01.05.2013 Views

Abdal Musa'da ikrar nedir, nasıl alınır? Sadık Doğan How promise is ...

Abdal Musa'da ikrar nedir, nasıl alınır? Sadık Doğan How promise is ...

Abdal Musa'da ikrar nedir, nasıl alınır? Sadık Doğan How promise is ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Abdal</strong> <strong>Musa'da</strong> <strong>ikrar</strong> <strong>nedir</strong>, <strong>nasıl</strong> <strong>alınır</strong>?<br />

<strong>Sadık</strong> <strong>Doğan</strong><br />

<strong>How</strong> <strong>prom<strong>is</strong>e</strong> <strong>is</strong> given in <strong>Abdal</strong> Musa order, the importence of getting a <strong>prom<strong>is</strong>e</strong> out of<br />

someone, the duties of dede and talib, four doors in the Hacı BektaĢi approach, and fourteenposition<br />

approach.<br />

Ġkrar, <strong>Abdal</strong> Musa erkanına girmek için bir söz verme, yemin etme, bu tarikatın emir<br />

ve nehilerine uymak, kendini maddi manevi eğitmek, kendini daha ziyade o tarikatın<br />

emirlerine adapte etmektir. Kötü alıĢkanlıklardan uzak olmaktır. Bir talibin iyi bir insan<br />

olabilmesi için tarikatın kendine has emir ve nehileri vardır. Bunlardan baĢta diline, eline<br />

beline sahip olmak, dört kapı kırk makam Ģartını iyi bilip uygulamak mecburiyeti vardır. Talip<br />

olan artık bu yola dahil olduktan sonra artık baĢta nefsi terk etmek üzere bütün yaĢamında bir<br />

perhize girmek mecburiyetindendir. Artık bu talip bir topluma girmiĢ toplumun adamı<br />

olmuĢtur. Toplum artık onun bütün yaĢamını hareketlerini haliyle takip eder. Toplum içinde<br />

toplum dıĢında her nerede olursa olsun, yıllarda geçse bir yanlıĢlığı bir hatası saygısızlığı<br />

inkarı her ne sebeple olursa olsun yaptığı hatası cezasız kalmaz. Onun içindir ki bu yola<br />

girmek <strong>is</strong>teyen bir kiĢi, bir can bunları önceden iyi bilip öğrenip durumunu inceleyip<br />

murakebe etmek zorundadır. Çünkü bu yola girdikten sonra bana kimse karıĢamaz, kimse<br />

bana bir Ģey yapamaz, söz söyleyemez diyemez. Çünkü <strong>ikrar</strong>ını gördükten sonra kendi<br />

benliğinden vazgeçip bu yolun emir ve nehilerine bağlanmıĢtır. Kurallardan herhangi birini<br />

ihlal eden talip, suçunu gören herhangi bir<strong>is</strong>i tarafından ihbar edilirse veya duyulduğu an onun<br />

bağlı bulunduğu erkan sahipleri tarafından o erkanın babası gözcüsü pervane ulusu tarafından<br />

''küstahsın'' veya ''düĢkünsün'' diye azarlanır. Bu can bu andan itibaren toplumdan uzak kalır.<br />

KonuĢmak dahil her türlü alıĢ veriĢ, sosyal iĢler bu andan itibaren kesilir. Artık bu talip yalnız<br />

kalmıĢtır. Kimse konuĢmaz kimse selam vermez obaya gitmez. Cenazesi dahi olsa kimse ona<br />

müdahale edemez, eden olursa giden veya gidenler aynen suç sahibi olur. Onlarda bir cezaya<br />

muhatap olurlar. Bizim bu anlattıklarımız yola giren talipleredir. Çünkü BektaĢi doğmaz<br />

kendi irade ve <strong>is</strong>teği ile kendi arayıp bulması ile BektaĢi olur. ĠĢte bu talip bu Ģartları öğrenip<br />

araĢtırdıktan sonra bu yola girmek için önce kendini eğitecek yönlendirecek bir yol ehli yani<br />

aynı tarikata giden kend<strong>is</strong>ine has tarikatı güzel bilen kendini bu yola adapte edecek toplumda<br />

sayılan sevilen inanılan bir Ģahsı kendine rehber seçer. Bir ailesini de yanına alarak onun<br />

yanına m<strong>is</strong>afir olur. Onun kendine rehber seçeceğini beyan eder. O rehber adayı da hemen bu<br />

<strong>is</strong>teğe cevap vermez, düĢünmesini talip adayını araĢtırıp soruĢturup bu yola uyum sağlayıp<br />

sağlamayacağını öğrenmesi gerekmektedir. O talip adayından rehber adayı düĢünmesi için<br />

mühlet <strong>is</strong>ter. O mühlet zarfında talip adayı tekrar rehber adayına gelip münasip bir Ģekilde<br />

elini öpüp bir kenara oturur. HoĢ beĢten sonra talip adayı elini bağrına koyup kendinin onun<br />

talibi, onunda talibe rehber olmasını talep eder. Rehber adayı da ona kuĢkularını düĢüncelerini<br />

ona güvendiğini veya güvenmediğini söyler. Talip adayı da kendinde bulunan hataların<br />

yanlıĢlıkların bir daha zuhur veya tekrar etmeyeceğim bu yola lâyık olup, seni mahcup<br />

etmeyeceğim, Allah'ı bir bilip peygamberi hak bilip erenlerin emrinden çıkmayacağım diye<br />

söz verip rehber adayını ikna eder. Herkes herkesi ne talip tutar ne rehber olur. Bu olay<br />

tamamen samimiyet ve güven içinde olur. Burada talip ve rehber anlaĢtıktan sonra rehber<br />

adayı talip adayının <strong>is</strong>tek ve temennilerini bir toplantı yerine veya ceme götürür. Orada bu<br />

ceme dahil olacağını anlatır. O cemde o canın kimliğini kiĢiliğini mütaala eder. Orada<br />

çoğunlukla hemen bir karar verirler. O talip adayının çok büyük suçu yoksa ılımlı bir kiĢiyse<br />

alalım diye karar verir, lakin çok büyük bir suç iĢlemiĢ namus gibi, insan öldürme gibi suçu<br />

varsa o cemde dargın olduğu insan varsa onunla barıĢmak öbürleriyle de helalaĢmak onların<br />

mutlak zararlarını ödemek gibi mecburiyeti vardır. Bunların halli ibraz edilip anlatıldıktan


sonra talip adayı bunları kabul edip razı olduktan sonra onun o ceme alınma kararı topluca<br />

kabul edilir. Aksi halde kabul edilmez. Kabul edilirse hemen o talibe bir abdest aldırılıp baba<br />

tarafından dardan geçirilip geçici olarak yola <strong>alınır</strong>. Bu olaydan sonra mürĢide veyahut dedeye<br />

haber verilir. Talip, rehber, mürĢit arasında müsait bir gün tayin edilip dede tarafından <strong>ikrar</strong>ı<br />

görülüp yola <strong>alınır</strong>. O cemin o tarikatın artık bir talibi olur. Bundan sonra kendini<br />

olgunlaĢtırır, güzelleĢtirir. Kendini inanılır, güvenilir, sayılan sevilen bir insan haline<br />

getirmeye çalıĢır. Yine aksi halde ceza görür. Bir de bu yolun canı vardır tutmayanın ziyanı<br />

vardır denir.<br />

Yukarıda yazdığımız gibi rehberle talip anlaĢır. Bu durum yetkili mercilere götürülür.<br />

Onlarda bu BektaĢi adayına bir gün tayin eder. Buna <strong>ikrar</strong> merasimi denir. Bu merasim<br />

gününe kadar tarafların kendine has hazırlıkları vardır. Bu hazırlıkları taraflar o güne kadar<br />

tamamlar. Gerek talibin kendi evinden gerek cem evinden bu merasimi duyan gerek tarikat<br />

erbabı gerek <strong>ikrar</strong> aldırtanın yakınları bu ceme <strong>ikrar</strong>lı <strong>ikrar</strong>sız herkes gelir. Bu <strong>ikrar</strong>ı yemin<br />

törenini herkes izleyebilir. Herkes bu toplantı yerine gelip yerlerini aldıktan sonra <strong>ikrar</strong> alacak<br />

dede veya babalar da kendine has kıyafetlerini giyer, orada hazır olur. Bu sırada post sahipleri<br />

de yerlerini alır. Oranın genel düzeni gözcüye aittir. Oranın da yine dededen ayrı babası<br />

vardır. Çünkü <strong>Abdal</strong> Musa erkanı Babagandır. Baba durumu keĢfettikten sonra hemen<br />

gözcüye iĢaret eder tamam mı?Gözcü, baba der gözcüde bu ana kadar iĢleri takip edip hazır<br />

duruma getirmiĢtir. Babanın sözüne karĢıt verir tamam olduğunu bildirir. Eğer dede gülbenk<br />

ve tercümanları ezberden bilmiyorsa bu talibe okunacak nasihat ve tercümanları sıraya koyar<br />

ve emir eder. Bize <strong>ikrar</strong> verip iman alacak can gelsin denir. Çünkü o can dıĢarıda bir yerdedir.<br />

