12.07.2015 Views

en Türk kendine dön

en Türk kendine dön

en Türk kendine dön

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Başlıca Türk İktidarları ve $ihte Oynadıkları Roller : 3706 yılında Bağa Tarkan öldü ve yerineoğlu Suo-ko geçti. 708 yılında bir Çingarnizonu olan Kuça şehri Türkeşlerin e-S*1line geçti. 709 yılında Suo-ko'nun kardeşiTürk Kağanı Kapagan Kağana kaçtı. Bununüzerine Kapagan Kağan gelerek Türkeşlerinordusunu bozdu ve Suo-ko'yu daöldürdü. Böylece, Sarı Türkeşlerin iktidarıson buldu.22LI"»»ürk Kağanlığının dayandığı (552'de' kurulan) içind<strong>en</strong> çıktığı asıl kütle,On Boy (1) idi. On Boylar, AltaylardanSirderya kıyılarına kadar olan sahayı kaplamışlardır(2). On Boy ikiye ayrılmıştı.Çin kaynağı T'ang-shu'ya göre, bunlardanîli nehrinin doğusunda oturanlara Tu-lu,batısında oturanlara da Nu-shi-pi boyland<strong>en</strong>iyordu, tşte Türkeşler, tli nehrinindoğusunda oturan beş Tu-lu boyundanbir boy idiler ve îli vadisinde oturuyorlardı(3).Çin baskısı sonucunda Türkeşlerinbüyük kısmı 657'de îli vadisind<strong>en</strong>Çu ve Talaş vadilerine göçtü; bir kısmı daBeş-Balık ile Yedi-Su bölgelerinde bulunuyordu.Bu tarihte boyun başı olan Wu -chih-le, Bağa Tarkan unvanını alarak hâkimiyetiniilân etti. Talaş bölgesine hâkimolan Gökbörüoğullarından Hu-shih -le'nin boylan da onun yönetimi altına girdiğind<strong>en</strong>Bağa Tarkan daha da güçl<strong>en</strong>di.Böylece sının doğuda Beş-Balık'a, batıdaise Sirderya boylarına kadar uzandı.yu ile Talaş boylarının Ötük<strong>en</strong>'d<strong>en</strong>çok uzakta oluşu sebebiyle Türk Kağanlığıbu bölgelerdeki boyları iyice kontrolaltında tutamıyordu. Bundan ötürü, Türkeşboylarından birinin başı olan Su-luTûrkeşleri bir araya y<strong>en</strong>id<strong>en</strong> toplayıp k<strong>en</strong>diniKağan ilân etti ve Kara Türkeş hâkimiyetinikurdu. 717 yılında Çin ile temasageçti. Bir yandan da ordusunu seferberedip ilkin güneydeki Tibetlilerle anlaştı;böylece güney sınırlarını emniyet altınaaldıktan sonra Çinlilerin Kuça ve Turfangarnizonlarına saldırdı. Fakat ticaret yollarıüzerinde bulunan bu önemli şehirlerialamadı.Azerbaycan Kültür Derneği,ilk Türk Cumhuriyeti Azerbaycan'ınistiklâl ve hürriyetine kavuşmasının 54'üncü yıldönümüdolayısiyle bir bildiriyayımlamıştır. Dernek g<strong>en</strong>elsekreteri Ahmet Karaca'nınimzasını taşıyan bildiride, 54yıl önce kurulan ilk TürkCumhuriyeti hükümeti'ninamaç ve hedefleri anlatılmış,iki yıl sür<strong>en</strong> Azerbaycan bağımsızdevletinin komünistRusların kanlı istilâ hareketinemaruz kaldığı belirtilerek«Kızıl Rus sömürge hareketibugün de bütün hızıyla Türkillerinde devam etmektedir.Ancak, Azerbaycan TürkleriOu-lu'nun hareketlerini metbuu Gökbörüoğullarıdikkatle izlemekte idiler. Hareketleridevlet için tehlikeli bir hal alıncaBilge Kağan tarafından sıkıştırılmayabaşlandı. Bunun üzerine Su-lu Çin'e yanaşmakzorunda kaldı. Bilge Kağan'ın karşısına güçlü ikinci bir Türk iktidarı çıkarmakÇinin öted<strong>en</strong>beri dikkatle ve hassasiyetlegüttüğü TÜRK'Ü TÜRK'EKIRDIRMA SÎYASETÎ neuygundu. Bu sebeple, Çin sarayına gel<strong>en</strong>Türkeş elçisine büyük itibar gösterilip birincisıraya oturtuldu.•papağan Kağan tarafından öldürül<strong>en</strong>•^Sarı Türkeş Kağanının taraftarlarıSu-lu'nun hâkimiyetini meşru tanımıyorlardı.Çünkü, onlara göre, Su-lu'nun boyukara Türkeş yani avam tabakası idi, busebeple asil tabaka değildi. Bundan dolayı,fırsatını bulup Sarı Türkeşlerd<strong>en</strong> BağaTarkan ile Karlukların başı olması muhtemelTu-mo-chi Su-lu'yu 738'de öldürdüler.Anlaşıldığına göre, Tu-mo-chi SarıTürkeşlerin başa geçip güçl<strong>en</strong>mesini istemediğind<strong>en</strong>bird<strong>en</strong> Su-lu'nun oğlunu kağanilân etti ve Tokmak şehrinde oturttu;gidip Talaş vadisinde oturan Kara Türkeşlerlebirleşti; hep birlikte Sarı Türkeşlerintaraftarı olan Bağa Tarkan'a hücumettiler.TT aş k<strong>en</strong>t, Keş ve göçebe Türk boyları-• nın reisi olan Bağa Tarkan ve taraftarlarıeski Türkeş reislerinin başk<strong>en</strong>ti o-lan Tokmak şehrini Kara Türkeşlerinelinde bırakmadılar ve hücum ederek gerialdılar. Fergana Türk kiralı da güneyd<strong>en</strong>hücuma geçerek Talaş vadisindekiKara Tûrkeşleri mağlûp edip iktidarlarınason verdi.756-757 yıllarında Türkeşler artık yavaşyavaş zayıflamaya başlarlar. GerekKara Türkeşler ve gerekse Sarı Türkeşlerk<strong>en</strong>di k<strong>en</strong>dilerine birer kağan tayin edipbirbirlerine karşılıklı olarak saldırıp dururlar(4)."Türkeşler'in Türk tarihinde çok bü-• yük önemleri vardır. Onların tarihimizdeoynamış oldukları bu büyük rollerişöylece sıralayabiliriz :Komünizmi Y<strong>en</strong>ecek KuvvetTürk Milliyetçiliğidirve özelikle bütün Türk illeri,k<strong>en</strong>dilerini salaha kavuşturacak,millî kuruluşlarını sağlıyacakcevherin, gücün, duyuşunve kaynağın özünü TürkMilliyetçiliğinin teşkil ettiğinindiraki içindedirler» d<strong>en</strong>ilmiştir.Azerbaycan Kültür Derneği'-nin yayımladığı bildiri şöyledir:«— 28 Mayıs, ilk Türk Cumhuriyeti Azerbaycan'ın istiklâlve hürriyete kavuşmasının 54.yıldönümüdür. AzerbaycanTürkleri, bu istiklâl gününügerek vatan Azerbaycan'da vegerekse bulundukları her yerdegizli veya açık bir şekildeş<strong>en</strong>liklerle kutlamaktadırlar.Bu mukaddes gün, AzerbaycanTürklerinin çarlık Rus terÖr rejiminin esaret zincirinikırdıkları, müstakil, bağımsızve hür devlet hayatına kavuştuklarımutlu olduğu kadarmilli bir gündür.İKİ YILLIK MİLLİDEVLET HAYATIAzerbaycan Türkleri 2 yıllıkmesut milli devlet hayatında,Azerbaycan'ı çağdaş med<strong>en</strong>iyetseviyesine ulaştırmak içingecelerini gündüzlerine katarakbütün imkânlarını seferberetmiş, erm<strong>en</strong>i Rus tedhişTÜRKEŞLER1 — 630 yılında Doğu Türk Kağanlığınınistiklâlinin ortadan kalkışı Çin'inbütün gücü ile Batı Türk Kağanlığınayükl<strong>en</strong>mesine sebep olmuş, kahramanTu-lu ve Ho-lu'nun şahıslarında Batı Gökbörüoğulları27 yıl sür<strong>en</strong> istiklâl savaşlarıvermek zorunda kalmışlardı. Yazık kiÇin devi karşısında bu savaşlar başarı ilesonuçlanamamış, Doğu Türkili gibi BatıTürkili de 657'd<strong>en</strong> itibar<strong>en</strong> Çin'in birer iliolmuştu. Türklük özellikle on-ok'lar başsızkalmış, dağılmak tehlikesi ile karşılaşmışlardı,îşte Türkeşlerin Türk tarihindeoynadıkları ilk büyük rol, Türk'ün (5) temeliniteşkil ed<strong>en</strong> On-ok (On Boy) landağılmaktan kurtarıp onları 657'lerd<strong>en</strong>750 tarihine kadar bir asra yakın bir süreyönetmeleridir.Doç. Or. Cevdet GÖKALP2 — Eğer On-ok'lar başsızlıktan ötürüdağılmış olsalardı Türk tarihinin anaakışı olan doğudan batıya doğru akış görülemezdi.Bu akışı yapan da, bilindiğiüzere Sir-derya Oğuzları idi.3 — Sir-derya Oğuzları ise Prof. Ö-gel'e göre doğrudan doğruya Türkeşlerile ilgilidir. «Öyle anlaşılıyor ki, Talaş vadisindekiTürkeşler güneyd<strong>en</strong> Taşk<strong>en</strong>t vedoğudan da Karlukların tazyikile batıyagöçmüşler ve Sir-derya Oğuzlarını meydanagetirmişlerdir.» (6)4 — Batı Türk Kağanlığının yıkılışıile başıboş kalan Batı Türkleri (On Boy)ni y<strong>en</strong>id<strong>en</strong> derleyerek onları 750 yılınakadar yönet<strong>en</strong> Türkeşler, Türklere şehirve kültür hayatını b<strong>en</strong>imsetmeleri Selçukluve Osmanlı İmparatorlukları gibi imparatorluklarkuracak olan «kudretliOğuz kitlelerinin de, birimparatorluk kurmak için yeterli bir içtimaîseviyeye gelmelerine imkân verdiler»(7).ve yıkıcı faaliyetlerine rağm<strong>en</strong>,vatan Azerbaycan'ı birbaştan bir başa mamur ve müreffeh bir diyar haline getirmekçabasına girişmişlerdir.KOMÜNİSTEMPERYALİZMİSAHNEDEAzerbaycan Türkleri'nin bumesut devlet hayatı, diğerTürk illerinde olduğu gibi neyazık ki uzun sürmemiş, budefa da komünist Ruslarınkanlı istila hareketine maruzkalmıştır. Saovyet Rusya, içharpt<strong>en</strong> galip çıkınca, her milletin k<strong>en</strong>di mukadderatınık<strong>en</strong>disinin tayin edeceği pr<strong>en</strong>sibini bir tarafa iterek et""peryalist emellerini gerçekle*"tirmekt<strong>en</strong> geri kalmamıştı*Kara çarların zulmünd<strong>en</strong> kü


