12.11.2014 Views

Bel ağrıları - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

Bel ağrıları - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

Bel ağrıları - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

PANEL <strong>Hacettepe</strong> T›p Dergisi 2008; 39:180-193<br />

<strong>Bel</strong> a¤r›lar›<br />

Moderatör: Yeflim Gökçe Kutsal 1<br />

Panelistler : Fatma ‹nan›c› 1 , Kader Karl› O¤uz 2 , Ahmet Alanay 3 , Selçuk Palao¤lu 4<br />

1 Prof. Dr., <strong>Hacettepe</strong><br />

Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />

Fiziksel Tıp ve<br />

Rehabilitasyon Anabilim Dalı,<br />

Ankara<br />

2 Doç. Dr., <strong>Hacettepe</strong><br />

Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />

Radyoloji Anabilim Dalı,<br />

Ankara<br />

3 Prof. Dr., <strong>Hacettepe</strong><br />

Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />

Ortopedi ve Travmatoloji<br />

Anabilim Dalı,<br />

Ankara<br />

4 Prof. Dr., <strong>Hacettepe</strong><br />

Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />

Nöroşirürji Anabilim Dalı,<br />

Ankara<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

<strong>Bel</strong> ağrıları çoğu zaman yaşamı tehdit eden bir sorun olmamasına karşın, gelişmiş<br />

ve özellikle endüstrileşmiş toplumlarda iş gücü kaybı yanında tanısal yaklaşımların<br />

ve tedavi prosedürlerinin maliyeti açısından da önemli bir sağlık problemidir.<br />

Toplumun %80’i yaşamları boyunca en az bir kez bel ağrısından yakınır. Doktora<br />

başvuru sebepleri içinde 2., yatarak tedavi edilen hastalıklar içinde 5., ameliyat<br />

edilen hastalıklar arasında ise 3. sırada yer almaktadır. Kırk beş yaş altındaki kişilerde<br />

aktivite kısıtlamasına yol açar, %95 olguda mekanik nedenler ön plandadır.<br />

Olguların %90’a yakını spontan iyileşebilmektedir. Normal aktivitelerine dönme<br />

süresi ortalama olarak 1 aydır. <strong>Bel</strong> ağrılarının %90’ında neden spondiloz olarak<br />

saptanmış, %2.4 olguda ankilozan spondilit ve diğer spondilartritler görülmüştür.<br />

%7.7’sinde ise bel ağrıları kas ve tendonlardaki hasara bağlanmıştır.<br />

Lumbosakral omurganın statik ve kinetik fonksiyonel anatomisi, omurganın<br />

işlevini veya işlevsel bozukluğa bağlı patolojik değişiklikleri değerlendirmede temel<br />

oluşturur. Spinal anatomi ve biyomekanik, işlev kaybının klinik analizi ve tedavisinde<br />

de büyük önem taşır. Omurga mekanik ve kompleks bir yapıdır ve 3<br />

önemli fonksiyonu vardır; yükün iletimi, hareket ve spinal kordun korunması.<br />

Vertebra anatomisi bu 3 önemli işlev için mükemmel bir yapı sergiler; anterior elemanlar<br />

vücut ağırlığını taşır ve şoku absorbe ederken, posterior elemanlar ise<br />

omurga hareketini kontrol eder. Omurga işlevsel birimlerden oluşan bir yapıdır ve<br />

her bir işlevsel birim ard arda gelen 2 vertebra ve onları ayıran intervertebral diskten<br />

oluşmuştur. Vertebraların arka bölümünde yer alan en önemli yapı ise; faset<br />

eklemlerdir ki, bunlar üst vertebranın alt kısmı ile alt vertebranın üst kısmı arasında<br />

yer alan sinovyal eklemlerdir. Bağlar, omurganın desteklenmesi ve hareketin kısıtlanması<br />

işlevini üstlenirken, kaslar ise omurga statiğinin devamlılığında yaşamsal<br />

bir rol oynayarak omurga kinetiğine de katılır. Hareketsiz ve dik bir durumdaki<br />

omurga statik konumdadır ve bu dik duruş postural açıdan 4 adet fizyolojik eğri<br />

içerir; servikal ve lomber lordoz ve torakal ve sakral kifoz. Kinetik omurga bozukluğu<br />

bel ağrılarının en yaygın sebebi olarak bildirilmektedir [1-3].<br />

<strong>Bel</strong> ağrıları semptom sürelerine göre sınıflandırılacak olursa; 1 aydan kısa süren<br />

olgular akut, 1-3 ay subakut, 3 aydan fazla süren olgular kronik olarak adlandırılmaktadır.<br />

Üç-altı ay erken dönemi, 6-24 ay orta dönemi, 24 aydan uzun süren<br />

ağrılar geç dönemi oluşturmaktadır.<br />

180 H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹


<strong>Bel</strong> a¤r›lar›<br />

Kaynağına göre sınıflandırma:<br />

1. Psikojenik ağrılar,<br />

2. Visserojenik ağrılar (böbrek, pelvik organlar, retroperitoneal<br />

organlar),<br />

Bu grupta ağrı aktivite ile ilişkili değildir.<br />

3. Vasküler bel ağrıları (abdominal anevrizma),<br />

4. Nörojenik bel ağrıları (sinir kökü irritasyonları),<br />

5. Spondilojenik bel ağrıları,<br />

6. İdiyopatik bel ağrıları.<br />

Anatomik yapılara göre sınıflandırma:<br />

A. Kemik yapılara bağlı bel ağrıları:<br />

• Konjenital anomaliler: sakralizasyon, lumbalizasyon,<br />

spina bifida, blok vertebra, hemivertebra, konjenital<br />

spondilolistezis, kifoz, skolyoz, komplet veya parsiyel<br />

agenezi, faset tropizmi.<br />

• Travmatik: vertebra fraktürleri, spondilolizis,<br />

spondilolistezis, disk hernileri.<br />

• Dejeneratif nedenler: osteoartrit, spondiloz, kanal<br />

stenozu, difüz idiyopatik hiperostoz.<br />

• Metabolik-endokrin nedenler: osteoporoz, gut,<br />

psödogut, Paget hastalığı.<br />

• İnflamatuvar nedenler: seronegatif spondilartritler.<br />

• Tümöral nedenler.<br />

• İnfeksiyöz nedenler: osteomiyelit, diskit, epidural<br />

abse (tüberküloz, bruselloz vb.).<br />

B. Yumuşak dokulardan kaynaklanan bel ağrıları:<br />

• Postural deformiteler,<br />

• Miyofasiyal ağrı sendromu,<br />

• Fibromiyalji,<br />

• Sinirsel ve damarsal patolojiler (abdominal aort<br />

anevrizması, rüptür, epidural hematom vb.).<br />

C. Yansıyan ağrılar: Pelvik sorunlar, endometriyozis,<br />

kitle, kist, pelvik inflamatuvar hastalık, prostatit, sistit,<br />

pankreas hastalıkları, posterior duodenal ülserler, renal<br />

hastalıklar.<br />

<strong>Bel</strong> ağrısı yapabilecek diğer nedenler:<br />

1. Kas disfonksiyonundan kaynaklanan ağrılar (ağrılı<br />

kas spazmı; postoperatif kas spazmı, kas gerginliğinde<br />

artış, kas yorgunluğu; tetik nokta ile birlikte miyofasiyal<br />

ağrı sendromu, fibromiyalji; kronik kas kontraktürleri).<br />

Cilt 39 • Say› 4 • 2008<br />

2. Eklem, ligaman ve kasların hastalıkları (lumbosakral<br />

sprain, sakroiliyak sprain, faset sendromu).<br />

3. Primer olarak psikolojik veya psikiyatrik hastalığa<br />

bağlı bel ağrısı (psikolojik strese bağlı bel ağrısı, premenstrüel<br />

sendrom ve bel ağrısı, çevresel ve öğrenme<br />

faktörleri ile oluşan bel ağrısı, ağrı ve psikiyatrik hastalık<br />

ilişkisi).<br />

4. Diğer (pelvik organ hastalıkları, kolon hastalıkları,<br />

retroperitoneal hastalıklar, kalça hastalıkları).<br />

<strong>Bel</strong> ağrılarının epidemiyolojik özellikleri:<br />

<strong>Bel</strong> ağrılarının ömür boyu prevalansı %60-80’dir.<br />

Yıllık prevalansın %6-20 arasında değiştiği gösterilmektedir.<br />

Bir yıllık insidans %2.27, kadınlarda %2.72, erkeklerde<br />

%1.97’dir. İlerleyen yaş ile uyumlu olarak arttığı<br />

gözlenmiştir ve ortalama iş günü kaybı 43 gündür.<br />

İşe dönüş: %35 olguda 1 ay, %70 olguda 3 ay, %85 olguda<br />

6 aydır.<br />

Olguların %30’unda ağrı bacaklara yayılır, %80’i 6-<br />

8 haftada tedavi olmaksızın iyileşmektedir. Akut ağrıda<br />

%38 olguda 1 yılda 2. atak gelişmektedir. Subakut ağrıların<br />

%41’inde, kronik bel ağrılı olguların %81’inde 1<br />

yıl içinde yeni bir atak görülmektedir. İlk atak genellikle<br />

20-40 yaşlarda ortaya çıkar. Altmış beş yaş üzerindeki<br />

prevalans erkeklerde azalmaktadır. Cerrahi tedavi gereksinimi<br />

en sık 30-39 yaşlarında ve erkeklerde ortaya<br />

çıkmaktadır. Çalışan kesimde erkeklerde en fazla 20-24,<br />

kadınlarda 30-34 yaşlarda iş gücü kaybına neden olur.<br />

Beyaz erkeklerin ömür boyu risk oranı yüksektir.<br />

Diğer önemli risk faktörleri; vücut ağırlığı ve uzun<br />

boy (mesleki nedenle uygunsuz pozisyonda zorlanma<br />

ve dejenerasyon). Ayrıca disk ölçüsü arttıkça dayanıklılığın<br />

arttığı ve bel ağrısının daha az görüldüğü bildirilmektedir.<br />

Disk hernisi (HNP) olgularında S 1<br />

interartiküler<br />

aralığının daha dar olduğu saptanmıştır ve dar spinal<br />

kanalı olanlarda HNP sıktır. Skolyozda eğri 80° ise<br />

ağrı ortaya çıkar. Fabrika işçilerinden bel-karın adaleleri<br />

zayıf olanlarda bel ağrısına bağlı iş gücü kaybı daha<br />

fazladır. <strong>Bel</strong> ağrısı-adale zayıflığındaki sebep-sonuç ilişkisi<br />

