12.07.2015 Views

Alevilerin Hadis Algısı* - DEM

Alevilerin Hadis Algısı* - DEM

Alevilerin Hadis Algısı* - DEM

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sünnetin, Hz. Ali’nin soyundan gelenlerin söz, fiil ve takrirlerinide içeren tanımının pratiğe yansıdığı söylenemez.Nadiren Hz. Ali’ye isnat edildiğine rastlanırsa da günümüzAlevi-Bektaşi eserlerinde sünnet-hadis, genellikle Hz.Peygamber’e isnat edilen söz ve davranışlar için kullanılmaktadır.Sünnetin, Hz. Ali’nin soyundan gelenlerin söz,fiil ve takrirlerini de içeren tanımının pratiğe yansıdığısöylenemez. Nadiren Hz. Ali’ye isnat edildiğinerastlanırsa da günümüz Alevi-Bektaşi eserlerindesünnet-hadis, genellikle Hz. Peygamber’eisnat edilen söz ve davranışlar için kullanılmaktadır.Mesela “Kimilerine göre hadis kimilerine göre Hz.Ali’nin sözüdür.” 3 ifadesi pratikte hadisin sadeceHz. Peygamber’e isnat edildiğini göstermektedir.Bazı eserlerde sünnet-hadisin vahiy mahsulü olduğunadair ifadeler yer almakta veya “Peygamberlerhükmünde hata yapmaz. Tanrı onların hata yapmasınıilahî emirleri ile engeller.” denilerek aynı anlamagelebilecek ifadeler kullanılmaktadır. 4 Bu görüş bazıeserlerde Necm Suresi ilk ayetlerine dayandırılmaktadır;ancak sünnet-hadisi vahiyle irtibatlandırmanınçoğunlukla Hz. Ali ile ilgili konulara hasredilmişolması rivayetlere itibar konusunda dikkatedeğer bir tutum olarak görünmektedir.Eserlerinde sık sık sünnet-hadise atıflar yapılmasınıAlevi-Bektaşi kültüründe sünnet-hadiseverilen değerin işareti olarak değerlendirmekmümkündür. Bununla birlikte gerçek hadislerinhasıraltı edildiğini söyleyen veya sonradan çoksayıda hadis uydurulduğu gerekçesiyle -Kur’an-ıKerim konusunda olduğu gibi- sünnet-hadisin güvenilirolmadığını ifade eden yazarların varlığınıda ifade etmeliyiz. 53 Zelyurt, 239.4 Msl. Bkz. Ulusoy, 189; Varlık, 31; Tur, 425-426. Kaya, 154.5 Bkz. Zelyurt, 239-243; Sevin, 23.Sünnet-hadise güvensizlik ifadelerine rağmen,günümüz Alevi-Bektaşi kültürüne mensup yazarlarıneserlerine bakıldığında çeşitli vesilelerlesünnet-hadise başvurdukları görülür. Bu başvurunun:a. Temel kurum-kavram ve erkânın delillendirilmesi,b. Ehl-i Beyt sevgisi ile Ehl-i Beyt’in sembol ismiHz. Ali’nin faziletinin ispatı,c. Kültürün kimliğini tarif eden tasavvufi-ahlakikonular olmak üzere üç başlıkta yoğunlaştığınısöyleyebiliriz.Y IL 2 SAYI 6 | <strong>DEM</strong> DERGİ 17


A. Temel Kurum-Kavram veErkânın DelillendirilmesindeSünnet-<strong>Hadis</strong>in YeriAlevi kimliğine sahip yazarların eserlerine bakıldığındatemel kurum, kavram ve erkân ile ilgiliuygulamaların sünnet-hadise dayandırılması konusundaortak bir tutum sergilendiği söylenemez.Bununla birlikte erkânın sünnet-hadise dayandırılanen belirgin uygulamaları, Cem, İkrar, Musahiplik,tevella-teberra olarak gösterilirken bazıeserlerde On İki hizmet ve Düşkünlük de sünnethadisile ilişkilendirilmektedir.Dede veya babaların önderliğinde gece yapılandinsel tören olarak tanımlayabileceğimiz Cem Ayini,çeşitli maksatlarla yapılabilirse de, Yola Giriş -İkrar - (Biat) Cemi, Görgü Cemi, Abdal Musa Cemiolmak üzere üç grupta toplanabilir. Cem Ayini genellikle,Hz. Peygamber’in iştirak ettiği varsayılankırklar meclisi rivayetine dayandırılır. 