' ' • ' " • • • : . . . : • • • : .,Devlet — 12 Haziran 1972 — Sayfa 8Tü rkeş:' - -FAŞİZM... '• . .TEHLİKESİ!Geçmişt<strong>en</strong> Ders Almamak Demokratik RejiminMilliyetçi Hareket PartisiG<strong>en</strong>el Başkanı Alparslan TürkeşTicaret Odaları ve SanayiOdaları Birliğinin 27. G<strong>en</strong>elKongresinde yaptığı konuşmada ortak pazarın sanayileşmemlz için ciddi bir <strong>en</strong>gel teşkiledeceğini belirtmiştir. Konuşma özetle şudur:«Memleketimiz bugün büyüktehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadır.Devletimiz içt<strong>en</strong>ve dıştan sistemli düşmanlıklarıuğramakta ve sarsıntı geçirmektedir.Bu duruma ansızın,bird<strong>en</strong>bire gelinmiş değildir.Milletimizin varlığını, vatanımızınbütünlüğünü tehlikeyedüşür<strong>en</strong>ler, bilgisiz veyetersiz yöneticilerdir. 12Mart 1971 tarihind<strong>en</strong> öncekihükümetlerin yurdumuzu bugünkübuhranlara sürüklemekte büyük sorumluluğu ve hatalarıvardır. 12 Marttan buyana 13 ay geçmiş bulunmaktadır.13 Ay içerisinde devletimizi 12 Marttan önceki tutumlarıyla büyük tehlikelere sokmuş olanların işledikleri suçlarıunutarak onları tekrar alhim bir davranış olmaktadır,kışlarla karşılamak çok va-Bu isabetsiz ve geçmişt<strong>en</strong>ders almayan davranışlar demokratikrejimin, intiharınayol açabilir. Hatta böyle birtutum özel teşebbüsün de intiharıdemek olur. Aradan geç<strong>en</strong>kısa zamanda eski olaylarıve işl<strong>en</strong><strong>en</strong> hataları örtbasederek memleketi 12 Martaİntiharına Yol Açabilirsürükley<strong>en</strong> ağır suçları işlemişolan kadroları kahramanlargibi karşüamak ve seçimlerkazandırarak iktidar yapmak Türk Miletinin gerçekiradesini çiğnemek olur. Bunoktaya yüksek dikkatleriniziçekmeyi ve uyarmada bulunmayıgerekli görmekteyim.özel teşebbüs sahipleri, sanayiciler, iş adamları bu günekadar yurt kalkınmasındaönemli başarılar sağlamışlardır.Türklerin ticaret ve sanayi kabiliyetlerini her sahadaispat etmişlerdir. Yatırımlardaima üretime yönelmelidir.Modern, kitle halinde, çok ü-retim, gittikçe artan üretimbaşlıca hedef teşkil etmelidir.Türkiye'nin bir an önce ekonomikalandaki kalkınmasıancak bununla mümkün olur.Sınıflar arası düşmanlıklarve sınıf kavgası kabul edilemez.Bizim milletimize sunduğumuz 9 IŞIK Millî Doktrininin dayandığı esas; sınıflar a-rası adaletli d<strong>en</strong>ge, barış vebirlikte çalışmadır. Biz Türktoplumunu altı sosyal dilimhalinde teşkilatlandırmayı öngörmekteyiz. Bu sosyal dilimler şunlardır. 1 — Köylüler 2işçiler 3 — Esnaflar 4 - Memurlar 5 — Serbest meslek sahipleri 6 — İşver<strong>en</strong>ler. İşçi ile işver<strong>en</strong> arasındaki münasebetlerin karşılıklı hak ve adalet ilkelerinedayalı ve Türkiye'ninm<strong>en</strong>fatalerini koruyan bir tu-MİLLİYETÇİ EĞİTİMSİSTEMİ— 9 ışık üzerine bir inceleme —Doç. Dr. NECMETTİN HACIEMÎNOĞLUBÜTÜN ÜLKÜCÜLERİN OKUMASI GEREKENKİTAPDağıtım :140 Sayfa, Fiatı: 10 TL.P.K. 284 Bakanlıklar - AnkaraP.K. 211 Kızılay - AnkaraNot : 10 adett<strong>en</strong> aşağı olan siparişler posta pulukarşılığı, üzerindeki fiyatla 10 adett<strong>en</strong> fazlaolan siparişler % 25 indirimli ve ödemeli olarak gönderilir.itum içerisinde bulundurulmasıgaye olmalıdır.Sanayileşmeye çok önemvermek ve bunun hızla gelişmesiiçin üzerinde dikkatledurmak gerekmektedir. Ucuzve yeterli kredi sağlamak, devlet dairelerinde kırtasiyeciliğikaldırıp sürat ve kolaylık teminetmek lâzımdır.Ayrıca gümrüklerde sürat,kolaylık ve dürüstlük sağlamakgerekmektedir.Yatırımların büyük merkezlereyapılmasından ve sanayimizinbelirli büyük merkezlere yığılmasından vazgeçilmelidir. Büyük merkezlerd<strong>en</strong> çevreyedoğru yayılma, tutumuzararlıdır. Şimdiye kadar gel<strong>en</strong>bütün iktidarlar bu yanlıştutumda inat etmişlerdir. Sanayileşmeyibölgelere isabetlişekilde serpiştirmek ve çevred<strong>en</strong> büyük merkezlere doğruyöneltmek Miliyetçi Hareket Partisinin b<strong>en</strong>imsediği yani bir ilkedir, ölü yatırımlardankaçınılmalıdır. Yabancısermayeye güv<strong>en</strong> vermeli veyatırımlar için cazibe yaratılmalıdır,özel teşebbüse düşmanolan komünist Rusya bilegeç<strong>en</strong> yılarca Almanya ileyaptığı anlaşma sonunda 60milyar mark tutarında yabancı sermay<strong>en</strong>in Rusya'ya girmesine müsade etmiş ve yapılacakyatırımlara karşılık faizve borç taksitlerini boru hattıyla tabii gaz satarak ödemeyikabul etmiştir.Ortak Pazara girişimiz sanayileşmemiz için ciddi bir <strong>en</strong>gelteşkil edecektir. Kuruluşmasrafları, tecrübe kazanıncayakadar geçecek zaman gibifaktörler dolayısıyla sanayileşmeye çalışan memleketimizinileri birer sanayi memleketiolan ortak pazar devletleriylerekabet etmesi mümkün değildir.Sosyal adalet düz<strong>en</strong>i ve fırsateşitliği düz<strong>en</strong>i bir an öncekurulmalıdır. Çalışan insanlarımızıniş güv<strong>en</strong>liği sağlanmalıdır. İşsizliğe çare olarak y<strong>en</strong>i ve g<strong>en</strong>iş, istihdam sahalarısüratle açılmalıdır.Yurdumuzda bugün kanunlauygulanmakta olan nüfusplânlaması roiletimiz için çokzararlıdır. Geçmiş yıllarda sanayide ve ekonomide kalkınantüm milletler aynı zamanda büyük bir nüfus artışı göstermişlerdir.Adeta onlardakinüfus artışı sanayileşme vekalkınmalarını hızlandırmıştırBu böyle ik<strong>en</strong> bizim nüfusumuzunartışını önlemeye çalışmak isabetli değildir.»•MGP G<strong>en</strong>el Başkanı Feyzioğlu geç<strong>en</strong>lerde verdiği beyanatta, «Faşizm ve komünizmin sahte reçeteleriile, bir ülkeye sadece gözyaşı, zulüm ve ızdırapgelebileceğini» söylemiştir.Sayın Feyzioğlu Türkiye îşçi Partisi'nd<strong>en</strong> sonraFaşizm tehlikesini gör<strong>en</strong> ikinci G<strong>en</strong>el Başkandır,öted<strong>en</strong> beri bu tehlike üzerine dikkati çekmektedir.Ancak buna her ned<strong>en</strong>se pek kulak ver<strong>en</strong> olmuyor.Ama şimdi sayın Feyzioğlu'nun partisi iktidarda sayılır, iş biraz ciddice. Ancak bir hususun açıklığakavuşmasında fayda var. Herhalde Behice Boran'ınkasdettiği ile Feyzioğlu'nun söylemek istediğiarasında fark vardır. Bunu k<strong>en</strong>disi açıklamadığınagöre biz bulmaya çalışalım:Dünyanın her yerinde komünistler k<strong>en</strong>dilerinekarşı olanlara iftiralarda bulunurlar. En yaygın iftirasloganları ise «Faşizm» dir. Komünist olmayanherkese gerici, komünizme karşı mücadele ed<strong>en</strong>lerise faşisttir. Bu anlayışa göre Feyzioğlu'da bir faşisttir.Peki Feyzioğlu'nun faşizm dediği nedir? Komünistolmayanlar, faşizme iki anlam vermektedirler.Birincisi, İtalya ve Almanyadaki Mussolini veHitler idaresi. İkincisi ise komünist olmayan diktaidareleridir.Birinci anlamıyla Türkiye'de bir faşizm tehlikesiolamaz. Çünkü, Almanya'da °/o 4, İtalya'da yüzde 6 oy aldılar. Yani k<strong>en</strong>di kaynaklarında iktidarolmaktan çok uzaktalar. îkincİ anlamına gelince.Feyzioğlu dahil pek çok politikacı ,sık sık, 973 seçimlerininmutlaka yapılması ve demokratik rejimetekrar dönülmesind<strong>en</strong> bahsediyorlar. Kısacası, 12Mart'tan bu yana Demokrasid<strong>en</strong> ayrıldığımız