tam olarak açıklanamamıştır. Fizik kondüsyonu iyi<br />

olanlarda kronik bel ağrısı riski daha azdır. <strong>Bel</strong> ağrısına<br />

zemin oluşturduğu ifade edilen spor dalları ise; jimnastik,<br />

futbol, halter, güreş ve kürektir. Ayrıca bir diğer risk<br />

faktörü olarak da sigara kullanımında; 45 yaş ve üzerinde<br />

olmak ve yıllık kullanımın 50 paket olması ise bel<br />

ağrısı riskini artırmaktadır. Mekanizma; intervertebral<br />

disklere besin difüzyonu, sık öksürme ile intradiskal basınçta<br />

artış, karboksihemoglobin formasyonunun meydana<br />

gelişi ile açıklanmaktadır. Nikotin, vazokonstrüksiyona,<br />

aterosklerotik değişikliğe, fibrinolitik aktivite<br />

181


Gökçe Kutsal, ‹nan›c›, Karl› O¤uz, Alanay ve Palao¤lu<br />

bozukluğuna, kan akışkanlığında azalmaya ve diskte<br />

beslenme bozukluğuna neden olmaktadır. Oral kontraseptif<br />

kullanımı ile ilgili olarak da; hormon etkisiyle ligamanlarda<br />

laksite oluşmakta, lumbal bölgenin travmaya<br />

maruz kalması kolaylaşmaktadır.<br />

Hamilelikte; mekanik stres, hormon etkisiyle ligamanlarda<br />

gelişen laksite, hamileliğin son döneminde<br />

pelvik ligamanlara binen mekanik yük nedeniyle bel<br />

ağrısı oltaya çıkmaktadır.<br />

Öyküde; geçirilmiş bel ağrısı öyküsünün varlığı prediktiftir.<br />

Sosyoekonomik durum; alt sosyoekonomik statüdeki<br />

kişilerde daha fazla fiziksel güç gerektiren işlerde çalıştıkları<br />

için bel ağrısı fazladır, niteliksiz işçiler ağır fiziksel<br />

koşullarda çalışmaktadır, yabancı işçilerde lisan<br />

bilmemenin getirdiği psikolojik stres sonucunda bel ağrısı<br />

daha fazla görülmektedir.<br />

Psikososyal risk faktörleri ise; anksiyete, depresyon,<br />

psikososyal stres, alkol, trankilizan kullanımı, işte monotonluk,<br />

işte memnuniyetsizlik gibi faktörler arasında<br />

neden-sonuç ilişkisinden bahsedilebilir.<br />

İşle ilgili faktörler; memnuniyetsizlik, monotonluk,<br />

iş arkadaşları ile diyalog kopukluğu, iş ortamındaki fiziksel<br />

koşulların yetersizliğidir. İş dışı faktörler; ailevi<br />

problemler, yalnız yaşama, maddi problemler, kişiler<br />

arası iletişim zorluğu, çocuklarla ilgili problemler olabilmektedir.<br />

Psikososyal gereksinimlere stres cevap kas<br />

gerginliği şeklinde olabilmekte; kasların statik yüklenmesi<br />

ile ağrı ortaya çıkmaktadır. Mesleki faktörler göz<br />

önüne alındığında; kamyon şoförlerinde (5 kat fazla),<br />

bedenen çalışanlarda, sağlık personelinde (doktorlarda<br />

prevalans %32), askerlerde (prevalans %17) fazla olduğu<br />

dikkati çekmektedir (Avusturalya’da askeri helikopter<br />

pilotlarında prevalans %64’tür). Fiziksel faktörler;<br />

ağır iş, ağır kaldırma, statik iş durumları (uzun süre<br />

oturma veya ayakta durma), eğilme, dönme, vibrasyondur<br />

(hemşireler, fizyoterapistler, kömür madencileri,<br />

ofis çalışanları, yardımcı personel gibi iş gruplarında<br />

HNP sıktır). Ayrıca devamlı 12.5 kg’ın üzerinde ağırlık<br />

kaldırma, nötral olmayan pozisyonlar (fleksiyon, rotasyon,<br />

lateral fleksiyon), nötral olmayan pozisyonda devamlı<br />

kalma, statik postür, uzun süre oturma, tüm vücut<br />

vibrasyonu, motorlu araç kullanımı, kamyon şoförlüğü<br />

(vibrasyon, omurgaya taşınan rezonans, ligamanlarda<br />

sertlik ve güç azalması, disklerde sıvı kaybı, diskte<br />

sertleşme meydana gelir) risk oluşturmaktadır. Ayakta<br />

durma ve uzanmaya oranla oturma esnasında disk basıncı<br />

daha yüksektir. Hareketsizlikte diskin beslenmesi<br />

bozulur.<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

<strong>Bel</strong> ağrılarında tanısal değerlendirme nasıl olmalıdır?<br />

Fatma İnanıcı<br />

<strong>Bel</strong> ağrısı semptomu ile doktora başvuran hastalarda<br />

tanı ağrının spesifik ya da nonspesifik sınıflandırmasına<br />

odaklanmaktadır. Hastaların %85-90’ında ağrı<br />

nonspesifiktir, ağrıyı oluşturacak belirli bir etyolojik<br />

faktör veya patofizyolojik mekanizma bulunamaz. Bu<br />

nedenle belirsiz orijinli ağrı olarak da sınıflandırılır. Tanı<br />

spesifik patolojilerin ekarte edilmesiyle konur [1,2].<br />

Öykü ve fizik muayene en önemli tanı araçlarıdır.<br />

Spesifik bel ağrısı ile ilişkili olan tipik semptom ve bulguların<br />

varlığı araştırılmalı ve gerekli durumlarda uygun<br />

laboratuvar tetkikleri ve görüntüleme yöntemlerine<br />

başvurulmalıdır. Öyküde hastanın yaşı ilk önemli<br />

parametredir. Elli yaş üzerindeki hastalarda malignansi<br />

riski dikkate alınmalıdır. Disk hernileri 20-55 yaş grubunda<br />

daha sık görülürken, yaşlı hastalarda spinal stenoz,<br />

osteoporotik kırık gibi dejeneratif sorunlara daha<br />

sık rastlanır. Kırk beş yaş altındaki hastalar inflamatuvar<br />

hastalıklar, 20 yaş altı hastalar travma açısından irdelenmelidir<br />

[3,4].<br />

Ağrının detaylı öyküsü tanıda çok önemli ipuçları<br />

sağlar. Ağrının nasıl başladığı (örn. akut, yavaş, posttravmatik),<br />

lokalizasyonu (örn. bel, kalça, belden bacağa<br />

yayılan), niteliği (örn. künt, sinsi, zonklayıcı, batıcı, yanıcı),<br />

şiddeti (hafif, orta, şiddetli), süresi, postür ve aktivite<br />

ile ilişkisi (ayakta, uzun süre oturmakla veya yatarken<br />

ağrı, yürümekle ortaya çıkan ağrı, aktivite ile artan<br />

ya da azalan ağrı), yayılıp yayılmadığı, yayılım alanı<br />

(sırta, yana, inguinal bölgeye, kalça, bacak laterali<br />

veya ayağa), gün içindeki seyri (sürekli, sabah, gündüz,<br />

gece), provake eden (istirahat, öksürmek, ağır kaldırmak,<br />

yürümek, soğuk vs.) ve azaltan (istirahat, sıcak<br />

vs.) faktörler kaydedilmelidir. Ağrıya eşlik eden ateş, taşikardi,<br />

gece terlemesi, halsizlik, kilo kaybı, sabah tutukluğu,<br />

istirahat sonrası katılık, idrar retansiyonu, dışkı<br />

inkontinansı, bulantı, kusma, kuvvet kaybı, duyu bozukluğu<br />

gibi semptomlar sorgulanmalıdır. Kuvvet kaybı<br />

ve duyu bozukluğu olan hastalarda semptomların<br />

ilerleyici olup olmadığı öğrenilmelidir. Travma öyküsü,<br />

sigara kullanımı, mesleki risk faktörleri (ağırlık kaldırma/taşıma,<br />

tekrarlayan gövde eğilme/torsiyon hareketi,<br />

tüm vücut vibrasyon, uzun süre oturma) ve hastanın<br />

özgeçmişinde kortikosteroid ve immünsüpresif ilaç kullanımı,<br />

kırık öyküsü, kanser tanısı, diyabet, osteoporoz,<br />

üveit, artrit, inflamatuvar bağırsak hastalığı, diğer siste-<br />

182<br />

H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹


<strong>Bel</strong> a¤r›lar›<br />

mik hastalıkların varlığı ayırıcı tanıda önemlidir [5,6].<br />

Hastanın psikososyal özellikleri de gözden geçirilmelidir.<br />

Stres, anksiyete, negatif duygulanım, iş memnuniyeti,<br />

aile özellikleri ve hastanın beklentileri prognoz<br />

açısından önemlidir [7,8].<br />

Fizik muayeneye sistemik muayene ile başlanır. <strong>Bel</strong><br />

muayenesine standart sıra izlenerek inspeksiyon ve palpasyonla<br />

başlanır. Hareket genişliği değerlendirilmesi,<br />

spesifik testler ve alt ekstremitelerin nörolojik muayenesi<br />

yapılır. İnspeksiyonda ayırıcı tanıda yardımcı olmamakla<br />

birlikte lumbal lordozda artma ya da azalma<br />

izlenebilir, skolyoz saptanabilir. Dermatomal dağılımda<br />

tipik cilt lezyonunun görülmesi zona zoster tanısı için<br />

patognomoniktir. Palpasyonda spinöz prosesler, ligamanlar<br />

ve paraspinal kaslar değerlendirilir. Şiddetli ağrı<br />

tümör, kırık ya da infeksiyon düşündürür. Spinöz çıkıntı<br />

düzeylerinde farklılık spondilolistezisi akla getirmelidir.<br />

Hareket genişliğinde azalma etyolojiden bağımsız<br />

olarak tüm akut bel ağrılı durumlarda saptanmakla birlikte,<br />

ağrının fleksiyonda artması disk hernisi, ekstansiyonda<br />

artması spinal stenoz lehine yorumlanabilir. Düz<br />

bacak germe testi, Laseque testi, çapraz düz bacak germe<br />

testi, femoral sinir germe testi gibi sinir germe testleri<br />

lumbal kök basısını işaret eder. Sakroiliyak manevralar<br />

ve FABERE testi sakroiliyak ve kalça eklemlerinde<br />

patoloji varlığını değerlendirmek için yapılır. Kalça osteoartritine<br />

bağlı ağrı bel ağrısını taklit edebilir. Sinir<br />

kökü basısının varlığı ve seviyesi motor, dermatomal<br />

duyu ve refleks değerlendirmesinden oluşan nörolojik<br />

muayene ile mümkündür. L3 ve L4 kök basısında diz<br />

ekstansiyonunda zayıflık (hasta çömelip kalkamaz),<br />

ayak medialinde sensöriyal kayıp, patella refleksinde<br />

azalma görülür. L4 ve L5 kök basısında ayak ve başparmak<br />

dorsifleksörlerinde kuvvetsizlik (hasta topuğu üzerinde<br />

yürüyemez) vardır ve ayak dorsumunda hipoestezi<br />

görülür. S1 kök basısında ayak ve parmak plantar<br />

fleksörlerinde kuvvetsizlik (hasta parmak ucunda yürüyemez)<br />

vardır, ayak lateralinde hipoestezi ve aşil refleksinde<br />

azalma saptanır [2,5,6,9,10].<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Ayırıcı tanıda öncelikli konular nelerdir?<br />

