyon seviyelerini yüksek tutabilir,<br />
247<br />
Zeyyat SABUNCUOĞLU ve Melek TÜZ, Örgütsel psikoloji, Alfa Yayınları, 3. Baskı, Bursa,1998, S.<br />
133-134.<br />
248<br />
EREN, a.g.e., 1979, s. 261.
101<br />
personeli örgüt amaçları doğrultusunda çabalarını hızlandırmaya yöneltebilir, etkin ve<br />
verimli çalışmalarını sağlayabilir. 249<br />
3.3.1. Amaç Birliği<br />
Örgütün başarısı için, çalışanların bireysel amaçları ile işletme amaçlarının<br />
uyumlu olması çok önem gerektiren bir durumdur. Diğer bir ifade ile örgütün amaçları<br />
çalışan tarafından iyi bir şekilde algılanmalıdır. Uyum olması durumunda her iki taraf<br />
açısından da olumlu sonuçlar alınabilecektir. Örgütsel başarı ancak topyekün bir uyumla<br />
gerçekleşir. Çalışanlar örgütsel hedef ve amaçlardan haberdar oldukları takdirde, bu<br />
yönde bir çaba sarf edebileceklerdir.<br />
Amaç birliği örgütsel birliğe yol açar. Amaç birliği kendiliğinden<br />
oluşmamaktadır. Birliğin yaratıcısı yöneticiler olmalıdır. Yönetici astları işlerinde dürüst<br />
ve verimli çalışmanın işletme çıkarlarına olduğu kadar kendi çıkarlarına da dönük bir<br />
hareket olduğuna inandırılmalıdır. Çalışan, örgüt amaçlarına katkıda bulunmakla kendi<br />
amaçlarına da hizmet ettiği bilincinde olmalıdır. Bu yöndeki işletme ve çalışan tarafının<br />
göstereceği iyi niyetli çabalar ortak bir çizgide birleşmeyi kolaylaştırmaktadır. 250<br />
Amaçların güdülemedeki rolleri aşağıdaki şekilde açıklanabilir: 251<br />
• Birey tarafından belirlene amacın açık ve seçik olması iş başarılarını<br />
artırmaktadır. Çünkü birey o zaman daha kararlı ve arzulu davranış ve faaliyette<br />
bulunmaktadır. Aksine belirsiz amaçlar davranışlarda istek ve kararlılığı azaltmakta<br />
işyerinde çeşitli zorluk ve güçlüklerle karşılaşan bireyler sürekli ve etkili faaliyette<br />
bulunmamaktadırlar.<br />
• Birey tarafından belirlenen amaçların kolay başarılamayacak cinsten<br />
olması onun işyerinde daha arzulu ve hırslı çalışmasını gerektirecek ve başarıları kolay<br />
ve basit nitelikli amaçlar bireysel istek ve hırsın az olduğunu ve bunun da yüksek<br />
başarıları azalttığını söylemek yanlış olmayacaktır.<br />
249 SABUNCUOĞLU, a.g.e., 1984, s. 91.<br />
250 KESER, a.g.e., s. 172.<br />
251 EREN, a.g.e., 1993, s. 343.
102<br />
• Bireysel amaçların örgütsel amaçlar, koşullar ve ortam ile çatışma<br />
derecisidir. Çatışma arttıkça bireysel davranışların işyerinde başarı sağlama şansını<br />
azaltacaktır.Çatışma azalıp uyum derecesi arttıkça da yükselecektir. Şu halde çatışma ya<br />
da uyum derecesi de bir güdüleyici faktör olmaktadır.<br />
Örgütsel amaçların bireysel amaçlar üzerindeki etkilerini ve bu iki amacın<br />
birbirleri ile ilişkisini bu kadar basit bir şekilde açıklamak yetersiz kalacaktır. Bu<br />
nedenle şu faktörleri de dikkate almak gerekecektir; 252<br />
• Örgütsel amaçların belirlenmesine bireysel katılma durumu, adı geçen<br />
çatışmaları azalacak, bireyleri güdüleyecektir.<br />
• Örgüt yöneticilerinin örgütsel amaçlara ne denli ulaşıldığına (örgütsel<br />
etkinliğe) ilişkin bireylere bilgi vermesi ve bireysel amaçların farkında olarak elde edilen<br />
başarılar ölçüsünde onları ödüllendirmesi güdüleyici diğer bir etmen olacaktır.<br />
Örgütsel amaçların başarıyı etkilemesi, çalışanları güdülemesi için, bireysel<br />
amaçlarla yakın ilişki içerisinde olması ve işletmenin işgören amaçlarını kabullenme ve<br />
gerçekleştirme isteğinde olması gerekmektedir. Aynı durum işgörenler açısından da<br />
aynıdır. Çalışanlar örgütsel amaçlara uygun hareket ederlerse verim ve karlılık artacak<br />
bu durumda işgörene terfi, zam, ödül olarak dönecektir. Böylelikle örgütte çalışan da<br />
amaçlarına ulaşma yolunda ciddi mesafe kaydedecek karşılıklı mutluluk yakalanacaktır.<br />
3.3.2. Yetki ve Sorumluluk Dengesi<br />
İşletme yöneticisi her konuda tek başına karar verme ve tüm işgörenleri<br />
denetleme yeteneğine sahip olması mümkün değildir. Bu durumda yetkilerin bir<br />
bölümünü bir alt basamak yöneticilerine, onlar da gerektiğinde daha alt basamaktakilere<br />
devrederler. Ancak yetki ve sorumluluk birbirinden ayrı düşünülemeyecek iki<br />
kavramdır. Bu durumda yetki; yöneticinin belirlenen belirlenen işletme amaçlarına en<br />
etkin şekilde ulaşabilmek için gerekli olan işlerin yapılmasını başkalarından isteme<br />
hakkıdır. 253 Bir örgütte yöneticinin yetkisi şu davranışları içermektedir: 254<br />
252 EREN, a.g.e., s. 344.<br />
253 Güngör ONAL, Temel İşletmecilik Bilgisi, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2000, s. 118.
1. Kendi yetkisi ile karar vermek.<br />
2. Astların görevlerini belirlemek.<br />
3. Astlardan yeterli bir başarı sağlanmasını beklemek ve istemek.<br />
103<br />
Sorumluluk ise bir işi yapma zorunluluğudur. Örgütlerde sorumluluk, bir<br />
kimsenin örgüt işleri, fonksiyonları veya ödevleri yapma görevidir. Her bireyin bir takım<br />
sorumlulukları vardır; çünkü, herkesin yapısal bir işi veya fonksiyonu bulunmaktadır.<br />
Formel örgütlerde, örgüt üyesi olabilmenin başka bir nedeni yoktur. Sorumluluk<br />
devredilemez. Bir yöneticinin, astına yetkisini devretmesi halinde kendi sorumluluğunda<br />
en küçük bir azalma söz konusu olmamaktadır. 255<br />
İşletmede çalışan işgörenlerin , görevlerini gerektiği şekilde yapıp yapmadıkları<br />
yetkili kişilerce denetlenmektedir. İşlerin, zamanında ve istenen şekilde yapılması,<br />
büyük ölçüde işletme içerindeki yetki sisteminin etkinliğine bağlı olmaktadır. İşletme<br />
içerisinde çalışan işgörenlerin sahip oldukları nitelik ve yetenekleri ölçüsünde bir takım<br />
yetkileri ellerinde bulundurması gereklidir. Önemli olan, doğru zamanda yetkili<br />
kılınması ve bu kişilerin yetkileri doğru ve yaygın yerlerde kullanabilmesidir. 256<br />
Yetki devri planı bir yönetim faaliyetidir. Yetki devrinin etkin bir şekilde<br />
yapılabilmesi için gerekli olan bazı temel ilkeler vardır. Bunlardan ilk ilke, yetki<br />
sorumluluğun denk olması ilkesidir; yetki devrinin başarılı olabilmesi için asta verilen<br />
yetki ve sorumluluk denk olmalıdır. Bir diğer ilke, komuta birliğinin sağlanmasıdır; bu<br />
ilke her astın bir üste bağlanması ve ondan emir alması, böylece yetki karmaşasının<br />
önlenmesini içermektedir. Son ilke ise, sorumluluğun devredilmeyeceğine dairdir;<br />
yetkiyi devreden üst, o yetkiyi gerektiren görevin yerine getirilmesi ile ilgili<br />
sorumluluğunu devredemez. Yetki dağıtılır, fakat sorumluluk devredilemez, sorumluluk<br />
ancak paylaşılır. 257<br />
254 HİCKS, a.g.e., s. 339-340-343.<br />
255 HİCKS, a.g.e., s. 345-346.<br />
256 AŞIKOĞLU, a.g.e., 1996, s. 61.<br />
257 Bülent TOKAT, Derya ŞERBETÇİ, İşletmecilik Bilgisi, Avcı Ofset, 4. Baskı, İstanbul, 2000, s. 173.
104<br />
İşletmenin tepe yönetimi ve üstler, yetki devrinde değişiklikler yapmak yoluyla<br />
astlarının bu kişisel güç ve etkilerinden yararlanma olanaklarını artırmalıdırlar.<br />
Yöneticiler yetki devri ilkelerini göz önünde tutarak astlarına daha çok sorumluluk<br />
verirlerse, astlar kendilerine gösterilen bu güveni boşa çıkarmamak için ellerinden geleni<br />
yaparak çabalarını artıracaktır. Kendisine yetki verilmesini arzulayan kişi bu olanak<br />
kendisine sağlandığı takdirde üstleriyle işbirliği yaparak görevlerini etkin bir biçimde<br />
yerine getirmeye çalışacaklardır. Bu sayede birey, karar çevresini genişletecek,<br />
bağımsızlaşacak ve kişiliğini kazanarak moral elde edecektir. 258<br />
3.3.3. Eğitim ve Yükselme<br />
Sürekli değişen ve gelişen çevre koşullarına kendilerini adapte edemeyen ve bu<br />
gelişmeler karşısında kendilerini yenileyemeyen, geliştiremeyen işgörenler, bir müddet<br />
sonra işletme içinde niteliksiz eleman durumuna düşmektedirler. İşgörenleri böyle bir<br />
duruma düşmekten korumada en etkin yol, eğitmek ve sahip oldukları bilgi ve tecrübe<br />
potansiyelini arttırmaktır. 259<br />
Eğitim en genel anlamıyla, bir çalışanın çalışma hayatına girişinden çeşitli<br />
nedenlerle işinden ayrılışına kadar geçen süre içinde bilgi, beceri ve davranışlarında<br />
değişiklik yapmaya yönelik etkinliklerin tümüdür. Eğitim işletmeler tarafından bir<br />
yatırım olarak görülmektedir. Eğitim harcamaları, çalışanın gelecekteki verimliliğini ve<br />
kazancını arttırması oranında yatırım sayılmaktadır. İyi bir eğitim sistemi ile işletmeye<br />
bir çok yarar sağlanabilir. Bunlar;<br />
• İşletmenin her düzeyine ait bilgi ve becerileri artar.<br />
• Örgütsel gelişime yardımcı olur.<br />
• İş ile yönetim arasındaki ilişkileri ve verim ve iş kalitesini arttırır.<br />
• İşletmeye gelecekteki gereksinmelerle ilgili bilgi sağlar.<br />
• İşletme, karar verme ve problem çözmede daha etkin bir hale gelir.<br />
258 EREN, a.g.e., 1993, s. 227.<br />
259 AŞIKOĞLU, a.g.e., 1996, s. 64.
• Çalışanların morali yükselir, ast-üst ilişkisini kuvvetlendirir.<br />
105<br />
• Daha bilgili ve yetkili hale gelebilmek için örgütte sorumluluk<br />
duygusunun gelişmesini sağlar. 260<br />
İşletme yöneticinin geliştirilmesi için yetki devri, iş değiştirme, rapor hazırlatma,<br />
proje ve okuma parçaları, grup tartışmaları ve karşılıklı ilişkiler analizi gibi eğitim<br />
yöntemleri kullanabilir. İşletme sadece mesleki eğitimle kalmamalı, bunun yanında<br />
sosyal ve insancıl ilişkileri dönük eğitsel programlarda düzenlemelidir. 261<br />
Yükselme ise, bireyin bulunduğu konumdan daha üst bir göreve, dolayısıyla daha<br />
güç bir işe getirilmesidir. Yükselme bireye kişisel ilerleme ve kendini geliştirme olanağı<br />
tanır. Bu olanak da kişini kendine olan güvenini arttırarak kendisini güçlü hissetmesini<br />
sağlar ve işletme içerisinde olumlu bir etki yaratmaktadır. 262<br />
İşgörenler gördükleri eğitimden sağladıkları ek bilgi ve becerilerinin karşılığı<br />
olarak yükselme olanakları da istemektedirler. Çünkü insanlar işleri iyice öğrenip<br />
tecrübe kazandıkça, iş monotonlaşacak, bulundukları mevkilerdeki yetkilerini ve<br />
dolayısıyla sorumluluklarını yetersiz bulacaklardır. Bu nedenle, daha yüksek yetki ve<br />
sorumluluklarla çalışmayı arzu edeceklerdir. İlerleme ve yükselme yolları tıkanan<br />
işgörenlerin çalışma gayret ve şevkleri azalacaktır. O halde, yükselme işyerinde bir<br />
motivasyon aracıdır. Astlarına yükselme olanağı sağlayan yönetici, plan ve<br />
programlarını uygulamaya koymak için kendisine yardım edip işbirliğini kolaylıkla<br />
kabul edecek bir destek sağlamış olacaktır. 263<br />
3.3.4. İş görenlerin Kararlara Katılması<br />
Çalışanların kararların alınmasında söz sahibi olmalarını sağlayan bu sistemde<br />
kararlar eşit ve özgür tartışma temelleri üzerine oturtulur. Kararlara katılma bir yandan<br />
işletmenin alt kademelerinin etkisini genişletirken; öte yandan da yönetimin daha etkili<br />
ve sağlıklı karar almasını ve işletme sorunlarının daha gerçekçi biçimde çözümlenmesini<br />
260 TINAZ, a.g.e., s. 42-44.<br />
261 ONAL, a.g.e., s. 183.<br />
262 Zafer KIRÇI, Motivasyon Unsuru Olarak Kariyer Geliştirme ve Bir Uygulama, Yayınlanmamış<br />
Yüksek Lisans Tezi, Atatürk <strong>Üniversitesi</strong> SBE, Erzurum, 2007, s. 91.<br />
263 EREN, a.g.e., 1979, s. 273.
106<br />
sağlar. Eğer bir motivasyon aracı olarak işgörenlerin kararlara katılması isteniyorsa bu<br />
aracı sadece çalışanların görüşlerini almak gibi göstermelik bir amaçla kullanmaktan<br />
kaçınmak gerekir. Kararların sağlıklı olması kadar demokratik nitelik taşıması ve<br />
hepsinden önemlisi uygulamada çalışanlar tarafından alınan kararların gerçelçi olarak<br />
desteklenmesi gerekmektedir. 264<br />
doğurur: 265<br />
Kararlara katılmanın uygulanması bir işletmede bir takım olumlu sonuçlar<br />
- İşgörenlerin motivasyonunu sağlar.<br />
- Eğitim işlevi görür.<br />
- Bir taraftan yeniliğe direnişin azalmasını sağlarken diğer taraftan da<br />
değişimin hızlanmasına katkıda bulunur.<br />
- Uygun bir iletişim ortamı hazırlayarak zaman kaybını önler.<br />
- Kaynakların en ekonomik biçimde kullanılması sağlanabilir.<br />
- İşgörenlerin düşünsel becerilerinden yararlanılabilir.<br />
- İşgören devamsızlıkları önlenebilir.<br />
3.3.5. İyi Bir İletişim Sistemi<br />
Genel anlamda iletişim, bilgi ve düşüncelerin, herkesçe aynı biçimde ve aynı<br />
değerde anlaşılır duruma getirilmesi, paylaşılması ve karşılıklı etkinin sağlanmasıdır.<br />
İletişim, toplumsal yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Örgütsel iletişim ise,<br />
işletmenin işleyişini sağlamak ve işletmeyi hedeflerine ulaştırmak amacıyla, gerek<br />
işletmeyi oluşturan çeşitli bölüm ve öğeler, gerekse işletme ve çevresi arasında girişilen<br />
devamlı bir bilgi ve düşünce alışverişi ya da bölümler arasında gerekli ilişkiler<br />
kurulmasına olanak sağlayan toplumsal bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Organizasyon<br />
içinde iletişim, aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya ve yatay ve çok yönlü olmak üzere<br />
üç tipte oluşur. İşletme içinde bir sistem olarak iletişimin temel amacı kopuk ve dağınık<br />
264 KESER, a.g.e., s. 173-174.<br />
265 AŞIKOĞLU, a.g.e., s. 67.
107<br />
ilişkileri bir düzen içine sokmak ve örgütsel amaçlarla bireysel amaçlar arasında bilinçli<br />
bir dengenin kurulmasını sağlamaktır. İşletme, çalışanların oluşturduğu büyük bir grup<br />
olarak ele alındığında, iletişim sistemin amaçlarını şöyle sıralayabiliriz. Bu amaçlar aynı<br />
zamanda çalışanlara yeterlilik kazandırmak ve onları çalışmaya gönüllü hale getirmek<br />
için iletişimin gerekli olduğunu göstermektedir.<br />
• Çalışanlar arasında bilgi alışverişi ve işbirliği sağlamak.<br />
• Çalışanların iş başarma konusunda bilgi, beceri ve yeteneklerini artırmak.<br />
• Çalışanların moralini artırmaya yardımcı olmak. 266<br />
Bir motive edici etmen olarak iletişimi, mesajların iletilmesi ve geribildirim<br />
olmak üzere iki grup altında inceleyebiliriz. 267<br />
Mesajların İletilmesi: Her şeyden önce mesajların örgütlerde, aşağıdan yukarıya,<br />
yukarıdan aşağıya özgürce ve sağlıklı bir biçimde dolaşımının sağlanması<br />
gerekmektedir. İletişimin bu şekilde gerçekleştiği örgütlerde insanlar, birbirleriyle içten<br />
ve saygıya dayalı ilişkiler yaşar. İşgörenler kendilerinden neyin beklendiğini ve bunu<br />
neden yapmaları gerektiğini, üstlerinin onlardan ne beklediğini, diğer bölümlerde ve<br />
örgüt dışında kendi işleriyle ilgili nelerin olup bittiğini bilmek isterler. İşgörenlerin bilgi<br />
gereksinimi karşılanmadığında ortaya çıkacak belirsizlik, bir takım söylentilerin<br />
doğmasına neden olur. Belirsizlik, beraberinde korku yaratır. İşgörenlerin<br />
geleceklerinden endişelenmelerine yol açar. 268<br />
Geribildirim: Geribildirim vermek ilgi göstermek anlamına gelir. Eğer bir<br />
yönetici işgörenlere dikkat gösterirse, onların gözünde kendi değerini arttırmış olur:<br />
“Bana karşı kayıtsız değil. Ben gerekliyim. ” Gerekli olma duygusu başlı başına motive<br />
edici bir faktördür. Bireyin onaylanma ve tanınma gereksinimi işletme içerisinde tatmin<br />
edilse de edilmese de, bu, işletmenin verimliliğini ve ekonomik performansını<br />
266 Gönül BUDAK ve Gülay BUDAK, Halkla İlişkiler, 3. Baskı, Barış Yayınları, İzmir, 2000, s. 75.<br />
267 Haluk GÜRGEN, Örgütlerde İletişim Kalitesi, Der Yayınları, İstanbul, 1997, s. 209.<br />
268 GÜRGEN, a.g.e., s. 209.
108<br />
etkileyecektir. Herkesin ortak bir amaca ulaşmak için çalışması gerekir. Bu ise, herkesin<br />
söz konusu amacın ne olduğunu bilmesini ve onunla özdeşleşmesini gerektirir. 269<br />
İşletme içerisinde iletişim sisteminin etkin olması, işgörenlerin yöneticilere<br />
ulaşabilmesi, sorun ve beklentilerini aktarabilmesi; dolayısıyla olumlu motive<br />
olabilmeleri açısından oldukça önemlidir. İletişim kanallarının iyi çalıştığı bir işletmede<br />
çalışan işgörenler mutludur, huzurlu çalışırlar, daha az hata yapar, devamsızlıkları düşer<br />
ve performansları yükselir.<br />
3.3.6. Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi<br />
İşletmede verimi arttıran en önemli etkenlerden birisi çalışma koşulları olup, bu<br />
koşulların iyileştirilmesi işgörenleri daha çok ve istekli çalışmaya yöneltmektedir. Daha<br />
uygun çalışma koşullarının yaratılması, sadece ekonomik bir zorunluluk değil, çağdaş<br />
işletmecilik anlayışı içinde sosyal ve insancıl bir gereksinme olarak da<br />
değerlendirilmelidir. Kuşkusuz her işin yapıldığı bir ortam ve kendine özgü koşulları<br />
vardır. 270<br />
Çalışma ortamı, sağlık, temizlik ve rahatlık kurallarına uygun olmalı, ayrıca<br />
estetik bir görünümü de bünyesinde barındırmalıdır. Çünkü böyle ortamlar çalışanlar<br />
üzerinde olumlu veya olumsuz etkiler bırakabilir. Örneğin; aydınlatma ve ısıtma, yeterli<br />
araç ve gereçlerin olması, müzikli çalışma gibi moral arttırıcı uygulamalar çalışanları<br />
işletmeye ve işlerine daha fazla bağlayacaktır. Düzen ve temizlik verimli bir çalışma<br />
ortamının temel koşuludur. 271<br />
İş çevresinin fiziksel koşullarının yanı sıra, iş yerinin eve yakınlığı, iş yapma<br />
sürecinde kullanılan, makine, alet ve teçhizatın yeni ve yeni ve kaliteli olması da<br />
işgörenin kendisinden beklenen performansı göstermesinde belirleyici etkenlerdir.<br />
İşgörenlerin liderlik, ekip çalışması gibi yollarla motive edilebilmesi için işyeri tatmin<br />
edici olmalıdır. Tatmin edici değilse işgörenlerin zihni bununla meşgul olur, daha çok ve<br />
269 HAGEMANN, a.g.e., s. 63-64.<br />
270 SABUNCUOĞLU, Personel Yönetimi, a.g.e., s. 94.<br />
271 ÇİÇEK, a.g.e., s. 64.
