24.08.2015 Views

2010 mutluluk getirsin!

Ocak - Şubat 2010 Sayı:16 - Makromarket

Ocak - Şubat 2010 Sayı:16 - Makromarket

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

MAKRO | Editör<strong>2010</strong> <strong>mutluluk</strong> <strong>getirsin</strong>!Yepyeni bir yılda, yepyeni sayımızla sizlerle beraberiz.<strong>2010</strong> yılıyla beraber, Makro Vizyon olarak 3 yılıarkamızda bıraktık. Dolu dolu 3 yıldır, bu sayfalararacılığıyla evlerinize konuk oluyoruz. Sizler için engüzel ve güncel konulara sayfalarımızda yer vermeyeçalışıyoruz. Umuyoruz ki bu çabamızın bir karşılığıoluyordur ve sizler Makro Vizyon’u okurken keyifalıyorsunuzdur.<strong>2010</strong> geldi!2009 yılı hem ülkemiz hem de dünya açısından çokolumlu geçmedi. Özellikle ekonomik kriz dolayısıylaoluşan kötü atmosfer herkesi etkiledi. Bu açıdanbakıldığında, <strong>2010</strong>’un daha umut vaat edici olduğunusöylemek mümkün. Siz de <strong>2010</strong> yılını kendiniz için endoğru şekilde geçirmeye çalışın. Alacağınız sağlamkararlar ve koyacağınız güzel hedeflerle hayatınızıkendiniz ve çevrenizdeki insanlar için daha mutlukılmak elinizde… Karar almak kolaydır ancakuygulamak oldukça zordur. Biz de sizler için, kararalırken ve uygulamaya koyarken neler yapmanın doğruolduğunu gösteren ipuçları yazdık. Karar almasürecinden uygulamaya kadar karşılaşacağınız her türlüsorunun üstesinden kolayca gelebilirsiniz.Tüm sorunlara doğal çarelerBu sayımızın kapak konusu olan “Her Derdin ÇaresiDoğada” konusu, her geçen gün tahrip ettiğimizdoğanın bize ne tür faydaları olduğunu açıkça ortayakoyuyor. En kötü hastalıklardan psikolojiksorunlarımıza kadar pek çok derdimizi, doğal ürünlerkullanarak engellemek mümkün. Ama tabi ki önemliolan, böyle bir yaşam sürmeyi istemek. Meyve ve sebzeağırlıklı beslenmek, her gün spor yapmak ve dengeli birhayat sürmek, zaten pek çok sorunu ortadan kaldırıyor.Her sayımızda vurguladığımız bu konuları, bu sayımızdada bulabileceksiniz.Hepinize mutlu bir yıl vekeyifli okumalar diliyorum.2 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | İçindekiler34s ss s s sRÖPORTAJ 6Mustafa SongörGÜNCEL 26l <strong>2010</strong> mutlu vesağlıklı günlerle geçsin!l Yürekleri sevgiyle dolu olanlara14 Şubat Sevgililer GünüSAĞLIK 32Tüm yönleriyle organ bağışıGIDA KÜLTÜRÜ 38%100 doğal ve sağlıklıKONSERVESAĞLIK 42En yaygın 10 sağlık sorunuKONUK 48Özgü NamalssKAPAK 34Her derdin çaresiDOĞADAHABERLER 10-2442l Makro Vizyon’dan hediye kuponlarıl Kırıkkale Makro AVM 4. yılını kutladıl Makromarket’ten Eryaman’a bir mağaza daha...l Makromarket Beştepe mağazası açıldı!l Makromarket Samsun’da yatırımlarına devam ediyorl Makromarket ve CappyMakromarket çalışanlarını ödüllendirdil <strong>2010</strong> yılının ilk Makromarket mağazası açıldıl Makromarket’e müşteri memnuniyeti ödülül <strong>2010</strong> Makromarket’e muhteşem kampanyalarla geldil Makromarket’ten Öğretmenler Günü’ne özel...l Makromarket’te Aşure Festivali1204 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


50687282ssssssssssGIDA KÜLTÜRÜ 64Hem lezzetli, hem sağlıklı...KURUYEMİŞÇOCUK SAĞLIĞI 68Her 30 saniyede 1 çocukpnömokok nedeniyle ölüyorDEKORASYON 72Evinizi yenilemeniz içinküçük dekorasyon oyunlarıRÖPORTAJ 82Fatih KılıçarslanÇOCUK 88Dino’nun eğlence sayfalarıs90 Lezzetli tariflersRÖPORTAJ 50Şerbet-i Şahlı’nın şanınereden geliyor?RÖPORTAJ 56Musa ÇakırSAĞLIK 58Maden suyuylavücut direncinizi arttırınGÜZELLİK 60Hamilelik sonrasıgüzellik sırlarıGIDA KÜLTÜRÜ 76Gıdalarınızı saklamanız içinen doğru yöntemlerBESLENME 78Şifa kaynağıBALs94Ödüllü bulmacaMAKRO VİZYONOCAK-ŞUBAT <strong>2010</strong>SAYI: 16Makromarket Adına SahibiMustafa SongörGenel Yayın YönetmeniNuray ErdoğanYazı İşleri MüdürüHünkar Sibel GörelYazı İşleriÖzlem BayrakGrafik TasarımMurat ÇakırReklam TasarımZafer MertCoşkun IşıkgülCenk AtarerMücahit AktaşFotoğrafSalih YılarYayına HazırlıkTel: (0212) 503 88 08bilgi@medyapan.comwww.medyapan.comRenkayrım/Baskı ve CiltArkadaş Form MatbaaYayın TürüYerel SüreliYönetim YeriŞeref Makromarket A.Ş.Saray Mah. Gıdacılar Cad. No: 1106980 Sarayköy - Kazan / AnkaraT: (0312) 815 47 05www.makromarket.netinfo@makromarket.netOcak-Şubat <strong>2010</strong> | 05


MAKRO | RöportajMakromarket<strong>2010</strong>’a hazır!<strong>2010</strong> yılında da yatırımlarına ve büyümesine devamedecek olan Makromarket, “Anadolu’nun Yerli Markası”ünvanına yaraşır bir şekilde çalışmalarınısürdürüyor. Her geçen gün zincirine yenihalkalar katarak hizmetini tüm yurttayaygınlaştıran Makromarket, bu yolla istihdamıarttırarak ülkemizin kanayan yaralarından biriolan işsizliğin önüne geçmek için de üstün çabasarf ediyor.2009 yılının “Gıda Yılı” ilan edilmesi sebebiylebu yıl ilk kez düzenlenen “Güvenilir Gıda Zirvesive Ödül Töreni"nde Müşteri MemnuniyetiÖdülü’ne layık görülerek çalışmalarınınsonucunu en doğru ödülle alanMakromarket’in Genel Müdürü MustafaSongör’le bir röportaj gerçekleştirdik.Son zamanlarda Vipaş’tansatın aldığınız mağazalarıMakromarket konseptinedönüştürme çalışmalarıyla meşguloldunuz. Bu çalışmalartamamlandı mı? Uyum sorunlarıyaşadınız mı?Bildiğiniz gibi, Vipaş’tan satınaldığımız 5 mağazayı, 31 Aralık 2009tarihine kadar Makromarketkonseptine dönüştürdük ve açılışlarınıyaptık. Bunun sonucunda, özellikleAnkara’nın Eryaman bölgesindekivarlığımızı net bir şekildehissettirdik. Aynı şekildeyine Başkent’temağazalarımızınbulunmadığı Beştepe,Etlik ve Akderebölgelerinde demüşterilerimize enyakın Makromarketnoktalarınıkonumlandırdık. Uyumnoktasındaherhangi birsorunMakromarket’in perakende sektöründekibaşarısı ile ilgili söylenecek çok fazla söz yok...Özellikle 2009 yılında yüksek tempolu bir grafikçizdiniz. Başka ne gibi gelişmelerlekarşılaşacağız?<strong>2010</strong> yılında da organik ve inorganikbüyümelerimiz aynı hızla devam edecek. Ülkemizeolan güvenimizi her geçen yıl tazeleyipyatırımlarımıza ve kurumsallaşmaçalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz.<strong>2010</strong> yılında da, daha önce yapmış olduğumuzIT ve İK anlamındaki yatırımlarımızıgeliştirmeye devam edeceğiz. Özellikle illereyapmış olduğumuz yeni bölge müdürlükleri velojistik merkezlerimizle birlikte, mağazasayılarımızı çoğaltarak bulunduğumuzbölgeleri etkin ve en verimli şekildegeliştirme yolunda ilerleyeceğiz.06 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


yaşamadık çünkü Makromarket olarakartık bu konuda çok ciddi birdeneyime ve bilgi birikimine sahibiz.Konseptini değiştirdiğimizmağazalarda sunduğumuz “Hep UcuzHep Kaliteli” alışveriş karşısındamüşterilerimizin yüksekmemnuniyetiyle karşılaştık. Bu durumbizi son derece memnun ediyor.Satın almalar ya da birleşmelerkonusunda yeni gelişmeleryaşanacak mı? Şu sıralardagörüştüğünüz perakendemarkaları mevcut mu?Tarafımıza gelen teklifler içindebize uygun olanları değerlendirmeyedevam ediyoruz. Görüştüğümüz yenimarkalar var ama bunları netleşmedenifade etmemiz söz konusu olamaz.Makro Ekspres konseptindende bahsedebilir misiniz? Bukonseptte büyümeyi düşünüyormusunuz?Makromarket olarak, mevcutkadromuz, sistemsel alt yapımız,tecrübe ve bilgi birikimimizle, farklımetrekarelerdeki mağazalarızorlanmadan yönetebiliyoruz. 2009yılı itibariyle, marketlerimizimetrekare yapısına göre 3 grubaayırdık. Makro Hiper (1000 metrekareve üzeri), Makro Süper (500 metrekareve üzeri) ve Makro Ekspres (300metrekareye kadar) adı altındamağazalarımız bulunuyor. Biz farklıkonseptteki mağazalarımızı, hem ürünçeşitliliği anlamında hem de ITanlamında farklı tutup doğruyönetebiliyoruz.Bulunduğunuz illerdebüyümeye devam ediyorsunuz...Peki, yatırım planlarınız arasındavar olmadığınız illerde şube açmakda var mı? Bunu hep satın alma yada birleşmelerle mi yapacaksınız?Yeni dönemde de zaman, fırsat vemekan neyi gerektiriyorsa bunungereğine uygun hareket edeceğiz.Makromarket olarak kurumsallaşırkenhızlı yapımızı asla kaybetmedik; işinözü olan “kurumsallaşırken kurumtutmamak” ilkesine bağlı kalarak, hızlıve doğru kararlar verme adınayatırımlarımıza ve çalışmalarımızadevam edeceğiz.Lojistik yapılanmanızı 2004yılında tamamladınız. Sonrasındadaha da geliştirdiğinizkompleksleriniz vebirimlerinizden bahseder misiniz?Makromarket’in 9 ilde 114 mağazasayısına ulaşmasıyla beraber, AnkaraMerkez ve Lojistik Merkez’in yanı sıraKonya, Kayseri ve Samsun’da da hembölge müdürlüklerimizi hem de lojistikmerkezlerimizi oluşturduk. Daha hızlı,doğru ve etkin bir zaman periyodukapsamında aktif hizmet verebiliyoruzve her geçen gün hizmet kalitemiziarttırıyoruz.İnternet perakendeciliğinenasıl bakıyorsunuz?Makromarket.net web adresinizikısa bir süre önce yenilediniz vegüncelliği konusunda da hassasdavranıyorsunuz. Müşterilerinizbir süre sonra internet sitenizdende alışveriş yapabilecek mi?İnternet perakendeciliğine sonderece sıcak bakıyoruz. Bu yöndekiçalışmalarımız sonuçlanmak üzere…Perakendede e-ticaret yapmak, bugüniçin sahip olduğumuz sistemsel altyapımızla çok kolay. Bu anlamdakontrol edilebilir ve ölçülebilir biryapımız var. Bunun yanında, özelliklekargo firmalarında oluşan hızlı hizmetve daha uygun bedeller sayesinde,gönderilerimizi müşterilerimizeulaştırabileceğiz.2009 yılının “Gıda Yılı” ilanedilmesi sebebiyle bu yıl ilk kezOcak-Şubat <strong>2010</strong> | 07


