ERP HABER Şubat 2017 Sayısı bu ay, Türkiye'de ilk ve tek basılı aylık ERP Dergisi olma özelliği ile bir ilke daha imza attı. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sn. Dr. Faruk Özlü'nün konuk olduğu bu özel sayı, ilk kez basılı olarak dağıtılacak.
ERP HABER Şubat 2017 Sayısı içerisinde, Sn. Bakanın Türkiye'deki yazılım sektörü ile ilgili görüşlerinin yer aldığı özel röportaj (Sayfa 6-7-8-9) ile birlikte, sektörden bir çok firma ile yaptığımız röportajlar da yer alıyor.
Türkiye'deki Ticari yazılımların payının 2017'de 6 milyar TL'yi geçeceğini söyleyen Uyumsoft Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Mehmet Önder ERP HABER'e önemli açıklamalarda bulundu. (Sayfa 28)
abas ERP'nin 2017 yılına büyük bir değişim ve yeniliklerle girdiğinin haberini (Sayfa 16-17) verdiğimiz bu sayımızda, Türkiye'deki yabancı ERP'lerin ne kadar yerli olduğu ile ilgili özel bir makale de (Sayfa 46) sizleri bekliyor.
CPM Yazılım'ın milli ve yerli yazılım PARDUS'a olan desteğini de (Sayfa 29) konu aldığımız bu sayıda ayrıca CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Recep Palamut ile özel bir röportaja da yer verdik. (Sayfa 38-39)
ERP HABER Şubat 2017 Sayısında ayrıca, eFinans Genel Müdürü Sn. Okan Murat Dönmez ile de özel bir röportaj gerçekleştirdik. Özellikle Türkiye'deki e-Dönüşüm süreci hakkında rakamsal değerlerin de yer aldığı bu röportajı keyifle okuyacağınızdan eminiz. (Sayfa 30-31-32)
Mikro Yazılım'ın Avantajlar Dünyasının da içine daldığımız bu sayımızda, Mikro'nun Kobilere verdiği destekle ilgili Mikro Yazılım Genel Müdür Yardımcısı Sn. Alpaslan TOMUŞ okurlarımızı bilgilendirdi. (Sayfa 22-23)
ERP yazılımlarına özel geliştirilen yazılım geliştirme platformu OCTOPOD hakkında, EMS Yazılım Kurucusu Sn. Şenol Balo ile bir röportaj gerekleştirdik. (Sayfa 34-35-36)
Login Yazılım İş Geliştirme Yöneticisi Sn. Levent Sılay ile, Yerli yazılımları konuştuğumuz keyifli bir söyleşimizin de yer aldığı (Sayfa 42-43) Şubat sayısında, sektörden en son haberleri ve yeni makaleleri bulabilirsiniz.
ERP HABER dergisini hemen Apple için App Store veya Android için Google Play‘den ücretsiz indirin.
"Yüksek teknoloji sınıfında yer alan yazılım sektörü,
hemen hemen tüm sektörlerde kullanım alanı bulması
ve stratejik olması nedeni ile son derece önemli bir
sektördür"
TC. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sn. Dr. Faruk
Özlü ile bakanlıkta gerçekleştirdiğimiz röportajın
belki de en akılda kalıcı yanı yukarıda yazmış
olduğum alıntıda saklıdır.
Ülke olarak hemen her sektörde gün geçtikçe
daha fazla ihtiyaç duyduğumuz kurumsal
yazılımların bugününü ve geleceğini
Sayın Bakanımızın sözleri ile okuyabileceğiniz
ERP HABER Şubat sayımızda, aynı zamanda
Türkiye’de yazılım sektöründe faaliyet
gösteren firmaların görüşlerine de
ulaşabilirsiniz.
Her sayımızda olduğu gibi bu sayımızda
da ERP’ye dair her sorunuzun yanıtını
bulabileceğiniz ve geçtiğimiz ay boyunca
gerçekleşen her gelişmeden sizleri
haberdar etmeye çalıştık.
Keyifle okumanız dileğiyle…
Sayı:7|Şubat|2017
Genel Yayın Yönetmeni:
Harun Doyuran – harun.doyuran@erpnews.com
Editör:
Yağmur Şahin – yagmur.sahin@erpnews.com
İş Geliştirme Direktörü:
Pınar Şengül – pinar.sengul@erpnews.com
İçerik ve Operasyon Takım Lideri:
Yağmur Şahin - yagmur.sahin@erpnews.com
Yazılım Takım Lideri:
Kağan Onbaşılar – kagan.onbasilar@erpnews.com
Sosyal Medya Takım Lideri:
Katie Slimov – katie.slimov@erpnews.com
İçerik Asistanı:
Burcu Nihal Demirci– burcu.demirci@erpnews.com
Türkçe İçerik Departmanı – info@erphaber.com
İngilizce İçerik Departmanı – info@erpnews.com
Reklam ve Pazarlama Departmanı – info@clickcarrot.com
Adres:
İstanbul Merkez:
Altunizade Mah. Kalfa Çeşme Sok. Validebağ
20B-10 Altunizade - Üsküdar – İstanbul
İzmir Operasyon Merkezi:
Tuna Mah. 1690 Sok. No:5 Ofis:402
Karşıyaka - İzmir
İmtiyaz Sahibi:
Click Carrot Digital Marketing Agency -
Harun Doyuran
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|3|
www.erphaber.com.tr
3 Editör
6-9 T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Dr. Faruk Özlü
10 Yerli Yazılım Firmalarına Kamu Alımlarında
Fiyat Avantajı!
12-14 Milli ve Yerli firma Canovate Group, Data
center ve fiber optik üretiminde dünya
liderleri arasında yer alıyor
16-17 abas ERP 2017’ye Yeniliklerle Girdi
18 Cpm Yazılım 5 Yıllık “Eğitim İçin Her Şey”
Projesini Hayata Geçiriyor
20 IFS, MXI TECHNOLOGIES'i satın alarak
savunma ve havacılık sektöründe daha da
güçlendi
22-23 Mikro Yazılım, “Mikro Yazılım Avantajlar
Dünyası” ile Büyümek İsteyen Şirketleri ve
KOBİ’leri Destekliyor.
24-25 CES 2017: Nesnelerin İnterneti kişiselleşiyor
Bosch, akıllı asistanlara odaklanıyor
26 Bilişim AŞ. Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği
Seminerleri kapsamında Mariott Hotel'de
Dökümcülerle buluştu.
27 Hakan Özkara, canias ERP’nin Endüstri 4.0
yeniliklerini anlattı
28 Ticari yazılımların payı, 2017 'de 6 milyar
TL’yi geçecek
29 Kingston’dan Dünyanın En Yüksek Kapasiteli
USB Flash Belleği
29 Milli yazılımın önü Pardus ile açılacak!
30-32 eFinans, dünya ile entegre
katma değerli hizmetleri ile e-Dönüşüm’e yeni
bir soluk getiriyor.
34-36 Yerli Yazılım Octopod’dan Global Atak
Octopod'un kurucusu Sn. Şenol Balo
38-39 “Birçok sektörde artık yerli yazılım firmaları bir
adım önde...”CPM Yazılım Yönetim Kurulu
Başkanı Recep Palamut
40-41 Dijital Dönüşümdeki Gizli Unsur: Tasarım
42-43 Login Yazılım İş Geliştirme Yöneticisi
Sn. Levent SILAY
46 Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı ERP’ler ne
kadar yerli?
www.erphaber.com.tr
|4|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
www.erphaber.com.tr
|6|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|7| www.erphaber.com.tr
"Bakanlığımızca yürütülen Üretim Reformu paketi
kapsamında, Kamu İhale Kanununun 63. Maddesinde
mal alımlarına uygulanan %15 oranına kadar fiyat
avantajı uygulamasının yerli yazılım ürünlerine de
uygulanması konusunda değişiklik yaptık."
İşletmelerin yerli yazılım kullanması,
ülke ekonomisine ne gibi
fayda sağlar?
Yazılım sektöründe son yıllarda
ülkemizde önemli gelişmeler
kaydedilmiştir. Yüksek
teknoloji sınıfında yer alan
yazılım sektörü, hemen hemen
tüm sektörlerde kullanım
alanı bulması ve stratejik
olması nedeni ile son derece
önemli bir sektördür. Gerek
firmalarımızın gerekse
kamunun yerli yazılım
kullanması,
hem ürün çeşitliğinin
ve işgücü kalitesinin artması
ile yerli yazılım sektörünün
gelişmesini sağlaması, hem
de milli tank, milli uçak, yerli
otomobil gibi kritik öneme
sahip projelerde dışa bağımlılığın
önüne geçilmesi ve aynı
zamanda cari açığın azalması
açısından önemlidir.
Yerli yazılım üreticilerine gerekli
ar-ge desteğinin birçok devlet
kurumu tarafından verildiğini
biliyoruz. Peki, işletmelerin yerli
yazılım kullanması durumunda
bir teşvik alması için bakanlığın
yürüttüğü bir çalışma var mıdır?
Yerli yazılım ürünlerinin kamu
ihalelerinde %15 fiyat avantajı
sağlanmasına yönelik düzenleme
çalışmaları devam etmektedir.
Düzenlemenin hayata geçmesi
ile yerli yazılım ürünleri ile
kamu ihalelerine katılacak yerli
istekliler lehine %15 fiyat avantajı
sağlanacaktır.
Bakanlık olarak
her alanda yerli
malı kullanımına
büyük önem
veriyoruz.
Türkiye'deki birçok büyük işletme
ve devlet kurumları iş süreçlerini
yabancı yazılımlar ile yönetiyor.
Özellikle devlet kurumlarında
yerli yazılım kullanılması ile ilgili
bir dönüşüm süreci başlatmayı
düşünüyor musunuz?
www.erphaber.com.tr
|8|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
Bakanlık olarak her alanda yerli
malı kullanımına büyük önem veriyoruz.
Yerli yazılım konusunda
da Sanayi Genel Genel Müdürlüğümüzce
yürütülen çalışma
ile, 2014 yılında yayımlanan Yerli
Malı Tebliği kapsamında yazılım
ürünlerine yerli malı belgesi
düzenlenmesi konusunda
2016 yılında başlatılan çalışma
sonucunda hazırlanan “Yazılım
İçin Yerli Malı Belgesi Düzenlemesine
İlişkin Uygulama Esasları”
uygulanmak üzere TOBB
ve TESK’e gönderilmiştir.
Ayrıca bakanlığımızca yürütülen
Üretim Reformu paketi
kapsamında, Kamu İhale Kanununun
63. maddesinde mal
alımlarına uygulanan % 15
oranına kadar fiyat avantajı
uygulamasının yerli yazılım
ürünlerine de uygulanması
konusunda değişiklik yaptık.
Yine, yazılım işletmelerinin sanayi
işletmesi sayılması konusundaki
değişiklik de aynı pakette
yer aldı.
Türkiye'de teknopark kiraları
dövize endeksli durumda. Dövizin
artması, teknoparktaki
firmaları zorlamaya başladı.
Teknopark kiralarının TL'ye çevrilmesi
konusunda bakanlığınızın
bir çalışması var mıdır?
Yerli yazılım
ürünlerinin kamu
ihalelerinde %15 fiyat
avantajı sağlanmasına
yönelik düzenleme
çalışmaları devam
etmektedir.
10 Ağustos 2016 tarihli ve
29797 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 4691 sayılı Teknoloji
Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun
uygulanmasına ilişkin
usul ve esasları düzenleyen
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri
Uygulama Yönetmeliği’nin; “Yönetici
şirketin görev ve sorumlulukları”
başlıklı 14 üncü maddesinin
(g) bendinde yer alan
“......, kira sözleşmesinin kira
üst limiti Genel Müdürlükçe
belirlenmişse bu limiti
geçmeyecek ve para birimi
Türk Lirası olacak şekilde
Ar-Ge veya tasarım projesi
süresi ve girişimcinin bu Yönetmelik
kapsamında Bölgeden
ihracının söz konusu
olabileceği hususu dikkate
alınarak düzenlenmesi......,”
hükmü uyarınca, Teknoloji
Geliştirme Bölgelerinde yer
alan ofis kiralarının tespitine
ilişkin, Bölgenin bulunduğu
il, ilçe, belde/mahalle, semt
(konum), Bölgelerin her bir
alanı için emlak vergi değerleri,
Bölge alanına en yakın
piyasa kira değerleri göz önünde
bulundurularak Bölge’de faaliyet
gösteren girişimcilerden
alınan kira gelirleri Türk Lirası
üzerinden alınmaktadır.
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|9| www.erphaber.com.tr
Yerli Yazılım Firmalarına Kamu
Alımlarında Fiyat Avantajı!
Yüksek Planlama Kurulu, 2017-2019 dönemini kapsayan Türkiye Yazılım Sektörü
Stratejisi ve Eylem Planı'nı kabul etti. Buna göre, yerli yazılım firmalarına kamu
alımlarında fiyat avantajı sağlayacak şekilde Kamu İhale Kanunu'nda düzenleme
yapılması planlanıyor.
Kurulun konuya ilişkin kararı, Resmi
Gazete'de yayımlanırken; buna göre,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
koordinasyonunda ilgili kurum ve
kuruluşların katkılarıyla hazırlanan
planla, yazılım pazarını büyütmek, ihracatı
ve sektörün istihdamını artırmak
için yazılım ve bilgi teknolojileri
alanlarında uluslararası standartlarda
ürünler ve hizmetler üreten, sektörde
söz sahibi ülke konumuna gelmek
hedefleniyor.
Bilişim Firmalarını Yetkilendirme
Sistemi Kurulacak
Bu kapsamda, TÜBİTAK’ın Bilişim ve
Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma
Merkezinde yer alan Siber Güvenlik
Enstitüsü, "Bilgi Güvenliği ve
Siber Güvenlik Enstitüsü" adı altında
yeniden yapılandırılacak ve bilişim
firmaları belgelendirme/yetkilendirme
sistemi kurulacak.
Yerli Yazılım Firmalarına
Kamuda Avantaj
Sağlanacak
Kamu İhale Kanunu'nda yerli yazılım
firmalarına kamu alımlarında fiyat
avantajı sağlayacak şekilde düzenleme
yapılacak. Bilgisayar bilimleri ve
programlama kültürünün erken yaşlarda
edinilmesine yönelik müfredat
çalışmaları gerçekleştirilecek.
Genç İş Gücüne Eğitimler Verilecek
İstihdama katılmayan genç iş gücüne
bilgisayar ve yazılım yetkinlikleri kazandıracak
eğitimler verilerek istihdam
artırılacak. Ayrıca yine bu kapsamda
ulusal düzeyde yıllık yazılım
geliştirme yarışmaları düzenlenecek.
Plan kapsamındaki stratejik hedefler
ise, "ulusal bilinci artırmak ve altyapıyı
güçlendirmek, hukuki ve idari
düzenlemeleri yapmak, nitelikli insan
kaynağı geliştirmek, uluslararası
rekabet gücünü artırmak" olarak
belirlendi.
www.erphaber.com.tr
|10|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
Milli ve Yerli firma Canovate Group,
Data center ve fiber optik üretiminde
dünya liderleri arasında yer alıyor
50 yıl önce inovasyon ruhuyla kurulan ve yüzde 100 Türk firması olan Canovate
Group; Data Center (Veri Merkezi) üretiminde dünyanın ilk 5 firmasından birisidir;
Uçtan uca Fiber Optik çözümlerinde ise dünyadaki 7 firmadan biridir. İstanbul
Çekmeköy’de 30 bin metrekare alan üzerinde üretim yapan Canovate Group, bilişim
ve telekom altyapı ürünleri konusundaki üretimhattıyla; Avrupa’daki 2 veya 3
fabrikadan birisi olarak gösteriliyor. Dünya pazarına sunduğu ilkler ve ürünleriyle;
sektöründe dünya liderleri arasında yer alıyor. Milli ve Yerli firma Canovate
Group’un başarısının nedenleri arasında, ar-ge yatırımları ilk sıralarda geliyor.
Canovate Group’un ar-ge ve inovasyon firması olduğunu ifade eden Canovate
Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, şunları söyledi: “2001’den 2016 yılına
kadar geçen 15 yılda, ar-ge’ye 20 milyon doların üzerinde yatırım gerçekleştirdik.
Canovate olarak her yıl, ortalama 1 milyon doların üzerinde ar-ge’ye kaynak
ayırmaya devam ediyoruz” dedi.
www.erphaber.com.tr
|12|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
Canovate Group’un ar-ge ve inovasyon
firması olduğunu ifade eden
Canovate Group Yönetim Kurulu
Başkanı Can Gür, şunları söyledi:
“2001’den 2016 yılına kadar geçen
15 yılda, ar-ge’ye 20 milyon doların
üzerinde yatırım gerçekleştirdik. Canovate
olarak her yıl, ortalama 1 milyon
doların üzerinde ar-ge’ye kaynak
ayırmaya devam ediyoruz” dedi.
Milli ve yerli veri merkezleri
kurulmalıdır
Bilginin çok değerli olduğunu ve
herkesin “big data” peşinde olduğunu
anlatan Can Gür, özellikle
ülkemize ait stratejik bilgilerin ve
verilerin Milli ve Yerli
veri merkezlerinde
tutulması gerektiğini
vurguladı. Data center
(veri merkezi) ve fiber
optikte Türk firması
Canovate’nin, dünya
liderleri arasında yer
aldığının altını çizen
Can Gür, şunları kaydetti:
“Ülkemize ait
birçok bilgi, bulut üzerinden
yurtdışındaki
veri merkezlerinde depolanıyor.
Oysa, veri
merkezlerinin milli ve
yerli olması çok hassas
ve önemli bir konudur.
Özetle, Bir Türk firması
olarak, Türkiye’nin yerli ve milli veri
merkezlerini kurmasına, bugüne
kadar sağladığımız katkıyı, bundan
sonra da sağlamaya tüm çalışanlarımızla
hazırız” diye konuştu.
Elektrik, su, doğalgaz,
boru hatları şebekelerine,
“CanWall” sayesinde, siber
saldırı düzenlemek tarih
oldu
Elektrik, su, doğalgaz, boru hatları
şebekelerine, siber saldırı düzenlemek
“CanWall” ile tarihe oldu.
“CanWall Siber Güvenlik Savunma
Sistemi” sayesinde, şebekelerdeki
şifreyi kırmak, akıllı bilgisayarla bile
yüzlerce yılı alacaktır. Hackerların,
şebekelere düzenleyebileceği siber
saldırılar tarihe karıştı.
