07.01.2013 Views

ASKON OTİAD'ı Ziyaret Etti

ASKON OTİAD'ı Ziyaret Etti

ASKON OTİAD'ı Ziyaret Etti

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İÇİNDEKİLER<br />

08<br />

2012’ye Girerken<br />

17 20 26<br />

24 KISA KISA<br />

<strong>ASKON</strong>-MATTO İşbirliği<br />

İle Gerçekleştirilen<br />

Makedonya Türk İhraç<br />

Ürünleri Fuarı Büyük<br />

İlgi Gördü<br />

29 KISA KISA<br />

Kuveyt Türk, <strong>ASKON</strong><br />

İle Anlaşma Yapan İlk<br />

Katılım Bankası Oldu<br />

30 KISA KISA<br />

Başbakanın<br />

Somali Gezisine<br />

<strong>ASKON</strong> da Katıldı<br />

31 KISA KISA<br />

<strong>ASKON</strong>’dan İHH<br />

Gemisine 50 Tırlık<br />

Yardım<br />

14<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

İslam Dünyasında Neler Oluyor Paneli<br />

18<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

Askon’dan Yeni Anayasa Paneli<br />

22<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

Mir Holding Yön. Kur. Başk.<br />

Mirmahmutoğulları<br />

“Bireyler’de Ürünler de<br />

Kurumlar da Ahlâklı Olmalı”<br />

31<br />

33 KISA KISA<br />

Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın<br />

Somali Değerlendirme Toplantısına<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca Katıldı<br />

42 ŞİRKETLERE<br />

REHBERLİK<br />

Takdir ve Uyarının Şekli,<br />

Şartı, Dengesi


50 KURUMSAL<br />

ZİYARETLER<br />

<strong>ASKON</strong> Merkez Bankası Başkanı<br />

Erdem Başçı’yı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

54 KURUMSAL<br />

ZİYARETLER<br />

<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim ve Tekstil<br />

Sektörleri MÜSİAD’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

58 MEMLEKET HAVASI<br />

Afyonkarahisar<br />

60 PANAROMA<br />

Ekim Kasım Aralık ayının<br />

önemli olayları<br />

66 RÖPORTAJ<br />

İstanbul Kalkınma Ajansı<br />

Genel Sekreteri Sayın Doç.Dr.<br />

Abdulmecit KARATAŞ ile mülakat<br />

40<br />

Özgürlük Manifestosu<br />

76 79<br />

70 GÖREV BAŞINDA<br />

Sayın Valimizin Yanındayız<br />

82 BASIN AÇIKLAMALARI<br />

İslam Savunma Gücü Elzem Hale Gelmiştir<br />

88 ENGLISH EDITION<br />

Draft constitution: “Freedom Manifest” of<br />

<strong>ASKON</strong> presented to Cemil Çiçek<br />

90 BASINDA <strong>ASKON</strong>


EDİTÖRDEN<br />

Merhaba Değerli Okurlarımız,<br />

M. Akif Bayramoğlu<br />

Yeni bir sayımız ile karşınızdayız. <strong>ASKON</strong> BÜLTEN belki biraz gecikti ama<br />

bu beklediğinize değdiğini umuyoruz. Bültende sizin de fark edeceğiniz<br />

gibi gerek içerikte, gerekse düzenleme de ciddi değişiklikler yaptık. Daha<br />

kolay okunabilir bir dergi hazırladık. Bundan sonraki sayılarımızı daha<br />

merakla bekleyeceksiniz.<br />

Son zamanlarda ülkemizde ciddi gelişmelerin olduğunu gözlemekteyiz. Bu<br />

gelişmelerle ilgili <strong>ASKON</strong> projeler geliştiriyor. Yeni yeni etkinlikler yapmaya<br />

gayret ediyor, kamaoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Yapılan çalışmaların<br />

ancak bir bölümünü bu sayımıza alabildik.<br />

Bu minvalde <strong>ASKON</strong>’da yapılan toplantılarda; İslam Dünyasında Neler<br />

Oluyor konulu panelde Prof. Dr Hasan Köni, Filistinli Gazeteci Cemal Ebu<br />

Zeyd’i konuk ettik. İstanbul B.Şehir Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir<br />

Topbaş “Dev bir metropol olan İstanbul’u ve yeni projeleri” anlattı. 2012’nin<br />

en önemli gündem maddesi olan yeni anayasayı Doç. Dr. Osman Can ile<br />

Doç.Dr. Bekir Berat Özipek <strong>ASKON</strong>’da tartıştılar. Mir Holding Yönetim<br />

Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları birikimini ve tecrübelerini<br />

bizimle paylaştı.<br />

Kurumsal ziyaretler kapsamında; Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz,<br />

Bilim ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Ekonomi Bakanı M. Zafer Çağlayan,<br />

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, Milli Eğitim Bakanı<br />

Ömer Dinçer, Al Baraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, Yıldız Teknik<br />

Ünv. Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Merkez Bankası Başkanı Erdem<br />

Başçı ziyaretlerini ayrıca Sektörler Başkanlığımızın Kosgeb İstanbul<br />

İkitelli Hizmet Müdürü Selahattin Kaya, Tekstil ve Hazır Giyim Sektör<br />

Başkanlıklarımızın Koton Yön. Kur. Başkanı Yılmaz Yılmaz, İTKİB Başkanı<br />

Hikmet Tanrıverdi, İşkur İstanbul İl Müdürü Muammer Coşkun, MÜSİAD,<br />

LASİAD ve OTİAD ziyaretleri ile ilgili haberleri ilerleyen sayfalarımızda<br />

genişçe okuyabilirsiniz.<br />

<strong>ASKON</strong> yayınlarını cebine veya tablet PC’ne indir.<br />

<strong>ASKON</strong> yayınları QR (Quick Response) kod sistemi ile akıllı telefonunuza<br />

veya tablet PC’nize indirebilir ve dergiyi artık dijital okuyabilirsiniz.<br />

Yeni dönem yayınlarımızda bulunacak QR kodunu akıllı cep telefonları<br />

ve uygulamaya uyumlu tablet PC’lerinizin kamerasına okutmanız ve<br />

uygulamayı indirmeniz yalnızca 1-2 dakikanızı alacak.<br />

Gelecek sayımızda yeni faaliyetlerimiz ve yeni araştırmalarımızla sizlerle<br />

beraber olmayı ümit ediyor, öneri ve desteklerinizi bekliyoruz.<br />

Saygılarımızla…<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

Anadolu Aslanları İşadamları<br />

Derneği Adına<br />

Mustafa Koca<br />

Yazı İşleri Müdürü<br />

Atilla Yılmaz<br />

Yayın Kurulu<br />

Sıtkı Abdullahoğlu<br />

Adnan Danışman<br />

H. Ali Cesur<br />

Cavit Tatlı<br />

M. Akif Bayramoğlu<br />

İsmail Şenay<br />

Abdurrahman Oruç<br />

Halis Deniz<br />

Naim Türkavcı<br />

Hukuk Müşaviri<br />

Av. Yakup Özbek<br />

Yayın Türü<br />

3 Aylık Ekonomi Dergisi<br />

İlkbahar 2012 / Yıl 13 - Sayı 31<br />

Yazışma Adresi<br />

Cevizlibağ Yeni Londra Asfaltı N.15<br />

Yeşil Plaza K.5 Topkapı - İstanbul<br />

T. 0212 481 55 50 F. 0212 481 55 37 - 38<br />

www.askon.org.tr posta@askon.org.tr<br />

facebook.com./<strong>ASKON</strong>.org.tr<br />

twitter@<strong>ASKON</strong>.org.tr<br />

Adana Şubesi<br />

Şakirpaşa M. Turhan Cemal<br />

Berikel Bulvarı N. 213<br />

Hakplastik İş Merk K. 3<br />

T. 0322-433 34 81<br />

F. 0322-433 34 80<br />

Adıyaman Şubesi<br />

Hoca Ömer M. Selçuklu<br />

İşhanı K. 1 N. 213<br />

T. 0416-214 47 33<br />

F. 0416 213 03 37<br />

Burdur Şubesi<br />

Pazar M. Gazi C.<br />

Palaz S. N. 2<br />

T. 0248-233 61 10<br />

F. 0248-233 61 10<br />

Bursa Şubesi<br />

Buttim İş Merkezi E Blok<br />

K. 5 N. 1564<br />

Kocaeli Şubesi<br />

Pehlivan Tuna S. N. 6 K. 2<br />

T. 0262-226 11 17<br />

F. 0262-322 86 53<br />

Konya Şubesi<br />

Horozluhan M. Çalıdüzü S.<br />

Otoplaza Sit. B Giriş K. 1<br />

T. 0332-248 00 48<br />

F. 0332-248 80 55<br />

Rize Şubesi<br />

Atatürk C. Tuzcu Han K. 2<br />

Ticaret Odası Karşısı<br />

T. 0464-212 07 57<br />

Samsun Şubesi<br />

Gaziler Meydanı Gelişen<br />

İş Merkezi N. 10 K. 4<br />

T. 0362-431 31 29 F. 0362-<br />

432 65 58<br />

Trabzon Şubesi<br />

Gazipaşa M. Uzunsokak C.<br />

Topaloğlu İşhanı N.21 K.4<br />

T. 0462-321 56 59<br />

F. 0462-326 10 35<br />

Denizli Şubesi<br />

İzmir asfaltı üzeri N. 89<br />

F. 0533-582 36 86<br />

C. 0544-649 30 34<br />

Genel Koordinatör<br />

Gökhan Göler<br />

Görsel Yönetmen<br />

Kenan Değirmen<br />

Grafik Tasarım<br />

Rabia Öztürk<br />

Reklam ve Halkla İlişkiler<br />

Elif Alaca<br />

İrtibat<br />

Kuştepe M. Tomurcuk S. İzmen Sit. A2<br />

Blok K.4 D.21 Mecidiyeköy / Şişli<br />

T. 0212 212 72 62 F. 0212 212 92 62<br />

www.ftmiletisim.com info@ftmiletisim.com<br />

Baskı ve Cilt<br />

Favori Basım Yayın ve<br />

Reklamcılık San. Tic. Ltd. Şti.<br />

T. 0216 326 94 86<br />

Dağıtım<br />

Aras Kurye


BAŞKANDAN<br />

Modeller tabu mu?<br />

6 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Başkandan<br />

Ülkemiz ciddi bir mücadele veriyor. Yıllardır içinde<br />

yaşadığı köhne yapıları değiştirmek, düçar<br />

bırakıldığı ger kalmışlığı alt etmek ve lig atlamak<br />

anlamında bir beceri göstermek için yoğun çaba<br />

içerisinde.<br />

Ama değişimi önce zihinlerde başarmak gerekiyor. Eğer<br />

onlardaki tabular yıkılmaz ise, o zaman istenen başarıyı<br />

yakalamak kesinlikle mümkün olamıyor. Hele geri kalmışlığı<br />

talihi olarak gören, başka ülkelere, başka medeniyetlere<br />

aşık olmuş ve kısaca “bizden adam olmaz” modunu<br />

aşamamış kişilerin kitle oluşturduğu bir yerde bu konular<br />

asla randıman vermiyor.<br />

Ekonomik anlamda son 10 yıldır hemen hemen kesintisiz<br />

olarak devam eden bir trend var. Bu trend yükseliş trendi.<br />

Eskiye ait yığınla tarz her gün terk ediliyor. Tabii henüz<br />

gerçek anlamda değişimi yakalamak mümkün olmadı<br />

ama ileri bir gidiş olduğu gözlemlenebiliyor.<br />

Aslında dikkatli takibin söz konusu olduğu durumlarda<br />

rahatça görülebilecek olan bir gelişme hemen fark edilir.<br />

Dünyanın bazı tabuları her gün yıkılıyor. Dün gelişmiş ülke<br />

olarak kabul edilen ve asla ilerilikleri tartışılmayan ülkeler,<br />

bugün ciddi ciddi itibar kaybetmiş durumdalar.<br />

2008 krizi fena halde bu ülkelerin karizmalarını çizmiş<br />

bulunuyor. Hatta bu kriz onların tabu diye kabul ettikleri<br />

sitemlerini de alt üst etmiş durumda. Liberal kapitalizmle<br />

bu seviyeleri yakaladıklarını dillendirip bununla övünen<br />

insanlar, kriz anında hemen devlet müdahalesiyle banka<br />

kurtarmanın yoluna gittiler. Sistemlerinin ilkelerinin sarsılmasından<br />

da hiç rahatsız olmadılar.<br />

Buradan bir ciddi sonucu da biz çıkarmalıyız: “Kendilerinin<br />

dün tabu dedikleri sistemleri bugün delik deşik etmekte<br />

mahsur görmeyen insanların sitemlerini biz neden hâlâ<br />

tabu diye görmeye devam ediyoruz?”sorusunu kendimize<br />

sormalıyız.<br />

Ülke atak yaparken, büyüme trendleri yakalanırken, dış<br />

borçlar belli seviyelerin altına düşerken, KBMG artarken<br />

onları yakından takip etmeye neden devam ediyoruz?<br />

Aynı akibete uğramak için mi?<br />

Ancak şimdi görülen manzara iç karatıcıdır. Bu sistemle<br />

gelinen noktada ciddi tıkanıklıklar olmuştur. Japon kapitalizmi<br />

10 yılı aşkın süredir resesyondan çıkamadı. ABD bir<br />

mortgage sistemi ile manipüle oldu. AB ülkelerinin önemli<br />

bir kısmı hane halkı borçlanması ve kamu borçları sebebiyle<br />

ciddi bir karamsarlığa düştü. Ama bankalar ve belirli<br />

merkezler biriktirmeye devam ediyorlar.<br />

Biz diyoruz ki, bu sonu kötü olduğu ispatlanmış sitemi<br />

tabu kabul etmekten kendimizi kurtaralım. Bugün onların<br />

düştüğü handikapa doğru biz de kendimizi güdülemeyelim.<br />

Yeni formlar, yeni modeller ve yeni sistemler peşinde<br />

koşmaya başlayalım.<br />

Ekonomi felsefesinden, teknoloji felsefesine varıncaya<br />

kadar yenilik peşinde koşalım. Hem dar anlamda ülkemiz<br />

insanı için, hem geniş anlamda coğrafyamız ve insanımız<br />

için, hem de tüm dünyada tüm insanlık için yeni fırsatların<br />

peşini kovalayalım. Yeni modeller üretelim. Yeni sistemler<br />

kuralım.<br />

Yeni modeller, bu kadar fazla zenginlik üretmese de<br />

daha dengeli bir dağılım üretsin. Açlığa, yoksulluğa prim<br />

vermesin. Tabiatın çevrenin daha az bozuma uğramasını<br />

sağlasın. Çok büyük ihtimalle çok daha fazla barışçıl ve<br />

huzurlu insani ortamlar oluşacaktır.<br />

Bunun için de sadece tabulardan kurtulmamız yeterlidir.


GENİŞ AÇI<br />

2012’YE GİRERKEN<br />

Son bir ay içinde dünya ekonomisinin görünümüne dair değerlendirmeler 2012<br />

yılının “olağandışı belirsizlikler” içeren bir yıl olduğu noktasında birleşmektedir.<br />

Bu belirsizliklerin esas olarak Euro Bölgesi’nde yoğunlaştığı düşünülürken, küresel<br />

piyasaların kazanç imkânlarının sınırlı olabileceği sıkıntılı ve zor bir döneme<br />

hazırlanmaya çalıştığı görülmektedir. Bu çerçevede Türkiye ekonomisinin temel<br />

makro ekonomik göstergelerine ilişkin 2012 beklentileri, tahmin ufkunun oldukça<br />

dar olduğu bir ortamda hazırlanmaktadır.<br />

Yurtdışı Gelişmeleri<br />

Dünya ekonomisi 2011 yılını, önceki<br />

yıldan devraldığı Euro Bölgesi<br />

ülkelerinin yüksek kamu açıklarının<br />

yarattığı sorunlar ve krizden en çok<br />

etkilenen bölgeler olan gelişmiş ülkelerin<br />

bozulan büyüme görünümlerinin<br />

yarattığı endişelerle geçirirken,<br />

2012 yılına küresel büyüme performansının<br />

azalacağı ve Euro Bölgesi<br />

sorunlarının mevcut belirsizlikleri<br />

biraz daha artıracağı beklenmektedir.<br />

Türkiye’nin makro ekonomik göstergelerine<br />

dair 2012 beklentilerimizi<br />

belirlerken, küresel ekonominin<br />

mevcut tablosu ışığında önümüzdeki<br />

bir yıl içinde, Euro Bölgesi ülkelerinin<br />

borç sorunlarının yarattığı belirsizliklerin<br />

devam edeceği, ancak yeni bir<br />

finans krizinin oluşmayacağı, ayrıca<br />

küresel büyüme görünümünün 2011<br />

yılına göre daha zayıf olacağı öngörüsünü<br />

yansıtmaktadır. Euro Bölgesi<br />

ekonomisinin kısa süreli bir daralma<br />

yaşaması beklenmektedir. bu senaryoda,<br />

gelişmiş ülkelerde genişletici<br />

para politikalarına devam edilmesiyle<br />

düşük faiz–yüksek likidite<br />

koşullarının sürecek olmasına karşın<br />

ABD’nin büyüme performansında çok<br />

belirgin bir canlanma yaşanmayacağı<br />

öngörülmektedir. Gelişmekte olan<br />

ülkelerin büyüme performanslarının<br />

da 2011 yılına göre daha düşük olacağı<br />

ve bunun sonucunda bu ülkelerde<br />

8 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

para politikası duruşunun da nispeten<br />

genişletici hale geleceği, ayrıca<br />

kamu maliyesi dengelerinin gelişmiş<br />

ülkelerdeki kadar kırılganlık oluştur-<br />

maması nedeniyle maliye politikası<br />

araçlarının da büyümeyi destekleyecek<br />

yönde bir miktar kullanılabilme<br />

imkânı olduğu düşünülmektedir.


2012 yılında küresel ölçekte enflasyon<br />

oranlarının düşük büyüme beklentileri<br />

ve baz etkisi ile 2011’deki seviyelerinin<br />

altında gerçekleşebileceği düşünülmektedir.<br />

Bu ihtimal gelişmekte olan ülkelerin<br />

büyüme kaygıları nedeniyle para<br />

politikasında genişletici bir duruş<br />

sergileme imkânını sınırlayabilecektir.<br />

Küresel ekonomide gelişmiş ve<br />

gelişmekte olan ülkeler arasındaki<br />

cari işlemler dengesizliklerinin 2012<br />

yılında da devam edeceği öngörülürken,<br />

gelişmiş ülkelerin yüksek kamu<br />

açıklarının oldukça yavaş olan gerileme<br />

sürecinin hızlanacağı yönünde şu<br />

an için bir işaret bulunmamaktadır.<br />

IMF tahminleri ile de uyumlu olan baz<br />

senaryo tahminlerimiz karşısındaki<br />

birinci alternatif senaryomuzda ABD<br />

ekonomisinin 2012 yılında potansiyel<br />

büyüme hızına yakın bir büyüme<br />

kaydedeceği, böylece ABD’nin kamu<br />

maliyesi üzerindeki ağırlığın bir miktar<br />

azalacağı, Euro Bölgesi ülkelerinin<br />

borç sorunlarına daha makul bir<br />

çözüm bulunmasıyla mevcut risklerin<br />

azalabileceği, ancak daraltıcı mali<br />

önlemlerin etkisiyle büyüme performansının<br />

düşük olacağı varsayılmaktadır.<br />

ABD istihdam koşullarındaki<br />

iyileşmenin ciddi bir değişim göstermeyeceği<br />

düşünülürken, enflasyonun<br />

2011 yılında olduğundan daha fazla<br />

hissedilebileceği ve böylece kamu<br />

borçlarının monetizasyonuna katkısının<br />

bir miktar artabileceği düşünülmektedir.<br />

Yurtiçi Gelişmeleri<br />

Büyüme<br />

2011 yılında yüksek bir büyüme performansı<br />

gösteren Türkiye, 2011 yılının<br />

üçüncü çeyreğinde %8.8 oranında<br />

büyümüştür. Böylece 2011 yılının ilk<br />

üç çeyreğinde %9.6 oranında büyüyen<br />

Türkiye ekonomisi en hızlı büyüyen<br />

ekonomiler arasında yer almıştır.<br />

İşsizlik<br />

Bir önceki bölümde belirttiğimiz gibi<br />

Avrupa ülkelerinde yüksek kamu<br />

açıklarını ortadan kaldırmak üzere<br />

uygulanan daraltıcı maliye politikalarının<br />

ekonomiyi yavaşlatıcı etkileri ve<br />

ABD’de istenen istihdam ve büyüme<br />

koşullarının sağlanamamış olması<br />

2012 yılındaki büyüme performansı<br />

açısından olumsuz bir tabloya işaret<br />

ederken, bu durum dış ticaret kanalıyla<br />

diğer ekonomiler açısından<br />

da risk oluşturmaktadır. Küresel<br />

ekonominin mevcut gidişatı ve 2011<br />

yılından gelen olumsuz baz etkisi göz<br />

önüne alındığında Türkiye ekonomisinin<br />

2012 yılının tamamında yıllık<br />

bazda %4.5 oranında büyümesini<br />

bekliyoruz.<br />

İşsizlikte Mukayeseli<br />

Olarak İyileşme<br />

Görüntüsü<br />

Küresel ekonomik krizle birlikte bozulmaların<br />

yaşandığı istihdam piyasalarında<br />

kriz sonrası dönemde, ekonomik<br />

toparlanmayla beraber iyileşme başlamıştır.<br />

Ancak istihdam piyasalarındaki<br />

iyileşmenin ülkeler arasında farklılık<br />

gösterdiği, ekonomik krizin etkilerini<br />

tam olarak atlatamamış ve küresel<br />

kriz sonrası borç krizi gibi yeni<br />

sorunlarla karşılaşmış ülkelerin<br />

GENİŞ AÇI<br />

istihdam piyasalarında ise iyileşmenin<br />

henüz başlamadığı görülmektedir.<br />

İşsizlik oranının kriz süresince ve<br />

kriz sonrasında nasıl hareket ettiğini<br />

ve Türkiye ile diğer ülkelerin işsizlik<br />

oranlarında yaşanan hareketi karşılaştırmak<br />

amacıyla işsizlik oranındaki değişimler,<br />

Grafik 4’te seçilmiş ülkelerin<br />

işsizlik oranları 2007 yılı ocak ayı 100’e<br />

endekslenerek incelenmiştir.<br />

Grafikteki endekslenmiş işsizlik oranı<br />

rakamları incelendiğinde, ABD’nin<br />

işsizlik oranının diğer ülkelerin işsizlik<br />

oranlarına göre daha hızlı bir artış gösterdiği,<br />

Euro Bölgesi’nde en yüksek<br />

işsiz lik oranına sahip İspanya’nın ve<br />

borç krizinin ilk patlak verdiği ülke<br />

olan Yunanistan’ın işsizlik oranlarının<br />

ise kriz öncesine göre oldukça yüksek<br />

seyrettiği görülmüştür.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

9


GENİŞ AÇI<br />

Enflasyon<br />

2011 yılı enflasyon oranının oldukça<br />

geniş bir bantta hareket ettiği bir yıl<br />

olmuştur. 2010 yıl sonunda TCMB’nin<br />

%6.5 olan enflasyon hedefinin<br />

yakalanmasının ardından 2011 yılının<br />

ilk çeyreğinde de enflasyonda olumlu<br />

seyir devam etmiştir.<br />

2011 yılının ilk çeyreğinde bir önceki<br />

yıldan gelen olumlu baz etkisinin de<br />

desteği ile enflasyon %3.98 ile tarihi<br />

düşük seviyelere dek gerilerken,<br />

olumlu baz etkisinin hafiflemesi<br />

ile birlikte 2011 yılının mart ayından<br />

sonra enflasyonda gıda fiyatlarının<br />

temel belirleyici konumunda olduğu<br />

dalgalanmalar yaşanmıştır.<br />

2011 yılının temmuz ayından itibaren<br />

ise TL’de yaşanan değer kaybının<br />

enflasyon üzerinde oluşturduğu<br />

yukarı yönlü baskıların yanı sıra son<br />

çeyrek içinde özellikle ithal malları<br />

içeren mal gruplarında yapılan yeni<br />

vergi düzenlemeleri enflasyonda<br />

beklenenin de üzerinde hareketler<br />

görmemize neden olmuştur. 2011<br />

yılının son ayında ise gerek döviz<br />

kurlarında yaşanan yukarı yönlü<br />

hareketlerin enflasyon üzerindeki<br />

gecikmeli etkileri gerekse olumsuz<br />

mevsimsel koşullara bağlı olarak gıda<br />

fiyatlarında görülen artışlar enflasyon<br />

görünümünün bozulmasında<br />

temel belirleyici konumundayken,<br />

enflasyon 2011 yıl sonunda 2010 yılının<br />

Nisan ayından sonra ilk kez çift<br />

haneli olarak gerçekleştirilmiştir.<br />

2012 için tahmin edilen durum;<br />

TCMB’nin enflasyonun mayıs ayında<br />

tek haneye düşeceği ve 2012’nin son<br />

çeyreğinde hızla gerileyeceği yönündedir.<br />

Ancak, 2012 yıl sonuna ilişkin<br />

enflasyon beklentisi TCMB’nin %5.0<br />

olan enflasyon hedefinin bir miktar<br />

üzerinde %6.5 -7 seviyesine işaret<br />

etmektedir.<br />

2012 yılında enflasyonun nasıl bir<br />

seyir izleyeceğini belirlerken, gıda<br />

enflasyonundaki aylık dalgalanmaların<br />

yüksek olduğu ve benzeştiği<br />

10 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

yıllara kıyaslandığından elde edilen<br />

sonuç 2012 enflasyonunu % 8.5<br />

oranlarına ulaşmaktır.<br />

Bunun altında yatan temel neden<br />

2012 yılında küresel görünümde bozulmanın<br />

devam edeceği beklentisi<br />

ve küresel ekonomiye ilişkin risklerin<br />

diğer gelişmekte olan ülkelere olduğu<br />

kadar Türkiye’ye de dış ticaret<br />

ve finansal piyasalar aracılığı ile<br />

yansıması ihtimalidir. Yurtdışı piyasalarda<br />

beklenen sert bir daralmanın<br />

yaşanmaması durumunda, 2012<br />

yılında yurtiçi talebin yurtdışı talebe<br />

göre olumlu bir performans göstermeye<br />

devam etmesi ancak 2011<br />

yılına göre zayıflaması beklenebilir.<br />

TCMB 27 Aralık 2011 tarihinde<br />

yayımladığı 2012 para politikası<br />

açıklamalarında, döviz kuru ve emtia<br />

fiyatlarındaki gelişmelerin 2011 yılı<br />

enflasyon üzerindeki etkisinin yaklaşık<br />

5 puan, yapılan vergi ayarlamalarının<br />

etkisinin ise 1.6 puan olduğunu<br />

belirtirken, bu etkilerin 2012’de<br />

kademeli olarak ortadan kalkacağı<br />

ve enflasyonun yıl sonu itibariyle %5<br />

hedefine yaklaşacağı öngörüsünde<br />

bulunmuştur. Bizi beklentimizin<br />

daha yüksek olduğunu ifade etmiştik.<br />

Enflasyon yirmi ay sonra tekrar<br />

çift haneli seviyelerde.<br />

2011 yılının son ayında beklentilerin<br />

ve hedeflenen oranın oldukça üzerinde,<br />

sert bir şekilde yükselen enflasyonda<br />

gıda fiyatlarındaki artış temel<br />

belirleyici olmuştur.<br />

2010 yılının ekim ayında %17 seviyelerine<br />

kadar yükselen gıda enflasyonu,<br />

2011 yılının ilk ayından itibaren<br />

dalgalı bir seyir izlemiş ve mayıs<br />

2011’de olumsuz hava koşullarının,<br />

başta meyve ve sebze olmak üzere<br />

işlenmemiş gıda arzına ciddi zarar<br />

vermesiyle beklenmedik şekilde<br />

artarak 2011 yılı içindeki en yüksek<br />

seviyesine ulaşmıştır. Aynı dönemlerde<br />

Birleşmiş Milletler Gıda Fiyat<br />

Endeksi’nin de rekor seviyelerde<br />

seyretmesi ve global ekonomide gıda<br />

fiyatlarının yüksek seviyelerde olması<br />

dikkat çekmiştir.


2012 Yılı Enflasyon<br />

Beklentileri<br />

2011 yılında enflasyon bir önceki yıl<br />

yapılan tahminlerin üzerinde gerçekleşmiştir.<br />

Gerek emtia fiyatlarındaki<br />

yukarı yönlü hareketlerin enflasyon<br />

oranlarına yansımasının beklentilerden<br />

fazla olması gerekse doların<br />

zayıf bir performans sergilemesinin<br />

ithâlât fiyatları üzerinde yarattığı<br />

baskı 2011 yılında enflasyonun<br />

beklentileri aşmasında önemli rol<br />

oynamıştır. IMF tarafından 2010 yılı<br />

ekim ayında yayımlanan “Küresel<br />

Ekonomik Görünüm” raporunda 2011<br />

yılında gelişmiş ülke enflasyonu %1.3<br />

tahmin edilmesine karşın gerçekleşme<br />

%2.3 seviyesinde olmuştur.<br />

Benzer şekilde ABD için 2, Euro<br />

Bölgesi için ise 0.8 puanlık bir sapma<br />

ortaya çıkmıştır. Gelişmiş ülkeler için<br />

2012 yılına ilişkin yapılan tahminler<br />

ise istikrarlı bir şekilde düşürülmektedir.<br />

IMF nisan ayındaki raporunda<br />

ABD için %1.6 ve Euro Bölgesi için ise<br />

%1.7’lik enflasyon tahminlerinde bulunurken<br />

söz konusu tahminler son<br />

raporunda sırasıyla %1.4 ve %1.5’e<br />

düşürülmüştür.<br />

Sonuç olarak, 2012 yılına ilişkin<br />

beklentiler küresel enflasyonda aşağı<br />

yönlü bir trendin oluşacağı yönünde<br />

yoğunlaşmaktadır. 2011 yılında beklentilerin<br />

üzerinde bir artış gösteren<br />

enflasyonun 2012 yılında gerek<br />

büyüme performansına ilişkin endişelerin<br />

ortadan kalkmaması gerekse<br />

emtia fiyatlarındaki etkinin azalacağı<br />

beklentileri enflasyonun gerileyeceği<br />

yönündeki tahminlere temel oluşturmaktadır.<br />

Özellikle Euro Bölgesi’nde<br />

etkili olan borç sorununun diğer<br />

gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere<br />

yansımaları 2012 yılı enflasyonunda<br />

belirleyici rol oynayacaktır. Buna ek<br />

olarak, mevcut sorunlara karşı politika<br />

yapıcıların atacakları adımlar da<br />

enflasyonun seyrinde etkili olacaktır.<br />

Özellikle yeni parasal genişleme önlemlerinin<br />

alınması, düşük enflasyon<br />

beklentilerinin azalmasına neden<br />

olabilecektir.<br />

TCMB Politika Faiz<br />

Oranları<br />

2011 yılında küresel ve yerel ölçekte<br />

pek çok faktörü dikkate alarak<br />

oldukça sıra dışı ve hassas bir para<br />

politikası izleyen TCMB’yi, küresel<br />

ekonominin gidişatı ve mevcut yurtiçi<br />

makro dengeler ışığında 2012 yılında<br />

da hayli zorlu bir süreç beklemektedir.<br />

TCMB’nin çıktı açığı tahminlerinin<br />

ekonomideki toparlanmanın 2011<br />

yılının ikinci çeyreğinden itibaren<br />

terse döndüğüne işaret etmesi, ayrıca<br />

2012 yılında büyüme oranlarının<br />

yumuşak inişe geçeceği beklentileri<br />

GENİŞ AÇI<br />

para politikası görünümü açısından<br />

önemli kabul edilmektedir.<br />

Ancak, aralık ayı ile birlikte çift hanelere<br />

yükselen enflasyonun 2012 yılının<br />

ilk yarısında yüksek seviyelerini koruyacağı<br />

yönündeki beklenti ışığında,<br />

TCMB’nin 2012 yılının ikinci çeyreğinin<br />

sonuna kadar politika faiz oranını<br />

sabit tutacağını düşünülmektedir.<br />

Enflasyonist baskıların bir miktar<br />

hafiflemesi ile birlikte küresel<br />

risklerin yurtiçi ekonomiye olumsuz<br />

yansımalarını hafifletmek amacıyla<br />

TCMB’nin 2012 yılının ikinci çeyreğinin<br />

sonlarından itibaren faiz indirimine<br />

başlaması ve toplamda 75 baz puan<br />

faiz indirimine giderek politika faiz<br />

oranını %5.0 seviyesine çekmesi beklenebilir.<br />

Düşük büyüme oranlarının<br />

yanı sıra yurtdışı likidite koşullarının<br />

da olumsuza döndüğü bir ortamda,<br />

TCMB’nin politika faiz oranını 75 baz<br />

puan indirmesinin yanı sıra diğer para<br />

politikası araçları ile de ekonomiyi<br />

destekleyebilir. 2012 yılında büyüme<br />

oranının güçlü seyrini devam ettirdiği<br />

ve artan talebe bağlı olarak enflasyonun<br />

görece yüksek kaldığı senaryoda<br />

ise, TCMB’nin mevcut %5.75 seviyesinde<br />

olan politika faiz oranını değiştirmeden<br />

sabit tutması beklenebilir.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

11


GENİŞ AÇI<br />

Dış Ticaret ve<br />

Cari İşlemler Dengesi<br />

Son açıklanan ekim ayı verisiyle<br />

birlikte dış ticaret açığı 2011 yılı ilk on<br />

aylık toplamında 90.1 milyar dolar seviyesine<br />

ulaşmıştır. 12 aylık toplamda<br />

ise 106.6 milyar dolara ulaşan dış ticaret<br />

açığının hem 12 aylık toplamda<br />

hem de 3 aylık toplamda yıllık artış<br />

hızında sert aşağı yönlü hareketler<br />

görülmüştür.<br />

2011 yılının haziran ayından beri<br />

yavaşlama eğiliminde olan dış ticaret<br />

açığının 12 aylık toplamda yıllık<br />

artış hızı %67’ye kadar gerilemiştir.<br />

Olumlu ihracat performansı, TCMB<br />

ve BDDK’nın aldığı önlemlerin krediler<br />

üzerindeki etkisini göstermeye<br />

başlaması ve temmuz ayından beri<br />

TL’de görülen değer kaybı, dış ticaret<br />

açığının yıllık artış hızında görülen<br />

yavaşlamanın nedenleri arasındadır.<br />

Diğer yandan, 2011 yılının ekim ayında<br />

4.15 milyar dolar olarak açıklanan<br />

cari işlemler açığı on iki aylık toplamda<br />

78.6 milyar dolara ulaşmıştır.<br />

ekim ayı verileriyle birlikte 12 aylık<br />

cari işlemler açığının artış hızında<br />

temmuz ayından itibaren gözlenen<br />

yavaşlama daha da belirgin hale<br />

gelmiştir. Bir önceki yılın aynı döneminde<br />

%209.5 seviyelerine kadar<br />

yükselen cari işlemler açığının yıllık<br />

artış hızı, yılın ilk ayından bu yana<br />

yavaşlamaya devam etmiş ve özellikle<br />

ekim ayında geçmiş son iki aya<br />

göre 30 baz puanlık güçlü bir düşüşle<br />

%103.6 seviyesine kadar gerilemiştir.<br />

Aynı zamanda üç aylık ortalamaların<br />

yıllık değişiminin ise %44 seviyesine<br />

kadar gerilemesi de cari işlemler<br />

açığındaki yavaşlamayı yansıtmaktadır.<br />

Yılın geri kalan aylarında ise cari<br />

işlemler açığındaki toparlanma eğiliminin<br />

daha da belirginleşerek devam<br />

etmesi mümkün görünmektedir.<br />

2012 yılı için dış ticaret açığının 85<br />

12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

milyar dolar, cari işlemler açığının ise<br />

65 milyar dolar olarak gerçekleşmesi<br />

beklenmektedir. Öte yandan yüksek<br />

büyüme beklentisinin yanı sıra petrol<br />

fiyatlarının 111 dolar, kurun ise 1.60<br />

seviyesinde olacağı beklentisi ön<br />

plana çıkacaktır.<br />

Reel Faizin Trendi<br />

TCMB 2012 yılının ilk PPK toplantısında<br />

faiz oranlarını değiştirmemiştir.<br />

Ocak ayı toplantılarında ise aralarında<br />

Brezilya, Romanya, İsrail ve Şili<br />

gibi ülkelerin bulunduğu pek çok gelişmekte<br />

olan ülke merkez bankalarının<br />

faiz oranlarında indirime gittikleri<br />

görülmektedir. Söz konusu indirim<br />

kararlarında Euro Bölgesi ülkelerinde<br />

yaşanan borç sorununun yarattığı<br />

endişenin enflasyonist baskılara göre<br />

daha baskın olduğu görülmüştür.<br />

Son dönemde enflasyonda görülen<br />

yükseliş piyasa faizlerinin arttığı bir<br />

ortamda reel faizlerde yeniden aşağı<br />

yönlü bir trendin oluşmasına neden<br />

oldu.<br />

Reel faizlerin gelişimi, seçilmiş<br />

GOÜ’lerin döviz kurları ile birlikte<br />

incelendiğinde, TL’nin en çok değer<br />

kaybeden para birimi olmasına karşın,<br />

Türkiye’nin 2008-2011 döneminde<br />

reel faizlerde en büyük düşüşün<br />

gerçekleştiği ülke olduğu görülmektedir.<br />

Küresel krizin ardından hızlı bir<br />

toparlanma sürecine giren Türkiye<br />

ekonomisinde reel faizdeki düşüş<br />

devam etti.<br />

2010 yılının başından itibaren ise<br />

Euro Bölgesi’nin sorunlu ülkelerinden<br />

olan Polonya ve Macaristan’da<br />

para birimlerinde sert değer kayıpları<br />

görüldü. <strong>ASKON</strong> - AR-GE


BASINDA <strong>ASKON</strong><br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

13


<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

“İSLAM DÜNYASINDA<br />

NELER OLUYOR” PANELİ<br />

<strong>ASKON</strong>’un düzenlediği “İslam Dünyasında Neler Oluyor?” konulu panelde konuşan<br />

Prof. Dr. Hasan Köni, “Batı satranç tahtasında 5-6 hamle sonrasını kafasında<br />

oynuyor. Amerika’ya bu bölgelerde nümayişleri düzenleme hakkını kim veriyor?<br />

Bana göre, Kaddafi’ye önce soykırım yapma fırsatı verip daha sonra onun canına<br />

okuyacaklar.” dedi.<br />

<strong>ASKON</strong>’un (Anadolu Aslanları<br />

İşadamları Derneği) düzenlediği<br />

“İslam Dünyasında<br />

Neler Oluyor?” konulu panele Kültür<br />

Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.<br />

Dr. Hasan Köni ve Filistinli Gazeteci<br />

Cemal Ebu Zeyd konuşmacı olarak<br />

katıldılar. <strong>ASKON</strong> Genel Merkezi’nde<br />

düzenlenen panele <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Başkanı Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Sekreteri M. Akif Bayramoğlu, Genel<br />

Başkan Yardımcısı Atilla Yılmaz ve<br />

çok sayıda <strong>ASKON</strong> üyesi dinleyici<br />

olarak katıldılar.<br />

Panelin yönetimini <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu<br />

yaptı. Abdullahoğlu açış konuşmasında<br />

dünyadaki tüm gelişmelerin<br />

işadamları derneği olarak kendilerini<br />

yakından ilgilendirdiğini belirterek,<br />

“Gerek siyasi, gerek ekonomik gelişmeler<br />

bizim nasıl bir refleks gerektiği<br />

noktasında çok önemli. Bir işadamı<br />

olarak bu coğrafyada neler oluyor,<br />

bunları bilmemiz gerekiyor. İslam<br />

dünyasındaki bu yeni gelişmeler bu<br />

bağlamda çok önemli. Rejimlerin<br />

sallanması, sivil başkaldırı ve yeni<br />

modeller ortaya çıkması ülkemiz insanı<br />

tarafından da yakından izlenmeli,<br />

yorumlanmalı ve tahlil edilmeli.”<br />

dedi.<br />

Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi<br />

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni,<br />

El-Cezire bölgesini çok yakından izle-<br />

14 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

diklerini, Amerika’da iş başına gelen<br />

neoconların bu bölgelerle ilgili çok<br />

önemli stratejileri olduğunu belirterek,<br />

“Amerika’nın Irak’tan çıkmasını<br />

anlamayan bir grup var. Amerika’nın<br />

yönetiminde etkili olan bu grup Arap<br />

dünyasında farklı arzularını bir şekilde<br />

gerçekleştirmek için çabalıyor”<br />

dedi.<br />

Dünyadaki desantralizasyon olaylarını<br />

Bolivya gerçeğiyle incelediklerini,<br />

Bolivya’da Amerikan Kalkınma Ajansının<br />

sivil toplum örgütlerine parasal<br />

destekler sağlayarak aynı zamanda,<br />

Bolivya kongresinin reform hareketini,<br />

sivil asker ilişkilerinin düzenlenmesini,<br />

hakikatleri araştırma komis-


yonunun kurulmasını, insan hakları<br />

konusunda gelişmelerin takip edilmesini<br />

baskı hareketiyle sağladıklarını<br />

belirten Hasan Köni, “Bu baskılar<br />

öyle bir hale geldi ki, tabandaki halk<br />

merkeze doğru geldi. Ve bu talep<br />

Bolivya’da yeni bir yönetim şeklinin<br />

ortaya çıkmasını sağladı. Daha sonra<br />

bu yönetim şeklinin dünyada 26 ülkede<br />

aynı şekilde uygulandığını gördük.<br />

Hem üstten demokratikleşme<br />

baskısı, hem de alttan sivil itaatsizlik<br />

hareketinin desteklendiğini incelemelerimizde<br />

ortaya koyduk. Mısır’da<br />

2007 yılından itibaren Amerika, sivil<br />

toplum kuruluşlarına 187 milyar dolar<br />

harcamış. Bu sivil toplum örgütleriyle<br />

rejimin altı oyulmuş. Mısır İçişleri Bakanı<br />

Amerika’ya bir mektup yazarak,<br />

“Hem demokratikleşme talep ediyorsunuz,<br />

hem de alttan sivil toplum<br />

hareketi yapıyorsunuz” diye şikayet<br />

bile etmiş.” dedi.<br />

Köni şöyle devam etti: “Mısır’daki<br />

İskenderiye’de yoksulluk ve yolsuzluk<br />

üzerine ilk hareket El Kifaye hareketidir.<br />

Bu hareket öylesine taban<br />

bulmuş ki, Müslüman Kardeşler Hareketi<br />

bu hareketin yanında marjinal<br />

bir grup olarak kalmış. Bunun yanında<br />

Albert Einstein Enstitüsü’nün<br />

dünyanın her tarafında uygulamaya<br />

koyduğu sert diktatörlere, tiranlara<br />

karşı organize gençlik hareketlerini<br />

körükleme stratejisi de var. Bu hareket<br />

Miloseviç’e karşı “Yeter” hareketi,<br />

Gürcistan’ta ve Ukrayna’da “Turuncu<br />

Devrim” olarak ortaya çıkmış durumda.<br />

Sivil itaatsizlik hareketi bugün<br />

şiddet uygulanan hareketten daha<br />

tehlikeli görülüyor. İsrail bile silahsız,<br />

şiddet kullanmayan aktivistleri<br />

kendisi için daha tehlikeli görüyor.<br />

Dünyada yeni model sivil itaatsizlik<br />

modelidir. Bu modelin ülkemize gelip<br />

gelmeyeceğini ise bilemiyoruz. Çünkü<br />

sosyal olayları şimdiden kestirmek<br />

zordur. Olaylar Suriye’ye kayar mı<br />

bilmiyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.<br />

Filistinli Gazeteci Cemal Ebu Zeyd<br />

ise Arap ülkelerinde iş başında olan<br />

liderlerin tamamının babadan kalma<br />

tahtlarda oturduklarını belirterek,<br />

“Böyle bir şey olamaz. Demokratikleşmenin<br />

temeli seçimdir. Türkiye’de<br />

bile ihtilal oldu ama, arkasından<br />

tekrar seçimlerle bağımsız yönetimler<br />

işbaşına geldi” diye konuştu.<br />

Bu ülkelerde işbaşında olan diktatörlerin<br />

çoğunun okuma yazma bile<br />

bilmediklerini, ama memleketlerini<br />

çiftlik gibi yönettiklerini, servetlerinin<br />

rakamlara dökülemeyecek boyutta<br />

olduğunu ifade eden Zeyd, “Bir<br />

zamanlar Mısır ile Türkiye’nin milli<br />

geliri ve kişi başına düşen milli gelir<br />

miktarı aynıydı. Ama zaman içinde<br />

Türkiye, kişi başına düşen milli gelirini<br />

10 bin dolara çıkarırken, şu anda bu<br />

rakam Mısır’da yerlerde sürünüyor.<br />

Mısır’ın nüfusu 80 milyon, ama 50<br />

milyon kişinin günlük geliri bir doların<br />

bile altındadır. Mısır’da yolsuzluk ve<br />

yoksulluk başını almış gidiyor. Bu<br />

sosyal ve ekonomik baskı en sonunda<br />

insanların isyan etmesine neden<br />

oldu.” dedi.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

İkinci turda söz alan Hasan Köni, bu<br />

isyanların Batı’nın oynadığı bir oyun<br />

olduğunu belirterek, “Batı satranç<br />

tahtasında en az 5-6 hamle sonrasını<br />

oynuyor. Biz bu oyunun çok dışındayız.<br />

Bugün Kaddafi’ye ses çıkarmayanlar,<br />

öncelikle onun Bingazi’de soykırım<br />

yapmasını bekliyorlar. Ondan<br />

sonra ise onun canına okuyacaklar.<br />

Dünyada hiçbir ülke bu bölgelerle<br />

ilgili ses çıkarmıyor, peki Amerika’nın<br />

isyan bölgelerinde nümayişleri<br />

düzenleme hakkı nerden geliyor? Bu<br />

bölgelerdeki tüm gelişmeleri Amerika<br />

mı düzenleyecek? Mesela biz<br />

neden İran’dan petrol alamıyoruz?<br />

Biz kimsenin babasının uşağı değiliz.<br />

Bize bu ticaret yapmamanın karşılığında<br />

para mı veriyorlar?” açıklamasını<br />

yaptı.<br />

Cemal Ebu Zeyd ise oynananların<br />

oyun mu değil mi olduğunu Arap<br />

ülkelerinin iyi kavraması gerektiğini<br />

belirterek, “Akıllı olmalıyız. Bağıra<br />

bağıra neyi kazanabileceğimizi iyi<br />

kavramalıyız.” diye konuştu.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

