25.12.2012 Views

Başarılı bir yılı geride bıraktık - Dem Gazetesi

Başarılı bir yılı geride bıraktık - Dem Gazetesi

Başarılı bir yılı geride bıraktık - Dem Gazetesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sayý 11<br />

Mart 2002 www.dem-ajans.de DEUTSCH<br />

10<br />

redaktion@dem-ajans.de sayfa<br />

Medeniyetlerin Barýþý<br />

Türkiye Devleti, jeo-stratejik<br />

ve jeo-ekonomik olarak, son<br />

derece kilit öneme sahip <strong>bir</strong><br />

bölgede yer almaktadýr.<br />

Türkiye’nin Asya ve Avrupa<br />

arasýnda <strong>bir</strong> köprü<br />

görevi görmesi,<br />

Kafkaslar’a ve Hazar<br />

Bölgesi’ne komþu<br />

olmasý, Karadeniz’i<br />

ve Akdeniz’i kontrol<br />

edebilen konumu<br />

önemini daha da<br />

artýrmaktadýr. Üzerinde<br />

bulunduðu coðrafya,<br />

Türkiye’ye, kendisini ayný<br />

anda hem Avrupalý, hem<br />

Asyalý, hem de Ortadoðulu hissedebilme<br />

imkaný vermektedir.<br />

Ýbrahim Ýlyas/ Ýstanbul<br />

Birinci ve Ýkinci Dünya<br />

Savaþlarý’yla, Türkiyenin içinde<br />

bulunduðu coðrafyanýn siyasi haritasý<br />

önemli ölçüde deðiþmiþ ve ortaya<br />

<strong>bir</strong>çok yeni devlet çýkmýþtýr. 20. yüzyýl<br />

bitmeden hemen önce ise hiç beklenmedik<br />

ve çok önemli <strong>bir</strong> geliþme olmuþ<br />

ve SSCB daðýlmýþtýr. Bunun sonucunda<br />

bölgedeki dengelerde büyük deðiþiklikler<br />

olmuþtur.<br />

Tarihin iþleyiþi, böylesine hareketli<br />

<strong>bir</strong> bölgenin her an yeni yapýlanmalara<br />

açýk olduðunu göstermektedir. Bu<br />

coðrafyada Osmanlý Devleti’nin ardýndan,<br />

aradan geçen uzun zamana ve<br />

denenen her türlü rejim ve siyasi iktidara<br />

raðmen, huzur ve istikrar hala<br />

saðlanamamýþtýr. Gerek Balkanlar,<br />

gerekse Ortadoðu ve Kafkasya halklarý<br />

savaþlarýn, çatýþmalarýn ve gerginliklerin<br />

aðýr yükü altýnda ezilmektedir.<br />

Dünya siyasetinde söz sahibi olanlar,<br />

herþeyden önce bugün „Osmanlý-<br />

Türk Hinterlandý“ olarak anýlan bu<br />

bölgelerin öneminin farkýnda olmalýdýr.<br />

Çünkü pek çok politik denge, ana hatlarýyla<br />

bu coðrafyanýn etrafýnda þekillenmektedir.<br />

Bunun yaný sýra bölgenin<br />

sahip olduðu kaynaklar, 21. yüzyýl<br />

siyasetinin burada yoðunlaþmasýna<br />

sebep olmaktadýr. Bu topraklar, bugün<br />

dünyanýn en zengin yeraltý kaynaklarýna<br />

sahiptir. Sanayileþmenin temel<br />

hammaddelerini oluþturan kömür,<br />

petrol, doðalgaz, demir, bakýr gibi<br />

madenler açýsýndan, baþta Kafkaslar<br />

ve Orta Asya olmak üzere tüm bölge<br />

Rosa Luxemburg<br />

ist die jüngste von<br />

fünf Geschwistern. Am<br />

5. März 1871 in Zamost,<br />

in Russisch- Polen geboren,<br />

