You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İÇİNDEKİLER<br />
08<br />
2012’ye Girerken<br />
17 20 26<br />
24 KISA KISA<br />
<strong>ASKON</strong>-MATTO İşbirliği<br />
İle Gerçekleştirilen<br />
Makedonya Türk İhraç<br />
Ürünleri Fuarı Büyük<br />
İlgi Gördü<br />
29 KISA KISA<br />
Kuveyt Türk, <strong>ASKON</strong><br />
İle Anlaşma Yapan İlk<br />
Katılım Bankası Oldu<br />
30 KISA KISA<br />
Başbakanın<br />
Somali Gezisine<br />
<strong>ASKON</strong> da Katıldı<br />
31 KISA KISA<br />
<strong>ASKON</strong>’dan İHH<br />
Gemisine 50 Tırlık<br />
Yardım<br />
14<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
İslam Dünyasında Neler Oluyor Paneli<br />
18<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
Askon’dan Yeni Anayasa Paneli<br />
22<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
Mir Holding Yön. Kur. Başk.<br />
Mirmahmutoğulları<br />
“Bireyler’de Ürünler de<br />
Kurumlar da Ahlâklı Olmalı”<br />
31<br />
33 KISA KISA<br />
Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın<br />
Somali Değerlendirme Toplantısına<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca Katıldı<br />
42 ŞİRKETLERE<br />
REHBERLİK<br />
Takdir ve Uyarının Şekli,<br />
Şartı, Dengesi
50 KURUMSAL<br />
ZİYARETLER<br />
<strong>ASKON</strong> Merkez Bankası Başkanı<br />
Erdem Başçı’yı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
54 KURUMSAL<br />
ZİYARETLER<br />
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim ve Tekstil<br />
Sektörleri MÜSİAD’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
58 MEMLEKET HAVASI<br />
Afyonkarahisar<br />
60 PANAROMA<br />
Ekim Kasım Aralık ayının<br />
önemli olayları<br />
66 RÖPORTAJ<br />
İstanbul Kalkınma Ajansı<br />
Genel Sekreteri Sayın Doç.Dr.<br />
Abdulmecit KARATAŞ ile mülakat<br />
40<br />
Özgürlük Manifestosu<br />
76 79<br />
70 GÖREV BAŞINDA<br />
Sayın Valimizin Yanındayız<br />
82 BASIN AÇIKLAMALARI<br />
İslam Savunma Gücü Elzem Hale Gelmiştir<br />
88 ENGLISH EDITION<br />
Draft constitution: “Freedom Manifest” of<br />
<strong>ASKON</strong> presented to Cemil Çiçek<br />
90 BASINDA <strong>ASKON</strong>
EDİTÖRDEN<br />
Merhaba Değerli Okurlarımız,<br />
M. Akif Bayramoğlu<br />
Yeni bir sayımız ile karşınızdayız. <strong>ASKON</strong> BÜLTEN belki biraz gecikti ama<br />
bu beklediğinize değdiğini umuyoruz. Bültende sizin de fark edeceğiniz<br />
gibi gerek içerikte, gerekse düzenleme de ciddi değişiklikler yaptık. Daha<br />
kolay okunabilir bir dergi hazırladık. Bundan sonraki sayılarımızı daha<br />
merakla bekleyeceksiniz.<br />
Son zamanlarda ülkemizde ciddi gelişmelerin olduğunu gözlemekteyiz. Bu<br />
gelişmelerle ilgili <strong>ASKON</strong> projeler geliştiriyor. Yeni yeni etkinlikler yapmaya<br />
gayret ediyor, kamaoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Yapılan çalışmaların<br />
ancak bir bölümünü bu sayımıza alabildik.<br />
Bu minvalde <strong>ASKON</strong>’da yapılan toplantılarda; İslam Dünyasında Neler<br />
Oluyor konulu panelde Prof. Dr Hasan Köni, Filistinli Gazeteci Cemal Ebu<br />
Zeyd’i konuk ettik. İstanbul B.Şehir Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir<br />
Topbaş “Dev bir metropol olan İstanbul’u ve yeni projeleri” anlattı. 2012’nin<br />
en önemli gündem maddesi olan yeni anayasayı Doç. Dr. Osman Can ile<br />
Doç.Dr. Bekir Berat Özipek <strong>ASKON</strong>’da tartıştılar. Mir Holding Yönetim<br />
Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları birikimini ve tecrübelerini<br />
bizimle paylaştı.<br />
Kurumsal ziyaretler kapsamında; Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz,<br />
Bilim ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Ekonomi Bakanı M. Zafer Çağlayan,<br />
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, Milli Eğitim Bakanı<br />
Ömer Dinçer, Al Baraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, Yıldız Teknik<br />
Ünv. Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Merkez Bankası Başkanı Erdem<br />
Başçı ziyaretlerini ayrıca Sektörler Başkanlığımızın Kosgeb İstanbul<br />
İkitelli Hizmet Müdürü Selahattin Kaya, Tekstil ve Hazır Giyim Sektör<br />
Başkanlıklarımızın Koton Yön. Kur. Başkanı Yılmaz Yılmaz, İTKİB Başkanı<br />
Hikmet Tanrıverdi, İşkur İstanbul İl Müdürü Muammer Coşkun, MÜSİAD,<br />
LASİAD ve OTİAD ziyaretleri ile ilgili haberleri ilerleyen sayfalarımızda<br />
genişçe okuyabilirsiniz.<br />
<strong>ASKON</strong> yayınlarını cebine veya tablet PC’ne indir.<br />
<strong>ASKON</strong> yayınları QR (Quick Response) kod sistemi ile akıllı telefonunuza<br />
veya tablet PC’nize indirebilir ve dergiyi artık dijital okuyabilirsiniz.<br />
Yeni dönem yayınlarımızda bulunacak QR kodunu akıllı cep telefonları<br />
ve uygulamaya uyumlu tablet PC’lerinizin kamerasına okutmanız ve<br />
uygulamayı indirmeniz yalnızca 1-2 dakikanızı alacak.<br />
Gelecek sayımızda yeni faaliyetlerimiz ve yeni araştırmalarımızla sizlerle<br />
beraber olmayı ümit ediyor, öneri ve desteklerinizi bekliyoruz.<br />
Saygılarımızla…<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
Anadolu Aslanları İşadamları<br />
Derneği Adına<br />
Mustafa Koca<br />
Yazı İşleri Müdürü<br />
Atilla Yılmaz<br />
Yayın Kurulu<br />
Sıtkı Abdullahoğlu<br />
Adnan Danışman<br />
H. Ali Cesur<br />
Cavit Tatlı<br />
M. Akif Bayramoğlu<br />
İsmail Şenay<br />
Abdurrahman Oruç<br />
Halis Deniz<br />
Naim Türkavcı<br />
Hukuk Müşaviri<br />
Av. Yakup Özbek<br />
Yayın Türü<br />
3 Aylık Ekonomi Dergisi<br />
İlkbahar 2012 / Yıl 13 - Sayı 31<br />
Yazışma Adresi<br />
Cevizlibağ Yeni Londra Asfaltı N.15<br />
Yeşil Plaza K.5 Topkapı - İstanbul<br />
T. 0212 481 55 50 F. 0212 481 55 37 - 38<br />
www.askon.org.tr posta@askon.org.tr<br />
facebook.com./<strong>ASKON</strong>.org.tr<br />
twitter@<strong>ASKON</strong>.org.tr<br />
Adana Şubesi<br />
Şakirpaşa M. Turhan Cemal<br />
Berikel Bulvarı N. 213<br />
Hakplastik İş Merk K. 3<br />
T. 0322-433 34 81<br />
F. 0322-433 34 80<br />
Adıyaman Şubesi<br />
Hoca Ömer M. Selçuklu<br />
İşhanı K. 1 N. 213<br />
T. 0416-214 47 33<br />
F. 0416 213 03 37<br />
Burdur Şubesi<br />
Pazar M. Gazi C.<br />
Palaz S. N. 2<br />
T. 0248-233 61 10<br />
F. 0248-233 61 10<br />
Bursa Şubesi<br />
Buttim İş Merkezi E Blok<br />
K. 5 N. 1564<br />
Kocaeli Şubesi<br />
Pehlivan Tuna S. N. 6 K. 2<br />
T. 0262-226 11 17<br />
F. 0262-322 86 53<br />
Konya Şubesi<br />
Horozluhan M. Çalıdüzü S.<br />
Otoplaza Sit. B Giriş K. 1<br />
T. 0332-248 00 48<br />
F. 0332-248 80 55<br />
Rize Şubesi<br />
Atatürk C. Tuzcu Han K. 2<br />
Ticaret Odası Karşısı<br />
T. 0464-212 07 57<br />
Samsun Şubesi<br />
Gaziler Meydanı Gelişen<br />
İş Merkezi N. 10 K. 4<br />
T. 0362-431 31 29 F. 0362-<br />
432 65 58<br />
Trabzon Şubesi<br />
Gazipaşa M. Uzunsokak C.<br />
Topaloğlu İşhanı N.21 K.4<br />
T. 0462-321 56 59<br />
F. 0462-326 10 35<br />
Denizli Şubesi<br />
İzmir asfaltı üzeri N. 89<br />
F. 0533-582 36 86<br />
C. 0544-649 30 34<br />
Genel Koordinatör<br />
Gökhan Göler<br />
Görsel Yönetmen<br />
Kenan Değirmen<br />
Grafik Tasarım<br />
Rabia Öztürk<br />
Reklam ve Halkla İlişkiler<br />
Elif Alaca<br />
İrtibat<br />
Kuştepe M. Tomurcuk S. İzmen Sit. A2<br />
Blok K.4 D.21 Mecidiyeköy / Şişli<br />
T. 0212 212 72 62 F. 0212 212 92 62<br />
www.ftmiletisim.com info@ftmiletisim.com<br />
Baskı ve Cilt<br />
Favori Basım Yayın ve<br />
Reklamcılık San. Tic. Ltd. Şti.<br />
T. 0216 326 94 86<br />
Dağıtım<br />
Aras Kurye
BAŞKANDAN<br />
Modeller tabu mu?<br />
6 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Başkandan<br />
Ülkemiz ciddi bir mücadele veriyor. Yıllardır içinde<br />
yaşadığı köhne yapıları değiştirmek, düçar<br />
bırakıldığı ger kalmışlığı alt etmek ve lig atlamak<br />
anlamında bir beceri göstermek için yoğun çaba<br />
içerisinde.<br />
Ama değişimi önce zihinlerde başarmak gerekiyor. Eğer<br />
onlardaki tabular yıkılmaz ise, o zaman istenen başarıyı<br />
yakalamak kesinlikle mümkün olamıyor. Hele geri kalmışlığı<br />
talihi olarak gören, başka ülkelere, başka medeniyetlere<br />
aşık olmuş ve kısaca “bizden adam olmaz” modunu<br />
aşamamış kişilerin kitle oluşturduğu bir yerde bu konular<br />
asla randıman vermiyor.<br />
Ekonomik anlamda son 10 yıldır hemen hemen kesintisiz<br />
olarak devam eden bir trend var. Bu trend yükseliş trendi.<br />
Eskiye ait yığınla tarz her gün terk ediliyor. Tabii henüz<br />
gerçek anlamda değişimi yakalamak mümkün olmadı<br />
ama ileri bir gidiş olduğu gözlemlenebiliyor.<br />
Aslında dikkatli takibin söz konusu olduğu durumlarda<br />
rahatça görülebilecek olan bir gelişme hemen fark edilir.<br />
Dünyanın bazı tabuları her gün yıkılıyor. Dün gelişmiş ülke<br />
olarak kabul edilen ve asla ilerilikleri tartışılmayan ülkeler,<br />
bugün ciddi ciddi itibar kaybetmiş durumdalar.<br />
2008 krizi fena halde bu ülkelerin karizmalarını çizmiş<br />
bulunuyor. Hatta bu kriz onların tabu diye kabul ettikleri<br />
sitemlerini de alt üst etmiş durumda. Liberal kapitalizmle<br />
bu seviyeleri yakaladıklarını dillendirip bununla övünen<br />
insanlar, kriz anında hemen devlet müdahalesiyle banka<br />
kurtarmanın yoluna gittiler. Sistemlerinin ilkelerinin sarsılmasından<br />
da hiç rahatsız olmadılar.<br />
Buradan bir ciddi sonucu da biz çıkarmalıyız: “Kendilerinin<br />
dün tabu dedikleri sistemleri bugün delik deşik etmekte<br />
mahsur görmeyen insanların sitemlerini biz neden hâlâ<br />
tabu diye görmeye devam ediyoruz?”sorusunu kendimize<br />
sormalıyız.<br />
Ülke atak yaparken, büyüme trendleri yakalanırken, dış<br />
borçlar belli seviyelerin altına düşerken, KBMG artarken<br />
onları yakından takip etmeye neden devam ediyoruz?<br />
Aynı akibete uğramak için mi?<br />
Ancak şimdi görülen manzara iç karatıcıdır. Bu sistemle<br />
gelinen noktada ciddi tıkanıklıklar olmuştur. Japon kapitalizmi<br />
10 yılı aşkın süredir resesyondan çıkamadı. ABD bir<br />
mortgage sistemi ile manipüle oldu. AB ülkelerinin önemli<br />
bir kısmı hane halkı borçlanması ve kamu borçları sebebiyle<br />
ciddi bir karamsarlığa düştü. Ama bankalar ve belirli<br />
merkezler biriktirmeye devam ediyorlar.<br />
Biz diyoruz ki, bu sonu kötü olduğu ispatlanmış sitemi<br />
tabu kabul etmekten kendimizi kurtaralım. Bugün onların<br />
düştüğü handikapa doğru biz de kendimizi güdülemeyelim.<br />
Yeni formlar, yeni modeller ve yeni sistemler peşinde<br />
koşmaya başlayalım.<br />
Ekonomi felsefesinden, teknoloji felsefesine varıncaya<br />
kadar yenilik peşinde koşalım. Hem dar anlamda ülkemiz<br />
insanı için, hem geniş anlamda coğrafyamız ve insanımız<br />
için, hem de tüm dünyada tüm insanlık için yeni fırsatların<br />
peşini kovalayalım. Yeni modeller üretelim. Yeni sistemler<br />
kuralım.<br />
Yeni modeller, bu kadar fazla zenginlik üretmese de<br />
daha dengeli bir dağılım üretsin. Açlığa, yoksulluğa prim<br />
vermesin. Tabiatın çevrenin daha az bozuma uğramasını<br />
sağlasın. Çok büyük ihtimalle çok daha fazla barışçıl ve<br />
huzurlu insani ortamlar oluşacaktır.<br />
Bunun için de sadece tabulardan kurtulmamız yeterlidir.
GENİŞ AÇI<br />
2012’YE GİRERKEN<br />
Son bir ay içinde dünya ekonomisinin görünümüne dair değerlendirmeler 2012<br />
yılının “olağandışı belirsizlikler” içeren bir yıl olduğu noktasında birleşmektedir.<br />
Bu belirsizliklerin esas olarak Euro Bölgesi’nde yoğunlaştığı düşünülürken, küresel<br />
piyasaların kazanç imkânlarının sınırlı olabileceği sıkıntılı ve zor bir döneme<br />
hazırlanmaya çalıştığı görülmektedir. Bu çerçevede Türkiye ekonomisinin temel<br />
makro ekonomik göstergelerine ilişkin 2012 beklentileri, tahmin ufkunun oldukça<br />
dar olduğu bir ortamda hazırlanmaktadır.<br />
Yurtdışı Gelişmeleri<br />
Dünya ekonomisi 2011 yılını, önceki<br />
yıldan devraldığı Euro Bölgesi<br />
ülkelerinin yüksek kamu açıklarının<br />
yarattığı sorunlar ve krizden en çok<br />
etkilenen bölgeler olan gelişmiş ülkelerin<br />
bozulan büyüme görünümlerinin<br />
yarattığı endişelerle geçirirken,<br />
2012 yılına küresel büyüme performansının<br />
azalacağı ve Euro Bölgesi<br />
sorunlarının mevcut belirsizlikleri<br />
biraz daha artıracağı beklenmektedir.<br />
Türkiye’nin makro ekonomik göstergelerine<br />
dair 2012 beklentilerimizi<br />
belirlerken, küresel ekonominin<br />
mevcut tablosu ışığında önümüzdeki<br />
bir yıl içinde, Euro Bölgesi ülkelerinin<br />
borç sorunlarının yarattığı belirsizliklerin<br />
devam edeceği, ancak yeni bir<br />
finans krizinin oluşmayacağı, ayrıca<br />
küresel büyüme görünümünün 2011<br />
yılına göre daha zayıf olacağı öngörüsünü<br />
yansıtmaktadır. Euro Bölgesi<br />
ekonomisinin kısa süreli bir daralma<br />
yaşaması beklenmektedir. bu senaryoda,<br />
gelişmiş ülkelerde genişletici<br />
para politikalarına devam edilmesiyle<br />
düşük faiz–yüksek likidite<br />
koşullarının sürecek olmasına karşın<br />
ABD’nin büyüme performansında çok<br />
belirgin bir canlanma yaşanmayacağı<br />
öngörülmektedir. Gelişmekte olan<br />
ülkelerin büyüme performanslarının<br />
da 2011 yılına göre daha düşük olacağı<br />
ve bunun sonucunda bu ülkelerde<br />
8 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
para politikası duruşunun da nispeten<br />
genişletici hale geleceği, ayrıca<br />
kamu maliyesi dengelerinin gelişmiş<br />
ülkelerdeki kadar kırılganlık oluştur-<br />
maması nedeniyle maliye politikası<br />
araçlarının da büyümeyi destekleyecek<br />
yönde bir miktar kullanılabilme<br />
imkânı olduğu düşünülmektedir.
2012 yılında küresel ölçekte enflasyon<br />
oranlarının düşük büyüme beklentileri<br />
ve baz etkisi ile 2011’deki seviyelerinin<br />
altında gerçekleşebileceği düşünülmektedir.<br />
Bu ihtimal gelişmekte olan ülkelerin<br />
büyüme kaygıları nedeniyle para<br />
politikasında genişletici bir duruş<br />
sergileme imkânını sınırlayabilecektir.<br />
Küresel ekonomide gelişmiş ve<br />
gelişmekte olan ülkeler arasındaki<br />
cari işlemler dengesizliklerinin 2012<br />
yılında da devam edeceği öngörülürken,<br />
gelişmiş ülkelerin yüksek kamu<br />
açıklarının oldukça yavaş olan gerileme<br />
sürecinin hızlanacağı yönünde şu<br />
an için bir işaret bulunmamaktadır.<br />
IMF tahminleri ile de uyumlu olan baz<br />
senaryo tahminlerimiz karşısındaki<br />
birinci alternatif senaryomuzda ABD<br />
ekonomisinin 2012 yılında potansiyel<br />
büyüme hızına yakın bir büyüme<br />
kaydedeceği, böylece ABD’nin kamu<br />
maliyesi üzerindeki ağırlığın bir miktar<br />
azalacağı, Euro Bölgesi ülkelerinin<br />
borç sorunlarına daha makul bir<br />
çözüm bulunmasıyla mevcut risklerin<br />
azalabileceği, ancak daraltıcı mali<br />
önlemlerin etkisiyle büyüme performansının<br />
düşük olacağı varsayılmaktadır.<br />
ABD istihdam koşullarındaki<br />
iyileşmenin ciddi bir değişim göstermeyeceği<br />
düşünülürken, enflasyonun<br />
2011 yılında olduğundan daha fazla<br />
hissedilebileceği ve böylece kamu<br />
borçlarının monetizasyonuna katkısının<br />
bir miktar artabileceği düşünülmektedir.<br />
Yurtiçi Gelişmeleri<br />
Büyüme<br />
2011 yılında yüksek bir büyüme performansı<br />
gösteren Türkiye, 2011 yılının<br />
üçüncü çeyreğinde %8.8 oranında<br />
büyümüştür. Böylece 2011 yılının ilk<br />
üç çeyreğinde %9.6 oranında büyüyen<br />
Türkiye ekonomisi en hızlı büyüyen<br />
ekonomiler arasında yer almıştır.<br />
İşsizlik<br />
Bir önceki bölümde belirttiğimiz gibi<br />
Avrupa ülkelerinde yüksek kamu<br />
açıklarını ortadan kaldırmak üzere<br />
uygulanan daraltıcı maliye politikalarının<br />
ekonomiyi yavaşlatıcı etkileri ve<br />
ABD’de istenen istihdam ve büyüme<br />
koşullarının sağlanamamış olması<br />
2012 yılındaki büyüme performansı<br />
açısından olumsuz bir tabloya işaret<br />
ederken, bu durum dış ticaret kanalıyla<br />
diğer ekonomiler açısından<br />
da risk oluşturmaktadır. Küresel<br />
ekonominin mevcut gidişatı ve 2011<br />
yılından gelen olumsuz baz etkisi göz<br />
önüne alındığında Türkiye ekonomisinin<br />
2012 yılının tamamında yıllık<br />
bazda %4.5 oranında büyümesini<br />
bekliyoruz.<br />
İşsizlikte Mukayeseli<br />
Olarak İyileşme<br />
Görüntüsü<br />
Küresel ekonomik krizle birlikte bozulmaların<br />
yaşandığı istihdam piyasalarında<br />
kriz sonrası dönemde, ekonomik<br />
toparlanmayla beraber iyileşme başlamıştır.<br />
Ancak istihdam piyasalarındaki<br />
iyileşmenin ülkeler arasında farklılık<br />
gösterdiği, ekonomik krizin etkilerini<br />
tam olarak atlatamamış ve küresel<br />
kriz sonrası borç krizi gibi yeni<br />
sorunlarla karşılaşmış ülkelerin<br />
GENİŞ AÇI<br />
istihdam piyasalarında ise iyileşmenin<br />
henüz başlamadığı görülmektedir.<br />
İşsizlik oranının kriz süresince ve<br />
kriz sonrasında nasıl hareket ettiğini<br />
ve Türkiye ile diğer ülkelerin işsizlik<br />
oranlarında yaşanan hareketi karşılaştırmak<br />
amacıyla işsizlik oranındaki değişimler,<br />
Grafik 4’te seçilmiş ülkelerin<br />
işsizlik oranları 2007 yılı ocak ayı 100’e<br />
endekslenerek incelenmiştir.<br />
Grafikteki endekslenmiş işsizlik oranı<br />
rakamları incelendiğinde, ABD’nin<br />
işsizlik oranının diğer ülkelerin işsizlik<br />
oranlarına göre daha hızlı bir artış gösterdiği,<br />
Euro Bölgesi’nde en yüksek<br />
işsiz lik oranına sahip İspanya’nın ve<br />
borç krizinin ilk patlak verdiği ülke<br />
olan Yunanistan’ın işsizlik oranlarının<br />
ise kriz öncesine göre oldukça yüksek<br />
seyrettiği görülmüştür.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
9
GENİŞ AÇI<br />
Enflasyon<br />
2011 yılı enflasyon oranının oldukça<br />
geniş bir bantta hareket ettiği bir yıl<br />
olmuştur. 2010 yıl sonunda TCMB’nin<br />
%6.5 olan enflasyon hedefinin<br />
yakalanmasının ardından 2011 yılının<br />
ilk çeyreğinde de enflasyonda olumlu<br />
seyir devam etmiştir.<br />
2011 yılının ilk çeyreğinde bir önceki<br />
yıldan gelen olumlu baz etkisinin de<br />
desteği ile enflasyon %3.98 ile tarihi<br />
düşük seviyelere dek gerilerken,<br />
olumlu baz etkisinin hafiflemesi<br />
ile birlikte 2011 yılının mart ayından<br />
sonra enflasyonda gıda fiyatlarının<br />
temel belirleyici konumunda olduğu<br />
dalgalanmalar yaşanmıştır.<br />
2011 yılının temmuz ayından itibaren<br />
ise TL’de yaşanan değer kaybının<br />
enflasyon üzerinde oluşturduğu<br />
yukarı yönlü baskıların yanı sıra son<br />
çeyrek içinde özellikle ithal malları<br />
içeren mal gruplarında yapılan yeni<br />
vergi düzenlemeleri enflasyonda<br />
beklenenin de üzerinde hareketler<br />
görmemize neden olmuştur. 2011<br />
yılının son ayında ise gerek döviz<br />
kurlarında yaşanan yukarı yönlü<br />
hareketlerin enflasyon üzerindeki<br />
gecikmeli etkileri gerekse olumsuz<br />
mevsimsel koşullara bağlı olarak gıda<br />
fiyatlarında görülen artışlar enflasyon<br />
görünümünün bozulmasında<br />
temel belirleyici konumundayken,<br />
enflasyon 2011 yıl sonunda 2010 yılının<br />
Nisan ayından sonra ilk kez çift<br />
haneli olarak gerçekleştirilmiştir.<br />
2012 için tahmin edilen durum;<br />
TCMB’nin enflasyonun mayıs ayında<br />
tek haneye düşeceği ve 2012’nin son<br />
çeyreğinde hızla gerileyeceği yönündedir.<br />
Ancak, 2012 yıl sonuna ilişkin<br />
enflasyon beklentisi TCMB’nin %5.0<br />
olan enflasyon hedefinin bir miktar<br />
üzerinde %6.5 -7 seviyesine işaret<br />
etmektedir.<br />
2012 yılında enflasyonun nasıl bir<br />
seyir izleyeceğini belirlerken, gıda<br />
enflasyonundaki aylık dalgalanmaların<br />
yüksek olduğu ve benzeştiği<br />
10 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
yıllara kıyaslandığından elde edilen<br />
sonuç 2012 enflasyonunu % 8.5<br />
oranlarına ulaşmaktır.<br />
Bunun altında yatan temel neden<br />
2012 yılında küresel görünümde bozulmanın<br />
devam edeceği beklentisi<br />
ve küresel ekonomiye ilişkin risklerin<br />
diğer gelişmekte olan ülkelere olduğu<br />
kadar Türkiye’ye de dış ticaret<br />
ve finansal piyasalar aracılığı ile<br />
yansıması ihtimalidir. Yurtdışı piyasalarda<br />
beklenen sert bir daralmanın<br />
yaşanmaması durumunda, 2012<br />
yılında yurtiçi talebin yurtdışı talebe<br />
göre olumlu bir performans göstermeye<br />
devam etmesi ancak 2011<br />
yılına göre zayıflaması beklenebilir.<br />
TCMB 27 Aralık 2011 tarihinde<br />
yayımladığı 2012 para politikası<br />
açıklamalarında, döviz kuru ve emtia<br />
fiyatlarındaki gelişmelerin 2011 yılı<br />
enflasyon üzerindeki etkisinin yaklaşık<br />
5 puan, yapılan vergi ayarlamalarının<br />
etkisinin ise 1.6 puan olduğunu<br />
belirtirken, bu etkilerin 2012’de<br />
kademeli olarak ortadan kalkacağı<br />
ve enflasyonun yıl sonu itibariyle %5<br />
hedefine yaklaşacağı öngörüsünde<br />
bulunmuştur. Bizi beklentimizin<br />
daha yüksek olduğunu ifade etmiştik.<br />
Enflasyon yirmi ay sonra tekrar<br />
çift haneli seviyelerde.<br />
2011 yılının son ayında beklentilerin<br />
ve hedeflenen oranın oldukça üzerinde,<br />
sert bir şekilde yükselen enflasyonda<br />
gıda fiyatlarındaki artış temel<br />
belirleyici olmuştur.<br />
2010 yılının ekim ayında %17 seviyelerine<br />
kadar yükselen gıda enflasyonu,<br />
2011 yılının ilk ayından itibaren<br />
dalgalı bir seyir izlemiş ve mayıs<br />
2011’de olumsuz hava koşullarının,<br />
başta meyve ve sebze olmak üzere<br />
işlenmemiş gıda arzına ciddi zarar<br />
vermesiyle beklenmedik şekilde<br />
artarak 2011 yılı içindeki en yüksek<br />
seviyesine ulaşmıştır. Aynı dönemlerde<br />
Birleşmiş Milletler Gıda Fiyat<br />
Endeksi’nin de rekor seviyelerde<br />
seyretmesi ve global ekonomide gıda<br />
fiyatlarının yüksek seviyelerde olması<br />
dikkat çekmiştir.
2012 Yılı Enflasyon<br />
Beklentileri<br />
2011 yılında enflasyon bir önceki yıl<br />
yapılan tahminlerin üzerinde gerçekleşmiştir.<br />
Gerek emtia fiyatlarındaki<br />
yukarı yönlü hareketlerin enflasyon<br />
oranlarına yansımasının beklentilerden<br />
fazla olması gerekse doların<br />
zayıf bir performans sergilemesinin<br />
ithâlât fiyatları üzerinde yarattığı<br />
baskı 2011 yılında enflasyonun<br />
beklentileri aşmasında önemli rol<br />
oynamıştır. IMF tarafından 2010 yılı<br />
ekim ayında yayımlanan “Küresel<br />
Ekonomik Görünüm” raporunda 2011<br />
yılında gelişmiş ülke enflasyonu %1.3<br />
tahmin edilmesine karşın gerçekleşme<br />
%2.3 seviyesinde olmuştur.<br />
Benzer şekilde ABD için 2, Euro<br />
Bölgesi için ise 0.8 puanlık bir sapma<br />
ortaya çıkmıştır. Gelişmiş ülkeler için<br />
2012 yılına ilişkin yapılan tahminler<br />
ise istikrarlı bir şekilde düşürülmektedir.<br />
IMF nisan ayındaki raporunda<br />
ABD için %1.6 ve Euro Bölgesi için ise<br />
%1.7’lik enflasyon tahminlerinde bulunurken<br />
söz konusu tahminler son<br />
raporunda sırasıyla %1.4 ve %1.5’e<br />
düşürülmüştür.<br />
Sonuç olarak, 2012 yılına ilişkin<br />
beklentiler küresel enflasyonda aşağı<br />
yönlü bir trendin oluşacağı yönünde<br />
yoğunlaşmaktadır. 2011 yılında beklentilerin<br />
üzerinde bir artış gösteren<br />
enflasyonun 2012 yılında gerek<br />
büyüme performansına ilişkin endişelerin<br />
ortadan kalkmaması gerekse<br />
emtia fiyatlarındaki etkinin azalacağı<br />
beklentileri enflasyonun gerileyeceği<br />
yönündeki tahminlere temel oluşturmaktadır.<br />
Özellikle Euro Bölgesi’nde<br />
etkili olan borç sorununun diğer<br />
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere<br />
yansımaları 2012 yılı enflasyonunda<br />
belirleyici rol oynayacaktır. Buna ek<br />
olarak, mevcut sorunlara karşı politika<br />
yapıcıların atacakları adımlar da<br />
enflasyonun seyrinde etkili olacaktır.<br />
Özellikle yeni parasal genişleme önlemlerinin<br />
alınması, düşük enflasyon<br />
beklentilerinin azalmasına neden<br />
olabilecektir.<br />
TCMB Politika Faiz<br />
Oranları<br />
2011 yılında küresel ve yerel ölçekte<br />
pek çok faktörü dikkate alarak<br />
oldukça sıra dışı ve hassas bir para<br />
politikası izleyen TCMB’yi, küresel<br />
ekonominin gidişatı ve mevcut yurtiçi<br />
makro dengeler ışığında 2012 yılında<br />
da hayli zorlu bir süreç beklemektedir.<br />
TCMB’nin çıktı açığı tahminlerinin<br />
ekonomideki toparlanmanın 2011<br />
yılının ikinci çeyreğinden itibaren<br />
terse döndüğüne işaret etmesi, ayrıca<br />
2012 yılında büyüme oranlarının<br />
yumuşak inişe geçeceği beklentileri<br />
GENİŞ AÇI<br />
para politikası görünümü açısından<br />
önemli kabul edilmektedir.<br />
Ancak, aralık ayı ile birlikte çift hanelere<br />
yükselen enflasyonun 2012 yılının<br />
ilk yarısında yüksek seviyelerini koruyacağı<br />
yönündeki beklenti ışığında,<br />
TCMB’nin 2012 yılının ikinci çeyreğinin<br />
sonuna kadar politika faiz oranını<br />
sabit tutacağını düşünülmektedir.<br />
Enflasyonist baskıların bir miktar<br />
hafiflemesi ile birlikte küresel<br />
risklerin yurtiçi ekonomiye olumsuz<br />
yansımalarını hafifletmek amacıyla<br />
TCMB’nin 2012 yılının ikinci çeyreğinin<br />
sonlarından itibaren faiz indirimine<br />
başlaması ve toplamda 75 baz puan<br />
faiz indirimine giderek politika faiz<br />
oranını %5.0 seviyesine çekmesi beklenebilir.<br />
Düşük büyüme oranlarının<br />
yanı sıra yurtdışı likidite koşullarının<br />
da olumsuza döndüğü bir ortamda,<br />
TCMB’nin politika faiz oranını 75 baz<br />
puan indirmesinin yanı sıra diğer para<br />
politikası araçları ile de ekonomiyi<br />
destekleyebilir. 2012 yılında büyüme<br />
oranının güçlü seyrini devam ettirdiği<br />
ve artan talebe bağlı olarak enflasyonun<br />
görece yüksek kaldığı senaryoda<br />
ise, TCMB’nin mevcut %5.75 seviyesinde<br />
olan politika faiz oranını değiştirmeden<br />
sabit tutması beklenebilir.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
11
GENİŞ AÇI<br />
Dış Ticaret ve<br />
Cari İşlemler Dengesi<br />
Son açıklanan ekim ayı verisiyle<br />
birlikte dış ticaret açığı 2011 yılı ilk on<br />
aylık toplamında 90.1 milyar dolar seviyesine<br />
ulaşmıştır. 12 aylık toplamda<br />
ise 106.6 milyar dolara ulaşan dış ticaret<br />
açığının hem 12 aylık toplamda<br />
hem de 3 aylık toplamda yıllık artış<br />
hızında sert aşağı yönlü hareketler<br />
görülmüştür.<br />
2011 yılının haziran ayından beri<br />
yavaşlama eğiliminde olan dış ticaret<br />
açığının 12 aylık toplamda yıllık<br />
artış hızı %67’ye kadar gerilemiştir.<br />
Olumlu ihracat performansı, TCMB<br />
ve BDDK’nın aldığı önlemlerin krediler<br />
üzerindeki etkisini göstermeye<br />
başlaması ve temmuz ayından beri<br />
TL’de görülen değer kaybı, dış ticaret<br />
açığının yıllık artış hızında görülen<br />
yavaşlamanın nedenleri arasındadır.<br />
Diğer yandan, 2011 yılının ekim ayında<br />
4.15 milyar dolar olarak açıklanan<br />
cari işlemler açığı on iki aylık toplamda<br />
78.6 milyar dolara ulaşmıştır.<br />
ekim ayı verileriyle birlikte 12 aylık<br />
cari işlemler açığının artış hızında<br />
temmuz ayından itibaren gözlenen<br />
yavaşlama daha da belirgin hale<br />
gelmiştir. Bir önceki yılın aynı döneminde<br />
%209.5 seviyelerine kadar<br />
yükselen cari işlemler açığının yıllık<br />
artış hızı, yılın ilk ayından bu yana<br />
yavaşlamaya devam etmiş ve özellikle<br />
ekim ayında geçmiş son iki aya<br />
göre 30 baz puanlık güçlü bir düşüşle<br />
%103.6 seviyesine kadar gerilemiştir.<br />
Aynı zamanda üç aylık ortalamaların<br />
yıllık değişiminin ise %44 seviyesine<br />
kadar gerilemesi de cari işlemler<br />
açığındaki yavaşlamayı yansıtmaktadır.<br />
Yılın geri kalan aylarında ise cari<br />
işlemler açığındaki toparlanma eğiliminin<br />
daha da belirginleşerek devam<br />
etmesi mümkün görünmektedir.<br />
2012 yılı için dış ticaret açığının 85<br />
12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
milyar dolar, cari işlemler açığının ise<br />
65 milyar dolar olarak gerçekleşmesi<br />
beklenmektedir. Öte yandan yüksek<br />
büyüme beklentisinin yanı sıra petrol<br />
fiyatlarının 111 dolar, kurun ise 1.60<br />
seviyesinde olacağı beklentisi ön<br />
plana çıkacaktır.<br />
Reel Faizin Trendi<br />
TCMB 2012 yılının ilk PPK toplantısında<br />
faiz oranlarını değiştirmemiştir.<br />
Ocak ayı toplantılarında ise aralarında<br />
Brezilya, Romanya, İsrail ve Şili<br />
gibi ülkelerin bulunduğu pek çok gelişmekte<br />
olan ülke merkez bankalarının<br />
faiz oranlarında indirime gittikleri<br />
görülmektedir. Söz konusu indirim<br />
kararlarında Euro Bölgesi ülkelerinde<br />
yaşanan borç sorununun yarattığı<br />
endişenin enflasyonist baskılara göre<br />
daha baskın olduğu görülmüştür.<br />
Son dönemde enflasyonda görülen<br />
yükseliş piyasa faizlerinin arttığı bir<br />
ortamda reel faizlerde yeniden aşağı<br />
yönlü bir trendin oluşmasına neden<br />
oldu.<br />
Reel faizlerin gelişimi, seçilmiş<br />
GOÜ’lerin döviz kurları ile birlikte<br />
incelendiğinde, TL’nin en çok değer<br />
kaybeden para birimi olmasına karşın,<br />
Türkiye’nin 2008-2011 döneminde<br />
reel faizlerde en büyük düşüşün<br />
gerçekleştiği ülke olduğu görülmektedir.<br />
Küresel krizin ardından hızlı bir<br />
toparlanma sürecine giren Türkiye<br />
ekonomisinde reel faizdeki düşüş<br />
devam etti.<br />
2010 yılının başından itibaren ise<br />
Euro Bölgesi’nin sorunlu ülkelerinden<br />
olan Polonya ve Macaristan’da<br />
para birimlerinde sert değer kayıpları<br />
görüldü. <strong>ASKON</strong> - AR-GE
BASINDA <strong>ASKON</strong><br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
13
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
“İSLAM DÜNYASINDA<br />
NELER OLUYOR” PANELİ<br />
<strong>ASKON</strong>’un düzenlediği “İslam Dünyasında Neler Oluyor?” konulu panelde konuşan<br />
Prof. Dr. Hasan Köni, “Batı satranç tahtasında 5-6 hamle sonrasını kafasında<br />
oynuyor. Amerika’ya bu bölgelerde nümayişleri düzenleme hakkını kim veriyor?<br />
Bana göre, Kaddafi’ye önce soykırım yapma fırsatı verip daha sonra onun canına<br />
okuyacaklar.” dedi.<br />
<strong>ASKON</strong>’un (Anadolu Aslanları<br />
İşadamları Derneği) düzenlediği<br />
“İslam Dünyasında<br />
Neler Oluyor?” konulu panele Kültür<br />
Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.<br />
Dr. Hasan Köni ve Filistinli Gazeteci<br />
Cemal Ebu Zeyd konuşmacı olarak<br />
katıldılar. <strong>ASKON</strong> Genel Merkezi’nde<br />
düzenlenen panele <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Başkanı Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Sekreteri M. Akif Bayramoğlu, Genel<br />
Başkan Yardımcısı Atilla Yılmaz ve<br />
çok sayıda <strong>ASKON</strong> üyesi dinleyici<br />
olarak katıldılar.<br />
Panelin yönetimini <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu<br />
yaptı. Abdullahoğlu açış konuşmasında<br />
dünyadaki tüm gelişmelerin<br />
işadamları derneği olarak kendilerini<br />
yakından ilgilendirdiğini belirterek,<br />
“Gerek siyasi, gerek ekonomik gelişmeler<br />
bizim nasıl bir refleks gerektiği<br />
noktasında çok önemli. Bir işadamı<br />
olarak bu coğrafyada neler oluyor,<br />
bunları bilmemiz gerekiyor. İslam<br />
dünyasındaki bu yeni gelişmeler bu<br />
bağlamda çok önemli. Rejimlerin<br />
sallanması, sivil başkaldırı ve yeni<br />
modeller ortaya çıkması ülkemiz insanı<br />
tarafından da yakından izlenmeli,<br />
yorumlanmalı ve tahlil edilmeli.”<br />
dedi.<br />
Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi<br />
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni,<br />
El-Cezire bölgesini çok yakından izle-<br />
14 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
diklerini, Amerika’da iş başına gelen<br />
neoconların bu bölgelerle ilgili çok<br />
önemli stratejileri olduğunu belirterek,<br />
“Amerika’nın Irak’tan çıkmasını<br />
anlamayan bir grup var. Amerika’nın<br />
yönetiminde etkili olan bu grup Arap<br />
dünyasında farklı arzularını bir şekilde<br />
gerçekleştirmek için çabalıyor”<br />
dedi.<br />
Dünyadaki desantralizasyon olaylarını<br />
Bolivya gerçeğiyle incelediklerini,<br />
Bolivya’da Amerikan Kalkınma Ajansının<br />
sivil toplum örgütlerine parasal<br />
destekler sağlayarak aynı zamanda,<br />
Bolivya kongresinin reform hareketini,<br />
sivil asker ilişkilerinin düzenlenmesini,<br />
hakikatleri araştırma komis-
yonunun kurulmasını, insan hakları<br />
konusunda gelişmelerin takip edilmesini<br />
baskı hareketiyle sağladıklarını<br />
belirten Hasan Köni, “Bu baskılar<br />
öyle bir hale geldi ki, tabandaki halk<br />
merkeze doğru geldi. Ve bu talep<br />
Bolivya’da yeni bir yönetim şeklinin<br />
ortaya çıkmasını sağladı. Daha sonra<br />
bu yönetim şeklinin dünyada 26 ülkede<br />
aynı şekilde uygulandığını gördük.<br />
Hem üstten demokratikleşme<br />
baskısı, hem de alttan sivil itaatsizlik<br />
hareketinin desteklendiğini incelemelerimizde<br />
ortaya koyduk. Mısır’da<br />
2007 yılından itibaren Amerika, sivil<br />
toplum kuruluşlarına 187 milyar dolar<br />
harcamış. Bu sivil toplum örgütleriyle<br />
rejimin altı oyulmuş. Mısır İçişleri Bakanı<br />
Amerika’ya bir mektup yazarak,<br />
“Hem demokratikleşme talep ediyorsunuz,<br />
hem de alttan sivil toplum<br />
hareketi yapıyorsunuz” diye şikayet<br />
bile etmiş.” dedi.<br />
Köni şöyle devam etti: “Mısır’daki<br />
İskenderiye’de yoksulluk ve yolsuzluk<br />
üzerine ilk hareket El Kifaye hareketidir.<br />
Bu hareket öylesine taban<br />
bulmuş ki, Müslüman Kardeşler Hareketi<br />
bu hareketin yanında marjinal<br />
bir grup olarak kalmış. Bunun yanında<br />
Albert Einstein Enstitüsü’nün<br />
dünyanın her tarafında uygulamaya<br />
koyduğu sert diktatörlere, tiranlara<br />
karşı organize gençlik hareketlerini<br />
körükleme stratejisi de var. Bu hareket<br />
Miloseviç’e karşı “Yeter” hareketi,<br />
Gürcistan’ta ve Ukrayna’da “Turuncu<br />
Devrim” olarak ortaya çıkmış durumda.<br />
Sivil itaatsizlik hareketi bugün<br />
şiddet uygulanan hareketten daha<br />
tehlikeli görülüyor. İsrail bile silahsız,<br />
şiddet kullanmayan aktivistleri<br />
kendisi için daha tehlikeli görüyor.<br />
Dünyada yeni model sivil itaatsizlik<br />
modelidir. Bu modelin ülkemize gelip<br />
gelmeyeceğini ise bilemiyoruz. Çünkü<br />
sosyal olayları şimdiden kestirmek<br />
zordur. Olaylar Suriye’ye kayar mı<br />
bilmiyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.<br />
Filistinli Gazeteci Cemal Ebu Zeyd<br />
ise Arap ülkelerinde iş başında olan<br />
liderlerin tamamının babadan kalma<br />
tahtlarda oturduklarını belirterek,<br />
“Böyle bir şey olamaz. Demokratikleşmenin<br />
temeli seçimdir. Türkiye’de<br />
bile ihtilal oldu ama, arkasından<br />
tekrar seçimlerle bağımsız yönetimler<br />
işbaşına geldi” diye konuştu.<br />
Bu ülkelerde işbaşında olan diktatörlerin<br />
çoğunun okuma yazma bile<br />
bilmediklerini, ama memleketlerini<br />
çiftlik gibi yönettiklerini, servetlerinin<br />
rakamlara dökülemeyecek boyutta<br />
olduğunu ifade eden Zeyd, “Bir<br />
zamanlar Mısır ile Türkiye’nin milli<br />
geliri ve kişi başına düşen milli gelir<br />
miktarı aynıydı. Ama zaman içinde<br />
Türkiye, kişi başına düşen milli gelirini<br />
10 bin dolara çıkarırken, şu anda bu<br />
rakam Mısır’da yerlerde sürünüyor.<br />
Mısır’ın nüfusu 80 milyon, ama 50<br />
milyon kişinin günlük geliri bir doların<br />
bile altındadır. Mısır’da yolsuzluk ve<br />
yoksulluk başını almış gidiyor. Bu<br />
sosyal ve ekonomik baskı en sonunda<br />
insanların isyan etmesine neden<br />
oldu.” dedi.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
İkinci turda söz alan Hasan Köni, bu<br />
isyanların Batı’nın oynadığı bir oyun<br />
olduğunu belirterek, “Batı satranç<br />
tahtasında en az 5-6 hamle sonrasını<br />
oynuyor. Biz bu oyunun çok dışındayız.<br />
Bugün Kaddafi’ye ses çıkarmayanlar,<br />
öncelikle onun Bingazi’de soykırım<br />
yapmasını bekliyorlar. Ondan<br />
sonra ise onun canına okuyacaklar.<br />
Dünyada hiçbir ülke bu bölgelerle<br />
ilgili ses çıkarmıyor, peki Amerika’nın<br />
isyan bölgelerinde nümayişleri<br />
düzenleme hakkı nerden geliyor? Bu<br />
bölgelerdeki tüm gelişmeleri Amerika<br />
mı düzenleyecek? Mesela biz<br />
neden İran’dan petrol alamıyoruz?<br />
Biz kimsenin babasının uşağı değiliz.<br />
Bize bu ticaret yapmamanın karşılığında<br />
para mı veriyorlar?” açıklamasını<br />
yaptı.<br />
Cemal Ebu Zeyd ise oynananların<br />
oyun mu değil mi olduğunu Arap<br />
ülkelerinin iyi kavraması gerektiğini<br />
belirterek, “Akıllı olmalıyız. Bağıra<br />
bağıra neyi kazanabileceğimizi iyi<br />
kavramalıyız.” diye konuştu.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
15
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı<br />
TOPBAŞ <strong>ASKON</strong>’DA KONUŞTU<br />
Göreve gelir gelmez şehrin<br />
planlarını ve projelerini<br />
yaptıklarını; rotasını<br />
belirlediklerini kaydeden<br />
Topbaş, “Muhalefet<br />
anlayışının körükörüne karşı<br />
çıkmasına rağmen biz bu<br />
şehrin gelecek stratejilerini en<br />
ince detayına kadar ortaya<br />
koyduk. İstanbul’u iktisadi<br />
yönden ağır basan kongre<br />
merkezi, önemli kararların<br />
alındığı, sportif müsabakaların<br />
yapıldığı bir şehir olması<br />
yönünde planlar yaptık.” dedi.<br />
<strong>ASKON</strong>’un düzenlediği, “Yeni<br />
Ekonomik Düzen, Stratejiler<br />
ve İstanbul” konulu konferansın<br />
konuğu İstanbul Büyükşehir<br />
Belediye Başkanı Kadir Topbaş oldu.<br />
<strong>ASKON</strong> Merkezinde düzenlenen<br />
konferansta <strong>ASKON</strong> Genel Başkanı<br />
Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Sekreteri Mehmet Akif Bayramoğlu,<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkan Yardımcısı<br />
Sıtkı Abdullahoğlu, Hazır Giyim ve<br />
Konfeksiyon Sektör Başkanı Özden<br />
Bilirdönmez, Tekstil Sektör Başkanı<br />
Zeki Acar, İnşaat Sektör Başkanı<br />
Murat Yılmaz ve çok sayıda <strong>ASKON</strong><br />
üyesi hazır bulundu.<br />
Açılış konuşmasını yapan Genel<br />
Başkan Mustafa Koca, Türkiye’nin<br />
ve dünyanın en önemli kenti olan<br />
İstanbul’un gelecek dönemde nasıl<br />
bir strateji izleyeceğinin kendileri için<br />
önemli olduğunu belirterek, “Bu şehri<br />
birlikte yaşıyorsak, planlamalarını<br />
birlikte yapmalıyız.” dedi.<br />
İstanbul’un Türkiye’nin iktisadi<br />
başkenti olduğunu belirten İstanbul<br />
16 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir<br />
Topbaş, “Dünyada küresel dengeler<br />
değişiyor. Bölgesel olarak ekonomik<br />
olarak sosyal gücün Türkiye’ye doğru<br />
kaydığı bir süreç yaşıyoruz. Bu güç<br />
kaymasının merkezinde ise İstanbul<br />
bulunuyor. Bu değişimleri yöneticilerin<br />
iyi gözlemesi ve İstanbul’u öncü<br />
hale getirmesinin ihtiyacı ortaya çıkıyor.<br />
Yönetim tarzları devamlı değişiyor,<br />
bu bir önemli süreç. Geldiğimiz<br />
noktada gerçek anlamda katılımcı,<br />
şeffaf, insana değer veren bir yönetim<br />
anlayışıyla hareket ettiğinizde<br />
başarılı olursunuz” diye konuştu.<br />
Rekabet edebilecek ortamları en<br />
güzel şekilde yakalayan ve uygulayan<br />
şehirlerin kazandığını belirten<br />
Topbaş, “Mesela İzmir’in fuarı vardı,<br />
bu bir semboldü. Fakat zaman içinde<br />
bu özellik kayboldu. Antalya da bir<br />
turizm ve kongre şehri, ama gelişim<br />
yönünden İstanbul kadar hızlı değil.<br />
Bir neslin geleceğini geçen neslin<br />
çalışmaları belirler diyen Mevlana’ya<br />
kulak verip, gelecekte çok daha ya-<br />
şanabilir bir şehir kurabilmek için çalışmalıyız.<br />
Biz göreve geldiğimizden<br />
beri İstanbul’a 43 milyar lira yatırım<br />
yaptık. Bu noktada bizleri sorgulayan<br />
medyanın, “Bu para daha önce<br />
nereye gidiyordu?” şeklinde araştırma<br />
yapması lazım. Şu anda İSKİ<br />
ve İETT hariç 23 şirketimizin bilançolarını<br />
sitelerinde açıklıyoruz. Ana<br />
muhalefet partisi eğer dürüstlükten<br />
bahsediyorsa, kendilerine ait belediyelerde,<br />
büyükşehirlerde bilançolarını<br />
açıklasın. Biz göreve geldiğimizden<br />
beri kadromuz geldikçe, işçilerimizi<br />
kadroya alıyoruz. Bu noktada taşeron<br />
eleştirilerinin de önüne geçmiş oluyoruz.”<br />
dedi.<br />
İstanbul’da bir gün hayatın durması<br />
halinde Türkiye’nin sarsılacağını<br />
vurgulayan Topbaş, “Bu sebeple<br />
karla mücadeleye çok büyük yatırım<br />
yaptık. İstanbul’da hayatın bir gün<br />
bile durmaması yönünde adımlarımızı<br />
çok ince stratejilerle attık. Hayatı<br />
güzelleştirmeye çalıştık. Cumhuriyet<br />
döneminde İstanbul’a 57 tane kavşak<br />
yapılmış.
