14.01.2015 Views

marketing europe & anatolia - Eksantrik Prodüksiyon

marketing europe & anatolia - Eksantrik Prodüksiyon

marketing europe & anatolia - Eksantrik Prodüksiyon

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gülleri ve terkedilmiş bir deniz feneri.<br />

Burnunuzda yabani kekik kokuları ve<br />

yüzünüzü okşayan vazgeçilmez ada<br />

rüzgarı…<br />

Güneşin batmasıyla ayrı bir güzelliğe<br />

bürünüyor burun. Etrafta herhangi<br />

bir yerleşimin dolayısıyla yapay ışığın<br />

olmaması, yıldızları çok net seçebileceğiniz<br />

karanlık bir ortam sağlıyor.<br />

Gökyüzünde belki de daha önce görmediğiniz<br />

kadar çok yıldız, dev kanatlarıyla<br />

ama neredeyse fısıltıyla dönen<br />

rüzgar gülleri ve sadece deniz fenerinin<br />

yanıp sönen ışığı ortamın büyüsünü<br />

arttırıyor.<br />

2000 yılında elektrik üretimine başlayan<br />

türbinler Türkiye’nin 3. Rüzgar enerji<br />

santralini oluşturuyor. Ada tüketiminin<br />

30 kat fazlası enerji üretiliyor burada.<br />

30.000 kişiye yetecek elektrik deniz<br />

altından anakaraya gönderiliyor. Aynı<br />

enerjiyi üretecek bir kömür santraline<br />

göre türbin başına 82.000 ağaca eşdeğer<br />

oksijen tasarrufu sağlanıyor. Yani<br />

Türkiye’nin<br />

3. Rüzgar enerji santralini<br />

oluşturuyor. Ada tüketiminin<br />

30 kat fazlası enerji üretiliyor<br />

burada. 30.000 kişiye yetecek<br />

elektrik deniz altından<br />

anakaraya gönderiliyor.<br />

17 tür bin 1.400.000 ağaçlık bir ormanı<br />

kurtarmış oluyor. Türbinlerin sadece bir<br />

tanesi adanın enerji ihtiyacını karşılamaya<br />

yetiyor. Çok süper değil mi . Ama<br />

beni asıl büyüleyen rüzgar gülleri değil<br />

de Polente Feneriydi. Fenerler beni büyüleyen<br />

devasa yapıtlar hatta takıntım<br />

diyebilirim. Polente Fenerini görmek<br />

için can atıyordum. Ama 1861 yılında<br />

yapılan bu tarihi fenere giriş yasak. O<br />

yüzden hevesim kursağımda kaldı.<br />

Rüzgar güllerinin olduğu yerde limon<br />

kekiği de yetişiyor. Çiçek pastanesinde<br />

tattığım bu nefis baharatı orada dalından<br />

toplama şansım da oldu. Hava<br />

kararmadan önce bissürü limon kekiği<br />

topladım.<br />

Güneşi rüzgar gülleri eşliğinde batırdıktan<br />

sonra eve döndük.<br />

Önceki gün yaptığımız muhallebi dolapta<br />

unutulmuş ağlıyordu. Hemen dışarı<br />

çıkarıp tabaklara koydum. Ama tadı o<br />

kadar yoğundu ki, yemesi zor olacaktı.<br />

Benim de aklıma reçel geldi. Dolapta<br />

Bozcaada siyah üzüm reçeli vardı. Bu<br />

üzümler Bozcaada’ da yetişiyor, kuş<br />

üzümü gibi, minick. Hemencecik bir<br />

çorba kaşığı reçeli muhallebinin üzerine<br />

koydum, sonuç mükemmel. Ertesi<br />

gün İstanbul’ a dönüş zamanı. Yine<br />

huzurlu ve mutlu bir şekilde mışıl mışıl<br />

uyudum.<br />

Sabah yine erken uyanıp alış veriş listem<br />

için sahile indim. Nefis limon kekiğinden<br />

ve pek beğenmediğim şaraplardan<br />

aldım. Beğenmedim ama almaktan<br />

da vargeçmedim. Fakat oraya özgü şarap<br />

olmasına dikkat ettim. Sonra tekrar<br />

sokak aralarında dolanarak eve çıktım.<br />

Hep birlikte Bozcaada’ ya karşı kahvaltı<br />

ettik. Sonra tekrar deniz sefası. Bu sefer<br />

yine kale yakınında ki iskeleyi seçtik.<br />

Tüm gün buyunca Ege’ nin pırıl pırıl<br />

sularında yüzdük. Sonra da İstanbul’ a<br />

dönüş yolculuğu için eve döndük. Çantamı<br />

toplayıp hep birlikte sahile indik.<br />

Sahildeki bir restaurant’ a oturup adanın<br />

son rakı balık keyfini yaptık sonra<br />

da ben tek başıma feribota bindim. Yanlız<br />

feribota binerken panik oldum çünkü<br />

bilet alacak yer yoktu. Sadece adaya<br />

gelirken bilet alıyorsunuz. Adada bilet<br />

satılmıyormuş meğer. Biletler çift yönlüymüş.<br />

Ama ben Çanakkale’ den gelip<br />

Geyikli’ ye döndüğüm için hafif gerildim.<br />

Neyse ki bilet soran olmadı. Feribottan<br />

indikten sonra bir çay bahçesine oturup<br />

otobüsün gelmesini bekledim. Karanlığı<br />

yararak gelen otobüse binip sabah İstanbul’<br />

a uyandım. İlk defa bir gezinin<br />

dönüşünde mutsuz oldum.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 45

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!