Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İNOVATİF<br />
<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
YIL : 1 SAYI : 2 EYLÜL 2013<br />
PROSES<br />
EKİPMANLARI<br />
TEKSTİL VE HAZIR GİYİM<br />
SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER<br />
ON PARMAKDA ON MARİFET<br />
TARIM SEKTÖRÜNDEKİ KALİTE<br />
KONTROL CİHAZLARI<br />
İLAÇ SANAYİDE GMP<br />
KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ<br />
ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ<br />
SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ<br />
VE TEMAS AÇISI<br />
DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE<br />
DOĞAL YAŞAMAK NEDEN OLMASIN
Sahibi :<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Kurucuları<br />
Genel Yayın Yönetmeni :<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> Okuyucuları,<br />
Dergimiz <strong>Kimya</strong> hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu<br />
açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi,bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla<br />
hazırlanmıştır.<br />
Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır.<br />
Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizde<br />
<strong>Kimya</strong> Sektörü ile ilgili bilgiler, <strong>Kimya</strong> Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler<br />
olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmayacağınızı<br />
ümit ediyoruz.<br />
Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimizle...<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Kurucuları<br />
Yavuz Selim Kart<br />
Yayın Danışmanı :<br />
Ayşe Emir<br />
Dergi ve Yazı Editörleri :<br />
Ayşe Emir<br />
Röportaj Sorumlusu :<br />
Ceyda Sarıkaya<br />
Sayfa Tasarımı :<br />
Yavuz Selim Kart<br />
Bize Ulaşın<br />
facebook.com/Inovatif<strong>Kimya</strong><strong>Dergisi</strong><br />
twitter.com/Inovatif<strong>Kimya</strong><br />
inovatifkimyadergisi@gmail.com
Yazarlarımız<br />
YAVUZ SELIM KART<br />
CEYDA SARIKAYA<br />
ABDULHAMIT AYDIN<br />
HACER AY<br />
AHMET YILMAZ<br />
YAKUP BICER<br />
HATILE MOUMINTSA<br />
İNOVATİF<br />
AYSE EMIR<br />
VAHIT KENAR<br />
EMRAH YÜCE<br />
GULTEKIN OZDEMIR<br />
SEVGI GULTEKIN<br />
AYKUT CENGIZ<br />
HAKAN OZTURK<br />
<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
İNOVATİF<br />
<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
KURALLARI<br />
1. <strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>, yazılarını herhangi bir<br />
makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını<br />
aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız.<br />
Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların<br />
kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumundasınız.<br />
2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci<br />
derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir sorun<br />
yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız.<br />
3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek<br />
felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu<br />
değildir.<br />
4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler kesinlikle<br />
kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu<br />
zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz.<br />
Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına<br />
riayet ederek resimlerini dökümanlarına eklemeleri.<br />
Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar<br />
sorumludur.<br />
5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız<br />
var ise. Yazıları için AYŞE EMİR ile konuşmaları<br />
gerekmektedir.<br />
www.facebook.com/groups/147842018740235/<br />
Grubu aracalığı ile ulaşabilirler.<br />
Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yazmayı<br />
düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli<br />
görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici sayfamızı<br />
takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında<br />
gerekli adresler mevcuttur.<br />
6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı<br />
yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan<br />
hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim<br />
yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirtmiş<br />
olduğum isimlere sorabilirsiniz.<br />
7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları<br />
inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine<br />
göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz<br />
yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz<br />
tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size<br />
geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde<br />
bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu<br />
kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha<br />
güzel bir dergi çünkü.<br />
8.Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz<br />
yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir<br />
kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler<br />
bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle<br />
isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı<br />
yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönderirseniz<br />
illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın<br />
olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin<br />
adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybetmemiş<br />
olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca<br />
aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa<br />
bu seferde dergi amacından sapmış olur.<br />
10.Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa<br />
olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar<br />
2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz<br />
hakkı dergi yönetimine aittir.<br />
11.Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza<br />
saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir<br />
biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes<br />
gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz.<br />
12.Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular<br />
aşağıda listelenmiştir.<br />
*Akademik Makaleler<br />
*Endüstriyel Yazılar<br />
*Üniversite Hayatında <strong>Kimya</strong><br />
*İş Hayatında <strong>Kimya</strong><br />
*Laboratuvar Üzerine<br />
*<strong>Kimya</strong> Güvenliği<br />
13.Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız.<br />
Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz.<br />
Yazılarımız <strong>Kimya</strong> içeriği dışına çıkmamaya<br />
çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel<br />
gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında<br />
da çalışmalar yapılacaktır.<br />
14. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş<br />
buraya ek maddeler yapmaya değiştirmeye ve koymaya<br />
yetkilidir.<br />
13. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş<br />
sayılırlar.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Kurucuları
İçindekiler<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
9<br />
MADEN SUYU<br />
Günlük içilmesi gereken suyun doğal mineralli su (maden suyu)...<br />
KİL<br />
Uygarlığın başlangıcından bu yana kullanıla geldiği bilinen killer...<br />
12<br />
16<br />
PROSES EKİPMANLARINI TANIYALIM<br />
Mesleğimiz itibariyle; laboratuarlarda yeni ürünlerin elde edilişi...<br />
29<br />
24<br />
TARIM İLAÇLARI SEKTÖRÜNDE KALİTE-KONTROL<br />
ANALİZLERİNDE KULLANILAN CİHAZLAR<br />
Vakumlu elek yardımıyla toz ürünlerin spesifikasyonda belirtilen...<br />
KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ<br />
Birçok arkadaşımız kendini kimyacı, kimyager veyahut...<br />
ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ<br />
Çimento günümüz dünyasında çok önemli bir yere sahiptir...<br />
32<br />
36<br />
SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI<br />
Hiç düşündük mü acaba bir yaprağın üzerindeki çiğ tanesinin yaprak...<br />
AYIN RÖPORTAJI<br />
Dem Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş‘nin Genel Müdürü Hakan SARIÖZ ile...<br />
42<br />
48<br />
TÜRKİYEDE KAFEİN<br />
Kafein başlıca gıda ve ilaç sanayisinde kullanılan, alkoloid grubunun...<br />
DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE DOĞAL YAŞAMAK<br />
NEDEN OLMASIN<br />
İlerleyen günlerimizde hergün yeni bir hastalık cıkmaktadır...<br />
52<br />
50<br />
TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE KİMYAGER-<br />
LER<br />
Dergimizin ilk sayısında deterjanlar ve temizlik sektörü ile ilgili...<br />
İLAÇ SANAYİDE GMP<br />
Sizlere bu ay GMP den bahsedeceğim; fakat bir ilaç çalışanı değilim...<br />
56
60<br />
ON PARMAKTA ON MARİFET<br />
<strong>Kimya</strong> denilince aklımıza çeşitli kimyasallar ve mineraller...<br />
KİMYA İLE İLGİLİ SÖZLER VE YAZILAR<br />
Her kimyagerin bir yokuşu ve çıkışı vardır...<br />
66<br />
72<br />
HER AY 3 WEB SİTESİ<br />
Her ay sizlere faydalı olacak 3 web sitesi....<br />
CROCODILE CHEMISTRY PROGRAMI NEDİR NE İŞE<br />
YARAR?<br />
Geçen sayımızda sizlere Chem Draw programından bahis ettim...<br />
80<br />
81<br />
KİMYA BULMACA<br />
Her ay kimya terimlerine aşina olacağınız bulmaca...<br />
KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ (GEÇEN AY)<br />
Geçen ayın bulmaca çözümleri...<br />
82
Aykut CENGİZ<br />
Celal Bayar Üniversitesi<br />
aykutcengiz@windowslive.com<br />
MADEN SUYU<br />
Günlük içilmesi gereken suyun doğal<br />
mineralli su(maden suyu) olarak alınması<br />
birçok avantajlar sağlar. Öncelikle,<br />
sağlıklı bir su metabolizmasının sağlıklı<br />
bir vücutta sürdürülmesi garantiye<br />
alınmış olur. Ayrıca, günlük alınması<br />
gereken minerallerin bir kısmı belli<br />
düzeylerde karşılanmış olur. Bununda<br />
ötesinde kişilerde var olan bazı fonksiyonel<br />
rahatsızlıklar(mide yanması,<br />
böbrek taşı oluşumuna eğilim gibi) üzerinde<br />
yararlı etki elde edilir. Daha da<br />
önemlisi bazı hastalıkların (örneğin;<br />
osteoporoz gibi) doğrudan veya dolaylı<br />
tedavisi de sağlanabilir. Bu etkiler için<br />
günde en az 1,5 litre mineralli suyun<br />
içilmesi gereklidir. Böylelikle; bir yandan<br />
günlük su gereksinimimizin bir<br />
kısmı karşılanırken, diğer yandan da<br />
yararlı etkiler elde edilebilir.<br />
Mineralli sularda, en yoğun bulunan<br />
elementler, Kalsiyum, Magnezyum,<br />
Sodyum ve Klordur. Daha az bulunanlar,<br />
Potasyum ve Flor, bazen de İyottur.<br />
Ayrıca, mineralli sularda sık olarak<br />
Bikarbonat ve daha az da Sülfat iyonları<br />
bulunur. Söz konusu minerallere<br />
olan gereksinim yaşamın bazı dönemlerinde<br />
(örneğin, gençlik, çocukluk,<br />
yaşlılık gibi) özellikle artar. Bu dönemlerde<br />
mineralli suların içilmesi daha çok<br />
önem kazanır.<br />
Mineralli sularda bulunan minerallerden<br />
Kalsiyum Osteoporozun önlenmesi<br />
ve tedavisinde etkindir. Güçlü<br />
kemik yapısı oluşması, kan pıhtılaşması<br />
ve sinir uyarılarının iletilmesinde rol<br />
oynar. Magnezyum kan ve sinirsel<br />
yorgunluğun önlenmesinde etkindir ve<br />
sağlıklı kalp fonksiyonu için gereklidir.<br />
Sodyum, su ve elektrolit dengesi, asitbaz<br />
dengesi ve uyarı iletiminde rol oynar.<br />
Sindirimde yardımcıdır. Potasyum,<br />
hücre metabolizmasında ve vücuttaki<br />
su dengesinde görev yapar. Florür, diş<br />
çürüklerinin önlenmesinde etkilidir ve<br />
sağlıklı kemik ve dişler için gereklidir.<br />
İyot, Troid Bezinin sağlıklı çalışması<br />
için gereklidir, eksikliğinde Troid Bezinin<br />
büyümesi (guatr) görülür. Klor, su<br />
ve elektrolit dengesi ve sindirimde sodyum<br />
ile birlikte görev üstlenir.<br />
*Maden Suyu’nun(mineralli su) Avantajları<br />
• Sağlıklı yaşam desteği ve sağlıklı koruma<br />
• Mineral eksikliğini giderme, mineral<br />
gereksinimi karşılama<br />
• Bazı hastalıkların doğrudan veya<br />
destekleyici tedavisi<br />
• Bazı rahatsızlıkların giderilmesi ve<br />
önlenmesi<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 9
**Doğal Mineralli Suların Fizyolojik<br />
ve Terapötik Etkileri<br />
Mineralli sulardaki minerallere bağlı<br />
etkilerin dışında, mineralli sulardaki<br />
iyonların fizyolojik etkileri ve bazı hastalıklardaki<br />
terapötik yararları da söz<br />
konusudur. Bunlar sistemler özelinde<br />
kısaca özetlenirse;<br />
Böbrek üzerine; Mineralli sular böbrek<br />
ve idrar yollarında taş oluşumunu önlerler.<br />
İdrar yolu enfeksiyonların da özellikle<br />
Bikarbonat, Magnezyum ve Kalsiyum<br />
içerikleri yüksek mineralli sular<br />
iltihabı geriletici etki gösterirler. Ürolojik<br />
birçok hastalıkta böbrek fonksiyonlarını<br />
destekleme ve geliştirme amacıyla<br />
bol su içilmesi, özelliklede mineralli su<br />
içilmesi temel önlemlerdendir.<br />
Metabolizma üzerine; Mineralli sular<br />
özellikle sülfatlı olanlar, safra kesesi<br />
tembelliğinde yararlıdır ve pankreas<br />
fonksiyonlarını da desteklerler. Diyabet’te<br />
Sodyum Bikarbonatlı sular insülin’in<br />
etkisini güçlendirir ve karbonhidrat<br />
metabolizmasını iyileştirirler. Yine,<br />
hem idrar miktarını, hem de idrarla<br />
ürik asit atılımını artırırlar, bu yüzden<br />
Gut Hastalığı’nda krizler arası dönemde<br />
yararlıdırlar.<br />
yüksek Bikarbonat içeren(1300mg/L-<br />
1200mg/L) mineralli sular oldukça<br />
yararlıdır.<br />
Sindirim sistemi üzerine; Günümüz<br />
insanının az su içme alışkanlığı, minerallerden<br />
yetersiz beslenme, hareket<br />
azlığı ve sedanter yaşam gibi özellikleri,<br />
sindirim sistemi rahatsızlıklarının başlıca<br />
nedenleridir. Bunların başında da<br />
habitüel kabızlık gelir. Burada Sülfatlı<br />
(600mg/L-1200mg/L) mineralli sular<br />
oldukça yararlıdır.<br />
***Şifalı Su Olarak Mineralli Su<br />
Mide üzerine; Kronik mide mukozası<br />
iltihabında veya mide asidi fazlalığında<br />
10<br />
Sağlık üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle,<br />
Almanya’da şişelenmiş doğal<br />
mineralli suların bir kısmı “şifalı su”<br />
niteliğini de kazanabilmektedir. Alman<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Federal İlaç ve Tıbbi Ürünler Enstitüsü<br />
analitik, farmakolojik, toksikolojik ve<br />
klinik araştırma ve değerlendirmeler<br />
sonucunda şişelenmiş bir mineralli<br />
suyu, şifalı su olarak onaylayabilmektedir.<br />
Ülkemizde ise, böyle bir düzenleme<br />
geçerli değildir.<br />
http://www.bilgiustam.com/resimler/2013/07/4163_doktoruma-sorun-kibarli-panax-mustafa-eraslan-5892.jpg<br />
http://www.kadincasayfa.com/wp-content/uploads/maden-suyu.jpg<br />
Almanya’da bir mineralli suyun böylesi<br />
bir onay alabilmesi koşulları şunlardır.<br />
• Belirli mineralleri çözünmüş olarak<br />
belirli değerlerin (mg/L) üzerinde içermesi<br />
• Mineral kompozisyonu ve mikrobiyolojik<br />
özelliklerinin uygunluğu ve<br />
bunun belirli aralıklarla bağımsız kurumlarca<br />
kontrol edilmesi<br />
• Sağlığa yararlı etkisinin bilimsel<br />
araştırmalarla ve bilimsel kurumlarca<br />
kanıtlanması<br />
Unutulmamalıdır ki; birçok kişi soda ile<br />
mineralli suyu aynı sanmaktadır. Soda<br />
içilebilir suya Karbondioksit eklenmesi<br />
suretiyle yapılır.<br />
Soda ise mineral ihtiva etmez.<br />
Kaynaklar<br />
Turk Masuder<br />
Resimler ve Görsel Kaynak<br />
• Kaynak koruma ve şişeleme tesisleri ile<br />
ilgili düzenlemelere uygun ilaç üretim<br />
kurallarına ve koşullarına göre üretilmesi(şişelenmesi)<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
11
çeşitli tonlarında olabilmektedir.<br />
Yakup BİÇER<br />
Yüzüncü Yıl Üniversitesi<br />
yakup.bicer855@gmail.com<br />
KİL<br />
Uygarlığın başlangıcından bu yana kullanıla<br />
geldiği bilinen killer günümüzde<br />
de en önemli endüstriyel hammaddeler<br />
arasında yer almaktadır. Üzerinde ateş<br />
yakılan bazı toprakların sertleştiğini<br />
gören insanlar bu gün kil adını verdiğimiz<br />
bu topraklardan değişik seramik<br />
kaplar, tuğlalar ve tapınmak için putlar<br />
yapmışlardır. Güçlü hava akımlarının etkisi<br />
altında kayaların aşınmasıyla oluşan<br />
killer ya oluştukları yerde ya da rüzgâr<br />
ve su ile taşınarak başka yelerde büyük<br />
yataklar halinde depolanmıştır.<br />
Killer, insanoğlunun yaşamına ateşin<br />
bulunması ile girmiş önemli hammaddelerdir.<br />
Günümüzde ise çok geniş kullanım<br />
alanlarına sahiptirler. Yaşantımızda<br />
gereksinim duyduğumuz pek çok malzemenin<br />
seramik olduğunu düşünürsek,<br />
bu çok geniş yelpazenin ana malzemesinin<br />
kil olması, bu hammaddenin<br />
önemini bir ölçüde ortaya koymaktadır.<br />
Seramik dışında çok çeşitli endüstri<br />
alanlarının önemli hammaddesi de olan<br />
killer ziraatte, jeolojide ve başka pek<br />
çok alanda da araştırıcıların dikkatini<br />
çekmiş ve geçmişten günümüze kadar<br />
farklı disiplinler tarafından hep araştırma<br />
konusu olmuşlardır. Onun için ben<br />
de bu yazımda killerin neler olduklarını,<br />
ne işe yaradıklarını, dünyadaki işlevleri<br />
hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.<br />
Killer çok değişik özelliklere sahiptirler.<br />
Aynı renk, aynı görünüm, aynı dokuya<br />
sahip olan killerin çok farklı karakteristik<br />
özellikleri olabilir. <strong>Kimya</strong>sal<br />
bileşimlerindeki farklılıklardan dolayı<br />
kazanılan bu farklı fiziksel özellikler<br />
onların değişik alanlarda kullanılabilirliğini<br />
ortaya çıkarmıştır.<br />
Seramikler için kil, ısıtıldığında şekillendirilebilecek<br />
ölçüde plastik özellik<br />
