09.06.2014 Views

Kıbrıslı Gençlik Dergisi - Reklam ajansı

Kıbrıslı Gençlik Dergisi - Reklam ajansı

Kıbrıslı Gençlik Dergisi - Reklam ajansı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Nurten Özüorçun<br />

Vurdumduymaz<br />

bir gençlik var Kıbrıs’ta<br />

Düşünen gençlik yok diyorlar<br />

Kıbrıs'ta..Düşünen, sorgulayan, okuyan, öğrenen<br />

gençlik yok!.. Gençlik artık toplum<br />

sorunlarını, memleket gerçeklerini, ülkelerinin<br />

geleceğini tartışmıyor, merak etmiyor,<br />

aramıyor sormuyor, umursamıyor! Vurdumduymaz<br />

bir gençlik var Kıbrıs'ta diyorlar!..<br />

Bunları diyorlar, diyebiliyorlar da... Biz gençlik<br />

olarak ne diyoruz bu duruma!? Biz gençlik<br />

olarak ne yaşıyoruz bu toplumda!?<br />

Biz, uzun yıllar savaş yaşamış; savaşla,<br />

insanlık ayıplarıyla, haksızlıklarla boğuşmuş<br />

bir kuşağın çocuklarıyız. Ne yazık ki biz,<br />

ateşkes anlaşması eşliğinde, umutsuzluğun<br />

eşiğinde, çözümsüzlüğün karamsarlığında<br />

ve tükenmişliğin yankısında büyütülmüş bireyleriyiz<br />

bu toplumun!<br />

Bizler yetiştirilirken, o yaşanmış sıkıntılı<br />

dönemlerden ailelerimizin anladıklarıyla<br />

ve çıkarımsadıklarıyla yetiştirildik. Ailelerimiz<br />

savaş yıllarında yaşadıkları yoklukları<br />

bizlere hiç göstermek istemedi... Kendileri<br />

çok büyük zorluklar yaşadılarsa da, bizlere<br />

hiçbir zorluk yaşatmamak için çok çabaladılar...<br />

Ailelerimiz biz okuyalım, toplumda iyi<br />

bir yerlere gelelim diye didindiler durdular...<br />

Ailelerimiz bizim için çok fedakarlıklar yaptılar...<br />

Kendilerinin yaşayamadığı güzellikleri<br />

bize yaşatmaya çalıştılar... Ve ailelerimiz şu<br />

savaş yıllarından yaptıkları belki de en önemli<br />

çıkarımla yetiştirdiler bizi; “hayat kısadır,<br />

insanın hayatta ne olacağı hiç belli değildir,<br />

hayatı kafana sorunları takmadan, seni en rahat<br />

tutacak en mutlu şekilde yaşa!!” felsefesiyle<br />

yani... Onlar tüm bunlara inanmışlardı...<br />

Çünkü daha sabah hiç bişey yokken evden<br />

çıkan babalarının bir daha eve gelememesini<br />

yaşadılar...Çünkü onlar daha hayatlarının<br />

çok başlarındayken yetim kaldılar; ölümle,<br />

savaşla tanıştılar... Ve belki de sorguladılar<br />

babalarıyla, arkadaşlarıyla, abileri-ablalarıyla<br />

yaptıkları gereksiz tartışmaları...Belki de sorguladılar<br />

hiç beklenmedik bir şekilde hayatını<br />

kaybeden insanların ne için öldüğünü,<br />

hayattan ne aldığını; alabildiğini... Belki gördüler<br />

hayatın acımasız olabildiğini ama yine<br />

de devam ettiğini... Ve belki de öğrendiler ki,<br />

tüm o büyük acılara rağmen insan hayattan<br />

zevk alabilmeyi öğrenebilir... Ve belki de istediler<br />

ki, kendilerinin yaşadığı bu kötü durumları<br />

onların çocukları yaşamasın, onların<br />

çocukları hep hayatın güzel ve rahat yönleriyle<br />

büyüsün...<br />

Bunların hepsi anlaşılabilir gibi görünüyor...<br />

İyi de bu zihniyetle: üzülmesin,<br />

kafaya takmasın diye toplumsal sorunlara<br />

hiç yönlendirilmemiş, hep “boşverme<br />

mantığı”yla avutulmuş, zorluklar yaşamsın<br />

diye hak etmeden hak verilmiş, daha hayatı<br />

anlamadan, tanımadan kendisine son<br />

model arabalar alınmış, hep onun yerine<br />

düşünülmüş ve kararlar verilmiş, okusa da<br />

okumasa da, sevse de sevmese de, “onun iyiliği<br />