MAKRO | Röportajdüzenlenen “Güvenilir GıdaZirvesi ve Ödül Töreni"ndemüşteri memnuniyeti ödülünelayık görüldünüz. Bu ödül siziniçin ne ifade ediyor? Ne gibiçalışmalar yapılıyor, gıdagüvenliği ile ilgili?Makromarket olarak birinciönceliğimiz, her zaman müşterimemnuniyetidir. Müşterimiz bizdenmemnunsa bunun altındaMakromarket’in yapmış olduğuyatırımlar var. İyi tarım ürünlerini,yapmış olduğumuz özel anlaşmalarla,en taze ve doğal haliylemüşterilerimize ulaştırıyoruz. Ayrıca,özellikle kırmızı et konusunda,bölgelerimizde ve genel merkezimizdedünya ve Avrupa standartlarınınüzerinde hijyenik ve sağlıklıortamlarda üretim yapıyoruz. Kendisoframızda bulundurmayacağımız,çocuklarımıza yediripiçirmeyeceğimiz, giydirmeyeceğimizhiçbir marka ve çeşidi raflarımızdabulundurmuyoruz. Bu konuda sonderece hassasız. Müşterilerimizin bizeduyduğu güvene daima layık olmayaçalışıyoruz.Bunun sonucunda da Bakanlığımıztarafından müşteri memnuniyetiödülüne layık görülmemiz <strong>mutluluk</strong>verici.2009, kriz yılı oldu. Sizce <strong>2010</strong>perakende sektörü için nasıl bir yılolacak?<strong>2010</strong> yılı sadece perakende sektörüiçin değil tüm sektörler için yenidenyapılanma ve büyüme, herkesinşapkasını önüne koyarak geçmişteyaptığı hataları ve doğruları analizedip geleceği doğru şekilde planlamayaçalıştığı bir yıl olacak. Bu çalışmalarneticesinde de, hem perakendesektöründe hem de diğer sektörlerde,markaların sağlamlaşacağı bir yılgeçireceğimize inanıyorum.Markalaşma sürecini tamamlamış vedaha uzun süreli -Avrupa veAmerika’da da örneklerinigördüğümüz asırlık şirketler gibifirmalarıntemel taşlarının atıldığı biryıl olacak.Son zamanlarda dünyaca ünlüperakendecilerin Türkiye pazarınagirerek mağaza açmalarınıizliyoruz. Bu gelişmeleri nasıldeğerlendiriyorsunuz?Serbest piyasa ekonomisiçerçevesinde dünyaya açılmaanlamında bir politika izliyorsanız butür gelişmeler kaçınılmazdır. Tabi kiyatırım yapıp aradığını bulanlarolduğu gibi, bulamayanlar da var.Esasında Türkiye adına çok arzu edilenbir yatırım dalı olmamakla beraber,zor bir sektörde bu mücadeleyiveriyorlar. Demek oluyor ki, bizler deaynı şartlarda yurt dışına açılmalıyız.Perakende sektöründe, Türkyatırımcılarının da yurt dışına açılmasıbu durumu dengeler. Böylece Türkmarkalarının global bir değerkazanması da söz konusu olur.Makromarket hizmetini yurtdışına da taşıma planlarınız varmı? Yatırım yapmak için hangibölgeleri mercek altınaalıyorsunuz?Önümüzdeki 5 yıllık büyümeplanlarımız kapsamında yurt dışınayatırım yapmayı düşünüyoruz.Özellikle Orta Asya ve komşuülkelerimizi mercek altına alıpinceliyor ve fırsatları değerlendirmeyiplanlıyoruz.2009 yılı sizin için nasıl geçti?<strong>2010</strong> yılı hedefleriniz arasındaneler var?2009 yılı, global ekonomik krizinetkileriyle birlikte tabi ki Türkiye’de deolumsuz bir hava estirdi. Bu da,ülkemizin artık global ekonomikkurallar ve koşullara bağlı bir şekilde,orada söz sahibi bir ekonomibüyüklüğüne sahip olduğunu gösterdi.Dünyanın birçok ülkesinebaktığımızda, tabi ki ülkemiz buekonomik krizden, nispeten daha azyara alarak çıktı.Bu kadar olumsuzluğa rağmenülkemizin ihracatı 101 milyarınüzerinde. Daha bundan 7 yıl önce 36milyar dolar olan ihracatımızın,bugün, krize rağmen 101 milyarınüzerine çıkması, ülkemiz için olumlubir gelişmedir.Şirketimiz özeline baktığımızdaise, küçümsenmeyecek bir büyümerakamıyla 2009 yılını kapatmışdurumdayız. Bu büyüme rakamlarınınüzerine, <strong>2010</strong> yılında daha ciddibüyüme planlarıyla çalışmalarımızaekip olarak devam edeceğiz.08 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | HaberlerMakro Vizyon’dan hediye kuponlarıMakromarket Beştepe mağazası açıldı3 yıldır evlerinize konuk olan MakroVizyon’da artık sizler için çok özelavantajlar bulacaksınız. Makro Vizyonsayfalarında bulacağınız çeşitliindirim kuponları alışverişlerinizdeavantajlı çıkmanızı sağlayacak.<strong>2010</strong>’un ilk sayısı, Makro Vizyon okurlarınınindirim kuponlarıyla tanışma sayısı olacak. Busayımızda, Elidor’un yeni serisi ve Molped günlükpedleri alırken Makromarket mağazalarındakullanabileceğiniz indirim kuponlarıbulabilirsiniz. Elidor ürünleri alırken %20, Molpedgünlük ped çeşitlerini alırken %30 indirim sizleribekliyor. Tek yapmanız gereken, kuponlarıbelirtilen yerden kesip bir Makromarketmağazasına gitmek… Makro Vizyon’un bundansonraki sayılarında da, birbirinden avantajlıhediye kuponları sizleri bekliyor.Makro Vizyon okumaya devam edin!2009 yılında satın alımı gerçekleşen Vipaş mağazalarınınMakromarket’e dönüşüm sürecinin yeni bir halkası dahatamamlandı.Hızla başlayan konsept değişikliğisürecine Vipaş’lardan satın alınanBeştepe mağazası da dahil oldu. Kısabir süre içerisinde Makromarketkonseptine dönüşen Beştepemağazası, her yönüyle değişti ve şuanda ferah ve rahat bir ortamdaalışveriş imkanı sunuyor.5 Aralık Cumartesi günüMakromarket olarak faaliyetebaşlayan Beştepe Mağazası, 400metrekare satış alanında, binlerceürün çeşidi, deneyimli ve güler yüzlü15 personeliyle hizmet veriyor.Makromarket Beştepe Mağazasıbünyesinde, toplam 3 kasa aktifolarak çalışıyor.Açılışa özel olarak yapılan şokindirimlere, tiyatro gösterilerine veyarışmalara çevre sakinleri büyük birilgi gösterdi.10 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | HaberlerKırıkkale Makro AVM 4. yılını kutladı4 yıl önce büyük bircoşkuyla açılan ve Kırıkkalehalkının sosyal hayatındaönemli bir rol oynayanKırıkkale Makro AlışverişMerkezi’nde, 12-31 Aralık2009 tarihleri arasındadüzenlenen etkinliklerle 4.açılış yıldönümü kutlandı.Düzenlediği etkinliklerle herzaman Kırıkkale halkının gönlünüfetheden Kırıkkale Makro AVM, 4.açılış yıldönümünü kutladığı Aralıkayında da pek çok etkinliğe evsahipliği yaptı.4. yıl etkinlikleri kapsamında, 12-31 Aralık tarihleri arasındagerçekleştirilen Grup Yağmur Konseri,Ahmet Selçuk İlkan Şiir Dinletisi,MCD Gençlik Kulübü Halk DanslarıTopluluğu ve Makromarket TiyatroEkibi’nin gösterilerine Kırıkkale halkıbüyük ilgi gösterdi.Düzenlediği kampanyalarla uygunalışveriş imkanı sağlamanın yanı sıraalışveriş yapmak için Kırıkkalelilericivar illere gitmekten kurtaran MakroAVM, sinema salonları, kafeleri verestoranlarıyla 4. yılında da Kırıkkalehalkından büyük ilgi görüyor.12 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | HaberlerMakromarket’ten Eryaman’abir mağaza daha...2009 yılının son çeyreğinde satın alımı gerçekleşenVipaş mağazalarının Makromarket’e dönüşüm sürecihızla devam ediyor. Bu süreçte ele alınan Eryamanmağazası geçtiğimiz günlerde açıldı.Vipaş’lardan satın alınan veEryaman Arya Alışveriş Merkezi’ndebulunan mağaza, konsept değişiminitamamladı ve Makromarket ailesinedahil oldu. Kısa bir süre içerisindeMakromarket konseptine dönüşenEryaman 4, 400 metrekare satışalanıyla, ferah ve rahat bir mağazaolarak bölge halkının hizmetinesunuldu.21 Aralık Cumartesi günüMakromarket olarak faaliyetebaşlayan Eryaman 4 Mağazası, bölgehalkının tüm ihtiyaçlarını karşılayacakbinlerce ürün çeşidi, deneyimli vegüler yüzlü 15 personeli ve 3 kasasıylahizmet veriyor. Açılan bu mağazaylaMakromarket’in Eryaman’da hizmetveren şube sayısı 5’e yükselmiş oldu.Açılış dolayısıyla Eryaman 4Mağazası’na özel olarak yapılan şokindirimlere, tiyatro gösterilerine veyarışmalara, çevre sakinleri büyük birilgi gösterdi.14 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | HaberlerMakromarket Samsun’dayatırımlarına devam ediyorMakromarketSamsun’daki altıncımağazasını açtıA’dan Z’ye tüm temel gıda veihtiyaç ürünlerinin bulunduğuÖmürevler şubesinde birçok üründeşok indirimler, özel promosyonlar vehediyeli satışların yanı sıra açılışaözel birçok farklı aktivite uygulandı.Müşteri odaklı hizmeti her şeyinüzerinde tutan Makromarket, Atakumsemtinde açılan mağazasıyla kalitelimağazacılık anlayışını Samsun’un heryerine taşımayı hedefliyor.Makromarket, makro kalitehizmet anlayışını, Samsun Ömürevlermağazasında, 550 metrekare alanasahip modern ve ferah bir mağazadatüketicilere sunuyor. Tüm gıda veihtiyaç ürünlerinin bulunduğuÖmürevler şubesi, nitelikli 18 çalışanıve 3 kasasıyla hizmet veriyor.Makromarket, 9 ilde bulunan110’u aşkın mağazası ve 4000’inüzerinde personeliyle çalışmalarınahızını kesmeden devam ediyor.2009 yılının fırsat yatırımlarınıdeğerlendirmeye devam edenMakromarket, <strong>2010</strong> yılında da zirveyedoğru emin adımlarla ilerleyecek.Türkiye’nin dört birköşesine kaliteli hizmetve mikro fiyatlarıtaşımayı hedefleyenMakromarket, Samsunilindeki yatırımlarlayoluna devam ediyor.Samsun ilinde başlattığıyatırımlarla KaradenizBölgesi’ne ilk adımlarıatan Makromarket,hizmet ağına eklediğiyeni mağazalarlabölgedeki ve Samsunilindeki yatırımlarınıbüyütüyor.Makromarket Samsun’un İlkAdım ve Atakum semtlerindehizmete açılan mağazalarıylaSamsun’daki mağaza sayısınıarttırmaya devam ediyor.Açılışı yapılan İlkadımTÜRKİȘ MAĞAZASIDURUȘEHİR MAĞAZASIsemtindeki Makromarket DuruşehirMağazası, 310 metrekare alanüzerinde kurulu olup güler yüzlü veeğitimli 15 personeli ve 3 kasasıylabölge halkına hizmet veriyor.Samsun Atakum semtindefaaliyete giren Türkiş Mağazası da,605 metrekarelik bir satış alanınasahip. Modern ve ferah bir mağazakonseptine sahip olan TürkişMağazası’nda, toplam 25 personelhizmet veriyor.Makro kaliteyi ilke edinenMakromarket tüm mağazalarındaolduğu gibi Samsun’da bulunanmağazalarında da modern ve ferahalanlar oluşturarak müşterilerin rahatalışveriş yapmasını sağlıyor.16 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | HaberlerMakromarket ve CappyMakromarket çalışanlarınıödüllendirdiÇalışmayı ve başarmayı her zaman ödüllendiren Makromarket,bunu bir kez daha gösterdi. Türkiye genelinde bulunan tümMakromarket mağazalarında Cappy satış ve teşhir yarışmasıdüzenlendi. Yarışma sonucunda verilen ödüller, bir bowlingturnuvasında sahiplerini buldu.Makromarket’in Coca Cola ilebirlikte organize ettiği Cappy satış veteşhir yarışması Türkiye genelindebulunan tüm Makromarketmağazalarında büyük bir heyecanlabaşladı ve ödüller geçtiğimiz günlerdesahiplerini buldu. Birinci olan bölgemağazalarının belli olmasınınardından bir bowling turnuvasıorganize edildi. Yarışma sonucundaKayseri Bölgesi satış birincisi oldu.Malatya Makromarket mağazası iseteşhir dalında birincilik ödülükazandı.Ödüllerin dağıtılması içindüzenlenen bowling turnuvasında, ilk3’e giren takımlara da hediyelerverildi. Makromarket mağazayöneticilerinin moral ve motivasyondepoladıkları bu güzel gün, çalışmanınzaferini bir kere daha gösterdi.Çalışanlarının motivasyonu içinpiknik, yemek, yarışma gibi pek çoketkinlik düzenleyen Makromarket,düzenlediği etkinliklerle çalışanlarınınyanında olduğunu gösteriyor.Makromarket ailesi sık sık bir arayagelerek bağlarını güçlendiriyor.<strong>2010</strong> yılının ilkMakromarketmağazası açıldıTürkiye genelinde yaşananekonomik krize rağmen 2009 yılındada hızını kesmeden yatırımlarına,mağaza alımlarına ve mağazaaçılışlarına devam eden Makromarket,<strong>2010</strong> yılına da bir mağaza açılışıylagiriş yaptı.<strong>2010</strong> yılında da yatırımlarınadevam edeceğinin sinyalini verenMakromarket, 2009 yılında bünyesinekattığı Vipaş mağazalarının dönüşümsürecini Etlik 3 mağazasıylatamamladı.Vipaş mağazalarının son halkasıolan Etlik 3 mağazası, 2 OcakCumartesi günü hizmete girdi. Hızlıbir dönüşüm sürecinden sonrafaaliyete geçen Etlik 3 mağazası, Etliksemtinde Makromarket’in 3. mağazasıkonumunda olup 700 metrekare satışalanında hizmet veriyor. Açılışa özelolarak, birçok ürün grubunda yapılanşok indirimlerin yanı sıra eğlencelitiyatro gösterileri ve yarışmalar dadüzenlendi.Yeni konseptiyle ferah ve rahat biralışveriş ortamına sahip olan Etlik 3mağazası, 20 personeli ve 5 kasasıylabölge halkına “Hep Ucuz Hep Kaliteli”ilkesi çerçevesinde hizmet veriyor.18 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Haberler2009 yılının “Gıda Yılı” ilanedilmesi sebebiyle bu yıl 1.’sidüzenlenen “Güvenilir Gıda Zirvesive Ödül Töreni” 23 Kasım 2009tarihinde Rixos Grand AnkaraOteli’nde gerçekleştirildi. BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan ile Tarım veKöy İşleri Bakanı Mehdi Ekerhimayesinde ve Ekonomize Dergisive Tarım ve Köy İşleri Bakanlığıişbirliği ile düzenlenen törendeMakromarket’e, 2009 yılı MüşteriMemnuniyeti Ödülü verildi.Makromarket’emüşteri memnuniyetiödülüTarım ve Köyişleri Bakanlığı veEkonomize Ekonomi ve İş DünyasıDergisi tarafından ilki düzenlenen vegeleneksel hale getirilecek olan“Güvenilir Gıda Zirvesi ve ÖdülTöreni” Rixos Grand Ankara Oteli’ndegerçekleştirildi. Tarım ve KöyişleriBakanı M. Mehdi Eker, BakanlıkMüsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları,Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil,Türkiye Perakendeciler Federasyonuüyesi market sahipleri, gıda sektörütemsilcileri ve çok sayıda davetlininkatıldığı törende konuşan Bakan Eker;Türkiye’nin gıda kalitesiyle ilgilistandartlarının her geçen günyükselirken, gıda güvenlik vedenetimiyle ilgili mevzuatının da hergeçen gün bir adım daha ileri gittiğinibelirtti. Konuşmanın ardından geçilenödül töreninde Makromarket’e verilenYılın Müşteri Memnuniyeti ödülünüMakromarket Genel Müdürü MustafaSongör Tarım ve Köyişleri BakanıMehdi Eker’in elinden aldı. Dahasonra Mehdi Eker, MakromarketYönetim Kurulu Başkanı ŞerefSongör’e destekleri ve katkılarındandolayı bir plaket takdim etti. Müşterimemnuniyeti için çalışmalarına hızkesmeden devam eden ve bu konudapek çok yatırım yapan Makromarket,2009 Yılı Müşteri MemnuniyetiÖdülü’nü de alarak bu alandakibirinciliğini kanıtlamış oldu.20 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Haberler<strong>2010</strong> Makromarket’e muhteşem kampanyalarla geldiMakromarket her yılbaşında olduğugibi bu yılbaşında da Makromarketmüşterilerinin yılbaşı sofralarınışenlendirdi. Düzenlenen birbirindenavantajlı kampanyalarla, Makromarketmüşterileri <strong>2010</strong>’a Makromarketavantajlarıyla girdi. Makromarket<strong>2010</strong>’da da “hep ucuz hep kaliteli”.“Hep ucuz hep kaliteli” sloganıylamüşterilerinin her zaman yanında olanMakromarket, yılbaşı sofralarınırenklendirmek için de birbirindenavantajlı kampanyalar düzenledi.Makromarket’in birbirinden lezzetli vetaze yaş pastalarından alanlar, 2,5litrelik Fruko Gazoz’u hediye olarakkazandı. Ayrıca çıtır çıtır ve taptazekokteyl kuruyemişlerden 1 kilogramalan Makromarket müşterilerine de 2,5litrelik Coca Cola hediye edildi.Doritos Parti Paket ve Pepsi 2,5 litreise beraber özel bir fiyata satışasunuldu: 3.50 TL. 31 Aralık’a kadarMakromarket’e giden Makromarketmüşterileri, yılbaşı sofralarını benzersizavantajlarla donattı.Ayrıca yeni yıla özel, çok avantajlıbir kampanya, 21-31 Aralık 2009tarihleri arasında tüm Makromarketmağazalarında uygulandı. Ariel, Alo,Ace, Prima, Pantene, Head & Shoulders,Blendax, Rejoice, Orkid, Discreet, Olay,Koleston, İpana, Oral-B, Gilette Blue 3,Gilette Mach 3 ve Duracell markalıürünlerden tek seferde 40 TL vekatlarında alışveriş yapan 5 binMakromarket müşterisi, 10 TLdeğerinde Makromarket Hediye Çekikazandı.Makromarket’in makro avantajları<strong>2010</strong> yılında da yüzünüzü güldürmeyedevam edecek!Makromarket’ten Öğretmenler Günü’ne özel...Makromarket, her yılolduğu gibi bu yıl da, bilgikaynağımızöğretmenlerimizi unutmadıve 24 Kasım ÖğretmenlerGünü’ne özel olarak MakroKart Gold sahibiöğretmenlerimize tümmağazalarında, %10 indirimuyguladı. Hem de 30Kasım’a kadar!1981 yılından berikutlanan ÖğretmenlerGünü, her yılın 24Kasımında büyük bircoşkuya sahne oluyor.Öğretmenlere adanan 24Kasım, MilletMektepleri’nin açıldığı veAtatürk’ün başöğretmenliğikabul ettiği gün olarakbiliniyor. Makromarket deöğretmenlerimizin buanlamlı gününü unutmadıve her yıl olduğu gibi bu yılda öğretmenlere verdiğideğeri, onlara özelindirimler uygulayarakgösterdi. Makro Kart Goldsahibi tüm öğretmenlere,Makromarketmağazalarında anında %10indirim uygulandı. 24-30Kasım 2009 tarihlerindeMakromarket’ten alışverişeden tüm öğretmenler,anında %10 indirim hakkıelde etti.Makro Kart Gold’uolmayan öğretmenlerse,hemen bir kart edinerek buindirimden faydalanabildi.22 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | HaberlerMakromarket’te Aşure FestivaliHicri takvime göre,Muharrem ayının onuncugünü, geleneksel olarakkutlanan Aşure Günü, tümbereketiyle Makromarket’tede kutlandı.Makromarket, aşure geleneğimiziyaşamak ve yaşatmak için, 26 AralıkCumartesi günü Ankara İstanbul Yolu,Konya Merkez, Karaman, Malatya,Samsun, Kayseri ve Kırıkkalemağazalarında olmak üzere, toplam 7ilde aşure yarışması ve konserinolduğu “Aşure Festivali” düzenledi.Kullanılan malzeme, tarif ve püfnoktalarına göre her ilden, finaldeyarışmak üzere 20 aday, yarışmayahak kazandı. Finale kalan 20 adayarasından seçilen birinciye 500 TL,ikinciye 300 TL, üçüncüye 150 TL vekalan 17 yarışmacıya da 50 TLdeğerinde Makro Para Kart verildi.Aşure Festivali kapsamında, 26Aralık Cumartesi günü saat 13.00’deKaraman ve saat 16.00’da da Konyaillerinde meşhur ezgi sanatçısı UmutMurare, sevenlerine ve Makromarketmüşterilerine hoş bir konser verdi. 27Aralık Pazar günü de Ilgın Cumhuriyetİlköğretim Okulu Halk DanslarıTopluluğu, saat 14.00’de Karaman’dave saat 16.00’da Konya’da güzel birgösteri sundular. Kırıkkale MakroAVM’de de Grup Yağmur konseriyleberaber MCD Halk Dansları GençlikKulübü’nün gösterisi yer aldı. AyrıcaKırıkkale Makro AVM’de, 27 AralıkPazar günü Ahmet Selçuk İlkan’ın şiirdinletisiyle Aşure Festivali bir şölenhavasında geçti.Malatya, Kayseri ve SamsunMakromarket mağazalarında dayapılan aşure yarışmaları, çeşitlietkinlikler ve aşure dağıtımıyla sonaerdi.Yarışmaların sonunda,Makromarket aşçıları tarafındanhazırlanan aşureler ve ayrıcamüşterilerin yarışma için hazırlamışolduğu aşureler, Makromarketmağazalarında bulunan diğerkatılımcılar ve alışveriş için gelenmüşterilere dağıtıldı.24 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Güncelmutlu ve sağlıklı günlerle geçsin!Doğum günleri, evlilik yıldönümleri, yeni yılınbaşlangıcı… Her yıl dönümünde olduğu gibi, yeni bir yılınbaşlangıcında da hepimiz mutlu ve uzun bir yıl geçirmekiçin çeşitli kararlar alırız. Bu yüzden her yeni yılda bazıhedefler koyarız ve bu hedeflerimize ulaşmak içinelimizden geleni yaparız. Gelin bu yıl da çok güzel ve bizimutlu edecek kararlar alıp bütün bir yıl boyunca bunlarıuygulayalım. Mutlu ve sağlıklı yıllar geçirmek, bizimelimizde…Karar alma süreci…Karar almak herkes için çok kolay birsüreçtir. Hayatımız boyunca pek çokkarar alırız ve bunları uygulamayageçirmeye çalışırız; pek çoğu maalesefsadece karar olarak kalır. Ancakaldığımız kararları gerçek hayatımızdauygulamamız için bazı yollar var. İştesize, yeni yılda kararlarınızıuygulamanız için küçük ipuçları…l Öncelikle kendinize güvenin.Kendine güven, motivasyonu arttırançok önemli bir öğedir.Başarmanın büyük birkısmı, kendinegüvenden geçer. Birkonu hakkındakarar alırken okonuyu mutlakabaşarmanızgerektiğine ve böyle daha mutluolacağınıza dair kendinizi motiveedin. Koyduğunuz hedef ne kadaryüksek olursa olsun, bu hedefeulaşmanın size ne kadar keyifvereceğini düşünün.l Örneğin, sigara içiyorsunuz ve<strong>2010</strong> yılında sigarayı bırakmayıhedefliyorsunuz. Öncelikle bu konudabilinçli ve tutarlı davranın. Tekbaşınıza bu sorunun üstesindengelemeyeceğinizi düşünüyorsanızmutlaka uzmanlardan yardım alın.Aldığınız kararla ilgili araştırmayapmayı unutmayın! Bir konuyla ilgilibilgi sahibi olmak, bilinçli ve güçlüolmayı da beraberinde getirir.l Alacağınız kararlarınuygulayabileceğiniz kararlar olmasınadikkat edin. Çünküuygulayamayacağınız kararlar alıphüsrana uğramak motivasyonunuzudüşürebilir. <strong>2010</strong> yılı hedeflerinizarasında para biriktirmek varsa,sadece bu kararla kalmayın; ne kadarpara biriktireceğinizi dehesaplayın. Kararlı olmak,planlı olmayı da gerektirir.Her ay ne kadar tasarrufedebileceğinizi hesaplarsanız,ne kadar para biriktirmenizgerektiğini de bulmuş26 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Güncelolursunuz. Soyut kararlar yerinesomut olanları seçin.l Aldığınız kararları yazılı halegetirin. Yazı aşaması, her türlü fikrinbilinçaltınıza yerleşmesini sağlar.Böylece hem kararlarınızı unutmazhem de hergördüğünüzdemotive olarak ilkgün duyduğunuzheyecanıyaşarsınız. Ayrıcabu kararlarıbuzdolabının üstüya da ajandanızgibi her güngörebileceğinizyerlere de yazılıolarak koyarsanız,hedefinizbilinçaltınıza dahakolay yerleşir.l Aldığınızkararlarıgerçekleştirdiğinizgünün hayalini kurun. Hayal kurmak,insanın en doğal gereksinimlerindenbiridir. Eğer para biriktirmeyi ve buparayla küçük bir tatil yapmayıplanlıyorsanız, tatilinizle ilgili güzelhayaller kurun. Kendinizi tatil içinyeni aldığınız kıyafetleri bavulayerleştirirken ya da sahildearkadaşlarınızla yürürken hayal edin.Bu hayallerin verdiği keyif beyninizeişliyor ve hedefinize ulaşana kadarAldığınız kararlarıgerçekleştirdiğinizgünün hayalini kurun.Hayal kurmak,insanın en doğalgereksinimlerindenbiridir. Eğer parabiriktirmeyi ve buparayla küçük bir tatilyapmayıplanlıyorsanız,tatilinizle ilgili güzelhayaller kurun.geçen zamanda kendinizi daha mutluhissetmenizi sağlıyor. Emin olun,hayal etmek, kararlarınıza ulaşanakadar sizi motive edecek.l <strong>2010</strong>’da gerçekleştirmeyihedeflediğiniz konuları size destekolacak birileriyle mutlaka paylaşın.Örneğin sigarayı bırakmayıhedeflediğinizi eşinize, kardeşinize yada sigarayı bırakmayı hedefleyenbaşka bir arkadaşınıza söyleyin.Böylece bu insanlar sizi, hedeflerinizegiden yolda bolca motive edebilir,destek olabilir.l Son olarak, başarabilme olasılığınızolan kararlar alın. Örneğin 1 ayda 8-10 kilo vermek neredeyse imkansızdırama “<strong>2010</strong> yılının Haziran ayında 10kilo vermiş olacağım” demek dahagerçekçi bir hedeftir. Gerçekleşenhedefler, sizi diğer kararlarınızıuygulamanız konusunda motive eder.1 ayda 8 kilo veremediğinizde, başkabir kararınız da tehlikeye girebilir.Yeni yıl ve yeni umutlarHer insan yeni bir yılla beraberyeniliklerin getireceği heyecanı sever.Yeni bir yıl, yeni bir umut demektir.Yeni yılda, pozitif düşünmeyikendinize ilke edinin. Sevdiklerinizleve sizi sevenlerle vakit geçirmeyi aslaihmal etmeyin. Yeni kararlarınızarasında daha sağlıklı günler geçirmekde olmalı! Bunun için de dengelibeslenmeye ve düzenli spor yapmayaçalışın. Mutlu ve sağlıklı yıllargeçirmeniz dileğiyle…28 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | GüncelYürekleri sevgiyle dolu olanlara…14 ŞubatSevgililerGünü14 Şubat’ta Sevgililer Günü’nü bir kez daha kutlayacağız.Aşkın ve sevginin derinden bağlarla sardığı yürekler, birkez daha büyük bir heyecan duyacak. 14 Şubat’tasevgilinize ya da sevdiğiniz birine, güzel bir hediyeya da bir buket çiçekverirken onu ne kadarsevdiğinizi söyleyin!Böylece sevginizbüyüyecek vetazelenecek.Bazısına göreekonomik birdayatma, bazısınagöre minik de olsabir hediyeylesevdiğini göstermegünü olan SevgililerGünü, sevgiyihatırlamak içinbir vesile…Sevgi bir güne sığar mı?Sevgililer Günü her ne kadargeçmişten günümüze aşıkların günüolarak kutlansa da bugün bu kavramıdaha geniş anlamıyla ele alan ve 14Şubat’ı bir çeşit sevgi günü olarakkutlayanlar da var. Arkadaşına,çocuğuna, annesine küçük de olsa birhediye alıp sevgisini anlatanlarınsayısı hiç de az değil. Her ne kadarsevgi bir güne sığmayacak kadarönemli bir duygu olsa da modernhayatın karmaşası içinde sevgiyihatırlayacağımız bir gün, bizim içinçok önemli bir hale geliyor.Dünyanın her yerinde, pek çokfarklı ırktan, ülkeden, dilden insanaşkı farklı bir şekilde yorumluyor amaaynı duyguları hissediyor. Şarkıların,romanların, kısacası pek çok sanatsaleserin ilham kaynağı olan aşk, herinsan için çok önemli bir duygu…Anadolutopraklarında așkAşk, Adem veHavva’dan beri var.Gelenekler,görenekler, baskılar,kısıtlamalar hiçbirzaman aşkıönleyemedi. Engüçlüsünden, engüçsüzüne kadar aşk,herkesi kendine tutsak etti.Bu tutsaklık bazen çok güzelbazense çok acı sonuçlandı.Anadolu topraklarında da pekçok unutulmayan aşk yaşandı.Osmanlı İmparatorluğu’nunsınırlarını en geniş düzeyineulaştıran Kanuni Sultan Süleyman ileHürrem Sultan’ın aşkı, bu aşklar30 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Güncelarasında belki de en şiirsel olanı…Ukraynalı olan Hürrem dahaçocukken Kırım Hanı tarafındanOsmanlı Sarayı’na sunuldu ve buradagüzelliği, zarafeti ve daha da önemlisizekasıyla kendini kabul ettirdi.Sarayda yetiştirilen bu kızı Kanuniçok beğendi ve gözde eşi olarak seçti.Padişah, Hürrem için pek çok şiiryazdı ve ona “Aşk zincirinle kapındaesir oldum” diye seslendi.Hürrem Sultan da Kanuniseferdeyken yazdığı mektuplarındaKanuni’ye olan aşkını gözler önüneseriyor: “Ey sabah rüzgarı… Gitsultanıma söyle ki, Hürrem onunhasretiyle inler ve perişandır. Onungül yüzünü göremediğinden içi bülbülgibi feryat etmektir.” Kanuni veHürrem’in bu şiirsel aşkı tam 30 yılsürdü. Hürrem Kanuni’den öncehayata gözlerini yumunca padişahperişan oldu; 8 yıl sonra da Kanunivefat etti. Geriye ise, dillere destanolan bir aşk öyküsü kaldı.14 Șubat’ın hikayesi…14 Şubat’ın tarihi çok eskilere,Aziz Valentine’in 14 Şubat 270 günüidam edilmesine dayanıyor. AzizValentine’in suçu, mutlu bir yuvakurmak isteyenleri evlendirmekti. Odevirde yaşayan savaşçı Romaİmparatoru II. Claudius’un en büyüksıkıntısı, ordusuna yeterli sayıdaerkek bulamamasıydı. Evli erkeklerevlerini bırakıp savaşa gitmekistemiyorlardı. Claudius durumunkötüye gittiğini görünce bir bildiriyayınladı ve evliliği yasakladı. AncakValentine buna karşı çıktı vesevgilileri gizlice evlendirmeyebaşladı. Bunun üzerine imparatorValentine’in idamını emretti. İdam, 14Şubat 270 günü gerçekleştirildi.Bu olayın üzerinden tam 226 yılgeçtikten sonra 496 yılında Valentine,“Aşıkların Koruyucusu” ilanedildi ve onu onurlandırmak için 14Şubat Aziz Valentine Günü olarakbelirlendi. 19. yüzyılın başındaAmerikalı Esther Howland’ın ilkSevgililer Günü kartını göndermesiylebaşlayan kutlama, yıllar içinde tümdünyaya yayıldı. Ülkemizde ise 1990’lıyıllardan itibaren Sevgililer Günü’neilgi giderek arttı. Günümüzde artıkinsanlar sadece sevgililerine değil,sevdikleri yakınlarına da hediye veçiçek vererek bu güzel günü kutluyor.Sevgi dolu yüreklere…Hepimiz sevgilimize küçük de olsabir hediye almayı sevgi doluyüreğimizi anlatmak için çokistiyoruz. Siz de sevgi dolu yüreğinizitüm sevdiklerinize açın ve bir hediyealamasanız bile onları ne kadarsevdiğinizi anlatan sözcükleri seçin.Yüreği sevgiyle dolu olan herkesinSevgililer Günü kutlu olsun!Ocak-Şubat <strong>2010</strong> | 31


