11 haziran 2012 - Ekonomi Gazetesi
11 haziran 2012 - Ekonomi Gazetesi
11 haziran 2012 - Ekonomi Gazetesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong> PAZARTESİ<br />
En büyük kartondan at heykelini yaptılar<br />
Sivas’ta atık<br />
kartondan 5.5 m<br />
yüksekliğinde Truva<br />
atı yapan Üniversiteli<br />
öğrenciler dikkat çekti.<br />
Kendilerine ”Gereğini<br />
yapanlar genlik<br />
Kulübü” adını veren<br />
gençler, ‘Atıktan sanata<br />
geri dönüşüm’ adıyla<br />
Avrupa Birliği gençlik programları kapsamında proje<br />
hazırladı. Öğrenciler geri dönüşebilen atıklardan<br />
yaptıkları sanatsal çalışmalarla ilgi gördü. Kongre<br />
müzesi bahçesinde sergi açan gençler yaptıkları ilginç<br />
heykellerle ilgi gördü. Tellerden, şişe kapaklarından<br />
çeşitli şekiller yapan en önemlisi Kartondan Truva atı<br />
yapan Kulüp üyeleri çevre kirliliğinin önlenmesi<br />
açısından önemli bir görev üstlendi. Proje sorumlusu<br />
Ömer Lütfi Tütüncü yaptığı açıklamada, dönüşebilen<br />
atıklardan (karton koliler,plastik şişeler, gazete kağıtları,<br />
metal içecek kutuları ve kompozit atıklardan) sanat eseri<br />
ürettiklerini belirterek, Lise ve Üniversiteye geri<br />
dönüşüm kutuları yerleştirdiklerini, bu kutularda<br />
biriken atıklardan da çalışma grubuyla birlikte heykeller<br />
üreterek Sivas halkıyla paylaştıklarını dile getirdi.<br />
Atık kartonlardan Truva atı yapma fikrinin<br />
arkadaşlarıyla fikirler üzerinde tartışırken ortaya<br />
çıktığını aktaran Tütüncü, “Karton kutuların ne kadar<br />
fazla tüketildiği ve ne kadar fazla çöpe atıldığı<br />
konuşulurken bununla ilgili neler yapılabilir diye<br />
tartıştık. Tabi ki ilgi çekmemiz gerekiyordu. Bir<br />
arkadaşımız Truva atı olsun dedi ve çalışmaya başladık.<br />
5.5 metre uzunluğunda Truva atımız karton kolilerden<br />
oluştu.”dedi. Çalışmaya 2 ay öncesinden başladıklarını<br />
ve atı 20 günde 20 kişinin geceli gündüzlü çalışmasıyla<br />
yaptıklarını kaydeden Tütüncü, “3 ayda ise atıklarımızı<br />
topladık.Daha fazla eser oluşturacaktık ancak bizimde<br />
bir bütçemiz ve enerjimiz var, ancak bu kadar<br />
yapabildik” diye konuştu. Atı yaparak rekor kırdıklarını<br />
anlatan tütüncü, “Aslında bu at şöyle bir özellik taşıyor,<br />
internetten baktık, dünyanın en büyük karton heykeli.<br />
Boyutlarına baktık en fazla 3 m’ye kadar var, CİHAN<br />
Gerçekçi olmanın zamanı<br />
Kürt meselesinin çözümünde<br />
hayat yeni imkânlar sunuyor.<br />
Dünyanın karmaşık yapısı üretilen<br />
her acının paralelinde olumlu yönde<br />
kapıların açılmasına neden olabiliyor.<br />
Suriye'de Esed'den sonraki<br />
muhtemel siyasî yapının belirsizliği<br />
bölgede Şiilik üzerinden bir güç hattının<br />
oluşmasını sağladı. Rusya, Çin<br />
ve İran'ın destekleri, buna karşın<br />
ABD ve İsrail'in duruma razı gelen<br />
yaklaşımları bu hattın uzun vadeli<br />