6mensup yazarların büyük çoğunluğu tarafından,söz konusu rivayet ya tamamen alıntılanarak yada atıf yoluyla zikredilerek kültür açısından önemineişaret edilmektedir. Kırklar meclisi ile ilgilianlatımların günümüz Alevi-Bektaşi kaynaklarındagenellikle “söylence” nitelemesiyle yer almasıilgili çevrelerde de rivayetin sıhhati konusunda samimikanaat oluşmadığının işareti sayılabilir. 10Kavram ve erkândan Cem, Semah, Sofra, Dem-Dolu gibi uygulamaların Kırklar Meclisi rivayetiile delillendirilmesinde ortak bir tutum görülmekte,On iki hizmet ve Düşkünlük gibi uygulamalarınsünnet-hadise dayandırılmasında aynı ortaktavrı görmek mümkün olmamaktadır. Musahiplikkurumu için bazen Kırklar Meclisi bazen de Hz.Peygamber’in Medine’ye hicretten sonra gerçekleştirdiğikardeşleştirme –özelde Hz. Ali’yi kardeşedinmesi- delil olarak değerlendirilmektedir.İkrar, Hz. Peygamber’in Akabe ve Hudeybiye’dealdığı biatlere dayandırılmaktadır. On iki hizmetGünümüz Alevi-Bektaşi eserlerinde Ehl-i Beyt ile ilgili kullanılanrivayetlerin çok azının sahih hadis kriterlerine sahip olduğu görülürken,önemli bir kısmının ise zayıf rivayetler ya da siyâsî mücadelelerinürünü uydurma rivayetler olduğu görülmektedir.Kırklar Meclisi rivayeti, Cem törenindeki hizmetlerdenSemahın kaynağı olarak da gösterilir. 7Günümüz Alevi-Bektaşi eserlerinden bazıları Cemtöreninde yer alan Tevhid 8 ve Şerbet-İçkinin de 9Kırklar Meclisinden kaldığını kaydederler.Hiçbir hadis kaynağında yer almamasına ve efsanevibir niteliğe sahip olmasına rağmen; kültüre6 Bozkurt, 175-178 Kaya, 343-347; Öz, 155-157; Zelyurt, 306-310; Korkmaz, 211; BAL, 79; Sevin, 250-252. Kırklar Meclisirivayeti için bkz. İmam Cafer-i Sadık Buyruğu, 13-21.7 Tur, 397; Zelyurt, 183; Korkmaz, 310; Öz, 157; Kaya,343; Şener, C.-İlknur Miyase, 60; Varlık, 180,182; Sevin,249,250; Zelyurt, 306; Metin (Dede), 71.8 Kaya, 343. (Tevhit, Alevi-Bektaşi törenlerinin temel kurallarındanbiri olup “Tanrı’nın birliğini, Ali’nin Tanrı’nınvelisi olduğunu vurgulayan ve cemlerde müzik eşliğindesöylenen şiir”dir. Bkz. Korkmaz, 356.9 Kaya, 343; Korkmaz, 211; Zelyurt, 81; Sevin, 259.