Biz ise 231 tane kavşak bitirdik, 27<br />
tane kavşağımızın yapımına devam<br />
ediyoruz. Metrobüsü koymasaydık,<br />
bu trafiğin hali nice olurdu? Sadece<br />
Maltepe’ye 14 tane kavşak yaptık.<br />
405 km yol yaptık. Yaptığımız yatırımların<br />
yüzde 55’i ulaşım üzerine. Bu<br />
arada sosyal projelerimiz ve kültürel<br />
projelerimiz de var” açıklamasını<br />
yaptı.<br />
Topbaş şöyle devam etti:<br />
“İstanbul’da gözle görülür bir fiziki<br />
değişim var. Bu değişim şehrin<br />
çehresinin, yapısının, sosyal değişimi<br />
beraberinde getiriyor. Ekonomik<br />
değişim beraberinde mutluluğu getiriyor.<br />
Şu anda İstanbul’da kongrelerin<br />
yapıldığı onlarca salonumuz var. Bu<br />
salonlar daha önceleri birkaç taneydi.<br />
Birçok firma artık genel merkezlerini<br />
İstanbul’a alabilmek için çabalıyorlar.<br />
İstanbul cazibe ve güç merkezi haline<br />
geldi. Şehirlilik sosyolojik bir evrimdir.<br />
Ben şehirliyim diyerek şehirli<br />
olunmaz. Şehri yaşamanız, özümsemeniz<br />
gerekir. Şehir medenileştikçe,<br />
büyüdükçe şehrin hareketliliği de 3<br />
kat artar. İstanbul’un da hareketliğinin<br />
40-50 milyon olacağı günleri<br />
yaşayacağız. Biz yaptığımız çalışmalarla<br />
şehrin sosyalleşmesine katkıda<br />
bulunduk. Sosyal tesislerimizden<br />
7 milyon insan yararlandı. Bizler ne<br />
kadar ortak mekan sayısını artırabilirsek,<br />
şehrin demokratik kültürü artar.<br />
Bu sebeple toplu taşıma araçlarına<br />
da yatırım yapıyoruz ve toplu taşımacılığı<br />
geliştiriyoruz. İstanbul’da<br />
1000 kişiden 222 kişinin aracı var. Biz<br />
insanlara işine yürüyerek git diyemeyiz.<br />
Ama, onların işlerine daha rahat<br />
ve kolay ulaşabileceği altyapıları ortaya<br />
koyabiliriz. Yaptığımız Metrobüs<br />
projesiyle 80 bin araç trafikten kalktı.<br />
Binlerce ton benzin sarfiyatı azaldı”<br />
Göreve gelir gelmez şehrin planlarını<br />
ve projelerini yaptıklarını şehrin<br />
rotasını belirlediklerini kaydeden<br />
Topbaş, “Muhalefet anlayışının körü<br />
körüne karşı çıkmalarına rağmen biz<br />
bu şehrin gelecek stratejilerini en<br />
ince detayına kadar ortaya koyduk.<br />
İstanbul’u iktisadi yönden ağır basan<br />
kongre merkezi, önemli kararların<br />
alındığı, sportif müsabakaların yapıldığı<br />
bir şehir olması yönünde planlar<br />
yaptık. Ve bu planlarımızın birçoğuna<br />
ulaştık.” değerlendirmesini yaptı.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
Topbaş, kentsel dönüşüm projelerinin<br />
de sürdüğünü, bunun yenileme<br />
stratejileri olarak İstanbul’u yaşanabilir<br />
bir kente dönüştürecek uygulamalara<br />
dönüştüğünü belirtti.<br />
Toplantı sonunda <strong>ASKON</strong>’a yeni<br />
katılan üyelere Başkan Kadir Topbaş<br />
tarafından rozetleri takıldı.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
17
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
<strong>ASKON</strong>’DAN YENİ ANAYASA PANELİ<br />
<strong>ASKON</strong>’da düzenlenen “Yeni Anayasa Talepleri” konulu panelde konuşan Marmara<br />
Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Can ve İstanbul Ticaret Üniversitesi<br />
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Berat Özipek, yeni anayasa yapım çalışmalarının ve<br />
anayasanın nasıl olması gerektiğini anlatarak, “Yeni anayasa, daha özgürlükçü,<br />
daha demokratik ve bürokratik oligarşiye prim vermeyen bir yapıda tesis<br />
edilmelidir.” fikrinde birleştiler.<br />
<strong>ASKON</strong> (Anadolu Aslanları<br />
İşadamları Derneği),<br />
gündemle ilgili toplantılar<br />
zincirine “Yeni Anayasa”<br />
tartışmalarını ekledi. <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Merkezi’nde düzenlenen panele Marmara<br />
Üniversitesi Öğretim Üyesi ve<br />
Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç.<br />
Dr. Osman Can ve İstanbul Ticaret<br />
Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr.<br />
Bekir Berat Özipek konuşmacı olarak<br />
katıldılar. <strong>ASKON</strong> Genel Başkan<br />
Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu’nun<br />
yönettiği panele, <strong>ASKON</strong> Sektör<br />
Başkanları, <strong>ASKON</strong> Üyeleri ve çok<br />
sayıda katılımcı iştirak etti. Açılış konuşmasını<br />
yapan Sıtkı Abdullahoğlu,<br />
Türkiye’nin çok ilginç bir dönemeçte<br />
olduğunu belirterek, “Sanki bu sefer<br />
gerçek bir dönemeçte gibi bir tabloyla<br />
karşı karşıyayız. İlk defa sivil bir<br />
iradenin anayasa yapma sürecini hep<br />
birlikte yaşıyoruz. Meseleye entelektüel<br />
boyuttan bakmak kadar, diğer<br />
boyutlardan bakmak da çok önemli.<br />
Biz bir ekonomik sivil toplum örgütüyüz,<br />
ama ülkemizi huzur iklimine<br />
taşıyacak her türlü girişimi sırtlamamız<br />
çok önemli” diye konuştu.<br />
Doç. Dr. Osman Can, anayasa’nın bir<br />
edebiyatçının hazırlayıp ortaya koyduğu,<br />
derleyip toparladığı bir metin<br />
olmadığını, anayasayla toplumsal<br />
tüm katmanların ilişkisi olduğu gibi<br />
ekonominin de çok yakından ilişkisi<br />
olduğunu kaydederek, “Eğer huzur<br />
aramış olsaydık, 12 eylül de yapılan<br />
18 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
darbe sonrasında yüzde 91’le kabul<br />
edilen Anayasa’nın bize huzur vermesi<br />
gerekirdi. Çünkü, o dönemde<br />
toplumsal şiddet ve kaos ortamı<br />
birdenbire göreceli bir huzur ortamına<br />
kavuşmuştu. Eğer huzur arasaydık,<br />
1982 Anayasa’sından elbirliğiyle<br />
kurtulmak istemememiz gerekirdi.<br />
Huzuru nasıl algıladığımız çok önemli.<br />
Huzur sadece şiddetle, disiplinle,<br />
askeri otoriteyle sağlanmaz” dedi.<br />
1961 Anayasa’sının getirdiği sosyal<br />
ve ekonomik kaosun bir toplumsal<br />
çöküş ortamına yol açtığını, 1982’den<br />
sonra Turgut Özal döneminde Türk<br />
Lirasının convertible hale dönüşmesiyle<br />
ekonomik kazanımların<br />
yaşandığına dikkat çeken Can, “Eğer<br />
o dönemden sonra Anadolu sermayesi<br />
daha da güçlenmemiş olsaydı,<br />
Anadolu’nun sesi çok daha gür çıkmasaydı,<br />
belki de biz yeni anayasayı<br />
tartışmıyor olacaktık. Anayasa ile<br />
ekonomi arasında direkt bir ilişki<br />
vardır. Zira, hükümetlerin ekonomik<br />
programları yürütebilmesi için güçlü<br />
ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyaç<br />
vardır” diye konuştu.<br />
Can, şöyle devam etti: “Türkiye’de<br />
ilk kabul edilen anayasa metni 1876<br />
Anayasa’sıdır. Bu anayasa ile padişahın<br />
yetkileri tırpanlanmış ve bürokratik<br />
kesime devredilmiştir. Anayasa’yı<br />
kim üretirse anayasa o sınıfların toplumsal<br />
ve sosyal tasavvuruna uygun<br />
bir metin olarak ortaya çıkacaktır”
1921, 1961 ve 1982 Anayasalarının<br />
karakteristik özelliklerini de analiz<br />
eden Can, “Anayasalarda metafizik<br />
kavramların yer almaması gerekir.<br />
Demokratik ve hukuksal taleplere ne<br />
kadar yakınsanız, metafizik kavramlar<br />
anayasa metinlerine konulmaz.<br />
Anayasanın bir karakteristik<br />
özelliği de ademi merkeziyetçi olup<br />
olmamasına bakılmasıdır. Bu arada<br />
anayasada ne kadar çok madde<br />
varsa, o anayasanın demokratik ve<br />
özgürlükçü yönü tırpanlanmıştır.”<br />
değerlendirmesini yaptı. Can, bugünlerdeki<br />
yeni anayasa sürecinin 1921<br />
Anayasa’sının yapılma sürecini de<br />
hatırlattığını kaydederek, 1921 Anayasa’sının<br />
toplumsal tüm katmanların<br />
katıldığı ve özgürlükçü yönüyle<br />
çok daha önemli bir boyutu işaret<br />
ettiği dönem olduğuna vurgu yaptı.<br />
Doç. Dr. Bekir Berat Özipek ise ilk<br />
defa sivil anayasayı talep eden bir<br />
süreç yaşadığımıza dikkat çekerek,<br />
“İlk defa elimizdeki kırık dökük<br />
özgürlükleri koruma durumunda<br />
değiliz. İlk defa daha çok özgürlük,<br />
daha çok demokrasi talep eden bir<br />
süreci yaşıyoruz. Anayasa elbette<br />
her derde deva olmayacak. İnsanca<br />
yaşayabileceğimiz bir toplum<br />
yapısının belgesi olacak. Anayasa<br />
Komisyonuna katılan partiler şimdi<br />
çok iyi bir başlangıç yapmış gibi<br />
görünüyorlar, ama benim beklentim,<br />
iyi devam edebileceklerine dair<br />
bir öngörü değildir. Ortaya çıkacak<br />
metin belki hepimizin altına imzasını<br />
atacağı bir metin olmayacak. Belki<br />
beğenmeyeceğiz, ama, bu metin<br />
Anayasa azınlıkların<br />
haklarını koruma<br />
altına alır. İdeal bir<br />
Anayasa Ademi<br />
merkeziyetçi olmalıdır.<br />
İdeal bir anayasa<br />
bürokratik oligarşiyi<br />
meşrulaştıracak bir<br />
yön taşımaz.<br />
bizim anayasamız olacak. Birilerinin<br />
yapıp önümüze koyup dayattığı bir<br />
metin olmayacak.” dedi.<br />
Anayasa yapma sürecinde dikkat<br />
edilmesi gereken unsurları sıralayan<br />
Özipek, “Bunlar devletin birey haklarıyla<br />
sınırlandırılmasıdır. Devletin<br />
ideolojik tarafsızlığını ortaya koy-<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
maktır. İdeal bir Anayasa vatandaşlık<br />
kavramlarında kadim meseleleri,<br />
etnik, dini kavramlarla tanımlamaz.<br />
Mesela, vatandaşlık Türklükle açıklanamaz.<br />
İdeal bir anayasa insan haklarını<br />
evrensel boyutlarıyla ele alır.<br />
İnsan hakları, gümrüklerden geçerken<br />
dönüşüme tabi tutulamaz. İdeal<br />
bir anayasa azınlıkların haklarını<br />
koruma altına alır. İdeal bir anayasa<br />
ademi merkeziyetçi olmalıdır. İdeal<br />
bir anayasa bürokratik oligarşiyi<br />
meşrulaştıracak bir yön taşımaz.<br />
Bu sürece ulaşırken eğer anayasayı<br />
fetişleştirirsek, şu anda mevcut olan<br />
demokratik haklarımızdan bile geri<br />
düşme riskimiz vardır” diye konuştu.<br />
Yeni bir anayasa yaparken anayasal<br />
olmayan unsurları da göz ardı etmemek<br />
gerektiğini vurgulayan Özipek,<br />
“Bu sürecin başarıya ulaşması,<br />
güven tesis edilmesinden geçiyor.<br />
İnsan karmaşık bir varlıktır, tepeden<br />
inme buyruklarla insana bazı şeyleri<br />
kazandıramazsınız” açıklamasını<br />
yaptı.<br />
İkinci turda konuşan Osman Can,<br />
anayasanın sadece bugüne değil,<br />
geleceğe ait olan bir ortak metin<br />
olduğunu kaydederek, “Bu anayasal<br />
düzen böyle devam ettiği sürece,<br />
korkularımız daha da büyüyecek”<br />
dedi.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
19
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
<strong>ASKON</strong>’un Yeni Anayasa Önerilerinden;<br />
• ANAYASA, Milletin, hangi inançtan, hangi ırktan ya<br />
da hangi kesimden olursa olsun tüm fertleriyle, huzur<br />
içerinde yaşamasını temin eden ortak bir sözleşme<br />
metni olarak değerlendirilmelidir.<br />
• Devlet, doğru tanımlanmalıdır. Esas olan millettir.<br />
Devlet, milletin kendi kamusal işlerini deruhte etmek<br />
için kurduğu organizasyondan ibarettir. Apayrı bir yapı<br />
gibi düşünmekten kurtulmak gerekir.<br />
• Anılan bu özgürlük alanlarında ana-babanın çocuklar<br />
üzerinde devletten daha öncelikli haklara sahip olduğu<br />
anayasada ifade edilmelidir.<br />
• Eski zamanlardan biraz daha farklı olarak homojen<br />
toplum yapısını hiçbir devlet sınırı içerisinde bulmak<br />
mümkün olmamaktadır. Bu yüzden anayasanın,<br />
vatanda yaşayan her kesimi, etnik, dini veya ideolojik<br />
ayrım yapmaksızın ifade eden, kuşatan ve kendilerini<br />
buldukları bir metin olması sağlanmalıdır.<br />
• İdeolojik ve hegemonik devlet anlayışlarını içeren<br />
anayasaların zamanı geçmiştir. Artık, katılımcılığı sağlayan,<br />
her vatandaşın kendisini bulacağı ve gönülden<br />
sahipleneceği metinlere ihtiyaç vardır.<br />
• Devlet anlayışında da gelinen önemli ortak everensel<br />
noktalar bulunmaktadır. Bu yüzden devlet-vatandaş<br />
ilişkisinin evrensel standarda göre olması kaçınılmazdır:<br />
Kimlik dayatmama,eşit vatandaşlık sağlama,<br />
ideolojisiz devlet olma, devlete karşı birey haklarını<br />
koruma vb. gibi.<br />
20 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
• Sosyal hayat içerisinde devlete düşen görevler<br />
konusunda da son derece belirgin kavramlar ortaya<br />
çıkmıştır. (Sosyal Güvenlik, İstihdam, Gıda güvenliği,<br />
Genel sağlık vb.) Anayasa, bu kavramlara göre devleti<br />
şekillendirmeli, gerekli olmayan yüklerden de devleti<br />
uzak tutmalıdır.<br />
• Devletin birinci elden yürütmesi gereken hizmet ve<br />
sorumluluk alanları şu dört konuyla sınırlı kalabilir: a)<br />
Adalet, b) Güvenlik, c) Eğitim, d) Sağlık. Bunlar dışında<br />
devletin görevi, denetleme ve yönlendirme işinin doğru<br />
ve etkin bir şekilde yapılmasıdır.<br />
• Güçler ayrılığı ilkesi sağlam bir şekilde organize<br />
edilmelidir. Yasama-Yürütme-Yargı’ nın birbirleriyle<br />
olan ilişkileri yatay olmalı; ancak her birinin, milletin<br />
denetiminde olmasını sağlayan anayasal tedbirler<br />
alınmalıdır. Ayrıca yargı birliği sağlanmalıdır.<br />
• Parlamento hem erklere kaynaklık etmek açısından<br />
hem de millet egemenliğinin temsil makamı olmak<br />
açısından en etkin konuma yerleştirilmelidir. Bu da<br />
devletin hesap verebilir olmasını sağlamanın doğal bir<br />
gereği olarak düşünülmelidir.<br />
• Ekonominin ağırlığı devlet tekelinden çıkarılmalıdır.<br />
Devlette görev yapmanın veya devlete yakın olmanın<br />
farklı rüçhaniyetlere sahip olmak anlamındaki anlayışlara<br />
son verilmelidir. Devletin ekonomide asıl yapması<br />
gereken görev; yönlendirme, denetim ve her ferdin adil<br />
pay alma hakkının korunmasıdır.<br />
• Rekabet fırsatı ve girişimciliğin yaşaması için gerekli<br />
tedbirlerinin alınması anayasal güvenceye alınmalıdır.<br />
• Anayasa, vergilerin adil olarak konması, toplanması ve<br />
harcanmasının denetimini güvenceye almalıdır.<br />
• Milli varlıklar anayasal koruma altında olmalıdır. Ancak,<br />
bunların işletilmesi ve değerlendirilmesi gereklidir.<br />
Bu konu ile ilgili iş ve işlemler yürütme tarafından ve<br />
özel sektör marifetiyle yapılmalıdır.<br />
• Milli bütünlük, bayrak ve vatan toprağı gibi, temel<br />
değerlerin korunması görevi millete tevdi edilmelidir.<br />
• İnsanlık için ortak değerler olan beş temel güvenlik<br />
konusu, anayasal güvenceye altında olmalıdır. (Can,<br />
Mal, Nesil, Akıl, Din güvenliği gibi.)<br />
• Devlet-hükümet ayrımı minimize edilmeli, milletin<br />
dokunamadığı ayrı bir devlet var edilmemelidir.
<strong>ASKON</strong> 9. BAŞKANLAR KURULU<br />
TOPLANTISI YAPILDI<br />
Anadolu’da bulunan Adana,<br />
Burdur, Bursa, Denizli,<br />
Konya, Rize, Samsun,<br />
Trabzon Şube Başkanları<br />
ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile <strong>ASKON</strong><br />
Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyelerinin<br />
katılımıyla yapılan toplantıda<br />
dünyada ve ülkemizde yaşanan<br />
ekonomik gelişmeler ele alındı.<br />
Yapılan değerlendirmeler sonunda şu<br />
hususlara dikkat çekildi:<br />
• 2012’de AB bölgesinde çok ciddi bir<br />
durgunluk olacağı beklenmektedir.<br />
Bu beklentinin gerçekleşmesi bizim<br />
için son derece önemli riskler anlamına<br />
gelmektedir.<br />
• Dövizin ve faizlerin yükselmesi<br />
ekonomimize ve özellikle reel sektöre<br />
önemli yükler getirmiştir, getirmeye<br />
de devam edecektir.<br />
• Çin üretiminin fazla olması küresel<br />
anlamda bir mal sıkıntısının yaşanmasına<br />
engel olmuştur. Ancak du-<br />
rumun aynı kıvamda devam etmesi<br />
beklenmemektedir.<br />
• Genel olarak bakıldığında 27 dönem<br />
süren büyüme periyodunu küresel<br />
likidite akışı destekledi. Bu durum<br />
aynı zamanda iç tasarrufa yönelmemek<br />
sonucunu doğurdu. Dolayısıyla<br />
iç tasarruf açığı önümüzdeki dönemin<br />
kaynak sorunu tehlikesi olarak<br />
karşımızda durmaktadır.<br />
• Dövizlerin yükselmesi ve likiditenin<br />
bulunamaması ithâlâtı engelleyecektir.<br />
İthâlâta dayalı olarak yürüyen<br />
büyümemizde yavaşlama olacaktır.<br />
Bu da bizim için ciddi bir ekonomik<br />
sorun anlamına gelmektedir.<br />
• Önümüzdeki dönem dış kaynak sorunu<br />
yaşama riskimiz bulunmaktadır.<br />
Bunun ilk işaretini 3. Köprü ihalesinde<br />
görmüş olduk. Bu aynı zamanda<br />
2012’nin geneli için de beklenen<br />
gelişmeler için ilk sinyaldir.<br />
• Şimdiye kadar geçen süreçte büyümeyi<br />
sürdürebilmek için daha fazla<br />
cari açık vermek zorunda kaldık. Yeni<br />
dönem için aynı risk vardır.<br />
• İleri teknoloji üretim ve ihracatında<br />
gelişme beklendiği gibi olmuyor.<br />
Ülkemizin asıl olarak yönelmesi<br />
gereken bu alanda daha yüksek<br />
performansa ihtiyaç bulunmaktadır.<br />
Gelişme asıl hedeflere ters olmuştur.<br />
• Hane halkı üzerindeki borç yükünün<br />
artması AB tarzı bir kriz biriktirme<br />
sinyali vermektedir. Bu duruma<br />
dikkat etmek gerekir. Hükümet iç<br />
tasarrufları artırmanın yoluna girmek<br />
için özel tedbirler peşinde, ancak risk-<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
lerin iyi irdelenmesi gerekir.<br />
• Ara mal üretimini belirli ölçeklerde<br />
gerçekleştiremediğimiz sürece ekonomik<br />
dengelerimizi kuramayacağız<br />
ve koruyamayacağız.<br />
• Aynı düzlemde eğer parasal genişleme<br />
olmaz ise, cari açık azalacak,<br />
enflasyon düşecek, ancak işsizlik artacaktır.<br />
Hükümet likidite sıkıntısını<br />
gidermek iç tasarrufu teşvik etmek<br />
için özel çalışmalar yapacak gibi<br />
görünüyor. (bireysel sigortacılık vs.)<br />
bu senaryo devreye girerse büyüme<br />
yavaşlayacak ve faizlerin de yükselmesi<br />
söz konusu olacaktır.<br />
• Döviz geliri olmayanların dövizle<br />
borçlanması ciddi risktir. Döviz bol<br />
olmaz ise altın fiyatları yükselecektir.<br />
Borçlanma yapılırken bu takiplerin iyi<br />
yapılması ve ona göre karar verilmesi<br />
önem arz edecektir.<br />
• Ay sonunda açıklanması beklenen<br />
teşvik sisteminin şimdiye kadar yapılanların<br />
eksiğini giderecek şekilde<br />
olması son derece önemlidir. Bölgelere<br />
teşvikler yanında, odak sektörlerle<br />
ilgili teşvik düzeni kurulması ülkemizin<br />
rekabetçi üstünlüğünü desteklemek<br />
anlamında stratejik bir değere<br />
sahiptir.<br />
Toplantı sonunda Genel Başkan<br />
Mustafa Koca yapmış olduğu değerlendirmede;<br />
<strong>ASKON</strong>’un yol gösterici<br />
misyonunun bu sene de devam edeceğini,<br />
Türkiye ekonomisinin gidişatı<br />
ile ilgili bir rapor hazırlanacağını ve bu<br />
raporun en kısa zamanda kamuoyuna<br />
açıklanacağını belirtti.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
21
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
MİR HOLDİNG YÖN. KUR. BAŞK. MİRMAHMUTOĞULLARI<br />
“BİREYLER’DE ÜRÜNLER DE<br />
KURUMLAR DA AHLÂKLI OLMALI”<br />
<strong>ASKON</strong> Tecrübe Aktarım<br />
toplantılarının bu haftaki<br />
konuğu MİR Holding<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
İbrahim Mirmahmutoğulları oldu.<br />
<strong>ASKON</strong> İnşaat Sektör Başkanı Murat<br />
Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşen<br />
toplantıda, <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Başkanı Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu,<br />
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim Sektörü<br />
Başkanı Özden Bilirdönmez, <strong>ASKON</strong><br />
Tekstil Sektör Başkanı Zeki Acar<br />
ve çok sayıda <strong>ASKON</strong> üyesi hazır<br />
bulundu. Yatırımcı, araştırmacı,<br />
geliştirmeci ve ihracatçı misyonuyla<br />
çok sayıda ödülün sahibi olan MİR<br />
Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />
İbrahim Mirmahmutoğulları, AR-GE<br />
ruhlu girişimciliğin son dönemin en<br />
önemli kavramı olduğunu belirterek,<br />
“Biz babadan kalan bir serveti<br />
yönetmiyoruz. Çocukluğumuzda biz<br />
de zorluklar çektik. Ama üniversite<br />
eğitimimiz sonrasında yaptığımız<br />
girişimler ve çalışmalarla bu noktalara<br />
geldik. Vizyonumuz teknolojinin<br />
22 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
sınırlarını zorlayarak insanlığın aşamadığı<br />
sorunlara çözüm getirmektir.<br />
Biz Türkiye’de endüstriye dönüşmüş<br />
patent noktasında lider konumdayız.<br />
İhracat yapıyoruz, teknoloji geliştirmek<br />
bizim birinci problemimiz.<br />
Kendimizi buzdağı olarak görürsek,<br />
buzdağının altındaki bölümü yaptığımız<br />
AR-GE çalışmalarını, patente<br />
ve teknolojiye dönüşmüş olanları ise<br />
buzdağının görünen yüzünü oluşturuyor.”<br />
dedi.<br />
Bir Tohumdan<br />
16 Bin Domates<br />
Akışkanlar, tıp, tarım, boru ve bir çok<br />
alanda faaliyet gösterdiklerini, Miracle<br />
markasıyla gerçekleştirdikleri yatırımın<br />
Türkiye’nin dünyadaki en büyük<br />
tarım projesi olduğunu kaydeden<br />
Mirmahmutoğulları, “Bir tohumdan<br />
16 bin domates yetiştirmeyi başardık.<br />
Şu anda hedefimiz 25 bin. Yaradan<br />
bu tohuma böyle bir potansiyeli vermiş,<br />
bize de bunu kullanabilmek için<br />
akıl vermiş. Hiç ilaç kullanmıyoruz,<br />
<strong>ASKON</strong> Tecrübe Aktarım<br />
toplantılarının konuğu olan MİR<br />
Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />
İbrahim Mirmahmutoğulları,<br />
“Bireylerin de ürünlerin de<br />
kurumların da ahlâkı olması gerekir.<br />
Eğer bu ahlâkı sağlarsak kapitalizmin<br />
ağına düşmeyiz” dedi.<br />
biz yaratılıştaki potansiyel neyse onu<br />
kullanıyoruz.” diye konuştu.<br />
Çok önemli bir değer döngüleri olduğunu<br />
ifade eden Mirmahmutoğulları<br />
şöyle devam etti: “Bu bir taahhütname.<br />
İnsanların idealleri olduğu gibi<br />
kurumların da idealleri olmalı. Karşılığı<br />
sadece maddi beklentiler üzerine<br />
kurgulanmış bir sistemin kontrolden<br />
çıkması kaçınılmazdır. Bugün<br />
dünyanın içine düştüğü sıkıntı “Ne<br />
olursa olsun kazanayım” şeklindeki<br />
kapitalist anlayıştır. Bireylerin ahlâklı<br />
olması gerektiği kadar kurumlar da<br />
ürünler de ahlâklı olmalıdır.
