07.01.2017 Views

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 2

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 2

İnovatif Kimya Dergisi Sayı 2

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

YIL : 1 SAYI : 2 EYLÜL 2013<br />

PROSES<br />

EKİPMANLARI<br />

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM<br />

SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER<br />

ON PARMAKDA ON MARİFET<br />

TARIM SEKTÖRÜNDEKİ KALİTE<br />

KONTROL CİHAZLARI<br />

İLAÇ SANAYİDE GMP<br />

KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ<br />

ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ<br />

SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ<br />

VE TEMAS AÇISI<br />

DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE<br />

DOĞAL YAŞAMAK NEDEN OLMASIN


Sahibi :<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Kurucuları<br />

Genel Yayın Yönetmeni :<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> Okuyucuları,<br />

Dergimiz <strong>Kimya</strong> hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu<br />

açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi,bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla<br />

hazırlanmıştır.<br />

Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır.<br />

Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizde<br />

<strong>Kimya</strong> Sektörü ile ilgili bilgiler, <strong>Kimya</strong> Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler<br />

olacaktır. Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmayacağınızı<br />

ümit ediyoruz.<br />

Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimizle...<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Kurucuları<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Yayın Danışmanı :<br />

Ayşe Emir<br />

Dergi ve Yazı Editörleri :<br />

Ayşe Emir<br />

Röportaj Sorumlusu :<br />

Ceyda Sarıkaya<br />

Sayfa Tasarımı :<br />

Yavuz Selim Kart<br />

Bize Ulaşın<br />

facebook.com/Inovatif<strong>Kimya</strong><strong>Dergisi</strong><br />

twitter.com/Inovatif<strong>Kimya</strong><br />

inovatifkimyadergisi@gmail.com


Yazarlarımız<br />

YAVUZ SELIM KART<br />

CEYDA SARIKAYA<br />

ABDULHAMIT AYDIN<br />

HACER AY<br />

AHMET YILMAZ<br />

YAKUP BICER<br />

HATILE MOUMINTSA<br />

İNOVATİF<br />

AYSE EMIR<br />

VAHIT KENAR<br />

EMRAH YÜCE<br />

GULTEKIN OZDEMIR<br />

SEVGI GULTEKIN<br />

AYKUT CENGIZ<br />

HAKAN OZTURK<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

KURALLARI<br />

1. <strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>, yazılarını herhangi bir<br />

makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını<br />

aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız.<br />

Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların<br />

kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumundasınız.<br />

2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci<br />

derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir sorun<br />

yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız.<br />

3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek<br />

felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu<br />

değildir.<br />

4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler kesinlikle<br />

kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu<br />

zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz.<br />

Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına<br />

riayet ederek resimlerini dökümanlarına eklemeleri.<br />

Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar<br />

sorumludur.<br />

5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız<br />

var ise. Yazıları için AYŞE EMİR ile konuşmaları<br />

gerekmektedir.<br />

www.facebook.com/groups/147842018740235/<br />

Grubu aracalığı ile ulaşabilirler.<br />

Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yazmayı<br />

düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli<br />

görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici sayfamızı<br />

takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında<br />

gerekli adresler mevcuttur.<br />

6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı<br />

yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan<br />

hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim<br />

yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirtmiş<br />

olduğum isimlere sorabilirsiniz.<br />

7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları<br />

inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine<br />

göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz<br />

yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz<br />

tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size<br />

geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde<br />

bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu<br />

kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha<br />

güzel bir dergi çünkü.<br />

8.Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz<br />

yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir<br />

kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler<br />

bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle<br />

isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı<br />

yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönderirseniz<br />

illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın<br />

olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin<br />

adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybetmemiş<br />

olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca<br />

aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa<br />

bu seferde dergi amacından sapmış olur.<br />

10.Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa<br />

olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar<br />

2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz<br />

hakkı dergi yönetimine aittir.<br />

11.Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza<br />

saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir<br />

biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes<br />

gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz.<br />

12.Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular<br />

aşağıda listelenmiştir.<br />

*Akademik Makaleler<br />

*Endüstriyel Yazılar<br />

*Üniversite Hayatında <strong>Kimya</strong><br />

*İş Hayatında <strong>Kimya</strong><br />

*Laboratuvar Üzerine<br />

*<strong>Kimya</strong> Güvenliği<br />

13.Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız.<br />

Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz.<br />

Yazılarımız <strong>Kimya</strong> içeriği dışına çıkmamaya<br />

çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel<br />

gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında<br />

da çalışmalar yapılacaktır.<br />

14. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş<br />

buraya ek maddeler yapmaya değiştirmeye ve koymaya<br />

yetkilidir.<br />

13. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş<br />

sayılırlar.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Kurucuları


İçindekiler<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

9<br />

MADEN SUYU<br />

Günlük içilmesi gereken suyun doğal mineralli su (maden suyu)...<br />

KİL<br />

Uygarlığın başlangıcından bu yana kullanıla geldiği bilinen killer...<br />

12<br />

16<br />

PROSES EKİPMANLARINI TANIYALIM<br />

Mesleğimiz itibariyle; laboratuarlarda yeni ürünlerin elde edilişi...<br />

29<br />

24<br />

TARIM İLAÇLARI SEKTÖRÜNDE KALİTE-KONTROL<br />

ANALİZLERİNDE KULLANILAN CİHAZLAR<br />

Vakumlu elek yardımıyla toz ürünlerin spesifikasyonda belirtilen...<br />

KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ<br />

Birçok arkadaşımız kendini kimyacı, kimyager veyahut...<br />

ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ<br />

Çimento günümüz dünyasında çok önemli bir yere sahiptir...<br />

32<br />

36<br />

SIVILARIN ISLATMA YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI<br />

Hiç düşündük mü acaba bir yaprağın üzerindeki çiğ tanesinin yaprak...<br />

AYIN RÖPORTAJI<br />

Dem Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş‘nin Genel Müdürü Hakan SARIÖZ ile...<br />

42<br />

48<br />

TÜRKİYEDE KAFEİN<br />

Kafein başlıca gıda ve ilaç sanayisinde kullanılan, alkoloid grubunun...<br />

DOĞAMIZ VE DOĞAL ÜRÜNLERLE DOĞAL YAŞAMAK<br />

NEDEN OLMASIN<br />

İlerleyen günlerimizde hergün yeni bir hastalık cıkmaktadır...<br />

52<br />

50<br />

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜNDE KİMYAGER-<br />

LER<br />

Dergimizin ilk sayısında deterjanlar ve temizlik sektörü ile ilgili...<br />

İLAÇ SANAYİDE GMP<br />

Sizlere bu ay GMP den bahsedeceğim; fakat bir ilaç çalışanı değilim...<br />

56


60<br />

ON PARMAKTA ON MARİFET<br />

<strong>Kimya</strong> denilince aklımıza çeşitli kimyasallar ve mineraller...<br />

KİMYA İLE İLGİLİ SÖZLER VE YAZILAR<br />

Her kimyagerin bir yokuşu ve çıkışı vardır...<br />

66<br />

72<br />

HER AY 3 WEB SİTESİ<br />

Her ay sizlere faydalı olacak 3 web sitesi....<br />

CROCODILE CHEMISTRY PROGRAMI NEDİR NE İŞE<br />

YARAR?<br />

Geçen sayımızda sizlere Chem Draw programından bahis ettim...<br />

80<br />

81<br />

KİMYA BULMACA<br />

Her ay kimya terimlerine aşina olacağınız bulmaca...<br />

KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ (GEÇEN AY)<br />

Geçen ayın bulmaca çözümleri...<br />

82


Aykut CENGİZ<br />

Celal Bayar Üniversitesi<br />

aykutcengiz@windowslive.com<br />

MADEN SUYU<br />

Günlük içilmesi gereken suyun doğal<br />

mineralli su(maden suyu) olarak alınması<br />

birçok avantajlar sağlar. Öncelikle,<br />

sağlıklı bir su metabolizmasının sağlıklı<br />

bir vücutta sürdürülmesi garantiye<br />

alınmış olur. Ayrıca, günlük alınması<br />

gereken minerallerin bir kısmı belli<br />

düzeylerde karşılanmış olur. Bununda<br />

ötesinde kişilerde var olan bazı fonksiyonel<br />

rahatsızlıklar(mide yanması,<br />

böbrek taşı oluşumuna eğilim gibi) üzerinde<br />

yararlı etki elde edilir. Daha da<br />

önemlisi bazı hastalıkların (örneğin;<br />

osteoporoz gibi) doğrudan veya dolaylı<br />

tedavisi de sağlanabilir. Bu etkiler için<br />

günde en az 1,5 litre mineralli suyun<br />

içilmesi gereklidir. Böylelikle; bir yandan<br />

günlük su gereksinimimizin bir<br />

kısmı karşılanırken, diğer yandan da<br />

yararlı etkiler elde edilebilir.<br />

Mineralli sularda, en yoğun bulunan<br />

elementler, Kalsiyum, Magnezyum,<br />

Sodyum ve Klordur. Daha az bulunanlar,<br />

Potasyum ve Flor, bazen de İyottur.<br />

Ayrıca, mineralli sularda sık olarak<br />

Bikarbonat ve daha az da Sülfat iyonları<br />

bulunur. Söz konusu minerallere<br />

olan gereksinim yaşamın bazı dönemlerinde<br />

(örneğin, gençlik, çocukluk,<br />

yaşlılık gibi) özellikle artar. Bu dönemlerde<br />

mineralli suların içilmesi daha çok<br />

önem kazanır.<br />

Mineralli sularda bulunan minerallerden<br />

Kalsiyum Osteoporozun önlenmesi<br />

ve tedavisinde etkindir. Güçlü<br />

kemik yapısı oluşması, kan pıhtılaşması<br />

ve sinir uyarılarının iletilmesinde rol<br />

oynar. Magnezyum kan ve sinirsel<br />

yorgunluğun önlenmesinde etkindir ve<br />

sağlıklı kalp fonksiyonu için gereklidir.<br />

Sodyum, su ve elektrolit dengesi, asitbaz<br />

dengesi ve uyarı iletiminde rol oynar.<br />

Sindirimde yardımcıdır. Potasyum,<br />

hücre metabolizmasında ve vücuttaki<br />

su dengesinde görev yapar. Florür, diş<br />

çürüklerinin önlenmesinde etkilidir ve<br />

sağlıklı kemik ve dişler için gereklidir.<br />

İyot, Troid Bezinin sağlıklı çalışması<br />

için gereklidir, eksikliğinde Troid Bezinin<br />

büyümesi (guatr) görülür. Klor, su<br />

ve elektrolit dengesi ve sindirimde sodyum<br />

ile birlikte görev üstlenir.<br />

*Maden Suyu’nun(mineralli su) Avantajları<br />

• Sağlıklı yaşam desteği ve sağlıklı koruma<br />

• Mineral eksikliğini giderme, mineral<br />

gereksinimi karşılama<br />

• Bazı hastalıkların doğrudan veya<br />

destekleyici tedavisi<br />

• Bazı rahatsızlıkların giderilmesi ve<br />

önlenmesi<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong> 9


**Doğal Mineralli Suların Fizyolojik<br />

ve Terapötik Etkileri<br />

Mineralli sulardaki minerallere bağlı<br />

etkilerin dışında, mineralli sulardaki<br />

iyonların fizyolojik etkileri ve bazı hastalıklardaki<br />

terapötik yararları da söz<br />

konusudur. Bunlar sistemler özelinde<br />

kısaca özetlenirse;<br />

Böbrek üzerine; Mineralli sular böbrek<br />

ve idrar yollarında taş oluşumunu önlerler.<br />

İdrar yolu enfeksiyonların da özellikle<br />

Bikarbonat, Magnezyum ve Kalsiyum<br />

içerikleri yüksek mineralli sular<br />

iltihabı geriletici etki gösterirler. Ürolojik<br />

birçok hastalıkta böbrek fonksiyonlarını<br />

destekleme ve geliştirme amacıyla<br />

bol su içilmesi, özelliklede mineralli su<br />

içilmesi temel önlemlerdendir.<br />

Metabolizma üzerine; Mineralli sular<br />

özellikle sülfatlı olanlar, safra kesesi<br />

tembelliğinde yararlıdır ve pankreas<br />

fonksiyonlarını da desteklerler. Diyabet’te<br />

Sodyum Bikarbonatlı sular insülin’in<br />

etkisini güçlendirir ve karbonhidrat<br />

metabolizmasını iyileştirirler. Yine,<br />

hem idrar miktarını, hem de idrarla<br />

ürik asit atılımını artırırlar, bu yüzden<br />

Gut Hastalığı’nda krizler arası dönemde<br />

yararlıdırlar.<br />

yüksek Bikarbonat içeren(1300mg/L-<br />

1200mg/L) mineralli sular oldukça<br />

yararlıdır.<br />

Sindirim sistemi üzerine; Günümüz<br />

insanının az su içme alışkanlığı, minerallerden<br />

yetersiz beslenme, hareket<br />

azlığı ve sedanter yaşam gibi özellikleri,<br />

sindirim sistemi rahatsızlıklarının başlıca<br />

nedenleridir. Bunların başında da<br />

habitüel kabızlık gelir. Burada Sülfatlı<br />

(600mg/L-1200mg/L) mineralli sular<br />

oldukça yararlıdır.<br />

***Şifalı Su Olarak Mineralli Su<br />

Mide üzerine; Kronik mide mukozası<br />

iltihabında veya mide asidi fazlalığında<br />

10<br />

Sağlık üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle,<br />

Almanya’da şişelenmiş doğal<br />

mineralli suların bir kısmı “şifalı su”<br />

niteliğini de kazanabilmektedir. Alman<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Federal İlaç ve Tıbbi Ürünler Enstitüsü<br />

analitik, farmakolojik, toksikolojik ve<br />

klinik araştırma ve değerlendirmeler<br />

sonucunda şişelenmiş bir mineralli<br />

suyu, şifalı su olarak onaylayabilmektedir.<br />

Ülkemizde ise, böyle bir düzenleme<br />

geçerli değildir.<br />

http://www.bilgiustam.com/resimler/2013/07/4163_doktoruma-sorun-kibarli-panax-mustafa-eraslan-5892.jpg<br />

http://www.kadincasayfa.com/wp-content/uploads/maden-suyu.jpg<br />

Almanya’da bir mineralli suyun böylesi<br />

bir onay alabilmesi koşulları şunlardır.<br />

• Belirli mineralleri çözünmüş olarak<br />

belirli değerlerin (mg/L) üzerinde içermesi<br />

• Mineral kompozisyonu ve mikrobiyolojik<br />

özelliklerinin uygunluğu ve<br />

bunun belirli aralıklarla bağımsız kurumlarca<br />

kontrol edilmesi<br />

• Sağlığa yararlı etkisinin bilimsel<br />

araştırmalarla ve bilimsel kurumlarca<br />

kanıtlanması<br />

Unutulmamalıdır ki; birçok kişi soda ile<br />

mineralli suyu aynı sanmaktadır. Soda<br />

içilebilir suya Karbondioksit eklenmesi<br />

suretiyle yapılır.<br />

Soda ise mineral ihtiva etmez.<br />

Kaynaklar<br />

Turk Masuder<br />

Resimler ve Görsel Kaynak<br />

• Kaynak koruma ve şişeleme tesisleri ile<br />

ilgili düzenlemelere uygun ilaç üretim<br />

kurallarına ve koşullarına göre üretilmesi(şişelenmesi)<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

11


çeşitli tonlarında olabilmektedir.<br />

Yakup BİÇER<br />

Yüzüncü Yıl Üniversitesi<br />

yakup.bicer855@gmail.com<br />

KİL<br />

Uygarlığın başlangıcından bu yana kullanıla<br />

geldiği bilinen killer günümüzde<br />

de en önemli endüstriyel hammaddeler<br />

arasında yer almaktadır. Üzerinde ateş<br />

yakılan bazı toprakların sertleştiğini<br />

gören insanlar bu gün kil adını verdiğimiz<br />

bu topraklardan değişik seramik<br />

kaplar, tuğlalar ve tapınmak için putlar<br />

yapmışlardır. Güçlü hava akımlarının etkisi<br />

altında kayaların aşınmasıyla oluşan<br />

killer ya oluştukları yerde ya da rüzgâr<br />

ve su ile taşınarak başka yelerde büyük<br />

yataklar halinde depolanmıştır.<br />

Killer, insanoğlunun yaşamına ateşin<br />

bulunması ile girmiş önemli hammaddelerdir.<br />

Günümüzde ise çok geniş kullanım<br />

alanlarına sahiptirler. Yaşantımızda<br />

gereksinim duyduğumuz pek çok malzemenin<br />

seramik olduğunu düşünürsek,<br />

bu çok geniş yelpazenin ana malzemesinin<br />

kil olması, bu hammaddenin<br />

önemini bir ölçüde ortaya koymaktadır.<br />

Seramik dışında çok çeşitli endüstri<br />

alanlarının önemli hammaddesi de olan<br />

killer ziraatte, jeolojide ve başka pek<br />

çok alanda da araştırıcıların dikkatini<br />

çekmiş ve geçmişten günümüze kadar<br />

farklı disiplinler tarafından hep araştırma<br />

konusu olmuşlardır. Onun için ben<br />

de bu yazımda killerin neler olduklarını,<br />

ne işe yaradıklarını, dünyadaki işlevleri<br />

hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.<br />

Killer çok değişik özelliklere sahiptirler.<br />

Aynı renk, aynı görünüm, aynı dokuya<br />

sahip olan killerin çok farklı karakteristik<br />

özellikleri olabilir. <strong>Kimya</strong>sal<br />

bileşimlerindeki farklılıklardan dolayı<br />

kazanılan bu farklı fiziksel özellikler<br />

onların değişik alanlarda kullanılabilirliğini<br />

ortaya çıkarmıştır.<br />

Seramikler için kil, ısıtıldığında şekillendirilebilecek<br />

ölçüde plastik özellik<br />

gösteren, kurutulduğunda veya<br />

kızdırıldığında ise sertleşen doğal bir<br />

katı maddedir. <strong>Kimya</strong>sal analizler, killerin<br />

su tutma ve iyon değiştirme gücü<br />

yüksek olan alüminyum silikat ya da<br />

magnezyum silikat bileşikleri olduğunu<br />

göstermiştir. Mineral içerikleri ve minerallerin<br />

kimyasal bileşimlerine bağlı<br />

olarak doğal killerin rengi beyaz, gri,<br />

yeşil, mavi, pembe ve kahverenginin<br />

12<br />

Inovatif <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Killer ikincil mineraller olmaları<br />

