14.01.2015 Views

kira ilişkisi • borçlar kanunu • davada görev - İstanbul Barosu

kira ilişkisi • borçlar kanunu • davada görev - İstanbul Barosu

kira ilişkisi • borçlar kanunu • davada görev - İstanbul Barosu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yargıtay Kararları 189<br />

KİRA İLİŞKİSİ • BORÇLAR KANUNU • DAVADA GÖREV<br />

ÖZET: Kiracı <strong>kira</strong>layan ilişkisinde Borçlar Kanunu’ndan<br />

doğan uyuşmazlıklara Sulh Hukuk Mahkemesinde değil<br />

Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılır.<br />

Bu gibi davalarda yıllık <strong>kira</strong> parası Mahkemenin görevini<br />

belirler.<br />

Y. 3. HD E: 2010/20783 K: 2011/1840 T: 15.2.2011<br />

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün<br />

kağıtlar okunup gereği düşünüldü.<br />

Davacı <strong>kira</strong>cı vekili dava dilekçesinde, davacının <strong>kira</strong>cı olarak bulunduğu<br />

daireye üst katdaki dairenin banyosundan su sızdığını belirterek üst kat<br />

dairenin maliki ile bu dairede ikamet eden kişiden ve yöneticiden arızanın<br />

giderilmesi için üst kat daireye giriş izni verilmesini, ayıbın giderilememesi<br />

halinde ayıp oranında ödenen aylık 3.125 TL <strong>kira</strong>nın tenzilini talep etmiştir.<br />

Davalı Ahmet cevabında, davacının <strong>kira</strong>cı olarak bulunduğu dairenin ve<br />

üst kat dairenin maliki olduğunu, davanın reddini beyan etmiş, diğer davalı<br />

N ise cevabında, 3. katta oturduğunu, yönetici olduğunu, dava ile ilgisinin<br />

bulunmadığını beyan etmiştir.<br />

Mahkemece, davacının <strong>kira</strong>cı olması nedeniyle Kat Mülkiyeti Kanunu’na<br />

göre aktif husumet ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın reddine karar<br />

verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.<br />

Dosya kapsamına göre, 15.01.1988 tarihli <strong>kira</strong> sözleşmesi ile davacının<br />

davalı Ahmet’e ait 1 nolu dairede <strong>kira</strong>cı olduğu, halen ödenen <strong>kira</strong>nın aylık<br />

3.125 TL ve davacının dairesine üst kattan su sızıntısı olduğu 25.07.2008<br />

tarihli ihtarname ile anlaşılmaktadır.<br />

BK’nın 249/2.maddesinde “Kiralanan, akitten maksut olan kullanmayı<br />

mümkün olamayacak yahut intifa ehemmiyetli surette azalacak bir halde<br />

teslim olunursa <strong>kira</strong>cı akdi feshe yahut ücretten münasip bir miktarın<br />

tenzilini istemeye salahiyettardır”. BK’nın 250/1. maddesinde de “Kiralanan,<br />

<strong>kira</strong> müddeti zarfında <strong>kira</strong>cının kusuru olmaksızın akitten maksut olan<br />

kullanma mümkün olamayacak veya ehemmiyetli surette menfaat azalacak<br />

bir hale düştüğü takdirde, <strong>kira</strong>cı, ücretten mütenasip bir miktarın tenzilini<br />

talep edebileceği gibi; ayıp münasip bir müddet zarfında bertaraf edilmezse,<br />

akdi dahi feshedebilir” hükmü getirilmiştir.<br />

Davada, <strong>kira</strong>lananda meydana gelen ayıbın giderilmesi, bu olmadığında<br />

<strong>kira</strong>nın tenzili talep edilmiştir.<br />

Davanın bu niteliği gereği uyuşmazlığın, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları<br />

Hakkında Kanun’a ve Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre değil Borçlar Kanunu’nun<br />

249 ve 250. maddesi gereğince genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekir.


190<br />

İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt:85 • Sayı: 4 • Yıl: 2011<br />

HUMK’un 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin bakacağı dava ve<br />

işler arasında bu davanın yer almadığı anlaşılmaktadır. Bu gibi davalarda yıllık<br />

<strong>kira</strong> parası mahkemenin görevinin belirlenmesinde esas alınır. Dava tarihi<br />

itibariyle yıllık <strong>kira</strong> parası 6.330 TL’dan fazladır.<br />

Bu durumda, mahkemece; davanın değeri itibariyle Asliye Hukuk<br />

Mahkemesinde bakılmak üzere görev yönünden dava dilekçesinin reddine<br />

karar verilmesi gerekirken, davalılardan N’in yönetici olması Kat Mülkiyeti<br />

Kanunu’nun uygulanmasını gerektirmeyeceği düşünülmeden yazılı şekilde<br />

hüküm kurulması doğru görülmemiştir.<br />

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı<br />

şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan<br />

kabulü ile hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve<br />

peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2011<br />

tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!