30-31 Mart 2007 Konuşmalar ve Sunumlar için tıklayınız... - Türmob
30-31 Mart 2007 Konuşmalar ve Sunumlar için tıklayınız... - Türmob
30-31 Mart 2007 Konuşmalar ve Sunumlar için tıklayınız... - Türmob
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
hasebeci kavramını değiştirmek <strong>için</strong> ele alıyorum, muhasebecinin esas işini<br />
ortaya koyan sözcüktür. Türkiye’de muhasebeci dediğimiz zaman aklımıza<br />
defter tutan, <strong>ve</strong>rgi beyannamesi hazırlayan, <strong>ve</strong>rgiyi hesaplayan, karı ortaya çıkaran<br />
kişi gelir. Oysa bugünkü seminerin, bugünkü forumun başlığı altında<br />
ele alabilirsek, muhasebeci dediğimiz zaman gü<strong>ve</strong>nilir bilgiyi sağlayan kişidir.<br />
Gü<strong>ve</strong>nilir bilgiyi sağlayan kişi ise bu finansal tabloları hazırlayan kişi değildir,<br />
bu finansal tabloları, bu bilgileri denetleyen kişidir.<br />
1992 yılında, o zaman Değerli Genel Başkanımız Sayın Mustafa Özyürek, bugün<br />
yönetimde halen devam eden Sayın Rıfat Nalbantoğlu, Uğur Büyükbalkan<br />
<strong>ve</strong> gerçekten o tarihte ortaya konan her şeyi heyecanla karşılayan, bugünde<br />
sevinçle TÜRMOB’un Genel Başkan Yardımcısı olarak gördüğümüz Sayın<br />
Yahya Arıkan’ın bulunduğu bir toplantıda, acaba muhasebeciyi nasıl tanımlamalıyız<br />
ki muhasebecinin neye sahip olduğunu ortaya koyalım diye tartışmıştık,<br />
bu işin de tartışmasını yaparken İstanbul Oda’sının şu anda sekreterliğini<br />
yapan Yücel Bey de bu işlerin koordinasyonu ile meşguldü, eğer o gün<br />
ortaya konulan manifesto, elinizde bulunursa nihai hedef, “muhasebecinin<br />
dünyada <strong>ve</strong> Türkiye’de yaratılan katma değerde hak ettiği payı almaktır”, daha<br />
o hedefe ulaşmış değiliz. Yani hak ettiğiniz ücreti, alın terinizin karşılığını,<br />
bir haksız rekabet etkisi olmaksızın alabilmektir. Bu yol <strong>için</strong> orada tanımlanmış<br />
ara hedefler var. Bu ara hedeflerden bir tanesi, <strong>ve</strong>rgi beyannamelerinin<br />
muhasebeciler tarafından denetlenmesidir. Parlamento bu yetkiyi <strong>ve</strong>rmiştir,<br />
bu yetkinin alınmasında, bu yetkinin Anayasa Mahkemesi’nin savunulmasında<br />
gerçekten bir savaştaki komutan gibi mücadele edenlerden birisi de bugün<br />
Maliye Bakanlığı Müsteşarıdır. Bugün Gelir İdaresinin Başkanlığını yürüten<br />
arkadaşımız da o zaman bu mücadelede Gelirler Genel Müdürlüğünün Başyardımcısıdır.<br />
Şimdi, Maliye’de bu arkadaşların, etkin olduğu bir dönemde halkın iradesi<br />
adına, milli irade adına hareket eden parlamentonun <strong>ve</strong>rdiği <strong>ve</strong>rgi denetim<br />
yetkisinin, ön denetim yetkisinin yani mükerrer 227’de <strong>ve</strong>rgi beyannamelerinin<br />
imzalanmasının ikinci aşaması daha tamamlanmamıştır. Bunu, özellikle<br />
öne almamın nedeni <strong>ve</strong> hitap ederken de burada varlığını bir meslek adına<br />
önemli olduğu <strong>için</strong> dile getirdiğim Vergi Politikaları Genel Müdürünün olduğu<br />
bir süreçte dile getiriyorum. Çünkü <strong>ve</strong>rgi politikalarının belirlenmesinde<br />
eğer gelir idaresinin etkin bir <strong>ve</strong>rgi almasını istiyorsak parlamentonun bundan<br />
13 yıl önce öngördüğü, <strong>ve</strong>rdiği yetkiyi muhakkak kullandırmaları gerekir, buna<br />
gelir idaresi de Müsteşar da Anayasa Mahkemesi’nde yaptıkları savunma-<br />
9