Canovate tarafından geliştirilen
“CanWall Siber Güvenlik Savunma
Sistemi” için, yurtiçi ve yurtdışından
35 mühendis, 1 yılı aşkın sürede
çalıştı ve projeye 1 milyon doların
üzerinde Ar-Ge yatırımı yapıldı. Canovate
Group tarafından Eylül 2016
tarihinde hayata geçirilen proje, Avrupa
ülkelerinde uygulanmaya başladı.
Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta
Asya Cumhuriyetlerine ihraç edilmesi
için görüşmeler devam ediyor.
Siber ataklara karşı dünyanın en
ileri teknolojisini geliştirdiklerini
anlatan Can Gür, şunları açıkladı:
“Siber ataklara karşı geliştirdiğimiz,
“CanWall” projemizdeki yazılımımız
ve donanımız, şuan dünyanın
en ileri teknolojisidir. Şebekelerin
Scada ağlarını, AES226 byte şifresi
ile koruyacağız. Bu demektir ki,
bu şifreyi kırmak, akıllı bilgisayarla
bile yüzlerce yılı alabilir. Kısaca,
CanWall Siber Güvenlik Savunma
Sistemi projesi ile elektrik, su, havagazı,
boru hatları şebekelerindeki
Scada ağlarına, siber saldırı düzenlemek
artık tarih olmuştur” şeklinde
konuştu.
Türk firması Canovate
Grup, 4 kıtada 72 ülkeye ihracat
yapıyor
Ülkemizin ar-ge ve inovasyon firmalarından
olan Canovate Group, Data
Center ve Uçtan uca Fiber Optik
çözümlerinde 4 kıtada 72 ülkeye
ihracat yapıyor. Amerika, Rusya,
Ortadoğu ve Körfez ülkeleri, Avrupa,
Afrika, Türki Cumhuriyetler yoğun
ihracat yaptığı ülkeler arasında
yer alıyor. Aynı zamanda Canovate
Group’un, 6 ülkede (Amerika, Rusya,
Suudi Arabistan, Dubai, Endonezya,
Filipinler) kendi ofisleri bulunuyor.
Bir örnek verilirse, 40 ülkedeki Telekom
sektörü devlerine, fiber optik
altyapı ürünlerini üretip ihraç eden
Canovate, ülkemizde Avea, Turkcell,
Vodafone’nin 4.5G altyapı bileşenlerini
üreten tek firma konumundadır.
Özetlemek gerekirse, Canovate
Group Telekom, GSM Operatörleri,
ISP’ler başta olmak üzere büyük
kurumsal firmalara; yapısal kablolama,
fiber optik (Telekom çözümleri),
Data Center ve indoor/outdoor kabinler
alanında çözümler sunuyor.
Hizmet verdiği firmalar arasında;
ülkemizden Türk Telekom, Turkcell,
Superonline, Vodafone, Avea, Ericsson,
Huawei, ZTE,
Netaş, Alcatel vb ile
yurt dışında Etisalat,
Vodafone Global, Mobily,
Du, STC, BTC,
OTE, Rom Telecom ve
Ingiliz O2 operatörleri
gibi firmalar söylenebilir.
Uluslararası tüm
sertifikasyonlara sahip
olan Canovate’nin
sertifikaları arasında,
UL, ETL, CSA, DELTA,
GOST, CE, TUV, TSE,
ISO 9001, ISO 14001,
OHSAS 180001, ISO
27001 belirtilebilir.
Nitekim, global pazarda
başarıya ulaşan
Canovate Grup’un kilometre taşlarına
bakıldığında, 1996 yılında Ümraniye’deki
Alcatel Teletaş firması
kapanacağı sırada, tesis çalışanlarıyla
birlikte devir alındı. 2001 yılı
krizi sırasında Türk Telekom, dijital
santraller, radyo-lingler ve ankesörlü
telefonların alımını durdurduğu
için Canovate Grup kendisine yeni
bir yol haritası çizdi. Teknolojiyi yakından
takip eden Canovate Group,
Data Center ve Fiber Optik altyapı
sistemlerinin geleceğin 25 yılına
hakim teknolojiler olacağını öngörerek,
bu alanda kendi özgün ürünlerinin
dizayn, tasarım, geliştirme ve
üretimine karar verdi.
“CANOVATE
ISI POMPALARI ÜRETİMİ”
“Canovate Isı Pompası”, enerji giderlerinde
%70 ile %80 arasında
tasarruf sağlıyor
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|13| www.erphaber.com.tr
Canovate Group tarafından
üretilen %100 yerli üretim
Isı Pompaları, Türkiye’yi doğalgaz
bağımlılığından kurtarmaya
talip oldu. Enerji
bağımlılığından kurtulmak,
cari açığı düşürmek, karbon
salınımını düşürmek, enerjiyi
verimli kullanmak, milyarlarca
doların ülke dışına
çıkmasını önlemek için Isı
Pompası “Heat Pump” en
etkin çözümdür.
“Canovate Isı Pompası” teknolojisinin
12 yıllık bir Ar-
Ge ve tasarım geçmişi bulunuyor.
Türkiye şartlarına göre tamamen
kendi kaynakları ve Türk mühendisleriyle
geliştirilen “Canovate Isı
Pompaları”, şuan oteller, AVM’ler,
fabrikalar ve konutlarda çalışmaya
başladı. Bu tesislerde, kışın ısıtma
görevini yapan Isı Pompaları, yazın
da vanası ters çevrilerek soğutma
görevini yerine getiriyor. Böylece,
ayrıca bir klima sistemine gereksinimi
de ortadan kalkıyor. Canovate
Isı Pompaları sayesinde, enerji
giderlerinin %70 ile %80 oranında
azaltılması mümkündür. Bu sistemler,
kendilerini 6 ay ile 2 yıl arasında
amorti eder. Bir örnek verilirse;
Dağ otellerinde, toprak ısısı ile %75
bedava enerji + doğayı koruma sağlanır.
Bir uygulama örneğine değinilirse,
yerden ısıtma fancoillerle soğutmanın
yapıldığı bir binada, 3 bin
600 metrekare kapalı alanın, 150
metreküp havuzunun ısıtılması ve
sıcak suyun temini için aylık yakıt
gideri olarak (LPG olarak 40 bin TL)
ödeniyordu. Çözüm olarak, toprak
kaynaklı Canovate Isı Pompası uygulaması
yapıldı ve maksimum aylık
gider 18 bin TL’ye düşürüldü.
Canovate Isı Pompası kullanıldığında,
tasarruf oranları şunlardır:
-Otellerde %80 enerji tasarrufu
sağlanıyor
-Konutlarda % 75 enerji tasarrufu
sağlanıyor
-Fabrikalarda %70 enerji tasarrufu
sağlanıyor
-AVM’lerde %80 enerji tasarrufu
sağlanıyor
-Seralarda %70 enerji tasarrufu
sağlanıyor
-Kümeslerde % 80 enerji tasarrufu
sağlanıyor
-Kamu binaları %70 – 75 enerji tasarrufu
sağlanıyor
-Okullarda % 75 enerji tasarrufu
sağlanıyor
-Ofislerde % 75 enerji tasarrufu
sağlanıyor
Adiyabatik Soğutma Klima Sistemi;
10 kat daha verimli ve
ekonomiktir
Canovate Adiyabatik Soğutma Klima
Sistemi projesinin, ar-gesi üzerinde
2 yıldır çalışıldı. Yaklaşık 1.5
milyon dolar ar-ge yatırımı yapıldı ve
proje tamamlandı. Adiyabatik
Soğutma Klima Sistemi, geleneksel
gazlı ve sulu chiller ve
klima santrallerine göre, 10
kata kadar daha verimli ve
ekonomik soğutma sağlıyor.
Örneğin, 1 MWattlık soğutma
sistemi için yılda 635.000
TL ödeniyorsa, yerine adiyabatik
soğutma klima sistemi
kullanıldığında bu tutar, yılda
68.000 TL’ye kadar geriliyor.
Canovate Adiyabatik Soğutma
Klima Sistemi, Almanya,
İsviçre, Suudi Arabistan gibi
ülkelere ihraç ediliyor.
Canovate Group, 4 sektörde faaliyet
gösteriyor
Hitap ettiği ürün gamlarında dünyada
önemli firmalar arasına girmekte
olan Canovate Grup,
4 sektörde faaliyet
gösteriyor:
1-Canovate Elektronik (Data Center,
Fiber Optik dallarında uçtan
uca çözümler),
2-Canovate Enerji (Isı Pompaları
-Heat Pump),
3-Canovate İleri Teknoloji (Mobese
ulusal entegre güvenlik sistemleri,
siber güvenlik sistemleri, sosyal
medya kontrol ve denetimi)
4-Gayrimenkul ve yatırım ortaklığı
(Ümraniye Canpark AVM ve yanındaki
Hilton Garden Inn Hoteli)
www.erphaber.com.tr
|14|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
abas ERP 2017’ye Yeniliklerle Girdi
36 yıllık global tecrübe ile oturmuş, geniş ve esnek standart modülleri ve
özel iş süreçlerine sunduğu ek modüllerini teknolojik gelişmeler, sektörlerin
ihtiyaçları, kullanıcıların talepleri doğrultusunda sürekli geliştiren abas ERP,
2017 yılına hızlı bir giriş yaptı.
abas Türkiye yeni yılda Basın
Ekspres My Office 212’deki
yeni ofisinde hizmet verecek
ve ERP, CRM yazılımı alanlarındaki
satış, proje yönetimi, danışmanlık
ve eğitim hizmetlerine
yeni ofisinde daha güçlü bir
şekilde devam edecek. 1980
yılından bu yana IT eğitim ve
danışmanlık hizmeti vermekte
olup, 2005 yılından beri abas
Software AG’nin Türkiye İş Ortaklığını
yürütmekte olan abas
Türkiye’nin yeni ofisiyle birlikte
hizmetlerine daha güçlü bir şekilde
devam edeceğini belirten
abas Türkiye Proje Koordinatörü Yiğit
Serhan Oralp “20 ülke ve 65 lokasyonda
1.000’den fazla çalışanı ile
faaliyet gösteren global bir ERP yazılım
üreticisinin Türkiye ofisi olarak,
ülkemizdeki kuruluşların kurumsallaşma
yolunda artan bir ivme ile attıkları
teknolojik adımlar doğrultusunda
her geçen gün giderek
büyüyoruz. Büyüyen ve genişleyen
ekibimize istinaden My
Office 212’de daha kullanışlı,
modern ve ergonomik bir ofise
merhaba dedik. Global kurumsal
kimliğimiz doğrultusunda
ve çalışanlarımızın kendilerini
daha rahat hissetmeleri hedefiyle
tasarlanan yeni ofisimizde,
motivasyonumuzun ve verimliliğimizin
daha da artması
ile müşterilerimize verdiğimiz
hizmet kalitesinin de artacağına
tüm abas ekibi olarak inanıyoruz.”
dedi.
abas ailesine yeni yıl ile birlikte yeni
katılan isim ise Barış Ergun oldu.
Bilişim teknolojileri ve telekomüni-
www.erphaber.com.tr
|16|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
kasyon sektöründe uzun yıllara dayanan
birikimi olan Barış Ergun, 1
Ocak 2017 itibarıyla abas Software
AG firmasının Finanstan Sorumlu
Yönetim Kurulu Üyesi (CFO) olarak
görevine başladı.
abas’ın 2017 için en büyük yeniliği
ise kuşkusuz ki her yıl olduğu gibi
yeni versiyonu oldu. Yeni versiyonun
en önemli özellikleri arasında, çok
bölgeli ve şirketler arası işlevleri, esnek
malzeme çekme türü kontrolünü
ve de abas Middleware’ı sıralayabiliriz.
Patentli abas yazılım mimarisi ile
güncellemeler yeni bir proje yaratmaya
gerek kalmadan daha hızlı bir
şekilde uygulanırken, veri bütünlüğü
sağlanmakta ve aynı zamanda özel
değişikliklerinizin de büyük kısmı
muhafaza edilmektedir.
abas’ın yeni versiyonunda
öne çıkanlardan kısaca bahsetmek
gerekirse;
abas Workflow
abas ERP, standardında
günlük görevlerinizi basitleştirmenize
yardımcı olan
otomasyon araçları sunar.
abas Workflow İş Akış Düzenleyicisi,
işletme yöneticilerinin
iş akış süreçlerini optimize
etmelerini sağlayan,
belirli kullanıcılar adına otomatik
eylemleri gerçekleştirmek
için iş akışını sağlayan
otomatik görev fonksiyonuna
sahip olan bir araçtır. Bu,
günden güne değiştirilmesi
gerekmeyen, yeterince tahmin
edilebilir adımları olan süreçler
için oldukça faydalıdır.
Mobil uygulamalar
Mobilite modern çalışma hayatının
vazgeçilmez bir parçasıdır. Çalışanlara
akıllı telefonlar ve tabletler sağlayarak
şirketler giderek mobil ERP
uygulamalarının potansiyelini kullanmaktalar.
Satış, servis, teslimat veya
malzeme yönetimi olsun: abas, giderek
artan sayıda uygulamaları sayesinde
mobil cihazlarda ilgili işlemleri
gerçekleştirmenize olanak tanır. Çalışanlarınız
artık ofise ve çalışma masalarına
bağlı kalmadan her yerde ve
her zaman çalışabilirler. Mobil CRM
ile satış ekibiniz, satış toplantıları sırasında,
müşterilerdeki veya potansiyel
müşterilerdeki dosyalar da dahil
olmak üzere tüm CRM verilerine erişebilir.
Sahadaki servis çalışanlarınız,
randevularını kontrol etmek, teşhis
verilerini ve siparişlerini tabletlerine
kaydetmek ve gerekli yedek parçaları
derhal sipariş etmek için Mobil
Servis'i kullanabilir. Mobil Sevkiyat,
kolay ve etkin teslimatlar için rotalarınızı
haritalar ve Mobil POS, nakit,
çek ve kredi kartı işlemlerini hızlı ve
kolay bir şekilde yönetmenizi sağlar.
Ayrıca kolay envanter sayımı için
Mobil Envanter ve çalışma saatlerini
girmek için Mobil Zaman Kaydı arayüzü
abas’ın yeni mobil uygulamaları
arasında yer alacaktır.
CAD/PLM entegrasyonu
Sayısız organizasyon, ürün tasarımlarının
temeli olarak CAD verisine
ve çizimlere bağımlıdır, ancak birçok
ERP yazılım paketi CAD sistemleri
ile tam olarak entegre değildir. abas,
bu boşluğu önde gelen CAD yazılım
takımlarıyla çalışan bir API tabanlı
CAD entegrasyonu eklentisi ile gerçekleştirir.
abas ERP'nin bu çözümü,
işletmelerin sadece birkaç tıklamayla
CAD ve ERP sistemleri arasında
doğrudan malzeme verileri üretmelerini
sağlamakta ve sürekli değişen
tasarım çizimlerine dayanarak ürünleri
güncel tutmayı kolaylaştırmaktadır.
Ayrıca, abas ERP için PLM/ PDM
çözümü tarafından desteklenen tüm
ürün yaşam döngüsü sayesinde çalışanlarınız
veri ve süreçlere erişerek
müşterilerinizin dilediği kaliteyi onlara
sunar.
Endüstri 4.0 & abas MIddleware
Endüstri 4.0 ve artan şekilde ağa
bağlı üretim akışlarının gündeme
gelmesi doğrultusunda, hali hazırda
zaten mevcut olan abas Middleware'in
stratejik önemi sadece arttı. Bu
teknoloji ile giderek artan düzeyde
dinamik ve heterojen gereksinimleri
her zamankinden daha rahat ve geniş
kapsamlı olarak haritalamak ve
desteklemek için temel oluşturduk.
abas Middleware, abas ERP
ile diğer araçlar, veri kokpitleri
ve makineler arasında
gerçek zamanlı iletişimi sağlayan
son teknoloji ürünü
bir web arayüzüdür.
YENİ abas İŞ ZEKASI
abas ERP standart yazılımına,
satış, satınalma, CRM,
EDI ve malzeme yönetimi
alanları için MS SQL Server'ın
BI teknolojisine dayanan
standart küpler ve
standart raporlar dahildir.
Bunları sistem üzerinde hemen
kullanabilir veya kendi
özel raporlarınız için şablon
olarak kullanabilirsiniz. Profesyonel
küpler ve raporlar,
genişletilmiş, lisanslı bir varyasyonda
mevcuttur. Yeni
abas BI, büyük veri setleri ve karmaşık
sorular için bile dinamik geçici
değerlendirmeler veya analizler
yapmanıza olanak tanır. abas BI ile
periyodik standart raporları tamamen
otomatikleştirebilirsiniz. BI, bir
değerlendirmede çeşitli departmanlardan,
süreçlerden ve kaynaklardan
gelen karmaşık bilgileri en önemli
anahtar rakamlardan yararlanarak
konsolide eder ve tablo veya diyagram
görünümlerinde sunar. abas BI,
karar vericilere, farklı birleştirme seviyelerinde
bile, tüm departmanlar
hakkında kapsamlı bir genel bakış
sunar.
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|17|
www.erphaber.com.tr
Cpm Yazılım 5 Yıllık
“Eğitim İçin Her Şey” Projesini
Hayata Geçiriyor
Yüzde yüz yerli sermayeyle kurulan CPM Yazılım, eğitim alanındaki sosyal sorumluluk
projeleriyle de ülkesine hizmet etmeye devam ediyor. CPM Yazılım’ın Urfa’dan start
verdiği “Eğitim İçin Her Şey” projesiyle; 10.000 öğrenciye kışlık giyecek ve 20.000
öğrenciye de kitap yardımında bulunuldu, 20 okula ise su kuyusu açıldı. Isınma ve su
sorununa çözüm olmak amacıyla başlatılan “Eğitim İçin Her şey” projesi ile 5 yıllık
planlamada toplam 250 okul ve 100.000 öğrenciye ulaşılması hedefleniyor.
Ülkemizde sert kış şartlarının yaşandığı
bugünlerde, Türkiye’nin lider ERP
firması CPM Yazılım; ülkenin dört
bir yanındaki çocukların eğitimine
katkıda bulunmak amacıyla “Eğitim
İçin Her Şey” projesine imza attı.
