Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Müziğin böyle bir etkisi<br />
var. Bu etkilerden önemli<br />
bir kısmı da zaman<br />
üzerine. Zaten müziğin 2<br />
temel bileşeni var; birisi<br />
ritim diğeri melodi ya da<br />
armoni. Dolayısıyla ritim<br />
arkada zamanlamayı<br />
veriyor. Mesela dünyadaki<br />
neredeyse tüm<br />
insanların hoşuna giden<br />
ritimler kalp ritmine yakın<br />
ritimler.<br />
bir etkisi oluşuyor. Ama çok sık olarak,<br />
farklı ortamlarda aynı şarkıyı dinlemeye<br />
devam ettiniz diyelim, işte o zaman<br />
beyninizde duygusal bağlantı ölmeye<br />
başlıyor. O yüzden şimdi müziği de<br />
çok hızlı tüketiyoruz. Müzik sadece<br />
uğraştığım için söylemiyorum ama<br />
insan beyni açısından gerçekten ciddi<br />
bir uğraş. Şu anda müzikle tedavilerin<br />
eskisi kadar işe yaramamasının en<br />
önemli nedeni müzik gürültüsü çok<br />
fazla. Her yerde müzik kaliteli, kalitesiz<br />
bir birine karışmış vaziyette. Eskiden<br />
Osmanlıda şifahanelerde, müzikle terapi<br />
yapılırmış ama insanların o zaman<br />
müzik duyabileceği tek yer ya oralar ya<br />
müzikhollermiş, yani dışarıda sokakta<br />
bangır bangır müzik dinleme şansınız<br />
yok. Dolayısıyla müziğin gerçekten<br />
beyni böyle yakalayabileceği bir etkisi<br />
olabiliyor. Bir de müzik dinleyen beyne<br />
baktığınızda, müzik beynin her tarafını<br />
meşgul eden bir aktivite. Sadece dinlemek<br />
bile bir sürü beyin alanının devreye<br />
girmesini gerektiriyor. Hele ki dikkatli<br />
dinliyorsanız, müziği okuyorsanız<br />
ve duyguyla senkronize olmuşsanız o<br />
zaman işiniz daha zor. Yani beyin bayağı<br />
bir efor harcıyor buna. Fakat müzik<br />
sürprizlerle dolu bir şey. Hele ki dinlediğiniz<br />
daha doğrusu size dinletilen<br />
ortamdaki parçaların duygusal içerikleri<br />
bugün oldukça çelişkili olabiliyor.<br />
Sözlerde ah ölüyorum, yandım, bittim<br />
derken, arkadaki ritim düğün müziği<br />
gibi şenlikli olabiliyor. Bunlar bizim sistemimizi<br />
hakikaten yoran şeyler. Hâlbuki<br />
müziği, insanı diğer canlılardan<br />
ayıran ve insanın zihinsel melekelerinin<br />
en üst düzeydeki tezahürlerinden<br />
biri olarak ele alacak olursak, müziğe<br />
biraz daha ciddi yaklaşmanın faydalı<br />
olacağını düşünüyorum. Günümüzde<br />
anne babalar çocuğumuz müzisyen<br />
olsun diye kurslara falan ha bire gönderiyoruz.<br />
Neredeyse herkesin evinde<br />
bir piyano olmaya başladı. Ben anne<br />
babalara şunu soruyorum; evde sizler<br />
aile olarak müzik dinlemeye ne kadar<br />
özel zaman ayırıyorsunuz diyorum.<br />
Nasıl bir şey o falan diyorlar. Bu kültür<br />
bitmiş. Hâlbuki düşünün siz bir çocuksunuz,<br />
bir enstrüman öğrenmek son<br />
derece zor. O zorluk içerisinde bakıyorsunuz<br />
arka planda milleti eğlendirecek<br />
bir şey öğreniyorsunuz aslında,<br />
özel dikkat gerektirmeyen. Bunların<br />
hepsi birleştiği zaman çocuk diyor ki:<br />
Ben niye uğraşacağım, takarım mp3<br />
çalarımı keyfime bakarım. Bu yetenekli<br />
çocuklarımızı da müzikten uzak tutan<br />
