14.09.2023 Views

29_TurizmİşletmeYatırım_Eylül

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

MAKALE

OTELLER & ACENTELER

Ayça Bilgin / Turizm Profesyoneli

Gelişen teknoloji ve yeni kuşaklar, tüm iş dünyasıyla birlikte

turizm alışkanlıklarını da değiştiriyor

Turizm sektörünün tüm ilişkili taraflarının ilgi

alanlarını kapsayan konuları titizlikle derleyen ve

başvuru niteliğinde olan kıymetli Turizm İşletme

& Yatırım Dergisindeki ilk yazım ile herkese

merhaba…

Hem ulusal hem de uluslararası alanda kültürel ve

toplumsal iletişimi bütünleştirici etkisi ile dünya

barışının korunmasında büyük payı olan bir

sektör olan ve 23 yıldır içinde olmaktan mutluluk

duyduğum turizme dair görüşlerimi, tespitlerimi

sizlerle paylaşacak olmak büyük bir gurur benim

için. Dünya değişiyor, nesiller farklılaşıyor, buna

bağlı dinamikler hem istihdam hem de tüketici

tarafında bambaşka yönlere evriliyor… Nasıl

mı, biraz benim gözümle paylaşmak isterim;

Pandemi sonrası hayatımıza giren yeni normal

anlayışı ve günümüzün teknolojik gelişmeleri

ardından etkisini birçok alanda hissettiğimiz

dijital bir dönüşüm sürecindeyiz. Kurumlar için

ise teknolojiyi ana odağa almak, bunun gücünü

tüm kurum parametrelerine entegre edebilmek

adeta kaçınılmaz bir gerekliliğe dönüştü. Bugün

iş dünyası; trendlere hızlı adapte olan çok daha

çevik ve aynı zamanda bunu yaparken de çalışan

odaklı bir anlayış geliştirmek zorunda. Turizm

sektörü de tıpkı diğer sektörler gibi rotasını

dijitalleşmeye çevirmek, bunu yaparken de

çalışanı ve çalışanın yeteneklerini merkezine

alarak teknolojiyi işinin her alanında etkin

şekilde kullanmaya gayret ediyor. Bu sebeple

teknolojinin içine doğan Alfa kuşağı -şu an her

ne kadar çocuk yaşlarda olsa da- birçok sektörün

gelecek planlarını şekillendirmesinde büyük rol

oynuyor. Aynı şekilde Z kuşağı da turizm sektörü

dahil birçok sektörünün radarından hiç çıkmıyor.

Yakında hem misafirimiz hem de çalışanımız

olacaklar Her alanda olduğu gibi turizm sektörü

de bu dönüşümü yakından takip ediyor. Zira

dijitale odaklı iş geliştirme sistemleri bugün

yalnızca pazarlama alanında değil, turizmin her

kolunda; tüketicinin satın alma aşamasından

tutun ürünü deneyimleme aşamasına, görüş

bildirme sürecine kadar gelir ve memnuniyet

yönetiminin de önemli bir unsuru haline gelmiş

durumda. Z ve Alfa kuşaklarının bu değişim

dinamiklerine diğer kuşaklara göre daha hızlı

adapte olduğu gözle görülür bir gerçek. Bu

sebeple de dijitalleşen turizm sektörüne ve

dijital platformların en önemli kullanıcısı olan Z

kuşağının ve arkasından yetişen Alfa kuşağının

bu sektördeki rolüne, önceki kuşaklara göre

farklılıklarına ilişkin birçok araştırma günümüzde

oldukça ilgi çekiyor. Bu araştırmaların, bu

jenerasyonların sadece tüketici rolü kapsamında

değil aynı zamanda ‘birer çalışan’ olarak da

irdelenmesi ise ayrıca önem arz ediyor.

Sadece Z, Alfa değil, X ve Y kuşaklarının da

beklentisi değişiyor olabilir mi?