MAKRO | SağlıkTÜM YÖNLERİYLEORGAN BAĞIŞISöz konusu organ bağışı olunca, bazı insanların acıkayıpları, diğerlerinin umudu haline gelebiliyor. Tabi kibaşına gelmeyenlerin kolay kolay anlayabileceği birdurum değil bu! “Organ nakli” denilen mucizeyle pek çokhayat kurtuluyor. Ancak ülkemizde organ bekleyen 100kişiden 93’ü hayatını kaybediyor. Lütfen organlarınızıbağışlayın; organ bağışı hayat kurtarır!Organ bağıșı nedir?Organ bağışı, kişinin hayattaykenkendi iradesiyle, organlarının bir kısmınıveya tamamını ölümünden sonrabaşkalarının tedavisi için kullanılmaküzere izin vermesidir. 18 yaşını aşmış,akli dengesi yerinde olan herkes organbağışında bulunabilir. Bağış yapılabilecekyerler; tüm devlet hastaneleri ve bazıözel hastaneler, sağlık ocakları-sağlıkgrup başkanlıkları, sağlık müdürlükleri,organ nakli yapan merkezlerdir. Bukurumlara veya konuyla ilgili çalışmayürüten dernek ve vakıflara başvurarakherkes organ bağış kartı alabilir. Size birform doldurtulup organ bağış kartınızveriliyor. Yaklaşık 5 dakikalık bir işlem…Organ bağıșı yaptığımnereden biliniyor, ya kartımyanımda olmazsa?Kişi organ bağışı yapmış ancakkartını yanında taşımıyor diyelim. Amabir şekilde yaşamını yitirdi ve organbağış kartı yanında yok. Böyle birdurumda ne olacak?Organ nakli sadece beyin ölümüolmuş kişilerden yapılır. Bunun anlamışudur; kişi bir yoğun bakımda solunumcihazına bağlı olarak yaşamınıyitirmiştir. Böyle bir durumda ölenkişilerin yakınlarına Türkiye’nin herneresinde olursa olsun, kişinin organbağış kartı olsun olmasın, mutlaka organnakli koordinatörleri tarafından bilgiverilip organ bağışı konusunda fikirlerialınıyor. Yaklaşımları olumluysa yazılıonay alınarak bu kişilerden organ nakliyapılıyor. Kişinin kartı olsa dahi ailedenmutlaka yazılı onay alınıyor. Bu kanunibir zorunluluk değil ancak toplumunhassasiyetleri ve etik değerler gözönünde bulunduruluyor. Yani organbağış kartı olsa dahi, ölen kişininyakınları organ bağışını istemezlerseorganları alınmaz.Organ bağıș kartım birilerinineline geçerse bana zararverirler mi?Toplumda şöyle bir inanış var; “Organbağışı yaptığımı ya organ mafyası öğrenirde peşime düşerse”, bunlar bazılarınakomik gelebilir ama bu endişelerini dilegetirenlerin oranı hiç de az değilmaalesef. Biraz bilgi eksikliği biraz daasparagas haberler bunlara sebepoluyor. Organ mafyası diyetabir edilen insanlarınsizin organ bağışkartınıza ihtiyacı yok.Neden? Çünküzaten yaptıkları işleryasal değil.Dolayısıyla sizinkartınızlailgilenmezler. Zaten herkesin organçıkarıp takmaya yetkisi ve de becerisiyoktur. Türkiye’de bu ameliyatları yapaninsan ve merkez sayısı belli. Ve bir organbağışı olduğunda bu bir koordinasyonsistemi tarafından idare edilir, çeşitliaraştırmalar ve aşamalar sonucundauygun alıcılara nakledilir. Koordinasyonsistemi, hastanelerdeki Organ NakliKoordinatörlerinden başlar, sırayla BölgeKoordinasyon Merkezi ve UlusalKoordinasyon Merkezi olarak yapılanır.İsteyen hekim, istediği kişiden organalamaz, organ nakli yapamaz. Bununmutlaka koordinasyon sisteminden, bilimkurullarından geçmesi ve şeffaf olmasışartı vardır. Ayrıca her alınan organherkese nakil edilemez. Doku ve kangrubu gibi uygunlukların olması gerekir.Her ölen kișidenorgan nakli yapılabilir mi?Organ nakli iki şekilde yapılır. Bunlarcanlıdan canlıya veya beyin ölümügelişmiş kişilerden yapılan nakillerdir.Canlıdan canlıya organ nakli böbrek,karaciğer ve akciğer gibi organlar içingeçerlidir. Örneğin anneniz, babanızveya kardeşiniz diyalize giren bir böbrekhastası; siz, uygun koşullar varsa,böbreğinizin birini ona verebilirsiniz.İnsanlar tek böbrekle de hayattakalabilirler ancak bu, tıpta istenmeyenbir durumdur. Tek böbreği alınan kişiaçısından da ileride sakıncalar ortayaçıkabilir. Kalıtsal bir hastalık sonucuböbrekler çalışmaz durumda ise bununsizde görülme olasılığı da vardır.Dolayısıyla ileride siz de bir böbrekhastası olabilirsiniz. Veya bir kazasonucu tek böbreğinizi kaybedersenizdiğerine ihtiyaç duyabilirsiniz.Yine karaciğer ve akciğer içinde aynı sebeplergeçerlidir. Sizsağlıklıyken,organınızın biriniveya bir parçasını(karaciğer ve akciğeriçin geçerli) birinevererek, yani32 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | SağlıkMakromarket ailesinin büyük hüznüsağlıklıyken bir risk alıp takip edilmesigereken potansiyel hasta grubunagiriyorsunuz. Ama maalesef bağışlarınyetersiz oluşu, organ nakli bekleyeninsanların çokluğu, yakınlarımızın acıçekmesi, onların hastalıkla mücadeleedememesi, son çare olarak bazencanlıdan canlıya nakli zorunlu kılıyor.Kalp, pankreas gibi hayati organlariçinse, kadavradan nakil zorunludur.Kadavradan (beyin ölümü gelişmişkişi) organ nakli, sadece yoğunbakımlarda, çoğunlukla beyin kanaması,ağır kafa travmaları, trafik kazaları gibisebeplerle solunum cihazına bağlı yatan,beyin ölümü gelişmiş kişilerdenyapılabilir. Toplumda her ölen kişidenorgan nakli yapılabilir diye bilinir amamaalesef yapılamıyor. Kişi hastaneninherhangi bir kliniğinde bile ölmüş olsa,solunum cihazına bağlı değil ve beyinölümü olmamışsa, bu kişilerden organnakli yapılamaz. Yani bazen basın-yayınorganlarında yazılan haberlerde olduğugibi trafik kazaları veya depremler gibidoğal afetlerde kimsenin organını alıpbirine nakil edemezsiniz. Bu tıbbenmümkün değildir.Organ bağıșının artmasınınönündeki engeller nelerdir?Bu engellerden en önemlisi, bilgieksikliği. İnsanlar organ bağışının neolduğunu, nasıl yapıldığını bilmiyorlar.Dolayısıyla bilinmeyen bir konuyayaklaşımları da temkinli oluyor. Ölen biryakınının organlarını bağışlamayıdüşünen bir aile, kişinin bedenselbütünlüğünün tamamen bozulacağıendişesini taşıyor. Oysaki organ nakliMakromarket grup şirketlerinden biri olanMakrobirlik Sigorta’nın çalışanlarından DidarFulya Can vefat etti. Çocuğunu dünyayagetirirken hayata gözlerini yuman Didar FulyaCan, beyin ölümünün gerçekleşmesininardından organlarının bağışlanmasıyla pek çokkişiye can verdi. Merhumeye Allah’tan rahmet,ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.Makromarket ailesi çalışanlarından Can’ın ailesinin budavranışının herkese örnek olmasını diliyoruz.Çocuğunu dünyaya getirirken hayata veda eden Didar Fulya Can’ın, doğumunardından beyin ölümü gerçekleşti ve ailesi Can’ın organlarını ihtiyaç sahiplerinebağışlayarak başka insanlara can verdi. Didar Fulya Can’ın ailesinin bu tavrınınönemini hepimiz bilmeliyiz. Türkiye’de organ bağışının istenilen düzeyeulaşmamasında ve toplumda yeterli duyarlılığın oluşmamasında bilgi eksikliği,önyargılar ve yanlış inanışlar önemli rol oynuyor. Bağışlanacak organlarsayesinde hayata tutunabilecek pek çok kişi, organ bağışlanmaması yüzündenölüyor. Ülkemizde bunun bilincine varmak için yapılan çalışmalar günden günedaha çok kişinin organ bağışlamasını sağlıyor. Makromarket yetkilileri de buvesileyle, organ bağışının önemini vurguluyor ve Didar Fulya Can’ın ailesinin,bilinçli ve örnek davranışları nedeniyle çok önemli bir adım attıklarının altınıçiziyor. Çok büyük bir üzüntünün içinde olan tüm Makromarket ailesi,merhumeye Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyor.ameliyatının herhangi bir ameliyattan(bir mide veya barsak ameliyatı) hiçbirfarkı yok. Hatta aşırı özen gösteriliyor.Vücut üzerinde, ameliyat izi dışında kötübir görüntü olmuyor. Her gün onlarcatrafik kazası yaşanıyor ve insanlar bunedenle yaşamlarını yitiriyorlar. Sonuçtaçok daha kötü görüntüler ortayaçıkabiliyor, ama organ nakliameliyatında böyle bir durum sözkonusu değil. Kişinin vücut bütünlüğünesaygı gösteriliyor. Sevdiğiniz birinikaybedip üzülüyorsunuz ama aynı andaverdiğiniz bir kararla başkaları için biryaşam armağan ediyorsunuz. Yani sizinverdiğiniz bu önemli karar belki de kısasüreli ömrü kalan birileri için yepyeni birbaşlangıç olacak. Buna maddi ve manevibir değer biçilmesi mümkün değil. Enkötü anınızda başkalarına bir yaşamarmağan ederek teselli olabilir, olumlubir sonuca ulaşabilirsiniz. Bu büyük birgüç ve sizin elinizde!Bağıșlanan organlarkimlere naklediliyor?Bağışlanan organlar, öncelikle dokuve kan grubu uygunluğuna göre acilbekleyen hastalara naklediliyor. Herhasta için organ nakli kriterleri vardır.Bu kriterleri bilim kurulları belirliyor.Organ paylaşımında en önemli öncelik,1. Tıbbi aciliyet,2. Doku ve kan grubu uyumudur.Bağışlarda din, dil, ırk, cinsiyet,zengin-fakir ayrımı gözetilmez. DağıtımUlusal Koordinasyon Sistemi tarafındanyapılır. Karaciğer ve kalp hastaları içinülkedeki tüm bekleyen acil hastalartaranır. En uygun alıcıya nakil yapılır.Böbrek alıcıları sırasına göre belirlenir.Bu esnada yapılan tüm işlemler kayıtaltına alınıp belgelenir.* Daha ayrıntılı bilgi için,http://www.sislietfal.gov.tr/organbagisi.html sitesini ziyaret edebilirsiniz.Ocak-Şubat <strong>2010</strong> | 33


MAKRO | KapakHERDERDİNÇARESİDOĞADADoğru şekilde kullanıldığıtakdirde her derdinçaresini doğada bulmakmümkün. Bitkilerinhastalıkları önleme vetedavide olan etkileriyadsınamayacak kadarçok. Her an elimizinaltında bulunan bitkilerle,sindirim problemlerindenuykusuzluğa, kırışıklardanhalsizliğe kadar pek çokderde deva bulabiliriz.Kanserle savaşan,yorgunluğa iyi gelen vegenç kalmanıza yardımcıolan doğal gıdalar, belki deşu anda buzdolabınızda.Bu sayımızda sizler için,pek çok dert için doğalreçeteler sunuyoruz.Kanseresavaș açın!Kanser, günümüzün en önemlihastalıklarından biri. Kötü huyluurların anormal bir biçimdebüyümesiyle ortaya çıkan kanser,yaşlı-genç ayrımı yapmadan pek çokinsanı tehdit ediyor.Yapılan araştırmalar, bazı gıdalarınkanser riskini kısmen de olsaönlediğini ortaya koyuyor. Çay,brokoli, havuç ve kırmızı pancar, bugıdalardan sadece birkaçı.l Çay, özellikle rahim ve göğüskanserine yakalanma riskinindüşürülmesinde önemli bir roloynuyor. Çay, kalp krizi riskine karşıda vücudu koruyor. Böbrekiltihabından şişmanlığa, öksürüktensaç dökülmesine kadar pek çoksorunun önlenmesinde rol oynuyor.l İçeriğinde bolca bulunan betakarotenin ile brokoli, kansere karşısavaşta önemli bir yere sahip. Mide vebağırsak kanseri tehlikesini düşürenbrokoli, mineral ve demir eksikliğinide gideriyor.34 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | KapakVücuttaödem varsaVücutta sıvı birikmesi olarak bilinenödem, pek çok insanın sıkçakarşılaştığı bir sorun. Özellikle eller veayaklarda şişme olarak bilinen busorundan maydanoz ve limonsayesinde kurtulabilirsiniz. Yarımdemet maydanoz ve bir tanelimonu blender yardımıylakarıştırın ve sabahları açkarnına yiyin. Ardındanda bir bardak su için.l En önemli C vitaminikaynaklarından biriolan maydanoz, sindirimproblemleri için çokfaydalı. İdrar ve gazsöktürücü özelliği, vücuttaki zararlımaddelerin atılmasında büyük roloynuyor. Bu açıdan maydanozun, cilttazeliğinin ve güzelliğinin gerikazanılmasında ve korunmasında daönemli bir yeri var. Sağlıksız çalışankaraciğer, cildin güzelliğini vecanlılığını yitirmesine ve kişininyorgun görünmesine neden oluyor.Bunun için maydanoz tüketmek çokönemlidir.l Limon da maydanoz gibi sindirimsistemi için önemli bir yere sahip. Cvitamininin yanı sıra, A ve Bvitaminleri açısından da zengin birbesin olan limon, kan dolaşımınıarttırmasının yanı sıra kanı datemizler.DoğayorğunluğabirebirHer şeyin çok hızlı geliştiği vedeğiştiği bir zamanda yaşıyoruz.Günlük hayatta yaşadığımız stres bilebizi fazlasıyla yoruyor. Zamanayetişebilmek için harcadığımızçaba, yanlış beslenmealışkanlıkları ve sporsuzgünler, bizi zihinsel vebedensel yorgunluğaitiyor. Ancak doğayla iç içeolarak bu sorundankurtulmak mümkün.l Sağlıklı ve dengeli beslenin.Sebze ve meyve yemediğiniz birgün olmasın.l Radikal diyetlerden uzak durun.Bunun yerine dengeli ve düzenlibeslenmeyi kendinize bir hayat biçimiolarak uygulayın.l Temiz havada bolca yürüyüş yapın.Böylece hem bedeniniz hem deruhunuz rahatlar.l Kendinize mutlaka bir hobi edinin.Rutin işleriniz dışında edineceğinizbir uğraş, sizi günlük hayatınsıkıntılarından bir nebze de olsauzaklaştırır. Sergi gezin, konsere gidinya da bolca kitap okuyun…l Düzenli bir uyku programınızolsun. Aynı saatte yatıp aynı saattekalkmaya çalışın. En baştazorlanabilirsiniz ama daha sonrabiyolojik saatiniz bu duruma uyumsağlayacaktır.Yatağa yatmadan önce ballatatlandırılmış melisa çayı,sakinleştirici bir etki göstereceğindenuyumanıza yardımcı olur. Melisayısadece uykusuzluk için değil, gergin vekaygılı olduğunuz zamanlarda dakullanabilirsiniz.HavadeğișimiylegelensorunlarHava değişimleri hepimizi bir şekildeetkiler. Sağlığımızla hava durumuarasında garip bir ilişki olduğunuhepimiz kabul edebiliriz. Ani değişenhava şartlarına uyum sağlamaktazorlanan bedenimiz bize çeşitlisinyaller verir. Yüksek tansiyon,yorgunluk ve tedirginliktenşikayetçiyseniz, özellikle mevsimdeğişimi dönemlerinde, havadurumunu takip etmeli ve ona göreçözümler bulmalısınız.Örneğin, rüzgarla gelen fiziksel ya dabeyinsel gerilimlerden korunmak içindoğal çarelere başvurup kekik, naneveya papatya çayı hazırlayabilirsiniz.1 fincan kaynar suda 1 tatlı kaşığıkarışık şifalı otları 10 dakikademlendirin. Süzüp ılık olarak için.Tatlandırıcı olarak bal koyabilirsiniz.Ayrıca nemli havalarda da kandolaşımını hızlandıran besinleri tercihetmelisiniz. Bu gibi dönemlerdemelekotu gibi bitkilerle şifalı çaylarhazırlayıp için ve yağ tüketiminizi enaza indirin; bol bol balık ve tahıltüketin.Ocak-Şubat <strong>2010</strong> | 35


