Program ve Bildiri Özetleri Kitabı - Ankara Mikrobiyoloji Derneği
Program ve Bildiri Özetleri Kitabı - Ankara Mikrobiyoloji Derneği
Program ve Bildiri Özetleri Kitabı - Ankara Mikrobiyoloji Derneği
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
MİNİ KONFERENS<br />
Faz II <strong>ve</strong> III aşı çalışmaları en yoğun olarak Kuzey <strong>ve</strong> Latin Amerika <strong>ve</strong> Avrupa’da gerçekleştirilmiş;<br />
Afrika’da ise aşının etkinliği <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nilirliğinin araştırılması için çalışmalar henüz planlanmıştır.<br />
Yapılan çalışmalarda, her iki tip HPV aşısının da üçüncü dozundan bir ay sonra 15-26 yaş arasındaki<br />
kadınların yaklaşık %100’ünde aşı tiplerine karşı saptanabilir düzeylerde antikor oluştuğu belirlenmiştir.<br />
Aşı ile elde edilen antikor düzeyleri, doğal enfeksiyon sırasında oluşan antikor düzeylerinden<br />
10-104 kat daha yüksektir. Aşılamadan sonra oluşan antikor düzeylerinin yaş ile ters orantılı olduğu<br />
izlenmektedir. VLP temelli aşıların 15-23 yaş arasındaki kadınlarda yüksek immünojenisite gösterdiği<br />
<strong>ve</strong> çok iyi tolere edildiği saptanmıştır.<br />
Aşının üçüncü dozunun tamamlanmasıyla en yüksek düzeye (pik noktasına) ulaşan antikor titreleri,<br />
aşılamadan 18 ay sonra yaklaşık 1log azalmakta, ilerleyen zamanlarda titrelerin düşmesine rağmen<br />
yine de doğal enfeksiyon sonucu oluşan antikor titrelerinden daha yüksek olmak kaydıyla beş yıl boyunca<br />
devam etmektedir. Ancak hastalığa karşı korumada etkili olan minimum koruyucu antikor düzeyinin<br />
tam olarak bilinmediği de akıldan çıkarılmamalıdır.<br />
Kuadrivalan aşı çalışmalarında, ilk aşılamadan beş yıl sonra<br />
uygulanan rapel dozunun antikor titrelerinde artışa yol açtığı<br />
gösterilmiştir. Günümüzde bildirilen en uzun takipli çalışmalar<br />
ancak beş yılı kapsamaktadır. Oysa antikor titrelerindeki<br />
kalıcılığın <strong>ve</strong> klinik korumanın net olarak belirlenmesi için<br />
daha uzun takipli çalışmalara gerek vardır ki, bugün için her<br />
iki aşının da uygulanmasından sonra 14 yıllık takip çalışmaları<br />
planlanmıştır.<br />
Her iki tip aşı ile de yapılan çalışmalar, diğer HPV tiplerine<br />
karşı çapraz koruma sağlandığını göstermektedir. Bu durumun,<br />
aşı tipleri olan tip 16’nın tip 31 ile, tip 18’in ise tip 45 ile aralarındaki<br />
yakın genetik ilişkiye bağlı olduğu ifade edilmektedir.<br />
Bivalan aşı ile yapılan uzun süre takipli faz II çalışmalarında, aşı<br />
etkinliğinin tip 45’e karşı %94.2, tip 31’e karşı ise %54.5 olduğu<br />
bildirilmiştir. Kuadrivalan aşı çalışmasında ise, önceden tüm<br />
tipler için seronegatif olan 10 kadın aşılanmış <strong>ve</strong> 10/10’unda tip<br />
18’i, 8/10’unda tip 31’i <strong>ve</strong> 6/10’unda tip 45’i nötralize eden antikorların<br />
geliştiği saptanmıştır. Ancak çapraz korumanın klinik<br />
öneminin gösterilmesi için ileri çalışmalar devam etmektedir.<br />
HPV aşısının diğer aşılarla kombine kullanımı ile ilgili<br />
yapılan çalışmalar, kuadrivalan HPV aşısı ile rekombinant<br />
hepatit B aşısının aynı ya da farklı zamanlarda uygulanmasının,<br />
her iki aşıya karşı antikor yanıtını değiştirmediğini göstermiştir.<br />
Gerek kuadrivalan gerekse bivalan HPV aşıları ile<br />
adölesanlara uygulanan diğer aşılar (dift eri-tetanoz-boğmaca,<br />
meningokokal konjugat aşısı, vb) arasındaki etkileşimin araştırıldığı<br />
çalışmalar ise halen devam etmektedir. Ancak bu<br />
aşıların HIV pozitif, ciddi malnütrisyonlu <strong>ve</strong> malarya <strong>ve</strong>ya<br />
helmint enfeksiyonları olan bireylerdeki etkinliği henüz değerlendirilmemiştir.<br />
Şekil 1. HPV-L1 virus benzeri partiküller (VLP)<br />
ile aşı hazırlanması <strong>ve</strong> uygulanması<br />
(http://www.nature.com/nrmicro/journal/v2/n4/<br />
thumbs/nrmicro867-f2.gif)<br />
17