olabileceğini söylüyor.<br />
Bu durum Irak'ın Şii Başbakanı Maliki'nin<br />
güç alanını genişletmesiyle<br />
sonuçlandı. Böylece Irak'ın iç<br />
siyasetindeki başlangıç dengesi<br />
bozulurken, Kürdistan'ın daha özerk<br />
bir siyaset izlemesi de meşru hale<br />
geldi.<br />
Deneyimli bir siyasetçi olan<br />
Barzani'nin bu fırsatı kaçırmayacağı<br />
ve Kürt dünyasında kendisini<br />
temsilî liderliğe taşıyacak adımları<br />
atmak isteyeceği açıktı. Öte yandan<br />
Kürdistan son dönemdeki sosyal ve<br />
ekonomik alandaki yeniden yapılanmasını<br />
siyasetteki kısmî liberalizmle<br />
de destekleyerek, bölgede 'örnek' bir<br />
konuma doğru evrilmekte.<br />
Dolayısıyla Barzani'nin Kürdistanı<br />
geleceğin Ortadoğu'su açısından<br />
Batı'nın istikrar ve özgürlükler adına<br />
güvenebileceği bir coğrafya. Ayrıca<br />
Suriye'deki gelişmelerin oradaki<br />
Kürtleri de aktörleştireceği ve bunun<br />
Batı açısından bir 'denetim ihtiyacı'<br />
yaratacağı hesaba katılırsa,<br />
Barzani'nin etkisinin artmasının Batı<br />
tarafından destekleneceğini<br />
öngörmek zor değil.<br />
Diğer taraftan Barzani'nin bu yeni<br />
role soyunabilmesi, hem Kürdistan<br />
siyasetini demokrasi içinde<br />
tutabilmesini, hem de Suriye Kürtleri<br />
üzerinde etkili olabilmesini gerektiriyor.<br />
Genel açıdan bakıldığında<br />
Barzani'nin yeni kariyerinin barış ve<br />
istikrarın bölgeye doğru yayılmasının<br />
sözcülüğünü yapmak olduğu<br />
söylenebilir. Ne var ki bu yolun üzerinde<br />
ciddi bir engel bulunuyor:<br />
PKK'nın silahlı mücadeleye devam<br />
etmesi ve en azından bir kanadıyla<br />
Esed'e destek vermesi...<br />
Bu noktada Barzani'nin gücü yetersiz<br />
kalıyor, çünkü PKK ile kimliksel bağ<br />
olsa da örgüt Barzani'nin ideolojik<br />
hükümranlığının parçası değil. Diğer<br />
bir deyişle Barzani açısından 'çözüm'<br />
PKK'nın Türkiye ile olan ilişkisi<br />
çerçevesinde silah bırakmayı kabul<br />
etmesinden geçiyor ki bu da<br />
Türkiye'nin Kürt meselesinde yeni bir<br />
adım atmasını ima ediyor.<br />
Nihayet böyle bir gelişme Batının ve<br />
özellikle ABD'nin de işine geliyor.<br />
Çünkü İsrail engeline takılmadan<br />
bölgeyi yeni bir dengeye getirmenin<br />
yolu, Kürt meselesinin çözümüyle ve<br />
böylece Suriye'ye tahammül<br />
edilebilen bir Ortadoğu üretilmesiyle<br />
sağlanabilir. İşin kritik yanı şu ki, bu<br />
tablo aynı zamanda Türkiye'nin de<br />
istediği doğrultuda... Suriye<br />
konusunda giderek yalnızlaşan ve<br />
duruma razı olmak zorunda<br />
bırakılan Türkiye, bu istikrarsızlık<br />
haliyle yaşamanın nasıl olabileceğini<br />
hesaplamak zorunda...<br />
Dostane olmayan bir Suriye komşuluğu<br />
ile birlikte sürdürülecek bir PKK<br />
mücadelesinin vahim sonuçları olabilir.<br />
Özellikle Esed yerini sağlamlaştırıp<br />
nisbi bir düzen sağladığı<br />
andan itibaren, Kürt siyasetinin en<br />
