13.12.2019 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA DEZEMBER 2019

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Erfolgreiche ePaper selbst erstellen

Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.

HABERaile&eğitim Aralık 2019, Sayfa - 4

YASEMİN KARAGÖZ

AİLE

MÜESSESESİ

2020 Mega Pasaport Yılı

Bir milyon Avusturya pasaportu

2020’de geçerliliğini yitiriyor. Bu

rakam çok fazla ve 2020’de özellikle

Mart’tan Haziran’a kadar pasaport

dairelerinde bir izdiham

yaşanması bekleniyor. Bu nedenle

HABER

AVRUPA

Ö

S

EUROPA

T

E

R

JOURNAL

Gazete Kurucusu (Gründerin)

Katrin VORHAUSER

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)

Mehmet İNAK

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)

Hasan KESKİN

Türkiye Temsilcisi

Mag. Ahmet ZUBİ

12.12.2019 - 20.01.2020

SAYI: 90 ARALIK 2019 - DEZEMBER 2019 AUSGABE: 90

ANSCHRIFT - ADRES

HABER AVRUPA - EUROPA JOURNAL

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck

Baskı-Druck: Medien-Druck AG Innsbruck

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden

gazetemiz sorumlu değildir.

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net

R

I

E

yasemin-ka@hotmail.com

C H

Yeni Pasaport İçin

Şimdiden Başvurun!

ilkbahar ve yazın, yeni pasaport

başvurularında uzun bekleme süreleri

öngörülüyor.

İçişleri Bakanlığı kaynaklarına göre

2020’de, normal ortalama bir yıldan

oldukça fazla geçersiz pasaport

olacak. Her altı pasaporttan

biri geçerliliğini kaybedecek. Bakanlık

bundan dolayı bireylerin

pasaportlarını zamanında kontrol

etmesini tavsiye ediyor.

Viyana il meclis üyesi Jürgen Czernohorszky

seyahattan önce pasaportun

hazır olması, teslim almak

ve uzun bekleme süresinden etkilenmemek

için pasaport başvurularının

şimdiden yapılmasını tavsiye

ediyor.

Pasaport daireleri, pasaport ya da

kimlik için internet üzerinden randevu

alma imkânı sunuyor. Randevu

almadan da dairelerin

çalışma saatlerinde seyahat belgeleri

için başvuru yapılabiliyor.

Viyana pasaport dairesi hakkında

tüm bilgiler www.passservice.wien.gv.at

internet adresinden bulunabilir.

Bunun haricinde Viyana şehri hizmet

biriminin 01/50 255 nolu telefonu

da aranabilir.

Foto: S.Sabuncu Photography

Ey huzur! Son zamanlarda seni çokça

andık, Başka türlü de yapamazdık!

O kadar az bulunuyorsun ki,

Bir ömür boyu hep seni aradık,

Hem yek başımıza hem beraberce.

Yoktun! Zira o kadar çoklukta bile yoktun!

Ne Kaf Dağı’nın ardında, ne yedi kat

göklerde, Ne parayla pulla, ne makamla

şöhretle, Bulunamadın… Hiçbir yerde…

Sonradan anladık ki;

Ancak iki gönlün sığdığı

küçük bir yuvada gizlenmiştin!

‘Sen kimsin’? diye sormuştu ilk adam.

„Ben kadınım! Allah sende güven

bulmam için seni ve senin

benimle huzur ve sükûna ermen

için beni yarattı“ demişti kadın.

Böyle kurulmuştu ilk aile. Temelleri

huzur, sükûn ve güvenden

oluşan sıcak mı sıcak bir

yuva, onlarca çocuk, asırlar sonra

çocuklarının çokluğuyla övüneceği

yeni nesiller türemişti o

yuvadan. Zamanla yollarından

sapmış helak olmuş, ardından

bazı şeyleri yoluna koymuş

ve yollarına devam etmişlerdi…

İnsanlık tarih boyunca değişimlere

uğrasa da, aile müessesesi

süregelmişti…

Toplumu oluşturan en küçük

temel taşıdır aile. Anne‐baba ve

çocuklardan oluşan küçük bir

kurum. Nasıl her kurumun iyi

işlemesi, verimli olması için bir

dizi kurallara ihtiyaç varsa; ailede

de huzurun ve ailenin devamlılığının

sağlanması için bir

takım kurallara ihtiyaç vardır.

Herkes kendi sorumluluğunu

yerine getirmediçe mutlu bir aileden

bahsedilemez. Eşlerin birbirini

olduğu gibi kabul ettiği,

hayali bir beklentiye girmeden

elindekiyle yetinen, birbirlerinin

hakkına girmeden, hayatın yükünü

birlikte omuzladığı, annenin

analık, babanın babalık görevlerini

ihmal etmediği ve herşeyden

önce çocuklarına örnek

teşkil edecek bir hayat sergilediği

bir yuvayı kim istemez ki?

‘Bir babanın çocuğuna vereceği en

güzel hediye, ona öğreteceği güzel

ahlaktır. (Hadis)’

Aile demek, güven ve huzur demektir.

