09.09.2019 Views

006_GOSSIP 49_05

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SAYI<br />

<strong>49</strong><br />

YAYINIDIR<br />

ÜCRETSİZDİR 2019<br />

GOssIP<br />

Artık Web’te!<br />

Kedi Gözü Nasıl İcat Edildi?<br />

Marka Bulmaca<br />

Plastik poşetlerin mucidi ve<br />

gelişim hikâyesi<br />

ISSN 2148-4821<br />

9 772148 482000<br />

TESCİLLİ DANS AKADEMİSİ:<br />

AKADEMİ<br />

MARKALAŞAN MASKOTLAR


Genel Yayın Yönetmeni:<br />

Burcu Görücü<br />

burcu.gorucu@gossipdergi.com<br />

GÜNDE KAÇ DAKİKA?<br />

Dünya Kültürü Puan Endeksi’nin son verilerine<br />

göre, dünyada en çok kitap okunan ülke Hindistan<br />

olurken bu ülkeyi Tayland ve Çin izliyor. Bu verilere<br />

göre; Hindistan’da bir kişi haftada ortalama 10 saat<br />

42 dakika, Tayland’da 9 saat 24 dakika ve Çin’de 8<br />

saat kitap okuyor. Türkiye ise haftada ortalama 5<br />

saat 54 dakika ile listede 18. sırada yer alıyor. Kısaca<br />

Hindistan’da bir kişi günde ortalama 1,5 saatini<br />

okuyarak geçirirken bizim okumaya ayırdığımız<br />

zaman 50 dakika.<br />

Bu istatistiki bilgiler sadece kitaplar bazında<br />

hazırlanmamış. Verilere, kitapların yanı sıra gazete,<br />

dergi ve online yazılı içerik gibi okunabilir her şey dahil.<br />

Çünkü, artık sadece basılı kitap ve dergileri değil<br />

gün içerisinde dijital haber kaynaklarını, elektronik<br />

kitapları, blogları hatta sosyal medya paylaşımlarını<br />

bile sürekli okuyoruz.<br />

Bizler de GOssIP dergiyi daha çok okurla buluşturmak<br />

için tüm içeriğimizle gossipdergi.com web sitesiyle<br />

yayındayız. Artık GOssIP tüm kategorileri ve arşiviyle<br />

online hayatta. Aynı zamanda Turkcell Dergilik<br />

uygulaması ile de GOssIP dergi elinizin altında.<br />

Sınai mülkiyet sektörü ile ilgili her türlü bilgiyi<br />

derlemek, bu sektöre ilgi duyan kişilere doğru bilgiyi<br />

doğru şekilde ulaştırmak için GOssIP’i hazırlarken çok<br />

okuyor, araştırıyor, büyük emek harcıyoruz.<br />

Daha çok okumak,<br />

Daha çok öğrenmek,<br />

Daha çok paylaşmak için<br />

GOssIP’i takipte kalın.<br />

GOssIP<br />

Ağustos 2019<br />

Sayı: <strong>49</strong><br />

İmtiyaz ve Yayın Sahibi<br />

Grup Ofis Marka Patent AŞ adına<br />

Cenk Sevinç<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

Burcu Görücü<br />

Yayın Kurulu<br />

Sevcan Daşdan<br />

Burak Ocakoğlu<br />

Deniz Cebeci<br />

Sinem Gözübüyük<br />

Yasemin Özdemir<br />

Hukuk Danışmanı<br />

Av. Filiz Cankat<br />

Tasarım<br />

Grafikir / www.grafikir.com.tr<br />

Kübra SÜTBAŞ - Hakkı ESER<br />

Çeviri<br />

İkarus Tercüme<br />

www.ikarustercume.com<br />

Yayın Türü<br />

Üç aylık yaygın süreli yayın<br />

Yönetim Yeri<br />

Atatürk Bulvarı No: 211/11<br />

Kavaklıdere - ANKARA<br />

Tel: 312 468 50 00<br />

Faks: 312 468 44 55<br />

www.gossipdergi.com<br />

info@gossipdergi.com<br />

/gossipdergi<br />

/gossipdergi<br />

/gossipdergi<br />

Baskı<br />

Dumat OFSET<br />

Bahçekapı Mah. 2477 Sokak No: 6<br />

Şaşmaz - Etimesgut / Ankara<br />

Tel: 0 312 278 82 00<br />

GOssIP dergisinin imtiyaz ve yayın<br />

hakkı Grup Ofis Marka Patent AŞ’ye<br />

aittir. Tüm hakları saklıdır. Kaynak<br />

göstermeden alıntı yapılamaz.<br />

EDİTÖRDEN<br />

3


İÇİNDEKİLER<br />

20 | UGG<br />

34 |<br />

JENERİK MARKA MI?<br />

ÖZEL RÖPORTAJ<br />

TÜRK BALESİNİN GURURU:<br />

TAN SAĞTÜRK<br />

26 | START&GO<br />

DİKEY EKSENLİ PORTATİF<br />

RÜZGÂR SANTRALİ<br />

28 | UZMAN KONUK<br />

ŞERMİN SAATÇIOĞLU<br />

30 | MARKA HİKÂYELERİ<br />

DİJİTAL DÜNYANIN EV SAHİBİ:<br />

GoDaddy<br />

32 | UZMAN GÖRÜŞ<br />

Av. FİLİZ CANKAT<br />

38 | UZMAN GÖRÜŞ<br />

HİLAL AKSOY<br />

46 | UZMAN GÖRÜŞ<br />

SEVDA KALYONCU<br />

İLAÇ SEKTÖRÜNDE PATENT<br />

48 | PATENT HİKÂYELERİ<br />

50 | UZMAN GÖRÜŞ<br />

Dr. FATİH ANIL<br />

MARKA EKONOMİSİ<br />

4


AÇILDI!<br />

40 | ÖZEL DOSYA<br />

66 |<br />

MARKALAŞAN<br />

MASKOTLAR<br />

<strong>GOSSIP</strong> ÖNERİYOR<br />

WEB SİTESİ:<br />

gossipdergi.com<br />

52 | YARATICI TASARIMLAR<br />

54 | İTİRAZIM VAR<br />

56 | LOGO HİKÂYELERİ<br />

HALKALARIN ASIRLIK HİKÂYESİ<br />

58 | RETROLOJİ<br />

60 | BAŞARI HİKÂYELERİ<br />

62 | İYİ FİKİR<br />

64 | MUCİT HİKÂYELERİ<br />

68 | <strong>GOSSIP</strong> TANITIYOR<br />

70 | SIRA DIŞI MARKALAR<br />

72 | BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?<br />

73 | DÜNYANIN İLKLERİ<br />

74 | MARKA BULMACA<br />

75 | <strong>GOSSIP</strong> NEREDE<br />

5


G Ü N D E M<br />

GERÇEK TİRYAKİLERİN TERCİHİ:<br />

TİRYAKİ ÇAYI<br />

TİRYAKİ ÇAYI’NIN TANINMIŞLIĞI TESCİLLENDİ<br />

Namı Türkiye’yi aşan, 110’dan fazla ülkede keyifle<br />

tüketilen Tiryaki Çayı, Türk Patent ve Marka Kurumu<br />

nezdinde tanınmış marka olarak kabul edildi.<br />

Grup Ofis Marka Patent – marka uzmanları<br />

tarafından hazırlanan tanınmış marka<br />

başvurusunda, Tiryaki markasının 1995<br />

yılından beri tescille korunduğu, gerek Türkiye<br />

gerekse birçok farklı ülkede bilinir hale geldiği<br />

ve severek tüketilen bir marka olduğundan<br />

bahsedildi. Kurum tarafından yapılan inceleme<br />

ve değerlendirmeler sonucunda Tiryaki Çayı<br />

markası tanınmış markalar listesine girdi.<br />

Çaykur, 45 yaş çay işleme fabrikası, 1 çay<br />

paketleme fabrikası, 2 Pazarlama ve Üretim<br />

Bölge Müdürlüğü, 7 Pazarlama Bölge<br />

Müdürlüğü, anatamir fabrikası, Atatürk Çay ve<br />

Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü,<br />

16.500 çalışanı ve 6.600 ton/gün yaş çay işleme<br />

kapasitesi ile Türkiye çay sektörünün en büyük<br />

ve lider kuruluşudur. Bölgede üretilen yaş çayın,<br />

yıllara göre değişmekle birlikte yaklaşık %55-60´ı<br />

Çaykur tarafından satın alınmaktadır. Çaykur´un<br />

yurt içi kuru çay piyasasındaki pazar payı ise<br />

yaklaşık %60-65`tir. Çaykur tarafından 80’li<br />

yıllardan bu yana üretimi yapılan Tiryaki Çayı ise,<br />

Türkiye’deki çay piyasasının büyük bir dilimine<br />

sahiptir.<br />

Tiryaki Çayı tanınmış marka tescili ile birlikte<br />

tanınmış marka sayısı üçe yükselen Çaykur’un<br />

diğer tanınmış markaları ise Çaykur ve Didi.<br />

6<br />

GÜNDEM


GÜN FİKRİ MÜLKİYET GÜNÜ<br />

Dünya Fikri Mülkiyet Günü (World IP Day),<br />

her yıl olduğu gibi bu yıl da birçok ülkede fikri mülkiyet<br />

haklarına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak<br />

amacıyla 26 Nisan’da çeşitli etkinliklerle kutlandı.<br />

İlk kez 2001 yılında kutlanan Dünya Fikri Mülkiyet<br />

Günü için, Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO)<br />

tarafından her yıl farklı bir tema belirleniyor.<br />

Yaratıcılık, inovasyon, hayal gücü, dijitalleşme gibi<br />

konulardan yola çıkılarak seçilen temalardan bu<br />

yılki tema ise; Altına Uzanmak: Fikri Mülkiyet ve<br />

Spor (Reach for Gold: IP and Sports)<br />

Bu kapsamda Türk Patent ve Marka Kurumu<br />

tarafından 26 Nisan’da Spor ve Fikri Mülkiyet<br />

Hakları başlıklı bir seminer düzenlendi. Lescon<br />

markasının Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Aydın Erbay “Bir Türk Markası Olarak Dünya<br />

Markası Olmak” başlıklı panel gerçekleştirdi.<br />

Lescon markasının temelinin atıldığı günden<br />

bu yana Grup Ofis Marka Patent danışmanlığı<br />

ile fikri mülkiyet haklarını koruyan Erbay, spor<br />

alanında dünya devleriyle yarışan, yüzde yüz yerli<br />

bir Türk markası olmanın gururunu yaşadıklarını<br />

ve daha büyük başarılar hedeflediklerini dile<br />

getirdi.<br />

Spor kulüpleri ve alan adı uyuşmazlıkları, spor<br />

alanındaki teknolojik yenilikler gibi konuların<br />

ele alındığı diğer paneller sonucunda tüm<br />

konuşmacılara teşekkür plaketi takdim edildi.<br />

Fikri mülkiyet hakları alanında daha bilinçli, daha<br />

adaletli ve yaratıcı nice günlere…<br />

Dünya Fikri Mülkiyet Günü kapsamında yapılan<br />

etkinlik ve tanıtımları ilgili hashtag ile takip edebilirsiniz.<br />

#worldipday<br />

7


MADRİD SİSTEMİ’NDEKİ<br />

SON GELİŞMELER<br />

MADRID SISTEMI’NIN<br />

YENI ÜYESI: SAMOA<br />

Samoa 4 Aralık 2018’de Madrid Protokolü’nü<br />

imzalayarak, WIPO aracılığıyla birçok ülkede<br />

toplu olarak başvuru yapılmasını sağlayan<br />

Madrid Sistemi’nin 103. üyesi oldu.<br />

Madrid Protokolü, Samoa için 4 Mart 2019 tarihinde<br />

yürürlüğe girdi. Protokol sayesinde, yerel marka<br />

sahipleri, sisteme kayıtlı diğer ülkeler için marka<br />

başvurularını tek başvuru ve tek ücretle WIPO aracılığıyla<br />

gerçekleştirebilecekler. Aynı şekilde yabancı şirketler ve<br />

marka sahipleri de WIPO aracılığıyla Samoa’da koruma<br />

talep edebilecekler.<br />

MADRID SISTEMI’NIN<br />

SON ÜYESI: KANADA<br />

8<br />

Madrid Protokolü’nü imzalayan Kanada,<br />

Samoa’dan sonra Madrid Sistemi’nin<br />

104. üyesi oldu.<br />

GÜNDEM<br />

Geçtiğimiz yıl Lahey Birliğine katılan Kanada’da 5 Kasım<br />

2018 tarihinden itibaren tasarımlar WIPO aracılığıyla<br />

başvurulmaya başlanmıştı. Uzun süredir sistemini<br />

uluslararası sistem ile uyumlu hale getirmeye çalışan<br />

Kanada, bu yıl Madrid Sistemi’ne üyeliğini gerçekleştirdi.<br />

Protokol, 17 Haziran 2019 tarihinde yürürlüğe girdi<br />

ve bu tarihten itibaren yerel marka sahipleri tek bir<br />

başvuruyla ve tek bir ücret ödeyerek sistemin geri kalan<br />

103 ülkesinde koruma sağlayabildi. Aynı zamanda<br />

Türk marka sahipleri Kanada’da markalarını korumak için<br />

WIPO üzerinden başvurularını gerçekleştirebildi.<br />

Madrid Sistemi’ne katılımıyla eş zamanlı olarak Nice<br />

Anlaşması’nı da imzalayan Kanada, Nice Sınıflandırma<br />

Sistemi’nin 86. üyesi oldu. Önceki zamanlarda kendi<br />

sınıflandırma sistemini kullanan Kanada’da başvurular<br />

17 Haziran 2019 tarihi itibarıyla Nice Sınıflandırma<br />

Sistemi’ne göre yapılmaya başlandı.


SINAİ MÜLKİYET ALANINDA<br />

ULUSLARARASI BULUŞMALAR<br />

141. INTA TOPLANTISI<br />

141. INTA yıllık buluşması 18-22 Mayıs 2019<br />

tarihleri arasında Boston, Massachusetts’de<br />

gerçekleştirildi.<br />

INTA (Uluslararası Marka Birliği), her sene<br />

olduğu gibi bu sene de dünyanın dört<br />

bir köşesinden gelen katılımcılarını yıllık<br />

toplantısında ağırladı.<br />

INTA yıllık toplantılarında katılımcılar, konferans<br />

ve eğitimler ile bir yandan kendilerini geliştirme<br />

fırsatı bulurken bir yandan da iş ağlarını<br />

genişletme şansı elde etti.<br />

18-22 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen 141.<br />

yıllık toplantısında; internet ve dijital medyada<br />

korsan ve sahtecilikle mücadele, yapay zekânın<br />

marka korumasındaki yeri, Genel Veri Koruma<br />

Yönetmeliği’nden sonraki değişmeler, dijital<br />

çağda sınai mülkiyet firmalarının geleceği gibi<br />

konular üzerinde duruldu.<br />

Grup Ofis Marka Patent – Marka Vekili Damla<br />

Duyan etkinlik ile ilgili “IP dünyası için en önemli<br />

ve en büyük organizasyonlardan biri olan<br />

INTA’ya katılmak, dünyanın hemen hemen her<br />

yerinden gelen meslektaşlarımızla bir araya<br />

gelmek, çalıştığımız firmalarla yüz yüze tanışma<br />

fırsatı bulmak her zaman olduğu gibi harika bir<br />

deneyimdi.” dedi.<br />

38. ECTA TOPLANTISI<br />

Her yıl dünyanın farklı bir noktasında gerçekleşen<br />

ECTA yıllık toplantısının 38. buluşması<br />

bu kez 26-29 Haziran 2019 tarihleri<br />

arasında İskoçya’nın Edinburgh kentinde<br />

gerçekleşti.<br />

ECTA (Avrupa Topluluğu Marka Birliği), Avrupa<br />

Birliği’ne dahil olan marka, patent ve tasarım<br />

gibi sınai mülkiyet hakları ile ilgilenen üyelerine<br />

ve iş sahiplerine bilgi paylaşımı sağlamayı<br />

hedefleyen bir birlik olarak 1980 yılından bu<br />

yana faaliyetlerini sürdürüyor.<br />

Sınai mülkiyet hukuku alanında eğitim ve<br />

müzakereler düzenleyen seçkin konuşmacıların<br />

yer aldığı konferanslar, komite toplantıları<br />

ve workshoplar organize eden ECTA; yıllık<br />

toplantılarında Avrupa’dan ve dünyanın çeşitli<br />

bölgelerinden gelen yüzlerce katılımcıya ev<br />

sahipliği yapıyor.<br />

9


LİSELİ GENÇLER<br />

“BULUŞ”LA BULUŞTU<br />

GOssIP<br />

ÖZEL HABER<br />

ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları bünyesinde eğitim<br />