gösteren, kurutulduğunda veya<br />
kızdırıldığında ise sertleşen doğal bir<br />
katı maddedir. <strong>Kimya</strong>sal analizler, killerin<br />
su tutma ve iyon değiştirme gücü<br />
yüksek olan alüminyum silikat ya da<br />
magnezyum silikat bileşikleri olduğunu<br />
göstermiştir. Mineral içerikleri ve minerallerin<br />
kimyasal bileşimlerine bağlı<br />
olarak doğal killerin rengi beyaz, gri,<br />
yeşil, mavi, pembe ve kahverenginin<br />
12<br />
Inovatif <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Killer ikincil mineraller olmaları<br />
nedeni ile de bulundukları ortamın<br />
fiziko-kimyasal koşulları konusunda bilgi<br />
verirler. Hem endüstriyel hammadde<br />
olmaları, hem de ortamların yorumlanmasında<br />
yol gösterici olmaları ile bilime<br />
çok katkı sağlayan bu minerallerin bolluğu<br />
onların önemini bir kat daha arttırmıştır.<br />
Ülkemizde 1983 yılından günümüze<br />
değin 2 yılda bir yapılan Ulusal Kil Sempozyumları<br />
ve pek çok ülkenin kurmuş<br />
olduğu kil toplulukları, AIPEA (İnternational<br />
Association for the study<br />
of Clays) gibi topluluklar bu minerallerin<br />
ne kadar önemli olduklarının bir<br />
göstergesidir.<br />
Kil, yumuşak ve çok ince tanecikli<br />
(kumdan ince) bir materyaldir. Kil materyalindeki<br />
atomlar ya bir kafes ya da<br />
bir zincir dizilişi şeklinde olmaktadırlar.<br />
Kilin esas maddesi alüminyum silikat<br />
hidratı olup, türüne göre yanında Sodyum(Na),<br />
Potasyum(K), Kalsiyum(Ca),<br />
Magnezyum(Mg) ve Demir(Fe) gibi<br />
diğer elementlerin bileşikleri de buluna<br />
bilir. <strong>Kimya</strong>sal analiz sonuçlarının<br />
L.Pauling tarafından 1930`lu yıllarda<br />
başlatılan X-ışınları difraksiyonu<br />
çalışmaları ile birleştirilmesinden kil<br />
minerallerinin farklı iki yapı taşından<br />
oluştuğu ortaya çıkmıştır. Merkezinde<br />
silisyum iyonu köşelerinde ise oksijen<br />
iyonları bulunan birinci yapı görüldüğü<br />
gibi düzgün dörtyüzlü yani tetrahedron<br />
şeklindedir. <strong>Kimya</strong>sal formülü SiO-44<br />
şeklinde yazılabilen bu düzgün dörtyüzlülerin<br />
tabanları aynı düzlemde olmak<br />
üzere köşelerinden oksijen köprüleri ile<br />
altılı halkalar vererek birleşmesinden<br />
tetrahedron yapı diğer adı ile silika tabakası<br />
ortaya çıkmaktadır.<br />
Merkezinde alüminyum iyonu köşelerinde<br />
ise oksijen iyonları bulunan ikinci<br />
yapı düzgün sekizyüzlü yani oktahedron<br />
şeklindedir. <strong>Kimya</strong>sal formülü AlO-66<br />
şeklinde yazılabilen düzgün sekiz yüzlülerin<br />
birer yüzleri aynı düzlem üzerinde<br />
kalacak şekilde oksijenlerin oksijen<br />
köprüleri ile birleşmesinden oktahedron<br />
tabakası ortaya çıkar.<br />
Kil Çeşitleri<br />
Killer, saflık derecelerine ve fiziki durumlarına<br />
göre çeşitli tipler arz eder<br />
bunlar;<br />
• KAOLEN<br />
• SİMETRİK<br />
• PLASTİK<br />
• BENTONİT<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
13
Şeklinde en önemli kil çeşitleri ve daha<br />
fazlası bulunmaktadır. Yalnız önem<br />
derecelerine göre bu kil çeşitleri üzerinde<br />
kısaca duracağız.<br />
Kaolen Killer<br />
Kilin en saf şeklidir. Rengi beyazdır<br />
ve kızdırıldıktan sonrada gene beyaz<br />
kalır. Su ile temizlendikten sonra saflığı<br />
%90 olmaktadır. Türkiye de Kütahya da<br />
çıkarılmaktadır.<br />
Simetrik Killer<br />
Bazı yabancı maddeler, özellikle kireç,<br />
magnezyum içerir, renk ya da yağ<br />
giderici olarak kullanılır.<br />
Aslında killer başlı başına yıllar alacak<br />
bir araştırma konusudur, bu bilgiler<br />
sadece deryada bir damlanın damlası<br />
denecek kadar azdır. Bundan dolayı<br />
killer üzerine olan bu yazımıza ileriki<br />
sayımıza devem edeceğiz.<br />
Kaynaklar<br />
www.wikimedia.org<br />
www.kilclay.com<br />
www.türkcebilgi.com<br />
Prof.Dr. Yüksel Sarıkaya `nın Notları<br />
Resimler ve Görsel Kaynak<br />
http://www.merakname.com/depo/<br />
kil-neredelerde-bulunur.jpg<br />
Plastik Killer<br />
Genellikle tuğla ve çanak, çömlek<br />
imalatında kullanılan kil grubu olduğundan<br />
dolayı tuğla kilerlide denilmektedir.<br />
Bu tip killerin bileşiminde<br />
silis ve alüminden başka daima demir<br />
oksit ve kireç bulunur, bu komponentlerin<br />
oranları değişkendir.<br />
SiO2 : % 57,64 Fe2O2 : % 3,5<br />
Al2O2 : % 27.35 CaO2 : % 7<br />
Bentonit Killer<br />
Montmorillonit tipinde, kompleks bir<br />
alüminyum, demir ve kalsiyum bazen<br />
de sodyum silikattan meydana gelmiş<br />
olup, su içinde bir jel meydana getirerek<br />
şişme özelliğine sahiptirler ve bir çok<br />
alanda da kullanılırlar. Çamur haline<br />
getirildiklerinde plastik özellik gösteren<br />
bentonitleriçinde koloidal halde<br />
dağılmış silikatlarda bulunmaktadır.<br />
14<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
İNOVATİF<br />
<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
KONUNU<br />
DÜŞÜN<br />
KONUNA<br />
HAZIRLAN<br />
KONUNU<br />
YAZ<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
15
Sevgi GÜLTEKİN<br />
Hitit Üniversitesi<br />
sevgigultekin_@hotmail.com<br />
PROSES EKİPMANLARINI<br />
TANIYALIM<br />
Mesleğimiz itibariyle; laboratuarlarda<br />
yeni ürünlerin elde edilişi, ayırma,<br />
ısıtma-soğutma vb. işlemleri<br />
gerçekleştirmek için kullandığımız bazı<br />
ekipmanlarımız vardır. Büyük ölçekli<br />
üretime geçtiğimizde bu ekipmanlar<br />
biraz karmaşık hale gelir. Proseslerimizin<br />
doğru işleyebilmesi ve kolay kontrol<br />
sağlayabilmemiz için ekipmanların<br />
tasarımlarının doğru yapılması ve malzemelerinin<br />
doğru seçilmesi gerekir.<br />
Vanalar ve ısı değiştiriciler fabrikalarda<br />
karşımıza çıkabilecek önemli ekipmanlardır.<br />
Bu ekipmanlarla ilgili genel bilgi<br />
içeren bir yazı oluşturmaya çalıştım. Her<br />
ne kadar kendi cümlelerimi kullanmaya<br />
çalıştıysam da çoğunluk kaynaklardan<br />
aktarım şeklinde oldu. Umarım tüm<br />
okurlarımız için faydalı bir paylaşım<br />
olur. Vakit ayırdığınız için teşekkürler.<br />
Proses Ekipmanları Nelerdir?<br />
Proses ekipmanlarının anlaşılabilmesi<br />
için önce prosesin tanımı yapılmalıdır.<br />
Girdileri alıp bir çıktıya dönüştüren<br />
her bir aktivite veya operasyon proses<br />
(süreç) olarak isimlendirilebilir.[1]<br />
Şekil 1 : Üretim Sürecinin Şematik<br />
Hali [2]<br />
Proseslerde kullanılan ekipmanlar,<br />
özellikle kimya sektörü için önemlidir.<br />
Prosesteki akışkanların fiziksel, kimyasal<br />
özelliklerine göre uygun malzeme<br />
seçiminin sağlanamaması nedeniyle<br />
proses düzgün çalışmayabilir, ürünler<br />
kalitesizleşebilir, maliyetler artar, kazalar<br />
yaşanabilir ve hatta can kayıplarına<br />
neden olabilir.<br />
16<br />
Inovatif <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Proseslerde kullanılan ekipmanlara:<br />
* Isı Değiştiriciler (eşanjörler)<br />
Gemi Uygulamaları, Petrol Rafinerileri,<br />
Termik Santraller vb.)<br />
* Pompalar ve Kompresörler<br />
* Vanalar, Filtreler ve Regülatörler<br />
* Distilasyon Kolonları, Reaktörler<br />
* Tanklar<br />
* Boru Hatları<br />
* Debimetre, Monometre, Termocouple<br />
vb.<br />
ölçü kontrol ürünleri örnek verilebilir.<br />
ISI DEĞİŞTİRİCİLER<br />
(EŞANJÖRLER)<br />
Isı değiştirici ya da sanayi diliyle eşanjör;<br />
farklı sıcaklıklardaki iki akışkanın<br />
birbirlerine karışmadan ısılarını aktarmalarını<br />
sağlayan cihazlardır.[3] Isı<br />
değiştiricilerin sanayide birçok çeşidi<br />
bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de<br />
plakalı tip ısı değiştiricilerdir.<br />
Plakalı ısı değiştiricilerin kullanım alanları<br />
şöyle sıralanabilir:<br />
* Isıtma-soğutma sektöründe (HVAC,<br />
Sıcak Su Uygulamaları, Enerji Santralleri,<br />
Isı Merkezi Uygulamaları, Soğutma<br />
Kuleleri, Basınç Kırıcı, Isı Geri Kazanımı,<br />
Buz Deposu, Yerden Isıtma Sistemleri,<br />
Güneş Enerjisi Sistemleri vb.)<br />
* Endüstriyel Uygulamalarda (Hidrolik<br />
Yağ Soğutma, Su Soğutma, Boya Kabinleri,<br />
Yüzey İşleme Sistemleri, Buhar<br />
Uygulamaları, Pastörizasyon Sistemleri,<br />
Tekstil Uygulamaları, İlaç Endüstrisi,<br />
Gıda Endüstrisi, <strong>Kimya</strong> Endüstrisi,<br />
Resim 1: Plakalı Tip Isı Değiştirici[4]<br />
Plakalı Tip Isı Değiştiriciler<br />
Plakalı ısı değiştiricilerde sıcak ve soğuk<br />
akışkanın geçtiği iki farklı devre bulunur.<br />
Bunlar primer ve sekonder olarak<br />
adlandırılır. Akışkanlar farklı devrelerden<br />
geçtiği için birbirine karışmazlar.<br />
Plakalı ısı değiştiricilerin avantajları şu<br />
şekildedir:<br />
* Yatırım maliyetleri, kurulum maliyetleri,<br />
bakım maliyetleri diğer tip ısı<br />
değiştiricilere göre daha düşüktür.<br />
* Az yer kaplarlar, taşımaları daha<br />
kolaydır, kapasiteleri plaka ekleme<br />
işlemiyle arttırılabilir ve 1⁰C’ye kadar<br />
sıcaklık yaklaşımı bu tip ısı değiştiricilerde<br />
sağlanabilir.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
17
Resim 2. Plakalı Eşanjör Plakası<br />
Günümüzde plakalı ısı değiştirici<br />
tasarımı için firmalar kendi tasarım<br />
programlarını kullanırlar.<br />
Bunların temelinde birkaç formül<br />
vardır:<br />
Q= m.Cp.∆T<br />
Q Verilen Isı Miktarı = Q Alınan Isı<br />
Miktarı<br />
mp.Cpp.(Tpg –Tpç) = ms.Cps.(Tsç-Tsg)<br />
Burada;<br />
Q = Aktarılan Isı Enerjisi Miktarı<br />
mp, ms = Primer, Sekonder Devre Debisi<br />
Cpp, Cps = Primer, Sekonder Devre<br />
Özgül Isısı<br />
Şekil 2. Plakalı Isı Değiştirici Boyunca<br />
Akışkan Akış Doğası[5]<br />
Q=U.A.∆Tlm<br />
Burada;<br />
A= Isı Aktarım Alanı<br />
U= Toplam Isı Transfer Katsayısı<br />
∆Tlm= Logaritmik Sıcaklık Farkları<br />
∆Tlm’nin açılımı şu şekildedir:<br />
(∆T1- ∆T2)<br />
∆Tlm=<br />
(ln(∆T1/∆T2))<br />
∆T1 = Tpg - Tsç<br />
∆T2 = Tpç - Tsg<br />
Tpg, Tsg= Primer, Sekonder Devre Giriş<br />
Sıcaklığı<br />
Tpç, Tsç = Primer, Sekonder Devre Çıkış<br />
Sıcaklığı<br />
18<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Plakalı ısı değiştiricilerin en önemli<br />
parçalarından bir diğeri de contalardır.<br />
Contalar akışkana ve akışkanın sıcaklığına<br />
göre uygun malzemeden seçilir.<br />
Plakalı ısı değiştiricilerde kullanılan<br />
contalardan bazıları şöyledir:<br />
1- ) Stiren Bütadien Kauçuk (SBR,<br />
Buna-S):<br />
Yaklaşık 85⁰C’ye kadar dayanıklıdır.<br />
Aşınma, yaşlanma ve ısıya karşı<br />
dayanımı doğal kauçuğa göre daha<br />
iyidir. Polar olmayan çözücülere, seyreltik<br />
asit ve bazlara dayanıklı; yakıt ve<br />
yağlara dayanıklı değildir. [7]<br />
Şekil 3. Karşıt Akışlı Isı Değiştirici<br />
Diyagramı[6]<br />
Plakalı ısı değiştiricilerin temel bileşenleri<br />
plakalar ve contalardır. Plakalar<br />
geçecek akışkanlara göre aşağıdaki malzemelerden<br />
imal edilebilirler:<br />
* 304 Kalite Paslanmaz Çelik<br />
* 316 Kalite Paslanmaz Çelik<br />
* Titanyum, Paladyum<br />
* Incoloy 825<br />
* Hastelloy<br />
* Nikel<br />
* Alüminyum Bronz<br />
* Molibden, SMO254<br />
Pek çok ısı değiştirici üreticisi standart<br />
olarak 304 kalite ve 316 kalite paslanmaz<br />
çelik plakalar kullanırlar. Deniz<br />
Suyu, Tuzlu Su, Jeotermal su gibi agresif<br />
akışkanların olduğu proseslerde Titanyum<br />
gibi malzemeler seçilir. Derişik<br />
Sülfürik Asit, Hidroklorik Asit ve Fosforik<br />
Asit uygulamalarında hastelloy<br />
alaşımları tercih edilir.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
2- ) Kloropren (Neopren) Kauçuk<br />
(CR):<br />
Yaklaşık 125⁰C’ye kadar dayanıklıdırlar.<br />
Aşınmaya karşı direnci ve mekanik<br />
özellikleri çok iyidir. Su ve kimyasallara<br />
karşı uzun süre dayanırlar.[7]<br />
3- ) Akrilonitril Bütadien Kauçuk<br />
(NBR, Buna-N):<br />
Plakalı ısı değiştiricilerde en çok<br />
kullanılan contalardandır. Yaklaşık<br />
110⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar.<br />
Özellikle yağa ve yakıtlara karşı<br />
dayanıklıdırlar. [7] Sanayide geniş bir<br />
kullanım alanına sahiptir.<br />
19
4- ) Etilen-Propilen Kauçuk (EPM-EPDM):<br />
Sanayide en çok kullanılan conta malzemelerinden diğeri de EPDM’dir. Yaklaşık<br />
150⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar. Ozon ve Oksijene karşı dayanıklıdır. Sıcak<br />
su, buhar, alkali ve asitlerde kullanılabilirler. [7] Yağ uygulamalarına pek uygun<br />
değildirler.<br />
5- ) Florokarbon Kauçuk (FKM, Viton):<br />
Yaklaşık 180⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar. Gres yağı, yakıt, çözücü, kimyasal maddelerin<br />
büyük çoğunluğuna, buhara dayanıklıdırlar. Diğer contalara göre fiyatları<br />
daha pahalıdır. Keton, Amin, Ester ve Eter içeren akışkanlara karşı dayanımları iyi<br />
değildir. [8]<br />
Şekil 5. Bazı conta malzemelerinin, çeşitli kimyasallara dayanımları [9]<br />
20<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
A= Mükemmel Dayanım<br />
B= İyi, Düşük Etki, Hafif korozyon veya<br />
renk solması oluşabilir.<br />
C= Orta Etki, Sürekli kullanım için<br />
önerilmez. Dayanım kaybı, yumuşama<br />
ve şişme oluşabilir.<br />
D= Şiddetli Etki, Herhangi bir kullanım<br />
için önerilmez.<br />
Isı değiştiriciler zamanla akışkandaki<br />
kirlilikten ötürü tıkanırlar ve yeterli ısı<br />
aktarımını gerçekleştiremezler. Prosesin<br />
sağlıklı çalışması için ısı değiştiriciler<br />
belirli periyotlarla kontrol edilmeli, plaka<br />
temizliği, conta yenilemesi vb. işlemleri<br />
yaptırılmalıdır.<br />
VANALAR<br />
Vanalar, akışkanlara yön vermek, durdurmak,<br />
ayarlamak kısacası akışkanı<br />
kontrol etmek amacıyla kullanılırlar. Vanalar<br />
sanayine valf ve ventil isimleriyle<br />
de kullanılırlar. Prosesteki vana seçimi<br />
için aynı eşanjörlerdeki gibi akışkanın<br />
cinsi, basıncı, sıcaklığı gibi bilgilere ihtiyaç<br />
duyulur. Özellikle akışkanın buhar<br />
olduğu sistemlerde buharın basıncının<br />
yanı sıra çıkabildiği maksimum sıcaklığı<br />
da bilmemiz gerekir. Vananın uygunsuz<br />
seçilmesi ile prosesin düzgün<br />
çalışmaması, akışkanların sızması,<br />
karışması gibi durumlar meydana gelebilir<br />
ve bu durum kazalara ve patlamalara<br />
sebep olabilir.<br />
Resim 3. Dişli Küresel Vana [11]<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Vana seçiminde cevap verilmesi gereken<br />
temel sorular şöyle sıralanabilir:<br />
* Akışkan nedir?<br />
* Akışkanın minimum ve maksimum<br />
sıcaklığı nedir?<br />
* Akışkanın minimum ve maksimum<br />
basıncı nedir?<br />
* Bağlantı çapı ne olacak?<br />
* Vana bağlantı şekli nasıl olmalı? (Dişli,<br />
flanşlı, kaynaklı…)<br />
* Akışkanı kontrol etmek mi yoksa sadece<br />
açıp kapatmak mı isteniliyor?<br />
* Vana çalışması manuel (kollu) olarak<br />
mı yoksa aktüatör ile mi yapılacak?<br />
Tüm bu sorulara verilen cevaplara göre<br />
vana seçimi yapılabilir. Ancak bilinmelidir<br />
ki tüm istenilen özellikler tek<br />
bir vanada bulunamaz. Bizim için en<br />
önemli özellik ne ise ona öncelik vermeliyiz.<br />
Örneğin akışkanı sadece açıp<br />
kapamak mı; yoksa belirli açılarda durmasını<br />
sağlayarak hassas kontrol etmek<br />
mi istiyoruz? Eğer sadece açma kapama<br />
yapılacaksa kelebek vana, küresel vana…<br />
kullanılabilir. Hassas kontrol yapılmak<br />
isteniyorsa glob vanalar ve diğer kontrol<br />
vanaları uygun olacaktır. Bazı vana<br />
çeşitleri aşağıdaki gibidir:<br />
* Gate (Sürgülü) Vanalar<br />
* Globe (Tablalı) ve Açılı Vanalar<br />
* Çek Vanalar<br />
* İğne Vanalar<br />
* Emniyet Vanaları<br />
* Pistonlu Vanalar<br />
* Küresel Vanalar<br />
* Diyafram Vanalar<br />
* Kelebek Vanalar<br />
* Kontrol Vanaları<br />
21
Çek vanalar diğer isimleriyle çek valfler<br />
tek yönlü akışı sağlarlar ve akışkanın<br />
geriye kaçması istenmediği durumlarda<br />
kullanılabilirler.<br />
Prosesteki vanalar her zaman<br />
manuel olarak kontrol edilmezler.<br />
Günümüzde artık küçük tesislerden<br />
büyük petrokimya tesislerine kadar<br />
çoğu fabrika otomasyon ile proseslerini<br />
kontrol ediyorlar. Vanaların manuel<br />
(kollu) olarak değil de otomatik olarak<br />
kullanılması için aktüatör denilen bir<br />
ürün vananın üzerine takılır. Aktüatörler<br />
pnömatik, elektrikli vb. olabilirler.<br />
Pnömatik aktüatörde hava verilerek,<br />
elektrikli aktüatörde elektrik verilerek<br />
aktüatörün vanayı açması ve kapatması<br />
sağlanır. Vana çeşitlerinden küresel ve<br />
kelebek vanalardan kısaca bahsetmek<br />
gerekirse:<br />
Küresel Vanalar<br />
Bir milin ucuna yerleştirilmiş ortasında<br />
bir veya birden fazla delik olan, çoğunlukla<br />
elastomer (ihtiyaca göre metal de<br />
olabilir) iki conta arasında dengelenmiş<br />
bir kürenin, akışkan geçiş delik ekseni<br />
üzerinde 90⁰ döndürülmesi ve deliğin<br />
geçişe açık veya kapalı konuma getirilmesi<br />
ile akışkan geçişini kesip, açarak<br />
görevlerini yerine getirirler. [12] Küresel<br />
vanalarda kullanılan akışkanların temiz<br />
olması, katılaşmaması gerekir. Su ve<br />
doğalgaz, nötr veya agresif sıvılar için<br />
kullanılabilir.<br />
Küresel vanalarda basınç düşümü azdır.<br />
Proses akışkanlarına göre gövde paslanmaz<br />
çelik, prinç, pik döküm, sfero<br />
döküm, bronz, pvc… malzemelerden<br />
yapılabilir.<br />
Resim 4. Küresel vana ve boru hattına<br />
bağlanması[13]<br />
Contalar akışkanın özelliklerine göre<br />
belirlenir. Yüksek sıcaklıklarda karbon<br />
grafit denilen özel contalar kullanılabilir.<br />
Su gibi normal akışkanlarda teflon<br />
keçeli olarak kullanılabilirler.<br />
Küresel vanaların kullanım alanları<br />
şebeke suları, arıtma tesisleri, kimya<br />
