PDF olarak indir - YDÄ° ÃaÄrı
PDF olarak indir - YDÄ° ÃaÄrı
PDF olarak indir - YDÄ° ÃaÄrı
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
10<br />
gündem<br />
İlk saldırının üyeleri Hüseyin<br />
Arslan’a 7 Ocak 2009 çarşamba günü<br />
saat 11.00’de Sarıgazi Demokrasi<br />
Caddesinde yürüdüğü sırada yapıldığını,<br />
H. Arslan’ın genç bir kadın<br />
tarafından adres sormak bahanesiyle<br />
ara sokağa çağrıldığı ve bu sırada o<br />
sokakta konumlanmış kar maskeli<br />
(Dört kişi oldukları sanılıyor) kişiler<br />
tarafından uzun namlulu silahlar<br />
doğrultularak zorla siyah Şahin<br />
marka bir otoya sokularak gözleri<br />
bağlanıp ormanlık alana götürüldüğü<br />
belrtildi. Orada elbiseleri çıkarılarak<br />
dövülmüş yere yatırılarak<br />
çeşitli işkenceler yapılmış “sizi biliyoruz,<br />
ensenizdeyiz, bir dahaki sefere<br />
böyle kurtulamazsın” denilerek<br />
öldürülmekle tehdit edilmiş ve daha<br />
sonra Sarıgazi’de bir okulun önüne<br />
atılmış.<br />
Bu saldırının ertesi 8 Ocak 2009<br />
Perşembe günü yine derneklerine<br />
üye İnan Coşar’ın gündüz evinden<br />
çıkıp Demokrasi Caddesinde yürürken<br />
arkasından yaklaşan kar maskeli<br />
silahlı kişiler tarafından zorla<br />
Hyundai marka bir araca b<strong>indir</strong>ilip<br />
gözleri bağlanarak kaçırıldığı, aracın<br />
içinde kaba dayak, darp, küfür ve<br />
işkencelere maruz kaldığı belirtildi.<br />
Vücudunun çeşitli yerlerini bıçak<br />
darbeleriyle yaralayan işkenceciler<br />
ölümle tehdit etmiş, psikolojik saldırılarda<br />
bulunmuş, başka bir dernek<br />
üyesinin ismi telefuz edilerek<br />
“sıra onda, onun da hesabını göreceğiz”<br />
denmiştir. İ. Coşar daha sonra<br />
Taşdelen köprüsü civarında otoyol<br />
kenarına atılmış ve görenler tarafından<br />
hastaneye kaldırılmış.<br />
Üyelerine yapılan bu saldırıların<br />
amacının kendileri sahsında demokrasi<br />
mücadelesi için bilinçlenip örgütlenen<br />
tüm devrimci ve ilericilere<br />
yapılmış bir saldırı <strong>olarak</strong> değerlendiren<br />
dernek “saldırıların sorumlusunun<br />
devlet ve onun güvenlik<br />
güçleridir” denilerek üyeleri adına<br />
Sarıgazi’deki kolluk kuvvetleri hakkında<br />
suç duyurusunda bulunduklarını<br />
belirttiler.<br />
Anadolu Haklar Derneği’nin üyeleri<br />
20 yaşında, elektrik- elektronik<br />
teknisyeni Hüseyin Arslan ve<br />
Açık Öğretim Fakültesi öğrencisi<br />
18 yaşındaki İnan Coşar’a yapılan<br />
bu saldırılar onların sahsında tüm<br />
devrimcilere ilerici ve demokratlara<br />
ezilen ve sömürülen tüm işçi ve<br />
emekçilere yapılan bir faşist saldırıdır.<br />
YDİ ÇAĞRI Gazetesi <strong>olarak</strong> bu<br />
saldırıyı nefretle kınıyor, tüm devrimci<br />
demokrat, ilerici kişi ve kurumları<br />
tüm işçi ve emekçileri bu tür<br />
faşist saldırılara karşı duyarlı davranmaya<br />
çağırıyoruz.<br />
Hiç kimse, devrimci bir temelde<br />
örgütlenip devrimi hedefleyen bir<br />
hak mücadelesi yürütmeksizin<br />
emperyalistlerin işbirlikçisi bir avuç<br />
sömürücünün bu faşist düzeninde<br />
hak ve özgürlük sahibi olamayacağını<br />
bilmelidir.<br />
Ocak 2009 √<br />