wo die meisten<br />

Juden waren. Ihr Vater,<br />

Elias Luxemburg war<br />

Holzhändler.<br />

Einige meinten das<br />

die Luxemburg Familie<br />

wohlhabend- bürgerlich<br />

seien, andere meinten<br />

aber das sie so arm<br />

dran waren, dass sie<br />

ihre Wäsche versetzen<br />

mussten.<br />

Rosa Luxemburg<br />

war sehr intelligent und<br />

wachsam. Ihr war ihre<br />

jüdisch - und weiblich seien sehr<br />

bewusst.1873, als Rosa 3 Jahre alt war, zieht<br />

die Familie nach Warschau. Doch man weis<br />

nicht warum. Wahrscheinlich dachte der Vater<br />

dort bessere Geschäfte zu machen. Doch<br />

diese Erwartungen erfüllten sich nicht. Ein<br />

grund dafür war, dass die Juden nicht in der<br />

Innenstadt verkaufen durften, da sie als Konkurrenz<br />

für die nicht jüdischen Kaufleute sein<br />

konnten. Die Luxemburgs wohnten in einer<br />

3- Zimmer- Wohnung. Rosa L. musste wegen<br />

Hüftleiden ein halbes Jahr lang im Bett liegen.<br />

Die Ärzte meinten zu der Zeit nur das die einzige<br />

Medizin Bettruhe wäre. Was Rosa L. zu<br />

einer Humpelnden Frau machte. Doch in<br />

dieser Zeit bringt Rosa Luxemburg sich das<br />

Lesen bei. 1880 wo Rosa L. 10 Jahre alt war,<br />

wird sie zum Russischen 2.Mädchen-Gymnasium<br />

geschickt. Es war das beste Gymnasium<br />

wo sie hingehen konnte. Da in das Russi-<br />

oldukça zengin rezervlere sahiptir.<br />

Son zamanlarda gerçekleþen ve<br />

dünya gündemini oldukça meþgul<br />

eden <strong>bir</strong>çok olay, yazýnýn giriþinde<br />

sýnýrlarýný çizdiðimiz bu bölgeyi yakýndan<br />

ilgilendirmektedir. Dolayýsýyla<br />

dünya barýþýnýn tesis edi- l e b i l -<br />

mesi için,<br />

<strong>bir</strong> an önce<br />

bölgedeki denge ve istikrarýn<br />

saðlanabilmesi gerekmektedir. Kuþkusuz,<br />

bu topraklar üzerinde huzurun<br />

yerleþmesi ve kaynaklarýn verimli<br />

kullanýmýyla bölge rahata kavuþacaktýr.<br />

Dünyanýn bu en önemli coðrafyasýnda,<br />

etnik ve dini farklýlýklarý<br />

olan insanlarýn <strong>bir</strong>arada huzur içinde<br />

yaþamalarýný saðlayacak ve adaleti<br />

eþit olarak daðýtacak <strong>bir</strong> iþ<strong>bir</strong>liðinin<br />

gereði kaçýnýlmazdýr. Bölgede yer<br />

alan devletler, güçlerini ve imkanlarýný<br />

hem ekonomik hem de<br />

sosyo-kültürel alanda iþ<strong>bir</strong>liðiyle güçlendirdikleri<br />

takdirde, bu coðrafyanýn<br />

sahip olduðu stratejik önem daha da<br />

artacaktýr.<br />

Bunun yolu ise, ülkeler arasýndaki<br />

çatýþma ve anlaþmazlýklarýn yerini,<br />

barýþ ve iþ<strong>bir</strong>liðine býrakmasýndan<br />

geçer. Bu tür <strong>bir</strong> iþ<strong>bir</strong>liði, bölgedeki<br />