Şu anda yürüttüğümüz sosyal<br />
sorumluluk projelerimiz Uluslararası<br />
Teknoloji Birliği, Tarih ve Medeniyet<br />
Platformu ve Çağrı Vakfı” Rekabetin<br />
farklı aşamaları olduğunu ve bu aşamaların<br />
her birisinin kendince önemli<br />
olduğunu ifade eden Mirmahmutoğulları,<br />
bunları şöyle sıraladı: “Verimli<br />
iş yapabilme kabiliyetini geliştirmiş<br />
olmak. Ana işine odaklanmak. Dış<br />
kaynak kullanımı yapıyor olmak.<br />
Teknoloji geliştiren onun mütemadi<br />
gelişmesini gündem konusu yapan<br />
ve özel sıra dışı olanları patent sahibi<br />
yapmak. Doğru zamanda doğru<br />
yerde olmak. Her ne yapıyorsa onu<br />
tam yapmak. Hedef koymak ve<br />
onu hayata geçirinceye kadar tam<br />
konsantre olmak. İnsanın, kurumun<br />
ve ürünün de ahlâklı olduğuna<br />
inanmak ve bu ahlâkı kalıcı kılmak<br />
için mücadele etmek. Büyüklükleri iri<br />
tutmak. Eğer genişlemeye müsaitse,<br />
sınırı insanlık büyüklüğünde çizmek.<br />
Bardağın dolu tarafından yola çıkarak<br />
kalan kısmı doldurmak. Hedefe bir<br />
takım ile gitmek. Yaptığımız her işte<br />
göze, kulağa ve kalbe hitap edebilmeyi<br />
başarmak.” Her firmanın ideali<br />
olması gerektiğini kaydeden Mirmahmutoğulları,<br />
“Bizler 1987 yılında<br />
ilk kurulduğumuzda aylarca küçük<br />
bir boruyu üretememiştik. Ama şu<br />
anda dünyanın en büyük borusunu<br />
üretir bir pozisyona geldik. Dünyayı<br />
bu noktada geçtik, hatta dünyadaki<br />
rakiplerimiz bizim yanımıza bile yaklaşamıyor.<br />
Hayalci olmamak kaydıyla<br />
ölçülerinizi ve ideallerinizi büyük tutacaksınız.<br />
İnsanları da demotive etmeyeceksiniz.<br />
Bunun yanında hedefe<br />
bir takım ile gitmeniz çok önemli ve<br />
takımınıza kurum diliyle konuşmayı<br />
öğreteceksiniz. “Ben” değil, “Biz ve<br />
hep beraber” deme noktasında bir<br />
algı oluşturacaksınız. Paranın aidiyet<br />
hissi oluşturmak noktasında üçüncü<br />
sırada olduğu görülmüştür. Bu aidiyet<br />
hissini, takım ruhuyla vermeniz<br />
gerekiyor” açıklamasını yaptı.<br />
Değer Üretme Felsefesi<br />
Değer üretmenin bir felsefesi olduğuna<br />
inanmanın gerektiğini kaydeden<br />
Mirmahmutoğulları, “Yaptığımız<br />
her işte kalp, beyin, beden ilişkisini<br />
önümüze koymamız gerekiyor. Tek<br />
başına kalp bir işe yaramıyor, tek<br />
başına beyin de bir işe yaramıyor. Bu<br />
üçlüyü hep birlikte kullanabilirseniz<br />
birçok şeyi başarabilirsiniz. Hırslı<br />
insan kazanamaz. Hırslı insanlar bir<br />
dönemin meşhurlarıdır. Her dönemin<br />
meşhuru olabilmek için hırstan<br />
arınmak gerekir” değerlendirmesini<br />
yaptı. Daha sonra geçilen soru cevap<br />
bölümünde Mirmahmutoğulları,<br />
“Türkiye’de 40 milyon ton sebze<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
meyve yetişiyor. Bunun 10 milyon<br />
tonu domates. Şu anda biz marul<br />
üretimine başladık, sırada biber ve<br />
diğer sebzeler var. Bizim tek yaptığımız<br />
iş akışkanların mekaniği ve ısı<br />
transferidir” dedi.<br />
Firmalarının en çok 2001 krizinde<br />
zorlandığını itiraf eden Mirmahmutoğulları,<br />
“Krizler de iyidir, devirmiyorsa,<br />
güçlenerek çıkarsınız. Biz o<br />
krizden aldığımız tecrübelerle bugün<br />
tüm ekonomik parametreleri çok yakından<br />
takip ediyoruz. 2001 krizinin<br />
öğreticiliği bugün bu ülkeyi saygın<br />
yapmıştır. Güçlü bir ülke olduysak,<br />
bu 2001 krizi dolayısıyladır” diye<br />
konuştu.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
23
KISA KISA<br />
<strong>ASKON</strong>-MATTO İşbirliği ile Gerçekleştirilen<br />
MAKEDONYA TÜRK İHRAÇ ÜRÜNLERİ<br />
FUARI BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ<br />
Makedonya’da, Türkiyeden gelen 54 firmanın katılımıyla gerçekleşen “Türk İhraç<br />
Ürünleri Fuarı” geçtiğimiz hafta 1-5 mart tarihleri arasında Üsküp’te katılımcılarına<br />
açıldı.Türk ihraç ürünleri fuarına ilgi beklenenden büyük oldu.<br />
T.C.<br />
Dış Ticaret Müsteşarlığı,Makedonya-Türkiye<br />
Ticaret Odası, <strong>ASKON</strong> ve Meridyen<br />
Uluslar arası Fuarcılık organizasyonunda,<br />
1 mart’da düzenlenen açılış<br />
törenine Başbakan yardımcıları<br />
Abdulhakim Ademi ve Vladimir<br />
Peşevski, Devlet Bakanı Hadi Nezir,<br />
Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyük<br />
24 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
elçisi Gürol Sökmensüer Türkiye<br />
Cuymhuriyeti Ticaret Müşaviri Şenol<br />
Türkyılmaz, Makedonya Dış Yatırımlar<br />
Ajansı Başkanı Viktor Mizo,<br />
Merkez Jupa Belediye Başkanı Mazlam<br />
Hasan, DEİK Makedon Türkiye<br />
İş Konseyi Başkanı Hasan Hoşben,<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />
Başkanı Mustafa Koca, Ankara<br />
Ticaret Odası Başkan Vekili Cihangir<br />
Dursun,TİKA Üsküp Ofis Kordinatörü<br />
ziyaretine Mustafa Bozdemir ve çok<br />
sayıda siyasetçi ile işadamı katıldı.<br />
Üsküp Fuar Merkezi’nde düzenlenen<br />
açılış töreninin de konuşma yapan<br />
Makedonya Cumhuriyeti Başkan<br />
Yardımcısı Abdulhakim Ademi Türk<br />
iş adamları ve oda başkanları ile<br />
Türkiye’de görüştüğünü belirterek,<br />
Türk işadamlarını Makedonya’da
misafir etmekten memnuniyet<br />
duyduğunu ifade etti. Ademi: “Bir<br />
Makedonya Vatandaşı olarak Türk<br />
ürünlerine bakış açımızı da sizlerle<br />
paylaşmak istiyorum. Yıllar önce<br />
Türk ürünleri ile Avrupa ürünleri arasında<br />
büyük kalite farkı vardı. Biz de<br />
fakir vatandaşlar olarak daha ucuz<br />
olduğu için Türk ürünlerini alıyorduk.<br />
Fakat aradan geçen onca yılda Türk<br />
şirketleri kendilerini geliştirerek<br />
Avrupa ülkeleriyle aynı standarda<br />
sahip ürünleri piyasaya sundular.”<br />
dedi. Türkiye ile Makedonya’nın siyasi<br />
ilişkilerinin iyi olduğunu belirten<br />
<strong>ASKON</strong> Üyelerinin<br />
Ensar Derneğini<br />
ziyaretleri sırasında<br />
iki dernek arasında<br />
fikir ve iş konusunda<br />
alışveriş imkânı<br />
sağlanarak ileri<br />
ki dönemler de<br />
ikiliilişkilerin<br />
geiştirilmesi<br />
konusunda<br />
mutabakata varıldı.<br />
Ademi, ticaret hacminin büyümesi<br />
için iki ülkenin de çaba sarf etmesi<br />
gerektiğini söyleyerek konuşmasına<br />
son verdi.<br />
<strong>ASKON</strong> Üyelerinin Ensar Derneğini<br />
KISA KISA<br />
ziyaretleri sırasında iki dernek arasında<br />
fikir ve iş konusunda alışveriş<br />
imkânı sağlanarak ileri ki dönemlerde<br />
ikili ilişkilerin geiştirilmesi<br />
konusunda mutabakata varıldı.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
25
KISA KISA<br />
Koca, İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’NDE<br />
DÜZENLENEN EKONOMİDE PARADİGMATİK<br />
DEĞİŞİM SEMPOZYUMUNA KATILDI<br />
<strong>ASKON</strong> Başkanı Mustafa Koca, İstanbul Üniversitesi Maliye Kulübü’nün<br />
bu yıl üçüncüsünü düzenlediği ‘EKONOMİDE PARADİGMATİK DEĞİŞİM’<br />
adlı sempozyuma konuşmacı olarak katıldı.<br />
İstanbul Üniversitesi Rektörlük<br />
Binası Doktora Salonu’nda<br />
gerçekleştirilen programın açılış<br />
konuşmasını İstanbul Üniversitesi<br />
Maliye Kulübü Başkanı Mustafa Ersen<br />
Ergun yaptı. Bu konuşmanın ardından<br />
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi<br />
Dekanı Prof. Dr. Sedat Murat, Prof.<br />
Dr. Esfender Korkmaz, Fatih Belediye<br />
Başkanı Mustafa Demir, Prof. Dr.<br />
Nevzat Yalçıntaş ve İTO Başkanı Murat<br />
Yalçıntaş sırasıyla konuşmalarını<br />
gerçekleştirdiler. Programın 2.oturumunda<br />
kürsüye çıkan Mustafa Koca<br />
konuşmasında şunları kaydetti:<br />
26 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
“Dünyadaki son çeyrek yüzyılda<br />
meydana gelen değişim, dünya kurulduğu<br />
günden bu tarafa meydana<br />
gelen değişimin iki katına ulaşmış.<br />
Bu ilginç bir tespit. Buna etki eden<br />
en önemli buluşun dijital devrim<br />
olduğu herkesin malumlarıdır. Sadece<br />
elimizde çok sıradan hale gelen cep<br />
telefonlarının 15 yıllık serüvenine bakacak<br />
olsak dahi gözümüzün önünde<br />
nasıl bir hızın yaşanmakta olduğunu<br />
anlayabiliriz.<br />
200 yıla yakın bir zaman diliminde<br />
liderliği elinde bulunduran devlet<br />
büyüklüğünde devasa şirketler vardı.<br />
General Motor gibi. Bunlar için GSM<br />
gibi, internet gibi sayılardan ibaret<br />
kavramlar, sadece komik ve aykırı<br />
çocukların fantezisi gibi algılanıyordu.<br />
Nitekim IBM’in, APPLE’ın ortaya<br />
çıkışlarında ilginç hikayeler vardır. O<br />
büyük patronlara göre bu işlerle uğraşanlar<br />
şirketlerden içeri sokulacak<br />
tipler değillerdi. Ama bu tipler, sessiz<br />
bir devrim gerçekleştirdiler. Artık<br />
büyük şirket sıralamalarında yerler<br />
değişti. Bill Gates denen bir adam 10<br />
yıl içerisinde en zenginler listesinin<br />
başına yerleşti. Sattığı şey diğerleri<br />
tarafından hâlâ anlaşılamıyordu. Ne
motor satıyordu, ne araba, ne türbin<br />
ne de buna benzer başka somut<br />
şeyler. Bu durumun dünya ekonomisinde<br />
son derece ciddi bir paradigma<br />
değişikliğine sebep olduğunu hepimiz<br />
gördük. Yaşamaya devam ediyoruz.<br />
Yeryüzünde 24 saat uyanık kalan bir<br />
piyasa sistemi devreye girdi. Dolayısıyla<br />
gelişmeler zorunlu olarak küresel<br />
olurken, krizler de zorunlu olarak<br />
küresel olmaya başladı. Böylece<br />
tüketim alışkanlıkları da evrenselleşerek<br />
tek düze hale gelmeye başladı. Bu<br />
durum aynı zamanda kültürel farkları<br />
azaltmaya, farklı tercihleri devre dışı<br />
bırakmaya ve bir anlamda piyasalara<br />
egemenlik kuranların etkisini küresel<br />
hale getirmeye başladı. Bu da sosyoekonomik<br />
anlamda bir paradigma<br />
değişimi olarak algılanabilir. Bu tarz<br />
değişimler şöyle ilginç bir sonucu<br />
ortaya çıkardı. Bir ürünün meydana<br />
geliş süreci de tam anlamıyla<br />
evrensel oldu. Örnek olarak bir ürün,<br />
New York’ta kurgulandı, Roma’da<br />
tasarlandı, Londra’da finanse edildi,<br />
Cakarta’da imal edildi, Hong-Kong’da<br />
pazarlandı, dünya medyasında tanıtıldı<br />
ve herkes tarafından tüketildi.<br />
Toplanan para yine Wall Street’e<br />
döndü.’’ diyen Koca konuşmasına<br />
şöyle devam etti:<br />
“Aslında ben bu değişimleri önem-<br />
siyor, takip ediyor, fakat gerçek anlamda<br />
bir paradigma değişimi olarak<br />
da algılamıyorum. Zira bu ekonomik<br />
faaliyet içerisinde görülen durum eski<br />
ekonomide görülen durumdan farklı<br />
değildir. Bu da maalesef kapitalist<br />
sistemin sadece yeni bir tarzıdır. Yine<br />
zenginler daha fazla zengin olmaya<br />
devam etmektedir. Yine işçiler çok<br />
zor şartlarda idame-i hayata devam<br />
etmektedir. Yine rantiye risksiz<br />
kazanmaya devam etmektedir. Yine<br />
dünya kirletilmeye devam etmektedir.<br />
İşin özünde gerçek bir paradigma<br />
değişimi söz konusu değildir.<br />
Paradigma değişiminden bahsedebilmek<br />
için başka şeyler söylemek lazım.<br />
Bir ekonomik düzen düşünün ki,<br />
onda gerçekten hakkaniyet üzere bir<br />
dağılım var. Emek de sömürülmüyor,<br />
entelektüel birikim de ve yeryüzünde<br />
doğal olarak var olan nimetlerden<br />
bütün insanlar eşit olarak hak sahibi<br />
oluyorlar. Dağılım gerçekten adil<br />
olarak yapılıyor. Manipülasyonlarla,<br />
spekülasyonlarla ve büyük yığınların<br />
anlamadığı sayısız oyunla, kağıtlarla,<br />
borsalara finansal enstrüman denen<br />
numaralarla halklar borçlandırılmıyor<br />
ve sömürülmüyor. İşte budur asıl<br />
paradigma değişimi.<br />
Etkileri hâlâ üzerimizde bulunan<br />
2008 krizine çok kısa baktığımızda<br />
KISA KISA<br />
gördüğümüz manzara şu oluyor:<br />
Amerika’da finans merkezleri bilançoları<br />
artırmak, kağıtların pazarlamasından<br />
daha fazla kazanmak, daha<br />
çok kredi kullandırmak gibi araçlarla,<br />
Mortgage sistemi üzerinden insanları<br />
dolandırdılar. 1000 dolarlık mülkler,<br />
10.000 dolara ve daha yukarılara<br />
tırmandırıldı. Sonunda realize olmaya<br />
kalkınca karşılığı bulunamadı ve<br />
sistem çöktü.<br />
Bütün dünyanın çok güvendiği Kocaman<br />
şirketler patır kütür devrildiler.<br />
Sistem çöktü. AIG gibi, Merrill Lynch<br />
gibi Kocaman kurumlar, Freddie Mac,<br />
Fannie Mae gibi kurumlar tarumar<br />
oldular. Ülkeler battı. İzlanda satıldı.<br />
İrlanda iflas etti, Yunanistan mahvoldu.<br />
Gelişmiş kabul edilen ülkelerin<br />
hepsi havalarını indirmek zorunda<br />
kaldılar. Ve en önemlisi. Liberal kapitalizmi<br />
bitirdiler. Devletler, halktan<br />
toplamış oldukları vergilerle özel<br />
finans kurumlarını ya desteklediler ya<br />
da İngiltere’de olduğu gibi devletleştirdiler.<br />
Aslında bu durum bizim bahsettiğimiz<br />
anlamda paradigmanın toptan<br />
değiştirilmesi için çok müsait bir<br />
ortamın oluşması demekti. Ancak henüz<br />
yeterli bir alternatif oluşmamıştı.<br />
Dolayısıyla sistem bir anlamda devlet<br />
kapitalizmine çevrilerek yeniden<br />
kendisini diriltme yoluna girmeye<br />
başladı. Bu paradigma değişmeli. Zira<br />
bu paradigma, haksızlık zulüm ve faiz<br />
üzerine dizayn edilmiş bir paradigmadır.<br />
Mutlaka değiştirilmelidir.’’<br />
diyen Koca, konuşmasının sonunda<br />
üniversiteli gençlere seslenerek:<br />
“Meselenin akademik tarafını hiç<br />
şüphesiz üniversiteler halledecek,<br />
sizler halledeceksiniz. En az 300 yıllık<br />
kapitalist teoriye alternatif üretmek<br />
kolay mı, demeden çalışmaya devam<br />
edilecek ve bilesiniz ki işler sonunda<br />
daha iyi bir noktaya gelecek. Ben<br />
buna inanıyorum. Teşekkür ederim.’’<br />
Sempozyumun sonunda Koca ve<br />
diğer katılımcılara plaketleri kulüp<br />
öğrencilerince takdim edildi.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
27
KISA KISA<br />
KOBİ Strateji ve Eylem Planı Açıklandı:<br />
BÜYÜK SERMAYELER KÜÇÜK<br />
SERMAYELERİ YUTMASIN<br />
Küçük işletme ihtiyaçlarına duyarlı<br />
iş ortamında, erişilebilirliği<br />
ve niteliği yüksek hizmet<br />
ve desteklerle KOBİ’lerin üretim,<br />
yatırım miktarı ile katma değerini<br />
arttırmak ve büyümelerini sağlamak<br />
amacıyla hazırlanan 2011 - 2013 KOBİ<br />
Stratejisi ve Eylem Planı, Sanayi ve<br />
Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün yanı<br />
sıra TOBB Yönetim Kurulu Başkan<br />
Yardımcısı ve İTO Başkanı Murat<br />
Yalçıntaş, TESK Başkanı Bendevi Palandöken,<br />
TUSKON Başkanı Rızanur<br />
Meral, TÜRKONFED Başkanı Erdem<br />
Çenesiz, MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad<br />
Vardan, TÜMSİAD Başkanı Dr. Hasan<br />
Sert, <strong>ASKON</strong> Başkanı Mustafa Koca,<br />
KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan<br />
ve çok sayıda davetlinin katılımı ile,<br />
24 Mayıs 2011 Salı günü İstanbul<br />
Dolmabahçe Sarayı Başbakanlık<br />
Çalışma Ofisinde açıklandı. Açılışta<br />
konuşan KOSGEB Başkanı Mustafa<br />
Kaplan, KOBİ’lerin geliştirilmesine<br />
ilişkin ulusal politikaların ve araçlarının<br />
etkin bir şekilde çalıştırılmasının<br />
önemine değinerek, rekabet gücünü<br />
etkileyen makro ortamların KOBİ’lerin<br />
ihtiyaçlarına duyarlı bir hale getirilmesinin<br />
son derece önemli olduğunu<br />
28 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
söyledi. 2011-2013 KOBİ Stratejisi ve<br />
Eylem Planı, katılımcılığı ön planda<br />
tutan bir süreçle, KOBİ’lerle ilgili tüm<br />
tarafların katkıları ile hazırlanmıştır.<br />
Sürecin genel koordinasyonu KOSGEB<br />
tarafından sağlanmış olmakla birlikte,<br />
temel çalışmaları gerçekleştiren teknik<br />
ekipte ilgili diğer kamu kurumların<br />
uzmanları da görev almıştır. Teknik<br />
ekibin belirlediği temel kurgu Sayın<br />
Bakanımızın liderliğinde, 24 Eylül<br />
2010 tarihinde İstanbul’da düzenlenen<br />
Ortak Akıl Çalıştayı’nda yeniden<br />
değerlendirilmiş ve kamu dışındaki<br />
kesimlerin de görüşleri alınmıştır.<br />
Çalıştaya, KOBİ’lerle ilgili faaliyet<br />
gösteren meslek kuruluşları, OSB’ler,<br />
üniversiteler, kalkınma ajansları,<br />
işadamı dernekleri, KOBİ’lere yönelik<br />
kredi uygulamaları bulunan bankalar,<br />
ekonomi gazetecileri, kredi garanti<br />
ve girişim sermayesi hizmeti veren<br />
kuruluşlar ve KOBİ temsilcilerinden<br />
oluşan 300’den fazla kişi katılmış ve<br />
son derece önemli katkılar alınmıştır.<br />
Bu noktada Sayın Bakanımız Nihat<br />
Ergün’e bu süreçteki değerli katkıları<br />
ve yönlendirmelerinden ötürü huzurlarınızda<br />
teşekkür etmek istiyorum.<br />
Planın içeriği açılış bölümünden sonra<br />
Sayın Bakanımız tarafından açıklanacaktır.<br />
Ben, planın içeriğine girmeden,<br />
önemli gördüğümüz bazı noktalarını<br />
kısaca aktarmak istiyorum.<br />
Ağırlıklı olarak sanayi sektörü KO-<br />
Bİ’lerine yönelik faaliyetleri içeren<br />
KOBİ stratejileri yerine, 2011-2013<br />
KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı’nda son<br />
dönemde hizmet ve ticaret sektörlerinin<br />
ekonomideki payının artmasına<br />
paralel olarak, bu kesimin ihtiyaç ve<br />
beklentilerini karşılayacak eylem ve<br />
projeler de yer almıştır. Plan, bu özelliğinden<br />
dolayı daha geniş bir kesimi<br />
ilgilendirmektedir. Planının uygulama<br />
döneminde, sanayinin geliştirilmesi<br />
açısından önem arz eden hizmet<br />
sektörlerindeki KOBİ’lerin ihtiyaçları<br />
belirlenerek bu sektörlere yönelik desteklerin<br />
geliştirilmesi ve uygulanması<br />
hedeflenmektedir.<br />
Bu konularda KOSGEB’in aktif rol<br />
alacağı düşüncesi ile, KOSGEB<br />
Stratejik Planında da revizyon yaparak<br />
KOSGEB’de program ve proje<br />
esaslı destek mekanizmasını kuran<br />
yol haritasını belirledik. Böylelikle<br />
KOSGEB, bölge ve sektör özelinde<br />
spesifik müdahalelerde bulunabilme<br />
mekanizmasına sahip olacak ve KOBİ<br />
Stratejisi ve Eylem Planının kurumsal<br />
bazda en önemli uygulayıcısı olacaktır.<br />
Plan, KOBİ’lerin “küçük ölçekli”<br />
olmak dolayısıyla rekabet dezavantajı<br />
yaşadıkları alanların iyileştirilmesine<br />
ve iş ortamının KOBİ ihtiyaçlarına duyarlı<br />
hale getirilmesine odaklanmıştır.<br />
Planın genel yönlendirmesi, kamu<br />
özel sektör kuruluşlarının katılımı ile<br />
oluşturulan KSEP Yönlendirme Komitesi<br />
tarafından gerçekleştirilecektir.<br />
<strong>ASKON</strong> Başkanı Mustafa Koca:<br />
“Büyükler yanında KOBİ’lerin de aynı<br />
süreci yaşaması gerekiyor. Büyük sermayeler<br />
küçük sermayeleri yutmasın.<br />
Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki bir<br />
KOBİ’yi ayakta tutmak minimum beş<br />
kişiye istihdam sağlamak demektir.<br />
Maliyeti ise 50 bin dolardır. Beş kişiye<br />
istihdam oluşturmak ise 500 bin<br />
dolardır. Sosyal maliyetleri ise hesaba<br />
katmıyorum. Bu eylem planının<br />
hepimize hayırlı olmasını temenni<br />
ediyorum.” dedi.
KISA KISA<br />
KUVEYT TÜRK, <strong>ASKON</strong> İLE ANLAŞMA<br />
YAPAN İLK KATILIM BANKASI OLDU<br />
Kuveyt Türk, <strong>ASKON</strong> (Anadolu Aslanları İşadamları Derneği) ile gerçekleştirilen<br />
protokol ile, derneğin kayıtlı üyelerine cazip koşullarla ürün ve hizmetlerini<br />
sunmaya başladı. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ticaret hacimlerinin<br />
geliştirilmesini ve bankacılık hizmetlerinden daha kolay yararlanmalarını<br />
hedefleyen yeni işbirliği ile, üyelere oran ve komisyonlarda çeşitli avantajların<br />
olduğu finansman imkânları sunulacak.<br />
İmza töreninde konuşan Bireysel<br />
ve İşletme Bankacılığı Pazarlama<br />
Müdürü Okan Acar, Kuveyt<br />
Türk’ün 2014 vizyonu çerçevesinde<br />
İşletmelere kaliteli ve hızlı hizmeti<br />
sunma noktasında önemli yatırımlar<br />
yaptığını ve bu müşterilerin beklenti<br />
ve isteklerinin söz konusu anlaşmanın<br />
temelinde yatan unsur olduğunu<br />
dile getirdi.<br />
“Benzer işbirlikleri<br />
devam edecek”<br />
Daha önce Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde<br />
gerçekleştirilen benzer anlaşmaların,<br />
Kuveyt Türk’ün 2010 yılı için<br />
ortaya koyduğu stratejik önceliklerin<br />
bir parçası olduğunu ifade eden Acar,<br />
“Bu anlaşmalar için ülkemizin birçok<br />
yerinde Ticaret ve Sanayi Odaları ile<br />
de görüşmelere devam edilmektedir.<br />
Benzer işbirlikleri devam edecek.<br />
Amacımız müşterilerimizin rekabetçi<br />
bir piyasada ellerini daha da güçlendirmektir.”<br />
şeklinde konuştu. <strong>ASKON</strong><br />
üyelerinin, hedeflerini yakalamada,<br />
işlerini geliştirmede ve birleştirmede<br />
kısacası dünya ticaretine ayak uydurma<br />
adına bir fırsat olduğunu düşünüyorum.<br />
Sanayici, üretici ve finans<br />
sektörünün bir arada olması ekonomiyi<br />
canlı tutacaktır. Dolayısıyla<br />
yapılan bu protokolün ekonomimize<br />
de önemli bir destek sağlayacağına<br />
inanıyorum. Bu protokolden ihtiyacı<br />
olan tüm üyelerimizin yararlanacağını<br />
umut ediyor; işletmelerimize ve<br />
üyelerimize hayırlı olmasını diliyorum.<br />
” şeklinde konuştu.<br />
Protokolü <strong>ASKON</strong> adına imzalayan<br />
<strong>ASKON</strong> Yeni Yatırımlardan Sorumlu<br />
Genel Başkan Yardımcısı Atilla<br />
Yılmaz; “ İmzaladığımız sözleşme<br />
ile üyelerimize bir takım kolaylık ve<br />
avantajlar sağlanmıştır. Bu tür çalışmalarımız<br />
devam edecektir” dedi.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
29
KISA KISA<br />
<strong>ASKON</strong>’DAN KARADENİZ ÇIKARTMASI<br />
22-24 Temmuz 2011 tarihleri arasında Karadeniz’e çıkartma yapan <strong>ASKON</strong> Yönetim<br />
Kurulu üyeleri, bu bölgede Trabzon ve Rize şube genel kurullarını tamamladıktan<br />
sonra 3 gün süren Karadeniz turunda kültürel ve sosyal aktiviteler de gerçekleştirdi.<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa<br />
Koca başkanlığında İbrahim Doğan<br />
Salman, Sıtkı Abdullahoğlu, Hasan<br />
Ali Cesur, Ahmet Karagöz, İsmail<br />
Keleş, Sami Bektaş, Recep Palamut,<br />
Yılmaz Başyiğit, Bekir Aydın, Cemal<br />
Aslandağ, Özden Bilirdönmez, Ahmet<br />
Turan Karaaslan, Halit Temtek,<br />
Abdurrahman Oruç ve Genel Sekreter<br />
M.Akif Bayramoğlu’ndan oluşan<br />
heyet Trabzon Zigana, Çamlıhemşin,<br />
Elevit Yaylası, Ayder Yaylası gibi bölgede<br />
bulunan tarihi ve turistik mekanları<br />
gezip ziyaret etme haricinde<br />
Fırtına Deresinde rafting yapmanın<br />
heyecanını da yaşadılar.<br />
<strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu üyeleri<br />
Karadeniz gezisi sırasında, bölgenin<br />
yöresel tatlarına bakmayı da ihmal<br />
etmediler. 3 gün süren programın<br />
BAŞBAKANIN SOMALİ GEZİSİNE<br />
<strong>ASKON</strong> DA KATILDI Açlık ve kıtlığın hüküm sürdüğü kaderine terk edilmiş<br />
ülke SOMALİ’ye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ailesi,<br />
bakanlar, işadamları, sanatçılar ve gazetecilerden oluşan<br />
bir heyetle çıkarma yaptı.<br />
30 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
ardından <strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu<br />
üyeleri İstanbul’a dönerek yoğun iş<br />
temposuna kaldıkları yerden devam<br />
ettiler.<br />
Dünyanın ve Türkiye’nin dikkatini çekmek, sıkıntıları yerinde<br />
görmek, yapılan çalışmaları bizzat denetlemek için yapılan<br />
gezi gerek ülkemizde gerekse dünya kamuoyunda büyük<br />
ilgi gördü.<br />
Geziye Derneğimiz Yönetim Kurulu Üyesi Dışilişkiler Komisyonu<br />
Başkan Yrd. Recep Şaban Palamut da katıldı.<br />
Palamut yaptığı açıklamada mevcut durumu “insanlığın<br />
bittiği yer ” olarak açıkladı.
<strong>ASKON</strong>’DAN İHH GEMİSİNE<br />
50 TIRLIK YARDIM<br />
KISA KISA<br />
İHH İnsani Yardım Vakfı Doğu Afrika’daki yardım çalışmalarına bütün hızıyla<br />
devam ediyor. Daha önce bölgeye acil yardım malzemesi taşıyan 3 bin tonluk<br />
yük gemisi gönderen İHH İnsani Yardım Vakfı şimdi de 6 bin tonluk ikinci bir yük<br />
gemisini bölgeye gönderiyor.<br />
Anadolu Aslanları İşadamları<br />
Derneği (<strong>ASKON</strong>) da<br />
Somali’de açlıktan ölmek<br />
üzere olan insanlara ulaştırılmak<br />
üzere topladıkları 50 Tırlık yardım<br />
malzemesini İHH’nın ikinci yardım<br />
gemisine bağışladı. Tırlardan<br />
13 tanesi düzenlenen bir törenle<br />
İstanbul’dan geminin yükleneceği<br />
Mersin’e gönderildi. Yardımlar Mersin<br />
Limanı’ndan Pazartesi günü Mogadişu<br />
Limanı’na doğru yola çıkacak.<br />
Kuraklık nedeniyle açlıktan ölümlerin<br />
yaşandığı Doğu Afrika’da yürütülen<br />
yardım çalışmaları bütün hızıyla<br />
devam ediyor.<br />
Bölgede çalışmalarını sürdüren İHH<br />
İnsani Yardım Vakfı, geçtiğimiz hafta<br />
Somali’ye gönderdiği 3 bin tonluk<br />
yardım gemisinin ardından şimdi de<br />
6 bin tonluk yeni bir yardım gemisi<br />
gönderiyor.<br />
Doğu Afrika’daki insanlık felaketine<br />
duyarsız kalmayan kuruluşlarından<br />
birisi olan <strong>ASKON</strong> da Somali halkına<br />
destek vermek için harekete geçti.<br />
<strong>ASKON</strong> Somali için tam olarak 50 tırlık<br />
yardım malzemesini İHH’nın ikinci<br />
gemisi ile bölgeye gönderecek. Tırlar<br />
yurdun farklı şehirlerinden Mersin’de<br />
bekleyen yardım gemisine yüklenmek<br />
üzere yola çıkarken İstanbul’dan<br />
da 13 tır Mersin’e doğru hareket etti.<br />
13 yardım tırının hareketinden önce<br />
bir basın açıklaması yapıldı. Basın<br />
açıklamasında ilk olarak söz alan<br />
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım,<br />
“Dünya tarihinin en büyük felaketlerinden<br />
biriyle karşı karşıyayız. Doğu<br />
Afrika’daki açlık tehlikesiyle savaşta<br />
tüm bölgelerde yardım dağıtmaya<br />
çalışıyoruz. Ekiplerimiz Somali’nin<br />
en tehlikeli yerlerine kadar gidiyor.”<br />
dedi.<br />
Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü<br />
“İnsan kaçırma olaylarının yaşandığı<br />
bu bölge bizim gittiğimiz en tehlikeli<br />
bölgelerden biri. Biz bu bölgede yanımızda<br />
olan kurum ve kuruluşlarla birlikte<br />
15 yıldır çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />
Somali’deki insanlık dramının<br />
önüne geçmek için <strong>ASKON</strong>’un yaptığı<br />
yardım çok ciddi oldu. Çalışmalarından<br />
dolayı <strong>ASKON</strong>’a ve Ayrıca<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
31
KISA KISA<br />
Bağcılar Belediye Başkanı Lokman<br />
Çağırıcı’ya verdiği destekten ötürü<br />
teşekkür ediyorum.”<br />
İstanbul’dan gönderilecek 13 tırı yolcu<br />
etmek için hazır bulunan <strong>ASKON</strong><br />
Genel Başkanı Mustafa Koca da 21.<br />
yüzyılda insanların açlıktan öldüğüne<br />
inanmakta zorlandığını kaydetti.<br />
Koca açıklamasında “<strong>ASKON</strong>’daki<br />
dostlarımızla oturup konuştuk. Bu<br />
insanlık ayıbının önüne geçmek için<br />
ilk olarak kendimizden başlamamız<br />
gerekiyordu. Bu mübarek Kadir gecesinde<br />
Somali’deki kardeşlerimizin<br />
yaralarını İHH ile sarıyor olmamız<br />
bizi çok mutlu etti. 21.Yüzyıl liberal<br />
kapitalizm kurallarına uyarak hareket<br />
etmemize gerek yok, biz Allah için<br />
tüm bu yardım çalışmalarına ortak<br />
oluyoruz.<br />
Ben de kendimi çok huzurlu ve bahtiyar<br />
hissediyorum. En güzel ticaretimizi<br />
bugünlerde yaptığımızı düşünüyorum.<br />
Karşılığını Allah’ın vereceği<br />
32 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
bir ikramda bulunuyoruz. Bu çok<br />
büyük mutluluk. Bütün milletimizi<br />
de böyle bir hazzı yaşamaya özellikle<br />
davet ediyorum. İyi bir katılımla bir<br />
konvoy hazırladık. Bu tır konvoyu<br />
Mersin Limanında yüklerini gemiye<br />
boşaltacak.Gemiyi doldurduğumuzda<br />
inşallah en kısa zamanda Somali<br />
istikametine yola çıkacak.<br />
Oradaki insanlar sevindikçe bizler<br />
de huzur bulacağız. Çocuklar ölmedikçe,<br />
biz de çocuklarımızın yüzüne<br />
daha rahat bakacağız. Onların karnı<br />
doydukça bizler de daha rahat yemek<br />
yeme imkânı bulacağız.Bu çalışmada<br />
emeği geçen arkadaşlara teşekkür<br />
ediyorum” dedi.
KISA KISA<br />
BAŞBAKAN R.TAYYİP ERDOĞAN’IN<br />
SOMALİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISINA<br />
<strong>ASKON</strong> GENEL BAŞKANI MUSTAFA KOCA KATILDI<br />
Somali’ye yaptıkları geziyi<br />
değerlendiren Başbakan<br />
Erdoğan, “İnanıyorum ki,<br />
Somali’ye yardımlar aralıksız<br />
devam edecektir” dedi. BM Genel<br />
Kurulundaki konuşmasının tamamında<br />
Somali’ye yer vereceğini açıkladı<br />
Başbakan Erdoğan, Somali’ye yapılan<br />
yardımların koordinasyonunu sağlamak<br />
üzere, kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla<br />
bir araya geldi. Somali’ye<br />
Kızılay tarafından 150 ton gıda ve 2<br />
milyon değerinde yardım paketleri,<br />
aynca gemiyle de 5 bin ton yardım<br />
malzemesi gönderildiğini söyleyen<br />
Erdoğan, “İnanıyorum ki, şu mübarek<br />
Ramazan ayı içersinde Somali’ye<br />
yardımlar aralıksız devam edecektir.“<br />
dedi. Somali’nin bütününü kucaklamak,<br />
bütününe hizmet götürmek durumunda<br />
olduklarını belirten Erdoğan<br />
şöyle devam etti: ’Birçok ülke güvenlik<br />
gerekçeleriyle Somali’ye gitmek ve<br />
orada yardım faaliyetleri gerçekleştirmekte<br />
tereddüt gösterirken, resmi<br />
Yardım Kuruluşlarına<br />
Teşekkür<br />
Başbakan Erdoğan, Somali’nin içinde<br />
yaşadığı güvenlik sorunu ile iç barısın<br />
temini noktasındaki sıkıntıların,<br />
birinci derecede önem arz ettiğini<br />
belirterek, “Bunun için de Dışişleri<br />
Bakanlığını devreye sormak suretiyle<br />
bu konuda yoğunlaşacağız.<br />
Gerek yardımların koordinasyonunu<br />
daha iyi sağlamak, gerekse oradaki<br />
dramın yakinen takipçisi olabilmek<br />
için Somali’de bir büyükelçilik açmayı<br />
ve gönüllü kuruluşlarımız her türlü<br />
zorluğa göğüs gererek, orada arazide<br />
çok anlamlı bir görev ifa ediyorlar.<br />
İstiyoruz ki, dünya kamuoyunun<br />
dikkati ve ilgisi de Somali’de yaşanan<br />
insanlık dramının üzerinde olsun. Eylül<br />
ayındaki BM Genel Kurulunda da<br />
konuşmamın gündemini tamamıyla<br />
bu oluşturacak. “<br />
da kararlaştırdık” dedi. Günlerdir<br />
televizyon kanallarında açılan yardım<br />
kampanyalarıyla bu atilan adımlardan<br />
dolayı görsel ve yazılı medyaya<br />
teşekkür eden Erdoğan, TOBB, TÜ-<br />
SİAD, MÜSİAD, TİM, TİKA, TUSKON,<br />
<strong>ASKON</strong>, Yeryüzü Doktorları Derneği,<br />
İHH, Kimse Yok Mu Demeği, Deniz<br />
Feneri Demeği, Hüdai Vakfı, Cansuyu<br />
Demeği ve Yardımeli Derneğine de<br />
teşekkürlerini sundu.<br />
Toplantıya katılan isimler<br />
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Gıda,<br />
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker,<br />
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı,<br />
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti Genel<br />
Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Diyanet İşleri<br />
Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Türk<br />
İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA) Başkanı<br />
Serdar Çam, Başbakanlık Afet ve Acil Durum<br />
Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Başkan Vekili<br />
Ejder Kaya, THY Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Hamdi Topçu, Türkiye Odalar ve Borsalar<br />
Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Murat<br />
Yalçıntaş, Kızılay Genel Başkan Vekili Ahmet<br />
Lütfi Akar, Türkiye Sanayici ve İşadamları<br />
Derneği (TÜSİAD) Genel Sekreteri Zafer Ali<br />
Yavan, Müstakil Sanayici İşadamları Derneği<br />
(MÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer<br />
Cihad Vardan, Tüm Sanayici ve İşadamları<br />
Derneği (TÜMSİAD) Başkanı Hasan Sert,<br />
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı<br />
Mehmet Büyükekşi, Türkiye İşkadınları<br />
Derneği (TİKAD) Başkanı Nilüfer Bulut,<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />
(<strong>ASKON</strong>) Başkanı Mustafa Koca, Türkiye<br />
İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu<br />
(TUSKON) Başkan Vekili Ahmet Ciğer,<br />
Yeryüzü Doktorları Derneği Başkanı İhsan<br />
Karaman, İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı<br />
Bülent Yıldırım, Kimse Yok Mu Derneği<br />
Başkanı Ünal Öztürk, Deniz Feneri Derneği<br />
Başkanı Mehmet Cengiz, Hüdai Vakfı Başkanı<br />
Abdurrahman Topbaş, Yardımeli Derneği<br />
Başkanı Sadık Danışman ve Cansuyu Derneği<br />
temsilcisi.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN
KISA KISA<br />
<strong>ASKON</strong> 6. DİVAN TOPLANTISI<br />
FETHİYE’DE YAPILDI<br />
<strong>ASKON</strong> 6. Divan Toplantısı<br />
Muğla’nın Fethiye ilçesinde<br />
yapıldı. Divan toplantısına<br />
İttifak Holding Yönetim<br />
Kurulu eski Başkanı Mehmet Buğa,<br />
İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Serdar İnan, <strong>ASKON</strong> Başkanı<br />
Mustafa Koca ve çok sayıda iş adamı<br />
katıldı. Toplantıda konuşan <strong>ASKON</strong><br />
Başkanı Mustafa Koca Türkiye’nin<br />
derin örgütlerin yoğun kaba baskılarından<br />
kendini kurtarma sürecinde<br />
mesafe almaya devam ettiğini<br />
belirtti. Çok ortaklı yapılar için örnek<br />
bir model haline gelen İttifak Holding<br />
Yönetim Kurulu eski Başkanı Seyit<br />
Mehmet Buğa ise yaptığı konuşmada<br />
Müslümanların yeni bir ekonomik<br />
düzen kurma zorunluluğu olduğunu<br />
ifade etti.<br />
<strong>ASKON</strong> 6. Divan Toplantısı Muğla’nın<br />
Fethiye ilçesinde yapıldı. Divan<br />
toplantısına İttifak Holding Yönetim<br />
Kurulu eski Başkanı Mehmet<br />
BUĞA, İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Serdar İnan, <strong>ASKON</strong> Başkanı<br />
Mustafa Koca ve çok sayıda iş adamı<br />
katıldı. Toplantıda Türkiye’nin gelişimi<br />
ve Anadolu sermayesinin durumu<br />
masaya yatırıldı.<br />
Toplantıda<br />
Türkiye’nin<br />
gelişimi ve Anadolu<br />
sermayesinin<br />
durumu masaya<br />
yatırıldı.<br />
34 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Faizsiz Finans<br />
Desteklenmeli<br />
Markalaşma Hızlanmalı<br />
Muğla’nın Fethiye İlçesinde toplanan<br />
Anadolu Aslanları İşadamları,<br />
Derneği (<strong>ASKON</strong>) 6. Divan Kurulunda<br />
konuşan <strong>ASKON</strong> Başkanı Mustafa<br />
Koca Türkiye’nin derin örgütlerin<br />
yoğun kaba baskılarından kendini<br />
kurtarma sürecinde mesafe almaya<br />
devam ettiğini belirtti. Faizsiz finansın<br />
desteklenmesi ve markalaşmanın<br />
hızlanması gerektiğini ifade eden<br />
Koca, derneğin hazırladığı değerlendirme<br />
raporunu açıkladı. Raporda<br />
“Türkiye iç yapıdaki derin örgütlerden<br />
kendini kurtarma sürecinde<br />
mesafe almaya devam etmektedir.<br />
Dış bağlantılar açısından nasıl bir<br />
ilişki biçimi geliştirildiği her zaman<br />
çok fazla anlaşılamamakla beraber<br />
ortaya çıkan ipuçlarından hareketle<br />
şu değerlendirmeler yapılabilir: ABD<br />
ile olan ilişkilerin daha rafine hale<br />
dönüşerek geliştiği düşünülmektedir.<br />
AB ile olan ilişkiler bizden<br />
kaynaklanmayan sebepler dolayısıyla<br />
sürüncemede kalmaya devam<br />
etmektedir. İslam ülkeleri ile olan<br />
ilişkiler olumlu seyir izlerken, “ABD ile<br />
aynı paralele düşmek bizim için nasıl<br />
sonuçlar getirecektir?” sorusuna çok<br />
olumlu cevaplar bulunamamaktadır.<br />
Türkiye’nin acilen markalar üretmesi<br />
gerekmektedir.” ifadeleri yer aldı.<br />
Krizler Kapitalist<br />
Sistem Tarafından<br />
Üretilmektedir<br />
İş adamalarına çalışmalarında İslami<br />
esaslara dikkat etmelerini tembihleyen<br />
Koca, faiz sömürüsünün olmadığı<br />
finansal sistemlerin güçlendirilmesi<br />
gerektiğine vurgu yaptı. Müslümanların<br />
kapitalizmle aralarına mesafe<br />
koymaları gerektiğine değinen Koca,<br />
küresel ve lokal krizlerin kapitalist<br />
sistem tarafından üretilip kullanıldığı<br />
belirtti. Koca, Türkiye’nin son 10 yıllık<br />
dönemde hızlı ilerlediğini Anadolu<br />
sermayesinin bu ilerleyişe ayak uydurması<br />
gerektiğini vurguladı.
Buğa: “Düzenimizi<br />
Kurmazsak Onların<br />
Düzenine Boyun<br />
Eğeriz”<br />
Çok ortaklı yapılar için örnek bir<br />
model haline gelen İttifak Holding<br />
Yönetim Kurulu eski Başkanı Seyit<br />
Mehmet Buğa ise toplantıda yaptığı<br />
konuşmada Müslümanların yeni bir<br />
ekonomik düzen kurma zorunluluğu<br />
olduğunu ifade etti. Mevcut düzenin<br />
ahlâk ölçüsünü tamamen yitirdiğini<br />
söyleyen Buğa “IMF ve Dünya Bankası<br />
kuruldu. Bugüne kadar gördüklerimiz<br />
nedir? Bazı ülkeler iyice büyüdü<br />
halkları zenginleşti bazıları ise iyice<br />
küçüldü ve fakirleşti. İşte bu onların<br />
düzenidir. Biz kendi düzenimizi kurmazsak<br />
onların kurallarına, onların<br />
düzenine boyun eğmek durumunda<br />
kalırız.”dedi. 28 şubat dönemindeki<br />
en büyük darbeyi ortaklık tabanına<br />
vurulduğunu söyleyen Buğa şöyle<br />
konuştu: “Ortaklık tabanınızdaki<br />
güven sermayemizi darmadağın<br />
ettiler. İslami sermaye güven ve<br />
itibar üzerine kurulmuş bir teşkilattır.<br />
Ekonomi elitlerinin sahip olduğu devasa<br />
sermaye bizde ancak ortaklıkların<br />
arttırılması ile sağlandığı için yok<br />
edilmesi gereken ilk şey bize duyulan<br />
güvendi. Başlatılan psikolojik harp<br />
ve içimizden çıkan çürük elmalarda<br />
buna eklenince Anadolu sermayesi<br />
bir anda çıkmaza girdi. Bizim<br />
yaşadığımız darbenin iyi araştırılması<br />
üzerinde ciddi etütlerin yapılması<br />
gereklidir. Bir daha böyle bir sıkıntı ile<br />
karşılaşılmaması için nasıl bir direnç<br />
gösterilmesi hususunda ciddi analizler<br />
gerekmektedir. “dedi.<br />
ABD ve AB<br />
Ekonomisinde İşleri<br />
İyi Gitmiyor<br />
ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde<br />
geri gidiş olduğuna değinen İnanlar<br />
İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Serdar İnan “Amerika ve Avrupa<br />
Birliği ülkelerinde geriye gidiş gözle<br />
görülebiliyor. Yunanistan, İspanya,<br />
Portekiz, İtalya ve diğer Avrupa<br />
Birliği ülkelerinde gidişat iyi değil.<br />
Sistemleri etkin işlemiyor. Biz ise<br />
ciddi bir ivme yakalamış durumdayız.<br />
Özellikle inşat sektöründe dünya 2.si<br />
bir konuma geldik. Bu ivmeyi devam<br />
ettirsek kısa zamanda bir üst lige<br />
çıkarız.” diye konuştu.<br />
2. Fuar Erbil’de<br />
Divanda Irak’ın Erbil şehrinde fuar<br />
organizasyonu yapılacağı açıklanırken<br />
hedefin 30 milyar dolarlık ticaret<br />
hacmi olduğu vurgulandı. 1.Türk<br />
İhraç Ürünleri Fuar’ını Makedonya’da<br />
yapan <strong>ASKON</strong> bu defa Irak’ın Erbil<br />
şehrinde fuar organize edecek. Irak<br />
pazarının 150 milyar dolar hacmi olduğu<br />
belirtilirken ticaret hacminin ilk<br />
KISA KISA<br />
etapta 8 milyar dolar, ikinci etapta 15<br />
miyar dolara ve peşinden 30 milyar<br />
dolara çıkarılmasının hedeflendiği<br />
kaydedildi. <strong>ASKON</strong> Şube Başkanı<br />
Recep Çalışkan Adana şubesi olarak<br />
Erbil şehrine çok y akın olduklarını<br />
fakat doğrudan uçuşların olmamasının<br />
kendileri için ciddi bir handikap<br />
olduğunu belirtti. Çalışkan, THY’nin<br />
Adana’ya doğrudan seferler düzenlemesi<br />
gerektiğini ifade etti.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
35
KISA KISA<br />
HELAL GIDA FUARI AÇILDI<br />
Dünya üzerinde 2 trilyon dolarlık bir payı bulunan ‘Helal Gıda’ pazarı Türkiye’de<br />
görücüye çıktı. GİMDES tarafından bu yıl ikincisi organize edilen fuar dün CNR<br />
Expo’da okunan Kur’an-ı Kerim ve dualarla açıldı.<br />
Fuarın açılış kurdelesini<br />
GİMDES Başkanı Dr. H. Kami<br />
Büyüközer, TİM Başkanı<br />
Mehmet Büyükekşi, <strong>ASKON</strong><br />
Başkanı Mustafa Koca ile yabancı<br />
katılımcılar birlikte kesti.<br />
Tek Bir Standart Şart<br />
Fuarın açılışında bir konuşma yapan<br />
GİMDES Başkanı Dr. H. Kami Büyüközer,<br />
“25-30 yıllık uzun ve çileli<br />
bir yoldan geliyoruz. Türkiye olmaz<br />
denilen bir konuyu yani ‘helal gıda’<br />
konusunu artık gündemine almış durumda.<br />
Türkiye bütün dünya Müslümanlarına<br />
ümit verici bir pozisyonda<br />
ve beklenti de bu şekilde.<br />
Dünyada 2 milyar Müslüman var ama<br />
helal gıda konusu öncelikli bir konu<br />
değil. Kimi yabancı ülkelerde helal<br />
gıda bulma sıkıntısı var. Sıkıntımız<br />
bütün dünyada geçerli tek bir helal<br />
gıda sertifikalandırmasının olmaması.<br />
İslam bir tane ama farklı farklı<br />
standartlar uygulanıyor. Maalesef<br />
farklılıklar var. Konferanslarımızda bu<br />
konuyu tartışacağız. Aynı zamanda<br />
son zamanlarda GDO furyası var.<br />
Bunların fıkıhta yeri nedir, bunu da<br />
tartışacağız. Bu ve bunun gibi önemli<br />
konular bu fuarda yer alacak” dedi.<br />
“Helal Gıdaya Destek...”<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa<br />
Koca, “Bu fuarların dünyada ne kadar<br />
ses getirdiğini biliyoruz. Bizler iş<br />
adamlarıyız. Gıda prosesini uygulamak<br />
ayrı bir güzellik. Bir avuç insan<br />
bu konuda ülkemize çok katma değer<br />
üretti. Helal gıda konusundaki ça-<br />
36 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
lışmalar ivmesini yükseltti. Yürüyen<br />
trende biz de olmalıyız. Hem de bir<br />
vagon halinde olmalıyız. Ülkemizde<br />
yapılan bu çalışmalara destek<br />
vermemek ahmaklıktan başka bir<br />
şey olamaz” değerlendirmesinde<br />
bulundu.<br />
“Rota Avrupa’dan<br />
İslam Coğrafyasına”<br />
Fuara destek veren sponsorlardan<br />
olan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi<br />
de şöyle konuştu: “10 yıl önce<br />
ihracatımızın yüzde 6’sını Müslüman<br />
ülkelere yaparken şimdi, bu rakam<br />
yüzde 20 oldu. Helal gıda sertifikasını<br />
Müslüman ülkeler arıyor. Sertifikası<br />
olmayan ürünler artık gümrüklerden<br />
geçemiyor.<br />
Burada önemli olan tek bir standart<br />
belirlenmesi. İhracatımızın büyük<br />
çoğunluğunu Avrupa’ya yapıyoruz;<br />
ama bu ülkelerde artık ciddi ekonomik<br />
krizler mevcut. Yeni pazarlara<br />
yönelmeliyiz. Ortadoğu ve Arap<br />
dünyası bizim için önemli. Mesela<br />
Irak geçen sene ihracatımızda 5.<br />
sıradaydı. Bu sene 2. sıraya yükseldi.<br />
Bu sene ihracatımızda yeni bir rekor<br />
kırmayı hedefliyoruz. GİMDES’e destek<br />
vermeye her zaman hazırız.”