15


<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

TOPBAŞ <strong>ASKON</strong>’DA KONUŞTU<br />

Göreve gelir gelmez şehrin<br />

planlarını ve projelerini<br />

yaptıklarını; rotasını<br />

belirlediklerini kaydeden<br />

Topbaş, “Muhalefet<br />

anlayışının körükörüne karşı<br />

çıkmasına rağmen biz bu<br />

şehrin gelecek stratejilerini en<br />

ince detayına kadar ortaya<br />

koyduk. İstanbul’u iktisadi<br />

yönden ağır basan kongre<br />

merkezi, önemli kararların<br />

alındığı, sportif müsabakaların<br />

yapıldığı bir şehir olması<br />

yönünde planlar yaptık.” dedi.<br />

<strong>ASKON</strong>’un düzenlediği, “Yeni<br />

Ekonomik Düzen, Stratejiler<br />

ve İstanbul” konulu konferansın<br />

konuğu İstanbul Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı Kadir Topbaş oldu.<br />

<strong>ASKON</strong> Merkezinde düzenlenen<br />

konferansta <strong>ASKON</strong> Genel Başkanı<br />

Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Sekreteri Mehmet Akif Bayramoğlu,<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkan Yardımcısı<br />

Sıtkı Abdullahoğlu, Hazır Giyim ve<br />

Konfeksiyon Sektör Başkanı Özden<br />

Bilirdönmez, Tekstil Sektör Başkanı<br />

Zeki Acar, İnşaat Sektör Başkanı<br />

Murat Yılmaz ve çok sayıda <strong>ASKON</strong><br />

üyesi hazır bulundu.<br />

Açılış konuşmasını yapan Genel<br />

Başkan Mustafa Koca, Türkiye’nin<br />

ve dünyanın en önemli kenti olan<br />

İstanbul’un gelecek dönemde nasıl<br />

bir strateji izleyeceğinin kendileri için<br />

önemli olduğunu belirterek, “Bu şehri<br />

birlikte yaşıyorsak, planlamalarını<br />

birlikte yapmalıyız.” dedi.<br />

İstanbul’un Türkiye’nin iktisadi<br />

başkenti olduğunu belirten İstanbul<br />

16 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir<br />

Topbaş, “Dünyada küresel dengeler<br />

değişiyor. Bölgesel olarak ekonomik<br />

olarak sosyal gücün Türkiye’ye doğru<br />

kaydığı bir süreç yaşıyoruz. Bu güç<br />

kaymasının merkezinde ise İstanbul<br />

bulunuyor. Bu değişimleri yöneticilerin<br />

iyi gözlemesi ve İstanbul’u öncü<br />

hale getirmesinin ihtiyacı ortaya çıkıyor.<br />

Yönetim tarzları devamlı değişiyor,<br />

bu bir önemli süreç. Geldiğimiz<br />

noktada gerçek anlamda katılımcı,<br />

şeffaf, insana değer veren bir yönetim<br />

anlayışıyla hareket ettiğinizde<br />

başarılı olursunuz” diye konuştu.<br />

Rekabet edebilecek ortamları en<br />

güzel şekilde yakalayan ve uygulayan<br />

şehirlerin kazandığını belirten<br />

Topbaş, “Mesela İzmir’in fuarı vardı,<br />

bu bir semboldü. Fakat zaman içinde<br />

bu özellik kayboldu. Antalya da bir<br />

turizm ve kongre şehri, ama gelişim<br />

yönünden İstanbul kadar hızlı değil.<br />

Bir neslin geleceğini geçen neslin<br />

çalışmaları belirler diyen Mevlana’ya<br />

kulak verip, gelecekte çok daha ya-<br />

şanabilir bir şehir kurabilmek için çalışmalıyız.<br />

Biz göreve geldiğimizden<br />

beri İstanbul’a 43 milyar lira yatırım<br />

yaptık. Bu noktada bizleri sorgulayan<br />

medyanın, “Bu para daha önce<br />

nereye gidiyordu?” şeklinde araştırma<br />

yapması lazım. Şu anda İSKİ<br />

ve İETT hariç 23 şirketimizin bilançolarını<br />

sitelerinde açıklıyoruz. Ana<br />

muhalefet partisi eğer dürüstlükten<br />

bahsediyorsa, kendilerine ait belediyelerde,<br />

büyükşehirlerde bilançolarını<br />

açıklasın. Biz göreve geldiğimizden<br />

beri kadromuz geldikçe, işçilerimizi<br />

kadroya alıyoruz. Bu noktada taşeron<br />

eleştirilerinin de önüne geçmiş oluyoruz.”<br />

dedi.<br />

İstanbul’da bir gün hayatın durması<br />

halinde Türkiye’nin sarsılacağını<br />

vurgulayan Topbaş, “Bu sebeple<br />

karla mücadeleye çok büyük yatırım<br />

yaptık. İstanbul’da hayatın bir gün<br />

bile durmaması yönünde adımlarımızı<br />

çok ince stratejilerle attık. Hayatı<br />

güzelleştirmeye çalıştık. Cumhuriyet<br />

döneminde İstanbul’a 57 tane kavşak<br />

yapılmış.


Biz ise 231 tane kavşak bitirdik, 27<br />

tane kavşağımızın yapımına devam<br />

ediyoruz. Metrobüsü koymasaydık,<br />

bu trafiğin hali nice olurdu? Sadece<br />

Maltepe’ye 14 tane kavşak yaptık.<br />

405 km yol yaptık. Yaptığımız yatırımların<br />

yüzde 55’i ulaşım üzerine. Bu<br />

arada sosyal projelerimiz ve kültürel<br />

projelerimiz de var” açıklamasını<br />

yaptı.<br />

Topbaş şöyle devam etti:<br />

“İstanbul’da gözle görülür bir fiziki<br />

değişim var. Bu değişim şehrin<br />

çehresinin, yapısının, sosyal değişimi<br />

beraberinde getiriyor. Ekonomik<br />

değişim beraberinde mutluluğu getiriyor.<br />

Şu anda İstanbul’da kongrelerin<br />

yapıldığı onlarca salonumuz var. Bu<br />

salonlar daha önceleri birkaç taneydi.<br />

Birçok firma artık genel merkezlerini<br />

İstanbul’a alabilmek için çabalıyorlar.<br />

İstanbul cazibe ve güç merkezi haline<br />

geldi. Şehirlilik sosyolojik bir evrimdir.<br />

Ben şehirliyim diyerek şehirli<br />

olunmaz. Şehri yaşamanız, özümsemeniz<br />

gerekir. Şehir medenileştikçe,<br />

büyüdükçe şehrin hareketliliği de 3<br />

kat artar. İstanbul’un da hareketliğinin<br />

40-50 milyon olacağı günleri<br />

yaşayacağız. Biz yaptığımız çalışmalarla<br />

şehrin sosyalleşmesine katkıda<br />

bulunduk. Sosyal tesislerimizden<br />

7 milyon insan yararlandı. Bizler ne<br />

kadar ortak mekan sayısını artırabilirsek,<br />

şehrin demokratik kültürü artar.<br />

Bu sebeple toplu taşıma araçlarına<br />

da yatırım yapıyoruz ve toplu taşımacılığı<br />

geliştiriyoruz. İstanbul’da<br />

1000 kişiden 222 kişinin aracı var. Biz<br />

insanlara işine yürüyerek git diyemeyiz.<br />

Ama, onların işlerine daha rahat<br />

ve kolay ulaşabileceği altyapıları ortaya<br />

koyabiliriz. Yaptığımız Metrobüs<br />

projesiyle 80 bin araç trafikten kalktı.<br />

Binlerce ton benzin sarfiyatı azaldı”<br />

Göreve gelir gelmez şehrin planlarını<br />

ve projelerini yaptıklarını şehrin<br />

rotasını belirlediklerini kaydeden<br />

Topbaş, “Muhalefet anlayışının körü<br />

körüne karşı çıkmalarına rağmen biz<br />

bu şehrin gelecek stratejilerini en<br />

ince detayına kadar ortaya koyduk.<br />

İstanbul’u iktisadi yönden ağır basan<br />

kongre merkezi, önemli kararların<br />

alındığı, sportif müsabakaların yapıldığı<br />

bir şehir olması yönünde planlar<br />

yaptık. Ve bu planlarımızın birçoğuna<br />

ulaştık.” değerlendirmesini yaptı.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

Topbaş, kentsel dönüşüm projelerinin<br />

de sürdüğünü, bunun yenileme<br />

stratejileri olarak İstanbul’u yaşanabilir<br />

bir kente dönüştürecek uygulamalara<br />

dönüştüğünü belirtti.<br />

Toplantı sonunda <strong>ASKON</strong>’a yeni<br />

katılan üyelere Başkan Kadir Topbaş<br />

tarafından rozetleri takıldı.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

17


<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

<strong>ASKON</strong>’DAN YENİ ANAYASA PANELİ<br />

<strong>ASKON</strong>’da düzenlenen “Yeni Anayasa Talepleri” konulu panelde konuşan Marmara<br />

Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Can ve İstanbul Ticaret Üniversitesi<br />

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Berat Özipek, yeni anayasa yapım çalışmalarının ve<br />

anayasanın nasıl olması gerektiğini anlatarak, “Yeni anayasa, daha özgürlükçü,<br />

daha demokratik ve bürokratik oligarşiye prim vermeyen bir yapıda tesis<br />

edilmelidir.” fikrinde birleştiler.<br />

<strong>ASKON</strong> (Anadolu Aslanları<br />

İşadamları Derneği),<br />

gündemle ilgili toplantılar<br />

zincirine “Yeni Anayasa”<br />

tartışmalarını ekledi. <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Merkezi’nde düzenlenen panele Marmara<br />

Üniversitesi Öğretim Üyesi ve<br />

Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç.<br />

Dr. Osman Can ve İstanbul Ticaret<br />

Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr.<br />

Bekir Berat Özipek konuşmacı olarak<br />

katıldılar. <strong>ASKON</strong> Genel Başkan<br />

Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu’nun<br />

yönettiği panele, <strong>ASKON</strong> Sektör<br />

Başkanları, <strong>ASKON</strong> Üyeleri ve çok<br />

sayıda katılımcı iştirak etti. Açılış konuşmasını<br />

yapan Sıtkı Abdullahoğlu,<br />

Türkiye’nin çok ilginç bir dönemeçte<br />

olduğunu belirterek, “Sanki bu sefer<br />

gerçek bir dönemeçte gibi bir tabloyla<br />

karşı karşıyayız. İlk defa sivil bir<br />

iradenin anayasa yapma sürecini hep<br />

birlikte yaşıyoruz. Meseleye entelektüel<br />

boyuttan bakmak kadar, diğer<br />

boyutlardan bakmak da çok önemli.<br />

Biz bir ekonomik sivil toplum örgütüyüz,<br />

ama ülkemizi huzur iklimine<br />

taşıyacak her türlü girişimi sırtlamamız<br />

çok önemli” diye konuştu.<br />

Doç. Dr. Osman Can, anayasa’nın bir<br />

edebiyatçının hazırlayıp ortaya koyduğu,<br />

derleyip toparladığı bir metin<br />

olmadığını, anayasayla toplumsal<br />

tüm katmanların ilişkisi olduğu gibi<br />

ekonominin de çok yakından ilişkisi<br />

olduğunu kaydederek, “Eğer huzur<br />

aramış olsaydık, 12 eylül de yapılan<br />

18 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

darbe sonrasında yüzde 91’le kabul<br />

edilen Anayasa’nın bize huzur vermesi<br />

gerekirdi. Çünkü, o dönemde<br />

toplumsal şiddet ve kaos ortamı<br />

birdenbire göreceli bir huzur ortamına<br />

kavuşmuştu. Eğer huzur arasaydık,<br />

1982 Anayasa’sından elbirliğiyle<br />

kurtulmak istemememiz gerekirdi.<br />

Huzuru nasıl algıladığımız çok önemli.<br />

Huzur sadece şiddetle, disiplinle,<br />

askeri otoriteyle sağlanmaz” dedi.<br />

1961 Anayasa’sının getirdiği sosyal<br />

ve ekonomik kaosun bir toplumsal<br />

çöküş ortamına yol açtığını, 1982’den<br />

sonra Turgut Özal döneminde Türk<br />

Lirasının convertible hale dönüşmesiyle<br />

ekonomik kazanımların<br />

yaşandığına dikkat çeken Can, “Eğer<br />

o dönemden sonra Anadolu sermayesi<br />

daha da güçlenmemiş olsaydı,<br />

Anadolu’nun sesi çok daha gür çıkmasaydı,<br />

belki de biz yeni anayasayı<br />

tartışmıyor olacaktık. Anayasa ile<br />

ekonomi arasında direkt bir ilişki<br />

vardır. Zira, hükümetlerin ekonomik<br />

programları yürütebilmesi için güçlü<br />

ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyaç<br />

vardır” diye konuştu.<br />

Can, şöyle devam etti: “Türkiye’de<br />

ilk kabul edilen anayasa metni 1876<br />

Anayasa’sıdır. Bu anayasa ile padişahın<br />

yetkileri tırpanlanmış ve bürokratik<br />

kesime devredilmiştir. Anayasa’yı<br />

kim üretirse anayasa o sınıfların toplumsal<br />

ve sosyal tasavvuruna uygun<br />

bir metin olarak ortaya çıkacaktır”


1921, 1961 ve 1982 Anayasalarının<br />

karakteristik özelliklerini de analiz<br />

eden Can, “Anayasalarda metafizik<br />

kavramların yer almaması gerekir.<br />

Demokratik ve hukuksal taleplere ne<br />

kadar yakınsanız, metafizik kavramlar<br />

anayasa metinlerine konulmaz.<br />

Anayasanın bir karakteristik<br />

özelliği de ademi merkeziyetçi olup<br />

olmamasına bakılmasıdır. Bu arada<br />

anayasada ne kadar çok madde<br />

varsa, o anayasanın demokratik ve<br />

özgürlükçü yönü tırpanlanmıştır.”<br />

değerlendirmesini yaptı. Can, bugünlerdeki<br />

yeni anayasa sürecinin 1921<br />

Anayasa’sının yapılma sürecini de<br />

hatırlattığını kaydederek, 1921 Anayasa’sının<br />

toplumsal tüm katmanların<br />

katıldığı ve özgürlükçü yönüyle<br />

çok daha önemli bir boyutu işaret<br />

ettiği dönem olduğuna vurgu yaptı.<br />

Doç. Dr. Bekir Berat Özipek ise ilk<br />

defa sivil anayasayı talep eden bir<br />

süreç yaşadığımıza dikkat çekerek,<br />

“İlk defa elimizdeki kırık dökük<br />

özgürlükleri koruma durumunda<br />

değiliz. İlk defa daha çok özgürlük,<br />

daha çok demokrasi talep eden bir<br />

süreci yaşıyoruz. Anayasa elbette<br />

her derde deva olmayacak. İnsanca<br />

yaşayabileceğimiz bir toplum<br />

yapısının belgesi olacak. Anayasa<br />

Komisyonuna katılan partiler şimdi<br />

çok iyi bir başlangıç yapmış gibi<br />

görünüyorlar, ama benim beklentim,<br />

iyi devam edebileceklerine dair<br />

bir öngörü değildir. Ortaya çıkacak<br />

metin belki hepimizin altına imzasını<br />

atacağı bir metin olmayacak. Belki<br />

beğenmeyeceğiz, ama, bu metin<br />

Anayasa azınlıkların<br />

haklarını koruma<br />

altına alır. İdeal bir<br />

Anayasa Ademi<br />

merkeziyetçi olmalıdır.<br />

İdeal bir anayasa<br />

bürokratik oligarşiyi<br />

meşrulaştıracak bir<br />

yön taşımaz.<br />

bizim anayasamız olacak. Birilerinin<br />

yapıp önümüze koyup dayattığı bir<br />

metin olmayacak.” dedi.<br />

Anayasa yapma sürecinde dikkat<br />

edilmesi gereken unsurları sıralayan<br />

Özipek, “Bunlar devletin birey haklarıyla<br />

sınırlandırılmasıdır. Devletin<br />

ideolojik tarafsızlığını ortaya koy-<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

maktır. İdeal bir Anayasa vatandaşlık<br />

kavramlarında kadim meseleleri,<br />

etnik, dini kavramlarla tanımlamaz.<br />

Mesela, vatandaşlık Türklükle açıklanamaz.<br />

İdeal bir anayasa insan haklarını<br />

evrensel boyutlarıyla ele alır.<br />

İnsan hakları, gümrüklerden geçerken<br />

dönüşüme tabi tutulamaz. İdeal<br />

bir anayasa azınlıkların haklarını<br />

koruma altına alır. İdeal bir anayasa<br />

ademi merkeziyetçi olmalıdır. İdeal<br />

bir anayasa bürokratik oligarşiyi<br />

meşrulaştıracak bir yön taşımaz.<br />

Bu sürece ulaşırken eğer anayasayı<br />

fetişleştirirsek, şu anda mevcut olan<br />

demokratik haklarımızdan bile geri<br />

düşme riskimiz vardır” diye konuştu.<br />

Yeni bir anayasa yaparken anayasal<br />

olmayan unsurları da göz ardı etmemek<br />

gerektiğini vurgulayan Özipek,<br />

“Bu sürecin başarıya ulaşması,<br />

güven tesis edilmesinden geçiyor.<br />

İnsan karmaşık bir varlıktır, tepeden<br />

inme buyruklarla insana bazı şeyleri<br />

kazandıramazsınız” açıklamasını<br />

yaptı.<br />

İkinci turda konuşan Osman Can,<br />

anayasanın sadece bugüne değil,<br />

geleceğe ait olan bir ortak metin<br />

olduğunu kaydederek, “Bu anayasal<br />

düzen böyle devam ettiği sürece,<br />

korkularımız daha da büyüyecek”<br />

dedi.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

19


<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

<strong>ASKON</strong>’un Yeni Anayasa Önerilerinden;<br />

• ANAYASA, Milletin, hangi inançtan, hangi ırktan ya<br />

da hangi kesimden olursa olsun tüm fertleriyle, huzur<br />

içerinde yaşamasını temin eden ortak bir sözleşme<br />

metni olarak değerlendirilmelidir.<br />

• Devlet, doğru tanımlanmalıdır. Esas olan millettir.<br />

Devlet, milletin kendi kamusal işlerini deruhte etmek<br />

için kurduğu organizasyondan ibarettir. Apayrı bir yapı<br />

gibi düşünmekten kurtulmak gerekir.<br />

• Anılan bu özgürlük alanlarında ana-babanın çocuklar<br />

üzerinde devletten daha öncelikli haklara sahip olduğu<br />

anayasada ifade edilmelidir.<br />

• Eski zamanlardan biraz daha farklı olarak homojen<br />

toplum yapısını hiçbir devlet sınırı içerisinde bulmak<br />

mümkün olmamaktadır. Bu yüzden anayasanın,<br />

vatanda yaşayan her kesimi, etnik, dini veya ideolojik<br />

ayrım yapmaksızın ifade eden, kuşatan ve kendilerini<br />

buldukları bir metin olması sağlanmalıdır.<br />

• İdeolojik ve hegemonik devlet anlayışlarını içeren<br />

anayasaların zamanı geçmiştir. Artık, katılımcılığı sağlayan,<br />

her vatandaşın kendisini bulacağı ve gönülden<br />

sahipleneceği metinlere ihtiyaç vardır.<br />

• Devlet anlayışında da gelinen önemli ortak everensel<br />

noktalar bulunmaktadır. Bu yüzden devlet-vatandaş<br />

ilişkisinin evrensel standarda göre olması kaçınılmazdır:<br />

Kimlik dayatmama,eşit vatandaşlık sağlama,<br />

ideolojisiz devlet olma, devlete karşı birey haklarını<br />

koruma vb. gibi.<br />

20 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

• Sosyal hayat içerisinde devlete düşen görevler<br />

konusunda da son derece belirgin kavramlar ortaya<br />

çıkmıştır. (Sosyal Güvenlik, İstihdam, Gıda güvenliği,<br />

Genel sağlık vb.) Anayasa, bu kavramlara göre devleti<br />

şekillendirmeli, gerekli olmayan yüklerden de devleti<br />

uzak tutmalıdır.<br />

• Devletin birinci elden yürütmesi gereken hizmet ve<br />

sorumluluk alanları şu dört konuyla sınırlı kalabilir: a)<br />

Adalet, b) Güvenlik, c) Eğitim, d) Sağlık. Bunlar dışında<br />

devletin görevi, denetleme ve yönlendirme işinin doğru<br />

ve etkin bir şekilde yapılmasıdır.<br />

• Güçler ayrılığı ilkesi sağlam bir şekilde organize<br />

edilmelidir. Yasama-Yürütme-Yargı’ nın birbirleriyle<br />

olan ilişkileri yatay olmalı; ancak her birinin, milletin<br />

denetiminde olmasını sağlayan anayasal tedbirler<br />

alınmalıdır. Ayrıca yargı birliği sağlanmalıdır.<br />

• Parlamento hem erklere kaynaklık etmek açısından<br />

hem de millet egemenliğinin temsil makamı olmak<br />

açısından en etkin konuma yerleştirilmelidir. Bu da<br />

devletin hesap verebilir olmasını sağlamanın doğal bir<br />

gereği olarak düşünülmelidir.<br />

• Ekonominin ağırlığı devlet tekelinden çıkarılmalıdır.<br />

Devlette görev yapmanın veya devlete yakın olmanın<br />

farklı rüçhaniyetlere sahip olmak anlamındaki anlayışlara<br />

son verilmelidir. Devletin ekonomide asıl yapması<br />

gereken görev; yönlendirme, denetim ve her ferdin adil<br />

pay alma hakkının korunmasıdır.<br />

• Rekabet fırsatı ve girişimciliğin yaşaması için gerekli<br />

tedbirlerinin alınması anayasal güvenceye alınmalıdır.<br />

• Anayasa, vergilerin adil olarak konması, toplanması ve<br />

harcanmasının denetimini güvenceye almalıdır.<br />

• Milli varlıklar anayasal koruma altında olmalıdır. Ancak,<br />

bunların işletilmesi ve değerlendirilmesi gereklidir.<br />

Bu konu ile ilgili iş ve işlemler yürütme tarafından ve<br />

özel sektör marifetiyle yapılmalıdır.<br />

• Milli bütünlük, bayrak ve vatan toprağı gibi, temel<br />

değerlerin korunması görevi millete tevdi edilmelidir.<br />

• İnsanlık için ortak değerler olan beş temel güvenlik<br />

konusu, anayasal güvenceye altında olmalıdır. (Can,<br />

Mal, Nesil, Akıl, Din güvenliği gibi.)<br />

• Devlet-hükümet ayrımı minimize edilmeli, milletin<br />

dokunamadığı ayrı bir devlet var edilmemelidir.


<strong>ASKON</strong> 9. BAŞKANLAR KURULU<br />

TOPLANTISI YAPILDI<br />

Anadolu’da bulunan Adana,<br />

Burdur, Bursa, Denizli,<br />

Konya, Rize, Samsun,<br />

Trabzon Şube Başkanları<br />

ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile <strong>ASKON</strong><br />

Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyelerinin<br />

katılımıyla yapılan toplantıda<br />

dünyada ve ülkemizde yaşanan<br />

ekonomik gelişmeler ele alındı.<br />

Yapılan değerlendirmeler sonunda şu<br />

hususlara dikkat çekildi:<br />

• 2012’de AB bölgesinde çok ciddi bir<br />

durgunluk olacağı beklenmektedir.<br />

Bu beklentinin gerçekleşmesi bizim<br />

için son derece önemli riskler anlamına<br />

gelmektedir.<br />

• Dövizin ve faizlerin yükselmesi<br />

ekonomimize ve özellikle reel sektöre<br />

önemli yükler getirmiştir, getirmeye<br />

de devam edecektir.<br />

• Çin üretiminin fazla olması küresel<br />

anlamda bir mal sıkıntısının yaşanmasına<br />

engel olmuştur. Ancak du-<br />

rumun aynı kıvamda devam etmesi<br />

beklenmemektedir.<br />

• Genel olarak bakıldığında 27 dönem<br />

süren büyüme periyodunu küresel<br />

likidite akışı destekledi. Bu durum<br />

aynı zamanda iç tasarrufa yönelmemek<br />

sonucunu doğurdu. Dolayısıyla<br />

iç tasarruf açığı önümüzdeki dönemin<br />

kaynak sorunu tehlikesi olarak<br />

karşımızda durmaktadır.<br />

• Dövizlerin yükselmesi ve likiditenin<br />

bulunamaması ithâlâtı engelleyecektir.<br />

İthâlâta dayalı olarak yürüyen<br />

büyümemizde yavaşlama olacaktır.<br />

Bu da bizim için ciddi bir ekonomik<br />

sorun anlamına gelmektedir.<br />

• Önümüzdeki dönem dış kaynak sorunu<br />

yaşama riskimiz bulunmaktadır.<br />

Bunun ilk işaretini 3. Köprü ihalesinde<br />

görmüş olduk. Bu aynı zamanda<br />

2012’nin geneli için de beklenen<br />

gelişmeler için ilk sinyaldir.<br />

• Şimdiye kadar geçen süreçte büyümeyi<br />

sürdürebilmek için daha fazla<br />

cari açık vermek zorunda kaldık. Yeni<br />

dönem için aynı risk vardır.<br />

• İleri teknoloji üretim ve ihracatında<br />

gelişme beklendiği gibi olmuyor.<br />

Ülkemizin asıl olarak yönelmesi<br />

gereken bu alanda daha yüksek<br />

performansa ihtiyaç bulunmaktadır.<br />

Gelişme asıl hedeflere ters olmuştur.<br />

• Hane halkı üzerindeki borç yükünün<br />

artması AB tarzı bir kriz biriktirme<br />

sinyali vermektedir. Bu duruma<br />

dikkat etmek gerekir. Hükümet iç<br />

tasarrufları artırmanın yoluna girmek<br />

için özel tedbirler peşinde, ancak risk-<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

lerin iyi irdelenmesi gerekir.<br />

• Ara mal üretimini belirli ölçeklerde<br />

gerçekleştiremediğimiz sürece ekonomik<br />

dengelerimizi kuramayacağız<br />

ve koruyamayacağız.<br />

• Aynı düzlemde eğer parasal genişleme<br />

olmaz ise, cari açık azalacak,<br />

enflasyon düşecek, ancak işsizlik artacaktır.<br />

Hükümet likidite sıkıntısını<br />

gidermek iç tasarrufu teşvik etmek<br />

için özel çalışmalar yapacak gibi<br />

görünüyor. (bireysel sigortacılık vs.)<br />

bu senaryo devreye girerse büyüme<br />

yavaşlayacak ve faizlerin de yükselmesi<br />

söz konusu olacaktır.<br />

• Döviz geliri olmayanların dövizle<br />

borçlanması ciddi risktir. Döviz bol<br />

olmaz ise altın fiyatları yükselecektir.<br />

Borçlanma yapılırken bu takiplerin iyi<br />

yapılması ve ona göre karar verilmesi<br />

önem arz edecektir.<br />

• Ay sonunda açıklanması beklenen<br />

teşvik sisteminin şimdiye kadar yapılanların<br />

eksiğini giderecek şekilde<br />

olması son derece önemlidir. Bölgelere<br />

teşvikler yanında, odak sektörlerle<br />

ilgili teşvik düzeni kurulması ülkemizin<br />

rekabetçi üstünlüğünü desteklemek<br />

anlamında stratejik bir değere<br />

sahiptir.<br />

Toplantı sonunda Genel Başkan<br />

Mustafa Koca yapmış olduğu değerlendirmede;<br />

<strong>ASKON</strong>’un yol gösterici<br />

misyonunun bu sene de devam edeceğini,<br />

Türkiye ekonomisinin gidişatı<br />

ile ilgili bir rapor hazırlanacağını ve bu<br />

raporun en kısa zamanda kamuoyuna<br />

açıklanacağını belirtti.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

21


<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

MİR HOLDİNG YÖN. KUR. BAŞK. MİRMAHMUTOĞULLARI<br />

“BİREYLER’DE ÜRÜNLER DE<br />

KURUMLAR DA AHLÂKLI OLMALI”<br />

<strong>ASKON</strong> Tecrübe Aktarım<br />

toplantılarının bu haftaki<br />

konuğu MİR Holding<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

İbrahim Mirmahmutoğulları oldu.<br />

<strong>ASKON</strong> İnşaat Sektör Başkanı Murat<br />

Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşen<br />

toplantıda, <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Başkanı Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu,<br />

<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim Sektörü<br />

Başkanı Özden Bilirdönmez, <strong>ASKON</strong><br />

Tekstil Sektör Başkanı Zeki Acar<br />

ve çok sayıda <strong>ASKON</strong> üyesi hazır<br />

bulundu. Yatırımcı, araştırmacı,<br />

geliştirmeci ve ihracatçı misyonuyla<br />

çok sayıda ödülün sahibi olan MİR<br />

Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />

İbrahim Mirmahmutoğulları, AR-GE<br />

ruhlu girişimciliğin son dönemin en<br />

önemli kavramı olduğunu belirterek,<br />

“Biz babadan kalan bir serveti<br />

yönetmiyoruz. Çocukluğumuzda biz<br />

de zorluklar çektik. Ama üniversite<br />

eğitimimiz sonrasında yaptığımız<br />

girişimler ve çalışmalarla bu noktalara<br />

geldik. Vizyonumuz teknolojinin<br />

22 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

sınırlarını zorlayarak insanlığın aşamadığı<br />

sorunlara çözüm getirmektir.<br />

Biz Türkiye’de endüstriye dönüşmüş<br />

patent noktasında lider konumdayız.<br />

İhracat yapıyoruz, teknoloji geliştirmek<br />

bizim birinci problemimiz.<br />

Kendimizi buzdağı olarak görürsek,<br />

buzdağının altındaki bölümü yaptığımız<br />

AR-GE çalışmalarını, patente<br />

ve teknolojiye dönüşmüş olanları ise<br />

buzdağının görünen yüzünü oluşturuyor.”<br />

dedi.<br />

Bir Tohumdan<br />

16 Bin Domates<br />

Akışkanlar, tıp, tarım, boru ve bir çok<br />

alanda faaliyet gösterdiklerini, Miracle<br />

markasıyla gerçekleştirdikleri yatırımın<br />

Türkiye’nin dünyadaki en büyük<br />

tarım projesi olduğunu kaydeden<br />

Mirmahmutoğulları, “Bir tohumdan<br />

16 bin domates yetiştirmeyi başardık.<br />

Şu anda hedefimiz 25 bin. Yaradan<br />

bu tohuma böyle bir potansiyeli vermiş,<br />

bize de bunu kullanabilmek için<br />

akıl vermiş. Hiç ilaç kullanmıyoruz,<br />

<strong>ASKON</strong> Tecrübe Aktarım<br />

toplantılarının konuğu olan MİR<br />

Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />

İbrahim Mirmahmutoğulları,<br />

“Bireylerin de ürünlerin de<br />

kurumların da ahlâkı olması gerekir.<br />

Eğer bu ahlâkı sağlarsak kapitalizmin<br />

ağına düşmeyiz” dedi.<br />

biz yaratılıştaki potansiyel neyse onu<br />

kullanıyoruz.” diye konuştu.<br />

Çok önemli bir değer döngüleri olduğunu<br />

ifade eden Mirmahmutoğulları<br />

şöyle devam etti: “Bu bir taahhütname.<br />

İnsanların idealleri olduğu gibi<br />

kurumların da idealleri olmalı. Karşılığı<br />

sadece maddi beklentiler üzerine<br />

kurgulanmış bir sistemin kontrolden<br />

çıkması kaçınılmazdır. Bugün<br />

dünyanın içine düştüğü sıkıntı “Ne<br />

olursa olsun kazanayım” şeklindeki<br />

kapitalist anlayıştır. Bireylerin ahlâklı<br />

olması gerektiği kadar kurumlar da<br />

ürünler de ahlâklı olmalıdır.


Şu anda yürüttüğümüz sosyal<br />

sorumluluk projelerimiz Uluslararası<br />

Teknoloji Birliği, Tarih ve Medeniyet<br />

Platformu ve Çağrı Vakfı” Rekabetin<br />

farklı aşamaları olduğunu ve bu aşamaların<br />

her birisinin kendince önemli<br />

olduğunu ifade eden Mirmahmutoğulları,<br />

bunları şöyle sıraladı: “Verimli<br />

iş yapabilme kabiliyetini geliştirmiş<br />

olmak. Ana işine odaklanmak. Dış<br />

kaynak kullanımı yapıyor olmak.<br />

Teknoloji geliştiren onun mütemadi<br />

gelişmesini gündem konusu yapan<br />

ve özel sıra dışı olanları patent sahibi<br />

yapmak. Doğru zamanda doğru<br />

yerde olmak. Her ne yapıyorsa onu<br />

tam yapmak. Hedef koymak ve<br />

onu hayata geçirinceye kadar tam<br />

konsantre olmak. İnsanın, kurumun<br />

ve ürünün de ahlâklı olduğuna<br />

inanmak ve bu ahlâkı kalıcı kılmak<br />

için mücadele etmek. Büyüklükleri iri<br />

tutmak. Eğer genişlemeye müsaitse,<br />

sınırı insanlık büyüklüğünde çizmek.<br />

Bardağın dolu tarafından yola çıkarak<br />

kalan kısmı doldurmak. Hedefe bir<br />

takım ile gitmek. Yaptığımız her işte<br />

göze, kulağa ve kalbe hitap edebilmeyi<br />

başarmak.” Her firmanın ideali<br />

olması gerektiğini kaydeden Mirmahmutoğulları,<br />

“Bizler 1987 yılında<br />

ilk kurulduğumuzda aylarca küçük<br />

bir boruyu üretememiştik. Ama şu<br />

anda dünyanın en büyük borusunu<br />

üretir bir pozisyona geldik. Dünyayı<br />

bu noktada geçtik, hatta dünyadaki<br />

rakiplerimiz bizim yanımıza bile yaklaşamıyor.<br />

Hayalci olmamak kaydıyla<br />

ölçülerinizi ve ideallerinizi büyük tutacaksınız.<br />

İnsanları da demotive etmeyeceksiniz.<br />

Bunun yanında hedefe<br />

bir takım ile gitmeniz çok önemli ve<br />

takımınıza kurum diliyle konuşmayı<br />

öğreteceksiniz. “Ben” değil, “Biz ve<br />

hep beraber” deme noktasında bir<br />

algı oluşturacaksınız. Paranın aidiyet<br />

hissi oluşturmak noktasında üçüncü<br />

sırada olduğu görülmüştür. Bu aidiyet<br />

hissini, takım ruhuyla vermeniz<br />

gerekiyor” açıklamasını yaptı.<br />

Değer Üretme Felsefesi<br />

Değer üretmenin bir felsefesi olduğuna<br />

inanmanın gerektiğini kaydeden<br />

Mirmahmutoğulları, “Yaptığımız<br />

her işte kalp, beyin, beden ilişkisini<br />

önümüze koymamız gerekiyor. Tek<br />

başına kalp bir işe yaramıyor, tek<br />

başına beyin de bir işe yaramıyor. Bu<br />

üçlüyü hep birlikte kullanabilirseniz<br />

birçok şeyi başarabilirsiniz. Hırslı<br />

insan kazanamaz. Hırslı insanlar bir<br />

dönemin meşhurlarıdır. Her dönemin<br />

meşhuru olabilmek için hırstan<br />

arınmak gerekir” değerlendirmesini<br />

yaptı. Daha sonra geçilen soru cevap<br />

bölümünde Mirmahmutoğulları,<br />

“Türkiye’de 40 milyon ton sebze<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />

meyve yetişiyor. Bunun 10 milyon<br />

tonu domates. Şu anda biz marul<br />

üretimine başladık, sırada biber ve<br />

diğer sebzeler var. Bizim tek yaptığımız<br />

iş akışkanların mekaniği ve ısı<br />

transferidir” dedi.<br />

Firmalarının en çok 2001 krizinde<br />

zorlandığını itiraf eden Mirmahmutoğulları,<br />

“Krizler de iyidir, devirmiyorsa,<br />

güçlenerek çıkarsınız. Biz o<br />

krizden aldığımız tecrübelerle bugün<br />

tüm ekonomik parametreleri çok yakından<br />

takip ediyoruz. 2001 krizinin<br />

öğreticiliği bugün bu ülkeyi saygın<br />

yapmıştır. Güçlü bir ülke olduysak,<br />

bu 2001 krizi dolayısıyladır” diye<br />

konuştu.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

23


KISA KISA<br />

<strong>ASKON</strong>-MATTO İşbirliği ile Gerçekleştirilen<br />

MAKEDONYA TÜRK İHRAÇ ÜRÜNLERİ<br />

FUARI BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ<br />

Makedonya’da, Türkiyeden gelen 54 firmanın katılımıyla gerçekleşen “Türk İhraç<br />

Ürünleri Fuarı” geçtiğimiz hafta 1-5 mart tarihleri arasında Üsküp’te katılımcılarına<br />

açıldı.Türk ihraç ürünleri fuarına ilgi beklenenden büyük oldu.<br />

T.C.<br />

Dış Ticaret Müsteşarlığı,Makedonya-Türkiye<br />

Ticaret Odası, <strong>ASKON</strong> ve Meridyen<br />

Uluslar arası Fuarcılık organizasyonunda,<br />

1 mart’da düzenlenen açılış<br />

törenine Başbakan yardımcıları<br />

Abdulhakim Ademi ve Vladimir<br />

Peşevski, Devlet Bakanı Hadi Nezir,<br />

Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyük<br />

24 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

elçisi Gürol Sökmensüer Türkiye<br />

Cuymhuriyeti Ticaret Müşaviri Şenol<br />

Türkyılmaz, Makedonya Dış Yatırımlar<br />

Ajansı Başkanı Viktor Mizo,<br />

Merkez Jupa Belediye Başkanı Mazlam<br />

Hasan, DEİK Makedon Türkiye<br />

İş Konseyi Başkanı Hasan Hoşben,<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />

Başkanı Mustafa Koca, Ankara<br />

Ticaret Odası Başkan Vekili Cihangir<br />

Dursun,TİKA Üsküp Ofis Kordinatörü<br />

ziyaretine Mustafa Bozdemir ve çok<br />

sayıda siyasetçi ile işadamı katıldı.<br />

Üsküp Fuar Merkezi’nde düzenlenen<br />

açılış töreninin de konuşma yapan<br />

Makedonya Cumhuriyeti Başkan<br />

Yardımcısı Abdulhakim Ademi Türk<br />

iş adamları ve oda başkanları ile<br />

Türkiye’de görüştüğünü belirterek,<br />

Türk işadamlarını Makedonya’da


misafir etmekten memnuniyet<br />

duyduğunu ifade etti. Ademi: “Bir<br />

Makedonya Vatandaşı olarak Türk<br />

ürünlerine bakış açımızı da sizlerle<br />

paylaşmak istiyorum. Yıllar önce<br />

Türk ürünleri ile Avrupa ürünleri arasında<br />

büyük kalite farkı vardı. Biz de<br />

fakir vatandaşlar olarak daha ucuz<br />

olduğu için Türk ürünlerini alıyorduk.<br />

Fakat aradan geçen onca yılda Türk<br />

şirketleri kendilerini geliştirerek<br />

Avrupa ülkeleriyle aynı standarda<br />

sahip ürünleri piyasaya sundular.”<br />

dedi. Türkiye ile Makedonya’nın siyasi<br />

ilişkilerinin iyi olduğunu belirten<br />

<strong>ASKON</strong> Üyelerinin<br />

Ensar Derneğini<br />

ziyaretleri sırasında<br />

iki dernek arasında<br />

fikir ve iş konusunda<br />

alışveriş imkânı<br />

sağlanarak ileri<br />

ki dönemler de<br />

ikiliilişkilerin<br />

geiştirilmesi<br />

konusunda<br />

mutabakata varıldı.<br />

Ademi, ticaret hacminin büyümesi<br />

için iki ülkenin de çaba sarf etmesi<br />

gerektiğini söyleyerek konuşmasına<br />

son verdi.<br />

<strong>ASKON</strong> Üyelerinin Ensar Derneğini<br />

KISA KISA<br />

ziyaretleri sırasında iki dernek arasında<br />

fikir ve iş konusunda alışveriş<br />

imkânı sağlanarak ileri ki dönemlerde<br />

ikili ilişkilerin geiştirilmesi<br />

konusunda mutabakata varıldı.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

