„İslam coĞrafyasi“NIN - Dem Gazetesi
„İslam coĞrafyasi“NIN - Dem Gazetesi
„İslam coĞrafyasi“NIN - Dem Gazetesi
- TAGS
- gazetesi
- demajans.com
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayý: 7 30 Ekim 2001<br />
27.09.2001/ Aktüel Dergisi<br />
CAN DÜNDAR<br />
Sessiz ayakkabýlarýn yürüyüþü<br />
28 Eylül geldiðinde bir an için þunu düþünün:<br />
„Dünyada her an size yöneltilebilecek 500 milyon silah<br />
var ve bunlarýn yüzde 60‘ý yasadýþý kiþilerin elinde...“<br />
Silahlara karþý kampanyada baþý çeken bir sinemacý<br />
anlattý: Ýlkokul çaðýndaki oðlu, günlerdir televizyonda<br />
yayýmlanan savaþ görüntülerinin neyin nesi olduðunu<br />
sormuþ,<br />
„- Amerika’da Ýkiz Kuleler havaya uçuruldu“ demiþ<br />
dostumuz.<br />
Þaþýrmýþ oðlan:<br />
„- Aaa ben onlarý çoktan uçurmuþtum“ demiþ.<br />
Meðer son dönemin gözde bilgisayar animasyon<br />
oyunu „Counter Strike“da gerilla kýlýðýna girip Ýkiz<br />
Kuleler’e saldýrý düzenlemek ve her ikisini de yerle bir<br />
ederek puan almak mümkünmüþ.<br />
Biz þiddetin kaynaðýný uzak daðlarda arayaduralým,<br />
þiddet, oyun kýyafetlerine bürünmüþ ve evlerimizin<br />
içine sýzmýþ durumda...<br />
Ýnanmayan, herhangi bir internet café’ye girip içeride<br />
gençlerin ne yaptýðýna bir gözatsýn.<br />
Bilgisayar baþýnda „Geber“ diye tuþlara basarak<br />
ateþ eden o gerillalar, bizim „uslu çocuklarýmýz...“<br />
* * *<br />
Geçen hafta Umut Vakfý’nýn „Gençlik ve Silah“<br />
konulu kýsa film ve belgesel yarýþmasýnda jüri üyesiydim.<br />
Umut Vakfý, adýný Umut Dedeman’dan alýyor.<br />
Umut, 28 Eylül 1993 günü bir arkadaþýnýn silahýnýn<br />
ateþ almasý sonucu ölmüþtü. Olayda kasýt bulunmadýðýndan<br />
silah sahibi beraat etmiþti. Nazire Dedeman<br />
oðlunun yaþadýðý felâketten, þiddet karþýtý bir<br />
kampanya yarattý. Umut Vakfý, 1993‘ten beri her yýl<br />
bireysel silahsýzlanmayý yazý, resim, film gibi alanlarda<br />
iþleyen yarýþmalar düzenliyor.<br />
Bu yýl yarýþma alaný belgesel ve kýsa metrajlý filmdi.<br />
Birbirinden deðerli jüri üyeleriyle izlediðimiz filmlerde,<br />
silah düþkünü babalar, maç çýkýþý „ateþli“ kutlamalar,<br />
tabancayla oyun oynarken birbirini vuran çocuklar,<br />
daðýn iki yanýnda vuruþan çocuklarýnýn ardýndan aðlayan<br />
analar vardý.<br />
Her film, þiddetin içimizde nasýl kangrenleþtiðinin<br />
birer belgesiydi adeta...<br />
* * *<br />
Bu 28 Eylül’de yakýnlarýný þiddete kurban verenler<br />
için Maçka Parký’nda bir buluþma planlandý.<br />
Geçen yýl Birleþmiþ Milletler’in yaptýðý bir eylem<br />
örnek alýnarak yerlere „kan“ çaðrýþýmý yapan kýrmýzý<br />
halýlar serildi. Halýya da þiddet eylemlerinde ölenlerin<br />
deðiþik boy ve renkteki ayakkabýlarý býrakýldý.<br />
Bu „sessiz ayakkabýlar“ yaþadýðýmýz akýldýþý silahlanmanýn<br />
simgeleri olarak yürüyüp geçtiler kanayan halýlar<br />
üzerinden...<br />
Nazire Dedeman „bir namludan fýrlayan kurþunla<br />
canýndan can koparýlan bir insan“ olarak sordu:<br />
„Dünyada her an size veya bir yakýnýnýza yöneltilebilecek,<br />
ateþlenmeye hazýr 500 milyon tabanca ve<br />
tüfek olduðunu; bu 500 milyon silahýn yüzde 60‘ýnýn<br />
yasadýþý kiþilerin elinde bulunduðunu; dünyada her 12<br />
