„İslam coĞrafyasi“NIN - Dem Gazetesi
„İslam coĞrafyasi“NIN - Dem Gazetesi
„İslam coĞrafyasi“NIN - Dem Gazetesi
- TAGS
- gazetesi
- demajans.com
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kostenlos - Üçretsiz<br />
AYLIK KÜLTÜR-SANAT VE ENFORMASYON GAZETESÝ YIL: 1/ SAYI: 7 / 1 EKÝM 01<br />
FÝkret Kýzýlok’u kaybettik!<br />
Göç yasasý<br />
askýdan<br />
alýnacak<br />
Alman Hükümeti<br />
ve muha-<br />
Ünlü sanatçý bir süredir<br />
tedavi gördüðü Çapa Týp<br />
Fakültesi Hastanesi’nde 21 Eylül<br />
akþamý yaþamýný yitirdi.<br />
Sayfa 25‘de<br />
lefet, bu dönemde göçle ilgili bir<br />
neticeye varmak istiyor.<br />
Sayfa 3‘de<br />
ABD‘nin kalbi sayýlan<br />
Pentagon ve Ticaret<br />
Merkezine 11 Eylül‘de yapýlan<br />
saldýrýlardan sonra, ilan edilen<br />
savaþ, Ortadoðu çoðrfayasýnýn<br />
haritasýnýn yeniden çizileceðini<br />
gösteriyor.<br />
Bush, saldýyla ilgili ABD<br />
kongresinde yaptýðý konuþmada,<br />
Haclý seferlerine<br />
atýfda bulundu.<br />
®<br />
AVRUPA-ASYA TOURISTIK GmbH<br />
ONUR AIR<br />
air alfa<br />
HAMBURG<br />
International<br />
Seyahatte<br />
çizgi ötesi...<br />
ACENTALIKLAR VERÝLECEKTÝR<br />
Flughafen: Terminal 4 UG, 70629 Stuttgart<br />
Tel: 0711 948 43 64 Fax: 0711 948 43 65<br />
Handy: 0172 7570106 Tel: 0711 99 77 651-2<br />
Pfälzener str. 14, 75177 Pforzheim<br />
Tel: 07231 35 58 76 Fax: 07231 10 50 34<br />
„Ýslam coÐrafyasi“NIN<br />
HARÝTASI YENÝDEN ÇÝZÝLÝYOR!<br />
ALEVÝ BEKTAÞÝ KURULUÞLARI<br />
BÝRLÝÐÝ’NE KAPATMA DAVASI!<br />
Sayfa 20‘de<br />
Avrupa Kriz<br />
Müdahale<br />
Birliði’ ne veto<br />
Ýslam Bilimcileri medyayý eleþtiriyor,<br />
Müslümanlar terörist deðil!<br />
Berlin’de binler gösteri yaptý:<br />
‘Misilleme yapýlmasýn’<br />
Ladin: Saldýrýlarla ilgim yok!<br />
Saldýrýlar turizme çelme çakýyor<br />
Afganistan’ýn milli geliri<br />
Ýstanbul’un sadece 10’da biri<br />
Brüksel’ de konu gündeme alýndýðýnda AB<br />
diplomatlarýnýn sinirleri her zamanki gibi<br />
yine gergindi. Türkiye Nuh diyor, Peygamber<br />
demiyor.<br />
Lebensmittel<br />
Sayfa 9‘da<br />
Sayfa 5‘de<br />
HAKCAN<br />
Einzel- und Großhandel<br />
Düzgün Döner Produktion<br />
Grosshandel’in sahibi<br />
Hýdýr Düzgün;<br />
Almanya’daki olanaklardan<br />
yararlanma yerine,<br />
Türkiye’deki<br />
tüçcar ahlakýný<br />
buraya taþýyoruz”<br />
Sayfa 19‘da<br />
LEGIEN CENTER<br />
Billstedter Hauptstr. 15<br />
22111 Hamburg-Billsted<br />
Tel: 040 736 742 57
Sayý: 7 2 Ekim 2001<br />
HATÝCE ELDENÝZ<br />
heldeniz@dem-ajans.de<br />
YOLCU YOLUNDA GEREK<br />
Hayatýn bir yol ve insanlarýn da birer yolcu<br />
oldukarlý her kes tarafýndan bilinir. Ve gidilen<br />
yolun her insan tarafýndan ayrý gidildiðide bilinir.<br />
Her kesin yolu ayrý olsada yolun saðlam gidilebiþlmesi<br />
için bir temel düþünce var. “ uzuýn<br />
ince bir yoldayým” denilince aþýk Veysel aklýmýza<br />
gelirö bestenin tümünü dinled,ikten sonra verdiði<br />
mesajýda anlýyabiliyor insan.<br />
Evet Ýnsan, yani Yolcu, güçlükler içinde<br />
ince bir yoldan yürür. Koruyucu kollar olmasa<br />
belki de uçuruma yuvarlanacaktýr. Tek baþýna,<br />
yalnýzca kendi kaynaklarýna dayanarak ve sadece<br />
yaþamda baþarýya ulaþmak hayali ile kafasýný<br />
doldurmuþ olanlarýn, harcadýklarý onca çabaya<br />
karþýn, sonunda elde ettikleri sadece umutsuzluk<br />
Doðan<br />
YILDIRIM<br />
ve yýkýntýlar olacaktýr. Bencillik, en felaketli<br />
sonuçlara sürükleyen aldatýcý bir rehberdir.<br />
Ýlk denemede cesaretini yitirmemek gerekir.<br />
Umutsuzluða kapýlanlar, hatalarýnýn nedenlerini<br />
kavrayamaz ve ayný hatayý yinelerler. Yolcu bu<br />
kez dikkatle, sakýnarak ilerlemektedir, deneyimleri<br />
onu titizleþtirmiþtir. Eski tuzaklardan duyduðu<br />
kuþku ile, kimi zaman tereddüt etmekte,<br />
bazen duraksamakta, bazen yavaþ, bazen hýzlý<br />
yürümektedir. Belirsizliðin aðýrlýðýný ruhunda<br />
duyumsamaktadýr. Kendine pek güveni yoktur,<br />
ürkektir; ulaþtýðý beklenmedik sonuçlar karþýsýnda<br />
geri adým atmaktadýr..<br />
Ancak kötülüklerden ve hatalardan sakýnmak<br />
yeterli deðildir. Ýnsanlar arasýnda pek nadiren<br />
bulunan gerçek bilgeliðin göstergeleri olan diðer<br />
erdemler henüz uzaklardadýr. Bir sýnav daha<br />
gerekir, fakat “Aydýnlanmýþ” olma niteliði henüz<br />
ele geçmemiþtir. kendini gizleyen derin gerçeði<br />
kavrayabilmek için yolcu, ateþ çemberini de<br />
aþmak zorundadýr..<br />
Bu ates çemeberini gecerken insanýn ateþten<br />
bir gömlek giyerek yürümesi gereken yolu<br />
dikenli oldugu ve insaný yaraliyabilecegini. Bu<br />
yaralarin tedevisi yapilmadiginda iltihaplanacagini<br />
ve kurtulusun zor olabilecegini bilmek gerekir.<br />
Aslýnda çok doðrudur. Yani “yoldur, yoluna<br />
çýkan her þeye katlanmak zorundasýn” yerine…<br />
Sevgili DOÐAN<br />
Seni bizden koparýp alan o<br />
kahrolasý kazanýn üzerinde tam<br />
40 gün geçti.<br />
Beklenmez haberin bir kurþun<br />
gibi beynimize saplanmasý üzerinden<br />
tam 40 gün geçti. Güneþin<br />
yas tutup sana doðmadýðý, Ay´ýn<br />
üzüntüden karanlýða gömüldüðü<br />
40 gün.<br />
Yýldýzlarýn ýþýldamadýðý 40 gün.<br />
Güllerin boynu büküp, bülbüllerin<br />
ötmediði 40 gün.<br />
23 Aðustos´un o kavuran<br />
sýcaðýn da bedenlerimizin buz<br />
kesildiði 40 gün.<br />
Hayallerini beslediðin yurduna,<br />
ebediyen dönüþünün 40.<br />
günü oldu.<br />
Sevenlerin için dayanýlmaz<br />
acýlarýn çekildiði 40 gün.<br />
Tanýyanlarýn Vah diyerek isyan<br />
ettiði, ölümün soðuk yüzüne<br />
lanet okunduðu, tanrýlarýn sitem<br />
ettiði 40 gün.<br />
Yolcu. Dikkatli olmak zorundadýr gelebilelecek<br />
engelleri önceden görebilmesi gerekir zamanýnda<br />
müdahele etmesi gerekir. Eðer geç kalýnmýþsa<br />
en azýnda bunun sonucunda çýkabilecek rahatsýzlýklarý<br />
bertaraf etmesini ögrenmeli ve gereken<br />
tedavi yapýlmalýdirki durum dahada kötü<br />
olmasýn. Insanýn vücudunda çýkan bir hastalýk<br />
gibi.. ilk baþta bilinçli yaþanýr, yani muhtemelen<br />
çýkabilecek hastalýklarda korunmak için çeþitli<br />
önlemler alýnýr. Kimisi sigara içmez, kimisi kahve<br />
veya buna benzer maddelerin vücuduna girmesini<br />
engeller. Kimisi saðlýklý beslenme düþüncesiyle<br />
sadece meyve ve sebzeden beslenir. Bu<br />
önlem iyidir aslýnda ama nitekim buna raðmen<br />
istenilmeden her hangi bir hastalýða bulaþýyor<br />
insan ve burda erken teþhis çok önemlidir.<br />
Erken teþhis edilip tedavisi yapýldýðýnda hastalýðý<br />
yenmek mümkündür aksi takdirde önlem alýnmaz<br />
anýnda tedavi edilmesse hastalýk ileri boyuta<br />
vararak tedavisi mümkün olmayacaktýr. Daha<br />
sonra bunun adý çaresizlik denilecektir. Çaresizliðe<br />
karþý ise insanlar var gücleriyle direnirler,<br />
umut denilen boþ duygu ortaya çýkar… her<br />
umuda sarýlýrlar. Ve belki o kurtarýr umuduyla<br />
çok farklý inanç yollarýna baþvururlar. Yolcu, dýþ<br />
yaþamýn sýradan bilgilerinin akýntýsýna direnmeyi<br />
de bilmelidir. Özellikle, baþkalarýnýn düþüncelerinin<br />
tutsaðý olmadan, kendi özgün, yaratýcý<br />
düþüncelerine güven duymalýdýr.<br />
ANMA<br />
Biliyoruzki sen çok genç<br />
yaþýna raðmen her sorunun, her<br />
sorumluluðun altýna girdin.<br />
Insalara yardým ve hizmet<br />
etmeyi kiþiliðin haline getirdin.<br />
Senden istenen hiç bir þeye<br />
yok demeyi bilmedin. Ölümüne<br />
mal olsa bile.<br />
Biliyoruzki er geç bu son<br />
duraða varýlacaktýr. Ama zor olan<br />
henüz hayatýnýn baharýnda iken<br />
gelen bu erken ayrýlýktýr.<br />
Örnek Baba, örnek Kardeþ,<br />
örnek Aðabey, Örnek Dayý, örnek<br />
Amca ve örnek Oðul, velhasýl<br />
örnek Ýnsan! Aramýzda içimizde<br />
öyle yer etmiþsinki yaþadýðýmýz<br />
sürece bizimlesin. Sana ve kiþiliðine<br />
saygýmýzý ve sevgimizi bir<br />
an bile eksiltmeyeceðiz. Sevdiklerini<br />
sevecek, yaptýklarýnla<br />
gurur duyacaðýz.<br />
Sana laik olacaðýz güzel insan!<br />
Tüm Ailen, Kardeþlerin, sevenlerin ve dostlarýn adýna:<br />
Annen Ayþe Yýldýrým, Eþin Elif, çocuklarýn Hasan ve Deniz, Kardeþlerin<br />
Yýldýz, Garip, Zeynep, Kemal, Fidan, Güllü, Elif ve tüm Yeðenlerin adýna<br />
Eniþten Ali Hoca (Köylüce) ve kardeþin Yýldýz Köylüce
Sayý: 7 3 Ekim 2001<br />
Göç yasasý askýdan alýnacak<br />
“Acilen bir karara ihtiyacýmýz var”<br />
Alman Hükümeti<br />
ve<br />
mu-halefet,<br />
bu dönemde göçle<br />
ilgili bir neticeye<br />
varmak istiyor. Amerika<br />
Birlesik<br />
Devletleri‘ nde meydana<br />
gelen saldýrýlardan<br />
sonra askýya<br />
alýnan konu, gelecek<br />
aylarda bir sonuca varacaðý açýklandý.<br />
Baþbakan Gerhard Schröder,<br />
saldýrýlarla ilgili bir açýklamada<br />
“Acilen bir karara ihtiyacýmýz var”<br />
derken, Fraksiyon Þefi Friedrich<br />
Merz “Neticeye varmak istiyoruz”<br />
dedi.<br />
Sorun kendiliðinden<br />
çözülmeyecek<br />
Schröder açýklamada “Terör<br />
bizim modern, ulusal ekonomimize<br />
uygun bir göç yasasýný yürürlüðe<br />
geçirmemizi engelleyemeyecek.<br />
Mantýklý bir Alman göç ve entegrasyon<br />
politikasýnýn herþeyden çok,<br />
verimli bir enstrümana ihtiyacý var.<br />
Sorun kendiliðinden çözülmeyecek”<br />
derken, tasarýnýn<br />
ayný zamanda<br />
güven getireceðini<br />
vurguladý. Bakan<br />
örneðin, þahýslarýn<br />
Almanya‘ ya giriþlerinden<br />
önce,<br />
vize iþlemleri<br />
esnasýnda Alman<br />
Elçiliði ve Konsolosluklarýnda<br />
incelenmesi<br />
saðlanabileceðini<br />
açýkladý.<br />
Schily karþý geldi<br />
Alman Ýçiþleri Bakaný Otto<br />
Schily‘ de, yasanýn ABD‘ deki<br />
saldýrýlardan ötürü askýya alýnmasýna<br />
karþý geldi. Schily ”Þunun garantisini<br />
verebilirim ki, ben bu projeyi terk<br />
etmeyeceðim. Terk etmek, terörün<br />
galibiyeti sayýlýr” dedi. Bakan yeni<br />
Federal Hükümeti‘ n oluþturduðu<br />
Göç Komisyonu‘ nun en<br />
büyük baþarýsýysa, hükümet ile<br />
muhalefetin, Almanya‘ nýn göçe ihtiyaç<br />
duyduðu ve Almanya‘ nýn artýk kesinlikle<br />
bir göç ülkesi olmasý konusunda hemfikirliði.<br />
En iyi beyinleri istiyor<br />
Bugün ihtiyaç duyulan yabancý iþ<br />
gücünün 60’ lý yýllarda Almanya’ ya<br />
kafilelerle yabancý iþçi getirilmesiyle alakasý<br />
olmadýðýný belirten komisyon baþkaný<br />
Rita Süssmuth, “En iyi beyinlere<br />
sahip olmak için uluslararasý bir rekabetin<br />
içindeyiz. Bu rekabette önlemleri-<br />
yasa uygulamasýyla, þahýslarýn<br />
mevcut datalarla daha<br />
detaylý incelenmesini ve<br />
devletin iç güvenliðinin<br />
korunabilmesini umut<br />
ederken, ”Bilgi koruma,<br />
kriminaliteye karþý savaþý<br />
engellememeli” dedi.<br />
Almanlara yönelik<br />
iþ piyasasý<br />
Eylül ayýnýn 26‘ sýnda kararlaþtýrýlmasý<br />
beklenen göç yasasý,<br />
terör saldýrýlarýndan sonra ertelenmiþti.<br />
Schily‘ nin öngördüðü tasarý<br />
yalnýzca muhalefetten deðil, koalisyondan<br />
da sert tepki almýþtý. Bakan<br />
tasarýyla, sürmekte olan kontrolsüz<br />
göç yasasýný dengeleyebilmek ve<br />
böylece iþ piyasasýný Almanlarýn iytiyacýna<br />
göre ayarlamak istiyor. Fraksiyon<br />
Þefi Merz, CDU ve CSU‘<br />
nun tekliflerine dikkat çekti. Tasarý<br />
askýya alýndýðýnda, Almanya‘ da da<br />
belirginleþen desentegrasyon,<br />
paralel toplum ve fundamentalizm<br />
gibi sorunlarýn çözülmeyeceðini<br />
belirtti. CSU Genel Sekreteri<br />
Thomas Goppel, yasanýn acilen<br />
sonuçlanmasýný arz ederken<br />
”ABD‘ deki terör<br />
saldýrýlardan sonra, bu<br />
bizim için en önemli konu<br />
olmasý gerekir. Ülkemize<br />
kimi alýp, almayacaðýmýza<br />
dair bizim karar vermemiz<br />
gerekir” dedi.<br />
Cem Özdemir<br />
iþbirliði teklif<br />
ediyor<br />
Yeþillerin iç uzmaný<br />
Cem Özdemir meclisteki<br />
açýklamasýnda, partisinin<br />
bu konuyu tartýþmaya hazýr<br />
olduðunu söylerken, entegrasyon<br />
sorununu partilerin elbirliðiyle çözmelerini<br />
teklif etti. Eðitim Bakaný<br />
Edelgard Bulmahn bir söyleþide<br />
”Konunun gündemden alýnmasý<br />
kötü olur, çünkü Almanya‘ nýn<br />
birçok yabancý kalifiye elemanýna<br />
mizi bugünden<br />
almak zorundayýz.<br />
20 yýl<br />
sonra deðil.<br />
Çünkü o<br />
zaman iþ iþten geçmiþ olacaktýr” dedi.<br />
Yýlda 50 bin yabancýya ihtiyaç var<br />
Göç Raporu‘ ndan notlar<br />
Entegrasyon için<br />
fazla para gerek<br />
Göçün bir baþka önemli yaný da,<br />
buraya gelenlere topluma iyi ve hýzlý<br />
adapte olabilmeleri için, uyum ve dil<br />
kurslarý açýlmasý. Raporda en azýndan<br />
600 saatlik dil kursu tavsiye ediliyor.<br />
Bu proje için, federal hükümetin, eyalet<br />
hükümetlerinin, yerel yönetimlerin ve<br />
yabancý iþgücü talep eden þirketlerin<br />
mali katkýlarýný arttýrmalarý isteniyor.<br />
Örneðin 220 bin göçmenin katýlacaðý<br />
uyum kurslarý, yaklaþýk 615 milyon<br />
marklýk bir harcama gerektiriyor. Süss-<br />
ihtiyacý var” dedi. Ayrýca Türk Ýþadamlarý<br />
Birliði‘ de yasanýn ertelenmemesini<br />
uygun görmediðini<br />
vurgularken, Almanlar ve Müslümanlarýn<br />
iliþkisinin oldukça gergin<br />
olduðuna dikkat çekti.<br />
CDU Göç konusunda<br />
tavizsiz. Schily’ nin<br />
önerilerine ret!<br />
Almanya Hristiyan Birlik Partisi<br />
(CDU), Ýçiþleri Bakaný Otto Schily’<br />
nin Göç Yasa Tasarýsý’ ný reddeti.<br />
CDU’ nun Göç Komisyonu Baþkaný<br />
Peter Müller, Schily’ nin önerileri<br />
temelinde bir muvafakat saðlanamayacaðýný<br />
söyledi. Müller, Federal<br />
Hükümet’ in, partisinin düþüncelerini<br />
hesaba katsa bile bunun<br />
mümkün olmayacaðýný sözlerine<br />
ekledi.<br />
Merkel: Muvafakat<br />
beklentileri zayýf<br />
Daha önce CDU’ nun Baþkaný<br />
Angela Merkel göç politikasýnda ki<br />
hýzlý bir muvafakat beklentilerini<br />
ZDF kanalýna verdiði mülakatta,<br />
kendileriyle Yeþil-Kýrmýzý Koalisyonu<br />
arasýnda var olan görüþ ayrýlýklarýna<br />
dikkat çekerek, zayýflatmýþtý.<br />
Entegre etme<br />
sorunu önemli<br />
CDU’ da, Almanya’ ya göç<br />
edecek olan yabancýlarýn<br />
sayýsýnýn ne kadarýnýn<br />
entegre edilebileceðine<br />
baðlý olmasý gerektiði<br />
görüþü savunuyor. Bavyera<br />
Eyaleti Ýçiþleri Bakaný<br />
Günther Beckstein,<br />
talep edilen dil kurslarýnýn<br />
finanse edilme<br />
sorunun kimin üstleneceði<br />
konusunda bir<br />
netlik olmadýðýna dikkat<br />
çekti. Beckstein, yasa<br />
tasarýsýnýn olduðu tarzda<br />
kabul edilmesinin söz<br />
konusu olmadýðýný vurguladý.<br />
muth komisyonu ayrýca, bu iþlemleri<br />
yürütecek bir “Federal Göç Dairesi”nin<br />
kurulmasýný tavsiye ediyor.<br />
Her soruna bir çözüm önerisi<br />
Göç Raporu, Alman nüfusunun<br />
giderek azalmasýný ve yaþlanmasýný, ekonominin<br />
ve iþ piyasasýnýn ihtiyaçlarýný,<br />
ayrýca siyasi sýðýnma baský gibi insani<br />
nedenleri dikkate alarak, ülkenin kaldýrabileceði<br />
yabancý iþgücünü belirlemekle,<br />
bu göçü hazýrlamakla, ayrýca<br />
gelecek yabancýlarýn Alman toplumuna<br />
uyumunu kolaylaþtýrmakla ilgili, bütün<br />
yollarý, metodlarý ve tavsiyeleri içeriyor.<br />
Yýlda 50 bin yabancý gerek<br />
Göç Komisiyonu, Almanya’ nýn þimdilik<br />
50 bin kalifiye ya da üstün vasýflý<br />
göçmen almasýný öneriyor. Komisyon<br />
yabancýlar konusunda sabit kotalar<br />
ÞÜKRÜ YILDIZ<br />
sy@dem-ajans.de<br />
Dünya iki yüzlülerin<br />
parmaðý etrafýnda<br />
dönüyor!<br />
Arkasýnda kimin olduðu beli olmayan Amerkidaki<br />
korkunç saldýrýdan sonra dökülen göz<br />
yaþlarý yüreðimizi derinden etkiledi. Herkes<br />
kendi dilinde ve kendi inancýnda 11 Eylül saldýrýsý<br />
kurbanlarýna dualar etti.<br />
Koca devletler saldýrýyý haklý olarak lanetledi. Sorumlularýna<br />
gereken cezanýn verilmesini istedi. Ýstemekle<br />
kalmadý, yapýlacak operasyonlara katýlmak<br />
üzere askeri hazýrlýklara giriþti.<br />
Ýnsan hayatýna böylesine önem verilmesi bizleri<br />
duygulandýrdý. Bizde yürekten bu saldýrýlarýn sorumlularýnýn<br />
bulunmasýný istiyoruz tabi.<br />
Fakat, ABD‘deki saldýrý konusunda gösterilen bu<br />
hasassiyetin neden daha önce gösterilmediðini kendimize<br />
soruyoruz. Eli sonuna kadar Filstin kanýna<br />
bulaþmýþ olan Ýsraile‘mi adalet getirilecek Ortadoðuya.<br />
Yýllardýr kan döken bu rejimleri destekleyen<br />
Amerika, þimdi acaba „geçmiþine savaþ mý acýyor“.<br />
Halepcede Sadam Hüseyin beþ bin kiþiyi kimden<br />
aldýðý kimyasal silahlarla katletti? Afganistanda Talibaný<br />
iktidara taþýyan ABD deðilmiydi!<br />
Ama görünen o ki, bu saldýrýlarýn sorumlularýnýn<br />
bulunmasý yerine, büyük devletlerimiz önceden planladýklarý<br />
Ortadoðu haritasýný yeniden çizme seneryosunu<br />
hayata geçirme histerisine kapýlmýþlar. Kurban<br />
istiyorlardý, onuda buldular. Þimdi kül haline gelen<br />
binalarýn altýnda kalan bedenler için timsah gözyaþlarý<br />
dökmektedirler. Ve ne yazýk ki dünya iki yüzlülerin<br />
parmaðý etrafýnda dönmekte þimdi....<br />
Reperaturen aller Art<br />
An und Verkauf<br />
von Gebrauchtwagen, Unfallfahrzeuge<br />
Altenderner Str. 183<br />
44329 DO-Derne<br />
Engin MAKARACI<br />
Tel: 0231/ 728 93 36<br />
Handy: 0173/ 512 98 00<br />
konulmasý yerine kiþiler hakkýnda, iþ<br />
piyasasýndaki duruma ve þirketlerin<br />
gereksinimlerine göre hareket edilmesinden<br />
yana.<br />
Göçün insani boyutu<br />
Federal Hükümetin Göç Komisyonu,<br />
Anayasa’ nýn güvencesi altýnda olan<br />
iltica hakkýnýn aynen korunmasý gerektiði<br />
görüþünde. Raporda iltica hukukuna<br />
Avrupa Birliði çerçevesinde ortak<br />
bir düzenleme getirilmesi tavsiye ediliyor.<br />
Ayrýca sýðýnmacýlarýn aile birleþiminin<br />
daha esnek bir yapýya kavuþturulmasý<br />
isteniyor. Münih’ te Muhlis Arý olayýnda<br />
tanýk olunduðu gibi, Almanya’ da<br />
büyüyen genç yabancýlarýn suç iþlemeleri<br />
halinde, pasaportunu taþýdýklarý ülkeye<br />
sýnýrdýþý edilmeleri gibi uygulamalara da<br />
kesinlikle son verilmesi uyarýsýnda bulunuluyor.
Sayý: 7 4 Ekim 2001<br />
Ekonomik kriz tedirginlik yaratýyor<br />
Bankalar geri çekiliyor<br />
Türkiye ve Arjantin‘ de<br />
gerçekleþen finansal<br />
ve ekonomik kriz<br />
nedeniyle, endüstri ülkelerinin<br />
bankalarý bu iki ülkeden ellerini<br />
çekiyorlar. Uluslararasý Denkleþtirme<br />
Bankasý‘ nýn son istatistiklerine<br />
göre bankalar Türkiye<br />
ve Arjantin‘ e yönelik, bu yýlýn ilk<br />
trimestr taleplerini 9.7 milyar<br />
Alman Marký deðerinde kýsýtlýyor.<br />
Bankalar, Türkiye‘ ye son<br />
yýlýn krizine raðmen 3.4 milyar<br />
dolar yeni para gönderirken,<br />
bu yýlýn ilk üç ayýnda ise, kredi<br />
alanýnda uluslararasý bankalar<br />
tarafýndan olumsuz deðiþiklikler<br />
yaþandý.<br />
Bankalar taleplerini<br />
kýsýtlýyor<br />
Ýstatistikler, bankalarýn taleplerini<br />
ilk üç ayda 2.3 milyar<br />
dolarlýk (yaklaþýk yüzde beþ)<br />
düþürdüðünü gösterirken, geri<br />
kalan miktarýn 46 milyar dolar<br />
olduðu açýklandý. Geçen yýl acil<br />
olarak alýnan bir milyar dolarlýk<br />
kredinin ödenmesi nedeniyle,<br />
bu geliþmenin ikinci devrede<br />
ayný þekilde sürmüþ olmasý<br />
tahmin ediliyor.<br />
Piyasa Arjantin’ e<br />
sýrtýný döndü<br />
Arjantin‘ in finans ve ekonomik<br />
krizinden dolayý, uluslararasý<br />
banka piyasasýna adým<br />
Mezunlar dolandýrýlabiliyor<br />
Her anlaþma imzalanmaz<br />
Yüksek okul mezunusunuz ve iþ<br />
arýyorsunuz. Genelde üniversite<br />
mezunlarý, nelerle<br />
karþýlaþacaklarýný bilmeden, iþ piyasasýna<br />
atýlýyorlar. Ýþ anlaþmalarýnda birçok<br />
önemli paragrafa dikkat etmeyen hazýrlýksýz<br />
giriþimciler, personel müdürlerinin<br />
küçük tuzaklarýna düþebiliyorlar.<br />
Deneme süresi tuzaðý<br />
Genel olarak iþ anlaþmalarýnýn ilk<br />
paragrafýnda giriþimcinin iþe ne zaman<br />
baþlayacaðý ve deneme süresinin müddeti<br />
belirtilir. Kanunen deneme süreleri altý aylýk<br />
bir zamaný kapsarken, giriþimciye iki haftalýk<br />
istifade süresi tanýnýr. Bu kurnaz tuzaða düþen<br />
Kerstin Deist, iþ kontratýný imzalarken bir<br />
dengesizlik görmemþti. “Anlaþmamda ilk altý<br />
ayýn deneme süresi olduðu belirtilirken, ayný<br />
zamanda kontratýnda altý ayda biteceði yazýy-<br />
atabilmesi zorlaþtý. Ýstatistikler,<br />
bankalarýn ilk dönemde taleplerini<br />
2.2 milyar dolar (yüzde<br />
beþ) kýsýtladýklarýný ifade ederken,<br />
geriye kalan miktarýn 44.5<br />
milyar dolar olduðu bildirildi.<br />
Yalnýz 200 milyon<br />
dolar ödendi<br />
Uluslararasý aracýlýk kredileri<br />
konusunda borçlu Arjantinliler,<br />
yýlýn ikinci yarýsýnda yalnýzca 200<br />
milyon dolarlýk ödemelerinden<br />
dolayý, 1995 yýlýndan beri en az<br />
miktarý ödemiþ oldular. Bunun<br />
yaný sýra, Arjantin bankalarýnýn<br />
yýlýn ilk yarýsýnda, endüstri ülkelerinin<br />
bankalarýndaki mevduatlarýnýn<br />
oldukça gerilemesi dikkat<br />
çekti. Bu miktarýn bir bölümünün<br />
Arjantin Merkez Bankasý‘<br />
nýn yedek akçesi olduðu<br />
açýklandý.<br />
ordu. Yani bu altý ay içerisinde<br />
(deneme süresinde) kontrat<br />
uzatýlmadýðý taktirde ve iþveren<br />
tarafýndan kontrat uzatýlmadýkça,<br />
kontratýmýn süresi bitiyormuþ.”<br />
Olumlu iþ anlaþmasý<br />
Böylece Kerstin Deist<br />
vadeli bir kontrat imzalamýþ<br />
oldu. Olumlu bir iþ anlaþmasýnda<br />
irtibat “Ýþveren ile<br />
iþçinin arasýndaki münasebet<br />
süresiz olarak...tarihinden itibaren<br />
baþlar. Ýlk altý ay deneme<br />
süresi olarak geçerlidir.”<br />
þeklinde belirlenir.<br />
Sömürülmeyi engelleyiniz<br />
Ýþ hukuku avukatý Horst Wolter “Kontratýnýzda<br />
göreviniz kesin olarak belirtildiði taktirde,<br />
iþ yerinizde çeþitli departmanlar tarafýndan<br />
sömürülmezsiniz .” Wolter‘ in demek istediði, iþ<br />
anlaþmanýza iþ veren tarafýndan görevinizi tüm<br />
teferruatýyla kayýt edilmesini saðlayýn.<br />
FATÝH ÜREK ve KADÝR HALUK ÞENTÜRK<br />
ile KADINLAR MATÝNESÝ<br />
Yer: Museum Hechingen<br />
72379 Hechingen<br />
Tarih: 28.10.01.<br />
Saat: 14.00 – 20.00<br />
Ücret: 29-, DM<br />
Not: Sanatçý ile Konser düzenlemek istiyenlere Yardýmcý olunur<br />
S.A Organize<br />
Ýliþki Telefon: Irfan Deðer- 0177 3527643<br />
Türkiye‘ ye yatýrým geriliyor<br />
Yatýrýmcýlar tedirgin<br />
Sabah <strong>Gazetesi</strong>‘ nin Türkiye Merkez Bankasý‘ ndan aldýðý<br />
bilgilere göre, yabancý ülkelerde yaþayan Türkler, geçen<br />
yýlýn ilk yarýsýnda 4,7 milyar Alman Marký yatýrýmda<br />
bulunurlarken, bu yýlýn ilk yarýsýnda ancak<br />
3,2 milyar Alman Marký yatýrdýlar. Ýstatistikler<br />
son zamanlarda yaptýklarý büyük<br />
yatýrýmlarla zarara giren yatýrýmcýlarýn,<br />
büyük bir ihtimalle Türkiye yatýrýmlarýndan<br />
yavaþ yavaþ kaçýndýklarýný gösteriyor.<br />
Gurbetciler önemli döviz kaynaðý<br />
Almanya‘ da yaþayan yaklaþýk 2,5 milyon ve çeþitli ülkelerde<br />
yaþayan Türk vatandaþlarýnýn havaleleri Türkiye için önemli<br />
döviz kaynaðý. Sabah <strong>Gazetesi</strong>‘ nin verileri, son on yýlda (1990-<br />
2000) yapýlan yatýrýmlarýn yaklaþýk 88 milyar Alman Marký deðerinde<br />
olduðunu gösteriyor.<br />
1998‘ den beri gerileme<br />
Fakat araþtýrmalar 1998 yýlýndan itibaren yapýlan yatýrýmlarda<br />
gerileme tespit etti. 1998 yýlýndan önce kaydedilen rekor<br />
yatýrým 11,6 milyar Alman Marký‘ yken, geçen yýl yalnýzca 9,9<br />
milyar Alman Marký deðerinde havale gözlemleniyor. Ýlk altý<br />
ayýn gerilemesi bu seviyede devam ederse, gelecekte bir kriz<br />
daha görülüyor.<br />
Kendini ihbar eden serbest<br />
Avukatlarýn yaptýklarý araþtýrmalar, Almanya‘ da yaþayan<br />
Türk ve Yunan vatandaþlarýna en kýsa zamanda, aldýklarý faizlerin<br />
vergilerini ödemedikleri için, dava açýlabileceðini gösteriyor.<br />
Ancak yatýrýmcýlar kendilerini ihbar ettikleri taktirde, kendilerine<br />
karþý dava açýlmasýný önleyebilecekler.<br />
3000 Türk vergi kaçakçýsý<br />
Vergi kaçakçýlýðý avukatý Carsten Kuhlmann‘ in elindeki deliller,<br />
yalnýz Münster kentinin Maliye Baþmüdürlüðü‘ nün kayýtlarýnýn<br />
yaklaþýk 3000 Türk vergi kaçakçýsýna dava açabileceðini<br />
gösteriyor.<br />
Merkez Bankasý incelendi<br />
Kuhlmann, Maliye Baþmüdürlüklerinin ellerindeki delilleri<br />
geçmiþte yapýlan araþtýrmalardan kazandýklarýný açýkladý.” 90‘ lý<br />
yýllarda yalnýzca Alman bankalarý deðil, ayný zamanda Türkiye<br />
Merkez Bankasý da incelendi.<br />
Gurbetçilere ikaz<br />
Kuhlmann ikaz ederek “Türkiye‘ de yaptýklarý yatýrýmlarýn<br />
faizlerini belirtmeyenler, maliye dairesinin sorrgulamasýný beklemesinler”<br />
dedi. Kendilerini ihbar edenler, ancak kaçakçýlýðýn<br />
sorumlu makamlar tarafýndan tespit edilmediði sürece, cezalandýrýlmaktan<br />
kaçýnabilecekler.<br />
Reparaturen<br />
aller<br />
Art<br />
AN UND VERKAUF<br />
VON GEBRAUCHT<br />
UND UNFALLWAGEN<br />
B O R N S T R 2 9 0<br />
4 4 1 4 5 D O R T M U N D<br />
Te l / Fa x : 0 2 31 81 8 3 3 3<br />
H a n d y : 01 7 2 5 3 2 2 4 9 9
Sayý: 7 5 Ekim 2001<br />
„Ýslam coÐrafyasi“NIN<br />
HARÝTASI YENÝDEN ÇÝZÝLÝYOR!<br />
ABD‘nin kalbi sayýlan Pentagon ve Ticaret<br />
Merkezine 11 Eylül‘de yapýlan saldýrýlardan<br />
sonra, ilan edilen „hedefi belirsiz“<br />
savaþ, Ortadoðu çoðrfayasýnýn haritasýnýn yeniden<br />
çizileceðini gösteriyor.<br />
Bush haclý seferlerine atýfda bulundu<br />
ABD Baþkaný, saldýyla ilgili kongrede yaptýðý<br />
konuþmada, Haclý seferlerine atýfda bulundu. Salgýrganlarýn<br />
nerede olursa olsun izleneceðini belirten<br />
ABD baþkaný, Osama Bin Ladini olayýn<br />
sorumlusu olduðu için, Taliban rejiminin kendilerine<br />
teslim etmesini istedi.<br />
Dýþiþleri Bakanlýðýndan açýklama;<br />
Ladin Afgansitaný terk etsede,<br />
vuracaðýz<br />
Olayýn birinci dereceden sorumlusu ilan edilen<br />
Ladin‘in, bunu red etmesine ve Taliban‘ýn Ladin‘e<br />
ülkeyi terk etmesini istemesine raðmen ABD,<br />
Afganistana girmenin hazýrlýklarýný yapýyor. ABD<br />
Dýþiþleri Bakanlýðý, „Ladin bu ülkede olmasada,<br />
Berlin’de binler gösteri yaptý:<br />
‘Misilleme yapýlmasýn’<br />
Alman kamuoyu,<br />
Amerika’nýn terör<br />
ertesi tavrýna iliþkin<br />
tepkisini dile getirdi. Berlin’de,<br />
Köln, Bremen ve Kassel’de binlerce<br />
kiþi, „Üçüncü Dünya Savaþý<br />
HASAN AYDIN<br />
ABD´nin tarihi Eylül´ü ve terör<br />
olmasýn“,<br />
„Yeteri kadar<br />
ölüm oldu“,<br />
„Misilleme yapýlmasýn“ pankartlarýyla<br />
gösteri yaptý. Berlin’deki<br />
gösteriye katýlan Afganlar da<br />
ABD´de yapýlanlarýn çok kanlý bir terör<br />
eylemi olduðu açýk. Kim yaparsa yapsýn<br />
binlerce insanýn öldüðü ve bir o<br />
kadarýnýnda sakat kaldýðý bir eylemin adý ancak terör<br />
olduðu söylenebilir. Bu terörü de kendi iç sorunlarýný<br />
ortadan kaldýrmak için bir malzeme olarak kullanmadan<br />
terörün her türlüsünü kýnamak gerekir, ama saðduyulu<br />
davranma dan kýnadýklarýný söyleyip savaþa<br />
destek verdiklerini söyleyenleride kýnýyorum.<br />
Çünü bir çok ülke bu durumu koz olarak kullanarak,<br />
kendi iç sorunlarýný demokratik yöntemlerle<br />
çözme yerine, „ biz baþtan beri teröre karþýydýk. Biz<br />
terörü yaþadýk.Biz terörü biliyoruz. Avrupa hep teröre<br />
destek verdi. Bu bir millatýr, uluslararasý teröre karþý<br />
bir ittifak olmalý.“ Safsatalarýyla kendi anti demokratik<br />
ve totaliter karakterlerini çok açýk bir biçimde<br />
ortaya koymaktadýrlar. Ne acýdýr ki medya´da bu<br />
politikanýn çok açýk bir þekilde þarlatanlýðýný yaparak<br />
savaþ çýðýrtkanlýðýnýn borazaný olmaktadýr.<br />
Biz terörün devlet politikasý haline geldiði ve insanlarýn<br />
diri diri yakýlarak öldürüldüðü bir ülkede geliyoruz.<br />
Sadece devlet terörünün maðduru deðil, ayný<br />
sorumluluðundan dolayý“ müdahalede bulunacaklarýný<br />
belirti.<br />
Tüm dünyada “Ladin“ operasyonlarý<br />
Müslümanlar zan altýnda<br />
Saldýrýnýn birinci dereceden sorumlusu olarak<br />
gösterilen Ladin ve ona baðlý grublara karþý,<br />
tüm ülkelerde seferberlik baþlatýldý. Ladinle iliþkisi<br />
olduðu ileri sürülen bir çok kiþi deðiþik ülkelerde<br />
gözaltýna alýndý. Ýslami kuruluþlar ayrýmsýz takibe<br />
alýndý.<br />
ABD‘denin deðiþik bölgelerinde, Müslüman ve<br />
müslüman olduklarý sanýlan kiþilere saldýrýlar geliþti.<br />
Bu saldýrýlarda hayatýný kaybedenler oldu.<br />
Üçüncü dünya savaþý<br />
11 Eylül‘de yapýlan saldýrýnýn kimler tarafýndan<br />
yapýlýrsa yapýlsýn, dünyaya yeni bir düzen vermek<br />
isteyen ABD yönetiminin uzunca zamandýr planladýðý<br />
Ortadoðuya girme planýna start oldu. Kimi<br />
yazarlar bu olayýn üçüncü dünya savaþýnýn<br />
baþlangýcý olduðunu yazdý.<br />
„Tedhiþe tedhiþle yanýt vermeyin-<br />
Afganistan’ý bombalamayýn“ pankartý<br />
açtý. Yapýlan kamuoyu<br />
yoklamalarýnda, Almanlar’ýn<br />
yüzde 58‘i, Almanya’nýn<br />
Amerika’ya destek vermesini<br />
olumlu buluyor. Yüzde 72‘si ise,<br />
Amerika’nýn misillemesinin savaþa<br />
neden olmasýndan korkuyor.<br />
zamanda medya terörünün de maðduruyuz. Bunun<br />
için terörün ne olduðunu iyi bilmekteyiz. Yaþadýðýmýz<br />
acýlardan dolayý bütün olaylarý aklýn yolu ile daha<br />
doðru ve saðduyulu bir biçimde analiz etme ve insanlýða<br />
karþý bir sorumluluk olmalýdýr. Neden terör?<br />
Insanlar nasýl terörist ve kime göre terörist olabilirler?<br />
Bence çok baþlý dünyamiz önce bu sorulara doðru<br />
yanýt vermek durumundadýr. Ya bizi yönetenlerde<br />
bir sorun vardýr, ya da insanlarda. Ama insanlarý<br />
þekillendirmede sistemin hem ideolojik hem politik<br />
araçlarýnýn çok güclü bir biçimde devrede olduðu bilinmektedir.<br />
O halde terörü ve teröristi dýþarda deðil,<br />
bizi yönetenlerin kendi siyasi ve ekonomik çýkar ve<br />
politikalarýnda aramalarý gerekir. Iki kutuplu dünyada<br />
sistemlerin birbirine karþý kullanmak amacýyla çok terörist<br />
yarattýklarý bilinmektedir. Bunlarýn baþýnda ABD<br />
ve soyvetler Birliði gelmekteydi. Sovyetler Birliðinin<br />
devreden çýkmasýyla birlikte ABD, dünya egemenliðine<br />
soyunarak eskiden kalma alýþkanlýklarla Arab<br />
milliyetçiliði, köktendinci ve bazý totaliter güçleri de<br />
kullanarak dünyaya yeni bir düzen vermek istediði<br />
bilinmektedir.<br />
Osama bin Laden´ý de ABD yaratmýþtýr. Kendisinin<br />
yarattýðý ve uzun zaman baþkasýna karþý kullandýðý<br />
bu silahýn kendisine döndüðü anda bunu bir üçüncü<br />
dünya savaþý gerekçesi haline getirmektedir. Hiçbir<br />
ciddi kanýt olmadan ABD çok emin bir biçimde olayýn<br />
arkasýnda Ladin´i görmektedir. Ancak eylemin kapasitesine<br />
bakýldýðýnda hiçte dýþarýdan gelmiþ 40-50<br />
kiþinin yapabileceði bir eylem deðildir. Her yönüyle<br />
çok güçlü devlet tekniðine sahip bir elin olayýn içerisinde<br />
olduðunu düþünmekteyim, çünkü eylemde hiç<br />
bir kanýt býrakýlmamýþtýr.<br />
Dünyamýzýn teröre karþý gösterdiði hassasiyeti<br />
bu konuda da göstermelidir. Elbette ABD halkýnýn<br />
Ýslam Bilimcileri medyayý eleþtiriyor<br />
Müslümanlar terörist deðil<br />
Almanya’ da yüksek okullarda eðitim veren<br />
Ortadoðu ve Ýslam Bilimleri uzmanlarý,<br />
ABD’ deki terörist saldýrýlarýn medyada<br />
veriliþ þeklini sert dille eleþtirdi. 17 üniversitenin<br />
uzmanlarý konuyla ilgili haber tarzýnýn “bazý bölümlerde<br />
kifayetsiz ve aldatýcý” olduðunu eleþtiren bir<br />
mütalaa imzaladý.<br />
Münferit olaylar herkese mal edilmemeli<br />
Köln Üniversitesi’ nde Oryantal Seminerde görevli<br />
bilim adamý Marco Schöller’ e göre, münferit olaylarý<br />
bir bölgeye ait bir vaka olarak yansýtmak yanlýþ.<br />
Schöller, bunun özellikle Filistin bölgesinde çekilmiþ,<br />
çocuklarý ve bir kadýný sevinç çýðlýklarý atarken gösteren<br />
filmin televizyonda tekrar tekrar gösterilmesinin<br />
dikkatini çektiðini belirtiyor. Bilim adamlarý, bazý<br />
medya organlarýnýn Müslümanlarý kökten dincilerle<br />
ayný kefeye koyarak terörist ilan etmeye kadar gittikleri<br />
eleþtiriyor. Yapýlan açýklamada, bunun manasýz<br />
olduðu vurgulanarak deðiþik milliyetlerin birarada<br />
yaþamasýna zarar verildiði belirtiliyor.<br />
Daha çok siyasi çaba talebi<br />
Bilim adamlarýnýn yaptýðý açýklama sadece medyayý<br />
eleþtirmeyle sýnýrlý deðil. Ayný zamanda birçok<br />
uzmanýn imzaladýðý mütalaa, söz konusu terörist<br />
saldýrýlarýn arkasýnda kültürler çatýþmasý yatmadýðýný<br />
da vurguluyor. Aslýnda sorunun “Ortadoðu’ da güç<br />
dengelerinin yeniden oluþmasýyla “ alakalýdýr denildi.<br />
Öte yandan Avrupalý ülkelerin bölgede siyasi açýdan<br />
daha çok çaba sarfetmesi gerektiðine dikkat çekildi.<br />
Açýklamada, sadece siyasi deðiþimlerin uzun vadeli<br />
koþullarý yaratacaðýný ve terörizmin kaynaklarýný yok<br />
edeceði belirlemesi yapýldý.<br />
açýlarýný paylaþmak gerekir, ama bu acýlara yeni<br />
acýlarýnda eklenmesi ne ABD halkýna ne de dünya<br />
insanlýðýna bir þey kazandýrmýyacaktýr. ABD´de teröre<br />
karþý mücadele adý altýnda dünyamýzý bir savaþa sürükleyecek,<br />
terörü ortadan kaldýramayacaðýný bilmektedir.<br />
Dünyayý tehdit ederek; „ ya bizden yana ya terörden<br />
yana olacaksýnýz“ söylemleriyle aslýnda yýllardýr<br />
bir türlü gerçekleþtiremediði be her þeye raðmen<br />
kurmak niyetinde olduðu yeni dünya düzenini kurmak<br />
için gerçek yüzünü ortaya koymaktadýr. Savaþý neredeyse<br />
zorunlu bir yaþam biçimi olarak dayatmaktadýr.<br />
Savaþ zorunlu bir yaþam biçimi olamaz, ( hele hele<br />
terörü yoketme aracý hiç olamaz). Savaþ bir çýlgýnlýktýr.<br />
Güç ve çýkar çatýþmasýnýn azgýn bir biçimi de<br />
yoketme aracýdýr. Savaþ insan yaþamýný onun en temel<br />
hakkýný yokeder, insan onurunu zedeler. Yakýn tarihimiz<br />
bunun örnekleriyle doludur. 1.ci ve 2. ci dünya<br />
savaþýný baþlatanlara bir þey kazandýrmadýðý gibi dünya<br />
insanlýðýna da acý, gözyaþý ve hüzün verdiði gibi, selameti,<br />
huzuru da geterimemiþtir. ABD Vietnam savaþý<br />
da ( senaryosu farklý olsa da ) ABD´ye bir þey kazandýrmadýðý<br />
gibi 50.000 ´nin üzerinde askerin ölümü<br />
ve bir o kadarýnýn da yaralanmasýna sebeb olmuþtur.<br />
Dolayýsýyla ABD amacýna ulaþmak için bu olayýn etkisiyle<br />
insanlarý savaþa sürükleyip motive etme yi kolay<br />
yapabilir, çünkü insan doðasýnda Sevgi, iyilik, güzellik,<br />
barýþ olduðu gibi, kin, nefret ve yoketme güdüsüde<br />
vardýr.<br />
Ancak terörün ortadan kalkmasý ve savaþlarýn durmasý,<br />
dünyadaki eþitsizliði yok etme güdüsünü ortadan<br />
kaldýrarak daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlüklere<br />
yer vererek sonuç alýnabileceðini düþünüyorum.<br />
Dileðim odur ki; saðduyu, iyilik, güzellik ve barýþ galib<br />
gelsin...
