11.04.2015 Views

07042015101733_kof6Ivt-2-101733_say_-3

07042015101733_kof6Ivt-2-101733_say_-3

07042015101733_kof6Ivt-2-101733_say_-3

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İÇİNDEKİLER<br />

CİHANNÜMA DIŞ İLİŞKİLER KOORDİNATÖRLÜĞÜ<br />

ARAŞTIRMA BÜLTENİ<br />

SAYI 3 - MART 2015<br />

MEDYATİK ORYANTALİZM: KÜLTÜREL SÖMÜRGECİLİK<br />

Yusuf KAPLAN<br />

Araştırmacı-Yazar<br />

Çağımız, medya çağı. Medya çağı’nı,<br />

“pornografi” çağı olarak da adlandırabiliriz.<br />

Burada “pornografi”den kastettiğim şey, algı<br />

kapılarının kapanmasıdır.<br />

Algı kapılarının kapanmasına yol açan şey,<br />

bizatihî medyalar ve bu medyaların dili,<br />

izleyiciyle kurdukları ilişki biçimleridir: Medya<br />

çağı, iletişim araçları olarak doğan medyaların,<br />

Stuart Hall’ün yerinde tanımlamasıyla,<br />

“mücadele mahalli”ne (site of struggle)<br />

dönüşmesiyle birlikte, medyaları, iletişim<br />

araçları olmaktan uzaklaştırdı. Kitleleri, estetik<br />

yöntemlerle ayartan “pornografi” araçlarına<br />

dönüştürdü. O yüzden Jean Baudrillard,<br />

Irak işgali sırasında, “Irak’ta savaş olmadı.<br />

Tanık olduğumuz şey, ayartıcı bir medyatik<br />

gösteri”ydi, demişti.<br />

Medyalar, artık Habermas’ın deyişiyle, küresel<br />

güç odaklarıyla, ekonomik-siyasî-kültürel çıkar<br />

çevrelerinin, karmaşık/dolayımlı yöntemlerle<br />

güçlerini ve çıkarlarını, hem meşrûlaştırdıkları<br />

hem de pekiştirdikleri “iktidar-kurma<br />

araçları”na dönüştü. Ve geldiğimiz noktada<br />

yeni-sömürgeciliğin akademik oryantalizme<br />

rahmet okutacak keşif kollarına dönüştü. O<br />

yüzden medya çağında iletişimsizlik en büyük<br />

sorun. Bu yazıda, medyatik oryantalizmin<br />

nasıl yeni/kültürel sömürgeciliğin keşif<br />

koluna dönüştüğünü çeşitli açılardan ve<br />

medeniyetler tarihine açılarak, derin nefes<br />

alarak tartışacağım.<br />

Modernliğin bütün dünyaya çeki düzen<br />

vermeye başladığı üç yüzyıldan bu yana başka<br />

bir dünyanın eşiğine fırlatıldık, bütün insanlık<br />

olarak. Batı uygarlığının modernlikle birlikte<br />

geliştirdiği meydan okuma, medeniyetlerin,<br />

dinlerin, toplumların, hatta bir toplum içindeki<br />

etnik azınlıkların birbirleriyle ilişkilerini alt<br />

üst etti. Sadece birbirleriyle değil, birbirlerinin<br />

zihinleriyle, kültürleriyle, hatta kendileriyle,<br />

kendi kültürleriyle ilişkilerini de tepe taklak<br />

etti.<br />

Yaşayan en büyük tarihçi, William McNeill<br />

medeniyetlerin tarih boyunca birbirleriyle<br />

karşılaşma-buluşma biçimlerini incelerken,<br />

ilk kez Batı tecrübesiyle birlikte medeniyetler<br />

arasındaki ilişkilerin mahiyet değiştirdiğine<br />

dikkat çeker. Batı tecrübesi’nin ilk “küresel”<br />

örneği olarak Grek tecrübesini görür. Ve<br />

yaptığı tespit bu yazıda söyleyeceğimiz her<br />

şeyin şimdiden neden tartışılması gerektiğini<br />

de gösteren, gözler önüne seren bir tespittir.<br />

Şöyle der McNeill: Greklerin dünya sahnesine<br />

çıkmaları, dünyanın dengesini değiştirmiştir.<br />

İşte her türlü oryantalizm biçimlerinin<br />

kökenlerini, pagan uygarlığın biricik örneğini<br />

oluşturan Grek ve Roma tecrübelerinin<br />

başka kültürlerle, dinlerle ve medeniyetlerle<br />

kurdukları ilişki biçimlerinde bulabiliriz.<br />

Kısa Bir Medeniyetler Tipolojisi<br />

Geliştirdiğim üçlü medeniyetler tipolojisinin<br />

üçüncüsünü oluşturan pagan uygarlığın tarih<br />

8

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!