her ülke için önemli <strong>bir</strong> dayanak noktasý<br />

oluþturacak ve böylece uluslararasý<br />

platformda her <strong>bir</strong> devlet kendi<br />

ulusunun menfaatlerini karþýlýklý hoþgörü<br />

ve uzlaþý çerçevesinde koruma<br />

imkaný bulacaktýr.<br />

Türkiye tüm Ortadoðu, Balkanlar,<br />

Kafkasya ve Orta Asya’da kalýcý barýþý<br />

temin etmiþ, böyle <strong>bir</strong> <strong>bir</strong>liktelikten<br />

oluþan ekonomik gücü en adaletli ve<br />

hakkaniyetli þekilde yönlendirmiþ köklü<br />

<strong>bir</strong> tarihe sahiptir. Balkan halklarý, Türkiye<br />

ile gönül baðlarýný hala devam<br />

ettirmektedirler. Ortadoðu ise,<br />

Osmanlý’nýn bölgeden çekilmesiyle<br />

kaybettiði huzur ve istikrarý, tekrar<br />

kazanmaya çalýþmaktadýr. Eðer bu<br />

bölgede yer alan ülkeler, bugün<br />

Rosa Luxemburg<br />

Geboren 1871- Ermordet 1919<br />

schen 1 Gymnasium nur<br />

Kinder der Adels Familien<br />

gehen durften. Die Unterricht<br />

Sprache war Russisch<br />

es war den Schülern<br />

verboten sich mit ihrer<br />

Muttersprache zu unterhalten.<br />

Und wenn sie das<br />

machten drohte ihnen<br />

sogar ein Verweis aus<br />

der Schule. Rosa Luxemburg<br />

war begabt in<br />

Novellen und Gedichte<br />

schreiben. In Warschau<br />

wurden die Juden sehr<br />

schlecht behandelt.<br />

Große Menschen<br />

mengen kamen in das<br />

Jüdische Viertel und plünderten<br />

Sachen, zerschlugen<br />

die Fenster usw. was Rosa L. dazu brachte<br />

auch in ihren letzten Lebensjahren angst vor<br />

Menschenmengen zu haben. Mit 16 Jahren<br />

war Rosa L. schon verbündete eines illegalen<br />

politischen Zirkeln . In dieser Gruppe wurden<br />

die politischen Ereignisse die sich in den<br />

letzten Jahren abspielten, diskutiert z.B 1881<br />

als der Zar ermordet wird. 1887 erhält Rosa<br />

Luxemburg ihr Abitur in 14 Fächern mit der<br />

Note ausgezeichnet und in den restlichen gut.<br />

Als die ersten Verhaftungen der Juden im<br />

Jahre 1889 anfingen, musste sie vor einer<br />

drohende Verhaftung ins Ausland fliehen.. In<br />

Zürich besuchte sie die Philosophische Fakultät<br />

der Universität wo Frauen und Männer<br />

gleichberechtigt studieren durften. In den folgenden<br />

Semestern besuchte sie Seminare<br />

zur Staatswissenschaft, zur mittelalterlichen<br />

Geschichte soeie zur Geschichte der Wirtschafts-<br />

und Börsenkrisen.<br />

dünyanýn geleceðinde bu kadar hayati<br />

<strong>bir</strong> öneme sahiplerse, bu durumda<br />

Osmanlý’nýn varisi olan Türkiye<br />

Cumhuriyeti’nin de söz konusu süreçte<br />

kilit rol oynamasý kaçýnýlmazdýr.<br />

Ayný durum, Kafkaslar ve Orta Asya<br />