veren ODTÜ Lisesi, bu yıl 4. kez ODTÜ Lisesi Ulusal<br />

Forumu’nu (OLUF19) düzenledi.<br />

İlkinin 2003 yılında düzenlendiği OLUF, düzenlendiği her<br />

yıl önemli konuklara ev sahipliği yapıyor. Tamamının ODTÜ<br />

Lisesi öğrencilerinden oluştuğu organizasyonda birbirinden<br />

farklı birçok komite düzenleniyor. Dış ilişkiler, insan hakları,<br />

ekonomi, teknoloji, çevre, enerji, işçi güvenliği, kadın hakları,<br />

eğitim ve çevre olarak toplamda on adet komite yer alıyor.<br />

Grup Ofis Marka Patent’in sponsor olduğu teknoloji komitesi<br />

kapsamında, genç beyinler teknoloji, buluş ve patent<br />

konularında bilgilendirildi ve geleceğin mucitlerine ışık<br />

tutuldu.<br />

Bilgilendirme sonrasında Grup Ofis Marka Patent<br />

Genel Müdürü Cenk Sevinç yaptığı konuşmada; “Sınai<br />

mülkiyet ve teknoloji geleceğe yön verecek, genç yaştaki<br />

arkadaşlarımızın bu konudaki ilgisi ve merakı bizleri çok<br />

mutlu etti. Erken yaşta vardıkları farkındalık ile güzel işlere<br />

imza atacakları şüphesiz, her zaman yanlarındayız.“ dedi.<br />

Toplamda üç gün süren etkinlikte Türkiye’nin farklı<br />

yerlerinden gelen öğrenciler yaşadığımız çağın sorunlarına<br />

çözüm arayıp, yeni projeler geliştirdiler.<br />

10<br />

GÜNDEM


PATENT ve MARKA VEKİLLİĞİ<br />

SINAV TARİHİ BELLİ OLDU<br />

Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından iki<br />

yılda bir düzenlenen Patent ve Marka Vekilliği<br />

Genel Yeterlik Sınavlarının 2019 yılında ne<br />

zaman yapılacağı merakla bekleniyordu.<br />

Türk Patent ve Marka Kurumuna ait resmî<br />

web sitesinden yapılan açıklamaya göre bu yıl<br />

gerçekleştirilecek olan sınavlar<br />

16 Kasım 2019’da Ankara’da yapılacak.<br />

Patent vekilliği ve marka vekilliği için ayrı ayrı yapılan<br />

sınavların her ikisi de genel yeterlik ve mesleki yeterlik<br />

olarak iki oturumdan oluşuyor.<br />

Sınavın birinci aşaması olan genel yeterlik sınavından<br />

başarılı olan adaylar ikinci aşama olan mesleki<br />

yeterlik sınavına girmeye hak kazanıyor. Mesleki<br />

yeterlik sınavından da geçerli not alınması halinde<br />

patent veya marka vekilliği almak için hak elde edilmiş<br />

olunuyor.<br />

16 KASIM<br />

2019<br />

ANKARA<br />

Patent ve marka vekilliği genel yeterlik<br />

sınavlarına girecek olan adayların aşağıdaki<br />

şartları sağlaması gerekiyor;<br />

• Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.<br />

• Fiil ehliyetine sahip olmak.<br />

• En az dört yıllık lisans eğitimi veren yükseköğretim<br />

kurumlarının veya bunlara denkliği yetkili<br />

makamlarca kabul edilen yurt dışındaki<br />

yükseköğretim kurumlarının birinden mezun olmak.<br />

• Yüz kızartıcı suçlardan mahkumiyeti bulunmamak.<br />

Sınavlar için başvuru ise turkpatent.gov.tr<br />

adresinden elektronik ortamda yapılabilecek.<br />

11


COĞRAFİ İŞARET<br />

HAKKINDA HER ŞEY<br />

ARTIK BU SİTEDE<br />

Türkiye’nin sahip olduğu tüm coğrafi işaretlere<br />

artık tek bir internet sitesi üzerinden<br />

ulaşmak mümkün.<br />

İkinci 100 Günlük Eylem Planı<br />

kapsamında hayata geçirilen<br />

“Coğrafi İşaret Envanterinin Dijital<br />

Platforma Taşınması” projesi<br />

kapsamında coğrafi işaret tescili ve<br />

söz konusu tescile sahip yöresel<br />

ürünlerin bilgileri dijital ortama<br />

aktarıldı.<br />

Türk Patent ve Marka Kurumu<br />

tarafından veri aktarımı yapılan<br />

web sitesine ci.gov.tr adresinden<br />

ulaşılabiliyor. Söz konusu internet<br />

sitesinden, coğrafi işaret ve geleneksel<br />

ürün adına ilişkin mevzuat ve<br />

kılavuzlara erişim kolaylıkla sağlanırken<br />

aynı zamanda site veri tabanından,<br />

coğrafi işaret/geleneksel ürün adına,<br />

dosya numarasına başvuru veya tescil<br />

tarihine göre arama yapılabiliyor.<br />

ci.gov.tr<br />

Verilen istatistiki bilgilere göre;<br />

Haziran 2019 itibarıyla Türkiye<br />

genelinde toplam coğrafi işaret tescil<br />

sayısı 429 iken, işlemleri devam eden<br />

başvuru sayısı 406 olarak görünüyor.<br />

Tescil ve başvuru bilgilerinin anlık<br />

güncellendiği internet sitesi, coğrafi<br />

işaret ile ilgilenen kurum ve kuruluşlar,<br />

başvuru sahipleri ve danışmanlık<br />

firmaları tarafından yoğun ilgi görüyor.<br />

Coğrafi işaret tescili ve konu ile ilgili her<br />

türlü bilgi için ci.gov.tr adresini ziyaret<br />

edebilirsiniz.<br />

12<br />

GÜNDEM


KEŞKEK ŞUHUT’TAN<br />

TESCİL TÜRKPATENT’TEN<br />

Tescilli yerel lezzetlerimize bir yenisi daha<br />

eklendi; Şuhut keşkeği coğrafi işaret<br />

tescil belgesi, başvuru sahibi Şuhut<br />

Belediyesi yetkililerine takdim edildi.<br />

Şuhut Belediyesi yetkilileri tarafından başlatılan<br />

coğrafi işaret çalışmaları, Grup Ofis Marka Patent<br />

coğrafi işaret uzmanlarınca derlenerek Türk Patent<br />

ve Marka Kurumuna sunuldu. Yapılan inceleme ve<br />

değerlendirmeler sonucunda Şuhut keşkeği coğrafi<br />

işaret tescil belgesi almaya hak kazandı.<br />

Türk Patent ve Marka Kurumunda yapılan takdim<br />

töreninde Şuhut keşkeği tüm davetlilere sunuldu.<br />

Lezzetiyle tam not alan keşkek, Şuhut’un gurur<br />

kaynağı oldu. Şuhut Kaymakamı Nurullah Kaya,<br />

Şuhut Belediye Başkanı Recep Bozkurt ve ilçenin<br />

önde gelen idari birim temsilcilerinin katılım<br />

gösterdiği törende TÜRKPATENT Başkanı<br />

Prof. Dr. Habip Asan “Coğrafi işaretler, ülkelerin<br />

ekonomik ve bölgesel kalkınmaları için son derece<br />

önemli bir araç olarak kullanılmaya başlandı.<br />

AB ülkelerinde, coğrafi işaretlerden yıllık<br />

40-50 milyar avroluk bir katma değer<br />

yaratılıyor.” ifadesini kullandı.<br />

Coğrafi işaret belgesini teslim alan Belediye<br />

Başkanı Recep Bozkurt, tescil alan ürünlerini<br />

daha iyi tanıtmanın, ticarete dönüştürmenin<br />

ve ilçe ekonomisine katkı sağlamanın gayreti<br />

içinde olacaklarını ifade etti.<br />

TESCİLLİ EKMEK DENETİMDE<br />

Coğrafi işaret tescilli Afyonkarahisar patatesli<br />

ekmeğinin denetimi tamamlandı.<br />

Sınai Mülkiyet Kanunu ile birlikte coğrafi işaret tescilli<br />

ürünler için her yıl zorunlu hale getirilen denetim<br />

süreci Afyonkarahisar patatesli ekmeği için Belediye<br />

Başkanlığınca gerçekleştirildi. Denetimi gerçekleştirecek<br />

olan komisyona, Grup Ofis Marka Patent coğrafi<br />

işaret uzmanları tarafından süreç ile ilgili eğitim verildi.<br />

Edinilen bilgiler doğrultusunda uygulamalı saha<br />

çalışmaları yapıldı.<br />

Belediye başkanını temsilen denetim komisyonuna<br />

eşlik eden Gıda Mühendisi Ahmet Selman, üretici<br />

ve satış yapan firmalara tescilin önemini anlatarak,<br />

coğrafi işaret tescilinin ürüne katacağı değer ve tescile<br />

uygun üretimin sürekli hale getirilmesi konusunda<br />

bilgilendirmelerde bulundu.<br />

13


YOLCU<br />

YOLUNDA GEREK<br />

“Yolcu Yolunda Gerek” tescilli markasıyla<br />

soyadının hakkını vererek tüm Türkiye’yi<br />

gezen fotoğraf sanatçısı Gökhan Yolcu<br />

yeni bir projeye imza attı.<br />

Çocukluk yıllarında hobi olarak başladığı<br />

fotoğrafçılık macerasını yaklaşık otuz yıl sahne<br />

fotoğrafçılığı yaparak sürdüren Yolcu; moda, reklam<br />

ve tanıtım gibi birçok farklı alanda fotoğraf çekti.<br />

Yeni yerler keşfedip ölümsüzleştirmeyi seven Yolcu,<br />

motoruyla neredeyse tüm Türkiye’yi gezip muhteşem<br />

kareler yakaladı. Daha sonrasında gezgin ruhu ve<br />

fotoğrafçılık tutkusunu birleştirerek Anadolu’da yaşayan<br />

çocuklar için bir proje geliştirdi ve işe koyuldu.<br />

‘’Hayat Yolculuğunda Fotoğrafını Sen Çekebilirsin!’’<br />

adını verdiği projesinde kendi yaptığı karavanıyla yola<br />

çıkan Yolcu, proje kapsamında köyde yaşayan çocuklara<br />

fotoğrafçılık sanatını öğretmeye başladı, üstelik herhangi<br />

bir kâr amacı gütmeden…<br />

Kaymakamlıklar aracılığıyla iletişime geçilen köy<br />

okullarındaki ilkokul öğrencileri bu proje sayesinde<br />

fotoğraf makinesi ile tanıştı. Projenin asıl amacı; fotoğraf<br />

makinesinin objektifinden dünyaya açılan pencereyle<br />

çocukların çevrelerine olan farkındalığının sağlanması ve<br />

kendilerini ifade etme özgürlüklerinin aşılanması.<br />

Yolcu Yolunda Gerek marka tescilini 2016 yılında<br />

Grup Ofis Marka Patent aracılığıyla alan Yolcu, zor şartlar<br />

altında yaşayan köy çocuklarına hem eğlenceli hem de<br />

öğretici bir deneyim sunmuş oldu. Çocuklar müfredat<br />

kapsamında önce eğitim alacaklar sonrasında ise<br />

çocukların çektiği fotoğraflar ailelerine,<br />

öğretmenlerine ve davetlilere sergilenecek.<br />

Projeyi<br />

yolcuyolundagerek.com.tr<br />

adresinden takip edebilirsiniz.<br />

GOssIP<br />

ÖZEL HABER<br />

14<br />

GÜNDEM


<strong>GOSSIP</strong> GELECEK NESİLLERE<br />

YÖN VERİYOR<br />

GOssIP dergi olarak başlattığımız<br />

#gossipnerede kampanyasının yeni<br />

hedefi öğrenciler oldu.<br />

#gossipnerede hashtag’iyle<br />

2015 yılında sosyal medya<br />

üzerinden başlatılan<br />

kampanya, GOssIP<br />

dergi okuyucuları ve<br />

takipçilerinin, GOssIP içeren<br />

fotoğraflarını ilgili hashtag<br />

ile birlikte kendi sayfalarında<br />

paylaşmalarıyla başladı.<br />

Yurt içi ve yurt dışından<br />

birçok takipçinin katıldığı<br />

#gossipnerede hareketi kısa<br />

sürede okuyucular arasında<br />

yayıldı ve bu sayede<br />

birbirinden eğlenceli birçok kare ortaya çıktı.<br />

Türkiye’de sınai mülkiyet alanındaki ilk ve en geniş<br />

kapsamlı yayın olma özelliğini elinde bulunduran<br />

GOssIP, söz konusu hareketi bir sosyal sorumluluk<br />

projesine dönüştürerek misyonlarına bir<br />

yenisini daha ekledi. Sektörel bilinci artırmak ve<br />

farkındalık yaratmak amacıyla bilgi paylaşımı<br />

sağlayan GOssIP, bilgi aktarımına genç beyinler<br />

ve geleceğin mucitlerinden başlamak için okul<br />

sıralarına ulaştı ve öğrencilerin yol göstericisi<br />

oldu.<br />

Eskişehir’de bulunan Çifteler Atatürk Orta<br />

Okulunda öğretmenlik yapan Filiz Kökten’in<br />

GOssIP yayın ekibi ile iletişime geçmesiyle<br />

GOssIP, ilk öğrenci kitlesine ulaşmış oldu.<br />

Teknoloji ve Tasarım Dersi kapsamında incelenen<br />

GOssIP, öğrencilerden büyük ilgi gördü. Bundan<br />

sonra #gossipnerede kampanyası dahilinde her<br />

yeni sayıda yeni bir okul GOssIP ile buluşacak.<br />

GOssIP’i takipte kalın…<br />

#gossipnerede<br />

hashtag’iyle yapılan paylaşımları<br />

Instagram’dan takip edebilirsiniz.<br />

15


KAZARA İCAT EDİLDİ<br />

DÜNYAYI ELE<br />

GEÇİRDİ<br />

GOssIP<br />

ÖZEL HABER<br />

İcat edildikleri tarihten itibaren hayatımızı<br />

çepeçevre saran plastik poşetler… Market<br />

alışverişlerimizde, çöp kovalarımızda,<br />

eczanelerde, alışveriş merkezlerinde ve daha<br />

pek çok yerde karşımıza çıkmaktaydı, ta ki<br />

1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren yeni<br />

yasaya kadar. Dünyada çeşitli kısıtlama ve<br />

yasaklamalar getirilen plastik poşet çılgınlığı<br />

nihayet Türkiye’de de son buldu ve artık<br />

tanesi en az 25 kuruşa satılmaya başlandı.<br />

Hal böyle olunca market çıkışlarında çeşitli<br />

akrobatik sahneler yaşansa da tüketici; kese<br />

kâğıdı, pazar çantası, bez çanta ve file gibi<br />

çevre dostu ürün ve tasarımlara yöneldi.<br />

Plastik poşetler hayatımıza nasıl girdi?<br />

Plastik poşetlerin derin tartışmalara yol açtığı<br />

bugünlerde söz konusu icadın nasıl bir tarihi<br />

olduğunu ve icat edildiğinden bu yana ne gibi<br />

süreçlerden geçtiğini sizler için inceledik.<br />

Naylon poşetlerin ham maddesi olan<br />

polietilen, 1933 yılında İngiltere’de bulunan<br />

kimyasal bir tesiste yapılan deney sonucunda<br />

kazara icat edildi. 1965 yılında ise İsveçli<br />

Celloplast firması, polietilen alışveriş poşeti<br />

için US318<strong>05</strong>57 numaralı ve “Kaynaklanabilir<br />

plastik materyalden yapılan saplı poşet” başlıklı<br />

patent başvurusuna tescil aldı. Mühendis Sten<br />

Gustaf Thulin tarafından tasarlanan bu poşet<br />

Avrupa’da hızla bez çantaların yerini almaya<br />

başladı.<br />

16<br />

GÜNDEM


Avrupa’da yaygın şekilde kullanılan<br />

plastik poşetler 1979 yılında Amerika<br />

pazarına da girerek kıtalar arası bir<br />

kullanım boyutuna ulaştı. Böylece<br />

kese kâğıdı ve tekrar kullanılabilen<br />

çantalar rafa kaldırıldı. 1982 yılında<br />

ise Amerika’nın en büyük süpermarket<br />

zincirlerinden Safeway ve Kroger’ın da<br />

plastik poşetlere geçmesi ile birlikte<br />

plastik poşetler liderliğini resmen ilan<br />

etti.<br />

Plastik poşetin şöhreti 1997 yılında<br />

doğaya verdiği zararlar ciddi olarak<br />

anlaşıldığında ilk darbeyi aldı. Denizci<br />

ve araştırmacı Charles Moore, Büyük<br />

Okyanus’ta plastik çöp adacıklarının<br />

oluştuğunu keşfetti. Okyanus<br />

yaşamının yanı sıra doğal yaşamı<br />

da ölümcül seviyelerde etkilediği<br />

anlaşılan plastik poşetlerin doğada<br />

çözünmesinin binlerce yıl aldığı tespit<br />

edildi. Ardı ardına yapılan çalışmalar<br />

ve araştırmalar sonucunda plastik<br />

kullanımının azaltılması için çeşitli<br />

kampanyalar yapıldı ve kanunlar<br />

çıkarıldı.<br />

Henüz elli küsur yıldır hayatımızda<br />

olan plastik poşetler, okyanuslarda<br />

adalar oluşturacak seviyelere geldi ve<br />

bu konudaki ilk kullanım yasağı, drenaj<br />

sistemlerini tıkayan poşetler yüzünden<br />

meydana gelen büyük bir sel faciası<br />

sonrasında, 2002 yılında Bangladeş<br />

tarafından getirildi.<br />

Plastik poşetlerin<br />

ücretlendirilmesi sonrası<br />

Türkiye’de aylık kişi başı<br />

poşet kullanımı<br />

35’ten 10’a düştü.<br />

2011 yılına gelindiğinde ise getirilmiş<br />

olan çeşitli kısıtlamalara rağmen<br />