Kürt anneler anadilde<br />
Barış Anneleri İnsiyatifi, anadilde<br />
eğitim talebi ile ilgili18<br />
Ocak 2009 Pazar günü<br />
saat 14.00’de Esenyurt’ta bulunan<br />
İstanbul DTP Büyükçekmece ilçe<br />
örgütü binasının önünde 150 kişinin<br />
katılımıyla bir basın açıklaması<br />
yaptı.<br />
Genellikle Esenyurt’ta yapılan basın<br />
açıklamaları Esenyurt Köyiçi’nde<br />
bulunan Cumhuriyet Meydanında<br />
yapı lır. Fa kat Barış Anneleri<br />
İnsiyatifi’nden anneler basın açıklamasını<br />
burada yapamadılar. Çünkü<br />
alan, jandarma tarafından demir<br />
bariyerlerle ablukaya alınmış bütün<br />
yollar tutulmuş adeta Esenyurt’ta sıkıyönetim<br />
ilan edilmişti.<br />
Yediden yetmişe kadın erkek her<br />
yaştan insanların katıldığı bu açıklamayı<br />
anneler Kürtçe yaptı.<br />
Açı k la mada, binlerce y ı ld ır<br />
Mezopotamya toprakları üzerinde<br />
yaşayan bir halkın anneleri <strong>olarak</strong><br />
çocuklarını kürtçe ninnilerle uyutup<br />
kürtçe dili ile eğitip büyüttüklerini,<br />
fakat 80 yıldan fazladır yaşadıkları<br />
topraklarında dilleri kendilerine yasaklanmış,<br />
yaşam kendilerine daraltılmış<br />
yerleri yurtlarının Kürtçe<br />
isimleri değiştirilerek zalimce bir<br />
eğitim hakkı istedi<br />
asimileye tabi tutulmuş olduklarını<br />
belirttiler.<br />
Anadillerini istediklerinde cezalandırıldıklarını<br />
belirten anneler 20.<br />
Yüzyılda anadil yasağının büyük bir<br />
insanlık ayıbı olduğunu, insanlığa<br />
zarardan başka bir fayda sağlamadığını,<br />
dilleri yasaklanan insanların<br />
topluma kolay uyum sağlayamadığını<br />
söylediler.<br />
Devletin TRT 6 ile Kürtçe yayına<br />
başlamasını samimi bir adım <strong>olarak</strong><br />
görmediklerini, aynı gökyüzü altında<br />
yaşadığımızı iddia edenler tarafından<br />
hep hakları istendiğinde o gökyüzünden<br />
kendi üzerlerine bomba<br />
yağdığını belirten anneler çocuklarına<br />
Kürtçe isim veremediklerini, cezaevinde<br />
kalan çocuklarıyla Kürtçe<br />
konuşamadıklarını, konuştuklarında<br />
görüşmelerini kestiklerini belirttiler.<br />
Tüm bu zalimliklerin olmamasını<br />
istediklerinde de en yetkili ağızlardan<br />
“Ya sev, ya terk et!” lafları işittiklerini<br />
kendi ülkelerinde Kürtler<br />
<strong>olarak</strong> ulusal haklara sahip olma anlamında<br />
hiçbir zaman Türkler kadar<br />
özgür olmadıklarını belirttiler.<br />
Anneler açıklamanın sonlarında<br />
devletin Kürt dili üzerindeki bütün<br />
engelleri kaldırmasını, Kürtçenin<br />
Anadilde Eğitim<br />
Çapa Fıp Fakültesinin kampüsünde,<br />
Yurtsever Demokratik<br />
G enç l i k Me cl i si, Ç apa<br />
Komitesi ve Lise Komitesi’nin ortaklaşa<br />
yaptığı, ana dilde eğitim hakkı ile<br />
ilgili basın açıklamasına biz Biz Yeni<br />
Dünya Gençliği <strong>olarak</strong> ta katıldık.<br />
Dövizler açılarak ve sloganlar atılarak<br />
eyleme başlandı. Atılan sloganlardan<br />
birkaçı şunlardı; ‘Kürdistan faşizme<br />
mezar olacak, anadilde eğitim istiyoruz”<br />
ve Kürtçe sloganlar atıldı.<br />
hakkı eylemi<br />
Taşınan dövizlerde TRT 6’i protesto<br />
eden ‘TRT ‘li asimileye hayır’ ya da<br />
