Prime 171 / Nisan
-Çin’in hurda ithalatı artacak, çelik ihracatı düşük kalacak -Çin’in 2021 yılı üretim kesintileri: Kazanan kim olacak? -OECD: Küresel çelik talebinin yakın zamanda kısmen toparlanması bekleniyor -Tosyali Algerie Cezayir'in ilk kütük ihracatını gerçekleştirdi -Borçelik’ten Tofaş’a özel Ar-Ge projesi
-Çin’in hurda ithalatı artacak, çelik ihracatı düşük kalacak
-Çin’in 2021 yılı üretim kesintileri: Kazanan kim olacak?
-OECD: Küresel çelik talebinin yakın zamanda kısmen toparlanması bekleniyor
-Tosyali Algerie Cezayir'in ilk kütük ihracatını gerçekleştirdi
-Borçelik’ten Tofaş’a özel Ar-Ge projesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SEKTÖRDEN BAKIŞ<br />
nedeniyle, devlet yardımları konusunda<br />
negatif ayrımcılık yapıldığı net bir şekilde<br />
ortada iken, bu soruşturmadan herhangi bir<br />
sonuç alınamayacağının açıkça ortaya çıkmış<br />
bulunmasının, bu süreçte etkili olduğu<br />
söylense bile; “Türkiye ile Avrupa Birliği<br />
arasındaki ilişkilere yeni bir ivme kazandırma<br />
ve bu tür, enerjinin boşa harcanmasına yol<br />
açan uygulamalardan kaçınma” yönündeki<br />
yaklaşımların da etkili olduğunu söylemek<br />
mümkün görünüyor. Türk çelik sektörü olarak,<br />
bu gelişmeyi memnuniyetle karşılıyoruz.<br />
Bu kapsamda derneğimiz de, mütekabiliyet<br />
esasları çerçevesinde, Avrupa Birliği çelik<br />
üreticilerine yönelik olarak sürdürmekte<br />
olduğu, sübvansiyon vergisi soruşturma<br />
çalışmalarını, bu durumu dikkate alarak<br />
askıya almış bulunuyor.<br />
Diğer taraftan geçici vergi uygulanmasına<br />
karar verilen damping soruşturmasının da çok<br />
sağlam bir zemine oturmadığı kanaatindeyiz.<br />
Bu soruşturmadaki geçici vergilerin,<br />
kalıcı vergilere dönüştürülmemesinde<br />
ve koruma tedbirlerinin uzatılması<br />
yönündeki çalışmaların uzatma olmadan<br />
kapatılmasında, Türkiye ile Avrupa Birliği<br />
arasında karşılıklı güvene dayalı yeni bir<br />
dönemin başlatılması açısından fayda<br />
mülâhaza ediyoruz.<br />
Bunun diğer ülkelerde de, çelik dış ticaretinde<br />
korumacı yaklaşımlar yerine, serbest ve<br />
adil ticaret şartlarının oluşturulması<br />
yönünde yaklaşımların benimsenmesine<br />
katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Esasen,<br />
232. Bölüm kapsamındaki koruma tedbiri<br />
uygulamalarının sonuçlarına ilişkin yapılan<br />
çalışmalar, tarifelerin ABD tüketicileri<br />
(özellikle imalat sanayii firmaları) için yüksek<br />
ekonomik maliyet getirdiğini, tarifelerin<br />
daha yüksek çelik fiyatlarının oluşmasına<br />
sebep olduğunu, dolayısıyla daha yüksek<br />
girdi maliyetlerine, daha düşük ihracata, yurt<br />
içi ve yurt dışında rekabet gücü kaybına yol<br />
açtığını ve Amerika Birleşik Devletleri’ne<br />
fayda sağlamadığını gösteriyor.<br />
Koruma tedbirlerinin sağladığı koruma<br />
duvarları arasında, fiyatlar, Türkiye’ye göre,<br />
Avrupa’da yüzde 15-20, Amerika’da yüzde<br />
40-50 civarında artmış bulunuyor. Bunun<br />
üç yıl boyunca söz konusu ülkelerdeki<br />
çelik üreticilerine sağladığı finansman<br />
desteği, etkin olmayan kapasitelerin<br />
ayakta tutulmasına, suni bir şekilde üretim<br />
faaliyetlerini sürdürmelerinin sağlanmasına<br />
ve ayrıca yeni çelik kapasitelerinin<br />
oluşturulmasına katkı sağlıyor.<br />
Bu durum, batılı ülkelerin çelik sektörü<br />
temsilcilerinin, çeşitli uluslararası<br />
toplantılarda gündeme getirdikleri, çelik<br />
sektörüne devlet yardımı yapılmaması<br />
ve etkin olmayan kapasitelerin suni bir<br />
şekilde ayakta tutulmaması yaklaşımlarıyla<br />
bağdaşmıyor. Anılan ülkelerin, başka<br />
ülkelerin bu yöndeki çabalarını eleştirirken,<br />
kendilerinin benzeri sonuçlar doğuracak<br />
uygulamaları desteklemeleri, samimi bir<br />
yaklaşım olarak görünmüyor.<br />
Bu açıdan, en azından Avrupa Birliği ile<br />
Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir “Serbest<br />
Ticaret Alanı” oluşturulması ve bunun<br />
ilgili tüm tarafların çıkarlarına sonuçlar<br />
doğurduğunun herkese gösterilmesi<br />
önem taşıyor. Avrupa Birliği’nin ve Avrupa<br />
Komisyonu’nun bu olgunluğu göstererek,<br />
korumacı yaklaşımları uygulamaya çalışan,<br />
başta ABD olmak üzere, diğer tüm ülkelere<br />
örnek olması gerektiğini düşünüyor, bu<br />
vesileyle, Türk çelik sektörü olarak, bu<br />
yaklaşımlara her türlü aktif desteği vermeye<br />
hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz.<br />
<strong>Prime</strong> <strong>Nisan</strong> 2021 70