dakikada 1 milyon plastik poşet tüketimi<br />

olduğu tahmin ediliyordu. 2018 yılında<br />

durumun ciddiyeti iyice anlaşıldı ve<br />

Dünya Çevre Günü teması “Plastik<br />

Kirliliği ile Mücadele” olarak belirlendi.<br />

Birçok ülke plastik poşet kullanımını<br />

yasakladı veya kısıtladı.<br />

1 Ocak 2019’da ise Türkiye plastiğe<br />

karşı dev bir adım atarak, ücretli poşet<br />

sistemine geçti. Bu sistem ile birlikte,<br />

market alışverişlerinde kullanım amaçlı<br />

bez torba ve fileler yeniden popülerlik<br />

kazandı. Her popüler kültür döneminde<br />

yaşanılan yeni girişim ve icat süreci<br />

elbette plastik poşetler için de yaşandı<br />

ve yaşanmaya devam ediyor. Her<br />

geçen gün yeni bir tasarım, yeni bir icat<br />

hayatımıza giriyor. Plastik poşetlerin<br />

çevreye verdiği zararların önüne<br />

geçilmesi ve bu konuda farkındalık<br />

yaratılması açısından büyük önem<br />

taşıyan bu uygulamanın, önümüzdeki<br />

günlerde yol açacağı çevre dostu, renkli<br />

tasarım ve buluşları GOssIP dergi ekibi<br />

olarak merakla bekliyoruz.<br />

17


“TAKLİT ÜRÜNLER”<br />

SIFIRLANIYOR<br />

Yakın zamanda Türkiye’de de faaliyete başlayan<br />

dünyanın en büyük internet alışveriş sitesi Amazon,<br />

geçtiğimiz günlerde taklit ürünlerle mücadele<br />

konusundaki yeni projesi “Project Zero”’yu<br />

duyurdu. Uzun zamandır üzerinde çalışılan bu<br />

proje, Amazon’daki taklit ürün sayısını sıfıra<br />

indirmeyi hedefliyor.<br />

Sitede yer alan taklit ürünler, müşteri<br />

memnuniyetsizliği yaratmakta ve sitenin itibarını<br />

zedeleyen bir unsur olmaktaydı. Uzun yıllardır<br />

Amazon’un mücadele verdiği taklit ürünler,<br />

şikâyet üzerine yapılan değerlendirmeler sonucu<br />

siteden kaldırılıyordu. Bu durum hem zaman<br />

alıyor hem de taklit ürünlerin belirlenmesini<br />

oldukça zorlaştırıyordu. Project Zero ise, artık taklit<br />

ürünlerin Amazon’un değerlendirmesine gerek<br />

olmadan kaldırılabilmesine olanak sunuyor.<br />

Şimdilik Amerika’da belirli şirketler için hayata<br />

geçirilmiş olan projenin kısa zamanda sitede<br />

satışı gerçekleşen bütün markaları kapsaması<br />

hedefleniyor. Projeye dahil olabilmek için ise<br />

satışı gerçekleşecek olan markaların tescilli<br />

olması ve söz konusu tescillerin Amazon veri<br />

tabanına kaydedilmesi gerekiyor.<br />

Projenin “otomatik koruma”, “self servis” ve “ürün<br />

kodlama” olmak üzere üç boyutu bulunuyor.<br />

Otomatik öğrenme teknolojisi sayesinde logo, tescil<br />

belgesi ve marka hakkındaki diğer özel bilgilerin<br />

sağlanması ile birlikte her gün güncellenen ürün<br />

listeleri otomatik olarak taranıyor ve şüpheli<br />

bulunan ürünler kaldırılıyor. Projenin self servis<br />

boyutu ise marka sahiplerinin şikâyet süreci<br />

yaşamadan, taklit ürünleri doğrudan kendilerinin<br />

kaldırmasına olanak sunuyor. Projenin son<br />

boyutunda ise her ürüne ait bir kod bulunuyor<br />

ve bu kod ürüne üretim aşamasında konuluyor.<br />

Amazon, siparişi müşteriye ulaştırmadan önce<br />

sisteminden taratıyor ve orijinalliğini tespit<br />

edebiliyor.<br />

18<br />

GÜNDEM


“derimod.com”<br />

SAHİBİNE GERİ DÖNDÜ<br />

Derimod, taklit etme kastıyla hareket eden<br />

üçüncü kişiler tarafından tescil edilen<br />

“derimod.com” alan adını geri aldı.<br />

Türkiye’de deri ile modayı bütünleştiren ilk marka<br />

olan Derimod, yıllar sonra ‘derimod.com’ alan adını<br />

kendi adına tescil ettirdi.<br />

Derimod Konfeksiyon, “derimod.com” alan adını<br />

kötü niyetli ve haksız bir şekilde kendi adına tescil<br />

ettiren karşı tarafa, söz konusu alan adına haiz<br />

ticari markanın öncelikli ve asıl hak sahibinin<br />

Derimod Konfeksiyon olduğu gerekçesi ile<br />

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) Tahkim ve<br />

Arabuluculuk Merkezi nezdinde itiraz sürecini<br />

başlattı. WIPO, Grup Ofis Marka Patent tarafından<br />

Derimod Konfeksiyon adına hazırlanan itirazı<br />

inceledi ve tartışmalı alan adının kötü niyetli olarak<br />

tescil edildiği ve kullanıldığı sonucuna vardı. Bu<br />

gerekçelere istinaden ihtilaflı alan adının Derimod<br />

Konfeksiyon’a devredilmesine karar verildi.<br />

Alan Adları ve<br />

Uyuşmazlık Çözümleri<br />

Alan adı tahsisi “ilk gelen ilk alır” prensibi<br />

ile ICANN (İnternet Tahsisli Sayılar<br />

ve İsimler Kurumu) ve yetkilendirdiği<br />

kuruluşlar tarafından yapılmaktadır.<br />

Alan adı ihlalleri günümüzde internet<br />

üzerinden oldukça sık karşılaşılan bir<br />

durumdur. ICANN alan adları ile ilgili<br />

anlaşmazlıkları çözmek için kurallardan<br />

oluşan bir yönetmelik (Alan Adı<br />

Uyuşmazlıkları Yeknesak Kurallar-UDRP)<br />

yayınlamıştır. ICANN Tahkim Usulü’ne<br />

göre yetkili tahkim kuruluşlarından<br />

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütüne (WIPO)<br />

yapılacak başvuru ile alan adının<br />

iptali ve/veya transferi ile ilgili tahkim<br />

prosedürü başlatılabilmektedir. Bu<br />

prosedür bir dava prosedürü gibi<br />

işlemekte olup, bu dava neticesinde<br />

WIPO tarafından seçilen hakemin/<br />

hakemlerin kararı bağlayıcı olmaktadır.<br />

ICANN, UDPR sisteminde başarılı<br />

olabilmek için, belirli hususların bir<br />

arada ihlal edildiğinin ispat edilmesi<br />

gerekmektedir.<br />

19


UGG JENERİK MARKA MI?<br />

Avustralya merkezli “Australian Leather”<br />

firmasının sahibi olan Türk asıllı Adnan<br />

(Eddie) Oygur, UGG markasının tescilini<br />

elinde tutan ABD’li şirket “Deckers<br />

Outdoor” a karşı 2016 yılından beri hukuk<br />

savaşı veriyordu. Davayı kaybeden<br />

Oygur, söz konusu firmaya 450.000 dolar<br />

tazminat ödemek zorunda bırakıldı ancak<br />

bu ücret yasal harcamalarla birlikte milyon<br />

dolarları bulabilir.<br />

Oygur’a ait Australian Leather, 1982’de<br />

Avustralya’da kurulan ve günümüzde bot üretip<br />

ABD dahil çeşitli ülkelere online satış yapan bir<br />

firma. 2016 yılında, UGG markasının tescilini elinde<br />

bulunduran Deckers firması tarafından botlarda<br />

UGG ibaresinin kullanıldığı ve marka hakkının<br />

ihlal edildiği gerekçesiyle dava edildi. Oygur ise,<br />

UGG ibaresinin 1960’larda Avustralya’da bu botlar<br />

için türemiş bir jenerik ad olduğu, herkes tarafından<br />

bu botların UGG olarak bilindiği ve bu yüzden de<br />

UGG ibaresinin en baştan beri ABD tarafından<br />

tescil edilmemesi gerektiği gerekçeleriyle karşı dava<br />

açarak markanın hükümsüzlüğünü talep etti.<br />

Eğer marka hükümsüz kılınsaydı, Avustralyalı<br />

bot üreticileri ABD’ye UGG ibareli botları rahatça<br />

ihraç edebileceklerdi. Deckers ise, ürünlerinin<br />

halk tarafından bilinir hale geldiğini ve yılda bir<br />

milyar doları geçen gelirinin bu durumu<br />

kanıtladığını ileri sürdü.<br />

Dört gün süren duruşmanın sonunda jüri,<br />

Oygur’u haksız buldu ve Oygur’un, botların üzerinde<br />

UGG ibaresi ile birlikte ABD’ye satışını yaparak<br />

Deckers Outdoor şirketinin marka hakkını ihlal ettiği<br />

yönünde karar verdi.<br />

UGG botlarının Avustralya ile özdeşleşmiş jenerik bir<br />

marka mı olduğu, yoksa Deckers şirketi sayesinde<br />

mi bu kadar popüler hale geldiği tartışılır ancak<br />

bu olay marka tescilinin ne kadar önemli olduğunu<br />

bir kez daha gözler önüne serdi.<br />

20<br />

GÜNDEM


ÖNCE EKŞİ SONRA TATLI<br />

PEKİ YA MAHKEME?<br />

Dünyaca ünlü şeker markası Sour Patch Kids,<br />

sonucu merakla beklenen bir dava sürecinde.<br />

Sour Patch Kids şekerlerinin üretici firması<br />

Mondelëz Canada Inc., geçtiğimiz günlerde Stoney<br />

Patch markasına karşı hukuki süreç başlattı.<br />

İçeriğinde THC (Tetrahidrokannabinol) yani esrarın<br />

ana maddesinin bulunduğu bir tür sakız olan Stoney<br />

Patch için söz konusu dava 2019 Temmuz ayında<br />

açıldı.<br />

Mondelëz Canada Inc., gerek ürünlerin ambalajları<br />

arasındaki benzerlik, gerekse markasının dünya<br />

çapındaki tanınırlığını öne sürerek karşı tarafın<br />

kötü niyetli olduğunu iddia etti. Ayrıca söz konusu<br />

şekerlerin hedef kitlesinin çocuklar olması sebebiyle<br />

ürünler arasında karıştırılma ihtimalinin daha yüksek<br />

olduğunu dile getirdi. Tüm bu gerekçeler kapsamında<br />

söz konusu dava; marka ihlali, ambalaj ihlali, haksız<br />

rekabet gibi temellere dayandırıldı.<br />

Sour Patch Kids markalı ürünler 80’li yıllardan<br />

beri varlığını sürdürüyor ve markanın reklam<br />

kampanyalarına ayırdığı bütçe 70 milyonun<br />

üzerinde…<br />

Davalı Stoney Patch hakkında herhangi bir<br />

bilgiye ulaşmak ise neredeyse imkânsız.<br />

Üretici firmanın ne bir iletişim bilgisi ne de bir<br />

web sitesi var. Ürünlere ait bir Instagram hesabı<br />

mevcuttu ancak çıkan haberler ve mahkeme<br />

sürecinden sonra bu hesaba da şu anda<br />

erişilemiyor.<br />

Stoney Patch’in sahip olduğu gizemin, dava<br />

seyrinde zorluk çıkarabileceği ön görülüyor<br />

ancak davanın yalnızca dosyalanmış olması<br />

bile Stoney Patch ürünlerinin faaliyetini<br />

durdurmaya yetebilecek güçte. Bu dava henüz<br />

sonuçlanmamış olsa da şeker üreten markaların<br />

yıllardan beri sıkıntısı olan kenevir içeren taklit<br />

şeker/şekerleme ürünlerine karşı hareketin<br />

başlangıcı ve simgesi oldu.<br />

21


SANSASYONEL RAP SANATÇISINA<br />

RET ŞOKU<br />

Grammy ödüllü rap sanatçısı Cardi B,<br />

“OKURR” ibaresinin marka tescilini almak için<br />

başvuruda bulundu ancak işler pek de<br />

istediği gibi gitmedi.<br />

Cardi B, Türkçe karşılığı “tamam”, İngilizcede ise<br />

“OK” kelimesinin eş anlamlısı olarak kullanılan<br />

OKURR ibaresinin marka tescilini almak için<br />

ABD Patent Ofisine başvuruda bulundu.<br />

Ancak yapılan inceleme ve değerlendirmeler<br />

sonucunda yapılan başvuru reddedildi.<br />

Patent Ofisi tarafından verilen kararda; söz<br />

konusu ibarenin herkes tarafından sıklıkla<br />

kullanılması, OK demenin farklı bir versiyonu<br />

olması ve bir diğer anlamda birine haddini<br />

bildirmek anlamını taşıması gerekçeleri ret<br />

nedenleri arasında sunuldu.<br />

Böylelikle Cardi B’nin OKURR markalı ürün hayali<br />

şimdilik suya düştü.<br />

Kararda geçen ret gerekçelerinden ilgi çekici<br />

olan kısım ise OKURR ibaresini kullanan Khloé<br />

Kardashian ve RuPaul gibi diğer ünlü kişilerin<br />

isimlerinin belirtilmesi oldu.<br />

KENDİ<br />

MARKASI<br />

OLAN BAZI<br />

ÜNLÜLER<br />

Cristiano Ronaldo<br />

Tam adı Cristiano Ronaldo dos Santos<br />

Aveiro olan Portekizli futbolcu CR7<br />

markalarının sahibi. Birçok farklı ürün<br />

sınıfını kapsayan CR7’nin en gözde<br />

ürünü ise iç çamaşırları.<br />

22<br />

GÜNDEM


GÜZELLİĞİNİZE LADY GAGA<br />

MARKASI DOKUNUŞU<br />

Kendi markasını yaratan ünlüler kervanına son<br />

katılan isim şarkıcı ve oyuncu Lady Gaga oldu.<br />

Geçtiğimiz yıllarda kendi şirketi olan Ate My Heart Inc.<br />

üzerinden Haus Laboratories markası için ABD Patent Ofisine<br />

başvuruda bulunan Lady Gaga, marka tescilini almıştı.<br />

Kozmetik ürünlerin yer aldığı sınıfta yapılan marka başvurusu;<br />

kozmetikler, kokular, parfümler, losyonlar, kremler, duş jelleri,<br />

sabunlar gibi pek çok ürünü kapsıyor.<br />

Haus Laboratories markasının beklenen lansmanı geçtiğimiz<br />

günlerde gerçekleşti ve ürünlerin tanıtım videoları ve<br />

fotoğrafları yayınlandı. Kendi hayatından yola çıkarak marka<br />

yarattığını dile getiren Gaga; “Günümüzde ihtiyacımız olan<br />

son şey yeni bir kozmetik markası daha çıkması. Ancak Haus<br />

Laboratories’in bir farkı var; biz güzellik bakan gözdedir<br />

demekten ziyade kadınların kendini güzel görmesini istiyoruz.<br />

Güzellik sevmeyle başlar, kendinizi sevin. Our Haus, Your Rules<br />

(Bizim Haus’umuz, Sizin Kurallarınız)” diyerek markasının<br />

vizyonunu ifade etti.<br />

Amazon üzerinden satışa çıkacak ürünler için şimdilik yalnızca<br />

ön sipariş verilebiliyor.<br />

“Kylie Skin” markasından elde ettiği gelir ile Forbes dergisi<br />

tarafından dünyanın en genç milyarderi seçilen Kylie<br />

Jenner’dan sonra Haus Laboratories markalı ürünlerinin Lady<br />

Gaga’nın servetine katkısı şimdiden merak konusu oldu.<br />

Victoria Beckham<br />

Spice Girls ile hayatımıza giren Victoria<br />

Beckham şarkıcılık kariyerini bırakarak<br />

tasarıma yönelen ünlülerden oldu. Kendi adını<br />

kullandığı Victoria Beckham markası ile tarzını<br />

yansıttığı giysi, aksesuar, ayakkabı ve çanta<br />

tasarımları ilgi çekiyor.<br />

Gwen Stefani - L.A.M.B.<br />

80’li yıllara damgasını vuran müzik<br />

grubu No Doubt’ın solisti Gwen<br />

Stefani’nin markası L.A.M.B.<br />

Love Angel Music Baby<br />

albümünün baş harflerinden<br />

oluşan ve “kuzu” anlamına gelen<br />

marka, birçok üründe kullanılıyor.<br />

L.A.M.B. markalı çanta ve<br />

cüzdanlarda ise sevimli bir kuzu<br />

logosu görmek mümkün.<br />

23


ARCORA’DAN İNOVATİF GİRİŞİM:<br />

YERLİ YERİNDE EĞİTİM<br />

Başkent Üniversitesi Bilgi, İnovasyon ve Teknoloji<br />

Transfer Ofisi (BİTTO) koordinasyonunda,<br />

üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde iç mimarlık<br />

alanında Türkiye’de ilk defa uygulanacak katılımcı<br />

ve yenilikçi bir eğitim modeli olan Arcora Garage<br />

Academy (A.G.A) kapılarını açtı.<br />

Arcora, 2007 yılından beri sektörde varlığını sürdüren yenilikçi<br />

ve girişimci bir mimarlık ofisi. Var olduğu günden bu yana sürekli<br />

yeni projeler geliştiren ve hayata geçiren Arcora, BİTTO iş birliği<br />

ile Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi ve İç Mimarlık<br />

ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencilerine özel yerinde öğrenme<br />

