15.06.2014 Views

Meme hamartomları bulunan hastaların ileri MR görüntüleme bulguları

Meme hamartomları bulunan hastaların ileri MR görüntüleme bulguları

Meme hamartomları bulunan hastaların ileri MR görüntüleme bulguları

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Diagn Interv Radiol 2011; 17:33–37<br />

© Türk Radyoloji Derneği 2011<br />

Bu makale Diagnostic and Interventional Radiology’de yer alan İngilizce makalenin<br />

Türkçesi olup kaynak gösterme ve dizinleme amacı ile kullanılamaz.<br />

Advanced <strong>MR</strong>I findings in patients with breast hamartomas<br />

MEME RADYOLOJİSİ<br />

ARAŞTIRMA YAZISI<br />

<strong>Meme</strong> hamartomları <strong>bulunan</strong> hastaların <strong>ileri</strong> <strong>MR</strong> görüntüleme<br />

bulguları<br />

Gülnur Erdem, Hakkı Muammer Karakaş, Burak Işık, Ahmet Kemal Fırat<br />

AMAÇ<br />

<strong>Meme</strong> hamartomlarının nadir görülen tümörler olduğu söylenmesine<br />

rağmen, radyologlar günlük pratiklerinde sıklıkla<br />

karşılaşırlar. Yağ, glandüler ve fibröz dokular dezorganize,<br />

ancak olgun hücrelerden bir kitle oluşturur. Hamartomların<br />

özgün histolojik özellikleri bulunmadığından, tanıda klinik ve<br />

radyolojik bulgular önem taşır. Bu çalışmanın amacı meme<br />

hamartomlarının <strong>ileri</strong> manyetik rezonans (<strong>MR</strong>) görüntüleme<br />

bulgularını sunmaktır.<br />

GEREÇ VE YÖNTEM<br />

<strong>Meme</strong> hamartomları <strong>bulunan</strong> sekiz hasta ultrasonografi ve/<br />

veya mammografiye ek olarak <strong>MR</strong> görüntüleme teknikleri kullanılarak<br />

incelenmiştir.<br />

BULGULAR<br />

İncelenen lezyonların her biri dinamik kontrastlı <strong>MR</strong> incelemesinde<br />

zaman-sinyal yoğunluğu eğrisinde kademeli bir<br />

kontrastlanma örüntüsü göstermiştir. <strong>MR</strong> spektroskopisinde<br />

normal meme dokusuna benzeyen su ve yağ pikleri izlenmiştir.<br />

Difüzyon ağırlıklı görüntülemede lezyonların difüzyon özellikleri<br />

kend<strong>ileri</strong>ni oluşturan doku bileşenlerinin farklı oranlarda<br />

bulunmasına bağlı olarak değişiklik göstermiştir.<br />

SONUÇ<br />

İleri <strong>MR</strong> yöntemleri özellikle emziren veya hamile olan kadınlar<br />

gibi mammografik inceleme yapılamayan olgularda sonografiye<br />

ek bilgiler sağlayarak tanının aydınlatılmasında yardımcı<br />

olabilir.<br />

Anahtar sözcükler: • meme • hamartoma • manyetik rezonans<br />

görüntüleme • difüzyon manyetik rezonans görüntüleme<br />

• manyetik rezonans spektroskopisi<br />

İnonü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji (G.E. gerdem@inonu.<br />

edu.tr, H.M.K., A.K.F.) ve Genel Cerrahi (B.I.) Anabilim Dalları,<br />

Malatya.<br />

Gelişi 29 Eylül 2009; revizyon isteği 19 Ekim 2009; revizyon gelişi 27 Ekim<br />

