Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ÇAKIMLA KAZIDIM ADINI”<br />
“KARAAĞACA<br />
4 Ağustos 1922’yi gösterdiğinde, Türkistan’ın Pamir dağlarının eteklerinde<br />
Takvimler<br />
@LC_LAPSUSCALAMI<br />
bir Rus mitralyözüne doğru yürür Enver Paşa, bir elinde kılıcı diğer elinde silahıyla.<br />
Anında vurulur ve orada ölür. Avrupa basınında öldüğüne dair haberler çıkmaya<br />
başlayınca Berlin’de bulunan Naciye Sultan başta inanmak istemez kocasının<br />
öldüğüne. Daha evvelden konuştukları gibi Paşa’nın bir ölüm haberi yayacağını ve<br />
izini kaybettirdikten sonra yanına gelip birlikte sözleştikleri gibi İsviçre’ye<br />
gideceklerini düşünür. Ne yazık ki 3-4 ay sonra Paşa’nın yaveri İsmet Bey’in gelişiyle<br />
gerçeği anlar Naciye Sultan. Eşi Enver Paşa ölmüştür. Gerideyse ölümünden sadece on<br />
gün önce karısına yazdığı ve bizzat diktiği deri bir mahfaza içerisine geceler boyu<br />
altında uyuduğu karaağaçtan kopardığı ufak bir dal ve tek bir çiçekle beraber<br />
gönderdiği son mektubu kalır. “Karaağaca çakımla kazıdım adını.” diye biten son<br />
mektubu.<br />
“Naciyeciğim, sevgili sultanım, cici efendiciğim!<br />
Bugün pek sıkıntılı bir hava, tuhaf bir sis, güneş görünmüyor.<br />
Düşmandan bir hareket yok. Fakat henüz sabahtır. Hastalarımı<br />
geri gönderdim ve Afgan emirinin askerinin ve muavenetinin<br />
çekilmesinin iyi olmadığını ve Bolşevikler’e emniyet caiz<br />
olamayacağını bildirdim. Ve hiç olmazsa eczá-yı tıbbiye ve sair<br />
malzemesinin iadesini istedim. Bakalım, ne olacak? Bir de Hacı<br />
Sami ve diğer arkadaşların bu tarafa geçmesine müsaade<br />
olunmasını talep ettim. İşte efendiciğim, hemen şu satırları<br />
yazarak mektubumu kapatıyorum ve içine her gün sana<br />
topladığım buranın yabani çiçeklerinden koyuyorum. Ayrıca kaç<br />
gecedir altında yattığım karaağaçtan kopardığım ufak bir dalı<br />
leffediyorum. Seni öper, sever, kucaklar, bu mevcudiyet-i<br />
maddiyemle aşk ve hasretimle sarılarak canını yakar, Hüda’nın<br />
birliğine yavrularımla beraber emanet ederim, ruhum<br />
efendiciğim. Karaağaca çakımla ismini yazdım. Enver’in”<br />
25 Temmuz 1922<br />
38