tekniğine dayalı bir sistem geliştirerek hayata geçirdi.<br />

Arcora kurucusu Gökhan Uysal ve BİTTO yöneticisi Arzu Fırlarer<br />

ile Türkiye’de ilk defa uygulanan eğitim programı üzerine<br />

konuştuk.<br />

Arcora Garage Academy fikri nasıl ortaya çıktı?<br />

G.U. Aralarında Arzu Hanım’ın da olduğu bir akşam<br />

yemeğinde arkadaşlarımızla konuşurken böyle bir fikir<br />

çıktı ortaya. Neler yapabiliriz diye düşündük, tarttık ve<br />

harekete geçtik. Ortalama 1 yıldan az bir sürede proje<br />

hayata geçti.<br />

24 GÜNDEM


Arcora Garage Academy neleri<br />

kapsıyor ve kimlere hitap ediyor?<br />

G.U. Fikir ortaya çıkınca Arzu Hanım<br />

aracılığı ile Başkent Üniversitesi<br />

ile görüşmelere başladık. Burası<br />

bomboş dört duvar bir alan iken<br />

bir atölye ve uygulama stüdyosu<br />

haline dönüştürüldü. Sıfırdan üretim<br />

ve montaj yapılan, iç mimarından<br />

marangozuna kadar her aşamada<br />

iş birliği ve takım çalışması yapılan,<br />

yerinde öğrenme metodolojisini<br />

uygulayan bir eğitim merkezi haline<br />

dönüştürüldü.<br />

Şu an projeyi Başkent Üniversitesi<br />

İç Mimarlık Bölümü öğrencileriyle<br />

yürütüyoruz, onlara özel bir<br />

uygulama hatta ayrıcalık diyebiliriz.<br />

Biz öğrencilere okulda öğrendikleri<br />

teorik bilgileri pratiğe aktarma imkânı<br />

sunuyoruz. Böylece atölyenin tozunu<br />

yutuyorlar; ne şartlar altında tasarımın,<br />

üretimin ve montajın yapıldığına<br />

şahit olup işi en ince ayrıntısına kadar<br />

deneyimliyorlar.<br />

A.G.A için iç mimarlık eğitiminin bir<br />

parçası diyebilir miyiz?<br />

G.U. Kesinlikle, söz konusu derslerde<br />

öğrenciler atölyeye geliyor ve<br />

üniversitedeki uygulamalar nasılsa<br />

burada da aynı şekilde çalışıyorlar.<br />

Öğrencileri gruplara ayırıyoruz ve<br />

onları bir müşteri ile buluşturuyoruz.<br />

GOssIP<br />

ÖZEL HABER<br />

Söz konusu müşteri istek ve taleplerini<br />

dile getiriyor, öğrencilerimiz ise<br />

stüdyolarımızda bu tasarımı ortaya<br />

çıkarıyor. Farklı gruplar halinde<br />

çalışıyorlar ve süresi içerisinde projelerini<br />

tamamlıyorlar. Sonrasında ise ortaya<br />

çıkan çalışmayı her aşamasındaki<br />

ilerleme ile değerlendiriyoruz.<br />

Sizce A.G.A neden gerekli?<br />

G.U. Çünkü hayat sadece teorik bilgiden<br />

ibaret değil. Biz burada, mobilya<br />

sektörünün kalbi Siteler’de öğrencilere<br />

bu atmosferi yaşatıyoruz; müşteri<br />

ilişkileri, üretim, imalat, tasarım tescili,<br />

teslimat gibi sürecin her noktasına<br />

birebir tanıklık ediyorlar. Böylece lisans<br />

eğitimlerini tamamladıklarında teorik<br />

bilginin yanında deneyimsel olarak<br />

da donanımlı oluyorlar. Keşke bizim<br />

zamanımızda da olsaydı dediğimiz<br />

bir çalışmayı biz öğrencilerimize<br />

memnuniyetle aktarıyoruz.<br />

Üniversite ile iş birliğiniz nasıl ilerliyor?<br />

A.F. Proje başlamadan önce her türlü<br />

aşamayı değerlendirdik; ders programı,<br />

içerik, eğitmenler gibi her ince detayı<br />

ele aldık. Başkent Üniversitesi olarak<br />

böyle bir iş birliğinin içerisinde yer<br />

almaktan gurur duyuyoruz. Projeye<br />

verdikleri desteklerinden dolayı Başkent<br />

Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali<br />

Haberal’a da teşekkürlerimizi sunarız.<br />

Başka projeler olacak mı?<br />

G.U. / A.F. Neden olmasın? Üniversitesanayi<br />

iş birliği çerçevesinde her türlü<br />

girişimi yapmaya, gelecek nesiller için<br />

daha iyi eğitim koşulları sağlamak adına<br />

sürekli üretip, her geçen gün daha çok<br />

çalışıyoruz. Akademinin vereceği ilk<br />

mezunlar için öğrenciler kadar biz de<br />

heyecanlıyız, güzel sonuçlar çıkacağına<br />

güvenimiz tam.<br />

25


S T A R T& G O<br />

DİKEY EKSENLİ PORTATİF<br />

RÜZGÂR SANTRALİ<br />

KÜNYE<br />

Startup<br />

Kurucu<br />

Sektör/Alan<br />

Web Adresi<br />

VawtTurk<br />

İbrahim Hakkı Şenol<br />

Yenilenebilir Enerji<br />

www.vawtturk.com<br />

VawtTurk Enerji,<br />

Trabzon’da Karadeniz<br />

Teknik Üniversitesi<br />

Makine Mühendisliği<br />

Bölümü mezunu<br />

İbrahim Hakkı Şenol<br />

tarafından kurulan<br />

bir yenilenebilir<br />

enerji üretim şirketi.<br />

Kesintisiz, çevre dostu<br />

ve yüksek verimliliğe<br />

sahip ev tipi rüzgâr<br />

türbinleri ve taşınabilir<br />

solar sistemler<br />

üretmeyi amaçlayan<br />

VawtTurk, bu amaca<br />

yönelik çözümler<br />

üreten bir girişim.<br />

“Dikey Eksenli Portatif Rüzgâr Santrali” projesi olan VawtTurk<br />

kapsamında çok düşük şiddette esen rüzgârda bile elektrik<br />

üretilebiliyor. 2017 yılında TÜBİTAK Bireysel Genç Girişim Projesi<br />

kapsamında hibe desteği almaya hak kazanan rüzgâr santrali,<br />

özellikle dikey eksenli olması sebebiyle sessiz ve titreşimsiz<br />

çalışan bir ürün olma özelliğine sahip. İnsan sağlığı açısından<br />

bir tehlike unsuru teşkil etmeyen VawTurk, âtıl/dar alanlara<br />

kurulabiliyor.<br />

VawtTurk’ün ilk rüzgâr santralleri, Karadeniz<br />

Teknik Üniversitesi Kanunî Kampüsünde<br />

bulunan boş yakıt tanklarının üzerine kuruldu.<br />

Herhangi bir rüzgâr esintisi hissedilmediğinde<br />

bile elektrik üretebilecek şekilde tasarlanan<br />

dikey eksenli rüzgâr santralleri,<br />

1.4 m/s (metre / saniye) gibi düşük hızlı<br />

rüzgârlarda çalışabiliyor ve 2.6 m/s rüzgâr<br />

hızında ise enerji üretimine başlıyor. VawtTurk<br />

sayesinde bir evin enerji ihtiyacının tamamını<br />

karşılayacak kadar enerji üretilebiliyor.<br />

Enerji tasarrufu ve katma değer sağlayan,<br />

üzerinde bulunan aküler sayesinde enerjiyi<br />

depolayıp jeneratör görevi de yapabilen<br />

bir yenilenebilir enerji sistemi vadeden ve<br />

her kesim kullanıcıya hitap eden VawtTurk<br />

santralleri hakkında detaylı bilgilere<br />

vawtturk.com adresinden ulaşabilirsiniz.<br />

26


YOL ÇUKURLARINA MEYDAN OKUYAN<br />

AKILLI ÇUKUR SAPTAMA SİSTEMİ<br />

KÜNYE<br />

Startup<br />

Kurucular<br />

Sektör/Alan<br />

Web Adresi<br />

Seyisco<br />

Ali Çağatay Kuru, Barış Kaya, Burak Kantarcı, Sarp Bilecen<br />

Akıllı Şehirler<br />

Seyis.co<br />

Seyisco, Ankara’da<br />

Bilkent Üniversitesi<br />

mezunu dört girişimci<br />

tarafından kurulmuş<br />

bir teknoloji şirketi.<br />

Şehir deneyimlerini<br />

teknoloji ile<br />

harmanlayarak,<br />

hayatı kolaylaştıracak<br />

çözümlerin öncüsü<br />

olmayı vizyon edinen<br />

Seyisco, bu amaçla<br />

cihaz ve çözümler<br />

üretiyor.<br />

Seyisco; belediyelere, yoldaki çukur ve tümseklerin<br />

konumunu ve derinliğini saptayan teknolojiler üretiyor.<br />

Bu teknolojilerle çukur kaynaklı kazaları ve asfalt<br />

harcamalarını azaltmayı amaçlıyor. Roan isimli cihaz<br />

ile nesnelerin interneti (IoT) kullanılarak yollarda<br />

oluşan çukurlar tespit ediliyor.<br />

Belediye araçlarının altına entegre edilen bir donanım<br />

olan Seyisco Roan’ın entegre edildiği araçlar<br />

yollarda gezdikçe yoldaki çukur, tümsek gibi hataların<br />

konumları saptanıyor ve Seyisco mühendisleri<br />

tarafından geliştirilen yazılımlar ile bu veriler<br />

belediyelerin asfalt yönetim panellerine aktarılıyor.<br />

Bu analiz sonucunda oluşan yol durum raporları,<br />

GovernOS harita ve analiz arayüzü üzerinde kolayca<br />

yönetilebiliyor. Seyisco Roan, şu anda çapı en az 7 cm<br />

ve üzeri, derinliği en az 3 cm ve üzeri olan çukurları<br />

sağlıklı bir şekilde algılayabilirken kasis gibi yanıltıcı<br />

oluşumları da filtreleyebiliyor. Seyisco’nun Roan ile<br />

ilgili 2017 yılında yaptığı bir patent başvurusu da<br />

bulunuyor.<br />

Yapay zekâ ve nesnelerin interneti gibi son teknolojileri<br />

kullanarak yol kalitesini ölçen ve bu veri ile belediye<br />

ve yol sahiplerine asfalt bakım süreçlerini uçtan uca<br />

yönetebilecekleri bir ürün vadeden, yurt içinde ve<br />

yurt dışında her belediyenin kullanabileceği Seyisco<br />

Roan hakkında detaylı bilgilere seyis.co adresinden<br />

ulaşabilirsiniz.<br />

27


U Z M A N K O N U K<br />

TEKNOLOJİ,<br />

FİKRİ MÜLKİYET ve SPOR<br />

• Spor müsabakalarının yıllık ortalama piyasasının 80 M$,<br />

büyüme hızının ise %7 olduğunu,<br />

• Müsabakalara ek olarak spor ekipmanı ve kıyafeti alışverişlerinin<br />

ve spor harcamalarının yıllık piyasasının 700 M$ olduğu, bunun<br />

da küresel hasılanın yaklaşık %1’ini oluşturduğunu,<br />

• Avrupa Birliği’nde spor sektörünün getirisinin tarım, ormancılık<br />

ve balıkçılık sektörleri toplamına eşit olduğunu ortaya<br />

koymaktadır.<br />

Şermin SAATÇIOĞLU<br />

Türk Patent ve Marka Kurumu<br />

Sınai Mülkiyet Uzmanı<br />

Spor insanların stres<br />

atmasını ya da keyifli vakit<br />

geçirmesini sağlayan bir<br />

araçken günümüzde ortak<br />

bir dile, bir dünya diline<br />

dönüşmekte, Birleşmiş<br />

Milletler tarafından da bu<br />

şekilde tanımlanmaktadır.<br />

Farklı kültürleri, politik<br />

görüşleri ve etnik kökenleri<br />

bir araya getiren bir<br />

değer olmanın yanı sıra<br />

spor, artık hatırı sayılır bir<br />

ekonomik değer olarak<br />

da görülmektedir. Yakın<br />

zamanda yapılan bir<br />

araştırma:<br />

Fikri mülkiyet hakları da son yıllarda adından sıklıkla bahsedilen<br />

bir ekonomik değere dönüşmüş durumdadır ve doğal olarak<br />

yükselen bu iki değerin birçok ortak noktası vardır. Spor; takımlar<br />

ve ligler, spor ekipmanları, spor kıyafetleri ve yayıncılık açısından<br />

incelendiğinde fikri mülkiyetin farklı unsurları ile kesişmektedir.<br />

Genellikle marka ve telif hakları koruması kapsamında<br />

değerlendirilen bu öğeler aynı zamanda teknolojik, inovatif ve<br />

dolayısıyla patentlenebilir unsurlar da içermektedir, hatta kimi<br />

zaman spor alanındaki gelişmeler ve değişiklikler, teknolojiye<br />

bizzat yön vermektedir.<br />

Patent dünyasında sporu değerlendirdiğimizde, teknolojik<br />

gelişmenin ve inovasyonun var olduğu her alan gibi burada<br />

da birçok buluş olduğunu görürüz. Bu gelişmeler, daha rahat<br />

bir ayakkabıdan daha hafif bir tenis raketine ya da daha hızlı<br />

bir bisikletten enerji içeceklerine kadar uzanmakta ve bazı<br />

spor dallarında teknolojik gelişmeler, o sporun seyrini önemli<br />

ölçüde değiştirmektedir. Kayak sporu da bunlardan biridir.<br />

Spor dalları arasında golften sonra en çok patent tescili olan<br />

kayak sporu, hem kayağın kendisi hem de bağlama, kask ve<br />

kıyafet alanlarında birçok teknolojiye sahiptir. Bu alandaki ilk<br />

gelişmelerden biri, pistten aşağıya yuvarlanırken batonlarının<br />

ucundaki metal çıkıntılar sayesinde durabilen bir kayakçının,<br />

aynı metal çıkıntıları kayak uçlarına monte etme fikrini geliştirip<br />

bunun patentini almasıdır. Kayak dünyasındaki asıl değişim ise<br />

1985 yılında “carving” denilen, orta kısmından oyulmuş, ağırlık<br />

merkezini değiştirerek daha yumuşak dönüşler yapılmasını<br />

sağlayan kayağın geliştirilmesiyle yaşanmıştır. Aslında bu buluş<br />

patentlendiğinde ve bunu takip eden birkaç yıl içerisinde büyük<br />

bir ticari başarı getirmemiştir; ancak bir süre sonra tüm kayak<br />

üreticileri bu yeni model kayağı üretmeye başlamış ve kayak<br />

sporunun çehresi önemli ölçüde değişmiştir.<br />

28


Amatör spor dünyasını beklenenden fazla<br />

etkilemiş olan bir başka örnek, belki çoğumuz<br />

tarafından çok da büyük bir teknolojik gelişme<br />

olarak görülmeyen ancak neredeyse her spor<br />

salonunda bulunan pilates topudur. Pilates<br />

topu, 60’larda aslında oyuncak tasarımcısı olan<br />

İtalyan Cosani tarafından icat edilmiştir; fakat<br />

İsviçre’de terapilerde kullanıldığı için adı “Swiss<br />

Ball” olarak kalmıştır. Evde, ofiste ya da spor<br />

salonunda kullanılabilen bir spor aleti olarak<br />

oldukça ünlenen bu ürün, 1999 yılında Amerikalı<br />

fizyolojist David Weck tarafından farklı bir<br />

formda geliştirilerek patentlenmiş ve “Both Sides<br />

Up”ın kısaltması olarak “BOSU” adını almıştır.<br />

Böylelikle 60’larda icat edilen basit bir spor<br />

topu, günümüze kadar patent koruması altında<br />

kalarak hak sahiplerinin ciddi miktarlarda gelir<br />

elde etmesine neden olmuştur.<br />

Teknolojik gelişmeler bazen bir sporun gidişatını<br />

değiştirirken, bazen de katılımcı profilini<br />

etkilemektedir. Bu durumun örneklerinden biri<br />

engelli atletlerdir. Paralimpik Olimpiyatları’na<br />

1960’ta 23 ülkeden 400 atlet katılırken,<br />

2018’de 159 ülkeden 4.400 atletin katılmış<br />

olması, yalnızca nüfus artışıyla değil, aynı<br />

zamanda teknolojiyle de açıklanmalıdır.<br />

Özellikle biyomekanik alanındaki gelişmeler ve<br />

uzay teknolojisi sayesinde daha hafif, güçlü ve<br />

esnek malzemelerin varlığı, engelli atletlerin<br />

kullandığı protezlerin ve tekerlekli sandalyelerin<br />

ve dolayısıyla engelli sporcuların spor hayatına<br />

daha fazla dahil olmasını sağlamıştır.<br />

Spor alanında oldukça ses getiren ve kazanç<br />

sağlayan ürünlerden bir diğeri de Nike markasının<br />

“waffle” tabanıdır. Blue Ribbon Sports’un koşucu<br />

ve antrenör olan kurucuları, farklı zeminlerde<br />

kullanılabilecek bir ayakkabı tasarlamak istemiş ve<br />

kuruculardan biri “Buluş nasıl yapılır?” sorusuna<br />

iyi bir örnek olacak şekilde eşinin sabahları<br />

kullandığı waffle makinesinin içine plastik dökerek<br />

Nike’ın ikonik ürünü “waffle” tabanı icat etmiştir.<br />

Blue Ribbon Sports’un “waffle” tabanı kısa sürede<br />

ABD’de en çok satan spor ayakkabı haline gelmiş<br />

ve marka “Nike” adını almıştır. Modellerinde<br />

kullandığı teknolojiler için sayısız patenti elinde<br />

tutan Nike’ın patentlerinin çoğu halen ayakkabı ve<br />

tabanlık alanlarındadır.<br />

Bütün bu gelişmeler spor alanındaki teknolojilerin<br />

ve buluşların yalnızca birkaçı; ancak bu örnekler<br />

ışığında bile, sporun ve spor kurallarının<br />

teknolojiye yön verdiğini veya teknolojiyle birlikte<br />

şekillendiğini söylemek mümkündür. Günümüzde<br />

spor ve fikri mülkiyet iç içe geçmiş durumda ve<br />

artık menü, eskiden olduğu gibi ağırlıklı olarak<br />

marka ve telif haklarından oluşmuyor. Teknoloji<br />

geliştikçe patent ve tasarım bakımından da spor<br />

alanındaki fikri mülkiyet hakları öne çıkmaktadır<br />

ve bu ürünlerin ekonomik etkisi, müsabakaların<br />

kendi getirisinin çok ötesindedir. Dolayısıyla<br />

inovasyonun spor üzerindeki itekleyici gücü<br />

de, katma değer etkisi de göz ardı edilemez<br />

boyuttadır.<br />

29


M A R K A H İ K Â Y E L E R İ<br />

DİJİTAL DÜNYANIN EV SAHİBİ:<br />

GoDaddy, dünyanın dört bir yanındaki<br />

girişimci ve küçük işletmelerin online dünyada<br />

başarılı olması için çalışıyor.<br />

1997 yılında kurulan GoDaddy, bugün dünyanın<br />

dört bir yanındaki girişimci ve küçük işletmelerin<br />

online dünyada başarılı olması için gerekli tüm<br />

araçları ve yardımı sunuyor. GoDaddy, 50<br />

pazarda, 100’den fazla ülkedeki müşterilerine<br />

hizmet veriyor. Dünya çapındaki 19 milyonun<br />

üzerinde müşterisi ve yönettiği 78 milyondan<br />

fazla alan adı ile GoDaddy insanların fikirlerine<br />

isim vermek, profesyonel bir web sitesi kurmak,<br />

müşteri çekmek ve işlerini yönetmek için geldiği<br />

bir yer olarak dikkat çekiyor.<br />

19 MİLYON<br />

MÜŞTERİ<br />

78 MİLYON<br />

ALAN ADI<br />

100’DEN<br />

FAZLA ÜLKE<br />

20 yıldan fazla süredir faaliyette olan GoDaddy,<br />

uluslararası pazarlarda, müşterileriyle birlikte<br />

büyümeye devam ediyor. Girişimciler ve küçük<br />

işletmelerin karşılaştıkları zorlukları anlayan<br />

GoDaddy, onlara işlerini büyütmelerine<br />

yardımcı olacak bir online varlık oluşturmaları<br />

ve yönetmelerini sağlayacak ürün yelpazesi ile<br />

Türkçe teknik destek sunmaya odaklanıyor.<br />

Şirketin reklam ve pazarlama çalışmaları<br />

da bunu destekliyor. GoDaddy, Türkiye’deki<br />

müşterilerinin başarı hikâyelerini Türkçe<br />

bloğunda ve sosyal medya kanallarında<br />

paylaşarak, sunduğu ürün ve desteğin fikirlerin<br />

online dünyada hayata geçirilmesine, insanların<br />

tutkularını takip etmesine nasıl yardımcı<br />

olduğunu gösteriyor.<br />

30


Söz konusu müşterilerden bir tanesi<br />

Turgutreis’te, küçük bir tuhafiye dükkanı<br />

olan Güven Tuhafiye (guventuhafiye com).<br />

mağazasına Bodrum yarımadasından daha<br />

fazla müşteri çekmeyi hedefleyen Güven<br />

Tuhafiye, GoDaddy Web Sitesi Mimarı ile<br />

kurduğu web sitesi ile yerel aramalarda görünür<br />

olarak yeni müşteriler kazanıyor. GoDaddy’nin<br />

çeşitli araçlarını kullanan, İstanbul’da<br />

faaliyet gösteren Balaban Solid Sports’un<br />

(balabanjiujitsu.com) ise web sitesi mimarı ile<br />

kurduğu birden fazla web sitesi bulunuyor. Yeni<br />

müşteriler kazanmasına ve web sitesini online<br />

pazarlama çalışmalarında kullanmasına ek<br />

olarak, Balaban Solid Sports Türkiye’de dövüş<br />

sporlarıyla ilgili farkındalığı da artırıyor.<br />

GoDaddy, Türkiye’deki küçük işletme ve<br />

girişimcilerin online olmasına yardımcı olmak için<br />

aynı zamanda “Size web sitesi yapalım mı?” isimli<br />

bir proje başlattı. Proje kapsamında GoDaddy<br />

ekini halihazırda faaliyette olan ancak online<br />

varlığı olmayan işletmeler için web sitesi kuruyor.<br />

Bu sayede söz konusu işletmeler online dünyaya<br />

ilk adımlarını atmış oluyorlar. Sonrasında da<br />

kolay bir şekilde online faaliyetlerini yönetebiliyor,<br />

gereken güncelleme ve değişiklikleri<br />

yapabiliyorlar. Bu proje kapsamında kurulan<br />

web sitelerinden biri şarkıcı Gamze Yıldız’ın web<br />

sitesi oldu. gamzeyildiz.net adresindeki web<br />

sitesine girenler öz geçmişini görüntüleyebildikleri<br />

gibi şarkılarını dinleyebiliyor ve iletişim formu<br />

üzerinden kendisiyle bağlantıya geçebiliyor. Yine<br />

proje kapsamında kurulan bir diğer web sitesi<br />

ise nebileyimben.org. Tiyatro oyuncusu, pilates<br />

ve yoga eğitmeni Nebile’nin web sitesinde ise<br />

seyahatlerine yer verdiği bir bloğu var. GoDaddy<br />

sayesinde hızlı bir başlangıç yapan Nebile, ileride<br />

web sitesine pilates ve yoga faaliyetleri ile ilgili<br />

bilgiler eklemeyi de planlıyor.<br />

GoDaddy, aynı zamanda eğitime de<br />

odaklanarak, Türkiye’deki insanlarla faydalı<br />

bilgiler paylaşmaya özen gösteriyor. Bu<br />

doğrultuda internet ve dijital araçları<br />

kullanmanın avantajları, online dünyaya<br />

kolay ve uygun maliyetli bir şekilde nasıl adım<br />

atılabileceği gibi konulara yer veriyor. Türkiye’de<br />

Habitat Derneği ile işbirliği yapan GoDaddy, aynı<br />

zamanda “Dijital Ben” isimli eğitim programını da<br />

başlattı. On farklı şehirde gerçekleşecek eğitimler<br />

kapsamında Habitat Derneği gönüllüleri<br />

küçük işletme sahipleri ve girişimcilere online<br />

varlığın unsurlarını anlatacak. Ders programı<br />

kapsamında alan adı nasıl alınır, web sitesi nasıl<br />

kurulur, profesyonel e-postaya sahip olmanın<br />

önemi, siber güvenlik önlemleri, online varlık nasıl<br />

yönetilir ve müşterilerle nasıl etkileşim kurulur<br />

gibi konular işlenecek.<br />

31


U Z M A N G Ö R Ü Ş<br />

TASARIMLARDA YENİLİK ARAŞTIRMASI<br />

ve ÖRNEK OLAY<br />

Av. Filiz CANKAT<br />

Grup Ofis Marka Patent<br />

Marka ve Patent Vekili<br />

6769 sayılı Sınai Mülkiyet<br />

Kanunu’nun getirdiği<br />

devrim niteliğindeki<br />

yeniliklerden biri de<br />

tasarım başvurularının<br />

yenilik araştırmasının<br />

TÜRKPATENT tarafından<br />

resen yapılabiliyor olması<br />

ve alınan karara, başvuru<br />

sahibinin itiraz etme<br />

hakkının getirilmesidir.<br />

En klasik haliyle tasarım, “ürünün tümü veya bir parçasının<br />

ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme<br />

veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü”<br />

şeklinde tanımlanmaktadır. Tasarımlar, yeni ve ayırt edici olduğu<br />

sürece tescil hakkı ve korumasından faydalanırlar. Yenilikten<br />

kasıt, tasarıma konu ürünün başvuru tarihinden bir sene<br />

öncesinde ürünün kamuya sunulmaması anlamına gelmektedir.<br />

Başka bir deyişle, başvuru tarihi ile kamuya sunulduğu tarih<br />

arasında bir seneden az bir süre olan tasarımlar yeni kabul<br />

edilir ve koruma kapsamına alınır. Eski mevzuat döneminde<br />

tasarım başvurularında TÜRKPATENT tarafından ürünün yenilik<br />

özelliğine sahip olup olmaması konusunda herhangi bir araştırma<br />

yapılamıyordu ve tasarım direkt olarak ilana çıkıyordu. Bu durum<br />

da itiraz askı süresinin uzun olmasına ve bu süreç içerisinde ilgili<br />

kişilerin tasarımı görerek yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip<br />