Sayý: 7 6 Ekim 2001<br />
Afganistan’ýn milli geliri<br />
Ýstanbul’un sadece 10’da biri<br />
Afganistan, Sudan, Pakistan<br />
ve Irak, koyu bir yoksulluk<br />
içinde yaþýyor. Afganistan’da<br />
kiþi baþýna milli gelir 160, Sudan’da<br />
330, Pakistan’da 470 dolar. Sadece 4,1<br />
milyar dolarlýk bir milli gelire sahip<br />
olan Afganistan, Ýstanbul’un yaklaþýk<br />
10’da biri.<br />
ABD’deki terörist saldýrýlar sonrasý<br />
dünya gündemine oturan Afganistan,<br />
Sudan, Pakistan ve Irak koyu bir<br />
yoksulluk içinde yaþýyor. Afganistan’da<br />
kiþi baþýna milli gelir 160, Sudan’da<br />
330, Pakistan’da 470 dolarý ancak<br />
buluyor. Ambargo altýnda kývranan<br />
Irak’ta 1.000-1.500 dolar (1980’lerde<br />
4 bin dolarý aþýyordu) seviyesinde<br />
tahmin ediliyor.<br />
Bu rakamlarýn ifade ettiði yoksulluk,<br />
yaþanan krize raðmen hala<br />
2.500 dolar dolayýnda olan<br />
Türkiye’nin kiþi baþýna milli gelir<br />
rakamý göz önüne alýndýðýnda daha iyi<br />
anlaþýlýyor.<br />
Dünya Bankasý, Birleþmiþ Milletler<br />
Nüfus Fonu (UNDP) verilerinden<br />
yaptýðý hesaplamalara göre, özellikle<br />
Afganistan ve Sudan’ý, býrakýn hemen<br />
her veride en önlerde yer alan 31<br />
bin 910 dolarlýk kiþi baþýna milli geliri<br />
olan ABD ile karþýlaþtýrmayý, 1.380<br />
dolar milli geliri olan Mýsýr’la, 1.350<br />
dolar milli geliri olan bir diðer Afrika<br />
ülkesi olan Swaziland’la bile kýyaslamak<br />
mümkün deðil.<br />
KOCAELÝ’NÝN YARISINDAN AZ<br />
ÜRETÝMLE 26 MÝLYONU<br />
BESLEMEK...<br />
Örneðin Afganistan, 652 bin kilometrekarelik<br />
(km2) yüzölçümü ile<br />
Fransa’dan oldukça büyük bir alana,<br />
1999 yýlý verileriyle 25,9 milyonluk bir<br />
nüfusa sahipken, gayri safi milli hasýlasý<br />
(GSMH) sadece 4,1 milyar dolar.<br />
Bu rakam, 1998 verileriyle<br />
Ýstanbul’da 43,7, Ankara’da 14,6,<br />
Ýzmir’de 13,8, Bursa’da 7.4, Adana’da<br />
6,3 milyar, Antalya ve Ýçel’de 5,5’er<br />
milyar dolar, Konya’da 5, Manisa’da<br />
4,7, sadece 1.2 milyon nüfusu olan<br />
Kocaeli’nde ise 9 milyar dolardý.<br />
Ülkenin ihracatý ise yalnýzca 80<br />
milyon dolar. (Türkiye’nin ihracatýnýn<br />
binde 2,7’si, 1 günlük ihracatý kadar)<br />
Afganistan’da kiþi baþýna milli gelir 160<br />
dolarken, 1998 yýlýnda Türkiye’nin en<br />
fakir illeri olan Aðrý’da kiþi baþýna<br />
gelir 827 dolar, Muþ’ta ise 828 dolar<br />
düzeyindeydi.<br />
Yine, 29 milyon nüfusu, 2 milyon<br />
506 bin km2 ile Türkiye’nin 3 katýndan<br />
fazla yüzölçümü olan Sudan ise<br />
9,4 milyar dolarlýk milli gelirle Ýstanbul,<br />
Ankara ve Ýzmir’in arkasýnda<br />
kalýyor. Bu ülkelerin milli geliri 10<br />
milyar dolarý dahi geçmezken,<br />
ABD’nin 1999 yýlýnda milli geliri 8<br />
trilyon 879,5 milyar dolarý, savunma<br />
harcamalarý 1998 yýlýnda 269,7 milyar<br />
dolarý buluyordu. ABD, Afganistan’ýn<br />
2.165 katý bir GSMH’ye sahipti.<br />
Bir diðer ifadeyle Afganistan’ýn<br />
GSMH’si ABD’nin GSMH’sinin binde<br />
1’i bile deðil, binde yarýmýndan daha<br />
az düzeyde.<br />
SOSYAL VERÝLER FECÝ<br />
DURUMU ORTAYA<br />
KOYUYOR...<br />
Kadýnlarýn yüzde 84’ünün okumayazma<br />
bilmediði, halkýn sadece yüzde<br />
20’sinin þehirlerde yaþadýðý, kadýn<br />
baþýna çocuk sayýsýnýn 6,9 olduðu,<br />
5 yaþýna gelene kadar bin çocuktan<br />
257’sinin öldüðü Afganistan ile benzer<br />
durumdaki Sudan, ekonomik ve<br />
sosyal açýdan ortaçaðý hatta ilkel<br />
çaðlarý yaþýyorlar. Bu rakamlar Pakistan<br />
ve Irak’ta daha iyi olmakla birlikte<br />
pek de farklý deðil.<br />
Üstelik Afganistan, 1979 Sovyetler<br />
Birliði iþgalinden bu yana savaþ içinde<br />
yaþýyor. Ülkenin Sovyet iþgalinin<br />
yaþadýðý yýl olan 1979’da 225 dolar<br />
kiþi baþýna milli geliri son 22 yýlda<br />
artacaðýna cari olarak yüzde 28,9<br />
oranýnda azaldý. Dolardaki deðer<br />
düþüþü de hesaba katýldýðýnda kiþi<br />
baþýna milli gelirdeki düþüþ yüzde<br />
50-60’ý buluyor.<br />
Bu veriler, bu ülkelerin geniþ çaplý<br />
bir savaþla ekonomik ve sosyal açýdan<br />
çok da büyük bir yýkýma uðramayacaðýný,<br />
zaten bundan kötüsünün olmayacaðýný<br />
da bir anlamda gösteriyor.<br />
BÝR SENERYODA BENDEN<br />
Amerikaya karþý giriþilen saldýrýnýn yankýlarý<br />
bütün dünyada ve Türkiyede devam ediyor.<br />
Türkiye,kraldan fazla kralcý olduðu<br />
için,Amerikadan daha fazla bu konuda haber ve<br />
yorum yapýlýyor.Bunlara ben de katýlýrsam çeþni<br />
olur diye düþündüm.<br />
Yapýlan yorumlarýn içinde tek akla yakýn olaný<br />
Mahir Kaynak ve onun gibi düþünenlerin dile<br />
getirdiði senar-yodur.Diðerleri akýllarýný<br />
peynir_ekmekle veya islamla yedikleri için,geride<br />
bir þey kalmamýþ gözüküyor.<br />
Öncelikle,deliller elde edilmeden yorum<br />
yapmak ancak,kafasýndaki þablonu insanlara gerçek<br />
diye yuttur-maktýr.Bu hususun özellikle altýný<br />
çizmek gerekiyor.<br />
Þimdi bakalým, neler biliniyor:<br />
1-Dört uçak kaçýrýldý ama 7 uçak kaçýrýldýðý<br />
söyleniyor. Diðer 3 uçaktan haber olmadýðýna göre<br />
ya 7 uçak kaçýrýlmadý ya da 3 uçak bir yerde<br />
saklanýyor. Uçak saklamak kibrit saklamaya benzemediðine<br />
göre uçaklarýn saklandýðýný düþünmek<br />
mümkün deðil, o halde, kaçýrýlan sadece 4 uçaktýr.<br />
2-Uçaklarýn 3 tanesi hedefini bulmuþ,bir tanesi<br />
de düþmüþ veya düþürülmüþtür.<br />
3-Uçaklardan, kaçýrýldýðýna dair bir anons yapýlmamýþtýr.<br />
4-Uçaklar rotalarýný deðiþtirdikleri halde bu<br />
durum her nasýlsa fark edilmemiþtir.<br />
5-Ýçinde Arapça bir Kur’an ile,uçuþ el kitabýnýn<br />
bulunduðu bir araba ele geçirilmiþtir.<br />
6-Bin Ladenle baðlantýlý olduðý ileri sürülen bir<br />
AABF ALMANYA ALEVÝ<br />
BÝRLÝÐÝ FEDERASYONU<br />
ABD‘DE GERÇEKLEÞTÝRÝ-<br />
LEN SALDIRIYI LANETLEDÝ<br />
Amerikada yaþanan<br />
olaylarýn ar-dýnda<br />
Kamuoyuna ortak<br />
bir açýk-lamada bulun AABF<br />
(Almanya Aleviler Birliði<br />
Fedarasyonu), Almanya Alevi<br />
Genclýk Birliði ve Almanya<br />
Alevi Kadýnlar Biriði,<br />
„ABD‘de, yolcu uçaklarýný<br />
kaçýrarark gerçekleþtirilen<br />
insanlýk dýþý toplu katliamlarý<br />
lanetlediklerini ve bu katliamda yaþamlarýný<br />
yitiren binlerce suçsuz insanýn yakýnlarý ile<br />
acýlarýný paylaþtýklarý“ belirtildi.<br />
Kimin tarafýnda ve ne gerekçeye dayanýrsa<br />
dayansýn, bu katliam´ýn insanlýða karþý iþlenmiþ<br />
aðýr bir suç olduðunu ve bu olayýn Dünya<br />
barýþýný tehdit eden bu tür saldýrýlarla çeþitli<br />
inançlar ve halklar arasýnda yeni düþmanlýk<br />
tohumlarý ekildiðini belirten açýk-lamada,<br />
yüzyýllar boyu insan haklarýnýn yerleþmesi için<br />
yapýlan çalýþmalar ve elde edilen baþarýlarýn<br />
Saldýrýlar turizme çelme çakýyor<br />
Önlemler güven verecek<br />
Uzmanlarýn prognozlarýna<br />
göre,<br />
New York‘ ta<br />
meydana gelen terör saldýrýlarý<br />
Almanlarýn tatil<br />
yapmalarýnýda etkileyecek.<br />
Alman Seyahat Bürolarý ve<br />
Tatil Organizatör Birliði Baþkaný<br />
Klaus Laepple ”Yurtdýþýna<br />
tatil azalmayacak, fakat<br />
hedefler deðiþecek” dedi.<br />
Kazanan Ýspanya<br />
olabilir<br />
Tabii ki Afganistan ve Irak<br />
gibi tehlikeli ülkeler tatil için<br />
seçilmezken, Laepple‘ ye<br />
göre insanlar daha çok Ýspanya,<br />
Balear ve Kanarya adalarýna<br />
gi-decekler. Son Körfez<br />
Sa-vaþýnda kazanan Kanarya<br />
Adalarý olmuþtu.<br />
Ladin:<br />
Saldýrýlarla<br />
ilgim yok<br />
ABD’nin, 11<br />
Eylül Salý günü<br />
gerçekleþen<br />
terör saldýrýlarýnýn bir numaralý sanýðý ilan<br />
ettiði Usame bin Ladin, saldýrýlarla ilgisi<br />
olduðunu bir kez daha yalanladý.<br />
Pakistan’ýn Peþaver kentinde bulunan<br />
veya iki kiþi otelde iken gözaltýna alýnmýþtýr.<br />
7-Uçaklarý bizzat intihar komandolarýnýn<br />
yönettiði, zira hiçbir pilotun sivil hedeflere uçaðý<br />
yöneltmiyeceði düþünülmekte ve bundan da,uçaðý<br />
kaçýran ve kullanan kiþilerin pilotluðu bildiði varsayýlmaktadýr.<br />
8-Uçaðý kaçýran kiþilerin bu iþi býçakla yaptýðý<br />
ve 3-6 kiþi arasýnda olduklarý düþünülmektedir.<br />
Gördüðünüz gibi,bilinenler sadece 4 uçaðýn<br />
kaçýrýldýðý, uçaklardan, kaçýrýldýklarýna dair anons<br />
veya sinyal alýnmadýðý, kaçýrýlan uçaklarýn rotalarýný<br />
deðiþtirdiðidir. Bundan sonrakiler sadece senaryodur.<br />
Þimdi bu bilinenleri ve senaryolarý analiz<br />
edelim:<br />
A-Uçaklarýn rotasýný deðiþtirdiðini fark etmemek<br />
mümkün müdür? Uzmanlar buna hayýr<br />
cevabýný veriyor. O halde,bilinenlere þunu da ilave<br />
etmek gerekir:<br />
UÇAKLARIN ROTASININ DEÐÝÞTÝRÝL-DÝÐÝ<br />
Kýþ tatil hedefleri<br />
belli deðil<br />
Laepple, kýþ tatil hedefleri<br />
olan Türkiye‘ nin güneyine ve<br />
Mýsr‘ a henüz açýklama yapamazken<br />
“1991‘ deki Körfez<br />
Sa-vaþýndaki tecrübelerimizi<br />
bu olayla karþýlaþtýrama-yýz.<br />
Son savaþta hava saðlarý<br />
kapanmýþtý. Mýsýr zamanýnda<br />
savaþla ilgiliydi, böylece ne<br />
Türkiye‘ nin ne de Mýsýr‘ ýn<br />
etkileneceðini düþünüyorum.”<br />
dedi.<br />
Ýptallerin oraný normal<br />
Saldýrýlardan beri, ta-tillerden<br />
geri çekilme oraný<br />
normal çerçeve içinde olduðu<br />
bildirildi. Laepple büyük<br />
þehirlerdeki tatil iptalinin<br />
yüzde bir olduðunu açýklar-<br />
büyük zarara uðradýðý vurgulandý.<br />
Amerika´nin „teröre karþý mücadele“<br />
için silahlý karþý saldýrýya hazýrlandýðýný belirten<br />
AABF, terörle mücadelenin ýrkçýlarýn<br />
ve kökten dincilerin ekmeðine yað sürmeyecek<br />
kadar akýlýca olmak zorunda olduðuna<br />
vurgu yapýldý. Geçmiþteki bütün deneyimlerin<br />
kaba kuvvet kullanarak terörü<br />
yok etmenin mümkün olmadýðýný<br />
gösterdiðini ve „ Terörle mücadele“<br />
terörü besleyen sorunlarýn<br />
akýl ve anlaþma yoluyla çözümünü<br />
gerektirdiði belirtilmekte.<br />
Çok kültürlü, ancak ve ancak<br />
karþýlýklý dialog ve hoþgörü olduðu<br />
sürece toplumlar için bir zenginlik<br />
olduðunu, hangi ülkede olursa<br />
olsun, kendi ýrkýný ve kendi inancýný<br />
haklý ve diðerlerini haksýz gören anlayýþlarýn,<br />
demokratik haklarý istismar etmelerine<br />
olanak verilmemesini vurgulanan açýklamada,<br />
„ Biz bütün dünya ülkelerinde demokrasinin<br />
ve insan haklarýnýn yerleþmesinde<br />
yanayýz. Aleviler bundan sonra da Aleviliðin<br />
haksýzlýklara karþý gelme geleneðini sürdüreceðiz<br />
ve bu mücadelede insan haklarý ve<br />
demokrasinin yaþamasý icin eþitlik ve dialog<br />
içinde her kurum ve organizasyonla birlikte<br />
çalýþmayý devam edeceðiz“ dendi.<br />
ken, küçük þehir ve köylerdeki<br />
iptallerin yüzde üç<br />
ol-duðunu açýkladý. Bu oranýn<br />
içinde tatil hedeflerinin deðiþimi<br />
dahil.<br />
Güvenlik<br />
önlemleri artacak<br />
Klaus Laepple “Uçak yolculuðundaki<br />
artan güvenlik<br />
önlemleri, yolcularýn güvenini<br />
kaza-nabilmek için en iyi<br />
yol. Tüm bagajlarýn kontrolü<br />
zaten yýl sonuna kadar Almanya‘<br />
nýn her havaalanýnda<br />
uygulanacaktý. Yolcular bunlarý<br />
hoþgörüyle karþýlýyorlar.<br />
Uçaðýn içinde bulunan görevlilerde,<br />
yolcularýn silaha<br />
benzer maddelerle uçaða<br />
girememelerinden emin<br />
olmalarý gerekir. Fakat el<br />
bagajýnýn tamamen<br />
yasaklanacaðýný sanmýyorum”<br />
þeklinde konuþtu.<br />
Afgan Ýslami Basýn Ajansý’na açýklama<br />
gönderen bin Ladin, “ABD parmaðýyla<br />
beni gösteriyor, ama bunu asla ben yapmadým”<br />
ifadesini kullandý.<br />
Bin Ladin, yardýmcýsý Abdüssamed<br />
aracýlýðýyla ajansa gönderdiði açýklamada,<br />
“Bunu yapanlar, kendi çýkarlarý için yaptýlar.<br />
Ben Afganistan’da yaþýyorum ve<br />
bu tür eylemlere izin vermeyen Molla<br />
Ömer’e baðlýyým” diye yazdý.<br />
Bin Ladin, kanlý saldýrýlardan hemen<br />
sonra da terörist saldýrýlarla iliþkisi<br />
olmadýðýný açýklamýþtý.<br />
SÝVÝL VE ASKERÝ KÝÞÝLER TARAFINDAN<br />
BÝLÝNMEKTEDÝR. Buna itirazýnýzýn olmadýðýný<br />
zannediyorum.O halde yine sormak lazým: PEKÝ O<br />
HALDE BUNA NÝYE TEPKÝSÝZ KALINDI? Buna<br />
nasýl bir cevap vereceðinizi doðrusu merak ediyorum.<br />
B-Uçaklardan bir tanesi Pentagona hedeflenmiþ<br />
idi.Pentagon,kendisinin üzerinde uçan bir<br />
uçaðý tespit edecek radar sistemine sahip deðil<br />
midir?Elbette sahiptir.O halde sorularýmýza bir<br />
yenisini ilave edelim:<br />
PENTAGON,NÝÇÝN KAÇIRILAN UÇAÐIN<br />
KENDÝSÝNÝ ÝMHA ETMESÝNE TEPKÝSÝZ KAL-<br />
MIÞTIR? NORMAL ÞARTLARDA, DAHA YASAK<br />
BÖLGEYE GÝRDÝÐÝ ANDA UÇAK UYARILIR<br />
VE UYARILARA CEVAP ALINMAZ VEYA ROTA<br />
DEÐÝÞTÝRÝLMEZ ÝSE BU UÇAK ÝMHA EDÝLÝR.BU<br />
UÇAK NÝYE ÝMHA EDÝLMEMÝÞTÝR?<br />
C-Uçaklarý kaçýranlarýn çok örgütlü olduklarý
Sayý: 7 7 Ekim 2001<br />
YETERKÝ KARARMASIN...<br />
Olgun Þensoy<br />
senolgun@turk.net<br />
DEVAM MI TÜKENÝÞÝMÝZÝ<br />
SEYRETMEYE ?<br />
Dünyanýn kaynadýðý Filistinli bebelerin<br />
oyun bahçeleri yerine sapanýyla<br />
en aðýr silahlara karþý doðduðu<br />
topraklarýný savunduðu bir dönemden geçerken,<br />
seyretmeye devam ediyoruz bütün kirliliðini<br />
dünyanýn...<br />
Seyirci kalmaya devam ediyoruz yýllarca<br />
ülke kalkýnmasýna katkýda bulunan emekli<br />
büyüklerimizin ev kirasýný bile karþýlamayan<br />
maaþlarýný alabilmek için banka kuyruklarýnda<br />
yok oluþuna.<br />
Seyirci kalmaya devam ediyoruz özelleþtirme<br />
furyasýyla onbinlerce insanýmýzýn<br />
iþsiz kalýþýna.<br />
Seyirci kalmaya devam ediyoruz açlýðýn<br />
Karen Fogg: Türkiye<br />
hazýr deðil<br />
Avrupa Birliði Türkiye<br />
Temsilcisi Büyükelçi<br />
Karen Fogg, Türkiye’nin<br />
henüz bir müzakereye aday ülke<br />
olmadýðýný söyledi.<br />
AB Türkiye Temsilcisi Büyükelçi<br />
Karen Fogg, Türkiye’nin<br />
henüz bir müzakereye aday ülke<br />
olmadýðýný söyledi. Fogg, Siyasi ve<br />
Sosyal Araþtýrmalar Vakfý’nýn<br />
düzenlediði “AB-Türkiye iliþkileri”<br />
konulu konferansta yaptýðý konuþmada,<br />
Türkiye’nin birkaç ay içindeki<br />
ekonomik performansýnýn çok<br />
önemli olduðunu belirterek, “Türkiye<br />
ekonomik olarak toparlayamazsa<br />
diðer alanlarda çok<br />
zorlanacak” dedi.<br />
Türkiye’nin herkesi þaþýrtmaya<br />
aday bir ülke olduðuna dikkati<br />
çeken Fogg, “Türkiye eskiye<br />
ve Amerikan istihbarat birimlerinin haberi olmadan<br />
bu eylemi gerçekleþtirdikleri iddia edilmektedir<br />
ki,iddiaya gerek yok,gerçekten planlý ve mükemmel<br />
bir organizasyonla bu iþlar baþarýlmýþtýr.O<br />
halde bu sorulara bir yenisini ilave edelim:<br />
BU DERECEDE MÜKEMMEL BÝR ÖRGÜT,<br />
GERÝDE KUR’ANI KERÝM VE UÇUÞ EL KÝTABI<br />
BIRAKIR MI? Vereceðiniz cevabýn hayýr olacaðýndan<br />
eminim...O halde, 5.maddede dile getirilen<br />
senaryo gerçeðe uygun deðildir.Buna baðlý olarak<br />
da 6.maddenin bir kýymeti yoktur.4.maddede<br />
belirtilen gerçeðin(?) de gerçeðe uygun olmadýðýný<br />
yukarýda belirttik.Yani uçaklar rotasýný deðiþtirecek<br />
de bu durum fark edilmeyecek.Sizce bu ihtimal<br />
dahilinde midir? Gelelim 7.maddeye,bu,gerçeðe<br />
en uygun senaryodur.Yani uçuþ bilgisi olmayan<br />
birisi bir uçaðý yönetse bile,4 ayrý uçaðý uçuþ bilgisi<br />
olmayan 4 ayrý kiþinin ayni mükemmellikle idare<br />
etmesi mümkün deðildir.YANÝ,UÇAKLARI, ÝYÝ<br />
kýyasla çok daha karmaþýk süreçte.<br />
Ýnanýlmaz bir hýzla üyeliðe gidebilir<br />
veya hiç hareket etmeyebilir”<br />
þeklinde konuþtu.<br />
Rapor tartýþma<br />
yartacak<br />
AB’nin her yýl yayýnladýðý ve<br />
Kasým ayýnýn ortasýnda çýkacak<br />
raporun Türkiye’de tartýþma yaratmasýný<br />
beklediðini ifade eden Fogg,<br />
Türkiye’de adaylýk yolunda somut<br />
olarak yapýlanlarý görmek istediklerini<br />
söyledi. Nice zirvesinden<br />
sonra imzalanan Nice anlaþmasýnda<br />
bazý kriterler saptandýðýný<br />
anlatan Karen Fogg, “Nice zirvesi<br />
hiç bir adayý diðerinin üzerine<br />
hat safhaya ulaþtýðý ülkemizde her okul için<br />
ayrý forma ve kitap basýlmasýna göz yuman<br />
milletimin vurdum duymazlýðýna.<br />
Seyirci kalmaya devam ediyoruz büyük<br />
ozan Nazým Hikmet’i karalayan, Sivas katliamýný<br />
alkýþlayan eðitmenlerin çýð gibi<br />
büyüyüþüne.<br />
Seyirci kalmaya devam ediyoruz fýndýk<br />
üreticisine verilen komik taban fiyatýyla yöre<br />
halkýnýn felakete sürükleniþine.<br />
Hayretler içinde izliyoruz halký doðru<br />
bilgilendirmekle yükümlü görsel yazýnsal<br />
basýnýn Garih cinayeti ile birlikte gencecik<br />
yoksul bebelerimizi suçlu ilan ediþine.<br />
Seyirci kalmaya devam ediyoruz okullarda<br />
ki zorunlu din eðitimine, üniversite kapýlarýn<br />
daha içeriye girmeden ödenen haraçlara.<br />
Bunlarda yetmiyormuþ gibi iktidarda ayrý,<br />
muhalefette ayrý söyleyip, birde sýkýlmadan<br />
çocuklarýna kredi için baþvuran vekilleri<br />
ödüllendiriyoruz alkýþlayarak kürsü konuþmalarýnda.<br />
Dünyamýz hýzla kirletilmeye devam ederken<br />
Türk medyasýný elinde bulunduran holding<br />
patronlarý da unutup basýn ahlak<br />
kurallarýný her gün pis iliþkilerini döküyorlar<br />
ortalýklara birbirlerinin. Buda yetmezmiþ gibi<br />
EÐÝTÝM ALMIÞ PÝLOTLAR YÖNETMÝÞTÝR.Son<br />
maddede belirtilen senaryonun ne derecede akla<br />
yakýn olduðunu bir de sizin düþünmenizi istiyorum:<br />
1-Öncelikle,bunlarýn 3-6 kiþi olduðunu kim bildirmiþtir?<br />
2-Bunlar her uçakta ayni sayýda mýdýr?Her<br />
uçaktan bunlarýn sayýsýný bildiren insanlar mý<br />
olmuþtur?<br />
3-Uçaklarda 60-70 kiþi olduðuna göre,bu<br />
sayýda insan sadece býçakla bu kadar kiþiyi ve ayrýca<br />
personeli etkisiz hale getirebilir mi?<br />
4-Yolcularýn veya personelin,sadece býçak<br />
karþýsýnda korkup sessiz kalmasý düþünülebilir mi?<br />
5-Korsanlarýn sayýsýný bildiren insanlarýn,<br />
onlarýn rengini, milliyetini vs.yi bildirmemesi<br />
mümkün müdür?<br />
6-Ýnsanlar bunu birilerine bildirdiyse o birilerinin<br />
durumu yetkililere bildirmemesi mümkün<br />
çýkarmamakta, tek yapmaya<br />
çalýþtýðý þey müzakere aþamasýnda<br />
kriterleri istemektir” diye konuþtu.<br />
Türkiye’deki sivil toplum kuruluþlarýyla<br />
özel sektörün AB ile<br />
iliþkilere çok hazýr olduðunu<br />
belirten Fogg, þöyle konuþtu:<br />
“Þahsi görüþüm Türkiye’nin bir<br />
kaç ay içindeki ekonomik performansý<br />
çok önemli. Ekonomik<br />
olarak toparlayamazsa diðer tüm<br />
alanlarda çok zorlanacak. Siyasi<br />
reformlarda zorlanacak, dýþ politikada<br />
zorlanacak, özellikle AB<br />
gözetimindeki Kýbrýs konuþmalarýnýn<br />
önümüzdeki yaz sonuçlanmasý<br />
lazým. Bir uzlaþma olmazsa,<br />
Kýbrýs’ta yapýlan müzakereler halledilmiþ<br />
olacak. Yaza kadar bu<br />
konuda sonuç alýnamazsa hepimiz<br />
çok zorlanacaðýz.”<br />
Türkiye’nin herkesi þaþýrtmaya<br />
aday bir ülke olduðuna dikkati<br />
çeken Fogg, “Türkiye eskiye<br />
kýyasla çok daha karmaþýk süreçte.<br />
Ýnanýlmaz hýzlý bir þekilde üyeliðe<br />
gidebilir veya hiç hareket etmeyebilir”<br />
dedi.<br />
müdür?<br />
7-Ýnsanlar bu durumu niye birilerine bildirmiþ<br />
de yetkililere bildirmemiþtir?Bu mümkün müdür?<br />
Vereceðiniz cevaplarýn hepsinin de olumsuz olacaðýný<br />
tahmin ediyorum.Þimdi gelelim diðer sorularýmýza:<br />
1-Amerika,hâlâ uçaklardaki yolcularýn kimliklerini<br />
tesbit edememiþ midir?<br />
2-Dört ayrý uçaktaki yolculardan,birbiriyle<br />
irtibatlý kiþileri tesbit etmek ABD için çok mu<br />
zordur?<br />
3-Ýç hat seferi olmasýna raðmen yabancý uyruklu<br />
kiþiler aranmadan mý uçaða girerler?Türkiyeden<br />
sadece ilmi toplantýlara katýlmak için bu memlekete<br />
giden kiþilerin saatlerce sorgulandýðý ve uçaða<br />
ondan sonra alýndýðý ifade edilmektedir.Bu arada<br />
üstleri ve eþyalarý da didik didik aranýrken diðer<br />
yabancý uyruklular bu muameleden muaf mýdýr?<br />
4-Amerikan vatandaþlarý ve eþyalarý hiç aran-<br />
eðlence merkezlerinde su gibi tüketilen<br />
pahalý içkileri asansör de nasýl seviþtiðini ballandýrarak<br />
anlatan ayaklarý yere basmayan<br />
genç kýzlarý haber diye bize sunuyorlar da;<br />
göstermiyorlar çöplükten geçinen aileleri,<br />
yürüyerek kilometrelerce yolu kat etmek<br />
zorunda kalan asgari ücretlileri, çocuðunu<br />
okula yazdýramayan yoksul aileleri.<br />
Mevsimin yüzünü kýþa çevirdiði hüzünlü<br />
sonbahar akþamlarýnda umutsuzluk daha da<br />
artýyor Baþkent Ankara da. Çocuðuna kitap<br />
alamayan aileler gibi damý delik kondusuna<br />
yakacak bulamayanlar da gözleri yaþlý. Yaþlý<br />
ve yaslý gözleri anne-baba sevgisini hiç tatmamýþ<br />
park banklarýnda yaðmurla uyanan<br />
bebelerin.<br />
Yaþlý gözleri yasta hala yürekleri depremle<br />
birlikte yerle bir olan yalnýz ve acýlý depremzedelerimiz<br />
umutla konutlarýný beklerken<br />
iktidar olan Marksistler! soyup soðana çevirmiþler<br />
Bayýndýrlýk ve Ýskan Bakanlýðýný. Onun<br />
içindir ki Koray Aydýn beyler teslim edememiþler<br />
konutlarý.<br />
Emeði ve barýþý alkýþlayan tüm sevgi dolu<br />
yüreklere selam olsun. Selam olsun kanamayan<br />
kan akýtmayan bir dünya özlemiyle yanýp tutuþanlara....<br />
maz mý? Gördüðünüz gibi,sorularý çoðaltmak<br />
mümkündür. Ancak biz hâlâ senaryomuzu<br />
yazamadýk.Ýsterseniz biraz muziplik olsun diye,bu<br />
iþi 12 EYLÜLCÜLERÝN YAPTIÐINI SÖYLEYE-<br />
LÝM. Baksanýza bu olay yüzünden 12 EYLÜL<br />
KAYNADI GÝTTÝ. HÝÇ BÝR GAZETE VE TELE-<br />
VÝZYON 12 Eylülden bahsetmedi.Anayasa deðiþikliði<br />
de pazartesiden itibaren güme gider.Neyse,12<br />
Eylül bu memleket için düþünülmesi gereken bir<br />
þey deðil,önemli olan Amerikanýn baþýna gelenlerdir.<br />
Zaten Amerika biz olmasak bu iþin altýndan<br />
zor kalkar.Onun için,býrakýn 12 Eylül gibi<br />
zýrvalarý da,Amerikaya yapýlan saldýrýyý kimin yaptýðýný<br />
bulmaya çalýþalým.Bakarsýnýz elma þekeri filan<br />
verirler.Ama ben bu iþten sýkýldým.Bu yüzden senaryo<br />
filan da yazmýyorum.Zaten elma þekerini de<br />
sevmem.<br />
Sacit Kayasu
Sayý: 7 8 Ekim 2001<br />
ALEVÝ KÖYDE<br />
SÜNNÝ GELÝN (EGE)<br />
Dr. HALÝS ÖZKAN<br />
hozkan@dem-ajans.de<br />
2000 yýlýnýn Aðustos ayýnýn<br />
çok sýcak günleriydi. Buna<br />
raðmen öteden beri aklýma<br />
koyduðum Ege Bölgesi araþtýrmasýný<br />
yapmak istedim.<br />
Daha Köy Enstitüsü´nde okurken,<br />
coðrafya dersinde Türkiye Bölgeler<br />
haritasýndan Ege Bölgesini öðrendim.<br />
Acaba günün birinde bu toprak altý ve<br />
toprak üstü zenginliklere verimli topraklara<br />
sahip her türlü sebze ve meyveyi<br />
yetiþtiren Ege Bölgesini görüp yerinde<br />
inceleyebilir miyim? Diye düþünüyordum.<br />
Iþte Aðustos 2000 tarihinde<br />
düþüncem gerçekleþti. Arzuladýðým ile<br />
araþtýrma zamaný arasýnda tam 51 yýl<br />
geçmiþti.<br />
Bir vesile ile Mersin´den Dalaman<br />
hava Alanýna gelmiþtim. Yolcu bekliyordum.<br />
Düsseldorf´tan gelen uçak<br />
indi. Yolcularýn arasýndas 3 tanýdýk<br />
ta vardý. Onlar tatilerini Dalaman´da<br />
geçirecekelerdi. Bana orada bir kaç<br />
gün kalmam teklif edildi. Zamaným<br />
vardý. Teklifi kabul ettim.<br />
Onlarla birlikte Dalaman´ýn Fevziye<br />
köyüne geldim ve orada konakladým.<br />
Bu fýrsattan istifade ederek,<br />
bir hafta gibi bir süre içerisinde<br />
Muðla, Fethiye, Ortaca, Dalaman,<br />
Bodrum, Köyceðiz, Datça, Marmaris,<br />
Milas ve Ula yörelerini gezdim. Halkla<br />
konuþtum. Bölgenin turistik ve tarihi<br />
yerlerini tetkik ettim. Tesadüfi bir<br />
sonuçta elime böyle bu olanaðýn<br />
geçeceðini bilmedigim için, fotoðraf<br />
makinasýný birlikte almamýþtým. Yoksa<br />
resimlenecek bir çok yerler vardý. Turistik<br />
yerlerin resimleri için baþka kaynaklardan<br />
yararlanacaðým.<br />
1948-1954 Köy Enstitüsündeki<br />
öðrenimimdeki yýllarda bize Ege Bölgesi<br />
öðretilirken turizm sözü bile<br />
edilmiyordu. Öðrenim harita üzerinden<br />
yapýlýyordu. Bölgelerin þehirlerini,<br />
komþu kentlerini, bitki örtüsünü, dað,<br />
tepe, nehir ve yaylalarýný, varsa sanayisini,<br />
iklimini, bölgede yetiþtirilen<br />
meyve, sebze ve ev hayvanlarýný öðrendik.<br />
Turizm tek kelime edilmiyordu.<br />
Ancak simdi bölgenin en büyük gelir<br />
kaynaklarýndan biri sahil.<br />
Bu tarihi eserler ve medeniyetler<br />
teþkil ediyor. Küçük bu araþtýrma<br />
kitabçýðýnda okunacaðý gibi, bölge ayný<br />
zamanda zengin medeniyet kaynaklarýna<br />
sahiptir. Bölgeye akýn eden ve<br />
bölgeden dýþarýya giden göçler için<br />
bölge hem beþik ve hem de eþiklik<br />
yapmýþtýr. Bu tarafý ile Ege Bölgesini<br />
ele aldýðýmýz zaman, burasý coðrafi<br />
yapýsý kadar, tarihi de övgüye deðer.<br />
Bu nedenle bölge kýsaca hem<br />
tarihi ve hemde coðrafi<br />
bakýmdan izah edilecek ve<br />
önemli olan tarafý,<br />
buradaki bir köy yapýsýnýn<br />
Doðu Anadolu Bölgesindeki<br />
bir köy ile kýsaca<br />
mukayese edilmelidir.<br />
Ege Bölgesi´nin tüm<br />
köy ve kasabalarýnda<br />
araþtýrmaya konu teþkil<br />
eden Fevziye Köyü´nde<br />
sade ve anlasýlýr bir Türkçe<br />
konuþulur. Doðu<br />
Anadolu´da olduðu gibi<br />
buralarda Mezra´lara rastlanmýyor.<br />
Bazý yörelerde “ lehçe veya<br />
aðýz” diyebileceðimiz, yöre halkýna<br />
mahsus bir konuþmaya rastlanýr. Bu<br />
konuþma þekli Türkçe´den fazla bir<br />
uzaklýk arz etmiyor...<br />
Tarihi süreci içerisinde, Ege Bölgesi<br />
Anadolu´nun bir çok yöresinden ve<br />
ayný zamanda komþu ülkelerden gelen<br />
göç akýmlarýna misafirlik etmiþtir.<br />
Gerek dýþ göçler ve gerekse iç göçler<br />
geldikleri Ege Bölgesine sosyal<br />
yaþantýlarýný, örf ve adetlerini, giyim<br />
ve yemek piþirme alýþkanlýklarýný birlikte<br />
getirmiþler. Elbette geldikleri yerlerde<br />
konuþtuklarý dil ayrýlýklarýný da<br />
birlikte getirmiþtir. Þunu da vurgulamak<br />
gerekir, Atatürk Türkçe Alfabeyi<br />
ilan edinceye kadar, hatta sonraki yýllarda<br />
bile, Türk Halký öz Türkçe´yi<br />
konuþmamýþtýr. Türkçe, Osmanlýca,<br />
Farsça, Kürtçe, Oðuzca ve Arabça dillerinin<br />
karýþýmýný oluþturuyordu. Aðýrlýklý<br />
Arapça, Farsça ve Osmanlýca´da<br />
idi. Þimdi bile kesinlik kazanmýþ bir<br />
Türkçe´nin konuþulduðu kanýsýný<br />
taþýmýyorum. Iþte Ege Bölgesindeki<br />
kent ve kasabalardaki “ lehçe veya<br />
dil” ayrýlýðý yukarýdaki nedenlerden<br />
dolayýdýr.<br />
Bu Kitapta, tarihi kaynaklara zemin<br />
olarak alýnan haritalar, bölgedeki çok<br />
eski medeniyetlerin býraktýklarý tarihi<br />
zenginlikleri, göç yollarýný, savaþ sebebelerini,<br />
Anadolu´da kurulan ve<br />
tarihe karýþan medeniyetleri gösteriyorlar.<br />
Anadolu´da kurulan o eski<br />
medeniyetleri bugün çok bilimsel<br />
araþtýrmalara konu teþkil etmektedir.<br />
Bilim adamlarý Ege Bölgesinde ve<br />
Türkiye´nin diðer bölgelerinde tarih<br />
sahnesinden silinmiþ olan medeniyetleri<br />
arkeolojik kazýlar ve araþtýrmalarla<br />
gün ýþýðýna çýkarýyorlar.<br />
Bir çok eski isimlerin, coðrafi ve<br />
tarihi haritalarýndan silinerek, yerlerine<br />