ve fevkalâde dönemde yaşadığımız söyl<strong>en</strong>iyor. Yani yukardakianlayışa göre Türkiye'deki yönetimin adıFaşizm'dir. Komünistler yayınladıkları bildirilerdekomutanlara faşist g<strong>en</strong>eraller diye saldırmıyor mu?Bu durumda Feyzioğlu k<strong>en</strong>disini iktidara getir<strong>en</strong>güçlere Faşist tehlike damgasını vurmuş olmuvormu?KIZ ÖĞRENCİSİYLE İLİŞKİ KURANDoç. METE TUNCAYSiyasal Bilgiler Fakültesi'-nin solcu öğretim üyelerind<strong>en</strong>,Doç. Dr. Mete Tuncay öğr<strong>en</strong>cilerind<strong>en</strong> bir kızla gayrımeşru ilişkiler kurduğundandolayı, Öğretim üyeliğind<strong>en</strong> ayrılmak zorunda kalmıştır.Mete Tuncay bilindiği gibidaha önce 1968-1969 öğretimyılında ülkücü g<strong>en</strong>çleri hedetalarak «Sizler imtihanda karsıma gelmeyin, size tarafsızdavranmıyacağım, davranmamgerektiğine de inanmıyorum.» demişti. Ülkücü g<strong>en</strong>çleokuldaki panolarında, ülkemizdekiazınlıkların çevirdiklerioyunları ortaya koyunca,k<strong>en</strong>disi de bunda nalınmışoleaca kki (Yahudi asıllı olduğusöyl<strong>en</strong>ir.) Ülkücü g<strong>en</strong>çleri Nazilikle, toplama kamplarıistemekle suçlamış ve panoda ismi geç<strong>en</strong> bir erm<strong>en</strong>iyiçok Türk'e değişmiyeceğinisöyleyerek ülkücü g<strong>en</strong>çleri sınıftabırakmakla tehdit etmişti.Bir öğretim üyesine yakışmıyacak şekilde hareketed<strong>en</strong> ve o sırada askerliğiniyapmakta olan Tuncay vazifesind<strong>en</strong> alınmıştı. Adı geç<strong>en</strong>doç<strong>en</strong>tin bu sefer de üçüncüsınıfta Diploması Şubesindeokuyan bir öğr<strong>en</strong>ci ile gayrımeşru ilişkiler kurduğu okuldabir yıldan beri yayılmıştı.Mete Tuncay'ın eşind<strong>en</strong> boşanmayakalkması bu haberekesinlikte kazandırmıştı.Toplanan Yönetim KuruluPROF. Mümtaz Soysal, DOÇ.Cevat Geray Gündüz Okçun gibilerin şiddetli muhalefetinerağm<strong>en</strong> Mete Tuncay'a «KusurBildirme» cezası vermiştir. Bunun üzerine bu cezayıaz bulan ve bir öğretim üyesinin bir kız öğr<strong>en</strong>ci ile gayrımeşruilişkiler kurmasının bilim adamlığına yakışmıyacağı,bu durumda olan bir hocanınokulda kalamıyacağını söyley<strong>en</strong> PROF. Aziz Köklü, PROF.İsmail Türk ve PROF. ReşatAktan yöneti mkurulundan istifa etmişlerdir. Bunun üzerineprofesörler kurul utoplanmış ve Mete Tuncay'ın okuldanuzaklaştırılması ve doç<strong>en</strong>tlikunvanının elind<strong>en</strong> a-lınması konusunu görüşecekik<strong>en</strong> Mümtaz Soysal ve CevatGeray'ın akıl hocalığıyla MeteTuncay öğretim üyeliğind<strong>en</strong>istifa etmiştir.Mesel<strong>en</strong>in adli takibata uğrayıp uğramayacağı merakkonusu olmaktadır.


Devlet — 12 Haziran 1972 — Sayfa 9NAMEXVEyyâm-ı mazide, bir ictimâda, müridleriniz<strong>en</strong>utuk irâd iderk<strong>en</strong>; «Komünistler vüF a ş i s t l e r ile sonuna kadarm ü c a d e l e edeceğiz» didiğünüz,ceridelerd<strong>en</strong> kıraat eyleyüb, ol güftâr-ı muazzamayıhemân ibret ile hıfz eyledük.— BAB-I DEVLETDE, BÎLÜZUM VÜ FUZULÎ ŞAGİL ADEMLER­LE CİHAD İDEN, SEYYAHI FAKİR EVLİYA ÇELEBİDEN «A T Â-L E T H i Z B İ» NİN ELEBAŞISI, SÜLEYMAN SANDUKÎ'YE... —15 Rebiülâhir 1392Biz, zat-ı palavrap<strong>en</strong>ahınızın bu mislû elfâzıntemam on sâldur isti'ma (1) eylemişizdür.Ne d<strong>en</strong>lû mücadeleci olduğunuz dahi yahşi bilürüz.Evvel<strong>en</strong>, komünistlerle nice mücadele ittiğünüz<strong>en</strong>azar kılub, ba'dehu bundan gerû nasılmücadele ideceğiniz fehmedelüm:Zâtınız, Salamon'un sanduğundan huruçidüp, mühr-i hümayun'u kiseye indirdükt<strong>en</strong> sonra,Diyâr-ı Türkde cümle hainler, kavilleşüb, vatan-ımübarekemizin temellerine M O L L A -TOP K O K U T E Y L korlark<strong>en</strong> neylemişidiniz?Medreselerde, bazı B O R U F E S Ü Rnâm Deccâl kisveli âdemelr, talebeye vatanhedmeylemek (2) irtidat itmek (3) vü moskofkeferesine b<strong>en</strong>delik yapmayı ta'lim ittürürk<strong>en</strong>,siz kande idiniz? (4)Pay-ı taht, İslâmbol vü sair ulu şehirlerdecümle komünistler cem olup, medrese işgaliderk<strong>en</strong>, tülû-ı şemst<strong>en</strong> (5) gurûb'a vü gurûbtantülû-ı şemse dek yani kim gece ve gündüzsfıklarda tüf<strong>en</strong>k patlatup, nâra urub, ümmet-iMuhammed'i bîhuzûr iderk<strong>en</strong>; «Varsın yürüsünler,sûklar aşınmaz ya...! diy<strong>en</strong> siz değil müidiniz?R A Z İ Y O tesmiye olunan lâkin kims<strong>en</strong>inrazı olmaduğu ol acaib kutudan neşr olansâdâlar din-i İslâm'ı vü asil Türk kavmini mahveylemeyeahd u peymân iderk<strong>en</strong> vü T E L E-V A S Y O N nam alett<strong>en</strong> bir hayli canlı suretyüzümüze karşu küfrederk<strong>en</strong> «MüreffehT ü r k i y e » d<strong>en</strong> bahsidüp, bunların D E -M Ü R K A R A S I ' n ı n icabları olduğun beyânid<strong>en</strong> kim idi?Bolşevikler, şehr-i İslâmbol'da yigirmi binaded zahmetkeş (7) leri kandurub, devleti muazzamayakarşu kıyam ittürürk<strong>en</strong> «Nurlu âfâk»matla'lı gazeller kıraat id<strong>en</strong> biz mi idük?Ulu Teknik Muallim Mektebi nam mahalde,Krupskaya'nın batnından (8) çıkma veletler,Önkuzu nam Türk yiğidini işk<strong>en</strong>ce ile katleyleyüb,p<strong>en</strong>cered<strong>en</strong> taşra attuklarında, siz dahi ulubir mücâdele (!) misali virüb, Türk Ocağın işgaleylememiş mi idiniz?Bu misâller saymak ile temam olmaz. İmdimezkûr misallerd<strong>en</strong> komünistler ile ne d<strong>en</strong>lümücâdele ittiğünüz cümle alem tarafından anlaşılmıştur.Allah-ı azimüşşâne hamdeyle kim; kahramanTürk Ordusu seyf-i bîamanını (9) çeküp,bunca kârhâ-yı rezilâne (10) ye hitâm virüb, bubi talih ü sadr-ı azamdan bîbehre milletin yüzüngüldürmüş, sizi dahî NİYAZİ olmaktan halâs eylemüştür.Türk asâkiri küffârın kârını temameyleyince. ne azîm ü şedid kahraman kesildünüz... Bu ne şecaat, bu ne Dilâverlik bu nemücahidliktür? T<strong>en</strong>gri Tealâ kem nazarlardanberî kıla... Yiğirmi kere yüzbin aferin vü bîhadü hisâb Maşallah...Sizin didiğünüz ol mücâdeleyi bundan gerûGûşları pilli Kispet şah dahi yapar.Faşizme gelince; evveld<strong>en</strong> k<strong>en</strong>dü razınızı(11) fâşedüp (12) bu kelimeyi sonra telâffuzidesüz.Faşizmin m<strong>en</strong>şeinin İtalya olduğun bilmeyecekkadar câhil ü nâdân olmasanız gerek.Amma İtalya'ya gidüp, ol yirde anlar ile c<strong>en</strong>kidecek is<strong>en</strong>iz, ana bir sözümüz yokdürür. Biiznillahol işte dahi bundaki gibi muzaffer olursunuz(!) Diyâr-ı Türkde kaç aded faşist olduğunmerak iders<strong>en</strong>iz, beyân idelüm: Zat-ı şahan<strong>en</strong>izin(!) mübarek serindeki saç sayısıncadur.Ger faşist lafzı ile, Türk miliyetçilerlni kasteyler is<strong>en</strong>iz, otuzüç kere yemin olaklm, bizimdahi bazı karangu (13) ademler ile ulu cihâdımızvardur. Muhkem bilesin BİRADERÜM!Vesselam...