nedeni ile de bulundukları ortamın<br />

fiziko-kimyasal koşulları konusunda bilgi<br />

verirler. Hem endüstriyel hammadde<br />

olmaları, hem de ortamların yorumlanmasında<br />

yol gösterici olmaları ile bilime<br />

çok katkı sağlayan bu minerallerin bolluğu<br />

onların önemini bir kat daha arttırmıştır.<br />

Ülkemizde 1983 yılından günümüze<br />

değin 2 yılda bir yapılan Ulusal Kil Sempozyumları<br />

ve pek çok ülkenin kurmuş<br />

olduğu kil toplulukları, AIPEA (İnternational<br />

Association for the study<br />

of Clays) gibi topluluklar bu minerallerin<br />

ne kadar önemli olduklarının bir<br />

göstergesidir.<br />

Kil, yumuşak ve çok ince tanecikli<br />

(kumdan ince) bir materyaldir. Kil materyalindeki<br />

atomlar ya bir kafes ya da<br />

bir zincir dizilişi şeklinde olmaktadırlar.<br />

Kilin esas maddesi alüminyum silikat<br />

hidratı olup, türüne göre yanında Sodyum(Na),<br />

Potasyum(K), Kalsiyum(Ca),<br />

Magnezyum(Mg) ve Demir(Fe) gibi<br />

diğer elementlerin bileşikleri de buluna<br />

bilir. <strong>Kimya</strong>sal analiz sonuçlarının<br />

L.Pauling tarafından 1930`lu yıllarda<br />

başlatılan X-ışınları difraksiyonu<br />

çalışmaları ile birleştirilmesinden kil<br />

minerallerinin farklı iki yapı taşından<br />

oluştuğu ortaya çıkmıştır. Merkezinde<br />

silisyum iyonu köşelerinde ise oksijen<br />

iyonları bulunan birinci yapı görüldüğü<br />

gibi düzgün dörtyüzlü yani tetrahedron<br />

şeklindedir. <strong>Kimya</strong>sal formülü SiO-44<br />

şeklinde yazılabilen bu düzgün dörtyüzlülerin<br />

tabanları aynı düzlemde olmak<br />

üzere köşelerinden oksijen köprüleri ile<br />

altılı halkalar vererek birleşmesinden<br />

tetrahedron yapı diğer adı ile silika tabakası<br />

ortaya çıkmaktadır.<br />

Merkezinde alüminyum iyonu köşelerinde<br />

ise oksijen iyonları bulunan ikinci<br />

yapı düzgün sekizyüzlü yani oktahedron<br />

şeklindedir. <strong>Kimya</strong>sal formülü AlO-66<br />

şeklinde yazılabilen düzgün sekiz yüzlülerin<br />

birer yüzleri aynı düzlem üzerinde<br />

kalacak şekilde oksijenlerin oksijen<br />

köprüleri ile birleşmesinden oktahedron<br />

tabakası ortaya çıkar.<br />

Kil Çeşitleri<br />

Killer, saflık derecelerine ve fiziki durumlarına<br />

göre çeşitli tipler arz eder<br />

bunlar;<br />

• KAOLEN<br />

• SİMETRİK<br />

• PLASTİK<br />

• BENTONİT<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

13


Şeklinde en önemli kil çeşitleri ve daha<br />

fazlası bulunmaktadır. Yalnız önem<br />

derecelerine göre bu kil çeşitleri üzerinde<br />

kısaca duracağız.<br />

Kaolen Killer<br />

Kilin en saf şeklidir. Rengi beyazdır<br />

ve kızdırıldıktan sonrada gene beyaz<br />

kalır. Su ile temizlendikten sonra saflığı<br />

%90 olmaktadır. Türkiye de Kütahya da<br />

çıkarılmaktadır.<br />

Simetrik Killer<br />

Bazı yabancı maddeler, özellikle kireç,<br />

magnezyum içerir, renk ya da yağ<br />

giderici olarak kullanılır.<br />

Aslında killer başlı başına yıllar alacak<br />

bir araştırma konusudur, bu bilgiler<br />

sadece deryada bir damlanın damlası<br />

denecek kadar azdır. Bundan dolayı<br />

killer üzerine olan bu yazımıza ileriki<br />

sayımıza devem edeceğiz.<br />

Kaynaklar<br />

www.wikimedia.org<br />

www.kilclay.com<br />

www.türkcebilgi.com<br />

Prof.Dr. Yüksel Sarıkaya `nın Notları<br />

Resimler ve Görsel Kaynak<br />

http://www.merakname.com/depo/<br />

kil-neredelerde-bulunur.jpg<br />

Plastik Killer<br />

Genellikle tuğla ve çanak, çömlek<br />

imalatında kullanılan kil grubu olduğundan<br />

dolayı tuğla kilerlide denilmektedir.<br />

Bu tip killerin bileşiminde<br />

silis ve alüminden başka daima demir<br />

oksit ve kireç bulunur, bu komponentlerin<br />

oranları değişkendir.<br />

SiO2 : % 57,64 Fe2O2 : % 3,5<br />

Al2O2 : % 27.35 CaO2 : % 7<br />

Bentonit Killer<br />

Montmorillonit tipinde, kompleks bir<br />

alüminyum, demir ve kalsiyum bazen<br />

de sodyum silikattan meydana gelmiş<br />

olup, su içinde bir jel meydana getirerek<br />

şişme özelliğine sahiptirler ve bir çok<br />

alanda da kullanılırlar. Çamur haline<br />

getirildiklerinde plastik özellik gösteren<br />

bentonitleriçinde koloidal halde<br />

dağılmış silikatlarda bulunmaktadır.<br />

14<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

KONUNU<br />

DÜŞÜN<br />

KONUNA<br />

HAZIRLAN<br />

KONUNU<br />

YAZ<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

15


Sevgi GÜLTEKİN<br />

Hitit Üniversitesi<br />

sevgigultekin_@hotmail.com<br />

PROSES EKİPMANLARINI<br />

TANIYALIM<br />

Mesleğimiz itibariyle; laboratuarlarda<br />

yeni ürünlerin elde edilişi, ayırma,<br />

ısıtma-soğutma vb. işlemleri<br />

gerçekleştirmek için kullandığımız bazı<br />

ekipmanlarımız vardır. Büyük ölçekli<br />

üretime geçtiğimizde bu ekipmanlar<br />

biraz karmaşık hale gelir. Proseslerimizin<br />

doğru işleyebilmesi ve kolay kontrol<br />

sağlayabilmemiz için ekipmanların<br />

tasarımlarının doğru yapılması ve malzemelerinin<br />

doğru seçilmesi gerekir.<br />

Vanalar ve ısı değiştiriciler fabrikalarda<br />

karşımıza çıkabilecek önemli ekipmanlardır.<br />

Bu ekipmanlarla ilgili genel bilgi<br />

içeren bir yazı oluşturmaya çalıştım. Her<br />

ne kadar kendi cümlelerimi kullanmaya<br />

çalıştıysam da çoğunluk kaynaklardan<br />

aktarım şeklinde oldu. Umarım tüm<br />

okurlarımız için faydalı bir paylaşım<br />

olur. Vakit ayırdığınız için teşekkürler.<br />

Proses Ekipmanları Nelerdir?<br />

Proses ekipmanlarının anlaşılabilmesi<br />

için önce prosesin tanımı yapılmalıdır.<br />

Girdileri alıp bir çıktıya dönüştüren<br />

her bir aktivite veya operasyon proses<br />

(süreç) olarak isimlendirilebilir.[1]<br />

Şekil 1 : Üretim Sürecinin Şematik<br />

Hali [2]<br />

Proseslerde kullanılan ekipmanlar,<br />

özellikle kimya sektörü için önemlidir.<br />

Prosesteki akışkanların fiziksel, kimyasal<br />

özelliklerine göre uygun malzeme<br />

seçiminin sağlanamaması nedeniyle<br />

proses düzgün çalışmayabilir, ürünler<br />

kalitesizleşebilir, maliyetler artar, kazalar<br />

yaşanabilir ve hatta can kayıplarına<br />

neden olabilir.<br />

16<br />

Inovatif <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Proseslerde kullanılan ekipmanlara:<br />

* Isı Değiştiriciler (eşanjörler)<br />

Gemi Uygulamaları, Petrol Rafinerileri,<br />

Termik Santraller vb.)<br />

* Pompalar ve Kompresörler<br />

* Vanalar, Filtreler ve Regülatörler<br />

* Distilasyon Kolonları, Reaktörler<br />

* Tanklar<br />

* Boru Hatları<br />

* Debimetre, Monometre, Termocouple<br />

vb.<br />

ölçü kontrol ürünleri örnek verilebilir.<br />

ISI DEĞİŞTİRİCİLER<br />

(EŞANJÖRLER)<br />

Isı değiştirici ya da sanayi diliyle eşanjör;<br />

farklı sıcaklıklardaki iki akışkanın<br />

birbirlerine karışmadan ısılarını aktarmalarını<br />

sağlayan cihazlardır.[3] Isı<br />

değiştiricilerin sanayide birçok çeşidi<br />

bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de<br />

plakalı tip ısı değiştiricilerdir.<br />

Plakalı ısı değiştiricilerin kullanım alanları<br />

şöyle sıralanabilir:<br />

* Isıtma-soğutma sektöründe (HVAC,<br />

Sıcak Su Uygulamaları, Enerji Santralleri,<br />

Isı Merkezi Uygulamaları, Soğutma<br />

Kuleleri, Basınç Kırıcı, Isı Geri Kazanımı,<br />

Buz Deposu, Yerden Isıtma Sistemleri,<br />

Güneş Enerjisi Sistemleri vb.)<br />

* Endüstriyel Uygulamalarda (Hidrolik<br />

Yağ Soğutma, Su Soğutma, Boya Kabinleri,<br />

Yüzey İşleme Sistemleri, Buhar<br />

Uygulamaları, Pastörizasyon Sistemleri,<br />

Tekstil Uygulamaları, İlaç Endüstrisi,<br />

Gıda Endüstrisi, <strong>Kimya</strong> Endüstrisi,<br />

Resim 1: Plakalı Tip Isı Değiştirici[4]<br />

Plakalı Tip Isı Değiştiriciler<br />

Plakalı ısı değiştiricilerde sıcak ve soğuk<br />

akışkanın geçtiği iki farklı devre bulunur.<br />

Bunlar primer ve sekonder olarak<br />

adlandırılır. Akışkanlar farklı devrelerden<br />

geçtiği için birbirine karışmazlar.<br />

Plakalı ısı değiştiricilerin avantajları şu<br />

şekildedir:<br />

* Yatırım maliyetleri, kurulum maliyetleri,<br />

bakım maliyetleri diğer tip ısı<br />

değiştiricilere göre daha düşüktür.<br />

* Az yer kaplarlar, taşımaları daha<br />

kolaydır, kapasiteleri plaka ekleme<br />

işlemiyle arttırılabilir ve 1⁰C’ye kadar<br />

sıcaklık yaklaşımı bu tip ısı değiştiricilerde<br />

sağlanabilir.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

17


Resim 2. Plakalı Eşanjör Plakası<br />

Günümüzde plakalı ısı değiştirici<br />

tasarımı için firmalar kendi tasarım<br />

programlarını kullanırlar.<br />

Bunların temelinde birkaç formül<br />

vardır:<br />

Q= m.Cp.∆T<br />

Q Verilen Isı Miktarı = Q Alınan Isı<br />

Miktarı<br />

mp.Cpp.(Tpg –Tpç) = ms.Cps.(Tsç-Tsg)<br />

Burada;<br />

Q = Aktarılan Isı Enerjisi Miktarı<br />

mp, ms = Primer, Sekonder Devre Debisi<br />

Cpp, Cps = Primer, Sekonder Devre<br />

Özgül Isısı<br />

Şekil 2. Plakalı Isı Değiştirici Boyunca<br />

Akışkan Akış Doğası[5]<br />

Q=U.A.∆Tlm<br />

Burada;<br />

A= Isı Aktarım Alanı<br />

U= Toplam Isı Transfer Katsayısı<br />

∆Tlm= Logaritmik Sıcaklık Farkları<br />

∆Tlm’nin açılımı şu şekildedir:<br />

(∆T1- ∆T2)<br />

∆Tlm=<br />

(ln(∆T1/∆T2))<br />

∆T1 = Tpg - Tsç<br />

∆T2 = Tpç - Tsg<br />

Tpg, Tsg= Primer, Sekonder Devre Giriş<br />

Sıcaklığı<br />

Tpç, Tsç = Primer, Sekonder Devre Çıkış<br />

Sıcaklığı<br />

18<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Plakalı ısı değiştiricilerin en önemli<br />

parçalarından bir diğeri de contalardır.<br />

Contalar akışkana ve akışkanın sıcaklığına<br />

göre uygun malzemeden seçilir.<br />

Plakalı ısı değiştiricilerde kullanılan<br />

contalardan bazıları şöyledir:<br />

1- ) Stiren Bütadien Kauçuk (SBR,<br />

Buna-S):<br />

Yaklaşık 85⁰C’ye kadar dayanıklıdır.<br />

Aşınma, yaşlanma ve ısıya karşı<br />

dayanımı doğal kauçuğa göre daha<br />

iyidir. Polar olmayan çözücülere, seyreltik<br />

asit ve bazlara dayanıklı; yakıt ve<br />

yağlara dayanıklı değildir. [7]<br />

Şekil 3. Karşıt Akışlı Isı Değiştirici<br />

Diyagramı[6]<br />

Plakalı ısı değiştiricilerin temel bileşenleri<br />

plakalar ve contalardır. Plakalar<br />

geçecek akışkanlara göre aşağıdaki malzemelerden<br />

imal edilebilirler:<br />

* 304 Kalite Paslanmaz Çelik<br />

* 316 Kalite Paslanmaz Çelik<br />

* Titanyum, Paladyum<br />

* Incoloy 825<br />

* Hastelloy<br />

* Nikel<br />

* Alüminyum Bronz<br />

* Molibden, SMO254<br />

Pek çok ısı değiştirici üreticisi standart<br />

olarak 304 kalite ve 316 kalite paslanmaz<br />

çelik plakalar kullanırlar. Deniz<br />

Suyu, Tuzlu Su, Jeotermal su gibi agresif<br />

akışkanların olduğu proseslerde Titanyum<br />

gibi malzemeler seçilir. Derişik<br />

Sülfürik Asit, Hidroklorik Asit ve Fosforik<br />

Asit uygulamalarında hastelloy<br />

alaşımları tercih edilir.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

2- ) Kloropren (Neopren) Kauçuk<br />

(CR):<br />

Yaklaşık 125⁰C’ye kadar dayanıklıdırlar.<br />

Aşınmaya karşı direnci ve mekanik<br />

özellikleri çok iyidir. Su ve kimyasallara<br />

karşı uzun süre dayanırlar.[7]<br />

3- ) Akrilonitril Bütadien Kauçuk<br />

(NBR, Buna-N):<br />

Plakalı ısı değiştiricilerde en çok<br />

kullanılan contalardandır. Yaklaşık<br />

110⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar.<br />

Özellikle yağa ve yakıtlara karşı<br />

dayanıklıdırlar. [7] Sanayide geniş bir<br />

kullanım alanına sahiptir.<br />

19


4- ) Etilen-Propilen Kauçuk (EPM-EPDM):<br />

Sanayide en çok kullanılan conta malzemelerinden diğeri de EPDM’dir. Yaklaşık<br />

150⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar. Ozon ve Oksijene karşı dayanıklıdır. Sıcak<br />

su, buhar, alkali ve asitlerde kullanılabilirler. [7] Yağ uygulamalarına pek uygun<br />

değildirler.<br />

5- ) Florokarbon Kauçuk (FKM, Viton):<br />

Yaklaşık 180⁰C’ye kadar dayanım sağlarlar. Gres yağı, yakıt, çözücü, kimyasal maddelerin<br />

büyük çoğunluğuna, buhara dayanıklıdırlar. Diğer contalara göre fiyatları<br />

daha pahalıdır. Keton, Amin, Ester ve Eter içeren akışkanlara karşı dayanımları iyi<br />

değildir. [8]<br />

Şekil 5. Bazı conta malzemelerinin, çeşitli kimyasallara dayanımları [9]<br />

20<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


A= Mükemmel Dayanım<br />

B= İyi, Düşük Etki, Hafif korozyon veya<br />

renk solması oluşabilir.<br />

C= Orta Etki, Sürekli kullanım için<br />

önerilmez. Dayanım kaybı, yumuşama<br />

ve şişme oluşabilir.<br />

D= Şiddetli Etki, Herhangi bir kullanım<br />

için önerilmez.<br />

Isı değiştiriciler zamanla akışkandaki<br />

kirlilikten ötürü tıkanırlar ve yeterli ısı<br />

aktarımını gerçekleştiremezler. Prosesin<br />

sağlıklı çalışması için ısı değiştiriciler<br />

belirli periyotlarla kontrol edilmeli, plaka<br />

temizliği, conta yenilemesi vb. işlemleri<br />

yaptırılmalıdır.<br />

VANALAR<br />

Vanalar, akışkanlara yön vermek, durdurmak,<br />

ayarlamak kısacası akışkanı<br />

kontrol etmek amacıyla kullanılırlar. Vanalar<br />

sanayine valf ve ventil isimleriyle<br />

de kullanılırlar. Prosesteki vana seçimi<br />

için aynı eşanjörlerdeki gibi akışkanın<br />

cinsi, basıncı, sıcaklığı gibi bilgilere ihtiyaç<br />

duyulur. Özellikle akışkanın buhar<br />

olduğu sistemlerde buharın basıncının<br />

yanı sıra çıkabildiği maksimum sıcaklığı<br />

da bilmemiz gerekir. Vananın uygunsuz<br />

seçilmesi ile prosesin düzgün<br />

çalışmaması, akışkanların sızması,<br />

karışması gibi durumlar meydana gelebilir<br />

ve bu durum kazalara ve patlamalara<br />

sebep olabilir.<br />

Resim 3. Dişli Küresel Vana [11]<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Vana seçiminde cevap verilmesi gereken<br />

temel sorular şöyle sıralanabilir:<br />

* Akışkan nedir?<br />

* Akışkanın minimum ve maksimum<br />

sıcaklığı nedir?<br />

* Akışkanın minimum ve maksimum<br />

basıncı nedir?<br />

* Bağlantı çapı ne olacak?<br />

* Vana bağlantı şekli nasıl olmalı? (Dişli,<br />

flanşlı, kaynaklı…)<br />

* Akışkanı kontrol etmek mi yoksa sadece<br />

açıp kapatmak mı isteniliyor?<br />

* Vana çalışması manuel (kollu) olarak<br />

mı yoksa aktüatör ile mi yapılacak?<br />

Tüm bu sorulara verilen cevaplara göre<br />

vana seçimi yapılabilir. Ancak bilinmelidir<br />

ki tüm istenilen özellikler tek<br />

bir vanada bulunamaz. Bizim için en<br />

önemli özellik ne ise ona öncelik vermeliyiz.<br />

Örneğin akışkanı sadece açıp<br />

kapamak mı; yoksa belirli açılarda durmasını<br />

sağlayarak hassas kontrol etmek<br />

mi istiyoruz? Eğer sadece açma kapama<br />

yapılacaksa kelebek vana, küresel vana…<br />

kullanılabilir. Hassas kontrol yapılmak<br />

isteniyorsa glob vanalar ve diğer kontrol<br />

vanaları uygun olacaktır. Bazı vana<br />

çeşitleri aşağıdaki gibidir:<br />

* Gate (Sürgülü) Vanalar<br />

* Globe (Tablalı) ve Açılı Vanalar<br />

* Çek Vanalar<br />

* İğne Vanalar<br />

* Emniyet Vanaları<br />

* Pistonlu Vanalar<br />

* Küresel Vanalar<br />

* Diyafram Vanalar<br />

* Kelebek Vanalar<br />

* Kontrol Vanaları<br />

21


Çek vanalar diğer isimleriyle çek valfler<br />

tek yönlü akışı sağlarlar ve akışkanın<br />

geriye kaçması istenmediği durumlarda<br />

kullanılabilirler.<br />

Prosesteki vanalar her zaman<br />

manuel olarak kontrol edilmezler.<br />

Günümüzde artık küçük tesislerden<br />

büyük petrokimya tesislerine kadar<br />

çoğu fabrika otomasyon ile proseslerini<br />

kontrol ediyorlar. Vanaların manuel<br />

(kollu) olarak değil de otomatik olarak<br />

kullanılması için aktüatör denilen bir<br />

ürün vananın üzerine takılır. Aktüatörler<br />

pnömatik, elektrikli vb. olabilirler.<br />

Pnömatik aktüatörde hava verilerek,<br />

elektrikli aktüatörde elektrik verilerek<br />

aktüatörün vanayı açması ve kapatması<br />

sağlanır. Vana çeşitlerinden küresel ve<br />

kelebek vanalardan kısaca bahsetmek<br />

gerekirse:<br />

Küresel Vanalar<br />

Bir milin ucuna yerleştirilmiş ortasında<br />

bir veya birden fazla delik olan, çoğunlukla<br />

elastomer (ihtiyaca göre metal de<br />

olabilir) iki conta arasında dengelenmiş<br />

bir kürenin, akışkan geçiş delik ekseni<br />

üzerinde 90⁰ döndürülmesi ve deliğin<br />

geçişe açık veya kapalı konuma getirilmesi<br />

ile akışkan geçişini kesip, açarak<br />

görevlerini yerine getirirler. [12] Küresel<br />

vanalarda kullanılan akışkanların temiz<br />

olması, katılaşmaması gerekir. Su ve<br />

doğalgaz, nötr veya agresif sıvılar için<br />

kullanılabilir.<br />

Küresel vanalarda basınç düşümü azdır.<br />

Proses akışkanlarına göre gövde paslanmaz<br />

çelik, prinç, pik döküm, sfero<br />

döküm, bronz, pvc… malzemelerden<br />

yapılabilir.<br />

Resim 4. Küresel vana ve boru hattına<br />

bağlanması[13]<br />

Contalar akışkanın özelliklerine göre<br />

belirlenir. Yüksek sıcaklıklarda karbon<br />

grafit denilen özel contalar kullanılabilir.<br />

Su gibi normal akışkanlarda teflon<br />

keçeli olarak kullanılabilirler.<br />

Küresel vanaların kullanım alanları<br />

şebeke suları, arıtma tesisleri, kimya<br />

ve petrokimya tesisleri, doğalgaz petrol<br />

taşıma ana hatları, kâğıt sektörü… şeklindedir.<br />

Kelebek Vanalar<br />

Kelebek vanalar; merkezinden veya<br />

eksantrik olarak yataklanmış düz bir<br />

diskin, akışkan geçiş deliği ortasında 90⁰<br />

döndürülmesi ile akışkan geçişini kesip,<br />

açarak görevlerini yerine getirirler. [14]<br />

Hassas akış için küresel vanalar gibi kelebek<br />

vanalar da uygun değildirler.<br />

Lug tipi, wafer tipi gibi çeşitleri bulunmaktadır.<br />

Kullanım alanları aşağıdaki<br />

gibi sıralanabilir:<br />

22<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


[4] Fiorini Plate Heat Exchangers Edition<br />

2009 – Rev.00<br />

[5] Kevin D. Rafferty, P.E. Gene Culver,<br />

Heat Exchangers, Geo-Heat Center,<br />

Klamath Falls, Oregon 97601<br />

[7] Megep <strong>Kimya</strong> Teknolojisi, Lastik Hamuru<br />

Hammaddeleri-2, Ankara, 2009<br />

Resim 5. Wafer (1) ve Lug Tip (2) Kelebek<br />

Vana [15]<br />

* Sıcak Soğuk su Tesisatları,<br />

* <strong>Kimya</strong>sal ve Petrokimya Tesisleri,<br />

* Gıda Sanayi,<br />

* Kâğıt Sanayi,<br />

* Arıtma Tesisleri,<br />

* Viskoz Akışlanlarda,<br />

* Asit, baz ve tuz ortamlarında,<br />

* Gaz ve egsoz hatlarında<br />

Kısacası çok kirli, çok sık açma kapama<br />

ihtiyacı ve yüksek sıcaklığın olmadığı<br />

hemen hemen Resim 5. Wafer (1) ve Lug<br />

Tip (2) Kelebek Vana [15] tüm uygulama<br />

alanlarında kullanılabilir.<br />

[8] http://www.beksankaucuk.com.tr/<br />

malzemebilgisi.htm,<br />

[9] http://www.coleparmer.com/Chemical-Resistance<br />

[10] www.jeotes.com<br />

[11] http://www.or-fa.com/wp-content/<br />

uploads/2013/03/k%C3%BCresel-vana-su.jpg<br />

[12], [14] Mak. Yük. Müh. Serdar Gürel,<br />

Vanalar<br />

[13] Megep <strong>Kimya</strong> Teknolojisi, Akışkanlar<br />

Mekaniği, Ankara, 2008<br />

[15] http://www.asteknikvana.com<br />

Kaynaklar<br />

Kapak fotoğrafı: http://axiom.com.my/<br />

index.php/engineering/chemical-engineering/<br />

[1] http://proses.nedir.com/#ixzz-<br />

2cAUBKW4Z<br />

[2] http://www.sabittuncel.com/main.<br />

php?kid=410<br />

[3], [6] Y. A. Cengel, Heat Transfer: A<br />

Practical Approach, 2nd ed., McGraw-<br />

Hill, 2003. ISBN 0072458933<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

