Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
• Senin nişanını, izini, nasıl olduğunu anlatmak için canda kudret, cesaret yoktur!<br />
• Sensiz olan her zevk, ham incir şurubudur, ejderha sokmasıdır!<br />
• Balçıktan yapılmış iki kerpiç parçası alırsın da, birinden Veysî yaparsın birinden Ramin.<br />
• Şekiller yaratan sanatının karşısında şu padişahlar, sanki birer oyuncaktır!<br />
• Geceleyin yolcunun uykusunu bağlarsın! Yani; "Uyuma; kalk, otur!" dersin!<br />
• Gönlün hayal evinde otur, yaptığın çeşit çeşit şekilleri seyr et!<br />
• Seyr et de, yalancı şekilleri gör, doğrusunu gönlünde bul!<br />
• Kalemimi övesin, beğenesin diye bu şekilleri ben, senin için yaptım!<br />
• Aşığın, delilikten başka ne sanatı, ne hüneri vardır?<br />
974. Yiğitliği pervaneden öğren!<br />
Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün<br />
(c. IV,1848)<br />
• Sevgililerin nazlanmaları da, kendilerini aşıklara yabancı gibi göstermekten başka ne olabilir?<br />
• Nurun, ışığın önünde oynamayı, sıçramayı, dönüp dolaşmayı zerrelerden; yiğitlikte bulunmayı, korkmadan kendini<br />
ateşe atıp yanmayı da pervaneden öğren!<br />
• Sarhoş arslan gibi sıçra, atıl; ne evveli ne de ahiri, yani ne önü ne de sonu bil! Arslanlara, kedi ile savaşmak ayıptır!<br />
• Sen, sırlar kadehisin; kulağını tıka, gözünü kapa! Çatlak kase, kadehlik edemez!<br />
• Kim, keskin kılıcın önünde kalkan gibi çırçıplak durur da paralanmak ister; kim, altın gibi, kuyumcunun tavasında<br />
ateşle bir evde oturabilir?<br />
• Irmağın suyu tatlıdır ama, denizin heybeti nerededir! Nerede şaha vezir olmak, nerede her çeşit kayıttan, bağdan<br />
kurtulmak, hür olmak!<br />
mi?<br />
• Gece, yıldızlar ve ay yüzünden aydınlık olsa bile, gündüzün yerini tutabilir mi? Boncuk parlak olsa bile, incilik edebilir<br />
975. Allahım; Sen'i, gereği gibi anlıyamıyoruz! Sen, canda ve gönüldesin ama, canın da, gönlün de Sen'den haberi<br />
yok!<br />
Dil ü canda nihansın gerçi her şey bîhaber senden<br />
Cihan zatınla dolmuşken cihan da bîhaber senden<br />
Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün, Mefa'îlün<br />
(Mecalis-i Seb'a,s.34)<br />
Nasıl bulsun seni can ve gönül senden ibaretken<br />
Gönülde candasın amma ki can da bîhaber senden<br />
Hayalin dilde nakşı varsa da bilmez hayal zatın<br />
Dilimde gerçi namın ah, dilim de bîhaber senden<br />
Bütün mahluk ise nam u nişanın gerçi bilmekde<br />
Fakat gördüm ki ben nam u nişan da bîhaber senden<br />
Ilahî künh-i zatın bilmeye sa'y eyleyen zümre<br />
Yuvarlandı yakîn ile güman da bîhaber senden<br />
Cihan durdukça şerh etsem seni mümkin degil zîra<br />
Seni îzah ve şerh aciz, beyan da bîhaber senden<br />
Sinek Cibrîl kanadından nasıl bahs eyler Allah'ım<br />
Seni ta'rif eden ehl-i cihan da bîhaber senden<br />
• Sen, canımda gizli olduğun halde, canımın Sen'den haberi yoktur! Cihan da zatınla dopdolu; fakat, cihanın Sen'den<br />
haberi yok!<br />
• Sen, can ve gönülden ibaret olduğun için, can Sen'i nasıl bulabilir? Sen candasın, gönüldesin ama, canın da, gönlün<br />
de Sen'den haberi yok!