Fatma İnanıcı<br />

Non-spesifik bel ağrılarında laboratuvar ve görüntüleme<br />

yöntemleri endike değildir. Radyolojik olarak ortaya<br />

konan disk dejenerasyonu, spondilozis, spondilolistezis,<br />

spina bifida, transizyonel vertebra, Scheuermann<br />

hastalığı, spinal stenoz ve disk herniasyonu gibi<br />

patolojiler bel ağrısı yakınmalarının kesin nedeni olmayabilir.<br />

<strong>Bel</strong> ağrısı olan ve olmayan kişilerde yapılan görüntüleme<br />

çalışmaları 2 grup arasında saptanan anormallikler<br />

açısından fark olmadığını göstermektedir. Bu<br />

nedenle görüntüleme yöntemlerinin klinik semptom<br />

ve bulgularla korelasyonu mutlaka irdelenmelidir [11].<br />

Ancak özellikle acil tedavi gerektiren tümör, infeksiyon,<br />

kauda ekina sendromu ve kırık başta olmak üzere spesifik<br />

patolojileri düşündürecek semptom ve bulgular söz<br />

konusu ise uygun laboratuvar ve görüntüleme yöntemlerine<br />

başvurulmalıdır. Spesifik bel ağrılarının ayırıcı tanısında<br />

önemli semptom ve klinik bulgular ile laboratuvar<br />

testleri Tablo 1’de özetlenmektedir [12,13].<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

<strong>Bel</strong> ağrısına yaklaşımda klinik hekimlerin kullanabileceği<br />

radyolojik yöntemler nelerdir? Bu yöntemlerin<br />

birbirlerine üstünlük ve zayıflıkları nelerdir?<br />

Kader Karlı Oğuz<br />

Radyoloji bölümlerini çokça meşgul eden bel ağrısı<br />

incelemesinde kullanılan en sık görüntüleme yöntemi<br />

direkt radyografi çalışmalarıdır. Kesitsel çalışmalardan<br />

ince kemik detayı göstermedeki üstünlüğü bilinen bilgisayarlı<br />

tomografi (BT), ek olarak günümüzde giderek<br />

daha az klinisyen hekim tarafından talep edilen ve gerçekleştirilen<br />

miyelografi (konvansiyonel ya da BT miyelografi)<br />

ve disk hastalıkları, kemik iliği lezyonları, paraspinal<br />

kas, ligament hastalıklarında ve patofizyolojik değişikliklerin<br />

tanımlanmasında yüksek yumuşak doku<br />

rezolüsyonu sayesinde detaylı bilgi sağlayan manyetik<br />

rezonans görüntüleme (MRG) yer alır. Çoğu durumda<br />

1. görüntüleme yöntemi olmayan ve daha çok bazı hastalıklarda<br />

primer odak (örn. paratiroid adenomu) ve diğerlerinde<br />

sistemik tutulumun gösterilmesi (örn. metastaz<br />

taraması) amaçlı kemik sintigrafisi nükleer tıp<br />

bölümlerince gerçekleştirilir. Çok nadir olarak ağrının<br />

diskojenik kökenli olup olmadığının gösterilmesi<br />

amaçlı diskografi de yapılabilir.<br />

Bu tetkiklerin kontrendikasyonları diğer alanlardaki<br />

uygulamalarından farklı değildir. Endikasyon ise ileriki<br />

sorularda detaylı olarak tartışılacaktır. Klasik olarak hayati<br />

tehlike olmadıkça ve alternatifsiz kalmadıkça gebe<br />

hastalarda X-ışını içeren tanısal yöntemlerden, özellikle<br />

ilk trimestırda ilave olarak MRG’den de kaçınıyoruz.<br />

Tabii kardiyak piller, kohlear implantlar, sinir uyarıcıları<br />

kesin kontrendikasyon ve materyali tanımadıkçaaraştırmadıkça<br />

anevrizma klipleri, stentler ve kalp kapak<br />

protezleri rölatif kontrendikasyon taşır.<br />

Cilt 39 • Say› 4 • 2008<br />

183


Gökçe Kutsal, ‹nan›c›, Karl› O¤uz, Alanay ve Palao¤lu<br />

Tablo 1. Spesifik bel ağrılarının ayırıcı tanısı<br />

Laboratuvar/<br />

Görülme sıklığı Öykü Fizik muayene Görüntüleme<br />

Tümör (metastatik tümörler, miyelom) %0.7 Yaş > 50 Spinal hassasiyet ESH<br />

Kanser öyküsü MRG<br />

Açıklanamayan kilo kaybı<br />

İstirahatte ve gece ağrı<br />

4-6 haftadan uzun süren ağrı<br />

Sigara öyküsü<br />

İnfeksiyon (vertebral osteomiyelit, %0.01 Ateş Spinal hassasiyet ESH<br />

diskit, epidural apse) Üriner veya cilt infeksiyonu öyküsü CRP<br />

Diyabet, intravenöz ilaç veya MRG<br />

ürogenital girişim öyküsü<br />

Kauda ekina sendromu %0.04 Üriner retansiyon Çok seviyeli motor kayıp MRG<br />

Dışkı inkontinansı Eyer anestezisi<br />

Her iki bacağa yayılan ağrı<br />

Bacaklarda kuvvetsizlik<br />

Vertebra kompresyon kırığı %4 İleri yaş, kadın hasta Spinal hassasiyet Direkt radyografi<br />

Osteoporoz öyküsü<br />

Spondiloartropati öyküsü<br />

Vertebra kırığı öyküsü<br />

Kortikosteroid kullanım öyküsü<br />

Travma öyküsü<br />

Spinal stenoz %3 Yaş > 65 Ağrının fleksiyonda azalması MRG<br />

Psödoklodikasyo EMG<br />

Sıklıkla bilateral bacağa yayılan ağrı<br />

Semptomların > 4 haftadır devam ediyor olması<br />

Disk hernisi %4 <strong>Bel</strong> ağrısına eşlik eden ve sıklıkla bel ağrısından Pozitif düz bacak germe testi MRG<br />

daha şiddetli bacağa yayılan ağrı Pozitif çapraz düz bacak germe testi EMG<br />

Bacakta kuvvetsizlik hissi Sinir kökü dağılımına uygun motor, duyu ve<br />

Ayakta duyu bozukluğu refleks kaybı<br />

184<br />

H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹


<strong>Bel</strong> a¤r›lar›<br />

Tablo 1. Spesifik bel ağrılarının ayırıcı tanısı (devamı)<br />

Laboratuvar/<br />

Görülme sıklığı Öykü Fizik muayene Görüntüleme<br />

İnflamatuvar bel ağrısı %0.3 Yaş < 45 Lomber Schober < 15 cm ESH<br />

Yavaş ve sinsi başlangıç Pozitif sakroiliyak eklem manevrası CRP<br />

Ağrının sabaha karşı uykudan uyandırması Göğüs ekspansiyonunda azalma Direkt grafi<br />

Sabah tutukluğu ve ağrısı Sakroiliyak MRG<br />

Hareketle ağrıda azalma<br />

Entezit veya mono-, oligo-artrit öyküsü<br />

Akut anterior üveit öyküsü<br />

İnflamatuvar bağırsak hastalığı öyküsü<br />

Ailede spondiloartropati öyküsü<br />

Visseral ağrı %2<br />

Aort anevrizması Yaş > 60 Abdominal pulsatil kitle USG<br />

Pozisyonla ve istirahatle değişmeyen ağrı Abdominal üfürüm<br />

Gece ağrısı<br />

Pelvik (prostatit, pelvik inflamatuvar hastalık, Alt abdominal semptomlar sık görülür Abdominal, pelvik ve rektal muayene bulguları USG<br />

endometriyozis)<br />

Nefrolitiyazis, piyelonefrit Abdominal semptomlar sıktır Kostavertebral açı hassasiyeti USG<br />

IVP<br />

İdrar tetkiki<br />

Gastrointestinal (pankreatit, kolesistit) Epigastrik ağrı USG<br />

Bulantı, kusma ESH<br />

KCFT<br />

CRP: C-reaktif protein, ENMG: Elektronöromiyografi, ESH: Eritrosit sedimentasyon hızı, KCFT: Karaciğer fonksiyon testleri, USG: Ultrasonografi, MRG: Manyetik rezonans görüntüleme.<br />

Cilt 39 • Say› 4 • 2008<br />

185


Gökçe Kutsal, ‹nan›c›, Karl› O¤uz, Alanay ve Palao¤lu<br />

Bazı kliniklerde neredeyse direkt radyografi yerine<br />

istenmeye başlanan MRG pek çok araştırmaya göre aslında<br />

hastanın klinik bakımında ve yönlendirilmesinde<br />

nihai olarak çok etkili olmaz. Bir çalışmada radikülopatisi<br />

olan ve olmayan hastalar karşılaştırıldığında<br />

hastanın zaten göreceği konservatif tedavi sonrasındaki<br />

prognozu belirleyen bir faktör bulunamamıştır.<br />

Asemptomatik erişkinlerin %75’ten fazlasında<br />

MRG’de morfolojik anormal bulguların ortaya çıktığı<br />

bilinmektedir [14,15]. Ayrıca büyük ekstrude disk hernilerinin<br />

4-6 haftalık konservatif tedavi sonrasında ya<br />

da 6 ay içerisinde küçüldüğü ya da kaybolduğu bilinirse<br />

çoğu MRG incelemesinin yersiz olduğu açıklık kazanacaktır<br />

[16,17].<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Görüntüleme ne zaman ivedi yapılmalıdır?<br />