2009; kabulü 7 Aralık 2009.<br />

E-yayın tarihi: 26 Temmuz 2010<br />

DOI 10.4261/1305-3825.DIR.1892-08.2<br />

Her ne kadar klasik kitaplarda hamartomların nadir görülen tümörler<br />

olduğu yazılı ise de, mammografi ve ultrasonografiyi (US)<br />

birlikte kullanan radyologlar günlük pratiklerinde hamartomlarla<br />

sık karşılaşırlar. Bu tümörler sınırları iyi belirlenen, ağrısız ve hareketli<br />

kitleler şeklinde görülür. Dezorganize, ancak olgun özelleşmiş hücre<br />

veya dokular oluşturan değişik miktarlarda yağ dokusu, glandüler ve fibröz<br />

elemanlar içerirler (1-3). Dokuların tamamen normal meme parankimine<br />

benzemesi ve diğer elemanların nadiren bulunması patolojik tanı<br />

konmasını zorlaştırır. Klinik ve radyolojik belirtiler arasındaki bağlantı<br />

en büyük öneme sahiptir (4, 5). <strong>Meme</strong> hamartomlarının mammografi<br />

ve ultrasonografi bulgularının iyi tanımlanmasına rağmen, bu tür olguların<br />

<strong>ileri</strong> manyetik rezonans (<strong>MR</strong>) görüntüleme bulguları hakkında<br />

yayın yoktur. Bu çalışmada meme hamartomlarının dinamik kontrastlı<br />

<strong>MR</strong> görüntüleme, difüzyon ağırlıklı görüntüleme ve <strong>MR</strong> spektroskopisi<br />

bulguları sunulmuştur.<br />

Gereç ve yöntem<br />

Bu çalışma 24 aylık bir süre boyunca meme görüntüleme merkezimizde<br />

elde edilen kayıtlar üzerinden geriye dönük olarak gerçekleştirilmiştir.<br />

Bu süre zarfında bütün incelemeler meme radyolojisi konusunda<br />

uzman olan aynı radyolog (G.E.) tarafından yapılmıştır. Merkezimizin<br />

kayıtlarından sekiz hastaya meme hamartomu tanısı konduğu saptanmıştır.<br />

Hastaların yaşları 24-55 arasında değişme göstermiştir (ortalama<br />

yaş, 38.6; SS, 14.6 yıl). Hastaların tümü başlangıçta rutin tarama veya ele<br />

gelen bir kitlenin değerlendirilmesi amacıyla US ve/veya mammografi<br />

ile değerlendirilmiştir. Hamartom tanısı konan olgular <strong>MR</strong> görüntüleme<br />

aracılığıyla daha <strong>ileri</strong> incelemeye tabi tutulmuştur. Bu nadir lezyonların<br />

görüntüleme özelliklerinin belirlenmesi amacıyla dinamik kontrastlı<br />

<strong>MR</strong> görüntüleme, difüzyon ağırlıklı görüntüleme ve <strong>MR</strong> spektroskopisi<br />

kullanılarak kurumsal bir araştırma oluşturulmuştur. Tüm hastalardan<br />

bilgilendirilmiş olur alınmıştır. <strong>MR</strong> görüntüleme incelemeleri 32 mT/m<br />

gradyan kuvvetine sahip 1.5 T bir tarayıcı (Intera Master, Gyroscan,<br />

Philips, Hollanda) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Hastalar yüzükoyun<br />

pozisyondayken standart meme sarmalı ile görüntüler alınmıştır.<br />

Konvansiyonel <strong>MR</strong> görüntülemelerinde aksiyal ve sagital T1 ağırlıklı<br />

(TR/TE, 550/11 ms), T2 ağırlıklı (TR/TE, 2429/120 ms) ve yağ baskılı<br />

T1 ağırlıklı görüntüler elde edilmiştir. Difüzyon ağırlıklı görüntülemeler<br />

otomatik bir enjektör aracılığı ile (Spectris, Medrad, ABD) 0.1 mmol/<br />

kg gadopentetate dimeglumine (Gd-DTPA) intravenöz olarak verildikten<br />

sonra çekilmiştir. Bu çalışmada dört dakika içinde her biri 20 saniye<br />

süren 12 ardışık T1 ağırlıklı hızlı alan eko (FFE) sekansı elde edilmiştir.<br />

