Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Ebrar Yaşaryıldız
Ebabil ve Çığlık
Bir sonbahar sabahında
gökyüzünde zerafetiyle kanat
çırpan ebabiller gibiydi ruhuma
işleyen o huzur. Bir o yana, bir
bu yana kanat çırpıyordu.
Bilirdim
ruhumun
derinliklerinde hep bir ebabilin
olduğunu. Şimdi kanatlanmış,
huzurlu bir şekilde kanat
çırpıyordu. Ama bir gariplik
vardı, gidiyordu sanki
ruhumdaki o güzel ebabil.
Nereye gidiyordu, daha yeni
gelmemiş miydi? Huzurumu
alıp nereye gidersin ey ebabil?
İçimde, derinlerde bir hüzün
vardı sanki. Belki, belki o
hüznün çaresini bulmaya
gidiyordu. Neydi ki o hüzün?
İçimdeki hüzün, ağlıyordu
sanki.. çığlık çığlığa hemde.
seni bu kadar üzen neydi? Bir
yerlerden hatırlar gibiyim bu
çığlıkları, sanki uzaktan bir
yerlerdendi bu çığlıklar. Sanki
Suriye'nindi, sanki Filistin'indi,
sanki Nijerya'nındı.. uzak, ama
çok yakın. İçimde, çok
derinlerdeydi. Çok uzak ve çok
yakındı. Gidiyordu ebabil. O
gözlerindeki ışık, umutla
doluydu. Bir yerlerden tanıdıktı
bu umut dolu bakışlar. Sanki
Kabe'yi temizlerken ki umutla
doluydu bakışları. Ebrehe ve
ordusunu mübarek Kabe'den
temizlerken bu bakışlara sahipti
bir tek. Ve birde şimdi. Bu
umut neydi ki o zaman?
Suriye'nin, Filistin'in,
Nijerya'nın çığlıklarını
dindirmek için miydi? İyide
bunu neden yapıyordu ki?
İnsanlar varken, bizler
buradayken niye bu kadar
canhıraş bir uğraşın içindeydi?
Niye bu kadar umutla kanat
çırpıyordu ruhumda? Kimse bu
olanların farkında değil miydi
gerçekten? Hiçbir insan o
ebabil gibi neden çığlıkları
dindirme umuduyla kanat
çırpmıyordu? Bu devrin
ebabilleri bizler değil miydik?
Hani bizler gül kokulu
Peygamberin ümmetiydik?
Niye bu sessizlik? Niye bu öne
eğik boyunlar? Biz varken,
4