Okul ve öğrenci aşamalı iki kapsamda
gerçekleştirilecek sosyal sorumluluk
projesi ile; ilk etabı olan Urfa’da 10.000
öğrenciye kışlık giyecek yardımında
bulunuldu, 20 okula ise su kuyusu
açıldı. “Eğitim İçin Her Şey” projesi ile
5 yıllık planlamada Türkiye’nin dört bir
yanında toplam 250 okul ve 100.000
çocuğa ulaşılması hedefleniyor.
CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı
Recep Palamut hayata geçirdikleri
“Eğitim İçin Her Şey” projesi hakkında;
“Özellikle sert kış şartlarının
hakim olduğu Doğu ve Güneydoğu
bölgelerimizde çocuklarımız okumak
için inanılmaz mücadele ediyorlar.
Sorunların çözümü için devletimiz her
ne kadar elinden geleni yapsa da biz
özel sektöre de büyük sorumluluklar
düştüğü inancındayım. Sorunların
en başında soğuk hava ve temiz su
sorunu geliyor. Doğu ya da batı ayrımı
olmaksızın zor şartlar altında yaşayan
ve tek istekleri okullarına devam
etmek olan çocuklarımızın hayallerine
kavuşmalarını sağlamak ve hayatlarını
kolaylaştırmak amacıyla “Eğitim İçin
Her Şey” projesini hayata geçirdik.
Biz Türk yazılımcıların gücüne
inanan bir firmayız. Belki de hayata
geçirdiğimiz “Eğitim İçin Her Şey”
projesinde hayatına dokunduğumuz
bir çocuğumuz ileride yazılımcı olacak
ve bu ülke için hizmet edecek. Bunu
bilmek ve bir çocuk dahi olsa onun
hayatında fark yaratabilmek en
önemli motivasyonumuz. Çocuklarımız
hediyeleriyle, kış soğuğunu bir nebze
de olsa az hissederek okullarına
gidecek ve hayallerini gerçekleştirme
fırsatı bulacak. Kışlık eşyalarımızın
yanı sıra açtığımız su kuyuları da
özellikle bu bölgelerimizde ciddi
bir sorun olan temiz su sorununa
çare olacak. Çocuklarımız artık
okullarında temiz içme suyuna
rahatlıkla ulaşabilecekler. Hayatta su
olmadan hiçbir şeyin olması mümkün
değil. Hastalıkta, açlıkta, temizlikte
ve benzeri önemli konularda “su”
olmazsa olmazımızdır. Su hayattır ve
en önemli insan hakkıdır. Dezavantajlı
bölgelere desteklerimiz artarak devam
edecek. Aynı zamanda yardımlarımızın
sürdürülebilir bir modelde olması için
çaba harcıyoruz.” dedi.
www.erphaber.com.tr
|18|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
IFS, MXI TECHNOLOGIES'i satın
alarak savunma ve havacılık
sektöründe daha da güçlendi
IFS, Havacılık Bakım Yazılımı sektörünün piyasa lideri MXI Technologies'i satın
alarak havacılık ve savunma sektöründe en iyi konuma yerleşti
Global havacılık sektörü için entegre
bakım yönetimi yazılım çözümlerinin
lider isimlerinden olan MXI,
savunma ve ticari havacılık işletmelerine
bakım, onarım, servis (MRO)
hizmeti veren şirketlere ve Orijinal
Ürün Üreticilerine (OEM) yazılım,
destek ve servis hizmeti vermektedir.
Büyüyen ve orta ölçekli organizasyonlardan
büyük global havacılık
şirketlerine kadar geniş bir müşteri
yelpazesine sahip olan MXI'nın müşterileri
arasında Southwest Airlines,
Air France, KLM, Qantas, China Airlines,
LATAM, Icelandair, NetJets,
Boeing, BAE Systems, Saab, Pratt &
Whitney ve dünya genelindeki hava
kuvvetlerinin bazıları yer almaktadır.
IFS CEO'su Alastair Sorbie, satınalma
ile ilgili düşüncelerini şöyle dile
getirdi, "IFS, MXI'yı satın alarak savunma
ve ticari havacılık işletmelerine,
MRO'lara ve OEM'lere havacılık
bakım yazılımı çözümleri sağlayan
global lider şirket haline geldi. Biz
hem Maintenix'e hem de IFS Applications
çözümlerine yatırım yapmaya
ve bunları nitelikli çözüm arayışında
olan müşterilerle buluşturmaya devam
edeceğiz."
Frost & Sullivan Havacılık ve Savunma
Direktörü ve sektör analisti
Diogenis Papiomytis bu birleşmeyi
şöyle yorumluyor "MXI'nın IFS
bünyesine katılması güçlü bir ticari
zekâyı ortaya koyuyor çünkü iki şirket
de birbirini tamamlayan, ticari ve
askeri havacılık organizasyonlarını
hedefleyen kabiliyetlere ve ürünlere
sahip. IFS'in yürüttüğü global ölçekli
operasyonlar, inovasyon kültürü,
kapsamlı iş geliştirme ve AR-GE kaynakları
MXI'nın işini büyütmesini ve
büyük ölçekli projeleri kolaylıkla uygulamaya
koymasını sağlayacak."
IFS, bu satın alma ile stratejik yatırımlar
yaptığı havacılık ve savunma
sanayi alanında daha da güçlenmeyi,
yeni müşteri kazanmak ve mevcut
müşteriler ile çalışmaları daha da
yukarılara taşıma konusunda da hız
kazanmayı hedefliyor.
Bu şirket alımı, yakın tarihte piyasaya
sürülen IFS Tail Planning Optimization
& Assignment çözümü ile birleşerek,
havacılık ve savunma pazarına
sunduğu hizmette uçtan uca ve alanının
en iyisi çözümlerin faydalarını
bir araya getiren IFS'i eşsiz bir yere
konumlandırıyor.
www.erphaber.com.tr
|20|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
Mikro Yazılım, “Mikro Yazılım Avantajlar
Dünyası” ile Büyümek İsteyen Şirketleri
ve KOBİ’leri Destekliyor.
Türkiye’nin önde gelen yazılım firmalarından Mikro Yazılım, yaklaşık 30 yıldır
sektörün öncülerinden birisi olarak faaliyetlerine devam ediyor. Mikro Yazılım’ın
bugün, farklı sektörlerden 105 bin kurumsal müşterisi ve Türkiye çapında sayıları
300’e ulaşan bir satış ve destek kanalı var.
www.erphaber.com.tr
|22|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
Mikro Yazılım, uzun yıllara dayanan
bilgi birikimi ve profesyonelliğini harmanlayarak,
yeni geliştirdiği vizyonu
ile ekonominin gelişmesine katkıda
bulunacak adımlar atma kararlılığında.
Firma marka stratejisini, yatırımlarını,
ürün ve hizmetlerini de bu
kapsamda geliştiriyor.
Hedef Kitlemiz KOBİ’ler
Mikro Yazılım olarak meşakkatli çalışmalar
sonucu ortaya çıkan stratejimizin
temeli; marka vaadimiz olarak,
hali hazırda marka sloganımıza yansımış
durumdadır: “Mikro Yazılım:
Büyümek isteyen her şirkete lazım."
Sloganımız, hedef kitlemiz KOBİ’lere
yönelik (büyümek isteyen şirketlere)
Mikro Yazılım’ın temelde sağladığı
yararı anlatmaktadır.
Sloganımız, marka vaadimizi
yansıttığı gibi,
aynı zamanda Mikro
Yazılım’ın bugüne kadarki
marka algısını
da içinde barındırıyor.
Mikro Yazılım’ı tercih
eden firmalar, yıllarca
süren ve kazan/kazan
mantığına ve güvene
dayalı olarak gelişen
partnerlik ilişkisinde
Mikro Yazılım ile birlikte
büyümüş ve işlerini geliştirmiş
firmalardır.
Mikro Yazılım, ekonominin dinamiği
niteliğinde gördüğü ve kendi hedef
kitlesini de oluşturan KOBİ’lere yönelik
katma değerli hizmetler sunmak
amacıyla kolları sıvadı. Bu kapsamda
hali hazırda çeşitli işbirliği, fırsat ve
avantajlarla geliştirdiği Mikro Yazılım
Avantajlar Dünyası konsepti ortaya
çıktı.
Mikro Yazılım Avantajlar Dünyası
Nedir?
Mikro Yazılım Avantajlar Dünyası,
Mikro Yazılım’ın kendi müşterilerinin
büyümesini destekleyecek nitelikte
geliştirdiği her türlü fırsat, avantaj ve
işbirliğini kapsar.
Firmalara kurumsal ve ticari yazılımlar
sunan Mikro Yazılım; özellikle
ekonominin dinamiği niteliğinde
gördüğü KOBİ’lerin büyümesini
desteklemek amacıyla, kendi faaliyet
alanında kullanıcılarına avantajlı
uygulamalar, fırsatlar ve işbirlikleri
geliştirmeyi ilke olarak benimsemiştir.
Bu kapsamda, Mikro Yazılım, bir
yazılım firması olmasının ötesinde,
KOBİ’lerin büyümesini sahiplenen
katma değerli bir yazılım firması olarak
konumlanmaktadır.
Şu anda, Mikro Yazılım Avantajlar
Dünyası konsepti kapsamında,
kendi ürün ve çözümlerimizle ilgili
olarak katma değerli uygulamalarımızı
hızla artırırken, diğer
taraftan da yine Mikro Yazılım
kullanıcılarının büyümesini destekleyecek
nitelikte 2 büyük işbirliği
hayata geçirdik.
Mikro Yazılım ve e-ticaret alanında
Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden
Ticimax işbirliği ile Mikro Yazılım
kullanıcılarına özel fırsatlarla e-ticaretin
yolu açılıyor.
Türkiye’nin önde gelen kurumsal ve
ticari yazılım sağlayıcılarından Mikro
Yazılım, “Mikro Yazılım Avantajlar
Dünyası” konsepti çerçevesinde
hayata geçirdiği işbirliği ile, kendi
ürünlerini kullanan ve büyümek isteyen
şirketlere e-ticaretin önünü
açarak büyümelerini desteklemeyi
hedefliyor.
Bu kapsamda Mikro Yazılım ve yine
e-ticaret sektörünün önde gelen şirketlerinden
Ticimax işbirliği ile Mikro
Yazılım kullanıcılarına özel oluşturulan
e-ticaret paketinin yıllık fiyatı
KDV dahil 1.800 TL olarak anons
edildi.
Mikro Yazılım kullanan ve büyümek
isteyen şirketler, Mikro Yazılım e-ticaretin
önde gelen şirketlerinden Ticimax
işbirliği ile kendilerine sunulan
avantajlı e-ticaret paketi sayesinde,
kolayca e-ticaret sitelerini açıp satışa
başlayabiliyor.
Mikro Yazılım olarak, Mali Müşavirlerin
işini kolaylaştırmak için, KüreselNet
firması ile yine Mikro Yazılım
Avantajlar Dünyası kapsamında bir
işbirliği gerçekleştirdik.
Mali Müşavirler ve Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirler, KüreselNet’in
IRGAT adlı ürününe,
Mikro Yazılım Avantajlar Dünyası
ile sahip olabiliyor.
IRGAT Mali Müşavirlere Neler Kazandırıyor?
ü Tek tıkla tüm beyanname
ve tahakkukları
mükelleflere ulaştırabilme
kolaylığı
ü Tek tıkla tüm tahakkuk
ve hizmet listelerini
mükelleflere ulaştırma
kolaylığı
ü Tek tıkla bordro, ücret
pusulası, mizan,
bilanço ve gelir-gider
tabloları gibi verileri
mükelleflere gönderebilme kolaylığı
Mikro Yazılım Genel Müdür Yardımcısı
Alpaslan TOMUŞ, geliştirilen
işbirlikleri ve fırsatlar ile ilgili olarak
şunları söyledi: “Mikro Yazılım olarak,
marka vaadimiz “Mikro Yazılım:
Büyümek isteyen her şirkete lazım.”
Bu kapsamda, bir yazılım firmasından
daha fazlası olarak konumlanarak,
kullanıcılarımıza yönelik bir
avantajlar dünyası yaratıyoruz. Söz
konusu avantajlar dünyası, yazılım
olarak sunduğumuz çözüm ve hizmetlere
katma değer sağlayarak,
büyümek isteyen şirketlerin önünü
açan her türlü avantaj ve fırsatı müşterilerimize
sunuyor. Bu şekilde kendi
ürün ve hizmetlerimizi de müşteri
ihtiyaçlarına göre geliştirirken, büyümek
isteyen şirketlerin de önünü
açıp ekonominin gelişmesine katkıda
bulunmayı hedefliyoruz.”
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|23|
www.erphaber.com.tr
CES 2017: Nesnelerin İnterneti kişiselleşiyor
Bosch, akıllı asistanlara odaklanıyor
Bağlanabilirlik, kişiselleştirmede gelişiminin bir sonraki aşamasına ulaşıyor
Las Vegas – Yaşamın her alanında bir
kişisel yardımcınız ya da koruyucu meleğiniz
olduğunu hayal edin. Artık, otomobilinizle
bir yere giderken ve hatta
ofisinizde otururken fırını açık bırakıp
bırakmadığınız her zaman size bildirebilecek
birisi var. Bosch, CES 2017'de,
ağa bağlı çözümlerin bu vizyonu çoktan
hayata geçirdiğini gösteriyor. Şirketin
Las Vegas'ta gerçekleştirilen CES
2017'deki basın toplantısında konuşan
Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Werner
Struth, "Kişiselleştirme, bağlanabilirlik
alanında büyüyen bir trend ve
biz bu trendi bir adım öteye taşıyoruz."
dedi. Bosch, dünyanın en büyük tüketici
elektronik ürünleri fuarında global
teknoloji ve servis tedarikçisi olarak şu
alanlara odaklanıyor: akıllı evler, akıllı
şehirler, ağa bağlı mobilite ve Endüstri
4.0.
Ürünlerin ve servislerin kişiselleştirilmesiyle
birlikte bağlanabilirlik artık bir
sonraki aşamaya ulaşıyor: "Cihazlar
gündelik yaşamı kolaylaştıran ve evde,
şehirde, otomobilde ve işte daha güvenli
olmayı sağlayan akıllı arkadaşlar
haline geliyor." Kısa bir süre önce gerçekleştirilmiş
olan bir çalışmaya göre,
katılımcıların yüzde 60'tan fazlası akıllı
asistanların gerekli olduğuna inanıyor.
Nesnelerin internetinin üç seviyesinin
tamamında mukayese edilebilir uzmanlığa
sahip çok az sayıda endüstriyel
şirket var: Bosch, sensör teknolojisi,
yazılımları ve servisleri ile kapsamlı
bir deneyim sunuyor ve ayrıca kendi
IoT bulutuna sahip. Bu durum şirketi,
Nesnelerin İnterneti (IoT) konusunda
tek nokta haline getiriyor.
Ayrıca Bosch, elektronik ürünlerinin
yüzde 100'ünün ağa dahil edilmesi ve
her bir ürün için ağa bağlı servis paketi
sunmayı hedefliyor. Struth, "Akıllı
ek işlevler ve servisler, müşterilerimizin
bireysel ihtiyaçlarına ve kullanım
alışkanlıklarına göre özelleştirilmelidir."
dedi. Ürünlerin ve çözümlerin bağlanabilirlik
aracılığıyla kişiselleştirilmesi
sayesinde bu giderek daha mümkün
hale geliyor.
Otomobil, kişisel asistan haline
geliyor
2022 yılı itibarıyla global ağa bağlı
mobilite pazarı yılda neredeyse yüzde
25 oranında büyüyecek. Birkaç yıl
içerisinde otomobiller, IoT'nin aktif bir
parçası haline gelecek ve diğer ağa
bağlı ulaşım yöntemleriyle ve hatta
akıllı evle iletişime geçebilecek. Bosch,
CES 2017'de yaşamın farklı alanlarının
gelecekte nasıl sorunsuz bir şekilde
birbirine bağlanacağını gösteren
yeni bir konsept otomobili sunuyor.
Struth, "Araç, alanlar arası iletişimde
merkezi bir role sahip olacak." dedi.
Otomobil ve sürücüsü arasındaki kişiselleştirilmiş
iletişim de artacak: Yeni
özellikler, otomobili çevresine, akıllı
eve ve tamirhaneye bağlıyor. Bu işlevler,
yüksek seviyede otonom sürüşü
de mümkün hale getirecek. Struth,
"Bosch, mobilite ve akıllı servislerin bir
araya geldiğinden emin olmak için titiz
bir şekilde çalışmalar yürütüyor. Otomobil
bulut aracılığıyla akıllı eve veya
akıllı şehre bağlandığında daha fazla
ölçülebilir fayda olacak. Bağlanabilirlik,
otomobilleri dört tekerlekli asistanlara
dönüştürüyor." dedi.
Ayrıca Bosch konsept otomobili, çok
çeşitli yenilikçi teknolojiler içeriyor:
Sürücü koltuğa oturduğu anda yüz tanıma
teknolojisi direksiyonu, aynaları,
iç sıcaklığı ve radyo istasyonunu sürücünün
kişisel tercihlerine göre ayarlıyor.
Sistem, bir dokunsal dokunmatik
ekran ve bir yenilikçi hareketle kontrol
sistemi aracılığıyla kontrol ediliyor ve
her ikisi de kullanım sırasında somut
geribildirimlerde bulunuyor. Otomobilin
yüksek seviyede otonom olması
halinde bulut tabanlı servisler, görüntülü
konferansları etkinleştiriyor veya
sürücülerin ve yolcuların hafta sonu
seyahatlerini planlamasını veya en son
videoları seyretmesini sağlıyor. 2025
yılı itibarıyla yüksek seviyede otonom
sürüş, Bosch'un kısa bir süre önce
gerçekleştirmiş olduğu bir araştırmaya
göre Amerika Birleşik Devletleri,
Almanya veya Çin'deki ortalama bir
otomobil kullanıcısının yılda neredeyse
100 saat tasarruf etmesini sağlayacak.
Tamamen teknik terimlerle konuşacak
olursak, Bosch Central Gateway gibi
www.erphaber.com.tr
|24|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
iletişim kontrol birimleri bağlanabilirliği
mümkün hale getiriyor.