Şu dünyada herkes ama

herkes bir arayış içerinde, türlü

iş ve meşguliyetlerle zamanını

harcarken bir yandan da huzuru

aramakta, kimbilir belki doğru,

belki yanlış yer ve zamanlarda.

Bugün insan huzuru arar oldu

her yerde. Televizyon dizilerinde,

şans oyunlarında, sanal alemde,

alış‐verişte veya gösterişte…

Dünyada en büyük servet mutlu

ve huzurlu bir aileye sahip

olmaktır. İnsan sadece maddeden

ibaret olsaydı, maddi ihtiyaçları

onu tatmin ederdi. Midenin,

bedenin, kalbin ihtiyaçları

farklı farklıdır. Bu nedenle

insan hayatı boyunca ona eşlik

edecek hayat arkadaşına, akabinde

aileye ihtiyaç duyar. İnsan

değer verdiği ve değer gördüğü

yerde kendini mutlu hisseder.

Bir eşe veya çocuğa verilecek en

güzel hediye ona değerli olduğunu

hissettirmektir. Aile huzurlu

olursa, o ortamda yetişen çocuklar

da hayata güvenle başlar.

Aile bozulursa toplum bozulur.

İdeal bir toplum için yine

ideal insanlara ihtiyaç vardır.

Aile, birbirine görünmez bağlarla

bağlanmış fertlerin beraber

yaşadığı kutsal bir kurumdur.

Baba evin direği, anne kalbidir.

Sıcak bir yuva, sevginin

şefkatin buram buram her ferde

aksettiği, birbirlerinin halleriyle

hal olan, acılarına merhem bulduğu

tek sığınağıdır kalplerin.

‘Sizin en hayırlınız ailesine en iyi

davrananınızdır...(Hadis)’

Akıl ve vicdanın ayaklar altına

alındığı şu son zamanlarda, aile

müessesesi de büyük yaralar

aldı, neredeyse son zamanlarda

ayrılan eşlerin sayısı, evlenenlerin

sayısını geçmiş durumda.

Ceviz kabuğunu doldurmayan

sebeplerle yıkılan evlilikler

olduğu gibi, artık hayatı birbirine

dar ettiği için ayrılan çiftler

de vardır muhakkak.

Gençlerin evlenmekten korkar

hale geldiği bir zamanda aile

müessesesinden bahsetmek zor.

Yaşadıklarımız tercihlerimizin

bir sonucu olduğuna göre, bu konuda

hassas davranmak gerekir.

Kadın geçmişte olduğu gibi

bugün de biyolojik farklılığından

dolayı hayatın birçok alanında

ayrımcılığa uğruyor. Toplumların,

dini inançları, kültür ve

gelenekleri aynı zamanda ekonomik

durumları kadın ve erkek

ilişkilerini doğrudan etkiliyor.

Toplumun kadına sunduğu rol,

çağlar geçse de hala olması

gerektiği gibi eşit ve adaletli

değil maalesef. Ne acıdır ki,

erkek otoritesi sarsılır korkusuyla

bastırılan, hiçe sayılan

kadın, adeta gerçeğin gölgesinde

yaşamakta ve hakları elinden

alınmakta. Bugün dünyanın

birçok ülkesinde aile değerlerini

yıkacak köklü değişiklikler ve

yasal düzenlemeler yapılıyor. Ne

kadınsız ne de erkeksiz bir

dünya düzeni düşünülemeyeği

için, en mantıklısı adaletli yaklaşım

olacaktır. Zaten adaletin

bittiği yerde intikam başlar.

‘Ey insanlar! Biz insanı bir erkek ve

kadından yarattık, birbirinizle kolayca

tanışmanız, farklı yetenek ve faziletlerinizden

yararlanmanız için…(Ayet)’

Kadını gerek ev işlerinde, gerek

çocuk eğitiminde yalnız ve çaresiz

bırakan, sırf dış görünüşü

ile değerlendiren, cinsel bir

obje gibi gören zihniyet değişmedikçe,

huzurlu bir yuvadan

bahsetmek imkânsızdır. Eşler,

hayat yolunda birbirlerinin yolunu

aydınlatamaz durumdaysa

o evliliklerden hayır beklenmez.

İhmal edilen, çocuk ve kadınların

sayısı günden güne katlanarak

artmakta. Kadın ezilirse,

toplum ezilir, kadın yüceltilirse,

o toplum yücelir, bunun başka

izahı yoktur.

Yüzme bilmek çocuklar için çok önemli...

Avusturya’da yılda 40 kişi

(bunun 5'i çocuk) boğulma

nedeniyle ölüyor. Araştırmalara

göre ülkede 19 yaş

altındakilerin sadece yarısı

yüzme biliyor. Uzmanlar:

‘‘Yüzme iyi bilinirse çoğu

havuz kazası önlenebilir ve

ölüm riski azalır. Bu sebeple

çocuklar küçük yaşlardan

itibaren yüzme konusunda

eğitilmelidir.’’