bir kıyıma dönüşüyor aslında. Dolayısıyla<br />
müzik hediyedir, ciddiye alınması<br />
gerekir, zaman ayrılması gerekir. Müziğe<br />
zaman ayıran, buna zaman yatıran<br />
ödülünü de ciddi olarak alır.<br />
Çocuklardan bahsetmişken aklıma<br />
şu geldi. Siz müziğin bir kültürel<br />
kod taşıyıcısı olduğunu söylüyorsunuz.<br />
Bulunduğumuz yaşa göre<br />
müzik dinleme alışkanlıklarımız ve<br />
algılarımız nasıl gelişiyor ve değişiyor?<br />
Şimdi müzik zaten kültürel bir şey. Belli<br />
temel müzik kalıpları var, mesela bazı<br />
temel gamlar değişik kültürlerde algılanıyor,<br />
müziğin temelini oluşturuyor<br />
zaten. Özellikle Ortadoğu, Uzakdoğu<br />
müziğinin baz aldığı bazı nota dizgeleri<br />
var. Onlar bütün kültürler tarafından<br />
bir şekilde tanınıyor. Muhtemelen<br />
insanın ana vatanından gelmiş olma<br />
SİNAN CANAN<br />
ihtimali yüksek olduğu için. Fakat daha<br />
sonra anne karnından, özellikle hamileliğin<br />
son dönemlerinden başlayarak,<br />
kabaca 10 yaşına kadar karşılaştığımız<br />
müzikal ortam ve kompozisyon bizim<br />
müzik zevkimizi belirleyen şeyi oluşturuyor.<br />
Müzik bizim beynimiz için neden<br />
bu kadar önemli çünkü biz sesle<br />
iletişim kuran canlılarız ve sesimize<br />
duygu yükleyebilmek için aslında konuşurken<br />
müziği kullanıyoruz. Yani<br />
bizim ses dalgalanmalarımız, yükselip<br />
alçalmalar gibi… Müzik aslında bir iletişim<br />
aracı. Fakat biz bunu bir tık daha<br />
üste taşımış müzik dediğimiz garip bir<br />
icat da yapmışız. Doğar doğmaz anneyle<br />
bebeğin etkileşimi ile başlayan,<br />
çocuğun sesleri tanıması, o seslerin<br />
aralıklarından duygusal yorumlar yapabilmeyi<br />
öğrenmesi için birkaç sene<br />
geçmesi gerekiyor. Bu dönemde de<br />
hem insan sesi, hem etrafta karşılaştığı<br />
müzikal dizgeler çocuğun beyninde<br />
bazı bağlantılar oluşmasına sebep<br />
oluyor. Şu çok önemli; beyin doğduğu<br />
zaman ne iş yapacağını bilmeyen tek<br />
organ olduğu için, dış ortamla karşılaşması,<br />
onunla bir interaksiyona girmesi<br />
gerekiyor. Müzik bunun en üst noktası.<br />
Çocuk hangi tür müzikle, hangi tip<br />
nota dizgeleriyle karşılaşır, bu nota<br />
dizgeleriyle insanların neler yaptığını<br />
nasıl gözlemlerse, ona göre bir etki<br />
geliştirmeye başlıyor. Mesela ben işte<br />
o dönemlerde bir şekilde nasıl oldu<br />
bilmiyorum, Ankara’da yaşayan bir<br />
Türk ailesinin çocuğu olarak, bol miktarda<br />
rock müziğe maruz kalmışım. Şu<br />
anda rock müzik dışında çok fazla müzik<br />
dinleyemiyorum. 30’lu yaşlarımda<br />
Türk Sanat müziği ve Türk Halk müziğinin<br />
çok enteresan bir şey olduğunu<br />
öğrendim ama onu istemli olarak dinlemem<br />
gerekiyor. Yani, araştırıp bakıp<br />
zaman ayırıp dinlemek gibi. Kulağım<br />
onu doğrudan üretmiyor ya da beste<br />
yaparken o ezgiler benden çıkmıyor.<br />
Genellikle rock, blues ya da heavy<br />
metal müzik dedikleri yarım aralıklara<br />
benim kafam daha çok çalışıyor, çünkü<br />
erken dönemde kafa biraz buna göre<br />
kurgulanmış vaziyette.<br />
35