23


Hakan ÖZTÜRK<br />

TARIM İLAÇLARI SEKTÖRÜNDE<br />

KALİTE-KONTROL ANALİZLERİNDE<br />

KULLANILAN CİHAZLAR<br />

Alpine Elek<br />

Vakumlu elek yardımıyla toz ürünlerin spesifikasyonda<br />

belirtilen mikrondaki elek üzerinde kalan miktarı, belirlenen<br />

süre zarfında eleme işlemi yapılarak tespit edilmektedir.<br />

Marmara Üniversitesi<br />

hkn_sea_eyes@hotmail.com<br />

Alev Alma Noktası Ölçüm Cihazı<br />

Bu cihaz ile sıvı ürünlerin alev alma noktaları, cihazın kapalı haznesinin belirli<br />

bir seviyeye kadar test edilecek sıvı ile doldurulduktan sonra, ısınması sağlanırken<br />

belirli sıcaklıklarda bir alev kıvılcımı ile kap içerisindeki buharın parladığı sıcaklık<br />

değerine bakılarak tespit edilmektedir.<br />

24<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


HG63 Halogen Moisture Analyzer<br />

Cihaz halojen lamba ile sıcaklık artışını<br />

sağlayarak, kurutma ünitesine koyulan<br />

test edilecek ürünün içerdiği su miktarını,<br />

otomatik ölçüm yaparak hesaplamaktadır.<br />

Bu ölçümü cihaz, numunenin<br />

başlangıçtaki miktarından<br />

kurutulduktan sonraki miktarını çıkararak<br />

yüzde kurutma kaybı hesabını yapmaktadır.<br />

Karl Fischer Cihazı<br />

Karl Fischer cihazında farklı<br />

çözücülerde çözünebilen veya<br />

dağılabilen numunelerin nem (su)<br />

tayini yapılmaktadır. Elektrolitik olarak<br />

anotta üretilen iyot numunedeki su ile<br />

reaksiyona girer. Karl fischer metotu<br />

ile H2O analizinde elektrotta üretilen<br />

titrant I2 ,kullanılan elektrot Pt/I- ,<br />

kullanılan elektrolit SO2 ve metanoldür.<br />

I2 + SO2 + H2O --> 2HI + SO3 Faraday<br />

kanununa göre elektrik miktarı ile<br />

orantılı olarak iyot üretilir.1 mol iyot 1<br />

mol su ile tepkimeye girer.<br />

Yığın Hacim Ölçüm Cihazı<br />

Katıların sıkıştırılmış yığın<br />

hacimlerinin ölçümünde kullanılır.<br />

Toz ürün, cihaza ait ölçekli silindire<br />

aktarılır ve vuruş sayısı uygun seviyeye<br />

ayarlandıktan sonra sıkıştırılmış hacim<br />

değeri okunur.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

25


Lange LT 100 Termostat ve Lange<br />

Lasa 100 Cihazı<br />

Atık sulardaki kimyasal oksijen değeri<br />

tayininin yapılmasında kullanılmaktadır.<br />

Sular , COD çözeltileri ile<br />

karıştırılır ve ısıtılmak üzere Lange LT<br />

100 cihazında belirli bir süre bekletilir.<br />

Daha sonra Lange Lasa 100 cihazının<br />

haznesine yerleştirilen atık suyun COD<br />

değeri cihaz tarafından otomatik olarak<br />

belirlenir.<br />

IR Cihazı<br />

İnfrared spektroskopisi, maddenin<br />

infrared ışınlarını absorblaması üzerine<br />

kurulmuştur. IR sprektrumu veren<br />

maddelere IR aktif maddeler denir. Yük<br />

dağılımı asimetrik olan dipol moleküller<br />

IR ışınlarını absorblar ve bant verirler.<br />

IR spektrumunda genellikle 400 cm-1<br />

ve 4000 cm-1 aralığındaki bantlar %<br />

geçirgenliğe karşı kaydedilir. Alınan<br />

spektrum referans sprektrumla<br />

karşılaştırılır. Bu metot ile numunenin<br />

tanısının yapılması amaçlanır.<br />

26<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


HPLC Cihazı<br />

Ürünlerin içerdiği aktif madde oranının<br />

tayininde kullanılır.Benzer mantıkla,<br />

ilaçların birbirine kontamine olup olmadığı<br />

da tespit edilebilmektedir. Bir<br />

üründen diğer ürüne geçmeden önce<br />

formülasyon , dolum makine ve ekipmanlarının<br />

uygun bir solventle temizlenmesi<br />

gerekir.Eğer önceki ilacın aktif<br />

maddesi yıkama solventinde tespit edilirse<br />

yeni ürüne geçilmez ; formülasyon ,<br />

dolum makine ve ekipmanlarının tekrar<br />

temizlenmesi gerekir.<br />

Cihazın çalışma prensibi aşağıdaki gibi<br />

özetlenebilir :<br />

Cihaz için analize ait metotta belirtilen<br />

şartlar sağlandıktan ve cihaz stabil<br />

olduktan sonra çözelti enjeksiyonu<br />

yapılır.Eluent(taşıyıcı solvent) ile kolona<br />

taşınan bileşenler birbirinden ayrılarak<br />

kolondan çıkarlar ve daha sonra<br />

dedektöre taşınırlar.<br />

Koyu renkli kısımda da belirtildiği gibi<br />

ışığın bir kısmı bileşenler tarafından absorblanır<br />

ve bu esnada dedektöre daha<br />

az ışık geçtiği için cihaza ait ekrandaki<br />

Base Line da kayma olur ve bu kayma<br />

bir peak olarak gözlenir.<br />

Işığın maksimum seviyede absorbe<br />

edildiği noktalarda tepe noktası görülür.<br />

Sistem integrasyon yöntemi ile peaklere<br />

ait alan hesabı yaparak numune içindeki<br />

bileşenlerin miktarını belirler.<br />

GC Cihazı<br />

Ürünlerin içerdiği aktif madde oranının<br />

tayininde kullanılır. GC cihazı için<br />

analize ait metotta belirtilen şartlara<br />

göre parametreler ayarlandıktan ve<br />

cihaz stabil olduktan sonra çözelti<br />

enjeksiyonu yapılır.Taşıyıcı gaz (<br />

Helyum ) ile kapiler kolona taşınan<br />

bileşenler buradan birbirinden ayrılarak<br />

çıkarlar ve sonrasında dedektöre<br />

taşınırlar.<br />

Dedektörde bulunan hidrojen ve kuru<br />

hava içerisindeki oksijen ile yanma<br />

meydana gelir.Yanma olayına bağlı<br />

olarak dedektörde sinyal oluşur ve<br />

cihaza ait ekrandaki Base Line da kayma<br />

görülür.Bu kayma bir peak oluşturur.<br />

Sistem integrasyon yöntemiyle<br />

peaklere ait alan hesabı<br />

yaparak numune içerisindeki<br />

bileşenlerin miktarını belirler.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

27


Titroprocessor Cihazı<br />

Titroprocessor cihazı titrasyon yöntemiyle<br />

belirli bir ilacın içerisindeki<br />

aktif madde tayinini yapabilmektedir.<br />

Cihaza gerekli veriler girilir ve titrasyon<br />

başlatılır, cihaz otomatik olarak ölçüm<br />

yapar ve sonuçları verir.<br />

Kaynaklar<br />

Kaynak : portal.firat.edu.tr<br />

Resimler ve Görsel Kaynak<br />

http://www.mam.gov.tr/img/<br />

ke-lab-res-volumetrik.jpg<br />

28<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Vahit KENAR<br />

Sakarya Üniversitesi<br />

vahitkenar@gmail.com<br />

KİMYA SEKTÖRLERE GİRİŞ<br />

Merhaba Meslektaşlarım ve meslektaş<br />

adayı arkadaşlarım.<br />

Dergimizin ikinci sayısının da birincideki<br />

gibi ses getireceğine eminim.<br />

Derginin hazırlanmasında emeği geçen,<br />

kimya uğruna yararlı çalışmalarda bulunan<br />

bunu yaparken de diğer insanlara<br />

da faydalı olmaya çalışan tüm dostlarımıza<br />

sizler adına teşekkür ediyorum.<br />

Sevgili arkadaşlarım bundan böyle vakit<br />

buldukça bu sayfadan sizlerle kimya<br />

sektörü konulu yazılar, tecrübeler, haber<br />

ve makaleler paylaşacağım.<br />

Birçok arkadaşımız kendini kimyacı,<br />

kimyager veyahut kimya mühendisi<br />

olarak tanımlasa da aslında birçoğumuz<br />

tam olarak ne iş yaptığını, hangi<br />

sektörlerde ne tür işler yapabileceğini,<br />

hangi tür yetki, hak ve sorumluluklara<br />

sahip olduğunu bilmeden hayatlarını<br />

idame ettirmektedir. Aslına bakarsanız<br />

temel bilimlerden olan kimya dünyanın<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

en önemli ve stratejik bir bilimidir.<br />

Girişimciliğe ve inovasyona çok açıktır.<br />

İyi bir kimyacı sürekli gelişen ve değişen<br />

dünyayı gözlemlemeli yorumlayabilmeli<br />

ve analitik düşünebilmedir. Özellikle<br />

sektöre atılacak arkadaşların çok uyanık<br />

olması gerekmektedir.<br />

Bazı arkadaşlarımız mesleğe atılmalarına<br />

ramak kala sektöre mi atılsam, yoksa<br />

akademik kariyer mi edinsem diye<br />

çelişki içersinde kalmaktadır. Aslında<br />

üretimin tadı bambaşkadır. Özellikle<br />

bu üretim sektörde olur ve gündelik<br />

yaşamda göz önünde yer alan bir ürünse<br />

o ürünü bir yakınınızın kullandığını<br />

gördüğünüzde ki keyif ve gurur anlatılmaz<br />

yaşanır.<br />

Savaşlar, sanayiler, sağlık ve doğal kaynakların<br />

korunmasından tutunda aldığınız<br />

nefeste bile kimya vardır. Bir<br />

sonraki yazımda kimya-üretimin keyfi-Alternatif<br />

<strong>Kimya</strong> Sektörleri konusunda<br />

geniş bir sohbet alanımız olacaktır.<br />

Şimdi biraz sektörden bahsedelim.<br />

<strong>Kimya</strong> bir ülkenin lokomotifidir ancak<br />

kullanmasını bilene. Kelimelerim fazla<br />

dolandırmadan ve laf cambazlığı yapmadan<br />

kısa bir sektör tanımı yapmak<br />

istiyorum.<br />

<strong>Kimya</strong> sanayi sermaye yoğun ve ürün<br />

yelpazesi geniş bir sanayidir. Ülkemizdeki<br />

sermaye birikimini göz önüne<br />

alırsak yatırım oldukça güçtür. Hatta<br />

mevcut alanlarda, kapasite artırımında<br />

dahi problemlerle karşılaşılmaktadır.<br />

Örneğin PETKİM ülke talebini ancak %<br />

30’unu karşılayabilmekte ve bu oran gittikçe<br />

düşmektedir. PETKİM gibi üç tane<br />

yatırım gereklidir. Sermaye problemi<br />

vardır. [1]<br />

29


TÜİK verilerine göre kimya sektöründe<br />

2009 yılında 229.465 kişi istihdam edilmektedir.<br />

<strong>Kimya</strong> sektörü istihdamının<br />

imalat sanayi içindeki payı 2009 yılında<br />

% 8,8 olmuştur. Sektör, temizlik ürünleri,<br />

boya, kozmetik ürünleri, ilaçlar<br />

gibi tüketim mallarının yanı sıra, tarım<br />

sektörü için gübreler ve tarım ilaçları,<br />

kimya sanayinin de dâhil olduğu imalat<br />

sanayinin ihtiyaç duyduğu organik ve<br />

inorganik kimyasallar, boyalar, laboratuar<br />

kimyasalları, termoplastikler ve<br />

benzeri ürünler üretmektedir.<br />

2008 yılı itibariyle kimya sektöründe<br />

18.858 işyeri bulunurken bu rakam %<br />

15,8 artarak 2009 yılında 21.836 olmuştur.<br />

<strong>Kimya</strong> sektörü işyeri sayısının imalat<br />

sanayi içindeki payı 2009 yılında %<br />

6,81 olmuştur.<br />

Böylesine yoğun ürün yelpazesine sahip<br />

olan kimya sektörü ithalata bağımlı bir<br />

sektördür. Kullanılan hammaddenin %<br />

70’i ithal edilmekte, % 30’u ise yerli üretimle<br />

karşılanmaktadır. Plastik ve kauçuk<br />

sektörü % 90 oranında petrokimya<br />

sektörüne bağımlıdır. Petrokimya sektörü<br />

ise Nafta, LPG gibi petrol ürünleri<br />

veya doğal gaza dayalı temel girdileri<br />

kullanarak plastik, lastik, elyaf hammaddeleri<br />

ve diğer organik ara malları üreten,<br />

geniş bir üretim yelpazesine sahip,<br />

büyük ölçekli, sermaye ve teknoloji<br />

yoğun bir sektördür. <strong>Kimya</strong>sal madde<br />

ve ürünleri sektörünün ithalata bağımlılığı,<br />

plastik ve kauçuk sektörüne göre<br />

daha düşük seviyededir[2].<br />

AB mevzuatında kimya sanayine ilişkin<br />

çevre konulu birçok düzenleme bulunmaktadır.<br />

Bunlardan en önemlisi 17<br />

Kasım 2005 tarihinde Avrupa Parlamentosu<br />

tarafından kabul edilen<br />

REACH (<strong>Kimya</strong>salların Kaydı, Değerlendirilmesi<br />

ve İzni) direktifidir. Avrupa<br />

Birliği <strong>Kimya</strong>sallar Politikasını teşkil<br />

30<br />

eden REACH Tüzüğü 1 Haziran 2007’de<br />

yürürlüğe girmiştir. Söz konusu tüzüğe<br />

göre, AB+AEA (İzlanda, Norveç ve Lihtenştayn)<br />

ülkelerinde faaliyet gösteren<br />

ve yılda 1 ton veya daha fazla miktarda<br />

kimyasal madde üreten veya ithal eden<br />

firmaların söz konusu kimyasal maddeleri<br />

AB örgütlenmesi içerisinde yer<br />

alan Avrupa <strong>Kimya</strong>sallar Ajansı (AKA)<br />

yönetimindeki merkezi bir veri tabanına<br />

kaydettirmesi zorunludur. Tüzüğün tüm<br />

uygulamalarından AB’deki üreticiler<br />

veya ithalatçılar sorumlu olsalar da, bu<br />

yükümlülüklerin AB dışından mal tedarik<br />

edilen firmalarla paylaşılmak zorunda<br />

olunması nedeniyle AB dışındaki<br />

pazarlar da REACH’dan etkilenmektedir.<br />

Dünyadaki kimyasal madde dış ticaretinin<br />

coğrafi dağılımına bakıldığı<br />

zaman, halen AB’nin en büyük dış ticaret<br />

hacmine sahip olduğu görülmektedir.<br />

Dünya kimya ihracatının % 44’ünü<br />

gerçekleştiren AB, dünya kimya ithalatının<br />

da % 37’sini yapmaktadır. Asya<br />

ülkeleri ihracatın % 33’ünü, ithalatın ise<br />

% 37’sini; NAFTA ülkeleri ihracatın %<br />

14’ünü, ithalatın % 11’ini; diğer Avrupa<br />

ülkeleri ise ihracatın % 5’ini, ithalatın %<br />

6’sını yapmaktadır.<br />

Dünyada kimya sanayinin yaklaşık %<br />

38’ini ana kimyasallar, % 27’sini özel<br />

kimyasallar, % 25’ini farmasötikler ve<br />

% 10’unu tüketici kimyasalları oluşturmakta<br />

olup; kimya üretiminin yaklaşık<br />

% 33’ü Asya, % 29’u Avrupa Birliği,<br />

% 25’i NAFTA ülkeleri tarafından<br />

gerçekleştirilmektedir. [1, 2, 3].<br />

Sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör<br />

olan kimya sektöründe en önemli sorun<br />

hammadde tedarikidir. Kullanılan hammaddelerin<br />

% 70’i ithal edilmekte, %<br />

30’u ise yerli üretimle karşılanmaktadır.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


<strong>Kimya</strong> sektöründe ithalatın azaltılması<br />

ve katma değeri yüksek ürünler üretilmesini<br />

temin etmek amacıyla 5174 sayılı<br />

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile<br />

Odalar ve Borsalar Kanununun 57’nci<br />

maddesine dayanılarak, Türkiye <strong>Kimya</strong><br />

Sanayi Meclisi altında Ar-Ge ve İnovasyon<br />

alt komitesi oluşturulmuştur.<br />

[1,4].<br />

Kaynaklar<br />

[1] DPT Dokuzuncu Kalkınma Planı<br />

<strong>Kimya</strong> Sanayi Özel İhtisas Komisyonu<br />

Raporu<br />

[2]. CEFİC <strong>Kimya</strong> Sektör Raporu (2011)<br />

[3]. Türkiye <strong>Kimya</strong> Sektörü Strateji Belgesi<br />

ve Eylem Planı Taslağı (2012–2015)<br />

[4]. TÜİK Sektör Verileri<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

31


Ahmet YILMAZ<br />

19 Mayıs Üniversitesi<br />

ahmetyilmaz923@gmail.com<br />

ÇİMENTO VE ÇİMENTO SEKTÖRÜ<br />

Çimento günümüz dünyasında çok önemli bir yere sahiptir.<br />

Ömrümüzün neredeyse yarıdan fazlasını geçirdiğimiz<br />

betonarme yapıların en önemli bileşenidir.<br />

Çimento bileşenleri incelendiğinde ana bileşen olarak<br />

Klinker(Kalker+Kil) ve Alçı Taşı söylenebilir. Bu bileşenlere<br />

ek olarak katılan malzemeler üretilen çimento tiplerine<br />

göre değişmektedir. TSE’ de çimento ürünlerinde 5 ana<br />

tipte işaretleme yapılmaktadır. İşaretleme şunları içermektedir.<br />

Ana Çimento, Portland Çimento klinkeri oranı, ikinci<br />

ana bileşen, standart dayanım sınıfı ve erken dayanım<br />

kazanma hızı özelliklerine göre sınıflandırma yapılmaktadır.<br />

Mesela Cem-I Çimentosu TSE’nin belirlemiş olduğu<br />

standartlara göre %95 minör bileşen olarak klinker olması<br />

gerektiğini söyler. Geriye kalan %5 lik kısım ise alçı taşı<br />

olduğunu söyleyebiliriz. Cem-I çimentosu katkısız çimento<br />

olarak bilinir.<br />

Biraz önce bahsettiğimiz adlandırma konusunu biraz açarsak; Cem-I 42,5R üreten<br />

bir fabrika üretmiş olduğu bu tür çimentonun 28 günlük basınç dayanımının<br />

minimum 42,5 kN geldiğini ifade eder. Bu mukavemet değeri fabrikaları incelediğimizde<br />

genellikle 50 kN üzerinde tutulur. Çimento adında yer alan R ise, çimentonun<br />

erken dayanım özelliği gösterdiğini vurgular. Zaten şuan yapılan inşaatlara<br />

baktığımızda bugün dökülen betonun ertesi gün neredeyse prizini tamamladığı<br />

görülür. Bu olayda tabi ki tek etken bu özellik değildir.<br />

32<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Çimentoda üretilen başka bir tür ise Cem-II 32,5 ve 42,5R çimentolarıdır. Cem-II<br />

katkılı çimento olarak da söylenebilir. Burada katkı olarak tras adı verilen toprak,<br />

marn, kil, uçucu kül, kimyasal pigmentler, hava sürükleyici katkılar ve mineral<br />

maddeler kullanılabiliyor. Örnek verecek olursak Cem-II de trası % 25,kalkeri %<br />

5-6, alçıyı ise % 5 civarı ve geriye kalan kısmı klinker ile tamamlayarak kabaca<br />

Cem-II 32,5 R çimento elde edilebilir. Bu bahsettiğim reçete ile iyi bir çimento<br />

elde edilip edilemeyeceği bölgeden bölgeye farklılık gösterir. Şöyle ki, fabrikaya<br />

gelen hammaddenin yani klinkerin özellikleri, Trasın, Kalkerin, a-Alçı Taşının<br />

özellikleri de büyük önem arz eder. Analiz sonuçlarına göre bir reçete yapmak en<br />

doğru olanıdır. Örnek vermek gerekirse alçı çimentonun olmazsa olmazlarındandır.<br />

Çimento içinde hidratasyonu ve priz süresinin ayarlamasını yapmak için reçete<br />

üzerindeki alçı miktarının ayarlanmasıyla birazda olsa yapılabilmektedir.<br />

Klinkerden biraz bahsetmek istiyorum. Başlıca 4 ana bileşenden oluşur. C3S<br />

olarak bilinen Tri Kalsiyum Silikat (3CaO,SiO2) tır. C3S saf olmayıp içinde Magnezyum<br />

ve Aluminyum Oksitlerini de barındırmaktadır. Çimentoda mukavemeti<br />

sağlayan bileşendir. Çimento içindeki miktarının artması erken mukavemet değerinide<br />

artıracaktır.C2S olarak bilinen Di Kalsiyum Silikat(2CaO,SiO2)’tır. Klinkerin<br />

pişirilmesi sırasında oluşur. Bu bileşen çimentoda mukavemet alma süresini<br />

yavaşlattığı için pek de istenen bir bileşen değildir.C3A Tri Kalsiyum Alüminat<br />

(3CaO, Al2O3)’tır. Beton maddeleri içerisinde hidratasyon sırasında hidratasyon<br />

ısısı yükselir ve etrenjit adı verilen Sülfatlı Candlot Tuzu oluşturur. Şöyle ki; bu<br />

etkileşimler betonda istenmeyen genleşmelere ve çatlaklara neden olur.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