yenilerinin yazýlmasý, araþtýrmacýlara,<br />
araþtýrmalarýnda zorluk yaratýyor.<br />
Bazý seyahlar, geçmiþte Anadoluyu<br />
gezileri sýrasýnda yazdýklarý “ seyahnameler”<br />
dönemlerinin insanlarýnýn<br />
sosyal, kültürel ve sanatsal yaþamlarýný<br />
dile getiriyor ve günümüz araþtýrmacýlarýna<br />
ýþýk tutuyorlar.<br />
Heredot ve Evliya<br />
Çelebi Seyahatnameleri<br />
örnek olarak verilebilir.<br />
Türkiye´nin yedi<br />
bölgesinde yaþayanlarýn<br />
, ayrý yaþam<br />
biçimleri, ayrý örf,<br />
kültür, giyim ve daha<br />
bir çok deðiþik töreleri<br />
vardýr. Bunlarýn<br />
arasýnda inançlarýnda<br />
da farklýlýklar vardýr.<br />
Güney ve Doðu<br />
Anadolu Bölgelerinde<br />
yaþayanlarýn tabiat<br />
kuvvetlerine olan inançlarý,<br />
Türkiye´nin<br />
diðer bölgelerinde<br />
hemen hemen yok<br />
gibidir.<br />
Güneþe karþý tükürmemek,<br />
suya tükürmemek<br />
veya suya<br />
çiþini yapmak, aðaca<br />
çaput baðlamak, ocaktaki<br />
ateþin sönmemesine<br />
çok dikkat<br />
etmek, ocaktaki ateþe<br />
su döküp söndürmek, piþmiþ ekmeði<br />
ters koymamak, ekin tarlasýnýn içinden<br />
geçmemek, ay ve güneþe karþý durup<br />
dua etmek, mevsimlerin baþlangýcýnda<br />
ve sonunda kutlamalar yapmak,<br />
mezarlarýn baþýnda yemek veya sadaka<br />
daðýtmak, ölülerin adýna hayýr daðýtmak,<br />
mevlüt okutmak ve okutmamak,<br />
oruç tutmak veya deðiþik oruç þeklini,<br />
örneðin 12 Imamlarda 12 gün oruç<br />
tutmak ve daha bir çok deðiþiklikler<br />
gibi.<br />
Ilk dönemde atalarýnýn taþýdýklarý “<br />
laðap” ve köken isimlerini takma ve<br />
yaþatma her bölgede vardýr.<br />
Doðu Anadolu Bölgesinde piþirilen<br />
milli yemek ile Türkiyenin diðer bölgelerinde<br />
piþirilen yemekler arasýnda fark<br />
vardýr. Örneðin, Ege Bölgesinde, Doðu<br />
ve Güneydoðu Anadolu Bölgelerinde<br />
piþirilen “ gömbe” veya düðünlerde<br />
piþirilen etli nohut çorbasý biliniyor.<br />
Ege Bölgesinde, Doðu Anadolu<br />
Bölgesinde piþirilen “ pýtpýtýk” bulgurun<br />
çok ince öðütülmüþünden yapýlýr.<br />
Þire Kurt, sarmýsaklý ayran ile veya<br />
sarmýsaklý kurut ayraný ile yapýlan<br />
ve saç üstünde yanan kömürün ýsýsý<br />
ile piþen kömbenin kendisine has<br />
bir aletle ezilmesi ve ortasýna açýlan<br />
çukura kýzarmýþ tere yagýnýn konduðu<br />
yemektir. Keþkeþ, ayranda piþen<br />
dövme buðdaydan yapýlýr. Þire sele,<br />
saç´da piþirilen yufka ekmeðin yuvarlak<br />
hale getirilip, 3-5 santim uzunluðunda<br />
kesilip üst üste yýðýldýktan<br />
sonra üzerine kýzarmýs tereyaðý ve sarmýsaklý<br />
ayran dökülen yemek çeþidi.<br />
Bunlar Türkiye´nin sadece Doðu ve<br />
Güney Doðu Anadolu bölgelerine has<br />
yemek çeþitleridir. Bu ayrýlýklar giyim<br />
ve kuþamda, müzik, halk oyunlarý,<br />
çalgý aletlerinde de görülmektedir.<br />
Örneðin Ege Bölgesinde zeybek, Doðu<br />
Anadolu ve Güney Anadolu da “<br />
Delilo”, “ üç ayak”, “ Elazýð Dik<br />
Havasý” vs. Gibi oyunlardaki ayrýlýklar,<br />
karadeniz Bölgesindeki “ Horon,<br />
kemençe” ve bununla dile getirilen<br />
“ Laz” Halk Türküleri´ndeki farklar<br />
gözden kaçmýyor.<br />
Bu farklýlýklarýn çoðu göç edilen<br />
yerlere birlikte götürülmüþ ve kýsmen<br />
daha yaþamýný yitirmemiþlerdir.<br />
Yukaruda izahatlar, Anadolu´da<br />
bir multi kültürel insan topluluðunun<br />
yaþamakta olduðu ve bu insan<br />
mozaðini oluþtururanlarýn Anadoluyu<br />
kendilerina anavatan edindiklerini,<br />
ayrýlýklar ne olursa olsun, buradaki<br />
halk kitlelerinin iç içe yaþadýklarýný,<br />
birinin bir diðerinin örf ve adetlerine<br />
saygýlý olduðunu göstermektedir. Pek<br />
yakýn bir zamana kadar deðiþik inançtan<br />
birbirlerinden kýz alýp vermezken,<br />
þimdi artýk o köhne zihniyeti yerini<br />
daha insancýl ve barýþçýl atmosfere<br />
býraktýðýný, yapýlan evliliklerde de eski<br />
düþüncelerini geride býrakýldýðý görülmektedir.<br />
Yurtlarýný, barýnaklarýný, gerek<br />
kendi istekleri ve gerekse bazi tabii<br />
olaylar sonucu veya zoraki nedenlerden<br />
ötürü ( zelzele, sel felaketi, yer<br />
kaymasý, kuraklýk, miras, kan ve namus<br />
davasý gibi) terk eden kavim ve aile<br />
veya kýlanlar, kendilerine ve yanlarýnda<br />
götürdükleri hayvanlarýn yaþayabilmeleri<br />
için göl, nehir ve suyun bol olduðu<br />
mümbit yerler ve hatta düþman güçler<br />
ile soyguncular tarafýndan kolayca<br />
ulaþýlmayacak yöreler aramýþ ve yerleþmiþlerdir…<br />
Kendi istekleri veya zoraki sebeplerden<br />
dolayý, bidayettte Anadolu´ya<br />
gelen dýþgöçler, yol güzergahlarýnda<br />
bulunan yerleþim yörelerindeki<br />
toplumlara zarar vermemiþler. Onlarýn<br />
bulunduklari yöre veya yakýnlarýna yerleþen<br />
yeni konuklar, yerleþim bölgesindeki<br />
insanlarýn dillerini öðrenmiþ<br />
çoðu zaman inançlarýný da kabul etmiþler.<br />
Dil, din ve toprak edinme yüzünden<br />
biri birileriyle savaþmýþlardýr. Iyi<br />
komþuluk içinde yaþamasýný bilmiþlerdir.<br />
Kaldý ki o zamanlar, savaþmak<br />
kimsenin aklýna gelmediði için, savaþ<br />
aletleri de yokmuþ. Kavimler büyük<br />
topluluklar oluþturunca, beylikler ,<br />
devletler oluþtukça, nüfus arttikça,<br />
dinler meydana çýktýkça, insanlar<br />
toprak edinme, dinlerini kabul ettirme<br />
sebepleriyle biri birileriyle savaþmaya<br />
baþlamýþlar.
Sayý: 7 9 Ekim 2001<br />
EMEKLÝLÝK GELÝR HESABINA ÝLÝÞKÝN<br />
AÇILAN TÜM DAVALARI KAZANDIK!<br />
Anadolu Bankasý „ Emeklilik<br />
gelir hesabý“ ile ilgili<br />
konunun uzmaný Av. Mustafa<br />
Doðan ile yapýlan röportaj:<br />
-Sayýn Doðan, anadolu<br />
Bankasý´nýn “EMEKLÝLÝK GELÝR<br />
HESABI” uygulamasý nedir?<br />
Anadolu Bankasý ve bugün onun<br />
halefi olan T.C. Ziraat Bankasý A. Þ.<br />
1980´li yýllarda baþlattýðý “ emeklilik<br />
Gelir Hesabý” uygulamasý ile<br />
yurtdýþýnda yaþayan vatandaþlarýmýzýn<br />
yedi yýl boyunca her ay 150 DM. Ödemesi<br />
karþýlýðýnda o günkü kura göre<br />
ömür boyu her ay yaklaþýk 600 DM<br />
karþýlýðý olan Türk Lirasýný ödemeyi<br />
vaad etmiþtir. Anadolu Bankasý aylýk<br />
ödenecek miktarý vatandaþlarýmýzýn<br />
tercihine býrakmýþtýr. Emeklilik geliri de<br />
ödenen aylýkla baðlantýlý olarak Anadolu<br />
Bankasý tarafýndan hesaplanmýþtýr.<br />
Aylýk ödeme seçenekleri 50 DM-100<br />
DM- 150 DM olarak vatandaþlarýmýzýn<br />
tercihine sunulmuþtur.<br />
Anadolu Bankasý ile Emeklilik Gelir<br />
Hesabý sözleþmesi yapan vatandaþlarýmýz<br />
7 yýl sonunda ilk maaþlarýný<br />
almýþlardýr. Fakat Banka tarafýndan DM<br />
endeksli, enflasyon, Türk Lirasýnýn<br />
deðeri vs. dikkate alýnmadan ödenen<br />
maaþ çok komik miktarda kalmýþtýr.<br />
Bu nedenle bir ay öncesine kadar T.<br />
Emlak Bankasý A.Þ.´ye bugün de onun<br />
halefi T.C. Ziraat Bankasý A.Þ. ´ye karþý<br />
“ UYARLAMA DAVALARI” açýlmaya<br />
baþlamýþtýr.<br />
- “ UYARLAMA DAVALARI”<br />
nedir, dava sonucu ödenen maaþ<br />
miktarý ne kadar olmaktadýr?<br />
Uyarlama<br />
davalarý,<br />
vatandaþlarýmýz<br />
ile<br />
Anadolu Bankasý<br />
arasýnda<br />
yapýlan<br />
sözleþme<br />
gereðince<br />
ömür boyu<br />
ödenecek<br />
gelirin<br />
Türkiye´deki<br />
enflasyon ve<br />
Türk<br />
Lirasýnýn Mark ve dolar karþýsýnda hýzla<br />
deðer kaybetmesi neticesi çok düþük<br />
miktarlar haline geldiðinden bugünkü<br />
þartlarda Mark deðeri de dikkate alýnarak<br />
ödenecek aylýk gelirin arttýrýlmasý<br />
yani kýsaca ödenen aylýk miktarýnýn<br />
Türkiye´de günün þartlarýna uygun<br />
olarak arttýrýlmasý için açýlan davalardýr.<br />
Biz bu uyarlama davalarý sonucunda<br />
120 Bin 180 Bin TL. Olarak ödenen<br />
komik miktarda aylýk maaþlarý 350-450<br />
Milyon TL ye çýkartmýþ bulunmaktayýz.<br />
Buna iliþkin çok sayýda vatandaþlarýmýzýn<br />
davalarýný kazandýk ve elimizde<br />
mahkeme kararlarý mevcuttur.<br />
Bu davalarda Markýn bugünkü ve<br />
sözleþmenin imzaladýðý tarihteki deðeri<br />
dikkate alýnarak Mahkemece inceleme<br />
yaptýrýlmaktadýr. Ve inceleme sonucunda<br />
Mahkeme aylýklarýn arttýrýlmasýna<br />
karar vermektedir. Ve karar<br />
kesinleþince Emlak Bankasý ve þimdi ise<br />
Ziraat Bankasý tarafýndan, dava tarihinden<br />
itibaren Mahkemece belirlenmiþ<br />
yeni aylýk miktarý toplu olarak ödenmektedir.<br />
Altýný çizmem gereken bir<br />
Avrupa Kriz Müdahale Birliði’ ne veto<br />
“Aday ülkeye sýfýr puan”<br />
Brüksel’ de konu gündeme<br />
alýndýðýnda AB<br />
diplomatlarýnýn sinirleri<br />
her zamanki gibi yine<br />
gergindi. Türkiye Nuh diyor,<br />
Peygamber demiyor. Süddeutsche<br />
Zeitung adlý ulusal Alman<br />
gazetesi, “Aday ülkeye sýfýr<br />
puan” baþlýðý altýnda, Türkiye’<br />
nin Avrupa Kriz Müdahale<br />
Birliði projesini bloke etmesi<br />
karþýsýnda, Avrupa Birliði<br />
diplomatlarýnýn Türkiye ile<br />
iliþkilerin yeniden gözden<br />
geçirilmesini istedi. Türk<br />
Genel Kurmay Baþkanlýðý’ nýn<br />
uzlaþma önerilerini reddetmesinin<br />
Brüksel‘ i öfkelendirdiðine<br />
dikkat çekilen<br />
makalede, Türkiye’ nin bir<br />
taraftan Avrupa Birliði‘ nin en<br />
önemli projesini bloke edip,<br />
diðer taraftan Birliðe üye<br />
olmak isteyemeyeceði görüþü<br />
savunuldu.<br />
Avrupa Kriz<br />
Müdahale Birliði<br />
2003 yýlýndan itibaren<br />
60.000 askerle kriz bölgelerinde<br />
bir yýl süreyle barýþ<br />
gücü olarak müdahale edilebilmesi<br />
isteniyor. Birliðin küçük<br />
çaplý operasyonlara daha bu yýl<br />
içinde çýkabilmesi öngörülüyordu.<br />
Türkiye bloke ediyor<br />
Ankara, Kriz Müdahale<br />
Birliði‘ nin devreye girmesi<br />
durumunda alýnacak kararlarda<br />
eþitlik ilkesini isteyerek<br />
oy hakkýna<br />
sahip<br />
olmakta<br />
direniyor.<br />
Ancak bu<br />
müsaadeyle<br />
birlikte-<br />
Türkiye‘<br />
nin resmi<br />
de olmasa<br />
pratikte AB<br />
üyesi konumuna<br />
getirileceði anlamýna<br />
geldiðinin altý çizildi. Ne yazýk<br />
ki hiçbir AB üyesi, en azýnda<br />
yakýn zamanda bu imkaný tanýmaya<br />
hazýr deðil.<br />
Adaylýk statüsü<br />
eleþtirildi<br />
Süddeutsche Zeitung<br />
nokta da; bu davalarý bir an önce<br />
açmak ta fayda bulunmaktadýr.<br />
Çünkü Mahkemeler dava açýldýðý<br />
tarihten itibaren aylýk miktarýný<br />
arttýrmaktadýr. Dava açýlana dek<br />
ödenmiþ düþük aylýk bedelleri<br />
arttýrýlmamakta ve bir daha da<br />
bu düþük ödenmiþ aylýk için dava<br />
açma hakký kalmamaktadýr.<br />
Bugüne kadar açtýðýmýz tüm<br />
uyarlama davalarýný kazanmýþ<br />
bulunmaktayýz.<br />
- Bu davalar ne kadar<br />
sürmektedir ve vatandaþlarýmýz<br />
ne kadar sürede yeni<br />
aylýklarýný toplu olarak alabilmektedir?<br />
Bu davalar Istanbul Asliye ticaret<br />
Mahkemelerinde görülmektedir. Biz<br />
davalarýmýzý en geç iki- üç ay içerisinde<br />
sonuçlandýrmaktayýz. Fakat Banka avukatlarý<br />
karardan sonra tüm hukuki<br />
yollarý da kullanmaktadýr. Yani kararý<br />
Ankara Yargýtay´a göndererek temyiz<br />
etmekte ve temyizden sonra da karar<br />
düzeltme yolunu kullanarak davamýzýn<br />
sonuçlanmasýný geciktirmektedirler.<br />
Ancak Üst Mahkeme ( Yargýtay) de<br />
bugüne kadar ki bütün kararlarýmýzý<br />
ONAMIÞTIR. Yargýtay da davalý<br />
Bankanýn Karar düzeltme talebi reddedilince<br />
Mahkeme kararýmýz kesinleþmiþ<br />
olmaktadýr. Ve aylýklarýn ödenmesi<br />
için icra aþamasýna da kararýn kesinleþmesi<br />
ile gelinmektedir. Icra iþlemlerinden<br />
hemen sonra Banka ödemeyi<br />
yapmaktadýr. Böylece davanýn açýlmasýndan<br />
paranýn tahsiline kadar geçen<br />
süre takribi 8-10 ayý bulmaktadýr.<br />
Ancak önemli olan davanýn açýldýðý tarih<br />
deðerlendirmesini þu ifadelerle<br />
noktalýyor: “Türkiye karar<br />
mekanizmasýna eþit bir<br />
biçimde dahil edilmekte diretiyor.<br />
Ancak, Avrupa Birliði<br />
Türkiye’ yi arka kapýdan üye<br />
yapmaya hazýr deðil. Avrupa<br />
Birliði üye ülkeleri, Helsinki‘<br />
de ABD ve Almanya’ nýn<br />
yoðun baskýsý üzerine Türkiye’<br />
ye adaylýk statüsünün verilmiþ<br />
olmasýný yanlýþ bir karar olarak<br />
olduðunda dava on ay sonrada kesinleþse<br />
bu on aylýk maaþlarý yasal faizleri<br />
ile birlikte toplu olarak Bankadan tahsil<br />
etmekteyiz.<br />
- Emlak Bankasýnýn Ziraat<br />
Bankasýna Devredilmiþ<br />
Olmasýnýn Bu Davalara bir Etkisi<br />
var mi?<br />
Týpký Anadolu Bankasýnýn devredilmesinde<br />
olduðu gibi Emlak Bankýn<br />
Ziraat Bankasýna devredilmesinde de<br />
durum aynýdýr. Yani Hukukta geçerli<br />
olan HALEFIYET ILKESI ( Halef-Selef<br />
iliþkisi) gereði sonra gelen öncekinin<br />
bütün HAK ve BORÇLARINI üzerine<br />
aldýðýnda bundan sonra vatandaþlarýmýzýn<br />
bu drumdan bir zararý<br />
yoktur. Bundan sonra ki maaþlarýný<br />
ve mahkeme kararý ile yükselecek<br />
maaþlarýný Ziraat Bankasýndan alacaklardýr.<br />
- Sayýn Doðan bu konuda<br />
vatandaþlarýmýza nasýl yardýmcý<br />
olabilirsiniz?<br />
Bürom Istanbul´dadýr. Vatandaþlarýmýz<br />
büroma þahsen yada telefon<br />
ve faxla ulaþýrlarsa kendilerine her türlü<br />
hukuki yardýmda bulunabilirim.<br />
- Teþekürler<br />
Ýlgilenenler için<br />
Av. M Doðan‘ýn adresini veriyoruz:<br />
Millet Caddesi<br />
S. Sinan Sokak No 55/5<br />
Haseki/ Istanbul.<br />
Tel: 0212-621 73 60<br />
Almanya Tel: 0711 420 50 01<br />
Fax: 0212-621 79 68<br />
deðerlendiriyor.”<br />
Birlik, Türkiye’ nin de<br />
çýkarýna<br />
Almanya Savunma Bakaný<br />
Rudolf Scharping, bundan bir<br />
süre önce bir toplantýda<br />
Avrupa Birliði ile birlikte<br />
çalýþma perspektifinin Türkiye’<br />
nin yararýna olduðunu diyerek,<br />
Avrupa Birliði’ nin çözüm için<br />
yoðun çaba göstereceðinin<br />
altýný çizmiþti. Fransa Savunma<br />
Bakaný Alain Richard ise<br />
Avrupa güvenlik ve savunma<br />
politikasý konusunda artýk<br />
adým atma sýrasý Türkiye’ de<br />
olduðunu söyleyerek, aksi<br />
halde, Türkiye- AB iliþkilerinin<br />
olumsuz yönde etkilenebileceðini<br />
vurgulamýþtý.<br />
AB Baþkanlýðý‘ nýn , Türkiye<br />
ile Birlik arasýndaki zor iliþkisini<br />
eylül ortasýndaki bir<br />
toplantýsýnda derinden gözden<br />
geçireceði öðrenildi.
Sayý: 7 10 Ekim 2001<br />
T a v e r n e<br />
T i m b a l e s<br />
D i e k l e i n e g e m ü t l i c h e M u s i k k n e i p e<br />
Inh. Ali Osman „Alex“<br />
Reitzensteinstrasse 36, 70190 Stuttgart (Ost) Tel: 0711 262 37 71<br />
Uygun fiyata kuru<br />
gýda, et, meyve,<br />
sebze, hediyelik<br />
eþya ve katliteyi<br />
MARKETÝMÝZDE<br />
bulabilirsiniz!<br />
GELÝN GÖRÜN<br />
KANAAT GETÝRÝN<br />
Yer: Liederhalle Stuttgart Zentrum ( Berlinerplatz)<br />
Bethoven-Saal<br />
Tarih: 20.10.2001 Saat: 16.00<br />
Stuttgart Alevi Kültür Merkezi Gençlik Kolu<br />
Inh. A. Tomar<br />
Import & Export<br />
Agima Market<br />
Frederichstr. 4<br />
79713 Bad Säckingen<br />
Tel: 07761/ 93 66 11<br />
Açýlýþ saatleri: Pazartesi-<br />
Cuma; 09:00-20:00<br />
Cumhartesi; 08:00-16:00<br />
S T U T T G A R T<br />
A L E V I K Ü L T Ü R<br />
M E R K E Z I<br />
Sanatçýlar:<br />
· Selda Baðcan<br />
· Emra Saltýk<br />
· Zeynel Aba<br />
· Arzu<br />
· Ali Kýlýç<br />
· Mehmet Çapan ( Zazaca)<br />
· Ilknur Daðdelen ( Kürtçe)<br />
· Servet Düzen (Lazca)<br />
· Grup Canyoldaþlar<br />
· SAKM Halk oyunlarý Ekibi<br />
· Karadeniz<br />
Halk oyunlarý Ekibi<br />
· Amarandos Yunan<br />
Halk oyunlarý Ekibi<br />
· Flamingo ispanyol<br />
Halk Danslarý Topluluðu<br />
· Macaristan<br />
Roman Dans Grubu<br />
Konuþmacýlar :<br />
· Hakký Þahin<br />
SAKM Baþkaný<br />
· Deniz Kýral<br />
SAKM gençlik kolu baþkaný<br />
· AABF YK temsilcisi<br />
· Mustafa Düzgün-<br />
AA Akademi Genel Baþkaný<br />
· Muhterem Aras<br />
Stuttgart Belediye Meclis üyesi ( Yeþiller)<br />
· Ozan Ceyhun-<br />
Avrupa parlamentosu Milletvekili ( SPD)<br />
· Oliver Kirchner<br />
Stuttgart Belediye meclis üyesi (CDU)<br />
· Ertuðrul Günay<br />
CHP eski genel sekreteri ve P.M üyesi<br />
· Prof. Ali Nesin<br />
Aziz Nesin Eðitim Vakfý yön. Krl. Baþkaný
Sayý: 7 11 Ekim 2001<br />
Bellekteki acýnýn közü<br />
Süleyman AKGÜL<br />
Ýnsan beyni Ademin çocuklarýný<br />
hayvanlardan ayýran<br />
en önemli organlardan<br />
birisidir. Ýnsanýn ayakta yürümesi<br />
bir elin beþ parmaðýný ustaca<br />
kullana bilmesi ve bedenin bütün<br />
organlarýný düþünerek biri birinden<br />
baðýmsýz kullanabilmesi, yani<br />
eli kolu dururken beynin düþünmesi<br />
yaratabilmesi ve en önemliside<br />
beyin ýle gözün müttefikliði<br />
olayýdýr. Insaný sosyal yaþamý<br />
bakýmýndan hayvanlardan ayýran<br />
insanýn beyin ile göz arasýndaki<br />
iliþki vasýtasý ile iç güdüsünü<br />
deðiþtirebilmesidir. Iç güdüler<br />
tam canlýlarda var olan ve yaþam<br />
için en zaruri hal ve tavýr sistemidir.<br />
Iç güdüler canlýlarda gösterilmesi<br />
gereken tavýrlarýn emirleri<br />
için gerekli olan biyo Chemik<br />
maddelerin üretilmesi için sinyallerin<br />
ana yönetim sistemidir. Yani<br />
korkunun, kinin, sevginin ve hatta<br />
bir katili bile katil eden beyninden<br />
öte iç güdülerin etkisi ile biyo<br />
Chemik olarak üretilen sinyallerin<br />
beyin tarafýndan analiz edilip<br />
yürürlüðe koyulmasýndan öte bir<br />
þey degildir. Yalnýz Insanlardaki iç<br />
güdü olayýný hayvanlardan ayýran<br />
özellik hayvanlarda doðuþtan var<br />
olan hemen hemen tam olan bir<br />
iç güdü sistemi var insalarda ise<br />
her ne kadar doðustan sýnýrlý bir iç<br />
güdü sistemi varsada yaþam süresince<br />
ve beynin algýlama kabiliyeti<br />
ile bu güdüleri süreç içinde<br />
deðiþtirme ve geliþtirme kabiliyeti<br />
söz konusudur. Yani bir<br />
hayvan güdüsel olarak insanýn<br />
içinde vardýr, fakat insan hayvanýn<br />
içine sýðmaz. Insanýn tavrý<br />
ve iç güdüsel reaksiyonu onun<br />
bakýþ açýsýna baðlýdýr. Kinin ve<br />
düþmanlýðýn hakim olduðu bir iç<br />
dünyada iç güdüler ancak beyine<br />
onun hedefine ulaþmasý için gerekli<br />
emirleri verir. Yani kinde<br />
mütabaka söz konusu deðildir.<br />
Haarstudio<br />
DAMEN<br />
Trockenschneiden 18,-<br />
Waschen, Fönen ab 25,-<br />
Waschen, Schneiden, Fönen ab 33,-<br />
Waschen, Schneiden, Legen 30,-<br />
Waschen, Legen 23,-<br />
Dauerwelle komplett ab 75,-<br />
Färben ab 30,-<br />
Strähnchen ab 35,-<br />
Tönen ab 25,-<br />
HERREN<br />
Trockenschneiden 13,-<br />
Nassrasur 10,-<br />
Waschen, Schneiden, Fönen ab 18,-<br />
Kinderhaarschnitt/ Junge ab 10,-<br />
Kinderhaarschnitt/ Mädchen ab 15,-<br />
Waschen, Schneiden, Fönen, Nassrasur 30,-<br />
Buda insanda var olan hayvanýn<br />
kontrolu ele almasýdýr. Insanda<br />
düþünüp hareket eden bir varlýk<br />
olduðundan insanýn içindeki<br />
hayvan asýl hayvandan dahada<br />
tehlikelidir.<br />
Deðinmek istediðim nokta<br />
aslýnda kültür ve ahlaki anlamda<br />
insan olma olayýdýr. Bence kültür<br />
olayý daralan bir çevrede insanlarýn<br />
bir birine en çok muhtaç<br />
olduklarý bir ortamda birlikte<br />
yaþamý mümkün kýlmak için<br />
düþünen insanýn süreç içinde<br />
yaratýlmýþ olduðu zaruri bir toplumsal<br />
düzendir. Kültür coðrafik<br />
olarak ortak bir bölgeyi paylaþan<br />
homogen bir toplumun düþünmede<br />
ve yaþama bakýþ açýsý itibari<br />
ile kurallý ortak tavýrlarýnýn<br />
bileþkesidir. Kuralsýz hiç bir topluluk<br />
ortak idealinde muaffak<br />
olamaz. Yani kininde sevgininde<br />
mutlak bir kuralý vardýr. Buda kültürlü<br />
toplumlarda geliþen geniþ<br />
düþünme kabiliyeti ile içlerindeki<br />
hayvanýn geri kalmýþ toplumlardan<br />
dahada tehlikeli ve sistemli<br />
olduðunu belirtir. Çünkü burada<br />
daha sistemli çalýþan ve toplumsal<br />
bazda merkezileþtirilmiþ bir<br />
iç güdü olayý vardýr. Halbuki bu<br />
geri kalmýþ toplumlarda bu kadar<br />
merkezi deðildir ve daha çok kiþisel<br />
bazda veya alt kurumlarda<br />
vardýr. Merkezi bir ortak bileþkenin<br />
iç güdüleri kiþisel bazda<br />
olmadýðýndan hedef kendinden<br />
olmayan toplumlardan oluºturur.<br />
Buna toplumsal iç dinamizmde<br />
denile bilinir.<br />
Tarihte olumlu veya olmusuz<br />
en büyük ro-lüde iç dinamizmin<br />
güçlü olduðu yani ferdin bir<br />
bütüne uymak zorunda olduðu<br />
toplumlar oynamýþlardýr. Bunlar<br />
genellikle militarist yani iç güdüdeki<br />
toplumsal hayvanýn hakim<br />
olduðu bir karakteri taþýmaktalar.<br />
Toplumlarýn var olan insani<br />
güdüleri bu gibi hayvani güdüleri<br />
yargýlayamadýklarýndan, aslýnda<br />
bu temelde bir özentide vardýr,<br />
tarihte bu gibi tekerlemeler hep<br />
GEZER<br />
Wir haben auch Montags geöffnet!<br />
Westerbleichstr. 62<br />
44147 DORTMUND<br />
Tel:<br />
0231 88 21 776<br />
Öffnungszeiten<br />
Mo. bis Fr. 8.30 - 19.00<br />
Samstasg 8.00.15.00<br />
Friseurin wird<br />
gesuch!<br />
olmuþtur. Cengiz Khanýn ürettiði<br />
kan seli, Timur-lenk‘in, Hun<br />
imparatoru Atilla, Romalýlarýn ve<br />
daha sonrada kuzey avrupalýlarýn,<br />
genellikle Ingiliz ve Ispanyollar,<br />
Moðollarýn v.b. dünyanýn deðiþik<br />
bölgelerinde yakýp yýktýklarý ve<br />
soyunu tükettikleri halklar olayý<br />
vardýr. Bunlarýn hiç birisinin<br />
hesabý sorulmamýþtýr. Kinin ve<br />
hüküm sürme güdülerinin tahakümiyet<br />
kurduðu toplumlarda<br />
baþkada yýkýlacak bir þey bulmadýklarý<br />
zaman kelesi kana<br />
bulamýþ kurtlarýn bir birlerine<br />
saldýrmalarý gibi bir birilerine<br />
saldýrýrlar. Her düþünen beyin<br />
dýþa karþý baþarýlý olmanýn temelinde<br />
homojen bir iç dinamizmin<br />
olmasý gereðini bilmektedir. Buradaki<br />
fenomen iç toplumsal temizlik<br />
ayrý düþünen ferdinde bir<br />
bütüne itaatýný beraber getirir.<br />
Çünkü yaþam arzusu insanýn en<br />
etkin ve deðiþmez iç güdüsüdür.<br />
Yani bu güdü deðiþken yapýnýn<br />
her zaman üstündedir. Bunun<br />
en önemli örneðini Almanyada<br />
görebiliyoruz. Burada yazýmýn<br />
ana konusunu teþkil eden coðrafik<br />
bir bölgeye deðinmek istiyorum.<br />
Federal Almanyanýn<br />
Thüringen eyaletinde bulunan<br />
küçük fakat tarihi olarak hem<br />
kültürel ve hemde büyük bir traji<br />
açýsýndan büyük bir öneme sahip<br />
bir il.<br />
Weimar geçmiþi 899 yýllarýna<br />
uzanýr. Resmi olarak 1254 yýllarýnda<br />
il olarak tanýnan Weimar<br />
daha sonra 1547 yýlýnda katolik<br />
derebeylerlen girdiði savaþta<br />
yenilgi ile çýkan schmalkalden bölgesi<br />
protestan beyi kurfürst Johan<br />
Friedrich geri çekildikten sonra<br />
Weimar Saksonya Weimar derebeyliði<br />
yönetim merkezi olarak<br />
seçer. Weimar ilk baþlarda büyük<br />
bir þehir olmaktan öte büyük bir<br />
saray konumundadýr. Weimar‚a<br />
asýl tarihi kimliði kazandýran<br />
Braunschweig Wolfenbüttel protestan<br />
sarayýnda eðitim görmüþ<br />
Prenses Anna Amalia döneminde<br />
kazanýr. Anna Amalia´nýn edebiata<br />
olan özentisi ve düþünen insanlara<br />
olan ilgisi önemi çaðýmýzda<br />
dünyaca daha iyi anlaþýlmýþ olan<br />
Alman edebiyatýnýn büyüklerini<br />
bu büyük saraya çeke bilmiþtir.<br />
Ekonomik ve ticari önemi bakýmýndan<br />
pekte belirleyici bir<br />
büyüklüðü olmayan küçük þehir<br />
Weimar´a dönem düþünen beynin<br />
yoðunlaþmasý bakýmýndan rekabet<br />
edecek bir þehir yoktur.<br />
Prenses Anna Amalia‘nin Sosyal<br />
yapýsý ve kültürel olan özentisi<br />
dönemin ve hala günümüzdede<br />
dünyaca tanýnmýþ yazarlar, filozof<br />
ve müzikcileri olan Johan<br />
Wolfgang Goethe, Friedrich<br />
Schiller, Franz Liszt, Johan Sebastian<br />
Bach, Friedrich Nietzsche,<br />
Thomas Mann gibi þahsiyetleri bu<br />
küçük þehirde toplayabilmiþtir.<br />
Bu kadar büyük beyinleri küçük<br />
Weimar ile karþýlaþtýrdýðýmda<br />
birazda don kiþotun yapýsý aklýma<br />
geliyor. Weimar geleceði geçmiþinde<br />
olan bir þehirdir. Ekonomik<br />
ve ticari anlamda þehrin<br />
coðrafik yapýsýna baktýðýmda Weimar´ý<br />
ayakta tutan ve 2000 yýlýnýn<br />
dünya kültür merkezi yapan, ki<br />
bunu hak etmiþtir, Weimar´ýn<br />
geçmiþidir.<br />
Daha sonra 1918 lerde Almanyada<br />
yapýlan bir devrim sonucunda<br />
devrilen Krallýðýn yerine<br />
kurulan Cumhuriyetinde temeli<br />
Weimarda atýlmýþtýr. Fakat devleti<br />
ve sistemi ayakta tutan yönetimdeki<br />
beyin Weimar ruhundan<br />
öte Imparatorluða daha da baðlý<br />
idi. Buda daha sonraki süreçte<br />
ortaya çýkan ekonomik krizden<br />
ve dönemim sosyal demokrat<br />
yönetiminin ekonomik alandaki<br />
yetersizliði yanýnda ve Askerleri<br />
haklarý için barikatlara yatan<br />
iþçilerin üstüne sürmesi, temeli<br />
bir kültür þehrinde atýlan yeni<br />
insan þekillenmesinde en önemli<br />
rol oynayan sistemli düþünmenin<br />
þehrinde kurulan bu cumhuriyeti<br />
insanlýk tarihinin en büyük felaketine<br />
doðru götürdü ve tarihin<br />
acýlar deryasýnda gömdü.<br />
Insaný insan eden temel<br />
etkenlerden biriside belli prensiplere<br />
sahip olmasý, acýma ve<br />
sevgi duygularýný his etmesidir.<br />
Sevgiyi ve acýyý baþkasý ile paylaþmak<br />
ve baþkasýnýn acýsýný anlamak<br />
büyük bir insani nimmetir fakat<br />
bu duygular toplumsal koþullardan<br />
etkilenen deðerlerdir. Yani<br />
insanin iç dünyasý tamamen dýþa<br />
kapalý bir sistem deðildir. Yani iç<br />
güdüler belli bir iç dinamizmi olan<br />
toplumlarda üst yünetimce ve<br />
güncel yaþamýn yaratmýþ olduðu<br />
koþullardan etkilenir ve deðiþir.<br />
Bu insanýda beraberinde þekillendirir.<br />
Burada human þekillenmede<br />
bir ayrýþma ortaya çýkar.<br />
Yani kime acýnýr ve kiminle<br />
paylaþýlýr olayý vardýr. Burada<br />
insan þekillenmesinin en güzel<br />
özelliklerinden olan bu güzel duygularý<br />
kullanmada bir sýnýrlama<br />
oluyor. Yani burada insanýn þekillenmesinde<br />
ferdi geliþmeden öte<br />
bir merkezi ºekillenme söz konusudur.<br />
Kültürel geliþmeler insanýn<br />
sahip olduðu en büyük nimet<br />
olup ve ayný zamanda beyninde<br />
daha üretken olarak kullanýlmasý<br />
olayý vardýr. Yani kültürlü toplumlarda<br />
düþünme kabiliyeti oldukça<br />
geliþmiþ ve insanýn çok yönlü ve<br />
düþünmesi bayaðý üst bir düzeye<br />
varmýþtýr. Güzelliðin sevginin<br />
geliþen dilin ve kabiliyetin etkisiyle<br />
en iyi bir þekilde dile getirildiði<br />
ve yaþandýðý bir süreçtir.<br />
Fakat insan beyni sadece her<br />
þeyin iyisini üretmeye yatkýn<br />
deðildir. Insan beyni istek ve<br />
düþünce bazýndan üreten bir<br />
organdýr. Yani beyin bir þeyleri<br />
üretirken onun iyi ve kötü olduðunu<br />
ayýrt etmez. Bu analizi<br />
ancak iç güdüler yapar.<br />
Yani insanýn çevresine olan<br />
bakýþ açýsý üretilen düþünce<br />
mamülünü belli kategoriler çerçevesinde<br />
sýnýflandýrýr. Weimar<br />
olayý bu konuda en önemli bir<br />
kanýttýr. Düþüncenin mamülünü<br />
belli kategoriler çerçevesinde<br />
sýnýflandýrýr. Weimar olayý bu<br />
konuda en önemli bir kanýttýr.<br />