109<br />
daha iyi çalışma eğilimlerinde düşüş olur. Mümkün olduğunca güvenli çalışma koşulları<br />
sağlanmalı ve sağlıklı bir ortam oluşturulmaya çalışılmalıdır. 272<br />
3.3.7. Rekabet<br />
Rekabet, motivasyonu sağlayan diğer araçlardan biridir. Rekabetin desteklenmesi<br />
kurumlarda verimliliği arttırır. Rekabet, işin ağırlığını hissettirmeyecek, dinamizm ve<br />
çalışma şevki sağlayacak, kurumda değişim ve yenilenmenin önünü açacak bir araç<br />
olmaktadır. Bireyin rekabete yönelmesinin temel nedeni; saygı görme, tanınma ve<br />
kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarının bir görüntüsüdür.<br />
Rekabet, bireysel ya da grupsal olabilmektedir. Rekabetin bireysel olabilmesi<br />
için, rekabete girecek bireylerin işlerinin, birbirine bağımlı olmaması gerekmektedir.<br />
Örgütlerde rekabet havası kendiliğinden olmuşsa ve yöneticiler bu durumu olumlu bir<br />
şekilde desteklerlerse işgörenlerin verimi artabilir. Ancak işgörenleri rekabet ortamına<br />
sokmak zor ve bazen tehlikeli olabilir. Çünkü işgörenler, uzun süre rekabet ortamında<br />
bulunduklarında gerilime dayanamayabilirler. Uzun süre örgütte kalmayı amaçlayan<br />
işgörenler, rekabet havasının geriliminde yaşamaktansa, uygun bir düzeyde üretim<br />
yaparak daha rahat yaşamayı tercih edebilirler. Ayrıca rekabet bazı durumlarda<br />
işgörenler arasında düşmanlığın doğmasına, örgüt işbirliğinin bozulmasına ve<br />
işgörenlerin bitkin düşmesine neden olabilmektedir. 273<br />
3.3.8. Performans Değerlendirme<br />
Performans değerlemesi, işgörenlerin yetenekleri, iş alışkanlıkları, davranışları<br />
ve diğer benzer niteliklerinin karşılaştırılarak performanslarının sistematik bir şekilde<br />
ölçülmesidir. Amacın gerçekleşip gerçekleşemediği, gerçekleşemediyse nedenleri ve<br />
gelecek için ne tür değişikliklere ve işlemlere gereksinme olduğu, performans<br />
değerlendirmesinin temel sorunlarıdır. Performans değerlendirmede şu amaçlar<br />
gözetilmektedir: 274<br />
272 MAİTLAND, a.g.e., s. 51.<br />
273 Doğan Şafak YILDIRIM, Resmi İlköğretim Okullarında Görev yapan Öğretmenlerin Motivasyon<br />
ve İş Tatminini Etkileyen Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2006, s. 36.<br />
274 Doğan CANMAN, Personelin Değerlendirilmesinde Çağdaş Yaklaşımlar, 1. Baskı, Türkiye ve<br />
Ortadoğu Anme İdaresi Ens. Yayınları, Ankara, 1993, s. 34.
• Çalışanların yeteneğini geliştirme<br />
• Çalışanların performanslarını artırma<br />
110<br />
• Performans iyileştirmeyi sağlayacak bir çalışma planı üzerinde uzlaşmaya<br />
varılması.<br />
• Örgütsel etkinliği artırmak amacıyla çalışanların etkinliğini artırma.<br />
Performans değerlendirme, önceleri sadece somut sonuçları üzerinde durulmuş,<br />
çalışanın ücretlerinin belirlenmesi gibi ödüllendirme sistemine girdi sağlayan bir unsur<br />
olarak kullanılmıştır. Üstün performans gösteren çalışanların ücret artışıyla<br />
ödüllendirilmesi ya da düşük performans gösteren çalışanların ücret kesintisiyle<br />
cezalandırılması, çalışanların mevcut performansını koruması veya iyileştirilmesinde bir<br />
motivasyon unsuru olarak görülmüştür. Böylelikle performans değerlendirme ile<br />
çalışanların motivasyonu arasında dolaylı bir ilişki kurulmuştur. Motivasyonu etkileyen<br />
bir diğer konu ise, değerlendirmenin yöneticiler ile iletişimi düzenli hale getirmesi ve<br />
beklentilerin karşılıklı olarak, samimi bir ortamda paylaşılıyor olmasıdır. Ayrıca<br />
iletişimin düzenli olarak gerçekleşmesi, çalışanın kendini ifade etmesi ve yaşadığı<br />
sorunları paylaşması açısından performans değerlendirmenin motivasyon üzerindeki bir<br />
başka olumlu etkisidir. 275<br />
Ayrıca performans değerlendirmenin, çalışana ve işletmeye sağladığı yararlar da<br />
vardır:<br />
Çalışana sağladığı yararlar<br />
• Kendi rolünü belirleme ve ona açıklık kazandırma,<br />
• Çalışma ilişkilerinin iyileştirilmesi,<br />
• Kendine güven duygusunun artması,<br />
• Kendindeki güçlü yönleri öğrenme olanağı kazanma,<br />
• Sağlanan eğitimle ilişkilerin görülmesi.<br />
275 ÇİÇEK, a.g.e., s. 58.
İşletmeye sağladığı yararlar<br />
• Çalışanların performanslarının iyileştirilmesi,<br />
• Karlılığın artması,<br />
• Verimin arttırılması,<br />
• Hizmet kalitesinin iyileştirilmesi,<br />
• İşgören devrine ilişkin bilgilerin daha geçerli hale getirilmesi,<br />
• İşletmedeki eğitim ihtiyaçlarının daha güvenilir hale getirilmesi,<br />
• Eğitim bütçesinin daha kolay yapılması,<br />
111<br />
• Ücret skalalarını planlamakta ve gerçeğe uyumlu kılmakta daha yetenekli<br />
hale gelinmesi. 276<br />
Performans değerlendirmenin motivasyon üzerindeki etkilerinin olumlu olması<br />
açısından sürecin etkin yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Performans<br />
değerlendirme aracılığıyla çalışanın takdir edilmesi ve motivasyonunun artırılması, bu<br />
sürecin doğal bir sonucudur. Çünkü, değerlendirme sırasında verilen geribildirimler,<br />
çalışana gerçekleştirdiği faaliyetlerin ve gösterdiği çabaların organizasyon için önemli<br />
olduğu mesajını içerir. Motivasyonu etkileyen bir diğer konu ise, değerlendirmelerin<br />
yöneticiler ile iletişimi düzenli hale getirmesi ve beklentilerin karşılıklı olarak, samimi<br />
bir ortamda paylaşılıyor olmasıdır. Değerlendirme görüşmelerinde yönetici,<br />
organizasyonu temsilen oradadır ve kurumun kendisinden beklentileri konusunda<br />
çalışanı bilgilendirip, çalışanın da görüşlerini alır. Bu durum, yönetici ve çalışanın<br />
gerçekleşmesi mümkün olan beklentiler üzerinde anlaşmaya varmasına, çalışanın işleri<br />
sahiplenmesine ve bunun sonucunda da motivasyonun artmasına neden olur. Ayrıca,<br />
iletişimin düzenli olarak gerçekleşmesi, çalışanın kendini ifade etmesi ve yaşadığı<br />
276 CANMAN, a.g.e., s. 34-35.
112<br />
sorunları paylaşması açısından performans değerlendirmenin motivasyon üzerindeki bir<br />
başka olumlu etkisi olarak da görülebilir. 277<br />
Kurumdaki performans değerlendirme sistemi çalışanların motivasyonlarını<br />
ölçmede belirleyici olmaktadır. Performans değerlendirme sonuçları, kişilerin kariyer<br />
yönetiminde, ücret yönetiminde, motive edici diğer maddi ve sosyal özendiricilerin<br />
belirlenmesinde, terfi, rotasyon, iş geliştirme, iş zenginleştirme, işten uzaklaştırma ve<br />
eğitim ihtiyaçları gibi bir çok alanda kullanılabilir. Burada önemli olan kurumun ödülceza<br />
sisteminde izlemesi gereken temel ilkenin belirlenmesidir, çünkü motivasyon örgüt<br />
ortamında çalışanlara yönelik ödül-ceza sistemiyle yakından ilişkilidir.<br />
Olumsuz davranışların cezalandırılması değil olumlu davranışların<br />
ödüllendirilmesi öncelikle tercih edilmesi gereken yaklaşımdır. Çünkü ancak bu şekilde<br />
olumlu davranışlar pekiştirilmiş olmaktadır. Olumlu davranışların pekiştirilmesinde<br />
çalışana sunulan ödülün çeşidi ve özelliği de önemlidir, çünkü ödülün motive edici<br />
olması kişiye bir anlam ifade etmesine bağlıdır. Ödüller maddi veya manevi olabilir.<br />
Maddi ödüller; ücret dışı yapılan ödemeler (prim), hediyeler, ücret artışı, izin, tatil<br />
imkanları, manevi ödüller; sözlü takdir, yetki çoğalması, terfi ve sosyal kolaylıklardır.<br />
Bir çok kurumda, performans değerlendirme sonuçları doğrudan veya dolaylı<br />
olarak ödüller konusunda belirleyici olmaktadır. Değerlendirme sonuçları yüksek<br />
performans gösteren çalışanları ayırt etmek ve bu kişilere verilecek ek kazançları,<br />
ikramiyeleri ve terfileri belirlemede kullanılmaktadır. Ancak, performans<br />
değerlendirmenin bu şekilde kullanımının uygun olup olmadığı tartışmalı bir konudur.<br />
Performans değerlendirmenin ödüllerle doğrudan bağlantılı olması çalışanları<br />
cesaretlendirmekten ziyade, yargılayıcı olabilir ve bir baskı unsuru oluşturabilir. 278<br />
3.3.9. İş Genişletme<br />
Belirli bir işin, personelin daha çok ve daha çeşitli işi aynı anda yapabilecek<br />
şekilde yeniden düzenlenmesine, iş genişletmesi denilmektedir. Böylece işin döngüsü<br />
277 Performans Değerlendirme ve Motivasyon,<br />
http://www.insankaynaklari.com/ikdotnet/icerikdetay.aspx?KayitNo=253, (03.10.2008).<br />
278 Yönetici Performans Değerlendirme Genel Prensipleri,<br />
http://www.kocyonder.com/index.asp?catid=4&cid=26&sayfasira=1, (04.10.2008).
113<br />
genişletilerek monotonluk azaltılmaktadır. Ayrıca işin yapılma zamanı daha esnek<br />
olmakta, kişilerin yetenek ve becerilerinden yararlanma oranı artmaktadır. İş<br />
genişletilmesinde çalışanların oryantasyonu gereklidir. Bu sayede çalışanların<br />
yeteneklerini, bilgilerini ve becerilerini geliştirmeleri sağlanmış olur. 279<br />
İş genişletmede çalışanlara aynı seviyede çeşitli görevler verilmektedir. İş<br />
genişletmenin bir yolu, çalışana daha fazla görev ve sorumluluk vermektir. Diğer bir<br />
yolu da, çalışanın yetkisini arttırmak ve bunu ilgili tüm çalışanlara duyurmaktır.<br />
Özellikle güç ve kontrol ihtiyacı bulunan kişiler için oldukça etkili bir yöntemdir. İş<br />
genişletmenin kuruma da faydaları vardır. Çalışanlar işi sahiplenmeye başlamaktadır.<br />
Böylece iş yeri sorumluluk sahibi çalışanlardan oluşmakta ve işletmenin verimliliği<br />
artmaktadır. 280 Yaptığı işlerin türü ve sayısı çoğalan işgören, yeteneklerini kullanmak,<br />
becerilerini geliştirmek olanağına kavuşur. Öte yandan, işin birkaç aşamasını<br />
gerçekleştiren işgörenin yakın iş çevresi üzerinde denetim olanağı artar. İş genişletme<br />
yoluyla işgören için daha ilginç ve daha doyurucu duruma getirilen iş, böylece motive<br />
edici bir etkiye kavuşur; işgörenin işe karşı ilgisi ve sevgisi artar. 281<br />
3.3.10. İş Zenginleştirme<br />
İşler, işgörenlere daha karmaşık, zor görev ve sorumluluklar<br />
yüklenerek zenginleştirilebilir. Bu yaklaşım potansiyel olarak işgörenleri başa<br />
çıkabilecekleri tüm zorluklar, değişiklikler ve mücadelelerle karşı karşıya bırakır.<br />
Örneğin, asistan işgören zaman zaman yöneticisinin iş yükünün bir kısmını üzerine<br />
alarak anahtar rol oynayacak kararlar verebilir. Bu yaklaşımın avantajı, insanların gizli<br />
kalmış yeteneklerini ve becerilerini kullanmalarına olanak vermesi ve kendilerini daha<br />
mutlu hissetmelerini sağlamaktır. Dezavantajı ise, işgörenin daha fazla bir iş istememesi<br />
ya da onun çevresindekilerin iş yükleri aynı kalıyorsa gücenmeleri ya da bu tip<br />
değişikliklerden ötürü işlerini kaybetmekle tehdit edildiklerini hissetmeleri olabilir. 282<br />
279<br />
William B. WERTHER, Keith DAVİS, Human resources and personnel management, McGraw-<br />
Hill Co, Arizona, 1996, p. 155.<br />
280<br />
KONUR, a.g.e., s. 67-68.<br />
281<br />
İNCİR, a.g.e., s. 78.<br />
282 MAİTLAND, a.g.e., s. 30.
114<br />
İş zenginleştirilme faaliyet alanının dikey yönde genişletilmesi olarak<br />
tanımlanmaktadır. İş zenginleştirme programları Herzberg’in güdüleme ve koruyucu<br />
faktörler üzerinde yaptığı araştırmalar sonunda ortaya çıkmıştır. Yapı olarak değişik<br />
nitelikte olan işlevsel iş grupları bir bütün hale getirilir. Böylece faaliyet alanı dikey<br />
yönde genişletilmiş ve değişik hiyerarşik kademedeki faaliyetler bir kişide toplanmış<br />
olur. İş zenginleştirme prensipleri ise şöyledir:<br />
• Çalışanların planlamaya katılmasına izin verilmesi,<br />
• Çalışanların kontrole katılmasına izin verilmesi,<br />
• İş özgürlüğünün maksimize edilmesi,<br />
• İşin güçlülüğünün arttırılması,<br />
• Çalışanların görevlerinin uzmanı olmalarına yardım edilmesi,<br />
• İş başarımı hakkında geribildirim alınması,<br />
• İşe ait bölümlerin tanımlanarak çalışana verilmesi. 283<br />
Yapılan işin monoton, basit tekrarlı ve sıkıcı hale dönüşmesi , çalışanlarda iş<br />
tatminsizliği, ruhsal ve fiziksel yorgunluk, stres, iş ve çevrelerine yabancılaşma gibi<br />
sorunlar yaratmaktadır. Bireylerin çalışma hayatında karşılaştıkları bu sorunlar örgüt<br />
içinde devamsızlık, iş gücü devri, üretimin kalite ve miktarında düşüşler, kişiler arası<br />
ilişkilerde bozulmalar ve artan şikayetlere neden olması üzerine yapılan araştırmalar işin<br />
içeriğinin örgütsel etkinlikte önemli olduğunu ortaya koymuştur. Bu kapsamdaki<br />
olumsuz etkileri azaltmak için iş zenginleştirmesi öncelikli ve etkili bir yönetsel<br />
motivasyon aracıdır.<br />
3.3.11. Kalite Kontrol Çemberleri<br />
Kalite Kontrol Çemberleri, aynı mesleki faaliyet içinde olan veya aynı üniteye<br />
bağlı olarak çalışan sayıları 5 ile 10 arasında değişen gönüllü kişilerin oluşturduğu<br />
küçük bir gruptur. Kalite kontrol çemberleri işgörenlerin işlerinden gurur duymaları ve<br />
283 İ. E. BAŞARAN, a.g.e., s. 184.
115<br />
katkılarının daha çok olduğunu görmeleri açısından bir motivasyon kaynağıdır. Kalite<br />
kontrol çemberleri işletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren çeşitli sorunları<br />
belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için bir grubun oluşturulmasını ifade eder.<br />
Bu gruplar düzenli aralıklarla bir araya gelerek sorunlara değişik çözümler<br />
getirmektedirler. 284<br />
Kalite kontrol çemberlerinin oluşturulması ilk defa Japonya’da İkinci Dünya<br />
Savaşı’ndan sonra ve özellikle 1950’li yıllardan sonra görülmektedir. Dünya<br />
pazarlarında Japon mallarının kalitesiz olduğuna ilişkin imajı yok etmek ve Japon<br />
mallarında kaliteyi iyileştirmek amacıyla bu uygulamaya geçilmiştir. 1960’ ve 1970’li<br />
yıllarda ise, Japon firmalarının dünya pazarlarındaki hakimiyetinin arttığı görülmektedir.<br />
Bu yıllarda ABD işletmeleri giderek eski güçlerini kaybetmeye başlamışlardır. ABD<br />
işletmeleri bu güç kaybını önlemek amacıyla, Japon başarısını yaratan uygulama ve<br />
teknikleri incelemeye başlamıştır. 285<br />
Toplam kalite ve verimliliğin yanı sıra; örgütsel kalkınma, eyleme dönüklük,<br />
örgütsel denetim, katılım, liderlik, örgütsel değişim ve mesleki gelişme konularında<br />
önemli bir rolü olan kalite çemberleri, bu faktörlerin tümüne işlerlik kazandıran<br />
motivasyonun oluşumunda da büyük pay sahibidir. İnsan merkezli yaklaşımlarla<br />
kurgulanmaları nedeniyle kalite çemberlerinin öngördüğü isteklendirme sürecinde<br />
aidiyet gereksinimi ve sonuçta ekonomik getiri elde edilse de gönüllü olma özelliği ön<br />
plana çıkmıştır. 286<br />
Çözümleyici kişiliğin artması, sorumluluk verilmesi, yetki paylaşımı, özgelişim,<br />
üretkenlik, saygınlık, araştırmacı yönetim gibi motivasyon ile yakından alakalı<br />
faktörlerin temininde ve buna paralel olarak tatminin sağlanmasında kalite çemberleri<br />
oldukça etkili olmaktadır. 287 Kalite çemberleri uygulamaları ile çalışanlar, istedikleri işi<br />
284<br />
EFİL, a.g.e., s. 168.<br />
285<br />
Hikmet SEÇİM, İş Gören Verimliliğini Yükselten Bir Uygulama Olarak Kalite Çemberleri,<br />
Ankara <strong>Üniversitesi</strong>, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yay., Ankara, 1990, s. 193.<br />
286<br />
Erol EREN, Toplam Kalite ve İnsan Kaynakları Yönetimi, 2. Baskı, Alfa Yayınları, İstanbul, 1997,<br />
s. 87.<br />
287<br />
Mustafa ATİLLA, Örgüt Kültürü ve Yönetim Yaklaşımındaki Farklılıklar Bakımından<br />
Motivasyon Sürecinin İşlemesinde Kalite Çemberlerinin Etkinliği, Standart Dergisi, Y. 38, sayı: 449,<br />
Mayıs 1999, s.25-27.
116<br />
kendi düşünceleri ve istedikleri gibi yapma imkanına kavuşmaktadır. Bu ise kişinin<br />
işinde severek ve isteyerek çalışması anlamına gelmekte ve onun moral ve motivasyon<br />
seviyesini olumlu yönde etkilemektedir. Diğer taraftan bu sistemde çember üyesi olan<br />
herkes kararlara katılabilmektedir. Böylece kalite çemberleri kendi kendini<br />
gerçekleştirme ve yaratıcılığı teşvik etmesi nedeniyle kişiyi istekli çalışmaya sevk<br />
etmektedir. 288<br />
3.3.12. Müzik Eşliğinde Çalışma<br />
Müzik monotonluğun önlenmesinde önemli olan etmenlerdendir. Son<br />
yıllarda birçok işletmeler çalışma saatlerinde işgörenlere müzik dinleterek onların işe<br />
karşı olan ilgilerini arttırma yoluna gitmektedirler. Müziğin verimi arttırdığı ve hatta<br />
dinlenen müzik türünün verimin miktarını etkilediği belirtilmektedir. 289 Özellikle sözsüz<br />
ve hafif müziğin dinlendirici etki yarattığı ve böylece monotonluk havasından işgörenin<br />
uzaklaştığı yapılan birçok araştırmayla saptanmıştır. 290<br />
Müzik bireyin zihnini işten uzaklaştırarak onun başka şeyler düşünmesini ve<br />
hayal etmesini olanaklı kılar. Zihnin işten uzaklaştırılması sonucu iş kazalarının<br />
artabileceği düşünülebilir. Gerçekten sürekli olarak dikkat gerektiren işlerde müzikle<br />
çalışma sakıncalı durumlar ortaya çıkabilir. 291<br />
288 İnan ÖZALP, M. TOPALOĞLU, A. AKDEMİR, Yönetime Katılma Tekniği Olarak Kalite Kontrol<br />
Çemberlerinin Temelleri, Ankara <strong>Üniversitesi</strong> Yayını, Ankara, 1990, s.86.<br />
289 EREN, a.g.e., 1979, s. 218.<br />
290 SABUNCUOĞLU ve TÜZ, a.g.e., s. 141.<br />
291 EREN, a.g.e., 1979, s. 218.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM<br />
ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLERE<br />
İLİŞKİN HİZMET ve İMALAT İŞLETMELERİNDE KARŞILAŞTIRMALI BİR<br />
ARAŞTIRMA<br />
4.1. Araştırmanın Amacı ve Kapsamı<br />
117<br />
Motivasyon, bireylerin çalışmaya başlamalarını devam ettirmelerini ve<br />
vazifelerini istekle yerine getirmelerini sağlayan mekanizmanın tamamı olarak kabul<br />
edilebilir. Yani bireyin ihtiyaçlarını tatmin etmesi için ortam yaratarak, etkileyerek ve<br />
isteklendirerek onu harekete geçirme sürecidir.<br />
Yönetim bir takım motivasyon aracı kullanarak, iş görenleri, işletme amaçları<br />
doğrultusunda daha verimli çalışmaya yöneltebilir. Personeli verimli olarak çalıştırırken<br />
bu araçlarının kullanılışında beş önemli aşama bulunmaktadır. Bu aşamalar:<br />
Motivasyondan beklenen amacın saptanması, Kimlerin veya hangi grupların motive<br />
edileceğinin belirlenmesi, Motivasyon araçlarının saptanması, Motivasyon araçlarının<br />
uygulanması, Uygulama sonuçlarının izlenmesi ve değerlendirilmesidir.<br />
Motivasyonda kullanılan bu araçlar her zaman aynı etkiyi göstermezler.<br />
Etkinlikleri uygulandıkları işletme, çevre şartları ve toplumsal yapıya göre değişiklikler<br />
gösterir. Evrensel bir motivasyon modeli geliştirmek değişen koşullara göre mümkün<br />
değildir. Fakat genelde motivasyonu araçlarını; ekonomik araçlar, psiko-sosyal araçlar,<br />
örgütsel ve yönetsel araçlar olarak sınıflandırabiliriz.<br />
Araştırmamın temel amacı; ekonomik, psikolojik ve örgütsel-yönetsel olarak üç<br />
bölümden oluşan motivasyon faktörlerinin hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan<br />
işgörenlerin üzerindeki etkinlik düzeylerini incelemek ve bu işletmelerdeki işgörenlerin<br />
farklı görüşlere sahip olup olmadıklarını araştırmaktır.