İkinci Akabe Biatı’nda on iki nakib seçilmesi ileilişkilendirilirken Düşkünlük, Tebük Gazvesi’nekatılmayan üç sahabiye uygulanan yaptırıma dayandırılmaktadır.Bazı Alevi-Bektaşi yazarlar tarafından, Biat-İkrar,ikrarın gece yapılması, ikrarda tarik kullanımı,On İki Hizmet ve Düşkünlüğün dayandırıldığı rivayetlerinbağlamından kopuk yorumlandığı dikkattenkaçmamaktadır; zira bu konudaki rivayetlerleAlevilik-Bektaşilikteki uygulamalar arasındagerçekçi bir mukayese yapıldığında bağlantı kurmaktagüçlük çekilmektedir.Tevella-Teberra, Alevi-Bektaşiliğin temel ilkelerindenbiri olarak görülür. Tevellâ, Ehl-i Beyt’ive Ehl-i Beyt soyundan gelenleri sevmek, aynı zamandaonları sevenleri sevmektir. Teberrâ ise Ehl-i10 bkz. Zelyurt, 310; Bozkurt, 178-181; Küçük, 15.18 <strong>DEM</strong> DERGİ | YIL 2 SAYI 6


Beyt’e, Ehl-i Beyt soyundan gelenlere ve bunlarısevenlere düşmanlık gösterenleri, fenalık edenlerisevmeme, bunları sevenleri de sevmeyip onlardanuzak durma şeklinde tanımlanır. 11 Günümüz Alevi-Bektaşi eserlerinin bazılarında Tevellâ-Teberrâ’nınII.Akabe Biatı ve Hudeybiye Biatı’ndan kaldığı, 12bazılarında ise Kur’an ve hadislerden kaynaklandığıifade edilir. 13 Özetle “Kanım sizin kanınızdır, sizbenimsiniz, ben sizinim, dostunuza dostum, düşmanınızadüşmanım.”, “Hiçbir kul, benim nefsim ona kendinefsinden daha fazla sevgili olmadıkça ve benim soyumonun soyundan daha fazla ona sevgili olmadıkça o kimsemümin olamaz.”, “Ya Fatıma, Cenabı Allah sana vesoyuna cehennemi haram kılmıştır. Ey Allah’ım! BenimEhl-i Beyt’im bunlardır. Ben bunları seviyorum sende sev, bunları sevenleri de sev.”, “Ben kimin mevlasıisem Ali de onun mevlasıdır. Ali’nin eti etimdir, kanıkanımdır, cismi cismimdir, ruhu ruhumdur. Kim Ali’yiincitirse beni incitmiş olur, beni inciten Allah’ı incitmişolur.”, “Hasan ve Hüseyin’i sevmiş olan beni sevmişonlara kin tutan bana kin tutmuş olur.” rivayetlerinikonuya örnek olarak zikredebiliriz.Tevellâ-Teberrâ’nın dayandırıldığı rivayetlerinönemli bir kısmının mevzu (uydurma) veya zayıf,bir kısmının ise sahih rivayetler olduğu görülmek-11 Bkz. Korkmaz, 348, 356.12 Tur, 453-454;13 Kaya, 168-182.tedir. Sahih varyantları bulunan rivayetlerin, Ehl-iBeyt sevgisini ifade etmesi bakımından Alevilik-Bektaşiliğe özel bir anlam ifade etmediği, bütünMüslümanlar için söz konusu olduğu aşikârdır.B. Ehl-i Beyt Sevgisi İle Ehl-i Beyt’inSembol İsmi Hz. Ali’n in Faziletininİspatında Sünnet-<strong>Hadis</strong>in YeriEv halkı anlamına gelen Ehl-i Beyt kavramı,Alevilik-Bektaşilik için büyük bir önem taşır. GünümüzAlevi-Bektaşi eserlerine göre Ehl-i Beyt,Peygamber ailesi olarak algılanacak bir kavramdırve Aleviliğin temel kurallarındandır. 14Alevilik-Bektaşiliğin kendisini Ehl-i Beyt sevgisiile ifade ettiği söylenebilir. Bu sevginin temellendirilmesindehadisler önemli bir yer tutmaktadır.Konu ile ilgili olarak kullanılan rivayetlerden bazılarışunlardır: “Allah’ı sizi besleyen nimetleri için, beniAllah’ı sevdiğiniz için, Ehl-i Beyt’imi de beni sevdiğiniziçin sevin.”, “Ehl-i Beyt’im Nuh’un gemisine benzer Ogemiye kim bindiyse kurtuldu, kim binmediyse boğuldugitti.”, “Benim şefatim ehli beytimi sevenleredir.”Ehl-i Beyt içerisinde Hz. Ali’nin önemli bir rolüvardır. Ehl-i Beyt’in fazileti dile getirilirken kullanılanrivayet malzemesinin en önemli bölümünü14 Zelyurt, 103.Y IL 2 SAYI 6 | <strong>DEM</strong> DERGİ 19