Kader Karlı Oğuz<br />

Direkt radyografilerde değerlendirilebilen dejeneratif<br />

hastalık ve stenoz varlığında, hatta klinik olarak radikülopatisi<br />

olan disk herniasyonlarında kesitsel görüntülemeye<br />

(BT, MRG) ihtiyaç yoktur. Kırk yaşını geçmiş<br />

çoğu asemptomatik bireyde dejeneratif spinal bulguların<br />

varlığı bu konudaki tüm çalışmaların en büyük kısıtlayıcı<br />

faktörüdür. Ancak klasik siyatalji ve bel ağrısı<br />

tablosunda kesitsel incelemede bulguların hasta ve hekim<br />

tarafından bilinmesi uygulanacak tabloyu çok çok<br />

nadir durumlar dışında etkilememektedir [18]. Bunun<br />

yerine aşağıdaki durumlarda görüntüleme talebi medikal<br />

harcamaları, zaman ve para kaybını azaltacağı gibi<br />

zaten çoğu asemptomatik bireyde mevcut anormal<br />

morfolojik bulgular nedeniyle klinisyeni de gereksiz bir<br />

karmaşanın içine sürüklemez.<br />

1. Klinik ve laboratuvar bulguların infeksiyon ya da<br />

maligniteyi desteklediği durumlarda (bilinen primer tümörü<br />

veya yakın zamanda geçirilmiş kemik infeksiyonu<br />

olan ya da insan immünyetmezlik virüsü (HIV) pozitif,<br />

transplantlı, immünsüpresif hastalarda),<br />

2. Konservatif tedaviye cevap vermeyen okült sırt<br />

ağrısı durumlarında,<br />

3. Progresif nörolojik defisit varlığında,<br />

4. Majör bir travma ya da osteoporotik bireyde minör<br />

travma varlığında,<br />

5. Yapılacak girişimin gerekliliğinin değerlendirilmesi,<br />

anatomik detay ve klinik ile ilişkili seviyenin belirlenmesi<br />

amacıyla cerrahi öncesi kesitsel görüntüleme<br />

gereklidir [19].<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

<strong>Bel</strong> ağrılarında temel tedavi ilkeleri nelerdir?<br />

Fatma İnanıcı<br />

Spesifik bel ağrısında tedavi altta yatan patolojik sürecin<br />

ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Nonspesifik bel<br />

ağrılarının tedavisinde amaçlar ağrıyı ortadan kaldırılmak,<br />

fonksiyonel aktiviteyi ve iş kapasitesini korumak,<br />

ağrıyla başa çıkma stratejilerini geliştirmek, özürlülüğü<br />

önlemek ve kronik ağrı gelişimine engel olmaktır.<br />

Nonspesifik akut ve subakut bel ağrısında tedavinin<br />

ilk basamağı hastanın bilgilendirilmesi ve eğitimidir.<br />

Ağrıdan korkma ve kaçınma davranışını ortadan kaldırmaya<br />

yönelik bilgilendirme eğitimi verilmelidir. Hastalara<br />

verilecek eğitim broşürleri yardımcıdır [20]. Eğitim<br />

programının etkili olması için hastanın bireysel endişeleri<br />

giderilmeli, fiziksel aktivite kapasitesini geliştirmeye<br />

yönelik hastaya özel programlar verilmeli ve ergonomik<br />

faktörler konusunda bilgilendirilmelidir. Hastaya<br />

uzun süren istirahatten kaçınması ve aktif kalması<br />

öğütlenmelidir [4]. Bu yaklaşımlar ağrının azaltılması,<br />

fonksiyonun korunması ve kronikleşmenin önlenmesinde<br />

en etkili yöntemlerdir [1,21-23].<br />

Akut dönemde ağrının azaltılmasında lokal sıcak<br />

uygulamalarından yararlanılabilir [24]. Farmakolojik<br />

tedavide parasetamol ilk kullanılacak ilaçtır. Düzenli<br />

aralıklarla kullanılmalı ve hepatotoksik yan etki riski<br />

göz önüne alınarak günlük 3 g aşılmamalıdır. Nonsteroid<br />

antiinflamatuvar ilaçlar hem akut hem de kronik<br />

bel ağrısında kısa süreli semptomatik yarar sağlamaktadır<br />

[25]. Yüksek yan etki potansiyelleri nedeniyle,<br />

özellikle yaşlı hastalarda renal ve kardiyovasküler riskleri<br />

dikkate alınmalı, gerekli durumlarda gastrointestinal<br />

sistemi koruyucu ilaçlarla birlikte reçete edilmelidir<br />

[12].<br />

Kas gevşetici ilaçların akut nonspesifik bel ağrısı tedavisindeki<br />

yeri tartışmalıdır. Benzodiazepinler, tizanidin,<br />

klorzoksazon gibi kas gevşetici ajanların kısa süreli<br />

ağrı kontrolünde plasebodan etkili oldukları saptanmakla<br />

birlikte analjezik ilaçlara üstün olup olmadıkları<br />

konusunda yeterli çalışma bulunmamaktadır [9]. Santral<br />

etkili kas gevşeticiler bağımlılık, sedasyon, düşme<br />

riskinin artması gibi yan etkileri nedeniyle çok dikkatli<br />

kullanılmalıdır [26,27].<br />

Parasetamol ya da nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarla<br />

kontrol altına alınamayan, şiddetli ve hastanın<br />

fonksiyonel aktivitesini belirgin düzeyde kısıtlayan<br />

akut nonspesifik bel ağrılarında opioid analjezikler ya<br />

da tramadol kullanımına ihtiyaç duyulabilir. Bu ilaçla-<br />

186<br />

H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹


<strong>Bel</strong> a¤r›lar›<br />

rın kullanımında yan etki riski ve bağımlılık potansiyeli<br />

çok dikkatle değerlendirilmeli ve kısa süreli kullanıma<br />

izin verilmelidir [28].<br />

Akut dönemde bele yönelik spesifik egzersizler verilmemelidir.<br />

Fiziksel uygunluk (fitness) egzersizleri esneklik,<br />

kas güçlendirme, koordinasyon, dayanıklılık ve aerobik<br />

egzersizlerinden oluşmalıdır. Hastaya özel olarak<br />

planlanmalı, süre ve yoğunluğu basamaklı olarak artırılmalı<br />

ve günlük 30 dakikalık seanslar şeklinde uygulanmalıdır.<br />

Ancak egzersiz tedavisine başlamak için ideal<br />

zaman konusunda fikir birliği bulunmamaktadır [29].<br />

Nonspesifik akut bel ağrılı hastalarda epidural steroid<br />

enjeksiyonu, traksiyon, elektroterapi, masaj gibi uygulamaların<br />

etkili olmadığı bildirilmektedir [30]. Ancak<br />

Assendelft ve arkadaşları tarafından yapılan bir metaanalizde<br />

ehliyetli kişiler tarafından uygulanan manipülatif<br />

tedavinin kısa süreli ve orta derecede yararlı olduğu<br />

saptanmıştır [31].<br />

Akut ve subakut dönemde hastalar kronik bel ağrısı<br />

riskleri açısından değerlendirilmelidir. Kronik bel ağrısı<br />

riski taşıyan hastalar monoterapilerden yarar görmemektedir.<br />

Bu hastalarda tercihan yoğun multidisipliner<br />

rehabilitasyon yaklaşımlarına ihtiyaç bulunmaktadır<br />

[32].<br />

Kronik bel ağrılarının farmakolojik tedavisinde parasetamol,<br />

nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ve opioidlerin<br />

yanı sıra, antidepresan etkilerinden bağımsız<br />

olarak analjezik etkileri kanıtlanmış olan trisiklik ajanlar<br />

sıkça kullanılmaktadır [33,34]. Antidepresan ilaçların<br />

analjezik etkilerinin yanı sıra, sedasyon yaparak ağrıya<br />

bağlı uyku bozukluğunun tedavisinde sinerjistik<br />

yarar sağladıkları bildirilmektedir. Ancak yeni yayınlanan<br />

bir meta-analizde kronik bel ağrısında trisiklik antidepresanların<br />

plaseboya üstün olmadıkları sonucuna<br />

varılmıştır [35].<br />

Epidural steroid enjeksiyonları kronik bel ağrılarında<br />

etkisiz bulunmuştur. Faset eklem enjeksiyonlarının<br />

etkinliği konusunda ise çelişkili sonuçlar bildirilmektedir<br />

[33,34].<br />

Kronik bel ağrılarının tedavisinde sık kullanılan fiziksel<br />

modaliteler sıcak ve soğuk uygulamalar, traksiyon,<br />

ultrason, lazer, interferansiyel akım ve diatermidir.<br />

Bu uygulamaların etkinlikleri konusunda çelişkili yayınlar<br />

bulunmaktadır [27,34]. Ancak transkütanöz<br />

elektrik stimülasyonu ve akupunkturun etkisiz olduğu<br />

bildirilmektedir. “Biofeedback”, ağrı üzerinde belirgin<br />

etkisi olmamakla birlikte relaksasyon ve uyku bozukluğunun<br />

giderilmesi açısından destekleyici bir tedavi<br />

yöntemidir [34].<br />

Kronik bel ağrılarının tedavisinde önerilen multidisipliner<br />

rehabilitasyon yaklaşımları ağrıyı kontrol altına<br />

almayı, fonksiyonel kısıtlığı ortadan kaldırmayı, işe<br />

özürlülüğünü engellemeyi ve yaşam kalitesini yükseltmeyi<br />

hedeflemekte, aynı zamanda hastaların sağlık kuruluşlarına<br />

başvurma sıklığını azaltarak hastalığın ekonomik<br />

maliyetini azaltmayı amaçlamaktadır. Multidisipliner<br />

yaklaşımlar hasta eğitimi ve egzersiz tedavisinden<br />

oluşan bel okullarını, stres ve anksiyete kontrolü<br />

amaçlı psikoterapiyi, ağrı davranışını ortadan kaldırmaya<br />

yönelik bilişsel-davranışsal tedaviyi, sosyal ve mesleki<br />

danışmanlık, “biofeedback” ve relaksasyon tekniklerini<br />

kapsamaktadır [35-37]. Hastaya özel tedavi planlanması,<br />

egzersiz tedavisinin germe, güçlendirme programlarını<br />

içermesi ve uzman gözetiminde yaptırılması<br />

tedavi başarısını artırmaktadır [27,34].<br />

Sonuç olarak, nonspesifik akut ve kronik bel ağrılarında<br />

tedavi yaklaşımları çeşitlilik göstermektedir ve bu<br />

yaklaşımların etkileri ve maliyet-etkinlik konularında<br />

çelişkili veriler bulunmaktadır. Tablo 2’de akut ve kronik<br />

bel ağrılarında önerilen tedavi yaklaşımları özetlenmektedir.<br />

Kronik bel ağrısı tedavisinde 200’ün üzerinde<br />

tedavi yönteminin kullanıldığı, etkin tedavi konusunda<br />

son 10 yılda çok yol alınmadığı ve hala kanıta dayalı<br />

tedavi yaklaşımı konusunda verilerin yetersiz olduğu<br />

vurgulanmaktadır.<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Preoperatif ve postoperatif tercih edilecek görüntüleme<br />