azından bir bölümünün daha 'derin'<br />
kanallara gireceğini tahmin edebiliriz.<br />
Bu aktörlerin, tüm yargı süreçlerine<br />
karşın ve belki de o sayede,<br />
ayakta kalan Türkiye'deki ulusalcı<br />
siyasetle ilişki kurmamasını ise hayal<br />
bile etmemek gerek...<br />
Türkiye'nin bu açmazdan hızla çıkmasının<br />
yolu Kürt meselesinde<br />
çözüme doğru ilerlenmesidir.<br />
PKK'nın buna yanaşmayacağı, sorun<br />
çıkartacağı, çıtayı sürekli yükselterek<br />
Dünya kan bağışı rekorunu kırmak için sıraya girdiler<br />
Va li li ğin ko or di ne sin de Türk Kı zı la yı Ada na Şu be si,<br />
dün ya kan ba ğı şı re ko ru kır ma de ne me sin de bu lun du.<br />
Biz Adanalıyık kan portakal meyvemiz yardımsever<br />
milletiz’ ve ‘kan ver hayat kurtar;<br />
kahraman ol’ sloganı ile hayata geçirilen projeye<br />
vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. İstasyon Meydanı’nda<br />
düzenlenen organizasyonda donörler<br />
kan bağışında bulunmak için sıraya girdi. Kurulan<br />
çadırlarda 25 bin ünite kan toplanarak, daha<br />
önce Hindistan'ın Mumbai kentinde gerçekleştirilen<br />
25 bin ünitelik 'dünya kan bağışı rekoru' kırılmaya<br />
çalışılıyor.<br />
Kurulan platformda Büyükşehir Belediyesi Bando<br />
ekibinin seslendirdiği müzikler eşliğinde ‘şölen’<br />
havasına bürünen etkinliğe destek veren Vali<br />
Hüseyin Avni Coş, Adana’da bir günde toplanan<br />
kan bağışında Türkiye rekoru kırmayı planladıklarını<br />
söyledi. Halkın kampanyaya büyük duyarlılık<br />
gösterdiğine işaret eden Coş, “Söz konusu<br />
olan yardımlaşma, dayanışma ve insani yardımsa<br />
Adanalı hemşerilerimiz fedakarlık gösterirler. Onlardan<br />
gelen istek doğrultusunda, STK’ların da<br />
katkılarıyla başlattığımız bu aktivitede bir günde<br />
toplanan kan ünitesi sayısında rekor kırmayı<br />
amaçlıyoruz.” dedi. Türkiye rekorunun yanı sıra<br />
süreci çıkmaza sürükleyeceği öne<br />
sürülebilir. Ama hükümetin çözüme<br />
doğru ilerleme iradesini açıkça<br />
göstermesi halinde, PKK'nın Kürtler<br />
nezdindeki etkisi ve prestiji de<br />
giderek örgütün çözüme ne denli<br />
katkıda bulunacağına bağlı hale<br />
gelecektir. Eğer hükümet<br />
samimiyetini ortaya koyabilirse,<br />
PKK'nın bu riski taşımakta zorlanacağını<br />
öngörebiliriz. Hele<br />
Barzani ve ABD'nin de aynı yönde<br />
tavır koymaları durumunda, PKK'nın<br />
siyaseti çok daha 'gerçekçi' bir konuma<br />
kayacaktır.<br />
Ne var ki bu 'gerçekçilik' PKK'nın üzerindeki<br />
baskıya teslim olacağını ima<br />
etmiyor. Aksine 'gerçekçilik' böyle bir<br />
durumda PKK'nın daha da<br />
sertleşmesine neden olabilir. Unutmamak<br />
gerek ki, bir aktörün gerçekçi<br />
davranabilmesi, hemen her zaman<br />
gücü ellerinde tutanların önerdiği<br />
çözümün ne denli gerçekçi<br />
olduğuyla da bağlantılıdır.<br />
Bu açıdan bakıldığında Erdoğan'ın<br />