Hemen haber verilir o can hanımı ile birlikte gelir dede izin verir yere diz çöker hanımı ile<br />

birlikte dede sorar; Evlat sen buraya neye geldin, talip adayı da erenlerin cemine girip dem<br />

devran sürmeye, der. Dede talip adayına, bak oğul bu yol Muhammet Ali yoludur. Bu yol<br />

kıldan ince kılıçtan keskindir. Bu yol Ehlibeyt yoludur. Bu yolu güdebilirsen ehlibeytin<br />

yolunda gidebilirsin. Ehlibeytin dostuna dost düĢmanına düĢman olabilirsen bu yol gelme<br />

gelme gitme gitme yoludur. Bu yola gelenin malını, gidenin canını alırlar. Eğer seni bu yola<br />

zorlayan varsa bir etki altındaysan sen bu kararından yol yakınken vazgeç, der. Bu hususta biz<br />

sana yardım ederiz seni koruruz sonraki piĢmanlık fayda etmez der. Talip düĢündükten sonra<br />

tekrar karar verir, evet, baba erenler ben bu yola kendi iradem ve <strong>is</strong>teğimle girmek <strong>is</strong>tiyorum,<br />

der. Dede üç defa kararlılığını sorar. Talip kararlı olduğunu ifade ettikten sonra dede talibin<br />

rehberine seslenerek git talibi olacak yani rehberlik edecek olduğun canın abdestini aldır, der.<br />

Bu bir Ģeriat abdestidir. Hani önce Ģeriat ya rehber talibine abdest aldırmaya gittiğinde içeride<br />

de on iki imamlar aĢkına 12. mumu o ceme ait meydancı ulusu dediğimiz post sahibi<br />

tarafından uyandırılır, yani yakılır. Nasıl yakılır? Önce meydancı makamında diz üstü gelip<br />

çoraplarını çıkarıp bir mumu bir kibriti eline alıp Ģöyle der: B<strong>is</strong>miĢah Allah Allah<br />

nasrunminallah beĢrin müminin ya Allah ya Muhammed ya Ali pirim hünkar Hacı BektaĢ<br />

Veli ġah <strong>Abdal</strong> Musa erkanına bağlı belim, der. Oradan kalkar dedeye varır bu sırada herkeste<br />

ayaktadır. Meydancı, dedenin önüne diz çöküp Ģu gülbengi okur. B<strong>is</strong>miĢah Allah Allah<br />

Muhammed Ali'den doğuptur Ģemsi ülama bu fakirlerde zerresine ala'lım destur Allah<br />

eyvallah der, meydancı elindeki kibriti dedeye verir dede meydancının elinde bulunan mumu<br />

dede ya Allah ya Muhammed ya Ali diyerek yakar. Oradan kalkan meydancıda on iki mumu<br />

önce nurusemavati ayetini okur ardından Ģu gülbengi okur; Çırağı rüsan fahri devriĢan dem<br />

AliĢan kürsadı meydan ber cemalı Muhammed kemali Ġmam Hasan ġah Hüseyin, diyerek<br />

bütün mumları yakar tamamlar tekrar dedeye varır Ģu gülbengi okur; ''cün çırağı uyardık ol<br />

hüdanın aĢkına ol cihan serveri Muhammed Mustafa'nın aĢkına sakiyel kevser Aliyel<br />

Murtaza'nın aĢkına hem Hatice Hem Fatıma hayral n<strong>is</strong>anın aĢkına arĢa tek yapıp yoldan ol<br />

billahın aĢkına on iki imam on dört masumu paklar on yedi kemerbestler aĢkına yetmiĢ iki<br />

yetmiĢ iki Ģehidi suhadanın pirim hünkar Hacı BektaĢ'ın aĢkına ber cemalı Muhammed


kemalı imam Hasan Ģah Hüseyin. Alirayı bilenlere selavat'' der. Dede ona Ģu duayı okur;<br />

B<strong>is</strong>miĢah Allah Allah der. Nurusemavatın Türkçe çırakların aydın meydanların kürĢat olsun.<br />

Allah dilde dileğini gönülde muradını versin, der. Meydana gider yerine oturur sıra abdest<br />

almaya giden talip ile rehbere gelmiĢtir. Abdest <strong>nasıl</strong> <strong>alınır</strong>? Abdest alma kıyafetinde<br />

hazırlanan talip adayına rehber olacak Ģahıs niyet eder. Niyet ettim yarabbi senin rızan için<br />

ehlibeyt aĢkına bu abdesttir. Ömür boyu abdesttin olsun bozma der niyet eder talipte aynen<br />

enzübesmele çeker o da niyet ettim abdestimi almaya, der. Rehber adayı su döker talip adayı<br />

abdest almaya baĢlar. Abdest alırken sırası geldikçe biliyorsa talip adayı bilmiyorsa rehber<br />

adayı okur. Talip adayı ellerini yıkarken bu canı bu tarikata lâyık kıl, der, ağza su verilirken<br />

ey Allah'ım kuran okumak sana zikir ve Ģükür etmem için bana yardım et. Burnuna su<br />

verilirken, yarab bana cennet kokusunu duyur cehennem kokusunu duyurma. Yüz yıkarken,<br />

Allah'ım yüzlerin kimi ak kimi kara olduğu günde yüzümü ak eyle. Sağ el yıkarken, yarabbi<br />

amel defterimi sağımdan hesabımı kolay kıl, sol el yıkanırken, yarabbi amel defterimi<br />

solumdan ve arkamdan verme sağımdan ver. BaĢa mest olurken, yarabbi baĢımı arĢalenin(?)<br />

gölgesinde gölgelendir. Kulak yıkanırken, yarabbi beni sözü dinlenen iyi kullarından eyle.<br />

Sağ ayak yıkanırken, yarabbi ayağım sırat köprüsünden geçerken ayağımı kaydırma, sol ayak<br />

yıkanırken, yarabbi kuran okumak sana zikir ve Ģükür etmek sana olan ibadetimi<br />

güzelleĢtirmek için bana yardım et yarabbi, dedikten sonra rehber adayı ona artık baba olmuĢ<br />

o da talip olmuĢtur. Oğul bak bu aldığın abdest tarikat abdestidir, bu abdest dıĢkılarla değil<br />

ahlaksızlıkla, terbiyesizlikle bozulur. Bu abdest insana hayatta bir kere aldırılır, bu abdest<br />

senin takipçindir. Nerede bozarsan yüz karan namusun Ģerefin olur. Ġnsan ele ne düĢünürse ele<br />

ne yaparsa karĢılığını görür, der. Kendilerini beklemede olan dedenin ve toplumun bulunduğu<br />

yere gider yalnız her yapılan harekette talibim hanımı da yanındadır. O da beyine yapılan<br />

iĢlerden nasibini alır. artık bundan sonra rehberi olan Ģahıs talibin adayını hanımı ile birlikte<br />

dedeye götürür. Dedenin karĢısında rehber ve talipler ayak üstü divan durur. Rehberin<br />

önceden hazırlanan <strong>ikrar</strong> kurbanı dediğimiz koyunun tüyü kırpılıp ip haline getirilir. Buna<br />

tiğbent denir. Bu tiğbent ve takka dedeye verilir. Yanına koyar ayakta duran talibe o cemden<br />

yetki <strong>is</strong>ter. Bu talipten emin m<strong>is</strong>iniz, der o cemdekilerde, eyvallah, yani evet anlamına gelen<br />

cevabı verirler. Dede madem eminseniz niyaz ediniz yani yemin. Herkes onun doğruluğuna<br />

yemin eder. Artık bu talip o toplumun adamıdır. O topluma karĢı talip sorumludur. Yine dede<br />

bu talibe kefil var mı? Der. Yine aynı toplumdan bir kiĢi ona kefil olur. Onun her yanlıĢ<br />

hareketinde o müdahale eder. Talip de bunu kabullenmek zorundadır. Bundan sonra dedeye<br />

verilen tiğbent okunduktan sonra talibin rehberine geri verilir. Rehberi de o tiğbendi talibin<br />

boynuna atar. Ġki ucunu bir yere getirip sağ eliyle tutup dedenin okumaları bittikten sonra<br />

tekbir sesleriyle talip rehberin eteğine talibin hanımı <strong>is</strong>e beyinin eteğine yapıĢıp üçü birden<br />

tekbir sesleriyle ağır ağır Allahü ekber Allahü akber le ilahe illallahü vallahü ekber Allahü<br />

ekber velilahü ilhamd sesleriyle dedeye doğru ilerlenir. Yanına varıldığında talibin rehberi,<br />

dedeye;ey erenler fakir size bir kuzulu kurban getirdi. Dede de eyvallah bu talipler yolumuza<br />

vatanımıza milletimize insanlığa hayırlı olsun, der. Talipler ve rehber dedenin önüne diz<br />

çöker. Burada rehber dedeye; ey erenler ben size kuzulu kurban getirdim, der dede de,<br />

eyvallah, der. Dede de kurban duasını okur. B<strong>is</strong>miĢah Allah Allah delili Cebrail tekbiri Halil<br />

kurban Ġsmail Allahu ekber Allahu ekber leilahe illallahü vallahu ekber Allahu ekber velillahi<br />

ilhamd. Bu teslimlik talibin tamamıyla kendini bu yola kurban olacak kadar gönül verme<br />

anlamına gelir. Bu sırada sıra takke giyip tığbent bağlamaya gelmiĢtir. Rehberin talibin<br />

boynuna bağladığı ipi talibin boynundan alınıp bir dua ile talibin beline, ya Allah ya<br />