kiþiden birinin silah taþýdýðýný; hafif silah kurbanlarýnýn<br />
ilk sýrasýnda çocuklar ve kadýnlarýn bulunduðunu biliyor<br />
muydunuz?“<br />
* * *<br />
Emniyet verilerine göre Türkiye’de silah bulundurma<br />
ruhsatý sayýsý son beþ yýlda iki katýna çýkmýþ.<br />
Dünya gibi, Türkiye de hýzla silahlanýyor.<br />
Þiddet, „bütün þiddetiyle“ hayatýmýza sýzmýþ<br />
durumda...<br />
Þimdi „karþý atak“ sýrasý bizde olmalý...<br />
Köy düðünleri, futbol tribünleri, þehir kabadayýlarý,<br />
bilgisayar oyunlarý þiddetten, silahtan arýndýrýlmalý...<br />
Sessiz ayakkabýlarýn sesi duyulmalý!<br />
Topraða damlayan bu kan, durmalý!..<br />
Anayasa’nýn 13‘üncü<br />
maddesi, Avrupa<br />
Ýnsan Haklarý<br />
Sözleþmesi’ndeki ilkeler<br />
doðrultusunda yeniden düzenlendi.<br />
Temel hak ve hürriyetlerin<br />
sýnýrlanmasýný tanzim eden<br />
13‘üncü maddede, genel sýnýrlama<br />
sebebleri (bölünmez<br />
bütünlüðün, milli egemenliðin, kamu<br />
düzeninin, genel asayiþin, kamu<br />
yararýnýn, genel ahlâkýn, genel saðlýðýn<br />
korunmasý) sýralanýyor.<br />
Ýþte, þimdi bu deðiþiyor ve temel<br />
hak ve hürriyetlerin, Anayasa’nýn ilgili<br />
maddelerinde belirtilen sebeblere<br />
baðlý olarak sýnýrlanabileceði vurgulanýrken,<br />
bu sebeblerin, 13‘üncü<br />
maddede topluca ifade edilmesinden<br />
vazgeçiliyor.<br />
Laik cumhuriyetin gerekleri<br />
Ama asýl önemli olan, 13‘üncü<br />
maddede, bu sýnýrlamanýn, Anayasa’nýn<br />
sözüne ve ruhuna, demokratik toplum<br />
düzeninin gereklerine ve ölçülülük<br />
ilkesine aykýrý olamayacaðýnýn altýnýn<br />
çizilmesi.<br />
„<strong>Dem</strong>okratik toplum düzeninin<br />
gereklerine aykýrý olamaz“ cümlesinin<br />
yanýna, Genel Kurul görüþmeleri<br />
sýrasýnda, laik cumhuriyet de eklendi.<br />
Böylece, temel hak ve hürriyetlerin<br />
sýnýrlanmasýnýn, demokratik toplum ve<br />
laik cumhuriyet gereklerine aykýrý olamayacaðý<br />
kabul edildi.<br />
Laik cumhuriyet ibaresini maddeye<br />
ilâve edenler, laiklik ilkesini daha çok<br />
teminat altýna aldýklarýný sandýlar; ama<br />
yanýldýlar. Yanýlgýlarý, „<strong>Dem</strong>okratik<br />
toplum gereklerine aykýrý olamaz“<br />
cümlesinin hangi anlama geldiðini tam<br />
bilmemekten kaynaklanýyor. Bu cümle,<br />
temel hak ve hürriyetler, ancak demokratik<br />
toplumun gerektirdiði ölçüde<br />
sýnýrlanabilmeli; ceza ile güdülen amaç<br />
arasýnda bir orantý bulunmalý, acil<br />
bir toplumsal ihtiyaca cevap verilmeli<br />
anlamýnda kullanýlýyor.<br />
Dolayýsýyla, „Laik cumhuriyetin<br />
gereklerine aykýrý olamaz“ cümlesi de,<br />
aþýrýlýklarý önlemek, laik cumhuriyetin<br />
icap ettirdiðinin ötesine taþmamak, suç<br />
ve ceza arasýndaki orantýyý ve acil ihtiyacý<br />
korumak manâsýna geliyor.<br />
„Temel hak ve hürriyetlerin sýnýrlanmasý,<br />
laik cumhuriyet gereklerine<br />
aykýrý olamaz.“<br />
Bir baþka ifadeyle, bir gazete sahibini<br />
(Yeni Asya’nýn sahibi Mehmet<br />
Kutlular’ý) „Deprem Allah’ýn takdiri“<br />
dedi diye, „Halký kin ve düþmanlýða<br />
sevk etti; laik cumhuriyeti tehlikeye<br />
düþürdü“ gerekçesiyle hapse týkamayacaðýnýz<br />
gibi, bir gazeteciyi (Fehmi<br />
Koru’yu) „inanan insanlar tabiat<br />