ve petrokimya tesisleri, doğalgaz petrol<br />
taşıma ana hatları, kâğıt sektörü… şeklindedir.<br />
Kelebek Vanalar<br />
Kelebek vanalar; merkezinden veya<br />
eksantrik olarak yataklanmış düz bir<br />
diskin, akışkan geçiş deliği ortasında 90⁰<br />
döndürülmesi ile akışkan geçişini kesip,<br />
açarak görevlerini yerine getirirler. [14]<br />
Hassas akış için küresel vanalar gibi kelebek<br />
vanalar da uygun değildirler.<br />
Lug tipi, wafer tipi gibi çeşitleri bulunmaktadır.<br />
Kullanım alanları aşağıdaki<br />
gibi sıralanabilir:<br />
22<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
[4] Fiorini Plate Heat Exchangers Edition<br />
2009 – Rev.00<br />
[5] Kevin D. Rafferty, P.E. Gene Culver,<br />
Heat Exchangers, Geo-Heat Center,<br />
Klamath Falls, Oregon 97601<br />
[7] Megep <strong>Kimya</strong> Teknolojisi, Lastik Hamuru<br />
Hammaddeleri-2, Ankara, 2009<br />
Resim 5. Wafer (1) ve Lug Tip (2) Kelebek<br />
Vana [15]<br />
* Sıcak Soğuk su Tesisatları,<br />
* <strong>Kimya</strong>sal ve Petrokimya Tesisleri,<br />
* Gıda Sanayi,<br />
* Kâğıt Sanayi,<br />
* Arıtma Tesisleri,<br />
* Viskoz Akışlanlarda,<br />
* Asit, baz ve tuz ortamlarında,<br />
* Gaz ve egsoz hatlarında<br />
Kısacası çok kirli, çok sık açma kapama<br />
ihtiyacı ve yüksek sıcaklığın olmadığı<br />
hemen hemen Resim 5. Wafer (1) ve Lug<br />
Tip (2) Kelebek Vana [15] tüm uygulama<br />
alanlarında kullanılabilir.<br />
[8] http://www.beksankaucuk.com.tr/<br />
malzemebilgisi.htm,<br />
[9] http://www.coleparmer.com/Chemical-Resistance<br />
[10] www.jeotes.com<br />
[11] http://www.or-fa.com/wp-content/<br />
uploads/2013/03/k%C3%BCresel-vana-su.jpg<br />
[12], [14] Mak. Yük. Müh. Serdar Gürel,<br />
Vanalar<br />
[13] Megep <strong>Kimya</strong> Teknolojisi, Akışkanlar<br />
Mekaniği, Ankara, 2008<br />
[15] http://www.asteknikvana.com<br />
Kaynaklar<br />
Kapak fotoğrafı: http://axiom.com.my/<br />
index.php/engineering/chemical-engineering/<br />
[1] http://proses.nedir.com/#ixzz-<br />
2cAUBKW4Z<br />
[2] http://www.sabittuncel.com/main.<br />
php?kid=410<br />
[3], [6] Y. A. Cengel, Heat Transfer: A<br />
Practical Approach, 2nd ed., McGraw-<br />
Hill, 2003. ISBN 0072458933<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
23
Hakan ÖZTÜRK<br />
TARIM İLAÇLARI SEKTÖRÜNDE<br />
KALİTE-KONTROL ANALİZLERİNDE<br />
KULLANILAN CİHAZLAR<br />
Alpine Elek<br />
Vakumlu elek yardımıyla toz ürünlerin spesifikasyonda<br />
belirtilen mikrondaki elek üzerinde kalan miktarı, belirlenen<br />
süre zarfında eleme işlemi yapılarak tespit edilmektedir.<br />
Marmara Üniversitesi<br />
hkn_sea_eyes@hotmail.com<br />
Alev Alma Noktası Ölçüm Cihazı<br />
Bu cihaz ile sıvı ürünlerin alev alma noktaları, cihazın kapalı haznesinin belirli<br />
bir seviyeye kadar test edilecek sıvı ile doldurulduktan sonra, ısınması sağlanırken<br />
belirli sıcaklıklarda bir alev kıvılcımı ile kap içerisindeki buharın parladığı sıcaklık<br />
değerine bakılarak tespit edilmektedir.<br />
24<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
HG63 Halogen Moisture Analyzer<br />
Cihaz halojen lamba ile sıcaklık artışını<br />
sağlayarak, kurutma ünitesine koyulan<br />
test edilecek ürünün içerdiği su miktarını,<br />
otomatik ölçüm yaparak hesaplamaktadır.<br />
Bu ölçümü cihaz, numunenin<br />
başlangıçtaki miktarından<br />
kurutulduktan sonraki miktarını çıkararak<br />
yüzde kurutma kaybı hesabını yapmaktadır.<br />
Karl Fischer Cihazı<br />
Karl Fischer cihazında farklı<br />
çözücülerde çözünebilen veya<br />
dağılabilen numunelerin nem (su)<br />
tayini yapılmaktadır. Elektrolitik olarak<br />
anotta üretilen iyot numunedeki su ile<br />
reaksiyona girer. Karl fischer metotu<br />
ile H2O analizinde elektrotta üretilen<br />
titrant I2 ,kullanılan elektrot Pt/I- ,<br />
kullanılan elektrolit SO2 ve metanoldür.<br />
I2 + SO2 + H2O --> 2HI + SO3 Faraday<br />
kanununa göre elektrik miktarı ile<br />
orantılı olarak iyot üretilir.1 mol iyot 1<br />
mol su ile tepkimeye girer.<br />
Yığın Hacim Ölçüm Cihazı<br />
Katıların sıkıştırılmış yığın<br />
hacimlerinin ölçümünde kullanılır.<br />
Toz ürün, cihaza ait ölçekli silindire<br />
aktarılır ve vuruş sayısı uygun seviyeye<br />
ayarlandıktan sonra sıkıştırılmış hacim<br />
değeri okunur.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
25
Lange LT 100 Termostat ve Lange<br />
Lasa 100 Cihazı<br />
Atık sulardaki kimyasal oksijen değeri<br />
tayininin yapılmasında kullanılmaktadır.<br />
Sular , COD çözeltileri ile<br />
karıştırılır ve ısıtılmak üzere Lange LT<br />
100 cihazında belirli bir süre bekletilir.<br />
Daha sonra Lange Lasa 100 cihazının<br />
haznesine yerleştirilen atık suyun COD<br />
değeri cihaz tarafından otomatik olarak<br />
belirlenir.<br />
IR Cihazı<br />
İnfrared spektroskopisi, maddenin<br />
infrared ışınlarını absorblaması üzerine<br />
kurulmuştur. IR sprektrumu veren<br />
maddelere IR aktif maddeler denir. Yük<br />
dağılımı asimetrik olan dipol moleküller<br />
IR ışınlarını absorblar ve bant verirler.<br />
IR spektrumunda genellikle 400 cm-1<br />
ve 4000 cm-1 aralığındaki bantlar %<br />
geçirgenliğe karşı kaydedilir. Alınan<br />
spektrum referans sprektrumla<br />
karşılaştırılır. Bu metot ile numunenin<br />
tanısının yapılması amaçlanır.<br />
26<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
HPLC Cihazı<br />
Ürünlerin içerdiği aktif madde oranının<br />
tayininde kullanılır.Benzer mantıkla,<br />
ilaçların birbirine kontamine olup olmadığı<br />
da tespit edilebilmektedir. Bir<br />
üründen diğer ürüne geçmeden önce<br />
formülasyon , dolum makine ve ekipmanlarının<br />
uygun bir solventle temizlenmesi<br />
gerekir.Eğer önceki ilacın aktif<br />
maddesi yıkama solventinde tespit edilirse<br />
yeni ürüne geçilmez ; formülasyon ,<br />
dolum makine ve ekipmanlarının tekrar<br />
temizlenmesi gerekir.<br />
Cihazın çalışma prensibi aşağıdaki gibi<br />
özetlenebilir :<br />
Cihaz için analize ait metotta belirtilen<br />
şartlar sağlandıktan ve cihaz stabil<br />
olduktan sonra çözelti enjeksiyonu<br />
yapılır.Eluent(taşıyıcı solvent) ile kolona<br />
taşınan bileşenler birbirinden ayrılarak<br />
kolondan çıkarlar ve daha sonra<br />
dedektöre taşınırlar.<br />
Koyu renkli kısımda da belirtildiği gibi<br />
ışığın bir kısmı bileşenler tarafından absorblanır<br />
ve bu esnada dedektöre daha<br />
az ışık geçtiği için cihaza ait ekrandaki<br />
Base Line da kayma olur ve bu kayma<br />
bir peak olarak gözlenir.<br />
Işığın maksimum seviyede absorbe<br />
edildiği noktalarda tepe noktası görülür.<br />
Sistem integrasyon yöntemi ile peaklere<br />
ait alan hesabı yaparak numune içindeki<br />
bileşenlerin miktarını belirler.<br />
GC Cihazı<br />
Ürünlerin içerdiği aktif madde oranının<br />
tayininde kullanılır. GC cihazı için<br />
analize ait metotta belirtilen şartlara<br />
göre parametreler ayarlandıktan ve<br />
cihaz stabil olduktan sonra çözelti<br />
enjeksiyonu yapılır.Taşıyıcı gaz (<br />
Helyum ) ile kapiler kolona taşınan<br />
bileşenler buradan birbirinden ayrılarak<br />
çıkarlar ve sonrasında dedektöre<br />
taşınırlar.<br />
Dedektörde bulunan hidrojen ve kuru<br />
hava içerisindeki oksijen ile yanma<br />
meydana gelir.Yanma olayına bağlı<br />
olarak dedektörde sinyal oluşur ve<br />
cihaza ait ekrandaki Base Line da kayma<br />
görülür.Bu kayma bir peak oluşturur.<br />
Sistem integrasyon yöntemiyle<br />
peaklere ait alan hesabı<br />
yaparak numune içerisindeki<br />
bileşenlerin miktarını belirler.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
27
Titroprocessor Cihazı<br />
Titroprocessor cihazı titrasyon yöntemiyle<br />
belirli bir ilacın içerisindeki<br />
aktif madde tayinini yapabilmektedir.<br />
Cihaza gerekli veriler girilir ve titrasyon<br />
başlatılır, cihaz otomatik olarak ölçüm<br />
yapar ve sonuçları verir.<br />
Kaynaklar<br />
Kaynak : portal.firat.edu.tr<br />
Resimler ve Görsel Kaynak<br />
http://www.mam.gov.tr/img/<br />
ke-lab-res-volumetrik.jpg<br />
28<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Vahit KENAR<br />
Sakarya Üniversitesi<br />
vahitkenar@gmail.com<br />
KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ<br />
Merhaba Meslektaşlarım ve meslektaş<br />
adayı arkadaşlarım.<br />
Dergimizin ikinci sayısının da birincideki<br />
gibi ses getireceğine eminim.<br />
Derginin hazırlanmasında emeği geçen,<br />
kimya uğruna yararlı çalışmalarda bulunan<br />
bunu yaparken de diğer insanlara<br />
da faydalı olmaya çalışan tüm dostlarımıza<br />
sizler adına teşekkür ediyorum.<br />
Sevgili arkadaşlarım bundan böyle vakit<br />
buldukça bu sayfadan sizlerle kimya<br />
sektörü konulu yazılar, tecrübeler, haber<br />
ve makaleler paylaşacağım.<br />
Birçok arkadaşımız kendini kimyacı,<br />
kimyager veyahut kimya mühendisi<br />
olarak tanımlasa da aslında birçoğumuz<br />
tam olarak ne iş yaptığını, hangi<br />
sektörlerde ne tür işler yapabileceğini,<br />
hangi tür yetki, hak ve sorumluluklara<br />
sahip olduğunu bilmeden hayatlarını<br />
idame ettirmektedir. Aslına bakarsanız<br />
temel bilimlerden olan kimya dünyanın<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
en önemli ve stratejik bir bilimidir.<br />
Girişimciliğe ve inovasyona çok açıktır.<br />
İyi bir kimyacı sürekli gelişen ve değişen<br />
dünyayı gözlemlemeli yorumlayabilmeli<br />
ve analitik düşünebilmedir. Özellikle<br />
sektöre atılacak arkadaşların çok uyanık<br />
olması gerekmektedir.<br />
Bazı arkadaşlarımız mesleğe atılmalarına<br />
ramak kala sektöre mi atılsam, yoksa<br />
akademik kariyer mi edinsem diye<br />
çelişki içersinde kalmaktadır. Aslında<br />
üretimin tadı bambaşkadır. Özellikle<br />
bu üretim sektörde olur ve gündelik<br />
yaşamda göz önünde yer alan bir ürünse<br />
o ürünü bir yakınınızın kullandığını<br />
gördüğünüzde ki keyif ve gurur anlatılmaz<br />
yaşanır.<br />
Savaşlar, sanayiler, sağlık ve doğal kaynakların<br />
korunmasından tutunda aldığınız<br />
nefeste bile kimya vardır. Bir<br />
sonraki yazımda kimya-üretimin keyfi-Alternatif<br />
<strong>Kimya</strong> Sektörleri konusunda<br />
geniş bir sohbet alanımız olacaktır.<br />
Şimdi biraz sektörden bahsedelim.<br />
<strong>Kimya</strong> bir ülkenin lokomotifidir ancak<br />
kullanmasını bilene. Kelimelerim fazla<br />
dolandırmadan ve laf cambazlığı yapmadan<br />
kısa bir sektör tanımı yapmak<br />
istiyorum.<br />
<strong>Kimya</strong> sanayi sermaye yoğun ve ürün<br />
yelpazesi geniş bir sanayidir. Ülkemizdeki<br />
sermaye birikimini göz önüne<br />
alırsak yatırım oldukça güçtür. Hatta<br />
mevcut alanlarda, kapasite artırımında<br />
dahi problemlerle karşılaşılmaktadır.<br />
Örneğin PETKİM ülke talebini ancak %<br />
30’unu karşılayabilmekte ve bu oran gittikçe<br />
düşmektedir. PETKİM gibi üç tane<br />
yatırım gereklidir. Sermaye problemi<br />
vardır. [1]<br />
29
TÜİK verilerine göre kimya sektöründe<br />
2009 yılında 229.465 kişi istihdam edilmektedir.<br />
<strong>Kimya</strong> sektörü istihdamının<br />
imalat sanayi içindeki payı 2009 yılında<br />
% 8,8 olmuştur. Sektör, temizlik ürünleri,<br />
boya, kozmetik ürünleri, ilaçlar<br />
gibi tüketim mallarının yanı sıra, tarım<br />
sektörü için gübreler ve tarım ilaçları,<br />
kimya sanayinin de dâhil olduğu imalat<br />
sanayinin ihtiyaç duyduğu organik ve<br />
inorganik kimyasallar, boyalar, laboratuar<br />
kimyasalları, termoplastikler ve<br />
benzeri ürünler üretmektedir.<br />
2008 yılı itibariyle kimya sektöründe<br />
18.858 işyeri bulunurken bu rakam %<br />
15,8 artarak 2009 yılında 21.836 olmuştur.<br />
<strong>Kimya</strong> sektörü işyeri sayısının imalat<br />
sanayi içindeki payı 2009 yılında %<br />
6,81 olmuştur.<br />
Böylesine yoğun ürün yelpazesine sahip<br />
olan kimya sektörü ithalata bağımlı bir<br />
sektördür. Kullanılan hammaddenin %<br />
70’i ithal edilmekte, % 30’u ise yerli üretimle<br />
karşılanmaktadır. Plastik ve kauçuk<br />
sektörü % 90 oranında petrokimya<br />
sektörüne bağımlıdır. Petrokimya sektörü<br />
ise Nafta, LPG gibi petrol ürünleri<br />
veya doğal gaza dayalı temel girdileri<br />
kullanarak plastik, lastik, elyaf hammaddeleri<br />
ve diğer organik ara malları üreten,<br />
geniş bir üretim yelpazesine sahip,<br />
büyük ölçekli, sermaye ve teknoloji<br />
yoğun bir sektördür. <strong>Kimya</strong>sal madde<br />
ve ürünleri sektörünün ithalata bağımlılığı,<br />
plastik ve kauçuk sektörüne göre<br />
daha düşük seviyededir[2].<br />
AB mevzuatında kimya sanayine ilişkin<br />
çevre konulu birçok düzenleme bulunmaktadır.<br />
Bunlardan en önemlisi 17<br />
Kasım 2005 tarihinde Avrupa Parlamentosu<br />
tarafından kabul edilen<br />
REACH (<strong>Kimya</strong>salların Kaydı, Değerlendirilmesi<br />
ve İzni) direktifidir. Avrupa<br />
Birliği <strong>Kimya</strong>sallar Politikasını teşkil<br />
30<br />
eden REACH Tüzüğü 1 Haziran 2007’de<br />
yürürlüğe girmiştir. Söz konusu tüzüğe<br />
göre, AB+AEA (İzlanda, Norveç ve Lihtenştayn)<br />
ülkelerinde faaliyet gösteren<br />
ve yılda 1 ton veya daha fazla miktarda<br />
kimyasal madde üreten veya ithal eden<br />
firmaların söz konusu kimyasal maddeleri<br />
AB örgütlenmesi içerisinde yer<br />
alan Avrupa <strong>Kimya</strong>sallar Ajansı (AKA)<br />
yönetimindeki merkezi bir veri tabanına<br />
kaydettirmesi zorunludur. Tüzüğün tüm<br />
uygulamalarından AB’deki üreticiler<br />
veya ithalatçılar sorumlu olsalar da, bu<br />
yükümlülüklerin AB dışından mal tedarik<br />
edilen firmalarla paylaşılmak zorunda<br />
olunması nedeniyle AB dışındaki<br />
pazarlar da REACH’dan etkilenmektedir.<br />
Dünyadaki kimyasal madde dış ticaretinin<br />
coğrafi dağılımına bakıldığı<br />
zaman, halen AB’nin en büyük dış ticaret<br />
hacmine sahip olduğu görülmektedir.<br />
Dünya kimya ihracatının % 44’ünü<br />
gerçekleştiren AB, dünya kimya ithalatının<br />
da % 37’sini yapmaktadır. Asya<br />
ülkeleri ihracatın % 33’ünü, ithalatın ise<br />
% 37’sini; NAFTA ülkeleri ihracatın %<br />
14’ünü, ithalatın % 11’ini; diğer Avrupa<br />
ülkeleri ise ihracatın % 5’ini, ithalatın %<br />
6’sını yapmaktadır.<br />
Dünyada kimya sanayinin yaklaşık %<br />
38’ini ana kimyasallar, % 27’sini özel<br />
kimyasallar, % 25’ini farmasötikler ve<br />
% 10’unu tüketici kimyasalları oluşturmakta<br />
olup; kimya üretiminin yaklaşık<br />
% 33’ü Asya, % 29’u Avrupa Birliği,<br />
% 25’i NAFTA ülkeleri tarafından<br />
gerçekleştirilmektedir. [1, 2, 3].<br />
Sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör<br />
olan kimya sektöründe en önemli sorun<br />
hammadde tedarikidir. Kullanılan hammaddelerin<br />
% 70’i ithal edilmekte, %<br />
30’u ise yerli üretimle karşılanmaktadır.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
<strong>Kimya</strong> sektöründe ithalatın azaltılması<br />
ve katma değeri yüksek ürünler üretilmesini<br />
temin etmek amacıyla 5174 sayılı<br />
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile<br />
Odalar ve Borsalar Kanununun 57’nci<br />
maddesine dayanılarak, Türkiye <strong>Kimya</strong><br />
Sanayi Meclisi altında Ar-Ge ve İnovasyon<br />
alt komitesi oluşturulmuştur.<br />
[1,4].<br />
Kaynaklar<br />
[1] DPT Dokuzuncu Kalkınma Planı<br />
<strong>Kimya</strong> Sanayi Özel İhtisas Komisyonu<br />
Raporu<br />
[2]. CEFİC <strong>Kimya</strong> Sektör Raporu (2011)<br />
[3]. Türkiye <strong>Kimya</strong> Sektörü Strateji Belgesi<br />
ve Eylem Planı Taslağı (2012–2015)<br />
[4]. TÜİK Sektör Verileri<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
31
Ahmet YILMAZ<br />
19 Mayıs Üniversitesi<br />
ahmetyilmaz923@gmail.com<br />
ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ<br />
Çimento günümüz dünyasında çok önemli bir yere sahiptir.<br />
Ömrümüzün neredeyse yarıdan fazlasını geçirdiğimiz<br />
betonarme yapıların en önemli bileşenidir.<br />
Çimento bileşenleri incelendiğinde ana bileşen olarak<br />
Klinker(Kalker+Kil) ve Alçı Taşı söylenebilir. Bu bileşenlere<br />
ek olarak katılan malzemeler üretilen çimento tiplerine<br />
göre değişmektedir. TSE’ de çimento ürünlerinde 5 ana<br />
tipte işaretleme yapılmaktadır. İşaretleme şunları içermektedir.<br />
Ana Çimento, Portland Çimento klinkeri oranı, ikinci<br />
ana bileşen, standart dayanım sınıfı ve erken dayanım<br />
kazanma hızı özelliklerine göre sınıflandırma yapılmaktadır.<br />
Mesela Cem-I Çimentosu TSE’nin belirlemiş olduğu<br />
standartlara göre %95 minör bileşen olarak klinker olması<br />
gerektiğini söyler. Geriye kalan %5 lik kısım ise alçı taşı<br />
olduğunu söyleyebiliriz. Cem-I çimentosu katkısız çimento<br />
olarak bilinir.<br />
Biraz önce bahsettiğimiz adlandırma konusunu biraz açarsak; Cem-I 42,5R üreten<br />
bir fabrika üretmiş olduğu bu tür çimentonun 28 günlük basınç dayanımının<br />
minimum 42,5 kN geldiğini ifade eder. Bu mukavemet değeri fabrikaları incelediğimizde<br />
genellikle 50 kN üzerinde tutulur. Çimento adında yer alan R ise, çimentonun<br />
erken dayanım özelliği gösterdiğini vurgular. Zaten şuan yapılan inşaatlara<br />
baktığımızda bugün dökülen betonun ertesi gün neredeyse prizini tamamladığı<br />
görülür. Bu olayda tabi ki tek etken bu özellik değildir.<br />
32<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Çimentoda üretilen başka bir tür ise Cem-II 32,5 ve 42,5R çimentolarıdır. Cem-II<br />
katkılı çimento olarak da söylenebilir. Burada katkı olarak tras adı verilen toprak,<br />
marn, kil, uçucu kül, kimyasal pigmentler, hava sürükleyici katkılar ve mineral<br />