"PKK silah bıraksın, operasyonlar<br />
durur" beyanı yeterince gerçekçi<br />
gözükmüyor. Çünkü bunun anlamı<br />
"Sen silah bırak, ben silahımı susturayım"<br />
demektir ve PKK'nın silah<br />
susturması halinde ne yapılacağı<br />
konusunu boş bırakmaktadır. Devlet<br />
silah bırakamayacağına ve çözüm<br />
için PKK'nın silah bırakmasının şart<br />
olduğuna göre, bunu sağlamanın<br />
yolu devlet ile PKK arasındaki<br />
asimetriyi kapatacak bir adımın atılmasıdır.<br />
Yani PKK'lıları sadece basit vatandaş<br />
kılmak değil, onları doğrudan<br />
siyasetin öznelerinden biri yapacak<br />
kapsamlı bir af... Başbakan'ın beyanı<br />
çözüm için yola çıkıldığını söylüyor.<br />
Eğer PKK tarafından da bir niyet<br />
beyanı gelirse, sonraki adım gerçekçi<br />
bir sürecin başlamasını sağlayabilir.<br />
Ortadoğu'nun çalkantılı ve istikrarsız<br />
hali, istikrarı özleyen herkesi işbirliğine<br />
davet ediyor. Yeter ki dar<br />
bakışlar ve kimliksel kibir gerçekçiliği<br />
engellemesin.<br />
Zaman 18 Mayıs <strong>2012</strong><br />
uluslararası bir derce elde etmeyi düşündüklerini<br />
hatırlatan Coş, “Esas amacımız, rekor kırmak<br />
değil. Bugüne kadar hiç kan vermeyen<br />
insanları da bu alışkanlığı kazandırmak istiyoruz.<br />
Bunun için kan vermek konusunda<br />
toplumun bütün kesimlerinde bir duyarlılık oluşturmaya<br />
gayret ediyoruz. İnsanlar ihtiyaç duydukları<br />
kanı bulsunlar; artık ‘kan anonsları<br />
olmasın’ diye, çabalıyoruz.<br />
İnşallah akşama bir dünya rekoruna imza<br />
atarız.” şeklinde konuştu. Büyükşehir Belediye<br />
Başkan Vekili Zihni Aldırmaz ise Adana’nın<br />
sadece kan bağışında değil, birlik ve beraberlikte<br />
de rekor kırdığını kaydetti. ‘Ortak akıl dediğimiz<br />
bu’ ifadesini kullanan Aldırmaz, kan bağışına<br />
gösterilen ilginin memnuniyet verici olduğunu<br />
vurguladı. Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ni ziyareti<br />
dolayısı geldiği Adana’da kan bağışı programına<br />
katılan Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK)<br />
Başkanvekili Prof. Dr. Şaban Çalış ise kampa-<br />
Şüpheli çantadan<br />
makyaj malzemesi çıktı<br />
Cari açık ve finansmanı<br />
konusundaki yazılarımda,<br />
reel sektörün yüksek döviz<br />
pozisyonu açığı olduğuna dikkat<br />
çekmeye çalıştım.<br />
Dışa açık ekonomilerde, sektörlerin<br />
döviz varlıkları ile yükümlülükleri<br />
arasında büyük farklar<br />
oluşması sıkıntılar yaratır.<br />
Ülkeye yatırım yapan fon yöneticileri,<br />
kredi veren bankalar, şirketler<br />
kesiminin ve ekonomideki<br />
diğer sektörlerin döviz pozisyonlarını<br />
yakından takip ederler.<br />
Çünkü dış kaynaklı krizden ilk<br />
önce etkilenecek olanlar, en çok<br />
açık verenlerdir.<br />
2001 KRİZİNDE FİNANSAL SEK-<br />
TÖR<br />
2001 'de en büyük açık Hazine ve<br />
finansal sektördeydi. Hazine'nin<br />