MAKRO | KapakKırıșıklarınçaresi dedoğada...Yaşlandıkça deri şekil değiştirir veesnekliğini yitirir. İlk önce mimikkırışıkları baş gösterir, ardından daderinin kıvrımları derinleşir vekırışıklar iyice kendini belli etmeyebaşlar. Uyku düzensizliği, sigara,alkol, aşırı yorgunluk ve stres gibi pekçok etken kırışıklığaneden olur. Ancakevlerimizdebulunan pekçok madde, bukırışıklar içingeciktiriciolarakkullanılabilir.Buğday, ekinezya,salatalık, gül, biberiye,susam, badem, üzüm ve zeytin gibigıdalar, kırışıklara çok iyi geliyor vezaten kırışık önleyici kremlerin pekçoğunun içeriğinde de bu maddelerbulunuyor. Örneğin acıbadem yağı,bal ve susam kökü ile hazırlayacağınızbir merhem, yüz kırışıklarınız için çokfaydalıdır.AyaklaradoğalçözümlerAyaklarımızın sertleşmesinden ve pulpul dökülüp kötü görünmesindenhepimiz şikayet ederiz. Ancak çokbasit yöntemlerle bu sorununüstesinden gelinebilir. Büyükçe birkabın içine bir miktar ılık su koyun.Ardından bir miktar nane yağını busuya ekleyin. Ayaklarınızı naneli suda15 dakika kadar bekletin. Bu işlemdensonra bir miktar deniz tuzunu doğalbir kesenin içine doldurarakayaklarınızı ve özellikle topuklarınızıovun. Ovma işlemini kesekullanmadan, avucunuza aldığınızdeniz tuzuyla da yapabilirsiniz. Sonolarak bir miktar lavanta ve susamyağını kuruladığınız ayaklarınızamasaj yaparak yedirin. Ayaklarınızınihtiyacı olan rahatlığı bu bakımdabulacaksınız.Yașlanmasüreciniyavașlatmakelinizde...İnsanların nasıl yaşlanacağınıbelirleyen başlıca iki faktör sayabiliriz:Kalıtım ve çevresel faktörler. Genetikkodlarımızı değiştiremeyeceğimizegöre, çevresel faktörleri kontrolaltında tutarak yumuşak bir yaşlanmasüreci yaşayabiliriz. Bu noktada doğrugıdalar tüketmenin ve yaşamşeklimizi bir düzene koymanın büyükbir önemi var.l Kızartma ve kavurma şeklindeyapılmış olan gıdalardan uzak durmakgerekiyor.l Her gün, özellikle ara öğün olarak4-5 porsiyon meyve yemeliyiz.l Yediğimiz gıdalarda yağdanolabildiğince uzak durmalıyız.l Her gün enerji verici olarak bilinenbadem, ceviz, fındık gibi yemişleriyemeliyiz.l Balık tüketimini düzenli halegetirmeliyiz.36 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Gıda Kültürü%100 doğal ve katkısızHangi mevsim olursa olsun lezzetten ödün vermeyenlerin vehayatın yoğunluğu içerisinde pratik, leziz ve sağlıklı gıdalartüketmek isteyenlerin bir numaralı seçimi, her zamankonservedir. Konserveler, mevsiminde toplanan sebze vemeyvelerden yapıldığı ve herhangi bir katkı maddesi içermediğiiçin çok sağlıklı olmasının yanı sıra, hayatımızı kolaylaştıraraksofralarımıza renk katıyor.İlk konserve nasıl yapıldı?15 yıl süren Napolyon Savaşları,askerler için pek çok sıkıntıdoğuruyordu. Bunlardan biri debeslenmeyle ilgiliproblemlerdi. Çok uzakyerlerde yaşayan askerlerin,hele denizcilerin,yiyeceklerini yanlarındataşımaları ve bunların uzunsüre dayanmasınısağlamaları gerekiyordu. Tazeet bulunmadığından etin fümesi,kurusu ya da salamurasıyla yetinmekzorunda olan askerler, bunlarınyanına reçel ve peynir katarakbesleniyorlardı. Savaşlar çok uzunyıllar sürdüğü için sadece kurugıdalarla beslenmek zorunda olanaskerler zayıflıyor ve daha çabukhastalanıyordu. Bu durum sağlıkbakımından kötü sonuçlar vermeyebaşlayınca, Fransız hükümeti, çareyibilim adamlarına başvurmakta buldu.Et ve sebzeleri, besleyici niteliklerinive tazeliklerini kaybetmeden uzunzaman saklayabilmeyi sağlayacak biryöntem bulana, 12 bin Franklık ödülvaat edildi. Bunun üzerine ParisliNikolas Appert, yiyeceklerin iyicesterilize edildikten sonra kalaylıteneke kutularda uzun süresaklanabileceği fikrini ortaya attı. Bufikirden yola çıkılarak üretilenkonserve şişelerinden bazıları, savaşsırasında İngiliz askerlerin eline geçti.İngiliz teknisyenler bu konserveleriincelediler ve 1812’de Bermondsey’deaynı yöntemle konserve yapan birfabrika kuruldu. Bir yıl sonra İngilizPeter Durant, kalayla kaplanmışsilindirik konserveyi keşfetti vepatentini aldı. Konservenin keşfi vesanayinin gelişmesi, yalnız askerlerindeğil denizcilerin ve kaşiflerin de çokişine yaradı. Çok geçmeden, uzunseferlere çıkan denizciler, gemileriniçok yer kaplamayan konservelerledoldurmaya başladılar. Şimdiyseyiyecek sektörü dev bir gıdaendüstrisine dönüştü. Artık her türlü38 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Gıda Kültürüyiyeceğin konservesi yapılıyor. Üstelikyapılan konserveler hiçbir katkımaddesi içermiyor, doğal yollardanhazırlanıyor ve sofralarımıza sağlıkgetiriyor.Ispanağın bile konservesi varGıda teknolojileri geliştikçekonservelerin de pek çok çeşidiolmaya başladı. Türk Mutfağı’ndabeğenilen birçok çeşidiylesofralarımızın vazgeçilmezi olanıspanak, özellikle ayıklanması ve iyiceyıkanması gerekliliği nedeniyle evhanımları için problemli bir sebzedir.Bu zorluklar göz önüne alınıncakonserve ıspanağın ne kadar parlakbir fikir olduğunu anlayacaksınız. Entaze ve kaliteli ıspanaklarıntoplanması, özenle ayıklanması,tertemiz yıkanması, soğanlazeytinyağında bir güzel pişirilmesiyleüretilen ıspanak konservesi, yemeğehazır halde satılıyor. Sofralarımızınvazgeçilmezi olan ıspanak, bundanböyle konserve olarak her mevsimelinizin altında olacak. İsteryumurtalı, ister yoğurtlu, isterkıymalı, ister börek içinde, dilersenizgarnitür olarak ızgara etlerin yanındakullanın. Her şeye yakışan nefistadıyla, ıspanak çeşitleri oluşturmakartık sizin hünerli ellerinizde...Sadece Türkiye değil,Avrupa da Penguen Gıda’yı tercih ediyorKonserve sektörünün köklü firması Penguen Gıda, gücünü kalitesindenalıyor. Penguen Gıda, satışlarının yüzde 50’sini yurt dışına; Almanya, İsveç,Fransa ve İngiltere başta olmak üzere, gelir seviyesi yüksek AB ülkelerinegerçekleştiriyor.Penguen Konserveleri tamamı yerlive doğal ürünlerden üretiliyorSektöründe, Avrupa’nın en modern üretim tesislerinden birine sahip olanPenguen Gıda, taze ürünlerden ürettiği konserveleriyle hem sağlıklı hem delezzetli hazır gıdalar sunuyor. Penguen Gıda’nın nefis konserveleri arasındamısır, bezelye, garnitür, közlenmiş biber, taze fasulye, bamya, türlü,mantar, közlenmiş patlıcan, enginar ve ıspanak bulunuyor. Bu senebezelyede Aralık ayında 2. hasadını yapan Penguen Gıda, tüm konserveçeşitlerinde tüketiciye en taze ve kaliteli ürünleri sunuyor. 10 bin çiftçi ileçalışan Penguen Gıda, 40 bin dekar alanı kapsayan ekim alanıylaTürkiye’nin en büyük zirai hammadde alıcılarından biri. Hiçbir ürünündeGDO’lu tohumdan elde edilmiş sebze ve meyveler kullanmıyor.Konservelerinde ve diğer hazır gıda ürünlerinde, tamamen doğaltohumlardan elde edilmiş yerli ürünleri kullanıyor.“BRC-A Kalite” belgesine sahip bir kurulușPenguen Gıda, sebze konserveleri, hazır yemekler, salça, turşu, reçel vedondurulmuş gıda gibi hem yerli hem de yabancı tüketicilerin mutfaklarınalezzet getiriyor. Gücünü kalitesinden alan Penguen Gıda, ISO 22000(HACCP) ve ISO 9001:2000 Kalite Yönetim Standartları’nın yanı sıra EFSIS(Avrupa Gıda Güvenliği Denetim Kurumu) tarafından dünyada sayılımarkalara verilen en üst düzey kalite belgesi olan “BRC-A Kalite” belgesinesahip bir kuruluş.Türkiye’de gıda ve tarım sektöründe ilklerin öncüsü olan Penguen Gıda,mevsiminde toplanmış, özenle seçilmiş meyve ve sebzeleri lezzet, kalite vebesin değerlerini koruyarak tüketicilerine ulaştırabilmek ve Türk tarımınınmodernleşmesine katkı sağlayabilmek için, en önde yer alarak Türkiye’dekonserve sektöründe makineli tarımı başlatan ilk ve tek firma olmaözelliğini taşıyor.40 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | SağlıkBaș ağrılarıBaş ağrılarının 300’den fazla farklı tipivar. Birçoğunun kökeni henüz tamolarak anlaşılmış değil fakat genellikleiyi huylu özellikler sergiliyor. Ancakciddi ve yaşamı tehdit eden nedenlerleilişkisi olan baş ağrıları da yok değil.Bu yüzden baş ağrılarınızı ciddiyealmalı ve dindirmek için düzenli biryaşam sürmeye dikkat etmelisiniz.Baş ağrılarından uzak durmak için,l Her gün aynı saatte uyuyup aynısaatte uyanmaya dikkat edin.l Sigara kullanımı, baş ağrılarınıtetikleyen en önemli sebeplerden biriolarak biliniyor. Sigarayı bırakmak içinelinizden geleni yapın.l Düzenli spor yapan insanlarda başağrıları çok nadir görülüyor. Hersabah en az 20 dakika yürüyün.l Stres günümüzde tüm hastalıklarınana sebeplerinden biri olarakgösteriliyor. Stresten olabildiğinceuzak durmaya çalışın.EN YAYGIN10 SAĞLIK SORUNUBaş ağrıları, yüksek tansiyon ya dareflü… Neredeyse tüm insanlarda zamanzaman açığa çıkan bu tip hastalıkları çokfazla ciddiye almıyoruz ama onlarhayatımızı zorlaştırmaya devam ediyor.İşte size, en sık karşılaştığınız 10 sağlıksorunuyla ilgili merak ettikleriniz…GripViral bir hastalık olan grip, sağlıklıinsanlarda ortalama bir hafta içindegeçmesine rağmen, şeker, kalp-akciğerhastalıkları, AIDS gibi vücut direncinidüşüren kronik hastalığı olan kişilerdeve yaşlılarda zatürree, beyin iltihabı,kalp kası iltihabı gibi ölümlesonuçlanabilecek hastalıklara yol42 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Sağlıkaçabiliyor. Gripten uzak kalmanın enkolay yolu, her sene düzenli olarakgrip aşısı yaptırmaktır. Bunu yanı sıra,l Yeterli miktarda C vitamini alın.l Sağlıklı bir yaşam tarzınıbenimseyin.l Dengeli beslenin ve bol bol sıvıtüketin.Yüksek tansiyonHer 7 kişiden birinde görülen yüksektansiyon (hipertansiyon), kanbasıncının sürekli olarak 14/9’unüzerinde olması hali olaraktanımlanıyor. Yüksek tansiyon başağrısı, baş dönmesi, çarpıntı, çabukyorulma gibi şikayetlere yol açıyor.Ancak alışkanlıklarınızda yapacağınızküçük değişikliklerle, tansiyonunuzundüşmesini sağlayabilirsiniz. İlk olaraksağlıklı ve dengeli beslenerek fazlakilolarınızdan kurtulmanız gerekiyor.Ayrıca normalden daha fazla hareketetmeye de özen göstermelisiniz.Tuz, yüksek tansiyonun tetikleyicisiolduğundan tuz tüketiminiziolabildiğince düşürüp, süt ürünleri,sebze ve meyve yemeniz gerekiyor.Bel ağrılarıDoktora müracaat nedeni olarak belağrısı, soğuk algınlığından sonraikinci sırada yer alıyor ve insanlarınyaklaşık yüzde 80’i hayatları boyuncaen az bir defa bel ağrısı çekiyor.Bel ağrılarınız arttıysa hemen uzmanbir doktora başvurmanız gerekiyor:Nöroloji uzmanı, ortopedist ya dafizik-tedavi uzmanı…Ancak bel ağrılarından uzak durmakiçin yapabileceğiniz çok basit şeylervar:l Yürürken ya da ayakta dururkenbelinizi ve sırtınızı mutlaka dik vedengeli tutun.l Uzun süre aynı pozisyondadurmayın. Oturuyorsanız, kalkıpbiraz yürüyün ya da ayakta durmanızgerekiyorsa pozisyonunuzu sık sıkdeğiştirin. Her iki omuz vekalçalarınızın aynı hizada olmasınaözen gösterin.l Stres de bel ağrılarının en önemlisebeplerinden biridir. Günlük hayattayaşadığımız endişe, üzüntü gibiduygular, bel ağrılarına nedenolabiliyor.l Aldığınız her kilo, belinizinağrımasına davetiye çıkarıyor. Bununiçin kilonuzu dengede tutmanız veomurga kaslarınızı çalıştıracakegzersizler yapmanız çok gerekli. Hergün süt içmeyi ve süt ürünleri yemeyide ihmal etmeyin.Detoks yapınHaftada bir keresindirimsisteminizirahatlatmak vevücudunuzda birikentoksinlerden kurtulmak için detoksyapın. O gün, hayvansal gıdaları,işlenmiş yiyecekleri, şekeri ve kafeinibeslenme listenizden çıkarın. Bol bolsebze ve meyve, kuruyemiş ve bitkiçayları tüketin. Böylece vücudunuz dinlenecek ve birikmişolan toksinler atılarak rahatlayacak. Bu yolla, sadece sindirimsisteminizde değil, cildinizde de bir fark olduğunu hissedeceksiniz.Detoks, güzel ve sağlıklı görünmek için de birebir.Ocak-Şubat <strong>2010</strong> | 43


MAKRO | Sağlıkbağların ağrı ve hareket kısıtlılığına vehatta bazen de şişlik ve şekilbozukluğuna neden olan hastalıklararomatizma adı veriliyor. Ağrı, halsizlikve yorgunluk başta olmak üzere pekçok şikayetin nedeni olan romatizmaönlenebilir mi? Pek çok farklı çeşidiolan romatizmanın bazı türleriönlenebiliyor ancak önemli birbölümünün asıl nedeni bilinmiyor.Örneğin vücudun bağışıklıksisteminin yanlış çalışması sonucuortaya çıkan iltihaplı romatizmalarhenüz önlenemiyor. Düzenli egzersizyapmak ve ideal kiloda olmak,kireçlenme kaynaklı romatizmalarıönleyebiliyor.Bağırsak sorunlarıKabızlık pek çok insanın zamanzaman yaşadığı bir rahatsızlık.Kabızlığın nedenlerinin başındahareketsizlik ve hatalı beslenmegeliyor. Bağırsaklarınızın düzenliçalışması için olabildiğince lifli gıdalartüketmeye dikkat edin. Fast-food tipibeslenmekten ve aşırı ettüketiminden kaçının. Her gün en az2 litre su içmeyi ve kuru kayısı, kuruşeftali tüketmeyi alışkanlık halinegetirin.Lifli gıdalar: Her gün yeterincetüketilmesi söylenen lifli gıdalar,vücudumuzu pek çok hastalıktankoruyor; bunlardan biri de bağırsaksorunları. Çözünebilir lif içerenyiyecekler arasında elma, arpa, yulaf,fasulye ve diğer kuru baklagiller,meyve ve sebzeleryer alıyor. Bir deçözünemeyenlifler bulunuyor.Bu liflerse, mide,ince bağırsaklarve kalınbağırsaklarınçalışmasınıgüçlendiriyor.Buğday ekmeği,kahverengi pirinç gibi tohumlu, taneliyiyeceklerin tümü, çözünemeyen lifkaynağıdır ve mutlaka tüketilmesigerekir.RomatizmaVücudumuzun hareket etmesinisağlayan tüm kasların, kemiklerin,eklemlerin ve bu yapıları birleştirenGün içinde en az15-20 dakikayıkendinize ayırın vesırt, kalça, karınkaslarınızı hareketettin. Özellikle 40’lıyaşlardan sonra buegzersizlerin çokdaha önemliolduğunuunutmayın!ReflüReflü hastalığı, mide içeriğinin yemekborusuna geri kaçması olaraktanımlanıyor. Erişkin insanlarınyaklaşık yüzde 20’sinde görülen reflü,asitli mide içeriğinin yemek borusunagelmesi ve uzun süre temas etmesiyleyemek borusununasitten kendinikoruma özelliğininyok olmasındankaynaklanıyor.Reflüden kaçınmakiçin önceliklebeslenmealışkanlıklarınızadikkat etmenizgerekiyor. Fazlayemek yemek, mideiçi basıncını arttırdığıiçin reflüyüşiddetlendirir. Bunedenle bir defadaçok yemek yerine, sıksık ve azar azar yemek yemek sadecereflü için değil, dengeli beslenme içinde çok önemli bir olgu. Yağlı ve çokbaharatlı yiyecekler ile çikolatatüketiminden olabildiğince kaçının.Ayrıca yatmadan en az iki saat önceyemek yiyin ve yemek yediktenhemen sonra uzanmamaya dikkatedin.44 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | SağlıkUykusuzlukUykusuzluk deyince, hiç uyuyamama,az uyuma ya da kötü uyku durumuanlaşılıyor. Ruhsal ve bedenselzindeliğimiz için çok önemli bir yeriolan uyku, yaş, alışkanlıklar, iklimkoşulları gibi pek çok durumdanetkileniyor. Yapılan çeşitliaraştırmalara göre erişkinlerin üçtebiri uykusuzluk sorunu yaşıyor vebunların yarısı ağır uykusuzlukdurumunda…Peki, deliksiz uyumanın püf noktalarınelerdir?l Öncelikle uyku saatlerinize vesüresine dikkat edin. Aynı saatte yatıpaynı saatte uyanmak ve her gün eşitmiktarda uyumak çok önemli.l Akşam öğünlerinizde ağıryiyeceklerden kaçının. Bu tip gıdalarmidenizi yorup uyumanızı zorlaştırır.l Yatmadan önce bir bardak ılık süt,ıhlamur, papatya ya da melisa çayıiçin. Bu içecekler, sizi rahatlatır veuyumanızı kolaylaştırır.l Sigara, uyku kalitesini bozan enönemli faktörlerden biridir. Bualışkanlığınızı en kısa zamandabırakın.OsteoporozEn sık görülenkemikhastalıklarından biriolan osteoporoz, düşükkemik kütlesi ve kemikyapısının bozulması sonucu,kemik kırılganlığının ve kırıkolasılığının artmasına neden olan biriskelet sistemi sorunudur. 50 yaşınüzerinde her üç kadından birinde ve50 yaş üzerinde olan her 5 erkektenbirinde görülen osteoporoz, daha çokkadınları tehdit ediyor.Osteoporozla mücadelenin annekarnında başlaması gerekiyor.Hamilelik döneminde annenin yeterlimiktarda kalsiyum ve D vitaminitakviyesi alması çok önemli.Çocukluktan itibaren yeterli güneşışığı almak, kalsiyum içeren gıdalartüketmek ve düzenli spor yapmak,ilerleyen yaşlarda osteoporoz riskinien aza düşürüyor. 18 yaşına kadarmaksimuma ulaşan kemik kütlesi 30yaşından itibaren yıkılmaya başlar. Buyüzden beslenmeye dikkat etmek buyaşlardan sonra olduğu kadaröncesinde de çok gerekli.Yatmadan önce birbardak ılık süt, ıhlamur,papatya ya da melisaçayı için. Bu içecekler,sizi rahatlatır veuyumanızı kolaylaştırır.HalsizlikHalsizlik günümüzde pek çok insanınortak sorunu. Yoğun ve stresli işyaşamı, günlük hayatın sıkıntıları, pekçoğumuzu yoğun bir halsizliğinpençesine düşürüyor. Ayrıca kansızlıkve hormon bozuklukları da halsizliğinönemli sebeplerinden olabiliyor.Günümüzde yeterli ve dengelibeslenen insanlar bile gıdalardakivitamin ve minerallerin kendilerineyetmeyeceği düşüncesiyle aşırıderecede vitamin desteği kullanıyor.Halbuki normal bir beslenmedüzeninde bu tip destek ürünleriyüksek dozlarda kullanmak faydalıolmamasının yanı sıra tehlikeli deolabiliyor. Aşırı dozda vitamintakviyesi, böbrek rahatsızlıklarındankansere kadar çok önemli sağlıksorunlarına yol açıyor.Eğer günlük yaşantınızı engelleyecekseviyede bir halsizlik durumunuzvarsa, öncelikle sorununuzun neolduğunu bir uzman doktorabaşvurarak öğrenmelisiniz çünkühalsizliğin vitamin eksikliği dışındapek çok sebebi olabilir. Ayrıca uygunvitamin takviyesi için de mutlaka birdoktora başvurmalısınız.46 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | KonukÇok beğenilen ve başarılı biroyuncusunuz. Pozitif bir insanolmanızın bunda etkisi olduğunusöyleyebilir misiniz?Bu benim hayat felsefem aslında,ama ben de her dakika pozitifgezdiğimi söyleyemem. Tabii ki benimde sinirlendiğim, üzgün ve kırgınolduğum, dertlendiğim zamanlaroluyor. Ancak işimi çok seviyorum.Dert, tasa, yorgunluk… Her şeyikapının dışında bırakabiliyorum. Bubenim hayat felsefem, geçmişi vegeleceği düşünüp kaygılanmıyorum,anı yaşıyorum.Mesela, sette çalışırken çokgerginimdir, asık suratlı gezinirim,ama aslında bu işime çok sahipçıktığımdandır. Yeri geldiği zaman dagülerim, eğlenirim, eğlendiririm. Benbankacı olsaydım da şu an olduğumgibi olurdum. Bence, hayata pozitifyaklaştığım için işlerim yolundayürüyor. Pozitif olmak, hayatadışarıdan bakmaktır ve bu hermeslekte çok önemlidir. Bununfaydalarını her zaman görürsünüz.SON ZAMANLARIN EN SEVİMLİ YÜZÜÖZGÜ NAMALÖzgü Namal son dönemlerin en ışıklı ve sevimli ekranyüzlerinden biri. Sinemadan televizyon dizilerine, reklamfilmlerinden tiyatro oyunlarına kadar pek çok projede yeralan Özgü Namal, her seferinde ne kadar yetenekli biroyuncu olduğunu ortaya koyuyor. 1978, İstanbul doğumluolan Namal, İstanbul Üniversitesi Devlet KonservatuarıTiyatro Bölümü mezunu. Şu anda televizyon ekranlarının ençok izlenen dizilerinden biri olan Hanımın Çiftliği’nde Güllüolarak karşımıza çıkan Özgü Namal, bu sayımızın konuğu…Özellikle ‘Mutluluk’ filmindebirçok ödül aldınız. Ödülkazanmak bir oyuncu için önemlimidir?Ben ödül almanın oyunculuğuntescillenmesi olduğunudüşünmüyorum. Ödül almayanlarkötü oyuncu mu yani? Tabii ki hayır,böyle bir şey yok. Bir yıl içinde birtakım yapımlar gerçekleştirilir,televizyonda, tiyatroda, sinemadaçeşitli işler yapılır. O yıl içinde yapılanyapımlar arasında en iyiler seçilir. Oyılki en iyi film, en iyi müzik, en iyioyuncu seçilir. Bu sadece o yılındeğerlendirmesidir. Ama tabi ki ödültöreninin tören olması için birininbirinci seçilmesi gerekiyor ki bu, gerikalanların kötü olduğu anlamınagelmez. Kimsenin sizi tescillemesineve elinize ödül vermesine gerek yok.Bu tabii ki onur verici bir şey, ama çokde gerekli değil.48 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