için”(!?) okumaya zorlanmış... bir gençlik<br />

şimdi nasıl düşünsün? Nasıl üretsin? Nasıl<br />

çalışsın, çabalasın? Nasıl sorumluluk alsın?!...<br />

Gençlik umursamaz! Gençlik vurdumduymaz!<br />

Gençlik duyarsız!.. İyi de nasıl umursasın<br />

bu gençlik!? 34 yıldır umursandığında<br />

da, umursanmadığında da değişmeyen<br />

Kıbrıs sorunuyla, bir taraftan bu sorununun<br />

çözümü için neredeyse hayatını adamış kişileriyle,<br />

diğer taraftan da “bana ne!?” diyen<br />

abilerimiz-ablalarımızla... yani ne yapılırsa<br />

yapılsın değiştirilememiş ve “kaderleştirilmiş”<br />

bir halde sürdürülen Kıbrıs sorunuyla....<br />

nasıl inançlı kalsın bu gençlik!? Nasıl umursasın?<br />

Nasıl düşünsün, okusun, üretsin!?<br />

Vurdumduymaz bir gençlik var Kıbrıs'ta diyorlar!..<br />

Peki biz gençlik olarak ne<br />

diyoruz bu duruma!? Biz gençlik<br />

olarak ne yaşıyoruz bu toplumda!?<br />

Kıbrıs insanının belki de<br />

en sık karşılaştığımız özelliğidir bu:<br />

eleştiri!. Kendi başına, amaçsızca,<br />

çözümsüzce bir eleştiridir bu!.. Bu<br />

eleştirinin neden yapıldığı, sorunun<br />

neden kaynaklandığı, sorunu<br />

çözmek için neler yapılabileceği<br />

gibi “detay”larda yoksun, hiçbir zaman<br />

kendimize yöneltmediğimiz,<br />

hep dış faktörlere atfettiğimiz,<br />

kuru bir eleştiri! Vurdumduymaz<br />

25<br />

bir gençlik var diyorlar Kıbrıs'ta! Peki gençlik<br />

ne yaşıyor bu toplumda!?<br />

Biz, uzun yıllar savaş yaşamış; savaşla,<br />

insanlık ayıplarıyla, haksızlıklarla boğuşmuş<br />

bir kuşağın çocuklarıyız. Ne yazık ki biz,<br />

ateşkes anlaşması eşliğinde, umutsuzluğun<br />

eşiğinde, çözümsüzlüğün karamsarlığında<br />

ve tükenmişliğin yankısında büyütülmüş bireyleriyiz<br />

bu toplumun!<br />

Tabii, gençliği de sadece anlamak,<br />

gerçekten okumayan, üretmeyen, sorgulamayan,<br />

ve umursamayan bir gençliğin<br />

Kıbrıs'ta var olduğu gerçeğini değiştirmeyecek!..<br />

Bunu değiştirecek olan şey, belki de<br />

en temel anlamda bireysel olarak duruma<br />

katkımızı fark etmek ve bunu kendi adımıza<br />

düzeltmek!Evet kendi adımıza..Gözümüze<br />

küçük de görünse değişimi detaylardan<br />

başlayarak getirmek... Yani bir genç olarak<br />

ülkemizin şu “kaderleştirilmiş” durumunu<br />

değiştirmeye, bunun için mücadeleler vermeye,<br />

sesimizi çıkarmaya, ülkemizin ve kendi<br />

gelişimimizin sorumluluğunu üzerimize<br />

almaya başlayarak...Gazetelerin sadece spor<br />

sayfalarını değil, aynı gazetelerdeki ülkemiz<br />

yazarlarının makalelerini de okumaya, düşünmeye,<br />

sorgulamaya, başlayarak...İnanarak!<br />

Bu memleketi bizim kurtarabileceğimizi<br />

fark ederek...Kendi öz eleştirimizi yapıp,<br />

kendimizi geliştirmeye çalışarak... Bir aile<br />

büyüğü olarak çocuklarımıza memleket konusunda<br />

inanç ve sorumluluk yükleyerek...<br />

Onlara hayatın zor taraflarını yaşamaları için<br />

fırsatlar vererek, onlara hak ettikleri kadarını<br />

verip gerisi ve daha fazlası için çabalamalarını<br />

destekleyerek...Onlarla konuşup, onları<br />

anlamaya çalışarak... Ve siyasiler olarak artık<br />

Kıbrıs insanının yıllardır arzuladığı ve hak<br />

ettiği, hayatlarının kalitesini ve gidişatını etkileyecek<br />

türden değişimleri Kıbrıs'a getirerek...

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!