için de geçerlidir. Bu bölge halklarý ile<br />

Türkiye arasýnda büyük <strong>bir</strong><br />

kültür ve tarih b i r l i ð i<br />

vardýr.<br />

Kafkaslar, tarih boyunca Rus zulmünden<br />

kaçarak Osmanlý’ya sýðýnmýþ Müslüman<br />

kavimlerin diyarýdýr. Orta Asya<br />

ise, Osmanlý topraðý olmasa da, Türklerin<br />

ilk vataný olmasý ve hala bu<br />

coðrafyada çok sayýda Türkün yaþýyor<br />

olmasý sebebiyle, Türkiye’nin doðal etki<br />

alanýndadýr.<br />

Unutulmamalýdýr ki, Türkiye, yüzlerce<br />

farklý kültürün ve etnik grubun<br />

barýndýðý bu topraklarda, sahip olduðu<br />

Osmanlý mirasý gereði „söz sahibi“dir.<br />

Nitekim Soðuk Savaþ’ýn ardýndan, tesis<br />

edilen yeni dünya sisteminde, baþta<br />

Amerika olmak üzere, pek çok ülkenin<br />

ýsrarcý talebi, Türkiye’nin bu topraklarda<br />

aktif rol almasý yönündedir.<br />

Türkiye’nin Somali Operasyonu ile<br />

Bosna Hersek ve Kosova harekatlarýnda<br />

üstlendiði aktif rol bu düþünceyi<br />

kanýtlamaktadýr.<br />

Türkiye Devleti bugün, týpký<br />

Osmanlý’nýn yaptýðý gibi, Balkanlar ve<br />

Ortadoðu’daki farklý etnik kimlik ve dinleri<br />

kucaklayan <strong>bir</strong> strateji geliþtirmektedir.<br />

Bu stratejinin dayanak noktasý<br />

ise, Türk-Ýslam kültürünün ve köklü<br />

medeniyetimizin yeniden keþfedilme-<br />

sidir. Nitekim bu topraklarda, siyaseten<br />

olmasa bile, kültürel olarak Türk<br />

hakimiyeti hala devam etmekte, özellikle<br />

Balkanlar’da ve Kafkasya’da farklý<br />

ýrklardan çok sayýda Müslüman kendini<br />

Türk ve Osmanlý addetmektedir.<br />

Amerikalý stratejist Samuel Huntington<br />

tarafýndan ortaya atýlan „medeniyetlerin<br />

çatýþmasý“ fikri, bilimsel, akli<br />

ve vicdani hiç<strong>bir</strong> delili olmayan<br />

anlamsýz <strong>bir</strong> teoridir. Tarih boyunca,<br />

yeryüzünün her bölgesinde çeþitli<br />

medeniyetler varolmuþ, bu medeniyetler<br />

<strong>bir</strong><strong>bir</strong>leriyle sosyal ve kültürel<br />

açýdan iliþkiler kurmuþ ve „medeniyet<br />

alýþveriþi“nde bulunmuþlardýr. Her ýrk,<br />

her soy, her millet ayrý <strong>bir</strong> medeniyete<br />

sahiptir. Her medeniyetin ayrý <strong>bir</strong> özelliði<br />

vardýr ve karþýlýklý hoþgörü ve uzlaþý<br />

çerçevesinde insanlar her medeniyetten<br />

<strong>bir</strong>þeyler alýrlar. Allah, <strong>bir</strong> Kuran<br />

ayetinde yeryüzündeki medeniyetlerin<br />

çeþitliliðinin insanlarýn karþýlýklý iliþkilerini<br />

düzenlemeye vesile olduðunu<br />

belirtir:<br />

„Ey insanlar, gerçekten, biz sizi <strong>bir</strong><br />

erkek ve <strong>bir</strong> diþiden yarattýk ve <strong>bir</strong><strong>bir</strong>inizle<br />