118<br />
Motivasyon faktörleri, her sektör ve işletmede aynı etkiyi gösteremeyebilirler.<br />
Çünkü, işletmelerde üretim yapan ya da bir hizmeti yerine getiren varlıklar işgörenlerdir.<br />
İşgörenler, gerek yapısı gerekse de yaşadığı ya da büyüdüğü ortamdan dolaylı farklı<br />
istek, ihtiyaç ve hedeflere sahiptirler. Farklı yapılara sahip işgörenlerde, motivasyon<br />
faktörlerinin oluşumunda farklı etkiler yaratacağı ortadadır. Ancak her ne kadar farklı<br />
yapılar da olsalar da işgörenlerin asıl amaçları, yaşamlarını sürdürebilecekleri bir<br />
çalışma ortamı ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek tatmin edici bir ücrettir.<br />
Motivasyon faktörleri, genelde ekonomik, psikolojik ve yönetsel-örgütsel<br />
yapılardan etkilenmektedir. Bu yapılardan oluşan faktörlerin işgören üzerinde olumlu ya<br />
da olumsuz etkiler yaratması beklenmektedir. Ancak bu etkilerden yola çıkılarak<br />
işgörenler üzerindeki etki düzeyleri ölçülebilmektedir. Bu ölçümlerin birçok sebebi<br />
bulunmaktadır. İşletme açısından bakacak olursak; motivasyon faktörleri, bünyelerinde<br />
çalışan işgörenlerin bireysel amaçları ile işletme amaçlarının ne kadar uyum içinde<br />
olduğudur. Aynı zamanda işgörenlerinin hangi istek, ihtiyaç ve hedeflere sahip olduğunu<br />
bilmesi gerekmektedir. Bunun için herhangi bir çaba içinde olmayan bir yönetimin<br />
verimli bir çalışma elde etmesi mümkün değildir. İşgörenler ise, neleri istediğini bilen,<br />
sorunlarına çözüm arayan ve tatmin edici davranış ve politikalarda bulunan bir işletme<br />
içinde olmak amacındadırlar.<br />
Çalışanların gereksinimlerini karşılama ve onları çalışmaya özendirme<br />
çalışmaları işletmeler açısından çok karmaşık ve zor bir süreçtir. Çalışanlarını motive<br />
etmek, verimlerini artırmak ve onları elinde tutmak isteyen işletmeler, öncelikle<br />
çalışanlarının gereksinimlerini iyi analiz etmeli, daha sonra da onlara motivasyonlarını<br />
sağlayabilecek bir çalışma ortamı ve sistemi sunmalıdır. Bunun için de motivasyon<br />
kavramının ve faktörlerinin iyi anlaşılması ve kullanılması gerekmektedir.<br />
Bütün bu amaçlara çözüm bulabilmek için, işletme içerinde birtakım çalışmalar<br />
yapılmalıdır. Motivasyon faktörlerinin etki düzeylerinin ve sektör bazında görüş<br />
çeşitliliğinin olup olmadığını araştıran bu uygulama gibi çalışmalar, işgörenlerin yüzeye<br />
çıkaramadıkları bazı istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilir nitelikte olacaktır. Buradan<br />
amaçla, bu çalışmamın hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin
119<br />
motivasyonlarını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen faktörleri ortaya çıkarmakta ve<br />
iki sektör işletmelerinde çalışan işgörenlerin görüşlerinde farklılık olup olmadığını<br />
açıklamakta ışık tutmasını temenni ediyorum.<br />
4.2. Evren ve Örneklem<br />
Araştırmanın amacına uygun olarak, Isparta ilinde faaliyet gösteren 30 ve daha<br />
fazla personel çalıştıran özel sektörde 6 adet hizmet ve 3 adet imalat işletmelerinde<br />
çalışan 1098 işgören araştırma evreni olarak seçilmiştir.<br />
Örneklem ise %95 güvenirlik düzeyi ve %5 yanılgı payı ile 285 işgörenden<br />
oluşmaktadır. Fakat örneklem sayısı araştırmamızın güvenilirliğini artırmak adına 300<br />
kişi olarak belirlenmiştir. Çalışma evreni belirlendikten kümelere göre örnekleme<br />
(tabakalı örnekleme) yöntemine göre tesadüfi olarak seçilmiş ve anket çalışması<br />
örneklemin tamamına uygulanmıştır. Bu anketlerin hepsi istatistiksel yöntemlerin<br />
temelini oluşturmaktadır. Anket formlarının dağıtılması işi Aralık 2008-Şubat 2009<br />
tarihleri arasında yapılmıştır.<br />
Evren büyüklüğü belli olduğu için örneklemin tespitinde aşağıdaki formülden<br />
yararlanılmıştır: 292<br />
Z² π (1- π)N<br />
n= _____________________<br />
Z² π (1- π)+(p- π) ²(N-1)<br />
Z: Güven düzeyine göre %95 için: 1,96<br />
π: Evren içindeki ilgilendigimiz özellikteki birimlerin oranıdır. Bu rakam 0,50<br />
olarak alınmaktadır.<br />
p- π: Göz yumulabilir yanılgı payıdır.<br />
292<br />
Hüseyin BAL, Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Yayınları,<br />
Isparta, 2001, s.113.
(1,96)² *0,50(1-0,50)*1098<br />
n= ___________________________________<br />
(1,96)² *0,50(1- 0,50)+(0,05) ² *(1098-1)<br />
3,8416*0,50(0,5)*1098<br />
n= ___________________________<br />
3,8416*0,25+0,0025*1097<br />
1054,5192<br />
n= ____________<br />
3,696<br />
n= 285 kişi<br />
4.3. Araştırmanın Yöntemi ve Teknikleri<br />
120<br />
Araştırmada teorik kapsamda ele aldığımız ekonomik, psikolojik ve örgütselyönetsel<br />
motivasyon faktörlerinin hepsini kapsayan bir ölçeğe ulaşılamadığından bu tez<br />
çalışması için bir ölçek oluşturulmuştur. Bu ölçek tamamen teorik kısımlardan<br />
yararlanılarak oluşturulmuştur. Katılımcıların doğru ve samimi cevap verip vermediğini<br />
anlayabilmek için çapraz sorularla ölçek desteklenmiştir.<br />
Araştırma kendi içinde iki bölümden oluşan anket formu yardımıyla yapılmıştır.<br />
İlk bölümdeki anket, araştırmaya katılan kişilerin, hangi sektörde çalıştıkları, yaşı,<br />
cinsiyeti, eğitim durumu, çalışma süreleri ve pozisyonları gibi genel özelliklerini<br />
tanımaya yönelik 6 adet sorudan oluşmaktadır. Bu bölümde 300 olarak aldığımız<br />
örneklem sayısının hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgören sayıları eşit<br />
tutulmuştur. Bu uygulamanın amacı yapılan karşılaştırmalı araştırmanın daha net bir<br />
sonuç vermesi isteğidir.<br />
İkinci bölümdeki anket ise, hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin<br />
motivasyonlarını etkilemede rol oynayan motivasyon faktörlerini ölçmeye yönelik 30<br />
adet 5’li likert ölçeği sorularından oluşmaktadır. Katılımcılar verilen ifadeleri 5-<br />
Kesinlikle Katılıyorum, 4- Katılıyorum, 3- Kararsızım, 2- Katılmıyorum, 1-Kesinlikle
121<br />
Katılmıyorum şeklinde değerlendirmiştir. Burada motivasyon faktörlerinin hizmet ve<br />
imalat işletmelerinde çalışan işgörenler üzerinde motivasyonlarını olumlu ya da olumsuz<br />
yönde etkileme konusunda katılımcıların görüşleri alınmıştır. Bu bölümde hem<br />
işgörenlerin motivasyon faktörlerinden ne yönde etkilendiği kanısına varılmıştır hem de<br />
hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin hangi konularda farklı hangi<br />
konularda aynı görüşlere sahip oldukları saptanmıştır.<br />
Anket cevaplarının analiz edilmesinde SPSS 15.0 for Windows paket programı<br />
kullanılmıştır. Öncelikle anket sorularının birbiriyle tutarlılığının ve ölçme aracının<br />
(anket) güvenilir olup olmadığını anlamak için güvenilirlik analizinde alfa modeli esas<br />
alınmıştır. Bu analize göre anketin güvenilir çıkması sonucu diğer analizler yapılmıştır.<br />
Frekans analizi, Parametrik hipotez testlerinden Bağımsız İki Örnek T-Testi<br />
(Independent Sample T-Testi) ve Parametrik olmayan hipotez testlerinden Ki-Kare<br />
Bağımsızlık Testi kullanılan temel analizlerdir.<br />
4.4. Anketin Uygulanması ve Verilerin Toplanması<br />
Anket formları örneklem olarak seçilen işletmelerin insan kaynakları<br />
müdürlüğüne ya da personel şeflerine şahsen iletilmiştir. Formlar dağıtıldıktan sonra<br />
işletmelere uygun bekleme süresi tanınmıştır. Daha sonra tekrar aynı yolla geri<br />
toplanmıştır. Eksik anketlerin olması durumunda ilgili kişilere ek süre verilerek anket<br />
formlarının titizlikle tamamlanması sağlanmıştır. Gönderilen formlarda katılımcılara,<br />
cevaplarının samimiyetinin önemi ve kişisel bilgilerin gizliliği vurgulanmıştır.<br />
Dağıtılan 300 adet anket formunun hepsi titizlikle geri toplanmış ve istenilen<br />
anakitleye ulaşılmıştır. Anketlerin cevaplanma oranı %100’dür. Verilerin toplanması işi<br />
2009 şubat ayı içinde gerçekleştirilmiştir.<br />
4.5. Araştırmanın Sınırlılıkları<br />
Bu araştırma, veri toplanan hizmet ve imalat işletmeleri ve bu işletmelerde<br />
çalışan işgörenler, belirlenen motivasyon faktörleri bakımından aşağıdaki gibi<br />
sınırlandırılmıştır.
122<br />
1- Bu araştırmanın bulguları Isparta ilinde faaliyet gösteren özel<br />
sektörde 3 adet imalat işletmesi ve 6 adet hizmet işletmesinde<br />
çalışan 300 işgören ile sınırlıdır.<br />
2- Araştırmanın bulguları ve sonuçları yukarda belirtilen örneklem<br />
grubunda yer alan işgörenlerin algılamaları ile sınırlıdır.<br />
3- Araştırma bulguları 2009 yılı ocak ve mart tarihleri ile sınırlıdır.<br />
4- Araştırmada işgörenlerin motivasyonlarına ilişkin bilgiler ;<br />
çalışmanın literatür bölümünde yer alan Ekonomik, Psikolojik ve<br />
Örgütsel-Yönetsel motivasyon faktörleri ile sınırlıdır.<br />
4.6. Araştırmanın Hipotezleri<br />
4.6.1. Ana Hipotez<br />
Ana Hipotez0: Ekonomik, psikolojik ve yönetsel-örgütsel motivasyon<br />
faktörleinin işgören motivasyonları üzerindeki etkinliği, hizmet ve imalat sektöründe<br />
çalışanlara göre farklılık göstermemektedir.<br />
Ana HipotezA: Ekonomik, psikolojik ve yönetsel-örgütsel motivasyon<br />
faktörleinin işgören motivasyonları üzerindeki etkinliği, hizmet ve imalat sektöründe<br />
çalışanlara göre farklılık göstermektedir.<br />
4.6.2. Alt Hipotezler<br />
1. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin maaşına yapılacak yıllık<br />
artışların motivasyonunu olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin maaşına yapılacak<br />
yıllık artışların motivasyonunu olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
vardır.<br />
2. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin aynı işi yapan diğer<br />
çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.
123<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin aynı işi yapan diğer<br />
çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
3. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işletmelerinde, işgörenlerin daha<br />
verimli çalışmasını sağlamak amacıyla prim uygulaması yapılması motivasyonu olumlu<br />
yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin daha verimli<br />
çalışmasını sağlamak amacıyla prim uygulaması yapılması motivasyonu olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
4. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bir yıllık dönem sonunda firmanın elde<br />
ettiği kârın bir bölümünü çalışanlara dağıtmasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bir yıllık dönem sonunda firmanın elde<br />
ettiği kârın bir bölümünü çalışanlara dağıtmasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
5. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarından dolayı<br />
parasal nitelikli ödüller almasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarından dolayı<br />
parasal nitelikli ödüller almasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.<br />
6. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere çalıştığı firma tarafından<br />
sağlanan istihdam güvencesinin motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere çalıştığı firma tarafından<br />
sağlanan istihdam güvencesinin motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.
124<br />
7. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işten atılma korkusuyla<br />
çalışmanın motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işten atılma korkusuyla<br />
çalışmanın motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
vardır.<br />
8. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işletme içinde çalışırken<br />
kendini belli ölçülerde bağımsız hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işletme içinde çalışırken<br />
kendini belli ölçülerde bağımsız hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
9. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş arkadaşlarıyla ve<br />
dahil olduğu informel gruplarla olan ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş arkadaşlarıyla ve<br />
dahil olduğu informel gruplarla olan ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
10. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />
olan bireysel ilişkilerinin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />
olan bireysel ilişkilerinin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.<br />
11. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş yerinde kendilerini<br />
değerli hissetme duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş yerinde kendilerini<br />
değerli hissetme duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı vardır.
125<br />
12. H0: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin yöneticiler ve grup<br />
üyeleri tarafından takdir edilmesi ve yapıcı eleştiriler almasının motivasyonu olumsuz<br />
yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin yöneticiler ve grup<br />
üyeleri tarafından takdir edilmesi ve yapıcı eleştiriler almasının motivasyonu olumsuz<br />
yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
13. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarının<br />
karşılığında terfi ve yükselme olanağının tanınmasının motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarının<br />
karşılığında terfi ve yükselme olanağının tanınmasının motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
14. H0: İmalat ve hizmet işletmelerinde, fiziksel şartlar ve çalışma koşulları<br />
İşgörenlerin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
yoktur.<br />
HA: İmalat ve hizmet işletmelerinde, fiziksel şartlar ve çalışma koşulları<br />
İşgörenlerin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
15. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin önerilerinin üst yönetim<br />
tarafından değerlendirilerek etkin bir biçimde uygulamaya konulması motivasyonlarını<br />
olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin önerilerinin üst yönetim<br />
tarafından değerlendirilerek etkin bir biçimde uygulamaya konulması motivasyonlarını<br />
olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
16. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere işletme tarafından<br />
düzenlenen piknik, spor faaliyetleri vb. faaliyetlerin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere işletme tarafından<br />
düzenlenen piknik, spor faaliyetleri vb. faaliyetlerin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.
126<br />
17. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin İşletme içerisindeki<br />
sosyal etkinliklerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilememesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin İşletme içerisindeki<br />
sosyal etkinliklerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilememesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.<br />
18. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme amaçlarının işgörenlerin bireysel<br />
amaçlarıyla örtüşmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme amaçlarının işgörenlerin bireysel<br />
amaçlarıyla örtüşmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.<br />
19. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere yönetim tarafından sahip<br />
oldukları niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere yönetim tarafından sahip<br />
oldukları niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
20. H0: İmalat ve hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlere mesleği ile ilgili eğitimler<br />
verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: İmalat ve hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlere mesleği ile ilgili eğitimler<br />
verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
21. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin bir takım kararların<br />
alınmasında söz sahibi olmasından dolayı motivasyonlarının olumlu yönde etkilenmesi<br />
konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin bir takım kararların<br />
alınmasında söz sahibi olmasından dolayı motivasyonlarının olumlu yönde etkilenmesi<br />
konusunda görüş farklılığı vardır.
127<br />
22. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir<br />
iletişim sisteminin olmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir<br />
iletişim sisteminin olmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
23. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />
bilgi alışverişi içerisinde olması ve işbirliği sağlamanın motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />
bilgi alışverişi içerisinde olması ve işbirliği sağlamanın motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
24. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bireysel yada grupsal rekabetin işgörenlerin<br />
motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bireysel yada grupsal rekabetin işgörenlerin<br />
motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
25. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin niteliklerinin, iş<br />
alışkanlıklarının vb. özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını<br />
olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin niteliklerinin, iş<br />
alışkanlıklarının vb. özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını<br />
olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
26. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisindeki performans<br />
değerlendirme sisteminin olması ve bunun doğrultusunda ödül-ceza uygulamalarının<br />
yapılmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisindeki performans<br />
değerlendirme sisteminin olması ve bunun doğrultusunda ödül-ceza uygulamalarının<br />
yapılmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.
128<br />
27. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin görev ve<br />
sorumluklularının arttırılmasının (iş genişletme) motivasyonlarını olumsuz yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin görev ve<br />
sorumluklularının arttırılmasının (iş genişletme) motivasyonlarını olumsuz yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
28. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere daha çok sayıda iş<br />
verilmesinin (iş zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere daha çok sayıda iş<br />
verilmesinin (iş zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı vardır.<br />
29. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren<br />
konularda, işgörenlerin çeşitli sorunları belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için<br />
bir grup oluşturması (Kalite kontrol çemberleri) motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren<br />
konularda, işgörenlerin çeşitli sorunları belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için<br />
bir grup oluşturması (Kalite kontrol çemberleri) motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
30. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, mesai saatlerinde çay saati gibi kısa molalar<br />
verilmesi işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, mesai saatlerinde çay saati gibi kısa<br />
molalar verilmesi işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı vardır.
4.7. Elde Edilen Bulgular ve Değerlendirmeler<br />
4.7.1. Güvenilirlik Analizi<br />
129<br />
Güvenilirlik analizi, ölçmede kullanılan testlerin, anketlerin ya da ölçeklerin<br />
özelliklerini ve güvenilirliklerini değerlendirmek üzere geliştirilmiş bir yöntemdir.<br />
Güvenilirlik analizi prosedürü ile toplam skorların söz konusu olduğu Likert, Q tipi v.b.<br />
ölçeklerin güvenilirliğini belirleyen katsayılar hesaplanır ve ölçekte yer alan sorular<br />
arasındaki ilişkiler hakkında bilgi elde edilir.<br />
Güvenilirlik analizinin yapılabilmesi için, ölçekte yer alan k sorunun homojen bir<br />
yapı gösteren bir bütünü ifade edip etmediği araştırılır. Bu da ağırlıklı standart değişim<br />
ortalamasıdır ve bir ölçekteki k sorunun varyansları toplamının genel varyansa<br />
ortalanması ile elde edilir. 0 ile 1 arasında değer alan bu katsayı (Cronbach) Alfa<br />
katsayısı olarak adlandırılır. Ölçeği oluşturan soru sayısı (bireysel özellikleri araştıran<br />
konular dışında) k>30 olmalı ve ölçeğin uygulanacağı bağımsız birim sayısı n>50<br />
olmalıdır. Güvenilirlik katsayısı 1’e yaklaştıkça güvenilirlik artar.<br />
Alfa (α) katsayısına bağlı olarak ölçeğin güvenilirliği aşağıdaki gibi yorumlanır:<br />
0,00≤ α
Tablo 4.2: Item-Total Statistics<br />
Scale<br />
Variance if<br />
Corrected<br />
Item-Total<br />
Squared<br />
Multiple<br />
130<br />
Cronbach's<br />
Alpha if Item<br />
Deleted<br />
Scale Mean if<br />
Item Deleted Item Deleted Correlation Correlation<br />
Soru:1 107,9130 234,925 ,482 ,571 ,833<br />
Soru:2 107,7692 236,212 ,563 ,638 ,832<br />
Soru:3 107,7023 237,532 ,573 ,627 ,832<br />
Soru:4 109,2776 245,094 ,205 ,277 ,843<br />
Soru:5 108,0435 239,639 ,383 ,242 ,836<br />
Soru:6 108,1639 236,903 ,430 ,477 ,835<br />
Soru:7 108,2676 236,626 ,447 ,456 ,834<br />
Soru:8 108,1338 235,767 ,541 ,497 ,832<br />
Soru:9 108,1003 237,701 ,510 ,502 ,833<br />
Soru:10 109,2308 249,990 ,088 ,388 ,847<br />
Soru:11 107,8829 239,594 ,468 ,474 ,834<br />
Soru:12 107,8161 238,889 ,530 ,514 ,833<br />
Soru:13 107,8696 240,053 ,526 ,502 ,834<br />
Soru:14 108,6187 242,572 ,301 ,284 ,839<br />
Soru:15 108,0669 242,539 ,367 ,298 ,837<br />
Soru:16 109,0435 247,565 ,148 ,336 ,845<br />
Soru:17 108,5351 244,833 ,270 ,220 ,840<br />
Soru:18 109,2375 247,235 ,167 ,342 ,844<br />
Soru:19 107,9799 240,476 ,463 ,496 ,835<br />
Soru:20 107,7893 240,415 ,527 ,410 ,834<br />
Soru:21 107,9365 241,066 ,482 ,516 ,835<br />
Soru:22 107,9365 240,858 ,462 ,482 ,835<br />
Soru:23 108,3278 239,302 ,438 ,354 ,835<br />
Soru:24 109,1706 243,176 ,273 ,295 ,840<br />
Soru:25 109,1003 243,923 ,267 ,373 ,840<br />
Soru:26 109,1037 236,650 ,146 ,164 ,859<br />
Soru:27 108,6823 245,191 ,249 ,229 ,841<br />
Soru:28 107,9097 239,492 ,514 ,402 ,834<br />
Soru:29 107,9197 240,933 ,532 ,449 ,834<br />
Soru:30 107,7324 240,774 ,491 ,430 ,834<br />
Bu analiz sonucunda elde edilen veriler değerlendirildiğinde (k=31, k>30) ve<br />
n=300, n>50) koşulların sağlandığı görülmektedir. Anketin birinci bölümünde yer alan<br />
demografik özellikleri tespit etmeye yönelik 5 soru analize dahil edilmeden ikinci<br />
bölümdeki 30 adet Likert Ölçeği’ne dayalı soru için “Alfa Modeli”’ne göre yapılan<br />
“Güvenilirlik Analizi” uygulanmıştır. Reliability Statistics tablosundan faktörün<br />
güvenilirliğinin 0,80
131<br />
değildir. Sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için faktördeki her bir sorunun bu<br />
katsayıya katkısının incelenmesi gerekir.<br />
Bunun için Item – Total Statistics tablosunun Cronbach’s Alpha if Item Delated<br />
sütunundaki değerlere bakmak gerekir. Dikkat edilirse bu değerlerde herhangi bir<br />
anlamsızlık yoktur. Bu durumda Item – Total Statistics tablosunun Cronbach’s Alpha if<br />
Item Delated sütunundaki değerler herhangi bir maddenin ölçekten çıkartılmasının<br />
faktörün güvenilirliğini arttırmayacağını aksine düşüreceğini göstermektedir. Bu<br />
çerçevede 30 maddenin ölçülmek istenen olguyu başarıyla ölçtüğü sonucuna varılabilir.<br />
4.7.2. Çalışanların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular<br />
4.7.2.1. Araştırmaya Katılanların Yaş Aralıklarına Göre Dağılımı<br />
Tablo 4.3: Yaş Dağılımı<br />
Frekans Yüzde(%)<br />
Kümülatif<br />
Yüzde(%)<br />
18-24 53 17,7 17,7<br />
25-30 103 34,3 52,0<br />
31-39 88 29,3 81,3<br />
40 ve üzeri 56 18,7 100,0<br />
Toplam 300 100,0<br />
Ankete katılanların yaşları %17,7’si olan 53 işgören 18-24, %34,3’ü olan 103<br />
işgören 25-30, %29,3’ü olan 88 işgören 31-39 ve %18,7’si olan 56 işgören ise 40 ve<br />
üzeri yaş grubundakilerden oluşmaktadır. Araştırmaya göre en çok yüzdeyi 25-30 yaş<br />
aralığında çalışan işgörenler almıştır. Bu durumda hizmet ve imalat işletmelerinde<br />
çalışan işgörenlerin %34,3’ü 25-30 yaş grubuna mensuptur. Ancak bu sektörlerde<br />
çalışanların %48’i orta yaş ve üstünü temsil etmektedir. Bu da araştırmamız açısından<br />
anlamlı bir sonuçtur.