33


C4AF Tetra Kalsiyum Alümina Ferrit (4CaO,Al2O3,Fe2O3) ’tir. Çimento içinde<br />

fazla bir etkinliği olmamasına rağmen etkileri C3A gibidir. Klinker oluşum sıcaklığını<br />

düşürerek çimento üretimine fayda sağlar.<br />

Şekil : Klinker örneği<br />

Çimento fabrikasında bulunan, kalite kontrol laboratuarlarında üretilen üründen<br />

sıkça numune alınır ve kontrol edilir. Laboratuarda rutin olarak yapılan analizler<br />

vardır. Bunlar; çözünmeyen kalıntı,SO3 miktarı, kızdırma kaybı, serbest kireç<br />

miktarı gibi analizlerdir. Biraz öncede bahsettiğim C3S,C3A,C2S,C4AF ya da<br />

CaO,Al2O3,MgO,Na2O,K2O,SiO2 gibi bileşenlerde rutin olarak hem fabrikaya gelen<br />

k-Klinkerde, Trasta, diğer katkı maddelerinde ve üretilen çimentoda XRF cihazı<br />

ile daha kolay ve daha hızlı sonuç almakta kullanılmaktadır. XRF cihazı radyoaktif<br />

ışınlar yayan bir cihazdır. Bu cihazın çalışması için gerekli sıcaklık ve nem koşulları<br />

vardır. Genellikle kendine has bir odası bulunur. OHSAS kanunlarına göre<br />

cihazla çalışmadan önce ortamdaki radyasyonu Dozimetre ile ölçmeniz gerekir.<br />

Rutin yapılan analizlerden biraz bahsedecek olursak, kızdırma kaybı kalkerden<br />

gelir. Kızdırma kaybında standart üst limit Cem-I 42,5R için %5 olsada, fabrikaların<br />

yıllık hedef planlarında bu oran 3-3,5 arasında yer almaktadır. Kızdırma kaybı<br />

oranı yüksekse veya düşükse, kalker ile bu oran ayarlanabilir. Kızdırma kaybı sadece<br />

kalker üzerinde oynanarak istenen sonuçlar elde edilemediyse, klinker kaynağı<br />

incelenmelidir. Cem-II Çimentosuna katılan Trastan ise çözünmeyen kalıntı<br />

gelir. Çözünmeyen kalıntı deneyi çimentonun HCl de çözülüp, vakum altında<br />

süzülmesi, çökeltinin yıkanması ve kül fırınında kızdırılmasıyla yapılır. Yapılan<br />

deneyler TSE EN-197 serisinden yapılabilmektedir. Çözünmeyen kalıntı miktarında<br />

% 5 ‘ e kadar üst limit var iken, fabrikalar % 1,5 altında ürün üretmeye çalışırlar.%SO3<br />

miktarı ise çimentoda Alçı taşından gelir. Burada kalsiyum sülfatın ısı<br />

etkileşimden dolayı CaO ve SO3 vererek bozunmasıdır.SO3 miktarında müsade<br />

edilen miktar %4 oranındadır.<br />

34<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Çimentoda yapılan deneyler bu anlattıklarımla<br />

sınırlı değildir. Çimento fabrikalarında<br />

Kalite Kontrol Laboratuarı;<br />

<strong>Kimya</strong>, Fizik ve Beton laboratuarı olarak<br />

ayrılmıştır. Bu laboratuarların her<br />

birinde ayrı ayrı elemanlar çalıştırılabildiği<br />

gibi, bir veya iki kişinin bu üç<br />

laboratuara baktığı işletmelerde mevcuttur.<br />

İşin laboratuar kısmında <strong>Kimya</strong><br />

Teknisyenleri, <strong>Kimya</strong>gerler, <strong>Kimya</strong><br />

Öğretmenliği mezunları, Fizik Bölümü<br />

ve <strong>Kimya</strong> Mühendisleri istihdam edilmektedir.<br />

Tabi bazı şirketler çekirdekten<br />

yetişme elemanlarada şans tanımaktadır.<br />

Yukarıda anlattığım üç laboratuarda bir<br />

üst yetkili olan bir şefe bağlıdır. Bahsettiğim<br />

bu şeflik kısmında <strong>Kimya</strong>gerler ve<br />

<strong>Kimya</strong> Mühendisliği mezunları istihdam<br />

edilmektedir.<br />

Kaynaklar<br />

www.thbb.org/utılity.aspx<br />

Resimler ve Görsel Kaynak<br />

http://enerjienstitusu.com/medya/<br />

nuh-cimento-evsel-yakit-sanayi.jpg<br />

http://images-mediawiki-sites.thefullwiki.org/11/4/0/4/44183793165135706.jpg<br />

http://www.123rf.com/photo_15918251_<br />

pile-of-dry-grey-portland-cement-isolated-on-white.html<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

35


Gültekin ÖZDEMİR<br />

Trakya Üniversitesi<br />

ozdemirgultekinn@gmail.com<br />

SIVILARIN ISLATMA<br />

YETENEKLERİ VE TEMAS AÇISI<br />

Hiç düşündük mü acaba bir yaprağın<br />

üzerindeki çiğ tanesinin yaprak üzerindeyken<br />

dağılmadan dururken, aynı<br />

sıvının başka bir yüzeydeyken dağılıp o<br />

yüzeyi nasıl ıslattığını? Bir sıvı katı bir<br />

yüzeyi nasıl ıslatır acaba? Bu soruların<br />

cevaplarını arıyoruz yazımızda.<br />

Öncelikle birkaç tanımdan bahsetmek<br />

istiyorum konuyu daha iyi anlayabilmemiz<br />

için. İlk olarak ıslatmanın ne<br />

olduğunu açıklayalım. Adezyon oluşturabilmek<br />

için sıvının katı yüzeyinde<br />

kolayca yayılmasına ıslatma denir ve<br />

sıvının katıyı ıslatma miktarı, sıvının<br />

katıyla yaptığı temas açısına bağlıdır.<br />

Temas açısı ne kadar küçükse, ıslanabilirlik<br />

o kadar fazla olur. Şimdi de<br />

diğer bir tanım karşımıza çıktı Temas<br />

açısı, bir sıvı damlasının katı yüzeyi ile<br />

oluşturduğu açı olarak tanımlanabilir ve<br />

sıvının ıslatma özelliğinin bir ölçüsüdür.<br />

Temas açısının ölçülmesinde birkaç<br />

yöntem vardır. Bunlar; Tensiyometre<br />

ve Temas açısı gonyometresidir. Şekilde<br />

sıvı damlası ve bu sıvı damlasının katı<br />

bir yüzey üzerinde oluşturduğu temas<br />

açısı görülmektedir.<br />

İlk olarak 1805’ de Thomas Young, ıslanmanın,<br />

bir sıvının bir yüzey üzerine<br />

yayılmasının olup olmayacağını belirleyen<br />

kohezyon ve adhezyon kuvvetleri arasındaki<br />

etkileşimi tanımlamıştır. Eğer<br />

tam ıslanma gerçekleşmiyorsa sistemin<br />

yüzey enerjisinin bir fonksiyonu olan<br />

temas açısı ile bir sıvı damlası oluşur.<br />

36<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Young Denklemi :<br />

γ_SV = γ _SL + γ_LV cosθ<br />

Adhezyon > Kohezyon<br />

Kohezyon > Adhezyon<br />

Islatan Sıvı<br />

Islatmayan Sıvı<br />

Şekil : Katı sıvı arasında meydana gelen temas açısı<br />

Şekilde görüldüğü gibi bir sıvı ile katı yüzeyi arasındaki temas açısı sıfır derece<br />

ile 180 derece arasında olabilir (θ). Temas açısı büyüklüğü, sıvının katı yüzeyinde<br />

dağılmasına bağlıdır. Sıvı ne kadar dağılmadan kalırsa o kadar büyük açı oluşur.<br />

Açının büyüklüğü aynı zamanda katı ile sıvı arasındaki etkileşmenin az olduğunu<br />

gösterir. Katı yüzey tamamen ıslanıyorsa, 0


Bir ıslatma ajanının yardımıyla bir hidrofobik katı yüzeyin ıslanması şekilde<br />

görülmektedir. Burada yüzey etkin madde su/hava arayüzey gerilimini düşürür ve<br />

katı yüzeyi üzerinde adsorbe olarak katı-sıvı arayüzey gerilimini düşürür. Her iki<br />

etki cosθ değerini arttırır veya temas açısını düşürür ve böylece katının dağılımı<br />

artar.<br />

Mükemmel bir ıslatma için temas açısının θ=0° olması gerekir. Bu durumda sıvı<br />

katı yüzey üzerine ince bir film halinde yayılır. θ=180° durumu pratikte gözlenmez.<br />

Damla üzerine etki eden yer çekim kuvveti damlayı katı yüzeyine çeker. Teflon<br />

üzerinde su, cam üzerinde civa bu duruma örnektir. Eğer θ90° ise ıslatmadığı söylenebilir. θ140°<br />

ise güçlü bir ıslatmama özelliğini gösterir.<br />

Temas açısı, yüzeyin ıslatma karakteristiklerinin bir ölçüsü olduğuna göre 90o’den<br />

daha az temas açısına sahip bir yüzeye hidrofilik veya ıslatmış yüzey, temas açısı<br />

90o veya daha yüksek bir yüzey ise hidrofobik veya ıslatmamış yüzey denir. Şekilde<br />

ilk olarak hidrofilik ve ikincisinde hidrofobik cam yüzey gösterilmiştir.<br />

Süperhidrofobik Yüzeyler<br />

150° den yüksek temas açısına sahip yüzeylere süperhidrofobik yüzeyler denir. Bu<br />

yüzeyler yapışmama, kirletmeme ve kendi kendini temizleme gibi üstün özelliklere<br />

sahiptirler.<br />

38<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Bu özellikler gemiler için biyo-kirliliğe karsı kaplamalar, otomobiller için kendi<br />

kendini temizleyen camlar, metal saflaştırma, leke tutmayan kumaşlar, kirlenmez<br />

cephe kaplamaları gibi biyolojik ve endüstriyel birçok uygulamalara sahiptirler.<br />

Doğada nilüfer çiçeği, kelebek kanadı, su örümceğinin bacakları gibi birçok tür<br />

150° den büyük su temas açısı veren bir yüzeye sahiptir. Bu yüzeyler ufak bir eğim<br />

verildiğinde su damlalarının yuvarlandığı ve yüzeydeki kirliliklerin uzaklaştırıldığı<br />

su iticiliğe sahiptir.<br />

Nilüfer (Lotus) Etkisi<br />

Pek çok Asya kültüründe nilüfer çiçeği bitkisi saflığın ve temizliğin sembolü olarak<br />

bilinir. Bu düşüncenin temeli nilüfer bitkisi yapraklarının kendi kendini temizleme<br />

özelliğine dayanır. Bu kendi kendini temizleme özelliği tamamen araştırılmıştır ve<br />

yüzeyin yüksek derecede suyu itmesiyle sonuçlanan nilüfer yaprağının yüzeyi ile<br />

su arasındaki etkileşime bağlanmıştır. Yüksek derecede suyu itme karakteristiği ve<br />

kendi kendini temizlemenin nilüfer çiçeği bitkisi ile etkili biçimde gösterilmesine<br />

dayanarak Prof. Dr. W. Barthlott, bu etkileri Nilüfer (Lotus)Etkisi olarak tanımlamıştır.<br />

a) Lotus yaprağının taramalı elektron mikroskobu görüntüsü, b)Lotus<br />

yaprağındaki su damlasının görüntüsü<br />

Nilüfer etkisinin bulunuşu büyük teknolojik ilgi alanlarına yol açmıştır. Bu etkinin<br />

yapay yüzeylere taşınması ile birçok teknik uygulamalar elde edilmiştir.<br />

Nilüfer etkisi gösteren bir yüzey süperhidrofobiktir ve 150° den daha büyük temas<br />

açısını ifade eder. Süperhidrofobisitesine dayanarak, yüzey hafifçe meyillendirildiğinde<br />

su yüzeyde kayar ve yolu üzerindeki kirlilikleri yüzey üzerinden temizler.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

39


Lotus bitkisinin yapraklarının vaksla kaplanmış pürüzlü yüzeyi epidermal hücreler<br />

içermektedir. Vaks kristalleri su itici bir tabaka sağlamakta ve Wenzel ve Cassie<br />

Baxter modellerine göre yüzey pürüzlülüğünü arttırmaktadır. Bu kristallerin ıslatma<br />

özelliği çok kötüdür. Bunun sonucu olarak, yüzey üzerindeki su damlası yüzeyle<br />

arasındaki etkileşimi en aza indirir. Böylece yüzeyde küresel bir damla oluşur.<br />

Yaprak yüzeyi üzerindeki kirlilikler yaprağın hücresel yapısından daha büyük olduğu<br />

için yüzey çıkıntıları üzerindeki partiküller yüzeyden uzaklaştırılabilir. Sonuç<br />

olarak temas alanı ve ara yüzeydeki etkileşim minimize edilmiş olur. Bir su damlası<br />

kirlilik üzerinde dönerek hareket ettiğinde, kirlilik hidrofobik özellikte olsa<br />

dahi absorpsiyon sayesinde enerji kazanılır. Eğer kirliliği lotus yaprağından uzaklaştırmak<br />

için harcanan enerji, su damlasının kirliliği absorbe etmesi ile kazandığı<br />

enerjiden daha az ise kirlilik bitki yüzeyinden uzaklaştırılmış olur. Bunun nedeni,<br />

genellikle küçük temas alanıdır.<br />

Şekilde Bir damla nilüfer yaprağını kaplayan tozu alır, b) ve c) hidrofilik ve hidrofobik<br />

yüzeyler üzerinde nilüfer etkisinin şematik olarak gösterilmiştir.<br />

Süperhidrofilik (Suyu Çok Seven)Yüzeyler<br />

Suyu çok seven yüzeyler hidrofilik olarak sınıflandırılırlar. Bu tip yüzeyler genellikle<br />

yüklüdür ve yapılarındaki polar grup sayesinde su moleküllerini çekerler.<br />

Bu mekanizmayı anlamak için kısaca suyun yapısına bakmak gerekir. Su, iki tane<br />

hidrojen ve bunlara bağlı bir oksijen atomu sayesinde üçgen bir yapıya sahiptir.<br />

Oksijen eksi yüklü, hidrojen ise pozitif yüke sahiptir. Böylelikle, su molekülleri<br />

birbirine hidrojen bağlarıyla bağlıdırlar. Maddelerin hidrofilik özelliklerinin<br />

endüstride pek çok önemli kullanım alanları vardır. Bunlardan bir tanesi hidrofilik<br />

membranlardır. Bu membranlar su moleküllerini çekerken, diğer polar olmayan<br />

molekülleri, yağ, gres vb. iterek temiz bir yüzey sağlarlar.<br />

40<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Hidrofilik yüzeylerin diğer kullanım<br />

alanlarına, kontak lens temizleyicileri,<br />

ıslak mendil ve çocuk bezleri örnek<br />

olarak gösterilebilir. Cam yüzeylerinin<br />

negatif yüklü ve boyutları yaklaşık 10<br />

nm olan silika (SiO2) nanoparçacıkları<br />

ve uygun bir polikatyonla [poli(allilamin-hidrojen<br />

klorür) veya kısaca PAH]<br />

ile 14 tabaka kaplandıktan sonra kararlı<br />

ve süperhidrofilik bir yüzey elde<br />

edildiği, 2006 yılındaki bir yayınlarında<br />

Rubner ve arkadaşları tarafından gösterilmiştir.<br />

Kaynaklar<br />

http://members.ziggo.nl/scslai/lotus.pdf<br />

http://www.mecheng.osu.edu/nlbb/files/<br />

nlbb/Lotus_Effect.pdf<br />

http://library.thinkquest.org/27468/e/<br />

lotus.htm<br />

Prof. Dr. İbrahim Uslu, İnce Filmlerin<br />

Yüzeysel Uygulaması, Gazi Üniversitesi,<br />

Eğitim Fak. <strong>Kimya</strong> Eğitimi<br />

Modern Farmasötik Teknoloji, Böl.13<br />

Yüzeylerarası Özellikler/ Nevin Çelebi,<br />

Tuncer Değim, Zelihagül Değim<br />

Trakya Üniversitesi Fen Fak. <strong>Kimya</strong> Böl.<br />

Fizikokimya ABD. Surfaktantların Katı<br />

Yüzeyleri Islatma Üzerine Etkisi 2013 ,<br />

Lisans Bitirme Çalışması<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

41


Röportaj<br />

Ayın Röportajı<br />

Merhaba <strong>Sayı</strong>n okurlar sizlere bu ay tekstil sektöründe kimyagerlerin yerini ve<br />

yapabilecekleri işlere ait yazımdan sonra ,tekstil sektöründe faaliyet gösteren Dem<br />

Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’ nin Genel Müdürü Hakan SARIÖZ ile yaptığımız<br />

keyifli röportajın ayrıntılarını sunuyorum ;<br />

42<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


• Bize kendinizden , firmanızdan ve çalıştığınız sektörden kısaca söz<br />

eder misiniz?<br />

Adım, Hakan SARIÖZ…<br />

Dem Tekstil San ve Tic. AŞ’nin hem Genel Müdürü hem de Yönetim Kurulu üyesiyim,<br />

zaten firmamız bir ailesi firması , yaklaşık 30 sene önce kurulmuş ve kurulduğundan<br />

beri ağırlıklı olarak İngiltere pazarına üretim yapan bir ihracat<br />

firmasıyız.Örme kumaştan bayan, bay ve çocuk tüm ürün gruplarında üretim<br />

yapıyoruz. Firmamızda yaklaşık 180 kişi çalışıyor ama dışarıdada sadece bizim için<br />

üretim yapan onaylı fason atölyelerimiz mevcut.<br />

• Bu sektörde çalışmaya nasıl karar verdiniz ? Hangi aşamalardan geçtiniz ?<br />

Bu sektör’de çalışmak hiç aklımda yoktu, birazda kısmet diyebiliriz, ben bir kaza<br />

sonucu diz kemiğimi kırdım ve iki sefer ameliyat geçirdim, 10 ay hiç yürüyemeden<br />

yattım, o esnadada üniversite sınavlarına giremedim sağlık nedeniyle ve özellikle<br />

sayısal konusunda çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen maalesef ideallerimi<br />

gerçekleştirememiş oldum, iyileştikten sonrada fizik tedavi süresi beni çok yıprattığı<br />

için tekrar sınavlara girmek istemedim ve dayımın çağrısı ile hiç hesapta yokken<br />

kendimi bir anda Tekstilin içinde buldum…Her aşamada çalıştım, depo, kesim,<br />

aksesuar, fason takip, kumaş ve boyahane takibi, hepsinde çok yoğun mesailer<br />

harcadım ve işin teknik kısmını eksiksiz bir şekilde tecrübe ettim…<br />

• Çalıştığınız firmada kaç yıldır çalışıyorsunuz işinizi, sorumluluk alanınızı<br />

ayrıntılı olarak anlatabilir misiniz?<br />

Şu an firmada 20. Senem bitti, yaklaşık olarak son 11 senedir firmanın Genel<br />

Müdürüyüm ve tüm sevk ve idare benim sorumluluğumda…Bu sorumluluk koleksiyon<br />

numune alımından başlıyor, müşteri ilişkileri, maliyetler, siparişlerin<br />

alınması, imalat programları, kumaş ve kesim programlarından, tüm ödeme kontrollerine<br />

kadar uzanıyor, yani elimden geldiği kadarıyla tüm aşamalarıyla işime<br />

hakim olmaya ve birebir şahsen işin içinde olmaya özen gösteriyorum…Çok sık<br />

toplantılar için yurtdışına gitmek zorunda kalıyorum, o zamanda yine teknolojinin<br />

yardımıyla firmadaki tüm gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum , edemesem<br />

bile imalatın başında erkek kardeşim vede onunla beraber çalışan çok sağlam bir<br />

ekibim olduğu için kendimi güvende ve rahat hissediyorum…Ekip ve takım olabilmek<br />

bizim başarımızın en büyük sırrı, biz genç, çalışkan , üreten ve sürekli<br />

gelişime açık bir firmayız, bu yüzdende terminler konusunda ve kalite standartı<br />

konusunda müşterilerimiz tarafından her zaman takdir edilen bir imalatçı olduk…<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

43


• İşinizin kimya, kalite kontrol, ar-ge ile bağlantısı ne düzeyde biraz söz eder<br />

misiniz?<br />

İşimizin kimya ile olan bağlantısı kullandığımız kumaşların boyahane aşamalarında<br />

kullanılan boyalar vede eğerki malın üzerinde baskı varsa parça baskı işlemleri<br />

esnasında kullanılan kimyasallardır.<br />

• <strong>Kimya</strong>ya ilginiz var mı ve ne düzeyde bilgi sahibisiniz?<br />

<strong>Kimya</strong> ile ilgim birebir yok , sadece işimin gerektirdiği kadar altyapı ve ön bilgiye<br />

sahibim , tabiiki bir boyahane sahibi kadar kimyanın içinde değilim ama bizimde<br />

firmamızın bünyesinde bulunan fizik laboratuvarımızda kimyager bir arkadaşımızla<br />

çalışıyoruz kumaşların ve bitmiş ürünlerimize ait fiziksel testlerin yapımından<br />

kimyager bir arkadaşımız sorumlu.<br />

• Size göre bu sektörde kimyagerlerin yeri nedir?<br />

<strong>Kimya</strong>gerlerin yeri son yıllarda gittikçe arttı ve şu anda piyasada kurumsal olarak<br />

çalışan, belli kalite standartlarına erişmiş, iyi markalara üretim yapan tüm firmalarda<br />