(1) tsti'ma: İşitme(2) Hedmeylemek: Yıkmak(3) İrtidat etmek: Dind<strong>en</strong> dönmek(4) Kande idiniz: Nerede idiniz(5) Tülû-ı şems: Güneşin doğuşu(7) Zehmetkeş: İşçi ,amele(8) Batn: Karın(9) Seyf-i bîaman: İnsafsız kılıç(10) Kârhâ-yı rezilâne: Rezil işler(11) Râz: Sır(12) Fâşetmek: Gizli bir şeyi başkalarına söyle-mek(13) Karangu: KaranlıkSol 2 Milyar Liralık Cephane YakalattıGeç<strong>en</strong> hafta içinde 1. orduve Sıkıyönetim KomutanlığınınSelimiye'deki karargâhında, basına aşırı sol eylemler,ve bunlara karşı yürütül<strong>en</strong> çahşmalar bir birifingde açıklanmıştır.1. Ordu ve Sıkıyönetim komutanlığıözel harekât ve istihbaratyapılan birifingi Tuğg<strong>en</strong>eralFeyzi Aysun takdimetmiş, adlî müşavir D<strong>en</strong>iz HakimAlbay Turgut Akan «Adliçalışmalar», Kurmay AlbayMehmet Erhan «Militan Örgütler»ve kurmay Bin. NecdetTimur da «Nasıl aldatılıyorlar»konularında g<strong>en</strong>iş a-çıklamalarda bulunmuşlardır.Kurmay Alb. Mehmet Erhan'ınşemalaştırdığı militanörgütlerin irtibatları, hedefleri,yöneticileri, yetiştirmemetodları konusundaki g<strong>en</strong>işaraştırmaya dayanan açıklamalarıilgiyle takip edilmiştir.Brifingde açıklandığına görebugüne kadar kızıl anarşistlerd<strong>en</strong>elde edil<strong>en</strong> silâh vecephan<strong>en</strong>in bilançosu şöyledir:25 milyon mermi, 56.840tabanca, 12.800 bıçak, 250 dürbünlütüfek ve 530 çeşitli tüfek.Yukarda silâh ve cephanelerinpara olarak ifadesi 2milyara yaklaşmaktadır. Bumiktar Türk Millî SavunmaBakanlığına cephane ve silâhaayırdığı paradan daha çoktur.Brifingde gazetecilerlesohbet ed<strong>en</strong> Sıkıyönetim komutanıTürün şunları söylemiştir:«Bizim memleketimiz beynelmilelkomünizmin saldırısınamâruz kalmıştır. Beynelmilelkomünizm bizi hedefalmıştır. Maddî her türlü imkânasahiptir, her türlü gücünüde seferber etmiştir.Şahsî kanaatime göre asılmihrak, kuzey Afrika veOrtadoğudur.»Org<strong>en</strong>eral Faik Türün işk<strong>en</strong>ceyapıldığı hakındaki sövl<strong>en</strong>tileriçin de, «İşk<strong>en</strong>ce e-debiyatı beynelmilel komünizminsüregel<strong>en</strong> bir taktiğidir.»demiştir.Brifingdeki açıklamalardabir sanığın ifadesine yer verilmiştir.Bu anarşist sanığınifadesine göre, militanlar korohalinde aşağıdaki sloganlarıebzerliyorlarmış :Ordu hakim sınıfların baskıaracıdır.Devrim halkın içind<strong>en</strong> oluşturulanordu ile yapılır.Harekât kırlardan şehirleredoğrudur.Üncü güç proleteryadır.Temel güç köylüdür.Yan güç, g<strong>en</strong>çlik ve aydınlardır.Çeşitli metodlarla beyinleriyıkanan g<strong>en</strong>çler fikri sabit halinde k<strong>en</strong>di vatanlarına ihanetehazır hale getirilmişlerdir.2 milyarlık imkân da emirlerineverilince Türkiye devletininele geçirilmesi komünistleriçin gün mesele halinegelmiştir.12 Mart böyle bir gidişt<strong>en</strong>memleketi kurtardı. Fakat bütünbu ihanet hareketleriniplânlayanlar halâ yakalanmadı.Devlet kuruluşlarına sızankomünistler halâ cesaretle çalışmalarınadevam ediyorlar.Bütün bu açıklamalara rağm<strong>en</strong>Türkiye varlığına yönel<strong>en</strong>beynelmilel komünizmtehlikesini h<strong>en</strong>üz bertaraf e-dememiştir.


Devlet — 12 Haziran 1972 — Sayfa 10Gazetemizde «Milli Eğitimde Milliyetçilik Düşmanlığı» başlığı altında birseri yazı yayınlandı. Çeşitli sayılarımızdaki haberlerde Millî Eğitim içinde aşırısolcu öğretm<strong>en</strong>lerin tertipleriyle, millivetçi öğretm<strong>en</strong> ve öğr<strong>en</strong>ci kıyımınınnasıl yürütüldüğü olaylarla açıklandı.Bu sayımızda Artvin lisesinde meydana gel<strong>en</strong> hadiselere yer veriyoruz. Butip olaylar Türkiye'nin hem<strong>en</strong> hem<strong>en</strong>bütün okularında çeşitli derecelerdecereyan etmektedir.Y<strong>en</strong>i Millî Eğitim Bakanımız sayınProf. Dr. Özbek ülkücü milliyetçi değerlibir ilim adamı olarak bilinmektedir. Nitekim bakanlığıyla ilgili olarakkamu oyuna hitab<strong>en</strong> yaptığı konuşmalarda bu niteliği bütün açıklığı ile belirdi.Sayın Bakanımızın, millî eğitimdeki aşırı sol teröre son verilmesi ve milliyetçi-ülkücüöğretm<strong>en</strong> ve öğr<strong>en</strong>cilerinmaruz kaldığı haksızlıklardan kurtarılmasıdileğiyle bu yazıyı dikkatlerinesunuyoruz.DEVLETt— I • I •Son iki s<strong>en</strong>ed<strong>en</strong>beri Türk Milliyetçilerineyapılan baskılar artarak tahammül edilemezhale gelmiştir. Bilhassa Millî Eğitim kesimindebaskı, hakaret ve terörle yılmadığı için sürgünedil<strong>en</strong> Milllyetçi-Ülkücü öğretm<strong>en</strong>lerin sayısışimdilik yüzü bulmuştur. 12 Mart Muhtırasıve Sıkıyönetim Kumandanlıklarının icraatınınaksine, silâhlı komsomollan yetiştir<strong>en</strong>komünist öğretm<strong>en</strong>lerd<strong>en</strong> hiç birinin kılınadokunulmamıştır. Vatan hizmetini gör<strong>en</strong>lerle,vatan hainlerini aynı kefeye koymayı itiyat halinegetir<strong>en</strong> zihniyett<strong>en</strong> beklediğimiz hiçbir şeyyoktur. Büyük Türk Milletinin haberdar olmasıarzusuyla <strong>en</strong> son olaylardan birini açıklıyoruz.ARTVİN ÖĞRETMEN OKULUÖğretm<strong>en</strong> okulları hususî ehemmiyeti münasebetiile sol stratejide ele geçirilmesi gerek<strong>en</strong>müesseselerin başında gelir. Yıllardır ustataktiklerle öğretm<strong>en</strong> yetiştir<strong>en</strong> müesseselerebüyük bir sol yatırım yapılmış ve bugünün komünisteşkiyalan yetiştirilmiştir. Bazı köy<strong>en</strong>stitülerinde legale çıkma d<strong>en</strong>emeleri yapanbeynelmilel komünizmin yerli ajanları, herhaldebirkaç üniversited<strong>en</strong> aranan 3-5 yüz kişid<strong>en</strong>ibaret değildir. Örümcek ağı gibi Türk'ün yurdunayayılmış olan ihanet şebekesi, şu veyabu maske İle faaliyetini sürdürmektedir.Artvin Öğretm<strong>en</strong> Okulu da öğretim yıü(1971-1972) başına kadar maskeli maskesizkomsomolların at oynattığı, Sov-G<strong>en</strong>ç'e militanyetiştir<strong>en</strong> bir okuldu. Öğr<strong>en</strong>cilerin elerindeMarks'ın, N. Hlkmet'ln, Brecht'in, Ho-Şl -Minh'ln.. (ve ne kadar komünist bezirgan varsa)kitapları eld<strong>en</strong> ele sersestçe dolaşıyor, vatansevertalebelere göz açtırılmıyordu.ÖĞRETMEN İLYASÖğretm<strong>en</strong> İlyas Aslantürk bu ortam içersindeBingöl Kız tlköğretm<strong>en</strong> Okulu'ndan Artvin'e«Sürgün» olarak geldi. Tayine esas olanevrakta, I — Ülkü Ocağı kurmaya teşebbüs etmek,2 — Diyarbakır'dan komando getirmek,3 Sağ-sol ayırımı yapmak suçlamaları vardı.Bakanlığın Yüksek Disiplin kurulu tam biryıldır veril<strong>en</strong> savunmayı deeğrl<strong>en</strong>dirip bir neticeyevaramadığına göre sorduğu sorularınsaçmalığım anlamış demektir. Anlamış değilbaşından beri bal gibi bilmektedir. Ama İlyassürülmüştür bir kere...BAŞKAN SUN AY NE DEMİŞTİ?Hem<strong>en</strong> şurada hatırlatmada fayda vardır.«Sov-G<strong>en</strong>ç kötüdür» diy<strong>en</strong>e, «Ülkü Ocakları»dakötüdür» kaba aristo mantığı İle karşılık vermeyibitaraflık added<strong>en</strong> zihniyetin mucidiİnönü, Başkan SUNAY'a da aynı şeyi söyleyebilmecür'etini gösterince şu tarihi cevabı almıştı,Ülkü' Ocaklılar vatansever, milliyetçig<strong>en</strong>çlerdir. Komünistlerle mücadele ediyorlar.»Bu sözleri, İnönü'nün bürokratları da hafızala-MİLLÎ EĞİTİMDE SOL fiNARŞİARTVİN İlk Öğretm<strong>en</strong> Okulunda Aşın Solcu Faaliyetlerrina nakşetsinler ve Ülkücülerin kimsed<strong>en</strong> e-mlr ve vazife almadan vatan hizmeti gör<strong>en</strong>kimseler olduklarını iyi bellesinler.BİR SÜRGÜN, SÜRÜLDÜĞÜ OKULDANE YAPAR?Tabii, Ülkücü bir «Sürgün» sürüldüğü yerdede önced<strong>en</strong> ne yapıyorsa onu yapar. Yanivatan hizmeti görür. Canını, malını ,istikbalinitehlikeye atarak (Zira, bu tehlikeler montajdemokrasinin icaplarındandır.) yılmadanyorulmadan öğr<strong>en</strong>cilerini ve milletini irşad etmeyegayret eder. İlyas da öyle yaptı. İlk olarakokuldaki öğretm<strong>en</strong> ve öğr<strong>en</strong>cileri tetkiketti. Durum berbattı.. Üç-beş komsomol öğretm<strong>en</strong>saf köy çocukları olan öğr<strong>en</strong>cileri zehirlemiş,zehirleyemediklerlni de sindirmişlerdi.İlyas, evvelâ öğr<strong>en</strong>cilerin elinde gördüğü şukitapları topladı, 1 — Dild<strong>en</strong> Dile (Ertürk Demirciadlı öğr<strong>en</strong>cid<strong>en</strong>) 2 — Yaşamak GüzelŞey Be Kardeşim (Yüksel Özg<strong>en</strong>'d<strong>en</strong>) 3 — Türkiye'deKapitalistleşme ve Sınıf Kavgaları (Y.