GENEL BAŞKANIMIZ BİRLİĞE ÇAĞRI<br />
PLATFORMU İLE VAN’DA<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
KISA KISA<br />
TOBB’un öncülüğünde 23 sivil toplum kuruluşu Van’a giderek incelemelerde<br />
bulundu. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kriz merkezini ziyarette Türkiye’deki<br />
toplumun tamamına yakınını temsilen Van’da olduklarını ifade etti.<br />
Kuruluşların temsilcilerinden<br />
oluşan 78 kişilik bir heyetle<br />
deprem bölgesine geldiklerini<br />
belirten Hisarcıklıoğlu,<br />
mağdur vatandaşlara ellerinden<br />
gelen desteği vereceklerini söyledi.<br />
Van’a giden sivil toplum kuruluşları<br />
arasında <strong>ASKON</strong>,TÜRK-İŞ, TİSK,<br />
TESK, TZOB, HAK-İŞ, MEMUR-SEN,<br />
TBB, TÜSİAD, MÜSİAD, TUSKON<br />
ve TOBB yer aldı. Heyet önce Kriz<br />
Merkezi’ni ziyaret etti ve Van Valisi<br />
Münir Karaloğlu’ndan bilgi aldı. Daha<br />
sonra kent merkezinde ve depremin<br />
yoğun olarak yaşandığı Erciş’te<br />
incelemelerde bulundu. Van Valisi<br />
Karaloğlu, kent merkezinde 6 binanın<br />
tamamen yıkıldığını, 3 bin konutun<br />
kullanılamaz hale geldiğini ifade etti.<br />
Van Valisi Karaloğlu, evleri yıkılan<br />
3 bin kişiye karşılık 16 bin 500 çadır<br />
dağıtıldığını söyledi. Kendilerinden<br />
sürekli çadır istendiği ifade eden<br />
Vali, “Evleri hasar görmeyen vatandaşlarımız<br />
evlerine girsinler. Eğer<br />
hasar konusunda endişeleri varsa<br />
200 teknik ekibimiz kentte hizmet<br />
veriyor. Onlardan yardım isteyip evlerinin<br />
durumunu öğrenebilirler. Hasar<br />
görmeyen evlerine girebilirler.” dedi.<br />
Kızılay temsilcisi Ömer Taşlı, Kızılay<br />
depolarında bulunan 45 bin çadırın<br />
Van depremi için seferber edildiğini<br />
söyledi.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
37
KISA KISA<br />
<strong>ASKON</strong> GİRİŞİMCİLİK KONSEYİNE KATILDI<br />
Türkiye Girişimcilik Konseyi’nin kuruluş töreninde konuşan TOBB Başkanı M. Rıfat<br />
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de girişimciliğin bir zorunluluk olduğunu belirterek, “Girişimciliği<br />
ortaya çıkarmak bir ülke görevi. Askerlik yapmak neyse, girişimci çıkartmayı da aynı<br />
noktada ele almamız lazım’’ dedi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin her yıl 750 bin kişiye iş<br />
bulmasının, girişimci sayısını artırmasına bağlı olduğunu vurguladı.<br />
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı<br />
Nihat Ergün, yerli ve yabancı finans<br />
kaynaklarına ulaşımı kolaylaştırmaya,<br />
risk sermayesi fonları ve iş<br />
melekleri gibi alternatif finansal<br />
araçları geliştirmeye yönelik eylemler<br />
hazırlayacağını bildirdi.<br />
KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan,<br />
bilinç sahibi insan sayısını artırarak,<br />
girişimcilik eğitimleriyle bugüne<br />
kadar 58 bin 774 kişiye ulaştıklarını,<br />
bu sayıyı milyonlara ulaştırmayı he-<br />
38 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
deflediklerini, eğitime katılanlardan 2<br />
bin 419 kişinin kendi işini kurduğunu<br />
anlattı.<br />
Konseyin Amaçları<br />
Konsey, girişimciliği engelleyen<br />
unsurların giderilmesi, ileri teknoloji<br />
ve yüksek katma değer yaratan<br />
girişim faaliyetlerinin özendirilmesinin<br />
yanı sıra örgün ve yaygın eğitim<br />
düzeyinde girişimcilik eğitimlerinin<br />
yaygınlaştırılmasını ve girişimciliğin<br />
teşvikine yönelik ödül mekanizmaları<br />
geliştirilmesini amaçlıyor.<br />
Konseyin Başkanlığını<br />
Bakan Nihat Ergün<br />
Yürütecek<br />
Konseyin, sekreterya hizmetlerini<br />
ise KOSGEB İdaresi Başkanlığı yerine<br />
getirecek. Girişimcilik Konseyi altında<br />
32 kuruluş yer alıyor.
KISA KISA<br />
<strong>ASKON</strong> “ÖZGÜRLÜK MANİFESTOSU”<br />
ANAYASA TASLAĞINI CEMİL ÇİÇEK’E SUNDU<br />
Çiçek: “Bu süreç 2012’de bitecek, STK’lar <strong>ASKON</strong>’un gittiği yoldan gitsinler.”<br />
<strong>ASKON</strong>; Özgürlük Manifestosu niteliği taşıyan Anayasa Taslağını Türkiye Büyük<br />
Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek’e sundu. Çiçek, sivil toplum örgütlerinin Anayasa<br />
yapım sürecine katkısına teşekkür ederken, “Bu süreci 2012 yılında bitirmek<br />
istiyoruz” dedi.<br />
<strong>ASKON</strong> (Anadolu Aslanları<br />
İşadamları Derneği) uzun<br />
süredir üzerinde çalıştığı<br />
Anayasa Taslağını,<br />
anayasa yapım sürecini yöneten<br />
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı<br />
Cemil Çiçek’e sundu. <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Başkanı Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu,<br />
<strong>ASKON</strong> Kurumsal İlişkiler Başkanı<br />
İsmail Keleş, <strong>ASKON</strong> Genel Sekreteri<br />
40 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
M. Akif Bayramoğlu’nun katıldığı<br />
Dolmabahçe Sarayı Çalışma Ofisi’nde<br />
gerçekleşen takdim ve nezaket ziyareti,<br />
sıcak bir atmosferde gerçekleşti.<br />
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı<br />
Cemil Çiçek, “İnşallah 2012 yılında bu<br />
süreci bitirmek için gayret sarfediyoruz.<br />
Bizim bu gayretimizin semeresini<br />
inşallah hep birlikte görmemiz<br />
gerekiyor. Bunun için de <strong>ASKON</strong> gibi<br />
kuruluşların da bu işe canla başla<br />
sarılması, <strong>ASKON</strong>’un gittiği yoldan<br />
gitmesi gerekiyor” dedi.<br />
Çiçek, “Sivil Toplum Örgütlerinin<br />
sizin çağrınıza nasıl yaklaşıyorlar?”<br />
şeklindeki soruyu ise, “Biraz daha<br />
süreç hızlandı. Bu sürecin sonunda<br />
demokratik, sivil ve özgürlükler konusunda<br />
herkesin altına imza atacağı<br />
bir Anayasa’yı ortaya koyacağız”<br />
şeklinde cevapladı.<br />
Anayasa yapım sürecinde kurumsal
“Kuşkusuz<br />
anayasamızı Büyük<br />
Millet Meclisi yapacak.<br />
Ama bu sürece bizim<br />
katkımız olursa,<br />
bizim de bu noktada<br />
fikirlerimizden<br />
istifade edilebilirse<br />
gerçekten çok<br />
memnuniyet<br />
duyarız.”<br />
ve bilimsel çalışmaları öncelediklerini,<br />
bireysel çalışmaların sürecin<br />
hızını azaltabileceği endişesiyle daha<br />
kapsamlı ve geniş yelpazeli düşünmek<br />
gerektiğini kaydeden Çiçek, “Bu<br />
bağlamda <strong>ASKON</strong> gibi kamuoyunun<br />
hassasiyetlerini yansıtan, kamuoyunun<br />
nabzını tutan kurumların<br />
çalışmalarına önem veriyoruz” değerlendirmesini<br />
yaptı.<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca,<br />
Türkiye’nin çok önemli bir yolda olduğunu<br />
ve yol ayrımında bulunduğunu<br />
belirterek, “Ya özgürlükleri önceleyen,<br />
şimdiye kadar başımızı ağrıtan<br />
tüm sorunları ortadan kaldıran bir<br />
sivil anayasamız olacak ya da bu noktada<br />
sıkıntılarla boğuşmayı sürdüreceğiz.<br />
Bu Anayasa yapım süreci şimdiye<br />
kadar hiç olmamış, sivil iradenin<br />
KISA KISA<br />
demokrasi ve özgürlükler talebini<br />
ortaya koyan bir süreç olarak dikkat<br />
çekiyor. Belki de ilk defa elimizdeki<br />
kırık dökük özgürlükleri bile korumak<br />
kollamak zorunda kalmıyoruz” dedi.<br />
Koca, hazırladıkları Anayasa taslağının<br />
bir nevi “Özgürlük Manifestosu”<br />
olarak nitelendirilebileceğini kaydederek,<br />
“Kuşkusuz anayasamızı Büyük<br />
Millet Meclisi yapacak. Ama bu sürece<br />
bizim katkımız olursa, bizim de<br />
bu noktada fikirlerimizden istifade<br />
edilebilirse gerçekten çok memnuniyet<br />
duyarız.” açıklamasını yaptı.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
41
ŞİRKETLERE REHBERLİK<br />
TAKDİR VE UYARININ<br />
ŞEKLİ, ŞARTI, DENGESİ<br />
Yöneticilerin sinirli olması ve sinirli bir yönetici ile çalışmak sanırım çok zor bir<br />
durumdur. Bir yöneticinin bağıran, çağıran, hatta bazen kantarın topuzunu<br />
kaçırarak terbiyesizleşmeye varan tavırları elbette; insan olan için dayanılmaz bir<br />
durumdur. Böylesine hatalı davranışlar, profesyonel olmayan bir iş ortamı yaratır.<br />
Ahmet Levent ÖNER Uzman Eğitmen & Kıdemli Danışman ahmet.oner@stratejikegitim.com www.stratejikegitim.com<br />
Neden olur bu tatsız ve çirkin<br />
durum? Böyle bir davranış,<br />
bağışlanabilir mi?<br />
Hiçbir yöneticinin ve patronun, personeline<br />
bağırmak gibi bir hakkı yoktur.<br />
Ben ne kendi işimde ne de daha sonra<br />
beraber çalıştığım kişilerin yanında<br />
bu tür bir davranış görmedim. Ancak;<br />
yönetici danışmanlığı yaptığım otuz<br />
yıla yakın süre içerisinde, bu tür davranışlara<br />
bizzat şahit olduğum gibi,<br />
görüştüğüm veya eğitim verdiğim kişi<br />
ve gruplarda yöneticilerinin bağırıp,<br />
çağırmaları ilgili sayamayacağım<br />
kadar fazla şikâyet ve serzeniş ile<br />
karşılaştım.<br />
Bir işverenin ve yöneticinin ne kadar<br />
risk yaşarlarsa yaşasınlar, ne kadar<br />
sıkıntı ve zorluk çekerlerse çeksinler,<br />
böyle hatalı davranışlar sergilemeleri<br />
gerçekten affedilecek bir şey değildir.<br />
Çünkü yöneticilik de işveren olmak<br />
da risk almayı, bu riskleri efendice<br />
taşımayı gerektirir.<br />
42 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Zaten bir yönetici, aşağıda daha<br />
etraflı olarak değineceğim gibi, iyi bir<br />
lider olamamışsa bağırıp çağırır. Böyle<br />
yaparak da çirkin, yakışıksız, haksız ve<br />
çaresiz bir kişiliği ortaya koyar!<br />
Unutmayınız ki; bağırmak, yapacak<br />
şeyi kalmamış ve ne yapacağını<br />
bilmeyen kişilerin tavır ve davranışıdır.<br />
Bağırmak; alternatif üretemeyen,<br />
çaresiz kalmış veya kendisine de çok<br />
bağırılıp çağırıldığı için, bu hatayı alışkanlık<br />
edinmiş bir insanın ruh halini<br />
ortaya koyar.<br />
İnsanın akıllısı, çocuğuna dahi bağırmaz.<br />
Sadece ona örnek olur doğruyu<br />
gösterir; nasihat ederken, söylediklerinin<br />
sahibi olur. Kendisi de uygular.<br />
Sakin bir tavır ile taviz vermeden<br />
ve hiç gürültü yapmaksızın istediği<br />
doğru sonuca ulaşır.<br />
Biz iş yaşamına dönelim. İş hayatında,<br />
astlarımıza ve çevremize geribildirimde<br />
bulunmak nasıl olmalı? Sorusunu<br />
cevaplamaya çalışalım:<br />
Yönetici bağırıyorsa, bir şeyler iyi<br />
gitmemiştir. Bir yerlerde hata oluşmuştur.<br />
Amaç ve hedeflere ulaşmayı<br />
engelleyen bu durum da yönetici<br />
ve işvereni üzmüştür. Zaten bunların<br />
dışındaki bağırış çağırışlar için<br />
doğrudan doğruya ruh hekimi devreye<br />
girmelidir. Her neyse bağırmayı, fırça<br />
atmayı gerektiren hatalı durum veya<br />
iş konusuna gelince, adama şu soruyu<br />
sormazlar mı? “Neden oluştu bu<br />
hata? Altında yatan sebep ve durumlar<br />
nelerdir?” Bunların belli başlılarını<br />
kuşkuya yer bırakmayacak şekilde<br />
özetleyebilirim:<br />
En uygun insanı istihdam ettiniz mi?<br />
Bir göreve getirilecek kişinin, o<br />
görevin gereklerini yapabilecek bilgi,<br />
beceri ve donanımda olması gerekir.<br />
Uygun insan, ne yazık ki; en az ücretle<br />
çalışacak insan değildir. İşin gereğine<br />
göre seçilse bile bazı bilimsel testler<br />
de uygulanarak seçimin doğruluk payı<br />
yükseltilmelidir. Uygun insan illa aynı<br />
sektörde çalışmış kişi değildir. Hatta<br />
bazen hiç değildir. Doğru elemanı<br />
seçebilmek için, en azından, görev<br />
tanımı açık, net ve doğru yapılmış<br />
olmalıdır. Bu görev tanımına göre de<br />
doğru hazırlanmış Adam-İş Nitelik<br />
Belgeleri bulunmalıdır.<br />
En uygun elemanı bulsanız da;<br />
sağlam ve yeterli bir oryantasyon<br />
sürecine tabi tuttunuz mu?<br />
Doğru elemanlar bile, en az 45 gün<br />
hatta atanacağı göreve göre mümkünse<br />
60 ile 90 gün yoğun ve sistemli<br />
bir oryantasyon programından geçirildikten<br />
sonra iş başı yapmalıdır.<br />
Oryantasyon, bir elemanı yetiştirip,<br />
elinden iyi iş çıkacak duruma getirmenin<br />
en sağlam yolu olduğu halde en<br />
az dikkat edilen bazen de hiç uygulanmayan<br />
yöntemdir. Fakat bunun da<br />
yetmediğini unutmayalım.
Uygun ve oryantasyon geçirmiş elemana<br />
liderlik yapıyor musunuz?<br />
(Dikkat edin! yöneticilik değil liderlik!)<br />
En iyi şekilde oryantasyon geçirmiş<br />
elemanlarınıza dahi mutlaka liderlik<br />
yapabilmeniz gerekir. Bu konu<br />
ise, zaman zaman makalelerimde<br />
bahsettiğim çok önemli ve stratejik<br />
bir konudur. Zira araştırdığım ve<br />
gördüğüm kadarıyla; en fazla<br />
bağıran ve bazen de hakaret eden<br />
yöneticiler, liderliği en az becerebilen<br />
yöneticilerdir. Bağırıp çağırmayı çare<br />
zanneden bu hanım ve beyler; insanlara<br />
böyle davranmakla onların doğru<br />
işi yapmalarını sağlayamazlar. Takım<br />
arkadaşlarınız, yönetici olarak sizin<br />
bilmediğiniz ve tam anlatamadığınız<br />
işi veya eskide kalan iş yapma yöntemlerinizi;<br />
sinirlenip bağırmanızla<br />
uygulayabileceklerini mi zannediyorsunuz?<br />
Liderin öğretmenlikle başlayıp;<br />
iş ortaklığı yani delege etmekle<br />
tamamlanan sürecini yerli yerinde<br />
ve doğru olarak uygulayamıyorsanız;<br />
sadece bağırıp, çirkin hatta gülünç<br />
duruma düşersiniz. Değindiğim gibi,<br />
kendisini yetiştirmeyen, olayların<br />
ve güncelin çok gerisinde kalmış<br />
yöneticiler (bunlar çoğunlukla, eğitim<br />
almaktan da kaçarlar) asla lider<br />
olamaz ve sadece ceberrutluk, fırça,<br />
bağırış ve çağırış ile bir şeyler yaptırmaya<br />
çalışırlar.<br />
Takdir ve uyarıyı ne zaman, nasıl,<br />
nerede yapacağınızı biliyor musunuz?<br />
Yöneticiler önceki paragraflarda<br />
belirttiğim yapılması gerekenleri<br />
harfiyen yapsalar da; takdir ve uyarı<br />
konusunu bilmiyorlarsa sorun yaşar<br />
ve yaşatırlar.<br />
Öncelikle hata denen şeyin insan<br />
değil, olay olduğunu bilmek gerekir.<br />
Hataya “Kim yaptı?” diyerek bakmak,<br />
hataların gizlenmesine, verimsizliğe,<br />
kargaşaya ve yalan dolu bir dedikodu<br />
ortamına sebep olabilir.<br />
Hatayı usturuplu da olsa uyarmanın<br />
şekli ve yeri nasıldır?<br />
Bununla ilgili yapılacak ve kaçınılacak<br />
durum ve davranışlar değerli ilginize<br />
sunulmuştur:<br />
1. Bir konuda yeni olan, yeni öğrenen<br />
kişiler uyarılmaz. Onlara, tekrar tekrar<br />
doğru öğretilir.<br />
2. Dedikodu üzerine, hiçbir zaman<br />
uyarı yapılmaz. Hatalı işi bizzat görmüş<br />
olmanız veya gerçekten çok iyi<br />
araştırmış olmanız gerekir.<br />
3. Uyarı, asla ve asla herkesin içinde<br />
yapılmaz. Baş başa ve kimsenin<br />
olmadığı bir yerde yapılır.<br />
4. Toplu fırça atarak, “Herkes ne yaptığını<br />
bilir.” gibi (özür dilerim ama)<br />
saçma hatta aptalca ifadeler kullanarak<br />
uyarı yapılmaz.<br />
5. Genelleme ve zırvalama yapılmaz.<br />
Uyarılan kişiye, neyi hatalı yaptığı,<br />
açık ve net olarak ifade edilir.<br />
6. Uyarıda asla kişiliğe saldırılmaz.<br />
Kişiliğe saldırı, zaaf ve zavallılığı ifade<br />
eder. Uyarı, hatalı iş veya sonuç hakkında<br />
yapılır. Kişi kırılmamaya ve<br />
hatta kazanılmaya çalışılır.<br />
7. Uyarı zamanında yapılır. Beklenmez<br />
ve hatalar zinciri oluşmasına<br />
müsaade edilmez. Hiçbir bahane,<br />
uyarının gecikmesine sebep<br />
olmamalıdır.<br />
8. Uyarı hiçbir zaman takdir ile beraber<br />
yapılmamalıdır. Bu işleri iyi bilmeyen<br />
pek çok kişi, takdir ve uyarıyı<br />
beraberce yapmaktadır. Böylece, kötü<br />
bir çorba yaparak; her iki önemli geribildirimin<br />
gücünü azaltmaktadırlar.<br />
9. Uyarı, “Çok üzüldüm, çok kızdım,<br />
sana asla yakıştıramadım.” gibi ifadeler<br />
ile içten ve hisleriniz belli edilerek<br />
yapılmalıdır.<br />
Gelelim takdir konusuna;<br />
Yukarıda ifade ettiğim net uyarı<br />
şartları ve yöntemlerine uyulacak olsa<br />
da; bir yönetici takdir etmiyorsa yani<br />
takdir fukarası ise; uyarı yapmaya da<br />
hakkı yoktur.<br />
Takdir etmenin de kuralları vardır.<br />
Daha verimli bir iş ortamı ile daha<br />
ŞİRKETLERE REHBERLİK<br />
da kaliteli sonuçlara ulaşmanız için<br />
bunları da öğrenelim:<br />
1. Takdir etmenin önemli bir insanî<br />
nitelik ve liderlik gereği olduğunu biliniz.<br />
Takdir etmeyen yönetici ya buna<br />
alışmamış (bu bir mazeret değildir) ya<br />
değerini düşünmemiş veya bilmiyordur.<br />
Takdir etmekten korkup, çekinen<br />
bir kişidir. Oysa ortak amaçlara ulaşmanın<br />
en kısa ve doğru yolu takdir<br />
etmektir.<br />
2. Takdir etmek için mükemmeli<br />
beklemeyiniz. Mükemmel, tanımı<br />
olmayan ve doğru işleri bile geciktirebilen<br />
bir kavramdır. Her şeyden önce<br />
kendinize sorun; “Siz Mükemmel<br />
misiniz?”<br />
3. Takdir de uyarı gibi zamanında ve<br />
derhal yapılır.<br />
4. Takdir mümkünse, uyarının aksine<br />
diğer insanların yanında yapılmalıdır.<br />
5. Takdir ederken, orada bulunanları<br />
veya gıyaben diğer insanları, hak ile<br />
yeksan etmek (yer ile bir etmek, kötülemek)<br />
gerekmez. Birini överken<br />
başkalarını aşağılayan takdirleri, takdir<br />
edilen dahi iyi karşılamaz.<br />
6. Takdirde, neyin doğru ve iyi yapıldığı<br />
açık ve net olarak ifade edilmelidir.<br />
Genelleme ve yuvarlak laflar kullanılmamalıdır.<br />
7. Takdir içten yapılmalı ve vücut dili<br />
ile mutlaka desteklenmelidir.<br />
8. Bir de ülkemizde sıklıkla yapıldığı<br />
gibi, takdirden sonra asla bir iş<br />
yüklenmez.<br />
9. Takdirin ardından; ama veya fakat<br />
gibi kelimeler ile bir uyarı yapılmaz.<br />
Yapılırsa o ne takdir olur, ne de uyarı…<br />
Bu vesile ile çok önemli bir başka<br />
konu hakkında kısa bir hatırlatma<br />
yapayım: Nasıl ki, takdir ve uyarı belli<br />
şartlarda yapıldığı takdirde yerini<br />
buluyorsa, takdir olmayan bir ortamda<br />
da uyarı işe yaramıyorsa, ceza ve<br />
mükâfat da aynı şekildedir.<br />
Ceza verilen iş yerlerinde mutlaka<br />
mükâfat sistemi de olmalıdır. Aksi<br />
halde çalışanlar verimsizleşir. Olanlarda;<br />
yönetici ve işverenlere olur.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
43
44<br />
SEKTÖREL ANALİZ<br />
TUĞLA<br />
Eskişehir’de iki çocukluk arkadaşı<br />
inşaatta devrim yaratacak bir buluşa<br />
imza attı. Güzel sanatlar mezunu<br />
Fikret Dönmez ile doktor Hüseyin<br />
Lüleci mesleki alanlarıyla pek ilgisi<br />
olmayan ama inşaat yapımında çığır<br />
açacak İzoduo ismini verdikleri ve<br />
inşaatlarda tuğla kullanımını tarihe<br />
karıştıracak yapı malzemesi üretti.<br />
Eskişehir’de 1992 yılında kurulan<br />
ANDGRUP’ un son iştiraki ANDBLOK,<br />
İzoduo’nun üretimine 3 yıl önce başlamış.<br />
2,5 yıl patent alımı süren ürün<br />
TSE onaylı, Türk patentli ve üniversitelerde<br />
teste tabi tutulmuş.<br />
Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Süleyman<br />
Demirel Üniversitesi, Afyon<br />
Kocatepe Üniversitesi’nin katkıları<br />
ile üretilen İzoduo Bayındırlık ve<br />
İskan Bakanlığı’ndan poz numarası<br />
gibi gerekli onaylar alınmış olarak 6<br />
aydır tam patentli ve izinli üretiyor.<br />
Türkiye’de her yıl ısı kaybından dolayı<br />
5-7 milyar dolar boşa gidiyor. Tuğla<br />
ve mantolama sistemini tek üründe<br />
çözen İzoduo ısı kaybı sorununu<br />
yüzde 70 çözüyor.<br />
Hem bina dışında kaplama malzemesi<br />
olarak hem de bina içerisinde oda<br />
bölmelerinde kullanılabilen İzoduo<br />
ısı ve ses yalıtımı sağlayan bir yapı<br />
malzemesi.<br />
Depreme dayanıklılık konusunda da<br />
ezber bozacak malzeme testlerde<br />
tam not alıyor. Tuğladan 3 kat daha<br />
sert olmasına rağmen tuğlaya göre<br />
daha hafif.<br />
Su üzerinde yüzebilen malzemenin<br />
tuğla gibi nem geçirme özelliği de<br />
yok rutubete izin vermiyor.<br />
Malzemenin diğer bir özelliği de<br />
yanmıyor olması. Malzeme bina maliyetlerinde<br />
yüzde 20, tuğla maliyetlerinden<br />
yüzde 30 tasarruf sağlıyor.<br />
Normal mantolamaya göre yüzde<br />
250 daha fazla izolasyon sağlıyor.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Isı Kaybını Yüzde 70<br />
Çözüyor<br />
AND Grup Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Hüseyin Lüleci, yüzde yüz yerli ürün<br />
olarak ürettikleri İzoduo’nun bina<br />
kaplama malzemesi olduğunu buna<br />
ek olarak da bina içerisinde kullanılabileceğini<br />
de söylüyor.<br />
Esas uğraşı alanlarının sıcağa ve soğuğa<br />
karşı yalıtım olduğunu söyleyen<br />
Lüleci, en kolay enerjinin tasarruf<br />
edilmiş enerji olduğuna vurgu yapıyor.<br />
Türkiye’nin ısı kaybı konusunda<br />
resmi kaynaklara göre her yıl sadece<br />
doğalgazdan 7 milyar doları havaya<br />
savurduğunu anlatan Lüleci, bu yıl<br />
yeni binalarla bu rakamın 7 milyarı da<br />
geçeceğini hatırlatıyor.<br />
Mantolamadan Daha<br />
Ucuz Daha Uzun Ömürlü<br />
Isı kaybını binanın dışını İzoduo ile<br />
kaplayarak yüzde 70 çözdüklerini ifade<br />
eden Lüleci bu yöntemin mantolama<br />
olmadığı bilgisini veriyor.<br />
Mantolama yapılırken binanın dış<br />
yüzeyinin strafor ile kaplanıp üzerine<br />
file yerleştirilip sıva yapılarak gerçekleştiğini<br />
anlatan Lüleci, mantolamanın<br />
yaklaşık 10 yıl ömrü olduğunu<br />
ve 10 yıl sonra değişmesi gerektiğini<br />
belirtiyor.<br />
Lüleci, mantolama da ikinci bir maliyet<br />
ve atık probleminin söz konusu<br />
olduğunu, İzoduo’nun bu sorunu da<br />
ortadan kaldırdığını anlatıyor.<br />
Örülmesi Daha Kolay<br />
İşçi İçin de Kolaylık<br />
İnşaat yapımı sırasında bir işçinin<br />
günde 25 metrekare duvar ördüğü<br />
bilgisini veren Lüleci, İzoduo (çift izolasyon)<br />
adını verdikleri ürün işçinin bir<br />
günde 50 metrekare örebileceğini ve<br />
işlerin daha hızlı biteceğini bildiriyor.<br />
Tuğladan Hafif ve 3 Kat<br />
Daha Fazla Dayanıklı<br />
İzoduo’nun hızlı, hafif ve sağlam bir<br />
ürün olduğunun altını çizen Lüleci,<br />
ürünün hafifliğinin bir duvar ağırlığının<br />
yaklaşık yarısı olduğunu, gaz<br />
betondan daha hafif olduğunu ama<br />
tuğladan 3 kat daha sert olduğunu<br />
söylüyor.<br />
Yüzde 100 Çevreci<br />
İzoduo’nun son derece çevreci<br />
olduğunu söyleyen Lüleci, yapımında<br />
tuğla fabrikaları gibi tarım toprağı<br />
kullanılmadığının altını çiziyor.<br />
Lüleci bütün tuğla fabrikalarının domates,<br />
biberin vb sebzelerin üretildiği<br />
kırmızı toprağı alıp pişirip kullanıldığını,<br />
aynı işlemin kiremit üretiminde<br />
de yapıldığını belirterek, İzoduo<br />
üretiminde toprağın kullanılmadığını,<br />
dünyadaki rezervlerinin yüzde 65’i<br />
Türkiye’de olan ‘pomza taşı’nı kullandıklarını<br />
anlatıyor.<br />
Bu yöntemle taşın ekonomiye de<br />
kazandırıldığını söyleyen Lüleci bunu<br />
çok önemsediklerini belirtiyor.<br />
Her Boy ve Şekilde<br />
Üretilebiliyor<br />
İzoduo’nun yalnız Türkiye değil dünya<br />
patentinin ellerinde olduğunu bildiren<br />
Lüleci, üretim yöntemlerinin yalnızca<br />
kendilerine ait olduğunu, benzer bir<br />
üretimin olmadığının altını çiziyor.
Ürünün büyük bloklar halinde döküldüğünü<br />
çok düzgün bir biçimde kesilerek<br />
piyasaya sunduklarını açıklıyor.<br />
Lüleci, parçaların küçükten büyüğe<br />
değil büyükten küçüğe işlendiğini ve<br />
istenilen ebatta üretim yapılabildiği<br />
bilgisini veriyor.<br />
Tuğla Tarih Oluyor<br />
İçi straforlu dağılmayan ve iki taş<br />
tarafından sıkıca tutulan İzoduo<br />
duvarlarda olduğu gibi köşelerde<br />
kullanılacak şekilde de yer alıyor.<br />
Ürünün tuğlaya tamamen alternatif<br />
olduğunu söyleyen Lüleci, İzoduo kullanıldığında<br />
tuğlaya ihtiyaç olmadığını<br />
açıklıyor. Lüleci testere ya da makine<br />
ile de kesilebildiğini kesim işleminin<br />
duvarlarda herhangi bir kayba neden<br />
olmadığını anlatıyor.<br />
Kolonların dışında da kolonları dökerken<br />
de İzoduo kullanılabiliyor.<br />
Kalıp yaparken kalıbın içerisinde<br />
de straforun yerleştirilebileceğini<br />
anlatan Lüleci, kalıp söküldüğü<br />
zaman ürünün yapışık olarak kaldığını<br />
anlatıyor. Duvar örerken İzoduolar<br />
çimentolu yapıştırıcı ile örülüyor…<br />
Yalnız Yalıtım Aracı<br />
Değil İnşaatta Devrim<br />
Ürünün yalnızca yalıtım gibi de<br />
algılanmamasını istediklerini belirten<br />
Lüleci tamamen yeni bir inşaat tekniği<br />
olduğuna vurgu yapıyor. Lüleci<br />
ürünün inşaat süresini de hızlandırdığı<br />
bilgisini de veriyor.<br />
Lüleci, Fuarlarda ürünü tanıtırken<br />
İzoduo’yu akvaryumda da sergilediklerini<br />
ve sudan hafif yapısı ve su<br />
geçirmemesi nedeniyle suda yüzdüğünü<br />
belirtiyor.<br />
Mantolamadan Yüzde<br />
250 Daha Etkili<br />
İzoduo’nun pomza taşı, çimento,<br />
pomza tozu ve özel bir yapıştırıcı ile<br />
yapıldığını bilgisini veren Lüleci normal<br />
bir tuğlaya göre maliyetin yüzde<br />
30 daha ucuz olduğu, normal man-<br />
tolamaya göre yüzde 250 daha fazla<br />
izolasyon sağladığını iddia ediyor.<br />
Türkiye’de daha önce ertelenen fakat<br />
1 Ocak 2011’de yürürlüğe girecek<br />
binalarda izolasyon mecburiyetini<br />
hatırlatan Lüleci artık binaların yalnız<br />
duvarı örmek ve sıvamakla bitmeyeceğini<br />
hatırlatıyor.<br />
İzoduo 3 kat daha<br />
sert olmasına<br />
rağmen tuğlaya göre<br />
daha hafif.<br />
Yangına Depreme<br />
Dayanıklı Nem<br />
Kapmıyor<br />
İzoduo’nun yangına ve depreme karşı<br />
dirençli olduğu, yanmazlık başta<br />
olmak üzere TSE onaylı birçok testen<br />
geçtiğini belgeliyor.<br />
Lüleci yaptıkları teste İzoduo’nun<br />
ilginç bir özelliğinden bahsediyor.<br />
Deprem sırasında straforların etrafındaki<br />
taşlardan kopmadığını, deprem<br />
testlerinde yamulduğunu, kırıldığını<br />
ama dökülmediğini ve tıpkı otomobil<br />
camı gibi kırılsa da dağılmadığı bilgisini<br />
veriyor.<br />
Lüleci, tuğlanın nemi emmesine<br />
rağmen İzoduo’nun içerisine hiçbir şekilde<br />
nem almadığını binaları nemden<br />
koruduğunu söylüyor.<br />
Atığı Yok Yüzde Yüz<br />
Geri Dönüşümlü<br />
Son derece çevreci bir ürün olduğunu<br />
ifade eden Lüleci İzoduo’nun yüzde<br />
100 geri dönüşümlü olduğunu, üretilirken<br />
ve üretimi bittikten sonra hiçbir<br />
şekilde atık olmadığının altını çiziyor.<br />
İzoduo’nun ömrünün bina ile bir olduğunu<br />
bildiren Lüleci, bina durdukça<br />
İzoduo’nun da duracağını bina yıkılına<br />
kadar malzemenin kendisini muhafa-<br />
SEKTÖREL ANALİZ<br />
za ettiğini söylüyor.<br />
Çevre konusunun öneminin 10 yıl<br />
sonra daha iyi anlaşılacağını öngören<br />
Lüleci büyük binaların 10 yıl sonra<br />
parça parça döküleceğini ve gelecekte<br />
atık sorununun ciddi bir sorun olarak<br />
karşımıza çıkacağını iddia ediyor.<br />
Aslında çevre konusunun çok ciddi bir<br />
sorun olduğunu fakat önemsenmediğini<br />
düşünülmediğini anlatıyor.<br />
Binaların makyajlandığını süslendiğini<br />
ve buna ciddi paralar harcandığını<br />
anlatan Lüleci, mantolama<br />
maliyetinin İzoduo’nun maliyetinden<br />
daha pahalı olduğunu hesaplarla<br />
ortaya koyuyor.<br />
Bina Maliyetini Yüzde<br />
20 Tuğla Maliyetini<br />
Yüzde 30 Düşürüyor<br />
Statik hesaplar İzoduo ile yapıldığında,<br />
tuğladan daha hafif olması nedeniyle,<br />
çimento, demir, duvarda bina<br />
maliyetinde yüzde 20, tuğla maliyetinde<br />
yüzde 30 daha karlı olduğunu<br />
ortaya koyan Lüleci, binaların yapım<br />
süresinde mantoloma ve yalıtım gibi<br />
sorunları hallettiği için inşaatların<br />
daha kısa sürede tamamlandığını<br />
ortaya koyuyor.<br />
Evlere duvarlara bir şeyler monte<br />
ederken alçıların dökülüp, tuğlaların<br />
kırılabildiğini söyleyen Lüleci İzoduo<br />
ile örülen duvara dübel olmadan vidanın<br />
da kolaycı takılabileceği bilgisini<br />
veriyor.<br />
Yurtdışından Yoğun<br />
Talep Var<br />
İzoduo Türkiye’nin her bölgesinde<br />
özellikle büyükşehirlerde 10 bayisi var.<br />
Üretim kapasitelerinin 5 kat artmasını<br />
beklediklerini söyleyen Lüleci 3 kat<br />
artışa hazır olduklarını söyledi.<br />
Mevcut fabrikada 50 kişiyi istihdam<br />
ettiklerini ve mart ayından ikinci fabrikayı<br />
kuracakları bilgisini veren Lüleci<br />
ürüne yurt dışından da yoğun talep<br />
olduğunun altını çiziyor.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
45
46<br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektörü<br />
Yılmaz Yılmaz’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim ve Konfeksiyon<br />
Başkanı Özden Bilirdönmez, içinde<br />
Recep Kokmaz, Kadir Sevinçhan<br />
ve Abdullah Bayındır’ın bulunduğu<br />
beraberindeki sektör üyeleriyle<br />
Birleşmiş Markalar Derneği<br />
(BMD) ve Koton Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Yılmaz Yılmaz’ı Koton’un<br />
Maslak’taki yönetim binasında<br />
ziyaret etti.<br />
Geçtiğimiz aralık ayında <strong>ASKON</strong><br />
tecrübe aktarımı toplantılarına katılması<br />
dolayısıyla Yılmaz’a teşekkür ve<br />
şirketine bir iade-i ziyaret havasında,<br />
samimi bir şekilde geçen görüşmede<br />
sektör üyeleri kendilerini tanıttı ve<br />
çalışmaları hakkında Yılmaz’ı bilgilendirdi.<br />
Sektör Başkanı Özden Bilirdönmez<br />
<strong>ASKON</strong>’un sektör üzerine yaptığı<br />
araştırmalardan ve yürüttüğü<br />
çalışmalardan bahsederek Yılmaz’la<br />
fikir alışverişinde bulundu. Gelecek<br />
sene için iç pazar üretim hacmindeki<br />
öngörülen büyük artışa dikkat çeken<br />
Yılmaz, bunun hangi koşullarda en<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca<br />
Albaraka Türk Genel Müdürü<br />
Fahrettin Yahşi’yi <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
sağlıklı şekilde karşılanabilineceğini<br />
açıkladı. Üretim hacmini gümrük<br />
duvarlarıyla koruma anlayışının<br />
çağdışı olduğunu dile getiren Yılmaz<br />
Türkiye’nin önce bir pazarlama<br />
noktası olması ve sonrasında üretici<br />
kimliğe geçiş yapması gerektiğini<br />
ifade etti.<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca, Kurumsal ziyaret programı<br />
dâhilinde Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi’yi<br />
makamında ziyaret etti.<br />
<strong>Ziyaret</strong> esnasında <strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca,<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin yaptığı çalışma ve<br />
faaliyetlerden bahsederek aynı zamanda geçtiğimiz sene Türkiye<br />
Katılım Bankaları Birliği (TKBB) başkanlığına da getirilen,<br />
Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi’ye çalışmalarında<br />
başarılar diledi.<br />
Son olarak Yılmaz “İstanbul Shopping<br />
Fest” projesinin çok yoğun ve<br />
olumlu geçtiğini belirterek ziyaretlerinden<br />
dolayı <strong>ASKON</strong> Hazır Giyim<br />
Sektörü Başkanı ve üyelerine teşekkür<br />
etti.
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim Sektörü Hikmet<br />
Tanrıverdi’yi <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim Sektör<br />
Başkanı Özden Bilirdönmez<br />
ve beraberindeki sektör<br />
üyeleri, İTKİB Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Hikmet Tanrıverdi’yi<br />
makamında ziyaret etti. İstanbul<br />
Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları<br />
Birliği’nin (İTKİB) Yenibosna’daki<br />
yönetim binasında gerçekleşen<br />
buluşma samimi bir şekilde başladı.<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />
olarak yapmış oldukları faaliyetlerden<br />
bahseden Bilirdönmez, yaptıkları<br />
işlerle sektöre büyük katkı sağladıklarının<br />
altını çizdi ve sözlerine şöyle<br />
devam etti: ‘’<strong>ASKON</strong> olarak üyelerimizi<br />
Çin Canton Fuarı’na götüreceğiz.<br />
Orada çeşitli ziyaretlerimiz olacak.<br />
Çin’de Türk ürünlerine çok büyük<br />
ilgi var. Tabir yerindeyse pazar bizi<br />
bekliyor. Harekete geçmenin tam<br />
zamanıdır.’’<br />
Türkiye’nin dünya hazır giyim ve<br />
tekstil piyasasında çok büyük öneme<br />
sahip olduğuna değinen Tanrıverdi<br />
bu konuda Bilirdönmez’e katıldığını<br />
söyleyerek şunları kaydetti:<br />
‘’Dış pazarlara açılma konusunda<br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
<strong>ASKON</strong> Başkanı Mustafa Koca Yıldız Teknik Üniversitesi<br />
Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’i <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa<br />
Koca, Gen. Bşk. Yard. Sıtkı<br />
Abdullahoğlu ve Yönetim Kurulu<br />
Üyeleri Atilla Yılmaz, Murat Yılmaz<br />
ve Halit Temtek’le beraber Yıldız<br />
Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.<br />
Dr. İsmail Yüksek’i Davutpaşa<br />
Kampüsü’nde ziyaret etti.<br />
maalesef dağınık durumdayız. Bunu<br />
güçlü bir şekilde yapmak için birlikte<br />
hareket etmemiz şart. Yani güçlü bir<br />
birliktelik ve güçlü bir organizasyon.<br />
Eğer bunu sağlayabilirsek, örneğin<br />
Rusya’ya olan ihracatımızı 10 kat artırabiliriz.<br />
Bu mümkün. Ancak bunun<br />
için bavul ticareti yeterli değil. Daha<br />
fazlası lazım. Rusya’yla ilişkilerimiz<br />
gün geçtikçe iyiye gitmekte. Gidip<br />
Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof.<br />
Dr. Ulvi Avcıata’nın makamında<br />
gerçekleşen buluşma YTÜ Rektörü<br />
Yüksek’in kampüs yerleşkesi hakkında<br />
verdiği bilgilerle başladı. Eskiden askeri<br />
alan olan kampüsün, kışla olarak<br />
kullanımının Bizans dönemine kadar<br />
uzandığını ifade eden Yüksek, 1999<br />
orada mağaza açmamız lazım. İnsanlar<br />
ürünlerimizi vitrinde görüp satın<br />
almalılar’’ diyen Tanrıverdi, bunun<br />
birlikte mümkün olacağını sözlerine<br />
ekledi.<br />
Karşılıklı sohbet havasında geçen<br />
buluşmanın ardından memnuniyetini<br />
belirten Tanrıverdi, <strong>ASKON</strong>’a çalışmalarında<br />
başarılar diledi.<br />
yılından bu yana üniversite mülkiyetine<br />
geçen alanın artık askeri işlevini<br />
tamamlayıp eğitime hizmet vermeye<br />
başladığını söyledi.<br />
Ayrıca halen yapımı devam eden<br />
Teknopark projesinden de bahseden<br />
Yüksek, bunun yanında Hobi ve Botanik<br />
Bahçeleri oluşturduklarını anlattı.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
47
48<br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
Üniversite öğrencileri ve hocalarının<br />
doğum gününde her birisi için ağaç<br />
dikildiğini de sözlerine ekleyerek<br />
hemen tüm projelerini öğrencilerle<br />
beraber gerçekleştirdiklerini, hedeflerinin<br />
öğrencisiyle barışık bir üniversite<br />
olmak olduğunu ifade etti.<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Koca,<br />
Üniversite-STK işbirliği’ne de değinerek:<br />
‘‘Üniversiteler kendi içindeki genç beyinleri<br />
arkasına alarak proje üretme<br />
aşamasında etkin rol oynayabilirler.<br />
STK’lar ise bunu hayata geçirme<br />
aşamasında belirleyici rol üstlenir.<br />
Üniversitelerle bu noktada yapılacak<br />
ortak bir çalışma ister ekonomik<br />
anlamda, ister sosyal anlamda olsun<br />
daha etkili ve güçlü sonuçlar meydana<br />
getirir. Üniversiteler bu bakımdan<br />
önemli bir dinamik oluşturmaktadır’’<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
diyerek çalışmalarıdan dolayı rektör<br />
Yüksek’i tebrik etti.<br />
<strong>Ziyaret</strong> sonunda Başkan Koca, rektör<br />
ve dekana hediyelerini takdim etti.<br />
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim Sektörü<br />
İşkur İstanbul İl Müdürü’nü <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
İşveren olarak kalifiye eleman bulmakta<br />
zorluk çektiklerini söyleyen Bilirdönmez,<br />
iş arayan kişilerle işverenlerin<br />
bir şekilde buluşamamasından<br />
yakındı. İhtiyaç duyulan pozisyona<br />
ihtiyaç duyulan yeterlilikte elemanın<br />
kazandırılmasının iş piyasası için çok<br />
önemli olduğuna da vurgu yaptı.<br />
İŞKUR olarak bu ihtiyacın farkında<br />
olduklarını belirten Coşkun, gerekli<br />
çalışmayı yaptıklarını belirtti. Bu çalışmalara<br />
da değinerek yapılan eğitim<br />
programlarının içeriğinden bahsederken,<br />
bu program kapsamında<br />
Ardından Rektör Yüksek eşliğinde<br />
Koca ve beraberindekiler kampüsü<br />
gezdi.<br />
İŞKUR İstanbul İl Müdürü Muammer<br />
Coşkun’u, Tophane’de bulunan<br />
makamında ziyaret eden Hazır Giyim<br />
Sektörü Başkanı Özden Bilirdönmez,<br />
ziyaretini sektör üyelerinden Abdullah<br />
Bozan, Feyzullah Eryiğit ve Coşkun<br />
Alay‘ın içinde bulunduğu bir heyetle<br />
gerçekleştirdi.<br />
İŞKUR’un verdiği teşvikleri hatırlattı.<br />
<strong>Ziyaret</strong> bitiminde hediyesi kendisine<br />
takdim edilen Coşkun, <strong>ASKON</strong>’un<br />
ziyaretinden duyduğu memnuniyeti<br />
dile getirdi.