Muhammed ya Ali diyerek dede bağlar. Bu bağlanmak, eline diline beline sahip ol,<br />

anlamındadır. Bu insana hayatta bir defa yapılır. Bu talibin en büyük güvencesi, gerideki<br />

insanların ondan emin olma anlamına gelen bu merasimdir. Tığbentten sonra sıra takkeye<br />

gelmiĢtir. Önceden dedeye verilen takke bir dua ile dede tarafından talibin baĢına, ya Allah ya<br />

Muhammed ya Ali, diyerek giydirilir. Bu iki emaneti talip ömür boyu kullanır. Öldüğünde <strong>is</strong>e


kabrine konur. Eğer bu emanetler eskirse dedenin emriyle imha edilir. Dede baĢka takke ve<br />

tığbent okur, talibe verir. Öylece takke ve tığbent iĢi de bittikten sonra talip dedenin sağ dizine<br />

baĢını koyar, hâlâ talibin eteğini tutan hanımı da baĢını beyinin sırtına koyar. Dede ona bazı<br />

dua ve ayetler okur. Nedir bu? Bu insanın insana beyatıdır. Yani, insanı insan ihya eder. ĠĢte o<br />

talipte o dededen ıĢık alacağına yol göstereceğine Allah'ını onun sayesinde bulacağına inanır.<br />

Ġnsan insana niyaz eder mi? Evet eder çünkü herĢeyi insan insandan öğrenir. Ne var ki niyaz<br />

edilen insan niyaza lâyık insanlar olsun. O toplumun en sevilen sayılan, ondan emin olunan<br />

insanlar tarafından, kend<strong>is</strong>ine makam verilen biri olmalıdır. Bu duruma bir kaynak bulalım<br />

kim emretmiĢ kim yapmıĢ. Peygamberimiz Hz. Muhammed yirmi bin ansarla bir sefere<br />

çıktığında Mekke'ye beĢ kilometre kala orada ordugah kurdu. Orada yirmi bin ansar<br />

peygamberimize beyat için niyaz ettiler. Peygamberimiz bu olaya çok sevindi ve gururlandı.<br />

Gurur iyi olmadığı için hemen Allah'tan nida geldi. Ya Muhammed! bunlar sana değil hattı<br />

zatında bana niyaz ettiler. Sen bir bahanesin ġuara suresi ayet 10. ĠĢte görülüyor ki her ibadet<br />

Allah'adır. Takke tığbentten sonra yukarıda yazdığımız ayeti ve dar tercümanlarını dede okur.<br />

On iki imamları salavatlar birkaç dua daha okur. Talip dedenin dizinden kalkar. Bu sırada<br />

talip hanımı ile birlikte ayağa kalkıp ayrı ayrı, önce dedeye, sonra babaya sonra gözcü ve on<br />

iki posta niyaz ettikten sonra ortaya niyaz eder, kalkar. Tekrar rehberine niyaz eder, sağ<br />

tarafına oturur rehberi de ona Ģöyle bir telkinde bulunur; Bak evlat dede sana ne dedi. Bu<br />

yolun yolcusu oldun, bu yola ve kendine sahip ol. Bu yolun dostuna dost düĢmanına iyi örnek<br />

ol bak ben seni senden aldım sana verdim sen kendine muti ol bak sonraki piĢmanlık para<br />

etmez. Ġnsan ne bulursa yolundan bulur. Bir de çok çalıĢacaksın kimseye kendini<br />

acındırmayacaksın yoksa halk arasında aile arasında sayılmaz sevilmez, Allah yanında kul<br />

yanında değerin olmaz. Gittiğin yolunda sana faydası olmaz. MürĢidin ve rehberin sözlerine<br />

dikkat et, deyip tören anındaki son nasihatını yapar. Talibe tekrar sorar bu nasihatları kabul<br />

ediyor musun, der. Üç defa seni senden aldım sana verdim, der. Talibi de üç defa, eyvallah,<br />

diyerek kabullenmiĢ olur. Böylece <strong>ikrar</strong> tamam olduktan sonra talip kendine erkan süreceği<br />

bir erkan seçer. Zaten o önceden seçmiĢ bu merasimi o erkan sahiplerinin huzurunda<br />

yapmıĢtır. Kısa bir süre de genellikle rehberinin bulunduğu gurubu seçer. Yine rehberi<br />

veyahut kendi iradesiyle o gurubun babasına iletilir. Baba da o talibin <strong>is</strong>teğini o guruba<br />

götürür. Dargın küskün biri var mı araĢtırır. Bu durum <strong>ikrar</strong> <strong>alınır</strong>ken de baĢta sorulan<br />

sorudur. Toplumun rızası güveni alındıktan sonra o talip çağrılıp 12. toplanıp dardan geçme ki<br />

buna yıl geçimi de denir. Babadan yıl geçimi yapar. Bu talibe bu bölüme has merasimle yıl<br />

geçimi yapılır. Bu talibe dört ayak bir kelle Ģu kadar para tercüman denir. O da kabul eder<br />

yere niyaz eder niyaz kabul anlamına gelir. Yine bu sıra da talibe dargın küskün olup<br />

olmadığı sorulur. ġayet dargın küskün olduğu yoksa veya varsa barıĢırsa bu durum <strong>ikrar</strong>da da<br />

sorulur. Belli bir erkana da öyle girer, bunları kabul eder. Kurban ve tercümanı kabul etmeden<br />

bir tercüman okur. Babanın önünde el ve ayak bağlar. Elim erde, yüzüm yerde, gönlüm darda,<br />

erenlerin dar mahsusunda, hak yolunda Muhammed Ali divanında, canım kurban, malım<br />

tercüman bu fakirden ağrınmıĢ incinmiĢ can varsa dile gelsin, der. Bu sırada baba da topluma<br />

sorar. Toplumdan olumlu sonuç çıkarsa, eyvallah, denirse yok demek anlamına gelir. Dargın<br />

varsa barıĢtırılır. BarıĢmazlarsa o merasim orada durur. Halloluncaya kadar hallolduktan<br />

sonra bu iĢ devam eder. Böylelikle yeni canda yerini, bölüğünü bulmuĢ olur. Bir yıl o erkanda<br />

dem devran sürer. Bu son babadan geçme baĢ okutma her yıl olur. O yıl her keseneklerini o<br />

cemde yerine getirir, mecburdur. Bu talip artık yol erbabı olmuĢtur. Her yönüyle perhize<br />

girmiĢtir. Gelelim tek ve çift <strong>ikrar</strong>, yahut çekilme dediğimiz konuya. Bizim buraya kadar<br />

yazdığımız <strong>ikrar</strong> <strong>Abdal</strong> Musa erkanında katiyetle çift çekilir. Bütün muameleler talibin eĢiyle<br />

birlikte yapılır. DüĢse de kalksa da suç af bir olur. Beyi yanlıĢ bir iĢ yapsa küstah edilse<br />

cemden atılır. Bununla birlikte talibin hanımı da aynı muameleyi görür. Kadın suç iĢlese beyi<br />

de aynı muameleyi görür. Bu iki çift birbirinin tamamlayıcısıdır. Bir çift ayrı ayrı <strong>ikrar</strong><br />

görürse ne olur. O zaman herkes kendi baĢına buyruk olur. Diyelim ki içlerinden biri suç


iĢledi. Örneğin kavga veya dövüĢ etti. O Ģahıs baba tarafından düĢürüldü. Cemden toplumdan<br />

atıldı. Kimse bu kiĢiyle konuĢmayacak alıĢ veriĢ yapmayacak topluma gelmeyecek. O kiĢinin<br />

toplumla alakası kesilecek. ġimdi bu talip eĢiyle ayrı ayrı <strong>ikrar</strong> görürse kendi baĢına bağımsız<br />

olup suçu iĢleyen eĢine o da yukarıda yazdığımız müeyyideleri uygulamak zorunda kalır. Bu<br />

çiftlerin bir arada yaĢama Ģansları kalmaz. Bir arada cem yapan <strong>ikrar</strong> gören canlara ceme<br />

girdiğimizde bir iĢimiz düĢtüğünde bacılar kardeĢler demiyor muyuz. ĠĢte burada önemli olan<br />

<strong>ikrar</strong> farkıdır. Çift çekilenin ik<strong>is</strong>inin sözü birdir. Bir<strong>is</strong>i neyse öbürüde odur. Çünkü bu iki çift<br />

<strong>ikrar</strong> görürken çiftler tek muamelesi tekler tek muamelesi görür. Teklerin beyiyle ayrı <strong>ikrar</strong><br />

görmesi birinin suç iĢlemesiyle ayrı yaĢamalarına sebep olur. Ne zamana kadar, tâ ki suçunu<br />

beyan edip borçluysa borcunu ödediği zaman veya suç iĢlediği kiĢiyi kendini baĢlattığı zaman<br />

gider. Babadan veya dededen onlardan da özür diler. Kendini bağıĢlatır yolunu almıĢ olur ki<br />

iĢte bu zaman eĢiyle birlik olanağı olur. Böyle olmazsa BektaĢilik veya Alevilik bakımından<br />