25


KISA KISA<br />

Koca, İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’NDE<br />

DÜZENLENEN EKONOMİDE PARADİGMATİK<br />

DEĞİŞİM SEMPOZYUMUNA KATILDI<br />

<strong>ASKON</strong> Başkanı Mustafa Koca, İstanbul Üniversitesi Maliye Kulübü’nün<br />

bu yıl üçüncüsünü düzenlediği ‘EKONOMİDE PARADİGMATİK DEĞİŞİM’<br />

adlı sempozyuma konuşmacı olarak katıldı.<br />

İstanbul Üniversitesi Rektörlük<br />

Binası Doktora Salonu’nda<br />

gerçekleştirilen programın açılış<br />

konuşmasını İstanbul Üniversitesi<br />

Maliye Kulübü Başkanı Mustafa Ersen<br />

Ergun yaptı. Bu konuşmanın ardından<br />

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi<br />

Dekanı Prof. Dr. Sedat Murat, Prof.<br />

Dr. Esfender Korkmaz, Fatih Belediye<br />

Başkanı Mustafa Demir, Prof. Dr.<br />

Nevzat Yalçıntaş ve İTO Başkanı Murat<br />

Yalçıntaş sırasıyla konuşmalarını<br />

gerçekleştirdiler. Programın 2.oturumunda<br />

kürsüye çıkan Mustafa Koca<br />

konuşmasında şunları kaydetti:<br />

26 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

“Dünyadaki son çeyrek yüzyılda<br />

meydana gelen değişim, dünya kurulduğu<br />

günden bu tarafa meydana<br />

gelen değişimin iki katına ulaşmış.<br />

Bu ilginç bir tespit. Buna etki eden<br />

en önemli buluşun dijital devrim<br />

olduğu herkesin malumlarıdır. Sadece<br />

elimizde çok sıradan hale gelen cep<br />

telefonlarının 15 yıllık serüvenine bakacak<br />

olsak dahi gözümüzün önünde<br />

nasıl bir hızın yaşanmakta olduğunu<br />

anlayabiliriz.<br />

200 yıla yakın bir zaman diliminde<br />

liderliği elinde bulunduran devlet<br />

büyüklüğünde devasa şirketler vardı.<br />

General Motor gibi. Bunlar için GSM<br />

gibi, internet gibi sayılardan ibaret<br />

kavramlar, sadece komik ve aykırı<br />

çocukların fantezisi gibi algılanıyordu.<br />

Nitekim IBM’in, APPLE’ın ortaya<br />

çıkışlarında ilginç hikayeler vardır. O<br />

büyük patronlara göre bu işlerle uğraşanlar<br />

şirketlerden içeri sokulacak<br />

tipler değillerdi. Ama bu tipler, sessiz<br />

bir devrim gerçekleştirdiler. Artık<br />

büyük şirket sıralamalarında yerler<br />

değişti. Bill Gates denen bir adam 10<br />

yıl içerisinde en zenginler listesinin<br />

başına yerleşti. Sattığı şey diğerleri<br />

tarafından hâlâ anlaşılamıyordu. Ne


motor satıyordu, ne araba, ne türbin<br />

ne de buna benzer başka somut<br />

şeyler. Bu durumun dünya ekonomisinde<br />

son derece ciddi bir paradigma<br />

değişikliğine sebep olduğunu hepimiz<br />

gördük. Yaşamaya devam ediyoruz.<br />

Yeryüzünde 24 saat uyanık kalan bir<br />

piyasa sistemi devreye girdi. Dolayısıyla<br />

gelişmeler zorunlu olarak küresel<br />

olurken, krizler de zorunlu olarak<br />

küresel olmaya başladı. Böylece<br />

tüketim alışkanlıkları da evrenselleşerek<br />

tek düze hale gelmeye başladı. Bu<br />

durum aynı zamanda kültürel farkları<br />

azaltmaya, farklı tercihleri devre dışı<br />

bırakmaya ve bir anlamda piyasalara<br />

egemenlik kuranların etkisini küresel<br />

hale getirmeye başladı. Bu da sosyoekonomik<br />

anlamda bir paradigma<br />

değişimi olarak algılanabilir. Bu tarz<br />

değişimler şöyle ilginç bir sonucu<br />

ortaya çıkardı. Bir ürünün meydana<br />

geliş süreci de tam anlamıyla<br />

evrensel oldu. Örnek olarak bir ürün,<br />

New York’ta kurgulandı, Roma’da<br />

tasarlandı, Londra’da finanse edildi,<br />

Cakarta’da imal edildi, Hong-Kong’da<br />

pazarlandı, dünya medyasında tanıtıldı<br />

ve herkes tarafından tüketildi.<br />

Toplanan para yine Wall Street’e<br />

döndü.’’ diyen Koca konuşmasına<br />

şöyle devam etti:<br />

“Aslında ben bu değişimleri önem-<br />

siyor, takip ediyor, fakat gerçek anlamda<br />

bir paradigma değişimi olarak<br />

da algılamıyorum. Zira bu ekonomik<br />

faaliyet içerisinde görülen durum eski<br />

ekonomide görülen durumdan farklı<br />

değildir. Bu da maalesef kapitalist<br />

sistemin sadece yeni bir tarzıdır. Yine<br />

zenginler daha fazla zengin olmaya<br />

devam etmektedir. Yine işçiler çok<br />

zor şartlarda idame-i hayata devam<br />

etmektedir. Yine rantiye risksiz<br />

kazanmaya devam etmektedir. Yine<br />

dünya kirletilmeye devam etmektedir.<br />

İşin özünde gerçek bir paradigma<br />

değişimi söz konusu değildir.<br />

Paradigma değişiminden bahsedebilmek<br />

için başka şeyler söylemek lazım.<br />

Bir ekonomik düzen düşünün ki,<br />

onda gerçekten hakkaniyet üzere bir<br />

dağılım var. Emek de sömürülmüyor,<br />

entelektüel birikim de ve yeryüzünde<br />

doğal olarak var olan nimetlerden<br />

bütün insanlar eşit olarak hak sahibi<br />

oluyorlar. Dağılım gerçekten adil<br />

olarak yapılıyor. Manipülasyonlarla,<br />

spekülasyonlarla ve büyük yığınların<br />

anlamadığı sayısız oyunla, kağıtlarla,<br />

borsalara finansal enstrüman denen<br />

numaralarla halklar borçlandırılmıyor<br />

ve sömürülmüyor. İşte budur asıl<br />

paradigma değişimi.<br />

Etkileri hâlâ üzerimizde bulunan<br />

2008 krizine çok kısa baktığımızda<br />

KISA KISA<br />

gördüğümüz manzara şu oluyor:<br />

Amerika’da finans merkezleri bilançoları<br />

artırmak, kağıtların pazarlamasından<br />

daha fazla kazanmak, daha<br />

çok kredi kullandırmak gibi araçlarla,<br />

Mortgage sistemi üzerinden insanları<br />

dolandırdılar. 1000 dolarlık mülkler,<br />

10.000 dolara ve daha yukarılara<br />

tırmandırıldı. Sonunda realize olmaya<br />

kalkınca karşılığı bulunamadı ve<br />

sistem çöktü.<br />

Bütün dünyanın çok güvendiği Kocaman<br />

şirketler patır kütür devrildiler.<br />

Sistem çöktü. AIG gibi, Merrill Lynch<br />

gibi Kocaman kurumlar, Freddie Mac,<br />

Fannie Mae gibi kurumlar tarumar<br />

oldular. Ülkeler battı. İzlanda satıldı.<br />

İrlanda iflas etti, Yunanistan mahvoldu.<br />

Gelişmiş kabul edilen ülkelerin<br />

hepsi havalarını indirmek zorunda<br />

kaldılar. Ve en önemlisi. Liberal kapitalizmi<br />

bitirdiler. Devletler, halktan<br />

toplamış oldukları vergilerle özel<br />

finans kurumlarını ya desteklediler ya<br />

da İngiltere’de olduğu gibi devletleştirdiler.<br />

Aslında bu durum bizim bahsettiğimiz<br />

anlamda paradigmanın toptan<br />

değiştirilmesi için çok müsait bir<br />

ortamın oluşması demekti. Ancak henüz<br />

yeterli bir alternatif oluşmamıştı.<br />

Dolayısıyla sistem bir anlamda devlet<br />

kapitalizmine çevrilerek yeniden<br />

kendisini diriltme yoluna girmeye<br />

başladı. Bu paradigma değişmeli. Zira<br />

bu paradigma, haksızlık zulüm ve faiz<br />

üzerine dizayn edilmiş bir paradigmadır.<br />

Mutlaka değiştirilmelidir.’’<br />

diyen Koca, konuşmasının sonunda<br />

üniversiteli gençlere seslenerek:<br />

“Meselenin akademik tarafını hiç<br />

şüphesiz üniversiteler halledecek,<br />

sizler halledeceksiniz. En az 300 yıllık<br />

kapitalist teoriye alternatif üretmek<br />

kolay mı, demeden çalışmaya devam<br />

edilecek ve bilesiniz ki işler sonunda<br />

daha iyi bir noktaya gelecek. Ben<br />

buna inanıyorum. Teşekkür ederim.’’<br />

Sempozyumun sonunda Koca ve<br />

diğer katılımcılara plaketleri kulüp<br />

öğrencilerince takdim edildi.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

27


KISA KISA<br />

KOBİ Strateji ve Eylem Planı Açıklandı:<br />

BÜYÜK SERMAYELER KÜÇÜK<br />

SERMAYELERİ YUTMASIN<br />

Küçük işletme ihtiyaçlarına duyarlı<br />

iş ortamında, erişilebilirliği<br />

ve niteliği yüksek hizmet<br />

ve desteklerle KOBİ’lerin üretim,<br />

yatırım miktarı ile katma değerini<br />

arttırmak ve büyümelerini sağlamak<br />

amacıyla hazırlanan 2011 - 2013 KOBİ<br />

Stratejisi ve Eylem Planı, Sanayi ve<br />

Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün yanı<br />

sıra TOBB Yönetim Kurulu Başkan<br />

Yardımcısı ve İTO Başkanı Murat<br />

Yalçıntaş, TESK Başkanı Bendevi Palandöken,<br />

TUSKON Başkanı Rızanur<br />

Meral, TÜRKONFED Başkanı Erdem<br />

Çenesiz, MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad<br />

Vardan, TÜMSİAD Başkanı Dr. Hasan<br />

Sert, <strong>ASKON</strong> Başkanı Mustafa Koca,<br />

KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan<br />

ve çok sayıda davetlinin katılımı ile,<br />

24 Mayıs 2011 Salı günü İstanbul<br />

Dolmabahçe Sarayı Başbakanlık<br />

Çalışma Ofisinde açıklandı. Açılışta<br />

konuşan KOSGEB Başkanı Mustafa<br />

Kaplan, KOBİ’lerin geliştirilmesine<br />

ilişkin ulusal politikaların ve araçlarının<br />

etkin bir şekilde çalıştırılmasının<br />

önemine değinerek, rekabet gücünü<br />

etkileyen makro ortamların KOBİ’lerin<br />

ihtiyaçlarına duyarlı bir hale getirilmesinin<br />

son derece önemli olduğunu<br />

28 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

söyledi. 2011-2013 KOBİ Stratejisi ve<br />

Eylem Planı, katılımcılığı ön planda<br />

tutan bir süreçle, KOBİ’lerle ilgili tüm<br />

tarafların katkıları ile hazırlanmıştır.<br />

Sürecin genel koordinasyonu KOSGEB<br />

tarafından sağlanmış olmakla birlikte,<br />

temel çalışmaları gerçekleştiren teknik<br />

ekipte ilgili diğer kamu kurumların<br />

uzmanları da görev almıştır. Teknik<br />

ekibin belirlediği temel kurgu Sayın<br />

Bakanımızın liderliğinde, 24 Eylül<br />

2010 tarihinde İstanbul’da düzenlenen<br />

Ortak Akıl Çalıştayı’nda yeniden<br />

değerlendirilmiş ve kamu dışındaki<br />

kesimlerin de görüşleri alınmıştır.<br />

Çalıştaya, KOBİ’lerle ilgili faaliyet<br />

gösteren meslek kuruluşları, OSB’ler,<br />

üniversiteler, kalkınma ajansları,<br />

işadamı dernekleri, KOBİ’lere yönelik<br />

kredi uygulamaları bulunan bankalar,<br />

ekonomi gazetecileri, kredi garanti<br />

ve girişim sermayesi hizmeti veren<br />

kuruluşlar ve KOBİ temsilcilerinden<br />

oluşan 300’den fazla kişi katılmış ve<br />

son derece önemli katkılar alınmıştır.<br />

Bu noktada Sayın Bakanımız Nihat<br />

Ergün’e bu süreçteki değerli katkıları<br />

ve yönlendirmelerinden ötürü huzurlarınızda<br />

teşekkür etmek istiyorum.<br />

Planın içeriği açılış bölümünden sonra<br />

Sayın Bakanımız tarafından açıklanacaktır.<br />

Ben, planın içeriğine girmeden,<br />

önemli gördüğümüz bazı noktalarını<br />

kısaca aktarmak istiyorum.<br />

Ağırlıklı olarak sanayi sektörü KO-<br />

Bİ’lerine yönelik faaliyetleri içeren<br />

KOBİ stratejileri yerine, 2011-2013<br />

KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı’nda son<br />

dönemde hizmet ve ticaret sektörlerinin<br />

ekonomideki payının artmasına<br />

paralel olarak, bu kesimin ihtiyaç ve<br />

beklentilerini karşılayacak eylem ve<br />

projeler de yer almıştır. Plan, bu özelliğinden<br />

dolayı daha geniş bir kesimi<br />

ilgilendirmektedir. Planının uygulama<br />

döneminde, sanayinin geliştirilmesi<br />

açısından önem arz eden hizmet<br />

sektörlerindeki KOBİ’lerin ihtiyaçları<br />

belirlenerek bu sektörlere yönelik desteklerin<br />

geliştirilmesi ve uygulanması<br />

hedeflenmektedir.<br />

Bu konularda KOSGEB’in aktif rol<br />

alacağı düşüncesi ile, KOSGEB<br />

Stratejik Planında da revizyon yaparak<br />

KOSGEB’de program ve proje<br />

esaslı destek mekanizmasını kuran<br />

yol haritasını belirledik. Böylelikle<br />

KOSGEB, bölge ve sektör özelinde<br />

spesifik müdahalelerde bulunabilme<br />

mekanizmasına sahip olacak ve KOBİ<br />

Stratejisi ve Eylem Planının kurumsal<br />

bazda en önemli uygulayıcısı olacaktır.<br />

Plan, KOBİ’lerin “küçük ölçekli”<br />

olmak dolayısıyla rekabet dezavantajı<br />

yaşadıkları alanların iyileştirilmesine<br />

ve iş ortamının KOBİ ihtiyaçlarına duyarlı<br />

hale getirilmesine odaklanmıştır.<br />

Planın genel yönlendirmesi, kamu<br />

özel sektör kuruluşlarının katılımı ile<br />

oluşturulan KSEP Yönlendirme Komitesi<br />

tarafından gerçekleştirilecektir.<br />

<strong>ASKON</strong> Başkanı Mustafa Koca:<br />

“Büyükler yanında KOBİ’lerin de aynı<br />

süreci yaşaması gerekiyor. Büyük sermayeler<br />

küçük sermayeleri yutmasın.<br />

Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki bir<br />

KOBİ’yi ayakta tutmak minimum beş<br />

kişiye istihdam sağlamak demektir.<br />

Maliyeti ise 50 bin dolardır. Beş kişiye<br />

istihdam oluşturmak ise 500 bin<br />

dolardır. Sosyal maliyetleri ise hesaba<br />

katmıyorum. Bu eylem planının<br />

hepimize hayırlı olmasını temenni<br />

ediyorum.” dedi.


KISA KISA<br />

KUVEYT TÜRK, <strong>ASKON</strong> İLE ANLAŞMA<br />

YAPAN İLK KATILIM BANKASI OLDU<br />

Kuveyt Türk, <strong>ASKON</strong> (Anadolu Aslanları İşadamları Derneği) ile gerçekleştirilen<br />

protokol ile, derneğin kayıtlı üyelerine cazip koşullarla ürün ve hizmetlerini<br />

sunmaya başladı. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ticaret hacimlerinin<br />

geliştirilmesini ve bankacılık hizmetlerinden daha kolay yararlanmalarını<br />

hedefleyen yeni işbirliği ile, üyelere oran ve komisyonlarda çeşitli avantajların<br />

olduğu finansman imkânları sunulacak.<br />

İmza töreninde konuşan Bireysel<br />

ve İşletme Bankacılığı Pazarlama<br />

Müdürü Okan Acar, Kuveyt<br />

Türk’ün 2014 vizyonu çerçevesinde<br />

İşletmelere kaliteli ve hızlı hizmeti<br />

sunma noktasında önemli yatırımlar<br />

yaptığını ve bu müşterilerin beklenti<br />

ve isteklerinin söz konusu anlaşmanın<br />

temelinde yatan unsur olduğunu<br />

dile getirdi.<br />

“Benzer işbirlikleri<br />

devam edecek”<br />

Daha önce Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde<br />

gerçekleştirilen benzer anlaşmaların,<br />

Kuveyt Türk’ün 2010 yılı için<br />

ortaya koyduğu stratejik önceliklerin<br />

bir parçası olduğunu ifade eden Acar,<br />

“Bu anlaşmalar için ülkemizin birçok<br />

yerinde Ticaret ve Sanayi Odaları ile<br />

de görüşmelere devam edilmektedir.<br />

Benzer işbirlikleri devam edecek.<br />

Amacımız müşterilerimizin rekabetçi<br />

bir piyasada ellerini daha da güçlendirmektir.”<br />

şeklinde konuştu. <strong>ASKON</strong><br />

üyelerinin, hedeflerini yakalamada,<br />

işlerini geliştirmede ve birleştirmede<br />

kısacası dünya ticaretine ayak uydurma<br />

adına bir fırsat olduğunu düşünüyorum.<br />

Sanayici, üretici ve finans<br />

sektörünün bir arada olması ekonomiyi<br />

canlı tutacaktır. Dolayısıyla<br />

yapılan bu protokolün ekonomimize<br />

de önemli bir destek sağlayacağına<br />

inanıyorum. Bu protokolden ihtiyacı<br />

olan tüm üyelerimizin yararlanacağını<br />

umut ediyor; işletmelerimize ve<br />

üyelerimize hayırlı olmasını diliyorum.<br />

” şeklinde konuştu.<br />

Protokolü <strong>ASKON</strong> adına imzalayan<br />

<strong>ASKON</strong> Yeni Yatırımlardan Sorumlu<br />

Genel Başkan Yardımcısı Atilla<br />

Yılmaz; “ İmzaladığımız sözleşme<br />

ile üyelerimize bir takım kolaylık ve<br />

avantajlar sağlanmıştır. Bu tür çalışmalarımız<br />

devam edecektir” dedi.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

29


KISA KISA<br />

<strong>ASKON</strong>’DAN KARADENİZ ÇIKARTMASI<br />

22-24 Temmuz 2011 tarihleri arasında Karadeniz’e çıkartma yapan <strong>ASKON</strong> Yönetim<br />

Kurulu üyeleri, bu bölgede Trabzon ve Rize şube genel kurullarını tamamladıktan<br />

sonra 3 gün süren Karadeniz turunda kültürel ve sosyal aktiviteler de gerçekleştirdi.<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa<br />

Koca başkanlığında İbrahim Doğan<br />

Salman, Sıtkı Abdullahoğlu, Hasan<br />

Ali Cesur, Ahmet Karagöz, İsmail<br />

Keleş, Sami Bektaş, Recep Palamut,<br />

Yılmaz Başyiğit, Bekir Aydın, Cemal<br />

Aslandağ, Özden Bilirdönmez, Ahmet<br />

Turan Karaaslan, Halit Temtek,<br />

Abdurrahman Oruç ve Genel Sekreter<br />

M.Akif Bayramoğlu’ndan oluşan<br />

heyet Trabzon Zigana, Çamlıhemşin,<br />

Elevit Yaylası, Ayder Yaylası gibi bölgede<br />

bulunan tarihi ve turistik mekanları<br />

gezip ziyaret etme haricinde<br />

Fırtına Deresinde rafting yapmanın<br />

heyecanını da yaşadılar.<br />

<strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu üyeleri<br />

Karadeniz gezisi sırasında, bölgenin<br />

yöresel tatlarına bakmayı da ihmal<br />

etmediler. 3 gün süren programın<br />

BAŞBAKANIN SOMALİ GEZİSİNE<br />

<strong>ASKON</strong> DA KATILDI Açlık ve kıtlığın hüküm sürdüğü kaderine terk edilmiş<br />

ülke SOMALİ’ye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ailesi,<br />

bakanlar, işadamları, sanatçılar ve gazetecilerden oluşan<br />

bir heyetle çıkarma yaptı.<br />

30 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

ardından <strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu<br />

üyeleri İstanbul’a dönerek yoğun iş<br />

temposuna kaldıkları yerden devam<br />

ettiler.<br />

Dünyanın ve Türkiye’nin dikkatini çekmek, sıkıntıları yerinde<br />

görmek, yapılan çalışmaları bizzat denetlemek için yapılan<br />

gezi gerek ülkemizde gerekse dünya kamuoyunda büyük<br />

ilgi gördü.<br />

Geziye Derneğimiz Yönetim Kurulu Üyesi Dışilişkiler Komisyonu<br />

Başkan Yrd. Recep Şaban Palamut da katıldı.<br />

Palamut yaptığı açıklamada mevcut durumu “insanlığın<br />

bittiği yer ” olarak açıkladı.


<strong>ASKON</strong>’DAN İHH GEMİSİNE<br />

50 TIRLIK YARDIM<br />

KISA KISA<br />

İHH İnsani Yardım Vakfı Doğu Afrika’daki yardım çalışmalarına bütün hızıyla<br />

devam ediyor. Daha önce bölgeye acil yardım malzemesi taşıyan 3 bin tonluk<br />

yük gemisi gönderen İHH İnsani Yardım Vakfı şimdi de 6 bin tonluk ikinci bir yük<br />

gemisini bölgeye gönderiyor.<br />

Anadolu Aslanları İşadamları<br />

Derneği (<strong>ASKON</strong>) da<br />

Somali’de açlıktan ölmek<br />

üzere olan insanlara ulaştırılmak<br />

üzere topladıkları 50 Tırlık yardım<br />

malzemesini İHH’nın ikinci yardım<br />

gemisine bağışladı. Tırlardan<br />

13 tanesi düzenlenen bir törenle<br />

İstanbul’dan geminin yükleneceği<br />

Mersin’e gönderildi. Yardımlar Mersin<br />

Limanı’ndan Pazartesi günü Mogadişu<br />

Limanı’na doğru yola çıkacak.<br />

Kuraklık nedeniyle açlıktan ölümlerin<br />

yaşandığı Doğu Afrika’da yürütülen<br />

yardım çalışmaları bütün hızıyla<br />

devam ediyor.<br />

Bölgede çalışmalarını sürdüren İHH<br />

İnsani Yardım Vakfı, geçtiğimiz hafta<br />

Somali’ye gönderdiği 3 bin tonluk<br />

yardım gemisinin ardından şimdi de<br />

6 bin tonluk yeni bir yardım gemisi<br />

gönderiyor.<br />

Doğu Afrika’daki insanlık felaketine<br />

duyarsız kalmayan kuruluşlarından<br />

birisi olan <strong>ASKON</strong> da Somali halkına<br />

destek vermek için harekete geçti.<br />

<strong>ASKON</strong> Somali için tam olarak 50 tırlık<br />

yardım malzemesini İHH’nın ikinci<br />

gemisi ile bölgeye gönderecek. Tırlar<br />

yurdun farklı şehirlerinden Mersin’de<br />

bekleyen yardım gemisine yüklenmek<br />

üzere yola çıkarken İstanbul’dan<br />

da 13 tır Mersin’e doğru hareket etti.<br />

13 yardım tırının hareketinden önce<br />

bir basın açıklaması yapıldı. Basın<br />

açıklamasında ilk olarak söz alan<br />

İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım,<br />

“Dünya tarihinin en büyük felaketlerinden<br />

biriyle karşı karşıyayız. Doğu<br />

Afrika’daki açlık tehlikesiyle savaşta<br />

tüm bölgelerde yardım dağıtmaya<br />

çalışıyoruz. Ekiplerimiz Somali’nin<br />

en tehlikeli yerlerine kadar gidiyor.”<br />

dedi.<br />

Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü<br />

“İnsan kaçırma olaylarının yaşandığı<br />

bu bölge bizim gittiğimiz en tehlikeli<br />

bölgelerden biri. Biz bu bölgede yanımızda<br />

olan kurum ve kuruluşlarla birlikte<br />

15 yıldır çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />

Somali’deki insanlık dramının<br />

önüne geçmek için <strong>ASKON</strong>’un yaptığı<br />

yardım çok ciddi oldu. Çalışmalarından<br />

dolayı <strong>ASKON</strong>’a ve Ayrıca<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

31


KISA KISA<br />

Bağcılar Belediye Başkanı Lokman<br />

Çağırıcı’ya verdiği destekten ötürü<br />

teşekkür ediyorum.”<br />

İstanbul’dan gönderilecek 13 tırı yolcu<br />

etmek için hazır bulunan <strong>ASKON</strong><br />

Genel Başkanı Mustafa Koca da 21.<br />

yüzyılda insanların açlıktan öldüğüne<br />

inanmakta zorlandığını kaydetti.<br />

Koca açıklamasında “<strong>ASKON</strong>’daki<br />

dostlarımızla oturup konuştuk. Bu<br />

insanlık ayıbının önüne geçmek için<br />

ilk olarak kendimizden başlamamız<br />

gerekiyordu. Bu mübarek Kadir gecesinde<br />

Somali’deki kardeşlerimizin<br />

yaralarını İHH ile sarıyor olmamız<br />

bizi çok mutlu etti. 21.Yüzyıl liberal<br />

kapitalizm kurallarına uyarak hareket<br />

etmemize gerek yok, biz Allah için<br />

tüm bu yardım çalışmalarına ortak<br />

oluyoruz.<br />

Ben de kendimi çok huzurlu ve bahtiyar<br />

hissediyorum. En güzel ticaretimizi<br />

bugünlerde yaptığımızı düşünüyorum.<br />

Karşılığını Allah’ın vereceği<br />

32 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

bir ikramda bulunuyoruz. Bu çok<br />

büyük mutluluk. Bütün milletimizi<br />

de böyle bir hazzı yaşamaya özellikle<br />

davet ediyorum. İyi bir katılımla bir<br />

konvoy hazırladık. Bu tır konvoyu<br />

Mersin Limanında yüklerini gemiye<br />

boşaltacak.Gemiyi doldurduğumuzda<br />

inşallah en kısa zamanda Somali<br />

istikametine yola çıkacak.<br />

Oradaki insanlar sevindikçe bizler<br />

de huzur bulacağız. Çocuklar ölmedikçe,<br />

biz de çocuklarımızın yüzüne<br />

daha rahat bakacağız. Onların karnı<br />

doydukça bizler de daha rahat yemek<br />

yeme imkânı bulacağız.Bu çalışmada<br />

emeği geçen arkadaşlara teşekkür<br />

ediyorum” dedi.


KISA KISA<br />

BAŞBAKAN R.TAYYİP ERDOĞAN’IN<br />

SOMALİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISINA<br />

<strong>ASKON</strong> GENEL BAŞKANI MUSTAFA KOCA KATILDI<br />

Somali’ye yaptıkları geziyi<br />

değerlendiren Başbakan<br />

Erdoğan, “İnanıyorum ki,<br />

Somali’ye yardımlar aralıksız<br />

devam edecektir” dedi. BM Genel<br />

Kurulundaki konuşmasının tamamında<br />

Somali’ye yer vereceğini açıkladı<br />

Başbakan Erdoğan, Somali’ye yapılan<br />

yardımların koordinasyonunu sağlamak<br />

üzere, kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla<br />

bir araya geldi. Somali’ye<br />

Kızılay tarafından 150 ton gıda ve 2<br />

milyon değerinde yardım paketleri,<br />

aynca gemiyle de 5 bin ton yardım<br />

malzemesi gönderildiğini söyleyen<br />

Erdoğan, “İnanıyorum ki, şu mübarek<br />

Ramazan ayı içersinde Somali’ye<br />

yardımlar aralıksız devam edecektir.“<br />

dedi. Somali’nin bütününü kucaklamak,<br />

bütününe hizmet götürmek durumunda<br />

olduklarını belirten Erdoğan<br />

şöyle devam etti: ’Birçok ülke güvenlik<br />

gerekçeleriyle Somali’ye gitmek ve<br />

orada yardım faaliyetleri gerçekleştirmekte<br />

tereddüt gösterirken, resmi<br />

Yardım Kuruluşlarına<br />

Teşekkür<br />

Başbakan Erdoğan, Somali’nin içinde<br />

yaşadığı güvenlik sorunu ile iç barısın<br />

temini noktasındaki sıkıntıların,<br />

birinci derecede önem arz ettiğini<br />

belirterek, “Bunun için de Dışişleri<br />

Bakanlığını devreye sormak suretiyle<br />

bu konuda yoğunlaşacağız.<br />

Gerek yardımların koordinasyonunu<br />

daha iyi sağlamak, gerekse oradaki<br />

dramın yakinen takipçisi olabilmek<br />

için Somali’de bir büyükelçilik açmayı<br />

ve gönüllü kuruluşlarımız her türlü<br />

zorluğa göğüs gererek, orada arazide<br />

çok anlamlı bir görev ifa ediyorlar.<br />

İstiyoruz ki, dünya kamuoyunun<br />

dikkati ve ilgisi de Somali’de yaşanan<br />

insanlık dramının üzerinde olsun. Eylül<br />

ayındaki BM Genel Kurulunda da<br />

konuşmamın gündemini tamamıyla<br />

bu oluşturacak. “<br />

da kararlaştırdık” dedi. Günlerdir<br />

televizyon kanallarında açılan yardım<br />

kampanyalarıyla bu atilan adımlardan<br />

dolayı görsel ve yazılı medyaya<br />

teşekkür eden Erdoğan, TOBB, TÜ-<br />

SİAD, MÜSİAD, TİM, TİKA, TUSKON,<br />

<strong>ASKON</strong>, Yeryüzü Doktorları Derneği,<br />

İHH, Kimse Yok Mu Demeği, Deniz<br />

Feneri Demeği, Hüdai Vakfı, Cansuyu<br />

Demeği ve Yardımeli Derneğine de<br />

teşekkürlerini sundu.<br />

Toplantıya katılan isimler<br />

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Gıda,<br />

Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker,<br />

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı,<br />

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti Genel<br />

Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Diyanet İşleri<br />

Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Türk<br />

İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA) Başkanı<br />

Serdar Çam, Başbakanlık Afet ve Acil Durum<br />

Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Başkan Vekili<br />

Ejder Kaya, THY Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Hamdi Topçu, Türkiye Odalar ve Borsalar<br />

Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Murat<br />

Yalçıntaş, Kızılay Genel Başkan Vekili Ahmet<br />

Lütfi Akar, Türkiye Sanayici ve İşadamları<br />

Derneği (TÜSİAD) Genel Sekreteri Zafer Ali<br />

Yavan, Müstakil Sanayici İşadamları Derneği<br />

(MÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer<br />

Cihad Vardan, Tüm Sanayici ve İşadamları<br />

Derneği (TÜMSİAD) Başkanı Hasan Sert,<br />

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı<br />

Mehmet Büyükekşi, Türkiye İşkadınları<br />

Derneği (TİKAD) Başkanı Nilüfer Bulut,<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />

(<strong>ASKON</strong>) Başkanı Mustafa Koca, Türkiye<br />

İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu<br />

(TUSKON) Başkan Vekili Ahmet Ciğer,<br />

Yeryüzü Doktorları Derneği Başkanı İhsan<br />

Karaman, İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı<br />

Bülent Yıldırım, Kimse Yok Mu Derneği<br />

Başkanı Ünal Öztürk, Deniz Feneri Derneği<br />

Başkanı Mehmet Cengiz, Hüdai Vakfı Başkanı<br />

Abdurrahman Topbaş, Yardımeli Derneği<br />

Başkanı Sadık Danışman ve Cansuyu Derneği<br />

temsilcisi.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN


KISA KISA<br />

<strong>ASKON</strong> 6. DİVAN TOPLANTISI<br />

FETHİYE’DE YAPILDI<br />

<strong>ASKON</strong> 6. Divan Toplantısı<br />

Muğla’nın Fethiye ilçesinde<br />

yapıldı. Divan toplantısına<br />

İttifak Holding Yönetim<br />

Kurulu eski Başkanı Mehmet Buğa,<br />

İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Serdar İnan, <strong>ASKON</strong> Başkanı<br />

Mustafa Koca ve çok sayıda iş adamı<br />

katıldı. Toplantıda konuşan <strong>ASKON</strong><br />

Başkanı Mustafa Koca Türkiye’nin<br />

derin örgütlerin yoğun kaba baskılarından<br />

kendini kurtarma sürecinde<br />

mesafe almaya devam ettiğini<br />

belirtti. Çok ortaklı yapılar için örnek<br />

bir model haline gelen İttifak Holding<br />

Yönetim Kurulu eski Başkanı Seyit<br />

Mehmet Buğa ise yaptığı konuşmada<br />

Müslümanların yeni bir ekonomik<br />

düzen kurma zorunluluğu olduğunu<br />

ifade etti.<br />

<strong>ASKON</strong> 6. Divan Toplantısı Muğla’nın<br />

Fethiye ilçesinde yapıldı. Divan<br />

toplantısına İttifak Holding Yönetim<br />

Kurulu eski Başkanı Mehmet<br />

BUĞA, İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Serdar İnan, <strong>ASKON</strong> Başkanı<br />

Mustafa Koca ve çok sayıda iş adamı<br />

katıldı. Toplantıda Türkiye’nin gelişimi<br />

ve Anadolu sermayesinin durumu<br />

masaya yatırıldı.<br />

Toplantıda<br />

Türkiye’nin<br />

gelişimi ve Anadolu<br />

sermayesinin<br />

durumu masaya<br />

yatırıldı.<br />

34 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Faizsiz Finans<br />

Desteklenmeli<br />

Markalaşma Hızlanmalı<br />

Muğla’nın Fethiye İlçesinde toplanan<br />

Anadolu Aslanları İşadamları,<br />

Derneği (<strong>ASKON</strong>) 6. Divan Kurulunda<br />

konuşan <strong>ASKON</strong> Başkanı Mustafa<br />

Koca Türkiye’nin derin örgütlerin<br />

yoğun kaba baskılarından kendini<br />

kurtarma sürecinde mesafe almaya<br />

devam ettiğini belirtti. Faizsiz finansın<br />

desteklenmesi ve markalaşmanın<br />

hızlanması gerektiğini ifade eden<br />

Koca, derneğin hazırladığı değerlendirme<br />

raporunu açıkladı. Raporda<br />

“Türkiye iç yapıdaki derin örgütlerden<br />

kendini kurtarma sürecinde<br />

mesafe almaya devam etmektedir.<br />

Dış bağlantılar açısından nasıl bir<br />

ilişki biçimi geliştirildiği her zaman<br />

çok fazla anlaşılamamakla beraber<br />

ortaya çıkan ipuçlarından hareketle<br />

şu değerlendirmeler yapılabilir: ABD<br />

ile olan ilişkilerin daha rafine hale<br />

dönüşerek geliştiği düşünülmektedir.<br />

AB ile olan ilişkiler bizden<br />

kaynaklanmayan sebepler dolayısıyla<br />

sürüncemede kalmaya devam<br />

etmektedir. İslam ülkeleri ile olan<br />

ilişkiler olumlu seyir izlerken, “ABD ile<br />

aynı paralele düşmek bizim için nasıl<br />

sonuçlar getirecektir?” sorusuna çok<br />

olumlu cevaplar bulunamamaktadır.<br />

Türkiye’nin acilen markalar üretmesi<br />

gerekmektedir.” ifadeleri yer aldı.<br />

Krizler Kapitalist<br />

Sistem Tarafından<br />

Üretilmektedir<br />

İş adamalarına çalışmalarında İslami<br />

esaslara dikkat etmelerini tembihleyen<br />

Koca, faiz sömürüsünün olmadığı<br />

finansal sistemlerin güçlendirilmesi<br />

gerektiğine vurgu yaptı. Müslümanların<br />

kapitalizmle aralarına mesafe<br />

koymaları gerektiğine değinen Koca,<br />

küresel ve lokal krizlerin kapitalist<br />

sistem tarafından üretilip kullanıldığı<br />

belirtti. Koca, Türkiye’nin son 10 yıllık<br />

dönemde hızlı ilerlediğini Anadolu<br />

sermayesinin bu ilerleyişe ayak uydurması<br />

gerektiğini vurguladı.


Buğa: “Düzenimizi<br />

Kurmazsak Onların<br />

Düzenine Boyun<br />

Eğeriz”<br />

Çok ortaklı yapılar için örnek bir<br />

model haline gelen İttifak Holding<br />

Yönetim Kurulu eski Başkanı Seyit<br />

Mehmet Buğa ise toplantıda yaptığı<br />

konuşmada Müslümanların yeni bir<br />

ekonomik düzen kurma zorunluluğu<br />

olduğunu ifade etti. Mevcut düzenin<br />

ahlâk ölçüsünü tamamen yitirdiğini<br />

söyleyen Buğa “IMF ve Dünya Bankası<br />

kuruldu. Bugüne kadar gördüklerimiz<br />

nedir? Bazı ülkeler iyice büyüdü<br />

halkları zenginleşti bazıları ise iyice<br />

küçüldü ve fakirleşti. İşte bu onların<br />

düzenidir. Biz kendi düzenimizi kurmazsak<br />

onların kurallarına, onların<br />

düzenine boyun eğmek durumunda<br />

kalırız.”dedi. 28 şubat dönemindeki<br />

en büyük darbeyi ortaklık tabanına<br />

vurulduğunu söyleyen Buğa şöyle<br />

konuştu: “Ortaklık tabanınızdaki<br />

güven sermayemizi darmadağın<br />

ettiler. İslami sermaye güven ve<br />

itibar üzerine kurulmuş bir teşkilattır.<br />

Ekonomi elitlerinin sahip olduğu devasa<br />

sermaye bizde ancak ortaklıkların<br />

arttırılması ile sağlandığı için yok<br />

edilmesi gereken ilk şey bize duyulan<br />

güvendi. Başlatılan psikolojik harp<br />

ve içimizden çıkan çürük elmalarda<br />

buna eklenince Anadolu sermayesi<br />

bir anda çıkmaza girdi. Bizim<br />

yaşadığımız darbenin iyi araştırılması<br />

üzerinde ciddi etütlerin yapılması<br />

gereklidir. Bir daha böyle bir sıkıntı ile<br />

karşılaşılmaması için nasıl bir direnç<br />

gösterilmesi hususunda ciddi analizler<br />

gerekmektedir. “dedi.<br />

ABD ve AB<br />

Ekonomisinde İşleri<br />

İyi Gitmiyor<br />

ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde<br />

geri gidiş olduğuna değinen İnanlar<br />

İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Serdar İnan “Amerika ve Avrupa<br />

Birliği ülkelerinde geriye gidiş gözle<br />

görülebiliyor. Yunanistan, İspanya,<br />

Portekiz, İtalya ve diğer Avrupa<br />

Birliği ülkelerinde gidişat iyi değil.<br />

Sistemleri etkin işlemiyor. Biz ise<br />

ciddi bir ivme yakalamış durumdayız.<br />

Özellikle inşat sektöründe dünya 2.si<br />

bir konuma geldik. Bu ivmeyi devam<br />

ettirsek kısa zamanda bir üst lige<br />

çıkarız.” diye konuştu.<br />

2. Fuar Erbil’de<br />

Divanda Irak’ın Erbil şehrinde fuar<br />

organizasyonu yapılacağı açıklanırken<br />

hedefin 30 milyar dolarlık ticaret<br />

hacmi olduğu vurgulandı. 1.Türk<br />

İhraç Ürünleri Fuar’ını Makedonya’da<br />

yapan <strong>ASKON</strong> bu defa Irak’ın Erbil<br />

şehrinde fuar organize edecek. Irak<br />

pazarının 150 milyar dolar hacmi olduğu<br />

belirtilirken ticaret hacminin ilk<br />

KISA KISA<br />

etapta 8 milyar dolar, ikinci etapta 15<br />

miyar dolara ve peşinden 30 milyar<br />

dolara çıkarılmasının hedeflendiği<br />

kaydedildi. <strong>ASKON</strong> Şube Başkanı<br />

Recep Çalışkan Adana şubesi olarak<br />

Erbil şehrine çok y akın olduklarını<br />

fakat doğrudan uçuşların olmamasının<br />

kendileri için ciddi bir handikap<br />

olduğunu belirtti. Çalışkan, THY’nin<br />

Adana’ya doğrudan seferler düzenlemesi<br />

gerektiğini ifade etti.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

35


KISA KISA<br />

HELAL GIDA FUARI AÇILDI<br />

Dünya üzerinde 2 trilyon dolarlık bir payı bulunan ‘Helal Gıda’ pazarı Türkiye’de<br />

görücüye çıktı. GİMDES tarafından bu yıl ikincisi organize edilen fuar dün CNR<br />

Expo’da okunan Kur’an-ı Kerim ve dualarla açıldı.<br />

Fuarın açılış kurdelesini<br />

GİMDES Başkanı Dr. H. Kami<br />

Büyüközer, TİM Başkanı<br />

Mehmet Büyükekşi, <strong>ASKON</strong><br />

Başkanı Mustafa Koca ile yabancı<br />

katılımcılar birlikte kesti.<br />

Tek Bir Standart Şart<br />

Fuarın açılışında bir konuşma yapan<br />

GİMDES Başkanı Dr. H. Kami Büyüközer,<br />

“25-30 yıllık uzun ve çileli<br />

bir yoldan geliyoruz. Türkiye olmaz<br />

denilen bir konuyu yani ‘helal gıda’<br />

konusunu artık gündemine almış durumda.<br />

Türkiye bütün dünya Müslümanlarına<br />

ümit verici bir pozisyonda<br />

ve beklenti de bu şekilde.<br />

Dünyada 2 milyar Müslüman var ama<br />

helal gıda konusu öncelikli bir konu<br />

değil. Kimi yabancı ülkelerde helal<br />

gıda bulma sıkıntısı var. Sıkıntımız<br />

bütün dünyada geçerli tek bir helal<br />

gıda sertifikalandırmasının olmaması.<br />

İslam bir tane ama farklı farklı<br />

standartlar uygulanıyor. Maalesef<br />

farklılıklar var. Konferanslarımızda bu<br />

konuyu tartışacağız. Aynı zamanda<br />

son zamanlarda GDO furyası var.<br />

Bunların fıkıhta yeri nedir, bunu da<br />

tartışacağız. Bu ve bunun gibi önemli<br />

konular bu fuarda yer alacak” dedi.<br />

“Helal Gıdaya Destek...”<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa<br />

Koca, “Bu fuarların dünyada ne kadar<br />

ses getirdiğini biliyoruz. Bizler iş<br />

adamlarıyız. Gıda prosesini uygulamak<br />

ayrı bir güzellik. Bir avuç insan<br />

bu konuda ülkemize çok katma değer<br />

üretti. Helal gıda konusundaki ça-<br />

36 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

lışmalar ivmesini yükseltti. Yürüyen<br />

trende biz de olmalıyız. Hem de bir<br />

vagon halinde olmalıyız. Ülkemizde<br />

yapılan bu çalışmalara destek<br />

vermemek ahmaklıktan başka bir<br />

şey olamaz” değerlendirmesinde<br />

bulundu.<br />

“Rota Avrupa’dan<br />

İslam Coğrafyasına”<br />

Fuara destek veren sponsorlardan<br />

olan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi<br />

de şöyle konuştu: “10 yıl önce<br />

ihracatımızın yüzde 6’sını Müslüman<br />

ülkelere yaparken şimdi, bu rakam<br />

yüzde 20 oldu. Helal gıda sertifikasını<br />

Müslüman ülkeler arıyor. Sertifikası<br />

olmayan ürünler artık gümrüklerden<br />

geçemiyor.<br />

Burada önemli olan tek bir standart<br />

belirlenmesi. İhracatımızın büyük<br />

çoğunluğunu Avrupa’ya yapıyoruz;<br />

ama bu ülkelerde artık ciddi ekonomik<br />

krizler mevcut. Yeni pazarlara<br />

yönelmeliyiz. Ortadoğu ve Arap<br />

dünyası bizim için önemli. Mesela<br />

Irak geçen sene ihracatımızda 5.<br />

sıradaydı. Bu sene 2. sıraya yükseldi.<br />

Bu sene ihracatımızda yeni bir rekor<br />

kırmayı hedefliyoruz. GİMDES’e destek<br />

vermeye her zaman hazırız.”