maddeler kullanılabiliyor. Örnek verecek olursak Cem-II de trası % 25,kalkeri %<br />
5-6, alçıyı ise % 5 civarı ve geriye kalan kısmı klinker ile tamamlayarak kabaca<br />
Cem-II 32,5 R çimento elde edilebilir. Bu bahsettiğim reçete ile iyi bir çimento<br />
elde edilip edilemeyeceği bölgeden bölgeye farklılık gösterir. Şöyle ki, fabrikaya<br />
gelen hammaddenin yani klinkerin özellikleri, Trasın, Kalkerin, a-Alçı Taşının<br />
özellikleri de büyük önem arz eder. Analiz sonuçlarına göre bir reçete yapmak en<br />
doğru olanıdır. Örnek vermek gerekirse alçı çimentonun olmazsa olmazlarındandır.<br />
Çimento içinde hidratasyonu ve priz süresinin ayarlamasını yapmak için reçete<br />
üzerindeki alçı miktarının ayarlanmasıyla birazda olsa yapılabilmektedir.<br />
Klinkerden biraz bahsetmek istiyorum. Başlıca 4 ana bileşenden oluşur. C3S<br />
olarak bilinen Tri Kalsiyum Silikat (3CaO,SiO2) tır. C3S saf olmayıp içinde Magnezyum<br />
ve Aluminyum Oksitlerini de barındırmaktadır. Çimentoda mukavemeti<br />
sağlayan bileşendir. Çimento içindeki miktarının artması erken mukavemet değerinide<br />
artıracaktır.C2S olarak bilinen Di Kalsiyum Silikat(2CaO,SiO2)’tır. Klinkerin<br />
pişirilmesi sırasında oluşur. Bu bileşen çimentoda mukavemet alma süresini<br />
yavaşlattığı için pek de istenen bir bileşen değildir.C3A Tri Kalsiyum Alüminat<br />
(3CaO, Al2O3)’tır. Beton maddeleri içerisinde hidratasyon sırasında hidratasyon<br />
ısısı yükselir ve etrenjit adı verilen Sülfatlı Candlot Tuzu oluşturur. Şöyle ki; bu<br />
etkileşimler betonda istenmeyen genleşmelere ve çatlaklara neden olur.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
33
C4AF Tetra Kalsiyum Alümina Ferrit (4CaO,Al2O3,Fe2O3) ’tir. Çimento içinde<br />
fazla bir etkinliği olmamasına rağmen etkileri C3A gibidir. Klinker oluşum sıcaklığını<br />
düşürerek çimento üretimine fayda sağlar.<br />
Şekil : Klinker örneği<br />
Çimento fabrikasında bulunan, kalite kontrol laboratuarlarında üretilen üründen<br />
sıkça numune alınır ve kontrol edilir. Laboratuarda rutin olarak yapılan analizler<br />
vardır. Bunlar; çözünmeyen kalıntı,SO3 miktarı, kızdırma kaybı, serbest kireç<br />
miktarı gibi analizlerdir. Biraz öncede bahsettiğim C3S,C3A,C2S,C4AF ya da<br />
CaO,Al2O3,MgO,Na2O,K2O,SiO2 gibi bileşenlerde rutin olarak hem fabrikaya gelen<br />
k-Klinkerde, Trasta, diğer katkı maddelerinde ve üretilen çimentoda XRF cihazı<br />
ile daha kolay ve daha hızlı sonuç almakta kullanılmaktadır. XRF cihazı radyoaktif<br />
ışınlar yayan bir cihazdır. Bu cihazın çalışması için gerekli sıcaklık ve nem koşulları<br />
vardır. Genellikle kendine has bir odası bulunur. OHSAS kanunlarına göre<br />
cihazla çalışmadan önce ortamdaki radyasyonu Dozimetre ile ölçmeniz gerekir.<br />
Rutin yapılan analizlerden biraz bahsedecek olursak, kızdırma kaybı kalkerden<br />
gelir. Kızdırma kaybında standart üst limit Cem-I 42,5R için %5 olsada, fabrikaların<br />
yıllık hedef planlarında bu oran 3-3,5 arasında yer almaktadır. Kızdırma kaybı<br />
oranı yüksekse veya düşükse, kalker ile bu oran ayarlanabilir. Kızdırma kaybı sadece<br />
kalker üzerinde oynanarak istenen sonuçlar elde edilemediyse, klinker kaynağı<br />
incelenmelidir. Cem-II Çimentosuna katılan Trastan ise çözünmeyen kalıntı<br />
gelir. Çözünmeyen kalıntı deneyi çimentonun HCl de çözülüp, vakum altında<br />
süzülmesi, çökeltinin yıkanması ve kül fırınında kızdırılmasıyla yapılır. Yapılan<br />
deneyler TSE EN-197 serisinden yapılabilmektedir. Çözünmeyen kalıntı miktarında<br />
% 5 ‘ e kadar üst limit var iken, fabrikalar % 1,5 altında ürün üretmeye çalışırlar.%SO3<br />
miktarı ise çimentoda Alçı taşından gelir. Burada kalsiyum sülfatın ısı<br />
etkileşimden dolayı CaO ve SO3 vererek bozunmasıdır.SO3 miktarında müsade<br />
edilen miktar %4 oranındadır.<br />
34<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Çimentoda yapılan deneyler bu anlattıklarımla<br />
sınırlı değildir. Çimento fabrikalarında<br />
Kalite Kontrol Laboratuarı;<br />
<strong>Kimya</strong>, Fizik ve Beton laboratuarı olarak<br />
ayrılmıştır. Bu laboratuarların her<br />
birinde ayrı ayrı elemanlar çalıştırılabildiği<br />
gibi, bir veya iki kişinin bu üç<br />
laboratuara baktığı işletmelerde mevcuttur.<br />
İşin laboratuar kısmında <strong>Kimya</strong><br />
Teknisyenleri, <strong>Kimya</strong>gerler, <strong>Kimya</strong><br />
Öğretmenliği mezunları, Fizik Bölümü<br />
ve <strong>Kimya</strong> Mühendisleri istihdam edilmektedir.<br />
Tabi bazı şirketler çekirdekten<br />
yetişme elemanlarada şans tanımaktadır.<br />
Yukarıda anlattığım üç laboratuarda bir<br />
üst yetkili olan bir şefe bağlıdır. Bahsettiğim<br />
bu şeflik kısmında <strong>Kimya</strong>gerler ve<br />
<strong>Kimya</strong> Mühendisliği mezunları istihdam<br />
edilmektedir.<br />
Kaynaklar<br />
www.thbb.org/utılity.aspx<br />
Resimler ve Görsel Kaynak<br />
http://enerjienstitusu.com/medya/<br />
nuh-cimento-evsel-yakit-sanayi.jpg<br />
http://images-mediawiki-sites.thefullwiki.org/11/4/0/4/44183793165135706.jpg<br />
http://www.123rf.com/photo_15918251_<br />
pile-of-dry-grey-portland-cement-isolated-on-white.html<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
35
Gültekin ÖZDEMİR<br />
Trakya Üniversitesi<br />
ozdemirgultekinn@gmail.com<br />
SIVILARIN ISLATMA<br />
YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI<br />
Hiç düşündük mü acaba bir yaprağın<br />
üzerindeki çiğ tanesinin yaprak üzerindeyken<br />
dağılmadan dururken, aynı<br />
sıvının başka bir yüzeydeyken dağılıp o<br />
yüzeyi nasıl ıslattığını? Bir sıvı katı bir<br />
yüzeyi nasıl ıslatır acaba? Bu soruların<br />
cevaplarını arıyoruz yazımızda.<br />
Öncelikle birkaç tanımdan bahsetmek<br />
istiyorum konuyu daha iyi anlayabilmemiz<br />
için. İlk olarak ıslatmanın ne<br />
olduğunu açıklayalım. Adezyon oluşturabilmek<br />
için sıvının katı yüzeyinde<br />
kolayca yayılmasına ıslatma denir ve<br />
sıvının katıyı ıslatma miktarı, sıvının<br />
katıyla yaptığı temas açısına bağlıdır.<br />
Temas açısı ne kadar küçükse, ıslanabilirlik<br />
o kadar fazla olur. Şimdi de<br />
diğer bir tanım karşımıza çıktı Temas<br />
açısı, bir sıvı damlasının katı yüzeyi ile<br />
oluşturduğu açı olarak tanımlanabilir ve<br />
sıvının ıslatma özelliğinin bir ölçüsüdür.<br />
Temas açısının ölçülmesinde birkaç<br />
yöntem vardır. Bunlar; Tensiyometre<br />
ve Temas açısı gonyometresidir. Şekilde<br />
sıvı damlası ve bu sıvı damlasının katı<br />
bir yüzey üzerinde oluşturduğu temas<br />
açısı görülmektedir.<br />
İlk olarak 1805’ de Thomas Young, ıslanmanın,<br />
bir sıvının bir yüzey üzerine<br />
yayılmasının olup olmayacağını belirleyen<br />
kohezyon ve adhezyon kuvvetleri arasındaki<br />
etkileşimi tanımlamıştır. Eğer<br />
tam ıslanma gerçekleşmiyorsa sistemin<br />
yüzey enerjisinin bir fonksiyonu olan<br />
temas açısı ile bir sıvı damlası oluşur.<br />
36<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Young Denklemi :<br />
γ_SV = γ _SL + γ_LV cosθ<br />
Adhezyon > Kohezyon<br />
Kohezyon > Adhezyon<br />
Islatan Sıvı<br />
Islatmayan Sıvı<br />
Şekil : Katı sıvı arasında meydana gelen temas açısı<br />
Şekilde görüldüğü gibi bir sıvı ile katı yüzeyi arasındaki temas açısı sıfır derece<br />
ile 180 derece arasında olabilir (θ). Temas açısı büyüklüğü, sıvının katı yüzeyinde<br />
dağılmasına bağlıdır. Sıvı ne kadar dağılmadan kalırsa o kadar büyük açı oluşur.<br />
Açının büyüklüğü aynı zamanda katı ile sıvı arasındaki etkileşmenin az olduğunu<br />
gösterir. Katı yüzey tamamen ıslanıyorsa, 0
Bir ıslatma ajanının yardımıyla bir hidrofobik katı yüzeyin ıslanması şekilde<br />
görülmektedir. Burada yüzey etkin madde su/hava arayüzey gerilimini düşürür ve<br />
katı yüzeyi üzerinde adsorbe olarak katı-sıvı arayüzey gerilimini düşürür. Her iki<br />
etki cosθ değerini arttırır veya temas açısını düşürür ve böylece katının dağılımı<br />
artar.<br />
Mükemmel bir ıslatma için temas açısının θ=0° olması gerekir. Bu durumda sıvı<br />
katı yüzey üzerine ince bir film halinde yayılır. θ=180° durumu pratikte gözlenmez.<br />
Damla üzerine etki eden yer çekim kuvveti damlayı katı yüzeyine çeker. Teflon<br />
üzerinde su, cam üzerinde civa bu duruma örnektir. Eğer θ90° ise ıslatmadığı söylenebilir. θ140°<br />
ise güçlü bir ıslatmama özelliğini gösterir.<br />
Temas açısı, yüzeyin ıslatma karakteristiklerinin bir ölçüsü olduğuna göre 90o’den<br />
daha az temas açısına sahip bir yüzeye hidrofilik veya ıslatmış yüzey, temas açısı<br />
90o veya daha yüksek bir yüzey ise hidrofobik veya ıslatmamış yüzey denir. Şekilde<br />
ilk olarak hidrofilik ve ikincisinde hidrofobik cam yüzey gösterilmiştir.<br />
Süperhidrofobik Yüzeyler<br />
150° den yüksek temas açısına sahip yüzeylere süperhidrofobik yüzeyler denir. Bu<br />
yüzeyler yapışmama, kirletmeme ve kendi kendini temizleme gibi üstün özelliklere<br />
sahiptirler.<br />
38<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Bu özellikler gemiler için biyo-kirliliğe karsı kaplamalar, otomobiller için kendi<br />
kendini temizleyen camlar, metal saflaştırma, leke tutmayan kumaşlar, kirlenmez<br />
cephe kaplamaları gibi biyolojik ve endüstriyel birçok uygulamalara sahiptirler.<br />
Doğada nilüfer çiçeği, kelebek kanadı, su örümceğinin bacakları gibi birçok tür<br />
150° den büyük su temas açısı veren bir yüzeye sahiptir. Bu yüzeyler ufak bir eğim<br />
verildiğinde su damlalarının yuvarlandığı ve yüzeydeki kirliliklerin uzaklaştırıldığı<br />
su iticiliğe sahiptir.<br />
Nilüfer (Lotus) Etkisi<br />
Pek çok Asya kültüründe nilüfer çiçeği bitkisi saflığın ve temizliğin sembolü olarak<br />
bilinir. Bu düşüncenin temeli nilüfer bitkisi yapraklarının kendi kendini temizleme<br />
özelliğine dayanır. Bu kendi kendini temizleme özelliği tamamen araştırılmıştır ve<br />
yüzeyin yüksek derecede suyu itmesiyle sonuçlanan nilüfer yaprağının yüzeyi ile<br />
su arasındaki etkileşime bağlanmıştır. Yüksek derecede suyu itme karakteristiği ve<br />
kendi kendini temizlemenin nilüfer çiçeği bitkisi ile etkili biçimde gösterilmesine<br />
dayanarak Prof. Dr. W. Barthlott, bu etkileri Nilüfer (Lotus)Etkisi olarak tanımlamıştır.<br />
a) Lotus yaprağının taramalı elektron mikroskobu görüntüsü, b)Lotus<br />
yaprağındaki su damlasının görüntüsü<br />
Nilüfer etkisinin bulunuşu büyük teknolojik ilgi alanlarına yol açmıştır. Bu etkinin<br />
yapay yüzeylere taşınması ile birçok teknik uygulamalar elde edilmiştir.<br />
Nilüfer etkisi gösteren bir yüzey süperhidrofobiktir ve 150° den daha büyük temas<br />
açısını ifade eder. Süperhidrofobisitesine dayanarak, yüzey hafifçe meyillendirildiğinde<br />
su yüzeyde kayar ve yolu üzerindeki kirlilikleri yüzey üzerinden temizler.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
39
Lotus bitkisinin yapraklarının vaksla kaplanmış pürüzlü yüzeyi epidermal hücreler<br />
içermektedir. Vaks kristalleri su itici bir tabaka sağlamakta ve Wenzel ve Cassie<br />
Baxter modellerine göre yüzey pürüzlülüğünü arttırmaktadır. Bu kristallerin ıslatma<br />
özelliği çok kötüdür. Bunun sonucu olarak, yüzey üzerindeki su damlası yüzeyle<br />
arasındaki etkileşimi en aza indirir. Böylece yüzeyde küresel bir damla oluşur.<br />
Yaprak yüzeyi üzerindeki kirlilikler yaprağın hücresel yapısından daha büyük olduğu<br />
için yüzey çıkıntıları üzerindeki partiküller yüzeyden uzaklaştırılabilir. Sonuç<br />
olarak temas alanı ve ara yüzeydeki etkileşim minimize edilmiş olur. Bir su damlası<br />
kirlilik üzerinde dönerek hareket ettiğinde, kirlilik hidrofobik özellikte olsa<br />
dahi absorpsiyon sayesinde enerji kazanılır. Eğer kirliliği lotus yaprağından uzaklaştırmak<br />
için harcanan enerji, su damlasının kirliliği absorbe etmesi ile kazandığı<br />
enerjiden daha az ise kirlilik bitki yüzeyinden uzaklaştırılmış olur. Bunun nedeni,<br />
genellikle küçük temas alanıdır.<br />
Şekilde Bir damla nilüfer yaprağını kaplayan tozu alır, b) ve c) hidrofilik ve hidrofobik<br />
yüzeyler üzerinde nilüfer etkisinin şematik olarak gösterilmiştir.<br />
Süperhidrofilik (Suyu Çok Seven)Yüzeyler<br />
Suyu çok seven yüzeyler hidrofilik olarak sınıflandırılırlar. Bu tip yüzeyler genellikle<br />
yüklüdür ve yapılarındaki polar grup sayesinde su moleküllerini çekerler.<br />
Bu mekanizmayı anlamak için kısaca suyun yapısına bakmak gerekir. Su, iki tane<br />
hidrojen ve bunlara bağlı bir oksijen atomu sayesinde üçgen bir yapıya sahiptir.<br />
Oksijen eksi yüklü, hidrojen ise pozitif yüke sahiptir. Böylelikle, su molekülleri<br />
birbirine hidrojen bağlarıyla bağlıdırlar. Maddelerin hidrofilik özelliklerinin<br />
endüstride pek çok önemli kullanım alanları vardır. Bunlardan bir tanesi hidrofilik<br />
membranlardır. Bu membranlar su moleküllerini çekerken, diğer polar olmayan<br />
molekülleri, yağ, gres vb. iterek temiz bir yüzey sağlarlar.<br />
40<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Hidrofilik yüzeylerin diğer kullanım<br />
alanlarına, kontak lens temizleyicileri,<br />
ıslak mendil ve çocuk bezleri örnek<br />
olarak gösterilebilir. Cam yüzeylerinin<br />
negatif yüklü ve boyutları yaklaşık 10<br />
nm olan silika (SiO2) nanoparçacıkları<br />
ve uygun bir polikatyonla [poli(allilamin-hidrojen<br />
klorür) veya kısaca PAH]<br />
ile 14 tabaka kaplandıktan sonra kararlı<br />
ve süperhidrofilik bir yüzey elde<br />
edildiği, 2006 yılındaki bir yayınlarında<br />
Rubner ve arkadaşları tarafından gösterilmiştir.<br />
Kaynaklar<br />
http://members.ziggo.nl/scslai/lotus.pdf<br />
http://www.mecheng.osu.edu/nlbb/files/<br />
nlbb/Lotus_Effect.pdf<br />
http://library.thinkquest.org/27468/e/<br />
lotus.htm<br />
Prof. Dr. İbrahim Uslu, İnce Filmlerin<br />
Yüzeysel Uygulaması, Gazi Üniversitesi,<br />
Eğitim Fak. <strong>Kimya</strong> Eğitimi<br />
Modern Farmasötik Teknoloji, Böl.13<br />
Yüzeylerarası Özellikler/ Nevin Çelebi,<br />
Tuncer Değim, Zelihagül Değim<br />
Trakya Üniversitesi Fen Fak. <strong>Kimya</strong> Böl.<br />
Fizikokimya ABD. Surfaktantların Katı<br />
Yüzeyleri Islatma Üzerine Etkisi 2013 ,<br />
Lisans Bitirme Çalışması<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
41
Röportaj<br />
Ayın Röportajı<br />
Merhaba <strong>Sayı</strong>n okurlar sizlere bu ay tekstil sektöründe kimyagerlerin yerini ve<br />
yapabilecekleri işlere ait yazımdan sonra ,tekstil sektöründe faaliyet gösteren Dem<br />
Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’ nin Genel Müdürü Hakan SARIÖZ ile yaptığımız<br />
keyifli röportajın ayrıntılarını sunuyorum ;<br />
42<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
• Bize kendinizden , firmanızdan ve çalıştığınız sektörden kısaca söz<br />
eder misiniz?<br />
Adım, Hakan SARIÖZ…<br />
Dem Tekstil San ve Tic. AŞ’nin hem Genel Müdürü hem de Yönetim Kurulu üyesiyim,<br />
zaten firmamız bir ailesi firması , yaklaşık 30 sene önce kurulmuş ve kurulduğundan<br />
beri ağırlıklı olarak İngiltere pazarına üretim yapan bir ihracat<br />
firmasıyız.Örme kumaştan bayan, bay ve çocuk tüm ürün gruplarında üretim<br />
yapıyoruz. Firmamızda yaklaşık 180 kişi çalışıyor ama dışarıdada sadece bizim için<br />
üretim yapan onaylı fason atölyelerimiz mevcut.<br />
• Bu sektörde çalışmaya nasıl karar verdiniz ? Hangi aşamalardan geçtiniz ?<br />
Bu sektör’de çalışmak hiç aklımda yoktu, birazda kısmet diyebiliriz, ben bir kaza<br />
sonucu diz kemiğimi kırdım ve iki sefer ameliyat geçirdim, 10 ay hiç yürüyemeden<br />
yattım, o esnadada üniversite sınavlarına giremedim sağlık nedeniyle ve özellikle<br />
sayısal konusunda çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen maalesef ideallerimi<br />
gerçekleştirememiş oldum, iyileştikten sonrada fizik tedavi süresi beni çok yıprattığı<br />
için tekrar sınavlara girmek istemedim ve dayımın çağrısı ile hiç hesapta yokken<br />
kendimi bir anda Tekstilin içinde buldum…Her aşamada çalıştım, depo, kesim,<br />
aksesuar, fason takip, kumaş ve boyahane takibi, hepsinde çok yoğun mesailer<br />
harcadım ve işin teknik kısmını eksiksiz bir şekilde tecrübe ettim…<br />
• Çalıştığınız firmada kaç yıldır çalışıyorsunuz işinizi, sorumluluk alanınızı<br />
ayrıntılı olarak anlatabilir misiniz?<br />
Şu an firmada 20. Senem bitti, yaklaşık olarak son 11 senedir firmanın Genel<br />
Müdürüyüm ve tüm sevk ve idare benim sorumluluğumda…Bu sorumluluk koleksiyon<br />
numune alımından başlıyor, müşteri ilişkileri, maliyetler, siparişlerin<br />
alınması, imalat programları, kumaş ve kesim programlarından, tüm ödeme kontrollerine<br />
kadar uzanıyor, yani elimden geldiği kadarıyla tüm aşamalarıyla işime<br />
hakim olmaya ve birebir şahsen işin içinde olmaya özen gösteriyorum…Çok sık<br />
toplantılar için yurtdışına gitmek zorunda kalıyorum, o zamanda yine teknolojinin<br />
yardımıyla firmadaki tüm gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum , edemesem<br />
bile imalatın başında erkek kardeşim vede onunla beraber çalışan çok sağlam bir<br />
ekibim olduğu için kendimi güvende ve rahat hissediyorum…Ekip ve takım olabilmek<br />
bizim başarımızın en büyük sırrı, biz genç, çalışkan , üreten ve sürekli<br />
gelişime açık bir firmayız, bu yüzdende terminler konusunda ve kalite standartı<br />
konusunda müşterilerimiz tarafından her zaman takdir edilen bir imalatçı olduk…<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
43
• İşinizin kimya, kalite kontrol, ar-ge ile bağlantısı ne düzeyde biraz söz eder<br />
misiniz?<br />
İşimizin kimya ile olan bağlantısı kullandığımız kumaşların boyahane aşamalarında<br />