Hz. Ali ile ilgili olanlar oluşturur. “Senin ruhun benimruhumdan, etin etimden, cismin cismimden, kanınkanımdandır.”, “Ali’den üstün yiğit, Zülfikar’dan keskinkılıç yoktur.”, -“Ya Ali sen bana Harun’un Musa’yaolan yakınlığı derecesindesin, şu kadar ki, benden sonrapeygamber gelmeyecektir.”, “İmam-ı Ali hazretlerininveçhi şeriflerine bakmak ibadet makamına kaimdir.”,“Aliyi zikretmek/anmak ibadettir.”, “Bilginin ondadokuzu Ali’dedir. Kalan bilgide de Ali, insanlardan üstündür.”,“Ali bendendir ben de ondanım.”, ““Bendensonra vasi ve vekilim Ali’dir. Ben kimin mevlası isem,Ali de onun velisidir.”, “Tanrı, Ali’yi, her Peygamberlegizli gönderdi, benim ile açık gönderdi.” gibi rivayetlerkonu ile ilgili kullanılan rivayetlerden bazılarıdır.Ehl-i Beyt ve Hz. Ali’nin fazileti ile ilgili rivayetlerçoğunlukla Hz. Ali’nin imamlığı veya vesayetiile ilişkilendirilir. Nitekim rivayetlerin bir bölümüdoğrudan bununla ilgilidir.Günümüz Alevi-Bektaşi eserlerinde Ehl-i BeytGünümüz Alevi-Bektaşi kültürünün dinî erkân ve anlayışbakımından sözlü geleneğe dayanması, diğer taraftan sünnet-hadiskonusunda temel kaynaklara sahip olunmamasıkültürün en önemli problemi olarak dikkat çekmektedir.ile ilgili kullanılan rivayetlerin çok azının sahihhadis kriterlerine sahip olduğu görülürken önemlibir kısmının ise zayıf rivayetler ya da siyasi mücadelelerinürünü mevzu (uydurma) rivayetler olduğugörülmektedir.C. Tasavvufi-Ahlaki Konular veSünnet-<strong>Hadis</strong>in YeriAlevilik-Bektaşiliğin, sahip olduğu hiyerarşikdüzen itibarıyla tasavvufi bir yapılanmaya sahipolduğu bilinen bir husustur. Bu yapı içinde Mürşit-Dedeen üst düzeyde yer almakta ve kendisinebiat sünnet-hadisten bazı örneklerle delillendirilmektedir.Pîr-Mürşide duyulan ihtiyaç ve hakikatmakamına ulaşmanın önemi, Kur’an-ı Kerim’denayetlerle birlikte sünnet-hadisin delaletiyle ortayakonulmakta, erkâna dair uygulamaların tabanınayine aynı şekilde ayetler ve sünnet/hadis oturtulmaktadır.Nitekim günümüz Alevi-Bektaşi eserlerindenbir kısmında mürşide bağlanmadan kişininkendi nefsini bilmesinin mümkün olmadığı HakTeala’nın zat ve sıfatına mahzar olmak isteyenlerinancak bir mürşid-i kamile erişmekle menzile ulaşabilecekleridile getirilirken bu görüş, hadis olarak“Pir men gudayı men.” veya “Kimin şıhı yoktur,ol kişinin dinî dahi olmaz.”, şeklindeki rivayetlerledesteklenmektedir. 