tanýþmanýz için sizi halklar<br />

ve kabileler (þeklinde) kýldýk. Þüphesiz,<br />

Allah katýnda sizin en üstün (kerim)<br />

olanýnýz, (ýrk ya da soyca deðil) takvaca<br />

en ileride olanýnýzdýr. Þüphesiz<br />

Allah, bilendir, haber alandýr.“ (Hucurat<br />

Suresi, 13)<br />

Huntington’un teorisi, Charles<br />

Darwin tarafýndan ortaya atýlan Evrim<br />

Teorisi’nin, hiç<strong>bir</strong> temele dayanmayan<br />

<strong>bir</strong> iddiasý olan „doðadaki türler<br />

arasýndaki çatýþma“nýn sosyolojiye ve<br />

Sie änderte häufig aus politischen Gründen<br />

ihren Wohnort. Doch sie Unterbricht das<br />

Studium wegen Politischen Aktivitäten Gründung<br />

der sozialdemokratische Zeitschrift ,,<br />

Sache der Arbeiter´´ in Paris. Da sie öfters<br />

nach Paris musste. Um Rosa und<br />

Leo Jogisches, einem Mann an dem sie<br />

sehr hing, bildete sich eine Gruppe junger,<br />

international gesinnter, polnische Sozialisten.<br />

Rosa L und Leo J gehörten zu den führenden<br />

Mitgliedern der Partei „Sozialdemokratischen<br />

Arbeiterpartei des Königreichs Polen“.<br />

Die PPS unterstrich auch die nationale Selbstständigkeit<br />

Polens. Ihre erste illegale Kongress<br />

war am 1894.<br />

1897 promoviert Rosa L. zum Thema „die<br />

Industrielle Entwicklung Polens“.<br />

1898- 1903 Heiratet sie Gustav Lübeck um<br />

die Deutsche Staatsangehörigkeit zu bekommen.<br />

Die ihr, dann die Mitarbeit der deutschen<br />

Arbeitbewegung ermöglichen soll.<br />

Sie schließt sich 1989 zu der SPD an<br />

und am Parteitag der SPD nimmt sie als<br />

Expertin der Polnischen Angelegenheiten<br />

teil. Im Herbst 1898 ist sie die Chefredakteurin<br />

der Sächsischen Arbeiter Zeitung,<br />

das eines der Blätter der SPD ist, in Dresden.<br />

Doch schon anfangs November 1898<br />

tritt sich wieder zurück.<br />

Durch ihre Broschüre 1900 greift sie<br />

„Sozialreform oder Revolution“ in die „Revisionismusdebatte“<br />

ein. Sie verteidigt den<br />

revolutionären Standpunkt gegen den revisionistischen<br />

Eduard Bernstein und fordert<br />

den Ausschuss der „Reformisten“ aus der<br />

Partei. In Zeitungsartikeln greift sie immer<br />

wieder den deutschen Militarismus und<br />

Imperialismus an.<br />

1904 wird Rosa Luxemburg festgenommen<br />

wegen Majestätsbeleidigung gegen<br />

Kaiser Wilhelm den II. Sie wurde nach 6<br />

Wochen wieder freigelassen..<br />

1906 wurde sie in Warschau festgenommen<br />

wegen „Anreizung zum Klassenhass“.<br />

Als erstes war sie gefangen<br />

im Gefängnis des Warschauer Rathauses,<br />

dann wurde sie ins Pawiak Gefängnis<br />

toplumlara uygulanma çabasýdýr. Bu<br />

çatýþma iddiasý, komünizm vasýtasýyla<br />

denenmiþ ve ortaya 20. yüzyýlýn kanlý<br />

bilançosu çýkmýþtýr. Oysa an dünyanýn<br />

ihtiyacý çatýþma deðil, topyekün barýþtýr.<br />

Bu barýþ için ihtiyaç duyulan modeli<br />

uzaklarda aramaya gerek yoktur. 500<br />

yýllýk <strong>bir</strong> dönemde, idaresi altýndaki<br />

her bölgeye nizam vermiþ olan<br />

Osmanlý idaresi ve Türk-Ýslam ahlaký,<br />

oluþturulmak istenen „medeniyetler<br />

çatýþmasý“ný, „medeniyetler barýþý“na<br />

döndürmeye yetecektir.<br />

Osmanlý Vizyonuyla Ortadoðu ve<br />

Dünya Siyasetine Bakabilmek<br />

Ýkinci Dünya Savaþý’nýn hemen<br />

ardýndan baþlayan soðuk savaþ<br />

dönemi, kapitalist ve komünist bloklar<br />