GENEL BAŞKANIMIZ BİRLİĞE ÇAĞRI<br />

PLATFORMU İLE VAN’DA<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

KISA KISA<br />

TOBB’un öncülüğünde 23 sivil toplum kuruluşu Van’a giderek incelemelerde<br />

bulundu. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kriz merkezini ziyarette Türkiye’deki<br />

toplumun tamamına yakınını temsilen Van’da olduklarını ifade etti.<br />

Kuruluşların temsilcilerinden<br />

oluşan 78 kişilik bir heyetle<br />

deprem bölgesine geldiklerini<br />

belirten Hisarcıklıoğlu,<br />

mağdur vatandaşlara ellerinden<br />

gelen desteği vereceklerini söyledi.<br />

Van’a giden sivil toplum kuruluşları<br />

arasında <strong>ASKON</strong>,TÜRK-İŞ, TİSK,<br />

TESK, TZOB, HAK-İŞ, MEMUR-SEN,<br />

TBB, TÜSİAD, MÜSİAD, TUSKON<br />

ve TOBB yer aldı. Heyet önce Kriz<br />

Merkezi’ni ziyaret etti ve Van Valisi<br />

Münir Karaloğlu’ndan bilgi aldı. Daha<br />

sonra kent merkezinde ve depremin<br />

yoğun olarak yaşandığı Erciş’te<br />

incelemelerde bulundu. Van Valisi<br />

Karaloğlu, kent merkezinde 6 binanın<br />

tamamen yıkıldığını, 3 bin konutun<br />

kullanılamaz hale geldiğini ifade etti.<br />

Van Valisi Karaloğlu, evleri yıkılan<br />

3 bin kişiye karşılık 16 bin 500 çadır<br />

dağıtıldığını söyledi. Kendilerinden<br />

sürekli çadır istendiği ifade eden<br />

Vali, “Evleri hasar görmeyen vatandaşlarımız<br />

evlerine girsinler. Eğer<br />

hasar konusunda endişeleri varsa<br />

200 teknik ekibimiz kentte hizmet<br />

veriyor. Onlardan yardım isteyip evlerinin<br />

durumunu öğrenebilirler. Hasar<br />

görmeyen evlerine girebilirler.” dedi.<br />

Kızılay temsilcisi Ömer Taşlı, Kızılay<br />

depolarında bulunan 45 bin çadırın<br />

Van depremi için seferber edildiğini<br />

söyledi.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

37


KISA KISA<br />

<strong>ASKON</strong> GİRİŞİMCİLİK KONSEYİNE KATILDI<br />

Türkiye Girişimcilik Konseyi’nin kuruluş töreninde konuşan TOBB Başkanı M. Rıfat<br />

Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de girişimciliğin bir zorunluluk olduğunu belirterek, “Girişimciliği<br />

ortaya çıkarmak bir ülke görevi. Askerlik yapmak neyse, girişimci çıkartmayı da aynı<br />

noktada ele almamız lazım’’ dedi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin her yıl 750 bin kişiye iş<br />

bulmasının, girişimci sayısını artırmasına bağlı olduğunu vurguladı.<br />

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı<br />

Nihat Ergün, yerli ve yabancı finans<br />

kaynaklarına ulaşımı kolaylaştırmaya,<br />

risk sermayesi fonları ve iş<br />

melekleri gibi alternatif finansal<br />

araçları geliştirmeye yönelik eylemler<br />

hazırlayacağını bildirdi.<br />

KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan,<br />

bilinç sahibi insan sayısını artırarak,<br />

girişimcilik eğitimleriyle bugüne<br />

kadar 58 bin 774 kişiye ulaştıklarını,<br />

bu sayıyı milyonlara ulaştırmayı he-<br />

38 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

deflediklerini, eğitime katılanlardan 2<br />

bin 419 kişinin kendi işini kurduğunu<br />

anlattı.<br />

Konseyin Amaçları<br />

Konsey, girişimciliği engelleyen<br />

unsurların giderilmesi, ileri teknoloji<br />

ve yüksek katma değer yaratan<br />

girişim faaliyetlerinin özendirilmesinin<br />

yanı sıra örgün ve yaygın eğitim<br />

düzeyinde girişimcilik eğitimlerinin<br />

yaygınlaştırılmasını ve girişimciliğin<br />

teşvikine yönelik ödül mekanizmaları<br />

geliştirilmesini amaçlıyor.<br />

Konseyin Başkanlığını<br />

Bakan Nihat Ergün<br />

Yürütecek<br />

Konseyin, sekreterya hizmetlerini<br />

ise KOSGEB İdaresi Başkanlığı yerine<br />

getirecek. Girişimcilik Konseyi altında<br />

32 kuruluş yer alıyor.


KISA KISA<br />

<strong>ASKON</strong> “ÖZGÜRLÜK MANİFESTOSU”<br />

ANAYASA TASLAĞINI CEMİL ÇİÇEK’E SUNDU<br />

Çiçek: “Bu süreç 2012’de bitecek, STK’lar <strong>ASKON</strong>’un gittiği yoldan gitsinler.”<br />

<strong>ASKON</strong>; Özgürlük Manifestosu niteliği taşıyan Anayasa Taslağını Türkiye Büyük<br />

Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek’e sundu. Çiçek, sivil toplum örgütlerinin Anayasa<br />

yapım sürecine katkısına teşekkür ederken, “Bu süreci 2012 yılında bitirmek<br />

istiyoruz” dedi.<br />

<strong>ASKON</strong> (Anadolu Aslanları<br />

İşadamları Derneği) uzun<br />

süredir üzerinde çalıştığı<br />

Anayasa Taslağını,<br />

anayasa yapım sürecini yöneten<br />

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı<br />

Cemil Çiçek’e sundu. <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Başkanı Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu,<br />

<strong>ASKON</strong> Kurumsal İlişkiler Başkanı<br />

İsmail Keleş, <strong>ASKON</strong> Genel Sekreteri<br />

40 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

M. Akif Bayramoğlu’nun katıldığı<br />

Dolmabahçe Sarayı Çalışma Ofisi’nde<br />

gerçekleşen takdim ve nezaket ziyareti,<br />

sıcak bir atmosferde gerçekleşti.<br />

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı<br />

Cemil Çiçek, “İnşallah 2012 yılında bu<br />

süreci bitirmek için gayret sarfediyoruz.<br />

Bizim bu gayretimizin semeresini<br />

inşallah hep birlikte görmemiz<br />

gerekiyor. Bunun için de <strong>ASKON</strong> gibi<br />

kuruluşların da bu işe canla başla<br />

sarılması, <strong>ASKON</strong>’un gittiği yoldan<br />

gitmesi gerekiyor” dedi.<br />

Çiçek, “Sivil Toplum Örgütlerinin<br />

sizin çağrınıza nasıl yaklaşıyorlar?”<br />

şeklindeki soruyu ise, “Biraz daha<br />

süreç hızlandı. Bu sürecin sonunda<br />

demokratik, sivil ve özgürlükler konusunda<br />

herkesin altına imza atacağı<br />

bir Anayasa’yı ortaya koyacağız”<br />

şeklinde cevapladı.<br />

Anayasa yapım sürecinde kurumsal


“Kuşkusuz<br />

anayasamızı Büyük<br />

Millet Meclisi yapacak.<br />

Ama bu sürece bizim<br />

katkımız olursa,<br />

bizim de bu noktada<br />

fikirlerimizden<br />

istifade edilebilirse<br />

gerçekten çok<br />

memnuniyet<br />

duyarız.”<br />

ve bilimsel çalışmaları öncelediklerini,<br />

bireysel çalışmaların sürecin<br />

hızını azaltabileceği endişesiyle daha<br />

kapsamlı ve geniş yelpazeli düşünmek<br />

gerektiğini kaydeden Çiçek, “Bu<br />

bağlamda <strong>ASKON</strong> gibi kamuoyunun<br />

hassasiyetlerini yansıtan, kamuoyunun<br />

nabzını tutan kurumların<br />

çalışmalarına önem veriyoruz” değerlendirmesini<br />

yaptı.<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca,<br />

Türkiye’nin çok önemli bir yolda olduğunu<br />

ve yol ayrımında bulunduğunu<br />

belirterek, “Ya özgürlükleri önceleyen,<br />

şimdiye kadar başımızı ağrıtan<br />

tüm sorunları ortadan kaldıran bir<br />

sivil anayasamız olacak ya da bu noktada<br />

sıkıntılarla boğuşmayı sürdüreceğiz.<br />

Bu Anayasa yapım süreci şimdiye<br />

kadar hiç olmamış, sivil iradenin<br />

KISA KISA<br />

demokrasi ve özgürlükler talebini<br />

ortaya koyan bir süreç olarak dikkat<br />

çekiyor. Belki de ilk defa elimizdeki<br />

kırık dökük özgürlükleri bile korumak<br />

kollamak zorunda kalmıyoruz” dedi.<br />

Koca, hazırladıkları Anayasa taslağının<br />

bir nevi “Özgürlük Manifestosu”<br />

olarak nitelendirilebileceğini kaydederek,<br />

“Kuşkusuz anayasamızı Büyük<br />

Millet Meclisi yapacak. Ama bu sürece<br />

bizim katkımız olursa, bizim de<br />

bu noktada fikirlerimizden istifade<br />

edilebilirse gerçekten çok memnuniyet<br />

duyarız.” açıklamasını yaptı.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

41


ŞİRKETLERE REHBERLİK<br />

TAKDİR VE UYARININ<br />

ŞEKLİ, ŞARTI, DENGESİ<br />

Yöneticilerin sinirli olması ve sinirli bir yönetici ile çalışmak sanırım çok zor bir<br />

durumdur. Bir yöneticinin bağıran, çağıran, hatta bazen kantarın topuzunu<br />

kaçırarak terbiyesizleşmeye varan tavırları elbette; insan olan için dayanılmaz bir<br />

durumdur. Böylesine hatalı davranışlar, profesyonel olmayan bir iş ortamı yaratır.<br />

Ahmet Levent ÖNER Uzman Eğitmen & Kıdemli Danışman ahmet.oner@stratejikegitim.com www.stratejikegitim.com<br />

Neden olur bu tatsız ve çirkin<br />

durum? Böyle bir davranış,<br />

bağışlanabilir mi?<br />

Hiçbir yöneticinin ve patronun, personeline<br />

bağırmak gibi bir hakkı yoktur.<br />

Ben ne kendi işimde ne de daha sonra<br />

beraber çalıştığım kişilerin yanında<br />

bu tür bir davranış görmedim. Ancak;<br />

yönetici danışmanlığı yaptığım otuz<br />

yıla yakın süre içerisinde, bu tür davranışlara<br />

bizzat şahit olduğum gibi,<br />

görüştüğüm veya eğitim verdiğim kişi<br />

ve gruplarda yöneticilerinin bağırıp,<br />

çağırmaları ilgili sayamayacağım<br />

kadar fazla şikâyet ve serzeniş ile<br />

karşılaştım.<br />

Bir işverenin ve yöneticinin ne kadar<br />

risk yaşarlarsa yaşasınlar, ne kadar<br />

sıkıntı ve zorluk çekerlerse çeksinler,<br />

böyle hatalı davranışlar sergilemeleri<br />

gerçekten affedilecek bir şey değildir.<br />

Çünkü yöneticilik de işveren olmak<br />

da risk almayı, bu riskleri efendice<br />

taşımayı gerektirir.<br />

42 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Zaten bir yönetici, aşağıda daha<br />

etraflı olarak değineceğim gibi, iyi bir<br />

lider olamamışsa bağırıp çağırır. Böyle<br />

yaparak da çirkin, yakışıksız, haksız ve<br />

çaresiz bir kişiliği ortaya koyar!<br />

Unutmayınız ki; bağırmak, yapacak<br />

şeyi kalmamış ve ne yapacağını<br />

bilmeyen kişilerin tavır ve davranışıdır.<br />

Bağırmak; alternatif üretemeyen,<br />

çaresiz kalmış veya kendisine de çok<br />

bağırılıp çağırıldığı için, bu hatayı alışkanlık<br />

edinmiş bir insanın ruh halini<br />

ortaya koyar.<br />

İnsanın akıllısı, çocuğuna dahi bağırmaz.<br />

Sadece ona örnek olur doğruyu<br />

gösterir; nasihat ederken, söylediklerinin<br />

sahibi olur. Kendisi de uygular.<br />

Sakin bir tavır ile taviz vermeden<br />

ve hiç gürültü yapmaksızın istediği<br />

doğru sonuca ulaşır.<br />

Biz iş yaşamına dönelim. İş hayatında,<br />

astlarımıza ve çevremize geribildirimde<br />

bulunmak nasıl olmalı? Sorusunu<br />

cevaplamaya çalışalım:<br />

Yönetici bağırıyorsa, bir şeyler iyi<br />

gitmemiştir. Bir yerlerde hata oluşmuştur.<br />

Amaç ve hedeflere ulaşmayı<br />

engelleyen bu durum da yönetici<br />

ve işvereni üzmüştür. Zaten bunların<br />

dışındaki bağırış çağırışlar için<br />

doğrudan doğruya ruh hekimi devreye<br />

girmelidir. Her neyse bağırmayı, fırça<br />

atmayı gerektiren hatalı durum veya<br />

iş konusuna gelince, adama şu soruyu<br />

sormazlar mı? “Neden oluştu bu<br />

hata? Altında yatan sebep ve durumlar<br />

nelerdir?” Bunların belli başlılarını<br />

kuşkuya yer bırakmayacak şekilde<br />

özetleyebilirim:<br />

En uygun insanı istihdam ettiniz mi?<br />

Bir göreve getirilecek kişinin, o<br />

görevin gereklerini yapabilecek bilgi,<br />

beceri ve donanımda olması gerekir.<br />

Uygun insan, ne yazık ki; en az ücretle<br />

çalışacak insan değildir. İşin gereğine<br />

göre seçilse bile bazı bilimsel testler<br />

de uygulanarak seçimin doğruluk payı<br />

yükseltilmelidir. Uygun insan illa aynı<br />

sektörde çalışmış kişi değildir. Hatta<br />

bazen hiç değildir. Doğru elemanı<br />

seçebilmek için, en azından, görev<br />

tanımı açık, net ve doğru yapılmış<br />

olmalıdır. Bu görev tanımına göre de<br />

doğru hazırlanmış Adam-İş Nitelik<br />

Belgeleri bulunmalıdır.<br />

En uygun elemanı bulsanız da;<br />

sağlam ve yeterli bir oryantasyon<br />

sürecine tabi tuttunuz mu?<br />

Doğru elemanlar bile, en az 45 gün<br />

hatta atanacağı göreve göre mümkünse<br />

60 ile 90 gün yoğun ve sistemli<br />

bir oryantasyon programından geçirildikten<br />

sonra iş başı yapmalıdır.<br />

Oryantasyon, bir elemanı yetiştirip,<br />

elinden iyi iş çıkacak duruma getirmenin<br />

en sağlam yolu olduğu halde en<br />

az dikkat edilen bazen de hiç uygulanmayan<br />

yöntemdir. Fakat bunun da<br />

yetmediğini unutmayalım.


Uygun ve oryantasyon geçirmiş elemana<br />

liderlik yapıyor musunuz?<br />

(Dikkat edin! yöneticilik değil liderlik!)<br />

En iyi şekilde oryantasyon geçirmiş<br />

elemanlarınıza dahi mutlaka liderlik<br />

yapabilmeniz gerekir. Bu konu<br />

ise, zaman zaman makalelerimde<br />

bahsettiğim çok önemli ve stratejik<br />

bir konudur. Zira araştırdığım ve<br />

gördüğüm kadarıyla; en fazla<br />

bağıran ve bazen de hakaret eden<br />

yöneticiler, liderliği en az becerebilen<br />

yöneticilerdir. Bağırıp çağırmayı çare<br />

zanneden bu hanım ve beyler; insanlara<br />

böyle davranmakla onların doğru<br />

işi yapmalarını sağlayamazlar. Takım<br />

arkadaşlarınız, yönetici olarak sizin<br />

bilmediğiniz ve tam anlatamadığınız<br />

işi veya eskide kalan iş yapma yöntemlerinizi;<br />

sinirlenip bağırmanızla<br />

uygulayabileceklerini mi zannediyorsunuz?<br />

Liderin öğretmenlikle başlayıp;<br />

iş ortaklığı yani delege etmekle<br />

tamamlanan sürecini yerli yerinde<br />

ve doğru olarak uygulayamıyorsanız;<br />

sadece bağırıp, çirkin hatta gülünç<br />

duruma düşersiniz. Değindiğim gibi,<br />

kendisini yetiştirmeyen, olayların<br />

ve güncelin çok gerisinde kalmış<br />

yöneticiler (bunlar çoğunlukla, eğitim<br />

almaktan da kaçarlar) asla lider<br />

olamaz ve sadece ceberrutluk, fırça,<br />

bağırış ve çağırış ile bir şeyler yaptırmaya<br />

çalışırlar.<br />

Takdir ve uyarıyı ne zaman, nasıl,<br />

nerede yapacağınızı biliyor musunuz?<br />

Yöneticiler önceki paragraflarda<br />

belirttiğim yapılması gerekenleri<br />

harfiyen yapsalar da; takdir ve uyarı<br />

konusunu bilmiyorlarsa sorun yaşar<br />

ve yaşatırlar.<br />

Öncelikle hata denen şeyin insan<br />

değil, olay olduğunu bilmek gerekir.<br />

Hataya “Kim yaptı?” diyerek bakmak,<br />

hataların gizlenmesine, verimsizliğe,<br />

kargaşaya ve yalan dolu bir dedikodu<br />

ortamına sebep olabilir.<br />

Hatayı usturuplu da olsa uyarmanın<br />

şekli ve yeri nasıldır?<br />

Bununla ilgili yapılacak ve kaçınılacak<br />

durum ve davranışlar değerli ilginize<br />

sunulmuştur:<br />

1. Bir konuda yeni olan, yeni öğrenen<br />

kişiler uyarılmaz. Onlara, tekrar tekrar<br />

doğru öğretilir.<br />

2. Dedikodu üzerine, hiçbir zaman<br />

uyarı yapılmaz. Hatalı işi bizzat görmüş<br />

olmanız veya gerçekten çok iyi<br />

araştırmış olmanız gerekir.<br />

3. Uyarı, asla ve asla herkesin içinde<br />

yapılmaz. Baş başa ve kimsenin<br />

olmadığı bir yerde yapılır.<br />

4. Toplu fırça atarak, “Herkes ne yaptığını<br />

bilir.” gibi (özür dilerim ama)<br />

saçma hatta aptalca ifadeler kullanarak<br />

uyarı yapılmaz.<br />

5. Genelleme ve zırvalama yapılmaz.<br />

Uyarılan kişiye, neyi hatalı yaptığı,<br />

açık ve net olarak ifade edilir.<br />

6. Uyarıda asla kişiliğe saldırılmaz.<br />

Kişiliğe saldırı, zaaf ve zavallılığı ifade<br />

eder. Uyarı, hatalı iş veya sonuç hakkında<br />

yapılır. Kişi kırılmamaya ve<br />

hatta kazanılmaya çalışılır.<br />

7. Uyarı zamanında yapılır. Beklenmez<br />

ve hatalar zinciri oluşmasına<br />

müsaade edilmez. Hiçbir bahane,<br />

uyarının gecikmesine sebep<br />

olmamalıdır.<br />

8. Uyarı hiçbir zaman takdir ile beraber<br />

yapılmamalıdır. Bu işleri iyi bilmeyen<br />

pek çok kişi, takdir ve uyarıyı<br />

beraberce yapmaktadır. Böylece, kötü<br />

bir çorba yaparak; her iki önemli geribildirimin<br />

gücünü azaltmaktadırlar.<br />

9. Uyarı, “Çok üzüldüm, çok kızdım,<br />

sana asla yakıştıramadım.” gibi ifadeler<br />

ile içten ve hisleriniz belli edilerek<br />

yapılmalıdır.<br />

Gelelim takdir konusuna;<br />

Yukarıda ifade ettiğim net uyarı<br />

şartları ve yöntemlerine uyulacak olsa<br />

da; bir yönetici takdir etmiyorsa yani<br />

takdir fukarası ise; uyarı yapmaya da<br />

hakkı yoktur.<br />

Takdir etmenin de kuralları vardır.<br />

Daha verimli bir iş ortamı ile daha<br />

ŞİRKETLERE REHBERLİK<br />

da kaliteli sonuçlara ulaşmanız için<br />

bunları da öğrenelim:<br />

1. Takdir etmenin önemli bir insanî<br />

nitelik ve liderlik gereği olduğunu biliniz.<br />

Takdir etmeyen yönetici ya buna<br />

alışmamış (bu bir mazeret değildir) ya<br />

değerini düşünmemiş veya bilmiyordur.<br />

Takdir etmekten korkup, çekinen<br />

bir kişidir. Oysa ortak amaçlara ulaşmanın<br />

en kısa ve doğru yolu takdir<br />

etmektir.<br />

2. Takdir etmek için mükemmeli<br />

beklemeyiniz. Mükemmel, tanımı<br />

olmayan ve doğru işleri bile geciktirebilen<br />

bir kavramdır. Her şeyden önce<br />

kendinize sorun; “Siz Mükemmel<br />

misiniz?”<br />

3. Takdir de uyarı gibi zamanında ve<br />

derhal yapılır.<br />

4. Takdir mümkünse, uyarının aksine<br />

diğer insanların yanında yapılmalıdır.<br />

5. Takdir ederken, orada bulunanları<br />

veya gıyaben diğer insanları, hak ile<br />

yeksan etmek (yer ile bir etmek, kötülemek)<br />

gerekmez. Birini överken<br />

başkalarını aşağılayan takdirleri, takdir<br />

edilen dahi iyi karşılamaz.<br />

6. Takdirde, neyin doğru ve iyi yapıldığı<br />

açık ve net olarak ifade edilmelidir.<br />

Genelleme ve yuvarlak laflar kullanılmamalıdır.<br />

7. Takdir içten yapılmalı ve vücut dili<br />

ile mutlaka desteklenmelidir.<br />

8. Bir de ülkemizde sıklıkla yapıldığı<br />

gibi, takdirden sonra asla bir iş<br />

yüklenmez.<br />

9. Takdirin ardından; ama veya fakat<br />

gibi kelimeler ile bir uyarı yapılmaz.<br />

Yapılırsa o ne takdir olur, ne de uyarı…<br />

Bu vesile ile çok önemli bir başka<br />

konu hakkında kısa bir hatırlatma<br />

yapayım: Nasıl ki, takdir ve uyarı belli<br />

şartlarda yapıldığı takdirde yerini<br />

buluyorsa, takdir olmayan bir ortamda<br />

da uyarı işe yaramıyorsa, ceza ve<br />

mükâfat da aynı şekildedir.<br />

Ceza verilen iş yerlerinde mutlaka<br />

mükâfat sistemi de olmalıdır. Aksi<br />

halde çalışanlar verimsizleşir. Olanlarda;<br />

yönetici ve işverenlere olur.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

43


44<br />

SEKTÖREL ANALİZ<br />

TUĞLA<br />

Eskişehir’de iki çocukluk arkadaşı<br />

inşaatta devrim yaratacak bir buluşa<br />

imza attı. Güzel sanatlar mezunu<br />

Fikret Dönmez ile doktor Hüseyin<br />

Lüleci mesleki alanlarıyla pek ilgisi<br />

olmayan ama inşaat yapımında çığır<br />

açacak İzoduo ismini verdikleri ve<br />

inşaatlarda tuğla kullanımını tarihe<br />

karıştıracak yapı malzemesi üretti.<br />

Eskişehir’de 1992 yılında kurulan<br />

ANDGRUP’ un son iştiraki ANDBLOK,<br />

İzoduo’nun üretimine 3 yıl önce başlamış.<br />

2,5 yıl patent alımı süren ürün<br />

TSE onaylı, Türk patentli ve üniversitelerde<br />

teste tabi tutulmuş.<br />

Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Süleyman<br />

Demirel Üniversitesi, Afyon<br />

Kocatepe Üniversitesi’nin katkıları<br />

ile üretilen İzoduo Bayındırlık ve<br />

İskan Bakanlığı’ndan poz numarası<br />

gibi gerekli onaylar alınmış olarak 6<br />

aydır tam patentli ve izinli üretiyor.<br />

Türkiye’de her yıl ısı kaybından dolayı<br />

5-7 milyar dolar boşa gidiyor. Tuğla<br />

ve mantolama sistemini tek üründe<br />

çözen İzoduo ısı kaybı sorununu<br />

yüzde 70 çözüyor.<br />

Hem bina dışında kaplama malzemesi<br />

olarak hem de bina içerisinde oda<br />

bölmelerinde kullanılabilen İzoduo<br />

ısı ve ses yalıtımı sağlayan bir yapı<br />

malzemesi.<br />

Depreme dayanıklılık konusunda da<br />

ezber bozacak malzeme testlerde<br />

tam not alıyor. Tuğladan 3 kat daha<br />

sert olmasına rağmen tuğlaya göre<br />

daha hafif.<br />

Su üzerinde yüzebilen malzemenin<br />

tuğla gibi nem geçirme özelliği de<br />

yok rutubete izin vermiyor.<br />

Malzemenin diğer bir özelliği de<br />

yanmıyor olması. Malzeme bina maliyetlerinde<br />

yüzde 20, tuğla maliyetlerinden<br />

yüzde 30 tasarruf sağlıyor.<br />

Normal mantolamaya göre yüzde<br />

250 daha fazla izolasyon sağlıyor.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Isı Kaybını Yüzde 70<br />

Çözüyor<br />

AND Grup Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Hüseyin Lüleci, yüzde yüz yerli ürün<br />

olarak ürettikleri İzoduo’nun bina<br />

kaplama malzemesi olduğunu buna<br />

ek olarak da bina içerisinde kullanılabileceğini<br />

de söylüyor.<br />

Esas uğraşı alanlarının sıcağa ve soğuğa<br />

karşı yalıtım olduğunu söyleyen<br />

Lüleci, en kolay enerjinin tasarruf<br />

edilmiş enerji olduğuna vurgu yapıyor.<br />

Türkiye’nin ısı kaybı konusunda<br />

resmi kaynaklara göre her yıl sadece<br />

doğalgazdan 7 milyar doları havaya<br />

savurduğunu anlatan Lüleci, bu yıl<br />

yeni binalarla bu rakamın 7 milyarı da<br />

geçeceğini hatırlatıyor.<br />

Mantolamadan Daha<br />

Ucuz Daha Uzun Ömürlü<br />

Isı kaybını binanın dışını İzoduo ile<br />

kaplayarak yüzde 70 çözdüklerini ifade<br />

eden Lüleci bu yöntemin mantolama<br />

olmadığı bilgisini veriyor.<br />

Mantolama yapılırken binanın dış<br />

yüzeyinin strafor ile kaplanıp üzerine<br />

file yerleştirilip sıva yapılarak gerçekleştiğini<br />

anlatan Lüleci, mantolamanın<br />

yaklaşık 10 yıl ömrü olduğunu<br />

ve 10 yıl sonra değişmesi gerektiğini<br />

belirtiyor.<br />

Lüleci, mantolama da ikinci bir maliyet<br />

ve atık probleminin söz konusu<br />

olduğunu, İzoduo’nun bu sorunu da<br />

ortadan kaldırdığını anlatıyor.<br />

Örülmesi Daha Kolay<br />

İşçi İçin de Kolaylık<br />

İnşaat yapımı sırasında bir işçinin<br />

günde 25 metrekare duvar ördüğü<br />

bilgisini veren Lüleci, İzoduo (çift izolasyon)<br />

adını verdikleri ürün işçinin bir<br />

günde 50 metrekare örebileceğini ve<br />

işlerin daha hızlı biteceğini bildiriyor.<br />

Tuğladan Hafif ve 3 Kat<br />

Daha Fazla Dayanıklı<br />

İzoduo’nun hızlı, hafif ve sağlam bir<br />

ürün olduğunun altını çizen Lüleci,<br />

ürünün hafifliğinin bir duvar ağırlığının<br />

yaklaşık yarısı olduğunu, gaz<br />

betondan daha hafif olduğunu ama<br />

tuğladan 3 kat daha sert olduğunu<br />

söylüyor.<br />

Yüzde 100 Çevreci<br />

İzoduo’nun son derece çevreci<br />

olduğunu söyleyen Lüleci, yapımında<br />

tuğla fabrikaları gibi tarım toprağı<br />

kullanılmadığının altını çiziyor.<br />

Lüleci bütün tuğla fabrikalarının domates,<br />

biberin vb sebzelerin üretildiği<br />

kırmızı toprağı alıp pişirip kullanıldığını,<br />

aynı işlemin kiremit üretiminde<br />

de yapıldığını belirterek, İzoduo<br />

üretiminde toprağın kullanılmadığını,<br />

dünyadaki rezervlerinin yüzde 65’i<br />

Türkiye’de olan ‘pomza taşı’nı kullandıklarını<br />

anlatıyor.<br />

Bu yöntemle taşın ekonomiye de<br />

kazandırıldığını söyleyen Lüleci bunu<br />

çok önemsediklerini belirtiyor.<br />

Her Boy ve Şekilde<br />

Üretilebiliyor<br />

İzoduo’nun yalnız Türkiye değil dünya<br />

patentinin ellerinde olduğunu bildiren<br />

Lüleci, üretim yöntemlerinin yalnızca<br />

kendilerine ait olduğunu, benzer bir<br />

üretimin olmadığının altını çiziyor.


Ürünün büyük bloklar halinde döküldüğünü<br />

çok düzgün bir biçimde kesilerek<br />

piyasaya sunduklarını açıklıyor.<br />

Lüleci, parçaların küçükten büyüğe<br />

değil büyükten küçüğe işlendiğini ve<br />

istenilen ebatta üretim yapılabildiği<br />

bilgisini veriyor.<br />

Tuğla Tarih Oluyor<br />

İçi straforlu dağılmayan ve iki taş<br />

tarafından sıkıca tutulan İzoduo<br />

duvarlarda olduğu gibi köşelerde<br />

kullanılacak şekilde de yer alıyor.<br />

Ürünün tuğlaya tamamen alternatif<br />

olduğunu söyleyen Lüleci, İzoduo kullanıldığında<br />

tuğlaya ihtiyaç olmadığını<br />

açıklıyor. Lüleci testere ya da makine<br />

ile de kesilebildiğini kesim işleminin<br />

duvarlarda herhangi bir kayba neden<br />

olmadığını anlatıyor.<br />

Kolonların dışında da kolonları dökerken<br />

de İzoduo kullanılabiliyor.<br />

Kalıp yaparken kalıbın içerisinde<br />

de straforun yerleştirilebileceğini<br />

anlatan Lüleci, kalıp söküldüğü<br />

zaman ürünün yapışık olarak kaldığını<br />

anlatıyor. Duvar örerken İzoduolar<br />

çimentolu yapıştırıcı ile örülüyor…<br />

Yalnız Yalıtım Aracı<br />

Değil İnşaatta Devrim<br />

Ürünün yalnızca yalıtım gibi de<br />

algılanmamasını istediklerini belirten<br />

Lüleci tamamen yeni bir inşaat tekniği<br />

olduğuna vurgu yapıyor. Lüleci<br />

ürünün inşaat süresini de hızlandırdığı<br />

bilgisini de veriyor.<br />

Lüleci, Fuarlarda ürünü tanıtırken<br />

İzoduo’yu akvaryumda da sergilediklerini<br />

ve sudan hafif yapısı ve su<br />

geçirmemesi nedeniyle suda yüzdüğünü<br />

belirtiyor.<br />

Mantolamadan Yüzde<br />

250 Daha Etkili<br />

İzoduo’nun pomza taşı, çimento,<br />

pomza tozu ve özel bir yapıştırıcı ile<br />

yapıldığını bilgisini veren Lüleci normal<br />

bir tuğlaya göre maliyetin yüzde<br />

30 daha ucuz olduğu, normal man-<br />

tolamaya göre yüzde 250 daha fazla<br />

izolasyon sağladığını iddia ediyor.<br />

Türkiye’de daha önce ertelenen fakat<br />

1 Ocak 2011’de yürürlüğe girecek<br />

binalarda izolasyon mecburiyetini<br />

hatırlatan Lüleci artık binaların yalnız<br />

duvarı örmek ve sıvamakla bitmeyeceğini<br />

hatırlatıyor.<br />

İzoduo 3 kat daha<br />

sert olmasına<br />

rağmen tuğlaya göre<br />

daha hafif.<br />

Yangına Depreme<br />

Dayanıklı Nem<br />

Kapmıyor<br />

İzoduo’nun yangına ve depreme karşı<br />

dirençli olduğu, yanmazlık başta<br />

olmak üzere TSE onaylı birçok testen<br />

geçtiğini belgeliyor.<br />

Lüleci yaptıkları teste İzoduo’nun<br />

ilginç bir özelliğinden bahsediyor.<br />

Deprem sırasında straforların etrafındaki<br />

taşlardan kopmadığını, deprem<br />

testlerinde yamulduğunu, kırıldığını<br />

ama dökülmediğini ve tıpkı otomobil<br />

camı gibi kırılsa da dağılmadığı bilgisini<br />

veriyor.<br />

Lüleci, tuğlanın nemi emmesine<br />

rağmen İzoduo’nun içerisine hiçbir şekilde<br />

nem almadığını binaları nemden<br />

koruduğunu söylüyor.<br />

Atığı Yok Yüzde Yüz<br />

Geri Dönüşümlü<br />

Son derece çevreci bir ürün olduğunu<br />

ifade eden Lüleci İzoduo’nun yüzde<br />

100 geri dönüşümlü olduğunu, üretilirken<br />

ve üretimi bittikten sonra hiçbir<br />

şekilde atık olmadığının altını çiziyor.<br />

İzoduo’nun ömrünün bina ile bir olduğunu<br />

bildiren Lüleci, bina durdukça<br />

İzoduo’nun da duracağını bina yıkılına<br />

kadar malzemenin kendisini muhafa-<br />

SEKTÖREL ANALİZ<br />

za ettiğini söylüyor.<br />

Çevre konusunun öneminin 10 yıl<br />

sonra daha iyi anlaşılacağını öngören<br />

Lüleci büyük binaların 10 yıl sonra<br />

parça parça döküleceğini ve gelecekte<br />

atık sorununun ciddi bir sorun olarak<br />

karşımıza çıkacağını iddia ediyor.<br />

Aslında çevre konusunun çok ciddi bir<br />

sorun olduğunu fakat önemsenmediğini<br />

düşünülmediğini anlatıyor.<br />

Binaların makyajlandığını süslendiğini<br />

ve buna ciddi paralar harcandığını<br />

anlatan Lüleci, mantolama<br />

maliyetinin İzoduo’nun maliyetinden<br />

daha pahalı olduğunu hesaplarla<br />

ortaya koyuyor.<br />

Bina Maliyetini Yüzde<br />

20 Tuğla Maliyetini<br />

Yüzde 30 Düşürüyor<br />

Statik hesaplar İzoduo ile yapıldığında,<br />

tuğladan daha hafif olması nedeniyle,<br />

çimento, demir, duvarda bina<br />

maliyetinde yüzde 20, tuğla maliyetinde<br />

yüzde 30 daha karlı olduğunu<br />

ortaya koyan Lüleci, binaların yapım<br />

süresinde mantoloma ve yalıtım gibi<br />

sorunları hallettiği için inşaatların<br />

daha kısa sürede tamamlandığını<br />

ortaya koyuyor.<br />

Evlere duvarlara bir şeyler monte<br />

ederken alçıların dökülüp, tuğlaların<br />

kırılabildiğini söyleyen Lüleci İzoduo<br />

ile örülen duvara dübel olmadan vidanın<br />

da kolaycı takılabileceği bilgisini<br />

veriyor.<br />

Yurtdışından Yoğun<br />

Talep Var<br />

İzoduo Türkiye’nin her bölgesinde<br />

özellikle büyükşehirlerde 10 bayisi var.<br />

Üretim kapasitelerinin 5 kat artmasını<br />

beklediklerini söyleyen Lüleci 3 kat<br />

artışa hazır olduklarını söyledi.<br />

Mevcut fabrikada 50 kişiyi istihdam<br />

ettiklerini ve mart ayından ikinci fabrikayı<br />

kuracakları bilgisini veren Lüleci<br />

ürüne yurt dışından da yoğun talep<br />

olduğunun altını çiziyor.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

45


46<br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektörü<br />

Yılmaz Yılmaz’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim ve Konfeksiyon<br />

Başkanı Özden Bilirdönmez, içinde<br />

Recep Kokmaz, Kadir Sevinçhan<br />

ve Abdullah Bayındır’ın bulunduğu<br />

beraberindeki sektör üyeleriyle<br />

Birleşmiş Markalar Derneği<br />

(BMD) ve Koton Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Yılmaz Yılmaz’ı Koton’un<br />

Maslak’taki yönetim binasında<br />

ziyaret etti.<br />

Geçtiğimiz aralık ayında <strong>ASKON</strong><br />

tecrübe aktarımı toplantılarına katılması<br />

dolayısıyla Yılmaz’a teşekkür ve<br />

şirketine bir iade-i ziyaret havasında,<br />

samimi bir şekilde geçen görüşmede<br />

sektör üyeleri kendilerini tanıttı ve<br />

çalışmaları hakkında Yılmaz’ı bilgilendirdi.<br />

Sektör Başkanı Özden Bilirdönmez<br />

<strong>ASKON</strong>’un sektör üzerine yaptığı<br />

araştırmalardan ve yürüttüğü<br />

çalışmalardan bahsederek Yılmaz’la<br />

fikir alışverişinde bulundu. Gelecek<br />

sene için iç pazar üretim hacmindeki<br />

öngörülen büyük artışa dikkat çeken<br />

Yılmaz, bunun hangi koşullarda en<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca<br />

Albaraka Türk Genel Müdürü<br />

Fahrettin Yahşi’yi <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

sağlıklı şekilde karşılanabilineceğini<br />

açıkladı. Üretim hacmini gümrük<br />

duvarlarıyla koruma anlayışının<br />

çağdışı olduğunu dile getiren Yılmaz<br />

Türkiye’nin önce bir pazarlama<br />

noktası olması ve sonrasında üretici<br />

kimliğe geçiş yapması gerektiğini<br />

ifade etti.<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca, Kurumsal ziyaret programı<br />

dâhilinde Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi’yi<br />

makamında ziyaret etti.<br />

<strong>Ziyaret</strong> esnasında <strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca,<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin yaptığı çalışma ve<br />

faaliyetlerden bahsederek aynı zamanda geçtiğimiz sene Türkiye<br />

Katılım Bankaları Birliği (TKBB) başkanlığına da getirilen,<br />

Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi’ye çalışmalarında<br />

başarılar diledi.<br />

Son olarak Yılmaz “İstanbul Shopping<br />

Fest” projesinin çok yoğun ve<br />

olumlu geçtiğini belirterek ziyaretlerinden<br />

dolayı <strong>ASKON</strong> Hazır Giyim<br />

Sektörü Başkanı ve üyelerine teşekkür<br />

etti.


<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim Sektörü Hikmet<br />

Tanrıverdi’yi <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim Sektör<br />

Başkanı Özden Bilirdönmez<br />

ve beraberindeki sektör<br />

üyeleri, İTKİB Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Hikmet Tanrıverdi’yi<br />

makamında ziyaret etti. İstanbul<br />

Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları<br />

Birliği’nin (İTKİB) Yenibosna’daki<br />

yönetim binasında gerçekleşen<br />

buluşma samimi bir şekilde başladı.<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />

olarak yapmış oldukları faaliyetlerden<br />

bahseden Bilirdönmez, yaptıkları<br />

işlerle sektöre büyük katkı sağladıklarının<br />

altını çizdi ve sözlerine şöyle<br />

devam etti: ‘’<strong>ASKON</strong> olarak üyelerimizi<br />

Çin Canton Fuarı’na götüreceğiz.<br />

Orada çeşitli ziyaretlerimiz olacak.<br />

Çin’de Türk ürünlerine çok büyük<br />

ilgi var. Tabir yerindeyse pazar bizi<br />

bekliyor. Harekete geçmenin tam<br />

zamanıdır.’’<br />

Türkiye’nin dünya hazır giyim ve<br />

tekstil piyasasında çok büyük öneme<br />

sahip olduğuna değinen Tanrıverdi<br />

bu konuda Bilirdönmez’e katıldığını<br />

söyleyerek şunları kaydetti:<br />

‘’Dış pazarlara açılma konusunda<br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

<strong>ASKON</strong> Başkanı Mustafa Koca Yıldız Teknik Üniversitesi<br />

Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’i <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa<br />

Koca, Gen. Bşk. Yard. Sıtkı<br />

Abdullahoğlu ve Yönetim Kurulu<br />

Üyeleri Atilla Yılmaz, Murat Yılmaz<br />

ve Halit Temtek’le beraber Yıldız<br />

Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.<br />

Dr. İsmail Yüksek’i Davutpaşa<br />

Kampüsü’nde ziyaret etti.<br />

maalesef dağınık durumdayız. Bunu<br />

güçlü bir şekilde yapmak için birlikte<br />

hareket etmemiz şart. Yani güçlü bir<br />

birliktelik ve güçlü bir organizasyon.<br />

Eğer bunu sağlayabilirsek, örneğin<br />

Rusya’ya olan ihracatımızı 10 kat artırabiliriz.<br />

Bu mümkün. Ancak bunun<br />

için bavul ticareti yeterli değil. Daha<br />

fazlası lazım. Rusya’yla ilişkilerimiz<br />

gün geçtikçe iyiye gitmekte. Gidip<br />

Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof.<br />

Dr. Ulvi Avcıata’nın makamında<br />

gerçekleşen buluşma YTÜ Rektörü<br />

Yüksek’in kampüs yerleşkesi hakkında<br />

verdiği bilgilerle başladı. Eskiden askeri<br />

alan olan kampüsün, kışla olarak<br />

kullanımının Bizans dönemine kadar<br />

uzandığını ifade eden Yüksek, 1999<br />

orada mağaza açmamız lazım. İnsanlar<br />

ürünlerimizi vitrinde görüp satın<br />

almalılar’’ diyen Tanrıverdi, bunun<br />

birlikte mümkün olacağını sözlerine<br />

ekledi.<br />

Karşılıklı sohbet havasında geçen<br />

buluşmanın ardından memnuniyetini<br />

belirten Tanrıverdi, <strong>ASKON</strong>’a çalışmalarında<br />

başarılar diledi.<br />

yılından bu yana üniversite mülkiyetine<br />

geçen alanın artık askeri işlevini<br />

tamamlayıp eğitime hizmet vermeye<br />

başladığını söyledi.<br />

Ayrıca halen yapımı devam eden<br />

Teknopark projesinden de bahseden<br />

Yüksek, bunun yanında Hobi ve Botanik<br />

Bahçeleri oluşturduklarını anlattı.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

47


48<br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

Üniversite öğrencileri ve hocalarının<br />

doğum gününde her birisi için ağaç<br />

dikildiğini de sözlerine ekleyerek<br />

hemen tüm projelerini öğrencilerle<br />

beraber gerçekleştirdiklerini, hedeflerinin<br />

öğrencisiyle barışık bir üniversite<br />

olmak olduğunu ifade etti.<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Koca,<br />

Üniversite-STK işbirliği’ne de değinerek:<br />

‘‘Üniversiteler kendi içindeki genç beyinleri<br />

arkasına alarak proje üretme<br />

aşamasında etkin rol oynayabilirler.<br />

STK’lar ise bunu hayata geçirme<br />

aşamasında belirleyici rol üstlenir.<br />

Üniversitelerle bu noktada yapılacak<br />

ortak bir çalışma ister ekonomik<br />

anlamda, ister sosyal anlamda olsun<br />

daha etkili ve güçlü sonuçlar meydana<br />

getirir. Üniversiteler bu bakımdan<br />

önemli bir dinamik oluşturmaktadır’’<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

diyerek çalışmalarıdan dolayı rektör<br />

Yüksek’i tebrik etti.<br />

<strong>Ziyaret</strong> sonunda Başkan Koca, rektör<br />

ve dekana hediyelerini takdim etti.<br />

<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim Sektörü<br />

İşkur İstanbul İl Müdürü’nü <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

İşveren olarak kalifiye eleman bulmakta<br />

zorluk çektiklerini söyleyen Bilirdönmez,<br />

iş arayan kişilerle işverenlerin<br />

bir şekilde buluşamamasından<br />

yakındı. İhtiyaç duyulan pozisyona<br />

ihtiyaç duyulan yeterlilikte elemanın<br />

kazandırılmasının iş piyasası için çok<br />

önemli olduğuna da vurgu yaptı.<br />

İŞKUR olarak bu ihtiyacın farkında<br />

olduklarını belirten Coşkun, gerekli<br />

çalışmayı yaptıklarını belirtti. Bu çalışmalara<br />

da değinerek yapılan eğitim<br />

programlarının içeriğinden bahsederken,<br />

bu program kapsamında<br />

Ardından Rektör Yüksek eşliğinde<br />

Koca ve beraberindekiler kampüsü<br />

gezdi.<br />

İŞKUR İstanbul İl Müdürü Muammer<br />

Coşkun’u, Tophane’de bulunan<br />

makamında ziyaret eden Hazır Giyim<br />

Sektörü Başkanı Özden Bilirdönmez,<br />

ziyaretini sektör üyelerinden Abdullah<br />

Bozan, Feyzullah Eryiğit ve Coşkun<br />

Alay‘ın içinde bulunduğu bir heyetle<br />

gerçekleştirdi.<br />

İŞKUR’un verdiği teşvikleri hatırlattı.<br />

<strong>Ziyaret</strong> bitiminde hediyesi kendisine<br />

takdim edilen Coşkun, <strong>ASKON</strong>’un<br />

ziyaretinden duyduğu memnuniyeti<br />

dile getirdi.