olmaması nedeniyle, itiraz ile tescile engel olma imkânı tanıyordu.<br />

Tasarımın temel koruma şartı olan, ürünün “yenilik” özelliğini<br />

taşıyıp taşımadığı araştırmasının başvuru aşamasında<br />

yapılabiliyor olması, mükerrer tescillere engel olacağı gibi anonim<br />

hale gelen, yani halka mal olmuş tasarımların tek bir kişinin<br />

inhisarına bırakılmasına ve bu kişinin, üçüncü kişi kullanımlarına<br />

haksız yere yapacağı müdahalelerin önceden önüne geçme<br />

imkânını da verecektir. Böylelikle gerçek anlamda yeni ve ayırt<br />

edici olan tasarımların ortaya çıkması ve daha etkin bir şekilde<br />

korunması söz konusu olabilecektir.<br />

TÜRKPATENT tarafından resen yapılan bu araştırma, Google,<br />

Yandex vb. arama motorlarında imaj araştırması şeklinde<br />

olmaktadır. Araştırma sonrasında tescili talep edilen tasarımın<br />

aynısının tespit edilmesi halinde tescil talebi reddedilmektedir.<br />

Tescil talebinin reddine ilişkin karara, başvuru sahibi tarafından<br />

itiraz edilebilmektedir.<br />

32


Tüm bu bilgilerden sonra, konuyu örnek bir olayla<br />

açıklayalım;<br />

Tescili için 29 Mayıs 2018 tarihinde başvurusu<br />

yapılan LEDLİ LAMBA tasarımlarının,<br />

TÜRKPATENT tarafından resen yenilik<br />

araştırmasına konu olması nedeniyle Google<br />

arama motorunda yapılan imaj ve resim<br />

araştırmasında, söz konusu tasarımların bir<br />

internet sitesinde yer alan tasarımlarla aynı<br />

olduğu tespit edilmiş ve araştırmanın yapıldığı<br />

sitede yer alan LEDLİ LAMBA görsellerinin<br />

yayın tarihinin (28 Mayıs 2018), tasarımların<br />

başvuru tarihinden (29 Mayıs 2018) önce olması<br />

nedeniyle söz konusu başvurunun yeni olmadığı<br />

değerlendirilmiş ve reddine karar verilmiştir.<br />

Başvuru sahibi tarafından karara itiraz edilmiştir.<br />

Karara itiraz dilekçesinin ekinde, başvuruya<br />

konu olan LEDLİ LAMBA görsellerini içeren<br />

yine başvuru sahibine ait 4 Haziran 2017 baskı<br />

faturalı 2017 kataloğu yer almaktadır.<br />

Bu katalog ile başvuru sahibi, tescil başvurusuna<br />

konu olan LEDLİ LAMBA tasarımlarının kamuya<br />

sunulduktan itibaren 1 sene içinde kalmak<br />

kaydıyla başvurusunu yapması nedeniyle,<br />

öncelik hakkına sahip olduğunu ve söz konusu<br />

tasarımların yenilik özelliğini taşıdığını ispat<br />

etmiştir. Yapılan itirazı delilleriyle birlikte<br />

inceleyen TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve<br />

Değerlendirme Kurulu, itiraza konu tasarımın<br />

başvuru sahibi tarafından öncelikle kamuya<br />

sunulduğunun anlaşılmış olmasından yola<br />

çıkarak itirazı kabul etmiş ve söz konusu<br />

tasarımların tescil işlemlerinin kaldığı yerden<br />

devamına karar vermiştir.<br />

Bu emsal kararla, başvuru sahiplerinin tasarıma<br />

konu ürünü kamuya sunum sonrası bir yıllık süre<br />

içerisinde tescile konu etmeleri gerektiği, aksi<br />

takdirde tasarımın temel koruma şartı olan yeni<br />

olma özelliğinin ortadan kalktığı konusunda bilgi<br />

sahibi olmaları gerektiği vurgulanmıştır.<br />

TÜRKPATENT tarafından resen yapılabilen<br />

tasarım başvurularındaki benzerlik araştırmaları<br />

ve TÜRKPATENT tarafından verilen karara,<br />

başvuru sahibinin itiraz edebilmesi, tasarım<br />

tescili açısından yeni bir dönem başlatmıştır.<br />

33


Ö Z E L R Ö P O R T A J<br />

TÜRK BALESİNİN GURURU:<br />

TAN SAĞTÜRK<br />

Sizin için Türkiye’ye baleyi sevdiren balet<br />

diyebilir miyiz?<br />

Evet, biraz öyle oldu gerçekten. Bu sebeple<br />

ayrı bir sorumluluk üstleniyorum. Yıllar<br />

önce Fransız Devlet Balesi’nden Türkiye’ye<br />

dönüş yaptığımda İstanbul Devlet<br />

Operası’nın baş dansçısı konumundaydım.<br />

O zamanlar Türkiye’de büyük şehirler<br />

dışında mesleğimiz ile ilgili büyük eksiklikler<br />

olduğunu gözlemledim; birçok yerde Devlet<br />

Opera ve Balesi’nin olmayışı, mesleğimizin<br />

birçok şehre yeteri kadar ulaşamaması<br />

gibi… Dolayısıyla mesleğimin tanıtımına<br />

ağırlık vermek üzere operadaki görevimden<br />

istifa ettim. Hemen ardından ilk icraatımız<br />

Diyarbakır’da bir bale okulu açmak oldu.<br />

Diyarbakır’dan sonra Mardin, Kayseri,<br />

Gaziantep, Kahramanmaraş’a okullar açıldı.<br />

Bale ve dans sanatçısı,<br />

koreograf-sanat yönetmeni,<br />

eğitim koordinatörü Tan Sağtürk.<br />

Sanat hayatı boyunca sayısız<br />

başarıya imza atan ve atmaya<br />

devam eden Tan Sağtürk ile<br />

Türkiye’de baleye ivme kazandıran,<br />

günden güne büyüyen bir topluluk<br />

haline gelen Tan Sağtürk Akademi<br />

üzerine konuştuk.<br />

Okulların açılmaya başladığı dönemde<br />

bir yandan da İkinci Bahar adlı dizide rol<br />

aldım. Tüm Türkiye tarafından izlenen dizi<br />

esnasında birçok röportaj teklifi geldi; “Ben<br />

oyuncu değilim bale dansçısıyım bu konuda<br />

röportaj verebilirim.” dedim. Böylelikle<br />

bale konuşmaya, bale dansçısı kişiliğimi<br />

konuşmaya başladık.<br />

Okul açıp binayı boyamaktansa okulu<br />

açmadan bir yıl öncesinden çalışmalara<br />

başladık. Söyleşiler düzenledik, tanıtımlar<br />

yaptık. Bu şekilde birçok insana ulaştık.<br />

Yapacağım dediğim işleri yapmış olmak<br />

çok önemli. Yıllar önce yapmış olduğum<br />

röportajları incelersiniz, bugün hepsinin<br />

yapılmış olduğunu görebilirsiniz.<br />

34


Bale ve dans okullarınıza ilk tepki nasıldı?<br />

En çok karşılaştığım soru şu oldu; “Açacağınız<br />

okullara isminizi mi veriyorsunuz yoksa bizzat<br />

siz mi ilgileneceksiniz?”<br />

Bu sorunun cevabını zamanla aldılar.<br />

Söz konusu bölgelerde çok vakit geçirdim, çok<br />

emek verdim. Birkaç okulu aynı anda ziyaret<br />

ettik, elimizden gelenin de fazlasını yaptık.<br />

Ön yargılarla karşılaştınız mı?<br />

Ön yargı daha çok batıda ve büyük şehirlerde<br />

var; İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki büyük<br />

illerimizde ön yargılar çok açık. Ancak doğudaki<br />

bale dans okullarımız bulundukları şehrin<br />

gurur merkezi haline geldi. Yurt içi ve yurt dışı<br />

basınının da ilgisini çok çekti. İstanbul’da bir<br />

bale okulumuz var demektense Diyarbakır’da<br />

bir bale okumuz var demek bizi de çok<br />

gururlandırdı.<br />

Tescil, rekabette sizi öne taşımak<br />

demektir.<br />

Tan Sağtürk Akademi markası adınıza tescilli.<br />

Bir bale akademisi olarak marka olmak size<br />

ne ifade ediyor?<br />

Türkiye’yi Avrupa ile mukayese edersek en<br />

büyük handikap yapılmış bir şeyin üzerinden<br />

gitmektir. Türkiye’nin yaratıcılıkla ilgili büyük bir<br />

sorunu var bence; var olan bir şeyi örnek alma<br />

duygusu oluşmuş ve yerleşmiş. Oysa olmayan<br />

bir şeyi düşünüp yola koymak bambaşka<br />

bir şey. Tescil çok önemli bir konu. Mukayese<br />

demek, rekabet demek. Tescil, rekabette sizi<br />

öne taşımak demektir.<br />

Bir markayı tescil ettirdiğinizde<br />

yalnızca Türk Patent ve Marka<br />

Kurumu ya da dünya üzerindeki<br />

herhangi bir patent ofisi nezdinde<br />

değil insanların kafasında da tescil<br />

ettirmiş oluyorsunuz. Bu algıyı<br />

yaratmak için marka tescili şart.<br />

Adınıza tescilli olan başka markalar var,<br />

bu markalar için yeni projeler diyebilir miyiz?<br />

Evet, birçok proje yaptık. Bunların bir kısmı<br />

televizyon projeleriydi; Benimle Dans Eder Misin,<br />

Yok Böyle Dans gibi. Bu projelerin birçoğunun<br />

prodüksiyonunu da üstlenmiştim.<br />

Son dönemde ise; Kültür Bakanlığı tarafından<br />

organize edilen 450 sanatçılık dev bir<br />

projemiz oldu. 19 Mayıs’a özel bir prodüksiyon<br />

hazırladık; ben de Atatürk’ü canlandırdım.<br />

Benim için hem çok büyük gurur hem de çok<br />

büyük bir sorumluluktu.<br />

Bir yandan şu an devam eden Troya var.<br />

Türk bale opera tarihindeki en büyük ve<br />

en çok ses getiren eserlerden biri. Hatta<br />

ödülünü de aldı diyebiliriz; dünyanın en prestijli<br />

sahnesi olan Bolşoy Sahnesi’ne davet edildi.<br />

Troya, Bolşoy’de sergilenen ilk Türk eseri oldu.<br />

35


Troya’yı gelecek yıllarda da izleyebilecek<br />

miyiz?<br />

Yerel başarılar ve ilginin yanı sıra dünyadan<br />

talepler almaya başladık; Rusya’da Bolşoy<br />

gösterisinden sonra Berlin, Tokyo ve Londra’da<br />

gösteriler olacak. Troya’da 350 sanatçı ve<br />

çift orkestra performans sergiliyor.<br />

Bu kadar kalabalık bir prodüksiyonu taşımak<br />

gerçekten kolay değil. Olabildiğince seyirciyle<br />

paylaşmaya çalışıyoruz. Türkiye’de yakın<br />

zamanda ise Aspendos’ta ve İstanbul’da<br />

gösterilerimiz oldu. Devlet Opera ve<br />

Balesi Genel Müdürü değerli arkadaşım<br />

Murat Karahan sayesinde Troya bir süre daha<br />

devam edecek.<br />

Türkiye’de balet olmayı nasıl ifade edersiniz?<br />

Ben artık balet olmanın ötesinde adeta bir<br />

simge olduğumu görüyorum. Hedefimiz ise<br />

bu simgenin sayısını arttırmak. Ancak genel<br />

bakış açısı olarak şöyle bir şey var; mesela<br />

Bir Fazıl Say, bir Sezen Aksu, bir Tarkan, bir<br />

Tan Sağtürk yetiyor, ikincisine yer yok gibi<br />

bir algı var. Burada çok kaliteli ve değerli<br />

dansçılarımız var. Kamuoyunun da fark etmesi<br />

için elimden geleni yapıyorum. Her alanda<br />

bu simgeleri arttırmalıyız.<br />

Türkiye’de bale yapmak konusuna gelince,<br />

kısmi de olsa şahsım adına ön yargıları bir<br />

nebze kırdığımı düşünüyorum. Önceleri bale<br />

çok bilinen bir sanat dalı değildi, belirli bir<br />

kitlesi vardı ve o kitlenin dışına çıkmazdı.<br />

Şimdilerde seyircinin daha yoğun olduğunu<br />

gözlemleyebiliyorum. Troya’nın dört bin kişilik<br />

biletleri kırk beş dakika içerisinde tükeniyor,<br />

yer bulunmuyor. Bu, elde edilebilmesi güç ve<br />

muazzam bir şey.<br />

Meslek olarak balet olmanın artı ve eksi<br />

yönleri nelerdir?<br />

Eksileri diye bir şey yok bence. Çocuk yaştan<br />

itibaren yetiştiriliyoruz. Ben 40. sanat<br />

yılımdayım. On yaşından itibaren aynalar<br />

karşısında eğitim alıyoruz. Disiplinli hocalardan<br />

duyduğumuz en iyi övgü ise “fena değil” oluyor.<br />

Dolayısıyla başka bir kafa yapısı oluşuyor, hep<br />

mükemmeli arıyorsunuz ve bir yandan da alkış<br />

almaya alışıyorsunuz. Bu durumun yarattığı<br />

egonun yanı sıra beraber büyümenin vermiş<br />

olduğu bağlılık ve sevgi var aramızda.<br />

Tan Sağtürk’ü 3 kelime ile anlatmanızı<br />

istesek?<br />

İnsan kendini tanımlamamalı bence. Tanımalı<br />

ama tanımlamamalı. Çünkü tanımladığınızda<br />

inanmaya başlarsınız dolayısıyla o tuzağa<br />

düşmek istemem ama çok çalışan, aileme<br />

düşkün ve eşime çok aşık kalabilmek isterim.<br />

Bir buluş yapacak olsaydınız ne üzerine<br />

olurdu?<br />

Tan Sağtürk Akademi bir sistem üzerine<br />

kurulu; 14 bin aktif, 20 bin mezun öğrencimiz<br />

var. Okul yönetim sistemi diye bir sistem<br />

oluşturduk. Bu sistemin içerisinde stok,<br />

sayım, finans, öğretmen ve talimat bilgilerini<br />

içeren bir bilgi ağı var. Bu bizim açımızdan<br />

müthiş bir buluş oldu. Nasıl bu kadar okulu<br />

yönetebiliyorsunuz dediklerinde sistem<br />

sayesinde diyebiliyoruz. Tan Sağtürk<br />

Akademi’nin kendi ağ yapısını örerek<br />

hayatımın buluşunu yaptığıma inanıyorum.<br />

36


Bir dans ayakkabısı tasarımınız var?<br />

Bu tasarımı nasıl ortaya çıkardınız?<br />

Evet, ayağımdaki ayakkabı. Çift tabanlı<br />

bir caz ayakkabısı. Okullarımızda kullanmak<br />

üzere getirtiyorduk fakat gümrükte sorunlar<br />

yaşadık. Biz de çeşitli ayakkabı örneklerini<br />

aldık, açıp inceledik. Kendi tasarımımızı<br />

ürettik ve mükemmel denecek ayakkabıyı<br />

ortaya çıkardık, tasarım tescilimizi de aldık.<br />

Son olarak ne söylemek istersiniz?<br />

Çocuklu ailelere muhakkak çocuklarını sanatla<br />

iç içe büyütmelerini tavsiye ederim. Müzik,<br />

tiyatro, bale, resim, dans hepsi olabilir. Sanat<br />

eğitimi alan çocuklardaki farklılığı ve bakış<br />

açılarındaki zenginliği çok kısa sürede fark<br />

edeceklerdir.<br />

Bence Türkiye’nin en değerli markası<br />

Türkiye, devletimiz en değerli marka.<br />

En çok kullandığım marka<br />

Kitap okumak için Amazon ve telefonum iPhone.<br />

Bence yüzyılın icadı<br />

İnternet.<br />

Röportaj: Sevcan DAŞDAN Fotoğraf: Bünyamin GÜLDÜ<br />

37


U Z M A N G Ö R Ü Ş<br />

KULLANIYORSAN<br />

İSPAT ET!<br />

Hilal AKSOY<br />

Grup Ofis Marka Patent<br />

Marka Vekili<br />

Kullanım ispatı müessesi<br />

6769 sayılı Sınai Mülkiyet<br />

Kanunu ile hayatımıza<br />

girmiş olup, kanunun<br />

Marka Hukuku’na getirilen<br />

en önemli yeniliklerinden<br />

biridir. Bu uygulama<br />

ile tescilli markaların<br />

piyasada etkin şekilde<br />

kullanılmasının sağlanması<br />

ve kullanılmayan markalar<br />

gerekçe gösterilerek<br />

yapılan itirazlar sonucu<br />

yeni müteşebbislerin<br />

yapay bir pazara giriş<br />

engeli ile karşılaşmamaları<br />

hedeflenmektedir.<br />

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca, 6.<br />

maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda,<br />

itiraz gerekçesi markanın, itiraza konu başvurunun<br />

başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır<br />

tescilli olması şartıyla başvuru sahibi; itiraz sahibinden,<br />

itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden<br />

önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını<br />

itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler<br />

bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta<br />

olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri<br />

olduğuna ilişkin delil sunmasını talep edebilecek;<br />

itiraz sahibi tarafından kullanımın ispatlanamaması<br />

halinde ise, söz konusu gerekçe markalar, benzerlik<br />

değerlendirmesi kapsamında yapılacak inceleme<br />

açısından dikkate alınmayacaktır.<br />

Kullanım ispatının, itiraza ilişkin karşı görüş bildiriminin<br />

başvuru sahibine tebliğinden itibaren 1 aylık süre<br />

içerisinde talep edilmesi gerekmektedir. Söz konusu<br />

delillerin ise ilgili bildirimin itiraz sahibine tebliğinden<br />

itibaren 1 aylık süre içerisinde kuruma sunulması<br />

gerekmektedir. Verilen süre içerisinde delil sunulmaması<br />

ya da yeterli delil sunulmaması halinde ise kullanım<br />

ispatı talep edilen markalar itiraz gerekçeleri<br />

arasından çıkarılacak ve benzerlik değerlendirmesinde<br />

kapsam dışı bırakılacaktır. Ayrıca söz konusu sürenin<br />

tamamlanmasının ardından yeni delil sunulamayacaktır.<br />

Markanın kullanıldığını ispatlamak üzere sunulacak<br />

delillerin, markanın yurt içinde, marka sahibi tarafından,<br />

ayırt edici karakterini değiştirmeyecek şekilde ve ciddi<br />

(gerçek) biçimde kullanıldığını ya da kullanmamaya<br />

dair haklı sebepleri olduğunu gösterir nitelikte olması<br />

gerekmektedir.<br />

Markanın kullanımının ispatlanması gerektiğinde,<br />

markanın kullanımının zamanı, miktarı ve hangi mala<br />

veya hizmete ilişkin olduğu kanıtlanmalıdır. Marka<br />

sahiplerinin marka kullanımlarını, somut ve objektif<br />

olacak şekilde kayıt altına almaları son derece<br />

önemlidir.<br />

38


Bu noktada kurumun en fazla dikkate aldığı<br />

kanıt, faturalardır. Faturalar, ilgili markanın<br />

Türkiye içerisindeki kullanımını ve kullanımı<br />

ispat edilen marka ile ilişkilendirilebilir bilgileri<br />

içermeli, tarih bilgileri okunabilmeli, ilgili zaman<br />

aralığını kapsayacak, düzenli ve kesintisiz ticari<br />

etki doğuracak şekilde ve mal/hizmet niteliğine<br />

uygun tutarları kapsar nitelikte olmalıdır.<br />

Sıklıkla karşılaştığımız bir durum ise özellikle gıda<br />

üreticilerinin faturalarda yer alan emtiaları ürün<br />

kodları ile adlandırmalarıdır. Bu durumda ürün<br />

kodlarının hangi emtialar ve hangi markalar<br />

için olduğunu açıklayan ek bilgilerin mutlaka<br />

sunulması kullanım ispatının kabul edilmesi<br />

bakımından önemlidir.<br />

Gerekçe markanın kullanımının ispat<br />

edilememesi halinde itiraz benzerlik bakımından<br />

reddedileceği için kullanım ispatı müessesesi<br />

itirazın gidişatı anlamında çok önemlidir.<br />

Bu noktada itiraz var ise diğer gerekçeler<br />

bakımından değerlendirmeye devam<br />

edilecektir. Marka sahiplerinin fiilen kullanmakta<br />

oldukları markaları, itirazlarına gerekçe olarak<br />

göstermeleri ve delillerini önceden hazırlamaları,<br />

yeni kanun çerçevesinde markasal haklarını<br />

savunmalarını kolaylaştıracaktır.<br />

Marka başvurusuna yapılan itiraza ilişkin karşı<br />

görüşün sunulmasında, itiraz edilen başvuru<br />

sahibinin talebiyle kurum, itiraz sahibinin<br />

itiraza gerekçe gösterilen markayı başvuru<br />

veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık sürede<br />

Türkiye’de ciddi biçimde kullanıp kullanmadığını<br />

sorgulayabilecektir. İtiraz sahibi tarafından<br />

süresi içinde delil sunulmaması veya sunulan<br />

delillerin itirazla ilgili olmaması halinde ve ayrıca<br />

başka bir itiraz gerekçesi veya itiraza gerekçe<br />

gösterilen başka bir marka da yoksa kurum itirazı<br />

reddedebilecek, tescilli markanın eşya listesinde<br />

yer alan bir kısım mal ve hizmetler için kullanım<br />

ispatı sunulmuş ise bu durumda kullanım ispatı<br />

kısmen kabul edilecektir.<br />

Ayrıca yedi yıl sonra kurum, söz konusu markanın<br />

kullanım ispatına konu olan mal ve hizmetlerini<br />

re‘sen iptal hakkına da sahip olabilecektir.<br />

Kurum tarafından verilen kararlara baktığımız<br />

zaman; kullanım ispatı talep edilmişse ya<br />

kullanımı ispat edilen mal ve hizmetler için<br />

markaların benzer bulunduğu hallerde itirazın<br />

kabulü/kısmen kabulü ya da kullanımı ispat<br />

edilemeyen mal ve hizmetler için benzerlik<br />

gerekçesinin dikkate alınmadığı yönünde<br />

olduğu görülmektedir. Ancak bazı durumlarda<br />

markasal kullanım ispat edilse dahi, yapılan<br />

değerlendirmeler sonucunda söz konusu<br />

markanın itiraz edilen markaya benzer<br />

olmadığı gerekçesiyle sunulan itiraz, kurum<br />

tarafından reddedilebilmektedir. Bu bağlamda<br />

öncelik benzerliğe verilmektedir.<br />

TÜRKPATENT, uygulamada, gerekçe olarak<br />

gösterilen markalar içerisinde kullanım<br />

ispatı şartı aranmayan markalar var ise ve<br />

değerlendirmenin bu markalar ile yapılmasının<br />

kararı etkilemeyeceğini göz önüne alırsa<br />

kararını kullanım ispatı talebini incelemeye<br />