Düþüncenin ve Kültür dediðimiz<br />
meyvenin üretildiði bir kent olan<br />
Weimar da insanlýk tarihinin acýlý<br />
sayfalarýndan en sistemlisi ve en<br />
moderni ve ayný zamanda beynin<br />
teknik bazdada düþünme ve<br />
üretme kabiliyetinin sergilendiði<br />
bir örnektir. Geçenlerde bir dost<br />
ile beraber Buchenwald diye<br />
adlandýrýlan ve binlerce insanýn<br />
inanýlmaz acýlar ile ölümü dört<br />
gözle bekledikleri bu beyin<br />
müzesine gitmiþtik ve kendisi<br />
benden bu konuda bu yazýyý yazmamý<br />
istemiþti. Ben bu tabiyi<br />
yapýsý ile güzel olan bu doða<br />
parçasýnýn üretken beynin çirkin
Sayý: 7 12 Ekim 2001<br />
çýðlýklarý ile nasýl acýlar diyarý<br />
haline getirildiðini anlatmaya<br />
çalýþýyorum. Bence Alman toplumunun<br />
bu bölgeyi tüm önemli<br />
özelliði ile korumasý onlarýn tüm<br />
insanlýða sunmuþ olduklarý bir<br />
tarih dersidir. Bence bu tip tarihi<br />
müzelerin Türkiyede Amerikada<br />
ve Afrikada da kurulmasý gerek.<br />
Ýnsanlýðýn bunda ders almasý<br />
gerek. Tarihin bu acýlý sayfasý eðer<br />
tüm insanlýk tarafýndan bir insanlar<br />
tarihi olarak algýlanýrsa her<br />
toplumun bu acý deryasýný yaratmasýna<br />
gerek kalmaz. Fakat görünen<br />
odurki bu gibi tarihi müzeler<br />
yenilginin bir simgesi olarak ve<br />
kapitalin yaþamýn her alanýnda ne<br />
denli hüküm sahibi olduðunu simgeliyor.<br />
Nazilerin bu gibi kamplarda<br />
kullandýklarý teknik yani<br />
insan bedeninin onca acýdan<br />
sonra insan bedeninin yakýldýðý<br />
fýrýnlarda kullandýklarý teknik<br />
diyebilirimki o dönemde bizim<br />
coðrafyamýzda hiç bir ilin ekmek<br />
ihtiyacýný karþýlayan her hangi bir<br />
fýrýnda yoktu. Burada suçlu olan<br />
yine sadece alman toplumu deðildir.<br />
Avusturalyada ölürülen yerliler,<br />
Amerikada öldürülen kýzýl<br />
derililer, Afrikada kaçýrýlan zenciler<br />
ve orta doðuda yok edilen<br />
halklar için, ki bunlarýn sayýsý<br />
milyarý geçiyor, birer anýt dikilmiþ<br />
olsaydý Almanyadaki beynin<br />
bu kadar negativ düþünce yaratmasýna<br />
fazla kolaylýk saðlanmazdý.<br />
Als Beigeschmack<br />
bieten wir Ihnen<br />
auch Getränke an!<br />
Preisliste:<br />
Erwachsene 5,-/Std.<br />
Sch+ler 4.-/Std.<br />
Öffnungszeiten:<br />
täglich 9:00 bis 24:00<br />
Çünkü insanlar yapýsý bakýmýndan<br />
yarý açýk bir sisteme sahip<br />
olup daima çevrelerinden etkilenen<br />
varlýklardýr. Burada yenilen<br />
insanlýk için bir ders alma olanaðý<br />
yaratmasý söz konusudur. Peki<br />
hangi üstün tarafýn bu konuda<br />
insanlýða býraktýðý bir eser vardýr.<br />
Amerikalýlar öldürdükleri insanlar<br />
üzerinde çevirdikleri filimleri ile<br />
para kazanýyorlar. Ingilizlerin insanlýða<br />
karþý barbarlýklarýný haddi<br />
yoktur. Türklerin kendi barbarlýklarý<br />
üzerine konuþma korkularý<br />
olduðundan bu konuda film<br />
yapmaktan çekiniyorlar. Hun<br />
Imparatoru Atilla ve Moðol Imparatoru<br />
Cengiz Han hala büyük<br />
adam olarak görüldükçe daha<br />
nice böylelerinin ortaya çýkmalarý<br />
kaçýnýlmaz olacaktýr. Tarihte<br />
güçlü olan daima çarký kendinden<br />
taraf çevirmiþtir. Bence Yahudilerin<br />
dünyasýndaki kapitali olmasaydý<br />
alman-yada böylesi bir<br />
eserin insanlýða ders olsun diye<br />
ortaya çýkmasý pekte ihtimal<br />
dahilinda ol-mazdý. Ikinci dünya<br />
savaþýnda yaklaþýk 50 Milyon<br />
insan ölmüþtür. Ve bu kamplarda<br />
her milleten yani almanlar dahi<br />
binlerce insan yaþamýný acýlar<br />
içinde kayýp etmiþtir. Fakat bu gün<br />
ikinci dünya savaþýnýn acýlarýndan<br />
bahs edildiðinde sadece yahudiler<br />
akla geliyor. Ya çingeneler ya<br />
diðer insanlar yoksa diðer insanlar<br />
acýyý his etmiyorlarmýydý.<br />
Elbetteki yahudi halký bir toplum<br />
olarak büyük acýlar çekti ve bunu<br />
haklý gösterecek hiç bir insani<br />
deðer yoktur. Þuda bir gerçektirki<br />
eðer yahudilerin dünya kapitalinde<br />
büyük hisseleri olmasaydý<br />
onla-rýnda bu acýlarý Kürtler,<br />
Ermeniler, Kýzýl derililer ve Afrika<br />
köle zencileri gibi tarihin bilinmeyen<br />
derinliklerine gömülürdü.<br />
Yaþamýn her adýmý sistem olarak<br />
ve her bazda daima bir önceki<br />
adýmdan daha ileridir. Bununla<br />
beraber acýlarýda ayný oranda<br />
dahada sistemli olup geçmiþ ile<br />
kýyaslanacak düzeyde deðildir.<br />
Bence Buchenwald´ý sadece<br />
Weimar´da aramamak gerek. Bu<br />
gibi örnekler dünyanýn her<br />
alanýnda aranmalýdýr. Ýnsanlarý diri<br />
diri kuyulara gömen kuyucu<br />
Murat paþalarý ve insanlarý teknik<br />
yetersizlik yüzünden Dersimde<br />
maðalarara doldurup yakan ve<br />
kursun tasarufundan dolayý kayalardan<br />
attýran M. Kemalide<br />
görmek lazým. Insanlar birini<br />
yuhalayýp diðeri eþ deðeride hala<br />
büyük adam olarak gösterdikçe<br />
bu gibi örnekler ders olmaktan<br />
öte ayný þeyi tekrarlamada tecrübe<br />
kabiliyetini yaratýr. Dünyanýn<br />
neresinde böylesi ufacýk bir bölgede<br />
herþeyin hem iyisi ve acýsý<br />
bir arada görüle bilinir. Görünen<br />
odurki Weimar kapýlarý hem iyiyi<br />
ve hemde acýyý görmek için<br />
dünyaya acýktýr.<br />
Sie können das alles bei uns zu angemessenen Preisen geniessen<br />
Ihn.<br />
A. Akgün<br />
TÜBINGEN ÜNÝVERSÝTE<br />
ÖÐRENCÝLERÝNDEN<br />
ÖRNEK GÝRÝÞÝM<br />
Tübingen de „Lernstube<br />
„IST e.V“<br />
(Ýnternationaler<br />
Studentenverein Tübingen)<br />
öðrenciler tarafýndan<br />
11/1999 yýlýnda<br />
kurulduðunu belirten<br />
kurs yöneticisi Sayýn<br />
Vedat Günes (Hukuk<br />
talebesi), Tübingende<br />
modern kurs merkezinde<br />
eðitim<br />
faaliyetleri, 3-13 sýnýfa<br />
kadar ek dersler,<br />
(ingilizce,matematik,almanca),<br />
tatillerde abitur,mitlere<br />
reife, Hauptschulabschluß, Grundschule için intensiv kurslarý<br />
verildiðini ve öðretmenlerin Türk,Alman universite talebeleri<br />
olduðgunu açýkladý. Mevcut durumda talebe sayýsýnýn 80<br />
(alman ve yabancý sayýsý 14) civarýnda ve öðretmen sayýsýnýn<br />
da 17 olduðunu söyliyen Çiftçi, çocuklarýn baþarý oranýnýn<br />
çok yüksek olduðunu ve geçen yýl 15 4.sýnýf talebesinden,<br />
7´sinin Liseye (Gymnasium),4´ünün ise realschule´ye gittiðini<br />
söyledi. Lernstube dýþýnda öðretmenlerin evlerde fahri<br />
olarak çalýþtýklarýný, kurslarda uyuþturucu, Sigara, Alkol,<br />
þiddet vs. gibi seminerlerin verildiðini, ayrýca velilere yönelik<br />
pikni, anneler günü gibi aktivitelerinde düzenlendiðini vurgulayan<br />
Vedat Güneþ bu giriþimin Tübingen belediyesi tarafýndan<br />
büyük takdir gördüðünü açýkladýlar.<br />
Özel telefon<br />
görüþmeleri için<br />
odalarýmýz vardýr<br />
Tel: 0231 98 12 840<br />
Fax: 0231 98 12 84 22 Händy: 0173 270 62 78
Sayý: 7 13 Ekim 2001<br />
Düzgün Döner Produktion Grosshandel’in sahibi Hýdýr Düzgün;<br />
“Almanya’daki olanaklardan yararlanma yerine,<br />
Türkiye’deki tüçcar ahlakýný buraya taþýyoruz”<br />
Nerelisiniz? Almanya’ya gelmeden<br />
önce ne iþle uðraþýyordunuz?<br />
Ben aslen Hýnýs’ýn Taþbudak köyündenim.<br />
Öðretmenim. Ama bu meslekte<br />
uzun süre kalmadým. 1980’den<br />
sonra Ýstanbul’da serbest meslek hayatýna<br />
atýldým. Almanya’ya gelemden<br />
öncede ticaretle uðraþýyordum.<br />
Ne zaman Almanya’ya geldiniz?<br />
Almanya’ya 1992 yýlýnda geldim.<br />
Buraya gelen tüm yabancýlar gibi<br />
benimde bir sermayem yoktu. Olanaksýzlýklardan<br />
dolayý iþ yapma olanaðým<br />
yoktu. Fakat þuna inanýyordum<br />
ki, öteden beri benim düsüncemdi,<br />
olanaksýzlýklardan, olanaklar yaratmanýn<br />
tek þansý güçlü bir iradeye sahip<br />
olmaktýr. Gerçektende bir Asya insaný<br />
olarak Avrupa’nýn merkezinde hiç bir<br />
olanaða sahip olmadan iþ yapmanýn tek<br />
yolu irademi kullanmam oldu. Hatta bir<br />
örneðini söyleyebilirim, 1300 DM’ye<br />
bir araba almýþtým. Et satýþýna bu<br />
araba ili baþladým. Bu araba ile yolda<br />
kalmanýn acýsýný bilirim. Bu zorluða<br />
raðmen yabancý olarak Almanya’da iþ<br />
yapma piyasasýnýn et satýþýna açýk<br />
olduðunu tespit etmiþtim. Bir dönem<br />
bahsettiðim arabayla et satýþýný yaparken,<br />
hem alýcýyla, hemde eti satan firmalarla<br />
iliþkjilerimi geliþtirdim. Çünkü<br />
yaþamýn bütün alanlarýnda insanýn<br />
baþarýya ulaþabilmesi için insanlarla iyi<br />
ve güven verici iliþkilerin esas olduðuna<br />
inandým ve inanýyorum. Daha ilerde<br />
bu iþkiler temelinde Iserlohn’da küçük<br />
bir kasap dükanýnda ben ve benim<br />
yanýmda çalýþan bir iþçimle döner üretimine<br />
baþladým. Bu küçük iþ yeri<br />
ticari anlamda geleceðimin teminatý<br />
olduðuna inandým. Sadece yeteneklerimi<br />
kullanarak bu iþi geliþtirdim.<br />
Öyle bir düzeye geldimki artýk o<br />
küçük iþ yerinde ürettiðim mamül hakkýndaki<br />
talebe cevap verecek durumda<br />
deðildim. Dolayýsýyla 1998 yýlýnda þu<br />
anda Lünnen’deki bu iþletmemi hizmete<br />
açtým. Çevremizdeki dönercilere<br />
toptan döner satmaya baþladým. Þimdiki<br />
iþimizin temeli iþte bu küçük imalathanede<br />
atýldý.<br />
Bu iþe nasýl ilgi duydunuz?<br />
Bu iþte pazarýn açýk olduðunu<br />
gördüm. Her yerde imbisler ve<br />
resturantlar açýlýyordu. Bu dalda<br />
baþarýlý olacaðýmýzýn kanaatine vardým.<br />
Almanya’da bizim meslekle ilgili ürettilen<br />
model makinalarý aldým. Ve bu<br />
konuda Almanlarýn bu makinalarýn ne<br />
þekilde üretim yapacaklarý konusunda<br />
görüþlerimi söyledim. Sonuçta yeni<br />
yapýlan makinalarý üretimimizde kul-<br />
landým. Bu iþi geliþtirmek için hem<br />
düþünsel hemde bedensel olarak çok<br />
çalýþtýðýmý rahatlýkla söyleyebilirim.<br />
Bu iþe oldukça ilgi var. Son<br />
günlerde özellikle Dortmund’da<br />
döner imalatcýlarý çoðaldý. Bunu<br />
ne ya baðlýyorsunuz?<br />
Pazar geniþ.. Yine bizim toplumda<br />
bir kiþi bir iþi yaptýmý diðerleride<br />
peþinden yapmaya baþlýyor. Bir imbis<br />
furyasýda var. Her yerde imbisler,<br />
lokantlar açýlýyor. Bunlarýn ihtiyaçlarýný<br />
karþýlamak için tabiki üreticiyede ihtiyaç<br />
var. Bunun getirmiþ olduðu bir<br />
ilgide var.<br />
Ama bu iþi düzenli ve taleplere göre<br />
yapmak gerekiyor. Düzenli ve iþin hakkýný<br />
veren firmalar bu alanda geliþecek.<br />
Diðerleri geçici olarak bu<br />
dalda iþ yapmýþ firmalara<br />
dönecekler. Bir çok dalda<br />
bunun örnekleri var.<br />
Bu firmalarýn varlýðý<br />
piyasada fiyatlarý<br />
nasýl etkiler?<br />
Piyasada sünni bir<br />
rekabet oluþacak. Fakat<br />
neticede müþteride anlýyorki<br />
piyasaya girmek için<br />
bu tür firmalar kalitesiz<br />
ve karsýz satýþ yapýyorlar.<br />
Bunlarýn fazla dayanma<br />
sanþýda olmaz. Müþteri<br />
bu kaliteyi gördüðünde<br />
bir süre sonra tekrar eski<br />
aldýðý firmalara dönecek.<br />
Çünkü kalitesiz üretim<br />
onlarýnda iþlerinin düþmesine<br />
neden olacaktýr.<br />
Bunu gören iþletme<br />
sahipleri kaliteyi önemsiyeceklerdir.<br />
Bizde çalýþýp ve kendi<br />
iþlerini kuran arkadaþlar oldu. Bu arkadaþlardan<br />
bir çoklarý bir süre sonra iþin<br />
aslýný görüp, devam etmediler. Kimisi<br />
iflas etti, kimisde kapatmak zorunda<br />
kaldý.<br />
BSE hastalýðý döner imalatýný<br />
nasýl etkiledi?<br />
Genel olarak Avrupa’da, hatta<br />
dünyada bu iþi yapan firmalarý etkiledi.<br />
Dolayýsýyla benimde etkilenmemem<br />
içten bile deðil. Olumsuz yönde etkiledi.<br />
Eski biriktirmiþ olduðumuz birikimlerle<br />
ayakta kalabildik. Bir çok<br />
firma iflas etti. Tabi bu arada tavuk<br />
ve hindi döneri üretimi hýzlandý. Fakat<br />
fiyatlar arttý. Et üreticileri tavuk ve hindiye<br />
zam yaparken bizler bunu müþterilerimize<br />
aktaramadýk. Eski fiyatlar<br />
üzerinden satýþlar halen devam ediyor.<br />
Gerçi þimdi bu durum deðiþmeye<br />
baþladý. Dana etinden yapýlan döner<br />
sipariþleri baþladý. Buda, bu olumsuz<br />
durumun aþýlmaya baþladýðý anlamýna<br />
geliyor.<br />
Kimilerinin iddiasýna göre<br />
BSE tartýþmasý özellikle döneri<br />
kendine rakip gören, hamburgerci<br />
ve pizzacýlarýn iþi<br />
olduðunu söylüyor siz ne düþümnüyorsunuz?<br />
Bununda biraz payý var. Ama<br />
hastalýklar konusundada titiz davranmak<br />
gerekiyor. Bu konuda bizler üretimizi<br />
Avrupa standartlarýnda yapýyoruz.<br />
Tüm düzenlememizde buna göre.<br />
Son yýllarda Almnyada<br />
iþverenler çoðalmakta, giderek<br />
yatýrýmlarýn yönü burasý<br />
olmaktadýr. Neden?<br />
Ýnsanlar artýk burada yaþayacaklarýna<br />
karar vermeye baþladýlar. Burasý<br />
artýk ikinci bir vatan oldu bizler için.<br />
Bizlerde buradaki hayatýmýzý örgütlemek<br />
zorundayýz. Bunun bir parcasýda<br />
ticaret. Bakýn, Almanya bizlerin geliþtirdiði<br />
projelerde bizleri destekledi.<br />
Maddi anlamda büyük olanaklar sunmaya<br />
baþladý burada yaþayan ve iþ<br />
yapmak isteyenlere. Türkiyede böyle<br />
bir durum söz konusu deðildir. Üstüne<br />
üstelik insanlarýn ekonomik yatýrýmlarýnýn<br />
hiç bir güvencesi yok. Son<br />
ekonomik kriz bunun en iyi örneði.<br />
Buradaki olanaklardan yararlanmak<br />
gerekmektedir.<br />
Sizin belirtiðiniz olanaklardan<br />
yaralandýðýný var saydýðýmýz<br />
yatýrýmcýlarýmýz, ticari ahlak<br />
kurallarýna ne kadar riayet ediyorlar?<br />
Bizler daha Asya, Ortadoðu ticari<br />
kurallarýný iþletiyoruz. Almanyadaki ola-<br />
naklardan yararlanma yerine bizdeki<br />
tercih daha çok tüccarlýk mantýðýyla<br />
geliþiyor. Ne kadar kaparsam o kadar<br />
iyi olur mantýðý var. Tabi bu geliþtirmiyor.<br />
Geçici bazý birikimler yaratsada<br />
sonuçlarý itibariyle toplumuda güvensizlik<br />
yaratýyor. Bizde vurgun vurma<br />
mantýðý geliþmiþ. Türkiye’deki tüçcar<br />
ahlakýný buraya taþýyoruz. Üzücü.<br />
Son olarak söylemek istediðiniz<br />
bir þey varmý?<br />
Ýlk etapda bahsettiðim bozuk arabayla<br />
iki dönerle müsþteriye giderken,<br />
þu andaki iþ yerimde 30 civarýnda insan<br />
çalýþmaktadýr. Ayný zamanda Avrupa’da<br />
bu iþle ilgili geliþmiþ olan son teknolojiyide<br />
kullanýyoruz. Mesela kýyma döner<br />
imalatýnda 12 kiþinin yapacaðý iþi bir<br />
makina yapmaktadýr. Ayrýca Tavuk,<br />
hindi, dana yaprak dönerin imalatýnda<br />
da modern teknoloji ile donatýlmýþ<br />
makinalar kullanýlmaktadýr.<br />
Þunuda belirtmek istiyorum ki iþ<br />
hayatýmda hem genel olarak insanlara<br />
ve özeldede Almanya devletinin<br />
kurumlarýna karþý güven verici bir<br />
þekilde iþ yaptýðýnda devletin teþvik<br />
olanaklarýndan faydalanmak kolay olur.<br />
Ýþ hayatýnda beli bir süreyi arkamda<br />
býraktýktan sonra bu olanklardan faydalanma<br />
þansým oldu ve halende<br />
olmaktadýr.<br />
Geçmiþ bir süreçte doðru ve güven<br />
verici insan iliþkilerimin yaný sýra<br />
müþterilerime sunmuþ olduðum kaliteye<br />
dayanarak gerçekten kapasite<br />
büyüdü. Öyle bir momenti yaþýyorum<br />
ki gerçekten biz müþetri aramýyoruz.<br />
Ve hatta kapasiteye cevap veremediðimziden<br />
reklam yapmaya bile cesaret<br />
edemiyoruz. Dolayýsýyla daha<br />
büyük bir iþ yerinin tehmin edilmesi<br />
kaçýnýlmaz oldu. Ýþallah önümüzdeki<br />
günlerde böylesi bir olanak gerçekleþtiðinde,<br />
sizinle bir daha görüþürüz.<br />
Teþekürler<br />
Ben teþekür ederim.
Sayý: 7 14 Ekim 2001<br />
KÝRVELÝÐÝN<br />
TARÝHÝ ANLAMI<br />
Peygamberlik dostluðu<br />
vardýr. Seyidi bin Ububat,<br />
sünnet düðün<br />
hazýrlýðý yapýyor. ”Ben peygambere<br />
dost olacam” der. O<br />
zamanýn hükmüne göre peygambere<br />
elma gönderiyor. Peygambere<br />
göndererek davet<br />
ediyor. Peygamber çocuðun<br />
gözlerini kapatarak arkasýnda<br />
duruyor. Herkes bundan böyle<br />
dost oldu diyor.Herkesin dostluk<br />
kurduðu kiþi peygamberdir.<br />
Kirvelik böylece bir dostluk<br />
simgesidir. Yörede çok saygý<br />
gören bir görevdir. Buna Hz.<br />
Muhammed dostluðu denilmektedir.<br />
Kirvelik üç ana grupta<br />
toplanýr. Kötülüðü önlemek için,<br />
ihtiyaçtan doðan kirvelik, sevgiye<br />
dayanan kirvelik.<br />
a) Kötülüðü önlemek için<br />
kurulan kirvelik: Bir ailenin diðer<br />
bir aileye bilerek veya bilmeyerek<br />
bir zararý dokunur, bu<br />
zarar can kaybýna yol açacak<br />
kadar ileri dereceye varsa da<br />
zarar veren ailenin büyüðü zarar<br />
gören aileye giderek onlara on<br />
iki kuruþ verip kirvelik teklif<br />
eder. Bunu hiçbir aile reddetmemektedir.<br />
Bu þekilde bir hayli<br />
geçimsizlik, aileler arasýndaki<br />
düþmanlýk ve can kaybý önlenmiþ<br />
olur.<br />
b) Ýhtiyaçtan doðan kirvelik:<br />
Ýki ailenin kendi arasýnda yaptýðý<br />
yardýmlaþma ve hatýrdan dolayý<br />
yapýlýr. Bu yardýmlaþma ticari<br />
ve menfaat için deðil de bir ailenin<br />
diðer bir aileye karþý yapýlan<br />
iyilik ve dostluk örneðini unutulmamasýný<br />
ve böylece devamýný<br />
saðlamak için yapýlanýdýr.<br />
c) Sevgiye dayanan kirvelik:<br />
Esas kirveliðin temelini teþkil<br />
eden bu tip kirveliktir, kirvelik<br />
kiþiler arasýnda deðil aileler<br />
arasýnda tesis edilir.<br />
KÝRVELÝÐÝN GELENEK<br />
VE TARÝHÇESÝ<br />
Ýbrahim peygamberin oðlu<br />
olmaz, ikinci kez evlenir. Tanrýya<br />
yalvararak eðer bir çocuðu<br />
olursa hak yolunda kurban edeceðini<br />
vaat eder. Ýbrahim Peygamberin<br />
dileði kabul olunur ve<br />
bir çocuðu olur. Ýkinci ailesinden<br />
(eþinden) doðan çocuðun<br />
ismi Ýsmail konur. Ýkinci ailesinin<br />
ismi de Hacer’dir<br />
Ýsmail büyür. Cebrail bir<br />
nida getirerek Ýbrahim peygamber<br />
Ýsmail’i kurban edilmesi için<br />
söz verdiðini hatýrlatýr. Ýbrahim<br />
peygamber Ýsmail’i alýp Arafat<br />
daðýna götürürken yoldan<br />
Þeytan rast gelir Ýbrahim peygamberi<br />
caydýrmaya çalýþýrken<br />
Ýsmail o anda hurma yiyormuþ.<br />
Hurmanýn çekirdeðini babasýný<br />
caydýrmaya çalýþan þeytanýn gözüne<br />
atar ve bu adam seni caydýrmaya<br />
çalýþýyor der. Gözü kör<br />
olan þeytana o yüzden kör þeytan<br />
denir. O zaman þeytan bir ak<br />
sakallý kýlýðýnda geldiði için tanýnmamýþtýr.<br />
Ýsmail þeytaný teþhis<br />
etmiþtir. Ýbrahim peygamber<br />
oðlunu alýp Arafat daðýna çýkar<br />
gözlerini baðlar býçaðý çýkarýp<br />
kurban etmek için býçaðý boynuna<br />
atar fakat býçak kesmez<br />
býçaðý taþa vurur býçak mermer<br />
taþý keser. O anda Cebrail bir<br />
koç getirir o býçak ta konuþmaya<br />
baþlar “haktan izin yok,<br />
Ýsmail’in bir tüyünü kesemem”<br />
der. Cebrail Ýsmail’i kaldýrýp<br />
koçu indirir. Koç Ýsmail’in yerine<br />
kurban edilir.<br />
Kesilen kurbandan 90 kiþi<br />
yer, o zaman karýncalar gelir “Ya<br />
Ýsmail bizim payýmýz nerede”<br />
derler karýncalar davacý olur,<br />
Cebrail Haktan nida getirir. “Ya<br />
erenler diþlerinizin arasýný karýþtýrýn,<br />
onu da karýncalara<br />
verin” der herkes diþlerinin<br />
arasýnda olan eti karýncalara<br />
verir karýncalar davalarýndan<br />
vazgeçerler.<br />
Karýncalardan sonra bu defa<br />
toprak davacý olur. “kurban<br />
kesip yediniz, kanýný bana akýtmadýnýz<br />
“ der . kimse cevap<br />
vermez, Cebrail gene Haktan<br />
bir nida getirir. “Ey erenler<br />
Allah’ýn emri þu ki, Ýsmail’in<br />
bileðini kesin kan topraða aksýn,<br />
toprak razý olsun” der.<br />
O zaman Ýsmail’i sünnet ederek<br />
kaný topraða akýttýlar. Ýbrahim<br />
peygamberden kalan adet<br />
iþte budur.<br />
Tunceli’de kirvelik peygamber<br />
dostu olarak kabul edilir ve<br />
her çocuðun bir kirvesi vardýr.<br />
Kirvelik kuþaklar boyu devam<br />
ederek günümüze kadar gelen<br />
dostluktur.<br />
Böylece kirvelik<br />
esaslarýna göre:<br />
a) Sünnetten sonra kesilen<br />
et parçasý yere gömülür.<br />
b) Et yenilirken diþler<br />
arasýndaki et parçasý yenmez.<br />
c) Kurban olarak koyun cinsi<br />
makbuldür. Sakat , kulaðý kesik<br />
ama 1 yaþýndan küçük yaþlý<br />
hayvan kurban kesilmez.<br />
d) Kurbaný kesecek<br />
olan erkektir,<br />
erkek yoksa kadýn<br />
erkek çocuðun elini<br />
tutar býçaðý ona verir<br />
öylece keser.<br />
e) Kurban kesilen<br />
býçak baþka bir þey<br />
için kullanýlmaz.<br />
f ) Kirve olan aile yedi sülale<br />
sonra kýz alýp verebilirler.<br />
KÝRVELÝK (SÜNNET)<br />
DÜÐÜNÜ<br />
Kirvelik düðünü Tunceli yöresinde<br />
kutsal sayýlan bir törendir.<br />
Kirvelik adýný þundan<br />
almaktadýr:<br />
Erkek çocuk sünnet olunca<br />
gözlerini kapatana yöre terimiyle<br />
KÝRVE denir onun için çocuk<br />
ilk doðduðunda , bir dost gelir,<br />
çocuðun kirvesi ben olurum der,<br />
çocuk onun peþine (öteðine)<br />
atýlýr artýk iki aile arsýnda çok<br />
samimi bir dostluk (kutsal)<br />
kurulmuþtur.<br />
Ýki aile arasýnda yedi sülale<br />
(Kuþak) geçmeden kimse kimseye<br />
kýz vermez. Alýnýrsa<br />
dünyanýn en adi en büyük günahýný<br />
iþlemiþ olur. Ayný zamanda<br />
iki ailenin dost ve akrabalarý<br />
için de geçerlidir. Kirvelik inanca<br />
göre Müslüman olan herkesin<br />
Ýbrahim Peygam-ber’in icadý<br />
olan bu kutsal geleneðe uymasý<br />
þarttýr, geleneðe uymayan Müslüman<br />
deðildir. Özellikle çeþitli<br />
sülale ve aþiretler arasýnda olan<br />
düþmanlýk güdülerini ortadan<br />
kaldýrmak için kirve olma yollarý<br />
denenmiþ ve bu yolla bir çok<br />
geçimsizlik ve kýrgýnlýklar ortadan<br />
kaldýrýlmýþtýr.<br />
Sünnet olasý gereken çocuðun<br />
ailesi kirvesine<br />
on beþ<br />
gün önceden<br />
haber verir<br />
kirve sünnet<br />
olan çocuða bir<br />
takým hediyeler<br />
alýr hazýrlar.<br />
Esas kirveler<br />
çocuðun gözlerini<br />
kapatan<br />
þahýstýr, fakat bu<br />
vesileyle ikisinin<br />
tüm akraba ve<br />
dostlarý da aile<br />
olmuþtur.<br />
Düðün hazýrlýklarý<br />
baþlayýnca<br />
çalgýcýlara haber<br />
verilir. Çalgýcýlar<br />
çaðrýlan günde<br />
gelirler. Bir gün<br />
çalarlar ve o<br />
güne “DAVU-<br />
LUN GELDÝÐÝ<br />
GÜN” denir.<br />
Ayný gün kir-<br />
veye elçi gönderilir. Elçi özellikle<br />
sünnet edilen çocuk ve<br />
çocuða yoldaþlýk yapacak ve<br />
onun köçeðidir.<br />
Elçiler bir gün önceden<br />
hazýrlanan kebabý (bir hayvan<br />
keçi, koyun vs. gibi þeyler kesilir.<br />
Et parçalar halinde þiþe<br />
takýlýr. Ateþ üstünde kýzardýktan<br />
sonra, hiç parçalanmadan kirveye<br />
götürülür.) bir gece kalýndýktan<br />
sonra kirve köçeðinde<br />
köçeklik hakkýný verir. Bir köçekte<br />
kirve orda ayrýyeten alýr<br />
düðünün ikinci günü yaný davetlilerin<br />
toplandýðý günü gelir.<br />
Davul zurnalar kirveyi karþýlarlar.<br />
Düðünün en aðýr misafiri<br />
kirvedir, herkes saygý ve sevgi<br />
gösterir.<br />
Ayný güne “TOPLANMA<br />
GÜNÜ” denir. Burada geleneksel<br />
yemekler yenir, oyunlar<br />
oynanýr. Akþam olunca kirvenin<br />
konaklayacaðý konak belirlenir,<br />
diðer sayýlý kiþiler de ayný<br />
evlerde aðýrlanýr her konaða<br />
birer kebaplýk hayvan verilir.<br />
Ayrýca rakýsý,mezesi temin edilir.<br />
Kebabý çeviren kiþi arka bacaðýný<br />
kendine alýr, onun hakkýdýr.<br />
Ayrýca davetli her konaðý tek tek<br />
gezerek davullar çalýnýr, halay<br />
çalýnýr.Sabaha kadar eðlenilir,<br />
sabah erkenden sünnet olacak<br />
çocuklar banyoya götürülür o<br />
anda tüm yakýn konuklar<br />
yemekler yerken sünnetçide<br />
sünnet hazýrlýklarýný yapar. Çocuklar<br />
banyodan çýkýnca çalgýcýlara<br />
haber verilir.Çalgýcýlar<br />
çocuklarý karþýlar, o anda sünnet<br />
olacaklar davulcuya para verirler.<br />
Çocuklar damýn baþýna getirilir.<br />
O damýn baþýnda sünnetçi<br />
masa kurar, masanýn üstüne bir<br />
bez , bezin üstüne bir tepsi, tepsinin<br />
üstüne bir havlu, havlunun<br />
üstüne bir adet sabun konur<br />
buna “MUHAMMED HON-<br />
CASI” denir.<br />
Sünnet Kuran’dan ayetler<br />
okurken herkes o masaya para<br />
atar bu parayý sünnetçiye verirler.<br />
Dua okunurken herkes<br />
o masanýn çevresine daire<br />
þeklinde ayakta durur, ellerini<br />
önüne baðlarlar.<br />
Þapkalarýný ters çevirirler<br />
ayetleri bitirince sünnetçi þu<br />
duayý okur: “Dünya kuruldu<br />
pazartesi/ Yukarýda indi Muhammed<br />
honcasý/ Ýbrahim peygamberde<br />
kaldý bu adet/<br />
Boynuma hem farzdýr, hem<br />
sünnet/ Her kim Muhammed’i<br />
severse./ Getirsin Muhammed’e<br />
selevet.”<br />
Üç defa dua tekrarlanýnca,<br />
halk sað elinin iþaret parmaðýný,<br />
hafif eðilerek öperler ve “ya<br />
Muhammet” derler. Önce<br />
sünnet olacak olan çocuklarýn<br />
babasý ve annesi yerdeki masaya<br />
diz çökerek öperler ve para<br />
atarlar daha sonra kirve ayný<br />
þeyi yapýnca halktan hiç kimse<br />
kalmayacak þekilde tepsiye para<br />
atarlar. Para toplandýktan sonra<br />
sünnetçiye verilir, sünnetçinin<br />
ücreti buradan çýkan paradýr.<br />
Çocuklar bir odaya alýnýr, yere<br />
bir kürsü konur,üstüne yastýk<br />
yastýðýn üstüne çocuk oturtulur,<br />
kirve de çocuðun arkasýna<br />
oturur. Çocuðun elleri önden<br />
bacaklarýn arasýndan geçirilip<br />
arkadan tutulur,çocuk sünnet<br />
olurken davullar özel bir sünnet<br />
havasýný çalar. Hava dramatik<br />
bir hava olduðu için genellikle<br />
davetliler aðlarlar.<br />
FÝNANZBERATER<br />
SERVÝCBÜRO<br />
Inh.<br />
Hüseyin UÇURUM<br />
è PRÝVAT KREDÝ<br />
è EV KREDÝSÝ<br />
è SATLIK DAÝRELER<br />
Almanya‘nýn<br />
her yerinde<br />
Bütün krediler birleþtirilerek tek kredi<br />
haline getirilerek eizene kredi verilir!<br />
STUTTGARTER STR. 6<br />
71522 BAKNANG<br />
Tel: 07191 36 72 84<br />
Fax: 07191 367285<br />
Mobil: 0173 9735 380<br />
hueseyin.ucurum@leonberger.de
PROBIEREN SIE UNSEREN DÖNER<br />
Sayý: 7 15 Ekim 2001<br />
Yaprak, Kýyma, Tavuk, Hindi Döner Çeþitleri<br />
Toptan döner et çeþitlerimizle hizmetinizdeyiz!<br />
Kararýnýzý dönerimizi<br />
denedikten sonra veriniz!<br />
Gahmener Str. 189, 44532 Lünen<br />
Tel: 02306/ 92 70 30/ 927 0311/12<br />
Fax: 02306/ 92 70 320<br />
Handy: 0172/ 78 57 189<br />
PROBIEREN SIE UNSEREN DÖNER
Sayý: 7 16 Ekim 2001<br />
Birtat Dönerproduktýons und fleýschhandels GmbH<br />
Boschstrasse 11-13 . 71336 Waiblingen-Neustadt<br />
Tel: (07151) 989 79-0 Fax: (07175) 989 79-25<br />
Kaliteyi, lezzeti, bereketi ve<br />
huzurlu alýþveriþi bulabiliyor!<br />
Almanya ve AB ülkelerinde temsilcilik<br />
açmaya devam ediyoruz...<br />
Sizde temsilci olmayý düþünüyorsanýz<br />
acele ediniz.<br />
Dönerlerimiz<br />
EG satandartlarýna uygun<br />
olarak yapýlmaktadýr<br />
E-mail: birtat@t-online.de Tüm Avrupa’ya topTan satýþ<br />
Etlerimiz<br />
EG Standartlarýna<br />
Uygun hazýrlanmaktadýr<br />
Tel/Fax: 0231 17 68 106<br />
Handy: 0173 514 80 28<br />
0179 131 66 56<br />
0179 138 46 16<br />
Avrupa“da bir numara....<br />
Yýllarýn tecrübesi, kalitemizin güvencesidir...<br />
Inh.<br />
Muammer Taþdemir<br />
* Dana * Koyun * Tavuk * Hindi<br />
Helal<br />
Kesim<br />
Bayrische str. 197, 44339 Dortmund<br />
®<br />
Bizim ile<br />
çalýþmak<br />
bir ayrýcalýktýr!