Bir Kurs Yetmeyebilir

Yüzme yetisinin kazanılması

büyük önem arzediyor.

Uzmanlar tek bir yüzme

kursunun yeterli olmayabileceğini,

çünkü sadece

havuzda yüzme öğrenenin

mutlaka denizde veya gölde

de yüzebilmesinin mümkün

olmayabileceği uyarısını

yapıyorlar. Bu sebeple

birden fazla kurs yapılması

ve ebeveynlerin de çocuklarına

destek olması önemli.

Avusturya'da her 10 çocuktan

7’si yüzmeyi ebeveynlerinden

öğreniyor.

Çocuklar Sessiz Boğuluyor

Çocuklar ve yetişkinler boğulma

durumunda farklı

hareket ediyor. Çocuklar

boğulma tehlikesi ile karşı

karşıya kaldığında yetişkinler

gibi bağırmıyor ya da

çırpınmıyorlar. Bu sebeple

genelde boğulma sessiz

olarak gerçekleşiyor ve çok

geç farkediliyorlar. Boğulma,

beş yaşın altındaki

çocuk kazalarında en yaygın

ölüm sebebidir; yaşlılar

arasında ise ikinci neden.

Ebeveynler Dikkatli Olmalı

Birçok çocuk dört yaşından

itibaren suyun üzerinde

dursa da doğru yüzmeyi

gerektiren önkoşulları ancak

5‐6 yaş aralığında geliştiriyor.

Uzmanlar, yüzme

sırasında özellikle küçük

çocukların iyi izlenmesini,

ebeveyn veya akrabalarının

çok dikkatli davranmasını

öneriyorlar.

Avusturya Nüfusu Sadece

Göç Sayesinde Artıyor

Avusturya’nın nüfusu doğumların gerilemesine

rağmen sadece göç sayesinde

artıyor. Avusturya İstatistik Kurumu’nun

verilerine göre ülkeninin nüfusu

2040 yılına kadar 9.43 milyonu,

2080’de 10 milyonu aşacak. Şu anda

ülke nüfusu 8.84 milyon ve bu artışın

tek nedeni ülkeye gelen göçmenler.

Göç AB ülkelerinden bekleniyor

İstatistik Kurumu senede net 30‐31 Bin

göçmen geleceğini hesaplıyor. Şu anda

dengede olan doğumların yakın bir zamanda

eksiye düşeceği öngörülüyor,

bu da ölümlerin doğumlardan fazla

olacağı anlamına geliyor. Nüfus

2080’de bugünkünden çok farklı yapıda

olacak, yurtdışında doğanların

oranı %19’dan %27’e yükselecek.

Avrupa’dan göç, kademeli olarak diğer

kıtalardan göçle yer değiştirebilir. Bununla

birlikte kadın başına doğurganlıkta

hafif bir artış görülecek (1.48’den

1.60 çocuğa). Avusturya İstatistik Kurumu’ndan

Alexander Hanika: "Göçmenler

zamanla ev sahibi ülkenin

doğurganlık koşullarına uyum sağlıyorlar"

dedi. Bunun dışında gelecekte

gelen göçmenlerin yarıdan fazlasının

Avrupa Birliği ülkelerinden olacağı tahmin

ediliyor.

Yaşam beklentisinde çok hızlı

bir yükselme mümkün

65 yaş ve üstü kişi nüfusu ağırlık kazanıyor.

Bunun iki sebebi var: Durağanlaşan

doğum sayısı (oranı) ve yükselen

yaşam beklentisi. Erkeklerde ortalama

yaşam süresi 79.3’den 89.4’e, kadınlarda

ise 84.0’dan 92.2’ye yükselecek.

Erkeklerde 2040’da 65 yaş üzeri bireylerin

sayısının 800 bin, oranının

%19’dan %27’ye yükselmesi, 2080’e

kadar da %29.3 olması bekleniyor. 20‐

65 yaş grubunun (çalışabilecek yaştakiler)

2040’da bugünkünden 300 bin

kişi daha az olacağı, devamında ise sayının

sabit kalacağı öngörülüyor.

Avusturya’da

Her İki Çocuktan

Biri Yüzemiyor

Viyana nüfusunun 2028’de

2 milyon sınırını aşması bekleniyor

Gelecek on yıllarda nüfus artışı bölgelerarasında

farklılık gösterecek. İstatik

Kurumunun hesaplarına göre Viyana

nüfusu 2028’de iki milyon sınırını aşacak.

Aşağı Avusturya, Burgenland ve

Yukarı Avusturya eyaletleri için de

ortalama üstü bir nüfus artışı hesaplanıyor.

Vorarlberg, Tirol, Salzburg ve

Steiermark eyaletlerindeki artış ülke

ortalaması eğiliminde, Kärnten’de

nüfus azalacak ve bu düşüş eyalet

nüfusunun 2021’den itibaren Salzburg’dan

daha az olmasına neden olacak

şekilde devam edecek.

Bevölkerung wächst nur durch Zuwanderung

Foto: Adobe Stock / Pavlo Vakhrushev

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!