Özg<strong>en</strong>'d<strong>en</strong>) 4 — Türk Şiirinde Tann'ya KafaTutanlar (Ertürk Demirci'd<strong>en</strong>) 5 — Zeyno,Yılanların Öcü., vs. Sonra da tabii fırsat buldukçaöğr<strong>en</strong>cilerini uyarmaya, düşmekte olduklarıçukurdan kurtarmaya gayret etti. Öğr<strong>en</strong>cilerinbüyük bir bölümü saptıkları yolunyanlış olduğu farkederek, normal talebeliğedöndüler. Sapık ideolojilerle mücadeleye giriştiler.KANDIRILAN ÖĞRENCİ NE YAPAR?İlyas Öğretm<strong>en</strong> gelinceye kadar dilediklerigibi at oynatabil<strong>en</strong> komsomol çetesinin oyunlarıbozulmuştu. Hırslarından deliye döndüler.Öğr<strong>en</strong>cileri kışkırtmaya uğraştılar, tahrik edipsuç İşletmek İstediler, mahalli gazetelerde imzasızjurnal'ler yazdılar, mektupla tehdit ettiler,olmadı. Ve klasik komünist taktikleriylezehirledikleri öğr<strong>en</strong>cileri muhafazaya gayretgösterdiler. Bunlardan, Meslek Dersleri öğretm<strong>en</strong>iŞ<strong>en</strong>gül Anay, sınıfın birinde (aileleri A-zerbaycan'dakl komünist zulmünd<strong>en</strong> kaçtığıİçin -<strong>en</strong> azından- antl-komünist olan Karslıöğr<strong>en</strong>cilerin karşısında diğerlerini komünizmeitebilmek için) «Kars'Iı olanlar ayağa kalksın.Sizin çıranızı yakacağım, gurbet kuşları, SadeceTarih-Coğrafyadan geçmekle mezun olamazsınız.B<strong>en</strong>d<strong>en</strong> geçemezsiniz, Ahmet Kurnay'dan geçemezsiniz, Hasan (Kocası)'dan geçemezsiniz,müdür beyd<strong>en</strong> geçemezsiniz» diyereköğr<strong>en</strong>cileri birbirine düşürmeye gayret etmiş,olmayınca evine çağırdığı bazı öğr<strong>en</strong>cilere,«Milliyetçi (öğretm<strong>en</strong>lerin) lerin sayısı beş kişi.Üçü pasif, ikisi aktif. Okul müdürü avucumuzuniçinde, her istediğimizi yaptırıyoruz. Eğer bizimhesabımıza çalışırsanız, iki çocuğumun ö-lüsünü öpeyim hiç çalışmayın sınıfınızı geçireceğim.Yok, milliyetçiliğe devam eders<strong>en</strong>iz,perişan ederim.» diyerek ne d<strong>en</strong>lû mahut olduğunuortaya koymuştur. Geç<strong>en</strong> yıl Artvinli -Karslı kavgalarının tahrikçilerinin de kan-kocaAnay'lar oleduğu söyl<strong>en</strong>mektedir. Her türlüistismara müsait bir yaşta bulunan çocuklarıbirbirine düşürerek, «eylem içinde bilinçl<strong>en</strong>dirmek»basit fakat tesirli bir komünist taktiğidir.Ama çocuklar böyle ayırımların manasızlığınıkavrayıp aynı milletin m<strong>en</strong>supları olduklarışuuruna erişince komsomol bozuntularıbaşka tahriklere başvurmaya başladılar. Vekandırdıkları gafil öğr<strong>en</strong>cileri diğerlerinin üzerinesürdüler. Bunlardan Nizamettin Dokumacıadlı öğr<strong>en</strong>ci, yakasında kapatılmış TÖS rozeti,staj grubundaki arkadaşlarına, «Siz niyegusül abdesti alıyorsunuz, b<strong>en</strong> Allah'a inanmadığımiçin, sizin yaptığınız boş işleri yapmıyorum»diyerek arkadaşlarının dini İnançları ilealay etmiş; Aynı staj grubundan Zeki Ermutluadlı öğr<strong>en</strong>ci, Cayan grubu öldürüldüğü zamançıkan tartışmada, «Memlekette Stalin rejimişarttır», Aşkın Ermutlu adlı diğer bir öğr<strong>en</strong>cide, «Devrimciler ölür devrimler kalır. Bu günsiz gülüyor, biz ağlıyoruz. Ama gelecekte sizağlayacaksınız biz güleceğiz.» demiş, bir başkaöğr<strong>en</strong>ci de oturduğu sıraya Orak-Çekiç resimleriçizmiş, belgeleriyle okul idaresine iletildiğihalde solcu öğretm<strong>en</strong>lerd<strong>en</strong> meydana gel<strong>en</strong> DisiplinKurulu hafif cezalarla işi kapatma yolunagitmiştir. Bazı solcu öğr<strong>en</strong>cilerin Lif ElyafFabrikasındaki bir Rus Müh<strong>en</strong>disle temas kurdukları,aynı fabrikada geç<strong>en</strong> yıl meydana gel<strong>en</strong>Grevleri de Ş<strong>en</strong>gül ve Hasan Anay'ın hazırlamışolduğu da halkın dilinde dolaşmaktadır.Azılı bir militan olan Ş. Anay'ın evlerde gizlitoplantılarla hücre faaliyetlerinde bulunduğuda herkesçe bilin<strong>en</strong> hususlardandır.Anay'ların gizli-açık destekçileri ve eylemortakları, 1 — Okul Müdürü, 2 — Güner Yalçın(Edebiyat Öğretm<strong>en</strong>i) 3 — Ahmet Kurnay(Meslek Dersleri Öğretm<strong>en</strong>i, Bölgeci-Marksistsürgün gelmiş) ve «tarafsız» olduğunu iddiaed<strong>en</strong> gafillerdir.Bunlardan Edebiyat öğretm<strong>en</strong>i Güner Yalçın17 Nisan günü solcu olmayan bir öğr<strong>en</strong>ciyisebepsiz yere dövmüş, bilahere okul müdürünegötürerek dayak faslına orada da devametmişlerdir. Okul müdürü ile solcu müdür muavinleriöğr<strong>en</strong>cilerin elindeki milliyetçi kitapları«yasaktır» gerekçesi İle toplamıştır ki kitaplarşunlardır, 1 — Kızıl Çocuğa Mektuplar(Peyami Safa) 2 — Moskof Mezalimi (KadirMısırlıoğlu) 3 — Dokuz Işıkta Nüfus Politikası(Enis Yörükoğlu) 4 — Devlet, Töre dergileri,5 — İnilti, 6 — İleri Türk Milliyetçiliğinin E-sasları, 7 — İman, 8 — Kızılların Hürriyet Anlayışı,9 — Komünistlerin Söylediklerine İnanılabilirmi? 10 — Nasyonalizm - Sosyalizm -Mistisizm, II — Ned<strong>en</strong> Hürriyeti Seçtim? 12 —Üç büyük Tehlike, Komünizm - Sionizm - Masonluk,13 — Allah Vardır, 14 — Türkçülük Nedir?15 — Türk Oğlu Düşmanını Tanı, v.b.Milli Kültürün temel esesleri sayılan yukardakieserleri toplayan okul İdaresi, geç<strong>en</strong> s<strong>en</strong>eöğr<strong>en</strong>ci kantinine çizil<strong>en</strong> «Orak -Çekiç»in çizeriniaramamıştır. Öğr<strong>en</strong>cilerin açıkça komünisteserleri okumasına müsamaha göstermiş ve yakalananyasak kitapların sahipleri hakkında birişlem yapmamıştır. Okulun hela duvarlarına, yatakhaneduvarlarına, «Yaşasın Komünist Türkiye,Yaşasın Sosyalizm. Kahrolsun Faşistler»gibi sloganlar yazıldığı halde hiçbir takibat yapılmamıştır.Okul, Ş<strong>en</strong>gül - Hasan Anay - GünerYalçın üçlüsünün sol terörüyle idare edilmekteve solcu olmayanlara kan kusturulmaktadır.Solcu olmayan öğr<strong>en</strong>cilerin ellerindeki kitaplaralındığı gibi, Türklüğün sembolü olan «BOZ-KURT» rozetleri de kanunsuz olarak öğr<strong>en</strong>cilerinyakalarından alınmakta, Türk tarihine aitdestan parçaları duvar gazetelerind<strong>en</strong> sökülmekte, notla korkutularak öğr<strong>en</strong>ciler hafiyeliğe teşvikedilmektedir. Bunlar yetmiyormuş gibi, öğretm<strong>en</strong>ve öğr<strong>en</strong>cilerin Anayasal hakları gasbedilerekmektupları açılıp okunmaktadır. SankiArtvin Erkek İlköğretm<strong>en</strong> Okulu, Rus KolhozMektebi imişceslne komünist faaliyetlerde bulunulurk<strong>en</strong>,Türk Milliyetçiliği «Irkçılık - Turancılık- Kafatasçılık» mülahazaları ile suçsandalyesine oturtulmak ist<strong>en</strong>mekte, zulüm veterör alabildiğine sürdürülmektedir.ŞİMDİ SORUYORUZ...Sekizyüz öğr<strong>en</strong>cinin bulunduğu bir okuldakomünist öğretm<strong>en</strong>lerin açıkça masum çocuklarınbeynini yıkaması Elrom'un öldürülüşünd<strong>en</strong>,yahut bilmem ne bankasının soyulmasından dahaaz mı önemlidir?«Orak-Çekiç», gibi mülevves sembolleri çizecekşekilde beyni yıkanan zavallı çocuklarayarının ümidi olacak bir nesil nasıl emanetedilecektir?Kokuşmuş bürokrasi, Türk Milliyetçiliğineve Ülkücülüğe düşmanlığına ne vakte kadar devamedecektir?Milliyetçi, Vatansever, Ülkücü bir nesil yetiştirmekaygusundaki öğretm<strong>en</strong>lere kıyını nezaman durdurulacaktır?Kahraman ordumuz komünistlerle amansızbir mücadeleye girişmişk<strong>en</strong> devletin her kademesindekigizli-açık komünistler ne zaman temizl<strong>en</strong>ecektir?Artvin Öğretm<strong>en</strong> Okulunda ve bütün Türkiye'deTürk Milliyetçilerine uygulanan baskı,zulüm ve terörü durdurabilecek bir müesseseyok mudur?