Bir gün kendi filminizi çekmekgibi bir hayaliniz var mı?Pek çok oyuncunun olduğu gibikesinlikle benim de böyle bir hayalimvar, ama şimdi değil; haddimibiliyorum. Geleceğe yönelik çalışmalaryapıyorum. İşin mutfağına vetekniğine çok kafa yoruyorum, herşeyi öğrenmeye çalışıyorum… Ayrıcasenaryo yazmaya kafayı taktım.“Neden bu ülkede iyi senaryolaryazılmıyor ya da neden iyi senaryolaraz sayıda çıkıyor?” gibi sorular kafamıkurcalıyordu. Böylelikle senaryoyazmayı öğrenmeye başladım. İlkbununla başlarsam daha iyi olur diyedüşündüm. Çünkü iyi bir senaryonuzyoksa siz istediğinizi kaydedin, yinede olmuyor.Bize senaryolarınızdanbahsedebilir misiniz?Üzerinde çalıştığım ve inandığımbir hikaye var ama çok fazlakonuşmak istemiyorum. Uzunzamandır aklımda olan bir hikâye…Bu önce bir kısa metraj projesiydi,ama zamansızlık ve mekansızlıktandolayı uzun metraja döndü. Kendihikayemi yazabilmek için önceliklesenaryo yazmanın incelikleriniöğreniyorum. İleride herkeslepaylaşmayı umuyorum.Türk sineması son zamanlardabir atağa kalktı. Siz Türksinemasının durumu hakkında nedüşünüyorsunuz?Türk sineması zor zamanlaryaşadı, geri planda kaldı, ama artıkdurum parlak görünüyor. Gelecekgerçekten umut verici. Gençyönetmenler çok başarılı işler yapıyor.Yurt dışındaki festivallerde adımızıduyurmaya başladık.Dünya festivallerine gittiğimizdeçok güzel karşılanıyoruz, Türksinemasına, oyuncularına veyönetmenlerine çok değer veriyorlar,yaptığımız işleri çok önemsiyorlar.Artık seyircimiz de kendi filmlerinesahip çıkıyor. İyi işler her zamanseyircisini bulur, bu ister sinemadaister tiyatroda olsun, iyi yapılan işlerbaşarıyı yakalıyor.Son diziniz olan HanımınÇiftliği çok büyük bir başarıyakaladı. Bize birazcanlandırdığınız karakter olanGüllü’den bahsedebilir misiniz?Güllü 19 yaşında, çırçırfabrikasında çalışan, asi, emeğinesahip çıkan bir kızdı ve Kemal’e çokaşıktı. Son bölümlerdeyse, bambaşkabir noktaya doğru gidiyor. Artık oçiftliğin gerçek hakimi olma yolundailerliyor.Bu karaktere hazırlanırkenneler yaptınız?Öncelikle tabii ki bütün oyuncuarkadaşlarla Orhan Kemal’in “VukuatVar”, “Hanımın Çiftliği” ve “Kaçak”romanlarını okuyup inceledik. Dahasonra karakterle ilgili olarakyönetmenimiz Faruk Teber’le ve sonrada senaristimiz Zülküf Yücel’leçalışmalar yaptık. Ardından dakostüm ve saç denemeleriylekarakterleri oluşturmaya başladık.Bu dizide en çok neyiseviyorsunuz?Romandan müthiş bir şekildeuyarlanmış olması beni çokheyecanlandırıyor hatta uzunzamandan beri hiçbir senaryo beni bukadar heyecanlandırmamıştı. 13bölümün hazır olması ve diyaloglarınve hikayenin doğallığı beni en çokçeken noktalar…Ocak-Şubat <strong>2010</strong> | 49


MAKRO | RöportajŞerbet-i Şanlı’nın şanınereden geliyor?Makromarket’in özel markalı ürünlerinden olanŞerbet-i Şanlı’nın taze ve günlük tatlılarının üretimadresi olan Özdemir Baklava, 35 senelik, güvenuyandıran bir firma. Birbirinden lezzetli pek çoktatlı üretiminin yapıldığı Özdemir Baklava, yüksekstandartlardaki üretim tesisleriyle dikkat çekiyor.Özdemir Baklava Genel Müdürü Ahmet Özdemir’le,Özdemir Baklava’nın hizmetleri ve yeni geliştirdiğiürünleri hakkında bir söyleşi yaptık.Bize Özdemir Baklavahakkında bilgi verebilir misiniz?1975 senesinde Ankara’ya gelerek,baklavacılık sektörüne ilk adımımızıattık. 1990 yılında ise, ÖzdemirBaklava adıyla kendi imalatımızıkurduk. O günden bugüne, kalitelihizmet ve hijyenik koşullarda üretimikendimize ilke edindik. Budoğrultuda, her biri konusundauzman kadromuz ve teknolojininsağladığı imkanlarla sürekli kendimizigeliştiriyoruz.AHMET ÖZDEMİRBaklava üretiminde neleredikkat ediyorsunuz?Gıda üretim izin ve sertifikalarıyla,sağlık koşullarına uygun ortamdamüşteri memnuniyetini daima önplanda tutarak üretim yapıyoruz.Gıda üretimi çok hassas bir iştir.Hata kabul etmez; telafisi yoktur. Çokbüyük dikkat ve titizlik gerektirir.Baklava üretilirken, içerisindekullanılan 1. sınıf, hijyenik koşullardamuhafazası sağlanan malzemelerindefalarca kontrolleri yapılır ve üretimsorumlumuz olan Ali Özdemir baştaolmak üzere uzman kadromuzüretime geçer. Üretime başlamadanönce ilk olarak personelin şahsitemizliği, üretim kısmının temizliği veen önemlisi de kullanılanekipmanların ve malzemelerintemizliği sağlanır. Amacımız, hijyenikbir ortamda üretilmiş ve lezzetiyleakılda kalan baklavalar imal ediptüketiciye ulaştırmak. Bunu da en iyişekilde gerçekleştirmek için elimizdengeleni yapıyoruz.Baklava severlere de önemli biruyarımız var; aldıkları ürünlerin50 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Röportajsağlık koşullarına uygun ortamlardaüretilmesine ve gıda üretim iznibulunan yerlerden alınmış olmasınadikkat etmeliler. Bilirsiniz ki, sağlıkasla ihmale gelmez.Tatlı severlere, satın aldıklarıtatlıları saklama koşullarınınnasıl olması gerektiği konusundabilgi verebilir misiniz?Baklava, yaz günlerinde 3-4 gün,kış günlerinde ise 7 gün içerisindetüketilmelidir. Oda sıcaklığında vehijyenik kaplarda muhafaza edilmelisiçok önemlidir. Tatlıyı buzdolabınakoymamak gerekir.Yeni çıkardığınız tatlıçeşitleriniz var. Bu tatlılarhakkında bilgi verebilir misiniz?Özdemir Baklava olarak, hijyen vekaliteyi bir arada sunupmüşterilerimize yeni lezzetlerlehizmet vermeye devam ediyoruz.Yeni ürünlerimizden bazılarını kısacaanlatabilirim.Sütlü nuriye: Baklavanın süt vefındıkla müthiş uyumu, ÖzdemirBaklava kalitesiyle birleşti ve yeni birdamak tadı olan “sütlü nuriye”tüketiciden aldığı olumlu tepkilerlebizleri gururlandırdı.Cevizli bülbül yuvası: Tam birceviz şöleni olan bu ürün, lezzeti vegörüntüsüyle baklava severlerinbüyük beğenisini topladı ve kısa birsüre önce tezgahlardaki yerini aldı.Çikolatalı baklava: Tatlıtercihinde çikolata ve baklava arasındakalanların bir numaralı tercihi olançikolatalı baklava, içerisindekiçikolata, fıstık ve kaymakla beğenitopladı. Bu ürün de kısa süre öncetezgahlardaki yerini aldı.Halep baklavası: Bu çeşidimiz,baklava severlere farklı bir damak tadısunuyor ve etkileyici görüntüsüyleiştah açıyor. Halep baklavası, üretimesnasında büyük ustalık gerektiren birürün. Biz de Özdemir Baklava olarakustalığımızı gösteriyoruz.Makromarket’teȘerbet-i Șanlımarkasıyla satılanve Özdemir Baklavatarafından üretilentatlı çeșitleril Cevizli baklaval Fıstıklı baklaval Ev baklavasıl Havuç dilimil Kaymaklı baklaval Şöbiyetl Sarı burmal Bülbül yuvasıl Padişahl Kıvırcıkl Dürüm (spesiyal)l Antep sarmal Tel kadayıfl Fıstıklı burma kadayıfl Cevizli burma kadayıfl Cevizli bülbül yuvası (yeni)l Cevizli şöbiyet (yeni)l Sütlü nuriye (yeni)l Çikolatalı baklava (yeni)l Halep baklavası (yeni)Makromarket mağazalarındasatılan Şerbet-i Şanlı isimlitatlıların üretimini sizyapıyorsunuz. Makromarkethakkında neler düşünüyorsunuz?Marketçilik sektörüne senelerdirdamgasını vuran ve 100’ü aşkınmağazası, güler yüzlü personeli vekaliteli hizmet anlayışıyla çalışan birailenin, Makromarket ailesinin birüyesi olmaktan gurur ve <strong>mutluluk</strong>duyuyoruz.52 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | RöportajEN GÜZEL YATIRIMGELECEĞE YAPILANYATIRIMDIRMakromarket Mali Müşaviri Musa Çakır’laMakromarket’in başarıları ve 2009 yılı ekonomikverileri ile <strong>2010</strong> tahminleri üzerine bir röportajgerçekleştirdik. En güzel yatırımın çocuklara vegençlere, yani geleceğe yapılan manevi yatırımolduğunu söyleyen Çakır, <strong>2010</strong> yılındaekonomik açıdan Türk Lirası vegayrimenkul yatırımlarınınkarlı olacağınıvurguluyor.MUSA ÇAKIRBize biraz kendinizden veMakromarket’teki görevinizdenbahsedebilir misiniz?2 Şubat 1963 tarihinde, AnkaraGüdül’de doğdum. İlk, orta ve liseeğitimimi Ankara’da tamamladım. 1981yılında, ticaret lisesini bitirdikten sonra,çeşitli muhasebe bürolarında çalıştım.Çalışıyor olmam nedeniyle, fakülteeğitimimi dışarıdan tamamladım. 1986yılında kendi büromu açarak muhasebeve müşavirlik hizmeti vermeye başladım.3568 sayılı meslek yasası çıktığındaSerbest Muhasebeci ünvanı aldım. 1994yılında yeterlilik sınavlarını başarıylavererek mali müşavir oldum.Makromarket ile ilk tanışmamız,Nisan 1993 tarihine dayanıyor. Nisan1993 tarihinde alışverişe gitmemdolayısıyla tesadüfen markettekarşılaştığım arkadaşım LütfiÖzdemir’in işverenlerimize “işininuzmanı, güvenilir kişi” diyerek referansolması ve düzenli çalışmalarım sonucu,Makromarket ailesinin bir ferdi olmayahak kazandım. Nisan 1993 tarihindenbu yana Makromarket’e hizmetveriyorum. Hizmet verdiğim yıllardaolduğu gibi, gelecek yıllarda da mesleketiği gereği, tarafsızlık ilkesi altında,şirketimizin ileri düzeye ve zamanauygun olarak daha da gelişmesinekatkıda bulunmak benim büyük arzumve isteğim.Makromarket’ in mali verileri vebulunduğu konumhakkında bilgiverebilir misiniz?Çalıştığım gündenbugüne, şirketimiz hızlı,bilinçli ve saygın birşekilde büyüyor. Budurum, herkes tarafındanbiliniyor ve takip ediliyor.Şirketimizinkonumunu kısaca şöyleaçıklayabilirim:Makromarket,Anadolu’nun üzerindedoğan bir güneş, biryıldızdır. Yerli bir56 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Röportajmarkadır; ülke ekonomisine veistihdama yönelik katkıları devamedecektir. Tek şubeli iken şu anda 114şubeli bir mağazalar zinciri, çalışan sayısıda ilk açıldığında 8 iken şu anda 3850kişi civarında. Şirketimizin budurumunun, mali verileri ve bulunduğukonum hakkında her şeyi anlattığınıdüşünüyorum.Siz Makromarket’ in başarısınıneye bağlıyorsunuz?Ben Makromarket’in başarısınısaygınlığına bağlıyorum. Saygınlık, kolaykazanılan veya parayla alınıp satılan birdeğer değildir.Saygınlığın kazanılması, her şeydenönce çalışma usul ve esasları ile ilgiliilkelere, gelişmekte olan teknolojileritakip etmeye, iyi niyete, denetime vedisipline bağlıdır. Ayrıca gelişmelere açıkolmak, yardımlaşmak, ekonomiyekatkıda bulunmak ve istihdam sağlamakda, saygınlığın kazanılmasında önemlirol oynar. Ben Makromarket’ inbaşarısını, yukarıda saydığım nedenleredayandırıyorum.Perakende sektörü açısındanbakıldığında geçtiğimiz yılve önümüzdeki yıl hakkındaneler söyleyebilirsiniz?Bu sorunuza cevap vermeden önceperakendeciliğin tanımını yapmakgerekir. Bildiğiniz gibi perakendecilik,üretici ve tüketici arasındaki mallarınnaklini sağlayan aracılık hizmetleridir.Perakende sektörü, üreticilerintemsilcisi, tüketicilerin de garantörüdür.Ülkemizde perakendecilik sektörü,önemli değişmeler ve gelişmelergösteriyor. Küçük ölçekliperakendeciliğin yerini, büyük ölçekli,teknolojik gelişmelere ayak uyduran veuluslararası pazarlara girebilen ve bupazarlardan pay alan bir perakendesektörü almaya başladı.Daha önce de belirttiğim gibi, 2009yılında dünyayı etkisi altına alanekonomik kriz, perakendeciliksektörünü de derinden yaraladı. 2009yılında, organize perakendecilik, küreselkrize karşı gerekli önlemleri alarakkampanyalarla ayakta durmayı başardıve krizin gölgesinde bir yıl daha geridebırakıldı.Devlet, 2009 yılı krizini atlatmak veiç piyasanın hareketlenmesini sağlamakamacıyla iç ve dış ticaretle uğraşanlaraKDV, ÖTV gibi teşvikler sağladı. Bununyanında faizsiz veya hibe şeklindeverilen finansal teşvikler de krizinatlatılmasında önemli bir etken oldu.Krizin getirdiği ağır şartlarda bileperakende sektörü 2009 yılındayatırımlarına ara vermeden devam etti;istihdam oluşmasına katkıda bulundu.<strong>2010</strong> yılında, yeni AVM’lerin açılmasıdurumunda perakende sektörü yenidengelişmeye ve büyümeye devam edecek.Perakende sektörünün, <strong>2010</strong>’un2’nci çeyreğine doğru bugünkü noktadandaha iyi bir noktaya geleceğini ümitediyorum.Mali yönden kurumlara vebireylere ne gibi önerileriniz olur?Mali yönden kurumlara ve bireylere<strong>2010</strong> yılında tavsiyem, ekonomininvazgeçilmezlerinden olan “istikrar”olacaktır. Ekonomide istikrar, kişidenbaşlar; kurumlar ve ülkelere kadaryaygınlaşır. Ülkemizde yaşananekonomik kriz, birçok kişi ve kuruluştayaralar açtı. Bundan dolayı kişilere vekurumlara istikrarlı olmalarını tavsiyeederim. Bir ülkede istikrarınsağlanabilmesi için kişilere, siyasilere,fikir adamlarına önemli görevlerdüşüyor. Söylediğim kişiler degörevlerini tam olarak yerinegetirdiklerinde ülke ekonomisininistikrara kavuşmasına katkı sağlamışolurlar. Bence istikrarın sağlanması içinen gerekli nokta, istihdamdır.Makro Vizyon okuyucularına,<strong>2010</strong> yılında ne gibi yatırımlaryapmalarını önerirsiniz?En güzel yatırım çocuklara vegençlere, kısaca geleceğe olan yatırımdır.Ekonomik açıdansa şunları öneririm:1. Türk Lirası’na yatırım, karlıyatırım olacaktır.2. Ucuz konut kredisi, gayrimenkuleolan yatırımı karlı yapacaktır.3. Yatırımcıların gelişen teknolojileride takip etmesi gerekir. Bu da yatırımverimliliğini arttırdığı gibi işgücümaliyetini de azaltır.Ocak-Şubat <strong>2010</strong> | 57


