You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
• Sana doyamıyorum; benim, bundan başka bir suçum yok! Ne olur; Sen de, benim verdiğim zahmete, meşakkate<br />
doyma, ey benim iki dünyada da sığındığım aziz varlık!<br />
• Küp de, sakî de, onun su tulumu da benden doydular, usandılar! Ama, benim içimdeki aşk deryasının balığı hiç de<br />
doymuyor; her an biraz daha susuz!<br />
• Ben, gerçek yolumu buldum; aşk denizine gidiyorum! Artık, size ihtiyacım kalmadı; testiyi kırın, tulumu da yırtın!<br />
• Bilmiyorum; ne zamana kadar şu zavallı gönlüm sızlanıp duracak! Vah benim yıkılmış, harap olmuş gönlüme! Ne<br />
zamana kadar bu dudaklarım padişahın hayaline karşı feryad edip duracak?<br />
• Denize doğru git de gör; aşk dalgaları nasıl coşup köpürüyor ve benim gönül evim o dalgalar arasında nasıl gark<br />
oluyor!<br />
• Dün gece, evimin ortasında, aşk ab-ı hayatı coştu köpürdü, dalgalandı; dün de, Yusufum, ay gibi gönlümün<br />
kuyusuna düştü!<br />
• Ansızın sel bastı, harmanımı sildi süpürdü! Gönlümden de bir aşk dumanı yükseldi ve tarlayı da, buğdayı da yaktı!<br />
• "Harmanım elden gitti!" diye gam yemiyorum; niçin gam yiyeyim? Ay yüzlümün nur harmanı, benim için yüzlerce<br />
harmandan daha değerlidir!<br />
• Ben akıl, fikir, bilgi istemiyorum; O'nun bilgisi bana yeter! Sevgilimin güzel yüzünün nuru, gece yarısında bana seher<br />
vaktini getirir, tan yerini ağartır!<br />
• Yine gam askerleri toplanıyor; bana saldıracaklar! Fakat ben, gam ordusundan ürkmüyorum; benim bölük bölük aşk<br />
ordularım o kadar çok ki, göklere dayanmış!<br />
• Ben her gazeli bitirdiğim zaman, gönlüm, coşarak söylediğim sözlere tövbe etmek istiyor! Ama Cenab-ı Hakk'ın<br />
dileği, gönlümün yolunu kesiyor ve onu tövbeden alıkoyuyor!<br />
949. Ben, varlıktan kurtulmuşum, yok olup gitmişim; zerre zerre her şey, benim yokluktaki ihtişamımı anlatıyor!<br />
Müfte'ilün, Mefa'îlün, Müfte'ilün, Mefa'îlün<br />
(c.IV, 1825)<br />
• Ben sevincim, sevinç benim! Zühre yıldızı bile benim neşeli nağmelerimi çalıyor; aşk, aşıklar arasında benim için<br />
cilveleniyor!<br />
• Aşk, mest olup da hoş bir hal alınca, kendinden geçer, huysuzluğa, çekişmeye başlar; gönlünü kaptıran aşıklar gibi,<br />
benim sevdamı yayar, beni herkese duyurur!<br />
• Sevgili, benim nazımı canla başla çeker, beni hırpalar, yüzümü tırmalar! "Benim yerime neler yapıyor!" diye felek,<br />
ona hased eder!<br />
• Ben, başımı ellerimin arasına almışım, varlıktan kurtulmuşum, yok olup gitmişim; zerre zerre her şey, benim<br />
yokluktaki ihtişamımı anlatıp durmada!<br />
• Ah! Gün geçti gitti; lütuf ahusu da arslanlaştı! Sevgili de, dost da sözlerimden, yalvarmalarımdan usandılar!<br />
• Sevgili gitti; gönül, bütün gece, balçık bedende üzüntü içinde kaldı! Ben, sabah şarabı vaktine kadar acı bir humarın<br />
sersemliği ile çırpınıp duruyorum; vah bana!<br />
• Sabah şarabı içilecek zaman gelir, tan yeri ağarır, güneş gökyüzünde bayrağını yüceltir! Şu iki kat olmuş, bükülmüş<br />
bedenim yine düzelir, yine selvi gibi tazeleşir, boy atar!<br />
• Güzel yüzlü can sakisi, Hakk'ın rızasını kazandığı için kendini üstün gören zahidin elini ayağını kaybetsin diye, testi<br />
testi şarap sunmaya başlar!<br />
• Ey sakî! Benim gönlümü almak istiyorsan, Allah rızası için, o en büyük kadehi pirimin avucuna koy!<br />
• Sakî dedi ki: "Ben, ona şarap verdim; onu gönlümün, canımın içine aldım! Benim sıfatlarımdan ona kol kanat<br />
verdim; onu, ötelere doğru uçurdum gitti!"<br />
• Pîr, şimdi elden çıktı; adam akıllı mest olup yıkıldı! Artık onun, benim nükteli sözlerime cevap verecek hali kalmadı!<br />
• Adam öldüren sakîm eğer beni öldürürse, şikayetçi değilim, pek hoşum! Onun sunduğu, onun vergisi şaraptır; benim<br />
cömertliğim de, can vermektir!<br />
• Ey benim şarap verenim! Aslında, şarap sensin; bense, testiden ibaretim! Su sensin, ben kuru dereyim! Ey benim<br />
sakim; mahallede mest olan benim!<br />
• Daima benim emir verenim, hakimim, padişahım, Allah'ım olduğu içindir ki, ben, O'nun aşk dertlisiyim; O'nun aşk<br />
küpünün dibinde oturmuşum!<br />
950. Sararmış yüzüm ve döktüğüm gözyaşları, gönlümün ve aşkımın şahididir!<br />
Müfte'ilün, Müfte'ilün, Müfte'ilün, Müfte'ilün<br />
(c.IV, 1814)<br />
• Senin aşkın bana, gönlümün dertleri ile, belaları ile dolu bir kadeh getirdi! Ona; "Ben, şarap içmem!" dedim. 0,<br />
bana; "Gönlümün hatırı için olsun, bunu al, iç!" dedi!