4.7.2.2. Araştırmaya Katılanların Cinsiyete Göre Dağılımı<br />
Tablo 4.4: Cinsiyet Dağılımı<br />
Frekans Yüzde(%)<br />
Kümülatif<br />
Yüzde(%)<br />
Kadın 76 25,3 25,3<br />
Erkek 224 74,7 100,0<br />
Toplam 300 100,0<br />
132<br />
Ankete katılanların cinsiyeti %25,3’ü olan 76 işgören kadın ve %74,7’si olan 224<br />
işgören erkek olarak görülmektedir. Bu sonuçlardan ankete katılanların içerisinde<br />
erkeklerin oldukça yüksek bir oranda yer aldığını görülmektedir. Bu araştırmaya göre<br />
erkek işgören sayısının yüksek çıkması daha çok emek yoğun iş gruplarında<br />
araştırmanın yapılmış olmasından kaynaklanmaktadır.<br />
4.7.2.3. Araştırmaya Katılanların Eğitim Durumlarına Göre Dağılımları<br />
Tablo 4.5: Eğitim Dağılımı<br />
Frekans Yüzde(%)<br />
Kümülatif<br />
Yüzde(%)<br />
İlköğretim 53 17,7 17,7<br />
Lise 156 52,0 69,7<br />
Meslek<br />
Yüksekokulu<br />
Fakülte-<br />
Yüksekokul<br />
50 16,7 86,3<br />
31 10,3 96,7<br />
Lisansüstü 10 3,3 100,0<br />
Toplam 300 100,0<br />
Ankete katılanların eğitim durumu %17,7’si olan 53 işgören İlköğretim, %52’si<br />
olan 156 işgören Lise, %16,7’si olan 50 işgören Meslek Yüksekokulu ve %10,3’ü olan
133<br />
31 işgören Fakülte-Yüksekokul eğitimi almıştır. Hatta %3,3’ü olan 10 işgören ise<br />
Lisansüstü eğitimle bunu pekiştirdikleri görülmektedir. Ayrıca görüşülenlerin büyük bir<br />
bölümünün lise mezunu olduğu da görülmektedir. Hizmet ve imlat işletmelerinde çalışan<br />
işgörenlerin eğitime önem verildiği saptanmakta fakat çoğunluğun lise grubunda olduğu<br />
görülmektedir.<br />
4.7.2.4. Araştırmaya Katılanların Mevcut İşyerinde Çalışma Sürelerine<br />
Göre Dağılımı<br />
Tablo 4.6: Çalışma Süreleri<br />
1-3 Yıl<br />
Frekans Yüzde(%)<br />
Kümülatif<br />
Yüzde(%)<br />
31 10,3 10,3<br />
4-8 Yıl 59 19,7 30,0<br />
9-15 Yıl 95 31,7 61,7<br />
16 Yıl ve<br />
üzeri<br />
115 38,3 100,0<br />
Toplam 300 100,0<br />
Görüşülenlerin halen çalıştıkları firmadaki hizmet süreleri %10,3’ü olan 31<br />
işgören 1-3 yıl , %19,7’si olan 59 işgören 4-8 yıl, %31,7’si olan 95 işgören 9-15 yıl ve<br />
%38,3’ü olan 115 kişi 16 ve daha üzeri olarak gözükmektedir. Burada 16 yıl ve üzeri<br />
çalışanların sayısı oldukça yüksektir. Bu durumda hizmet ve imalat işletmelerinde<br />
çalışan işgörenlerin %38,3’ü istihdam konusunda kendilerini daha güvende<br />
hissetmektedirler. Çünkü çalışma hayatlarının büyük bir kısmını aynı firmada kalarak<br />
geçirmişlerdir. Bu da firmaya olan bağlılıklarını artırarak motivasyonlarını olumlu<br />
yönde etkilemektedir.
4.7.2.5. Araştırmaya Katılanların Pozisyonlarına Göre Dağılımı<br />
Tablo 4.7: Pozisyon Dağılımı<br />
Frekans Yüzde(%)<br />
Kümülatif<br />
Yüzde(%)<br />
Satış Elemanı 31 10,3 10,3<br />
Muhasebe<br />
Elemanı<br />
Pazarlama<br />
Elemanı<br />
23 7,7 18,0<br />
18 6,0 24,0<br />
Büro Elemanı 27 9,0 33,0<br />
İşçi 120 40,0 73,0<br />
Diğer 81 27,0 100,0<br />
Toplam 300 100,0<br />
134<br />
Görüşülenlerin çalıştıkları firmadaki pozisyonları %10,3’ü olan 31 işgören satış<br />
elemanı, %7,7’si olan 23 işgören muhasebe elemanı, %6’sı olan 18 işgören pazarlama<br />
elemanı, %9’u olan 27 işgören büro elemanı, %40’ı olan 120 işgören işçi ve %27’si olan<br />
81 işgören diğer grubunda bulunan meslekler olarak gözükmektedir. Diğer grubunda<br />
çalışanlar Mühendis, Müdür, Finansman Danışmanı, Operatör, Yönetim, Teknisyen,<br />
Yönetim, Şef, Barmen, Finans, Güvenlik, Garson, Kasiyer, Aşçı, Resepsiyonist ve Bilgi<br />
işlem pozisyonlarında görev yapmaktadırlar. Hizmet ve imalat işletmelerindeki pozisyon<br />
farklılıkları nedeniyle diğer grubunda meslek çeşitlilikleri ortaya çıkmıştır. Hizmet ve<br />
imalat işletmelerinde çalışanların daha çok işçi grubunda oldukları gözlenmiştir. 294<br />
4.7.3. İşgörenlerin Motivasyonuna İlişkin Bulgular<br />
4.7.3.1. Ekonomik Faktörler<br />
4.7.3.1.1. Ücret ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
294 Belma KEKLİK, İnsan Kaynakları Temininde Kullanılan Tekniklerin Etkinliklerine İlişkin<br />
Kobi’lerde Bir Araştırma ve Model Önerisi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong><br />
<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2007, s. 150.
135<br />
1. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin maaşına yapılacak yıllık<br />
artışların motivasyonunu olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin maaşına yapılacak<br />
yıllık artışların motivasyonunu olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
vardır.<br />
Tablo 4.8: Ücret Artışı ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 4,1400 ,087 ,931<br />
Hizmet 150 4,1267<br />
Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda, analiz sonuçlarına göre,<br />
maaşına yapılan yıllık artışların motivasyonu olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat<br />
sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1400 ve hizmet sektöründe çalışan 150<br />
işgörenin ortalaması 4,1267’dir. Bu değerler, her iki sektörde çalışanların bu görüşe<br />
katıldığını yansıtmaktadır (Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed)<br />
sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,931>0,05).<br />
Bu değer de, iki sektörde çalışan işgörenlerde, ücrete yapılan yıllık artışın<br />
motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının olmadığını<br />
göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi habul edilmiş olur.<br />
2. H0: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin aynı işi yapan diğer<br />
çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin aynı işi yapan diğer<br />
çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.
Tablo 4.9: Ücret Adaleti ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,6000 -2,356 0,019<br />
Hizmet 150 3,9533<br />
136<br />
Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda analiz sonuçlarına göre,<br />
imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,6000 ve hizmet sektöründe çalışan<br />
150 işgörenin ortalaması 3,9533’tür. Yani imalat sektöründe çalışanların aynı işi yapan<br />
diğer çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />
etkileme konusunda kararsız olduğu, buna karşılık imalat sektöründe çalışanlarda<br />
kararsız olmalarına karşılık katılıyorum görüşüne daha yakın olduğu gözükmektedir.<br />
(Ankette 3=Kararsızım, 4= Katılıyorum değerleri verilmiştir) İmalat ve Hizmet<br />
sektöründe çalışanların arasında anlamlı bir fark olduğu gözlenmektedir. Sig (2 tailed)<br />
sonucu da (p=0,19) iki sektörün ortalamaları arasında anlamlı bir fark olduğunu<br />
göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır)<br />
Dolayısıyla H0 hipotezi reddedilerek alternatif hipotez kabul edilmiş olur.<br />
Çalışanların motivasyonunu etkileyen faktörler arasında ekonomik bir faktör olan<br />
ücret adaleti, işgörenlerin motivasyonunu olumlu yönde etkileyen bir faktör olarak<br />
karşımıza çıkmaktadır.
Tablo 4.10: Ücret Adaleti ve Sektör İlişkisi<br />
Ücret Adaletinin İşgören Motivasyonunu Olumlu<br />
Kesinlikle<br />
Yönde Etkilemesi<br />
katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum<br />
Kesinlikle<br />
katılıyorum<br />
Toplam<br />
İmalat Sayı 12 24 15 60 39 150<br />
% Satır 8,0% 16,0% 10,0% 40,0% 26,0% 100,0%<br />
% Sütun 44,4% 63,2% 71,4% 58,3% 35,1% 50,0%<br />
% Toplam 4,0% 8,0% 5,0% 20,0% 13,0% 50,0%<br />
Hizmet Sayı 15 14 6 43 72 150<br />
% Satır 10,0% 9,3% 4,0% 28,7% 48,0% 100,0%<br />
% Sütun 55,6% 36,8% 28,6% 41,7% 64,9% 50,0%<br />
% Toplam 5,0% 4,7% 2,0% 14,3% 24,0% 50,0%<br />
Toplam Sayı 27 38 21 103 111 300<br />
% Satır 9,0% 12,7% 7,0% 34,3% 37,0% 100,0%<br />
% Sütun 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />
% Toplam 9,0% 12,7% 7,0% 34,3% 37,0% 100,0%<br />
Ki-kare Test İstatistiği<br />
Value df<br />
Pearson Chi-Square 19,439 a<br />
Asymp. Sig.<br />
(2-sided)<br />
4 ,001<br />
Likelihood Ratio 19,761 4 ,001<br />
Linear-by-Linear<br />
Association<br />
N of Valid Cases 300<br />
5,468 1 ,019<br />
137<br />
Katılımcı işgörenlerin verdiği cevapların sektör bazında farklılık gösterip<br />
göstermediğini anlamak için Ki-Kare Bağımsızlık analizi yapılmıştır. Analiz sonucuna<br />
göre Asymp. Sig. (2-sided) değeri 0,001
138<br />
arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde etkilemesi<br />
bakımından sektörler bakımından farklılık vardır.<br />
İmalat sektöründe çalışanların %8’i kesinlikle katılmıyorum, %16’sı<br />
katılmıyorum, %10’u kararsızım, %40’ı katılıyorum, %26’sı ise kesinlikle katılıyorum<br />
cevabını vermişlerdir. Buna karşın hizmet sektöründe çalışanların %10’u kesinlikle<br />
katılmıyorum, %9,3’ü katılmıyorum, %4’ü kararsızım, %28,7’si katılıyorum ve %48’i<br />
ise kesinlikle katılıyorum cevabını vermişlerdir.<br />
Yani hizmet ve imalat sektöründe çalışanların işgörenlerin aynı işi yapan diğer<br />
çalışma arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />
etkileme görüşüne katılma konusunda sektör bazında görüş farklılıklarına sahip<br />
oldukları görülmektedir.<br />
4.7.3.1.2. Prim Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
3. H0: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin daha verimli çalışmasını<br />
sağlamak amacıyla prim uygulaması yapılması motivasyonu olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin daha verimli<br />
çalışmasını sağlamak amacıyla prim uygulaması yapılması motivasyonu olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.11: Prim Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
T Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,1333 4,571 0,000<br />
Hizmet 150 2,4000<br />
Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda, analiz sonuçlarına göre,<br />
imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,1333 ve hizmet sektöründe çalışan<br />
150 işgörenin ortalaması 2,4000’dir. Yani imalat sektöründe çalışanların daha verimli
139<br />
çalışmayı sağlamak amacıyla prim uygulaması yapılmasının motivasyonu olumlu yönde<br />
etkilemediği konusunda kararsız olduğu, buna karşılık imalat sektöründe çalışanların ise<br />
bu görüşe katılmadığı gözükmektedir. (Ankette 3=Kararsızım, 2= Katılmıyorum<br />
değerleri verilmiştir) İmalat ve Hizmet sektöründe çalışanların arasında önemli bir fark<br />
olduğu gözlenmektedir. Sig (2 tailed) sonucu da (p=0,000) iki sektörün ortalamaları<br />
arasında anlamlı bir fark olduğunu göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig. değeri<br />
0,05’ten küçük çıkmıştır) dolayısıyla sıfır hipotezi reddedilerek, alternatif hipotez kabul<br />
edilmiş olur.<br />
Bu sonuç, çalışanların motivasyonunu etkileyen faktörler arasında ekonomik bir<br />
faktör olan prim uygulamasının, sabit ücretin dışında işgörenlerin motivasyonunu<br />
olumlu yönde etkileyen bir faktör olduğunu ortaya koymaktadır.<br />
Tablo 4.12: Prim Uygulaması İle Sektör İlişkisi<br />
Prim uygulanması ile işgören motivasyonunun olumlu<br />
Kesinlikle<br />
yönde etkilenmemesi<br />
katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum<br />
Kesinlikle<br />
katılıyorum<br />
Toplam<br />
İmalat Sayı 21 35 22 47 25 150<br />
% Satır 14,0% 23,3% 14,7% 31,3% 16,7% 100,0%<br />
% Sütun 27,3% 45,5% 78,6% 62,7% 58,1% 50,0%<br />
% Toplam 7,0% 11,7% 7,3% 15,7% 8,3% 50,0%<br />
Hizmet Sayı 56 42 6 28 18 150<br />
% Satır 37,3% 28,0% 4,0% 18,7% 12,0% 100,0%<br />
% Sütun 72,7% 54,5% 21,4% 37,3% 41,9% 50,0%<br />
% Toplam 18,7% 14,0% 2,0% 9,3% 6,0% 50,0%<br />
Toplam Sayı 77 77 28 75 43 300<br />
% Satır 25,7% 25,7% 9,3% 25,0% 14,3% 100,0%<br />
% Sütun 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />
% Toplam 25,7% 25,7% 9,3% 25,0% 14,3% 100,0%
Ki-kare Test İstatistiği<br />
Value df<br />
Pearson Chi-Square 31,641 a<br />
Asymp. Sig.<br />
(2-sided)<br />
4 ,000<br />
Likelihood Ratio 32,876 4 ,000<br />
Linear-by-Linear<br />
Association<br />
N of Valid Cases 300<br />
19,588 1 ,000<br />
140<br />
Katılımcı işgörenlerin verdiği cevapların sektör bazında farklılık gösterip<br />
göstermediğini anlamak için Ki-Kare Bağımsızlık analizi yapılmıştır. Analiz sonucuna<br />
göre Asymp. Sig. (2-sided) değeri 0,000
141<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bir yıllık dönem sonunda firmanın elde<br />
ettiği karın bir bölümünü çalışanlara dağıtmasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.13: Kâra Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
İmalat 150 3,8733<br />
Hizmet 150 3,8933<br />
t Sig(2tailed)<br />
-,130 ,897<br />
Analiz sonuçlarına göre, verimli çalışmayı sağlamak amacıyla bir yıllık dönem<br />
sonunda çalıştığı firmanın elde ettiği kârın bir bölümünü çalışanlara dağıtmasının<br />
motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />
ortalaması 3,8733 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,8933’dür. Bu<br />
değerler, her iki sektörde çalışanların bu görüşe katılıyorum cevabına daha yakın bir<br />
görüş yansıtmaktadırlar (Ankette 3=Kararsızım, 4= Katılıyorum değerleri verilmiştir).<br />
Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır<br />
(p=0,897>0,05). Bu değer de, her iki sektörde çalışan işgörenlere, yıllık kârın bir<br />
bölümünün çalışanlara dağıtılmasının motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0 hipotezi<br />
kabul edilmiş olur.<br />
4.7.3.1.4. Parasal Ödüller ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
5. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarından dolayı<br />
parasal nitelikli ödüller almasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin başarılarından dolayı<br />
parasal nitelikli ödüller almasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.
Tablo 4.14: Parasal Ödüller ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
İmalat 150 4,2600<br />
Hizmet 150 4,2933<br />
t Sig(2tailed)<br />
-,263 ,792<br />
142<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin başarılarından dolayı parasal nitelikli<br />
ödüller almasının motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda imalat sektöründe<br />
çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,2600 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />
ortalaması 4,2933’dür. Bu değerler, her iki sektörde çalışanların bu görüşe katılıyorum<br />
cevabına daha yakın bir görüş yansıtmaktadırlar (Ankette 4= Katılıyorum değeri<br />
verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük<br />
çıkmıştır (p=0,792>0,05). Bu değer de, her iki sektörde çalışan işgörenlerin<br />
başarılarından dolayı parasal nitelikli ödüller almasının motivasyonlarını olumlu<br />
etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0<br />
hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
4.7.3.1.5. İstihdam Güvencesi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
6. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere çalıştığı firma tarafından<br />
sağlanan istihdam güvencesinin motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere çalıştığı firma tarafından<br />
sağlanan istihdam güvencesinin motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.
