Beyt’e, Ehl-i Beyt soyundan gelenlere ve bunlarısevenlere düşmanlık gösterenleri, fenalık edenlerisevmeme, bunları sevenleri de sevmeyip onlardanuzak durma şeklinde tanımlanır. 11 Günümüz Alevi-Bektaşi eserlerinin bazılarında Tevellâ-Teberrâ’nınII.Akabe Biatı ve Hudeybiye Biatı’ndan kaldığı, 12bazılarında ise Kur’an ve hadislerden kaynaklandığıifade edilir. 13 Özetle “Kanım sizin kanınızdır, sizbenimsiniz, ben sizinim, dostunuza dostum, düşmanınızadüşmanım.”, “Hiçbir kul, benim nefsim ona kendinefsinden daha fazla sevgili olmadıkça ve benim soyumonun soyundan daha fazla ona sevgili olmadıkça o kimsemümin olamaz.”, “Ya Fatıma, Cenabı Allah sana vesoyuna cehennemi haram kılmıştır. Ey Allah’ım! BenimEhl-i Beyt’im bunlardır. Ben bunları seviyorum sende sev, bunları sevenleri de sev.”, “Ben kimin mevlasıisem Ali de onun mevlasıdır. Ali’nin eti etimdir, kanıkanımdır, cismi cismimdir, ruhu ruhumdur. Kim Ali’yiincitirse beni incitmiş olur, beni inciten Allah’ı incitmişolur.”, “Hasan ve Hüseyin’i sevmiş olan beni sevmişonlara kin tutan bana kin tutmuş olur.” rivayetlerinikonuya örnek olarak zikredebiliriz.Tevellâ-Teberrâ’nın dayandırıldığı rivayetlerinönemli bir kısmının mevzu (uydurma) veya zayıf,bir kısmının ise sahih rivayetler olduğu görülmek-11 Bkz. Korkmaz, 348, 356.12 Tur, 453-454;13 Kaya, 168-182.tedir. Sahih varyantları bulunan rivayetlerin, Ehl-iBeyt sevgisini ifade etmesi bakımından Alevilik-Bektaşiliğe özel bir anlam ifade etmediği, bütünMüslümanlar için söz konusu olduğu aşikârdır.B. Ehl-i Beyt Sevgisi İle Ehl-i Beyt’inSembol İsmi Hz. Ali’n in Faziletininİspatında Sünnet-<strong>Hadis</strong>in YeriEv halkı anlamına gelen Ehl-i Beyt kavramı,Alevilik-Bektaşilik için büyük bir önem taşır. GünümüzAlevi-Bektaşi eserlerine göre Ehl-i Beyt,Peygamber ailesi olarak algılanacak bir kavramdırve Aleviliğin temel kurallarındandır. 14Alevilik-Bektaşiliğin kendisini Ehl-i Beyt sevgisiile ifade ettiği söylenebilir. Bu sevginin temellendirilmesindehadisler önemli bir yer tutmaktadır.Konu ile ilgili olarak kullanılan rivayetlerden bazılarışunlardır: “Allah’ı sizi besleyen nimetleri için, beniAllah’ı sevdiğiniz için, Ehl-i Beyt’imi de beni sevdiğiniziçin sevin.”, “Ehl-i Beyt’im Nuh’un gemisine benzer Ogemiye kim bindiyse kurtuldu, kim binmediyse boğuldugitti.”, “Benim şefatim ehli beytimi sevenleredir.”Ehl-i Beyt içerisinde Hz. Ali’nin önemli bir rolüvardır. Ehl-i Beyt’in fazileti dile getirilirken kullanılanrivayet malzemesinin en önemli bölümünü14 Zelyurt, 103.Y IL 2 SAYI 6 | <strong>DEM</strong> DERGİ 19
Hz. Ali ile ilgili olanlar oluşturur. “Senin ruhun benimruhumdan, etin etimden, cismin cismimden, kanınkanımdandır.”, “Ali’den üstün yiğit, Zülfikar’dan keskinkılıç yoktur.”, -“Ya Ali sen bana Harun’un Musa’yaolan yakınlığı derecesindesin, şu kadar ki, benden sonrapeygamber gelmeyecektir.”, “İmam-ı Ali hazretlerininveçhi şeriflerine bakmak ibadet makamına kaimdir.”,“Aliyi zikretmek/anmak ibadettir.”, “Bilginin ondadokuzu Ali’dedir. Kalan bilgide de Ali, insanlardan üstündür.”,“Ali bendendir ben de ondanım.”, ““Bendensonra vasi ve vekilim Ali’dir. Ben kimin mevlası isem,Ali de onun