50<br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
<strong>ASKON</strong> Merkez Bankası Başkanı<br />
Erdem Başçı’yı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı beraberindeki<br />
heyetle Merkez<br />
Bankası Başkanı Erdem<br />
Başçı’yı ziyaret etti.<br />
<strong>Ziyaret</strong>in ardından yaptığı açıklamada<br />
Mustafa Koca şunları kaydetti:<br />
”Merkez bankası belirli bir zamandır<br />
gerçekten dinamik, proaktif bir politika<br />
izliyor. Olayları önceden görüp<br />
ona göre tedbir alma anlayışı artık<br />
merkez bankasının refleksi haline<br />
gelmiştir. Bu durum hiç şüphesiz<br />
memnuniyet verici bir durumdur.<br />
Eski zamanlarda bu konularda<br />
Türkiye’de ki kurumların bu şekilde<br />
tavır alışlarına pek rastlanmazdı. Genellikle<br />
olayların ardından gitmek gibi<br />
bir gelenek vardı. Şimdilerde durum<br />
farklı. Bu güzel.<br />
Ülkemizin içinde bulunduğu makro<br />
ekonomik yapı kendi değerleri açısından<br />
elverişli bir konumda bulunuyor.<br />
Ancak, özellikle ihracat açısından<br />
müşteri kitlemizin yoğun olarak<br />
var olduğu AB bölgesinin kendini<br />
toparlayamamış olması her an ciddi<br />
olaylara gebe bir görünüm vermektedir.<br />
İşte bu durum, bizim tüm kurum<br />
ve kuruluşlarımızla tetikte durmamızı<br />
zorunlu kılmaktadır.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Eğer bu bölgede 2008 krizi benzeri<br />
bir durum yaşanırsa zaten ticari anlamda<br />
bir düşüş mukadder olacaktır.<br />
Ancak daha öncesinde finansal bir<br />
krizin yaşanmaması için tedbirlerin<br />
alınması önemlidir.<br />
Hedefe konan projeksiyon şu gibi gözüküyor:<br />
Ne kontrolsüz bir büyüme,<br />
ne de çekimser bir ekonomi. Faizlerin<br />
de enflasyonun da hedeflere uyum<br />
göstereceği, aynı zamanda kur dengesinin<br />
ihracatı kârlı halde tutacağı<br />
bir seviye yakalansın. Cari açık riski<br />
büyümesin, ithâlât cazip olmaktan<br />
çıksın. Diğer politikalarla da desteklendiğinde<br />
bunlar her halukârda<br />
bizim de aradığımız hususlardır.<br />
Hiç şüphesiz kısa vadeli sarsıntılar ve<br />
döviz oynaklığı da bizler için ciddi sorun<br />
olmaktadır. Ancak düzelme umudu<br />
taşıdığımızda kendimizi teselli<br />
edebiliyoruz. Asıl amaç hiç şüphesiz<br />
istikrarlı, dengeli bir büyüme trendinin<br />
yakalanmış olasıdır.” dedi.
Mozambik’li İşadamları Heyeti<br />
<strong>ASKON</strong>’u <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
Mozambik’ten gelen işadamları<br />
heyeti <strong>ASKON</strong> genel merkezini ziyaret<br />
ederek, Mozambik’teki yatırım<br />
fırsatları hakkında <strong>ASKON</strong> Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Av. Cavit Tatlı ile<br />
görüştü.<br />
Mozambik Heyetinde Nasser Mussay<br />
Adamo, Aly Mohammed Yousef,<br />
Sara Fakır, İliage Fakır, Nadım<br />
Mohammed, Nasır Musavi Adamo<br />
ve Mozambik’te iş yapan Türk<br />
İşadamları Kenan Aydın ve Eyüp Kara<br />
görüşmede hazır bulundu. Mozambik’teki<br />
yatırım fırsatları ve <strong>ASKON</strong><br />
üyesi işadamlarının ülkelerinde neler<br />
yapabilecekleri konusunda bilgi<br />
aktardılar.<br />
Mozambikli işadamları yaptıkları<br />
açıklamada; iki ülke arasındaki<br />
ticaretin artırılması için köprü görevi<br />
görmek niyetinde olduklarını ifade<br />
ettiler. Türk işadamlarının isterlerse<br />
Mozambik’te birçok alanda yatırım<br />
ya da ticaret yapabileceklerini vur-<br />
<strong>ASKON</strong> Kalkınma Bakanı<br />
Cevdet Yılmaz’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> heyetinin Kalkınma Bakanı<br />
ziyaretinde Bakan Cevdet Yılmaz,<br />
gulayarak ellerinden geldiğince Türk<br />
işadamlarına yardımcı olabileceklerini<br />
ifade ettiler.<br />
<strong>Ziyaret</strong> esnasında konuşan <strong>ASKON</strong><br />
Yönetim Kurulu Üyesi Av. Cavit Tatlı<br />
“İşadamları derneği olarak bizde<br />
üyelerimizin ticari hayattaki atılımlarını<br />
destekliyoruz. Bu açıdan bakıldı-<br />
DPT bünyesinde İzleme ve Değerlendirme<br />
Genel Müdürlüğü ve<br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
ğında sizler gibi değerli dostların bizi<br />
ziyaret etmesi ve karşılıklı yatırım<br />
olanaklarının masaya yatırılması<br />
çok önemlidir. Umarım bu ziyaret<br />
gelecekte iki ülke arasında birçok<br />
fırsatın doğmasına vesile olur.” dedi<br />
ve ziyaretten dolayı teşekkür etti.<br />
Kalkınma Araştırmaları Merkezi<br />
kurulacağını belirterek, “Türkiye’de<br />
bir işe başlanıyor, daha sonra ne<br />
aşamada diye takip edilmiyor.<br />
İzleme ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü<br />
bu açığı kapatacak” dedi.<br />
Kurulacak Kalkınma Araştırmaları<br />
Merkezinin de thing thang kuruluşu<br />
gibi çalışacağını söyleyen Bakan Yılmaz,<br />
Türkiye’nin önemli bir reform<br />
ve kalkınma tecrübesi olduğunu,<br />
merkezin bu tecrübeyi başta komşu<br />
ülkeler olmak üzere talep eden<br />
diğer ülkelere aktaracağını belirtti.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
51
52<br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
<strong>ASKON</strong> Bilim ve Teknoloji Bakanı<br />
Nihat Ergün’ü <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca ve beraberindeki heyet Bilim Teknoloji ve<br />
Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ü ziyaret etti. <strong>Ziyaret</strong> sırasında <strong>ASKON</strong>’un gelişmelerle<br />
ilgili görüşleri ve değerlendirmeleri de gündeme geldi.<br />
Basına yapılan açıklamada <strong>ASKON</strong><br />
tarafından yapılan değerlendirmelerin<br />
özeti şu şekilde:<br />
“Ülkemiz yeni bir döneme girmiştir.<br />
Dünyada ekonomi ile ilgili çok farklı<br />
ve karamsar gelişmelerin beklendiği<br />
bir ortamda, ülkemizin birçok açıdan<br />
göreceli olarak daha iyi göstergelere<br />
sahip olması önemli bir avantajdır.<br />
Ancak bu ekonomik yapımızın her<br />
açıdan çok iyi olduğu ve rehavete<br />
kapılmamızda bir sakınca olmadığı<br />
anlamına gelmez. Tam aksine 2008<br />
krizinin etkileriyle önemli kayıplarımız<br />
oluştu.”<br />
Görüşmede Nihat Ergün, İş dünyası<br />
ile Türkiye’nin hedefleri arasında bir<br />
uyum ve paralellik olması gerektiğini<br />
söyledi. Son dönemde siyasi istikrarın<br />
sağlanması ve makro ekonomik<br />
dengelerin kurulmasıyla Türkiye’nin<br />
hem siyasi hem ekonomik hedefler<br />
koyduğunu anlatan Ergün, “Bundan<br />
9 yıl önce 2023 hedeflerinden<br />
bahsetseydik insanlar dudak<br />
bükebilirlerdi ama bugün Türkiye’nin<br />
koymuş olduğu bu hedefler herkes<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
tarafından paylaşılan hedefler haline<br />
gelmiştir.”dedi.<br />
Yeni dönem yeniden ekonomimizi<br />
başka bir kulvar üzerinde dizayn<br />
etme dönemi olmalıdır. Artık “restorasyon<br />
yerine, yeni inşa ”çalışması<br />
yapılmalıdır. Ezici bağımlılıklara karşı<br />
tedbirler almak ve olabildiğince dış<br />
bağımlılığımızı ekonomimizin sıhhatini<br />
bozmayacak boyuta taşımak gibi<br />
önceliklerle kurgulamak zorundayız.<br />
Bölgesel güç olma hedefine bağlı olarak,<br />
rekabetçi üstünlük şanslarımızı<br />
Yeni dönemin en<br />
önemli farkları, sanayi<br />
üretiminde aramal ve<br />
enerji ihtiyaçlarının içeride<br />
karşılanması çalışmaları<br />
olmalıdır. Bunun için de<br />
faiz ve kur politikalarının<br />
buna hizmet edecek şekilde<br />
yönetilmesi önem arz eden<br />
konular olmaktadır.<br />
iyi belirlemeli ve odaklanma konusunda<br />
maharetli bir yöneliş gerçekleştirmeliyiz.<br />
Bu hedefe başta kamu<br />
olmak üzere, özel sektör, üniversiteler<br />
ve Ar-Ge üreten tüm birimler dahil<br />
olmalıdır. Sınırlarımızı aşan boyutta<br />
entegrasyon planlaması yapmalı,<br />
gerçek bir sinerji üretimi normunu<br />
yakalamalıyız.<br />
Bu bağlamda öncü sektörlerimizi<br />
belirleme ve onların ardından tüm<br />
ekonomiyi sürükleme becerisi gösterebilmeliyiz.<br />
Yeni dönemin en önemli farkları,<br />
sanayi üretiminde aramal ve enerji<br />
ihtiyaçlarının içeride karşılanması çalışmaları<br />
olmalıdır. Bunun için de faiz<br />
ve kur politikalarının buna hizmet<br />
edecek şekilde yönetilmesi önem arz<br />
eden konular olmaktadır.<br />
Gıda konusunda içyeterliliğin gerekliliği<br />
tezinden uzaklaşılmamalıdır.<br />
Bu konu her zaman stratejik kabul<br />
edilmelidir. Yani tarım ve hayvancılık<br />
meselesi bizim için her zaman<br />
stratejiktir. Üstelik ülkemiz imkânları<br />
ithâlâta gerek olmadan bunu gerçekleştirmeye<br />
müsaittir diye konuştu.
<strong>ASKON</strong> Ekonomi Bakanı<br />
Zafer Çağlayan’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Mustafa Koca ve beraberindeki<br />
yönetim kurulu üyeleri, Ekonomi<br />
Bakanı Zafer Çağlayan’ı makamında<br />
ziyaret ederek, ’’hayırlı olsun’’ dileğinde<br />
bulundu.<br />
Görüşmede Çağlayan Türkiye’nin bu<br />
ekonomik krizden etkilenmeyeceğini<br />
söyledi. Siyasi istikrar son derece<br />
sağlam temellere dayanıyor, ama<br />
<strong>ASKON</strong> Gıda Tarım ve Hayvancılık<br />
Bakanı Mehdi Eker’i <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Milli Eğitim Bakanı<br />
Ömer Dinçer’i <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Mustafa Koca ve beraberindeki<br />
yönetim kurulu üyeleri, Milli Eğitim<br />
Bakanı Ömer Dinçer’i ziyaret ederek,<br />
“hayırlı olsun” dileğinde bulundu.<br />
Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin<br />
ardından açıklama yapan Bakan<br />
Dinçer, <strong>ASKON</strong> heyetinin ziyaretinden<br />
büyük mutluluk duyduğunu<br />
söyledi.<br />
hiçbir şey yokmuş gibi davranmak da<br />
söz konusu değildir. Borçlanması ayrı<br />
kazancı ayrı olanların mutlaka dikkat<br />
etmesi gereken bir dönem. Dolar elde<br />
ediyorsanız borcunuzu da dolar, Euro<br />
elde ediyorsanız borcunuzu da Euro<br />
olması en doğrusu diye konuşan Çağlayan,<br />
heyetimize ziyaretten dolayı<br />
memnunluk duyduğunu söyledi.<br />
<strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Mustafa Koca ve beraberindeki<br />
yönetim kurulu üyeleri, Gıda Tarım ve<br />
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi<br />
Eker’i makamında ziyaret ederek,<br />
’’hayırlı olsun’’ dileğinde bulundu.<br />
Tarım ve hayvancılıkla ilgili yeni<br />
projelerini <strong>ASKON</strong> heyetine anlatan<br />
Eker, 2011 yılının Tarımda<br />
Milli eğitimde yeni hedeflerini anlatan<br />
Dinçer, sanayi-eğitim ilişkisine<br />
değindi. Meslek Liseleri ve ara eleman<br />
ile ilgili yeni projelerini anlattı.<br />
<strong>Ziyaret</strong> Genel Başkan Mustafa Koca<br />
ile birlikte Adnan Danışman, Atilla<br />
Yılmaz, Nurettin Erzurum ve Salim<br />
Arslanhan katıldı.<br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
verimliliğin daha da artılacağı bir<br />
yıl olduğunu ifade etti. Görüşme<br />
sonrasında Bakan Eker, <strong>ASKON</strong><br />
heyetinin ziyaretinden büyük mutluluk<br />
duyduğunu söyledi. <strong>Ziyaret</strong>in<br />
ardından <strong>ASKON</strong> Heyeti Gıda Tarım<br />
ve Hayvancılık Müsteşarı Vedat<br />
Mirmahmutoğulları‘nı da makamında<br />
ziyaret etti.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
53
54<br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
<strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Üyelerimiz<br />
Şehit Ailelerini <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
Hakkari’deki menfur saldırılarda şehit<br />
olan Piyade Asteğmen Bilal Özcan’ın<br />
Yakuplu’da, Er Eyüp Çolakoğlu’nun<br />
Avcılar’da bulunan ailelerine taziye<br />
ziyaretinde bulunuldu.<br />
Taziye ziyaretine <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu<br />
Başkanlığında, Yönetim Kurulu Üyeleri<br />
Murat Yılmaz, Yılmaz Başyiğit,<br />
Bekir Aydın ve Özden Bilirdönmez<br />
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim ve Tekstil Sektörleri<br />
MÜSİAD’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim – Konfeksiyon ve Tekstil Sektör üyelerinden oluşan bir heyetle<br />
MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Başkanı Feysel Ablak başkanlığındaki Tekstil Sektör<br />
Komisyon Üyelerini ziyaret etti.<br />
<strong>Ziyaret</strong> programına <strong>ASKON</strong> Hazır Giyim<br />
Sektör Başkanı Özden Bilirdönmez<br />
ile Askon Tekstil Sektör Başkanı Zeki<br />
Acar’ın yanı sıra Hazır Giyim Sektör<br />
Başkan Yardımcıları Coşkun Alay ile<br />
Kadir Sevinçhan ve Tekstil Sektör<br />
Başkan Yardımcısı Mehmet Bilici’de<br />
katıldı.<br />
<strong>Ziyaret</strong>te heyetimize sıcak ilgi<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
oluşan bir heyet katıldı.<br />
<strong>Ziyaret</strong>te Abdullahoğlu “Şehitliğin<br />
kutsal bir mertebe ayrıca şehitlerimizin<br />
acısının hepimizin ortak acısı<br />
olduğunu ifade etti”. Bu şehitlerin<br />
son olması temennileri iletilerek<br />
vefat eden kardeşlerimiz için Kur’an-ı<br />
Kerim okunduktan sonra ailelere<br />
başsağlığı dilediler.<br />
gösteren Feysel Ablak, tekstil sektör<br />
başkanlığına seçildiklerinden bu<br />
zamana kadar çeşitli STK’ların tekstil<br />
Komisyon başkanlıklarını ziyaret<br />
ettiklerini ve en kısa sürede kardeş<br />
kurum <strong>ASKON</strong>’a da nezaket ziyaretinde<br />
bulunacaklarını söyledi.<br />
Tekstil sektörünün Türkiye’nin lokomotifi<br />
ve hazır giyimde de 1 numara<br />
olduğuna değinen Ablak, kurumların<br />
birlikte hareket etmelerinin önemine<br />
vurgu yaptı.<br />
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim Sektör Başkanı<br />
Özden Bilirdönmez’de Ortak hareket<br />
etmenin faydalarına değinerek iki<br />
kurum üyelerinin ortak bir çalışma<br />
yapmasının önemini vurguladı. Düzensiz<br />
indirimler ve şirketlerin kurumsallaşmasının<br />
sektörü daha da güçlendireceğini<br />
ifade etti.<br />
<strong>ASKON</strong> Tekstil Sektör Başkanı Zeki<br />
Acar, Doğu Bloku ülkelerinin üretime<br />
başlamasından bu yana o bölgeye ihracatın<br />
azaldığını dışardan ihraç edilen<br />
mallar dolayısıyla da girdi maliyetlerini<br />
artırmadığını belirtti.<br />
Görüşme sonucunda sınır ticaretinin<br />
geliştirilmesi, Türkiye’nin markalaşması<br />
ve haksız rekabetin ortadan<br />
kaldırılması fikri ortak görüş olarak<br />
benimsendi.
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim ve Tekstil Sektörleri<br />
LASİAD’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim – Konfeksiyon ve Tekstil Sektör üyelerinden oluşan bir heyetle<br />
LASİAD’ı ziyaret etti. <strong>Ziyaret</strong>te LASİAD Başkanı Gıyasettin Eyyüpoğlu ile Yönetim Kurulu<br />
üyeleri Benan Çalabakul, Münir Dinler, Mehmet Özbayrak, Selim Poşul,<br />
Mehmet Ocaklı, Genel Sekreter Mehmet Ali Yetişir hazır bulundu.<br />
<strong>Ziyaret</strong> programına <strong>ASKON</strong><br />
Tekstil Sektör Başkanı Zeki<br />
Acar, <strong>ASKON</strong> Hazır Giyim<br />
Sektör Başkanı Özden<br />
Bilirdönmez’in yanı sıra Hazır Giyim<br />
Sektör Başkan Yardımcısı Kadir<br />
Sevinçhan ve Tekstil Sektör Başkan<br />
Yardımcısı Mehmet Bilici ile Ali İhsan<br />
Erdem, Ruşen Karadağ, İ. Hakkı<br />
Şahin, Ali Öztürk de katıldı.<br />
<strong>Ziyaret</strong>te <strong>ASKON</strong> Tekstil Sektör<br />
Başkanı Zeki Acar, Laleli olmazsa<br />
Türkiye aç kalacağını, Türkiye jeoekonomik<br />
konumuyla Avrasya ülkelerine<br />
yakın ve pazar araştırmalarının yapılması<br />
açısından önemli bir noktada<br />
olduğunu, tekstil sektörünün ülkeye<br />
döviz kazandırdığını, devlet kanadından<br />
yeterli destek alınamadığından<br />
ötürü, Ankara’nın kısa süre içerisinde<br />
tekstildeki sorunlara çözüm üretmesi<br />
gerektiğini, kendi standartlarımızın<br />
oluşturulması gerektiğini ,ürün<br />
satılan pazarların analizlerinin iyi<br />
yapılması gerektiğini söyledi.<br />
Ayrıca bütün kurumların işbirliği<br />
içerisinde olup ortak paydalar oluşturulmasının<br />
gerekliliğini, Doğu Bloku<br />
ve Rusya gibi ülkelerin lokomotif<br />
bölgeler olduğunu ve buradaki işyeri<br />
açma ile ilgili engellerin kaldırılmasıyla<br />
büyük bir pazar payının Türk<br />
işadamlarına açılacağına değindi.<br />
<strong>Ziyaret</strong> sonunda her iki kurum yöneticileri<br />
ziyaretten dolayı memnuniyetlerini<br />
ifade ettiler.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
55
56<br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
<strong>ASKON</strong> OTİAD’ı<br />
<strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Tekstil ve Hazır Giyim<br />
sektörlerinden oluşan heyetimiz,<br />
OTİAD’ı ziyaret etti. Sektör sorunlarının<br />
konuşulduğu ziyarette,<br />
kurumlar arası işbirliğinin önemine<br />
dikkat çekildi.<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />
(<strong>ASKON</strong>) Tekstil Sektörü Başkanı<br />
Zeki Acar, Hazır Giyim Konfeksiyon<br />
Sektör Başkanı Özden Bilirdönmez,<br />
Tekstil Sektör Başkan Yardımcıları<br />
Mehmet Bilici, Ruşen Karadağ,<br />
İ.Hakkı Şahin, Hazır Giyim Sektör<br />
Başkan Yrd. Coşkun Alay’dan oluşan<br />
heyetimiz Osmanbey Tekstilci İşadamları<br />
Derneği (OTİAD) ziyaret etti.<br />
Başkan Ali Ulvi Orhan ve yönetim kurulunca<br />
karşılanan heyet ile gerçekleşen<br />
buluşmada sektörün gündemdeki<br />
sorunları ele alındı. Ekonomik<br />
gelişmelerin de gündeme geldiği<br />
ziyarette, karşılıklı işbirliği konularında<br />
nelerin yapılabileceği üzerinde<br />
görüş alışverişinde bulunuldu.<br />
“Kurumlar arası işbirliği önemli”<br />
OTİAD’ın faaliyetleri ve Osmanbey<br />
piyasasının yapısı hakkında bilgi<br />
veren Başkan Orhan, Osmanbey’in<br />
sektörün en dinamik piyasası olduğunu<br />
belirterek OTİAD’ın bu dinamizm<br />
içinde hizmet verdiğini anlattı.<br />
<strong>ASKON</strong>’nun faaliyetleri hakkında<br />
OTİAD’ı bilgilendiren heyetimiz de,<br />
OTİAD’ın faaliyetlerini yakından takip<br />
ettiklerini belirtti. <strong>ASKON</strong> heyeti<br />
Osmanbey’in köklü bir geçmişe sahip<br />
olduğu ifade edilerek sektörün önemine<br />
değinildi.<br />
Konuşmacılar, kurumlar arası işbirliğinin<br />
sektör için de Türkiye için de<br />
faydalı olduğuna vurgu yaptı ve taraflar<br />
kurumlar arasındaki işbirliğinin<br />
güçlenerek devam etmesini istedi.<br />
Samimi geçen görüşme sonunda<br />
OTİAD Başkanı Orhan’a bir plaket<br />
takdim edildi.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
İHH <strong>ASKON</strong>’u <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
İnsani Yardım Vakfı Genel<br />
İHH Başkan Yardımcısı Cüneyt<br />
Kılıç ve Genel Sekreter Yaşar Kutluay<br />
<strong>ASKON</strong>’u ziyaret etti. <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Sekreteri M. Akif Bayramoğlu ile<br />
görüşme yapan İHH İnsani Yardım<br />
Vakfı temsilcileri, geçmiş dönemlerde<br />
yaptıkları faaliyetler hakkında<br />
bilgi verirken, bu kapsamda hazırlamış<br />
oldukları ”Hayat Bulan Projeleri”<br />
anlattı.<br />
“Hayat Bulan Projeler” yayınında İHH<br />
İnsani Yardım Vakfı’nın kuruluşundan<br />
bu güne kadar yaptığı faaliyetler;<br />
Eğitim, Sağlık, Sosyal Yardımlar ve<br />
Kültürel Destek Çalışmaları başlıkların<br />
resimlerle sunan yayında Ülkemizde<br />
ve dünyanın birçok bölgesinde<br />
çekilmiş resimler bulunmakta. İHH<br />
İnsani Yardım Vakfı “Bir tebessüm,<br />
binlerce teşekkürdür bizim için..”<br />
sloganı ile hazırlamış olduğu yayında<br />
Pakistan’dan Etiyopya’ya, Filistin’e,<br />
Japonya’ya kadar birçok ülkede gerçekleştirdikleri<br />
projeler yer almakta.<br />
Kutluay bünyelerinde doksana yakın<br />
proje biriktiğini ve bu projelerden bir<br />
kısmını <strong>ASKON</strong> ile yapmak istediklerini<br />
ifade etti.<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Sekreteri M. Akif Bayramoğlu<br />
“İHH çalışmalarını büyük<br />
bir ilgiyle takip ediyoruz. Bugüne<br />
kadar birçok projeyi beraber gerçekletirdik.<br />
Yeni projeleri inceleyeceğiz ve<br />
yönetime sunacağız.” dedi.<br />
Genel Sekreteri M. Akif Bayramoğlu<br />
ziyaret nedeni ile heyete teşekkürlerini<br />
ifade etti.
<strong>ASKON</strong> KOSGEB İkitelli Hizmet Merkezi Müdürü<br />
Selahattin Kaya’yı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />
Genel Başkan Yardımcısı, Sektörler<br />
Komisyon Başkanı Sami<br />
Bektaş, Teşkilatlanma Komisyonu<br />
Başkan Yardımcısı İsmail Keleş,<br />
Tekstil Sektör Komisyon Başkanı<br />
Zeki Acar, Makine Sektör Komisyon<br />
Başkanı Nihat Dede, Hizmet Sektör<br />
Komisyon Başkanı Recep Palamut,<br />
Mobilya Sektör Komisyon Başkan<br />
Yardımcısı Fatih Urkaç, Kağıt Ambalaj<br />
Sektör Komisyon Başkan Yardımcısı<br />
Ali Küçük, İnşaat Sektör Komisyon<br />
Üyesi Osman Çelik’ten oluşan<br />
heyetimiz KOSGEB İkitelli Hizmet<br />
Merkezi Müdürü Sayın Selahattin<br />
Kaya Beyi makamında ziyaret etti.<br />
Selahattin Kaya “İki Binli yılların başı<br />
itibari ile devlet yardımları sisteminde<br />
yapılan değişiklikler, tabana<br />
yayılarak devam etmektedir. Bu kapsamda<br />
başvuru süreçlerinde yapılan<br />
değişiklikler ile firmaların süreçleri ve<br />
destekleri takip etmeleri kolaylaştırılmış<br />
durumdadır. <strong>ASKON</strong> gibi sivil<br />
toplum kuruluşlarından yeni süreç<br />
için destek vermesini bekliyoruz.<br />
Geçmiş dönemlerde yapılan uygulamalar<br />
yüzünden firmalarımız süreçler<br />
hakkında olumsuz düşüncelere<br />
sahipler. Devlet destekleri her firma<br />
için çok önemli bir yer tutmalıdır.<br />
Son dönemde destek başvurularını<br />
iki ana grupta değerlendiriyoruz: Genel<br />
Destekler Ve Proje Bazlı Destekler<br />
KOSGEB olarak Girişimcilik Desteği,<br />
Genel Destek Programları, İşbirliği<br />
Güç birliği, AR-GE projeleri, Tematik<br />
Projeler gibi birçok destek kalemimiz<br />
mevcut. Bu kapsamda firmaların<br />
ihtiyaçları belirlenmeli. Firmalarımızın<br />
desteklerden yararlanmaları için<br />
kurum olarak üzerimize düşen görevi<br />
yerine getiriyoruz, bu bizim için manevi<br />
bir sorumluluk.”dedi<br />
Sektörler Komisyon Başkanı Sami<br />
Bektaş “Yeni ekonomik koşullarda<br />
firmaların daha etkili kaynak yönetimi<br />
yapmaları gerekiyor. Bu kapsamda<br />
KOSGEB gibi kurumlar firmaların<br />
yaşam doğrularını uzatmaları için<br />
artık olmazsa olmaz durumdadır. AS-<br />
KON olarak üye firmalarımıza devlet<br />
KURUMSAL ZİYARETLER<br />
destekleri noktasında yardımcı olmaya<br />
çalışıyoruz. Geçmiş dönemlerde<br />
yapıldığı gibi KOSGEB ile ortak eğitim<br />
ve faaliyetler yapmak istiyoruz. Bu<br />
kapsamda hazırlamakta olduğumuz<br />
“Devlet Destekleri Raporu” ve<br />
Tematik Proje ile daha etkin bir süreç<br />
yürütmek istiyoruz.”dedi<br />
Samimi geçen ziyaret sonrasında<br />
KOSGEB İkitelli Hizmet Merkezi<br />
Müdürü Selahattin Kaya’ya Teşkilatlanma<br />
Komisyonu Başkan Yardımcımız<br />
İsmail Keleş tarafından bir plaket<br />
takdim edildi.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
57
58<br />
MEMLEKET HAVASI<br />
AFYONKARAHİSAR<br />
Yüzölçümü 14570 km 2 olan Afyonkarahisar ilinin büyük bir bölümü Ege Bölgesinin<br />
iç batı olarak adlandırılan kesiminde bulunur. İlin doğusunda kalan topraklar İç<br />
Anadolu Bölgesinin özelliklerini gösterir.<br />
Afyonkarahisar, Türkiye’nin<br />
coğrafi bölgelerinden üçü<br />
üzerinde (Ege, Akdeniz, İç<br />
Anadolu) yayılan bir ildir.<br />
Büyük kısmı Ege Bölgesi’nin İç Batı<br />
Anadolu bölümünde bulunur. Güneyde<br />
bulunan Başmakçı, Dazkırı, Dinar<br />
ve Evciler ilçelerinin bazı toprakları<br />
Akdeniz Bölgesi sınırları içine girer.<br />
İlin doğu ve kuzeydoğu kısımlarındaki<br />
bazı topraklar da İç Anadolu<br />
Bölgesi’ne taşar. Önemli merkezleri<br />
birbirine bağlayan kara ve demiryolları<br />
Afyonkarahisar’dan geçer. Bu<br />
özellikleri sebebiyle Afyonkarahisar,<br />
yolların kesiştiği, bölgelerin birbirine<br />
bağlandığı bir merkez konumundadır.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Tarihi<br />
Afyonkarahisar ili adını şehrin güneyinde<br />
bulunan kaleden ve afyon<br />
bitkisinden almıştır. M.Ö. 7000<br />
yılından başlayarak günümüze kadar<br />
ilin sınırları içerisinde Kalkolitikten,<br />
Eski Tunç Devri’ne geçiş kültürlerinden<br />
sonra Hitit, Frig, Roma, Bizans,<br />
Selçuklu, Osmanlı medeniyetleri<br />
konumlanmıştır. Selçuklu Türklerinin<br />
1071 yılında Anadolu’yu fethinden<br />
sonra Afyonkarahisar Türk egemenliğine<br />
geçti. Bu tarihten itibaren<br />
Afyonkarahisar, sırasıyla Selçuklu<br />
Devleti Sahipoğulları Beyliği, Germiyanoğulları<br />
Beyliği hükümdarlığı<br />
altında yaşadıktan sonra 1428’de<br />
Osmanlı İmparatorluğu topraklarına<br />
katıldı. Bu nedenle Afyonkarahisar,<br />
Kurtuluş Savaşı’mızın simgesi olmuş<br />
kentlerimizden biridir.<br />
İklimi<br />
Afyonkarahisar, Anadolu’nun batı<br />
yarısında bir kavşak noktası olup, doğuyu<br />
batıya, kuzeyi güneye bağlayan<br />
doğal bir kapı konumundadır. Kışları<br />
soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve<br />
kurak bir step iklimi görülür, İlkbahar<br />
ve sonbaharda ise yağışlar yağmur<br />
biçiminde artar.<br />
Afyonkarahisar’ın tabiî bitki örtüsü
kara ikliminin elverdiği kuru orman<br />
topluluklarıdır. Dağlık alanlarda varlığını<br />
sürdürmekte olan bu ormanlar<br />
düzlüklerde tamamıyla ortadan<br />
kaldırılmıştır. Ormanların yok edilmesi<br />
sonucu ilin ovalık alanları bozkır<br />
görünümünü almıştır. İlin kuzey ve<br />
batısındaki yüksek dağlık kesimler<br />
Karaçam ve Ardıç ormanlıklarının yayılma<br />
alanlarıdır. Burada ormanın üst<br />
sınırı 1800-1900 metrelere erişir.<br />
Tarım<br />
Afyonkarahisar ilinde geçim kaynağı<br />
genel olarak tarım ve hayvancılığa<br />
dayanır. Tarım, öncelikle dağlar<br />
arasında yer tutan ovalarda bahçe<br />
tarımı tipindedir. Mevsimlik sebze<br />
üretimi ile birlikte meyve üretimi de<br />
büyük oranda yapılmaktadır. Sulu<br />
tarımın yapıldığı yerlerde sebze<br />
üretimi hâkimdir. Diğer yandan iklim<br />
şartlarına ve toprak özelliklerine göre<br />
tahıl üretimi de çok miktarda yapılmaktadır.<br />
Bunun yanında haşhaş,<br />
şekerpancarı, patates, ayçiçeği gibi<br />
endüstri bitkileri de yetiştirilir.<br />
Geleneksel hayvancılığın azaldığı ve<br />
buna karşılık modern hayvancılığın<br />
artmaya başladığı Afyonkarahisar’da<br />
et ve et ürünleri üretimi gelişme<br />
göstermiştir. Besi hayvancılığı kapalı<br />
mekânlarda ve hemen her ilçede<br />
olmak üzere, merkez ve çevresinde<br />
yoğun bir biçimde yapılmaktadır.<br />
Tavukçuluk ve buna dayalı yumurta<br />
üretimi fazla miktarda yapılmaktadır.<br />
Yumurta borsası Afyonkarahisar’da<br />
belirlenmektedir. Hayvancılık alanında<br />
Afyonkarahisar, komşu illere göre<br />
daha yüksek bir potansiyele sahiptir.<br />
Süt sığırcılığı, küçük ve büyük baş<br />
hayvancılık, arıcılık ve tavukçuluk<br />
yapılmaktadır.<br />
Sanayi<br />
Afyonkarahisar, özel sektörün de<br />
yatırımlara yönelmesiyle sanayileşmede<br />
yeni bir döneme girmiştir.<br />
Afyonkarahisar’da büyük bir gelişme<br />
gösteren geçim kaynaklarından biri<br />
de imalât sanayidir. Eskiden beri<br />
bilinen kaymak ve kaymaklı şeker<br />
üretimi ile birlikte sucuk üretimi,<br />
şehir ekonomisinde önemli bir yer<br />
tutmaktadır. Özellikle İscehisar ve<br />
çevresinde çıkarılan mermer ise farklı<br />
biçimlerde işlenmek suretiyle yurt içine<br />
ve yurt dışına satılmakta, yörenin<br />
geçim kaynağı özelliğini korumaktadır.<br />
Bunun yanında makarna, un,<br />
yem, tuğla, yağ ve lâstik vb. imalât<br />
sektöründeki yatırımlar sanayileşme<br />
sürecini belirgin olarak ortaya koymaktadır.<br />
Başlangıçta tarıma dayalı<br />
olarak gelişme gösteren sanayi sektörü,<br />
günümüzde çeşitlilik göstererek<br />
gelişimini sürdürmektedir.<br />
Turizm<br />
Binlerce yıllık medeniyetlerin kültür<br />
ve sanatını yansıtan arkeolojik kalıntılarıyla,<br />
asırlık yapılarıyla, milyonlarca<br />
yılda oluşmuş mağaralarıyla,<br />
termal zenginlik ve tabiat güzellikleriyle,<br />
ören yerleriyle yüzyıllardır alın<br />
teri ve göz nuru ile süre gelen el sanatlarıyla,<br />
peri bacalarıyla, açık hava<br />
tapınaklarıyla ve mutfağıyla turizm<br />
potansiyeli fazla olan bir yöremizdir.<br />
Afyonkarahisar ilinin turizm potan-<br />
MEMLEKET HAVASI<br />
siyelini aşağıdaki başlıklar altında<br />
toplayabiliriz:<br />
A- Turizm Merkezleri<br />
B- Termal ve Kaplıca Turizmi(Sağlık<br />
Turizmi)<br />
C- Kültür Turizmi<br />
D- Tabiat Turizmi ve Tabiî Güzellikler<br />
E- Festival ve Şenlikler<br />
F- Alışveriş Merkezleri<br />
G- Turizm İşletmesi Belgeli Tesisler ve<br />
Seyahat Acentaları<br />
TERMAL TURİZM MERKEZLERİ ;<br />
İlimizde, Turizm Bakanlığı tarafından Turizm<br />
Merkezi ilân edilmiş 4 adet Turizm<br />
Merkezi vardır.<br />
1- Gazlıgöl Termal Turizm Merkezi<br />
2- Sandıklı-Hüdai Termal Turizm Merkezi<br />
3- Ömer-Gecek Termal Turizm Merkezi<br />
4- Bolvadin-Heybeli Termal Turizm<br />
Merkezi<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
59
60<br />
PANORAMA<br />
Van’da meydana gelen, yüzlerce<br />
kişinin hayatını kaybettiği 7,2<br />
büyüklüğündeki deprem ülkeyi<br />
yasa boğdu...<br />
Ekim<br />
Hakkari’nin Çukurca ilçesindeki<br />
terörist saldırıda 24 asker şehit<br />
oldu, 18 asker yaralandı<br />
Ekim<br />
Başbakan Erdoğan’ın annesi<br />
Tenzile Erdoğan vefat etti<br />
Ekim<br />
Ekim<br />
Kasım<br />
Aralık ayının<br />
önemli olayları!<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Depremde 604 kişi hayatını<br />
kaybetti 222 vatandaş<br />
enkazdan sağ kurtuldu.<br />
Ekim<br />
Libya firari lideri Muammer<br />
Kaddafi öldürüldü.<br />
Ekim
62<br />
PANORAMA<br />
Başbakan Erdoğan,<br />
‘’laparoskopik’’ yöntemle<br />
başarılı bir sindirim sistemi<br />
ameliyatı oldu<br />
Kasım<br />
Sultanahmet’te pompalı<br />
tüfekle çevreye ateş açarak<br />
bir asker ile özel güvenlik<br />
görevlisini yaralayan Libya<br />
uyruklu kişi vurularak etkisiz<br />
hale getirildi<br />
Kasım<br />
Bedelli Askerlik TBMM’de<br />
kabul edildi.<br />
Kasım<br />
Fas’ta yapılan parlamento<br />
seçimlerinin galibi, Adalet ve<br />
Kalkınma Partisi oldu.<br />
Kasım<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Van’da meydana gelen 5,6<br />
büyüklüğündeki ikinci deprem<br />
ülkeyi bir kez daha yasa boğdu<br />
Kasım<br />
Odatv’de yapılan aramalara<br />
ilişkin davanın sanığı eski MİT<br />
mensubu Kaşif Kozinoğlu<br />
cezaevinde öldü.<br />
Kasım<br />
’’Kartepe’’ adlı deniz<br />
otobüsünü kaçıran terörist,<br />
düzenlenen operasyonla etkisiz<br />
hale getirildi<br />
Kasım<br />
İtalya’da Başbakan Silvio<br />
Berlusconi hükümetiyle istifa<br />
etti. Hükümeti kurma görevi<br />
ekonomist Mario Monti’ye<br />
verildi.<br />
Kasım<br />
11 Kasım Dünyada “Ateşkes<br />
Günü” olarak kabul edildi.<br />
Kasım
TBMM Başkanlığı İdari<br />
Teşkilatı Kanun Teklifinin<br />
kabul edildi. Yasaya göre,<br />
Meclisteki askeri birliğin<br />
görevi sona erdi<br />
Çek Cumhuriyeti’nin<br />
eski Cumhurbaşkanı<br />
Vaclav Havel öldü.<br />
Aralık<br />
ABD ordusu<br />
Irak’tan çekildi.<br />
Aralık<br />
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince yürütülen, futbolda şike<br />
iddialarına yönelik soruşturmaya ilişkin iddianamede TFF Başkan<br />
Vekili Gümüşdağ şüpheli olarak yer aldı<br />
İddianamede tutuklu şüpheliler Aziz Yıldırım ve Olgun Peker’in ise<br />
‘’örgüt liderliği ve şike’’ suçlarından yargılanmaları talep edildi<br />
Aralık<br />
Aralık Aralık<br />
YÖK, üniversiteye giriş<br />
sınavındaki katsayıyı kaldırdı<br />
Hırvatistan, AB’ye katılım<br />
anlaşmasın imzaladı.<br />
Aralık<br />
Kuzey Kore lideri Kim Jong İl’in<br />
69 yaşında hayatını kaybettiği<br />
açıklandı.<br />
Aralık<br />
Suriye ve Yemen’de<br />
isyanlar çıktı.<br />
Aralık<br />
PANORAMA<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
63
64<br />
ŞİRKETLERDEN HABER<br />
Sun Plastik Ev Gereçleri Resport Catering<br />
SunGroup bünyesinde plastik ev<br />
gereçleri üretimi gerçekleştiren Sun<br />
Plast, aylık 3.500.000 adete yükselen<br />
üretim kapasitesi ile Türkiye’nin<br />
lider firması konumundadır. 300<br />
çeşidi aşan ürün portföyü ile müşterilerine<br />
zengin bir çeşit sunarken,<br />
yenilikçi yapısı ile sürekli yeni ürünleri<br />
portföyüne kazandırmaktadır.<br />
SunPlast 40 yılı aşan plastik üretim<br />
gelenek ve deneyimi ile plastik ev<br />
gereçleri sektörüne yüksek kaliteli<br />
düşük fiyatlı ürünler sunmaktadır.<br />
Kendi Ar-Ge ekibi ile kendi kalıplarının<br />
dizaynını yapan, kullandığı makineleri<br />
ve hammaddeleri direkt ithal<br />
eden SunPlast, yüksek rekabet gücü<br />
sayesinde iç ve dış pazarda etkin<br />
konumdadır. Yerel pazarda Migros,<br />
Carrefour, Tesco, Dia, BİM, Kiler,<br />
A-101, Tansaş, başta olmak üzere<br />
tüm ulusal marketlerde, seçkin yerel<br />
marketlerde ve saygın toptancılarda<br />