<strong>Kimya</strong>ger arkadaşlar mevcut , boyahaneler, baskıcılar, bizim gibi konfeksiyoncular,<br />

test laboratuvarları, vb..her aşamada kimyager arkadaşların rolü artık çok<br />

44<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


daha fazla ….Her geçen gün talep edilen boyar madde kalite standartları yükselirken,<br />

her ürettiğimiz malın üzerindeki kimyasallar a’dan z’ye testler yapılarak<br />

incelenirken, bizler milyon dolarlık anlaşma ve satışları bazı standartları temin ve<br />

garanti ederek imzalarken, hayatımızda kimyagerlerin olmaması mümkün değildir,<br />

çokta kilit bir rol üstlenmişlerdir, bundan sonrada kimyager arkadaşlarımıza ihtiyaç<br />

bizim sektör içinde artarak devam edecektir….<br />

• Şu anda geçmişe göre hedeflediğiniz yerde misiniz ve gelecekte ki hedefiniz<br />

nedir ?<br />

Geleceğe dönük amacımız firmamızı istikrarlı bir şekilde büyüyen , bu piyasanın<br />

en köklü , güvenilir, etik kurallara sonuna kadar riayet eden Aile firmalarından<br />

biri yapmak, bu yoldada emin adımlarla ilerliyoruz, herkes tarafından takdir edilen<br />

bir tekstil firması olabilmek ve bu piyasada 30 sene dimdik ayakta, her geçen gün<br />

daha çok güvenilirliği artan bir firma konumuna getirmek çok kolay olmadı, çok<br />

emek verdik , umarım bundan sonrada çok daha iyi yerlere getirmek için elimizden<br />

geleni yapmaya devam edeceğiz….<br />

• İşe başvurunuzda yaşamınıza etki eden önemli bir olay var mı? Genç arkadaşlara<br />

işe başvurur iken dikkat etmesi gerekli noktalar hakkında kısa bilgilendirme<br />

yapabilir misiniz?<br />

İşe başvururken genç arkadaşlara verebileceğim en büyük tavsiye dürüst olmalarıdır…ne<br />

olursa olsun işveren sizinle yaptığı görüşmenin sonunda sizin ne kadar<br />

güvenilir, işini emanet edebileceği, zamanla ona her konuda omuz verebileceğiniz<br />

bir kişi izlenimini edinmelidir, mesela ben çok kez işi fazla bilmeyen , yeterince<br />

tecrübesi olmayan arkadaşları aldım burda başlattım , çünkü bana çok fazla güven<br />

verdiler, anladımki ben onlara destek olur işi öğretirsem ileride bize her konuda<br />

destek olabilirler, bizi yüzüstü bırakıp gitmezler, onlara firmamı, müşterimi<br />

emanet edebilirim, nitekim hiçte yanılmadım hatta aralarında çalışma süreleri 10-<br />

15 seneye varan arkadaşlarımız var , halende benimle beraber takım olarak burda<br />

mücadele etmeye devam ediyorlar, karşılıklı güven , dürüstlük, iş ahlakı ve etik<br />

olabilmek çok önemlidir, bu özelliklere sahip olan herkes alanında mutlaka başarılı<br />

olur….<br />

• Sektörde kendinizi geliştirmek için çalışan biri neler yapabilir. Kısaca bahis<br />

eder misiniz?<br />

Tekstil sektöründe kendini geliştirmek isteyen arkadaşlara tavsiyem , iyi bir firmada<br />

kalıcı bir işte çalışmalarıdır…Sürekli iş değiştiren kişilerin gelişme gösterebilmeleri<br />

bana göre imkansız denecek kadar azdır… İyi bir firmada sürekli yeni şeyler<br />

öğrenmek, o firmayı temsilen toplantılara katılmak, yeni insanlarla tanışmak,<br />

boyahaneleri, baskıcıları, örmecileri, firma adına gezmek ziyaret etmek, kişiye her<br />

zaman büyük tecrübeler kazandırır, zaten bizim sektörde önemli olan pratiktir,<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

45


, ne kadar çok işin içinde bizzat olursanız, her aşamasını ne kadar çok öğrenirseniz,<br />

o kadar çabuk ilerleme kaydedebilirsiniz….<br />

• Size göre bu sektör ün Türkiyedeki yeri nedir ve geleceği açısından neler<br />

söyleyebilir siziniz?<br />

Tekstilin Türkiye’deki önemi ve yeri hakkında bence çok fazla söze gerek yok, herkesin<br />

malumu olduğu üzere bu sektör yıllardır ülkenin lokomotifi olmuştur, Türkiyede<br />

üretimin ve ihracatın bu kadar artmasında en büyük rol yıllar önce konfeksiyon<br />

atölyesi olarak başlanan ama şimdi uluslar arası birçok markaya sahip Türk<br />

Tekstil sektörüdür…yıllardır sürekli farklı ülkeler, farklı özellikleriyle Türk Tekstil<br />

sektörüne rakip olmuşlardır, ama biz her zaman her türlü zorluğun ve rekabetin<br />

altından başarıyla kalkmayı bilmişizdir , çünkü biz çalışkan bir milletiz, sorumluluğunu<br />

bilen bir milletiz, herkesten hızlı üretim yapabiliyoruz, dolayısıyla bu özelliklerimizi<br />

koruduğumuz sürece sektörde kalıcı olmaya ve rekabet etmeye devam<br />

edeceğiz….<br />

• Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Sizlere ve bu dergide emeği geçen tüm arkadaşlara çok tşk ederim, bu sektörle<br />

46<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


sektörle ilgili en ufak katkısı olan herkese ve bu sektörü tercih eden tüm gençlere<br />

sonsuz saygı duyuyorum, umarım biraz olsun ışık tutabilmişimdir…Bizim gençlere<br />

bu sektörde çok ihtiyacımız var, dünya Tekstil sektörününde Türk tekstiline çok<br />

ihtiyacı var, umarım hep birlikte Türk Tekstilini daha iyi yerlere taşıyacağız….Sizlere<br />

ve tüm okuyuculara saygılarımı sunuyorum…<br />

Tekrardan HAKAN SARIÖZ’ e bize zaman ayırdığı ve verdiği değerli bilgilerden<br />

dolayı teşekkürlerimizi sunar iş hayatında başarılar dileriz.<br />

Röportajı Yapan Ceyda SARIKAYA adlı arkadaşımıza ve Sn. Hakan SARIÖZ’e<br />

Röportajdaki Bilgiler ve Resimleri için Çok Teşekkürler.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

47


Hacer AY<br />

ticari olarak araştırılmasını başlatmış<br />

ve proje Çay Kurumu ve Türkiye Bilimsel<br />

ve Teknik Araştırma tarafından<br />

desteklenmişti. Proje sonucu ise pilot<br />

tesisin kurulmasına, çay artık miktarı<br />

tam olarak bilinmediğinden miktarın<br />

tespitine karar verilmiştir. Sonralarında<br />

ihaleler gerçekleşmiş ve Federal Almanya<br />

Buckau Walther firması kazanmıştır.<br />

Fakat pilot tesis kurulmamıştır.<br />

Giresun Üniversitesi<br />

hacr2013@yandex.com<br />

Türkiyede Kafein<br />

Kafein başlıca gıda ve ilaç sanayisinde<br />

kullanılan, alkoloid grubunun<br />

azotlu organik bileşiğidir. Kafein biyolojik<br />

ya da sentetik yolla elde edilmektedir.<br />

Dünyada kafeinin %45 doğal<br />

kaynaklardan (Dekafeinize kahve ve çay<br />

artıkları) elde edilirken, %55 i sentetik<br />

yolla üretilmektedir. Kafein birçok bitkide<br />

bulunurken ticari açıdan da koka<br />

bitkisinde ve kahve ağaçlarında elde<br />

edilen kafein çay bitkisinde de yüksek<br />

oranda bulunmaktadır.<br />

Dünya çayları kafein yüzdesi olarak<br />

incelediğinde Hindistan çaylarında<br />

%2,8 ‘4,0, Çin çaylarında %2,9 ’4,0, Türk<br />

çaylarında ise %3,1 ‘3,8 olarak belirlenmiştir.<br />

Yüzdelerden de anlaşıldığı gibi<br />

ülkemizin biyolojik olarak kafein eldesin<br />

deki yeri önemlidir.<br />

Çay artıklarından kafein üretimi<br />

araştırılması 1960’lı yıllara kadar<br />

uzanmaktadır. 1975 yılında Hacettepe<br />

üniversitesinin farmakoloji bölümü<br />

Türk çay artığından kafein üretiminin<br />

48<br />

Doğu Karadeniz bölgemizde çay üretimi<br />

yapılmasına rağmen ülkemizde kafein<br />

ihtiyacı hala ithal yollarla sağlanmaktadır.<br />

Kafeine gıda ve ilaç sanayisinin<br />

ihtiyacı arttıkça bir anlamda da bizimde<br />

dışa bağımlılığımız artmaktadır.1960 lı<br />

yıllardan beri çay arttıklarından kafein<br />

üretimi bilinmesine rağmen bu konuda<br />

hala tam bir çalışma yapılmamıştır.<br />

Elimizdeki kaynağı değerlendirip kendi<br />

kafeinimizi üretmeye başlayabilseydik,<br />

hem dışa bağımlılığımız bir alanda daha<br />

azalacak hem de bir yandan da sentetik<br />

olarak da üretime geçip ihracata başlayabilirdik.<br />

Kaynaklar<br />

http://www.biriz.biz/cay/kafein/kafein.<br />

htm<br />

http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/<br />

zfd/article/viewFile/5685/5481<br />

http://www.biriz.biz/cay/caygonul/kafeinuretimi1985.pdf<br />

Resimler ve Görsel Kaynak<br />

http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Koffein_-_Caffeine.svg<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

KONUNU<br />

DÜŞÜN<br />

KONUNA<br />

HAZIRLAN<br />

KONUNU<br />

YAZ<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

49


Doğamız ve Doğal Ürünlerle Doğal Yaşamak Neden<br />

Olmasın<br />

Hatile Moumintsa<br />

University of Ioannina<br />

hatile_m@hotmail.com<br />

İlerleyen günlerimizde hergün yeni bir hastalık cıkmaktadır.<br />

En önemli hastalıklardan olan kanserde, ilerleyen<br />

senelerde hep daha çok çesitlerle karşımıza çıkacaktır ve<br />

onu durdurmamız mümkün olmayacaktır. İnsanlar gittikçe<br />

doğal ürünler almaya çalışacaktır. Günümüzde insanlar<br />

imkân buldukça doğal ürün almaya çalışıyorlar. Doğal<br />

ürün satan dükkânlar çok fazla açıldı ve oldukça rağbet<br />

görüyor.<br />

<strong>Kimya</strong>gerin işlerinden biride üretmekse, doğal üretmek<br />

neden olmasın. Çok güzel örneklerden biri şu olabilir<br />

mesela solucan gübresi. Bu gübre, Organik Gübreler içerisinde<br />

en güçlü ve en etkili gübredir.<br />

Amerika Kaliforniya Gıda ve Tarım Birliğinin yaptırdığı Akademik araştırmalara<br />

göre; özellikle sebze ve meyve bitkilerinde %70’e varan verim artışı gözlemlenmiştir.<br />

%100 Organik Solucan Gübresi, içeriğindeki organik madde muhtevası<br />

nedeniyle toprağın su tutma ve havalandırma kapasitesini arttırır. Solucanların<br />

gübreye geçirdikleri vücut sıvıları (Sölom Sıvısı) sayesinde bitkilerde patojenlere<br />

karşı direnç oluşturur. Solucanların sindirim sisteminde, çok sayıdaki mikroorganizma<br />

taşıyan, azot fikse eden bakteriler, antibiyotik etkisi yaratacak doğal büyüme<br />

hormonları ve enzimler bulunur. Bunlar dışkıya (gübreye) geçer ve bitkinin<br />

büyümesinde hız ve direnç sağlar. Böylece hem bitki daha çabuk büyümüş olur<br />

hemde doğal olur.<br />

Aynı zamanda bunu isteyen herkes evinde de yapabilir. Evdeki atıklarımızı<br />

değerlendirerek solucan gübresi üretebiliriz. Ekosol KompostBox sayesinde, evlerimizden<br />

çöp olarak atılan sebze, meyve kabuk ve posaları, yumurta kabukları<br />

vs. gibi değerli organik atıkları değerlendirerek, yüksek kalitede %100 Organik<br />

Solucan Gübresi’ne dönüştürebilirisiniz. Ekosol KompostBox geri dönüşümlü kutu<br />

demektir. Böylece balkonumuzda, bahçemizde %100 Organik Solucan Gübresini<br />

yetiştirerek hem siz hem çocuklarınız sağlıklı beslenmiş olur.<br />

Bir kimyacı sadece kendini değil, doğayı çevreyi ve onun iyiliğini de düşünmeli.<br />

Dünya sağlık örgütü tarafından hesaplanmış olan dünyaca hasat tarım ürünlerinin<br />

her sene yaklaşık yüzde onbeşi böcekler tarafından yok olduğunu, aynı zamanda<br />

ise böcekleri öldürmek için en az 2 milyar dolar ilaçlar için harcandığını buldular.<br />

Böceklere karşı anoreksi bitkileri kullanabiliriz. Bu bitkilerin icerisindeki kimyasal<br />

bileşikler, böceklerin bitkilerle beslenmesini engelliyor; fakat onları öldürmüyor.<br />

Ayrıca daha az zararlı olduğu bulundu. Bu kimyasal bileşikler böceklerin o bitkilerle<br />

beslenme arzusunu bastırıyor, böylece böcekler bitkinin yanında kalabilir;<br />

fakat açlıktan ölebilirler.<br />

50<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Bu doğal anoreksilerin çoğu karışık moleküllerdir. Mesela poligodial bir dialdehittir,<br />

Afrika Böceklerini etkiler. Agiugkarin ise çekirgelere karşı etkinliği vardır.<br />

Bu bileşikleri üretmek maliyetli; fakat araştırmalarla az maliyetle aynı etkiye sahip<br />

daha bir sürü doğal anoreksi bitkileri, çok daha basit moleküllerle keşfetmişlerdir.<br />

Söylemiş olduğum karışık bileşikler aşağıdadır:<br />

Bunlar sadece küçük bir iki tane örnek bunların çok daha fazlasını da yapabiliriz...<br />

Kaynaklar<br />

John Mcmrry, Organik <strong>Kimya</strong> Kitabı, Anorektik böcekler<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

51


Ceyda SARIKAYA<br />

Yıldız Teknik Üniversitesi<br />

kim.ceydasarikaya@gmail.com<br />

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM<br />

SEKTÖRÜNDE KİMYAGERLER<br />

Dergimizin ilk sayısında deterjanlar<br />

ve temizlik sektörü ile ilgili yazımdan<br />

sonra bu sayımızda sizlere tekstil sektöründen<br />

söz etmek istiyorum. Sonuçta<br />

kimya’nın içinde bulunduğu sektörler<br />

saymakla bitmez ve bunlardan en<br />

bilindik olanları kozmetik, ilaç ve boya<br />

olarak sınıflandırılabilir. Fakat kimyager<br />

olarak en büyük sorunumuz nerelerde<br />

ne türde işler yapabileceğimizi<br />

bilmememizden kaynaklanıyor. Aslında<br />

laboratuarı olan her yerde çalışabilecek<br />

potansiyele sahip ve buna yönelik<br />

eğitimi de üniversite hayatımız boyunca<br />

almış olmamıza rağmen tek sorun,<br />

bilgiyi kullanma yerimizi tam olarak<br />

kestiremiyor olmamız.<br />

<strong>Kimya</strong>gerlerin kozmetik, ilaç ve boya<br />

sektörlerinde ne şekilde çalışabileceği<br />

ve sorumlulukları bilindik olduğundan,<br />

pek azımızın bilgi sahibi olduğu tekstil<br />

ve hazır giyim sektöründe kimyagerlerin<br />

yerine değinmek istiyorum.<br />

2012 yılında tekstil ve hazır giyim sektörü<br />

ülkemizin geleneksel sanayi kollarından<br />

olup, ihracatta gösterdiği başarı<br />

ile sanayide önde gelen vazgeçilemez<br />

sektörlerden biridir. Türkiye tekstil ve<br />

hazır giyim sektörü, halen en fazla dış<br />

ticaret fazlası veren sektördür.<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı<br />

(ÇSGB) 2010 yılı kayıtlarına göre<br />

10.030.810 zorunlu sigortalı arasında<br />

2.876.529’u imalat sanayinde kayıtlıdır.<br />

Bunlardan 14.624 işyerinde 356.477<br />

kişi tekstil imalatında, 28.411 işyerinde<br />

390.140 kişi hazır giyim imalatında,<br />

5.140 işyerinde 46.163 kişi ise deri ve<br />

deri ürünleri imalatında istihdam edilmektedir.<br />

Buna karşın kayıt dışılık dikkate<br />

alındığında, tarım ve hizmet sektörleri<br />

dâhil tüm sektörler içinde THD sektörlerinde<br />

yaklaşık %12 civarında bir istihdam<br />

sağlanmaktadır. Kayıtlı-kayıtsız<br />

çalışanlarla birlikte 450.000 kişi tekstil<br />

sanayinde, 1.500.000 kişi de hazır giyim<br />

sanayinde olmak üzere, THD sektörlerinde<br />

toplam 2.000.000 civarında kişinin<br />

çalıştığı tahmin edilmektedir.<br />

İmalat sanayinde çalışan AR-GE personeli<br />

sayısı bakımından yapılan değerlendirmede<br />

ise tekstilde %3,64, hazır<br />

giyimde %1,39, deri ve deri ürünleri<br />

sektöründe ise %0,33 oranında AR-<br />

GE personeli istihdamı sağlandığı<br />

görülmektedir<br />

Türkiye ‘nin tekstil, hazır giyim ve deri<br />

sektöründeki gelişimi de göz önünde<br />

bulundurulursa merdiven altı işletmesi<br />

olan bir kozmetik firması veya kemikleşmiş<br />

durumda olan ilaç sektörüne<br />

göre çok da fena bir çalışma alanı sayılmaz.<br />

52<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Öncelikle kimyagerlerin tekstil ve hazır<br />

giyim sektörlerinde hangi alanlarda ve<br />

nerelerde çalışabileceğine bakacak olursak,<br />

İlk olarak iplik üretim tesislerinde veya<br />

tekstüre işlemi gerçekleştiren iplik fabrikalarında<br />

laboratuarda analiz sorumlusu,<br />

üretim sorumlusu veya üretim<br />

müdürü yardımcısı; ikinci olarak kumaş<br />

boyahanelerinde renk analisti, renk<br />

uzmanı, boya uzmanı, kumaş sorumlusu<br />

veya kumaş üretimi yapan işletmelerde<br />

ürün analisti olarak çalışmanın dışında<br />

birde birçok firmada gerçekleştirilen<br />

fiziksel testlerin yapıldığı fizik laboratuarlarında<br />

çalışmak mümkün.<br />

Kumaş testleri konusunda kendinizi<br />

geliştirip sonuçları yorumlama ve raporlama<br />

niteliklerine de sahip olduğunuzda<br />

bir çok kapı kendiliğinden aralanmış<br />

olacaktır. Üstelik bu testleri öğrenmeniz<br />

için haftalar süren bir eğitime de ihtiyacınız<br />

bulunmuyor. Sonuçta biz kimyagerler<br />

aldığımız eğitimler neticesinde<br />

bir çok deneyi, analizi gerçekleştirmiş<br />

ve bunları da yorumlamayı 4 senelik<br />

öğrenim hayatımızda defalarca<br />

yazdığımız raporlarla uygulamış bulunuyoruz.<br />

Aklınızda biraz daha netleşmesi için<br />

sizlere TSE’ nin ISO standartlarına göre<br />

uygulanan kumaşlarda gerçekleştirilen<br />

yıkama sonrası boyutsal değişim testinden<br />

ve sonuçlarının yorumlanmasından<br />

söz edersem.<br />

Yıkama Haslığı olarak bilinen test, nasıl<br />

yapılır?<br />

Colour Fastness to Washing- BS EN ISO<br />

105 C06- B2S@50C<br />

Şekil 1: Test Numunesi Örneği<br />

Multifiber ve test numunesi kısa kenarından<br />

birbirine dikilir. (Şekil 1)<br />

Şekil 2: Yıkama Haslığı Cihazı<br />

Yıkama Haslığı cihazında 50C yıkanıp,<br />

kurutulup değerlendirilir. (Şekil2)<br />

Şekil 3: Numunedeki Renk Değişiminin<br />

Değerlendirilmesi Numunedeki<br />

renk değişiminin değerlendirilmesi.<br />

Bu değerlendirme için renk değişim<br />

gri skalası (clour change) kullanılır.<br />

Bu sıkalayı kullanırken skaladaki<br />

ton farklarından yararlanarak kendi<br />

ürününüzdeki ton farkını derecelendirebilirsiniz.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

53


Değerlendirme: numunedeki renk değişimi ve multifibredaki lekeleme ışık kabininde<br />

D65 (Gün Işığı) ışığı altında Gri Skala kullanılarak yapılır. (Şekil3)<br />

Şekil 4 : Multifiberdeki<br />

Değişimin Değerlendirilmesi<br />

multifiber lekeleme değerlendirilmesi.<br />

Lekeleme değerlendirilmesi<br />

için stainning gri skalası<br />

kullanılır. Yine renk değişimindeki<br />

gibi ton farkından<br />

yararlanılarak derecelendirme<br />

yapılır.<br />

Raporlama:<br />

Raporlama kısmında multifiber bezde sırasıyla asetat, koton, naylon, poliester,<br />

akrilik ve yük kumaşları bulunur ve elimizde bulunan kumaşın yıkama sonucunda<br />

multifiber bezini e kadar kirlettiği ve ürünü renginin ne kadar solduğudur. Belirtilen<br />