<strong>Abdal</strong> Musa erkanına göre suçtur. Ben bir sohbete Ģahit oldum. Ben <strong>Abdal</strong> Musa'yım buraya<br />

dünyanın çok yerinden alimler, bilim adamları, mastır yapmak için talebeler ve dedeler<br />

geliyor. Genelinde m<strong>is</strong>afirimiz oluyorlar. Biz genellikle gittiğimiz yolu tartıĢıyoruz. Yine bir<br />

gün söz çift tek çekilme konu olunca Yugoslavya, Arnavutluk, Türkiye'nin birkaç yerinden<br />

sekiz kadar dede gelmiĢti. Herkes çift tek <strong>ikrar</strong> konusunda uzun uzun konuĢtu. En son orta<br />

boyda bir dede hemen diz üstü gelerek tek çekilmenin yanlıĢ olduğunu elini uzatarak<br />

parmaklarını birbirine sürterek öfkeli bir tavırla, bu tek meselesi para için dediğine ben<br />

Ģahidim. Bu dede Yugoslav olması gerekli biz burada kimseyi hedef almadık, kimseyi<br />

taĢlamak <strong>is</strong>temiyoruz. Gerçek ne <strong>is</strong>e o olsun <strong>Abdal</strong> Musa erkanı hiç sönmeden <strong>Abdal</strong><br />

<strong>Musa'da</strong>n bu yana devam etmekte, yaptığı erkandan hiç taviz vermeden yoluna devam<br />

etmekte yılda her talip bir kurban kesmek, her hafta iki defa cem yapmak, her yıl sekiz dokuz<br />

ay devam etmektedir. Diğer günler iĢ ve zaman bakımından öbür mevsimler gibi sık olmaz<br />

yinede erkanın usulleri devam eder. Burası bir BektaĢi Alevi pazarıdır. Çünkü <strong>Abdal</strong> Musa<br />

lideridir. Neden baĢkaları için değil de her yıl <strong>Abdal</strong> Musa kurbanı iĢte kendini kitap ve<br />

sünnete adapte edememiĢ. Hiç talibi olmadığı halde ben dedeyim diyen yalan yanlıĢ sözlerle<br />

ben dedeyim ben falan ocaktayım. Ben Ģuyum buyum demenin bir anlamı var mı? Sen ne<br />

olursan ol sen o makama layık değilsen, deliysen, akılsızsan elin eline bakıyorsan kendine<br />

öyle bir yeri nahak yere kullanmak <strong>is</strong>tiyorsan bunun bir vebali var. Sen güzelsen layıksan<br />

bilinçliysen bu posta seni halk getirsin. Ne demiĢ atalarımız, iĢ iĢleyenin silah kuĢananın bir<br />

örnek verelim; Fatma anamız vefat etmiĢ sorgu melekleri yanına gelmiĢ sormuĢ sen kimsin?<br />

Ben iki cihan serveri Hz Muhammed'in kızı, Allah'ın aslanı Ali'nin eĢi, cennet gençleri Hasan<br />

ve Hüseyin'in anneleriyim, demiĢ. Topraktan bir seda, gelir kim olursan ol ben künye değil<br />

amel <strong>is</strong>terim. Ġnsan geçmiĢiyle değil kend<strong>is</strong>iyle icraatıyla layık bir insan olmasıyla. ĠĢte<br />

görülüyor ki BektaĢilik ve Alevilik üzerine oynanan oyunlara öyle bir lider öyle bir toplum<br />

olmalıyız ki herkes bize imrensin, güvensin. Bizim gittiğimiz yolun hak yolu olduğuna<br />

inansın peĢin hükümcülükten vazgeçsin. Bir insanın nüfus cüzdanında Ġslam yazılı sözcüğüyle<br />

ben BektaĢiyim veya Aleviyim sözüyle Ģart ve icaplarını icra ederek yaĢasın. Gerçek insanın<br />

aynası budur. Bir toplumu yanlıĢ bir insan temsil edemez. O toplumun gelenek, görenek ve<br />

din kurallarıdır. Ġzdivaçta hiçbir insanın akrabasına yakınına vücudu uyanmaz yasal olarak<br />

evlense de durum budur. Ġyi netice vermez. Çünkü izdivaç eksiktir, seviĢme cılızdır, meniler<br />

karĢılaĢtığı zaman temasları da eksik olurlar. Neticede çocuk sakat doğar. ĠĢte günah<br />

dediğimiz budur. Ben hiçbir insanın yakınına sarkıntılık yapacağına inanmıyorum. Kız veya<br />

kardeĢi görünse de hattı zatında o onun kardeĢi değildir. Gayri meĢrudur kızım dediği kendi<br />

kızı değil kardeĢim dediği kendi kardeĢi değildir. Çünkü izdivaç yakınına müsaade etmez. Bu<br />

bir ilmimdir. ĠĢte bu ferdi olayları toplumlara mal etmeliyiz. Bu gibi yazılar, sözcükler,<br />

vatanımızı milletimizi devletimizi dinimizi vicdanımızı beraberliğimizi yaralar. Bu da<br />

düĢmanlarımıza yarar bölünür parçalanır, zayıf olur. Ġlimden fenden kalkınmadan geri kalır.<br />

Kendi kendimize ihanet etmiĢ oluruz. Dinin emre hukuk devleti olmanın anlamı bu değildir.


Birbirimizi sevmek saymak hoĢgörülü olmak, düzeni bozmamak, aramızda ve dıĢtan gelen<br />

tefrikacılara bölücülere çok dikkat etmek<br />

zorundayız.<br />

BEKTAġÎ NE DEMEK<br />

Ġslam dininin tarifi neyse BektaĢîlik de o demektir. Peygamberimiz Hz. Muhammet'in<br />

Allah'tan aldığı ilahi emirler ve gösterdiği doğru yoldur. Bu yolda gidenlere Ġslam ve<br />

Müslüman denir. Ġslam bir Ģartname Müslümanlık <strong>is</strong>e o Ģartları yerine getirmektir.<br />

BektaĢilikte bu Ģartlar içer<strong>is</strong>inde yerini kitap ve sünnetin ıĢığında insanları daha güzel maddi<br />

ve manevi eğiterek dünya ve ahretini Ehlibeytin ıĢığında bir yol kurup yine kendi aralarından<br />

yetiĢmiĢ inanılır. Güvenilir kiĢiler arasında dinden kurandan had<strong>is</strong>ten anlayan kiĢileri rehber<br />

mürĢit seçerek kendilerini dünya ve ahrette adapta etmeye çalıĢmıĢ uğraĢmıĢ <strong>is</strong>lamın koyduğu<br />

kuralların kitap ve sünnetten sapmadan yetiĢkin insanlar tarafından yoluna devam etmiĢ.<br />

Halada o sadeliğin sıcaklığı devam etmektedir. BektaĢilik <strong>nasıl</strong>? Ġslam dini bir yaĢam biçimi<br />

<strong>is</strong>e bektaĢilikte odur. BektaĢilik daha ağır daha sorumluluk taĢıyan daima kontrol edilen<br />

d<strong>is</strong>ipline edilen Ģartlar tatbik edildikten sonra bütün tarikatlar içer<strong>is</strong>inde en az hata yapan<br />

Muhammed Ali'nin yoludur. Muhammed kim? Ayetle açıklayalım. Cenabı Allah bir ayetinde<br />

diyor ki: Ben Ali abayı yaratmasaydım dünyayı yaratmazdım. Ali aba kim Allah'ın bahsettiği<br />

beĢ kiĢi kim Hz Muhammed, Hz Ali, Hz Fatma, Hz Hasan, Hz Hüseyin ben Ali abayı kendim<br />

için yarattım dünyayı da onlar için yarattım diyor. Yine cenabı Allah ġura süresi yirmi üçüncü<br />

ayetinde, ya Muhammed ümmetine söyle Ģeriatın mukabil senin ehlibeytine sahip çıksınlar<br />

diyor. Peygamberimiz 7101 had<strong>is</strong>inde ne diyor: Ey! Ümmetlerim benim ehlibeytlerimin<br />

dostuna dost düĢmanına düĢman olmayan gittiği yola gitmeyene Ģefaat etmem diyor. Yine bu<br />

had<strong>is</strong>i Veda Hutbesinde söylemedi mi ne dedi: Ey! Ümmetlerim benim son veda hutbemdir.<br />

Size iki emanet bırakıyorum, bir<strong>is</strong>i kuran diğeri ehlibeytimdir, dedi. Yine peygamberimiz Ey!<br />

Ümmetlerim dinleyin ben Ali'yim Ali benim bilmeyenler bilsin. Beni seven Ali'yi sever Ali'yi<br />

seven beni sevmez. Ne demek <strong>is</strong>tiyor? Benim Ģeriatımı yapmayan Ali'nin kurduğu yola<br />

gitmeyene Ģefaat etmem demiyor mu. Hz Ali 12 tarikat kurmuĢ. Bunları peygamberimizin<br />

neslibaki olan imamlara vermiĢ kendi BektaĢîliğin liderliğinde kalmıĢ velayet s<strong>is</strong>teminden<br />

sonra vekillik s<strong>is</strong>temine bağlanmıĢ. BektaĢilik katiyetle farz ve sünnete dayanır. Velilik ne<br />

demek? Peygamberlik nuru dediğimiz nur bütün peygamberlerde zuhur ettiği gibi en son<br />

peygamberimizin dedesi Abdülmuhtalip'e gelmiĢ. Onda nur ikiye ayrılmıĢ bir<strong>is</strong>i Abdullah'a<br />

bir<strong>is</strong>i de Ebutalib'e geçmiĢ. Abdullah'a geçen nur Nebilik nuru Ebutalibe geçen nur <strong>is</strong>e velayet<br />

nuru. Nebilik nuru peygamberimizde son bulmuĢ. Velayet nuru <strong>is</strong>e Hz Ali de son bulmuĢ. Hz<br />