Sayý: 7 17 Ekim 2001
Sayý: 7 18 Ekim 2001<br />
Artýk sizinde<br />
güvenilir ve<br />
uzman bir<br />
yatýrým fonu<br />
danýþmanýnýz<br />
var!<br />
þ Hiç yedi sene içerisinde iþ<br />
veren teþvikli 78,- DM birkiminize<br />
ortalama en az 13.000 DM aldýnýz<br />
mý? Ve fazlasýný düþündünüz mü?<br />
þ Veya toplu yatýrýmlarýnýza<br />
senede % 60´lara varan kar elde<br />
ettiniz mi? Hayat sigortanýzýn fonlara<br />
endeksli olabilmesi ve kar<br />
oranlarýnýn bankadaki faizlerle<br />
kýyaslanmýyacak kadar yüksek olma<br />
ihtimalini düþündünüz mü? Ev Kredilerinizi<br />
fonlarla indeksli olmasýný<br />
hesabladiniz mi?<br />
þ Hayat sigortasýnda 25 aðýr<br />
hastalýða (kalb krizi, kanser, beyin<br />
timörü, felç, saðýrlýk, körlük v.s )<br />
Þimdiye kadar<br />
yapmýþ olduðunuz<br />
yatýrýmlarý bir<br />
gözden geçirin,<br />
hatalý birikim yapmýþ<br />
olduðunuzun farkýna<br />
varacaksýnýz.<br />
karþý´da bir önlem alinabileceðini<br />
biliyormuydunuz?<br />
þ Çocuklarýnýzý ilerideki okul<br />
masraflarýný kendileri karþýladýmý?<br />
þ Yeni emeklilik kanununda<br />
yararlanma nasil olur?<br />
þ Halen yatýrýmlarýnýzý doðru<br />
yönde yaptýðýnýzý düþünüyorsanýz,<br />
iyi bir daþnýþmanýz var,<br />
þ Yok eðer hatalarýnýzý görüp<br />
zararýn neresinden dönersek kardýr<br />
düþüncesi ile hareket etmek istiyorsanýz,<br />
beraber hatalarý temelden<br />
inceleyip gereken yere müdahele<br />
yapalým.<br />
Bizleri aradýðýnýzda kayýp edeceðiniz en kötü ihtimal<br />
telefon paranýz.<br />
Aramadýðýnýz taktirde küçük bir servetten olabilirsiniz.<br />
Seminerlerimize iþtirak edebilirsiniz. Bankalarýn sizlere<br />
20 senedir veremediði bilgileri sizler 3 saat içerisinde<br />
detaylý þekilde alabilirsiniz....<br />
Investmenntsfondsvermittlung<br />
Fidelity<br />
Tempelten<br />
Painer<br />
DWS<br />
DIT<br />
ADIG<br />
SALI<br />
Sunlive<br />
Not: karier çizmeniz ve hayallerinizi gerçekleþtirmek<br />
için beraber birlikte çalýþacak Avrupa<br />
genelinde elemanlara ihtiyacýmýz vardýr.<br />
Baþvurularýnýz için teþekkürler.<br />
FERIDUN BEKTAS<br />
Vertriebsleiter<br />
Selbständiger Handelsvertreter der Ascent AG<br />
Nicklaus Lenau Platz 17<br />
71067 Sindelfingen<br />
Tel: 07031/ 4 18 18 50<br />
Fax: 07031/ 4 18 18 51<br />
Mobil: 0171/1 96 01 09<br />
Priv: 07031/ 80 55 47<br />
ALÝ ÞENPINAR<br />
Finanz Vermittlungen<br />
Partner im Finanzverbund von WÝR<br />
Yatýrým konusunda güvenebileceðiniz ILK adres... Dünya çapýnda ünlü ve tanýnmýþ þirketlere yatýrým yapýlýr.<br />
Ruhrstrasse 10/2<br />
71636 Ludwigsburg<br />
Tel: 07154-80 37 10<br />
Fax: 07154-80 37 15<br />
Mobil: 0177- 34 37 384<br />
E-Mail: senpinar@web.de<br />
Hizmetlerimiz:<br />
· Emeklilik yatýrýmlarý<br />
· Çocuðunuzun geleceði için yatýrýmlar<br />
· Investment ve Fon yatýrýmlarý<br />
· Vermögenswirksame Leistungen 78 DM yatýrýmlarý<br />
· Finansmanlýk<br />
Detaylý bilgi için lütfen bizimle irtibat‘a geçiniz.<br />
30- senelik kýyaslama<br />
Son 30 yýl içinde aylýk 200 DM yatýrým<br />
ile oluþan birikim miktarlarý DM....<br />
Yatýrdýðýnýz para miktarý 72.000 DM<br />
Alabileceðiniz birikim........<br />
Um telefonische Voranmeldungg wird gebeten<br />
Geshäftszeiten<br />
Däenstag-Freitag<br />
09.00 Uhr bis 18.30 Uhr<br />
Samstag<br />
09.00 Uhr bis 14.30 Uhr<br />
Tel: 0711/ 2 62 13 40<br />
Neckarstraße 200<br />
70190 Stuttgart<br />
Sparbuch Immobilien- Bundes- Deutsche Internat.<br />
Fonds anleihe Aktien Aktien<br />
Ýncl. Wert-/Kurssteigerungen Quelle: Focus 15/1997
Sayý: 7 19 Ekim 2001<br />
Mehmet Yalçýn<br />
KONUT PARASI<br />
myalcin@freenet.de<br />
Konut parasýný, bütçeleri kiranýn veya<br />
masrafýn ekonomik yükünü taþýyamayacak<br />
durumda olan kiracý ve konut<br />
sahipleri alabilir. Bu imkan hem Almanlar hem<br />
de Almanya’da yaþayan yabancýlar için geçerlidir.<br />
Söz konusu yardýmýn verilmesinde konutun<br />
eski ya da yeni bir binada bulunmasý, kamu<br />
teþviki veya vergi kolaylýðý verilmiþ olmasý, ya<br />
da serbest finanse edilmiþ olmasý hiç bir rol<br />
oynamaz.<br />
Konut parasý kiracýya verildiði zaman kira<br />
yardýmýndan (Mietzuschuss) söz edilir, ev sahibinin<br />
bizzat oturduðu eve ödenen yardým içinde<br />
borç yardýmý (Lastenzuschuss) denir.<br />
KiRA YARDIMI<br />
ÞU KÝMSELERE VERÝLÝR:<br />
* Bir konutun ya da odanýn kiracýlarýna,<br />
* Bir kooperatif ya da vakýf konutu<br />
sahiplerine,<br />
* Yurtta oturanlara,<br />
* Kiraya benzer bir oturma hakký sahiplerine,<br />
Alman Mark’ ýndan daha saðlam<br />
Euro’ nun zaman planý<br />
AB’ nin yeni<br />
ortak para<br />
birimi Euro’<br />
ya önceden ýsýnma<br />
imkaný yýl sonunda<br />
var. Aralýk ayýnýn<br />
sonuna doðru ilk Euro<br />
demir paralarý bankalardan<br />
alýnabilecek.<br />
Vatandaþlar böylelikle<br />
yeni para birimini rahatlýkla<br />
tanýma fýrsattý<br />
buluyor. “StarterKits”<br />
adýný taþýyan bu demir<br />
paralarýn çeþitli deðerleri<br />
olacak.<br />
Apar topar iþ yok!<br />
1 Ocak 2002 yýlýndan<br />
itibaren iþ biraz daha da<br />
ciddileþiyor. Euro, Almanya<br />
ve tüm diðer AB ülkelerinde<br />
tek geçerli ödeme<br />
aracý olacak. Para havaleleri<br />
ve çekler sadece<br />
Euro’ yla iþleme girecek.<br />
Þubat ayýnýn sonuna kadar<br />
hem Alman Marký hem<br />
de Euro geçerli kalacak.<br />
Perakendeciler, sayýsýz<br />
kaðýt para almayý kabul<br />
etti. Ancak demir paraya<br />
gelirse, bundan her perakendeci<br />
sadece 20 mark<br />
deðerinde alacak.<br />
Mart’ a kadar<br />
DM de geçerli<br />
Alman Marký’ ndan<br />
AB’ nin ortak para birimi<br />
Euro’ ya geçmenin<br />
zamanlama planý ülkeden<br />
ülkeye deðiþiyor. AB ülkeleri<br />
bu konuda kararý<br />
kendileri veriyor. 1 Mart<br />
itibariyle Alman demir<br />
parasý ve Marký sadece<br />
Federal Bankasý veya<br />
Eyalet Merkez Bankalarý<br />
tarafýndan bozdurulacak.<br />
1 Nisan’ dan sonra ise,<br />
AB ülkelerinden gelen<br />
yabancý dövizler sadece<br />
kaynak ülkede bozdurulabilecek.<br />
* Üç ya da daha çok daireli bir binanýn, bir iþ<br />
merkezi binasýnýn sahibi olup ayný binada oturan<br />
kimselere,<br />
* Büyük kýsmý büro olarak kullanýlan bir ya<br />
da iki daireli binanýn sahibi olup ayný binada<br />
oturan kimselere,<br />
* Konut kýsmý iþ bölümünden ayrý olmayan<br />
tarýmsal iþletmenin sahiplerine.<br />
BORÇ YARDIMI<br />
þu mal sahiplerine verilir:<br />
* Bir yurt ya da ev sahiplerine,<br />
* Bir küçük yerleþim yeri sahiplerine,<br />
* Konut kýsmý iþ bölümünden ayrý olan(konut<br />
kýsmý için bir konut parasý borç hesabý yapýlabilmeli)<br />
tarýmsal kazanç yeri sahibine,<br />
* Üst hakký olan ve bina veya konutun üslerine<br />
geçirilmesi veya üst hakkýný koruyan kimselere.<br />
01.01,2001 tarihi itibariyle konut parasý<br />
reformu 999 sonunda kabul edilen ve 1 ocak<br />
2001 tarihinde yürürlüðe giren konut parasý<br />
reformu ile bir dizi iyileþtirici hizmetler bu tarihten<br />
itibaren yürürlüðe girdi. Söz konusu iyileþtirilen<br />
hizmetlerin kapsamý 1,4 milyar marktýr.<br />
Yasal hak<br />
Konut parasý devletin bir sadakasý deðildir. Bu<br />
parayý alma hakký olan kimseler için konut parasý<br />
bir yasal haktýr.<br />
Onay koþullarý<br />
Konut parasýnýn verilip verilmeyeceði, verileceði<br />
taktirde miktarýnýn ne kadar olacaðý þu<br />
E-Geraten<br />
koþulara baðlýdýr:<br />
* Hanede kaç aile üyesinin oturacaðý Aileden<br />
sayýlanlar:Eþler, ebeveyn çocuklar-manevi evlat,<br />
üvey evlat-kardeþler,amca, teyze, kayýn baba ve<br />
kayýnvalide kayýnbirader, yenge ve yasada belirtilen<br />
diðer akrabalar)<br />
* Ailenin gelir miktarýna,<br />
* Yardýma tabi kiranýn ya da oturulan yerin<br />
yol açtýðý masrafýn miktarýna. Kira ya da masraf<br />
belirli bir azamý sýnýra kadar dikkate alýnýr,<br />
Þimdiye kadar kýstas alýnan aile gelirinin<br />
yerini toplam gelir almakta.<br />
Aylýk toplam gelir belirli bir üst sýnýrýn altýnda<br />
kalmalýdýr. Bu üst sýnýr aileye mensup aile fertlerinin<br />
sayýsýna göre belirlenir (örnek üç kiþilik<br />
bir ailenin aylýk toplam sýnýrý 2503 DM dýr.)<br />
Baþvuruda nasýl bulunulur<br />
Konut parasý almak için, oturduðunuz belediye,<br />
kent ve ya ilçe yönetiminin yetkili konut<br />
parasý Dairesine baþvuruda bulunup, koþullarýnýzý<br />
kanýtlamanýz gerekir.<br />
Onayýn geçerli olduðu süre<br />
Bu süre genelde 12 aydýr, ancak bu süre aþýlabileceði<br />
gibi , kýsalabilir de. Konut parasý, baþvurunun<br />
yapýldýðý aydan itibaren ödenir. Konut<br />
parasý için baþvuruda bulunacaðýnýz zaman bunu<br />
dikkate almanýz gerekir. Onay süresi bittiði<br />
zaman, konut parasý almaya devam edebilmek<br />
için yeniden baþvuruda bulunmanýz gerekir. Bir<br />
tavsiye:Konut parasýnýn kesilmeden ödenmesi<br />
için dilekçenizi onay süresi bitmeden iki ay önce<br />
verin...<br />
Her türlü eloktronik<br />
malzeme tamiri yapýlýr.<br />
Computer<br />
HH-Auflösungen<br />
Uhlandstr. 4-6, 44147 DORTMUND<br />
Tel: 0231 88 872 Fax: 0231 88 20 711
Sayý: 7 20 Ekim 2001<br />
ANADOLU MÜZIK GRUBU<br />
¯¯¯<br />
Mahsun-Ibo- Mahmut<br />
Dügün, Nisan, Sünet ve Ballo´larýnýzda<br />
gönlünüzce eðlenmek için<br />
°<br />
Bizi arayýn Telefonlarýmýz:<br />
Ýbrahim: 0174-9218621<br />
Mahsun: 0172-9129 979<br />
ALEVÝ BEKTAÞÝ KURULUÞLARI<br />
BÝRLÝÐÝ’NE KAPATMA DAVASI!<br />
ALEVÝ BEKTAÞÝ SÖZÜ<br />
KAPATMA NEDENÝ!<br />
CEMEVÝ AÇMAK ÝÇÝN<br />
DERNEK KURMAK SUÇ SAYI-<br />
LIYOR!<br />
ALEVÝLÝÐÝ ARAÞTIRMAYA<br />
MEZHEPÇÝLÝK SUÇLAMASI!<br />
Alevi Bektaþi Kuruluþlarýnca<br />
üst örgüt<br />
olarak oluþturulan<br />
Alevi Bektaþi Kuruluþlarý<br />
Birliði’ne Ankara Cumhuriyet<br />
Savcýlýðýnca kapatma davasý<br />
açýldý.Bir yýldýr önce kuruluþu<br />
engellenen ardýndan da<br />
tüzüðünde bulunan temel<br />
hükümlerin deðiþtirilmesi istenilen<br />
ABKB þimdi kapatýlmakla<br />
yüzyüze.<br />
Ankara Cumhuriyet Savcýlðý<br />
ABKB’nin: “Adýnda Alevi Bektaþi<br />
sözlerinin bulunduðu, Amaçýnda<br />
”Alevi Bektaþi Kültür ve Öðretisinin<br />
Araþtýrýlmasý, Yaþatýlmasý<br />
için araþtýrmalar yapmak,bu<br />
doðrultuda Alevi Bektaþi kuruluþlarý<br />
arasýnda eþgüdüm ve<br />
dayanýþmayý saðlar” ifadelerinin<br />
yer aldýðý, Çalýþma ilkelerinde<br />
“Cem ve Kültür Evleri açar,<br />
yapar, yaptýrýr, açýlmasýna<br />
katkýda bulunur” cümlesinin<br />
sözkonusu olduðu” nu ileri<br />
sürerek bu ifadelerin dernekler<br />
yasasýna aykýrý olduðunu ileri<br />
sürdü.Savcýlýk kapatma isteðinin<br />
yer aldýðý iddianamesinde<br />
ABKB’nin :” 2908 Sayýlý<br />
Dernekler Kanunu’nun “Kurulmasý<br />
Yasak Olan Dernekler”<br />
baþlýklý 5.maddesinde yer alan<br />
“dil, ýrk, sýnýf, din ve mezhep<br />
ayrýmýna dayanýlarak nitelikleri<br />
Anayasada belirten Türkiye<br />
Cumhuriyeti’nin varlýðýný tehlikeye<br />
düþürmek veya ortadan<br />
kaldýrmak, bölge, ýrk, sosyal<br />
sýnýf, din ve mezhep esasýna<br />
veya adýna dayanarak faaliyette<br />
bulunmak, Türkiye Cumhuriyeti<br />
ülkesi üzerinde, ýrk,din,<br />
mezhep, kültür veya dil<br />
farklýlýðýna dayanan azýnlýklar<br />
bulunduðunu ileri sürmek veya<br />
Türk Dili’nden veya kültüründen<br />
ayrý dil ve kültürleri<br />
korumak, geliþtirmek veya<br />
yaymak suretiyle azýnlýk yaratmak<br />
veya herhangi bir bölgenin<br />
veya ýrkýn veya sýnýfýn veya<br />
belli bir din veya mezhepten<br />
olanlarýn diðerlerine hakim veya<br />
diðerlerinden imtiyazlý olmasýný<br />
saðlayacak dernek kurulamayacaðý<br />
hükümlerini ihlal ettiðini”<br />
ileri sürerek ABKB’nin temelli<br />
kapatýlmasýný istedi.<br />
ABKB kurucularý Hacý<br />
Bektaþ Veli Anadolu Kültür<br />
Vakfý Genel Baþkaný Ali Doðan,<br />
Pir Sultan Abdal Kültür Derneði<br />
Genel Baþkaný Ali Balkýz, Karacahmet<br />
Sultan Derneði Genel<br />
Baþkaný Muharrem Ercan,<br />
Kartal Cemevi Vakfý Genel baþkaný<br />
Mehmet Boy, Eskiþehir<br />
Hacý Bektaþ Veli Kültür Vakfý<br />
Genel Baþkaný Ýrfan, Ankara<br />
Cemevleri Yaptýrma Derneði<br />
baþkaný Mehmet Uzuner,<br />
Hacýbektaþ Derneði Baþkaný<br />
Ulaþ Dinçer, Hüseyin Gazi<br />
Derneði Baþkan yardýmcýsý Ali<br />
Yýldýrým ve Almanya Alevi Birlikleri<br />
Federasyonu Genel baþkaný<br />
Turgut Öker hakkýnda<br />
açýlan dava 3 Ekim 2001 günü<br />
Ankara 2. Asliye Hukuk<br />
Mahkemesi’nde görülecek.<br />
TUÐRA GRILL<br />
Öffnungszeiten: Täglich von 10:00 bis 01:00 Uhr<br />
TEL: 0231 83 50 87<br />
Alle Gerichte auch zum Mitnehmen!<br />
Borsig str. 58<br />
44145 DORTMUND<br />
Neu & Gebraucht * Altreifenentsorgung<br />
* Motorradreifen * Alufelge<br />
Unsere Sonderangebote!<br />
SOMMERREIFEN<br />
1- Sie werden bei uns von Experten beraten<br />
2- Sie kaufen bei uns Qualität für Ihr Geld<br />
3- Sie bekommen bei uns zuverlässingen Service<br />
4- Ihre alten Reifen landen nich in der Natur<br />
Alle Angebote dieser Beilage gelten solange Vorrat reicht byw. Für Druckfehler<br />
keine Haftung. Intümer vorbehalten. Alle Preise in DM pro Stück, sofern nicht anders vermerkt.<br />
Angebote geltin bei Barzahlung. Alle Reifen-und Felgenpreise, sofern nicht gesondert<br />
beschrieben, verstehen sich zzgl. Montagekosten.<br />
Wittener str. 110<br />
58456 WITTEN-<br />
HERBEDE<br />
Tel: 02302- 76 08 85-6<br />
FAx: 02302- 76 08 87
Sayý: 7 21 Ekim 2001<br />
Dev‘ in yöneticisi Fiorina<br />
ÝBM‘ e büyük rakip<br />
Hewlett- Packard‘ in<br />
Yönetim Kurulu<br />
Baþkaný Carly Fiorina<br />
“Önümüzdeki yýllarda<br />
elbirliðiyle endüstriyi tekrar<br />
düzenleyeceðiz” dedi. Compaq‘<br />
in satýn alýnmasý HP‘ ye bilgisayar<br />
alanýnda yeni bir liderlik<br />
pozisyonu saðladý. Son istatistiklere<br />
göre 145 bin iþçisi olan HP,<br />
senelik 87 milyar Dolar‘ lýk ciro<br />
elde ederken, 3,9 milyar Dolar‘<br />
lýk kazanç kaydediyor. ÝBM‘ in<br />
senelik cirosu 90 milyar Dolar.<br />
Almanya temsilciliði<br />
þaþýrdý<br />
Füzyon<br />
Compaq‘ in<br />
Almanya temsilciliðini<br />
þaþýrttý. Sözcü<br />
“ Bizde<br />
füzyonla ilgili<br />
haberi iki saat önce duyduk”<br />
Imbis ve Pizza malzemeleri<br />
Toptan ve Perakende<br />
Döner produksiyon malzemeleri<br />
Market malzemeleri<br />
Almanya- Avrupaya servis<br />
Yeni Döner ve Pizza Box yapýlýr. TIR bazýnda çok<br />
Feinkostbecher<br />
ucuz satýþ yapýlýr.<br />
Menübox-salatschale- Becher<br />
Çatal-Býçak-Kaþýk ( çay- Kahvekaþýgý)<br />
Çöp torbalarý- Naylon torba (direk uzak doðudan)<br />
Frischfolie- alufolie- Pizza kartonu- Dönertüten<br />
TEUER ABER BILLIG- PAHALI AMA UCUZ<br />
Yeni virüs<br />
interneti<br />
vuracak<br />
Kýzýl Kod virüsünün bilgisayar<br />
sistemlerine<br />
verdiði zararlar daha<br />
yeni sarýlýrken bu kez daha<br />
tehlikeli bir virüs internet üzerinde<br />
yayýlmaya baþladý. Nimda<br />
virüsü sadece kiþisel bilgisayaralarý<br />
deðil, að üzerinde çalýþan<br />
sunucularý da etkiliyor. Virüsün<br />
geçmiþteki virüslere göre daha<br />
tehlikeli olmasýnýn temel nedeni<br />
ise e - postalarýn yaný sýra<br />
web sitelerini de enfekte<br />
Handelsagentur<br />
dedi. Bu yüzden<br />
iþçilere yönelik<br />
yeni düzenlemeler<br />
ve stratejilerle ilgili<br />
açýklamalar yapýlamayacaðý<br />
açýklandý.<br />
Servis ve<br />
serverde sinerji<br />
PC dalýnda Compaq ve HP<br />
dünyaca ikinci ve üçüncü sýrada<br />
yer alýyorlar. Bu alanda lider,<br />
ürününü direk pazarlayabilen<br />
Dell þirketi. Fakat herþeye<br />
raðmen elde edilen cironun<br />
yükselen miktarý, þirketlerin<br />
bilgisayar bölümlerinin hizmet<br />
sektörlerinden<br />
saðlanýyor.<br />
Servis ve destek<br />
alanýnda HP<br />
büyük ün yaparken,<br />
Amerika‘<br />
nýn Houston<br />
þehirindeki Compaq aðýrlýk<br />
Import & Export (A-Z)<br />
Gastronomieservice ( A-Z)<br />
Verpackung- Großküchen<br />
Lebensmittel- Getränke<br />
Gastronomiekleidung<br />
Großhandel & Einzelhandel<br />
etmesi. Onbinlerce web sitesi<br />
þu anda virüse karþý korunmasýz<br />
durumda. Bu nedenle Antivirüs<br />
firmalarý virüsün çok hýzlý yayýlmasýndan<br />
korkuyorlar.<br />
Virüs dünyanýn her köþesinde<br />
Windows 2000 ya da<br />
Windows NT iþletim sistemini<br />
kullanan bilgisayarlara saldýrýyor.<br />
Web sunucularý kadar pc’leri<br />
de etkileyen virüs genellikle bir<br />
e - posta mesajý ile birlikte<br />
geliyor. Yazý alaný boþ olarak<br />
gelen e - posta mesajýna ekli<br />
dosya açýldýðýnda virüs Windows<br />
yazýlýmýnýn boþluklarýndan<br />
faydalanarak bilgisayarý felç<br />
ediyor.<br />
Windows 95, 98 ve ME kullanýcýlarý<br />
ise þimdilik þanslý çünkü<br />
Kýzýl Kod’da olduðu gibi bu virüs<br />
olarak bilgisayar ve server<br />
alanýnda önde geliyor.<br />
Senetler yüzde<br />
64‘ e 36 paylaþýldý<br />
Devralmanýn uygulamalarý,<br />
bir Compaq hisse<br />
senedinin 0,63 HP hisse<br />
senedi deðerinde olmasýný<br />
öngörüyor. Böylece satýþ<br />
primi güncel kurun yüzde<br />
18 daha üzerinde. Sonuç olarak<br />
yeni birleþmiþ þirketin hisseleri<br />
yüzde 64 olarak HP‘ ye, yüzde<br />
36 olarak Compaq‘ e paylaþýlacak.<br />
Mekan olarak HP‘ nin eski<br />
bulunduðu tesisler seçildi.<br />
Ýkiside iþçi çýkaracak<br />
Son aylarda her büyük<br />
teknoloji þirketi gibi, HP ve<br />
Compaq de kur düþüklüðü<br />
yaþadý. Yaz ayýnýn son durumunda<br />
HP‘ nin hisse senetleri<br />
yüzde 66 deðer kaybederken,<br />
Compaq‘ in senetleri yüzde 76<br />
deðer kayetti. Þirketlerin ikiside<br />
yeni düzenleme müjdelerken,<br />
Compaq 8500 iþçi, HP ise 6000<br />
iþçi çýkaracak.<br />
PETEX/TOPUZ<br />
Postfach 1929<br />
65409 Rüsselsheim<br />
Tel: 06142-836140<br />
Fax: 06142-942122<br />
PETEX Lager:<br />
Mainz- Martinstrasse 17-<br />
Tel: 06131-930438<br />
Handy: 0171-5379394<br />
0179-2762299<br />
0172-4856617<br />
de onlarý etkilemeyecek.<br />
KIZIL KOD’DAN DA<br />
TEHLÝKELÝ<br />
Antivirüs firmalarýnda<br />
görevli uzmanlar, kullanýcýlarý ve<br />
þirketlerin teknik personelini<br />
Nimda’ya karþý acil önlem<br />
almaya çaðýrýyorlar. Kýzýl Kod<br />
virüsü Microsoft iþletim sitemelerindeki<br />
tek bir boþluðu<br />
kullanarak etkisini gösterirken,<br />
Nimda iþini þansa býrakmýyor ve<br />
iþletim sistemlerinin bilinen 16<br />
boþluðunu birden deniyor.<br />
Virüs’ten etkilenmemenin<br />
en güvenli yolu ise yine ayný:<br />
Kaynaðýný bilmedeðiniz e -<br />
postalarý ve tanýmadýðýnýz<br />
uzantýlarý olan dosyalarý açmadan<br />
silmeniz.<br />
ÞENGÜL ÞENOL<br />
Köln Belediye Meclisi üyesi,PDS Grup Sözcüsü<br />
Kimlik bilinci kurumlaþmayý<br />
beraberinde getirmiþtir<br />
Bugün Federal Almanya’da yasayan göçmen gruplarý<br />
arasýnda Alevi Topluluðu önemli bir kesimi oluþturmaktadýr. Ýlk<br />
Türkiye’den gelen „iþçi misafir“ lerin içinde yer alan Alevilerin<br />
sayýsý bugün Avrupa’da sekiz yüz bin ile bir milyon arasýnda<br />
tahmin edilmekte ve çoðunluðu Almanya’da yaþamaktadýr.<br />
Bu kervana Alevilerin yaþadýklarý topraklardan ekonomik<br />
ve politik nedenlerden dolayý her gün yenileri katýlmaktadýr.<br />
Diasporada su an dördüncü Alevi göçmen kuþaðý yetiþmekte.<br />
Almanya’nýn büyük þehirleri Berlin, Köln, Duisburg,<br />
Hamburg, München, Frankfurt gibi yerleþim birimi olarak<br />
seçen Alevi göçmenler, bu þehirlerde sayýlarý 10-30 bin<br />
arasýnda deðiþmektedir.<br />
1980 sonlarýna doðru kurumlaþmanýn temelini atan Alevi<br />
Topluluðu bugün siyasal, ekonomik ve sosyal alanda istenilen<br />
yerde deðildir.<br />
Nedenlerini bu yazýda kýsaca irdelemeye çalýþacaðým: Neden<br />
Alevi göçmen topluluðu hedeflediði noktaya gelememektedir?<br />
Elbette bunu Alevi Topluluðun geçmiþinde, yaþadýðý tarihsel<br />
evrelerde ve bugün yaþadýðý göçmenlikte aramakta yarar<br />
var.<br />
Öncelikle Alevi Topluluðu ezilen bir topluluk olarak kendi<br />
kimliðini Avrupa Diasporasýnda yasama fýrsatý bulmuþtur.<br />
Dönem dönem yaþanan Alevi katliamlarýna gösterilen tepkiler<br />
ve Türkiye’deki sürgün ve asimilasyon politikalarý bu kimliðin<br />
pekiþmesinde ve daha sonra kurumlaþmalar kimliði bilince<br />
çýkarmýþtýr.<br />
Bu kimlik bilinci kurumlaþmayý beraberinde getirmiþtir. Bir<br />
çok Alevi göçmeni diasporada yakaladýðý bu fýrsatta geçmiþini<br />
sorgulamakta, inanç ve kültürünü Avrupa’nýn ucra köþelerinde<br />
olan „Alevi Kültür Merkezlerinde“ yaþamaya çalýþmaktadýrlar.<br />
Yalnýz burada önemli sorunlarla karþýlaþmaktadýrlar. Bu<br />
sorunlarý ikiye ayýrmak mümkün. Birinci kurumlaþma sorunlarý,<br />
ikinci kimlik kabulündeki sorunlar.<br />
Kurumlaþmadaki sorunlarý söyle sýralayabiliriz:<br />
Önemli üyeye sahip derneklerin bir çoðu Alman yasalarýna<br />
göre „kamu yararýna“ çalýþan inanç ve kültür dernekleri<br />
olmasýna raðmen belediye, ve eyalet ve federal bakanlýklardan<br />
gereken yardýmlarý alamamaktadýr. Nedeni ise basit: Bu<br />
yardýmlar prosedürü genelde bilinmektedir. Örneðin Köln’de<br />
önemli bir sayýya sahip Alevi göçmenleri Köln Belediyesinin<br />
sosyal, kültürel ve kadro yardýmýný yeterince alamamaktadýr.<br />
Diðer þehirlerde de farklý olduðunu düþünmüyorum.<br />
Diðer önemli bir neden ise Alevi Topluluðu federal, eyalet<br />
ve yerel düzeyde Göçmen „Alevi Topluluðu“ olarak kabul<br />
edilmeyiþidir. „Ýnanç kurumu“ bahane edilerek bir çok yerde<br />
yardým verilmemektedir.<br />
Alevi Topluluðu Federal Almanya’da asimilasyon politikasý<br />
ile karþý karþýya ve diðer göçmen inanç gruplarýyla<br />
karýþtýrýlmaktadýr.<br />
Dördüncü kuþaðý büyüyen Alevi çocuklarý halen Federal<br />
Almanya’da Sünni inancýyla büyütülmektedir. Alman hükümetleri<br />
Türkiye’nin „Müslümanlaþtýrma“ politikalarýný sürdürmektedirler.<br />
Son alýnan kararlar, bunlar önümüzdeki dönemlerde<br />
kýrmýzý-yeþil koalisyon hükümetinde daha da yoðunlaþacaða<br />
benziyor- böyle devam edecektir. En son örneði, Kuzey Ren<br />
Westfalya hükümetinin inançlarýn öðretilmesi taslaðý, veya<br />
Stuttgart belediyesinin hazýrladýklarý projelerde Alevi Topluluðu<br />
ya tarikat, ya Þii kolu olarak gösterilmesi gibi.<br />
Alevi Topluluðu ve kurumlarý gereken hassasiyeti göstermezlerse,<br />
sonrasi hatalari düzeltilmeyecek sonuçlar ortaya çýkacaktýr.<br />
En bariz örneði eyalet hükümetlerince (Kuzey Ren<br />
Werstfalya) farklý inançlara „inanç dersi“ önerisinde Aleviler<br />
söz konusu bile olamamýþlardýr.<br />
Burada ne yapmak gerekir sorusunu kendimize sormalýyýz.