4-5 gibi rakamlar ton farkından yararlanılarak bizim ürünümüzde gri skalaya<br />

karşılık gelen değişim numarasıdır.<br />

Spesifik sayılabilecek testlerden birisidir yıkama haslığı testi ve tekstil sektöründe<br />

sonuçları kumaşın boyutsal değişimi kadar önemlidir.<br />

Bunlar gibi yapılan testlerden bir kaçı;<br />

*Sürtme Haslığı<br />

*Işık Haslığı<br />

*pH<br />

*Kumaş Karışım<br />

*Yıkama sonrası boyutsal Değişim<br />

*Dönme<br />

*PILLING<br />

54<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


En temel olarak sayılabilir ve yukarıda<br />

anlattığım kadar basit sayılabilecek yöntemlerle<br />

testler yapılmaktadır.<br />

•Dem Tekstil ve Ticaret A.Ş laboratuvar<br />

eğitim notları<br />

Bu testleri bilmemiz durumunda bir çok<br />

tekstil firmalarının kapısını aralamış ve<br />

kendimizi daha da geliştirerek bu alanda<br />

aranan bir birey olmamız mümkün.<br />

Bu ve buna benzer testleri İTKİB gibi<br />

bazı kurumlar vermektedir. Bunun<br />

dışında TSE’ nin eğitimlerini de takip<br />

ederek istediğiniz alanda kendinizi<br />

geliştirmeniz mümkün.<br />

Unutmayalım ki bilgiler sadece kullanıldığında<br />

işimize yarar ve 4 senelik<br />

kimya eğitimimiz sonucunda<br />

edindiğimiz tecrübelerimizi kullanabileceğimiz<br />

çok fazla sektör var. Önemli<br />

olan bilginizi nerede kullanabileceğinizi<br />

bilmeniz ve o alana yönelmeniz.<br />

Son olarak Condorcet in bir özü ile<br />

yazımı bitiriyorum.<br />

“ Aklı ve gerçekleri kullanan bir insan<br />

mükemmele erişecektir.”<br />

Kaynaklar<br />

•Dünya Ticaret Örgütü 2011 Yıllık<br />

Raporu<br />

•İstanbul Tekstil Konfeksiyon İhracatçılar<br />

Birliği<br />

•Tekstil, Hazır Giyim/Deri ve Deri<br />

Ürünleri Stratejisi<br />

•Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri<br />

Sendikası<br />

•Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı<br />

(ÇSGB)<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

55


Ayşe EMİR<br />

Gazi Osman Paşa Üniversitesi<br />

ayseemirr_2008@hotmail.com<br />

İLAÇ SANAYİDE GMP<br />

Sizlere bu ay GMP den bahsedeceğim;<br />

fakat bir ilaç çalışanı değilim.<br />

Bir gün de bir ilaç çalışanı arkadaşımız<br />

veya bizler bir ilaç çalışanı olarak<br />

GMP’yi belki dergimizde tekrar anlatırız.<br />

GMP’yi anlatmak nerden esti<br />

dediğinizi duyar gibiyim. Daha önce<br />

GMP sertifikasını almıştım, bir ilaç<br />

şirketine iş başvurusunda bulundum,<br />

iki kere görüşmeye çağırıldım ve işe<br />

alınacağımı zannediyordum. Zamandan<br />

kazanayım diye iyi haber bekleme<br />

sürecinde, ilaçla ilgili endüstri kitapları<br />

okudum. Tabi kötü haber geldi ve<br />

işe alınmadım, arkadaşım Yavuz Selim<br />

Kart da bu ay dergide ilaçla ilgili yaz,<br />

okudukların boşa gitmemiş olur dedi.<br />

GMP sertifikasını, <strong>Kimya</strong>gerlerin almaya<br />

çalıştığını düşünerek, bu ay yazımda<br />

GMP den bahsetmek istedim.<br />

FDA(Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi)<br />

ve WHO(Dünya Sağlık Örgütü)<br />

tarafından belirlenen kurallardır. GMP<br />

kaliteli standartlarda üretimin yapılıp<br />

yapılmadığını güvence altına alır. GMP<br />

insan sağlığını ilgilendiren ürünleri<br />

kapsar. Bunlar; İlaç, kozmetik, gıda<br />

ve temizlik sektörleridir. Bu sektörler,<br />

GMP kurallarına uymak zorundadırlar.<br />

İlaç endüstrisi 1984 yılında GMP uygulamasına<br />

geçmiştir. İlaç fabrikalarında<br />

GMP İlaç da güvenilirliği artırmak ve<br />

yapılan hataları azaltmaktır. İlaç fabrikalarının<br />

GMP kurallarına uyup uymadığını<br />

kontrol eden kuruluşlar vardır.<br />

Denetleyen kuruluşlar, ülkelere göre<br />

değişir. ABD’de GMP’yi kontrol eden<br />

kuruluş FDA( Amerikan Gıda ve İlaç<br />

Dairesi); Türkiye de ise Sağlık Bakanlığı<br />

tarafından kontrol edilmektedir. İhracat<br />

yapan firmaların, ayrıca uluslararası<br />

kuruluşlar tarafından da GMP’ye uyup<br />

uymadıkları kontrol edilmektedir.<br />

İlaç imalatçısının amacı, hastaya yüksek<br />

kalitede ürün satmaktır. Hayat koruyup<br />

kurtaracak maddelerin ihmal ve dikkatsizlik<br />

affedilemez. İlaç sektöründe<br />

kalitesizlik sadece maliyet kaybı değil,<br />

güvenilirlik kaybetmek ve şirketin yok<br />

olması demektir.<br />

GMP (İyi Üretim Uygulamaları), bir<br />

ürünün güvenilir bir şekilde imal<br />

edildiğini gösteren belgedir. GMP<br />

çoğalan insan ölümlerinden sonra,<br />

56<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İlaç da Çapraz Bulaşma ve<br />

Bulaşmanın Önlenmesi:<br />

Hammaddenin ve ürünün, başka bir<br />

madde ve ürünle bulaşması önlenmelidir.<br />

Çapraz bulaşma (kontaminasyon),<br />

bir maddeye kirlilik bulaşması demektir.<br />

İlaç Endüstrisinde mikrobik bulaşma,<br />

insan, çevre, alet, imalat işlemleri ve<br />

ambalaj malzemelerinden olmaktadır.<br />

Çapraz bulaşma çevredeki tozlardan,<br />

gazlardan ve spreylerden oluşmaktadır.<br />

Eğer laboratuar da partikül veren kozmetik<br />

kullanırsak, maddemiz etkilenmektedir.<br />

İmalat da çalışan personel<br />

ilacı bulaşmalardan korumak için, hem<br />

de kendisini korumak için özel elbiseler<br />

giymeli. Bu elbiseler çalışma alanından<br />

dışarı çıkmamalı ve görevli kişiler<br />

dışındakiler imalata girmemelidir. Laboratuarda<br />

kol saati ve mücevher takmak;<br />

yemek yemek, sigara içmek ve sakız<br />

çiğneme gibi işlemler üründe bulaşmaya<br />

neden olmaktadır. İlaçta çalışan<br />

personelde sarı hastalığı mikrop yayıcı<br />

hastalık ve çalışanların açık yarası bulunmamalıdır.<br />

Tüm çalışanlar belirli<br />

zamanlarda hekim kontrolünden geçirilmelidir.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Bulaşmanın önüne geçmek için kullandığımız<br />

kaplar, aletler ve çalışılan<br />

alan temiz bırakılmalıdır. Aynı üretim<br />

alanında farklı ürün üretimine geçmeden<br />

önce temizlik yapılmalıdır. İlaçta<br />

başarının sırrı temizliktir. Kirlenmenin<br />

önüne geçebilmek için çok toksik<br />

maddeler ile çalışılırken ayrı odalarda<br />

çalışılmalıdır. Kapı ve pencerelerin<br />

kapalı tutulması ve havalandırmanın<br />

etkin olması bulaşmayı önlemektedir.<br />

Bulaşmadan kaçınmanın en iyi yolu<br />

dikkattir. Dikkatsizlik ilaç sanayide<br />

affedilmeyecek bir şeydir. Bulaşmayı<br />

önlemenin bir yolu da, kapılar, duvarlar<br />

ve havalandırmalar içerideki maddenin<br />

diğer üretim alanına gitmesini<br />

engelleyecek şekilde dizayn edilmelidir.<br />

Bulaşmadan kaçınmanın en iyi yolu önlem<br />

almaktır. Laboratuar önlüğümüzün<br />

üst cebi var diyelim, cebimiz dolu olduğunda<br />

çalışırken cep içerisindeki madde,<br />

ürün içerisine düşebilir. Üst cebimizde<br />

bir şey bulundurmamak, önlem<br />

almak demektir.<br />

İmalat ve Kalite Kontrol de Sorumlu<br />

Müdürlük:<br />

WHO(Dünya sağlık teşkilatının) önerilerine<br />

göre ilaç imalatının sorumlusu ile<br />

kalite kontrol sorumlusu yüksek eğitim<br />

görmüş kişilerden olmalıdır. Bildiğimiz<br />

üzere <strong>Kimya</strong>gerler de bu alanlarda<br />

çalışabilmektedir.<br />

Kariyerini ilaç sektöründe geliştirmek<br />

isteyen <strong>Kimya</strong>gerler, şu alanlarda yüksek<br />

lisans yapmalılar: Farmosetik-Tıbbı<br />

<strong>Kimya</strong>, Analitik <strong>Kimya</strong> ve Biyokimya<br />

dalları ilaç sanayi için gerekli olan<br />

kimya eğitim dallarıdır.<br />

57


Kalite Kontrol ve İmalatta sorumlu<br />

müdürlük yapanlar, buradaki görevlerinden<br />

başka departmanlar da<br />

çalışmamalılar ve başka bir iş yapmamalılar.<br />

Kalite kontrol sorumluluğu<br />

ile imalat sorumluluğu aynı kişide olamaz.<br />

Kalite kontrol sorumlusu ve imalat<br />

sorumlusu mesai saatlerinde üretim yerinde<br />

bulunmak zorundadırlar. Görevde<br />

bulunmadıkları zaman kendileri ile<br />

aynı şartları taşıyan birini geçici olarak<br />

görevlendirirler.<br />

İlaç Fabrikalarında Hammaddeler:<br />

58<br />

Hammaddeler direk imalatçıdan alınmalı,<br />

eğer bu mümkün değilse tanınan<br />

ve güvenilir olan bir toptancıdan alınmalıdır.<br />

Hammaddelerin kabul yeri,<br />

numune alma yeri, depolama ve dağıtım<br />

yeri ayrı yerlerde olmalıdır. Dağıtım<br />

yerlerindeki terazi ve basküller sık sık<br />

ayarlanıp, temizlenmelidir. Dağıtım tek<br />

kullanımlık kaplarla yapılmalıdır. Burada<br />

çalışan personel hijyen kurallarına<br />

uymalıdır. Red edilenler, muayene<br />

edilenler ve muayene edilmeyi bekleyenler<br />

ayrı yerlerde olmalıdır. Kabul<br />

edilen hammaddelere yeşil, red edilenlere<br />

sarı renkte etiket yapıştırılmalıdır.<br />

Hammaddeler her teslimattan sonra<br />

Kalite Kontrol Laboratuarına gönderilip,<br />

gerekli kontroller yapılmalıdır. Hammaddelerde<br />

kullanılan kapların içeriği<br />

tanımlanmalıdır. Kalite Kontrol Laboratuarı<br />

tarafından kullanımı onaylanmış<br />

ve raf ömrünü doldurmamış ham maddeler<br />

kullanıma hazırdır.<br />

İlaç Fabrikalarında Ambalajlama<br />

işlemleri:<br />

İlaç ambalaj maddesinden ilaçlara kirlilik<br />

bulaşacağından, ilaç ambalaj malzemelerinin<br />

satın alınması, işlem görmesi<br />

ve kontrol edilmesinde hammaddelere<br />

gösterilen önem gösterilmelidir.<br />

Ambalaj malzemeleri, yetkili kişilerin<br />

giremediği yerlerde ve uygun güvenlik<br />

önlemleri ile saklanmalıdır. Günü<br />

geçmiş kullanılmayan ambalaj malzemeleri<br />

imha edilmeli ve imha işlemi<br />

kaydedilmelidir. Ambalajlama işleminde<br />

bulaşmaya ve yanlış ilacı başka<br />

bir ambalaj kutusu ile ambalajlamamaya<br />

dikkat gösterilmeli. Bu dikkatsizliğin<br />

bedeli, bir insanın hayatı olabilir. Farklı<br />

ürünler, ayrı yerlerde ambalajlanmalıdır.<br />

Ambalajlama işlemi başlamadan<br />

önce kullanılacak cihaz ve ekipmanların,<br />

daha önceki kullanımdan kalan<br />

kalıntılardan temizlendiği kesin olarak<br />

belirlenmelidir.<br />

İlaçta fazla aktif madde kullanımı,<br />

hastada yan etki oluşturur. Belirtilen<br />

miktarda aktif madde kullanılsa bile,<br />

hatalı tablet basıldığında, tablet içerisinde<br />

gerekenden fazla miktarda ilaç<br />

bulunması, hastada yan etki oluşturacaktır.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Yönünden, İyi İmalat(GMP) ve Kontrol<br />

(GLP) Uygulama Kuralları, Prof. Dr.<br />

Gen. (E) Enver İzgü, Prof. Dr. Gen. (E)<br />

Enver İzgü, Farmosetik Teknoloji Öğretim<br />

Üyesi, Ankara, 1988<br />

3. Genel Endüstriyel, Farmosetik Teknoloji-II<br />

ve İlaç Sanayide Organizasyon,<br />

Uluslar arası İyi İmalat(G-<br />

MP)-Kontrol(GLP) Koşulları, Fabrika<br />

ve Çalışma güvenliği, Prof. Dr. Gen.<br />

(E) Enver İzgü, Ankara Üniversitesi<br />

Eczacılık Fakültesi Dekanı, Farmosetik<br />

Teknoloji Ana Dalı Bilim Başkanı, Ankara,<br />

1983<br />

4. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi,<br />

Farmosetik Teknoloji Anabilimdalı,<br />

Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi<br />

Yayınları Yayın No:95, Farmosetik Teknoloji,<br />

Deneysel Uygulamalar Kitabı<br />

Ambalajlama işleminden sonra etiketleme<br />

işlemi yapılmalı, ilacın son kullanma<br />

tarihinin doğru yazılıp yazılmadığı<br />

ve baskı hatasının olup olmadığı<br />

kontrol edilmelidir. Hatalı etiketleme,<br />

müşteriye yanlış ilacın ulaşması demektir.<br />

Üretimde bir noktada yapılan yanlış<br />

etiketleme, tüm operasyonun imhası<br />

demektir. Etiket sayıcı cihazların, doğru<br />

çalıştığından emin olunmalıdır. Ambalaj<br />

malzemesi üzerindeki baskının silinmemesi<br />

de ambalajlama işleminde önemlidir.<br />

Kaynaklar<br />

1. MEGEB, <strong>Kimya</strong> Teknolojisi, İyi Üretim<br />

Uygulamaları(GMP), Ankara, 2008<br />

2. İlaç Sanayide Milli ve Milletlerarası<br />

Kanunlar, Anlaşmalar Yönetmelikler<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

5. TSC Yönetim Sistemleri Eğitim Akademisi<br />

6. T.C Süleyman Demirel Üniversitesi<br />

Fen Bilimleri Enstitüsü, İlaç Numunelerinde<br />

Amilorid Hidroklorid ve<br />

Hidroklorotiyazid Kemometrik Yöntemlerle<br />

Tayinleri, İkbal Demet Ünlü,<br />

Danışman: Prof. Dr. Ahmet Hakan Aktaş,<br />

Yüksek Lisans Tezi, <strong>Kimya</strong> Anabilim<br />

Dalı, Isparta, 2012<br />

Resimler ve Görsel Kaynak<br />

1. www.aksiyon.com.tr<br />

2. www.asuka.com.tr<br />

3. www.etkinkimyagerler.com.tr<br />

4. www.kocakfarma.com<br />

59


Emrah YÜCE<br />

Selçuk Üniversitesi<br />

emredadas93@gmail.com<br />

ON PARMAKTA ON MARİFET<br />

<strong>Kimya</strong> denilince aklımıza çeşitli kimyasallar<br />

ve mineraller gelir. Dergimizin<br />

ikinci sayısı hasebiyle ülkemizde<br />

ki bu tip kimyasalların üretimi, kullanım<br />

alanları ekonomik anlamda bize<br />

sağladığı katkılar ve buna benzer birçok<br />

konu hakkında yaptığım naçizane<br />

araştırmaları sizlerle paylaşmak isterim.<br />

Son yapılan araştırmalarda kimyasal<br />

madde ve ürünlerinin imalatında<br />

çalışan kişi sayısı 83.514 ve bunun<br />

ekonomiye katkısı ise 28.476 milyon<br />

olarak belirtilmiştir. <strong>Kimya</strong>sal madde<br />

ve ürünlerinin imalatı ise 20 alt grup da<br />

incelenmiştir. Bu 20 alt grup içersinde<br />

en büyük payı %30 luk bir dilimle ana<br />

kimyasal madde üretimi almaktadır.<br />

Ülkemiz kimyasal madde üretimi anlamında<br />

daha alması gereken çok yol<br />

varken, bazı kimyasallarda ise dünya<br />

devlerini geride bırakmayı başarmış durumdayız.<br />

Bu başarı en çok Bor ve onun<br />

mineralleri, çeşitli Bor ürünleri konusunda<br />

sağlanmıştır. Bu yazımda bize<br />

dünya devlerini geride bırakma şansını<br />

veren ve kimyacıların hakkında ki<br />

gelişmeleri hep özenle ve dikkatle takip<br />

ettikleri Bor maddesini birçok yönüyle<br />

açıklamaya çalışacağım.<br />

Bir mineral bir madde düşünün ki enerji<br />

de, savaş sanayinde, yakıtlar da, sağlık<br />

da, mukavemet artıcı yapısallar da, kullanılabildiği<br />

gibi giderek de kullanım<br />

alanları ve popülaritesi artmaktadır<br />

Bunun en belirgin nedeni ise Bor ve<br />

minerallerinin, alternatif enerji kaynakları<br />

ve kullanılabilirliği yüksek fonksiyonel<br />

madde bulma derdine düşen devletlerin<br />

ilk uğradığı durak olmasıdır.<br />

Günümüzden 3000-4000 yıl öncesinde<br />

zamanın devletleri bu maddeyi kullanmış,<br />

bulundukları çağın şartlarına en<br />

uygun şekilde yararlanmışlardır. Tarih<br />

de ilk olarak Babiller Uzak Doğu dan<br />

Bor ithal etmiş ve bunu altın işlemeciliğinde<br />

kullanmışlardır.<br />

60<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Mısırlılar mumyalama da tıp ve metalürji de kullanırken, Eski Yunan ve Roma<br />

medeniyetleri ise, temizlik malzemesi olarak Bor ve minerallerinden yararlanmışlardır.<br />

Şu bir gerçek ki Bor artık başlı başına bir çalışma ve araştırma alanı<br />

haline gelmiştir. Peki Bor’u bu kadar kullanılabilir, tabiri caizse her işe yatkın kılan<br />

özellikleri nelerdir acaba?<br />

Öncelikle Bor kelime kökü olarak Arapça da baurag ve farsça da urahdan gelmektedir.<br />

İlk olarak 1808 yılında Gay Lussa , Louis Thenord ve Sir Davy tarafından Bor<br />

Oksidin Potasyumla ısıtılmasından elde edilmiştir.<br />

Periyodik tablonun 5. Elementi olan Bor, elektron konfigürasyonuna bakıldığı<br />

zaman 3A grubunun ametal olan tek elementidir.<br />

<strong>Kimya</strong>sal özellikleri bakımından şu şekilde bir tablo ile bor daha iyi tanıyabiliriz.<br />

Atom Ağırlığı: 10.811 ± 0.005 g/mol<br />

Kaynama noktası: 2500˚ C<br />

Yoğunluğu:<br />

2.34 g /cm3<br />

Oksidasyon <strong>Sayı</strong>sı : 3<br />

Elektronegatifliği: 2.0<br />

İyonlaşma Enerjisi: 191 k cal /g atom<br />

Sertliği:<br />

9.3 Mohs<br />

Atom Yarıçapı: 0.98<br />

Fusıon Isısı:<br />

5.3 k cal / g atom<br />

Buharlaşma Isısı: 128 k cal / g atom<br />

Kristal yapısı olarak ise Bor hekzagonal yapıdadır.<br />

Bor elementinin kristal yapısı önemli ölçüde serttir, çizilmeye ve ısıya karşı<br />

dayanıklıdır. Oda sıcaklığında zayıf iletken iken, yüksek sıcaklık da iyi bir iletkendir.<br />

Kristal Bor kimyasal olarak inerttir; ancak çok ince öğütülmüş Bor konsantre<br />

Nitrik Asitle yavaşça oksitlenir. Bor elementi, HCl ve HF de bozunmaz.<br />

Yeryüzünün en çok bulunan 51. Elementi olan Bor toprak da kayalar da ve suda<br />

bulunur. Ancak Bor’un elementel halinden çok mineralleri şeklinde ki formlarıyla<br />

karşılaşılır. Na (sodyum) kökenli olanlara tinkal yada boraks, Ca (kalsiyum)<br />

kökenli olanlara kolemanit Na-Ca kökenli olanlara ise üleksit adı verilmiştir.<br />

Bunun yanında birçok mineralleri de bulunmaktadır.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

61


Mineral Formülü % B2O3 Bulunduğu yer<br />

Boraks (Tinkal) Na2B4O7.10H2O 36.6 Kırka, Emet, Bigadiç, A.B.D<br />

Kernit(Razorit) Na2B4O7.+H2O 51.0 Kırka, A.B.D., Arjantin<br />

Üleksit NaCaB5O9.8H2O 43.0 Bigadiç, Kırka, Emet, Arjantin<br />

Propertit NaCaB5O9.5H2O 49.6 Kestelek, Emet, A.B.D<br />

Kolemanit Ca2B6O11.5H2O 50.8 Emet, Bigadiç, Küçükler, A.B.D<br />

Pandermit(Priseit) Ca4B10O19.7H2O 49.8 Sultançayır, Bigadiç<br />

Borasit Mg3B7O13Cl 62.2 Almanya<br />

Szaybelit MgBO2(OH) 41.4 B.D.T.<br />

Hidroborasit CaMgBO11.6H2O 50.5 Emet<br />

Yine bor denilince bu minerallerin haricinde en çok bilinen bileşiği olan borik<br />

asit den de bahsetmek gerekir. Borik asit B(OH)3 formülüne sahip bir zayıf asittir.<br />