yöntemleri nelerdir ve bu dönemlerde görüntülemede<br />

dikkat edilecek unsurlar nelerdir?<br />

Kader Karlı Oğuz<br />

Preoperatif ve postoperatif değerlendirmede MRG<br />

üstün yöntemdir. Ancak özellikle faset artriti, osteofitozis<br />

durumlarında BT incelemesi kemik değerlendirme,<br />

stenoz cerrahisi öncesi lateral reses, nöral foramen çapı,<br />

interpedinküler mesafe ölçümleri için BT uygun olur.<br />

Enstrümantasyon yapılmış cerrahi sonrasında enstrüman<br />

pozisyonlandırılması için BT tercih edilir. Özellikle<br />

spinal kordun incelenmesi gereken durumlarda,<br />

oluşturduğu çok yoğun artefakta rağmen turbo spineko<br />

gibi daha zayıf manyetik duyarlılığı olan tekniklerin<br />

seçimi ile gerçekleştirilecek MRG doğru yöntem<br />

olur. Erken postoperatif dönemde hasta sorunsuz ise ve<br />

elde komplikasyon bulgusu yoksa görüntülemeye gerek<br />

yoktur. Ancak hastanın ağrısının cerrahi sonrasında düzelmemesi<br />

ya da ağırlaşması, yeni kök basısı bulgularının<br />

ortaya çıkması ya da infeksiyona, araknoidite ait<br />

Cilt 39 • Say› 4 • 2008<br />

187


Gökçe Kutsal, ‹nan›c›, Karl› O¤uz, Alanay ve Palao¤lu<br />

Tablo 2. Nonspesifik akut ve kronik bel ağrısı tedavisi yaklaşımları<br />

Akut bel ağrıları<br />

Kronik bel ağrıları<br />

Etkinliği belirgin veya orta düzeyde kanıt içeren yaklaşımlar:<br />

• Hastanın bilgilendirilmesi ve eğitim kitapçıkları<br />

• Hastaya özel planlanmış egzersiz tedavisi<br />

• Hastanın aktif tutulması<br />

• Yoğun multidisipliner rehabilitasyon yaklaşımları<br />

• Parasetamol (bilişsel-davranışsal tedaviler + egzersiz + farmakoterapi +<br />

• Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar<br />

relaksasyon teknikleri)<br />

• Kas gevşetici ilaçlar<br />

• Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar<br />

• Kısa süreli opioidler ve tramadol<br />

• Kısa süreli opioidler ve tramadol<br />

• Spinal manipülasyon<br />

Etkileri konusunda yeterli veri bulunmayan ya da çelişkili sonuçlar bildirilen yaklaşımlar:<br />

• Sıcak, soğuk, ultrason, diyatermi,<br />

• Faset eklem enjeksiyonları<br />

lazer gibi fizik tedavi modaliteleri<br />

• Antidepresan<br />

• Sıcak, soğuk, ultrason, diyatermi, lazer gibi fizik tedavi modaliteleri<br />

• EMG “biofeedback”<br />

• <strong>Bel</strong> okulları<br />

Etkisiz olduğu kanıtlanan yaklaşımlar:<br />

• Spesifik bel egzersizleri<br />

• Traksiyon<br />

• Epidural enjeksiyonlar<br />

Zararlı ve kaçınılması gereken uygulamalar:<br />

• Yatak istirahati<br />

• <strong>Bel</strong> ortezleri<br />

• Traksiyon<br />

• Epidural enjeksiyonlar<br />

• Transkütanöz elektriksel sinir stimülasyonu<br />

• Akupunktur<br />

• Yatak istirahati<br />

• <strong>Bel</strong> ortezleri<br />

bulguların belirmesi durumunda MRG yapılmalıdır. Erken<br />

dönemde rezidü disk herniasyonu, disk sekestrasyonu,<br />

yanlış seviye cerrahisi, hematom vb. MRG ile aydınlatılabilir.<br />

Postoperatif MRG incelemesinde Gadolinyum şelatları<br />

içeren kontrast maddelerin intravenöz yoldan kullanılması<br />

gerekir. Bu özellikle sekestre disk hernisi, protrude<br />

disk ve granülasyon dokusunun ayırımı gerekliliğinde,<br />

infeksiyon olgularında çok büyük önem taşır [38].<br />

Vertebral kemik iliği lezyonlarında çok dikkat edilmesi<br />

gereken bir nokta da kontrast sonrası bir lezyonun<br />

postkontrast görüntülemede T1A’da gölgelendiği düşünülürse<br />

postkontrast T1A incelme yağ baskılı elde edilmelidir.<br />

Ayrıca epidural kitle ile hiç kontrast tutmayan<br />

disk materyalinin ayırımı mümkün olur. Metastaz taramasında<br />

ise eşlik eden yumuşak doku yoksa sagittal<br />

STIR ve T1A inceleme kemik iliğinin doğal yağlı lezyonlarla<br />

oluşturduğu kontrasttan metastatik lezyonları daha<br />

kolay yakalamak mümkündür, ayrıca kontrast madde<br />

kullanmaya gerek yoktur.<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Kompresyon fraktürlerinde benign ya da malign,<br />

akut ya da kronik ayırıcı tanısında hangi radyolojik<br />

yöntemler faydalı olur ve ayırıcı tanı nasıl yapılabilir?<br />

188<br />

Kader Karlı Oğuz<br />

Vertebraların kompresyon fraktürlerinde osteoporotik<br />

kollaps ya da tümöral kemik iliği replasmanına sekonder<br />

ayırımı MRG ile yapılabilir. Kronik durumlarda<br />

tipik olarak tümör dışı olgularda kemik iliği intensitesi<br />

korunurken, tümöral olgularda kemik iliği sinyali değişir.<br />

Bu durumlardan ilkinde söz konusu vertebra sinyali<br />

diğer vertebralarınkine benzerken, 2. durumda farklıdır.<br />

Aynı nedenle akut dönemde ödem vertebra kemik<br />

iliği sinyalini değiştireceğinden tümöral yumuşak doku<br />

da eşlik etmiyorsa bazen ayırıcı tanı zor olabilir. T1-<br />

ağırlıklı görüntülemede düzgün konturlu ödeme ait düşük<br />

sinyalli bant korunmuş kemik iliği bandına komşuparalel<br />

izlenir [39].<br />

Yeni geliştirilmiş tekniklerden difüzyon görüntüleme<br />

benign ve patolojik kompresyon kırıklarını ayırmada<br />

kullanılmaya başlanmıştır. Bu tekniğin uygulaması<br />

beyine göre daha farklı teknikler gerektirdiğinden her<br />

cihazda yapılmamaktadır. Bu incelemede benign<br />

kompresyonlarda vertebra kemik iliği diğerlerine benzerken,<br />

patolojik kırıklarda artmış sinyal intensitesi difüzyon<br />

kısıtlılığı gösterir, ancak bu konuda da çelişkili<br />

makaleler literatürde belirdiğinden daha destekleyici<br />

çalışmalara gerek vardır [40,41].<br />

H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹


<strong>Bel</strong> a¤r›lar›<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Bir kez görüntülemesi yapılmış olan ve bel ağrısı yakınması<br />

olan bir hastada radyolojik izlem nasıl olmalıdır?<br />

Kader Karlı Oğuz<br />

<strong>Bel</strong> ağrısı yakınması olup, 4-6 hafta süren konservatif<br />

tedaviye dirençli hastaya yapılmış MRG incelemesi<br />

ağrının nedenini açıklıyor ve fizik muayene bulgularıyla<br />

uyumluluk gösteriyorsa spesifik nedene yönelik tetkik<br />

ve tedaviye geçilir. Örneğin; rahatsızlık disk protrüzyonu<br />

kaynaklı ise cerrahi endikasyonları da karşılıyorsa<br />

cerrahi tedavi ya da infeksiyon bulguları tabloda<br />

ağırlıklı ise spesifik ajanı bulmaya ve ardından ajana<br />

özel tedavi, metastatik lezyonlar ise primer odağın araştırılması<br />

gibi.<br />

Konservatif tedavi sonrası hastanın semptomlarında<br />

düzelme varsa yeni bir tetkike genellikle gerek yoktur.<br />

<strong>Bel</strong> ağrısı tekrarlarsa da genellikle ilk kez olduğundaki<br />

gibi yol izlenir.<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

<strong>Bel</strong> ağrılarının prognostik özellikleri nelerdir?<br />

Fatma İnanıcı<br />

Akut bel ağrılı hastaların sadece %25-30’u doktora<br />

başvurmaktadır [42]. Atakların büyük oranda kendiliğinden<br />

iyileştiği bildirilmektedir. Akut ağrıların %30-<br />

60’ı 1 hafta içinde, %60-90’ı 6 hafta içinde, %95’i 12<br />

haftada gerilemektedir [6,43]. İlk 1 ay içinde ağrının<br />

başlangıç şiddetine göre %12-84 (ortalama %58), fonksiyonel<br />

kısıtlılığın %33-83 (ortalama %58) oranında<br />

azaldığı saptanmıştır. Hastaların %68-86’sı (ortalama<br />

%84) 1 ay içinde, %90’ı 2 ay içinde işe geri dönmektedir<br />

[5,44]. İlk 3 ay içinde rekürrens sıklığı %26, 6 ay<br />

içinde %40, 1 yıl içinde %73, 3 yıl içinde %84 oranlarında<br />

bildirilmektedir [45]. Doktora başvuran bel ağrılı<br />

hasta grubunda 1 yıl sonra %35-80 ağrının çeşitli şiddette<br />

halen devam ettiği saptanmıştır, %20 hasta aktivite<br />

kısıtlılığı bildirmektedir, ancak bu grupta ileri düzeyde<br />

özürlülük oranı %10 civarındadır [5,43-45].<br />

<strong>Bel</strong> ağrılarının kronikleşmesi kişisel, psikososyal ve<br />

mesleki/iş yeri ile ilişkili faktörlerin bir arada rol oynadığı<br />

oldukça kompleks bir süreçtir. Bu süreçte yer alan<br />

psikolojik faktörlerin önemi konusunda giderek daha<br />

fazla kanıt ortaya konmaktadır [12]. Kişisel risk faktörleri<br />

obezite, düşük eğitim düzeyi, başlangıç ağrı ve özürlülük<br />

düzeyinin yüksek olmasıdır. Psikososyal risk faktörleri<br />

stres, depresif duygulanım, somatizasyon, pasif<br />

başa çıkma stratejisi ve korku-kaçınma davranışıdır. İşle<br />

ilişkili risk faktörleri iş memnuniyetinin düşük olması,<br />

işe dönüşte iş yoğunluğunu azaltma olanağının bulunmaması<br />

ya da günlük iş programının 2/3 süresinde<br />

taşıma/kaldırma ile ilişkili işin varlığıdır [7,46,47].<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