Ali'den sonra bu nur yine ikiye ayrılmıĢ, bir<strong>is</strong>i Ġmam Hasan'a bir<strong>is</strong>i Ġmam Hüseyin'e geçmiĢ.<br />

Ġmam Hüseyin koluna velilik denmiĢ. ĠĢte bundan sonra Evliyalık müessesi baĢlamıĢ. Çok<br />

okuyan Allah'tan emir edilen peygamber soyundan bir baĢka yetiĢkin tarafından Hüccet<br />

verilen keramet sahibi olan hiç kızmayan öfkelenmeyen kiĢiye evliya denir. Biz bir<br />

baktığımızda bir evliyanın, pirin, derviĢin kırk yıl okuduğunu görüyoruz. ĠĢte bugünkü<br />

BektaĢiliğin hala bugün dahi ilimsiz lider olmazlığına inanıyorum. ġimdi peygamberimiz<br />

vefat edince onun Ģeriatı yok mu oldu? Hayır onun varlığı önemli değil çünkü o da bir insan<br />

ölecektir. Önemli olan onun Ģeriatının kurallarıdır. Bu kurallar icra edildikçe esas konum icra<br />

edilmiĢtir. Bu böyle iken <strong>nasıl</strong> oluyor da kitapta sünnette hatta miraç da kurulan bu yolu <strong>nasıl</strong><br />

teneffüs edemiyoruz. BektaĢiliğin iĢareti Hz kuran ve Hz peygamberdir. Kitap ve sünnetin<br />

iĢareti de ehlibeyttir. Ehlibeyt demek BektaĢiliğin kurallarıdır. Nedir bu bir insan BektaĢi


olabilmesi için önce bir mürĢitten destur alması. Nedir bu bir merasimle tarikat erbabı bir<br />

toplumun huzurunda kuranı tam anlayan ondan nasihat vererek bir canı o tarikata almaktır.<br />

Nasıl olur özet olarak yazıyorum. Eline beline diline yoluna pirine vatanına milletine dinine<br />

sahip ol demeye BektaĢilik ve ehlibeyt yolu denir.<br />

Sayın okurum biz BektaĢi kuralları içindeki bazı inanç ve icraları yazmaya çalıĢtık.<br />

Burada biraz daha bahsedelim. Ġslam dininin yayılıĢında ilk çocuk müslüman olan Hz Ali<br />

küçükken onu yadırgayanlara karĢı peygamberimiz bu sırtımdaki çocuk cılız yani zayıf<br />

olmasına rağmen onun düĢmanlarına karĢı bu çocuk sizin fermanızı okuyacak. Demedi mi<br />

peygamberimiz Mekke'den Medine'ye hicret ederken Ebubekir de yanında olmasına rağmen<br />

ben yatarım demedi. Kim dedi arkadan bir ses ben yatarım Ya Resurullah diyen kimdi.<br />

Elbette Ali'ydi peygamberin miraç yolunda önüne geçen aslan donunda görünen ondan<br />

geçemeyip Allah'tan bir nida ile Ya Muhammed yüzüğünü çıkar ağzına at demesiyle<br />

yüzüğünü ona atıp geçen kendinin Allah'ın aslanı olduğunu gösteren Ali değil mi? Miraçta<br />

peygamberimiz Allah'la görüĢtü ve konuĢtu. Allah'ın sesini niye benzetti Allah'ın sesi bir Ģeye<br />

benzeyecekti iĢte Allah'ın sesi Ali'ye benzedi. Peygamberimiz miraç dönüĢü herkes ona<br />

miracı kutlu olsun dediklerin de Hz Ali'de mübarek dedi ve ilave etti Ya Resurulllah miraçta<br />

ne gördün. Ya Ali yolda önüme bir aslan çıktı bana yol vermedi. Bende ona Allah'ın emriyle<br />

parmağımda olan hatemimi yani yüzüğümü aslana attım. O da bu yüzüğü yuttu. Bana ondan<br />

sonra yol verdi der ve Hz Ali ağzından hemen yüzüğü çıkarır, Muhammed'e verir.<br />

Peygamberimiz bu iĢe ĢaĢırır çünkü bu bir Allah sırrıdır. Cenabı hakta peygamberimize<br />

Ali'nin ululuğunu ve Allah'ın aslanı olduğunu Cenabı hak ona gösterdi. Çünkü Allah öyle<br />

<strong>is</strong>tedi. Ali ağzından yüzüğü çıkarınca o da sırra nail oldu çünkü peygamberdir. Saddak Ya Ali<br />

eğer sen nef<strong>is</strong>ten gelmediğini bilseydim sana Allah derdim. Çünkü Allah'la binbir kelamı<br />

konuĢurken Allah'ın sesini senin sesine benzettim der.<br />

Sayın okurum; Hz Ali haĢa ne Allah ne de peygamberdir. Hz Ali peygamberin damadı,<br />

Allah'ın aslanıdır. Uludur bütün velilerin ve BektaĢilerin piridir. Peygamberin ümmetidir<br />

yalnız dünyadayken cennetlikle müjdelenmiĢ. Hz Fatma ile nikahı cennette kıyılmıĢ. Her<br />

müslümanın öldükten sonra nikahı düĢer onun nikahı düĢmez ve hiçbir müslüman hanımı<br />

öldükten sonra kocası yıkamaz. Bu yalnız eĢini yıkama fermanı ile Hz Ali'ye verilmiĢtir,<br />

yalnız eĢini o yıkamıĢtır.<br />

Sayın okurum bunları ne için yazıyoruz. Elbette daha çok Ģey var varda bizim<br />

kalemimiz daha uzağı yazmadığı için, biz daha ileri görmediğimiz için, biz gittiğimiz yolun<br />

doğruluğunu, gerçekliğini BektaĢiliğin hak yolu olduğunu delil ve <strong>is</strong>patlar ile anlatmaya<br />

çalıĢıyoruz. Çünkü ben acizane bu yolun yolcusu olduğum için Sünnî kardeĢlerimi de çok<br />

sevdiğimden bu yanlıĢ iftiralara tefrikaye inandıkları için dilimiz, dinimiz, kitabımız,<br />

bayrağımız, vatanımız bir olması sebebiyle onların vebal almalarına gönlüm razı değil. Çünkü<br />

din bir sürek bin bir hepsi hakka varır Allah bir peygamber hak. Biz Ģimdi bektaĢilik üzerinde<br />

oynanan oyunları yazmaya çalıĢacağız. BektaĢi namaz kılar, BektaĢi hac eder, BektaĢi <strong>is</strong>lamın<br />

emir ve nehilerini kabullenmiĢtir. Bir bakalım BektaĢiliğin liderlerine Hz Muhammed<br />

BektaĢilerin peygamberi değil mi onun Ģeriatında, ona inen kuranda insanlık için ne varsa<br />

katiyetle kabulüdür ve bilerekte icra eder. Örnekleyelim: Hz Ali on iki imamların baĢıdır.<br />

Kend<strong>is</strong>i camide Ģehit edilmiĢ. Gaye <strong>nedir</strong>? geleceğe mesaj vermektir. Benim tarikatıma gönül<br />

verenler namaz kılar demiĢtir. Peygamberimizin nesli olan on iki imamlar BektaĢiliğin lideri<br />

olup imamlar sözcüğü ile namazın var oluĢunu kainata mesaj vermiyor mu. Yine BektaĢiliğin<br />

liderliğini yapan Caferi <strong>Sadık</strong> otuz altı sene fahri imamlık yapmıĢtır. Hacı BektaĢ kend<strong>is</strong>ine<br />

hacı dedirtmiĢ. Hacı BektaĢ Dergahında cami, <strong>Abdal</strong> Musa Dergahında cami ve herhangi bir<br />

BektaĢi tekkesine gitsen türbesinin dibinde cami vardır. daha çok örnekler verebiliriz. Suçlu


olan tarikatın Ģartı projesi değil. O tarikata bağlı insanların kendi ihlalleri tembellikleri. Bir<br />

taĢaron bir mühend<strong>is</strong> bir binayı yaparken neye dikkat eder: elbette plana BektaĢiliğinde bir<br />

planı Ģartı var. Nedir bu BektaĢilik önce eline beline diline tembihi ile baĢlar. Bu bir yemin<br />

merasimidir, kontrol altındadır. BektaĢiliğin her dergahında her cem yapılan yerde on iki<br />

imamları örnek alarak post sahibi insanlar demokratik olarak seçilir. BaĢta dede ve baba<br />

olmak üzere kendilerine bağlı olan gurupları kitap ve sünnet üzere idare ederler. Her kim<br />

ceme merasimle girer o bulunduğu hatta dünyanın neresinde olursa olsun o girdiği cemlerde<br />

ki bayanlar o kiĢinin bacısı olmuĢtur. Çünkü o ceme girdiğinde herkes ona hoĢ deldin kardeĢ<br />

der o da onlara hoĢ bulduk bacılar veya kardeĢler der. ĠĢte yabancı m<strong>is</strong>yonların anlattığı gibi<br />

katiye öyle değil. Ceme dahil olan bir can kiĢi yaban bir yere gitse dönüp geldiği zaman<br />

gezdiğim yerde gözüm kaymıĢtır diye bunun bir bedelini öder hovardalığı, sarkıntılığı,<br />

lakaytlılığı BektaĢilik hiç kabul etmez. Suç iĢleyenler ceza görür. Toplumdan atılır gayri<br />