Gateway, tüm veri yolları
boyunca tüm alanlarla iletişimi
sağlayan bir merkezdir. Bosch
Group'un bir parçası olan ETAS
ve ESCRYPT, iletim ve şifreleme
çözümleri sunuyor. Bunlar, bulut
tabanlı araç yazılımı güncellemelerinin,
aracın hizmet ömrü boyunca
güvenli bir şekilde yürütülebilmesini
sağlıyor. Otomobil
çevresiyle iletişim kuruyorsa, güvenlik
güncellemelerinin düzenli
bir şekilde yapılması gerekiyor.
Çevresiyle iletişime geçtiğinde otomobil,
ağa bağlı şehirde önemli görevleri
de üstleniyor. Örneğin, topluluk
tabanlı park yeri ile otomobil, boş bir
park yeri bulmaya yardımcı oluyor.
Otomobil, caddede giderken park etmiş
otomobiller arasındaki boş yerleri
tespit ediyor. Gerçek zamanlı bir park
yeri haritası oluşturmak üzere bu verileri
kullanan bulut tabanlı servis, sürücünün
paradan ve zamandan tasarruf
etmesini sağlıyor ve ayrıca stres seviyesini
azaltmaya da yardımcı oluyor.
Ağa bağlı yardımcılar evde
ek işlevleri üstleniyor
Kullanıcılar, kendi evlerinin duvarları
içerisinde de yaşamı kolaylaştıran ve
daha güvenli hale getiren çok çeşitli
akıllı yardımcılar aracılığıyla nesnelerin
internetine güvenebiliyor. Bazı ürünler
birden fazla işlevi aynı anda yerine getirebiliyor:
örneğin, duman detektörü
aynı zamanda hava kalitesini takip ediyor
ve sireni ile istenmeyen misafirleri
korkutabiliyor.
Bosch akıllı ev sistemi, tek bir uygulama
aracılığıyla evdeki ağa bağlı cihazları
kontrol etmeyi mümkün kılıyor. Senaryo
yöneticisi ile akıllı ev çok daha
sezgisel bir hale geliyor. Evden çıktığınızda
artık ısıtmayı, elektrik cihazları
veya ışıkları kapatıp kapatmadığınızı
kontrol etmenize gerek yok. Bu sistem
yaşamı daha güvenli ve daha rahat bir
hale getiriyor. Tek bir parmak dokunuşuyla
senaryoları etkinleştirdiğinizde
senaryo yöneticisi, Bosch akıllı ev
uygulaması aracılığıyla belirtilen işleri
yapıyor.
En başından itibaren akıllı
asistanlar olarak tasarlanan
ürünler
Ağa bağlı çözümlerin kişiselleştirilmesiyle
birlikte teknolojiler ve hizmetler
sadece bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilmiyor;
Bosch, özellikle kişisel
asistanlar olarak tasarlanan ürünler de
geliştiriyor. Bu ürünler, kullanıcılarıyla
da iletişime geçebiliyor. “My kitchen
elf” ya da kısa adıyla Mykie buna bir
örnek olarak gösterilebilir. Bu konseptle
BSH Ev Aletleri, kişisel asistanlar
dünyasına adımını atmış oldu.
Mykie, kullanıcının sesiyle çalıştırılıyor.
Kullanıcıyı dinliyor, sorularını yanıtlıyor
ve pek çok günlük ev işinde yardımcı
oluyor. Örneğin, Mykie buzdolabında
neler olduğunu, kekin ne kadar fırında
kalacağını ya da öğleden sonra güneş
olup olmayacağını biliyor. Ağa bağlı
Mykie ile kullanıcı, tüm Home Connect
ev aletlerini kontrol edebiliyor.
Mykie, birlikte yemek pişirebilmeleri
ve tarif alışverişinde bulunabilmeleri
için kullanıcıları sanal olarak bir araya
da getiriyor.
Dünya galası: Bosch startup
şirketi yeni ev robotunu
sunuyor
Robert Bosch Start-up GmbH
(BOSP)'nin desteklediği start-up şirketi
olan Mayfield Robotics, ev robotu
işine odaklanıyor. Şirket, ev robotlarının
geliştirilmesi konusunda uzmanlaşıyor.
CES 2017'de, ilk ticari robotu
olan ve Amerika Birleşik Devletleri'nde
2017 yılının sonunda piyasaya sunulması
planlanan Kuri'yi sergiliyor. Robot
yaklaşık 50 cm uzunluğunda ve pek
çok sensör içeriyor. Mümkün olan en
kısa güzergahlarla ilgili notlar alarak
oda içerisinde hareket edebiliyor. Kuri,
ev sakinleri ile etkileşim kurduğundan
ailenin bir üyesi konumunda. Örneğin
Kuri, müzik çalabiliyor veya trafikte
sıkışan anne ve babalara çocuklarının
okuldan döndüğü bilgisini verebiliyor.
30'dan fazla robot mühendisi ve tasarımcısı,
start-up şirketinin Redwood
City, California'daki merkezinde
çalışmalar yapıyor. Özellikle kreatif
özgürlükten ve ilham verici Silikon Vadisi
start-up şirketi kültüründen fayda
sağlıyor. Struth, "Yeni trendlere en
başından karşılık vermemizi sağlamaları
nedeniyle Bosch için kreatif startup
şirketlerini hedefleyen yatırımlar
önemlidir. Bu yatırımları yaparak, güçlü
endüstri gelişmelerine erişimimizi
güvence altına alıyoruz." dedi.
Asistanlar, ağa bağlı
üretimde de mevcut
Asistanlar, ağa bağlı üretimde de
önemli bir rol oynuyor. Örneğin
APAS robotu, esnek ve etkin
üretimi mümkün hale getiriyor.
Zorlu, tehlikeli ve monoton görevleri
üstlenen APAS, insanlar
ile yakın bir işbirliği içerisinde
olması için tasarlandı. Sensör kabuğu
sayesinde otomatik üretim
asistanı, bir kişi çok yaklaştığında
bunu tespit ediyor ve derhal
kendisini kapatıyor.
Bosch, APAS'ı özellikle Endüstri
4.0'da veya bir başka deyişle Ağa Bağlı
Endüstride kullanmak üzere tasarladı.
Endüstri 4.0 teknolojilerinin baş sağlayıcısı
ve kullanıcısı olarak Bosch, diğer
hiçbir şirkette mevcut olmayan bir düzene
sahiptir.
Yeni IoT Gateway çözümü ile şirket,
ağa bağlı endüstrinin faydalarını eski
makinelerin operatörlerine de sunabiliyor.
Struth, "Pek çok makine ağa bağlı
değil. Diğer şeylerin yanı sıra, ağa bağlı
üretimin ön şartları sayılan gerekli sensörler,
yazılımlar veya şirketin IT sistemlerine
bağlantı açısından eksiktirler.
"Global açıdan, Bosch IoT Gateway
gibi güçlendirici çözümlere ilişkin pazar
milyarlar anlamına gelmektedir. IoT
Gateway, sensör teknolojisi, yazılım
ve IOT etkin bir endüstriyel kontrol
sistemini bir araya getiriyor. Bu işlem,
makinelerin durumunu takip etmeyi
mümkün kılıyor. Struth'a göre, uzun
süreli başarı elde edebilmek için endüstrinin
ağa bağlı makinelere ihtiyacı
var. Bu, tam olarak Bosch IoT Gateway
ürününün ne olduğunu göstermektedir
- hızlı ve esnek bir çözüm.
Bosch'un Nesnelerin İnterneti
ile ilgili görüşü
“Bağlanabilirliğin teknolojiden çok
daha fazlası olduğuna inanıyoruz. Bağlanabilirlik,
yaşamlarımızın bir parçası.
Mobiliteyi arttırıyor, geleceğin şehirlerini
şekillendiriyor, evleri daha akıllı
hale getiriyor, endüstriyi ağa bağlıyor
ve sağlık hizmetini daha etkili kılıyor.
Bosch, yaşamın her alanında ağa bağlı
dünyaya yönelik çalışmalar yürütüyor.
Kimsenin bugüne kadar hayal edemediği
fırsatların kapısını açan bir dünya.
Ağa bağlı cihazlar üretmenin ötesine
geçelim. Dünya genelinde, webte ve
bulut içerisinde gerçek faydalar sağlayan
bağlantılar oluşturalım. Kurucuları
finansman sağlayanlarla, hayalperestleri
gerçeğe dönüştürenlerle ve parçaları
bütünle bir araya getirelim. Sanalı
ve fizikseli birbirine bağlayalım ve dünyamıza
kalıcı bir miras bırakalım.Simply.connected
vizyonumuzu gerçeğe
dönüştürelim.
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|25|
www.erphaber.com.tr
Bilişim AŞ. Türkiye Döküm Sanayicileri
Derneği Seminerleri kapsamında Mariott
Hotel'de Dökümcülerle buluştu.
Bilişim AŞ. Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Seminerleri Kapsamında Mariott
Hotel'de, Kalite Yönetimi Odaklı Kurumsal Kaynak Planlama ürününün (BilişimERP)
Döküm Sektörü Dikey çözümü hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği
Seminerleri Kapsamında, Tüdöksad
Akademi sunuşu ve tanışmanın ardından,
Sayın Seyfi Değirmenci koordinatörlüğünde,
Bilişim AŞ. ERP
Ürün Müdürü Sayın M. Sedat Yılmaz,
döküm sektörüne yönelik üretim sistemleri
yazılımının detaylarından; üretim
gerçekleşme kayıtlarının doğrudan
operatörlerin kullanabileceği ilerlemeli
ERP ekranları hakkında bilgi verdi. Bu
kapsamda; Üretim tarihi, üretim vardiyası,
ocak ağırlığı, ocaktan alma sıcaklığı,
şarj no, operasyon notu, dökülen
ürünler, ürünlere kullanılan alaşım
miktar, pota ve döküm sıcaklık, döküm
süre, kullanılan malzemeler, döndü
malzemeler, dipte kalan miktar, çalışan
kişiler, oluşan duruşlar ve spektrometre
sonuç bilgilerinin sahada anlık kayıt
altına alınabilmesi işlemlerin sonucunda
iş emirleriyle bütünleşik stok giriş
ve çıkışlarının da otomatik oluşmasının
bir bütün halinde takip edilebilirlik ve
üretim süreçlerinin verimini arttırdığı
konusu gündeme geldi.
Ardından Endüstri 4.0 ve IoT kapsamında
sayaçların, sensörlerin, iş birimlerinin
ERP sistemlerini anlık veri aktarımlarının
mümkün oluşu ve kullanılan
bant ve ekipmanların akıllılık düzeyinin
burada belirleyici olduğunun altını
çizen Bilişim AŞ. ERP Ürün Müdürü
Sayın M. Sedat Yılmaz; ‘Tamamlayıcı
veya tekil olarak Mobil Üretim&Saha
Uygulamalarının ilerlemeli ERP
ekranlarının dışında sahada, tüm bölümlerde
üretim ve kalite kontrol gerçekleştirmelerinin
mobil cihazlarla da
(tablet, kiosk vb) girilebilmesi oldukça
önemlidir. Aynı zamanda üretimde
kullanılacak mobil cihazlarla daha
önce formlara kaydedilen üretim verilerinin
tabletten girişi yanında, çeşitli
dokümanların (teknik resim vb) açıp,
doküman yüklemenin (fotoğraf v.b.)
yapılabilmesinin büyük bir artı olarak
görebiliriz’ dedi.
BilişimERP ürününün artılarından kısaca
bahsetmek gerekirse; Ürünlerin
figür sayısına göre üretim gerçekleşme
yapılabilmesi ve bu bilgilere göre üretim
gerçekleşmelerinin sorgulanabilmesi,
alternatif malzeme kataloguyla
ürün ağacında tanımlanan malzemenin
alternatiflerinin stok çıkışının yapılabilmesi;
döndü, yolluk, ocak dipte kalan
malzeme çıkışlarının yapılabilmesi; siparişe
bağlı üretimler için iş emirlerinin
doğrudan siparişe bağlanabilmesinin
olduğunu söyleyebiliriz.
www.erphaber.com.tr
|26|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
Hakan Özkara, canias ERP’nin
Endüstri 4.0 yeniliklerini anlattı
İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından her yıl gerçekleşen ve bu yıl “Dördüncü
Sanayi Devriminde Üretim” temasıyla işlenen Üretim Araştırmaları Sempozyumu’na
IAS CTO’su Hakan Özkara konuşmacı olarak katıldı. Özkara, Endüstri 4.0 ve KKP/ÜYS
Entegrasyonu konulu oturumda canias ERP’nin Endüstri 4.0 yeniliklerini anlattı.
16. Üretim Araştırmaları Sempozyumu,
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)
Maslak Kampüsü Süleyman Demirel
Kültür Merkezi’nde (SDKM) düzenlendi.
Türkiye’de 243 yıldır mühendislik
alanında akademik çalışmalar yapan ve
öğrenciler yetiştiren İTÜ’nün artık gelenekselleşen
sempozyumunda bu yıl
ki tema “Dördüncü Sanayi Devriminde
Üretim” oldu.
Moderatörlüğü Prof. Dr. Haluk Soyuer
tarafından gerçekleşen ve IAS’den
CTO Hakan Özkara’nın konuşma yaptığı
sempozyuma sektörün tanınmış
firma yöneticileri olan SAP’den Uğur
Candan ve Logo Yazılım’dan Medi Ventura
da katıldı. Panele alanında dünyaca
tanınan ve Viyana Teknik Üniversitesi’nde
görev yapan Prof. Dr. Numan
Durakbaşa da telekonferans yoluyla
katıldı.
Akıllı Ürünler Hayatımızın
Bir Parçası Oluyor
Endüstri 4.0 ve KKP/ÜYS Entegrasyonu
temasıyla gerçekleşen oturumda,
yakın gelecekte hayatımızın bir parçası
olması öngörülen akıllı fabrikalar, akıllı
malzemeler ve akıllı ürünler tartışıldı.
Konuşmacılar; geleceğin üretim sistemleri,
üretim alanında gerçekleştirilen
araştırmalar ve gelişmeler sonunda
yaşanılacaklara örnekler sundu.
Hakan Özkara: ERP Daha da
Önemli Hale Geliyor
Konuşmada söz alan IAS CTO’su Hakan
Özkara, ERP’nin üretim sistemindeki
artan öneminden bahsetti. Toplanan
tüm verilerin sonuçlarıyla karar
verilmesi noktasında ERP yazılımlarına
büyük görev düştüğünü belirten
Özkara sözlerine şöyle devam etti:
“Yeni düzende artık ERP sistemleri
pek çok farklı veri kaynağından yağmur
gibi gelen veriler ile ilgileniyor
olacak. Ve tabloya tekrar baktığımızda
ERP’nin tüm bu bilgilere sonuçlarıyla
karar vermek durumunda olduğunu
görüyoruz. Bu verileri bilgiye ve
kararlara çevirmek için yeni yaklaşımlar
gerekiyor. Ayrıca ERP sistemlerinin
iş zekası ve üretim sistemleri
başta olmak üzere dış çözümler ile
entegrasyonu eskisine göre daha da
önemli hale geliyor. Bizim caniasERP
olarak iş zekası tarafında iki ayrı işbirliğimiz
var. Çok yakında bunu üçe
çıkarttığımızı duyuracağız. Eskiden
ERP kaydeden ve planlayanken, dijital
endüstri çağında ERP’ye yaptığı
planları anlık verilerle baslenen
kararlarla revize ederek operasyonu
devam ettirmek gibi bir görev düşüyor.
Biz de bu konuda hazırlıklarımızı
tamamlamaya çalışıyoruz.”
Hakan Özkara’nın konuşmasının ardından
panelistler, katılımcıların sorularını
yanıtladı. Panel sonunda katılımcılara
plaketleri Prof. Dr. Haluk Soyuer tarafından
takdim edildi.
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|27|
www.erphaber.com.tr
Ticari yazılımların payı,
2017 'de 6 milyar TL’yi geçecek
Kurumsal yazılımların payı, 2017 de 6 milyar TL’yi geçecek. Son yıllarda çift haneli büyüme
ivmesi gösteren yazılım sektörü, 2016 yılındaki tüm olumsuzluklara rağmen, büyüme rakamlarında
hız kesmedi. Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) ve paket programlara ilave olarak, birkaç
yıldır ülke gündeminde olan i-Dönüşüm (e-Fatura, e-Defter,
e-Arşiv vb) uygulamaları, yazılım sektörünü atağa geçirdi.
Ekonomideki büyüme oranının üzerinde
bir büyümenin, yazılım sektöründe
devam edeceğini belirten Uyumsoft
Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Başkanı
Mehmet Önder, şunları söyledi:
“Tüm sektörlere kaldıraç etkisini yapan
yazılım sektörü, bugünün ve geleceğin
sektörüdür. Sektörümüzde, 2017
yılındaki ticari yazılımların
payının 6 milyar TL’yi
geçeceğini öngörüyoruz.
i-Dönüşüm’de
hizmet veren 60
özel entegratör
firma ile ERP yazılımı
yapan ve
paket programı
satan yaklaşık
bine yakın firma,
bu pastadan pay
alacaktır” dedi.
Milli yazılım
stratejisi, yerli
firmaları uluslararası
arenaya
taşıyacak
Devlet stratejisi
olan milli yazılım
konusuna
değinen Uyumsoft
Başkanı Mehmet
Önder, şunları
kaydetti: “Cumhurbaşkanımız,
Başbakanımız,
Devlet
kurumlarımız, milli yazılım
konusunda önemli
açıklamalar yapıyor.
Devletimiz, milli yazılım
konusunda arama
konferansları yaparak,
yetenekli firmaları ve
ekosistemleri tespit
ediyor. Devlet kurumları
ve özel sektör, tercihini bu
yönde kullanırsa, yerli yazılım
sektörü bir basamak
daha yukarıya çıkacaktır. Buradan
elde edilecek, Devlet projesi ve büyük
projeler yapabilme yetenekleri, ülke
gücünü de arkasına alarak, gelecek
dönemde yerli yazılım firmalarını daha
fazla uluslararası arenaya taşıyacaktır.
Uyumsoft, milli ERP yazılımında
lider bir kuruluştur. Uluslararası rekabeti
yakalayan şirketimiz, uluslararası
ürünlerini ortaya çıkaran, dünyaya
ihracat yapan, milli yazılım konusunda
yeteneklerini geliştiren, özel sektör
ve kamuda çok sayıda başarılı projeyi
hayata geçiren yerli bir firmadır. Türkiye’nin
milli ve yerli ERP firmasıyız” diye
konuştu.