Tablo 4.15: İstihdam Güvencesi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
İmalat 150 4,3667<br />
Hizmet 150 4,3200<br />
t Sig(2tailed)<br />
,400 ,689<br />
143<br />
Yapılan Analizde, işgörenlere çalıştığı firma tarafından sağlanan istihdam<br />
güvencesinin, motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan<br />
150 işgörenin ortalaması 4,3667 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />
4,3200’dür. Bu ortalamalara göre, her iki sektörde çalışan işgörenler, katılıyorum<br />
görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da<br />
%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,689>0,05). Bu değer<br />
de, her iki sektörde çalışan işgörenlere çalıştığı firma tarafından sağlanan istihdam<br />
güvencesinin, motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının<br />
olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
7. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işten atılma korkusuyla<br />
çalışmanın motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işten atılma korkusuyla<br />
çalışmanın motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
vardır.<br />
Tablo 4.16: İşten Atılma Korkusu ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
İmalat 150 4,0533<br />
Hizmet 150 3,9400<br />
t Sig(2tailed)<br />
,770 ,442
144<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin işten atılma korkusuyla çalışmanın<br />
motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150<br />
işgörenin ortalaması 4,0533 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />
3,9400’dür. Her ne kadar hizmet sektöründe çalışanların ortalaması 3,9400 olmakla<br />
birlikte Katılıyorum görüşüne daha yakındır. Bu ortalamalara göre, her iki sektörde<br />
çalışan işgörenler, katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 3=Kararsızım, 4= Katılıyorum<br />
değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri<br />
0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,442>0,05). Bu değer de, her iki sektörde çalışan<br />
işgörenlerin, işten atılma korkusuyla çalışmanın motivasyonlarını olumsuz yönde<br />
etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0<br />
hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
4.7.3.2. Psikolojik Faktörler<br />
4.7.3.2.1. Bağımsız Çalışma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
8. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işletme içinde çalışırken<br />
kendini belli ölçülerde bağımsız hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin işletme içinde çalışırken<br />
kendini belli ölçülerde bağımsız hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.17: Bağımsız Çalışma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,9067 -,050 ,960<br />
Hizmet 150 3,9133<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin bir işletme içinde çalışırken kendini belli<br />
ölçülerde bağımsız hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,9067 ve hizmet sektöründe çalışan
145<br />
150 işgörenin ortalaması 3,9133’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler,<br />
katılıyorum görüşüne daha yakındırlar. Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde<br />
sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,960>0,05). Bu değer de, her iki sektörde<br />
çalışan işgörenlerin, bir işletme içinde çalışırken kendini belli ölçülerde bağımsız<br />
hissetmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda bir görüş<br />
farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
4.7.3.2.2. Sosyal Katılma ve Bireysel İlişkiler ile İşgören Motivasyonu<br />
İlişkisi<br />
9. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş arkadaşlarıyla ve<br />
dahil olduğu informel gruplarla olan ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş arkadaşlarıyla ve<br />
dahil olduğu informel gruplarla olan ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.18: Sosyal Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,8467 -1,462 ,145<br />
Hizmet 150 4,0333<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin iş arkadaşlarıyla ve dahil olduğu informel<br />
gruplarla olan ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat<br />
sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,8467 ve hizmet sektöründe çalışan 150<br />
işgörenin ortalaması 4,0333’dür. Her ne kadar hizmet sektöründe çalışanların ortalaması<br />
3,8467 olmakla birlikte Katılıyorum görüşüne daha yakındır (Ankette 3=Kararsızım,<br />
4=Katılıyorum değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde<br />
sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,145>0,05). Bu değer de, her iki sektörde<br />
çalışan işgörenlerin, iş arkadaşlarıyla ve dahil olduğu informel gruplarla olan
146<br />
ilişkilerinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının<br />
olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
10. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />
olan bireysel ilişkilerinin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />
olan bireysel ilişkilerinin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.19: Bireysel İlişkiler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,1400 1,686 ,093<br />
Hizmet 150 2,8600<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla olan bireysel<br />
ilişkilerinin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe<br />
çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,1400 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />
ortalaması 2,8600’dür. Her ne kadar hizmet sektöründe çalışanların ortalaması 2,8600<br />
olmakla birlikte Kararsızım görüşüne daha yakındır. (Ankette 2=Katılmıyorum, 3=<br />
Kararsızım değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig.<br />
değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,093>0,05). Bu değer de, her iki sektörde çalışan<br />
işgörenlerin, çalışma arkadaşlarıyla olan bireysel ilişkilerinin motivasyonunu olumsuz<br />
yönde etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu<br />
durumda H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
4.7.3.2.3. Kendini Değerli Hissetme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
11. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş yerinde kendilerini<br />
değerli hissetme duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı yoktur.
147<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin iş yerinde kendilerini<br />
değerli hissetme duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.20: Kendini Değerli Hissetme ve Takdir Edilme ile İşgören Motivasyonu<br />
İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 4,2333 ,057 ,954<br />
Hizmet 150 4,2267<br />
Analiz sonuçlarına gör,e işgörenlerin iş yerinde kendilerini değerli hissetme<br />
duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe<br />
çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,2233 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />
ortalaması 4,2267’dir. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler, katılıyorum<br />
görüşündedirler. Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten<br />
büyük çıkmıştır (p=0,954>0,05). Bu değer de, her iki sektörde çalışan işgörenlerin, iş<br />
yerinde kendilerini değerli hissetme duygusunun motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. Bu durumda H0<br />
hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
12. H0: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin yöneticiler ve grup<br />
üyeleri tarafından takdir edilmesi ve yapıcı eleştiriler almasının motivasyonu olumsuz<br />
yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: İmalat ve Hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlerin yöneticiler ve grup<br />
üyeleri tarafından takdir edilmesi ve yapıcı eleştiriler almasının motivasyonu olumsuz<br />
yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.
Tablo 4.21: Takdir Edilme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,0600 2,908 0,004<br />
Hizmet 150 2,5667<br />
148<br />
Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda analiz sonuçlarına göre<br />
imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,0600 ve hizmet sektöründe çalışan<br />
150 işgörenin ortalaması 2,5667’dir. Yani imalat sektöründe çalışanların daha verimli<br />
çalışmayı sağlamak amacıyla yöneticiler ve grup üyeleri tarafından takdir edilmesinin ve<br />
yapıcı eleştiriler almasının motivasyonu olumsuz yönde etkilemesi konusunda kararsız<br />
olduklarını, buna karşılık hizmet sektöründe çalışanların ise bu görüşe katılmadığı ancak<br />
kararsızlığa daha yakın bir görüş sergilediği gözükmektedir. (Ankette 3=Kararsızım, 2=<br />
Katılmıyorum değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde<br />
sig. değeri 0,05’ten küçük çıkmıştır (p=0,004
Tablo 4.22: Takdir Edilme ve Sektör İlişkisi<br />
Takdir Edilmenin İşgören Motivasyonunu Olumsuz<br />
Kesinlikle<br />
Yönde Etkilemesi<br />
katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum<br />
Kesinlikle<br />
katılıyorum<br />
Toplam<br />
İmalat Sayı 30 31 20 38 31 150<br />
% Satır 20,0% 20,7% 13,3% 25,3% 20,7% 100,0%<br />
% Sütun 39,0% 40,3% 74,1% 60,3% 55,4% 50,0%<br />
% Toplam 10,0% 10,3% 6,7% 12,7% 10,3% 50,0%<br />
Hizmet Sayı 47 46 7 25 25 150<br />
% Satır 31,3% 30,7% 4,7% 16,7% 16,7% 100,0%<br />
% Sütun 61,0% 59,7% 25,9% 39,7% 44,6% 50,0%<br />
% Toplam 15,7% 15,3% 2,3% 8,3% 8,3% 50,0%<br />
Toplam Sayı 77 77 27 63 56 300<br />
% Satır 25,7% 25,7% 9,0% 21,0% 18,7% 100,0%<br />
% Sütun 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />
% Toplam 25,7% 25,7% 9,0% 21,0% 18,7% 100,0%<br />
Ki-kare Test İstatistiği<br />
Value df<br />
Pearson Chi-Square 16,260 a<br />
Asymp. Sig.<br />
(2-sided)<br />
4 ,003<br />
Likelihood Ratio 16,598 4 ,002<br />
Linear-by-Linear<br />
Association<br />
N of Valid Cases 300<br />
8,250 1 ,004<br />
149
150<br />
Katılımcı işgörenlerin verdiği cevapların sektör bazında farklılık gösterip<br />
göstermediğini anlamak için Ki-Kare Bağımsızlık analizi yapılmıştır. Analiz sonucuna<br />
göre Asymp. Sig. (2-sided) değeri 0,003
151<br />
sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1800 ve hizmet sektöründe çalışan 150<br />
işgörenin ortalaması 4,1400’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler,<br />
katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed)<br />
sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,748>0,05).<br />
Bu da, imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenler arasında, görüş farklılığı<br />
olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
4.7.3.2.5. Fiziksel Şartlar ve Çalışma Koşulları ile İşgören Motivasyonu<br />
İlişkisi<br />
14. H0: İmalat ve hizmet işletmelerinde, fiziksel şartlar ve çalışma koşulları<br />
İşgörenlerin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
yoktur.<br />
HA: İmalat ve hizmet işletmelerinde, fiziksel şartlar ve çalışma koşulları<br />
İşgörenlerin motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.24: Fiziksel Şartlar ve Çalışma Koşulları ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,6933 3,647 0,000<br />
Hizmet 150 3,1600<br />
Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda analiz sonuçlarına göre,<br />
imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,6933 ve hizmet sektöründe çalışan<br />
150 işgörenin ortalaması 3,1600’dür. Yani imalat sektöründe çalışanların daha verimli<br />
çalışmayı sağlamak amacıyla işletme içerisinde aydınlatma, ısı, gürültü, araç-gereçler ve<br />
işyerinin eve yakınlığı gibi fiziksel şartların ve çalışma koşullarının motivasyonu<br />
olumsuz yönde etkileme konusunda kararsız görüş bildirmekle birlikte katılıyorum<br />
görüşüne daha yakındır. Buna karşılık hizmet sektöründe çalışanların ise bu görüşte<br />
kararsız olduğu gözükmektedir. (Ankette 3=Kararsızım, 4= Katılıyorum değerleri
152<br />
verilmiştir) İmalat ve Hizmet sektöründe çalışanların görüşleri arasında anlamlı bir<br />
farklılık olduğu gözlenmektedir. Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig.<br />
değeri 0,05’ten küçük çıkmıştır (p=0,000
153<br />
Katılımcı işgörenlerin verdiği cevapların sektör bazında farklılık gösterip<br />
göstermediğini anlamak için Ki-Kare Bağımsızlık analizi yapılmıştır. Analiz sonucuna<br />
göre Asymp. Sig. (2-sided) değeri 0,000
154<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin önerilerinin üst yönetim tarafından<br />
değerlendirilerek etkin bir biçimde uygulamaya konulmasının motivasyonlarını olumlu<br />
yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,2067<br />
ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1467’dir. Bu değerlerle, her iki<br />
sektörde çalışan işgörenler, katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri<br />
verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük<br />
çıkmıştır (p=0,584>0,05). Bu da, imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenler<br />
arasında, görüş farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul<br />
edilmiş olur.<br />
4.7.3.2.7. İşletmenin Düzenlediği Faaliyetler ve Sosyal Etkinlikler ile İşgören<br />
Motivasyonu İlişkisi<br />
16. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere işletme tarafından<br />
düzenlenen piknik, spor faaliyetleri vb. faaliyetlerin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere işletme tarafından<br />
düzenlenen piknik, spor faaliyetleri vb. faaliyetlerin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.27: İşletmenin Düzenlediği Faaliyetler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
T Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,9133 -,996 0,320<br />
Hizmet 150 4,0400<br />
Analiz sonuçlarına göre verimli çalışmayı sağlamak amacıyla işletme tarafından<br />
düzenlenen piknik, spor faaliyetleri vb. faaliyetlerin motivasyonu olumlu yönde etkileme<br />
durumu konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,9133 ve hizmet<br />
sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,0400’dür. Her ne kadar imalat sektöründe<br />
çalışanların ortalaması 3,9133 olmakla birlikte Katılıyorum görüşüne daha yakındır.
155<br />
(Ankette 3=Kararsızım, 4= Katılıyorum değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da<br />
%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,320>0,05). Bu da,<br />
imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenler arasında, görüş farklılığı olmadığını<br />
göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
17. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin İşletme içerisindeki<br />
sosyal etkinliklerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilememesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin İşletme içerisindeki<br />
sosyal etkinliklerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilememesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.28: Sosyal Etkinlikler ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 2,9067 1,216 0,225<br />
Hizmet 150 2,7133<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin işletme içerisindeki sosyal etkinliklerin<br />
motivasyonlarını olumsuz yönde etkilememesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150<br />
işgörenin ortalaması 2,9067 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />
2,7133’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler, kararsızım görüşüne daha<br />
yakındırlar. (Ankette 3= Kararsızım değeri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95<br />
güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,225>0,05). Bu da, imalat<br />
ve hizmet sektöründe çalışan işgörenler arasında, sosyal etkinliklerin motivasyonlarını<br />
olumsuz yönde etkilememesi konusunda görüş farklılığı olmadığını göstermektedir.<br />
Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.
4.7.3.3. Örgütsel ve Yönetsel Faktörler<br />
4.7.3.3.1. Amaç Birliği ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
156<br />
18. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme amaçlarının işgörenlerin bireysel<br />
amaçlarıyla örtüşmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme amaçlarının işgörenlerin bireysel<br />
amaçlarıyla örtüşmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.29: Amaç Birliği ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,4067 -1,452 0,148<br />
Hizmet 150 3,6067<br />
Analiz sonuçlarına göre, işletme amaçlarının bireysel amaçlarıyla örtüşmesinin<br />
işgörenlerin motivasyonlarını olumlu etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan<br />
150 işgörenin ortalaması 3,4067 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />
3,6067’dir. Bu değerlere göre, her iki sektörde çalışan işgörenler, kararsız gibi<br />
görünseler de “Katılıyorum” görüşüne daha yakındırlar. (Ankette 3= Kararsızım,<br />
4=Katılıyorum değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde<br />
sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,148>0,05). Bu da, imalat ve hizmet sektöründe<br />
çalışan işgörenler arasında, amaç birliğinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul<br />
edilmiş olur.
4.7.3.3.2. Yetki ve Sorumluluk ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
157<br />
19. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere yönetim tarafından sahip<br />
oldukları niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere yönetim tarafından sahip<br />
oldukları niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.30: Yetki ve Sorumluluk ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 4,0067 -,952 0,342<br />
Hizmet 150 4,1200<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlere yönetim tarafından sahip oldukları<br />
niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,0067 ve hizmet<br />
sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1200’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde<br />
çalışan işgörenler, katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri<br />
verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük<br />
çıkmıştır (p=0,342>0,05). Bu da, imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin<br />
arasında, yetki ve sorumlulukların motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
4.7.3.3.3. Meslek Eğitimi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
20. H0: İmalat ve hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlere mesleği ile ilgili<br />
eğitimler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
yoktur.
158<br />
HA: İmalat ve hizmet işletmelerinde çalışan işgörenlere mesleği ile ilgili eğitimler<br />
verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.31: Meslek Eğitimi ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 4,1267 -2,396 0,017<br />
Hizmet 150 4,3800<br />
Veriler Bağımsız iki örnek T testine tabi tutulduğunda analiz sonuçlarına göre<br />
imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1267 ve hizmet sektöründe çalışan<br />
150 işgörenin ortalaması 4,3800’dür. Yani imalat sektöründe çalışan işgörenlerin,<br />
meslekleri ile ilgili eğitimler verilmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
katılıyorum, buna karşılık hizmet sektöründe çalışanların da bu görüşe katılıyorum<br />
şeklinde görüş bildirmekle birlikte imalat sektöründe çalışanlara oranla daha yüksek bir<br />
oranda katıldıkları gözükmektedir. (Ankette 4= Katılıyorum, değeri verilmiştir) İmalat<br />
ve Hizmet sektöründe çalışanların arasında görüş farklılığı olduğu gözlenmektedir. Sig<br />
(2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten küçük çıkmıştır<br />
(p=0,017
% Sütun ,0% 61,5% 83,3% 63,6% 35,5% 50,0%<br />
% Toplam ,0% 2,7% 5,0% 25,7% 16,7% 50,0%<br />
Hizmet Sayı 7 5 3 44 91 150<br />
% Satır 4,7% 3,3% 2,0% 29,3% 60,7% 100,0%<br />
% Sütun 100,0% 38,5% 16,7% 36,4% 64,5% 50,0%<br />
% Toplam 2,3% 1,7% 1,0% 14,7% 30,3% 50,0%<br />
Toplam Sayı 7 13 18 121 141 300<br />
% Satır 2,3% 4,3% 6,0% 40,3% 47,0% 100,0%<br />
% Sütun 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />
% Toplam 2,3% 4,3% 6,0% 40,3% 47,0% 100,0%<br />
Ki-kare Test İstatistiği<br />
Value df<br />
Pearson Chi-Square 36,614 a<br />
Asymp. Sig.<br />
(2-sided)<br />
4 ,000<br />
Likelihood Ratio 40,347 4 ,000<br />
Linear-by-Linear<br />
Association<br />
N of Valid Cases 300<br />
5,649 1 ,017<br />
159<br />
Katılımcı işgörenlerin verdiği cevapların sektör bazında farklılık gösterip<br />
göstermediğini anlamak için Ki-Kare Bağımsızlık analizi yapılmıştır. Analiz sonucuna<br />
göre Asymp. Sig. (2-sided) değeri 0,000
160<br />
Yani hizmet ve imalat sektöründe çalışan işgörenlere mesleği ile ilgili eğitimler<br />
verilmesinin motivasyonlarını olumlu yönde etkileme görüşüne katılma konusunda<br />
sektör bazında görüş farklılıklarına sahip oldukları görülmektedir.<br />
4.7.3.3.4. İş görenlerin Kararlara Katılması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
21. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin bir takım kararların<br />
alınmasında söz sahibi olmasından dolayı motivasyonlarının olumlu yönde etkilenmesi<br />
konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin bir takım kararların<br />
alınmasında söz sahibi olmasından dolayı motivasyonlarının olumlu yönde etkilenmesi<br />
konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.33: Kararlara Katılma ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 4,0200 -1,570 0,117<br />
Hizmet 150 4,1933<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin bir takım kararların alınmasında söz sahibi<br />
olması motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan<br />
150 işgörenin ortalaması 4,0200 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />
4,1933’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler, katılıyorum<br />
görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da<br />
%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,117>0,05). Bu da,<br />
imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin arasında, kararlara katılmada<br />
motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı olmadığını<br />
göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.
4.7.3.3.5. İletişim Sistemi ve İşbirliği ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
161<br />
22. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir<br />
iletişim sisteminin olmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir<br />
iletişim sisteminin olmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.34: Sağlıklı ve Etkin İletişim ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 4,1342 ,463 0,644<br />
Hizmet 150 4,0800<br />
Analiz sonuçlarına göre, işletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir iletişim sisteminin<br />
olmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat<br />
sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1342 ve hizmet sektöründe çalışan 150<br />
işgörenin ortalaması 4,0800’dür. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler,<br />
katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed)<br />
sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,644>0,05).<br />
Bu da, imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin arasında, sağlıklı ve etkin bir<br />
iletişim sisteminin olması motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
23. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />
bilgi alışverişi içerisinde olması ve işbirliği sağlamanın motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla<br />
bilgi alışverişi içerisinde olması ve işbirliği sağlamanın motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.
Tablo 4.35: Bilgi Alışverişi ve İşbirliği ile İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 4,1200 -,231 0,817<br />
Hizmet 150 4,1467<br />
162<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlerin çalışma arkadaşlarıyla bilgi alışverişi<br />
içerisinde olması ve işbirliği sağlamanın motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1200 ve hizmet<br />
sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,1467’dir. Bu değerlerle, her iki sektörde<br />
çalışan işgörenler, katılıyorum görüşündedirler. (Ankette 4= Katılıyorum değeri<br />
verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük<br />
çıkmıştır (p=0,817>0,05). Bu da, imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin<br />
arasında, bilgi alışverişi ve işbirliğinin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul<br />
edilmiş olur.<br />
4.7.3.3.6. Bireysel ya da Grupsal Rekabet ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
24. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bireysel yada grupsal rekabetin işgörenlerin<br />
motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
25. HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, bireysel yada grupsal rekabetin işgörenlerin<br />
motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.36: Bireysel ya da Grupsal Rekabet ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 2,8867 ,173 0,863<br />
Hizmet 150 2,8600
163<br />
Analiz sonuçlarına göre, bireysel yada grupsal rekabetin işgörenlerin<br />
motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150<br />
işgörenin ortalaması 2,8867 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />
2,8600’dır. Bu değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler, “Kararsızım” görüşüne<br />
daha yakındırlar. (Ankette 3= Kararsızım değeri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da<br />
%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,863>0,05). Bu da,<br />
imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin arasında, bireysel ya da grupsal<br />
rekabetin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
4.7.3.3.7. Performans Değerlendirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
25. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin niteliklerinin, iş<br />
alışkanlıklarının vb. özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını<br />
olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin niteliklerinin, iş<br />
alışkanlıklarının vb. özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını<br />
olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.37: İşgören Niteliklerinin Sistemli Ölçümü ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
T Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,6533 -,897 0,371<br />
Hizmet 150 3,7733<br />
Analiz sonuçlarına göre verimli çalışmayı sağlamak amacıyla niteliklerinin, iş<br />
alışkanlıklarının vb. özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını<br />
olumlu yönde etkileme durumu konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />
ortalaması 3,6533 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,7733’dür. Bu<br />
değerlerle, her iki sektörde çalışan işgörenler, “Katılıyorum” görüşüne daha yakındırlar.<br />
(Ankette 4= Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da %95 güven aralığı
164<br />
içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,371>0,05). Bu da, imalat ve hizmet<br />
sektöründe çalışan işgörenlerin arasında, niteliklerinin, iş alışkanlıklarının vb.<br />
özelliklerinin sistematik bir şekilde ölçülmesinin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi<br />
kabul edilmiş olur.<br />
26. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisindeki performans<br />
değerlendirme sisteminin olması ve bunun doğrultusunda ödül-ceza uygulamalarının<br />
yapılmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içerisindeki performans<br />
değerlendirme sisteminin olması ve bunun doğrultusunda ödül-ceza uygulamalarının<br />
yapılmasının işgörenlerin motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.38: Performans Değerlendirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
T Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,0533 1,432 0,153<br />
Hizmet 150 2,8400<br />
Analiz sonuçlarına göre verimli çalışmayı sağlamak amacıyla göre işletme<br />
içerisindeki performans değerlendirme sisteminin olması ve bunun doğrultusunda ödül<br />
ve ceza uygulamalarının yapılmasının motivasyonu olumsuz etkileme durumu<br />
konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,0533 ve hizmet<br />
sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 2,8400’dür. Her ne kadar hizmet sektöründe<br />
çalışanların ortalaması 2,8400 olmakla birlikte “Kararsızım” görüşüne daha yakındırlar.<br />
(Ankette 2=Katılmıyorum, 3= Kararsızım değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da<br />
%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır (p=0,153>0,05). Bu da,<br />
imalat ve hizmet sektöründe çalışan işgörenlerin arasında, performans değerlendirmesi
165<br />
yapılmasının motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
4.7.3.3.8. İş Genişletme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
27. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin görev ve<br />
sorumluklularının arttırılmasının (iş genişletme) motivasyonlarını olumsuz yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin görev ve<br />
sorumluklularının arttırılmasının (iş genişletme) motivasyonlarını olumsuz yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.39: İş Genişletme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
T Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,0067 ,423 0,673<br />
Hizmet 150 2,8733<br />
Analiz sonuçlarına göre, görev ve sorumluluklarının arttırılması (iş genişletme)<br />
motivasyonlarını olumsuz yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe çalışan 150<br />
işgörenin ortalaması 3,0067 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />
2,8733’dür. Her ne kadar hizmet sektöründe çalışanların ortalaması 2,8733 olmakla<br />
birlikte “Kararsızım” görüşüne çok yakındır. (Ankette 2=Katılmıyorum, 3= Kararsızım<br />
değerleri verilmiştir). Sig (2 tailed) sonucu da (p=0,673) iki sektörün ortalamaları<br />
arasında bir görüş farklılığının olmadığını göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig.<br />
değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır). Dolayısıyla, her iki sektörde çalışanların, görev ve<br />
sorumluklularının arttırılmasının (iş genişletme) motivasyonlarını olumsuz yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur. Bu durumda H0 hipotezi kabul edilmiş<br />
olur.