BektaĢi veya yabancı <strong>is</strong>e ona karĢı beraber cepe <strong>alınır</strong>. O da hukuki veya Ģahsi yönden<br />

cezasını öder BektaĢi elinden belinden dilinden emin olandır.<br />

Gelelim Hacca. BektaĢi hac Erdemi elbette eder çünkü peygamberler evliyalar makamlarında<br />

ziyaret edilir bu BektaĢiliğin öz inan erdir çünkü bizim atalarımız gitmiĢ biz de gidiyoruz.<br />

Çünkü hacda bir ahid taĢı vardır. buna gala bala antlaĢması denir. Bir <strong>Abdal</strong> Musa<br />

dergahından hacca giden varsa Hacı BektaĢi Veli hacı <strong>is</strong>mini almıĢsa BektaĢi hacca itiraz<br />

edemez. Hacı BektaĢ'ta <strong>Abdal</strong> <strong>Musa'da</strong> cami varsa hele yüzyıllardan beri kendi imamını kendi<br />

yetiĢtirmiĢse bu Pazar bütün BektaĢilere ve Alevilere yeter de artar. BektaĢiler namaz<br />

kılmıyor oruç tutmuyor diyenler de utanmasını ve Ģeref <strong>nedir</strong> öğrenmeleri gerekir.<br />

BektaĢi belli yaĢta BektaĢî olur. Anadan doğma BektaĢî olmaz. En azından evlenmesi<br />

askere gidip gelmesi hayatı iyiyi kötüyü bilmesi düĢünüp kalacağı yeri ve para kazanmasını<br />

bilmesi gerekir. Çünkü iĢi olmayanın dini zayıf olur. BektaĢi ay ve güneĢe tapar mı? Hayır<br />

BektaĢ ayı gördüğünde sevinir. Çünkü onun bir ara kayıp olması onu telaĢ içine koyar. Bu<br />

sırada bazı iĢleri geri kalır. Onun için ay göründüğün de sevinir Ģöyle; bir dua okur, Ay<br />

gördüm Allah ementübillah nuru yüzüne Ģarkı gözüme bu aylara bu günlere yine göster ya<br />

rabbi, der ardından ementüyü okur. Gelelim GüneĢe. BektaĢiler güneĢi Muhammed'e ayı da<br />

Ali'ye benzetirler. Yani Ay Ali gibi GüneĢ Muhammed gibidir. Derler bunun neresi tapmak<br />

BektaĢilerin devlet görüĢü. BektaĢiler her devirde devletine milletine sahip çıkmıĢ onu daima<br />

desteklemiĢ. Ġyi idare etmeyen idareciye diyeceğini demiĢ. Milleti namına vatan kuran din<br />

uğruna asılmıĢ ama hiç doğruluktan dönmemiĢ Pir Sultanlar kötü idareciye karĢı meĢale<br />

olmuĢ hiç riya etmemiĢ. Yine de Osmanlı imparatorluğunu kuran Osman beye taç ve kılıç<br />

giydiren destek asker para güç veren de o bunu tarihçilere sor. Yine Ġstiklal harbinde çok<br />

muhterem Atatürk. Neden Amasya, Sivas. Erzincan gibi önemli yerleri seçti. Neden Hacı<br />

BektaĢ dergahına uğradı. Oradan <strong>nasıl</strong> destek, <strong>nasıl</strong> güç aldı. BektaĢilerin Ġstiklal harbinde<br />

Atatürk'e <strong>nasıl</strong> bir destek verdiklerini bir bilim adamına bir öğretim üyesine sor. BektaĢiler<br />

hiçbir zaman güzel idareciye karĢı çıkmamıĢ hatta canıyla malıyla var gücüyle vatanına<br />

milletine sahip çıkmıĢ. Bazı yazarların bu diplomalı cahillerin bir kiĢiyi örnek alarak bir<br />

toplumu karalamaya iftira atmaya cüret etmesi onun ne rütbesine ne mallarına ne Türklüğüne<br />

güvenilir. Bu adama diplomalı cahil denir. Yine yeniçeriye kadar Osmanlı imparatorluğu<br />

kuranın emrettiği gibi her Ģeyin üstünde idi. Dünyada tek devlet tek lider dünyanın sözünü<br />

söyleyen dünyayı idare eden güvenilir inanılır bir devlet değil miydi? Yeniçeriyi kaldırtan<br />

batılılar, gafletle Türkiye'yi idare edenler, bu memleketi ne hale koydu. Yeniçeri kim, bu<br />

durum <strong>nedir</strong> yine bilim adamlarına soralım. Tefrikaya, yanlıĢlıklara, günaha girmeyelim.<br />

Zaten girdik girdiğimiz kadar. Günah <strong>nedir</strong> günah zarar verendir anlamı budur bize günahı<br />

bugüne kadar ahirette gösterdiler halada devam ediyor. Arapça'dan anlamayan cemaate<br />

Arapça Kuran okudukları gibi. Be haddini bilmez tefrikacı m<strong>is</strong>yon bize hala bize


anlamadığımız dilde ibadet ettiren nasihat veren behbatları bize günah diye yıllarca matbaayı<br />

günahtan anlamayanlarla matbaayı protesto edenleri yazsak onları lanasak olmazmı.<br />

Yüzyıllarca Avrupa'yı egemenliğine alan bir imparatorluğu çökertenleri Kuran'ın emri olan<br />

ilmi, feni, teknolojiyi anlamadan ben müslümanım ben yazarım ben bilim adamayım demenin<br />

bir anlamı varmı. Avrupada zuhur eden Kuran'ın ıĢığındaki teknolojiyi, bilimi, ilimi bırak<br />

Türkiye'ye getirmeyide görmeye gitmeyen o idarecileri yazsan ya. Din icattır. Dinin baĢka<br />

tarifi yoktur. Çünkü BektaĢi tarifinde ilmin kapısı Ali, ilmin Ģehri Muhammed. Bunun mana<br />

ve anlamını yine bir bilim adamına soralım. Ne demiĢler bir zayıf din adamı din yıkar, cahil<br />

bilim admıda can yakar. Ġlimden gitmeyen yolun sonu karanlıktır. Kim demiĢ Hacı BektaĢ<br />

Veli Evliyalar Kuran'dır, Kuran ilimdir, fendir. Bilim adamı Kuran'ı okursa ilim çıkar,din<br />

adamı okursa nasihat. Alevi Sünni ayrılığı ne demek. Hacı BektaĢ Veli AraĢtırma Derg<strong>is</strong>i kıĢ<br />

2000/16 derg<strong>is</strong>i 101. Sayfadaki Doç. Dr. Ġbrahim ARSLANOĞLU'nun yazdığı Alevilik<br />

BektaĢilik ve batılı araĢtırmacıların giriĢtiği casusluk sayesinde Osmanlıyı Türklüğü yok etme<br />

yerine zayıflatıp gücünü kırmak amacıyla yürüttükleri bir politika. Buna inanan din liderliği<br />

yapan din adamları da kendilerini bu yalan sözlere yanlıĢlıklara inanıp Kuran'a ve Had<strong>is</strong>lere<br />

bakmadan Avrupa'nın maĢası ve vagonu olmuĢlar. Her devirde bu din görevlileri bu<br />

BektaĢiler ne yapıyor, ne ediyor bunları bir sorayım aralarına gireyim bunların kültürlerini<br />

göreyim dememiĢ. Geriden geriye cahil toplumlara yalan yanlıĢ fetva vererek kendine yer ve<br />

gıda hazırlamıĢ çünkü kuran okumamıĢ Arapça'dan anlamayan bir insan bu kitaptan anlaması<br />

mümkün mü YaĢar Nuri hocanın dediği gibi anlamını bilmeden okunan kuran onunla alay<br />

ediyor. Aklı selim olan hocaya katılır. Kısaca Sünni kardeĢlerimiz bu iç ve dıĢ m<strong>is</strong>yonlara<br />

inanıp kendi elleri ile oturdukları dalı kesmiĢ nahak yere Alevilere ve BektaĢilere dinsiz gibi<br />

namussuz gibi iftiralar savurmaz. Hatta bazı devlet adamlarının gayri çıkarları uğruna<br />

evlerinden yurtlarından olmuĢ. Toplum sokulmamıĢ, türlü entrikalarla ezilmiĢler. Bu acıları<br />

bu zülmü hiç unutamamıĢlar. Hala Türkçe'den bahsedilmeyen Türkçe'den anlamayanlar hala<br />

fetva peĢinde ve tefrika peĢinde ben kuranın camilerde ve her yerde mealine inanırım.<br />

BektaĢiler <strong>is</strong>e yaptıkları her ibadetin kitaba ve sünnete uymadığı bir ibadeti yapmamıĢlardır.<br />

BektaĢiler <strong>nasıl</strong> ibadet ederler? BektaĢiler önce Allah ve peygambere sonra Ali'ye çünkü<br />

peygamberimiz ben Ali'yim Ali ben demiĢtir. BektaĢiler her iĢe baĢlayıĢlarında Ya Allah Ya<br />