olaylarýný Allah’ýn takdirine baðlayabilir“<br />
mealindeki bir makalesinden<br />
dolayý, mahkûm da edemezsiniz.<br />
<strong>Dem</strong>okratik toplum gerekleri<br />
„<strong>Dem</strong>okratik toplum düzeninin<br />
gereklerine aykýrý olamaz“ kaydý,<br />
Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’nin<br />
içtihatýnda önemli bir yer tutuyor.<br />
Divan, gerekli olma kavramýný,<br />
zorlayýcý toplumsal ihtiyaç, þeklinde<br />
açýklamaktadýr. Diðer bir ifadeyle,<br />
Yeni Þafak<br />
Nazlý ILICAK<br />
Laik cumhuriyet<br />
ve düþünce özgürlüðü<br />
sýnýrlamanýn, demokratik bir toplumda<br />
kabul edilebilmesi için, zorlayýcý bir<br />
toplumsal ihtiyaç þeklinde kendisini<br />
göstermesi gerekmektedir. Toplumsal<br />
ihtiyacýn varlýðý araþtýrýlýrken de, çeþitli<br />
unsurlar göz önünde tutulmaktadýr. Bu<br />
unsurlar þunlardýr: Sýnýrlama amacý ile<br />
aracý arasýnda makul bir denge, sýnýrlamanýn<br />
hangi þartlar altýnda yapýldýðý,<br />
sýnýrlama konusu yapýlan hakkýn niteliði.<br />
<strong>Dem</strong>okratik toplum kavramý, sýnýrlamanýn<br />
en son nereye kadar varabileceðini,<br />
„sýnýrlamanýn sýnýrýna“ iliþkin<br />
en uç noktayý göstermektedir. <strong>Dem</strong>okratik<br />
toplumun unsurlarý, Avrupa<br />
Ýnsan Haklarý Mahkemesi’nin içtihatýnda,<br />
çoðulculuk, hoþgörü ve geniþ<br />
fikirlilik olarak tanýmlanmýþtýr. Türkiye<br />
ile ilgili kararlarýnda, Özgürlük ve<br />
<strong>Dem</strong>okrasi Partisi, Sosyalist Parti ve<br />
Türkiye Birleþik Komünist Partisi’nin,<br />
çoðunluða ters düþen görüþleri savunmalarý,<br />
çoðulculuðu öngören demokratik<br />
toplumun gereði sayýlmýþtýr.<br />
<strong>Dem</strong>okratik toplumun diðer bir<br />
unsuru hoþgörüdür. Divan, Handyside<br />
kararýnda, ahlâki deðerlerin korunmasý<br />
amacýyla hürriyetlerin sýnýrlandýrýlabileceðini,<br />
devletlerin bu konuda takdir<br />
hakký bulunduðunu açýklamakta, ama<br />
takdir hakkýnýn sýnýrsýz olmadýðýný<br />
hatýrlatarak hoþgörü kavramýný vurgulamaktadýr.<br />
Ayrýca Divan, özellikle<br />
politikacýlara yönelik eleþtiriler<br />
bakýmýndan, hoþgörülebilir eleþtiri<br />
sýnýrlarýnýn herhangi bir kiþiye oranla<br />
daha geniþ kapsamlý olduðunu belirtmektedir.<br />
Hukukun üstünlüðü, ölçülülük ilkesi<br />
ve kamu yararý ile bireysel hakkýn<br />
korunmasý arasýnda adil bir dengenin<br />
saðlanmasý da, demokratik toplum<br />
kavramý içinde deðerlendirilmektedir.<br />
Kutlular ve Koru<br />
„Temel hak ve hürriyetlerin sýnýrlanmasý,<br />
laik cumhuriyetin gereklerine<br />
aykýrý olamaz“ cümlesini, yukarýda<br />
sözünü ettiðimiz ilkelerin ýþýðýnda yeniden<br />
okursak, burada, laik cumhuriyeti<br />
koruma gayesi ile bireysel hak ve<br />
hürriyetler arasýnda bir denge arayýþý<br />
olduðu ortaya çýkar.<br />
O zaman size sorarlar: Mehmet<br />
Kutlular, „Deprem ilâhi takdir“ demiþ<br />
de ne olmuþ? Laik cumhuriyet mi<br />
yýkýlmýþ?<br />
Veyahut Fehmi Koru, düþünceyi<br />
ifade özgürlüðünü (dindar, dinsiz)<br />
herkes için savunmuþ, dinî hassasiyetleri<br />
olan kiþilerin, bu þekilde düþünebileceklerini<br />
söylemiþ.<br />
Böyle bir deðerlendirme yaptý diye<br />
nasýl cezalandýracaksýnýz yazarý?<br />
Nedir güdülen meºru amaç: Laik<br />
cumhuriyeti korumak.<br />
Peki böyle bir cümle, laik cumhuriyete<br />
karþý halký mý ayaklandýrýyor?<br />
Laik cumhuriyeti vatandaþýn gözünden<br />
mi düþürüyor? Fehmi Koru’yu ceza-<br />
landýrmak laik cumhuriyeti<br />
koruma açýsýndan gerekli<br />
mi? Böyle acil bir ihtiyaç<br />
var mý? Verilen ceza ile<br />
amaç arasýnda orantý bulunuyor<br />
mu? Farklý ve daha<br />
yumuþak tedbirlerle ayný<br />
maksada ulaþýlabilir miydi?<br />
Anayasa’nýn 14‘üncü<br />
maddesinde, zaten, hak ve<br />
hürriyetlerin, demokratik ve laik cumhuriyeti<br />
ortadan kaldýrmak için kullanýlamayacaðý<br />
belirtilirken, „çift dikiþ“<br />
atma gayesiyle, 13‘üncü maddeye de<br />
„laik cumhuriyetin gereklerine aykýrý<br />
olamaz“ cümlesi eklenmiþtir. Ama,<br />
sonuçta, bu ilâve, özgürlükler açýsýndan<br />
ek bir teminat getirmiþtir.<br />
26‘ncý madde<br />
Bence sakýncalý olan, 26‘ncý<br />
maddedeki deðiþiklik. „Düþünceyi<br />
açýklama ve yayma hürriyetinin kullanýlmasý,<br />
.... cumhuriyetin temel<br />
niteliklerinin korunmasý amacýyla<br />
sýnýrlanabilir“ cümlesi „laik cumhuriyeti<br />
koruma amacýyla sýnýrlanabilir“<br />
þeklinde deðiþtirilebilseydi, bu sakýnca<br />
da ortadan kalkardý.<br />
Çünkü „cumhuriyetin temel nitelikleri“<br />
çok karýþýk, muðlak ve geniþ<br />
kapsamlý bir kavram. Atatürk milliyetçiliði<br />
de, Anayasa’nýn Baþlangýç’ýnda<br />
belirtilen temel ilkeler de, cumhuriyetin<br />
temel nitelikleri içinde sayýlýyor.<br />
Baþlangýç’taki ilkeler deyince, Atatürk<br />
ilke ve inkýlâplarý ve medeniyetçiliði<br />
de kapsama giriyor. Oysa, laik cumhuriyet<br />
-özellikle laiklik ilkesinin doðru<br />
bir tarifi yapýldýðý takdirde-, özgürlükleri<br />
sýnýrlama sebebi sayýlabilir; denge<br />
muhafaza edildiði takdirde böyle bir<br />
sýnýrlama, demokratik toplum gereklerine<br />
uygun da düþer. Ama, „Atatürk’ün<br />
gerçekleþtirdiði inkýlâplarý eleþtiremeyeceksiniz“<br />
demek, hele Atatürk ilkelerini<br />
herkesin topluca benimsemesini<br />
beklemek, statükoculuktur. Çoðulculuðu<br />
inkâr eden, demokrasinin özünü<br />
zedeleyen bir tavýrdýr.<br />
Sürpriz beklentisi<br />
Aslýnda, Anayasa müzakerelerine<br />
basýn organlarý biraz daha ilgi gösterseydi,<br />
daha kapsamlý ve doðru bir<br />
metin ortaya çýkabilirdi.<br />
Maalesef, tartýþma kamuoyuna<br />
yansýmadýðý gibi, Meclis dýþýnda kalan<br />
siyasi partilerin de, sivil toplum örgütlerinin<br />
de, Anayasa profesörlerinin de<br />
görüþleri alýnmadý.<br />
Ýlk uzlaþma metninde, 26‘ncý<br />
madde çok daha sýnýrlayýcýydý:<br />
Düþünceyi ifade ve yayma özgürlüðünün,<br />
Anayasa’nýn 1, 2 ve 3‘üncü<br />
maddelerinin deðiþtirilmesini savunmak<br />
için kullanýlamayacaðý belirtiliyordu.<br />
Yani, „Baþkent Ankara olmasýn“,<br />
„Ýstiklâl Marþý deðiþsin“ demek bile suç<br />
sayýlacaktý. O ilk þekliyle mukayese<br />
edildiðinde, madde metni düzeltildi<br />
ama „cumhuriyetin temel nitelikleri“<br />
yerine „laik cumhuriyet“ demek daha<br />
doðru olurdu. Bir sýnýrlama kavramý<br />
olarak, „cumhuriyetin temel nitelikleri“<br />
ilk defa Anayasa’ya girmiþ oldu.<br />
Dolayýsýyla, arkadan bazý sürprizler<br />
gelebilir.