Sayý: 7 22 Ekim 2001<br />
Neyzen TevfÝk<br />
(1879-1953)<br />
24 Mart 1879da<br />
Bodrumda doðdu, 28<br />
Ocak<br />
1953 de Istanbulda<br />
öldü. Babasýnýn<br />
görevleri bulunduðu<br />
Urla kasabasýnda<br />
amatör bir<br />
neyzenden nota ve<br />
usul bilgileri öðrenerek<br />
basladýðý ney<br />
çalýþmalarýný kendi<br />
kendine ilerletti.<br />
Izmir Idadisine girdiyse de<br />
bitirmeden ayrýldý. Bu arada<br />
gene kendi kendine Farsça<br />
-1-<br />
Hicran kucaðýnda tuttuðum sýrdaþ<br />
Çaðlamýþ bulanmýþ durulmuþ olsun<br />
Sözüne sazýna güven de yanaþ<br />
Kulaðý ezelden burulmuþ olsun<br />
Boþ kafa gezdiren seyyahlar gibi<br />
Keþkülünün delik çýkmasýn dibi<br />
Ariften anlasýn seçsin garibi<br />
Hakikat yolunda yorulmuþ olsun<br />
Taban tepmiþ olan gam kervanýnda<br />
Dostunu konuklar tatlý canýnda<br />
Koçlar gibi duran bir meydanýnda<br />
Arslanlar yurdundakurulmuþ olsun<br />
Gel dese de bakma nâkes aþýna<br />
Bir sýrsat erer de kakar baþýna<br />
Dostun namerd dehrin mehenk taþýna<br />
Felâket pazarýnda vurulmuþ olsun<br />
Duysun aþkýn elindeki rebâbý<br />
Okusun alnýnda çile kitâbý<br />
Neyzen gibi günahýnýn hesâbý<br />
Mezara girmeden sorulmuþ olsun<br />
öðrendi. Izmir Mevlevihanesine<br />
girdi. Daha sonra Istanbula yerleþerek<br />
Galata ve Kasýmpaþa<br />
Mevlevihanelerine devam etti.<br />
1902de Bektaþi tarikatýndan<br />
nasip alarak Bektasi derviºi<br />
oldu. Bir yandan da siirle ilgileniyordu.<br />
Eþrefle ve Mehmet<br />
Akifle tanýþtý ve þiir konusunda<br />
her ikisinden de etkilendi.<br />
1908den sonra bir süre Mýsýrda<br />
bulundu 1913te Istanbula<br />
döndü.<br />
Neyzen Tevfik<br />
genellikle toplum<br />
kurallarýna uymadan<br />
yaþamýný sürdürmüþtür.<br />
Sazýný bir<br />
geçim kapýsý haline<br />
geçirmemek için<br />
direnmiþ, yalnýzca<br />
içinden geldiði zaman<br />
ney üflemiþtir. Neyzenliðini<br />
geliþtirmek kaygýsý<br />
duymamýþ, sanat deðeri kalýcý<br />
bir müzikçi olmak için<br />
ugraþmamýþtýr. Neydeki<br />
baþlýca ustalýðý sazý iyi<br />
üflemesiydi. Belirli müzik<br />
kurallarýnýn dýþýna çýkar,<br />
ama hep duyarak çalar<br />
ve dinleyenleri etkilerdi.<br />
Kendi açýklamasýna göre<br />
yüze yakýn plak doldurmuþtur.<br />
Neyzenliðinin yaný<br />
sýra adýný yergi ve<br />
taþlamalarý ile de duyurmuþtur.<br />
Kimi eleþtirmenleri<br />
göre bu türün<br />
Nefî ve Eþreften sonra<br />
üçüncü önemli temsilcisi<br />
sayýlýr. Ününün yaygýnlaþmasýnda<br />
halk tarafýndan<br />
çok sevilmesinin de çok<br />
büyük payý vardýr.<br />
Ancak oldukça eski<br />
bir dil kullanmasý nedeniyle<br />
güç anlaþýlan ve<br />
biçimsel açýdan yetersiz<br />
kalan bu þiirleri pek kalýcý<br />
olmamýþtýr. Yergilerini<br />
genellikle siyasal ve dinsel<br />
baskýya, çýkarcýlýða yöneltmiþ,<br />
toplumdaki tüm haksýzlýklarý<br />
çekinmeden dile getirmiþtir.<br />
Önemli Eserleri: Siir<br />
Kitabý: Hiç, 1919; Azab-i<br />
Mukaddes, 1949. Beste: Nihavent<br />
Saz Semaisi; Þehnazbuselik<br />
Saz Semaisi; Taksimler, Taþ plak<br />
Ahmet Dümrül üçüncü Þiir Kitabýný yayýnladý.<br />
Baktým bu dünyada gelen gidene<br />
Ulu aðaçlara taze fidana<br />
Gerçeklerin yüzü göründü bana<br />
Aþkýn ateþini kanýmda gördüm<br />
Ýnsaný severiz saygýmýz tamam<br />
Sevenim sevgiden etmesin güman<br />
Yorulup yollarda kaldýðým zaman<br />
Þefkati sevgiyi anamda gördüm<br />
Dümrül Sevdam yüreðime akarken<br />
Frýtýnalar bedenimi yakarken<br />
Hayat denizinde kulaç atarken<br />
Gönülden sevmeyi yarimde gördüm<br />
YALAN EKEN YALAN BIÇER<br />
ÞAKA EKEN KAKA BÝÇER<br />
Adýný yazmasýný öðrenmiþti çocuk.<br />
Babasý çok sevindi.<br />
-vay namusuz herif vay!- dedi.<br />
- ne çabuk da öðrendi yazmasýný!-<br />
Babanýn duyduðu sevinç çocuðuda sevindirmiþti.<br />
-Kapý-<br />
-Sýra-<br />
-Okul açýldý.- yazdý özenerek.<br />
-Bu kerhaneci çok zeki,- dedi babasý.-<br />
Adam olacak bu ,aklým iyice kesti.çocuk<br />
1´den 10´a rakamlarý yazdý.<br />
Babanýn sevincine diyecek yoktu.<br />
-Vay eþþoðlueþþek vay!- dedi. -Bak hele!<br />
Rakamlarý da ögrenmiþ!<br />
Çocuk, yaptýðý resinleri de gösterdi<br />
babasýna. Basit, yalýn çizgilerle evler, aðaçlar,<br />
ýþýnlarýný sarý çizgilerle saçan, kaþlý gözlü<br />
güleç bir güneþ…<br />
-Dur, bir resim de ben çizeyim oðluma,-<br />
dedi babasý heveslenerek.<br />
Resim defterinin tam ortasýna, yeþil<br />
kalemle bir aðaç çizdi; yaprakladý; kýrmýzý,<br />
sarý kalemlerle çiçekledi; dallarýna mor,<br />
turuncu, kýrmýzý ibikli kuþlar yerleþtirdi.<br />
-Ne aðaç bu baba ?<br />
-Ne aðacý olacak, aðaç iþte !<br />
-Peki bu horozlar niye çýkmýþ aðaca?<br />
-Horoz mu? Ne Horozu? Bunlar horoz<br />
deðil, kuº.<br />
-Kuþ mu? Ne kuþlarý, bu kuþlar?<br />
Baba, kuþlara isim bulamýyordu.<br />
Araya annesi girdi.<br />
-Bunlar babanýn kuþlarý oðlum, dedi<br />
Gülüºtüler.<br />
Babanýn resimleri, ne biçim, ne de renkleme<br />
açýsýndan çocuk resimlerinden pek<br />
farklý deðildi.<br />
Günlerden bir gün, okula giderken bir<br />
olaya tanýk oldu çocuk.<br />
Kadýnlý erkekli bir kalabalýk toplanmýþtý.<br />
Çýplak ayaklý bir çocuk aðlýyordu.<br />
Bir býcak bileycisi ile pijamalý þiþman bir<br />
adam yüksek sesle tartýþýyorlardý.<br />
-Almýyorum ulan sözümü, almýyorum<br />
iþte! Tekrar ediyorum: Sen namussuz herifin<br />
birisin!- Diyordu ºiºman adam.<br />
Bileyci öfke içindeydi, bembeyazdý yüzü,<br />
titriyordu.<br />
-Sözünü geri al,-diyordu.<br />
-Almýyorum!<br />
-Ben namussuz deðilim, ekmeðimi<br />
alnýmýn teriyle kazanýyorum; namussuz<br />
denecek biri varsa, o da sensin!<br />
Pijamalý adam köpürdü, üstüne yürüdü<br />
bileycinin. Araya girenler engellediler onu.<br />
ªiºman adam elini kolunu sallayarak<br />
konuºuyordu.<br />
-Ulan eþþoðlueþþek! Diyordu. Ben<br />
kimim, sen beni biliyormusun?<br />
-Kim olursan ol. Bana namussuz<br />
diyemezsin. Namussuz da sensin<br />
eþþeoðlueþþek de sensin!<br />
Araya girenlerin” yapmayýn”, “ etmeyin”,<br />
“ ayýptýr” demeleri kapýþmalarýný önliy-<br />
emedi. Bileyci bilemek üzere aldýðý paslý bir<br />
makasý, ansýzýn, beklenmedik bir ataklýkla<br />
pijamalý adamýn karnýna soktu. Kanlar içinde<br />
kaliverdi pijamalý adam.<br />
Çocuk þaþýrmýþtý. Korkuyla uzaklaþtý<br />
ordan.<br />
Okula doðru koþarken düþünüyordu.<br />
Bileyci neden vurmuþtu adamý?<br />
Namussuz, Ulan, eþþeðoleþþek, sözleri<br />
için mi?<br />
Bu sözler bu denli kötüyse, babasý neden<br />
sýk sýk „ namussuz herif, hergele, kerhaneci,<br />
eþþeðolueþþek, eþek sýpasý gibi sözler ediyordu<br />
kendine?<br />
Sorulara açýk, doyurucu cevaplar<br />
bulamýyordu kafasýnda.<br />
Merakýný yenemedi çocuk. Ders<br />
sýrasýnda parmaðýný kaldýrdý.<br />
-Öðretmenim,- dedi<br />
-Ne Var? dedi- öðretmen<br />
Çocuk ayaða kalktý.<br />
-Öðretmenim,- dedi, -Kerhaneci ne<br />
demek ?<br />
Öðrenciler gülüþtüler.<br />
Öðretmen hiç beklemediði bu soru<br />
karþýsýnda durakladý, açýklayýp açýklamamakta<br />
kararsýzdý.<br />
-Niye sordun? Dedi.<br />
-Babam, dedi çocuk, baba, sýk sýk kerhaneci<br />
diyor bana.<br />
Çocuklar gülüþtüler yine.<br />
Öðretmen de güldü<br />
-Baban seni sevdiðini için öyle söylüyor,<br />
dedi çocuða.<br />
-Namussuz ne demek peki?<br />
-Bunuda mý baban söylüyor ?<br />
-Evet!<br />
-Þaka, dedi öðretmen. Þaka. Anlasýlan<br />
baban pek çok seviyor seni.<br />
Çocuk isteksiz oturdu.<br />
Sýra arkadaþý olan kýz kulaðýna fýsýldadý<br />
çocuðun:<br />
-Namussuz kerhaneci!<br />
(Yýlmay Güney‘in „Oðluma hikayeler“ adlý kitabýndan)
Vasiyetimdir<br />
Sayý: 7 23 Ekim 2001<br />
Dünya han canlar misafir<br />
Söylensin her türlü fikir<br />
Yaþam edilmesin zehir<br />
Kimler gelip geçmediki<br />
Canlar bedenden ayrýlýr<br />
Düþünce dünyada kalýr<br />
Ben ölmem diyen aldanýr<br />
Kimler gelip geçmediki<br />
Hani Aslý’lar keremler<br />
Nerededir Mem u Zinler<br />
Geri gelmiyor gidenler<br />
Kimler gelip geçmediki<br />
Hasan d bir gün ölecek<br />
Yazdýlarý söylenecek<br />
Eli boþ gitti denilecek<br />
Kimler gelip geçmedi<br />
Hasan Çaðdaþ<br />
Sanatçýlar<br />
kendilerini<br />
ihbar etti<br />
Aydýn ve Sanatçý Giriþimi<br />
üyesi bir grup þair<br />
ve yazar, fotoðraf<br />
sanatçýsý Mehmet Özer’e<br />
“yasadýþý örgütlere yardým<br />
etmek” suçlamasýyla dava<br />
açýlmasýný protesto amacýyla,<br />
kendilerinin de bu yargýlama<br />
kapsamýna alýnmasý istemiyle<br />
Ankara Cumhuriyet<br />
Baþsavcýlýðý’na suç duyusunda<br />
bulundu. Ankara Adliye<br />
Sarayý’na dün öðle saatlerinde<br />
gelen Aydýn ve Sanatçý<br />
Giriþimi üyeleri, hazýrladýklarý<br />
suç duyurusu dilekçesini<br />
Müracaat Cumhuriyet Savcýsý<br />
Ahmet Mutlu’ya verdiler.<br />
Dilekçede, Aydýn ve<br />
Sanatçý Giriþimi’nin ölüm<br />
oruçlarýyla ilgili basýn<br />
açýklamasýnýn, cezaevlerindeki<br />
sorunun bitmesini saðlamaya<br />
yönelik, bir haftalýk<br />
dönüþümlü açlýk grevinin<br />
baþlatýldýðý gün yapýldýðý ifade<br />
edildi. Bu sorunun, insanýn<br />
onuruna yakýþýr biçimde ve<br />
ölümlere meydan verilmeden<br />
çözümlenmesi amacýnýn<br />
taþýndýðýnýn kaydedilerek,<br />
açýklamanýn ardýndan giriþimin<br />
üyesi fotoðraf sanatçýsý<br />
Ne kadar uzundu bu gece<br />
Ne kadar uzundu bu gece<br />
Ne kadar aðýr<br />
Ne bir koku ne bir his<br />
Nede bir duygu<br />
Yaþama dair hiç bir imare<br />
Doðum sancýsý çekercesine<br />
Gün’ e gebe gece<br />
Az kalmýþtý tan yerine<br />
Gözlerim yanýyor.<br />
Uzaktan ayaz bir esinti<br />
Buruk bir heyecan<br />
Doðdu doðacak sancýlarýn arasýnda<br />
Hep böylemi doðar sancýlar<br />
Arasýnda umutlarýmýz,<br />
Hep böylemi çalýnýr bizden<br />
Þafaklarýmýz, umutlarýmýz<br />
Hep bizmi sürülürüz umut için<br />
Mavzer namlularina<br />
A. Þahin<br />
Mehmet Özer’in þiirler okuduðu<br />
belirtildi.<br />
Dilekçede, ancak polis tutanaklarýnda<br />
yer alan ve Özer’e<br />
yüklenen konuþmalarýn hiçbirisinin<br />
kendisine ait olmadýðý vurgulandý.<br />
Özer’e yüklenen suçlamayý kabul<br />
etmediklerini ve yargýlamanýn sürmesi<br />
durumunda kendilerinin de<br />
DER BULALIM<br />
Ýnancýmýza sadýk kul<br />
Gönüller sevgisinde bol<br />
Ýnsanlýða doðru bir yol<br />
Gýda veren aðaca dal<br />
Olalým dostum olalým<br />
Ceylanlar gibi temiz saf<br />
Dertlilerin derdine raf<br />
Bu bir hayýrlý sevaptýr<br />
Gönülden ceza ile aftýr<br />
Olalým dostum olalým<br />
Hakikatte yerimizi<br />
Muhabette erimizi<br />
Ballandýran arýmýzý<br />
Ýbadette Pirimizi<br />
Bulalým dostum bulalým<br />
Hakka doðru yolumuzu<br />
Kýrklarda da dolumuzu<br />
Kerbeladan çölümüzü<br />
Ehlibeyitte elimizi<br />
Maðdur Aziz der bulalým<br />
Aziz Sincer<br />
bu kapsama alýnmasýný talep<br />
ettikleri dilekçeyi, Ahmet Telli,<br />
Þükrü Erbaþ, Aydýn Çubukçu,<br />
Ýlhan Akalýn ve Ali Balkýz’ýn da<br />
aralarýnda bulunduðu 17 kiþi imzaladý.<br />
Savcý, Aydýn ve Sanatçý<br />
Giriþimi üyelerinin suç duyurusu<br />
dilekçelerini kabul ettikten sonra,<br />
ifadelerini aldý.<br />
Uzun bir bekleyiþti....bekledik<br />
Biliyorduk.... sen geleceksin<br />
ve geldin bebek....<br />
senin için senden ödünç aldýðýmýz daünyaný<br />
sana devrediyoruz....<br />
ZÜLFÝKAR YALÇINKAYA<br />
ÝNSAN ARIYORUM ÝNSAN<br />
Ülkemiz ili olan Sinop 2081 yýl önce dünya<br />
ya gelmiþ daha sonra Atina´ya gitmiþ ve<br />
yaþamýþ bir filozof vardý. Kimdir bu biliyormusunuz?<br />
Tarihlerde yunan filozofu diye geçen hani<br />
hükümdar büyük iskender var ya onun hocasý. Bu<br />
Imparatora „ gölge etme baþka ihsan istemem“ diyen<br />
sinoplu DIOGENES´dir ( M.Ö.413- 327) yýllarýndan<br />
yaþadý. Sinin Okulu´nun kurucusu Antisetenses´in en<br />
ünlü öðrencilerinden biri.<br />
DIOGENES „ Erdem“ en büyük yücelik iyiliktir<br />
demekte. Bilim, ºan, ºeref ve zenginlik horgörülmesi<br />
gereken kötülüklerdir. Bilge kiþi, istediklerini aþmasýný<br />
ve ihtiyaclarýný en az dereceye indirmesini bilen kiþidir<br />
demekte. DIOGENES her mevsimde yalýn ayak dolaþýr,<br />
tapýnaklarýn kapýsý önünde Paltosuna sarýlarak yatar. O<br />
meþhur fýçýsýnda yatardý. Evi barký idi. Insanlýða ýþýk<br />
verebilmek, bilim ve ilim daðýtmak, düþüncelerini zenginleþtirmek<br />
için gerçekleri yansýtan yaþamalarý sürdürmüþtür.<br />
Gündüz gözüne ATINA sokaklarýndan elinde<br />
fenerle dolaþarak, halkýn içinde bulunduðu çalkantýlarý<br />
dile getirmiºtir. Halktan kiºiler sormuºlar elindeki<br />
fenerle dolaºan filozofa:<br />
- Ne yapýyorsun Hoca?<br />
- „ Adam arýyorum adam“ demiþtir<br />
Malesef ülkemizde bizlerde „ insan arýyoruz insan“<br />
bizlere hizmet edecek gerçek erdemli devlet adamlarýna,<br />
aydýnlara ihtiyaç var. Hak ve Özgürlükleri<br />
güvence altýna alacak bunlarý uygulayacak yetiþmiþ<br />
devlet adamlarýna ihtiyaç var. Bir kez daha yenilemekte<br />
yarar var.<br />
Hak ve Özgürlük farklý þeylerdir. Özgürlük baþkalarýna<br />
zarar vermemek koþuluyla yurtdaþýn bir þeyi<br />
yapmasýný engellenmemiºtir.<br />
Devletin oradaki görevi, hak ve özgürlüðe yasaklamamak<br />
ve özgürlüðe yönelecek saldýrýlara karþý güvence<br />
oluþturmaktýr.<br />
Hak ise, bir þeyi bizzat devletin yasalarla güvence<br />
altýna almasý, saðlamasý demektir.<br />
<strong>Dem</strong>okrasilerde devletin faklýlýklara saygý göstermesi,<br />
özgürlüklerin gereðidir. Ama devletin farklýlýklara<br />
hoþgörü göstermesi baþkadýr. O farklýlýklarý kalýcý kýlacak,<br />
kurumlaþtýracak adýmlar atmasý baþkadýr.<br />
Devletin, kalýcý olmasý için, kurumlaþmasý için çaba<br />
göstermesi gereken þeyler farklýlýklar deðil, benzerliklerdir.<br />
Farklý olanlarýn bütün oluþturmasýný saðlayan<br />
özellikdir. Bu nedenledirki demokratik devlet herkesi<br />
farklýlýklarýyla eþit olarak kucaklamýþtýr.<br />
Aydýn olmanýn erdemi ise, „ kula kulluk deðil, inandýðý<br />
davanýn ve hiç bir karþýlýk beklemeden kiþisel çýkar<br />
gütmeden yoluna devam eden insandýr. Aydýn insan<br />
kendi için deðil dünya insanlýðýna bir damlada olsa ýþýk<br />
saçan yüceliktir. Bu yücelikler ve deðerler, ne para,<br />
ne þan nede þöhretle satýn alýnamaz“. Kenine kul köle<br />
yapmak isteyen soytarýlarýn baskýsýna kulak asmaz. Inandýðý<br />
davada taviz vermez.<br />
Hey dost iþte buyurun muhabbet meclisine her<br />
konuda halkýn huzurunda tartýþmaya. Herkes<br />
daðýrcýðýndakini döksün, döksünki kim olduðu ortaya<br />
çýksýn. Bu cambazlar Halk huzurunda tartýþmaktan<br />
kaçmaktalar, çünkü cahilikleri ortaya çýkacaktýr. Bu<br />
yüzden deðilmidirki kaçtiklarý, bu yüzden deðilmidirki<br />
dedikodu ve ayak oyunlarý oynadýklarý, çaðýrýyorum sizleri<br />
halkýn huzuruna bütün masraflarýda bana ait olmak<br />
kaydýyla.<br />
Sinoplu Diogenes 2081 yýl önce Atina sokaklarýnda<br />
„ Adam arýyorum adam“ diyordu. Bende<br />
Almanya´nýn Lübeck þehrinde „ insan arýyorum insan“<br />
diye baðýrýyorum sözüm tutulursa.
Sayý: 7 24 Ekim 2001<br />
Dinlendirme<br />
iþini<br />
bize býrakýn<br />
siz<br />
dinlenmenize<br />
bakýn!<br />
Turkei reisen spezialist<br />
O<br />
T<br />
E<br />
L<br />
N<br />
A<br />
T<br />
U<br />
R<br />
E<br />
L<br />
T<br />
H<br />
E<br />
R<br />
M<br />
A<br />
L<br />
Otel Naturel‘in<br />
temel suyunun bir<br />
numunesi 24.05.1994<br />
günü Saðlýk Bakanlýðýna<br />
baðlý makamlarca alýnýp<br />
analizi yapýldýktan sonra<br />
sonuç aþaðýdaki þekilde<br />
rapor edilmiþtir. *<br />
Romatizma hastalýklarý<br />
* Kadýn hastalýklarý *<br />
Sinir ve kas iltihaplarý<br />
* Kýrýk ve çýkýk sonrasý<br />
eklem aðrýlarýnda tedavi<br />
etkisi yapar<br />
* Evinizdeki huzur, temizlik<br />
* 106 yatak kapasiteli 38 oda<br />
ve<br />
donatýlmýþ villalar<br />
* Ortopedik yataklý, duþ/wc li,<br />
balkonlu 21-26 m² lik odalar<br />
* Þifalý sýcak su<br />
* Lüx termal odalar<br />
* Sauna, Türk hamamý<br />
* Ýsteðe baðlý kese<br />
ve masaj olanaðý<br />
* Büyük ve çocuk<br />
SEYAHAT<br />
ve Yeminli<br />
Tercümanlýk Bürosu<br />
yüzme havuzlarý<br />
* Tazyikli sýcak ve soðuk<br />
su masaj havuzlarý<br />
* Restaurant bar, havuz baþý bar<br />
* Kahvaltý ve aksam<br />
yemeði açýk büfe<br />
ALMANYA‘NIN HER UÇUÞ NOKTASINDAN, UÇMA ÝMKANI!<br />
Kaunos Club Dalyan<br />
Ýttina ile dekore edilmiþ ve her türlü konfora sahip<br />
odalarda kalmanýn ayrýcalýklý keyfini yaþayýn!<br />
RCI 2,5 milyona yakýn üye ailesiyle, dünyanýn en büyük ve<br />
en baþarýlý tatil deðiþimi kulübüdür.<br />
Bir Kaunos Club üyesi olarak elde edeceðiniz PCI üyeliði ile,<br />
tatil haftanýzý diðer üyelerle deðiþtirebilir ve 86 ülkede kurulu<br />
3600‘e yakýn üye tesisde tatilinizi geçirebilirsiniz!<br />
DÝLARA REÝSEN ÝLE ÝYÝ TATÝLLER..<br />
Hack str. 3, 70190 Stuttgart<br />
Tel: (0711) 42 05 001<br />
Fax: (0711) 42 05 003<br />
dilarareisen@t-onlýne.de
Sayý: 7 25 Ekim 2001<br />
Fikret Kýzýlok’u kaybettik<br />
Ünlü sanatçý bir süredir tedavi gördüðü Çapa<br />
Týp Fakültesi Hastanesi’nde 21 Eylül akþamý<br />
yaþamýný yitirdi.<br />
Yorumcu ve söz yazarý Kýzýlok, kalp<br />
ve buna baðlý olarak karaciðer<br />
ve böbrek rahatsýzlýðýndan dolayý<br />
uzun süredir ‘kalp pili’ ile yaþýyordu. Kardiyoloji<br />
Servisi yetkilileri, bir hafta önce kalp ve<br />
böbrek yetmezliði nedeniyle hastaneye getirilen<br />
sanatçýnýn, gece saat 24.00 sýralarýnda<br />
hayatýný kaybettiðini belirttiler.Bodrum’daki<br />
yazlýðýnda 7 Temmuz 2001 tarihinde kalp<br />
krizi geçiren Kýzýlok, Ýstanbul’a getirilmiþ<br />
ve Alman Hastanesi’nde kalp pili deðiþtirilmiþti.<br />
FÝKRET KIZILOK<br />
1946 yýlýnda Ýstanbul’da dünyaya geldi.<br />
Diþ hekimliði Fakültesinden mezun oldu.<br />
Müzik hayatýna amatör olarak baþlayan<br />
sanatçý (1954), profesyonel hayata Cahit<br />
Oben Orkestrasý’nda atýldý. (1964). Daha<br />
sonra kendi adýna bir topluluk kurup, folk<br />
türü plaklar yapmaya baþladý. (1966). Gitar<br />
Solo Çalýþmalarý<br />
Ay Osman - Sevgilim / Colours - Baby (1966)<br />
Uzun Ýnce Bir Yoldayým / Benim Aþkým Beni Geçti (1969)<br />
Yaðmur Olsam / Yumma Gözün Kör Gibi (1970)<br />
Söyle sazým / Güzel Ne Güzel Olmuþsun<br />
Vurulmuþum / Emmo (1972)<br />
Gün Ola Devran Döne / Anadolu’yum (1973)<br />
Leylim Leylim (Kara Tren) / Gözlerinden Bellidir<br />
Köroðlu Daðlarý / Tutamadým Ellerini<br />
Bacýn Önde Ben Arkada / Koyverdin Gittin Beni<br />
Aþkýn Olmadýðý Yerde / Ýnsan mýyým Mahluk muyum Ot muyum<br />
Haberin Var mý / Kör Pencere - Ay Battý (1975)<br />
Anadolu’yum ’75 / Daraðacý<br />
Biz Yanarýz / Sen Bir Ceylan Olsan (1976)<br />
ve saz çalan sanatçý o yýllarda yaptýðý “Uzun<br />
Ýnce Bir Yoldayým” ve “Yumma Gözün Kör<br />
Gibi” adlý plaklarýyla büyük çýkýþ yaptý. Bir<br />
arada da “Tehlikeli Madde” adlý bir topluluk<br />
kuran sanatçý, evlenip, Kadýköy’de bir<br />
diþçi muayenehanesi açtýktan sonra müziði<br />
býraktý.<br />
Hey dergisi tarafýndan 1977’de yayýnlanan<br />
“Türk Pop Müziði Sanatçýlarý<br />
Ansiklopedisi’nin Fikret Kýzýlok maddesinde<br />
yazanlar böyle. Bu alçakgönüllü (biraz da<br />
hatalý) özgeçmiþi açarsak, aslýnda 1970’lerin<br />
ilk yarýsýnda popüler müziðin en etkin isimlerinden<br />
birisiyle karþýlaþýrýz. Ýlk yýllarýnda<br />
yerlere dek uzanan kaftaný, daðýnýk saçlarý,<br />
elinde baðlamasýyla türküler söyleyen, türkü<br />
tadýnda besteler yapan Kýzýlok, ilerleyen<br />
dönemde daha rock kokan düzenlemeler ve<br />
bestelerle çýkar karþýmýza. 1976’da “müziði<br />
býraktýðýný” açýklar. Bu açýklamaya kadar olan<br />
dönemi ise dolu dolu geçirir. Ýþte bu dönemin<br />
kýsa bir özeti, ya da “Hikaye-i Fikret<br />
Kýzýlok”…<br />
Fikret Kýzýlok’un müziðe ilgisi Galatasaray<br />
Lisesi ilkokul kýsmýnda okurken baþlar. Ýlk<br />
enstrümaný kendisini yaþ gününde armaðan<br />
edilen kýrmýzý bir akordeondur. Ýlk müzik<br />
derslerini sýnýf arkadaþlarýndan birinin klarnetçi<br />
olan babasýndan alýr; ilk konserini de bir<br />
23 Nisan’da Taksim Belediye Gazinosu’nda<br />
düzenlenen okul müsameresinde verir.<br />
Fikret Kýzýlok ve orkestrasý adlý küçük<br />
grubun elemanlarý Kýzýlok’un sýnýf arkadaþlarýdýr<br />
ve çaldýklarý halk türküleri ile alkýþ<br />
alýrlar.<br />
TÝMUR SELÇUK’LA<br />
AYNI DÖNEMDE<br />
Ortaokul ve lise yýllarýnda bu konserler<br />
sürer; baþka okullara da giderler. Bu yýl-<br />
larda grup elemanlarýyla birlikte orkestranýn<br />
adý da deðiþir: Fikret Kýzýlok ve Veliahtlarý,<br />
sanatçýnýn adýný okul müsamereleri dýþýnda<br />
duyurduðu ilk grup olur. Lise yýllarýnda akordeonunu<br />
býrakýr Kýzýlok ve eline gitarý alýr.<br />
Bu dönemde en büyük destekçileri ayný<br />
lisenin daha alt sýnýflarýnda okuyan ve müziðe<br />
o yýllarda baþlamýþ Timur Selçuk ve Barýþ<br />
Manço’dur.<br />
Liseden mezun olduktan sonra Veliahtlar<br />
ile çalýþmayý sürdürür Kýzýlok. Ailesiyle<br />
Kadýköy’de yaþar ve konserlerini de daha<br />
ziyade bu yakada verir. Ayný dönemde<br />
Kadýköy’de Cahit Oben’in kurduðu Sailors<br />
adlý grup fýrtýna gibi esmektedir. Kýzýlok ve<br />
Oben eski arkadaþlardýr ve gruplarýný daðýtarak<br />
yeni bir grup kurmaya ve profesyonel<br />
müzik hayatýna atýlmaya karar verirler. Yanlarýna<br />
bas gitarcý Koray Oktay ve davulcu<br />
Erol Ulaþtýr’ý alýrlar; böylece Cahit Oben<br />
4 doðar. Kendilerini “daha ziyade Beatles<br />
tipi müzik yapan bir<br />
grup” olarak tanýmlayan<br />
Cahit Oben 4, Ýlham<br />
Gencer’in iþlettiði Çatý<br />
gece kulübünde programlar<br />
yapmaya baþlar,<br />
bir yandan da mahalle<br />
konserlerini sürdürür.<br />
Bu arada kendi<br />
paralarýyla iki 45’lik plak<br />
doldururlar. Bunlardan<br />
ilkinde iki yabancý þarkýyý<br />
yorumlarlar: “I Wanna<br />
Be Your Man” ve “36<br />
24 36”. Ýkinci plaklarýnda<br />
daha “kendilerine”<br />
dönerler. Plaðýn ilk yüzünde “Silifke’nin<br />
Yoðurdu” vardýr; diðer yüzü ise bir bestedir:<br />
“Hereke”, ayný zamanda Kýzýlok’un plak<br />
olarak yayýnlanan ilk bestesidir.<br />
DÝÞ HEKÝMÝ KIZILOK<br />
Fikret Kýzýlok Cahit Oben 4’le çalýþmalarýný<br />
sürdürürken girdiði diþçilik yüksekokulundaki<br />
eðitimini sürdürür. Bir süre sadece<br />
okuluyla ilgilenir. Müzikten kopamayacaðýný<br />
anladýðýnda ilk solo plaðýný doldurur. Dört<br />
þarkýlýk bir EP’dir bu: “Ay Osman - Colours<br />
/ Sevgilim-Baby”. Bu plak o yýllarda fazla<br />
ses getirmez. Bunun üzerine Kýzýlok okulunu<br />
bitirmeye karar verir. Yine de zaman<br />
zaman arkadaþlarýnýn kurduðu ‘Kaygýsýzlar’la<br />
birlikte çalýþýr, Barýþ Manço’ya eþlik eder.<br />
Diþçilik Yüksekokulu’nun son sýnýfýnda<br />
okurken mahalleden arkadaþý Arda Uskan<br />
ile bir yolculuða çýkar; müzik hayatýný<br />
tümüyle etkileyecek bir yolculuktur bu. Bu<br />
düþünceyle gitarýný eline alan Kýzýlok stüdyoya<br />
girer ve Aþýk Veysel’in “Uzun Ýnce Bir<br />
Yoldayým” türküsünü yeni bir düzenlemeyle<br />
kayda alýr. Bunu bir 45’lik olarak yayýnlar.<br />
Ýkinci solo 45’liðidir bu; Fikret Kýzýlok’un<br />
hayatýnda da önemli bir dönüm noktasý...<br />
Arka yüzünde sözlerini kendi yazdýðý bir halk<br />
þarkýsý, “Benim Aþkým Beni Geçti” yer alýr.<br />
O güne dek sürdürdüðü suskunluðu ve bunu<br />
bozmasýnýn nedenini de plak kapaðýnda þöyle<br />
açýklar: “Piyasa, öylesine Türk benliðinden<br />
uzak melodilere kucak açmýþtý ki, beni dinlemeyeceklerdi<br />
bile. Bugün ise durum büyük<br />
bir hýzla deðiþiyor. Bu öz benliðimize dönüþte<br />
ben de üzerime düþen görevi yapmaya karar<br />
verdim...”<br />
“Yumma Gözün Kör Gibi ! Yaðmur<br />
Olsam”, Kýzýlok’un asýl çýkýþýný yaptýðý plak<br />
olur. Her iki beste de Fikret<br />
Kýzýlok’undur. Plakta, gitar, tumba<br />
ve sazýn yanýnda deðiþiklik olsun<br />
diye enstrüman olarak tahta ve taþ<br />
kullanýr Kýzýlok. Þarkýlar çok beðenilir,<br />
plak çok satar ve sanatçý ilk<br />
altýn plaðýný alýr.<br />
KENDÝ BESTELERÝ<br />
GELÝYOR<br />
Bu baþarýnýn ardýndan fazla ara<br />
vermeden bir 45’lik daha yapar<br />
Kýzýlok. Ancak bu kez kendisine<br />
ait bir þarkýyla ortaya çýkar: “Söyle<br />
Sazým”. Plak kapaðýnda, “Türk<br />
geleneklerine uygun 17 perdeli ‘Hüseyni’<br />
düzende üç deðiþik sazýn batý anlayýþýnda ve<br />
çoksesli olarak kullanýldýðý” bir þarký olarak<br />
tanýmlanýr bu.<br />
Plaðýn arka yüzünde Kýzýlok’un Karacaoðlan’dan<br />
bestelediði “Güzel Ne Güzel<br />
Olmuþsun” vardýr. Her iki þarkýda da kendisine<br />
Nedim <strong>Dem</strong>irelli eþlik eder. Plak,<br />
listelerde de kendisini gösterir ve haftalarca<br />
1 numarada kalmýþ olan Barýþ Manço’nun<br />
“Daðlar Daðlar”ýný devirerek liste baþý olur.<br />
1970 yýlýný bu iki plakla kapatýr Fikret<br />
Kýzýlok. Bu plaklar yýl sonunda Hey dergisi<br />
tarafýndan düzenlenen ‘Yýlýn Müzik Oskarlarý’<br />
anketinde görülmemiþ bir baþarýya imza<br />
atar: “Söyle Sazým”, Yumma Gözün Kör<br />
Gibi” ve “Güzel Ne Güzel Olmuþsun”,<br />
Barýþ Manço’nun “Daðlar Daðlar”ýnýn<br />
ardýndan sýrasýyla ikinci, üçüncü ve dördüncü<br />
olur. Fikret Kýzýlok da ayný ankette<br />
‘Yýlýn Erkek Þarkýcýsý’ seçilir.<br />
1970 yýlýnýn getirdiði baþarýlarýn ardýndan<br />
bir süre plak yapmayan sanatçý<br />
Çiðdem adlý genç bir þarkýcýnýn “Daðlar<br />
Aðlar Aðlar Pir Sultan Deyi / Nenni,<br />
Nenni” adlý plaðýnýn düzenlemelerine<br />
imza atar. Bu arada bir Anadolu turnesine<br />
çýkar. Turne sýrasýnda Siverek yolunda<br />
donma tehlikesi geçirir; bir kamyon þoförü<br />
tarafýndan kurtarýlýr. Bu olayýn ardýndan bir<br />
plak yapar ve “Emmo” adlý bestesini bu<br />
kamyon þoförüne ithaf eder. Plaðýn arka<br />
yüzünde Ahmed Arif in þiiri üzerine bestelediði<br />
“Vurulmuþum” adlý þarký vardýr. Kýzýlok,<br />
1972’de bu þarkýyla Bulgaristan’da yapýlan<br />
Altýn Orfe festivaline katýlýr.<br />
LEYLÝM LEYLÝM<br />
Sanatçý, bu plaðýyla þirketini de deðiþtirmiþ<br />
ve Sayan Plak’tan Grafson’a geçmiþtir.<br />
1973’te bu þirket etiketiyle bir dizi plak<br />
yayýnlar. Bu plaklarda yer alan þarkýlar,<br />
Kýzýlok’un yazdýðý “Bir Ali Var” adlý oyunun<br />
bölümleridir: “Gün Ola Devran Döne”,<br />
“Anadolu’yum”, “Leylim Leylim (Kara<br />
Tren)”, “Köroðlu Daðlarý”, “Tutamadým<br />
Ellerini” ve “Gözlerinden Bellidir”. Yazýlan,<br />
ancak bugüne dek sahnelenmeyen bu<br />
oyunun þarkýlarý baþka sanatçýlar tarafýndan<br />
da seslendirilir: “Kime Sormalý”yý Dönüþüm<br />
eþliðinde Tansu, “Duyar mýsýn”ý ise o<br />
dönemde ününün doruðunda olan Timur<br />
Selçuk yorumlar. Bu arada “Köroðlu Daðlarý”<br />
þarkýsýnýn baþýnda kullandýðý gitar, Kýzýlok<br />
müziðinde bir yeniliktir.<br />
USTANIN ÖLÜMÜ<br />
Aþýk Veysel’in ölümü üzerine kendini<br />
tümüyle diþ hekimliðine veren Kýzýlok<br />
1975’te Tehlikeli Madde adýný taþýyan yeni<br />
grubuyla uzunca bir Anadolu turnesine<br />
çýkana kadar ortalýkta gözükmez. Turnenin<br />
ardýndan Ýstanbul’da seri konserler verir.<br />
Zafer Dilek Orkestrasý elemanlarýndan<br />
Ataman Hakman ve Sahir Kayahan, bir<br />
ara Moðollar’ýn klavyeciliðini üstlenmiþ olan<br />
Turhan Yükseler, daha önce amatör çalýþmalar<br />
yapmýþ olan Siret Yurtsever ile Eser<br />
Sayýner, Tehlikeli Madde’nin elemanlarýdýr.<br />
Tehlikeli Madde ile folk motiflerinin rock<br />
ile harmanlandýðý þarkýlar yapar. Giderek<br />
folk motiflerinin yerini daha alaturka sesler<br />
alýr. “Haberin Var mý / Kör Pencere - Ay<br />
Battý”, bu dönemin en önemli plaðý olarak<br />
dikkat çeker. Ahmed Arifin “Sevdan Beni”<br />
ve “Ýçerde” adýný taþýyan iki þiirinin Kýzýlokça<br />
yorumudur bu þarkýlar. “Kör Pencere”ye<br />
baðlý olarak plaða atýnan “Ay Battý” ise,<br />
popüler müziðimizin enstrümantal þarkýlarý<br />
arasýnda özel bir yere sahiptir. Bu plaktan<br />
sonra yapýlan “Anadolu’yum 75”, daha önce<br />
yayýnlanan ayný adlý þarkýya bir göndermedir.<br />
Hatta plak ayný kapak içinde piyasaya<br />
sürülür. Ancak pek iyi eleþtiriler almaz. Hey<br />
dergisinde yayýnlanan bir yazýda þöyle denilir:<br />
“...samimi düþüncemiz, artýk sanatçýnýn<br />
Albümleri<br />
Not Defterimden (1977)<br />
Zaman Zaman (1983)<br />
Yana Yana (1988)<br />
Olmuyo Olmuyo (1990)<br />
68’ler (1992)<br />
Seçme Eserler - 68’ler 2 (1993)<br />
Yadigar (1995)<br />
Mustafa Kemal-Devrimcinin Güncesi (1998)<br />
Gün Ola Devran Döne (1999)<br />
stilini deðiþtirmesi gerektiði merkezinde.”<br />
Plaðýn arka yüzünde Mahzuni Þerif’in<br />
bir türküsünü yorumlar Kýzýlok: “Daraðacý”.<br />
Ayný türküyü ayný günlerde Edip Akbayram<br />
ve Dostlar da plak yapmak istemektedir.<br />
Ancak, Kýzýlok’un daha erken davranmasý<br />
yüzünden bu kararlarýný deðiþtirirler.<br />
NAZIM HÝKMET OLUNCA...<br />
Son 45’liði ise Mart 1976’da yayýnlanýr.<br />
Mahzuni Þerif’ten “Biz Yanarýz” ve vazgeçemediði<br />
Veysel’den “Sen Bir Ceylan Olsan”<br />
adlý türküleri yorumlar sanatçý bu plaðýnda.<br />
Plak yine eleþtirilir. “Fikret Kýzýlok’un kendini<br />
yenileyeceði günleri bekliyoruz” gibi ifadeler<br />
kullanýlýr bu eleþtirilerde. Kýzýlok, bütün<br />
bunlar üzerine ortadan kaybolur. Bir yýl<br />
sonra, 1977 ortalarýnda, 1971-’72 yýllarýnda<br />
yaptýðý ancak o güne dek yayýnlamadýðý<br />
kimi kayýtlarý bir albüm olarak piyasaya<br />
sürer. “Not Defterimden” adýný taþýyan bu<br />
albümde Kýzýlok’un deneysel çalýþmalarý<br />
vardýr: Atonal bir altyapý üzerine Nazým<br />
Hikmet þiirini koyar ve kendi deyimiyle “þarkýcýlýðý<br />
deðil, müzisyenliði” dener.<br />
Ancak dönemin ‘nazik’ siyasi ortamýnda<br />
bu çalýþma fazla ortalarda gözükemez.<br />
Nazým Hikmet adýnýn da etkisiyle çýktýktan<br />
kýsa bir süre sonra toplatýlýr. Yeniden<br />
yayýnlanmasý ise 1993’ü bulur. Bu arada<br />
Varþova’da bu albümüyle iki ödül alýr. Ancak,<br />
plaðýn toplatýlmasý onu etkiler ve Fikret<br />
Kýzýlok, müziði býraktýðýný açýklar. O güne<br />
dek 13 altýn plak ve çeþitli ödüller alan<br />
sanatçý, bundan sonra derin bir sessizliðe<br />
gömülür. Buna gerekçe olarak da “hazýrladýðý<br />
yapýtlarýn ticari olmadýðý gerekçesiyle plakevleri<br />
tarafýndan geri çevrilmesini” gösterir<br />
ve bir daha profesyonel olarak müzik hayatýna<br />
dönmeyeceðini bildirir.