<strong>Bel</strong> ağrısında cerrahi yaklaşım ne zaman gerekli olabilir?<br />

Ahmet Alanay<br />

Bu sorunun yanıtı bel ağrısının nedenine bağlı olarak<br />

değişir. <strong>Bel</strong> ağrısı ve beraberinde bacak ağrısı yapabilecek<br />

en sık görülen hastalıkları dejeneratif disk hastalıkları,<br />

disk herniasyonu, dar kanal ve bel kayması<br />

(spondiloliztezis) olarak 4 grupta toplarsak; dejeneratif<br />

disk hastalığı bel ağrısının en sık nedenlerinden birisidir<br />

[48]. Genellikle konservatif tedaviye cevap verir. Dejeneratif<br />

disk hastalığında cerrahi, yoğun konservatif<br />

tedaviye cevap vermeyen hastalarda endike olabilir.<br />

Konservatif tedavinin yetersiz olduğuna kanaat getirmek<br />

için sürenin ne kadar olması gerektiği konusunda<br />

bir konsensus yoktur. Genellikle en az 6 ay tedaviye cevap<br />

vermeyen hastalarda cerrahi tedavi önerilir.<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

<strong>Bel</strong> ağrısının dejenere diske bağlı olduğu nasıl ortaya<br />

konabilir ve dejenere disk hastalığı tedavisinde uygulanan<br />

cerrahi yöntemler nelerdir?<br />

Ahmet Alanay<br />

Cerrahi tedavi seçimindeki en önemli zorluklardan<br />

birisi ağrı kaynağının dejenere disk olduğunu gösterebilmektir.<br />

MRG bize diskin dejenerasyonunu ve dejenerasyon<br />

ciddiyetini çok iyi gösterir. Ancak dejenere diskin<br />

ağrıya neden olup olmadığını gösteremez. Bunun<br />

için elimizdeki en geçerli yöntem diskografi ile yapılan<br />

provokasyon testidir. Ne yazık ki bu testin spesifisitesi<br />

ve sensitivitesinin oldukça düşük olduğu bilinmektedir<br />

[56]. Bu nedenle bel ağrısı ve bunu açıklayabilecek dejenere<br />

diski olan hastalarda cerrahi endikasyon son derece<br />

titiz bir değerlendirme ve tüm konservatif yöntemler<br />

denendikten sonra konulmalıdır.<br />

Altın standart tedavi dejenere disk seviyesine füzyon<br />

uygulanmasıdır. Bu enstrümantasyonlu veya enstrümantasyonsuz<br />

posterior veya anterior füzyon şeklinde<br />

uygulanabilmektedir. Ancak son yıllarda genel eği-<br />

Cilt 39 • Say› 4 • 2008<br />

189


Gökçe Kutsal, ‹nan›c›, Karl› O¤uz, Alanay ve Palao¤lu<br />

lim kombine anterior ve posterior enstrümantasyonlu<br />

füzyon uygulanmasıdır. Bu şekilde hem füzyon şansı<br />

artırılmakta hem de dejenere disk boşaltılıp yerine yapısal<br />

bir destek (strut greft veya kafesler) konarak ağrı<br />

kaynağı olan disk tamamen temizlenmektedir [49].<br />

Füzyon tedavisinin en önemli dezavantajı o segmentte<br />

hareketin yok edilmesidir. Eğer birkaç seviyede<br />

dejenere disk nedeniyle füzyon uygulanacak olursa bu<br />

önemli miktarda lomber hareket kısıtlılığı yaratabilir.<br />

Bu hareket kısıtlılığı, yaşam kalitesini etkileyebilir; ayrıca<br />

komşu sağlam segmentlerde aşırı hareket ve yük paylaşımına<br />

neden olarak dejenerasyona yol açabilir [50].<br />

Oldukça sık görülen bu istenmeyen etki nedeniyle son<br />

yıllarda geliştirilen bir alternatif yöntem artifisyel disk<br />

protezleridir. Disk protezi intervertebral diskin eksizyonu<br />

sonrası araya konan hareketli yapılardır. Füzyona<br />

olan üstünlüğünü hareketin ve yük paylaşımının devam<br />

etmesidir. Böylelikle komşu segment dejenerasyonunun<br />

önleneceği düşünülmektedir.<br />

Artifisyel disk protezlerinin endikasyonu ve kontrendikasyonları<br />

iyi belirlenmelidir. Genç yaştaki hastalarda<br />

konservatif tedaviye cevap vermeyen, disk dejenerasyonu<br />

ve/veya herniasyonuna bağlı bel ağrısı tipik<br />

endikasyondur. Ön koşullar ise disk yüksekliğinin<br />

%50’den fazla azalmaması, faset eklemlerde dejenerasyon<br />

olmamasıdır. Anterior girişimle yapıldığı için daha<br />

önce batın operasyonu geçiren hastalar da rölatif kontrendikasyon<br />

mevcuttur [51]. Lomber disk protezleri<br />

özellikle Avrupa ülkelerinde 10 yıldan fazla bir zamandır<br />

kullanılmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri<br />

(ABD)’nde ise bazı disk protezleri henüz yeni “Food and<br />

Drug Administration (FDA)” onayı almıştır. Sonuçlar<br />

tartışmalıdır ve literatürde mevcut yayınlardan protez<br />

başarısı konusunda kesin bir sonuç çıkarmak mümkün<br />

değildir. En büyük problem ise revizyon cerrahisinin<br />

batında oluşan yapışıklıklar nedeniyle güç olmasıdır.<br />

Ancak henüz emekleme döneminde sayılacak bu tekniğin<br />

önümüzdeki yıllarda altın standart olabileceği düşünülmektedir.<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Disk yerine geçecek diğer materyaller ve biyolojik<br />

tedaviler konusundaki görüşler nelerdir?<br />

Ahmet Alanay<br />

Disk dokusunun içine yerleştirilebilen ve nükleus<br />

pulposusu replase eden materyaller konusunda da<br />

mevcut literatür kesin bir sonuç çıkarmak için yeterli<br />

değildir.<br />

Biyolojik tedavi dejenere diskin içine büyüme faktörleri<br />

(BMP-2, BMP-7) enjekte edilerek rejenerasyonun<br />

sağlanması esasına dayanır. Hayvan çalışmalarında bu<br />

proteinler aracılığıyla rejenerasyonun başladığı ve<br />

kontrol gruplarıyla karşılaştırılınca dejenerasyonun daha<br />

yavaş bir seyir izlediği gösterilmiştir [52]. Ancak bu<br />

etkinin asıl şikayet olan ağrıyı nasıl etkileyeceği bilinmemektedir.<br />

Biyolojik tedavi insan çalışmaları ABD’de<br />

bazı kliniklerde uygulanmaya başlanmıştır. Biyolojik tedavinin<br />

disk dejenerasyonun tedavisinde uygun yöntemlerden<br />

biri olacağı düşünülmektedir.<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Spinal dar kanala cerrahi yaklaşım nasıl olmalıdır?<br />

Ahmet Alanay<br />

Dar kanalın bilindiği gibi en sık bulguları bel ağrısı<br />

ve nörojenik kladikasyondur. Hastaların özellikle bacak<br />

ağrısına bağlı uzun mesafe yürüyememeleri en sık rastlanan<br />

şikayettir. <strong>Bel</strong> ağrısı bel ve kalçaya yayılan ağrı<br />

şeklinde ortaya çıkar ve bu ağrı spinal kanal içinde sinir<br />

sıkışmasına bağlı olabileceği gibi, disk dejenerasyonu,<br />

faset eklem dejenerasyonu, dejeneratif skolyoz ve instabiliteye<br />

bağlı olabilir. Dar kanal da özellikle yürüme<br />

mesafesinin fazla kısıtlanmadığı hafif ve orta şiddetteki<br />

olgularda konservatif yöntemler denenebilir. Ancak şiddetli<br />

vakalarda ve beraberinde nadir olarak nörolojik<br />

defisit, kauda lezyonu olan hastalarda cerrahi tedavi gereklidir<br />

[53].<br />

Cerrahide asıl amaç basıya uğrayan sinirlerin dekompresyonudur.<br />

Bu açık cerrahi veya mikrocerrahi<br />

yöntemler ile uygulanabilir. Ayrıca özellikle L5-S1 seviyesi<br />

üzerinde basılarda, komorbid hastalıklar nedeniyle<br />

genel anestezi altında uzun süreli cerrahi uygulanamayacak<br />

yaşlı hastalarda, interspinöz distraksiyon cihazlarının<br />

uygulanması son yıllardaki yeniliklerden birisidir.<br />

Bu cihazlar lokal anestezi ile minimal invaziv bir yaklaşımla<br />

uygulanabilmektedir [54].<br />

Lomber spinal dar kanal da dekompresyon ile birlikte<br />

spinal füzyon uygulanması konusunda literatürde<br />

önemli bir fikir ayrılığı olduğu görülür. Diğer bir tartışma<br />

ise füzyon uygulamasının enstrümantasyonlu veya<br />

enstrümantasyonsuz uygulanmasıdır. Bu konuda genel<br />

fikir özellikle bel ağrısının bacak ağrısı kadar ön planda<br />

olduğu hastalarda, spinal instabilitesi olan hastalarda,<br />

ciddi dejeneratif skolyozu olan hastalarda ve konjenital<br />

dar kanalı olup agresif dekompresyon gerekliliği olan<br />

hastalarda füzyonun eklenmesi şeklindedir [53,54].<br />

Cerrahi sonrasında; hastaların özellikle nörojenik kla-<br />

190<br />

H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹


<strong>Bel</strong> a¤r›lar›<br />

dikasyon şikayetlerinde önemli bir iyileşme beklenir.<br />

Özellikle semptomları 1 yıldan az süren hastalarda bu<br />

başarı oranı daha yüksektir. Cerrahi başarıyı etkileyen<br />

diğer önemli noktalar ise cerrahi dekompresyonun yeterliliği,<br />

geniş dekompresyon yapılmış ve iyatrojenik<br />

spinal instabilite yaratılmışsa füzyon eklenmesi ve postoperatif<br />

rehabilitasyondur.<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Lomber disk herniasyonu ve uygulanan cerrahi<br />

