You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
n o s t a l j i<br />
Arsivlerden çıkan 1877 tarihli<br />
,<br />
bir resmin hatırlattıkları<br />
Hüseyin Çimrin<br />
Kent Tarihçisi<br />
Çingene Hasan<br />
Yanık Hastane<br />
mevkiinde surları<br />
yıkarken bir kale<br />
duvarının altında<br />
kalıp, ölmeseymiş,<br />
o devirden bize<br />
şu anda sahip<br />
olduğumuz, birkaç<br />
kule ile Hadrianus<br />
Kapısı bile<br />
kalmayacakmış.<br />
I .ngiliz gazete arşivlerinden<br />
yeni çıkan 1877 tarihli ve Antalya<br />
Kalesi’nin yıkılmadan önceki halini<br />
gösteren bir resim; beni hem sevince,<br />
hem de üzüntüye boğdu. Keşke bu<br />
kaleyi olduğu şekilde 1877’deki haliyle<br />
bugünlere taşıyabilseydik. Bu ne kadar<br />
muazzam olurdu. Fakat olmadı,<br />
olamadı. Antalya Kalesi’nin yüzyıllar<br />
önceki halini ve yıkılış öyküsünü okuyunca<br />
benim üzüntümü daha iyi anlayacaksınız.<br />
Antalya kenti, İÖ 158 yılında Bergama<br />
Kralı II. Attalos tarafından kurulduğundan<br />
itibaren etrafı iki surla çevrilmişti.<br />
Bu surlardan biri limanı, diğeri de kenti<br />
çeviren iç içe iki sur şeklindeydi. Dış<br />
surlarda çok sayıda ve elli adım aralıklarla<br />
kuleler bulunuyordu. Surların<br />
denize ulaştığı yerlerin sonunda uçlarında<br />
birer kulenin yer aldığı mendirek<br />
vardı.<br />
12l2 yılında bir Cuma Namazı sırasında,<br />
Antalya’nın Müslüman olmayan<br />
yerli halkı, isyan ederek ansızın Türklerin<br />
üzerine saldırıp, halkın bir kısmı<br />
ile yöneticileri öldürünce; Hıristiyan<br />
ve Müslüman halkın birlikte yaşayamayacağını<br />
anlayan Selçuklu Sultanı<br />
I. Alaeddin Keykubat tarafından 1225<br />
yılında, daha doğuda, denize doğru<br />
ikinci bir sur yaptırılmıştı. Bu surlar<br />
Kaleiçi’ni Rum, Ermeni ve Türk mahalleleri<br />
olacak şekilde üçe ayırmıştı.<br />
Bu azınlıklara göre kentin mahallelere<br />
bölünme durumu ve her hafta Cuma<br />
İngiliz gazete arşivlerinde bulanan 1877 tarihli bu resim,<br />
o yıllarda Antalya Kalesi’nin ne kadar güzel bir görünüme sahip olduğunu gösteriyor.<br />
Namazları’nda diğer mahallelerden<br />
saldırı olmasını önlemek amacıyla kale<br />
kapılarının kapanması olayı, Cumhuriyetin<br />
kuruluşuna kadar devam etmişti.<br />
19..Yüzyılın sonlarına kadar neredeyse<br />
tamamı korunmuş halde bulunan<br />
Antalya Kalesi’nin etrafı 1920’li yıllara<br />
kadar geniş bir hendekle çevriliydi ve<br />
bunların içinde su bulunuyordu.<br />
İBNİ BATTUTA ANLATIYOR<br />
14. yüzyılda Antalya’ya gelen ünlü<br />
gezgin İbni Battuta, kentte yaşayan<br />
Müslüman, Rum, Yahudi ve Hıristiyan<br />
tüccarların ayrı ayrı mahalleleri olduğu<br />
ve etrafının surlarla çevrili olduğunu<br />
yazmakta, kentin idarecisi ve ailesinin<br />
devlet erkânı ile birlikte çevresi surla<br />
çevrili bir iç kalede oturduğunu belirtmektedir.<br />
Kaleiçi’nden dışarıya çıkmak için kentin<br />
beş kapısı vardı. 1. Kale Kapısı, 2.<br />
İmaret Kapısı, 3. Üç Kapılar, 4. Orta<br />
Kapı, 5. Yeni Kapı. Kale Kapısı bugün<br />
olduğu gibi o günde, şehrin merkezi<br />
idi. İbni Batûta Seyahatnamesinde Antalya<br />
şehrini şu satırlarla tanıtmaktadır.<br />
“Bu şehir, sahasının genişliği, nüfusunun<br />
çokluğu ve planının muntazamlığı<br />
itibariyle en önde gelen şehirlerdendir.<br />
Her fırka diğer fırkalardan tamamen<br />
ayrıdır. Hıristiyan tüccarları “Mina”<br />
adıyla bilinen mahallede oturmaktadır.<br />
Mahallenin etrafı bir surla çevrilmiş<br />
olup geceleri ve cuma vakitleri kapıları<br />
kapanır. Şehrin eski sakinlerinden<br />
olan Rumlar, diğerlerinden ayrı olarak,<br />
başka bir mahallede otururlar. Bunların<br />
mahallesi de bir surla çevrilmiştir.<br />
Aynı şekilde Yahudilerin de sur içinde<br />
ayrı bir mahallesi bulunur. Şehrin hakimi<br />
ile ailesi ve devlet ricali de yukarıda<br />
açıkladığımız şekilde, şehrin öteki<br />
mahallelerinden ayrı olarak etrafı surla<br />
çevrilmiş olan kalede oturmaktadır<br />
Müslümanlar ise asıl şehirde ikamet<br />
etmektedirler. Bu beldede bir cami ve<br />
56 ATSO Ocak - Şubat 2016