Başlangıçtaki kontrastsız görüntüler kontrastlı görüntülerden çıkarıldıktan<br />

sonra ilgi alanları (ROI) kitle içinde en fazla kontrastlanan bölge üzerine<br />

yerleştirilmiştir. Bu ilgi alanlarının zamanla ilişkili kontrastlanma-<br />

33


sını göstermek için zaman yoğunluk<br />

eğr<strong>ileri</strong> (TIC) oluşturulmuştur.<br />

Difüzyon ağırlıklı görüntüleme için<br />

tek atım, gradyan eko, eko planar görüntüleme<br />

(EPI) sekansı kullanılmıştır<br />

(TR/TE, 4393/81 ms; kesit kalınlığı<br />

5 mm; kesit arası boşluk 1 mm; FOV,<br />

350 mm; matriks, 128x256). Difüzyon<br />

gardyanları x, y ve z eksenlerine eş<br />

zamanlı olarak uygulanmıştır. Ticari<br />

yazılım aracılığı ile görünür difüzyon<br />

katsayısı (ADC) haritalarını oluşturmak<br />

üzere 0 ve 1000 s/mm 2 düzeyinde<br />

b değerleri seçilmiştir. Kitlelerin difüzyon<br />

özelliklerinin belirlenmesi amacıyla<br />

haritalar üzerinde yönlendirilmiş<br />

ortalama ADC değerleri ölçülmüştür.<br />

Ölçümler T2 ağırlıklı görüntülerde<br />

(b=1000 s/mm 2 ) belirlenen bölgeler<br />

üzerine çizilen yuvarlak ilgi alanlarında<br />

gerçekleştirilmiştir. Bu ilgi alanları<br />

kitlenin boyutları ile ilişkili olmak üzere<br />

150-850 mm 2 alan oluşturmuştur.<br />

Kitle boyutları ile uyumlu olacak şekilde<br />

kontrol ilgi alanları belirlenmiştir.<br />

Tüm ölçümler üç kere tekrarlanmış ve<br />

nihai analiz için bu ölçümlerin ortalaması<br />

kullanılmıştır.<br />

İstatistiksel analizler için SPSS sürüm<br />

13.0 (SPSS Inc., Chicago, ABD)<br />

yazılımı kullanılmıştır. Bulgular<br />

ortalama±standart sapma (SS) şeklinde<br />

ifade edilmiştir. Lezyonlar ve normal<br />

meme dokularının ADC değerlerinin<br />

karşılaştırılması için Mann-Whitney U<br />

testi devreye sokulmuştur.<br />

Her bir lezyonun <strong>MR</strong> spektroskopisi<br />

için kısa (31 ms) ve uzun (136 ms) TE<br />

değerleri ile nokta çözünürlüklü spektroskopi<br />

yöntemi kullanılmıştır. <strong>MR</strong><br />

spektroskopisinde ilgi alanları normal<br />

dokulardan alınan sinyallerin karışmasını<br />

engellemek amacıyla kitlelerin<br />

merkezine yerleştirilmiştir. Spektrum<br />

tarayıcının kendi yazılımı ile oluşturulmuş<br />

ve doğrulanmıştır.<br />

Bulgular<br />

Hastaların karşılaşıldığı veya tesadüfen<br />

saptandığı sıradaki ortalama yaşı<br />

38.6 olarak hesaplanmıştır. Ortalama<br />

yaşın altında olan üç hastadan ikisinin<br />

(22 ve 26 yaşındakiler) emzirmekte olduğu<br />

belirlenmiştir. Her ne kadar bu<br />

hastalarda ergenlik döneminden beri<br />

meme kitleleri bulunduğu bilinmekteyse<br />

de, kitlelerin boyutları doğum<br />

sonrası önemli ölçüde artmıştır. Bu<br />

hastalar ağrısız kitleleri farkettikten<br />

sonra konusunda uzman olmayan kuruluşlarda<br />

ulltrasonografik incelemeden<br />

geçmiştir. Bu kitlelerin US görü-<br />

a<br />

nümleri fibroadenomlara benzemekle<br />

beraber hafifçe heterojendir. Bu nedenle<br />

bu iki hasta daha ayrıntılı inceleme<br />

için kurumumuza gönderilmiştir. Yaş<br />

grupları hesaba alınarak konvansiyonel<br />

mammografi incelemeleri tek pozisyonla<br />

sınırlı tutulmuştur.<br />

İki hasta premenstrüel ağrı yakınması<br />

ile başvurmuştur. Bu hastalarda biri<br />

ve çalışma grubunun geri kalanı rutin<br />