gerek duymaksızın da verebilmektedir.<br />

Bu noktada marka sahiplerinin hangi mal ve<br />

hizmetleri kullanıyor ise o mal ve hizmetler<br />

için tescil başvurusunda bulunması ve<br />

yukarıda belirtilen şekilde kullanımlarını<br />

sağlamaları, markanın kullanım ispatına konu<br />

olması durumunda marka sahibine avantaj<br />

sağlayacaktır.<br />

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun hayatımıza kattığı<br />

kullanım ispatı müessesi hem başvuru sahipleri<br />

hem de itiraz sahipleri açısından stratejik<br />

öneme sahiptir. Kullanım ispatı konusunun<br />

hayatımıza girmesiyle birlikte, marka sahibi<br />

olmak ve markayı kullanmak arasındaki fark<br />

iyice belirginleşmiş ve marka sahiplerinin<br />

kullanacağı mal ve hizmetlerde markalarını<br />

tescil ettirmeleri önemli hale gelmiştir.<br />

Kaynak: Türk Patent, Kullanım İspatı Kılavuzu<br />

39


Ö Z E L D O S Y A<br />

MARKALAŞAN<br />

MASKOTLAR<br />

Piyasada var olan binlerce markaya<br />

rağmen bazı markalar gerek isimleri<br />

gerekse de logolarıyla zihnimizde yer<br />

eder. Peki ya maskotlar? Genellikle tanıtım<br />

amacıyla kullanılan ve uğur getirdiğine<br />

inanılan maskotlar, bazı markaların tanıtım<br />

ve reklam yüzü olarak karşımıza çıkar.<br />

Örneğin; kutup ayısı dendiğinde aklımıza<br />

kırmızı atkısıyla Coca-Cola’nın sevimli maskotu<br />

ve haliyle Coca-Cola; beyaz önlüklü, turuncu<br />

elbiseli ve gözlüklü temizlik kahramanı deyince<br />

de hiç şüphesiz aklımıza Mr. Muscle geliyor.<br />

Biz de GOssIP ekibi olarak bu sayımızda sizler<br />

için en popüler ve en sevilen marka maskotlarını<br />

derledik.<br />

BIBENDUM<br />

Başvuru numarası: 2000/21576<br />

Koruma tipi: Marka<br />

Kullanılacağı mal ve hizmet:<br />

Yüksek basınçlı temizleyiciler,<br />

akü takviye kabloları, araç paspasları.<br />

Edouard ve André Michelin tarafından 1889<br />

yılında kurulan Michelin, bugün dünya lastik<br />

pazarı liderlerinden biri. 1898 yılında Edouard<br />

Michelin’in bir fuarda üst üste yığılmış otomobil<br />

lastiklerini görmesiyle “kol ve bacakları olmayan<br />

bir adam” figürü aklında canlandı ve sonrasında<br />

reklamcısına lastiklerden yapılmış bir adam<br />

karakteri çizimi siparişi verdi. İşte Michelin’in lastik<br />

adamının doğuş hikâyesi de böylece başlamış<br />

oldu. Bu lastik adama da yeme ve içme anlamına<br />

gelen Latince “bibendo” kelimesinin bir türevi olan<br />

Bibendum ismi verildi.<br />

1935 yılına gelindiğinde Bibendum afişlerden<br />

çıkıp canlandı ve reklam yıldızı oldu. Zor durumda<br />

kalan araçların biricik süper kahramanı ve<br />

Michelin’in maskotu oldu.<br />

Son yüzyılın belki de en iyi ve en etkili marka<br />

maskotu olarak gösterilen ve bir maskot olmanın<br />

ötesinde, yaşayan bir karakter olan Bibendum,<br />

uzun yıllar boyunca müşterilerine iyi bir yol arkadaşı<br />

olmayı başardı.<br />

Meraklıları için Bibendum’un bütün afişlerinin<br />

bulunduğu “Bibendum 100 Years of the Michelin<br />

Man Posters” isimli bir kitabın da mevcut olduğunu<br />

söyleyelim.<br />

Geçtiğimiz yıl 120. yaşını kutlayan Bibendum<br />

görüntüsü ile yıllara meydan okumaya devam<br />

ediyor.<br />

40


MAXI<br />

Başvuru numarası: 2019/10903<br />

Koruma tipi: Marka<br />

Kullanılacağı mal ve hizmet:<br />

Finansal ve parasal hizmetler vb.<br />

Ekim 2018’de lansmanı yapılan yapay zekâ<br />

teknolojisi ve doğal dil işleme yeteneğine sahip<br />

kişisel asistan hizmeti Maxi, 29 Kasım 2018’de<br />

Türkiye İş Bankası tarafından tüm müşterilerinin<br />

kullanımına sunuldu. Açılışı ile birlikte müşterilerinin<br />

büyük ilgi gösterdiği Maxi, kısa bir sürede 2 milyon<br />

kullanıcıya ulaştı.<br />

İş Bankası kredi kartı markası Maximum’un ünlü<br />

x şeklinden esinlenilen ve Maximum markasının<br />

pembesi ve İş Bankası’nın mavisinin birleşiminden<br />

oluşan Maxi ile hem konuşarak hem de<br />

mesajlaşarak etkileşime geçilebiliyor. Maxi, tüketim<br />

alışkanlıklarına göre kullanıcılarına harcama<br />

tavsiyesi verebilirken; harcama geçmişi, işlem<br />

detayları, hesap ve kredi kartı bakiye bilgileri gibi<br />

bilgilere ulaşarak raporlamalar yapabiliyor.<br />

Müşterilerinin farklı ihtiyaçlarını dikkate alarak her<br />

biri için uygun çözümler sunan Maxi’nin marka<br />

bilinirliğine katkı sağlayacak çalışmalarına aralıksız<br />

devam ediliyor.<br />

CANGA<br />

Başvuru numarası: 2015/9<strong>05</strong>24<br />

Koruma tipi: Marka<br />

Kullanılacağı mal ve hizmet: Şekerlemeler,<br />

çikolatalar, çikolatalı ürünler, çikolata veya<br />

şekerle kaplanmış ürünler vb.<br />

“Jungle” ve “kanka” kelimelerinden esinlenilerek<br />

oluşturulan Canga markası, dağınık seven<br />

gençlerin ruh haline ve ürünün kendisine<br />

gönderme yapacak, Canga ismine yakışır bir<br />

görsel ikona ihtiyaç duydu. Marka için maskot<br />

aranmasının bir başka nedeni ise fıstıklı bar<br />

çikolata sektöründe Türkiye’de güçlü rakiplerin<br />

olduğu kategoride ayrışmaktı. Dağınık şekliyle<br />

ezber bozan Canga için açlığı yok etmek ve enerji<br />

gibi alanların dışında, yepyeni bir alan bulmak<br />

gerekiyordu ve böylece Canga gorili doğmuş<br />

oldu.<br />

Çikolatanın içinde bulunan dağınık fıstıklara atıfta<br />

bulunan Eti Gıda “dağınık sevenlere çikolata”<br />

sloganıyla dağınık gençlere hitap ediyor. Hatta<br />

öyle ki reklam filmlerinde çoğunlukla dağınıksever<br />

Canga gorili çeşitli yaramazlıklar yapıp ortalığı<br />

dağıtarak izleyiciye mutlu dağınıklığı anlatıyor.<br />

41


ASLAN MAX<br />

Başvuru numarası: 95/012812<br />

Koruma tipi: Marka<br />

Kullanılacağı mal ve hizmet:<br />

Dondurmalar, buz kremler,<br />

dondurmalı pastalar, dondurmalı kuplar vb.<br />

Algida’nın ilk markalarından biri olan Aslan Max,<br />

1990 yılında hayatımıza girdi ve kısa sürede<br />

çocukların sevgisini kazandı. İlk yıllarda dondurma<br />

ambalajlarının üzerinde gördüğümüz Aslan<br />

Max, ilerleyen yıllarda reklamlarda karşımıza<br />

çıkmaya başladı. Maceracı kişiliğiyle tanıdığımız<br />

Max, zor durumda kalan çocuklara dondurma<br />

dağıtarak reklamlarda boy göstermesinin<br />

ardından zamanla başka platformlara geçti.<br />

2012 yılında maceralarını beyaz perdeye taşıyan<br />

Aslan Max’ın, Max Maceraları-Kralın Doğuşu ve<br />

Max Maceraları-Krallığa Yolculuk sinema filmleri,<br />

Türkiye’de en çok izlenen çocuk filmlerinden oldu.<br />

2017’de Aslan Max,<br />

logosunu ve çehresini<br />

değiştirerek artık safaride<br />

ya da ormanda değil, okulda<br />

yani günlük hayatta karşımıza<br />

çıkmaya başladı. “Keşif”<br />

teması üzerine odaklanan<br />

yeni Aslan Max, her çocuğun<br />

kendi içerisinde bir kâşif<br />

yattığını vurgularken keşif temasının en<br />

heyecan verici ayağı olarak ise Türkiye’nin<br />

ilk YouTuber yarışması Max YouTube Star’ı<br />

düzenledi.<br />

YUMOŞ<br />

Başvuru numarası: 2<strong>006</strong>/09312<br />

Koruma tipi: Marka<br />

Kullanılacağı mal ve hizmet:<br />

Deterjanlar, çamaşır yumuşatıcıları vb.<br />

Snuggle yani Türkiye’deki ismiyle Yumoş, Amerika<br />

Birleşik Devletleri ve Kanada’da satılmaya<br />

başlanan bir çamaşır yumuşatıcı markasıdır.<br />

Snuggle, ilk kez 1983 yılında Unilever tarafından<br />

tanıtıldı. Zamanla tüm dünyaya yayılan Snuggle,<br />

1986 yılından bu yana ise Türkiye’de Yumoş adıyla<br />

tanınıyor. “Bazen bir kucaklama, bir gülümseme, bir<br />

koku, bir dokunuş gerekli” mottosunu benimseyen<br />

markaya, çamaşırlara yumuşaklık hissi verdiğini<br />

göstermek için Snuggle (sarılıp yatmak) ismi<br />

verildi. Marka maskotunun oyuncak ayı olarak<br />

belirlenmesinin sebebi ise özellikle çocukların,<br />

uyurken sarıldıkları favori oyuncak olmasıydı.<br />

Yumoş ayısı, “Kermit” ve “Susam Sokağı”<br />

karakterlerinin tasarımcısı olan ünlü kuklacı Kermit<br />

Love tarafından tasarlandı. 1983 yılından bugüne<br />

ürünün tüm tanıtım ve reklamlarında kullanılan<br />

Yumoş ayısı, tüketicilerle duygusal bir bağ kurarak<br />

onların kalbinde özel bir yer kazandı ve çocukların<br />

en sevdiği oyuncaklardan biri hâline geldi.<br />

42 ÖZEL DOSYA


DURAMAZ<br />

Başvuru numarası: 2013/13955<br />

Koruma tipi: Marka<br />

Kullanılacağı mal ve hizmet:<br />

Her türlü piller ve bataryalar vb.<br />

Duracell maskotu, alkalin pillerin diğer<br />

çinko karbon pillerden çok daha uzun süre<br />

kullanılabildiğini göstermek için çığır açan<br />

reklamlarında Duracell pilleriyle çalışan küçük,<br />

pembe, tüylü bir tavşan olarak hayatımıza girdi.<br />

Dönemin popüler oyuncaklarından olan trampet<br />

çalan tavşan, 1983 yılında ilk kez televizyonda<br />

izleyiciyle buluştu. Bu reklamda, onlarca trampet<br />

çalan tavşan bulunuyor ve bir tavşan hariç diğer<br />

tüm tavşanların zamanla pili bitiriyordu. Eminiz<br />

ki şimdiye kadar anlatılan maskot ve reklam size<br />

hiç tanıdık gelmedi. Çünkü Duracell’in maskotu<br />

nedendir bilinmez Türkiye hariç diğer tüm<br />

ülkelerde pembe bir tavşan. Türkiye’de, kahverengi<br />

bir ayı olarak hayatımıza giren ve maskot tavşan<br />

ile yaşıt olan ayıcık, “Duramaz” adıyla biliniyor.<br />

Duracell pilleriyle çalışan Duramaz, reklamlarda<br />

tıpkı tavşan maskotun yaptığı gibi diğer pillerle<br />

girdiği her yarışı kazanıyor. Tutku ve canlılık gibi<br />

karakter özellikleri bulunan Duramaz’ın bu<br />

özelliklerinin kaynağının Duracell’in olduğu ve uzun<br />

kullanım ömrü sağladığı vurgusu yapılıyor.<br />

ÇELİK<br />

Başvuru numarası: 2003/00027<br />

Koruma tipi: Tasarım<br />

Görevli olduğu fabrikanın kendiliğinden çalışması ve<br />

parçaların birleştirilmesi sonucu Erzincanlı Bekçi Sırrı’nın<br />

karşısına çıkan Çelik, “Ben Çelik, Arçelik, ya sen kimsin?”<br />

diyaloğu ile Türk halkının sempatisini kazanan bir<br />

karakter olarak 2002 yılında hayatımıza girdi. Yuvarlak<br />

gövdesi, eklem yerlerindeki belirgin mekanik parçaları,<br />

ellerindeki dörder parmağı, birbirine yakın iri gözleri ve<br />

gülen büyük ağzıyla insansı bir robot olduğu anlaşılan<br />

Çelik, insansı robot olmanın bir adım ilerisine geçip<br />

kendine bir yuva bile kurdu.<br />

Çelik, ilk reklam filmlerinde firmanın teknolojisine vurgu<br />

yapan bir robot olarak Arçelik ürünlerini tanıtırken<br />

ilerleyen yıllarda ürün tanıtımının yanı sıra sosyalleşti ve<br />

gönlünü Çeliknaz’a kaptırdı. Bu tarihten sonra “yeniliği<br />

aşkla tasarlamaya” hızla devam eden Çelik ve Çeliknaz,<br />

teknoloji ve tasarımı ön planda tutarak yenilikçi ürünler<br />

sunmaya devam ediyor.<br />

43


OPEDO<br />

Başvuru numarası: 2012/06044<br />

Koruma tipi: Tasarım<br />

Opet’in ürün ve hizmetlerini tanıtmak için<br />

yarattığı maskot Opedo, maceradan maceraya<br />

koşarak insanlara yardımcı olmaya çalışan bir<br />

kahraman. Opedo, insanlara yenilikler getirmek<br />

ve gülümsetmek için ayrılmaz bir ikili olduğu aracı<br />

Motopet ile “Opedo Yollarda” sloganıyla yollara<br />

düşüyor.<br />

Animatik karakter olarak tanıtılan Opedo,<br />

bildiğimiz süper kahramanlardan değil adeta<br />

bizden biri gibi. Yani Opedo, her ne kadar<br />

marka maskotu olsa da aslında reklam yıldızı<br />

olmak yerine halktan biri olmayı tercih etmiş bir<br />

kahraman olarak tanımlanıyor.<br />

RONALD McDONALD<br />

Opet’in renklerinden<br />

oluşan elbise giyen ve<br />

göğsünde Opet’in logosunu<br />

bulunduran Opedo, Motopet kullanırken mavi<br />

gözlüğünü takmayı da ihmal etmiyor. Bu sayede<br />

kask formundaki kafasıyla trafik kurallarının<br />

önemini vurguluyor. Ajda Pekkan gibi bilinen<br />

isimlerle birlikte reklamlarda boy göstermesinin<br />

yanı sıra trafik bilinci oluşturulması için çeşitli<br />

projelerde de yer alan Opedo, zaman zaman da<br />

gerçek hayata geçiş yaparak aramıza katılıyor.<br />

Öğrencilere trafik bilincinin aşılandığı “Trafik<br />

Dedektifleri” projesinin baş kahramanlarından<br />

biri olan Opedo, çeşitli alışveriş merkezlerinde<br />

çocuklara ve gençlere trafik kurallarını öğretmeyi<br />

kendine görev ediniyor.<br />

Başvuru numarası: 86/092048<br />

Koruma tipi: Marka<br />

Kullanılacağı mal ve hizmet:<br />

Et balık ve kümes hayvanlarının<br />

etlerinden mamul yiyecekler vb.<br />

1963 yılında Willard Scott tarafından çocukları<br />

eğlendirmek amacıyla yaratılan ve ilk kez kendisi<br />

tarafından canlandırılan Ronald McDonald, ünlü<br />

Amerikan restoran zinciri McDonald’s’ın ana<br />

maskotu olan bir palyaço. Scott, dönemin sevilen<br />

karakterlerinden Bozo’nun (ki o da bir palyaço)<br />

popülerliğini yitirmesiyle Ronald McDonald<br />

karakterini yarattı, Ray Kroc’a sundu ve Ronald o<br />

günden itibaren McDonald’s’ın yüzü oldu.<br />

Ronald McDonald, 2014 yılından bu yana<br />

Brad Lennon tarafından canlandırılmakta<br />

olup kendi adına resmi bir<br />

Instagram sayfası bile<br />

bulunmaktadır.<br />

Ronald McDonald, reklamlarda McDonaldland<br />

adlı fantastik bir dünyada arkadaşları ile birlikte<br />

yaşıyordu. 2003 yılında Ronald’ın hayatında<br />

değişiklikler oldu; McDonaldland büyük ölçüde<br />

ortadan kaldırıldı ve bunun yerine Ronald’ın<br />

normal çocuklarla günlük yaşamlarında<br />

etkileşime girdiği gösterildi ve Ronald McDonald,<br />

“Mutluluk Görevlisi” olarak anılmaya başlandı.<br />

44 ÖZEL DOSYA


CHESTER<br />

Başvuru numarası: 92/010148<br />

Koruma tipi: Marka<br />

Kullanılacağı mal ve hizmet:<br />

Mısır asıllı çerez yiyecekler.<br />

1994 yılından bu yana Türkiye’de çocukların en sevdiği atıştırmalık<br />

markalarından biri olan Cheetos’un maskotu Chester, çocuklar için<br />

aileden biri gibi. Chester, dostlarının yardıma ihtiyacı olduğunda onlara<br />

hızlıca yetişebilmesi ve onlara akıl ve cesaret vermesi için çita olarak<br />

tasarlandı. “İyi huylu yaramaz” olarak tanımlanan Chester, muzip ve<br />

“eğlence için eğlence” anlayışını benimsemiş bir karakter. Markanın var<br />

olduğu günden bu yana Cheetos markasının maskotu olan Chester,<br />

ismini çita (cheeta) ve markanın ilk ürününe tadını veren peynir (cheese)<br />

kelimelerinin ses uyumundan aldı.<br />

“Cheetosluyor muyuz?” diyen sesi kulaklarımızda çınlayan Chester,<br />

çocuklarla iletişim kuruyor ve markanın tüm ürünlerinde ve iletişim<br />

materyallerinde yer alıyor. Ayrıca çocukları eğlendirmeyi seven<br />

Chester, web sitesi üzerinden çeşitli yarışmalar da düzenliyor.<br />

QUICKY<br />

Başvuru numarası: 2016/53979<br />

Koruma tipi: Marka<br />

Kullanılacağı mal ve hizmet:<br />

Kahvaltıda yenilen hububat vb.<br />

Quicky, ilk olarak Quik Bunny ismiyle çilekli bir karışımla karşımıza<br />

çıktı. 1973 yılında, kolyesinde kırmızı bir “Q” harfi taşıyan Quicky,<br />

markanın maskotu olarak reklamlarda yerini aldı. Uzunca bir<br />

süre bu hâli ile bilinen tavşan maskotu, 1990-1991 yıllarında<br />

Ramon Maria Casanyes tarafından yeniden tasarlandı ve<br />

bugünkü bildiğimiz Nesquik tavşanının yeni imajı ortaya çıktı. Bu<br />

maskot; Amerika, Kanada, İtalya gibi pek çok ülkede markanın<br />

reklamlarında yer aldı. Nesquik’in maskotu her ülkede tavşan<br />

olarak karşımıza çıkmadı; Fransa ve Yunanistan’da Groquik adıyla<br />

sarı bir hipopotam; Portekiz’de ise Cangurik adıyla sevimli bir<br />

kanguru olarak Nesquik ambalajlarında yerini aldı. 2003 yılına<br />

gelindiğinde ise tavşan, ABD’de Nesquik Bunny olarak yeniden<br />

adlandırıldı.<br />

Ülkemizde tavşan hâliyle karşımıza çıkan Quicky,<br />

günümüzde nesquik.com.tr web sitesi üzerinden<br />

yemek tarifleri paylaşıyor, çocuklarla çeşitli<br />

oyunlar oynuyor ve sağlıklı beslenme<br />

tüyoları veriyor.<br />

Burak OCAKOĞLU - Deniz CEBECİ<br />

45


U Z M A N G Ö R Ü Ş<br />

İLAÇ SEKTÖRÜNDE<br />

PATENT<br />

Sevda KALYONCU<br />

Grup Ofis Marka Patent<br />

Patent Vekili/Kimyager<br />

İlaç sektöründe yapılan araştırma ve geliştirmeler<br />

sayesinde eskiden tedavi edilemeyen birçok hastalık,<br />

günümüzde kolayca tedavi edilebilmekte veya<br />

önlenebilmektedir. Ancak, bir ilacın geliştirilmesi<br />

uzun süreli laboratuvar çalışmaları, klinik deneyler,<br />

ruhsatlandırma aşamalarını gerektiren, dolayısıyla hem<br />

yüksek maliyetli hem de oldukça zaman alan bir süreçtir.<br />

Uzun uğraşlar sonucu geliştirilmiş bir ilacın veya etken<br />

maddenin/molekülün patent tescili ile koruma altına<br />

alınmaması durumunda, üçüncü şahıslar/firmalar<br />

söz konusu ilaç piyasaya sürülür sürülmez gerekli<br />

incelemeleri yaparak o ilacı kendi üretimlerine dahil<br />

edebilir ve bunu yaparken ilk şahsın/firmanın hakkı gasp<br />

edilebilir. Bu sebeple yeni bir ilaç veya var olan bir ilacın<br />

yeni etkilerinin buluş konusu olması durumunda patent<br />

başvurusunda bulunmak oldukça önemli ve buluş sahibi<br />

firma veya kişinin çıkarlarını gözetmek için gereklidir.<br />

46<br />

Günümüz dünyasında<br />

hayatı kolaylaştıran<br />

birçok buluş mevcuttur.<br />

Tekerlekten otomobile,<br />

balondan uçağa,<br />

telgraftan telefona,<br />

aspirinden parasetamole;<br />

buluşların gelişme<br />

süreçleri düşünüldüğünde<br />

inovasyonun geldiği<br />

nokta inanılmaz bir<br />

boyuttadır. Ancak buluş ve<br />

inovasyon deyince, hayatı<br />

kolaylaştırmanın yanı sıra<br />

insanoğlunun en büyük<br />

problemi olan hastalıklara<br />

çözüm için geliştirilen<br />

ilaçlar şüphesiz ki büyük<br />

önem arz etmektedir.<br />

İlaç patenti, patentlenebilirlik kriterlerine sahip<br />

olan ilacın, ilaç üretim yönteminin veya ilacın<br />

endikasyonunun üçüncü şahıslara karşı korunmasını<br />

sağlayan kalkandır.<br />

İlaç Patenti Türleri<br />

İlaç patentleri üç ana grupta incelenebilir:<br />

Ürün patentleri; molekül/etken madde, türev,<br />

kristal formlar ile ilgili iken; bu ürünlerin sentezi veya<br />

hazırlanması için kullanılan yöntemler usul patentleri<br />

ile korunabilir. Ancak teşhis ve tedavi yöntemleri,<br />

patentlenemeyen buluşlar arasında yer almaktadır.<br />

Endikasyon patenti ise, var olan veya daha önce<br />

patent tescili olan bir ilacın veya etken<br />

maddenin/molekülün ilk tıbbi kullanımı ya da bilinen bir<br />

ilacın veya etken maddenin/molekülün var olan etkisi<br />

dışında başka bir etkisinin bulunduğu durumlarda,<br />

ikincil tıbbi kullanımı ile ilgili patenttir.