Uyumsoft, 2017 yılında %25 büyüme
hedefliyor
Cloud ERP ve Mobil ERP’de sektöre liderlik
ettiğini anlatan Uyumsoft Başkanı
Mehmet Önder, konuşmasına söyle
devam etti: “Web ERP, Cloud ERP,
Mobil ERP konularında sektörümüze
liderlik etmeyi sürdürüyoruz. Kurumsal
Kaynak Planlama (ERP) ve i-Dönüşüm
(e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv)
uygulamalarında, 45 farklı sektördeki,
5 bin 500’ün üzerindeki müşterimize
hizmet veriyoruz. Yıldız Teknik Üniversitesi
Teknoparkı’ndaki merkez binamız
dahil 6 ofisimiz ile Türkiye’nin tüm
bölgelerine ve yurtdışına yazılım ve
danışmanlık hizmeti sağlıyoruz. 2016
yılı başarılı bir yıl oldu ve %25 büyüdük.
2017 yılında da, en az %25 bir
büyümeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
Önümüzdeki dönemin şirketlerin tek
başına rekabetinden çıkarak, ekosistemlerin
rekabetine dönüşeceğini kaydeden
Mehmet Önder, çalışanları ve
ekosistemdeki 150 iş ortağıyla büyümeye
devam ettiklerini söyledi. Mehmet
Önder, Uyumsoft ERP’nin, Fildişi
Sahili’nde Hindistan’a, İngiltere’den
Azerbaycan’a kadar 10’dan fazla ülkede
kullanılmakta olduğunu açıkladı.
www.erphaber.com.tr
|28|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
Kingston’dan Dünyanın En Yüksek
Kapasiteli USB Flash Belleği
Kingston Digital, CES 2017’de tanıttığı 2TB kapasiteli USB flash bellek ile flash sürücülerde
yeni bir doruk noktasına ulaştı.
Kingston Technology Company Inc.’in flash bellek
iştiraki ve dünyanın bellek ürünleri alanındaki
bağımsız lideri Kingston Digital, dünyanın
en yüksek kapasiteli USB Flash
sürücüsü olan DataTraveler®
Ultimate Generation Terabyte’ı
(GT) tanıttı. DataTraveler
Ultimate GT, 2TB’a
kadar alan ve USB 3.1 Gen
1 (USB 3.0) performansı
sunuyor.
Yoğun kullanıcılar bu sayede, tek
bir 2TB sürücüde 70 saatlik 4K kalitesinde
videoya kadar veri dahil olmak üzere*, küçük
bir alanda çok büyük miktarda veri saklayabilecek. Darbelere
karşı dayanıklı olması için çinko alaşımlı metal bir
gövdesi olan DataTraveler Ultimate GT, üst seviye bir tasarımın
içerisinde üstün kalite sunuyor. Kingston’un yeni
flash belleği, kompakt boyutu ile teknoloji meraklılarına
olduğu kadar profesyonel kullanıcılara da yüksek kapasiteli
verileri saklamanın ve aktarmanın kolay
taşınabilir bir çözümünü sunuyor. Ayrıntılı
bilgiyi aşağıda veya ilgili referans
tablosunda bulabilirsiniz.
Flash Bellek Ürünleri Müdürü
Jean Wong, yaptığı
açıklamada, “Kingston olarak
limitleri hep zorluyoruz.”
dedi ve şöyle devam
etti: “DataTraveler Ultimate GT
ile kullanıcıların mobil olarak veri
saklama kabiliyetini artırıyoruz. 2013’te
piyasaya sunduğumuz 1TB kapasiteli sürücümüzün
ardından kapasiteyi iki katına çıkararak
çok iyi bir devam ürünü çıkarttık. Artık kullanıcılar
çok daha büyük miktarda veriyi rahatlıkla saklayıp
aktarabilecek.”
Milli yazılımın önü Pardus ile açılacak!
TÜBİTAK tarafından geliştirilen
yerli işletim sistemi
Pardus yeni güncellemeler
ve geliştirmeler ile kamu
kuruluşlarında zorunlu hale
gelecek. İlk olarak havacılık
ve savunma sanayisinde
kullanılacak Pardus ile
birlikte yerli yazılımın önü
açılacak ve milli yazılım
kullanımı zorunlu hale getirilecek.
Pardus projesiyle
Türkiye’de ulusal güvenlik
sorununun ortadan kaldırılması
ve yerli yazılım sektörünün
önünün açılması
hedefleniyor.
Yüzde yüz yerli sermaye ile
kurulan Türkiye’nin önde gelen
ERP şirketlerinden biri olan CPM Yazılım’ın Yönetim
Kurulu Başkanı Recep Palamut, düzenlemeden duyduğu
memnuniyeti dile getirerek, projenin yazılım sektörü için
bir dönüm noktası olduğunun altını çizdi ve “Pardus işletim
sistemi ile birlikte yerli yazılım kullanımı zorunluluğu,
Türk yazılımını da dünya ülkeleriyle
yarışacak hale getirecek.
Şu anda ülkemizde
birçok hastane ve kurumda
Pardus kullanılmaya başlandı.
Yerli işletim sistemi Pardus
açık kaynaklı bir yazılım
olduğu için virüs ve benzeri
zararlı dosyaların bulaşma
ihtimali de ortadan kalkıyor.
Pardus yerli işletim sistemi
ülkemizin imza attığı başarılı
işlerden biri olacağına inanıyoruz.
Yazılım sektörünün
ülke ekonomisine katkısının
yanı sıra ülke güvenliğine
olan katkılarının da altını
çizmemiz gerektiği bir dönemdeyiz.
Ayrıca yazılımlar
bir şirketin en önemli bilgilerini
içinde barındırıyor. Bu tarz bilgilerin yurt dışı kaynaklı
şirketlerin elinde olmasının ülkemiz açısından yarattığı
tehlikeyi 15 Temmuz olaylarında maalesef ki tecrübe ettik.
” dedi.
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|29|
www.erphaber.com.tr
eFinans, dünya ile entegre
katma değerli hizmetleri ile
e-Dönüşüm’e yeni bir soluk getiriyor.
e-Dönüşüm halen
tam olarak
bir tanıma kaeFinans
Genel Müdürü Sn. Okan Murat Dönmez ile
eFinans'ın ürün ve hizmetlerini ve e-Dönüşüm’ün ülke
ekonomisine katkılarını konuştuk.
eFinans’tan kısaca bahsedebilir
misiniz?
eFinans Elektronik Ticaret
ve Bilişim Hizmetleri A.Ş.,
QNB Finansbank ve Cybersoft
ortaklığı ile 2013
yılında kuruldu. e-Fatura
ürünümüz ile çıktığımız yola,
e-Defter, e-Arşiv Fatura ve
Kayıtlı Elektronik Posta (KEP)
ve müşterilerimize sunduğumuz
birçok katma değerli servis
ile devam ettik. Bu katma
değerli servislerden en
önemlisi eFinans’tan
hizmet alan müşterilere
QNB Finansbank tarafından
sunulan eKredi ürünü. eKredi,
eFinans e-Fatura kullanan QNB
Finansbank müşterileri için yepyeni
bir finansman imkanı sağlıyor.
Türkiye’de müşterilerine bu
imkanı sağlayan tek özel entegratör
konumundayız. Kurulduğumuzdan
bu yana 6.000’e yakın
müşteriye, 8.000’den fazla
ürün adedine ulaştık. eFinans
sisteminden geçen e-Fatura ve
e-Arşiv Faturası ise 75 milyonun
üzerinde. Verdiğimiz eğitimler,
düzenlediğimiz etkinlikler,
üyesi ve sponsoru olduğumuz
birçok platform ile sektörü ve
müşterilerimizi bilgilendirmeye
çalıştık. EESPA’nın (European
E-Invoicing Service Providers
Association) ilk Türk üyesi olarak
müşterilerimize daha global çözümler
sunabilmek adına yurtdışı
operasyonlarımız için Basware
ve Tesisquare gibi Avrupa’nın
büyük firmaları ile işbirliği anlaşmaları
imzaladık. eFinans
olarak, yeni e-Dönüşüm
ürünlerinin müşterilerimiz
için yaratabileceği
maliyet avantajları
üzerine projeler
geliştirmeye ve
katma değerli hizmetlere
yatırım
yapmaya devam
edeceğiz.
www.erphaber.com.tr
|30|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
vuşmuş değil. e-Dönüşümü nasıl
tanımlarsınız?
Türk Dil Kurumu’na göre dönüşüm,
olduğundan başka bir
biçime girme, başka bir durum
alma olarak tanımlanmış. Ancak
e-Dönüşüm olarak ayrı bir
tanım maalesef yok. e-Dönüşüm’ü
bilginin, değerin, bir işin
ya da sürecin elektronik ortama
aktarılması olarak tanımlayabiliriz.
e-Dönüşüm, her sektörde
kendine farklı bir karşılık buluyor.
Bizim sektördeki karşılığını
ise finans ve muhasebe, vergiye
konuyu verilerin dijital ortama
taşınması olarak tanımlayabiliriz.
Hangi sektörde olursa olsun,
e-Dönüşüm bizlere zaman kazandırıyor,
tasarruf sağlıyor ve iş
süreçlerini kolaylaştırıyor.
e-Dönüşüm’ün ülke ekonomisine
katkıları hakkındaki görüşlerinizi
alabilir miyiz?
Firmalar, teknolojinin etkin kullanımı
ile iş gücünden ve maliyetten
tasarruf ederek verimliliklerini
arttırıyor. Ticaret ve iş
süreçlerinin dijital ortama taşınması
ile birlikte iş süreçleri çok
daha kolay ve düşük maliyette
gerçekleştirilebiliyor. Yıllık 6
milyarı aşkın fatura işlemi gerçekleşen
Türkiye’de e-Dönüşümün
kısa vadeli yararlarının
bile oldukça yüksek seviyede
olduğunu görmekteyiz. Arşivleme
maliyetleri, kâğıt, posta vb.
giderlerin düşeceğini, muhasebe
işlemlerinin basitleşeceğini,
ödeme sürecinin kısalacağını ve
raporlamanın da kolaylaşacağını
söyleyebiliriz. Bunun yanı
sıra uluslararası yatırımcıların
vergi uyumu da kolaylaşmaktadır.
Yalnızca 2014 yılında e-Fatura
ile 650 milyon TL tasarruf
sağlanmış ve 100 binden fazla
ağaç kesilmekten kurtarılmıştır.
O dönemden bugüne kadar, bu
konuda yapılmış başka bir araştırma
maalesef yok. Ancak bu
tasarruf rakamlarının gelişen
e-Fatura, e-Defter ve e-Arşiv
Fatura pazarları ile birlikte çok
daha yüksek rakamlara ulaştığını
söylemek yanlış olmaz.
e-Dönüşüm ürünlerinin yalnızca
ekonomiye değil, çevreye ve
enerji tüketimine de olumlu katkıları
yadsınamaz bir gerçek olarak
karşımıza çıkmaktadır. Daha
önce de belirttiğimiz gibi yalnızca
e-Dönüşüm ürünleri değil,
bunlarla entegre farklı katma
değerli servisler de ekonomiye
katkı sağlıyor. QNB Finansbank
ile birlikte sunulan eKredi ile
KOBİ’ler oldukça kolay bir şekilde
çok ucuz finansman imkanına
sahip olabiliyor. eKredi gerek
fiyat gerekse de operasyonel
maliyetler açısından hem finansör
kuruma hem kredi müşterisine
hem de borçlu tarafa avantaj
ve dolayısıyla ülke ekonomisine
katkı sağlayan bir sistem.
Dünya genelindeki e-Dönüşüm
ile Türkiye’deki e-Dönüşüm’ü
karşılaştırırsanız aradaki farklar
nelerdir?
Dünya Ekonomi Forumu tarafından
2001 yılında hazırlanmaya
başlanan ‘Küresel Bilgi Teknolojisi’
raporlarında görüldüğü
üzere mesele teknik altyapı göstergelerinden
ibaret değildir.
Ülkelerin bu hizmeti sunumu
ve geliştirmesi mevcut durumu
etkilemektedir. Türkiye’de e-Dönüşüm
beklenenin üzerinde bir
hızla ilerliyor. Teknolojiye oldukça
yatkın ve istekli bir ülkeyiz.
Dünyada e-Dönüşüm gelişmiş
ülkelerin yanı sıra gelişmekte
olan ülkelerde büyük önem
arz etmektedir. Türkiye e-devlet
yolunda yaptığı çalışmalarla,
Birleşmiş Milletlerin hazırlamış
olduğu raporda, 169 ülke arasında
43. sırada yer almaktadır.
Türkiye, 1.88’lik e-Devlet endeksi
ile dünya ortalamasının
biraz üstündedir. eFinans olarak
e-Fatura ve finansal servislerde
Avrupa’nın önde gelen firmalarından
Basware ile Türkiye’deki
e-Fatura projeleri ve dış ticaret
operasyonları için yaptığımız anlaşma
ile 30 farklı ülkede 195
farklı özel entegratör ile birlikte
çalışabilen, Türkiye’nin tek, Avrupa’nın
ise sayılı küresel e-Fatura
servis sağlayıcısı haline
geldik. Bu sayede e-Dönüşüm
alanında Dünya ile daha bütünleşik
bir hizmet anlayışı ile müşterilerimize
hizmet vermeye devam
edeceğiz.
e-Dönüşüm hizmet sağlayıcısı
olarak, eFinans’ın hedeflerinden
bahsedebilir misiniz?
Hedefimiz her zaman sektörün
öncü ve en iyi hizmet veren firması
olmaktır. eFinans olarak
önceliğimiz, mevcut e-Fatura,
e-Defter, e-Arşiv ve Kayıtlı Elektronik
Posta (KEP) ürünlerimizin
kalitesini korumak, geliştirmek
ve sürekli katma değerli servisler
hizmete alarak mükelleflerin
işini kolaylaştırmak, onları dijital
dünyaya daha kolay ve uygun
maliyetlerle entegre edebilmektir.
Mükellefler, özel entegratörünü
seçerken kaliteli servis ve
güvenlik gibi unsurları artık daha
ön planda tutuyor. Önümüzdeki
dönemde Gelir İdaresi Başkanlığı’nın
(GİB) özel entegratör şirketler
ve entegrasyon yöntemi
ile e-Fatura’ya geçmiş şirketlere
uyguladığı denetimlerin artması
ile birlikte gelecek olan yaptırımlar
ve yeni mevzuatlar sektörün
yapısını oldukça değiştirecek.
Bununla birlikte önümüzdeki
dönemde e-Fatura, e-Defter,
e-Arşiv ürünlerine yönelik ciro
sınırının aşağıya çekilmesi öngörülüyor.
Bunun doğal sonucu
olan zorunlu mükellef sayısının
artışı rekabeti tetikleyecek, bu
da fiyatlara yansıyacaktır. Biz
tüm bu olasılıklara hazırız. Önümüzdeki
dönemde sektörün ve
müşterilerimizin ihtiyaçlarına
yönelik yeni ürünler ve bu ürün-
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|31| www.erphaber.com.tr
ler ile entegre katma değerli
servisleri hayata geçirmek istiyoruz.
Bunun için gerekli plan
ve yatırımlarımız devam ediyor.
2017 yılı ile birlikte yeni bir ürün
segmentasyonu ile müşterilerimize
hizmet vereceğiz. Birincil
amacımız, e-İrsaliye gibi kamusal
e-Dönüşüm ürünlerine ek olarak
‘Finansal’ ve ‘Finansal Olmayan’
şeklinde segmente edeceğimiz
katma değerli yeni ürünler ile
müşterilerimizin günlük hayatlarını
kolaylaştırmak, ticari işlemlerinin
verimliliğini arttırmak,
kamu ve müşterilerimizin ilişkilerini
geliştirmek olacak. Kurulduğumuz
2013 yılından bu yana
sürdürdüğümüz sektör önderliğini,
artan ürün gamı, yükselen
müşteri memnuniyeti ve hizmet
kalitesi ile perçinlemeye devam
edeceğiz.
Devletin işletmeler için yasalar
ile sınırlarını çizdiği e-Dönüşüm,
bugün hangi aşamadadır?
Dönüşüm tamamlandı mı? Yeni
neler bekleniyor? Süreç nasıl
olacak?
Türkiye’de aktif olarak kullanılan
e-Dönüşüm ürünleri e-Fatura /
e-Defter / e-Arşiv / e-Beyanname
/ e-Tebligat şeklinde sıralanabilir.
Bu ürünler içerisinde
e-Tebligat haricinde Türkiye’deki
mükelleflerin %100’ü tarafından
kullanılabilir e-Dönüşüm ürünü
bulunmamaktadır. Bu kapsamda
öncelikli hedef, yapılacak yeni
düzenlemeler ile kapsamı genişletmek
ve ürünlerin kullanımını
arttırmak olmalıdır. Bunun yanı
sıra e-Dönüşüm ürünlerinin şirketler
açısından maliyet tasarrufu
ve kolaylaşan iş süreçleri gibi
faydalarını ön plana çıkartarak
gönüllü geçişleri arttırmak hem
devlet kurumlarının hem de eFinans
gibi özel entegratörlerin
birincil hedeflerinden olmalıdır.
Türkiye’de e-Dönüşüm sadece
yukarıda sıraladığımız ürünlerden
ibaret olmayacak. 100’ün
üzerinde yasal belgenin e-Dönüşüm’e
konu olması bekleniyor.
Bu kapsamda 2017 yılı
içerisinde öncelikle e-İrsaliye
başta olmak üzere Serbest Meslek
Makbuzu / Gider Pusulası /
Müstahsil Makbuzu ürünlerinin
e-Dönüşüm ürünleri kapsamına
girebilir. Tüm bu ürünlerin GİB
tarafından standartları belirlenip
özel entegratörler aracılığı ile
mükelleflerin kullanımına açılması
bekleniyor.
e-Dönüşüm hizmet sağlayıcısı
olarak, sektörde geliştirilmesi
gereken, hala eksik olan
noktalar var mıdır? Eğer varsa
bunlar için yetkililere neler
söylemek istersiniz?
Her sektörde olduğu gibi eksik
olan, geliştirilmesi veya yeniden
düzenlenmesi gereken hususlar
e-Dönüşüm sektöründe
de mevcut. eFinans olarak en
önem verdiğimiz husus e-Dönüşüm
hizmet kalitesinin standart
hale getirilerek mükelleflerin
sıkıntısız hizmet alabilmesinin
sağlanması. Bunun için öncelikle
hizmet sağlayıcıların düzenli
olarak denetlenmesi gerektiğini
düşünüyoruz.