50<br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

<strong>ASKON</strong> Merkez Bankası Başkanı<br />

Erdem Başçı’yı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı beraberindeki<br />

heyetle Merkez<br />

Bankası Başkanı Erdem<br />

Başçı’yı ziyaret etti.<br />

<strong>Ziyaret</strong>in ardından yaptığı açıklamada<br />

Mustafa Koca şunları kaydetti:<br />

”Merkez bankası belirli bir zamandır<br />

gerçekten dinamik, proaktif bir politika<br />

izliyor. Olayları önceden görüp<br />

ona göre tedbir alma anlayışı artık<br />

merkez bankasının refleksi haline<br />

gelmiştir. Bu durum hiç şüphesiz<br />

memnuniyet verici bir durumdur.<br />

Eski zamanlarda bu konularda<br />

Türkiye’de ki kurumların bu şekilde<br />

tavır alışlarına pek rastlanmazdı. Genellikle<br />

olayların ardından gitmek gibi<br />

bir gelenek vardı. Şimdilerde durum<br />

farklı. Bu güzel.<br />

Ülkemizin içinde bulunduğu makro<br />

ekonomik yapı kendi değerleri açısından<br />

elverişli bir konumda bulunuyor.<br />

Ancak, özellikle ihracat açısından<br />

müşteri kitlemizin yoğun olarak<br />

var olduğu AB bölgesinin kendini<br />

toparlayamamış olması her an ciddi<br />

olaylara gebe bir görünüm vermektedir.<br />

İşte bu durum, bizim tüm kurum<br />

ve kuruluşlarımızla tetikte durmamızı<br />

zorunlu kılmaktadır.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Eğer bu bölgede 2008 krizi benzeri<br />

bir durum yaşanırsa zaten ticari anlamda<br />

bir düşüş mukadder olacaktır.<br />

Ancak daha öncesinde finansal bir<br />

krizin yaşanmaması için tedbirlerin<br />

alınması önemlidir.<br />

Hedefe konan projeksiyon şu gibi gözüküyor:<br />

Ne kontrolsüz bir büyüme,<br />

ne de çekimser bir ekonomi. Faizlerin<br />

de enflasyonun da hedeflere uyum<br />

göstereceği, aynı zamanda kur dengesinin<br />

ihracatı kârlı halde tutacağı<br />

bir seviye yakalansın. Cari açık riski<br />

büyümesin, ithâlât cazip olmaktan<br />

çıksın. Diğer politikalarla da desteklendiğinde<br />

bunlar her halukârda<br />

bizim de aradığımız hususlardır.<br />

Hiç şüphesiz kısa vadeli sarsıntılar ve<br />

döviz oynaklığı da bizler için ciddi sorun<br />

olmaktadır. Ancak düzelme umudu<br />

taşıdığımızda kendimizi teselli<br />

edebiliyoruz. Asıl amaç hiç şüphesiz<br />

istikrarlı, dengeli bir büyüme trendinin<br />

yakalanmış olasıdır.” dedi.


Mozambik’li İşadamları Heyeti<br />

<strong>ASKON</strong>’u <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

Mozambik’ten gelen işadamları<br />

heyeti <strong>ASKON</strong> genel merkezini ziyaret<br />

ederek, Mozambik’teki yatırım<br />

fırsatları hakkında <strong>ASKON</strong> Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Av. Cavit Tatlı ile<br />

görüştü.<br />

Mozambik Heyetinde Nasser Mussay<br />

Adamo, Aly Mohammed Yousef,<br />

Sara Fakır, İliage Fakır, Nadım<br />

Mohammed, Nasır Musavi Adamo<br />

ve Mozambik’te iş yapan Türk<br />

İşadamları Kenan Aydın ve Eyüp Kara<br />

görüşmede hazır bulundu. Mozambik’teki<br />

yatırım fırsatları ve <strong>ASKON</strong><br />

üyesi işadamlarının ülkelerinde neler<br />

yapabilecekleri konusunda bilgi<br />

aktardılar.<br />

Mozambikli işadamları yaptıkları<br />

açıklamada; iki ülke arasındaki<br />

ticaretin artırılması için köprü görevi<br />

görmek niyetinde olduklarını ifade<br />

ettiler. Türk işadamlarının isterlerse<br />

Mozambik’te birçok alanda yatırım<br />

ya da ticaret yapabileceklerini vur-<br />

<strong>ASKON</strong> Kalkınma Bakanı<br />

Cevdet Yılmaz’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> heyetinin Kalkınma Bakanı<br />

ziyaretinde Bakan Cevdet Yılmaz,<br />

gulayarak ellerinden geldiğince Türk<br />

işadamlarına yardımcı olabileceklerini<br />

ifade ettiler.<br />

<strong>Ziyaret</strong> esnasında konuşan <strong>ASKON</strong><br />

Yönetim Kurulu Üyesi Av. Cavit Tatlı<br />

“İşadamları derneği olarak bizde<br />

üyelerimizin ticari hayattaki atılımlarını<br />

destekliyoruz. Bu açıdan bakıldı-<br />

DPT bünyesinde İzleme ve Değerlendirme<br />

Genel Müdürlüğü ve<br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

ğında sizler gibi değerli dostların bizi<br />

ziyaret etmesi ve karşılıklı yatırım<br />

olanaklarının masaya yatırılması<br />

çok önemlidir. Umarım bu ziyaret<br />

gelecekte iki ülke arasında birçok<br />

fırsatın doğmasına vesile olur.” dedi<br />

ve ziyaretten dolayı teşekkür etti.<br />

Kalkınma Araştırmaları Merkezi<br />

kurulacağını belirterek, “Türkiye’de<br />

bir işe başlanıyor, daha sonra ne<br />

aşamada diye takip edilmiyor.<br />

İzleme ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü<br />

bu açığı kapatacak” dedi.<br />

Kurulacak Kalkınma Araştırmaları<br />

Merkezinin de thing thang kuruluşu<br />

gibi çalışacağını söyleyen Bakan Yılmaz,<br />

Türkiye’nin önemli bir reform<br />

ve kalkınma tecrübesi olduğunu,<br />

merkezin bu tecrübeyi başta komşu<br />

ülkeler olmak üzere talep eden<br />

diğer ülkelere aktaracağını belirtti.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

51


52<br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

<strong>ASKON</strong> Bilim ve Teknoloji Bakanı<br />

Nihat Ergün’ü <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca ve beraberindeki heyet Bilim Teknoloji ve<br />

Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ü ziyaret etti. <strong>Ziyaret</strong> sırasında <strong>ASKON</strong>’un gelişmelerle<br />

ilgili görüşleri ve değerlendirmeleri de gündeme geldi.<br />

Basına yapılan açıklamada <strong>ASKON</strong><br />

tarafından yapılan değerlendirmelerin<br />

özeti şu şekilde:<br />

“Ülkemiz yeni bir döneme girmiştir.<br />

Dünyada ekonomi ile ilgili çok farklı<br />

ve karamsar gelişmelerin beklendiği<br />

bir ortamda, ülkemizin birçok açıdan<br />

göreceli olarak daha iyi göstergelere<br />

sahip olması önemli bir avantajdır.<br />

Ancak bu ekonomik yapımızın her<br />

açıdan çok iyi olduğu ve rehavete<br />

kapılmamızda bir sakınca olmadığı<br />

anlamına gelmez. Tam aksine 2008<br />

krizinin etkileriyle önemli kayıplarımız<br />

oluştu.”<br />

Görüşmede Nihat Ergün, İş dünyası<br />

ile Türkiye’nin hedefleri arasında bir<br />

uyum ve paralellik olması gerektiğini<br />

söyledi. Son dönemde siyasi istikrarın<br />

sağlanması ve makro ekonomik<br />

dengelerin kurulmasıyla Türkiye’nin<br />

hem siyasi hem ekonomik hedefler<br />

koyduğunu anlatan Ergün, “Bundan<br />

9 yıl önce 2023 hedeflerinden<br />

bahsetseydik insanlar dudak<br />

bükebilirlerdi ama bugün Türkiye’nin<br />

koymuş olduğu bu hedefler herkes<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

tarafından paylaşılan hedefler haline<br />

gelmiştir.”dedi.<br />

Yeni dönem yeniden ekonomimizi<br />

başka bir kulvar üzerinde dizayn<br />

etme dönemi olmalıdır. Artık “restorasyon<br />

yerine, yeni inşa ”çalışması<br />

yapılmalıdır. Ezici bağımlılıklara karşı<br />

tedbirler almak ve olabildiğince dış<br />

bağımlılığımızı ekonomimizin sıhhatini<br />

bozmayacak boyuta taşımak gibi<br />

önceliklerle kurgulamak zorundayız.<br />

Bölgesel güç olma hedefine bağlı olarak,<br />

rekabetçi üstünlük şanslarımızı<br />

Yeni dönemin en<br />

önemli farkları, sanayi<br />

üretiminde aramal ve<br />

enerji ihtiyaçlarının içeride<br />

karşılanması çalışmaları<br />

olmalıdır. Bunun için de<br />

faiz ve kur politikalarının<br />

buna hizmet edecek şekilde<br />

yönetilmesi önem arz eden<br />

konular olmaktadır.<br />

iyi belirlemeli ve odaklanma konusunda<br />

maharetli bir yöneliş gerçekleştirmeliyiz.<br />

Bu hedefe başta kamu<br />

olmak üzere, özel sektör, üniversiteler<br />

ve Ar-Ge üreten tüm birimler dahil<br />

olmalıdır. Sınırlarımızı aşan boyutta<br />

entegrasyon planlaması yapmalı,<br />

gerçek bir sinerji üretimi normunu<br />

yakalamalıyız.<br />

Bu bağlamda öncü sektörlerimizi<br />

belirleme ve onların ardından tüm<br />

ekonomiyi sürükleme becerisi gösterebilmeliyiz.<br />

Yeni dönemin en önemli farkları,<br />

sanayi üretiminde aramal ve enerji<br />

ihtiyaçlarının içeride karşılanması çalışmaları<br />

olmalıdır. Bunun için de faiz<br />

ve kur politikalarının buna hizmet<br />

edecek şekilde yönetilmesi önem arz<br />

eden konular olmaktadır.<br />

Gıda konusunda içyeterliliğin gerekliliği<br />

tezinden uzaklaşılmamalıdır.<br />

Bu konu her zaman stratejik kabul<br />

edilmelidir. Yani tarım ve hayvancılık<br />

meselesi bizim için her zaman<br />

stratejiktir. Üstelik ülkemiz imkânları<br />

ithâlâta gerek olmadan bunu gerçekleştirmeye<br />

müsaittir diye konuştu.


<strong>ASKON</strong> Ekonomi Bakanı<br />

Zafer Çağlayan’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mustafa Koca ve beraberindeki<br />

yönetim kurulu üyeleri, Ekonomi<br />

Bakanı Zafer Çağlayan’ı makamında<br />

ziyaret ederek, ’’hayırlı olsun’’ dileğinde<br />

bulundu.<br />

Görüşmede Çağlayan Türkiye’nin bu<br />

ekonomik krizden etkilenmeyeceğini<br />

söyledi. Siyasi istikrar son derece<br />

sağlam temellere dayanıyor, ama<br />

<strong>ASKON</strong> Gıda Tarım ve Hayvancılık<br />

Bakanı Mehdi Eker’i <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Milli Eğitim Bakanı<br />

Ömer Dinçer’i <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mustafa Koca ve beraberindeki<br />

yönetim kurulu üyeleri, Milli Eğitim<br />

Bakanı Ömer Dinçer’i ziyaret ederek,<br />

“hayırlı olsun” dileğinde bulundu.<br />

Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin<br />

ardından açıklama yapan Bakan<br />

Dinçer, <strong>ASKON</strong> heyetinin ziyaretinden<br />

büyük mutluluk duyduğunu<br />

söyledi.<br />

hiçbir şey yokmuş gibi davranmak da<br />

söz konusu değildir. Borçlanması ayrı<br />

kazancı ayrı olanların mutlaka dikkat<br />

etmesi gereken bir dönem. Dolar elde<br />

ediyorsanız borcunuzu da dolar, Euro<br />

elde ediyorsanız borcunuzu da Euro<br />

olması en doğrusu diye konuşan Çağlayan,<br />

heyetimize ziyaretten dolayı<br />

memnunluk duyduğunu söyledi.<br />

<strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mustafa Koca ve beraberindeki<br />

yönetim kurulu üyeleri, Gıda Tarım ve<br />

Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi<br />

Eker’i makamında ziyaret ederek,<br />

’’hayırlı olsun’’ dileğinde bulundu.<br />

Tarım ve hayvancılıkla ilgili yeni<br />

projelerini <strong>ASKON</strong> heyetine anlatan<br />

Eker, 2011 yılının Tarımda<br />

Milli eğitimde yeni hedeflerini anlatan<br />

Dinçer, sanayi-eğitim ilişkisine<br />

değindi. Meslek Liseleri ve ara eleman<br />

ile ilgili yeni projelerini anlattı.<br />

<strong>Ziyaret</strong> Genel Başkan Mustafa Koca<br />

ile birlikte Adnan Danışman, Atilla<br />

Yılmaz, Nurettin Erzurum ve Salim<br />

Arslanhan katıldı.<br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

verimliliğin daha da artılacağı bir<br />

yıl olduğunu ifade etti. Görüşme<br />

sonrasında Bakan Eker, <strong>ASKON</strong><br />

heyetinin ziyaretinden büyük mutluluk<br />

duyduğunu söyledi. <strong>Ziyaret</strong>in<br />

ardından <strong>ASKON</strong> Heyeti Gıda Tarım<br />

ve Hayvancılık Müsteşarı Vedat<br />

Mirmahmutoğulları‘nı da makamında<br />

ziyaret etti.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

53


54<br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

<strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Üyelerimiz<br />

Şehit Ailelerini <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

Hakkari’deki menfur saldırılarda şehit<br />

olan Piyade Asteğmen Bilal Özcan’ın<br />

Yakuplu’da, Er Eyüp Çolakoğlu’nun<br />

Avcılar’da bulunan ailelerine taziye<br />

ziyaretinde bulunuldu.<br />

Taziye ziyaretine <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu<br />

Başkanlığında, Yönetim Kurulu Üyeleri<br />

Murat Yılmaz, Yılmaz Başyiğit,<br />

Bekir Aydın ve Özden Bilirdönmez<br />

<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim ve Tekstil Sektörleri<br />

MÜSİAD’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim – Konfeksiyon ve Tekstil Sektör üyelerinden oluşan bir heyetle<br />

MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Başkanı Feysel Ablak başkanlığındaki Tekstil Sektör<br />

Komisyon Üyelerini ziyaret etti.<br />

<strong>Ziyaret</strong> programına <strong>ASKON</strong> Hazır Giyim<br />

Sektör Başkanı Özden Bilirdönmez<br />

ile Askon Tekstil Sektör Başkanı Zeki<br />

Acar’ın yanı sıra Hazır Giyim Sektör<br />

Başkan Yardımcıları Coşkun Alay ile<br />

Kadir Sevinçhan ve Tekstil Sektör<br />

Başkan Yardımcısı Mehmet Bilici’de<br />

katıldı.<br />

<strong>Ziyaret</strong>te heyetimize sıcak ilgi<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

oluşan bir heyet katıldı.<br />

<strong>Ziyaret</strong>te Abdullahoğlu “Şehitliğin<br />

kutsal bir mertebe ayrıca şehitlerimizin<br />

acısının hepimizin ortak acısı<br />

olduğunu ifade etti”. Bu şehitlerin<br />

son olması temennileri iletilerek<br />

vefat eden kardeşlerimiz için Kur’an-ı<br />

Kerim okunduktan sonra ailelere<br />

başsağlığı dilediler.<br />

gösteren Feysel Ablak, tekstil sektör<br />

başkanlığına seçildiklerinden bu<br />

zamana kadar çeşitli STK’ların tekstil<br />

Komisyon başkanlıklarını ziyaret<br />

ettiklerini ve en kısa sürede kardeş<br />

kurum <strong>ASKON</strong>’a da nezaket ziyaretinde<br />

bulunacaklarını söyledi.<br />

Tekstil sektörünün Türkiye’nin lokomotifi<br />

ve hazır giyimde de 1 numara<br />

olduğuna değinen Ablak, kurumların<br />

birlikte hareket etmelerinin önemine<br />

vurgu yaptı.<br />

<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim Sektör Başkanı<br />

Özden Bilirdönmez’de Ortak hareket<br />

etmenin faydalarına değinerek iki<br />

kurum üyelerinin ortak bir çalışma<br />

yapmasının önemini vurguladı. Düzensiz<br />

indirimler ve şirketlerin kurumsallaşmasının<br />

sektörü daha da güçlendireceğini<br />

ifade etti.<br />

<strong>ASKON</strong> Tekstil Sektör Başkanı Zeki<br />

Acar, Doğu Bloku ülkelerinin üretime<br />

başlamasından bu yana o bölgeye ihracatın<br />

azaldığını dışardan ihraç edilen<br />

mallar dolayısıyla da girdi maliyetlerini<br />

artırmadığını belirtti.<br />

Görüşme sonucunda sınır ticaretinin<br />

geliştirilmesi, Türkiye’nin markalaşması<br />

ve haksız rekabetin ortadan<br />

kaldırılması fikri ortak görüş olarak<br />

benimsendi.


<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim ve Tekstil Sektörleri<br />

LASİAD’ı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

<strong>ASKON</strong> Hazır Giyim – Konfeksiyon ve Tekstil Sektör üyelerinden oluşan bir heyetle<br />

LASİAD’ı ziyaret etti. <strong>Ziyaret</strong>te LASİAD Başkanı Gıyasettin Eyyüpoğlu ile Yönetim Kurulu<br />

üyeleri Benan Çalabakul, Münir Dinler, Mehmet Özbayrak, Selim Poşul,<br />

Mehmet Ocaklı, Genel Sekreter Mehmet Ali Yetişir hazır bulundu.<br />

<strong>Ziyaret</strong> programına <strong>ASKON</strong><br />

Tekstil Sektör Başkanı Zeki<br />

Acar, <strong>ASKON</strong> Hazır Giyim<br />

Sektör Başkanı Özden<br />

Bilirdönmez’in yanı sıra Hazır Giyim<br />

Sektör Başkan Yardımcısı Kadir<br />

Sevinçhan ve Tekstil Sektör Başkan<br />

Yardımcısı Mehmet Bilici ile Ali İhsan<br />

Erdem, Ruşen Karadağ, İ. Hakkı<br />

Şahin, Ali Öztürk de katıldı.<br />

<strong>Ziyaret</strong>te <strong>ASKON</strong> Tekstil Sektör<br />

Başkanı Zeki Acar, Laleli olmazsa<br />

Türkiye aç kalacağını, Türkiye jeoekonomik<br />

konumuyla Avrasya ülkelerine<br />

yakın ve pazar araştırmalarının yapılması<br />

açısından önemli bir noktada<br />

olduğunu, tekstil sektörünün ülkeye<br />

döviz kazandırdığını, devlet kanadından<br />

yeterli destek alınamadığından<br />

ötürü, Ankara’nın kısa süre içerisinde<br />

tekstildeki sorunlara çözüm üretmesi<br />

gerektiğini, kendi standartlarımızın<br />

oluşturulması gerektiğini ,ürün<br />

satılan pazarların analizlerinin iyi<br />

yapılması gerektiğini söyledi.<br />

Ayrıca bütün kurumların işbirliği<br />

içerisinde olup ortak paydalar oluşturulmasının<br />

gerekliliğini, Doğu Bloku<br />

ve Rusya gibi ülkelerin lokomotif<br />

bölgeler olduğunu ve buradaki işyeri<br />

açma ile ilgili engellerin kaldırılmasıyla<br />

büyük bir pazar payının Türk<br />

işadamlarına açılacağına değindi.<br />

<strong>Ziyaret</strong> sonunda her iki kurum yöneticileri<br />

ziyaretten dolayı memnuniyetlerini<br />

ifade ettiler.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

55


56<br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

<strong>ASKON</strong> OTİAD’ı<br />

<strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Tekstil ve Hazır Giyim<br />

sektörlerinden oluşan heyetimiz,<br />

OTİAD’ı ziyaret etti. Sektör sorunlarının<br />

konuşulduğu ziyarette,<br />

kurumlar arası işbirliğinin önemine<br />

dikkat çekildi.<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />

(<strong>ASKON</strong>) Tekstil Sektörü Başkanı<br />

Zeki Acar, Hazır Giyim Konfeksiyon<br />

Sektör Başkanı Özden Bilirdönmez,<br />

Tekstil Sektör Başkan Yardımcıları<br />

Mehmet Bilici, Ruşen Karadağ,<br />

İ.Hakkı Şahin, Hazır Giyim Sektör<br />

Başkan Yrd. Coşkun Alay’dan oluşan<br />

heyetimiz Osmanbey Tekstilci İşadamları<br />

Derneği (OTİAD) ziyaret etti.<br />

Başkan Ali Ulvi Orhan ve yönetim kurulunca<br />

karşılanan heyet ile gerçekleşen<br />

buluşmada sektörün gündemdeki<br />

sorunları ele alındı. Ekonomik<br />

gelişmelerin de gündeme geldiği<br />

ziyarette, karşılıklı işbirliği konularında<br />

nelerin yapılabileceği üzerinde<br />

görüş alışverişinde bulunuldu.<br />

“Kurumlar arası işbirliği önemli”<br />

OTİAD’ın faaliyetleri ve Osmanbey<br />

piyasasının yapısı hakkında bilgi<br />

veren Başkan Orhan, Osmanbey’in<br />

sektörün en dinamik piyasası olduğunu<br />

belirterek OTİAD’ın bu dinamizm<br />

içinde hizmet verdiğini anlattı.<br />

<strong>ASKON</strong>’nun faaliyetleri hakkında<br />

OTİAD’ı bilgilendiren heyetimiz de,<br />

OTİAD’ın faaliyetlerini yakından takip<br />

ettiklerini belirtti. <strong>ASKON</strong> heyeti<br />

Osmanbey’in köklü bir geçmişe sahip<br />

olduğu ifade edilerek sektörün önemine<br />

değinildi.<br />

Konuşmacılar, kurumlar arası işbirliğinin<br />

sektör için de Türkiye için de<br />

faydalı olduğuna vurgu yaptı ve taraflar<br />

kurumlar arasındaki işbirliğinin<br />

güçlenerek devam etmesini istedi.<br />

Samimi geçen görüşme sonunda<br />

OTİAD Başkanı Orhan’a bir plaket<br />

takdim edildi.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

İHH <strong>ASKON</strong>’u <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

İnsani Yardım Vakfı Genel<br />

İHH Başkan Yardımcısı Cüneyt<br />

Kılıç ve Genel Sekreter Yaşar Kutluay<br />

<strong>ASKON</strong>’u ziyaret etti. <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Sekreteri M. Akif Bayramoğlu ile<br />

görüşme yapan İHH İnsani Yardım<br />

Vakfı temsilcileri, geçmiş dönemlerde<br />

yaptıkları faaliyetler hakkında<br />

bilgi verirken, bu kapsamda hazırlamış<br />

oldukları ”Hayat Bulan Projeleri”<br />

anlattı.<br />

“Hayat Bulan Projeler” yayınında İHH<br />

İnsani Yardım Vakfı’nın kuruluşundan<br />

bu güne kadar yaptığı faaliyetler;<br />

Eğitim, Sağlık, Sosyal Yardımlar ve<br />

Kültürel Destek Çalışmaları başlıkların<br />

resimlerle sunan yayında Ülkemizde<br />

ve dünyanın birçok bölgesinde<br />

çekilmiş resimler bulunmakta. İHH<br />

İnsani Yardım Vakfı “Bir tebessüm,<br />

binlerce teşekkürdür bizim için..”<br />

sloganı ile hazırlamış olduğu yayında<br />

Pakistan’dan Etiyopya’ya, Filistin’e,<br />

Japonya’ya kadar birçok ülkede gerçekleştirdikleri<br />

projeler yer almakta.<br />

Kutluay bünyelerinde doksana yakın<br />

proje biriktiğini ve bu projelerden bir<br />

kısmını <strong>ASKON</strong> ile yapmak istediklerini<br />

ifade etti.<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Sekreteri M. Akif Bayramoğlu<br />

“İHH çalışmalarını büyük<br />

bir ilgiyle takip ediyoruz. Bugüne<br />

kadar birçok projeyi beraber gerçekletirdik.<br />

Yeni projeleri inceleyeceğiz ve<br />

yönetime sunacağız.” dedi.<br />

Genel Sekreteri M. Akif Bayramoğlu<br />

ziyaret nedeni ile heyete teşekkürlerini<br />

ifade etti.


<strong>ASKON</strong> KOSGEB İkitelli Hizmet Merkezi Müdürü<br />

Selahattin Kaya’yı <strong>Ziyaret</strong> <strong>Etti</strong><br />

Genel Başkan Yardımcısı, Sektörler<br />

Komisyon Başkanı Sami<br />

Bektaş, Teşkilatlanma Komisyonu<br />

Başkan Yardımcısı İsmail Keleş,<br />

Tekstil Sektör Komisyon Başkanı<br />

Zeki Acar, Makine Sektör Komisyon<br />

Başkanı Nihat Dede, Hizmet Sektör<br />

Komisyon Başkanı Recep Palamut,<br />

Mobilya Sektör Komisyon Başkan<br />

Yardımcısı Fatih Urkaç, Kağıt Ambalaj<br />

Sektör Komisyon Başkan Yardımcısı<br />

Ali Küçük, İnşaat Sektör Komisyon<br />

Üyesi Osman Çelik’ten oluşan<br />

heyetimiz KOSGEB İkitelli Hizmet<br />

Merkezi Müdürü Sayın Selahattin<br />

Kaya Beyi makamında ziyaret etti.<br />

Selahattin Kaya “İki Binli yılların başı<br />

itibari ile devlet yardımları sisteminde<br />

yapılan değişiklikler, tabana<br />

yayılarak devam etmektedir. Bu kapsamda<br />

başvuru süreçlerinde yapılan<br />

değişiklikler ile firmaların süreçleri ve<br />

destekleri takip etmeleri kolaylaştırılmış<br />

durumdadır. <strong>ASKON</strong> gibi sivil<br />

toplum kuruluşlarından yeni süreç<br />

için destek vermesini bekliyoruz.<br />

Geçmiş dönemlerde yapılan uygulamalar<br />

yüzünden firmalarımız süreçler<br />

hakkında olumsuz düşüncelere<br />

sahipler. Devlet destekleri her firma<br />

için çok önemli bir yer tutmalıdır.<br />

Son dönemde destek başvurularını<br />

iki ana grupta değerlendiriyoruz: Genel<br />

Destekler Ve Proje Bazlı Destekler<br />

KOSGEB olarak Girişimcilik Desteği,<br />

Genel Destek Programları, İşbirliği<br />

Güç birliği, AR-GE projeleri, Tematik<br />

Projeler gibi birçok destek kalemimiz<br />

mevcut. Bu kapsamda firmaların<br />

ihtiyaçları belirlenmeli. Firmalarımızın<br />

desteklerden yararlanmaları için<br />

kurum olarak üzerimize düşen görevi<br />

yerine getiriyoruz, bu bizim için manevi<br />

bir sorumluluk.”dedi<br />

Sektörler Komisyon Başkanı Sami<br />

Bektaş “Yeni ekonomik koşullarda<br />

firmaların daha etkili kaynak yönetimi<br />

yapmaları gerekiyor. Bu kapsamda<br />

KOSGEB gibi kurumlar firmaların<br />

yaşam doğrularını uzatmaları için<br />

artık olmazsa olmaz durumdadır. AS-<br />

KON olarak üye firmalarımıza devlet<br />

KURUMSAL ZİYARETLER<br />

destekleri noktasında yardımcı olmaya<br />

çalışıyoruz. Geçmiş dönemlerde<br />

yapıldığı gibi KOSGEB ile ortak eğitim<br />

ve faaliyetler yapmak istiyoruz. Bu<br />

kapsamda hazırlamakta olduğumuz<br />

“Devlet Destekleri Raporu” ve<br />

Tematik Proje ile daha etkin bir süreç<br />

yürütmek istiyoruz.”dedi<br />

Samimi geçen ziyaret sonrasında<br />

KOSGEB İkitelli Hizmet Merkezi<br />

Müdürü Selahattin Kaya’ya Teşkilatlanma<br />

Komisyonu Başkan Yardımcımız<br />

İsmail Keleş tarafından bir plaket<br />

takdim edildi.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

57


58<br />

MEMLEKET HAVASI<br />

AFYONKARAHİSAR<br />

Yüzölçümü 14570 km 2 olan Afyonkarahisar ilinin büyük bir bölümü Ege Bölgesinin<br />

iç batı olarak adlandırılan kesiminde bulunur. İlin doğusunda kalan topraklar İç<br />

Anadolu Bölgesinin özelliklerini gösterir.<br />

Afyonkarahisar, Türkiye’nin<br />

coğrafi bölgelerinden üçü<br />

üzerinde (Ege, Akdeniz, İç<br />

Anadolu) yayılan bir ildir.<br />

Büyük kısmı Ege Bölgesi’nin İç Batı<br />

Anadolu bölümünde bulunur. Güneyde<br />

bulunan Başmakçı, Dazkırı, Dinar<br />

ve Evciler ilçelerinin bazı toprakları<br />

Akdeniz Bölgesi sınırları içine girer.<br />

İlin doğu ve kuzeydoğu kısımlarındaki<br />

bazı topraklar da İç Anadolu<br />

Bölgesi’ne taşar. Önemli merkezleri<br />

birbirine bağlayan kara ve demiryolları<br />

Afyonkarahisar’dan geçer. Bu<br />

özellikleri sebebiyle Afyonkarahisar,<br />

yolların kesiştiği, bölgelerin birbirine<br />

bağlandığı bir merkez konumundadır.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Tarihi<br />

Afyonkarahisar ili adını şehrin güneyinde<br />

bulunan kaleden ve afyon<br />

bitkisinden almıştır. M.Ö. 7000<br />

yılından başlayarak günümüze kadar<br />

ilin sınırları içerisinde Kalkolitikten,<br />

Eski Tunç Devri’ne geçiş kültürlerinden<br />

sonra Hitit, Frig, Roma, Bizans,<br />

Selçuklu, Osmanlı medeniyetleri<br />

konumlanmıştır. Selçuklu Türklerinin<br />

1071 yılında Anadolu’yu fethinden<br />

sonra Afyonkarahisar Türk egemenliğine<br />

geçti. Bu tarihten itibaren<br />

Afyonkarahisar, sırasıyla Selçuklu<br />

Devleti Sahipoğulları Beyliği, Germiyanoğulları<br />

Beyliği hükümdarlığı<br />

altında yaşadıktan sonra 1428’de<br />

Osmanlı İmparatorluğu topraklarına<br />

katıldı. Bu nedenle Afyonkarahisar,<br />

Kurtuluş Savaşı’mızın simgesi olmuş<br />

kentlerimizden biridir.<br />

İklimi<br />

Afyonkarahisar, Anadolu’nun batı<br />

yarısında bir kavşak noktası olup, doğuyu<br />

batıya, kuzeyi güneye bağlayan<br />

doğal bir kapı konumundadır. Kışları<br />

soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve<br />

kurak bir step iklimi görülür, İlkbahar<br />

ve sonbaharda ise yağışlar yağmur<br />

biçiminde artar.<br />

Afyonkarahisar’ın tabiî bitki örtüsü


kara ikliminin elverdiği kuru orman<br />

topluluklarıdır. Dağlık alanlarda varlığını<br />

sürdürmekte olan bu ormanlar<br />

düzlüklerde tamamıyla ortadan<br />

kaldırılmıştır. Ormanların yok edilmesi<br />

sonucu ilin ovalık alanları bozkır<br />

görünümünü almıştır. İlin kuzey ve<br />

batısındaki yüksek dağlık kesimler<br />

Karaçam ve Ardıç ormanlıklarının yayılma<br />

alanlarıdır. Burada ormanın üst<br />

sınırı 1800-1900 metrelere erişir.<br />

Tarım<br />

Afyonkarahisar ilinde geçim kaynağı<br />

genel olarak tarım ve hayvancılığa<br />

dayanır. Tarım, öncelikle dağlar<br />

arasında yer tutan ovalarda bahçe<br />

tarımı tipindedir. Mevsimlik sebze<br />

üretimi ile birlikte meyve üretimi de<br />

büyük oranda yapılmaktadır. Sulu<br />

tarımın yapıldığı yerlerde sebze<br />

üretimi hâkimdir. Diğer yandan iklim<br />

şartlarına ve toprak özelliklerine göre<br />

tahıl üretimi de çok miktarda yapılmaktadır.<br />

Bunun yanında haşhaş,<br />

şekerpancarı, patates, ayçiçeği gibi<br />

endüstri bitkileri de yetiştirilir.<br />

Geleneksel hayvancılığın azaldığı ve<br />

buna karşılık modern hayvancılığın<br />

artmaya başladığı Afyonkarahisar’da<br />

et ve et ürünleri üretimi gelişme<br />

göstermiştir. Besi hayvancılığı kapalı<br />

mekânlarda ve hemen her ilçede<br />

olmak üzere, merkez ve çevresinde<br />

yoğun bir biçimde yapılmaktadır.<br />

Tavukçuluk ve buna dayalı yumurta<br />

üretimi fazla miktarda yapılmaktadır.<br />

Yumurta borsası Afyonkarahisar’da<br />

belirlenmektedir. Hayvancılık alanında<br />

Afyonkarahisar, komşu illere göre<br />

daha yüksek bir potansiyele sahiptir.<br />

Süt sığırcılığı, küçük ve büyük baş<br />

hayvancılık, arıcılık ve tavukçuluk<br />

yapılmaktadır.<br />

Sanayi<br />

Afyonkarahisar, özel sektörün de<br />

yatırımlara yönelmesiyle sanayileşmede<br />

yeni bir döneme girmiştir.<br />

Afyonkarahisar’da büyük bir gelişme<br />

gösteren geçim kaynaklarından biri<br />

de imalât sanayidir. Eskiden beri<br />

bilinen kaymak ve kaymaklı şeker<br />

üretimi ile birlikte sucuk üretimi,<br />

şehir ekonomisinde önemli bir yer<br />

tutmaktadır. Özellikle İscehisar ve<br />

çevresinde çıkarılan mermer ise farklı<br />

biçimlerde işlenmek suretiyle yurt içine<br />

ve yurt dışına satılmakta, yörenin<br />

geçim kaynağı özelliğini korumaktadır.<br />

Bunun yanında makarna, un,<br />

yem, tuğla, yağ ve lâstik vb. imalât<br />

sektöründeki yatırımlar sanayileşme<br />

sürecini belirgin olarak ortaya koymaktadır.<br />

Başlangıçta tarıma dayalı<br />

olarak gelişme gösteren sanayi sektörü,<br />

günümüzde çeşitlilik göstererek<br />

gelişimini sürdürmektedir.<br />

Turizm<br />

Binlerce yıllık medeniyetlerin kültür<br />

ve sanatını yansıtan arkeolojik kalıntılarıyla,<br />

asırlık yapılarıyla, milyonlarca<br />

yılda oluşmuş mağaralarıyla,<br />

termal zenginlik ve tabiat güzellikleriyle,<br />

ören yerleriyle yüzyıllardır alın<br />

teri ve göz nuru ile süre gelen el sanatlarıyla,<br />

peri bacalarıyla, açık hava<br />

tapınaklarıyla ve mutfağıyla turizm<br />

potansiyeli fazla olan bir yöremizdir.<br />

Afyonkarahisar ilinin turizm potan-<br />

MEMLEKET HAVASI<br />

siyelini aşağıdaki başlıklar altında<br />

toplayabiliriz:<br />

A- Turizm Merkezleri<br />

B- Termal ve Kaplıca Turizmi(Sağlık<br />

Turizmi)<br />

C- Kültür Turizmi<br />

D- Tabiat Turizmi ve Tabiî Güzellikler<br />

E- Festival ve Şenlikler<br />

F- Alışveriş Merkezleri<br />

G- Turizm İşletmesi Belgeli Tesisler ve<br />

Seyahat Acentaları<br />

TERMAL TURİZM MERKEZLERİ ;<br />

İlimizde, Turizm Bakanlığı tarafından Turizm<br />

Merkezi ilân edilmiş 4 adet Turizm<br />

Merkezi vardır.<br />

1- Gazlıgöl Termal Turizm Merkezi<br />

2- Sandıklı-Hüdai Termal Turizm Merkezi<br />

3- Ömer-Gecek Termal Turizm Merkezi<br />

4- Bolvadin-Heybeli Termal Turizm<br />

Merkezi<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

59


60<br />

PANORAMA<br />

Van’da meydana gelen, yüzlerce<br />

kişinin hayatını kaybettiği 7,2<br />

büyüklüğündeki deprem ülkeyi<br />

yasa boğdu...<br />

Ekim<br />

Hakkari’nin Çukurca ilçesindeki<br />

terörist saldırıda 24 asker şehit<br />

oldu, 18 asker yaralandı<br />

Ekim<br />

Başbakan Erdoğan’ın annesi<br />

Tenzile Erdoğan vefat etti<br />

Ekim<br />

Ekim<br />

Kasım<br />

Aralık ayının<br />

önemli olayları!<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Depremde 604 kişi hayatını<br />

kaybetti 222 vatandaş<br />

enkazdan sağ kurtuldu.<br />

Ekim<br />

Libya firari lideri Muammer<br />

Kaddafi öldürüldü.<br />

Ekim


62<br />

PANORAMA<br />

Başbakan Erdoğan,<br />

‘’laparoskopik’’ yöntemle<br />

başarılı bir sindirim sistemi<br />

ameliyatı oldu<br />

Kasım<br />

Sultanahmet’te pompalı<br />

tüfekle çevreye ateş açarak<br />

bir asker ile özel güvenlik<br />

görevlisini yaralayan Libya<br />

uyruklu kişi vurularak etkisiz<br />

hale getirildi<br />

Kasım<br />

Bedelli Askerlik TBMM’de<br />

kabul edildi.<br />

Kasım<br />

Fas’ta yapılan parlamento<br />

seçimlerinin galibi, Adalet ve<br />

Kalkınma Partisi oldu.<br />

Kasım<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Van’da meydana gelen 5,6<br />

büyüklüğündeki ikinci deprem<br />

ülkeyi bir kez daha yasa boğdu<br />

Kasım<br />

Odatv’de yapılan aramalara<br />

ilişkin davanın sanığı eski MİT<br />

mensubu Kaşif Kozinoğlu<br />

cezaevinde öldü.<br />

Kasım<br />

’’Kartepe’’ adlı deniz<br />

otobüsünü kaçıran terörist,<br />

düzenlenen operasyonla etkisiz<br />

hale getirildi<br />

Kasım<br />

İtalya’da Başbakan Silvio<br />

Berlusconi hükümetiyle istifa<br />

etti. Hükümeti kurma görevi<br />

ekonomist Mario Monti’ye<br />

verildi.<br />

Kasım<br />

11 Kasım Dünyada “Ateşkes<br />

Günü” olarak kabul edildi.<br />

Kasım


TBMM Başkanlığı İdari<br />

Teşkilatı Kanun Teklifinin<br />

kabul edildi. Yasaya göre,<br />

Meclisteki askeri birliğin<br />

görevi sona erdi<br />

Çek Cumhuriyeti’nin<br />

eski Cumhurbaşkanı<br />

Vaclav Havel öldü.<br />

Aralık<br />

ABD ordusu<br />

Irak’tan çekildi.<br />

Aralık<br />

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince yürütülen, futbolda şike<br />

iddialarına yönelik soruşturmaya ilişkin iddianamede TFF Başkan<br />

Vekili Gümüşdağ şüpheli olarak yer aldı<br />

İddianamede tutuklu şüpheliler Aziz Yıldırım ve Olgun Peker’in ise<br />

‘’örgüt liderliği ve şike’’ suçlarından yargılanmaları talep edildi<br />

Aralık<br />

Aralık Aralık<br />

YÖK, üniversiteye giriş<br />

sınavındaki katsayıyı kaldırdı<br />

Hırvatistan, AB’ye katılım<br />

anlaşmasın imzaladı.<br />

Aralık<br />

Kuzey Kore lideri Kim Jong İl’in<br />

69 yaşında hayatını kaybettiği<br />

açıklandı.<br />

Aralık<br />

Suriye ve Yemen’de<br />

isyanlar çıktı.<br />

Aralık<br />

PANORAMA<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

63


64<br />

ŞİRKETLERDEN HABER<br />

Sun Plastik Ev Gereçleri Resport Catering<br />

SunGroup bünyesinde plastik ev<br />

gereçleri üretimi gerçekleştiren Sun<br />

Plast, aylık 3.500.000 adete yükselen<br />

üretim kapasitesi ile Türkiye’nin<br />

lider firması konumundadır. 300<br />

çeşidi aşan ürün portföyü ile müşterilerine<br />

zengin bir çeşit sunarken,<br />

yenilikçi yapısı ile sürekli yeni ürünleri<br />

portföyüne kazandırmaktadır.<br />

SunPlast 40 yılı aşan plastik üretim<br />

gelenek ve deneyimi ile plastik ev<br />

gereçleri sektörüne yüksek kaliteli<br />

düşük fiyatlı ürünler sunmaktadır.<br />

Kendi Ar-Ge ekibi ile kendi kalıplarının<br />

dizaynını yapan, kullandığı makineleri<br />

ve hammaddeleri direkt ithal<br />

eden SunPlast, yüksek rekabet gücü<br />

sayesinde iç ve dış pazarda etkin<br />

konumdadır. Yerel pazarda Migros,<br />

Carrefour, Tesco, Dia, BİM, Kiler,<br />

A-101, Tansaş, başta olmak üzere<br />

tüm ulusal marketlerde, seçkin yerel<br />

marketlerde ve saygın toptancılarda<br />

ürünleri satışa sunulmaktadır.<br />

Yurtdışında ise; katılımı gerçekleşen<br />

önemli uluslararası fuarlarla,<br />

sektörün öncü dergilerindeki ilanlar<br />

ve seçkin distribütörler ile satış ağı<br />

sürekli genişlemektedir.<br />

SunPlast özgün tasarımları, geliştirdiği<br />

özel renkler ve profosyonel<br />

bir ajans tarafından gerçekleştirilen<br />

ambalaj konsepti ile, trendi kovalayan<br />

firma değil, trendi oluşturan<br />

firma olma özelliğini geliştirerek<br />

sürdürmektedir.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Resport Catering, <strong>ASKON</strong> Üyelerinden<br />