4.7.3.3.9. İş Zenginleştirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
166<br />
28. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere daha çok sayıda iş<br />
verilmesinin (iş zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlere daha çok sayıda iş<br />
verilmesinin (iş zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.40: İş Zenginleştirme ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 3,3467 -,186 0,852<br />
Hizmet 150 3,3733<br />
Analiz sonuçlarına göre, işgörenlere daha çok sayıda iş verilmesinin (iş<br />
zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda imalat sektöründe<br />
çalışan 150 işgörenin ortalaması 3,3467 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin<br />
ortalaması 3,3733’dür. Her iki sektörde çalışan işgörenler, iş zenginleştirme konusunda<br />
“Kararsızım” görüşündedirler. ( Ankete 3=Kararsızım değeri verilmiştir). Sig (2 tailed)<br />
sonucu da (p=0,673) iki sektörün ortalamaları arasında bir görüş farklılığının olmadığını<br />
göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır).<br />
Dolayısıyla, her iki sektörde çalışanlara daha çok sayıda iş verilmesinin (iş<br />
zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
yoktur. Bu durumda, H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
4.7.3.3.10. Kalite Kontrol Çemberleri ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
29. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren<br />
konularda, işgörenlerin çeşitli sorunları belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için
167<br />
bir grup oluşturması (Kalite kontrol çemberleri) motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren<br />
konularda, işgörenlerin çeşitli sorunları belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için<br />
bir grup oluşturması (Kalite kontrol çemberleri) motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.41: Kalite Kontrol Çemberleri ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 4,1667 ,847 0,398<br />
Hizmet 150 4,0800<br />
Analiz sonuçlarına göre, verimli çalışmayı sağlamak amacıyla işletme içerisinde<br />
kendi alanlarını ilgilendiren çalışma arkadaşlarının çeşitli sorunlarını belirlemek,<br />
incelemek ve çözümler sunmak için bir grup oluşturulmasının (kalite kontrol çemberleri)<br />
motivasyonu olumlu yönde etkileme durumu konusunda imalat sektöründe çalışan 150<br />
işgörenin ortalaması 4,1667 ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması<br />
4,0800’dür. Her iki sektörde çalışan işgörenler, kalite kontrol çemberleri konusunda<br />
“Katılıyorum” görüşündedirler. ( Ankete 4=Katılıyorum değeri verilmiştir). Sig (2<br />
tailed) sonucu da (p=0,398) iki sektörün ortalamaları arasında bir görüş farklılığının<br />
olmadığını göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük<br />
çıkmıştır). Dolayısıyla, her iki sektörde, işgörenlerin işletme içerisinde kendi alanlarını<br />
ilgilendiren çalışma arkadaşlarının çeşitli sorunlarını belirlemek, incelemek ve çözümler<br />
sunmak için bir grup oluşturulmasının (kalite kontrol çemberleri) motivasyonu olumlu<br />
yönde etkileme durumu konusunda görüş farklılığı yoktur. Bu durumda, H0 hipotezi<br />
kabul edilmiş olur.
4.7.3.3.11. İşletmeye Özel Uygulamalar Yapılması ve İşgören Motivasyonu<br />
İlişkisi<br />
168<br />
30. H0: Hizmet ve imalat işletmelerinde, mesai saatlerinde çay saati gibi kısa molalar<br />
verilmesi işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş<br />
farklılığı yoktur.<br />
HA: Hizmet ve imalat işletmelerinde, mesai saatlerinde çay saati gibi kısa<br />
molalar verilmesi işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
görüş farklılığı vardır.<br />
Tablo 4.42: Çay Saati Uygulaması ve İşgören Motivasyonu İlişkisi<br />
Sektör N Mean-<br />
Ortalama<br />
t Sig(2tailed)<br />
İmalat 150 4,3867 1,322 0,187<br />
Hizmet 150 4,2400<br />
Analiz sonuçlarına göre verimli çalışmayı sağlamak amacıyla, mesai saatlerinde<br />
çay saati gibi kısa molalar verilmesinin işgörenlerin motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkileme durumu konusunda imalat sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,3867<br />
ve hizmet sektöründe çalışan 150 işgörenin ortalaması 4,2400’dür. Sig (2 tailed) sonucu<br />
da (p=0,187) iki sektörün ortalamaları arasında bir görüş farklılığının olmadığını<br />
göstermektedir. (%95 güven aralığı içinde sig. değeri 0,05’ten büyük çıkmıştır)<br />
Dolayısıyla, mesai saatlerinde çay saati gibi kısa molalar verilmesi işgörenlerin<br />
motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı yoktur. Bu<br />
durumda, H0 hipotezi kabul edilmiş olur.<br />
Bunların yanında, genel bir değerlendirme yapılacak olursa, yöneticilerin<br />
işgörenlerini motive etmede başarılı olması için şu hususları dikkat etmeleri gerektiği<br />
söylenebilir. Öncelikle, çalışma motivasyonun insanın kendi içinde varolduğu gerçeğini<br />
kabul edip, üretken bir çalışma ortamı yaratarak işgörenlerin motivasyonlarını<br />
güçlendirmeye çalışılmalıdır. Bununla birlikte, motivasyonu etkileyen faktörlerin
169<br />
işgörenin davranışlarının yorumlanması ile belirlenebileceği göz önüne alınarak,<br />
işgörenlerin davranışları yorumlanmalı ve bu yorumlamanın sonuçlarına göre onları<br />
motive edecek modeller ve uygulamalar geliştirilmelidir. Başka bir deyişle, motivasyon<br />
sorunu tüm çalışanlara uygulanan standart motivasyon araçları ile değil, “kişiye özel”<br />
olarak çözülmelidir. Bunun için, motivasyon araçları seçilirken, önce çalışanlar<br />
gözlemlenmeli, onlarla görüşme yapmalı ya da çalışanların memnuniyeti ve iş tatminini<br />
ölçen anketler yapılmalıdır. Elde edilen bilgiler doğrultusunda çalışanların ihtiyaçlarına,<br />
işletmeye ve işe uygun motivasyon araçları seçilmelidir. Ayrıca, motivasyon araçları<br />
kullanılırken ve uygulanırken bütün işletme bölümlerinin karşılıklı bütünlük ve uyumlu<br />
işbirliği sağlanmalı ve çalışanların motivasyonunu etkileyen faktörlerin tümü dikkate<br />
alınmalıdır. Bununla birlikte, başarılı sonuçlara ulaşılabilmesi için, motivasyon araçları<br />
seçilip uygulandıktan sonra etkili olup olmadığı ölçülmeli ve bu doğrultuda eksiklikler<br />
giderilmelidir.
BEŞİNCİ BÖLÜM<br />
SONUÇ ve DEĞERLENDİRMELER<br />
170<br />
Küreselleşen ve teknolojinin çok yüksek seviyelere ulaştığı bu yüzyılda,<br />
işletmelrin en önemli sermayelerinin insan unsuru olduğuna inanılmaktadır. İnsan<br />
sermayesinin bu kadar önemli hale gelmesi, işgörenlerin davranışlarını yönlendiren<br />
motivasyon uygulamalarına olan ihtiyacı arttırmaktadır. Dolayısıyla motivasyon<br />
faktörleri de işgörenlerin motivasyonlarını etkileyen araçlar olarak işletmelerin başarıya<br />
ulaşmalarında oldukça önemli rol oynamaktadır.<br />
İşgörenleri işletme yararına hareket etmek için motive etmek ve onları uzun<br />
vadede işte tutmak çok zor bir çalışmayı gerektirmektedir. Bu nedenle, işletmelerde<br />
motivasyonun sağlanması ve işgörenlerin işletme amaçları doğrultusunda hareket<br />
etmeleri için çok sayıda teşvik edici araç kullanılmaktadır. İşgörenler bir işletmede<br />
çalışmaya başladıkları zaman, beraberlerinde işletmeye başarı ve verimi etkileyen<br />
birtakım gereksinmeler getirmektedirler.<br />
İşgörenlerin istek ve ihtiyaçlarının her zaman ve her yerde herkesle aynı<br />
olmayacağı düşünülürse motivasyonu etkileyen faktörlerin işgörenlere göre değişeceği<br />
de göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla motivasyonun çok boyutlu olarak<br />
düşünülmesi gereken bir kavram olduğu, ekonomik, psikolojik ve örgütsel-yönetsel<br />
faktörlerin genel olarak motivasyonu etkilemedeki düzeyinin birlikte ele alınması<br />
gerektiği ortaya çıkmaktadır.<br />
İşgörenlerin motivasyonunun sağlanması, iş hayatının önemli konuları arasında<br />
yer almaktadır. Çünkü motivasyon hem işgörenin hem de işletmenin performansında<br />
etkili bir araç durumundadır. Performansı artırmak isteyen bir yönetici, işgörenlerin<br />
tutum ve davranışlarını, arzu ve isteklerini, fikir ve duygularını aynı zamanda bunlara<br />
etki eden işletme içi ve işletme dışı faktörleri dikkate almalıdır. Motive olamayan<br />
personelin olumlu performans göstermesi beklenmemelidir.
171<br />
Araştırmada buradan hareketle ekonomik, psikolojik ve yönetsel-örgütsel<br />
motivasyon faktörleri ele alınmış ve bu faktörlerin hizmet ve imalat işletmelerinde<br />
çalışan işgörenlerin motivasyonunu olumlu ya da olumsuz yönde etkilediğini<br />
açıklayarak, sektör bazında karşılaştırmalı bir analiz yapılmıştır.<br />
Hipotezimiz olan ekonomik, psikolojik ve yönetsel-örgütsel motivasyon<br />
faktörlerinin, işgörenlerin motivasyonlarını etkilemesi konusunda hizmet ve imalat<br />
sektörü arasında görüş farklılığının olmadığı konusu araştırılmış ve sektör bazında bir<br />
farklılığa rastlanamamıştır. Ancak 30 adet hipotezlerimizden 5 tanesinde hizmet ve<br />
imalat sektörlerinde çalışan işgörenler arasında görüş farklılığı tespit edilmiştir. Bu<br />
değer yüzde olarak toplamı etkilememektedir.<br />
Araştırma sonucunda, öncelikle işgörenlerin demografik özelliklerini ölçmeye<br />
yönelik 6 adet anket sorularının bulgularına yer verilmiştir. Araştırmadan objektif bir<br />
karşılaştırma yaparak sonuç elde edebilmek için 300 işgörenin 150’si hizmet<br />
işletmesinde, 150’si ise imalat işletmesinde çalışan işgörenlerden oluşmaktadır.<br />
Araştırma bulgularına göre, araştırmaya katılan hizmet ve imalat işletmelerinde<br />
çalışan işgörenlerin büyük bir kısmı 25-30 yaş aralığındadır. Bu açıdan bakıldığında, bu<br />
sektörlerde daha genç yaşta çalışanların çoğunlukta olduğu söylenebilir. Yaş aralığı<br />
yükseldikçe işgören sayısında bir azalma söz konusudur.<br />
Bulgulara göre araştırmaya katılan işgörenlerin 76’sı kadın, 224’ü erkek<br />
çalışanlardan oluşmaktadır. Bu sonuçlara göre, erkek işgören sayısının oldukça yüksek<br />
olduğu göze çarpmaktadır. Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan İşgörenlerin cinsiyet<br />
farkının önemli olduğu gözlenmektedir. Çünkü emek yoğun çalışılan bu sektörlerde<br />
erkek gücünün daha çok kullanıldığı açıkça ortadadır. Bu sonuç tam da beklenildiği<br />
gibidir.<br />
Araştırmaya katılan işgörenlerin 156’sı lise eğitimi almıştır. Aynı zamanda<br />
işgörenlerin pozisyon dağılımında, işçi olan işgörenlerin sayısı da 120’dir. Bu da<br />
pozisyon dağılımındaki en yüksek paydır. İşgörenlerin eğitiminin yüksek oranda lise<br />
eğitimi olmasının sebebi, hizmet ve imalat sektörlerinde, işçi pozisyonunda çalışan<br />
işgören grubunun sayıca yüksek çıkması olabilir. Bu da sektörlerde meslek bazında bir<br />
eğitimin çok önemli bir seçim sebebi olmamasından kaynaklanabilir. Bu sektörlerde lise
172<br />
eğitimi alan işgörenlerin sayısı yüksek olsa da üniversite ve dengi eğitim alan<br />
işgörenlerin sayısı da gözden kaçırılmayacak kadar yüksektir. Burada bilgi ve eğitime<br />
sektör bazında daha fazla önem verilmesi gerektiği söylenebilir.<br />
İşgörenlerin büyük bir kısmı 16 yıl ve üstü süreyle işletmede çalışmaktadır. Bu<br />
sonuca göre işletmelerin istihdam politikalarının yeterli olduğu açıkça ortadadır. Bu<br />
politika da işgörenlere gelecekleri hakkında güvende oldukları hissini yaratabilir.<br />
Bulgulara göre; hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin<br />
motivasyonuna ilişkin şunlar söylenebilir:<br />
Ekonomik Faktörler;<br />
• Araştırma sonuçlarına göre, hizmet ve imalat işletmesinde çalışan işgörenler,<br />
maaşlarına yapılacak yıllık artışların motivasyonlarını olumlu yönde<br />
arttıracağında hemfikirdirler. Bu durumda ücret faktörünün işgörenlerin<br />
motivasyonunda önemli bir yere sahip olduğu söylenebilir. Sektör bazında<br />
işgörenlerin görüşlerinde anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.<br />
• Hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlerin aynı işi yapan diğer çalışma<br />
arkadaşlarıyla aynı ücreti alması (ücret adaleti) motivasyonu olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığı vardır. Hizmet sektöründe çalışan<br />
işgörenler, imalat sektöründe çalışanlara göre daha yüksek oranda bu görüşe<br />
katılmaktadırlar. Burada eşit işe eşit ücret mantığı, işgörenlerin kendileri ve diğer<br />
çalışma arkadaşlarıyla arasında bir ayrımcılık yapılmadığını düşündürmektedir.<br />
• Hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlerin daha verimli çalışmasını sağlamak<br />
amacıyla prim uygulaması yapılması motivasyonu olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı saptanmıştır. Prim uygulaması yapılması, hizmet<br />
sektöründeki işgörenlerin motivasyonunu olumlu yönde etkilerken imalat<br />
sektöründe çalışan işgörenler ise bu konuda kararsız kalmışlardır. Bu durumun<br />
nedeni, her işgörene maaşının belirli bir katı kadar para verilmesinin, bunun<br />
sabit ücretin bir parçası olarak algılanmasına yol açması olduğu söylenebilir.<br />
• İşgörenin kâra katılarak işletmede elde edeceği başarıdan kendisinin de<br />
yararlanacağını bilmesi, daha istekli ve daha verimli çalışmasını sağlamaktadır.
173<br />
Araştırmada işgörenlerin motivasyonları bu konuda olumlu yönde<br />
etkilenmektedir ve sektör bazında bir görüş farklılığına rastlanmamıştır.<br />
• İşletmelerde işgörenlerin başarılarından dolayı parasal ödüller alması,<br />
motivasyonlarını olumlu yönde etkilerken, iki sektör çalışanları arasında görüş<br />
farklılığı bulunmamaktadır. İşletmelerde genelde yaygın ve yanlış bir ifade olan<br />
“İşgörenler başarılı olmak zorundadır, onları ödüllendirmeye gerek yoktur”<br />
düşüncesi bu şekilde çürütülmüş olacaktır. İşgörenler ödüllendirildikleri takdirde<br />
daha çok motive olmaktadırlar. Böylece işletmeye katkıları da artmaktadır.<br />
• İşletme tarafından istihdam güvencesi sağlanması ve işgörenlerin işten atılma<br />
korkusuyla çalışmamaları motivasyonlarını olumlu yönde etkilemektedir. Hizmet<br />
ve imalat sektöründe çalışanların görüşleri arasında bir farklılığa rastlanmamıştır.<br />
Bu faktörler işgörenlere, çalıştıkları işletmelerden emekli olabilecekleri<br />
düşüncesini yaratabilir. Gelecek garantisinin olması kişiyi daima mutlu ve<br />
huzurlu yapmaktadır. Bu güvencenin verilmesi işletmelerin lehine olacaktır.<br />
Psikolojik Faktörler;<br />
• Birçok kişi, bağımsız çalışmak, serbest hareket etmek, inisiyatif sahibi olmak,<br />
sorumluluk almak ve kendi başına iş yapmak ister. Kuşkusuz bu tip sorumlu<br />
işgörenlere, yönetimde inisiyatif vermek onların daha başarılı olmasını sağlar.<br />
Böylelikle motivasyonları da olumlu yönde etkilenmiş olacaktır. Bu çalışmada<br />
hizmet ve imalat işletmesinde çalışan işgörenler bağımsız çalışmalarının<br />
kendilerini daha çok motive edeceği konusunda aynı fikirdedirler. Ancak bağımlı<br />
çalışmak isteyen ve sorumluluk almak istemeyen işgörenlere de inisiyatif vermek<br />
yararlı olmayabilir.<br />
• Bir işgörenin yalnız başına bir ilişki sitemine dahil olmadan çalışma olanağı<br />
yoktur. Bu açıdan bireysel ya da grupsal olarak dahil olduğu gruplar vardır.<br />
Farklı gereksinimi olan bireylerin bu gereksinmelerini ayrı ayrı tatmin etmek<br />
yerine, üyesi olduğu grubun gereksinmelerini gidermek, bu şekilde grupları<br />
motive etmek daha kolaydır. Araştırmada da, hizmet ve imalat sektöründe<br />
çalışan işgörenlerin,sosyal katılımın motivasyonlarını olumlu yönde etkilediği<br />
konusunda görüş farklılığı saptanmamıştır.
174<br />
• Çoğu işgörenler, yapılmaya değer bir işe sahip oldukları zaman daha çok<br />
çalışırlar. Bu takdirde işgörenler sadece kendileri ya da işletme çıkarları için<br />
çalışmış olmakla kalmazlar, aynı zamanda toplum içinde bir şeyler yapmanın<br />
mutluluğunu da duyarlar. Ayrıca işgörenlerin, üstlerinden ya da grup üyelerinden<br />
yaptıkları işle alakalı yapıcı eleştiriler alması ve takdir edilmeleri<br />
motivasyonlarını olumlu yönde etkilemektedir. Araştırmada, hizmet ve imalat<br />
sektöründe çalışan işgörenler aynı fikre sahiptirler.<br />
• Hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlere başarılarının karşılığında terfi ve<br />
yükselme olanağının tanınmasının motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı olmadığı tespit edilmiştir.Yıllarını bir işletmeye<br />
vermiş olan bir işgörenin, zamanı gelince bir üst pozisyona geçirilmesi onu<br />
mutlaka motive edecektir.<br />
• Hizmet ve imalat işletmelerinde, fiziksel şartlar ve çalışma koşulları İşgörenlerin<br />
motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı tespit<br />
edilmiştir. Hizmet sektöründe çalışan işgörenler bu görüşte kararsız kalırken,<br />
imalat işletmesinde çalışan işgörenler bu görüşe katılmaktadır. İşgörenler işe ilk<br />
girdikleri zaman çalışma arkadaşları ve üstleriyle hemen tanışmalı ve ortama<br />
ayak uydurmaya çalışmalıdırlar. Eğer işgören bu konuda kararsız davranış<br />
gösterecek olursa motivasyonu da olumsuz yönde etkilenebilir.<br />
• Hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlerin önerilerinin üst yönetim tarafından<br />
değerlendirilerek etkin bir biçimde uygulamaya konulması motivasyonlarını<br />
olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı saptanmamıştır. Katılımcı<br />
işgörenler, düşünce ve önerilerini açıkça ortaya koyabilmektedir. Bu tür<br />
önerilerin ciddiye alınması ve yararlı görülerek uygulamaya konulması da<br />
işgörenler ve yöneticiler arasında iyi bir diyaloğu başlatmaktadır. Bu da<br />
işletmede demokratik bir yönetime geçiş olduğunun en önemli göstergelerinden<br />
biridir.<br />
• Araştırmada, her iki sektörde çalışan işgörenlerin sosyal etkinlikler karşısında<br />
motivasyonlarının olumlu yönde etkileneceği kanısına varılmaktadır. İşletmelerin<br />
sosyal yardımlara ve çalışanların aileleriyle birlikte katılabilecekleri sosyal
175<br />
faaliyetlere önem vermesi onların ve ailelerinin işletmenin mensubu olmaktan<br />
mutlu olacakları ortamın yaratılmasına katkısı olacağı ve işgören bu yolla işine<br />
güdülenmiş olacağı söylenebilir. Aynı zamanda işgörenlerin katıldığı bu<br />
etkinlikler sayesinde grup ruhunun gelişmesi de sağlanabilir.<br />
Örgütsel ve Yönetsel Faktörler;<br />
• Örgütsel amaçların başarıyı etkilemesi, çalışanları güdülemesi için, bireysel<br />
amaçlarla yakın ilişki içerisinde olması ve işletmenin işgören amaçlarını<br />
kabullenme ve gerçekleştirme isteğinde olması gerekmektedir. Araştırmada<br />
işletme amaçlarının işgörenlerin bireysel amaçlarıyla örtüşmesinin<br />
motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığI<br />
saptanmamıştır. İşgörenler örgütsel amaçlara uygun hareket ederlerse verim ve<br />
kârlılık artacak bunun da işgörene terfi, zam, ödül olarak geri döneceği<br />
söylenebilir.<br />
• Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan İşgörenlere yönetim tarafından sahip<br />
oldukları niteliklere uygun yetkiler verilmesi motivasyonlarını olumlu yönde<br />
etkilemesi konusunda görüş farklılığına rastlanmamıştır. Örgütlerde çalışanlar,<br />
özellikle alt ve orta kademe yöneticileri, daha çok yetki sahibi olmak<br />
istemektedirler. Yetki sahibi olan astlarda, örgütte daha çok çalışır ve daha<br />
başarılı olurlar. Onun için yöneticiler, astlarına gerekli yetkileri devrederek,<br />
onları yetkilendirmeli ve güçlendirmeli; böylece astlarını daha çok çalışmaya ve<br />
başarılı olmaya motive etmelidirler.<br />
• İşgörenlere, işletme içi ve dışı eğitim olanaklarından yararlanarak kendilerini<br />
donatma fırsatı verilirse, işgörenler yeteneklerinin gelişmesinden ve gelişen<br />
yeteneklerinden işletmenin yararlanmasını görmekten mutlu olurlar. Çünkü<br />
içinde bulundukları örgüte ve topluma yararlı olduklarını hissederler.<br />
Araştırmada da, işgörenlere mesleği ile ilgili eğitimler verilmesi<br />
motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda görüş farklılığı<br />
saptanmıştır. Hizmet işletmeleri imalat işletmelerine oranla bu görüşe daha<br />
yüksek oranda katılmaktadır.