Mükellefler, e-Dönüşüm ürünlerini
ERP / muhasebe programı
veya fatura üretim merkezlerinde
oluşan verileri uygun formata
çevirerek servis sağlayıcıları
aracılığı ile kullanmaktadır. Bahsedilen
bu programların uygun
verileri uygun koşullarda sağlamadığı
durumlarda mükellefler
sıkıntı yaşayabilmekte ve istedikleri
hizmet sağlayıcı ile özgürce
çalışamamaktadır. Bu nedenle
bu verileri oluşturan sistemler
için bir regülasyonun getirilmesinin
mükelleflerin yararı için
şart olduğunu düşünüyoruz.
www.erphaber.com.tr
|32|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
www.erphaber.com.tr
|34|
EMS Yazılım hakkında bilgi rica edebilir miyiz, ne tür
hizmetler veriyorsunuz?
EMS Yazılım, 1999 yılında temeli atılan EMS Grup
bünyesinde müşteri ihtiyaçlarına özel teknolojik çözümler
üretmek ve firmaların kurumsal yapıya geçişlerinde
özel danışmanlık hizmeti vermek amacıyla 2008
yılında yüzde yüz yerli sermaye ile kurudu. Kuruluşumuzdan
bu yana, Mikro ERP ailesinin en büyük
çözüm ortaklarından biri olarak, KOBİ seviyesindeki
firmaların ihtiyaçlarının karşılanmasında faaliyet
gösteriyoruz. ERP alanındaki ilk özel yazılım
geliştirme platformumuz OCTOPOD’u 2016 yılında
piyasa sürdük. Halen Türkiye’nin yanı sıra
Rusya, Yunanistan, Bulgaristan, Mısır, Fas, Dubai
ülkelerinde teknik destek ve danışmanlık
konularında faaliyet gösteriyoruz.
Octopod ne zaman ve nasıl hayata geçirildi?
Sizi böyle bir girişimde bulunmaya iten sebepler
nelerdi?
Kurumsal kaynak planlaması (ERP) çözümlerinde
yerli ya da yabancı teknoloji tarafından,
müşterilere önerilen çözümlerin yetersizliğinden
yola çıkarak, 5 Milyon TL’lik bir yatırım ile
geliştirdiğimiz OCTOPOD Yazılım Geliştirme
Platformu, 4 yıllık AR-GE çalışması, 15.000
saati aşkın test ve uygulama, 100’ü aşkın implementasyon
sonunda müşterilerinin karşısına
çıkmaya hazır hale geldi. Geçtiğimiz Ekim ayında
da lansmanını gerçekleştirdik.
Sektördeki hazır paket yazılımların, müşterinin
ihtiyacını tam olarak karşılayamadığı, bu nedenle
verimliliğin %65’lerde kaldığını gözlemliyorduk. Halbuki
ERP’nin ana hedefi, kaynakların etkin kullanımı.
Mevcut yazılım ürünleri ile bu etkinliğin sağlanması
söz konusu olamıyor. Çünkü, hazır yazılımın bir firmaya
implemantasyonu 12-18 ay arası değişiyor. Bu esnada
firmanın ihtiyaçları değişiyor. Hatta programları
kullanmaya başlayan insan kaynağı değişiyor. Eğitim
süreci ise bambaşka bir problem.
Diğer bir konu da, mevcutta KOBİ’ler maliyetlerin
yüksek olması sebebiyle kendilerine özelleştirilmiş yazılımlara
erişemiyor, teklif dahi almıyorlar. Özelleşmediğinde
de teknolojinin kendine has dili, firma çalışan-
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
ların günlük hayattaki gerçekleri ile
örtüşmüyor. Öznelleştiremediğiniz
programlarla süreler çok uzuyor,
raporlamalar aksıyor, verimlilik düşüyor.
Bu sorunlarla yıllardır karşılaşıyoruz.
Octopod’u işte bu sorunlardan
yola çıkarak geliştirdik.
Octopod’a bugüne kadar ne kadarlık
yatırım yaptınız? 2017 sonuna
kadar ne kadarlık bir büyüme ve
ciro hedefliyorsunuz?
Octopod’u herhangi bir destek
almadan, 5 Milyon TL’lik bir yatırım
ile hayata geçirdik. OCTO-
POD kısa sürede çok hızlı yol aldı.
100’ün üzerinde proje tamamlandı.
Şuan aktif 7000 OCTOPOD
kullanıcısı var. Octopod özelinde
2017 yıl sonunda yüzde 500 büyüme
hedefliyoruz.
Octopod ile hangi sektörlere ne tür
çözümler ve ürünler sunuyorsunuz,
sistem kısaca
nasıl işliyor?
OCTOPOD’un birçok özelliği
ve farklılığı var, o nedenle bir
ilk. OCTOPOD platformu ile
özel bir yazılım yazmak için
kod yazmayı bilmeye, 3 yıllık
bir deneyime ihtiyaç yok.
Toplamda OCTOPOD Akademi’de
bedelsiz sunulan 9
saatlik bir eğitimin sonunda
ilgili herkes yazılım geliştirebilir.
Sürükle bırak işlevi
olan bir platform. İnternet olan her
yerden geliştirme platformuna erişilerek
tasarım yapmak mümkün.
Tasarım sürecinde ya da müşteri
tarafında herhangi bir yükleme
yapmaya da gerek yok. Var oluşu
hız ve kolaylık üzerine kurgulandığı
için klasik metotlara oranla kurumlara
ve yazılımcıya 6-20 kat arası
bir hız sağlıyor.
Finanstan muhasebeye, stok yönetiminden
mali işlere kadar uzanan
alanlarda çözüm üretebilen
esnek bir platform. Kareli deftere
çizebildiğiniz tüm süreçleri OCTO-
POD ile yapmanız, kendinize özel
bir yazılım yazmanız mümkün.
Ayrıca OCTOPOD, kullanıcısının
iş büyüklüğüne ve isteklerine göre
ölçeklendirilebilen bir yazılım. İhtiyaç
tek bir modül olabileceği gibi
süreçlerin tamamı da OCTOPOD
üzerinde ele alınabilir. O nedenle
KOBİ’ler de holdingler de iş süreçlerini
OCTOPOD üzerinde yönetebilir.
Octopod kullanmak isteyen bir firma
sizden nasıl bir hizmet alıyor?
OCTOPOD iki farklı süreçte kurum
ile buluşabiliyor. Kurumlar
kendi ekiplerinden arkadaşlarını
OCTOPOD Akademi’ye göndererek
eğitim almalarını sağlayıp
kendi içlerinde ihtiyaç duydukları
yazılımları OCTOPOD üzerinde
yazmayı tercih edebilir. Ya da bize
iş süreçlerini anlatır, analiz ederiz
ve OCTOPOD MUTFAK’ta kendi
ihtiyacı olan yazılımı hazırlar ve
müşterimize sunarız.
2011 yılında 1.300.000
TL olan yazılım pazarı,
2015 yılında 9.700.000
TL bir büyüklüğe ulaştı. Bu
büyüme grafiği 2016 yılı
içinde geçerli oldu. 2016 yıl
sonunda ulaşılan rakamın
12.000.000 TL’ye ulaştığını
tahmin ediyoruz.
OCTOPOD, finans sektöründen
kamuya, sağlık sektöründen
eğitime, otomotivden gıdaya,
inşaat sektörüne kadar iş süreçlerini
yöneten tüm sektördeki, ölçekteki
kurum ve kuruşlar için uygun
bir platformdur.
Yazılım sektörünün durumundan
kısaca bahsedebilir misiniz? Kaç
oyuncu var, pazarın büyüklüğü
nasıl? Sektörün geleceğini nasıl
görüyorsunuz?
2011 yılında 1.300.000 TL olan
yazılım pazarı, 2015 yılında
9.700.000 TL bir büyüklüğe ulaştı.
Bu büyüme grafiği 2016 yılı içinde
geçerli oldu. 2016 yıl sonunda
ulaşılan rakamın 12.000.000 TL’ye
ulaştığını tahmin ediyoruz.
Yazılım ihracatına baktığımız da ise
2016 yılını 1.700.000 TL olarak
kapattığımızı öngörüyoruz. Ancak
bu rakamın ülke sektör performansımızın
3 katı gerisinde olduğunu
düşünüyorum. Yüzümüzü Ortadoğu’dan
öte Avrupa ülkelerine çevirmemiz
gerekiyor.
Sektördeki mevcut genç nüfus ve
üniversitelerimizden mezun olan
gençlerin istihdama katılması noktasında
doğru politikalar ve yöntemler
geliştirilebilirse, Türkiye’nin
yazılım dünyasında çok büyük gelişmeler
elde edeceğini düşünüyorum.
Bu konuda genç nüfus bizler
için çok önemli.
Yazılım sektörünün ülkemizde
daha gideceği çok yol var. Mevcut
şartlarda sektörün minimum 3
kat büyüklükte olması gerekiyor.
2023 Türkiye yazılım ihracatında
hedef 10 milyar USD. Bunu gerçekleştirebilmek
için sektörün ciddi
çalışmalara ihtiyacı var.
Yerli yazılım sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tükiye’nin katkınmasında yerli ürün
kullanımı etkili olacak noktalardan
biridir. Bu yolda herkesin kendi meslekleri
ve yetenekleri doğrultusunda
çaba göstermesi gerekiyor. Geçtiğimiz
Aralık ayında Türkiye Satınalma
ve Tedarik Yönetimi Zirvesi, “Güçlü
Türkiye için Yerli Yerinde Satınalma”
teması ile gerçekleşti. Bu ve bunun
gibi yaklaşımların ülkemizdeki her
sektörü güçlendireceği, ülkemize büyük
bir ekonomik katkı sağlayacağı
ortada.
Yazılım sektörü dünyada ve ülkemizde
potansiyelini hızla artıran
sektörlerin başında gelmektedir.
İleri teknoloji sektörleri içerisinde
değerlendirilen yazılım sektörü,
son yıllardaki hızlı gelişmesine
paralel olarak yenilikçi ürün ve
hizmetleri iç ve dış piyasalara sunmaktadır.
ERP alanında da ülkemizde bir çok
yabancı oyuncu yer alıyor. Türk ya-
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|35| www.erphaber.com.tr
zılım firmalarının ürünlerinin performansı
yabancı firmalar ile çok
rahat rekabet edecek durumda.
Türk şirketlerinin tüm ihtiyaçları
Türk yazılımlarla karşılanabilir dıurumda.
Hem de da çok daha az bedellere,
çok daha hızlı ve iş süreçlerine
çok daha fazla uygun. Ancak
biz Türk yazılım firmaları marka olmayı,
doğru iletişim ve satışı yeteri
kadar bilmiyoruz.
Yazılım firmaları, hem küçük hem
de genellikle teknik vizyonlu kişiler
tarafından kurulmuş olması
nedeniyle pazarlama ve satış noktasında
ciddi sorunlar yaşamakta.
Aslında yazılım firmaları, çalışan
sayısı ile oranlanamayacak kadar
yüksek katma değer üretebilen
kurumlardır, bu kapasitenin iyi
bir pazarlama ve satış stratejisi ile
desteklenmesi gerekir.
Türk firmalarının yerli yazılımlara
bakışı nasıl?
Maalesef istenilen pozitif seviyede
olduğunu düşünmüyorum. Türk
firmalarının bir kısmı, kendi ürünlerinin
pazarlamasını ülke içinde
yerli ürün diye yaparken, kendileri
yabancı yazılım kullanıp iş süreçlerini
çok büyük bütçeler ile bu
ürünler ile yönetmeyi tercih edebiliyorlar.
“Yabancı ürün ile başım
ağrımaz” yaklaşımı, her geçen gün
azalsa da hala var. Halbuki Türk yazılımları,
Türk firmalarının iş sürçlerine
çok daha fazla hakim ve rahat
rekabet edecek performansa sahip
durumda.
Diğer bir konuda Türk firmalarının
hala teknoloji yatırımı olarak
donanım konusuna öncelik vermesi.
Türkiye’de BT harcamaları
diğer gelişmekte olan ülkelerde
olduğu gibi donanım ağırlıklı.
Yazılımın dünya BT harcamaları
içinde % 20 civarında olan payı,
Türkiye’de % 10 oranında.
Bu konuda yapılan araştırmalar
farklılıklar gösterse de, Bilgi toplumu
stratejisinin yenilenmesi
mevcut durum raporunda yer
alan bilgilere göre; teknoloji
yatırımlarının dağılımı şu şekilde;
% 40 işletim sistemleri
ve altyapı, % 10’u BT operasyonlar
, güvenlik ve depolama,
% 10’u uygulama ve içerik geliştirme,
% 15’i İş süreçleri ve
diğer uygulamalar, % 25’i de
sektöre özel yazılımlar.
BT sektörünün dünya ortalamasına
gelmesi için 2.5 kat, yazılım
sektörünün de BT içindeki payının
dünya ortalamasına ulaşması için 2
kat büyümesi gerektiği düşünülürse,
yazılım sektörünün dünya ortalamalarına
gelmesi için 5 katlık bir
büyüme potansiyeli vardır.
Yazılım ihracatı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yerli yazılım firmalarımızın ürünleri
rahatlıkla ihraç edilebilecek
ve ülkemize ciddi döviz kazandırabilecek
niteliktedir. Ancak
yurt içinde satış ve pazarlamada
sıkıntıları olan sektörün desteksiz
bunu yurt dışında yapabilmesi
maalesef çok mümkün olmuyor.
Yazılım İhracatın geliştirilmesi
için Türkiye İhracatçılar Meclisi
ve ilgili bakanlıklar nezdinde sunulan
desteklerin artırılması ihracat
artışına neden olacaktır.
Halen 9 ülkede ERP danışmanlık
ve implementasyon hizmetleri
veren EMS Yazılım olarak, OCTO-
POD için öncelikli hedefimiz Avrupa
pazarı. İngiltere ve Dubai ile görüşmelerimiz
devam ediyor. EMS
Yazılım olarak 5 yıl içerisinde yıllık
minimum 20 Milyon TL yazılım ihracatı
yapmayı ve 20’den fazla ülkeye
ulaşmayı hedefliyoruz. Yeni
ürünümüz OCTOPOD Hızlı Yazılım
Geliştirme Platformu, bu hedefteki
en yüksek paya sahip ürünlerimizden
biri olacak.
Octopod’u herhangi bir destek
almadan, 5 Milyon TL’lik bir
yatırım ile hayata geçirdik.
OCTOPOD kısa sürede çok
hızlı yol aldı. 100’ün üzerinde
proje tamamlandı. Şuan aktif
7000 OCTOPOD kullanıcısı
var. Octopod özelinde 2017 yıl
sonunda yüzde 500 büyüme
hedefliyoruz.
www.erphaber.com.tr
|36|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
www.erphaber.com.tr |38| Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
Türkiye’de yazılım sektörünün genel durumu
hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yazılım sektörü başta ülkemizde ve
tüm dünyada potansiyelini hızla artıran
sektörlerin başında gelmektedir.
Yazılım sektörünün ihracat potansiyelini
göz önünde bulundurduğumuzda,
sektörün ülke ekonomisine
katkısı son derece önemlidir ve ilerleyen
yıllarda da bu önem giderek artmaya
devam edecektir. Geçtiğimiz yıl
gündeme gelen İran ambargosunun
kaldırılmasıyla birlikte özellikle yerli
yazılım firmaları rotalarını Orta Doğu
pazarına çevirdi. Sektörümüz yabancı
menşeili markalarla pazar rekabetine
girebilecek düzeyde olduğunu çok
kısa bir zaman içerisinde ispatlayacaklardır.
Turizmden sağlığa, tarımdan
savunma sanayine, otomotivden
tekstile, makine sektöründen elektrik
elektronik sektörüne kadar birçok
alanda artık yerli yazılım firmalarının
bir adım önde olduğuna inanıyorum.
CPM Yazılım’ın sektör içerisinde varlığından
kısaca bahsedebilir misiniz?
CPM Yazılım olarak kurulduğumuz ilk
yıllardan itibaren geliştirdiğimiz yazılımlar
ile KOBİ ve büyük ölçekli işletmelere
çözüm ortaklığı sunuyoruz.
1999 yılından bu yana birbirinden
farklı birçok sektöre yazılımlar geliştirerek
Türkiye’de sanayi sektörüne hız
ve esneklik kazandırıyoruz. Kullanıcı
ve IT dostu olmanın yanında yönetici
dostu olmayı da başaran CPM
ERP yazılımları, sağladığı verimlilik ile
müşterilerine ilk aydan itibaren yüzde
10 ile yüzde 25 oranında karlılık
sağlıyor. Patron ve yöneticiler, istedikleri
bilgi ve raporlara “anlık” olarak
ulaştıklarında karar vermeleri de hızlanıyor.
Yazılım hayatımızın neresinde?
Yazılım hayatımızın neresinde sorusunu;
bir banka ATM’sinden para
çekerken ya da otomobilimizi çalıştırmak
için kullandığımız anahtara kadar
hayatımızın her alanında diyerek cevaplayabiliriz.
Gelişen günümüz teknolojisiyle
birlikte “4. Sanayi Devrimi”
olarak da adlandırılan “Endüstri 4.0”
ile artık düşünen makineler hayatımıza
adım atıyor. Günümüzde şirketler,
sektörü ne olursa olsun hayatta kalabilmek
için yazılıma gereken önemi
vermek zorunda. Yatırımlarını bu yönde
yapmalılar. Yazılım dün ve bugün
kavramlarının olmadığı bir sektördür,
yarın vardır ve yarını yakalamak için
firmalar kendilerini geliştirebilecekleri
yazılım firmaları ile çalışmalıdırlar.
Bu anlamda yerli yazılım firmalarının
görev ve sorumlulukları arasında milli
görevler de yer almaktadır. Yerli yazılım
firmalarının sayısı ne kadar artarsa
ve ne kadar nitelikli çalışmalar
yürütülürse ülkemizin ekonomik olarak
kalkınması o kadar kolay olacaktır.
Yerli Yazılımın ülke ekonomisine katkısından
kısaca bahsedebilir misiniz?