mammografi taramaları sırasında saptanmıştır.<br />

Bu hastalardan üçü post menapozal<br />

dönemdedir.<br />

Lezyonların tümü soliterdir ve en<br />

uzun çapları 2.5-10.0 cm arasında değişmektedir<br />

(ortalama, 5.3 cm, SS, 2.6<br />

cm). Hastaların yoğun meme yapısı<br />

nedeniyle US ile incelenen biri dışında<br />

tamamının mammografisi çekilmiştir.<br />

Bu hastaların altısında ovoid şekilli, sınırları<br />

iyi belirlenen, ince kapsüllü ve<br />

heterojen parankim yapısına sahip lezyonlar<br />

mammografi ile saptanmıştır.<br />

Temel radyolojik belirteçleri geniş dağılım<br />

gösteren yağ dansiteleridir (Şek.<br />

1). Bu hastaların US incelemelerinde<br />

sınırları iyi belirlenen, ekojenik karakterleri<br />

fibroadenomlara benzeyen,<br />

ovoid kitleler belirlenmiştir. Ancak fibroadenomlarla<br />

karşılaştırıldığında bu<br />

lezyonların ekojenitesi hafifçe fazla ve<br />

heterojendir ve arka akustik gölgelenmeleri<br />

ya hiç yok, ya da daha az belirgindir<br />

(Şek. 2).<br />

Konvansiyonel T1 ve T2 ağırlıklı<br />

<strong>MR</strong> görüntülemelerinde bu lezyonlar<br />

yağlı ve fibroglandüler içerikleri ile<br />

b<br />

Şekil 1. a, b. İki farklı<br />

hastanın mediyolateral<br />

oblik pozisyondaki<br />

mammograf<strong>ileri</strong>. Yirmi iki<br />

yaşında emzirmekte olan<br />

bir kadının sağ memesinin<br />

alt bölümünde büyük,<br />

sınırları iyi belirlenen,<br />

karışık dansitede, oval bir<br />

opasite görülmektedir<br />

(a). Yirmi altı yaşında<br />

emzirmekte olan bir<br />

kadının sol memesinin<br />

alt bölümünde<br />

ince, radyoopak bir<br />

psödokapsülle çevrili<br />

heterojen opasite<br />

görülmektedir (b).<br />

bağlantılı olmak üzere heterojen yoğunlukta<br />

ve ince kapsüllü olarak görülürler<br />

(Şek. 3). Dinamik kontrastlı <strong>MR</strong><br />

görüntülemede ise kademeli olarak<br />

kontrastlanırlar. Bu tür kontrastlanma<br />

tip 1 örüntü olarak sınıflandırılır<br />

(Şek. 4). Difüzyon ağırlıklı görüntüde<br />

belirli bir sinyal örüntüsü yoktur.<br />

Normal meme parankiminin ortalama<br />

ADC değeri 986±352x10 -6 mm 2 /s iken<br />

lezyonlarınki 1147±383x10 -6 mm 2 /s<br />

düzeyindedir.<br />

Hamartomlarla normal meme parankiminin<br />

ADC değerleri arasındaki fark<br />

statistiksel anlamlılık taşımamaktadır<br />

(Mann-Whitney U testi, p=0.345).<br />

Hamartomlarla normal meme parankiminin<br />

ADC değerleri tabloda<br />

sunulmuştur.<br />

Manyetik rezonans spektroskopisinde<br />

kısa (31 ms) ve uzun (136 ms) TE<br />

spektrumlarında lipid pikleri görülmüştür.<br />

Bu pikler benign bir lezyona<br />

işaret etmektedir. Hücre zarı döngüsünü<br />

gösteren malign bir belirteç olan<br />

kolin piki görülmemiştir (Şek. 5).<br />

Bu hastalardan beşi klinisyenlerinin<br />

isteği üzerine ince iğne aspirasyon biyopsisi<br />

ile değerlendirilmiştir. Bu örneklerin<br />

incelenmesi hiçbir atipik hücrenini<br />

bulunmadığı tamamn benign<br />

oluşumlar şeklinde rapor edilmiştir.<br />

Tartışma<br />

<strong>Meme</strong> hamartomları tüm benign<br />

meme kitleleri içinde %0.1-0.7 arasında<br />

sıklıkta görülen benign lezyonlardır<br />

34 • Mart 2011 • Diagnostic and Interventional Radiology<br />

Erdem ve ark.


