Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İnsan yıllar geçince en samimi olduğu dostlarının adını<br />
hatırlamakta güçlük çekebiliyor belki ama yıllardır görüşmediği<br />
bir akrabasının adını hiç unutmuyor. İlginç bir bağ ve daha da ilginci,<br />
Türk sinemacılarının seyirci ile hayal perdesinde de olsa, bu<br />
türden kuvvetli bir bağı oluşturabilmiş olması…<br />
MURAT TOLGA ŞEN<br />
n Derme çatma dekorlardan, abartılı ama bir<br />
yandan da samimi oyunculuklardan oluşan<br />
ucuz hayaller fabrikasıydı Yeşilçam. Olmamış<br />
tüm yanlarını örtbas etmek için belki de, hep<br />
seyredenine yakın durmaya, ona sevdiği,<br />
özlediği birini hatırlatmaya çalıştı yıllarca…<br />
Seyrederken farkında olmadığımız, ancak<br />
yıllar sonra gelen TV gösterimlerinde<br />
anlayabildiğimiz bir şey de her tarafı dökülen<br />
bu eski filmlerin sanki çocukluğumuza ait bir<br />
yaşanmışlık hissi uyandırması oldu. Meğer<br />
ne kadar çok hısım, akrabamız varmış bizim<br />
o küflü pelikül yığınlarında… Onların perdeye<br />
düşen hatırasına bir saygı duruşu amacı<br />
taşıyan bu yazımızla hepsini bir kez daha<br />
birlikte hatırlayalım isterim.<br />
Annemiz: Adile Naşit<br />
Asıl adı Adile Keskiner’dir. Bunun yanı sıra<br />
Adoş, Adile Ana, Masalcı Teyze diye de bilinirdi.<br />
Tiyatrocu bir aileden gelen Adile Naşit’in<br />
babası ünlü komedyen Komik-i Şehir Naşit,<br />
annesi de Ermeni kökenli tiyatro oyuncusu<br />
Amelya Hanım’dır. Ağabeyi Selim Naşit ve<br />
1950’de evlendiği eşi Ziya Keskiner de tiyatro<br />
sanatçısıdır. Adile Naşit eşi Ziya Keskiner’in<br />
Temmuz 1982’deki ölümünden sonra 16 Eylül<br />
1983 tarihinde Cemal İnce ile gizlice evlendi.<br />
Sinema dünyasında, Rıfat Ilgaz’ın ünlü eseri<br />
Hababam Sınıfı’ndan uyarlanan filmlerdeki<br />
müstahdem Hafize Ana rolü ile olduğu kadar,<br />
Münir Özkul ile karşılıklı oynadığı film-<br />
lerdeki “Anne” rolleriyle de ünlenen Adile<br />
Naşit 11 Aralık 1987’de doğduğu şehir olan<br />
İstanbul’da 57 yaşındayken bağırsak kanseri<br />
sonucu hayatını kaybetmiştir. 13 Aralık<br />
1987 tarihinde Şişli Camisinde tören düzenlendi.<br />
Öğle namazının ardından Karacaahmet<br />
Mezarlığına defnedilmiştir. İstanbul Karacaahmet<br />
mezarlığında ilk eşi Ziya Keskiner ve<br />
oğlu Ahmet Keskiner (1951-1966) ile birlikte<br />
yatmaktadır.<br />
Oyunlarında ve sinema filmlerindeki anne tiplemesi,<br />
kendine has üslûbu ve kahkahası onu<br />
Türk Sinemasının unutulmaz isimleri arasına<br />
yerleştirmiştir. Canlandırdığı anne karakterleri<br />
nedeniyle 1985 yılında Yılın Annesi seçilmiştir.<br />
Aslında o tüm zamanların annesidir! O varken<br />
başka birinin böyle hissettirmesi mümkün<br />
mü? Girdiği her rolde, yanına varıp, eteğini<br />
çekiştirip salçalı ekmek istetecek kadar samimidir.<br />
Tek bir çocuğun değil tüm mahallenin<br />
(Sultan) ya da kocaman, haylaz bir sınıfın<br />
(Hababam serisi) annesidir yeri geldiğinde…<br />
En çok hatırlanan rolünde, Gülen Gözler’in Nezaket<br />
hanımı olarak çocuklarının her açığını ve<br />
eksiğini kapatan, kendini onların yoluna feda<br />
etmiş bir candır. Tıpkı gerçek annelerimiz gibi,<br />
kendini ailesi için feda etmiş, tüm isteklerini<br />
sıfırlamış, yeri geldiğinde babadan gizli bir<br />
müttefik, yeri geldiğinde babaya yollanan bir<br />
elçi olmuştur. Münir Özkul’la oynadıkları bu<br />
anne-baba oyunu sadece Yeşilçam’ın değil,<br />
Türk sinemasının en yoğun gerçek olma durumunu<br />
halidir. Kuzucuklarının onu özlemediği<br />
bir gün bile yoktur.