Yapılan çalışmalar elbette geçmiş, şimdi ve

gelecek arasındaki karşılaştırmalar, alışkanlık

değişimleri üzerine odaklanıyor. 1965 ile 1979

yılları arasında doğan bireyleri kapsayan,

harcama gelirleri sonraki kuşaklara göre

genellikle yüksek olan X kuşağındaki bireylerin

seyahat eğilimlerinin halen en fazla olduğu

görülüyor. Karar verirken ağırlıklı olarak

geçmiş deneyimlere tutunan, tanıdık önerileri

ile mütevazı seçimler yapan bir kitle olarak

görülseler de trendlere bir göz atmadan da

karar vermiyorlar. 1980 ve 1995 yılları arasında

doğanları içine alan Y kuşağının ise bir önceki

nesle kıyasla bireysel ve özgür kararlar almaya,

bu yönde istek ve beklentilerini kolaylıkla ortaya

koymaya, değişime daha açık bir profil olduğu

görülüyor. Hem geleneksel değerlere sahip çıkan

hem yeni dünya trendlerine oldukça iyi bir denge

ile uyum sağlayan bu kuşak, talepleri oldukça

fazla ve değişken olan, verdiği paranın karşılığını

alma konusunda titiz, teknolojiye merak duyan,

ancak alışılmış hizmet değerlerini de tecrübe

etmek isteyen, sıradan olanı sevmeyen, yenilikçi

bir tüketici profili sunuyor.

Z kuşağı ‘destinasyon’ seçimi odaklı ve

çevreye duyarlı anlayışa saygılı!

Günümüzde takibi yakından yapılmaya

başlanan, adeta daha önce hiç benzeri dünyaya

gelmemiş bir nesil olarak da bakılan 1996-

2010 yılları arasında dünyaya gelen bireyleri

kapsayan Z kuşağı ise “gelişmiş teknolojinin

yaygın ve agresif şekilde kullanıldığı bir zaman

diliminde dünyaya gelen” bir nesil olarak

anılıyor. Z kuşağı, bugün gerek tüketici gerek

çalışan rolleri ile “dayanışma odaklı, yaratıcı,

güvenliğine düşkün, harcadığı paranın ve

emeğinin karşılığını somut olarak sorgulayan,

daha bireysel, teknoloji odaklı seçimler

yapan, sanal sosyalleşme türlerine daha

alışkın olmaları nedeniyle de yalnız yaşamaya

ve yalnız seyahat etmeye meyilli” bir profil

çiziyor. Turizm açısından değerlendirildiğinde

ise X ve Y kuşaklarına göre çok daha genç

olan, çalışma hayatının en genç nesli olan

Z kuşağı temsilcileri gelir durumu az olması

nedeniyle seyahate daha az bütçe ayırabiliyor.

Seyahat seçimlerinde ise, daha bağımsız

hareket edebilecekleri hizmet türlerine,

oyun & eğlence ve spor olanakları olan

seçeneklere, sağlıklı yaşam odaklı alternatif

turizm çeşitlerine ilgi duyuyorlar. Turizm

faaliyetini yalnızca konaklama yapacağı yer ile

değil verdiği sınırlı paranın karşılığını en etkin

şekilde sunacak bir “destinasyon seçimi” olarak

değerlendiriyorlar. Özetle seyahat sebebi

her ne olursa olsun (tatil, iş vb.) gittiği yerde

yeni tatlar keşfetmeye, yeni deneyimler elde

etmeye odaklı bir bakış açısı ile kodlanıyorlar.

Karar vermelerinde ise öncelikli olarak dijital

platformlardaki yorumlar, trendlere uyum,

fiyat ve hizmet politikalarındaki istikrar ve

sürdürebilirlik politikalarının işlevselliği etkili

oluyor. Resepsiyona uğramadan odasına

güvenle çıkabildiği mobil check-in imkanı

sunan, sorunsuz ve sınırsız Wi-fi kullanımı

yapabildiği, menüsünde ihtiyaç duyabileceği

sağlıklı, vegan ürünlerin bulunduğu, az temaslı

ve diyaloglu, temiz ve güvenli bir hizmet türü

sunan, çevreye duyarlı işletmeler açık ara

öncelikli tercihi oluyor.

