taş da yumurtonın, olan yumurtaya olur. Kıbrıs Rum Atasözü

Eleni'nin açtığı kapıdan, yuvarlanır gibi girdi Mikalis Menas.
Kızı kenara savurdu, bağırdı.
"Maria, neredesin?''
"Kutsal Meryem! Buldun mu? Neredeymiş?''
"Okulda! Bohba ile yakalanmış budala!''
"Bombayla mı?"
Eleni, kadının gözlerinin önce kuyu ağzı gibi derinleştiğini,
sonra pınarlar gibi yaş fışkırttığ,n, go.au . Hızlatrruyin
bir fidan gibi söndü Maria İolanti. Eleni başını antre'nin taşlarına
çarpacağından korktu. Fırladı, belınden yakaladı kadını,
"Kiria Menas!"
"Tam fırlatacakken elinden kapmışlar, San Con'un avlusuna
fırlatmışlar."
"Şimdi nerede?'
"Kimse bilmiyor!" dedi, Mikalis Menas. Cebinden çıkardığı
koca mendiliyle alnındaki terleri siliyordu. "Kalede
herhalde!"
"İsa Mesih! Zindanlarda mı?"
"Ne bileyim ben!" bağırdı, Mikalis.
*Bil!" diye haykırdı kadın. *Bil!"
Beklenmedik bir güçle fırladı, kocasının gömleğinin yakalarına
yapıştı. Eleni, adamın dev bir hacıyatmaz gibi sallanmaya
başladığını gördü.
"Bir şeyler yap! Para yedir, bul! Ne yaparsan yap, bul!
Mikalis, ölür orada, ölür!"
"Madam Maria, lütfen!" Eleni, Maria'yı adamın üstünden
çekmeye çabaladı.
"Anne, anne!" koşuştular çocuklar. Küçük antrede bir didişmedir
başladı.
"Madam Maria, hastalanacaksınız!"
Ne Mikalis'in koca gövdesi, ne Eleni! Zaptedemiyorlardı
kadını.
52 53
"Peder Andrias'a haber sal, gelsin. Hristos'a söyle, o da
,:
baksın!"
"Delirdin mi be kadın! Çek ellerini üstümden!"
"Oğlumu bul Mikalis. Oğlumu bul! Yoksa lanetim cehenneme
kadar üstünde olsun!"
"Çekil be!" Mikalis Menas son bir gayretle fırlattı kadını.
Eleni dengesini koruyamadı. Maria önde, Eleni arkada, merdivenlerin
üstüne yığıldılar.
"Senin yüzünden, hep senin yüzünden" diye haykırıyordu
Maria.