MAKRO | SağlıkMaden suyuyla vücutdirencinizi arttırın!Daha çok kış aylarında karşılaştığımız gribe karşıvücudumuzun direncini arttırmak ve sağlığımızıkorumak elimizde. Bunun için yapmamız gereken tekşey “günde en az 2 şişe” mineral yönünden zengin vedoğal olan maden suyu içmek.İçeriğinde bulunan 2767,50 mg/ltmineral değeriyle yönetmelikçebelirlenen “zengin mineralli madensuyu” kategorisine giren BeypazarıMaden Suyu, 1957 senesinden buyana teknolojik yenilikleri en iyişekilde değerlendirip kendini sürekligeliştirerek tüketiciye en iyisinisunmaya çalışıyor. Kışın, içine limonsıkıp içeceğiniz maden suyu, gripbaşta olmak üzere kışhastalıklarından korunmada gerekli Cvitaminiyle birlikte maden suyundabulunan zengin mineralleri dealmanızı sağlıyor. Birçokiçeceğe ferahlatıcı bir tatveren maden suyu ilefarklı lezzetleroluşturabilir, damakzevkinize özel tatlarbulabilirsiniz. Doğalmineralli maden suyu,zengin magnezyumiçeriği sayesinde kalp ve damarhastalıklarına karşı ve içerdiğikalsiyum sayesinde osteoporoza karşıvücudunuzu koruyor ve vücutdirencinizi arttırıyor.Günün her anında her zamaniçilmesi gereken maden suyu,sağlığınızı korurken cildinizingüzelliği için de önem taşıyor. Kışınsoğuk ve rüzgarın etkisiyle kuruyancildinize uygulayacağınız maden suyu,cildi temizlerken gergin ve pürüzsüzbir görünüm sağlıyor. Maden suyuylacildinizi yıkayıp kendihalinde kurumayabıraktığınızda, cilttekipürüzleri yok edip yorgunve solgun görünümüortadan kaldırıyor, ayrıcacildi yenileyerekyaşlanmayı geciktiriyor.BeypazarıDoğal MadenSuyu, 2009’unen iyi madensuyu seçildi3 gün süren,uluslararası katılımlı,Kültür ve TurizmBakanı ErtuğrulGünay’ın dakatıldığı,kongrenin galayemeğinde 2009yılının en iyileriödüllerisahiplerini buldu.Sektörde 53.senesinegirmenin haklıonurunu yaşayanBeypazarı MadenSuyu, GaziÜniversitesi’ninhazırladığı anketsonucu II. UlusalSpa&WellnessKongresi’nde eniyi maden suyu kategorisinde birincigelerek 2009 yılının en iyi maden suyuödülünü aldı. <strong>2010</strong> yılında da aynıbaşarıyı yakalamayı hedefleyenBeypazarı Doğal Maden Suyu, yeniyıla yeni etiketi ve logo dizaynıylagirdi.İçeriğindeki zengin minerallerlesağlığınıza hitap etmenin yanı sıra,dışındaki renk uyumuyla dagözlerinize hitap edecek olanBeypazarı, içerisinde hiçbir katkımaddesi bulunmadığını, logosununaltında kullandığı yaprak yeşili tonuile bir kez daha vurgulamışoluyor.Zengin minerallimaden suyu kategorisinegiren Beypazarı DoğalMaden Suyu, saatte 252bin şişe üretim kapasitesive meyve aromalıçeşitleriyle tüketicilerineen iyi şekilde ulaşmaya<strong>2010</strong> yılında da devamedecek.58 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | GüzellikHamilelik dönemi bittikten sonraaynaya baktığımızda ilk olarak karın,basen ve bel bölgemizdekikalınlaşmayı, depolanan yağlarıgörüyor ve ilk düşmanımızı ilanediyoruz: Kilolar!Annenin sağlığı da en az bebeğinsağlığı kadar önemli. Bu nedenlebeslenmeyle ilgili planlamalaryapılırken, vücudun dengesinibozmadan, hem anne hem de bebeksağlığı için, uygun bir beslenme planıHAMİLELİK SONRASIGÜZELLİK SIRLARIHamilelik ve annelik, kadınlar için belki de yaşamlarınınen güzel, en heyecan verici ve özel dönemi. Ancak bugüzel dönemin ardından kalan kilo, mantar, varis gibifiziksel sorunlar, bazen bu mutluluğa gölgedüşürebiliyor. Çoğu kadın bu duruma, fiziksel veduygusal anlamda uyum sağlamakta güçlük çekiyor.Ancak unutmayın ki, bu sorunların hiç biri kalıcı değil vebiraz uğraşla üstesinden gelinebilir.hazırlanmalı. Hızlı kilo kaybı içinyapılan düşük kalorili diyetler,annenin süt verimini olumsuz yöndeetkiler ve özellikle karbonhidrat veproteince fakir beslenme, anneninsütünü azaltır. Ayrıca karbonhidratihtiyacını şekerli ve basitkarbonhidratlardan almak yerine, tamtahıl ürünlerinden almak dahadoğrudur. Sütümüz artsın diyetükettiğimiz şekerli sıvılarınsütümüzü değil kilomuzu arttırdığınıda unutmamalıyız. Evet, su içmekgerekiyor ama günde 3 litreden fazlasuyun, sütü arttırıcı bir etkisi yok!ÇatlaklarHamilelikteki kilo değişimleri vecildin aşırı gerilmesi, derinin elastikyapısını bozuyor ve çatlaklar oluşuyor.Çatlaklara engel olabilmek için karın,göğüs ve bacakları, esnemeyealıştırmak gerekiyor. Ayrıca bubölgelere çeşitli bitkisel yağlarla masajyapılması, kan dolaşımını60 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Güzellikhızlandıracağından,çatlaklara karşı koruyucuetkisi olabiliyor. Dengelibeslenmek ve bol suiçmek de cildin sağlıklıbir yapıya sahipolmasında ve kendinikorumasında önemlifaktörler. Cildinizi hergün uzmanlar tarafındantavsiye edilmiş birkremle nemlendirin.Kremler hem çatlamayakarşı cilde gereksinimduyduğu suyu verecek,hem de cildin esnemekapasitesini arttıracaktır. Bol bol suiçmek ve A, E ve C vitaminleriyönünden zengin yiyeceklerlebeslenmek de hamilelik dönemi vesonrasında alınabilecek önlemlerarasında sayılabilir.Hamilelikteki kilodeğişimleri ve cildinaşırı gerilmesi,derinin elastikyapısını bozuyor veçatlaklar oluşuyor.Çatlaklara engelolabilmek için karın,göğüs ve bacakları,esnemeye alıştırmakgerekiyor.KașıntılarBüyüyen ve gerilen karındakiçatlaklarla birlikte oluşan kaşıntılar,normal koşullarda doğumdan sonrageçer. Kaşıntıları bazen nemlendiricikremlerle önlemek mümkünkenbazen ağızdan ilaç alınarakgerçekleşen tıbbi tedavi gerekebilir.Böyle bir durumda mutlaka uzman birdoktora başvurmalı ve yalnızcadoktorun önerdiği ilaçlarıkullanmalıyız.Mantar hastalıklarıHamilelik dönemi ve sonrasında,ayaklarda, kasıklarda, parmakaralarında, mantar oluşabilir veyamantara olan eğilim artar. Kiloalımıyla beraber gelen aşırı terlememantara zemin hazırlarken, vücudunasit dengesinin bozulması ve çeşitlibölgelerin havasız kalması, mantarıtetikler. Bu noktada hijyen çok önemlibir hale geliyor. Ayrıca fazla şekeryememek, hamurlu ve mayalıbesinlerden uzak durmak da bukonuda alınabilecek tedbirlerden. Günboyu kapalı kalan bölgelerinhavalandırılması ve olabildiğince kurukalması gerekiyor. Uzman birdoktorun önerdiği uygun ilaçlar venem-hava dengesine dikkat ederekmantardan kurtulmak mümkün.VarislerVarislerden kurtulmak için fazlaayakta kalmamak ve oturduğumuzdabacaklarımızın altına bir yükselticikoymak ilk kural. Uzak durmamızgereken şeylerse, sıkı pantolon, dar iççamaşırları ve ayağımızı sıkanayakkabılar… Bol C vitaminli gıdalar,taze sıkılmış meyve suları ve brokoliise, varislerden kurtulmamızayardımcı olacak dostlarımız…Saç dökülmeleriRuh dünyamızda yaşadığımızdeğişiklikleri önce saçlarımızayansıtırız. Saçlarımızda yaptığımızküçük değişiklikler bizi mutlu eder.Saçımızın her teli bizim için çokönemlidir. Fakat hamileliktekihormonal değişiklikler bazen saçımızıcanlandırırken bazen de bizlerisaçlarımızı kaybetme endişesiyle karşıOcak-Şubat <strong>2010</strong> | 61


MAKRO | Güzellikkarşıya bırakıyor. Ancakalabileceğimiz bazı önlemlerle busorunun da üstesinden gelebiliriz.Saçlarınızı kısa kestirerekdolgunluğunu koruyabilir; özelbakımlar uygulayabilirsiniz. Saçlarınıziçin de dengeli beslenme çokönemlidir. Fön çekilmemesi, serttarak kullanılmaması, ıslakkensaçların gerilmesine neden olabilecekince aralıklı taraklarınkullanılmaması, saç kurutucularınınsoğuk ayarda kullanılması gibitedbirlerin dışında, biotin ve silicaiçeren şampuanları kullanabilirsiniz.Ayrıca multivitamin kullanımı da saçdökülmesini azaltabilir.Renk değișiklikleri“Hamilelik lekesi”, özellikle açıktenli kadınların cildinde oluşan koyucilt lekeleri olarak karşımıza çıkıyor.Çoğunlukla yüzde ve göğüste oluşanbu lekeler, bazı hamilelikhormonlarının bir sonucu. Cilt buhormonların artışına uyumsağlayamazsa, bazı bölgelerde dahafazla melanin salgılanıyor ve lekeleroluşuyor. Hamilelik lekesi, güneşışığının etkisiyle daha dabelirginleşebiliyor. Bunu önlemeninen iyi yolu, sürekli 15 ya da 20koruma faktörlügüneş kremi sürmekve mümkün olduğukadar güneşten uzakdurmak. Bu lekeler,normalde bebeğinizdoğduktan sonra kaybolur. Ancakkaybolmazlarsa, bir çeşit A vitaminiolan retinol içeren bir kremkullanmakta fayda var.Tabii bütün bu önlemler veSaçlarınızı kısakestirerekdolgunluğunukoruyabilir; özelbakımlaruygulayabilirsiniz.Saçlarınız için dedengeli beslenme çokönemlidirtavsiyelerin yeterliolmadığı durumlarolabilir. Bu yüzden hertürlü sorununuz içinöncelikle aklınıza gelen,doktorunuza danışmakolmalı. Ayrıca en önemlisi,hamileyken de, öncesinde de,sonrasında da, kendinizle barışıksanızçok daha güzel olduğunuzuunutmayın!62 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Gıda KültürüHem lezzetli, hem sağlıklı...KURUYEMİŞHepimizin ağzımıza tat, sağlığımıza sağlık katankuruyemişler, dar vakitlere, aceleci sofralara uygungıdalar değildir. Kuruyemişlerin en güzel tarafı da budur;mutlaka bir eğlenceli zamanı renklendirmek için gelirsofraya… Bir film keyfi sırasında, konuk ikramında, kınagecelerinde ya da yılbaşı sofralarında baş köşeyikuruyemişler alır. Ayrıca bu eğlenceli taneler, ölçüyükaçırmadığınız sürece tam bir sağlık ve enerji kaynağıdır.FındıkDünya fındık üretiminde ilk sırada yeralan ülkemiz, toplam fındıküretiminin yaklaşık yüzde 65 kadarınıgerçekleştiriyor. Ülkemizde yetiştirilenfındık, yüksek miktarlarda olmasınınyanı sıra, lezzet bakımından daoldukça üstün bir seviyede. Antikçağlardan beri bilinen ve tüketilenfındık, oldukça enerji verici vebesleyici bir gıda olarak karşımızaçıkıyor. Son zamanlarda sıkçaduyduğumuz gibi, fındığın en büyükyararlarından biri kalbedir. Her gündüzenli olarak yiyeceğiniz bir avuçfındık, kalbinizin sağlığı için çokdeğerlidir. Ayrıca fındığın, böbrekrahatsızlıklarına da faydası çokfazladır. Böbreklerdeki taş vekumdan kurtulmak içindüzenli olarak fındık yemekgereklidir. Zihnikuvvetlendirmesi açısındanda çok faydalı olan fındık,akciğer rahatsızlıklarına veüşütmelere de iyi gelir.Bağırsakların çalışması vekansızlığı gidermek için defındık yenilmesi tavsiyeediliyor.CevizA vitamini, B1, B2 vitaminleri, Cvitamini, sodyum, magnezyum,potasyum, kalsiyum, demir, fosfat,kükürt ve klor içeren ceviz,kolesterolü ayarlar ve kronik kalphastalıkları riskini azaltır. Ceviz kanve kemik için gerekli kireci de ihtivaettiğinden özellikle kalp için çokfaydalıdır. Hayati öneme sahip olaninsülini arttırdığından şeker hastalarıiçin de faydalı olan cevizden her gün2-3 tane yemek kanı sulandırır. Hazımbozukluklarının giderilmesi için detavsiye edilen ceviz, bademle berabertüketildiğinde, mideyi güçlendirir,kusmaları önler ve zihnekuvvet verir. Tazeve kuru olaraktüketilebilenceviz, hertürlüyemekte veözelliklesalatalardalezzetunsuruolarakkarşımızaçıkıyor.BademÇok leziz bir kuruyemiş çeşidi olanbadem, kalp krizine ve kansere karşıkoruyucu özelliğiyle ön plana çıkıyor.E vitamini yönünden oldukça zenginolan badem, bu özelliği ile yaşlılıketkilerinden ve pek çok hastalıktankoruyucu olarak biliniyor. Özellikle deçocuklar için sağlık deposu olanbadem, ağız yoluyla alındığında göğüsyumuşatıcı, öksürük kesici etkisiolmakla birlikte yüksek dozdaalındığında zehirlenme etkisi yapacağıiçin çok dikkatli olunmalıdır.Besleyici pek çok maddeyi içindebulundurması nedeniyle bademözellikle kuru ciltlerin en büyükdostudur. Badem yağı, cilt bakımı,vücut bakımı, tırnak ve saç bakımındakullanıldığı gibi, hazımsızlığa da iyigelir.64 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Gıda KültürüAntep fıstığıPek çoğumuzun en çok sevdiğikuruyemişlerden biri olan Antepfıstığı, adını, en çok yetiştiğikentlerden biri olan Gaziantep’tenalıyor. Ülkemizde çok lezzetli cinsleriyetişen Antep Fıstığı hakkında pekçok araştırma yapılıyor. Gaziantep’teyapılan bilimsel bir araştırmanınbulgularına göre, Antep fıstığınıninsan sağlığı için önemi çok büyük.İnsanlar üzerinde ilk defa yapılanbilimsel çalışmada, damartıkanıklığını önlemekte faydalı olanAntep fıstığının kolesterolüdüşürdüğü de belirlendi. Antepfıstığının damar tıkanıklığını önleyicietkisi olduğu belirlenirken, bu etkinincevizden daha fazla olduğu da ortayaçıktı. Antep fıstığının kötü kolesterololarak isimlendirilen LDL’yidüşürdüğü ayrıca insan vücudunazararlı toksinleri engelleyenantioksidan miktarını artırdığı dagözler önüne serildi.LeblebiLeblebi nohutun işlenmesiyle eldeedilen ve çok uzun uğraşlar sonucuortaya çıkan bir kuruyemiş türüdür.Nohutun leblebiye dönüşmesineredeyse 1 buçuk aylık bir zamandilimini alır: Eleme işlemindengeçirilen nohutlar önce ayrılır. Birincikavurma işleminden sonra sıcakolarak çuvallara doldurulup iki gündinlendirilir. İkinci kavurmadan sonrayine iki gün dinlendirilen nohutlar,kuru bir yere serilerek 15-20 günbekletilir. Bu kavurma ve dinlendirmeişlemleri leblebinin kalitesi açısındanson derece önemlidir. Nohutlar 3.kavurmadan önce nemlendirilipçuvallarda 1 gün daha bekletilir. 3.kavurmada, nohutların kabuklarıayrılır. Buna “tek kavrum leblebi”denir. Leblebinin acılı, tuzlu veyakaranfilli çeşitlere dönüşmesi, bu sonkavurma aşamasında gerçekleştirilir.“Leblebi şekeri” ise kısa bir sonkavurmadan sonra elde edilir.Leblebi, doyurucu oluşu ve yağının azolması sebebiyle özellikle diyetmenüleri ve mide rahatsızlığıyaşayanların ara öğünleri için önerilir.Ay çekirdeğiİyi bir stres atma kaynağı olarakhepimizin tükettiği ay çekirdeği,özellikle barındırdığı değerli yağlaraçısından sağılığımız için çokfaydalıdır. Ay çekirdeğinin içeriğinde,folik asit B9, nikotinik asit B3 vepantotenik asit B5, piridoksin B6, Evitamini, D vitamini, K vitamini,çinko, kalsiyum, magnezyum ve demirbulunur; ay çekirdeği “omega-6” daiçerir. Proteinler açısındanyumurtadan bile daha zengin olan ayçekirdeği, zihin ve beden ağırlıklıolarak çalışanlara her gün önerilen birkuruyemiş çeşidi. İdrar söktürücü veyorgunluk giderici olan ay çekirdeği,kalp ve damar hastalıkları için defaydalıdır. Lifli ve posalı bir gıdaolduğundan bağırsak problemiolanlara önerilen ay çekirdeğinin azkavrulmuş olarak tüketilmesi tavsiyeediliyor.66 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Çocuk SağlığıHER 30 SANİYEDE 1 ÇOCUKPNÖMOKOKNEDENİYLE ÖLÜYORDünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı araştırmalara göre,dünyada her 30 saniyede 1 çocuk, pnömokokmikrobunun neden olduğu hastalıklar sebebiyle hayatınıkaybediyor. Küçük yaştan itibaren gerekli aşılaryapılmazsa pek çok hastalığa sebep olan pnömokokmikrobu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak,çocuklarımızı korumamız için hayati önem taşıyor. İştesize, pnömokok hakkında bilmeniz gerekenler…Pnömokok nedir?Pnömokok, bebeklik ve çocuklukçağında sık rastlanan ve menenjit,zatürre, kan iltihabı, orta kulakiltihabı, sinüzit gibi hastalıklara yolaçan bir mikrop. Dünya Sağlık Örgütüverilerine göre pnömokoklara bağlıhastalıklar, dünya üzerinde her yıl 5yaşından küçük yaklaşık 1 milyonçocuğun ölümüne neden oluyor.Pnömokoklar bebeklik ve çocuklukçağında burun, geniz ve boğazdayaygın olarak bulunuyor. Bebeklerinbağışıklık sistemleri henüz tam olarakgelişmediğinden, pnömokokhastalıklarına karşı dahasavunmasızdırlar. Burun içinde veboğaz bölgesinde pnömokok bulunanbebek ve çocuklar, mikrobu diğerbireylere bulaştırabilirler. Bulaşma,öksürme veya hapşırma esnasındahavaya yayılan damlacıklarınsolunması, yıkanmamış ellerin ağız veburun bölgesiyle teması veya yakıntemas yoluyla olur. Pnömokoközellikle çocukların toplu haldebulunduğu kreş ve anaokulu gibiyerlerde çok hızla yayıldığından, kreşegiden çocuklarda pnömokok taşımaoranları ve buna bağlı hastalıklarıngörülme sıklığı daha yüksektir.Pnömokok mikrobununsebep olduğu hastalıklarZatürreZatürre, çocukluk çağında en sıkölüm nedenlerinden biri olarak68 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Çocuk Sağlığıkarşımıza çıkıyor. Zatürre,akciğerlerde bulunan havakeseciklerinin iltihapla dolduğu veyeterli hava alışverişinin yapılamadığıciddi ve tehlikeli bir solunum yoluhastalığı olarak biliniyor.Pnömokoklar insandan insanagenellikle hava yoluyla bulaşıyor.Zatürrenin belirtileri arasında, koyukıvamlı, sarı-yeşil renkli veya kanlıbalgamın eşlik edebildiği öksürük,yüksek ateş ve titreme, nefes darlığı,göğüs ağrısı, halsizlik, zor ve hızlısoluk alma sayılabilir.MenenjitPnömokoklar beyin ve omuriliğikoruyan sıvıya ulaştıkları zamanmenenjite neden olur. Menenjit, beyinve omuriliği kaplayan ince zarların vekan damarlarının iltihaplanmasıdır.Son derece ciddi bir hastalık olanmenenjit, ölümle veya işitme kaybı,görme bozukluğu, zeka geriliği,hareket bozuklukları gibi kalıcısakatlıklarla sonuçlanabilir.Menenjitin belirtileri arasında, yüksekateş, ense sertliği, baş ağrısı, kusma,aşırı yorgunluk, huzursuzluk veiştahsızlık sayılabilir. Tedavisiçoğunlukla hastaneye yatırılarakyapılır.Kan iltihabıPnömokoklar, bazı durumlardakana karışarak burada çoğalabilirler.Pnömokokların kanı istila etmesidurumuna kan iltihabı denir. Vücut,mikroplara ve mikropların salgıladığımaddelere karşı organ yetmezliğiylesonuçlanan bir tepki verebilir. Kaniltihabı ölümle sonuçlanabilen sonderece ciddi bir hastalıktır. Hastalıkbelirtileri arasında, yüksek ateş,böbrek, karaciğer gibi organlarınfonksiyonlarında bozulma, bilinçbozulması, davranış bozuklukları venefes darlığı sayılabilir.Pnömokoklar bebeklikve çocukluk çağındaburun, geniz veboğazda yaygın olarakbulunur. Bebeklerinbağışıklık sistemlerihenüz tam olarakgelişmediğinden,pnömokokhastalıklarına karşıdaha savunmasızdırlar.Orta kulak iltihabıPnömokokların neden olduğuönemli hastalıklardan biri de ortakulak iltihabıdır. 0-2 yaş arasındakiher 10 çocuktan 9'u en az bir kez ortakulak iltihabına yakalanıyor. Buhastalık, soğuk algınlığı, grip gibidiğer solunum yolu hastalıklarıylabirlikte de görülebiliyor. Orta kulakiltihabının uzun sürmesi vetekrarlaması, işitme kaybına ve bunabağlı olarak konuşma bozukluklarınayol açabilir. Bazı durumlarda, tedaviedilmeyen orta kulak iltihabı, kulakçevresinde kemik hastalıklarına,menenjite veya yüz felcine dahi nedenolabilmektedir. Orta kulak iltihabıbelirtileri arasında, kulak ağrısı,çocuğun ağrı nedeniyle kulaklarınıkaşıması veya çekiştirmesi, ateş,huzursuzluk ve ağlama sayılabilir.SinüzitYüz kemiklerinde, sinüs adı verileniçi hava dolu boşluklar bulunur.Pnömokokların bu boşluklarıkaplayan zarlara yerleşmesisonucunda sinüzit oluşabilir. Sinüzitbelirtileri arasında, göz arkasındabasınç hissi, yüzde ağrı, burundansoluk alıp verme güçlüğü, genizdeakıntı, uzun süreli ve bazen kanlıburun akıntısı ve yüksek ateşsayılabilir.Ocak-Şubat <strong>2010</strong> | 69