Muhammed Ya Ali derler. BektaĢilerin Ģahadeti de farklıdır. EĢhedüenla ilahe illallah ve<br />

eĢhedüenne Muhamme'den resurullah Aliyil veligullah mürĢidi kamilullah Ģefaat senden ya<br />

resurullah derler. BektaĢiler semah döner, Mevleviler semah döner. Semah <strong>nedir</strong>? semah döne<br />

döne Allah'a varmaktır. Mevlevilik BektaĢiliğe yakın hatta iç içedir. Çünkü görüyoruz adet ve<br />

kültürlerini televizyondan izlediğimiz kadarıyla aynı bu dıĢ durum birde iç durumlarını görsek<br />

ben canı gönülden inanıyorum ki kültürleri BektaĢi'yle aynı çünkü Mevlana'nın hocası<br />

ġemseddin Hacı BektaĢ'ın talebesidir ve BektaĢidir. Neden Mevlevilik taĢlanmıyor da<br />

BektaĢilik taĢlanıyor. Mevlevilik ruhani yani edebiyatla bektaĢilik yalnız edebiyatla kalmamıĢ<br />

dünya iĢlerinin iĢlemesinde vatancılıkta devletçilikte idarecilikte büyük roller oynamıĢ. Buna<br />

Ģahsi çıkarların gönlü razı olmamıĢ. Türlü kaynakları kullanarak bu gerçekliği susturmaya ve<br />

ortadan kaldırmaya uğraĢmıĢlar. Hatta yetkililer tarafından çıkar uğruna yalan yanlıĢ fetvalar<br />

vermiĢler. Bunlar Allah'a inanmaz, peygambere inanmaz. Ali'yi Allah derler, kestikleri<br />

yenmez, suya girmez, bunlar birbirleriyle izdivaç eder. Ekmeği yenmez atar kuranı haĢa<br />

altlarına alırlar, yemeklere tükürürler gibi kötü sözler demeyo(==) bu toplumu rencide<br />

etmiĢler BektaĢiller dıĢındaki insanların çoğu buna inanmıĢ halbuki BektaĢiliğin her hareketi<br />

kurana ve had<strong>is</strong>e dayanır. AĢağıda bazılarını yazacağım; BektaĢiler namaz kılarlar, oruç<br />

tutarlar, hacca giderler, kelimeyi Ģahadeti daha güzel icra ederler. Hatta kendi içlerinde<br />

ibadetlerini daima Türkçe yaparlar. Kurbanı yine Türkçe duayla keserler. Kurbanı keserken ne<br />

okurlar: B<strong>is</strong>millah Allah Allah delili Cebrail tekbiri halil kurban Ġsmail Allahu ekber leilahe<br />

illallahü vallahü ekber Allahu ekber velillahü ilhamd b<strong>is</strong>millahi vallahu ekber der. Niyet ettim<br />

kurbanımı kesmeye der ve keser. ĠĢte görülüyor ki BektaĢiliğin Sünnîlikten hiç geri kalan yanı


yoktur. BektaĢi daima herĢeyi farklı düĢünmüĢ farklı yapmıĢ açık görüĢ ifade etmiĢtir.<br />

GörüĢlerine inanmıyorum ama konuĢmasına saygı duyuyorum demiĢ ve BektaĢiliğin dört<br />

kapısı vardır: Ģeriat, tarikat, hakikat, marifet. Bu her kapının da on makamı vardır. Hacı<br />

BektaĢi Veli dergilerine bir bak neymiĢ bunlar. BektaĢileri Ömer Nusahibilmen araĢtırmıĢ<br />

Ģeriat tarikatin aynı <strong>is</strong>lam ilmihali kırkıncı sayfa Hz Ali'ye sormuĢlar Ya Ali ibadet <strong>nasıl</strong> olur<br />

sormuĢlar; ibadet Allah'a olur demiĢ. Onlarda hiç Allah'ı gördün mü Ali? O da ben<br />

görmediğim Allah'a ibadet etmem demiĢ. Bir örnek ver Ali demiĢler. Bakın Ģu alemin<br />

muntazamlığına diyerek kendinin kim olduğunu yani Allah olmadığının mesajını vermiĢ. Bir<br />

kiĢinin yanlıĢlığı bir topluma maaledilmemelidir. Hepimiz din kardeĢiyiz küçük ve zayıf<br />

olmayalım. Dünyada çağdaĢ ve lider olma yoluna gidelim. El <strong>nasıl</strong> düĢünürse düĢünsün yalnız<br />

düzeni bozması herkesin ırzı namusu izzeti nefsi birdir. Allah kimseyi kötü yaratmamıĢ<br />

herkes kendi yolunu kendi seçer. Dede kimdir? Dede dinden ilimden kurandan had<strong>is</strong>ten<br />

anlayan o toplumda en iyi bilen inanılır güvenilir dürüstlüğünden emin çok çalıĢkan veya<br />

çalıĢmıĢ hiç kimseye muhtaç olmayan bildiklerini cesur korkmadan anlatan bir diğer insanları<br />

irĢad gücüne sahip belli bir toplumu olan halk tarafından seçilen icraatları tetkik edilen özüne<br />

sözüne sahip, rasgele konuĢmayan bir kiĢi olması gerekir. <strong>Abdal</strong> Musa erkanında duran<br />

böyledir. Her önüne gelen dede olamaz. Bunların hepsine inanmayalım. Din <strong>nedir</strong>? bektaĢi de<br />

bu tercümeye canı gönülden bağlıdır. Ġcraatı ve inanıĢı da budur. Ġslam dini peygamberimiz<br />

Hz Muhammed'in Allah'tan aldığı ilahi buyruklar ve gösterdiği doğru yoldur. Bu yola<br />

gidenlere Ġslam ve Müslüman denir. BektaĢilikte bu dinin içinden çıkmıĢ özetlenmiĢ anlanır<br />

ve dinlenir hale getirilmiĢidir ve din bir yaĢama biçimidir. Dinin kurallarına uymayan elbette<br />

eksik olur. Çünkü din doğruluk, temizlik, güvenirliliktir. Yine ahlak dinden öğrenilir. Ahlakı<br />

olmayanın dini olmaz. Dinin emri olan ibadetin Ģartı ikidir. Birinc<strong>is</strong>i insanı yüceleĢtirme<br />

ikinc<strong>is</strong>i ahirete güvence. Bir Müslüman insanlar tarafından sevilip sayılamıyorsa onun ibadet<br />

etmesine, Müslümanın BektaĢiyim hacıyım hocayım demenin bir anlamı yok. Yunus'un<br />

dediği gibi; bir kalp kırdın <strong>is</strong>e kıldığın namaz, namaz değil dünyada yetmiĢ iki buçuk millet<br />

dahi elini yüzünü yumaz değil. Gaye bir hocanın bir insanın bir hocanın bir tarikatının<br />

ahlakından emin olunmasına Müslüman denir. BektaĢi ilme <strong>nasıl</strong> bakar? Yukarıda yazdığımız<br />

dört kapıdan biri ilimdir. Çünkü kuranın kend<strong>is</strong>i ilimdir. Kuranı din adamı okursa nasihat ilim<br />

adamı okursa ilim çıkar. Çünkü BektaĢi Hz Ali'yi ilimin kapısı Hz Muhemmmed'i de ilmin<br />

Ģehri olarak inanır. Peygamberimiz uzakta olsa zorda olsa ilmi öğrenin demiĢ. Hacı BektaĢi<br />

Veli de ilimden gitmeyen yolun sonu karanlıktır demiĢtir. BektaĢiler birde mum yakar, <strong>nedir</strong><br />

anlamı? Elbette bir ıĢık bir aydınlıktır. BektaĢiler <strong>ikrar</strong> alırken cem yaparken katiyetle mum<br />

yakar. Çünkü <strong>is</strong>i pası kokusu yoktur ve bu mumlar yanarken katiyetle Nurusemaveti ayeti<br />

okunur. Bu ayet peygamberimiz mihraca gittiğinde Allah Muhammed'e bu ayeti orada hediye<br />

etti. Ya Muhammed bu ayet dünyayı aydınlatacak dünyanın rengini değiĢtirecek herkesin<br />

katiyetle ihtiyacı olduğu kullanacağı bir ilimidir demiĢ hediye etmiĢ. Maalesef her gün kuran<br />

okuyan anlamamıĢ da biz gavur dediğimiz kuranda bu ayeti değerlendirmiĢ bu muhtereme<br />

bize dindar görünenler gavur dedirmiĢ. Kimin gavur kimin müslüman olduğunu sen iyi düĢün<br />

gayri kuranda olan bu ayetle sen ibadet niyetiyle bu mumları yakan Allah Muhammed Ali<br />

aĢkıyla tutuĢan bir toplumu sen bu ayetle türlü entrika ve tefrikalarla bir horoz takarak onun<br />

bu mumu söndürmesiyle birbirlerini düzerler hatta ana ve bacılarını kullanırlar demeyim.<br />

Anlamı ne hatta bir kitapta bir gafil yazarın yazısını okudum utanç verici adeta Avrupalıların<br />

uĢağı Avrupalıların maĢası olmuĢ. Elbet toplumlar da her toplumlar da bir ahlaksız çıkar. Bu<br />

normaldir yalnız bu terbiyesizliği bir topluma yüklemenin küstahlık olduğunu deli bile anlar.<br />