15Günümüz Alevi-Bektaşi eserlerinde “Nefsinibilen Rabb’ini bilir.” ve “Ben gizli bir hazine idim…”gibi rivayetler en çok kullanılan Ahlaki/Tasavvufirivayetler olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer rivayetlerinkullanımı ise eseri kaleme alan kişilerinsünnet-hadise ilgi derecesine göre farklılık göstermektedir.Bazı Alevi-Bektaşi yazarların eserlerinde “Benbir gizli hazineydim, bilinmekliğimi istedim de insanlarıyarattım.”, “Levlâke levlâke lemâ halaktül’eflâk.”,“Allah güzeldir, güzelliği sever.”, “Şüphesiz ki Allahsizin suretlerinize değil, kalplerinize bakar.”, “MiraçtaTanrı’yı Şâb-emred (bir delikanlı) sûretinde gördüm.”,-“Tanrı Âdem’i kendi suretinde (şeklinde, biçiminde)yarattı.”, “Ben, Adem su ile toprak arasında iken yani,ruh ile ceset arasında iken- Peygamber idim.”, “Şeriatbenim sözümdür. Tarikat işlevimdir. Marifet gizimdir.Hakikat hallerimdir.” gibi bir kısmı genel tasavvufieserlerde de yer alan rivayetler kullanılmaktadır.Bu konuda serdedilen sünnet-hadis malzemesininönemli bir kısmı genel tasavvufi yaklaşıma uygunolarak değerlendirilirken vahdetivücut ağırlıklıyorumlarla kültürün kendine özgü bakış açısı izah15 bkz. Varlık, 192-194; Tanrıkulu, 119. Kaya, hadis olarakdeğil, Alevi-Bektaşilikte bir özdeyiş olarak “Pirsizin (biatedip ikrar vermeyenin ) Piri şeytandır” şeklinde zikreder.Kaya, 316.20 <strong>DEM</strong> DERGİ | YIL 2 SAYI 6


edilmeye çalışılmaktadır. Dikkati çeken hususlardanbiri de bazı Alevi-Bektaşi yazarların tasavvufihadislerle ilgili olarak rivayetleri teşbih ya da hululitikadı doğrultusunda değerlendirmeleridir.Tasavvufi-ahlaki konularda kullanılan rivayetlerinbir kısmı sahih, bir kısmı zayıf, bir kısmı isemevzu olduğu bilinen rivayetler arasında yer almaktadır.Alevilik-Bektaşilik açısından konunun ehemmiyeti,rivayetlerin değerlendirilmesinde kendinigöstermektedir. En doğal sevgi ifadeleri, imametvelayetaçısından değerlendirilmekte, Alevi-Bektaşiyolunun haklılığına dair çıkarımlar yapılmaktadır.Hz. Peygamber’in Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz.Hasan veya Hz. Hüseyin için kullandığı takdir vesevgi sözcükleri, vürud sebebi yani söyleniş gerekçesidikkate alınmaksızın değerlendirilmekteve malum sonuca ulaşılmaktadır. Tebük Seferi’negiderken, Medine’de bırakılması münafıklar tarafındandile dolanınca üzülen Hz. Ali’nin gönlünüalmak ve teskin etmek için söylenmiş olan: “Benimiçin, Harun’un Musa yanındaki mevkiinde olmayarazı değil misin?” sözü, niçin söylendiği dikkatealınmadan Hz. Peygamber’in kendisinden sonrasıiçin Hz. Ali’yi vasi kıldığı sonucuna götürmektedir.Sahih bir asla sahip iken yapılan ziyadelerlezenginleştirilmiş rivayetler de bu sonucu elde etmeyeyarayacak malzemeler olarak değer kazanmaktadır.