KÝ TAP ZAMANI R Budak araya ‘mesafe’ koymuyor Abdülkadir Budak, 2007’de yaymlanan toplu iirlerinden sonra ilk kez bir iir kitabyla okurun karsna çkyor. Otuz iirden oluan Mesafe, Yunus Nadi iir Ödülü’ne deer görülmütü. MESAFE, ABDÜLKADR BUDAK, YKY, 64 SAYFA, 9 TL 6 HAZRAN 2011 PA ZAR TE SÝ ‘Yeryüzü hep delikanl’ ngiliz dilinin en önemli airlerinden William Butler Yeats’in seçme iirlerinden oluan Her ey Ayartabilir Beni, Cevat Çapan’n çevirisiyle Helikopter Yaynlar tarafndan bir kez daha okuyucuyla buluturuldu. HER EY AYARTABLR BEN, WILLIAM BUTLER YEATS, ÇEV.: CEVAT ÇAPAN, HELKOPTER YAYINLARI, 96 SAYFA, 12 TL 2 SABT KEMAL BAYILDIRAN 007’de toplu iirleriyle okurun karsna çkan Abdülkadir Budak, 2008’de Yunus Nadi iir Ödülü’nü kazanan Mesafe ile dört yl sonra sevenlerinin huzurunda göründü. Otuz iirden müteekkil Mesafe, airin lirizmin peini brakmadn ortaya koyuyor. Budak iirini sever ya da sevmezsiniz. Ama unu teslim etmek gerekir ki, altndan imzay çekince o iirin Budak’a ait olduunu bilirsiniz. Yllar önce “bir airin palette rengi belli olmaldr” diye yazmtm. Budak ite o rengi yakalayanlardan. Doal olarak iir cemaatinde esen bir rüzgâr pek çok airi belli bir alana sürükler. 1980 öncesi sosyalist gerçekçi olmamak, o rüzgâra kaplmamak ‘birey’ olmay gerektirdiyse, günümüzde de kinci Yeni’nin uzanda durmak, sürüye kaplmamak olarak yorumlanmaldr. Sürüye kaplmamak için kimisi bilgisayarn yaratt imkânlardan da yararlanarak görsel, deneysel iire; kimisi de arkaik imkânlar yoklayan bir iire yöneldi. Abdülkadir Budak YALIN VE DERN Günümüzde ‘bir araya gelmemi iki sözcüü bir araya getirme’yi hedef alan airlerin yannda Budak iiri yaln, yaln olduu kadar da derin duruyor. Budak, mecazlar doal ak içinde kullanrken okuru iirin içine hemencik sokuveriyor: Derimi gömlekten sayp darya çkmtm Giyinik görünümlü çrlçplaktm ki dar sokan kesitii bir yerde Cadde pozlarn bir yerde koyup Kibrin gözlerine cesurca bakacaktm Kibirle düelloya giren Budak, bir usta olarak gençlere tepeden bakmayan bir air. Hani tarihimizde “Marur olma padiahm, senden büyük Allah var” diye barrlarm ya padiah geçerken, Budak da içindeki padiah alçakgönüllü olmaya davet ediyor. Çünkü bu ödül bolluunda üst üste iki ödül alan genç airler ne oldum delisi oluyor, her çiziktirdiklerini demlendirmeden yaymlamaya balyorlar. Budak’n iirini tanyanlar, Mesafe’de bir sürprizle karlamayacaklardr. En uzun iirinin otuz dokuz dizelik olduu bu kitabn ‘alamet-i farikas’, dizelerin oldukça ksalm olmasdr. Bunu airin artk ‘bilgelik’ aamasna ulam olmasna yorumlayabiliriz. Kendi iirini, bir manifesto nitelii tayan “Mahlas”ta öyle anlatyor: Ne Dou ne Bat’ydm Daha çok Anadolu Gömleim yerli kumatan Bize ait bir sesin ardndan gittim Hececiler ölmütü Ses yüzünden dirilttim Tabii