Sayý: 7 26 Ekim 2001<br />
Efsaneler<br />
ancak bir türlü<br />
yerinden doðrulamamýþ.<br />
Etrafýna toplanan<br />
insanlarýn<br />
ise Babatepe veya Kartaltepe adý<br />
verilmektedir.<br />
Kültürümüzün en renkli kaynaklarýndan<br />
olan efsanelerimiz<br />
yardýmýna raðmen unutulmamak için çoðu zaman<br />
Halk anlatmalarý arasýnda<br />
inandýrýcýlýklarý,<br />
belirli birþahýs ve<br />
gelen bir yabancýnýn iyi muamele<br />
görmemesi üzerine balý<br />
keser, yani hatýr, gönül tanýmaz<br />
asker bir türlü yerinden<br />
kalkamamýþ. Sonunda<br />
halktan birisi:<br />
bir maddi ize veya mekana<br />
baðlanýr. Sarýkýz efsaneleri de<br />
böyledir. Kaz daðlarýnýn zirve-<br />
mekâna baðlý oluþlarý gibi öze- adýný verdiði þeklindedir. Buna<br />
“Karpuzun kabusindeki Sarýkýz Tepesi ve bu<br />
llikleriyle efsaneler önemli bir göre bal, Arapça’da hatýr, gönül<br />
klarýný temizle!” tepenin üzerindeki kabir, Sarýkýz<br />
yer iþgal ederler. Farsça “Fesane” anlamýný taþýmaktadýr.<br />
demiþ. Ancak temizlik efsanelerinin günümüze kadar<br />
kelimesinden gelen efsane kav- Bunlarýn dýþýnda bölgede bir<br />
yapýldýktan sonra ulaþan izleridir. Þimdi anlataramý,<br />
pek çok bilimsel eserde süre hakim olan Ýran hükümdarý<br />
asker kalkabilmiþ. Bu caðýmýz efsane ise farklý bir Sarýkýz<br />
tanýmlandýðý gibi kýsa, nesir ve Balý Kisra veya civardaki Yýlanlý<br />
olaydan sonra burada efsanesi olarak dikkati çekmek-<br />
inandýrýcý anlatmalardýr. Dinî Dað’ýn eski adý olan Balcea ya da<br />
Hasan Baba’nýn kabri tedir. Ancak baðlý bulunduðu iz<br />
þahýslar, olaylar ve yerlerle ilgili Pelecas’ýn Balýkesir adýnýn ilk þekli<br />
olduðu anlaþýlmýþ. yine aynýdýr.<br />
olarak anlatýlanlara “Menkabe” olduðu ileri sürülmektedir. Fakat<br />
Ondan sonra buraya Delikanlýnýn biri güzeller<br />
dendiði de bilinmektedir. Ayrýca bunlar uzak ihtimaller olarak<br />
yerden bir iki metre güzeli bir kýza aþýk olmuþ. Kýz,<br />
canlý ve cansýz bazý varlýklarýn deðerlendirilmektedir.<br />
yükseklikte, beyaz evlenme þartý olarak, delikanlý-<br />
teþekkülünü izah eden, yer Bütün bu rivayetler içinde en<br />
sývalý, üst tarafý yeþil dan gücünü ispatlamasýný istemiþ.<br />
adlarýna açýklama getiren, taþ kes- mantýklý olan, buraya yerleþen<br />
renkli sanduka þekilli Bu þarta göre delikanlý sýrtýna<br />
ilmeleri konu alan çeþitli efsane- Türk oymaklarýnýn Orta Asya<br />
bir kabir yapýlmýþ. yüklenen tuz çuvallarýný taþýmak<br />
ler de halk arasýnda heyecanla hatýralarýný canlý tutmak için<br />
zorundadýr. Delikanlýnýn sýrtýna<br />
anlatýlmaktadýr.<br />
Ülkemizde efsanelerle ilgili<br />
olarak bilimsel ve metin neþri<br />
olmak üzere pek çok eser<br />
yayýmlanmýþtýr. Mehmet Önder,<br />
Mustafa Necati 5epetçioðlu, Saim<br />
Sakaoðlu, Ali Berat Alptekin gibi<br />
pek çok araþtýrýcý efsanelerle ilgili<br />
eserler vermiþtir.<br />
Balýkesir’imizin efsaneleri ise<br />
ya halkýmýzýn hafýzasýnda unutulmaya<br />
yüz tutmuþ, ya da bir<br />
zamanlar çýkmýþ olan Kaynak gibi<br />
dergi ve gazetelerin tozlu sayfalarýnda<br />
kalmýþtýr. Bunlardan birkaçýný<br />
örneklemek en azýndan bir<br />
kadirbilirlik olacaktýr.<br />
1) Balýkesir<br />
Tarihçilere göre Balýkesir adý,<br />
Bizans imparatoru Hadrianus’un<br />
av partilerinde kullanmak için<br />
yaptýrdýðý Paleo Kastro (Eski<br />
Hisar) sözcüðünden kaynaklanmaktadýr.<br />
Tarihî bir gerçekliði de<br />
bulunan bu ad, daha sonra halk<br />
etimolojisi sayesinde deðiþik rivayet<br />
ve yorumlara da konu teþkil<br />
etmiþtir. Biz bu rivayetlerden birkaçýný<br />
kýsaca anlatmak istiyoruz.<br />
Balýkesir adý daha çok bal,<br />
balýk, kesir ve hisar kelimeleri<br />
üzerinde yapýlan oynamalarla<br />
izah edilmektedir. Bir rivayete<br />
göre Balýkesir’in adý eskiden Balýk<br />
Hisar þeklindeymiþ. Buradaki<br />
balýk sözü Eski Türkçe’de þehir,<br />
kale veya saray anlamý taþýmaktaymýþ.<br />
Kale Þehri anlamýný veren<br />
bu rivayete göre bu ad, XI. yüzyýldan<br />
sonra kullanýlmaz olmuþtur.<br />
Gerçekten de Orta Asya’da Beþbalýk<br />
gibi bazý Uygur devrine ait<br />
yer isimlerinde balýk kelimesinin<br />
þehir anlamýnda kullanýldýðý dikkati<br />
çekmektedir.<br />
Diðer bir rivayete göre ise<br />
Balýkesir adý, balý kesir, yani balý<br />
çok, bol anlamýndaki söz grubundan<br />
gelmektedir. Buna göre<br />
Balýkesir’in balýnýn bol ve lezzetli<br />
oluþu bu adý almasýna sebep<br />
olmuþtur.<br />
Baþka bir rivayet ise Balýkesir’in<br />
ilk kurulduðu yýllarda buraya<br />
koymuþ olabilecekleri Balýk Hisar<br />
adýdýr.<br />
Ýlimizin Balýkesir dýþýnda<br />
tarihte daha çok anýlan bir adý<br />
daha vardýr. Bu ad yörede bir<br />
süre hakim olan Karesioðullarý<br />
Beyliði’nin kurucusu Karasi Bey’den<br />
kaynaklanan Karesi adýdýr.<br />
Ýlimiz gerek beylik, gerekse Osmanlý<br />
sancaklýðý döneminde daha<br />
çok bu adla anýlmýþtýr. Bir rivayete<br />
göre de Karesi beyinin oturduðu<br />
kaleye Beylik Hisar adý verildiði<br />
için bu ad deðiþerek bugünkü<br />
Balýkesir þeklini almýþ olduðu söylenir.<br />
2) Hasan Baba<br />
Anadolu’da öyle yatýrlar<br />
vardýr ki, etrafýndaki her þey<br />
deðiþse de o yatýr bulunduðu<br />
yerde kalýr; hiç kimse ona dokunamaz.<br />
Ýþte Hasan Baba da böyledir.<br />
Önceleri Ekin Pazarý’nda,<br />
daha sonra Hasan Baba Çarþýsý<br />
adý verilen arastada ve son olarak<br />
da ayný yerde inþa edilen modern<br />
iþhanýndaki yerini korumuþ,<br />
bugüne kadar yeri deðiþtirilmemiþtir.<br />
Kabri hakkýnda pek çok<br />
efsane anlatýlan bu Hasan Baba<br />
kimdir?<br />
M.Yasa ile H.Korkut, Þakayýk-ý<br />
Numaniye’den naklen Hasan<br />
Baba hakkýnda bilgi verirlerken,<br />
þu hususlarý aktarýrlar:<br />
“Bursa’da medfun Emir Buhari<br />
hazretleriyle münasebet<br />
tesis etmiþtir. Emir Sultan vefat<br />
edeceði zaman yanýndaki muhipleri<br />
irþat için makamlarýna birini<br />
tavsiye veya tayin etmesini söylediler.<br />
Bunun üzerine Emir Sultan<br />
Hazretleri buyururlar:<br />
“Öldüðüm zaman sýrra vakýf<br />
olan filan kimseyi bulursunuz. Ýþte<br />
ancak o zatýn vereceði cevaba<br />
baðlýdýr. Bunun üzerine Sultan’ýn<br />
tarif ettiði þahsý bulup, arzularýný<br />
söylerler, kabul etmesi için ricada<br />
bulunurlar: Ýlk defa bunu reddeden<br />
Hasan Baba, Emir Sultan’ýn<br />
vasiyetini söylediklerinde kabul<br />
eder ve sýrra vakýf olduðunu<br />
göstermek için ve diðerlerinin<br />
arzusu ile þöyle buyururlar:<br />
Onlara “semaya bakýnýz,”<br />
buyurdular. OI taife dahi çeþm-i<br />
zahir ile savb u semaya nazar<br />
idüp dide-yi batýnla arþ-ý muallaya<br />
teveccüh eylediklerinde Emir<br />
Sultan ile hocasý Hasan’ý bir yerde<br />
cülus eylemiþ gördüler. Bu vaka<br />
üzerine Hasan Baba’nýn halifeliðe<br />
layýk birisi olduðu anlaþýlýr”<br />
Büyük veli Emir Sultan’ýn halifesi<br />
olduðunu böylece öðrendiðimiz<br />
Hasan Baba’nýn fevkalade<br />
dindar ve alim birisi olduðunu<br />
söylemeye bilmem gerek var<br />
mýdýr? O, þimdi kabrinin bulunduðu<br />
ve o zamanlar Arap<br />
Haný’nýn bir odasý olan yerde<br />
yaþadýðý için “Öldüðüm zaman<br />
beni buraya gömersiniz” diye<br />
vasiyet etmiþ, öldükten sonra<br />
da bu vasiyeti yerine getirilmiþ.<br />
Hasan Baba’nýn halife olmadan<br />
önce Zaðnos Paþa Camii’nin<br />
helalarýný temizlediði de söylenmektedir.<br />
Münzevi bir hayat sürmesine<br />
raðmen son derece alim<br />
bir zat olduðu, ilimizde Ayak<br />
Dedesi adýyla bilinen yatýrýn sahibi<br />
Þeyh Semseddin Efendi’nin<br />
müridi olduðu da bilinmektedir.<br />
—Bu tarihi bilgilerin yaný sýra<br />
Hasan Baba hakkýnda pek çok<br />
efsane ve inanýþ da vardýr. Bunlardan<br />
en önemlisi kabrinin yerinin<br />
deðiþtirilemeyiþi hakkýnda anlatýlanlardýr.<br />
1932 yýlýnda Hasan<br />
Baba’nýn kabrinin bulunduðu yer<br />
bir mezarlýkmýþ. Belediye buraya<br />
bir hal yaptýrmak istemiþ. Fakat<br />
yatýra kimse el sürememiþtir.<br />
Hatta belediye bir ameleye<br />
mezarý kaldýrmasý için talimat<br />
vermiþ. Fakat amele mezarýn<br />
baþýna geldiði vakit, her tarafýný<br />
bir titreme alýp, kazayý kabre<br />
vuramamýþ. Gece ise Hasan<br />
Baba, amelenin rüyasýna girmiþ.<br />
Bizim son yýllarda derlediðimiz<br />
bir efsaneye göre ise Hasan<br />
Baba’nýn kabrinin yeri belirsizmiþ.<br />
Bir asker bir gün yemek<br />
için karpuz ile peynir alýp bir<br />
aðacýn dibine oturmuþ. Yemeðini<br />
yedikten sonra kalkmak istemiþ,<br />
3) Sarýkýz<br />
Marmara ve Ege bölgelerini<br />
birbirinden ayýran ve genç daðlar<br />
grubuna giren Kazdaðlarý’nýn en<br />
yüksek tepesine Sarýkýz Tepesi<br />
adý verilmektedir. Bu tepenin adý<br />
hakkýnda pek çok efsane<br />
anlatýlmaktadýr.<br />
Çok eski zamanlarda Güre<br />
köyünde çok güzel bir kýz varmýþ.<br />
Bu kýzý köyün bütün gençleri<br />
sever ve evlenmek isterlermiþ.<br />
Adý Sarýkýz olan bu güzel kýzýn<br />
babasý ise bin bir zahmetle büyüttüðü<br />
kýzýný, talip olan gençlerin hiç<br />
birine vermezmiþ. Bunun üzerine<br />
gençler Sarýkýz’a iftira etmiþler.<br />
Köylüler de Sarýkýz’ýn babasýna<br />
giderek:<br />
“Kýzýn kötü yola saptý. Ya kýzýný<br />
öldürürsün ya da buralardan<br />
çekip gidersin” demiþler.<br />
Düþünüp taþýnan baba, kýzýný<br />
öldürmeye kýyamaz; ancak<br />
köylülerin yüzüne bakabilmek<br />
için Sarýkýz’ý gözden uzak tutmak<br />
gerektiðini düþünür.<br />
Kýzýný yanýna alan baba,<br />
Kazdaðý’nýn zirvesine çýkar ve<br />
güttükleri kazlarla birlikte kýzýný<br />
býrakýp geri döner. “Kurt kuþ<br />
yerse de gözüm görmesin,<br />
yaþarsa da herkesten gizli<br />
yaþasýn” demiþ.<br />
Kazdaðý’nda kalan Sarýkýz ölmemiþ<br />
ve kazlarýný gütmeye<br />
devam etmiþ. Hatta yolunu, izini<br />
kaybedenlere yardýmcý olmuþ. Bu<br />
durum kýsa zamanda babasýnýn<br />
kulaðýna gitmiþ.<br />
Kýzýnýn ölmediðini öðrenen<br />
baba, Kazdaðý’na kýzýnýn yanýna<br />
çýkmýþ. Daðda kaz çobanlýðý<br />
yapan Sarýkýz, babasýný görünce<br />
sevinmiþ, ona yemek ikram<br />
etmiþ. Yemek sýrasýnda babasý<br />
kýzýndan su istemiþ. Sarýkýz elini<br />
uzatarak kilometrelerce aþaðýdaki<br />
Güre çayýndan su alarak<br />
babasýna vermiþ. Babasý kýzýnýn<br />
ermiþ olduðunu görünce pek<br />
sevinmiþ.<br />
Sarýkýz’ýn öldüðü ve bugün<br />
kabrinin bulunduðu yere Sarýkýz<br />
Tepesi, babasýnýn öldüðü yere<br />
tuz çuvallarý yüklenmiþ. Yamaçtan<br />
týrmanýrken çuvallar dengesini<br />
kaybetmiþ ve delikanlý<br />
yuvarlanarak göle düþmüþ. Tuzlar<br />
ýslandýkça çuvallar aðýrlaþmýþ ve<br />
delikanlýyý suyun derinliklerine<br />
çekmiþ. Köy halkýbu acýya sebebiyet<br />
verdiði için kýza öfkelenmiþler.<br />
Ona yumurtalar atmýþlar.<br />
Sarý Kýz adý da buradan kalmýþ.<br />
Öfkeleri yatýþmayan köylüler<br />
babasýna giderek kýzýný þikayet<br />
etmiþler ve onu yok etmesini<br />
istemiþler. Babasý yumurtalara<br />
bulanmýþ kýzýný alýp tepeye<br />
çýkmýþ. Kýzýný öldürmeden önce<br />
abdest alýp namaz kýlmak isteyen<br />
baba kýzýndan su bulmasýný istemiþ.<br />
Kýz delikanlýnýn boðulduðu<br />
gölün suyundan getirmiþ. Su tuzlu<br />
olduðu için babasý yeniden tatlý<br />
su bulup getirmesini istemiþ.<br />
Bunun üzerine kýz ayaðýný yere<br />
vurmuþ, o anda yerden bir<br />
kaynak suyu fýþkýrmaya baþlamýþ.<br />
Durumu gören babasý kýzýnýn<br />
ermiþ olduðunu anlamýþ ve onu<br />
öldürmekten vazgeçmiþ. Kimsenin<br />
zararý dokunmasýn diye de<br />
suyun etrafýný taþ duvarla çevirmiþ.<br />
Kaz daðlarýnýn zirvesindeki bu<br />
kaynak, bugün hala yörede þifalý<br />
olarak bilinmektedir. Ayrýca hem<br />
Sarýkýz’ýn, hem de babasýnýn<br />
öldükleri yerler kutsal sayýlmaktadýr.<br />
Babasýnýn öldüðü ve bugün<br />
kabrinin bulunduðu kabul edilen<br />
yere Kartaltepe veya Babatepe;<br />
Sarýkýz’ýn kabrinin olduðu tepeye<br />
ise Sarýkýz Tepesi adý verilmektedir.<br />
Bu tepelerin ermiþ bir kýz ile<br />
babasýna izafe edilmesi ise elbetteki<br />
eski Türk inanýþlarýndaki dað<br />
kültünün bir yansýmasýdýr.<br />
Kazdaðý’nýn zirvesinde bulunan<br />
Sarýkýz’ýn kabri bugün de<br />
yöre halký tarafýndan ziyaret edilmektedir.<br />
Her yýl 14-16 Temmuz<br />
tarihleri arasýnda Akçay’da yapýlan<br />
Zeytin Festivali’nde Sarý-kýz<br />
da temsil edilmektedir. Ayrýca<br />
Sarýkýz’ýn kabri baþýnda herkesin<br />
dileðini yazabildiði büyük bir dilek<br />
defteri bulunmaktadýr.
Sayý: 7 27 Ekim 2001<br />
ÝKÝ KURBAÐA<br />
Bir varmýþ, bir yokmuþ.<br />
Bir zamanlar iki kurbaða<br />
yaþarmoþ Japonya’da.<br />
Bir tanesinin evi Osaka adýndaki<br />
bir þehirde, denize yakýn bir ark<br />
kenarýndaymýþ. Diðerinin evi<br />
Kioto adýndaki þehrin içinden<br />
geçen, pýrýl pýrýl, tertemiz bir<br />
derenin<br />
kenarýndaymýþ.<br />
Günlerden<br />
birgün ,birbirlerini<br />
hiç tanýmayan<br />
bu iki<br />
kurbaða, tesadufen<br />
ayný anda<br />
ayný þeyi düþünmüþler.<br />
„Gezmeye çýkýp yeni yerler<br />
görmeliyim“<br />
Kioto’da oturan kurbaða<br />
Osaka’ya gitmek istemiþ.<br />
Osaka’da oturan kurbaða ,<br />
Mikado’nun evinin olduðu þehir<br />
olan, Kioto’ya gitmek istemiþ.<br />
Güzel bir bahar sabahý biri<br />
Kioto’dan Osaka’ya, diðeri<br />
Osaka’dan Kioto’ya gitmek üzere<br />
yola çýkmýþlar. Iki<br />
þehrin tam ortasýnda<br />
yükselen bir dað<br />
varmýþ. Bir þehirden<br />
diðerine gidebilmek<br />
için bu daðý aþmalarý<br />
gerekiyormuþ. Uzun<br />
ve yorucu bir yolculuktan<br />
sonra daða ulaþan kurbaðalar,<br />
büyük bir sabýr ve umutla<br />
týrmanýp daðýn tepesine ulaþmýþlar.<br />
Tepede birbirlerini görünce þaþýrmýþlar<br />
önce. Hiç konuþmadan bir<br />
süre bakýþmýþlar. Sonra tanýþýp birbirlerine<br />
hikayelerini anlatmýþlar.<br />
Yolculuða çýkma nedenlerinin ayný<br />
olduðunu öðrenmek ikisinide çok<br />
mutlu etmiþ. Her ikiside „acelemiz<br />
yok nasýlsa, biraz dinlenelim“<br />
diyerek nemli, serin bir köþeye<br />
uzanmýþlar.<br />
Osaka’li kurbaða;<br />
„Keþke biraz uzun olsaydýk.<br />
Gidecegimiz þehre buradan bakýp,<br />
gitmeye deðermi anlayabilirdik“<br />
demiþ.<br />
„Aaaaa, benim bir fikrim var“<br />
demis Kioto’lu kurbaða.<br />
„Birimiz diðerinin omuzuna<br />
çýkar, gitmek istedigimiz þehre<br />
doðru döneriz, sonra her ikimizde<br />
ayaklarýmýzýn ucunda iyice dikleþiriz.“<br />
diye devam<br />
etmiþ.<br />
Bu fikir Osaka’lý<br />
kurbaðanýn öyle<br />
hoþuna gitmiþ ki<br />
hemen denemek<br />
istemiþ. Yüzünü<br />
Kioto’ ya doðru<br />
dönüp arkadaþýnýn<br />
omuzlarýna çýkmýþ. Her ikiside,<br />
düþmemek için bir yandan birbirlerine<br />
iyice tutunurken diðer<br />
yandan mümkün olduðu kadar dik<br />
durmuþlar. Kioto’lu kurbaða da<br />
yüzünü Osaka’ya çevirip çýkmýþ<br />
arkadaþýnýn omuzuna.<br />
Ancak, zavallý kurbaðalar ,<br />
ayaklarýnýn üzerinde dik durduklarý<br />
zaman gözlerinin arkada kaldýðýný<br />
düþünmeyecek<br />
kadar budalaca davranmýþlar.<br />
„Olamaz..!!!!...Kioto<br />
Osaka’nýn aynýsý. Hiç<br />
farklarý yok. Ayný<br />
yeri görmek için bu<br />
kadar uzun yolculuða<br />
deðmez. Ben eve dönüyorum“<br />
demiþ Osakalý kurbaða<br />
arkadaþýnýn omuzundan inerken.<br />
„Eðer Osaka’nýn Kioto ile ayný<br />
olduðunu bilseydim bu kadar uzun<br />
yola hayatta çýkmazdým“ demiþ<br />
Kioto’lu kurbaða arkadaþýnýn<br />
omuzundan inerken.<br />
Birbirlerine iyi yolculuklar<br />
dileyerek her ikiside geldikleri<br />
yöne doðru koyulmuþlar yola.<br />
Gerçekte çok farklý olan iki<br />
þehrin birbirinin aynýsý olduðuna<br />
inanmýþlar yaþamlarý boyunca.<br />
Güzel Sözler:<br />
Aptallar, eski olaylarý hatýrlamayý, bir bilim sayarlar. (Planché)<br />
Az bildiðiðmiz bir þeyden kuþkulanmalýyýz. Ama biligyle birlikte kuþku da<br />
artar. (Goethe)<br />
Bir yargýç: iyi niyetli dinlemeli, akýllýca karþýlýk vermeli, saðlýklý düþünmeli,<br />
tarafsýzca karar vermelidir. (Sokrates)<br />
Çok yazmak, çabuk yazmak hiç de önemli deðildir. Dünya, “nasýl” yazdýðýnýza<br />
deðil, “ne” yazdýðýnýza bakar. (G. Henry Lewes)<br />
Öte dünyada, yazarlar için cehenem yoktur. Onlar zaten bu dünyada eleþtirmecilerle<br />
editörlerden çekecekleri kadarýný çekiyorlar. (Bovee)<br />
Evinde hayvan beslemek<br />
isteyenler, bu yazýyý<br />
dikkatle okumalý…<br />
Çoðumuz<br />
evimizde<br />
bize<br />
arkadaþ olacak bir<br />
hayvaný beslemek<br />
isteriz.<br />
Hatta sokakta<br />
gördüðü küçük bir<br />
kediyi eve getirmek<br />
isteyip de,<br />
annesinin itirazlarý<br />
karþýsýnda<br />
üzülüp aðlamayan<br />
çocuk yok gibidir.<br />
Evet, canyoldaþý<br />
bir hayvaný eve alýp,<br />
onu büyütmek, onu sevmek, korumak,<br />
onunla dost olmak gerçekten<br />
çok güzel; peki ya o hayvanýn<br />
sorumluluðu?<br />
Evdeki bu sevgili dostumuzun<br />
zaman içinde bir<br />
problem haline gelmemesi<br />
için tüm koþullarýn önceden<br />
saðlanmasý gerekir.<br />
Herhangi bir hayvaný eve<br />
getirmeden ya da satýn<br />
almadan önce, evde ona<br />
bakacaðýmýz alan gözden<br />
geçirilmelidir.<br />
Kedi ya da Terier, Poudle<br />
veya Pekinges Sipaniel cinsi<br />
küçük köpekler ev içinde<br />
bakýlabilir. Ama Kangal,<br />
Doberman cinsi köpekler için mutlaka<br />
bahçeye ihtiyaç vardýr. Bu cins bir<br />
köpeði evde<br />
barýndýrmaya<br />
çalýþmak, o hayvana<br />
eziyet<br />
etmekten baþka<br />
bir þey deðildir.<br />
Almak istediðimiz<br />
hayvanýn<br />
orjinal olmasý,<br />
secereli olmasý<br />
çok da önemli<br />
deðildir, tabii eðer koruyuculuk gibi bir<br />
beklentimiz varsa, o baþka; o zaman<br />
Malzeme ve<br />
aletler:<br />
1. Eski<br />
gazete veya kullanýlmýþ<br />
kaðýtlar<br />
2. Su<br />
3. Büyük bir kova<br />
4. 2 Kasnak<br />
5. Tülbent<br />
5. Mutfak robotu veya mikser<br />
6. 1 veya 2 kap<br />
Gazeteleri küçük parçalara bölün.<br />
Suyu kovaya doldurun.<br />
Gazete parçalarýný suya atýp, 48 saat<br />
uygun bir cins düþünülmelidir.<br />
Bunun dýþýnda besleyeceðimiz<br />
hayvanla<br />
kuracaðýmýz sevgi baðýnýn<br />
hayvanýn cinsi ile hiçbir ilgisi<br />
olamaz. Aslýnda en doðru<br />
seçim, ihtiyacý olan hayvana<br />
bakmaktýr.<br />
Hayvanýn huyunu anlamak<br />
ve onu istediðimiz<br />
þekilde eðitmek açýsýndan<br />
hayvaný küçükken almak<br />
daha doðrudur. En iyisi 8<br />
hafta anne sütü emdikten<br />
sonra almaktýr. Özellikle ilk<br />
zamanlarda ona bolca<br />
zaman ayýrmak gerekir. Ýyi bir eðitim<br />
vermek için ise en<br />
azýndan 6 ay<br />
boyunca onunla<br />
hep ayný insan<br />
ilgilenmelidir. Eðitimini<br />
tamamladýktan<br />
sonra daha fazla<br />
yalnýz kalacaktýr.<br />
Hayvanýn beslenmesi,<br />
aþýlarýnýn<br />
eksiksiz yapýlmasý,<br />
zamaný geldiðinde<br />
çiftleþmesi hep dikkatle<br />
ele alýnmasý<br />
gereken konulardýr.<br />
Hayvanýn bakýmý<br />
bebek bakýmý kadar<br />
zordur. Hatta belki ondan daha zor.<br />
Bir bebekle lokantaya gidebiliriz, ama<br />
bir köpekle bu<br />
imkansýzdýr. Seyahata<br />
çýkacaðýmýz<br />
zaman hayvanýmýza<br />
bizim kadar iyi<br />
bakacak birini<br />
bulmak ise en zoru.<br />
Tüm bunlar<br />
düþünülüp evde<br />
hayvan beslemeye<br />
öyle karar verilmeli.<br />
Koþullar saðlandýðýnda ise bu güzel dostluðun<br />
yerine hiçbir þey geçemez.<br />
Boþ zamanlarýnýzý deðerlendirin,<br />
eski gazetelerden kaðýt yapýn.<br />
suyun içinde bekletin.<br />
Sonra kovayý kaplara boþaltýp, mikserleyin<br />
ve kaplarý tekrar kovaya boþaltýn.<br />
Tülbent gerdiðiniz kasnaðýnýzý alýp<br />
kovaya sokup çýkarýn<br />
ve kasnaðýnýzý alýp 48 saat güneþte<br />
kurutun.<br />
Kaðýdýnýzý kasnaktan yýrtmadan<br />
çýkarýn ve iþte kaðýdýnýz hazýr.
Sayý: 7 28 Ekim 2001
Sayý: 7 29 Ekim 2001<br />
Titanic yýldýzý boþanýyor<br />
Evliliði tam 33 ay sürdü!<br />
Kate Winslet’in<br />
sözcüsü Robert<br />
Garlock’ un yaptýðý<br />
açýklamaya göre,<br />
genç çift dostça<br />
ayrýlýyor. Geçen yýl<br />
dünyaya gelen<br />
bebekleri Mia’ nýn<br />
buna raðmen her<br />
ikisi için en önemli<br />
yeri iþgal etmeye<br />
devam edeceði bildirildi.<br />
Yapýlan açýklamada boþanma<br />
gerekçeleri belirtilmedi.<br />
Threapleton’ i evden attý<br />
Ancak Winslet ve Threapleton<br />
yakýnlarýnýn basýna verdikleri bilgilere<br />
göre, genç çift aylardan beri sürekli<br />
tartýþýyormuþ. Son olarak Winslet’<br />
in eþini evden dýþarý attýðý kaydediliyor.<br />
Altý haftadan beri yalnýz bebeðiyle<br />
yaþayan yýldýzýn yaptýðý açýklamaya<br />
göre, eþiyle görüþmeye<br />
devam ettiðini ve Mia’<br />
nýn her zaman ki gibi<br />
mutlu bir çocuk olmaya<br />
devam edeceði<br />
yönünde.<br />
Mia beraberliði<br />
pekiþtirdi<br />
Winslet daha kýsa<br />
süre önce bir dergiyle<br />
yaptýðý mülakatta,<br />
bebekleri Mia’ nýn doðumunun evlilik<br />
baðlarýný daha da güçlendirdiðini<br />
belirtmiþti. Ünlü yýldýz Londra’ ya<br />
yakýn Reading’ de bir kiliside 1998<br />
yýlýnda sade bir evlilik töreniyle dünya<br />
evine girmiþti. Kýzlarý Mia geçtiðimiz<br />
yýl Ekim ayýnda dünyaya gelmiþti.<br />
Winslet’ in o dönem yaptýðý açýklamalarda,<br />
çocuðu ve evliliðinin kendi için<br />
kariyerinden daha önemli olduðunu<br />
vurgulamýþtý.<br />
Pavarotti vergi kaçýrmaktan<br />
yargýlanýyor<br />
Ünlü tenor, “Ben<br />
dýþarýda kazanarak Ýtalya’ya<br />
para getiriyorum. Kendimi<br />
bir vergi kaçakçýsý olarak<br />
kabul etmiyorum” dedi.<br />
Dünyaca ünlü<br />
Ýtalyan tenor<br />
Luciano<br />
Pavarotti’nin, 1989- 1995<br />
yýllarý arasýnda vergi kaçýrmak<br />
suçlamasýyla yargýlanmasýna<br />
devam ediliyor.<br />
Sanatçýnýn doðum yeri<br />
Modena’da geçen Mayýs<br />
ayýnda yapýlan ilk duruþmadan<br />
sonra bugün yapýlan<br />
ikinci duruþmada söz alan<br />
Pavarotti, “Kendimi suçlu<br />
hissetmiyorum” dedi.<br />
Dünyaca ünlü Ýtalyan<br />
tenor Luciano Pavarotti,<br />
“Kendimi suçlu hissetmiyorum.<br />
Her zaman Ýtalya’da<br />
kazanarak dýþarýda harcayanlarýn<br />
vergi kaçakçýsý<br />
olduðuna inandým. Ben<br />
dýþarýda kazanarak Ýtalya’ya<br />
para getiriyorum. Kendimi<br />
bir vergi kaçakçýsý olarak hissetmiyorum”<br />
dedi.<br />
Kazancýnýn yüzde 90’ýný<br />
yurtdýþýnda elde ettiðini kaydeden<br />
Pavarotti, ifadesini þu<br />
sözlerle sürdürdü:<br />
“Zamanýným büyük<br />
bölümünü geçirdiðim New<br />
York’ta bir evim var. Bana<br />
baðlý olarak ticari iþleri halleden<br />
bir muhasebeci ile<br />
menajer, sekreter, doktor ve<br />
bir tenor için çok önemli<br />
olan kulak-burun-boðaz<br />
hastalýklarý uzmaným var.<br />
Londra’daki evim 68 yýlýndan<br />
kalma. Dünyanýn diðer yerlerinde<br />
de evlerim var. Monte<br />
Carlo’da yazýn tatil geçirdiðim<br />
Pesaro’da<br />
evim var. Ama<br />
Modena’da bir<br />
evim yok.<br />
Arkadaþýmda<br />
kalýyorum.” Ýtalyan<br />
savcýlar,<br />
Pavarotti’nin<br />
vergi konusunda<br />
yanlýþ beyanda<br />
bulunduðunu<br />
ileri sürüyor.<br />
Geçen haftalarda<br />
40. sanat<br />
yýlýný kutlayan<br />
Pavarotti, geçen<br />
yaz da hakkýnda<br />
açýlan vergi<br />
davalarý nedeniyle<br />
hazineye<br />
11.3 milyon<br />
dolar ödemeyi<br />
kabul etmiþti.<br />
Roberts ve Pitt<br />
“The Mexican” da<br />
Aksiyon ve komedi filmi<br />
Devrim Türk<br />
devrim2000@web.de<br />
Aslýnda filmin<br />
baþrolünü küçük<br />
bir tabanca canlandýrýyor.<br />
Önemsiz bir<br />
üçkaðýtcý olan Jerry (Brad Pitt),<br />
iþvereni için Meksika’ dan sözü<br />
geçtiði tabancayý alýp, ABD’ ye<br />
kaçýrmasý gerekir. Fakat gerçek<br />
sorun olan, Jerry’ nin kýzarkadaþý<br />
Samantha’ ya (Julia Roberts), Las<br />
Vegas’ a gidip yeni bir hayat<br />
baþlama sözüdür.<br />
Hattuþa’nýn Kazý Ekibi Baþkaný<br />
Alman Arkeolog Dr.<br />
Jürgen Seeher, kitabýn turistik<br />
tanýtým yapacaðýný belirtiyor.<br />
Alman Brigitte<br />
Brandau’nun “Kadeþ<br />
Galibi” adlý romaný<br />
önümüzdeki günlerde Alman<br />
okuyucularla buluþuyor.<br />
Almanya’dan sonra Türkiye’de<br />
basýlacak olan kitapta 3<br />
bin 500 yýl önceki Hattuþa<br />
ve Kral III. Hattuþili’nin yaþamý<br />
anlatýlýyor.<br />
Hititlerin baþkenti Hattuþa’daki<br />
yaþamý kaleme alan<br />
Al-man Brigitte Brandau’nun<br />
“Kadeþ Galibi” isimli romanýnýn,<br />
önümüzdeki günlerde satýþa<br />
sunulacaðý bildirildi. Çorum<br />
yakýnlarýndaki Hattuþa’nýn Kazý<br />
Ekibi Baþkaný Alman Arkeolog<br />
Macera dolu geziler<br />
Duruma fazlaca kýzan Samantha,<br />
Jerry’ i kapýdýþý eder ve her<br />
ikisi de kendi baþýna macera dolu<br />
bir geziye çýkar. Bir yandan Jerry<br />
Meksika yolunda, öte yandan<br />
Samantha Las Vegas’ a doðru.<br />
Ard arda iltifat<br />
Julia Roberts ve Brat Pitt karikatür<br />
figüraný olsaydýlar,<br />
diyalog hücreleri çiçek<br />
dolu olurdu herhalde.<br />
Artistlerin ikisi de birbirine<br />
iltifat üstüne iltifat<br />
yaðdýrýyor. Julia<br />
Roberts “Hörzu” ile<br />
yaptýðý bir söyleþide,<br />
“Beklentilerim gerçekten çok<br />
yüksekti. Fakat “Meksikalý” filmin<br />
ardýndan, Brat hakkýnda emin<br />
olarak ancak süperlatif boyutlarda<br />
konuþabilirim. Brat insanlarý<br />
mutlu etmesini biliyor” diyor.<br />
Sizde izleyin!<br />
Hititlerin yaþamý<br />
A l m a n y a ’ d a<br />
Dr. Jürgen Seeher, Brigitte<br />
Brandau’nun 3 bin 500 yýl<br />
önceki Hattuþa’yý ve Kral III.<br />
Hattuþili’nin yaþamýný “Kadeþ<br />
Galibi” isimli romanýnda anlattýðýný<br />
söyledi.<br />
Dr. Seeher, “Kadeþ<br />
Galibi”nin Almanya’daki baskýsýnýn<br />
baþladýðýný, önümüzdeki<br />
günlerde Almanya’da<br />
okuyucularla buluþacaðýný ve en<br />
kýsa zamanda Türkçe’ye çevrilerek,<br />
Türkiye’de de satýþa<br />
sunulacaðýný belirtti. Seeher,<br />
Anadolu’nun tanýtýmdaki<br />
yetersizliðine iþaret ederek,<br />
“Roman akýcýlýðý içinde sunulan<br />
Hitit yaþamý, bilimsel nitelikli<br />
kitap ve broþürlerden daha<br />
etkili bir ilgi çekme yöntemi.<br />
Romanýn yayýnlanmasýyla birlikte<br />
tanýtýmda mesafeler alýnacaðýna<br />
ve bölgeye daha fazla<br />
turistin geleceðine inanýyorum”<br />
dedi. Romanýn, Mýsýr’daki turist<br />
katliamýndan sonra turist giriþini<br />
yeniden artýrabilmek için<br />
piramitler dönemindeki Mýsýr’ýn<br />
ve Firavunlar’ýn yaþamlarýnýn<br />
romanlaþtýrýlýp çeþitli film senaryolarýna<br />
konu yapýlmasýnýn bir<br />
benzeri olduðu ve Ý.Ö 9 bin yýl<br />
öncesine dayanan tarihini yeterince<br />
tanýtma fýrsatý bulamayan<br />
Hattuþa’nýn tanýtýmý için iyi bir<br />
çalýþma olduðu kaydedildi.