a<br />

b<br />

Şekil 2. a, b. İki farklı hamartom olgusunun ultrasonografik görünümleri. Her ikisi de premenstrüel ağrı yakınması ile başvuran 22 (a) ve 47<br />

yaşındaki kadınlarda (b) arka akustik gölgelenmesi olmayan, içinde yağ dokusunu temsil eden hipoekoik alanlar içeren izoekoik oval kitleler<br />

görülmektedir.<br />

Şekil 3. a–c. Aksiyal (a) ve sagital<br />

a<br />

(b) T2 ağırlıklı <strong>MR</strong> görüntüleri.<br />

Yirmi iki yaşında emzirmekte<br />

olan bir kadının sağ memesinin<br />

alt bölümünde sınırları iyi<br />

belirlenen ve çevresinde<br />

düzgün hipointens bir halkası<br />

<strong>bulunan</strong> heterojen hiperintens<br />

bir kitle görülmektedir. Sagital<br />

kontrast sonrası T1 ağırlıklı yağ<br />

baskılı <strong>MR</strong> görüntüsünde (c)<br />

kitlenin heterojen kontrastlanan<br />

yağ yoğunlukları içerdiği<br />

görülmektedir.<br />

b<br />

c<br />

Şekil 4. Dinamik kontrastlı <strong>MR</strong><br />

görüntüsünden elde edilen zamansinyal<br />

yoğunluğu eğrisinde benign<br />

bir lezyonu işaret edecek şekilde<br />

kademeli kontrastlanma örüntüsü<br />

görülmektedir.<br />

(4). Bu lezyonlar fibroadenolipom, lipofibroadenom<br />

ve adenolipom olarak<br />

ta adlandırılırlar. Bu adların da vurguladığı<br />

gibi bu lezyonlar değişik oranlarda<br />

yağ, bez bileşenleri ve fibröz doku<br />

içerir. Dokular tamamen diferansiyedir,<br />

ancak anormal bir kompozisyon<br />

oluştururlar (1-3).<br />

<strong>Meme</strong> hamartomları ağrısız, sınırları<br />

iyi belirlenen, mobil kitlelerdir. Tipik<br />

olarak orta yaşlı kadınlarda, dördüncübeşinci<br />

dekadlar sırasında görülürler<br />

(1, 3). Bu yaşlarda meme dokusu laktasyon<br />

sonrası dönem veya menapoza<br />

bağlı olarak gerilemeye başlar. Bu nedenle<br />

lezyonlar daha belirgin hale gelir<br />

ve asimetrik bir büyümeye yol açar<br />

(6). İmmünhistokimyasal çalışmalarda<br />

bu lezyonların östrojen ve progesteron<br />

reseptör pozitifliğinin normal meme<br />

dokusu ile aynı olduğu gösterilmiştir.<br />

Ki67 ile beraber reseptör pozitifliğinin<br />

bulunması bir parça proliferatif aktivite<br />

bulunduğunu gösterebilir ve gebelik<br />

ve laktasyon döneminde hamartomların<br />

niye hızlı büyüdüğünü açıklayabilir<br />

(7). Bu tümörler sıklıkla tek taraflıdır<br />

(8) ve inguinal ya da aksiller bölgelerde<br />

ektopik meme dokusu içinde de gelişebilirler<br />

(9, 10).<br />

Cilt 17 • Sayı 1<br />

<strong>Meme</strong> hamartomlarında <strong>ileri</strong> <strong>MR</strong> görüntülemesi bulguları • 35


Tablo. Hastaların demografik bilg<strong>ileri</strong> ve hamartomlarla normal meme parankiminin ortalama ADC değerleri<br />