176<br />
• Hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlerin bir takım kararların alınmasında<br />
söz sahibi olmasından dolayı motivasyonlarının olumlu yönde etkilenmesi<br />
konusunda görüş farklılığı bulunamamıştır. Öyle ki, her işgören yaptığı işle ilgili<br />
kararlarda söz sahibi olmak ister. Çünkü bizzat kendileri o işi yaptıkları için, işle<br />
ilgili uzmanlık bilgisine sahiptirler. Bir işgören yapacağı işin planlamasına<br />
katıldığı zaman o işi daha arzulu bir şekilde yapacaktır.<br />
• İletişim ağının iyi gelişmiş olması ve işlemesi, örgütteki iş başarımını olumlu<br />
olarak etkiler ve örgütsel çıktıların hem nitelik, hem de nicelik olarak yüksek<br />
olmasını sağlar. Bilgi alışverişi ve işbirliği konusunda belirsizlik ne kadar<br />
artarsa, verimlilik de o kadar düşer. Hizmet ve imalat işletmelerinde, işletme<br />
içerisinde sağlıklı ve etkin bir iletişim sisteminin olmasının işgörenlerin<br />
motivasyonlarını olumlu yönde etkilediği konusunda sektörler arasında bir görüş<br />
farklılığı saptanmamıştır. İletişimin iş yerinde arkadaşlığın ve dayanışma<br />
duygusunun güçlenmesine de yol açacağı söylenebilir.<br />
• Araştırmada, bireysel ya da grupsal rekabetin her iki sektörde de işgörenin<br />
motivasyonunu olumsuz yönde etkilemesi konusunda kararsız bir ifade ortaya<br />
çıkmıştır. Bunun sebebi, rekabetin sonucunda başarıya ulaşanlar yani kazananlar<br />
ve başarısızlığa uğrayanlar yani kaybedenlerin olacağı söylenebilir.<br />
• Performans değerlendirme sistemi, işgörenin motivasyonunu olumlu yönde<br />
etkilemekte ve sektör bazında bu görüşte bir farklılık gözlenmemektedir.<br />
İşletmedeki performans değerlendirme sistemi çalışanların motivasyonlarını<br />
ölçmede belirleyicidir. Performans değerlendirme sonuçları, kişilerin kariyer<br />
yönetiminde, ücret yönetiminde, motive edici diğer maddi ve sosyal<br />
özendiricilerin belirlenmesinde, terfi, rotasyon, iş geliştirme, iş zenginleştirme,<br />
işten uzaklaştırma ve eğitim ihtiyaçları gibi bir çok alanda kullanılabilir. Burada<br />
önemli olan işletmenin ödül-ceza sisteminde izlemesi gereken temel ilkenin<br />
belirlenmesidir, çünkü motivasyon örgüt ortamında çalışanlara yönelik ödül-ceza<br />
sistemiyle yakından ilişkilidir. Olumsuz davranışların cezalandırılması değil<br />
olumlu davranışların ödüllendirilmesi öncelikle tercih edilmesi gereken
177<br />
yaklaşımdır. Çünkü ancak bu şekilde olumlu davranışlar pekiştirilmiş<br />
olmaktadır.<br />
• İş genişletme ile ilgili temel varsayım, genişletilmiş olan işlerin hem çalışan, hem<br />
de kurum içi motivasyonda artış, can sıkıntısı ve tatminsizliklerde azalma, artan<br />
verimlilik ile üst düzeyde işe katılım sağlamasına yöneliktir. Araştırmada hizmet<br />
ve imalat işletmesinde çalışan işgörenler, iş genişletme konusunda<br />
motivasyonlarının olumsuz etkilendiğini düşünmektedirler. Bunun sebebi, daha<br />
fazla sorumluluk istememesinin olabilir.<br />
• Araştırmada, hizmet ve imalat işletmelerinde, işgörenlere daha çok sayıda iş<br />
verilmesinin (iş zenginleştirme) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi<br />
konusunda görüş farklılığı gözlenmemiştir. Böylelikle, işin içeriği çalışanlara<br />
başarı, kişisel gelişim, tanınma olanağı sağlamakta, çalışanlara daha fazla<br />
sorumluluk yüklemekte ve işler çok daha anlamlı ve çekici hale gelmektedir.<br />
• İşletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren konularda, işgörenlerin çeşitli<br />
sorunları belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için bir grup oluşturması<br />
(Kalite kontrol çemberleri) motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi konusunda<br />
hizmet ve imalat işletmelerindeki işgörenlerin görüşünde bir farklılığa<br />
rastlanmamıştır. Bu grupların düzenli olarak toplanıp, sorunlara çözümler<br />
bulması ve gerekenleri önceden belirlemesi, işgörenlerin motivasyonunda önemli<br />
bir yere sahiptir.<br />
• Hizmet ve imalat işletmelerinde çalışan işgörenlerin, mesai saatlerinde çay saati<br />
gibi kısa molalar verilmesi, motivasyonlarını olumlu yönde etkilemesi görüşünde<br />
bir farklılık saptanmamıştır. İşletmeye özel uygulamaların motivasyonu artırıcı<br />
nitelikte olduğunu gösterdiği söylenebilir.<br />
Bu tez çalışmasının, Isparta ilinde faaliyet gösteren hizmet ve imalat<br />
işletmelerinde çalışan işgörenlerin motivasyonlarını artırmada ve daha verimli bir<br />
çalışma elde etmede yardımcı nitelikte bir bilgi kaynağı olacağını ve bu çalışmadan<br />
sonra yapılacak çalışmalara katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Kitaplar<br />
KAYNAKÇA<br />
178<br />
ADAİR, John, Çev: Salih UYAN, Etkili Motivasyon, 1. Baskı, Babıali Kültür<br />
Yayıncılığı, İstanbul, 2003.<br />
ARIK, İsmail Alev, Motivasyon ve Heyecana Giriş, Çantay Kitabevi, İstanbul, 1996.<br />
ASLAN, A. Esra ve Diğerleri, Örgütte Kişisel Gelişim, Nobel Yay. Ankara, 2002.<br />
ASLAN, Leyla, Motivasyon, Harvard Business Review Der. Seçmeler, Mess Yay.,<br />
İstanbul, 2004.<br />
AŞIKOĞLU, Meral, İnsan Kaynaklarını Verimliliğe Yönlendirme Aracı Olarak<br />
Motivasyon, Üniversite Kitabevi, İstanbul, 1996.<br />
ATAMAN, Göksel, İşletme Yönetimi, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2002.<br />
BAL, Hüseyin, Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong><br />
<strong>Üniversitesi</strong> Yayınları, Isparta, 2001.<br />
BALÇIK, Bahaettin, İşletme Yönetimi, Atlas Kitabevi,Konya, 1997.<br />
BARLI, Önder, Türk Yöneticisinin Yararlandığı Motivasyonel Araçlar, Atlas yay.,<br />
İstanbul, 2005.<br />
BAŞARAN, İ. Ethem, Örgütsel Davranış, A. Ü. Eğt. Bilimleri Fak., Kadıoğlu Mat.,<br />
Ankara, 1991.<br />
BAŞARAN, İ. Ethem, Örgütsel Davranış: İnsanın Üretim Gücü, Gül Yayınevi,<br />
Ankara: 1991.<br />
BAYKAL, Besim, Günümüzde Yönetim: Temel Kavramlar ve Yeni Görüşler,<br />
İstanbul: 1974.<br />
_____, Motivasyon Kuramına Genel Bir Bakış, İstanbul Üniv. Yayınları,<br />
İstanbul, 1978.<br />
BİNGÖL, Dursun, Personel Yönetimi ve Beşeri İlişkiler, Atatürk <strong>Üniversitesi</strong> Yayını,<br />
No: 676, Erzurum, 1990.<br />
BUDAK, Gönül ve BUDAK, Gülay, Halkla İlişkiler, 3. Baskı, Barış Yayınları, İzmir,<br />
2000.<br />
BUYURGAN, Mete, Satış Ekiplerinin Motivasyonunu Etkileyen Faktörler,<br />
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />
Enstitüsü, İstanbul, 1998.<br />
CAN, Halil, Başarı Güdüsü ve Yönetsel Başarı, Hacettepe Üniv. Yayınları, Ankara,<br />
1997.<br />
_____, Organizasyon ve Yönetim, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1999.
179<br />
_____, Yönetim ve Organizasyon, 6. Baskı, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2002.<br />
CANMAN, Doğan, Personelin Değerlendirilmesinde Çağdaş Yaklaşımlar, 1. Baskı,<br />
Türkiye ve Ortadoğu Anme İdaresi Ens. Yayınları, Ankara, 1993.<br />
CASCİO, Wayne F., Managing Human Resources: Productivity, Quality of Work<br />
Life, Profits, McGraw-Hill Publishing Company, New York, 1989.<br />
CASCİO, Wayne F., Managing Human Resources: Productivity, Quality of<br />
Work Life, Profits, McGraw Hill, New York, 1992.<br />
CEYLAN, Aldemir, Alpay ATAOL, Gönül BUDAK, Personel Yönetimi, 3. Baskı,<br />
Barış Yayınları, İzmir, 1998.<br />
COWLİNG, Alan, Managing Human Resource, Arnold Publishing, London, 1998.<br />
CÜCELOĞLU, Doğan, İnsan ve Davranışı; Psikolojinin Temel Kavramları, Remzi<br />
Kitapevi, İstanbul, 1985.<br />
DALAY, İsmail, Yönetim ve Organizasyon, Sakarya Üniv. Rektörlük Basımevi,<br />
Adapazarı, 2001.<br />
DAVİS, Keith, Çev. Kemal TOSUN ve Diğ., İşletmede İnsan Davranışı- Örgütsel<br />
Davranış, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong> İşletme Fakültesi, Yayın no:199, İstanbul, 1988.<br />
DAVİS, Keith, Human Behavior at Work, Organizational Behavior, 6th Edition,<br />
McGraw Hill, 1981.<br />
DAVİS, Keith, İşletmelerde İnsan Davranışı Örgütsel Davranış, 5. Baskıdan Çeviri,<br />
3. Baskı, İstanbul: 1988.<br />
DERELİ, Toker, Organizasyonlarda Davranış, İ.Ü.İktisat Fakültesi Yayını, No: 371,<br />
İstanbul, 1976.<br />
DRUCKER, Peter F., Çeviren: Ahmet ÖZDE, Nuray TUNALI, Etkin Yöneticilik, 2.<br />
Baskı., Çeviren: Ahmet Özde, Nuray Tunalı, Eti Kitapları, İstanbul, Kasım 1992.<br />
DURMAZ, Mustafa, Kişiler arası İletişim ve Motivasyon, Ege Üniv. Yayınları no:17,<br />
İzmir, 2002.<br />
EFİL, İsmail, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Uludağ Üniv. Güçlendirme<br />
Vakfı, Bursa, 1993.<br />
_____, Toplam Kalite Yönetimı: ISO900 Kalite Güvence Sistemi, Alfa<br />
Yayını,1999.<br />
ERDOĞAN, İlhan, İşletme yönetiminde örgütsel davranış, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong><br />
Yayını, No.5, 1999, İstanbul.<br />
EREN, Erol, İşletmelerde Stratejik Planlama ve Yönetim, Cilt 1, 2. Baskı, İstanbul<br />
<strong>Üniversitesi</strong> İşletme Fakültesi, İstanbul, 1987.<br />
_____, Toplam Kalite ve İnsan Kaynakları Yönetimi, 2. Baskı, Alfa Yayınları,<br />
İstanbul, 1997.<br />
_____, Yönetim Psikolojisi, Beta Yay., İstanbul, 1993.
180<br />
_____, Yönetim Psikolojisi, İ.Ü. İşletme Enstitüsü Yayınları, İstanbul, 1989.<br />
_____, Yönetim ve Organizasyon, Beta Yay., İstanbul, 1998.<br />
_____, Yönetim ve Organizasyon, Beta Yayınevi, İstanbul, 1996.<br />
EROĞLU, Feyzullah, Davranış Bilimleri, 5.Baskı, Beta Yayınları, 2000, İstanbul.<br />
ERTEKİN, Yücel, Örgüt iklimi, TODAİE Yayınları, Ankara, 1978.<br />
ERTÜRK, Mümün, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Beta Yay., İstanbul,<br />
1998.<br />
FINDIKÇI, İlhami, İnsan Kaynakları Yönetimi, Alfa Basım Yayın, İstanbul, 1999.<br />
GENÇ, Nurullah, Amaçlara Göre Yönetim ve Motivasyon, Atatürk Üniv. İ.İ.B.F.<br />
Araştırma Merkezi İşletme Dergisi, Cilt:7, Erzurum, 1987.<br />
_____, Yönetim ve Organizasyon: Çağdaş Sistemler ve Yaklaşımlar, 1. Baskı,<br />
Seçkin Yay., Ankara, 2004.<br />
GÜRGEN, Haluk, Örgütlerde İletişim Kalitesi, Der Yayınları, İstanbul, 1997.<br />
HAGEMANN, Gisela, Çev.Göktuğ AKSAN, Motivasyon El Kitabı, Rota Yayınları,<br />
İstanbul, 1997.<br />
HİCKS, H. G. ve GULET, C. R., Çeviren: Besim BAYKAl, Organizasyonlar: Teori ve<br />
Davranış, İ.İ.T.İ.A. İşletme Bilimleri Ens. Yay., Genel İşletme Dizisi No:1,<br />
İstanbul, 1981.<br />
İNCİR, Gülten, Çalışanların Motivasyonuna Genel Bir Bakış, Milli Prodüktivite<br />
Merkezi Yay. No: 313, Ankara, 1984.<br />
KALAYCI, Şeref, SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Asil Yay.,<br />
Ankara, 2005.<br />
KAVRAKOĞLU, İbrahim, Toplam Kalite Yönetimi, Kalder yayınları, 1996, s.9.<br />
KAYNAK, Tuğray, Organizasyonel Davranış ve Yönlendirilmesi, Alfa Yayıncılık,<br />
İstanbul, 1995.<br />
KEENAN, Kate, Çev. Ergin KOPARAN, Yöneticinin Klavuzu: Motivasyon, Remzi<br />
Kitabevi, İstanbul, 1996.<br />
KESER, Aşkın, Çalışma Yaşamında Motivasyon ve İş Tatmini, Alfa Aktüel yayınları,<br />
Bursa, 2006.<br />
KOÇEL, Tamer, İşletme Yöneticiliği, Genişletilmiş 8. Baskı, Beta Basım yay., İstanbul,<br />
2001.<br />
KUMKALE, Tahir Tamer, Türklerde Motivasyon: İnsan Mühendisliği, İnsan<br />
Kaynakları Yönetimi, Harp Akademileri Komutanlığı Yayınları, İstanbul,<br />
1998.<br />
LUTHANS, Fred, Organizational Behavior, 6. b., McGraw-Hill Book İnc., Singapore,<br />
1992.
181<br />
_____, Organizational Behaviour, McGraw Hill, Singapore, 1997.<br />
MAİTLAND, Iain, Çev. Aksu BORA, Onur CANKOÇAK, İnsanları Motive Etmek,<br />
İlk Kaynak Kültür Ve Sanat Ürünleri Ltd. Şti., Ankara, 1997.<br />
MASLOW, A.H., Motivation and Personality, Harper & Row, New York, 1970, 2.<br />
Baskı.<br />
MASLOW, Abraham H.; ” A Theory of Human Motivation, ” Psychological Review,<br />
50(1943): 370’den nakleden: Martin J. GANNON; Organizational Behavior: A<br />
Managerial And Organizational Perspective, Little, Brown and Company,<br />
Boston, Toronto: 1979.<br />
NELSON, Bob, Çev: Serra EGELİLER, Çalışanlara Dinamizm Kazandırmanın<br />
1001 Yolu, Rota Yayınları, İstanbul, 1999.<br />
OLUÇ, Mehmet, İşletme Organizasyonu ve Sevki İdare, 1. Cilt, Sermet matbaası,<br />
İstanbul 1959.<br />
ONAL, Güngör, Temel İşletmecilik Bilgisi, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2000, s. 118.<br />
ONARAN, Oğuz, Çalışma Yaşamında Güdülenme Kuramları, Ankara Üniv. Siyasal.<br />
Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara, 1981.<br />
ÖNEN, Levent, M. Burak TÜZÜN, Motivasyon, Epsilon yay., İstanbul, 2005.<br />
ÖZTABAĞ, Lütfi, Psikolojide İlk Adım, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1970.<br />
ÖZTÜRK, ÖZGEN, H., , A. ve YALÇIN, A., İnsan Kaynakları Yönetimi, Nobel<br />
Kitabevi, Adana, 2002.<br />
PFEFFER, Jeffrey, Çeviren: Sinem GÜL, Rekabette Üstünlüğün Sırrı: İnsan, 1.<br />
Baskı, Sabah Yayınları, İstanbul, 1995.<br />
SABUNCUOĞLU, Zeyyat ve Melek TÜZ, Örgütsel Psikoloji, Ezgi Kitabevi , 1. Baskı,<br />
Bursa, 1995.<br />
_____, Örgütsel psikoloji, Alfa Yayınları, 3.Baskı, Bursa,1998.<br />
SABUNCUOĞLU, Zeyyat, Çalışma Psikolojisi, Uludağ <strong>Üniversitesi</strong> İİBF Yayını,<br />
Bursa,1984.<br />
_____, Endüstriyel Davranış, Uludağ <strong>Üniversitesi</strong>, İktisadi ve Ticari İlimler<br />
Akademisi, İşletme Fakültesi Yayını, Bursa, 1982.<br />
_____, Örgütsel Psikoloji, Alfa Kitapevi, Bursa, 1995.<br />
_____, Personel Yönetimi: Politika Ve Yönetsel Teknikler, Ezgi Kitabevi,<br />
Bursa, 1997.<br />
SELÇUK, Ziya, Gelişim ve Öğrenme, Nobel Yayın ve Dağıtım, Ankara: 2000, s.209.<br />
SİLAH, Mehmet, Çalışma Psikolojisi, Selim Kitabevi, Ankara, 2001.
182<br />
STRES-LYMAN., Richard M.. W. PORTER. Motivation and Work Behaviour.<br />
McGraw-Hill Series in Management, 1975.<br />
ŞİMŞEK, M. Şerif, İşletme Bilimine Giriş, Damla mat., Konya, 1995.<br />
TEVRÜZ, Suna, İnci Artan, Tülay Bozkurt, Davranışlardan Seçmeler (Örgütsel<br />
Yaklaşım), Beta Basın Yay., İstanbul: 1999.<br />
TİKİCİ, Mehmet ve Mehmet DENİZ, Örgütsel Davranış, Enstitü yay., Malatya, 1993.<br />
TOKAT, Bülent, Derya ŞERBETÇİ, İşletmecilik Bilgisi, Avcı Ofset, 4. Baskı, İstanbul,<br />
2000.<br />
TOSUN, Kemal, Yönetim ve İşletme Politikası, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, Ens.Yay. No:<br />
125, 1. Cilt, İstanbul, 1990.<br />
WERTHER, William B., DAVİS, Keith, Human resources and personel<br />
management, McGraw-Hill Co, Arizona, 1996.<br />
YÜKSEL, Öznur, İnsan Kaynakları Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara, 2000.<br />
Makale ve Dergiler<br />
AĞCA, Veysel, KURT, Mustafa, İç Girişimcilik Temel Belirleyicileri: Kavramsal<br />
Bir Çerçeve, Erciyes <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,<br />
Sayı: 29, s. 85, Temmuz-Aralık 2007.<br />
AKDOĞAN, Asuman, CİNGÖZ Ayşe, İç Girişimciliğe Verilen Önem Düzeyi Ve İç<br />
Girişimciliği Etkileyen Örgütsel Faktörlerin Belirlenmesine Yönelik Kayseri<br />
İlinde Bir Araştırma, Uluslararası Girişimcilik Kongresi, Kırgızistan-Türkiye<br />
Manas <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi Yayınları, s. 53-55,<br />
Bişkek, 25-27 Mayıs 2006,<br />
ATİLLA, Mustafa, Örgüt Kültürü ve Yönetim Yaklaşımındaki Farklılıklar<br />
Bakımından Motivasyon Sürecinin İşlemesinde Kalite Çemberlerinin<br />
Etkinliği, Standart Dergisi, Y. 38, sayı: 449, s.25-27, Mayıs 1999.<br />
DOĞAN, Selen, Selçuk KILIÇ, Örgütsel Bağlılığın Sağlanmasında Personel<br />
Güçlendirmenin Yeri Ve Önemi, Erciyes <strong>Üniversitesi</strong> İ.İ.B.F. Dergisi, Sayı: 29,<br />
Temmuz-Aralık 2007.<br />
DÜNDAR, <strong>Süleyman</strong>, Hatice ÖZUTKU, Fatih TAŞPINAR, İçsel Ve Dışsal<br />
Motivasyon Araçlarının İşgörenlerin Motivasyonu Üzerindeki Etkisi:<br />
Ampirik Bir İnceleme, Ticaret ve Turizm Egitim Fakültesi Dergisi, Sayı: 2,<br />
s.107-108, Yıl: 2007.<br />
ERDİL, Oya, Halit KESKİN, Cemal ZEHİR, Firma İçi Kalite Bilgisi Kullanımı, İşgören<br />
Katılımı Ve Tasarımda Kalite Yönetimi İle Ürün Performansı Arasındaki<br />
İlişkiler : Deneysel Bir Çalışma, Doğuş Üniv. Dergisi, Cilt:4 Sayı:1, s.48, 2003.
