18.07.2013 Views

102. Sayı - TED Ankara Koleji Mezunları Derneği

102. Sayı - TED Ankara Koleji Mezunları Derneği

102. Sayı - TED Ankara Koleji Mezunları Derneği

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

gömülü dişlerin çıkartılması, alt ve üst çene kemiği veya yumuşak<br />

dokuların içinde yerleşen kistlerin ve iyi huylu tümörlerin ve<br />

tümör benzeri lezyonların çıkartılması, protez öncesi ağız dokusunun<br />

implant veya diğer yöntemler ile hazır hale getirilmesi,<br />

diş dizilişleri ve kemiklerdeki deformitelerin cerrahi olarak<br />

düzeltilmesi, çene kırıklarının tedavisi, çene eklemi hastalıklarının<br />

tedavisi, çene-yüz ağrılarının kontrol altına alınması ile<br />

yüzeysel yumuşak doku patolojilerinin tanı ve tedavisi çalışma<br />

konularımız arasındadır.<br />

Yüzeysel yumuşak doku patolojileri nelerdir?<br />

Bu başlıkta kendi içinde pek çok konuyu barındırmaktadır.<br />

Ağız yumuşak dokusu yani dişeti ve mukoza hem kendisindeki<br />

hem de sistemdeki pek çok bozukluğu bir ayna gibi yansıtmaktadır.<br />

Örneğin viral, bakteriyel ve mantar enfeksiyonları,<br />

kan hastalıkları, immünolojik sistem sorunları, metabolizma ile<br />

ilgili sıkıntılar ağız dokularında belirti verirler. Bunun dışında ağız<br />

kanserine öncülük edebilen beyaz ve kırmızı renk değişikliği ile<br />

karakterize değişiklikler ve ağız kanserleri yumuşak doku patolojilerinin<br />

arasında sayılabilir.<br />

Beyaz ve kırmızı renk değişikliği olan her alan kansere<br />

öncülük ediyor olarak nitelendirilebilir mi?<br />

Hayır, her renk değişikliğinden korkmamak gerekir, ancak<br />

renk değişikliğinin sebebi bir uzman tarafından değerlendirilmeli<br />

ve gerekiyorsa biyopsi ile kontrolü yapılmalıdır. Biyopsi<br />

sonucu, kansere dönüşüm riskini belirtmek açısından önemlidir.<br />

Kansere dönüşüm riskini azaltmak açısından alınacak<br />

önlemler var mıdır?<br />

Kişinin tütün ve benzeri madde kullanımı varsa bitirilmesi,<br />

ağızda mantar enfeksiyonu varsa ki toplumumuzda sanıldığından<br />

çok fazla oranda bulunmaktadır, bunun kontrol altına alın-<br />

sağlık<br />

ması, demir eksikliği varsa tedavisi, uzman tarafından üç veya<br />

altı aylık süreler ile takip yapılması, ağız içi sağlığının tam olması<br />

riski azaltmak açısından yapılması gerekenlerdir.<br />

Bu önlemleri almak ağız kanserinden korunmak için yeterli<br />

midir?<br />

Ağız kanseri oluşurken mutlaka bir öncü devre geçirmesi<br />

şart değildir. Bazen hastayı gördüğümüz zaman doğrudan<br />

kanser olmuş şekli ile karşımıza çıkar. Bu sebeple kişilerin tüm<br />

yaşam boyu tütün ve alkolden uzak durmaları, dudak kanserinden<br />

korunmak için uzun süre güneş altında kalmamaları, sağlıklı<br />

beslenmeleri, ağız içindeki enfeksiyonları tedavi ettirmeleri,<br />

bağışıklık sistemlerinin güçlü olmasına katkıda bulunmaları<br />

gerekmektedir. Ağız kanserlerinde genetik yatkınlıktan söz edilmektedir.<br />

Kişi bunu kontrol altına alamayacağına göre en azından<br />

diğer faktörlere dikkat etmesinde yarar vardır. Örneğin<br />

tütünün her türlü kullanımı risklidir. Sigaranın içinde kanser<br />

oluşturan altmıştan fazla değişik madde bulunmaktadır ve<br />

alkol ile birleşince durum daha riskli hale gelmektedir.<br />

Türkiye’de ağız kanseri görülme sıklığı nedir?<br />

Türkiye’de ağız kanseri sıklığı gittikçe artmaktadır. Bunu en<br />

azından yılların içinde karşılaştığımız hasta sayısından biliyoruz.<br />

Türkiye aktif kanser kayıt sistemine yeni geçmiştir. 2006<br />

yılında kaliteli kayıt toplayabilecek sekiz il belirlenmiş ve elde<br />

edilen verilere göre görülme sıklığı değerlendirmeleri yapılmıştır.<br />

Resmi kayıtlara göre en fazla görülen ilk on kanser sıralamasında<br />

ağız kanseri yer almamaktadır, ancak bu durum önemini<br />

azaltmamaktadır. Ağız kanseri bugün erkeklerde yüz binde 3,7<br />

kadınlarda ise yine yüz binde 1,7 olarak belirtilmektedir. Kırk<br />

yaşın altında görülme sıklığı azalırken 50–60 yaşlarda oran artmaktadır.<br />

Bununla beraber son yılların yayınları gençler arasında<br />

da eski yıllara kıyasla kanser lehine değişiklik olduğunu<br />

belirtmektedir.<br />

49<br />

TEMMUZ2010 kolejliler

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!