ürünleri satışa sunulmaktadır.<br />
Yurtdışında ise; katılımı gerçekleşen<br />
önemli uluslararası fuarlarla,<br />
sektörün öncü dergilerindeki ilanlar<br />
ve seçkin distribütörler ile satış ağı<br />
sürekli genişlemektedir.<br />
SunPlast özgün tasarımları, geliştirdiği<br />
özel renkler ve profosyonel<br />
bir ajans tarafından gerçekleştirilen<br />
ambalaj konsepti ile, trendi kovalayan<br />
firma değil, trendi oluşturan<br />
firma olma özelliğini geliştirerek<br />
sürdürmektedir.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Resport Catering, <strong>ASKON</strong> Üyelerinden<br />
Sayın Kemal Özpınar’ın Genel<br />
Müdürlüğünü yürüttüğü Çamlıca<br />
Vakfı’nın bünyesinde 1994 yılında<br />
kurulmuş bir toplu yemek hizmeti<br />
firmasıdır. Kurulduğu yıl beş çalışanı<br />
ile günlük 300 kişiye yemek hizmeti<br />
veren Resport, müşterilerinin güveni<br />
ile bugün 500’e yakın çalışanı ve aylık<br />
700.000’i aşkın yemek üretimi ile<br />
sektörünün %100 yerli sermayeli en<br />
büyük şirketlerinden biridir.<br />
Üretimini, uzman gıda mühendislerinin<br />
ve diyetisyenlerin kontrolünde<br />
gerçekleştiren Resport Catering,<br />
1994 yılından bugüne, profesyonel<br />
kadrosu ile holding merkezleri fabrika<br />
ve iş merkezleri ve okullar başta<br />
olmak üzere birçok kuruluşa hizmet<br />
vermektedir. Bunun yanı sıra VIP özel<br />
davet, iftar, kokteyl, piknik gibi toplu<br />
organizasyonlarda da kaliteli yemek<br />
ve servis hizmeti sunmaktadır.<br />
Resport Catering, yurt genelinde<br />
8 ilde toplam 25 noktada bulunan<br />
yemek üretim tesisi ve ISO HACCP<br />
standartlarına uygun özel donanımlı<br />
araçları ile müşterilerine hem yerinde<br />
hem de taşımalı yemek hizmeti<br />
vermektedir.<br />
Resport’la İçim Rahat: Ne Yediğimi<br />
Biliyorum.<br />
Toplu yemek-catering hizmeti,<br />
tedarikçilerden üretim sonrasına<br />
kadar titizlikle denetlenmesi gereken<br />
bir süreçtir. Resport Catering’de<br />
sürdürülebilir gıda güvenliği için,<br />
her aşamada alanında uzman kişiler<br />
hizmet vermektedir.<br />
BAGEM Gıda Kontrol Laboratuarı<br />
tarafından periyodik olarak denetlenen<br />
şirketimizde, gıda maddelerinin<br />
ve bunların üretiminde kullanılan her<br />
türlü hammaddenin, gıda ile temas<br />
eden ambalaj maddelerinin, özel<br />
istek numunelerinin mikrobiyolojik<br />
analizleri gerçekleştirilmektedir. Ayrıca<br />
üretim alanlarının ve işletmelerin<br />
hijyen denetimleri yapılmaktadır.<br />
Resport Catering tedarikçilerini<br />
titizlikle seçmekte ve kullandığı<br />
hammaddelerin kalitesini özel olarak<br />
denetletmektedir. Yemek üretiminin<br />
ana girdisi olan et ve et ürünlerini ise<br />
İzmir/Dikili’de kurulu kendi işletmesinden,<br />
kendi yetiştirdiği büyükbaş<br />
hayvanlardan sağlamaktadır. Bu<br />
yolla üretimden sofraya entegre gıda<br />
güvenliği ve izlenirliği sağlamaktadır.<br />
Et dışı ürünlerde ise Türkiye’nin<br />
ulusal ve kendini kanıtlamış markalarıyla<br />
çalışmaktadır.<br />
Resport Catering 1996 yılından bu<br />
yana gerçekleştirdiği AR-GE çalışmaları<br />
çerçevesinde, toplu yemek<br />
sektöründe ISO, HACCP sistemlerini<br />
ilk kuran ve uygulayan şirketlerden<br />
biridir. Bugün ISO 9001:2008 Kalite<br />
Yönetim Sistemi, ISO 22000 Gıda<br />
Güvenliği Yönetim Sistemi ve OHSAS<br />
İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi’ni<br />
sürekli olarak uygulamakta ve geliştirmektedir.<br />
Türkiye’nin Yüz<br />
Aklarından Roteksan<br />
Dünyanın gelişmiş ülkelerinin altyapı<br />
sistemlerinde yaygın olarak kullanılan<br />
CCTV Kanal Görüntüleme ve<br />
Kanal Temizleme (FREZE) Robotları<br />
kapsamlı olarak ilk defa ROTEKSAN<br />
Robot Kamera Freze Sistemleri<br />
Elektronik Cihazlar İmalat Pazarlama
Sanayi ve Ticaret LTD.ŞTİ. tarafından<br />
Türkiye de üretilmeye başlanmıştır.<br />
Tasarımı ve üretimi %100 ülkemizde<br />
yapılan ürünlere ait CE, ISO 9001,<br />
ISO14001 belgeleri bulunmaktadır.<br />
Megasan Şirketler Grubu iştiraklerinden<br />
olan Roteksan Robot Kamera,<br />
Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hasan<br />
Ali Cesur’un titizlikle üzerinde durduğu<br />
AR-GE çalışmalarına hız vererek,<br />
hergün gelişmelerle yurtdışında<br />
da dikkat çeken firmalar arasına<br />
girmeye başladı. Roteksan Robot,<br />
Macaristan ile temsilcilik anlaşması<br />
yaptıktan sonra birçok Ortadoğu ve<br />
Avrupa ülkelerinden gelen temsilcilik<br />
tekliflerini değerlendirmeye aldı.<br />
Roteksan tarafından geliştirilen<br />
RTS-Soft 1.0 ve 1.1 yazılım<br />
programı;<br />
TOKİ, DSİ, İLLERBANKASI, İSKİ,<br />
ASKİ, KASKİ, ESKİ, DİSKİ, SASKİ<br />
v.b.gibi kuruluşlarının teknik şartnamelerinde<br />
istenen formata uygun<br />
olarak raporlama yapmakta olup,<br />
aynı zamanda Uluslararası altyapı<br />
projelerinin teknik şartnamelerine de<br />
uygun raporlama yapmaktadır.<br />
Özen Grup’tan 300<br />
Market için Bin Kişilik<br />
Yeni İstihdam<br />
Yerel perakende alanındaki büyüme<br />
rüzgarını arkasına alan Özen Grup,<br />
2012’ye yüksek hedeflerle giriyor.<br />
Onurex markası ile özellikle discount<br />
ağırlıklı bir büyüme planlayan grup,<br />
önümüzdeki yıl 136 olan mağaza<br />
sayısını yeni açacağı marketlerle<br />
300’e, 365 milyon TL’lik cirosunu da<br />
628 milyon TL’ye çıkarmayı hedefliyor.<br />
Yeni mağazalarını Marmara<br />
Bölgesi’nde konumlandırmaya hazırlanan<br />
şirket, Anadolu mağazaları<br />
için de satın almalara açık olduğunu<br />
kaydetti. Grup 2012 hedefleri için<br />
yaklaşık 42 milyon TL yatırım planlıyor.<br />
Büyüme hedeflerini İstanbul’da<br />
düzenlenen basın toplantısı ile açıklayan<br />
Onur Market Genel Müdürü<br />
Cemal Özen, uluslararası zincirlerin<br />
kaydettiği yüzde 9’luk büyüme<br />
oranına karşılık yerel perakendedeki<br />
büyümenin yüzde 21’e ulaştığını anlattı.<br />
Bu rüzgarın, büyüme için önemli<br />
bir güç sağladığını kaydeden Özen,<br />
2012’de sıçrama yapmayı hedeflediklerini<br />
aktardı. Halen Türkiye genelinde<br />
136 mağazaları olduğunu belirten<br />
Özen, 44 Onur mağazası dışında 92<br />
Onurex mağazası ile faaliyet gösterdiklerini<br />
belirtti.<br />
41.5 milyon TL’lik yatırım<br />
Yeni dönemde discount konseptinin<br />
yine büyüme stratejilerinin temellerini<br />
oluşturacağını anlatan Özen,<br />
“2012 yılında 41.5 milyon TL yatırım<br />
yaparak, mağaza sayısını 300’e<br />
çıkarmayı planlıyoruz. Onur geçen yıl<br />
hem ulusal hem de yerel zincirleri<br />
geride bırakarak, yüzde 39.2 büyüdü.<br />
Grubumuz ulusal markalara göre 3<br />
kat, yerel markalara göre 2 kat daha<br />
fazla büyümüştür.” dedi.<br />
Büyümeye paralel olarak istihdamda<br />
da artış planladıklarını kaydeden<br />
Özen, grubun 2010 yılı sonu itibariyle<br />
1.200 olan çalışan sayısının 2011’de<br />
1.780’e ulaştığını söyledi. 2012 yılı<br />
sonuna kadar 1000 kişiye daha istihdam<br />
sağlayarak, çalışan sayılarını<br />
2.780’e çıkaracaklarına dikkat çeken<br />
Özen, “2012 sonunda grup olarak<br />
ciromuzun 628 milyon TL’ye, mağaza<br />
metrekaremizin 95.200’e, mağaza<br />
sayımızın 300’e, müşteri sayımızı ise<br />
52 milyon 200 bin kişiye ulaştırmayı<br />
hedefliyoruz.” dedi.<br />
ŞİRKETLERDEN HABER<br />
3 milyon TL’lik entegre tesis<br />
yatırımı<br />
Onur Market Genel Müdürü Cemal<br />
Özen, önümüzdeki yıl şubeleşme<br />
yatırımları dışında bir entegre tesis<br />
kurmayı planladıklarını açıkladı. Et<br />
ürünleri ile kesim işlemlerinin yapılacağı<br />
tesis için 3 milyon TL yatırım<br />
yapacaklarını kaydeden Özen, 2012<br />
başında tesisin hayata geçeceğini<br />
açıkladı. Perakende zincirleri arasında<br />
12’nci sırada yer aldıklarını belirten<br />
Özen, 2023 yılında ilk 5 içinde yer<br />
almak istediklerini söyledi.<br />
Özkartallar Pakistan<br />
Özkartallar Atık Yönetimi, şimdi de<br />
yapılan anlaşmayla Pakistan’ın ikinci<br />
büyük şehri Lahor’da hizmet verecek.<br />
Lahor kentinin yarısını oluşturan bölgede<br />
7 yıllık atık yönetimi hizmetini<br />
alan Özkartallar Atık Yönetimi, kente<br />
4 bin personel ve 220 iş makinesi ile<br />
yıllık 1 milyon ton civarında atık nakil<br />
ve depolama hizmeti verecek.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
65
66<br />
RÖPORTAJ<br />
İSTANBUL<br />
KALKINMA AJANSI<br />
(İSTKA)<br />
Genel Sekreteri<br />
Sayın Doç. Dr. Abdulmecit KARATAŞ ile mülakat<br />
Efendim İSTKA’nın bugüne geliş sürecini<br />
kısaca özetleyebilir misiniz?<br />
İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA),<br />
5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının<br />
Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri<br />
Hakkında Kanun’a dayanılarak 10<br />
Kasım 2008 tarihli ve 2008/14306<br />
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile<br />
kurulmuş, ardından İstanbul Valiliği<br />
koordinasyonunda Kalkınma Kurulu<br />
oluşturulmuştur. Ağustos 2009 tarihinde<br />
Ajans Genel Sekreteri olarak<br />
atanmamın ardından, açılan yarışma<br />
sınavı sonucunda aralık 2009 tarihindeki<br />
personel istihdamıyla birlikte<br />
Ajans aktif olarak faaliyet göstermeye<br />
başlamıştır. İlk personel alımının<br />
üzerine birkaç kez daha personel<br />
alımı gerçekleştirilerek, Ajans Genel<br />
Sekreterliği bünyesinde Planlama,<br />
Programlama ve Koordinasyon Birimi,<br />
Program Yönetim Birimi, İzleme<br />
ve Değerlendirme Birimi, Destek<br />
Birimi ve Yatırım Destek Ofisi olmak<br />
üzere 5 çalışma birimi kurulmuş ve<br />
2011 yılı itibarıyla Ajans kurumsallaşma<br />
sürecini hemen hemen tamamlamıştır.<br />
Faaliyete geçtiği tarihten<br />
itibaren Ajansın temel çalışmaları<br />
2010-2013 İstanbul Bölge Planı’nın<br />
bölgedeki paydaşların katılımıyla hazırlanmasına<br />
ile Planın 1 Aralık 2010<br />
tarihinde Kalkınma Bakanlığı (eski<br />
adıyla DPT Müsteşarlığı) tarafından<br />
onaylanmasını müteakiben de mali<br />
destek programları aracılığıyla Planın<br />
hayata geçirilmesine katkıda bulunulmasına<br />
odaklanmıştır.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
İstanbul’a kalkınma vizyonu çizmeye<br />
çalışmak nasıl bir duygu?<br />
Ajans olarak tek başımıza İstanbul’a<br />
bir kalkınma vizyonu gerçekleştirmiyoruz,<br />
tersine bölgede söz sahibi herkesi<br />
buna dahil etmeye çalışıyoruz.<br />
Tabii vizyona giden süreci tasarlamak<br />
ve bu adımları doğru bir şekilde<br />
uygulayarak etkin bir koordinasyon<br />
süreci izlemek gibi bir misyonla<br />
hareket ettiğimizi dikkate alırsak,<br />
üzerimizde Türkiye’nin ekonomik<br />
ve sosyal anlamda en büyük ve en<br />
önemli bölgesi olan İstanbul’un sorumluluğunu<br />
taşıdığımızın bilincinde<br />
olarak faaliyetlerimizi yürütürken en<br />
uygun, en etkin ve en iyiyi arıyoruz.<br />
Kurum olarak önemli bir işe baş<br />
koyduğumuzun farkında olduğumuz<br />
gibi, kalkınma vizyonuna katkı sağlayan<br />
her türlü gelişmeden de heyecan<br />
duyduğumuzun da altını önemle<br />
çizmem gerektiğini düşünüyorum.<br />
VİZYON için çalıştaylar yaptınız<br />
sonuçlarını özetler misiniz?<br />
Ajansımızca bölge planı hazırlık çalışmaları<br />
kapsamında İstanbul’un orta<br />
ve uzun vadeli vizyonunu ortaya koymak<br />
üzere 28 Temmuz 2010 tarihinde<br />
İstanbul’dan bölge üzerinde söz<br />
sahibi çok sayıda paydaşın katıldığı<br />
bir Arama Konferansı düzenlenmiştir.<br />
Paydaşların ortak aklı doğrultusunda<br />
İstanbul Bölge Planı Vizyonu,<br />
İstanbul’un bölgesel gelişimine ivme<br />
kazandıracak üç temel unsur üzerine<br />
kurulmuştur. Bunlar hizmet odaklı<br />
sürdürülebilir kalkınma, yaşam kali-<br />
tesi sunan yaşam kültürü ve kültürel<br />
miras olup, İstanbul Bölgesi Vizyonu<br />
da “Kültürel, tarihi ve doğal mirasını<br />
koruyan; yüksek katma değer<br />
üreten ekonomik faaliyetleri tercih<br />
eden; yaşanabilir ve yaşam kalitesini<br />
sürekli yükselten kent: İstanbul”<br />
olarak belirlenmiştir. Söz konusu vizyona<br />
ulaşmak üzere planın rotasını<br />
belirleyen 5 gelişme ekseni ortaya<br />
konmuş ve bu eksenler çerçevesinde<br />
bölgenin hangi stratejileri izlemesi<br />
gerektiğini belirlemek üzere Ekonomik<br />
Dönüşüm, Kültür ve Turizm,<br />
Sosyal Yapı ve Kalkınma, Afet Yönetimi<br />
ve Kentsel Dönüşüm, Ulaşım ve<br />
Lojistik, Çevre, Yönetim ve Planlama<br />
temalarında olmak üzere toplam 7<br />
adet çalıştay düzenlenmiş, alanında<br />
uzman paydaşların katkılarıyla her<br />
konu başlığı kapsamında yapılması<br />
gerekenler ve stratejiler tartışılmıştır.<br />
Bu çalıştaylardan elde edilen sonuçlar<br />
2010-2013 İstanbul Bölge Planı’na<br />
önemli girdi sağlamış ve paydaşların<br />
önerileri plana yansıtılmıştır.<br />
Destekleri ve projeleri nasıl eşleştiriyorsunuz<br />
bu konuda zorluklar var<br />
mı?<br />
Mali destek programları belli temalarda<br />
yayınlanmakta olup, projelerin<br />
ilgili tema kapsamında başvuru<br />
rehberinde tanımlanan program<br />
öncelikleri ile örtüşmesi gerekmektedir.<br />
Bu husus diğer konularla birlikte,<br />
İstanbul’un çeşitli bölgelerinde<br />
düzenlenen bilgilendirme toplantılarında<br />
muhtemel proje başvuru
sahiplerine anlatılmaktadır. Ayrıca,<br />
başvuru rehberleri dahilinde projelere<br />
yön gösterebilecek çeşitli örnek proje<br />
konularına da değinilmektedir. Proje<br />
başvurularının tamamlanmasının<br />
ardından, eşleştirme sürecinde Ajansımızın<br />
içeriğe dair herhangi bir rolü<br />
bulunmamaktadır. Projelerin programlara<br />
uygunluğu ve başarı düzeyi<br />
bağımsız değerlendiriciler tarafından<br />
gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda,<br />
tabiatıyla hem başvuru sahiplerinin<br />
hem de değerlendirmeyi gerçekleştirecek<br />
olan Ajansımız dışındaki<br />
bağımsız değerlendiricilerin program<br />
konusunu programları tasarlayan<br />
Ajansımız perspektifinden algılamalarında<br />
zaman zaman zorluklar<br />
yaşanabilmektedir.<br />
İSTKA beklediğiniz gibi gelişiyor<br />
mu? Kalkınma ajansları hayal edilen<br />
amaçlarına hizmet edebiliyor mu?<br />
Bu soruyu cevaplamak için henüz erken<br />
olduğu kanaatindeyim. Bugüne<br />
kadar Ajansımızın kurumsallaşma<br />
sürecinde her kurumun yaşayabileceği<br />
türden bazı sıkıntılar yaşansa da<br />
genel olarak olumlu bir seyir içerisinde<br />
olduğunu düşünüyorum. Öte<br />
yandan, kalkınma ajanslarının hayal<br />
edilen amaçlara hizmet edip etmediğini<br />
tartışmak bugün için doğru<br />
olmaz, çünkü ajanslar kurulduklarından<br />
itibaren öncelikle personel ve<br />
fiziki mekân gibi kurumsal ihtiyaçla-<br />
rına odaklanmış, ardından da Devlet<br />
Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının<br />
görevlendirmesiyle bölge planlarını<br />
hazırlamaya yoğunlaşmışlardır. Planlama<br />
çalışmalarını müteakip hemen<br />
hemen bütün ajanslar mali destek<br />
programları aracılığıyla fonlarını uygulamaya<br />
yönlendirmiş ve mevzuatın<br />
gerektirdiği şekilde programlama,<br />
uygulama ve izleme süreçlerini hayata<br />
geçirmiştir. Dolayısıyla, hâlihazırda<br />
ajansların hayal edilen amaçlara hizmet<br />
edip etmediğini sorgulamak ve<br />
kalkınmaya etkisini ölçmek yanılgısına<br />
düşmeden evvel, ajanslara en az<br />
beş yıllık süre verilmesi daha uygun<br />
olacaktır.<br />
Biraz sorunlardan bahsetsek?<br />
Ajans olarak karşılaştığımız sorunlar<br />
temelde 2 şekilde ortaya çıkabiliyor<br />
aslına bakarsanız. Birincisi ilana<br />
çıktığımız proje çağrılarına yapılan<br />
başvurularla ilgili sorunlar, ikincisi ise<br />
yapılan başvuruların değerlendirilmesinden<br />
sonra, projesi başarılı bulunan<br />
yararlanıcılarla bu projeleri yürütme<br />
ve hibeyi aktarma ile ilgili sorunlar.<br />
İlana çıktığımız proje çağrılarına<br />
ilişkin temel sorun sunulan projelerdeki<br />
kalite sorunu. Belli bir kalite<br />
düzeyinde hazırlanmamış projeler,<br />
değerlendirme sürecinde yeterli puan<br />
alamayarak başarısız bulunmaktadır.<br />
Ancak projesi kabul edilmeyen<br />
başvuru sahiplerine neden kabul edil-<br />
RÖPORTAJ<br />
mediğini izah etmeye çalışmak, bu<br />
noktada sıkıntı yaratabiliyor. Projeleri<br />
kabul edilen yararlanıcılara ilişkin sorunları<br />
ise şu şekilde özetleyebilirim;<br />
ajans hibelerine ilişkin yanlış algılar<br />
hibe kullanımını da etkiliyor. Kamu<br />
kaynağı kullanma sorumluluğu ve titizliğinin<br />
çerçevesini çizen prosedürler,<br />
yararlanıcılar tarafından ‘gereksiz<br />
bürokrasi’ olarak değerlendirilerek<br />
direnç gösterilebiliyor. Tabii ki bu<br />
noktada yaklaşımımız, yararlanıcılarla<br />
Ajansımız arasındaki diyalogun<br />
olumlu bir şekilde devam etmesini ve<br />
karşılıklı anlayış çerçevesinde profesyonel<br />
bir şekilde projelerin başarıya<br />
ulaşmasını sağlamak.<br />
Bu işe başlamadan önceki psikolojinizle<br />
şimdi arasında ne tür farklar<br />
var?<br />
Bu göreve talip olurken İstanbul<br />
Kalkınma Ajansı’nın kurucu genel<br />
sekteri olarak bazı zorluklar yaşayacağımı<br />
tahmin ediyordum. Dünyanın<br />
en önemli şehirlerinden biri olan<br />
İstanbul’da bir kurumun icrasından<br />
sorumlu olmak insanın omuzlarına<br />
ağır bir yük yüklüyor. İstanbul’un<br />
beklentileri çok yüksek aynı zamanda<br />
İstanbul’dan beklentiler de çok<br />
yüksek. Durum böyle olunca İstanbul’umuzun<br />
sürdürülebilir ekonomik<br />
ve sosyal kalkınmasına katkıda<br />
bulunmak amacıyla deruhte ettiğimiz<br />
bu görevi personelimizle birlikte<br />
layıkıyla yapmaya çalışıyoruz.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
67
68<br />
RÖPORTAJ<br />
İstanbullulara neler söylemek<br />
istersiniz?<br />
İstanbullulara söylemek istediğim<br />
en önemli şey, İstanbul Kalkınma<br />
Ajansı’nın sadece kurum ve kuruluşlara<br />
hibe veren bir kurum olmaktan<br />
ziyade bölgedeki tüm paydaşları<br />
İstanbul’un kalkınması süreci içine<br />
dâhil edip, onların da bizimle aynı<br />
vizyonu taşımalarını sağlamak ve<br />
interaktif bir şekilde İstanbul’un<br />
sürdürülebilir bölgesel gelişimine<br />
ilişkin potansiyelini belirlemek ve<br />
hayata geçirmek amacı taşıyan bir<br />
kurum olduğudur. Bu sebeple, ilana<br />
çıktığımız mali destek programları<br />
spesifik bir alan ve sektörden ziyade<br />
daha geniş bir katılım ve başvuruyu<br />
sağlayacak şekilde düzenlenmekte,<br />
özellikle sosyal kalkınmaya öncelik<br />
verilmektedir. Ajans olarak bu<br />
çerçevede çeşitli konferanslar ve<br />
çalıştaylar düzenlemekte, özellikle<br />
üniversiteler ile çeşitli işbirliklerinde<br />
bulunmaktayız.<br />
Geçtiğimiz temmuz ayı içerisinde<br />
İstanbul Teknik Üniversitesi ile<br />
‘Uluslararası Matematiksel Finans<br />
ve Ekonomi Konferansı’ ve Yıldız<br />
Teknik Üniversitesi ile ‘Uluslararası<br />
Malzeme ve Üretim Teknolojileri<br />
Konferansı’ gerçekleştirdik. Bu<br />
kapsamda yurtiçi ve yurtdışından<br />
çok sayıda akademisyen, öğrenci ve<br />
çeşitli kurum ve kuruluşlardan değerli<br />
kişiyi bir araya getirip bir sinerji<br />
yarattık. Bu anlamda hem yerel hem<br />
global bir katma değer yarattığımızı<br />
düşünüyorum. Ayrıca yine geçtiğimiz<br />
aralık ayında Boğaziçi Üniversitesi ile<br />
‘Küresel Rekabet Edilebilirlikte Beyin<br />
Göçü ve Beyin Kazanımı Konferansı’<br />
düzenledik. Türkiye ve Amerika’dan<br />
çok değerli akademisyenler ve özel<br />
sektörden alanında başarılı kişiler<br />
konu ile ilgili bilgi ve deneyimlerini<br />
paylaştılar. İşbirliği çerçevesinde ise<br />
Bahçeşehir Üniversitesi ile CO-OP<br />
Kampüsüm İşyerim projeleri kapsa-<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
mında geçtiğimiz haziran ayı içinde<br />
bir işbirliği protokolü imzaladık. Bu<br />
anlamda, gelişime yönelik ve girişimci<br />
her türlü işbirliği olanağına Ajans<br />
olarak açık olduğumuzu belirtmek<br />
isterim.<br />
Yapınız, bütçeniz, işleyişiniz gerçekten<br />
İstanbul’un kalkınmasına<br />
ivme katacak niteliğe eriştiğini<br />
düşünüyor musunuz?<br />
5449 sayılı Kanun’a istinaden<br />
kurulan kalkınma ajansları ve doğal<br />
olarak İstanbul Bölgesi’nde faaliyetlerini<br />
sürdüren Ajansımız esnek<br />
tasarlanmış kurumlardır. Bununla<br />
birlikte, organizasyon yapısı içerisinde<br />
bölgedeki paydaşların yer<br />
aldığı 100 üyeden oluşan, İstanbul’un<br />
geleceğine yönelik fikirlerin, görüş ve<br />
önerilerin tartışılabildiği bir platform<br />
niteliği taşıyan ve yeni işbirliklerine<br />
zemin hazırlayan Kalkınma Kurulu<br />
yer almaktadır. Bütçe perspektifinden<br />
değerlendirildiğinde Ajans<br />
bütçesi İstanbul’un bütün sorunlarını<br />
çözecek büyüklükte olmasa da kritik<br />
ve öncelikli alanları destekleyecek ve<br />
bu alanlara ivme kazandırarak kalkınmayı<br />
tetikleyecek bir büyüklüğe sahiptir.<br />
Sonuç olarak; kurumsal yapısı,<br />
Kanunla verilen kurum ve kuruluşlar<br />
arasında işbirliği geliştirme görevi<br />
ve bugüne kadar AB hibeleri dışında<br />
pek de alışık olmadığımız proje teklif<br />
çağrısı gibi destek araçları çerçevesinde<br />
Ajansımızın bugüne kadar pek<br />
ilerleme kaydedilememiş öncelikli<br />
alanlara odaklanması ile İstanbul’un<br />
kalkınmasında önemli etkiler yaratacağı<br />
kanaatindeyim.<br />
Önünüzde ne tür projeler var?<br />
Ajansımızın uygulamaya koyduğu<br />
mali destek programları 2010-2013<br />
İstanbul Bölge Planı’nın stratejik<br />
amaç ve hedeflerini baz almaktadır.<br />
Bütçemizin elverdiği ölçüde bölgedeki<br />
paydaşların üzerinde uzlaştığı bu<br />
amaç ve hedeflerin gerçekleştirilme-<br />
sine katkıda bulunmak Ajansımızın<br />
önceliğidir. Bu kapsamda, önümüzdeki<br />
dönemde destek sağlanacak<br />
projelerin çerçevesini ortaya koyacak<br />
olan mali destek programları bugüne<br />
kadar olduğu şekilde Bölge Planı’nın<br />
stratejik amaçları üzerine inşa edilecektir.<br />
Öte yandan, programlama<br />
çalışmalarının yanı sıra Ajans olarak<br />
2012 yılında planlama çalışmalarına<br />
yeniden ağırlık verilecektir. Mevcut<br />
Bölge Planı’nın geçerli olacağı 2013<br />
yılına oldukça yaklaştığımız gerçeğinden<br />
hareketle, 2012 yılında bir<br />
sonraki dönemi kapsayacak Bölge<br />
Planı çalışmaları Ajansımız koordinasyonunda<br />
yürütülecektir.<br />
STK’lara söylemek istediğiniz bir<br />
şeyler var mı?<br />
Politikaların hayata geçirilmesinde<br />
saha deneyimi fazla olan Sivil<br />
Toplum Kuruluşları büyük önem arz<br />
etmektedir. Dolayısıyla, STK’ların<br />
çalışmalarını Bölge Planı’nın ortaya<br />
koyduğu yol haritası doğrultusunda<br />
yönlendirmeleri en büyük arzumuzdur.<br />
Bununla birlikte, Bölge Planı’nın<br />
politikalarının strateji aşamasından<br />
uygulamaya geçişinde önemli bir araç<br />
olan Mali Destek Programlarımıza<br />
STK’ların proje başvurusunda bulunması<br />
ve daha fazla ilgi göstermeleri<br />
bir yandan İstanbul’un yararına<br />
olacak, bir yandan da proje yürütme<br />
bağlamında kurumsal kapasitelerinin<br />
gelişmesine katkı sağlayacaktır.<br />
Ayrıca, STK’larla politika geliştirme<br />
sürecinde de her zaman işbirliği zemininde<br />
birlikte çalışmak uygulamadan<br />
gelecek tecrübelerin politikaları<br />
yansıması açısından bizleri memnun<br />
edecektir.<br />
Son olarak söylemek istedikleriniz?<br />
Teşekkürler.
70<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
ADANA ŞUBESİ<br />
Sayın Valimizin Yanındayız<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>)<br />
Adana Şube Başkanı Recep Çalışkan valilik ziyaretini<br />
Twitter´dan duyurdu.<br />
Anadolu Aslanları İşadamları<br />
Derneği (<strong>ASKON</strong>) Adana<br />
Şube Başkanı Recep<br />
Çalışkan başkanlığındaki<br />
yönetim kurulu üyeleri Vali Coş´u<br />
makamında ziyaret etti. Çalışkan,<br />
“Kentimizin ve ülkemizin geleceği<br />
için Sayın Valimizin yanındayız” dedi<br />
Kısa adı <strong>ASKON</strong> olan Anadolu Aslanları<br />
İşadamları Derneği Adana Şube<br />
Başkanı Recep Çalışkan ve yönetim<br />
kurulu üyeleri Vali Avni Coş´u<br />
makamında ziyaret ederek kentin<br />
sorunlarıyla ilgili görüş alışverişinde<br />
bulundular.<br />
<strong>ASKON</strong> olarak ülke ekonomisinin her<br />
zaman hizmetinde olduklarını söyleyen<br />
Recep Çalışkan bu bağlamda<br />
Adana´nın gerek işsizlik ve gerekse<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
sürekli bir kavgalar şehri görünümünden<br />
kurtulması için Vali Avni Coş´la<br />
birlikte hareket edip çalışacaklarını<br />
ifade ettiği görüşmede şu görüşlere<br />
yer verdi, “Öncelikle Sayın Valimize<br />
<strong>ASKON</strong> adına hoş geldiniz diyorum.<br />
Bilindiği gibi Türkiye artık bölgesinde<br />
sürekli güç kazanmakta olan ve yıldızı<br />
hızla parlayan bir ülke konumuna<br />
girmiştir. Ancak milletimiz adına bu<br />
güzel yükselişi hazmedemeyenler<br />
terörle buna engel olmaya çalışmaktadırlar.<br />
Terörün taraf bulmamasının<br />
ve önünün kesilmesini sağlayacak<br />
olan ise bu ülkenin fedakar işadamlarıdır.<br />
Siz bölgenizde işsizlik sorununu<br />
çözdüğünüz zaman terör kendine ne<br />
taraf bulabilir ne de hareket kabiliyeti<br />
bulabilir. Biz işadamları olarak<br />
diyoruz ki; işsizlik terörü azdıran en<br />
önemli faktörlerden biridir ve buna<br />
acilen çözüm bulunması gerekmektedir.<br />
Bu noktada biz işadamlarına<br />
büyük görevler düştüğünün<br />
bilincindeyiz. Ancak bu görevimizi<br />
yerine getirirken işadamlarının da<br />
önünün mutlaka açılması lazım.<br />
Siz işadamlarının önünü açarsanız<br />
istihdam oluşur, istihdam oluşunca<br />
terör önemli kazanımlarından birini<br />
kaybetmiş olur. Sonuç olarak hem<br />
kentimizin ekonomik olarak güçlenmesi<br />
açısından ve hem de terörün<br />
önünün kesilmesi noktasında Sayın<br />
Valimizle birlikte hareket edeceğimizi<br />
söylemek istiyorum”
ADANA ŞUBESİ<br />
Askon Üyelerine Marka Hukuku Anlatıldı<br />
Marka Tescilinin Önemi ve Marka Hukukundaki Güncel Gelişmeler<br />
konulu seminerde bir araya gelen Anadolu Aslanları İşadamları<br />
Derneği (<strong>ASKON</strong>) Adana Şubesi üyeleri Avukat Oğuz Yiğitsözlü’nün<br />
verdiği semineri ilgiyle takip etti.<br />
Marka Tescilinin Önemi ve<br />
Marka Hukukundaki Güncel<br />
Gelişmeler konulu seminerde<br />
bir araya gelen Anadolu Aslanları<br />
İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>)<br />
Adana Şubesi üyeleri Avukat Oğuz<br />
Yiğitsözlü’nün verdiği semineri ilgiyle<br />
takip etti. Derneğin Adana binasında<br />
düzenlenen seminerin açılış konuşmasını<br />
yapan Şube Başkanı Recep<br />
Çalışkan, her şeyin bir markası ve<br />
değerinin olduğuna değinerek Çin’in<br />
bile bir marka değerinin olduğuna<br />
vurgu yaptı. Çin’de de kaliteli ürünlerin<br />
üretilmesine rağmen herkes<br />
tarafından ucuzcu bir marka olarak<br />
görüldüğünü ve bunun nedenini<br />
ise ucuzcu algısının kaliteli üretimi<br />
gölgede bıraktığı açıklamasında<br />
bulunan Çalışkan, “Nasıl bilindiğiniz,<br />
nasıl tanındığınız ve marka olup<br />
olmamanız çok önemli. Türkiye’nin<br />
2010 yılında gerçekleştirdiği ihracat<br />
rakamları ile 2011 yılında gerçekleşen<br />
ihracat rakamları arasında yüzde 18.2<br />
lik bir artış olurken, Adana’da yüzde<br />
22’lik bir artış yeteri kadar gündeme<br />
gelmedi.” dedi.<br />
Bunun nedeninin insanların kafasındaki<br />
Adana algısının çok farklı olmasından<br />
kaynaklandığını belirtenÇalışkan,<br />
markalaşma konusuna vermiş<br />
oldukları önemden dolayı üyelerini<br />
bilgilendirdiklerini ifade etti.<br />
Avukat Oğuz Yiğitsözlü ise verdiği<br />
seminerde birçok firmanın göz ardı<br />
ettiği marka tescilinin iş hayatının<br />
tamamında haksız rekabeti ve<br />
emeğin başka insanlar tarafından<br />
kullanılmasını önlediğinin önemine<br />
değindi.<br />
Marka tescilinin şirket için, şehir için<br />
ve şahıs için de olabileceği hatırlatmasında<br />
bulunan Oğuz Yiğitsözlü,<br />
web sitesi zorunluluğunun yasal hale<br />
gelmesinden sonra marka tescilinin<br />
de zorunlu hale geleceği dile getirdi.<br />
Yiğitsözlü, marka sahibinin markayı<br />
bizzat kendi kullanacağı gibi başkalarına<br />
da marka kullanım iznini<br />
verebileceğini sözlerine ekledi.<br />
<strong>ASKON</strong> Adana Şube Başkanı Recep<br />
Çalışkan‘ı AGD Orta Ögretim Komisyonu<br />
Başkanı Enes Beyaz, Ceyhan<br />
Şube Başkanı Hüseyin Tan orta ögretim<br />
gençleriyle ziyaret etmiştir.<br />
<strong>ASKON</strong> Adana üye ziyareti...<br />
Acve İnşaat Mustafa Yıldırım<br />
Çalıkan Eczanesi İsmail Çalışkan<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
<strong>ASKON</strong> Adana Şubesi<br />
Tarım Fuarında<br />
Ercan Kumaş Ömer Aytek<br />
Hasbahce İnşaat Mustafa Çalışkan<br />
Münür Oto Servis Münür Burgu<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
71
72<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
ADANA ŞUBESİ<br />
ADANA ŞUBESİ<br />
<strong>ASKON</strong>’dan ÇKA Genel Sekreteri Şarbak’a <strong>Ziyaret</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan ve Başkan Yardımcıları İmam Gazali Hıradağı, İlker Medeni,<br />
Abdulvahap Delibaş, Kurtuluş Şengül, Osman Kaya ve Fatih Kaya Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) Genel<br />
Sekreteri Zekeriya Şarbak’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.<br />
Çukurova Kalkınma Ajansı’nın<br />
kurulduğu günden bu yana desteklediklerini<br />
söyleyen Recep Çalışkan,<br />
“Çukurova Kalkınma Ajansı işadamlarımız<br />
için önemli bir kuruluş-<br />
İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne <strong>Ziyaret</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Adana Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Çalışkan ve Başkan Yardımcıları İmam Gazali, Hıradağ<br />
İlker Medeni, Abdulvahap Delibaş, Kurtuluş Şengül ve Osman Kaya 16 yıldır Adana da görev yapan ve başarı<br />
ödülü olarak ise görev yaptığı dalda Adana İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne kadar yükselen<br />
Sayın Ömer Akmaz’a makamında” hayırlı olsun” ziyaretinde bulundular.<br />
<strong>ASKON</strong>’un ziyaretinden dolayı<br />
memnuniyetlerini dile getiren İl<br />
Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü<br />
Ömer Akmaz “Bu tür ziyaretler bizi<br />
ziyadesiyle memnun ediyor. İşadamlarımızın<br />
ve STK’larımızın sanayinin<br />
yanısıra tarım alanında da önemli bir<br />
etkiye sahip olduğunu bu ziyaretlerden<br />
anlıyorum.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
tur dedi.” <strong>ASKON</strong> un ziyaretinden<br />
duyduğu memnuniyeti dile getiren<br />
ÇKA Genel Sekreteri Zekeriya Şarbak<br />
ise öncelikle Çukurova Bölgesinin<br />
daha iyi bir konuma gelmesi için<br />
Çukurova Bölgesi olarak tarım<br />
açısından verimli sahâlâra sahip<br />
olduğumuzu unutmayalım. Bölgemizin<br />
kalkınması için siz sanayici ve<br />
işadamlarına ihtiyaç var. Biz de var<br />
gücümüzle gıda tarım ve hayvancılık<br />
sektörünü belli bir konuma gelmesi<br />
için çalışıyoruz. Bu nedenle bütün<br />
imkanlarımızı seferber ediyoruz. Hibe<br />
ve desteklerin hız kesmeden devam<br />
edeceğini belirtmek isterim. Özellikle<br />
Adana’mızın artan nüfüs ihtiyacını<br />
karşılamak için sizleri yanımızda görmek<br />
bizlere ayrı bir güç ve heyecan<br />
veriyor.” dedi.<br />
<strong>ASKON</strong> Şube Başkanı Çalışkan bu tür<br />
destek çağrılarına her zaman yanıt<br />
verileceğini ve bölgenin kalkınması için<br />
herkesin elini taşın altına bir şekilde<br />
ellerinde bulunan bütün olanakların<br />
seferber edileceğini söyledi. Şarbak,<br />
desteklerden yararlanma başvuru<br />
süresinin 6 şubat’a kadar uzatıldığını<br />
da hatırlattı.<br />
Kalkınma ajanslarının kuruluş sürecinde<br />
görev aldığını belirten Şarbak,<br />
“Çok isteyerek bu görevi üstlendim.<br />
Çukurova’nın kalkınma hamlesine<br />
çabalarımızla katkı koymanın hazzını<br />
yaşayacağız. Bunu elbette bölgenin<br />
sahipleri arasında yer alan siz iş<br />
adamlarıyla yapacağız desteğiniz<br />
için şimdiden teşekkür ediyorum.”<br />
şeklinde konuştu<br />
koyması gerektiğini ifade etti. Ayrıca<br />
Çalışkan, “16 yıldır Adanaya var gücüyle<br />
hizmet etmeye çalışan sizin nezdinizde<br />
bütün memur arkadaşlarımıza<br />
<strong>ASKON</strong> olarak teşekürü bir borç biliriz.<br />
Bunun yanında bütün üyelerimiz ile<br />
beraber herkes gibi biz de özellikle gıda<br />
konusunda işin helal-haram kısmıyla<br />
da çok ilgileniyoruz. Belki bazıları<br />
sadece hukuki açıdan bakabilir. Tabi<br />
hukuki açıdan da düzenlemelere uygun<br />
olmak zorundadır. Yaptığımız yatırımlar<br />
birilerine zarar veriyor ise yapılan<br />
yatırım, yatırımdan çok bir yıkım olur<br />
ki öyle bir yatırımı da kimse istemez. O<br />
açıdan <strong>ASKON</strong> olarak bu tür olgulara<br />
elimizden geldiği kadar dikkat etmeye<br />
çalışıyoruz.” dedi.
