You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ BÜLTENİ<br />
WIESBADEN’DE<br />
“Ankara’da Alman Mimarlar” SERGISI<br />
ANDREI ŞAGUNA ÜNIVERSITESINDE<br />
Türkçe Kurslarının<br />
AÇILIŞ TÖRENI<br />
K<br />
öln Yunus Emre Enstitüsü, Goethe Enstitüsü, Wiesbaden<br />
Belediyesi ve Wiesbaden-İstanbul/Fatih Kardeş Şehir<br />
Derneğinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri "Ankara’da Alman<br />
Mimarlar" konulu fotoğraf sergisi, 10 Kasım’da Wiesbaden<br />
Belediye binasında açıldı. Wiesbaden Belediye Başkanı Sven<br />
Gerich, yaptığı açılış konuşmasında iki ülke arasında ilişkilerin<br />
gerginliğine rağmen, dostluğu vurgulamak istediklerini,<br />
Almanya’dan iltica eden mimarlara sahip çıktığı için Türkiye’ye<br />
teşekkür etmek istediğini belirtti. Mimar BDA Hans-Peter Gresser<br />
ise Wiesbadenli Bruno Traut ve Paul Bonatz gibi Alman mimarların<br />
Türkiye’deki faaliyetlerinden bahsetti. Türk-Alman ilişkilerinde<br />
iz bırakan mimarların eserlerini konu edinen sergi, Wiesbaden<br />
Belediye binasında 22 Kasım <strong>2016</strong>’ya kadar ziyaret edildi.<br />
“Ankara’da Alman Mimarlar”<br />
Sergisi<br />
Sergi, Nazi dönemi iktidarından kaçarak 30’lu yıllarda<br />
Türkiye’ye sığınan mimarların Ankara’da bıraktığı eserleri<br />
konu alan Goethe Enstitüsüne ait fotoğraftan oluşuyor. Çetin<br />
Ergand’ın çektiği fotoğraflarda kullanılan açılar ise oldukça<br />
dikkat çekici Mimarların eserleri Ankara‘nın Cumhuriyetin<br />
başkenti olarak işlevini yerine getirebilmesi için gerekli<br />
altyapının oluşturulmasında önemli rol oynuyor.<br />
Yunus Emre Enstitüsü ile Andrei Şaguna Üniversitesi<br />
arasında imzalanan protokol kapsamında Köstence<br />
Yunus Emre Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen<br />
Türkçe kurslarının 2015-<strong>2016</strong> eğitim dönemi açılış programı<br />
10 Kasım’da, Andrei Şaguna Üniversitesinin ev sahipliğinde<br />
yapıldı. Törenin açılış konuşmalarında söz alan Üniversite<br />
Rektörü Prof. Dr. Aurel Papari, bu etkinliğin anlamlı bir<br />
günde gerçekleştiğine dikkati çekerek, Türkiye Cumhuriyeti<br />
kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh,<br />
cihanda sulh.” sözünü hatırlatarak Türkiye’nin bugün, gerek<br />
bölgesel düzeyde gerek dünya çapında istikrar ve barışın<br />
idamesine ve ekonomik kalkınmaya katkı sunmaya devam<br />
ettiğini belirtti. Konuşmasına Yunus Emre’nin “Sevelim<br />
sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” sözleriyle devam eden<br />
Papari, Köstence Yunus Emre Enstitüsüne Romanya’daki<br />
hizmetlerinden dolayı teşekkürlerini sunarak başarılar<br />
diledi. Başkonsolos Bozçalışkan ise konuşmasında, Yunus<br />
Emre Enstitüsü ve Andrei Şaguna Üniversitesi arasında<br />
imzalanan protokolle 2013 yılından bu yana üniversitede<br />
Türkçe kurslarının hem Türk kültürel diplomasinin hem<br />