velisidir.”, “Tanrı, Ali’yi, her Peygamberlegizli gönderdi, benim ile açık gönderdi.” gibi rivayetlerkonu ile ilgili kullanılan rivayetlerden bazılarıdır.Ehl-i Beyt ve Hz. Ali’nin fazileti ile ilgili rivayetlerçoğunlukla Hz. Ali’nin imamlığı veya vesayetiile ilişkilendirilir. Nitekim rivayetlerin bir bölümüdoğrudan bununla ilgilidir.Günümüz Alevi-Bektaşi eserlerinde Ehl-i BeytGünümüz Alevi-Bektaşi kültürünün dinî erkân ve anlayışbakımından sözlü geleneğe dayanması, diğer taraftan sünnet-hadiskonusunda temel kaynaklara sahip olunmamasıkültürün en önemli problemi olarak dikkat çekmektedir.ile ilgili kullanılan rivayetlerin çok azının sahihhadis kriterlerine sahip olduğu görülürken önemlibir kısmının ise zayıf rivayetler ya da siyasi mücadelelerinürünü mevzu (uydurma) rivayetler olduğugörülmektedir.C. Tasavvufi-Ahlaki Konular veSünnet-<strong>Hadis</strong>in YeriAlevilik-Bektaşiliğin, sahip olduğu hiyerarşikdüzen itibarıyla tasavvufi bir yapılanmaya sahipolduğu bilinen bir husustur. Bu yapı içinde Mürşit-Dedeen üst düzeyde yer almakta ve kendisinebiat sünnet-hadisten bazı örneklerle delillendirilmektedir.Pîr-Mürşide duyulan ihtiyaç ve hakikatmakamına ulaşmanın önemi, Kur’an-ı Kerim’denayetlerle birlikte sünnet-hadisin delaletiyle ortayakonulmakta, erkâna dair uygulamaların tabanınayine aynı şekilde ayetler ve sünnet/hadis oturtulmaktadır.Nitekim günümüz Alevi-Bektaşi eserlerindenbir kısmında mürşide bağlanmadan kişininkendi nefsini bilmesinin mümkün olmadığı HakTeala’nın zat ve sıfatına mahzar olmak isteyenlerinancak bir mürşid-i kamile erişmekle menzile ulaşabilecekleridile getirilirken bu görüş, hadis olarak“Pir men gudayı men.” veya “Kimin şıhı yoktur,ol kişinin dinî dahi olmaz.”, şeklindeki rivayetlerledesteklenmektedir. 15Günümüz Alevi-Bektaşi eserlerinde “Nefsinibilen Rabb’ini bilir.” ve “Ben gizli bir hazine idim…”gibi rivayetler en çok kullanılan Ahlaki/Tasavvufirivayetler olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer rivayetlerinkullanımı ise eseri kaleme alan kişilerinsünnet-hadise ilgi derecesine göre farklılık göstermektedir.Bazı Alevi-Bektaşi yazarların eserlerinde “Benbir gizli hazineydim, bilinmekliğimi istedim de insanlarıyarattım.”, “Levlâke levlâke lemâ halaktül’eflâk.”,“Allah güzeldir, güzelliği sever.”, “Şüphesiz ki Allahsizin suretlerinize değil, kalplerinize bakar.”, “MiraçtaTanrı’yı Şâb-emred (bir delikanlı) sûretinde gördüm.”,-“Tanrı Âdem’i kendi suretinde (şeklinde, biçiminde)yarattı.”, “Ben, Adem su ile toprak arasında iken yani,ruh ile ceset arasında iken- Peygamber idim.”, “Şeriatbenim sözümdür. Tarikat işlevimdir. Marifet gizimdir.Hakikat hallerimdir.” gibi bir kısmı genel tasavvufieserlerde de yer alan rivayetler kullanılmaktadır.Bu konuda serdedilen sünnet-hadis malzemesininönemli bir kısmı genel tasavvufi yaklaşıma uygunolarak değerlendirilirken vahdetivücut ağırlıklıyorumlarla kültürün kendine özgü bakış açısı izah15 bkz. Varlık, 192-194; Tanrıkulu, 119. Kaya, hadis olarakdeğil, Alevi-Bektaşilikte bir özdeyiş olarak “Pirsizin (biatedip ikrar vermeyenin ) Piri şeytandır” şeklinde zikreder.Kaya, 316.20 <strong>DEM</strong> DERGİ | YIL 2 SAYI 6