ADANA ŞUBESİ<br />
BURDUR ŞUBESİ<br />
Adana Müftüsü <strong>Ziyaret</strong>i<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
Adana Müftüsü Arif Gökce, dini ve hayri hizmetlerde hedefe ulaşmak için işbirliğinin büyük önem taşıdığını<br />
söyledi. Gökce, Kutlu Doğum Haftası için de şimdiden çalışmalara başladıklarını belirterek, bu konuda da her<br />
kesimden destek beklediklerini ifade etti.<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />
(<strong>ASKON</strong>) Adana Şube Başkanı Recep<br />
Çalışkan da Müftülüğün dini ve hayri<br />
hizmetlerine destek vermeye hazır<br />
olduklarını söyledi.<br />
Yönetim kurulu üyeleri ile Müftü Arif<br />
Gökçe’yi ziyaret eden Çalışkan, “Din<br />
hizmetlerinin yaygınlaştırılmasında iş<br />
adamları olarak bize düşen görevleri<br />
yapmaya hazırız.“ dedi.<br />
Öte yandan, Adana vali yardımcılarından<br />
Reşat Özdemir, İbrahim Avcı,<br />
Adem Yılmaz ve Mustafa Yüksel<br />
Karadağ İl Müftüsü Arif Gökce yi<br />
ziyaret ederek “hayırlısı olsun” dediler.<br />
Müftü Gökce yapılan ziyaretten<br />
dolayı memnuniyetlerini dile getirdi<br />
ve vali yardımcılarına teşekkür etti.<br />
Ayrıca gün içerisinde Mersin Müftüsü<br />
Ali Melek, Hatay Müftüsü Mustafa<br />
Sinanoğlu, Çukurova Kaymakamı<br />
Abdulhamit Erdoğan, Kemal Serhadlı<br />
Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü<br />
Nuri Ateş, Kızılay Adana Şube Başkanı<br />
Ramazan Saygılı, İl Defterdar<br />
Müdürü Tamer Utkucu ve TRT Çukurova<br />
Bölge Müdürü Halil Kahveci de<br />
ziyaretine gelenler arasında yer aldı.<br />
<strong>ASKON</strong> Burdur Şube Genel Kurulu Yapıldı<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Burdur Şubesi Başkanlığı 4. Genel Kurulu Burdur Ticaret<br />
ve Sanayi Odası’nda yapıldı. <strong>ASKON</strong> 4. Olağan Genel Kurulu, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Genel<br />
Başkanı Mustafa Koca’nın katılımıyla gerçekleşti. <strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca, ülke ekonomisini<br />
değerlendirerek <strong>ASKON</strong>’un ekonomi hakkındaki önerilerini dile getirdi.<br />
Ülke genelinde ekonomik açıdan<br />
sağlıklı büyüme yaşanmadığını ve<br />
stratejik büyüme programı yapılması<br />
gerektiğini belirten Mustafa Koca,<br />
“Sağlıklı büyüme gerçekleştiremiyoruz.<br />
Eğer sağlıklı büyüme yapa-<br />
bilseydik, büyümeye paralel olarak<br />
işsizliğin de düşmesi gerekirdi. Küresel<br />
de olsa krizin etkileri minimum<br />
seviyelerde olmalı idi. Büyümeden<br />
her kesimin dengeli bir şekilde pay<br />
alması gerekirdi. Buradan ciddi ders<br />
çıkararak yolumuza devam etmemiz<br />
gerekir. Stratejik büyüme programı<br />
yapmalıyız. Özellikle istihdam dostu<br />
bir büyüme planı yapmalıyız. Bölge<br />
liderliği iddiasını temel alan bir entegrasyonu<br />
planlamalıyız. Ülkemizin<br />
tüm envanterlerini çıkarıp ona uygun<br />
olarak ciddi bir gelecek projeksiyonları<br />
oluşturmalı ve büyümeyi ona<br />
endekslemeliyiz” dedi. Türk ekonomisinin<br />
yeni bir karaktere ihtiyacı<br />
olduğunu dile getiren <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Başkanı Koca, gelir dağılımı denge-<br />
sizliğinin büyük bir sorun olduğunu<br />
belirterek, şunları söyledi: “Ekonomimize<br />
bir karakter kazandırmalıyız.<br />
Yani bizi ön plana çıkaracak, geleceğimizi<br />
parlatacak ve onu rekabetçi<br />
üstünlük kazanacağımız yüksek<br />
katma değer üretebilen temel tercihlerle<br />
dolu bir yol haritası çıkarmalıyız.<br />
Buna kamu da, özel sektör de<br />
iltifat etmelidir. Büyümelerin kalıcı<br />
olmasını sağlamamız gerekmektedir.<br />
Krizlere karşı dayanıklı ekonomi<br />
programları yapmalıyız. Gelir dağılımı<br />
dengesizliği büyük bir sorundur. Biri<br />
yer biri bakar konumu olmamalıdır.<br />
Ne aşırı zenginleşme olmalı ne de<br />
aşırı fakirleşme, bu kapitalizmin ruhuna<br />
aykırı olabilir ama bizim zaten<br />
buna da itirazımız var”<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
73
74<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
DENİZLİ ŞUBESİ DENİZLİ ŞUBESİ<br />
<strong>ASKON</strong> Denizli Şubesi Açıldı<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Denizli Şubesi<br />
1. Olağan Genel Kurul toplantısı Karahayıt Richmond Otel’de yapıldı.<br />
Toplantıya Denizli Valisi Yavuz Erkmen,<br />
Belediye Başkanı Osman Zolan,<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca<br />
ve Genel Başkan Yardımıcıları Sıtkı<br />
Abdullahoğlu ve İbrahim Doğan Salman,<br />
Denizli Ticaret Odası Başkanı<br />
Necdet Özer, Denizli Ticaret Borsası<br />
Başkanı ibrahim Tefenlili, <strong>ASKON</strong><br />
Denizli Şube Başkanı Mesut Aşıkçı,<br />
Bursa, Konya, Burdur, Samsun, Adana,<br />
İzmit şube başkanları, siyasi parti<br />
temsilcileri, sivil toplum kuruluşları<br />
temsilcileri ile <strong>ASKON</strong> Denizli şube<br />
üyeleri katıldı.<br />
<strong>ASKON</strong> Denizli Şube Başkanı Mesut<br />
Aşıkçı, ülkenin kalkınmasında önemli<br />
bir rol oynayan <strong>ASKON</strong> kervanına<br />
Denizli olarak katılmaktan mutluluk<br />
duyduklarını belirterek, “Dünya ile<br />
rekabet edebilmek, dünya pazarından<br />
pay alabilmek ve gelişmeleri<br />
yakından takip edebilmek için örgüt-<br />
Vali Erkmen: Dinamik Bir Şehiriz<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
lenmek zorundayız” dedi. Koca, 2001<br />
krizi ardından Türkiye’de zorunlu<br />
olarak yapılan bir kısım düzenlemelerle<br />
finans kesiminin biraz daha<br />
kontrol altına alındığını ve sistemin<br />
korunmaya çalışıldığını dile getirerek,<br />
“Bunun etkisiyle, o dönem ödediğimiz<br />
60 milyar dolara yakın faturanın<br />
gereği olarak 2008 krizinde dünya<br />
finansal açıdan darbe yerken, biz biraz<br />
daha kolay atlatmış olduk. Kolay<br />
atlattık diyorum ama bunu sadece<br />
finansal anlamda bir batık vermedik,<br />
dolayısıyla devlet parasıyla banka<br />
desteklemedik olarak almak gerekir.<br />
Yoksa halen 2008 rakamlarına ulaşamadık.<br />
Birçok kalemde ancak 2012’de<br />
bu rakamları yakalayabileceğiz.” diye<br />
konuştu.<br />
Türkiye’nin olumlu imajına rağmen<br />
müzmin bazı problemleri olduğunu<br />
Denizli Valisi Yavuz Erkmen, “Denizli’de yapılan ve gelecekte yapılması gereken<br />
çalışmaları üst üste koyduğumuzda, ülkemizin en dinamik şehirlerinden birisi olduğunu<br />
görürüz. Bu da birlik ve beraberlikle olmuştur.<br />
savunan Koca, “Onları aşamazsak<br />
kendimize iyi dememeliyiz. Eğer<br />
sağlıklı büyüme yapabilseydik,<br />
büyümeye paralel olarak işsizliğin<br />
düşmesi gerekirdi. Küresel de olsa<br />
krizin etkileri minimum seviyelerde<br />
olmalıydı. Büyümeden her kesimin<br />
dengeli bir şekilde pay alması gerekirdi.<br />
Buradan ciddi dersler çıkararak<br />
yolumuza devam etmemiz gerekir”<br />
dedi. Denizli Belediye Başkanı Zolan<br />
da, “Sorunları, birlik ve beraberlikle<br />
aşabiliriz. Belediye olarak Denizli’deki<br />
Anadolu Aslanları’nın sorunlarının<br />
çözümü konusunda üzerimize düşen<br />
görevi yerine getiriyoruz” dedi. Koca,<br />
katkılarından dolayı Vali Yavuz Erkmen,<br />
Belediye Başkanı Osman Zolan,<br />
Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer<br />
ve Ticaret Borsası Başkanı İbrahim<br />
Tefenlili’ye plaket verdi.<br />
Denizli şu an 2.5 milyar dolar ihracat yapan bir il konumunda.<br />
Bu ihracatımızın yarısını tekstil ürünleri, diğer<br />
yarısını da mermer, kablo ve buna benzer sanayi ürünleri<br />
ile tarımsal ürünler oluşturmaktadır. Geldiğimiz noktayı<br />
küçümseyemeyiz. Şu an ilimizde sigortalı çalışan sayısına<br />
baktığımızda bütün dünyada etkisini gösteren küresel<br />
krizden önceki sayıyı geçtiğimizi görüyoruz. Sigortalı çalışan<br />
sayımız şu an 150 bin kişi civarında. Bu da kriz öncesi<br />
dönemden 10 bin fazlasını ifade ediyor. İlimizin ekonomik<br />
krizin etkilerinden kurtulduğunun bir göstergesi de bu.<br />
Denizli’deki bütün gelişmeleri üst üste koyduğumuzda<br />
Denizli olarak geleceğe güvenle bakıyoruz” dedi.
DENİZLİ ŞUBESİ<br />
Bütçe Açığı Arttı<br />
Bütçe açığı ve cari açığın Türk ekonomisinin karabasanı olduğunu söyleyen<br />
Mustafa Koca, büyüme gerçekleştikçe cari açığın arttığını, büyüme<br />
azaldıkça da bütçe açığının arttığını ifade etti.<br />
Bütçe dengelerinin sağlanması<br />
gerektiğini söyleyen Koca, sözlerini<br />
şöyle sürdürdü: “Kalkınma ajanslarını<br />
rehber kuruluş olmaktan çıkarıp<br />
gerçek anlamda yatırım yönlendirme<br />
kuruluşu haline getirmeliyiz. Çok<br />
fazlaca ithâlâta gerek duymadan<br />
üretilen bu tür katma değerleri ayrı<br />
bir kategoride irdelemenin faydalı<br />
olduğunun farkındayız. Hükümet<br />
programlarının da buna göre değiştirilmesini<br />
talep ediyoruz” <strong>ASKON</strong><br />
Burdur 4. Olağan Genel Kurulu’nda<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca,<br />
<strong>ASKON</strong>’a üye olan işadamı Mustafa<br />
Talay’a dernek rozetini taktı. <strong>ASKON</strong><br />
Burdur Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu<br />
Yönetim Kurulu Üyeliklerine Sadık<br />
Çelikel, Hasan Hüseyin Yalçın, Turgay<br />
KONYA ŞUBESİ<br />
Konya 2023 İçin Stratejik Bilgi ve Ortak Akılda Buluşuyor<br />
Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Odası ve Konya Ticaret Borsası’nın haziran ayında yaptığı ortak<br />
meclis toplantısının ardından, Konya’nın ekonomi ve sosyal hayatına yön veren kurum ve kuruluşlar<br />
2023 hedefi için bir araya geldi.<br />
KSO’daki istişare toplantısına Konya<br />
Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil<br />
ve Yönetim Kurulu Üyeleri,<br />
Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk<br />
Öztürk ve Yönetim Kurulu Üyeleri,<br />
Konya Ticaret Borsası Başkanı<br />
M. Uğur Kaleli ve Yönetim Kurulu<br />
Çarboğa, Ferit Eröz, Hüseyin Mengi,<br />
Necati Akhan, Mehmet Cadıl, Ömer<br />
Ongun, Harun Bilgiç ve Süleyman<br />
Faki seçildi. Yönetim Kurulu Yedek<br />
üyeliklerine; Feyzi Aytaç, Veysel Mutlu,<br />
Deman Okay, Bayram Kavak ve<br />
Üyeleri ile odaların ve borsanın Meclis<br />
Başkanları, MÜSİAD Başkanı Aslan<br />
Korkmaz ve Yönetim Kurulu Üyeleri,<br />
MEVKA Genel Sekreteri Dr. Ahmet<br />
Akman, Konya Platformu Başkanı<br />
Mehmet Ali Çelik ve Yönetim Kurulu<br />
Üyeleri, Konya Esnaf ve Sanatkarlar<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
Rauf Sayın seçildi. Denetleme Kurulu<br />
üyeliklerine; Ethem Sipahi, Hüseyin<br />
Okan, Celal Öztaş, Disiplin Kurulu<br />
üyeliğine Veysel Mutlu, Hamza Akçay<br />
ve Ramazan Tekin seçildi.<br />
Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkan<br />
Yardımcısı Hasan Uzman ve Yönetim<br />
Kurulu Üyeleri, AKTİSAD Başkanı Ali<br />
Akın ve Yönetim Kurulu Üyeleri, AS-<br />
KON Başkanı Yakup Yıldırım ve Yönetim<br />
Kurulu Üyeleri, KOSGİAD Başkanı<br />
Mehmet Atsan ve Yönetim Kurulu<br />
Üyeleri, KOSİAD Başkanı Turgay Bilge<br />
ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TÜMSİAD<br />
Başkan Yardımcısı Kemal Çatlı ve<br />
Yönetim Kurulu Üyeleri, ANSİFED<br />
Başkanı Vedat Yöndem ve Yönetim<br />
Kurulu Üyeleri katıldı. Toplantıda,<br />
Konya’nın 2023 vizyonu tartışılarak,<br />
bu hedefe ulaşmak için stratejik bilgi<br />
ve ortak akılda buluşulması gerektiğine<br />
dikkat çekildi.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
75
76<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
KONYA ŞUBESİ<br />
<strong>ASKON</strong> Konya Şube Yönetiminden Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na <strong>Ziyaret</strong><br />
<strong>ASKON</strong> Konya Şube Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Yıldırım ve Yönetim Kurulu Üyeleri Ankara’ya giderek<br />
Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’na makamında nezaket ziyaretinde bulundu.<br />
<strong>Ziyaret</strong>te <strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım ile birlikte Yönetim Kurulu Üyeleri de hazır bulundu.<br />
Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet<br />
Davutoğlu gerçekleşen ziyaretten<br />
memnuniyetini dile getirerek, ayda<br />
bir kere Konya’ya gitmeyi hedeflediğini<br />
dile getirdi.Selçuklu Başkenti<br />
Konya’nın yapılacak her türlü hizmeti<br />
hak ettiğini belirten Davutoğlu,<br />
“Konya’ya hizmet söz konusu olduğunda<br />
kabineden destek almanın zor<br />
olmadığını aslında kabinede bilinen<br />
Konyalılar dışında bir de bilinmeyen<br />
Konya sevdalıları var, onun için<br />
Konya adına hizmet gerçekleştirmenin<br />
yolu açıktır.” şeklinde sözlerini<br />
sürdürdü. “Konya’mız için hep birlikte<br />
el ele vermeliyiz.” diyen Davutoğlu,<br />
“Birlik ve bütünlük içinde Konya’mıza<br />
katma değer kazandırmak amacıyla<br />
yarış içerisinde olmalıyız.” şeklinde<br />
sözlerini sürdürdü. STK’ların önemine<br />
de vurgu yapan Davutoğlu, “Kentin<br />
ve toplumun kalkınması, gelişmesi<br />
ve bilgilendirilmesinde STK’lara<br />
önemli görevler düşmektedir.” dedi.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Davutoğlu, STK’lar aracılığı ile kentin<br />
ve toplumun sıkıntılarını ve çözüm<br />
önerilerinin dile getirilmesinin, o<br />
sorunun çözümüne de ivme kazandıracağını<br />
söyledi.<br />
Gerçekleşen ziyarette <strong>ASKON</strong> Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Yakup Yıldırım<br />
da Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na,<br />
Türkiye gündeminin yoğun olduğu<br />
bir dönemde <strong>ASKON</strong> Konya Şubesi<br />
yönetimine zaman ayırdığı için<br />
teşekkür etti. Yıldırım sözlerine;<br />
“Sayın Bakanım iç ve dış gelişmeler<br />
münasebeti ile gündeminizin oldukça<br />
yoğun olduğunu biliyoruz, bunun<br />
yanı sıra Konya’ya olan sevdanızı<br />
da biliyoruz, çalışmalarınızı yakinen<br />
takip ediyoruz, Konya hassasiyetinizi<br />
bildiğimiz içinde Konya’mızın sorunlarını<br />
ve Konya’mız için düşüncelerimizi<br />
bir rapor olarak hazırladık ve size<br />
takdim etmek istiyoruz.” dedi.<br />
Raporu teslim alan Davutoğlu, ziyaretten<br />
duyduğu memnuniyeti dile<br />
getirerek sunulan rapor için <strong>ASKON</strong><br />
Konya Şube Başkanı Yıldırım’a teşekkür<br />
etti. Yıldırım ise, Dışişleri Bakanı<br />
Davutoğlu’na kabulden duyduğu<br />
memnuniyeti dile getirerek şahsı ve<br />
yönetim kurulu üyeleri teşekkürlerini<br />
iletti.<br />
Günün anısına Dışişleri Bakanı<br />
Davutoğlu’na bir tablo hediye edildi.
KONYA ŞUBESİ<br />
Fas ile Konya İşbirliği Protokolü İmzalandı<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
Konya ile Fas arasında ticari işbirliğini artırmak amacıyla Konya Ticaret Odası (KTO) ve Anadolu Aslanları<br />
İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Konya Şubesi’nin organizasyonunda gerçekleştirilen toplantı kapsamında KTO ve<br />
Fas Ticaret Sanayi ve Hizmetler Odası arasında işbirliği protokolü imzalandı.<br />
Konya ile Fas arasında ticari işbirliğini<br />
artırmak amacıyla Konya Ticaret Odası<br />
(KTO) ve <strong>ASKON</strong> Konya Şubesi’nin<br />
organizasyonunda gerçekleştirilen<br />
toplantı kapsamında KTO ve Fas<br />
Ticaret, Sanayi ve Hizmetler Odası<br />
arasında işbirliği protokolü imzalandı.<br />
<strong>ASKON</strong> Konya şubesinin geçtiğimiz<br />
aylarda Fas’a gerçekleştirdiği iş gezisi<br />
sırasında davet edilen Fas’li sanayiciler,<br />
bu çağrıya cevap vererek 21 kişilik<br />
bir heyetle Konya’ya geldiler. Fas<br />
Ticaret, Sanayi ve Hizmetler Odası<br />
Başkanı Fouad Zıne Fılalı başkanlığındaki<br />
Fas ticaret heyetinde yer alan<br />
firma temsilcileri Konya’da işbirliği<br />
yapabilecekleri sektörlerde yer alan<br />
Konyalı firma temsilcileriyle ikili iş<br />
görüşmeleri yaptı. Konya Ticaret<br />
Odası’nda düzenlenen Fas ve Konya<br />
arasında ticaret potansiyeli oluşturan<br />
sektörlerde Konya’dan 50 firma görüşmelere<br />
katıldı. Toplantılarda firma<br />
temsilcileri karşılıklı işbirliği imkânları<br />
çerçevesinde görüş alışverişinde<br />
bulundu. Firmalar arasındaki görüşmelerde<br />
iki odanın işbirliği içerisinde<br />
olmasının iş bağlantıları kurulması<br />
açısından olumlu yansıdığı ifade edildi.<br />
Görüşmelerde Fas’ın ihracat yaptığı<br />
ürün kalemleri içerisinde yer alan<br />
gıda, mobilya, tarım alet ve makineleri,<br />
otomotiv yan sanayi ve işlenmiş<br />
demir-çelik ürünleri sektörleri ağırlıklı<br />
olarak yer tuttu. İş görüşmelerinin<br />
ardından Konya Ticaret Odası ve Fas<br />
Ticaret, Sanayi ve Hizmetler Odası<br />
arasında işbirliği protokolü imzalandı.<br />
Protokol töreninde konuşan Konya<br />
Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Selçuk Öztürk Fas heyetine Konya<br />
ekonomisi hakkında bilgi verdi.<br />
Başkan Öztürk, “Fas’ın ithâlât yaptığı<br />
ülkeler sıralamasında Avrupa Birliği<br />
ülkelerinin önemli yer tuttuğunu<br />
görmekteyiz. Son dönemde Avrupa<br />
Birliği’nde yaşanan ekonomik belirsizlikler<br />
bölgede yeni ticari işbirliklerini<br />
zorunlu hale getirmiştir. İki Akdeniz<br />
ülkesi Türkiye ve Fas’ın bu dönemde<br />
ticari işbirliğini artıracağını düşünmekteyiz.<br />
Bu açıdan Fas Ticaret Odası<br />
ile işbirliği içerisinde çalışmalarımıza<br />
devam edeceğiz” dedi.<br />
Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil de,<br />
Konya’nın Türkiye’nin en önemli<br />
endüstri şehirlerinden birisi olduğuna<br />
dikkat çekerek, Konya sanayisi ve<br />
Konya Organize Sanayi Bölgesi ile<br />
ilgili bilgiler verdi.<br />
<strong>ASKON</strong> Konya Şube Başkanı Yakup<br />
Yıldırım da, Konya’nın dış ticaretine<br />
katkı sağlamak amacıyla çalışmalar<br />
gerçekleştirdiklerini belirterek Faslı<br />
işadamlarının ziyaretiyle Konya ve<br />
Fas arasında ticari işbirliğinin sağlanacağını<br />
söyledi.<br />
Fas Ticaret, Sanayi ve Hizmetler<br />
Odası Başkanı Fouad Zıne Fılalı da,<br />
“Konya ile ticari işbirliğimizi daha ileri<br />
düzeyde geliştirebilirsek hem Türkiye,<br />
hem de Fas’ın büyük yararına olacaktır.<br />
Bu birlikteliği sağlamak amacıyla<br />
odalarımızın işbirliğine devam etmesini<br />
istiyoruz” şeklinde konuştu.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
77
78<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
KONYA ŞUBESİ<br />
Yakup Yıldırım Şube Başkanlığına Yeniden Seçildi<br />
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Konya Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu<br />
dernek binasında yapıldı. Üyelerinin tamamının desteğini alan Yakup Yıldırım, <strong>ASKON</strong><br />
Konya Şube Başkanlığına yeniden seçildi.<br />
<strong>ASKON</strong> Konya Şubesi 4. Olağan Genel<br />
Kurulu Dernek binasında sadece<br />
üyelerin katılımı ile mütevazı bir<br />
şekilde yapıldı. Sıcak ve samimi bir<br />
ortamda gerçekleşen ve katılımın<br />
yüksek olduğu genel kurulda; Yakup<br />
Yıldırım üyelerin tamamının oyunu<br />
alarak, 2. dönemde yeniden başkanlığa<br />
seçildi.<br />
Divan başkanlığını, Şube Başkan<br />
Yardımcısı Okan Akdoğan’ın yaptığı<br />
genel kurulda 2009 – 2011 faaliyet<br />
raporunun müzakeresi ve üyeler<br />
tarafından onaylanmasının ardından<br />
Yönetim ve Denetim Kurulu<br />
faaliyet raporları okunarak onaylandı.<br />
Dilek ve temenniler bölümünde<br />
ise <strong>ASKON</strong> Onursal Başkanı Ali Sarı,<br />
üyeleri ve yönetim kurulunu gösterdikleri<br />
başarılı çalışmalardan dolayı<br />
tebrik etti.<br />
Daha sonra kürsüye gelen Başkan<br />
Yakup Yıldırım ise; Konuşmasında<br />
2 yıl içerisinde gerçekleştirdikleri<br />
çalışmaları genel kurula sunduklarını<br />
ve 2012 yılında yeni çalışma<br />
formatları geliştireceklerini değişik<br />
çalışma grupları oluşturarak kent ve<br />
ülke gündemin de yer alacak etkin<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
çalışmalara imza atacaklarını belirterek<br />
konuşmasını söyle sürdürdü.<br />
“Geriye dönüp baktığımızda her<br />
aya 3 etkinlik sığdırdığımız yoğun<br />
bir çalışma dönemi gerçekleştirdik.<br />
<strong>ASKON</strong> Konya Şubesi olarak; yeni<br />
dönemde daha aktif faaliyetler,<br />
projeler ve yurtdışı organizasyonları<br />
ile üyelerimizin hizmetinde olacağız.”<br />
Başkan Yıldırım konuşmasının<br />
devamında ise şunları söyledi;<br />
“Türkiye’nin kalkınmasında her<br />
zaman adını altın harflerle yazdıran<br />
Anadolu insanı bugün sizlerin<br />
desteği ve dualarıyla Konya’da<br />
yönetim kurulu üyelerimiz <strong>ASKON</strong><br />
çatısı altında birçok hayırlı çalışmalara<br />
imza attılar. Sizlerin desteğiyle<br />
dün olduğu gibi bugün ve yarın da<br />
Anadolu işadamlarını hak ettikleri<br />
platforma ulaştırmak için gereken<br />
ne ise onu yapmanın gayreti içinde<br />
olmaya devam edeceğiz. Konya<br />
tarım, sanayi ve turizm açısından<br />
önemli bir şehir. Konya’nın yetiştirdiği<br />
birçok önemli insan bugüne<br />
kadar şehre yeterince sahip çıkamadı.<br />
Şehrin yetiştirdiği siyasilerin<br />
ise yeterince önem gösterememesi<br />
sonucu bugün gerçekten hak ettiğimiz<br />
yerlerde değiliz. Bu konuda ise<br />
birçok konuda olduğu gibi özenle<br />
çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.<br />
Anadolu’nun parlayan yıldızı<br />
“<strong>ASKON</strong>” Konya’ya bundan sonra<br />
da gerçekleştireceği faaliyetlerle<br />
ülkenin gerçek gündemlerini halka<br />
anlatmaya devam edecektir. Kendi<br />
öz sermayesiyle her zaman alın terini<br />
ekonomiye kazandıran <strong>ASKON</strong>,<br />
Konya’da marka firmalar kazandırmaya<br />
devam edecek olup, Altın<br />
Marka ödülleri vererek üyelerimizi<br />
markalaşmaya teşvik edecektir.<br />
Önümüzdeki günlerde Konya sanayisi,<br />
Konya’nın potansiyeli ve neler<br />
yapılması gerektiği konusunda<br />
önemli tespitlerimiz olacak.” dedi.<br />
Başkan Yakup Yıldırım’ın üyelere<br />
verdikleri desteklerden dolayı<br />
teşekkür etmesinin ardından genel<br />
kurul toplantısı yönetim kurulu üyelerinin<br />
tanıtımı ile sonlandırılmıştır.
KONYA ŞUBESİ<br />
<strong>ASKON</strong> Yeni Yönetim Kurulunu Tanıttı<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Konya Şube Başkanı Yakup Yıldırım,<br />
düzenlediği toplantıyla yeni yönetim kurulu üyelerini tanıttı.<br />
Özel Ekonomi Bölgesi<br />
Son günlerde Güney Kore modeli örnek<br />
alınarak özel ekonomi bölgesinin<br />
Konya’mızda kurulmasını isterken,<br />
alt yapı çalışmalarını oluşturmamız<br />
gerektiğine inanıyoruz.<br />
Sivil Anayasa<br />
Doğal özgürlük alanları ve hakların<br />
devlet güçleri ya da diğer güçler<br />
tarafından ihlal edilmemesi anayasaca<br />
sağlanmalı ve bu haklar teminat<br />
altına alınmalıdır.<br />
Devlet – Vatandaş<br />
Yeni Anayasanın, vatanda yaşayan<br />
her kesimi, etnik, dini veya ideolojik<br />
ayrım yapmaksızın ifade eden, kuşatan<br />
ve kendilerini buldukları bir metin<br />
olması sağlanmalıdır.<br />
Konya’nın Sivil / Bölgesel Havaalanı<br />
İhtiyacı<br />
Konya’mız; Karaman, Aksaray,<br />
Isparta ve Afyon’un tarih, kültür<br />
ve ticaretinde adeta bir merkezdir.<br />
Konya’da kurulacak bir sivil ve bölgesel<br />
havaalanı için <strong>ASKON</strong> öncülük<br />
yapmak istiyor. Buradan; ticaret odamız,<br />
sanayi odamız, ticaret borsamız,<br />
STK lar ve siyasi partilere sesleniyor,<br />
destek istiyoruz.<br />
KCK Operasyonu<br />
Derin güç odakları ve derin ilişkilerin<br />
ülkede birtakım krizler çıkarmak suretiyle<br />
yeni 28 şubatlar, 27 mayıslar,<br />
12 eylüller ve e-muhtıralar oluşturmaya<br />
çalışmaktadırlar. Bu çalışmalar<br />
ülke ekonomimize hem içerde hem<br />
de dış dünyada olumsuz etkiler oluşturmaktadır.<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
Dindar Gençlik<br />
Sayın Başbakanın; “Dindar bir gençlik<br />
yetiştirmek istiyoruz.” cümlesine<br />
istinaden “%99’unun Müslüman<br />
olduğuna inandığımız bir toplum<br />
içerisinde” bu ifadeye çok fazla tepki<br />
gelmesini anlamsız ve lüzumsuz<br />
buluyoruz. İnancı ve dini ne olursa<br />
olsun, kendi inancında insanların<br />
dindar olması gerektiğine inanıyoruz.<br />
Kıymetli basın mensupları;<br />
Üyelerimizin içinden seçilecek<br />
markalaşma ve kurumsallaşmalarını<br />
tamamlayan firmalarımıza Altın<br />
Markalar Ödül Töreni ile başarılarını<br />
ödüllendireceğimiz bir çalışmamız<br />
olacaktır. Yine üyelerimizin dış ticaretlerini<br />
artırmaya yönelik yurtdışı<br />
organizasyonlarımız ve DTM destekli<br />
bir çalışmamız olacaktır.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
79
80<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
TRABZON ŞUBESİ<br />
<strong>ASKON</strong> Trabzon Şube Genel Kurulu Yapıldı<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />
(<strong>ASKON</strong>) Trabzon Şubesi Başkanlığı<br />
3. Genel Kurulu Trabzon Usta Park<br />
Hotel’de yapıldı. <strong>ASKON</strong> 3. Olağan<br />
Genel Kurulu, Anadolu Aslanları İşadamları<br />
Derneği Genel Başkanı Mustafa<br />
Koca, <strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu<br />
Üyeleri ve Trabzon şube üyelerinin<br />
katılımıyla gerçekleşti. <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Başkanı Mustafa Koca, ülke ekonomisini<br />
değerlendirerek <strong>ASKON</strong>’un<br />
ekonomi hakkındaki önerilerini dile<br />
getirdi. Ülke genelinde ekonomik<br />
açıdan sağlıklı büyüme yaşanmadığını<br />
ve stratejik büyüme programı<br />
yapılması gerektiğini belirten<br />
Mustafa Koca ; “Ekonomimiz genel<br />
görünüm itibariyle iyi kabul edilmektedir.<br />
Bunun en önemli sebebi 2001<br />
krizinde dip yapan ülkemiz ekonomisinin,<br />
gelişen zaman içerisinde<br />
görece olarak iyileşmesidir. Bu durum<br />
özellikle kamu rakamlarında kendini<br />
göstermiştir. 2001 krizi ardından<br />
Türkiye’de zorunlu olarak yapılan bir<br />
kısım düzenlemelerle finans kesimi<br />
biraz daha kontrol altına alınmış ve<br />
sistem korunmaya çalışılmıştır.<br />
TRABZON ŞUBESİ<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Trabzon Şubesi Başkanlığı 3. Genel Kurulu<br />
Trabzon Usta Park Hotel’de yapıldı. <strong>ASKON</strong> 3. Olağan Genel Kurulu, Anadolu Aslanları<br />
İşadamları Derneği Genel Başkanı Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Üyeleri ve Trabzon<br />
şube üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.<br />
Toplantıya, Trabzon Belediye Başkanı<br />
Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, MÜSİAD<br />
Trabzon Şube Başkanı M. Hanefi<br />
Mahitapoğlu, Başkan Yardımcıları Ali<br />
Kaan ve Hüseyin Tüysüz, Teşkilatlanma<br />
Komisyon Başkanı Aydın Birincioğlu<br />
ve Trabzon’da faaliyet gösteren<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
O zamanlar millet olarak 60 milyar<br />
dolara yakın fatura ödedik. Ancak iyi<br />
bir ders almış olduk. 2008 krizinde<br />
dünya büyük bir finansal darbe yerken,<br />
biz biraz daha rahat kalabildik.<br />
Kolay atlattık diyorum, ama bunu<br />
sadece finansal anlamda bir batık<br />
vermedik, dolayısıyla devlet parasıyla<br />
banka desteklemedik olarak almak<br />
gerekir. Yoksa halen birçok kalemde<br />
2008 rakamlarına ulaşamadık. İşler<br />
doğru giderse ancak 2012 sonunda<br />
o seviyeleri yakalayabileceğiz. Zira o<br />
zamanlar yürürlükte olan 3 yıllık Orta<br />
Vadeli Programlara göre biz şimdi<br />
bir trilyon dolarlık ülke konumuna<br />
gelmiş olacaktık. Biliyorsunuz halen<br />
2010 yılı GSYH’sı 735 milyar dolar<br />
seviyesinde. Yani nerden baksanız<br />
resmi rakamlara göre 300 milyar dolar<br />
kaybımız var. Ancak göreli olarak<br />
hâlâ durumumuz iyi diyebiliriz.” dedi.<br />
<strong>ASKON</strong> Trabzon Şubesi 3. Olağan<br />
Genel Kurulu Yönetim Kurulu Üyeliklerine<br />
Recep Yakuphan, Mustafa<br />
Durmuş, A.Ziyaettin Akıntürk,<br />
Yılmaz Karadeniz, Ali Haydar Baş,<br />
Trabzon STK’ları MÜSİAD Organizasyonunda Buluştu<br />
MÜSİAD Trabzon Şubesi ev sahipliğinde, Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi<br />
Gümrükçüoğlu’nun konuk olduğu Trabzon’da faaliyet gösteren Sivil Toplum<br />
Örgütleri ile Cephanelik Restaurant’ta bir toplantı düzenledi.<br />
<strong>ASKON</strong>, TSGİAD, TGİAD, KASİAD,<br />
KARGİD, TSİAD, TÜMSİAD derneklerinin<br />
başkan ve yöneticileri katıldı.<br />
Toplantı Trabzon Belediye Başkanının<br />
Trabzon için 61 Proje sunumuyla devam<br />
etti. Belediye Başkanı sunumunda,<br />
gerçekleştirilmesi hayal denilen 61<br />
Mecit Aydın, Ertan Sertakar, Dinçer<br />
Karakaş, Adnan Öksüz, Ali Usta,<br />
Yönetim Kurulu Yedek Üyeliklerine<br />
Cüneyt İsmail Çebioğlu, Mustafa<br />
Güney, Abdülhamid Özdaş, Hüseyin<br />
Ak ve Muhammed Yakuphan seçildi.<br />
Denetleme kurulu Üyeliklerine; Halis<br />
Deniz, Hasan Yazıcı, İsmail Yılmaz,<br />
Zeki Çolak, disiplin kurulu Üyeliklerine<br />
Muzaffer Ayıldız, İbrahim Beşir, Haydar<br />
Kambur ve Şakir Dilma seçildi.<br />
projenin nasıl böyle bir kısa zamanda<br />
yapıldığını ve Trabzon için yaptıkları<br />
diğer projeleri ayrıntıları ile anlattı.<br />
Katılan bütün Sivil Toplum Örgütlerinin<br />
görüş ve önerilerini sunduğu<br />
toplantı yenilen yemeğin ardından<br />
sona erdi.
RİZE ŞUBESİ<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca,<br />
ülke ekonomisini değerlendirdi.<br />
Konuşmasının devamında Mustafa<br />
Koca; “En büyük sorunlarımızdan biri<br />
bütçeden faize giden paradır. Yılına<br />
göre, bütçenin 1/3 ten tutun 1/6 sına<br />
kadar bir parayı faiz ödemesine ayırıyoruz.<br />
Bunlar her daim yatırımlara<br />
ayrılan paydan yüksek olmaktadırlar.<br />
Bu talihsizliği yenmemiz gerekir.<br />
Evet tasarruf açığımız bulunmaktadır.<br />
Ülkemizin ortalama olarak<br />
% 4.5 büyümesine yetecek kadar<br />
tasarrufu bulunmamaktadır. Ancak<br />
iyi planlamalar bu sorunları aşmamızı<br />
sağlayabilir.<br />
Hiç şüphesiz sosyal güvenlik açıklarımız<br />
da son derece yüksek noktalardadır.<br />
Bunlarla ilgili de acil tedbirler<br />
alınmalı ve makul bir vadede daha<br />
dengeli bir bütçeyle ülkemizi yönetmeyi<br />
başarmalıyız.<br />
RİZE ŞUBESİ<br />
<strong>ASKON</strong> Rize Şube Genel Kurulu Yapıldı<br />
<strong>ASKON</strong> Rize Şube Başkanı Mehmet<br />
Emin Dilsiz, yaptığı yazılı açıklamada,<br />
Rize ve Karadeniz bölgesinin geçim<br />
kaynağı olan çayda KDV’nin indirilmesinin<br />
faydalı olacağını belirtti.<br />
Rize ve bölgedeki sivil toplum örgütlerinin<br />
çayda KDV’nin indirilmesinin bölgeye<br />
katkı sağlayacağını düşündüğünü<br />
ifade eden Dilsiz, şöyle devam etti: ‘’Bu<br />
anlamda <strong>ASKON</strong> Genel Başkanlığımızla<br />
yaptığımız istişarede çayda KDV’nin<br />
yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesinin<br />
uygun olacağı görüşünde birleştik.<br />
Bu anlamda bölge halkının taleplerini<br />
kendilerine ilettik. Genel Merkezimiz de<br />
GÖREV BAŞINDA<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Rize Şube Genel Kurulu <strong>ASKON</strong> Rize Genel Merkezi’nde<br />
yapıldı. <strong>ASKON</strong> Rize Şube Genel Kurulu, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Genel Başkanı<br />
Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Üyeleri ve Rize şube üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.<br />
Bakana Çay Mektubu<br />
Kalkınma ajanslarını rehber kuruluş<br />
olmaktan çıkarıp, gerçek anlamda<br />
yatırım yönlendirme kuruluşu haline<br />
getirmeliyiz. Çünkü öyle anlaşılıyor<br />
ki, merkezden bakınca hiçbir zaman<br />
Trabzon’un gerçek potansiyeli gereği<br />
gibi algılanamıyor. Çayı, fındığı, balığı,<br />
hayvancılığı, orman endüstrisi,<br />
ticari yeteneği, liman şansı, transfer<br />
kabiliyeti yeteri kadar değerlendirilemiyor.<br />
Ya başka teşvikler arasında<br />
ezilip gidiyor ya da değerini bir türlü<br />
bulamıyor. Yerel potansiyellerin harekete<br />
geçirilmesi elzem bir konudur.<br />
Her şeyin merkezi planlamalarla<br />
halledilmesi mümkün olamaz. Yerel<br />
yapılara aktarılacak yetkiler gerçek<br />
kalkınmayı tahrik edecek önemli çıkışları<br />
sağlayacaktır. Müstakil bir kalkınma<br />
bakanlığının kurulmuş olması<br />
bu fırsatları daha iyi değerlendirmeyi<br />
sağlar diye ümit ediyoruz.” dedi.<br />
<strong>ASKON</strong> Rize Şubesi Genel Kurulu<br />
Yönetim Kurulu Üyeliğine Mehmet<br />
Emin Dilsiz, Ali Denizalp, Bayram Yolgider,<br />
Mehmet Kazdal, Rıza Birkan,<br />
Mehmet Arıcıoğlu, Mehmet Terzi, Ali<br />
Rıza Özçelik, Bilal Öztürk ve Mustafa<br />
Aydın Kartal; Yönetim Kurulu Yedek<br />
Üyeliklerine Muhammet Yıldız, İlyas<br />
Sürgün, Eyüp Sultan Sarı ve Mehmet<br />
Keçoğlu Seçildi. Denetleme Kurulu<br />
Üyeliklerine; Hasan Uzun, İbrahim<br />
Tezel, Ataç Yıldız, Ömer Ali Karaca,<br />
Kerim Keskin ve Celal Saruhan<br />
seçildi.<br />
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Rize Şubesi’nin girişimiyle çayda KDV’nin<br />
yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesi için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e mektup<br />
gönderildiği bildirildi.<br />
gerekli yazıyı Maliye Bakanı Mehmet<br />
Şimşek ve Gıda Tarım ve Hayvancılık<br />
Bakanı Mehmet Mehdi Eker’e göndererek<br />
çayda KDV’nin indirilmesinin hem<br />
çok faydalı hem de adaletin bir gereği<br />
olduğunu belirtti. Rize’mizin geçim<br />
kaynağı olan çayda KDV indirimi olması<br />
için elimizden geleni yapıyoruz. Ve<br />
yapmaya devam ediyor olacağız.’’<br />
Dilsiz, gönderilen niyet mektubunda şu<br />
ifadelerin yer aldığını kaydetti: ‘’Temel<br />
tüketim ürünlerinde KDV’nin indirilmesi<br />
ile ilgili çalışmalarımızın ülkemizin<br />
önemli sorunlarına doğru yaklaşım<br />
açısından çok kıymetli olduğu aşikârdır.<br />
Bu kararlar, hem üreticilerde hem de<br />
tüketicilerde son derece doğru etkilere<br />
sebep olmaktadır. Aynı uygulamanın<br />
Karadeniz bölgemizin çok önemli geçim<br />
kaynağı olan çayda da yapılması hem<br />
çok faydalı olacak, hem de adaletin bir<br />
gereği olacaktır. <strong>ASKON</strong> Rize Şubemiz<br />
ve üyelerimizin de içinde bulunduğu<br />
bölge sivil toplum örgütlerinin taleplerine<br />
ilgilerinizi istirham ediyor, bu talebimizin<br />
özellikle gelir dağılım dengesi<br />
açısından önemli katkılar sunacağını<br />
ifade etmek istiyoruz.’’<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
81
82<br />
BASIN AÇIKLAMALARI<br />
İslam Savunma Gücü<br />
Elzem Hale Gelmiştir<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca son gelişmeleri<br />
değerlendirdi:<br />
“Dünya yeni bir şekil alma noktasında hızla mesafe kat<br />
etmektedir. Gerçekten artık eski dünyayı yaşamıyoruz.<br />
Halkların kendi taleplerinin su yüzüne çıkardığı hareketlilik<br />
ileri boyutlara ulaşmıştır. Her birinin arkasında başka etkilerin<br />
olması gibi endişeler olsa bile sonuçta halklar harekete<br />
geçmiş ve yönetimleri yerinden etmeye başlamıştır.<br />
Batılı güçler her zaman olduğu gibi gerçek anlamda emperyalist<br />
emellerle hareket etmeye devam etmektedirler.<br />
Bunu yaparlarken insani gerekçeler üretmek için derin<br />
tezgahlar kurdukları da her taraftan sırıtmaktadır.<br />
Durum çok ciddi bir noktaya gelmiştir. Artık halkların kendi<br />
kaderlerini belirleme haklarını kullanma zamanları gelmiştir<br />
ve geçmektedir. Emperyalist organizasyonların tarihi<br />
süreçte oynadıkları vahşi rollere artık bir son verilmelidir.<br />
Kolonyalist dönemi onlar koordine etti, Birinci Dünya Savaşı<br />
onlar eliyle çıkarıldı, Kurtuluş savaşları dönemi onların<br />
vahşiliklerine karşı oluşan şanlı direnişlerden ibarettir.<br />
Ardından diktatoryal dönemler ve nihayet yeniden TOMA-<br />
HAWK’larla getirilmeye çalışılan bir demokrasi(!) dönemi.<br />
Gerçekten bu iki yüzlülüklerden bıktık ve yorulduk. İşin<br />
sonunda hep biz soyulduk ve öldük.<br />
Sadece sözel olarak ortaya koyacağımız isyanın çok bir<br />
anlamı olmadığını biliyoruz. Artık hükümetlerimizden beklentimiz,<br />
gerçek anlamda hem üçüncü dünya kabul edilen<br />
ülkeleri ve hem de özellikle İslam ülkelerini kapsayan bir<br />
Ortak Savunma Gücü’nün oluşturulması ve özellikle iç<br />
haksızlıklara müdahale hakkının bu güce verilmesidir.<br />
Başkalarından beklenen himmetin ne derece vahim sonuçlar<br />
doğurduğunu anlatmaya bile gerek yok.<br />
Koca açıklamalarına şöyle devam etti: İnsanın heder olduğu<br />
bir yerde ekonomi hesabı yapanlara da, ancak yazıklar<br />
olsun denebilir.<br />
Bu tanımladığımız coğrafyalarda var olan yeni zenginlik<br />
kaynakları, her zaman emperyalistlerin ilgisini çekmeye devam<br />
edecektir. Bundan da, içerde yaşanan kukla diktatör<br />
uşaklardan da kurtulmanın yolu ancak, böyle bir Beyn’el-<br />
İslam gücü devreye sokmakla mümkün olacaktır.<br />
Bu vesileyle hükümetimizin bir liderlik ortaya koyması<br />
fevkalade rahatlatıcı olacaktır. Doğrusu artık bu topraklardaki<br />
petrol hesaplarını, altın hesaplarını, elmas hesaplarını<br />
yapmaktan ve ağıt yakmaktan usandık. Aynı zamanda<br />
utanır olduk. İnsan onuru, güvenliği ve özgürlüğü için bu<br />
organizasyon elzem hale gelmiştir. Konu birincildir. İnsanın<br />
heder olduğu bir yerde ekonomi hesabı yapanlara da,<br />
ancak yazıklar olsun denebilir.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Büyüme Umutları Pekiştirdi Ama!<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın<br />
açıklamasında 2010 yılının açıklanan büyüme oranlarını<br />
değerlendirdi. Açıklama şu şekilde:<br />
“2009 yılında ciddi anlamda kayıp veren ekonomimiz, 2010<br />
yılının ikinci çeyreğinden itibaren yeniden büyüme trendine<br />
girdi ve kayıpların telafisi anlamında önemli mesafeler<br />
alındı. Hiç şüphesiz bu sevindirici bir gelişmedir. 2008 krizi<br />
ülkemiz açısından farklı bir tecrübe özelliği taşıdı. İlk defa<br />
sadece dışarıdan gelen bir kriz olarak ülkemize yansıdı.<br />
Bunun da etkileri derin oldu. Üretim azaldı, ihracat azaldı ve<br />
en önemlisi istihdamda çok büyük kayıplar oluştu.<br />
Şimdi esas peşinde koşmaya başladığımız hedef, ekonomimizi<br />
dışarıdan gelen krizlerin bile etkileyemeyecek dayanıklılığa<br />
sahip bir ekonomik yapı haline getirmektir. Halen<br />
bir kısım makro rakamlarımızda önemli oranda AB kriterleri<br />
yakalanmış olsa bile, kredi notlarımız yeterli düzeyde değildir.<br />
Risk primimiz yüksektir. Kredi yükleri halen çok ağırdır.<br />
İç tasarruf yetersizliği sebebiyle dışarıya olan sermaye<br />
bağımlılığımız bizim en yüksek kırılganlık halkamız olmaya<br />
devam etmektedir.<br />
TÜİK’in açıklamasına göre 2010 yılı dördüncü çeyrek büyümemiz<br />
9.2, yıllık büyüme ise 8.9 şeklinde sonuçlanmıştır.<br />
Hiç şüphesiz bu büyük bir büyüme oranıdır. Ancak yapılan<br />
iyi analizlerde bizler 1980 yılından bu tarafa ortalama olarak<br />
%4.5 oranında büyüme gerçekleştirmiş bir ülke konumundayız.<br />
Bu büyük büyümeleri, yine büyük küçülme dönemleri<br />
hep nötralize etmiştir. En kritik noktamız ise mukayeseli<br />
olarak büyümede ortaya koyduğumuz performansın<br />
değeridir. Yine yapılan bir analizde ABD’deki büyümenin<br />
Kişi Başına yansıyan Milli Gelirinin, bizim KBMG’ye oranı<br />
%22.5 ila %27.2 seviyelerindedir. Yani ülkemizin GSYH’sı<br />
büyümektedir ancak, KBMG açısından mukayeseli olarak<br />
gelişmemektedir. Ayrıca, büyüme olmuştur ama işsizlik<br />
hâlâ %12’ler seviyesindedir.”<br />
Koca açıklamalarına şöyle devam etti: İleri teknolojinin ihracatımızdaki<br />
payı halen %5’ler seviyesindedir. “Yeni dönem<br />
bu sorunların çözülmesi gereken dönemdir. Bütün büyüme<br />
stratejileri buna göre yeniden dizayn edilmelidir. Artık<br />
kimse enkaz edebiyatı da yapmadığına göre, doğru düzgün,<br />
kalıcı büyümeleri sağlayacak, istihdamı çözecek, bölgesel<br />
güç olma istikametinde rekabetçi üstünlük şanslarımızı<br />
doğru konumlandıracak ve en önemlisi, birbirini destekleyen<br />
özel-kamu dayanışmasını sağlayacak bir sistem devreye<br />
sokulmalıdır. KOBİ’lerin ülke için daha fazla katma değer<br />
ürettiği, ihracat fazlası verdiği bir düzenimiz var. Büyüklerde<br />
ise ithâlât baskın çıkıyor. Bütün ekonomik aktörlerin dış<br />
ticaret fazlası verdiği bir sisteme doğru evrilmek şarttır.