Sayın Kemal Özpınar’ın Genel<br />

Müdürlüğünü yürüttüğü Çamlıca<br />

Vakfı’nın bünyesinde 1994 yılında<br />

kurulmuş bir toplu yemek hizmeti<br />

firmasıdır. Kurulduğu yıl beş çalışanı<br />

ile günlük 300 kişiye yemek hizmeti<br />

veren Resport, müşterilerinin güveni<br />

ile bugün 500’e yakın çalışanı ve aylık<br />

700.000’i aşkın yemek üretimi ile<br />

sektörünün %100 yerli sermayeli en<br />

büyük şirketlerinden biridir.<br />

Üretimini, uzman gıda mühendislerinin<br />

ve diyetisyenlerin kontrolünde<br />

gerçekleştiren Resport Catering,<br />

1994 yılından bugüne, profesyonel<br />

kadrosu ile holding merkezleri fabrika<br />

ve iş merkezleri ve okullar başta<br />

olmak üzere birçok kuruluşa hizmet<br />

vermektedir. Bunun yanı sıra VIP özel<br />

davet, iftar, kokteyl, piknik gibi toplu<br />

organizasyonlarda da kaliteli yemek<br />

ve servis hizmeti sunmaktadır.<br />

Resport Catering, yurt genelinde<br />

8 ilde toplam 25 noktada bulunan<br />

yemek üretim tesisi ve ISO HACCP<br />

standartlarına uygun özel donanımlı<br />

araçları ile müşterilerine hem yerinde<br />

hem de taşımalı yemek hizmeti<br />

vermektedir.<br />

Resport’la İçim Rahat: Ne Yediğimi<br />

Biliyorum.<br />

Toplu yemek-catering hizmeti,<br />

tedarikçilerden üretim sonrasına<br />

kadar titizlikle denetlenmesi gereken<br />

bir süreçtir. Resport Catering’de<br />

sürdürülebilir gıda güvenliği için,<br />

her aşamada alanında uzman kişiler<br />

hizmet vermektedir.<br />

BAGEM Gıda Kontrol Laboratuarı<br />

tarafından periyodik olarak denetlenen<br />

şirketimizde, gıda maddelerinin<br />

ve bunların üretiminde kullanılan her<br />

türlü hammaddenin, gıda ile temas<br />

eden ambalaj maddelerinin, özel<br />

istek numunelerinin mikrobiyolojik<br />

analizleri gerçekleştirilmektedir. Ayrıca<br />

üretim alanlarının ve işletmelerin<br />

hijyen denetimleri yapılmaktadır.<br />

Resport Catering tedarikçilerini<br />

titizlikle seçmekte ve kullandığı<br />

hammaddelerin kalitesini özel olarak<br />

denetletmektedir. Yemek üretiminin<br />

ana girdisi olan et ve et ürünlerini ise<br />

İzmir/Dikili’de kurulu kendi işletmesinden,<br />

kendi yetiştirdiği büyükbaş<br />

hayvanlardan sağlamaktadır. Bu<br />

yolla üretimden sofraya entegre gıda<br />

güvenliği ve izlenirliği sağlamaktadır.<br />

Et dışı ürünlerde ise Türkiye’nin<br />

ulusal ve kendini kanıtlamış markalarıyla<br />

çalışmaktadır.<br />

Resport Catering 1996 yılından bu<br />

yana gerçekleştirdiği AR-GE çalışmaları<br />

çerçevesinde, toplu yemek<br />

sektöründe ISO, HACCP sistemlerini<br />

ilk kuran ve uygulayan şirketlerden<br />

biridir. Bugün ISO 9001:2008 Kalite<br />

Yönetim Sistemi, ISO 22000 Gıda<br />

Güvenliği Yönetim Sistemi ve OHSAS<br />

İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi’ni<br />

sürekli olarak uygulamakta ve geliştirmektedir.<br />

Türkiye’nin Yüz<br />

Aklarından Roteksan<br />

Dünyanın gelişmiş ülkelerinin altyapı<br />

sistemlerinde yaygın olarak kullanılan<br />

CCTV Kanal Görüntüleme ve<br />

Kanal Temizleme (FREZE) Robotları<br />

kapsamlı olarak ilk defa ROTEKSAN<br />

Robot Kamera Freze Sistemleri<br />

Elektronik Cihazlar İmalat Pazarlama


Sanayi ve Ticaret LTD.ŞTİ. tarafından<br />

Türkiye de üretilmeye başlanmıştır.<br />

Tasarımı ve üretimi %100 ülkemizde<br />

yapılan ürünlere ait CE, ISO 9001,<br />

ISO14001 belgeleri bulunmaktadır.<br />

Megasan Şirketler Grubu iştiraklerinden<br />

olan Roteksan Robot Kamera,<br />

Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hasan<br />

Ali Cesur’un titizlikle üzerinde durduğu<br />

AR-GE çalışmalarına hız vererek,<br />

hergün gelişmelerle yurtdışında<br />

da dikkat çeken firmalar arasına<br />

girmeye başladı. Roteksan Robot,<br />

Macaristan ile temsilcilik anlaşması<br />

yaptıktan sonra birçok Ortadoğu ve<br />

Avrupa ülkelerinden gelen temsilcilik<br />

tekliflerini değerlendirmeye aldı.<br />

Roteksan tarafından geliştirilen<br />

RTS-Soft 1.0 ve 1.1 yazılım<br />

programı;<br />

TOKİ, DSİ, İLLERBANKASI, İSKİ,<br />

ASKİ, KASKİ, ESKİ, DİSKİ, SASKİ<br />

v.b.gibi kuruluşlarının teknik şartnamelerinde<br />

istenen formata uygun<br />

olarak raporlama yapmakta olup,<br />

aynı zamanda Uluslararası altyapı<br />

projelerinin teknik şartnamelerine de<br />

uygun raporlama yapmaktadır.<br />

Özen Grup’tan 300<br />

Market için Bin Kişilik<br />

Yeni İstihdam<br />

Yerel perakende alanındaki büyüme<br />

rüzgarını arkasına alan Özen Grup,<br />

2012’ye yüksek hedeflerle giriyor.<br />

Onurex markası ile özellikle discount<br />

ağırlıklı bir büyüme planlayan grup,<br />

önümüzdeki yıl 136 olan mağaza<br />

sayısını yeni açacağı marketlerle<br />

300’e, 365 milyon TL’lik cirosunu da<br />

628 milyon TL’ye çıkarmayı hedefliyor.<br />

Yeni mağazalarını Marmara<br />

Bölgesi’nde konumlandırmaya hazırlanan<br />

şirket, Anadolu mağazaları<br />

için de satın almalara açık olduğunu<br />

kaydetti. Grup 2012 hedefleri için<br />

yaklaşık 42 milyon TL yatırım planlıyor.<br />

Büyüme hedeflerini İstanbul’da<br />

düzenlenen basın toplantısı ile açıklayan<br />

Onur Market Genel Müdürü<br />

Cemal Özen, uluslararası zincirlerin<br />

kaydettiği yüzde 9’luk büyüme<br />

oranına karşılık yerel perakendedeki<br />

büyümenin yüzde 21’e ulaştığını anlattı.<br />

Bu rüzgarın, büyüme için önemli<br />

bir güç sağladığını kaydeden Özen,<br />

2012’de sıçrama yapmayı hedeflediklerini<br />

aktardı. Halen Türkiye genelinde<br />

136 mağazaları olduğunu belirten<br />

Özen, 44 Onur mağazası dışında 92<br />

Onurex mağazası ile faaliyet gösterdiklerini<br />

belirtti.<br />

41.5 milyon TL’lik yatırım<br />

Yeni dönemde discount konseptinin<br />

yine büyüme stratejilerinin temellerini<br />

oluşturacağını anlatan Özen,<br />

“2012 yılında 41.5 milyon TL yatırım<br />

yaparak, mağaza sayısını 300’e<br />

çıkarmayı planlıyoruz. Onur geçen yıl<br />

hem ulusal hem de yerel zincirleri<br />

geride bırakarak, yüzde 39.2 büyüdü.<br />

Grubumuz ulusal markalara göre 3<br />

kat, yerel markalara göre 2 kat daha<br />

fazla büyümüştür.” dedi.<br />

Büyümeye paralel olarak istihdamda<br />

da artış planladıklarını kaydeden<br />

Özen, grubun 2010 yılı sonu itibariyle<br />

1.200 olan çalışan sayısının 2011’de<br />

1.780’e ulaştığını söyledi. 2012 yılı<br />

sonuna kadar 1000 kişiye daha istihdam<br />

sağlayarak, çalışan sayılarını<br />

2.780’e çıkaracaklarına dikkat çeken<br />

Özen, “2012 sonunda grup olarak<br />

ciromuzun 628 milyon TL’ye, mağaza<br />

metrekaremizin 95.200’e, mağaza<br />

sayımızın 300’e, müşteri sayımızı ise<br />

52 milyon 200 bin kişiye ulaştırmayı<br />

hedefliyoruz.” dedi.<br />

ŞİRKETLERDEN HABER<br />

3 milyon TL’lik entegre tesis<br />

yatırımı<br />

Onur Market Genel Müdürü Cemal<br />

Özen, önümüzdeki yıl şubeleşme<br />

yatırımları dışında bir entegre tesis<br />

kurmayı planladıklarını açıkladı. Et<br />

ürünleri ile kesim işlemlerinin yapılacağı<br />

tesis için 3 milyon TL yatırım<br />

yapacaklarını kaydeden Özen, 2012<br />

başında tesisin hayata geçeceğini<br />

açıkladı. Perakende zincirleri arasında<br />

12’nci sırada yer aldıklarını belirten<br />

Özen, 2023 yılında ilk 5 içinde yer<br />

almak istediklerini söyledi.<br />

Özkartallar Pakistan<br />

Özkartallar Atık Yönetimi, şimdi de<br />

yapılan anlaşmayla Pakistan’ın ikinci<br />

büyük şehri Lahor’da hizmet verecek.<br />

Lahor kentinin yarısını oluşturan bölgede<br />

7 yıllık atık yönetimi hizmetini<br />

alan Özkartallar Atık Yönetimi, kente<br />

4 bin personel ve 220 iş makinesi ile<br />

yıllık 1 milyon ton civarında atık nakil<br />

ve depolama hizmeti verecek.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

65


66<br />

RÖPORTAJ<br />

İSTANBUL<br />

KALKINMA AJANSI<br />

(İSTKA)<br />

Genel Sekreteri<br />

Sayın Doç. Dr. Abdulmecit KARATAŞ ile mülakat<br />

Efendim İSTKA’nın bugüne geliş sürecini<br />

kısaca özetleyebilir misiniz?<br />

İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA),<br />

5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının<br />

Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri<br />

Hakkında Kanun’a dayanılarak 10<br />

Kasım 2008 tarihli ve 2008/14306<br />

sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile<br />

kurulmuş, ardından İstanbul Valiliği<br />

koordinasyonunda Kalkınma Kurulu<br />

oluşturulmuştur. Ağustos 2009 tarihinde<br />

Ajans Genel Sekreteri olarak<br />

atanmamın ardından, açılan yarışma<br />

sınavı sonucunda aralık 2009 tarihindeki<br />

personel istihdamıyla birlikte<br />

Ajans aktif olarak faaliyet göstermeye<br />

başlamıştır. İlk personel alımının<br />

üzerine birkaç kez daha personel<br />

alımı gerçekleştirilerek, Ajans Genel<br />

Sekreterliği bünyesinde Planlama,<br />

Programlama ve Koordinasyon Birimi,<br />

Program Yönetim Birimi, İzleme<br />

ve Değerlendirme Birimi, Destek<br />

Birimi ve Yatırım Destek Ofisi olmak<br />

üzere 5 çalışma birimi kurulmuş ve<br />

2011 yılı itibarıyla Ajans kurumsallaşma<br />

sürecini hemen hemen tamamlamıştır.<br />

Faaliyete geçtiği tarihten<br />

itibaren Ajansın temel çalışmaları<br />

2010-2013 İstanbul Bölge Planı’nın<br />

bölgedeki paydaşların katılımıyla hazırlanmasına<br />

ile Planın 1 Aralık 2010<br />

tarihinde Kalkınma Bakanlığı (eski<br />

adıyla DPT Müsteşarlığı) tarafından<br />

onaylanmasını müteakiben de mali<br />

destek programları aracılığıyla Planın<br />

hayata geçirilmesine katkıda bulunulmasına<br />

odaklanmıştır.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

İstanbul’a kalkınma vizyonu çizmeye<br />

çalışmak nasıl bir duygu?<br />

Ajans olarak tek başımıza İstanbul’a<br />

bir kalkınma vizyonu gerçekleştirmiyoruz,<br />

tersine bölgede söz sahibi herkesi<br />

buna dahil etmeye çalışıyoruz.<br />

Tabii vizyona giden süreci tasarlamak<br />

ve bu adımları doğru bir şekilde<br />

uygulayarak etkin bir koordinasyon<br />

süreci izlemek gibi bir misyonla<br />

hareket ettiğimizi dikkate alırsak,<br />

üzerimizde Türkiye’nin ekonomik<br />

ve sosyal anlamda en büyük ve en<br />

önemli bölgesi olan İstanbul’un sorumluluğunu<br />

taşıdığımızın bilincinde<br />

olarak faaliyetlerimizi yürütürken en<br />

uygun, en etkin ve en iyiyi arıyoruz.<br />

Kurum olarak önemli bir işe baş<br />

koyduğumuzun farkında olduğumuz<br />

gibi, kalkınma vizyonuna katkı sağlayan<br />

her türlü gelişmeden de heyecan<br />

duyduğumuzun da altını önemle<br />

çizmem gerektiğini düşünüyorum.<br />

VİZYON için çalıştaylar yaptınız<br />

sonuçlarını özetler misiniz?<br />

Ajansımızca bölge planı hazırlık çalışmaları<br />

kapsamında İstanbul’un orta<br />

ve uzun vadeli vizyonunu ortaya koymak<br />

üzere 28 Temmuz 2010 tarihinde<br />

İstanbul’dan bölge üzerinde söz<br />

sahibi çok sayıda paydaşın katıldığı<br />

bir Arama Konferansı düzenlenmiştir.<br />

Paydaşların ortak aklı doğrultusunda<br />

İstanbul Bölge Planı Vizyonu,<br />

İstanbul’un bölgesel gelişimine ivme<br />

kazandıracak üç temel unsur üzerine<br />

kurulmuştur. Bunlar hizmet odaklı<br />

sürdürülebilir kalkınma, yaşam kali-<br />

tesi sunan yaşam kültürü ve kültürel<br />

miras olup, İstanbul Bölgesi Vizyonu<br />

da “Kültürel, tarihi ve doğal mirasını<br />

koruyan; yüksek katma değer<br />

üreten ekonomik faaliyetleri tercih<br />

eden; yaşanabilir ve yaşam kalitesini<br />

sürekli yükselten kent: İstanbul”<br />

olarak belirlenmiştir. Söz konusu vizyona<br />

ulaşmak üzere planın rotasını<br />

belirleyen 5 gelişme ekseni ortaya<br />

konmuş ve bu eksenler çerçevesinde<br />

bölgenin hangi stratejileri izlemesi<br />

gerektiğini belirlemek üzere Ekonomik<br />

Dönüşüm, Kültür ve Turizm,<br />

Sosyal Yapı ve Kalkınma, Afet Yönetimi<br />

ve Kentsel Dönüşüm, Ulaşım ve<br />

Lojistik, Çevre, Yönetim ve Planlama<br />

temalarında olmak üzere toplam 7<br />

adet çalıştay düzenlenmiş, alanında<br />

uzman paydaşların katkılarıyla her<br />

konu başlığı kapsamında yapılması<br />

gerekenler ve stratejiler tartışılmıştır.<br />

Bu çalıştaylardan elde edilen sonuçlar<br />

2010-2013 İstanbul Bölge Planı’na<br />

önemli girdi sağlamış ve paydaşların<br />

önerileri plana yansıtılmıştır.<br />

Destekleri ve projeleri nasıl eşleştiriyorsunuz<br />

bu konuda zorluklar var<br />

mı?<br />

Mali destek programları belli temalarda<br />

yayınlanmakta olup, projelerin<br />

ilgili tema kapsamında başvuru<br />

rehberinde tanımlanan program<br />

öncelikleri ile örtüşmesi gerekmektedir.<br />

Bu husus diğer konularla birlikte,<br />

İstanbul’un çeşitli bölgelerinde<br />

düzenlenen bilgilendirme toplantılarında<br />

muhtemel proje başvuru


sahiplerine anlatılmaktadır. Ayrıca,<br />

başvuru rehberleri dahilinde projelere<br />

yön gösterebilecek çeşitli örnek proje<br />

konularına da değinilmektedir. Proje<br />

başvurularının tamamlanmasının<br />

ardından, eşleştirme sürecinde Ajansımızın<br />

içeriğe dair herhangi bir rolü<br />

bulunmamaktadır. Projelerin programlara<br />

uygunluğu ve başarı düzeyi<br />

bağımsız değerlendiriciler tarafından<br />

gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda,<br />

tabiatıyla hem başvuru sahiplerinin<br />

hem de değerlendirmeyi gerçekleştirecek<br />

olan Ajansımız dışındaki<br />

bağımsız değerlendiricilerin program<br />

konusunu programları tasarlayan<br />

Ajansımız perspektifinden algılamalarında<br />

zaman zaman zorluklar<br />

yaşanabilmektedir.<br />

İSTKA beklediğiniz gibi gelişiyor<br />

mu? Kalkınma ajansları hayal edilen<br />

amaçlarına hizmet edebiliyor mu?<br />

Bu soruyu cevaplamak için henüz erken<br />

olduğu kanaatindeyim. Bugüne<br />

kadar Ajansımızın kurumsallaşma<br />

sürecinde her kurumun yaşayabileceği<br />

türden bazı sıkıntılar yaşansa da<br />

genel olarak olumlu bir seyir içerisinde<br />

olduğunu düşünüyorum. Öte<br />

yandan, kalkınma ajanslarının hayal<br />

edilen amaçlara hizmet edip etmediğini<br />

tartışmak bugün için doğru<br />

olmaz, çünkü ajanslar kurulduklarından<br />

itibaren öncelikle personel ve<br />

fiziki mekân gibi kurumsal ihtiyaçla-<br />

rına odaklanmış, ardından da Devlet<br />

Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının<br />

görevlendirmesiyle bölge planlarını<br />

hazırlamaya yoğunlaşmışlardır. Planlama<br />

çalışmalarını müteakip hemen<br />

hemen bütün ajanslar mali destek<br />

programları aracılığıyla fonlarını uygulamaya<br />

yönlendirmiş ve mevzuatın<br />

gerektirdiği şekilde programlama,<br />

uygulama ve izleme süreçlerini hayata<br />

geçirmiştir. Dolayısıyla, hâlihazırda<br />

ajansların hayal edilen amaçlara hizmet<br />

edip etmediğini sorgulamak ve<br />

kalkınmaya etkisini ölçmek yanılgısına<br />

düşmeden evvel, ajanslara en az<br />

beş yıllık süre verilmesi daha uygun<br />

olacaktır.<br />

Biraz sorunlardan bahsetsek?<br />

Ajans olarak karşılaştığımız sorunlar<br />

temelde 2 şekilde ortaya çıkabiliyor<br />

aslına bakarsanız. Birincisi ilana<br />

çıktığımız proje çağrılarına yapılan<br />

başvurularla ilgili sorunlar, ikincisi ise<br />

yapılan başvuruların değerlendirilmesinden<br />

sonra, projesi başarılı bulunan<br />

yararlanıcılarla bu projeleri yürütme<br />

ve hibeyi aktarma ile ilgili sorunlar.<br />

İlana çıktığımız proje çağrılarına<br />

ilişkin temel sorun sunulan projelerdeki<br />

kalite sorunu. Belli bir kalite<br />

düzeyinde hazırlanmamış projeler,<br />

değerlendirme sürecinde yeterli puan<br />

alamayarak başarısız bulunmaktadır.<br />

Ancak projesi kabul edilmeyen<br />

başvuru sahiplerine neden kabul edil-<br />

RÖPORTAJ<br />

mediğini izah etmeye çalışmak, bu<br />

noktada sıkıntı yaratabiliyor. Projeleri<br />

kabul edilen yararlanıcılara ilişkin sorunları<br />

ise şu şekilde özetleyebilirim;<br />

ajans hibelerine ilişkin yanlış algılar<br />

hibe kullanımını da etkiliyor. Kamu<br />

kaynağı kullanma sorumluluğu ve titizliğinin<br />

çerçevesini çizen prosedürler,<br />

yararlanıcılar tarafından ‘gereksiz<br />

bürokrasi’ olarak değerlendirilerek<br />

direnç gösterilebiliyor. Tabii ki bu<br />

noktada yaklaşımımız, yararlanıcılarla<br />

Ajansımız arasındaki diyalogun<br />

olumlu bir şekilde devam etmesini ve<br />

karşılıklı anlayış çerçevesinde profesyonel<br />

bir şekilde projelerin başarıya<br />

ulaşmasını sağlamak.<br />

Bu işe başlamadan önceki psikolojinizle<br />

şimdi arasında ne tür farklar<br />

var?<br />

Bu göreve talip olurken İstanbul<br />

Kalkınma Ajansı’nın kurucu genel<br />

sekteri olarak bazı zorluklar yaşayacağımı<br />

tahmin ediyordum. Dünyanın<br />

en önemli şehirlerinden biri olan<br />

İstanbul’da bir kurumun icrasından<br />

sorumlu olmak insanın omuzlarına<br />

ağır bir yük yüklüyor. İstanbul’un<br />

beklentileri çok yüksek aynı zamanda<br />

İstanbul’dan beklentiler de çok<br />

yüksek. Durum böyle olunca İstanbul’umuzun<br />

sürdürülebilir ekonomik<br />

ve sosyal kalkınmasına katkıda<br />

bulunmak amacıyla deruhte ettiğimiz<br />

bu görevi personelimizle birlikte<br />

layıkıyla yapmaya çalışıyoruz.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

67


68<br />

RÖPORTAJ<br />

İstanbullulara neler söylemek<br />

istersiniz?<br />

İstanbullulara söylemek istediğim<br />

en önemli şey, İstanbul Kalkınma<br />

Ajansı’nın sadece kurum ve kuruluşlara<br />

hibe veren bir kurum olmaktan<br />

ziyade bölgedeki tüm paydaşları<br />

İstanbul’un kalkınması süreci içine<br />

dâhil edip, onların da bizimle aynı<br />

vizyonu taşımalarını sağlamak ve<br />

interaktif bir şekilde İstanbul’un<br />

sürdürülebilir bölgesel gelişimine<br />

ilişkin potansiyelini belirlemek ve<br />

hayata geçirmek amacı taşıyan bir<br />

kurum olduğudur. Bu sebeple, ilana<br />

çıktığımız mali destek programları<br />

spesifik bir alan ve sektörden ziyade<br />

daha geniş bir katılım ve başvuruyu<br />

sağlayacak şekilde düzenlenmekte,<br />

özellikle sosyal kalkınmaya öncelik<br />

verilmektedir. Ajans olarak bu<br />

çerçevede çeşitli konferanslar ve<br />

çalıştaylar düzenlemekte, özellikle<br />

üniversiteler ile çeşitli işbirliklerinde<br />

bulunmaktayız.<br />

Geçtiğimiz temmuz ayı içerisinde<br />

İstanbul Teknik Üniversitesi ile<br />

‘Uluslararası Matematiksel Finans<br />

ve Ekonomi Konferansı’ ve Yıldız<br />

Teknik Üniversitesi ile ‘Uluslararası<br />

Malzeme ve Üretim Teknolojileri<br />

Konferansı’ gerçekleştirdik. Bu<br />

kapsamda yurtiçi ve yurtdışından<br />

çok sayıda akademisyen, öğrenci ve<br />

çeşitli kurum ve kuruluşlardan değerli<br />

kişiyi bir araya getirip bir sinerji<br />

yarattık. Bu anlamda hem yerel hem<br />

global bir katma değer yarattığımızı<br />

düşünüyorum. Ayrıca yine geçtiğimiz<br />

aralık ayında Boğaziçi Üniversitesi ile<br />

‘Küresel Rekabet Edilebilirlikte Beyin<br />

Göçü ve Beyin Kazanımı Konferansı’<br />

düzenledik. Türkiye ve Amerika’dan<br />

çok değerli akademisyenler ve özel<br />

sektörden alanında başarılı kişiler<br />

konu ile ilgili bilgi ve deneyimlerini<br />

paylaştılar. İşbirliği çerçevesinde ise<br />

Bahçeşehir Üniversitesi ile CO-OP<br />

Kampüsüm İşyerim projeleri kapsa-<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

mında geçtiğimiz haziran ayı içinde<br />

bir işbirliği protokolü imzaladık. Bu<br />

anlamda, gelişime yönelik ve girişimci<br />

her türlü işbirliği olanağına Ajans<br />

olarak açık olduğumuzu belirtmek<br />

isterim.<br />

Yapınız, bütçeniz, işleyişiniz gerçekten<br />

İstanbul’un kalkınmasına<br />

ivme katacak niteliğe eriştiğini<br />

düşünüyor musunuz?<br />

5449 sayılı Kanun’a istinaden<br />

kurulan kalkınma ajansları ve doğal<br />

olarak İstanbul Bölgesi’nde faaliyetlerini<br />

sürdüren Ajansımız esnek<br />

tasarlanmış kurumlardır. Bununla<br />

birlikte, organizasyon yapısı içerisinde<br />

bölgedeki paydaşların yer<br />

aldığı 100 üyeden oluşan, İstanbul’un<br />

geleceğine yönelik fikirlerin, görüş ve<br />

önerilerin tartışılabildiği bir platform<br />

niteliği taşıyan ve yeni işbirliklerine<br />

zemin hazırlayan Kalkınma Kurulu<br />

yer almaktadır. Bütçe perspektifinden<br />

değerlendirildiğinde Ajans<br />

bütçesi İstanbul’un bütün sorunlarını<br />

çözecek büyüklükte olmasa da kritik<br />

ve öncelikli alanları destekleyecek ve<br />

bu alanlara ivme kazandırarak kalkınmayı<br />

tetikleyecek bir büyüklüğe sahiptir.<br />

Sonuç olarak; kurumsal yapısı,<br />

Kanunla verilen kurum ve kuruluşlar<br />

arasında işbirliği geliştirme görevi<br />

ve bugüne kadar AB hibeleri dışında<br />

pek de alışık olmadığımız proje teklif<br />

çağrısı gibi destek araçları çerçevesinde<br />

Ajansımızın bugüne kadar pek<br />

ilerleme kaydedilememiş öncelikli<br />

alanlara odaklanması ile İstanbul’un<br />

kalkınmasında önemli etkiler yaratacağı<br />

kanaatindeyim.<br />

Önünüzde ne tür projeler var?<br />

Ajansımızın uygulamaya koyduğu<br />

mali destek programları 2010-2013<br />

İstanbul Bölge Planı’nın stratejik<br />

amaç ve hedeflerini baz almaktadır.<br />

Bütçemizin elverdiği ölçüde bölgedeki<br />

paydaşların üzerinde uzlaştığı bu<br />

amaç ve hedeflerin gerçekleştirilme-<br />

sine katkıda bulunmak Ajansımızın<br />

önceliğidir. Bu kapsamda, önümüzdeki<br />

dönemde destek sağlanacak<br />

projelerin çerçevesini ortaya koyacak<br />

olan mali destek programları bugüne<br />

kadar olduğu şekilde Bölge Planı’nın<br />

stratejik amaçları üzerine inşa edilecektir.<br />

Öte yandan, programlama<br />

çalışmalarının yanı sıra Ajans olarak<br />

2012 yılında planlama çalışmalarına<br />

yeniden ağırlık verilecektir. Mevcut<br />

Bölge Planı’nın geçerli olacağı 2013<br />

yılına oldukça yaklaştığımız gerçeğinden<br />

hareketle, 2012 yılında bir<br />

sonraki dönemi kapsayacak Bölge<br />

Planı çalışmaları Ajansımız koordinasyonunda<br />

yürütülecektir.<br />

STK’lara söylemek istediğiniz bir<br />

şeyler var mı?<br />

Politikaların hayata geçirilmesinde<br />

saha deneyimi fazla olan Sivil<br />

Toplum Kuruluşları büyük önem arz<br />

etmektedir. Dolayısıyla, STK’ların<br />

çalışmalarını Bölge Planı’nın ortaya<br />

koyduğu yol haritası doğrultusunda<br />

yönlendirmeleri en büyük arzumuzdur.<br />

Bununla birlikte, Bölge Planı’nın<br />

politikalarının strateji aşamasından<br />

uygulamaya geçişinde önemli bir araç<br />

olan Mali Destek Programlarımıza<br />

STK’ların proje başvurusunda bulunması<br />

ve daha fazla ilgi göstermeleri<br />

bir yandan İstanbul’un yararına<br />

olacak, bir yandan da proje yürütme<br />

bağlamında kurumsal kapasitelerinin<br />

gelişmesine katkı sağlayacaktır.<br />

Ayrıca, STK’larla politika geliştirme<br />

sürecinde de her zaman işbirliği zemininde<br />

birlikte çalışmak uygulamadan<br />

gelecek tecrübelerin politikaları<br />

yansıması açısından bizleri memnun<br />

edecektir.<br />

Son olarak söylemek istedikleriniz?<br />

Teşekkürler.


70<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

ADANA ŞUBESİ<br />

Sayın Valimizin Yanındayız<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>)<br />

Adana Şube Başkanı Recep Çalışkan valilik ziyaretini<br />

Twitter´dan duyurdu.<br />

Anadolu Aslanları İşadamları<br />

Derneği (<strong>ASKON</strong>) Adana<br />

Şube Başkanı Recep<br />

Çalışkan başkanlığındaki<br />

yönetim kurulu üyeleri Vali Coş´u<br />

makamında ziyaret etti. Çalışkan,<br />

“Kentimizin ve ülkemizin geleceği<br />

için Sayın Valimizin yanındayız” dedi<br />

Kısa adı <strong>ASKON</strong> olan Anadolu Aslanları<br />

İşadamları Derneği Adana Şube<br />

Başkanı Recep Çalışkan ve yönetim<br />

kurulu üyeleri Vali Avni Coş´u<br />

makamında ziyaret ederek kentin<br />

sorunlarıyla ilgili görüş alışverişinde<br />

bulundular.<br />

<strong>ASKON</strong> olarak ülke ekonomisinin her<br />

zaman hizmetinde olduklarını söyleyen<br />

Recep Çalışkan bu bağlamda<br />

Adana´nın gerek işsizlik ve gerekse<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

sürekli bir kavgalar şehri görünümünden<br />

kurtulması için Vali Avni Coş´la<br />

birlikte hareket edip çalışacaklarını<br />

ifade ettiği görüşmede şu görüşlere<br />

yer verdi, “Öncelikle Sayın Valimize<br />

<strong>ASKON</strong> adına hoş geldiniz diyorum.<br />

Bilindiği gibi Türkiye artık bölgesinde<br />

sürekli güç kazanmakta olan ve yıldızı<br />

hızla parlayan bir ülke konumuna<br />

girmiştir. Ancak milletimiz adına bu<br />

güzel yükselişi hazmedemeyenler<br />

terörle buna engel olmaya çalışmaktadırlar.<br />

Terörün taraf bulmamasının<br />

ve önünün kesilmesini sağlayacak<br />

olan ise bu ülkenin fedakar işadamlarıdır.<br />

Siz bölgenizde işsizlik sorununu<br />

çözdüğünüz zaman terör kendine ne<br />

taraf bulabilir ne de hareket kabiliyeti<br />

bulabilir. Biz işadamları olarak<br />

diyoruz ki; işsizlik terörü azdıran en<br />

önemli faktörlerden biridir ve buna<br />

acilen çözüm bulunması gerekmektedir.<br />

Bu noktada biz işadamlarına<br />

büyük görevler düştüğünün<br />

bilincindeyiz. Ancak bu görevimizi<br />

yerine getirirken işadamlarının da<br />

önünün mutlaka açılması lazım.<br />

Siz işadamlarının önünü açarsanız<br />

istihdam oluşur, istihdam oluşunca<br />

terör önemli kazanımlarından birini<br />

kaybetmiş olur. Sonuç olarak hem<br />

kentimizin ekonomik olarak güçlenmesi<br />

açısından ve hem de terörün<br />

önünün kesilmesi noktasında Sayın<br />

Valimizle birlikte hareket edeceğimizi<br />

söylemek istiyorum”


ADANA ŞUBESİ<br />

Askon Üyelerine Marka Hukuku Anlatıldı<br />

Marka Tescilinin Önemi ve Marka Hukukundaki Güncel Gelişmeler<br />

konulu seminerde bir araya gelen Anadolu Aslanları İşadamları<br />

Derneği (<strong>ASKON</strong>) Adana Şubesi üyeleri Avukat Oğuz Yiğitsözlü’nün<br />

verdiği semineri ilgiyle takip etti.<br />

Marka Tescilinin Önemi ve<br />

Marka Hukukundaki Güncel<br />

Gelişmeler konulu seminerde<br />

bir araya gelen Anadolu Aslanları<br />

İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>)<br />

Adana Şubesi üyeleri Avukat Oğuz<br />

Yiğitsözlü’nün verdiği semineri ilgiyle<br />

takip etti. Derneğin Adana binasında<br />

düzenlenen seminerin açılış konuşmasını<br />

yapan Şube Başkanı Recep<br />

Çalışkan, her şeyin bir markası ve<br />

değerinin olduğuna değinerek Çin’in<br />

bile bir marka değerinin olduğuna<br />

vurgu yaptı. Çin’de de kaliteli ürünlerin<br />

üretilmesine rağmen herkes<br />

tarafından ucuzcu bir marka olarak<br />

görüldüğünü ve bunun nedenini<br />

ise ucuzcu algısının kaliteli üretimi<br />

gölgede bıraktığı açıklamasında<br />

bulunan Çalışkan, “Nasıl bilindiğiniz,<br />

nasıl tanındığınız ve marka olup<br />

olmamanız çok önemli. Türkiye’nin<br />

2010 yılında gerçekleştirdiği ihracat<br />

rakamları ile 2011 yılında gerçekleşen<br />

ihracat rakamları arasında yüzde 18.2<br />

lik bir artış olurken, Adana’da yüzde<br />

22’lik bir artış yeteri kadar gündeme<br />

gelmedi.” dedi.<br />

Bunun nedeninin insanların kafasındaki<br />

Adana algısının çok farklı olmasından<br />

kaynaklandığını belirtenÇalışkan,<br />

markalaşma konusuna vermiş<br />

oldukları önemden dolayı üyelerini<br />

bilgilendirdiklerini ifade etti.<br />

Avukat Oğuz Yiğitsözlü ise verdiği<br />

seminerde birçok firmanın göz ardı<br />

ettiği marka tescilinin iş hayatının<br />

tamamında haksız rekabeti ve<br />

emeğin başka insanlar tarafından<br />

kullanılmasını önlediğinin önemine<br />

değindi.<br />

Marka tescilinin şirket için, şehir için<br />

ve şahıs için de olabileceği hatırlatmasında<br />

bulunan Oğuz Yiğitsözlü,<br />

web sitesi zorunluluğunun yasal hale<br />

gelmesinden sonra marka tescilinin<br />

de zorunlu hale geleceği dile getirdi.<br />

Yiğitsözlü, marka sahibinin markayı<br />

bizzat kendi kullanacağı gibi başkalarına<br />

da marka kullanım iznini<br />

verebileceğini sözlerine ekledi.<br />

<strong>ASKON</strong> Adana Şube Başkanı Recep<br />

Çalışkan‘ı AGD Orta Ögretim Komisyonu<br />

Başkanı Enes Beyaz, Ceyhan<br />

Şube Başkanı Hüseyin Tan orta ögretim<br />

gençleriyle ziyaret etmiştir.<br />

<strong>ASKON</strong> Adana üye ziyareti...<br />

Acve İnşaat Mustafa Yıldırım<br />

Çalıkan Eczanesi İsmail Çalışkan<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

<strong>ASKON</strong> Adana Şubesi<br />

Tarım Fuarında<br />

Ercan Kumaş Ömer Aytek<br />

Hasbahce İnşaat Mustafa Çalışkan<br />

Münür Oto Servis Münür Burgu<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

71


72<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

ADANA ŞUBESİ<br />

ADANA ŞUBESİ<br />

<strong>ASKON</strong>’dan ÇKA Genel Sekreteri Şarbak’a <strong>Ziyaret</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan ve Başkan Yardımcıları İmam Gazali Hıradağı, İlker Medeni,<br />

Abdulvahap Delibaş, Kurtuluş Şengül, Osman Kaya ve Fatih Kaya Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) Genel<br />

Sekreteri Zekeriya Şarbak’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.<br />

Çukurova Kalkınma Ajansı’nın<br />

kurulduğu günden bu yana desteklediklerini<br />

söyleyen Recep Çalışkan,<br />

“Çukurova Kalkınma Ajansı işadamlarımız<br />

için önemli bir kuruluş-<br />

İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne <strong>Ziyaret</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Adana Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Çalışkan ve Başkan Yardımcıları İmam Gazali, Hıradağ<br />

İlker Medeni, Abdulvahap Delibaş, Kurtuluş Şengül ve Osman Kaya 16 yıldır Adana da görev yapan ve başarı<br />

ödülü olarak ise görev yaptığı dalda Adana İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne kadar yükselen<br />

Sayın Ömer Akmaz’a makamında” hayırlı olsun” ziyaretinde bulundular.<br />

<strong>ASKON</strong>’un ziyaretinden dolayı<br />

memnuniyetlerini dile getiren İl<br />

Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü<br />

Ömer Akmaz “Bu tür ziyaretler bizi<br />

ziyadesiyle memnun ediyor. İşadamlarımızın<br />

ve STK’larımızın sanayinin<br />

yanısıra tarım alanında da önemli bir<br />

etkiye sahip olduğunu bu ziyaretlerden<br />

anlıyorum.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

tur dedi.” <strong>ASKON</strong> un ziyaretinden<br />

duyduğu memnuniyeti dile getiren<br />

ÇKA Genel Sekreteri Zekeriya Şarbak<br />

ise öncelikle Çukurova Bölgesinin<br />

daha iyi bir konuma gelmesi için<br />

Çukurova Bölgesi olarak tarım<br />

açısından verimli sahâlâra sahip<br />

olduğumuzu unutmayalım. Bölgemizin<br />

kalkınması için siz sanayici ve<br />

işadamlarına ihtiyaç var. Biz de var<br />

gücümüzle gıda tarım ve hayvancılık<br />

sektörünü belli bir konuma gelmesi<br />

için çalışıyoruz. Bu nedenle bütün<br />

imkanlarımızı seferber ediyoruz. Hibe<br />

ve desteklerin hız kesmeden devam<br />

edeceğini belirtmek isterim. Özellikle<br />

Adana’mızın artan nüfüs ihtiyacını<br />

karşılamak için sizleri yanımızda görmek<br />

bizlere ayrı bir güç ve heyecan<br />

veriyor.” dedi.<br />

<strong>ASKON</strong> Şube Başkanı Çalışkan bu tür<br />

destek çağrılarına her zaman yanıt<br />

verileceğini ve bölgenin kalkınması için<br />

herkesin elini taşın altına bir şekilde<br />

ellerinde bulunan bütün olanakların<br />

seferber edileceğini söyledi. Şarbak,<br />

desteklerden yararlanma başvuru<br />

süresinin 6 şubat’a kadar uzatıldığını<br />

da hatırlattı.<br />

Kalkınma ajanslarının kuruluş sürecinde<br />

görev aldığını belirten Şarbak,<br />

“Çok isteyerek bu görevi üstlendim.<br />

Çukurova’nın kalkınma hamlesine<br />

çabalarımızla katkı koymanın hazzını<br />

yaşayacağız. Bunu elbette bölgenin<br />

sahipleri arasında yer alan siz iş<br />

adamlarıyla yapacağız desteğiniz<br />

için şimdiden teşekkür ediyorum.”<br />

şeklinde konuştu<br />

koyması gerektiğini ifade etti. Ayrıca<br />

Çalışkan, “16 yıldır Adanaya var gücüyle<br />

hizmet etmeye çalışan sizin nezdinizde<br />

bütün memur arkadaşlarımıza<br />

<strong>ASKON</strong> olarak teşekürü bir borç biliriz.<br />

Bunun yanında bütün üyelerimiz ile<br />

beraber herkes gibi biz de özellikle gıda<br />

konusunda işin helal-haram kısmıyla<br />

da çok ilgileniyoruz. Belki bazıları<br />

sadece hukuki açıdan bakabilir. Tabi<br />

hukuki açıdan da düzenlemelere uygun<br />

olmak zorundadır. Yaptığımız yatırımlar<br />

birilerine zarar veriyor ise yapılan<br />

yatırım, yatırımdan çok bir yıkım olur<br />

ki öyle bir yatırımı da kimse istemez. O<br />

açıdan <strong>ASKON</strong> olarak bu tür olgulara<br />

elimizden geldiği kadar dikkat etmeye<br />

çalışıyoruz.” dedi.