Yaş<br />

(yıl)<br />

Yakınma<br />

Boyut<br />

(cm)<br />

Hamartomların ortalama ADC<br />

değerleri (mm 2 /s x10 -6 )<br />

Normal meme parankiminin ortalama ADC<br />

değerleri (mm 2 /s x10 -6 )<br />

22 Laktasyonda ele gelen kitle 10 1120 826<br />

26 Laktasyonda ele gelen kitle 4 1396 1387<br />

22 Premenstrüel ağrı 2.5 1071 1407<br />

47 Premenstrüel ağrı 7 1724 1188<br />

46 Tarama 4 1001 690<br />

53 Tarama 3.5 1176 1056<br />

54 Tarama 3.7 1301 959<br />

54 Tarama 8 386 378<br />

Şekil 5. <strong>MR</strong> spektroskopisi analizi. Kısa (31 ms) ile 1.1 ppm düzeyinde yükselmiş lipid sinyalleri, 4.5 ppm düzeyinde yükselmiş su sinyalleri<br />

gözlenmiştir.<br />

Bir hamartomun mammografik görünümü<br />

oldukça tipiktir; “meme içinde<br />

meme” olarak tanımlanır ve sınırları<br />

iyi belirlenen bir lezyon şeklinde gözlenir.<br />

Kitlenin şekli yuvarlak veya ovaldir<br />

ve yağ ve fibroglandüler dokuların<br />

bir bileşiminden oluşan karışık bir dansitesi<br />

vardır. Kitle ince, radyoopak bir<br />

psödokapsülle çevrelenmiştir ve opasitenin<br />

derecesi hamartomatöz dokunun<br />

bileşenleri ile ilişkilidir (1-4). Kapsül<br />

içindeki yağ dokusunda dağılmış lobüle<br />

dansiteler “salam dilimleri” şeklinde<br />

adlandırılır. Bu dansitelerle birlikte benign<br />

amorf veya yuvarlak mikrokalsifikasyonlar<br />

bulunabilir. Kitle deride bir<br />

değişiklik oluşturmadan subkutan yağ<br />

dokusunun yerine geçebilir (2).<br />

Yukarıda sayılan mammografi bulguları<br />

hamartom tanısı koymak için yeterli<br />

olabilir ve ultrason ya da biyopsi<br />

gibi <strong>ileri</strong> incelemelere gerek kalmayabilir<br />

(2). Ancak bu mammografi bulguları<br />

nispeten daha büyük olan lezyonlarda<br />

bulunur ve tüm hamartomların<br />

%10-60’ında görülür (1). Ultrasonda<br />

ekojenik fibröz ve hipoekoik bileşenlerden<br />

oluşan heterojen bir örüntü<br />

saptanır (4). Lezyon izoekoik olabileceği<br />

gibi kistik bileşenler de içerebilir.<br />

Ultrasonografinin tanıdaki yeri bu görüntü<br />

çeşitlilikleri nedeniyle sınırlıdır<br />

(1, 3). Hamartomların <strong>MR</strong> görüntülemesinde<br />

heterojen kontrastlanma ve<br />

düz, ince ve hipointens bir halkaya ek<br />

olarak iç yağ yoğunlukları saptanır (4).<br />

Hastalarımızın altısında mammograik<br />

incelemede ince, opak kapsüllü radyolüsent<br />

alanlar içeren heterojen kitleler<br />

görülmesine rağmen, bir olguda<br />

zemindeki meme dokusunun yoğunluğu<br />

nedeniyle lezyonun tam ayrımı<br />

yapılamamıştır. Tüm hamartomlar ultrasonda<br />

izekoik olan veya içerisindeki<br />

kistik alanlara bağlı karışık ekojenite<br />

gösteren, sınırları iyi belirlenen kitleler<br />

şeklinde görülmüştür. Biri dışında tüm<br />

olgular <strong>MR</strong> görüntülemede sınırları iyi<br />

36 • Mart 2011 • Diagnostic and Interventional Radiology<br />

Erdem ve ark.