MAKRO | Çocuk SağlığıPnömokok hastalıklarınasıl teșhis ve tedavi edilir?Pnömokok hastalıklarının teşhisiiçin röntgen, kan testleri ve bazen debel bölgesinden su alma işleminegerek duyulabilir. Pnömokokhastalıklarının tedavisinde genelolarak antibiyotikler kullanılıyor. Neyazık ki, pnömokoklar her geçen günantibiyotiklere karşı daha fazla dirençkazandığından, pnömokokhastalıklarının tedavisi giderekzorlaşıyor ve tedavi başarısı düşüyor.Pnömokok hastalıklarındankorunmanın en etkili yollarından biriaşılamadır. Çocukları hastalıklarakarşı aşıyla koruyarak sık antibiyotikkullanımının azaltılması, mikroplarınantibiyotiklere karşı direncini dedüşürebilir. Konjuge pnömokok(zatürre) aşısı, 2008 yılı Kasım ayıitibariyle ülkemizde Sağlık Bakanlığıaşı takvimi kapsamında ücretsizolarak uygulanmaya başlandı.Pnömokok hastalıklarındankorunmak için neleryapılmalıdır?Pnömokok hastalıklarındankorunmada anne sütü ve beslenmeninyeri çok büyük. Uzmanlar sadece annesütü verilen çocuklarda mikroplarabağlı hastalıkların daha azgörüldüğünü ve bu bebeklerde, sadeceanne sütü verilmeyenlere kıyasla,daha az ciddi hastalık geliştiğinibelirtiyorlar. Yetersiz ve yanlışbeslenen çocuklar hastalıklarayakalanma ve bunun sonucundaçocuk ölümleri ve sakatlıklarbakımından daha yüksek risk altındabulunuyor. Kötü beslenme, çocuklardazatürre gelişmesi riskini iki şekildearttırır. Birincisi, bağışıklık sisteminindüzgün çalışması için yeterli miktardaprotein ve enerji alınması gereklidir.Kötü beslenme, çocuğun bağışıklıksisteminin zayıflamasına sebep olur.İkincisi, kötü beslenen çocuğunsolunum kasları daha güçsüzdür, bunedenle çocuk solunum yollarındakisalgıları gerektiği kadar iyitemizleyemez.Hijyen ve temiz havanın da bumikroptan korunmada önemli bir yerivardır. Bazı araştırmalar, el yıkama veev içi hava kirliliğinin azaltılmasınında gelişmekte olan ülkelerdepnömokoklara bağlı ölümlerinazaltılmasında önemli bir role sahipolduğunu gösteriyor.Hastalıkların önlenmesinde enetkin korunma yolu ise tabi kiaşılama. Halk arasında zatürre aşısıolarak bilinen konjuge pnömokokaşısı, bebek ve çocukları zatürre,menenjit, kan iltihabı, orta kulakiltihabı ve sinüzit gibi pnömokokhastalıklarına karşı korumak amacıylaüretilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü“konjuge pnömokok” aşısınındünyada beş yaş altı ölümlerinazaltılmasında önemli bir katkısıolduğunu kabul ediyor ve tümülkelerde rutin aşı takviminealınmasını öncelikle tavsiye ediyor. Bukonu hakkında bilgi almak içinmutlaka doktorunuza veya size enyakın Sağlık Ocağı’na başvurun. Buaşı, 2008 yılı Kasım ayı itibariyleülkemizde Sağlık Bakanlığı aşı takvimikapsamında ücretsiz olarakuygulanmaya başlandı.* Pnömokok hakkında daha ayrıntılı bilgi almak içinwww.pnomokok.com adlı web sitesini ziyaretedebilirsiniz.70 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | DekorasyonEVİNİZİ YENİLEMENİZ İÇİNKÜÇÜK DEKORASYONOYUNLARIHayatımızın çok büyük bir bölümüevimizde geçiyor. Günün tüm işlerinibitirdikten sonra ayaklarımızı uzatıpbir fincan çay yudumlarken ya da iştençıkıp kendimizi sıcak yuvamızaattığımızda tüm aile beraber yemekyerken bulduğumuz huzuru başka biryerde bulamayız. Evimiz, hepimizinsığınağı… Ancak her ev, zaman zamanbazı değişikliklere ihtiyaç duyuyor. Sizde evinizde ufak tefek yenilikler yapıpsıkıntıları evinizden kovalamakistiyorsanız, bazı ipuçlarına ihtiyacınızolacak. İpuçları bizden; gerisi, sizinhayal gücünüze kalmış!İnsanpsikolojisinderenklerin çok büyükbir önemi var.Günümüzderenkler, tedaviyöntemi olarak bilekullanılabiliyor.Daha huzurluhissetmek için, işeevinizdeki renklerideğiştirmeklebaşlayabilirsiniz.Rengarenk raflarla boșköșeleri canlandırınHepimizin evindekullanmadığımız alanlar vardır.Bunların başında da girintili-çıkıntılıköşeler, kapı ve dolap üstleri geliyor.Bu tür alanlarda uygulayabileceğinizen iyi ve basit çözüm, raflardır.Böylece hem depolama için yenialanlar elde edeceksiniz hem de bualanları dolu ve canlı bir halegetireceksiniz.Yüksek bir tavanınız varsa,kapılarınızın ve pencerelerinizinüzerine koyacağınız raflarakitaplarınızı yerleştirebilirsiniz. Artıkhepimizin çok sık kullandığı kutularda depolama için bu raflarayerleştirilebilir.Ferah bir ev için…Evinizi ferahlatmanın pek çok yoluvar. Örneğin duvarlarınızı mavi gibirahatlık veren bir rengeboyayabilirsiniz. Aksesuarlarınızda dacamı tercih edin. Camın şeffaflığıevinizi daha aydınlık ve ferahgösterecek. Eğer bütçeniziaşmayacaksa, kalın ve ağırperdelerinizden de kurutulun.Kumaştan, hafif görünümlü perdeleritercih edebilirsiniz. Dokuma ve doğalgörünümlü, yalın desenlerden oluşankumaşlar mekanları daha aydınlık veşık gösterir. Odanızın içinde bulunantüm renk tonlarının duvarlarınızlauyum için olmasına da özen gösterin.Ferah bir ev için, odalarınıza girengüneş ışığını özgür bırakmayıunutmayın!72 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | DekorasyonEviniz dar mı?Eğer bu soruya “evet” cevabıveriyorsanız, duvarlarınıza bol bolayna asın. Ayna, odalarınızı belliaçılardan bakıldığında neredeyse ikikat daha geniş gösterir ve hacimkatar. Bu durum, tabi ki daha çok eşyakoymanızı sağlamaz ama en azındanodanızda içinizin sıkılmasını önler.Sadece aynalar değil, açık renk duvarboyası da odalarınızı olduğundandaha geniş gösterir. Ayrıca uzunmobilya ve perde seçimi yaparak buetkiyi pekiştirebilirsiniz.Dar odalarınıza eşya alırken,alacağınız eşyaları iki işlevli olarakdüşünüp alırsanız daha az eşyayladaha çok iş yapmış olursunuz.Örneğin bir sehpa alırken, altındaraflar olmasına dikkat edin. Böyleceayrı bir gazetelik almak zorundakalmayacaksınız.Evinizde yeşilifazla kullanmanız,huzur ve güvenyansıtır. Turuncusayesindealgılarınız açıkolur. Mavisayesinde,içinizdeki ferahlıkve serinlik açığaçıkar.Șık ve aydınlık bir holEviniz hakkındaki ilk izlenimiholünüz verir. Holler genelliklepenceresi olmayan ancak çok sayıdakolon barındıran, karanlık alanlardır.Ancak bu alanlar da birkaç küçükhileyle çekici bir hale gelebilir. İlkolarak holünüzü, açık renk bir boyaylaboyamayı veya renkli bir duvarkağıdıyla kaplamayı deneyin. Ortamınbirden rahatladığını göreceksiniz.Ayrıca holdeki ışık almayan köşelereküçük spot lambaları yerleştirin.Holünüzdeki duvarları, işlevsel vedekoratif öğelerle bezemelisiniz.Örneğin holünüze koyacağınız küçükbir konsol ve üzerindeki raflarsayesinde, hem postalarınızın veanahtarlıklarınızın dağınıklığınıengelleyeceksiniz hem de farklı biratmosfer oluşacak.Dolap niyetine,merdiven boșluklarıMerdiven boşluğu olan evlerin enbüyük sorunlarından biri, buboşluğun nasıl değerlendirileceğisorunudur. Yapmanız gereken, holdede olduğu gibi, olabildiğince aydınlıkbir boşluk olmasını sağlamak. Işıkalmayan bu boşluğu aydınlatmak içinmerdivenlerin altına çeşitliaydınlatma elemanlarıuygulayabilirsiniz. Ancak bizim sizetavsiyemiz, merdiven boşluğunauygun bir dolap edinmeniz veyayaptırmanız. Ayakkabılar, sıkkullanılmayan eşyalar, yazın kışlıklar,kışın yazlıklar, bu dolapta saklanabilir.74 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Gıda KültürüGıdalarınızı saklamanız içinen doğruyöntemlerMeyve ve sebzelerMeyve ve sebzelerinizi buzdolabınınbunun için ayrılmış kısmındasaklamanız gerekiyor. Her grup içinayrı bir poşet kullanın ve bupoşetlerin üzerinde birkaç tane delikolmasına dikkat edin. Ayrıca, özelliklemeyvelerinizi sık sık dışarı çıkarıp odasıcaklığında tutarsanız çok çabukpörsür ve bozulması hızlanır.Soğan, sarımsak…Soğan, sarımsak ve patatesleri,olabildiğince ışık görmeyen yerlerdemuhafaza etmeye çalışın. Bu gıdalarışık gördüklerinde daha hızlı filizlenirve bozulur. Çürümeyi yavaşlatmakiçin serin ve karanlık bir mekanda,sepette ya da kendi filesinde saklayın.Bakliyat ürünleriBakliyatlarınızı cam kavanozlarda veya bez torbalarda saklamaya özen gösterin.Kavanozların bulunduğu ortamın kuru ve serin olmasına dikkat edin.Kavanozun ya da torbanın içine1-2 diş sarımsak koyarsanız,kurtlanmanın daönünegeçebilirsiniz.Sosis, salam, peynirgibi hafif yaşbesinleri, yağlıkağıtlara sararaksaklayın.Salçalarınız içinHepimiz salçalarla ilgili problemyaşarız. Kapağını açtıktan sonrasalçaları mutlaka buzdolabındasaklamalısınız. Ancak bu da yeterliolmayabilir; salçaların üzerindehemen bir yeşillenme oluşur. Bunuönlemek için salçanızın üzerine 1-2parmak kadar zeytinyağıkoyabilirsiniz.Kalan yemeklerÖncelikle önerimiz, tabi ki günlükyemek yapmanız olacak. Ancak tabi kibu her zaman mümkün olmuyor.Akşamdan kalan yemekleri zamanzaman saklamak ve daha sonratüketmek gerekebiliyor. Bu yemekleribuzdolabında uzun süre saklamak içinhava geçirmeyen özel plastik kaplarıtercih edebilirsiniz. Eğer saklamakabınız yoksa, herhangi bir kabakoyduğunuz yemeği, üzerini streçfilmle iyice sararak birkaç günsaklayabilirsiniz.Ayrıca bazı markaların ürettiğivakumlama aletleri ve kaplarsayesinde yiyecekleri çok uzun süreler,tadından hiçbir şey kaybetmedenmuhafaza edebilirsiniz.76 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Gıda KültürüKonserveler…Konserveleri, kutusunu açtıktan sonra hemen tüketmek gerekiyor. Eğerkonservenizi bekletmeden tüketemeyecekseniz ya da hepsinikullanamayacaksanız, bir cam kavanozda ve buzdolabında muhafaza etmenizgerekir.Kurabiyeler, kekler…Fırından çıktığı ilk anda mis gibikokan ve tazecik olan kurabiyeler vekekler, kısa sürede bayatlayabiliyor.Bu gıdaların çabuk bayatlamamasıiçin, kapağı çok iyi kapanan teneke birkutu ya da plastik bir kapkullanabilirsiniz. Ayrıca bu kabın içine1-2 dilim de elma koyarsanız,kurabiyeleriniz uzun süre taze kalır.AtıștırmalıklarAtıştırmalıklar hepimiz için çok caziplezzetler. Ancak ambalajını bir kereaçtıktan sonra çok çabukbayatladığından zaman zaman sinirbozucu olabiliyor. Cips ve kuruyemişgibi atıştırmalıkları poşetini açtıktansonra tamamen tüketemiyorsanız,poşetin içine hava girmesiniengellemeye çalışın. Tazelikmandalları ya da başka bir poşetekoyup ağzını sıkıca kapatmak uygunbir yöntem olacaktır.Ayçiçeği, zeytin ya da mısır…Ayçiçek yağı, zeytinyağı ya damısırözü yağı, yemeklerimizdekullandığımız başlıca yağlar...Bu yağları genellikle tenekelerdealıyoruz ve uzun süre kullanıyoruz.Ancak karanlık yerde muhafazaedilmeyen yağların tadının bir süresonra acılaştığını unutmayın veyağlarınızı her zaman mutfağınızınışık almayan bir bölümünde saklayın.Et, tavuk ve balıkEt, tavuk ve balık üzerinde, dışarıdakaldığı her dakika daha fazla bakteriürer ve bu da insan sağlığı için hiçuygun değildir. Bu gıdaları aldıktansonra en kısa süre içinde pişirmeli yada derin dondurucuya koymalısınız.Ekmekler israf olmasınÜlkemizde en çok israf edilengıdaların başında ekmek geliyor.Gereğinden fazla alınan vetüketilemeyen ekmekler, küfleniyorve çöpe atılıyor. Ayrıca sıcak havalarda ekmeğin çabucak küflenmesineneden oluyor. Bunu önlemek içinyiyemediğiniz ekmekleri bir poşetekoyup buzdolabında saklayabilirsiniz.Yiyeceğiniz zaman buharda ya da tostmakinesinde ısıtıp tüketebilirsiniz.Ocak-Şubat <strong>2010</strong> | 77