Halen ülkemiz ekonomisi için yapılacak çok şeyler bulunmaktadır.<br />
Örnek olarak, ileri teknolojinin ihracata yansıyan<br />
kısmı halen %5 seviyelerindedir. Bu G. Kore’de % 25’lerdedir.<br />
Öne çıkarmamız gereken alanlar kendisini hissettirmektedir.”<br />
Borçlanmada Tehlike Sinyalleri<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın<br />
açıklamasında Bireysel borçlanmanın yüksek artışına,<br />
bunun da önemli bir tehlike işareti olduğuna dikkat<br />
çekti. Açıklama şu şekilde:<br />
“2008 krizi, gelişmiş ülke krizi olarak kayıtlara geçmiş bulunuyor.<br />
Şimdiye kadar alışık olunmayan bir durum yaşandı ve<br />
başta ABD olmak üzere Avrupa ülkeleri krizi üreten kaynak<br />
oldular. Bundan geriye kalanın ne olduğuna baktığımızda en<br />
fazla dikkat çeken ana konunun “sistem” olduğu anlaşılıyor.<br />
Neoliberal politikalar gelmiş ve bir sınıra dayanmıştır.<br />
Dayandığı sınır noktası, kendisinin bitiş noktasıdır. Nitekim<br />
derhal devlet müdahale etmiş ve serbest piyasa unutulmuştur.<br />
Yine halkların vergileri bir kısım finansal kuruluşların<br />
düze çıkarılması için kullanılmış ve ilkeler unutulmuştur.<br />
Bu gelişmelerin yanında önemli bir gelişme daha yaşanmıştır.<br />
Bu bahsettiğimiz ülkelerde (ki bunların içinde AB ülkeleri<br />
de var) ciddi anlamda bireysel borçlanma meydana gelmiştir.<br />
Sistem insanları bireysel borçlanmaya itmiştir.<br />
Örnek gösterilen İrlanda KBMG açısından son derece ileri<br />
ülkelerden bir tanesi idi. Hatta Ar-Ge’ ye en fazla yatırım<br />
yapan ülke olarak örnek gösteriliyordu. Ancak aynı zamanda<br />
Kişi Başı Borçlanma boyutu ülkenin iflas etmesinde en<br />
önemli etkenlerden bir tanesi oldu.<br />
Şimdi bizim ülkemizde 2003 yılından bu tarafa meydana<br />
gelen Hane Halkı Borçlanma artışı dikkat çekici boyuta ulaşmıştır.<br />
Mekanizma aynen devam etmektedir. 2003 yılında<br />
varlıkların yükümlülüklere oranı 5.1 iken bu oran 2011’de 35.1<br />
olmuştur. Bu çok tehlikeli bir artışın göstergesidir.<br />
Koca açıklamalarına şu şekilde sürdürdü: “Ülkenin ekonomik<br />
politikalarının topyekün tekrar gözden geçirilmesi şart<br />
olmuştur.”<br />
BASIN AÇIKLAMALARI<br />
“Kredilerde beklenen artış %25’ler iken, bu oran % 35’ler<br />
seviyesine yükselmiştir. Bunlar ekonomik dengeleri ciddi<br />
anlamda bozan işaretlerdir. Üstelik ekonomide yapısal anlamda<br />
ciddi düzelmeler gerçekleştirilememiştir. Dış açık ve<br />
cari açık aniden çok fazla yükselmiştir. Sıcak para ile yapılan<br />
finansenin de olduğu gibi risk anlamına geldiği akıldan<br />
çıkarılmamalıdır. Seçim havasının verdiği rehavet bitti. Artık<br />
gerçeklerle daha soğuk bir şekilde yüzleşme zamanıdır.<br />
Ülkenin ekonomik politikalarının topyekün tekrar gözden<br />
geçirilmesi şart olmuştur. Küresel siteme adapte olmak<br />
adına, yerel değerlerimizin elimizden kaçırılmasına göz<br />
yumamayız. “<br />
Yeni Eko-Politik Şart Oldu<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca; yeni hükümetin<br />
kurulma çalışmalarının yürütüldüğü bugünlerde, ülkemizin<br />
ekonomi politiğinin kökten gözden geçirilmesinin de<br />
şart olduğunu ifade etti. Konuyla ilgili basın açıklaması şu<br />
şekilde:<br />
“Ülkemizin ekonomisinde özellikle makro rakamlarla ifade<br />
edilen ekonomide iyileşmelerin zaman zaman memnuniyet<br />
verici noktalara ulaştığına şahit oluyoruz. Ancak bunun<br />
önemli iki eksiği var: Bunlardan bir tanesi bu iyileşmeler<br />
sürdürülebilir olmuyor, konjonktürel olarak hızla değişiyor.<br />
İkincisi de gelir dağılım dengesini tüm halka sirayet edici<br />
şekilde etkilemiyor.<br />
Bu durumun neden böyle devam ettiğinin çok iyi irdelenmesi<br />
gerekir. Tercih edilen temel politikalar dolayısıyla<br />
bu sonuçları yaşadığımız unutulmamalıdır. Daha açıkçası<br />
şudur: Amerika’da çıkan bütün gelişmiş ülkeleri ve bağlı<br />
olarak dünyayı saran 2008 krizinin sebebi olan Liberal-Kapitalist<br />
ekonomi politikası, bu durumun da ana sebebidir.<br />
Gözden geçirilmesi gereken budur.<br />
İthâlâtı cazip hale getiren, ihracatı zorlaştıran, kur politikalarıyla<br />
rekabeti imkânsız hale dönüştüren, yerli üretimi korumayan<br />
dolayısıyla sürdürülebilir bir hüviyet kazanamayan<br />
ekonomimiz maalesef genel gelişmelere endeksli olarak<br />
tepki vermektedir. Bu da ekonominin kırılganlığını devamlı<br />
kılmaktadır. Bu riskten kendimizi ve ülkemizi kurtarmak<br />
zorundayız.<br />
Koca: “Yeni ekonomi yönetimi, köklü bir politika değişikliğini<br />
gerçekleştirmelidir.”<br />
“İşler düzeldi dediğimiz zaman da ithâlâtın ihracatımızın iki<br />
katına çıktığı bir durumu yaşıyoruz. Enerji ile izah ettiğimiz<br />
cari açık, artık tam anlamıyla dış açığa endekslenmiştir. Bireysel<br />
borçluluk artmakta ve yük halka doğru kaymaktadır.<br />
Bu durum maalesef giderek krizde çöken ekonomilere benzerlik<br />
arz etmektedir. Sadece finansal kuruluşların sağlam<br />
olması krizi durdurmak için yeterli olmayacaktır.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
83
84<br />
BASIN AÇIKLAMALARI<br />
Yeni ekonomi yönetimi, köklü bir politika değişikliğini<br />
gerçekleştirmelidir. Biraz aykırı olsa da, dünyaya gerçek<br />
bir ekonomi dersi verecek bir çabaya imza atmalıdır. Hem<br />
büyüyen, hem adil gelir dağılımı üreten, hem istihdamı<br />
maksimize eden ve hem de makro dengeleri sağlam tutan<br />
bir model .Ülkemizin ekonomisine artık bir karakter kazandırmanın<br />
zamanı gelmiştir. Dünya ile gerçek anlamda<br />
boy ölçüşecek alan belirlemelerinin yapılması elzem oldu.<br />
Böylece odaklanarak rekabetçi üstünlük şanslarımızı yakalayabiliriz.<br />
Tüm alt sektörleri buna göre konuşlandırabiliriz.<br />
Desteklerimizi daha doğru yönlendirebiliriz. Böylece gerçek<br />
bir bölge liderliği yoluna girmiş oluruz. Yaygın kalkınma ve<br />
sorun üretmeyen bir büyüme gerçekleştirmiş oluruz.”<br />
Büyüme Büyük Oldu…<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın<br />
açıklamasında 2011 yılı ilk çeyrek büyüme rakamlarını<br />
değerlendirdi: “Büyüme oranı yüksek oldu ama, dış<br />
açık endişe verici boyutlara ulaştı.”<br />
“Büyüme gerçekten büyük oldu. %11’lik bir büyüme oranı<br />
yıla başlama açısından önemli. 2011 yılının benzer bir<br />
hızla gitmesini beklemiyoruz ancak iyi gideceğine ilişkin<br />
önemli bir başlama noktası.<br />
Sorunlu bir seçim döneminin yaşandığı bir yıl içerisindeyiz.<br />
Seçimin sıcak atmosferi ikinci çeyrekte oldu.<br />
Seçim canlılığı ve seçim yatırımları ekonomide bir kısım<br />
hareketlilikler oluşturdu. Ancak bu gelişim fazla kabul<br />
edildiği için, TCMB ve diğer bazı kurumlar ekonominin<br />
soğutulması için harekete geçtiler. Tedbirler aldılar ve<br />
kredilerin önünü kesmeye çalıştılar.<br />
GSYH rakamları ile birlikte aynı zamanda dış ticaret<br />
verileri de açıklandı. Bu verilerle birlikte düşündüğümüzde<br />
ekonominin hangi istikamette gittiği daha net bir<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
şekilde görülüyor. Dolayısıyla buna sevinmeli mi yoksa<br />
üzülmeli mi, insan karar vermekte zorlanıyor.<br />
Dış açık ocak-mayıs döneminde yüzde 90.3 artışla 43.75<br />
milyar dolar düzeyine ulaştı. İhracat, ocak-mayıs da yüzde<br />
20.1 artarken, ithâlât % 43.8 arttı. İthâlâtın artışı iki<br />
kattan fazla. Bu sürdürülebilir bir gelişme olarak değerlendirilmemelidir.<br />
Yani şimdi 2011 ocak-mayıs döneminde<br />
ihracatımız 55 milyar, ithâlâtımız ise 98 milyar dolar.”<br />
Koca değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Büyüme<br />
ithâlâta dayalı olarak gerçekleşiyor, risk artıyor.”<br />
“Bu rakamlar bize nasıl bir büyüme içinde olduğumuzu<br />
gösteriyor. Korkunç boyutlarda büyüyen ithâlâta dayalı<br />
bir mekanizma gelişiyor. Bu durum yerli üretimi engelliyor,<br />
işsizliği ve cari açığı büyük boyutlarda artırmaya<br />
devam ediyor. Tabii ki GSYH rakamlarımız da yükseliyor.<br />
Bu gelişim düzeninin gelir dağılım dengesine de olumlu<br />
katkı verdiğini söylemek mümkün gözükmüyor.<br />
Eğer yeni dönem ekonomi yönetimi, gerçekten köklü<br />
değişiklikler yapmaz ise, bu büyük oranlı büyüme rakamları<br />
da başımıza iş açacaktır. Çok boyutlu bir dengeye ve<br />
büyüme stratejisine olan ihtiyacımız, her geçen dakika<br />
daha acil hale gelmektedir. Büyümeyi özellikle iki temeli<br />
sağlamlaştıracak şekilde yeniden dizayn etmek gerekir.<br />
Bunlardan birisi istihdamın artırılması, diğeri yerli aramal<br />
üretiminin gerçekleştirilmesidir.”<br />
Büyüme Averajı<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca ikinci çeyrek büyüme<br />
oranının açıklanması üzerine yaptığı değerlendirmede<br />
“İyi bir büyüme averajı yakalamış durumdayız.<br />
Bu fırsatı kalıcı hale getirmenin hesaplarının da çok iyi<br />
yapılması gerekir” dedi.<br />
“Dünya konjonktürünün son derece olumsuz seyrettiği bir<br />
dönemde ülkemizin iyi bir ivme ile büyümeye devam etmiş<br />
olması önemli bir artı değerdir. Bu durumu değerlendirirken,<br />
‘büyümeyi yakaladık öyleyse her şey çok iyi’ tuzağına<br />
düşmememiz gerekir.<br />
Ülkemiz ekonomisi 2008 krizi ile birlikte ciddi anlamda<br />
yara almış ve restorasyon çalışmaları yaklaşık bir buçuk yıl<br />
devam etmiştir. 2010 itibariyle yeniden yakalanan büyüme<br />
fırsatı doğru bir makama oturtulmalıdır. Zira çok iyi büyüme<br />
gerçekleştirdiğimiz zamanlarda dahi bazı ciddi açıklar<br />
ortaya koyan yapısal bir özelliğimiz var. Yani ülkemiz ekonomisinin<br />
her yönü doğru dizayn edilmiş durumda değil.<br />
Yılın ikinci çeyreği itibariyle % 8.8 büyüme gerçekleştirmek<br />
güzel. Birinci çeyrekte de % 11.6 büyümemiz vardı. Şimdi<br />
üçüncü çeyreği yaşıyoruz. Bu çeyreğinde önemli bir zaafı<br />
gözükmüyor. Bu demektir ki 2011 yılı iyi bir büyüme ile<br />
kapatılabilir.
Bu büyümenin ardından bize, gelecek krizler için kaynak<br />
olacak, cari açık, istihdam açığı, dış açık gibi sorunlar<br />
kalmamalı.<br />
Ülkemiz ekonomisinin eksik yönlerini biliyoruz. Kamu ve<br />
özel sektör olarak buralara yoğunlaşmamız gerekir. Aramal<br />
üretimi ve enerji öncelikli konular. Biz <strong>ASKON</strong> olarak yıllardır<br />
aramal konusunda dikkat çekiyor ve kamu ihalelerinde<br />
yerli kotasının en az % 25’ler seviyesine çıkarılmasını talep<br />
ediyorduk. İlk defa sayın başbakan bir açıklama yaparak bu<br />
noktayı vurguladı. Ancak bu işin üzerine çok daha büyük bir<br />
ciddiyetle gidilmelidir.<br />
Koca: “Büyüme oranları, ekonomimizin derin sorunlarını<br />
görmemize perde olmamalıdır.”<br />
“Bu büyük averajı iyi kullanmalıyız. Kalıcı, sürdürülebilir ve<br />
özellikle stratejik özelliği ağır olacak bir büyüme programını<br />
devreye sokmalıyız. 2023 hedefine doğru giderken,<br />
gerçek anlamda nereye gittiğimizi bilecek bir programlama<br />
yapmalıyız. Özellikle bölgesel entegrasyona uygun ve bölge<br />
ülkelerinin önünden gidebileceğimiz, onlara Ar-Ge, Ür-Ge ve<br />
inovasyonda önderlik yapabileceğimiz katma değeri yüksek<br />
bir ekonomi programı üretmeliyiz.<br />
Artık mevcudu iyileştirme anlayışı ile konjonktürün fırsatlarına<br />
ram olmak yetmiyor. Hesapladığımız bir geleceğe uygun<br />
olabilecek bir üretim, tüketim, pazar ve koordinasyon<br />
mantığıyla büyümeye devam etmeliyiz. Geriye de işsizlik<br />
gibi, cari açık gibi, dış açık gibi sorunlar bırakmamalıyız.<br />
Doları Kim Çözecek?<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın açıklamasında<br />
doların durumunu sordu. Böyle spekülatif bir<br />
ortamda iş yapmanın imkânsızlaştığını ifade eden Koca,<br />
tatmin edici açıklamalar beklediklerini sözlerine ekledi.<br />
Açıklama şu şekilde:<br />
“Ülkemiz ekonomisiyle ilgili olumlu sayabileceğimiz<br />
gelişmeler oldukça fazla iken 2011 yılında TL’nin gösterdiği<br />
performans tedirgin edici bir noktaya ulaşmış bulunuyor.<br />
Bugüne kadar yapılan açıklamaların gerçekten sorunun<br />
kaynağını tam olarak açıklayıcı nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.<br />
Eğer doğru teşhis konulmuş olsa idi o zaman<br />
o doğrultuda alınan tedbirlerin dolar konusunu çözmesi<br />
gerekirdi.<br />
Konu her geçen gün biraz daha sorun haline dönüşmeye<br />
devam etmektedir. Sorun böyle devam ederse ne uluslar<br />
arası ticaret yapma imkânı kalacak, ne de imalat yapma<br />
imkânı. Ülkemizin makro değerleri açısından çok yüksek bir<br />
risk gözükmeyebilir ama, fiyat tutturmaya çalışan üreticinin<br />
hali gerçekten zor bir noktaya ulaşmıştır.<br />
Zannedildiği gibi dövizin düşmesi yerli paranın yükselmesi<br />
ihracata yarar sağlamamaktadır. Bunun da bir limiti ol-<br />
BASIN AÇIKLAMALARI<br />
duğunun gözden ırak tutulmaması gerekir. Zira maalesef<br />
bizim ülkemizi ihracatını da ithâlâta dayalı olarak yapmaktadır.<br />
Çok derin sorunlarımız olan cari açık, dış açık gibi meseleler<br />
burada fatura kabartıyor. TCMB’nin büyük bir operasyonla<br />
yaptığı müdahalenin ne kadar kalıcı etki edeceğini kestirmek<br />
zor. Büyük zorluklarla birikmiş olan MB rezervleri<br />
de bu vesileyle ciddi anlamda erime göstermektedir. Yani<br />
yeniden önemli faturalar ödemeye başladık.<br />
Çok aşikar ki, yapısal sorunların çözülememiş olması bizi<br />
büyük sıkıntıya sokuyor. Ekonomik aktörlerin ülkemizle<br />
ilgili övücü sözleri göğsümüzü kabartıyor ama, gözümüzü<br />
de kör etmemeli.<br />
2011 yılında en kötü performans gösteren paralar içerisinde<br />
birinci sırayı TL almış bulunmaktadır. Yani Çin’den,<br />
Macaristan’dan, Hindistan’dan daha kötü bir performans.<br />
İyi bir ekonominin bu kadar büyük sürprizlerle idare edilemeyeceği<br />
açıktır. Bu yüzden konunun iyi irdelenmesini ve<br />
hem açıklamaların tatmin edici boyutta olmasının sağlanmasını<br />
hem de tedbirlerin gerçekten sorun çözücü nitelikte<br />
olmasının sağlanmasını bekliyoruz. Aksi durum yıpratıcı<br />
olacaktır.<br />
İşgali Destekliyoruz<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın açıklamasında<br />
Amerika’dan başlayıp dünyaya yapılan “Wall<br />
Street’i İşgal Et” eylemini desteklediklerini ifade etti.<br />
Açıklama şu şekilde:<br />
Bizler de işadamıyız ve bugün kapitalist sistemin çizdiği<br />
çerçevede iş üretmeye, işçi istihdam etmeye çalışıyoruz.<br />
Ancak asla ve kat’a vicdanımızı yemedik. Hiçbir zaman da<br />
yemek niyetinde değiliz.<br />
Sadece kendimizin kazanacağı, başka kimsenin kazanmasına<br />
fırsat vermeyen, zenginliklerin sadece belirli ellerde<br />
kalmasını sağlayan ve dışarıda kalan yığınların bundan pay<br />
alamadığı bir zenginliği bizler istemiyoruz.<br />
Vahşi kapitalizm ile ilgili olarak bizim kanaatimiz her<br />
zaman kesindi. Ancak insanların önemli bir kısmı ve<br />
özellikle Amerika’da sistem içerisinde yaşayan insanlar<br />
2008 krizi ile birlikte bunun acı sonunu tadınca ancak onun<br />
ne menem bir şey olduğunu anladılar. Şimdi de ayağa<br />
kalktılar. Finans Kapitalizminin merkezi sayılabilecek olan<br />
Wall Street’i hedef alarak eylem yapıyorlar. Geç kaldılar<br />
ama doğru yapıyorlar. Bizler de iş dünyasının temsilcileri<br />
olmamıza rağmen onları destekliyoruz.<br />
Biz her zaman Haklı Zenginlik’ten yana olduk. Birilerine<br />
hayatı zindan edecek bir zenginliğin sahibi olmaktan<br />
Allah’a sığındık. Ama kapitalizm tam da bu demek. Ben<br />
kâr edeyim de kim ne yaparsa yapsın. Bu ne insanidir, ne<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
85
86<br />
BASIN AÇIKLAMALARI<br />
hakkanidir, ne de İslamidir. Bunu kesinlikle reddediyoruz.<br />
Yeryüzünde adil gelir dağılımını sağlayacak, insan onuruna<br />
yaraşır ve özellikle başka ülke insanlarına sudan bahanelerle<br />
saldırma fırsatı vermeyecek bir özgürlük alanının<br />
oluşmasını ve gelişmesini isteriz. Gerçekten sadece kabiliyetlere<br />
göre sonuç alınmalıdır. Güç veya sistemsel avantajlar<br />
birilerine ekstra pay sağlamamalı. Gerçekten adaletin<br />
hakim olduğu bir sistem hakim olmalı.<br />
Koca: Kapitalizme reaksiyon anlamındaki bu eyleme destek<br />
verilmelidir.<br />
“Hiç kimse aşırı zengin olmak zorunda değil. Aynı zamanda<br />
da hiç kimse aşırı fakirliğe düçar kılınmamalı. Bu yüzden<br />
bu işgal eyleminin bütün dünya için kapitalizme reaksiyon<br />
anlamındaki değerine katkı verilmelidir.<br />
Ancak yerine ikame edilecek sistemin tabiat kadar doğal,<br />
insani ve hakkani olmasının sağlanması için de Müslümanların<br />
çok ciddi anlamda çalışmaları gerektiğini ifade etmek<br />
istiyorum. Potansiyel olarak bizim medeniyetimizde bu<br />
şans var. Ancak onu işlevsel kılmak zorundayız.“<br />
Enflasyon Ne Kadar Kontrolde?<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca enflasyondaki gelişmeler<br />
üzerine bir değerlendirme yaptı. Değerlendirme<br />
ana hatlarıyla şu şekilde:<br />
“Ekonomide her şeyin kontrol altında olduğuna ilişkin<br />
yapılan tüm söylemlere rağmen, enflasyon rakamlarının<br />
sınırları zorlayacak şekilde yükselmesi endişe kaynağı oldu.<br />
TCMB’nin yaptığı analizlerin ekonomide sağlıklı bir gelecek<br />
öngörüsü imajını endişe ile karşılamamızı gerektiriyor.<br />
Faizlerin yeniden yükseliş trendi, enflasyonun yükselmesi<br />
ciddi bir sorunun başlangıcı olarak değerlendirilmelidir.<br />
Özellikle önemli dış pazarımız olan AB bölgesinin karanlık<br />
bir ufuk çizdiği bu dönemde, bizim tüketimi, enflasyonu ve<br />
faizleri birlikte artırıyor olmamız önümüzü çok iyi göremediğimizin<br />
işaretleridir. Buna rağmen topluma verilen imajın<br />
her şeyin çok iyi durumda olduğu ve aynı hızın devam<br />
etmesi gerektiği hissi endişe vericidir.<br />
Değişkenliğin ne kadar hızlı olduğu 2011 yılı içerisinde<br />
ortaya çıkan TÜFE rakamlarındaki farklılıkta kendini göstermektedir.<br />
Bu yıl içerisinde mart ayında 12 aylık enflasyon,<br />
%4’ün altına inmiş, şimdi kasım ayı itibariyle 9.48<br />
seviyesine çıkmış.<br />
2006 yılından itibaren enflasyon gelişimine dikkatle baktığımızda<br />
gördüğümüz manzara; Esasen enflasyonun hedef<br />
olan %4’ler seviyelerinde değil, %10’lar seviyelerinde daha<br />
fazla gezinmiş olduğudur.<br />
Enflasyon belasından kurtulamıyoruz. Enflasyon olduğu<br />
sürece de, büyüme meselesinin ne kadar gerçek olduğu her<br />
zaman soru işareti ile karşılanmaya devam edecektir.<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
TÜFE ile ÜFE arasındaki farkın yüksekliği de rahatsız edici<br />
olmaya devam etmektedir. Üretici fiyatlarındaki oranın<br />
yüksekliği bazı olumsuz birikimleri yapmaya başladığımızı<br />
göstermektedir. Tüketiciye yansıtılamayan fiyat artışları<br />
yakın bir gelecekte karşımıza aniden büyük rakamlar olarak<br />
çıkmak zorunda kalabilir. O durumda da çapı şimdiden tam<br />
belli olamayan bir kriz yaşanır.<br />
Şimdi bizim önemli meselemiz, yakın gelecek projeksiyonumuzu<br />
ne kadar gerçekçi yapabiliyor oluşumuzdur.<br />
Büyümeyi, dengeleyecek, enflasyonu kontrol edecek, faizleri<br />
de artırmayacak bir denklemi yakalamak zorundayız.<br />
Dış şartların olumsuzluğu işimizi zorlaştırsa da bu beceriyi<br />
ortaya koymak zorundayız.”<br />
Büyümeden Pişman Olmayalım<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın açıklamasında<br />
ülkemizin büyüme hızına ilişkin değerlendirmelerini<br />
ve endişelerini dile getirdi. Açıklama şu şekilde:<br />
“Ülkemiz beklentilerin üzerinde bir 3. Çeyrek büyümesi<br />
gerçekleştirdi. Büyüme oranı %8.2 oldu. Oysa en iyimser<br />
beklentiler %6.7 seviyelerinde kalmıştı. Çünkü ekonominin<br />
soğutulması, kredilerin sınırlandırılması, faiz hadlerinde<br />
skalanın açılması gibi tedbirlerin alınmasına rağmen bu<br />
büyüme oranı yakaladı. Bu da ekstra dikkati hak ediyor.<br />
Büyüme, her ekonominin istediği, arzu ettiği, bunu gerçekleştirmek<br />
için değişik tedbirleri alma konusunda çok<br />
ciddi programların ortaya konduğu bir hedeftir. Ülkemizin<br />
yüksek büyüme sergilemesii, içinde yaşayan her vatandaşın<br />
memnun olacağı bir gelişmedir. ‘Ekonomik canlılık’ dediğimiz,<br />
‘işler iyi’ dediğimiz atmosfer, büyümenin gerçekleştiği<br />
atmosferdir. Biz de krizden sonra en hızlı toparlanan<br />
ülkelerden biri olma konumumuzu devam ettiriyoruz.<br />
Bütün bunlar sevindirici gelişmelerdir. Ülkemizin üçüncü<br />
çeyrek büyümelerine baktığımızda da ayrı bir rekor görüyoruz.<br />
En son 2000 yılında bu kadar yüksek bir üçüncü çeyrek<br />
büyümesi yakalanmıştı. Bu çeyrekte büyümede dünya<br />
ikincisi konumdayız. Çin %10 ile birinci olmuş ardından biz<br />
geliyoruz. Özellikle AB bölgesinde bu kadar ciddi sorunlar<br />
varken, krizi toparlamak hâlâ mümkün olamazken, bizim<br />
de bölgemizde çok ciddi siyasal sıkıntıların hâkimiyeti söz<br />
konusu iken bu kadar yüksek büyüme takdire şayandır.”<br />
Koca: “Asıl önemli olan büyümenin sürdürülebilir olmasıdır.”<br />
“Ancak biz işadamları olarak he zaman gelecek<br />
projeksiyonu yapmak zorundayız. Bizde yapısal sorunlar<br />
devam ederken, çevremizde çok ciddi ekonomik ve siyasal<br />
sorunlar sürerken acaba biz bu büyümeyi ne kadar daha<br />
sürdürebileceğiz. Bu sefer büyümemiz bize sorun olacak<br />
mı? Her ne kadar cari açık konusunda son açıklanan rakam
düşme eğilimini işaretlese de, bu durumun henüz kalıcı<br />
hale dönüştüğünü söyleyemeyiz. En büyük risk, imalat<br />
sanayi ürünlerimizin ihracat pazarında var olan krizdir. Zira<br />
bu pazardaki daralma bizi çok hızlı etkileme gücüne sahip.<br />
Hemen ihracat duruyor, istihdam düzeni bozuluyor, finansal<br />
yapı zorlanıyor ve bizler de krizi hisseder hale geliyoruz.<br />
Umarız yeni pazarlar bu açıkları kapatma yolunda yeni<br />
açılımlara fırsat sağlarlar.”<br />
2012’ye Başlarken<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca 2012 ye girerken<br />
iyi bir başlangıç yapma temennileriyle yaptığı değerlendirmede<br />
beklentilerini dile getirdi. Yapılan açıklama şu<br />
şekilde:<br />
“2012 yılı inşallah hepimizi için iyiliklerin yaşanacağı bir yıl<br />
olur. Güzel başlamayı dileriz. Ve yine dua ediyoruz ki güzel<br />
başlayalım güzel devam etsin ve güzel sonuçlansın. Bölgemizi<br />
yakıp kavuran siyasi gelişmelerin artık durulmasını<br />
ve huzur ikliminin egemen olmasını temenni ediyoruz. Ülkemizde<br />
meydana gelen terör ve onunla bağlantılı şiddet<br />
olayların da nihayet bulmasını, siyasi kargaşa atmosferinin<br />
sadeleşmesini ve büyük sorunların çözüme kavuşmasını<br />
diliyoruz. Bunlar olsun ki, iş hayatı da daha sağlıklı<br />
üretimler yapabilsin. Üretilen değerin hakka, adalete ve<br />
insan onuruna harcanması sağlansın. Güç oluşturmanın,<br />
bölgesel bir kuvvet meydana getirmenin bir anlamı olsun.<br />
Bu güç, insanlık için hakkı gündem yapacak, haksızlığa her<br />
yerde karşı çıkacak bir yapı haline gelsin. Eğer siyasi ve<br />
hukuki meselelerimiz çözülebilirse o zaman biz yüzümüzü<br />
ekonomiye daha rahat çevirir ve dünyayla rekabet etme<br />
yollarını daha rahat buluruz. 2008 yılında başlayıp 2009<br />
yılını götüren krizden 2010 yılında biraz toparlama yaşadık.<br />
2011 de mesafe kazandığımız bu sürecin 2012’de daha<br />
iyi noktalara gitmesini bekliyoruz. Bizatihi ekonomik gelişmelerden<br />
ziyade imaj açısından ve gelişmiş ekonomilerle<br />
mukayese açısından durumun daha iyi göründüğü aşikar.<br />
Ancak bu iyiliği çok fazla şarta bağladığımız görülüyor.<br />
Çünkü gerçekten yapısal sorunları çözme noktasında fazla<br />
mesafe almış durumda değiliz. Bu yüzden bozulma çok<br />
kolay olabilir. Düzelme de eskiden olduğu kadar kolay<br />
olmayabilir. Dolayısıyla 2012’yi çok iyi değerlendirmeliyiz.<br />
Temel konularda kalıcı adımlar atmayı başarmalıyız. Gerçekten<br />
ülkemiz için yepyeni bir vizyon çizmemiz gerekir.<br />
Bu vizyon 10 yıl sonra 20 yıl sonra ülkemizi nerede görmek<br />
istediğimizle ilgili bir vizyon olmalıdır. Çok kolay hamaset<br />
yapan bir yapımız olması dolaysıyla hemen büyük laflar<br />
edebiliyoruz. Ama gerçekler öyle değil. Gerçekler gerçekten<br />
çalışma, hesap yapma ve beceri ister. Bunları kuşanmak<br />
zorundayız. Öncelikle ülkemizin büyüme politikalarını<br />
BASIN AÇIKLAMALARI<br />
topyekun yenilemek zorundayız. Bu büyüme stratejisi<br />
içerisinde sanayinin, tarımın, hizmetlerin yeri iyice belli<br />
olmalı. İstihdam üretme zorunluluğu atlanmamalı. Buna<br />
mümasil katma değer üreten ileri teknoloji yatırımları<br />
hedeflere paralel olarak ısrarla yürütülmelidir. Bölgesel<br />
güç olma, bölge lideri olma hedefine paralel olarak ciddi<br />
anlamda bölgesel entegrasyon anlamında planlamalar<br />
yapılmalı. Hem bilime, hem Ar-Ge’ye hem de İnovasyona<br />
liderlik yapılabilecek bir motivasyon yönetimi yapılmalı.<br />
Bölgenin tüm potansiyelleri ile ortaklık yapılabilecek şartlar<br />
hesaba katılmalı ve üretimler birbirine entegre edilmeli.<br />
Böylece birden fazla sorunu birlikte çözmeye başlamak<br />
gibi bir yönelişe girmek mümkün olabilir. Cari açığımızı, dış<br />
açığımızı, tasarruf açığımızı azaltacak tedbirler böyle bir<br />
strateji içerisinde kendisine yer bulabilir. Aramal üretimi,<br />
hammadde temini ve özellikle belli pazarlara olan bağımlılık<br />
sorunlarının çözümü konusunda da daha rahat mesafe<br />
alınabilir. 2012 de büyüme % 5’in altına düşmemeli. İfade<br />
ettiğim stratejilerle de diğer açıkların kapatılmasına<br />
özen gösterilmeli ve yapısal sorunlarımız artık sağlam bir<br />
çözüme kavuşturulmalıdır. Bizim de <strong>ASKON</strong> olarak değişik<br />
konularda hazırladığımız raporlarımızla olumluya destek<br />
vermeye gayret sarf ediyoruz. Aynı çalışmalarınıza devam<br />
edeceğiz. Ülkemizi ve insanımızı daha iyi noktalara götürmek<br />
için hep birlikte daha yüksek gayretler sarf edeceğiz.<br />
Her sorumlu kişiden ve kurumdan da bunu bekleyeceğiz.”<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
87
88<br />
ENGLISH EDITION<br />
Draft constitution: “Freedom Manifest”<br />
of <strong>ASKON</strong> presented to Cemil Çiçek<br />
<strong>ASKON</strong> (Anatolian Businessman Association) presented<br />
the draft constitution, which has been studied for long<br />
time, presented to Cemil Çiçek, Present of Grand National<br />
Assembly of Turkey, who has been supervising<br />
new constitution development process. The presentation<br />
and courtesy visit took place in a warm atmosphere at<br />
the Study Office of Dolmabahçe Palace with in presence<br />
of Mustafa Koca, General President of <strong>ASKON</strong>,<br />
Sıtkı Abdullahoğlu, Vice President <strong>ASKON</strong>, İsmail Keleş,<br />
Institutional Relations Manager of <strong>ASKON</strong> and M. Akif<br />
Bayramoğlu, Secretary General of <strong>ASKON</strong>.<br />
Grand National Assembly of Turkey, Cemil Çiçek stated<br />
“Inshallah we are in the effort of finalizing this process in<br />
2012. We hope to face benefits of our efforts all together.<br />
Thus organizations like <strong>ASKON</strong> should stick to this with<br />
heart and soul and should follow the way <strong>ASKON</strong> goes.”<br />
Koca, stated that the prepared draft constitution can<br />
be qualified as a sort of “Freedom Manifest”, and as<br />
follows said “There is no doubt that our constitution will<br />
be prepared by the Parliament. But if there may be our<br />
contribution into the process, if our thoughts can put<br />
come support, indeed, we will be appreciated”<br />
Contribution of 50 trucks from<br />
<strong>ASKON</strong> to İHH vessel<br />
<strong>ASKON</strong> (Anatolian Businessman Association) contributed<br />
the 50 truckloads of help materials which have been<br />
collected for delivering to people in Somali, to 2nd vessel<br />
of İHH. 13 of the trucks departed from İstanbul to Mersin<br />
where the vessel going to be loaded. <strong>ASKON</strong> got into<br />
movement as one of the organizations which could not to<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
<strong>ASKON</strong> participated in<br />
entrepreneurship council<br />
M.Rifat Hisarcıklıoğlu, President of The Union of Chambers<br />
and Commodity Exchanges of Turkey (TOBB), in his<br />
speech at the formation ceremony of Turkish Entrepreneurship<br />
Council, while stating entrepreneurship is essential<br />
in Turkey, “to reveal the entrepreneurship is a country<br />
mission. We should consider entrepreneurship as what<br />
military service is.”, he says. “Turkey’s capacity employing<br />
750 thousand individuals is relevant to the increase of<br />
entrepreneurship”, tells Hisarcıklıoğlu.<br />
Turkish Entrepreneurship Council gathered in İstanbul.<br />
”In order the ecosystem of entrepreneurship to arise, the<br />
process should be coordinated within partnership of public<br />
and private sector.” Hisarcıklıoğlu said in his speech, at<br />
the opening of the meeting.<br />
Ergün, in his speech at the formation ceremony of Turkish<br />
Entrepreneurship Council, stated that Turkey has lived<br />
really very important developments within last years and<br />
succeeded to take steps of the mighty Turkey of near<br />
future while generating solutions for the problems cumulated<br />
over the past years.<br />
There is also <strong>ASKON</strong> within the 32 organizations under<br />
the council of entrepreneurship.<br />
ignore the humanity disaster in Eastern Africa to support<br />
people of Somali. Trucks departed from various cities of<br />
the country to Mersin, where the shipment will be effected,<br />
13 of them departed from İstanbul.<br />
“It is hard to believe that people can die from hunger<br />
in 21st century” recorded Mustafa Koca, President of<br />
<strong>ASKON</strong>, at the departure of the trucks from İstanbul.<br />
Koca; “We came together with our friends in <strong>ASKON</strong>. We<br />
should start by ourselves in order to prevent this human-
ity disaster. We become very happy that we are concerning<br />
with the sores of our brothers in Somali, in this holy<br />
night, together with IHH. There is no need to obey the<br />
rules of 21st century capitalism; we are taking the partnership<br />
for this contribution for Allah.<br />
<strong>ASKON</strong> Konya branch management<br />
visited Davutoğlu minister of foreign<br />
affairs<br />
<strong>ASKON</strong> Konya Branch Board of Management Yakup<br />
Yıldırım and members of the board went to Ankara<br />
and visited Minister of Foreign Affairs Prof. Dr. Ahmet<br />
Davutoğlu.<br />
While cited his pleasure of the visit, Minister of Foreign<br />
Affairs Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu uttered that he targets<br />
to visit Konya once a month. A Seljuk capital, Konya<br />
deserves any kind of service will provided, “When it is<br />
about giving any service for Konya it is not difficult to<br />
get support from the council of ministers, besides who<br />
known as from Konya, there are also Konya lovers which<br />
are unknown, thus it is easy to serve for Konya” he said.<br />
“We are all have to be hand in hand for our Konya” and<br />
“We have to be in competition to develop our Konya all<br />
together” tells Davutoğlu. While also expressing the importance<br />
of the NGO’s, He said “There are very important<br />
missions addicted to NGOs regarding development and<br />
informing of the community and the city.” Davutoğlu,<br />
said the solution proposals from the NGOs, will accelerate<br />
the process for solving problems of the community and<br />
the people.<br />
ENGLISH EDITION<br />
Also Yıldırım, cited the pleasure of the acceptance of Minister<br />
of Foreign Affairs, Davutoğlu and gave his thanks for<br />
himself and on behalf of the members of board.<br />
In memory of the meeting, Minister of Foreign Affairs,<br />
Davutoglu has been presented a painting.<br />
Individuals, products and also the<br />
institutions must be savory<br />
“Individuals, products and also the institutions must<br />
have an etiquette. If we can obtain this morals, then we<br />
will never fall into the net of capitalism.” tells Ibrahim<br />
Mirmahmutogulları, President of MİR Holding, at Experience<br />
Exchange Meeting of <strong>ASKON</strong>.<br />
This weeks guest of <strong>ASKON</strong> Experience Exchange<br />
Meetings was the President of MİR Holding, İbrahim<br />
Mirmahmutoğulları. In the meeting which moderated by<br />
Murat Yılmaz, president of <strong>ASKON</strong> construction industry,<br />
Mustafa Koca, president of <strong>ASKON</strong>, Sıtkı Abdullahoğlu,<br />
vice president of <strong>ASKON</strong>, Özden Bilirdönmez, president of<br />
readymade textiles industry of <strong>ASKON</strong>, Zeki Acar, president<br />
of textiles industry of <strong>ASKON</strong> and many members of<br />
<strong>ASKON</strong> participated.<br />
The President of MİR Holding, İbrahim Mirmahmutoğulları,<br />
who has many awards with Investor, researcher and<br />
developer and with his exporter mission, stated that “enterprenuership<br />
with spirit of R&D, is the most important<br />
issue of the recent times.” and continued “we are not<br />
managing a legacy from our fathers. We have also had<br />
difficulties when we were child. But we came here with<br />
the help of the studies and the avtivities we did after the<br />
university. Our vision is to push the limits of technology<br />
and bring solutions to the problems humanbeing couldn’t<br />
solved. We are in the leading position in Turkey regarding<br />
the patents transformed into industry. We doing export<br />
and our top prior problem is to develop technology. If we<br />
see ourselves as an iceberg, the bottom of it represents<br />
the R&D studies, and the ones that has transformed into<br />
patent and technology forms the visible part of it.”<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
89
90<br />
BASINDA <strong>ASKON</strong><br />
04.12.2011<br />
27.12.2011<br />
24.12.2011<br />
06.12.2011<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
23.12.2011<br />
28.12.2011<br />
13.12.2011<br />
09.12.2011
13.12.2011<br />
13.12.2011<br />
10.12.2011<br />
07.12.2011<br />
18.12.2011 06.12.2011<br />
14.12.2011<br />
02.01.2012 06.01.2012<br />
BASINDA <strong>ASKON</strong><br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
91
92<br />
BASINDA <strong>ASKON</strong><br />
29.01.2012<br />
01.01.2012<br />
01.01.2012<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
17.01.2012<br />
07.01.2012<br />
30.01.2012
07.01.2012 15.01.2012<br />
29.01.2012<br />
02.02.2012<br />
03.02.2012<br />
03.02.2012<br />
BASINDA <strong>ASKON</strong><br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
93
94<br />
BASINDA <strong>ASKON</strong><br />
18.02.2012<br />
28.02.2012 04.02.2012<br />
<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
12.02.2012<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
15.02.2012<br />
15.02.2012<br />
06.02.2012