marketing europe & anatolia - Eksantrik Prodüksiyon
marketing europe & anatolia - Eksantrik Prodüksiyon
marketing europe & anatolia - Eksantrik Prodüksiyon
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Gezi<br />
Bu yorucu alış veriş olayından sonra çıkıp<br />
biraz da caddelerde dolaştık.<br />
Otele yaklaşırken bir yerlerden hoş bir<br />
müzik geldi kulağımıza. Müziğin geldiği<br />
yöne doğru yürüdüğümüzde sokakta<br />
insanların dans ettiğini gördük.<br />
Fakat dans edenlerin yaş ortalaması<br />
gerçekten çok yüksekti. Muhtemelen<br />
gençler iş yerlerinde oldukları için öyleydi.<br />
Biz de dans eden kalabalığa karışıp<br />
bir iki dans ettikten sonra bir şeyler<br />
yemek için yine aranmaya başladık.<br />
Çin’ de akşamları yemek hiç sorun olmuyor<br />
çünkü bir sürü restaurant var.<br />
Ama sabah ve öğlen saatlerinde yiyecek<br />
bir şeyler bulmak gerçekten çok<br />
zor. Kullandıkları yağın kokusu çok ağır.<br />
Satılan şeyin ne olduğunu anlamak ise<br />
mümkün değil. İşin kötü yanı hiçbir şeyin<br />
İngilizcesi yazmıyor. Herşey Çince.<br />
Sokaklarda yiyecek bir şeyler bulmak<br />
için dolanırken ben yine tatlı satan bir<br />
yer buldum. Fakat buradaki tatlıların<br />
tadı yok. Adamlar hiç şeker kullanmıyorlar.<br />
Çok sinir bozucu. Yediğiniz pasta<br />
Çin’ de akşamları yemek hiç<br />
sorun olmuyor çünkübir<br />
sürü restaurant var.<br />
Ama sabah ve öğlen<br />
saatlerinde yiyecek bir şeyler<br />
bulmak gerçekten çok zor.<br />
hiçbir şeye benzemiyor. Ben normalde<br />
çok şekerli tatlıları sevmem ama bunlar<br />
hiç şeker kullanmamış.<br />
Ben hayal kırıklığına uğramış bir şekilde<br />
oradan çıktım. Neyse ki sonra<br />
kardeşim bir Starbucks buldu ve hiç olmazsa<br />
bir sandviç yiyip kahve içebildik.<br />
Bu küçük atıştırmadan sonra kardeşim<br />
yorulduğu için odaya uyumaya çıktı<br />
ama benim hiç uyumaya niyetim yoktu.<br />
O yüzden dışarı çıkıp dolaşmaya karar<br />
verdim. Ama kardeşim kaybolurum diye<br />
hemen karşı çıktı. Aslında haklı da çünkü<br />
sokak tabelalarında sadece Çince<br />
yazıyor ve heryer çok karmaşık. Ama<br />
ben onu bir şekilde ikna edip çıkmayı<br />
başardım. En kötü ihtimal cep telefonundan<br />
ulaşıp resepsiyondaki abiden<br />
yol tarifi isteriz diye konuştuk.<br />
Dışarı çıkıp caddeleri dolanmaya başladım<br />
ki dikkatimi yeraltı çarşıları çekti.<br />
Buralar Karaköy ve Eminönü’ ndeki<br />
yeraltı çarşılarına çok benziyordu. Tek<br />
kötü yanı yoğun yağ kokusuydu. Sanıyorum<br />
kızartmalarda palm yağı kullanıyorlar.<br />
Benim gibi aşırı koku alan biri<br />
için bezdirici olabiliyor. Yemek satan<br />
kısımları koşar adım geçtikten sonra<br />
baharat satan bir bölüme vardım. Burada<br />
yüzlerce çeşit baharat ve bitki çayı<br />
satılıyordu. Fakat hepsinin üzerinde<br />
Çince yazıyor ve hiç kimse İngilizce<br />
bilmiyor. Ben merakla tüm bitkileri inceliyorum<br />
ama hiç bir halt anlamıyorum.<br />
İşin kötüsü bu insanlar vücut dilinden<br />
de anlamıyor. 2 tane sandviç alabilmek<br />
için göbeğim çatladı bir keresinde. Parmakla<br />
2 işareti yapıyorum adam gelip<br />
parmaklarıma bakıyor ne olmuş diye.<br />
Oturup ağlayasım gelmişti. En sonun-<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 45