Devlet — 12 Haziran 1972 — Sayfa 11EREĞLİ'DE ÜLKÜCÜLERE SALDIRI1 Haziran günü Konya'nın Ereğli ilçesinde aşırı solcubir grup, şehrin ortasında ülkücü öğr<strong>en</strong>cilere saldırmışlarve çıkan kavgada 15 kişi çeşitli yerlerind<strong>en</strong> yaralanmıştır.Öted<strong>en</strong> beri komünstlerin üs olarak seçtiği Ereğli'de ülkücü-milliyetçig<strong>en</strong>çliğin son günlerdeki gelişmesind<strong>en</strong>korkan aşırı solcular, bugüne kadar yaptıkları baskı ve terörünnetice vermediğini görünce ülkücü öğr<strong>en</strong>cilere saldırmışlarfakat başarı kazanamıyarak kaçmak zorundakalmışlardır.KOMÜNİZMİ ÖVEN ÖĞRETMEN TUTUKLANDIPolatlı İlçesinde, Namık Kemal İlkokulu öğretm<strong>en</strong>lerind<strong>en</strong>Güler Meriçkan nişanlısına yazdığı mektuplardakomünizmi öv<strong>en</strong> ifadeler kullandığı için tutuklanmıştır.Bu mektuplar İstanbul'da yapılan bir aramada ele geçirilmiştir.İŞÇİLERİN TAZMİNATINI ÖDEMEYEN CHPTürkiye Gazeteciler S<strong>en</strong>dikası yöneticileri CHP G<strong>en</strong>elBaşkanı Ecevit'i ziyaret ederek, bir müddet önce kapatılanUlus gazetesinde çalışan işçilerin tazminatlarının halâöd<strong>en</strong>mediğini hatırlatmışlardır. Ecevit ise «bu arkadaşlarıntazminatlarını defat<strong>en</strong> ödeyecek formülü bulacağız» demiştir.TEKİRDAĞ İLİNDEKİ OLAYTekirdağ Namık Kemal Lisesi İngilizce Öğretm<strong>en</strong>iMehtap Türedioğlu, İngilizce derslerinde Fakir Baykurt,Yaşar Kemal ve diğer komünist yazarları öv<strong>en</strong> cümlelerkurdurtmakta ve öğr<strong>en</strong>cilerin şuur altında yerleştirmeyeçalışmaktadır.Bu işe uzun müddet devam ed<strong>en</strong> öğretm<strong>en</strong>in oyunusonunda bozulmuş, Milliyeti öğr<strong>en</strong>cilerd<strong>en</strong>, artık sabrı taşanKani Alp isimli öğr<strong>en</strong>ci öğretm<strong>en</strong>e müdahale etmiştir.Aşırı solcu öğretm<strong>en</strong> de «belki korkuturum» ümidiyle öğr<strong>en</strong>ciyisınıftan atmış ve Disiplin Kuruluna vermiştir. AncakKurulda yaptığı müdafaası sonucu Kani Alp'e hiçbirceza verilmemiş, Olay Bakanlığa aksettirilmiştir.O. D. T. Ü'de"SALDIRIYA UĞRAMAK"26 Nisan 1972 günü orta Doğu'daöğle yemeğinde komünistlerintecavüzüne maruzkalan öğr<strong>en</strong>ciler de ağır cezalaraklılar.Kafeteryada iki öğr<strong>en</strong>ci yemekyerk<strong>en</strong>, üniversitede komünistolarak bilin<strong>en</strong> birgrup öğr<strong>en</strong>cinin sözlü tecavüzüneuğramışlardır. K<strong>en</strong>dilerine,«Pis faşistler», «Tağmaç'ınköpekleri* diye lâf atıldığınıgör<strong>en</strong> iki öğr<strong>en</strong>ci işi sükûtlageçiştirince, bu defa yumruklu,bıçaklı, sopalı tecavüze uğramişlardır. Bird<strong>en</strong>bire ne olduğunubilemey<strong>en</strong> öğr<strong>en</strong>cilerpaniue kapılmış ve çevred<strong>en</strong>yetiş<strong>en</strong>lerin yardımıyla kurtulabilmişlerdir.Yaralarını hastanede tedaviettir<strong>en</strong> masum öğr<strong>en</strong>ciler işidisiplin kuruluna aksettirmişlerve haklarını korunmasını,mütecavizlerin cezalandırılmasınıistemişlerdir.Bu müracaata ODTÜ Öğr<strong>en</strong>ciDisiplin Kurulu tarihteemsali bir daha görülmeyecekbir cevap vermiştir. Cevapayn<strong>en</strong> şöyledir :«26 Nisan 1972 günü saat11.45 sıralarında kafetarya altkat holünde bir grup öğr<strong>en</strong>cininkavga ettikleri iddiası,KARARGEREKÇEHer ne kadar olayı ilhamıŞimşek ve Doğan Demircibaşlatmışlar ise de şikâyetçiAli İhsan Koku ve Hayati Keleş'inde olay yerind<strong>en</strong> ilkmünakaşada uzaklaşmayıp,hadiseye sebebiyet verdiklerive kavgada bilmukabelemüessir fiildebulunduklarıgerek tanık ve gerekse dlğersanık ifadeleriyle subut bulmuşve her iki öğr<strong>en</strong>cinin debu ned<strong>en</strong>lerle suçlu olduklarıkanaatine varılmıştır.SONUÇ :Üniversitemiz Hazırlık O-kulu öğr<strong>en</strong>cilerind<strong>en</strong> Ali İhsanKoku ile Hayati Keleş'­in Öğr<strong>en</strong>ci Disiplin YönetmeliğininS/b ve 3/e maddelerineuyan davranışlarının disiplincezası ile cezalandırılmasıgerektiğine ve bu cezanın Yönetmeliğin2/d maddesi gereğince22 Mayıs 1972 günü başiamak üzere BİR AYBİR GÜN ÜNİVER­S İ T E D E N UZAK­LAŞTIRMA cezası o-larak takdirine (üye Dr. OkanTarhan çekimser) mevcudunoy çokluğu ile karar verildi.»SUCUBu vesikada görüldüğü üzeretecavüze uğramak, bu sıradak<strong>en</strong>dini korumak, dayakyerk<strong>en</strong> olay yerind<strong>en</strong> kaçmamak suçtur. Suçun müeyyideside bir ay bir gün fakülted<strong>en</strong>uzaklaştırılmak. Buradakibir günün anlamı şudur: Biraydan fazla ceza alanlar birsömestri kaybettikleri gibiyurttan da atılırlar.İşin daha <strong>en</strong>teresan tarafıvar. Bu iki öğr<strong>en</strong>ciye tecavüzed<strong>en</strong>lere ne oldu. İki haftadanbaşlamak üzere çeşitlicezalar aldılar.Bu davranış göstermiştir ki,anarşistlerin koruyucuları, a-kıl hocaları köprü başındanuzaklaştırılmamışlardır. Hemde cesaretleri son haddindebu kadar al<strong>en</strong>i haksızlık karşısında,böylesine taraf tutabilmekiçin sadece aşırı solcuolmak yetmez. Aynı zamandacesaretli de olmak gerekir.Ortada zarar gör<strong>en</strong> iki ki«sinin dışında; herkesin gözününiçine baka baka çiğn<strong>en</strong><strong>en</strong>bir hak ve hukuk vardır.Kanunlar ve devlet otoritesinegüv<strong>en</strong> duygusu sarsılmaktadır.Bütün bunları yapanda, 12 Marta sebep olan kızılcıklardır.Bu olay ilgililere ithaf olunur.EcevitKomünist mi?CHP G<strong>en</strong>el Başkanı Ecevit,partisinin Milas ilçe kongresindeyaptığı konuşmada «b<strong>en</strong>ve arkadaşlarım komünist değiliz» demiştir. Konuşmasındaparti içi çekişmelere temased<strong>en</strong> Ecevit, k<strong>en</strong>disinekomünist d<strong>en</strong>ildiğini iddia e-derek, «Bize komünist demişlerdir.Radyoda, yurdun belirli köşelerinde bize iftiralar atmışlardır. Bugünkü ortam hepinizin gözleri Önündedir. Hatta komünistlere merhaba diy<strong>en</strong>lerindahi durumu budur.B<strong>en</strong>im için yaptıkları iftiralan isbat edememişlerdir. Enküçük bir lekem olsaydı, bugünkarşınızda 12 Marttan öncekiserbestliğimle konuşamazdım»demiştir.ECEVİT 'inMantığıEcevit'in mantığına göre sıkıyönetim k<strong>en</strong>disini tutuklamadığınagöre, komünist değil.