döviz varlıklarının olmaması<br />
doğal.<br />
Portföyünde döviz varlığı tutması<br />
beklenmiyor. Buna karşılık kamunun<br />
dış borçlan nedeniyle<br />
döviz yükümlülükleri her zaman<br />
büyük.<br />
Krizin hemen öncesinde Kasım<br />
2000 tarihinde finansal sektörün<br />
döviz pozisyonu açığı 18.5 milyar<br />
dolar civarındaydı.<br />
Açığın milli gelire oranı yaklaşık<br />
yüzde 7. Döviz girişleri durunca<br />
sektörün başına gelenler henüz<br />
hafızalardan silinmedi. Birçok<br />
banka battı.<br />
Mevduat sahiplerine yapılan<br />
ödemeler dahil, Hazine'den milyarlarca<br />
lira kaynak aktarıldı, finansal<br />
sektör ayağa kaldırıldı.<br />
Amacım geçmişe dönerek nostalji<br />
yapmak değil,<br />
Merkez Bankası'nca yayımlanan<br />
aşağıdaki tabloda yer alan bilgi-<br />
leri bu bakış açısıyla değerlendirmek.<br />
ŞİMDİ REEL SEKTÖR<br />
Tablo, finansal kesim dışındaki<br />
firmaların döviz varlık ve yükümlülüklerini,<br />
diğer bir deyimle,<br />
reel sektörün net döviz pozisyonunu<br />
içeriyor.<br />
Rakamlar 20<strong>11</strong> yılında net döviz<br />
pozisyonunun 122.7 milyar dolar<br />
açık verdiğini gösteriyor. Milli<br />
gelirin yüzde 16'dan fazla.<br />
Önemli bir büyüklük.<br />
Şirketlerin varlıkları geçen yıl<br />
azalmış. En çok mevduatlarda<br />
değişim var.<br />
Firmalar yurtdışı bankalarda tut-<br />
tukları mevduatlarını yaklaşık<br />
12.7 milyar dolar küçültmüşler.<br />
Buna karşılık yurtiçi bankalardaki<br />
döviz tevdiat hesapları 5.2<br />
milyar dolar büyümüş.<br />
Yükümlülüklerindeki yıllık artış<br />
24 milyar dolardan çok.<br />
Görüldüğü gibi en büyük yükseliş<br />
yurtiçinden sağlanan kredilerde.<br />
2010 yılında kambiyo mevzuatında<br />
yapılan değişikliklerin<br />
etkisiyle şirketler dışarıda tuttukları<br />
mevduatı içeriye getirmişler<br />
ve döviz kredisi almışlar.<br />
İçerideki bankalardan aldıkları<br />
döviz kredilerinin tutarı, dışarıdan<br />
aldıklarını geçmiş.<br />
Geçen yıl net döviz pozisyonunda<br />
görülen yüzde 31 'lik değişim<br />
önemli.<br />
Ancak daha önemlisi kısa vadeli<br />
10<br />
nyanın başarıya ulaşmasını temenni etti. Bu tür<br />
girişimlerin toplumdaki kan bağışı bilincini daha<br />
da geliştireceğine dikkat çeken Çalış, üniversite<br />
personelinin de bu faaliyetlere iştirak etmesini<br />
istedi. Kızılay Adana Şube Başkanı Ramazan<br />
Saygılı ise kentte bir ilki denemek istediklerini<br />
dile getirdi. Kan bağışının 15 ilçe ve il merkezinde<br />
bir anda yapıldığını açıklayan Saygılı, şöyle<br />
devam etti:<br />
“Türkiye’de ilk kez dünya kan alma rekorunu kırmak<br />
için yola çıktık. Muradımız bu alanda dünya<br />
rekorunu kırmaktan öte bir farkındalık ve kan<br />
verme bilincini oluşturmaktır. Can kardeş olan<br />
halkımızın kan kardeşi olmasını istiyoruz. Bugün<br />
Adanalılar bugün kan kardeşi olduğuna herkes<br />