‘bilinmeyen dilin, bilinmeyen kanalı<br />
TRT 6’ gibi dövizler taşındı.<br />
Orada bulunan bütün gençler büyük<br />
bir halka oluşturarak bir süre<br />
halay çektiler. Daha sonra kampüsün<br />
girişine doğru yürüyüşe geçildi.<br />
Yürüyüş sonunda basın açıklaması<br />
okundu. Basın açıklamasında belirli<br />
talepler dile getirildi. Bunlardan bazıları<br />
şunlardı; Kürt dili sorununun<br />
resmi dil <strong>olarak</strong> kabul edilmesini,<br />
kreşlerden üniversitelere kadar tüm<br />
eğitim kurumlarında Kürt dilinin<br />
de eğitim dili olmasını ve adları değiştirilen<br />
köy kasaba vb. yerlerin eski<br />
Kürtçe isimlerinin geri verilmesini<br />
istediler.<br />
Kürtçe <strong>olarak</strong> “dilimiz onurumuzdur,<br />
onurumuza sahip çıkalım!” solganıyla<br />
biten açıklama boyunca bu<br />
slogan sık sık atıldı.<br />
Annelerin Kürt dili üzerindeki yasağın<br />
kalkması talebi kürt ulusunun<br />
en önemli haklı demokratik taleplerinden<br />
birisidir. Bu uğurda verilen<br />
mücadele bizim de mücadelemizdir.<br />
Öyle gördüğümüz iç<strong>indir</strong> ki bu tür eylemlere<br />
gücümüz oranında katılıyor,<br />
destekliyoruz. Fakat doğru görmediğimiz<br />
başta Barış Anneleri İnsiyatifi<br />
olmak üzere diğer bir dizi siyasi parti,<br />
grup ve çevrenin dil yasağının bu düzen<br />
çerçevesinde çözülecek bir sorun<br />
ve Türk egemenlerinin bu konuda<br />
atacağı en ufak adımın barışa önemli<br />
katkı sunacağını iddia etmeleridir.<br />
Bu düşünce doğru bir düşünce değildir.<br />
Çünkü egemenlerin ezilen<br />
ulus ve ulusal azınlıkları asimile etmede<br />
en etkili araçı onların dillerini<br />
yasaklamadır. Onun için diyoruzki<br />
tüm ezilen ulus ve ulusal azınlıkların<br />
dil özgürlüğü, onların ulusal <strong>olarak</strong><br />
yazgılarını kendi ellerine almasından<br />
geçer. Bu özgürlük de ancak ve ancak<br />
işçi sınıfı önderliğinde bir devrimle<br />
sosyalizmle kazanılır. Sermaye düzeninde<br />
hiçbir özgürlük kırıntısı ve<br />
göreceli barış ortamı gerçek özgürlük<br />
ve barış olmamıştır, olamaz.<br />
Bu açıklamada başka önemli bir eksiklik<br />
de kürt dili üzerindeki yasaktan<br />
başka diğer milliyetlerin dilleri<br />
(Örneğin; Arap, Laz, Çerkez Ermeni,<br />
Rum, …. vd. milliyetlerin anadillerinde<br />
eğitim yoktur.) üzerindeki yasaktan<br />
tek laf edilmemesi idi.<br />
Ocak 2009 √<br />
çözümü için Kürt sorununun demokratik<br />
yollarla çözülmesi, bunun<br />
için Türkiye devletinin Kürtlerin<br />
‘Demokratik Özerklik’ talebini kabul<br />
etmesi gerektiği, Kürtçenin, Kürtlerin<br />
yoğun olduğu bölgelerde resmi dil<br />
<strong>olarak</strong> kabul edilmesi, Kürt dilinin<br />
tüm eğitim ve öğretim alanlarında<br />
eğitim dili <strong>olarak</strong> kabul edilmesi,<br />
devlet tarafından geliştirilen asimilasyon<br />
politikalarından dolayı Kürt<br />
halkından özür dilenmesi ve pozitif<br />
ayrımcılık uygulanması gerektiği<br />
vurgulandı. Basın açıklamasından<br />
sonra eylem sona erdirildi. Katılım<br />
çok iyiydi, Eylem coşkulu geçti.<br />
Genç bir YDİ/Çağrı okuru<br />
Ocak 2009 √