Türkiye’de ilaç patentlerinin koruması 1995<br />

yılında yürürlüğe girse de 1 Ocak 1999<br />

itibarıyla başlamıştır.<br />

İlaç patentleri her dönem tartışma konusu<br />

olmuştur. Çünkü tescili alınan bir ilaç patenti,<br />

korunduğu ülke kapsamında başvuru sahibine<br />

tekel hakkı sağlamakta ve başvuru sahibinin izni<br />

olmaksızın üçüncü şahıslar/firmalar söz konusu<br />

ilacın üretimini, satışını yapamamakta, ticari olarak<br />

herhangi bir sebeple elinde bulunduramamaktadır.<br />

Bu noktada iki temel kavramı açıklamak gerekir:<br />

orijinal ilaç ve jenerik ilaç.<br />

Türkiye’de koruma altına alınan ilk ilaç<br />

patenti, mide ve bağırsak bozukluklarında<br />

endike olan bir ilaç ile ilgilidir.<br />

Orijinal ilaç, inovatör firma tarafınca<br />

uzun süren araştırmalar ve klinik deneyler<br />

sonucunda, bir sağlık sorununa olumlu etkisi<br />

kanıtlanan ve bunu sağlayan etken maddenin<br />

veya molekülün patent tescili ile korunduğu,<br />

yeni ve pazara çıkan ilk ilaç türüdür. 20 yıl<br />

boyunca patent korumasından yararlanan<br />

orijinal ilaçlar, kanuna göre patent tescillerinin<br />

bulunduğu ülkelerde, buluşçu firmanın/kişinin<br />

izni dışında üçüncü şahıs/firmaların, deneme<br />

amaçlı fiiller ve bir eczacının kişiye özel yapacağı<br />

üretim hariç, bu ilaç üzerinde herhangi bir hak<br />

elde etmelerini engellemektedir.<br />

Jenerik ilaç ise; orijinal ilaçlar ile aynı etken<br />

maddeyi/molekülü, aynı miktarda ve aynı<br />

farmasötik formda içeren ve orijinal ilaç ile<br />

biyoeşdeğerliği kanıtlanmış ilaçlardır. Orijinal<br />

ilaçlardan farklı olarak jenerik ilaçlar için canlılar<br />

üzerinde klinik deney çalışmaları yapılmamakta<br />

ve bu sebeple jenerik ilaçlar orijinallere göre<br />

daha ucuz fiyatlara satılmaktadır. Bir jenerik<br />

ilacın piyasaya sunulabilmesi için orijinal<br />

ilacın patent koruma süresinin sona ermesi<br />

gerekmektedir. Bunun için birtakım ilaçların<br />

patent süreleri takip edilmekte ve süre<br />

bitimlerine yaklaşırken jenerik ilaç, piyasaya<br />

sürülmeye hazır olacak şekilde jenerik ilaç<br />

üreticileri tarafından hem biyoeşdeğerlik hem<br />

ruhsatlandırma çalışmaları başlatılmaktadır.<br />

Bu çerçevede; etik kurallar da göz önüne<br />

alındığında, ilaç patentleri hususunda iki karşıt<br />

görüş ortaya çıkmaktadır. Bir taraf yaklaşık<br />

7-13 yıl süren uzun ve yüksek maliyetli ilaç<br />

araştırma ve geliştirme süreci nedeniyle buluş<br />

niteliğindeki ilacın/etken maddenin veya ilaç<br />

sentez yönteminin veya klinik deneyler sonucu<br />

ortaya çıkan endikasyonların korunmasını ve<br />

bunların yüksek fiyatlara sahip olmasını haklı<br />

bulmakta ve ilaç sektöründe inovasyonun<br />

sürekliliği için patent korumasının teşvik edici<br />

olduğunu savunmaktadır. Hatta orijinatör<br />

firmalar, bir etken madde veya molekül<br />

için patent koruma süresi sona ermeye<br />

yakın, bu etken maddenin/molekülün<br />

endikasyonu, veriliş yolu, dozaj şekli veya<br />

farklı hasta gruplarına uygulanması için de<br />

patent başvuruları yapmakta ve söz konusu<br />

ilacı dolaylı olarak patent tescili ile koruma<br />

altında tutmaya devam etmektedir. Ayrıca,<br />

ülkemizde olmayan ancak dünyada birçok<br />

ülkede var olan ek koruma belgesinden (SPC)<br />

yararlanabilmektedir.<br />

Konuya ilişkin bir diğer taraf ise insan sağlığı<br />

mevzu bahis olduğundan, patent tesciline sahip<br />

ilaçlara ilişkin hakların tekel altında olmasını<br />

doğru bulmamakta, sağlık hakkının herkesçe<br />

ulaşılabilir ve herkesin alım gücüne uygun<br />

düzeyde tutulması gerektiğini savunmaktadır.<br />

Bu açıdan bakıldığında ilaç kullanıcıları için<br />

temel bir hak olan sağlık konusunda engelleyici<br />

bir durum olduğu düşünülebilir. Ancak<br />

uzun yıllar süren ve yüklü yatırımlar yapılan<br />

çalışmalar sonucu ortaya çıkan orijinal ilaçların<br />

patentle korunmaması halinde, orijinatör ilaç<br />

firmaları 20 yıl boyunca piyasada tekel hakkı<br />

elde edemeyecek ve bu yatırımların karşılığını<br />

alamayacak olmaları söz konusu firmaları,<br />

yeni ilaçların ortaya çıkarılmasına teşvik<br />

etmeyecektir. Bu durumda da şu an bir çok<br />

hastalığın ilaçla tedavisi belki de bulunamamış<br />

olabilirdi.<br />

Sonuç olarak; aslında her iki tarafın kendi<br />

penceresinden bakıldığında haklı olduğu<br />

düşünülebilir. Bu duruma çözüm olarak hem<br />

orijinatör firmanın hem de ilaç kullanıcıları<br />

haklarının uygun düzeyde korunacağı bir sistem<br />

önerilebilir.<br />

47


P A T E N T H İ K Â Y E L E R İ<br />

YÜZYILLARDIR ELDEN<br />

DÜŞMEYEN BULUŞ<br />

YOYO<br />

Binlerce yıl önceki çocukların ne ile oynadığını<br />

hiç merak etmiş miydiniz? Bu sorunun<br />

cevabı oldukça ilginç çünkü antik çağlara<br />

ait oyuncaklar günümüzdekilerle neredeyse<br />

aynı. Bilinen en eski oyuncağın oyuncak<br />

bebek olduğu tarihsel kayıtlarda bulunuyor<br />

ancak bilinen en eski ikinci oyuncak bundan<br />

çok daha heyecan verici: Yoyo<br />

Bilinen ilk adı Diabolo olan yoyo, MÖ 1000 civarlarında<br />

Çin’de ortaya çıktı. Ancak bu oyuncak ile ilgili yazılı olan<br />

ilk kayıtlara MÖ 500 yılında rastlandı. Yapılan arkeolojik<br />

kazılarda, Antik Yunan Dönemi’ne ait, yoyoyu andıran<br />

pişmiş toprak diskler ortaya çıkarıldı ve yoyo benzeri<br />

objelerle oyun oynayan çocukların betimlendiği vazolar<br />

bulundu.<br />

Antik çağlardan beri elden düşmeyen yoyonun namı<br />

Avrupa’ya ulaştığında büyüsü o dönemin çocuklarını da<br />

etkisi altına almayı başardı. 1700’lü yıllarda yoyo artık<br />

kraliyet ailesinin ve aristokrat sınıfının en popüler çocuk<br />

oyuncağı haline geldi.<br />

Modası hiç geçmeyen bir<br />

oyuncak olan yoyo, aslında<br />

tarihin bilinen en eski ikinci<br />

oyuncağı.<br />

48


19. yüzyıla gelindiğinde ise Amerika’da bu<br />

oyuncak için James L. Haven ve Charles Hettrick<br />

tarafından bir patent başvurusu yapıldı. “The<br />

Whirligig” adını verdikleri buluş, 20 Kasım 1866<br />

tarihinde US 59,745 numarası ile Amerikan<br />

Patent Ofisi tarafından tescillendi. Söz konusu<br />

buluş, merkezinde bir perçin ile bir arada tutulan<br />

iki metal disk olarak düşünüldü ve bu diskin<br />

ortasından geçen ipin metal disklerin birinde<br />

veya ikisinde bulunan deliklere tutturulacak<br />

şekilde tasarlandı.<br />

Zaman içerisinde birçok değişime uğrayan bu<br />

oyuncak için farklı coğrafyalarda farklı isimler<br />

kullanıldı. Yoyo ismi ise, ilk kez 1920’lerde Filipin<br />

asıllı bir oyuncak üreticisi olan Pedro Flores<br />

tarafından kullanıldı. Flores, bu oyuncağın<br />

patentine hiç sahip olmamış olsa da yoyo adının<br />

marka tescilini aldı ve “Yoyo Manufacturing<br />

Company” adını verdiği şirketi ile yoyoyu<br />

Amerikan pazarına sürdü.<br />

Yoyo, bugünlere kadar ulaşan popülerliğini<br />

ise 1930’larda yoyonun haklarını Flores’ten<br />

satın alan iş adamı Donald F. Duncan’a borçlu.<br />

Duncan’ın yaptığı yatırımlar ile birlikte yoyo,<br />

dünyanın her yerine yayılarak çocuklar için<br />

olduğu kadar yetişkinler için de vazgeçilmez<br />

bir oyuncak haline geldi. Öyle ki 1965 yılında<br />

mahkeme, yoyo isminin jenerik hale geldiğine ve<br />

artık marka olarak kullanılamayacağına karar<br />

verdi.<br />

Günümüzde bilgisayar ve tabletlerin oyuncakların<br />

yerini alması sonucunda yoyo eskisi kadar el<br />

altında olmasa da hâlâ kült statüsüne sahip<br />

popüler bir oyuncak. Dünyanın çeşitli ülkelerinde<br />

düzenlenen yoyo yarışmaları da bu antik<br />

oyuncağın varlığını sürdürmesinde önemli rol<br />

oynuyor.<br />

Yoyo, uzaya çıkmış ilk<br />

oyuncak olarak adını<br />

tarihe yazdırdı.<br />

Yasemin ÖZDEMİR<br />

<strong>49</strong>


U Z M A N G Ö R Ü Ş<br />

MARKA<br />

EKONOMİSİ<br />

Gelişen ekonomi ile birlikte üretim ekonomisinden marka<br />

ekonomisine doğru bir yönelim olduğu görülmektedir.<br />

Uygulamada karşımıza perakende sektöründeki büyüme<br />

olarak ortaya çıkan olgu aslında marka ekonomisinin<br />

büyümesidir. Farkında olarak ya da olmadan giyimden<br />

elektroniğe kadar geniş bir yelpazede durmadan<br />

markaları konuşmaktayız.<br />

Dr. Fatih Anıl<br />

Öğretim Üyesi<br />

Rekabetin en yoğun<br />

yaşandığı global<br />

ekonomide ülkeler,<br />

sektörler ve şirketler<br />

için marka yaratmak,<br />

markalaşmak ve<br />

markalı satış yapmak<br />

ilave katma değer<br />

yaratmakta ve rekabet<br />

gücü kazandırmaktadır.<br />

Geçtiğimiz 10-15 yıllık süreçte Türkiye, üretim<br />

ekonomisinden marka ekonomisine geçiş süreci<br />

yaşamıştır. Konuyla ilgili olarak ekonomist Dr. Can<br />

Gürlesel tarafından BMD için yapılan bir çalışma konuyu<br />

detaylarıyla incelemektedir.<br />

Ülkeler, sektörler ve şirketler için marka yaratmak,<br />

markalaşmak ve markalı satış yapmak, ilave katma<br />

değer yaratılması ve rekabet gücü kazanılması<br />

konusunda önemli bir seçenek ortaya çıkarmaktadır.<br />

“Marka ekonomisi” markalaşma sürecindeki tüm<br />

iktisadi faaliyetleri ve ilave katma değeri kapsıyor,<br />

tanıyor ve ölçüyor. Burada tüm iktisadi faaliyetler<br />

kapsamına, üretimdeki fasonculardan tedarikçilere,<br />

AVM kiralamasından dekorasyon işlerine kadar bütün<br />

faaliyetler giriyor. Tüm gelişmiş ekonomilerde olduğu<br />

gibi Türkiye’de de öncelikle giyim perakende sektörü<br />

markalaşma sürecine girmiştir. Özellikle İstanbul merkezli<br />

oluşan ekosistem, markalaşma ve Türk markalarının<br />

gelişmesi için uygun bir ortam sağlamaktadır.<br />

50


Marka ekonomisi, üretim sonrası işlevlerin<br />

eklenmesi ile ortaya çıkan değer zinciri içindeki<br />

iktisadi faaliyetlerden ve bu faaliyetlerin<br />

yarattığı katma değerden oluşmaktadır.<br />

Modern perakende, pazarların, özellikle organize<br />

perakendenin ve AVM’lerin gelişimi ile moda<br />

markaları ve lüks markaların satılabileceği,<br />

markalı hizmetlerin sunulabileceği alanlar<br />

oluşturmaktadır. Söz konusu perakende<br />

pazarların gelişmesi, yabancı perakendecileri<br />

de çekmekte, yabancı perakendeciler hızla<br />

marka talebinin arttığı genişleyen pazarlara<br />

yönelmektedir.<br />

Türkiye yaklaşık 200 milyar dolar ile Avrupa’nın<br />

altıncı büyük perakende pazarı durumundadır.<br />

Buradan marka ekonomisinin hacmi<br />

görülebilmektedir. Marka ekonomisinin gelişmesi<br />

ve şirketlerin markalaşma süreçleri için uygun<br />

kamu politikalarına ve global anlamda desteğe<br />

ihtiyaç duyulmaktadır. Bu noktada Türk markaları<br />

için uygulanan Turquality benzeri destekler<br />

artırılmalıdır.<br />

Markaların geliştirilmesi ve global hale<br />

gelebilmeleri açısından İtalya ve İspanya<br />

örnekleri dikkatlice incelenmelidir. Özellikle<br />

giyim endüstrisinde 80’li yıllardan itibaren<br />

İtalyan markalarının hakimiyeti varken, 2000’li<br />

yıllardan itibaren yeni stratejilerle özellikle fastfashion<br />

kavramıyla İspanyol markaları gündeme<br />

gelmiştir.<br />

Marka ekonomisi kapsamında yaratılan<br />

istihdamın önemi de hesaba katıldığında konunun<br />

ne kadar önemli olduğu görülmektedir.<br />

51


Y A R A T I C I T A S A R I M L A R<br />

ALIŞVERİŞ<br />

ÇANTASININ<br />

BİNBİR HALİ<br />

SPORTİF<br />

Tarzını alışverişte de yansıtmak<br />

isteyenlerin tercihi.<br />

HEM ŞIK<br />

HEM PRATİK<br />

Alışverişlerin gözdesi<br />

file çantalar<br />

BEYLER İÇİN<br />

Şık olan kim?<br />

Siz mi çantanız mı?<br />

BUGÜN NE YESEM?<br />

Sağlıksız hiçbir şeyi bu alışveriş<br />

çantasına koyamayacaksınız.<br />

FORMUNUZU<br />

KORUYUN<br />

Alışverişimi yaparım<br />

sporuma bakarım.<br />

52


İNCELTEN ETKİ<br />

Bu çanta ile alışverişte fazla<br />

kilolarınızdan kurtulun.<br />

KEDİLER HER YERDE<br />

Kediseverler bu sevimli<br />

çantaya bayılacak.<br />

NOSTALJİ RÜZGARI<br />

Biraz nostaljiye ne dersiniz?<br />

Bu çanta sizi eskilere götürecek.<br />

FOTOĞRAF<br />

TUTKUNLARINA<br />

Şipşak foto çekilir!<br />

LEGO ELLER<br />

Bu alışveriş çantası ile artık<br />

siz de legoların bir parçası<br />

olabilirsiniz.<br />

Cansu CİVELEK<br />

53


İ T İ R A Z I M V A R<br />

MAGNOLIA MI?<br />

MAGNOLYA MI?<br />

MANOLYA MI?<br />

Son dönemlerin trend tatlısı Magnolia,<br />

ilk olarak New York’taki Magnolia<br />

Bakery’de üretilen muzlu, kremalı ve<br />

pandispanyalı bir tatlı çeşidi iken, zaman<br />

içerisinde jenerik marka haline geldi ve<br />

üreticisinin ismi ile anılan bir tatlı oldu.<br />

Magnolia, bir başka deyişle magnolya ya da<br />

manolya, ülkemizde söz konusu kremalı ve<br />

meyveli tatlının bizzat kendi ismi haline geldi.<br />

Bu sebepledir ki; magnolia kelimesinin yaygın<br />

kullanımı neticesinde özellikle puding ve<br />

muhallebi türü tatlılar için tek başına bir kişinin<br />

ya da kurumun tekeline bırakılabilecek bir ibare<br />

olmaktan çıktı.<br />

Bu kadar tutulan ve popüler hale gelen<br />

magnolia tatlısı girişimciler tarafından da<br />

fark edilerek içinde bu kelimenin geçtiği<br />

birçok marka başvurusuna konu oldu ve kısa<br />

zamanda kullanımı yaygınlaştı. Şimdi ise pek<br />

çok pastanede, kafede, raflarda görmeye,<br />

duymaya alışık olduğumuz, kamuya mal<br />

olmuş, herkesçe bilinen bir tatlı oldu. Esasen<br />

ürünün adı haline gelen ve kimsenin tekeline<br />

bırakılamayacak bir kelime olan magnolia,<br />

içinde tatlıların da bulunduğu marka sınıfı için<br />

herkesten önce Türkiye’de bir firma tarafından<br />

tescil altına alınmıştı.<br />

Tescil altına alınan bu kelime, ürünün adı<br />

olan tanımlayıcı bir kelime olması, ayırt<br />

edicilik özelliğinin çok düşük olması nedeniyle<br />

sahibine tam anlamıyla bir koruma da<br />

sağlayamadı. Nitekim marka sahibi,<br />

kendisinden sonra başvurusu yapılan ve içinde<br />

magnolia, magnolya, manolya geçen marka<br />

başvurularına engel olamadı ve yaptığı itirazlar<br />

da TÜRKPATENT tarafından nihai olarak<br />

reddedildi.<br />

Bu durum, Kurum kararlarına “Kurul, magnolia<br />

ibaresinin son zamanlarda bilinirliği giderek<br />

artan bir tatlı adı olarak kullanıldığını; ‘Magnolia<br />

Puding’ diye bilinen tatlının Türkiye’de çok<br />

yaygın kullanımı olduğunu tespit etti. Bu<br />

kapsamda ‘puding, muhallebi’ malları açısından<br />

başvuruda yer alan ‘Magnolia’ ibaresinin<br />

puding çeşidine atıf yaptığı, tüketicide marka<br />

olarak algılanmaktan ziyade ürün adı olarak<br />

algılanacağı kanaatine varılarak…” yanına aldığı<br />

ayırt edici unsurla birlikte farklı kişiler adına da<br />

tescil edilebileceği şeklinde yansıdı.<br />

Söz konusu karar, marka seçiminde orijinal ve<br />

ayırt edici gücü yüksek olan ibarelerin, koruma<br />

anlamında sahibini güçlü kıldığının da açık bir<br />

göstergesi oldu.<br />

Av. Filiz CANKAT<br />

54


BENZERLİĞİN EV HALİ<br />

Türk Patent ve Marka Kurumu, benzer marka<br />

başvurularına dosyalanan itirazlar sonucunda<br />

benzerlik değerlendirmesi yaparken markasal<br />

benzerliğin yanı sıra kavramsal benzerlik ve logo<br />

benzerliğini de incelemektedir. Bu çerçevede,<br />

Maison&Objet markasına benzer olduğu<br />

gerekçesiyle itiraz edilen Home Objet marka<br />

başvurusu da söz konusu değerlendirmeye takıldı.<br />

Ev dekorasyonunda tasarım trendlerinin nabzını tutan<br />

Maison&Objet Fuarı binlerce markayı, çok sayıda<br />

tasarımcıyı, iç mimarı, stilisti ve tasarımseveri bir<br />

araya getiriyor. Dünya çapında katılımın gerçekleştiği<br />

Maison&Objet Fuarı için ev dekorasyonu tanımı aslında<br />

biraz eksik kalıyor. Fuar tam anlamıyla yaşam ve yaşam<br />

sanatı üzerine birçok şeyi içinde barındırıyor. Her yıl<br />

ocak ve eylül aylarında olmak üzere yılda iki kez Paris’te<br />

düzenlenen fuar, önceki yıllarda Paris dışında Miami ve<br />

Singapur’da da gerçekleşti. Ayrıca Maison&Objet, bu yıl<br />

eylül ayında sekizinci kez düzenlenecek olan Paris Tasarım<br />

Haftası’nı da organize etmektedir.<br />

ORİJİNAL MARKA<br />

Maison&Objet geçtiğimiz günlerde, Türkiye’de 2<strong>006</strong><br />

yılından bu yana tescilini elinde bulundurduğu<br />

Maison&Objet markasını mesnet göstererek resmi marka<br />

bülteninde yayına çıkan “Home Objet” marka başvurusuna<br />

itiraz etti. Önemli olan nokta ise orijinal markada yer alan<br />

“maison” ibaresi Fransızcada “ev” anlamına gelirken,<br />

itiraza konu olan başvurudaki “home” ibaresinin de<br />

İngilizcede “ev” anlamına gelmesi. Markalar ortak olarak<br />

sadece “objet” ibaresini içerdiğinden, ilk bakışta yüksek<br />

derecede bir benzerlik yaratmadıkları düşünülebilir.<br />

Markaların başlangıç kısımlarının görsel ve işitsel olarak<br />

tamamen farklı olması, markaları birbirinden daha da<br />

uzaklaştırıyor gibi görünmektedir. Ancak bu noktada<br />

benzerlik değerlendirmesinde kavramsal benzerlik<br />

devreye girmiştir. Kelimelerden ikisinin de yabancı dilde<br />

olması halinde benzerlik tespitinin güç olduğu bilinse de<br />

TÜRKPATENT, markalar arasında kavramsal benzerliğin<br />

bulunduğu kararına varmış ve Maison&Objet tarafından<br />

gerçekleştirilen itirazı kısmen kabul etmiştir.<br />

TÜRKPATENT’in bu itiraz sonucu verdiği karar, kavramsal<br />

benzerliğin farklı dillerde aynı anlama gelen kelimeler için<br />

de uygulanabilir olmasına örnek teşkil etmiştir.<br />

BENZER MARKA<br />

Cansu CİVELEK<br />

55


L O G O H İ K Â Y E L E R İ<br />

HALKALARIN<br />

ASIRLIK HİKÂYESİ<br />

Farklı birçok markadan<br />

ilham alan ve dinamik<br />

bir hikâyeye sahip olan<br />

Audi markasının logo<br />

hikâyesi de en az marka<br />

hikâyesi kadar efsanevi.<br />

Nedir bu dört halka?<br />

Audi markasının tarihine kısa bir yolculuk<br />

yaptığımızda; August Horch adlı bir mühendis<br />

çıktı karşımıza. Küçükken demircilik mesleğini<br />

öğrenen, sonrasında ise dönemin en kaliteli<br />

Alman otomobil firmalarından biri olan Carl<br />

Benz’de (Mercedes Benz üretimi yapan<br />

firma) çalışan Horch, 1899 yılında Köln’de<br />

kendi motorlu taşıt tamirhanesini açtı ve 1901<br />

yılında ilk otomobili üretti. Kendi adını verdiği<br />

“Horch” markasıyla üretime başlayan Horch,<br />

bir süre sonra yönetim ve denetim kuruluyla<br />

fikir anlaşmazlıklarına düştü ve kendi kurduğu<br />

firmasından ayrılma kararı aldı.<br />

Yeni bir firma kurması çok sürmedi ancak eski<br />

kurduğu firma, soy isminden oluşan markayı<br />

kullanmaya devam ettiğinden yeni bir marka<br />

bulması gerekiyordu; o da soy isminin Latince<br />

karşılığı olan bir marka seçti: Audi!<br />

56


1914 yılında faaliyete geçen şirket, kısa<br />

sürede yüksek başarılar elde etti ve büyük<br />

ün yaptı. Gelelim logodaki dört halkanın<br />

hikâyesine… Takvimler 1932 senesini<br />

gösterdiğinde Audi, DKW, Horch ve Wanderer<br />

birleşerek Auto Union firmasını kurdular.<br />

Zamanın ötesinde bir firma olmayı başaran<br />

Auto Union, kendisini oluşturan markaların<br />

özelliklerini bünyesinde topladı ve bu özellikler<br />

onu diğer markalara göre bir adım öne taşıdı.<br />

Yıllardır unutulmayan meşhur Audi<br />

reklamında bahsedildiği gibi; bir<br />

otomobilden beklentiniz tasarımsa<br />

Alfa Romeo, sportiflik ise BMW, konfor<br />

ise Mercedes-Benz, güvenlik ise Volvo;<br />

hepsine sahip olmak isterseniz ise Audi.<br />

Auto Union markasının logosunda yer alan<br />

halkalar ise, markayı oluşturan her bir<br />

firmayı temsil etti, ta ki 1969 yılına kadar.<br />

1969 yılında Auto Union ile NSU güçlerini<br />

birleştirdi ve yeni bir marka ortaya çıktı; AUDI<br />

NSU AUTO UNION. Ancak görüldüğü üzere<br />

ismin fazla uzun olması ve Audi dışındaki<br />

markaların pasifleşmesi sonucunda marka,<br />

yoluna Audi ibaresi ve dört halkayla devam<br />

etme kararı aldı.<br />

Günümüzde söz konusu logo, parlak<br />

krom versiyonuyla araçların üzerinde yer<br />

almaktadır. Ancak resmî web sitesinde, ilk<br />

kullanımı olan ve markaların birleşmesini<br />

temsil ettiği düşünülen siyah logo<br />

kullanılmaktadır.<br />

Sevcan DAŞDAN<br />

57


R E T R O L O J İ<br />

İnsanlığın en eski ve en önemli buluşlarından biri olan tekerleğin icadından bu<br />

yana, bir yerlere daha hızlı ulaşım için tekerlek ve tekerlekli aletler kullanılmaktadır.<br />

Yontulmuş taştan ağır eşyaları taşımak için bulunan tekerlekli araçlar, zamanla<br />

gelişip değişerek arabalara, motosikletlere, bisikletlere dönüştü. Bugünse teknolojinin<br />

geldiği son nokta ile iki tekerlekli ve elektrikli hoverboardlar hayatımızda. Gelin şimdi<br />

sizlerle elektrikli kaykayların retrolojik gelişimine göz atalım.<br />

1950’li yıllarda Amerika’da hava şartlarından<br />

dolayı sörf yapamayan gençlerin, sörf<br />

tahtalarına eklediği tekerlekler ile hayatımıza<br />

giren kaykay, her ne kadar karada sörf<br />

yapılması fikriyle ortaya çıkmış olsa da<br />

zaman içerisinde kendine başlı başına bir yer<br />

edindi. İlk başlarda sörf tahtası büyüklüğünde<br />

yapılan kaykaylar bir süre sonra küçülerek ve<br />

sahip olduğu tekerleklere manevra kabiliyeti<br />

eklenerek bir eğlence aracına dönüştü.<br />

1970’li yıllara gelindiğinde Amerika’da The<br />

Ocean Festival’de düzenlenen yarışmayla<br />

tanınırlığı artan kara sörfü, üzerinde yapılan<br />

hareketlerle bir ekstrem sporu olarak kabul<br />

görmeye başladı. İlk olarak küçük çaplı bir<br />

yarışmayla başlayan bu aktivite bir süre<br />

sonra özel kayak pistlerinin bulunduğu ve<br />

büyük yarışmaların yapıldığı bir spor dalı<br />

hâline geldi. 2020 Tokyo Olimpiyatları’yla<br />

birlikte olimpiyatlara yeni eklenecek spor<br />

dallarından biri olan kaykayın ülkemizde<br />

de 2017 yılında kurulan bir federasyonu<br />

bulunmaktadır.<br />

Denge yeteneği gerektiren profesyonel bir<br />

spor dalı olarak değerlendirilen kaykayın<br />

denge ihtiyacını ortadan kaldırmak amacıyla,<br />

1990’lı yılların sonunda Amerikalı mühendis<br />

58


Segway<br />

Dean Kamen tarafından kendi kendini<br />

dengede tutabilen ve elle kontrol edilebilen<br />

gidona sahip bir araç geliştirildi. Birçok farklı<br />

isimle anılan bu araç için genellikle üretici<br />

firmanın unvanı olan “Segway” ibaresi<br />

kullanıldı ve araç ilk çıktığında yüzyılın icadı<br />

olarak tanıtıldı. Dean Kamen tarafından<br />

“Kişisel Dengeleyici Araç” (Balancing Personal<br />

Vehicle) başlıklı bir patent başvurusu da<br />

bulunan Segway, üzerinden düşmenin<br />

imkânsız olduğu bir araç olarak ün yaptı. Her<br />

ne kadar bu iddialı söylemi çürüten birçok<br />

kişi olsa da özellikle eski ABD Başkanı George<br />

W. Bush’un üzerinden düşmesiyle araç ilgi<br />

odağı hâline geldi. Bugünlerde askerlerin,<br />

polislerin ve özellikle AVM, havaalanları<br />

ve benzeri büyük merkezlerde güvenlik<br />

görevlilerinin kullandığı bir araç haline gelen<br />

Segway, kaykaydan aldığı tekerlekli eğlence<br />

aracı unvanını, Hoverboard isimli başka bir<br />

elektronik tekerlekli araca kaptırdı.<br />

Elektrikli kaykay olarak da bilinen<br />

Hoverboard; iki tekerleği, şarj edilebilir<br />

bataryası ve kontrolün ayakla sağlanması<br />

özellikleriyle geleneksel kaykay hissine<br />

daha yakın bir deneyim yaşatıyor. Temel<br />

olarak birbirinden bağımsız hareket eden<br />

iki simetrik tekerlekli pedalın birleşiminden<br />

oluşan Hoverboard, ayak hareketlerinize<br />

göre hızlanıp yavaşlıyor ve dönüşlere<br />

imkân sağlıyor. Çalışma prensibi Segway’e;<br />

kontrolü ise geleneksel kaykaya benzeyen<br />

Hoverboard’a, bu yönüyle teknolojik kaykay<br />

diyebiliriz.<br />

Hoverboard<br />

Sörf tahtasına takılan tekerlekle başlayan<br />

bu serüvenin nereye gideceğini zaman<br />

gösterecek. Geleceğe Dönüş filminde<br />

Marty’nin kullandığı uçan kaykaylar şimdilik<br />

sadece özel manyetik zeminlerde çalışıyor.<br />

Kim bilir belki de gelecekte yeni eğlence ve<br />

ulaşım aracımız olabilir.<br />

Burak OCAKOĞLU


B A Ş A R I H İ K Â Y E L E R İ<br />

YÜZDE YÜZ YERLİ<br />

ve MİLLİ<br />

Albayraklar Şirketler Grubu, Türkiye’nin ulusal<br />

savunma endüstrisine katkıda bulunmak<br />

amacıyla 2017 yılında savunma sanayi üzerine<br />

yatırım yapma kararı alıp, Albayraklar Savunma<br />

Teknolojileri Sanayi AŞ’yi kurmuştur.<br />

Firmanın dünya çapındaki tüm polis teşkilatları için<br />

geliştirdikleri %100 yerli üretim olan Wattozz Elektroşok<br />

Silah ve Wattozz İnsansız Su Altı Aracı (Wattozz Sida)<br />

başlıklı buluşları; tamamı Türk mühendisler tarafından<br />

geliştirilmiş ve üretilmiş parçalardan oluşmaktadır.<br />

Patent Tescili ile Koruma Altına Alınan<br />

%100 Yerli Üretim Buluşlar<br />

Yeni Bir İnsansız Su Altı Aracı<br />

Wattozz Sida, tam olarak bir vatoz balığı görünümünde,<br />

insansız ve silahlı deniz aracıdır. İçinde herhangi bir<br />

insan olmaksızın su altında kriptolu akustik ses dalgaları<br />

sayesinde istenilen şekilde hareket edebilen, özellikle<br />

askeri alanlarda kullanılmak üzere tasarlanmış, uzaktan<br />

kontrol edilebilir yapıda bulunan ve sahip olduğu vatoz<br />

görünümüyle kamuflaj özelliğine sahip olan yeni bir<br />

insansız su altı aracıdır. Karadeniz Teknik Üniversitesi<br />

akademisyenleri tarafından geliştirilen Wattozz Sida,<br />

12 saat boyunca aralıksız hareket edebilmekte ve on<br />

gün boyunca deniz zemininde sabit modda (stand by)<br />

kalabilmektedir. Silikon yüzey içerisinde yer alan sinyal<br />

emici boyalar, Wattozz’un radar alanlarının dışında<br />

kalmasını sağlarken aynı zamanda tespit edilmesini<br />

engellemektedir.<br />

Su altı kameralarıyla donatılmış buluş, gemilerden,<br />

uzaktan kontrol edebilecek şekilde tasarlanmıştır.<br />

300 metreyi aşan derinliklerde<br />

tespit edilmesi mümkün olmayan<br />

buluşu gerçek bir vatoz balığından<br />

ayırmak neredeyse imkânsız.<br />

Patent Numarası: 2018/18255<br />

60


Yeni Bir Elektroşok Silahı<br />

Dünyanın ilk ve tek kablosuz elektroşok silahı<br />

olma özelliği taşıyan Wattozz, hem temaslı hem<br />

de temassız şekilde kullanılabilen, merminin<br />

mekanik bir fırlatma sistemi ile hedefe doğru<br />

atıldığı ve fırlatma işleminin sessiz bir şekilde<br />

gerçekleştiği yeni bir elektroşok silahıdır. Wattozz,<br />

öldürücü olmayan silahlar sınıfında dünya<br />

liderliğini sürdürmekte olup sekiz metreden etki<br />

edebilmektedir.<br />

Tüm dünyada tanıtımı yapılan Wattozz için yüzden<br />

fazla ülkeden talep gelmiştir. Türk mühendislerin<br />

dört yıllık bir çalışması sonucunda ortaya çıkan<br />

Wattozz için Albayraklar Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Adnan Albayrak “Tamamen yerli kaynaklardan<br />