kullanılan boyalar vede eğerki malın üzerinde baskı varsa parça baskı işlemleri<br />
esnasında kullanılan kimyasallardır.<br />
• <strong>Kimya</strong>ya ilginiz var mı ve ne düzeyde bilgi sahibisiniz?<br />
<strong>Kimya</strong> ile ilgim birebir yok , sadece işimin gerektirdiği kadar altyapı ve ön bilgiye<br />
sahibim , tabiiki bir boyahane sahibi kadar kimyanın içinde değilim ama bizimde<br />
firmamızın bünyesinde bulunan fizik laboratuvarımızda kimyager bir arkadaşımızla<br />
çalışıyoruz kumaşların ve bitmiş ürünlerimize ait fiziksel testlerin yapımından<br />
kimyager bir arkadaşımız sorumlu.<br />
• Size göre bu sektörde kimyagerlerin yeri nedir?<br />
<strong>Kimya</strong>gerlerin yeri son yıllarda gittikçe arttı ve şu anda piyasada kurumsal olarak<br />
çalışan, belli kalite standartlarına erişmiş, iyi markalara üretim yapan tüm firmalarda<br />
<strong>Kimya</strong>ger arkadaşlar mevcut , boyahaneler, baskıcılar, bizim gibi konfeksiyoncular,<br />
test laboratuvarları, vb..her aşamada kimyager arkadaşların rolü artık çok<br />
44<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
daha fazla ….Her geçen gün talep edilen boyar madde kalite standartları yükselirken,<br />
her ürettiğimiz malın üzerindeki kimyasallar a’dan z’ye testler yapılarak<br />
incelenirken, bizler milyon dolarlık anlaşma ve satışları bazı standartları temin ve<br />
garanti ederek imzalarken, hayatımızda kimyagerlerin olmaması mümkün değildir,<br />
çokta kilit bir rol üstlenmişlerdir, bundan sonrada kimyager arkadaşlarımıza ihtiyaç<br />
bizim sektör içinde artarak devam edecektir….<br />
• Şu anda geçmişe göre hedeflediğiniz yerde misiniz ve gelecekte ki hedefiniz<br />
nedir ?<br />
Geleceğe dönük amacımız firmamızı istikrarlı bir şekilde büyüyen , bu piyasanın<br />
en köklü , güvenilir, etik kurallara sonuna kadar riayet eden Aile firmalarından<br />
biri yapmak, bu yoldada emin adımlarla ilerliyoruz, herkes tarafından takdir edilen<br />
bir tekstil firması olabilmek ve bu piyasada 30 sene dimdik ayakta, her geçen gün<br />
daha çok güvenilirliği artan bir firma konumuna getirmek çok kolay olmadı, çok<br />
emek verdik , umarım bundan sonrada çok daha iyi yerlere getirmek için elimizden<br />
geleni yapmaya devam edeceğiz….<br />
• İşe başvurunuzda yaşamınıza etki eden önemli bir olay var mı? Genç arkadaşlara<br />
işe başvurur iken dikkat etmesi gerekli noktalar hakkında kısa bilgilendirme<br />
yapabilir misiniz?<br />
İşe başvururken genç arkadaşlara verebileceğim en büyük tavsiye dürüst olmalarıdır…ne<br />
olursa olsun işveren sizinle yaptığı görüşmenin sonunda sizin ne kadar<br />
güvenilir, işini emanet edebileceği, zamanla ona her konuda omuz verebileceğiniz<br />
bir kişi izlenimini edinmelidir, mesela ben çok kez işi fazla bilmeyen , yeterince<br />
tecrübesi olmayan arkadaşları aldım burda başlattım , çünkü bana çok fazla güven<br />
verdiler, anladımki ben onlara destek olur işi öğretirsem ileride bize her konuda<br />
destek olabilirler, bizi yüzüstü bırakıp gitmezler, onlara firmamı, müşterimi<br />
emanet edebilirim, nitekim hiçte yanılmadım hatta aralarında çalışma süreleri 10-<br />
15 seneye varan arkadaşlarımız var , halende benimle beraber takım olarak burda<br />
mücadele etmeye devam ediyorlar, karşılıklı güven , dürüstlük, iş ahlakı ve etik<br />
olabilmek çok önemlidir, bu özelliklere sahip olan herkes alanında mutlaka başarılı<br />
olur….<br />
• Sektörde kendinizi geliştirmek için çalışan biri neler yapabilir. Kısaca bahis<br />
eder misiniz?<br />
Tekstil sektöründe kendini geliştirmek isteyen arkadaşlara tavsiyem , iyi bir firmada<br />
kalıcı bir işte çalışmalarıdır…Sürekli iş değiştiren kişilerin gelişme gösterebilmeleri<br />
bana göre imkansız denecek kadar azdır… İyi bir firmada sürekli yeni şeyler<br />
öğrenmek, o firmayı temsilen toplantılara katılmak, yeni insanlarla tanışmak,<br />
boyahaneleri, baskıcıları, örmecileri, firma adına gezmek ziyaret etmek, kişiye her<br />
zaman büyük tecrübeler kazandırır, zaten bizim sektörde önemli olan pratiktir,<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
45
, ne kadar çok işin içinde bizzat olursanız, her aşamasını ne kadar çok öğrenirseniz,<br />
o kadar çabuk ilerleme kaydedebilirsiniz….<br />
• Size göre bu sektör ün Türkiyedeki yeri nedir ve geleceği açısından neler<br />
söyleyebilir siziniz?<br />
Tekstilin Türkiye’deki önemi ve yeri hakkında bence çok fazla söze gerek yok, herkesin<br />
malumu olduğu üzere bu sektör yıllardır ülkenin lokomotifi olmuştur, Türkiyede<br />
üretimin ve ihracatın bu kadar artmasında en büyük rol yıllar önce konfeksiyon<br />
atölyesi olarak başlanan ama şimdi uluslar arası birçok markaya sahip Türk<br />
Tekstil sektörüdür…yıllardır sürekli farklı ülkeler, farklı özellikleriyle Türk Tekstil<br />
sektörüne rakip olmuşlardır, ama biz her zaman her türlü zorluğun ve rekabetin<br />
altından başarıyla kalkmayı bilmişizdir , çünkü biz çalışkan bir milletiz, sorumluluğunu<br />
bilen bir milletiz, herkesten hızlı üretim yapabiliyoruz, dolayısıyla bu özelliklerimizi<br />
koruduğumuz sürece sektörde kalıcı olmaya ve rekabet etmeye devam<br />
edeceğiz….<br />
• Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Sizlere ve bu dergide emeği geçen tüm arkadaşlara çok tşk ederim, bu sektörle<br />
46<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
sektörle ilgili en ufak katkısı olan herkese ve bu sektörü tercih eden tüm gençlere<br />
sonsuz saygı duyuyorum, umarım biraz olsun ışık tutabilmişimdir…Bizim gençlere<br />
bu sektörde çok ihtiyacımız var, dünya Tekstil sektörününde Türk tekstiline çok<br />
ihtiyacı var, umarım hep birlikte Türk Tekstilini daha iyi yerlere taşıyacağız….Sizlere<br />
ve tüm okuyuculara saygılarımı sunuyorum…<br />
Tekrardan HAKAN SARIÖZ’ e bize zaman ayırdığı ve verdiği değerli bilgilerden<br />
dolayı teşekkürlerimizi sunar iş hayatında başarılar dileriz.<br />
Röportajı Yapan Ceyda SARIKAYA adlı arkadaşımıza ve Sn. Hakan SARIÖZ’e<br />
Röportajdaki Bilgiler ve Resimleri için Çok Teşekkürler.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
47
Hacer AY<br />
ticari olarak araştırılmasını başlatmış<br />
ve proje Çay Kurumu ve Türkiye Bilimsel<br />
ve Teknik Araştırma tarafından<br />
desteklenmişti. Proje sonucu ise pilot<br />
tesisin kurulmasına, çay artık miktarı<br />
tam olarak bilinmediğinden miktarın<br />
tespitine karar verilmiştir. Sonralarında<br />
ihaleler gerçekleşmiş ve Federal Almanya<br />
Buckau Walther firması kazanmıştır.<br />
Fakat pilot tesis kurulmamıştır.<br />
Giresun Üniversitesi<br />
hacr2013@yandex.com<br />
Türkiyede Kafein<br />
Kafein başlıca gıda ve ilaç sanayisinde<br />
kullanılan, alkoloid grubunun<br />
azotlu organik bileşiğidir. Kafein biyolojik<br />
ya da sentetik yolla elde edilmektedir.<br />
Dünyada kafeinin %45 doğal<br />
kaynaklardan (Dekafeinize kahve ve çay<br />
artıkları) elde edilirken, %55 i sentetik<br />
yolla üretilmektedir. Kafein birçok bitkide<br />
bulunurken ticari açıdan da koka<br />
bitkisinde ve kahve ağaçlarında elde<br />
edilen kafein çay bitkisinde de yüksek<br />
oranda bulunmaktadır.<br />
Dünya çayları kafein yüzdesi olarak<br />
incelediğinde Hindistan çaylarında<br />
%2,8 ‘4,0, Çin çaylarında %2,9 ’4,0, Türk<br />
çaylarında ise %3,1 ‘3,8 olarak belirlenmiştir.<br />
Yüzdelerden de anlaşıldığı gibi<br />
ülkemizin biyolojik olarak kafein eldesin<br />
deki yeri önemlidir.<br />
Çay artıklarından kafein üretimi<br />
araştırılması 1960’lı yıllara kadar<br />
uzanmaktadır. 1975 yılında Hacettepe<br />
üniversitesinin farmakoloji bölümü<br />
Türk çay artığından kafein üretiminin<br />
48<br />
Doğu Karadeniz bölgemizde çay üretimi<br />
yapılmasına rağmen ülkemizde kafein<br />
ihtiyacı hala ithal yollarla sağlanmaktadır.<br />
Kafeine gıda ve ilaç sanayisinin<br />
ihtiyacı arttıkça bir anlamda da bizimde<br />
dışa bağımlılığımız artmaktadır.1960 lı<br />
yıllardan beri çay arttıklarından kafein<br />
üretimi bilinmesine rağmen bu konuda<br />
hala tam bir çalışma yapılmamıştır.<br />
Elimizdeki kaynağı değerlendirip kendi<br />
kafeinimizi üretmeye başlayabilseydik,<br />
hem dışa bağımlılığımız bir alanda daha<br />
azalacak hem de bir yandan da sentetik<br />
olarak da üretime geçip ihracata başlayabilirdik.<br />
Kaynaklar<br />
http://www.biriz.biz/cay/kafein/kafein.<br />
htm<br />
http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/<br />
zfd/article/viewFile/5685/5481<br />
http://www.biriz.biz/cay/caygonul/kafeinuretimi1985.pdf<br />
Resimler ve Görsel Kaynak<br />
http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Koffein_-_Caffeine.svg<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
İNOVATİF<br />
<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
KONUNU<br />
DÜŞÜN<br />
KONUNA<br />
HAZIRLAN<br />
KONUNU<br />
YAZ<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
49
Doğamız ve Doğal Ürünlerle Doğal Yaşamak Neden<br />
Olmasın<br />
Hatile Moumintsa<br />
University of Ioannina<br />
hatile_m@hotmail.com<br />
İlerleyen günlerimizde hergün yeni bir hastalık cıkmaktadır.<br />
En önemli hastalıklardan olan kanserde, ilerleyen<br />
senelerde hep daha çok çesitlerle karşımıza çıkacaktır ve<br />
onu durdurmamız mümkün olmayacaktır. İnsanlar gittikçe<br />
doğal ürünler almaya çalışacaktır. Günümüzde insanlar<br />
imkân buldukça doğal ürün almaya çalışıyorlar. Doğal<br />
ürün satan dükkânlar çok fazla açıldı ve oldukça rağbet<br />
görüyor.<br />
<strong>Kimya</strong>gerin işlerinden biride üretmekse, doğal üretmek<br />
neden olmasın. Çok güzel örneklerden biri şu olabilir<br />
mesela solucan gübresi. Bu gübre, Organik Gübreler içerisinde<br />
en güçlü ve en etkili gübredir.<br />
Amerika Kaliforniya Gıda ve Tarım Birliğinin yaptırdığı Akademik araştırmalara<br />
göre; özellikle sebze ve meyve bitkilerinde %70’e varan verim artışı gözlemlenmiştir.<br />
%100 Organik Solucan Gübresi, içeriğindeki organik madde muhtevası<br />
nedeniyle toprağın su tutma ve havalandırma kapasitesini arttırır. Solucanların<br />
gübreye geçirdikleri vücut sıvıları (Sölom Sıvısı) sayesinde bitkilerde patojenlere<br />
karşı direnç oluşturur. Solucanların sindirim sisteminde, çok sayıdaki mikroorganizma<br />
taşıyan, azot fikse eden bakteriler, antibiyotik etkisi yaratacak doğal büyüme<br />
hormonları ve enzimler bulunur. Bunlar dışkıya (gübreye) geçer ve bitkinin<br />
büyümesinde hız ve direnç sağlar. Böylece hem bitki daha çabuk büyümüş olur<br />
hemde doğal olur.<br />
Aynı zamanda bunu isteyen herkes evinde de yapabilir. Evdeki atıklarımızı<br />
değerlendirerek solucan gübresi üretebiliriz. Ekosol KompostBox sayesinde, evlerimizden<br />
çöp olarak atılan sebze, meyve kabuk ve posaları, yumurta kabukları<br />
vs. gibi değerli organik atıkları değerlendirerek, yüksek kalitede %100 Organik<br />
Solucan Gübresi’ne dönüştürebilirisiniz. Ekosol KompostBox geri dönüşümlü kutu<br />
demektir. Böylece balkonumuzda, bahçemizde %100 Organik Solucan Gübresini<br />
yetiştirerek hem siz hem çocuklarınız sağlıklı beslenmiş olur.<br />
Bir kimyacı sadece kendini değil, doğayı çevreyi ve onun iyiliğini de düşünmeli.<br />
Dünya sağlık örgütü tarafından hesaplanmış olan dünyaca hasat tarım ürünlerinin<br />
her sene yaklaşık yüzde onbeşi böcekler tarafından yok olduğunu, aynı zamanda<br />
ise böcekleri öldürmek için en az 2 milyar dolar ilaçlar için harcandığını buldular.<br />
Böceklere karşı anoreksi bitkileri kullanabiliriz. Bu bitkilerin icerisindeki kimyasal<br />
bileşikler, böceklerin bitkilerle beslenmesini engelliyor; fakat onları öldürmüyor.<br />
Ayrıca daha az zararlı olduğu bulundu. Bu kimyasal bileşikler böceklerin o bitkilerle<br />
beslenme arzusunu bastırıyor, böylece böcekler bitkinin yanında kalabilir;<br />
fakat açlıktan ölebilirler.<br />
50<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Bu doğal anoreksilerin çoğu karışık moleküllerdir. Mesela poligodial bir dialdehittir,<br />
Afrika Böceklerini etkiler. Agiugkarin ise çekirgelere karşı etkinliği vardır.<br />
Bu bileşikleri üretmek maliyetli; fakat araştırmalarla az maliyetle aynı etkiye sahip<br />
daha bir sürü doğal anoreksi bitkileri, çok daha basit moleküllerle keşfetmişlerdir.<br />
Söylemiş olduğum karışık bileşikler aşağıdadır:<br />
Bunlar sadece küçük bir iki tane örnek bunların çok daha fazlasını da yapabiliriz...<br />
Kaynaklar<br />
John Mcmrry, Organik <strong>Kimya</strong> Kitabı, Anorektik böcekler<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
51
Ceyda SARIKAYA<br />
Yıldız Teknik Üniversitesi<br />
kim.ceydasarikaya@gmail.com<br />
TEKSTİL VE HAZIR GİYİM<br />
SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER<br />
Dergimizin ilk sayısında deterjanlar<br />
ve temizlik sektörü ile ilgili yazımdan<br />
sonra bu sayımızda sizlere tekstil sektöründen<br />
söz etmek istiyorum. Sonuçta<br />
kimya’nın içinde bulunduğu sektörler<br />
saymakla bitmez ve bunlardan en<br />
bilindik olanları kozmetik, ilaç ve boya<br />
olarak sınıflandırılabilir. Fakat kimyager<br />
olarak en büyük sorunumuz nerelerde<br />
ne türde işler yapabileceğimizi<br />
bilmememizden kaynaklanıyor. Aslında<br />
laboratuarı olan her yerde çalışabilecek<br />
potansiyele sahip ve buna yönelik<br />
eğitimi de üniversite hayatımız boyunca<br />
almış olmamıza rağmen tek sorun,<br />
bilgiyi kullanma yerimizi tam olarak<br />
kestiremiyor olmamız.<br />
<strong>Kimya</strong>gerlerin kozmetik, ilaç ve boya<br />
sektörlerinde ne şekilde çalışabileceği<br />
ve sorumlulukları bilindik olduğundan,<br />
pek azımızın bilgi sahibi olduğu tekstil<br />
ve hazır giyim sektöründe kimyagerlerin<br />
yerine değinmek istiyorum.<br />
2012 yılında tekstil ve hazır giyim sektörü<br />
ülkemizin geleneksel sanayi kollarından<br />
olup, ihracatta gösterdiği başarı<br />
ile sanayide önde gelen vazgeçilemez<br />
sektörlerden biridir. Türkiye tekstil ve<br />
hazır giyim sektörü, halen en fazla dış<br />
ticaret fazlası veren sektördür.<br />
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı<br />
(ÇSGB) 2010 yılı kayıtlarına göre<br />
10.030.810 zorunlu sigortalı arasında<br />
2.876.529’u imalat sanayinde kayıtlıdır.<br />
Bunlardan 14.624 işyerinde 356.477<br />
kişi tekstil imalatında, 28.411 işyerinde<br />
390.140 kişi hazır giyim imalatında,<br />
5.140 işyerinde 46.163 kişi ise deri ve<br />
deri ürünleri imalatında istihdam edilmektedir.<br />
Buna karşın kayıt dışılık dikkate<br />
alındığında, tarım ve hizmet sektörleri<br />
dâhil tüm sektörler içinde THD sektörlerinde<br />
yaklaşık %12 civarında bir istihdam<br />
sağlanmaktadır. Kayıtlı-kayıtsız<br />
çalışanlarla birlikte 450.000 kişi tekstil<br />
sanayinde, 1.500.000 kişi de hazır giyim<br />
sanayinde olmak üzere, THD sektörlerinde<br />
toplam 2.000.000 civarında kişinin<br />
çalıştığı tahmin edilmektedir.<br />
İmalat sanayinde çalışan AR-GE personeli<br />
sayısı bakımından yapılan değerlendirmede<br />
ise tekstilde %3,64, hazır<br />
giyimde %1,39, deri ve deri ürünleri<br />
sektöründe ise %0,33 oranında AR-<br />
GE personeli istihdamı sağlandığı<br />
görülmektedir<br />
Türkiye ‘nin tekstil, hazır giyim ve deri<br />
sektöründeki gelişimi de göz önünde<br />
bulundurulursa merdiven altı işletmesi<br />
olan bir kozmetik firması veya kemikleşmiş<br />
durumda olan ilaç sektörüne<br />
göre çok da fena bir çalışma alanı sayılmaz.<br />
52<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Öncelikle kimyagerlerin tekstil ve hazır<br />
giyim sektörlerinde hangi alanlarda ve<br />
nerelerde çalışabileceğine bakacak olursak,<br />
İlk olarak iplik üretim tesislerinde veya<br />
tekstüre işlemi gerçekleştiren iplik fabrikalarında<br />
laboratuarda analiz sorumlusu,<br />
üretim sorumlusu veya üretim<br />
müdürü yardımcısı; ikinci olarak kumaş<br />
boyahanelerinde renk analisti, renk<br />
uzmanı, boya uzmanı, kumaş sorumlusu<br />
veya kumaş üretimi yapan işletmelerde<br />
ürün analisti olarak çalışmanın dışında<br />
birde birçok firmada gerçekleştirilen<br />
fiziksel testlerin yapıldığı fizik laboratuarlarında<br />
çalışmak mümkün.<br />
Kumaş testleri konusunda kendinizi<br />
geliştirip sonuçları yorumlama ve raporlama<br />
niteliklerine de sahip olduğunuzda<br />
bir çok kapı kendiliğinden aralanmış<br />
olacaktır. Üstelik bu testleri öğrenmeniz<br />
için haftalar süren bir eğitime de ihtiyacınız<br />
bulunmuyor. Sonuçta biz kimyagerler<br />
aldığımız eğitimler neticesinde<br />
bir çok deneyi, analizi gerçekleştirmiş<br />
ve bunları da yorumlamayı 4 senelik<br />
öğrenim hayatımızda defalarca<br />
yazdığımız raporlarla uygulamış bulunuyoruz.<br />
Aklınızda biraz daha netleşmesi için<br />
sizlere TSE’ nin ISO standartlarına göre<br />
uygulanan kumaşlarda gerçekleştirilen<br />
yıkama sonrası boyutsal değişim testinden<br />
ve sonuçlarının yorumlanmasından<br />
söz edersem.<br />
Yıkama Haslığı olarak bilinen test, nasıl<br />
yapılır?<br />
Colour Fastness to Washing- BS EN ISO<br />
105 C06- B2S@50C<br />
Şekil 1: Test Numunesi Örneği<br />
Multifiber ve test numunesi kısa kenarından<br />
birbirine dikilir. (Şekil 1)<br />
Şekil 2: Yıkama Haslığı Cihazı<br />
Yıkama Haslığı cihazında 50C yıkanıp,<br />
kurutulup değerlendirilir. (Şekil2)<br />
Şekil 3: Numunedeki Renk Değişiminin<br />
Değerlendirilmesi Numunedeki<br />
renk değişiminin değerlendirilmesi.<br />
Bu değerlendirme için renk değişim<br />
gri skalası (clour change) kullanılır.<br />
Bu sıkalayı kullanırken skaladaki<br />
ton farklarından yararlanarak kendi<br />