ADANA ŞUBESİ<br />

BURDUR ŞUBESİ<br />

Adana Müftüsü <strong>Ziyaret</strong>i<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

Adana Müftüsü Arif Gökce, dini ve hayri hizmetlerde hedefe ulaşmak için işbirliğinin büyük önem taşıdığını<br />

söyledi. Gökce, Kutlu Doğum Haftası için de şimdiden çalışmalara başladıklarını belirterek, bu konuda da her<br />

kesimden destek beklediklerini ifade etti.<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />

(<strong>ASKON</strong>) Adana Şube Başkanı Recep<br />

Çalışkan da Müftülüğün dini ve hayri<br />

hizmetlerine destek vermeye hazır<br />

olduklarını söyledi.<br />

Yönetim kurulu üyeleri ile Müftü Arif<br />

Gökçe’yi ziyaret eden Çalışkan, “Din<br />

hizmetlerinin yaygınlaştırılmasında iş<br />

adamları olarak bize düşen görevleri<br />

yapmaya hazırız.“ dedi.<br />

Öte yandan, Adana vali yardımcılarından<br />

Reşat Özdemir, İbrahim Avcı,<br />

Adem Yılmaz ve Mustafa Yüksel<br />

Karadağ İl Müftüsü Arif Gökce yi<br />

ziyaret ederek “hayırlısı olsun” dediler.<br />

Müftü Gökce yapılan ziyaretten<br />

dolayı memnuniyetlerini dile getirdi<br />

ve vali yardımcılarına teşekkür etti.<br />

Ayrıca gün içerisinde Mersin Müftüsü<br />

Ali Melek, Hatay Müftüsü Mustafa<br />

Sinanoğlu, Çukurova Kaymakamı<br />

Abdulhamit Erdoğan, Kemal Serhadlı<br />

Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü<br />

Nuri Ateş, Kızılay Adana Şube Başkanı<br />

Ramazan Saygılı, İl Defterdar<br />

Müdürü Tamer Utkucu ve TRT Çukurova<br />

Bölge Müdürü Halil Kahveci de<br />

ziyaretine gelenler arasında yer aldı.<br />

<strong>ASKON</strong> Burdur Şube Genel Kurulu Yapıldı<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Burdur Şubesi Başkanlığı 4. Genel Kurulu Burdur Ticaret<br />

ve Sanayi Odası’nda yapıldı. <strong>ASKON</strong> 4. Olağan Genel Kurulu, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Genel<br />

Başkanı Mustafa Koca’nın katılımıyla gerçekleşti. <strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca, ülke ekonomisini<br />

değerlendirerek <strong>ASKON</strong>’un ekonomi hakkındaki önerilerini dile getirdi.<br />

Ülke genelinde ekonomik açıdan<br />

sağlıklı büyüme yaşanmadığını ve<br />

stratejik büyüme programı yapılması<br />

gerektiğini belirten Mustafa Koca,<br />

“Sağlıklı büyüme gerçekleştiremiyoruz.<br />

Eğer sağlıklı büyüme yapa-<br />

bilseydik, büyümeye paralel olarak<br />

işsizliğin de düşmesi gerekirdi. Küresel<br />

de olsa krizin etkileri minimum<br />

seviyelerde olmalı idi. Büyümeden<br />

her kesimin dengeli bir şekilde pay<br />

alması gerekirdi. Buradan ciddi ders<br />

çıkararak yolumuza devam etmemiz<br />

gerekir. Stratejik büyüme programı<br />

yapmalıyız. Özellikle istihdam dostu<br />

bir büyüme planı yapmalıyız. Bölge<br />

liderliği iddiasını temel alan bir entegrasyonu<br />

planlamalıyız. Ülkemizin<br />

tüm envanterlerini çıkarıp ona uygun<br />

olarak ciddi bir gelecek projeksiyonları<br />

oluşturmalı ve büyümeyi ona<br />

endekslemeliyiz” dedi. Türk ekonomisinin<br />

yeni bir karaktere ihtiyacı<br />

olduğunu dile getiren <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Başkanı Koca, gelir dağılımı denge-<br />

sizliğinin büyük bir sorun olduğunu<br />

belirterek, şunları söyledi: “Ekonomimize<br />

bir karakter kazandırmalıyız.<br />

Yani bizi ön plana çıkaracak, geleceğimizi<br />

parlatacak ve onu rekabetçi<br />

üstünlük kazanacağımız yüksek<br />

katma değer üretebilen temel tercihlerle<br />

dolu bir yol haritası çıkarmalıyız.<br />

Buna kamu da, özel sektör de<br />

iltifat etmelidir. Büyümelerin kalıcı<br />

olmasını sağlamamız gerekmektedir.<br />

Krizlere karşı dayanıklı ekonomi<br />

programları yapmalıyız. Gelir dağılımı<br />

dengesizliği büyük bir sorundur. Biri<br />

yer biri bakar konumu olmamalıdır.<br />

Ne aşırı zenginleşme olmalı ne de<br />

aşırı fakirleşme, bu kapitalizmin ruhuna<br />

aykırı olabilir ama bizim zaten<br />

buna da itirazımız var”<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

73


74<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

DENİZLİ ŞUBESİ DENİZLİ ŞUBESİ<br />

<strong>ASKON</strong> Denizli Şubesi Açıldı<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Denizli Şubesi<br />

1. Olağan Genel Kurul toplantısı Karahayıt Richmond Otel’de yapıldı.<br />

Toplantıya Denizli Valisi Yavuz Erkmen,<br />

Belediye Başkanı Osman Zolan,<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca<br />

ve Genel Başkan Yardımıcıları Sıtkı<br />

Abdullahoğlu ve İbrahim Doğan Salman,<br />

Denizli Ticaret Odası Başkanı<br />

Necdet Özer, Denizli Ticaret Borsası<br />

Başkanı ibrahim Tefenlili, <strong>ASKON</strong><br />

Denizli Şube Başkanı Mesut Aşıkçı,<br />

Bursa, Konya, Burdur, Samsun, Adana,<br />

İzmit şube başkanları, siyasi parti<br />

temsilcileri, sivil toplum kuruluşları<br />

temsilcileri ile <strong>ASKON</strong> Denizli şube<br />

üyeleri katıldı.<br />

<strong>ASKON</strong> Denizli Şube Başkanı Mesut<br />

Aşıkçı, ülkenin kalkınmasında önemli<br />

bir rol oynayan <strong>ASKON</strong> kervanına<br />

Denizli olarak katılmaktan mutluluk<br />

duyduklarını belirterek, “Dünya ile<br />

rekabet edebilmek, dünya pazarından<br />

pay alabilmek ve gelişmeleri<br />

yakından takip edebilmek için örgüt-<br />

Vali Erkmen: Dinamik Bir Şehiriz<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

lenmek zorundayız” dedi. Koca, 2001<br />

krizi ardından Türkiye’de zorunlu<br />

olarak yapılan bir kısım düzenlemelerle<br />

finans kesiminin biraz daha<br />

kontrol altına alındığını ve sistemin<br />

korunmaya çalışıldığını dile getirerek,<br />

“Bunun etkisiyle, o dönem ödediğimiz<br />

60 milyar dolara yakın faturanın<br />

gereği olarak 2008 krizinde dünya<br />

finansal açıdan darbe yerken, biz biraz<br />

daha kolay atlatmış olduk. Kolay<br />

atlattık diyorum ama bunu sadece<br />

finansal anlamda bir batık vermedik,<br />

dolayısıyla devlet parasıyla banka<br />

desteklemedik olarak almak gerekir.<br />

Yoksa halen 2008 rakamlarına ulaşamadık.<br />

Birçok kalemde ancak 2012’de<br />

bu rakamları yakalayabileceğiz.” diye<br />

konuştu.<br />

Türkiye’nin olumlu imajına rağmen<br />

müzmin bazı problemleri olduğunu<br />

Denizli Valisi Yavuz Erkmen, “Denizli’de yapılan ve gelecekte yapılması gereken<br />

çalışmaları üst üste koyduğumuzda, ülkemizin en dinamik şehirlerinden birisi olduğunu<br />

görürüz. Bu da birlik ve beraberlikle olmuştur.<br />

savunan Koca, “Onları aşamazsak<br />

kendimize iyi dememeliyiz. Eğer<br />

sağlıklı büyüme yapabilseydik,<br />

büyümeye paralel olarak işsizliğin<br />

düşmesi gerekirdi. Küresel de olsa<br />

krizin etkileri minimum seviyelerde<br />

olmalıydı. Büyümeden her kesimin<br />

dengeli bir şekilde pay alması gerekirdi.<br />

Buradan ciddi dersler çıkararak<br />

yolumuza devam etmemiz gerekir”<br />

dedi. Denizli Belediye Başkanı Zolan<br />

da, “Sorunları, birlik ve beraberlikle<br />

aşabiliriz. Belediye olarak Denizli’deki<br />

Anadolu Aslanları’nın sorunlarının<br />

çözümü konusunda üzerimize düşen<br />

görevi yerine getiriyoruz” dedi. Koca,<br />

katkılarından dolayı Vali Yavuz Erkmen,<br />

Belediye Başkanı Osman Zolan,<br />

Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer<br />

ve Ticaret Borsası Başkanı İbrahim<br />

Tefenlili’ye plaket verdi.<br />

Denizli şu an 2.5 milyar dolar ihracat yapan bir il konumunda.<br />

Bu ihracatımızın yarısını tekstil ürünleri, diğer<br />

yarısını da mermer, kablo ve buna benzer sanayi ürünleri<br />

ile tarımsal ürünler oluşturmaktadır. Geldiğimiz noktayı<br />

küçümseyemeyiz. Şu an ilimizde sigortalı çalışan sayısına<br />

baktığımızda bütün dünyada etkisini gösteren küresel<br />

krizden önceki sayıyı geçtiğimizi görüyoruz. Sigortalı çalışan<br />

sayımız şu an 150 bin kişi civarında. Bu da kriz öncesi<br />

dönemden 10 bin fazlasını ifade ediyor. İlimizin ekonomik<br />

krizin etkilerinden kurtulduğunun bir göstergesi de bu.<br />

Denizli’deki bütün gelişmeleri üst üste koyduğumuzda<br />

Denizli olarak geleceğe güvenle bakıyoruz” dedi.


DENİZLİ ŞUBESİ<br />

Bütçe Açığı Arttı<br />

Bütçe açığı ve cari açığın Türk ekonomisinin karabasanı olduğunu söyleyen<br />

Mustafa Koca, büyüme gerçekleştikçe cari açığın arttığını, büyüme<br />

azaldıkça da bütçe açığının arttığını ifade etti.<br />

Bütçe dengelerinin sağlanması<br />

gerektiğini söyleyen Koca, sözlerini<br />

şöyle sürdürdü: “Kalkınma ajanslarını<br />

rehber kuruluş olmaktan çıkarıp<br />

gerçek anlamda yatırım yönlendirme<br />

kuruluşu haline getirmeliyiz. Çok<br />

fazlaca ithâlâta gerek duymadan<br />

üretilen bu tür katma değerleri ayrı<br />

bir kategoride irdelemenin faydalı<br />

olduğunun farkındayız. Hükümet<br />

programlarının da buna göre değiştirilmesini<br />

talep ediyoruz” <strong>ASKON</strong><br />

Burdur 4. Olağan Genel Kurulu’nda<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca,<br />

<strong>ASKON</strong>’a üye olan işadamı Mustafa<br />

Talay’a dernek rozetini taktı. <strong>ASKON</strong><br />

Burdur Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu<br />

Yönetim Kurulu Üyeliklerine Sadık<br />

Çelikel, Hasan Hüseyin Yalçın, Turgay<br />

KONYA ŞUBESİ<br />

Konya 2023 İçin Stratejik Bilgi ve Ortak Akılda Buluşuyor<br />

Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Odası ve Konya Ticaret Borsası’nın haziran ayında yaptığı ortak<br />

meclis toplantısının ardından, Konya’nın ekonomi ve sosyal hayatına yön veren kurum ve kuruluşlar<br />

2023 hedefi için bir araya geldi.<br />

KSO’daki istişare toplantısına Konya<br />

Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil<br />

ve Yönetim Kurulu Üyeleri,<br />

Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk<br />

Öztürk ve Yönetim Kurulu Üyeleri,<br />

Konya Ticaret Borsası Başkanı<br />

M. Uğur Kaleli ve Yönetim Kurulu<br />

Çarboğa, Ferit Eröz, Hüseyin Mengi,<br />

Necati Akhan, Mehmet Cadıl, Ömer<br />

Ongun, Harun Bilgiç ve Süleyman<br />

Faki seçildi. Yönetim Kurulu Yedek<br />

üyeliklerine; Feyzi Aytaç, Veysel Mutlu,<br />

Deman Okay, Bayram Kavak ve<br />

Üyeleri ile odaların ve borsanın Meclis<br />

Başkanları, MÜSİAD Başkanı Aslan<br />

Korkmaz ve Yönetim Kurulu Üyeleri,<br />

MEVKA Genel Sekreteri Dr. Ahmet<br />

Akman, Konya Platformu Başkanı<br />

Mehmet Ali Çelik ve Yönetim Kurulu<br />

Üyeleri, Konya Esnaf ve Sanatkarlar<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

Rauf Sayın seçildi. Denetleme Kurulu<br />

üyeliklerine; Ethem Sipahi, Hüseyin<br />

Okan, Celal Öztaş, Disiplin Kurulu<br />

üyeliğine Veysel Mutlu, Hamza Akçay<br />

ve Ramazan Tekin seçildi.<br />

Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkan<br />

Yardımcısı Hasan Uzman ve Yönetim<br />

Kurulu Üyeleri, AKTİSAD Başkanı Ali<br />

Akın ve Yönetim Kurulu Üyeleri, AS-<br />

KON Başkanı Yakup Yıldırım ve Yönetim<br />

Kurulu Üyeleri, KOSGİAD Başkanı<br />

Mehmet Atsan ve Yönetim Kurulu<br />

Üyeleri, KOSİAD Başkanı Turgay Bilge<br />

ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TÜMSİAD<br />

Başkan Yardımcısı Kemal Çatlı ve<br />

Yönetim Kurulu Üyeleri, ANSİFED<br />

Başkanı Vedat Yöndem ve Yönetim<br />

Kurulu Üyeleri katıldı. Toplantıda,<br />

Konya’nın 2023 vizyonu tartışılarak,<br />

bu hedefe ulaşmak için stratejik bilgi<br />

ve ortak akılda buluşulması gerektiğine<br />

dikkat çekildi.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

75


76<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

KONYA ŞUBESİ<br />

<strong>ASKON</strong> Konya Şube Yönetiminden Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na <strong>Ziyaret</strong><br />

<strong>ASKON</strong> Konya Şube Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Yıldırım ve Yönetim Kurulu Üyeleri Ankara’ya giderek<br />

Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’na makamında nezaket ziyaretinde bulundu.<br />

<strong>Ziyaret</strong>te <strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım ile birlikte Yönetim Kurulu Üyeleri de hazır bulundu.<br />

Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet<br />

Davutoğlu gerçekleşen ziyaretten<br />

memnuniyetini dile getirerek, ayda<br />

bir kere Konya’ya gitmeyi hedeflediğini<br />

dile getirdi.Selçuklu Başkenti<br />

Konya’nın yapılacak her türlü hizmeti<br />

hak ettiğini belirten Davutoğlu,<br />

“Konya’ya hizmet söz konusu olduğunda<br />

kabineden destek almanın zor<br />

olmadığını aslında kabinede bilinen<br />

Konyalılar dışında bir de bilinmeyen<br />

Konya sevdalıları var, onun için<br />

Konya adına hizmet gerçekleştirmenin<br />

yolu açıktır.” şeklinde sözlerini<br />

sürdürdü. “Konya’mız için hep birlikte<br />

el ele vermeliyiz.” diyen Davutoğlu,<br />

“Birlik ve bütünlük içinde Konya’mıza<br />

katma değer kazandırmak amacıyla<br />

yarış içerisinde olmalıyız.” şeklinde<br />

sözlerini sürdürdü. STK’ların önemine<br />

de vurgu yapan Davutoğlu, “Kentin<br />

ve toplumun kalkınması, gelişmesi<br />

ve bilgilendirilmesinde STK’lara<br />

önemli görevler düşmektedir.” dedi.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Davutoğlu, STK’lar aracılığı ile kentin<br />

ve toplumun sıkıntılarını ve çözüm<br />

önerilerinin dile getirilmesinin, o<br />

sorunun çözümüne de ivme kazandıracağını<br />

söyledi.<br />

Gerçekleşen ziyarette <strong>ASKON</strong> Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Yakup Yıldırım<br />

da Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na,<br />

Türkiye gündeminin yoğun olduğu<br />

bir dönemde <strong>ASKON</strong> Konya Şubesi<br />

yönetimine zaman ayırdığı için<br />

teşekkür etti. Yıldırım sözlerine;<br />

“Sayın Bakanım iç ve dış gelişmeler<br />

münasebeti ile gündeminizin oldukça<br />

yoğun olduğunu biliyoruz, bunun<br />

yanı sıra Konya’ya olan sevdanızı<br />

da biliyoruz, çalışmalarınızı yakinen<br />

takip ediyoruz, Konya hassasiyetinizi<br />

bildiğimiz içinde Konya’mızın sorunlarını<br />

ve Konya’mız için düşüncelerimizi<br />

bir rapor olarak hazırladık ve size<br />

takdim etmek istiyoruz.” dedi.<br />

Raporu teslim alan Davutoğlu, ziyaretten<br />

duyduğu memnuniyeti dile<br />

getirerek sunulan rapor için <strong>ASKON</strong><br />

Konya Şube Başkanı Yıldırım’a teşekkür<br />

etti. Yıldırım ise, Dışişleri Bakanı<br />

Davutoğlu’na kabulden duyduğu<br />

memnuniyeti dile getirerek şahsı ve<br />

yönetim kurulu üyeleri teşekkürlerini<br />

iletti.<br />

Günün anısına Dışişleri Bakanı<br />

Davutoğlu’na bir tablo hediye edildi.


KONYA ŞUBESİ<br />

Fas ile Konya İşbirliği Protokolü İmzalandı<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

Konya ile Fas arasında ticari işbirliğini artırmak amacıyla Konya Ticaret Odası (KTO) ve Anadolu Aslanları<br />

İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Konya Şubesi’nin organizasyonunda gerçekleştirilen toplantı kapsamında KTO ve<br />

Fas Ticaret Sanayi ve Hizmetler Odası arasında işbirliği protokolü imzalandı.<br />

Konya ile Fas arasında ticari işbirliğini<br />

artırmak amacıyla Konya Ticaret Odası<br />

(KTO) ve <strong>ASKON</strong> Konya Şubesi’nin<br />

organizasyonunda gerçekleştirilen<br />

toplantı kapsamında KTO ve Fas<br />

Ticaret, Sanayi ve Hizmetler Odası<br />

arasında işbirliği protokolü imzalandı.<br />

<strong>ASKON</strong> Konya şubesinin geçtiğimiz<br />

aylarda Fas’a gerçekleştirdiği iş gezisi<br />

sırasında davet edilen Fas’li sanayiciler,<br />

bu çağrıya cevap vererek 21 kişilik<br />

bir heyetle Konya’ya geldiler. Fas<br />

Ticaret, Sanayi ve Hizmetler Odası<br />

Başkanı Fouad Zıne Fılalı başkanlığındaki<br />

Fas ticaret heyetinde yer alan<br />

firma temsilcileri Konya’da işbirliği<br />

yapabilecekleri sektörlerde yer alan<br />

Konyalı firma temsilcileriyle ikili iş<br />

görüşmeleri yaptı. Konya Ticaret<br />

Odası’nda düzenlenen Fas ve Konya<br />

arasında ticaret potansiyeli oluşturan<br />

sektörlerde Konya’dan 50 firma görüşmelere<br />

katıldı. Toplantılarda firma<br />

temsilcileri karşılıklı işbirliği imkânları<br />

çerçevesinde görüş alışverişinde<br />

bulundu. Firmalar arasındaki görüşmelerde<br />

iki odanın işbirliği içerisinde<br />

olmasının iş bağlantıları kurulması<br />

açısından olumlu yansıdığı ifade edildi.<br />

Görüşmelerde Fas’ın ihracat yaptığı<br />

ürün kalemleri içerisinde yer alan<br />

gıda, mobilya, tarım alet ve makineleri,<br />

otomotiv yan sanayi ve işlenmiş<br />

demir-çelik ürünleri sektörleri ağırlıklı<br />

olarak yer tuttu. İş görüşmelerinin<br />

ardından Konya Ticaret Odası ve Fas<br />

Ticaret, Sanayi ve Hizmetler Odası<br />

arasında işbirliği protokolü imzalandı.<br />

Protokol töreninde konuşan Konya<br />

Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Selçuk Öztürk Fas heyetine Konya<br />

ekonomisi hakkında bilgi verdi.<br />

Başkan Öztürk, “Fas’ın ithâlât yaptığı<br />

ülkeler sıralamasında Avrupa Birliği<br />

ülkelerinin önemli yer tuttuğunu<br />

görmekteyiz. Son dönemde Avrupa<br />

Birliği’nde yaşanan ekonomik belirsizlikler<br />

bölgede yeni ticari işbirliklerini<br />

zorunlu hale getirmiştir. İki Akdeniz<br />

ülkesi Türkiye ve Fas’ın bu dönemde<br />

ticari işbirliğini artıracağını düşünmekteyiz.<br />

Bu açıdan Fas Ticaret Odası<br />

ile işbirliği içerisinde çalışmalarımıza<br />

devam edeceğiz” dedi.<br />

Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil de,<br />

Konya’nın Türkiye’nin en önemli<br />

endüstri şehirlerinden birisi olduğuna<br />

dikkat çekerek, Konya sanayisi ve<br />

Konya Organize Sanayi Bölgesi ile<br />

ilgili bilgiler verdi.<br />

<strong>ASKON</strong> Konya Şube Başkanı Yakup<br />

Yıldırım da, Konya’nın dış ticaretine<br />

katkı sağlamak amacıyla çalışmalar<br />

gerçekleştirdiklerini belirterek Faslı<br />

işadamlarının ziyaretiyle Konya ve<br />

Fas arasında ticari işbirliğinin sağlanacağını<br />

söyledi.<br />

Fas Ticaret, Sanayi ve Hizmetler<br />

Odası Başkanı Fouad Zıne Fılalı da,<br />

“Konya ile ticari işbirliğimizi daha ileri<br />

düzeyde geliştirebilirsek hem Türkiye,<br />

hem de Fas’ın büyük yararına olacaktır.<br />

Bu birlikteliği sağlamak amacıyla<br />

odalarımızın işbirliğine devam etmesini<br />

istiyoruz” şeklinde konuştu.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

77


78<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

KONYA ŞUBESİ<br />

Yakup Yıldırım Şube Başkanlığına Yeniden Seçildi<br />

Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Konya Şubesi 4. Olağan Genel Kurulu<br />

dernek binasında yapıldı. Üyelerinin tamamının desteğini alan Yakup Yıldırım, <strong>ASKON</strong><br />

Konya Şube Başkanlığına yeniden seçildi.<br />

<strong>ASKON</strong> Konya Şubesi 4. Olağan Genel<br />

Kurulu Dernek binasında sadece<br />

üyelerin katılımı ile mütevazı bir<br />

şekilde yapıldı. Sıcak ve samimi bir<br />

ortamda gerçekleşen ve katılımın<br />

yüksek olduğu genel kurulda; Yakup<br />

Yıldırım üyelerin tamamının oyunu<br />

alarak, 2. dönemde yeniden başkanlığa<br />

seçildi.<br />

Divan başkanlığını, Şube Başkan<br />

Yardımcısı Okan Akdoğan’ın yaptığı<br />

genel kurulda 2009 – 2011 faaliyet<br />

raporunun müzakeresi ve üyeler<br />

tarafından onaylanmasının ardından<br />

Yönetim ve Denetim Kurulu<br />

faaliyet raporları okunarak onaylandı.<br />

Dilek ve temenniler bölümünde<br />

ise <strong>ASKON</strong> Onursal Başkanı Ali Sarı,<br />

üyeleri ve yönetim kurulunu gösterdikleri<br />

başarılı çalışmalardan dolayı<br />

tebrik etti.<br />

Daha sonra kürsüye gelen Başkan<br />

Yakup Yıldırım ise; Konuşmasında<br />

2 yıl içerisinde gerçekleştirdikleri<br />

çalışmaları genel kurula sunduklarını<br />

ve 2012 yılında yeni çalışma<br />

formatları geliştireceklerini değişik<br />

çalışma grupları oluşturarak kent ve<br />

ülke gündemin de yer alacak etkin<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

çalışmalara imza atacaklarını belirterek<br />

konuşmasını söyle sürdürdü.<br />

“Geriye dönüp baktığımızda her<br />

aya 3 etkinlik sığdırdığımız yoğun<br />

bir çalışma dönemi gerçekleştirdik.<br />

<strong>ASKON</strong> Konya Şubesi olarak; yeni<br />

dönemde daha aktif faaliyetler,<br />

projeler ve yurtdışı organizasyonları<br />

ile üyelerimizin hizmetinde olacağız.”<br />

Başkan Yıldırım konuşmasının<br />

devamında ise şunları söyledi;<br />

“Türkiye’nin kalkınmasında her<br />

zaman adını altın harflerle yazdıran<br />

Anadolu insanı bugün sizlerin<br />

desteği ve dualarıyla Konya’da<br />

yönetim kurulu üyelerimiz <strong>ASKON</strong><br />

çatısı altında birçok hayırlı çalışmalara<br />

imza attılar. Sizlerin desteğiyle<br />

dün olduğu gibi bugün ve yarın da<br />

Anadolu işadamlarını hak ettikleri<br />

platforma ulaştırmak için gereken<br />

ne ise onu yapmanın gayreti içinde<br />

olmaya devam edeceğiz. Konya<br />

tarım, sanayi ve turizm açısından<br />

önemli bir şehir. Konya’nın yetiştirdiği<br />

birçok önemli insan bugüne<br />

kadar şehre yeterince sahip çıkamadı.<br />

Şehrin yetiştirdiği siyasilerin<br />

ise yeterince önem gösterememesi<br />

sonucu bugün gerçekten hak ettiğimiz<br />

yerlerde değiliz. Bu konuda ise<br />

birçok konuda olduğu gibi özenle<br />

çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.<br />

Anadolu’nun parlayan yıldızı<br />

“<strong>ASKON</strong>” Konya’ya bundan sonra<br />

da gerçekleştireceği faaliyetlerle<br />

ülkenin gerçek gündemlerini halka<br />

anlatmaya devam edecektir. Kendi<br />

öz sermayesiyle her zaman alın terini<br />

ekonomiye kazandıran <strong>ASKON</strong>,<br />

Konya’da marka firmalar kazandırmaya<br />

devam edecek olup, Altın<br />

Marka ödülleri vererek üyelerimizi<br />

markalaşmaya teşvik edecektir.<br />

Önümüzdeki günlerde Konya sanayisi,<br />

Konya’nın potansiyeli ve neler<br />

yapılması gerektiği konusunda<br />

önemli tespitlerimiz olacak.” dedi.<br />

Başkan Yakup Yıldırım’ın üyelere<br />

verdikleri desteklerden dolayı<br />

teşekkür etmesinin ardından genel<br />

kurul toplantısı yönetim kurulu üyelerinin<br />

tanıtımı ile sonlandırılmıştır.


KONYA ŞUBESİ<br />

<strong>ASKON</strong> Yeni Yönetim Kurulunu Tanıttı<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Konya Şube Başkanı Yakup Yıldırım,<br />

düzenlediği toplantıyla yeni yönetim kurulu üyelerini tanıttı.<br />

Özel Ekonomi Bölgesi<br />

Son günlerde Güney Kore modeli örnek<br />

alınarak özel ekonomi bölgesinin<br />

Konya’mızda kurulmasını isterken,<br />

alt yapı çalışmalarını oluşturmamız<br />

gerektiğine inanıyoruz.<br />

Sivil Anayasa<br />

Doğal özgürlük alanları ve hakların<br />

devlet güçleri ya da diğer güçler<br />

tarafından ihlal edilmemesi anayasaca<br />

sağlanmalı ve bu haklar teminat<br />

altına alınmalıdır.<br />

Devlet – Vatandaş<br />

Yeni Anayasanın, vatanda yaşayan<br />

her kesimi, etnik, dini veya ideolojik<br />

ayrım yapmaksızın ifade eden, kuşatan<br />

ve kendilerini buldukları bir metin<br />

olması sağlanmalıdır.<br />

Konya’nın Sivil / Bölgesel Havaalanı<br />

İhtiyacı<br />

Konya’mız; Karaman, Aksaray,<br />

Isparta ve Afyon’un tarih, kültür<br />

ve ticaretinde adeta bir merkezdir.<br />

Konya’da kurulacak bir sivil ve bölgesel<br />

havaalanı için <strong>ASKON</strong> öncülük<br />

yapmak istiyor. Buradan; ticaret odamız,<br />

sanayi odamız, ticaret borsamız,<br />

STK lar ve siyasi partilere sesleniyor,<br />

destek istiyoruz.<br />

KCK Operasyonu<br />

Derin güç odakları ve derin ilişkilerin<br />

ülkede birtakım krizler çıkarmak suretiyle<br />

yeni 28 şubatlar, 27 mayıslar,<br />

12 eylüller ve e-muhtıralar oluşturmaya<br />

çalışmaktadırlar. Bu çalışmalar<br />

ülke ekonomimize hem içerde hem<br />

de dış dünyada olumsuz etkiler oluşturmaktadır.<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

Dindar Gençlik<br />

Sayın Başbakanın; “Dindar bir gençlik<br />

yetiştirmek istiyoruz.” cümlesine<br />

istinaden “%99’unun Müslüman<br />

olduğuna inandığımız bir toplum<br />

içerisinde” bu ifadeye çok fazla tepki<br />

gelmesini anlamsız ve lüzumsuz<br />

buluyoruz. İnancı ve dini ne olursa<br />

olsun, kendi inancında insanların<br />

dindar olması gerektiğine inanıyoruz.<br />

Kıymetli basın mensupları;<br />

Üyelerimizin içinden seçilecek<br />

markalaşma ve kurumsallaşmalarını<br />

tamamlayan firmalarımıza Altın<br />

Markalar Ödül Töreni ile başarılarını<br />

ödüllendireceğimiz bir çalışmamız<br />

olacaktır. Yine üyelerimizin dış ticaretlerini<br />

artırmaya yönelik yurtdışı<br />

organizasyonlarımız ve DTM destekli<br />

bir çalışmamız olacaktır.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

79


80<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

TRABZON ŞUBESİ<br />

<strong>ASKON</strong> Trabzon Şube Genel Kurulu Yapıldı<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği<br />

(<strong>ASKON</strong>) Trabzon Şubesi Başkanlığı<br />

3. Genel Kurulu Trabzon Usta Park<br />

Hotel’de yapıldı. <strong>ASKON</strong> 3. Olağan<br />

Genel Kurulu, Anadolu Aslanları İşadamları<br />

Derneği Genel Başkanı Mustafa<br />

Koca, <strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu<br />

Üyeleri ve Trabzon şube üyelerinin<br />

katılımıyla gerçekleşti. <strong>ASKON</strong> Genel<br />

Başkanı Mustafa Koca, ülke ekonomisini<br />

değerlendirerek <strong>ASKON</strong>’un<br />

ekonomi hakkındaki önerilerini dile<br />

getirdi. Ülke genelinde ekonomik<br />

açıdan sağlıklı büyüme yaşanmadığını<br />

ve stratejik büyüme programı<br />

yapılması gerektiğini belirten<br />

Mustafa Koca ; “Ekonomimiz genel<br />

görünüm itibariyle iyi kabul edilmektedir.<br />

Bunun en önemli sebebi 2001<br />

krizinde dip yapan ülkemiz ekonomisinin,<br />

gelişen zaman içerisinde<br />

görece olarak iyileşmesidir. Bu durum<br />

özellikle kamu rakamlarında kendini<br />

göstermiştir. 2001 krizi ardından<br />

Türkiye’de zorunlu olarak yapılan bir<br />

kısım düzenlemelerle finans kesimi<br />

biraz daha kontrol altına alınmış ve<br />

sistem korunmaya çalışılmıştır.<br />

TRABZON ŞUBESİ<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Trabzon Şubesi Başkanlığı 3. Genel Kurulu<br />

Trabzon Usta Park Hotel’de yapıldı. <strong>ASKON</strong> 3. Olağan Genel Kurulu, Anadolu Aslanları<br />

İşadamları Derneği Genel Başkanı Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Üyeleri ve Trabzon<br />

şube üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.<br />

Toplantıya, Trabzon Belediye Başkanı<br />

Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, MÜSİAD<br />

Trabzon Şube Başkanı M. Hanefi<br />

Mahitapoğlu, Başkan Yardımcıları Ali<br />

Kaan ve Hüseyin Tüysüz, Teşkilatlanma<br />

Komisyon Başkanı Aydın Birincioğlu<br />

ve Trabzon’da faaliyet gösteren<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

O zamanlar millet olarak 60 milyar<br />

dolara yakın fatura ödedik. Ancak iyi<br />

bir ders almış olduk. 2008 krizinde<br />

dünya büyük bir finansal darbe yerken,<br />

biz biraz daha rahat kalabildik.<br />

Kolay atlattık diyorum, ama bunu<br />

sadece finansal anlamda bir batık<br />

vermedik, dolayısıyla devlet parasıyla<br />

banka desteklemedik olarak almak<br />

gerekir. Yoksa halen birçok kalemde<br />

2008 rakamlarına ulaşamadık. İşler<br />

doğru giderse ancak 2012 sonunda<br />

o seviyeleri yakalayabileceğiz. Zira o<br />

zamanlar yürürlükte olan 3 yıllık Orta<br />

Vadeli Programlara göre biz şimdi<br />

bir trilyon dolarlık ülke konumuna<br />

gelmiş olacaktık. Biliyorsunuz halen<br />

2010 yılı GSYH’sı 735 milyar dolar<br />

seviyesinde. Yani nerden baksanız<br />

resmi rakamlara göre 300 milyar dolar<br />

kaybımız var. Ancak göreli olarak<br />

hâlâ durumumuz iyi diyebiliriz.” dedi.<br />

<strong>ASKON</strong> Trabzon Şubesi 3. Olağan<br />

Genel Kurulu Yönetim Kurulu Üyeliklerine<br />

Recep Yakuphan, Mustafa<br />

Durmuş, A.Ziyaettin Akıntürk,<br />

Yılmaz Karadeniz, Ali Haydar Baş,<br />

Trabzon STK’ları MÜSİAD Organizasyonunda Buluştu<br />

MÜSİAD Trabzon Şubesi ev sahipliğinde, Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi<br />

Gümrükçüoğlu’nun konuk olduğu Trabzon’da faaliyet gösteren Sivil Toplum<br />

Örgütleri ile Cephanelik Restaurant’ta bir toplantı düzenledi.<br />

<strong>ASKON</strong>, TSGİAD, TGİAD, KASİAD,<br />

KARGİD, TSİAD, TÜMSİAD derneklerinin<br />

başkan ve yöneticileri katıldı.<br />

Toplantı Trabzon Belediye Başkanının<br />

Trabzon için 61 Proje sunumuyla devam<br />

etti. Belediye Başkanı sunumunda,<br />

gerçekleştirilmesi hayal denilen 61<br />

Mecit Aydın, Ertan Sertakar, Dinçer<br />

Karakaş, Adnan Öksüz, Ali Usta,<br />

Yönetim Kurulu Yedek Üyeliklerine<br />

Cüneyt İsmail Çebioğlu, Mustafa<br />

Güney, Abdülhamid Özdaş, Hüseyin<br />

Ak ve Muhammed Yakuphan seçildi.<br />

Denetleme kurulu Üyeliklerine; Halis<br />

Deniz, Hasan Yazıcı, İsmail Yılmaz,<br />

Zeki Çolak, disiplin kurulu Üyeliklerine<br />

Muzaffer Ayıldız, İbrahim Beşir, Haydar<br />

Kambur ve Şakir Dilma seçildi.<br />

projenin nasıl böyle bir kısa zamanda<br />

yapıldığını ve Trabzon için yaptıkları<br />

diğer projeleri ayrıntıları ile anlattı.<br />

Katılan bütün Sivil Toplum Örgütlerinin<br />

görüş ve önerilerini sunduğu<br />

toplantı yenilen yemeğin ardından<br />

sona erdi.


RİZE ŞUBESİ<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca,<br />

ülke ekonomisini değerlendirdi.<br />

Konuşmasının devamında Mustafa<br />

Koca; “En büyük sorunlarımızdan biri<br />

bütçeden faize giden paradır. Yılına<br />

göre, bütçenin 1/3 ten tutun 1/6 sına<br />

kadar bir parayı faiz ödemesine ayırıyoruz.<br />

Bunlar her daim yatırımlara<br />

ayrılan paydan yüksek olmaktadırlar.<br />

Bu talihsizliği yenmemiz gerekir.<br />

Evet tasarruf açığımız bulunmaktadır.<br />

Ülkemizin ortalama olarak<br />

% 4.5 büyümesine yetecek kadar<br />

tasarrufu bulunmamaktadır. Ancak<br />

iyi planlamalar bu sorunları aşmamızı<br />

sağlayabilir.<br />

Hiç şüphesiz sosyal güvenlik açıklarımız<br />

da son derece yüksek noktalardadır.<br />

Bunlarla ilgili de acil tedbirler<br />

alınmalı ve makul bir vadede daha<br />

dengeli bir bütçeyle ülkemizi yönetmeyi<br />

başarmalıyız.<br />

RİZE ŞUBESİ<br />

<strong>ASKON</strong> Rize Şube Genel Kurulu Yapıldı<br />

<strong>ASKON</strong> Rize Şube Başkanı Mehmet<br />

Emin Dilsiz, yaptığı yazılı açıklamada,<br />

Rize ve Karadeniz bölgesinin geçim<br />

kaynağı olan çayda KDV’nin indirilmesinin<br />

faydalı olacağını belirtti.<br />

Rize ve bölgedeki sivil toplum örgütlerinin<br />

çayda KDV’nin indirilmesinin bölgeye<br />

katkı sağlayacağını düşündüğünü<br />

ifade eden Dilsiz, şöyle devam etti: ‘’Bu<br />

anlamda <strong>ASKON</strong> Genel Başkanlığımızla<br />

yaptığımız istişarede çayda KDV’nin<br />

yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesinin<br />

uygun olacağı görüşünde birleştik.<br />

Bu anlamda bölge halkının taleplerini<br />

kendilerine ilettik. Genel Merkezimiz de<br />

GÖREV BAŞINDA<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Rize Şube Genel Kurulu <strong>ASKON</strong> Rize Genel Merkezi’nde<br />

yapıldı. <strong>ASKON</strong> Rize Şube Genel Kurulu, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Genel Başkanı<br />

Mustafa Koca, <strong>ASKON</strong> Yönetim Kurulu Üyeleri ve Rize şube üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.<br />

Bakana Çay Mektubu<br />

Kalkınma ajanslarını rehber kuruluş<br />

olmaktan çıkarıp, gerçek anlamda<br />

yatırım yönlendirme kuruluşu haline<br />

getirmeliyiz. Çünkü öyle anlaşılıyor<br />

ki, merkezden bakınca hiçbir zaman<br />

Trabzon’un gerçek potansiyeli gereği<br />

gibi algılanamıyor. Çayı, fındığı, balığı,<br />

hayvancılığı, orman endüstrisi,<br />

ticari yeteneği, liman şansı, transfer<br />

kabiliyeti yeteri kadar değerlendirilemiyor.<br />

Ya başka teşvikler arasında<br />

ezilip gidiyor ya da değerini bir türlü<br />

bulamıyor. Yerel potansiyellerin harekete<br />

geçirilmesi elzem bir konudur.<br />

Her şeyin merkezi planlamalarla<br />

halledilmesi mümkün olamaz. Yerel<br />

yapılara aktarılacak yetkiler gerçek<br />

kalkınmayı tahrik edecek önemli çıkışları<br />

sağlayacaktır. Müstakil bir kalkınma<br />

bakanlığının kurulmuş olması<br />

bu fırsatları daha iyi değerlendirmeyi<br />

sağlar diye ümit ediyoruz.” dedi.<br />

<strong>ASKON</strong> Rize Şubesi Genel Kurulu<br />

Yönetim Kurulu Üyeliğine Mehmet<br />

Emin Dilsiz, Ali Denizalp, Bayram Yolgider,<br />

Mehmet Kazdal, Rıza Birkan,<br />

Mehmet Arıcıoğlu, Mehmet Terzi, Ali<br />

Rıza Özçelik, Bilal Öztürk ve Mustafa<br />

Aydın Kartal; Yönetim Kurulu Yedek<br />

Üyeliklerine Muhammet Yıldız, İlyas<br />

Sürgün, Eyüp Sultan Sarı ve Mehmet<br />

Keçoğlu Seçildi. Denetleme Kurulu<br />

Üyeliklerine; Hasan Uzun, İbrahim<br />

Tezel, Ataç Yıldız, Ömer Ali Karaca,<br />

Kerim Keskin ve Celal Saruhan<br />

seçildi.<br />

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (<strong>ASKON</strong>) Rize Şubesi’nin girişimiyle çayda KDV’nin<br />

yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesi için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e mektup<br />

gönderildiği bildirildi.<br />

gerekli yazıyı Maliye Bakanı Mehmet<br />

Şimşek ve Gıda Tarım ve Hayvancılık<br />

Bakanı Mehmet Mehdi Eker’e göndererek<br />

çayda KDV’nin indirilmesinin hem<br />

çok faydalı hem de adaletin bir gereği<br />

olduğunu belirtti. Rize’mizin geçim<br />

kaynağı olan çayda KDV indirimi olması<br />

için elimizden geleni yapıyoruz. Ve<br />

yapmaya devam ediyor olacağız.’’<br />

Dilsiz, gönderilen niyet mektubunda şu<br />

ifadelerin yer aldığını kaydetti: ‘’Temel<br />

tüketim ürünlerinde KDV’nin indirilmesi<br />

ile ilgili çalışmalarımızın ülkemizin<br />

önemli sorunlarına doğru yaklaşım<br />

açısından çok kıymetli olduğu aşikârdır.<br />

Bu kararlar, hem üreticilerde hem de<br />

tüketicilerde son derece doğru etkilere<br />

sebep olmaktadır. Aynı uygulamanın<br />

Karadeniz bölgemizin çok önemli geçim<br />

kaynağı olan çayda da yapılması hem<br />

çok faydalı olacak, hem de adaletin bir<br />

gereği olacaktır. <strong>ASKON</strong> Rize Şubemiz<br />

ve üyelerimizin de içinde bulunduğu<br />

bölge sivil toplum örgütlerinin taleplerine<br />

ilgilerinizi istirham ediyor, bu talebimizin<br />

özellikle gelir dağılım dengesi<br />

açısından önemli katkılar sunacağını<br />

ifade etmek istiyoruz.’’<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

81


82<br />

BASIN AÇIKLAMALARI<br />

İslam Savunma Gücü<br />

Elzem Hale Gelmiştir<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca son gelişmeleri<br />

değerlendirdi:<br />

“Dünya yeni bir şekil alma noktasında hızla mesafe kat<br />

etmektedir. Gerçekten artık eski dünyayı yaşamıyoruz.<br />

Halkların kendi taleplerinin su yüzüne çıkardığı hareketlilik<br />

ileri boyutlara ulaşmıştır. Her birinin arkasında başka etkilerin<br />

olması gibi endişeler olsa bile sonuçta halklar harekete<br />

geçmiş ve yönetimleri yerinden etmeye başlamıştır.<br />

Batılı güçler her zaman olduğu gibi gerçek anlamda emperyalist<br />

emellerle hareket etmeye devam etmektedirler.<br />

Bunu yaparlarken insani gerekçeler üretmek için derin<br />

tezgahlar kurdukları da her taraftan sırıtmaktadır.<br />

Durum çok ciddi bir noktaya gelmiştir. Artık halkların kendi<br />

kaderlerini belirleme haklarını kullanma zamanları gelmiştir<br />

ve geçmektedir. Emperyalist organizasyonların tarihi<br />

süreçte oynadıkları vahşi rollere artık bir son verilmelidir.<br />

Kolonyalist dönemi onlar koordine etti, Birinci Dünya Savaşı<br />

onlar eliyle çıkarıldı, Kurtuluş savaşları dönemi onların<br />

vahşiliklerine karşı oluşan şanlı direnişlerden ibarettir.<br />

Ardından diktatoryal dönemler ve nihayet yeniden TOMA-<br />

HAWK’larla getirilmeye çalışılan bir demokrasi(!) dönemi.<br />

Gerçekten bu iki yüzlülüklerden bıktık ve yorulduk. İşin<br />

sonunda hep biz soyulduk ve öldük.<br />

Sadece sözel olarak ortaya koyacağımız isyanın çok bir<br />

anlamı olmadığını biliyoruz. Artık hükümetlerimizden beklentimiz,<br />

gerçek anlamda hem üçüncü dünya kabul edilen<br />

ülkeleri ve hem de özellikle İslam ülkelerini kapsayan bir<br />

Ortak Savunma Gücü’nün oluşturulması ve özellikle iç<br />

haksızlıklara müdahale hakkının bu güce verilmesidir.<br />

Başkalarından beklenen himmetin ne derece vahim sonuçlar<br />

doğurduğunu anlatmaya bile gerek yok.<br />

Koca açıklamalarına şöyle devam etti: İnsanın heder olduğu<br />

bir yerde ekonomi hesabı yapanlara da, ancak yazıklar<br />

olsun denebilir.<br />

Bu tanımladığımız coğrafyalarda var olan yeni zenginlik<br />

kaynakları, her zaman emperyalistlerin ilgisini çekmeye devam<br />

edecektir. Bundan da, içerde yaşanan kukla diktatör<br />

uşaklardan da kurtulmanın yolu ancak, böyle bir Beyn’el-<br />

İslam gücü devreye sokmakla mümkün olacaktır.<br />

Bu vesileyle hükümetimizin bir liderlik ortaya koyması<br />

fevkalade rahatlatıcı olacaktır. Doğrusu artık bu topraklardaki<br />

petrol hesaplarını, altın hesaplarını, elmas hesaplarını<br />

yapmaktan ve ağıt yakmaktan usandık. Aynı zamanda<br />

utanır olduk. İnsan onuru, güvenliği ve özgürlüğü için bu<br />

organizasyon elzem hale gelmiştir. Konu birincildir. İnsanın<br />

heder olduğu bir yerde ekonomi hesabı yapanlara da,<br />

ancak yazıklar olsun denebilir.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

Büyüme Umutları Pekiştirdi Ama!<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın<br />

açıklamasında 2010 yılının açıklanan büyüme oranlarını<br />

değerlendirdi. Açıklama şu şekilde:<br />

“2009 yılında ciddi anlamda kayıp veren ekonomimiz, 2010<br />

yılının ikinci çeyreğinden itibaren yeniden büyüme trendine<br />

girdi ve kayıpların telafisi anlamında önemli mesafeler<br />

alındı. Hiç şüphesiz bu sevindirici bir gelişmedir. 2008 krizi<br />

ülkemiz açısından farklı bir tecrübe özelliği taşıdı. İlk defa<br />

sadece dışarıdan gelen bir kriz olarak ülkemize yansıdı.<br />

Bunun da etkileri derin oldu. Üretim azaldı, ihracat azaldı ve<br />

en önemlisi istihdamda çok büyük kayıplar oluştu.<br />

Şimdi esas peşinde koşmaya başladığımız hedef, ekonomimizi<br />

dışarıdan gelen krizlerin bile etkileyemeyecek dayanıklılığa<br />

sahip bir ekonomik yapı haline getirmektir. Halen<br />

bir kısım makro rakamlarımızda önemli oranda AB kriterleri<br />

yakalanmış olsa bile, kredi notlarımız yeterli düzeyde değildir.<br />

Risk primimiz yüksektir. Kredi yükleri halen çok ağırdır.<br />

İç tasarruf yetersizliği sebebiyle dışarıya olan sermaye<br />

bağımlılığımız bizim en yüksek kırılganlık halkamız olmaya<br />

devam etmektedir.<br />

TÜİK’in açıklamasına göre 2010 yılı dördüncü çeyrek büyümemiz<br />

9.2, yıllık büyüme ise 8.9 şeklinde sonuçlanmıştır.<br />

Hiç şüphesiz bu büyük bir büyüme oranıdır. Ancak yapılan<br />

iyi analizlerde bizler 1980 yılından bu tarafa ortalama olarak<br />

%4.5 oranında büyüme gerçekleştirmiş bir ülke konumundayız.<br />

Bu büyük büyümeleri, yine büyük küçülme dönemleri<br />

hep nötralize etmiştir. En kritik noktamız ise mukayeseli<br />

olarak büyümede ortaya koyduğumuz performansın<br />

değeridir. Yine yapılan bir analizde ABD’deki büyümenin<br />

Kişi Başına yansıyan Milli Gelirinin, bizim KBMG’ye oranı<br />

%22.5 ila %27.2 seviyelerindedir. Yani ülkemizin GSYH’sı<br />

büyümektedir ancak, KBMG açısından mukayeseli olarak<br />

gelişmemektedir. Ayrıca, büyüme olmuştur ama işsizlik<br />

hâlâ %12’ler seviyesindedir.”<br />

Koca açıklamalarına şöyle devam etti: İleri teknolojinin ihracatımızdaki<br />

payı halen %5’ler seviyesindedir. “Yeni dönem<br />

bu sorunların çözülmesi gereken dönemdir. Bütün büyüme<br />

stratejileri buna göre yeniden dizayn edilmelidir. Artık<br />

kimse enkaz edebiyatı da yapmadığına göre, doğru düzgün,<br />

kalıcı büyümeleri sağlayacak, istihdamı çözecek, bölgesel<br />

güç olma istikametinde rekabetçi üstünlük şanslarımızı<br />

doğru konumlandıracak ve en önemlisi, birbirini destekleyen<br />

özel-kamu dayanışmasını sağlayacak bir sistem devreye<br />

sokulmalıdır. KOBİ’lerin ülke için daha fazla katma değer<br />

ürettiği, ihracat fazlası verdiği bir düzenimiz var. Büyüklerde<br />

ise ithâlât baskın çıkıyor. Bütün ekonomik aktörlerin dış<br />

ticaret fazlası verdiği bir sisteme doğru evrilmek şarttır.