183<br />
ERGÜL, Hüseyin Fazlı, Motivasyon ve Motivasyon Teknikleri, Elektronik Sosyal<br />
Bilimler Dergisi, ISSN:1304-0278 Güz 2005 C.4, s. 70-71, www.e<br />
sosder.com, (24.03.2008).<br />
FİLİZ, Atilla, Motivasyon ile Verimliliğin Yükseltilmesi, Sektörel Tanıtım Dergisi,<br />
s.197, Eylül 2004.<br />
GÜLER, Müzeyyen, İşçi Moralinin Önemi ve Verimlilik, Hacettepe <strong>Üniversitesi</strong> İİBF<br />
Dergisi, Cilt 14, Sayı 1, Ankara, s. 197, Temmuz 1996.<br />
İBİCİOĞLU, Hasan, Örgütsel Bağlılıkta Paradigmatik Uyumun Yeri, Dokuz Eylül<br />
<strong>Üniversitesi</strong> İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:15 Sayı:1, s. 13-14, Yıl:2000.<br />
KARAKAYA, Abdullah, Ferda Alper AY, Çalışanların Motivasyonunu Etkileyen<br />
Faktörler: Sağlık Çalışanlarına Yönelik Bir Araştırma, Cumhuriyet<br />
<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:31 No:1, s. 57, Mayıs 2007.<br />
KAYNAK, Tuğray, Organizasyonel Davranış, İstanbul Üniv., İşletme Fak., Yay.<br />
No:223, İstanbul, s. 114, 1990.<br />
KURT, Türker, Herzberg’in Çift Faktörlü Güdüleme Kuramının Öğretmenlerin<br />
Motivasyonu Açısından Çözümlenmesi, Gazi <strong>Üniversitesi</strong>, Gazi Eğitim<br />
Fakültesi Dergisi, Cilt 25, Sayı 1, s. 293, 2005.<br />
KÜÇÜK, Ferit, Çalışanlarının İşe Güdülenmesinde Herzberg’in Motivasyon-Hijyen<br />
Faktörlerinin Önemi: Belediye Çalışanlarına Yönelik Bir Uygulama, Finans<br />
Politik & Ekonomik Yorumlar, Cilt: 44 Sayı:511, s. 77, 2007.<br />
MANDIRACIOĞLU, Aliye, Emel LÜLECİ, Aybügen LEBLEBİCİ, Toplam Kalite<br />
Yönetiminin Bir Unsuru Olarak Çalışanların İş Doyumlarının Bir Fabrika Örneği<br />
İle Değerlendirilmesi, Ege Tıp Dergisi, Cilt: 39, Sayı:3, s.165, 2000.<br />
ÖĞÜT, Adem, Tahir AKGEMCİ, M. Tahir DEMİRSEL, Stratejik İnsan Kaynakları<br />
Yönetimi Bağlamında Örgütlerde İşgören Motivasyonu Süreci, Selçuk<br />
<strong>Üniversitesi</strong> Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 12 – ISSN 1302-1796,<br />
s.286 Yıl: 2004.<br />
ÖRÜCÜ, Edip, Aysun KANBUR, Örgütsel-Yönetsel Motivasyon Faktörlerinin<br />
Çalışanların Performans ve Verimliliğine Etkilerini İncelemeye Yönelik<br />
Ampirik Bir Çalışma: Hizmet ve Endüstri İşletmesi Örneği, Celal Bayar<br />
<strong>Üniversitesi</strong>, Yönetim ve Ekonomi Dergisi, Yıl:2008 Cilt:15 Sayı:1, s. 88,<br />
Manisa.<br />
ÖZALP, İnan, TOPALOĞLU, M., AKDEMİR, A., Yönetime Katılma Tekniği Olarak<br />
Kalite Kontrol Çemberlerinin Temelleri, Ankara <strong>Üniversitesi</strong> Yayını, Ankara,<br />
s. 86, 1990.<br />
ÖZMUTAF, Nezih Metin, Örgütlerde Bireysel Performans Unsurları Ve Çatışma,<br />
Cumhuriyet <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 8, Sayı 2,<br />
s. 49, 2007.
184<br />
SEÇİM, Hikmet, İş Gören Verimliliğini Yükselten Bir Uygulama Olarak Kalite<br />
Çemberleri, Ankara <strong>Üniversitesi</strong>, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yay.,<br />
Ankara, s. 193, 1990.<br />
TINAZ, Pınar, Çalışma Yaşamında Motivasyon Kuramları, Mercek Dergisi, Sayı:19,<br />
s. 32, Temmuz 2000.<br />
TÜRKMEN, İsmail, Toplam Kalite Yönetimine Geçiş ve Uygulamada Başarıyı<br />
Engelleyecek Faktörler, M.P.M., Verimlilik Dergisi, Özel Sayı, 2. B., s. 146,<br />
1996.<br />
YALÇIN, Selçuk, Personel Yönetimi, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, İşletme Fak. Yayınları,<br />
İstanbul, s. 210, 1991.<br />
Diğer ( Web Siteleri)<br />
AKTAN, C. Can, Motivasyon Teorileri, , (12.10.2008).<br />
GÖKMEN, Ceyhan, Sağlık Hizmetlerinde Kalite Yönetimi,<br />
, ( 10.05.2009).<br />
, (02.06.2008).<br />
,<br />
(14.02.2009).<br />
İnsan Kaynakları, , (24.11.2007).<br />
İşletmelerin Kuruluş Amaçları,<br />
, (27.10.2008).<br />
KARACA, Mehmet, Motivasyon, , (07.07.2007).<br />
KARACA, Z., Mermer Fabrika Yatırım Karan ve Projelendirmede Önemli<br />
Konular, ,<br />
(17.04.2008).<br />
KAVİ, Ersin, Stratejik Açıdan İnsan Kaynakları Yönetiminin Kalite Yönetimindeki<br />
Sorumluluğu Üzerine Bir Alan Araştırması,<br />
, (11.01.2008).<br />
KAYA, Engin, Yönetimde Başarı ve Motivasyon,<br />
, (11.10.2007).
185<br />
Motivasyon : İş Yerinde Motivasyon,<br />
, (18.09.2007).<br />
Motivasyon Sözlüğü, sayı:13, ocak-mart 2003, , (15.10.2007).<br />
ÖLÇER, Ferit, Departmanlı Mağazalarda Motivasyon Üzerine Bir Araştırma,<br />
Erciyes <strong>Üniversitesi</strong> İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı 25,<br />
Temmuz-Aralık 2005, ,<br />
(12.03.2008).<br />
PARS, Füsun , Ozan Çağım ŞİVE, Motivasyon: İş Yerinde Motivasyon, Hr Dergisi,<br />
Aralık, 1996, ,<br />
(26.11.2007),<br />
Performans Değerlendirme ve Motivasyon,<br />
,<br />
(12.10.2008).<br />
ŞAHİN, Ali, Yönetim Kuramları ve Motivasyon İlişkisi,.<br />
,<br />
(12.09.2007).<br />
TAŞTAN, Seçil, “İnsan Kaynakları Performans Kriterleri” ,Cilt:4, Sayı:2,<br />
, (21.09.2007).<br />
Üniversite Öğretim Elemanlarına İçin Performans Değerlendirme Model Önerisi,<br />
, (19.04.2009).<br />
, (08.08.2007).<br />
YILDIZ, Gültekin, Kadir ARDIÇ, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi,<br />
, (13.11.2008).<br />
Yönetici Performans Değerlendirme Genel Prensipleri,<br />
,<br />
(04.10.2008).<br />
Diğer (Tezler)<br />
BALABAN, Can, Üst Düzey Yönetici Doyumlanma (Moral) ve Güdülenmeleri<br />
(Motivasyon) ile İşletme Verimliliği Arasındaki Bağlantı, Yayınlanmamış<br />
Doktora Tezi, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006.<br />
BERZEK, M. Nail, İşgörenlerin Çalışmaya Güdülendirilmelerinde İşletmeler<br />
Açısından En Uygun Parasal Özendirme Planlarının Seçimi ve Bir<br />
Araştırma, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü, İstanbul,1982.
186<br />
ÇİÇEK, Dursun, Örgütlerde Motivasyon ve İş Yaşam Kalitesi: Bir Kamu<br />
Kuruluşundaki Yönetici Personelin Motivasyon Seviyelerinin Tespit<br />
Edilerek İş Yaşam Kalitesinin Geliştirilmesi Üzerine Bir Araştırma,<br />
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />
Enstitüsü, Adana, 2005.<br />
ELBİR, Özkan, Motivasyon Araçlarının İş Tatmini Üzerine Etkileri; Kütahya Ceza<br />
İnfaz Kurumu’nda Bir Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />
Dumlupınar <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya, 2006.<br />
ER, Meltem, Satış Elemanlarının Motivasyonu, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />
Yıldız Teknik <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2004.<br />
GÜLDAL, Duygu, Kadın Yöneticileri Motive Ve Demotive Eden Faktörlerin<br />
Tespitine Yönelik Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />
Çukurova <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana, 2006.<br />
GÜLHAN, Tahsin, Motivasyonda Manevi Faktörler, Yayınlanmamış Yüksek Lisans<br />
Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul <strong>Üniversitesi</strong>, İstanbul, 1994.<br />
GÜVEN, Yasemin, Motivasyon Teori ve Araçlarının İncelenmesi; Seydişehir Eti<br />
Alüminyum A.Ş. de Motivasyon Araçlarının İş Görenler Tarafından<br />
Algılanması Üzerine Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />
Selçuk <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2004.<br />
HACISALİHOĞLU, Uğur, İç Girişimcili İklimi Ve Kurumsallaşma Algısı İle İş<br />
Tatmini Ve Bağlılık Düzayi Arasındaki İlişkiler, Yayınlanmamış Yüksek<br />
Lisans Tezi, Gebze İleri Teknoloji Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gebze,<br />
2007.<br />
KAPLAN, Mehmet, Motivasyon Teorileri Kapsamında Uygulanan Özendirme<br />
Araçlarının İş Gören Performansına Etkisi ve Bir Uygulama,<br />
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atılım <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />
Enstitüsü, Ankara, 2007.<br />
KARAKOÇ, Aysel, Yönetici Motivasyonunun İşletme Yönetimi Üzerine Etkisi,<br />
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />
Enstitüsü, İstanbul, 1998.<br />
KEKLİK, Belma, İnsan Kaynakları Temininde Kullanılan Tekniklerin<br />
Etkinliklerine İlişkin Kobi’lerde Bir Araştırma ve Model Önerisi,<br />
Yayınlanmamış Doktora Tezi, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />
Enstitüsü, Isparta, 2007.<br />
KIRÇI, Zafer, Motivasyon Unsuru Olarak Kariyer Geliştirme ve Bir Uygulama,<br />
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk <strong>Üniversitesi</strong> SBE, Erzurum, 2007.<br />
KOÇ, Burcu Başak, Gıda Sanayi İşletmelerinde Motivasyon Araçlarının İş Gören ve<br />
İşletme Verimliliğine Olan Etkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />
Trakya <strong>Üniversitesi</strong>, Fen Bilimleri Enstitüsü, Edirne, 2005.
187<br />
KONUR, Deniz Yaşar, İş Yerlerinde Motivasyon Teorileri ve Uygulamalarına<br />
İlişkin Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik<br />
<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2006.<br />
OKSAY, Aygen, Çalışanlarda İş Tatmini: Sağlık Sektörü Üzerine Bir Araştırma,<br />
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2005.<br />
PEKEL, Hüseyin Nail, İşletmelerde Motivasyon ve Verimlilik İlişkisi; Devlet Hava<br />
Meydanları İşletmesi Ant. Havalimanın Çalışanları Arasında Bir Örnek<br />
Olay Araştırması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong><br />
<strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2001.<br />
SÖZER, Zeynep, Örgüt Kültürünün İş Gören Motivasyonu İle İlişkisi ve Bir<br />
Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi ,Yıldız Teknik <strong>Üniversitesi</strong>,<br />
Sosyal Bilimler <strong>Üniversitesi</strong>, İstanbul, 2006.<br />
ŞAHİN, Ali, Türk Kamu ve Özel Kesim Yöneticilerinin Motivasyon Durumu,<br />
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Konya, 2003.<br />
TAŞBAŞ, R. Harun, Firmaların Bünyelerindeki Satış Elemanlarının<br />
Motivasyonunu Artırmada Kullandıkları Maddi Olmayan Motivasyon<br />
Yöntemlerinin Satış Yöneticilerinin Bakış Perspektifiyle Değerlendirilmesi<br />
ve İlaç Sektöründe Üzerine Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,<br />
Marmara <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1998.<br />
TAŞPINAR, Fatih, Motivasyon Araçlarının İş Gören Motivasyonu Üzerindeki<br />
Etkisi;Afyon Karahisar Termal Otel İşletmelerinde Bir Araştırma,<br />
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal<br />
Bilimler Enstitüsü, Afyon Karahisar, 2006.<br />
YILDIRIM, Doğan Şafak, Resmi İlköğretim Okullarında Görev yapan<br />
Öğretmenlerin Motivasyon ve İş Tatminini Etkileyen Faktörler,<br />
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe <strong>Üniversitesi</strong>, Sosyal Bilimler<br />
Enstitüsü, İstanbul, 2006.
EK-1: Anket Örneği<br />
EKLER<br />
188<br />
Sayın Katılımcı,<br />
Bu anket araştırması <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong> İşletme Bölümünde<br />
hazırlanan bir tezin araştırma kapsamı için kullanılacaktır.<br />
Aşağıda sizi işinizde motive edebilecek bazı unsurların, çalışmanızdaki<br />
motivasyonunuzu ne derece etkilediğini araştırmaya yönelik bir dizi sorular<br />
hazırlanmıştır. Ankete katılım gönüllülük esasına dayanmaktadır. Kimliklerinizi<br />
açıklayacak herhangi bir bilgi istenmemektedir. Sorulara vereceğiniz cevaplar Kesinlikle<br />
katılmıyorum, katılmıyorum, kararsızım, katılıyorum, kesinlikle katılıyorum şıkları<br />
şeklinde sıralanmıştır. Size uygun olan cevabın kutucuğuna bir işaret koyarak<br />
görüşünüzü bildiriniz. Soruları dikkatlice okuduktan sonra cevaplandırmaya geçiniz.<br />
Yüksek Lisans Öğrencisi Tuğba Altok<br />
ANKET SORULARI<br />
A. KİŞİSEL VE MESLEKİ ÖZELLİKLER İLE İLGİLİ SORULAR<br />
1. Halen çalışmakta olduğunuz firma hangi sektörde bulunmaktadır ?<br />
Hizmet Sektörü ( ) İmalat Sektör ( )<br />
2. Yaşınız ?<br />
18 – 24 ( ) 25 – 30 ( ) 31 – 39 ( ) 40 ve Üstü ( )<br />
3. Cinsiyetiniz ?<br />
Kadın ( ) Erkek ( )<br />
4. Öğrenim durumunuz ?<br />
a) İlköğretim ( )<br />
b) Lise ( )<br />
c) Meslek Yüksek Okulu ( )<br />
d) Fakülte – Yüksek Okul ( )<br />
e) Lisans Üstü ( )<br />
5. Firmanızdaki hizmet süreniz ?<br />
a) 1 yıldan az ( )<br />
b) 1 – 3 yıl ( )
c) 3 – 8 yıl ( )<br />
d) 8 – 15 yıl ( )<br />
e) 15 yıldan fazla ( )<br />
6. Firmanızdaki pozisyonunuz nedir?<br />
a) Satış Elemanı<br />
b) Muhasebe Elemanı<br />
c) Pazarlama Elemanı<br />
d) Büro Elemanı<br />
e) İşçi<br />
f) Temizlik Elemanı<br />
f) Diğer(…………………) Belirtiniz<br />
B. İŞGÖREN MOTİVASYONU İLE İLGİLİ SORULAR<br />
Aşağıdaki İfadelere Hangi Oranda Katılıp Katılmadığınızı<br />
İlgili Kutucuğa İşaret Koyarak Belirtiniz.<br />
1- Maaşıma yapılacak yıllık artışlar motivasyonumu olumlu<br />
yönde etkiler.<br />
2- Başarılarım dolayısıyla parasal nitelikli ödüller almak<br />
motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
3- Çalıştığım firma tarafından sağlanan istihdam güvencesi<br />
motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
4- Daha verimli çalışmayı sağlamak amacıyla prim uygulaması<br />
yapılması motivasyonumu olumlu yönde etkilemez.<br />
5- İşten atılma korkusuyla çalışmak motivasyonumu olumsuz<br />
yönde etkiler.<br />
6- Bir yıllık dönem sonunda çalıştığım firmanın elde ettiği karın<br />
bir bölümünü çalışanlarına dağıtması, motivasyonumu olumlu<br />
yönde etkiler.<br />
7- Aynı işi yapan diğer çalışma arkadaşlarımla aynı ücreti almam<br />
(ücret adaleti) motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
8- İşletme içinde çalışırken kendimi belli ölçülerde bağımsız<br />
hissetmem motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
9- İş arkadaşlarım ve dahil olduğum informel gruplarla olan<br />
ilişkilerim motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
10- Yöneticiler ve grup üyeleri tarafından takdir edilmem ve<br />
yapıcı eleştiriler almam motivasyonumu olumlu yönde etkilemez.<br />
11- Başarılarım karşılığında terfi etme ve yükselme olanağını<br />
tanınması motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
Kesinlikle<br />
Katılmıyorum<br />
Katılmıyorum<br />
Kararsızım<br />
Katılıyorum<br />
189<br />
Kesinlikle<br />
Katılıyorum
12- İşyerinde kendimi değerli hissetmek motivasyonumu olumlu<br />
yönde etkiler.<br />
13- Önerilerimin üst yönetim tarafından değerlendirilerek etkin<br />
bir biçimde uygulamaya konulması motivasyonumu olumlu<br />
yönde etkiler.<br />
14- İşletme içerisindeki aydınlatma, ısı, gürültü, araç ve gereçler,<br />
işyerinin eve yakınlığı gibi fiziksel şartlar ve çalışma koşulları<br />
motivasyonumu olumsuz yönde etkiler.<br />
15- İşletme tarafından düzenlenen piknik, spor faaliyetleri v.b.<br />
faaliyetler motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
16- Çalışma arkadaşlarımla olan bireysel ilişkilerim<br />
motivasyonumu olumsuz yönde etkiler.<br />
17- İşletme amaçlarının bireysel amaçlarımla örtüşmesi<br />
motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
18- İşletme içerisindeki sosyal etkinlikler motivasyonumu olumlu<br />
yönde etkilemez.<br />
19- Yönetim tarafından, sahip olduğum niteliklere uygun yetkiler<br />
verilmesi motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
20- Mesleğim ile ilgili eğitimler verilmesi motivasyonumu<br />
olumlu yönde etkiler.<br />
21- Bir takım kararların alınmasında söz sahibi olmak<br />
motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
22- İşletme içerisinde sağlıklı ve etkin bir iletişim sisteminin<br />
olması motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
23- Niteliklerimin, iş alışkanlıklarımın v.b. özelliklerimin<br />
sistematik bir şekilde ölçülmesi motivasyonumu olumlu yönde<br />
etkiler.<br />
24- Bireysel yada grupsal rekabet motivasyonumu olumsuz yönde<br />
etkiler.<br />
25- İşletme içerisindeki performans değerlendirme sisteminin<br />
olması ve bunun doğrultusunda ödül ve ceza uygulamalarının<br />
yapılması motivasyonumu olumsuz yönde etkiler.<br />
26- Görev ve sorumluluklarımın artırılması (iş genişletme)<br />
motivasyonumu olumsuz yönde etkiler.<br />
27- Daha çok sayıda iş verilmesi (iş zenginleştirme)<br />
motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
28- Çalışma arkadaşlarımla bilgi alışverişi içinde olmak ve<br />
işbirliği sağlamak motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
29- İşletme içinde kendi alanlarını ilgilendiren konularda, çalışma<br />
arkadaşlarımın çeşitli sorunları belirlemek, incelemek ve<br />
çözümler sunmak için bir grup oluşturması (Kalite kontrol<br />
çemberleri) motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
30- Mesai saatlerinde çay saati gibi kısa molalar verilmesi<br />
motivasyonumu olumlu yönde etkiler.<br />
ANKETİME KATILDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.<br />
190
EK-2: Özgeçmiş<br />
Kişisel Bilgiler:<br />
Adı ve Soyadı : Tuğba Altok<br />
Doğum Yeri: Isparta<br />
Doğum Yılı : 05.03.1982<br />
Medeni Hali: Evli<br />
ÖZGEÇMİŞ<br />
191<br />
Eğitim Durumu:<br />
Lise: Isparta Gazi Lisesi 1998 - 2000<br />
Lisans: <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>/ İşletme Bölümü 2001-2005<br />
Yüksek Lisans: <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong>/İşletme Bölümü/Yönetim ve<br />
Organizasyon Ana Bilim Dalı 2006-2009<br />
Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi:<br />
l. İngilizce/ ileri seviye<br />
İş Deneyimi:<br />
01.2004/06.2006 Iscam A.Ş. Finans Müdürü<br />
02.2006/07.2006 Meryem Albayrak Anadolu Mahalli İd. Meslek Lisesi, ek ücretli<br />
İngilizce Öğretmenliği<br />
02.2006/06.2006 <strong>Süleyman</strong> <strong>Demirel</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Atabey Meslek Yüksek Okulu,<br />
Öğretim Elemanı<br />
10.2006/ - Hatiç Giyim, Yönetici Asistanı<br />
Bilimsel Yayınlar ve Çalışmalar<br />
- - -