elirlenen heterojen oluşumlar şeklinde<br />

gözlenmiştir.<br />

Lobül ve kanalların varlığı hamartomların<br />

fibroadenomlardan ayırt<br />

edilmesini sağlar (11). Ancak hamartomların<br />

özgün histopatolojik bulguları<br />

yoktur (4, 5). İnce iğne biyopsisi<br />

ve çekirdek biyopsisinin hamartom<br />

tanısındaki yeri sınırlıdır; bu nedenle<br />

hamartom tanısı konması oldukça zor<br />

olabilir. Klinik ve radyolojik bulgular<br />

önemlidir. Lezyonlar benign olmakla<br />

beraber her zaman nüks olasılığı vardır.<br />

Dahası bu lezyonlar in situ veya invaziv<br />

karsinomlarla bir arada bulunabilir<br />

(4, 12, 13). Malignensi hamartomatöz<br />

dokunun glandüler bölümlerinden<br />

gelişebilir (13). Bu sayılan nedenlerle<br />

konvansiyonel ve işlevsel <strong>MR</strong> görüntüleme<br />

mammografi ve ultrasonografi<br />

bulgularının iyi bir tamamlayıcısıdır.<br />

Bu <strong>ileri</strong> görüntüleme yöntemleri gebe<br />

olan ve emziren kadınlar için de en uygun<br />

yaklaşımlardır.<br />

<strong>Meme</strong> lezyonlarının tanısı başlıca<br />

mammografi ve ultrason bulgularına<br />

dayanmakla birlikte <strong>MR</strong> görüntüleme<br />

ile ilgili yayınlar da gün geçtikçe artmaktadır.<br />

Bu yayınlarda özellikle benign<br />

ve malign lezyonların ayrımına<br />

yardımcı olmak üzere kontrastlanma<br />

örüntüleri ve biyokimyasal özellikleri<br />

üzerinde durulmaktadır. Dinamik<br />

kontrastlı <strong>MR</strong> görüntüleme dokuların<br />

vaskülarizasyonu hakkında bilgi verir.<br />

Erken evrelerde pik konrastlanma<br />

olması ve hızla kaybolması vaskülarizasyon<br />

artışını gösteren bir malignensi<br />

kriteridir (14). Olgularımızın tamamının<br />

zaman yoğunluk eğr<strong>ileri</strong>nde<br />

benign lezyonları işaret edecek şekilde<br />

kademeli kontrastlanma örüntüsü<br />

görülmüştür.<br />

<strong>MR</strong> spektroskopisi en <strong>ileri</strong> işlevsel<br />

görüntüleme yöntemlerinden biridir.<br />

Dokuların biyokimyasal yapısı ve<br />

mebolizması hakkında bilgi verir. Bu<br />

yöntemle farklı kimyasal metabolitlerin<br />

düzeyi ölçülebilir. Kolin piklerinin<br />

bulunması malign meme tümörlerinde<br />

tanı koydurucu bir metabolik belirteçtir.<br />

Kolin spektrumda 3.24 ppm düzeyinde<br />

gözlenir ve benign lezyonlarda<br />

belirlenmez (15). <strong>MR</strong> spektroskopisinde<br />

belirgin su ve yağ pikleri saptadık,<br />

ancak kolin pikleri görmedik. Bu bulgular<br />

normal meme dokusunda görülenin<br />

benzeridir.<br />

Difüzyon ağırlıklı görüntülemede<br />

lezyonlar ve normal dokularda su moleküllerinin<br />

difüzyon hareketi nicel<br />

olarak ölçülür ve ADC haritaları mutlak<br />

difüzyon değerini gösterir. Bu çalışmada<br />

lezyonar için saptanan ortalama<br />

ADC değeri (1147±383x10 -6 mm 2 /s)<br />

normal meme parankimi ile benzerdir<br />

(986±352x10 -6 mm 2 /s). Gruplar arasında<br />

istatistiksel açıdan anlamlı bir<br />

fark yoktur. Olgular arasındaki farklı<br />

değerlerin lezyonları oluşturan doku<br />

bileşenlerinin farklı oranlarda bulunmasından<br />

kaynaklandığı sonucuna<br />

vardık. ADC değeri yağ ve glandüler<br />

elemanlardan zengin olan dokularda<br />

daha yüksek olabilirken, fibröz elemanlardan<br />

zengin lezyonlarda daha<br />

düşük bulunabilir (16).<br />

Sonuç olarak, meme hamartomları<br />

nadir görülen meme kitleleridir ve tek<br />

başına patolojik inceleme yetersiz olabileceğinden<br />

