You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İSTANBUL RADYOSU<br />
süre sonra bu işinden ayrılmıştır. Yirmi bir yaşında eşi Side<br />
Hanım’la evlenen Cemil Bey’in bu evlilikten 1902 yılında<br />
oğlu Mesud Cemil Bey doğmuştur.<br />
1916 yılı 28 Temmuz’da vefat eden Cemil Bey’in Fatih Camii’nden<br />
kalkan cenazesi Merkezefendi Mezarlığına defnedilmiştir.<br />
Çocukluk yaşlarında tanbur çalmaya başlayan Cemil Bey’e<br />
amcasının oğlu Mahmud Bey’e keman dersi vermeye gelen<br />
Aleksan Efendi Hamparsum ve batı notasını öğretmiştir.<br />
Yine amcasının kızlarının piyano hocalarından genel müzik<br />
bilgilerini öğrenen Cemil Bey’in Horhor’daki amcasına ait<br />
olan konakta sesler ile olan ilişkisi başlamıştır. Cemil Bey on<br />
sekiz yaşına geldiğinde İstanbul’da Tanburi olarak tanınmıştı.<br />
Bir iki sene sonra şehirdeki müzik camiası içinde sadece<br />
Tanbur değil kemençe, lavta ve viyolonsel sazlarında da<br />
önde gelen icracılar arasında adı geçecekti.<br />
Ahmet Hamdi Tanpınar bir makalesinde Hammamizâde İsmail<br />
Dede için “zamanında ve hatta daha ötesinde konuşan<br />
tek ses, onun sesidir” şeklinde bir cümle kullanmıştır.<br />
Eğer bu cümle üzerinden Cemil Bey’i anlatmak istersek o<br />
kendi devrinde ve ölümünden bugüne kadar süren yüz yıl<br />
boyunca daima zirvede olan tek sazendedir.<br />
Cemil Bey’in Tanbur, Kemençe, Lavta, Viyolonsel veya Yaylı<br />
tanbur icralarının ulaşılamaz bir seviyede olduğu gerçektir.<br />
Sanırım bugün bizim için önemli olan konu bu icraları<br />
dinleyerek onun bize gösterdiği yoldan yürüyerek müzik<br />
yapmaktır.<br />
Buradaki ince detayında Cemil Bey’in icralarının aynısını çalmak<br />
yani onu kopya etmek olmayıp kullandığı sesler arasındaki<br />
ilişkiyi anlamak olduğu inancındayım.<br />
Tanburi Cemil Bey’in plak kayıtlarına 1905 yılında başlamıştır.<br />
Daha öncesi için çeşitli hatıratlarda Fonograf kayıtlarından<br />
bahsedilse de şu ana kadar bu kayıtlara tam olarak içeriğini<br />
bilememekteyiz.<br />
Büyük bir çoğunluğu Cemil Bey tarafından tek başına yapılan<br />
bu kayıtlarda zaman zaman ona eşlik eden isimler Tanburi<br />
Kadı Fuad Efendi, Kemani Bülbüli Salih Efendi, Udi Şevki,<br />
Fethi ve Nevres Beyler, Piyanist Cemal Bey’dir. Gazellerin<br />
kayıtlarında ise Hafız Osman, Hafız Sabri, Hafız Yakub, Hafız<br />
Aşir ve Hafız Yaşar Cemil Bey’e eşlik etmişlerdir.<br />
Tanburi Cemil Bey’den günümüze kalan sözlü eserler birer<br />
Gülizar, Hüseyni, Şehnaz, Muhayyer, Sultanı yegâh, Müstear,<br />
Suzinâk, Nihavend ve ikişer Eviç, Hicaz, Kürdîlihicazkâr, Segâh,<br />
Mahur makamlarında şarkı ile bir Hicaz makamında<br />
ninni olmak üzere on dokuz adettir.<br />
Cemil Bey’in bütün bu şarkılarının arasında sadece Şehnaz<br />
makamındaki “Feryad ki feryadıma imdat edecek yok” mısralı<br />
şarkısının güfte sahibi Nigâr Hanım belli olup diğer hiçbir<br />
şarkısının güfte yazarı bilinmemektedir.<br />
Ayrıca bu güfte Musullu Hafız Osman Efendi tarafından Nihavend<br />
makamında Sengin semai usulünde ve yine Cemil<br />
Bey’in Eviç makamındaki şarkısındaki “Nazirin yok senin ey<br />
mah yerde” mısralı güftede Selânikli Ahmet Efendi tarafından<br />
Karcığar makamında Devrihindî usulünde bestelenmiştir.<br />
Cemil Bey bu on dokuz sözlü eserde birer defa semai, sofyan,<br />
yürük semai, aksak semai- curcuna (beraber) usullerini,<br />
devrihindî usulünü iki, ağır aksak usulünü üç, sengin semai<br />
usulünü dört ve aksak usulünü altı kez kullanmıştır.<br />
Günümüze sekiz adet peşrevi kalan Cemil Bey bu peşrevlerinde<br />
Ferahfeza, Hicazkâr, Isfahan, Kürdîlihicazkâr, Mahur,<br />
Muhayyer, Neva, Şedaraban makamlarını ve usul olarak<br />
dört kez muhammes, üç kez devrikebir, bir defa fahte usullerini<br />
kullanmıştır.<br />
Cemil Bey’in yedi adet saz semailerinin hepsi Aksak semai<br />
usulünde olup Bestenigâr, Ferahfeza, Hicazkâr, Isfahan, Muhayyer,<br />
Suzidilâra, Şedaraban makamlarında bestelenmiştir.<br />
Tanburi Cemil Bey’in klasik anlamdaki bu saz eserleri dışında<br />
longa, sirto, zeybek formlarında bestelediği veya ona<br />
atfedilen Hüseyni, Rast, Nihavend, Nikriz makamlarında<br />
eserleri de mevcuttur.<br />
37