ilk dizedeki olumsuz ifade “Hem Dou’yum hem Bat” biçiminde olsa Nâzm Hikmet’le, Necip Fazl’la akrabal daha belirgin olacak, ‘yerli kuma’n içe kapanma olmadn, ‘insanlk tarihinin olumlu her eyinin doal mirasçs olduunu’ daha iyi belirginletirecekti. Ama hececiler ölse bile, Budak’n iirinde ‘gizli hece’nin varl inkâr edilemez; bu, sadece uyaktan deil, dizelerin çounlukla ayn hecede olmasndan kaynaklanyor. ‘YIRTIK ELBSE BENM / VE ONU GYNEN DE’ “Talar Efes’ten deil/ Anadil’den getirdim” diyerek ‘yerli’liini vurgulayan Budak, keke ‘anadil’ ile ‘anadili’ni kartrmasayd. Bir de “Gaz skmasnn nedeni nedir” dizesinde “nedeni nedir” gibi bir kakafoniden kaçnsayd diye düünüyorum. Kitabna Arapça kökenli bir sözcüü ad olarak seçen bir airin ‘sebep’i kullanmaktan kaçnmasnn sebebi ne ola ki Budak’n bir baka ‘alamet-i farikas’, iir kiisinin birinci tekil kii oluudur. Baka bir deyiiyle iirde aclar dile getirilen kii Budak’tan bakas deildir. air, hep kendinden yola çkar, yine kendine varr: Yrtk elbise benim Ve onu giyinen de Hilmi Yavuz’un Çöl iirleri’ni okudunuz mu Oraya da bir selam var. FOTORAF: ZAMAN, TARIK ÖZTÜRK Y “ KEMÂL YANAR aama da ölüme de bo ver. Geç git ey atl!” ngiliz dilinin yetitirdii en büyük airlerden biri olan William Butler Yeats, mezar tana ünlü iirlerinden “Under Ben Bulben”n bu son dizelerinin yazlmasn vasiyet etmiti. Oysa 1865 do- umlu airin ömrü, sona erdii 1939’a dek, biten iki yüzyln en çalkantl dönemlerini kapsad gibi; Yeats yaam boyunca hiçbir zaman bu olaylara bo veren, srtn dönen biri ol(a)mamt. Tannm portre ressam John Butler Yeats ile rlanda’nn varlkl ailelerinden birinin kz Susan Pollexfen’in olu olarak dünyaya gelen airin, çocukluunun uzunca bir dönemi babasnn ileri dolaysyla Londra’da geçmiti. Buna ramen kendisinde iz brakan ilk anlar, tatillerini geçirdii ve annesinin ailesinin yaad- rlanda’nn batsndaki Sligo bölgesine dairdir. Babas gibi bir ressam olabilmek hayaliyle geçen ilkgençli- i, ksa sürede gerçek tutkusunun iir olduu kararyla kesinlik kazanmtr. Ailesinin genç yalarda edindirdii okuma sevgisiyle, Shakespeare’i, ngiliz Romantik airlerini ve Dante Gabriel Rossetti, William Morris gibi Rafael dönemi öncesi air-ressamlar kefeden Yeats; yaam boyunca yaptnda önemli bir yer edinen gizemcilie de ilk bu yllarda merak sarmt. air, Dublin’de geçirdii eitim döneminin ardndan ailesi ile birlikte 1887’de Londra’ya tekrar döndü. Bu dönemde, British Museum’un kitaplnda kefettii rlanda halk edebiyatnn masal ve efsaneleri, Yeats’e iir ve oyunlarnda yararlanabilecei zengin bir kaynak oluturdu. YEATS’N EN BLNEN RLER Yaam boyunca krka yakn eser veren, verimli bir edebiyat serüveni olan Yeats’in, kendine has iir dili ve simgelerinin çevrilme güçlüü dolaysyla dilimize aktarl; düzyazlarnn yer