için uzun süreli <strong>bir</strong> istikrar ortamý<br />

oluþturmuþtu. Ýki kutuba ayrýlan<br />

dünya siyaseti, her ne kadar tehlike<br />

teþkil ediyor gibi gözükse de, gerçekte<br />

iki kutup arasýndaki güç<br />

dengesi <strong>bir</strong> istikrar ortamý oluþturuyordu.<br />

1991 yýlýnda Sovyetler Birliði’nin<br />

çöküþü, bu dengeyi bozdu. Sovyetler<br />

Birliði’nin çöküþü ile<br />

baþlayan yeni dönem,<br />

demokrasinin ve serbest<br />

piyasa ekonomisinin<br />

en önemli<br />

aktörü olan ABD’yi<br />

rakipsiz býrakmýþtý. Bu<br />

yeni döneme de „Yeni<br />

Dünya Düzeni“ adý<br />

verilmiþti. „Yeni Dünya<br />

Düzeni“ kýsa zamanda<br />

<strong>bir</strong>kaç teorik zemine<br />

<strong>bir</strong>den oturtuldu. Bunlarýn<br />

arasýnda en<br />

önemlisi ve bugünlerde<br />

de yeniden gündeme<br />

getirilen ise „Medeniyetler<br />

Çatýþmasý“ fikridir.<br />

Fikrin savunucusu<br />

Samuel Huntington,<br />

medeniyetlerin tabiatýndan<br />

kaynaklanan kültürel<br />

farklýlýklarýn<br />

çatýþmalara neden olacaðýný<br />

ve bu çatýþmalarýn<br />

dünyadaki sürtüþmelerin<br />

son kýsmýný oluþturacaðýný<br />

ileri sürmüþtü.<br />

Bugün de bu tezden yola<br />

çýkarak, farklý etnik kimliklerin<br />

ve dinlerin <strong>bir</strong><br />

arada yaþamayý baþaramayarak<br />

çatýþacaðý ve<br />

önümüzdeki günlerde,<br />

söz konusu bölgelerin<br />

<strong>bir</strong>çok çatýþmaya sahne<br />

olacaðý iddia ediliyor.<br />

Halbuki bu iddialardan<br />

yola çýkanlar,<br />

yakýn geçmiþte yaþanmýþ<br />

Osmanlý modelini<br />

überführt und schließlich in die Warschauer<br />

Festung. Sie wurde durch Kaution freigelassen,<br />

welches von der SPD bezahlt wurde. 1913<br />

hatte Rosa L. die Arbeiter bei einem Frankfurter<br />

Prozess zur Kriegsverweigerung aufgerufen.<br />

Wegen dieses Aufrufs wird gegen<br />

sie Anklage wegen „Aufforderung zum Ungehorsam<br />

gegen Gesetze und gegen Anordnungen<br />

der Obrigkeit“ erhoben. Sie wurde zu<br />

einem Jahr verurteilt. Überall in Deutschland<br />

protestierten die Arbeiter wegen dem Urteil.<br />

Nachdem das Urteil des vorangegangenes<br />

Jahres 1915 vollstreckt wurde, musste sie ins<br />

Frauengefängnis.1916 wird sie vom Frauengefängnis<br />

entlassen. Dann begann der „Sicherheitsverwahrung“<br />

die bis November 1918<br />

dauerte. Sie wurde zweimal verlegt zuerst<br />

in die Festung Wronke in der Provinz Posen,<br />

dann nach Breslau.1918 wird sie aus Breslau<br />

entlassen. Sie zog nach Berlin wo sie als<br />

Redakteurin bei der „Roten Fahne“, einer Zei-<br />

göz ardý etmeye çalýþýyorlar. Osmanlý<br />

Millet Sistemi’nde, devletin koruyucu<br />

þemsiyesi altýna giren her millet ya<br />

da topluluða, kendi inanç ve örfüne<br />

göre yaþama hakký tanýnýr ve temel<br />

haklarý koruma altýna alýnýrdý. Türkler<br />

ister Balkanlar’da, ister Kafkaslar’da,<br />

ister Ortadoðu’da olsun gittikleri hiç<strong>bir</strong><br />

ülkede kimseyi dinini ve töresini<br />

deðiþtirmeye zorlamamýþlar ve hiç<br />

kimseye dininden dolayý zulmetmemiþ,<br />

kimseyi hor görmemiþlerdir. Her<br />

dinden, her mezhepten vatandaþ ibadetini<br />

dilediði gibi yerine getirmiþ,<br />

kendi örf ve adetlerini uygulama konusunda<br />

hiç<strong>bir</strong> baský veya zorlama ile<br />

karþýlaþmamýþtýr. Bunun karþýlýðýnda,<br />