Orto ve meta Borik Asit diye de iki farklı türü vardır. Orto Borik asit B(OH)3,<br />

Bor bileşiklerinin çoğunun hidrolizinin son ürünüdür ve genellikle Boraksın sulu<br />

çözeltisinin asitlendirilmesiyle yapılır. B(OH)3’ ün 100 oC’ nin üzerinde kısmi<br />

dehidrasyonu birkaç kristal modifikasyonu bulunan Metaborik Asitin (HBO2)<br />

oluşmasını sağlar.<br />

Bor ve minerallerinin kullanım alanlarına değinecek olursak yazımın başlığından<br />

da esinlendiğim gibi on parmak da on marifete sahip bir kimyasal olduğu<br />

görülmektedir. Aklınıza gelebilecek her türlü çalışma sahasına doğrudan ya da<br />

çeşitli bileşik ve mineralleri vasıtasıyla girmiş durumdadır. Belli başlı kullanım<br />

alanlarını şöyle sıralayabiliriz.<br />

Bor pencere camı, şişe camı… sanayilerinde ender hallerde kullanılmaktadır.<br />

Özel camlarda ise Borik Asit vazgeçilemeyen bir unsur olup, rafine sulu / susuz<br />

boraks, Borik Asit veya kolemanit / boraks gibi doğal haliyle kullanılmaktadır.<br />

Camın ısıya dayanmasını, cam imalatı sırasında çabuk ergimesini ve devitrifikasyonun<br />

önlenmesini sağlayan Bor; yansıtma, kırma, parlama gibi özelliklerini<br />

de arttırmaktadır. Bor, camı asite ve çizilmeye karşı korur. Cam tipine bağlı olarak;<br />

cam eriyiğinin % 0.5 ile % 0.23’ ü Bor Oksitten oluşmaktadır. Örneğin Pyrex’<br />

de % 13.5 B2O3 vardır.<br />

62<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Emayelerin viskozitesini ve doygunlaşma<br />

ısısını azaltan Borik Oksit % 20’ ye<br />

kadar kullanılabilmektedir. Özellikle<br />

emayeye katılan hammaddelerin % 17-<br />

32’ si Borik Oksit olup, sulu Boraks<br />

tercih edilir. Bazı hallerde Borik Oksit<br />

veya susuz Boraks da kullanılır.<br />

Metale kaplanan emaye, onun paslanmasını<br />

önler ve görünüşüne güzellik<br />

katar. Çelik, Aüminyum, Bakır, Altın ve<br />

Gümüş emaye ile kaplanabilir. Emaye<br />

aside karşı dayanıklılığı arttırır. Mutfak<br />

aletlerinin çoğu emaye kaplamalıdır.<br />

Banyolar, kimya sanayi teçhizatı, su<br />

tankları ve silahlar de kaplanır.<br />

Sabun ve deterjanlara mikrop öldürücü<br />

(jermisit) ve su yumuşatıcı etkisi nedeniyle<br />

% 10 Boraks dekahidrat ve beyazlatıcı<br />

etkisini artırmak için toz deterjanlara<br />

% 10-20 oranında Sodyum<br />

Perborat katılmaktadır. Çamaşır yıkamada<br />

kullanılan deterjanlara katılan sSodyum<br />

Perborat (NaBO2H2O2.3H2O)<br />

aktif bir oksijen kaynağı olduğundan<br />

etkili bir ağartıcıdır. Perboratların<br />

çamaşır yıkamada klorlu temizleyicilerin<br />

yerini alması, sıcak veya soğuk su<br />

kullanımına bağlıdır. Çünkü perboratlar<br />

ancak 55 °C’ nin üstünde aktif hale<br />

geçerler. Ancak, ABD’ de kullanılan<br />

aktivatör (tetracetylethylenediamine)<br />

kullanımı ile bu sorun giderilmeye<br />

çalışılmıştır.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Borik asit ve boratlar selülozik maddelere,<br />

ateşe karşı dayanıklılık sağlarlar.<br />

Tutuşma sıcaklığına gelmeden<br />

selülozdaki su moleküllerini uzaklaştırırlar<br />

ve oluşan kömürün yüzeyini<br />

kaplayarak daha ileri bir yanmayı<br />

engellerler. Bor bileşikleri plastiklerde<br />

yanmayı önleyici olarak giderek artan<br />

oranlarda kullanılmaktadır. Bu amaç<br />

için kullanılan Bor bileşiklerinin başında<br />

Çinko Borat, Baryum Metaborat,<br />

Borfosfatlar ve Amonyum Floroborat<br />

gelir.<br />

Bor mineralleri bitki örtüsünün<br />

gelişmesini artırmak veya önlemek maksadıyla<br />

kullanılmaktadır. Bor, değişken<br />

ölçülerde, birçok bitkinin temel besin<br />

maddesidir. Bor eksikliği görülen<br />

bitkiler arasında yumru köklü bitkiler<br />

(özellikle şeker pancarı), kaba yoncalar,<br />

alfa alfalar, meyve ağaçları, üzüm,<br />

zeytin, kahve, tütün ve pamuk sayılmaktadır.<br />

Bu gibi hallerde Susuz Boraks ve<br />

Boraks Pentahidrat içeren karışık bir<br />

gübre kullanılmaktadır. Bu ise, suda<br />

çok eriyebilen Sodyum Pentaborat (Na-<br />

B5O8.5H2O) veya Disodyum Oktaboratın<br />

(Na2B8O13) mahsulün üzerine<br />

püskürtülmesi suretiyle uygulanmaktadır.<br />

Boratlar yüksek sıcaklıklarda düzgün,<br />

yapışkan, koruyucu ve temiz, çapaksız<br />

bir sıvı oluşturma özelliği nedeniyle,<br />

demir dışı metal sanayiinde koruyucu<br />

bir cüruf oluşturucu ve ergitmeyi hızlandırıcı<br />

madde olarak kullanılmaktadır.<br />

Bor bileşikleri, elektrolit kaplama<br />

sanayiinde, elektrolit elde edilmesinde<br />

sarf edilmektedir. Borik Asit nikel<br />

kaplamada, Fluoboratlar ve Fluoborik<br />

asitler ise; kalay kurşun, bakır, nikel gibi<br />

demir dışı metaller için elektrolit olarak<br />

kullanılmaktadır. Alaşımlarda, özellikle<br />

çeliğin sertliğini artırıcı olarak kullanılmaktadır.<br />

Bu konuda Ferrobor oldukça<br />

önem kazanmıştır. Çelik üretiminde<br />

50 ppm Bor ilavesi çeliğin sertleşme<br />

niteliğini geliştirmektedir.<br />

Atom reaktörlerinde Bor’lu çelikler, Bor<br />

karbürler ve Titanbor alaşımları kullanılır.<br />

Paslanmaz Borlu Çelik, nötron<br />

absorbanı olarak tercih edilmektedir.<br />

63


Yaklaşık her bir Bor atomu bir nötron<br />

absorbe etmektedir. Atom reaktörlerinin<br />

kontrol sistemleri ile soğutma<br />

havuzlarında ve reaktörün alarm ile<br />

kapatılmasında B(10) kullanılır. Ayrıca,<br />

nükleer atıkların depolanması için<br />

kolemanit kullanılmaktadır.<br />

Termal depolama pillerindeki, sodyum<br />

sülfat ve su ile yaklaşık % 3 ağırlıktaki<br />

Boraks Dekahidrat’ın kimyasal karışımı<br />

gündüz güneş enerjisini depolayıp, gece<br />

ısınma amacıyla kullanılabilmektedir.<br />

Ayrıca, binalarda tavan malzemesine<br />

konulduğu taktirde güneş ışınlarını<br />

emerek, evlerin ısınmasını sağlayabilmektedir.<br />

Bor, demir ve nadir toprak<br />

elementleri kombinasyonu (METGLAS)<br />

% 70 enerji tasarrufu sağlamaktadır. Bu<br />

güçlü manyetik ürün; bilgisayar disk<br />

sürücüleri, otomobillerde doğru akım<br />

motorları ve ev eşyaları ile portatif güç<br />

aletlerinde kullanılmaktadır.<br />

Bor, hava yastıklarının hemen şişmesini<br />

sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.<br />

Çarpma anında, elementel Bor<br />

ile potasyum nitrat toz karışımı elektronik<br />

sensör ile harekete geçirilir.<br />

Sistemin harekete geçirilmesi ve hava<br />

yastıklarının harekete geçirilmesi için<br />

geçen toplam zaman 40 milisaniyedir.<br />

Ayrıca otomobillerde antifriz olarak ve<br />

hidrolik sistemlerde de kullanılmaktadır.<br />

Sodyum Tetraborat, özel uygulamalarda<br />

yakıt katkı maddesi olarak kullanılmaktadırlar.<br />

Daha önce Amerikan<br />

Donanması tarafından uçuş yakıtı<br />

olarak kullanılmıştır. Karboranlar için<br />

Amerikan Deniz Araştırma Ofisi ve<br />

Amerikan Ordusu tarafından katı roket<br />

yakıtı olarak kullanılması için araştırmalar<br />

yapılmıştır. Şu anda Amerikan<br />

askeri ihtiyacı ise Callery Chemical<br />

64<br />

Co tarafından işletilmekte olan tesisten<br />

karşılanmaktadır. Diboran, B2H6<br />

ve B5H9 gibi bor hidrürler; uçaklarda<br />

yüksek performanslı potansiyel yakıt<br />

olarak araştırılmışlardır. Boranlar, hidrojenle<br />

karşılaştırıldığında daha yüksek<br />

performansla yanmaktadır. Fakat<br />

onlar, pahalı, toksik ve yakıldığında<br />

açığa çıkan Bor Oksit çevresel açıdan<br />

uygun değildir.<br />

BNCT (Boron Neutron Capture Therapy)<br />

kanser tedavisinde kullanılmaktadır.<br />

Özellikle; beyin kanserlerinin tedavisinde<br />

hasta hücrelerin seçilerek imha<br />

edilmesinde kullanılmakta ve sağlıklı<br />

hücrelere zararının minimum düzeyde<br />

olması nedeniyle tercih nedeni olabilmektedir.<br />

İnsan vücudunda normalde<br />

bulunan Bor, bazı ülkelerde tabletler<br />

şeklinde üretilmeye başlanmıştır. Yukarda<br />

belirtiğimiz kullanım alanları her<br />

geçen gün artmaya devam etmektedir.<br />

Bora sahip olan ülkeler ve devletler<br />

ekonomilerinin en büyük gelir kısmını<br />

ürettikleri Bor ve yan ürünlerinden<br />

rahatlıkla karşılayabilirler. Bir dönem<br />

şehir efsanesi gibi olan Bor’u ham olarak<br />

satıyoruz, yabancı ülkelerden kaç misli<br />

paraya geri işlenmişini alıyoruz gibi<br />

sözlere de intiba etmemeliyiz.<br />

Bu anlamda ETİ BOR fabrikası son<br />

birkaç yılda yaptığı ataklarla dünya<br />

devlerini dize getirmiş ve liderliği kapmıştır.<br />

Türkiye Gazetesinin 29 Temmuz<br />

2013 de yayınladığı ekonomi ekinde<br />

yazıldığı gibi aktarmak isterim.<br />

Eti Maden ürettiği katma değerli ürünlerle<br />

dünya Bor pazarında söz sahibi<br />

olan ABD li Rio Tinton’un tahtına oturdu.<br />

Rio Tinton’un pazar payı %40’lar<br />

dan 2012 de %23 lere kadar gerilerken,<br />

Borun TÜRK patronu %46 Pazar payıyla<br />

rakibini ikiye katladı.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İşlenen Bor ürünlerinin ise on altı Bor<br />

ürününü seksen dört ülkeye sattığı belirtiliyor.<br />

Bu arada Rio Tinton’un dünyanın<br />

en büyük maden üretim şirketi<br />

olduğunu belirtelim. Tabi biz Bor konusunda<br />

onları geçmiş durumdayız. Yine<br />

aynı yazıda Enerji ve Tabi Kaynaklar<br />

bakanımızda Eti Madenin 9 yılda cirosunu<br />

26 kat artırdığını açıklıyor.2012<br />

yılında ise 434 milyon dolar kar<br />

edildiğini belirtiyor.<br />

Bu güzel ve sevindirici haberlerin<br />

ışığında yazımı sonlandırmak isterim.<br />

Bugün Bor da yakaladığımız başarıyı,<br />

diğer kimyasallarda da yakalamayı dilerim.<br />

Son olarak <strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> dergisinin<br />

hazırlanmasından, yazı gönderen<br />

arkadaşlara kadar herkese teşekkürlerimi<br />

iletirim.<br />

Kaynaklar<br />

Not: Bu Bilgiler ELİF DEMİR<br />

BAYKAL’IN Balıkesir Üniversitesi Fen<br />

Bilimleri Enstitüsünde tamamladığı<br />

‘Hidrotermal ve Mikrodalga Enerjiyle,<br />

Lityum İçeren Boratlı Fosfatlı Bileşiklerin<br />

Sentezlenmesi, Kristal Yapı ve<br />

Termokimyasal Özelliklerinin İncelenmesi<br />

‘ adlı Yüksek Lisans tezinin Giriş<br />

bölümünden alıntı yapılmıştır.<br />

ETİBOR A.Ş. web sitesi ( http://www.<br />

etiholding.gov.tr )<br />

Maden Tetkik Arama Enstitüsü web sayfası<br />

( http://www.mta.gov.tr )<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

65


KİMYA İLE İLGİLİ FIKRALAR<br />

Abdulhamit AYDIN<br />

Çukurova Üniversitesi<br />

a.aydin1987@gmail.com<br />

<strong>Kimya</strong>yı Sevmenin Sonu<br />

Bir öğrenci varmış. Her zaman kimya<br />

kitabını hiç sayfa değiştirmeden okuyormuş,<br />

bir müddet sonra annesi gelmiş<br />

ve çocuğa kızıp kitabı önünden alınca<br />

çocuk aniden ölmüş. Sonradan annesi<br />

hayretler içinde kalıp, kitaba bir göz<br />

atınca, kitapta şu yazıları görmüş.<br />

”O2 al O2 ver, O2 al O2 ver” yazdığını<br />

görmüş<br />

KiMiZzYa<br />

•Her kimyagerin bir yokuşu ve çıkışı<br />

vardır.<br />

•Bir kimyagerin dediğini yap, yaptığını<br />

yapma!!!<br />

•İki kimyager bir laboratuvara sığmaz.<br />

•Bir kimyager için başarının yolu merak<br />

etmekten geçer.<br />

•<strong>Kimya</strong> yeteneği gökten zembille inmez.<br />

•<strong>Kimya</strong>gerim dersen, derdin var!!!<br />

•Lafla kimyagerlik olmaz.(Lafla peynir<br />

gemisi yürümez misali.)<br />

<strong>Kimya</strong>ger ile Kayıkçı<br />

<strong>Kimya</strong>gerin biri deniz kenarında<br />

yürürken, denizin diğer tarafına geçmek<br />

istemiş. Bir kayıkçıya rast gelmiş. Yolda<br />

giderken konuşmaya başlamışlar. <strong>Kimya</strong>ger<br />

sormuş:<br />

- Sen okuma yazma bilir misin? Demiş<br />

kayıkçıya.<br />

Kayıkçı :<br />

- Bilirim diye cevap vermiş.<br />

<strong>Kimya</strong>ger sormuş:<br />

- Sen Avagadro’yu bilir misin?<br />

Kayıkçı bilmem diye cevap verince<br />

kimyager:<br />

66<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


-Senin hayatının 1\4’ü gitti, demiş.<br />

Tam bu sırada fırtına çıkmış. Deniz kabardıkça<br />

kabarmış. Koca dalgalar kayığı<br />

alıp götürüyormuş. Kayıkçı sormuş:<br />

-Sen yüzme bilir misin?<br />

<strong>Kimya</strong>ger:<br />

-Bilmem, ben daha önce hiç yüzmedim<br />

ki!!<br />

Kayıkçı bunun üzerine:<br />

- İşte şimdi senin hayatının tümü yok,<br />

az sonra boğulacaksın.<br />

KİMYA İLE İNGİLİZCE BİRLEŞİRSE<br />

Geçen ay olduğu gibi bu sayımızda,<br />

sizlerle yine elementlerin sembollerini<br />

kullanarak yeni kelimeler türetmeye<br />

çalışacağız. İşte, bu ayın kelimeleri şu<br />

şekilde:<br />

Baby<br />

Honey<br />

Fly<br />

: Bebek, yavru<br />

: Bal<br />

: Uçmak, uçuş, sinek<br />

<strong>Kimya</strong> Hocamızın Canı Çeker<br />

<strong>Kimya</strong> hocası sınıfta ders işlerken, bir<br />

çocuğun elma yediğini görür. Çocuğun<br />

kırılmaması için sınıfa sorar:<br />

-Çocuklar sınıfta bir şey yenir mi?<br />

-Yenmez hocam, diye cevap verirler.<br />

Hoca önde oturan bir öğrenciye sorar:<br />

-Metin söyle bakalım, sınıfta yiyecek<br />

neden yenmez?<br />

Metin gülerek şöyle der:<br />

-<strong>Kimya</strong>gerin canı çeker de ondan.<br />

Ayın İlginç Makalesi<br />

Merhaba arkadaşlar! Bu ay sizlerle ilginç<br />

makale konusu olarak hepimizin küçükken<br />

tükettiği, yetişkinken bile almaya<br />

devam ettiğimiz içecek ürünü olan SÜT<br />

ün kendi ilginç ve kimyevi özelliklerini<br />

paylaşmak istiyorum.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

67


Günlük yaşamımızda süt<br />

Dünya’daki herkes, yaşamının aynı noktasında süt içmiştir. Aslında süt,<br />

yaşamımızın ilk dönemlerinde olmazsa olmaz gıda ürünlerinden biridir. Bütün<br />

memeliler kendi türlerini ve genç bireylerini, büyütmek ve geliştirmek için süt ve<br />

süt ürünleriyle beslemektedir. Neredeyse tüm insanlar süt kelimesini, inekten gelen<br />

gıda ürünü olarak düşünmektedir.<br />

Bileşen İnek Sütü Keçi Sütü Koyun Sütü İnsan Sütü<br />

Enerji (kcal) 66 60 95 69<br />

Protein (g) 3.2 3.1 5.4 1.3<br />

Yağ (g) 3.9 3.5 6.0 4.1<br />

Laktoz (g) 4.6 4.4 5.1 7.2<br />

Kalsiyum (mg) 115 100 170 34<br />

Su (g) 87.8 88.9 83.0 88.2<br />

Evcil ineklerden süt verimi “Bos taurus” türünde günlük sığır ailesinin beslenmesi<br />

ve üretim etkinliğinin kazanılmasından dolayı, son yüzyılda oldukça fazla bir<br />

şekilde artmıştır. Günlük süt tüketimi süpermarket gibi mağazalarda genelde çok<br />

kısa olup, çoğu durumda günübirlik olarak gerçekleşmektedir. Çoğu günlük tüketimde<br />

de yüksek teknolojik uygulamalar kullanılmaktadır. İngiltere ve Avrupa’nın<br />

tamamı, dünyanın süt üretimi için önemli bir bölge olarak göze çarpar. Amerika,<br />

Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda süt tüketiminin fazla olduğu ülkelerdir.<br />

Günlük süt ve süt ürünlerin tüketimi, ülkeden ülkeye ve kişiden kişiye göre<br />

çeşitlilik göstermektedir. İngiltere ve Kuzey Avrupa süt tüketiminin en fazla ve<br />

en düzenli olduğu, hatta yetişkinlerde dâhil bölgelerin başında gelmektedir; fakat<br />

dünyanın diğer kalan kısımlarında süt tüketimi çok daha düşüktür.<br />

Günlük Ürünlerin Farklı Tipleri<br />

Sütten birçok ürün elde edilmektedir. Sütün süpermarket raflarında onlarca<br />

çeşidini görürüz. Mesela kaymaklı, yarım kaymaklı, tam yağlı, UHT, homojenize,<br />

uzun ömürlü taze süt, fermente süt, ayran gibi örnekleri mevcuttur. Süt genelde<br />

inekten sağlanmasına rağmen, keçi ve koyun gibi hayvanlardan da elde edilir. Dünya’nın<br />

çeşitli yerlerinde, Orta Doğu’da keçi ve deve, Uzak Doğu Asya’da su bufaloları<br />