Yazılımın ülke ekonomisine katkısının
yanı sıra ülke güvenliğine olan katkılarının
da altını çizmemiz gerektiği bir
dönemdeyiz. Stok takibinden, malzeme
ihtiyacına, planlamadan risk yönetimine,
Ar-Ge planlarından, rakamsal
veriler, krediler ve yasal defterlerden,
uluslararası raporlamaya ve kalite
yönetiminden, toplam verimlilik yönetimine
kadar birçok sistemin bir
arada çalıştığı entegre sistemler bütünü
olan ERP, bir şirketin en önemli
bilgilerini içinde barındırıyor. Bu tarz
bilgilerin yurt dışı kaynaklı şirketlerin
elinde olmasının ülkemiz açısından
yarattığı tehlikeyi 15 Temmuz olaylarında
maalesef ki tecrübe ettik.
Yazılım kullanan firmalara tavsiyeleriniz
nelerdir?
Küçük, orta ölçekli ya da kapsamlı
yazılım kullanan her firmaya tavsiyem;
dolar kurundaki aşırı yükseliş
sebebiyle başlatılan döviz hareketine,
yerli yazılım kullanarak destek sağlayabilirler.
Türkiye’de döviz ile yazılım
ücreti ödemek, hem Türk yazılım sektörüne
hem de Türkiye ekonomisine
ihanettir. Ülkemiz maalesef ki uzun
yıllar boyunca dövizin yükselişinden
çok çekti. Ülkece bu günlerde Türk
Lirası’na olan bağlılığımızın daha da
artması, hangi büyüklükte olursa olsun
her firmanın ödemelerini TL ile
yapmaları gerektiğine inanıyoruz.
Ekmeğimizi alırken, faturamızı öderken
kendi paramızla ödüyoruz ama
yazılım ücretlerini neden döviz ile
ödüyoruz sorusunu KOBİ ve büyük
ölçekli işletme patronları kendilerine
sormalı. Yazılım sektöründeki yabancı
firmaların ödemelerini dolar ve euro
üzerinden aldığını biliyoruz. Ülke olarak
artık yazılım sektörümüz ve özellikle
Türk yazılımcıları dünya sıralamasına
girebilecek durumdayken ve çok
fazla Türk yazılım firmamız varken,
yabancı firmalardan hizmet almak ülkemiz
ekonomisi açısından, özellikle
bu dönemlerde sorgulamamız gereken
bir durumdur. Türk sanayisi başta
olmak üzere tüm kamu kuruluşları bu
konuda daha hassas olmalılar. Yazılım
ve ekonomi olarak dışa bağımlılığımızı
olabildiğince azaltmamız gereken bir
dönemdeyiz. Dövize bağımlılığımız
ne kadar az ise ekonomimizin de bir
o kadar özgür olduğunu unutmamamız
gerekiyor.
Türkiye’de yazılım sektörünün hızla
geliştiğini görüyoruz. Bu durumun
getirdikleri nelerdir?
Yazılım sektörü yeni gelişen ve diğer
sektörlerle karşılaştırıldığında sınırı
olmayan bir sektör olduğu için en fazla
genç nüfusun istihdam edildiği bir
alandır. Yazılım özellikle genç nufüsün
ilgisini ciddi anlamda çekmekte ve
gençlerin yöneldiği bir sektör olmaktadır.
Sektörümüz şuanda 100 binden
fazla istihdam ile ülke ekonomisine
en çok katkı sağlayan sektörlerin
başında gelmektedir. Yazılım sektörü
fiziksel güç gerektirmediği için kadınlar
ve engellilerin istihdamında da
önemli katkıları bulunmaktadır. Alın
terinin yerini artık “akıl teri”nin aldığı
günümüzde, okullarda artık kodlama
eğitimleri verilmekte ve devletimiz
tarafından verilen teşvikler yazılım
sektörünün önünü açmaktadır. Bu
gelişmeler sektörün içinden ve ülkesi
için çalışan birisi olarak baktığımda
sevindirici bir durum.
2017 yılında yazılım sektörünü neler
bekliyor?
2017 yılınde sektörümüzün, yeni
açılacak uluslararası pazarlarla birlikte
ihracat girdi rakamlarını daha da
yukarılara taşıyacağına inanıyoruz.
Bu pazarlarda uluslararası rakiplerle
yarışabilmek ve pazarda yer alabilmek
için ülke olarak ciddi Ar-Ge yatırımları
yapmamız gerekiyor. Bunu
sadece firma bazında düşünmemek
gerekiyor, yerli yazılım firmaları olarak
birlik ve beraberlik içinde projeler
geliştirmeliyiz. CPM Yazılım olarak
2017 yılından oldukça umutluyuz ve
öncelikli hedeflerimiz arasında Türk
sanayisine ve milli güvenliğimize hizmet
ederek ülke çapında akla ilk gelen
yazılım firması olmak var, hedef
ise, tüm Türkiye’de CPM. 2017’nin
firmalarımız ve ülkemiz için hayırlı olmasını
diliyorum.
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|39| www.erphaber.com.tr
Dijital Dönüşümdeki Gizli Unsur:
Tasarım
Tasarım, şirketinizin dijital dönüşümüne, müşteriler, paydaşlar ve çalışanlar ile
ilişki kurma şeklini yeniden oluşturmanıza nasıl yardımcı olabilir?
Teknoloji ilerlemeye devam ettikçe
sektörlerin çoğu için engeller yıkılmaya
devam ediyor. Geleneksel
şirketler, ekosistemde yeni devrim
yaratanların benzersiz rekabetiyle
karşı karşıya kalıyor. Bu rekabet,
özellikle belirli kesimlere
yönelik sunulan basit
ancak cazip değer önerileriyle
birlikte görülüyor. Bu
yeni rakipler, aynı zamanda
müşterileriyle benzersiz bir
ilişki kuruyor. Bu ilişki, cazip
değer önerileriyle başlıyor,
teknolojiyle etkinleştiriliyor
ve son olarak tasarım yoluyla
kullanılıyor. Bu nedenle
tasarım, ürün ve teknoloji
kullanımı açısından temel unsur,
herhangi bir öneri için ise kalıcılık
etkeni haline geliyor. Kendinize
birkaç basit soru sorun: Uygulaması
büyük boyutlu ve karmaşık
olsaydı, Uber ürününü kullanır
mıydınız? Site ve uygulama demode
ve özellik odaklı olsaydı, Airbnb
ürününü kullanır mıydınız? Karmaşık
ürün listesi tabanlı bir web sitesi
tasarımında çevrimiçi alışveriş
yapar mıydınız?
Bir marka, estetiğini ve özelliklerini
uygun bir tasarımla taçlandırmadan
varlığını sürdüremiyor.
Tasarım, markanın benimsenmesi
ve kalıcı olması açısından büyük
önem taşıyor.
www.erphaber.com.tr
|40|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
Tasarım, yalnızca ürünler ve
hizmetlerle olan etkileşimimize
ve bunları kullanmamıza
değil, aynı zamanda işlevsel
amaçlarının dışında bunlarla
olan tüm ilişkimize yön veriyor.
Bir markayı, birden fazla
kanal genelinde harekete geçirilme
şekline göre algılıyoruz.
Bu algı, ancak entegre bir dijital
ve fiziksel süreklilik içinde
kullanıldığında duygu olarak içselleştiriliyor
ve akılda kalıcı bir
deneyim olarak ortaya çıkıyor.
Dijital süreklilik, deneyimi her an
her yerde kalıcı hale getirme işlevi
görüyor.
Dijital hizmetler söz konusu olduğunda,
markanın tasarımla olan
ilişkisi, fiziksel etkileşimlerden bile
daha baskın oluyor. Günümüzde,
dijital hizmetleri, arkadaşlarımıza
ileti göndermekten, son dizileri
izlemeye ve hareket halindeyken
market alışverişi yapmaya kadar
günlük yaşamımızda yaygın biçimde
kullanıyoruz. Dijital hizmetler,
hem ilişkilerimizi hem de kişiler,
mekânlar, şirketler ve markalarla
olan etkileşimimizi değiştirdi.
Günümüzde, dijital deneyimle ilgili
beklentilerimizin sonu yok ve
bu beklentiler, beğendiğimiz uygulamalar
veya dijital hizmetler,
iki haftada bir güncellendiğinde
sürekli olarak artıyor. Bu ilişki, elbette
deneyimin tasarlanmasıyla
yönetilir ve müşteri yolculuğunun
ve kullandığımız ürün veya hizmetin
tasarımı olarak ortaya çıkıyor.
Dolayısıyla, şirketlerin tasarıma titiz
biçimde odaklanmasının gerektiği
açık. Dijital sağlayıcılarımızdan
daha fazlasını talep ediyor
ve bekliyoruz.
Bununla birlikte, geleneksel
hizmet sağlayıcılarımızla
olan ilişkilerimizi incelediğimizde,
bu ilişkinin neredeyse aynı
kaldığını görüyoruz. Yaşadığınız
yerde köşe başındaki yerel taksi
hizmetinizle veya seyahat acentenizle
kurduğunuz son etkileşimi
düşünün. Son 5 yılda ivme kazanan
teknolojideki gelişmelerin
ve kullanıcılar olarak davranışlarımızdaki
değişikliklerin yanında,
geleneksel hizmet sağlayıcılarımızla
çalışmak için neredeyse
aynı kanalları kullanmaya devam
ediyoruz. Ayrıca, bu geleneksel
hizmet sağlayıcılarıyla olan dijital
etkileşimimizle ilgili olarak belirlediğimiz
beklentiler, yeni hizmet
sağlayıcılarımız için belirlediğimiz
beklentilerin çok altında. Bu geleneksel
oyuncular için iyi haber
anlamına mı geliyor? Elbette hayır!
Beklentiyi düşük tutmamızın
nedeni, bu hizmet sağlayıcılarını
"eski" olarak nitelendirmemizden
kaynaklanıyor. Geleneksel hizmet
sağlayıcılarının, artık yenilikçi veya
trend belirleyici olmadığı görülüyor
ve en önemlisi, bunlar günlük
yaşamımızda konuyla daha az ilgili
hale geliyorlar. Bunları, rafa kaldırıyor
ve ilişkimizi deneyime dayalı
ilişkiden tamamen işleme dayalı
bir ilişkiye taşıyoruz.
Ancak bunun nedeni nedir? Hizmet
kuruluşlarımız, telekomünikasyon
sağlayıcılarımız, finans
kuruluşları, havayolu veya devlet
kurumlarıyla olan dijital etkileşimlerimizde,
neden Uber, Facebook
veya Expedia gibi devrim yaratanlarla
kurduğumuz etkileşimlerle
aynı deneyimi elde edemiyoruz?
Neden bu dijital etkileşimler, yeni
hizmet sağlayıcıları gibi basit, açık
ve orijinal olamıyor? Teknoloji, temel
unsurlar ve oluşturma araçları,
hem yeni hizmet sağlayıcıları hem
de geleneksel hizmet sağlayıcıları
için aynıdır. Peki, bu sonuçlar neden
büyük ölçüde farklıdır? Farklılık
yaklaşımdan kaynaklanıyor!
Bir marka, estetiğini ve
özelliklerini uygun bir
tasarımla taçlandırmadan
varlığını sürdüremiyor.
Tasarım, mar- kanın
benimsenmesi ve kalıcı
olması açısından büyük
önem taşıyor.
Dijital alanda devrim yaratanlar,
yalnızca müşterilerinin
deneyimlerinin sürekli dijital yeniden
keşfine kesintisiz şekilde
odaklanarak işe sıfırdan başlarken,
geleneksel hizmet sağlayıcıları, fiziksel
deneyimlerini yalnızca süreç
otomasyonu aracılığıyla dijitalleştirmeye
odaklanıyor. Bu yaklaşım
(Dijitalleştirme) kapsamında, şirketler,
yeni teknoloji gerçeklerine
yapılması gereken müşteri deneyimi
yolculuğunu yeniden yapılandıramamaları
nedeniyle, gelişim veya
dönüşüm sağlayamıyor. Bunun
yerine, dağınık, yeni dijital girişim
adacıkları ortaya çıkıyor. Bu girişimler,
müşterilerle yeni etkileşim
kanalları oluşturuyor ancak bunları
genellikle geleneksel süreçlere
dayandırıyor. Bu durumda, dağınık
girişimler, geleneksel emsalleriyle
aynı odaklanma ve temel performans
göstergeleriyle ölçülüyor. Bu
girişimlerin çoğu, söz konusu ilgiyi
ortaya koyamadığında, bir kenara
bırakılıyor veya kuruluşun ayrı bir
bileşeni olarak kalıyor. Bu durum,
fiziksel veya geleneksel bileşenlerin,
yeni girişimin daha iyi müşteri
deneyimi kazandırma becerisi üzerinde
baskı oluşturduğu, çok kademeli
bir kuruluş meydana getiriyor.
Yeniden oluşturulan müşteri deneyimine
giden ve müşteriniz açısından
uygunluğun ve çekiciliğin
artırılmasını sağlayabilecek yol,
şirketin kendini yeniden keşfetmesini
gerektiriyor. Bu noktada,
gelişmeyi destekleyecek temel
bileşen olan tasarımla birlikte “Dijital
Yeniden Keşif” devreye giriyor.
Bir şirket; tasarımı,
şirketin yeniden keşfinin
merkezine yerleştirerek,
yeni müşteri deneyimini
öngörmek ve tasarlamakla
işe başlıyor ve ardından
bu vizyonu dile getirme
ve gerçekleştirme aşamasına
taşıyor. Burada söz
konusu olan, fiziksel etkileşimleri
dijital bir kanala
taşımak değil, şirketinizin
müşteriyle kurabileceği
ilişkiyi yeniden tasarlamasıdır.
Bu ilişki, dijital
teknolojilerle güçlendirilip
destekleniyor ve ardından
kişilerin ve süreçlerin yeniden keşfedilmesi
yoluyla dile getiriliyor.
Müşterilerine "hitap edebilir" olmaya
devam etmeyi hedefleyen
şirketler, müşterileriyle olan ilişkilerini
yeniden keşfetmeli. Bu ilişki,
şirketin temel unsurlarını ve temel
hizmetlerini benimsemeli; bununla
birlikte dijital teknolojiler kullanılarak
genişletilebilir ve güçlendirilebilir
olmalı. Bu yeniden keşfin
merkezinde itici güç olan tasarım
yer alıyor. Tasarım, şirketin bu yeni
ilişkiyi öngörmesini ve ardından
bunu kullanılabilir ve eyleme dönüştürülebilir
bir yapay olgu haline
getirmesini sağlayabiliyor.
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|41| www.erphaber.com.tr
Login Yazılım İş Geliştirme Yöneticisi
Sn. Levent SILAY ile yerli yazılımları
konuştuk.
Login Yazılım ne zaman kuruldu? Hangi hizmetlere
odaklanıyor?
Login Yazılım %100 Türk firması olarak
1989 yılında kuruldu ve o günden bu
yana odağında tek bir iş bulunuyor: Yenilikçi
ve özelleştirilmiş kurumsal iş
çözümleri üretmek. İş yönetimine
verimlilik katması için 1991 yılında
geliştirdiğimiz Login Entegre
çözümünden bu yana
sürekli genişleyen portföyümüzde
bu odağımızı
hiç kaybetmedik. Login
Kurumsal İş Çözümleri
altında hazırladığımız
geniş ve kapsamlı çözümler,
müşterilerimizin
tüm süreçlerini tek bir
merkezi sistem üzerinde
yönetmelerini sağlayan uygulama
ve servisleri içeriyor.
Şirketlerin faaliyet alanına, sektörüne, ölçeğine
ve ihtiyacına göre özelleştirilebilen çözümlerimiz,
bilginin bir kerede kaynağında doğru olarak üretilip
tüm süreçlerde doğruluğunun korunacağı,
yetkilendirilen herkesin bilgiye ve süreçlere her
zaman ve her yerden ulaşacağı gelişmiş bir
yapı sunuyor. Login Yazılım'ın farkı ise analizden
kuruluma, uygulamadan canlıya geçişe
kadar projenin tüm süreçlerinde doğrudan
kullanıcılarla birlikte çalışıyor olmasıdır. Böylelikle
projelerin her biri başarı hikayesine
dönüşüyor.
Login Yazılım, her sektör ve ölçekteki işletmenin
başarı hedeflerinde büyük önem
taşıyan altı kilit beklentiyi karşılıyor. Bunlar
ise verimli performans, doğru ve zamanında
karar, yüksek karlılık, öne çıkaran rekabet
www.erphaber.com.tr
|42|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
gücü, istikrarlı büyüme, sağlam ve
yenilikçi iş yönetimi olarak sıralanıyor.
Kendi yetiştirdiğimiz, deneyimli
ve alanında uzman danışman
kadromuz sayesinde müşterilerimize
yüzde yüz sorumluluk ilkesiyle
hizmet vererek, onların hedeflerini
kendi hedeflerimiz olarak nitelendirip
büyük bir titizlikle çalışıyoruz.
Yerli yazılım, özellikle de "yerli ERP"
neden önemli? Siz bu konuda nasıl
bir rol üstleniyorsunuz?
Sektörü veya ölçeği ne olursa olsun;
şirketlerin büyüme hedeflerinde,
faaliyet gösterdikleri ülkenin
pazar dinamikleri büyük önem
taşıyor. Silikon Vadisi'nin ya da
Almanya'nın pazar dinamiklerine
yanıt verecek şekilde geliştirilmiş
ve özelleştirilmiş çözümlerle Türkiye'de
bir rekabet avantajı elde
etmek mümkün değildir. Özellikle
kurumsal kaynak planlama gibi
işletmenin tüm süreçlerini etkileyen
uygulamaları devreye alırken
çok titiz hesaplamalar yapılmalı,
ülkenin ve sektörün dinamikleri
birlikte ele alınarak ihtiyaçlar belirlenmeli
ve çözüm geliştirilmelidir.
Biz Login Kurumsal İş Çözümleri
portföyünü Türkiye gerçeklerine,
mevzuatlarına ve ülkemizdeki şirketlerin
iş yapış şekillerine duyarlı
olacak biçimde geliştirdik. Yüzde
yüz yerli kaynaklarla, ülke ve sektör
koşullarına adapte olacak şekilde
tasarladığımız bu portföy, sürekli
değişen ve gelişen ihtiyaçları karşılayacak
şekilde güncellenmeye ve
gelişmeye devam ediyor. Bu çevikliği
ancak tamamı yerli ve milli olan
bir yazılım şirketi sunabilir. Login
Yazılım olarak kendi ürettiğimiz, yarının
sorunlarını çözmek için geliştirmeye
açık, esnek çözümlerimizi
Türkiye'nin ihtiyaçlarını gözeterek,
yenilikçi ve sorumlu bakış açısıyla
sürekli güncellemeyi, değişen iş koşullarına
uygun hale getirerek hem
müşterilerimize hem de ülkemize
katma değer sağlamayı bir sorumluluk
olarak görüyoruz.