Halen ülkemiz ekonomisi için yapılacak çok şeyler bulunmaktadır.<br />

Örnek olarak, ileri teknolojinin ihracata yansıyan<br />

kısmı halen %5 seviyelerindedir. Bu G. Kore’de % 25’lerdedir.<br />

Öne çıkarmamız gereken alanlar kendisini hissettirmektedir.”<br />

Borçlanmada Tehlike Sinyalleri<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın<br />

açıklamasında Bireysel borçlanmanın yüksek artışına,<br />

bunun da önemli bir tehlike işareti olduğuna dikkat<br />

çekti. Açıklama şu şekilde:<br />

“2008 krizi, gelişmiş ülke krizi olarak kayıtlara geçmiş bulunuyor.<br />

Şimdiye kadar alışık olunmayan bir durum yaşandı ve<br />

başta ABD olmak üzere Avrupa ülkeleri krizi üreten kaynak<br />

oldular. Bundan geriye kalanın ne olduğuna baktığımızda en<br />

fazla dikkat çeken ana konunun “sistem” olduğu anlaşılıyor.<br />

Neoliberal politikalar gelmiş ve bir sınıra dayanmıştır.<br />

Dayandığı sınır noktası, kendisinin bitiş noktasıdır. Nitekim<br />

derhal devlet müdahale etmiş ve serbest piyasa unutulmuştur.<br />

Yine halkların vergileri bir kısım finansal kuruluşların<br />

düze çıkarılması için kullanılmış ve ilkeler unutulmuştur.<br />

Bu gelişmelerin yanında önemli bir gelişme daha yaşanmıştır.<br />

Bu bahsettiğimiz ülkelerde (ki bunların içinde AB ülkeleri<br />

de var) ciddi anlamda bireysel borçlanma meydana gelmiştir.<br />

Sistem insanları bireysel borçlanmaya itmiştir.<br />

Örnek gösterilen İrlanda KBMG açısından son derece ileri<br />

ülkelerden bir tanesi idi. Hatta Ar-Ge’ ye en fazla yatırım<br />

yapan ülke olarak örnek gösteriliyordu. Ancak aynı zamanda<br />

Kişi Başı Borçlanma boyutu ülkenin iflas etmesinde en<br />

önemli etkenlerden bir tanesi oldu.<br />

Şimdi bizim ülkemizde 2003 yılından bu tarafa meydana<br />

gelen Hane Halkı Borçlanma artışı dikkat çekici boyuta ulaşmıştır.<br />

Mekanizma aynen devam etmektedir. 2003 yılında<br />

varlıkların yükümlülüklere oranı 5.1 iken bu oran 2011’de 35.1<br />

olmuştur. Bu çok tehlikeli bir artışın göstergesidir.<br />

Koca açıklamalarına şu şekilde sürdürdü: “Ülkenin ekonomik<br />

politikalarının topyekün tekrar gözden geçirilmesi şart<br />

olmuştur.”<br />

BASIN AÇIKLAMALARI<br />

“Kredilerde beklenen artış %25’ler iken, bu oran % 35’ler<br />

seviyesine yükselmiştir. Bunlar ekonomik dengeleri ciddi<br />

anlamda bozan işaretlerdir. Üstelik ekonomide yapısal anlamda<br />

ciddi düzelmeler gerçekleştirilememiştir. Dış açık ve<br />

cari açık aniden çok fazla yükselmiştir. Sıcak para ile yapılan<br />

finansenin de olduğu gibi risk anlamına geldiği akıldan<br />

çıkarılmamalıdır. Seçim havasının verdiği rehavet bitti. Artık<br />

gerçeklerle daha soğuk bir şekilde yüzleşme zamanıdır.<br />

Ülkenin ekonomik politikalarının topyekün tekrar gözden<br />

geçirilmesi şart olmuştur. Küresel siteme adapte olmak<br />

adına, yerel değerlerimizin elimizden kaçırılmasına göz<br />

yumamayız. “<br />

Yeni Eko-Politik Şart Oldu<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca; yeni hükümetin<br />

kurulma çalışmalarının yürütüldüğü bugünlerde, ülkemizin<br />

ekonomi politiğinin kökten gözden geçirilmesinin de<br />

şart olduğunu ifade etti. Konuyla ilgili basın açıklaması şu<br />

şekilde:<br />

“Ülkemizin ekonomisinde özellikle makro rakamlarla ifade<br />

edilen ekonomide iyileşmelerin zaman zaman memnuniyet<br />

verici noktalara ulaştığına şahit oluyoruz. Ancak bunun<br />

önemli iki eksiği var: Bunlardan bir tanesi bu iyileşmeler<br />

sürdürülebilir olmuyor, konjonktürel olarak hızla değişiyor.<br />

İkincisi de gelir dağılım dengesini tüm halka sirayet edici<br />

şekilde etkilemiyor.<br />

Bu durumun neden böyle devam ettiğinin çok iyi irdelenmesi<br />

gerekir. Tercih edilen temel politikalar dolayısıyla<br />

bu sonuçları yaşadığımız unutulmamalıdır. Daha açıkçası<br />

şudur: Amerika’da çıkan bütün gelişmiş ülkeleri ve bağlı<br />

olarak dünyayı saran 2008 krizinin sebebi olan Liberal-Kapitalist<br />

ekonomi politikası, bu durumun da ana sebebidir.<br />

Gözden geçirilmesi gereken budur.<br />

İthâlâtı cazip hale getiren, ihracatı zorlaştıran, kur politikalarıyla<br />

rekabeti imkânsız hale dönüştüren, yerli üretimi korumayan<br />

dolayısıyla sürdürülebilir bir hüviyet kazanamayan<br />

ekonomimiz maalesef genel gelişmelere endeksli olarak<br />

tepki vermektedir. Bu da ekonominin kırılganlığını devamlı<br />

kılmaktadır. Bu riskten kendimizi ve ülkemizi kurtarmak<br />

zorundayız.<br />

Koca: “Yeni ekonomi yönetimi, köklü bir politika değişikliğini<br />

gerçekleştirmelidir.”<br />

“İşler düzeldi dediğimiz zaman da ithâlâtın ihracatımızın iki<br />

katına çıktığı bir durumu yaşıyoruz. Enerji ile izah ettiğimiz<br />

cari açık, artık tam anlamıyla dış açığa endekslenmiştir. Bireysel<br />

borçluluk artmakta ve yük halka doğru kaymaktadır.<br />

Bu durum maalesef giderek krizde çöken ekonomilere benzerlik<br />

arz etmektedir. Sadece finansal kuruluşların sağlam<br />

olması krizi durdurmak için yeterli olmayacaktır.<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

83


84<br />

BASIN AÇIKLAMALARI<br />

Yeni ekonomi yönetimi, köklü bir politika değişikliğini<br />

gerçekleştirmelidir. Biraz aykırı olsa da, dünyaya gerçek<br />

bir ekonomi dersi verecek bir çabaya imza atmalıdır. Hem<br />

büyüyen, hem adil gelir dağılımı üreten, hem istihdamı<br />

maksimize eden ve hem de makro dengeleri sağlam tutan<br />

bir model .Ülkemizin ekonomisine artık bir karakter kazandırmanın<br />

zamanı gelmiştir. Dünya ile gerçek anlamda<br />

boy ölçüşecek alan belirlemelerinin yapılması elzem oldu.<br />

Böylece odaklanarak rekabetçi üstünlük şanslarımızı yakalayabiliriz.<br />

Tüm alt sektörleri buna göre konuşlandırabiliriz.<br />

Desteklerimizi daha doğru yönlendirebiliriz. Böylece gerçek<br />

bir bölge liderliği yoluna girmiş oluruz. Yaygın kalkınma ve<br />

sorun üretmeyen bir büyüme gerçekleştirmiş oluruz.”<br />

Büyüme Büyük Oldu…<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın<br />

açıklamasında 2011 yılı ilk çeyrek büyüme rakamlarını<br />

değerlendirdi: “Büyüme oranı yüksek oldu ama, dış<br />

açık endişe verici boyutlara ulaştı.”<br />

“Büyüme gerçekten büyük oldu. %11’lik bir büyüme oranı<br />

yıla başlama açısından önemli. 2011 yılının benzer bir<br />

hızla gitmesini beklemiyoruz ancak iyi gideceğine ilişkin<br />

önemli bir başlama noktası.<br />

Sorunlu bir seçim döneminin yaşandığı bir yıl içerisindeyiz.<br />

Seçimin sıcak atmosferi ikinci çeyrekte oldu.<br />

Seçim canlılığı ve seçim yatırımları ekonomide bir kısım<br />

hareketlilikler oluşturdu. Ancak bu gelişim fazla kabul<br />

edildiği için, TCMB ve diğer bazı kurumlar ekonominin<br />

soğutulması için harekete geçtiler. Tedbirler aldılar ve<br />

kredilerin önünü kesmeye çalıştılar.<br />

GSYH rakamları ile birlikte aynı zamanda dış ticaret<br />

verileri de açıklandı. Bu verilerle birlikte düşündüğümüzde<br />

ekonominin hangi istikamette gittiği daha net bir<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

şekilde görülüyor. Dolayısıyla buna sevinmeli mi yoksa<br />

üzülmeli mi, insan karar vermekte zorlanıyor.<br />

Dış açık ocak-mayıs döneminde yüzde 90.3 artışla 43.75<br />

milyar dolar düzeyine ulaştı. İhracat, ocak-mayıs da yüzde<br />

20.1 artarken, ithâlât % 43.8 arttı. İthâlâtın artışı iki<br />

kattan fazla. Bu sürdürülebilir bir gelişme olarak değerlendirilmemelidir.<br />

Yani şimdi 2011 ocak-mayıs döneminde<br />

ihracatımız 55 milyar, ithâlâtımız ise 98 milyar dolar.”<br />

Koca değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Büyüme<br />

ithâlâta dayalı olarak gerçekleşiyor, risk artıyor.”<br />

“Bu rakamlar bize nasıl bir büyüme içinde olduğumuzu<br />

gösteriyor. Korkunç boyutlarda büyüyen ithâlâta dayalı<br />

bir mekanizma gelişiyor. Bu durum yerli üretimi engelliyor,<br />

işsizliği ve cari açığı büyük boyutlarda artırmaya<br />

devam ediyor. Tabii ki GSYH rakamlarımız da yükseliyor.<br />

Bu gelişim düzeninin gelir dağılım dengesine de olumlu<br />

katkı verdiğini söylemek mümkün gözükmüyor.<br />

Eğer yeni dönem ekonomi yönetimi, gerçekten köklü<br />

değişiklikler yapmaz ise, bu büyük oranlı büyüme rakamları<br />

da başımıza iş açacaktır. Çok boyutlu bir dengeye ve<br />

büyüme stratejisine olan ihtiyacımız, her geçen dakika<br />

daha acil hale gelmektedir. Büyümeyi özellikle iki temeli<br />

sağlamlaştıracak şekilde yeniden dizayn etmek gerekir.<br />

Bunlardan birisi istihdamın artırılması, diğeri yerli aramal<br />

üretiminin gerçekleştirilmesidir.”<br />

Büyüme Averajı<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca ikinci çeyrek büyüme<br />

oranının açıklanması üzerine yaptığı değerlendirmede<br />

“İyi bir büyüme averajı yakalamış durumdayız.<br />

Bu fırsatı kalıcı hale getirmenin hesaplarının da çok iyi<br />

yapılması gerekir” dedi.<br />

“Dünya konjonktürünün son derece olumsuz seyrettiği bir<br />

dönemde ülkemizin iyi bir ivme ile büyümeye devam etmiş<br />

olması önemli bir artı değerdir. Bu durumu değerlendirirken,<br />

‘büyümeyi yakaladık öyleyse her şey çok iyi’ tuzağına<br />

düşmememiz gerekir.<br />

Ülkemiz ekonomisi 2008 krizi ile birlikte ciddi anlamda<br />

yara almış ve restorasyon çalışmaları yaklaşık bir buçuk yıl<br />

devam etmiştir. 2010 itibariyle yeniden yakalanan büyüme<br />

fırsatı doğru bir makama oturtulmalıdır. Zira çok iyi büyüme<br />

gerçekleştirdiğimiz zamanlarda dahi bazı ciddi açıklar<br />

ortaya koyan yapısal bir özelliğimiz var. Yani ülkemiz ekonomisinin<br />

her yönü doğru dizayn edilmiş durumda değil.<br />

Yılın ikinci çeyreği itibariyle % 8.8 büyüme gerçekleştirmek<br />

güzel. Birinci çeyrekte de % 11.6 büyümemiz vardı. Şimdi<br />

üçüncü çeyreği yaşıyoruz. Bu çeyreğinde önemli bir zaafı<br />

gözükmüyor. Bu demektir ki 2011 yılı iyi bir büyüme ile<br />

kapatılabilir.


Bu büyümenin ardından bize, gelecek krizler için kaynak<br />

olacak, cari açık, istihdam açığı, dış açık gibi sorunlar<br />

kalmamalı.<br />

Ülkemiz ekonomisinin eksik yönlerini biliyoruz. Kamu ve<br />

özel sektör olarak buralara yoğunlaşmamız gerekir. Aramal<br />

üretimi ve enerji öncelikli konular. Biz <strong>ASKON</strong> olarak yıllardır<br />

aramal konusunda dikkat çekiyor ve kamu ihalelerinde<br />

yerli kotasının en az % 25’ler seviyesine çıkarılmasını talep<br />

ediyorduk. İlk defa sayın başbakan bir açıklama yaparak bu<br />

noktayı vurguladı. Ancak bu işin üzerine çok daha büyük bir<br />

ciddiyetle gidilmelidir.<br />

Koca: “Büyüme oranları, ekonomimizin derin sorunlarını<br />

görmemize perde olmamalıdır.”<br />

“Bu büyük averajı iyi kullanmalıyız. Kalıcı, sürdürülebilir ve<br />

özellikle stratejik özelliği ağır olacak bir büyüme programını<br />

devreye sokmalıyız. 2023 hedefine doğru giderken,<br />

gerçek anlamda nereye gittiğimizi bilecek bir programlama<br />

yapmalıyız. Özellikle bölgesel entegrasyona uygun ve bölge<br />

ülkelerinin önünden gidebileceğimiz, onlara Ar-Ge, Ür-Ge ve<br />

inovasyonda önderlik yapabileceğimiz katma değeri yüksek<br />

bir ekonomi programı üretmeliyiz.<br />

Artık mevcudu iyileştirme anlayışı ile konjonktürün fırsatlarına<br />

ram olmak yetmiyor. Hesapladığımız bir geleceğe uygun<br />

olabilecek bir üretim, tüketim, pazar ve koordinasyon<br />

mantığıyla büyümeye devam etmeliyiz. Geriye de işsizlik<br />

gibi, cari açık gibi, dış açık gibi sorunlar bırakmamalıyız.<br />

Doları Kim Çözecek?<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın açıklamasında<br />

doların durumunu sordu. Böyle spekülatif bir<br />

ortamda iş yapmanın imkânsızlaştığını ifade eden Koca,<br />

tatmin edici açıklamalar beklediklerini sözlerine ekledi.<br />

Açıklama şu şekilde:<br />

“Ülkemiz ekonomisiyle ilgili olumlu sayabileceğimiz<br />

gelişmeler oldukça fazla iken 2011 yılında TL’nin gösterdiği<br />

performans tedirgin edici bir noktaya ulaşmış bulunuyor.<br />

Bugüne kadar yapılan açıklamaların gerçekten sorunun<br />

kaynağını tam olarak açıklayıcı nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.<br />

Eğer doğru teşhis konulmuş olsa idi o zaman<br />

o doğrultuda alınan tedbirlerin dolar konusunu çözmesi<br />

gerekirdi.<br />

Konu her geçen gün biraz daha sorun haline dönüşmeye<br />

devam etmektedir. Sorun böyle devam ederse ne uluslar<br />

arası ticaret yapma imkânı kalacak, ne de imalat yapma<br />

imkânı. Ülkemizin makro değerleri açısından çok yüksek bir<br />

risk gözükmeyebilir ama, fiyat tutturmaya çalışan üreticinin<br />

hali gerçekten zor bir noktaya ulaşmıştır.<br />

Zannedildiği gibi dövizin düşmesi yerli paranın yükselmesi<br />

ihracata yarar sağlamamaktadır. Bunun da bir limiti ol-<br />

BASIN AÇIKLAMALARI<br />

duğunun gözden ırak tutulmaması gerekir. Zira maalesef<br />

bizim ülkemizi ihracatını da ithâlâta dayalı olarak yapmaktadır.<br />

Çok derin sorunlarımız olan cari açık, dış açık gibi meseleler<br />

burada fatura kabartıyor. TCMB’nin büyük bir operasyonla<br />

yaptığı müdahalenin ne kadar kalıcı etki edeceğini kestirmek<br />

zor. Büyük zorluklarla birikmiş olan MB rezervleri<br />

de bu vesileyle ciddi anlamda erime göstermektedir. Yani<br />

yeniden önemli faturalar ödemeye başladık.<br />

Çok aşikar ki, yapısal sorunların çözülememiş olması bizi<br />

büyük sıkıntıya sokuyor. Ekonomik aktörlerin ülkemizle<br />

ilgili övücü sözleri göğsümüzü kabartıyor ama, gözümüzü<br />

de kör etmemeli.<br />

2011 yılında en kötü performans gösteren paralar içerisinde<br />

birinci sırayı TL almış bulunmaktadır. Yani Çin’den,<br />

Macaristan’dan, Hindistan’dan daha kötü bir performans.<br />

İyi bir ekonominin bu kadar büyük sürprizlerle idare edilemeyeceği<br />

açıktır. Bu yüzden konunun iyi irdelenmesini ve<br />

hem açıklamaların tatmin edici boyutta olmasının sağlanmasını<br />

hem de tedbirlerin gerçekten sorun çözücü nitelikte<br />

olmasının sağlanmasını bekliyoruz. Aksi durum yıpratıcı<br />

olacaktır.<br />

İşgali Destekliyoruz<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın açıklamasında<br />

Amerika’dan başlayıp dünyaya yapılan “Wall<br />

Street’i İşgal Et” eylemini desteklediklerini ifade etti.<br />

Açıklama şu şekilde:<br />

Bizler de işadamıyız ve bugün kapitalist sistemin çizdiği<br />

çerçevede iş üretmeye, işçi istihdam etmeye çalışıyoruz.<br />

Ancak asla ve kat’a vicdanımızı yemedik. Hiçbir zaman da<br />

yemek niyetinde değiliz.<br />

Sadece kendimizin kazanacağı, başka kimsenin kazanmasına<br />

fırsat vermeyen, zenginliklerin sadece belirli ellerde<br />

kalmasını sağlayan ve dışarıda kalan yığınların bundan pay<br />

alamadığı bir zenginliği bizler istemiyoruz.<br />

Vahşi kapitalizm ile ilgili olarak bizim kanaatimiz her<br />

zaman kesindi. Ancak insanların önemli bir kısmı ve<br />

özellikle Amerika’da sistem içerisinde yaşayan insanlar<br />

2008 krizi ile birlikte bunun acı sonunu tadınca ancak onun<br />

ne menem bir şey olduğunu anladılar. Şimdi de ayağa<br />

kalktılar. Finans Kapitalizminin merkezi sayılabilecek olan<br />

Wall Street’i hedef alarak eylem yapıyorlar. Geç kaldılar<br />

ama doğru yapıyorlar. Bizler de iş dünyasının temsilcileri<br />

olmamıza rağmen onları destekliyoruz.<br />

Biz her zaman Haklı Zenginlik’ten yana olduk. Birilerine<br />

hayatı zindan edecek bir zenginliğin sahibi olmaktan<br />

Allah’a sığındık. Ama kapitalizm tam da bu demek. Ben<br />

kâr edeyim de kim ne yaparsa yapsın. Bu ne insanidir, ne<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

85


86<br />

BASIN AÇIKLAMALARI<br />

hakkanidir, ne de İslamidir. Bunu kesinlikle reddediyoruz.<br />

Yeryüzünde adil gelir dağılımını sağlayacak, insan onuruna<br />

yaraşır ve özellikle başka ülke insanlarına sudan bahanelerle<br />

saldırma fırsatı vermeyecek bir özgürlük alanının<br />

oluşmasını ve gelişmesini isteriz. Gerçekten sadece kabiliyetlere<br />

göre sonuç alınmalıdır. Güç veya sistemsel avantajlar<br />

birilerine ekstra pay sağlamamalı. Gerçekten adaletin<br />

hakim olduğu bir sistem hakim olmalı.<br />

Koca: Kapitalizme reaksiyon anlamındaki bu eyleme destek<br />

verilmelidir.<br />

“Hiç kimse aşırı zengin olmak zorunda değil. Aynı zamanda<br />

da hiç kimse aşırı fakirliğe düçar kılınmamalı. Bu yüzden<br />

bu işgal eyleminin bütün dünya için kapitalizme reaksiyon<br />

anlamındaki değerine katkı verilmelidir.<br />

Ancak yerine ikame edilecek sistemin tabiat kadar doğal,<br />

insani ve hakkani olmasının sağlanması için de Müslümanların<br />

çok ciddi anlamda çalışmaları gerektiğini ifade etmek<br />

istiyorum. Potansiyel olarak bizim medeniyetimizde bu<br />

şans var. Ancak onu işlevsel kılmak zorundayız.“<br />

Enflasyon Ne Kadar Kontrolde?<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca enflasyondaki gelişmeler<br />

üzerine bir değerlendirme yaptı. Değerlendirme<br />

ana hatlarıyla şu şekilde:<br />

“Ekonomide her şeyin kontrol altında olduğuna ilişkin<br />

yapılan tüm söylemlere rağmen, enflasyon rakamlarının<br />

sınırları zorlayacak şekilde yükselmesi endişe kaynağı oldu.<br />

TCMB’nin yaptığı analizlerin ekonomide sağlıklı bir gelecek<br />

öngörüsü imajını endişe ile karşılamamızı gerektiriyor.<br />

Faizlerin yeniden yükseliş trendi, enflasyonun yükselmesi<br />

ciddi bir sorunun başlangıcı olarak değerlendirilmelidir.<br />

Özellikle önemli dış pazarımız olan AB bölgesinin karanlık<br />

bir ufuk çizdiği bu dönemde, bizim tüketimi, enflasyonu ve<br />

faizleri birlikte artırıyor olmamız önümüzü çok iyi göremediğimizin<br />

işaretleridir. Buna rağmen topluma verilen imajın<br />

her şeyin çok iyi durumda olduğu ve aynı hızın devam<br />

etmesi gerektiği hissi endişe vericidir.<br />

Değişkenliğin ne kadar hızlı olduğu 2011 yılı içerisinde<br />

ortaya çıkan TÜFE rakamlarındaki farklılıkta kendini göstermektedir.<br />

Bu yıl içerisinde mart ayında 12 aylık enflasyon,<br />

%4’ün altına inmiş, şimdi kasım ayı itibariyle 9.48<br />

seviyesine çıkmış.<br />

2006 yılından itibaren enflasyon gelişimine dikkatle baktığımızda<br />

gördüğümüz manzara; Esasen enflasyonun hedef<br />

olan %4’ler seviyelerinde değil, %10’lar seviyelerinde daha<br />

fazla gezinmiş olduğudur.<br />

Enflasyon belasından kurtulamıyoruz. Enflasyon olduğu<br />

sürece de, büyüme meselesinin ne kadar gerçek olduğu her<br />

zaman soru işareti ile karşılanmaya devam edecektir.<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

TÜFE ile ÜFE arasındaki farkın yüksekliği de rahatsız edici<br />

olmaya devam etmektedir. Üretici fiyatlarındaki oranın<br />

yüksekliği bazı olumsuz birikimleri yapmaya başladığımızı<br />

göstermektedir. Tüketiciye yansıtılamayan fiyat artışları<br />

yakın bir gelecekte karşımıza aniden büyük rakamlar olarak<br />

çıkmak zorunda kalabilir. O durumda da çapı şimdiden tam<br />

belli olamayan bir kriz yaşanır.<br />

Şimdi bizim önemli meselemiz, yakın gelecek projeksiyonumuzu<br />

ne kadar gerçekçi yapabiliyor oluşumuzdur.<br />

Büyümeyi, dengeleyecek, enflasyonu kontrol edecek, faizleri<br />

de artırmayacak bir denklemi yakalamak zorundayız.<br />

Dış şartların olumsuzluğu işimizi zorlaştırsa da bu beceriyi<br />

ortaya koymak zorundayız.”<br />

Büyümeden Pişman Olmayalım<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın açıklamasında<br />

ülkemizin büyüme hızına ilişkin değerlendirmelerini<br />

ve endişelerini dile getirdi. Açıklama şu şekilde:<br />

“Ülkemiz beklentilerin üzerinde bir 3. Çeyrek büyümesi<br />

gerçekleştirdi. Büyüme oranı %8.2 oldu. Oysa en iyimser<br />

beklentiler %6.7 seviyelerinde kalmıştı. Çünkü ekonominin<br />

soğutulması, kredilerin sınırlandırılması, faiz hadlerinde<br />

skalanın açılması gibi tedbirlerin alınmasına rağmen bu<br />

büyüme oranı yakaladı. Bu da ekstra dikkati hak ediyor.<br />

Büyüme, her ekonominin istediği, arzu ettiği, bunu gerçekleştirmek<br />

için değişik tedbirleri alma konusunda çok<br />

ciddi programların ortaya konduğu bir hedeftir. Ülkemizin<br />

yüksek büyüme sergilemesii, içinde yaşayan her vatandaşın<br />

memnun olacağı bir gelişmedir. ‘Ekonomik canlılık’ dediğimiz,<br />

‘işler iyi’ dediğimiz atmosfer, büyümenin gerçekleştiği<br />

atmosferdir. Biz de krizden sonra en hızlı toparlanan<br />

ülkelerden biri olma konumumuzu devam ettiriyoruz.<br />

Bütün bunlar sevindirici gelişmelerdir. Ülkemizin üçüncü<br />

çeyrek büyümelerine baktığımızda da ayrı bir rekor görüyoruz.<br />

En son 2000 yılında bu kadar yüksek bir üçüncü çeyrek<br />

büyümesi yakalanmıştı. Bu çeyrekte büyümede dünya<br />

ikincisi konumdayız. Çin %10 ile birinci olmuş ardından biz<br />

geliyoruz. Özellikle AB bölgesinde bu kadar ciddi sorunlar<br />

varken, krizi toparlamak hâlâ mümkün olamazken, bizim<br />

de bölgemizde çok ciddi siyasal sıkıntıların hâkimiyeti söz<br />

konusu iken bu kadar yüksek büyüme takdire şayandır.”<br />

Koca: “Asıl önemli olan büyümenin sürdürülebilir olmasıdır.”<br />

“Ancak biz işadamları olarak he zaman gelecek<br />

projeksiyonu yapmak zorundayız. Bizde yapısal sorunlar<br />

devam ederken, çevremizde çok ciddi ekonomik ve siyasal<br />

sorunlar sürerken acaba biz bu büyümeyi ne kadar daha<br />

sürdürebileceğiz. Bu sefer büyümemiz bize sorun olacak<br />

mı? Her ne kadar cari açık konusunda son açıklanan rakam


düşme eğilimini işaretlese de, bu durumun henüz kalıcı<br />

hale dönüştüğünü söyleyemeyiz. En büyük risk, imalat<br />

sanayi ürünlerimizin ihracat pazarında var olan krizdir. Zira<br />

bu pazardaki daralma bizi çok hızlı etkileme gücüne sahip.<br />

Hemen ihracat duruyor, istihdam düzeni bozuluyor, finansal<br />

yapı zorlanıyor ve bizler de krizi hisseder hale geliyoruz.<br />

Umarız yeni pazarlar bu açıkları kapatma yolunda yeni<br />

açılımlara fırsat sağlarlar.”<br />

2012’ye Başlarken<br />

<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca 2012 ye girerken<br />

iyi bir başlangıç yapma temennileriyle yaptığı değerlendirmede<br />

beklentilerini dile getirdi. Yapılan açıklama şu<br />

şekilde:<br />

“2012 yılı inşallah hepimizi için iyiliklerin yaşanacağı bir yıl<br />

olur. Güzel başlamayı dileriz. Ve yine dua ediyoruz ki güzel<br />

başlayalım güzel devam etsin ve güzel sonuçlansın. Bölgemizi<br />

yakıp kavuran siyasi gelişmelerin artık durulmasını<br />

ve huzur ikliminin egemen olmasını temenni ediyoruz. Ülkemizde<br />

meydana gelen terör ve onunla bağlantılı şiddet<br />

olayların da nihayet bulmasını, siyasi kargaşa atmosferinin<br />

sadeleşmesini ve büyük sorunların çözüme kavuşmasını<br />

diliyoruz. Bunlar olsun ki, iş hayatı da daha sağlıklı<br />

üretimler yapabilsin. Üretilen değerin hakka, adalete ve<br />

insan onuruna harcanması sağlansın. Güç oluşturmanın,<br />

bölgesel bir kuvvet meydana getirmenin bir anlamı olsun.<br />

Bu güç, insanlık için hakkı gündem yapacak, haksızlığa her<br />

yerde karşı çıkacak bir yapı haline gelsin. Eğer siyasi ve<br />

hukuki meselelerimiz çözülebilirse o zaman biz yüzümüzü<br />

ekonomiye daha rahat çevirir ve dünyayla rekabet etme<br />

yollarını daha rahat buluruz. 2008 yılında başlayıp 2009<br />

yılını götüren krizden 2010 yılında biraz toparlama yaşadık.<br />

2011 de mesafe kazandığımız bu sürecin 2012’de daha<br />

iyi noktalara gitmesini bekliyoruz. Bizatihi ekonomik gelişmelerden<br />

ziyade imaj açısından ve gelişmiş ekonomilerle<br />

mukayese açısından durumun daha iyi göründüğü aşikar.<br />

Ancak bu iyiliği çok fazla şarta bağladığımız görülüyor.<br />

Çünkü gerçekten yapısal sorunları çözme noktasında fazla<br />

mesafe almış durumda değiliz. Bu yüzden bozulma çok<br />

kolay olabilir. Düzelme de eskiden olduğu kadar kolay<br />

olmayabilir. Dolayısıyla 2012’yi çok iyi değerlendirmeliyiz.<br />

Temel konularda kalıcı adımlar atmayı başarmalıyız. Gerçekten<br />

ülkemiz için yepyeni bir vizyon çizmemiz gerekir.<br />

Bu vizyon 10 yıl sonra 20 yıl sonra ülkemizi nerede görmek<br />

istediğimizle ilgili bir vizyon olmalıdır. Çok kolay hamaset<br />

yapan bir yapımız olması dolaysıyla hemen büyük laflar<br />

edebiliyoruz. Ama gerçekler öyle değil. Gerçekler gerçekten<br />

çalışma, hesap yapma ve beceri ister. Bunları kuşanmak<br />

zorundayız. Öncelikle ülkemizin büyüme politikalarını<br />

BASIN AÇIKLAMALARI<br />

topyekun yenilemek zorundayız. Bu büyüme stratejisi<br />

içerisinde sanayinin, tarımın, hizmetlerin yeri iyice belli<br />

olmalı. İstihdam üretme zorunluluğu atlanmamalı. Buna<br />

mümasil katma değer üreten ileri teknoloji yatırımları<br />

hedeflere paralel olarak ısrarla yürütülmelidir. Bölgesel<br />

güç olma, bölge lideri olma hedefine paralel olarak ciddi<br />

anlamda bölgesel entegrasyon anlamında planlamalar<br />

yapılmalı. Hem bilime, hem Ar-Ge’ye hem de İnovasyona<br />

liderlik yapılabilecek bir motivasyon yönetimi yapılmalı.<br />

Bölgenin tüm potansiyelleri ile ortaklık yapılabilecek şartlar<br />

hesaba katılmalı ve üretimler birbirine entegre edilmeli.<br />

Böylece birden fazla sorunu birlikte çözmeye başlamak<br />

gibi bir yönelişe girmek mümkün olabilir. Cari açığımızı, dış<br />

açığımızı, tasarruf açığımızı azaltacak tedbirler böyle bir<br />

strateji içerisinde kendisine yer bulabilir. Aramal üretimi,<br />

hammadde temini ve özellikle belli pazarlara olan bağımlılık<br />

sorunlarının çözümü konusunda da daha rahat mesafe<br />

alınabilir. 2012 de büyüme % 5’in altına düşmemeli. İfade<br />

ettiğim stratejilerle de diğer açıkların kapatılmasına<br />

özen gösterilmeli ve yapısal sorunlarımız artık sağlam bir<br />

çözüme kavuşturulmalıdır. Bizim de <strong>ASKON</strong> olarak değişik<br />

konularda hazırladığımız raporlarımızla olumluya destek<br />

vermeye gayret sarf ediyoruz. Aynı çalışmalarınıza devam<br />

edeceğiz. Ülkemizi ve insanımızı daha iyi noktalara götürmek<br />

için hep birlikte daha yüksek gayretler sarf edeceğiz.<br />

Her sorumlu kişiden ve kurumdan da bunu bekleyeceğiz.”<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

87


88<br />

ENGLISH EDITION<br />

Draft constitution: “Freedom Manifest”<br />

of <strong>ASKON</strong> presented to Cemil Çiçek<br />

<strong>ASKON</strong> (Anatolian Businessman Association) presented<br />

the draft constitution, which has been studied for long<br />

time, presented to Cemil Çiçek, Present of Grand National<br />

Assembly of Turkey, who has been supervising<br />

new constitution development process. The presentation<br />

and courtesy visit took place in a warm atmosphere at<br />

the Study Office of Dolmabahçe Palace with in presence<br />

of Mustafa Koca, General President of <strong>ASKON</strong>,<br />

Sıtkı Abdullahoğlu, Vice President <strong>ASKON</strong>, İsmail Keleş,<br />

Institutional Relations Manager of <strong>ASKON</strong> and M. Akif<br />

Bayramoğlu, Secretary General of <strong>ASKON</strong>.<br />

Grand National Assembly of Turkey, Cemil Çiçek stated<br />

“Inshallah we are in the effort of finalizing this process in<br />

2012. We hope to face benefits of our efforts all together.<br />

Thus organizations like <strong>ASKON</strong> should stick to this with<br />

heart and soul and should follow the way <strong>ASKON</strong> goes.”<br />

Koca, stated that the prepared draft constitution can<br />

be qualified as a sort of “Freedom Manifest”, and as<br />

follows said “There is no doubt that our constitution will<br />

be prepared by the Parliament. But if there may be our<br />

contribution into the process, if our thoughts can put<br />

come support, indeed, we will be appreciated”<br />

Contribution of 50 trucks from<br />

<strong>ASKON</strong> to İHH vessel<br />

<strong>ASKON</strong> (Anatolian Businessman Association) contributed<br />

the 50 truckloads of help materials which have been<br />

collected for delivering to people in Somali, to 2nd vessel<br />

of İHH. 13 of the trucks departed from İstanbul to Mersin<br />

where the vessel going to be loaded. <strong>ASKON</strong> got into<br />

movement as one of the organizations which could not to<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

<strong>ASKON</strong> participated in<br />

entrepreneurship council<br />

M.Rifat Hisarcıklıoğlu, President of The Union of Chambers<br />

and Commodity Exchanges of Turkey (TOBB), in his<br />

speech at the formation ceremony of Turkish Entrepreneurship<br />

Council, while stating entrepreneurship is essential<br />

in Turkey, “to reveal the entrepreneurship is a country<br />

mission. We should consider entrepreneurship as what<br />

military service is.”, he says. “Turkey’s capacity employing<br />

750 thousand individuals is relevant to the increase of<br />

entrepreneurship”, tells Hisarcıklıoğlu.<br />

Turkish Entrepreneurship Council gathered in İstanbul.<br />

”In order the ecosystem of entrepreneurship to arise, the<br />

process should be coordinated within partnership of public<br />

and private sector.” Hisarcıklıoğlu said in his speech, at<br />

the opening of the meeting.<br />

Ergün, in his speech at the formation ceremony of Turkish<br />

Entrepreneurship Council, stated that Turkey has lived<br />

really very important developments within last years and<br />

succeeded to take steps of the mighty Turkey of near<br />

future while generating solutions for the problems cumulated<br />

over the past years.<br />

There is also <strong>ASKON</strong> within the 32 organizations under<br />

the council of entrepreneurship.<br />

ignore the humanity disaster in Eastern Africa to support<br />

people of Somali. Trucks departed from various cities of<br />

the country to Mersin, where the shipment will be effected,<br />

13 of them departed from İstanbul.<br />

“It is hard to believe that people can die from hunger<br />

in 21st century” recorded Mustafa Koca, President of<br />

<strong>ASKON</strong>, at the departure of the trucks from İstanbul.<br />

Koca; “We came together with our friends in <strong>ASKON</strong>. We<br />

should start by ourselves in order to prevent this human-


ity disaster. We become very happy that we are concerning<br />

with the sores of our brothers in Somali, in this holy<br />

night, together with IHH. There is no need to obey the<br />

rules of 21st century capitalism; we are taking the partnership<br />

for this contribution for Allah.<br />

<strong>ASKON</strong> Konya branch management<br />

visited Davutoğlu minister of foreign<br />

affairs<br />

<strong>ASKON</strong> Konya Branch Board of Management Yakup<br />

Yıldırım and members of the board went to Ankara<br />

and visited Minister of Foreign Affairs Prof. Dr. Ahmet<br />

Davutoğlu.<br />

While cited his pleasure of the visit, Minister of Foreign<br />

Affairs Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu uttered that he targets<br />

to visit Konya once a month. A Seljuk capital, Konya<br />

deserves any kind of service will provided, “When it is<br />

about giving any service for Konya it is not difficult to<br />

get support from the council of ministers, besides who<br />

known as from Konya, there are also Konya lovers which<br />

are unknown, thus it is easy to serve for Konya” he said.<br />

“We are all have to be hand in hand for our Konya” and<br />

“We have to be in competition to develop our Konya all<br />

together” tells Davutoğlu. While also expressing the importance<br />

of the NGO’s, He said “There are very important<br />

missions addicted to NGOs regarding development and<br />

informing of the community and the city.” Davutoğlu,<br />

said the solution proposals from the NGOs, will accelerate<br />

the process for solving problems of the community and<br />

the people.<br />

ENGLISH EDITION<br />

Also Yıldırım, cited the pleasure of the acceptance of Minister<br />

of Foreign Affairs, Davutoğlu and gave his thanks for<br />

himself and on behalf of the members of board.<br />

In memory of the meeting, Minister of Foreign Affairs,<br />

Davutoglu has been presented a painting.<br />

Individuals, products and also the<br />

institutions must be savory<br />

“Individuals, products and also the institutions must<br />

have an etiquette. If we can obtain this morals, then we<br />

will never fall into the net of capitalism.” tells Ibrahim<br />

Mirmahmutogulları, President of MİR Holding, at Experience<br />

Exchange Meeting of <strong>ASKON</strong>.<br />

This weeks guest of <strong>ASKON</strong> Experience Exchange<br />

Meetings was the President of MİR Holding, İbrahim<br />

Mirmahmutoğulları. In the meeting which moderated by<br />

Murat Yılmaz, president of <strong>ASKON</strong> construction industry,<br />

Mustafa Koca, president of <strong>ASKON</strong>, Sıtkı Abdullahoğlu,<br />

vice president of <strong>ASKON</strong>, Özden Bilirdönmez, president of<br />

readymade textiles industry of <strong>ASKON</strong>, Zeki Acar, president<br />

of textiles industry of <strong>ASKON</strong> and many members of<br />

<strong>ASKON</strong> participated.<br />

The President of MİR Holding, İbrahim Mirmahmutoğulları,<br />

who has many awards with Investor, researcher and<br />

developer and with his exporter mission, stated that “enterprenuership<br />

with spirit of R&D, is the most important<br />

issue of the recent times.” and continued “we are not<br />

managing a legacy from our fathers. We have also had<br />

difficulties when we were child. But we came here with<br />

the help of the studies and the avtivities we did after the<br />

university. Our vision is to push the limits of technology<br />

and bring solutions to the problems humanbeing couldn’t<br />

solved. We are in the leading position in Turkey regarding<br />

the patents transformed into industry. We doing export<br />

and our top prior problem is to develop technology. If we<br />

see ourselves as an iceberg, the bottom of it represents<br />

the R&D studies, and the ones that has transformed into<br />

patent and technology forms the visible part of it.”<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

89


90<br />

BASINDA <strong>ASKON</strong><br />

04.12.2011<br />

27.12.2011<br />

24.12.2011<br />

06.12.2011<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

23.12.2011<br />

28.12.2011<br />

13.12.2011<br />

09.12.2011


13.12.2011<br />

13.12.2011<br />

10.12.2011<br />

07.12.2011<br />

18.12.2011 06.12.2011<br />

14.12.2011<br />

02.01.2012 06.01.2012<br />

BASINDA <strong>ASKON</strong><br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

91


92<br />

BASINDA <strong>ASKON</strong><br />

29.01.2012<br />

01.01.2012<br />

01.01.2012<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

17.01.2012<br />

07.01.2012<br />

30.01.2012


07.01.2012 15.01.2012<br />

29.01.2012<br />

02.02.2012<br />

03.02.2012<br />

03.02.2012<br />

BASINDA <strong>ASKON</strong><br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

93


94<br />

BASINDA <strong>ASKON</strong><br />

18.02.2012<br />

28.02.2012 04.02.2012<br />

<strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />

12.02.2012<br />

OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />

15.02.2012<br />

15.02.2012<br />

06.02.2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!