dýþarýdan gelen saldýrýlarda bu topraklarda<br />

yaþayanlar da, -severek ve<br />

isteyerek- yönetiminden memnun kaldýklarý<br />

Osmanlý Devleti’nin yanýnda yer<br />

almýþlardýr. Böylece dýþ güvenlik ve<br />

ekonomi baþta olmak üzere, pek çok<br />

alanda doðal ve saðlam <strong>bir</strong> ittifak<br />

oluþmuþ, hem Osmanlý Devleti’nin<br />

hem de tebasý altýnda yaþayanlarýn<br />

huzur bulduklarý <strong>bir</strong> ortam saðlanmýþtýr.<br />

21. YÜZYILIN ÞEKÝLLENMESÝNDE<br />

TÜRKÝYE’YE KÝLÝT ROL<br />

Türkiye’nin sahip olduðu tarihi miras ile<br />

siyasi, askeri ve ekonomik potansiyel<br />

nedeniyle, pek çok Batýlý ülke bu bölge üzerinde<br />

geliþtirdikleri stratejilerin Türkiye eksenli<br />

-hatta Türkiye merkezli- olmasý gerektiðinin<br />

farkýndadýr. Nitekim ABD eski Baþkaný Bill<br />

Clinton’ýn, 1999 yýlýnýn son aylarýnda Georgetown<br />

Üniversitesi’nde yaptýðý <strong>bir</strong> konuþma da<br />

bu görüþü destekler niteliktedir. Bir anda tüm<br />

dünya ülkelerinin dikkatini Türkiye üzerine<br />

çevirmelerine neden olan bu ünlü konuþmada,<br />

Clinton’ýn özellikle, „20. yüzyýlýn<br />

gidiþatýný nasýl Osmanlý’nýn yýkýlýþý belirlediyse,<br />

21. yüzyýlýn þekillenmesinde de Türkiye’nin<br />

etkin rol oynayacaðý“ anlamýna gelen sözleri<br />

son derece önemli <strong>bir</strong> tespiti içermektedir.<br />

Siyaset yorumcularý, Clinton’ýn bu sözlerini<br />

„Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika’yý içine alan<br />

milyonlarca km2’lik <strong>bir</strong> alanda, dünya siyasetinin<br />

merkezi olan <strong>bir</strong> bölgede söz sahibi<br />

<strong>bir</strong> ülke olduðu için 21. yüzyýlýn þekillenmesinde<br />

kilit rol oynayacaktýr“ þeklinde deðerlendirmiþlerdir.<br />

Bill Clinton benzer mesajlarý<br />

Kasým 1999 tarihinde Türkiye gezisi sýrasýnda<br />

TBMM’nde yaptýðý konuþmasýnda da vermiþtir.<br />

ABD liderinin, Türkiye için 21. yüzyýlda böyle<br />

<strong>bir</strong> saptamada bulunmasý kuþkusuz çok dikkat<br />

çekicidir.;<br />

„Türkiye, Avrupa, Asya ve Afrika’yý içine<br />

alan milyonlarca km2’lik <strong>bir</strong> alanda, dünya<br />

siyasetinin merkezi olan <strong>bir</strong> bölgede söz<br />

sahibi <strong>bir</strong> ülke olduðu için 21. yüzyýlýn þekillenmesinde<br />

kilit rol oynayacaktýr.“ Bill Clinton<br />

(ABD Eski Baþkaný)<br />

tung des Spartakusbunds war.<br />

Die Führer des Spartakusbunds waren<br />

Rosa L. und Karl Liebknecht.17 Dezember 1918<br />

tritt sie in ihrem Artikel in Roten Fahne „Nationalregierung<br />

oder Räteregierung? für eine<br />

Räteregierung ein.Obwohl sie die Revolution<br />

unterstützt, behält sie ihren grundsätzlichen<br />

pazifistischen Standpunkt bei.<br />

30 Dezember-1 Januar 1918/1919 beteiligt<br />

sich an der Gründung der Kommunistischen<br />

Partei Deutschland (KPD)<br />

1919 in den Januarunruhen musste Rosa<br />

L. immer ihre Wohnungen ändern. Doch sie<br />

weigerte sich Berlin zu verlassen. Doch am<br />

15 Januar wurde sie und Karl Liebknecht von<br />

Soldaten der Garde-Kavallerie Schützendivision<br />

verschleppt. Nach dem sie im Eden Hotel<br />

Verhört und Misshandelt wurden, wird sie<br />

wahrscheinlich beim Abtransport ermordet.<br />

Man fand ihre Leichen erst im 31. Mai 1919<br />

im Landwehrkanal in Berlin.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!