MAKRO | BeslenmeŞİFA KAYNAĞIBalın, bir hayvanın salgıladığı, ona zarar vermedenalınabilecek, süt haricindeki tek salgı olduğunu biliyormuydunuz? Ve daha da önemlisi bal, sütten farklı olarakçok uzun yıllar dayanabilir. Bal, düzgün bir şekildeambalajlanıp depolandığında bozulmayan tek gıdadır.Arıcılık ve bal üretimi, Anadolu topraklarında özellikleOsmanlı döneminde çok güzel günler yaşadı.Cumhuriyet’in ilk yıllarında sekteye uğrayanarıcılık bugün yine altın günleriniyaşıyor. Ülkemizde üretilenbal çeşitleri, çok değerliolarak tanımlanıyor ve bubalların sağlık açısındanpek çok faydası olduğubiliniyor.Bal üretimi çokeskiye dayanıyorMısırlıların arı ve ballailgilendiklerini gösteren papirüslereçizilmiş resimler bulunuyor. EskiHint, Yunan, Roma, Sümer, Hitit veBabil uygarlıkları ile Ortadoğu’daİsrailoğulları incelendiğinde de arı veballa ilgili oldukları ve tedavi amaçlıolarak balı kullandıkları görülmüş.Mısır piramitlerinde bulunanresimler ve içi bal dolu çanaklar,Mısırlıların en az 5 bin yıl öncesindenberi arıcılıkla ilgilendiğini ve balı birtedavi ve beslenme aracı olarakgördüklerini gösteriyor.Tutankamon’un mezarında ahşap birkutu içerisinde bulunan 13 kiloluk bal,3800 yıldır bozulmadan bugüne kadarulaşmış.Balın bileşimiTürk Gıda Kodeksi Bal Tebliği, balışöyle tanımlıyor: “Bal; bal arılarınınçiçek nektarlarını, bitkilerin veyabitkiler üzerinde yaşayan bazıcanlıların salgılarını topladıktansonra, kendine özgü maddelerledeğişikliğe uğratıp, bal peteklerinedepoladıkları tatlı maddeyi ifadeeder.” Yani bal, arıların ve bitkilerinortak ürünüdür. Arı, bal toplamaz; balyapar.Balın yaklaşık yüzde 80’i değişikşekerlerden, yüzde 17’si sudan oluşur.Geriye kalan yüzde üçlük kısmı, çeşitlideğerli enzimler ve maddeleroluşturur.78 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | BeslenmeBalın içerisindeki minerallerpotasyum, klor, kükürt, kalsiyum,sodyum, fosfor, magnezyum, silis,demir, mangan ve bakırdır. Buminerallerden potasyum, kalsiyum vefosfor biraz fazladır. Balın içeri ğindebulunan enzimlerin bir kısmı arınınsalgı bezlerinden bir kısmı dabitkilerden gelir. Doğal ballarda enzimmiktarı çok fazla olduğundan endeğerli ve kaliteli ballar, doğalolanlarıdır.Bal, bağırsaklardakiprobiyotik bakteriflorasını çoğaltabildiği içinbağışıklık sisteminigüçlendirdiği gibi kolesterolüdüşürmekle beraber sindirimikolaylaştırıyor ve kolonkanserini önlemede etkili oluyor.Balın tedavi amaçlıkullanım alanlarıBal en az 3000 seneden beri birçokrahatsızlığın tedavisinde kullanılıyor.Son zamanlarda yapılan bilimselaraştırmalar da, balın mucizevietkilerini gözler önüne seriyor. Balınantiseptik, osmotik, hidrojenperoksit ve asiditesine bağlı çok çeşitliiyileştirici etkileri olduğu, yapılançalışmalar sonucu ortaya çıktı. Bal,özellikle böbrek yetmezliğitedavilerinde çok önemli bir yeresahip. Mikroorganizmaların hayattakalmasını sağlayacak nemden vesudan yoksun olan balda hiçbirmikroorganizma canlı kalamaz.Bunun içindir ki bal, asırlardır yanık,yara ve deri ülserlerini iyileştirmekiçin kullanılıyor.Balın yüksek şeker oranı,hipertonisitesini arttırdığı için,etrafındaki bakterilerin suyunuhipertonik alana çekip bakterihücrelerinin büzüşmesini sağlıyor.Balın içindeki hidrojen peroksit, tıbbiÜlkemizde üretilenbazı bal cinsleri• Kestane Balı • Çam Balı• Narenciye Balı • YaylaÇiçek Balıolarak kullanılan hidrojen peroksittençok daha üstün. Balın içindekihidrojen peroksit faal hale,sulandırma sonucunda geliyor. Yani,bal yara üzerine sürüldüğündehidrojen peroksit yavaşça vücutsıvıları tarafından sulandırılarak etkilihale geliyor. Hem yavaş olarak etkinlikkazanması hem de tıbbi hidrojenperoksitten daha düşük biryoğunlukta bulunması, balınmikropları öldürüp vücudunhücrelerinin zarar görmemesinisağlıyor.Bal pH’ı 3.2 ve 4.5 arasında olduğuiçin enfeksiyondan sorumlubakterilerin çoğalmasını da önlüyor.Bal, içinde birçok polifenol, yanidoğal antioksidan olarak işlev görenmadde barındırdığı için uzun dönemtüketimi sonucu kanseri önlediği desöyleniyor. Ayrıca, içindekidemir, vücuttaki zararlı oksijenradikallerini zararsız hale getiriyor.Araştırmalara göre bal, aynı zamandabağırsaklardaki probiyotik bakteriflorasını çoğaltabildiği için bağışıklıksistemini güçlendirdiği gibikolesterolü düşürmekle berabersindirimi kolaylaştırıyor ve kolonkanserini önlemede etkili oluyor.Bal çeşitleriBal, temelde çiçek balı ve ormanbalı olmak üzere iki gruba ayrılabilir.Meyve yetiştiriciliği yapılan ve çiçekveriminin yüksek olduğu bölgelerdegenellikle karma çiçek balı elde edilir.Çünkü pek çok bitki aynı anda ya daardı ardına çiçek açar ve bu da arınınkarma bir bal yapmasına neden olur.Çeşitli çiçeklerden elde edilen bukarışım, zengin içerikli ve dolgunaromalı olduğu için tercih edilir.Genellikle açık renk ve sıvı halde olanbu ballar, çok değerlidir. Saf çiçekbalları, ancak bir bitkinin büyükalanlarda ekildiği yerlerde alınabilir.Örnek olarak, ayçiçeği ve pamukballarını verebiliriz.Orman ballarında da durumaynıdır. Karışık ve saf orman ballarıbulmak mümkün. Örneğin çam balızamanında doğada az çiçek olduğuiçin çam balı genelde saf olur. Salgıyaçiçek özü karışmaz. Kızılçam veköknar da salgı sunumu açısındanbazen çok zengin olur. Böylezamanlarda kovanlardan, saf kızılçamve saf köknar balı hasat edilebilir.80 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | RöportajMadde bağımlılığıbir sebep değilbir sonuçturÜlkemizde maddebağımlılığı her geçengün artıyor ve bu kötüdurumdan en büyükyarayı ne yazık kiçocuklar ve ergenleralıyor. Maddebağımlılığınabaşlamanın birçoksebebi var ancakarkadaş çevresi ve ailefaktörü bunlarınbaşında geliyor.Makro Vizyon olarakbu sayımızda,Bakırköy Prof. Dr.Mazhar Osman RuhSağlığı ve SinirHastalıkları Eğitim veAraştırma HastanesiBaşhekim Yardımcısıve Sosyal HizmetUzmanı FatihKılıçarslan’la çocuk veergenlerde maddebağımlılığı ve tedavisiüzerine bir röportajgerçekleştirdik.Madde bağımlılığınınbir sonuç olduğunuvurgulayan Kılıçarslantedavide aileterapisinin çok önemlibir yeri olduğununaltını çiziyor.Çocuk ve gençlerin uyuşturucuve uçucu madde kullanmayabaşlamasının sebepleri nelerdir?Madde bağımlılığına başlamanın,merak, arkadaş grubununyönlendirmesi,çocukların arkadaşlarınahayır diyememesi gibibirçok nedeni var.Çocuğun arkadaşlarıtarafından süreklikullanılması ya daçocuğun örtülü birdepresyon geçirmesi, aileiçi sorunlar, aileiçerisinde anne ya da babadan birininmadde bağımlısı olması, alkol bağımlısıolması da, çocuğun maddebağımlılığında bir etkendir. Bunedenlerin hepsi ya da sadece biri bileçocuğun yönlenmesinde etkilidir.Madde kullanmayı özellikle çocuğunmodelleme ilişkisinebağlayabiliriz. Çocuk yaarkadaşlarından birini ya daanne-babasından birini model olarakalır. Çocuğun çevresinde ve ailesindeböyle modeller varsa, maddeye yönelmeriski çok daha yüksektir. Ailede sigaraiçen ebeveynin olması, çocuğu sigarabağımlılığına yatkın hale getiren enetkin sebeplerden birisidir.FATİH KILIÇARSLANBir gencin uyuşturucu maddekullandığı nasıl anlaşılır?Belirtileri nelerdir?Madde ve uyuşturucu kullanan birçocuğun her şeyden önce tutum,davranış ve psikolojisinde belirgindeğişiklikler yaşanır. İçinekapanabileceği gibi aşırı hareketlilik degözlenebilir. Öfke, kızgınlıkpatlamalarının yanı sıra yalan söylemegibi uyum ve davranış sorunları başgösterebilir. Çocuğun ders kalitesindedüşme, sınıfta kalma ya da okuldaöğretmenleri tarafından sürekli uyarıcezaları aldığı gözlenir. Bedenindebelirgin değişiklikler ortaya çıkar. Aşırıkilo kaybı, kollarında iğne izleri, sürekliöksürmesi, gözlerinde kızarıklık, uyku82 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Röportajdüzeninde bozukluk oluşur. Arkadaşgrubu değişir, giyim tarzı değişir,kollarında da kesikler görülebilir.Aile içi ilişkilerin bozuk olmasımadde kullanmaya yönlendirebilirmi?Madde bağımlısı çocukların anne vebabalarının tutumlarında, çocuklukdönemi gelişim sürecinde ciddi olumsuzve yanlış yaklaşımlar olduğu anlaşılıyor.Madde bağımlılığının, çocuğun yaşadığıbirçok olumsuzluğun sonucu olduğunubilmek gerekiyor. Bunun sebepleri önceaile içerisinde, anne ve babanın çocuklailişkilerinde aranmalı. Eşler evlilikyaşantısında bir ahenk sağlayamazsa,ilişkilerini duygusal anlamda uyumluyürütemezse, bu durum çocuklarındoğumuyla birlikte ortaya çıkan anne vebabalık rolüne de olumsuz yansıyor.Özellikle ekonomik ve eğitim düzeyiyüksek ailelerde, eşler arasındakiiletişim sorunları, boşanmış anne-babasorunları neticesinde çocuklarpsikolojik olarak etkileniyor. Annebabasınınçatışma alanıhaline gelen çocukonlardanuzaklaşıyor. Eşler,kendi aralarındakiçatışma ve problemi çocuk üzerindengidermeye çalışıyor. Dolayısıyla çocuk,sorunun bir parçası haline geliyor.Eşiyle ilişki sorunu yaşayan bir kadın,çocuklarını evi bırakıp gitmekle tehditediyor. Anne-baba arasında işbirliğiyoksa ilişki problemlerini çocuklarüzerinden gidermeye çalışıyor,çocuklarını kendi sorunlarınaalet ediyorlar. Bu, çocuklarıduygusal ve ruhsal yönden,kişilik gelişimi yönündenolumsuz etkiliyor.Çocuklarını olumsuzalışkanlık vedavranışlardan korumakiçin anne ve babalar nasıldavranmalıdır?Ebeveynlerinçocuklarıyla açık,duygularını anlamayadönük ve güvenli iletişimkurabilmeleri gerekiyor.Çocuğun ergenleşmesürecinde yaşadığıruhsal değişimlerindedestekleyici, yolgöstericiyaklaşımlardabulunulmalı, ihmal ve şiddettenkaçınılmalıdır. Ayrıca çocuğunsınırlarını, yaşamın kural ve değerlerinioluşturabilmesi için rehberlik etmeli vesağlıklı model oluşturulabilmelidir.Klinik tecrübelerime göre maddebağımlısı çocuklar, çevresinde var olankötülük karşısında sınırlarını belirlemeve kendisini madde kullanımına teşvikeden arkadaşlarına hayır diyebilmekonusunda güçlük yaşıyor. Burada anababanınkoruyucu, bağımlı, otoriter vebaskıcı tutumlardan kaçınmaları,hayatın sorumluklarını gelişimineuygun olarak vermeleri, yanlışlıklarkarşısında önce ebeveynlerin ‘hayır’diyerek örnek olmaları önemli roloynar. Çocuğumuza hayırdiyebilmeyi, sınırlarını oluşturmayıeğiterek öğretmeliyiz. Aksi haldeyanlış ebeveyn tutumlarımızçocukları riskli hale getirecek vebirçok olumsuz alışkanlık karşısındaçocuğumuzu koruyamaz hale geleceğiz.Madde bağımlısı çocuklar nasılbir tedavi sürecinden geçiyorlar?Anne-babalar, madde kullanançocuklarda meydana gelen davranış vefizikî değişiklikler konusunda bilgisahibi değil. Birçok aile çocuğununmadde bağımlılığını geç fark ediyor.Madde bağımlısı çocuklargenellikle kurban oluyor.Eşler ayrılma noktasınageliyor, uyum sorunuvar ve çocuk bu yuvayıkurtarmak içinkendini kurban olarakortaya koyuyor.84 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | RöportajBir, hatta iki yıl sonra çocuğununmadde kullandığını fark eden anne vebabalar var. Dolayısıyla bu geç kalış,tedavi sürecini de olumsuz etkileyerek,güçleştiriyor. Tedaviyi öncelikleçocuğun istemesi, tedavi sürecine anneve babanın da katılması gerekiyor.Madde bağımlılığı tedavisi bir ekipişidir. Psikiyatr, psikolog, sosyal hizmetuzmanı, hemşire ve aile birlikte çalışır.Tedavide koruyucu ve önleyici aile ruhsağlığı yaklaşımlarını ve aile terapisiniönemsiyorum. Madde bağımlılığıtedavisinde, sürece aileyi katmadan,ailenin tedavide etkin rol oynamasınıdesteklemeden kalıcı bir tedavi olmasımümkün değil. Öncelikle aileyi tedavisürecine katılmaya inandırmak lazım.Aile buna inanırsa çocuğuna sonunakadar yardımcı olur. Madde kullanançocuklar kendilerini sorunlu hissediyor,problemin kendilerinde olduğunusanıyorlar. Burada sorunudışsallaştırmak gerekiyor. Çocuğusoruna madde kullanmanın ittiğinikabul ettirmek gerekiyor. “Ben sorunludeğilim, madde beni sorunlu halegetirdi, ailemle ilişkilerimi bozdu” diyedüşünmesini sağlamak lazım.Tedavi sürecinden bahsederkenailenin önemine değindiniz? Aileterapisinin tedavide önemi nedir?Her ailede bir döngü vardır ve aileiçi problemlerkuşaklar boyu artar.Sorunlar miras kalır.Mesela bir vakadansöz edeyim: 4yaşındayken, yuvayagetirilen bir kadınınhikâyesi… Annesi akılhastası, baba ise eviterk etmiş. Kendisi de4 yaşında yuvayabırakılmış. O daküçük yaşta evlenmiş,16 yaşında hamilekalmış. Şiddet gördüğü için boşanıpkadın sığınma evine gelmiş.Bu patoloji ailede oluşuyor.Babasının 4 yaşında evi terk etmesi birproblem. Annesinin akıl hastası olmasıproblem. Kendisinin küçük yaştaevlenip şiddet görmesi, ayrılıp kadınsığınma evine gelmesi, kendisinin deçocuğunu yuvaya vermesi başka ve dahabüyük bir problem. İkinci bir evlilikyapmış, tekrar şiddet gördüğü içinayrılmış. Yine kadın sığınma evine giripikinci çocuğunu da yuvaya vermiş.Sonuçta da kendisinin sokaklardayaşaması bir problem… Üçüncü kuşakMadde kullanançocuklar kendilerinisorunlu hissediyor,probleminkendilerindeolduğunu sanıyorlar.Burada sorunudışsallaştırmakgerekiyor. Çocuğusoruna maddekullanmanın ittiğinikabul ettirmekgerekiyor.yani yuvaya bırakılaniki çocuk damuhtemelen problemliolacaklardır. Aile içipatolojiyi çocuk temsilediyor. Kuşaklar boyuproblem var.Muhtemelen kadınınanne ve babasınıngeldiği ailelerde de,yani ondan öncekikuşakta da problemvardı. İkinci vaka ise,ailenin bir problemininçocukta patolojik olarak ortayaçıkması… Madde bağımlısı çocuklargenellikle kurban oluyor. Eşler ayrılmanoktasına geliyor, uyum sorunu var veçocuk bu yuvayı kurtarmak için kendinikurban olarak ortaya koyuyor. Aile,çocuğun sorunlarını çözmek için biraraya geliyor. Tüm bunlar aileterapisinde ortaya çıkan sonuçlar…Çocuk farkında olmadan maddebağımlısı oluyor. Terapi sırasında,seanslar ilerledikçe hikâyeyiöğreniyorsunuz ki, çocuk bir kurban…Madde bağımlılığı bir sebep değil birsonuçtur.86 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


325MAKRO | ÇocukSözcük kutusundaki sözcükleri dairelerin içine öyleyerlefltir ki birinin son hecesi di¤erinin ilk hecesi olsun.Haz›rlayan: Orhan AkcanMESLEKSARMALJALETARLASENCETAKASADEKAPINARLARLAMAMANDALCERENLEMANG‹TARPINARDESENMASALATAGALADALGARENG‹784JA LE MAN161. Yemek yapan kifli.2. Mektuplar›m›z› getirir.3. Mevye ve sebze satar.4. Bizi tehlikelerden korur.5. Hastaland›¤›m›zdaona gideriz.6. Topra¤a ekin eker.7. ‹laç satar.8. Ekmek yapar.Uzay arac›n› Dünya’ya indirebilir misin?FIKRANASILANLAYAYIM?Can, bakkaldan bir paket çikolata al›r. Aradanon dakika geçmeden k›zg›n bir flekilde bakkalageri döner:-Az önce ald›¤›m çikolata bozuk ç›kt› bakkalamca. Param› geri istiyorum, deri.Bakkal:-Peki Can ama çikolatan›n hepsini yemiflsin,der gülümseyerek. Can’›n cevab› ilginçtir.-Yemeden bozuk oldu¤unu nas›l anlayacakt›mbakkal amca.88 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | ÇocukOcak-Şubat <strong>2010</strong> | 89


MAKRO | TarifŞefin Salatası(4 kişilik)Malzemeler1 adet iceberg, 1 bağ roka, 1 bağmaydanoz, 4 adet orta boy kabuğusoyulmuş domates, 2 adet kabuğusoyulmuş salatalık, 5 adet orta boykornişon turşu, 4 kibrit kutusubüyüklüğünde küp doğranmış beyazpeynir, 1 çay bardağı haşlanmış tanemısır, 1 çay kaşığı pul biber,zeytinyağı ve limon suyu.HazırlanışıZeytinyağı, limon suyu ve mısır hariçtüm malzemeler iri doğranıpkarıştırılarak servis tabağına alınır.Malzemelerin üzerine zeytinyağı,limon ve mısır ilave edilerek servisesunulur.Sahanda PatlıcanlıKuzu Pirzola (4 kişilik)Malzemeler16 parça kuzu pirzola, 2 adet patlıcan, 4 adet kabuğu soyulmuşorta boy domates, 2 adet orta boy kuru soğan, 4 adet sivri biber, 4diş sarımsak, 100 gram margarin, yarım demet maydanoz, yarımdemet dereotu, 1 yemek kaşığı kekik, tuz ve su.HazırlanışıTavaya yağın yarısı konularak eritilir ve etler alt-üst yapılarakkızartılıp geniş bir tavaya dizilir. Etlerin üzerine halka şeklindekesilmiş patlıcanlar dizilerek ayrı bir tavada kalan yağ eritilip incekıyılmış soğan ve sarımsak kavrulur. Biber, küp doğranmış vekabuğu soyulmuş domates ilave edilerek 4-5 dakika daha kavrulur.Tuz ve su ilave edilip 3 dakika daha kaynatılır. Tepsideki etlerinüzerine dökülür ve kapağı kapatılarak 10 dakika daha pişirilir.Maydanoz ve kekikle süslenerek servis edilir.90 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | TarifKakaolu Muffin (4 kişilik)Malzemeler2 su bardağı un, yarım su bardağı toz şeker, 1 paket kabartma tozu,1 paket vanilya, 1 su bardağı süt, 3 çorba kaşığı kakao, 1 çaybardağı bitkisel sıvı yağ, 1 yumurta, bir tutam tuz.HazırlanışıFırınınızı 180 dereceye ayarlayın. Muffin kalıplarınıza kağıtlarınıkoyup hazırlayın.Yumurta ve şekeri mikserle iyice çırpın. Bu esnada vanilyayıekleyin. Ardından süt ve yağı ekleyip çırpmaya devam edin. Un,kabartma tozu, tuz ve kakaoyu da ekleyip pürüzsüz bir hale gelenekadar çırpın. Ardından hazırladığınız hamuru kalıplara döküpönceden 180 dereceye ısıttığınız fırında, 20 dakika pişirin.Sakız KabağıÇorbası(4 kişilik)Malzemeler2 adet orta boy kabak, 1 adet ortaboy kuru soğan, 1 tutam dereotu,1 su bardağı yoğurt, 2 yemek kaşığıun, 50 gram margarin, su ve tuz.HazırlanışıTencereye yağ konularak eritilir vesoğan ilave edilip pembeleşene kadarkavrulur. İnce kıyılmış kabak ve tuzilave edilip 3-4 dakika karıştırılır.Ardından su ilave edilir ve 20 dakikaağır ateşte pişirilir. Pişen malzemeblender’dan geçirilip tekrar tencereyekonur. Ayrı bir kapta yoğurt ve unkoyu bir kıvam alana kadarkarıştırılıp çorbanın içerisine ilaveedilir. 3-4 dakika daha kaynatılıpdereotu ilavesiyle servis edilir.92 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>


MAKRO | Bulmaca1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 1512345678910Soldan sağa:1. Bir atasözümüz. 2. Bir soru sözü– Karışık renkli – Kaz Dağları’nınmitolojik devirlerdeki adı – Tanelibir meyve. 3. Bir organımız –Dalkavuk – Boyun eğen.4. Güven – Samsun’un bir ilçesi.5. Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayıbağışlama – Osmanlıİmparatorluğu’nda, Macaristan veHırvatistan’daki sancak beylerineverilen isim – İnsan vücudunun dışyüzü – Telgraf alfabesi.6. Öğüt – Çeşit – Kişi, kimse.7. Yılın on iki bölümünden her biri –Damarlarda dolaşan yaşamsal sıvı –Ülkemizin en büyük gölü – Kriptonunsimgesi. 8. Engel – Yol üzerindekiçukur – Kimi yörelerde ağa yerinekullanılan sözcük.9. Bir nota – Değiş tokuş – Güreştebir oyun. 10. Dingil – Taşıt dizisi –Baston.Yukarıdan aşağıya:1. Çocuk sahibi kadın –Makromarket’in <strong>2010</strong> yılının ilkmağazasını açtığı Etlik semtininbulunduğu ilimiz. 2. Bir bağlaç – Birişi yapma, yerine getirme - Birşeyin eksiğini tamamlamak içinona katılan parça. 3. Bir besinmaddesi – Gözü açık, uyanık.4. Yenme, yengi. 5. Vilayet – Göktekiay – Bayramlarda, şenliklerde kurulansüslü kemer. 6. Mesnet –Kiloamperin kısaltması.7. Satrançta bir taş – Güç, derman.8. Afrika’da bir ırmak – AmerikanUzay ve Havacılık Dairesi’ninkısaltması. 9. Hak ve hukukauygunluk. 10. Osmanlılarda tarihyazarlarına verilen ad. 11. İsim –Gözlem. 12. En kısa zaman süresi –Anlamlı işaret. 13. Ameliyattan önceverilen uyutucu madde – Gözlerigörmeyen. 14. Karakter – Sarkaç,pandül. 15. Örnek, göstermelik.Bul ma cay›do€ ru çö züpgön de ren30 flansl›oku yu cu mu za27 TL değerindeGilette FusionPower TıraşMakinesiarmağanedi yo ruz.Ad, So ya d :Do ğum Ta ri hi :Mes le k :Ad re s :Te le fon (cep) :(iş)(ev)E-ma il :POSTA ADRESİ:Şeref Makromarket San. ve Tic. A.Ş.Saray Mah. Gıdacılar Cad. No:11 PK: 06980Kazan-Ankara / Tel: (0312) 815 47 0594 | Ocak-Şubat <strong>2010</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!