Alfa daha sorgulamaya başlamadı bile...

Henüz tek başına seyahat etmeye başlamamış

olan 2011 ve 2025 yılları arasında doğan/

doğacak bireyleri kapsayan Alfa kuşağının ise Z

kuşağında olduğu gibi yaşam tarzlarını ve seyahat

tercihlerini şekillendiren baskın unsurun teknoloji

ve teknolojik gelişmeler olduğu görülüyor. Şu an

seyahat satın almalarının büyük bir bölümünü

ebeveynleri ile yapan, kelimenin tam anlamıyla

teknolojinin içine doğmuş Alfa kuşağı da Z kuşağı

kadar, hatta belki de daha da çok sorgulayan bir

karakterde yetişiyor. Dijitalleşme dönüşümüne

adapte olan, çevreye duyarlı pazarlama ve işletme

politikaları ile ön plana çıkan, taahhütlerini alenen

duyuran ve bunun arkasında duran işletmelere

yönelecekleri de şimdiden açıkça öngörülebiliyor.

Geleneksel ağırlama ve aidiyet

tutumlarına sahip çıkarak Z ve Alfa’yı

mutlu etmek mümkün mü?

Araştırmalara göre, Z ve Alfa doğdukları dönem

olan dijital çağda dünyaya gelmiş olmaları

nedeniyle diğer nesillere oranla akıllı cihazlar,

sosyal medya ve internet tabanlı satışlara

daha fazla ilgililer. Bu nesil; gerek tüketici gerek

çalışan olarak “talepkar, verdiğinin karşılığını

isteyen, beklentisi yüksek, benchmark analiz

yetisi gelişmiş, duygusal bağdan çok objektif

gözlemlere eğilimli” bireyler olarak görülüyor.

Bu da özellikle turizm sektörü gibi beklentiye,

hayale hizmet eden, deneyim yolculuğu

rezervasyon aşamasında başlayıp konaklama

sonrasında bıraktığı yorumuna gelecek cevabın

tatmini ile son bulan bir alanın dinamik

şekilde bu yöndeki araştırmaları daha fazla

destekleme mecburiyetini doğuruyor. Yakın

geleceğin potansiyel otel misafiri ve çalışanı

olan bu nesle geleneksel ağırlama tutumlarının

özümsetilmesinin yanında, dijital çağın

gerekliliği olan dinamik hizmet ve insan kaynağı

politikalarının da geliştirildiği bir sektör anlayışı ile

yaklaşılması gerekiyor. Günümüzde işe alımdan iş

yapış şekillerine, çalışma modellerinden yetenek

yönetimine kadar iş süreçlerinin hepsinde

köklü değişiklikler yaşandığını gözlemliyoruz.

Şirketlerin ihtiyaç duydukları yetkinlikler

yön değiştirirken çalışanların iş hayatından

beklentileri de farklılaştığı için turizm sektörü de

çalışanların öncelikleri ve ihtiyaçlarına yönelik

politikalar üretiyor. Ancak kendilerine daha

fazla esneklik tanıyan, özel-iş hayat dengesini

sağlamalarına olanak veren, çalışan huzurunu

ve aidiyetini temel alan, kariyerlerinde yenilikçi

uygulamalara giden, farklı çalışma modellerini

deneyimleyebilecekleri, gelişim odaklı bir iş

hayatı imkânı sunan işletmelerin sayısının daha

da artması gerekiyor. Yeni neslin ihtiyaçlarını

odağına alan yenilikçi İK uygulamalarını

benimseyen bir kurum kültürü geliştirebilmiş

işletmelerin gelir performanslarında birkaç

adım önde olacağı, açık ara itibar sağlayacağı

şimdiden öngörülebiliyor.

Sevgilerimle,

Ayça.

Turizm İşletme & Yatırım Dergisi ǀ 09’2023

64

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!