yöntemler nedir?<br />

Selçuk Palaoğlu<br />

Lomber disk herniasyonu başlıca 3 ayrı yerleşim<br />

gösterir:<br />

1. Posterolateral herniasyon: En sık görülen biçimdir<br />

ve mesafeden geçmekte olan sinir köküne basar.<br />

2. Santral disk herniasyonu: Kanalı ciddi olarak daraltabilir<br />

ve kauda ekuina köklerine basarak çok ciddi<br />

sfinkter sorunları yaratabilir.<br />

3. Far lateral disk herniyasyonu: Kanalın dışındaki<br />

disk herniasyonudur ve mesafeden çıkmakta olan sinir<br />

köküne basar.<br />

Lomber disk herniasyonlarında cerrahi endikasyonları<br />

özet olarak şöyle sırayabiliriz:<br />

1. Geçmeyen ağrı,<br />

2. İleri veya ilerleyen nörolojik kayıp,<br />

3. Kauda ekuina belirti ve bulguları. Özellikle kauda<br />

ekuina basısını acil cerrahi olarak da düşünmek gerekir.<br />

Lomber disk herniasyonlarında bugün için en sıklıkla<br />

uygulanan cerrahi yöntemler:<br />

1. Mikrolomber diskektomi,<br />

2. Endoskopik diskektomidir [55,56].<br />

Cerrahinin amacı hastanın disk herniasyonuna bağlı<br />

sinir basısını ortadan kaldırmak ve yaşam kalitesini<br />

hastalık öncesi dönemine hızlı bir biçimde kavuşturmaktır.<br />

Her iki yöntemde de ameliyatın giriş yolu bedene<br />

en az hasar verecek biçimdedir ve postoperatif dönemde<br />

hastanın daha erken sürede eski yaşam kalitesine<br />

kavuşmasını sağlamaktadır. Özellikle kanal içerisindeki<br />

girişimlerde mikrolomber diskektomi daha avantajlıdır.<br />

Buna karşılık far lateral disk herniasyonlarında<br />

endoskopik diskektomi daha ön plana çıkmaktadır. Uygun<br />

ve iyi seçilmiş olgularda cerrahi tedavi %90’ın üzerinde<br />

başarı sağlar. Özellikle radiküler ağrı daha kolay<br />

iyileşmektedir. <strong>Bel</strong> ağrısı ise postoperatif dönemde uzun<br />

süre sürebilmektedir. Bunun için rehabilitasyon programları<br />

çok önemli yer tutmaktadır.<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Lomber dejeneratif spondilolistezisin cerrahi tedavisi<br />

nedir?<br />

Selçuk Palaoğlu<br />

Lomber dejeneratif spondilolistezis posterior nöral<br />

arkın sağlam olduğu durumlarda bir omurganın diğeri<br />

üzerinde kaymasıdır. Bu kayma disk ve faset eklemlerinin<br />

dejeneratif değişikliklerine bağlıdır. Bu kaymaya ek<br />

olarak faset eklemi ve ligamanlarda hipertrofik değişiklikler<br />

görülür. Bütün bu süreç sonunda spinal kanal ve<br />

iki taraflı nöral foramenlerde daralma gelişir. Hastaların<br />

en önemli yakınmaları; bel ağrısı, nörojenik kladikasyon<br />

ve radiküler belirti ve bulgulardır. Sadece bel ve/veya<br />

bacak ağrısı olan hastalarda en önemli sorun azalmış<br />

yaşam kalitesidir. Hastanın yakınmaları, bulguları ve<br />

yaşam kalitesi tedavinin planlanmasında önemlidir.<br />

Konservatif yaklaşım ve fizik tedavi başlangıç durumunda<br />

ve hafif olgularda öncelikli seçeneklerdir. Cerrahi<br />

tedavide ise asıl amaç sinir yapılarının çok etkin bir<br />

biçimde dekompresyonudur. Olguların durumuna göre<br />

cerrahi tedaviye füzyon ve enstrümantasyon da eklenebilir.<br />

Füzyon disk aralığına (anterior) ve posterolateral<br />

yapılabilir. Aynı şekilde disk aralığına füzyon amaçlı<br />

enstrüman yerleştirilebilir. Genel olarak cerrahi tedavi<br />

sonuçları konservatif yaklaşımlara göre daha yüz güldürücüdür<br />

[57]. Ancak uzun dönemli izlemlerde komşu<br />

segmentlerde de dejeneratif değişiklikler olabileceğini<br />

bilmemiz gerekir.<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Lomber dejeneratif skolyozda ve lomber istmik<br />

spondilolisteziste cerrahi tedavi uygulamaları nelerdir?<br />

Selçuk Palaoğlu<br />

Erişkinlerde özellikle 50 yaş üzerinde görülen ve bel<br />

ağrısının sık nedeni olan bir patolojidir. Dejeneratif<br />

omurgada diskin asimetrik değişikliği ve faset eklemlerinin<br />

hipertrofisi ve yetersizliği ile omurgada her yöne<br />

deformite oluşabilir. Ayrıca omurgada listezis ve osteoporotik<br />

çökme kırıkları da görülebilir. Özellikle ayakta<br />

ve hareket halinde görülen bel ağrısının nedenidir. Tedavi,<br />

hastanın yakınmaları ve radyolojik bulgularına<br />

göre belirlenir. Cerrahi tedavi; dekompresyon, füzyon<br />

ve enstrümantasyon olarak özetlenebilir [58]. Lomber<br />

istmik spondilolisteziste ise etyoloji genel olarak bilinmemesine<br />

karşın ailevi eğilim oldukça büyük bir oranı<br />

tutmaktadır. Olguların büyük çoğunluğunda pars de-<br />

Cilt 39 • Say› 4 • 2008<br />

191


Gökçe Kutsal, ‹nan›c›, Karl› O¤uz, Alanay ve Palao¤lu<br />

fekti vardır. En sık görüldüğü seviye L5-S1’dir. Tedavide<br />

öncelikle konservatif yöntemler denenmelidir. Bu tedavi<br />

yöntemlerinin başarısız olduğu durumlarda cerrahi<br />

tedavi uygulanmalıdır. Cerrahi tedavi füzyon ve enstrümantasyondur.<br />

Radiküler bulguların olduğu durumlarda<br />

sinir köklerine dekompresyon yapılmalıdır [59].<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Başarısız bel cerrahisi sendromu nedir?<br />