doğru tanı konması için<br />

klinik ve radyolojik bulguların bir arada<br />

değerlendirilmesi gereklidir. <strong>Meme</strong><br />

lezyonlarının tanısı mammografi ve<br />

ultrasonografi bulgularına dayanır.<br />

Ancak mammografik incelemenin tercih<br />

edilmediği gebe olan ve emziren<br />

kadınlarda konvansiyonel ve <strong>ileri</strong> <strong>MR</strong><br />

görüntüleme teknikleri ultrasonografiye<br />

ilave bilgiler sağlayarak tanının aydınlatılmasına<br />

yardımcı olabilir.<br />

Kaynaklar<br />

1. Pui MH, Movson IJ. Fatty tissue breast lesions.<br />

Clin Imaging 2003; 27:150–155.<br />

2. Muttarak M, Chaiwu B. Imaging of giant<br />

breast masses with pathological correlation.<br />

Singapore Med J 2004; 45:132.<br />

3. Sanal HT, Ersöz N, Altınel Ö, Ünal E, Can<br />

C. Giant hamartoma of the breast. Breast J<br />

2006; 12:84–85.<br />

4. Tse GMK, Law BKB, Ma TKF, et al.<br />

Hamartoma of the breast: a clinicopathological<br />

rewiew. J Clin Pathol 2002; 55:951–<br />

954.<br />

5. Hattori H. Mammary hamartoma of the<br />

axillary subcutis. Breast J 2006; 12:181–182.<br />

6. Scott-Conner CE, Powers C, Subramony<br />

D, Didlake RH. Changing clinical picture<br />

of mammary hamartoma. Am J Surg 1993;<br />

165:208–212.<br />

7. Herbert M, Sandbank J, Liokumovich P, et<br />

al. Breast hamartomas: clinicopathological<br />

and immunohistochemical studies of 24<br />

cases. Histopathology 2002; 41:30–34.<br />

8. Kuroda N, Goishi K, Ohara M, Hirouchi T,<br />

Mizumo K, Nakagawa K. Bilateral hamartoma<br />

arising in axillary accessory mammary<br />

glands. APMIS 2006; 114:77–78.<br />

9. Reck T, Dworak O, Thaler KH, Kockerling<br />

F. Hamartoma of aberrant breast tissue in<br />

the inguinal region. Chirurg 1995; 66:923–<br />

926.<br />

10. da Silva BB, Rodriques JS, Borges US, Pires<br />

CG, Pereira da Silva RF. Large mammary<br />

hamartoma of axillary supernumerary breast<br />

tissue. Breast 2006; 15:135–136.<br />

11. Daya D, Trus T, D’Souza TJ, Minuk T,<br />

Yemen B. Hamartoma of the breast, an underrecognized<br />

breast lesion. A clinicopathologic<br />

and radiographic study of 25 cases.<br />

Am J Clin Pathol 1995; 103:685–689.<br />

12. Ruiz Tovar J, Reguero Callejas ME, Alaez<br />

AB, et al. Infiltrating ductal carcinoma<br />

and ductal carcinoma in situ associated<br />

with mammary hamartoma. Breast J 2006;<br />

12:368–370.<br />

13. Anani PA, Hessler C. Breast hamartoma<br />

with invasive ductal carcinoma. Report<br />

of two cases and review of the literature.<br />

Pathol Res Pract 1996; 192:1187–1194.<br />

14. Tunçbilek N, Karakaş HM, Ökten OO.<br />

Dynamic magnetic resonance imaging<br />

in determining histopathological prognostic<br />

factors of invasive breast cancers.<br />

Eur J Radiol 2005; 53:199–205.<br />

15. Kim JK, Park SH, Lee HM, et al. In vivo<br />

1 H-<strong>MR</strong>S evaluation of malignant and benign<br />

breast disease. Breast 2003; 12:179–<br />

182.<br />

16. Kinoshita T, Yashiro N, Ihara N, Funatu H,<br />

Fukuma E, Narita M. Diffusion-weighted<br />

half-fourier single-shot turbo spin echo<br />

imaging in breast tumors: differentiation<br />

of invasive ductal carcinoma from fibroadenoma.<br />

J Comput Assist Tomogr 2002;<br />

26:1042–1046.<br />

Cilt 17 • Sayı 1<br />

<strong>Meme</strong> hamartomlarında <strong>ileri</strong> <strong>MR</strong> görüntülemesi bulguları • 37

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!