ürününüzdeki ton farkını derecelendirebilirsiniz.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
53
Değerlendirme: numunedeki renk değişimi ve multifibredaki lekeleme ışık kabininde<br />
D65 (Gün Işığı) ışığı altında Gri Skala kullanılarak yapılır. (Şekil3)<br />
Şekil 4 : Multifiberdeki<br />
Değişimin Değerlendirilmesi<br />
multifiber lekeleme değerlendirilmesi.<br />
Lekeleme değerlendirilmesi<br />
için stainning gri skalası<br />
kullanılır. Yine renk değişimindeki<br />
gibi ton farkından<br />
yararlanılarak derecelendirme<br />
yapılır.<br />
Raporlama:<br />
Raporlama kısmında multifiber bezde sırasıyla asetat, koton, naylon, poliester,<br />
akrilik ve yük kumaşları bulunur ve elimizde bulunan kumaşın yıkama sonucunda<br />
multifiber bezini e kadar kirlettiği ve ürünü renginin ne kadar solduğudur. Belirtilen<br />
4-5 gibi rakamlar ton farkından yararlanılarak bizim ürünümüzde gri skalaya<br />
karşılık gelen değişim numarasıdır.<br />
Spesifik sayılabilecek testlerden birisidir yıkama haslığı testi ve tekstil sektöründe<br />
sonuçları kumaşın boyutsal değişimi kadar önemlidir.<br />
Bunlar gibi yapılan testlerden bir kaçı;<br />
*Sürtme Haslığı<br />
*Işık Haslığı<br />
*pH<br />
*Kumaş Karışım<br />
*Yıkama sonrası boyutsal Değişim<br />
*Dönme<br />
*PILLING<br />
54<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
En temel olarak sayılabilir ve yukarıda<br />
anlattığım kadar basit sayılabilecek yöntemlerle<br />
testler yapılmaktadır.<br />
•Dem Tekstil ve Ticaret A.Ş laboratuvar<br />
eğitim notları<br />
Bu testleri bilmemiz durumunda bir çok<br />
tekstil firmalarının kapısını aralamış ve<br />
kendimizi daha da geliştirerek bu alanda<br />
aranan bir birey olmamız mümkün.<br />
Bu ve buna benzer testleri İTKİB gibi<br />
bazı kurumlar vermektedir. Bunun<br />
dışında TSE’ nin eğitimlerini de takip<br />
ederek istediğiniz alanda kendinizi<br />
geliştirmeniz mümkün.<br />
Unutmayalım ki bilgiler sadece kullanıldığında<br />
işimize yarar ve 4 senelik<br />
kimya eğitimimiz sonucunda<br />
edindiğimiz tecrübelerimizi kullanabileceğimiz<br />
çok fazla sektör var. Önemli<br />
olan bilginizi nerede kullanabileceğinizi<br />
bilmeniz ve o alana yönelmeniz.<br />
Son olarak Condorcet in bir özü ile<br />
yazımı bitiriyorum.<br />
“ Aklı ve gerçekleri kullanan bir insan<br />
mükemmele erişecektir.”<br />
Kaynaklar<br />
•Dünya Ticaret Örgütü 2011 Yıllık<br />
Raporu<br />
•İstanbul Tekstil Konfeksiyon İhracatçılar<br />
Birliği<br />
•Tekstil, Hazır Giyim/Deri ve Deri<br />
Ürünleri Stratejisi<br />
•Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri<br />
Sendikası<br />
•Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı<br />
(ÇSGB)<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
55
Ayşe EMİR<br />
Gazi Osman Paşa Üniversitesi<br />
ayseemirr_2008@hotmail.com<br />
İLAÇ SANAYİDE GMP<br />
Sizlere bu ay GMP den bahsedeceğim;<br />
fakat bir ilaç çalışanı değilim.<br />
Bir gün de bir ilaç çalışanı arkadaşımız<br />
veya bizler bir ilaç çalışanı olarak<br />
GMP’yi belki dergimizde tekrar anlatırız.<br />
GMP’yi anlatmak nerden esti<br />
dediğinizi duyar gibiyim. Daha önce<br />
GMP sertifikasını almıştım, bir ilaç<br />
şirketine iş başvurusunda bulundum,<br />
iki kere görüşmeye çağırıldım ve işe<br />
alınacağımı zannediyordum. Zamandan<br />
kazanayım diye iyi haber bekleme<br />
sürecinde, ilaçla ilgili endüstri kitapları<br />
okudum. Tabi kötü haber geldi ve<br />
işe alınmadım, arkadaşım Yavuz Selim<br />
Kart da bu ay dergide ilaçla ilgili yaz,<br />
okudukların boşa gitmemiş olur dedi.<br />
GMP sertifikasını, <strong>Kimya</strong>gerlerin almaya<br />
çalıştığını düşünerek, bu ay yazımda<br />
GMP den bahsetmek istedim.<br />
FDA(Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi)<br />
ve WHO(Dünya Sağlık Örgütü)<br />
tarafından belirlenen kurallardır. GMP<br />
kaliteli standartlarda üretimin yapılıp<br />
yapılmadığını güvence altına alır. GMP<br />
insan sağlığını ilgilendiren ürünleri<br />
kapsar. Bunlar; İlaç, kozmetik, gıda<br />
ve temizlik sektörleridir. Bu sektörler,<br />
GMP kurallarına uymak zorundadırlar.<br />
İlaç endüstrisi 1984 yılında GMP uygulamasına<br />
geçmiştir. İlaç fabrikalarında<br />
GMP İlaç da güvenilirliği artırmak ve<br />
yapılan hataları azaltmaktır. İlaç fabrikalarının<br />
GMP kurallarına uyup uymadığını<br />
kontrol eden kuruluşlar vardır.<br />
Denetleyen kuruluşlar, ülkelere göre<br />
değişir. ABD’de GMP’yi kontrol eden<br />
kuruluş FDA( Amerikan Gıda ve İlaç<br />
Dairesi); Türkiye de ise Sağlık Bakanlığı<br />
tarafından kontrol edilmektedir. İhracat<br />
yapan firmaların, ayrıca uluslararası<br />
kuruluşlar tarafından da GMP’ye uyup<br />
uymadıkları kontrol edilmektedir.<br />
İlaç imalatçısının amacı, hastaya yüksek<br />
kalitede ürün satmaktır. Hayat koruyup<br />
kurtaracak maddelerin ihmal ve dikkatsizlik<br />
affedilemez. İlaç sektöründe<br />
kalitesizlik sadece maliyet kaybı değil,<br />
güvenilirlik kaybetmek ve şirketin yok<br />
olması demektir.<br />
GMP (İyi Üretim Uygulamaları), bir<br />
ürünün güvenilir bir şekilde imal<br />
edildiğini gösteren belgedir. GMP<br />
çoğalan insan ölümlerinden sonra,<br />
56<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
İlaç da Çapraz Bulaşma ve<br />
Bulaşmanın Önlenmesi:<br />
Hammaddenin ve ürünün, başka bir<br />
madde ve ürünle bulaşması önlenmelidir.<br />
Çapraz bulaşma (kontaminasyon),<br />
bir maddeye kirlilik bulaşması demektir.<br />
İlaç Endüstrisinde mikrobik bulaşma,<br />
insan, çevre, alet, imalat işlemleri ve<br />
ambalaj malzemelerinden olmaktadır.<br />
Çapraz bulaşma çevredeki tozlardan,<br />
gazlardan ve spreylerden oluşmaktadır.<br />
Eğer laboratuar da partikül veren kozmetik<br />
kullanırsak, maddemiz etkilenmektedir.<br />
İmalat da çalışan personel<br />
ilacı bulaşmalardan korumak için, hem<br />
de kendisini korumak için özel elbiseler<br />
giymeli. Bu elbiseler çalışma alanından<br />
dışarı çıkmamalı ve görevli kişiler<br />
dışındakiler imalata girmemelidir. Laboratuarda<br />
kol saati ve mücevher takmak;<br />
yemek yemek, sigara içmek ve sakız<br />
çiğneme gibi işlemler üründe bulaşmaya<br />
neden olmaktadır. İlaçta çalışan<br />
personelde sarı hastalığı mikrop yayıcı<br />
hastalık ve çalışanların açık yarası bulunmamalıdır.<br />
Tüm çalışanlar belirli<br />
zamanlarda hekim kontrolünden geçirilmelidir.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Bulaşmanın önüne geçmek için kullandığımız<br />
kaplar, aletler ve çalışılan<br />
alan temiz bırakılmalıdır. Aynı üretim<br />
alanında farklı ürün üretimine geçmeden<br />
önce temizlik yapılmalıdır. İlaçta<br />
başarının sırrı temizliktir. Kirlenmenin<br />
önüne geçebilmek için çok toksik<br />
maddeler ile çalışılırken ayrı odalarda<br />
çalışılmalıdır. Kapı ve pencerelerin<br />
kapalı tutulması ve havalandırmanın<br />
etkin olması bulaşmayı önlemektedir.<br />
Bulaşmadan kaçınmanın en iyi yolu<br />
dikkattir. Dikkatsizlik ilaç sanayide<br />
affedilmeyecek bir şeydir. Bulaşmayı<br />
önlemenin bir yolu da, kapılar, duvarlar<br />
ve havalandırmalar içerideki maddenin<br />
diğer üretim alanına gitmesini<br />
engelleyecek şekilde dizayn edilmelidir.<br />
Bulaşmadan kaçınmanın en iyi yolu önlem<br />
almaktır. Laboratuar önlüğümüzün<br />
üst cebi var diyelim, cebimiz dolu olduğunda<br />
çalışırken cep içerisindeki madde,<br />
ürün içerisine düşebilir. Üst cebimizde<br />
bir şey bulundurmamak, önlem<br />
almak demektir.<br />
İmalat ve Kalite Kontrol de Sorumlu<br />
Müdürlük:<br />
WHO(Dünya sağlık teşkilatının) önerilerine<br />
göre ilaç imalatının sorumlusu ile<br />
kalite kontrol sorumlusu yüksek eğitim<br />
görmüş kişilerden olmalıdır. Bildiğimiz<br />
üzere <strong>Kimya</strong>gerler de bu alanlarda<br />
çalışabilmektedir.<br />
Kariyerini ilaç sektöründe geliştirmek<br />
isteyen <strong>Kimya</strong>gerler, şu alanlarda yüksek<br />
lisans yapmalılar: Farmosetik-Tıbbı<br />
<strong>Kimya</strong>, Analitik <strong>Kimya</strong> ve Biyokimya<br />
dalları ilaç sanayi için gerekli olan<br />
kimya eğitim dallarıdır.<br />
57
Kalite Kontrol ve İmalatta sorumlu<br />
müdürlük yapanlar, buradaki görevlerinden<br />
başka departmanlar da<br />
çalışmamalılar ve başka bir iş yapmamalılar.<br />
Kalite kontrol sorumluluğu<br />
ile imalat sorumluluğu aynı kişide olamaz.<br />
Kalite kontrol sorumlusu ve imalat<br />
sorumlusu mesai saatlerinde üretim yerinde<br />
bulunmak zorundadırlar. Görevde<br />
bulunmadıkları zaman kendileri ile<br />
aynı şartları taşıyan birini geçici olarak<br />
görevlendirirler.<br />
İlaç Fabrikalarında Hammaddeler:<br />
58<br />
Hammaddeler direk imalatçıdan alınmalı,<br />
eğer bu mümkün değilse tanınan<br />
ve güvenilir olan bir toptancıdan alınmalıdır.<br />
Hammaddelerin kabul yeri,<br />
numune alma yeri, depolama ve dağıtım<br />
yeri ayrı yerlerde olmalıdır. Dağıtım<br />
yerlerindeki terazi ve basküller sık sık<br />
ayarlanıp, temizlenmelidir. Dağıtım tek<br />
kullanımlık kaplarla yapılmalıdır. Burada<br />
çalışan personel hijyen kurallarına<br />
uymalıdır. Red edilenler, muayene<br />
edilenler ve muayene edilmeyi bekleyenler<br />
ayrı yerlerde olmalıdır. Kabul<br />
edilen hammaddelere yeşil, red edilenlere<br />
sarı renkte etiket yapıştırılmalıdır.<br />
Hammaddeler her teslimattan sonra<br />
Kalite Kontrol Laboratuarına gönderilip,<br />
gerekli kontroller yapılmalıdır. Hammaddelerde<br />
kullanılan kapların içeriği<br />
tanımlanmalıdır. Kalite Kontrol Laboratuarı<br />
tarafından kullanımı onaylanmış<br />
ve raf ömrünü doldurmamış ham maddeler<br />
kullanıma hazırdır.<br />
İlaç Fabrikalarında Ambalajlama<br />
işlemleri:<br />
İlaç ambalaj maddesinden ilaçlara kirlilik<br />
bulaşacağından, ilaç ambalaj malzemelerinin<br />
satın alınması, işlem görmesi<br />
ve kontrol edilmesinde hammaddelere<br />
gösterilen önem gösterilmelidir.<br />
Ambalaj malzemeleri, yetkili kişilerin<br />
giremediği yerlerde ve uygun güvenlik<br />
önlemleri ile saklanmalıdır. Günü<br />
geçmiş kullanılmayan ambalaj malzemeleri<br />
imha edilmeli ve imha işlemi<br />
kaydedilmelidir. Ambalajlama işleminde<br />
bulaşmaya ve yanlış ilacı başka<br />
bir ambalaj kutusu ile ambalajlamamaya<br />
dikkat gösterilmeli. Bu dikkatsizliğin<br />
bedeli, bir insanın hayatı olabilir. Farklı<br />
ürünler, ayrı yerlerde ambalajlanmalıdır.<br />
Ambalajlama işlemi başlamadan<br />
önce kullanılacak cihaz ve ekipmanların,<br />
daha önceki kullanımdan kalan<br />
kalıntılardan temizlendiği kesin olarak<br />
belirlenmelidir.<br />
İlaçta fazla aktif madde kullanımı,<br />
hastada yan etki oluşturur. Belirtilen<br />
miktarda aktif madde kullanılsa bile,<br />
hatalı tablet basıldığında, tablet içerisinde<br />
gerekenden fazla miktarda ilaç<br />
bulunması, hastada yan etki oluşturacaktır.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Yönünden, İyi İmalat(GMP) ve Kontrol<br />
(GLP) Uygulama Kuralları, Prof. Dr.<br />
Gen. (E) Enver İzgü, Prof. Dr. Gen. (E)<br />
Enver İzgü, Farmosetik Teknoloji Öğretim<br />
Üyesi, Ankara, 1988<br />
3. Genel Endüstriyel, Farmosetik Teknoloji-II<br />
ve İlaç Sanayide Organizasyon,<br />
Uluslar arası İyi İmalat(G-<br />
MP)-Kontrol(GLP) Koşulları, Fabrika<br />
ve Çalışma güvenliği, Prof. Dr. Gen.<br />
(E) Enver İzgü, Ankara Üniversitesi<br />
Eczacılık Fakültesi Dekanı, Farmosetik<br />
Teknoloji Ana Dalı Bilim Başkanı, Ankara,<br />
1983<br />
4. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi,<br />
Farmosetik Teknoloji Anabilimdalı,<br />
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi<br />
Yayınları Yayın No:95, Farmosetik Teknoloji,<br />
Deneysel Uygulamalar Kitabı<br />
Ambalajlama işleminden sonra etiketleme<br />
işlemi yapılmalı, ilacın son kullanma<br />
tarihinin doğru yazılıp yazılmadığı<br />
ve baskı hatasının olup olmadığı<br />
kontrol edilmelidir. Hatalı etiketleme,<br />
müşteriye yanlış ilacın ulaşması demektir.<br />
Üretimde bir noktada yapılan yanlış<br />
etiketleme, tüm operasyonun imhası<br />
demektir. Etiket sayıcı cihazların, doğru<br />
çalıştığından emin olunmalıdır. Ambalaj<br />
malzemesi üzerindeki baskının silinmemesi<br />
de ambalajlama işleminde önemlidir.<br />
Kaynaklar<br />
1. MEGEB, <strong>Kimya</strong> Teknolojisi, İyi Üretim<br />
Uygulamaları(GMP), Ankara, 2008<br />
2. İlaç Sanayide Milli ve Milletlerarası<br />
Kanunlar, Anlaşmalar Yönetmelikler<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
5. TSC Yönetim Sistemleri Eğitim Akademisi<br />
6. T.C Süleyman Demirel Üniversitesi<br />
Fen Bilimleri Enstitüsü, İlaç Numunelerinde<br />
Amilorid Hidroklorid ve<br />
Hidroklorotiyazid Kemometrik Yöntemlerle<br />
Tayinleri, İkbal Demet Ünlü,<br />
Danışman: Prof. Dr. Ahmet Hakan Aktaş,<br />
Yüksek Lisans Tezi, <strong>Kimya</strong> Anabilim<br />
Dalı, Isparta, 2012<br />
Resimler ve Görsel Kaynak<br />
1. www.aksiyon.com.tr<br />
2. www.asuka.com.tr<br />
3. www.etkinkimyagerler.com.tr<br />
4. www.kocakfarma.com<br />
59
Emrah YÜCE<br />
Selçuk Üniversitesi<br />
emredadas93@gmail.com<br />
ON PARMAKTA ON MARİFET<br />
<strong>Kimya</strong> denilince aklımıza çeşitli kimyasallar<br />
ve mineraller gelir. Dergimizin<br />
ikinci sayısı hasebiyle ülkemizde<br />
ki bu tip kimyasalların üretimi, kullanım<br />
alanları ekonomik anlamda bize<br />
sağladığı katkılar ve buna benzer birçok<br />
konu hakkında yaptığım naçizane<br />
araştırmaları sizlerle paylaşmak isterim.<br />
Son yapılan araştırmalarda kimyasal<br />
madde ve ürünlerinin imalatında<br />
çalışan kişi sayısı 83.514 ve bunun<br />
ekonomiye katkısı ise 28.476 milyon<br />
olarak belirtilmiştir. <strong>Kimya</strong>sal madde<br />
ve ürünlerinin imalatı ise 20 alt grup da<br />
incelenmiştir. Bu 20 alt grup içersinde<br />
en büyük payı %30 luk bir dilimle ana<br />
kimyasal madde üretimi almaktadır.<br />
Ülkemiz kimyasal madde üretimi anlamında<br />
daha alması gereken çok yol<br />
varken, bazı kimyasallarda ise dünya<br />
devlerini geride bırakmayı başarmış durumdayız.<br />
Bu başarı en çok Bor ve onun<br />
mineralleri, çeşitli Bor ürünleri konusunda<br />
sağlanmıştır. Bu yazımda bize<br />
dünya devlerini geride bırakma şansını<br />
veren ve kimyacıların hakkında ki<br />
gelişmeleri hep özenle ve dikkatle takip<br />
ettikleri Bor maddesini birçok yönüyle<br />
açıklamaya çalışacağım.<br />
Bir mineral bir madde düşünün ki enerji<br />
de, savaş sanayinde, yakıtlar da, sağlık<br />
da, mukavemet artıcı yapısallar da, kullanılabildiği<br />
gibi giderek de kullanım<br />
alanları ve popülaritesi artmaktadır<br />
Bunun en belirgin nedeni ise Bor ve<br />
minerallerinin, alternatif enerji kaynakları<br />
ve kullanılabilirliği yüksek fonksiyonel<br />
madde bulma derdine düşen devletlerin<br />
ilk uğradığı durak olmasıdır.<br />
Günümüzden 3000-4000 yıl öncesinde<br />
zamanın devletleri bu maddeyi kullanmış,<br />
bulundukları çağın şartlarına en<br />
uygun şekilde yararlanmışlardır. Tarih<br />
de ilk olarak Babiller Uzak Doğu dan<br />
Bor ithal etmiş ve bunu altın işlemeciliğinde<br />
kullanmışlardır.<br />
60<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Mısırlılar mumyalama da tıp ve metalürji de kullanırken, Eski Yunan ve Roma<br />
medeniyetleri ise, temizlik malzemesi olarak Bor ve minerallerinden yararlanmışlardır.<br />
Şu bir gerçek ki Bor artık başlı başına bir çalışma ve araştırma alanı<br />
haline gelmiştir. Peki Bor’u bu kadar kullanılabilir, tabiri caizse her işe yatkın kılan<br />
özellikleri nelerdir acaba?<br />
Öncelikle Bor kelime kökü olarak Arapça da baurag ve farsça da urahdan gelmektedir.<br />
İlk olarak 1808 yılında Gay Lussa , Louis Thenord ve Sir Davy tarafından Bor<br />
Oksidin Potasyumla ısıtılmasından elde edilmiştir.<br />
Periyodik tablonun 5. Elementi olan Bor, elektron konfigürasyonuna bakıldığı<br />
zaman 3A grubunun ametal olan tek elementidir.<br />
<strong>Kimya</strong>sal özellikleri bakımından şu şekilde bir tablo ile bor daha iyi tanıyabiliriz.<br />
Atom Ağırlığı: 10.811 ± 0.005 g/mol<br />
Kaynama noktası: 2500˚ C<br />
Yoğunluğu:<br />
2.34 g /cm3<br />
Oksidasyon <strong>Sayı</strong>sı : 3<br />
Elektronegatifliği: 2.0<br />
İyonlaşma Enerjisi: 191 k cal /g atom<br />
Sertliği:<br />
9.3 Mohs<br />
Atom Yarıçapı: 0.98<br />
Fusıon Isısı:<br />
5.3 k cal / g atom<br />
Buharlaşma Isısı: 128 k cal / g atom<br />
Kristal yapısı olarak ise Bor hekzagonal yapıdadır.<br />
Bor elementinin kristal yapısı önemli ölçüde serttir, çizilmeye ve ısıya karşı<br />
dayanıklıdır. Oda sıcaklığında zayıf iletken iken, yüksek sıcaklık da iyi bir iletkendir.<br />
Kristal Bor kimyasal olarak inerttir; ancak çok ince öğütülmüş Bor konsantre<br />
Nitrik Asitle yavaşça oksitlenir. Bor elementi, HCl ve HF de bozunmaz.<br />
Yeryüzünün en çok bulunan 51. Elementi olan Bor toprak da kayalar da ve suda<br />
bulunur. Ancak Bor’un elementel halinden çok mineralleri şeklinde ki formlarıyla<br />
karşılaşılır. Na (sodyum) kökenli olanlara tinkal yada boraks, Ca (kalsiyum)<br />
kökenli olanlara kolemanit Na-Ca kökenli olanlara ise üleksit adı verilmiştir.<br />
Bunun yanında birçok mineralleri de bulunmaktadır.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
61
Mineral Formülü % B2O3 Bulunduğu yer<br />
Boraks (Tinkal) Na2B4O7.10H2O 36.6 Kırka, Emet, Bigadiç, A.B.D<br />
Kernit(Razorit) Na2B4O7.+H2O 51.0 Kırka, A.B.D., Arjantin<br />
Üleksit NaCaB5O9.8H2O 43.0 Bigadiç, Kırka, Emet, Arjantin<br />
Propertit NaCaB5O9.5H2O 49.6 Kestelek, Emet, A.B.D<br />