Selçuk Palaoğlu<br />

Lumbosakral spinal cerrahi sonrası bel ve/veya radiküler<br />

ağrının sürmesine başarısız bel cerrahisi sendromu<br />

denir. Özellikle dejeneratif hastalıklarda preoperatif<br />

dönemde hasta seçimi ve en uygun tedavi ve<br />

yöntemin belirlenmesi ve uygulanması çok önemlidir.<br />

Bu grup hastalarda uzun bir süre konservatif tedavi<br />

yöntemlerinin uygulanması gerekir. Cerrahi tedavi<br />

çok basit bir dekompresyon olabileceği gibi füzyon ve<br />

enstrümantasyon da olabilir. Omurga ve omurilik cerrahisinde<br />

revizyon cerrahisinin morbiditesinin ilk<br />

ameliyatlara göre çok daha fazla olduğunu unutmamak<br />

gerekir [60].<br />

Yeşim Gökçe Kutsal<br />

Tüm bireyler toplum içinde aktif olma ve üretme<br />

şansına ve hakkına sahip olmalıdır. Bu anlamda özellikle<br />

genç erişkin popülasyonda ciddi iş gücü kaybına neden<br />

olan bel ağrılarını multidisipliner anlamda; kapsamlı<br />

olarak ve derinlemesine irdeleyen araştırmalara<br />

gereksinim duyulmaktadır. Her tıbbi sorun ve uygulamanın<br />

ayrıcalıkları vardır ve sorunlara çözüm üretme<br />

noktasında değişik uzmanlık dallarının sadece kendi<br />

bilgi ve deneyimleri değil, ayrıca bunların çok yönlü<br />

paylaşımı da hem akademik yaşama, hem de hastalara<br />

sunulan sağlık hizmetine olumlu yansıyacaktır.<br />

Kaynaklar<br />

1. Koes BW, van Tulder MW, Thomas S. Diagnosis and treatment<br />

of low back pain. BMJ 2006; 332:1430-4.<br />

2. Hazard RG. Low-back and neck pain diagnosis and treatment.<br />

Am J Phys Med Rehabil 2007; 86(Suppl):59-68.<br />

3. Deyo RA, Weinstein JN. Low back pain. N Engl J Med 2001;<br />

344:363-70.<br />

4. Krismer M, van Tulder M. Low back pain (non-specific).<br />

Best Prac Res Clin Rheumatol 2007; 21:77-91.<br />

5. Indahl A. Low back pain: diagnosis, treatment, and prognosis.<br />

Scand J Rheumatol 2004; 33:199-209.<br />

6. Carragee EJ, Hannibal M. Diagnostic evaluation of low back<br />

pain. Orthop Clin North Am 2004; 35:7-16.<br />

7. Tulder MW van, Koes B, Bombardier C. Low back pain. Best<br />

Pract Res Clin Rheum 2002; 16:761-75.<br />

8. Airaksinen O, Brox JI, Cedrashi C, et al. European guidelines<br />

for the management of chronic nonspecific low back<br />

pain. Eur Spine J 2006; 15:192-300.<br />

9. Başgöze O. <strong>Bel</strong> muayenesi. Beyazova M, Gökçe-Kutsal Y,<br />

editörler. Ankara: Güneş Kitabevi, 2000; 337-45.<br />

10. Kinkade S. Evaluation and treatment of acute low back pain.<br />

Am Fam Physician 2007; 75:1181-8.<br />

11. Van Tulder MW, Assendelft WJ, Koes BW, Bouter LM. Spinal<br />

radiographic findings and nonspecific low back pain. A<br />

systematic review of observational studies. Spine 1997;<br />

22:427-34.<br />

12. Chou R, Qaseem A, Snow V, et al. Diagnosis and treatment<br />

of low back pain: a joint clinical practice guideline from<br />

the American College of Physicians and the American Pain<br />

Society. Ann Int Med 2007; 147:478-91.<br />

13. Negrini S, Giovannoni S, Minozzi S, et al. Diagnostic therapeutic<br />

flow-charts for low back patients: the Italian guidelines.<br />

Eur Medicophys 2006; 42:151-70.<br />

14. Jensen MC, Brant-Zawadzki MN, Obuchowski N, et al.<br />

Magnetic resonance imaging of the lumbar spine in people<br />

without back pain. N Engl J Med 1994; 331:69-73.<br />

15. Boden SD, Davis DO, Dina TS, Patronas NJ, Wiesel SW. Abnormal<br />

magnetic resonance scans of the lumbar spine in<br />

people without back pain. J Bone Joint Surg Am 1990;<br />

72:403-8.<br />

16. Saal JA, Saal JS, Herzog RJ. Natural history of lumbar intervertebral<br />

disc extrusions treated nonoperatively. Spine<br />

1990; 15:683-6.<br />

17. Bush K, Cowan N, Katz DE, Gishen P. The natural history<br />

of sciatica associated with disc pathology: a prospective<br />

study with clinical and independent radiologic follow-up.<br />

Spine 1992; 17:1205-12.<br />

18. Modic MT, Obuchowski NA, Ross NS, et al. Acute low back<br />

pain and radiculopathy: MR imaging findings and their<br />

prognostic role and effect on outcome. Radiology 2005;<br />

597-604.<br />

19. Weber H, Holme I, Amlie E. The natural history of acute sciatica<br />

with nerve root symptoms in a double-blind placebocontrolled<br />

trial evaluating the effect of piroxicam. Spine<br />

1993; 18:1433-8.<br />

20. Hagen KB, Hilde G, Jamtvedt G, Winnem M. Bed rest for<br />

acute low-back pain and sciatica. Cochrane Database Syst<br />

Rev 2004; CD001254.<br />

21. Engers A, Jellema P, Wensing M, van der Windt DA, Grol R,<br />

van Tulder MW. Individual patient education for low back<br />

pain. Cochrane Database Syst Rev 2008; 23:CD004057.<br />

22. French SD, Cameron M, Walker BF, Reggars JW, Esterman<br />

AJ. Superficial heat or cold for low back pain. Cochrane Database<br />

Syst Rev 2006; CD004750.<br />

23. Roelofs PD, Deyo RA, Koes BW, Scholten RJ, van Tulder<br />

MW. Non-steroidal anti-inflammatory drugs for low back<br />

pain. Cochrane Database Syst Rev 2008; CD000396.<br />

24. Negrini S, Giovannoni S, Minozzi S, et al. Diagnostic therapeutic<br />

flow-charts for low back patients: the Italian guidelines.<br />

Eur Medicophys 2006; 42:151-70.<br />

192<br />

H ACETTEPE T IP D ERG‹S‹


<strong>Bel</strong> a¤r›lar›<br />

25. van Tulder M, Touray T, Furlan A, Solway S, Bouter L. Cochrane<br />

Back Review Group. Muscle relaxants for nonspecific<br />

low back pain: a systematic review within the framework of<br />

the Cochrane Collaboration. Spine 2003; 28:1978-92.<br />

26. Martell BA, O’Connor PG, Kerns RD, et al. Systematic review:<br />

opioid treatment for chronic back pain: prevalence, efficacy,<br />

and association with addiction. Ann Intern Med<br />

2007; 146:116-27.<br />

27. Koes B, van Tulder M. Low back pain (acute). BMJ Clin Evid<br />

2006; 04:1619-33.<br />

28. Hazard RG. Low-back and neck pain diagnosis and treatment.<br />

Am J Phys Med Rehabil 2007; 86(Suppl):59-68.<br />

29. Assendelft WJ, Morton SC, Yu EI, Suttorp MJ, Shekelle PG.<br />

Spinal manipulative therapy for low back pain. A metaanalysis<br />

of effectiveness relative to other therapies. Ann Intern<br />

Med 2003; 138:871-81.<br />

30. Gatchel RJ, Polatin PB, Noe C, Gardea M, Pulliam C,<br />

Thompson J. Treatment- and cost-effectiveness of early intervention<br />

for acute low-back pain patients: a one-year<br />

prospective study. J Occup Rehabil 2003; 13:1-9.<br />

31. van Tulder M, Koes B. Low back pain (chronic). BMJ Clin<br />

Evid 2006; 04:1634-53.<br />

32. Grabois M. Management of chronic low back pain. Am J<br />

Phys Med Rehabil 2005; 84(Suppl 3):29-41.<br />

33. Urquhart DM, Hoving JL, Assendelft WW, Roland M, van<br />

Tulder MW. Antidepressants for non-specific low back pain.<br />

Cochrane Database Syst Rev 2008; CD001703.<br />

34. Ribeiro LH, Jennings F, Jones A, Furtado R, Natour J. Effectiveness<br />

of a back school program in low back pain. Clin<br />

Exp Rheumatol 2008; 26:81-8.<br />

35. van der Windt D, Hay E, Jellema P, Main C. Psychosocial interventions<br />

for low back pain in primary care: lessons learned<br />

from recent trials. Spine 2008; 33:81-9.<br />

36. Raspe H. Management of chronic low back pain in 2007-<br />

2008. Curr Opin Rheumatol 2008; 20:276-81.<br />

37. Haldeman S, Dagenais S. What have we learned about the<br />

evidence-informed management of chronic low back pain.<br />

Spine J 2008; 8:266-77.<br />

38. Bundschuh CV. Imaging of the postoperative lumbosacral<br />

apine. Neuroimag Clin North Am 1993; 3:499-516.<br />

39. Yuh WTC, Zachar CK, Barloon TC, et al. Vertebral compression<br />

fractures: distinction between benign and malign causes<br />

with MR imaging. Radiology 1989; 151:1185-92.<br />

40. Baur A, Stabler A, Bruning R, et al. Diffusion-weighted MR<br />

imaging of bone marrow: differentiation of benign versus<br />

pathologic compression fractures. Radiology 1998; 207:<br />

349-56.<br />

41. Castillo M, Arbelaez A, Smith KJ, Fisher LL. Diffusion-weighted<br />

MR imaging offers no advantage over routine noncontrast<br />

MR imaging in the detection of vertebral metastases.<br />

AJNR Am J Neuroradiol 2000; 21:948-53.<br />

42. Wolsko PM, Eisenberg DM, Davis RB, Kessler R, Phillips<br />

RS. Patterns and perceptions of care for treatment of back<br />

and neck pain: results of a national survey. Spine 2003;<br />

28:292-7.<br />

43. Deyo RA, Weinstein JN. Low back pain. N Engl J Med 2001;<br />

344:363-70.<br />

44. Pengel LHM, Herbert RD, Maher CG, Refshauge KM. Acute<br />

low back pain: Systematic review of its prognosis. BMJ<br />

2003; 327:323-7.<br />

45. Carey TS, Garrett JM, Jackman A, Hadler N. Recurrence and<br />

care seeking after acute back pain: results of a long-term<br />

follow-up study. North Carolina Back Pain Project. Med Care<br />

1999; 37:157-64.<br />

46. Linton SJ. A review of psychological risk factors in back and<br />

neck pain. Spine 2000; 25:1148-56.<br />

47. Refshauge KM, Maher CG. Low back pain investigations<br />

and prognosis: a review. Br J Sports Med 2006; 40:494-8.<br />

48. Frymoyer JW, Pope MH, Clements JH, et al. Risk factors in<br />

low back pain: an epidemiological survey. J Bone Joint Surg<br />

1983; 65A:213-8<br />

49. Eismont FJ, Currier B. Current concepts review: surgical<br />

management of lumbar intervertebral disc disease. J Bone<br />

Joint Surg 1989; 71A:1266-9.<br />

50. Harrop JS, Youssef JA, Maltenfort M, et al. l. Lumbar adjacent<br />

segment degeneration and disease after arthrodesis<br />

and total disc arthroplasty. Spine 2008; 33:1701-7.<br />

51. Zigler J, Delamarter R, Spivak JM. Results of the prospective,<br />

randomized, multicenter Food and Drug Administration<br />

investigational device exemption study of the ProDisc-<br />

L total disc replacement. Spine 2007; 32:1155-62.<br />

52. Masuda K, Imai Y, Okuma M ve ark. Osteogenic protein-1<br />

injection into a degenerated disc induces the restoration of<br />

disc height and structural changes in the rabbit anular<br />

puncture model. Spine 2006; 31:742-54.<br />

53. Grob D, Humke T, Dvorak J. Degenerative lumbar spinal<br />

stenosis: decompression with and without arthrodesis. J<br />

Bone Joint Surg 1995; 77A:1036-41.<br />

54. Kondrashov DG, Hannibal M, Hsu KY, et al. Interspinous<br />

process decompression with the X-STOP device for lumbar<br />

spinal stenosis: a 4-year follow-up study. J Spinal Disord<br />

Tech 2006; 19:323-7.<br />

55. Yeung AT, Yeung CA. Minimally invasive techniques for the<br />

management of lumbar disc herniation. Orthop Clin North<br />

Am 2007; 38:363-72.<br />

56. Riesenburger RI, David CA. Lumbar microdiscectomy and<br />

microendoscopic discectomy. Minim Invasive Ther Allied<br />

Technol 2006; 15:267-70.<br />

57. Weinstein JN, Lurie JD, Tosteson TD, et al. Surgical versus<br />

nonsurgical treatment for lumbar degenerative spondylolisthesis.<br />

N Engl J Med 2007; 356:2257-70.<br />

58. Kluba T, Dikmenli G, Dietz K, Giehl JP, Niemeyer T. Comparison<br />

of surgical and conservative treatment for degenerative<br />

lumbar scoliosis. Arch Orthop Trauma Surg. 2009;<br />

129:1-5. Epub 2008 Jun 17.<br />

59. Kalichman L, Kim DH, Li L, Guermazi A, Berkin V, Hunter<br />

DJ. Spondylolysis and spondylolisthesis: prevalence and association<br />

with low back pain in the adult community-based<br />

population. Spine 2009; 34:199-205.<br />

60. Hazard RG. Failed back surgery syndrome: surgical and<br />

nonsurgical approaches. Clin Orthop Relat Res 2006; 443:<br />

228-32.<br />

Cilt 39 • Say› 4 • 2008<br />

193

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!