Sayý: 7 30 Ekim 2001<br />
27.09.2001/ Aktüel Dergisi<br />
CAN DÜNDAR<br />
Sessiz ayakkabýlarýn yürüyüþü<br />
28 Eylül geldiðinde bir an için þunu düþünün:<br />
„Dünyada her an size yöneltilebilecek 500 milyon silah<br />
var ve bunlarýn yüzde 60‘ý yasadýþý kiþilerin elinde...“<br />
Silahlara karþý kampanyada baþý çeken bir sinemacý<br />
anlattý: Ýlkokul çaðýndaki oðlu, günlerdir televizyonda<br />
yayýmlanan savaþ görüntülerinin neyin nesi olduðunu<br />
sormuþ,<br />
„- Amerika’da Ýkiz Kuleler havaya uçuruldu“ demiþ<br />
dostumuz.<br />
Þaþýrmýþ oðlan:<br />
„- Aaa ben onlarý çoktan uçurmuþtum“ demiþ.<br />
Meðer son dönemin gözde bilgisayar animasyon<br />
oyunu „Counter Strike“da gerilla kýlýðýna girip Ýkiz<br />
Kuleler’e saldýrý düzenlemek ve her ikisini de yerle bir<br />
ederek puan almak mümkünmüþ.<br />
Biz þiddetin kaynaðýný uzak daðlarda arayaduralým,<br />
þiddet, oyun kýyafetlerine bürünmüþ ve evlerimizin<br />
içine sýzmýþ durumda...<br />
Ýnanmayan, herhangi bir internet café’ye girip içeride<br />
gençlerin ne yaptýðýna bir gözatsýn.<br />
Bilgisayar baþýnda „Geber“ diye tuþlara basarak<br />
ateþ eden o gerillalar, bizim „uslu çocuklarýmýz...“<br />
* * *<br />
Geçen hafta Umut Vakfý’nýn „Gençlik ve Silah“<br />
konulu kýsa film ve belgesel yarýþmasýnda jüri üyesiydim.<br />
Umut Vakfý, adýný Umut Dedeman’dan alýyor.<br />
Umut, 28 Eylül 1993 günü bir arkadaþýnýn silahýnýn<br />
ateþ almasý sonucu ölmüþtü. Olayda kasýt bulunmadýðýndan<br />
silah sahibi beraat etmiþti. Nazire Dedeman<br />
oðlunun yaþadýðý felâketten, þiddet karþýtý bir<br />
kampanya yarattý. Umut Vakfý, 1993‘ten beri her yýl<br />
bireysel silahsýzlanmayý yazý, resim, film gibi alanlarda<br />
iþleyen yarýþmalar düzenliyor.<br />
Bu yýl yarýþma alaný belgesel ve kýsa metrajlý filmdi.<br />
Birbirinden deðerli jüri üyeleriyle izlediðimiz filmlerde,<br />
silah düþkünü babalar, maç çýkýþý „ateþli“ kutlamalar,<br />
tabancayla oyun oynarken birbirini vuran çocuklar,<br />
daðýn iki yanýnda vuruþan çocuklarýnýn ardýndan aðlayan<br />
analar vardý.<br />
Her film, þiddetin içimizde nasýl kangrenleþtiðinin<br />
birer belgesiydi adeta...<br />
* * *<br />
Bu 28 Eylül’de yakýnlarýný þiddete kurban verenler<br />
için Maçka Parký’nda bir buluþma planlandý.<br />
Geçen yýl Birleþmiþ Milletler’in yaptýðý bir eylem<br />
örnek alýnarak yerlere „kan“ çaðrýþýmý yapan kýrmýzý<br />
halýlar serildi. Halýya da þiddet eylemlerinde ölenlerin<br />
deðiþik boy ve renkteki ayakkabýlarý býrakýldý.<br />
Bu „sessiz ayakkabýlar“ yaþadýðýmýz akýldýþý silahlanmanýn<br />
simgeleri olarak yürüyüp geçtiler kanayan halýlar<br />
üzerinden...<br />
Nazire Dedeman „bir namludan fýrlayan kurþunla<br />
canýndan can koparýlan bir insan“ olarak sordu:<br />
„Dünyada her an size veya bir yakýnýnýza yöneltilebilecek,<br />
ateþlenmeye hazýr 500 milyon tabanca ve<br />
tüfek olduðunu; bu 500 milyon silahýn yüzde 60‘ýnýn<br />
yasadýþý kiþilerin elinde bulunduðunu; dünyada her 12<br />
kiþiden birinin silah taþýdýðýný; hafif silah kurbanlarýnýn<br />
ilk sýrasýnda çocuklar ve kadýnlarýn bulunduðunu biliyor<br />
muydunuz?“<br />
* * *<br />
Emniyet verilerine göre Türkiye’de silah bulundurma<br />
ruhsatý sayýsý son beþ yýlda iki katýna çýkmýþ.<br />
Dünya gibi, Türkiye de hýzla silahlanýyor.<br />
Þiddet, „bütün þiddetiyle“ hayatýmýza sýzmýþ<br />
durumda...<br />
Þimdi „karþý atak“ sýrasý bizde olmalý...<br />
Köy düðünleri, futbol tribünleri, þehir kabadayýlarý,<br />
bilgisayar oyunlarý þiddetten, silahtan arýndýrýlmalý...<br />
Sessiz ayakkabýlarýn sesi duyulmalý!<br />
Topraða damlayan bu kan, durmalý!..<br />
Anayasa’nýn 13‘üncü<br />
maddesi, Avrupa<br />
Ýnsan Haklarý<br />
Sözleþmesi’ndeki ilkeler<br />
doðrultusunda yeniden düzenlendi.<br />
Temel hak ve hürriyetlerin<br />
sýnýrlanmasýný tanzim eden<br />
13‘üncü maddede, genel sýnýrlama<br />
sebebleri (bölünmez<br />
bütünlüðün, milli egemenliðin, kamu<br />
düzeninin, genel asayiþin, kamu<br />
yararýnýn, genel ahlâkýn, genel saðlýðýn<br />
korunmasý) sýralanýyor.<br />
Ýþte, þimdi bu deðiþiyor ve temel<br />
hak ve hürriyetlerin, Anayasa’nýn ilgili<br />
maddelerinde belirtilen sebeblere<br />
baðlý olarak sýnýrlanabileceði vurgulanýrken,<br />
bu sebeblerin, 13‘üncü<br />
maddede topluca ifade edilmesinden<br />
vazgeçiliyor.<br />
Laik cumhuriyetin gerekleri<br />
Ama asýl önemli olan, 13‘üncü<br />
maddede, bu sýnýrlamanýn, Anayasa’nýn<br />
sözüne ve ruhuna, demokratik toplum<br />
düzeninin gereklerine ve ölçülülük<br />
ilkesine aykýrý olamayacaðýnýn altýnýn<br />
çizilmesi.<br />
„<strong>Dem</strong>okratik toplum düzeninin<br />
gereklerine aykýrý olamaz“ cümlesinin<br />
yanýna, Genel Kurul görüþmeleri<br />
sýrasýnda, laik cumhuriyet de eklendi.<br />
Böylece, temel hak ve hürriyetlerin<br />
sýnýrlanmasýnýn, demokratik toplum ve<br />
laik cumhuriyet gereklerine aykýrý olamayacaðý<br />
kabul edildi.<br />
Laik cumhuriyet ibaresini maddeye<br />
ilâve edenler, laiklik ilkesini daha çok<br />
teminat altýna aldýklarýný sandýlar; ama<br />
yanýldýlar. Yanýlgýlarý, „<strong>Dem</strong>okratik<br />
toplum gereklerine aykýrý olamaz“<br />
cümlesinin hangi anlama geldiðini tam<br />
bilmemekten kaynaklanýyor. Bu cümle,<br />
temel hak ve hürriyetler, ancak demokratik<br />
toplumun gerektirdiði ölçüde<br />
sýnýrlanabilmeli; ceza ile güdülen amaç<br />
arasýnda bir orantý bulunmalý, acil<br />
bir toplumsal ihtiyaca cevap verilmeli<br />
anlamýnda kullanýlýyor.<br />
Dolayýsýyla, „Laik cumhuriyetin<br />
gereklerine aykýrý olamaz“ cümlesi de,<br />
aþýrýlýklarý önlemek, laik cumhuriyetin<br />
icap ettirdiðinin ötesine taþmamak, suç<br />
ve ceza arasýndaki orantýyý ve acil ihtiyacý<br />
korumak manâsýna geliyor.<br />
„Temel hak ve hürriyetlerin sýnýrlanmasý,<br />
laik cumhuriyet gereklerine<br />
aykýrý olamaz.“<br />
Bir baþka ifadeyle, bir gazete sahibini<br />
(Yeni Asya’nýn sahibi Mehmet<br />
Kutlular’ý) „Deprem Allah’ýn takdiri“<br />
dedi diye, „Halký kin ve düþmanlýða<br />
sevk etti; laik cumhuriyeti tehlikeye<br />
düþürdü“ gerekçesiyle hapse týkamayacaðýnýz<br />
gibi, bir gazeteciyi (Fehmi<br />
Koru’yu) „inanan insanlar tabiat<br />
olaylarýný Allah’ýn takdirine baðlayabilir“<br />
mealindeki bir makalesinden<br />
dolayý, mahkûm da edemezsiniz.<br />
<strong>Dem</strong>okratik toplum gerekleri<br />
„<strong>Dem</strong>okratik toplum düzeninin<br />
gereklerine aykýrý olamaz“ kaydý,<br />
Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’nin<br />
içtihatýnda önemli bir yer tutuyor.<br />
Divan, gerekli olma kavramýný,<br />
zorlayýcý toplumsal ihtiyaç, þeklinde<br />
açýklamaktadýr. Diðer bir ifadeyle,<br />
Yeni Þafak<br />
Nazlý ILICAK<br />
Laik cumhuriyet<br />
ve düþünce özgürlüðü<br />
sýnýrlamanýn, demokratik bir toplumda<br />
kabul edilebilmesi için, zorlayýcý bir<br />
toplumsal ihtiyaç þeklinde kendisini<br />
göstermesi gerekmektedir. Toplumsal<br />
ihtiyacýn varlýðý araþtýrýlýrken de, çeþitli<br />
unsurlar göz önünde tutulmaktadýr. Bu<br />
unsurlar þunlardýr: Sýnýrlama amacý ile<br />
aracý arasýnda makul bir denge, sýnýrlamanýn<br />
hangi þartlar altýnda yapýldýðý,<br />
sýnýrlama konusu yapýlan hakkýn niteliði.<br />
<strong>Dem</strong>okratik toplum kavramý, sýnýrlamanýn<br />
en son nereye kadar varabileceðini,<br />
„sýnýrlamanýn sýnýrýna“ iliþkin<br />
en uç noktayý göstermektedir. <strong>Dem</strong>okratik<br />
toplumun unsurlarý, Avrupa<br />
Ýnsan Haklarý Mahkemesi’nin içtihatýnda,<br />
çoðulculuk, hoþgörü ve geniþ<br />
fikirlilik olarak tanýmlanmýþtýr. Türkiye<br />
ile ilgili kararlarýnda, Özgürlük ve<br />
<strong>Dem</strong>okrasi Partisi, Sosyalist Parti ve<br />
Türkiye Birleþik Komünist Partisi’nin,<br />
çoðunluða ters düþen görüþleri savunmalarý,<br />
çoðulculuðu öngören demokratik<br />
toplumun gereði sayýlmýþtýr.<br />
<strong>Dem</strong>okratik toplumun diðer bir<br />
unsuru hoþgörüdür. Divan, Handyside<br />
kararýnda, ahlâki deðerlerin korunmasý<br />
amacýyla hürriyetlerin sýnýrlandýrýlabileceðini,<br />
devletlerin bu konuda takdir<br />
hakký bulunduðunu açýklamakta, ama<br />
takdir hakkýnýn sýnýrsýz olmadýðýný<br />
hatýrlatarak hoþgörü kavramýný vurgulamaktadýr.<br />
Ayrýca Divan, özellikle<br />
politikacýlara yönelik eleþtiriler<br />
bakýmýndan, hoþgörülebilir eleþtiri<br />
sýnýrlarýnýn herhangi bir kiþiye oranla<br />
daha geniþ kapsamlý olduðunu belirtmektedir.<br />
Hukukun üstünlüðü, ölçülülük ilkesi<br />
ve kamu yararý ile bireysel hakkýn<br />
korunmasý arasýnda adil bir dengenin<br />
saðlanmasý da, demokratik toplum<br />
kavramý içinde deðerlendirilmektedir.<br />
Kutlular ve Koru<br />
„Temel hak ve hürriyetlerin sýnýrlanmasý,<br />
laik cumhuriyetin gereklerine<br />
aykýrý olamaz“ cümlesini, yukarýda<br />
sözünü ettiðimiz ilkelerin ýþýðýnda yeniden<br />
okursak, burada, laik cumhuriyeti<br />
koruma gayesi ile bireysel hak ve<br />
hürriyetler arasýnda bir denge arayýþý<br />
olduðu ortaya çýkar.<br />
O zaman size sorarlar: Mehmet<br />
Kutlular, „Deprem ilâhi takdir“ demiþ<br />
de ne olmuþ? Laik cumhuriyet mi<br />
yýkýlmýþ?<br />
Veyahut Fehmi Koru, düþünceyi<br />
ifade özgürlüðünü (dindar, dinsiz)<br />
herkes için savunmuþ, dinî hassasiyetleri<br />
olan kiþilerin, bu þekilde düþünebileceklerini<br />
söylemiþ.<br />
Böyle bir deðerlendirme yaptý diye<br />
nasýl cezalandýracaksýnýz yazarý?<br />
Nedir güdülen meºru amaç: Laik<br />
cumhuriyeti korumak.<br />
Peki böyle bir cümle, laik cumhuriyete<br />
karþý halký mý ayaklandýrýyor?<br />
Laik cumhuriyeti vatandaþýn gözünden<br />
mi düþürüyor? Fehmi Koru’yu ceza-<br />
landýrmak laik cumhuriyeti<br />
koruma açýsýndan gerekli<br />
mi? Böyle acil bir ihtiyaç<br />
var mý? Verilen ceza ile<br />
amaç arasýnda orantý bulunuyor<br />
mu? Farklý ve daha<br />
yumuþak tedbirlerle ayný<br />
maksada ulaþýlabilir miydi?<br />
Anayasa’nýn 14‘üncü<br />
maddesinde, zaten, hak ve<br />
hürriyetlerin, demokratik ve laik cumhuriyeti<br />
ortadan kaldýrmak için kullanýlamayacaðý<br />
belirtilirken, „çift dikiþ“<br />
atma gayesiyle, 13‘üncü maddeye de<br />
„laik cumhuriyetin gereklerine aykýrý<br />
olamaz“ cümlesi eklenmiþtir. Ama,<br />
sonuçta, bu ilâve, özgürlükler açýsýndan<br />
ek bir teminat getirmiþtir.<br />
26‘ncý madde<br />
Bence sakýncalý olan, 26‘ncý<br />
maddedeki deðiþiklik. „Düþünceyi<br />
açýklama ve yayma hürriyetinin kullanýlmasý,<br />
.... cumhuriyetin temel<br />
niteliklerinin korunmasý amacýyla<br />
sýnýrlanabilir“ cümlesi „laik cumhuriyeti<br />
koruma amacýyla sýnýrlanabilir“<br />
þeklinde deðiþtirilebilseydi, bu sakýnca<br />
da ortadan kalkardý.<br />
Çünkü „cumhuriyetin temel nitelikleri“<br />
çok karýþýk, muðlak ve geniþ<br />
kapsamlý bir kavram. Atatürk milliyetçiliði<br />
de, Anayasa’nýn Baþlangýç’ýnda<br />
belirtilen temel ilkeler de, cumhuriyetin<br />
temel nitelikleri içinde sayýlýyor.<br />
Baþlangýç’taki ilkeler deyince, Atatürk<br />
ilke ve inkýlâplarý ve medeniyetçiliði<br />
de kapsama giriyor. Oysa, laik cumhuriyet<br />
-özellikle laiklik ilkesinin doðru<br />
bir tarifi yapýldýðý takdirde-, özgürlükleri<br />
sýnýrlama sebebi sayýlabilir; denge<br />
muhafaza edildiði takdirde böyle bir<br />
sýnýrlama, demokratik toplum gereklerine<br />
uygun da düþer. Ama, „Atatürk’ün<br />
gerçekleþtirdiði inkýlâplarý eleþtiremeyeceksiniz“<br />
demek, hele Atatürk ilkelerini<br />
herkesin topluca benimsemesini<br />
beklemek, statükoculuktur. Çoðulculuðu<br />
inkâr eden, demokrasinin özünü<br />
zedeleyen bir tavýrdýr.<br />
Sürpriz beklentisi<br />
Aslýnda, Anayasa müzakerelerine<br />
basýn organlarý biraz daha ilgi gösterseydi,<br />
daha kapsamlý ve doðru bir<br />
metin ortaya çýkabilirdi.<br />
Maalesef, tartýþma kamuoyuna<br />
yansýmadýðý gibi, Meclis dýþýnda kalan<br />
siyasi partilerin de, sivil toplum örgütlerinin<br />
de, Anayasa profesörlerinin de<br />
görüþleri alýnmadý.<br />
Ýlk uzlaþma metninde, 26‘ncý<br />
madde çok daha sýnýrlayýcýydý:<br />
Düþünceyi ifade ve yayma özgürlüðünün,<br />
Anayasa’nýn 1, 2 ve 3‘üncü<br />
maddelerinin deðiþtirilmesini savunmak<br />
için kullanýlamayacaðý belirtiliyordu.<br />
Yani, „Baþkent Ankara olmasýn“,<br />
„Ýstiklâl Marþý deðiþsin“ demek bile suç<br />
sayýlacaktý. O ilk þekliyle mukayese<br />
edildiðinde, madde metni düzeltildi<br />
ama „cumhuriyetin temel nitelikleri“<br />
yerine „laik cumhuriyet“ demek daha<br />
doðru olurdu. Bir sýnýrlama kavramý<br />
olarak, „cumhuriyetin temel nitelikleri“<br />
ilk defa Anayasa’ya girmiþ oldu.<br />
Dolayýsýyla, arkadan bazý sürprizler<br />
gelebilir.
Sayý: 7 31 Ekim 2001<br />
Ve diðer<br />
MELODÝLER<br />
Marþlar<br />
19902-Mehter Marþý<br />
19903-Genc Osman<br />
19906-Türkiyem<br />
19908-Gençlik Marþý<br />
18200-Beþiktaþ Marþý<br />
18201-Cimbom-GS<br />
18202-Fenerbahçe Marþý<br />
18203-Fenerbahçeliyiz<br />
18204-Galatsaray Marþý<br />
Ezgiler-Ýlahiler<br />
19900-Sordum Sarý Çiçege<br />
19901-Ben Yürürüm Yane Yane<br />
19946-Zindanlar<br />
19945-Imanli Genclik<br />
19944-Selam Imam Hatipli<br />
19938-Imanimiz Var<br />
Sanat Müziði<br />
13002-Adýný Anmayacaðým<br />
13004-Agora Meyhanesi<br />
13007-Arým Balým Peteðim<br />
13008-Aþkýn Kanunu<br />
13011-Bak Yeþil Yeþil<br />
10803-Samanyolu<br />
13012-Bana Her Þey Seni..<br />
13013-Beklenen Þarký-Z.Müren<br />
13014-Bir Garip Yolcuyum<br />
13016-Bir Sevgi Ýstiyorum<br />
13018-Biz Ayrýlamayýz<br />
13021-Bu Akþam Hüzünleri<br />
13022-Çile Bülbülüm Çile<br />
13024-Duydumki Unutmuþsun<br />
13028-Eski Dostlar<br />
13040-Kemancý<br />
13059-Unutun Beni Zalim<br />
13061-Vurgun-M.Abacý<br />
13065-Zeytin Gözlüm-A.Özkan<br />
Halk Müziði<br />
12068-Firat<br />
12045-Þaha Giderim<br />
12001-Allý Turnam<br />
12005-Bilmem Þu Feleðin<br />
12003-Atabari<br />
12059-Mihriban<br />
12067-Yolun Sonu<br />
12012-Deli Gönül<br />
12026-Karadýr Kaþlarýn<br />
12019-Gine Dertli Dertli<br />
12031-Sivas Ellerinde Sazým..<br />
12052-Uzun Ýnce Bir Yoldayým<br />
12020-Habudiyar<br />
12023-Ýki Keklik<br />
12024-Ýndim Havuz Baþýna<br />
12033-Maçka Yollarý<br />
12048-Silifkenin Yoðurdu<br />
12049-Süt Ýçtim Dilim Yandý<br />
12051-Üsküdara Gider Ýken<br />
12056-Yüksek Yüksek Tepeler<br />
12069-Makaram Sari Baglar<br />
12004-Bana bana Gel<br />
12006-Bir Dalda Ýki Elma<br />
12096-Yol Ver Daglar<br />
12091-Dere Geliyor Dere<br />
12098-Celaloglan<br />
12102-Keke<br />
12104-Siyah Saclarindan ...<br />
SMS-RESÝMLÝ MESAJlar<br />
Tarkan<br />
19950-Kuzu Kuzu<br />
19956-Gül dökeyim yollarýna<br />
19957-Ay Ay<br />
10820-Þýmarýk<br />
10835-Unutmamlý<br />
10834-Unut Beni<br />
10783-Kimdi-Tarkan<br />
10768-Hepsi Seninmi<br />
10712-Asla Vaz Geçemem<br />
10869-Dön Bebegim<br />
10905-Kýþ Günesi<br />
Musa Eroglu<br />
19970-Haktir sevdigimiz bizim<br />
19971-Halil ibrahim<br />
12067-Yolun sonu gorünüyor<br />
59539 59501 59531<br />
59510<br />
59560<br />
12095-Urfaliyam Ezelden<br />
Oyun Havalarý<br />
12035-Mastika<br />
12087-Ankara Havasi<br />
12092-Fidayda - Ankara<br />
12094-Halkali Seker-Eskisehir<br />
12029-Konyalým<br />
12037-Misket<br />
12015-Esmerim Biçin Biçim<br />
12046-Þeker Oðlan<br />
12014-Of Of Eminem<br />
12041-Pýnar Baþý Burma Burma<br />
12008-Çadýrýmýn Üstüne Þýp..<br />
12057-Zeybek-Ýzmir<br />
Özgün Müzik<br />
11035-Özgürlük Mahkumlari<br />
11004-Enernasyonal<br />
11011-Kilise Haber Saldým<br />
11015-Sevdam Bir Ateþ-D.S.S<br />
11017-Toprak-H.Gültekin<br />
11020-Yaðmurun Elleri-Y.Türkü<br />
11021-Yedi Kule-Y.Türkü<br />
11022-Yunus<br />
11023-Arkadaþ-M.Dermirað<br />
11026-Ýkinci Bahar-Ö.Erdoðan<br />
11027-Maskeli Balo-Y.Türkü<br />
11028-Olmasa Mektubun-Y. T<br />
11029-Olmalýmý.-F.K<br />
11065-Oy Daglar - A. Asker<br />
11036-Su Metrisin Önü<br />
11053-Yalniz Kurt - A.Safak<br />
11067-Günes Yine Dogacak<br />
Arabesk & Fantazi<br />
17021-Güz Gülleri<br />
17034-Nikah Masasý- Ü. Besen<br />
17002-Basbas Paralarý Leylaya<br />
17012-De Get Yalan Dünya-Ý.E<br />
17013-Delikanlý Gibi-Ç.Sedat<br />
17024-Kaderimin Oyunu<br />
17025-Kanýma Dokunuyor-G.E<br />
17027-Kurþuni-G.Ergen<br />
17035-Özledim-Selami Þahin<br />
17038-Sözlerim Sevenlere- C.K<br />
17041-Var Ya-A.Þan<br />
17042-Ya Hey-Emrah<br />
17043-Yaðmur-N.Karaböcek<br />
17044-Yok Ya-Alpay<br />
17060-Hazin Geliyor-H.Tasiyan<br />
17074-Sabir Tasi-O.Gencebay<br />
17082-Belalim Benim - Emrah<br />
17064-Liselim - C.Kurtoglu<br />
17051-Asigim Sana - C.sabah<br />
17056-Erzuruma Gel - I.Erkal<br />
17069-Taht Kurmussun Kalbime<br />
POP<br />
10756-Hadi Beni Dasa Kaldýr<br />
10793-Nere mi Nere mi<br />
10731-Caným Sevgilim-Baha<br />
10717-Ben Güzelden Anlarým<br />
10719-Beni Af edermisin-R.E<br />
ERICSSON<br />
00110-Mehter Marsi<br />
00112-Genc Osman<br />
00101-Al Yazmalim<br />
00102-Deli Yürek<br />
00103-Urfanin Etrafi<br />
00104-Seviyorum-Onur Akin<br />
00105-Karatren-Yavuz Bingöl<br />
00106-Tutuklu-Sezen Aksu<br />
00107-Yoruldum-M.Kirmizigül<br />
59511 59537 59564 59515<br />
59521<br />
Arif Sag<br />
12096-Yol Ver Daglar<br />
15504-Seher Yildizi<br />
15506-Güzel seni cok..<br />
2098-Celaloglan<br />
10725-Bodrum Bodrum-MFÖ<br />
10789-Mazeretim Var-MFÖ<br />
10726-Bu Akþam Ölürüm<br />
10728-Bu Ne Dünya Kardeþim<br />
10730-Bunun Adý Ayrýlýk-H.Ener<br />
10733-Cesaretin Var mý Aþka<br />
10736-Deli Gönlüm-A.N.Yengi<br />
10737-Deli Mavi-Y.Salkým<br />
10739-Derbeder-S.Arýca<br />
10742-Elbette-C. Erçetin<br />
10747-Gel Günaha Girelim-Emel<br />
10764-Hayat Bayram olsa-Þenay<br />
10766-Haykýracak Nefesim-A.P<br />
10775-Kar Beyaz-K.Tekin<br />
10778-Karlar Düþer<br />
10786-Kurþun Adres Sormazki<br />
10797-Öyle Sarhoþ olsam ki-T.O<br />
10798-Oynatmaya Az Kaldý<br />
10800-Peþindeyim<br />
10811-Selam aleyküm<br />
10815-Senin Anan Güzel Mi<br />
10818-Sevdim Sevilmedim<br />
10819-Seveceðim-A.Pekkan<br />
10824-Sok Kalbini-Nalan<br />
10825-Son Mektup-R.Elroman<br />
10837-Yalan-C.Erçetin<br />
10840-Yalanýn Batsýn-H.Yener<br />
10879-Nurcanim - D.Güloglu<br />
10849Asiginim - Fedon<br />
10850-Ask olmassa - Baha<br />
10860-Bos Ver Üzülme - Baha<br />
10862-Cankusum - H.Altun<br />
10874-Gönül Yarasasi- H.Altun<br />
10900-Yoksa Mani - H.Yener<br />
10901-Yolcu - Ali Güven<br />
10902-Kinali Bebek<br />
10903-Kara Biberim - S.Ortac<br />
Yabancý POP<br />
18300-Abdülkadir<br />
18301-Barbie Girl<br />
18302-Big Big World<br />
18303-Celito Lindo Mexiko<br />
18304-Dont Tell Me<br />
18305-Equador<br />
18306-Goal Goal<br />
18307-Hey Baby<br />
18308-Lady-Madjo<br />
18309-Lets Get Loud<br />
18310-Mambo Italieanu<br />
18311-Ojos Asi-Shakira<br />
18312-Porto Fýno<br />
18314-Stan-Eminem<br />
18315-Stand By Me<br />
18316-Take on Me<br />
18317-Wannabe-Spýce Girls<br />
Rock<br />
19001-Anem Annem-Sarp<br />
19002-Aþk Herþeyi Af Edermi<br />
19003-Bir Garip Aþk Bestesiyim<br />
19004-Cilvenoy-Destan<br />
00108-Sultanim-L.Yüksel<br />
00109-Ayrilmaliyiz-Dogus<br />
00001-Ey Raqip<br />
00002-Herne peþ<br />
00005-Adare<br />
SEVDÝKLERÝNÝZÝ SEVÝNDÝRÝN<br />
59513<br />
59514<br />
59524<br />
59532<br />
59528<br />
SIMENS<br />
00506-Mehter Marsi<br />
00507-Ben Yürürüm Yane Yane<br />
00508-Genc Osman<br />
00509-Harmandali<br />
ERICSSON, SIEMENS iÇiN<br />
24 SAAT CANLI BAGLANTI HATTI<br />
0190 82 44 94*<br />
59562<br />
Ahmet Kaya<br />
11000-Aðladýkça<br />
11030-Safak Türküsü<br />
11050-Baþým Belada<br />
11012-Kum Gibi<br />
11001-Beni Vur<br />
11034-Saza niye gelmedin<br />
11024-Fabrika Kýzý<br />
11058-Dosta Düsmana Karsi-1<br />
11059-Dosta Düsmana Karsi-2<br />
11061-Kadinlar Daglara<br />
11063-Munzurlu<br />
11066-Ucun Kuslar<br />
11055-Arka Mahalle<br />
19005-Çöpçüler<br />
19007-Fesüpanallah<br />
19011-Holigan<br />
19012-Ýki Yabancý<br />
19014-Param Parça-teoman<br />
19015-Resimdeki Gözyaþlarý<br />
19016-Sen Geçerken Sahilden<br />
19017-Siyahýn Matemi-Sarp<br />
Film Müzikleri<br />
19979-Çaðrý<br />
18000-Al Yazmalým<br />
18001-Baba Evi<br />
18002-Bizimkiler<br />
18003-Çak çak-Abuzer Kadayýf<br />
18004-Deli Yürek<br />
18008-Hababam Sýnýfý<br />
18010-Hazýr Kart-Ben Özgürüm<br />
18011-Ýknci Bahar-1<br />
18012-Kahbe Bizans<br />
18013-Köyden Ýndim Þehire<br />
18015-Süper Baba<br />
18016-Tatlý Kaçýklar<br />
18017-Yýlan Hikayesi<br />
18018-Zaga<br />
Kürtce Müzik<br />
10500-Ey Ragip<br />
10501-Roj Bas<br />
10554.Cane Cane<br />
10561-Bingöl Sevti<br />
10503-Adare<br />
10536-Yerivan-Ciwan Haco<br />
10504-Newroze<br />
10505-Herne Pes<br />
10506-Masider<br />
10509-Semmo<br />
10510-Ez Xelefim<br />
10511-Zer Mirican<br />
10512-Lorke<br />
10513-Malan Barkir<br />
10515-Rimdike<br />
10516-Gule ware<br />
10517-Bablekan<br />
10518-Wala gowend ranabe<br />
10519-Bagiye<br />
10520-Sipane Sipan<br />
10521-Cavis Leyla<br />
10523-Fadike<br />
10524-Gule Ware<br />
10525-Tanzara<br />
10526-Eyso<br />
10531-Caye Berbena<br />
10532-Migi Delale<br />
12044-Reyhani-Mardin<br />
10555-Amede Serhildane<br />
10559-Dewaye - Eylem<br />
10557-Nare<br />
10563-Cirane<br />
10565-Veylo Can<br />
59522<br />
59525<br />
59533<br />
59532<br />
00510-Misket<br />
00511-Galatasaray Marsi<br />
05004-Tültükendi<br />
05005-Bas Bas Paralari Leylaya<br />
00512-Sevdim-Hülya Avsar<br />
00513-Ordunun Dereleri<br />
05002-Agladikça<br />
05003-Þafak Türüküsü-A.Kaya<br />
01000-Ey Raqip<br />
01002-Herne peþ<br />
59519<br />
59520<br />
59563<br />
59534<br />
59528<br />
0190 85 33 02<br />
Almanya<br />
Ahmet Özkan<br />
19922-Hak yoluna gidenlerin<br />
Ahmet Yilmaz<br />
19941-Genc Osman<br />
Ayna<br />
10749-Gittiðin Yaðmurla Gel<br />
AAtilla Taþ<br />
10927-Bir Japona Asik..<br />
10930-Pembeli<br />
10904-Kirmizilim<br />
10792-Neler Oluyor Hayatta<br />
10845-Zennube<br />
10760-Ham Çökelek<br />
Bilal Bilgin<br />
19936-Ninni<br />
19937-Cecen Mili Marsi<br />
BurhanCacan<br />
19923-Bana seni gerek seni<br />
19924-Kadem Basti<br />
19925-Veysel Karani<br />
Grup Genc<br />
19929-Kan topraga düsünce<br />
Barýþ Manço<br />
10708-Arkadaþým Eþek<br />
10755-Gül Pembe<br />
10781-Kazma<br />
10776-Kara Sevda<br />
10735-Daðlar Daðlar<br />
10810-Selahattin Eyyubi<br />
10802-Rüya<br />
Burak Kurt<br />
10831-Tahatalara Vur<br />
10852-Bebegim<br />
10865-Cilginim<br />
Ceylan<br />
12047-Þeyh Þamil<br />
17046-Zeyno<br />
17015-Dön Maralým<br />
Celaleddin Ada<br />
19920-Hikmeteyle<br />
19921-Lailaheillallah<br />
Çelik<br />
10868-Dilberim<br />
10770-Hercai<br />
10855-Benimle Kal<br />
Doguþ<br />
10716-Ayrýlmayalým<br />
17019-Gülüm<br />
Ebru Gündeþ<br />
17040-Unuturum<br />
17011-Cingenem<br />
17016-Dön Ne Olur<br />
17077-Annem Icin<br />
Edip Akbayram<br />
11031-Aldirma Gönül<br />
11025-Hasretinle Yandý<br />
Emel Sayýn<br />
13041-Kýz Sen Ýstanbulun ...<br />
Logolar<br />
29719<br />
29307<br />
29312<br />
29318<br />
29798<br />
29330<br />
29710<br />
29746<br />
29705<br />
29755<br />
29717<br />
29733<br />
29706<br />
29720<br />
29742<br />
29313<br />
29319<br />
29813<br />
29718<br />
29814 29815<br />
29804<br />
29730<br />
29732<br />
29734<br />
29751<br />
29763<br />
telefonunuza duygu katýn<br />
MELODÝLER (A-Z)<br />
13043-Mavi Boncuk<br />
13062-Yaðdýr Mevlam Su<br />
Ferdi Tayfur<br />
17017-Emmi Oðlu<br />
17018-Fadimenin Düðünü<br />
17047-Bu Sehir<br />
17066-Merak Etme Sen<br />
17036-Sen Yoksan Eðer<br />
17062-Huzurum Kalmadi<br />
Hülya Avsar<br />
10707-Aradýn Mý<br />
10817-Sevdim<br />
Hakan Peker<br />
10777-Karam<br />
10771-Ýllaki<br />
10858-Bir Efsane<br />
Haluk Levent<br />
19013-Kaðýzman<br />
19000-Ankarada<br />
19006-Ela Gözlüm<br />
19009-Gülen Dam<br />
19010-Hani Benim Olacaktýn<br />
19019-Yollarda Bulurun seni<br />
Ibrahým Tatlýses<br />
17050-Anam<br />
17061-Hesabim Var<br />
17059-Hasret Kaldim<br />
17068-Sev Yeter<br />
12106-Oy Oy Emine<br />
12097-Dam Ustunde Un Eler<br />
12085-Karakolda Ayna Var<br />
17053-Bitanem<br />
17020-Gülüm Benim<br />
17005-Bende Özledim Bende<br />
17023-Ýki Ýki Dört Eder<br />
17031-Mutlu Ol Yater<br />
10703-Akdeniz Akþamlarý<br />
17033-Ne Faydasý Var<br />
17008-Bir Kulunu Çok<br />
Sevdim<br />
17028-Mavi Mavi<br />
17048-Sen Yoksan<br />
12050-Tren Gelir Hos Gelir<br />
Kalksam Ve Dirilsem<br />
19933-Kalksam Ve Dirilsem<br />
19934-Mücaahit<br />
19935-Selam<br />
Kývýrcýk Ali<br />
12099-Isirganotu<br />
12100-Gülüm<br />
12101-Gül Tükendi<br />
Kayahan<br />
10752-Gönül Sayfam<br />
10894-Söz Güzelim<br />
10896-Tek Delikli Kaval<br />
Levent Yüksel<br />
10790-Metcezir<br />
10830-Sultaným<br />
29777<br />
29322<br />
29816<br />
29320<br />
29740<br />
29332<br />
29764 29792<br />
29334<br />
29803<br />
29712<br />
29778<br />
29302<br />
29744<br />
29775<br />
10832-Tuana<br />
10773-Ýstanbul<br />
10843-Zalim, Nilüfer<br />
10788-Mavilim<br />
10744-Esmer Günler<br />
10746-Geceler<br />
10734-Çok Uzaklarda<br />
Mustafa Yildizdogan<br />
19942-Bu Vatan Kimin<br />
Mustafa <strong>Dem</strong>irci<br />
19926-Ya Resul<br />
19927-Güllerim<br />
19928-Sehitler<br />
Müslüm Gürses<br />
17080-Meselem-M.Gurses<br />
Mustafa Sandal<br />
10914-Tek Gecerim<br />
10706-Araba<br />
10763-Hatýrla Beni<br />
10767-Hep Beraber<br />
Mahsun Kýrmýzýgül<br />
17073-Yikilmadim<br />
17004-Belalým<br />
17045-Yoruldum<br />
17029-Melekler Aðlar<br />
17026-Kardeþlik Türküsü<br />
12059-Mihriban<br />
17078-Annem Annem<br />
17054-Bu sevda Bitmez<br />
19951-Ölürem kýzlar naz eylemen<br />
Onur Akýn<br />
19980-Sevdim<br />
11051-Asi ve Mavi<br />
11052-Geceyi Sana Yazdim<br />
11016-Seviyorum Seni<br />
11019-Yaðmur Yüreklim<br />
11005-Gaybana Geceler<br />
Özcan Deniz<br />
17000-Ah O Gözlerin<br />
17001-Aslan Gibi<br />
Orhan Gencebay<br />
17003-Batsýn Bu Dünya<br />
17009-Bir Tessseli Ver<br />
17030-Mevsim Bahar<br />
17014-Dil Yarasý<br />
Ridvan Adar<br />
19939-Allahin Askeri<br />
R.Hatemo<br />
10853-Azili Bela<br />
10929-Cicegim<br />
10895-Tanrim<br />
Sezen Aksu<br />
10748-Geri Dön<br />
10745-Firuze<br />
10700-Adý Bende Saklý<br />
10720-Beni Yak<br />
Özel istek hattýný arayýn, Türkiye‘deki sevdiklerinize,<br />
dostlarýnýza süpriz yapýn! 0190 82 44 94<br />
29303<br />
29809<br />
29315<br />
29321<br />
29793<br />
29306<br />
29805<br />
29304<br />
29754<br />
29725<br />
29743<br />
29713<br />
29756<br />
29780<br />
29776<br />
29731<br />
29316<br />
29800<br />
29737<br />
29723<br />
29735<br />
29308<br />
29700<br />
29753<br />
29704<br />
29817<br />
29766<br />
29724<br />
10774-Kader<br />
10780-Kayýp Olan Yýllar<br />
10782-Keskin Býçak<br />
10833-Tutuklu<br />
10812-Sen Aðlama<br />
10823-Sitem<br />
10765-Haydi Gel Benmle Ol<br />
10808-Sarý Odalar<br />
10923-Masum Degiliz<br />
Sertap Erener<br />
10711-Aþk<br />
10713-Aslolan Aþktýr<br />
10787-Lal<br />
10846-Zor Kadýn<br />
Serdar Ortaç<br />
10714-Asrýn Hatasý<br />
10838-Yalancýsýn<br />
10839-Yaz Yaðmuru<br />
10794-Nereye<br />
Sýbel Can<br />
17006-Bence Talih<br />
17007-Berivan<br />
17022-Havar<br />
17084-Olurum<br />
17085-Kanasin<br />
Tarýk<br />
10863-Catlamis Dudaklarina<br />
Taner Yüncüoglu<br />
19930-Basörtüsü<br />
19931-Dog Ey Günes<br />
19932-Allahu Ekber<br />
Ugur Isilak<br />
19943-Burasi Peskesistan<br />
Yaþar<br />
10796-Onun Vedasý<br />
10740-Divane<br />
10785-Kumralým<br />
Yýldýz Tilbe<br />
10875-Gülüm<br />
10857-Bin Dereden Su<br />
Yavuz Bingöl<br />
11006-Gitme<br />
11018-Turnalar<br />
12058-Kara Tren<br />
12060-Sari Gelin<br />
12103-Ben Gönlümü Sele<br />
Verdim<br />
12105-Ey Sevdigim<br />
11054-Yarim Soz<br />
Zerin Özer<br />
10750-Gönül<br />
10724-Bir Gülü Sevdim<br />
10710-Artýk Sevmeyeceðim<br />
10826-Son Mektup<br />
Zülfi Livaneli<br />
11007-Gözlerin<br />
11009-Kan Çiçekleri<br />
11010-Karlýkayýn Ormaný<br />
11013-Leylim Ley<br />
11014-Odam Kireçtir<br />
11068-Hayat Yesilde<br />
11056-Nefesim..<br />
29323<br />
29311<br />
29317<br />
29796<br />
29785<br />
29782<br />
29715<br />
29818<br />
29797<br />
29707<br />
29794<br />
29711<br />
29767<br />
29761<br />
Logolar için uyumlu telefonlar: 3110 hariç tüm Nokia telefolar Melodilere uyumlu telefonlar: 3110, 5110 ve<br />
5130 hariç tüm Nokia telefonlar Resimli mesajlarara uyumlu telefonlar: 3210, 3310, 6210, 6250, 8210, 8850,<br />
8890 Telekom hatindan 1 dak. 3,63 DM Melodinizi alamadiginizda veya Teknik Arizalarda: 0190 82 44 94 nolu<br />
telefondan bize ulasabilirsiniz.<br />
*Siemen ve Ericsson Melodileri mesaj olarak gönderilir kendiniz ton editöründe kaydetmelisiniz. Ohne Gewähr.<br />
29787<br />
29808<br />
29788<br />
29300<br />
29722<br />
29709<br />
29762<br />
29774<br />
29786<br />
29772<br />
29729<br />
29802<br />
29748
Kullanýlmýþ arabanýn hazýrlanmasý<br />
®<br />
DEM ® NACHRICHTEN UND WERBEAGENTUR www.dem-ajans.de Redaktion@dem-ajans.de<br />
Hack str. 3<br />
70190 Stuttgart<br />
Tel: 07113000711/ 12<br />
Fax: 0711 4205003<br />
Alsen Str. 62<br />
44145 Dortmund<br />
Tel: 0231 96 12 766<br />
Fax: 0231 96 12 767<br />
Arabanýn kökten temizliði<br />
Motor yýkama/- temizleme, cilalama<br />
Cant temizliði<br />
Kapý- Kilit temizliði<br />
Cant-eksoz kafasý ve çekiþ techizatýnýn boyalanmasý<br />
Ýç ve Bagaj temizliði- süpürülmesi<br />
Tavan, Koltuk, istetme tekerleði ve yeri, küllük, paspaslýk temizliði<br />
Cam iç ve dýþ temizliði<br />
Ýç döþeme. Orta bölüm, kenar bölümleri ve torpidogözü temizliði ve cilalanmasý<br />
Tampon ve ekleme parçalarýnýn mühürlenmesý, gerekirse cilalanmasý<br />
Cilalanmýþ yerlerin mühürlenmesi<br />
Arabalarýn cilalanmasý ( makina ile cilalama)<br />
Hatice Eldeniz<br />
Herausgeber/ Geschäftsführerin<br />
Þükrü Yýldýz<br />
Chefredakteur<br />
Jepp ve Minibüslerde:<br />
ARABA TEMÝZLÝÐÝ DENÝLÝNCE BÝLGÝYÝ UZMANDAN ALIN<br />
Dilendiði taktirde alt ve þasesi temizlenir<br />
Markamýzýn garantisi<br />
Der Verlag übernimmt keine Haftung<br />
für den Inhalt der Anzeigen<br />
und Anzeigentexte. Die von Verlag<br />
gestalteten Anzeigen sind urheberrechtlich<br />
geschützt.<br />
Aalenstrasse 25<br />
73730 Esslingen<br />
Tel: 0711/ 5403667<br />
Mobil: 0172 89 78 193<br />
Dönerprodouktion Fleischgroßhandels GmbH<br />
Yaprak, Kýyma, Tavuk, Hindi Döner Çeþitleri<br />
Uygun fiyat, hýzlý servis ve aranan kalite<br />
Mercan Döner‘de<br />
Kalitenin adý<br />
Lezzetin tadý<br />
Güvenin adý<br />
MERCAN DÖNER<br />
Donnerstraße 21<br />
44319 Dortmund-Asseln<br />
Tel: 0231 217 45 48<br />
Fax: 0231 217 45 47<br />
Mobil: 0179 13 74 767<br />
0179 29 66 768