Çünkü ne kadar komünistvarsa sıkıyönetim tarafındantutuklanmıştır. Hatta bay E-cevit'e göre, komünizme merhabadiy<strong>en</strong>ler de aynı akıbete uğramıştır.Gerçek «İlerici», «Halkçı»«Kadrocu» bay Ecevit'in söylediği gibi mi? Erim kabinesinin tesbitleri ,y<strong>en</strong>i kurulanMel<strong>en</strong> hükümetinin tesbitleri,devlet yetkilililerinin beyanatlan, pek değer verir göründüğüsıkıyönetim komutanlarınınaçıklamalarından anlaşılantek gerçek vardır. O dakomünistlerin devlet kuruluşlarınakadar sızmış olmalarıdır.Akıl hocaları h<strong>en</strong>üz ellerinikollarını sallayarak dolaşmaktadırlar. Yakalananlar vearananlar daha ziyade komünizminkaba kuvvetidir. Bunlarıyetiştirip teşkilatlandıranve yönet<strong>en</strong>ler ele geçmemiştir.Acaba bay Ecevit bunlarane der?DEVLET'in geçmiş sayılarındabizzat k<strong>en</strong>di kitabındanve konuşmalarından pasajlaralarak Ecevit'in ne olduğunuaçıklamaya çalışmıştık. Bu defa sadece «Atatürk ve Devrim»adlı kitabındaki «Castronun önüne kilitli kapılar vardi. Che Guavera'nın önündekilitli kapılar vardı. Ho ŞiMinh'in önünde kilitli kapılarvardı. Maninin önünde kilitlikapılar vardı. Anahtarlarıdevrimcilerin elinde olmayanbu kapıları açabilmek içinyükl<strong>en</strong>mek gerekirdi. Kapılarıkırmak gerekirdi. Bizde isekapılar kilitli değildir. Tokmaklarıçevrilince açılabilir.»bu cümlesini hatırlatmak yeterliolacaktır. Bu açık ifadesindeEcevit, k<strong>en</strong>disini Maogibi devrimci saymakta, fakatTürkiye'nin şartlarında devletiele geçirmek için ihtilâleihtiyaç olmadığını, şimdi sıkıyönetimdehesap ver<strong>en</strong> komünist anarşistlere anlatmakistemektedir.Biz buraya Ecevit'le CHPiçinde yıllarca omuz omuzaçalışmış, şöhretlerin (!) ifadelerini alacağız. Bu tanınmış zevat Eeevit'i, yani g<strong>en</strong>el başkanlarınımuhakkak ki bizd<strong>en</strong>daha iyi bilirler.KOMÜNİSTPARTİLERİNEÖZENTİBilindiği gibi Ecevit g<strong>en</strong>elbaşkan olduktan sonra CHPtüzüğünün değiştirileceği haberleribasında yer aldı. Bununüzerine çeşitli CHP ilerigel<strong>en</strong>leri görüşlerini açıklamışkırdır. Bu konuda geç<strong>en</strong> haftaiçinde basına görüşlerini açıklayan İlhami Sancar, «Şimdiist<strong>en</strong><strong>en</strong> değişiklik, bir y<strong>en</strong>ilikdeğil, geriliktir. Adeta, bugünkü dünyada görül<strong>en</strong> komünistpartileri g<strong>en</strong>el merkezlerinebilerek veya bilmeyerek bir ö-z<strong>en</strong>ti manzarası gösteriyor.»elemiştir. Burada öz<strong>en</strong>ti içinde oklusu söyl<strong>en</strong>mek ist<strong>en</strong><strong>en</strong>kişinin Ecevit olduğu a-çıktır.«YENİ AKIM»«YENİ KADRO» »Okuyucularımızın hatırlayacaklarıgibi Ecevit CHP içindekipolitikasını «Y<strong>en</strong>i akım»ve «Y<strong>en</strong>i kadro» sloganlarınadayandırdı. Buna karşı da başta İnönü olmak üzere diğerüst kademe parti idarecileri.«Sınırlan ve anlamı belli olmayankaranlık bir istek.»tahliliyle çıktılar.Mel<strong>en</strong> hükümetinin programımeclislerde görüşülürk<strong>en</strong>CHP adına bir konuşma Karss<strong>en</strong>atörü Mehmet Hazer şunlan söylemiştir:«Maskeli politikadan silâhlıanarşi yararlanmasını bilmiştir.Sınıf bilinci yaratma,çabaları ve tahrikleri, fakirliksömürüsü, ezil<strong>en</strong>ler edebiyatıbütün sosyalist ülkelerdekiformüllerle yayılmaya başlamıştır.»»«Marksist-L<strong>en</strong>inist doktrinedayalı sosyalist devlet düz<strong>en</strong>ihâlâ bazı kafaların ve çevrelerinözlemi halindedir. Bunlarmaksatlarını bulanık sloganlararkasına gizlemekte,mahiyeti belirsiz bir «y<strong>en</strong>i cereyanve kadro» yaratma çabasıiçindedirler.»«KAPIKULU — ECEVİTTAYFASI»Gurup toplantısında bir konuşma yapan İzmir Miletvekili Lebi t Yurdoğlu, Ecevit g<strong>en</strong>elbaşkan olabilir, fakat liderolamaz diyerek «B<strong>en</strong> Ecevit'inliderliğini kabul etmiyorum.Bir iddiaya göre, 25yıllık kapıkulu devri kapandı.Yine bu iddia sahipleri «Ecevittayfası» devrini açmak istiyoriar. CHP'yi istikbalde birsınıf partisi hâline getirmekistey<strong>en</strong>ler var.» demiştir.SINIF PARTİSİGeç<strong>en</strong>lerde partid<strong>en</strong> istifaed<strong>en</strong> İzmir milletvekili TalâtOrhon da verdiği beyanatta,«Parti ortanın solundan süratle uzaklaştırılarak bir sınıfpartisi haline getirilmek ist<strong>en</strong>mektedir. Ortanın solu fikrininsavunucusu olarak dahafazla kalamayacağım!» demişve istifasını bildirmiştir. TalâtOrhon bilindiği gibi CHPiçinde Ege bölgesinde eskipartililere karşı ortanın solufikrini savunan ve mücadeleyikazanan kişi idi.ECEVİT KOMÜNİST Mİ ?Partinin ileri gel<strong>en</strong>lerininEcevit hakkındaki fikirleriniyukarıya aldık. Bu kabil beyanatlarıçoğaltmak mümkün.Ecevit'in k<strong>en</strong>di yazdığı kitaptan bir paragrafı birlikte o-kuduk. Ayrıca Ecevit'in Milasilçe kongresinde k<strong>en</strong>disininkomünist olmadığını küvetleisbatlayan (!) konuşmasınınaklettik.Bütün bunlardan sonra tekrar soralım. Ecevit komünistmi?Kapışılan KitapMilliyetçi TürkiyeDoç. Dr, Kurt KARACA10 adett<strong>en</strong> az istey<strong>en</strong>lereposta pulukarşılığı Kitapçılara ve 10adett<strong>en</strong> fazla istey<strong>en</strong>lere °o 25 t<strong>en</strong>zilatlıödemeli olarakgönderilir.Fiatı : 10 TL.veisteme Adr. Ötük<strong>en</strong> YayıneviCoğaJoğlu — ÎSTve P.K. 284 BakanlıklarANKARA


DEMOKRASİ İSTERÜK!.U erkes «demokrasi» istiyor. Bütün politika" oyuncuları, bütün gazete yazarları, hattâcici demokrasi diye, seçilmişler idaresini küçümsey<strong>en</strong>azılı ve azısız solcular, cümlesi demokrasidiye tepiniyor. Yalnız bir noktayı çözemiyorum,bu zevat demokrasiyi kimd<strong>en</strong> istiyor?Bir demokrasi var idi de onu bazıları alıp esirmi etti, yoksa bir yere rehin mi kondu, yahutda kötü bakım ve adi çekişmeler yüzünd<strong>en</strong> kırılıptamirciye mi gitti? Görün<strong>en</strong> şu ki herkesdemokrasiyi istiyor, arsız çocuk oyuncağını istergibi, huysuzca, şirretçe, edepsizce bir çığırtkanlıkla.•Sonra bu zevat demokrasiyi kimd<strong>en</strong> istiyorBiıileri var da onlar getirip demokrasiyi bizemi verecek, eğer vermeye kadir bir kudret, hey' 1et veya kişi varsa istediği zaman çekip alamazmı? Böyle bir vericiyi kabul etmek, onu asılmal sahibi saymak değil midir?Bu istekçiler demokrasi tam ve kâmil olarakellerine verilmişk<strong>en</strong> onu hakim ve eminkılabildiler mi? Yoksa her serserinin tecavüzüneaçık, her istey<strong>en</strong>in ezebileceği, herkesin horladığı,bir.acz sembolü haline mi getirmişlerdi?Türk milleti, S<strong>en</strong>irk<strong>en</strong>t'te, Arslanköy'de, Gaziantep'tetemsil hakkını çiğnetmemek, iradesinitanıtmak, tercihini hakim kılmak için, baskı,tedhiş ve taltif duvarlarını 1946 da, 1957 de herşeyiniortaya koyarak aşmıştır. Buna karşılıkpolitika oyuncuları, gazete yazarları, hangi riskegirmiş, hangi yükü çekmiş, hangi sorumluluğuyükl<strong>en</strong>miştir? Hepsinin dilindeki peles<strong>en</strong>k «b<strong>en</strong>imsuçum yok» dan ibarettir. Halbuki ef<strong>en</strong>dileringörevi suç sahibi olmaktır. Yani bazı işlerigörürk<strong>en</strong>, bazı kimselerin ithamına rıza göstermektir.Ama hayır, onlar suçsuz sayılmak, suçsuzbilinmek için r<strong>en</strong>kt<strong>en</strong> ve şekild<strong>en</strong> mahrumbir mayi olmaktan gayrı çaba harcamamışlardır.1964 d<strong>en</strong> 1971 e kadar 7 yıl iktidar mevkiiniişgal ed<strong>en</strong> sayın Demirel, Orta Doğu Teknik Üniversitesinde«Nazım Hikmet Köşesi»ni kurandeğildir. Ama önley<strong>en</strong> de değildir. ODTÜ'ninözerk olduğunu da ileri süremez. Fakülteyi rektöryönetir, rektörü mütevelli heyeti, mütevelliheyetini hükümet tayin eder. Bu mekanizmayıişletmiş midir? Bu yolda çaba sarf ed<strong>en</strong> Prof.