Login Yazılım’ın çözüm portföyünde
hangi ürünler bulunuyor?
Login Kurumsal İş Çözümleri, işletmelerin
ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen
dört ana çözüm sunuyor.
Bunlardan ilki, büyüme hedefi olan
şirketlerin en temel ihtiyacı olan
Login ERP kurumsal kaynak yönetimi
yazılımı. Rekabetin hızla arttığı
iş dünyasında kendi kaynaklarını
doğru ve verimli yönetemeyen işletmeler
için yer yok. Bu nedenle
şirketlerin her kademede kaynak
yönetimini en etkin biçimde gerçekleştirmeleri
gerekiyor. Login
ERP Kurumsal Kaynak Planlaması,
sunduğu esnek ve doğru çözümlerle
tüm kaynak yapısına anında
hakim olmaya olanak tanıyarak
‘doğru zamanlarda doğru kararlar’
almanın önünü açıyor. Türkiye’nin
dinamiklerine uygun olarak, yerel
ekiplerce geliştirilen çözümümüz,
aynı zamanda bir ERP uygulamasından
beklenen tüm ihtiyaçları da
karşılıyor.
İnsan kaynakları süreçlerini esnek
ve hızlı bir çözümle yönetmek isteyen
işletmelere biz Login HR
çözümümüzle hizmet sunuyoruz.
Sektörü ne olursa olsun, İK konusu
çoğu şirket için başarıyla hüsran
arasındaki farkı belirlediği için
kritik bir rol oynuyor. Uygun insan
gücünün etkili bir şekilde yönetilmesi,
insan kaynakları birimlerinde
biriken verilerin yönetimi, şirket içi
değerlendirme, işe alma, eğitim,
ücret ve izin yönetimi gibi çok sayıda
alt bileşenin etkili şekilde kontrol
altında tutulması için Login HR
İnsan Kaynakları Yönetimi çözümü
kullanılıyor. Bu çözümün modüler
yapısı sayesinde, şirket büyüdükçe
ihtiyaçlara göre geliştirmeler kolaylıkla
sisteme entegre edilebiliyor.
Mobil dönüşümün iş dünyasında
oluşturduğu beklentilere yanıt vermek
için Login X-tra Bütünleşik Ek
Çözümler adında bir hizmetimiz
bulunuyor. Bu çözüm sayesinde
web arayüzü, mobil arayüzü, el terminali
arayüzü, iş zekası ve servis
yönetimi çözümleri Login Kurumsal
İş Çözümlerinin diğer modüllerine
çözümlerine sorunsuz bir şekilde
entegre edilebiliyor. Böylelikle tüm
çözümlerin bir arada uyum içinde
çalışması mümkün oluyor. İşlemlerini
lokasyondan bağımsız biçimde
hızlı ve güvenli olarak gerçekleştiren
işletmeler; satın alma ve onay
süreçlerini kolayca takip ediyor, etkili
bir veri analizi elde ediyor.
Müşterilerimizin sistem yönetimi
ve raporlama gibi ihtiyaçlarını ise
Login Pro Sistem Araçları paketiyle
karşılıyoruz. Bu çözümle Login
Kurumsal İş Çözümleri kullanan
müşterilerimiz, hiçbir ek maliyetle
karşılaşmadan bir dizi özel araçlar
ve bileşenlere sahip oluyor. Sistem
yönetim konsolundan, kullanıcılara
sunulacak ekranı geliştirmeye
yarayan araçlara, raporlama araçlarından
kullanıcı dostu arayüzlere
kadar bir işletmenin sisteme ilişkin
tüm ihtiyaçlarını karşılayan Login
Pro, her işletmenin kendine özgü,
güvenli ve kolay bir sistemle çalışmasını
sağlıyor.
Login Kurumsal İş Çözümleri alternatiflerinden
nasıl ayrılıyor?
Sizi öne çıkaran özellikler nelerdir?
Yazılım geliştirmeden, danışmanlık
hizmetlerimize kadar yüzde yüz
yerli ve milli bir ekiple çalışmanın
verdiği pazarı tanıma avantajı bir
yana, Login Yazılım’ın 30 yıla yaklaşan
tecrübesi bize müşteri beklentisini
çok daha iyi analiz ederek,
ihtiyaçları tam ve eksiksiz olarak
karşılayacak çözümler üretme kabiliyeti
kazandırıyor. Login Kurumsal
İş Çözümleri böylelikle çok daha
esnek, güvenilir ve üretkenliği artırıcı
nitelikte ve yüksek performanslı
bir çözüm portföyü haline geliyor.
Öte yandan, tüm çözümlerimiz
kendi ekiplerimiz tarafından geliştirildiği
için, müşterilerin ihtiyacına
göre geliştirmeler ve özelleştirmeler
yapmak mümkün oluyor. Sunduğumuz
çözümlerin bu şekilde
dinamik olarak kendi içinde de geliştirilerek
güncellenmesi, işletmelerin
değişen pazar koşullarına çok
daha kolay adapte olmalarını sağlıyor.
Ürettiğimiz yazılımların kullanıcı
dostu olmaları ve son kullanıcılar
tarafından kolaylıkla benimsenmesi
ise yatırımın geri dönüş süresini
benzersiz biçimde kısaltıyor.
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|43| www.erphaber.com.tr
abas ERP ile
çalışanlarınızın verimliliğini artırın
Çalışanlarınız trendlerin gerisindeyse, işiniz de öyle demektir. O eski deyimi
bilirsiniz: geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye. O zaman neden çalışanlarınızı
bayat ve statik veriye bağımlı hale getiresiniz ki?
Gerçek zamanlı verinin sağladığı imkanlar
çalışan herkesi hızlandırabilir.
abas ERP tüm iş genelinde tam entegre
bir çözüm olduğundan, güncel bilgi
bölümler arasında kesintisiz bir şekilde
zorluk veya bekleme olmadan hareket
eder.
Daha az tekrarlanan veri girişi
Verileri manuel olarak aktarmak düşündüğünüzden
daha zorlayıcıdır.
Tekrarlayan veri girişi, çalışanlarınızın
potansiyelini israf eder ve verimliliği
alt üst edebilecek girdi hatalarına davetiye
çıkartır.
abas ERP’ye geçerek parmaklarınıza
bir soluk aldırın. Tüm sistemleriniz kesintisiz
bir şekilde bağlandığında, kritik
veriler kuruluşunuz genelinde yeniden
girilmeden kullanılabilir ve otomatik
tamamlama araçları geçmiş girdilere
dayanarak sahaları otomatik olarak
doldurmaya yardımcı olur. Bilgisayarın
boşlukları doldurmasına izin verin ve
böylelikle çalışanlarınızın strateji oluşturmaya
daha çok vakit ayırmalarını
sağlayıp küçük işler için efor sarf
etmekten onları kurtarın.
Cevaplar parmak uçlarında
Çalışanlar hesap çizelgelerini
gece gündüz
inceledikten sonra,
soyut bir resimden iş
zekası çekmeye çalıştıklarını hissetmeye
başlayabilirler. Bu onların suçu
değil. “Hesap çizelgesi yorgunluğu”
en iyimizi bile etkiler – tabii ki çalışanlarınız,
verilerini sonsuz bir şekilde
özelleştirilebilir abas ERP kokpitlerine
göndermedikçe. Görselleştirmeler,
çözümlenemeyen verileri, şirketinizin
hedeflerine yönelik kolayca anlaşılan
analizler haline dönüştürür.
Masalardan uzakta zaman
Zihin ve operasyonlar için manzara
değişikliği iyidir ama tabi ki bunu destekleyen
mobiliteniz olduğu sürece.
Nesnelerin İnterneti ile eşleşen akıllı
telefonlar, tabletler, giyilebilir cihazlar,
sensörler, modern çalışanı masaüstü
terminalinden resmi olarak özgürleştirdi.
abas mobil uygulamalar, abas ERP’nin
tam işlevselliğini dokunmatik ekranınıza
getirir. İmalat alanı, satış bölümü,
depo alanı, idari kısım ve bunların arasında
kalan her yerde mükemmeldir.
Daha fazla eğlence
Eğlenmek? Hem de işte? Ne kadar alışılmamış
bir fikir!
Çalışanlar yalnızca usta oldukları işlerde
uzun süre dirsek çürütebilir. Çalışanlarınıza
yetenekli bir grup birey gibi
davranmanın zamanı geldi.
Gereksiz işleri ortadan kaldırdığınızda
ve teknolojiyle birlikte çalıştığınız bir
işbirliği kültürü kurduğunuzda bir patronun
çalışanlarına verebileceği en büyük
armağanı verirsiniz: insan olma
fırsatı.
www.erphaber.com.tr
|44|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
2017 İçin 3 CRM Tahmini
Agile (çevik) ve bulut çözümleri yükselmeye devam ederken
mobil hüküm sürmeye devam edecek.
B2B ürün odaklı pazarlamadan müşteri
odaklı pazarlamaya doğru bir geçiş
görüyor. Hatta, Gartner CRM’in dünya
çapında pazar büyüklüğünde de
ERP’yi gölgede bırakarak 2017’ye kadar
36 milyar dolarlık bir pazar haline
geleceğini tahmin etti. Her beş pazarlama
karar alıcılarından ikisi (yüzde 37)
Forrester’a gelir artışına ikinci olarak
müşteri deneyimini geliştirmenin kritik
bir öncelik olduğunu bildirdi. Yeni yılda
bu önceliği bir gerçeklik haline getirmek
için CRM B2B kuruluşlarının yatırımlarında
ön planda olmalı.
2017 Tahminleri: CRM Müşteri Hizmetleri
ve Desteği’nde, Gartner “Önümüzdeki
birkaç yılda müşteri desteği
etkileşimlerinde analitik ve yapay
zekâyı kullanmak müşteri ilişkilerini
mükemmelleştirmenin anahtarı olacak.”
dedi.
Forrester analizcisi ve son günlerde
yayınlanan Forrester raporunun yazarı
olan Laura Ramos’a göre hesap
temelli pazarlama bir canlanış deneyimledikçe,
B2B pazarlamacıları
her geçen gün daha da fazla müşteri
odaklı olacak, ürünlere ve çözümlere
daha da az önem verecek.
Ramos “2017’de ilerleyerek, hesap
temelli pazarlama için mantıklı olan
gerçek kullanım durumlarının neler
olacağını göreceğiz.” dedi. “Dışarı çıkıp
bir ton teknolojik alet satın almanız gerektiğinden
değil de, ancak pazarlama
yatırımlarından daha iyi gelir elde etmenin
ve pazarlama ile satış aktiviteleri
arasında daha iyi sıralama yapmanın
yanı sıra, ayrıca zaman içerisinde daha
bağlı ve derin müşteri ilişkileri için üzerinde
çalışmanız gereken teknolojiyi
nasıl kullanırsınız?
CloudCraze’de Salesforce B2B ticaret
uzmanı Eric Marotta’ya göre, 2017’nin
başlarının odağı olacak 3 CRM trendi
var:
• Mobil ve self servis CRM’in Hakimiyeti.
İşletmeler maliyetleri düşürürken
uygunluğu geliştirme konusuna odaklandıkça,
mobil ve self servis platformlarına
geçiş devam edecek. Marotta
Business Solutions Magazine’e attığı
bir e-mailde “İşletmeler ve satış temsilcileri
mobil aracılığıyla herhangi bir
işletme satın alma işlevi ve işlemini
gerçekleştirebildikçe, mobil hüküm
sürmeye devam edecek. İşletmeler
çağrı merkezlerinin ve satış temsilcilerinin
masraf ve verimini iyileştirmeye
çabaladıkça müşteri self-servis kabiliyetleri
gelişmeye devam edecek.” dedi.
• CRM ve Ticaretin Daha Da İyi Bir
Birleşimi 2017’ye girdikçe, CRM’i ticaret
ile entegre etme çabalarını göreceğiz,
dedi Marotta. Ayrıca, “CRM
ve ticaret platformlarını ayıran çizgiler
kaybolacak. Büyük ve küçük işletmeler
geliri, memnuniyeti ve verimi en iyi
şekilde nasıl artırabileceği temelinde
stratejik kararlar veriyorlar ve bunların
bir çoğu ticaret ve CRM yazılımını
birleştirmeyle gelecek.” dedi.
• Agile (çevik) ve Bulut Çözümlerine
Odaklanma Artmaya Devam Edecek
Yeni yıl ayrıca kitlelere ulaşmak adına
daha etkili yollar bulmak için agile (çevik)
ve bulut sistemleri üzerinde yenilenen
bir odaklanma görecek. Marotta,
“Konu müşteri ve pazarlama taleplerindeki
değişikliklere ayak uydurmaya
geldiğinde şirketler agile’a (çevik) kucak
açmaya devam edecek ve pazarlamada
daha yüksek hız ve esneklikten
faydalanacak. Teknoloji bütçesi kararları
bahsi geçen agile ve bulut-temelli
hamlelere ağırlık verecek.” dedi.
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi
|45|
www.erphaber.com.tr
Türkiye’de
faaliyet gösteren
yabancı ERP’ler
ne kadar yerli?
Ülkemizin içinde bulunduğu durum
ve yaşanan gelişmeler, ulusal çapta
bir seferberliğin ilan edilmesiyle
milletimizin milli duygularının
da artmasına sebep oldu. İçinde
bulunduğumuz bu durum, yazılım
sektöründe yerli yazılımlara olan
desteğin de artmasına olanak
sağladı.
Hal böyle olunca, Türkiye’de faaliyet
gösteren yabancı ERP firmalarının
ne kadar yerli olduğu konusu
gündeme geldi. Bunu doğru analiz
edebilmek için önce ücretlendirme
modellerini incelememiz gerekiyor.
ERP sistemlerinin ücretlendirilmesi
2 kademeli yapılıyor. Birincisi Lisans
ücretleri. İkincisi ise implementasyon
ve Danışmanlık ücretleri.
Lisans Ücretleri
Lisans ücretlerinin büyük bir çoğunluğunun
yurt dışına gittiğini biliyoruz.
Ancak bu lisans ücretleri üzerinden
yabancı ERP sistemini satan yerli firmaların
komisyon aldığı da biliniyor.
Bu komisyon oranları %30 ile %50
arasında değişkenlik gösteriyor. Tüm
lisans ücreti üzerinden vergilendirme
de yapıldığı için, aslında makro ekonomik
anlamda ülke buradan payını
alıyor. Dolayısıyla bu kısımda Türkiye’de
faaliyet gösteren yabancı ERP
firmalarının %100 yabancı olduğunu
söylemek doğru olmayabilir. Bununla
birlikte tamamen yerli de diyemeyiz.
Fakat şu bir gerçek, yabancı yazılımların
lisanları da ülke ekonomisine
vergilendirme ve komisyon oranları
ile min. %50 oranında yansıyor.
İmplementasyon ve Danışmanlık
ücretleri
ERP maliyetlerinde pastanın büyük
bir kısmını implementasyon ve Danışmanlık
ücretleri alıyor. Örnek olarak
100 bin dolarlık bir projenin, 40
bin doları lisans ise, geriye kalan 60
bin doları danışmanlık, kurulum ve
implementasyona ayrılıyor. İşte bu lisans
harici ücretlerin tamamının yurt
içinde kaldığını söyleyebiliriz. Çünkü
yabancı ERP firmaları, bu kurulum ve
danışmanlık hizmetini kendileri vermiyor.
Partner veya Distributor olarak
tayin ettiği yerli yazılım firmaları
bu hizmeti veriyor. Dolayısıyla implementasyon
ve danışmanlık ayağının
tamamen yerli olduğunu söylersek,
doğru bir tespit yapmış oluruz.
Çünkü kurulumu yapan ve hizmet
veren danışmanlar yerli ve faturayı
kesen firma da yerli olduğu zaman
hizmet de yerli olmuş oluyor. Hatta
implementasyon aşamasında yapılan
geliştirmeler de yerli yazılımcılar ve
partner firmalar tarafından yapılıyor.
Dolayısıyla yine yerli yazılım firmaları
gelişmiş ve kalkınmış oluyor.
Yerli yazılımlara destek vermek gerektiğini
her fırsatta söylüyoruz. ERP
sektörü özelinde lisans, implementasyon
ve danışmanlık kalemlerini
ele aldığımızda, Türkiye’de faaliyet
gösteren yabancı ERP firmaları da en
az %70 oranında yerli diyebiliriz.
Konu ile ilgili görüşünü aldığımız
abas Türkiye Satış Yöneticisi Ali Çatak;
“Türkiye'de yer alan firmalar
tarafından kullanılan global ERP
yazılımları, ülkemizdeki firmaların
verimliliğini artırarak Türkiye ekonomisine
fayda sağlamanın yanı sıra,
ileri seviye ar-ge çalışmalarıyla ülkemizdeki
firmaları yeni teknolojiyle
tanıştırıyor ve yerli ERP üreticilerinin
de ufkunu açıyorlar.” diye konuştu.
Bugün bir araba, bir cep telefonu
veya bir bilgisayar aldığınızda, hiç
birinin yerli olma oranı yabancı ERP
firmaları kadar olmadığını biliyor
muydunuz? Yabancı ERP firmalarının,
Türkiye’ye yeni teknolojiler getirdiği
bir gerçek. Bu yüzden ülke olarak
kendi teknolojimizi, yabancılardan
daha iyi üretmemiz için yabancı yazılım
firmalarını da tanımalı, analiz
etmeli ve takip etmeliyiz.
Sonuç olarak, ERP kullanmak, ülke
ekonomisini kalkındırır. Yerli veya
yabancı fark etmez. Hangisini alırsanız
alın, iş süreçlerinizi dijitalleştirerek,
zaman ve maliyetten tasarruf
edersiniz ve daha kaliteli ve düşük
maliyetli yerli ürünler üreterek ülke
ekonomisine katkı sağlayabilirsiniz.
ERP kullanın...
www.erphaber.com.tr
|46|
Türkiye’nin ilk ve tek ERP e-dergisi