Karanlık gecenin nurlu sabahında Ģöyle diyor bir ilim adamı ilmin derinliğine daldığı halde<br />

gerçekleri göremezse ona edebi bir yok oluĢ vardır. ben bugünde yarında gelecekte de<br />

zamanımızda da dinimizin Ģehri olarak bilim adamlarını görüyorum. Bir atasözüdür. Bir<br />

okumuĢunda okumuĢçasına cahilli olmasın. BektaĢilikte bir de insan insana niyaz eder mi?<br />

Elbette eder, insanı insan eğitir. Allah'ın cemali de insanın suratındadır katiyetle insan insana


tapmaz. Bu bir Allah emridir. Çünkü peygamberimiz yirmi bin ansarla bir sefere giderken<br />

yirmi bin ansar peygamberimize beyat yani niyaz ettiler. Bu sıra da peygamberimiz<br />

gururlandı. Hemen Allah'tan nida geldi. Ya Muhammed gururlanma bunlar sana değil hattı<br />

zatında bana niyaz ettiler sen bir bahanesin.(Fetih Suresi Ayet 10). BektaĢiler içki içer mi?<br />

Elbet içer kurana bak (Bakara Suresi Ayet 219) Az içkinin faydası varsa da çoğunun zararı<br />

vardır. bunun yorumu <strong>nedir</strong>? Televizyonlar da doktorlara soruyorlar. Bir insan ne kadar içki<br />

içer. O da açık seçik yarım çay bardağı gerektiğinde. Yine bir bilim adamı Ģöyle diyor:<br />

d<strong>is</strong>iplinsiz kontrolsuz gözetim altında içilmeyen bir içki zulüm getirir. Afet getirir. Bunlar<br />

ayetlerin yorumudur. Ben çok Arapça bilen hocalarla konuĢtum, tartıĢtım kuranın mealini<br />

bilse de anlamını bilmiyor. Ben burada bu hocaları taĢlamak <strong>is</strong>temiyorum. Çünkü içkicilik bir<br />

icrat bir kuran emridir. Yalnız bu ayetleri yerinde ve zamanında bir yorumcu tarafından<br />

kullanılmalıdır, yoksa günah olur. Günah zarar verendir. Kuranda çok yerde içki geçmektedir,<br />

Maide suresine bir bak ne diyor; asma dik Ģarap yap, ye, iç, Ģarap yap geçin. Bunda mucize<br />

vardır. ben burada Avrupa'nın bu içkiyi çok kullandığı için kalkınmalarını ona da bağlıyorum.<br />

Çünkü içki içen bir insan çok saygılı olur. Doğruluğa çok cesur gidiyor. Dilime sarımsak<br />

benim köyümde yıllarca süren dedikodu hatta kan davasını içki içen çocuklar giderdi. Bunlar<br />

birbirleriyle yemek içmek sohbet etmek, birbirlerine ailecek gelip gitmek münasebetlerini de<br />

devam ettiriyorlar. Darısı öbür kan davalıların baĢına olsun. Bu durum gerçekte bütün köy<br />

halkını ve çok geniĢ sahayı ilgilendiriyor. Benim de gerçekten gözlerim yaĢarıyor. Allah<br />

kimseyi sarhoĢ etmesin. Bir de insanlar kötülükle diğer insanları sarhoĢ etmesin. Bu insanlar<br />

ayrılmaz. BektaĢi insanı <strong>nasıl</strong> görmüĢ. Bir okuyan insanın cahile göre bilimiyle geniĢ bir<br />

sahayı aydınlatır. Bir bilim adamı ilmiyle daha geniĢ bir sahayı evliyalar daha fazla<br />

peygamberler artık sonsuz iĢte. Ġnsanın insana saygısı itibarı onun önünde eğilmesinin sebebi<br />

budur, onlardan faydalanmak. Yoksa insan insana tapmaz saygı duyar. Bazı duyarsız<br />

insanların anlamadan bilmeden okumadan o toplumun adet ve kültürünü görmeden fetva<br />

veren insanları Allah ıslah etsin. Çünkü vebalı vardır, çeker. BektaĢi gusül eder mi? BektaĢi<br />

değil dünyadaki bütün insanlar yıkanmalı gusül etmelidir. Bakın bir Ġngiliz bilim adamı ne<br />

diyor: ben müslümanların her izdivaçta yıkanmalarını yadırgadım. Bir gün düĢündüm. Bir<br />

insan seçip izdivaçtan önce laboratuvarda bunun vücudunda mikrop tahlili yaptım vücudun<br />

her yanı tertemiz idi. Birde izdivaçtan sonra laboratuvara koydum bütün vücudunun ve<br />

kıllarının dibi mikrop doluydu. O zaman anladın ki dünyaya gelen her izdivaç yapan ama Ģu<br />

ama bu insanların izdivaçtan sonra yıkanmaları Ģart bu görevi yapmayan hasta olur, cılız olur,<br />

kokar. Ben piyasada gördüğüm tüm insanlara bu gözle bakıyorum. Biz bu izdivacın ihlalini<br />

ahirete bırakırsak zarar görürüz. Her insan akıllı olmalı, bilmediğini danıĢmalı,her Ģeyi ilmi<br />

bilmeli Ģekilci, nakilci değil akıllı olmalıdır. Bak yine bir Ġngiliz bilim adamı ne diyor; ben her<br />

namazda abdest almayı yadırgıyordum. Bir gün yine iki kiĢi seçtim. Biri namaz kılıyor, diğeri<br />

namaz kılmıyor. Sabahın erkenin de bunların her ik<strong>is</strong>ine de laboratuvarda vücutlarındaki<br />

mikrobu ölçer, bir de yatsıdan sonra ölçer. Bir bakar ne görür namaz kılmayanın üzerinde<br />

namaz kılandan iki yüz seksenden fazla mikrop çıkar. ĠĢte görülüyor ki insanların yaĢamları<br />

gayeleri hemen hemen her Ģeyleri bir insanlar belli kurallar dahilinde çeĢitli yöntemlerle<br />

çeĢitli kültürlerle ibadet etmeye çalıĢır. Önemli olan o insanın diğer insanlar yanında bir<br />

diğeribir sevilirliği güvenilirliği olması dır. Yine düzeni bozan insan olmasın. Herkesin onun<br />

iyiliğinden emin olmasıdır. Burada bizi bölmek parçalamak <strong>is</strong>teyen yerli yabancı akılsız<br />

bilinçsiz bir diğer insanların aleyhinde konuĢan menfaatperest m<strong>is</strong>yonlara dikkat etmeliyiz.<br />

Bizim bölünmemiz dıĢ mihraplara ve düĢmanlarımıza yarar, bizi çağdaĢlıktan uzaklaĢtırır.<br />

Sorunları çözülmeyen bizim ve müslümanların üzerinde at oynatan batılıların iĢine yara.<br />

Birde <strong>is</strong>im üzerinde duralım. BektaĢiler ne düĢünür. Bu bizim içine düĢtüğümüz küfür gibi<br />

değil bak BektaĢiler de <strong>nasıl</strong> <strong>is</strong>im koyuyor. Üç <strong>is</strong>mi bizlere kötü de takdim etseler atalarımız<br />

dedelerimiz baĢka bir s<strong>is</strong>temle onların devlet adamlığını takdir ederek onların <strong>is</strong>imlerini<br />

Ebubekir yerine <strong>Sadık</strong> Ömer yerine Faruk Osman yerine Nuri koymuĢlar. Bunun neresi ki


BektaĢiler bu üç <strong>is</strong>mi sevmiyor. Bu üç <strong>is</strong>min elbette yanlıĢlığı vardır. bir de Sünni<br />

kardeĢlerimize bakalım onlar Ali mi Hasan mı Hüseyin mi Fatma mı Baki mi Zeynel mi<br />

Cafer mi Kazım mı Rıza mı Tayi mi Nayi mi Hasanul asker mi Mehdi koymuyorlar mı.<br />

Bizleri ayıran bölen menfaatlerine kullananlara çok iyi dikkat etmeliyiz. Milletimizi<br />

memleketimizi bölmek <strong>is</strong>teyen ard niyetli insanlara çok iyi dikkat etmeliyiz yoksa dünya<br />

medeniyetine ayak uyduramaz. Dinden kurandan ilham alamayız. ĠĢte günah burada baĢlar.<br />

Biz BektaĢ<strong>is</strong>i Alev<strong>is</strong>i Sünn<strong>is</strong>i bu ülkeye gönül vermiĢ yahud<strong>is</strong>i Hr<strong>is</strong>tiyanı her türlü gayri<br />

müslümalarla da vatandaĢız, aileyiz. KomĢumuz olan gayri müslüman sünninin BektaĢinin<br />

baĢına bir iĢ gelse kaza gibi hastalık gibi bizi üzmez mi, huzurumuz kaçmaz mı, o da bir insan<br />

değil mi? Bize sabah kalktığı zaman günaydın hayırlı iĢler demiyor mu. Ben burada<br />

hoĢgörünüze sığınarak konuĢuyorum. Gaye insanlık ve müslümanlığa layık toplum olmaktır.<br />

KızılbaĢ <strong>nedir</strong>? Kızıl baĢlık peygamberimizin askerine denir. Çünkü uhud harbinde<br />

peygamberimizin diĢi kırılınca kanını fesine akıtmıĢ. Bu fesi örnek alarak askerlerinin<br />

baĢlarına kırmızı fes giydirmiĢ. Belli olsun diye bu olayı baĢka anlamla kullananlar vebal<br />

altındadır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!