Kolemanit Ca2B6O11.5H2O 50.8 Emet, Bigadiç, Küçükler, A.B.D<br />
Pandermit(Priseit) Ca4B10O19.7H2O 49.8 Sultançayır, Bigadiç<br />
Borasit Mg3B7O13Cl 62.2 Almanya<br />
Szaybelit MgBO2(OH) 41.4 B.D.T.<br />
Hidroborasit CaMgBO11.6H2O 50.5 Emet<br />
Yine bor denilince bu minerallerin haricinde en çok bilinen bileşiği olan borik<br />
asit den de bahsetmek gerekir. Borik asit B(OH)3 formülüne sahip bir zayıf asittir.<br />
Orto ve meta Borik Asit diye de iki farklı türü vardır. Orto Borik asit B(OH)3,<br />
Bor bileşiklerinin çoğunun hidrolizinin son ürünüdür ve genellikle Boraksın sulu<br />
çözeltisinin asitlendirilmesiyle yapılır. B(OH)3’ ün 100 oC’ nin üzerinde kısmi<br />
dehidrasyonu birkaç kristal modifikasyonu bulunan Metaborik Asitin (HBO2)<br />
oluşmasını sağlar.<br />
Bor ve minerallerinin kullanım alanlarına değinecek olursak yazımın başlığından<br />
da esinlendiğim gibi on parmak da on marifete sahip bir kimyasal olduğu<br />
görülmektedir. Aklınıza gelebilecek her türlü çalışma sahasına doğrudan ya da<br />
çeşitli bileşik ve mineralleri vasıtasıyla girmiş durumdadır. Belli başlı kullanım<br />
alanlarını şöyle sıralayabiliriz.<br />
Bor pencere camı, şişe camı… sanayilerinde ender hallerde kullanılmaktadır.<br />
Özel camlarda ise Borik Asit vazgeçilemeyen bir unsur olup, rafine sulu / susuz<br />
boraks, Borik Asit veya kolemanit / boraks gibi doğal haliyle kullanılmaktadır.<br />
Camın ısıya dayanmasını, cam imalatı sırasında çabuk ergimesini ve devitrifikasyonun<br />
önlenmesini sağlayan Bor; yansıtma, kırma, parlama gibi özelliklerini<br />
de arttırmaktadır. Bor, camı asite ve çizilmeye karşı korur. Cam tipine bağlı olarak;<br />
cam eriyiğinin % 0.5 ile % 0.23’ ü Bor Oksitten oluşmaktadır. Örneğin Pyrex’<br />
de % 13.5 B2O3 vardır.<br />
62<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Emayelerin viskozitesini ve doygunlaşma<br />
ısısını azaltan Borik Oksit % 20’ ye<br />
kadar kullanılabilmektedir. Özellikle<br />
emayeye katılan hammaddelerin % 17-<br />
32’ si Borik Oksit olup, sulu Boraks<br />
tercih edilir. Bazı hallerde Borik Oksit<br />
veya susuz Boraks da kullanılır.<br />
Metale kaplanan emaye, onun paslanmasını<br />
önler ve görünüşüne güzellik<br />
katar. Çelik, Aüminyum, Bakır, Altın ve<br />
Gümüş emaye ile kaplanabilir. Emaye<br />
aside karşı dayanıklılığı arttırır. Mutfak<br />
aletlerinin çoğu emaye kaplamalıdır.<br />
Banyolar, kimya sanayi teçhizatı, su<br />
tankları ve silahlar de kaplanır.<br />
Sabun ve deterjanlara mikrop öldürücü<br />
(jermisit) ve su yumuşatıcı etkisi nedeniyle<br />
% 10 Boraks dekahidrat ve beyazlatıcı<br />
etkisini artırmak için toz deterjanlara<br />
% 10-20 oranında Sodyum<br />
Perborat katılmaktadır. Çamaşır yıkamada<br />
kullanılan deterjanlara katılan sSodyum<br />
Perborat (NaBO2H2O2.3H2O)<br />
aktif bir oksijen kaynağı olduğundan<br />
etkili bir ağartıcıdır. Perboratların<br />
çamaşır yıkamada klorlu temizleyicilerin<br />
yerini alması, sıcak veya soğuk su<br />
kullanımına bağlıdır. Çünkü perboratlar<br />
ancak 55 °C’ nin üstünde aktif hale<br />
geçerler. Ancak, ABD’ de kullanılan<br />
aktivatör (tetracetylethylenediamine)<br />
kullanımı ile bu sorun giderilmeye<br />
çalışılmıştır.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Borik asit ve boratlar selülozik maddelere,<br />
ateşe karşı dayanıklılık sağlarlar.<br />
Tutuşma sıcaklığına gelmeden<br />
selülozdaki su moleküllerini uzaklaştırırlar<br />
ve oluşan kömürün yüzeyini<br />
kaplayarak daha ileri bir yanmayı<br />
engellerler. Bor bileşikleri plastiklerde<br />
yanmayı önleyici olarak giderek artan<br />
oranlarda kullanılmaktadır. Bu amaç<br />
için kullanılan Bor bileşiklerinin başında<br />
Çinko Borat, Baryum Metaborat,<br />
Borfosfatlar ve Amonyum Floroborat<br />
gelir.<br />
Bor mineralleri bitki örtüsünün<br />
gelişmesini artırmak veya önlemek maksadıyla<br />
kullanılmaktadır. Bor, değişken<br />
ölçülerde, birçok bitkinin temel besin<br />
maddesidir. Bor eksikliği görülen<br />
bitkiler arasında yumru köklü bitkiler<br />
(özellikle şeker pancarı), kaba yoncalar,<br />
alfa alfalar, meyve ağaçları, üzüm,<br />
zeytin, kahve, tütün ve pamuk sayılmaktadır.<br />
Bu gibi hallerde Susuz Boraks ve<br />
Boraks Pentahidrat içeren karışık bir<br />
gübre kullanılmaktadır. Bu ise, suda<br />
çok eriyebilen Sodyum Pentaborat (Na-<br />
B5O8.5H2O) veya Disodyum Oktaboratın<br />
(Na2B8O13) mahsulün üzerine<br />
püskürtülmesi suretiyle uygulanmaktadır.<br />
Boratlar yüksek sıcaklıklarda düzgün,<br />
yapışkan, koruyucu ve temiz, çapaksız<br />
bir sıvı oluşturma özelliği nedeniyle,<br />
demir dışı metal sanayiinde koruyucu<br />
bir cüruf oluşturucu ve ergitmeyi hızlandırıcı<br />
madde olarak kullanılmaktadır.<br />
Bor bileşikleri, elektrolit kaplama<br />
sanayiinde, elektrolit elde edilmesinde<br />
sarf edilmektedir. Borik Asit nikel<br />
kaplamada, Fluoboratlar ve Fluoborik<br />
asitler ise; kalay kurşun, bakır, nikel gibi<br />
demir dışı metaller için elektrolit olarak<br />
kullanılmaktadır. Alaşımlarda, özellikle<br />
çeliğin sertliğini artırıcı olarak kullanılmaktadır.<br />
Bu konuda Ferrobor oldukça<br />
önem kazanmıştır. Çelik üretiminde<br />
50 ppm Bor ilavesi çeliğin sertleşme<br />
niteliğini geliştirmektedir.<br />
Atom reaktörlerinde Bor’lu çelikler, Bor<br />
karbürler ve Titanbor alaşımları kullanılır.<br />
Paslanmaz Borlu Çelik, nötron<br />
absorbanı olarak tercih edilmektedir.<br />
63
Yaklaşık her bir Bor atomu bir nötron<br />
absorbe etmektedir. Atom reaktörlerinin<br />
kontrol sistemleri ile soğutma<br />
havuzlarında ve reaktörün alarm ile<br />
kapatılmasında B(10) kullanılır. Ayrıca,<br />
nükleer atıkların depolanması için<br />
kolemanit kullanılmaktadır.<br />
Termal depolama pillerindeki, sodyum<br />
sülfat ve su ile yaklaşık % 3 ağırlıktaki<br />
Boraks Dekahidrat’ın kimyasal karışımı<br />
gündüz güneş enerjisini depolayıp, gece<br />
ısınma amacıyla kullanılabilmektedir.<br />
Ayrıca, binalarda tavan malzemesine<br />
konulduğu taktirde güneş ışınlarını<br />
emerek, evlerin ısınmasını sağlayabilmektedir.<br />
Bor, demir ve nadir toprak<br />
elementleri kombinasyonu (METGLAS)<br />
% 70 enerji tasarrufu sağlamaktadır. Bu<br />
güçlü manyetik ürün; bilgisayar disk<br />
sürücüleri, otomobillerde doğru akım<br />
motorları ve ev eşyaları ile portatif güç<br />
aletlerinde kullanılmaktadır.<br />
Bor, hava yastıklarının hemen şişmesini<br />
sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.<br />
Çarpma anında, elementel Bor<br />
ile potasyum nitrat toz karışımı elektronik<br />
sensör ile harekete geçirilir.<br />
Sistemin harekete geçirilmesi ve hava<br />
yastıklarının harekete geçirilmesi için<br />
geçen toplam zaman 40 milisaniyedir.<br />
Ayrıca otomobillerde antifriz olarak ve<br />
hidrolik sistemlerde de kullanılmaktadır.<br />
Sodyum Tetraborat, özel uygulamalarda<br />
yakıt katkı maddesi olarak kullanılmaktadırlar.<br />
Daha önce Amerikan<br />
Donanması tarafından uçuş yakıtı<br />
olarak kullanılmıştır. Karboranlar için<br />
Amerikan Deniz Araştırma Ofisi ve<br />
Amerikan Ordusu tarafından katı roket<br />
yakıtı olarak kullanılması için araştırmalar<br />
yapılmıştır. Şu anda Amerikan<br />
askeri ihtiyacı ise Callery Chemical<br />
64<br />
Co tarafından işletilmekte olan tesisten<br />
karşılanmaktadır. Diboran, B2H6<br />
ve B5H9 gibi bor hidrürler; uçaklarda<br />
yüksek performanslı potansiyel yakıt<br />
olarak araştırılmışlardır. Boranlar, hidrojenle<br />
karşılaştırıldığında daha yüksek<br />
performansla yanmaktadır. Fakat<br />
onlar, pahalı, toksik ve yakıldığında<br />
açığa çıkan Bor Oksit çevresel açıdan<br />
uygun değildir.<br />
BNCT (Boron Neutron Capture Therapy)<br />
kanser tedavisinde kullanılmaktadır.<br />
Özellikle; beyin kanserlerinin tedavisinde<br />
hasta hücrelerin seçilerek imha<br />
edilmesinde kullanılmakta ve sağlıklı<br />
hücrelere zararının minimum düzeyde<br />
olması nedeniyle tercih nedeni olabilmektedir.<br />
İnsan vücudunda normalde<br />
bulunan Bor, bazı ülkelerde tabletler<br />
şeklinde üretilmeye başlanmıştır. Yukarda<br />
belirtiğimiz kullanım alanları her<br />
geçen gün artmaya devam etmektedir.<br />
Bora sahip olan ülkeler ve devletler<br />
ekonomilerinin en büyük gelir kısmını<br />
ürettikleri Bor ve yan ürünlerinden<br />
rahatlıkla karşılayabilirler. Bir dönem<br />
şehir efsanesi gibi olan Bor’u ham olarak<br />
satıyoruz, yabancı ülkelerden kaç misli<br />
paraya geri işlenmişini alıyoruz gibi<br />
sözlere de intiba etmemeliyiz.<br />
Bu anlamda ETİ BOR fabrikası son<br />
birkaç yılda yaptığı ataklarla dünya<br />
devlerini dize getirmiş ve liderliği kapmıştır.<br />
Türkiye Gazetesinin 29 Temmuz<br />
2013 de yayınladığı ekonomi ekinde<br />
yazıldığı gibi aktarmak isterim.<br />
Eti Maden ürettiği katma değerli ürünlerle<br />
dünya Bor pazarında söz sahibi<br />
olan ABD li Rio Tinton’un tahtına oturdu.<br />
Rio Tinton’un pazar payı %40’lar<br />
dan 2012 de %23 lere kadar gerilerken,<br />
Borun TÜRK patronu %46 Pazar payıyla<br />
rakibini ikiye katladı.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
İşlenen Bor ürünlerinin ise on altı Bor<br />
ürününü seksen dört ülkeye sattığı belirtiliyor.<br />
Bu arada Rio Tinton’un dünyanın<br />
en büyük maden üretim şirketi<br />
olduğunu belirtelim. Tabi biz Bor konusunda<br />
onları geçmiş durumdayız. Yine<br />
aynı yazıda Enerji ve Tabi Kaynaklar<br />
bakanımızda Eti Madenin 9 yılda cirosunu<br />
26 kat artırdığını açıklıyor.2012<br />
yılında ise 434 milyon dolar kar<br />
edildiğini belirtiyor.<br />
Bu güzel ve sevindirici haberlerin<br />
ışığında yazımı sonlandırmak isterim.<br />
Bugün Bor da yakaladığımız başarıyı,<br />
diğer kimyasallarda da yakalamayı dilerim.<br />
Son olarak <strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> dergisinin<br />
hazırlanmasından, yazı gönderen<br />
arkadaşlara kadar herkese teşekkürlerimi<br />
iletirim.<br />
Kaynaklar<br />
Not: Bu Bilgiler ELİF DEMİR<br />
BAYKAL’IN Balıkesir Üniversitesi Fen<br />
Bilimleri Enstitüsünde tamamladığı<br />
‘Hidrotermal ve Mikrodalga Enerjiyle,<br />
Lityum İçeren Boratlı Fosfatlı Bileşiklerin<br />
Sentezlenmesi, Kristal Yapı ve<br />
Termokimyasal Özelliklerinin İncelenmesi<br />
‘ adlı Yüksek Lisans tezinin Giriş<br />
bölümünden alıntı yapılmıştır.<br />
ETİBOR A.Ş. web sitesi ( http://www.<br />
etiholding.gov.tr )<br />
Maden Tetkik Arama Enstitüsü web sayfası<br />
( http://www.mta.gov.tr )<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
65
KİMYA İLE İLGİLİ FIKRALAR<br />
Abdulhamit AYDIN<br />
Çukurova Üniversitesi<br />
a.aydin1987@gmail.com<br />
<strong>Kimya</strong>yı Sevmenin Sonu<br />
Bir öğrenci varmış. Her zaman kimya<br />
kitabını hiç sayfa değiştirmeden okuyormuş,<br />
bir müddet sonra annesi gelmiş<br />
ve çocuğa kızıp kitabı önünden alınca<br />
çocuk aniden ölmüş. Sonradan annesi<br />
hayretler içinde kalıp, kitaba bir göz<br />
atınca, kitapta şu yazıları görmüş.<br />
”O2 al O2 ver, O2 al O2 ver” yazdığını<br />
görmüş<br />
KiMiZzYa<br />
•Her kimyagerin bir yokuşu ve çıkışı<br />
vardır.<br />
•Bir kimyagerin dediğini yap, yaptığını<br />
yapma!!!<br />
•İki kimyager bir laboratuvara sığmaz.<br />
•Bir kimyager için başarının yolu merak<br />
etmekten geçer.<br />
•<strong>Kimya</strong> yeteneği gökten zembille inmez.<br />
•<strong>Kimya</strong>gerim dersen, derdin var!!!<br />
•Lafla kimyagerlik olmaz.(Lafla peynir<br />
gemisi yürümez misali.)<br />
<strong>Kimya</strong>ger ile Kayıkçı<br />
<strong>Kimya</strong>gerin biri deniz kenarında<br />
yürürken, denizin diğer tarafına geçmek<br />
istemiş. Bir kayıkçıya rast gelmiş. Yolda<br />
giderken konuşmaya başlamışlar. <strong>Kimya</strong>ger<br />
sormuş:<br />
- Sen okuma yazma bilir misin? Demiş<br />
kayıkçıya.<br />
Kayıkçı :<br />
- Bilirim diye cevap vermiş.<br />
<strong>Kimya</strong>ger sormuş:<br />
- Sen Avagadro’yu bilir misin?<br />
Kayıkçı bilmem diye cevap verince<br />
kimyager:<br />
66<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
-Senin hayatının 1\4’ü gitti, demiş.<br />
Tam bu sırada fırtına çıkmış. Deniz kabardıkça<br />
kabarmış. Koca dalgalar kayığı<br />
alıp götürüyormuş. Kayıkçı sormuş:<br />
-Sen yüzme bilir misin?<br />
<strong>Kimya</strong>ger:<br />
-Bilmem, ben daha önce hiç yüzmedim<br />
ki!!<br />
Kayıkçı bunun üzerine:<br />
- İşte şimdi senin hayatının tümü yok,<br />
az sonra boğulacaksın.<br />
KİMYA İLE İNGİLİZCE BİRLEŞİRSE<br />
Geçen ay olduğu gibi bu sayımızda,<br />
sizlerle yine elementlerin sembollerini<br />
kullanarak yeni kelimeler türetmeye<br />
çalışacağız. İşte, bu ayın kelimeleri şu<br />
şekilde:<br />
Baby<br />
Honey<br />
Fly<br />
: Bebek, yavru<br />
: Bal<br />
: Uçmak, uçuş, sinek<br />
<strong>Kimya</strong> Hocamızın Canı Çeker<br />
<strong>Kimya</strong> hocası sınıfta ders işlerken, bir<br />
çocuğun elma yediğini görür. Çocuğun<br />
kırılmaması için sınıfa sorar:<br />
-Çocuklar sınıfta bir şey yenir mi?<br />
-Yenmez hocam, diye cevap verirler.<br />
Hoca önde oturan bir öğrenciye sorar:<br />
-Metin söyle bakalım, sınıfta yiyecek<br />
neden yenmez?<br />
Metin gülerek şöyle der:<br />
-<strong>Kimya</strong>gerin canı çeker de ondan.<br />
Ayın İlginç Makalesi<br />
Merhaba arkadaşlar! Bu ay sizlerle ilginç<br />
makale konusu olarak hepimizin küçükken<br />
tükettiği, yetişkinken bile almaya<br />
devam ettiğimiz içecek ürünü olan SÜT<br />
ün kendi ilginç ve kimyevi özelliklerini<br />
paylaşmak istiyorum.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
67
Günlük yaşamımızda süt<br />
Dünya’daki herkes, yaşamının aynı noktasında süt içmiştir. Aslında süt,<br />
yaşamımızın ilk dönemlerinde olmazsa olmaz gıda ürünlerinden biridir. Bütün<br />
memeliler kendi türlerini ve genç bireylerini, büyütmek ve geliştirmek için süt ve<br />
süt ürünleriyle beslemektedir. Neredeyse tüm insanlar süt kelimesini, inekten gelen<br />
gıda ürünü olarak düşünmektedir.<br />
Bileşen İnek Sütü Keçi Sütü Koyun Sütü İnsan Sütü<br />
Enerji (kcal) 66 60 95 69<br />
Protein (g) 3.2 3.1 5.4 1.3<br />
Yağ (g) 3.9 3.5 6.0 4.1<br />
Laktoz (g) 4.6 4.4 5.1 7.2<br />
Kalsiyum (mg) 115 100 170 34<br />
Su (g) 87.8 88.9 83.0 88.2<br />
Evcil ineklerden süt verimi “Bos taurus” türünde günlük sığır ailesinin beslenmesi<br />
ve üretim etkinliğinin kazanılmasından dolayı, son yüzyılda oldukça fazla bir<br />
şekilde artmıştır. Günlük süt tüketimi süpermarket gibi mağazalarda genelde çok<br />
kısa olup, çoğu durumda günübirlik olarak gerçekleşmektedir. Çoğu günlük tüketimde<br />
de yüksek teknolojik uygulamalar kullanılmaktadır. İngiltere ve Avrupa’nın<br />
tamamı, dünyanın süt üretimi için önemli bir bölge olarak göze çarpar. Amerika,<br />
Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda süt tüketiminin fazla olduğu ülkelerdir.<br />
Günlük süt ve süt ürünlerin tüketimi, ülkeden ülkeye ve kişiden kişiye göre<br />
çeşitlilik göstermektedir. İngiltere ve Kuzey Avrupa süt tüketiminin en fazla ve<br />
en düzenli olduğu, hatta yetişkinlerde dâhil bölgelerin başında gelmektedir; fakat<br />
dünyanın diğer kalan kısımlarında süt tüketimi çok daha düşüktür.<br />
Günlük Ürünlerin Farklı Tipleri<br />
Sütten birçok ürün elde edilmektedir. Sütün süpermarket raflarında onlarca<br />
çeşidini görürüz. Mesela kaymaklı, yarım kaymaklı, tam yağlı, UHT, homojenize,<br />
uzun ömürlü taze süt, fermente süt, ayran gibi örnekleri mevcuttur. Süt genelde<br />
inekten sağlanmasına rağmen, keçi ve koyun gibi hayvanlardan da elde edilir. Dünya’nın<br />
çeşitli yerlerinde, Orta Doğu’da keçi ve deve, Uzak Doğu Asya’da su bufaloları<br />
örnek olarak verilecek diğer süt kaynağı hayvanlarıdır.<br />
68<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Günlük süt ürünlerinde, yağ miktarı<br />
yaklaşık % 3,5 seviyesindedir. Süt ve süt<br />
ürünleri, piyasaya çıkmadan önce çeşitli<br />
işlemler kullanılmaktadır. En yaygın<br />
olanı ısıl işlem olan pastörizasyon<br />
işlem, mikroorganizmaları uzaklaştırma<br />
işlemidir. Günümüzde sadece birkaç köy<br />
evinde devam eden; ancak kullanımı<br />
oldukça seyrekleşen tam yağlı sütlerde<br />
yağ miktarı % 25 düzeyindedir. Daha<br />
az yağ içeren sütler, yarım yağlı da yaklaşık<br />
% 1,5 düzeyinde ve tamamen yağı<br />
kaldırılmış olanda ise yaklaşık % 0,1-<br />
0,3 oranında yer almaktadır.<br />
Günlük olarak kullandığımız süt ürünlerine<br />
şunları verebiliriz:<br />
•Tereyağı: sıvı yağ emülsiyonundaki<br />
suyun, kremada faz değişimiyle ortaya<br />
çıkan ürünüdür. Tereyağı % 80 oranında<br />
yağ içerir. Yaygın olan tereyağı işlevsel<br />
olarak, kolesterol azaltıcı bitki türevlerinde<br />
sıkça kullanılmaktadır.<br />
•Peynir: sütteki peynir, su kısmı<br />
kaldırılarak donmuş süt elde edilir ve<br />
bu donan kısım özel mikrobik kültürler<br />
kullanılarak üretilir. Dünya’da binlerce<br />
çeşit peynir bulunmaktadır.<br />
Sütün <strong>Kimya</strong>sı<br />
Süt içerisinde esas olarak yaklaşık %<br />
80 oranında “kazein” proteini bulunur.<br />
Diğer proteinler ise kısmi olarak laktalbumin,<br />
laktoglobulin ve immunoglobulin<br />
şeklindedir. Kazein, misel denilen<br />
süper yapılardan düzenlenmiştir. Miseller<br />
ise fosfat, sitrat ve kalsiyumun bir<br />
arada olduğu proteindir. Süt proteinleri,<br />
yüksek biyolojik değerinden dolayı,<br />
vücutta her zaman hazır şekilde bulunması<br />
ve kullanılması gerekmektedir.<br />
•Krema: Kremanın farklı türleri, süt yağ<br />