de Türk dış politikasının temelini oluşturduğunu ifade etti.<br />
Konuşmaların ardından Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün<br />
78. ölüm yıl dönümü ile ilgili sinevizyon gösterimi<br />
gerçekleştirildi.<br />
Tuna Kiremitçi Kimdir?<br />
Tuna Kiremitçi, 1973’te Eskişehir’de doğdu. İlk edebiyat<br />
ürünleri lise yıllarında Varlık’ta yayımlanan şiirleridir. İlk<br />
şiir kitabı “Ayabakanlar” ile 1994 Yaşar Nabi Nayır Şiir<br />
Ödülü’nü kazandı.<br />
İlk romanı “Git Kendini Çok Sevdirmeden” 2002’de<br />
yayımlandı ve yeni bir edebiyat kuşağının müjdecisi sayıldı.<br />
Eserleri 14 dilde yayınlanan Tuna Kiremitçi’nin, “Bu İşte Bir<br />
Yalnızlık Var” romanı 2013 yılında da sinemaya uyarlandı.<br />
TUNA KIREMITÇI ILE BIR<br />
Edebiyat<br />
AKŞAMI<br />
Berlin Yunus Emre Enstitüsünün düzenlediği "Günümüz<br />
Türk Edebiyatı" etkinlik dizisinin ikinci konuğu olan<br />
Tuna Kiremitçi, 10 Kasım’da edebiyatseverlerle<br />
buluştu.<br />
Selanik’te Sonbahar adlı romanından pasajları katılımcılarla<br />
paylaşan Kiremitçi, romanında Gazi Mustafa Kemal'e<br />
düzenlenen bir suikastın gerçekleşmesini ve sonrasında<br />
cereyan eden bir hikâyeyi anlatıyor.<br />
Programın sonunda katılımcıların sorularını cevaplayan<br />
yazar, Berlin isminin romanlarında geçtiğini fakat kendisinin<br />
ilk defa Berlin'e geldiğini ifade ederek, bu buluşmaya<br />
düzenleyen Yunus Emre Enstitüsüne teşekkür etti.<br />
KÖLN’DE<br />
Nasreddin Hoca KONFERANSI<br />
Köln Yunus Emre Enstitüsünde düzenlenen konferansta<br />
konuşan Prof. Dr. Doehlemann, Türk mizah kahramanı<br />
"Nasreddin Hoca" ile Alman mizah kahramanı "Till<br />
Eulenspiegel" hakkında yaptığı bilimsel araştırmaların<br />
sonuçlarını anlattı.<br />
Bu ikili hakkında kitap yazan Prof. Dr. Doehlemann, "Birçok<br />
kişi gibi ben de Till Eulenspiegel ile büyüdüm. Sonra da<br />
Doğu-oryantalist kültüründe de ona benzer, onun gibi<br />
bir sembolün ve özellikle filozof mizahlı birinin olduğunu<br />
gördüm. Bu da sanatçı olan bir arkadaşım ile birlikte her<br />
iki mizah sembolünü bir araya getirme fikrini oluşturdu.<br />
Kitabımızda da ikisi karşılaşıyorlar ve çok iyi anlaşıyorlar.<br />
Çünkü birlikte makam, güç sahiplerine ve topluma<br />
muziplikler yapıyorlar. 'Bu insanlar kimler? Gerçekten<br />
yaşamışlar mı? Mizah anlayışları nasıldı?' gibi sorulara<br />
yanıt aradım." dedi.<br />
Prof. Dr. Doehlemann sözlerini şöyle bitirdi:<br />
‘’Bizler toplumsal kuralların dışında yaşayan bu sembollere,<br />
sivriliklerini kabul ederek gülüyoruz. Başkalarına muziplik<br />
yapmalarını hoşgörü ile karşılıyoruz. Gülerek karşıladığımız<br />
şeylere hoşgörüyü daha kolay gösterebiliyoruz."<br />
54 <strong>❖</strong> <strong>KASIM</strong>-<strong>ARALIK</strong> <strong>2016</strong> <strong>KASIM</strong>-<strong>ARALIK</strong> <strong>2016</strong> <strong>❖</strong> 55