ürettik, üretmeye de devam edeceğiz.” ifadelerini<br />

kullanmıştır.<br />

Wattozz’u diğer elektroşok ürünlerinden ayıran<br />

özelliği ise kablosuz kullanımı. Diğer tüm ürünlerde<br />

bulunan kablo sebebiyle yaşanılan problemlerin<br />

önüne kablosuz kullanım ile geçilmiştir. Wattozz’un<br />

tüm dünyaya ihracatı ise distribütör firmalar<br />

aracılığıyla sağlanacak.<br />

Patent Başvuru Numarası: 2018/10431<br />

Wattozz’u diğer elektroşok ürünlerinden<br />

ayıran özelliği ise kablosuz kullanımı.<br />

%100 yerli ve milli ürünler ile dünya pazarında<br />

varlığını sürdürmeyi amaçlayan Wattozz için<br />

Türkiye’de ve yurt dışında marka başvuruları<br />

yapılmış olup Avustralya, Azerbaycan, Çin, Avrupa<br />

Birliği, Gürcistan, Hindistan, Endonezya, İran,<br />

Japonya, Yeni Zelanda, Kore, Rusya, Sırbistan,<br />

Singapur, Ukrayna, ABD gibi ülkelerde tescili<br />

tamamlanmıştır.<br />

Dünya markaları arasına giren Wattozz’un marka<br />

değeri yüz günde 2<strong>05</strong> milyon dolara ulaşmıştır.<br />

61


İ Y İ F İ K İ R<br />

Kaynakları tükenen dünyamıza geri dönüşümle katkı sağlamaya;<br />

bunu yaparken de eskilerden yepyeni tasarımlar elde ederek eğlenceli<br />

vakit geçirmeye ne dersiniz? Mutfaklarınızdan kütüphanelerinize,<br />

oyuncaklarınızdan eski anahtarlarınıza kadar çeşit çeşit geri dönüşüm<br />

fikriyle karşınızdayız.<br />

ABAJURUNUZU<br />

BAŞTAN YARATIN<br />

Artık kullanılmayan eski kurşun askerleri,<br />

arabaları ve uçakları önce birbirlerine<br />

sonra eski abajurunuza silikon ile tutturun<br />

ve son olarak hepsini istediğiniz renk<br />

sprey boya ile boyayın.<br />

KİTAPLARDAN PUF<br />

Kütüphanenizde duran kitapların üzerine<br />

birer minder monte ederek puf elde<br />

etmeye ne dersiniz? Dilerseniz görseldeki<br />

gibi tekerlek bile monte edebilirsiniz. Bizce<br />

harika bir geri dönüşüm ürünü olmuş.<br />

MİNİK DOSTLARIMIZ İÇİN<br />

Olur ya başınıza gelir, araç lastiğiniz patlar ve<br />

onarılamazsa görseldeki gibi bir yatak yaparak<br />

minik dostlarımızı sevindirebilirsiniz. Dünya<br />

yalnız bizim değil.<br />

RENKLİ SÜZGEÇLER<br />

Rengarenk iplerle tavana tutturduğunuz süzgeçlerinizi<br />

çiçeklerle süsleme fikri sizce de çok zevkli değil mi?<br />

Özellikle mutfak ve kış bahçelerinizi şenlendirmeye<br />

süzgeçlerinizden başlayın.<br />

62


ELLERE DİKKAT<br />

Birbirine dolanan takılara, eşi bulunamayan<br />

küpelere son! Eskimiş rendenizi (ki bu kısmı<br />

çok önemli hakikaten eskimiş ve keskinliğini<br />

kaybetmiş olması gerekiyor) boyayın ve<br />

takılarınızı asın…<br />

NOSTALJİK KALEMLİK<br />

Atmaya kıyamadığınız kasetlerinizi birleştirip<br />

kalemlik olarak tasarlayabilir ve kullanabilirsiniz.<br />

En yakın arkadaşınıza geçmişte dinlediğiniz<br />

kasetlerle hazırladığınız bir kalemlik harika bir<br />

hediye olabilir.<br />

KAPI AÇMAYAN ANAHTARLAR<br />

Ne çok anahtarımız var; ev anahtarı, iş anahtarı, araç anahtarı…<br />

Eve geldiğinizde bunları girişte duran daha eski anahtarlarınızla<br />

yapılmış bu dikkat çekici kutuya koymaya ne dersiniz?<br />

MİNİ SAKSI<br />

Dolabınızda takım halinde bulunan fincanlarınız zamanla<br />

kırılır sonra yerine yenisini alır, kırılmayanları da atarız ya<br />

hani… Atmayıp kaktüsleriniz için oldukça ideal bir saksı<br />

da yapabilirsiniz aslında.<br />

3 KAŞIK 2 ÇATAL<br />

Sadece ısının gücünden faydalanarak elde edebileceğiniz bu şirin<br />

kürdanlığın yapımı oldukça basit. Dilerseniz bir sürü yapıp baharatlık<br />

olarak da kullanabilirsiniz, eminiz sofralarınızı şenlendirecektir.<br />

ESKİYENLERİ ATMAYIN, DEĞERLENDİRİN<br />

Eski kepçeleriniz tencerelerinize zarar veriyordu, siz de<br />

modaya uydunuz silikon kepçe aldınız; eskileri atmayın,<br />

bakın ne güzel değerlendirilmiş. Mutfak duvarlarınızı<br />

süslemek aslında çok kolay.<br />

Deniz CEBECİ<br />

63


M U C İ T H İ K Â Y E L E R İ<br />

KEDİGÖZÜNÜN MUCİDİ:<br />

PERCY SHAW<br />

Kedigözünün mucidi 15 Nisan 1890 yılında<br />

İngiltere’nin Halifax kasabasında James Shaw’ın<br />

ikinci eşinden, ailenin dördüncü çocuğu olarak<br />

dünyaya geldi. Bir fabrika işçisi olan babasının ilk<br />

eşinden yedi çocuğu daha vardı.<br />

Bundan 86 yıl önce, Yorkshire’da<br />

sisli bir gecede Percy Shaw,<br />

İngiltere’nin Halifax kasabasında<br />

işten çıkmış, arabası ile evine<br />

doğru yol alıyordu. Sis yüzünden<br />

görüş mesafesi oldukça daralmıştı.<br />

Bunun gibi sisli gecelerde genellikle<br />

otomobil farlarının yansımasıyla<br />

parıldayan tramvay yollarını takip<br />

ederdi ancak o gece raylar tamir<br />

edilmek üzere sökülmüştü. Yolun<br />

nerede başlayıp nerede bittiğini<br />

anlamakta güçlük çeken Shaw,<br />

farkında değildi ancak aracı yoldan<br />

çıkmış uçuruma doğru ilerliyordu…<br />

Son derece geniş bir aileye sahip olan Percy<br />

Shaw, ek iş olarak tamirat işleriyle ilgilenen<br />

babası sayesinde küçük yaşlarda basit onarım<br />

yetenekleri edindi. Daha erken yaşlarda son<br />

derece yaratıcı fikirlere sahip olan Shaw, ailesinin<br />

maddi sıkıntıları yüzünden daha 13 yaşında<br />

okulu bırakıp çalışmaya başladı. Birinci Dünya<br />

Savaşı sırasında babası ile beraber cephane<br />

üretiminde kullanılan malzemeleri<br />

tamir ederek geçimlerini sağladılar.<br />

Zaman içerisinde maddi durumları<br />

gittikçe iyileşti ve Shaw, 1929<br />

yılında babasının ölümünden<br />

sonra, hayatının geri kalan kısmını<br />

adayacağı yol inşaatı üzerine kendi<br />

küçük işletmesini kurdu.<br />

Aniden bir kedinin parlayan gözleri<br />

ile karşı karşıya geldi ve arabayı<br />

son anda durdurmayı başardı.<br />

O an, Percy Shaw için hayatını<br />

değiştirecek bir farkındalık anıydı.<br />

Shaw, hayatını kurtaran kedi<br />

sayesinde, yollara yerleştirilecek<br />

reflektörlerin, hava durumu ne<br />

olursa olsun geceleri sürücülere<br />

rehberlik edebileceğinin farkına<br />

vardı.<br />

Percy Shaw, kedigözünün icadı<br />

ile ilgili bu hikâyenin doğru olup<br />

olmadığı hakkında yorum yapmayı<br />

reddetse de buluşunun gece<br />

yolculuklarını çok daha güvenli hale<br />

getirdiği sugötürmez bir gerçek.<br />

Percy Shaw tarafından icat edilen, yol<br />

kenarlarında araba farlarının yansımasıyla<br />

parlayan kedigözleri, gece yolculuklarına<br />

tamamen farklı bir boyut kazandırdı.<br />

64


Percy Shaw, ülkesine yapmış olduğu<br />

katkılardan dolayı 1965 yılında<br />

Britanya İmparatorluk Nişanı’na (OBE)<br />

layık görüldü.<br />

Percy Shaw, 1933 Aralık ayındaki o sisli gecede<br />

kedigözü fikri aklına geldiğinde, buluşunu geliştirmek<br />

adına uzun süren bir deneme yanılma sürecine<br />

başladı. Defalarca farklı şekillerdeki, farklı cam<br />

türleri üzerinde çalışmalar yaptı. Bir yıl kadar<br />

süren bu süreç sonunda asfalt yollara gömülen<br />

kauçuk bir kılıf ve demir kasa içerisine yerleştirilmiş<br />

cam boncuktan reflektörler ile buluşunu<br />

mükemmelleştirdi. 3 Nisan 1934’te beraber çalıştığı<br />

bir patent vekilinin tavsiyesiyle, buluşu için üç<br />

ayrı patent başvurusunda bulundu ve hepsi için<br />

de patent tescili aldı. Hemen ardından “Catseye”<br />

marka tescilini de alan Shaw, kedigözünü ülkesinde<br />

pazarlamaya başladı.<br />

Percy Shaw, ülkesine yapmış<br />

olduğu katkılardan dolayı 1965<br />

yılında Britanya İmparatorluk<br />

Nişanı’na (OBE) layık görüldü.<br />

Buluşun uygulanmaya<br />

başlandığı tarihten itibaren gece<br />

yolculuğu anlayışını tamamen<br />

değiştirmiş olan kedigözleri,<br />

bugün hâlâ dünyanın neredeyse<br />

her yerinde gece yolculuklarında<br />

yolları aydınlatmaya ve yolculara<br />

güvenli rehberlik hizmeti<br />

vermeye devam ediyor.<br />

İkinci Dünya Savaşı sırasında meydana gelen uzun<br />

süreli elektrik kesintileri ve o dönemde kullanılması<br />

zorunlu kılınan karartılmış araba farları, Shaw’un<br />

icadının önemini ortaya çıkardı ve kedigözü<br />

kullanımının Birleşik Krallık’ta yaygınlaşmasını<br />

sağladı. Savaştan sonra, kedigözü için Ulaştırma<br />

Bakanlığı Komitesinden destek alan Shaw, buluşunu<br />

tüm dünyaya ulaştırmayı başardı.<br />

2<strong>006</strong> yılında kedigözü,<br />

BBC ve Londra Tasarım<br />

Müzesi tarafından<br />

düzenlenen “Büyük<br />

Britanya Tasarım Arayışı”<br />

yarışmasında yirminci<br />

yüzyılın en başarılı<br />

on tasarımı arasında<br />

gösterildi.<br />

Yasemin ÖZDEMİR<br />

65


G O S S I P Ö N E R İ Y O R<br />

WEB SİTESİ: gossipdergi.com<br />

AÇILDI!<br />

Türkiye’nin ilk ve en geniş kapsamlı sınai<br />

mülkiyet dergisi GOssIP dergi olarak, artık<br />

dijitalde de okuyucularımızla buluştuk!<br />

Marka, patent, tasarım, faydalı model, coğrafi<br />

işaret ve alan adı gibi konularda gündem<br />

haberleri, makaleler, röportajlar içeren<br />

GOssIP’in tüm içeriğine web sitesi üzerinden<br />

ulaşılabiliyor. GOssIP’in üyelik işlemleri web<br />

sitesi üzerinden yapılabiliyor.<br />

KİTAP:<br />

MARKA HUKUKUNDA TANINMIŞ<br />

MARKANIN SULANDIRMAYA<br />

KARŞI KORUNMASI<br />

Marka hukuku kapsamında yıllardır süregelen<br />

benzerliğe ve karıştırılma ihtimaline karşı<br />

korumanın yanı sıra “sulandırmaya karşı marka<br />

koruma” konusunu ele alan Dr. Gül Büyükkılıç,<br />

özel korunan markaların yani diğer bir anlamıyla<br />

tanınmış markaların, günümüzde karşılaştıkları<br />

problemlerin çözme yöntemlerini ve savunma<br />

tekniklerini ele alıyor.<br />

Sayfa Sayısı: 760<br />

Yazar: Dr. Gül Büyükkılıç<br />

Yayınevi: On iki levha<br />

66


KİTAP:<br />

MODERN EKONOMİYİ ŞEKİLLENDİREN<br />

ELLİ İCAT<br />

İnsanlık tarihinin en başından günümüze kadar icat edilen<br />

her şeyi düşünün; aklınıza gelen her şeyi; ne zaman, kim<br />

tarafından ve nasıl icat edildiğini düşünün. Bu soruların<br />

yanıtı elbet bir şekilde bulunabilir ancak gramofonun müzik<br />

piyasasındaki dengeleri nasıl bozduğu ya da Amerika’yı<br />

şekillendiren büyük gücün dikenli tel olması gibi gizemli ve su<br />

yüzüne çıkmamış bilgiler yalnızca bu kitapta yazıyor.<br />

Sayfa Sayısı: 384<br />

Yazar: Pegasus<br />

Yayınevi: Tim Harford<br />

UYGULAMA: SHAPR3D<br />

Tasarım ve çizim amaçlı birçok uygulama bulunuyor<br />

ancak Shapr3d, söz konusu uygulamalara belirgin bir fark<br />

atarak lider koltuğuna oturmuş, üç boyutlu bir modelleme<br />

uygulaması. Şimdilik yalnızca iPad destekli olan uygulamada,<br />

masaüstü bilgisayar ve özel programlar aracılığıyla yapılabilen her<br />

modelleme yapılıyor. Özellikle patent çizimlerinde hayat kurtaran<br />

uygulamaya App Store üzerinden ulaşılabiliyor.<br />

Uygulama Adı: Shapr: 3D modeling CAD for iPad<br />

Destekleyen Sistem: IOS<br />

67


G O S S I P T A N I T I Y O R<br />

ORTA ÇAĞI AYDINLATAN MÜHENDİS:<br />

CEZERİ<br />

Tam 800 yıl önce… Akıl almaz bir mühendis<br />

zekâsı, çağının ötesinde bir felsefi düşünce,<br />

robotlar ve makineler… Mekanik bilimin temellerini<br />

atan, gelmiş geçmiş en büyük dehalar arasında<br />

gösterilen bir isimden bahsediyoruz; Cezeri. Tam<br />

adıyla Bedi‘uz-zemân Ebû el-‘İzz b. İsmaî‘l b. el-<br />

Rezzâz el-Cezerî ama biz ona kısaca Anadolu’nun<br />

yaşayan efsanesi demeyi tercih ediyoruz.<br />

Cezeri, 1200’lü yıllarda Artuklular Dönemi’nde şimdiki<br />

Diyarbakır bölgesinde yaşamış, icatları ve bilgisi<br />

yaşadığı dönemi aşmış bir mühendis. Tanınan önemli<br />

bilim adamlarını etkilemesiyle bilinen Cezeri, yirmi yılı<br />

aşkın bir süre Artuklular Sarayı’nda saray mühendisliği<br />

yapmıştır.<br />

Dünyadaki ilk robotu<br />

yapan mucidin Cezeri<br />

olduğunu biliyor<br />

muydunuz?<br />

Dönemin hükümdarı Nasireddin Mahmud’un talebiyle<br />

kendisi hakkında tek bilgi kaynağı olan ve icatlarının<br />

büyük bir kısmını içeren Kitab-ül Hayk diye bilinen Kitâb<br />

el-câmi’ beyn el-‘ilm ve el-‘amel en-nâfi’ fi sınâa’ti’l-hiyel<br />

adlı eseri derlemiş, günümüzde hâlâ bilime ışık tutan<br />

bilgilerin sahibi olmuştur.<br />

68<br />

GÜNDEM


Şubat ayında Uniq Expo Maslak’ta<br />

Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri<br />

Sergisi’nin açılmasıyla tekrar<br />

gündeme gelen Cezeri ve tabir-i<br />

caizse olağanüstü makineleri, büyük<br />

ses getirdi. Açıldığı günden bu yana<br />

genç, yaşlı yüzlerce ziyaretçiye ev<br />

sahipliği yapan sergi, sanat ve bilimin<br />

iç içe geçmiş eserlerini gözler önüne<br />

seriyor.<br />

Dahi denince akla gelen Leonardo<br />

Da Vinci gibi icatlarıyla adından söz<br />

ettiren bilim insanlarının hocası kabul<br />

edilen Cezeri hakkında bilinmesi<br />

gereken çok şey var. On beş senelik bir<br />

çalışma sonucu ortaya çıkan müzede,<br />

1500 metrekarelik bir alanda, Cezeri<br />

tarafından ortaya çıkan dünyanın ilk<br />

insansı robotları, dişli mekanizmalar,<br />

zamanı hassas bir biçimde ölçen saatler<br />

ve çok daha fazlası yer alıyor.<br />

Milli miraslarımızın korunması ve<br />

tanıtılmasında sahip olduğumuz en<br />

önemli değerlerden biri olan Cezeri,<br />

geçmişimizi aydınlatırken yeni nesillere<br />

de ilham kaynağı olmayı başarıyor.<br />

Cezeri’nin de dediği gibi<br />

“Denenmemiş bilgi, doğru<br />

ile yanlış arasında bir<br />

yerde asılı kalır.”. Daha çok<br />

denemek, daha çok üretmek<br />

dileğiyle…<br />

Detaylı bilgi için cezerimuzesi.com<br />

adresini ziyaret edebilirsiniz.<br />

69


SIRA DIŞI MARKALAR<br />

Herkesin marka yaratma tarzı farklıdır.<br />

Başvuru sahipleri bazen başvurduğu mallarla veya<br />

hizmetlerle alakası olmayan çok farklı markalar<br />

oluşturabilirler; bazen de bir markayı gördüğümüzde<br />

şıp diye ne için kullanılacağını anlarız. Bazı markalar<br />

çok ciddi bir izlenim verirken, bazı markalar ise<br />

yüzümüzde tebessüme neden olabilir. Bu sayımızda<br />

hem gördüğümüzde bizi güldüren hem de<br />

başvurdukları mal ve hizmetleri tahmin edebildiğimiz<br />

markaları seçtik. Bakalım siz de bu markaları bizim<br />

kadar eğlenceli bulup ne markası olduğunu tahmin<br />

edebilecek misiniz?<br />

Eğitim ve öğretim<br />

hizmetleri<br />

Dergi, kitap, gazete<br />

vb. yayınların basıma<br />

hazır hale getirilmesi<br />

hizmetleri<br />

Kahve veya kakao<br />

esaslı içecekler<br />

Yiyecek ve içecek<br />

sağlanması<br />

hizmetleri<br />

Dergi, kitap, gazete<br />

vb. yayınların basıma<br />

hazır hale getirilmesi<br />

hizmetleri<br />

Süt ve süt ürünleri<br />

sağlanması hizmetleri<br />

Parfümeri;<br />

kozmetik ürünleri<br />

*Markalar, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yayınlanan resmi marka bültenlerinden alınmıştır.<br />

Tur düzenleme,<br />

seyahat için yer<br />

ayarlama hizmetleri<br />

Sinem GÖZÜBÜYÜK<br />

70


BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?<br />

Dünyanın en çok bilinen<br />

markalarından biri olan<br />

Nike’ın logosu, 1971<br />

yılında grafik tasarım<br />

öğrencisi olan Carolyn<br />

Davidson tarafından<br />

sadece 35 dolara<br />

tasarlanmıştır.<br />

16. yüzyıldan beri var<br />

olan İskoç eteklerinin<br />

desenleri, klanlar<br />

arasında farklılık<br />

göstermektedir.<br />

Böylece, kişilerin giydiği<br />

eteklerin deseninden<br />

hangi klana ait oldukları<br />

anlaşılabilmektedir.<br />

Amerikan icadı olarak bilinen ketçap,<br />

aslında kök olarak “Koe-chiap” ya da<br />

“kê-tsiap”tan gelir ve Çincede “salamura<br />

edilmiş balıktan elde edilen sos” demektir.<br />

Yani ketçap ilk olarak Çin’de icat edilen bir<br />

balık sosudur.<br />

Günümüzde kullanılan elektronik<br />

sigara, sigara tiryakisi olan ve<br />

babası akciğer kanserinden ölen<br />

eczacı Hon Lik tarafından 2003<br />

yılında icat edilmiştir.<br />

Yumurta kartonunun patenti,<br />

1969 yılında Francis L. Burkett<br />

tarafından alınmıştır. Ondan önce<br />

ve sonra benzer patentler alınmış<br />

olsa da kartonun yapısı hiç<br />

değişmemiştir.<br />

Elektronik otomobil sektörünün<br />

lideri olan Tesla’nın tüm patentleri<br />

halka açıktır. Amaç, endüstri ile<br />

Tesla arasındaki farkı kapamak<br />

ve sektördeki gelişimin önünü<br />

açmaktır.<br />

72


DÜNYANIN İLKLERİ<br />

ASANSÖR - MÖ 3. yy.<br />

Asansörün icadı aslında çok tanıdık bir isim<br />

tarafından yapıldı. Yunan bilim insanı<br />

Arşimet, vince benzeyen ve yükleri kaldırmayı<br />

sağlayan bir sistem geliştirdi ve böylece asansörün<br />

mucidi oldu. İlk modern asansör ise 1743 yılında<br />

Versailles Sarayı’nda Kral 15. Louis’in dairesine<br />

inşa edildi.<br />

ÇİZGİ FİLM – 1906<br />

Dünyadaki ilk çizgi film, Amerika’da 1906 yılında<br />

James Stuart Blackton tarafından yapılan<br />

Humorous Phases of Funny Faces isimli çizgi<br />

filmdir. O dönemlerde, çizgi filmler stop-motion<br />

tekniği ile yapıldı; bu teknik de ilk kez 1899<br />

yılında Arthur Melbourne Cooper tarafından<br />

hazırlanan Matches An Appeal isimli eserde<br />

kullanıldı.<br />

PENİSİLİN – 1928<br />

Londra’da bir hastanede çalışmalarını sürdüren<br />

Prof. Alexander Fleming bir rastlantı sonucu penisilini<br />

buldu. Ancak bu maddenin etkisi kalıcı olmamış, mikrop<br />

öldürücü özellik birkaç günde ortadan kaybolmuştu.<br />

1940 yılına gelindiğinde Oxford Üniversitesinde çalışan<br />

Howard Florey ve Ernst Chain penisilinin mikrop<br />

öldürücü özelliğinin kalıcı olmasını başararak<br />

Nobel Tıp Ödülü’nün sahibi oldu.<br />

TÜKENMEZ KALEM – 1938<br />

Bugün kullanılan hâliyle tükenmez kalem, 1938<br />

yılında hükümetin finanse ettiği bir dergide çalışan<br />

gazeteci ve heykeltıraş László Bíró tarafından kuruyan<br />

mürekkeplerle daha kolay çalışılabileceği düşüncesi<br />

ile icat edildi. Mürekkep damlatmayan ilk tükenmez<br />

kalemin patenti ise 10 Haziran 1943 yılında yine László<br />

Bíró tarafından alındı.<br />

73


MARKA BULMACA<br />

Bulmacayı çözüp<br />

gossipdergi.com web sayfamızdan<br />

doğru cevapları gönderen katılımcılar<br />

arasında yapılacak çekilişle<br />

3 kişiye “GOssIP Kahve Paketi ve<br />

Alışveriş Çantası” hediye edilecektir.<br />

Ö D Ü<br />

L<br />

L Ü<br />

Son Katılım Tarihi: 15 Ekim 2019<br />

1 2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

11<br />

12<br />

48. Sayının Cevapları<br />

48. Sayının Kazananları<br />

74<br />

Sercan Dağıstan - İSTANBUL / Merve Dereli - AYDIN / Soner Kaya - ANKARA


G O S S I P N E R E D E ?<br />

GOssIP’i gördüğün yerde fotoğrafını çek, sosyal medyada paylaş,<br />

biz de sayfamızda paylaşalım.<br />

#gossipnerede<br />

#gossipnerede<br />

@damlaerden_<br />

@diornil<br />

@ardeninsaat<br />

@best_ee<br />

@cansuuy<br />

#gossipnerede<br />

@esin.dedeoglu<br />

#gossipnerede<br />

@gozdeincey2<br />

@tndogann<br />

#gossipnerede<br />

#gossipnerede etiketiyle<br />

paylaştığınız fotoğraflar için<br />

teşekkürler!<br />

@erman_gorucu<br />

@inthegossip<br />

75

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!