“Harun-Musa” teşbihli bu ifadenin, ziyadeolarak yer aldığı başka hadisler de bu sonucuelde etmeye yarayan rivayetler olarak günümüzAlevi-Bektaşi eserlerinde yer bulmaktadır.Rivayetlerle ilgili yorumlarda, Ehl-i Beyt’e karşıduyulan samimi ve içten sevgi ile birlikte, tarihîaçıdan Emevi karşıtlığının duygusal arka planınında önemli bir etkiye sahip olduğu söylenebilir.Netice olarak günümüz Alevi-Bektaşi eserlerindekullanılan rivayetlerin büyük çoğunluğunun,ciddi çalışmalara konu olmayan üçüncü ve dördüncüdereceden hadis kaynaklarında yer alanrivayetler olduğu, bir kısmının ise muteber hadiskaynaklarında yer almakla birlikte maksada uyguntevil ve yorumlar yapmak suretiyle bağlamındankoparıldığı görülmektedir.Kültürün sahip olduğu yaklaşım ve yol farklılıkları,günümüz Alevi-Bektaşi eserlerinde dekendini göstermektedir. Kullanılan rivayet malzemesinin,ortak bazı rivayetler hariç, müellife göredeğiştiği, bazı eserlerde rivayet oranının diğerlerinegöre daha yoğun olduğu, bazılarında ise dahaaz sayıda rivayete yer verildiği görülmektedir. Budurum, günümüz Alevi-Bektaşi eserlerinde kullanılanrivayetleri sahih, zayıf veya uydurma oluşlarıitibarıyla istatistiki boyutta değerlendirmeyeimkân vermemektedir. Tabiidir ki yapılacak böylebir değerlendirme kültürün tamamını temsil etmemesiitibarıyla sağlıklı bir sonuç vermeyecektir.Günümüz Alevi-Bektaşi kültürünün dinî erkânve anlayış bakımından sözlü geleneğe dayanması,diğer taraftan sünnet-hadis konusunda temelkaynaklara sahip olunmaması kültürün en önemliproblemi olarak dikkat çekmektedir. Kullanılanrivayetlerin azımsanmayacak bir bölümünün detasavvufi hadisler olması, bu kültürün tasavvufikimliğini ortaya koyan veriler olarak kendini göstermektedir.KaynakçaKORKMAZ, Esat, Ansiklopedik Alevilik Bektaşilik TerimleriSözlüğü, Ant Yay. II. Bsk, İst., 1993.ZELYUT, Rıza, Öz Kaynaklarına Göre Alevilik, VI. Bsk., YönYay, İst., 1992.ULUSOY, A. Celâlettin, Hünkâr Hacı Bektaş Velî ve Alevi-Bektaşî Yolu, Hacıbektaş, 1986.VARLIK, Ali Ağa, Hanedan-ı Ehl-i Beyt Neden Hor Görüldü?,Can Yay, İst., 1993.TUR, Seyyid Derviş, Erkânname Aleviliğin İslam’da Yeri VeAlevi Erkânları, Can Yay, İst., 2002.KAYA, Haydar, Alevi-Bektaşi Erkânı, Evrâd’ı ve Edebiyatı,Engin Yay, İst., 1993.SEVİN, Hasan, 2000 Yılında Ehl-i Beyt Gerçeği ve Alevilik,Can Yay, İst., 2003.BOZKURT, Fuat, Çağdaşlaşma Sürecinde Alevilik, DoğanKitapçılık, İst., 2000.ÖZ, Gülağ, İslamiyet Türkler Alevilik Bindörtyüz Yıllık Muhalefet,Ayyıldız Yay, Ank., 1995.BAL, Hüseyin, Alevi-Bektaşi Köylerinde Toplumsal Kurumlar-Burdur ve Isparta’ nın İki Köyünde KarşılaştırmalıBir Araştırma-, Ant Yay, İst., 1997.İMAM CAFER-İ SADIK BUYRUĞU, Haz. Adil Ali ATALAY,Can Yay, II. Bsk, İst., 1993.ŞENER,C.-İLKNUR Miyase, Şeriat ve Alevilik, Ant Yay, İstanbul,1995.METİN, Hüseyin Gazi (DEDE), Alevilik’te Cem, Uyum Yay,II. Bsk, Ankara, 1997.KÜÇÜK, Murat, “Alisiz!..”, Alisiz Alevilik Olur mu? OrtakKitap, s.12-16, Ant Yay. İst. 1998.TANRIKULU, Raşit, Ademi Fark Eden Allahı Bilir, GüvenMatbaası, Ank. 1989.Y IL 2 SAYI 6 | <strong>DEM</strong> DERGİ 21

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!