örnek olarak verilecek diğer süt kaynağı hayvanlarıdır.<br />

68<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Günlük süt ürünlerinde, yağ miktarı<br />

yaklaşık % 3,5 seviyesindedir. Süt ve süt<br />

ürünleri, piyasaya çıkmadan önce çeşitli<br />

işlemler kullanılmaktadır. En yaygın<br />

olanı ısıl işlem olan pastörizasyon<br />

işlem, mikroorganizmaları uzaklaştırma<br />

işlemidir. Günümüzde sadece birkaç köy<br />

evinde devam eden; ancak kullanımı<br />

oldukça seyrekleşen tam yağlı sütlerde<br />

yağ miktarı % 25 düzeyindedir. Daha<br />

az yağ içeren sütler, yarım yağlı da yaklaşık<br />

% 1,5 düzeyinde ve tamamen yağı<br />

kaldırılmış olanda ise yaklaşık % 0,1-<br />

0,3 oranında yer almaktadır.<br />

Günlük olarak kullandığımız süt ürünlerine<br />

şunları verebiliriz:<br />

•Tereyağı: sıvı yağ emülsiyonundaki<br />

suyun, kremada faz değişimiyle ortaya<br />

çıkan ürünüdür. Tereyağı % 80 oranında<br />

yağ içerir. Yaygın olan tereyağı işlevsel<br />

olarak, kolesterol azaltıcı bitki türevlerinde<br />

sıkça kullanılmaktadır.<br />

•Peynir: sütteki peynir, su kısmı<br />

kaldırılarak donmuş süt elde edilir ve<br />

bu donan kısım özel mikrobik kültürler<br />

kullanılarak üretilir. Dünya’da binlerce<br />

çeşit peynir bulunmaktadır.<br />

Sütün <strong>Kimya</strong>sı<br />

Süt içerisinde esas olarak yaklaşık %<br />

80 oranında “kazein” proteini bulunur.<br />

Diğer proteinler ise kısmi olarak laktalbumin,<br />

laktoglobulin ve immunoglobulin<br />

şeklindedir. Kazein, misel denilen<br />

süper yapılardan düzenlenmiştir. Miseller<br />

ise fosfat, sitrat ve kalsiyumun bir<br />

arada olduğu proteindir. Süt proteinleri,<br />

yüksek biyolojik değerinden dolayı,<br />

vücutta her zaman hazır şekilde bulunması<br />

ve kullanılması gerekmektedir.<br />

•Krema: Kremanın farklı türleri, süt yağ<br />

tabaksına göre ayrılır. Krema tek başına<br />

% 18 oranında yağ içerirken, çift katlı<br />

krema % 48 ve çırpma kremada yaklaşık<br />

bu oran % 40 düzeyindedir.<br />

•Yoğurt: Laktik asit bakterileri<br />

tarafından, sütün fermente edilmesiyle<br />

ortaya çıkan, çok meşhur bir üründür.<br />

Süt, kaynağına göre farklı oranlarda yağ<br />

içerir. Yoğurtlar, genelde günlük ara<br />

öğün probiyotik gibi bilinen ve üretilen<br />

gıda ürünüdür.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Sütteki yağ, globül ya da damlacık şeklinde<br />

bir membran ve emülsifiye edilmiş<br />

süt serum kısmından meydana gelmiştir.<br />

Bu emülsiyon, fiziksel anlamda doğal<br />

olarak uzun süre kendini muhafaza edemez<br />

ve krema haline gelmeye başlar.<br />

69


Hafif yağlı globüller, daha yoğun su fazı<br />

krema olarak görülür, yani sütteki sarı<br />

renkli kısımdır ve üstteki daha beyaz<br />

kısım daha suludur. Bu renklilik yağ<br />

globüller üzerinde emme ve dağılmadan<br />

dolayıdır; fakat bu faz ayrımı, yağ damlacıklarının<br />

boyutunda krema haline<br />

geldiği için homojenize sütte görülmez,<br />

Bundan dolayı üstteki krema temiz bir<br />

paketlemeye ihtiyaç duyar. Tam kremalı<br />

homojenize olmayan süt şişelerinde,<br />

bu olaylar gözükmeyebilir. Faz ayrımı,<br />

santrifüjlemeyle hızlandırılabilir. Kaymaklı<br />

sütteki yağ, kısmı yağ ve diğer<br />

kısımlar bu şekilde ayrıldığı için ismini<br />

buradan almıştır.<br />

Sütteki şeker laktozdur ve kimyasal ismi<br />

β–D-galaktopiranosil-(1→4)-α-D-glukopiranozdur.<br />

Laktoz sükrozdan daha az<br />

tatlıdır ve mutfaktaki şekerde bulunur.<br />

Eğer sükrozun şekerlilik oranı 1.0 birim<br />

kabul edersek, laktozda bu oran sadece<br />

0.16 birimdir. Isıtılmış süt ürünlerinde<br />

laktuloz gibi ürünlerde daha az şeker<br />

bulunur.<br />

Kaynaklar<br />

http://www.stkate.edu/physics/Astrobiology/<br />

http://www.clipartguide.com/_pages/0511-1009-0116-0904.html<br />

http://thebreakthrough.org/index.php/<br />

programs/philosophy/the-science-of-bias/<br />

http://www.egitimportali.com/yazigoster.php?yazi_no=sdf34tfdfdsf<br />

http://www.ifst.org/learninghome/helpforteachers/lessonplantopics/milkanddairyproducts/<br />

70<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

KONUNU<br />

DÜŞÜN<br />

KONUNA<br />

HAZIRLAN<br />

KONUNU<br />

YAZ<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

71


Yavuz Selim KART<br />

Cumhuriyet Üniversitesi<br />

kim_muhselim@hotmail.com<br />

Crocodile Chemistry Programı Nedir Ne İşe Yarar?<br />

Geçen sayımızda sizlere Chem Draw programından bahis<br />

ettim. Bu sayıda da çok fazla ismi duyulmamış <strong>Kimya</strong> Programlarından<br />

biri olan Crocodile Chemistry programından<br />

bahis edeceğim. Bu program nedir ilk bundan bahis edelim.<br />

<strong>Kimya</strong> denince deney yapmayı sevmeyenimiz yoktur.<br />

Gerçi laboratuar sınavlarının verdiği sıkıntı olsa da (atılma<br />

sıkıntısı, kalma sıkıntısı, geçtik mi sıkıntısı, raporu<br />

beğendiler mi sıkıntısı, deneyi yaparken başarabileceğiz mi<br />

sıkıntısı) yine de zevklidir. Bu sefer deneyimizi laboratuarda<br />

değil, bilgisayar başında yapacağız. İçinizden ya nasıl<br />

olur falan olmaz ki aynı tadı vermez ki diyenler vardır;<br />

ama sürekli de her maddeye para verip 7/24 sınırsız madde<br />

sınırsız deney yapma imkânımız yok.<br />

Ayrıca tek başına deney yapmadan önce güvenlik kurallarını da yeterince bilmek<br />

gerek ki o da ayrı bir olay. Sonuçta Metil Alkol, hidroklorik Asit gibi asitler tehlikeli<br />

ve bu maddeleri sürekli temin etmemiz zor. Bunu düşünerekten yabancılar<br />

(yerlisini görmedim), bir program yapalım demişler ve bu program ortaya çıkmış.<br />

Program, ilk açıldığında aşağıdaki şekil karşımıza çıkıyor.<br />

72<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Şekilde, soldaki seçenekte gördüğünüz gibi;<br />

•<strong>Kimya</strong>sallar<br />

•Ekipmanlar<br />

•Cam Malzemeler<br />

•İndikatörler<br />

Bu malzemeler dosya şeklinde programın içinde sıralanmış. İki kere tıklayınca<br />

içeriğine giriliyor. Misal cam malzememi kullanacaksınız, tıklıyorsunuz ve<br />

içeriğinde kimyada kullanılan çoğu cam malzemeyi görüyorsunuz. Sizler hangisini<br />

yapmak istiyorsanız ona göre seçersiniz.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

73


Şekilde tıklanmış ve içeriğine girilmiş halini görmektesiniz. Ayrıca şekilde<br />

görüldüğü üzere, ml seviyesine göre de seçebiliyoruz. Kullanacağınız deneye göre<br />

istediğiniz ekipmanları sürükleyip bırakarak seçebilmeniz mümkün. Bu şekli seçtikten<br />

sonra şimdi kimyasalımızı da seçerek bir deney yapalım.<br />

Şekilde deney için kimyasal kısmına girip oradan da asitler kısmından HCI(Hidroklorik<br />

Asit)’i seçiyoruz ve bize bir şişe çıkarıyor ( laboratuardaki gibi) Bu şişe<br />

de şimdi neler var.<br />

•Üzerinde etikette ne olduğu yazıyor (HCl)<br />

•Molaritesi yazıyor<br />

•Kaç cm3 olduğu yazıyor.<br />

Biz burada HCl seçildikten sonra ki molarite kısmı ile hacim kısmını istediğimiz<br />

kadar değiştirebiliriz (Tabi ki şişenin boyutlarında abartı bir rakamı program kabul<br />

etmiyor)<br />

74<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Bunları yaptıktan sonra şişeyi götürüp beherimizin üstüne bırakıyoruz ve kaç ml<br />

yazdı isek, o kadarlık kısım beherimizin içine giriyor. 20 ml yazdı isek 20 ml giriyor.<br />

40 ml yazdı isek 40 ml giriyor. Miktarı cam şişeden behere götürmeden önce<br />

iyi ayarlayın.<br />

Şekilde şişemiz beherin üzerine götürülmüş ve gri kısım HCl olduğunu gösteriyor.<br />

Tekrar götürürseniz şişeyi bir 20 ml daha eklemiş olursunuz. Bundan sonraki kısma<br />

geçelim. Ayrıca program gerçek hayattaki gibi beheri eğip dökebilme imkânı da<br />

vermiş. Aşağıdaki şekilde bunu görmektesiniz.<br />

Şekilde sıvı rahat bir şekilde dökülüyor, bu şekilde gerçekçilik artırılmış. Şimdi<br />

deneyimize başlayalım. HCl beherimize aldık ve deneyimiz için bir başka kimyasal<br />

daha lazım. Bu kimyasalımız olarak Magnezyum Şeridini seçtim.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

75


Şekildeki gibi Magnezyum şeridini seçtim. Birçok kimyasalımız var (Demir,<br />

Gümüş, Altın, Platin Alüminyum, Sodyum, Lityum) Bunların İngilizce isimlerine<br />

de aşina olmuş oluyorsunuz. Gerçek hayatta da oldukça işinize yarayacaktır. Neyse<br />

konumuza dönersek seçtiğim Magnezyum çubuğu HCl içine daldırınca hemen<br />

tepkimeye giriyor. Tepkimeye girdiğini açığa çıkan balonlardan anlıyoruz.<br />

76<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Kapta tepkime oluyor. Tepkime olurken beherimizin üstüne gelip “i” işaretine<br />

tıklarsak bize oluşan tepkime hakkında program bilgi veriyor. Ne oluşuyor ne<br />

çıkıyor bu yanda bize gösteriyor. Bunun tepkimeli versiyonunu da gösteriyor.<br />

Şekilde bunu görmektesiniz.<br />

Şekilde tepkime oluyor ve bize hangi gaz çıkıyor ve tepkime tamamlanınca sıvı<br />

kısmın içeriği hakkında bilgi veriyor.<br />

Sizlere basit bir deney anlattım ki program bunlardan ibaret değil. Çok spesifik<br />

özellikleri olan kullanışlı bir program. Programda Sülfürik Asit, Nitrik Asit vb.<br />

gibi asitler mevcut. Ayrıca bunzen beki, termometre, tartım kabı, pH metre, elektrikli<br />

ısıtıcı, su çeşmesi mevcut. Çeşitli gazlarda program içinde mevcuttur. Bunlar<br />

Oksijen, Nitrojen, Karbondioksit… Ve indikatörler kısmında da indikatörlerimiz<br />

mevcut. Yüzde yüz laboratuar koşulları sağlamıyor olabilir; lakin bize temel<br />

olan kısımları çok güzel şekilde verecek kadar güzel ve gösterişli hazırlanmış bir<br />

bilgisayar programıdır. Hani şu şekilde bir deney bile yapabilirsiniz. Bir tepkime<br />

yaparsınız gaz çıkar ve bunu başka bir tüpte biriktirebilirsiniz. Ayrıca deney<br />

yaparken bir yandan da grafik sonuçları görebilirsiniz.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

77


Şekilde suyun bunzen beki ile ısınma grafiği zaman çizelgesini görüyorsunuz.<br />

Bu şekilde programımızın fonksiyonları mevcuttur. Tüm şekilleri göstermek pek<br />

mümkün olmuyor. Program da bir diğer güzel özellik bir behere bir sıvı koyduğumuzda,<br />

program özellikleri vasıtasıyla üç boyutlu molekül halini tasavvur edelim<br />

diye de özellikler eklenmiş. Bu da programın bizim hayal dünyamıza da etki ederek<br />

daha çabuk öğrenmemizi sağlamak için yapılmış. Programımızda elektroliz ve titrasyon<br />

işlemleri de yapılabiliyor. Titrasyon işlemi yapılıp, grafik çizdirilip dönüm<br />

noktaları görülebiliyor. Birebir laboratuar işlemlerini kendiniz yapabileceğiniz<br />

geniş kapsamlı güzel bir program.<br />

Bu kadar program özelliklerini anlattık. Eksik yanları neler? Program daha fonksiyonel<br />

yapılırsa daha iyi olabilir. Çünkü birçok program deneyen kullanan biri<br />

olarak programın bu yönünü eksik buldum. Daha ileri aşama deneylere de destek<br />

veren uygulama özellikleri artırılırsa daha iyi olacağını düşünüyorum. Program<br />

ücretli bir programdır, indirmeye çalıştığınızda bilgisayarınızda virüs oluşabilir ve<br />

çok kolay bulunan bir program değildir. (Deneme sürümü olsa bile)<br />

78<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


Programın 15 günlük deneme versiyonu<br />

kendi sitesinde verilmiş. Eğer öğrenci<br />

iseniz öyle bir imkan sağlanmış.<br />

http://www.yenka.com/en/Free_student_home_licences/<br />

adresine girerek 63 MB lık yazılımı<br />

bilgisayarınıza indiriyorsunuz ve sonra<br />

kuruyorsunuz.<br />

Program ilk açılınca size hemen trial (15<br />

günlük kullanıcı olmak için) mail adresi<br />

istiyor.<br />

Mail adresinizi girince de program<br />

başarıyla açılmış oluyor. Çeşitli birçok<br />

şey program içinde mevcut.<br />

Sizin seçeceğiniz Science kısmındaki<br />

Chemistry kısmı.<br />

Burayı seçip new diyerek yeni bir deney<br />

sistemi açabilirsiniz. Sizlere program<br />

hakkında anlatacaklarım bu kadar, sizler<br />

araştırarak program hakkındaki bilgilerinizi<br />

genişletebilirsiniz. Bir sonraki<br />

yazımda görüşmek üzere esen kalın.<br />

Kaynaklar<br />

Resimleri ve Yazıyı hiçbir yerden bir<br />

şey okumadan programı kullanarak elde<br />

ettim.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

79


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Yararlı Siteler<br />

Google’ a kimya yazınca çıkan güzel sitelerden biri daha.<br />

Site oldukça güzel yapılmış ve emek harcanmış bir site.<br />

Analitik <strong>Kimya</strong>dan Anorganik <strong>Kimya</strong>ya, Fizikokimyadan<br />

Polimer <strong>Kimya</strong>sına, Organik <strong>Kimya</strong>dan Genel <strong>Kimya</strong>ya<br />

kadar kimya konularını içeren bir site. Su Analizleri, Yağ<br />

Analizleri, Yem Analizleri ve Temizlik Maddesi Analizleri<br />

hakkında bilgiler mevcut. Laboratuvar el kitabını da sizlere<br />

öneriyorum. Sitede ayrıca birim çevirme işlemini online<br />

yapabileceğiniz bir sistemde yapmışlar. Sitede bazı dosyalara<br />

ulaşmak için üyelik şart koşmuşlar. Üyelik ücretsiz.<br />

İnceleyin derim.<br />

http://www.ptable.com<br />

<strong>Kimya</strong> hakkında youtubede ya da çeşitli web sitelerinde<br />

bir çok İngilizce video içeren kaynak mevcut. Türkçe<br />

video içeren bu şekilde kaynak az. Bu verdiğim web sitesi<br />

bu konu hakkındaki açığı yavaş yavaş kapamaya başlamış<br />

durumda. Türkiye Bilimler Akademisinin hazırlamış olduğu<br />

videolarda altyazısız ve Türkçe seslendirmeyle dersler<br />

anlatılmış. İçinde videolar ve ders notları mevcut. Videolar<br />

MIT Üniversitesinin videoları. <strong>Kimya</strong> Biliminin İlkeleri,<br />

Fizikokimya 1-2 ve Termodinamik ve Kinetik şu anda<br />

anlatılan konulardan. İlerleyen zamanlarda eklemeler olabilir<br />

gibi geliyor. Bir çok konuda video sitede mevcut. Üye<br />

olmadan girip izleyin Öğrenmeyi maksimuma çıkarın.<br />

http://www.mhilmieren.com<br />

http://taner.balikesir.edu.tr/dersler.php<br />

80<br />

Bu tanıtacağım son web adresi de Analitik <strong>Kimya</strong> hakkında<br />

ders notları içeren bir site. Site Adnan Menderes Üniversitesi<br />

Hocalarından olan Prof. Dr. Mustafa DEMİR tarafından<br />

hazırlanarak Üniversite altyapısı üzerine kurulmuş bir<br />

yararlı sayfadır. Sayfanın içerisinde Analitik <strong>Kimya</strong> 1-2 Ders<br />

Notları, Analitik <strong>Kimya</strong> çalışma soruları ve ayrıca Analitik<br />

<strong>Kimya</strong> Laboratuvarı 1-2 Çalışma soruları ve ders notları<br />

bulunmakta. Sitedeki notlar ders çalışırken ya da rapor<br />

hazırlarken işinize yarayacaktır. Ayrıca gelecek içinde bu<br />

şekilde notları arşivinize alarak elinizin altınızda tutmanızda<br />

yarar var. Sitede sadece Analitik <strong>Kimya</strong> üzerine bilgiler<br />

var. Yararlı olması temennim ile.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

<strong>Kimya</strong> Bulmacasi<br />

1 2 3<br />

4 5<br />

6 7<br />

8<br />

Soldan Saga<br />

4. Kapali formülleri ve atomlarin birbirine göre baglanma<br />

siralari ayni, Fakat atomlarin uzaydaki düzenlenmeleri<br />

farkli olan moleküllerdir.<br />

7. 1000 g çözücüde çözünmüs maddenin mol sayisidir.<br />

Birimi mol/ kg dir ve m harfi ile gösterilir.<br />

8. Bir litre çözücüde çözünen maddenin esdeger gram<br />

sayisidir. N harfi ile gösterilir ve birimi esdeger gram<br />

sayisi/ litre dir.<br />

Yukaridan Asagiya<br />

1. Karbonil (C=O) grubuna alkil gruplari bagli bilesiklerdir.<br />

2. Bir litre çözücüde çözünen maddenin formül gram<br />

sayisidir.<br />

3. Titrasyon sirasinda çözeltideki derisim degisikliklerine<br />

göre renk vererek esdegerlik noktasina gelindigini belli<br />

eden organik kökenli boyalardir.<br />

4. Bazi maddeler sivi hale geçmeden gaz fazina geçmesine<br />

denir.<br />

5. Yüzeyinde daldirildigi çözeltiden veya çözeltiye elektron<br />

aktarimi olusan iletken.<br />

6. Çesitli atomlarin belli miktarlarinin sabit oranlarda bir<br />

araya gelmesi ile olusur<br />

7. Kendi aralarinda bilesik olusturamazlar. Bilesiklerinde<br />

daima pozitif degerli elementlerdir.<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

81


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Geçen Ayın Çözümü<br />

<strong>Kimya</strong> Bulmacasi<br />

7<br />

Ç<br />

10<br />

E<br />

4<br />

D<br />

1<br />

H<br />

2<br />

K<br />

3<br />

O<br />

A M i T M A R<br />

L T B<br />

O Y I 5<br />

M<br />

J<br />

6 D O T O<br />

Ö Z E L T I 8 N S A L<br />

N F 9 L I G A N D<br />

L Ü R<br />

E Z I<br />

R Y T<br />

O<br />

F Ü Z Y O N<br />

E<br />

Soldan Saga<br />

4. Bir siviyi buharlastirip, olusan buharini yogunlastirarak<br />

ayristirma islemi [DAMiTMA]<br />

7. Iki veya daha fazla maddeden olusmus homojen karisim<br />

[ÇÖZELTI]<br />

8. Sicakligin 0°C ve basincin 1 atm olan durum [NSA]<br />

9. Kompleks iyonlarda merkez atomu saran komsu<br />

gruplardan her biri [LIGAND]<br />

10. Gaz moleküllerinin küçük bir delik araciligiyla bir<br />

kaptan, daha düsük basinçli ortama yayilmasi<br />

[EFÜZYON]<br />

Yukaridan Asagiya<br />

1. Tuz yapici anlamina gelen ve periyodik tabloda,<br />

atomlarinin son yörüngelerinde yedi elektron<br />

bulunduran elementlerin olusturdugu 7A grubu<br />

[HALOJENLER]<br />

2. Pozitif (+) yüklü iyon [KATYON]<br />

3. Çekirdegin etrafinda dönen elektronlarin bulunma<br />

ihtimali en yüksek oldugu bölgeleri ve elektronlarin<br />

hareketini belirleyen matematiksel dalga denklemi<br />

[ORBITAL]<br />

5. Bir litrede çözeltide çözünmüs olan maddenin mol sayisi<br />

[MOLARITE]<br />

6. Bir gazin havada veya baska bir gaz içinde yayilmasi<br />

[DIFÜZYON]<br />

82<br />

<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong>


<strong>İnovatif</strong> <strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

83


İNOVATİF<br />

<strong>Kimya</strong> <strong>Dergisi</strong><br />

Bende Yazmak İstiyorum<br />

Dergide bende yazmak istiyorum benim de<br />

yazılarım olsun diyorsanız.<br />

***Yazacağınız konuyu belirleyin. (<strong>Kimya</strong> içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden<br />

ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz<br />

ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz.<br />

***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli.<br />

***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zorlaştırıyor.<br />

Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli.<br />

***Dergi editörlerimiz olan<br />

Ayşe Emir (Facebook ismi bu şekilde)<br />

arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir.<br />

***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz.<br />

***Ad Soyad<br />

Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı)<br />

Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi<br />

Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.<br />

***Ekim ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Eylül dür.<br />

Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar<br />

Bir sonraki ay yayınlanacaktır.<br />

***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle<br />

yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey<br />

değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız<br />

rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim.<br />

***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda<br />

en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında<br />

olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor.<br />

***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!