Şaban Karataş'ın emeğini boşa çıkaran da yinek<strong>en</strong>dileri olmuştur. ODTÜ'de başlayan komünistatılım kısa zamanda orasını bir kale haline getirmiş,Prof'ların, doç<strong>en</strong>tlerin, asistanların kumandaettiği komünist kıtalar 1971 de Türk ordusununbir jandarma alayı ile 9 saatlik birsavaşa girişmiştir. Bu savaş esnasında SayınBaşbakan «sağa da karşıyım, sola da karşıyım»diye nutuklar verip suçlu olmamaya çalışmıştır.n ursun Önkuzu isimli bir g<strong>en</strong>ci komünistT öğr<strong>en</strong>ciler konuşmak için çağırmış, dizkapaklarımmatkapla delip, ayaklarını jiletleçizmişler, sonra da ciğerlerini pompa ile şişirippatlatarak p<strong>en</strong>cered<strong>en</strong> aşağı atmışlardı. Buolayda da sayın Demirel iktidarı hem sağa, hemsola karşı olduğunu beyandan öte gidemedi idi.Bu misaller o kadar çok ki saymakla bitmez.Ve hepsi de «demokratik rejimin bünyesindeanarşi istidadı olmak tabiidir» gibi Demirelselbir kaziye ile hoş görülmüştü.Şimdi aynı Demirel, hükümete bakan veriyor,akıl veriyor, demeç veriyor ve demokrasiyiistiyor. Alıp da hakkından gelmek için herhalde.Sayın Ecevit de demokrasi istemektedir.Onun isteği, felsefesine göre daha tutarlı bir işlemdir.Solu tahdit edilmemiş bir orta partininkurucu liderini bertaraf edip CHP'nin başınageçmiştir. Sağın, hatta ortanın düşmanıdır. Solunher derecesine sevgisi vardır. Sola gidişitehlikesiz emin ve kolay hale getirmek ise, demokrasiyiDemirel gibi anlayan bir iktidar devrinde<strong>en</strong> rahat yapılabilir. O halde gelsin aceleseçimler ve Demirel iktidarı. Çünkü askerlerinkontrolü bir süre daha devam ederse, solcu eylemcilerkazınmasa bile, silâh ve cephanelerininbir kısmı daha azalabilir. Onun için «DemokrasiDemirelsel» hem<strong>en</strong> kurulmalıdır.C olcu yazarlar da demokrasiyi istemektedir.Bunca emeklerle geliş<strong>en</strong> Dev-G<strong>en</strong>ç, bukadar özledikleri komünist rejim, gece gündüzyaydıkları marksist doktrin daha fazla zedel<strong>en</strong>med<strong>en</strong>,Türk ordusunun deştikçe anladığı, komünistfikrin, komünist eylemin, komünist örgütünmahiyeti hakkında vuzuha ermesind<strong>en</strong>önce Demirel iktidarı gelmelidir ki, komünizminadını «ilericilik», milliyetçiliğin adını «gericilik»koyarak propoganda devam edebilsin. «Cici demokrasi»,«Biçimsel Demokrasi» diye horladıklan rejim olmalı ki «Gerçek demokrasi» saydıklarıkomünist rejimin yollarını açabilsinler.Sağcı yazarlar da demokrasiye acele isteklidir.Hem de bütün bu tehlikeli geleceği bilebile. Bir kısmı için demokrasiyi istemek Demirel'iistemektir. Dolayısıyla suret-i haktan görünüpDemirel'in gözüne girmek var. Yapılacakbir seçimde Demirel, mutlak çoğunluğu kazanmasabile yine de <strong>en</strong> fazla milletvekili çıkarıpkoalisyonun hâkim kanadını teşkil eder. O haldeDemirel'e yaranmak kârlı bir yatırımdır. Buhusus bilhassa gazete sahipleri için önemlidir.Sağcı yazarların diğer bir kısmı da solcularınekmeğine katık olmaktan bıkmışlardır.Adamlar kimseye kötülük etmed<strong>en</strong>, kims<strong>en</strong>inişine karışmadan yazıp yaşarlark<strong>en</strong>, hergün hakareteuğruyorlar.Komünistlerin tedhişini durdurmak için kurulanhükümetin üyeleri «solcu olmak adam olmaktır»gibi vecizeler söyleyerek k<strong>en</strong>dileriniadam defterind<strong>en</strong> siliyor, bir başka Millî EğitimBakanı Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'inkitabını okuyan öğretm<strong>en</strong>i ild<strong>en</strong> ilçeye sürüyor.Bütün bu işlerin anti-komünizm adına yapıldığınıgörüp dehşete düşüyorlar. Gelsin demokrasidiye feryada başlıyorlar.Milliyetçiler de demokrasi istiyorlar. Çünkü<strong>en</strong>dişe içindedirler. Sol ceph<strong>en</strong>in silâhlan var,hem de bir orduyu donatacak kadar, 25 milyonmermi, 56 bin tabanca bilmem kaç bin makinelitüfek, bunlar da h<strong>en</strong>üz ele geç<strong>en</strong>ler. Kimbilirbelki obüsler, havan topları bile mevcuttur. Yinede taraflarını tutan politikacı, yazar ve idarecflerbulunuyor, k<strong>en</strong>dilerinin kimsesi yok.Halta milliyetçilerin suçsuz olduğunu «Beraatızimmet asıldır» kaidesine uyarak bile kabuled<strong>en</strong> yok. Komünistler için suçu itiraf etmekbile yetmiyor. Savcılar; delil, vesika, şahitlemutlak surette tesbit etmeliler. O da, delil mutlak,vesika taze, şahit komünist ise makbuldür.Hatta bu da yetmez. Bilirkişi de evet demelidir.Buna karşılık milliyetçinin bir suç işlemesigerekmez: O d<strong>en</strong>ge olsun diye suçludur, yetkililermelek sanılsın diye suçludur, her vesileile suçsuz olduğunu isbat etmek zorundadır,yoksa kurtulması kabil değildir. Ayağı bir sürçerse,suça b<strong>en</strong>zer bir iş yaparsa basını, politikacısıidarecisi ile sol ceph<strong>en</strong>in savleti altındakalacağını bilmektedir. Koca bir şerirler ittifakıkarşısında yapayalnızdır. Bunlardan korkar mı?hayır. Bir ömür böyle yaşamıştır. Yalnız ordununbu telkinlere kapılmasından <strong>en</strong>dişe eder.Onu memleketin teminatı, milletin muhassalası,devletin kudreti diye tanır, sever ve överonunla karşı karşıya gelmiş olmayı istemez.Böyle bir karşılaşmayı vatan için tehlikeli bulur.Bilir ki orduyu milliyetçilerle karşılaştıranlaronu sola çekmek için de eld<strong>en</strong> gel<strong>en</strong>i yapacaklardır.Bugüne kadar solun eline düş<strong>en</strong> askerlergericiliğe, sağcılığa, teokrasiye karşı olmakyoluyla eğitilmiş ve sonunda vatana, millete,milliyete düşman hale sokulmuşlardır. Buyüzde ordu sorumluluğunun bitmesi yerine, politikacılarıngelmesini istemektedirler.Aşırı sağcılar da demokrasi istemektedir. 25milyon mermi 56 bin tabanca ile 25 adet teşbih56 adet takk<strong>en</strong>in eşit sayılmasından dehşet duymaktadırlar.Gavuru, çıfıtı bağlayıp tetiği çek<strong>en</strong>le;papucu büyüğe çaput bağlayıp, teşbihiçek<strong>en</strong> aynı derece suçlu bilinir ise, korkudandemokrasi istemeyip te ne yapsın zavallılar.Bu sebeplerle herkes demokrasi istemektedir.K<strong>en</strong>disi için, k<strong>en</strong>dine göre bir demokrasi.Milletin geleceği vatanın bütünlüğü, devletinvarlığı bu h<strong>en</strong>gâmede akla gelmez olmuştur, Elfetihtalimgahı anarşist imaline devam etmekte,silâhlar cephaneler ambarda, yetki ve sorumsahipleri k<strong>en</strong>di başı derdinde.* ma herkes demokrasi peşinde, hani buyrunseçime kazanan alsın deseler, gel<strong>en</strong>adam kaç gün dayanır. Elindeyk<strong>en</strong> koruyamadığırejimi kurtarmak için gücü neye yeter. Birs<strong>en</strong>e önce acz içinde çırpınanlar demir kuvvetşurubu mu içtiler.Türk ordusu ortalığı temizleyip politikacılarateslim eder, az sonra yine kıyamet kopmağabaşlar. 1908 d<strong>en</strong> beri devam ed<strong>en</strong> bu hal,anane böyledir. Seçim yapılır, politikacılar gelir,on yıl boğuşurlar. Ordu araya girer, arkasındanhep bir olup demokrasiyi isterler. Azsonra yine aynı hal... bu bir fasit dairedir.1960 ta da böyle olmuştu hatta seçim yaptıranMBK üyelerini altın heykellerini dikeceklerdi27 Mayıs bayramında yer büe vermediler.bMEfcti Türk k<strong>en</strong>dine dönSahibi : İbrahim METİN • Yazı İşleri Müdürü : Tevfik FikretKILIÇKAYA • Neşriyat Müdürü : Mehmet Nedim BUDAK •İdari İşler : Osman ÇAKIR • Haberleşme Adresi : P. K. 284Bakanlıklar — ANKARA • İdare Yeri : Bedest<strong>en</strong> İçi Bedest<strong>en</strong>Han Kat 4 Nu. 7 — KONYA • Ankara Temsilciliği : Telefon :12 58 10 • Para Havale Adresi : DEVLET Posta Çeki Nu.10021849 • Fiatı : 250 Kuruş.ABONE : Yıllık 60 TL. AltıAylık 30 TL. • Dış ülkeleriçin : îki misli • DİZ­Gİ VE BASKI : EmelMatbaacılık Ltd. Şti. —ANKARADAĞITIM : Gameda

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!