tabaksına göre ayrılır. Krema tek başına<br />
% 18 oranında yağ içerirken, çift katlı<br />
krema % 48 ve çırpma kremada yaklaşık<br />
bu oran % 40 düzeyindedir.<br />
•Yoğurt: Laktik asit bakterileri<br />
tarafından, sütün fermente edilmesiyle<br />
ortaya çıkan, çok meşhur bir üründür.<br />
Süt, kaynağına göre farklı oranlarda yağ<br />
içerir. Yoğurtlar, genelde günlük ara<br />
öğün probiyotik gibi bilinen ve üretilen<br />
gıda ürünüdür.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Sütteki yağ, globül ya da damlacık şeklinde<br />
bir membran ve emülsifiye edilmiş<br />
süt serum kısmından meydana gelmiştir.<br />
Bu emülsiyon, fiziksel anlamda doğal<br />
olarak uzun süre kendini muhafaza edemez<br />
ve krema haline gelmeye başlar.<br />
69
Hafif yağlı globüller, daha yoğun su fazı<br />
krema olarak görülür, yani sütteki sarı<br />
renkli kısımdır ve üstteki daha beyaz<br />
kısım daha suludur. Bu renklilik yağ<br />
globüller üzerinde emme ve dağılmadan<br />
dolayıdır; fakat bu faz ayrımı, yağ damlacıklarının<br />
boyutunda krema haline<br />
geldiği için homojenize sütte görülmez,<br />
Bundan dolayı üstteki krema temiz bir<br />
paketlemeye ihtiyaç duyar. Tam kremalı<br />
homojenize olmayan süt şişelerinde,<br />
bu olaylar gözükmeyebilir. Faz ayrımı,<br />
santrifüjlemeyle hızlandırılabilir. Kaymaklı<br />
sütteki yağ, kısmı yağ ve diğer<br />
kısımlar bu şekilde ayrıldığı için ismini<br />
buradan almıştır.<br />
Sütteki şeker laktozdur ve kimyasal ismi<br />
β–D-galaktopiranosil-(1→4)-α-D-glukopiranozdur.<br />
Laktoz sükrozdan daha az<br />
tatlıdır ve mutfaktaki şekerde bulunur.<br />
Eğer sükrozun şekerlilik oranı 1.0 birim<br />
kabul edersek, laktozda bu oran sadece<br />
0.16 birimdir. Isıtılmış süt ürünlerinde<br />
laktuloz gibi ürünlerde daha az şeker<br />
bulunur.<br />
Kaynaklar<br />
http://www.stkate.edu/physics/Astrobiology/<br />
http://www.clipartguide.com/_pages/0511-1009-0116-0904.html<br />
http://thebreakthrough.org/index.php/<br />
programs/philosophy/the-science-of-bias/<br />
http://www.egitimportali.com/yazigoster.php?yazi_no=sdf34tfdfdsf<br />
http://www.ifst.org/learninghome/helpforteachers/lessonplantopics/milkanddairyproducts/<br />
70<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
İNOVATİF<br />
<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
KONUNU<br />
DÜŞÜN<br />
KONUNA<br />
HAZIRLAN<br />
KONUNU<br />
YAZ<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
71
Yavuz Selim KART<br />
Cumhuriyet Üniversitesi<br />
kim_muhselim@hotmail.com<br />
Crocodile Chemistry Programı Nedir Ne İşe Yarar?<br />
Geçen sayımızda sizlere Chem Draw programından bahis<br />
ettim. Bu sayıda da çok fazla ismi duyulmamış <strong>Kimya</strong> Programlarından<br />
biri olan Crocodile Chemistry programından<br />
bahis edeceğim. Bu program nedir ilk bundan bahis edelim.<br />
<strong>Kimya</strong> denince deney yapmayı sevmeyenimiz yoktur.<br />
Gerçi laboratuar sınavlarının verdiği sıkıntı olsa da (atılma<br />
sıkıntısı, kalma sıkıntısı, geçtik mi sıkıntısı, raporu<br />
beğendiler mi sıkıntısı, deneyi yaparken başarabileceğiz mi<br />
sıkıntısı) yine de zevklidir. Bu sefer deneyimizi laboratuarda<br />
değil, bilgisayar başında yapacağız. İçinizden ya nasıl<br />
olur falan olmaz ki aynı tadı vermez ki diyenler vardır;<br />
ama sürekli de her maddeye para verip 7/24 sınırsız madde<br />
sınırsız deney yapma imkânımız yok.<br />
Ayrıca tek başına deney yapmadan önce güvenlik kurallarını da yeterince bilmek<br />
gerek ki o da ayrı bir olay. Sonuçta Metil Alkol, hidroklorik Asit gibi asitler tehlikeli<br />
ve bu maddeleri sürekli temin etmemiz zor. Bunu düşünerekten yabancılar<br />
(yerlisini görmedim), bir program yapalım demişler ve bu program ortaya çıkmış.<br />
Program, ilk açıldığında aşağıdaki şekil karşımıza çıkıyor.<br />
72<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Şekilde, soldaki seçenekte gördüğünüz gibi;<br />
•<strong>Kimya</strong>sallar<br />
•Ekipmanlar<br />
•Cam Malzemeler<br />
•İndikatörler<br />
Bu malzemeler dosya şeklinde programın içinde sıralanmış. İki kere tıklayınca<br />
içeriğine giriliyor. Misal cam malzememi kullanacaksınız, tıklıyorsunuz ve<br />
içeriğinde kimyada kullanılan çoğu cam malzemeyi görüyorsunuz. Sizler hangisini<br />
yapmak istiyorsanız ona göre seçersiniz.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
73
Şekilde tıklanmış ve içeriğine girilmiş halini görmektesiniz. Ayrıca şekilde<br />
görüldüğü üzere, ml seviyesine göre de seçebiliyoruz. Kullanacağınız deneye göre<br />
istediğiniz ekipmanları sürükleyip bırakarak seçebilmeniz mümkün. Bu şekli seçtikten<br />
sonra şimdi kimyasalımızı da seçerek bir deney yapalım.<br />
Şekilde deney için kimyasal kısmına girip oradan da asitler kısmından HCI(Hidroklorik<br />
Asit)’i seçiyoruz ve bize bir şişe çıkarıyor ( laboratuardaki gibi) Bu şişe<br />
de şimdi neler var.<br />
•Üzerinde etikette ne olduğu yazıyor (HCl)<br />
•Molaritesi yazıyor<br />
•Kaç cm3 olduğu yazıyor.<br />
Biz burada HCl seçildikten sonra ki molarite kısmı ile hacim kısmını istediğimiz<br />
kadar değiştirebiliriz (Tabi ki şişenin boyutlarında abartı bir rakamı program kabul<br />
etmiyor)<br />
74<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Bunları yaptıktan sonra şişeyi götürüp beherimizin üstüne bırakıyoruz ve kaç ml<br />
yazdı isek, o kadarlık kısım beherimizin içine giriyor. 20 ml yazdı isek 20 ml giriyor.<br />
40 ml yazdı isek 40 ml giriyor. Miktarı cam şişeden behere götürmeden önce<br />
iyi ayarlayın.<br />
Şekilde şişemiz beherin üzerine götürülmüş ve gri kısım HCl olduğunu gösteriyor.<br />
Tekrar götürürseniz şişeyi bir 20 ml daha eklemiş olursunuz. Bundan sonraki kısma<br />
geçelim. Ayrıca program gerçek hayattaki gibi beheri eğip dökebilme imkânı da<br />
vermiş. Aşağıdaki şekilde bunu görmektesiniz.<br />
Şekilde sıvı rahat bir şekilde dökülüyor, bu şekilde gerçekçilik artırılmış. Şimdi<br />
deneyimize başlayalım. HCl beherimize aldık ve deneyimiz için bir başka kimyasal<br />
daha lazım. Bu kimyasalımız olarak Magnezyum Şeridini seçtim.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
75
Şekildeki gibi Magnezyum şeridini seçtim. Birçok kimyasalımız var (Demir,<br />
Gümüş, Altın, Platin Alüminyum, Sodyum, Lityum) Bunların İngilizce isimlerine<br />
de aşina olmuş oluyorsunuz. Gerçek hayatta da oldukça işinize yarayacaktır. Neyse<br />
konumuza dönersek seçtiğim Magnezyum çubuğu HCl içine daldırınca hemen<br />
tepkimeye giriyor. Tepkimeye girdiğini açığa çıkan balonlardan anlıyoruz.<br />
76<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Kapta tepkime oluyor. Tepkime olurken beherimizin üstüne gelip “i” işaretine<br />
tıklarsak bize oluşan tepkime hakkında program bilgi veriyor. Ne oluşuyor ne<br />
çıkıyor bu yanda bize gösteriyor. Bunun tepkimeli versiyonunu da gösteriyor.<br />
Şekilde bunu görmektesiniz.<br />
Şekilde tepkime oluyor ve bize hangi gaz çıkıyor ve tepkime tamamlanınca sıvı<br />
kısmın içeriği hakkında bilgi veriyor.<br />
Sizlere basit bir deney anlattım ki program bunlardan ibaret değil. Çok spesifik<br />
özellikleri olan kullanışlı bir program. Programda Sülfürik Asit, Nitrik Asit vb.<br />
gibi asitler mevcut. Ayrıca bunzen beki, termometre, tartım kabı, pH metre, elektrikli<br />
ısıtıcı, su çeşmesi mevcut. Çeşitli gazlarda program içinde mevcuttur. Bunlar<br />
Oksijen, Nitrojen, Karbondioksit… Ve indikatörler kısmında da indikatörlerimiz<br />
mevcut. Yüzde yüz laboratuar koşulları sağlamıyor olabilir; lakin bize temel<br />
olan kısımları çok güzel şekilde verecek kadar güzel ve gösterişli hazırlanmış bir<br />
bilgisayar programıdır. Hani şu şekilde bir deney bile yapabilirsiniz. Bir tepkime<br />
yaparsınız gaz çıkar ve bunu başka bir tüpte biriktirebilirsiniz. Ayrıca deney<br />
yaparken bir yandan da grafik sonuçları görebilirsiniz.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
77
Şekilde suyun bunzen beki ile ısınma grafiği zaman çizelgesini görüyorsunuz.<br />
Bu şekilde programımızın fonksiyonları mevcuttur. Tüm şekilleri göstermek pek<br />
mümkün olmuyor. Program da bir diğer güzel özellik bir behere bir sıvı koyduğumuzda,<br />
program özellikleri vasıtasıyla üç boyutlu molekül halini tasavvur edelim<br />
diye de özellikler eklenmiş. Bu da programın bizim hayal dünyamıza da etki ederek<br />
daha çabuk öğrenmemizi sağlamak için yapılmış. Programımızda elektroliz ve titrasyon<br />
işlemleri de yapılabiliyor. Titrasyon işlemi yapılıp, grafik çizdirilip dönüm<br />
noktaları görülebiliyor. Birebir laboratuar işlemlerini kendiniz yapabileceğiniz<br />
geniş kapsamlı güzel bir program.<br />
Bu kadar program özelliklerini anlattık. Eksik yanları neler? Program daha fonksiyonel<br />
yapılırsa daha iyi olabilir. Çünkü birçok program deneyen kullanan biri<br />
olarak programın bu yönünü eksik buldum. Daha ileri aşama deneylere de destek<br />
veren uygulama özellikleri artırılırsa daha iyi olacağını düşünüyorum. Program<br />
ücretli bir programdır, indirmeye çalıştığınızda bilgisayarınızda virüs oluşabilir ve<br />
çok kolay bulunan bir program değildir. (Deneme sürümü olsa bile)<br />
78<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
Programın 15 günlük deneme versiyonu<br />
kendi sitesinde verilmiş. Eğer öğrenci<br />
iseniz öyle bir imkan sağlanmış.<br />
http://www.yenka.com/en/Free_student_home_licences/<br />
adresine girerek 63 MB lık yazılımı<br />
bilgisayarınıza indiriyorsunuz ve sonra<br />
kuruyorsunuz.<br />
Program ilk açılınca size hemen trial (15<br />
günlük kullanıcı olmak için) mail adresi<br />
istiyor.<br />
Mail adresinizi girince de program<br />
başarıyla açılmış oluyor. Çeşitli birçok<br />
şey program içinde mevcut.<br />
Sizin seçeceğiniz Science kısmındaki<br />
Chemistry kısmı.<br />
Burayı seçip new diyerek yeni bir deney<br />
sistemi açabilirsiniz. Sizlere program<br />
hakkında anlatacaklarım bu kadar, sizler<br />
araştırarak program hakkındaki bilgilerinizi<br />
genişletebilirsiniz. Bir sonraki<br />
yazımda görüşmek üzere esen kalın.<br />
Kaynaklar<br />
Resimleri ve Yazıyı hiçbir yerden bir<br />
şey okumadan programı kullanarak elde<br />
ettim.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
79
İNOVATİF<br />
<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Yararlı Siteler<br />
Google’ a kimya yazınca çıkan güzel sitelerden biri daha.<br />
Site oldukça güzel yapılmış ve emek harcanmış bir site.<br />
Analitik <strong>Kimya</strong>dan Anorganik <strong>Kimya</strong>ya, Fizikokimyadan<br />
Polimer <strong>Kimya</strong>sına, Organik <strong>Kimya</strong>dan Genel <strong>Kimya</strong>ya<br />
kadar kimya konularını içeren bir site. Su Analizleri, Yağ<br />
Analizleri, Yem Analizleri ve Temizlik Maddesi Analizleri<br />
hakkında bilgiler mevcut. Laboratuvar el kitabını da sizlere<br />
öneriyorum. Sitede ayrıca birim çevirme işlemini online<br />
yapabileceğiniz bir sistemde yapmışlar. Sitede bazı dosyalara<br />
ulaşmak için üyelik şart koşmuşlar. Üyelik ücretsiz.<br />
İnceleyin derim.<br />
http://www.ptable.com<br />
<strong>Kimya</strong> hakkında youtubede ya da çeşitli web sitelerinde<br />
bir çok İngilizce video içeren kaynak mevcut. Türkçe<br />
video içeren bu şekilde kaynak az. Bu verdiğim web sitesi<br />
bu konu hakkındaki açığı yavaş yavaş kapamaya başlamış<br />
durumda. Türkiye Bilimler Akademisinin hazırlamış olduğu<br />
videolarda altyazısız ve Türkçe seslendirmeyle dersler<br />
anlatılmış. İçinde videolar ve ders notları mevcut. Videolar<br />
MIT Üniversitesinin videoları. <strong>Kimya</strong> Biliminin İlkeleri,<br />
Fizikokimya 1-2 ve Termodinamik ve Kinetik şu anda<br />
anlatılan konulardan. İlerleyen zamanlarda eklemeler olabilir<br />
gibi geliyor. Bir çok konuda video sitede mevcut. Üye<br />
olmadan girip izleyin Öğrenmeyi maksimuma çıkarın.<br />
http://www.mhilmieren.com<br />
http://taner.balikesir.edu.tr/dersler.php<br />
80<br />
Bu tanıtacağım son web adresi de Analitik <strong>Kimya</strong> hakkında<br />
ders notları içeren bir site. Site Adnan Menderes Üniversitesi<br />
Hocalarından olan Prof. Dr. Mustafa DEMİR tarafından<br />
hazırlanarak Üniversite altyapısı üzerine kurulmuş bir<br />
yararlı sayfadır. Sayfanın içerisinde Analitik <strong>Kimya</strong> 1-2 Ders<br />
Notları, Analitik <strong>Kimya</strong> çalışma soruları ve ayrıca Analitik<br />
<strong>Kimya</strong> Laboratuvarı 1-2 Çalışma soruları ve ders notları<br />
bulunmakta. Sitedeki notlar ders çalışırken ya da rapor<br />
hazırlarken işinize yarayacaktır. Ayrıca gelecek içinde bu<br />
şekilde notları arşivinize alarak elinizin altınızda tutmanızda<br />
yarar var. Sitede sadece Analitik <strong>Kimya</strong> üzerine bilgiler<br />
var. Yararlı olması temennim ile.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
İNOVATİF<br />
<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
<strong>Kimya</strong> Bulmacasi<br />
1 2 3<br />
4 5<br />
6 7<br />
8<br />
Soldan Saga<br />
4. Kapali formülleri ve atomlarin birbirine göre baglanma<br />
siralari ayni, Fakat atomlarin uzaydaki düzenlenmeleri<br />
farkli olan moleküllerdir.<br />
7. 1000 g çözücüde çözünmüs maddenin mol sayisidir.<br />
Birimi mol/ kg dir ve m harfi ile gösterilir.<br />
8. Bir litre çözücüde çözünen maddenin esdeger gram<br />
sayisidir. N harfi ile gösterilir ve birimi esdeger gram<br />
sayisi/ litre dir.<br />
Yukaridan Asagiya<br />
1. Karbonil (C=O) grubuna alkil gruplari bagli bilesiklerdir.<br />
2. Bir litre çözücüde çözünen maddenin formül gram<br />
sayisidir.<br />
3. Titrasyon sirasinda çözeltideki derisim degisikliklerine<br />
göre renk vererek esdegerlik noktasina gelindigini belli<br />
eden organik kökenli boyalardir.<br />
4. Bazi maddeler sivi hale geçmeden gaz fazina geçmesine<br />
denir.<br />
5. Yüzeyinde daldirildigi çözeltiden veya çözeltiye elektron<br />
aktarimi olusan iletken.<br />
6. Çesitli atomlarin belli miktarlarinin sabit oranlarda bir<br />
araya gelmesi ile olusur<br />
7. Kendi aralarinda bilesik olusturamazlar. Bilesiklerinde<br />
daima pozitif degerli elementlerdir.<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
81
İNOVATİF<br />
<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Geçen Ayın Çözümü<br />
<strong>Kimya</strong> Bulmacasi<br />
7<br />
Ç<br />
10<br />
E<br />
4<br />
D<br />
1<br />
H<br />
2<br />
K<br />
3<br />
O<br />
A M i T M A R<br />
L T B<br />
O Y I 5<br />
M<br />
J<br />
6 D O T O<br />
Ö Z E L T I 8 N S A L<br />
N F 9 L I G A N D<br />
L Ü R<br />
E Z I<br />
R Y T<br />
O<br />
F Ü Z Y O N<br />
E<br />
Soldan Saga<br />
4. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak<br />
ayristirma islemi [DAMiTMA]<br />
7. Iki veya daha fazla maddeden olusmus homojen karisim<br />
[ÇÖZELTI]<br />
8. Sicakligin 0°C ve basincin 1 atm olan durum [NSA]<br />
9. Kompleks iyonlarda merkez atomu saran komsu<br />
gruplardan her biri [LIGAND]<br />
10. Gaz moleküllerinin küçük bir delik araciligiyla bir<br />
kaptan, daha düsük basinçli ortama yayilmasi<br />
[EFÜZYON]<br />
Yukaridan Asagiya<br />
1. Tuz yapici anlamina gelen ve periyodik tabloda,<br />
atomlarinin son yörüngelerinde yedi elektron<br />
bulunduran elementlerin olusturdugu 7A grubu<br />
[HALOJENLER]<br />
2. Pozitif (+) yüklü iyon [KATYON]<br />
3. Çekirdegin etrafinda dönen elektronlarin bulunma<br />
ihtimali en yüksek oldugu bölgeleri ve elektronlarin<br />
hareketini belirleyen matematiksel dalga denklemi<br />
[ORBITAL]<br />
5. Bir litrede çözeltide çözünmüs olan maddenin mol sayisi<br />
[MOLARITE]<br />
6. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasi<br />
[DIFÜZYON]<br />
82<br />
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>
<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
83
İNOVATİF<br />
<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />
Bende Yazmak İstiyorum<br />
Dergide bende yazmak istiyorum benim de<br />
yazılarım olsun diyorsanız.<br />
***Yazacağınız konuyu belirleyin. (<strong>Kimya</strong> içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden<br />
ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz<br />
ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz.<br />
***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli.<br />
***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zorlaştırıyor.<br />
Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.<br />
***Dergi editörlerimiz olan<br />
Ayşe Emir (Facebook ismi bu şekilde)<br />
arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir.<br />
***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz.<br />
***Ad Soyad<br />
Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)<br />
Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi<br />
Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.<br />
***Ekim ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Eylül dür.<br />
Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar<br />
Bir sonraki ay yayınlanacaktır.<br />
***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle<br />
yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey<br />
değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız<br />
rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim.<br />
***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda<br />
en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında<br />
olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor.<br />
***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız.