17.01.2023 Views

AKHİSAR İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ E DERGİ SAYI 1

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.


AKHİSAR İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ ADINA SAHİBİ

Süleyman ERDEM

İlçe Millî Eğitim Müdürü

İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KOMİSYONU

Ahmet ÇELER

Halim DURBURGA

Nalan GÜRMEN

YAYIN KURULU BAŞKANI

Kadir SAYGILI

İlçe Millî Eğitim Şube Müdürü

TARİH KOMİSYONU

Ayşe Bilgehan KÜÇÜKTABAN

Çağrı İSPİR

Filiz KANMAZ

Hasan BONCUK

İrfan AKAY

Mustafa KUZUCUK

Orhan URHAN

Yahya KÜLÜMSER

REDAKSİYON

Aydoğan IFRAN

Ayşin CEYHAN

Halil CAN

Hatice EROĞLU ÖRS

Şeyma CENGİZ ISLAK

KÜLTÜR SANAT KOMİSYONU

Asuman YÜREKLİ

Gökhan İYİKAL

Gülşah ŞINGAR

Melih TIRPANALAN

Nezih SAVCI

Seda KAVADARLI

Umut FİTİL

GRAFİK TASARIM

Burçin UZUN

Fazilet ARIKAN

Feyiz CANDAN IŞIK

Kayhan ARIKAN

Musa ÇAM

Yener KOÇAN

GÖRSEL SANATLAR VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU

Aslı AKSOYLU

Ferah ÇOBAN

İlkay YILDIZ ÇAPAN

Yeliz GÖKKAYA

REHBERLİK KOMİSYONU

Dilay ARSLAN

Metehan İPEK

Müjgan KAYA

Saliha BODUR

KAPAK TASARIMI

Burçin UZUN

SPOR

Özgür MORBEL

Derginin içerik ve tasarımı Akhisar İlçe Millî Eğitim Müdürlüğüne aittir. Ocak 2023

Adres:

Paşa Mah. 14 Sok. No.: 103

Hükûmet Konağı K: 2 Akhisar/MANİSA


4

5

7

10

11

13

15

17

23

25

27

29

32

33

41

ÖN SÖZ

AKHİSAR'DA EĞİTİM

MİNYATÜR AT ARABACILIĞI VE FAYTONCULUK

GÖZLERİ YAĞ YEŞİLİ

TÜRK VE AKHİSAR TARİHİNDE KADINA BAKIŞ

SABUN KOKAN YÜNLE YAZILAN TARİH

MOTİFLERİN SESİNİ DUYUYOR MUSUNUZ?

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE AKHİSAR

ANTİK ÇAĞ'DA AKHİSAR

SÖYLEŞİ

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ZEYTİN TEKNOLOJİLERİ

21. YÜZYILDA DAVRANIŞSAL BAĞIMLILIK

ZEYTİN TATLISI

AKHİSAR'IMIZIN YETİŞTİRDİĞİ SPORCULAR

EĞİTİM HABERLERİ


Bu fotoğraf Akhisar İstasyonu'nda mühendislik binası önünde çekilmiştir.

Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı,

yüksek bir topluluk hâlinde yaşatır ya da

esaret ve sefalete terk eder.


ÖN SÖZ

Değerli Okurlar,

Yeşilin ve zeytinin diyarı Akhisar’ımızı eğitimi, tarihi, kültürü, sanatı ve sporuyla anlatmayı hedeflediğimiz

e-dergimizin ilk sayısını çıkarmanın heyecanı içindeyiz. Akhisar sevdalısı, güzel yürekli eğitimciler olarak siz

değerli okurlarımızı bu heyecanımıza ortak etmek istiyoruz.

"Güzellik, bakan kimsenin gözündedir." sözünden hareketle bizler de Akhisar’a farklı gözlerle bakarak ilçemizin

unutulmuş veya bilinmeyen güzelliklerini anlatmaya vesile olduk. Bu süreçte ilçemize dair birçok şey

öğrendik. Meğer bilmediğimiz neler varmış?

Hayallerimizin peşinde dergimizi adım adım yayına hazırlarken en çok istişare ettiğimiz konu dergimize

verilecek isimdi. Bu aşamada fikir yoğunluğu yaşasak da dergimizin ilk sayısına Akhisar’ın en eski yerleşim

yerlerinden biri olan Çınarlıkapı’nın adını verdik. Umarız bu dergi, adı ve içeriği ile ilçemizin güzel bir yansıması

olur.

İstedik ki sizlere misafir olup dergimizi okurken yudumladığınız çay ve kahvelere eşlik edelim. Dimağlarınızı az

da olsa aydınlatalım. Yüzünüzde küçük bir tebessüm, zihinlerinizde hoş bir seda bırakalım. Bu ilk sayımızda

sizlere ve Akhisar'ımıza lâyık olabilirsek ne mutlu bize...

Dergimizi oluşturma sürecinde bizlerden desteklerini esirgemeyen Akhisar İlçe Millî Eğitim Müdürü’müz Sayın

Süleyman ERDEM ve ekibine sonsuz teşekkürlerimizle…

Keyifli okumalar dileriz.


Millî Eğitim Bakanlığımızın 2023 eğitim vizyonu doğrultusunda çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış

ve bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen, bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı, nitelikli, ahlaklı

bireyler yetiştirmek amaçlanmaktadır. Bu anlayışla biz de içinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında,

“Türkiye Yüzyılı”nda, öğrencilerimizi yetiştirme, Akhisar’da eğitime yön verme gayreti içerisindeyiz.

İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü olarak Bakanlığımızın projelerini çok önemsiyor, bu projelerin topluma ve

öğrencilerimize pek çok katkısı olduğunu görebiliyoruz. Ekip ruhu bilinciyle tüm okul idarecilerimiz,

öğretmenlerimiz ve yardımcı personelimizle birlikte güzel çalışmalar yürütüyoruz. Son bir yılda temel

eğitimde, özellikle okul öncesinde eğitime devam eden öğrenci sayımız %74’ten %99’a ulaştı.

“Kütüphanesiz Okul Kalmasın” projesi kapsamında birçok okulumuza kütüphane kazandırırken kütüphanesi

olan okullarımızın da kitap sayısını artırdık. Öğrenci başına en az yedi kitap düşecek şekilde

kütüphanelerimizi öğrencilerimizin hizmetine sunduk.

TEKNOFEST başvurularında Akhisar’da tarihî bir rekor kırdık. Okullarımızdan toplamda 135 proje

başvurusu oldu. Bu, bizim için çok sevindirici bir durum.

İlçemiz genelinde kazanım değerlendirme sınavları uygulayarak öğrencilerimizin akademik olarak hangi

seviyede olduklarını görmelerini sağlıyor ve çalışmalarını planlamalarına yardımcı oluyoruz. Yaptığımız

analizlerle de hangi alanların geliştirilmesi gerektiği konusunda kendimize ayna tutmuş oluyoruz.


Mesleki ve Teknik Eğitimde istek ve yetenekleri doğrultusunda öğrencilerimize yeterlik kazandırıp onları

mesleki ve teknolojik gelişmeleri takip edebilen ve bu gelişmelere uyum sağlayabilen bireyler olarak

yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Aynı zamanda iş dünyasının nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılayacak şekilde

öğrencilerimiz için uygun eğitim programları planlıyoruz.

İlkokuldan başlayarak tüm eğitim öğretim kademelerinde çocuklarımızın mizaçlarına, ilgi ve yeteneklerine

uygun ortamlarda yetişmeleri için gayret gösteriyoruz. Bu doğrultuda birçok okulun güçlendirme çalışmaları

ve yeniden yapımı tamamlanmıştır. Çalışmaları süren okullarımıza da desteğimiz devam etmektedir. Ayrıca

öğretmenlerimizin hangi alanda eğitim almak ve gelişmek istediklerine yönelik okul temelli mesleki gelişim

seminerlerinin planlanmaları yapılmaktadır. Akselendi, Arabacıbozköy, Ballıca, Başlamış, İsaca, Sazoba ve

Selçikli’de açtığımız “Köy Yaşam Merkezleri” ile buralarda yaşayan herkese ilgi ve istekleri doğrultusunda

kurslar verilmeye başlanmıştır. Akhisar’ımızda eğitime katkı sunan sivil toplum kuruluşları ile de birlik içinde

çalışarak velilerimize destek oluyoruz. Kızılay, Akhisar Ticaret ve Sanayi Odası, Akhisar Ticaret Borsasının

yapmış olduğu giyim yardımlarını öğrencilerimizle buluşturarak onların mutluluklarına ortak olduk. Bu

vesileyle de paydaşlarımıza ve bize destek veren tüm kuruluşlara teşekkürlerimi sunuyorum.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından ana sınıfı, anaokulu, taşımalı eğitim alan ve

pansiyonlu okullarda öğrenim gören öğrencilerimize ücretsiz yemek hizmeti müjdesi verilmiştir. Bu,

çocuklarımızın yeterli ve dengeli beslenmesi için önemli bir adımken velilerimize de destek sağlayacaktır. Biz

de Akhisar’da ücretsiz yemek hizmetinden yararlanacak öğrencilerimiz için planladığımız çalışmaları tüm

hızıyla sürdürmekteyiz. Hâlihazırda ücretsiz yemek hizmetinden yararlanan öğrencilerimizin sayısını ikinci

dönemin başında üç katına çıkarmış olacağız. Tabii ki daha sayamadığım, eğitim adına yapılan tüm bu

çalışmaları şube müdürlerimiz, okul idarecilerimiz, öğretmenlerimiz, daire çalışanlarımız ile birlikte

yürütüyoruz ve birlik içerisinde yürütmeye devam edeceğiz.

İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü olarak Akhisar’ımız adına siz değerli okurlarımız için titiz bir şekilde çalışarak

e-dergimizi yayına hazırladık. Dergide emeği geçen herkese, katkı sağlayan tüm kurum ve kuruluşlara

teşekkürlerimi sunarım. Dergimizin uzun soluklu olmasını temenni eder ve keyifli okumalar dilerim.

Süleyman ERDEM

İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü


AKHİSAR'DA

MİNYATÜR AT ARABACILIĞI VE FAYTONCULUK

A

tların nal sesleriyle at arabasının çampara

tıkırtılarının birbirine karıştığı o günlerden

motor seslerinden geçilmeyen günlere...

Aslında verdiği sesin huzuruydu belki

kulaklarımızda yankılanan, belki de o günlerin

anısı şimdilerde bizi hüzünlendiren. Otomobil

ve buna bağlı motorlu araç teknolojisinin

artmasıyla ne bu sesleri duyar olduk ne de o

sesleri bizlere ulaştıran, el emeği göz nuru

eserleriyle büyük bir maharet gösteren ustaları

hatırlar olduk. Bizler fark etmeden değişen

yaşam şartlarının arasında bir bir unutulup

gittiler.

Yaşı otuzu geçip kırklara yaklaşanların

özellikle hatırlayacağı "Bizim

zamanımızda şu da vardı." dediği

mesleklerden biri de minyatür at

arabacılığı ve faytonculuk. Akhisar’da bu

iş ile uğraşanları araştırdık ve bu güzide

mesleği bir hayat tarzı hâline getiren

birçok ustanın adını öğrendik. Kimi bu

fâni dünyadan sessizce göçüp gitmiş, kimi

ise gelecekte bu iş yapacak bir usta daha

yetiştirmenin derdiyle yoğrulmuş. Ancak

birçok meslek dalında olduğu gibi onlar

da yeni nesilden yerlerini alacak kimse

bulamamaktan yakınıyorlar.

7


Akhisar'da bu meslek dalının bağlı olduğu

Demirci-Nalbant ve Araba Yapanlar

Sanatkârlar Odası Başkanı Ersen TEPECİ ile

görüşme gerçekleştirdik ve konuyu tüm

yönleriyle geçmişten günümüze öğrenme fırsatı

yakaladık. Dükkânında bizi hoş sohbeti ve güler

yüzü ile karşılayan Ersen TEPECİ ile

çaylarımızı yudumlarken zanaatkârlar hakkında

konuşuyoruz. 2000 yılından beri oda başkanlığı

yapan TEPECİ'den mini fayton ve at arabası

ustası rahmetli Faik ÜNALER'i, nalbant

rahmetli Erdoğan ASALLI'yı, at arabası ustası

rahmetli Sıtkı BADAASAN'ı öğreniyoruz. Bu

mesleğin duayenleri olarak ifade ediyor bu

isimleri. Günümüzde hâlen Ercan SERTOĞLU

ve Hasan ŞİMŞEK'in odaya kayıtlı olarak bu işi

sürdürdüklerini söylüyor. Ayrıca Şefik Usta'nın

da bu işe yıllarını verdiğini söylüyor. Şefik

GÜNEŞ şu an şehrimizin en yaşlı at arabası ve

fayton ustası. Onu da dükkânında ayaküstü

ziyaret ediyoruz, üç kuşaktır bu işi yaptıklarını

ve yapmaya devam etmek istediklerini söylüyor.

Önce Faik Usta'nın daha sonra mesleğe hâlen

devam eden Hasan Usta'nın da kalfalığını yapan

Ercan SERTOĞLU'nun yanına uğruyoruz, bizi

dükkânında ağırlıyor. Şu an 42 yaşında

olduğunu, 10 yaşından beri bu işi yaptığını

söylüyor. Tek gelir kapısı at arabacılığı. O da

bu mesleğin yitip gideceğini belirtiyor. Arkadan

yetişen çırak bulamamaktan şikâyetçi desek

yanlış olmaz. At arabaları, küçük simit büfeleri,

tekerlekli banklar da yapıyor. En önemlisi hâlâ

usta olmadığını her yeni işte yeni şeyleri

öğrendiğini söylüyor. Faik Usta'dan kalan en

önemli mirasın ne olduğunu sorduğumuzda

disiplinli çalışmayı, yaptığı işin hakkını

vermeyi ve eseriyle yarınlara kalacağını

unutmaması gerektiğini ifade ediyor. Bir

yandan anlatırken bir yandan da hünerlerini

izliyoruz. Hünerlerini sergilediği o anlara şahit

olmak ayrı bir duygu. Motiflere, renklerle hayat

veriyor âdeta. Motiflerin yıllardır aynı

olduğunu aktarıyor, artık el alıştı, diyor. Onu

daha fazla işinden alıkoymamak için birkaç

fotoğraf çekip hayırlı işler dileyerek Hasan

Usta'nın dükkânına yöneliyoruz.

8


Hasan ŞİMŞEK, babadan el almış, hamurdan

yetişmiş bir usta. 56 yaşında. Bu işin kitabını

yazdık biz, diyerek bir kitap çıkarıyor

çekmeceden. 2013 yılında M. Emin AVŞAR

tarafından “Manisa Halk Kültürü 2” ismiyle

yayımlanmış kitabın "At Arabası Yapımcılığı"

bölümünü büyük bir hazla açıyor. Çünkü

geçmişi, emeği, yılları var o sayfalarda. Tek

tek, en ince ayrıntısına kadar anlattığını

aktarıyor. Anlatırken de dükkânda olan Akhisar

tipi at arabasının boyasını yapmaya devam

ediyor. Hasan Usta hem boyuyor hem anlatıyor.

Yine tek sıkıntısı "Unutulmaya yüz tutmadık,

unutulduk hocam," diyor.

Hasan Usta'ya yardımcı olan soğuk demirci

Gökhan YAVAŞ da anlatılanlara onay

verircesine kafa sallıyor. O da bu mesleğe

katkıda bulunanlardan. Eğrisinden doğrusuna

sohbet devam ediyor. Ama en büyük isteği

mesleğin unutulmaması için gerçekten destek

olunması gerektiği. Çocukluğu, dede mesleği at

arabacısı olan biri olarak ustaların bu sitemleri

insanı daha da bir üzüyor. Akhisar Müzesinde

bulunan "At Arabacılığı" bölümünün

oluşturulmasına katkıda bulunduklarını,

Manisa'da Kültür ve Turizm Müdürlüğüne bağlı

binada da minyatür at arabası ile çeyiz sandığı

sergilendiğini söylüyor. Ahilik adabına verdiği

değeri ondan dinlemek için Akhisar sanayi

sitesine yolunuz düşerse mutlaka bir çayını

içmek için uğrayın, derim.

Bu çalışmada bize destek olan başta

Demirci-Nalbant ve Araba Yapanlar

Sanatkârlar Odası Başkanı Ersen TEPECİ

olmak üzere bizlere zaman ayıran Hasan

ŞİMŞEK’e, Ercan SERTOĞLU’na, Şefik ve

Bülent ŞEN’e teşekkürü bir borç biliriz.

Akhisarlılar olarak gün gelip gelecek

nesillerin göremeyeceği, belki tarihin tozlu

sayfalarında kendine yer edinecek ata

yadigârı bu zanaata verdikleri bir ömür

için de sonsuz saygı duyduğumuzu

belirtmek boynumuzun borcudur.

Melih TIRPANALAN

9


10


TÜRK VE AKHİSAR TARİHİNDE

Tarihi 9.000 yıl önceye dayanan Akhisar'ın

eski isimlerinden biri de Thyateria'dır. Bu ad

bir Amazon kraliçesine aittir ve Akhisar'ın

Amazonlar tarafından kurulduğuna işaret

eder.

Bilindiği üzere Amazonlar, kadın egemen bir

toplumdur. Şehrin tarihi incelendiğinde de

kadınların bu şehirde önemli bir role sahip

olduğu görülür. Türklerin Akhisar'a

yerleşmesiyle de bu durum değişmemiştir

çünkü Türk kültür ve medeniyetinde kadın,

erkeklerle birlikte hayatın her alanında yer

almaktadır.

Kökü olmayan ağaç nasıl ki büyüyüp

yeşeremezse köklerini bilmeyen bir millet de

ilerleyemez. Türk kadının gücü onun

köklerinden gelmektedir. Dünyanın bilinen ilk

kadın hükümdarı Tomris Hatun, Saka (İskit)

Türklerinin kalabalık boylarından biri olan

Massagetlerin efsanevi kraliçesidir ve Tomris

Hatun, Perslerin yenilmez olarak gördükleri

Büyük Kyros’u yenerek adını tarihe

yazdırmış, Rubens de dâhil olmak üzere

Avrupalı pek çok ressama ilham kaynağı

olmuştur. Bazı kaynaklar Amazonların Saka

(İskit) soyundan geldiğini iddia etmektedir

ancak bu bilgi kesin değildir. Amazonlarla

Sakalar akraba olsun olmasın, eski

Türklerdeki kadın savaşçılar Amazon

savaşçıları ile boy ölçüşebilecek güçtedir.

Büyük Selçuklularda da kadın önemli ve

değerlidir hatta hem savaşta hem siyasette söz

sahibidir. Anadolu'yu Türk yurdu hâline

getiren Alparslan'ın kız kardeşi Gevher

Hatun'un kendisine bağlı emirler ve askerlerle

birlikte girdiği mücadeleler tarihî kayıtlarda

mevcuttur. Yine Selçukluların işbilir güçlü

hatunları Zübeyde ve Terken, siyasete yön

veren isimlerdendir.

KADINA BAKIŞ

(Çizim: Bartu BÖLÜKBAŞI)

11


Hem Türk hem de Akhisar tarihinden aldığı kudretle Akhisarlı kadınlar, hayatın her alanında mücadele

etmektedir. Öyle ki Kurtuluş Savaşı yıllarında düşmana karşı savaşmak isteyen Ballıcalı Tevhide Nine,

kocasının bütün itirazlarına rağmen onun kıyafetlerini giyip, muhtara giderek "Muhtar, benim herife söyle; dişi

aslan da aslandır." der ve savaşa katılır.

İLHAN AYVERDİ

Kubbealtı Vakfının kurucusu ve başkanlarından biri olan İlhan

Ayverdi Hanımefendi'nin Akhisarlı olduğunu bilmeyen yoktur.

İlhan Ayverdi, N. Sami Banarlı ve F. Kadri Timurtaş ile

birlikte ‘’Misalli Büyük Türkçe Sözlük’’ü hazırlayan kişidir.

Bir şairin ifadesiyle "Türkçemizi derlemiş." bir isimdir ve

şehrimizin gurur kaynağı kadınlarındandır.

Tanınmış ya da tanınmamış Akhisarlı bütün kadınlar çarşıda,

pazarda, tarlada, evde söz sahibidir. Onlar geçmişten gelen

güçle bugün her alanda çalışarak başarıya ulaşan, uygar

dünyanın temsilcileri, geleceğin yaratıcısıdırlar.

Kaynakça

Selçuklu Hatunları, Bülent Kaçın

https://kubbealti.org

https://www.akhisar.bel.tr

Asuman YÜREKLİ

12


S A B U N K O K A N Y Ü N L E

YAZILAN TARİH

K

oyun, keçi gibi hayvanların sırtındaki yünlerin su

ve sabunla yıkanmasıyla elde edilen ve bilinen en eski

tekstil yüzeyli el sanatı ürünümüzdür keçe.

Keçe yapılırken yün, önce hallaçla veya yün tarama

makinesi ile kabartılır. Sonra ne şekilde keçe

yapılacaksa çubukla keçe kalıbının üzerine dökülür ve

üzerine sepki ile incecik su verilerek kalıp rulo hâlinde

dürülür. Daha sonra ayakla, elle veya makine ile yarım

saat kadar dövülür ve kalıp açılır. Böylelikle ham keçe

elde edilmiş olur. Sonrasında ise ham keçenin kenarları

çatılır. Daha önceden boyanmış nakışlar, renkli olarak

ham keçenin üzerine arzu edildiği şekilde

desenlendirilerek yerleştirilir. Tekrar ince su verilip

rulo hâlinde kalıp dürüldükten sonra yine yarım saat

kadar bastırılır ve kalıp açılır. Böylece nakışlar

yapılmış olur. Sıra geldi sabunla buluşmaya. Nakışları

oluşturulan keçenin üzerine daha evvel doğranmış

sabun eritilir. Yine sepki ile keçenin üzerine sıcak

olarak su verilir ve rulo hâlinde dürülür. Elle veya

makine ile eninden boyundan yine dövülür. Keçeyi bu

aşamaya getirmek altı yedi saat kadar sürer. En son

aşamada ise keçe perdahlanıp kurutulur ve

kullanılmaya hazır hâle getirilir.

Keçe Ustası Muhammed DÜLGER

Yapımı emek gerektirdiği hâlde yüzlerce yıl

konargöçer yaşayan bizler; soğuğu, suyu

geçirmediği ve sıcak tuttuğu için keçeyi çok

ürettik. Göçebe kültürümüzden gelen engin

deneyimlerimizle yerleşik düzene geçtikten sonra

da üretmeye devam ettik. Ürettiğimiz keçeyi de

çadırlarımızın tabanına yaygı, yeni doğan

bebeğimize kundak, evimize dam, ekinimize

çuval, çobanımızın sırtına kepenek, ayağımıza

çizme, başımıza külah, atımıza terki, yatağımıza

ve tabutumuza örtü olarak kullandık.

Keçeden Yapılanlar

Ne var ki sanayinin ve teknolojinin gelişmesiyle

sadece kişilerin değil toplumların da miskinleşip

tembelleştiği bu dünyada en çok zarar gören

meslek dallarından biri oldu keçecilik. Yavaş

yavaş eski bir meslek, bir gelenek olmaya yüz

tuttu. İlçemiz Akhisar’da ise bu meslek hâlâ ustası

Muhammed DÜLGER ve Belediyemiz tarafından

yaşatılmaya çalışılıyor.

13


Akhisar Belediyesi, değişime direnemeyen, gittikçe Atölyede kepenek, şapka, fes, takke, minyatür bayan

sayıları azalan keçecilerin tamamen yok olmaması çantası, cirit atlarına eğer altı keçe gibi ürünler

için 2006 yılında “Orhan Patoğlu Keçe Atölyesi”ni ürettiğini söyleyen Muhammed Usta ürettiği ürünlere

açmıştır. Orhan PATOĞLU, babasından devraldığı çok fazla talep olmamasından şikâyetçi.

mesleğini Belediyemizin desteğiyle vefatına kadar

Fazla talep olmamasının sebebini ise gençlerin

sürdürmeye devam etmiş ve sanatını korumak için

keçenin özelliklerini ve faydalarını bilmemesine

yıllarca gayret göstermiş büyük bir keçe ustasıdır.

bağlıyor .

Bugün ise onun gayretlerini bize aktaran,

meşalesini devralan kişi, çırağı

Muhammed Usta,

Muhammed DÜLGER’dir.

Akhisar’da kendinden

Muhammed Usta, iki yıl

başka keçecinin

kadar Orhan Usta ile

olmadığını ve maalesef ki

çalışıp keçeciliğin tüm

ondan sonra “Ben bu işi

inceliklerini işin

devam ettiririm.” diyenin

erbabından öğrenmiş.

de olmadığını söylüyor.

Ustasının vefatından

sonra atölyeyi tek

başına işletmeye

başlamış ve hâlâ da tek

başına…

ORHAN PATOĞLU KEÇE ATÖLYESİ

Umudumuz;

Orhan Usta ve Muhammed Usta gibi

işine gönül veren,

mesleğine büyük bir tutkuyla sarılan,

sanatına saygı duyan ustaların yetişmesi yönünde.

Onlar gibi ustalar yetişsin ki keçecilik,

birçok geleneksel mesleğimiz ve el sanatımız gibi

sadece geçmişin tozlu fotoğraflarında kalmasın.

Yetişsin ki gelecek nesillerimiz,

kültürümüzden ve geleneğimizden

beslenerek

geleceğe yürüyebilsin.

Gülşah ŞINGAR

ATÖLYENİN İÇİ

14


H A L I

ORTAK PROJE

K İ L İ M

Bir hayat ağacı nakşederek kâinatı, ebedîliği,

gökyüzüne uzanan dallarıyla cenneti, dallara

konan kuşlarla öbür âleme göçen canları

anlatabilmeyi nasıl ustaca sembolize etmişler.

Atalarımızın belleği motifler aracılığıyla

bizimle konuşuyor. Peki, biz bunları duyuyor

muyuz? "Duyarsak ve duyanlar duymayanlara

anlatırsa neler olabilir?" düşüncesiyle başladık

projemize.

B

u projemizin ortaya çıkış amacı; geleneksel Türk halı ve

kilimlerinde yer alan motifleri tanımak, tanıtmak ve gelecek

nesillere aktarmaktır. Düşünceler, sevinçler, korkular,

inançlar, hüzünler, ayrılıklar, kavuşmalar ve daha birçok

duygu; atalarımızın gönlünde yüzyıllarca ilmek ilmek,

düğüm düğüm motif olup halıların ve kilimlerin üzerinde

ölümsüzleşmiş. Acaba onlar hikâyelerini ve duygularını

dokurken bir nevi duygu sağaltımı yaşamış olabilirler mi?

Ya da bizlere mesaj verme kaygısı gütmüşler midir?

Kültürümüz bizi görünmez bağlarla birbirimize bağlamaya

devam mı ediyor?

Akhisar’da halıcılığa gönül vermiş, uzun yıllar bunu ata

mesleği olarak icra etmiş Can Halıcılık’ın sahibi Adnan

CAN ile mağazasında öğrencimiz eşliğinde bir söyleşi

gerçekleştirdik. Kendileri bu mesleğe babaları rahmetli Musa

CAN’ın girişimiyle başlamış olup günümüzde de ikinci kuşak

olarak devam etmektedir. Adnan Bey’in oğlu da üçüncü

kuşağı temsil etmektedir. Can ailesinin en büyük hayali, baba

mesleğini ve motiflerin dilini yaşatmak.

Adnan CAN ile

Gerçekleştirilen

Söyleşi

15


Konuya İlişkin Fotoğraflar

Atatürk Ortaokulu

Burçin MUTLU

8.Sınıf

Dr. Ahmet Tarık SARI Ortaokulu

Zeynep AKCAN

5.Sınıf

Atatürk Ortaokulu

Defne ESER

8.Sınıf

Şehit Hasan ACAR Ortaokulu

Buğlem CANBAZ-Nisanur POYRAZ

6.Sınıf

Şehit Hasan ACAR Ortaokulu

Nisanur POYRAZ

6.Sınıf

Atatürk Ortaokulu

Selin GÖCEK

8.Sınıf

Dr. Ahmet Tarık SARI Ortaokulu

Halil DEDEBAŞ

5.Sınıf

Dr. Ahmet Tarık SARI Ortaokulu

Veysel BULUT

8.Sınıf

Şehit Hasan ACAR Ortaokulu

Doruk DÖNERKAYA

7.Sınıf

HALI

MOTİFLERİMİZ

KİLİM

Dr. Ahmet Tarık SARI Ortaokulu

Yıldız GENCER

5.Sınıf

Atatürk Ortaokulu

Sude DEMİRTAŞ

8.Sınıf

Atatürk Ortaokulu

Ada YÜCEL

8.Sınıf

Halil MANDACI İlkokulu

Aras ÇOBAN

3.Sınıf

Görsel sanatlar dersi öğretmenleri olarak görev yaptığımız okullardaki öğrencilerle çeşitli atölye

çalışmaları yaptık. Geleneksel Türk motiflerinin tanıtılması ve bu motiflerin anlamlarının bilinmesi

amacıyla çeşitli malzemeler kullanarak halı tasarımları oluşturduk.

Ferah ÇOBAN Başkanlığında

Görsel Sanatlar Komisyonu

16


EÇMİŞTEN

Günümüze

Ülkemizde Manisa ilindekinden başka “Akhisar’’

adıyla Adıyaman merkez, Afyonkarahisar/İscehisar,

Bursa/İnegöl ve Karacabey, Gümüşhane/Kale,

Aksaray[1] merkez olmak üzere altı yerleşim yeri

daha bulunmaktadır. Bunlardan başka Bosna-

Hersek’te de (Akhisarlı Ayvaz Dede’ye ithafen) bu

isimle bir yerleşim yeri vardır.

AKHİSAR

Prof. Dr. Engin Akdeniz ve ekibinin

2007 yılında yapmış olduğu

prehistorik yüzey

araştırmaları ile

Akhisar Kulaksızlar köyü

civarında yapılan kazı

çalışmalarında Akhisar

tarihine ışık tutacak

pek çok bulguya

ulaşılmıştır.

En önemlisi de

Akhisar’ın MÖ 3000 değil

MÖ 7000 yıllarında yerleşik

hayata geçilen yerlerden

biri olduğunun kesinleşmiş

olmasıdır.[2]

Bu da demektir ki Akhisar 9000

yıllık kadim bir tarihe sahiptir.

Akhisar’ın tarihte bilinen ilk adı

“Pelopia”dır. Lydia döneminde

“Thyateira” adını alan kent

sırasıyla Luwiler, Etrüskler, Pelasglar,

Hititler, Lidyalılar, Frigler, Helenler,

Persler, Makedonlar (Büyük İskender),

Bergama Krallığı, Seleukoslar, Romalılar ve

Bizanslıların; 14. yüzyılın başında ise

Saruhanoğulları’nın yönetimine geçerek “Akhisar”

adını almıştır. Osmanlı Dönemi’nde de önemli bir

kaza merkezi hâline gelmiştir.

325 yılında, İznik Konsülü toplantısından sonra

Manisa ve civarında yedi kilise

inşa edilmiş olup (Ephesus/Efes,

Smyrna/İzmir, Pergamon/Bergama,

Thyateira/Akhisar, Sardies/Salihli,

Philadelphia/Alaşehir ve

Laodikya/Denizli)[3] bu

kiliselerden biri de Akhisar’da

bulunmaktadır.

Yedi kutsal kiliseden birinin

Akhisar’da olması münasebetiyle

Hristiyanlık inancını benimseyen

milletlerin teveccühünü çeken

Akhisar, Osmanlı Dönemi’nde de önemini

korumuştur. Akhisar farklı zaman dilimleri

içinde sırasıyla “Pelopeia”, “Thyateira”,

“Semiramis”, “Euppia” ve “ta Siyaterya” adıyla

anılmıştır. Osmanlı Dönemi’nde ise bu bölgeye

kısa süreli olarak “Köklice” denmiştir.

[1] Köylerimiz 1981, T.C. İçişleri Bakanlığı, Yenigün Matbaası, s.23,

Ankara 1982

[2] akhisarhaber.com, Erişim tarihi: 17.11.2022

[3] Kitab-ı Mukaddes, Vahiy, 2/18-29

17


MİTOLOJİDE

AKHİSAR

Tarih öncesinden başlayarak önce Akdeniz

Havzası, daha sonra kuzey ülkelerine hatta Asya

içlerine kadar yayılan “Ana Tanrıça” dininin

kaynağı da Anadolu’dur. Yaygın olarak

“Kubaba” adıyla anılan “Ana Tanrıça”

Akhisar’ın da içinde bulunduğu Lydia bölgesinde

“Kybele” adını almıştır. Kybele’nin en büyük

inanç merkezlerinden biri de Manisa

(Magnesia)’dadır. Spil (Spylos) Dağı’nda Hititler

(MÖ 3200-1100) zamanından kalma Kybele

kabartması vardır.

Heredot’un anlatımına göre tanrı soylarını

belirten, onlara isimlerini veren ve efsanelerini

anlatan ilk kişiler Homeros ve Hesiodos’tur.

Mitoloji ile Akhisar’ın ilişkisini kurarken bu iki

evrensel şairin tanımlamalarından yola çıkarak

eski uygarlıkların Orta ve Batı Anadolu’da

medeniyet kurduğunu görmekteyiz.

Kolonileşen site şehirlerinin ticari ilişkileri ve

aynı dili konuşan sitelerin bir araya gelmeleri ile

birlikte metropoller ortaya çıkmış ve bunun

sonucu olarak da ortak mitoloji gelişmiştir.

Bugün Akhisar yöresinde bulunmuş Antik Çağ

kalıntılarında, heykellerde, sikkelerde, lahit ve

mezar taşlarında (stellerde) gördüğümüz tanrı ve

tanrıça figürlerinin hikâyeleri işte bu döneme

dayanmaktadır. Manisa Müzesi'nde sergilenen,

Romalılar dönemine ait Eros figürü buna örnek

gösterilebilir.

Ana tanrıça ile birlikte tasvir edilen simgelerden

biri olan çift yüzlü balta yani “labris”, Antik Çağ

Akhisar paralarının hemen hemen tümünde

görülen bir motiftir. Labris, din ile ilgili kutsal bir

alettir ve tarih öncesinden beri Mezopotamya’dan

Girit’e kadar yaygın bir şekilde kullanılmıştır.

Sümerlerden Anadolu’ya geçen çift yüzlü baltayı

kullanan kavimlerden biri de Amazonlardır.

Mitolojide Amazonların, Aphrodite ile savaş

tanrısı Ares’in kızları olduğu bilinmektedir.

Savaşçı karakterleri çeşitli kaynaklardan da

bilinen bu kadınlar ok ve yayın yanı sıra “labris”

denen çift yüzlü baltayı da kullanmaktaydılar.

Thyateria adının, mitolojide Amazon

komutanının kızlarından birinin adı olduğu

düşünülmektedir. Bunlar ve Akhisar adının

Aspro Kastro’dan geldiği bilgisi elbette tetkike

muhtaçtır.

18


BEYLİKLER VE

OSMANLI DÖNEMİ’NDE

AKHİSAR

Akhisar, Selçuklu Devleti’nin dağılmasından

sonra Saruhan Beyliği’nin bir parçası ve önemli

şehirlerinden biri olmuştur. Bu dönem, beyliğin

1410 yılında Osmanlı İmparatorluğu’na

katılmasına kadar sürmüş ve bu süre içinde

Saruhan Bey, İshak Bey, Hızır Bey bu bölgeyi

yönetmiştir.

Saruhan Bey, 14. yüzyılın başında Akhisar’ı

fethettikten sonra bu bölgenin Türkleşmesi ve

İslamlaşması için İç Anadolu Bölgesi’nden

(Sivas ve civarından) Müslüman aileler getirtip

onları buraya yerleştirmiştir. Bu ailelerin içinde

Ejder sülalesi önemli bir yere sahiptir ki Şeyh İsa

bu sülaleye mensuptur. Akhisar’da “Çağlak”

adıyla her yıl ona ithafen festival

düzenlenmektedir. Ayrıca Şeyh İsa’nın adı

Akhisar’da bir mahalleye ve liseye verilmiştir.

Şeyh İsa ve oğlu İlyas Çelebi’nin türbeleri inanç

turizmi açısından önemlidir.

Akhisar, Osmanlı Dönemi’nde de coğrafi,

ekonomik ve stratejik öneminden dolayı

canlılığını yitirmemiştir. Osmanlı Devleti’ni

yöneten otuz altı padişahtan yedisinin şehzadelik

ve valilik yaptığı Manisa (Magnesia), önemli bir

vilayet olup Akhisar’ın da bu vilayete bağlı

olması, ayrıca Fatih Sultan Mehmet’in

şehzadeliği döneminde Manisa’dan Edirne’ye

kadar yaptırdığı yolun Akhisar’dan geçmesi

Akhisar’ı ön plana çıkarmıştır. Bu tarihte yapılan

yolun bir bölümü Ballıca, Sünnetçiler, Yatağan

gibi köylerden geçmekte ve günümüzde arazi

yolu olarak hâlâ kullanılmaktadır.

Tarihî ticaret yollarının kesişme noktasında

bulunmasından dolayı Akhisar daima ön planda

olmuştur. Ayrıca burada yetişen pamuğun tuz

oranının düşük ve liflerinin uzun olması

nedeniyle Akhisar pamuğu bütün dünyada tercih

edilmiş ve yelkenli gemilerin bezlerinin

dokunmasında kullanılmıştır.

19


CUMHURİYET

DÖNEMİ'NDE

AKHİSAR

Domat ve uslu türü zeytinlerin ana vatanının

Akhisar olması, kalitesi nedeniyle Akhisar

tütününün dünya genelinde rağbet görmesi bu

bölgeyi ticari yönden hep ön plana çıkarmıştır.

Ayrıca, Tütüncüler Bankasının Türkiye’de ilk

olarak Akhisar’da açılmış olması kayda değer bir

başka konudur.

Sonraki yıllarda bayındırlık hamleleri; kapalı

spor salonu, stadyum, parklar ve rekreasyon

alanları ile devam etmiştir. Geçtiğimiz yıllarda

şehir merkezindeki birçok resmî bina modernize

edilmiş veya yeniden yapılmıştır. Atlı araba

imalatı, otomobil tamiri ve küçük parça imalatı

üzerinde yoğunlaşmış küçük bir sanayi bölgesi

kurulmuş; zeytinyağı işletmeleri ve tavuk

çiftlikleri inşa edilmiştir. Akhisar Organize

Sanayi Bölgesi ve Zeytin Borsası, Akhisar’ın

ekonomisine ve gelişimine büyük katkı

sağlamıştır.

Cumhuriyet ile birlikte Akhisar, Manisa iline

bağlı bir ilçe merkezi olmuştur. 1877'de Akhisar

Belediyesi kurulmuştur.

Ekonomik zorluklara rağmen dönemin belediye

başkanı İsmail Bahri Bey, Akhisar'ın bugünkü

hâle gelmesinde önemli rol oynayacak bazı

atılımlarda bulunmuştur. Turyolu, birçok modern

cadde ve sokak inşa edilip şehir sineması, kasap

hali, otobüs garajı ve elektrik santrali yapılmıştır.

1927'deki nüfus sayımının resmî sonuçlarına göre

Akhisar nüfusu (18026) bugünün büyük şehirleri

Denizli ve Antalya'nın nüfusundan bile fazlaydı.

Akhisar'ı İzmir'e bağlayan demir yolu 1890

yılında inşa edilmiştir. Bu demir yolu, 1912

yılında Bandırma'ya kadar uzatılmış ve Akhisar'ı

direkt olarak İstanbul'a bağlamıştır.[1]

Gün geçtikçe Akhisar, tarihî ve kültürel

dokusuyla daha da ön plana çıkmaktadır.

Özellikle sofralık ve yağlık zeytin üretiminin

yanı sıra inanç ve gastronomi turizmiyle de son

yıllarda adından sıkça söz ettirmektedir.

[1] Akhisartb.org, Erişim tarihi: 17.11.2022

Mustafa KUZUCUK Başkanlığında

Tarih Komisyonu

20


AKHİSAR'IN TARİHÎ MEKÂNLARI

1. Sese Bey Hamamı Köfünlü (Köhne) Camisi

2. Tepe Mezarı

3. Sarı Ahmet Paşa Aşevi ve Paşa Camisi

4. Gülruh Sultan (Yeni) Camisi ve Şehir Hamamı

21


5. Zeynelzade Kütüphanesi

6. Şeyh İsa Camisi ve Türbesi

7. Ulu Cami

8. Karaosmanoğlu Hacı

Mustafa Ağa (Hergelen) Camisi

9. Hashoca Camisi 10. Seyyid Ahmet Türbesi

Fotoğraflar Mustafa KUZUCUK, Kefayettin ÖZ ve Akhisar Haber arşivinden alınmıştır.

22


ANTİK THYATEIRA KENTİNDE

BİLİM VE KÜLTÜR İNSANLARI

İzmir-İstanbul yolu üzerinde yer alan Akhisar, tarihi

Erken Bronz Çağı’na kadar uzanan antik Thyateira

kentinin üzerine kurulmuştur.

LİDYA-PERS-HELENİSTİK DÖNEMİ

Thyateira, bu dönemde antik Lidya’nın kuzeyindeki en

önemli kenttir. Buradan hareketle Lidyalılar tarafından

icat edilen paranın dünya üzerinde kullanıldığı ilk

şehirlerden birinin Akhisar olduğu söylenebilir.

ROMA DÖNEMİ

ANTİK

ÇAĞ'DA

Thyateira MÖ 80 yılında Roma İmparatorluğu

sınırlarına dâhil olmuştur. Büyük Roma İmparatoru

Sezar‘ın MÖ 48 yılında Thyateira’a geldiği

bilinmektedir.

Roma İmparatoru Caracalla, MS 214 yılında şehri

yargı yetkisine sahip bir bölgesel idari merkez yani

conventus olarak ilan etmiştir. “Conventus” antik

Roma’da, eyaletlerde yargı işlerinin yürütüldüğü

yapılanma anlamına gelmektedir. Ayrıca bu terim

"bölge yargı merkezi" anlamında da kullanılmaktadır.

AKHİSAR

HRİSTİYANLIK DÖNEMİ

Hristiyanlığın ilk yedi kilisesi Batı Anadolu’da

kurulmuştur. Bu kiliseler; Akhisar, Efes, Bergama,

Sart, İzmir, Denizli ve Alaşehir’dedir.

İncil’de iki yerde "Thyateira" adı geçmektedir. Lydia

adındaki bir kadının kumaş satmak için o dönem

Thyateira olarak bilinen Akhisar’dan Makedonya’ya

geldiği yazılıdır. Bu ifade, o tarihlerde Akhisar’ın

kumaş imalatı ve ticaretinde önemli bir bölge

olduğunu kanıtlamaktadır.

THYATEIRA’DA EKONOMİ

Roma İmparatoluğu’nun MS 395 yılında Doğu ve Batı

Roma olmak üzere ikiye ayrılmasından sonra

Thyateira Doğu Roma İmparatorluğu’na katılmıştır.

Önemli ticaret yollarının kavşağında bulunan, nüfusu

kalabalık olan Thyateira antik kentinin en önemli gelir

kaynağını kumaş ve deri ticareti oluşturuyordu. Yün

ve keten üretimi, deri ve pirinç eşya üretimi,

ayakkabıcılık, seramik ve bakır işçiliği ilk

sıralardaydı. Thyateira kumaşı, zamanın kraliyet

elbiselerinde kullanılan çok değerli bir kumaştı.

Çok çeşitli iş kollarının bulunması, Hristiyan nüfusun

fazlalığı ve Caracalla zamanında bu bölgenin bir

conventus olarak ilan edilmesi Thyateira antik

kentinin nüfusunun artmasını sağlamış ve bu durum

doğal olarak sosyal yaşamın hareketli olması

sonucunu doğurmuştur. Bir hukuk merkezi hâline

gelen bu bölgede avukat ve hatipler (sofist-retorlar)

önemli insanlar olarak öne çıkmışlardır.

23


Yukarıda bahsedilen sosyoekonomik faaliyetlerden

ayrı olarak henüz yeri saptanamayan bir gladyatör

okuluna bağlı çok sayıda gladyatörün varlığı

bilinmektedir:Retiarius Stephanos, Secutor Petraeites,

Secutor Passareinos, Secutor Pardalas, Bestiarius

Kallidromos, Rudiarius Eugramos, Secutor Babidos,

Secutor Antallos, Secitor Aias. Buradan da

anlaşılacağı üzere Thyateira, Lydia bölgesinde,

Sardeis ve Philadelphia ile birlikte gladyatör

dövüşlerinin en yoğun olduğu yerleşim yerlerinden

biriydi. Gladyatör okulunun varlığı ve gladyatör

dövüşlerinde yaralananların tedavi edilme ihtiyacı

Theyateira’da tıp alanında da uzman kişilerin

yetişmesini sağlamıştır.

Tıp, hukuk, felsefe alanında önemli kişilere ev

sahipliği yapmış olmasına rağmen bu şehrin tarihi

yeteri kadar bilinememiş ve bu nedenle buradaki

önemli kişilerin hayatları hakkında detaylı bilgi

edinilememiştir.

Theyateira’da yaşadığı bilinen ünlü bilim

insanlarından en önemlileri :

1. THYATEIRALI ÜNLÜ GRAMER BİLGİNİ

NIKANDROS ( MÖ 185-135)

Nikandros; MÖ II. yüzyılın en önemli hekim, filolog

ve yazarlarındandır. Nikandros’un yazmış olduğu ve

döneminin ihtiyaçlarına cevap veren önemli eserleri

şunlardır:

Yılan ve zehirli böcek sokmalarına karşı

kullanılacak ilaçları anlatan "Theriake" adlı eseri

panzehirleri konu alır.

Günümüze birkaç satırı kalmış olan “Georgika”

ziraat hakkında yazılmış bir eserdir.

Kaybolan "Melissourgika" adlı eseri arıcılık

hakkındadır.

Ovidius’un ünlü "Metemorphoses"ine kaynaklık

eden "Heteroioumena" (Değişmeler) adlı bir eser

yazmıştır.

"Aleksipharmaka" bazı panzehirleri anlattığı

eseridir.

2. THYATEIRALI ÜNLÜ HUKUKÇU

LICINIUS RUFINUS

[(MS 185-238) Hukukçu, Retorik Ustası]

"Hayırlı olsun! Bahçıvanlar Derneği, İmparator

Meclisi’nin üyesi, Grekçe mektuplardan sorumlu

yazman, İmparator’un hocası, genel maliye

sorumlusu, imparatora yapılan bireysel başvurulardan

sorumlu yazman,Roma İmparatorluğu’nun adalet

sorumlusu (Praetor), Noricum Eyaleti’nin (bugünkü

Avusturya-Slovenya) valisi, geleneksel Titus Tatius

kültünün rahibi, Yirmiler Meclisi’nin (Vigintiviri)

üyesi, Caesar’ın (Gordianus) seçilmiş dostu (Amicus),

birçok kez imparatorlara elçi olarak giden ve öz

vatanını (Thyateira) tüm haklarına kavuşturan, atlı

sınıfına mensup görkemli Senatör M. Gnaeus Licinius

Rufinus’u, kente (Thyateira’ya ) karşı olan cömertliği

birçok büyük projeyi gerçekleştirmesi ve toplum ve

bireylerin hamisi olması nedeniyle (bir heykelini

dikerek) onurlandırdı."

(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Akhisar’daki kazılarda bulunan yazıtın Prof. Dr.

Hasan MALAY tarafından yapılan çevirisinden

hareketle Licinius Rufinus’un bölgenin çok önemli bir

hukukçusu ve devlet adamı olduğu anlaşılmaktadır.

3. AHNENAIOS ( MS 2. yüzyıl): Hatip

4. ANNIANOS ( MS 2. yüzyıl): Avukat, hatip

5. (H)ELIES: Spor hekimi

6. MOSKHIANOS ( MS 3. yüzyıl): Başhekim

KAYNAKÇA

1. S. Akat, Lydia Bölgesinde Bulunan Gladyatör Anıtları,

Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi Ege Üniversitesi, İzmir,

2001.

2. P. Ö. Aytaçlar, Yazıtlar ve Antik Kaynaklar Işığında Batı

Anadolu’da Entelektüeller,Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ege

Üniversitesi, İzmir, 2005.

3. C. Tanrıver, Antik Devir'de Lydia’da Sosyal ve Ekonomik

Amaçlı Dernekler,Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ege

Üniversitesi, İzmir, 1996.

4. thyateirakazisi.deu.edu.tr.

5. kulturportali.gov.tr

6. F. Millar, The Journal of Roman Studies 89, 1999, 90 ve

dev.

Gökhan İYİKAL

24


Salgın

Aşı

Sağlık

Enfeksiyon

Grip

Tedavi

Nezle

Virüs

Akhisar İlçe Sağlık Müdürü

Uzm. Dr. Öznur ÖZKAN BAMBAL

Sağlık Hizmetleri Öğretmeni Nalan GÜRMEN,

İlçe Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Öznur ÖZKAN BAMBAL ile

son zamanlarda yaygın olarak görülen grip vakaları hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi.

Grip ile nezle arasındaki farklar nelerdir?

Sonbahar ve kış mevsiminde özellikle

çocuklarda çok fazla görülen grip hakkında bilgi

verir misiniz?

Sonbahar mevsimi ve kış aylarında insanlar açık

alanlardan kapalı ortamlara çekiliyorlar. Okullar

açılıyor ve kişi başına düşen temiz hava miktarı

azalıyor. Bu durumda hastalıklar daha hızlı

yayılıyor. Yani yaz aylarında açık havanın ve UV

ışınlarının etkisiyle o kadar çok grip vakası

görülmezken sonbaharda bu durum tam tersine

dönüyor. Okullarda çok görülmesinin diğer sebepleri

de çocukların el hijyenine dikkat etmemeleri, ortak

kullanılan alanların olması, kırtasiye malzemelerine

ve kapı kolları gibi yerlere dokunduktan sonra

ellerini yeterince dezenfekte etmemeleridir. Özellikle

öğrencilere yüzlerine çok fazla dokunmamaları,

yemekten önce ve sonra ellerini yıkamaları gerektiği

söylenmelidir. Aksi durumda çocuklar kendi

kendilerini sürekli enfekte ediyorlar. Sadece

öğrencilerde değil tüm toplumda kapalı ortamlarda

fazla bulunmaktan dolayı grip vakalarında artış

oluyor.

Grip, enflüanza dediğimiz virüslerle oluşan

bir hastalık. Her yıl tip değiştiriyor.Yani vücuda

girebilmek için her sene mutasyon geçiriyor. Bir

önceki yılın virüsünden farklı bir virüs oluyor

ama klinik belirtileri aynı oluyor. Grip daha

ağır ateş, hâlsizlik yapan bir hastalıkken nezle

ya da soğuk algınlığı ise hafif burun akıntısı,

göz yaşarması, hapşırma ile geçirilen bir

hastalıktır. Buna da yine virüsler sebep oluyor

fakat bu virüsler sistematik etki yapmak yerine

daha çok burun nazofarenks bölgesinde kalıyor.

Grip nezleye göre daha uzun sürede iyileşiyor.

Grip tedavisinde ilaç kullanılmalı mı ya da

ne tür ilaçlar kullanılmalı?

İlaç kullanılsa da kullanılmasa da gribe

yakalanan kişilerin aynı sürede iyileştiği

görülmüş. Genellikle viral enfeksiyonların

tedavisinde antiviral ilaçların tedaviye pek

katkısının olmadığı bilimsel olarak da

kanıtlanmıştır. Bununla beraber bazı viral

hastalıklarda antiviral ilaçların kullanıldığı

durumlarda hastanın daha hızlı toparlandığı da

görülebiliyor. Bu durum, "Tıpta hastalık yoktur,

hasta vardır." görüşünü destekliyor. Bazı

kişilerde çok daha hafif seyrederken bazı

kişilerde ağır seyredebiliyor.

25


Onun dışında semptom giderici tedavi dediğimiz

burun akıntısını önleyiciler, ağrı kesiciler,

bazen de biliyorsunuz, bunların hepsinin birlikte

sunulduğu grip ilaçları mevcut. Bunlar,

belirtileri giderdiği için hekimler ve toplum

tarafından sık tercih edilen ilaçlar arasında.

Grip tedavisinde bol sıvı tüketilmeli, beslenmeye

dikkat edilmeli, mevsim meyveleri özellikle

mandalina, portakal gibi C vitamini bakımından

zengin meyveler yenmelidir.

Peki, biraz da grip aşısından bahsedelim.

Her yıl aşı olunmalı mı veya daha çok hangi

hastalık grubundakiler aşı olmalı? Bu konuda

ne düşünüyorsunuz?

Aşılar belli risk gruplarındaki kişilerce her

yıl kesinlikle olunmalı. Bu risk grupları içinde

65 yaş üstü kişiler, diyabet hastaları ve kalp

damar (kardiyovasküler) hastalıkları olan

kişiler vardır. Bu kişilere Bakanlığımız

tarafından kolaylıklar da sağlanmıştır.(Reçete

hakkı ve ücretsiz aşı…)

Okul çağı çocuklarında aşı uygulanmalı mı?

Özellikle ek veya kronik hastalığı olan

çocukların mutlaka bir çocuk uzmanına danışıp

aşı olması gerekiyor. Sağlıklı çocukların aşı

tercihi de genelde ebeveyn kararına bırakılıyor.

Bağışıklık sistemi grip hastalığında ne

kadar önemlidir? Bağışıklık sistemini güçlü

tutmak için neler yapılabilir?

Bağışıklık sisteminin güçlü olması her türlü

hastalıkta çok önemli. Sadece grip değil kanser

de buna dâhil. Yaşlılarda, gençlerde,

çocuklarda, gebelerde, özellikle kronik hastalığı

olan bireylerde grip ağır seyrediyor. Hatta grip

biliyorsunuz, covid gibi ölümlere de sebep

oluyor. Hastaların hekim önerisi olmadan ilaç

kullanmamaları gerekiyor. Tedaviye erken

dönemde başlamak da önemli. Bol sıvı tüketimi,

yeterli ve dengeli beslenme, el yıkama, öksürme

sırasında ağzı kâğıt mendiller ile kapatma, kâğıt

mendilin olmadığı durumlarda kolun iç yüzüne

öksürme ve istirahat gibi.

Veli, öğretmen ve öğrencilere tavsiyeleriniz

nelerdir?

Öncelikle bağışıklık sistemini güçlendirmek

için yeterli ve dengeli beslenmeleri gerekir.

Aynı zamanda doğru hijyeni sağlamaları,

bulundukları ortamı sık sık havalandırmaları,

hastalık durumunda istirahat etmeleri ve kapalı

ortamlarda maske kullanmaları, risk grubundaki

kişilerin ise grip aşısı yaptırmaları önerilir.

Bu mevsimde özellikle gripten korunmak

için neler yapabiliriz? Sadece sınıfları

havalandırmak yeterli mi?

Havalandırmak çok önemli. Çünkü damlacık

enfeksiyonu dediğimiz hastalıkta öksürme,

aksırma ile virüsler ortaya çıkıyor. Bu virüsler

bir metreden daha yakın mesafedeki kişilerin

ağız, burun, göz mukozalarına yerleşirse bulaş

söz konusu oluyor. Ya da nadir olarak kişi

virüsle kontamine olmuş yüzeylere dokunur,

daha sonrasında ağzını ve burnunu ellerse

mikrobu vücuduna ekmiş gibi oluyor. Tedbir

olarak maske takılması, hastalığın yoğun olduğu

dönemlerde istirahat edilmesi, doğru el

hijyeninin sağlanması önerilebilir. Çünkü

pandemi döneminde gördük ki maske kullanımı

grip vakalarını ciddi oranda azalttı.

Güçlü Bağışıklık

SAĞLIK

Hijyen

Beslenme

İstirahat

Reçeteli İlaç Kullanımı

Sağlığa

GidenYol

26


G

E

Ç M

İ

Ş

T

E

N

G

Ü

N

Ü M

Ü

Z

E

ZEYTİN TEKNOLOJİLERİ

Akhisar bölgesinde antik dönemde

zeytinyağının elde edildiği

zeytin ezme kuyusu.

(Tabantepe Mevkii)

Anıt

Zeytin Ağacı

(Sindelli - Akhisar)

Zeytin ağacı, insanlık tarihinde bilinen en eski ağaçlardan biridir. Eskiden beri zeytin ağacı akıl ve zaferin,

zeytin dalı barışın, zeytinyağı da saflık ve sadeliğin sembolü olmuştur. Nuh Peygamber’den Antik Yunan’a,

Mısırlılardan Romalılara kadar tarihin her döneminde zeytin ağacından ve zeytinyağının yararlarından söz

edilmiştir.

Zeytin ağacı ile ilgili en eski kalıntı, Ege Denizi’nde yer alan Santorini’de bulunmuştur. Yaklaşık 39.000 yıllık

bir geçmişe sahip olan bu kalıntı, insanlık tarihinde zeytin üretiminin kökenine de ışık tutmaktadır.

Zeytinyağının tarihi ise MÖ 4500’lü yıllara kadar uzanmaktadır. Bu konudaki en önemli bulguya Girit

medeniyetinde rastlanmıştır.

Zeytinyağı üretimi için özel olarak kurulmuş olduğu düşünülen ilk tesis ise İzmir’e bağlı Urla ilçesinin sınırları

içindedir. Zeytinin ayak ile ezildiği ve daha sonra suyla temas ettirilerek posasından arındırıldığı bu tesisin

kuruluşu yaklaşık olarak MÖ 6. yüzyıla denk gelmektedir. Sonraki dönemlerde ise zeytinin ezilmesinde

taşlardan yararlanılmıştır. Silindir hâlindeki iki taşın insan gücü ile hareket ettirilerek zeytinlerin ezilmesi

sağlanmıştır.

Günümüzde kullanılan

zeytinyağı bidonları

Eskiden kullanılan

zeytinyağı bidonları

Burgulu Ağaç

Pres

Burgulu Döküm

Pres

27


Yaprak Ayıklama

Makinesi

Seperatör

Sanayi Devrimi pek çok alanda olduğu gibi

zeytinyağı üretimi açısından da bir dönüm noktasıdır.

Bu dönemle birlikte fazla miktarda zeytinin öğütülmesini

sağlayan makineler icat edilmiş ve

zeytinyağı endüstriyel bir ürün hâline gelmiştir.

Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile birlikte zeytin

toplamak için çeşitli makinelerden yararlanılsa da el ile

toplanan zeytinlerden çıkarılan yağlar daha lezzetli

olmaktadır. Zeytinyağı yapımı için öncelikle toplanan

zeytinlerin yıkanarak temizlenmesi gerekir.

Temizleme işleminden sonra zeytin mümkün olan en kısa

sürede işlenmelidir. Zira fermantasyondan dolayı bekleyen

zeytinlerden elde edilecek yağın kalitesi düşecektir.

Temizlenme ve dinlenme aşamasını geçen zeytinler,

sonrasında ezilerek hamur hâline getirilmektedir.

Bu hamurlar ise preslere aktarılmakta ve hamurdan

çıkarılan yağın süzülmesi sağlanmaktadır. Bu aşamadan

sonra ise elde edilen zeytinyağı, sıcaklık derecesi 27’yi

aşmayan su ile buluşturularak yapısında bulunan diğer

maddelerden ayrıştırılır ve saflaştırılır.

En sağlıklı, aynı zamanda en kaliteli zeytinyağı soğuk

sıkma yöntemi ile elde edilir. Elde edilen zeytinyağının

uzun ömürlü olması uygun kaplarda saklanmasına bağlıdır.

Hidrolik Pres

Seperatör

Çelik Pres Arabası

Taş Değirmen

Pomperya

kaynakça: http://meb.ai/UIPJMtg

Derleyen: Yeliz GÖKKAYA

Rapanelli

28


21. YÜZYILDA

DAVRANIŞSAL BAĞIMLILIKLARIMIZ

Bir nesne veya davranışa aşırı düşkünlük olarak tanımlanan bağımlılık kavramı genellikle sigara, alkol,

uyuşturucu gibi maddelerin kullanımı ile ilişkilendirilmektedir. Son yıllarda ise kumar, egzersiz, yeme, uyuma

gibi bazı davranışların da bağımlılık yaptığı düşünülmektedir. Benzer durum bilgisayar, internet, çevrim içi

oyun, tablet, mobil telefon gibi teknolojik cihazlar ve uygulamalar için de geçerlidir.

Bağımlılık türleri hakkında yazılan makaleler incelendiğinde yeme

bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı, kumar bağımlılığı, egzersiz

bağımlılığı, internet bağımlılığı alt başlıkları göze çarpmaktadır.

Bunlardan ikisi hastalık tanımlaması içinde yer alır: “İnternette

Oyun Oynama Bozukluğu (İOOB) ve Kumar Bağımlılığı”

Yeme bağımlılığı; doymuş olmaya, suçlu hissetmeye ve fiziksel

sorunlara rağmen yeme davranışının devam etmesiyle kendini

göstermektedir.

Alışveriş bağımlılığı, kişinin ihtiyacı olmadığı ve bütçesini aştığı hâlde satın alma davranışını kontrol

edememesi şeklinde tanımlanabilir. Kişi sadece ihtiyaç duyduğu ürünleri satın almaz, satın alma davranışı için

sürekli, olmayan ihtiyaçlar üretir. Yeterli finansal kaynağı olmasa dahi ihtiyacı olmayan ürünleri sürekli

olarak satın almaya çalışır ve alışverişe gereğinden fazla zaman harcar.

Egzersiz bağımlılığı, fiziksel egzersiz aşırıya kaçılmadığında birey için yararlı bir aktivitedir. Ancak fiziksel

aktivitelerin kişinin sağlığını, sosyal çevresini, kariyerini ve ailevi ilişkilerini ihmal edecek şekilde yüksek

düzeye ulaşması hâli egzersiz bağımlılığı olarak kabul edilir.

29


Kumar bağımlılığı, yukarıda bahsedildiği üzere hastalık

sınıflaması içinde yer alır.

Kişinin sürekli olarak kumar eylemini düşünmesi,

Her oynayışta bir öncekinden daha fazla miktarda bahis

ortaya koyması,

Kumar oynama isteğine engel olamaması,

Kumar oynamadığı zaman kişide huzursuzluk ve

olumsuz belirtilerin görülmesi,

Olumsuz duygu durumu ve bu durumdan kaçmak için kişinin kumara yönelmesi,

Her kaybedişte kaybedileni telafi etmek için daha fazla oynanması,

Kaybedilenleri telafi etmek için finansal birikimlerin kumarda harcanması,

·Kumar oynamak için çevresindeki kişilere yalan söylemesi,

Kumar oynama sebebi ile iş ve eğitim hayatının, bireysel ilişkilerinin zarar görmesi

kriterlerinden en az dördünün bulunması durumunda “kumar bağımlılığı” tanısı söz konusu olmaktadır.

İnternet bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı olarak da ifade edilebilir. Davranış bağımlılığında çatı kavram

olarak kabul görmektedir. Bu bağımlılık doğrultusunda kişilerin internet kullanımı gün geçtikçe

artmakta, kişiler sürekli internette çevrim içi olma isteği duyup bu isteklerini engelleyememektedir.

Geçen vakti anlayamayıp; internete erişemediği durumlarda saldırgan ve sıkıntılı davranışlar

sergilemektedir. İnternet bağımlılığı yüzünden kişinin iş, eğitim, aile ve sosyal çevrelerinde bozulmalar

meydana gelmektedir. Bu; sosyal medya bağımlılığı, cep telefonu bağımlılığı ve oyun oynama

bağımlılığı olarak kendini göstermektedir. İnternette oyun oynama bağımlılığı aşağıda sıralanan

kriterlerden en az beş tanesinin birlikte görülmesi durumunda hastalık olarak tanımlanmaktadır.

İnternet oyunları ile zihinsel uğraş sergileme

İnternette oyun oynamaktan uzaklaştırıldığında veya oyun oynamaya imkân bulamadığında

yoksunluk belirtileri gösterme

İnternet oyunları ile uğraşmak için gittikçe artan miktarda zaman harcamaya ihtiyaç duyma

(tolerans)

İnternet oyunlarına katılmayı kontrol etmede yetersizlik yaşama

İnternette oyun oynama süresi konusunda çevresindekileri kandırma

İnternetteki oyunlar dışındaki hobilere ve eğlencelere karşı ilgiyi kaybetme

Psikososyal problemlere rağmen internette oyun oynamaya devam etme

·Olumsuz bir duygu durumunu hafifletmek ya da durumdan kaçmak için internette oyun oynama

İnternet oyunları nedeni ile bir ilişkiyi, işi, eğitimi veya kariyer imkânını tehlikeye atma

Şimdi kendinizi internet bağımlılığı konusunda değerlendirmeye ne dersiniz? Yeşilay'ın bağımlılıklar

ile ilgili çalışmaları kapsamında kullandığı ölçeği sizlerle paylaşmak isteriz. Aşağıdaki QR kodla

internet bağımlılığı düzeyinizi ölçebilirsiniz.

İnternet Bağımlılığı Düzeyi Anketi

30


TEDBİR OLARAK NELER YAPABİLİRSİNİZ?

Bağımlılıklar hakkında bilgi edinmek ve bu alanda farkındalık sahibi olmak bu tedbirlerin başında

gelmektedir.

Reklamlara ve pazarlama taktiklerindeki özendirici tutumlara karşı bilinçli olunmalıdır.

Bağımlı davranışa alternatif olarak spor, sanat, müzik ve toplumsal etkinliklere katılım sağlanmalıdır.

Sosyal bağlantıların teknoloji aracılığı ile yapılması yerine yüz yüze yapılması tercih edilmelidir.

Kişiler kızgınlık, kaygı, üzüntü gibi duygularıyla baş etmekte zorlandıklarında bağımlılıklara yönelebilirler.

Bu nedenle kişisel ve sosyal beceriler geliştirilerek bağımlılıklara karşı kişinin daha güçlü olmasına

yardımcı olunmalıdır.

Hangi yaş grubu olursa olsun akran baskısına karşı “hayır” deme becerisini geliştirmek gerekmektedir.

Özellikle bağımlılıklara karşı yüksek risk grubu oluşturan ergenlerin zaman yönetimi konusunda

farkındalık sahibi olması gerekmektedir.

Hayata bağlı kalın!

Kaynakça

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1018138

https://bmyk.gov.tr/TR-67183/davranissal-bagimlilik.html#

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1018138

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/198219

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1034663

https://www.researchgate.net/publication/330162054_Davranissal_Bagimlilik_Tanimi_Turleri_ve_Siniflandirilmasi

https://tbm.org.tr/media/kitaplar/TBM_yetiskin_teknoloji_icerik_web.pdf

Dilay ARSLAN

31


Z

Z E Y T İ N

Z E Y T İ N

TATLISI

eytin tüketimine farklı bir bakış açısı getiren mutfak şefi Fatih

ERDOĞAN, zeytinden tatlı yapmayı başardı.

Fatih ERDOĞAN, 1982 yılında Akhisar’da doğmuş olup evli ve iki

çocuk babasıdır. 14 yaşında pastacılık sektöründe çalışmaya

başlamış. Akhisar’ımızın ünlü pastanelerinin birinde yıllarca

çalışmış, sürekli kendini geliştirerek mutfak şefi olmayı başarmıştır.

Kendisi gibi işini seven birçok insan yetiştirmiştir. Pastacılık

sektöründe sergilediği başarı ona yetmemiş, Akhisar’ın ünlü

restoranlarından birinde “alakart mutfak şefi” olarak uzun yıllar

çalışmıştır.

Tüm deneyimlerini âdeta mesleki imzası hâline gelen zeytin

tatlısının yapımında ortaya koymuştur.

Fatih ERDOĞAN; gelenekle yeniliği birleştirmeyi seven, insanın sürekli kendisini geliştirmesi

gerektiğine inanan, çok çalışan, okumayı çok seven kitap âşığı biridir. Zeytin tatlısının başlangıç

hikâyesini şöyle anlatıyor:

—Birkaç yıl önce Çağlak Festivali’ndeki “Yöresel Zeytin ve Zeytinyağlı Yemekler Yarışması”na

katıldım. Hem yarışma heyecanımı yendim hem de zeytin üretimi yapılan şehrime sağlıklı bir

lezzet olan zeytin tatlısını tasarlayıp sundum. Zeytin tatlısının tadına bakanlardan olumlu dönütler

aldım.

Zeytin tatlısı işinin ticari boyuta gelme aşaması ise şöyle: Daha önce bu lezzeti tadan beş

yaşındaki bir çocuk annesinden zeytin tatlısını ısrarla istemiş. Zamanla farklı çevrelerden de

talepler artınca ben de bu tatlının patentini almaya karar verdim.

Zeytin tatlısına marka olarak “BOMİGA” ismini veren Fatih ERDOĞAN, bu ismin Anadolu

insanını temsil eden “bolluk-misafirperverlik ve gastronomi” kelimelerinin ilk hecelerinden

oluştuğunu ifade etti.

Peki, nedir bu zeytin tatlısı, içeriğinde neler var, sağlıklı mıdır? Kendisinden öğrendiğimiz

kadarıyla zeytin tatlısı; çekirdekleri çıkarılmış üç farklı zeytin çeşidinin bir araya getirilip, ezme

hâlini aldıktan sonra doğal yollarla tatlandırılarak servis edildiği bir tatlı türüdür. İçeriğinde ise

Akhisar’da yetişen çeşitli zeytinler, Susurluk pancar şekeri, Afyonkarahisar haşhaşı gibi tamamen

doğal ürünler bulunmaktadır. Zeytinyağı ve zeytin gibi faydalı ürünleri barındırmasından dolayı

gayet sağlıklı bir tatlıdır. Özellikle de sağlıksız ürünler tüketmeyi seven çocuklar için alternatif bir

lezzettir.

Fatih ERDOĞAN’ın gelecekteki planı, çocuklar ve gençler adına sağlıklı bir lezzet kültürü

oluşturmak. Ona göre BOMİGA, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandıran ve yerelliği temsil eden,

girişimciliğe örnek bir markadır. Kendisine zeytin tatlısı serüveninde başarılar diliyoruz.

Umut FİTİL

32


AKHİSAR'IMIZIN YETİŞTİRDİĞİ SPORCULAR

M

A

C

İ

T

T

E

P

E

K

Ö

Y

L

Ü

24 Temmuz 1954 tarihinde Akhisar'da dünyaya geldi. Gazi

İlkokulunu ardından Ali Şefik Ortaokulunu bitirdi. Akhisar

Lisesi 1. sınıfa geldiğinde astsubaylık sınavlarını kazanıp Çankırı

Astsubay Okuluna katılarak Türk Silahlı Kuvvetlerine adım attı.

Okulun jimnastik takımında yer aldı. Okul müsabakalarında ve 19

Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı gösterilerinde Çankırı Astsubay

Okulunu temsil etti. 1974 yılında Eğirdir’de Dağ ve Komando

İhtisas Kursunda askerî kayakçılığı öğrendi.

1975-1976 yıllarında silahlı kuvvetler kayak

müsabakalarında büyük ve küçük slalom dallarında yarıştı.

1978 yılından itibaren tümen, kolordu, kara kuvvetleri ve

Türk Silahlı Kuvvetleri takımlarında müsabakalara katıldı.

Birçok şampiyonluğu oldu.

1983-1984 yıllarından itibaren de Türkiye Avcılık Atıcılık

Federasyonunun lisanslı sporcusu olarak önce Ankara

bölgesinin, daha sonra da Manisa bölgesinin sporcusu

olarak “Türkiye Atıcılık Şampiyonaları”na katıldı. Çok kez

Türkiye şampiyonu oldu.

Havalı silahlar tabanca dalında biri egale olmak üzere, Türkiye rekorları kırdı. En son

rekorunu Edirne'de yapılan Havalı Silahlar Zafer Kupası'nda Büyük Erkek Havalı

Tabanca dalında 24 Temmuz 1986 tarihinde 600 tam puan üzerinden 576 puanla kırdı.

Bu rekoru 10 seneden fazla kırılamadı.

Atıcılık millî takım sporcusu olarak “Balkan Şampiyonaları”na katıldı.

MİLLÎ ATICI

02- 15 Eylül 1986 tarihleri arasında Doğu Almanya’da Suhl şehrinde yapılan “44.

Dünya Atıcılık Şampiyonası”na Havalı Tabanca dalında katıldı. 1993 yılında Türk

Silahlı Kuvvetlerinden emekli oldu. Sporculuk hayatını 2007 yılına kadar devam

ettirdi.

33


AYŞE BEGÜM ONBAŞI

09.12.2001 tarihinde Akhisar’da dünyaya geldi. Üç yaşında spor ile ilgilenmeye

başladı. Yedi yaşında profesyonel spor yaşamına başladı. 2019 yılında Akhisar Anadolu

Lisesinden mezun oldu. 2020 yılından beri Akhisar Belediyespor bünyesinde

çalışmalarını sürdürmektedir.

Aerobik Jimnastik Dünya ve Avrupa Şampiyonu

2013 Bulgaristan-Borovets Open Cup, Millî Takımlar

Düzeyindeki İlk Altın Madalya (çiftler)

2014 Meksika-Cancun Dünya Şampiyonası, Millî Takımlar

Düzeyindeki İlk Madalyalar (çiftler ve triolar bronz)

2016 Güney Kore-Incheon Dünya Şampiyonası,

Cumhuriyet Tarihindeki İlk Dünya Şampiyonluğu (tek

kadınlar) ve Triolar Dünya İkinciliği

2017 İtalya-Ancona Avrupa Şampiyonası, Cumhuriyet

Tarihindeki İlk Avrupa Şampiyonluğu (tek kadınlar)

(çiftler gümüş madalya ve triolar altın madalya)

2019 Portekiz-Cantanhede Dünya Kupası, Büyükler

Kategorisindeki İlk Altın Madalya (tek kadınlar)

2019 Azerbaycan-Bakü Avrupa Şampiyonası,

Büyükler Kategorisindeki İlk Madalya (çiftler gümüş)

2021 Azerbaycan-Bakü Dünya Şampiyonası,

Cumhuriyet Tarihindeki Büyükler Kategorisinde İlk

Dünya Şampiyonluğu (tek kadınlar)

2022 Türkiye-Konya İslam Oyunları, Tek Kadınlar ve

Takım Kategorilerinde Altın Madalyalar

34


NİL DENİZ BAL

10 Mart 2003 tarihinde Akhisar'da doğdu.

Aerobik Jimnastik Türk Millî Takım

sporcusudur.12 yaşından beri millî forma

giymektedir. 2011 yılından beri çeşitli

kategorilerde Türkiye şampiyonluğu

bulunmaktadır.

İlk ulusal madalya, 9-11 yaş kategorisi Mersin

Türkiye Şampiyonu

İlk uluslararası madalya, 12-14 yaş kategorisi

Fransa Aquae World Cup

Mersin, Antalya, Kocaeli, Sakarya, Bursa,

Bolu, Çanakkale, Balıkesir, Trabzon, Manisa,

İzmir ve İstanbul illerinde “Tek Kadınlar,

Çiftler ve Triolar” kategorilerinde “Kulüpler

Arası, Okullar Arası Şampiyonalar”,

“Federasyon Kupaları ve Türkiye

Şampiyonaları”nda altın madalya

2015 Fransa-Aix Les Bains Aque World Cup

12-14 yaş kategorisindeki ilk altın madalya

(Triolar)

2016 Bulgaristan-Borovets Open Cup 12-14

yaş kategorisi triolarda millî takımlar

düzeyinde İlk altın madalya

2016 Güney Kore-Incheon Dünya

Şampiyonası, 12-14 yaş kategorisi triolarda

dünya dördüncülüğü

2016 Bulgaristan-Plovdiv Cup 12-14 yaş kategorisi triolarda gümüş madalya

2017 Bulgaristan-Plovdiv Cup 12-14 yaş kategorisi “Tek Kadınlar” altın madalya ve bugüne

kadar alınmış en yüksek skor

2018 Fas-Marakeş Okul Olimpiyatları dördüncülük

2019 Slovakya-Bratislava Slovak Cup 15-17 yaş kategorisi “Tek Kadınlar”da altın madalya,

triolar gümüş madalya

2022 Romanya-Bükreş Büyükler kategorisi Tek Kadınlar dördüncüsü

2022 Bulgaristan-Plovdiv World Cup büyükler kategorisi, Tek Kadınlar ve Çiftlerde bronz

madalya

2022 Türkiye-Konya İslam Oyunları, Çiftler ve Takım Kategorilerinde altın ve gümüş madalya

Sosyal ve Kültürel Faaliyetler

İtalya-Cesenatico Eğitim Kampı •Yetenek Sizsiniz Türkiye •Üniversiteler Spor Şenlikleri

Millî günlerde gösteriler •Okullarda Spora Teşvik etkinlikleri•Jimnastiği Tanıtma seminerleri

35


ÖZGÜR MORBEL

1975 yılında Akhisar’da doğdu. İlk, orta ve

lise tahsilini Akhisar’da tamamladı. Manisa

Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi

Spor Yüksek Okulu , Beden Eğitimi

Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu.

Oryantiring, futbol, basketbol, tenis,

badminton, bocce dallarında antrenörlükleri

bulunmaktadır. Okullar, kulüpler arası ve

bireysel Türkiye şampiyonalarında birçok

Türkiye derecesi elde etti.

*1989-1990 Judo’ya başladı.

*1992 Manisa Polis Gücü Spor Kulübü

Türkiye Şampiyonluğu

*1992-1993 Judo Millî Takım

*2001 Kastamonu ilinde Yılın Futbol Hakemi

*2003 İzci Lideri

*2003 Oryantiring Branşına Başlangıç

*2014 Liseler Arası Türkiye Oryantiring

Şampiyonluğu /Akhisar Zeynep Gülin Öngör

MTAL

*2010-2016 Oryantiring Manisa İl

Temsilciliği

*2011-2012-2013 Oryantiring Millî Takım

Kamplarında Kamp Müdürlüğü ve

Antrenörlük

* 2012-2016 TOF Millî Eğitim Bakanlığı

Oryantiring Kurulu Üyeliği

*2012-2016 TOF Temsilciler Kurulu Üyeliği

*2017 Oryantiringde Ulusal Hakemlik

* 2016-2021 Türkiye Oryantiring

Fedarasyonu Organizasyon Kurulu Başkanlığı

*2016 Akdeniz Ülkeleri Oryantiring

Şampiyonasında Organizasyon Sorumlusu

*2017 Bulgaristan ve Montenegro (Karadağ’da)

Oryantiring Millî Takım Kafile Sorumlusu

*2017 23. Deaflimpics Olimpiyatlarında

Oryantiring Organizasyon Sorumlusu

*2019 Moldovya’da Oryantiring Millî Takım

Kafile Sorumlusu

*2019 Kayaklı Oryantiring Avrupa

Şampiyonasında Organizasyon Yöneticisi ve

Şampiyona Başhakemliği

* 2019 Yılında Yerel Bir Gazetenin Spor Dalında

Akhisar’a Değer Katanlar Ödülü

*2021 Dünya Gençler Şampiyonasında

Şampiyona Koordinatörü

*Birçok Hakemlik, Antrenörlük ve Eğitim

Kurslarında Eğitmenlik

*Hâlen beden eğitimi öğretmenliği ve

antrenörlüğüne devam etmektedir.

36


Akhisar

ÖYKÜ MELEK IRMAK

12 Ekim 2011 tarihinde Akhisar’da doğdu. 5 yaşındayken hobi olarak Akhisar kapalı spor

salonunda jimnastiğe başladı. Bu arada çeşitli jimnastik festivallerine katıldı.

Bir süre sonra Akhisar’daki tesis yeterli gelmediği için 2019 yılında Mehmet Ali Ekin ve

Ezgi Pazarcık antrenörlüğünde Manisa Gençlik Spor Merkezinde temel eğitim grubunda

çalışmaya başladı.

Temel eğitimini tamamladıktan sonra, 2020 yılında Zeki Can Akdağ antrenörlüğünde 9-11

grubuna dâhil oldu. 9-11 grubunda girdiği il geneli okullar arası yarışmada üçüncü oldu.

Aynı yıl katıldığı Türkiye şampiyonası kulüpler arası birinci lig müsabakasında trio

kategorisinde üçüncü oldu. 22 Mayıs 2022 tarihinde katıldığı birinci lig müsabakasında

tekli kategoride Türkiye altıncısı oldu, trioda ikinci oldu. 15-16 Ekim Türkiye

şampiyonasında, teklide dördüncü oldu. Grup kategorisinde birincilik kazandı, burada

aldığı dereceyle aerobik jimnastikte millî takıma girdi. Millî sporcu olarak katıldığı

3 Kasım 2021'de, Balkan şampiyonasında takım hâlinde üçüncü olarak bronz madalya

kazandı.

Akhisar

ALİ YÜKSEL BEDRE

1938 yılında Akhisar’da doğdu. 1958

yılında futbol genç millî takıma

seçildi. Akhisar Güneş Spor ve Ankara

Gençler Birliği, Manisa ve Sakarya

Spor’da futbol oynadı ve Akhisar

Güneş Spor’da oynarken millî takıma

seçildi.

Akhisar

SUAT AKYOL

1936 yılında Akhisar’da doğdu.

Akhisar Gençlik Spor ve Güneş

Spor’da futbol oynadı. 1954 yılında

Galatasaraylı “Kral” lakaplı Metin

OKTAY ile oynadı. Dönemin millî

takım antrenörü Cihat ARMAN

tarafından millî takıma seçildi.

Akhisar

FATİH ÇELİK

1975‘te Akhisar’da doğdu.

Akhisarspor ve çeşitli kulüplerde

profesyonel olarak futbol oynadı.

Genç millî takımda

kaleci olarak görev yaptı.

Suat AKYOL

37


Akhisar

ZEKİ VARDAR

Akhisar

ZİYA TEPECİ

1942 yılında Akhisar’da doğdu. Güneş

Spor ve İzmir Spor’da futbol oynadı.

Genç ve Ümit Millî takımlarında

oynayıp “Ümit Millî Takımı”nın

kaptanlığını da yaptı.

1923 yılında Akhisar Madeni

Sanatkârlar adı altında bir ekip kurdu,

Akhisarspor’un temelini atan kişidir.

Akhisar

ŞEREF ANDAÇ

Akhisar’da 1923 yılında Jimnastik

öğretmeni olarak görev yaptı. 1924

yılında Gençlik Spor Kulübünün

kurucusudur.

Akhisar

TURGAY METO

1942 yılında Akhisar’da doğdu. Güneş

Spor ve İzmir Spor’da futbol oynadı.

Genç ve Ümit Millî takımlarında

oynayıp “Ümit Millî Takımı”nın

kaptanlığını da yaptı.

38


Akhisar

EMİN KÖKÇÜ

1960 yılında doğdu. Altı Eylül,

Akhisarspor, Manisaspor, Uşakspor ,

Afyonspor, Soma Linyit, Selçuk Efes

Spor Kulübü, Ankaraspor ve Türk

Silahlı Kuvvetler Gücü takımlarında

yer aldı. Akhisarspor’un ilk

profesyonel futbolcusudur.

AkhisarHASAN ALİ ADIGÜZEL

2000 yılında Alaşehir’de doğdu.

13 yaşında Akhisarspor’a transfer

oldu. U14-U15-U16-U17 millî

takımlarında oynadı. Akhisarspor’da

Süper Lig’de oynadı.

Akhisar

HATİCE MİNA ÇİL

Akhisar’da doğdu. 2022’de “Minikler

Judo Türkiye Şampiyonu” oldu.

2022’de “Bosna Hersek-Minikler

Balkan Judo Şampiyonası”nda 52

kilogramda beşinciliği bulunmaktadır.

Akhisar

MUSTAFA YILDIZ

1943 yılında Akhisar’ın Sazoba

köyünde dünyaya geldi. Atalarının

Afrika kökenli olması nedeniyle “Arap

Mustafa” lakabı ile ünlendi. 1972 ve

1981 yıllarında Edirne Sarayiçi’nde

yapılan “Kırkpınar Yağlı

Güreşleri”nde iki defa “başpehlivan”

oldu. 2001 yılında vefat etti.

Akhisar

OĞUZ SABANKAY

1987 yılında doğdu. Akhisarspor,

Galatasaray, İstanbul Büyükşehir

Belediye Spor, Kartal Spor, Vestel

Manisa Spor takımlarında oynadı.

2006’da genç millî ve ümit millî oldu.

Akhisar

RIFAT GÜREŞEN

1898 yılında Makedonya’nın Strumca

kasabasında dünyaya geldi. Akhisar

Zeytinliova’ya yerleşen Rıfat Güreşen,

1927 yılında, 566. tarihî “Kırkpınar

Yağlı Güreşleri”nde başpehlivan oldu.

1991 yılında, 95 yaşında vefat etti.

Akhisar

SELÇUK EVCİM

Futbol hayatına Çağlayanspor’da

başlayıp Akhisarspor ve Fenerbahçe

genç takımlarında oynadı. Futbolda

genç millî oldu.

Akhisar

SELİN SİVRİKAYA

1997 yılında Akhisar’da doğdu.

Akhisar’ın ilk kadın millî futbolcusu

oldu. Kadın futbol birinci lig

ekiplerinde futbol oynadı.

U-17 ve U-19 millî takımlarında

defalarca millî takımda oynama

başarısı gösterdi.

39


Akhisar

Akhisar

ALİ CENGİZ

1996 yılında Akhisar’da doğdu. 2013 yılında Sırbistan’da düzenlenen “Yıldızlar

Dünya Şampiyonası”nda üçüncülük madalyası aldı. Türkiye şampiyonu olduktan sonra

Antalya’da yapılan uluslararası şampiyonlar turnuvasında birinci oldu ve İstanbul’da

yapılan Avrupa şampiyonasında ülkemizi temsil etme hakkı kazandı . İlk kez katıldığı

“Gençler Avrupa Şampiyonası”nda üçüncülük elde etti. Brezilya’da düzenlenen

“Gençler Dünya Şampiyonası”nda birinci oldu. 2015’te Afyon Kocatepe Üniversitesi

Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümünde öğrenim görmeye başladı. 2016 yılında

Türkiye’nin en büyük kulüplerinden olan Ankara ASKİ Spor Kulübüne transfer oldu.

2016 yılında Türkiye şampiyonu olup ülkemizi tekrar Avrupa ve dünya

şampiyonasında temsil etti ve her ikisinde de gümüş madalya kazandı. 2017 yılında

Azerbaycan’da dört yılda bir düzenlenen “İslami Dayanışma Oyunları”na katılmaya hak

kazanarak finalde gümüş madalya aldı. 2018 yılında Brezilya’da düzenlenen

“Üniversiteler Dünya Şampiyonası”nda tekrar dünya şampiyonu oldu. 2019’da üst

katagoride “U23 Avrupa Şampiyonası”nda ülkemize bronz madalya kazandırdı. 2020’de

büyükler kategorisinde ilk defa Türkiye şampiyonu oldu. 2020 yılında beden eğitimi ve

spor öğretmenliğine atandı. Şu an Keçiören/Bağlum Özkent Akbilek Ortaokulunda

beden eğitimi ve spor öğretmenliği yapmaktadır. 2022’de büyükler kategorisinde

Sırbistan-Belgrad’da düzenlenen dünya şampiyonasında bronz madalya kazandı. “2024

Paris Olimpiyat Oyunları”nda ülkemizi başarıyla temsil ederek şampiyon olmayı

hedeflemektedir.

FEYZULLAH AKTÜRK

1999 yılında Manisa Akhisar’ın Akkocalı köyünde doğdu. Güreş

hayatına 9 yaşında kendi köyündeki düğün güreşleriyle başladı. Daha

sonra Başlamış Ceyhan Karasoy Okulundaki beden eğitim

öğretmeninin yönlendirmesi ile Akhisar güreş takımına girdi.

Çanakkale‘deki antrenörü İsmail Kurttürk ve Akhisar‘daki antrenörü

Fehmi Yaman’ın iletişime geçmesinden sonra Akçakoyun YİBO’ya

kayıt oldu. Böylelikle antrenmanlarına Çanakkale‘de devam etti. Lise

çağında Çanakkale Çan‘a geçerek Türkiye şampiyonalarında ilk

madalyasını kazandı ve millî takım kamplarına gitmeye hak

kazanarak ülkemizi temsil etmeye başladı.

"Sporcuları tanıtan bilgiler

Akhisar Spor Adamları Derneği Başkanı İbrahim Macana'dan alınmıştır.

Katkılarından dolayı kendisine ve dernek yöneticilerine teşekkür ediyoruz."

Derleyen: Özgür MORBEL

40


1. “11 Kasım Millî Ağaçlandırma Günü” etkinlikleri kapsamında Seğirdim

Mahallesi Çaltılıçukur mevkisinde fidan dikimi gerçekleştirildi.

2. TÜBİTAK, TEKNOFEST ve MESİP projelerinin bilgilendirme toplantısı

yapıldı.

41


3. “TÜBİTAK 2204-B Ortaokullar Arası Proje Yarışması”nda Ahmet Mete

DOĞRU, Türkçe alanında Türkiye üçüncüsü oldu.

42


4. Akhisar Kaymakamı Sayın Sabit KAYA tarafından aerobik jimnastik ve

judo dallarında dereceye giren öğrencilerimize ödülleri verildi.

5. Akhisar Kaymakamlığı başkanlığında; Akhisar Belediyesi, Akhisar Millî

Eğitim Müdürlüğü, Akhisar İŞKUR Müdürlüğü, Akhisar Zeytin İhtisas

Organize Sanayi Bölgesi ve Akhisar Organize Sanayi Bölgesi temsilcileri

arasında “Akhisar Eğitim Sanayi İş Birliği Projesi (AESİP)” protokolü

imzalandı.

43


6. Akselendi, Arabacıbozköy, Ballıca, Başlamış, İsaca, Sazoba ve Selçikli

mahallelerinde “Köy Yaşam Merkezleri” kuruldu.

44


7. Taşımalı eğitim veren okullara Zeynep Gülin Öngör Mesleki ve Teknik

Anadolu Lisesi tarafından ücretsiz yemek desteği verilmeye başlandı. Ayrıca

Millî Eğitim Bakanlığı 2022-2023 eğitim öğretim yılının ikinci yarısından

itibaren okul öncesindeki tüm eğitim kurumlarına da ücretsiz yemek desteği

verileceğini açıkladı.

http://meb.ai/S1IDKp

45


8. Çobanhasan İlkokulu, 3 derslikli binası ile 2022-2023 eğitim öğretim yılına

yetiştirildi. Öğrencilerimiz yepyeni binalarında öğrenim görmeye başladı.

46


9.Yapımı devam eden okullar yerinde incelendi.

47


48


10.TÜBİTAK’ın desteği ile “TÜBİTAK 4007 Akhisar Bilim Şenliği” Gölet’teki

etkinlik alanında yapıldı. Manisa Valisi Sayın Yaşar KARADENİZ de

katılımlarıyla etkinliği onurlandırdı.

49


11. Güçlendirme çalışmaları tamamlanan Akhisar İstiklal Şehit Mustafa Çürük

İlkokulu, yenilenen yüzüyle 2022-2023 eğitim öğretim dönemine başladı.

12. Yapımı yeni tamamlanan Çamönü Ertuğrul Özçubukçu İlköğretim Kurumları

2022-2023 eğitim öğretim dönemine başladı.

50


13. Yapımı yeni tamamlanan Zübeyde Hanım İlkokulu 2022-2023 eğitim öğretim

dönemine başladı.

14. Ayvaz Dede İmam Hatip Ortaokulunun kapalı spor salonu 2022-2023 eğitim

öğretim döneminde faaliyete geçti.

51


DÜNDEN BUGÜNE AKHİSAR




https://akhisar.meb.gov.tr/ akhisarilcemem

(236) 412 29 30

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!