ald- Kelt afa ve yllar önce yaymlanan Cevat Çapan çevirisi Her ey Ayartabilir Beni’yi saymazsak, oldukça kstl olmutur, ne yazk ki. airin seçme iirlerinin yer ald bahsi geçen kitap, geçti- imiz günlerde Helikopter Yaynlar tarafndan özenli bir baskyla bir kez daha okuyucu önüne çkarld. Kitap, Yeats’in “1916 Paskalya Ayaklanmas”, “Bizans’a Yolculuk”, “ç Sava Günleri Üstüne Düünceler” gibi en bilinenlerin de içinde yer ald- 26 iirden oluuyor. En iyi iirlerini olgunluk döneminde vererek edebiyat tarihinde ayrks bir yere sahip olan airin, iirinde krlma yaratan olaylardan biri, rlanda bamszlk hareketinin ateli önderlerinden Maud Gonne ile yaad tutkulu iliki olmutur. Yeats’in birçok iirine de esin kayna- olan Gonne, airin bu davay benimsemesine ve ulusal bir rlanda sanat ve edebiyatnn yaratlmas için çalmasna da yol açmtr: “Her yandan kuatlmz ve kaplar kilitlenmi/ Kararszlmzn üstüne, bir yerde/ Bir adam öldürülüyor, bir ev kundaklanyor,/ Ama açkça anlalmyor olup bitenler:/ Gelin, src- n bo yuvasnda kendi yuvanz yapn.// Talardan ya da odunlardan bir barikat,/ On dört günü geçen bir iç sava;/ Dün gece o genç askerin ölüsünü/ Kanlar içinde yolun ortasna yuvarladlar:/ Gelin, src- n bo yuvasnda kendi yuvanz yapn.” RLANDA BAIMSIZLIK SAVAI’NIN TANII Yeats’in sürekli bir gelime ve olgunlama nitelii tayan eseri, resmi brakp tamamyla iire yöneldii ilk yllarda romantizmin izlerini tar. Onu asl olgunlatran ise üphesiz, kendisinin de dürüst bir tan olduu rlanda Bamszlk Sava’dr: “Kargaalk salnm yeryüzüne,/ Yükseliyor kana bulanm sular, ve her yerde/ Sulara gömülüyor suçsuzluun töreni;/ yiler her türlü inançtan yoksun,/ Oysa youn bir tutkuyla esrik kötüler.” Ne Protestanlarn maddeciliine, ne de Katoliklerin ar ulusalc banazlna yaknlk duyan Yeats, silahl bir ayaklanmadansa genel olarak yeni bir rlandallk bilincinin oluturulmas gerektii görüüne sahiptir. ngilizlerin acmaszca bastrdklar 1916 Paskalya Ayaklanmas, airin siyasal gelimeleri alglamasnda ve bunu iirine yanstmasnda bir dönüm noktas olmutur: “Biliyoruz dülerini. Bilmek/ Yeter dü kurup öldüklerini;/ Ya ar sevgiden/ Çldrp öldülerse/ Yazyorum iirimde-/ MacDonagh ile MacBride/ Sonra Connoly ile Pearse/ Hem bugün, hem gelecek günlerde,/ Yeil giyilen her yerde/ Deiti, her ey deiti kökten:/ Korkunç bir güzellik dodu.” Simgesel bir dile ve Pagan kültüre yaslanan iiri hep bir umut ve bilgelik tayan Yeats, yaad ça, içinde bulunmay seçtii mücadele alann geniletmek ve derinletirmek çabasn hiçbir zaman terk etmemitir: “Sürdürün türkünüzü; bir yerde doarken yeni bir ay,/ Göreceiz uyumann ölmek olmadn,/ Duyarak yeryüzünün yeni bir hava tutturdu- unu-/ Yeryüzü hep delikanl çünkü-/ Sonra baranlar çkacak yarlardaki gibi,/ ve insanlar olacak bizi yüreklendiren,/ Atn sürüp gidenlerden.” 6