şahitlik ediyor. Klasmanımız 25 bin kan ünitesi.<br />
Ülkenin kan ihtiyacı 1.8 milyon ünite. <strong>2012</strong> yılı<br />
itibariyle 600 bin kan ünitesi açığı var. Festival<br />
havasındaki bu etkinliğimizle vatandaşlarımızı<br />
kan vereye özendirmek istiyoruz. CİHAN<br />
Bitlis’in Tatvan<br />
ilçesinde Tatvan Kaymakamlığı<br />
yakınlarına<br />
bırakılan şüpheli bir<br />
çanta paniğe yol açtı.<br />
Fünye ile patlatılan çantadan<br />
çıkan ürünler polisi<br />
şaşırttı. Olay, Tatvan’da<br />
meydana geldi. Yol kenarına<br />
bırakılan çantanın<br />
çevredeki vatandaşlar<br />
tarafından fark edilip<br />
polise haber verilmesi üzerine<br />
olay yerine gelen<br />
polis ekipleri çevrede<br />
önlem aldıktan sonra,<br />
Reel sektörün net döviz pozisyonu çok açılmış<br />
Etyen MAHÇUPYAN Hakan ÖZYILDIZ<br />
bomba imha ekibine<br />
haber verdi. Şüpheli çanta<br />
nedeniyle yol bir süreliğine<br />
trafiğe kapatıldı.<br />
Olay yerine gelen bomba<br />
imha ekipleri Cumhuriyet<br />
Caddesi üzerine bırakılan<br />
çantayı fünye ile patlattı.<br />
Fünye ile patlatılan çantanın<br />
içerisinde makyaj<br />
malzemesi olduğu anlaşıldı.<br />
Çantanın patlatılmasının<br />
ardından kısa<br />
süreli trafiğe kapatılan<br />
anayol tekrar trafiğe<br />
açıldı. CİHAN<br />
net döviz pozisyonunda görülen<br />
artış. Bir yılda 16 milyar dolardan<br />
fazla büyümüş. 2008 yılında<br />
yaşanan dünya krizinden de<br />
fazla. Rakam yine de diğerlerinin<br />
yanında çok büyük görünmüyor.<br />
Bu nedenle asıl bakılması<br />
gereken değişim oranı: Yüzde<br />
1.571. Çok büyük bir artış.<br />
Kısa vadeli döviz pozisyonu<br />
açığının bu kadar büyümesinin<br />
nedenini çok iyi tahlil etmek<br />
gerekiyor.<br />
İhracatta, turizmde veya diğer<br />
döviz getiren ekonomik<br />
faaliyetlerde bir sıkıntı olursa bu<br />
şirketlerin döviz yükümlülüklerini<br />
kapatmak için acil desteğe<br />
ihtiyaçları olabilir.<br />
Umarım, söylendiği gibi patronların<br />
yurtdışında ve kayıtdışında<br />
yeteri kadar parası vardır.<br />
Bu tabloyu görünce TC Merkez<br />
Bankası'nın dövizdeki oynaklığı<br />
neden bu kadar önemsediği daha<br />
iyi anlaşılıyor.<br />
Kurlar aniden yükselse şirketlerin<br />
çoğuna ucuz döviz bulmak<br />
görevi, eninde sonunda ona kalacak.<br />
Düşük kur aynı zamanda enflasyonun<br />
düşmesine de yardımcı<br />
olduğuna göre, Merkez Bankası<br />
haklı.<br />
Ama bankalar, şirketler, hanehalkı<br />
herkes ucuz borçlanmak<br />
için bu kadar dövize yönelirse,<br />
ister istemez fiyatlama ve diğer<br />
ekonomik kararlar da dövizle belirlenmeye<br />
başlar.<br />
Böylelikle dolar, euro yerel<br />
paranın yerini alır. Sonuç dolarizasyon<br />
ve ülke ekonomisinin<br />
sıcak paraya bağımlılığının her<br />
geçen gün artması demektir. Bu<br />
bağımlılığın sonuçlarını çoğumuz<br />
deneyimlerle biliyoruz.